Ekim-Sayı: 115 - Adalet Bakanlığı

Transkript

Ekim-Sayı: 115 - Adalet Bakanlığı
Seslenis
Ekim 2011
Yıl: 10
•
Sayı: 115
•
Ücretsizdir
•
Gelecek
çalışkan
olanlarındır.
Ayda bir çıkar
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Yayınıdır
Ceza İnfaz Kurumları Ürün ve El Sanatları Sergisi
8’inci kez Ankaralılar’ın beğenisine sunuldu
CEZA infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklularca üretilen el
emeği göz nuru ürünler, Ankara’da gerçekleştirilen geleneksel
sergide ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Bu yıl 8’incisi düzenlenen serginin açılışı, 10.10.2011 tarihinde, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Elçim, Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu Üyeleri Ali Suat Ertosun, Ahmet Karayiğit, Ali Aydın ve
Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu, Teftiş Kurulu Başkanı Ahmet
Fırat, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Sefa Mermerci ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş tarafından yapıldı.
10 gün süreyle ziyaretçilere açık olan sergide; 35 ceza infaz kurumundan gıda, giyim, mobilya, hediyelik eşya gibi değişik ürünlerin
satışı yapıldı.
Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Musafa Elçim, açılış konuşmasında; ceza infaz kurumlarındaki eğitim ve iyileştirme faaliyetlerininin önemine dikkat çekerek, serginin bu kapsamdaki çalışmaların bir sonucu olduğunu vurguladı. Elçim, “İşyurtlarında 6
bini tam zamanlı olmak üzere 12 bin hükümlü çalışıyor. İşyurtlarımızda 40’ı aşkın türde ürün ve hizmet sağlanırken, yer kısıtlılığından dolayı bugün burada sadece 35 ceza infaz kurumundan
ürünler yer alıyor.” diyerek ceza infaz kurumlarındaki işyurdu çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi. 8-9’da
Kırgızistan heyetinden
CTE Genel Müdürlüğüne ziyaret
Kırgızistan Cezaevleri Genel Müdürlüğünden bir heyet, ceza infaz sistemini incelemek amacıyla Türkiye’ye
geldi.
Kırgız heyetini kabul ederek bir süre
görüşen Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Sefa Mermerci, Türkiye’nin ceza
infaz sistemiyle ilgili olarak Kırgızistan
ile iş birliğine hazır olduklarını ifade etti.
Türkiye’nin ceza infaz sistemi alanında
kendini sürekli geliştirdiğini vurgulayan
Mermerci, bu konudaki tecrübelerini
dost ve kardeş ülkelerle paylaşmaktan
memnuniyet duyacaklarını söyledi.
Heyetin ziyaretinde Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcıları Rasim İsa
Bilgen ve Erhan Polat ile Tetkik Hâkimi
Hakan Umut hazır bulundu. 7’de
Muğla Vali Yardımcısı
Yayman’dan Ceza İnfaz
Kurumunda konferans
Muğla E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumunda, Muğla Vali Yardımcısı
Dr. Mestan Yayman, hükümlü ve tutuklulara yönelik olarak 23.09.2011 tarihinde
“Değişen Dünyada İnsan ve Toplum”
konulu bir konferans verdi. 6’da
Kars’ta konser etkinliği
Kars Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda
düzenlenen konser kapsamında AİO ve
AÖL’den mezun olanlara diplomaları, 1. ve
2. kademe okuma-yazma ile mesleki kursları başarıyla tamamlayan hükümlü ve tutuklulara başarı belge törenle verildi. 14’te
Genel Müdür Mermerci
Erzurum’da incelemelerde
bulundu
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Sefa Mermerci, Türkiye’de Model
Cezaevi Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesi kapsamında 3-4 Ekim
2011 tarihlerinde Erzurum’da gerçekleştirilen ‘Ceza İnfaz Kurumları İzleme
Kurulu Semineri’ne katılarak ülkemizdeki uygulamalar hakkında bir sunum
yaptı. Ayrıca, Erzurum E Tipi ve H Tipi
Kapalı ile Açık Ceza İnfaz Kurumlarını
ve Eğitim Merkezini ziyaret ederek, incelemelerde bulundu. 7’de
Hükümlülerin el işleri İzmir
Fuarında sergilendi
İzmir Uluslararası Fuarı 8-18 Eylül
2011tarihleri arasında gerçekleştirilirken, Fuarda, toplam 27 ceza infaz kurumunun katılımıyla oluşturulan sergide
hükümlü ve tutukluların el emeği göz
nuru ürünleri ziyaretçilerin beğenisine
sunuldu. 16’da
Sanatçı Latif Doğan, Kozan
M Tipi’nde konser verdi
Kozan M Tipi Kapalı ve
Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü ve tutuklulara
yönelik olarak Türk Halk
Müziği Sanatçısı Latif Doğan konser verdi. 14.09.2011
tarihindeki konserde yaklaşık 1 saat sahnede kalan Sanatçı, seslendirdiği şarkılarıyla hükümlü ve tutuklular
ile personeli hem coşturdu
hem de duygulandırdı.
Konser sonrası Cumhuriyet Savcısı Mahmut
Savaşçı ve Kurum Müdürü
Ziya Baytam hükümlü ve
tutuklularca yapılan el işini Sanatçı Doğan’a hediye
ettiler. Cumhuriyet Savcısı
Mahmut Savaşçı, Kurumda
bu tür faaliyetlerin hükümlü ve tutuklular için önemine değinerek Sanatçıya
teşekkür etti.
Seslenis
Sayfa 2
Ekim 2011
AŞK NEDİR
ÖZGÜRLÜK HAYALİ
Sabret yüreğim bunlar da geçecek ,
Sayılı günler mutlaka bitecek ,
Çektiğin acılar sona erecek,
Özgür günlerin yakındır gelecek.
Sayımla yatar sayımla kalkarım,
Gidene değil gelene bakarım,
Teselli veren mektubu saklarım,
Efkarlandıkça cigara yakarım.
Volta maltalar bana dar geliyor,
Cezalar bu canıma zor geliyor,
Yalnızlık yüreğime ar geliyor,
Hayaller hayatıma tat veriyor.
Çıkınca farklı hayatım olacak,
Gönül özgürlüğe nasıl doyacak,
Çektiğim ceza mazide kalacak,
Gönlüm bir meçhulde huzur bulacak.
Etmem ihanet severim seveni,
Görmem tanımam cefayla gereni,
Can veririm bana gönül vereni,
Arar bülbülün gülünü dereni.
Adım İbrahim’dir soyadım Küçük ,
Bunlar da geçer elbet mevlam büyük,
Şimdi mahpustayım ışığım sönük,
Dardayım yüreğim umuda dönük.
İbrahim Halil Küçük
Elmadağ Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
BELKİ MUTLU SEN OLURSUN
Bir sevgi istiyorum yalansız olsun
Öyle bir sevgi olsun ki herkese örnek olsun
Gözlerim hüzünden değil mutluluktan dolsun
Kalbim bir tek onun için olsun
Belki mutluluğum sen olursun
Adını her andığımda yüreğim kor olsun
Mektupla da olsa sevgim hep onunla olsun
Yüzüne her baktığımda sevgim seninle olsun
Senin sevginle kalbim teselli bulsun
Belki mutluluğum sen olursun
Kilitli kapıların ardı bile varlığınla dolup taşsın
Beni ben yapan kalpten seven biri olsun
Gerçek sevgiyle beni mutluluklara boğsun
Bir sevgi istiyorum hep mutluluk olsun
Belki mutluluğum sen olursun.
Aşkın sahtesi olmaz
Aşk köledir esiri olmaz
Aşk fakirdir ekmeği olmaz
Aşk beterdir halden anlamaz
Aşk delidir dengesi olmaz
Aşk kömürdür külü bulunmaz
Aşk oynaktır yerinde durmaz
Aşk misafir kapıda durmaz
Aşk çöldür serabı olmaz
Aşk ummandır denizi olmaz
Aşk gerçektir sahtesi olmaz
Aşk bir oktur hedefi vurmaz
Aşk ömürdür sefası olmaz
Aşk bir bülbül kafesi olmaz
Aşk bir güldür dikeni olmaz
Aşk bir romandır sonuna nokta konmaz...
Rıza Altunbay
Afyonkarahisar E Tipi Kapalı
Ceza İnfaz Kurumu
KİM DİYEBİLİR Kİ!
Kim diyebilir ki;
Yürüdüğü yolun pürüzsüz olduğunu.
Kim diyebilir ki;
Taşa takılmadan, toprağa basmadan gidilebildiğini.
Kim diyebilir ki;
Koştuğu zamanlarda yorulmadığını.
Ancak, kim cesaret edebilir ki;
Her şeye rağmen bu yolu sevdiğini söylemeye.
Kim korkmadan diyebilir ki;
Hayat denen zorlu yolda yürümekten, koşmaktan,
Bıkmadan, usanmadan coşkuyla ilerlediğini.
Ben diyebilirim. Peki ya;
Sen diyebilir misin?
Bu hayatta kendimin kahramanıyım diye.
Sen haykırabilir misin bunu?
Korkmadan kendine...
Ayça Karakütük
Boğazlıyan A2 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
SADECE TUT
GERİDE KALDI
Gözlerin güneşe âmâ olduğu
Dillerin kelimelere lal olduğu
Umutların rafa konulduğu
Bir gün daha geride kaldı.
Yılların tehdidi altında kalan
Aylardır ızdırabına esir olan
Günlerin vicdansızlığına mahkûm olan
Bir umut daha geride kaldı.
Her anında yalan dolu olan
Beni özgürlüğüme muhtaç bırakan
Sevdiklerimle kavuşturmayan
Bir kurulmuş hayal daha geride kaldı.
Sedat Şahbaz
Sincan 1 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
Hayallerinin başında,
Gözlerinin daldığı son noktadayım.
Tut, bırakma ellerimi;
Masmavi denizime,
Cennet gözlerinle bak.
Gözlerini kapattığında ben tutayım ellerini.
Yüreğin üşüdüğünde, ben sarayım yüreğini.
İlk sahibim, son arzum ol.
Bak martılar beni anlatıyor,
İstanbul beni söylüyor sana.
Avucumda bir parça mutluluk,
Seni sonsuzluğa açılan bir öyküde yaşatmak için.
Sana biriktirdiğim yağmurlarımla,
Çalıyorum gönül kapını.
Bütün yalın halimle yanı başındayım;
Tut sana uzanan ellerimi,
Sadece tut...
Emrah Sevindik
Maltepe 3 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
Zekeriya Özkartal
Ereğli B Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
YA MUHAMMED!
Canım feda senin yoluna,
Aşksın sen ya Muhammed.
Şefaat eylersin fakir kullarına
Cansın sen ya Muhammed.
Müminlerin çoktur cefası
Ahirette olur mümin olanın safası.
Gülsün sen ya Muhammed.
Alemlerin Ayı Güneşi, Yıldızı Mustafa’sı
Nursun sen ya Muhammed.
Hasretsin sen kalplerde, gönüllerde
Özlemsin sen ya Muhammed.
Seni her çiçek naz ile öğer, hakkı niyaz eder
Kurtlar kuşlar durmaz öter, İslamiyet der.
Sen hak Peygamberisin, senden öğrendik,
Farzı, sünneti, cehennemi cenneti...
Muharrem Seren
Balıkesir L Tipi Ceza İnfaz Kurumu
BANA GÜVEN AŞKIM
BİR SEN
Yüreğimde kapılar var
Belki gelirsin diye.
Odalar açıyorum her birine...
Yüreğimde çaresizlik var.
Sensizliğe attığım her adım
Biraz daha gem vurur ömrüme.
Yüreğimde bir sen var
Olmadığın kalabalıklar içinde.
Yüreğinde aşkına sefil bir ben;
Yoksan mutluluk ne çare.
Nesrin Öztürk
Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
Ben seni ölesiye sevmişim,
Ayrılığı hiç düşünebilir miyim?
Namusuna, namusum demişim
Aşkım başkasını sevebilir miyim?
Gülmeyi yeniden öğretin bana
Üzülüp ağlamanı hiç ister miyim?
Var olan her şeyimle bağlanmışım sana
Elveda deyip de gidebilir miyim?
Nazlı yârim başkasını ben sevebilir miyim?
Aşkım derken titriyor yüreğim
Şahin bakışlıdır benim yârim.
Kır artık zincirlerimi yanına geleyim
Işığım sensin benim, karanlığa gidebilir miyim?
Bekir Ötgün
Elmadağ Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
Seslenis
Ekim 2011
GEL
Sayfa 3
İHTİYARLIK
KARİKATÜR
Karanlığı yırtan acı çağrımı
Duy da başkasına inanmadan gel.
Sana hasret sana sonsuz bağrımı
Sivri tırnağımla yoldurmadan gel.
Yokuşa yüzün yok, inişe dizin,
Uzağı yakını pek görmez gözün,
Sanki bize tarih oluyor sözün,
İhtiyarlık başa geldiği zaman.
Kâbuslar büyür şimdi art arda,
Geceler çıldırdı düşler firarda.
Sus ne olursun dur bir kenarda;
Elleri karşımda güldürmeden gel.
Sensiz zor geliyor yaşamın tümü,
Kurtuluş yaptırma bana ölümü.
Senin için açan gonca gülümü,
Dalında unutup soldurmadan gel.
Yedek parçan olur iğne şurup hap,
Ne faydası var ki ne yaparsan yap,
İflas etmiş ciğeri yorulmuş bir kalp,
İhtiyarlık başa geldiği zaman.
Gelişin olur en büyük hediye,
Daha ne beklersin gülüm ne diye.
Vuslat ateşiyle dönüp deliye,
Mecnunlar yolunu buldurmadan gel.
BİR VEDA BUSESİ
CENNET
GELİRDİN
Cezaevlerinin cenneti Zile,
Pişmanlığını dile getir gözyaşını sile.
Devletimizden af Allah’tan huzur dile,
Cezaevlerinin cenneti Zile.
Gittin ama bilsen beklediğimi,
Hasrete bir kurşun sıkar gelirdin.
Görsen derdime dert eklediğini,
Geçmişe bir dönüp bakar gelirdin.
Aileler parça parça bölündü,
Ocaklar tek tek söndü.
Mahkûmlar dervişe döndü,
Cezaevlerinin cenneti Zile.
Dile gelmiş, sabır derinden
Yâre etmiş geriden.
Seni benden eden
Bir ayrılık busesi.
Nefesim düşman olmuş gökyüzüne,
Bakar arar olmuşum.
Ne çare, ne fayda, ne yârda;
Olsun sinemde yara.
Gün olur, ay olur, yıl olur;
Gün olur ya bir gün.
Gönül perçem kanatlanır özgürlüğe
Ne kalır geride sinemdeki yaradan başka.
Deniz Ceylani
Bolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
MOTORSİKLET GEZİSİ
Emrah Doğan / Sinop E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
Keşke bu olaylar hiç olmasaydı,
Cezaevinde kimse gün saymasaydı.
Gökten yıldızlar hiç kaymasaydı,
Cezaevlerinin cenneti Zile.
Senin sesin para sesi,
Benim sesim su sesi.
Bir de olsa
Gönlümün busesi.
FIKRA
Temel bir gün yeni bir motorsiklet
alır ve Dursun ile bereber bir gezintiye çıkar. Epey gezerler ve hava kararır.
Karanlıkta ilerlerken, önlerinde iki ışık
görürler. Dursun, Temel önumuzda
iki motosiklet var, der. Temel de, ula
Dursun az bekle ikisunun ortasundan
geceyum da havamuz olsun, der. Temel
gaza basar; tam iki ışığın ortasına gelince
birden kendilerini yerde bulurlar. Dursun, ula Temel ne oldi? der. Temel de
uşağum ortadaki lambaları yakmayı unitmişler…
Güzel Söz
Çalışmanın olmadığı yerde hayat da yoktur.
Augut Blanche
Kazandıklarımın hepsini cesaretime ve çalışkanlığıma borçluyum. Napoleon Bonapart
Yaptığın işi en iyi biçimde yaparsan başın daima dik olur. Thomas Carlyle
İnsanın mutsuzluğu bilgisizlikten değil, tembelliktendir. Dale Carnegie
Çalışmak insanları maddi ve manevi olarak rahatlatır. Henry Ford
Sivilde hayat hep akıyor,
Mahkûmun ailesi yollara bakıyor,
Çocukları gördükçe insanın ciğeri yanıyor,
Cezaevlerinin cenneti Zile.
Gardiyan amca ışıkları yak göreyim;
Yatağımı sandalyemi bileyim,
Koğuşumu yıkayıp masamı sileyim,
Cezaevlerinin cenneti Zile.
Kavga gürültü hiç olmaz,
Kalbim kederle karanlıkla dolmaz,
Köyümde beni arayan bulmaz,
Cezaevlerinin cenneti Zile.
Cennette melekler hep huzurlu,
Müdürlerin memurların yüzü nurlu.
Yemekler çıkar hep türlü türlü,
Cezaevlerinin cenneti Zile.
Mustafa Torun
Zile M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
HAPİSHANEDE
Dile kolay 4 yıldır yatıyorum içeride,
Ne günler geçirdim, anlatayım bu yerde.
Bu çileyi çekmek varmış kaderde,
Gençliğim uçtu gitti hapishanede.
Kimileri aç kalır sitem ederdi,
Kimileri göbeklendi, kimi can verdi,
Dışarıdaki aşkıydı kiminin derdi,
Neler gördüm neler bu hapishanede.
Bazıları ağlardı ziyaret günü,
Bazıları telaşlı; görmezdi önünü,
Bazıları çıktı kim bilir nerede?
Kimler gördüm kimler bu hapishanede.
Üzülme bu da gelir geçer dediler,
Sevenlerim bile yıllarca gülmediler.
Saz öğrendim, şiir yazdım içerde;
Adam gibi adam gördüm hapishanede.
Zeki Zencirci
Kütahya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
Arkadaşın olur evde çocuklar,
Eşin dostun seni arada yoklar,
Torunların alır bastonu saklar,
İhtiyarlık başa geldiği zaman.
Biri ölüp gitti ise eşinden,
Kalan gitmek ister onun peşinden,
Çıkaramaz hayalinden düşünden,
İhtiyarlık başa geldiği zaman.
Anlasan ne kadar özlediğimi,
Uykusuz kalıp yol gözlediğimi,
Dağlanmış yüreğimi közlediğimi,
Bir an durmaz çıkar gelirdin.
Ne çabuk geçiyor baharlar güzler,
Zaman akımına uyumsuz bizler,
İnsan yaşlanınca ölümü gözler,
İhtiyarlık başa geldiği zaman.
Kalbim sende inan mahşerde bile,
Sana olan sevgim yapmaz hile,
Ah konuşsa resmim bir gelse dile,
Umudunu koluna takar gelirdin.
Yaşlılara değil yalnız bu sözüm,
Gençler de yaşlanır darılma kızım,
Senin de buruşur elin ve yüzün,
İhtiyarlık başa geldiği zaman.
Her yere resmini astığımı,
Görsen taşlara dönen şu yastığımı,
Bilsen bu bağrıma taş bastığımı
Hasreti koluna takar gelirdin;
Gelirdin sevgilim.
Ferhat Daniş
Sinop E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
Mustafa Baktur
Burdur E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
Baktur’un sözün yabana atma,
Doğru yolu koyup eğriye sapma,
Günahlardan sakın, harama bakma,
İhtiyarlık başa geldiği zaman.
BULMACA
SOLDAN SAĞA
1) Osmanlı İmparatorluğu zabıta görevlisi – Bir meyve. 2) Cüretkâr – Ahilik
ocağından olan kimse – Bir element. 3)
İki kenar arasındaki uzaklık – Biri birine
denk – Kişisel, özel. 4) Saha – Gizleme –
İlave. 5) El veya makine ile yapılan – Alamet – Bir haber ajansı. 6) Amerikyumun
simgesi – Bir hayvan – Vilayet – Bir cismin
hacminin ölçü birimi. 7) Para veya bir şey
vererek ödeme – İzin, onay, onaylama. 8)
Kadınsı erkek – Adamak işi. 9) Kara tahta
kalemi – Engelleri yenme kararı (tersi).
10) Damarlardaki sıvı – Yenmeye elverişli
her şey. 11) Atın yavrusu – Tanenin küçüğü. 12) İskambilde birli – Evet anlamında
– Bakırtaşı. 13) Bir taş atma aracı – Küçük
küçük. 14) Sayı boncuğu – Irk – Sarmak
işi. 15) Demiryolu – Kocaman – Mantık.
16) Dert, keder – Ticaret malı – Anahtar.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1) Baryumun simgesi – Profesyonel
karşıtı – Proje. 2) Bir cismin eşit şekilde
paralel veya yöndeş yollar çizmesiyle beliren hareketi, intikal – Şehirden küçük,
köyden büyük. 3) Çukurca kap – Ayrıntı
– Rütbe, derece. 4) İlave – Ender – Temiz. 5) Söyleme, bildirme (tersi) – Yemek
listesi. 6) Bir sayı – Tülbent (tersi) – Gümüş. 7) Karavana – İşitme duyusu, yetisi.
8) Tutturgaç (tersi) – Dini tören (tersi)
– Ad. 9) Deve çöktürmek için çıkarılan
ses – Bir toprak – Ermiş – Numaranın
kısaltması. 10) Mal’ın sessizleri (tersi) –
Dernek. 11) Yetersiz (tersi) – Maceraperest (tersi) – İskambilde birli (tersi). 12)
Muğla’nın bir ilçesi – Hıristiyan tapınağı.
13) Basılı ve yazılı kağıt yapraklarının bü-
tünü – Fiyata eklenen artış – Kanamak işi. 14) Bir
sayı – Bir baharat – Mermer, tebeşir, kireçtaşı, alçıtaşı gibi taşların ana maddesini oluşturan kalsiyum
oksit. 15) Bir bağlaç – Ön çalışma – Bir nota. 16)
Kemiğin içinde bulunur – Boyun eğen – Boru biçimi
verilmiş deri, kağıt.
Oğuz Alıcı
Malatya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
Geçen Sayıdaki
Bulmacanın Çözümü
Osman Ekici
Ümraniye E Tipi Kapalı Ceza
İnfaz Kurumu
Dizler titrer sonra beli bükülür,
Damarlardan sıcak kanın çekilir,
Saç sakal ağarır dişler dökülür,
İhtiyarlık başa geldiği zaman.
Ayakların baston ile üç olur,
Gençlikte koştuğun günler hiç olur,
Konuşsan suç olur, sussan suç olur,
İhtiyarlık başa geldiği zaman.
Gönlüm başkasına aşkı yasaklar,
Yüreğim sevgini içimde saklar.
Bir bir saçlarıma düşerken aklar,
Beyazları başıma doldurmadan gel.
Kendini aratma meyhane şişesinde,
Gözüm yok dünyanın şuh neşesinde.
Düşüp kalırsam bir han köşesinde,
Cenazemi eller kaldırmadan gel.
Ağrıdan sızıdan durmaz yakınır,
Çare arar sağa sola bakınır,
Az yese çok yese hemen dokunur,
İhtiyarlık başa geldiği zaman.
Seslenis
Sayfa 4
USTALARDAN SEÇMELER
NECİP FAZIL KISAKÜREK
SAKARYA
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım yokuşlarda susamak.
Herşey akar; su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük-küçük kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabb’im isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakarya’nın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah eyvah, Sakarya’m, sana mı düştü bu yük?
Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük!...
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal.
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık; anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
Fikirler; insanların sahip olduğu büyük değerlerdir. Kişinin toplumsal düzen
içerisindeki duruşu, davranışları tamamen onun hayat hakkında sahip olduğu
fikirlere göredir. Hayat hakkında sahip
olduğumuz fikirler insan, hayat ve kainat; bunların öncesi ve sonrası ve dünya
hayatının öncesi ve sonrası ile ilgili insan
fıtratına uygun akli bir akideden kaynaklanıyorsa karşılaştığımız müşküllere cevap
bulabilecek ve ayaklarımızın üzerine sağlam basarak bir çoğumuzun ortak paydası
olan mutluluğa yakalayabileceğiz.
Evet insanı kalkınma yoluna sevkeden
yaratıcıyla, kendisiyle ve diğer fertlerle
olan ilişkisini belirleyen yine onun fıtratına uygun yaratıcı tarafından belirlenmiş
İslam akidesidir. Bu fikre göre yaşayan
toplumlarda faydacılığın yerini paylaşım,
hırsın yerini kanaat, isyan ve bunalımın
yerini mutluluk ve huzur alır. İnsan fıtratına mutabık olan İslam akidesi ve bu
akidenin kendisinden çıkan hayat nizamı toplumları kalkınmışlığa götürürken,
maddeyi ve ondan faydalanmayı esas alan,
fertler arasında benim ekmeğim senin ekmeğin davasına sebebiyet veren, insanların merhamet duygularını körelten anlayış
anları insani duygulardan uzaklaştırarak
birbirleriyle daimi ilişkiler içerisinde olan
toplumları denizin üzerindeki çer, çöp olmaya, mutsuzluğa sevketmektedir.
Serbest iradesi olan insan bir tercih
yapar; yani iki seçenekten birini tercih
ederek kendisinde bir şahsiyet oluşturur.
Hayat hakkında sahip olduğu fikirlere
göre bir anlayış...
Fikirlerini İslam akidesine dayandıran
kimseler, kendilerini duyu organlarının
algıladığı maddi ortama hapsetmeyerek,
bütün söz ve davranışlarında onu yoktan
var eden, yine onu akıl özelliğiyle diğer
canlılardan ayıran ve yeryüzünü imar etme
görevini kendisine veren yaratıcı yüce AL-
Ekim 2011
MEDRESE-İ
YUSUFİYE
LAH (c.c)’nün rızasını esas alarak olgun
davranışlar sergileyecektir. Bu kimseler
dünyayı amaç değil, araç göreceklerdir.
Kendilerinde kulluk bilinci oluşarak bu
fikirleri taşıyan fertlerin bir araya gelmesiyle halklar, toplumlar kalkınabilecektir.
Maddi değerlerden üstün davranışlar
sergilemeye, iyiliği emredip kötülükten
alıkoymaya sevk eden bu manevi değerlerdir. Tabi ki yeryüzünü imar etme görevinin gereği maddi vasıtalar, bir takım
teknolojiler kullanılacak ama bunları amaç
edinmemek kaydıyla...
Bu fikirden kaynaklanan yaratıcıya yöneliş ve teslim oluş onda ahiret, ebediyet
bilinci oluşturacaktır. İnsanları mutluluğa, huzura sevkeden tek gerçek ölümden
sonraki hayattır.
Gerçek şu ki akıllı kimseler kendilerine ölümden sonrasını soran kimselerdir.
Evet bu hayat kervanı içerisinde bütün yaratılmış varlıklar bu kanuna boyun eğmiştir ve bu kanunun karşısında hepsi eşittir.
Ölümlü olan insan aydın bir tefekkürle fıtratından gelen dindarlık iç güdüsüyle Allah (c.c)’yü bulabilecek ve ölümsüz olan,
ezeli olan yaratıcıyla olan sıkı ilişkisini
onun koyduğu sınırlara riayet göstererek,
koruyacak ve mutlu olmayı başarabilecektir.
Bir diğer seçenek ise dünyayı amaç
edinerek sırtlanmaktır. Bu sınırsız istek
ve arzulara yol açan ve ancak bunların
elde edileceği zaman mutlu olacağı iddiası
uyandıran bu çarpık fikir bütün mutsuzlukların kaynağı, geri kalmışlığın dayanağı, kavgaların zeminidir. İstediklerini elde
etse bile; ölümlü olan, kendisi ölümsüz
olan yaratıcıya yönelmeyerek arasında
perde oluşturmuştur. Onun için bin sene
dahi yaşasa ölümle karşılaşmaktan hoşlanmaz. Bu imkânların kendisinden bir gün
gideceğini bilen kimse, ölüm engeliyle
karşılaşır ve bu kanun karşısında mutsuz
olur. Çünkü bu menfaatler ve bunlardan
faydalanma onun tek amacı idi.
Evet kardeşlerim;
Davranışlarımız bizim kalkınmışlığımızın ya da geri kalmışlığımızın delilidir.
Davranışlar ise sahip olduğumuz fikirlere göredir. Onun için fikirler yaşamakta
olan neslin atalarından aldıkları en büyük
mirastır. İslama göre bir düşünce yapısı
ve davranış biçimiyle İslami bir şahsiyet
fıtratınıza mutabık bir şahsiyet oluşturmamız mümkün olacaktır. Ebediyet bilinciyle rabbimiz Allah(c.c)’yle olan bağımızı
kuvvetlendireceğiz, ufkumuz çok uzaklara
açılacak, perdeler, duvarlar aşılacaktır. Kimilerinin elde etmek için her şeyi mübah
saydığı menfaatlerden biz kaçınacağız. Bu
fikir ulvi ve yüce bir fikirdir.
Değerli kardeşlerim;
Esaret altında itaat, özgürlükle beraber gelen isyandan hayırlıdır. Ancak bu
fikir ki en güç zamanlarda bile kişilerin
dimdik durmasını sağlayan, şartları kolaylaştıran, kalplerin bir atmasını sağlayan,
kötü alışkanlıkları törpüleyen manevi kahramanlar bu fikir için çalışmalı, yarışanlar bu fikir için, bu manevi değerler için
yarışmalıdır. Dünyaya rağbet buradaki
hayatı zorlaştırır. Olumsuzluğa sevkeder.
Allah (c.c)’nun rızası neredeyse mümin
oradadır. Bu cezaevinde de olsa... Burada
arınmak ve ruhi olgunluğa ulaşabilmemiz
için zamanımız çok. Fikir değişirse her
şey değişecektir.
‘Allah sabredenlerle beraberdir.’
Muhittin Bilbik / Kocaeli 2 No’lu T Tipi
Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağı’nı assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu’nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, son Peygamber kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!...
Necip Fazıl KISAKÜREK
ÖZGEÇMİŞ
26 Mayıs 1905’te İstanbul’da doğdu. Çocukluğu, büyük babasının İstanbul Çemberlitaş’taki konağında geçti. İlk ve orta öğrenimini Amerikan ve Fransız Kolejleri ile Bahriye Mektebi’nde (Askeri
Deniz Lisesi) tamamladı. Lisedeki hocaları arasında Yahya Kemal,
Ahmet Hamdi(Akseki), İbrahim Aski gibi isimler vardı. Necip Fazıl hocalarından en çok İbrahim Aski’nin etkisinde kalmıştır. Tasavvufla ilk tanışması da hocası İbrahim Aski’nin verdiği kitaplarla
olmuştur.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü
bitirdikten (1924) sonra, Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile gönderildiği Fransa’da, Sorbonne Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde okudu.
Çeşitli bankalarda müfettiş ve muhasebe müdürü olarak çalıştı.
1939-43 yılları arasında kolej ve değişik üniversitelerde dersler verdi. Sonraki yıllarında edebiyata yönelerek fikir ve sanat çalışmaları
dışında başka bir işle meşgul olmadı. Necip Fazıl, annesinin arzusuyla şair olmak istedi (bunu düşündüğünde henüz 12 yaşındaydı)
ve ilk şiirleri Yeni Mecmua’da yayımlandı. Milli Mecmua, Anadolu,
Varlık ve Yeni Hayat dergilerinde çıkan şiirleriyle kendinden söz
ettirmeyi başardı.
Necip Fazıl için 1934 yılı hayatının dönüm noktası oldu.
Çünkü hayat felsefesinin değişmesine neden olan ve Beyoğlu Ağa
Camii’nde vaaz vermekte olan Abdülhakim Arvasi ile bu dönemde
tanıştı. Ve bu kişiden bir daha kopmadı. Necip Fazıl’ın, üstün bir
ahlak felsefesini savunduğu tiyatro eserlerini birbiri ardına edebiyatımıza kazandırması bu döneme rastlar (Tohum, Para, Bir Adam
Yaratmak).
Ankara’da, bazı bankaların da desteğini sağlayarak 14 Mart
1936’da haftalık Ağaç dergisini çıkarmıştır. Ankara’da altı sayı çıkan
Ağaç dergisi, daha sonra İstanbul’a nakledilmiş ancak fazla okur bulamadığından 17’nci sayıda kapanmıştır. 1943 yılında Büyük Doğu
adlı dergiyi çıkardı. 1978 yılına kadar aralıklarla çıkarılan Büyük
Doğu’da Kısaküek, yazı ve yayınları yüzünden mahkemelik oldu,
hapse girdi ve dergi birçok kez kapatıldı
1962 yılından itibaren de hemen hemen tüm Anadolu şehirlerinde konferanslar verdi.
Necip Fazıl, Sabır Taşı adlı oyunuyla 1947 yılında CHP Piyes
Yarışması Birincilik Ödülü’nü almış, doğumunun 75. yıldönümünde Kültür Bakanlığı’nca “Büyük Kültür Armağanı” ödülünü (1980)
ve Tük Edebiyatı Vakfı’nca “Tükçenin Yaşayan En Büyük Şairi”
ünvanını almıştır. Necip Fazıl Kısaküek yazılarını yazmaya devam
ederken uzun süen bir hastalık dönemi geçirdi ve sonra 25 Mayıs
1983’te Erenköy’deki evinde öldü. Fatih’te düzenlenen cenaze merasiminden sonra Eyüp sırtlarındaki (Piyer Loti’deki) kabristana
defnedildi.
ACI VEDALAR
Dilekler temenniler,
Hayır dualar...
Acı verir insana,
Bütün vedalar.
Sonrasında ise,
Feryat figanlar...
Karışır gözyaşları,
Sele selene.
Titrek bir sesle,
Hoşça kal demek.
Vedalar ölüm gibi,
Dayanmaz yürek.
Taş basıp bağrına,
Katlanmak gerek.
Ayrılıklar eceldir,
Candan sevene.
Bazen dönüşü yoktur;
Gidilen yolun.
Ömrü beklemekle geçer,
Bekleyen kulun.
Gözünde değeri yoktur,
Paranın pulun.
Sadece gözyaşı döker;
Veda edip gidene.
Özlemi çeken bilir;
Ayrılık zordur.
Hasret yüreklerde,
Sönmeyen kordur.
Yıllarca yol gözlemek,
Sevene zulümdür.
Vedalar, ölüm gibidir;
Candan sevene.
Ali Rıza Çağlar
Kartal H Tipi Kapalı Ceza
İnfaz Kurumu
NEDEN
BENİM SEVDAM
Düşüncelerim içimde düğümlenip
Her biri bir kurtuluş ararken gözlerimin;
Bulutlu bir gecede görünmeye çalışan,
Yıldızlar kadar umutsuz.
Bakışlarıysa yalnızlık kadar karamsar,
Sessizlik gibi belirsiz
Gözyaşlarım yavaş yavaş damlayıp
Resmini ıslatırken.
Sevdam rüyalar gibi özgür,
Gece gibi şahitsiz...
Ve ben kendimi rüzgâr gibi asi zannetsem de;
Varlığım gündüz yanan sokak lambası kadar önemsiz.
Yüreğimde büyüyen ateş bedenimi terletirken,
Ruhum, vurulan bir kuş kadar masum;
Gücümse o kuşun çırpınışı kadar yetersiz.
Ve ben hislerimi ne kadar içimde tutmaya çalışsam da;
Gözlerimdeki o heyecan
Beni ele verecek kadar tecrübesiz!..
Erdal Görmez
Maltepe 3 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
Her gecenin sabahı var dediler;
Her geceden bir sabah bekledim.
Belki düşlerim gerçek olur diye
Beklemiş olmakta yetmiyor artık;
Koşup ardından katılasım,
Sığındığı delikten çıkartasım,
Bir destan yazasım geliyor.
Erdemine kavuşmuş gibi;
Yaşananları anlatasım,
Bu dört duvar deliğimde kalasım geliyor.
Güneş penceremden vazgeçinceye dek;
Kapatıp kapılarımı, yalnız kalasım geliyor.
Hiç korkmadan, neden diye haykırmak;
Ömrümün çünküsünü cevaplamak için
Binlerce kez gönül kapımı çalıp gidenlere
El sallayasım geliyor...
Maşallah Güven
Maltepe 3 Nolu L Tipi Kapalı Ceza
İnfaz Kurumu
Seslenis
Ekim 2011
HASRETİMSİN SEVDAMSIN
Küstürme sakın bendeki seni
Tutmuşken bırakma ellerimi
Bilirsin seversin gözlerimi
Hasretimsin, sevdamsın...
Sevgili arkadaşlar, hepimiz
için anne ve babalarımız
çok değerlidir. Anne ve
babaların gözünde çocuklar hiç büyümezler.
Anne ve babaya saygıda
kusur etmemek gerekir.
Resulü Ekrem (s.a.v) şöyle
buyurmuşlardır:
“Ana ve babaya karşı gelen evlada,
Allah tarafından şöyle nida edilir: ‘Sen dilediğin kadar ibadet yap. Onlara asi olduğun müddetçe ben seni
katiyen affetmeyeceğim.’ Baba ve anasına iyilik edip
onların rızasını alanlara da, Allah’ü teala şöyle nida
eder: ‘Sen istediğin yap. Değil mi ki sen onlara iyilikte
bulunuyorsun, ben de seni affedeceğim.”
Hz. Peygamber (s.a.v) buyuruyor: “Kuran’ı okuyup da onunla amel etmeyen, onu okumamış sayılır.
Ana ve babasına sert gözle bakan onlara iyilik yapmamış olur. İşte ne benim, ne de onların birbirimizle hiç
alakası yoktur.”
Yine Efendimiz aleyhisselam buyuruyor: “Ana ve
babasına iyilik eden kimse istediğini yapsın, o katiyen
cehenneme girmeyecektir. Onlara isyan eden de istediği kadar ibadet yapsın. Cennete girmeyecektir.
Baba ve anasının kabrini ziyaret eden kimseye
Allah’ü Teala kabul olunmuş hac sevabı verir. Ana ve
babasının kabirlerini ziyaret edenlerin kabirlerini de
melekler ziyaret eder.”
Efendimiz (s.a.v)’in şu hadisini iyi dinleyelim, kulak verelim ve anlayalım:
“Baba ve anasına karşı gelene Allah lanet etsin.”
Başka bir hadiste de Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: “Baba ve anasına duada bulunmayanın rızkı
kesilir.”
Yüce
Mevlamız
Kuran’ı Kerim’de: “Duanız olmasaydı ne ehemmiyetiniz olurdu. Bana dua ediniz ki
kabul edeyim.” buyuruyor.
“Acele etmediğiniz taktirde duanız kabul olunur.
Dua ettim fakat kabul olmadı şeklindeki sözler duanın
kabul olmasına manidir.” buyuruyor Efendimiz(s.a.v)
Dua ibadettir. Dua ibadetin özüdür. Dua ibadetin
en eftalidir.
Cenab-ı Ecelli A’la’ya duadan daha sevgili bir şey
olmadı. Dua belayı def eder.
Belayı ancak dua çevirir. “Dua Allah’ü Teala’nın
askerlerinden hazır bir kuvvettir.”
Allah’ü Teala, haya ve kerem sahibidir. Kulu, ellerini zat’ı Ecelli Ala’sına kaldırdığı vakit onları boş
çevirmekten haya eder. Allah’ü Teala’nın fazl’ı kereminden isteyiniz. Zira Allah’ü Teala, Zat’ı Ecelli
A’la’sından isteyeni sever...
Resulü Ekrem(s.a.v) buyuruyor: “Üç kimse vardır
ki, dualarının kabul olunmasında şüphe yoktur. Mazlumun duası, misafirin duası, ana-babanın evladı için
ettiği dua...
Duymuyor musun sesini?
Şşşş sessiz ol biraz. Kulak
ver. Hala yok mu? O zaman önce yerini bulmalısın. Hayır, ben yardım
edemem, sen bulmalısın;
ama tarif edebilirim. Önce
tüm düşüncelerinden sıyrıl.
Kendini sadece bu işe odakla.
Kapat gözlerini. Bu arayışta gözlerin
yardımcı olamaz sana.
Elini göğsünün üzerine koy. Biraz bekle, sakince
nefes al, heyecanlanma. Şimdi elini yavaşça sol tarafına
doğru götür. Hayır, aşağı doğru değil, daha yukarıda
sol koluna doğru. Evet, iyi gidiyorsun, parmaklarının
altında hisset. Bir değişiklik var mı? Elinin altında bir
şeyin attığını hissetmiyor musun? Yanlış yerde olmalısın o zaman, çok mu yukarılara çıktın yoksa? Biraz aşağı indir elini. Avucunu tam olarak aç. İyice yasla göğsüne. Ya şimdi? Çok hafif bir şey hissettin demek. Bu
güzel doğru yolda ilerliyoruz o zaman. Kapalı değil mi
hala gözlerin? Şimdi parmakların koltuk altına doğru
ilerlesin. Evet, şimdi avucunun altında duruyor olmalı.
Orada değil mi? Atışını hissediyorsun şimdi “Neden
şimdiye kadar bulamadım” diye hayıflanma. Geçmiş
geçmişte kaldı. Sen bundan sonrasına bak artık. Buldun ya yüreğini bundan böyle hayattaki en iyi rehberin
o olacak. Sesini dinlersen ve kaybetmezsen onu, sana
hep doğru yolu gösterecek. Evet,
bazen yanılıyor, bazen gittiği yolda, tökezliyor, ama
olsun. Sen yine de dinle
yüreğinin sesini. Bu güne
kadar başka şeyleri dinledin de ne oldu? Hangisi
mutlu etti seni? Mutlu etseydi arıyor olur muydun bugün
yüreğini? Hayat, yürekte başlar ve diğer bütün duygular yürekte can buluyor. Yüreğinle konuşursan, eğer yüreğinle görmeyi, yüreğinle duymayı
öğrenirsen, senden daha mutlusu olmayacak dünyada
bir insanı sevmenin, aşkla bağlanmanın hazzını yaşayacaksın.
Bundan daha müthiş ne olabilir ki?
İyi bak yüreğine. Oraya sadece senin izin verdiklerin girsin. Hoyrattır bazıları, kendi yürekleriyle yapamadıklarını senin yüreğinle yapmaya kalkarlar. Kullanırlar. Bu yüzden iyi korumalısın. Darbelere karşı
güçlendirmelisin onu. Unutma, narindir yürek çabuk
kırılır. Başkalarının yüreklerinin de çabuk kırılacağını da bilmelisin. Kırmamalısın ve bir gün, o yüreğin
gerçek sahibini bulduğunda ona tertemiz, saf, duru ve
sevgi dolu bir yürek sunmalısın.
ANNE BABA
VE
DUA
Adını yazdım inan beynime
Aşkını da kazıdım kalbime
Ben seni, seni sevdim sen diye
Hasretimsin, sevdamsın...
Sanma ki biter sana sevgim
Çığlığım içimde duyulmaz sesim
Karanlık gecemdeki güneşim
Hasretimsin, sevdamsın...
Baktığım her yerde görürüm seni
Bilmem ki bekler misin sen beni?
Unutmam yüzyıl geçse de seni
Hasretimsin, sevdamsın...
Ünal Ülgen
Karaman M Tipi Kapalı
Ceza İnfaz Kurumu
ALIŞMAK
Bir gün aynaya baktığında
Saçında aklar, yüzünde kırışıklar olacak.
Aradığın adreste kimse olmadığında
Nöbeti gözlerin tutacak.
Anlasana
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Zaten bana yasak,
Yasak senin söylediklerini anlamak;
Yasak.
Şimdi ben, şehirlerin birinde
Senden uzak.
Bana düşen bir bor taburesi üzerine
Oturup ağlamak.
Ve hep yakın duracak hayallerime
Dudaklarımı ıslak dudaklarına dayamak.
Oysa ne çok isterdim seninle
Gündüzü bile geceye boyamak.
Ve ne çok isterdim seninle
Bir kafede bir kola bardağının
Kenarından beraber yudumlamak.
Olmadı işte...
Şimdi biliyor musun en zoru ne?
Korkarak yaşamak sonra gözyaşını tutmak.
Bu kalp sensiz attıkça ağrısı artacak;
Bakışlarım da yer çekimi.
Gözlerim mi?
Onlar hiç kurumayacak.
Ucuz geliyor artık adının baş harfini
Gereksizce bir yerlere karalamak.
Ve anlaşılacak;
Ter kokunu özlemenin özlemi.
Anılarda derin bir çatlak,
Küflü bir ihanet kokacak.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak belli;
Belli ki bu son kaçamak,
Bu son buluşmamız olacak.
Senin için sadece kaçmak,
Benim ise yeniden başlamak...
Ferdi Demirci
Sakarya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
GÜZEL SÖZ
Sayfa 5
Kaligrafi:
Uğur Cansever
Muharrem Seren
Balıkesir L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
HAYDİ BUL
YÜREĞİNİ
Turan Satan
Kahramanmaraş E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
Kendimizden kaçarken, acımiz acı, neden kendimiz olmalardan da kaçıyoruz.
dığımız hakkında çok önemDERİN ACILAR
Ve acılardan kaçarken,
li veriler sağlar bize. Ve o
daha çok uzaklaşıyoruz
İNSANI YAKLAŞTIRIR
veriler ışığında daha iyi takendimizden; bizler böyle
nımaya
başlarız kendimizi.
KENDİNE
davrandıkça, bir kısır döngü
Aslında hep içimizde olan,
yönetiyor hayatımızı.
ama oraya bakma cesaretinden
Oysa öyle acılar vardır ki bizi
yoksun olduğumuz için göremediğimiz
“adam” ederler.
nice güçlü ve güzel özelliklerimizi keşfederiz acılaDerslerle doludur o acılar. Bir kez bahşedilir bize
rımız sayesinde. Çoğu zaman anlamayız acılarımızı.
onlar, gerekli dersleri çıkarıp olgunlaşabilmemiz için.
Kaybettiklerimizi neden kaybettiğimizi anlamak Başkalarının değil de bizim başımıza geldiği için hazorunda kalırız. Kaybettiğimizin hayatımızdaki yeri- yıflanırız. Ve onlara sövüp sayarız, kendimize acıyarak
ni öğreniriz. Ona nasıl baktığımız çıkar ortaya. Yeni geçiririz yıllarımızı. Oysa birer öğretmendir acılarıkayıpları yaşamamak için neler yapmamız gerektiği- mız. Önce kendimizi, sonra da hayatı öğretir bizlere...
ni öğreniriz. Yaşadığımız çok zor süreç olduğu için,
Ramazan Oğuz
kendimize çok daha yakın hissederiz kendimizi. Ve
hayatın neresinde durduğumuzu keşfederiz. ÇektiğiMaltepe 3 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
Seslenis
Sayfa 6
Ekim 2011
Hollanda heyetinden iş birliği ziyareti
Balıkesir L Tipi’nde
konser etkinliği
Balıkesir L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, çocuk ve yetişkin hükümlü ve
tutuklulara yönelik olarak 27.08.2011 tarihinde, Kepsut Ziraat Odası iş birliği ile
Sanatçılar Güçlü Aydemir, Recai Düzenli, İbrahim Teke ve Erkan Şen tarafından
konser etkinliği gerçekleştirildi.
Hükümlü ve tutukluların yoğun katılımıyla gerçeklesen konsere Kepsut Belediye Başkanı İsmail Cankul, Kepsut Ziraat
Odası Başkanı Celalettin Koç, Kurum
Müdürü Mustafa Dolunay, Kurum ikinci
müdürleri, Kurum sosyal hizmet uzmanları, Kurum öğretmenleri ve infaz koruma
memurları katıldı.
Ramazan Bayramı öncesinde düzenlenen moral konserinde, Güçlü Soydemir ve
Tamer Öztoprak türküleriyle katılımcıları
coşturdu.
Bandırma M Tipi’nde
‘Yangın’ konferansı
Bandırma M Tipi Kapalı Ceza İnfaz
Kurumunda, Bandırma Belediyesi
İtfaiye Müdürlüğü iş birliğiyle Kurum
personeli ile tutuklu ve hükümlülere
yönelik olarak Bandırma Belediyesi İtfaiye Amiri Mehmet Seval tarafından
görsel sunu eşliğinde “Yangından Korunma ve Yangına Müdahale” konulu
bir konferans verildi.
27 Eylül 2011 tarihindeki konferansa Kurum Müdürü Mehmet Evin,
Kurum İkinci Müdürleri Haydar İbiş,
Rıfkı Demirci, Ayhan Sedef, İdare Memuru İlyas Alan, Kurum öğretmeni,
Kurum sosyal çalışmacısı, Kurum psikologu, Kurum personeli ve çok sayıda
hükümlü-tutuklu katıldı.
Yürütülmekte olan ikili işbirliği projeleri kapsamında 29-30 Ekim 2011 tarihlerinde Türkiye’ye gelen Hollanda heyeti ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı Erhan Polat ve Tetkik Hâkimi
Hakan Umut, Şaşmaz Sosyal Tesislerindeki öğle yemeğinde bir araya geldi.
Türkiye ile Hollanda arasında yürütülmekte olan ikili iş birliği projeleri kapsamında, Hollanda’dan Genel
Müdür Dineke ten Hoorn Boer, Genel
Müdür Peter van der Sande ve Adalet
Bakanlığı Cezaevleri Genel Müdürlüğü
Dış İlişkiler Başkanı Paul Geurts oluşan bir heyet Türkiye’ye geldi.
Heyet, ilk olarak 29.09.2011 tarihinde Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünü ziyaret etti.
Genel Müdür Yardımcısı Erhan Polat ve Tetkik Hâkimi Hakan Umut’un
eşlik ettiği heyet, aynı gün Ankara
Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz
Kurumu, Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu, Ankara 2 No’lu F Tipi Yüksek
Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
ve Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda incelemelerde bulundu.
Heyet, 30.09.2011 tarihinde ise Ankara Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünü ziyaret etti.
Kars Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda
Avrupa Cezaevi Kuralları Semineri
Türkiye’de Model Cezaevi Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesi
kapsamında Kars Kapalı ve Açık Ceza
İnfaz Kurumu personeline yönelik Avrupa Cezaevi Kuralları ve diğer Uluslararası Standartlar konusunda 5-8 Eylül
2011 tarihleri arasında Kars İl Kültür
ve Turizm Müdürlüğü konferans salonunda eğitim semineri düzenlendi.
Eğitim semineri 5 Eylül 2011 tarihinde, Kars İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü konferans salonunda yapılan
törenle başladı.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Hâkimi Bülent Bağcı ve İstatistik
Şube Müdürü Nazmiye Erol gözlemci
olarak katıldı.
Törene Kars Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Köylü, Kars Adlî Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Tamer Keskin,
Hâkimler ve Cumhuriyet savcıları,
Kars Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdür Vekili Erdoğan Avkar, Kurum İkinci Müdürleri Mustafa İbiş ve
Tunay Özdemir, İdare Memuru Mehmet Asiltürk, Kurum Öğretmeni Murat
Önalan, Sayman Erol Çinan ile Kurum
personeli katıldı.
Eğitim seminerinin açılış konuşmasını Kars Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Köylü yaptı. Cumhuriyet
Başsavcısı Mustafa Köylü yaptığı konuşmada; “Türkiye’de Model Cezaevi
Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve
Cezaevi Reformunun Desteklenmesi
Projesiyle Türkiye’de bulunan cezaevlerinin Avrupa standartlarına ulaşması, insan haklarının korunması ve
cezaevleri standartlarının yükseltilmesi
amaçlanmıştır.”dedi.
Eğitim Semineri, 5-8 Eylül 2011 tarihleri arasında Kars İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü konferans salonunda
Kars Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdür Vekili Erdoğan Avkar ve
Kurum Öğretmeni Murat Önalan tarafından verildi.
Muğla Vali Yardımcısı Yayman’dan konferans
Muğla E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumunda,
Muğla Vali Yardımcısı Dr. Mestan Yayman, hükümlü ve
tutuklulara yönelik olarak 23.09.2011 tarihinde, “Değişen
Dünyada İnsan ve Toplum” konulu bir konferans verdi.
İl genelinde çeşitli projelere öncülük eden ve bu kapsamda konferanslar veren Dr. Mestan Yayman, insanoğlunu belli noktalara yükselten veya bulunduğu noktadan
geriye götüren temel unsurun eğitim olduğunu ve eğitim
alındığı zaman yanlış yapma ihtimalinin azaldığını belirterek, “Bir yıl 8760 saat. Sizinle burada 1 saat beraber
olacağız, beyaz sayfada küçücük bir nokta. Fakat bu noktadan hareket edersek bütün sayfayı boyama imkânımız
var. Yeter ki değişimi kabul edelim ve kendimizi geliştirelim” dedi.
Hayatın her aşamasında değişimin olduğunu, her yönüyle insanoğlunu kuşattığını fakat kişinin kendisini değiştirmesinin zor olduğunu; fakat değişimi yakalayabilen
kişi ve toplumların yol aldığını, yakalayamayanların yerinde saydığını, hatta herkes ilerlediği için gerilediğini söyleyen
Dr. Mestan Yayman, “Değişmek, iyiye doğru yönelmek, iyidoğru olana ayak uydurmak gerekiyor. Böyle olmazsa el, ayak,
beyin yavaş yavaş kötüye kayıyor. İyiye doğru bu değişim nerede
başlar? Ailede başlar... Eğer biz de buna karar verir “Ben de
varım...” dersek bizden sonraki nesiller daha güzel yerlerde
olacak” şeklinde konuştu.
1. Dünya Savaşı’nda bizimle beraber yenilgiyi tadan
Almanya’nın 21 yıl sonra toparlanıp dünyaya kafa tutunca savaştığı topraklara 2.700.000 ton bomba atıldığını, aynı
Almanya’nın 25 yıl sonra gelişmiş bir ülke olarak karşımıza
çıktığını söyleyerek “Aynı Almanya 1961’de bizden işçi almaya
başladı. Toprakları bizim yarınız kadar, beslediği nüfus bizden
20 milyon fazla. Nasıl başardılar? Değişimi yakalayarak. Her
Alman günde ortalama 24 dakika kitap okuyor, ama bir Türk
günde 13 saniye kitap okuyor. Cezaevinde günde sekiz saat
uyursak geriye 16 saatiniz kalıyor. Günde 2 saat kitap okursak
553 Türk’ün yerine okumuş oluruz. Fakat siz yatağa girmeden
hiç olmasa bir cümle birşeyler okuyun. Çünkü bu ülkede eline
bir kitap almadan ölen milyonlar var. Biz bu büyüme hızıyla
2023’de bile onları yakalayamayacağız.” dedi.
Muğla Vali Yardımcısı Dr. Mestan Yayman, şöyle devam
etti: “2055 yılının Türkiye’si farklı Türkiye olacak. Bunun için
herkesin gayret etmesi, bir şeyler yapması lazım. Sizler de bu-
rada bir şeyler yapmalısınız; meslek edinmeli, yarım
kalan eğitiminizi tamamlamalı, kitap okumalısınız.
Hatta buradan çok iyi yazarlar çıkmalı. Yaşadığımız
olumsuzluklar bizim için bir fırsat olabilir, fakat değişime açık olmamız lazım.”
İngiltere’de tren icat edildiği zaman yalnızca 36
km hız yaptığını, at yetiştiricileri başta olmak üzere
toplumun her kesiminden bu icada itiraz geldiğini
anlatan Yayman, şöyle devam etti: “Değişime ayak uydurur, ben de varım derseniz ayakta kalır ve kazanırsınız. Ama değişime kapalı kalırsanız yok olursunuz.
Bugün cezaevinde olabilirsiniz. Buradan değişerek
çıkarsanız hayatınız farklı bir yöne akacak, siz de güzel şeylerin içinde olacaksınız. Değişim sizin elinizde:
Ya faydalı olmak, ya da yıkıcı olmak... Ziyaret sırasında
veya tahliye olduğunuzda eş ve çocuklarınıza da bu
ideali verin. Cezaevinde bu idealin altyapısını oluşturun. İdealinizi, hedefinizi biraz daha yükseltin.”
Vali Yardımcısı Yayman, konuşmasının son bölümünde ise
anne-babalara tavsiyelerde bulundu: “Eğer evladımıza senin
elinden ve dilinden birine zarar gelirse hakkımı helal etmem’
diyebilseydik ve onu bu bilinçle sokağa çıkarsaydık bunca acılar
yaşanmazdı. Gelin bu hatalardan dönelim, neslimizi, yavrularımızı bu bilinçle yetiştirelim. Cezaevinde ve çıkınca dışarıda
günde hiç olmazsa bir sayfa kitap okuyalım. Okudukça kabınıza sığamayacaksınız. Olabilmek inanmakla başlar, kimseyi hor
görmeyelim, küçümsemeyelim, hatta önce kendimizi...”
Konferans sonunda Kurum Müdürü Vezir Güneş tarafından bir yağlı boya tablo hediye edildi. Konferansa kurum personeli ile 100 hükümlü ve tutuklu dinleyici olarak katıldı.
Seslenis
Ekim 2011
Sayfa 7
Genel Müdür Sefa Mermerci,
Erzurum’da incelemelerde bulundu
Ceza ve Tevkifeveri Genel Müdürü Sefa Mermerci,
Türkiye’de Model Cezaevi Uygulamasının Yaygınlaştırılması ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesi
kapsamında 3-4 Eylül 2011 tarihlerinde Erzurum’da
gerçekleştirilen Ceza İnfaz Kurumları İzleme Kurulu
Semineri’ne katılarak ülkemizdeki uygulamalar hakkında bir sunum yaptı.
Seminerin ardından, Genel Müdür Mermerci,
beraberindeki Destek Hizmetlerinden Sorumlu Daire Başkanı Burhanettin Eser, Tetkik Hâkimi Hakan
Umut, Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Apaçık ve Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet
Başsavcısı Radi Akyol ile birlikte Ceza İnfaz Kurumları
ve Tutukevleri Personeli Hüseyin Turgut Eğitim Merkezi ile Erzurum E Tipi Kapalı, Erzurum H Tipi Kapalı ve Erzurum Açık Ceza İnfaz Kurumlarını ziyaret etti.
Eğitim Merkezi Başkanı Süreyya Saygın’dan Eğitim Merkezinin son durumu hakkında bilgi alan Genel Müdür Mermerci, Eğitim Merkezi personeli ile bir
toplantı gerçekleştirdi.
Toplantıda eğitim merkezlerinin önemine dikkat
çeken Mermerci, ceza infaz kurumu personelinin ihtiyaç duyduğu her alanda eğitim gerçekleştirilmesi
gerektiğini, ceza infaz kurumlarının ancak bu şekilde
daha ileriye gidebileceğini ifade etti.
Genel Müdür Mermerci ve beraberindeki heyet
toplantının ardından Eğitim Merkezi yerleşkesini gezerek incelemelerde bulundu.
Eğitim Merkezinden sonra, Erzurum Açık Ceza
İnfaz Kurumuna geçerek Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Emrah Yavuzyılmaz’dan Kurum hakkında bilgi alan
Mermerci ve beraberindeki heyet Kurumun işyurdu
atölyelerini ve yeni kurulan Kurum mutfağı ile her üç
ceza infaz kurumu tarafından ortak kullanılan ziyaretçi
bekleme salonlarında incelemelerde bulundu.
Erzurum E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunu da zi-
yaret eden Genel Müdür Mermerci ve beraberindeki heyet Kurum Müdürü Zeynel Uludüz’den
Kurum hakkında bilgi aldıktan sonra Kurumda
incelemelerde bulundu. Ayrıca Kuruma yeni tesis edilen kamera sistemi ile yapımı devam eden
misafirhane hakkında bilgi aldı.
Buradan Erzurum H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna geçen heyet Kurum Müdürü
Ali Rıza Yıldırım’dan bilgi aldı. Kurumu gezen
Mermerci, bazı odaları da ziyaret ederek, hükümlü ve tutukluların sorunlarını dinledi.
Kırgızistan heyeti Genel Müdür Mermerci’yi ziyaret etti
Kırgızistan Cezaevleri Genel
Müdürlüğünden bir heyet, ceza infaz sistemini incelemek amacıyla
Türkiye’ye geldi.
16-21 Ekim 2011 tarihleri arasında
gerçekleştirilen ve Ankara’da çeşitli kurumlarda incemelerde bulunan
Kırgız heyetinde; Vera Tkachenko, A.
Turdumambetova, Ernist Turduba-
ev, K. Kachkinaliev, K. Nazarbekov,
B. Kaligulov, M. Chukuev, K. Sharshenbiev, V. Yakovlevn yer aldı.
Kırgız heyeti, ilk olarak Ceza ve
Tevkifevleri Genel Müdürlüğünü ziyaret etti. Konuk heyeti kabul ederek
bir süre görüşen Genel Müdür Sefa
Mermerci, Türkiye’nin ceza infaz
sistemiyle ilgili olarak Kırgızistan
ile iş birliğine hazır olduklarını ifade etti. Heyetin ziyaretinde Ceza ve
Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcıları Rasim İsa Bilgen ve Erhan Polat
ile Tetkik Hâkimi Hakan Umut hazır
bulundu.
Heyet, Ülkemizin ceza infaz sistemini yerinde görmek amacıyla Ceza
İnfaz Kurumları Personeli Ankara
Eğitim Merkezi, Ankara Çocuk ve
Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu,
Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Ayaş Açık Ceza İnfaz Kurumu,
Ankara 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu,
Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu ile
Ankara Çocuk Eğitimevini ziyaret
ederek, incelemelerde bulundu.
Genel Müdür Sefa Mermerci’ninin, Kırgızistan heyetine ceza infaz
kurumunda üretilen çini kahve takımı hediye ettiği ziyarette; konuk heyet de Genel Müdür Mermerci ve Genel Müdür yardımcılarına
Kırgızistan’a özgü kıyafetleri takdim etti.
Sayfa 8
Seslenis
Ekim 2011
Ceza İnfaz Kurumları Ürü
8’inci kez Ankaralılar’ı
Bu yıl 8’incisi düzenlenen Ceza İnfaz Kurumları Ürün ve El Sanatları Sergisi, 10-19 Ekim 2011 tarihleri
arasında Ankara’da gerçekleştirildi. Zafer Çarşısı Sergi Salonunda düzenlenen ve 35 ceza infaz kurumunun katıldığı sergide tarım, hayvancılık ve gıda ürünlerinin yanı sıra konfeksiyon ile gümüş, çinicilik,
kilim ve halı dokumacılığı gibi el sanatlarından oluşan değişik ürünler satışa sunuldu.
C
eza infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklularca üretilen el emeği göz nuru ürünler,
Ankara’da gerçekleştirilen geleneksel sergide
ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Bu yıl 8’incisi düzenlenen serginin açılışı, 10.10.2011 tarihinde, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Elçim,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyeleri Ali Suat
Ertosun, Ahmet Karayiğit, Ali Aydın ve Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu, Teftiş Kurulu Başkanı Ahmet
Fırat, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Sefa Mermerci ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem
Kuriş tarafından yapıldı.
10 gün süreyle ziyaretçilere açık olan sergide; 35
ceza infaz kurumundan gıda, giyim, mobilya, hediyelik
eşya gibi değişik ürünlerin satışı yapıldı.
Açılış konuşmasını yapan Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Elçim, ceza infaz kurumlarını
sadece firara karşı değişik önlemlerin alındığı yerler
olmaktan öte, eğitim ve iyileştirmelerin en üst seviyeye
çıkarıldığı yer hâline getirilmeye çalıştıklarını belirterek, bu kapsamda hükümlü ve tutukluların meslek ve
sanatlarını koruyup geliştirmeleri veya yeni bir meslek
öğrenmeleri amacıyla ceza infaz kurumlarında işyurtlarının kurulduğuna dikkat çekti.
370 cezaevinin 316’sında işyurdu var
Müsteşar Yardımcısı Elçim, 370 ceza infaz kuru-
munun 316’sında işyurdu tesisi bulunduğunu hatırlatırken, şöyle konuştu: “İşyurtlarında 6 bini tam
zamanlı olmak üzere 12 bin hükümlü çalışıyor. İşyurtlarımızdan 40’ı aşkın türde ürün ve hizmet sağlanırken, yer kısıtlılığından bugün burada sadece 35
ceza infaz kurumundan ürünler yer alıyor. İşyurtlarında başlıca mobilya, tekstil, konfenksiyon, triko,
ayakkabı, inşaat, fırıncılık gibi ürün ve hizmetler ile
gümüşçülük, seramik, çinicilik, kilim dokumacılığı,
halı dokumacılığı, hediyelik eşya gibi el sanatları çalışmaları yapılmaktadır.
Hükümlü ve tutuklulara çalışmaları karşılığında,
2010 yılı itibariyle günlük 6,25 TL gündelik ödenmektedir. Yani sadece bedava bir çalışma değil, bunun karşılığında bir ödeme de almaktadırlar ve ilave
olarak cezaevlerinde kendilerinden iaşe bedeli alınmamaktadır. Bunun yanında iş kazası, meslek hastalığı ve analık konularında sigortaları yapılmaktadır. Ayrıca bu ürünlerin satışından kâr edilmesi durumunda
kendilerine bundan da kâr payı dağıtılmaktadır.”
Bir çok Avrupa ülkesinin önündeyiz
Müsteşar Yardımcısı Elçim, bu konuda birçok Avrupa ülkesinin önünde yer aldıklarını, daha fazla hükümlü ve tutukluya çalışma ortamı sağlayıp kendilerini sosyal hayata tam donanımlı bir şekilde hazırlamak
suretiyle infazın kalitesini artırmayı amaçladıklarını
ifade etti.
Serginin açılışına; Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Elçim, Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu Üyeleri Ali Suat Ertosun, Ahmet Karayiğit,
Ali Aydın ve Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu, Teftiş Kurulu Başkanı Ahmet Fırat, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Sefa Mermerci, İşyurtları Daire
Başkanı Mustafa Onuk, Ceza ve Tevkifevleri Genel
Müdür Yardımcısı Erhan Polat ve üst düzey yöneticiler, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem
Kuriş ve Başsavcı Vekili Ahmet Berke, çok sayıda davetli, sergiye katılan ceza infaz kurumlarının müdür
ve personeli katıldı.
Ekim 2011
Seslenis
Sayfa 9
ün ve El Sanatları Sergisi
ın beğenisine sunuldu
SERGİYE KATILAN
KURUMLAR
- Ayaş Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Ankara 1 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
- Ankara 2 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
- Kalecik Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Alanya L Tipi Kapalı-Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Balıkesir L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
- Bandırma M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
- Çanakkale Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Diyarbakır E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
- Çankırı E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
- Edirne Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Foça Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Kırıkhan Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Kırşehir Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Kütahya Kapalı-Açık ceza infaz kurumu
- Bözüyük Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Kartal H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
- Midyat M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
- Nevşehir E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
- Oltu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
- Toprakkale Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Uşak E Tipi Kapalı-Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Ankara Açık Ceza İnfaz Ceza İnfaz Kurumu
- Ankara-Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Ankara 2 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu
- Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
- Denizli Kadın Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Tokat T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
- Yozgat E Tipi Kapalı-Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Bolu Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Kahramanmaraş E Tipi Kapalı-Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Adıyaman Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Aksaray Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
- Niğde Açık Ceza İnfaz Kurumu
- Antalya E Tipi Kapalı-Açık Ceza İnfaz Kurumu
Seslenis
Sayfa 10
Ekim 2011
Şanlıurfa’da doğalgaz tesisatçılığı kursunu başarıyla
bitiren eski hükümlülere belgeleri törenle dağıtıldı
Ş
anlıurfa Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi
Şube Müdürlüğü, 20102011 yılı topluma kazan-
dırma ve rehabilite çalışmaları
çerçevesinde başlatılan suçtan
zarar gören suç mağdurları, suça
sürüklenen çocuklar ile eski hü-
kümlülere yönelik psiko-sosyal,
ekonomik, danışmanlık ve eğitim
yardımları çerçevesinde başlatılan proje kapsamında suça sü-
Delice Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda
denetimli serbestlik semineri
Kırıkkale Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü tarafından denetimli serbestlik
sisteminin tanıtım çalışmaları kapsamında, Delice
Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlü ve
tutuklulara denetimli serbestlik sistemi ve denetimli
serbestliğin hükümlü ve tutuklulara etkisi konularında seminer
düzenlendi.
Düzenlenen seminerde, Şube
Müdürlüğünde görevli Öğretmen Ebru Konakçı ve İnfaz ve
Koruma Memuru Mehmet İhsan Pekşen tarafından yapılan
sunumlarda, denetimli serbestlik sistemi hakkında genel bilgi
verildikten sonra, Şube Müdürlüğünce yapılan uygulamalar ve
faaliyetler, kamuya yararlı bir
işte ücretsiz çalıştırma yaptırımı,
ceza infaz kurumlarında bulunan
hükümlülerin kamuya yararlı bir
işte çalıştırma yaptırımından na-
Karaman M Tipi’nde seminer
Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube
Müdürlüğünce 09/09/2011 tarihinde Karaman
M Tipi Kapalı Caza İnfaz Kurumundaki tutuklu ve hükümlülere yönelik olarak denetimli
serbestlik sistemi ve bu sistem içinde yer alan
uygulamalar hakkında bilgilendirme semineri
düzenlendi.
Şube Müdürlüğü Öğretmeni Metin Karagöz; denetimli serbestlik sistemi, kamuya
yararlı bir işte çalışma cezası konularını içeren
bir sunum gerçekleştirdi. Ayrıca sunumunda,
denetimli serbestlik hizmetleri kapsamında
mağdurlar ile ceza infaz kurumlarından salıverilen hükümlülere yardımcı olunduğunu; bu
kapsamda ceza infaz kurumundan salıverilen
hükümlülerin meslek veya sanat edinmelerine,
iş bulmalarına, iş yeri açmak isteyenlere kredi
sağlanmasına yönelik destek verildiğini belirtti.
sıl faydalanabileceği ve hükümlülerin tahliye sonrası
topluma uyum sağlamalarını kolaylaştırmak için ihtiyaç duydukları konularda destek almak üzere faaliyet gösteren Koruma Kurulları, görevleri ve başvuru
şartları hakkında bilgi verildi.
rüklenen çocuk ve gençlere yönelik ‘Klima Tamir
Bakım ve Onarım Projesi’nin başarıyla sonuçlanmasının ardından, şimdi de eski hükümlülere yönelik
‘Doğalgaz İç Tesisatçılığı Projesi Kursu’ düzenlendi. Kursu başarıyla bitiren 10 eski hükümlüye sertifikaları Şanlıurfa Sanayi ve Ticaret Odası toplantı
salonunda yapılan törenle verildi.
Törene Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç,
Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Yalçın, Cumhuriyet
Başsavcı Vekili ve Koruma Kurulu Başkanı Ali Metin Doğan, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mustafa
Erdoğan, İdare Mahkemesi Başkanı Metin Sarıkurt,
Harran Üniversitesi Rektörü Halil Mutlu, İl Emniyet Müdürü Sabri Durmuşlar, İş Kur İl Müdürü
Necdet Karasevda, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mehmet Alay, Baro Temsilcisi Murat Çakmak,
Karaköprü Belediye Başkanı Nihat Çifçi, Ceza İnfaz
Kurumu Müdürü Akif Bakal, Kütüphane Müdürü
Halil İstemi, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sabri Ertekin, Ziraat Odası Bşkanı Ahmet Eyüpoğlu,
Bakkalar ve Bayiler Odası Başkanı Mehmet Altun,
MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Yetkin, Ticaret
Borsası Temsilcisi, Halk Bankası, Ziraat Bankası,
Ticaret ve Sanayi Odası Mütevelli Heyeti ile Sınav,
Uğur, Final ve Zirve Dershanelerinin müdürleri ile
Denetimli Serbestlik Müdürü ve çalışanları katıldı.
Törende konuşan Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Yalçın amaçlarının sosyal sorumluluk çerçevesinde suç mağdurları, suça sürüklenen çocuklar
ile eski hükümlülerin psiko-sosyal, eğitim, ekonomik ve diğer sorunların aşılmasında bu insanlara
yardımcı olmak amacıyla bu tür sosyal sorumluluk
projelerinin devam edeceğini belirterek bu projeyi
gerçekleştiren Şube Müdürlüğü çalışanları, ilgili
kurumlara ve başarılı 10 lise öğrencisini ücretsiz
kayıt eden Sınav, Final, Uğur ve Zirve Dersanelerine teşekkürlerini iletti.
Törende konuşan Şanlıurfa Valisi Celalettin Güenç ise bu tür projelerin çok önemli olduğunu ve
bundan dolayı kurumların birbirine desteğinin öneminden bahsederek Projede emeği Geçen Koruma
Kurulu Başkanlığını ve Cumhuriyet Başsavcılığını
tebrik etti.
Tören kursiyerlere sertifika belgelerinin verilmesinin ardından Koruma Kurulu Başkanlığı ile
Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü faaliyetlerine desteklerinden dolayı Ticaret
Borsası Başkanlığı ile İşkur İl Müdürlüğüne teşekkür plaketleri takdim edildi.
Tören sonunda kursta büyük çaba ve emek gösteren kurs koordinatörü Sosyal Çalışmacı Mustafa
Heşe ile mahkemelerce verilen yaptırımlar çerçevesinde 32 bin ağacın dikiminde hiç bir sorun göstermeden infazlarını başarıyla gerçekleştiren Denetleme Memuru Ahmet Eskiler’e ve Şube Müdürü
Sinan Yaşar’ın teşekkür belgelerinin verilmesinin
ardından son buldu.
Ereğli’de denetimli serbestlik semineri
Ereğli (Konya) Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube
Müdürlüğü tarafından denetimli serbestlik sisteminin tanıtım çalışmaları kapsamında, Ereğli B Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlü ve tutuklulara, denetimli serbestlik sistemi
ve denetimli serbestliğin hükümlü ve tutuklulara etkisi konularında seminer düzenlendi.
Seminerde, Şube Müdürlüğünde görevli Öğretmenler Hatice Çetiner ve Süleyman Kurt tarafından yapılan sunumlarda, denetimli serbestlik sistemi hakkında genel bilgi verildikten sonra,
Şube Müdürlüğünün faaliyetleri, kamuya yararlı bir işte ücretsiz
çalıştırma yaptırımı, ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin kamuya yararlı bir işte çalıştırma yaptırımından nasıl faydalanabileceği ve hükümlülerin tahliye sonrası topluma uyum sağlamalarını kolaylaştırmak için ihtiyaç duydukları konularda destek
almak üzere faaliyet gösteren Koruma Kurulları, görevleri ve başvuru şartları hakkında bilgiler verildi. İlgi ile takip edilen sunumlar
sonrası hükümlü ve tutuklular tarafından sorulan soruların cevaplanmasıyla seminer sona erdi.
Seslenis
Ekim 2011
Sayfa 11
Ödemiş Koruma Kurulundan öğrencilere destek
Her ayın ikinci haftası yapılan Koruma
Kurulu toplantısı 14.09.2011 tarihinde
Koruma Kurulu Başkanı Ödemiş Cumhuriyet Savcısı Mehmet Tanrıöver’in
başkanlığında, kahvaltılı olarak Ödemiş
Öğretmenevinde gerçekleştirildi.
Toplantıya Koruma Kurulu Başkanı Mehmet Tanrıöven’in başkanlığında
Ödemiş Baro Temsilcisi Safiye Özçelik,
Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin,
Ödemiş Ceza İnfaz Kurumu Müdürü
Hüseyin Kara, Ödemiş Denetimli Serbestlik Şube Müdürü Ruhşen Doğan,
Ödemiş Milli Eğitim Müdürü Cevdet
Ünlü, Torbalı İşkur Müdürü Mehmet
Nayman, Ziraat Bankası Müdürü İnanç
Zafer Yılmaz, Halk Bankası Müdürü
Mehmet Çipe, Ticaret Odası Başkanı
Kasım Sevin, Ödemiş Gıda Odası Başkanı Sami Görgen, Ödemiş Madeni İşler
ve Demirciler Odası Başkanı Erol Nokta, Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Koop. Başkanı İbrahim Özcü, Sosyal
Yardımlaşma Vakfı Temsilcisi İbrahim
Altıntaş, Ödemiş Diyanet Vakfı Başkanı
Hasan Ersöz, Ödemiş Kızılay Derneği
Başkanı Rıfat Boyacıoğlu, Ödemiş Genç
İş Adamları Derneği Başkanı Şerif Ali
Güven katıldı.
Kurula başkanlık yapan Ödemiş
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Tanrıöven ile yeni katılan üyelerin tanışması
ile başlayan toplantı geçmişte başvurusu
bulunan eski hükümlü ve suçtan zarar
gören mağdur çocuklarla ilgili çalışmalar
hakkında bilgi verilerek yeni başvuruların değerlendirilmesi ile devam etti. Yine
üniversitede Türkçe öğretmenliğinde
okuyan suç mağduru kız çocuğunun
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Ku-
rumu yurduna yerleştirilmesi sağlanarak Oda Başkanlıklarından temin edilen
bursların devam etmesi kararlaştırıldı.
Suç mağdurlarının Eğe Üniversitesi Çocuk Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanlığınca halen tedavileri devam edip, yol ücretlerinin karşılanması hususunda Kurul
üyelerinin destekleri sağlandı. Ödemiş Belediye Başkanlığınca 60
TL’lik Öde-Kart Sistemiyle market ihti-
yaçlarının sağlanması için 20 aileye yardımda bulunuldu. Yine Ticaret Borsası
ve Kızılay Derneği Başkanlığınca temin
edilen gıda paketleri ve et-kıyma konserveleri dağıtıldı.
Yeni eğitim-öğretim yılı nedeniyle
Ticaret Odası Başkanınca 30 öğrenci için
okul çantası ve kırtasiye malzemesi, Milli
Eğitim ve Sosyal Yardımlaşma Vakfından
her aileye eğitim-öğretim için maddi,
Ticaret Borsası Başkanlığı tarafından
ayakkabı ve eşofman gibi giyim yardımı
sağlandı. Kahvaltılı toplantıda Koruma Kurulu
yeni üyelerine Koruma Kurulunun görevleri ve yapılan işlemler hakkında bilgi
verilerek, alınan kararlarda özellikle çocuklarımıza sosyal ve eğitim alanlarında
yardımcı olunmasının verdiği huzurla
toplantı son buldu.
Başvuruda bulunan eski hükümlüye
Ticaret Odası Başkanı Kasım Sevin’in
kendi özel işletmesinde (Sevin Plastik
sanayi ve İnşaat Malzemeleri Tic. Ltd.
Şti.) istihdamı sağlanırken, ayrıca Torbalı İŞKUR kapsamında açılacak olan
kaynakçılık kursuna da katılıp hem günlük 15 TL. cep harçlığı kazanması hem
de meslek edinmesi temin edildi.
Bafra’da belge dağıtım töreni
Bafra Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi
Şube Müdürlüğü tarafından eski hükümlülere meslek
edindirmek amacıyla düzenlenen “Dış Cephe Isı Yalıtım Projesi” kursunu başarıyla tamamlayan eski hükümlülere belgeleri verildi. Denetimli Serbestlik Şube
Müdürlüğü ve İşkur ile ortaklaşa hazırlanan 12.500
SİLİFKE KORUMA KURULUNDAN SUÇTAN
ETKİLENEN ÇOCUKLARA EĞİTİM DESTEĞİ
Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı Koruma Kurulunun
Eylül ayı içerisinde gerçekleştirdiği toplantıda, suçtan
etkilenen çocuklara burs verilmesi ve ücretsiz olarak
dershaneye kayıtlarının yaptırılması kararı alınmış, karar
doğrultusunda, Silifke İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüyle yapılan işbirliği sonucunda: Çocuklardan, K.K Silifke
Modern Sistem Dershanesine, M.U Silifke Analitik Dershanesine, D.K Silifke Açı Dershanesine kayıtları yapılarak
eğitimlerine devam etmeleri sağlanmış, ayrıca tüm kırtasiye masrafları da Silifke Ticaret Odası tarafından karşılanan çocuklara aylık düzenli burs temininde bulunuldu.
TL’lik proje kapsamında Bafra Doğankaya Köyü Otistik Çocuk Eğitim Merkezinin
çatı kısmında poliüretan sprey yalıtımı ve
Bafra Koşuköyü İlköğretim Okulunda dış
cephenin mantolanması suretiyle 8 eski
hükümlüye meslek edindirme kursu verildi. Bu çalışmalar ile Doğankaya Köyü Otistik Çocuk Eğitim Merkezinin çatı akması
ve oluşan soğuk ortamın olumsuz etkileri;
Koşuköyü İlköğretim Okulunun da denize
yakın olması nedeniyle oluşan ısınma ve
nem sorunu da tamamen çözülerek, daha
sağlıklı bir ders ortamı sağlandı.
“Dış Cephe Isı Yalıtım Projesi” kursunu başarıyla bitiren 8 eski hükümlüye
sertifikaları Adliye Sarayı toplantı salonunda törenle verildi. Törende söz alan Bafra
Milli Eğitim Müdürü Ömer Yayla, “Eski hükümlülere
meslek edindirmek için yapılan çalışmalarda, bu iki
okulumuzun seçilerek bakım ve yalıtımının yapılma-
sı bizi ve orada okuyan öğrencileri çok sevindirmiştir.
Koruma Kurulu üyelerine ve projeyi yapan Bafra Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü çalışanlarına teşekkür ediyorum.” dedi.
Kayseri Koruma Kurulu Toplantısı İncesu
Çocuk Ceza İnfaz Kurumunda yapıldı
Kayseri Koruma Kurulu Başkanlığı Ekim ayı toplantısı Kayseri Cumhuriyet Başsavcı Vekili Murat Yerdeyatar başkanlığında Kayseri İncesu Çocuk Kapalı
Ceza İnfaz Kurumunda gerçekleştirildi. Toplantıda
Kurumda bulunun tutuklu çocuklarla ilgili istatistik bilgiler Kurul üyelerine sunuldu. Koruma
Kurulu üyeleri tarafında kurumda bulunan çocukların ihtiyaçlarına yönelik giyim, kırtasiye ve boş
vakitleri için spor araç-gereçleri sağlanırken, Kurul üyelerine verdikleri destekler ve Kurumda bulunan çocuklara yönelik yapılan bu yardımlardan
ötürü Kayseri Koruma Kurulu Başkanı Cumhuriyet Başsavcı Vekili Murat Yerdeyatar ve Kurumu
temsilen Sosyal Çalışmacı Hasan Basri tarafından
teşekkür konuşması yapıldı.
Toplantıda suça sürüklenen çocukların boş vakitlerini etkin şekilde değerlendirmeleri, ayrıca çocukların eğitim-öğretim sürecinde desteklenme-
sine yönelik İl Milli Eğitim Müdürlüğünün denetimin
ve kontrolü ile oluşturulan yerel yönetim bünyesinde
ilin çeşitli semtlerinde açılan kurslara dahil edilmesi ve
bu kurslara dahil edilecek çocukların materyallerinin
karşılanmasına yönelik çalışmalar ele alındı.
Seslenis
Sayfa 12
Ekim 2011
YENİ ÜÇLÜ PROTOKOLÜN GETİRDİKLERİ
Ceza infaz kurumları idareleri tarafından “Üçlü Protokol” olarak adlandırılan 30/10/2003 tarihli
“ADALET, İÇİŞLERİ VE SAĞLIK
BAKANLIKLARI ARASINDA
DÜZENLENEN PROTOKOL”
yeni hazırlanan ve 19/08/2011 tarihinde Adalet, İçişleri ve Sağlık Bakanlıkları tarafından imzalanarak yürürlüğe
giren “CEZA İNFAZ KURUMLARININ YÖNETİM, DIŞ KORUMA,
HÜKÜMLÜ VE TUTUKLULARIN
SEVK VE NAKİLLERİ İLE SAĞLIK
HİZMETLERİNİN
YÜRÜTÜLMESİ HAKKINDA PROTOKOL ”
ile yürürlükten kaldırılmıştır.
19/08/2011 tarihli yeni Protokol’ün
hükümlerini esas alarak bir değerlendirme yaptığımızda, genel olarak
Protokol’ün kapsamlı değişiklikler
içerdiği görülmekte ve özellikle aşağıda belirtilen düzenlemelerin, uygulamadaki önemli bazı eksiklikleri
gidereceği ve idarelerin konumlarını
yeniden belirlemelerini zorunlu kılacağı düşünülmektedir.
Bu açıklamalar doğrultusunda,
Protokol’ de yer alan yeni bazı düzenlemeleri, eski uygulamaları dikkate
alarak inceleyecek olursak.
Bilindiği üzere, isteğe bağlı sevkler ve bu sevkler sırasında hükümlülerden alınan ücretler sürekli olarak
tartışma konusu yapılmakta, ancak;
bu tartışmalara son verecek ortak bir
uygulama idareler tarafından ortaya
konulamamaktaydı.
İşte yeni Protokol’ün “Sevkler ve
yol giderleri” başlıklı 21 inci maddesinde bu tereddütleri ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılmış ve
üçüncü fıkrasında; “Bir ceza infaz
kurumundan başka bir kuruma hükümlü ve tutuklu götüren jandarma
gidiş ve dönüş güzergahında bulunan ceza infaz kurumlarında başka
kurumlara sevk edilecek hükümlü
ve tutuklu varsa, güzergahı dışına
çıkmamak kaydıyla, bunları teslim
alır ve yolu üzerindeki ilgili ceza infaz kurumuna teslim eder. İlave sevk
Jandarma tarafından teslim alınmaması durumunda kurum idaresi tarafından tutanak düzenlenir ve Adalet
Bakanlığına bildirilir.” ifadesine yer
verilmiştir.
Bu düzenlemeye bağlı olarak yapılan ve tartışmaların asıl kaynağını
oluşturan, yol güzergahında olup da
sevkedilmelerini bekleyen hükümlülerin, sevke dahil edilmeleri halinde
uygulanacak işlemler, tereddütleri
ortadan kaldıracak şekilde aynı maddenin dördüncü fıkrasında ayrıntılı
olarak aşağıdaki şekilde yapılmıştır.
“Yol güzergahında ilave sevk
alındığı takdirde:
a) Zorunlu sevklerde ilgili kurum tarafından herhangi bir ücret
ödenmez. İsteğe bağlı sevklerde ise
hükümlünün sevk giderleri gidilecek
mesafeye göre kurum tarafından hesap edilir ve sevki başlatan ilk kuruma götürülmek üzere görevli şoföre
tutanak karşılığında teslim edilir ve
tutanak bir üst yazı ile sevki gerçekleştiren ilk kuruma bildirilir. Sevk
tamamlandıktan sonra sevki gerçekleştiren ilk kurumca sevk masrafları
hükümlülerin gittikleri mesafe göz
önünde bulundurularak yeniden hesaplanır ve kişilerin ilk kuruma fazla
ödeme yaptığının tespit edilmesi halinde fazlalık hükümlü adına gittiği
kuruma posta masrafları dahil edilmek suretiyle hesabına havale edilir.
b) Sevklerde kullanılan araçlara
ilgili kurumlarca taşıt tanıma sistemi
takılır ve yol güzergahındaki kurumlardan kesinlikle akar yakıt talebinde
bulunulmaz.
c) Sevk ve nakiller sırasında hükümlü ve tutukluların yazılı talebi
olması durumunda kurum idarelerinde kayıt altında bulunan ruhsatlı silah ve mermiler gittiği kuruma teslim
edilmek üzere jandarma tarafından
teslim alınır.”.
Yukarıdaki fıkrayı incelediğimizde, sevklerle ilgili esas değişikliklerden birisinin (a) bendinde yapılan
düzenleme olduğu görülmektedir.
Bentteki ifadelere baktığımızda,
bir sevk işlemi sırasında, güzergah
üzerindeki kurumlardan alınarak,
yine güzergah üzerindeki bir başka
kuruma götürülecek olan hüküm-
lülerin teslimi sırasında, daha önce
hesaplanarak alınmış olan sevk ücretlerinin, sevk işlemlerini başlatan ilk
kuruma götürülmek üzere görevli şoföre teslim edilmesinin, yeni uygulamanın temeli olduğu anlaşılmaktadır.
Bu teslimatın yapılması ve takibinin gerçekleştirilmesinin, hükümlünün menfaatinin korunması
bakımından önemli olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca; her kurumun sevk
zincirini başlatan ilk kurum olabileceği gerçeği göz önünde tutularak,
sevk masraflarının karşılanması sırasında, Protokol’ün 21 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendinin
mutlaka esas alınması gerekmektedir.
Yine Protokol’de yapılan önemli
değişikliklerden birisi ise, hastanelerdeki hükümlü koğuşu ve servislerinin yeni bir anlayışla yeniden düzenlenmesi ve buralarda uygulanacak
infaz hizmetleri ile güvenlik tedbirlerinin belirlenerek mevzuatta yer almasının sağlanmasıdır.
Buna göre;
Hükümlü koğuşu ve servisi,
19/08/2011 tarihli yeni Protokol’ün
32 nci maddesinin birinci fıkrasında;
“Hükümlü koğuşu ve servisi; hastane
bünyesinde doğrudan güneş alan diğer hasta odaları ile aynı şartları taşıyan, erkek, kadın ve gerekli durumlarda çocuk olmak üzere en az birer
odadan oluşan, firara karşı engellerin
bulunduğu, dış güvenliğinin jandarma, iç güvenliğinin ise ceza infaz kurumu personeli tarafından sağlandığı,
hükümlü ve tutuklulara yatarak tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri verilmek üzere ayrılan bölümlerdir. Bu
koğuş ve servislerden tutuklular da
yararlanır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Hükümlü servislerindeki infaz
hizmetlerinin nasıl yapılacağı ise,
aynı Protokol’ün 35 inci maddesinde
düzenlenmiş ve birinci fıkrasında;
“Hükümlü koğuşları ve servisleri,
ceza infaz kurumlarının bir bölümü
olarak kabul edilir ve infaz mevzuatı
bu bölümlerde de uygulanır.” hükmüne yer verilerek, mevzuattaki en
önemli eksiklik giderilmiş ve bu bö-
Yusuf Kenan
ÇAĞLAR
Kontrolörler
Kurulu Başkanı
lümlerin, hiçbir tereddüte mahal vermeyecek şekilde ceza infaz kurumları
idarelerinin denetimine girmesi sağlanmıştır.
Nitekim;
Aynı maddenin ikinci fıkrasında
yer alan; “Koğuşlarda ve servislerde
belirsiz zamanlarda sağlık hizmetlerini aksatmayacak şekilde ceza infaz
kurumu personeli tarafından arama
yapılır. Ziyaretler mahsus deftere
kaydedilir ve bu defterler düzenli
aralıklarla kurum müdürlüğünce denetlenir.” hükmünde de bu yetkinin
idarelerde olduğu vurgulanmıştır.
Ayrıca;
Bu servislerdeki güvenlik hizmetleriyle ilgili düzenlemelere de
Protokol’de yer verilmiş ve 39 uncu
maddenin birinci fıkrasında, ziyaretlerin iç güvenlik görevlilerinin nezaretinde yapılabileceği ve ziyaretçilerin mevzuat çerçevesinde aranacağı
belirtilmiş, 40 ıncı maddenin birinci
fıkrasında ise, hükümlü koğuşlarında
ve servislerinde, iç güvenliğin sağlanması maksadıyla ceza infaz kurumu
yönetimince yeteri kadar infaz ve koruma baş memuru ve infaz ve koruma
memurunun bulundurulacağı, ikinci
fıkrasında ise, hükümlü servisine ait
ana giriş kapısının anahtarının dış
koruma görevlisi jandarma komutanında, hükümlü koğuşunun kapı
anahtarının ise ceza infaz kurumu
personelinde bulundurulacağı, hükümlü servisinin tek oda olması halinde ise oda anahtarının jandarmada
olacağı belirtilmiştir.
Sonuç olarak;
19/08/2011 tarihli yeni Protokol,
daha öncesinde eksikliği duyulan bazı
düzenlemeleri uygulamaya sokması bakımından önem arzetmektedir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, eski uygulamaların terk edilerek,
yeni Protokol hükümlerine uygun uygulamaların vakit kaybedilmeksizin
hayata geçirilmesinin sağlanmasıdır.
Osmaniye T Tipi’nde ‘Gaziler Günü’ kutlaması
O
smaniye T Tipi Kapalı Ceza
İnfaz Kurumunda, Gaziler
Günü kutlama programı
gerçekleştirildi.
27.09.2011 tarihinde yapılan
programa Osmaniye Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Yabanoğlu,
Cumhuriyet Savcısı Tuncay Yılmaz, Osmaniye C Tipi ve T Tipi
ile Toprakkale Açık Ceza İnfaz
Kurumlarının müdürleri, Osmaniye Denetimli Serbestlik ve Yardım
Merkezi Şube Müdürü, Kurum
ikinci müdürleri, Kurum personeli ile hükümlü ve tutuklular katıldı. Program Ulu Önder Atatürk
ve silah arkadaşları anısına yapılan
1 dakikalık saygı duruşu ve İstik-
lal Marşı’nın okunması ile başladı.
Program Kurum Öğretmeni Hacı
İmrağ’ın Gaziler Günü ile ilgili konuşmasının ardından İnfaz Koruma
Memuru Osman Topal’ın okuduğu
şiir ile devam etti.
Osmaniye Belediye Başkanlığı
iş birliğiyle düzenlenen programda,
Osmaniye Belediyesi Mehter Takımı unutulmaz bir konser verdi.
Ordu Marşı, Genç Osman, Fetih
Marşı ve Harbiye Marşlarının okunduğu konserin ardından Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Yabanoğlu
yaptığı konuşmada; günün anlam ve
önemine dikkat çekerek, programda
emeği geçenlere teşekkürlerini sunarken, mehter başına çiçek verdi.
Seslenis
Ekim 2011
Ali Suat ERTOSUN
Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu Üyesi
HAYATIN BAĞLARI
Selim, kardeşi Neriman’ı ne zaman
görecek olsa, hüzünlenirdi. Aralarında on
yaş vardı. Gerek yaş farkı, gerekse okul ve
iş derken onunla fazla ilgilenememişti. O,
hep mahzun ve sessizdi. Sözlüsü Cavit’in
ölümünden sonra tamamen içine kapanmış, gelen nasiplerini geri çevirmiş, evlenmemişti.
Selim, otomobil tamircisiydi. Meslek
lisesini bitirdikten ve bir süre piyasada
çalıştıktan sonra İzmir’de kendi işyerini açmış, işleri iyi gittiğinden dükkânını
servise dönüştürmüştü. Maddi durumu
iyiydi.
Köylüsü olan Cavit, kardeşi gibiydi.
Yoksulluktan okuyamamış, ilkokulu bitirdikten sonra yanında çalışmaya başlamıştı. Büyümesini adım adım izlemişti.
Dürüst, güvenilir, çalışkan ve terbiyeli bir
çocuktu. Önceleri işyerinde yatıp kalkmış, daha sonra arkadaşlarıyla tuttukları
bir evde kalmıştı. Onu çıraklık okuluna
göndermiş; eğitimini tamamlayan Cavit,
kalfalık ve ustalık belgelerini almıştı.
Neriman, hiçbir şey istemeyen, küçük
şeylerle mutlu olan biricik, munis ve sevgili kardeşiydi.
*
*
*
Selim, Neriman’la Cavit’in anlaştıklarını ve gönüllerinin birbirine düştüğünü
hissetmiş; uzaktan uzağa olsa ve belli etmek istemeseler de kaçamak bakışlarını
yakalamış; onları birbirlerine yakıştırdığından ve karşılıklı sevgilerine inandığından, bu durumu görmezlikten gelmişti.
Bu arada Cavit, Neriman’a duyduğu hisleri sıkıla sıkıla önce ağabey dediği
Selim’e açıklamış, onun rızasını aldıktan
sonra ailesini gönderip istetmiş ve söz
kesmişlerdi.
*
*
*
Cavit’in askerliği gelmişti. Bir an önce
askere gitmek istiyordu. Selim ise onun
gibi düşünmüyordu. O yaşının geçmesine karşın askerliğini yapmamıştı. Evliydi
ve bir çocuğu vardı. Aralarında bu konuyu çok tartışmışlardı. Selim’in “Oğlum,
işimiz iyi, askerliğini biraz geciktir,
rapor alalım, Neriman’la düğününüzü yapalım, sonra askere gidersin”
demelerine; “Askerlik, vatan borcu”
demiş; ısrarlarına da “Ağabey, ben gazi
torunuyum, askere gitmemezlik yapamam, Ülkemizin Güneydoğusunda savaş var” diyerek noktayı koymuş ve
askere gitmiş; jandarma olarak acemilik
eğitimini Bilecik’te tamamladıktan sonra
da dağıtımı Hakkari’ye çıkmıştı.
Cavit’i, endişelerini içine atarak güle
oynaya Hakkâri’ye uğurlamışlar, sekiz ay
sonra korktukları başlarına gelmiş, bir
sabah vakti şehadet haberini almışlar ve
dünya başlarına yıkılmıştı.
*
*
*
Cavit’in ölümü, Neriman’ı yaşama
küstürmüş; sessizliği suskunluğa dönüşmüş, Selim’den de soğutmuştu. Zaman her şeyin ilacıdır diye beklemişler,
ancak başarılı olamamışlardı. Neriman,
Selim’in askere gitmemesini, yüzüne söylemese de bir türlü kabul edememişti.
Şehit haberlerini duydukça her gün ölüyor, acısı artarak yenileniyordu.
Gittikleri doktorlar da “Neriman’ın
hayata küstüğünü, kontrol altında
tutulması gerektiğini” söylüyorlardı.
*
*
*
Selim’in en önemli derdi kardeşi,
ikinci derdi de önündeki askerliğiydi.
Gitmekle gitmemek arasında bocalıyor,
bedelli askerlik çıksın diye bekliyordu.
Çevresinde aynı durumda olan çok kişi
vardı. Kimi işi bozulmasın, kimi dönünce iş bulamam diye askere gitmiyor; kimi
terörden çekiniyor, kimi de savaşı sorguluyordu. Selim, ikilem içindeydi. Askere
gitmek istiyor, ancak işini bırakacağı bir
yakını olmadığından, ne yapacağına karar
veremiyordu.
Hafta sonları köyüne gidiyor, anne ve
babasını ziyaret ediyor, Neriman’ı görünce morali bozulsa da belli etmemeye çalışıyordu. Neriman, mecbur kalmadıkça
Selim’le konuşmuyordu.
Ailece Neriman’ın intihar edeceğinden korktuklarından, annesi ve babası
Neriman’ı devamlı kontrol altında tutuyor, ilaçlarını veriyor; Selim de Neriman’ı
değişiklik olsun diye İzmir’e götürmek
istiyor, ancak ikna edemiyordu.
Çok çaresizdiler. Neriman’ı yaşama
bağlamak için ellerinden geleni yapıyorlardı.
Neriman, anıları ile oyalanıyor,
Cavit’le sözlerinin kesildiği gün çekilen
fotoğraflarını ve şehitlik haberlerini elinden düşürmüyor; kimseyle görüşmüyor,
sadece zaman zaman Cavit’in annesine
gidip geliyordu.
Selim, çözüm bulamadığından annesi ve babası ile birlikte Cavit’in annesini
ziyaret ederek “Ayşe teyzeciğim, ne
olur yardımcı ol, Neriman’dan çok
korkuyoruz, kendisine zarar veriyor” deyince; “Evladım, Neriman artık benim de kızım, onun durumuna
ben de üzülüyorum, inanın onun
evlenmesini ve mutlu olmasını çok
istiyorum, bunu da kendisine devamlı söylüyorum” cevabını almış, az
da olsa ferahlamışlardı. Kadın samimiydi,
bu sözleri de tüm içtenliğiyle söylemişti.
Ancak Selim, yine de Ayşe teyzenin konuşurken gözleriyle “Sen niye askere
gitmiyorsun?” diye sorduğunu görür
gibi olmuştu.
Ayşe teyzenin tekrar tekrar Neriman’la
konuşmasına rağmen, değişen bir şey olmamıştı. Selim, Neriman’ın birikimlerini
alışkanlıklara, sessizliğini de içselleştirerek yalnızlığa dönüştürdüğünü ve kendisini bu mihvere hapsettiğini, öfkesini ve
Silivri 7 No’lu L Tipi’nde tiyatro gösterisi
Seslenis
Ekim 2011
Yıl: 10
Sayı: 115
YAYIN KURULU
Cengiz GÜLER
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı
(Yayın Kurulu Başkanı)
V. Kadri KAMER
Eğitimden Sorumlu
Daire Başkanı
Fahrettin KIRBIYIK
Tetkik Hâkimi
Tülay ÇELEBİ
Şube Md. (Psikolog)
Habil KANOĞLU
Şube Md. (Psikolog)
Özlem ŞAHİNKOL
Şube Md. (Sos. Hiz. Uzm.)
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yayın Koordinatörü
Recai YILDIZ
Naci BİLMEZ
Öğretmen
Öğretmen
Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu Adına
Sahibi
Ali Turan KARADAĞ
Kurum Müdürü
Dizgi: Hasan KORKMAZ - İsa KİBAROĞLU
Baskı: Şeref KARAAĞAÇ - İsmail NERGİZ
Montaj: Zafer KARAKAYA
İdare Yeri: Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu
İstanbul Yolu 15. Km Hava Müzesi Karşısı Şaşmaz
Ankara Tel: (0312) 278 76 10 Faks: 278 25 68
Baskı: Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu Matbaası
Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın
Basım Tarihi: 15 Ekim 2011
www.cte-seslenis.adalet.gov.tr
Silivri 7 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, Sarıyer Belediyesi Kültür Müdürlüğü Tiyatro Grubu tarafından
“Çırçır Sefası” adlı tiyatro oyunu sahnelendi.
21.09.2011 tarihinde gerçekleştirilen
tiyatro gösterisini; Kurum ikinci müdürleri, idare memurları, Kurum öğretmeni,
Kurum psikologu, Kurum personeli ile
hükümlü ve tutuklular izledi.
Oyunun sonunda Kurum İkinci Müdürü Nedim Doğan oyunculara tek tek
teşekkür ederek, hükümlü ve tutuklular
tarafından yapılan bakır işleme Atatürk
tablosu hediye etti.
Kurum Öğretmeni Hatice Altunkaya,
sosyal ve kültürel faaliyetlerin sürekli devam edeceğini, amaçlarının cezanın infazı sırasında insanları sosyal ve kültürel
yönden geliştirip topluma uyumlu hale
getirmek olduğunu ifade ederek, Sarıyer
Tiyatro Grubunu tekrar Ceza İnfaz Kurumunda görmek istediklerini dile getirdi.
Tiyatro gösterisi katılımcılar ve hükümlü-tutuklular tarafından beğeni ile
karşılandı.
Sayfa 13
isyanını böyle ifade ettiğini; askerlik görevini yapmaması nedeniyle hedeflerden
birisi olarak da kendisini seçtiğini düşünüyordu.
Selim, son ziyaretinde açık olan televizyonda söylenen “Zenginimiz bedel
verir, askerimiz fakirdendir” türküsünü duyup, Neriman’ın kendisine
baktığını görünce, üzerine alınıp önüne
bakmış, biraz sonra “Allahaısmarladık” deyip çıkarken annesine “Ben
Neriman’ı iyi görmedim, doktordan
randevu alacağım, siz dikkat edin”
deyip İzmir’e dönmüştü. Arabasıyla giderken beyni zonklamış, “Ne yapacağız
bilemiyorum, Allah’ım bize yardım
et” diye dua etmişti.
*
*
*
Ertesi sabah telefonunun çalmasıyla
uyanıp annesinin ağlayarak “Selim, Neriman kendisini ahırın damına asmış, hastaneye kaldırdık, çabuk gel”
sözlerini duyunca, yanına eşini ve çocuğunu alıp köyüne gittiğinde beyninden
vurulmuşa dönmüştü.
Neriman intihar etmişti.
*
*
*
Selim, cenazeyi kaldırdıktan sonra
“Bu savaş ne canlar aldı, geri kalanlar da perişan oldular. İnsan kaderine kendisi yön veremiyor” diye düşündü ve askere gitmeye karar verdi.
GÜZEL SÖZLER
Sus artık yeter! Sır perdelerini pek o
kadar yırtma. Çünkü bize kırıkları sarıp
onarmak, sırları örtmek yaraşır.
Mevlana
Yapılmış küçük işler, planlanmış büyük işlerden çok daha iyidir.
P. Marshall
Kendi kusurlarını affetmeyen bir
kimsenin bütün kusurları affedilebilir.
Confucius
Kötü kazanabilir ama üstün gelemez.
Joseph Ruux
Sivas İl İnsan Hakları
Kurulu
E Tipi Kapalı Ceza İnfaz
Kurumunu ziyaret etti
Sivas İl İnsan Hakları Kurulu
Başkanı ve Vali Yardımcısı Veysel
Çiftçi ve Kurul Üyeleri Av. Bekir
Polat, Av. Hasan Hüseyin Yıldız,
Belediye Başkan Yardımcısı Yılmaz
Uysal ile Ömer İldir, Celal Uzman,
Dr. Mehmet Murat Öztürk ve İnsan
Hakları Masası Sorumlusu Emrullah Duran’dan oluşan heyet Sivas E
Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunu
ziyaret etti.
14.09.2011 tarihindeki ziyarette,
İl İnsan Hakları Kurulu Başkan ve
üyelerini Ceza İnfaz Kurumunun
girişinde Kurum Müdürü Mustafa
Canatan, Kurum İkinci Müdürleri Güven Sakar ve Ayhan Dilber ile
personel karşıladı. Kurul Başkanı ve
üyeleri ziyaret esnasında Ceza İnfaz
Kurumunda bulunan hükümlü ve
tutukluların durumları hakkında görüş alış verişinde bulunduktan sonra
Ceza İnfaz Kurumundaki eğitim birimini, revir, mutfak, kantin, işyurdu gibi birimler ile bazı koğuşlarda
incelemelerdu bulundu.
Seslenis
Sayfa 14
Ekim 2011
İNGİLTERE’DE MÜKERRER SUÇLULUĞA BAKIŞ (1)
Suçun; ekonomik, sosyal, psikolojik
ve toplumsal maliyeti bulunmaktadır.
Bu maliyet, mükerrer suçlulukta daha
da artmaktadır. Bu açıdan suç işleyen
kişilerin yeniden suç işlemelerinin önlenmesi, diğer bir ifade ile bu kişilerin
rehabilitasyonu yolu ile topluma kazandırılması önem arz etmektedir.
İnfazın ve geniş anlamda ceza adalet
sisteminin amaçlarından biri de yeniden suç işlenmesinin önlenmesidir. Bu
suretle, bir yandan suçun ekonomik,
psikolojik ve sosyal maliyetleri ortadan
kaldırılacak diğer yandan toplumun güvenliği sağlanacaktır.
Bu ay ve önümüzdeki ayki yazımda son derece önemli olan bu konuda
Dünyada yapılan en kapsamlı araştırmalardan biri olan ve İngiltere “Social
Exclusion Unit” tarafından hazırlanan
“Eski Hükümlülerin Yeniden Suç İşlemesinin Azaltılması” isimli raporu
özetleyeceğim.
İngiltere de; 1997 yılında ceza infaz
kurumlarından salıverilen hükümlülerin % 58 i iki yıl içinde suç işlemişler,
bu hükümlülerin % 36 sı hapis cezası
alarak ceza infaz kurumlarına alınmışlardır. Aynı yıl; 18-20 yaşındaki erkek
genç hükümlülerden, ceza infaz kurumlarından salıverilenlerin % 72 si iki
yıl içinde suç işlemişlerdir. Bu genç hükümlülerin % 47 si hapis cezası alarak
ceza infaz kurumuna dönmüştür.
1980’li yıllarda İngiltere’de yeniden
suç işleme oranının düşmesine rağmen, bu oran 1990’lı yıllarda artış göstermiş ve halen bu artış devam etmektedir. Bu artışın ardında birçok neden
bulunmaktadır. Bu nedenler arasında;
kısa süreli hapis cezasına hükümlülerin
ceza infaz kurumlarından salıverildikten sonra yeterince desteklenememesi,
uyuşturucu kullanımı, eğitimini yarıda
bırakma ve gelir dağılımındaki eşitsizlik
nedenleri ile toplumdan dışlanma sayılabilir.
Yeniden suç işleme oranının yüksek
olması toplumun güvenliği için büyük
bir sorun teşkil etmektedir. En dikkatli tahminle mükerrer hükümlüler yılda
1.000.000 suçtan sorumlu olup, bu sayı
suçların % 18 ini oluşturmaktadır.
Tam olarak ölçülebilir olmamakla
birlikte yeniden suç işlenmesinin birçok maliyeti bulunmaktadır. Ancak bu
maliyetin en önemli etkisi mağdurlar,
mağdurların aileleri ve toplum üzerinde
görülmektedir.
Yeniden suç işlenmesinin mali boyutu ise son derece büyüktür. Mükerrer
hükümlülerin işledikleri suçların maliyeti yıllık en az 11 milyar Paunt’tur.
Mükerrer hükümlülerin yeniden
suç işlemeleri nedeniyle ceza infaz kurumlarına alınması da maliyeti artırmaktadır. Ortalama olarak bir mükerrer hükümlünün ceza adalet sistemine
ortalama maliyeti 65.000 Sterlin’dir.
Bu mükerrer hükümlünün ağır ceza
mahkemesinde yargılanması halinde
ortalama mahkeme masrafları 30.500
Sterlin’dir. Bu hükümlünün ceza infaz
kurumundaki ortalama yıllık maliyeti
37.500 Sterlin’dir. Bu rakamlar mükerrer suçluluların ceza adalet sistemindeki maliyetlerinin sadece bir bölümünü
göstermektedir. Öncelikle İngiltere’de
işlenen suçların büyük bir bölümü kayıt altına alınamamaktadır. Kayıt altına
alınamayan suçların büyük bir bölümünün mükerrer hükümlüler tarafından
işlendiği tahmin edilmektedir. İkinci
olarak maliyet hesabında; polis ve ceza
adalet sisteminin maliyeti, mağdurların
kayıpları, diğer kamu kurumlarının harcamaları, ulusal ekonominin gelir kaybı
ile hükümlülerin ve bunların ailelerinin
kayıpları değerlendirildiğinde maliyetin gerçek büyüklüğü görülmektedir.
İngiltere’de “Social Exclusion
Unit” tarafından yapılan araştırmada
yeniden suç işlemeyi tetikleyen on etkenin olduğu belirlenmiştir. Bunlar;
eğitim, iş, uyuşturucu ve alkol kullanımı, fiziksel ve psikolojik sağlık, davranış ve kendini kontrol, hayat becerileri,
barınma, mali destek ve borç ile aile
bağlarıdır.
Yapılan araştırmalarda bu etkenlerin yeniden suç işlenmesinin önlenmesinde önemli rol oynadığı belirlenmiştir. Örneğin iş sahibi olanın yeniden
suç işleme riskini üçte birden yarıya
kadar, düzenli bir barınma yerine sahip
bulunmanın suç işleme riskini beşte
bire kadar düşürdüğü belirlenmiştir.
Mükerrer hükümlülerin tekrar suç
işlemesinin önlenmesi çok önemlidir.
Bu kapsamda birçok hükümlü; zayıf
becerilere, iş konusunda yetersiz deneyime, zayıf sosyal ağlara, barınma sorunlarına, şiddetli uyuşturucu alkol ve
ruh sağlığı sorunlarına sahiptir.
Birçok hükümlünün ortak problemi
toplumla bütünleşememektir. Bu kapsamda toplumun geneli ile karşılaştırıldığında hükümlüler; 13 kez daha fazla
zeka düzeyi yönünden çocuk seviyesinde bakıma muhtaç olduğu, 13 kez daha
fazla işsiz bulunduğu, 10 kez daha
fazla eğitimi yarıda bırakan olduğu, 2,5
kez daha fazla ailesinin bir üyesinin suç
geçmişi bulunduğu, 6 kez daha fazla
genç baba ve 15 kez daha fazla HIV virüsünü taşıdığı belirlenmiştir.
Bu konu başka açıdan değerlendirildiğinde, birçok hükümlünün “temel
yeteneklerinin” zayıf olduğu görülmektedir. Bu kapsamda hükümlülerin;
% 80’inin yazma becerisinin, % 65’inin
matematik becerisinin, % 50’sinin
Vehbi Kadri
KAMER
Daire Başkanı
okuma becerisinin 11 yaş grubu çocukların sahip olduğu becerilere eşit
olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca hükümlülerin ceza infaz kurumuna girmeden
önce; % 60-70’inin madde kullandığı,
% 70’ten fazlasının en az iki psikolojik
rahatsızlığının olduğu, erkeklerin %
20’sinin, bayanların % 37’sinin geçmişinde intihara teşebbüs bulunduğu
belirlenmiştir.
Yine yapılan başka bir araştırmada,
yeniden suç işlemeleri nedeniyle ceza
infaz kurumlarına alınan hükümlülerin
durumlarının zorlaştığı belirlenmiştir.
Bu hükümlülerin; üçte birinin kalacak
yerlerini kaybettiği, üçte ikisinin işini
kaybettiği, beşte birinin mali sorunlarla karşı karşıya kaldığı, beşte ikisinin
aileleri ile iletişimlerini kaybettiği belirlenmiştir.
Bu konuya bir örnek vermek istiyorum. Annette isimli hükümlü, ceza
infaz kurumuna girmesi nedeniyle
kaldığı evi kaybetmiştir. Ceza infaz
kurumunda bulunduğu süre içinde bu
hükümlü ile hiç kimse evini nasıl muhafaza edeceği ve salıverildikten sonra
nerede yaşayacağı konusunda görüşmemiştir. Annette’nin ceza infaz kurumunda bulunması nedeniyle kira borçları büyümüş ve evinden çıkarılmasına
karar verilmiştir. Bu kişinin belgelendirilmiş bir adresinin olmaması nedeniyle elektronik izleme altında erken
salıverilmesi talebi de reddedilmiştir.
Salıverme tarihinde Annette’nin yeniden ev kiralama talebi yerel yetkililer
tarafından birikmiş kira borçlarının olması nedeniyle kabul edilmemiştir.
Devamı gelecek ay
Kars Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda belge dağıtım töreni
Kars Kapalı ve Açık Ceza İnfaz
Kurumunda, Açık bölümde ayrı olmak
üzere Türk Halk Müziği konseri ve belge dağıtım töreninden oluşan program
gerçekleştirildi.
22 Eylül 2011 tarihindeki ilk olarak
Kurumun Açık bölümünde Türk Halk
Müziği konserinden oluşan program
düzenlendi.
Etkinliğe; Kars Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Köyü, Cumhuriyet Savcıları Mehmet Çağlayan, Lutfi Güner,
İdris Turgut, Kerem Tonga, Yasemin
Ejder ve Osman Çakır, Kurum Müdür
Vekili Erdoğan Avkar, Kurum İkinci Müdürleri Mustafa İbiş ve Tunay
Özdemir, Kurum Öğretmeni Murat
Önalan, Kurum Psikologu Ayhan Saygılı, Kurum personeli ve hükümlüler
katıldı.
Konser programının sunuculuğunu yapan Kurum Öğretmeni Murat
Önalan, Kars Açık Ceza İnfaz Kurumunda uygulanan eğitim ve öğretim
programları ve iş ve meslek edindirme kursları ile sosyal ve
kültürel faaliyetler hakkında bilgi verdi.
Daha sonra Arya Müzikevi ses ve saz sanatçılarının şarkı
ve türkülerle programa devam edildi. Hükümlüler şiir, fıkra
ve türküleriyle konsere renk katarken, halaylarla konsere eşlik
ettiler.
Aynı gün 15:00’da ise Kurumun Kapalı bölümünde Türk
Halk Müziği konseri ve belge dağıtım töreninden oluşan
program gerçekleştirildi. Programa; Vali Vekili Murat Demirci, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Köylü, İl Jandarma Alay
Komutanı Kıdemli Albay Osman Uçar, İl Emniyet Müdürü
Cengiz Zeybek, Cumhuriyet Savcıları Mehmet Çağlayan ve
Kerem Tonga, Hâkimler Bülent Çelik ve Bülent Altun ile
Kurum Müdürü Vekili Erdoğan Avkar, Kurum İkinci Müdürleri Mustafa İbiş ve Tunay Özdemir, Kurum Öğretmeni
Murat Önalan, Kurum Psikologu Ayhan Saygılı, Kurum personeli ile hükümlü ve tutuklular katıldı.
Kurum Öğretmeni Murat
Önalan, Kars Kapalı Ceza İnfaz
Kurumunda uygulanan eğitim
ve öğretim programları ve iş
ve meslek edindirme kursları
ile sosyal ve kültürel faaliyetler
hakkında bilgi verdi. Töreninin
açılış konuşmasını yapan Kars
Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Köylü, Kurumda uygulanan
eğitim ve öğretim programları ve
iş ve meslek edindirme kursları
ile sosyal ve kültürel faaliyetlerin
hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılmasında ve iyileştirme çalışmalarında önemli yeri
olduğunu vurguladı.
Etkinlik, Arya Müzikevi ses
ve saz sanatçılarının şarkı ve türküleriyle coşku içinde devam etti.
Hükümlülerden
Tuncer
Artantaş’ın okuduğu “Kaybederken Kazanmak” isimli şiir katılımcıların beğenisini kazandı.
Daha sonra 2010-2011 Eğitim ve Öğretim Dönemi sonunda Açık İlköğretim Okulu, Açık Öğretim Lisesi, 1. ve 2.
Kademe Okuma-Yazma Kursları ile mesleki kursları başarıyla tamamlayan hükümlü ve tutuklulara kurs bitirme belgeleri
verildi.
Programın ikinci bölümünde Kurum personeli ile hükümlü ve tutuklular halay çekerek eğlenirken, katılımcılar
neşeli anlar yaşadı.
Ekim 2011
Seslenis
Sayfa 15
Bolvadin’de ‘Yağmurun Ardındaki Işık Projesi’
H
ollanda Rotterdam İslam Üniversitesi öğretim üyeleri, Bolvadin C Tipi Kapalı Ceza
İnfaz Kurumu Müdürlüğünün de ortağı olduğu ‘Yağmurun Ardındaki Işık (The Light
Beyond The Rain)” adlı hibe projesi kapsamında
Afyonkarahisar’da, İkbal Termal Oteli konferans
salonunda “Sosyal Açıdan Dezavantajlı Çocukların
Okul Öncesi Eğitime Kazandırılması’ konulu eğitim semineri verdiler. Hollanda’nın eğitim sistemi,
engellilerin eğitim sisteminde nasıl bütünleştiği
konularının anlatıldığı seminerde, Rotterdam İslam
Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emin Akçahüseyin ve Heidelberg Üniversitesi Eğitim Uzmanı
Mehmet Güzel tarafından Hollanda’nın okul öncesi
eğitim sistemi ve ilerleyişi hakkında bilgi verildi.
Hollanda Rotterdam İslam Üniversitesi öğretim üyeleri; Bolvadin Cumhuriyet Başsavcısı İlyas
Yavuz’u ziyaret ettiler. Ziyaret sonrasında açıklama
yapan Başsavcı Yavuz, eğitim alanında dezavantajlı
durumda olan çocuklara öncelik tanınması için bu
ve benzeri projelerin çok önemli olduğunu kaydederek, “Eğitimin feda edilecek hiçbir ferdi yoktur.”
dedi. Hazırlanan projenin ceza infaz kurumları için
önemli bir proje olduğunu ve bu tür projelere sahip
çıkılması gerektiğini söyledi.
Seminerin belge dağıtım törenine Okul Öncesi
Eğitimi Genel Müdürlüğü Strateji Geliştirme Şube
Müdürü Bahattin Özger, Bolvadin Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz, İl Milli Eğitim Müdürü Hidayet Yıldırım, Bolvadin Ceza İnfaz Kurumu Müdürü
Kamil Özdemir, Hacettepe Üniversitesi Okul Öncesi Eğitim Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Belma
Tuğrul, Rotterdam İslam Üniversitesi Rektör Yard.
Prof. Dr. Oktay Uca, Rotterdam İslam Üniversitesi
Rektör Yard. Prof. Dr. Emin Akçahüseyin, Bremen
Üniversitesinden Doç. Dr. Cemal Elitaş ve Dr. Kemal Karayormak, Heidelberg Üniversitesinden Uzman Mehmet Hayri Güzel, Afyonkarahisar’da görev
yapan okul öncesi eğitimi öğretmenleri ve misafirler
katıldı.
Seminerin belge dağıtım töreninde konuşma
yapan Bolvadin Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz,
“Mutluluğun temelinde iyi bir eğitim ve güzel bir gelecekte saklı. Bir şeyler üretebilmek ve yaşamaya dair
SİVAS E TİPİ KAPALI
CEZA İNFAZ
KURUMUNUN
‘ACI GÜNÜ’
Sivas E Tipi
Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda
infaz ve koruma
memuru
olarak görev yapan
ve yakalandığı
amansız hastalığa (akciğer kanseri) yenik düşerek 26.08.2011 tarihinde aramızdan
ayrılan Durmuş Elçi’nin vefat haberi
Kurum personeli ile hükümlü ve tutukluları yasa boğdu.
Herkes tarafından sevilen, cana
yakınlığı ve neşeli hali ile tanınan
Durmuş Elçi 05.01.1966 Yıldızeli
doğumlu olup, evli ve 2 çocuk babasıydı. 29.12.1997 tarihinde infaz
koruma memuru olarak memuriyete
başlayan Durmuş Elçi’ye Allah’tan
rahmet, ailesine sabır ve baş sağlığı
diliyoruz.
değerler ortaya koyabilmek için herkesin olduğu gibi
ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutukluların da iyi bir eğitime ihtiyacı vardır. İyi bir gelişim
için eğitim şart. Karanlık bir zihniyet yerini aydınlığa
ulaşan zihniyetlere bırakmalı. Olgunlaşmaya hazır
tomurcuklar yeşermeli. Yeni baharlar yaratılmalı yüreklerde. Bu baharları yaratmak için bütün yürekler
aynı anda çarpmalı ve beraber mücadele etmeli. Bu
mücadeleye böyle çalışmalarla, projelerle katkıda bulunmamız gerekir. Ceza infaz kurumlarında bir mazi
yaratılacaksa derinlerde, bu da eğitimsizliğin yaratacağı acı bir mazi olmasın. En güzel dileğim, bütün
yüreklerin aynı anda çarpması ve eğitim için iyi bir
çaba sarf etmesidir.” şeklinde konuştu.
Kurum Müdürü Kamil Özdemir ise konuşmasında, “Proje, Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumlarında
hükümlü veya tutuklu anneleriyle birlikte kalan 3-6
yaş arasındaki çocukların bağımsız anaokullarında
okul öncesi eğitime kazandırılıp; annelerinin içinde
bulunduğu konum ve taşıdığı sosyal kimlikten ötürü
dezavantajlı durumda olan bu çocukların eğitim-öğretim haklarından en üst düzeyde yararlanmalarını
sağlayarak, toplumsal düzeyde bu anlamda sosyal sorumluluk bilincini yükseltmeye yönelik, konu kapsamındaki tüm tarafların işbirliğiyle yapacağı çalışmaları kapsamaktadır. Bu kapsamda parolamız, ileri ve
daima ileridir. Ceza İnfaz Kurumumuzda eğitimde,
bilimde, sanatta, hep en ileride olacağız. Geçmişimiz
nasıl hep başarılarla, övünçlerle doluysa, geleceğin
daha aydınlık, daha güzel olması temel amacımızdır.
Bu yolda bu proje ile nasıl başarılı olduysak gelecekte
de başarılı olacağımızdan kuşkum yoktur.” dedi.
Program, Afyonkarahisar’da görev yapan okul öncesi eğitimi öğretmenlerine seminer katılım belgeleri dağıtılmasıyla sona erdi.
Nevşehir E Tipi Ceza İnfaz
Kurumunda tiyatro gösterisi
Nevşehir E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, hükümlü-tutukluların rol aldığı “Pusu” isimli
iki perdelik tiyatro oyunu sergilendi.
Kurumun çok amaçlı salonunda sergilenen ve
komedi sahneleri ve sosyal mesajların harmanlandığı eser izleyicilerden büyük beğeni topladı.
Tiyatronun en ilgi çeken sahnesi ağa tarafından
kandırılan fakir köylünün, öldüreceği Murat adlı
kişiye ateş etmesi sonucu silahtan renkli çiçekler
çıkması ve Murat isimli karekterin “Keşke bütün
silahlardan barut değil de çiçekler çıksaydı; böyle
olsaydı insanlar ölmez, aileler de parçalanmazdı.” sözleri oldu. Bu sahne seyircilerden yoğun
alkış aldı.
Tiyatro oyununu; Kurum
Müdürü Hamit Karslıoğlu,
ikinci müdürler, Kurum öğretmenleri, Kurum personeli ve
hükümlü-tutuklular izledi.
Kurum
Müdürü
Hamit
Karslıoğlu bu tür sosyal içerikli etkinliklerin aralıksız olarak
devam edeceğini, hükümlü ve
tutukluların kültürel ve eğitsel
anlamda gelişmeleri için hem
Kurumsal anlamda hem de diğer kurumlarla işbirliği çerçevesinde yoğun bir çalışma içinde olduklarını ifade etti.
SAYFA 16
Seslenis
Pozantı’da geri dönüşüm konulu
konferans gerçekleştirildi
Pozantı M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, 19.09.2011 tarihinde, “Geri Dönücümün Önemi ve Doğaya Katkı” konulu konferans düzenlendi. Koferansa; Pozantı Cumhuriyet Savcıları Kemal
Aktaş ve İbrahim Şaşdım, Kurum Müdür Vekili Mesut Gürkan,
Kurum İkinci Müdürü Erol Değer, Kurum İdare Memuru Murat
Üşümez, Kurum Öğretmeni İsa Devrim ve Kurum personeli ile hükümlü ve tutuklular katıldı. Pozantı Belediye Başkanı Mustafa Çay,
konferansta yaptığı konuşmada; geri dönüşümün önemi üzerinde
durarak, doğanın muhakkak korunması gerektiğini söyledi.
Hükümlülerin el işleri İzmir Fuarı’nda sergilendi
İzmir Uluslararası Fuarı 8-18 Eylül 2011tarihleri arasında
gerçekleştirilirken, Fuarda hükümlü ve tutukluların el emeği
göz nuru ürünlerinden oluşan ürünler de ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Toplam 27 ceza infaz kurumunun katılarak,
stant açtığı Fuarda, hükümlü ve tutukluların el işleri büyük ilgi
gördü.
Fuar kapsamında gerçekleştirilen El Sanatları Sergisinin
açılışına; İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak, İzmir
Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Celal Kocabaş, Cumhuriyet Başsavcı Vekilleri Cevat Barutçu ve Yusuf
Arslan, İzleme Kurulu üyeleri, İzmir 1 No lu F Tipi Ceza İnfaz
Kurumu Müdürü Ayhan Çapacı, Kurum Müdürü Necmi Üçler, Fuarda stant açan ceza infaz kurumlarının personeli ve çok
sayıda ziyaretçi katıldı.
Açılışın ardından sergiyi gezen davetliler, hükümlü ve tutukluların el işlerinden oluşan ürünleri beğeniyle incelediler.
Toplam 27 ceza infaz kurumunun stant açtığı sergide, özellikle F tipi ceza infaz kurumlarının sergisi ayrı bir ilgi gördü. F
Tipi ceza infaz kurumlarında böylesine güzel ürünler üretilmesinin dikkat çekici olduğunu ifade eden ziyaretçiler, hükümlü
ve tutukluların ceza infaz kurumlarındaki çalışmalarının takdire şayan olduğunu dile getirdiler.
İzmir 2 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz
Kurumu Müdürü Necmi Üçler, sergi ile ilgili olarak yaptığı
açıklamada; “Hükümlü ve tutukluların üretme, inşa etme, faydalı olma duygularını geliştirme adına, onları teşvik etme adına
fuara katıldık.” dedi.
Kurum Müdürü Üçler, Kurumda hükümlü ve tutuklulara
yönelik gerçekleştirilen faaliyetler hakkında bilgi verirken, şunları söyledi: “Kurumumuzda, hükümlü ve tutuklulara yönelik,
Buca Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü iş birliği ile açılan Çini
desenleme, El sanatları, Yağlıboya resim ve Bakır rölyef kurslarında üretilen el emeği, göz nuru eserleri İzmir halkının görmesi ve yapılan çalışmaları takdir etmesi, beğendikleri eserleri
satın alarak mahkumların maddi ihtiyaçlarının karşılanması
için fuar organizasyonunu büyük bir fırsat olarak görüyoruz.”
Sergiyi gezen ve hayran kalan ziyaretçilerin İzmir’de F Tipi
cezaevi olduğunu bilmediklerini ve F Tiplerinde böylesine güzel eserlerin ve çalışmaların yapıldığını bu sergi sayesinde öğrendiklerini dile getirdiklerini hatırlatan Üçler, hükümlü ve tu-
tukluların el emeği göz nuru çalışmalarının, toplum tarafından
bilinmesi ve desteklenmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
Üçler, bu tür çalışmaların ve sergilerin her yıl daha da genişletilerek, daha büyük standlarda halkın ve kamuoyunun beğenisine sunulmasının gerekli olduğunu belirterek emeği geçen personele teşekkür ettiler.
Karaman M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda Türkçe’nin
doğru kullanılmasına yönelik konferans düzenlendi
Karaman M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda “Dil-Kimlik İlişkisi,
Türkçe’nin Doğru Kullanılması” konulu
konferans gerçekleştirildi.
23 Eylül 2011 günü Karamanoğlu
Mehmetbey Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen ve Edebiyat Fakültesi Öğretim
Görevlisi Onur Aykaç tarafından sunulan
konferansı, Kurum idarecileri, personel ile
hükümlü ve tutuklular izledi.
Öğretim Görevlisi Onur Aykaç, konuşmasına dilin en önemli iletişim aracı
olduğunu, ilmin ve kültürün temel öğesini oluşturduğunu belirterek başladı. Daha
sonra dilin, bireyler ve milletler için önemi-
Kocaeli Açık Ceza infaz Kurumu Personeli
Ömer Oğuzer’in paraşütle atlama başarısı
Kocaeli Açık Ceza infaz Kurumunda İnfaz ve Koruma Memuru olarak görev
yapmakta olan Ömer Oğuzer, paraşütle atlama sporuna gönül vererek, bu
alanda eğitim gördü. Oğuzer, Türk Hava Kurumunun düzenlediği paraşüt
kursuna katılarak, paraşütle atlayışını gerçekleştirdi. Oğuzer, geçtiğimiz
Ağustos ayında, THK Eskişehir Tesislerinde 2011 /12. Dönem Kursunda
T10B paraşütü ile 1200 fitten serbest stilde başarılı bir atlayış yaptı.
ne değinerek; dilin önemini açıklayan somut örnekler vermiştir. İnsanın, kendi dilini sevmesi, O’na bilinçli bir saygı duyması
gerektiğini belirten Aykaç; Türkçe’nin tarihi gelişimi ve Türkçe’nin doğru kullanılması konularında da önemli açıklamalarda
bulundu. Karamanoğlu Mehmet Bey’in
fermanından bahsederek günümüz sokaklarında kullanılan yabancı kelimelere vurgu
yapıp, “dil bilinci” oluşturmanın önemine
ve gerekliliğine değindi.
Akıcı bir dil ile sunumunu yapan Aykaç,
katılımcıların sorularını da cevaplarken,
konferans sonrası katılımcıların yoğun alkışları ile büyük ilgi gördü.

Benzer belgeler

Adalet Bakanı Ergin, ceza infaz kurumu personeli ile iftar yemeğinde

Adalet Bakanı Ergin, ceza infaz kurumu personeli ile iftar yemeğinde CEZA infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklularca üretilen el emeği göz nuru ürünler, Ankara’da gerçekleştirilen geleneksel sergide ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Bu yıl 8’incisi düzenlenen sergi...

Detaylı

Ağustos-Sayı: 113 - Sesleniş

Ağustos-Sayı: 113 - Sesleniş Alemlerin Ayı Güneşi, Yıldızı Mustafa’sı

Detaylı