TÜRK- `ten Ça r : Akan Kan Durmal d r
Transkript
TÜRK- `ten Ça r : Akan Kan Durmal d r
Say: 385 Yeni Kölelik Düzenine Hayr! Fon Düzenlemesi Yasalat TÜRK- Düzenlemeye Tepkili TÜRK-'ten Çar: Akan Kan Durmaldr DOSYA Sosyal Devlet Bitti mi? TÜRK‹YE ‹Ç‹ SEND‹KALARI KONFEDERASYONU Yay›n Organ› 108 çinin Kitapl Temmuz - Austos 2009 • Say› : 385 ISSN 1300-6843 100 TÜRK-‹ YÖNET‹M KURULU Çalma Yaamnda Temmuz-Austos 2009 Mustafa KUMLU Genel Bakan 98 Mustafa TÜRKEL Genel Sekreter TÜRK-'in Gündeminden Ergün ATALAY Genel Mali Sekreter 95 Nihat YURDAKUL Sendikalarmzdan Genel Eitim Sekreteri Pevrul KAVLAK Genel Tekilatland›rma Sekreteri SAH‹B‹: TÜRK‹YE ‹Ç‹ SEND‹KALARI KONFEDERASYONU TÜRK-‹ Ad›na Genel Bakan Mustafa KUMLU • GENEL YAYIN YÖNETMEN‹ ve YAZI ‹LER‹ MÜDÜRÜ: Hasan Tahsin BENL‹ [email protected] • GRAF‹K - TASARIM: Münir GÜRAN [email protected] • FOTORAFLAR: Necdet UZMAN • YÖNET‹M YER‹ TÜRK-‹ Genel Merkezi Bay›nd›r Sokak No. 10 06410 Yeniehir / ANKARA Tel: 433 31 25 (4 Hat) Faks: 433 68 09 - 433 85 80 http://www.turkis.org.tr e-posta: [email protected] • Dergimiz Bas›n Ahlak Yasalar›na Uyar • Yay›n Türü: Yayg›n Süreli, 2 Ayl›k • Bask› : Ziraat Gurup Matbaac›l›k A.. Ziraat Bankas Tesisleri stanbul Yolu Trafo Kars Varlk-Ankara Tel : 384 73 44 - 45 • Bask Tarihi: 28.9.2009 92 90 Ramazan 'Bo Mutfaa' Geldi Tüketici Dünyas Sinan VARGI TÜRK- Tekilatlandrma Uzman 88 Fabrika Üüreten Fabrika: Ankara Makina Fabrikas Duygu GÖZLEK eker- Sendikas Basn Uzman 86 AB ve Çalma Hayat Pnar Alkan YARIKKAYA AB Çalmalar Dairesi 82 Türkiye'de Çocuk çilii Serhat KARATEKN Sosyolog 80 Sosyal Güvenlik Celal TOZAN TÜRK- Sosyal Güvenlik Danman 67 Yallk Sigortasndan Salanan Yardmlar Celal TOZAN TÜRK- Sosyal Güvenlik Danman 64 Ev lerinde Ücretli Çalma Hülya UZUNER TÜRK- Kadn çiler Uzman 2 Daha Çok Demokrasi, Daha Çok Bar Mustafa KUMLU Genel Bakan 4 çileri Bakan Atalay TÜRK-'le Görütü... 7 Fon Düzenlemesi Konfederasyonlarn Ortak Talebine Ramen Yasalat 9 TÜRK-'in Etkili Mücadelesi Sonuç Verdi 18 sizlik, Sosyal Devlet Yaklamlaryla Çözülür 19 22 DOSYA Sosyal Devlet Bitti mi? 44 Asl veren-Alt veren Uygulamas Toplantlar Yapld Hükümet Temil Kararnamesini Geri Çekti Metin TRYAKOLU Basisen Genel Bakan 46 "Emekliler Açlk ve Yoksulluk le Mücadele Ediyor. Bu Ülkemiz Açsndan Büyük Bir Utançtr." Kazm ERGÜN Türkiye çi Emeklileri Dernei Genel Bakan 50 TÜRK-'in Dou ve Güneydou Anadolu Raporu (1993) Enis BADADOLU TÜRK- Aratrma Müdür Yardmcs 56 sizlik Sigortas ve Hak Kayplar Namk TAN TÜRK- Aratrma Müdür Yardmcs 58 Güvenceli Esneklik Üzerine Not... Enis BADADOLU TÜRK- Aratrma Müdür Yardmcs 61 62 Uluslararas Sendikal Hareket Ura GÖK TÜRK- D likiler Uzman Krize Kar Emek Masas Temmuz 2009 Raporu bayaz Daha Çok Demokrasi, Daha Çok Bar O rtalamann üzerinde ya alan Trakya ve stanbul bölgelerimizde yaanan sel felaketinin ölümlere de yol açm olmas, ülkemizde olduu gibi TÜRK- topluluunda da büyük aclara yol açmtr. Felaketle birlikte, benzeri açlarn yaanmamas için tabiat kurallarn görmezden gelen veya ciddiye almayan uygulamalardan kaçnlmas, yerleime açlan bölgelerin kusursuz planlanmas ve kontrolünün yaplmas gerei bir kez daha görülmütür. Üzüntümüz büyüktür. Dileimiz yaralarn bir an evvel sarlmas ve benzeri felaketlerin yaanmamasdr. –––– I –––– Hükümet, Özel stihdam Bürolar’na istihdam ettii içileri kiralama yetkisi veren ve kamuoyunda “kiralk içilik” tanmlamasyla bilinen düzenleme ile sizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda kullanlmasn beraberinde getiren düzenlemeyi, 26 Haziran 2009 tarihinde sosyal taraflara haber vermeksizin bir gece yars operasyonu ile TBMM’den geçirmitir. TÜRK-, teklifin veto edilmesi için hemen harekete geçmi, Cumhurbakan Abdullah Gül ile yaplan görümeler sonucunda, 9 Temmuz 2009 tarihinde teklif, kiralk içilii düzenleyen maddesi temelinde veto edilmitir. TBMM, Bakann seçmek üzere toplandnda ise çalma süresi uzatlarak ilgili teklif yeniden yasalatrlmak istenmitir. TÜRK-, bu süreci engelleyebilmek için youn bir faaliyet içerisine girmi, iktidar ve muhalefet partisi milletvekilleri ile görümeler yapm, hazrlad kiralk içilik düzenlemesinin sakncalarn içeren broürü milletvekillerine göndermitir. Tüm bu çalmalar sonucunda, kiralk içilii düzenleyen vetolu madde geri çekilirken, sizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda kullanlmasn beraberinde getiren düzenleme, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmitir. TÜRK-, Anayasa’ya aykr olduu tespitini yapt Mustafa KUMLU Genel Bakan bu düzenleme için Ana Muhalefet Partisi’ni Anayasa Mahkemesi’ne bavuru yapmaya çarmtr. CHP ise bu yöndeki çalmalarn balatmtr ve bavuru önümüzdeki günlerde yaplacaktr. TÜRK-, Cumhurbakan Abdullah Gül tarafndan TBMM’ye yeniden görüülmek üzere gönderilen “kiralk içilik” ile ilgili düzenlemenin Türkiye’nin gündeminden bütünüyle çkarlmasn istemektedir. Bu düzenlemenin istihdamn artmasna bir katks olmayaca, çalma barn bozaca, içilerin örgütlenmesine engel olaca ve içilerin güvencesiz bir ortamda insan onuruna yakmayan bir ücret düzeyinde çalmalarn beraberinde getirecei tespitini yapan TÜRK-’in bu konudaki duyarll sürecektir. –––– I –––– Ülkemiz her ne kadar kamuoyu gündeminden dümü görünse de ekonomik krizin ykc etkilerini yaamaya devam etmektedir. ten çkarmalar, sadece TÜRK-’e bal sendikalarda bile 40 bin kiinin üzerine çkm, ücretsiz izine çkarlanlarn says bu rakam amtr. TÜK verilerine göre yaz mevsimi nedeniyle göreceli olarak azalma eilimi gösteren isizlik oranlar, azalm haliyle bile yüzde 13’ler seviyesindedir. Bunun son derece yüksek bir oran olduu tartlmazdr. Öyle anlalmaktadr ki, iverenler yürütülen tüm kampanyalara karn, krizin yükünü isizletirerek hafifletmeye çalmaktadr. Hal böyleyken, iveren örgütlerinin hala içinin biricik güvencesi olan kdem tazminat müessesesini konu etmesi son derece manidardr. Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakan bakanlnda yaplan son Üçlü Danma Kurulu Toplants’nda, iverenlerce yine kdem tazminat müessesinin gündeme alnmas önerilmi, TÜRK- ise kdem tazminatnn konu edildii herhangi bir toplantya katlmayacan bildirmitir. TÜRK-’in bu tavr üzerine öneri gündeme alnmamtr ancak iveren örgütlerinin bu konuda yllardan beri var olan srarnn sürecei aikardr. Hükümete, dolaysyla Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl’na düen görev, TÜRK- için genel grev nedeni saylan bu konuyu hiç açmamak, açlmasn da engellemektir. Üçlü Danma Kurulu’nun bir dier konusunu da çalma hayatn düzenleyen yasalarn yeniden yaplandrlmas oluturmutur. TBMM gündeminde bulunan yasa teklifinin, yllar içinde yaplan dier çalmalarn ve en son TÜRK-’in bilim adamlarna hazrlatt taslan yan sra, Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl da bilim adamlarndan oluturduu bir kurula 2821 Sendikalar Yasas ve 2822 Toplu Sözlemesi, Grev ve Lokavt yasas ile ilgili bir çalma yaptrmaktadr. Bu çalmann da taraflarca deerlendirilmesi ve önerilerin iletilmesi ile birlikte söz konusu yasal deiiklikler için bir olgunluk noktasna gelinebilecei umulmaktadr. TÜRK-, söz konusu yasal deiikliklerin ILO, AB normlar ve Türkiye koullar dikkate alnarak yaplmasn istemekte, srarl önerilerini iletmektedir. –––– I –––– Ülkemiz bir süredir, kimilerince “Kürt açlm”, çou kez de “demokratik açlm” olarak adlandrlan bir sürecin içinden geçmektedir. TÜRK-, Dou ve Güneydou Anadolu’da yaanan sorunlarla ilgili olarak 1993 ylnda bir rapor yaynlamtr. Dergimizde geni bir özeti yer alan rapor incelendiinde görülecektir ki, TÜRK-’in o dönemde tespit ettii sorunlar ve çözüm önerileri, günümüzle örtümektedir. Hiç süphesiz, sorunun çözümünün temelinde demokrasinin snrlarnn geniletilmesi yer almaktadr. Demokrasi, sorun çözme yöntemi olarak ilerlik kazand zaman sorunlarn birikmesine, krize dönümesine izin vermeyecektir. Bu süreçte bireysel hak ve özgürlüklerin toplumsal hak ve özgürlüklerle uyumu son derece önemlidir. Bireysel hak ve özgürlüklerin toplumsal hak ve özgürlüklerle desteklendii bir anlayta demokrasi gerçek fonksiyonlarn üretebilecektir. Tüm bu tartmalar sürecinde ülkemizin bütünlüü ve milli mücadele ile çizilmi snrlarmzn ve bamszlmzn asla tartma konusu yaplmamas arttr. TÜRK-, 21’inci yüzyln “ayrmalar” deil, “birlemeler yl” olduuna inanmakta, ülkemizde bar ve kardeliin kalc bir ekilde yerleecei ve yaanaca günlerin uzak olmadna inanmaktadr. –––– I –––– TÜRK-, yaanan ve gündemde olan her sorunda gergin siyasi üsluptan rahatszlk duymaktadr. Ülkemizde sarlacak birden çok yara varken ve üstelik daha çok demokrasi, daha çok bar tüm kesimlerin talebi ve dileiyken, siyasi partilerin birbirlerine yönelik sert tutumlar yaplmak istenenlerle çelimekte, inandrclk yitirilmektedir. Siyasetteki güler yüz ve diyaloa açk tablo, hiç kukusuz geni halk kitlelerini de yansyacaktr. çileri Bakan Atalay TÜRK-’le Görütü... Kumlu: 4 “Akan kan durmal, ülkemizin yaralar sarlmal.” çileri Bakan Beir Atalay, ‘Demokratik Açlm’ çalmas kapsamnda TÜRK- Genel Merkezini ziyaret etti. Atalay, çileri Bakanl Müstear Osman Güne ile birlikte Genel Bakan Mustafa Kumlu ve Genel Mali Sekreter Ergün Atalay ile görütü. Bakan Atalay, ‘’Demokratik Açlm’’ çalmas çerçevesinde sendikalar boyutunda ilk ziyareti TÜRK-’e yaptn söyledi. TÜRK-’in gurur duyulan, uluslararas alanda tecrübesi ve kimlii bulunan büyük bir sendika ve sivil toplum kuruluu olduunu vurgulayan Atalay, bu nedenle sendikalarla yaplacak görümelerde ilk olarak TÜRK- ile bir araya gelmeyi uygun gördüünü söyledi. Atalay, ziyarette çalmayla ilgili bilgi sunduunu ifade ederek, unlar kaydetti: “TÜRK- büyük bir camia, tekilatlar var, ubeleri var. Çok büyük bir nüfus kesimini, içi kesimini temsil ediyor. Kendilerinden tekilatlarnn da görüünü alarak ve bizim mesajlarmz da buralara ileterek bu konuda olabilecek görü ve katklarn istediimizi ifade ettim. Çalmamz, yürüttüümüz süreci bütün ayrntlaryla kendilerine anlattm. Buradaki temel ilkelerimizi, baklarmz kendilerine bilgi olarak sundum. Kendilerinin bugün bize söyledikleri hususlar oldu. Bundan sonra da kendi tekilatlaryla paylaarak, takip eden süreçte görülerini verecekler.” Genel Bakan Mustafa Kumlu da konumasnda, çileri Bakan Atalay’a ziyareti ve verdii bilgiler için teekkür ederek unlar söyledi: “Özellikle ülkemizin bir bölümünde yllardr hepimizin bildii gibi kan akyor. Bu kann durdurulmas lazm. Ülkemizin ald yaralar sarlmal ve yeni olumsuzluklara izin verilmemelidir diye düünüyoruz. Biz, Hükümetin, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerini bozmadan bu soruna çözüm arayacan ve bu nedenle de bir açlm yaptn düünüyoruz.” TÜRK-’in de bu konuya yabanc olmadn, 1993 ylnda sorunun çözümü yönündeki önerilerini dile getirdiini hatrlatan Kumlu, 14 ubat 1993 tarihli “Dou ve Güneydou Anadolu Bölgesi Raporu”nu Atalay’a sundu. Kumlu, sorunun demokrasi içinde çözüleceine inandklarn belirterek, “Özellikle Sayn Bakan’n huzurunda Sayn Babakan’a, Hükü- mete, parlamentoda grubu bulunan tüm siyasi partilere TÜRK- olarak u çary yapmak istiyoruz: uzlama, uzlama... Ancak bu uzlamada sözde olmamal. Özellikle çok hassas bir konu bu. Uzlamann eylemle de gerçeklemesi gerekir. Buna katk salanmas gerektiini ifade etmek istiyorum” diye konutu. Sorunun demokrasi içinde çözülmesinin üç koulu olduunu belirten Kumlu, bu koullar öyle sralad: “Bir, demokrasimiz sorun çözme yöntemi olarak ilerlik kazanmaldr. Öyle olduunda sorunlar birikmeyecek ve krize dönümeyecektir. ki, demokrasimizi sorun çözer hale getirmek için de bireysel hak ve özgürlükler ile toplumsal hak ve özgürlükleri birbirini destekler hale getirmek gerekir. Üç, ülkemizin bütünlüü ve bamszl, milli mücadele ile çizilmi snrlarmz her türlü tartmann dnda olmaldr. çi gözüyle baktmzda biz her sorunun altnda isizlii görürüz. sizlik zaten kendiliinden sorundur. O nedenle isizlii yok edecek, geri kalml giderecek sosyoekonomik politikalar oluturulmaldr. TÜRK içinin etnik kimliiyle kesinlikle ilgilenmez, içilerin sorunlaryla ilgilenir.” “Türkiye’de bütün insanlarn etnik kimliklerini düünmeden, özgürce ve cumhuriyetin vatanda olmaktan gurur duyarak yaadklar gün, gelecee ümitle bakacaz.” ÇATIMANIN ÇÖZÜM MODEL 1- PKK’nn silah brakmas ve dönü sürecinde nasl bir yöntem izlenmelidir? KOULSUZ SLAH BIRAKILMALI. Toplumsal sorunlarn iddet yoluyla çözümlenmesi mümkün deildir. Yaralarn sarlmas ve toplumsal barn yeniden ina edilmesi zarureti vardr. Bu bakmdan terör örgütüne silah braktrlmas herhangi bir ön koula bal olmadan öncelikle ele alnmaldr. Biz TÜRK- olarak terörün etnik ve baka toplumsal sorunlardan ayr olarak ele alnmas gerektiini düünüyoruz. 2- PKK kadrolarn dadan indirmek amacyla af ilan edildii takdirde kapsam ne olmaldr? KANLI OLAYLARA KARIMAYANLARA AF: Terör örgütünün elemanlar arasnda ad cinayete, kanl olaylara karm unsurlaryla, bu örgütün u veya bu düzeyde etkiledii, bünyesine katt unsurlar birbirinden ayrt etmek gerekir. Toplumsal bar salayacak bir hukuki düzenleme yaplrken, toplumsal vicdan incitmemek, yaralar yeniden kanatmamak, hassasiyetle üzerinde durulmas gereken bir husustur. 3- Çözüm sürecine Abdullah Öcalan’n da dahil edilmesi yolundaki taleplere nasl bakyorsunuz? PKK’YI N ÇNE KATMAYA HTYAÇ YOK: Bugün ABD’nin Irak’n igaliyle balatt kanl sü- Milliyet Gazetesi’nden Devrim Sevimay, “Türkiye Modelini Aryor” balkl yaz dizisinin 6 Austos 2009 günü yaymlanan 4. bölümünde sorularn TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu’ya yöneltti. te Milliyet’in sorular ve Genel Bakan Kumlu’nun yantlar reçten geri çekilme karar, yani yeni bir stratejiyi benimsemesi, u soruyu ortaya çkarmtr: ABD’nin katksyla oluturulmaya çallan Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi ne olacak? ABD, yeni stratejisinde Kuzey Irak’taki oluumu Türkiye’nin destei ile koruma altna almak istemektedir. Kuzey Irak yönetimi de bir an önce terör örgütünden kurtulmay amaçlamaktadr. Konuyu bu çplakl ile gördüümüz zaman, terör örgütünün yönetim kadrosunu bu sürece katma çabalarnn ne kadar anlamsz olaca ortaya çkacaktr. Sürecin bara dönümesi isteniyorsa, terör örgütünün herhangi bir ekilde bu sürece katlmasna ihtiyaç olmad görülecektir. 4- Çözüm süreci boyunca operasyonlar durmal m durmamal m? OPERASYONLARA DEVAM: Terör örgütü varln sürdürdüü müddetçe, devletin terörü etkisiz klmak üzere mücadele etmesi kaçnlmazdr. Bu dünyann her yerinde böyledir. 5- Terörün bitme menziline girdii konusunda yaylan iyimser havaya katlyor musunuz? YMSER HAVA ABD’NN GAL BTTKTEN SONRA DEEBLR: yimser havann mevcudiyeti olumlu bir balangç olabilir. Fakat, Ortadou’yu ve ülkemizi istikrarszla sürükleyen, Irak’ta binlerce insann katline sebep olan ABD’nin igal sürecinin sonunda yeni bir stratejinin uygulanmaya sokulacan düünürsek, bu iyimserliin gerçekçi politikalarla desteklenmesi ihtiyac ortaya çkar. Yani, Türkiye bu sürecin yönetimini ABD’nin yeni stratejisi ve insafna brakrsa, büyük hayal krklklar yaanabilir. KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜM MODEL 6- Türkiye’de yaayan Kürtlere mevcut Anayasa ve yasalarla tannm olan hak ve özgürlükler alannn geniletilmesi gerektiini düünüyor musunuz; düünüyorsanz bu düzenlemeler neleri içermelidir? 5 TAM DEMOKRATK ÜLKE OLMAK YETER: Cumhuriyet fikri eit ve özgür insanlar toplumuna dayanr. Burada insanlara dinlerine, siyasal görülerine, etnik kimliklerine göre öncelik ve sonralk verilmez. Bu haklar geniletmek esas itibaryla güçsüz gruplar, snflar, zümreleri eit hale getirmek cumhuriyetin erdeminin içinde vardr. Bu fikir, etnik temelli siyaset yapmay reddettii gibi herhangi bir etnisiteyi dlamay da reddeder. Türkiye tam demokratik bir ülke olduu zaman bu sorunlarn alacana inanyoruz. 6 7- Soruna çözüm çerçevesinde demokratikleme paketi ve ekonomik önlemler yeterli midir? Bölgeye özel düzenlemeler de yaplmal mdr? ÖNCE SZLK SORUNU ÇÖZÜLSÜN: Sorunun çözümüne Hükümet’in nasl yaklat konusunda kamuoyu henüz bir bilgiye sahip deildir. Dolaysyla hangi program etrafnda nelerin açlm kabul edildii bilinmemektedir. Bizim üzerinde hassasiyetle duracamz konu, bölgenin geri kalmlnn giderilmesine yönelik sosyal ve ekonomik politikalarn emei koruyucu nitelikler tamas ve isizlik sorununun öncelikle çözülmesidir. 8- Toplumsal mutabakatn salanmas için sizce en çok dikkat edilmesi gereken husus nedir? BLG+YURTSEVERLK=MU TABAKAT: Toplumsal mutabakat salayacak unsurlar devlet ve sivil toplumdur. Hem bölgede yaayan insanlar temsil eden sivil unsurlar, hem de ülkesel ölçekte örgütlenmi olan sivil kurulularn bölgenin sorunlarna yönelik ortaya koyduu görüler dikkate alnarak deerlendirilmelidir. Biz mutabakat derken bunu bilgiyle, yurtseverlikle birletirecek bir yaklamdan söz ediyoruz. 9- Sizin açnzdan bulunacak çözüm modelinin “olmazsa olmaz” çizgileri nelerdir? TÜRK-’N ÜÇ ARTI: Birincisi demokrasidir. Demokrasi, ülkemizde sorun çözme yöntemi olarak ilerlik kazand zaman sorunlarn birikmesine, krize dönümesine izin vermeyecektir. kincisi bireysel hak ve özgürlüklerin toplumsal hak ve özgürlüklerle desteklendii bir anlayta demokrasi gerçek fonksi- yonlarn üretebilecektir. Üçüncüsü, ülkemizin bütünlüü ve milli mücadele ile çizilmi snrlarmzn ve bamszlmzn asla tartma konusu yaplmamasdr. 10- Bu konuda sorulmad halde yantlamak istediiniz soru varsa nedir? ETNK KMLK GER, CUMHURYET LER: Türkiye’de bütün insanlarn etnik kimliklerini düünmeden, özgürce ve cumhuriyetin vatanda olmaktan gurur duyarak yaadklar gün, gelecee ümitle bakabileceimizi düünüyoruz. Fon Düzenlemesi Konfederasyonlarn Ortak Talebine Ramen Yasalat “Fondan genel bütçeye kaynak aktarmak sosyal devlet ilkesiyle badamaz. Gelime kayg verici.” T ÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, Hak- Genel Bakan Salim Uslu ve DSK Genel Bakan Süleyman Çelebi, Cumhurbakan Abdullah Gül’e ortak bir bavuruda bulunarak, ssizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda kullanlmasna yol açan 5921 Sayl “sizlik Sigortas Kanunu ile Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu’nda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun”un TBMM’ne geri gönderilmesini istedi. Ancak bu bavuruya ramen, kanun tasars Cumhurbakan Abdullah Gül tarafndan onayland. Bu gelime üzerine, TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, sizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda kullanlmasna yönelik düzenlemenin Cumhurbakanl tarafndan onaylanmasnn kayg ve üzüntü verici olduunu belirterek, ana muhalefet partisi ve tüm milletvekillerine, konunun Anayasa Mahkemesine götürülmesi çarsnda bulundu. Konfederasyon Genel Bakanlarnn imzasn tayan, 13 Austos 2009 tarihinde Cumhurbakanl’na gönderilen metninde u görülere yer verilmiti: “TÜRK-, HAK- ve DSK olarak, 11.8.2009 tarihinde TBMM’de, sizlik Sigortas Fonu’ndan genel bütçeye para aktarlmasn öngören, 5921 Sayl “sizlik Sigortas Kanunu le Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun”un veto edilmesi talebimizi yüksek makamnza arz etmek istiyoruz. 5920 sayl Kanunun tarafnzca tekrar görüülmek üzere TBMM’ne iade edilmesinden sonra, Kanunu tekrar görüen TBMM, bu Kanunun 1. maddesindeki “özel istihdam bürolarnn geçici i ilikisi kurmas”na olanak tanyan düzenlemeyi çkartarak, dier maddeleri aynen kabul etmi ve onaylanmak üzere yüksek makamnza göndermitir. 5921 sayl “sizlik Sigortas Kanunu le Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun”un 2. maddesinde yaplan düzenleme ile 4447 sayl sizlik Sigortasnda deiiklik yaplarak, sizlik Sigortas Fonu nema gelirlerinin 2009 ve 2010 yllarnda dörtte üçü, 2011 ve 2012 yllarnda dörtte birinin ilgili yl genel bütçenin (B) iaretli cetveline gelir kaydedilmesi hüküm altna alnmtr. sizlik Sigortas Fonundan Genel Bütçe’ye aktarlacak bu kaynak Güneydou Anadolu Projesi kapsamndaki yatrmlar öncelikli olmak üzere ekonomik kalknma ve sosyal gelimeye yönelik altyap yatrmlarnda kullanlacaktr. Yaplan bu düzenleme, öncelikle Anayasa’nn devletin sosyal hukuk devleti niteliine vurgu yapan 2. maddesi ile çalma hakk ve ödevini düzenleyen 49. maddesine ve Genel Bütçeyi düzenleyen 161, 162 ve 163. maddelerine aykrdr. Zira, sizlik Sigortas’n düzenleyen 4447 sayl Kanunun genel gerekçesinde; “(…) sizliin tam anlam ile ortadan kaldrlmas, çok yönlü ekonomik ve mali önlemlere, yatrmistihdam ilikisine dönük etkili kararlarn alnmasna baldr... Gelir güvencesi salayan bu politikalarn temel özellii, sosyal güvenlik amaçlar ile istihdam koruma ve gelitirme düüncesinin birbirini tamamlar nitelikte olmasdr. Bu politikalarn temel araçlarndan birisi de isizlik sigortasdr… Ekonomik büyümenin yan sra sosyal gelimenin salanmas ve gelirin topluma adil ve dengeli bir biçimde yaygnlatrlmas, sosyal adaletin salanmas bakmndan ‘Sosyal Devlet’ anlaynn bir gereidir. Nitekim, Anayasamzn ‘Çalma Hakk ve Ödevi’ baln tayan 49. maddesinde ‘Devlet isizlii önlemeye elverili ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alr’ denilmektedir. Gelir güvencesi hem çalma hakknn bir uzants olmakta, hem de sosyal güvenliin yaygnlamasn salamaktadr… sizlik sigortas, bir i ya da iyerinde çalrken, çalma istek, yetenek, salk ve yeterliliinde olmasna karn tamamen kendi istek ve kusuru dnda iini kaybeden çalanlara bir yandan yeni bir i bulunmasna gayret edilirken, dier yandan da bunlarn isiz kalmalar nedeni ile uradklar gelir kaybn ksmen de olsa karlayarak, kendisinin ve ailesinin zor duruma dümesini önlemek amac ile belli süre ve ölçüde ödemeyi kapsayan, sigortaclk teknii ile faaliyet gösteren, Devlet tarafndan kurulmu, zorunlu bir sigorta koludur .… sizlik sigortas uygulamasnn, içi, iveren ve devlet olmak üzere üç kesime yaylan bir mali yükü beraberinde getirecei kaçnlmazdr… Sonuç olarak; çalanlara isiz kaldklar dönemde gelir güvencesi getiren, iverenlere de teknolojik deimelere bal yapsal baz deiiklikleri gerçekletirme imkân salayan isizlik 7 sigortasnn çalma yaammza getirilmesi hem sosyal devlet ilkesinin, hem de çada ve demokratik dünya ile bütünleme hedefimizin bir gerei olarak düünülmektedir…” denilmek suretiyle yasann genel amacnn devletin Anayasa ile belirlenen sosyal devlet niteliine ve 49. maddesinde belirlenen isizlii önlemek için gerekli tedbirleri alma görevine vurgu yaplmtr. Anayasann 2. ve 49. maddesi hükümleri gereince 4447 sayl Kanun ile kabul edilen “sizlik Sigortas Fonu” bir yatrm fonu olmayp, sigorta tekniine göre oluturulmu, aktüerya dengeleri gözetilmek zorunda olan bir sigorta fonudur. 8 Bu nedenle, “sizlik Sigortas Fonu”ndan genel bütçeye para aktarlmas sigortaclk teknii ve Kanunun genel amac ile badamad gibi, ücretlerinden fona prim kesilen içilerin, haklarna saldr niteliindedir ve tarafmzdan kabul edilemez nitelikte bir tasarruftur. Bunun yannda fona katk yapan iverenlerin örgütü TSK de bu düzenlemeye kar olduunu yaptklar birçok açklama ile kamuoyuna duyurmutur. Ülkemiz, sosyal güvenlik fonlarnda biriken kaynaklarn kötü yönetilmesi ve kriz anlarnda hazineye kaynak aktarlmasnn kötü örnekleri ile doludur. SSK Fonlar bir dönem ülkemizin en büyük fonlarndan biri iken, bu tür tasarruflarla erimesi nedeniyle bugün sosyal güvenlikte “kara delik” söylemleri bolca telaffuz edilmektedir. Tasarrufu Tevik ve Konut Edindirme Yardm Fonlar batan ve devletin hala tasfiye edemedii fonlardr. Biz üç içi konfederasyonu olarak kriz ba gösterdiinden bu yana, srarla isizlerin isizlik sigortas fonundan yararlanmalarnn kolaylatrlmasn, ödeme miktarlarnn insanca yaama miktarna çkarlmasn talep ettiimiz halde hükümet buna, yani fonun amacna uygun kullanlmasna yanamamaktadr. Bugün ülkemizdeki gerçek isiz says 6 milyona ulamtr. sizlik Sigortas Fonundan yararlanan says 292 bin kiidir. Üstelik isizlik ödeneinden bir isiz ortalama 6 ay yararlanabilmekte ve en fazla asgari ücretin yüzde 80’i olan 436.- TL alabilmektedir. Siyasi iktidarn bir numaral görevi, isizlie yol açan politikalara son vermek ve bu çarpkl düzeltmektir. Küresel ekonomik kriz koullarnda isizliin daha da artmas ve ciddi sosyal bir soruna dönümesi ihtimali yadsnamaz. Bu fondan genel bütçeye yatrmlar için kaynak aktarmak yerine, fonun yaygnlaan isizlie çare olacak çözümlerde kullanlmas sosyal devlet ilkesinin bir gereidir. Bu gün içi iveren bütün sosyal taraflarn bu yasa deiikliine iddetle kar çkmas akl selimin baka bir göstergesidir. Biz, TÜRK-, HAK- ve DSK olarak, üç içi konfederasyonu yaplan deiiklikleri sigorta tekniine aykr, fonun aktüerya dengelerini alt üst edecek, isizlerin artmas halinde fonu isizlik ödeneklerini karlayamaz hale getirecek bu düzenlemenin yaplmasna bandan bu yana srarla kar çktk. Bu yöntem yerine, isiz kalanlarn fondan yararlanma koullarnn iyiletirilmesi ve kolaylatrmas yannda, isizlik ödeneinin isizlerin asgari ihtiyaçlarn karlayacak düzeye çkarlmasnn sigorta teknii ve sosyal devlet ilkesi bakmndan daha uygun olacan düünmekteyiz. Bu nedenlerle 5921 sayl “sizlik Sigortas Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun”un yüksek makamnzca onaylanmayp, bir kez daha görüülmek üzere TBMM’ne iade edilmesi konusunda görü ve de- erlendirmelerimizi sunmak üzere randevu verilmesi hususunu bilgilerinize ve takdirlerinize arz ederiz. Sayglarmzla. Milletvekillerine Çar Öte yandan TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, sizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda kullanlmasn beraberinde getiren yasann Cumhurbakanl tarafndan onaylanmas üzerine bir açklama yapt. Kumlu açklamasnda öyle dedi: “Cumhurbakanl Makam’nn, çi Konfederasyonlarnn kar çkmasna ve sakncalarn ve kayglarn defaatle dile getirmesine karn, sizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda kullanlmasna izin veren 5921 Sayl ‘sizlik Sigortas Kanunu ile Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu’nda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun’u onaylamas, TÜRK- topluluu tarafndan üzüntü ve kaygyla karlanmtr. Fon’un kurulu amac isizlik sigortasn düzenleyen kanunda açkça ifade edilmitir. Fon’daki para hiç kukusuz ve tartmasz içinin parasdr. Bu fon, isiz kalacak içilerin gelir kayplarn ksa bir süre de olsa karlamak amacyla oluturulmutur. Türkiye’de kamu kesiminde kurulan fonlarn hikayesine baktmzda sonuç ackldr. Devlet, çeitli amaçlarla oluturduu fonlar için çalanlardan kesintiler yapm, bu fonlar hiç bir ekilde ücretlerinden kesinti yaplan insanlara yarar salamam, amac dnda kullanlm ve kaybolup gitmilerdir. Gelinen noktada ssizlik Sigortas Fonu da kurulu amacna hiç hizmet edemeden tarihe gömülmü dier fonlarn kaderini paylama tehlikesi ile kar karyadr. Bu hatann ve yaratlan güvensizlik ortamnn geride braklabilmesi için henüz geç deildir. CHP’den ve tüm milletvekillerinden beklentimiz, ilgili yasann iptali için Anayasa Mahkemesi’ne bavurmasdr.” TÜRK-’in Etkili Mücadelesi Sonuç Verdi Cumhurbakan Gül “Kiralk çilik” Düzenlemesini Veto Etti Ö zel istihdam bürolarna, istihdam ettikleri içileri, dier iverenlere kiralayabilmelerine imkan veren düzenleme, TÜRK-’in ve tüm emek kesimlerinin itirazlarna ramen 25 Haziran 2009 günü yaplan Üçlü Danma Kurulu toplantsnda gündeme getirildi. Düzenleme, toplantda bata TÜRK olmak üzere tüm içi kesiminin kar çkmasna ramen ayn gün alelacele TBMM Genel Kurulu’nda görüülerek kabul edildi. TÜRK-, 26 Haziran 2009 günü konuyla ilgili açklamada bulundu. Açklamada u görülere yer verildi: “Yeni stihdam Paketi çerçevesinde hazrlanan ve TBMM Genel Kurulu’nda dün gece kabul edilen ‘ Kanunu, sizlik Sigortas Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu’nda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun Tasars’nda, Özel stihdam Bürolarnn 18 ay süre ile içileri dier iverenlere kiralayarak geçici i ilikisi kurmalarna ve iverenlerin isizlik ödenei almakta iken ie aldklar içiler ile Nisan 2009 ayndan sonra mevcut içilerine ilave olarak 31.12.2009 tarihine kadar ie alacaklar içilerin sigorta primleri iveren hisselerinin alt ay süre ile sizlik Sigortas Fonundan karlanmas öngörülmütür. lgili tasar, içilerin Özel stihdam Bürolar tarafndan belirli sürelerle deiik iverenlere kiralanmasn, içilerin her türlü haktan yoksun ve çok düük ücretlerle, insan onuruna yarar i kavramndan çok uzak bir biçimde çaltrlmasn beraberinde getirmektedir. Tasarya göre, Özel stihdam Bürolar, deiik i kollarnda çalabilecek içileri bir araya getireceinden bu bürolarn içilerinin sendikalamas hukuken tartmal hale gelecektir. sizlik Sigortas Fonu’nun amac ise isiz kalan içilere yeni bir i buluncaya kadar maddi destek salamaktr. Bu fondan isiz kalan içilere bugün ödenen para son derece yetersizdir ve ksa sürelidir. TÜRK, sizlik Sigortas Fonu’ndan isiz kalan içilere yaplan ödemenin miktar ve süresinin iyiletirilmesini, hak etme koullarnn kolaylatrlmasn beklerken, bu fon kaynaklarnn iverenlere tahsis edilmesi kabul edilemez. Kald ki bu düzenleme sizlik Sigortas Fonu Kanunu’nun da amacna ters dümektedir. Konfederasyonumuz, bu konudaki görülerini bata Üçlü Danma Kurulu toplantlar olmak üzere her platformda dile getirmitir. venlik Bakanl’nn Üçlü Danma Kurulu toplantlarn ilevsiz hale getirmesinin yeni bir örneini oluturmutur. TÜRK-, dün gece TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen tasarya kardr. TÜRK-, Cumhurbakanl makamndan, tamamyla iverenlerin istei üzerine çkarlan ve çalma barna hiçbir katks olmayaca gibi, özel istihdam bürolar araclyla çalma yaamnda kuralszl ve köleletirmeyi hükme balayan; bunun yan sra bütünüyle içiye ait olan sizlik Sigortas Fonu’nu, içilerin onay alnmakszn iverenlerin hizmetine sunan tasary veto etmesini beklemektedir.” Ayn ekilde Konfederasyonumuz, Üçlü Danma Kurulu toplantlarnda kölelik düzenini hatrlatacak ekilde içilerin Özel stihdam Bürolar’nda dün gece TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen ilgili tasarda düzenlendii ekilde istihdam edilmelerine kar çkmtr. Gül’den Veto Talebi 25 Haziran 2009 tarihinde Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl’nda yaplan Üçlü Danma Kurulu toplantsnn Bakanlk tarafndan taraflara bildirilen resmi gündeminin 1. maddesi “Özel istihdam bürolarnn mesleki faaliyet olarak geçici i ilikisi kurabilmesi hususunun deerlendirilmesi”dir. Hal böyleyken ve taraflar konuyu Üçlü Danma Kurulu toplantsnda daha dün tartmakta iken, ayn saatlerde ilgili tasarnn taraflarn onay ve haberi olmadan TBMM Genel Kurulu gündeminde alnmas, Hükümetin ve Çalma ve Sosyal Gü- “Sayn Babakan’n 04.06.2009 tarihinde açkladklar “tevik ve istihdam paketi” çerçevesinde hazrlanan ‘ Kanunu, sizlik Sigortas Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununda Deiik- TÜRK-, 29 Haziran 2009 günü yapt bir baka açklamayla da Cumhurbakan’ndan teklifin tekrar görüülmek üzere TBMM’ne geri gönderilmesini istedi. TÜRK- Cumhurbakan’na hitaben yazlan mesajnda u görülere yer verdi: 9 lik Yaplmasna Dair Kanun Tasars’ TBMM Genel Kurulunda 25.06.2009 günü kabul edilerek yüce katnza sunulmutur. Söz konusu tasarnn bir bölümde yer alan özel istihdam bürolar ile ilgili konu 4857 sayl Kanunumuz uyarnca 24.06.2009 günü saat 14.00’da toplanan Üçlü Danma Kurulu’nun gündeminin birinci maddesini oluturmu; yaplan görümelerde toplantya katlan üç içi konfederasyonu da olumsuz görü bildirmi, ancak konu ertesi gün aceleyle bir milletvekilinin teklifi olarak TBMM’ne getirilmi ve kabul edilmitir. 10 Teklifin, sizlik Sigortas Kanunu ile Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununda deilik getiren düzenlemeleri ise konfederasyonumuz dahil sosyal taraflarn görüleri alnmadan, Üçlü Danma Kurulunda da görüülmeden TBMM’ne sevk edilmitir. Teklifte yaplan düzenlemeler ile ‘Özel stihdam Bürolarnn 18 ay süre ile içilerini dier iverenlere kiralayarak geçici i ilikisi kurmalarna ve iverenlerin isizlik ödenei almakta iken ie aldklar içiler ile Nisan 2009 tarihinden sonra mevcut içilerine ilave olarak 31.12.2009 tarihine kadar ie alacaklar içilerin sigorta primleri iveren hisselerinin alt ay süre ile sizlik Sigortas Fonundan karlanmas’ öngörülmütür. Özel stihdam Bürolarna verilen, istihdam ettii içileri kiralama yetkisi, istihdam artrmayacak, çalma barn bozacak, içilerin örgütlenmesine engel olacak ve içilerin güvencesiz bir ortamda insan onuruna yakmayan bir ücret düzeyinde çaltrlmalarna neden olacaktr. sizlik Sigortas Kanunu’nda yaplan düzenlemeler ise Kanunun amacna uygun olmayan düzenlemelerdir. sizlik Sigortas Kanununun amac, isiz kalan sigortal içilerin korunmasdr. siz kalm sigortal içilerin isizlik sigortas fonundan yararlanma koullarnn kolaylatrlmas, isizlik ödeneinin süresinin uzatlmas ve miktarnn yükseltilmesi eklindeki hakl isteimiz görmezden gelinmekte ve sizlik Sigortas Fonu iverenlere aktarlmaktadr. Hiçbir ekilde içi kesiminin onayn almam, çalma barn bozacak ve içileri tedirgin edecek yasa tasarsnn 1. 2. ve 3. maddelerinin Anayasamzn 104. maddesi uyarnca tekrar görüülmek üzere TBMM’ne geri gönderilmesini Yüce Katnzdan arz ve talep ederiz.” Cumhurbakan Veto Etti Cumhurbakan Abdullah Gül, 9 Temmuz 2009 günü teklifin ilgili maddesini tekrar görüülmek üzere TBMM’ne geri gönderdi. Gül, geri gönderme gerekçesinde u görülere yer verdi: “ncelenen Kanunun bu düzenlemeye ilikin gerekçesinde, Avrupa Birlii üyesi ülkelerin çounda kanunlarla düzenlenen mesleki anlamda geçici i ilikisi faaliyetlerinin ülkemizde de kanunî zemine oturtulmasnn AB müktesebatna uyum çalmalar içinde yer ald, üye ülkelerin mevzuatndaki farkllklar nedeniyle üzerinde uzun süre tartlan Geçici stihdam Bürolar Direktifinin Avrupa Parlamentosu tarafndan 22 Ekim 2008 tarihinde onayland, özel istihdam bürolarn yasaklayan veya bu bürolarn faaliyetlerini Direktifte öngörülmeyen sebeplerle kstlayan ülkelere kar Avrupa Komisyonunun yaptrm uygulamasnn söz konusu olduu, isizliin önlenmesinde i piyasasnn esnekletirilmesinin ve aktif istihdam politikalarnn uygulanmasnn temel çözümlerden biri olduu, kayt d istihdamn önlenecei ve bu sektörde çalanlarn sosyal güvence altna alnaca ifade edilmitir. ncelenen Kanun ile hüküm altna alnan mesleki anlamda geçici i ilikisi, esnek bir istihdam müessesesi olarak i hukukumuza girerken, gerekçesinde de ifade edildii üzere, Avrupa Parlamentosu”nun 2008/104/ EC sayl Direktifi esas alnmtr. Esasen esnek çalma modellerinin ve istihdamn artrlmas amacyla hazrlanan bu Direktifin eit muamele ilkesini temel alarak genel kurallar koyduu görülmektedir. Buna göre, bir iyerinde ödünç i ilikisi kapsamnda çalan içi hakknda, o iyerinde normal çalma ekli olan istihdam ilikisi çerçevesinde emeini sunan sürekli içi gibi istihdam edilseydi uygulanacak ücret, çalma süresi, fazla çalma, ara dinlenmesi, gece çalmas ve tatil gibi temel istihdam ve çalma artlarnn ayns uygulanacaktr. Ayrca, kullanc iletmede içi lehine olan düzenlemeler ödünç içiye de uygulanacak; bunlar kantin, ulam gibi mevcut hizmetlerden yararlanacak ve açlacak olan sürekli ilerden haberdar edilecek; bu düzenlemelere uyulmasn güvence altna alacak adlî ve idarî yaptrmlar da ülkelerin ulusal mevzuatnda yer alacaktr. Avrupa Birliine uyum çalmalar çerçevesinde söz konusu Direktifle yaplan düzenlemenin i hukukumuza dahil edilmesi amacyla Kanununa geçici i ilikisini düzenleyen 7, maddeden sonra gelmek üzere 7/A maddesi eklenerek mesleki anlamda geçici i ilikisine ilikin düzenlemeler yaplmtr. Ancak yaplan düzenlemede, söz konusu Direktifin temelini oluturan istihdam ve çalma artlarnda eitlik esasnn salanmas ve dolaysyla bu eitlii bozacak uygulamalarn yasaklanmas yönünde hükümlere yer verilmemitir. Böylece, düzenlemenin gerekçesi ile içerii arasnda bir çeliki domutur. Dier taraftan, mezkûr 7/A maddesinin ikinci fkrasnda “Özel istihdam bürolar devredecei içi ile i sözlemesini, içinin devredilecei iverenle geçici i ilikisi sözlemesini yazl olarak yapmak zorundadr. Bu sözlemelerde yer almas gereken hususlar Türkiye Kurumunca çkarlacak yönetmelikle düzenlenir” hükmüne yer verilerek, maddede yer almayan hususlarn anlan Kurumca düzenlenmesine imkân salanm ise de, mesleki anlamda geçici i ilikisi müessesesinin yaps sebebiyle içinin korunmasna yönelik kurallara Kanunda yer verilmesi, uygulamaya ilikin ayrnt ve teknik hususlarn ise yönetmelie braklmas gerekmektedir. Aksi taktirde, yaplan düzenleme gerçek amacnn dnda sonuçlar dourabilecek ve madde kapsamndaki içilerin emeinin istismar, insan onuruna yakmayan durumlarn domas gibi Kanunun amaçlamad olumsuz uygulamalara ve çalma barnn bozulmasna yol açlabilecektir. Yaymlanmas yukarda açklanan gerekçelerle uygun görülmeyen 5920 sayl “ Kanunu, sizlik Sigortas Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun”, 1, maddesinin Türkiye Büyük Millet Meclisince bir kez daha görüülmesi için, Anayasann deiik 89 ve 104, maddeleri uyarnca iliikte geri gönderilmitir.” mesaj yaymlad. Mesajda unlar söylendi: “TBMM Genel Kurulu’nda 25. 06. 2009 tarihinde kabul edilen ‘ Kanunu, sizlik Sigortas Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu’nda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun Tasars”nda, Özel stihdam Bürolarnn 18 ay süre ile içileri dier iverenlere kiralayarak geçici i ilikisi kurmalarna izin verilmitir. Ayn düzenlemede sizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda kullanlmasna yönelik bir hüküm de yer almtr. TÜRK-, 26.06. 2009 tarihinde yapt basn açklamasyla düzenlemeye ilikin tepkilerini dile getirmi, 27.06.2009 tarihinde ise Cumhurbakanl’ndan düzenlemenin veto edilmesini istemitir. TÜRK-, 07.07.2009 tarihinde Cumhurbakan Sayn Abdullah Gül ile yapt görümede de veto isteminin gerekçelerini arz etmitir. Cumhurbakan Sayn Abdullah Gül’ün, isizlik sigortas fonunun amac dnda kullanlmasna ilikin maddeyi onaylamas bizde üzüntü yaratmtr. Ancak düzenlemenin “kiralk içilii” beraberinde getiren birinci maddesini yeniden görüülmek üzere TBMM’ye gönderilmesi memnuniyet vericidir. Beklentimiz, TBMM’nin, ilgili maddenin Cumhurbakanl makamnca sakncal görülen hususlarn düzeltmesi ve çalma yaammzn ‘kiralk içilik’ gibi kuralszl yasalatran bir kaos ortamna sürüklenmeden çalma barnn korunmasdr. TÜRK- topluluu olarak Cumhurbakan Sayn Abdullah Gül’e ilgili tasarrufundan dolay teekkür ediyoruz.” Kumlu’dan Teekkür Teklif Yeniden TBMM’de TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, Cumhurbakan’nn geri göndermesi üzerine de bir teekkür Ancak Cumhurbakan tarafndan tekrar görüülmek üzere TBMM’ne gönderilen teklifin TBMM’nin 1 Ekim 2009 tarihinde balayacak yeni yasama döneminde görüülmesi beklenirken, 4 Austos 2009 tarihinde bakann seçmek üzere toplanan TBMM’nin bu görevi yerine getirdikten sonra dalmayarak söz konusu Cumhurbakannca tekrar görüülmek üzere geri gönderilen yasa teklifini görümek üzere çalmalarna devam etti. Bu amaçla hazrlanan ikinci teklif de batan beri süre gelen itirazlarmz ve kiralk içi düzeninin yarataca sorunlar ortadan kaldrmad gibi Cumhurbakan’nn tekrar görüülmek üzere geri gönderme gerekçelerini de karlamyordu. TÜRK-, bu noktada, yaplmak istenen düzenlemeye ilikin görülerini “nsana Sayg, nsan Onuruna Yakr stiyoruz, Yeni Kölelik Düzeni Olan Kiralk çilik Kabul Edilemez” balkl dosyasn tüm milletvekillerine gönderdi. Teklif Geri Çekildi Hakl itirazlarmz ve Cumhurbakan’nn duyarl duruu etkili oldu, 5920 sayl Yasa Teklifinin 1. maddesi Tekliften çkarlarak dier üç madde 5921 sayl Yasa Teklifi olarak TBMM’nde görüülerek kabul edildi. Cumhurbakan tarafndan onaylanarak 18 Austos 2009 günü Resmi Gazetede yaymlanarak yürürlüe girdi. 11 TÜRK-’ten Milletvekillerine Mektup nsana Sayg nsan Onuruna Yakr istiyoruz Yeni Kölelik Düzeni Olan Kiralk çilik Kabul Edilemez TÜRK-, milletvekillerine, özel istihdam bürolarna mesleki faaliyet olarak geçici i ilikisi kurma imkan veren düzelemeye ilikin görü ve itirazlarn içeren ‘’Kiralk içilik raporu’’ gönderdi. Mektupta aadaki görüler dile getirildi: Kiralk çi Düzenine likin TÜRK- Görü ve tirazlar Anayasamzda, devlet eklimizin cumhuriyet olduu belirtilmi ve cumhuriyetin nitelikleri arasnda “sosyal devlet” olma özellii de saylmtr. çiler veya daha geni anlamda tüm çalanlar için devletin sosyal devlet olma yönündeki bu anayasal vaadi iki önemli beklentiyi dourmaktadr. Bunlardan ilki “sosyal adalet” beklentisidir ki, çalanlar milli gelirden belirli bir düzeyin altna dümeyecek ekilde uygun pay alacaklardr. kincisi ise “toplumsal denge”dir. Sosyal devlet sayesinde içi, iveren karsnda belirli ölçüde korunacak ve böylelikle toplumsal denge salanacaktr. te bu nedenle Hukukuna ihtiyaç olmu, içinin korunmas ilkesi uzun yllar boyunca etkin bir ekilde uygulanmtr. Çünkü özü itibariyle Hukuku, her eyden önce “çiyi Koruma Hukuku’dur”. Her ne kadar 4857 sayl Kanunu ile bu koruma dengesinin içine iyerinin de alnd ve bu sayede yeni bir denge olutuu ileri sürülse bile; TÜRK-, içinin korunma ihtiyacnn daha da artmakta olduunun bilincindedir. Bugün için gündemde olan 5920 sayl “ Kanunu, sizlik Sigortas Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun Teklifi”nin mesleki anlamda geçici i ilikisini düzenleyen birinci maddesi bir kez daha görüülmek için Cumhurbakan tarafndan TBMM’ne geri gönderilmitir. Geri gönderilen madde, Türk Hukuku sistemimize yeni bir düzen getirme amacn tamaktadr. Bu düzen, kanundaki ad ile “mesleki anlamda geçici i ilikisi”; kamuoyunda bilinen ad ile ise “KRALIK Ç DÜZEN”dir. 22.05.2003 tarihinde kabul edilen son Kanunu Tasarsnda mesleki anlamda geçici i ilikisi düzenlemesi bulunuyordu. TÜRK-’in, “Böyle bir uygulamann içi simsarlna yol açaca, istihdamn tanziminde disiplini bozaca ve içinin alabildiine sömürülmesi sonucunu douraca, isizlik oran dikkate alndnda i bulma vaadi ile isizlerin istismar kaçnlmaz olaca, sendikal örgütlenmeyi engelleyecei, toplu sözleme hakkndan yararlanmay kstlayacak, grev hakknn kullanmn etkisiz hale getirecei” mahiyetindeki itirazlar sonucunda bu düzenleme kanunda yer almamt. tirazlara konu kiralk içi düzeni, son olarak 25.06 2009 tarihinde yaplan Üçlü Danma Kurulu Toplants’nda gündeme getirilmi, bata TÜRK- olmak üzere tüm içi kesimi bu düzenlemeye kar çkmasna ramen ayn gün alelacele TBMM Genel Kurulu’nda görüülerek kabul edilmitir. TÜRK-, 26 Haziran 2009 tarihinde konuyla ilgili açklamada bulunmu, 29 Haziran 2009’da yapt bir baka açklama ile Cumhurbakan’ndan teklifin veto edilmesini istemitir. 9 Temmuz 2009 tarihinde Cumhurbakan teklifin ilgili maddesini veto etmi, Cumhurbakan’nn vetosu üzerine de TÜRK- bir teekkür mesaj yaynlamtr. Cumhurbakan tarafndan veto edilen teklifin TBMM’nin 1 Ekim 2009 tarihinde balayacak yeni yasama döneminde görüülmesi beklenirken, 04.08.2009 tarihinde bakann seçmek üzere toplanan TBMM’nin bu görevi ifa ettikten sonra dalmayarak söz konusu vetolu yasa teklifini görümek üzere çalmalarna devam edecei hazrlanan yeni teklif ve gerekçesinden anlalmtr. Veto üzerine hazrlanan ikinci teklif de batan beri süre gelen itirazlarmz ve kiralk içi düzeninin yarataca sorunlar ortadan kaldrmad gibi Cumhurbakan’nn veto gerekçelerini de karlamamtr. TÜRK-’in Kiralk çi Düzenine likin Temel tirazlar TÜRK-, “Geçici likisi” ad altnda ödünç içi vermeyi; içiyi bir meta haline getirerek onun insan olma onurunu incitecei gerçeinden hareketle, daha tasar halindeyken reddetmi, ancak bu düzen “Geçici 12 likisi” bal altnda 4857 Sayl Kanunun 7. maddesinde 2003 ylnda yer almtr. Bugün bir aama daha ileri gidilerek ödünç i ilikisinin mesleki anlamda geçici i ilikisi olarak yürütülmesi, kanun korumas altna alnmaya çallmaktadr. TÜRK- yaplmak istenen bu düzenlemeye kardr. Emek ticaretini yasal hale getiren bu düzenleme, tüm ileri ve ikollarn kapsar nitelikte genitir. Hiçbir i ya da ikolu istisna edilmemektedir. Bu yeni düzende içilerin iverenlerden korunmas mümkün deildir. çiler fiilen örgütlenme ve grev haklarndan mahrum edilmektedir. çilerin çalma ve sözleme özgürlükleri göstermelik bir sözlemeye emanet edilmekte ve örtülü olarak kstlanmaktadr. çinin hür iradesi ile imzalad varsaymna dayal olarak kurulaca düünülen “Geçici likisi Sözlemesi”, ülkemizdeki yoksulluk ve i bulma zorluklar göz önüne alndnda aya yere basmayan bir sözlemedir. Bu hal Anayasa’nn “Çalma ve Sözleme Hürriyeti” balkl 48. maddesindeki “irade özgürlüüne” uymamakta, onu yok etmektedir. Anayasaya göre; “herkes diledii alanda çalma ve sözleme hürriyetine sahiptir”. Ancak mesleki anlamda geçici i ilikisi özü itibari ile bu Anayasa hükmüne aykrdr. çinin yapt sözleme ile iradesi elinden alnmakta, herhangi bir üretim unsuru gibi deiik iverenlerin elinde dolatrlmaktadr. Yani “insan içi”, “meta içiye” çevrilmektedir. TÜRK-, yaplmak istenen bu düzenlemenin Anayasann “Devletin Temel Amaç ve Görevleri” balkl 5. Maddesinde belirtilen kstaslara da uymadn düünmektedir. Devlet, kiilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluunu salamak, kiinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle badamayacak ekilde snrlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldrmaya, insann maddî ve manevî varlnn gelimesi için gerekli artlar hazrlamaya çalmak amaç ve görevindedir. Ancak yaplmak istenen düzenleme ile engeller kaldrlmak yerine yeni engeller yaratlmakta, yoksul insanlarn üzerinden para kazanmann yolu açlmaktadr. Bu düzenleme ayn zamanda, “Kanun Önünde Eitlik” bal ile düzenlenen 10. madde hükümlerine de aykr bir düzenlemedir. Çünkü geçici i ilikisi sözlemesi imzalayan bir içiyi dier içilerden farkl bir statüye sokmakta ve onu emsallerinden olumsuz yönde ayrmakta, Kanunu, Sendikalar Kanunu ve Toplu Sözlemesi Grev ve Lokavt Kanununun hükümlerinden fiilen yararlanamaz hale getirmektedir. Öte yandan yaplmak istenen düzenleme Anayasa’nn 49. maddesinde düzenlenen “Çalma, herkesin hakk ve ödevidir” balkl temel düzenlemeye de aykrdr. Anayasa’da, “devlet, çalanlarn hayat seviyesini yükseltmek, çalma hayatn gelitirmek için çalanlar ve isizleri korumak, çalmay desteklemek, isizlii önlemeye elverili ekonomik bir ortam yaratmak ve çalma barn salamak için gerekli tedbirleri alr” denilmektedir. Ancak yaplan düzenleme her yönü ile bu temel kurala uymamaktadr. Düzenleme isizleri korumad gibi çalma barn da bozmaktadr. Yine benzer ekilde, yaplmak istenen düzenleme Anayasa’nn “Ücrette Adalet Salanmas” balkl 55. maddesine de aykr bulunmaktadr. Bilinecei üzere ödünç i ilikisinin temelinde emsallerine göre daha ucuz maliyetli içi temini düüncesi yatmaktadr. TÜRK-; içinin iyerinin belli olmasnn, kuralsz/örgütsüz çaltrlmamasnn mücadelesini vermektedir. Mesleki anlamda geçici i ilikisi, isizlie çare olmayacak, tam tersi igücünün sömürüsüne yol açacaktr. 4857 Sayl Kanunuyla esnek çalma modellerinin neredeyse tamam Türk çalma yaamna girmi ve yasal bir çerçeve ile de tanmlanmtr. Bugün için gelinen noktada yeni bir esnek çalma ilikisi yaratacak olan Mesleki Anlamda Geçici likisi kamuoyu ve sosyal taraflar nezdinde tartmaya açlmadan kanunlatrlmaya çallmaktadr. Düzenleme, 4857 sayl Kanunu’nun 2, 5, 7, 11, 12,15, 17,18,19, 20, 21, 29. maddeleriyle içi lehine salanan haklar da ortadan kaldrmaktadr. Kald ki, düzenlemeye esas gösterilen geçici istihdam bürolarna ilikin 2008/104 sayl AB direktifi ile Türkiye tarafndan imzalanmayan ILO’nun 181 sayl özel istihdam bürolarna ilikin sözlemesi ve bu sözlemeyle ilgili 188 sayl tavsiye kararnda yer alan içilerin korunmasna ilikin normlar da dikkate alnmamtr. TÜRK-, ödünç i ilikisi ad altnda yaplmak istenen bu türden düzenlemelere en bandan itibaren kar durmutur. Bu kar duruunu bugün de muhafaza etmektedir. Bu konu tüm çalanlar, yeni çalma hayatna girecekleri ve onlarn ailelerini ilgilendiren geni tabanl ve mutlaka sosyal mutabakat ile ina edilmesi gereken önemli bir konudur. Kamuoyu ve toplum aydnlatlmadan, sosyal taraflarn detayl görüü dinlenilmeden bir mevzuat oluturulmas faydadan daha fazla zarar douracaktr. 13 rna uygun türde belirli veya belirsiz süreli, tam süreli veya ksmi süreli veya dier türlerde yapabileceklerini düzenlemitir. Ayrca 7. Maddesinde geçici i ilikisi düzenlenmitir. Mesleki Anlamda Geçici likisinin Yarataca Sonuçlar Piyasasnn Düzeni Bozulacak; Piyasa, satclarn mal satmak için bir araya geldikleri pazarn addr. Burada maln (meta’nn) fiyat belirlenir. Pamuk, fndk, çiçek piyasalarndan bahsedilebilecei gibi menkul kymetler ya da i gücü piyasalarndan da bahsedilebilir. gücü piyasasnda arz ve talep karlar ve ücret oluur. Ama emek bir meta olmad için, bir mal gibi alnp satlamaz. TÜRK-’e göre özel istihdam bürolarnn mesleki anlamda geçici içi verebilmeleri, yani içi kiralayabilmeleri; Zaten igücü piyasas da dier piyasalardan farkl olarak sosyal bir organizasyondur. gücü piyasas, toplumsal ve kültürel etkilerin altnda olduu gibi sermayenin igücü yerine ikame edilebilmesi de snrldr. gücünü mallarda olduu gibi tüm niteliklerini içeren normlara da balamak imkanszdr. gücünün hareket kabiliyeti de en azndan corafyasna ballk nedeniyle çok farkldr. gücü piyasalarn kar amac gütmeyen kamu kurumlar düzenler. Bu kurumlar, i arayanlar ile içi arayanlar karlatrr ve eletirir, en önemli görevlerinden birisi de i piyasasnn önündeki engelleri kaldrmak ve piyasay olabildiince effaf yapmaktr. çilerin insan onuruna yakmayacak koullarda çaltrlmas, Bir süredir kamu istihdam kurumlarnn yan sra özel istihdam bürolar da eletirme görevini üstlenmi bulunmaktadr. Hayr kurumu niteliinde olanlarn dnda özel istihdam bürolar kar amaçl irketlerdir. Ülkemizde de durum benzerdir. Türkiye Kurumu tarafndan 2004 Haziran ayndan itibaren özel istihdam bürolar bavurular alnmaya balanmtr. 2008 yl sonu itibari ile faaliyette bulunan 261 adet büro vardr. TÜRK- kiralk içi düzenlemesine kardr. Özel istihdam bürolarndan önce içiler ve iverenler kamu istihdam kuruluunun hizmet kalitesi, i piyasasnn yeterince effaf olmad gibi nedenlerden ikâyet ederlerdi. Bu ikâyetler azalmad gibi imdi bir de güven sorunu domutur. “Özel istihdam bürosuna en çok paray veren önce i bulan m olacaktr” gibi sorular gündeme gelmitir. Türkiye’nin özel istihdam bürolarn özümseme sürecinde olduu srada ani bir gelime ile bu bürolara istihdam ettikleri içileri ksa sürelerle baka iverenlere kiralamalar imkân getirilmek istenmitir. Türkiye’de istihdamn her türlüsü içi ile iveren arasnda kurulan i sözlemesi ile yaplabilmektedir. Özel istihdam bürolar para karl bu sözlemenin kurulmasna araclk etmektedir. 4857 Sayl Kanununun 9. maddesi, taraflarn i sözlemesini, ihtiyaçla- Emein meta haline gelmesi, çilerin kazanç konusu olmas, sizlerin istismar edilmesi, çi simsarlna yol açlmas, yeri kavramnn ortadan kalkmas, güvencesinin ortadan kalkmas, çilerin örgütlenme hakknn ortadan kalkmas, Grev hakknn kullanlamaz hale gelmesi, yerinde ayn ii yapan farkl statüde iki içi grubu olumas gibi nedenlerle i piyasasnn düzenini bozacaktr. çi Simsarlna Yol Açacak; çi simsarl geri kalm ekonomilerde tarm alannda görülmektedir. Simsar satc ile alc arasnda araclk ederek belirli bir kazanç elde eden kimsedir. çi simsarl i gücünün meta olduu, dier mallardan ayrlmad, insanlarn temel hak ve hürriyetleri kullanamad, hatta bu temel hak ve özgürlüklerin bilincinde dahi olmadklar ekonomilerde vardr. Orada insanlar serfler gibi toprak ile birlikte alnp satlmasalar bile baka güçlerin kontrolü altndadr. Bu güç için çalrlar, bu güç ekonomisine göre bazen bir kabile reisi, bazen bir aa, bazen bir simsardr. Ekonomik geri kalmlk ayn zamanda sosyal geri kalml da içinde tamaktadr. Kültür ise sdr. Bireyin bir bana fazlaca bir anlam ve deeri yoktur. Ülkemizin baz yöreleri benzer kötü durumlar yaanrken ve bu durumu amak için projeler uygulanrken özel istihdam bürolarnn sözde istihdam ettikleri insanlar baka iverenlere kiralama düzenini bir hak olarak elde etmeleri bu bürolar birer içi simsar haline getirecektir. çilerin Sömürülmesine Neden Olacak; çiler kiralanmaya balandklarnda kazanç konusu olacaklar, dier mallarda olduu gibi en ucuza alnarak en yüksek fiyata satlmak isteneceklerdir. Çünkü bu ii yapann amac kar etmek olacaktr. 14 Simsarn arada kazanaca para hiç kukusuz içinin kaybedecei para olacaktr. gücünün bekletilemez ve stoklanamaz olma nitelii her zaman olduu gibi içinin aleyhine ileyecektir. verenler daima girdilerinin ucuz olmasn ister. Ucuz hammadde, ucuz enerji ve ucuz i gücü talepleri hiçbir zaman sona ermez. Rekabet ortamnn bunu gerektirdiini söylerler. Sürdürülebilir rekabet ortamnn böyle korunabileceini anlatrlar. Kaliteyi yükseltmek, marka olmak kolay deildir. Bizim ekonomimizde olduu gibi markasz mallar üreterek dünyaya satmak gerçekten de kolay deildir. Birçok kimse bu düzen içerisinde içilerin istismar edildiini, sömürüldüünü düünmektedir. Gerektikçe ucuz igücüne erimek arzusu iverenlerin özel istihdam bürolarnn istihdam ettikleri içileri kendilerine kiralayacaklar düzeni istemelerine neden olmaktadr. Birisi ivereni (özel istihdam bürosu) dieri iyerinde çalt olmak üzere iki iveren arasnda skacak içi her iki iverenin kar etme arzusu karsnda daha çaresiz bir hale gelecek, istismar edilecek, istismar edilmese bile böyle olduunu düünecei için kendisini kötü hissedecektir. içilerin özel istihdam bürosu iyerinde örgütlenmeleri ve özel istihdam bürosu ivereni ile toplu i sözlemesi yapabilecekleri söylenecektir. lk soru özel istihdam bürosu iyerinin hangi i koluna girdiidir. Zira bu büro tarafndan istihdam edilmi birkaç aç bir iverene, birkaç elektronik mühendisi bir baka iverene kiralanm olabilecektir. Açlar ile mühendisleri hangi i koluna koymak uygun olacaktr? Fiilen çaltklar iyerleri ve çalma koullar da farkl olacana göre içiler ayr sendikalara m üye olacaklar ve özel istihdam bürosu ivereni de birden çok toplu i sözlemesi mi yapacaktr? Birbirlerini tanmayan, farkl iverenlerin iyerlerinde çalan içilerin örgütlenmesi nasl salanacaktr? yerinde çalan içilerin en çok ¼’ü kiralk içi olabileceine göre halen örgütlü (sendika üyesi) içilerin ¼’ünün sendikasz hale gelmesi ihtimali de bulunmaktadr. verenlerin “ucuz igücü’’isteini yerine getirmenin yolunun örgütsüz içilerden geçtiini herkes bilmektedir. Özel istihdam bürosu içilerinin örgütlenmeleri mümkün olmad gibi özel istihdam bürolar mevcut sendikal içi saysnn da azalmasna neden olacaktr. sizler stismar Edilecek; Grev Hakknn Kullanlmasn Engelleyecek; sizlik, çalma arzu ve iradesinde olan insan için bir cezadr. çi çalacak, üretecek ve üretime katksnn karl olarak da ücretini alacaktr. Bu ücret ile de yaamn sürdürecektir. siz çalma yaamna katlmam bir isiz ise sosyal güvenliin koruyucu emsiyesinin de dndadr. Bu emsiyenin altnda olanlar da sadece ksa bir süre için ve en alt düzeyde korunmaktadrlar. sizlik sigortasndan yararlanma süresi dolduunda bu içiler de emsiyenin dna çkarlar. Ülkemizde yaand gibi isizliin yaygn, youn ve kronik olduu ekonomilerde içilerin durumu daha da zordur. çiler kayt d ekonomi içerisinde en olumsuz koullarda bile istihdam edilirler. Yaamakta olduumuz kriz döneminde ise yüz binlerce içinin iini kaybetmi olmas isizleri ve isiz kalm olanlar her zaman olduundan daha çok birbirlerinin rakibi haline getirmitir. sizliin geldii bu boyut istismar için en uygun ortam yaratmtr. Böyle bir ekonomide ve böyle bir konjonktürde özel istihdam bürolarnn sözde istihdam ettikleri içileri baka iverenlere kiralama düzeni, isizlerin bu bürolara ödeyecekleri bedel kadar daha ucuz iba yapacaklar bir ortam yaratacak, dier yandan da kayt d simsarlar douracaktr. çiler örgütlü deilse (sendika üyesi deilse) toplu pazarlktan, toplu i sözlemesinden de bahsetmek mümkün olmayacaktr. çiler ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve gelitirmek için toplu i sözlemesi yapamayacaklar gibi, hiç üphesiz toplu i sözlemesine erimek için gerektiinde bavuracaklar grev haklarn da kullanamayacaklardr. Kiralk içiler çalmakta olduklar iyerinde asl içilerin balattklar bir greve de o iyerinin içileri olmadklar için katlamayacaklardr. Grev esnasnda çalmalarna izin verilmeyeceine göre özel istihdam bürosuna dönüp grevin bitmesini bekleyeceklerdir. Özel istihdam bürosu ile kiralad içilerin çalt iyerinin ivereni arasndaki sözlemenin de devam edip etmeyecei bilinemeyecektir. Sendikal Örgütlenmeyi Engelleyecek; Özel istihdam bürosunun istihdam ettii kiralk içilerin örgütlenmesi de imkânsz olacaktr. Kural olarak özel istihdam bürosu tarafndan istihdam edilmi Ayrca, devredilen içi için ücret ödeme yükümlülüünün sadece grev ve lokavt haline münhasr klnmas içinin daha fazla sömürülmesine yol açacaktr. Emsal alnan AB direktifinde özel istihdam bürosunun içiye i bulamamas ve ya bulunan iin sona ermesi halinde yeni bir geçici i ilikisi kurulana kadar belli bir ücret ödeme yükümlülüü vardr. Öte yandan, kiralk içi uygulamas ile grev yasaklar geniletilmi olacaktr. Toplu Sözlemesi Grev ve Lokavt Kanunundaki grev yasaklarndan kurtulmak isteyen Türkiye örgütlü içilerin ¼’ünü grev yasaklarna sokan bir düzenlemeyi nasl kabul edecektir? 15 çinin Güvencesi Ortadan Kalkacak; çiler Kazanç Konusu Haline Gelecekler; 4857 sayl Kanunumuz ile içinin ii güvence altna alnmaya çallmtr. TÜRK- bu gelimeyi olumlu bulmu ancak yeterli görmemitir. Hiçbir içi ivereni tarafndan keyfi olarak iten çkartlmamal, iten çkartlan içi iten çkarlmas için geçerli neden olmadnn tespitini ve ie iadesini isteyen dava açtnda da bu dava ksa sürede sonuçlanmal ve iveren tazminat ödemeyi göze alarak ie iade kararna uymazlk edememelidir. çinin isiz kald süre için 4 aylk ücreti tutarndaki tazminat da mahkeme sürecinin uzunluu dikkate alndnda yetersizdir. Hal böyleyken kiralk içi uygulamas ile i güvencesi tamamen ortadan kaldrlmak istenmektedir. Kiralk içiyi kiralayan iveren iten atacak, bu eyleme hukuki klf hazrlamak da özel istihdam bürosu iverenine kalacaktr. Özel istihdam bürosunun içisini koruyarak direneceini düünebilir misiniz? Kiralayan iveren özel istihdam bürosunun müterisi olduu için “müteri daima hakldr” ilkesi ileyecek ve daima kiralk içi ezilecektir. Zaten kiralk içiler belirli ve ksa süreli kiralanacaklar için i güvencesinin kapsam dnda da kalacaklardr. Ticaret bir mal alp satarak aradan kazanç elde etmektir. nsan (i gücünü) meta haline getirdiinizde tabii olarak kazanç konusu olacaktr. Meta haline gelen insan, insan olmaktan kaynaklanan üstünlüünü kaybedecek ve toplumda birbirinden farkl insan kümeleri oluacaktr. Snfsz, imtiyazsz bir toplum olma hayali sona erecektir. nsann meta gibi kiraland bir toplumda deer yarglar deiecek, bir mübadele arac olmaktan öteye gitmemesi gereken para, insann deerini ölçen bir fonksiyon kazanacaktr. sizlerimize i bulmak, meslek sahibi olmayanlara meslek kazandrmak için kültür ürünü vakflar kurmak varken kiralk içilik düzeni kurmak aybn kim üstlenecektir? yeri Kavram Ortadan Kalkacak; çinin iverene i görme borcunu yerine getirdii yer iyeridir. Kiralk içinin ivereni özel istihdam bürosu olduuna göre iyeri de özel istihdam bürosudur. Ancak kiralk içi özel istihdam bürosu iyerinde deil kiralayan iverenin i yerinde çalacaktr. Kald ki, ödünç verilen içilerin içilik haklarnn yani kdem tazminat, ihbar tazminat, izin, fazla çalma ücretleri gibi haklarnn kiralk içi düzeninde nasl alnaca belirsizdir. Emek Meta Haline Gelecek; Kiralk içi düzeni insann köle olarak alnp satld geçmi zamanlar hatrlatmaktadr. ini bitiren köleyi beslemek maliyetine katlanmak yerine ihtiyac olan baka birisine satmak köle sahibi için rasyonel davran olacaktr. Kiralk içi de tpk bir köle gibi elden ele geçecek, insan olduu unutulacak ve bir meta gibi satlacaktr. “Her ey insan için” diyenler ya da “yaratlmlarn en kutsal insan” diyenler insan mal haline getiren bu düzeni içlerine nasl sindireceklerdir? nsanna saygsn kaybetmi bir toplumun kültür deerlerinden, millet olma vasfndan bahsetmek mümkün müdür? Bütün dünyann yaad ekonomik krizin temel nedeni ahlaki olmayan bir dizi kurgulama deil midir? çiler nsan Onuruna Yakmayan Koullarda Çaltrlacaklar; 2008 ylnn 7 Ekim günü uluslararas çalma örgütü tarafndan Dünya nsan Onuruna Yakr Günü ilan edildi. TÜRK- bu konuda Gazi Üniversitesi, Uluda Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, stanbul Üniversitesi ile paneller düzenledi. Önümüzdeki 7 Ekim’de tüm dünya bu günü tekrar kutlayacak. Bu kutlama gününde Türk içisinin armaan da “kiralk içilik” mi olacak? Yoksulluun, isizliin milyonlarca insanmz aclar içinde sard bir zamanda “ekmek paras” kavramnn arkasna snarak içileri en az bir para karl istihdam etmeye kalkmak etik olmayan frsatç bir yaklamdr. Bu frsatçl yaadmz yetmiyormu gibi bir de bu içilerin kiralanmas mümkün hale getirilmek istenmektedir. Bu düzenleme içilerin insan onuruna yakmayacak koullarda çaltrlmalarna sebep olacaktr. Kayt D Yasallaacak; Sosyal Güvenlik Kurumu kaytlar içilerin ezici bir çounluunun asgari ücret ile çaltklarn göstermektedir. Bu görüntünün içerisinde kaytl ekonominin kayt dl yatmaktadr. çilerin çalma süreleri noksan gösterilmekte, içilerin ücretleri primden kaçmak için düük gösterilmekte vb. uygulamalar herkesçe bilinmektedir. Kiralk içi uygulamasnn kayt dl azaltacan söylemek büyük bir yanltr. Bu düzen belirsiz süreli i sözlemesiyle çalmakta olan birçok içinin ilerini kaybetmesine ve sonra bir bölümünün kiralk içi olarak ayn iyerine dönmesine neden olacaktr. Daha düük ücret, daha düük vergi, daha düük sigorta primi ödenecektir. çiler ve devlet kayba urayacaktr. te tüm bu nedenlerle Yüce Meclisimizden kiralk içi düzenini bu ülkenin içisine reva görmemelerini, Cumhurbakanmzn uyarsn dikkate alarak bu düzeni reddetmelerini istiyoruz. 16 Gül’den Sendikalara ftar C umhurbakan Abdullah Gül, içi, iveren ve memur konfederasyonlar temsilcileriyle iftar yemeinde bir araya geldi. Gül, Çankaya Kökü’ndeki iftar yemei öncesinde yapt konumada, Cumhurbakan seçildikten sonra oluturduu geleneklerden birinin de içi, iveren ve memur sendikalar ile iftar yemeklerinde bir araya gelmek olduunu, bu iftar yemeklerinin üçüncüsünü gerçekletirdiklerini söyledi. Cumhurbakan olduu süre içerisinde sendikalarla, iverenlerle, emeklilerle yakn olmak ve bu süre içerisinde Türkiye’de çalma hayatnn düzgün biçimde ilemesine katkda bulunmak konusundaki arzusunu dile getiren Cumhurbakan Gül, “Bir ülkeyi mutlu eden bir çok ey vardr. Bunlarn banda gelenlerden bir tanesi de çalma hayatnn huzurlu olmas, düzenli olmas ve herkesin gönül ferahl içerisinde bu düzenin bir parças olarak katkda bulunmasdr” dedi. Cumhurbakan Gül, sendikalarn sadece demokrasinin zenginlii deil, ayn zamanda emein de en iyi temsilcisi olduunu vurgulad. Çalma hayat ile ilgili farkl görülerin diyalog içerisinde, herkesin hakkn teslim ederek çözülebilmesi gerektiini kaydeden Cumhurbakan Gül, yeri geldiinde herkesin demokratik haklarn, kanunlar ve gelenekler çerçevesinde kullanmasnn da bu düzenin bir parças olduunu ifade etti. Cumhurbakan Gül, gerek sendikalarn, gerekse iverenlerin, meseleleri konuarak, masa banda karlkl sayg ve sahiplenme içerisinde çözeceklerine olan inancn dile getirdi. Cumhurbakan Gül, çalma hayatndaki rahatszlklarn sadece iki kii arasnda veya çallan yerlerde kalmadn, ailelere kadar uzandn bildirerek, çalma hayatndaki istikrar ve düzenin önemine dikkat çekti. Cumhurbakan Gül konumasna, “Bu konuda da Sayn Bakan bata olmak üzere bütün sendika bakanlar, herkesin, hükümetin bata Sayn Babakan olmak üzere bütün üyeleri gerekli hassasiyeti göstererek, karlkl konuarak, bu konularn halledilmesini arzu ediyorum” diye konutu. ftar yemeine, Genel Bakan Mustafa Kumlu, Genel Mali Sekreter Ergün Atalay, Genel Tekilatlandrma Sekreteri Pevrul Kavlak ve Konfederasyonumuza bal sendikalarmzn genel bakanlar katld. Üçlü Danma Kurulu Topland H ükümet, içi ve iveren temsilcilerinden oluan Üçlü Danma Kurulu, Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakan Ömer Dinçer’in bakanlnda 2 Eylül 2009 günü topland. Toplantya Genel Bakan Mustafa Kumlu ve uzmanlar katld. Toplantda ayrca DSK, Hak-, TSK Genel Bakanlar ve Bakanlk uzmanlar da yer ald. Üçlü Danma Kurulu toplantsnda, Çalma Genel Müdürü Ali Kemal Sayn, Bakanlk bünyesinde oluturulan Bilim Kurulu tarafndan incelenen 2821 sayl Sendikalar Kanunu Deiiklik Teklifi ile ilgili deerlendirme sonuçlar hakknda Kurula bilgi sundu. Ayn Bilim Kurulunun 2822 sayl Kanun Deiiklik Teklifi üzerinde çalmalarn sürdürdüü, çalmalarn tamamlanmasnn ardndan her iki kanunla ilgili deerlendirme sonuçlarnn sosyal kesimlere gönderilerek görü istenecei bildirildi. Üçlü Danma Kurulu’nun bir sonraki toplants, 21 Ekim 2009 günü yaplacak. 17 sizlik, Sosyal Devlet Yaklamlaryla Çözülür T 18 ÜRK- Yönetim Kurulu, Türkiye statistik Kurumu (TÜK) tarafndan bugün açklanan hanehalk igücü aratrmasnn 2009 Nisan dönemi sonuçlarn deerlendirdi. 15 Temmuz 2009 günü yaplan açklamada; istihdam ve isizlikle ilgili verilerin ülkedeki ekonomik ve sosyal yapnn önemli bir göstergesi olduu belirtilerek “yapsal olan bu sorun, iverenlerin taleplerini yerine getirmekle, ksmi ve geçici yaklamlarla çözüme kavumaz” denildi. TÜRK Yönetim Kurulu’nun konuyla ilgili açklamas öyle: “stihdam ve isizlikle ilgili olarak TÜK tarafndan bugün açklanan veriler özellikle siyasal iktidar tarafndan dikkatle deerlendirilmelidir. Ülkenin nüfusu son bir ylda 819 bin kii artmasna karn istihdam edilenlerin says 530 bin kii azalmtr. Yeni istihdam yaratmak bir yana istihdam edilenlerin says azalmaktadr. Türkiye genelinde isiz says geçen yla göre 1 milyon 285 bin kii artarak 3 milyon 618 bin kiiye yükselmitir. Tarm d isizlik oran yüzde 18,2 olarak hesaplanmtr. Resmi verilerde isiz says hesaplanrken i bulma ümidi kalmayan, bu nedenle i aramayan, ancak i bulursa çalmaya hazr olanlarla mevsimlik çalan milyonlarca kii dikkate alnmamaktadr. Nisan 2009 döneminde, çalmaya hazr olanlarla birlikte Türkiye’de isiz says 5,8 milyon kiiye ulamaktadr. Ayn dönem itibariyle isizlik ödenei alan kii says sadece 318 bin kiidir. Ekonomik kriz artlarnda milyonlarca isizin karsna “kölelik artlarnda istihdam” çözüm yolu olarak dayatlmak istenmektedir. Yaam mücadelesi veren, geçimini sürdürebilmenin aray içinde olan isizlerin umudu ve çaresizlii istismar edilmekte, isizlik seçenei olarak düük gelir ve olumsuz çalma koullar sunulmaktadr. Oysa yaplmas gereken, Uluslararas Çalma Örgütü’nün “insana yarar i” anlaynn siyasal iktidarn ve iverenlerin temel yaklam olmasdr. Ekonomik kriz gerekçe gösterilerek istihdamda esnekliin yaygnlatrlmas çabalar kabul edilmez niteliktedir. Özellikle Yasas taslanda yer alan ve görümeler sonucunda kabul edilmeyen düzenlemelerin -istihdam artracak etkisi olacakm gibi- yeniden gündeme getirilmesi frsatç bir yaklamn yansmasdr. Küresellemeyle birlikte artan rekabet ve krizin çalma hayatna yansmas, “kölelik artlarnda” içilerin yaama koullarnn bozulmas ve kazanlm haklarn tartma konusu edilmesi olmamaldr. Mevcut haliyle bile yeteri seviyede korunamayan içi ve içi emeinin daha da korunamaz hale gelmesine yol açacak düzenlemelerde srar edilmemelidir. Küresel rekabette baar için ekonominin sosyal politikalarla ve koruyucu i yasalaryla oluan yaps daha fazla zorlanmamaldr. Son yllarda ülkemizde kamunun küçültülmesi anlay ve bu anlayn sonuçlarndan biri olarak i bulma ve ie yerletirme iinin özel bürolara terk edilmesi, bu bürolara istihdam ettii içileri kiralama yetkisinin verilmesi yaklam doru deildir. Bu kapsamda devletin istihdam kurumunun, etkinliini azaltacak giriimler karsnda daha duyarl olmas gerekmektedir. Ülkenin en önemli sorunu olan isizlik ve istihdam konusunda “Ulusal stihdam Stratejisi”nin belirlenmesi ve uygulanmas çalmalarn ana ekseni yaplmal, sosyal devlet yaklamlar arlk kazanmaldr. stihdam alannda izlenmesi gereken politikalar ve aktif igücü programlarnn desteklenmesi ancak bu ekilde kalc ve sürdürülebilir olacaktr.” Asl veren-Alt veren Uygulamas Toplantlar Yapld “verenler Alt verenlik Yoluyla çileri stismar Etmemelidir” Müfettileri Dernei, Tuzla tersanelerinde yaananlarla Türkiye’nin gündemine oturan alt iverenlik konusunu masaya yatran toplantlar dizisi gerçekletirdi. TÜRK- ve TSK’in katklaryla gerçekletirilen toplantlara içi ve iveren temsilcileri, akademisyenler ve uygulamay denetleyen i müfettileri katld. Toplantlar Antalya, Adana, Ankara, zmir ve stanbul’da yapld. “Asl verenlik-Alt verenlik ve Uygulamadaki Sorunlar” balkl paneller dizisinde, asl iveren-alt iveren ilikisini düzenleyen yasal hükümler, uygulamadaki sorunlar ve yasal hükümlerin uygulanabilirlii tartld. 21 ubat 2009’da Antalya, 21 Mart 2009’da Adana, 25 Nisan 2009 ve 23 Mays 2009’da Ankara’da gerçekletirilen toplantlar dizisinin sonuncusu 25 Haziran 2009’da stanbul’da yapld. Toplantlarn birinci bölümünde, Doç. Dr. M. Kemal Öke’nin oturum bakanlnda, Doç. Dr. Kübra Doan Yenisey ve Müfettileri Dernei Genel Sekreteri eref Özcan teblileri ile katk sundu. Toplantlarn ikinci bölümünde ise, özellikle yerel düzeyde rastlanlan uygulamalar ve sorunlar ile konu hakkndaki görüler, TÜRK- ve TSK temsilcileri, Tefti Kurulu Grup Bakanlklarna bal i müfettileri tarafndan dile getirildi. Paneller dizisinin Kadir Has Üniversitesinde gerçekletirilen kapan toplantsnda, TÜRK- Genel Sekreteri Mustafa Türkel de bir konuma yapt. Toplantnn oturum bakanlklarn Prof. Dr. Ali Güzel ile Doç. Dr. M. Kemal Öke yapt. Oturumlara Doç. Dr. Kübra Doan Yenisey, Müfettileri Dernei Genel Sekreteri eref Özcan, Müfettii Mehmet Özer, Tekgda- Sendikas Hukuk Müaviri Halil Ormanolu ve TSK Hukuk Müaviri Hakk Kzlolu konumac olarak yer aldlar. Toplantnn sonuç bildirgesi, Müfettileri Dernei Genel Bakan lhan Tuncer tarafndan okundu. Müfettileri Dernei tarafndan düzenlenen paneller dizisinin çeitli toplantlarna, Konfederasyonumuzu temsilen Genel Sekreter Yardmcs Dr. Naci Önsal, Hukuk Müaviri Hüseyin Ekmekçiolu, Hukuk Müaviri Ferhan Tunçel ve Aratrma Müdür Yardmcs Enis Badadiolu katldlar. 4857 sayl Yasasnn 3. maddesinde yaplan deiiklik ve Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl tarafndan çkarlan Yönetmelik deer- 19 lendirilerek, asl iveren-alt iveren ilikisinde muvazaal durumlarn tanm ve denetimine ilikin getirilen düzenlemeler irdelendi. Asl iveren-alt iveren sözlemesinin yazl olarak yaplarak Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl Bölge Müdürlüklerine verilmesi zorunluluu getirilerek, bu sözlemelerin Yasaya uygunluunu, muvazaa kriterlerine göre deerlendirme yetkisini i müfettilerine veren ilgili Yönetmelik hükümleri çerçevesinde i müfettileri açsndan daha da önem kazanan konu, i müfettileri ve dier ilgili kesimler tarafndan tartld. 20 Dier yandan, alt iverenlikle ilgili farkl uygulamalar ve bu uygulamalarn düzenlenmesiyle ilgili mevzuat, hem akademisyenler, hem uygulayc olan içi ve iveren kesimleri ve hem de denetleyici olan i müfettileri tarafndan tartld. Uygulamalarn yaratt sorunlar ve bu sorunlar gidermede mevzuatn yeterlilii deerlendirerek, çözüm önerileri ortaya konuldu. stanbul’da yaplan kapan toplants sonucunda, toplantlarda dile getirilen hususlar deerlendirilerek Müfettileri Dernei tarafndan bir sonuç bildirgesi yaynland. Bildiride u görülere yer verildi: “Alt iverenlik uygulamas, 1936 tarihli ve 3008 sayl ‘ Kanunu’ndan bu yana yasal düzenlemelerde yer almakla birlikte, çalma yaamnda önemli bir sorun olarak ortaya çkmas, görece yakn saylabilecek bir dönemde gerçeklemitir. 1980’lerle birlikte uygulamaya geçirilen ekonomik politikalarn bir sonucu olarak, iletmelerin artan younlukta alt iverenlik kurumuna bavurmalar sonucunu dourmu, ancak baz iletme ve iyerleri bu kurumu ekonomik ve teknolojik gereksinimlerinden çok içilik maliyetlerinin düürülmesi ve içilerin bireysel ve toplu i hukukundan kaynaklanan temel haklarn kstlamann bir arac olarak kullanmlardr. Bu yaklamlarn sonucunda, sadece ekonominin ve onun vazgeçilmez iletmelerimizin bir ihtiyac olarak deil, ucuz emek ve kuralszln arac olarak da alt iverenlik kurumuna bavurulduu ve ne yazk ki bu sürecin son derece hzl bir ekilde yaygnlat görülmektedir. Yasal düzenlemelere aykrlk oluturan bu uygulamalar ve yaklamlar, gerek i müfettilerini, gerekse de yarg mercilerini, bitmez tükenmez bir ekilde megul etmektedir ve megul etmeye de devam edecektir. Bu gelimelerin bir sonucu olarak, alt iverenlie yönelik olarak yaplmas düünülen düzenlemelerde, üphesiz ki iletmelerin ve iyerlerinin gereksinimleri dikkate alnrken içilik haklarna yönelik olabilecek istismarn önüne geçilmesi de hedeflenmelidir. Nitekim, 4857 sayl Yasa’da, bu konuda yaplm olan düzenlemelerin de asl kaygs, deinilmi olan istismar olgusunun önüne geçilmesi olmutur. Ancak, Yasada yer alan düzenlemeler beklenen sonuçlar verememi, içilerin, i sözlemelerinin feshinin ardndan, uzun yarg süreçleriyle kar karya kalmalarnn önüne geçilememi, ayrca arzulanan içi-iveren arasndaki çalma barn da zedeleyici sonuçlar dourmutur. Bu süreçte, Tuzla tersanelerinde yaananlar, alt iverenlik kurumunun istismaryla, sadece içilerin ekonomik haklarnn deil, yaam hakknn dahi tehdit edilebileceini göstermitir. Ne var ki, önce 5763 sayl Yasa, ardndan da ‘Alt verenlik Yönetmelii’ ile soruna radikal bir ekilde yaklalarak yeni düzenlemeler getirilmi, ancak yaanan tartmalardan da görüldüü üzere, yaplan yeni düzenlemeler, vurgulanan sorunlarn çözümü dorultusunda bir berraklk salayamamtr. Tüm bu süreç içinde, gerek mevzuatta yaplan deiiklikler, gerekse de Yargtay’n ulat sonuçlar yoluyla alt iverenlik kurumunun snrlanmas dorultusundaki yaklamlar hakim klnrken, 5538 sayl Yasayla, hizmet alm sözlemeleri çerçevesinde, eitlik ilkesiyle de badamayacak bir ekilde kamu kurumlarna ayrcalk salanmak istenmesi, üphesiz ki kabul edilebilir deildir. Ekonominin mevcut kurallar ve ileyii dahilinde, alt iverenlik kurumuna genel olarak kar olunmas söz konusu olmayp, üphesiz ki, kimi durumlarda, iyerlerinin süreklilii de, alt iverenlik kurumunun mevcudiyetini zorunlu klmaktadr. Ancak, bu konuda, deinilmi olan hususlardan da aça çkt üzere, istismarn önüne geçilebilinmesi açsndan gerekli düzenlemelerin yaplmas da kaçnlmazdr. Bu düzenlemelerin yaplmas, ayn zamanda sosyal hukuk devleti olmann da bir gerei olup, bu yönde kamu veya özel kurum ayrm yaplmasnn kabul edilebilir bir yan olamayaca da üphesizdir. Ancak, 5763 sayl Yasa ve ardndan ‘Alt verenlik Yönetmelii’ ile gerçekletirilmi olan düzenlemelerin, bu yaklamlarla uyumlu olamad ve haliyle de beklentilere yant veremedii görülmektedir. Temel hukuk teknii açsndan dahi sorunlar içeren bu düzenlemeler konusunda, muhakkak ki gerekli çalmalarn yaplmas zorunludur. Bu konuda, alt iverenlik kurumuna yönelik olarak yaplacak düzenlemelerde, aadaki hususlarn göz önüne alnmas, hem çalma yaamnn, hem de sosyal taraflarn acil bir ihtiyac olarak görünmektedir: 1. Ekonomik ve teknolojik gelimelerin iletmeler açsndan gerekli kld alt iverenlik kurumu düzenlenirken bu gereklilik yannda hayat seviyeleri yükseltilerek, korunup desteklenmesi gereken içilerin, alt iverenlik kurumu araclyla istismarnn önüne geçilmesi zorunluluu da her türlü tartmann dndadr. 6. Asl iveren-alt iveren arasnda kurulmu bir ilikinin sonucunda, bu ilikinin kapsamnda bulunan içilerin haklarnn deerlendirilmesi ile snrl kalnmayarak, ilikiyi meydana getiren sözlemenin kuruluunun veya geçersizliinin Kanunuyla ilikili olarak yaymlanm bir yönetmelikle konu edinilmesi mümkün görülmemelidir. Bu konuda, iverenler aras ilikinin, içiden bamsz bir ekilde, ‘ Kanunu’ kapsamnda ve tescile ilikin bir madde içinde düzenlenerek Kanunu ve uygulamasna dahil edilmesinin isabetli bir yaklam olmad belirtilmelidir. Toplantlara TÜRK- uzmanlar da katld. Genel Sekreter Yardmcs Dr. Naci Önsal da bir konuma yapt. 2. Alt iverenlik kurumunun snrlanmasna yönelik yaplacak düzenlemelerde, eitlik ilkesine de aykr olacak ekilde, kamu veya özel kurulu ayrm yaplmasnn savunulur bir yan bulunmamaktadr. 3. Kamu kurumlarnda, eitlik ilkesine aykr olacak ekilde lehlerine yaplm düzenlemelerin dahi ötesine geçilerek, muvazaa veya kanuna kar hile yoluyla alt iverenlik uygulamalarna bavurulmas, kamu vicdan açsndan da kabul edilebilir deildir. 4. Alt iverenlik kurumuna yönelik olarak ‘ Kanunu”nda yaplacak olan düzenlemelerin, muhakkak ki bir bütünlük içermesi gerekmektedir. Çalma yaamnn bu önemli kurumuna yönelik olarak yaplacak olan düzenlemelerin, iyeri tesciline yönelik bir sorunmu gibi, Yasa’nn 3. maddesinde yer almas isabetli olmad gibi, içinden çklmas zor sorunlarn gündeme gelmesine de neden olmaktadr. 5763 sayl Yasayla getirilmi olan düzenlemeler, mevcut sorunlarn çözümüne katk salayacana, bu süreci daha da karmaklatrmtr. Olmas gereken açsndan, düzenlemenin Yasa’nn 2. maddesine alnmas önemlidir. 5. ‘Alt verenlik Yönetmelii’nde, esas olarak ‘Borçlar Hukuku’nun bir kurumu olan ‘muvazaa’nn tanmnn yaplm olunmasnn, ölçülü bir yaklam olarak kabul görmesi mümkün gözükmemektedir. Yine, alt iverenlik kurumunun istismarna yönelik uygulamalarn, sadece muvazaa kurumu araclyla gerçeklemedii, kimi zaman kanuna kar hile, kimi zaman da dorudan kanuna aykrlkla karlald da bilinmektedir. Bu nedenle, düzenlemelerde yer alan kstlamalarn, özel olarak muvazaa kurumu ile ilikilendirilmesi de isabetli deildir. Ayrca, Yönetmelikte yer alan çeitli tanmlar ve kstlamalar, tutarllk açsndan sorunlara sahip olduu gibi, gerek i müfettilii, gerekse de yarg uygulamalarnn esnekliini ve geliimini engelleyecek niteliktedir. 7. 4857 sayl Kanunu’nun 3. maddesiyle getirilen düzenleme ile 01.08.2009 tarihinden sonra Sosyal Güvenlik Kurumuna yaplacak bildirimler Kanunu bakmndan da geçerli saylacandan kargaaya neden olacaktr. 5510 sayl Kanun ile getirilen yeni düzenleme nedeniyle 4857 sayl Kanunun 3. maddesindeki düzenlemeler açsndan uygulamada sorunlar yaanacaktr. Ayrca, her iki Yasada alt iveren tanmlar da birbirinden çok farkldr ve bu tanmlar birbiriyle örtümemektedir. Alt iverenlie ilikin olarak her iki yasadaki farkl tanmlar, uygulamada karmaa yaratmaktadr. Yukarda belirtilen nedenlerle, 4857 sayl Yasas ile 5510 sayl Yasann alt iverenlik tanmlar ve iyeri bildirimlerine ilikin düzenlemeleri yeniden gözden geçirilerek birbirlerine uyumlu hale getirilmesi yönünde gereken admlar atlmaldr. 8. Önce i müfettiliinin, hemen ardndan da yargnn yükünü önemli ölçüde artracak, ancak mevcut imkanlar gözetildiinde sonuç açsndan çok da ilerlenemeyecek olan bu yöndeki düzenlemelerin, yukarda deinilmi olan hususlar da göz önüne alnarak, sosyal taraflarla birlikte yeniden deerlendirilmesi gerekmektedir.” 21 DOSYA Sosyal Devlet Bitti mi? Selma Aliye KAVAF Prof. Dr. Nükhet HOTAR Kemal KILIÇDAROLU Prof. Dr. Münir KUTLUATA Prof. Dr. Korkut BORATAV Prof. Dr. Vedat BLGN “Sosyal Devlet Bitti mi?” Günümüzde çalma ilikilerini etkileyen ve düzenleme basks yaratan gelime küresellemedir. Piyasann küresellemesi sürecinde devlet anlay ve yaplar da ciddi biçimde deiime uramaktadr. Bu durum, devletin koruyucu-kollayc politikalarndan vazgeçilmesi biçiminde alglanmakta, kamu harcamalarnn azaltlmasndan kamu hizmetlerinin piyasalamasna kadar uzanan deiiklikleri ortaya çkarmaktadr. Editörden Küresel ölçekte uygulanan ekonomik ve sosyal politikalarla gerek ülkeler aras gerekse ülke içindeki farkl kesimler arasnda sosyal eitsizlik ve gelir dalm adaletsizlikleri büyümektedir. Sosyal devlet anlay ve sosyal politikalar tümüyle reddedilmese bile siyasetin veya devletin öncelii olmaktan çkmaktadr. Geçmiin ekonomik ve siyasi iki kutuplu döneminde emek, snf, ekonomik ve sosyal haklar, çalma ve örgütlenme hakk, sosyal vatandalk gibi söylemler giderek biçim deitirmekte, “hak” kavram yerini “yardm” uygulamalarna brakmaktadr. Bir anlamda sosyal devlet anlaynn karl salanan yardmlar olarak alglanmakta/alglatlmaktadr. Çalma karl gelir ve hak elde etme yerine yardm uygulamasnn yaygnlatrlmaya çalld bu dönüümde –hiç kuku yok kisosyal politika yaklamlar da farkllk kazanmaktadr. Bu gelimeler sosyal devlet anlaynn deimesi gerektii yolundaki tartmalar younlatrm ve fakat yaanan ekonomik kriz ile birlikte artan devlet müdahaleleri yeni bir tartma sürecini de balatmtr. Demokrasinin baarl olduu koullarda bile sosyal eitlik ve sosyal adalet alannda tartmalar sözkonusu iken “ekonomik kriz” koullarnda sendikal örgütlenme, sosyal haklar ve giderek demokrasinin tartma konusu yaplmas kayg verici bir gelimedir. Siyasal demokrasi ile sosyal politika arasndaki ilikinin yeniden gözden geçirilmesinde yarar gözükmektedir. Dosya’da, devletin ekonomik gücünün snrlandrlmas yönündeki liberal yaklamn özellikle ve öncelikle sosyal harcamalarn kslmas veya gelitirilmesinin önlenmesinin dar ve sabit gelirli kesimler açsndan deerlendirilmesi amaçlanmtr. Bu kapsamda sosyal devlet anlay ve sosyal politika uygulamalarnda deiimin dinamiklerinin ipuçlar aranmak istenmitir. TÜRK- Dergisi’nin bu saysnda “sosyal devlet bitti mi” bal altnda sosyal devlet uygulamalar ve politikalar konusundaki yaklamlar ve görüleri bakan, siyasal parti temsilcisi, akademisyen açsndan ortaya koymaya çaltk. Görüleriyle dosyann hazrlanmasna -yaz mevsimi ve tatil dönemi olmasna ramen- katk verenlere teekkür ederiz. Bu yöndeki tartmalara katk getirmesi dileiyle… Enis BADADOLU dosya sosyal devlet bitti mi? Sosyal Devlet Anlay ve Sosyal Politika Uygulamalarnda Deiimin Dinamikleri Q Selma Aliye KAVAF / Devlet Bakan S osyal devlet, herkesin insan onuruna yarar bir hayat sürdürebilmesi için toplumsal eitsizlikleri en aza indirmeyi ve kiilerin ekonomik ve sosyal yaama katlmlar önündeki engelleri kaldrmay amaçlayan devlet olarak tanmlanabilir. Bu açdan sosyal devletin, sosyal ve ekonomik haklar tanyan ve güvence altna alan, bu haklara toplumun her kesiminin eriebilmesini salamak amacyla pozitif edimler üstlenen bir nitelikte olmas gerekmektedir. 24 1982 Anayasas’nn 2. maddesi Türkiye Cumhuriyeti Devletini “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” olarak tanmlamtr. Ayrca Anayasa’nn 5. maddesinde devletin temel amaç ve görevleri düzenlenmi, bu balamda “kiilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluunu salamak; kiinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle badamayacak surette snrlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldrmaya, insann maddî ve manevî varlnn gelimesi için gerekli artlar hazrlamaya çalmak” sosyal devlet ilkesiyle balantl olarak devletin anayasal yükümlülüü eklinde ortaya konmutur. Anayasada düzenlenen eitim, salk, konut, sosyal güvenlik, çalma, sendika kurma, ücrette adaletin salanmas gibi haklarn tamam, sosyal devlet olmann bir gerei olarak tannm ve devletin, kiilerin bu haklardan yararlanmasn salamak amacyla tedbirler almasn zorunlu klan haklardr. Siyaset anlaymz bireyi devletin önüne koyan bir anlaytr. nsanlarmzn kendini huzurlu ve müreffeh hissetmedii bir ortamda, devletin güçlü olmas da mümkün deildir. Bu nedenle devlet politikalarmzda insan merkeze almaktayz. Türkiye’nin çok tarafl dünya içinde rekabetini salayacak en önemli unsuru ‘insan’dr. Hedefler ve ekonomik kalknma, insan kaynaklarna ve beeri gelimilie dayandrlmaldr. Global alanda rekabetin belirleyicileri; insan kaynaklar ile bunlarn beeri gelimilii, bilgi düzeyi ile manevi ve moral deerlerinin gücü haline gelmitir. Bu noktada sosyal devlet ilkesi, kamu kaynaklarnn gerek- li bölümünün insan kaynaklarnn beeri gelimiliine kaydrlmasn öngörmektedir. Sosyal güvenlik, anayasamz ve kanunlarla belirlenmi vazgeçilemez bir insan hakkdr. Sosyal devlet olmann bir gerei olarak vatandalarmzn doumundan ölümüne kadar, hatta ölümünden sonra da hak sahiplerine sosyal güvenlik hizmeti verilmektedir. Anayasamzn sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesinde en önemli kurumlarn banda Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu gelmektedir. Ülkemizde korunmaya, bakma veya yardma muhtaç aile, çocuk, kadn, özürlü ve yallarmza hizmet sunan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nda (SHÇEK) 2009 Temmuz ay itibariyle 588 kuruluta 23.159 çocuk, genç, kadn, yal ve özürlülere yatl, 241.933 kiiye de fiilen gündüzlü hizmet verilmektedir. Sosyal Hizmetler Ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüü kanun tasars ile sosyal hizmet politikalarnda; – nsan haklarn esas alan, – Halkn gönüllü katk ve katlmnn saland, – Yerinden yönetim ilkesinin uyguland, – Sunulan hizmetlerin merkezi yönetimin yan sra halk tarafndan denetlenmesine imkân tanyan, – Ulaana deil tüm ihtiyaç sahiplerine hizmeti öngören yeni bir yaklam benimsenmitir. Dezavantajl birey, aile ve gruplara hizmeti hedefleyen ve bu amaçla koruyucu, önleyici, destekleyici hizmet modellerini uygulamaya koyan SHÇEK, üstlendii büyük misyonun bilinciyle, çalmalarn sürdürmektedir. O Çocuk Koruma Kanunu kapsamnda kanunla ihtilafa dümü çocuklara daha iyi hizmet sunulabilmesi amacyla yeni kurulu açma çalmalar balatlm olup, “Korunma htiyac Olan Suça Sürüklenen Çocuklara” yönelik 6 Koruma Bakm ve Rehabilitasyon Merkezi, Duygusal, cinsel ve/veya fiziksel istismara uram çocuklarn olumsuz ya- Sosyal Devlet Anlay ve Sosyal Politika Uygulamalarnda Deiimin Dinamikleri - Selma Aliye KAVAF am deneyimlerinden kaynaklanan travma ve/veya davran bozukluklarn giderme amacyla 14 Bakm ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi açlmtr. yürürlüe girmitir. 2009 ylnda 5 Yal Hizmet Merkezi gündüzlü hizmet vermek üzere hizmete açlmtr. O 3413 sayl kanun kapsamnda bugüne kadar 30.516 gencimiz ie yerletirilmitir. O 2009 yl Temmuz ay itibariyle 3967 özürlüye kurulularmzda yatl hizmet sunulmakta olup, 2828 Sayl SHÇEK Kanununa eklenen Ek 7nci madde ile bakma muhtaç özürlülerin ikametgahlarnda, özel veya resmi bakm merkezlerinde bakm hizmeti almalarna yönelik çalmalara 2006 ylnda balanmtr. 2009 Temmuz ay itibariyle 1506 özürlünün özel bakm merkezlerinden hizmet almalar salanm olup, bir özürlü için özel bakm merkezlerine 1072,50 TL ücret ödenmektedir. Özürlülerin evde bakm konusunda ise 2009 Temmuz ay itibariyle 179.787 özürlüye hizmet verilmekte olup, bir özürlü için 496,53 TL evde bakm ücreti ödenmektedir. Sosyal devlet ilkesinin önemli bir koulu da, toplumsal yaama katlmada çeitli derecede dezavantajl durumlar yaayan toplumsal kesimlerin özellikle korunmasn salamaktr. Yallar, özürlüler, çocuklar gibi toplumun dier kesimlerine göre ekonomik ve toplumsal yaama katlmada çeitli engellere maruz kalan dezavantajl gruplarn özel durumlarn dikkate alan ekonomik ve sosyal tedbirler gelitirmek sosyal devletin önemli görevleri arasnda yer almaktadr. Nitekim, özürlülerin korunmalarn ve toplum hayatna intibaklarn salayc tedbirlerin alnmas, küçükler ve kadnlar ile bedenî ve ruhî yetersizlii olanlar çalma artlar bakmndan özel olarak korunmas, yallarn devletçe korunmas, korunmaya muhtaç çocuklarn topluma kazandrlmas için devletin her türlü tedbiri alma yükümlülüü toplumun dezavantajl kesimlerinin anayasal olarak güvence altna alnan haklardr. O 2002 ylnda huzurevlerimizde 4952 yalmza hizmet verilirken 2009 ylnda 81 huzurevimizde 6962 yalmza yatl bakm hizmeti sunulmaktadr. Bu dönemde yal bakm ve rehabilitasyon merkezleri ile huzurevlerinde kalanlar için özel hizmet elemanlarnn çalmasna yönelik bir standart oluturularak, üç vardiyal çalma sisteminde her vardiyada 15 yalya eitimli 1 bakm eleman ve 25 yalya 1 temizlik eleman hizmet vermektedir. O Yallarmza AB standartlarnda hizmet sunulmas için 2002 Madrid Uluslararas Yalanma Eylem Plan Çerçevesinde DPT koordinatörlüünde Genel Müdürlüümüzce hazrlanan ülkemizdeki yallara sunulacak hizmetleri belirleyen “Yalanma Ulusal Eylem Plan” 2007 ylnda Yüksek Planlama Kurulunca onaylanarak yürürlüe girmitir. O Yallarmza hizmet sunulan kurulularmzn fiziki koullar ve hizmet standartlar iyiletirilmi olup, huzurevlerimizin büyük bir ksm çamzn modern yaamna uygun hale getirilmitir. Bu çalmalar sonucunda baz huzurevlerimiz SO 9000 Hizmet Belgesi almlardr. O Yallarmza çada koullarda hizmet sunabilmek amacyla doal ortamlarndan ayrlmadan evde bakmlarna ve gündüzlü bakm hizmetleriyle desteklenmelerine ilikin Kamu ve Özel Sektör tarafndan hizmetin sunulmasna olanak salayan yönetmeliimizde 2008 ylnda yaymlanarak Özürlülerin çeitli haklardan yararlanmasnda yaanan skntlar, zincirleme olarak birbirini etkilemekte, toplumsal yaam etkinliklerine katlmda sorunlar yaratmaktadr. Dolaysyla salk, eitim, istihdam süreçlerine katlmada toplumun dier kesimlerine oranla daha fazla ve çeitlilikte zorluklarla karlaan ve özel ihtiyaçlar olduu kabul edilmesi gereken bir grubu oluturan özürlülerin toplumsal yaama tam olarak katlmn salamak için devletin almas gereken özel tedbirlerin olduu sonucuna ulalmaktadr. Ülkemizde son yllarda özürlülerin ayrmcla maruz kalmadan hak temelli bir anlayla toplumsal yaama katlmlarn salamak amacyla atlan admlar oldukça önemlidir. Sosyal haklar eksenli özürlüler politikasnn gerei olarak; temel insan haklarna saygl, frsat eitliine dayal, her türlü ayrmclktan uzak, özürlülerin toplumsal yaama tam ve eit katlmlarn salamaya yönelik hükümleri kapsayan 5378 sayl “Özürlüler ve Baz Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Deiiklik Yaplmas Hakknda Kanun” 07.07.2005 tarihinde yürürlüe girmitir. Özürlüler Kanununun yürürlüe girmesi ülkemizde özürlülük açsndan bir dönüm noktasdr. Bu balamda Özürlüler Kanunu gereince çkarlan ikincil mevzuat, Kanunun uygulanmas konusunda yol gösterici olmutur. Özürlüler Kanunu, özürlülüün önlenmesi, özürlülerin salk, eitim, rehabilitasyon, istihdam, bakm ve sosyal güvenliine ilikin sorunlarnn çözümü ile her bakmdan gelimelerini ve önlerindeki engelleri kaldr- 25 dosya sosyal devlet bitti mi? may salayacak tedbirleri alarak topluma katlmlarn salamak ve bu hizmetlerin koordinasyonunu amaçlamaktadr. Kanun, alanda ihtiyaç duyulan tanmlar literatüre kazandrmtr. Böylece uygulamada ortaya çkan yanl ya da eksik yorum sorunlar çözüme kavuturulmu, büyük ölçüde dil birlii salanmtr. Kanun, insan onur ve haysiyetinin dokunulmazl temelinde, özürlülerin ve özürlülüün her tür istismarna ve özürlüler aleyhine her türlü ayrmcla kar mücadeleye yönelik politikalar gelitirme, alnacak karar ve verilecek hizmetlerde özürlünün, ailesinin ve gönüllü kurulularn katlmc olmasnn salanmas ve özürlüye sunulacak hizmetlerde aile bütünlüünün korunmas ilkelerini esas almaktadr. Ülkemizde özürlülerin yukarda deinilen mevzuat düzenlemeleri çerçevesinde yasal güvence altna alnm temel sosyal ve ekonomik haklar u ekilde özetlenebilir: 26 Özürlü istihdam: Özürlülerin istihdam edilmelerini kolaylatrmak için ülkemizde uygulanan yöntem, kota ve tevik sisteminin birlikte uygulanmasdr. Bu anlamda Kanunu gereince, 50 ve daha fazla içi çalan kamu sektörü iyerleri en az yüzde 4, özel sektör iyerleri en az yüzde 3 ve kamu kurum ve kurulular, dolu kadro saysnn yüzde 3’ü orannda özürlü istihdam etmekle yükümlüdür. Ayrca, özürlü sigortallarn, prime esas kazanç alt snr üzerinden hesaplanan sigorta primine ait iveren hisselerinin tamam, kontenjan fazlas özürlü çaltran, yükümlü olmadklar halde özürlü çaltran iverenlerin bu ekilde çaltrdklar her bir özürlü için prime esas kazanç alt snr üzerinden hesaplanan sigorta primine ait iveren hisselerinin yüzde ellisi Hazinece karlanmas uygulamasyla özürlülerin istihdamnn teviki salanmaktadr. Özürlüler Kanununda özürlülerin hiçbir gerekçeyle eitim almasnn engellenemeyecei, özürlü çocuklara, gençlere ve yetikinlere, özel durumlar ve farkllklar dikkate alnarak, bütünletirilmi ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eit eitim imkân salanaca belirtilmitir. Bu hükümle, eitim hakknn Kanunda en sk korunan haklardan birisi olma niteliini kazand görülmektedir. Özürlüler Kanunu ile özel eitim hizmetlerinin sunumu tek bir çat altnda toplanm ve sosyal güvencesi olsun olmasn tüm özel eitime gereksinimi olan bireylerin eitim hizmetlerinden yararlanmas salanmtr. Buna göre, tüm özürlü bireylerin özel eitim giderlerinin, her yl Bütçe Uygulama Talimat ile belirlenen ksm Milli Eitim Bakanl tarafndan karlanmaktadr. Özürlüler Kanunu gereince eitim konusunda getirilen önemli bir düzenleme de, yüksek örenim gören özürlü bireylere ilikindir. Bu çerçevede, yüksek örenim gören özürlü örencilerin örenim hayatlarn kolaylatrmak için gerekli tedbirleri almak ve bu yönde düzenlemeler yapmak üzere üniversitelerde “Özürlüler Danma ve Koordinasyon Birimi” oluturulmutur. Ayrca Özürlüler Kanunu ile Katma Deer Vergisi Kanununa eklenen düzenlemede, özürlülerin eitimleri, meslekleri, günlük yaamlar için özel olarak üretilmi her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programlarnn katma deer vergisi istisnasna tabi olaca hüküm altna alnmtr. Salk hakk, sosyal ve ekonomik haklar arasnda oldukça önemli bir yere sahiptir. Devlet kiilerin salk hakkndan yararlanmalar açsndan gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Sosyal güvencesi olan özürlülerin tedavi, muayene, ilaç, tetkik ve ortez-protez ihtiyaçlar bal olduklar sosyal güvenlik kuruluu tarafndan, ortez ve protezlerin sosyal güvenlik kurulular tarafndan karlanmayan ksm ise Sosyal Yardmlama ve Dayanma Vakflarnca karlanmaktadr. Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluunun güvencesi altnda olmayan ve yeterli ödeme gücü bulunmayan özürlüler yeil kart1 uygulamasndan faydalanmaktadrlar. Bu kapsamda tedavi, muayene, ilaç, tetkik ve ortezprotez ihtiyaçlar temin edilmektedir. Yoksulluk ve özürlülük olgularnn her biri yaamsal zorluklar içermekte, kiilerin toplumsal yaama katlm önünde büyük engel oluturmaktadr. Bu iki olgunun birlikte yaanmas durumu ise çift dezavantajllk yaratmakta olup, yoksulluun daha da derinlemesine sebep olmaktadr. Dolaysyla toplumsal eitlii salamak adna herhangi bir geliri ve sosyal güvencesi olmayan yoksul özürlülerin karlksz devlet transferleriyle desteklenmesi sosyal devletin önemli bir yükümlülüü olarak görülmektedir. Ülkemizde primli sisteminin dnda kalan ve ilgili kanunlarda belirtilen muhtaçlk kriterlerine uyanlara karlksz olarak verilen ayni-nakdi yardmlar söz konusudur. Bunlar dnda, özürlülerin sosyal ve kültürel haklardan ücretsiz veya indirimli yararlanmalar, toplumsal yaama katlmlar için maddi yetersizliklerini bir ölçüde Sosyal Devlet Anlay ve Sosyal Politika Uygulamalarnda Deiimin Dinamikleri - Selma Aliye KAVAF azaltmak özürlü bireylere çeitli indirimler uygulanmaktadr. Sosyal devlet, tüm toplumsal kesimlerin özellikle de dezavantajllk yaayan toplumsal kesimlerin sosyal ve ekonomik haklardan tam ve eit ölçüde yararlanmas açsndan gerekli tüm tedbirleri almak yükümlülüündedir. Özürlüler, toplumun dier kesimlerine göre toplumsal engellenmilii ve yaam zorluklar daha fazla olan bir toplumsal kesimi oluturmaktadr. Ülkemizde son yllarda özürlülerin ayrmcla maruz kalmadan, frsat eitlii temelinde toplumsal yaama tam olarak katlmn hedefleyen yasal ve uygulamaya yönelik önemli admlar atlmtr. Bundan sonraki süreçte yaplacak çalmalarn, uygulamada yaanan aksaklklarn ortadan kaldrlmasn giderir biçimde var olan haklarn sürdürülebilirliinin ve etkin korumasnn salanmasna ve bu haklarn kapsamnn mümkün olduunca gelitirilmesi temel hedefimizdir. Kendine güvenen ve birbirine kenetlenen bireylerden oluan güçlü bir toplumun inas için, kadnlarmzn da erkekler gibi her alanda eit haklara sahip olmasn, kadna kar iddetin önlenmesini, kadnlarmzn statülerinin yükseltilmesini, çalanlarmzn hayat ve i koullarnn iyiletirilmesini salayacak yasal düzenlemeleri gerçekletirmi, yallarmzn düzenli bir hayat standardna kavumas, özürlülerimizin sosyal ve mesleki alana entegre edilmesini salayacak projeler uygulamaya konmutur. Kadn yoksulluu ile mücadele ve kadn istihdamnn artrlmas kapsamnda ülkemizde mikro kredi uygulamalarnn yaygnlatrlmas ve kadn giriimciliinin tevik edilmesi ve desteklenmesi amacyla çalmalar sürdürülecek ve kurumlar aras ibirlii güçlendirilecektir. Kadn giriimciliinin tevik edilmesi ve yoksulluun önlenmesi için dünyada ve ülkemizde örnekleri olan mikro kredi uygulamalarnn yaygnlatrlmas amacyla ve l Özel daresinin görev ve yetkileri arasnda yoksullara mikro kredi verilmesinin de yer almas nedeniyle, bu Kanunun söz konusu maddesinin özellikle pozitif ayrmclk içerecek ekilde kadn yoksulluunu azaltmaya yönelik olarak 81 l Valiliimiz tarafndan uygulanmas hususunda çileri Bakanl nezdindeki giriimlerimiz neticesinde uygulamalar balatlmtr. Uygulamalarn deerlendirilmesi amacyla Genel Müdürlüümüz tarafndan “Mikro Kredi Uygulamalar Envanteri Çalmas” yürütülmektedir. Söz konusu çalma kapsamnda bugüne kadar 28 ilden elde edilen bilgilere göre 5486 kii mikro kredi imkânlarndan yararlanmtr. Mikro kredi uygulamasnn baarl örnekleri arasnda yer alan Mer- sin ilinde mikro kredi kullanan 46 kadn kendi iyerini açarak giriimcilie adm atmtr. O Avrupa Birlii’ne üyelik sürecinde, “Avrupa stihdam Stratejisi” çerçevesinde hazrlanan “Ortak Deerlendirme Belgesi ve Ortak çerme Belgesi”nde, kadn giriimcilerin desteklenmesi ve kadn giriimciliinin teviki önemli yer tutmaktadr. Belgede, kadnlarn istihdama katlmlarnn artrlmas için tespit edilen öncelikler arasnda, toplumun kadna bakn deitirmeyi hedefleyen çalmalar önemle vurgulanmtr. Toplumsal cinsiyet eitliini yaama geçirme çabalarnn arttrlmas alt çizilen konulardan biridir. O 9. Kalknma Plannda ise kadnlarmzn i hayatna aktif katlmlarna ilikin baz tedbirlere yer verilmitir. bulma, giriimcilik eitimleri ve aktif igücü programlar kapsamnda, kadnlarn istihdam garantili eitim programlarndan yararlandrlmas bu tedbirler çerçevesinde ele alnmaktadr. O “Toplumsal Cinsiyet Eitlii Ulusal Eylem Plan” da 9. Kalknma Planmz paralelinde hedef ve stratejileri içermektedir. 2008–2013 yllarna ilikin olarak hazrlanan Eylem Plannda, “Kadn ve Ekonomi”, “Kadn ve Yoksulluk” bölümleri bu dorultuda ön plana çkmaktadr. O 73 ilde örgütlenen Türkiye Odalar ve Borsalar Birlii Kadn Giriimciler Kurulu ve l Kadn Giriimciler Kurullar, kadn giriimcilik potansiyelinin hem nicelik hem nitelik bakmndan gelitirilmesi ve daha donanml hale getirilmesi amacyla politikalar gelitirmek ve giriimcilik kültürünün kadnlar arasnda gelimesine öncülük etmektedir. O 2007 ylnda Gelir Vergisi Kanunu’nda yaplan deiiklikle, kadnlarmzn, evlerinde üreterek sattklar ürünlerden elde edilen gelirler, vergiden muaf tutulmutur. O 2008 ylnda yürürlüe giren “stihdam Paketi”nde mevcut istihdama ilave olarak ie alnan kadnlar ve 18–29 ya aras gençlere ait sigorta primleri 5 yl boyunca sizlik Sigortas Fonu’ndan karlanacaktr. Yeni yaynlanan stihdam Paketi’nde de bu uygulamann devam edeceine ilikin hüküm bulunmaktadr. O 2008 ylnda yürütülen “Cansuyu Destek Kredisi” ile imalatç esnaf ve sanatkârlara 25 bin TL’ye kadar kullandrlan sfr faizli, ilk 6 ay ödemesiz 18 ay vadeli kredi miktar, kadn imalatç esnaf 27 dosya sosyal devlet bitti mi? ve sanatkârlarmz için 30 bin TL olarak uygulanmtr. O “ Merkezleri Yoluyla Kadn Giriimciliinin Desteklenmesi Projesi” kapsamnda KOSGEB bünyesinde 5 merkezde açlan “Kadn Gelitirme Merkezleri”nde, kendi ilerini kurmak isteyen kadn giriimcilere balangç destei verilmektedir. O Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar KonfederasyonuTESK, Avrupa Birlii’nin mali destei ile “Kadn Giriimciliini Destekleme Projesi”ni yürütmektedir. 25 ilde yürütülen bu Projede kadn giriimcilerimizin saylarn arttrma ve kadn esnaf ve sanatkârlara i gelitirme destei verme hedeflenmitir. O 9. Be Yllk Kalknma Plannda, aktif igücü politikalaryla istihdam edilebilirliin artrlmas, igücü piyasasna giriin kolaylatrlmas ve tevik edilmesi yoluyla igücüne katlma orannn yüzde 2,1 orannda artrlmas öngörülmekte, bu artn temel belirleyicisinin de kadnlar olaca vurgulanmaktadr. 2007–2013 yllarn kapsayan Plan dönemi hedef ve tahminlerde kadnlarn igücüne katlma orannn 2013 ylna kadar yüzde 29,6 olmas beklenmektedir. 28 O O O Kurulularmzda kalan gençlere, özürlülere ve kadn konukevlerinde kalan kadnlara meslek edindirmek, eitim ve istihdam alannda söz konusu kiilerin de yer almasn salamak amacyla bu alanda yaplan i birlikleri yüzde 50 orannda arttrlacaktr. Eitimde Türkiye’nin hedefi, 2013 ylna kadar kz ve erkek çocuklar için okullama orann yüzde 100’e ulatrmaktr. Yoksulluk nedeniyle çocuklarn okula gönderemeyen veya okuldan almak zorunda kalan aileleri desteklemek amacyla düzenli olarak ekonomik yardmda bulunulmutur. Bu yardmn uygulanmasnda ilk kez geçici özel önlem uygulanm ve nakit yardmnda kz çocuklar için yaplan yardm, erkek çocuklarna göre daha yüksek tutulmutur. Yaklak 239.112 kz çocuu eitim imkânna kavumutur. Kz çocuklarnn okullulamas, okumaz-yazmaz kadnlarmzn okur-yazarllnn artrlabilmesi için çeitli kampanyalar ve projeler yürütülmektedir (Haydi Kzlar Okula ve Ana Kz Okuldayz kampanyalar gibi). Gelir Vergisi Kanunu’nda 2007 ylnda yaplan deiiklikle baz ürünleri iyeri açmakszn satanlara gelir vergisi muafiyeti getirilmitir. Söz ko- nusu Kanunun ilgili maddesi, evlerde kullanlan diki, nak, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dardan içi almamak artyla; oturduklar evlerde imal ettikleri ürünleri iyeri açmakszn satanlar gelir vergisinden muaf tutmaktadr. O Yasayla; “Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satlmas ile ticarî, ziraî veya meslekî faaliyetleri dolaysyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanlarn düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayr ile kamu kurum ve kurulularnca geçici olarak belirlenen yerlerde satlmas muaflktan faydalanmaya engel deildir.” hükmü de getirilmitir. Söz konusu yasa, ev hanmlarn meslek sahibi yapp belli bir gelire kavuturaca gibi, ülkemizde giderek dümekte olan kadn istihdamna da olumlu katk salayacaktr. O Kadn Giriimciliinin özendirilmesi ve tevik edilmesi, mesleki beceri kazandrlmas ve istihdam yaratlmasna yönelik yürütülen faaliyetlere arlk verilmitir. Gerek okuryazar olmayan gerekse niteliksiz igücü konumundaki yetikin kadnlarmz için yaygn eitim faaliyetleri (okuma yazma kurslar, mesleki bilgi beceri elde etmeye yönelik kurslar vb.) igücü piyasasnn da ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak çeitlendirilmektedir. O Kadnlarn ve gençlerin istihdamn artrmak amacyla hazrlanan stihdam Paketi’nde, mevcut istihdama ilave olarak ie alnan kadnlar ile 18–29 ya aras gençlere ait SSK iveren priminin 5 yl boyunca kademeli olarak sizlik Sigortas Fonu’ndan karlanaca hususu yer almaktadr. verene ait sigorta priminin; 1. yl yüzde 100’ü; 2. yl yüzde 80’i; 3. yl yüzde 60’; 4. yl yüzde 40’; 5. yl yüzde 20’si sizlik Sigorta Fonu’ndan karlanacaktr. Bu çerçevede sosyal hizmetler; insan haklarn esas alan, halkn gönüllü katk ve katlmnn saland, yerinden yönetim ilkesinin uyguland, sunulan hizmetlerin merkezi yönetimin yan sra halk tarafndan denetlenmesine imkan tannd, liyakat ve ehliyetin ön planda tutulduu bir politika ile yürütülmektedir. Notlar 1 5510 sayl Kanunla 18/6/1992 tarihli ve 3816 sayl Ödeme Gücü Olmayan Vatandalarn Tedavi Giderlerinin Yeil Kart Verilerek Devlet Tarafndan Karlanmas Hakknda Kanun kapsamnda yeil kart verilen kiilerin genel salk sigortal saylaca hükme balanmtr. Sosyal Devlet AK Parti le Kabuk Deitiriyor - Prof. Dr. Nükhet HOTAR Sosyal Devlet AK Parti le Kabuk Deitiriyor Q Prof. Dr. Nükhet HOTAR / AK Parti Genel Bakan Yardmcs ve zmir Milletvekili çinde bulunduumuz yüzylda etkisini youn olarak hissettiren küreselleme; ekonomiden siyasete kadar hemen her alanda etkisini hissettirmektedir. Küreselleme süreci ile bir çok alanda yaanan deiim devletin Sosyal niteliini etkileyerek onun uygulamalarnn farkllamamasna neden olmutur. Bunun içindir ki sosyal alanda müahede edilen ve toplumsal konularda var olan problemlerimizle mücadelede; küreselleme olgusunu dikkate almak, çözüm politikalarmzn gerçeklii ile dorudan ilgilidir. Küresellemenin etkisi ile deien Sosyal Devletin AK Parti hükümetleri dönemindeki durumunu ve evirildii yeni halini ele aldmz bu çalmaya yoksulluu tanmlayarak balamak isabetli olacaktr. Zira Sosyal Devletin ilk muhatab, toplumlarda var olan yoksullar ve çeitli sebeplerle yoksunluk çekenlerledir. Tarihsel olarak yoksulluk; “kiinin varln sürdürebilmesi için gereksinim duyduu temel ihtiyaçlar karlayabilecek bir gelir düzeyinden mahrum olma durumu” olarak kabul edilirken günümüzde; “mal ve mülk yokluunun ötesinde yaanlabilir bir hayat frsatnn mevcut olmamas” durumu olarak da tanmlamaktadr. Tanmdan da anlalaca üzere yoksulluk; temel ihtiyaçlarn karlanamamas olarak görülürken, günümüzde küresellemenin de etkisi ile baka bir hale bürünmütür. Yoksulluun tanmnda yaanan bu deiim; birey ihtiyaçlarnn fizyolojik ve güvenlik ihtiyacnn ötesine geçerek yaanabilir hayat standartlarna evirilmesi, Sosyal Devleti, örgütlenme biçiminden yardm sunma biçimine kadar bir çok alanda yenilie zorlamtr. Bu yeni dönemde; kararlarn merkezden alnd hantal örgütlenme biçimi ilevini kaybederek yerel dinamiklerin ön plana çkarld, hizmet sunumunda paket yardmlar yerine bireysel ihtiyaçlarn gözetildii bütüncül yaklama yerini brakmtr. Sosyal Politikada Deien Vizyon: Pro-Aktif Sosyal Politika Pro-aktif Sosyal Politika; problemlere göre pozisyon belirleyip hareket etme yerine, vuku bulmayan sorunlar ön görüp onlara ekil verecek bütünleik yaklam gelitirme olarak ifade edilir. Hazrlanan programda “merkezi devletin yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ve özel sektörle ibirlii yapmas salanarak sosyal devlet hizmetlerinde verimlilik, sürat ve kaynak kapasitesi artrlacaktr” ifadesi yer almaktadr. Böylece bütünleik yaklamla gelitirilen pro-aktif sosyal politikann önemine dikkat çekilmi ve çalmalar bu dorultuda ekillendirilmitir. Yeni döneme yön veren dinamikler dorultusunda gelitirip uygulad sosyal politika anlayyla devleti halka hizmet etme arac olarak gören AK Parti, bir snf ve kesimin deil bütün vatandalarmzn refah ve mutluluunu salayacak sosyal politikalar yürüteceini parti program aracl ile sosyal taraflarn dikkatine sunmutur. Bütünleik sosyal politika anlaynn en önemli noktasn yoksunluklar oluturmaktadr. Çeitli sebeplerle bireyin yüzletii imkanszlklar sonucu yaad yoksulluk, en temel ihtiyaçlarndan olan özgürlük, adalet ve hak arama konularnda yaad yoksunluun yannda daha az öneme sahip bir konudur. Zira medeni bir toplum olmann göstergesi olan ve insanln yüzyllar boyu süren mücadeleleri sonucu elde edilmi kazanmlar olan temel hak ve özgürlüklerin tesis edilerek bireylerin saygnlnn artrlmas, toplumsal güveni perçinleyecek, sosyal ve iktisadi dinamikleri harekete geçirecek baat bir güçtür. Bu balamda, dönemimizde ele alnan sosyal meselelere ilikin sorunlar kapsamnda Türk Ceza Kanunu ve beraberindeki birçok kanun evrensel hukuk ilkeleri gözetilerek yenilenirken temel hak ve özgürlüklere ilikin güvenceler artrlmtr. Bunun yannda kadn erkek eitliini etkin ekilde salamaya yönelik yaplan düzenlemelerle de düünce ve ifade özgürlüünün alan geniletilmitir. Yine temel hak ve özgürlükler kapsamnda ele alnp nihayete erdirilen çalmalar, sosyal yardmlarn etkin datm ile tamamlanm ve anlaml sonuçlara ulalmtr. 29 dosya sosyal devlet bitti mi? Sosyal Politikada Hizmet Çeitlenmesi sizleri, fakirleri, dükünleri, hastalar, özürlüleri gözeten, onlarn insan onuruna yakacak ekilde yaamalarn salayacak bir sosyal devlet anlaynn kaçnlmaz olduunu ifade ettiimiz parti programmzda; kamusal alandaki tüm düzenlemelerin hakkaniyet ilkesine uygun yaplmas amacyla kamu kurum kurulularna yükümlülükler verilecei belirtilmitir. Bu amaca matuf olarak hükümetimizce 2006-2010 ylarn kapsayan ve 2.8 milyar TL’lik bütçe ile “Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Plan” hazrlanmtr. Hazrlanan ve halen birden fazla kurum tarafndan icra edilen eylem plan, 7 temel stratejik alan üzerine bina edilmitir. Eylem plannn 48. maddesinde yer alan “Bütünleik Sosyal Yardm Hizmetleri” ile Sosyal Devletin dönüüm noktalar tespit edilmitir. 2007 ylnda uygulanmaya balanan plan kapsamnda yaplan çalmalarda sosyal yardmlarn datmnda etkinlii salayacak önemli dönüümler balatlmtr. Madde: Bütünleik Sosyal Yardm Hizmetleri 30 O Devlet tarafndan verilen tüm sosyal yardmlar tek çat altnda toplanacak, sosyal yardmlarla ilgili veri tabanlar entegre edilerek hane halk yaklam gelitirilecektir. O Özürlüler veri taban da dahil olmak üzere veri tabanlar arasnda bilgi paylam ve etkin denetim salanacaktr. O Vatandalara sosyal yardmlarla ilgili tüm bilgilerin tek noktadan ulatrlmas, sosyal yardm konusunda etkin yönlendirme yaplabilmesi salanacaktr. O cak ekilde düzenlenmitir. Reform ile; 18 yan altndaki nüfus ön artsz kapsama alnrken hizmetlere ulam kolaylatrlmtr. Buna karn eski dönemde göz ard edilen külfet-nimet dengesine azami ölçüde özen gösterilmitir. Zira çkarlan yasa ile; 16 yl boyunca 219.7 milyar TL’lik açkla koca bir kara delik olan ve mücadele edilebilir olmaktan çkan Soysal Güvenlik sisteminden kaynaklanan açn önüne geçilmeye çallm ve Sosyal Güvenliin kapsamnda olmayan hizmetlerin kapsama alnmas salanmtr. Sosyal Güvenlikteki yatrmlarn salktaki dönüümle örtümesini salamak ve salk hizmeti almak isteyen vatandamzn daha rahat ulaabilecekleri ekilde organize etme maksadyla 7.5 milyon TL’lik katk salanmtr. Bunun yannda özürlü1 ve yal2 vatandalarmza verilen maalarla sosyal dlanmlk önlenmeye çallmtr. Bu amaca paralel olarak, sosyal güvenlik emsiyesi altnda olmayan vatandalarn temel ihtiyaçlar da sosyal yardmlar ile karlanmaktadr. Sosyal Yardmlara Aktarlan Kaynak Yüzde 350 Artmtr 2002 ylnda Sosyal Yardmlama ve Dayanma Vakflarna ayda ortalama 9 Milyon TL kaynak tahsis edilirken, 2008 yl Austos ayna kadar 40 Milyon TL, Austos ayndan itibaren ise 50 Milyon TL kaynak tahsis edilmitir. Valilikler ve kaymakamlklar aracl ile tevdi edilen yardmlarda bölgesel gelimilikler ve bölgede yaayan nüfus birlikte ele alnm ve uygulamalar buna göre yönlendirilmitir. Tablo 1: Yllar tibaryla Sosyal Yardmlama ve Dayanma Vakflarna Aktarlan Periyodik Pay Oluturulacak karar destek sistemi ile sosyal güvenlik politikalarnn desteklenmesi salanacaktr. Kaynak: DPT, Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Plan (2006-2010) Bir plana skmayacak kadar geni bir boyutta ele alnan, AK Partinin sosyal politika vizyonu ile gelitiren ve 2010 ylnda sonlanacak ekilde organize edilen “Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Plan” devleti bürokratik yükten kurtarp vatandan huzurunu tesis etmenin yannda önemli ölçüde ekonomik tasarruf salayacaktr. Nitekim sosyal güvenlik reformu ile, tasarrufun yannda standart ve norm birlii de salanmtr. Sosyal Devletin en önemli ödevlerinden olan Sosyal Güvenlik sistemi, reform sonucu tüm nüfusu kapsaya- Sosyal yardmlarda; ücretsiz ders kitaplarnn datld, 2 milyon 260 bin 224 kiinin yakacak yardmndan yararland, 2 milyon 71 bin 300 örencinin artl Nakit transferinden yararland ve eitimine devam eden 27 Sosyal Devlet AK Parti le Kabuk Deitiriyor - Prof. Dr. Nükhet HOTAR bin 205 özürlü örencinin okullarna ücretsiz tand yeni dönem 3 Kasm 2002’de balamtr. dan kaldrmakla kalmayp yeni sorunlarn olumasn da engellemektedir. Bunun dnda bireyin temel haklarndan olan barnma hakkna eriimini kolaylatrmak, maduriyetleri önlemek maksadyla hz verilen TOK çalmalar ile bugüne kadar 340 bin konut üretilmitir. Türkiye’nin farkl illerinde üretilen bu konutlarn 174 bin 463 tanesi dar orta gelir gurubuna, 92 bin 598 tanesi yoksullara, 9 bin 393 tanesi afet bölgelerindeki vatandalara, 3 bin 472 tanesi 31 köyde olmak üzere tarm köy uygulamalar kapsamnda üretilmitir.Ayrca ehit aileleri, malüller, dul ve yetimlerin konut ihtiyaçlarn karlamak üzere verilen Toplu Konut Kredileri3 ile kolay ve kuraya tabi olmadan ev sahibi olmalarn salayacak düzenlemeler yaplmtr. 2000 ylndan itibaren Kii Ba Milli Gelir rakamlarnn verildii aadaki tabloya göre 2002 ylnda 3 bin 310 dolar olan KBMG 2008 yl itibar ile 10 bin 436 dolara yükselmitir. Temel haklardan olan barnma ihtiyacna ilikin gelitiren çözümün benzeri çalma yaamndaki güvencesiz kimseler için de düzenlenmitir. sahibi olmasna karn çeitli sebeplerle isiz kalma riski ile yüzleip dezavantajl konuma gerileyen 18-29 ya arasndaki 35 bin gencin ve kadnn istihdam edilmelerinde iverence yüklenilen prim devletçe karlanmtr. Ayrca yararlanma koullar iyiletirilen ve kriz döneminde 2 bin 312 iverene verilen ksa çalma ödenei ve 1 milyon 624 bin 402 kiiye verilen isizlik ödenei pro-aktif sosyal politika gerei kapsama alnmlardr. Ayrca kriz döneminde, 2009 ylnn ilk sekiz ayn kapsayan dönemde, isiz durumda olanlarn çalma yaamna kazandrlmalarna yönelik olarak düzenlenen istihdam kurslarna 98 bin 541 kii4 katlmtr. Günlük 15 TL ücretin ödendii katlmclardan 56 bin 342 tanesi igücü yetirme maksadyla devam ederken 10 bin 574 tanesi istihdam garantili kurslara devam etmektedirler. Ksaca ifade etmek gerekirse sosyal ve toplumsal hayatn her alannda e zamanl olarak yürütülen programlar çerçevesinde sosyal sorunlarla mücadele eden yaklam tarz; Sosyal Devleti bitirmek bir yana, onun etki gücünü artrarak mahiyetini deitirmitir. Sözü edilen bu deiimi ülkemizdeki ortalama yaam süresinde görülen arttan, Kii Ba Milli Gelir (KBMG) rakamlarnda görülen arttan, gelir dalmdaki iyilemeden ve yoksul vatanda saysnda görülen azalmadan da okuyabiliriz. BM verilerine göre ülkemizde ortalama yaam süre5 si 68.9’dan, 71.4’e yükselmitir. Erkeklerde ortalama yaam süresi 69 yl iken kadnlarda 73.9’dur. Ortalama yaam süresinin artmas ülkemizde var olan sorunlarla mücadelede önemli ölçüde baar salandna iaret etmektedir. Zira salk, eitim, barnma, açlk vb. ihtiyaçlarn eksiksizce karlanyor olmas sosyal problemi orta- Tablo 2: Yllar tibaryla Kii Ba Gayri Safi Milli Hasla 31 KBMG rakamlarnda görülen artn gelir dalmndaki iyileme ile paralellik arz etmesi uygulanmakta olan Sosyal Politikalarn doruluuna iaret etmektedir. Yandaki tabloda görüldüü üzere nüfusun en yoksul yüzde 20’lik kesiminin toplam gelirden ald pay 2002’de yüzde 5.3 iken, 2005 ylnda yüzde 6.1’e yükselmitir. Yine nüfusun en zengin yüzde 20’lik kesiminin toplam gelirden ald pay 2002’de yüzde 50 iken 2005 ylnda 44.4’e gerilemesi gelir dalmndaki iyilemeye iaret etmektedir. Tablo 3: Yllar tibaryla Gelir Dalm Yllar itibariyle gelir dalm6 I. % 20 II. % 20 III. % 20 IV. % 20 V. % 20 1994 4.9 8.6 12.6 19.0 54.9 2002 5.3 9.8 14.0 20.8 50.0 2003 6.0 10.3 14.5 20.9 48.3 2004 6.0 10.7 15.2 21.9 46.2 2005 6.1 11.1 15.8 22.6 44.4 Pro-aktif sosyal politikann en önemli sonucu kukusuz yoksullukla mücadelede bizlere kazandrdklardr. Dönemimizde uygulanan ekonomik ve sosyal politika- dosya sosyal devlet bitti mi? lar sonucu ülkemizde gda yoksulluu çeken kii oran (Tablo 4) yüzde 0,54’e gerilemitir. Ayrca 2002 ylnda yoksulluk snrnn altnda yaayanlarn oran (Tablo 5) yüzde 30 seviyesinde iken 2007 ylnda yüzde 18.56’ya gerilemitir. Tablo 4: Yllar tibaryla Gda Yoksulluu Ayrca uluslar aras göstergelerde kullanlan kii ba günlük kazanç miktarlar ile ilgili veriler ele alndnda; Tablo 6’dan da izlenebilecei gibi, 2006 ylndan itibaren ülkemizde 1 dolarn altnda gelir elde eden hiçbir kiinin bulunmad görülecektir. Sosyal Devletin faaliyetini; aktif ve pasif politikalara sdrmaya çalmayp bugünü ve gelecei bir bütün olarak gören ve çalmalarn sorunlu alanlara sktrp snrlamayan bir anlayla ele alan yaklam sonucu, yukarda saylan çalmalara ilave olarak, 2003’ten beri 64 adet kent orman ile sosyal devlet geni kapsamda ele alnm ve sosyal devlet anlay dönütürülmütür. Yine gençlerimize yönelik yaptmz yatrmlar neticesinde; 0-18 ya gurubuna hizmet vermesi amacyla oluturulan ve yapm biten 83 adet çocuk evi tamamlanm, sporculara verdiimiz desteklerle lisansl sporcu saymz da 2 milyon 171 bin 784’e yükselmitir. Tablo 5: Yllar tibaryla Yoksulluk Oran Oran 32 “Sosyal alandaki süreklilik”; bütünleik sosyal politika anlaynn ön kabulüdür. Sosyal riskin ortadan kaldrlmas kalc çözüm için yeterli deildir. Kalc çözüm; ilgili yoksulluun üremesine sebep olan kültürün ortadan kaldrlmas ile mümkündür. Yeni mücadele stratejisinin en önemli noktasn oluturan yoksullua/eitsizlie neden olan kültürle mücadele etmek, sosyal politika uygulamalarnn baars için gereklidir. Notlar 1 Haziran 2009 itibaryla 3 ayda bir; % 40 ve % 70 aras özürlü olanlar 584 TL, % 70 üzeri olanlar 876 TL almaktadr. Halen ödeme yaplan özürlü says 110 bindir. 2 Haziran 2009 itibaryla 3 ayda bir: 219.10 TL almaktadrlar. 3 2009 yl için tahsis edilen kredi miktar 52 bin 993 TL’dir. 20032009 yllar için tahsis edilen miktar ise 272,4 bi TL’dir. 4 stihdam kurslarna 2007 ylnda 33 bin 597 kii katlrken, 2008 ylnda 31 bin 927 kii katlmtr. 5 2008 yl UNDP verileri. (2005 ylna ait verilere yer verilmitir.) 6 TUK tarafndan yaynlan en son istatistik 2005 ylnda yaynlanmtr. Tablo 6: Yllar tibaryla Kii Ba Günlük Kazanç Miktar Sosyal Devlet mi, Sadaka Devleti mi? - Kemal KILIÇDAROLU Sosyal Devlet mi, Sadaka Devleti mi? Q Kemal KILIÇDAROLU / CHP Grup Bakanvekili, stanbul Milletvekili osyal devlet anlay, 1961 Anayasas ile hukuk sistemimize girmitir. Bu anlay, bir anlamda devletin, güçsüzler lehine ekonomik ve sosyal yaama müdahalesi demektir. Dolaysyla sosyal devletin temel felsefesi, o ülkede yaayanlarn geleceinin güvence altna alnmasdr. Bir baka anlatmla sosyal devlet, o ülkede yaayan yurttalarn geleceklerinden emin olduklar düzeni yaama geçiren devlettir. S larndan birini oluturan sosyal güvenlik kavramnn içerdii temel esas ve ilkeler uyarnca, toplumda yoksul ve muhtaç insanlara Devletçe yardm edilerek onlara insan onuruna yarar asgarî yaam düzeyi salanmas, böylece, sosyal adaletin ve sosyal devlet ilkelerinin gerçeklemesine elverili ortamn yaratlmas gerekir.” (Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi, say 24, s. 451452) 1961 Anayasasnn gerekçesinde sosyal devlet “fertlere yalnz klasik hürriyetleri salamakla yetinmeyip, ayn zamanda onlarn insan gibi yaamalar için zaruri olan maddi ihtiyaçlarnn karlanmasn kendisine vazife edinen devlettir” eklinde tanmlanmtr. Anayasa ve Anayasa Mahkemesi pek çok kararnda sosyal devleti “çada devlet” anlaynn bir gerei olarak tanmlarken, biz gerçekten de sosyal devletin gereklerini yerine getiriyor muyuz? Anayasa Mahkemesi de bir kararnda sosyal devleti öyle tanmlamaktadr: “Sosyal hukuk devleti, insan hak ve hürriyetlerine sayg gösteren, ferdin huzur ve refahn gerçekletiren ve teminat altna alan, kii ile toplum arasnda denge kuran, emek ve sermaye ilikilerini dengeli olarak düzenleyen, özel teebbüsün güvenlik ve kararllk içinde çalmasn salayan, çalanlarn insanca yaamasn ve çalma hayatnn kararllk içinde gelimesi için sosyal, iktisadi ve mali tedbirler alarak çalanlar koruyan, isizlii önleyici ve milli gelirin adalete uygun bir biçimde dalmasn salayc tedbirleri alan, adaletli bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmeye kendini yükümlü sayan, hukuka bal, kararllk içinde ve gerçekçi bir özgürlük rejimi uygulayan devlettir.” (18.2.1985 gün ve E.84/9, K.85/4 sayl karar) Bu tanm, çada devlet anlaynn ne olmas gerektiini bize göstermektedir. Çada devlet anlayn da yine bir baka Anayasa Mahkemesi kararnda görüyoruz. Anayasa Mahkemesi söz konusu kararnda öyle diyor: “Çada devlet anlay, sosyal hukuk devletinin, tüm kurumlaryla Anayasa’nn sözüne ve ruhuna uygun biçimde kurulmasn gerekli klar. Hukuk devletinin amaç edindii kiinin korunmas; toplumda sosyal güvenliin ve sosyal adaletin salanmas yoluyla gerçekletirilebilir. (...) Anayasa’nn Cumhuriyetin nitelikleri arasnda yer verdii sosyal hukuk devletinin dayanak- Sosyal devlet anlayyla badamayan sosyal politika eletirilerimizi ksaca öyle sralayabiliriz. 1. Sosyal devlet kavramnn içi, AKP iktidaryla birlikte hzla boaltlmtr. Sadaka devlet kavram sosyal devletin yerini almtr. Böylece yurttan, “yurtta” deil de “kul” olmasnn yolu bilinçli olarak açlyor. Yoksullarn yoksulluunun açkça tehir edildii, bir süreç bu dönemde olaanlatrlmaya çallmaktadr. 2. Sendikalama aama aama yok ediliyor. Sendikal haklar trpanlanyor. Tuzla da 50’ye yakn içi, i kazas sonucu yaamn yitirdi. Ama siyasal iktidar duyarszln koruyor. Hatta Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl bu konuda görevini yapmyor ya da yapar gibi görünüyor. Eski TÜRK- Genel Bakan Bayram Meral’in bakanlnda oluturulan CHP Tuzla Heyetinin Tuzla’da yaananlarla ilgili olarak düzenledii rapordan u iki çarpc bölüm, gerçekten de olumsuzluklarn kaynan açk ve net bir ekilde ortaya koymaktadr. “Çalma ve Sosyal Bakanl’nn verilerine göre tersanelerde çalan 16.173 içiden, 12.427’si taerona bal olarak çalyor. çiler iyerlerinde ölümle sonuçlanan kazalarn fazlalnn temel nedeni taeronlamadr.” (CHP Tuzla Heyeti Raporundan) 33 dosya sosyal devlet bitti mi? “Sektörde çalan taeron içiler, genelde Gaziantep, anlurfa, rnak ve Ar gibi illerimizden geliyor. Bu içilerin en önemli sorunlarndan birisi de kalacak yerlerinin olmamasdr. Taeron firmalar bu içileri 20 ila 25 kiilik gruplar halinde tuvalet, banyo, mutfak ve yatma yeri ortak kullanlan, gecekondu tipinde tek odal veya çok küçük evlerde barndrmaktadr. Örnek vermek gerekirse, Aydnl’da tek odal bir evde 8’i anlurfa, 18’i ise rnak’l olmak üzere toplam 24 içinin kald yer heyetimizce görülmütür. nsanlk koullarna aykr bu tablo tersanelerde çalma bar salanmasnn önündeki en büyük engeldir.” (CHP Tuzla Heyeti Raporundan) Unutmamak gerekiyor ki, bu tablonun içinden “sosyal devlet” çkmaz. 34 3. Kaytd çalmaya siyasal iktidar göz yumuyor. Bugün yaklak 5-5,5 milyon insan kaytd çalyor. Kaytd çalma, sadece kaytd çalan cezalandrmyor, kaytd çalann aile bireyleri de tümüyle sosyal güvencenin dnda kalyorlar. 4. Taeronlama AKP hükümetiyle birlikte neredeyse devletin asli istihdam ekline dönümütür. Bugün taeron aracl ile içi istihdam eden en büyük iveren devlettir. TBMM’den, bakanlklara, özerk kurululardan belediyelere kadar taeron içilik uygulamas yaygnlamtr. Bir anlamda çada köleliin yolu yasallatrlmtr. 5. zlenen vergi politikalaryla fatura emekçilere çkarlmtr. AKP iktidarnda, Kurumlar ve Gelir Vergisi oranlarndaki düü hemen uygulamaya konulurken, ücret gelirleri üzerindeki vergilerin düüü bir yl sonraya (1.1.2008’e) braklmtr. Yani fatura emekçilere çkarlmtr. Oysa scak parasn Türkiye’ye getirip, dünyann en yüksek faizini elde edenlere, ciddi vergi ayrcalklar getirilmi, bunlarn Türkiye’de elde ettikleri faizler nedeniyle vergi ödememelerinin önü açlmtr. Bir baka anlatmla, dünyann en yüksek faizini Türkiye’de elde edenler vergi vermemi, ama bunlarn faizlerini emekçiler aln terleriyle ödemilerdir. Prlanta tatan KDV’yi kaldran AKP, ekmekte KDV’yi kaldrmamtr. 6. Sosyal sigorta fonlar tüm uygar ülkelerde vergilendirilmez. Çünkü bu fonlarn iletilmesinde kar mant yoktur. Fonlarn temel amac, oluan sosyal riske, ekonomik güvence salamaktr. AKP, “sizlik Sigortas Fonu” gelirlerini çkard bir yasa ile vergilendirmitir. Böylece devlet yüzde 1 olarak katk yapt Fondan, vergi yoluyla daha fazlasn geri almaya balamtr. 7. sizlik sigortas fonuna yönelik uygulama sadece vergilemeyle snrl kalmam, burada biriken parann gelirleri, isizlii önlemek için deil, AKP Hükümetinin gereksinme duyduu baka alanlara faizsiz olarak aktarlmtr. 8. AKP Hükümetinin çkard 5510 sayl Yasa ile emekli aylklarna yaplacak yllk artlarda, emeklilere refah artndan pay verilmemesi, onlar Türkiye’de 2. snf yurtta konumuna sokmutur. Nitekim son olarak emekli aylklarna yaplan zam bunun en somut göstergesidir. 9. AKP Hükümetinin çkard 5510 sayl Yasa, prim borçlusu olan bamsz çalana, borçlar nedeniyle salk hizmeti verilmemesi insan haklarna ve sosyal devlet ilkesine aykrdr. Hele hele bu hizmetin aile bireylerini de kapsamas, tam anlamyla sosyal devleti reddetmek anlamna gelmektedir. 10. En dramatik olan da AKP Hükümetinin Parlamento tatile girmeden önce çkard 5920 sayl Yasadr. Bu Yasann birinci maddesiyle kiralk içiler dönemi balatlmak istenmi, ancak Yasa Sayn Cumhurbakan tarafndan tekrar görüülmek üzere Parlamentoya geri gönderilmitir. Sayn Cumhurbakan Yasay geri gönderirken, “Aksi taktirde, yaplan düzenleme gerçek amacnn dnda sonuçlar dourabilecek ve madde kapsamndaki içilerin emeinin istismar, insan onuruna yakmayan durumlarn domas gibi Kanunun amaçlamad olumsuz uygulamalara ve çalma barnn bozulmasna yol açlabilecektir” gerekçesine dayandrmtr. Gerekçe sendikalarmzn görüünü yanstmakla birlikte, burada önemli olan AKP’nin içilere ve sendikalara bak açsdr. Bu Yasa ile AKP’nin içilere ve sendikalara bak açs somutlamtr... Sosyal Devlet mi, Sadaka Devleti mi? - Kemal KILIÇDAROLU 11. Türkiye ciddi bir ekonomik krizle kar karya. Krizin kaynann ABD olduunu biliyoruz. Ama krizden dünyada en fazla etkilenen ülke (Letonya ve Estonya’y çkarrsak) Türkiye’dir. 2009’un ilk üç aynda gerçekleen küçülme yüzde 13.8’dir. Bu küçülme rakam, kinci Dünya Savandan sonra yaadmz en büyük küçülmedir. O zaman u soruyu sorma hakkmz var; Krizin merkezinde, yani ABD’de küçülme yüzde 2,5 Türkiye’de yüzde 13.8. Niçin? Çünkü AKP krizi yönetemedi. “Kriz bizi teet geçecek” diyen Sayn Babakan, krizin milyonlarca içinin iinden olduunun herhalde farknda bile deil. O kadar farknda deil ki, Sayn Babakan 2008 Aralk aynn banda yapt “ulusa sesleni” konumasnda “krizin tepe noktasna ulatn ve inie geçtiini” ilan etmitir (1 Aralk 2008 tarihli gazeteler). Bu konumadan sonra binlerce içi iinden olmutur. 12. Bir baka önemli nokta da, krizden kimlerin karl çktdr. Krize çözüm olsun diye lüks otomobillerde (Jaguar, Porsche, BMW, Jeep ve Lamborghini gibi...) ÖTV indirimi yapld ve süper lüks otomobil satlar yüzde 3 artt. Süper lüks otomobillerin tümü ithal mal. Böylece biz Türkler bu süper lüks otomobilleri üreten ülkelerin yaadklar ekonomik krizi hafiflettik. stanbul Belediyesi de Hollanda’dan 63 milyon Avro ödeyerek Phileas marka yokuta çalmayan sorunlu metrobüsler ald. Oysa Türkiye Avrupa’nn en büyük otobüs üretim merkezi. Bizim içimiz iten çkarlrken, biz Hollanda’nn ekonomik krizine çözüm merkezi olduk. spanya’da daha ucuz fiyat verilmesine karn, spanya otobüsleri kendi ülkesinde üretim yapan firmadan almtr. Çünkü spanya’da sendikaclar, ithal mali otobüslere kar direnmi ve baarya ulamlardr. 13. Ekonomik kriz dünyann hemen hemen her ülkesinde üst gelir gruplarn da vurdu. Bunun tek istisnas Türkiye. Citibank A. Perakande Bankaclk ve Varlk Yönetimi Bölüm Bakan Cenk Tabakolu, “Kriz döneminde dünyann dier bölgelerinde üst gelir grubu says azalrken Türkiye’de art gözlendi” tespitini yapyor (2 Temmuz 2009 tarihli Referans Gazetesi). Bu da AKP’nin krize kar ald önlemlerin kimle- rin yararna alndn somut bir ekilde ortaya koyuyor. 14. 2009 ylnn ikinci yarsnda, memurun yüzde 4,5 (Ayda 30 TL), Ba-Kur emeklisinin yüzde 1,83 (Ayda 5 TL), SSK emeklisinin yüzde 1,83 (aylk 11 TL) ayl artrld. Ama bunlarn üniversitede okuyan çocuklarnn harçlarna yüzde yüzün üzerinde zam yapld. Daha ac olan ise, Emekli aylklarna yaplan zamma karlk emeklilerin kald huzurevlerine de zam yapld. Ba-Kur’lunun emekli ayl aylk 5 lira artrlrken, huzurevi ücretlerine aylk 250 lira zam yapld. Böylece AKP’nin sosyal adalet anlay da salanm oldu! 15. Sosyal devlet, “yoksulluun kader olmad” bilincini toplumda yerletiren devlettir. Çünkü sosyal devlette kiiye ya da aileye yaplacak ekonomik-sosyal yardmlarn, “lütuf” ya da “sadaka” mant ile deil, “hak” mant ile yaplmas gerekir. Kiiye veya aileye yaplacak sosyal yardmlarn gerisinde, yardm yapan otoriteye, kiiye ya da kuruma özel bir minnet duygusu (borçluluk duygusu) yaratlmamaldr. Seçimlerden önce varolarda datlan erzak torbalar ile oy avcl yapanlarn, yoksullarn içinde bulunduklar koullar istismar ederek, onlarn geleceklerini çaldklar açktr. Sosyal güvenliin yaygnlamad ya da yetersiz kald toplumlarda, bu tür istismarlarn sadece sac politikaclar tarafndan deil, ayn zamanda toplumu kaderci bir yapya yönlendirmek isteyen gruplarca da yapld bilinmektedir. Oysa yoksulluk kader deildir ve yoksul yurttaa belli ekonomik-sosyal güvenceler vermek sosyal devletin görevidir. Devlet, sosyal güvenlii yaygnlatrarak, bu görevini yerine getirmek zorundadr. Bunun içindir ki, yoksullara yaplacak ekonomik-sosyal yardmlar, yardm alan yurttalar açsndan bir haktr. Nitekim Anayasamzn 60. maddesi sosyal güvenlii kiiler açsndan bir “hak” olarak tanmlamaktadr. 16. Sosyal devlet açsndan Türkiye’de yaanan bir dier önemli sorun da bölgeleraras kalknmlkta yaanan dengesizliklerdir. Bu konuda hiçbir yorum yapmadan, Türkiye Bilimler Akademisi’nin yaynlad bir rapordan u çarpc deerlendirmeleri bilginize sunmak isterim. 35 dosya sosyal devlet bitti mi? 36 “(...) Bat Anadolu’ya ve son zamanlarda Adana, Mersin, Antalya, Gaziantep ve Diyarbakr gibi bölgesel çekim merkezlerine olan göçün sürmesi beklenmektedir. 2023’e gelindiinde Türkiye nüfusunun dörtte üçü Bat bölgelerinde yayor olacaktr. Bunun sonucunda bu kentlerde yoksulluk, suç, isizlik artmakta; yerel yönetimler kent nüfusunun gereksinimlerini karlamakta yetersiz kalmaktadr. Bu durum altyap sorunlar, kültürel çözülme, kimlik bunalm, etnik sorunlar, siyasal iddet gibi çok önemli sorunlar birlikte getirmekte, özellikle youn göç alan kentlerde çöküntü alanlar ortaya çkmaktadr. Buralarda yoksulluun, dlanmlk ve örselenmi kimliklerle birletirilmi yeni hali kendini göstermekte, sokak çocuklar, tinerciler, kapkaççlar gibi yeni sorunlu toplumsal kategoriler olumaktadr...” (TÜBA-Sosyal Bilimler Öngörü Çalmas 2003-2023, s. 19) Yaplan bu bilimsel çalma, sosyal devletten kopmann gelecekte bize yükledii maliyeti tüm çplakl ile gözler önüne sermektedir. 17. Anayasann “Sosyal Güvenlik Hakk” balkl 60. maddesinin birinci fkrasnda “Herkes sosyal güvenlik hakkna sahiptir”, ikinci fkrasnda da “Devlet bu güvenlii salayacak gerekli tedbirleri alr ve tekilat kurar.” denilmektedir. Sosyal güvenliin hangi normlardan olutuu, Uluslararas Çalma Örgütünün (ILO) 102 sayl “Sosyal Güvenliin Asgari Normlar” sözlemesinde belirlenmitir. Türkiye bu sözlemeyi 1971 ylnda onaylamtr (29 7 1971 tarihinde1451 sayl yasa). Bu normlardan sekizi (Hastalk, Analk, kazas, Meslek hastal, Malullük, Yallk, Ölüm ve sizlik Sigortas) Türkiye’de uygulanmaktadr. Türkiye’de uygulanmayan ise “Aile Sigortas”dr. Bu sigorta dalnn temel amac, belli gelir düzeyinin altnda gelir elde eden ya da geliri bulunmayan aileleri korumaya yöneliktir. Aile sigortasnn temel özellii, yardmn, insan onurunu zedelemeden yaplmasn esas almasdr. AKP iktidaryla birlikte balayan yoksulluk sömürüsü, bireyi ve aileyi siyasal sömürü alannn içine almaktadr. Bu da insan onuruyla badaan bir uygulama deildir. Ayrca bu uygulamann hiçbir AB ülkesinde de uygulama alan bulmad açktr. Son Söz Sosyal devlet, çada devlettir... Sosyal devlet, milyonlarca insann yataa aç girmemesi demektir... Sosyal devlet, yurtta “kul”luktan kurtarp, hesap soran konuma getiren devletidir. Sosyal devlet, her yurttan geleceinin devletçe güvence altna alnd devlettir. Sosyal devlet, yoksulluun kader olmadn yurttalarna anlatan ve gereini yapan devlettir. Sosyal devlet, güçsüzlerin güçlüler karsnda örgütlendii ve devletin de bu örgütlemeyi destekledii devlettir... Sosyal devlet, kaytd çalmay önleyen devlettir. Sosyal devlet, ailenin ve bireyin onurunu koruyan, onu toplumda saygn klan devlettir... Sosyal devlet, “fakir fukara, garip gureba” edebiyat yapp, iktidar olduktan sonra köeyi dönenlerin devleti deildir. Sosyal devlet, sendikalarn emein ve emekçilerin haklarna sahip çkan devlettir. Sosyal devlet, yolsuzluklara kar yurttalarn toplumsal tepki gösterdikleri devlettir. Sosyal devlet, politikaclarn halka hesap vermeyi onurlu bir görev olarak kabul ettikleri devlettir. Sosyal devlet, toplumsal barn anahtardr. Sosyal devletin elbette ki bir maliyeti vardr. Ama o maliyetin toplumsal faydas çok yüksektir. Yaama sadece para açsndan bakan bir küreselci anlayn sosyal devleti alglamas kolay deildir. O nedenledir ki bu liberal yaklam, devleti sosyal olmaktan olabildiince uzak tutmak istemektedir. Çünkü devlette oluan kaynaklar kendisi kullanmak istemektedir. Ama sendikalarn ve örgütlenmenin güçlü olduu ülkelerde sosyal devlet varln sürdürecektir. Kukusuz siyasal olarak sömürü alan haline gelmeden ve insann onuru korunarak... Bu nedenledir ki sosyal devleti oluturmak da en çok sendikaclara yakan bir görevdir... Sosyal devleti yaratmak adna çaba gösteren sendikaclara selam olsun... Sosyal Devlet Anayasal Niteliimizdir - Prof. Dr. Münir KUTLUATA Sosyal Devlet Anayasal Niteliimizdir Q Prof. Dr. Münir KUTLUATA / MHP Sakarya Milletvekili “S osyal devlet bitti mi” eklindeki genel bir soru, sorumluluklarnn snrlar, taraftarlar ve kartlar çok net olmayan sosyal devletin geleceinin sallanmakta olduunu da çartryor. Sorunun cevabn ararken sosyal devletin küresellemenin sonucu olarak yara ald, piyasalarn küresel etki altnda olmas nedeni ile koruyucu-kollayc politikalarn alnamad anlay, olup bitenin iyi takip edilemediini gösteriyor. Küresel politikalarn uygulayclar ister ar liberalizme ulam olsun, isterse imdi olduu gibi devletçi politikalar uygulamak zorunda kalsnlar, kendi refah devleti anlaylarndan vazgeçmiyorlar. Yani kendi sosyal devletleri bitmiyor. Ya ne oluyor? Daha önce serbest piyasa ekonomisinin kurallar ile devletin kollayp-koruma zorunluluu arasnda snrlar genileyip daralan sosyal devlet kavram küresel etki ve gerekçelerle daha dar bir anlam kalb içine sokulmaya çallyor. Bu daha çok küresel rüzgarlar estirenlerde deil, bu rüzgarlara gönüllü olarak maruz kalanlarda görülüyor. Biraz açmak gerekirse, daha önce özel teebbüsün talep ettii serbestliklerle sosyal devletin sorumluluklar bir ekilde meczedilirken üretim ve ticaret alanlar “özeli ve kamusu” ile yabanc sermayeye devredilince ciddi bir sürtüme ortaya çkmaktadr. Sosyal sorumluluklar gerei kollayc düzenleme yapmak zorunda olan devlet, eer üretim alanlarnn ve piyasalarn yabanclamasn kendi siyasileri eli ile yaratr ise kendi elini-kolunu da balam olmakta, sosyal niteliini kaybetmektedir. Zira devletin yapaca sosyal harcamalar dorudan doruya küresel sermayenin istismar “matrahn” daraltmaktadr. leti yaamaktadr. Üretim alanlarn ve piyasalarn teslim eden veya kaptranlarda ise sosyal devlet sallantdadr. Bu nedenle sosyal devletin bitip bitmediine verilecek cevap hangi ülke için soruluyorsa o ülkenin milli devlet vasfnn korunup korunmad ile yakndan ilgilidir. Bu durumu Türkiye’de daha net görebiliyoruz. Sosyal devlet Türk Devleti’nin anayasal bir niteliidir. Deitirilemez maddeleri arasnda ifade edildii için vazgeçilmez bir özelliidir. Buna ramen devletin sosyal devlet özelliinin de anayasa garantisi altndaki dier özellikleri gibi tartldn görüyoruz. Bu gelimelerde herkesin sosyal devletin ne olduunu bilmesine karlk sorumluluk ve hizmet snrlarn net ekilde bilememesinin de etkisi vardr. Sosyal devleti sosyal yardmdan ibaret görenler için “kömür datan devlet” yeterli olabilir. Sosyal güvenlikten ibaret görenler için de mesele basit saylabilir. Üretim ve bölüümde herkesin asgari bir pay olmas gerektiini düünenler için sosyal devlet sosyal yardm ve sosyal güvenlikten daha ciddi anlamlar tar. Kii o zaman çalma ve emeklilik hayatna yönelik düzenlemeler ve salk sisteminin bugünkü ileyii kadar yabanclama süreci sonunda yarn ne olaca ile de ilgilenir. Mesela bugün salk hizmetlerinin ucuz ve yeterli olmasnn yabanclaan hastane zincirleri ile devam edip etmeyeceini sorgulamaya balar. Son olarak sosyal devletin kimler tarafndan feda edilmek istendiine kimler tarafndan savunulduuna, sosyal devleti korumak varlk sebebi olan kurulularmzn ne yaptna da bakmak gerekiyor. Sosyal devlet sosyal sorunlar sosyal politikalarla önleyen ve gideren devlettir. Bu bakmdan devletin uygulayaca sosyal politikalarn yerli müteebbisin menfaati ile çelimesi hem devleti, hem müteebbisi ilgilendiren o yüzden de daha kolay çözülebilen bir sorundur. Devletin uygulayaca sosyal politikalar yabanc sermayenin menfaatleri ile çelitii zaman durum çok farkldr. Bu manada sendikalarmzn ve özellikle içi sendikalarmzn ne yapt, nelerle megul oluu da çok önemlidir. Küresel sermaye ve küresel güçler konusunda kulaklar delik olduu bilinen sendikalarmzn ayn güçlerin Türkiye’nin önüne koyduklar ayrtrma projelerini gözleri kapal desteklemeleri üzerinde durulmaya deer önemdedir. Bu yüzden küresel sermayenin ülkesinde, ister ar liberal, ister dönemsel veya mevzii devletçi politika uygulansn sosyal devlet fonksiyonlarn ifa eden refah dev- Her eyi talan edilen bir ülkenin sadece sosyal devlet niteliine sahip çkmaya çalmak sonuç verir mi? Düünmek lazm! 37 dosya sosyal devlet bitti mi? Sosyal Devlet Bölüüm likilerinde Emek Lehine yiletirmeler Getirir Q Prof. Dr. Korkut BORATAV S iyasal Bilgiler Fakültesi emekli öretim üyesi Prof. Dr. Korkut Boratav, yaanan ekonomik krizden doru dersler çkarlr ve mücadele programlar o dorultuda oluturulursa, halk snflarnn son otuz yl boyunca kaybettikleri mevzilerinin geri alnmasn mümkün olacan belirtti. Prof. Dr. Korkut Boratav’n, TÜRK- için hazrlanan “Sosyal devlet bitti mi” dosyas için hazrlanan sorulara yantlar aadadr: 38 1- Piyasann küresellemesi sürecinde devlet anlay ve yaplar da ciddi biçimde deiime urad. Devletin koruyucu-kollayc politikalarndan vazgeçilmesi ve kamu harcamalarnn azaltlmasnn siyasal ve toplumsal sonuçlar nelerdir? Bu deiimlerin ardnda, uluslararas sermayenin ve yerli ortaklarnn, emekçi snfl arn uzun mücadeleler sonunda elde ettikleri kazanmlarn tasfiyesini hedefleyen kapsaml bir saldrsnn söz konusudur. Bu saldrnn ikinci bir hedefi de, emperyalist sistemin çevresinde yer alan ulus-devletlerin ekonomik bamszlk dorultusundaki kazanmlarnn da, “küreselleme” ad verilen süreç ve politikalar sonunda adm adm tarihe karmasdr. 2- Devletin ekonomik gücünün snrlandrlmas dar ve sabit gelirli kesimler açsndan nasl bir sonuç yaratt? Sosyal devlet yerine ikame edilmek istenen “sadaka ekonomisi” kavramn nasl deerlendiriyorsunuz? Bütün bu gelimeler sosyal devlet anlaynn deitii anlamna gelir mi? Sosyal devlet, Bat’nn “refah devleti” düzenlemelerinin Türkiye’deki karldr. Sosyal devletin hareket noktas, bölüüm ilikilerinin piyasaya teslim edilmesinin reddedilmesidir. Zira, piyasa mekanizmasna, bireylerin eit arl deil, parann gücü egemendir. Gelir ve servet eitsizliklerine dayal kapitalist bir eko- nomide, piyasann snrsz serbestlii vahi kapitalizminin koullarn tekrar üretir. Toplumlarn çounluunu oluturan halk snflar bu ortama raz olmadklar için refah devleti / sosyal devlet, bölüüm ilikilerinde emek lehine iyiletirmeler getirir ve “kamu hizmeti” olarak adlandrlan baz sektörlerde kaynak tahsisinin ve hizmetlerden yararlanmann piyasa tarafndan belirlenmesine son verir. Emekçi katmanlar, emekçi ve yurtta kimlikleriyle toplumun yaratt nimetlerden pay alma hakkna sahiptirler. “Sadaka ekonomisi”nde ise emekçilere hak ettiklerini vermek söz konusu deildir. Muhtaç olanlara, fakir-fukaraya (çeitli hayrsever dernek ve bireyler, cemaatler araclyla) yardmlar ihsan edilir. Sosyal devlet düzenlemelerinde vatanda, emekçi hakkn talep eder. Sadaka ekonomisinden yararlananlarn ise, boyunlarnn bükük kalmas; yardmsever kiiye, dernee, cemaat topluluuna medyun olmas beklenir. lk durumda bamsz, özgür, haklarn arayan, onun için bakalaryla dayanma içinde mücadele eden yurttalar vardr. kinci durumda ise, kendisini besleyenlere ükran eden, onlara baml “garibanlar” söz konusudur. 3- Yaanan ekonomik kriz ile birlikte artan devlet müdahaleleri, sosyal devlet anlaynn yeni önem kazand sonucunu yaratr m? Kriz, piyasa ilikilerinin babo hale getirilmesi sürecinin en ileri gittii alanda, finansal sistemde patlak vermitir. Refah devleti düzenlemelerinin en az and Bat ekonomilerinde (örnein ngiltere hariç Bat ve Kuzey Avrupa’da) toparlanma daha hzl gerçeklemektedir. Halk snflar doru dersleri çkarr ve mücadele programlarn o dorultuda olutururlarsa, son otuz yl boyunca kaybettikleri mevzilerin geri alnmas mümkün olacaktr. Aksi halde, egemen snflar krizin sorumluluunu üstlenmeyecekler ve ortam sakinleince, çok küçük ve göstermelik rötulardan sonra eski düzene döneceklerdir. Sosyal Devletin Gelecei - Prof. Dr. Vedat BLGN Sosyal Devletin Gelecei Q Prof. Dr. Vedat BLGN / TÜRK- Genel Bakan Danman Sosyal Devlet Nereye Gidiyor? 1980’li yllar aslnda deiimin ilk iaretlerinin ortaya çkt yllardr. Özellikle sosyal siyaset ve ekonomi politik konularn tartanlarn youn olarak neo-liberalizm meselesini gündeme tadklar açk bir ekilde görülmeye balanmtr. Fakat “frtnann kopmasn”, neo-liberalizmin neredeyse bütün yerkürede yükseliine ahit olmak için, 1990’l yllarn gelmesini beklemek gerekiyordu. Neo-liberalizm ilk defa 1990’l yllardan itibaren düünsel paradigmann en önemli unsurlarndan biri haline gelmitir. Bu yükseliin nedenleri nelerdir? nsanlk neden birden bire sosyal devletten uzaklamaya balad? Hatta daha önemli bir soru var, büyük ölçüde sadece entelektüel çevrelerde deil, sivil toplum içinde de meruiyetini kaybetmi ancak snrl bir çerçevede taraftar bulabilen liberalizm, nasl oldu da kendisini “neo-liberalizm” olarak yeniden gündeme tayabildi? Bu ve benzeri sorular ne sosyal devlet paradigmasnn içerisinden kalkarak cevaplandrmak yeterli olacaktr, ne de sadece neo-liberalizmin kendi içerisinden ürettii cevaplarla tartmak aydnlatc veya verimli olacaktr. Yeni bir bak açsna, yeni bir açklayc paradigmaya ihtiyaç vardr. Bu meseleleri ele alanlarn oldukça sk müracaat ettikleri yaklamlarn yukarda yetersizliini vurguladmz iki noktada toplandn tahmin edebiliriz. Fakat unutulmamas gereken bir husus daha var ki, o da sosyal devlet meselesini ele alanlarn çounun, sosyal devleti sadece kapitalist ilikiler içerisinde snflar arasndaki uzlama zemini olarak görme eilimleridir. Ksmen doru olan bu tespitin bütünüyle tek bana meseleyi izah etmekte yetersiz kalacan öncelikle belirtmeliyiz.. Meseleyi ele alacamz perspektif birincisi devlet ve toplum ilikileriyle ilgilidir. Devlet ve toplum ilikileri kapitalizm öncesinde de muhtemelen kapitalizm sonrasnda da var olan, olacak olan ve kendi içerisinde evrimle dinamiklerini üreten bir iliki biçimidir. Saf olarak baktmz zaman devlet, bir toplumun siyasal organizasyonunu, siyasal hukukunu, bir baka ifadeyle toplumsal ilikilere yönelik bir siyasal bar atmosferini temsil eden kurumdur. Devletin darda, yani snrlarnn ötesinde savala akla gelmi olmasna karn, içeride bar temsil etmesi bir tenakuz olmaktan ziyade tam anlamyla devletin birbirini bütünleyen boyutlardr. Devletin dier bir yönü, ekonomik ve toplumsal örgütlenmeyi gerçekletiren siyasal aktör olmasdr. Bu tanm, bütün devlet sistemlerinin ilkelinden modernine kadar uzanan fonksiyonlarn iaret etmektedir. Devlet, pazar güvence altna alan, dolaysyla güvenlik içerisinde sürdürülebilecek bir üretimi gerçekletirmeyi önemli fonksiyonlarndan biri haline getiren bir kurumdur. Devletin bir baka ilevi de üphesiz toplumla ilikileri balamnda toplumun varln ve bamszln temsil etmesidir. Belki de modern devletlerin en çok üzerinde mücadele ettikleri yönlerinden birisinin bu olduunu hatrlatmakla birlikte, eski devlet biçimlerinin göreli olarak bu hususta, daha geride kaldn düünürüz. Devlet kurumunu eski yönetim biçimleriyle özde gören anlaylarn bundaki etkisini dikkate almak gerekecektir. Devlet ve toplum ilikileri bakmndan nihai olarak üzerinde duracamz husus, devletin sosyal fonksiyonlardr. Gelenekselden, moderne bütün devletler dier fonksiyonlarna ilerlik kazandrmak için, asgari düzeyde de olsa üzerinde hükümran olduklar insanlarn “sosyal meseleleri”yle belli bir ekilde ilgilenmek zorundadrlar. te bu ilgi, bal bana devletin, kendi içerisinde geliim çizgisini iaret eden önemli bir özelliktir. Altn önemli çizmek isteimiz hususu öyle açklayabiliriz: Devlet topluma kar olan sorumluluunu, üzerinde siyasal hukuk oluturduu insanlara kar onlarn hayatta kalmalarn garanti edecek asgari dayanma zeminlerini oluturarak, hem kendi meruiyetini toplumsallatrr, hem de dier fonksiyonlarn etkin bir ekilde gerçekletirmek üzere halkn sosyal refahnn gelimesini gözetmek durumunda hareket eder. Bu husus, sosyal devlet meselesini devletin evriminin bir sonucu olarak gören yaklama iaret etmektedir. Dikkat edilirse, her devletin içerisinde kurumsal ilikiler çerçevesinde yürüyen bir siyasal ve toplumsal dinamizm olarak, devletle toplum arasndaki ilikilerden beslenen bir gelime vardr. Bu gelime sosyal devleti, devletin kurumsal yapsyla balantl bir ekilde ele almay gerektirmektedir. Sosyal Devlet Sorunu Sosyal devlet meselesini aadaki önermeler çerçevesinde irdeleyeceiz: Devlet ve toplum arasndaki ilikiler, toplumsal varln içerisinde her zaman bulunduunu varsaydmz çoulcu yaplarn karlkl etkileimlerinin sonucunda geliebilir. Toplum dediimiz varlk alan sadece tabakalar, snflar, cemaatler, etnisiteler, dinsel topluluklar vb gibi somut sosyal gruplardan olumaz. Ayn zamanda toplumsal varlk içerisinde çeitli fonksiyonlar etrafnda örgütlenmi kurumlar ve bu kurumlarla balantl toplumsal örgütlenme biçimlerini de kapsar. Dolaysyla toplumdaki de- 39 dosya sosyal devlet bitti mi? imeler yukarda bahsettiimiz toplumsal gruplarla ilgili deil, ayn zamanda bu örgütsel yaplar arasndaki iliki biçimlerine de baldr. Toplumsal deime eilimlerinin beslendii dier bir alan, ekonomik ve teknolojik alanda meydana gelen yeniliklerdir. Yukarda ifade ettiimiz gibi, teknolojik ve ekonomik deimeler devletin biçimini veya devletle ilgili politikalar deitiren önemli bir parametre olarak görülmek durumundadr. nsann olduu her yerde bütün belirleyiciliklerin üzerinde etkili olan düünce biçimlerinin gelimesinde ve ideolojilerden bahsetmeden herhangi bir deimeyi açklamak mümkün deildir. Dolaysyla sosyal devlet meselesini yeni fikirler ve ideolojilerin buradaki rolü çerçevesinde deerlendirmek durumundayz. Diyebiliriz ki, her devlet biçiminin deiimi veya devlette hakim olan politika yapma tarzlarn ifade eden politik süreçlerin deiiminde en önemli kaynaklarndan birisi, düünce yaplarnda ortaya çkan yeniliklerdir. 40 Bu gün yerkürede etkileri her noktada hissedilen bir deiim yaanmaktadr. Bu sebeple sosyal devletin deiimiyle küresellemenin ideolojik ve sosyal kadrolar arasndaki ilikiyi gözden uzak tutmamak gerekecektir. Bir baka ifadeyle, sosyal devletle ilgili sorunlarn ortaya çkmas, büyük ölçüde dünya sisteminde yaanan küreselleme dalgasyla balantl olarak açklanabilir. Sosyal Devletin Dümanlar Kim? Bu soruyu ele alrken vurgulamamz gereken nokta, sosyal devlet siyasetini oluturan konsensüsün nasl deitiiyle ilgili yeni bir problemi tespit etmeyi amaçlamaktadr. Sosyal devletin kimler tarafndan istenildii, kimler tarafndan istenilmedii bu gün açkça ortadadr. Sosyal devleti isteyenlerin arasnda bata içiler, memurlar, küçük ve orta ölçekli iletme sahipleri ksaca dayanma halinde, devlet siyasetiyle temin edilmi bir güvenlik zemininde varlklarn gelitirebilecek olan sosyal kesimlerdir. Bu gruplar kendi aralarndaki sosyal dayanmay, devletle dayanmaya dönütüren sosyal politikalarla, yaklak bir yüzyl süren refah devleti politikalaryla birlikte yaamlardr. Bu sebeple refah devletinin ürettii mutluluk, onlarn sosyal devleti savunmalarn en önemli ve anlalabilir gerekçesidir. Burada sosyal devlet kavramnn yan sra refah devleti kavramna geçi yapmamz tesadüfi deildir. Bilindii gibi sosyal devlet uygulamalar batl toplumlarda, Avrupa’dan Amerika’ya kadar uzanan geni bir corafyada “refah devletini” üretmitir. Sosyal devletin refah devletini üretmesi sadece toplumsal ve ekonomik gelimeyle snrl bir olay olmayp ayn zamanda devletin toplumla olan ilikilerinin daha ileri bir seviyeye çkmasn gösteren bir olay olarak da yorumlanabilir. Peki sosyal devleti isteyenler, sosyal devleti savunanlar sadece yukarda saydmz gruplar mdr? Elbetteki bunlara ilave olarak söylenmesi gereken bir dizi kurumsal yapdan ve kurumsal yapya bal örgütlenme biçimlerinden söz etmemiz gerekecektir; sendikalar, sosyal güvenlik kurulular, sosyal fonlar, sosyal salk kurulular ve sosyal fonlarn ekonomiye aktarlmasyla oluturulan dev ekonomik kurumlar vb. Görüldüü gibi sosyal devletin kadrolar sadece koruma ihtiyacnda olan insanlar deil, o koruma ihtiyacna cevap vermek üzere oluturulan kurumsal yaplarn yaratt ekonomik örgütlenmelere kadar uzanmaktadr. Bu yaplar, bir anlamda sosyal politika araçlaryla, ekonomik gelimeyi yönlendiren sosyal devletin, nasl giderek refah devleti ürettiinin ifadesi olarak da görülebilir. Sosyal devletin yannda ya da içinde olumu unsurlar gördükten sonra, sosyal devletin dümanlarn nasl tanmlayabiliriz? Burada hatrlanmas gereken, sosyal devletin neo-liberal ideoloji eklinde ortaya çkan ideolojik dümanlarnn dayand toplumsal ve ekonomik zeminlerdir. Bu zeminin en önemli aktörlerinden birisi üphesiz tekelci sermaye gruplardr. Tekelci sermaye gruplarnn rasyonel olmayan ekonomik kaynak kullanm politikalarn deitirmeden giderek uluslararas sistem içerisinde yarattklar dengesizlikler ve eitsizliklerden güç alarak toplumsal ilikileri yeniden düzenleme arzular, neo-liberalizmin en önemli motivasyonunu oluturmaktadr. Bu balamda üzerinde mutlaka durulmas gereken husus, tekelci kapitalizmin yeni teknolojilerin, örgütlenme imkanlaryla çelien ideolojik yaklamnn giderek dünyada müessiriyet kazanmasdr. Sosyal devleti yok etmek isteyen unsurlar arasnda, çok uluslu irketlerin bulunduunu söylemeden geçmek önemli bir eksiklik saylmaldr. Çok uluslu irketlerin de büyük ölçüde dünya çapnda tekelleri olduunu biliyoruz. Fakat ülke içi tekel yaplaryla çok uluslu tekel yaplarn ifade eden irketleri birbirinden ayrmak gerekmektedir. Çünkü çok uluslu tekel fonksiyonlar sadece belli ülkeler içerisindeki ekonomik faktörlerin eitsiz dalm, sermaye birikim modellerinin krize açk olmas ya da ülke dna deer aktarlmas gibi sorunlar kapsamamaktadr. Bunlarn yan sra, belki de daha tahrip edici bir etki yaratarak, çok uluslu irketler bütün yer kürede, faaliyette bulunduklar bütün alanlarda, braknz batdaki refah devleti haline dönümü sosyal devlet kapsamndaki fonksiyonlarn, devletin asgari sosyal fonksiyonlarna bile tahammül etmeyerek, tamamen anti-sosyal politikalar önermekte veya bunlar dünyann büyük bir corafyasnda neo-liberalizm ad altnda uygulatmaya çalmaktadrlar. Sosyal devletin dümanlar arasnda balangçta kolayca fark edilmeyen, dikkatle baklnca görülen bir grupta üphesiz neo-liberal aydnlar veya elitler topluluudur. Tahmin edilebilecei gibi bu unsurlar, dorudan doruya ne tekelci sermayenin hissedarlar, ne de “küresel soygunu” yürüten çok uluslu irketlerin kapitalistleridir. Bunlarn büyük bir çounluu çok uluslu irketlerin reklam, tantm, görsel medya vb sektörlerinde i yapan onlara hizmet üreten, dolaysyla onlarn yerküre üzerinde yürüttü- Sosyal Devletin Gelecei - Prof. Dr. Vedat BLGN ü evrensel soygunu merulatrma, kamuoyu oluturma, tantm etkisi yapma vb faaliyetlerine katlan unsurlardr. Bu gruplar sadece çkarlar için deil, ideolojik olarak benimsedikleri için de devletin sosyal fonksiyonlarna itiraz etmektedirler. Bunlarn söylediklerini “konumlarndan” dolay anlamak mümkündür; fakat özellikle bu kategoride yer alan organik olarak ne tekelci irketlerle ne de çok uluslu irketlerle balar olmayan bir aydn kategorisinden daha söz etmek gerekir ki, onlarn sosyal devlet dümanl büyük ölçüde neo-liberalizm “alglamasyla” ilgilidir. Bu unsurlar toplumsal hayatn zenginliini, çoulculuun yaratt demokratik dinamizmin karsnda liberal toplum projesini geri ve insanlk için eskimi bir proje olduunu anlayacak bir paradigmaya sahip olmadklar için neo-liberal bu rüzgarn krntlaryla idare eden, dolaysyla ona ballk duyan insanlardan olumaktadr. Burada alacak çok fazla bir ey yoktur, her toplumda ideolojilerin dalgaland, paradigma deimelerinin yaand, hele bunlarn küresel ölçekte etkilerinin ortaya çkt yaplarda bu tür insanlara, “saf dil” tutumlara rastlamak mümkündür. Burada esas olarak neo-liberalizmin ideolojik bakmdan ileri sürdüü önermelerin yaygnlk kazanmas ve popüler hale gelmi olmasnn etkisine dikkat çekmek gerei vardr. Sosyal Devlet Nereye Gidiyor? Bugün sosyal devletin neyi baardn, neyi baaramadn biliyoruz. Sosyal devletin baardklar teker teker saymakla bitmeyecei gibi esasen bu ekilde de sosyal devleti anlamak yetersiz kalacaktr. Bu bakmdan sosyal devletin baardklarn analitik olarak ortaya koymamz gerekmektedir. Bunlardan birincisi, sosyal devletin refah toplumsallatrmasdr diyebiliriz. 19. yüzyl boyunca iki kutuplu olan toplumsal yap, sosyal devlet uygulamalaryla birlikte toplumsal çoulculua paralel bir ekilde olduu kadar, toplumsal çoulculuu zenginletirip derinletirecek ekilde de refah yaygnlatrmtr. Refahn yaygnlamas snfsal farkllklara dayal 19. yüzyl bat toplumlarn açk, sivil alan gelien, orta snflar güçlü yeni bir yapya dönütürmütür. kincisi, sosyal devletin toplumun bütün snf ve kategorilerini “yarn endiesinden” uzak dolaysyla korkusuz bir ekilde gelecee hazrlanan ve gelecei kurmaya katlan özgür bir sivil toplum haline getirmitir. Bat demokrasilerinde esas dinamik gelimenin kaynaklarndan birisinin sosyal devletin insanlara salad bu yarn endiesinden uzak bir toplumsal tahayyüldür. Esasen batda özgürlüklerin bu zeminden güç alarak gelitiini düünürsek, bu gün liberal özgürlükler diye neo-liberallerin yüceltmeye çalt kavramlarn aslnda kapitalin “serbestiyetinden deil”, sosyal devletin özgürlük yaratc karakterinde beslenip gelitiini anlayabiliriz. Üçüncü bir husus ise, bireyselleme ve bireyin özgürlemesiyle ilgilidir. Sosyal devletin belki de gözden uzak tutulan en önemli baarlarndan birisi, bireyi topluma ve devlete kar koruyacak ara mekanizmalar yaratm olmasdr. Bu ifade, bizim ayn zamanda bireysel özgürlükleri sosyal devlete borçlu olduumuzu gösterir. En azndan unutmamamz gereken, sosyal devlet uygulamalar olmakszn özgürlüklerin bu günkü düzeyine gelmesinin nerede ise mümkün olmayaca konusudur. Bu bakmdan sosyal devletin eletirisini yapanlarn, bireysel özgürlüklerden kalkarak, bireysel özgürlükleri sosyal devletin karsna koymalar esas itibariyle anlaml deildir. Dördüncüsü, sosyal devlet uygulamalarnn belki de gizli ve derinde yatan çok önemli neticelerinden birisi eitimin yaygnlatrlmas ve bütün sosyal snflar kuatacak ekilde toplumsal hareketlilii besleyen bir süreç haline gelmesidir. Eitimin bu düzeyde örgütlenip ilemeye balamas, toplumun bütün tabakalarna yaylm olan farkl düzeydeki insan kalitelerini toplumsal olarak sektörlerin ihtiyaçlarna cevap verebilecek düzeye gelmelerine frsat vermitir. Frsat eitlii kavram, eitimdeki yaratclklarla birleince bilgi ve teknoloji arlkl yeni toplumsal yaplarn yükselmesi artk tesadüfi bir gelime olmaktan çkacaktr. Beinci husus, batda demokrasinin gelimesi, sosyal devlet ve demokratik devletin birlikte refah devletini üretmi olmasdr. Demokrasinin batda kapitalistlerin arzular sonucunda gelitiini ve bu sebeple kapitalizmin yaratt bir ey olduunu söylemeyen kimse inandrc olamaz. Demokrasi ve sosyal devlet kapitalist ilikileri deitirerek, kapitalist ilikilere ramen gelimitir. Bu dönütürme ii daha dorusu demokrasinin imkanlaryla snrl kalmtr. O halde diyebiliriz ki, demokrasi ve sosyal devlet birbirini besleyen süreçler olarak gelitikçe, kapitalist unsurlarn devlet üzerindeki arl geri çekilmi, devlet giderek sosyallemitir. Bu balamda neo-liberalizmin devletin yeniden kapitalist ilikilere göre biçimlendirilmesi talepleri anlaml olmaktadr. Yukarda ifade etmeye çaltmz hususlar aslnda sosyal devlet uygulamalarnn nasl bir yeni yap ina ettiinin adm adm göstergeleri durumundadr. Fakat her toplumsal yapda olduu gibi, sosyal devlet uygulamalarnn yukarda iaret ettiimiz neticelerinin ortaya çkt toplumlarda da, toplumun dier sektörleri içerisindeki gelimeler bütünüyle ortadan kalkmamtr, onlarda kendi dinamiklerini ifade edecek ortamlara sahip olmulardr. Burada üzerinde durulmas gereken husus, sosyal devletin orta snflamay yaratan baarsnn karsnda kapitalizmin ortadan kalkmad gibi, kendisini uluslararaslatrarak yeni dinamizmler yakalamas hususudur. Bir anlamda batl kapitalist unsurlar sosyal devletle bir bar yaparak içeride ortaya çkan toplumsal gelimeyle saladklar konsensüsün verdii gücü darya yanstarak, darda adeta kuralsz bir ekilde yeni frsatlar peinde komulardr. Öyleyse diyebiliriz ki, sosyal devletin toplumsal zenginliklerin üretilmesine yapt katk, kapitalizmin uluslararas ölçekte yeni bir ilikiler konsepti yaratp mutlak egemenlik kurmak amacyla yeni bir sisteme yönelinilceye kadar 41 dosya sosyal devlet bitti mi? devam etmitir. Gelinen noktada sosyal devletin yaratt konsensüsün bozulmasna da neden olan, bir baka ifadeyle neo-liberal ideolojinin saldrya geçecei zamana kadar baarl görülen, sosyal devlet artk bu ortamda bir dönüm noktasna gelmitir. Bu gün ortaya çkan deime eilimlerini öyle tespit edebiliriz: Sosyal devletin yaratt eitim, bilgi üretimi ve teknolojik yenilenme frsatlarn uluslararas sistemi yeniden kuracak bir seviyeye tad andan itibaren, tekelci kapitalizm, kapitalist toplumun sosyal devletine olduu kadar “rekabetçi piyasa unsurlarna” da sava açmak durumunda kalmtr. Küreselleme ad verilen süreç yaratt frsatlarn yan sra, küreselleme ideolojisinin aktörleri olan tekelci uluslararas irketler, tekelci finans kapital ve yaylmac devlet politikalaryla ittifak ederek içerideki, sadece sosyal devlet kavramna deil, o kavram yaratan demokrasiye kar da ciddi bir tehdit oluturmaya balamtr. 42 1990’lardan itibaren Sovyet Bloku’nun tasfiye olmas, sosyal devletin dümanlarna iki bakmdan yeni avantajlar salamtr. Bir defa ideolojik olarak sosyalizmin popülaritesine kar demokratik konsensüs içerisinde sosyal devletin verdii cevab gereksiz klmtr. Dier taraftan, uluslararas yaylma stratejisi olarak benimsenen küreselleme ideolojisinin, küreselletirici gücünü kuvvetlendirmitir. Böylece denilebilir ki, küreselleme süreci sosyal devlete kar oluturulan ideolojik ve politik saldrnn en önemli gerekçelerinden birisi haline gelmitir. 1980’l yllardan itibaren uygulamaya konulan ama esas etkileri 1990’larda ortaya çkan neo-liberal politikalarn topland belli bal alanlar tespit etmeye çalrsak, bunlardan birincisi, özelletirme politikalar, ikincisi, finans kapitalin önündeki milli engellerin kaldrlmas, üçüncüsü ise, kalknma ve sanayileme politikalarnn, “kontrol altna alnan” ülkeler tarafndan uygulanmasnn önüne geçilmesidir. Özet olarak, neo-liberalizmin özelletirme politikalar tekelci sermayenin ya önündeki rekabet engellerini ortadan kaldrmak için uygulanmtr, ya da bat d ülkelerdeki kalknma çabalarnn arac olarak gelitirilen kurulularn ele geçirilerek iç piyasalarn kontrol altna alnmas için kullanlmtr. Her iki halde de özelletirme politikalar ekonomik bakmdan toplumsal rasyoneli olmayan, özellikle bat d toplumlar açsndan ise tamamen yeni sömürgecilie imkan veren politikalar haline dönümütür. Finans kapitalin önündeki ulusal engellerin kaldrlmas milliyetçilik ideolojilerine sava açlarak ülkelerin kalknma araylarn dahi hedef haline getirmesi, bat baml bir çok ülkede ekonomilerin derin krizlere girmesine, borçlarn daha fazla artmasna, yoksulluun yaygnlamasna ksaca küresel soygunun daha da kuvvetlenmesine yol açmtr. Bu durumda sosyal devletin kartn oluturduunu söylediimiz güçlerin devlet karsndaki konumlar onlarn yeni politikalar önermelerini gerektirecek kadar deimitir. Artk toplumsal ilikilerde müzakere sürecini veya dolaysyla müzakerenin aktörleri olan sendikalar yetersiz bulup, onlarn yerine kendi oluturduklar mekanizmalar ikame etmek istemektedirler. Sosyal güvenlik kurumlarndan, sosyal fonlara kadar, sosyal devlet politikalarnn ürettii bütün yaplar ya tasfiye edip, ya da özelletirme ad altnda ele geçirerek küçük ve orta iletmeleri etkisiz klacak tekel yapsn sosyal devletin yerine ikame etmek istemektedirler. Bu gün artk sendikalar, vakflar, sosyal fonlar, gönüllü kurululardan oluan üçüncü sektörün etkisizletirilmesidir söz konusu olan. Bu kurulular ise, sosyal devlet kart unsurlarn politikalarn eletirmekten öteye yeni bir siyaset önerememi olmann skntsyla kar karyadrlar. Bu bakmdan en önemli sorunun neo-liberalizmin ideolojik öelerinin hegemonik olarak kamuoyunda brakt etkide yattn söyleyebiliriz. Sosyal devleti savunan unsurlarn beslendii ideolojik ve politik kaynaklar bu günkü konjonktürü açklamada kaybettikleri ideolojik üstünlükten dolay zor bir dönemden geçiyorlar. Fakat burada unutulmamas gereken ey udur ki, neo-liberalizmin bu günkü ideolojik tahakkümü onun sorun çözme kabiliyetsizliini örtebilecek güçte deildir. Demokrasi ve Yeni Bir Dünya Sosyal devletin ideolojik ve politik kaynaklarna baktmz zaman üç önemli unsurdan söz edildiini görürüz. Bunlardan birisi bilindii üzere Alman sosyal demokrat düünür Bernstein’in Marxizme kar ortaya koyduu eletirel tavrdr. kincisi, büyük ekonomik krizle birlikte önerdii politikalar sadece ekonomik krizden çk politikalar olmakla kalmayp, yeni bir toplumsal ekonomik gelime modeli yaratan Keynes’in etkisidir. Üçüncüsü ise, dorudan doruya uygulamayla ilgili sosyal politikalardr. Bunlarsa ngiliz Beverich ve Fransz sosyal politika uygulamalardr. üphesiz bütün bu fikir ve politikalarn gelitii zemin demokrasidir. Devleti sosyalletirende, ekonomiyi toplumsal katlma açan da, bireyi özgürletiren de demokrasi olmutur. Bugün sosyal devletin almasyla birlikte en büyük tehdit demokrasiye yönelmi bulunmaktadr. Küresel soygunu yürüten uluslararas irketler, ulusal ekonomileri kontrol altna alan tekeller bu gün demokrasileri tehdit etmektedirler. Bu bakmdan yeni bir neo-liberalizme kar neo-sosyal devletin çk noktas, devlet, toplum ve birey arasndaki ilikileri yeniden düzenleyecek olan daha etkin ve katlm düzeyleri daha fazla toplumsallatrlm bir demokrasiden yükselecektir. Bugün kar karya kaldmz bu sorunun en önemli unsurlarndan birisi, bat d toplumlardaki milliyetçilik, kalknma ve demokratikleme süreçlerini iç içelemesi meselesidir. Eer bu ülkeler milliyetçilikleriyle küresel soygunu önleyip ona kar benzer ülkeler arasndaki dayanmalarla yeni zeminler oluturabilirlerse; eer bu ülkeler kalknmalarn yeni sanayi teknolojilerinin sunduu Sosyal Devletin Gelecei - Prof. Dr. Vedat BLGN imkanlara dayandrarak baarabilirlerse; ve yine eer bu ülkeler her türlü etnik veya dinsel bölünmülüü aan demokratik katlm yaygnlatracak bir siyasal örgütlenme anlaynda baarl olurlarsa yeni sosyal devletin çevreden merkeze, merkezden çevreye doru geliebilmesi için artlar hazrlanmtr diyebiliriz. çimde ortaya koyduu anda insanlk için ciddi bir çkmaz haline dönüür. Çünkü biliyoruz ki, hiçbir ideoloji kader deildir ve hiçbir ideolojinin projesi nihai, tarihsel bir aamay temsil edemez. Aksi insan özgürlüünü yok sayan, insann yaratc gücünü, deiim yaratan boyutunu inkar eden totalitaryan bir iddiadr. Neo-liberalizmin çözemedii sorunlar arttkça yeni bir konsensüs ve yeni bir sosyal devlete duyulan ihtiyaç daha da belirgin hale gelecektir. Neo-liberalizmin çözemedii sorunlar u ekilde sralayabiliriz: Bu sebepledir ki, öncelikle özgürlükleri savunmak, demokrasiyi savunmak demek bu tür totaliteryan özellikler tayan ideolojilere ve onlarn projelerine kar çkmak demektir. Neo-liberalizmin güçsüzletirdii birey, yoksunlatrd toplum ve nerede ise bir snfn denetimi altna alarak demokratik duyarllklarn kaybetmeye balam devlet yaplar bu gün için yeni bir çk yolu arayna girmitir. Bugün dünyann tabiat varlklar daha fazla kar elde etmek için insanln gelecei hiçe saylarak hzla yok edilmektedir. Kapitalist kar mantyla ileyen ve kuralsz hale gelen neo-liberal anlaylar çevre sorunlarnn bir felakete dönümesini önlemek mümkün deildir. Bugün yer kürede gelimi ülkelerle, gelimemi ülkeler arasndaki uçurum hzla artmaktadr. Küresel soygun düzeni finans kapitalin organize ettii scak para hareketleri yoksulluu daha da artrmakta, yoksul ülkelerin kalknma ümitlerini dahi ortadan kaldrmaktadr. Bu gün dünyann önemli bir ksm yoksulluktan öteye açklk sorunuyla yüz yüzedir. Liberal devlet mantyla kitlesel hastalklara kar bir çözüm üretilmesi mümkün olmad için insanln geleceini tehdit eden AIDS ve benzeri salgn hastalklar hzla yükselmeye devam etmektedir. Dünyann sahip olduu bilgi birikiminin yeni ekonomilerle yükseliiyle, yeni teknolojilerin üretim sistemlerini çok etkin hale getirmesiyle bu yoksulluklar ve mahrumiyetler arasndaki çelikinin artmas, neo-liberalizm krizinin giderek bir dünya krizine yol açacann göstergesi deerlendirilebilir. Bu krizin önüne geçmek bir “dünya krizine” dönümesini önlemek için alternatif politikalarn ne kadar hayatiyet tad böylece ortaya çkmaktadr. Onun için bu gün tartlmas gereken konu sosyal devletin nasl muhafaza edilecei deil, “neo-sosyal devleti” üretebilecek alternatif politikalardr. Neo-Sosyal Devlet Neo-liberal politikalarn uygulanmas 1980’li yllardan bu güne kadar ortaya saysz sorun çkarmtr. Bu sorunlarn üzerinde teker teker durmak u an zor olabilir. Fakat bu sorunlarn temelinde yatan ana konu neoliberalizmin tahripkarl ve bu tahribatn insan küresel kapitalizm çanda “güçsüzletirmi” olmasdr. Güçsüz insan yeteneklerini kullanamyan, özgüvenini kaybetmi daha da önemlisi toplumsal dayanma gücünü ve bilincini yitirmi insan demektir. Bütün bunlar neo-liberalizmin 21. Yüzyln banda bir insanlk sorunu yarattna iaret eden olaylardr. üphesiz ki, neo-liberalizmin tahribatn artran en önemli sorun onun kendisini insanln kaderi olarak gösterme gücüdür. Her bir ideolojinin etkileme gücü ve kendisini benimsetme gücü aslnda bu noktada yatmaktadr. Yani bir ideoloji kendisinin vazgeçilmezliini ve sunduu projenin kader olduunu inandrc bir bi- Neo-liberalizmin krizi diye de adlandrlan, yaanan son ekonomik kriz aslnda bu çk yolunun ne kadar acil ve aktüel olduunu da gösteren bir olay olmutur. Çk yolunun yani neo-liberal politikalarn alternatifinin sosyal devletten geçtiini söylemeye bile gerek yoktur. Fakat burada unutulmamas gereken husus, bu sosyal devletin 20. yüzylda uygulanan sosyal politikalardan ve sosyal yaklamlardan farkl olmas hususudur. Yani, yeni sosyal devlet devletçilii deil sivil toplumu, sivil inisiyatifi ve sivil giriimcilii devletin önüne koyan sosyal politikalar, bireyi, toplumu, güçsüz toplumsal gruplar merkeze alan bir dikkate sahip olmak durumundadr. Kapitalizmin tahrip ediciliini emei ve çalanlar metalatrc etkisini azaltacak küresel sürecin sermayeye kazandrd avantajlar dikkate alarak emein yeniden desteklenmesini, i sürecinin insan onuruna uygun bir ekilde düzenlenmesini salayacak sosyal politikalar uygulamak yeni sosyal devletin öncelikli fonksiyonlar olacaktr. Yeni sosyal devlet esas itibariyle çalma hayatndan balayarak bütün toplumsal kesimleri ve kurumlar düzenlemek ve desteklemek durumundadr. Bunu yaparken aslnda kapitalizmin tahripkarlnn yaratt sorunlar engelleyerek onun maliyetini de azaltm olacaktr. Bir bakma denilebilir ki, sosyal devletin yeni stratejisi toplumsal farkllklar ve eitsizlikleri azaltrken ortaya koyduu performans ve onun maliyeti kapitalizmin sadece kapitalistlerin kar elde etmek için yarattklar tahribatn maliyetiyle mukayese edildii zaman sosyal üstünlüe sahip olan bir anlay temsil etmektedir. Ksaca denilebilir ki, neo-liberalizm tahribatn yaratt maliyeti topluma, kar tekelci irket merkezlerine aktaran bir sistemdir. Neo-sosyal devlet ise uygulayaca sosyal politikalarla toplumsal fayday kapitalistlerin elde ettikleri karn önüne koyan ama sistemin kendisini sürdürmesini, insan onurunu, emeini, iini koruyarak sürdürmesini salayan bir anlay temsil etmektedir. Bu gün yaanlan kriz ve kriz sonras sorunlar imdiden sosyal devlete yeni bir stratejiyle uygulanmasna duyulan ihtiyac açkça ortaya koymaktadr. Sosyal devlet dümanl yapanlarn aslnda bir anlamda krizlerin sürekli hale gelmesini savunduklarn söylemeye bilmem gerek var mdr? 43 Hükümet Temil Kararnamesini Geri Çekti 44 Yabanc Sermaye Ülkemiz Finans Sektörünü Ele Geçirmek stiyor Metin TRYAKOLU Basisen Genel Bakan G lobal krizin sosyal ve ekonomik yaamda etkilerini bütün acmaszlyla hissettirdii bir dönemde, Bakanlar Kurulu’nun “temil” kararnamesi Sendika olarak gündemimize oturmutur. Bu, özellikle bankaclk sektöründe endüstri ilikileri açsndan oldukça önemli bir gelimedir. Peinen belirtmek isterim ki, banka ve sigorta sektöründen balayp tüm ekonomiye yaylarak içiiveren ilikilerinde keyfilii, hatta belki bir yönüyle kayt dl ön- leyerek örgütlülüün önünü açacak olan bu tarihi frsat ne yazk ki, “iptal karar” ile yine Hükümet eliyle yok edilmitir. Bildiiniz gibi, Sendikamzla Türkiye Bankas A. iletmesi ve iyerleri arasnda akdedilen toplu i sözlemesi, Yüksek Hakem Kurulu’nun 13/02/2009 tarihli ve Esas: 2009/10 Karar: 2009/17 sayl görüü ve Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl’nn 27/02/2009 tarihli ve 11140 sayl yazs dorultusunda, Bakanlar Kurulu tarafndan, 2822 sayl Toplu Sözlemesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 11. maddesine göre Finasbank A., Fortisbank A. ve Denizbank A. iletmelerine temil edilmi, Bakanlar Kurulu’nun Temil Karar, Resmi Gazete’nin 29/04/2009 tarihli mükerrer saysnda yaynlanarak yürürlüe girmiti. Temil edilen toplu i sözlemesi 107 maddeden olumasna karn, ilgili iyerleri için temil kararnamenin ekli karar 40 maddeden olumaktayd. Kararnameye ekli kararda yer alan 22 madde, temil kapsamndaki iyerlerinde mevcut olan uygulamaya veya kanun hükümlerine atf yapmakta olup, herhangi bir yenilik getirmezken, dier baz maddeler de temile konu Türkiye Bankas A. Toplu Sözlemesi’nden aynen veya deitirilmek suretiyle alnmt. Temil kararnamesinde; dört aylk deneme süresi öngörülmü, atama ve nakle kar çalanlarn, bulunduu iyeri kanalyla itiraz edebilecei belirtilmi, yllk ücretli izne ilikin düzenlemelere yer verilmi, “Ücretli Sosyal zinler” bal altnda içiler için yeni haklar öngörülmü, ücret zamlarna ve ikramiyeye ilikin düzenlemeler yaplm, çalanlarn bir ehirden dier bir ehre atanmalar halinde 1.000 TL “göç ödenei” verilecei belirtilmiti. Ancak banka çalanlar arasnda büyük bir umut, heyecan ve sevinç yaratan bu kararnamenin yaynlanmasnn üzerinden üç aylk bir süre geçmesine karn ilgili bankalarn yönetimlerince bu konuda somut bir adm atlamamtr. Resmi Gazete’de yaynland andan itibaren, TC Hükümetince alnm olan bu kararn gereinin -herkesin yasalara ve hukuk kurallarna uymas gerektii anlayndan hareketle- ilgili bankalarn yönetimince de en ksa sürede yerine getirilmesi beklenmekte idi. Fakat kendi ülkelerinde yasalara uyma ve çalma haklarn yerine getirme konusunda son derece hassas ve saygl olan yabanc sermayeli bu bankalarmz, ayn özeni ve saygy ülkemiz yasalarna ve çalanlarna göstermemilerdir. Yaanan belirsizlikler ve uygulamadaki gecikmeler, çalanlarn memnuniyetsizliini artrm, banka emekçileri, Bakanlar Kurulu Karar’nn ivedilikle uygulanmasn istemilerdir. Temil kararnn uygulamasndaki bu gecikme, gerek Sendikamzca, gerekse kamuoyunda ve banka çalanlar arasnda, TC Hükümeti kararlar ve yasalarnn ihlali eklinde deerlendirilmitir. Sektördeki haksz rekabeti önlemek ve çalanlar arasnda ücret adaletini salamak amacyla Bakanlar Kurulumuzca çkarlan temil kararna ilikin gelimeleri Sendikamz yakndan takip ettii gibi basn araclyla kamuoyuna duyurmaya çalmtr. Uluslararas ilikilerlerimiz nedeniyle karde sendikalar bilgilendirilirken, -BASSEN Genel Bakan sfatyla, ahsmn da Yönetim Kurulu üyesi olduum- dünya çapnda 900 sendikadan 20 milyona yakn üyeye sahip olan uluslararas üst örgütümüz UNI nezdinde de konu dile getirilmi ve ilgili bankalarn Avrupa’daki iyerlerinde örgütlü sendikalarndan uluslararas destek de alnmtr. Medyann da youn ilgi gösterdii temil kararna ilikin çabalarmz nedeniyle -mektup, faks, telefon ve mail yoluyla- binlerce banka çalanndan teekkür almamza ve konuyu Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakan Sayn Ömer Dinçer, BDDK Bakan Sayn Tevfik Bilgin’e aktarmamza, Finansbank A., Fortisbank A. ve Denizbank A. yönetimlerine mektuplar yazarak diyalog giriiminde bulunmamza karn sonuç ikolumuz açsndan tam bir dü krkl olmutur. Mevzuatmzdaki boluktan yararlanarak bankaclktaki temil kararn uygulamayan, ardndan kararnamenin iptalini salayan Finansbank, Fortisbank ve Denizbank yönetimlerinin bu tutumu tamamen bir çifte standarttr. Yani bu irketlerin Avrupa’daki iyerlerinde çalanlara temel bir insan hakk olan sendikaclk ve toplu pazarlk hakk verilirken, bizim ülkemizde çalanlara brakn örgütlülüü, belirli bir süreyle snrl olan toplu i sözlemesinin temiline bile tahammül edilmemitir. Bu tutum ülkemiz finans sektörünü ele geçirmek isteyen yabanc sermayenin gerçek amacn da ortaya koymaktadr: Hiçbir sosyal sorumluluk tamadan sadece kâr elde edip, bunu ülkelerine transfer etmek... Çalanlara reva görülen ise kuralsz ve korumasz bir ekilde vahi kapitalizmin çarklar arasnda ezilmek... Yabanc sermayenin gelimekte olan ülkelere yönelik bu bak açs öteden beri bilinmektedir. Bizim için sürpriz olan önce oldukça çada bir yaklamla temil kararnamesi çkarp gönlümüze yer ettikten sonra, yabanc sermayenin basksyla bu kararnameyi iptal eden Hükümetimizin tutumuna ilikindir. Ne yazk ki, bu kararyla belki Türkiye’de örgütlenmenin önünü açarak çalma yaamnda emein de korunduu bir sisteme geçilmesinin önü kapatlm ve önemli tarihsel frsat kaçrlmtr. Tabii ki hükümetin iptal karar bir tercihtir. Demek ki, eitsiz çalma koullar ile emek üzerinden haksz rekabet baz irketlerin ayrcal olarak devam ettirilecektir. Bu gelimeler karsnda bizi daha da artan olay muhalefetin duyarszl ve ilgisizliidir. Türkiye çapnda yaynlanan tüm büyük gazetelere ilan vererek Finansbank, Fortisbank ve Denizbank yönetimlerinin olumsuz tutumunu kamuoyu ile paylamamza karn, Mecliste bulunan hiçbir muhalafet partisi bu konuda bir tepki ortaya koymam, ayrca Hükümetin ”önce karar sonra iptal” çelikisini dile getirerek emekten yana bir tavr taknmamtr. Temil konusunda yaanan bu deneyimin bize gösterdii en önemli gerçek; 2822 sayl Toplu Sözlemesi, Grev Lokavt Kanunu’ndaki yasal boluk doldurulmadkça, temil kararnamesinin uygulanmasna ilikin bir yaptrm oluturulmadkça, toplu i sözlemesinin sendikasz baka iyerlerine uygulanmas bir hayaldir. Ayrca yaananlar göstermitir ki; kural ve korumann olduu bir çalma yaam ile çada toplu pazarlk düzeninin oluturulmas, ancak ve ancak sendikacln önündeki engel ve basklarn kadrlarak örgütlü toplum yaratlmasyla olanakldr. 45 46 Türkiye çi Emeklileri Dernei Genel Bakan Kazm Ergün: “Emekliler açlk ve yoksulluk ile mücadele ediyor. Bu ülkemiz açsndan büyük bir utançtr.” A çlk snrnn altnda yaam mücadelesi veren içi emeklileri, dul ve yetimleri… Yaanan krizlerden, ekonomik sorunlardan, salkta dönüüm ad altnda yaplan parasallatrmalardan en çok onlar etkileniyor. Yaamlarnn en rahat etmeleri gereken döneminde zor koullar altnda mücadele veriyor. Çalma yaamlar boyunca ülkesine hizmet eden, vergi ve prim katklaryla ülke ekonomisine destek olan içi emeklilerine ve onlarn dul ve yetimlerine reva görülenler sosyal devletle badamyor. Emeklilerimiz insanca koullarda bir yaam sürdüremiyor. te bütün bu sorunlar, Türkiye çi Emeklileri Dernei Genel Bakan Kazm Ergün ile konutuk. Ergün’e emeklilerin içinde bulunduu koullar, beklenti ve taleplerini sorduk. Sayn Bakan, Türkiye çi Emeklileri Dernei özellikle son yllarda kamuoyunda ses getiren bir kimlie büründü. zlediimiz kadaryla, giderek güçlenen bir sivil toplum örgütü oluyor. Bu deerlendirmenize teekkür ederim. Türkiye çi Emeklileri Dernei, ülkemizde saylar hzla artan içi emeklisi, dul ve yetimlerin büyük bir ilgi gösterdii ve güven duyduu bir kurulu. Derneimizin 39 yl gibi, uzun saylabilecek bir geçmii var. Bu dönem içerisinde, içi emeklisi, dul ve yetimlerinin haklarnn korunmas ve gelitirilmesi için önemli çalmalar yapld ve onlar adna zorlu bir mücadele verildi. Ülke genelinde 93 ubemiz var. 2009 yl ube genel kurullarmzn yapld bir dönem özelliini tayor. Bildiiniz gibi daha birçok sorunumuz var. Bu süreçte, ülke genelinde emekliler ile birlikte olundu ve sorunlarmz genel kurullarmzda deerlendirildi. Ortak çözümler arand. Dernein tüm bu geliimine ramen, emeklinin sorunlarnn artt, özellikle de gelir ve aylklarn yetersiz kald yönünde youn eletiriler var. Çok doru. çi emeklisi, dul ve yetimleri gerçekten zor durumda. Emeklilerimizin yüzde 90’ açlk snrnn altnda, tamam ise yoksulluk snrnn altnda gelir ve aylk alyorlar. Emeklilerimizin açlk ve yoksulluk ile mücadele etmesi, sosyal güvenlik ve sosyal devlet ilkesi ile çeliiyor. Bu ülkemiz açsndan büyük bir utançtr. Oysa bildiiniz gibi, emeklilik bir gelecek güvencesi. Ancak bunu salamayan bir süreç yaanyor. Bu kapsamda tepkiler de ç gibi artyor tabii. Evden dar çkabilen emeklilerin says giderek azalyor. Emekli, eve mahkum edilmitir. Bu duruma bir çözüm bulunmal, gelir ve aylklarda mutlaka etkili bir iyiletirme yaplmal. Bu konuda siyasi iktidardan somut talepleriniz var m? Öncelikli çözüm önerimiz u: Yllardr bekleyen ntibak Kanunu tasarmzn mutlaka gündeme alnmas gerekiyor. Emekli aylklarnn hesaplanmas yöntemi deitikçe, brakn farkl kurumlardaki sigortallar, SSK içinde farkl tarihlerde emekli olanlar arasnda bile balanan aylk miktarlar açsndan adaletsizlikler ortaya çkyor. Yaplmas gereken, 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu çerçevesinde ortaya çkan intibak sorunlarndan ie balayarak sistemi slah etmek, kayt d ekonomiyi hzla kayt altna alp, sigorta primlerini ödenebilir düzeylere getirip, sisteme mali katky hzla artrmaktr. Çalma hayat boyunca ayn sürede, ayn miktarda prim ödeyen, ayn yata emekli olan, fakat emekli olduklar tarih birbirinden farkl olduu için, aylk hesaplama yöntemlerindeki deiiklik sebebiyle farkl olan emekli aylklarnn eitlenmesi, yani “intibak” meselesinin bunca yldr çoktan çözümlenmesi gerekirdi. 1950-1978 yllar aras, son üç yldaki prime esas kazançlar ortalamas üzerinden yüzde 70 aylk balama oranyla SSK emekli aylklar belirlenirken, 1978’de katsay ve gösterge yöntemine geçildi. 1982 ylna kadar, prim ödeme gün saysna baklmakszn aylk balama oran herkes için yüzde 70 olarak öngörülmütü. 1982’de ise fazla prim ve ya için aylk balama orannn artrlmas düzenlemesi getirildi. Ancak eski emekliler için intibak yaplmadndan, 1982 öncesi emekliler ile yeni emekliler arasnda adaletsiz bir aylk farkll yaratld. 1987’de kamuoyunda “süper emeklilik” olarak bilinen yeni bir düzenleme getirildi, mevcut “gösterge tablosu”nun yannda “üst gösterge tablosu” ihdas edildi, borçlanma hakk verilen küçük bir grup (62 bin kii) dnda eski emeklilerin “üst gösterge tablosuna” tanmamas dolaysyla, ikinci bir adaletsizlik ortaya kondu. 2000 ylnda aylk hesaplama yöntemi yeniden deitirildi. Artk iyice içinden çklmaz, kimsenin alaca ayl kendisinin hesaplayamad bir sistem getirildi. Bu adaletsizliklerin giderilmesi için tek çözüm intibaktr. Bu uygulama, Emekli Sand’nda güncellendiinden, hakszlk SSK’da yaplyor. Çalan bir kamu görevlisinin aylklar deitiinden, ayn kadroda emekli olan memur emeklisine yanstlyor. SSK’da 2000 itibariyle gösterge ve katsay sistemi kaldrld ve intibaklarn yaplmasnn önü kesildi. Hükümetin taktir ettii zamlar uygulanrken, prim artlarndaki yansmalar 2000 öncesi gibi içi emeklisinin gelir ve aylklarna yanstlmyor. Bütçeler deerlendirilirken, aylklara yaplacak olan artlar ve sosyal güvenlik kurulular arasndaki eitsizlikler her dönem tartma ko- nusu oldu. Sosyal güvenlik kurulular arasndaki en temel eitsizlik, farkl kanunlarn ve uygulamalarn bulunmasndan kaynaklanyor. SSK’da alt snr ve ortalama içi emekli aylklar bir birine çok yakn olduundan, genel olarak içi emekli aylklar çok yetersiz kald. Uzun yllardan yaplmayan intibaklar sonucu, emekli aylklarndaki eitsizlikler giderek büyüdü. çi ve memur emekli aylklarndaki farkllklar da çok artt. Çünkü Emekli Sand’nda intibaklar yaplrken, SSK’da yaplmad. Bu farkllk, içi emekli aylklarnn önünde en büyük engel oldu. Bütün hükümetler, bu farkll giderme yerine, “kaynak yok” gibi inandrc olmayan gerekçelerle, her dönem içi emeklilerine hakszlk yaptlar. Son yasayla getirilen ”tek çat” uygulamas bu sorunlar gidermedi mi? Sosyal güvenlikte tek çat oluumlar ile ilgili kanunlara bakldnda, mevcut emeklilerin maduriyetlerini ortadan kaldran bir deiiklie yer verilmediini görüyoruz. Bu konuya youn bir ekilde itiraz ettik. Genel bir iyiletirme ve alt snr aylklarnda eitlik getirilmeden, norm ve standart birliinin salanamayacan söyledik. Bu yöndeki görü ve önerilerimizi her platformda gündeme getirdik. Her eyden önce yüzdeli artlarn, içi emeklilerini ekonomik olarak korumayan bir sistem olduu gerçei görülmeli ve bu konuda eitlii salayacak deiikliklere gidilmeli. Oysa sosyal güvenlikte yaplan tek çat oluumu ile bu tür eitsizliklerin giderilmesi gerekirdi. Bu konudaki talebimiz yeterince deerlendirilmedi. Emeklilerin beklentileri dikkate alnmadan sonuca gidildi. Emekli aylklarndaki hakszlklarn ve farkllklarn giderilmesine yer verilmemesi, içi emek- 47 lileri arasnda rahatszlk yaratt. Tek çat denildiine göre, ön planda eitlik gözetilmeliydi. Üç ayr sosyal güvenlikte uygulanan alt snr emekli aylklarnn eitlenmesi gerekirdi. Bunlar göz ard edildiinden, sosyal güvenlie olan güven sarsld. Peki bu 5510 sayl yasa emekliler açsndan tam bir hayal krkl o halde. 48 Bu süreci TÜRK- ile birlikte yaadk. 5510 sayl Kanun ile yaplan deiiklikler, içileri ve emeklileri “mutlu” etmedi. Hükümetin öngörülerinde ve Kanunun kurgusunda, gelirleri artrmak, giderleri ksmak ön plana çkt. Bu tercih yanltr. çilerin yallk aylna hak kazanma koullar arlatrlmtr. Türkiye’de bu kadar uzun çaltrlma güvencesi yoktur. 50-55 yandan sonra igücünde kalan istihdam snrldr. Bu gerçek göz ard edildi. kincisi, esnek bir igücüne doru hzl bir deiim söz konusu. Bu koullarda, sosyal güvenlik haklarnda deiikliklere gidildi ve ayla hak kazanma zorlatrld. Aylklarn hesaplanmasnda iki temel kriter olan güncelletirme katsays ve aylk balama oranlarnda kayplar yaand. Bu demektir ki, 5510 sayl Kanun, çalanlarn gelecekleri ile ilgili ciddi kayglar oluturmutur. Bu nedenle, prim gün says, ya ve aylklarn hesaplanmas ile ilgili hükümlerin yeniden deerlendirilmesi ve çalanlarn korunmas gerekiyor. Emekliler açsndan? Emekliler açsndan deerlendirilme yapacak olursak, 5510 sayl Kanunla gelir ve aylklar ile ilgili hiç bir iyiletirme yaplmad. Kanunun 55. maddesi ile gelir ve aylklarn art, alt aylk tüfe artna endekslendi. Emeklileri tüfe artna mahkum eden sistemin deitirilmesi gerekiyor. Ocak 2009 aynda en düük içi emekli ayl 621.24.- TL’den, Temmuz itibariyle 632.60.- TL’ye yükseldi. Taban aylklardaki art sadece 11.36.- TL seviyesinde kald. Yüzdeli artlara kar olduumuzu yllardr ifade etmemize ramen bu sistemin uygulanmasnda srar ediliyor. Tek çat diye yola çkld ancak farkllklar ve eitsizlikler sürüyor. Emekli Sand emeklisi ile içi emeklisine farkl zam artlar uygulanyor. Bunu anlamak çok zor. Tek çatya ne kadar aykr uygulama varsa, devam ediyor. Örnein, 2009 ylnda memur emeklilerine Bütçe Kanunlaryla birinci alt ay yüzde 4, ikinci alt ay yüzde 4.5 art yaplrken, içi emeklisine birinci alt ayda yüzde 3.84, ikinci alt ayda yüzde 1.83 art yapld. Bu nasl norm ve standart birlii? Tek çat ad altnda kurulan sistem eitlik yönünden de iflas etti. Memur emeklilerine yl içerisinde kümülatif olarak yüzde 8.68 orannda zam yaplrken, içi ve Ba-Kur emeklilerine sadece yüzde 5.74 orannda zam yapld. Emekliler arasnda öz evlat, üvey evlat muamelesi yaplyor. Bu sakncal bir ayrmclktr ve ciddi sorunlar beraberinde getirecektir. Bu sistemin deitirilmesi için, Temmuz zamlar bir uyar olarak deerlendirilmeli. Gelir ve aylklarn giderek geçim ücreti olmaktan çkt bir dönemi yayoruz. Bu nedenle, ntibak Kanunu bir an önce çkarlmal. Belli yaa gelen emeklilerimizin sorunlar karsnda ilgisiz kalmann getirmi olduu buruklua son verilmesini bekliyoruz. Sizin gelir ve aylklarn artna ilikin somut bir öneriniz var m? 5510 sayl Kanun emeklileri koruyan bir içerikte hazrland. Kanunun temel felsefesi, gelirleri artrmak adna giderlerin kslmas. Gelir ve aylk artnn alt aylk tüfe artna göre belirlenmesi, emeklileri koruyan bir sistem deil. Türkiye statistik Kurumu’nun fiyat belirleme sepetinde, çalanlar ve emeklileri ilgilendirmeyen 450 maddenin yer almas, fiyat artlarnn inandrcln azaltyor. Bu nedenle, “ücretliler geçinme endeksi” oluturulmal. Bu yaplmad sürece, fiyat artlarnn güvenirlii ile ilgili tartmalar sürecektir. Çalanlarn primlerine “güncelletirme katsays” olarak uygulanan fiyat artlar ve kalknma hz oranlarnn, gelir ve aylklarn artnda sadece fiyat artlarnn dikkate alnmas, eitlik ilkesine de aykr. Bu nedenle, Kanunun 55. maddesi, refah artn da kapsayacak ekilde yeniden deitirilmeli. Emekli Sand kapsamndaki sigortallar ve emeklilerin ayrcalkl bir ekilde korunmasyla, Kanunda yaplan deiikliklerin faturas içilere ve içi emeklilerine kesildi. Derneimiz, bu yaklama ve yaplan deiikliklere kar çkt. çi emeklisi, dul ve yetimlerinin aylklarnda iyiletirme öngörmeyen yeni düzenleme ile sosyal devlet ve sosyal güvenliin koruyucu yönlerinin yeterince önemsenmediini savundu. Bu yönüyle, kurumsal ve haklarda eitliin salanmas için her kesimin katld ve katk verdii bir platform oluturulmaldr. Kanun bu yönüyle deerlendirilmeli, sosyal güvenlik emsiyesi altnda nüfusun eit bir ekilde toplanmas salanmal. Derneinizin yapt bir aratrma sonucunda oldukça vahim bir tablo çkmt ortaya. Bugün emeklilerin genelinde burukluk ve üzüntü var. Dernek olarak ülke genelinde yapm olduumuz anket, bu tabloyu ortaya çkard. Evi olmayan, icralk olan, dar çkamayan ve borcu artan bir emekli profili ile kar karyayz. Sosyal güvencesi olanlarn gelir ve aylklar iyiletirilmeli. Güvenceleri tam salanmadndan, çalanlarn yarsna yakn bir bölümü kaytd çaltrlyor. Güven vermeyen bir sistemin deitirilmesi gerekir. Çalanlar gelecei iyi görmediinden, sigortal çaltrma pazarlk konusu yaplyor ve bu ekilde yönlendiriliyor. Devlet, sendikal örgütlü yapy ve sigortal çaltrmay korumak ve gelitirmek durumunda. Aksi taktirde, gelecekte devlet bile bu bedelin altndan kalkamaz. Devlet, kurumsal olarak Anayasada belirlenen haklar salamada ve uygulamada belirleyici olmaldr. Sosyal devlet de, sosyal güvenlik de bunu gerektiriyor. Sadece aylklarda deil, salkta da önemli sorunlar yayorsunuz. Genel Salk Sigortas sistemi ile salkta bütünlük saland iddia edilemez. Kamu hastaneleri ile yaplmak istenen yerinde yönetim çalmalar ile yerel yönetimler ve valilik arlkl bir yönetim yaps getirilmek isteniyor. Bu oluumda sivil toplum örgütlerine de yer verilmeli. Bu konuda, Maliye Bakanl tarafndan yaplan çalmalara tepkiler artyor. Hastanelere getirilmek istenen yeni yönetim yaps ile hastaneler kiralanmak veya satlmak isteniyor. Bunun ad, hastanelerin özelletirilmesinden baka bir ey deildir. Salk hizmetlerindeki katk paylarnn ve farkl uygulamalarn getirmi olduu yeni sistem ile salk harcamalarndaki yüksek arta ramen, hizmet sunumlarnda ayn gelime olmad. çi emeklisi, dul ve yetimlerine katk paylar ödemeden hastaneleri seçme özgürlüü tannmal. Emeklilerin katk pay ödeyecek gücü olmadndan, salk haklarn ve tercihlerini özgürce kullanamadklar görülüyor. Bu nedenle, gelir ve aylklardan kesilen katk paylar youn bir eletiri alyor. Her türlü katk paynn kaldrlmasn istiyoruz. 10.- TL olarak belirlenen Salk Uygulama Teblii’nin ilgili maddesinin Dantay tarafndan iptal edilmesi, önemli bir gelime. Ayn paralelde, üniversite ve devlet hastaneleri tarafndan alnan katk paylar 2.- TL olarak uygulanmas benimsendi. Sosyal devlet, salk hizmetlerinin sunumunu paral bir yere doru götüren genel salk sigortas hükümlerini yeniden gözden geçirmeli. Sosyal güvenlik ve temel bir insan hakk olan salk hizmetleri etkin olarak ve katk paysz sunulmal. Emeklilerin KEY ödemelerinde de sorunlarn yaandn biliyoruz. O konu ne aamada? 1987-1995 döneminde uygulanan 3320 sayl “Memurlar ve çiler ile Bunlarn Emeklilerine Konut Edindirme Yaplmas Hakknda Kanun” kapsamnda çalanlar ve emeklilerin düzenlemeden yararlanmas öngörüldü. Emekliler açsndan müracaat art bulunmakszn KEY ödemelerinin ilgili sosyal güvenlik kurulular tarafndan yatrlmas hükme baland. Resmi olmamakla birlikte, SSK kaytlarna göre, 1987 öncesi emeklilerden KEY yaplmasna ilikin 130 bin emeklinin müracaat esas alnmas, emeklilerin büyük bölümünün yararlanmad sonucunu çkaryor. Bu durum karsnda, ubelerimize Genel Merkez tarafndan gönderilen itiraz dilekçesi örnei üyelerimize bildirildi ve itirazlarn 27 Ekim 2008 tarihine kadar yaplmas belirtildi. Bu konudaki çalmalarmz ve açlan davalarmz sürüyor. 49 TÜRK-’in Dou ve Güneydou Anadolu Raporu (1993) Enis BADADOLU TÜRK- Aratrma Müdür Yardmcs • [email protected] S iyasal iktidarn “demokratik açlm” çalmas çerçevesinde çiler Bakan siyasal parti ile sivil toplum örgütlerine yönelik ziyaretleri çerçevesinde 13 Austos 2009 günü TÜRK-’e de geldi. Yaplan görümede TÜRK- Genel Bakan “Hükümetin, Cumhuriyetin temel ilkelerini bozmadan bu soruna çözüm arayacan düündüklerini” söyledi ve 1993 ylnda bu soruna parmak bastklarn ve “Dou ve Güneydou Anadolu Bölgesi Raporu” hazrladklarn belirterek anlan raporu çileri Bakanna sundu. Raporun hazrlanma süreci ve içerii aada özetlenmektedir: 50 “TÜRK- 16. Olaan Genel Kurulu, bir sorun varsa nedenini aratrmann gereine inanmaktadr. Bu topluluumuzun bilimsel tavrdr. Bu nedenle ve TÜRK- olarak Yurdumuzun Güneydou bölgesinde yaanan sorunlara gösterdiimiz duyarllk, 16. Genel Kurul sonras yaplacak ilk Bakanlar Kurulumuz üyeleri ile Diyarbakr’a gidilerek, o yörede bulunan tüm sendikaclar ile yaanan sorunlar üzerinde görümelerde ve deerlendirmelerde bulunulmasn talep eder.” Konfederasyonumuzun 7-13 Aralk 1992 günlerinde Ankara’da yaplan 16. Olaan Genel Kurulunda, ülke ve çalanlarn içinde bulunduu sorunlar deerlendirilmitir. 17. çalma döneminde ulalmas gereken hedefler ve izlenecek politikann belirlendii anlan genel kurulda alnan kararlardan birisi -yukarda yer ald üzereGüneydou Bölgesinde yaanan sorunlara yönelik olmutur. 16. Genel Kurulda göreve seçilen TÜRK- Yönetim Kurulu 16 Aralk 1992 günü yaplan bir basn toplantsyla çalma programn açklam ve “Yönetim Kurulumuz, Genel Kurulda belirtilen istek dorultusunda tespit edilecek bir tarihte ilk Bakanlar Kurulunu Diyarbakr’da yapmay uygun görmütür” denilerek alnan karar açklanmtr. Alnan karar dorultusunda, Diyarbakr’da bulunan 7. Bölge Temsilciliine 8 Ocak 1993 tarihli yazyla “Yurdumuzun sorunlar içinde öncelikli bir yer tutan dou ve güneydou sorunlar ile ilgili yaplacak çalmalarda deerlendirilmek üzere, bölgeniz kapsamndaki il temsilcilikleri ile gerekli koordinasyonu salayarak, yaanan sorunlar ile ilgili bir raporun hazrlanmas” istenmitir. Bu arada, yaplacak Bakanlar Kurulu’na sunulmak üzere, bölgenin ekonomik ve sosyal durumunu ortaya koyan bir çalmann yaplmas görevi Aratrma Merkezine verilmitir. TÜRK- 7. Bölge Temsilciliinden 24 Ocak 1993 tarihli yaz ekinde ve bölgede yaplan toplantlar ve yazmalar sonucu hazrland belirtilen alt sayfalk “Rapor“ alnmtr. Raporda, bölge kapsamndaki illerde yaanan sorunlarn “gerçekçi ve objektif” olarak istendii belirtilerek sorunlar 14 madde (isizlik sorunu, devlet ve özel sektör yatrmlar, salk sorunu, eitim, köy korucu sistemi, toprak reformu, taeronlama, belediyelerdeki içi alacaklar, kamu görevlilerinin hizmet anlay, geçici içi sorunu, üretim yapan iletmelerin kapasitesinin artrlmas, tevik kredisiyle yaplan yatrmlar, çalr durumdaki tesislerin kapanmas, bölgedeki terör ve faili meçhul cinayetler) alt bal altnda açklanmtr. Bölge Temsilcilii tarafndan hazrlanan raporda “Siyasi istikrarn ekonomik ve sosyal reformlarla salanaca, bölge ekonomik olarak rahat ve huzura kavumadkça ülkenin Dou ve Güneydou Anadolu bölgesinde cereyan eden olaylardan kurtulamayaca, bilinmelidir” deerlendirmesine yer verilmitir. Ayrca raporda “Türkiye’nin her yerinde demokrasi ayn olmaldr, stanbul’da uygulanan idare biçimi Diyarbakr’da da, rnak’ta da olmal” görüü savunulmutur. TÜRK- Yönetim Kurulu’nca Diyarbakr’da 14 ubat 1993 günü yaplan Bakanlar Kurulu’na sunulan “Dou ve Güneydou Anadolu Bölgesi Raporu” toplam 70 sayfadan olumaktadr. Raporun balangcnda yer alan Yönetim Kurulu sunuunda; “TÜRK-, Türkiye’nin üniter devlet yapsnn korunmasnda kararl bir kurulutur. Bu temel yaklam dorultusunda Dou ve Güneydou Anadolu Bölgesi’nde yaanan sorunlarn ortaya konulmas ve çözüm önerileri gelitirilmesi amacyla hazrlanan rapor görüünüze su- nulmaktadr” görüüne yer verilmi ve ”Bu bölgemizde yaanan olaylar objektif bir yaklamla deerlendirilmi, çözüm yollar ortaya konulmaya çallmtr” denilerek raporun son eklinin görü ve önerilerden sonra oluturularak ilgililere iletilecei belirtilmitir. Neden rapor hazrland konusu ise “Giri” bölümünde u ekilde açklanmtr: “TÜRK-, Türkiye’de yaayan insanlarn etnik köken farkllnn büyük bir zenginlik kaynamz olduuna inanan, ülkemizin üniter devlet yapsnn korunmasna kararl olan bir kurulu olarak bölgedeki tüm sorunlarn açklkla tartlmasndan yanadr. Bu amaçla TÜRK- Yönetim Kurulu, bölgemizde yaanan sorunlarn temelinde yatan olumsuz sosyo-ekonomik göstergeleri ortaya koyan ve çözüm yollarn öneren “Dou ve Güneydou Anadolu Bölgesi Raporu”nun Diyarbakr’da yaplacak ilk bakanlar kurulu toplantsna sunulmak üzere hazrlanmasn gerekli ve yararl görmütür.” Yönetim Kurulunca Bakanlar Kuruluna sunulan Raporda soruna 18 ana balk ekseninde yaklamda bulunulmutur. “Giri” alt balnda yer alan deerlendirme u ekilde olmutur: “Ülkemizde 12 Eylül 1980 müdahalesiyle birlikte uygulanan siyasal, sosyal ve ekonomik politikalarla siyasal yapdan ekonomik yapya, ekonomik yapdan sosyal yapya uzanan köklü deiiklikler yapld. Demokrasiye insan haklarna, içi hak ve özgürlüklerine aykr olan bu deiikliklerle sosyal devlet ve sosyal adalet anlayna dayal politikalar göz ard edilerek belirli kesimlerin çkar korunmu, geni halk kesimleri arlaan sorunlaryla ba baa braklmlardr. “12 Eylül Hukuku” diye nitelendirilebilecek düzenleme ve uygulamalarla Türkiye’nin demokratikleme süreci kesintiye uratlm; bata 1982 Anayasas olmak üzere, insan haklar, içi hak ve özgürlükleri ile ilgili getirilen yasalarla uluslararas norm ve ilkelere aykr olan yasaklama ve engellemelerle kurulmas istenen sistem egemen klnmak istenmitir. 12 Eylül müdahalesiyle balayan ve mücadeleyi izleyen yllarda uygulanan sosyo-ekonomik politikalarn 1990’l yllar itibariyle geldii tkanma noktas deerlendirildiinde; adaletsiz yapya dönümü gelir dalm, artan isizlik, yüzde 70’ler düzeyinde seyreden enflasyon, her yl katlanarak artan bütçe açklar, ciddi iç ve d borçlanmalar, artan terör, insan haklar ihlalleri ve bölgeler arasndaki derin uçurumlar ilk anda sralanabilecek olumsuz gelimeler olarak ü lkemizin gündemindedir. Bu çerçevede ülkemizin temel sorunlarna bakldnda; siyasal sosyal ve ekonomik açlardan DouGüneydou Anadolu bölgemizin ülkemizin genel sorunlarndan soyutlanamayacak ve fakat ülkemiz sorunlar içinde önemli bir arl olan sorunlarla kuatld görülmektedir. Yoksulluk, isizlik göç, terör ve iddet olaylar, bölge halknn olumsuz yaama koullarn daha da arlatran sorunlarn balcalarn oluturmaktadr. Kukusuz Dou-Güneydou Anadolu Bölgemizin sorunlar Türkiye’nin temel sorunlarndan ayr düünülemez. Bu çerçevede ülkemizin temel sorunu; demokrasiye ve temel insan hak ve özgürlüklerine aykr tüm düzenlemelerin ortadan kaldrlarak çoulcu ve özgürlükçü demokrasinin yeniden ve salkl bir ekilde kurularak ülke düzeyinde kurumsallamas, içi hak ve özgürlükleri önündeki engellerin kaldrlarak uluslararas norm ve ilkelere uygun endüstriyel ilikiler sisteminin oluturulmas, sanayide yeni atlmlarla hzl ve dengeli kalknmann salanarak 51 refah toplumuna-ulalmas, sosyal devlet ve sosyal adalet ilkelerine dönülerek ulusal gelirin ülkemiz insanlar ve bölgeleri arasnda adil ve dengeli bir biçimde datlmasnn salanmasdr. Türkiye çi Sendikalar Konfederasyonu (TÜRK-), ülkemizin kalknmln bütünlüünü ve demokrasiyi yakndan ilgilendiren siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlar çeitli boyutlaryla ele alp deerlendirmeyi, kendi görü, eletiri ve önerilerini kamuoyuna sunmay bir görev kabul etmektedir. Gerçekte ülke ve dünya sorunlar çalanlar yakndan ilgilendirmektedir; hiçbir ey, hiçbir sorun içi snfnn dnda düünülemez.” Raporda “Demokrasi ve nsan Haklar Sorunlar” alt bal altnda yaplan deerlendirme ise u ekilde olmutur: 52 “Ülkemiz, 12 Eylül 1980 müdahalesinin getirdii hukuksal düzenleme ve uygulamalarla toplumsal hayatmzn derinden etkilendii bir dönem yaamaktadr. Bu dönemin en belirgin özellii insan haklar, temel hak ve özgürlükler alanndaki kstlama ve engellemelerdir. “12 Eylül Hukuku”nun uzants düzenleme ve uygulamalarnn almaya çalld, bu dorultuda mücadele veren tüm kurum ve kurulularn çabalarn younlatrdklar günümüzde, Dou-Güneydou bölgemizdeki terör, insan haklar ihlalleri benzeri skntlar sürmektedir. Güvenlik görevlisi, basn mensubu, sivil halktan binlerce vatandamz hayatlarn kaybetmiler, kaybetmeye devam etmektedir. Dou-Güneydou bölgesinin komu (mücavir) saylan Adyaman, Bitlis ve Mu’ta da geçerli olmak üzere Bingöl, Diyarbakr, Elaz, Hakkari, Mardin, Siirt, Tunceli, Batman, rnak, Van gibi bölgenin 10 ilinde Olaanüstü Hal Uygulamasna devam edilmektedir. Baka bir ifadeyle, 12 Eylül’ün skyönetim ve 1983 ylnda yürürlüe konulan 2935 sayl “Olaanüstü Hal Yasas” ile on yl akn bir süredir yaklak 5,5 milyon kii skyönetim ve olaanüstü halin uyguland koullarda yaamaktadr. Olaanüstü hal yasas nedeniyle bölge halk sokaa çkma yasandan toplant ve gösteri yürüyülerinin ertelendii, yasakland koullarda yaamakta; bölge insannn yaam hakk, temel hak ve özgürlükleri güvence altna alnamamaktadr. ‘Ülkemizin, uzun bir süredir yaad ekonomik, siyasal ve toplumsal ar sorunlar amak ve esenlie ulamak amacyla’ kurulan koalisyon hükümeti, kuruluunun 500. gününe yaklamasna ramen vaatlerini yerine getirememi, vaatlerin yerine getirilmesi bir yana muhalefette iken söylediklerinin tersini yapar konuma dümülerdir. Kamuoyunda CMUK diye bilinen ve tartmal olan Ceza Muhakeme Usulü Yasas dnda demokratiklemede ciddi hiçbir adm atlmamtr. Anayasa, Olaanüstü Hal Yasas, Dernekler Yasas, Toplant ve Gösteri Yürüyüleri Yasas, sansür ve sürgün ile ilgili dier yasa ve kararnameler demokratik bir yapya kavuturulamamtr. 12 Eylül 1980 ylndan bu yana siyasal iktidarlar tarafndan sürdürülen yanl politika ve uygulamalar sonucunda bölge insannn yaad skntlar satrbalaryla u ekilde sralamak mümkündür: O Bölgenin birçok yerleim merkezinde bölge halknn yaama ve siyasal haklar kstlama altndadr. O Olaylara karmayan insanlara suçlu muamelesi yaplmaktadr. O Anayasal bir hak olan grev hakk kullanlamamaktadr. O ‘Köy Koruculuu’ sistemi bölge halk arasnda dümanlk yaratmaktadr. O Terör, terörle mücadelede kullanlan yöntemler bölge halknn ekonomik sorunlarn daha da arlatrmaktadr. O Olaanüstü Hal Uygulamasnn sürekli uzatlmas, 12 Eylül uygulamalarnn giderek kalc olmasna yol açmaktadr. O Düünce, ifade ve inanç özgürlüü önünde ciddi engeller bulunmaktadr. O Bölgede faili meçhul olaylar devam etmektedir. Raporun izleyen bölümünde Dou ve Güneydou Anadolu Bölgesinin sosyoekonomik yaps ile saysal veriler ve analizler yer almaktadr. Bölgenin kapsam deerlendirildiinde, dönem itibariyle 20 ilden oluan bölgenin ülke yüzölçümünün yaklak yüzde 30’unu oluturduu ve fakat ülke nüfusunun yüzde 19’unun bölgede yaad sonucuna varlmtr. Bölge nüfusunun arlkl olarak krsal kesimde yaad tespitinin yaplarak tüm illerin göç verdii tespiti yaplmtr. Göçün nedenleri arasnda sosyoekonomik geri kalmlk yan sra yaanan terör olaylarnn etkisine de iaret edilmitir. Bölgenin istihdam ve isizlik bakmndan deerlendirmesi yaplarak, istihdam olanaklarnn snrl ve isizliin yaygn olmasna karn sendikalamann yüksek olduu deerlendirmesi yaplmtr. Ülkemizdeki eitim hizmetlerinin nitelik ve nicelik olarak yetersizliinin bölgede daha olumsuz boyutlarda olduu vurgulanarak okur-yazar orannn özellikle kadnlarda çok düük olduuna vurgu yaplmtr. Benzeri bir durum bölgedeki salk hizmetlerinde de söz konusudur. Bebek ölüm hz, nüfusa düen doktor, hasta yata gibi veriler çerçevesinde salk hizmetlerin yetersizlii ve ülke genelindeki eitsiz dalmna iaret edilen raporda ayrntl tablolara yer verilmektedir. Ülke milli gelirinin üretim faaliyet kollarna göre bölgesel dalmna bakldnda tarm ve hayvancln arlkl yer ald, bunu elektrik üretimi ve devlet hizmetlerinin izledii ortaya konulmutur. Gelir dalmndaki bölgesel eitsizliin, hanehalk gelirlerinin deerlendirilmesinin ardndan raporda yatrmlara deinilmitir. Yatrmlarn arlkl olarak GAP kapsamnda kamu yatrmlar olduu ve enerjide younlat tespitinde bulunulmutur. Özellikle imalat sanayi yatrmlarnn bölgede yok de- nilecek ölçüde snrl olduu ve enerji sektörü yatrmlarnn önde geldii görülmütür. Daha sonra raporda, Güneydou Anadolu Projesi (GAP) ile Kalknmada Öncelikli Yörelere yönelik bölgesel planlama kapsamndaki politikalar deerlendirilmitir. DPT Yllk Programndaki bölgeye yönelik politikalar ve tedbirlere de ayrca raporda deinilmitir. Siyasal partilerin görü ve önerileri seçim bildirgeleri incelenerek raporda ortaya koyulmaya çallm, siyasal iktidarn bölgeye bak hükümet programndan hareketle ki verilmeye çallmtr. “Açlm” tartmalarnn kamuoyunda arlkl yer ald günümüzde Konfederasyonumuzun bu soruna ilikin bak açs -aradan geçen 16 yln ardndan- önemini ve güncelliini halen korumaktadr. Yönetim Kurulu tarafndan hazrlanarak Bakanlar Kuruluna sunulan Dou ve Güneydou Anadolu Bölgesi raporunun son bölümünde “Bölgedeki Sorunlarn 53 Çözümüyle lgili TÜRK- Görüleri” alt balyla u deerlendirmeler yer almtr: tergeler büyük ölçüde sürmü, demokratikleme ve insan haklar konusunda bir mesafe alnamamtr. “TÜRK-, ülkemizi, ülkemizin ‘toplumsal hayatn ‘içi snfn dorudan ilgilendiren alanlardaki sorunlar ve bu sorunlarn çözümü dorultusundaki çalma ve mücadelesini çeitli platformlarda sürdürmektedir. Bata siyasal iktidar olmak üzere, genel olarak toplumsal sorunlarmzla ilgili eletiri ve önerilerimiz gerekçeleri ile birlikte parlamento da temsil edilen siyasi partilere, çeitli kurum ve kurululara sunulmutur. TÜRK- 16.0laan Genel Kurulu Mevzuat ve Kararlar Komisyonu Raporunda geni biçimiyle yer alan sorunlarn çözümü dorultusundaki isteklerimizi 3 ana balk altnda toplayabiliriz: Hükümet programnda yer alan görü ve yaklamlar ile çalanlarn toplumun büyük bir kesimin talep ve beklentileri arasndaki benzerlik hükümetin kuruluunu izleyen ilk aylarda -ki siyasal iktidar söz konusu dönemde “Kürt realitesi”ni tandn açklamtr- toplumda bir iyimserlik yaratm, ancak hükümetin beklentileri karlamak üzere yapt çalmalara, hükümetin performansna bakldnda ayn iyimser havann sürdüünü söylemek bugün için zorlamaktadr. 3) Sosyal Devlet ve Sosyal Adalet lkelerine Dayal Bir Ekonomik Politika Uygulanmaldr. Siyasal iktidar tarafndan “Demokratikleme Yl” olarak açklanan 1993 ylnn beklenti ve taleplerimize uygun uygulama ve deiikliklerin yaplaca bir yl olmasn diliyoruz. Ancak Hükümet tarafndan 1993 ylnn “Demokratikleme Yl olarak’” açkland bir ortamda, terör ve iddet olaylarnn trmanma eilimine girmesi, demokratiklemenin önünde önemli bit engel olup ülkemiz açsndan kar karya bulunulan tehlikenin boyutlarn da ortaya koymaktadr. Türkiye’nin temel sorunlarnn çözümü için önerdiimiz ve 3 ana balk altnda sunduumuz isteklerimiz toplumsal uzlamann, toplumsal barn da çerçevesini çizmektedir. Bu görü ve yaklam çerçevesinde Dou-Güneydou Anadolu Bölgemizdeki sorunlarn almas için siyasal iktidarca alnmas gereken önlemler u ekilde sralanabilmektedir. 1) Çoulcu ve Özgürlükçü Demokrasi Yeniden ve Salkl Bir Biçimde Kurulmaldr. 2) çi Hak ve özgürlükleri önündeki Engeller Kaldrlmaldr. 54 ‘Giri’ bölümünde altn çizdiimiz gibi, ülkemizin temel sorunlarna bakldnda; siyasal, sosyal ve ekonomik açlardan Dou-Güneydou Anadolu Bölgemizin ülkemizin genel sorunlarndan soyutlanamayacak ve fakat ülkemiz sorunlar içinde önemli bir arl olan sorunlarla kuatld görülmektedir. Demokrasi; insan haklar, nüfus ve göç, isizlik, yetersiz eitim ve salk hizmetleri bölgeleraras milli ve ‘kii bana gelir eitsizlii yatrmlarn yetersizlii; gibi sorunlar ilgili bölümlerde ayrntl bir ekilde ele alnmtr. Esasen 20 Ekim 1991 tarihinde yaplan erken seçim öncesinde, siyasi partiler yurt ve bölge sorunlar ve sorunlarn çözümü dorultusundaki görülerine yaynladklar seçim bildirgelerinde yer vermilerdir. Bu görülerin önemli bir bölümü TÜRK- görüleri olup, bunlarn bir bölümü koalisyon hükümetinin programnda benzer ifadelerle yer almtr. Hükümetin kurulmasndan bu yana bir yl aan bir süre geçmi olmasna ramen 12 Eylül Anayasa’snn deitirilmesi konusunda partiler arasnda ciddi bir mutabakat salanamam, 1980’li yllardan devralnan olumsuz sosyo-ekonomik gös- 1) Demokrasi ve nsan Haklar; O “12 Eylül Hukuku” diye nitelendirilebilecek hukuki düzenleme, uygulama ve kstlamalar süratle kaldrlarak demokratikleme süreci hzlandrlmaldr. O Demokrasi, ülkemizin tüm bölgelerinde ve eksiksiz bir biçimde yeniden ina edilmelidir. O nsan haklar ve özgürlükleri önündeki engeller kaldrlmaldr. O Düünce, ,ifade ve inanç özgürlüü önündeki engeller kaldrlmaldr. O Ülkemize ve bölge halkna zarar veren terör ve iddet hareketleri önlenmelidir. O Olaanüstü Hal Yönetimine yol açan artlarn ortadan kaldrlarak normal yönetim biçimine dönülmesi salanmaldr. O Köy koruculuu uygulamasnn yaratt sorunlar dikkate alnarak, bu uygulama gözden geçirilmelidir. O Sorunlar demokrasi ve insan haklar çerçevesindeki uygulama ve düzenlemelerle çözümlenmelidir. 2) çi Hak ve özgürlükleri O çi hak ve özgürlükleri önündeki engeller kaldrlarak uluslararas norm ve ilkelere uygun düzenlemeler yaplmaldr. O Tüm grev yasaklar kaldrlmaldr. O Tüm çalanlarn örgütlenme ve toplu sözleme yapmalarn engelleyen uygulamalara son verilmelidir. O Tarm içileri yasal güvenceye kavuturulmaldr. O ten çkarmalara ve taeronlamaya son verilmelidir. O güvencesi salanmaldr. 3) Sosyal ve Ekonomik Önlemler O Yeni istihdam alanlar yaratlarak isizliin önüne geçilmelidir. O Vergi reformu yaplmaldr. O Asgari ücret vergi d braklmaldr. O çi alacaklar ödenmelidir. TÜRK- Bakanlar Kurulu alnan karar dorultusunda 14 ubat 1993 günü Diyarbakr’da topland. Toplantdan bir gün önce Diyarbakr ve çevresi illerde örgütlü üye sendika ube yöneticilerinin geni katlmyla bir toplant düzenlendi.1 Bakanlar Kurulunun açlnda yaplan konumada, içi snfnn kar karya sorunlara deinilmi ve “12 Eylül’ün kalntlar özellikle Dou ve Güneydou Bölgelerinde etkisini sürdürmektedir. Bir türlü durmayan ve durdurulamayan terör eylemleri nedeniyle bölgede dökülen kan, hepimizin kandr” denmitir.2 Bakanlar Kurulu’nun Diyarbakr’da yaplan toplants sonras konuyla ilgili olarak açklanan bildiride; bölgenin ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal alanlarda ar sorunlarla kuatldna dikkat çekilmi ve “TÜRK- Bakanlar Kurulu; sorunlar ne kadar ar olursa olsun, çözüm yolunun karde kan dökülerek bulunamayacan tüm ilgililere hatrlatmaktadr” denilmi, “Üniter Devlet yapsyla yurdumuzu parçalamaya çalanlar, Kürt halknn temsilcisi deillerdir ve asla olamayacaklardr” belirlemesinde bulunulmu ve “Bu ülke etnik kökeni ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti vatanda olan hepimizindir.” görüü savunulmutur.3 O Sosyal devlet ve sosyal adalet ilkelerine dayal bir ekonomik politika uygulanmaldr. O Bölgesel kalknma planlar yaplmaldr. O Bölgede ‘krsal sanayi’ oluturulmaldr. O Küçük ve Orta ölçekli Sanayi letmeleri (KOSGEB) yaygnlatrlmaldr. O Bölgede toprak reformu yaplarak, ‘toprak dalmndaki dengesizlikler adaletli bir yapya kavuturulmaldr. O Bölgede tarm reformu yaplarak, geleneksel tarmdan modern iletme tekniklerine geçilmeli ve verimlilik arttrlmaldr. O Bölgeleraras gelimilik fark ortadan kaldrlmaldr. O Yatrmlar arttrlmal ve hzlandrlmaldr. O Özel Kesimin yatrm yapmas tevik edilmelidir. Notlar Bakanlar Kurulu’nda alnan karar dorultusunda, bölge sorunlarna yönelik deerlendirme ve belirlemelerin ardndan, daha ayrntl inceleme yaplmas amacyla bir Komisyon oluturulmu, ve oluturulan Komisyon 24 ubat-4 Mart 1993 tarihleri arasnda 8 il ve 3 ilçede incelemeler yapm ve sorunlar hakkndaki görü ve izlenimlerini bir rapor halinde sonuçlandrmtr.4 Hiç kuku yok ki; Konfederasyonumuzun yukarda belirtilen görü ve deerlendirmeleri bugün gündemde olan “açlm” tartmalarna katk salayacak nitelikte yaklamlar içermektedir. O Alnacak tedbirlerle iç göç önlenmelidir. 1 TÜRK- 17. Genel Kurul Çalma Raporu, 1995 Ankara, s: 122. O Salk hizmetleri nitelik ve nicelik olarak artrlmaldr. 2 TÜRK- 17. Genel Kurul Çalma Raporu-Belgeler, 1995 Ankara, Eitim hizmetleri nitelik ve nicelik olarak arttrlmaldr. 3 TÜRK- 17. Genel Kurul Çalma Raporu, 1995 Ankara, s: 128. O s: 305. 4 TÜRK- Dergisi Mart 1993, Say:275, s: 1. 55 56 sizlik Sigortas ve Hak Kayplar Namk TAN TÜRK- Aratrma Müdür Yardmcs [email protected] sizlik sigortas; bir iyerinde çalrken, çalma istek, yetenek, salk ve yeterliliinde olmasna ramen, kendi istek ve kusuru dnda iini kaybedenlere, uradklar gelir kayplarn ksmen de olsa karlayarak kendilerinin ve aile fertlerinin zor duruma dümelerini önleyen, sigortaclk teknii ile faaliyet gösteren, devlet tarafndan kurulan zorunlu bir sigorta koludur. sizlik sigortas, ekonomik büyümenin yan sra sosyal gelimenin salanmas ve gelirin toplumda adil ve dengeli bir biçimde paylatrlmasn amaçlad için sosyal devlet olma ilkesinin de bir gereidir. 2000 yl itibariyle prim kesintileri yaplan isizlik sigortasndan yararlanma, Mart 2002 itibariyle balamtr. siz kalan sigortallarn isizlik ödenei alabilmesi için Kanunda öngörülen koullara göre, son üç yl içinde son 120 günü sürekli çalm olmak kaydyla toplam 600 gün prim ödenmesi aranmaktadr. 4447 sayl Kanunla getirilen koullarn, özellikle de çalma hayatn ve ortaya çkan isizlik riskini tam olarak karlamamas sonucu, fon amacna uygun olarak kullanlamaz bir yapya dönümütür. Esnek çalmalarn ve özellikle de ksa süreli çalmann yaygn olduu bir süreçte, isizlik ödeneine hak kazanma koullar deitirilmediinden, isiz kalan sigortal isizlerin büyük ksm, isizlik sigortasndan yararlanamamtr. 4447 sayl Kanunla getirilen yararlanma koullar, ödeneklerin süresi ve miktarlarnn yetersizlii konusunda youn eletiriler yaplmtr. TÜRK-, 4447 sayl Kanunla getirilen isizlik ödenei ve mesleki eitime hak kazanma koul- larnn deitirilmesini ve isiz kalan sigortal isizlere daha çok destek olunmasn savunmutur. Hükümet ise, bu konuda çok ilgisiz kalmtr. sizlik sigortas, bir ülkenin en önemli koruyucu emsiyesidir. Bu koruma kapsamnda, çok uzun süre olmasa da, en önemli uygulamas olan sigortal isizlere ödenekler salanmas yannda, meslek eitimi verilerek istihdama kazandrlmas ile ilgili kanunda gerekli deiiklikler yaplmaldr. sizlik sigortas kurumu özerk bir yapda olmadndan, dönem dönem fona yönelik müdahaleler artm, iverenlere prim destei salanan, GAP’a ve Bütçeye ek kaynak transferi yaplan bir fon ileyiine doru gidilmitir. Bu yaklam, son derece tehlikeli olduu gibi, isizlik sigortas hedefinden uzaklaan bir süreci de balatmtr. ten çkarlan sigortal içilerin büyük çounluunun bu haktan yararlanmadklar bir dönemde, isizlik sigortas fonunun iverenlere ve Bütçeye yönelik olarak kullanlmasnn yolunun açlmas, isizlik sigortasnn kurulu felsefesine de aykr bir müdahaledir. 5763 ve 5921 sayl Kanunlarla yaplan deiikliklerle sistemin dna çklmtr. sizlik sigortas sisteminde, temel olarak iten çkarlan içiyi koruma ilkesinden ayrlan deiiklikler yaplmtr. 5763 sayl Kanunla yaplan deiiklikler ile ie alnmada, erkeklerin 18 yandan büyük ve 29 yandan küçük olanlar ile ya art aranmakszn 18 yandan büyük kadnlara kademeli olarak iveren prim paylarnn isizlik sigortas fonundan karlanmas getirilmitir. Fonun amac ise, iten çkarlan ve prim ödemi olan sigortal isizlerin korunmasn öngörmektedir. Bu durumda, uzun süre fona prim ödeyen ve yararlanma koullarn yerine getirmeyen iten çkarlan sigortal içileri kim koruyacak? Hükümet, vergilerden karlanmak üzere istihdamda teviklere gitmeli, isizlik sigortas fonunu ise, hak sahibi durumunda olanlara yönelik olarak kullanmaldr. Bu yönüyle, 5763 ve 5921 sayl kanunlarla yaplan deiikliklerin savunulur yönü yoktur. Hükümet, Fonu kendi kayna gibi kullandndan, bu konuda tepkiler ç gibi büyümütür. 5763 sayl Kanunla, 4447 sayl Kanuna Geçici 6. madde eklenmi ve 2008 ylna münhasr olmak üzere, Fonun mevcut nema gelirlerinden 1.300.000.000 YTL’lik ksmnn Fon tarafndan Hazine ç Ödemeler Muhasebe Birimi hesaplarna aktarlmas ve genel bütçenin (B) iaretli cetveline gelir kaydedilmesi, kaydedilen bu tutarlarn, Yüksek Planlama Kurulu kararna istinaden Güneydou Anadolu Projesi kapsamndaki yatrmlara öncelik vermek kaydyla münhasran ekonomik kalknma ve sosyal gelimeye yönelik yatrmlarda kullanlmak üzere ilgili idare büt- çelerine ödenek kaydetmeye Maliye Bakan yetkili klnmas hükme balanmt. Yine ayn Kanunla, 20092012 yllarnda Fon tarafndan tahsil edilecek nema gelirlerinin dörtte birinin, ilgili yl genel bütçelerinin (B) iaretli cetvelinde bütçe gelir tahmini olarak yer almas, ilgili yl bütçeleri hazrlanrken Güneydou Anadolu Projesi kapsamndaki yatrmlara öncelik vermek kaydyla münhasran bölgesel ekonomik kalknma ve sosyal gelimeye yönelik yatrmlarn finansman için ilgili idare bütçelerine bu gelir tahmini karl kadar ödenek öngörülmesi, bu gelirlerin, Fon tarafndan tahsil edilen ay izleyen ayn 15’ine kadar Hazine ç Ödemeler Muhasebe Birimi hesaplarna aktarlmas ve yl genel bütçesinin (B) iaretli cetveline gelir kaydedilmesi kararlatrlmt. 18.08.2009 tarihli Resmi Gazete’de yaymlanan 5921 sayl “sizlik Sigortas Kanunu ile Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu’nda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun” ile sizlik Sigortas Fonunun nema gelirlerinin 2009 ve 2010 yllarnda dörtte üçü, 2011 ve 2012 yllarnda ise dörtte birinin Merkezi Yönetim Bütçesine gelir olarak aktarlmas öngörülmütür. sizlik sigortas fonunun büyümesi karsnda, iveren çevreleri bu kaynan isizlie yönelik kullanlmasn ve ie alnan içilerin iveren prim paylarnn fondan karlanmasn istemektedirler. Bu propagandalar sonucunda Fon, asli görevinden uzaklaan bir çizgiye götürülmütür. sizlik sigortas, çalanlarn bir dayanmasdr. sizlik sigortas fonunun, son yllarda içinin yararlanmas yerine, baka alanlarda da kullanlmas, kurulu amacna da aykr bir uygulamadr. Neler Yaplmal? sizlik sigortas uygulamasna bakldnda, iten çkarlan içilerin büyük bölümünün bu haktan yararlanmad görülmütür. siz kalndnda, son üç ylda 600 gün prim ödeme ve son dört ay 120 gün kesintisiz prim ödeme koulu aranmaktadr. Bu koullarn ar olmas nedeniyle, iten çkarlanlarn büyük bir bölümü isizlik sigortasndan yararlanamamaktadr. çinin kendi iradesi dnda isiz kalmas karsnda isizlik sigortasndan, prim gün says ile orantl bir ekilde yararlanmas salanmaldr. Çalt dönemlerde isizlik sigortas primi ödenen bir içinin isiz kalmas durumunda, isizlik sigortas ve meslek eitimleri devreye girmelidir. Bu nedenle, isizlik sigortasndan yararlanma koullar deitirilmeli, gün saylar azaltlmaldr. sizlik sigortas ödenekleri ve süresi de yetersizdir. 600 gün prim ödeyen kii 180 gün, 900 gün prim ödeyen kii 240 gün, son üç yln tamamnda kesintisiz prim ödeyen kii ise 300 gün isizlik ödenei almaya hak kazanmaktadr. sizlik ödenei tutar, çalann son dört aylk prime esas kazançlar üzerinden hesaplanmaktadr. sizlik sigortas alt snr tutar brüt asgari ücretin yüzde 40’, üst snr ise yüzde 80’i olarak belirlenmitir.2009 yl birinci alt ayda çalrken isiz kalan kii, 666 TL olan asgari ücretin yüzde 40’ orannda yani 266.40 TL; 1.332 TL ya da daha fazla ücret ile çalrken isiz kalan kii ise 666 TL olan asgari ücretin yüzde 80’i orannda yani 532.80 TL ödenee hak kazanmtr. Bu ödeneklerin iyiletirilmesi yoluna gidilmelidir. Sonuç olarak, yararlanma koullarnn deitirilmesine, iten çkarlanlarn geni olarak yararlandklar bir sürecin balamasna ihtiyaç vardr. Aksi durumda, isizlik sigortas fonu, baka yerlere aktarlmaya, amac dnda kullanlmaya devam edilecektir. Fonun baka alanlarda kullanlmasnn önü kesilmelidir. 57 58 Güvenceli Esneklik Üzerine Not... Enis BADADOLU TÜRK- Aratrma Müdür Yardmcs [email protected] A vrupa’da istihdama ilikin olarak son dönemde ortaya çkan gelimelerin Avrupa Sosyal Modeli için frsat m, tehdit mi olaca konusu belirsizliini korumaktadr. Özellikle ekonomide yaanan küresel krizin istihdam olumsuz etkilemesi ve isizliin yaygnlamas, igücü piyasasn esnekletirme yönündeki çabalara younluk kazandrmtr. Bilindii üzere, Avrupa Birlii’nin temelini oluturan özgürlük, demokrasi, insan haklarna sayg ile hukukun üstünlüü prensiplerinin temel bilekesi sendikal hak ve öz- gürlüklerdir. Türkiye’de çalma hayatnn “Avrupa Sosyal Modeli”ne göre düzenlenmesi ve Uluslararas Çalma Örgütü’nün norm ve standartlarnn yasal düzenlemelerde ve uygulamada egemen olmas çabalar önemini korumaktadr. Ancak çalma hayatnn sorunlarna ortak çözüm üreten barç modellerin baar kazanmas çou zaman mümkün olmamaktadr. Günümüzde örneini her gün yaadmz üzere siyasal iktidar veya bir sermaye grubu, çalanlar göz ard eden yaklamlar sergileyebilmekte, içilerin temsilcisi sendikalar güçsüzletirmeye, etkisizletirmeye yönelebilmektedir. Çada endüstri ilikileri sistemlerinin temelinde bulunan sosyal diyalog konusunda ülkemizde skntlar bulunmaktadr. Toplumsal uzlama ve ibirlii, diyalog ile mümkündür ve bunun için kesimlerin serbestçe örgüt- lenebilmeleri gerekmektedir. Örgütlenme düzeyinin düük olmas, özellikle içi kesiminin temsil gücünü zayflatrken, hükümetlerin ve sermaye kesiminin etkinliini arttrmaktadr. Bu durum ibirlii uygulamalarnn kurumsallamasn, ibirliini ve karlkl güveni sarsan sonuçlara da yol açmaktadr. Güvenceli esneklik -dier birçok konu gibi- içi-iveren arasnda sosyal diyalogla görüülmesi gereken konular arasnda yer almaktadr. Bu konuda baz ortak ilkelerin ve ortak yaklamlarn belirlenmesinin önemi bulunmaktadr. Ancak, ekonomik krizin yaand çou ülkede olduu gibi Türkiye’de de en önemli sorun, kriz ortamnda çalanlarn iinin ne olacadr. Daha fazla ve daha iyi i salamak konusunda var olan skntlar ekonomik krizle giderek zorlarken, krizden çk yolu çalanlarn hak kayplaryla bulun- maya çallmaktadr. Küresel rekabet ortamnda ulusal ekonomilerin, iletmelerin varln sürdürmesi ve büyümesi düük igücü maliyeti ve dolaysyla igücü piyasasnn daha da esnekletirilmesinde salanmak istenmektedir. Küresel rekabette baar için ekonominin sosyal politikalarla ve koruyucu i yasalaryla oluan yaps esneklik, serbestleme, kural azaltma düzenlemeleriyle deitirilmek istenmektedir. 65-75’i isizlik ödenei almaktadr. Sendikalama oran yüzde 65–75 civarnda; toplu sözleme kapsamndaki çalan oran ise yüzde 70–75 civarndadr. Ekonomik büyüme hz yüzde 3,2 ve enflasyon oran yüzde 1,1 oranndadr. 2009 igücü piyasas politikalar için ayrlan bütçe milli gelirin yaklak yüzde 4,6’s (yaklak 10,2 milyar avro) ve bu tutarn yüzde 25’i aktif ve yüzde 75’i pasif tedbirler için harcanmaktadr. Çalanlarn yaamlarn sürdürebilmek için bir ie ihtiyaçlar olduu gerçei, hayatlarn esir almamaldr. gücü piyasasnda çalanlarn sürekliliine ihtiyaç vardr ve bunun verimlilik için gerekli bir unsur olduu kabul edilmektedir. Esneklik ve güvencenin birlikte düünülmesi gerektii açktr ve sürekli istihdam edilen igücünün verimli olduu da bilinmektedir. Ancak güvenceli esnekliin “çirkin yüzü” olduu da göz ard edilmemelidir. Bu uygulama “ucuz ve kolay iten çkarma” anlamnda yaygnlama imkanna kavumamaldr. Temel yaklamn igücü maliyetini düürmek amac tad bir yapda i yasas tam zamanl iler için geçerli olmal, ii deil içiyi korumak benimsenmelidir. çiler, ilerini korumak karlnda istihdam güvenliinden vazgeçmek durumunda deildir. güvenliini üst düzeyde korumak gerekmektedir. Danimarka’da igücü piyasasnn esnek olduu, ie almann ve çkarmann kolay, igücü devrinin yüksek (yüzde 23) olduu doru bir tespit olmakla beraber isizlik ödemelerinin de yüksek olduu ve aktif igücü piyasas politikalarnn etkin biçimde uyguland gerçei de ihmal edilmemelidir. Danimarka’da isizlik sigortas ve sosyal yardmlar üst düzeydedir. sizlik ödemeleri düük ücretlilerde ücretin yüzde 90’, ortalama gelir edenlerde ücretin yüzde 60–65’i orannda olduu bilinmektedir. En yüksek ödemenin aylk 2.050 avro olduu; ödemenin dört yl sürdüü, finansmannda taraflarn pay ve bütçeden aktarlan bir kaynak bulunduu, sosyal destek ödemelerinin finansmann genel vergilerden karland, bu ödemelerin sürekli ve aile temelinde olduu ve isizlik ödeneinin yüzde 80’ni tutarnda bulunduu da dikkate alnmaldr. Esnek güvence konusunda Avrupa Birlii uygulamalar deerlenilirken ülke modellerinin iyi anlalmas, baz verilerin göz önünde tutulmas ve deerlendirmelerin buna uygun olarak yaplmas gerekmektedir. Örnein Danimarka’nn nüfusu 5,4 milyon (iktisaden faal nüfus olarak 16–66 ya aras 3,7 milyon) kiidir. gücü 2,9 milyon kii; igücüne katlm oran kadnlarda yüzde 73, erkeklerde yüzde 80 olmak üzere ortalama yüzde 78 yldr. sizlik oran yüzde 2,3; emeklilik ya 65 olup emekli olanlarn ortalama ya 62’dir. sizlerin yüzde Güvenceli esneklik konusunda düzenleme yaplrken ve bir model temel alnrken gelir ve istihdam güvencesi konusundaki uygulamalar bir bütün olarak dikkate alnmaldr. Hollanda modelinde olduu gibi, sosyal diyalogun yaps, esneklik ve güvenlik konusundaki yasal düzenleme ve bu alandaki tartmalar bir bütündür. Esnekliin igücü piyasas, i organizasyonlar ve istihdam ilikilerinde ortaya çkan biçiminde çalanlarn istihdam ve gelir güvencesi istekleri dikkate alnmaktadr. Hollanda’da sendika- lama oran yüzde 23 ve fakat toplu i sözlemesi kapsamnda olanlarn orannn yüzde 80 civarndadr. Endüstri düzeyinde sosyal diyalog toplu i anlamalaryla salanmakta ve bununla ilgili yasa 1927’de yürürlüe girmitir. ILO’nun 87 ve 98 sayl sözlemeleri yasal düzenlemelerde temel alnmaktadr. Oysa bilindii üzere Avrupa Birlii ile yürütülen müzakerelerde “sosyal politika ve istihdam” konulu 19. fasln ilk açl kriteri sendikal hak ve özgürlükler alannda yaplmas gerekli düzenlemelerdir. Müktesebata uyum konusundaki çalmalar yürütülmekle birlikte, Komisyon Tavsiyesinde de yer ald üzere, uygulama yönünde eksikler bulunmaktadr. Avrupa Birlii’nin güvenceli esneklik konusunda ortak ve uyumlu bir tutum gelitirmek üzere sözlemeye bal düzenlemelerin yeterince esnek olmas, etkin aktif igücü piyasas politikalar, kapsaml yaam boyu örenme stratejileri, modern sosyal güvenlik sistemleri hususlarnn salanmas gerektii ve bu 4 temel bileenin dikkate alnmas gerei ülkemiz örneinde beklenen yansmasn bulmamaktadr. Ülkemizdeki gelimeleri deerlendirirken igücü piyasasndaki deiim, yeniden yaplanma ve özelletirme, kuralszlatrma, merkezi hükümetlerin deien yaps, uluslararas sermaye kurulularnn ekonominin dönütürülmesindeki görüleri ve benzeri konularn etkisi dikkate alnmaldr. Uluslararas Para Fonu’nun yaklamnn deimez bir kural olarak öne sürüldüü uygulamada kamunun küçültülmesi, vergilerin azaltlmas, da açlma ve yabanc sermayenin davet edilmesi, enflasyonun düürülmesi, zorlayc düzenlemelerin kaldrlmas konusunda talepleri dayatt bilinmektedir. Ekonomik reformlardaki neo-libaral 59 model her eyi kapsamak istemektedir. Kuralszlatrma bu çerçevede esneklik konusunda atlan bir admdr. Bu yaklam, giri ve çk kolaylatrmak, çalma sözlemelerini çeitlendirmek, isizlik ödemelerini azaltmak, çalma kurallarn yeniden düzenlemek biçiminde dayatmalar gündeme tamaktadr. Esneklik konusundaki yaklam da çeitli istihdam sözlemeleri, çalma zamanlarnn düzenlenmesi, organizasyonda deiiklik, igücü maliyetini bozmak gibi unsurlarla desteklenmektedir. 60 Esnek çalmann ve organizasyondaki deiimin; çalma saatlerini artrd, gece çalma, vardiyal çalma, hafta sonu çalma, esnek düzenlemeler ve uyumlu çalma konusunda deiiklikler getirdii bilinmektedir. Sosyal korumann doru dürüst olmad bir yapda kuralszlatrma uygulanmas -az da olsa- belki i yaratmakta ve fakat daha da yoksullatrmaktadr. Ülkenin isizlik oranlarndaki artlar içilerin düük ücretle, salksz koullarda, niteliksiz ilerde çalmaya sürüklemektedir. Uluslararas Çalma Örgütü (ILO)’nün tanmlamasyla “çalan yoksullar” ekonomik kriz döneminde giderek arlaan geçim koullar ile kar karya kalmlardr. Bu olumsuz tabloya saylar giderek artan isizler de eklendiinde toplumsal huzuru tehdit eden bir yap ortaya çkmaktadr. Yaanan ekonomik kriz, bata çalanlar olmak üzere dar ve sabit gelirli kesimlerin yaama ve çalma artlarn olumsuz etkilemektedir. Çalanlarn ileri ve satnalma güçleri için kayglar giderek artmaktadr. Ekonominin sosyal politikalarla ve koruyucu i yasalaryla oluan yaps zorlanmaktadr. kurulamamtr. Sistemin yeniden tkanmas ve bu tkankl amak için yeni düzenlemeler yapma zorunluluu bunun en somut kantdr. Sosyal güvenlik sistemimizin AB standartlarna uyumlatrlmas konusunda gerekli düzenlemeler tümü ile gerçekletirilmemitir. Sosyal güvenlik sistemimizin AB standartlarna uygun ödeme ve yardmlar sunabilmesi için kaynak sorununun ülke gerçeklerine uygun bir ekilde çözüme kavuturulmas zorunludur. Krizden daha az etkilenmek ve sosyal devletin zorunlu bir ön koulu olarak, Uluslararas Çalma Örgütü (ILO) standartlarnda bir Güvencesi ie iadeyi salayacak biçimde yeniden ve öncelikle düzenlenmelidir. Kanununun yetersiz kalan i güvencesine ilikin hükümleri derhal gözden geçirilmeli, çallan süre, iyerindeki içi says gibi snrlamalar yeniden gözden geçirilmelidir. sizlik Sigortas Fonundan içilerin yararlanma koullar gelitirilmeli, bunun için fona eriim imkanlar kolaylatrlmal, fondan yararlanma süresi uzatlmal, isizlik ödenei miktar büyütülmelidir. Fon, amac dnda kesinlikle kullanlmamaldr. Türkiye’nin çalma hayatnda yaanan önemli sorunlarndan birisi de sosyal güvenlik alanndadr. Ülkenin ve çalma hayatnn koullan göz ard edilerek ve sosyal taraflarn önerileri dikkate alnmadan sosyal güvenlik reformu ad altnda yaplan düzenlemeler hiçbir zaman amacna ulamam, aktüeryal dengeler Krizi aabilmenin önemli hususlarndan birisi de kayt d ekonominin kayt altna alnmas zorunluluudur. Vergi ve sigorta gelirlerinde azalmaya, iletmeler arasnda rekabet koullarnda eitsizlie, çalanlar açsndan kötü çalma koullarna ve sosyal güvenceden yoksunlua neden olan kaytd ile mücadeleden bu dönemde de vazgeçilmemelidir. Çalma yaamn düzenleyen kurallar demokratik toplumun varln belirleyen en açk kriterdir. Sivil toplum örgütlenmesine Anayasa ve ona bal olarak çkarlan yasalar düzeyinde getirilen kstlamalar, Türkiye’de siyasal ve sosyal dengelerin salkl biçimde olumasna engel olmaktadr. çi hak ve özgürlükleri ile ilgili yasal düzenlemelerle getirilen ve çou Uluslararas Çalma Örgütü (ILO)’nün evrensel normlarna aykr olan kstlamalarn ortadan kaldrlmas ve ülkemizce onaylanan ILO sözlemelerinin iç hukuk kurallarna yanstlmas çalma hayatnn bir öncelikli konusu olarak önümüzde durmaktadr. Krize Kar Emek Masas Temmuz 2009 Raporu Türk Metal Petrol- 2008 yl ve Ocak-Haziran 2009 sonu itibariyle, toplam 22. 989 içi iten çkarlm, ayrca 21.768 içi de ücretsiz izine ayrlmt. Bu rakamlara ek olarak, Temmuz 2009’da 53 içi daha iten çkarld, 1.314 içi de ücretsiz izne ayrld. Sonuç olarak toplam 23 bin 42 içi iten çkarld, toplam 23 bin 8 içi ücretsiz izine gönderildi. Ayrca yalnz Temmuz aynda 100 içi de yarm ücretli çalmaya tabi tutuldu. Nisan 2009 sonu itibariyle, toplam olarak 613 içi iten çkarlmt. Mays aynda Polimer stanbul’dan 7, Basf Türk’ten 1, Polifen Gebze’den 18, Avdaysa Adana’dan 39, hell Kocaeli’den 5 içi olmak üzere toplam 70 içi daha iten çkarld. Pimsa Direksiyon’ dan 25, Kocaeli hell’den 6 içinin daha iten çkarlmasyla Haziran ay sonu itibariyle iten çkarlanlarn says 714 içiye ulat. Ayrca 707 içi de ücretsiz izine çkarld. Temmuz 2009 aynda, Antalya Novamed’de 7, Polimer Kauçuk’ta 1, Adana Aartenius’ta 4 içi olmak üzere, toplam 12 içi daha iini kaybettir. Temmuz 2009 itibariyle genel toplam olarak 726 içi iinden oldu. Teksif 2008 yl ve Ocak-Haziran 2009 sonu itibariyle, toplam 4.343 içi iinden olmutu. Temmuz 2009’da Uak’ta 27, Bursa’da 13, stanbul Avclar’da 6 olmak üzere toplam 62 içi iinden oldu. Yine Bursa ubesine üye 37 içiye de ksa çalma ödenei uyguland. Ayrca, toplam 7568 içi de ücretsiz izine çkarld. Temmuz 2009 sonu itibariyle, genel toplam olarak 4405 içi iinden oldu, 7568 içiye ücretsiz izin uyguland, 37 içi de ksa çalma kapsamna tabi tutulmutur. Çimse- Haziran 2009 sonu itibariyle, toplam 8.610 içi iten çkarld. Ayrca, Haziran 2009’da, zmir Tamsa Seramik ten 39, Denizli Cam’dan 17 olmak üzere, önceki aylara 56 içi eklenmesiyle 12.536 içi ücretsiz izine çkarld. Temmuz 2009 aynda önemli bir sorun olmad. Genel Maden- Haziran 2009 sonu itibariyle 1.605 içi iinden çkarld. Temmuz 2009’da ise 111 içinin iinden olmasyla, iten çkarlanlarn says 1.716’ya ulat. Dokgemi- Haziran 2009 sonu itibariyle, 1.300 içi iten çkarld. Kayt d iten çkarmalarn da eklenmesiyle, yaklak 12 bin içi iinden oldu. Temmuz 2009 aynda önemli bir sorun olmad. Aaç- Haziran 2009 sonu itibariyle, Foça Sunta’da 9, Vezir Aaç’ta 8, Domsan’da 37 içi olmak üzere toplam olarak 248 içi iinden oldu. Temmuz 2009’da önemli bir sorun yaanmad. Tekgda- Deri- Pepsi’de 17, Mey’de 15, Tat’ta 11 olmak üzere toplam 43 içi iten çkarlmt. ubat 2009’da 23 içi, karlkl mutabakatla, anlaarak iten çkarlm, tazminatlarn almlard. yerleri, yarm ücretli olarak çalmalarna devam ediyor. Haziran sonunda toplam 77 içi iten çkarld. Mart 2009 sonu itibariyle Samsun ve Tokat’a ait Tekel bölümünden 61 içinin iine son verildi. Temmuz 2009 aynda Tari Pamukya Kombinas zmir Fabrikasndan 6 içinin daha iten çkarlmasyla, genel toplam olarak 83 içi iinden oldu. Haziran 2009 sonu itibariyle, Akko’da 56, Kopuzlar’da 10, ahinolu’da 30, Sepetçiler’de 15, Ata San’da 100, Al’da 10, Desa’da 25, Uygun’da 20 içi olmak üzere toplam 266 içi iten çkarld. Temmuz 2009 aynda sorun olmad. mt. Mays 2009 aynda Gebze’de 6 içi daha iten çkartld. Toplam olarak 160 içi iten çkarld. Temmuz 2009’da sorun yaanmad. Selüloz- Denta Kat’ta 100, Viking Kat’ta 32 olmak üzere toplam 132 içi iten çkarld. Temmuz 2009’da aynda önemli bir sorun olmad. Tarm- 10 içi sendikal olduu için ve kriz bahane edilerek iten çkarld. Temmuz 2009’da önemli bir sorun olmad. TGS ATV ve Sabah gazete ve dergi guruplarnn bal olduu Turkuvaz irketi’nden ubat 2009’da 42 içi iten çkarlmt. Haziran 2009’da Halk TV’den 4, Anadolu Ajans’ndan 1, Cumhuriyet’ten 5 içi olmak üzere, toplam 10 TGS üyesi iten çkarld. Ayrca TGS üyesi olmayan Kanal A’dan 5, Y. Akdeniz TV’den 3, Dardanel Medya’dan 2 olmak üzere toplam 10 içi daha iini kaybetti. Toplam olarak 52 içi iinden oldu. Temmuz 2009’da önemli bir sorun yaanmad. Türkiye Maden- Divrii Sivas’ta 3’ü sendikal olmak üzere, toplam 7 içi iten çkarld. Temmuz 2009’da sorun olmad. Genel Sonuç 2008 ylnn son 3 ay ile 2009 ylnn Ocak-Haziran ayn kapsayan bu dönemde, toplam 40.509 içi iinden oldu, 43.026 içi de ücretsiz izne gönderildi. Temmuz 2009’da 246 içinin daha iten çkarlmasyla, genel toplam olarak, 40.755 içi iten çkarld. Basn- Ücretsiz izine çkarlanlarn says da, toplam 43.026 içiyken, Temmuz 2009’da, 1.314 içinin daha eklenmesiyle, 44.340 içiye ulat. Nisan 2009 sonu itibariyle dönemsel olarak Umur Matbaaclk’ta 80, Akademi Ofset’te 50 ve dier iyerlerinden 24 içinin iten çkarlmas ile toplam 154 içi iinden olmutu. Ayrca 50 içi de ücretsiz izine çkarl- Ayrca sadece Haziran 2009 aynda, Türk Metal Sendikas’na üye 100 içi de ksa süreli ve yarm ücretli zorunlu izine çkarlm, Teksif Sendikas’ndan 37 içi ksa çalma ödenei kapsamna alnd. 61 Uluslararas Sendikal Hareket Üçüncü G-20 Zirvesi L ondra’da düzenlenen ikinci G-20 Zirvesi; sendikalarn youn talepleri üzerine, Uluslararas Çalma Örgütü’nden (ILO) dier örgütlerle birlikte çalarak krize kar atlan admlar ve gelecekte atlmas gereken admlar deerlendirmesini istedi. Bu talebin sonunda, bu yl düzenlenen Uluslararas Çalma Konferans’nda “Küresel Pakt” kabul edildi. 62 Pakt, insan onuruna yakr i gündemini ve ILO Sosyal Adalet Deklarasyonu’nu temel alan bir ekonomik iyileme salanabilmesi için küresel düzeyde üçlü yapnn görülerini ortaya koyuyor. Toplu talep artlarna ve deflasyona yol açan ücret sarmallarnn ve çalma koullarnn engellenmesine olan ihtiyaç dorultusunda, her düzeyde üç tarafl görümelerin, sosyal diyalogun ve toplu pazarln önemini vurgulayan Pakt, altyap gelitirme, isizlere yardm, eitim ve beceri kazandrma, asgari ücretin gözden geçirilmesi, içi haklarnn tannmas, sosyal koruma ve kaliteli kamu hizmetlerinin salanmas gibi kamuda i yaratma plan ve projelerinin önemini vurguluyor. Bu çerçevede Pakt içi, iveren ve hükümetler için önemli bir araç nitelii tayor. Ayrca, 12 Haziran günü Berlin’de G-20 Sherpa’lar toplants yapld. Burada, G-20 Zirvesince desteklenen “Sürdürülebilir Ekonomik Aktivite çin Küresel Sözleme” tartld. Uluslararas çalma standartlarnn ticaret, para ve yatrm düzenleyen hukuki belgeler içerisinde yerini alabilmesi için Sözlemenin bir olanak yaratmas bekleniyor. Sözleme ile ilgili devam eden çalmalar destekleyen G-20, bu amaca yönelik Pittsburg’da gerçekletirilecek üçüncü G-20 Zirvesine taslak rapor hazrlamak üzere bir çalma gurubu oluturdu. Bu gelimelerin ardndan üçüncü kez düzenlenecek olan Küresel Ekonomik ve Mali Kriz konulu G20 Liderler Zirvesi 24-25 Eylül 2009 tarihlerinde Amerika’da gerçekletirilecek. Bu toplantnn hemen öncesinde ise G-20 ülkelerini temsil eden sendika liderlerinin bir araya gelecei G-20 Sendika Liderler Zirvesi yaplacak. Sendikalar Zirvesine Türkiye içi hareketini temsilen TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu katlacak. Sendikal Hareket G-20 Zirvesinin i ve istihdam zirvesi olmasn, eitsizlikleri ve yoksulluu ortadan kaldrmasn isteyecek. Sendika Liderleri Amerika’da eski ABD Bakan Yardmcs ve klim Koruma ttifak Bakan Al Gore’un Pittsburg’da G-20 Zirvesi vesilesiyle düzenleyecei etkinlie katlacak. Liderler, G-20 Zirvesine katlan ILO, IMF, DB, WTO gibi dier uluslararas örgüt bakanlar ile görüecek. Ayrca, ABD Bakan Barack Obama yaplmas planlanan görümenin de kesinletirilmesi üzerine çalmalar devam ediyor. Dünya nsan Onuruna Yakr Günü 22 Haziran 2009 tarihinde gerçekletirilen ITUC cra Kurulu; tüm üye örgütlere, 7 Ekim “nsan Onuruna Yakr Günü” kapsamnda etkinlikler düzenlemeleri için çar yapt. ITUC, geçen yl 130 ülkede gerçekletirilen 600’den fazla etkinlikle yakalanan baarnn bu yl almasn istiyor. ITUC, yaanan küresel kriz ve neden olduu i ve ücret kayplar dikkate alndnda, bu yl gerçekletirilecek Dünya Gününün daha fazla önem kazandn belirtti. ITUC bu nedenle sendikalarn taleplerin, gündeme getirmek ve insanlara hizmet eden yeni bir küresel ekonomi ina edebilmek için tüm dünyada sendikal hareketin harekete geçmesini istedi. Sendika örgütlerinin “Dünya nsan Onuruna Yakr Günü” için planlad etkinlikler ve konuyla ilgili gelimeler www.wddw.org web sitesinden izlenebilir. Ura GÖK [email protected] ILO-IFC Birliktelii: “Daha yi ” “Daha yi ” Uluslararas Çalma Örgütü (ILO) ve Dünya Bankas bileenlerinden birisi olan Uluslararas Finans Kurumu-IFC arasnda oluturulmu yegane ortaklk olarak tanmlanyor. Bu program küresel tedarik zincirlerinde çalanlarla ilgili uygulamalarn ve rekabet edebilirliin ge- litirilmesi amacyla Austos 2006’da balatld. “Daha yi ” program temel ILO Çalma Standartlar ve ulusal i kanunlar çerçevesinde kendi standartlarn gelitirmeleri için iletmeleri destekliyor. Program pek çok alcnn tedarikçilerinden çalma standartlarna uymalarn istedii küresel piyasalarda ayakta kalmalar için iletmelere yardmc olmay amaçlyor. Çalma standartlarn gelitirmenin kalite ve verimlilik art yarataca, böylece iletmelerin rekabet güçlerini artrmalarna yardmc olabileceinden hareketle; “Daha yi ” program, ülke düzeyinde proje ve küresel araçlar gelitiriyor. IMF, Dünya Bankas Yllk Toplantlar stanbul’da H er üç ylda bir Amerika dnda düzenlenen IMF ve Dünya Bankas yllk toplants 6-7 Ekim 2009 tarihlerinde stanbul’da gerçekletirilecek. 6-7 Ekim öncesinde çeitli sivil toplum örgütlerinin de katlaca seminerler ve toplantlar düzenlenecek. Türkiye ilki 1955 ylnda ve ikincisi bu yl olmak üzere ikinci kez bu toplantya ev sahiplii yapacak. Böylece Türkiye, bu toplantlara ikinci kez ev sahiplii yapan ilk ülke olacak. Yllk toplantlarda küresel konular görümek üzere ülkelerin merkez bankalar yöneticileri, maliye ve kalknma bakanlar, özel sektör temsilcileri, akademisyenler bir araya geliyor. stanbul’da gerçekletirilecek toplantda ana tema ekonomik kriz ve özellikle gelimekte olan ülkelere etkisi, ekonomik kalknma, yoksulluun giderilmesi ve yardmlarn etkinletirilmesi olacak. IMF ve Dünya Bankas’nn gelecek için yol haritasn belirleyecei bu tarihlerde ulusal ve uluslararas sendikal örgütler de adil bir küresel ekonomi ve insan onuruna yakr i taleplerini çeitli etkinliklerle dile getirecekler. Nükleer Silahszlanma Kampanyas U luslararas Sendikalar Konfederasyonu ITUC’nin düzenledii kampanya dünyay nükleer silahlardan arndrmak için bilinç ve kamuoyu basks oluturmay amaçlyor. ITUC’nin verdii bilgiye göre u an dünyada var olan yaklak 24 bin nükleer silah 1945 ylnda Hiroima’ya atlan atom bombasndan 400 bin kat fazla ykc güce sahip. Yllardr nükleer silah kapasitesine sahip Çin, Fransa, Rusya, ngiltere ve ABD’nin yan sra Kuzey Asya, Güney Asya ve Ortadou’da çirilmek suretiyle nükleer silah kullanlmas olasl giderek artyor. dier baz ülkeler de bu kapasiteye ulat veya ulamak üzere. Bir ülke tarafndan veya teröristlerce ele ge- En fazla nükleer silahn yer ald arena olan ABD ve Rusya arasnda silah azaltma görümelerini ümit verici bulan ITUC, uluslararas topluma daha fazla görev dütüünün altn çizerek kollar svad. ITUC’nin düzenledii kampanya’ya www. ituc-csi.org/peace sitesi aracl ile katlmak mümkün. TÜRK-, verdii destek çerçevesinde tüm üye sendikalarn gönderdii bir genelge ile kampanya hakknda bilgilendirdi. 63 64 Ev lerinde Ücretli Çalma Hülya UZUNER Kadn çiler Uzman [email protected] D eien üretim ilikileri ve istihdam yapsna bal olarak kadnlarn igücüne daha fazla katlmalar ile birlikte deien geleneksel aile yaps yeni sosyal sorunlar da beraberinde getirmitir. Kadnlarn çalma hayatnda daha fazla yer almasyla, i ve aile hayatn bir arada götürmeye çalmas daha da güç hale gelmitir. Ev ileri, hasta, yal ve çocuk bakm gibi sorumluluklar kadnn görevi olarak görüldüünden, kadn daha fazla ypranmakta ve srtna binen yükle fiziksel ve ruhsal çöküntüye uramaktadr. Bu durum, çocuk, hasta ve yal bakm, temizlik gibi ev ilerinde çalanlarn saysnda geçmiten günümüze arta neden olmaktadr. Çalan kadnlarn sorumluluklarn aza indirgemek amacyla ev ilerine yardmc olacak kiilere günümüzde daha çok ihtiyaç duyulmaya balanmtr. Bu durum her iki taraf içinde bir kazanç olarak görülse de, yardmc konumda çalanlar açsndan aslnda kazanç deil kayptr. Ev ilerinde çalanlarn saysnn tespiti zor olmakla beraber, yüksek olduu bilinmektedir. Yardmc konumda çalanlar görünmez igücü olarak karmza çkmakta ve bu çalanlarn büyük çounluu istismar edilmektedir. Ülke genelinde yaygnlamakta olan bu çalma biçimi özellikle baz ülkelerde ucuz kadn igücünün evlerde istihdamn da beraberinde getirmitir. Ev ilerinde ücretli çalanlarn ücretlendirme, çalma saatleri vb çalma koullarndan kaynak- lanan farkllklar yaanrken, ayn zamanda dardan getirilen ucuz igücünün temel hak ve özgürlüklerini de içeren ihlallerle kar karya kaldklar görülmektedir. Özellikle kadnlarn youn olduu bu ilerde çalanlar, düük ücret alma, sosyal güvenlik kapsam dnda çalma, cinsel taciz, zorla çaltrma ve fazla çaltrma gibi uygulamalara maruz kalmaktadr. Çou ülkede bu konuda bir yasal düzenleme veya denetim mekanizmas bulunmamaktadr. Buna karn sendikalar, son dönemde söz konusu sektörlerde çalanlarn yaam koullarn iyiletirmek yönelik daha youn bir çalma içerisindedir. Avrupa çi Sendikalar Konfederasyonu (ETUC), 2005 ylnda Avrupa Birlii ülkeleri ile “Avrupa’da ev ilerinde çalanlarn örgütlenmesi ve korunmas, sendikalarn rolü” konulu uluslararas bir konferans düzenlemitir. Konferansta, ev ilerinde çalmann Avrupa’da hzla artan ekonomik sektörlerden biri olarak görüldüü tespitinde bulunulmutur. Ev ilerinde istihdamn, çalma ve aile hayatnn kombine edilmesinde büyük önem kazand, özellikle çalan kadnlarn çocuk, yal ve hasta bakmnda yaad skntlarn almasnda önemli olduu belirtilmitir. stihdam edilenlerin birçounun ise kadn, göçmen, illegal ya da kaytsz olduu vurgulanmtr. Bu tarz istihdam edilen içilerin örgütlenmesi oldukça zordur. Sendikalarn bu içilere ulamas kolay deildir, ancak bu konuda yaplm iyi ülke örneklerinin kendi ülke koullarna göre uyarlanp uygulanmas gerekmektedir. ETUC, bu giriimle amaçlarn dile getirmitir. Bunlar ksaca sralayacak olursak; – Evinde çocuu, hastas ve yals olan ailelerin destee ihtiyaç duymasndan dolay, bu kaçnlmaz hizmetlerin salanmas için milyonlarca görünmez içi istihdam edilmektedir. Bu içilerin durumlar ve ihtiyaçlar konusunda sendikalarn duyarllnn artrlmas, – Avrupa hane halknn ev ilerinde ücretli çaltrma hizmetlerinde artan gereksinimlerin ve göçün kadnlar arasnda yaygnlamas konularnn aydnlatlmas; kadn ve genç kzlarn bu hizmetlerde kötü amaçl kullanlmas gibi uygulamalarn belirlenmesi, – Sendikalarn igücü piyasasnda atipik gruplara ulaabilmesi için gereksinimler dikkate alnarak, bu tarz istihdam edilen içilerin örgütlenmesine yönelik stratejiler ve yöntemlerin gelitirilmesi; – Sendikalar ve NGO’lar arasnda konu ile ilgili iyi örneklerin ve deneyimlerin paylalmas, – Ev ilerinde ücretli çalanlarn istihdam koullarnn korunmas ve sosyal güvenlik emsiyesine dâhil edilmesi için toplu pazarlk yollarnn yaratlmas gibi sendikal araçlarn gelitirilmesi. ETUC konferans raporunda “sendikal hareket içerisinde ev ilerinde çalma konusu neden büyük önem tamakta?” sorusu yer almtr. Ev ilerinde çalma çok önemli bir konu olmasna ramen, sendikal hareket içerisinde her zaman tam anlalamamakta ve yer almamaktadr. Konu irdelenirken, sadece ev ilerinde çalanlarn nasl örgütlenmesi ve korunmas gerektii sorusuyla snrl kalnmaktadr. Oysaki ev hizmetlerinin örgütlenmesini en uygun koullarda nasl yapacaz sorusu da sorgulanmaldr. ETUC’un konferans öncesinde üyelerine göndermi olduu anketin sonuçlarna göre, Avrupa Birlii ülkeleri arasnda farkllklar olduu ortaya çkmtr. Birçok Kuzey Avrupa ülkesi, “biz bu konuyu bilmiyoruz, ülkemizde böyle bir sorun yaanmamaktadr” diye yantlarken, birçok Güney Avrupa ülkesi ise ev ilerinde çalmann mevcudiyeti ve saysndaki art ile ilgili kapsaml bir rapor göndermitir. Bu basklar altnda sendikal hareketin iki alternatifi vardr: bunlardan biri, azalan geleneksel standart içi grubunu sadece korumak ve savunmaktr. Dieri ise igücü piyasasndaki tüm bu yeni gruplar ortaya çkarmak ve onlara ulamaktr. Bu durumda sendikalarn yeni gruplar ortaya çkarmas hedeflenmelidir. Konferans sonuç raporunda sendikal eylem için birtakm önerilerde bulunulmutur: ETUC; – Ev ilerinde çalma konusunda bir çalma gurubu veya bir komite oluturmal, – Avrupa Üye Devletleri arasnda ev ilerinde ücretli çalanlarn haklar üzerine kesin bilgi ve benzerlikleri aratrmal, – Üye Devletlerdeki birlikler arasnda daha fazla bilgi ve somut örneklerin akn salamal, – Göçmen içi birlikleriyle ortaklk yapmal ve NGO’lara destek vermeli, – Avrupa çats altndaki göçmen içilere haklar konusunda bilinçlendirme çalmas yapmal, – Ev ilerinde ücretli çalanlarn haklar üzerine eitim frsatlar gelitirmeli. 65 Ulusal sendikalar; – Ev ilerinde ücretli çalma ve bu tarz ilerde istihdam edilenler konusunda daha kapsaml düünmeli ve bu konuyu sendikal konu içerisine dâhil etmeli, – Ev ilerinde ve kayt d çalanlar için mevcut i yasasn kullanmaya çalmal, – stihdam yapsn güçlü politikalarla gelitirmeli, – Bireyler ve ev ilerinde ücretli çalanlar arasnda kullanlacak bir istihdam sözlemesi gelitirmeli, Uluslararas (ILO); 66 Çalma Örgütü – Ev ilerinde ücretli çalan içilere yönelik güçlü bir ILO Sözlemesi oluturmal, – Ev ilerinde ücretli çalan içilerle ilgili ITUC ile ortak çalmalar yapmal. Göçmen içi gruplaryla görümeler salamal ve sendikalarn ulusal hükümetleriyle bu konu üzerine lobi yapmasn tevik etmelidir. Uluslararas Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ve ETUC, ILO’dan ev ilerinde çalp temel hak ve özgürlüklerden faydalanamayan birçok emekçinin insan onuruna yarar i koullarnda çalabilmesine yönelik bir sözleme ve tavsiye karar çkarmasn talep etmitir. Bu balamda ILO, Avrupa’da hala yeterli düzenlemelerden uzak olan ev ilerinde ücretli çalma konusunda uluslararas standartlarn kabulü olasln 2010 ylnda düzenleyecei konferansta görüecektir. ILO, ETUC’un mevcut rapo- rundan faydalanmasnn yan sra üyelerine göndermi olduu son anketin sonuçlarn da deerlendirip, ev ilerinde ücretli çalanlarn insan onuruna yarar i koullarnda çalmasna yönelik olarak bir sözleme ve tavsiye karar çkaracaktr. Bu konuda uluslararas standartlarn gelitirilmesi, herkes için insan onuruna yarar iin tevikinde önemli bir aç kapatacaktr. Ülkemizde de says belli olmamakla beraber ev ilerinde ücretli çalanlarn orannn yüksek olduu bilinmektedir. Türkiye’de ev ilerinde ücretli çalanlar ne yazk ki Kanunu kapsamnda yer almamaktadr. TÜRK-, ev ilerinde ücretli çalanlarn, Kanunu emsiyesine alnmas ve tüm haklardan yararlanmas gerektiini belirtmektedir. Celal TOZAN TÜRK- Sosyal Güvenlik Danman [email protected] Soru ve Cevaplarla Yallk Sigortasndan Salanan Yardmlar Yallk sigortasndan salanan yardmlar nelerdir? Yallk sigortasndan salanan yardmlar; Oyallk ayl balanmas, Oyallk toptan ödemesi yaplmasdr. Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu’na göre yallk aylna (emekli aylna) hak kazanmann koullar nelerdir? Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu’na göre ilk defa 30 Nisan 2008 (hariç) tarihinden sonra sigortal olan; Kadnn 58, erkein 60 yan doldurmas, kendi adna ve hesabna bamsz çalanlarn en az 9000 gün, hizmet akdi ile çalanlarn (içilerin) ise en az 7200 gün malullük, yallk ve ölüm sigortalar primi bildirilmi olmas arttr. Yukarda belirtilen ya artlar; 01.01.2036 ilâ 31.12.2037 tarihleri arasnda kadn için 59, erkek için 61, 01.01.2038 ilâ 31.12.2039 tarihleri arasnda kadn için 60, erkek için 62, 01.01.2040 ilâ 31.12.2041 tarihleri arasnda kadn için 61, erkek için 63, 01.01.2042 ilâ 31.12.2043 tarihleri arasnda kadn için 62, erkek için 64, 01.01.2044 ilâ 31.12.2045 tarihleri arasnda kadn için 63, erkek için 65, 01.01.2046 ilâ 31.12.2047 tarihleri arasnda kadn için 64, erkek için 65, 01.01.2048 tarihinden itibaren ise kadn ve erkek için 65, olarak uygulanacaktr. 9000 gün prim ödemi olan kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalan sigortal ile 7200 gün prim ödemi olan içi sigortalnn emekli ayln hak etmeleri için yllar itibariyle kademeli olarak belirlenen yalar da doldurmalar gerekiyor mu? Sigortallar yallk ayln hak etmek için ön görülen prim gün saysn tamamladklar ylda geçerli olan ya doldurunca emekli ayln hak edeceklerdir. Örnein içi statüsünde çalan sigortal, yallk ayln hak etmek için gerekli olan 7200 gün malullük, yallk ve ölüm sigortas primini en geç 2035 yl sonuna kadar tamamlam ise kadn 58 yan, erkek 60 yan doldurduu tarihte emekli ayln hak edecektir. Eer 7200 prim gün saysn 1 Ocak 2008 ila 31 Aralk 2039 yllar arasnda tamamlarlar ise kadn 60, erkek 62 yan doldurduu tarihte emekli ayln hak edecektir. Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalan sigortalnn 9000 günden az, içi statüsünde çalan sigortalnn ise 7200 günden az malullük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödemeleri halinde de emekli aylklar balanacak m? 5400 gün malullük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödemi olan sigortalnn, emeklilik için kuruma bavurduu tarihte geçerli olan ya haddine üç yl ilave edilecek 67 ya doldurmu ise emekli ayl balanacaktr. Ancak üç yl ilavesi ile hesaplanacak emeklilik ya 65’ten fazla olmayacaktr. Örnein 1 Ocak 2040 ilâ 31 Aralk 2041 tarihleri arasnda 5400 gün malullük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödemi olan kadn sigortal 64, erkek sigortal 65 yan doldurmu ise emekli aylklar balanacaktr. Ancak 5400 günlük süre; O30 Nisan 2008 tarihi ile 31 Aralk 2008 tarihleri arasnda ilk defa sigortal olanlar için 4600 gün olarak, O1 Ocak 2009 tarihinden itibaren sigortal saylanlar için ise 5400 günü geçmemek üzere her takvim yl banda 4600 güne 100 gün eklenmek suretiyle uygulanacaktr. 30 Nisan 2008 tarihinden önce sigortal olanlar hangi mevzuat hükümlerine göre emekli ayln hak edecekler? 30 Nisan 2008 tarihinden önce sigortal olanlardan; Oiçiler Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre (geçici md. 81), 68 Otarm ilerinde hizmet akdi ile süreksiz olarak çalanlar Tarm çileri Sosyal Sigortalar Kanununa göre (geçici md. 2), OKendi adna ve hesabna bamsz olarak çalanlar ile tarmda kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalanlar Ba-Kur Kanununa göre (35, geçici md. 10) Tablo 1 SGORTALILIK SÜRESNN BALANGICI Sigortallk Süresi Ya Gün Says 09.09.1981 - 23.05.1984 20 40 5000 24.05.1984 - 23.05.1985 20 41 5000 24.05.1985 - 23.05.1986 20 42 5075 24.05.1986 - 23.05.1987 20 43 5150 24.05.1987 - 23.05.1988 20 44 5225 24.05.1988 - 23.05.1989 20 45 5300 24.05.1989 - 23.05.1990 20 46 5375 24.05.1990 - 23.05.1991 20 47 5450 24.05.1991 - 23.05.1992 20 48 5525 24.05.1992 - 23.05.1993 20 49 5600 24.05.1993 - 23.05.1994 20 50 5675 24.05.1994- 23.05.1995 20 51 5750 24.05.1995 - 23.05.1996 20 52 5825 24.05.1996 - 23.05.1997 20 53 5900 24.05.1997 - 23.05.1998 20 54 5975 24.05.1998 - 23.05.1999 20 55 5975 24.05.1999 - 08.09.1999 20 56 5975 Tablo 2 emekli aylklarn hak edeceklerdir. Gerek içi statüsünde çalmas gerekse kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmas nedeniyle 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortal olanlar yukarda parantez içinde belirtilen geçici maddelerle düzenlenen kademeli emeklilik artlarn yerine getirdiklerinde ayla hak kazanacaklardr. 8 Eylül 1999 tarihinden önce içi statüsünde sigortal olan kadnlarn, sigortallk balangç tarihlerine göre kademeli emeklilik yalar ve prim gün saylar (Tablo 1) 8 Eylül 1999 tarihinden önce içi statüsünde sigortal olan erkeklerin, sigortallk balangç tarihlerine göre kademeli emeklilik yalar ve prim gün saylar (Tablo 2) 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortal olan içi statüsündeki kadn sigortallarn, sigortallk balangçlarna göre 15 yl sigortallk süresini doldurup, 3600 gün prim ödeyerek emekli olabilmeleri için kuruma emeklilik bavurusunda bulunduklar tarihte doldurmu olmalar gereken yalar (Tablo 3) EMEKLLK ÇN BAVURDUU TARHNDEK EN AZ SGORTALILIK SÜRESNN BALANGICI EMEKLLK ÇN BAVURDUU TARHNDEK EN AZ Sigortallk Süresi Ya Gün Says 09.09.1976 - 23.05.1979 25 44 5000 24.05.1979 - 23.11.1980 25 45 5000 24.11.1980 - 23.05.1982 25 46 5075 24.05.1982 - 23.11.1983 25 47 5150 24.11.1983 - 23.05.1985 25 48 5225 24.05.1985 - 23.11.1986 25 49 5300 24.11.1986 - 23.05.1988 25 50 5375 24.05.1988 - 23.11.1989 25 51 5450 24.11.1989 - 23.05.1991 25 52 5525 24.05.1991 - 23.11.1992 25 53 5600 24.11.1992 - 23.05.1994 25 54 5675 24.05.1994- 23.11.1995 25 55 5750 24.11.1995 - 23.05.1997 25 56 5825 24.05.1997 - 23.11.1998 25 57 5900 24.11.1998 - 08.09.1999 25 58 5975 Tablo 3 EMEKLLK ÇNN BAVURDUU TARHNDEK EN AZ SGORTALILIK SÜRESNN BALANGICI Sigortallk Süresi Ya Gün Says 23.05.2002’den önce 15 50 3600 24.05.2002 - 23.05.2005 15 52 3600 24.05.2005 - 23.05.2008 15 54 3600 24.05.2008 - 23.05.2011 15 56 3600 24.05.2011 - ------- 15 58 3600 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortal olan içi statüsündeki erkek sigortallarn, sigortallk balangçlarna göre 15 yl sigortallk süresini doldurup, 3600 gün prim ödeyerek emekli olabilmeleri için kuruma emeklilik bavurusunda bulunduklar tarihte doldurmu olmalar gereken yalar (Tablo 4) Tablo 4 SGORTALILIK SÜRESNN BALANGICI EMEKLLK ÇN BAVURDUU TARHNDEK EN AZ Sigortallk Süresi Ya Gün Says 23.05.2002’den önce 15 55 3600 24.05.2002 - 23.05.2005 15 56 3600 24.05.2005 - 23.05.2008 15 57 3600 24.05.2008 - 23.05.2011 15 58 3600 24.05.2011 - 23.05.2014 15 59 3600 24.05.2014’den sonra 15 60 3600 Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmas nedeniyle sigortal olanlardan (Ba-Kur’a tabi olanlardan), 1 Ekim 1999 tarihine kadar 15 tam yl prim ödeme süresini tamamlamam kadn ise 50, erkek ise 55 yan doldurmam olanlarn emekli ayln hak edecekleri yalar (Tablo 5) Tablo 5 01.10.1999 tarihinde emekliliine kalan süre 2-4 Yl arasnda olanlar 4-6 Yl arasnda olanlar 6-8 Yl arasnda olanlar 8-10 Yl arasnda olanlar 10 Yldan fazla olanlar Kadn 51 52 53 54 56 YA Erkek 56 56 57 57 58 PRM ÖDEME SÜRES 15 Yl 15 Yl 15 Yl 15 Yl 15 Yl Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmas nedeniyle sigortal olanlardan (Ba-Kura tabi olanlardan), 1 Ekim 1999 ile 1 Haziran 2002 tarihleri arasnda kadn ise 20, erkek ise 25 tam yl prim ödeme süresini doldurmam olanlarn emekli ayln hak edecekleri yalar (Tablo 6) Tablo 6 01.06.2002 tarihine kadar kadnn 20, erkein 25 tam yl prim ödemesine KADIN ERKEK 2 Tam yldan fazla 3 tam yl ve az kalan 41 45 3 Tam yldan fazla 4 tam yl ve az kalan 43 46 4 Tam yldan fazla 5 tam yl ve az kalan 45 48 5 Tam yldan fazla 6 tam yl ve az kalan 47 50 6 Tam yldan fazla 7 tam yl ve az kalan 48 51 7 Tam yldan fazla 8 tam yl ve az kalan 49 52 8 Tam yldan fazla 9 tam yl ve az kalan 50 53 9 Tam yldan fazla 10 tam yl ve az kalan 51 54 10 Tam yldan fazla 52 56 Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmas nedeniyle sigortal olanlardan (Ba-Kur’a tabi olanlardan), 1 Haziran 2002 tarihine kadar kadn ise 20, erkek ise 25 tam yl prim ödeme süresini doldurmam olanlarn emekli ayln hak edecekleri yalar (Anayasa Mahkemesi tarafndan 4447 sayl kanunun ilgili maddesinin iptal edilmesinden sonra yaplan düzenlemeye göre). 1 Haziran 2002 tarihi itibariyle emeklilik için kadnn 20 tam yllk erkein 25 tam yllk prim gün saysn tamamlamasna (Tablo 7) 8 Eylül 1999 ila 30 Nisan 2008 tarihleri arasnda ilk defa sigortal olanlardan: Oiçi statüsünde çalanlar, kadn ise 58, erkek ise 60 yan doldurmak ve 7000 gün malûllük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödemi olmak artyla veya kadn ise 58, erkek ise 60 yan doldurmak ve 25 yldan beri sigortal bulunmak ve en az 4500 gün malûllük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödemi olmak artyla yallk aylndan yararlanacaktr. OTarm ilerinde hizmet akdi ile süreksiz olarak çalanlar, kadn ise 58, erkek ise 60 yan doldurmak ve on be yldan beri sigortal olup 3600 gün malûllük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödemek artyla yallk aylndan yararlanacaktr OKendi adna ve hesabna bamsz çalanlar, kadn ise 58, erkek ise 60 yan doldurmu ve 25 tam yl sigorta primi ödemi olmas veya kadn ise 60, 69 Tablo 7 KADIN 2 tam yl veya daha az ERKEK EMEKLLK YAI 40 2 tam yl veya daha az 44 41 3 yl 6 ay veya daha az 45 3 tam yldan fazla, 4 tam yl veya daha az 42 3 yl 6 aydan fazla, 5 tam yl veya daha az 46 4 tam yldan fazla, 5 tam yl veya daha az 43 5 yldan fazla, 6 yl 6 aydan veya daha az 47 5 tam yldan fazla, 6 tam yl veya daha az 44 6 yl 6 aydan fazla, 8 tam yl veya daha az 48 6 tam yldan fazla, 7 tam yl veya daha az 45 8 tam yldan fazla, 9 yl 6 ay veya daha az 49 7 tam yldan fazla, 8 tam yl veya daha az 46 9 yl 6 aydan fazla, 11 tam yl veya daha az 50 8 tam yldan fazla, 9 tam yl veya daha az 47 11 tam yldan fazla, 12 yl 6 ay veya daha az 51 9 tam yldan fazla, 10 tam yl veya daha az 48 12 yl 6 aydan fazla, 14 tam yl veya daha az 52 10 tam yldan fazla,11 tam yl veya daha az 49 14 tam yldan fazla, 15 yl 6 ay veya daha az 53 11 tam yldan fazla,12 tam yl veya daha az 50 15 yl 6 aydan fazla, 17 tam yl veya daha az 54 12 tam yldan fazla,13 tam yl veya daha az 51 17 tam yldan fazla, 18 yl 6 ay veya daha az 55 13 tam yldan fazla,14 tam yl veya daha az 52 18 yl 6 aydan fazla, 20 tam yl veya daha az 56 14 tam yldan fazla,15 tam yl veya daha az 53 20 tam yldan fazla, 21 yl 6 ay veya daha az 57 15 tam yldan fazla,16 tam yl veya daha az 54 21 yl 6 aydan fazla, 22 tam yl 58 16 tam yldan fazla veya 17 tam yl 55 3 tam yl veya daha az 70 EMEKLLK YAI erkek ise 62 yan doldurmas ve en az 15 tam yl malûllük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödemesi artyla ksmi yallk aylndan yararlanacaktr. 1 Ekim 2008 tarihinden sonra maden iyerlerinin yeralt ilerinde çalan içi statüsündeki sigortallar hangi artlarda emekli ayln hak edecek? Bakanlkça tespit edilen maden iyerlerinin yeralt ilerinde sürekli veya münavebeli olarak en az 20 yldan beri çalan sigortallar, 55 yalarn doldurup, 7200 gün malullük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödedikler tarihte emekli aylna hak kazanacaklar. 1 Ekim 2008 tarihinden sonra maden iyerlerinin yeralt ilerinde çalan içi statüsündeki sigortallarn hak ettikleri fiili hizmet süresi zamm prim gün saylarna ilave edilip emeklilik için öngörülen 55 yatan düecek mi? Maden iyerlerinin yeralt ilerinde fiilen çalp ris- ke maruz kalan sigortal içi adna ödenen her 360 gün prim karlnda 180 gün fiili hizmet süresi zamm kazanacaktr. Yeralt ilerinde fiilen en az 1800 gün çalm olan sigortallarn hak ettikleri fiili hizmet süresi zamm emeklilik için ön görülen prim gün saylarna ilave edilecei gibi emeklilik yandan da düülecektir. Örnein maden iyerlerinde 20 yl çalp, 2160 günü yeralt ilerinde olmak üzere toplam 6160 gün prim ödemi olan sigortal 52 yan doldurduunda emekli ayln hak edecektir. 1 Ekim 2008 tarihinden önce maden iyerlerinin yeralt iyerlerinde ie balayan içi statüsündeki sigortallar hangi artlarda emekli ayln hak edecek? OEn az 20 yldan beri Bakanlkça tespit edilen maden iyerlerinin yeralt iyerlerinde sürekli çalan ve bu ilerde en az 5000 gün malûllük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödeyen sigortallar ya artna bal olmakszn emekli ayln hak edecek. OEn az 25 yldan beri Bakanlkça tespit edilen maden iyerlerinin yeralt iyerlerinde yeralt münavebeli ilerinde çalan ve bu ilerde en az 4000 gün malûllük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödeyen sigortallarda ya artna bal olmakszn emekli ayln hak edecek. Bu durumdaki sigortallara 8100 gün prim ödemi sigortallar gibi yallk ayl balanacak.. O50 yan dolduran, malûllük, yallk ve ölüm sigortalarna tâbi çalmalarnn en az 1800 gününü Bakanlkça tespit edilen maden iyerlerinin yeralt ilerinde geçmi olan sigortallardan, sigortal olarak ilk defa ie 08.09.1999 tarihinden önce girmi olanlarn, 5000 gün malullük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödemi olmalar yada 15 yllk sigortallk sürelerini tamamlayp 3600 gün prim ödemi olmalar halinde emekli aylklar balanacak. 08 Ekim 1999 tarihinden sonra sigortal olanlar ise 7000 gün malullük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödemi olmalar yada 25 yllk sigortallk sürelerini tamamlayp 4500 gün prim ödemi olmalar halinde emekli aylna hak kazanacaklar. lk defa sigortal olarak ie balamadan önce maluliyetini gerektirecek kadar özrü veya hastal olan sigortallar, Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununa göre hangi artlarda emekli ayln hak edecek? 1 Ekim 2008 tarihinden sonra ilk defa sigortal olarak çalmaya balayan sigortallardan ie balamadan önce maluliyetini gerektirecek kadar özrü veya hastal olanlar, ya artna bal olmakszn en az 15 yl sigortallk süresini tamamlayp, 3960 gün malullük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödedikleri tarihte emekli ayln hak edeceklerdir. Ancak 3960 gün olarak belirlenen prim ödeme gün says; O1 Ekim 2008 ila 30 Aralk 2008 tarihleri arasnda sigortal olanlar için 3700 gün olarak, O1 Ocak 2009 tarihinden itibaren sigortal olanlar için ise 3700 prim gün says her takvim yl için 100 gün artrlarak uygulanacaktr. Her takvim yl 100 gün artrlarak uygulanan prim gün says 3960 günü geçmeyecektir. lk defa sigortal olarak ie balamadan önce maluliyetini gerektirecek kadar özrü veya hastal olan ve 1 Ekim 2008 tarihinden önce ie balayan hangi artlarda emekli olacak? lk defa sigortal olarak ie balamadan önce maluliyetini gerektirecek kadar özrü veya hastal olan ve 1 Ekim 2008 tarihinden önce içi statüsünde sigortal olarak ie balayanlar Sosyal Sigortalar Kanunu hükümle- rine göre ya artna bal olmadan, 15 yllk sigortallk sürelerini tamamlayp, en az 3600 gün malullük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödedikleri tarihte emekli ayln hak edeceklerdir. Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmalar nedeniyle sigortal saylanlardan maluliyetini gerektirecek derecede özrü veya hastal olanlar ise, 1 Ekim 2008 tarihinden sonra emeklilik talebinde bulunduklarnda bu tarihten sonra gerekli olan artlara yerine getirdikleri tarihte emekli ayl hakkn elde edeceklerdir. Çalma gücünü yüzde 50 ila yüzde 59 arasnda kaybetmi olan ve 1 Ekim 2008 tarihinden sonra ilk defa sigortal olarak ie balayan hangi artlarda emekli ayln hak edecek? Çalma gücü kayp oran; OYüzde 50 ilâ yüzde 59 arasnda olduu anlalan sigortallar, en az 16 yldan beri sigortal olmalar ve 4320 gün, OYüzde 40 ilâ yüzde 49 arasnda olduu anlalan sigortallar, en az 18 yldan beri sigortal olmalar ve 4680 gün, malûllük, yallk ve ölüm sigortalar primi bildirilmi olmalar artyla ya artlar aranmakszn emekli aylna hak kazanrlar. OAncak çalma güçlü kayp oran yüzde 50 ila yüzde 59 arasnda olanlardan sigortal olarak ilk defa ie 1 Ekim 2008 ila 31 Aralk 2008 tarihleri arasnda balayanlara prim gün says 3700 gün olarak uygulanacaktr. 1 Ekim 2009 tarihinden itibaren sigortal olanlara ise 3700 prim gün says 4320 günü amamak üzere her takvim ylnda 100 gün artrlarak uygulanacaktr. OÇalma gücü kayp orann yüzde 40 ila yüzde 49 arasnda kaybedenlerden 1 Ekim 2008 ila 31 Aralk 2008 tarihleri arasnda ilk defa sigortal olarak ie balayanlar, 4100 gün malullük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödemi olmalar halinde emekli aylna hak kazanacaklardr. Çalma gücü kayp orann yüzde 40 ila yüzde 49 arasnda olanlardan 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren sigortal olanlara ise, 4100 prim gün says, 4680 günü amamak üzere her takvim yl için 100 gün artrlarak uygulanacaktr. Özel sektörde 1 Ekim 2008 tarihinden önce kamuda 15 Ekim 2008 tarihinden önce ie balamas nedeniyle sigortal olup vergi indiriminden yararlanan özürlü sigortallar hangi artlarda emekli ayln hak edecekler? Özel sektörde 1 Ekim 2008 tarihinden önce, kamuda 15 Ekim 2008 tarihinden önce içi statüsünde sigortal olup bu tarihlerden önce veya sonra vergi indiriminden 71 yararlanan özürlü sigortallar, Sosyal Sigortalar Kanununda ön görülen artlar yerine getirdiklerinde emekli ayln hak edeceklerdir. Buna göre 1 Ekim 2008 tarihinden önce özel sektörde, 15 Ekim 2008 tarihinden önce kamuda sigortal olup sakatl nedeniyle vergi indiriminden yararlananlarn ayla hak kazanma koullar sigortallk balangç tarihlerine göre Tablo 8’de gösterilmitir. lk defa özel sektörde 1 Ekim 2008 tarihinden, kamuda ise 15 Ekim 2008 tarihinden itibaren ie balamalar nedeniyle sigortal olanlarn çalma gücü kayp oranlar (özürlülük halleri) nasl tespit edilecek? lk defa özel sektörde 1 Ekim 2008 tarihinden, kamuda ise 15 Ekim 2008 tarihinden itibaren ie balamalar nedeniyle sigortal olanlarn çalma gücü kayp oranlar (özürlülük halleri), kurumca yetkilendirilen salk hizmeti sunucular salk kurullarnn usulüne uygun olarak düzenledikleri raporlara ve dayana tbbi belgelere istinaden Kurum Salk Kurulu tarafndan belirlenecektir. 72 Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununun yürürlüe girdii Ekim 2008 tarihinden sonra askerlikte gecen süreler borçlanlrsa sigortallk balangc geriye gider mi? Emeklilik yan düürür mü? çi statüsünde çalmas nedeniyle sigortal saylanlarn, Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununun yürürlüe girdii Ekim 2008 tarihinden sonra askerlikte gecen sürelerini borçlanmalar halinde (askerlik hizmetlerini Kanunun yürürlük tarihinden önce veya sonra yaplm olsalar da) borçlanlan süreler prime esas kazanç olarak ilgili aylara mal edilerek emekli aylnn hesaplanmasnda dikkate alnacak, ayrca sigortalln balangcndan önce yaplan askerlik hizmetleri sigortallk balangcn da borçlanlan süre kadar geriye götürecektir. Bu durumda olan sigortallardan ie balama tarihleri 8 Eylül 1999 tarihinden önce olanlarn borçland süre kadar sigortallk balangc geriye gideceinden, buna bal olarak kademeli emeklilik yann bir kademe aa dümesi de mümkün olabilecektir. Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmalar nedeniyle sigortal olanlarn 1 Ekim 2008 tarihinden sonraki askerlikte gecen sürelerini borçlandklarnda, borçlanlan süreler prime esas kazanç olarak ilgili aylara mal edilerek emekli aylnn hesaplanmasnda dikkate alnacak, ayrca sigortalln balangcndan önce yaplan askerlik hizmetleri sigortallk balangcn da borçlanlan süre kadar geriye götürecektir. 1 Ekim 2008 tarihinden önceki askerlikte gecen hizmet sürelerini bu tarihten sonra borçlanmalar durumunda ise, borçlandklar sürelere ait kazançlar bu Kanunla yürürlükten kaldrlan mülga kanun hükümlerine göre (1479 sayl Kanun hükümlerine göre) deerlendirilecektir. Baka birinin sürekli bakmna muhtaç derecede malul çocuu bulunan kadn sigortal erken emekli olabilecek mi? Çalma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayb Oran Tespit lemleri Yönetmeliine göre Kurum Salk Kurulunca, baka birinin sürekli bakmna muhtaç derecede malul çocuu olduuna karar verilen kadn sigortallarn, 1 Ekim 2008 tarihinden sonra geçen prim gün saylarnn ¼ oran, sigortalnn prim ödeme gün saysna ilave edilecek ve emeklilik ya hadlerinden indirilecektir. Böylece bakma muhtaca özürlü çocuu bulunan kadn sigortal emsallerinden erken sürede emekli ayln hak edecektir. Ancak ilave edilecek süre, 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren çocuun sürekli bakma muhtaç derecede malul duruma dütüü tarihten itibaren balayacaktr. Örnein 20 Haziran 2003 tarihinde doan çocuun, 1 Austos 2009 tarihinden itibaren sürekli bakma muhtaca derecede malul duruma dümü olduu, Kurumun yetkili salk kurulunca düzenlene, 22 Kasm 2009 tarihli rapordan anlalm ise, kadn sigortalya, 1 Austos 2009 tarihinden itibaren gecen hizmetleri için ¼ orannda hizmet eklenecek ve bu süre emeklilik yandan indirilecektir. Tablo 8 I.DERECE SAKAT SGORTALILIK SÜRESNN BALANGICI Sigortallk Süresi Gün Says 06/08/1991’den önce 15 07/08/1991 - 06/08/1994 15 07/08/1994 - 06/08/1997 II.DERECE SAKAT III.DERECE SAKAT Sigortallk Süresi Gün Says Sigortallk Süresi Gün Says 3600 15 yl 3600 15 3600 3600 15 yl 8 ay 3680 16 3760 15 3600 16 yl 4 ay 3760 17 3920 07/08/1997 - 06/08/2000 15 3600 17 yl 3840 18 4080 07/08/2000 - 06/08/2003 06/08/2003 özel sektör 1.10.2008 kamu 15.10.2008 15 3600 17 yl 8 ay 3920 19 4240 15 3600 18 yl 4000 20 4400 Sürekli bakma muhtaç derecede malul durumda olduu tespit edilen çocuk için Salk Kurulu kontrol öngörebilir. Öngörülen tarihlerde yaplan kontrol muayenesi sonucu çocuun muhtaçlk durumunun ortadan kalkt tespit edilir ise rapor tarihinden itibaren kadn sigortalya prim gün says ilavesi sona erer. Emekli aylnn balanmas için kuruma bavuru nasl yaplacak? O Kanunda öngörülen artlar yerine getiren sigortalya kurum kendiliinden emekli ayl balamaz. O Emekli aylnn balanmas için içi statüsünde çalan sigortalnn iten ayrldktan sonra kuruma yazl olarak bavurmas, kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalan sigortalnn ise (tarmda bamsz çalanlar hariç) sigortallna ilikin faaliyetine son verip vermeyeceini kuruma beyan etmesi gereklidir. O O Yazl bavuru, örnei kurumca hazrlanm dilekçe ile sigortal tarafndan yaplacaktr. Yazl bavuruyu sigortalnn vekili de yapabilir. Emeklilik talep dilekçesinin (Tahsis talep dilekçesinin) ekine sigortalnn bir adet belgelik fotoraf ile ilgili döneme ait aylk prim hizmet belgesi verilmemi içi statüsünde çalan sigortalnn iten ayrlma belgesi eklenecektir. Emeklilik bavurusu posta ile yaplr m? O Emeklilik dilekçesinin kuruma posta ile de gönderilmesi mümkündür. Ancak adi posta veya kargo yolu ile yaplan bavurularda aylk balangç tarihi dilekçenin kurum kaytlarna girdii tarihi takip eden ayba olur. O Emeklilik dilekçesi kuruma taahhütlü, iadeli taahhütlü yada acele posta servisi ile gönderilirse dilekçenin postaya verili tarihi kurum kaytlarna giri tarihi olarak kabul edilir. Emekli ayl hangi tarihte balar? O Emekli ayl, ayln balanmas için kuruma yazl olarak yaplan bavuru tarihini takip eden aybandan itibaren balar. çi statüsünde çalan sigortallarn ayba, kamuda çalanlar için her ayn 15 i, özel sektörde çalanlar için ise her ayn 1’idir. O Ancak, sigortal olarak ilk defa çalmaya balad tarihten önce malul saylmay gerektirecek derecede hastalk veya özrü bulunanlarn, çalma gücünü yüzde 40 ila yüzde 59 arasnda kaybedenlerin ve erken yalananlarn bu durumlarn gösterir salk raporu almadan dorudan yallk ayl talebinde bulunmalar halinde rapor tarihi, yazl isteklerinden sonraki bir tarih olacandan, yallk aylklar rapor tarihini izleyen aybandan itibaren balayacaktr. Aylk balama oran nasl hesaplanacak? çi statüsünde ve kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmalar nedeniyle sigortal olanlarn aylk balama oranlar, emeklilik için bavurduklar tarihten önceki hizmetlerinin geçtii yllardaki mevzuat hükümlerine göre toplam prim gün saylar üzerinden tespit edilir. Bu ekilde tespit edilen aylk balama oranlar esas alnarak o dönemler için geçerli olan mevzuat hükümlerine göre hesaplanan aylklarnn, o dönemdeki prim ödeme gün saylarna orantl bölümü ise ksmi aylklarn oluturur. çi statüsünde sigortal olanlarn; O 2000 ylndan önceki hizmetleri için aylk balama oranlar katsay gösterge sistemine göre toplam prim gün saylar üzerinden hesaplanacaktr. Buna göre; Gösterge Tablosu’ndan ayla hak kazanlan yallk aylklarnn oran yüzde 60’tr. Üst Gösterge Tablosu’nun her kademesi için ayr bir aylk balama oran belirlenmitir. 10. derecenin 1. kademesinin karl aylk balama oran yüzde 59,9, 1. derecenin 10. kademesinin karl oran ise yüzde 50’dir. Ara göstergelerin oranlar ise en düük göstergenin karl olan yüzde 59,9 oran, izleyen her gösterge için binde bir azaltlarak belirlenmitir. Kadn sigortalnn 50, erkek sigortalnn ise 55 yandan sonra ki doldurduu her tam ya için ve 5000 günden fazla ödedikleri her 240 günlük prim için aylk balama oranlar 1’er puan arttrlr. 5000 günden eksik her 240 günlük prim için ise aylk balama oranlar 1’er puan eksiltilir. Özel koullara göre balanan ayln oran yüzde 60’n altnda olamaz. Özel koullara göre ayla hak kazananlar için indirim uygulanmaz. ABO hiçbir ekilde yüzde 85’i geçemez. O 2000 ila Ekim 2008 yllar arasndaki hizmetleri hesaplanacak emekli ayl için aylk balama oran yine toplam prim gün says üzerinden hesaplanacaktr. Bu dönemdeki mevzuat hükümlerine göre aylk balama oran toplam prim ödeme gün saysnn ilk 3600 günün her 360 günü için yüzde 3,5, sonraki 5400 günün her 360 günü için yüzde 2, daha sonraki her 360 gün için yüzde 1,5 oranlarnn toplamndan oluacaktr. Bu ekilde hesaplann aylk balama oran aylnn yüzde 100’u geçebilir. Bu süre için hesaplanacak aylk balama oran, özel koullar göre hak kazanlan yallk aylklar için de yüzde 60’n altnda olmaz. 73 O Ekim 2008 tarihinden sonraki hizmetler için hesaplanacak emekli aylnn aylk balama oran ise yine toplam prim gün says üzerinden Sosyal Sigortalar ve Genel salk sigortas Kanununda öngörülen esaslara göre tespit edilecektir. Buna göre aylk balama oran, sigortalnn malullük, yallk ve ölüm sigortalarna tabi geçen toplam prim ödeme gün saysnn her 360 günü için yüzde 2 oranndan tespit edilecektir. O Ancak 30 Nisan 2008 tarihinden önce sigortal olanlardan Kanunun yürürlük tarihinden önce 3600 gün prim ödememi olanlarn, Ekim 2008 ayndan sonraki hizmetlerine ilikin aylk balama oranlar tespit edilirken, Kanunun yürürlük tarihinden önceki prim gün saysn 3600 güne tamamlayan hizmet sürelerinin her 360 günü için yüzde 3 oran dikkate alnacaktr. Örnein emeklilik için kuruma bavurduu tarihte toplam prim ödeme gün says 6000 gün olan sigortaln, 1 Ekim 2008 tarihinden önceki prim ödeme gün saysnn 1800 gün olduunu kabul edelim. Bu sigortalnn 1 Ekim 2008 tarihinden sonraki dönem için aylk balama oran; O Özel sektörde 1 Ekim 2008 tarihinden, kamu sektöründe 15 Ekim 2008 tarihinden önce sigortallklar balayp, Bakanlkca tespit edilen maden iyerlerinin yer alt ilerinde en az 20 yldan beri çalmalar nedeniyle özel hükümlere göre emekli aylna hak kazanan sigortallarn aylk balama oran, 8100 gün üzerinden hesaplanan orandan aa olamaz, O Özel sektörde 01.10.2008 tarihinden, kamu sektöründe 15 Ekim 2008 tarihinden önce sigortallklar balayp ilk defa çalmaya balad tarihten önce malul olan sigortallar ile sakatl nedeniyle yukarda belirtilen tarihlerden önce veya sonra vergi indiriminden yararlanan sigortallarn aylk balama oranlar ise 5400 gün üzerinden hesaplanan orandan az olamayacaktr. Yukarda belirtilen ekilde hesaplanan aylk balama oran yüzde 90’ geçemeyecektir. Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmalar nedeniyle sigortal olanlarn; O 3600-1800= 1800 74 1800/360= 5 x3=15 600-1800=4200 4200/360=12,77x2=25,54 Aylk balama oran= 15+25,54=yüzde 40,54 olacaktr. O Çalma gücünü yüzde 60’n altnda kaybetmesi nedeniyle özel hükümlere göre emekli ayln hak eden sigortallarn aylk balama oran toplam prim gün saylar üzerinden yukarda açkland ekilde hesaplanr. Ancak prim ödeme gün says 7200 günden az olanlarn aylk balama oran, çalma gücü kayp orannn 7200 gün prim ödeme gün says ile çarpm sonucu bulunan rakamn yüzde 60'a bölünmesi suretiyle bulunan prim gün saysna göre hesaplanr. Bu ekilde hesaplanan prim gün says yüzde 40 orann geçemez. Örnein çalma gücünü yüzde 50 kaybetmi olmas nedeniyle emekli ayl balanacak sigortalnn toplam prim gün saysnn 7400 gün olduunu var sayarsak aylk balama oran; 7400/360=20,55 20,55x2= yüzde 41,1 olacaktr. Ayn sigortalnn toplama prim ödeme gün says 5000 gün olsa idi aylk balama oran; %50x7200/%60=6000 6000/360=16,66x2= yüzde 33,32 olacakt. 31 Aralk 1999 tarihinden önceki hizmetleri için hesaplanacak emekli aylnn aylk balama oran yüzde 70’tir. Sigortalya en son prim ödedii gelir basamandan en az bir tam yl prim ödemi olmas halinde, bulunduu gelir basamann, bir yl ödememi olmas halinde ise bir alt basaman yüzde 70’i orannda aylk hesaplanacaktr. Aylk balama oran, 25 yldan fazla prim ödenen her tam yl için 1 puan artrlacaktr. 50 yann dolduran kadn sigortalnn, 55 yan dolduran erkek sigortalnn bu yalardan sonraki her tam yalar için aylk balama oranlar 1 puan artrlacaktr. 50 yann dolduran kadn sigortal ile 55 yan dolduran erkek sigortalya en az 15 tam yl sigorta primi ödemi olmas halinde balanacak ksmi aylkta, 25 yldan az prim ödenmemi olan her tam yl için aylk balama oran 1 puan indirilerek tespit edilecektir. Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalan sigortallardan, ilk defa sigortal olduu tarihte malul olanlar ile çalma gücü kayb oran yüzde 60’n altnda olanlardan, Ekim 2008 tarihinden sonra emekli ayl talebinde bulunanlarn, 2000 yl öncesi hizmetlerine ilikin ksmi aylklar hesaplanrken aylk balama oran 9000 günden eksik her 360 gün için yüzde 70 oranndan 1 puan indirilerek tespit edilecektir. O Ocak 2000 ila Ekim 2008 süresi hizmetleri için hesaplanacak ksmi ayln aylk balama oran, sigortalnn toplam sigortallk süresinin; lk 10 tam ylnn her bir yl için yüzde 3,5, takip eden 15 tam yln her bir yl için yüzde 2, 25 yldan fazla her bir tam yl için yüzde 1,5 oranlarnn toplamndan oluacaktr. O Ekim 2008 tarihinden sonraki hizmetlere ilikin hesaplanacak emekli aylnda aylk balama oran, Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununda öngörülen esaslara göre tespit edilecektir. Buna göre aylk balama oran, sigortalnn malullük, yallk ve ölüm sigortalarna tâbi geçen toplam prim ödeme gün saysnn her 360 günü için yüzde 2 üzerinden tespit edilecektir. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantl olarak dikkate alnacaktr. Aylk balama oran yüzde 90’ geçemeyecektir. Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalan sigortallardan Kanunun yürürlüe girdii tarihten önce 3600 prim gün saysn doldurmam olanlarn aylk balama oranlar tespit edilirken, Kanunun yürürlüe girdii tarihten sonra geçen ve Kanunun yürürlük tarihinden önceki prim gün saysn 3600 güne tamamlayan hizmet sürelerinin her 360 günü için yüzde 3 oran esas alnr. Ancak, bu uygulamadan sigortallklar 30 Nisan 2008 (dahil) tarihinden önce balayanlar yararlanacaktr. Özel hükümlere göre aylk balananlardan; Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalan sigortallardan, ilk defa sigortal olduu tarihte malul olanlar ile çalma gücü kayb oran yüzde 60’n altnda (yüzde 40 ila yüzde 59 arasnda olanlar) olanlar için özel hükümlere göre balanacak aylklarda, aylk balama oran, prim ödeme gün says 9000 günden az olanlar için çalma gücü kayp orannn 9000 gün prim ödeme gün says ile çarpm sonucu bulunan rakamn yüzde 60’a bölünmesi suretiyle hesaplanan gün saysna göre yüzde 50’yi geçmemek üzere tespit edilecektir. Prim ödeme gün says 9000 günden fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün saysna göre aylk balama oran belirlenecektir. Yukardaki açklamalarda da belirtildii gibi Ekim 2008 tarihinden sonra emeklilik talebinde bulunan sigortalnn, 31.12.1999 tarihinden önce çalmas var ise yukarda belirtilen üç ayr mevzuat hükmüne göre tespit edilecek aylk balama oranlar üzerinden o dönemler için geçerli ksmi aylklar hesaplanacaktr. Sigortallklar Ocak 2000 tarihinden itibaren balayanlarn aylk balama oranlar Ocak 2008 tarihinden sonraki iki dönemde geçerli mevzuat hükümlerine göre tespit edilecektir. Sigortallklar 30 Nisan 2008 tarihinden sonra balayanlarn aylk balama oran ise sadece Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu hükümlerine göre tespit edilecektir. 1 Ekim 2008 tarihinden önce emeklilii hak etmi olanlarn, bu tarihten önce emekli olmayp, 1 Ekim 2008 tarihinden sonra emekli olmalar halinde aylklarnda düme olacak m? 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüe giren Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu ile emekli aylklarnn hesaplanmasna esas kazançlarn güncellenme yöntemi deitirilmi, aylk balama oran düürülmütür. Yaplan düzenleme ile, 1 Ekim 2008 tarihine kadar sigortallarn aylklarnn hesaplanaca yllk kazançlar her yln Aralk ayna göre gerçekleen yllk tüketici enflasyonu deiim oran ile gelime hz deiim oran kadar ayr ayr çarplarak artrlp güncellenmekte ve hesaplanan ksmi aylklar da ayn ekilde artrlarak aylk talep ylna tanmakta iken, 1 Ekim 2008 tarihinden sonra aylklarn hesaplanmasna esas yllk kazançlar kazancn ait olduu yldan itibaren aylk talep tarihine kadar gecen yllar için her yl gerçekleen tüketici enflasyonu deiim oran ile gelime hz deiim orannn yüzde 30’un toplamna 1 tam saynn ilavesi ile bulunacak kat sayyla güncellenmesi ön görülmütür. Yine 1 Ekim 2008 tarihinden önce aylk balama orann tespiti için her 360 prim gün says için ortalama olarak uygulanmakta olan yüzde 2,4 puanlk oran bu tarihten sonra yüzde 2 ye düürülmütür. Böylece 7200 prim gün says için yüzde 55 olan aylk balama oran yüzde 40 a dümütür. Yaplan düzenlemelerde, 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle yürürlükten kaldrlan mevzuat hükümlerine göre hesaplanan ayln aylk talep tarihindeki güncellenmi deerinin altnda aylk hesaplanmasn engelleyen bir hükümde konmamtr. Bu nedenle 1 Ekim 2008 tarihinden sonra emeklilii hak eden sigortallarn bu tarihten önceki ve sonraki hizmet sürelerine, prim ödeme gün saylarna, kazançlarna ve 31 Aralk 1999 tarihinden önce sigortal olanlarn yalarna göre hesaplanan aylklar farkl miktarlarda olacaktr. Yeni mevzuat hükümlerine göre hesaplanan aylklar önceki mevzuat hükümlerine göre hesaplanacak aylklardan daha düük olabilecektir. Emekli aylm nasl artacak? 1 Ekim 2008 tarihinden sonra bu tarihten önce ve sonra balanan aylklarn hepsi Ocak ve Temmuz aylarnda, önceki 6 aylk sürede gerçekleen tüketici enflasyonu oran kadar artrlacaktr. Bu tarihten sonra emeklilere, dul ve yetimlere refahtan pay verilmeyecektir. Emekli ayl alan kimse, 1 Ekim 2008 tarihinden sonra ayln kestirmeden çalabilir mi? Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununun yürürlüe girdii 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren tarmda çalanlar hariç, ilk defa özel sektörde içi statüsünde, yada kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmaya balamalar nedeniyle ve ya 15 Ekim 2008 tarihi itibaren kamuda çalmaya balamalar nedeniyle sigortal olanlar, ileride emekli olduklarnda, kendi adlarna ve hesaplarna bamsz olarak çalmalar hariç, emekli aylklarn kestirmeden çalmalar mümkün deildir. Yukarda belirtilen tarihlerden sonra ilk defa sigortal olup ileride emekli olduktan sonra ayln kestirmeden kendi adna bamsz olarak çalmak isteyenler emekliye ayrlmadan önce de kendi adna bamsz olarak çalmaktaysalar kuruma faaliyetlerine devam edeceklerini yazl olarak beyan ederek, dier statülerde (içi ya da 75 memur statüsünde) çalan sigortallar ise kendi adlarna bamsz olarak çalacaklarn kuruma yazl olarak bildirerek, sosyal güvenlik destek primi ödemek art ile kendi adlarna bamsz olarak çalabileceklerdir. Bunlardan aldklar emekli aylklarnn yüzde 15 orannda sosyal güvenlik destek primi kesilecektir. Tarmda çalp emekli olanlar ise destek primi ödemeden tarmsal faaliyetlerine devam edebileceklerdir. 1 Ekim 2008 tarihinden önce içi statüsünde özel sektörde, yada kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmalar nedeniyle veya 15 Ekim 2008 tarihinden önce kamuda çalmalar nedeniyle sigortal olanlardan emekli olacaklar ile emekli ayl almakta olanlar emekli aylklarn kestirmeden sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalabileceklerdir. Bunlardan içi statüsünde çalanlar adna yüzde 30 oranna, çaltklar ikolunun i kazalar ve meslek hastal sigortas prim oran da ilave edilerek sosyal güvenlik destek primi ödenecektir. Yüzde 30 orann dörtte biri (yüzde 7,5’i) sigortal içinin ücretinden kesilecek, dier ksm ile i kazalar meslek hastal sigortas primi ivereni tarafndan ödenecektir. 76 Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalacaklarn ise emekli aylklarndan, 2008 yl Ekim ay bandan itibaren yüzde 12 orannda, takip eden her yllarda ise bu oran Ocak aynda bir puan artrlarak yüzde 15’i geçmeyecek ekilde sosyal güvenlik destek primi kesilecektir. Harp malûlleri ile 3713 sayl Terörle Mücadele Kanunu ve 2330 sayl Nakdi Tazminat ve Aylk Balanmas Hakknda Kanuna göre aylklar hesaplanarak ödenen veya asayi ve güvenliin salanmas ile ilgili kanunlara göre vazife malûllüü ayl almakta iken; 1 Ekim 2008 tarih itibaryla çalmaya devam edenler ile sonradan bu Kanuna tabi çalmaya balayacaklarn ise aylklar kesilmeyecek haklarnda sadece i kazalar ve meslek hastal sigortas uygulanacaktr. Ancak bunlardan uzun vadeli sigorta kollarna devam etmek isteyenler için kuruma yazl bavuru yaptklar tarihi takip eden aybandan itibaren genel salk sigortas hariç malullük, yallk ve ölüm sigortalar primleri de ödenecektir. 5434 sayl Kanuna göre vazife malullüü ayl almakta iken 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren içi statüsünde yada kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmaya devam edenler hakknda ise bu tarihten itibaren bir ay içinde yaptklar yazl bavurularna göre ilem yaplmtr. steyenlere i kazalar ve meslek hastal sigortas ve malullük, yallk ve ölüm sigortalar yada sosyal güvenlik destek primi uygulanmtr. 1 Ekim 2008 tarihinden önce itirakçi olup, bu tarihten sonra 5434 sayl Kanun hükümlerine göre vazife malullüü ayl balananlardan; içi statüsünde yada kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmaya balayanlar hakknda da yazl talepleri dorultusunda ilem yaplacak ve bunlardan ayrca genel salk sigortas primi alnmayacaktr. Sosyal güvenlik destek primi ödeyerek gecen hizmetler iten ayrldktan sonra emekli aylna yansr m? Sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalanlar sadece i kazalar ve meslek hastal sigortasndan yararlanr. Sosyal güvenlik destek primi ödenen süreler emekli aylnn hesaplanmasnda hizmet olarak dikkate alnmaz. 1 Ekim 2008 tarihinden sonra askerlik hizmetinin borçlanma bedeli ile ödeme süresinde bir deiiklik oldu mu? 1 Ekim 2008 tarihinden sonra askerlikte gecen hizmetlerin borçlanlmas halinde borçlanma tutar, prime esas günlük kazancn alt ve üst snrlar arasnda olmak üzere, sigortal veya hak sahibi tarafndan belirlenecek günlük kazancn yüzde 32’si orannda hesaplanr. Borçlanma tutarnn ise borcun tebli tarihinden itibaren en geç bir ay içinde ödenmesi zorunludur. Borcun bu süre içinde ödenmemesi halinde borçlanma hakk düer. Borçlanma yapabilmek için yeniden yazl olarak kuruma bavurulmas gerekecektir. Ancak borçlanma bavurusunu kuruma, 1 Ekim 2008 tarihinden önce yaplm ise ilemler bu tarihinden sonrada tamamlansa borçlanma tutar belirlenecek günlük kazancn yüzde 20 orannda hesaplanacaktr. Borç tutar ise tebli tarihinden itibaren 6 ay içinde ödenecektir. Kadn sigortallarn doum nedeniyle kullandklar ücretsiz izin sürelerini sigortal hizmetlerine saydrmalar mümkün mü? Doumun 1 Ekim 2008 tarihinden önce yada sonra olmas önemli mi? çi statüsünde çalmakta olan kadn sigortal, 1 Ekim 2008 tarihinden önce ya da sonra analk hali nedeniyle kulland yasal doum öncesi ve doum sonras istirahatlar ile kullanm ise 2 çocukla snrl olmak üzere her bir çocuk için en çok 2 yllk ücretsiz izin sürelerini, bu sürelerde çocuklarn yayor olmas artyla borçlanarak hizmetine saydrma hakkna sahiptir. Doum nedeniyle ücretsiz izin kullanan kadn sigortallarn bu süreleri borçlanabilmeleri hangi artlara tabidir. Borçlanma miktar ve ödeme süresi ne kadardr? çi statüsünde çalmakta olan kadn sigortalnn doum nedeniyle kulland ücretsiz izinlerini borçlanmas baz artlara baldr. Bunlardan biri ücretsiz izin süresince çalmamasdr. Dieri ise çocuun yaam olmasdr. Bu iki arttan birinin eksik olmas halinde kadn sigortalnn borçlanma yapmas mümkün deildir. Örnein doum nedeniyle ücretsiz izin kullanan kadn sigortalnn bu süre içerisinde çocuu yaamam ise borçlanma yapmas mümkün deildir. Ancak çocuun yaad sürece borçlanma yapabilir. ayet çocuk 2 yldan fazla yaam ise kadn sigortalnn 2 yllk ücretsiz izin süresini borçlanmas mümkündür. Borçlanma, 2 çocukla ve her bir çocuk için 2 yllk izin süresi ile snrlandrlmtr. Yurt dnda gecen hizmetlerin borçlanma tutar ne kadardr? Hangi sürede ödenmesi gerekir? Borçlanma tutar askerlik hizmetlerinin borçlanlmasnda olduu gibi sigortal kadnn prime esas kazanç snrlar arasnda olma art ile kendisinin belirleyecei günlük kazancn yüzde 32 si oran kadardr. Borç tutar tebli tarihinden itibaren bir ay içinde ödenecektir. Yurt dnda geçen hizmet sürelerinin borçlanma tutar, borçlanma talep dilekçesi yada borçlanma isteine ait dilekçenin Kurum kaytlarna geçtii tarihteki prime esas kazancn alt ve üst snrlar arasnda kalmak kaydyla bavuru sahibinin söz konusu belgede belirttii prime esas kazancn yüzde 32 oranndan hesaplanacaktr. Kadn sigortallarn doum nedeniyle yaptklar hizmet borçlanmalar sigortallk balangcn geriye götürür mü? Doum nedeniyle yaplan hizmet borçlanmalar çalmaya baladktan sonraki süreleri içerdiinden sigortallk balangcn geriye götürmez. Yurt dnda geçen çalmalar borçlanlabilinir mi? Türk vatanda olarak 18 yan üstünde hizmet akdine tabi olarak ve/veya kendi nam ve hesabna bamsz olarak geçen sigortallk sürelerini yada her iki kapsamda geçen sigortallk sürelerinin arasnda veya sonunda her birinde bir yla kadar olan isizlik (çallmayan) sürelerini ve ev kadn olarak geçen süreleri borçlanarak sigortallk hizmetlerine saydrmak mümkündür. Bu sürelerin borçlanlabilinmesi için belgelenmesi zorunludur. Ancak aada belirtilen sürelerin borçlanlmas mümkün deildir. O 18 yan doldurulmasndan önce yurtdnda geçen hizmet ve ev kadnl süreleri. O Türk vatandalnn kazanlmasndan önce ve Türk vatandalnn kaybedilmesinden sonra geçen hizmet ve ev kadnl süreleri. O sveç, sviçre ve Fransa ile yaplan sosyal güvenlik sözlemeleri gereince Türkiye’de istee bal sigortaya prim ödenen sürelerde yurtdnda geçen hizmet ve ev kadnl süreleri. O Libya’da i üstlenen Türk iverenlerince çaltrlan Türk içilerin bu ülkede 1 Eylül 1985 tarihinden sonra geçen çalma süreleri. O Almanya’da istisna akdi kapsamnda i üstlenen Türk iverenlerince çaltrlan Türk içilerinin bu ülkedeki çalma süreleri. O Sosyal güvenlik sözlemesi akdedilmemi ülkelerde i üstlenen Türk iverenler tarafndan yurtdna götürülen Türk içilerinin çalma süreleri ile Türkiye’deki sosyal güvenlik kanunlarna göre yurtiçinde istee bal sigortaya prim ödenen sürelerde bu ülkelerde geçen hizmet veya ev kadnl süreleri. O kili sosyal güvenlik sözlemesine göre kendilerine ksmi aylk balanm olanlarn çalmalar arasnda ve hizmetin bitim tarihinden sonraki isizlik (çallmayan) süreleri. Borçlanma tutarnn tebli tarihinden itibaren 3 ay içinde ödenmesi zorunludur. Tutar bu süre içinde ödenmeyen borçlanma bavurular geçersiz saylr. Zorunlu göçe tabi tutulduktan sonra Türk vatandalna geçenlerin geldikleri ülkedeki hizmetlerini borçlanabilmeleri mümkün mü? 1 Ekim 1989 tarihinden 8 Mays 2008 tarihine kadar geldikleri ülke tarafndan zorunlu göçe tabi tutulmu olanlarn; O Zorunlu göçten sonra Türk vatandalna geçip Türkiye’de ikamet etmeleri, O Yaa bal muhtaçlk ayl (2022 sayl Kanun göre) dahil sosyal güvenlik kurulularndan gelir ve aylk almamalar, O Geldikleri ülkedeki çalma sürelerini belgelendirmeleri, artyla borçlanma yapmalar mümkündür. Yurt dnda gecen çalmalarn borçlanlmas halinde her iki ülkeden de emekli ayl alnabilinir mi? Yurtd sürelerini borçlananlarn, borçlarnn tümünü ödeyip, kesin dönü yaptktan sonra emeklilik talebinde bulunmalar halinde kendilerine emekli ayl balanacaktr. Kesin dönüten anlalmas gereken, yurt dndaki çalmann sona ermi olmas ve çalmaya bal sosyal sigorta ödenekleri olan isizlik ve hastalk ödenei ile ikamete bal sosyal yardm alnmamasdr. Yurtdnda gecen çalma sürelerini borçlanarak emekli olanlarn çalt ülkeden de emekli ayl almasna her hangi bir engel bulunmamaktadr. Sosyal Sigortalar Kanununa göre itibari sigortallk süresinden yararlanmakta iken Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu ile bu haklar kaldrlan sigortallar, Ekim 2008 tarihinden önce hak ettikleri itibari sigortallk sürelerinden bu tarihten sonrada yararlanabilecekler mi? Sosyal Sigortalar Kanununa göre itibari sigortallk süresinden yararlanmakta iken, özel sektörde 1 Ekim 2008 tarihinden, kamuda 15 Ekim 2008 tarihinden itibaren bu haklar sona erdirilen sigortallar, 1 Ekim 2008 tarihine kadar kazandklar itibari sigortallk süresin- 77 den, bu tarihten sonrada yürürlükten kaldrlan mevzuat hükümlerine (itibari sigortallk süresinin tabi olduu mevzuat hükümlerine) göre yararlanabilecektir. ralt ilerinde çalan sigortallarn en az 1800 gün, dier ilerde çalan sigortallarn ise en az 3600 gün belirtilen iyeri ve ilerde fiilen çalm olmalar arttr. Bu durumdaki sigortallarn itibari sigortallk süresinden yararlanmalar için itibari sigortallk süresi kazandran ite 3600 gün prim ödemi olmalar art aranmayacaktr. Örnein yukarda birinci örnekte verdiimiz sigortalnn emeklilik ya 60 olsun. Fiili hizmet zamm süresi kazandran ite 5000 gün prim ödeyip 850 gün kazanmtr. Kazand 850 günlük fiili hizmet zamm süresinin yars 425 gün (1 yl 2 ay 5 gün) sigortalnn emeklilik yandan düülecektir. Buna göre emekli olaca 60 yandan 1 yl 2 ay 5 gün düülünce emekli olaca ya; Kazanlan itibari sigortallk süresi, sigortallk süresine ilave edilecek ve bu sürenin en çok 5 yla kadar Sosyal Sigortalar Kanununda ön görülen emeklilik yandan düülecektir. Ekim 2008 ay bandan itibaren fiili hizmet süresi zammndan kimler yararlanacak? Ne ekilde yararlanlacak? Özel sektörde 1 Ekim 2008 tarihinden, kamuda 15 Ekim 2008 tarihinden itibaren 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununu 40. maddesindeki tabloda yer alan iyerlerinde ve ilerde fiilen çalp o iin riskine maruz kalan, hizmet akdine tabi sigortallar ile kamu görevlisi (4/c) sigortallar bu ilerde gecen her 360 günlük prim ödemeleri için tabloda gösterilen süre kadar fiili hizmet süresi zamm kazanacaklardr. 78 Sigortallarn kazandklar fiili hizmet süresi zamlarnn prim ödeme gün saylarna ilave edilmesi için bu ilerde belirli bir süre çalm olmalar gerekmemektedir. Örnein kurun ve arsenik ilerinde fiilen çalan sigortallarn her 360 günlük çalmalar için kazanacaklar fiili hizmet süresi zamm 60 gündür. Bu ite toplam 5000 gün çalm olan sigortaln kazanaca fiili hizmet zamm süresi 850 gündür. Toplam prim gün says ise 5000+850=5850’dir. Maden yeralt ilerinde fiilen çalan sigortallarn her 360 günlük çalmalar için kazanacaklar fiili hizmet zamm süresi 180 gündür. Bu ite fiilen 5000 gün çalm olan sigortalnn kazanaca fiili hizmet zamm süresi 2500 gündür. Buna göre toplam prim gün says 7500 olacaktr. Türk Silâhl Kuvvetleri, Emniyet ve polis mesleinde, Milli stihbarat Tekilatnda çalanlarn prim gün saylarna sekiz, dier sigortallarn ise be yl geçmemek üzere fiili hizmet zamm süresi eklenir. Yeralt ilerinde çalan sigortallarn her hangi bir snr olmakszn kazandklar fiili hizmet zamm sürelerinin tamam prim gün saylarna eklenir Sigortallarn prim ödeme gün saylarna ilave edilen fiili hizmet süresi zamlarnn üç yl geçmemek üzere yars emeklilik yalarndan indirilecektir. Sigortallarn kazandklar fiili hizmet zamm sürelerinin prim gün saylarna ilavesinde her hangi bir art aranmaz iken emeklilik yalarna ilikin indiriminden yararlanabilmeleri için belir bir süre prim ödemi olmalar öngörülmütür. Buna göre (ölüm ve maluliyet halleri hariç olmak üzere) ye- 60 05 gün 02 ay 01 25 gün 09 ay 58 olacaktr. Baka bir söyleyile bu sigortal emekli olaca tarihte, 58 yan doldurmu ve bu yandan 9 ay ve 25 gün alm ise ya koulu yerine gelmi saylacaktr. Kanunda ki tabloda saylan iyerinde alnan i sal ve i güvenlii önlemleri yeterli olmad için sigortalnn riske fiilen maruz kalmasna ramen iverenin, sigortalsn alnan önlemler nedeniyle fiilen riske maruz kalmadn ileri sürerek, fiili hizmet zamm süresinden yararlandrmyor ise ne yaplmaldr? Fiili hizmet zamm süresinden yararlanlmasn öngören ilerde alnan i sal ve i güvenlii önlemlerinin sigortallar risklere kar yeteri kadar korumamasna karn iverenleri fiili hizmet zamm süresinden yararlandrmyorsa sigortalnn yazl olarak bulunduu ildeki Sosyal Güvenlik l yada Merkez Müdürlüklerine bavurmas uygun olacaktr. Yallk toptan ödemesi nedir? Yallk toptan ödemesi, çalt iten ayrlan veya iyerini kapatan, yallk ayl balanmas için gerekli ya artn doldurduu halde malullük ve yallk ayl balanmasna hak kazanamayan, hizmet akdine tabi olarak çalan sigortallar ile kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalan sigortallara yaplr. Bu durumdaki sigortallara yallk toptan ödemesi yapla bilmesi için hizmet akdine tabi olarak çalan içinin iten ayrlarak, kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalan içinin i yerini kapatarak örnei kurumca hazrlanm dilekçe ilgili Sosyal Güvenlik l veya Merkez Müdürlüklerine bavurmas gerekir. Hizmet akdine tabi olarak çalan sigortalya kendi adna bildirilen, kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalan sigortalya ödedii malullük, yallk ve ölüm sigortalar (yüzde 20) primlerinin her yla ait tutar, Toptan ödemeye esas hizmet süreleri Ekim 2008 tarihinden önce ise, özel sektörde çalanlar için 1 Ekim 2008 tarihi, kamu sektöründe çalanlar için 15 Ekim 2008 tarihi itibariyle hesaplanarak, bu tarihlerden itibaren (SSGSS Kanunun yürürlüe girdii tarihten itibaren) bu tarihler ile toptan ödemenin yaplmasna ilikin yazl istek tarihine kadar geçen yllar için her yln güncelleme katsays ile çarplarak bulunan tutar ödenecektir. ödemeleri halinde, bu hizmetlerini ihya etmi olurlar. Bu sigortallar eksik prim gün saylarn tamamlamalar halinde emekli ayln hak ederler. Toptan ödeme yaplacak süreler Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununun yürürlüe girdii tarihten sonraki süreler ise Kanunun yürürlüe girdii tarihten 2008 Ekim dahil sonraki süreler için primin ait olduu yldan itibaren yazl istek tarihine kadar geçen yllar için, her yln gerçekleen güncelleme katsays ile güncellenerek tespit edilen tutar ödenecektir. Kurumdan gelir ve aylk alanlarn bu haklarnn devam edip etmediinin kontrol edilmesi kuruma verilmi bir görevdir. Ksa vadeli sigorta kollar ile genel salk sigortas primleri toptan ödeme olarak sigortallara geri verilmemektedir. Ancak sigortalnn hizmet borçlanmalar veya istee bal sigorta primleri varsa bunarda toptan ödemeye dahil edilerek geri verilmektedir. Toptan ödeme olarak alnan primler tekrar geri verilerek eksik günler tamamlanarak emekli ayl balatlr m? 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununa göre toptan ödeme yaplarak hizmetlerini tasfiye etmi olan sigortallardan, yeniden bu Kanuna tâbi olarak çalarak malûllük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödeyenlerden, yazl istekte bulunanlarn, aldklar toptan ödeme tutarn ödeme tarihi ile yazl istek tarihi arasnda geçen yllar için her yln gerçekleen güncelleme katsays ile güncellenerek bulunan tutar üzerinden tebli tarihini takip eden ayn sonuna kadar kuruma Yoklama belgesi nedir kimlerden istenir? Yoklama Belgesi sorumluluklar kendilerine ait olmak üzere gelir veya aylk alanlarla bunlarn veli, vasi, kayym ve vekillerinin, gelir ve aylk alma haklarnn devam ettiine ilikin beyan ve taahhütlerini kapsayan, örnei Kurumca hazrlanm olan belgedir Kurum her zaman yoklama belgesinin yenisini isteyebilir. Yoklama belgesinin usulüne uygun olarak düzenlenip Kuruma verilmesine kadar gelir ve aylklarn ödenmesi kurum tarafndan ertelenebilir. Kaynaklar: Tozan, Celal: Seminer Notlar, TÜRK- Yaynlar. Ataman, Ylmaz; Tahsis Mevzuat ve lemleri, SSK Yaynlar, 2004. imek, Nergis; Eitim Notu, SGK Bakanl, Sosyal Sigorta Genel Müdürlüü, Sigortal Emeklilik lemleri Daire Bakanl Yayn. Resmi Gazete; 5510 Sayl Kanunun 4 üncü Maddesinin Birinci Fkrasnn (a) ve (b) Bendi Kapsamnda Sigortal Olanlar le Hak Sahiplerinin Tahsis lemlerine likin Tebli, Gelir/Aylk Ödeme ve Yoklama lemleri Hakknda Tebli, Hizmet Borçlanma lemlerinin Usul ve Esaslar Hakknda Tebli, 28.09.2008 tarih ve 27011 sayl. 79 Sosyal Güvenlik 6 Ay Süre le Almayanlarn Aylklar Duracak S osyal Güvenlik Kurumu Bakanl yaymlad duyuruda 6 ay süre ile aylklarn almayan emekli, dul ve yetimlerin aylklar PTT veya bankalar tarafndan kuruma geri gönderilecek. Aylklar geri gönderilen emekli, dul ve yetim ayl durdurulacak. Ayln balatlmas için ilgilinin kuruma yeniden bavurmas gerekecek. Kurumun yaynlad duyuru öyle; tal ve hak sahiplerinin aylklarn ödeyen PTT/Bankalardan aylklarn 6 (alt) ay süre ile almayanlarn aylk hesaplar Kurumumuza iade edilmekte ve aylklar durdurulmaktadr. ade edilen aylklarn tekrar ödenmesi ilemleri, ancak emekli ve hak sahiplerinin talepte bulunmalar halinde yaplmaktadr. Dier taraftan, aylk hesaplar üzerinden yürütülen otomatik ödeme talimatlar hareket olarak deerlendirilmemektedir. Bu nedenle, aylklarnzn kesilip madur olmamanz için PTT ve bankalara gönderilen aylklarnz 6 (alt) ay geçmeden tahsil etmeniz gerekmektedir.” “5510 sayl Kanunun 97. maddesine göre, Kurumumuz ile sigor- 80 Bakan Dinçer’den Basn Bilgilendirme Toplants Ç alma ve Sosyal Güvenlik Bakan Ömer Dinçer Sosyal Güvenlik Kurumu Bakanlnda düzenledii bilgilendirme toplantsnda ülkemizde i kazalarnn çok yüksek olduunu belirterek AB ülkeleri ortalamasnn yüzde 2.3 olduu ölümlü i kazalarnn orannn Türkiye’de yüzde 15.5 ile çok yüksek olduuna iaret etti. kazalarnn görünür maliyetinin 707 milyon TL, görünmez maliyetinin ise 3.356 milyon TL olduunu ifade eden Bakan “Eer bu kazalar önlenebilseydi, bu miktar ile yaklak olarak ylda 3369 km bölünmü yol, 1684 km otoyol, 975 adet gezici i sal arac seti, 1684 adet 16 derslikli okul yaptrlabilirdi” dedi. Dinçer, çkarlan yönetmelikle, imdiye kadar belirli kurumlar tarafndan verilen i sal ve güvenlii eitimlerinin Türkiye’de yetkin ve yeterli tüm kurumlar (özel sektör, sivil toplum kurulular, meslek odalar ve üniversiteler) tarafndan verilmesi için yetkilendirilme yaplacan kaydetti. Celal TOZAN [email protected] Hepatit Tedavisine Balanm Hastalarn Raporlar S osyal Güvenlik Kurumu yaymlad duyuruda, Salk Uygulama Teblileri ile buna bal olarak 09.07.2009 ve 17.07.2009 tarihlerinde çkartlan genelgelerde öngörülen hepatit tedavilerine ilikin alnacak salk kurulu raporlarnn, tedavilerine yeni balanacak hastalar için geçerli olduunu belirtti. Kurum yaymlad duyurusunda tedavilerine balanm olan hepatit hastalarnn alm olduklar raporlarn süresi doluncaya kadar geçerli olduunu, bu hastalar için öngörülen ilaç ve kullanm emalarnn aynen uygulanacan açklad. Önceden tedavisine balanm olan hastalarn var olan raporlar ile kullandklar ilaçlar konusunda sorun yaamalar halinde kurumun l ya da Merkez Salk leri Müdürlüklerine bavurmalar uygun olacak. 81 Sosyal Güvenlik Kurumu Bakanlna ZARARSIZ Atand S osyal Güvenlik Kurumu Bakan olarak atanan Dr. Emin Zararsz 21 Temmuz 2009 günü görevine balad. Görevine balamas nedeniyle yaynlad mesajda; sosyal güvenliin Anayasamz ve kanunlarla belirlenmi vazgeçilmez bir hak olduunu belirten Zararsz “Vatandalarmza verilen bu hizmetlere eriimde, frsat eitliine dayanan, tümüyle memnuniyet odakl, teknolojinin tüm imkanlar kullanlarak günlük hayat kolaylatrc tedbirleri almak, hizmeti daha ksa sürede ve en doru ekilde verecek çalmalar yapmann” görevleri olduunu ifade etti. Bakan “Bu anlay içerisinde, sosyal güvenlik sisteminin etkililiini artrmak amacyla aktüeryal yapnn güçlendirilmesi, bürokrasinin azaltlmas, ilemlerinin hzlandrlmas, ilem maliyetlerinin düürülmesi, yapsal ve kurumsal çabalarn artrlmas, çalma ortamlarnn iyiletirilmesi, kurumlar aras ibirlii ve denetimler artrlarak kayt d ile mücadele edilmesi, bilgi ve iletiim teknolojilerinin yaygnlatrlmas, e-devlet uygulamalarnn gelitirilmesi, hizmet kalitesinin ve verimliliin artrlmas, hizmet verdiimiz kesimler arasnda toplumsal diyalogun gelitirilmesi ve yerel düzeyde kurumsal kapasitenin artrlmas balca hedeflerimiz olacaktr” dedi. Türkiye’de Çocuk çilii Serhat KARATEKN Sosyolog 82 Giri Çocuk emei, toplumsal bir sorun olarak, küresel dünya için tehdit oluturmaktadr. Dünya tarihiyle beraber, tüm çalarda farkl doz ve iddette görülmü olmasna ramen modern dünyada ve sanayi devrimi sonrasnda farkl bir formda ortaya çkm olup, süregitmektedir. Rönesans’la beraber olumu çocuk formuna ve bu formun toplumsal konumlanna aykr biçimde varln devam ettirmektedir. ktisadi faaliyetlerde çocuk emeinin kullanm avc toplayc toplumlardan günümüze kadar tarihin her döneminde gözlenen bir olgudur. Buna karlk çocuk emei, bir taraftan nicelik ve nitelik açsndan dönemden döneme, toplumdan topluma farkllklar gösterirken, dier taraftan buna yüklenen anlamda deimektedir (Makal, 2006:1). Bu deiim, birkaç tarihsel geçite hayli belirgin ekilde gözlenmitir. Bunlar sanayi devrimi, kapitalizmin 1929 buhranndan sonra deien ekli, Keynesci bir ekonomik düzenin hâkim hale gelmeye balamas ve 1970 sonrasnda küresellemeyle beraber, üretim de fordizmden post-fordizme geçi aamalardr. Cunningham ve Viazz’a (1996) göre çocuklarn çaltrlmas tarihin her döneminde karmza çkan bir olgu olmasna ramen “çocuk içilii” kavram sanayileme dönemiyle birlikte, “emek-youn” ilerin artk makineler araclyla kadn ve çocuklar tarafndan yaplmaya balanmasyla “çocuk çalmas” ya da “çocuk igücü” adn almaktadr. çalmalarda hakim paradigma, çocuk içiliinin son kertede yoksullukla balantl olduudur. Küreselleme ve dier etkenler göçü, göç çarpk kentlemeyi, o da krdan kente göçenlerin yoksullamasna ve çocuklarn bir ekilde çalmak zorunda kalmalarna sebep olmaktadr. Bu balamda sorun makro ölçekli bir çözüm beklemektedir. Ortaya ekonomik sistemle alakal ve yapsal bir sorun çkmaktadr. Çocuk emeinin piyasada kullanmn, niceliksel ve niteliksel olarak etkileyen birçok faktör vardr. Bunlarn da tarihsel olarak gözlemlenen ekonomik deikenlerle beraber belirlendii aikârdr. Yaznn ilerleyen bölümlerinde bu deikenlere balantlaryla beraber deinilecektir. Çocuk içiliinde etkili olan deikenleri tek tek ele almak ve birbirinden bamszm gibi deerlendirmek, metodolojik bir yanla sebep olacaktr. Bu alanda yaplan Yaplan aratrmalar ve sonuçlaryla alakal bir dier problem ise, çocuk, igücü, çalan çocuk gibi konu için önemli olan kavramlarn tanmlarndaki mulâklktr. Hukuksal olarak çizilen ve yasal olarak yaptrm gücü olan bu snrlar, maddeler içerisindeki esneklikten ve tanmlardaki belirsizlikten dolay istismar edilebilmektedir. Uluslararas ve ulusal mevzuatta çou zaman ortak olan yasalar uygulanma aamasnda ve ülkelerin özgül artla- Kavramsal Çerçeveye Eletirel Bir Bak ryla beraber sorunlu hale gelmekte ve mevzuatla alakal skntlar ortaya çkmaktadr. Çocuk içiliiyle alakal literatür taramasnda karmza çkacak, tanmlar salt niceliksel ve hukuki düzlemle snrl kalmaktadr. Bu ise farkl düzlemlerde ve farkl etki alanlarnda mulaklklar beraberinde getirmektedir. Çocukluk, bebeklik yallk, ya da yetikinlik birer biyolojik kategori olarak rahatlkla adlandrlabilir fakat, çocukluk asla biyolojik deil toplumsal bir kategoridir (Postman,1995:7). Postman’a göre çocukluk günümüz de anlald biçimine son iki yüz ylda erimitir. Onun öncesinde tarihsel olarak farkl biçim de alglanm ve farkl toplumsal roller içerisinde var olmutur. Genel kanlar çocukluun varolundaki 4 mihenk tan gözden kaçrmaktadrlar. Birincisi okuryazarln, ikincisi eitimin, üçüncüsü aybn ve bu üçünün bir sonucu olarak da çocukluun yitiidir (Postman,1995,22). Gözden kaçrlmamas gereken bir dier olgu da çocuklarn çalma yaamyla beraber biyolojik ve psikolojik gereksinimlerinden uzaklatklar ve baka bir ekilde çocukluklarnn yitmeye balamasdr. Yukardaki tanmlamalar ve snrlandrmalarla ulalabilecek çocukluk tanmnn en genel anlam u ekildedir. Çocuk ruhbilimsel olanla, toplumsal olann eklemlenme noktas ve nesnesi olarak betimlenebilir (Boidin,1995,38). Bu tanm sosyolojik olarak, çocuk kategorisini tanmlarken hukuksal açdan yetersiz kalmaktadr. Bu anlamda ise en fazla kabul gören ve ideal olan tanmlama Birlemi Milletler Çocuk Haklar Sözlemesiyle çizilen snrlardr. Çocuk kavram Birlemi Milletlerin 1989 ylnda kabul ettii “Çocuk Haklarna Dair Sözleme”nin ilk maddesine göre, daha erken yata reit olma durumu hariç 18 yana kadar her insan çocuk saylmaldr. Bunun nedeni 18 yan, pek çok ülkede kiinin vatandala geçtii ve yaamn etkileyen yasa ve politikalarn belirlenmesi için oy kullanma hakkn ald yan olmasdr. Türkiye de bu sözlemenin altna imza atm ülkelerden bir tanesidir, ancak 15 yan altndaki çocuklarn da çalabilecekleri yasal düzenlemeler mevcuttur. ILO ise Birlemi Milletler’den farkl olarak çocuk igücünü farkl kriterlerle açklamaktadr. Baz istisnalar dar da tutulacak olursa, iteki statüsü ne olursa olsun (ücretli, kendi hesabna çalan ya da ücretsiz aile içisi), 15 yan altndaki bütün iktisadi faaliyetleri kapsamna alan bir kavramdr. Birlemi Milletler’in, çocuk haklarna dair sözlemesinde çocukluk için ya snr 18 iken, ILO’nun getirdii tanmda snrlama 15’tir. ILO’nun 138 sayl sözlemesine göre 15-24 ya arasndaki çalanlar “genç içi” olarak kabul edilmekte, 146 sayl tavsiye kararyla da taban yann 16’ya çkarlmas öngörülmekte, kademeli olarak asgari çalma yann yükseltilmesine ilikin öneriler getirilmektedir (Karabulut,1999,10). Bu anlamda uluslararas hukuki kabuller arasnda çocuk ve genç içi tanmlamasnda bir belirsizlik göze çarpmaktadr. Dünyada Çocuk gücüne Genel Bir Bak Çocuk içiliini Türkiye özelinde rakamlarla beraber deerlendirmeden önce süreç içerisinde dünyada ne biçimde bir geliim izlediine bakmak, kurulabilecek bir kyas ve bu anlamda Türkiye için yaplacak çkarm ve çözüm önerileri için yararl görünmektedir. Her ne kadar çocuk içilii ve bu alanda yaplm çalmalar az gelimi ve gelimemi ülkeler üzerine younlasa bile küresel ölçekli bir sorundur. Süper güç olarak anlan devletler, çocuk içiliinin sonlandrlmas için yaplan projelere finansör olmalarna ramen, kendileri bu anlamalar kabul etmemektedirler. IPEC’ imzalamam olan ABD bunun en önemli örneidir. ILO’nun 2006 Küresel Raporuna göre, 2004 ylnda çalan çocuk says 248 milyon iken 2006 ylnda bu rakam 218 milyona gerilemitir. Bu rakamn yüzde 22’si hizmet, yüzde 9’u sanayide çalrken yüzde 69’u tarm içisi olarak çalmaya devam etmektedir. Ayrca bu rakamlar salt “çocuk içileri” kapsamaktadr. Çalan çocuk ayr bir kategori olmakla beraber “çocuk içileri” de kapsamaktadr. 2006 verilerine göre ise çalan çocuk says 317 milyondur ve bunlarn 126 milyonu tehlikeli ilerde çalmaktadr. Çocuk içiliinin en tehlikeli biçimleri ve tanmlarda IPEC içerisinde snrlandrlm ve tanmlanmtr. Tükiye’de Çocuk gücü Çocuk içilii sorunu, genelde tüm dünyada yaanan, özelde ise azgelimi ülkelerin problemlerinden biri olmas sebebiyle Türkiye’de de hayli önem arz etmektedir. Aadaki rakamlardan da anlalaca üzere, oranlar son yllarda iyileme göstermektedir. Bu iyilemeye neden olan faktörler ve bunlarn deerlendirmeleri ulusal ve küresel ölçekte yapldnda daha anlaml olacaktr. Karabulut Türkiye’deki tabloyu u ekilde tasvir ve tasnif etmektedir: Kaytd mal ve hizmet üretiminin youn olarak yapld sektörler; tarmdan inaata, evlerde imalat ii yapanlardan iportaclara, ticarethanede çalanlarndan atölyede çalanlarna kadar geni bir yelpazeyi oluturmaktadr. Çocuk içiler küçük iletmelerde uzun çalma süreleri, düük ücret koullarnda yaygn olarak çaltrlmaktadr (Karabulut, 1996: 33). 83 Kaytd ekonominin büyümesinin olumsuz yan, çalanlarn sendikasz, sosyal güvenliksiz, içi sal ve i güvenliine uygun olmayan koullarda çalmalardr (Karabulut, 1996: 34). Karabulut’un 1996 ylnda çizdii tablo günümüzde oldukça farkllamtr. 1997 ylnda uygulanmaya balayan 8 yllk eitim, kentlemenin ve ülke içerisindeki göçün hzla artnn çalan çocuk saysndaki azalmada belirleyici olduu gözlenebilmektedir. Okula devam eden çocuun ise, okul dnda tam olarak ne yaptna ulalamamakta, fakat birçok büyük ehirde, sokaklar simit, mendil satclar, ayakkab boyaclar ve benzer iler de çalan çocuklarda kuatlm vaziyettedir. 84 Çocuklar sokaktan ve uygun olmayan ilerden uzaklatrmay hedefleyen, hukuki mevzuat yaptrmlar ve tevikler sunmakta olmasna ramen, çarpk kentlemeye göçe, yoksullua çare olmaktadr. Bir çocuun, fiziksel ve ruhsal duruma uygun olmayan bir iten kurtarlp örgün eitime kazandrlmas kukusuz, önemli bir durumdur. Fakat, kaynaa inememi ve lokal bir çözüm olarak kalmaya mahkumdur. Sonraki nesiller ya da daha çalamayacak durumda olan kardeler için bir kurtulu durumu deildir. Çocuklar çalmak zorunda olan aileler için belirsizlikler sürmektedir. Türkiye’de yoksulluk oranlar, sanayileme ve okullama ve tüm bunlarn etkilenimiyle çocuk içilii oranlar arasnda ilikiler vardr. Çocuk emeinin youn olarak kullanld bölgelerde ulusal ve uluslararas kurumlarn ortak olarak yürüttüü projeler ksmen baarl olsa da devletin uygulad makro politikalarn temel belirleyici olduu anlalmaktadr. Devletin temel hizmetleri götürebildii yerlerde çocuk içilik sorununu daha az rastlanmaktadr. Bu ise çocuk içiliini etkileyen faktörlerin üzerinde, her birinde daha etkileyici ve ayr bir yerde gözükmektedir. TÜK, Çocuk Emei 2006 aratrmas sonuçlarna göre ülkemizde 6-17 ya grubundaki ekonomik faaliyetlerde çalan çocuklarn says 1994 ylnda 2 milyon 269 bin iken, 2006 da 1 milyon 630 bine ve 958 bine dümütür. Ayrca, zorunlu eitim çanda olan 6-14 ya grubundaki ekonomik faaliyetlerde çalan çocuk says da 1994 ylnda 958 bin iken 1999 ylnda 609 bine, 2006 ylnda ise, 1994 ylna göre yüzde 67 azalarak 318 bine inmitir. Eitimin niteliiyle alakal olarak, TÜK verileriyle deinilebilecek bir dier konu da; eitim kurumlarnn çocuklarn zihnindeki tasavvuruyla alakaldr. Bu kurumlara olan güvensizlik de çocuklar çalmaya itmektedir. 6-14 ya grubunda ki çocuklarn yüzde 27’si okula ilgi duymamakta, yüzde 15’i okul masraflarn çok yüksek bulmakta (gizli okul giderleri: ulam, gerekli alet edevata duyulan ihtiyaç, beslenme, okul kyafetler vb.), yüzde 11’i ailesinin izin vermemesi, yüzde 9’u ev ilerinde ailesine yardmc olmas, yüzde 4’ü de okulun uygun olmamas sebebiyle okula gitmemektedir (TÜK,1999). Rakamlar ekseninde bir deerlendirme salt pozitivist tespitleri içerecektir. Bu ise çocuk içilii gibi vahamet derecesi yüksek bir konunun muhteviyatn anlamamz engelleyecektir. Realist bir bak açs, doru yorumlamamz ve anlamamz salayacaktr. Sonuç bölümünde bu balamda deerlendirmeler yaplmaya çallmtr. Sonuç Yerine Çocuk içileri çalmaya iten sebepler arasnda en fazla üzerinde durulan yoksulluk sorununun bu anlamda tek belirleyen olmad rakamlar ve yaklamlarla anlalmaktadr. Yoksulluk bir çok makro konuyla ilintilidir. Siyasal politikalar ve küreselleme bu anlamda fitilin ateleyicisi gibi görünmektedir. Çarpk kentleme artarak devam etmektedir. SAK’n sosyal bilimler öngörü raporuna göre: “Ülkemizde, özellikle Güneydou Anadolu’da yaanan çatma sonucu orta çkan zorunlu yer deitirmeler toplumsal yapmz etkilemitir ve etkilemeye devam edecektir. Bat Anadolu’ya ve son zamanlarda Adana, Mersin, Antalya, Gaziantep ve Diyarbakr gibi bölgesel çekim merkezlerine olan göçün sürmesi beklenmektedir. 2023’e ge- lindiinde Türkiye nüfusunun ¾”ü bat bölgelerinde yayor olacaktr. Bunun sonucunda bu kentlerde yoksulluk, suç isizlik artmakta, yerel yönetimler kent nüfusunun gereksinimleri karlamada yetersiz kalmaktadr. Bu durum altyap sorunlar kültürel çözümler kimlik bunalm, etik sorunlar siyasal iddet gibi çok önemli sorunlar birlikte getirmekte ve özellikle youn göç alan kentlerde çöküntü alanlar ortaya çkarmaktadr. Buralarda yoksulluun dlanmlk ve örselenmi kimliklerle birletirilmi yeni hali kendini göstermekte, “sokak çocuklar”, “tinerciler”, “kapkaççlar” gibi yeni sorunlu toplumsal kategoriler olumaktadr. Çeteler mafya gibi organize suç örgütlenmeleri de yaygnlamakta, özellikle metropollerde kentsel yaam önemli ölçüde tehdit eder hale gelmektedir. den bir tanesi noeliberal politikalarla beraber tarm politikasndaki deiiklik ve bu dönem içerisindeki tarmda çalma orannn yüzde 74 gibi büyük bir oranla düü göstermesidir. Bu verilerle u ekilde bir çkarm yaplabilir: Tarmda çalan bu çocuklarn büyük ksmnn hane içi içi, ya da mevsimlik içi olduu görülebilmektedir ve kuvvetli ihtimalle örgün eitime devam ediyor olsa bile krsal bir bölgede yaasa çalmaya devam edecektir. Oysa ki bu ailelerin büyük ksm batdaki büyük ehirlere göç etmitir. Bugün sokaklarda görmeyi kanksadmz, mendil satan, ayakkab boyayan, çiçek satan çocuklardr. Bir ayn toplumsal katmandaki çocuklarn bir dier ksm ise büyük ehirlerde ki elence sektöründe ve turizm sektöründe ucuz emek olarak kullanlmaktadr. tip verilerden kaçnlmaktadr. Suç oranlar ve kentlerde ki durumu hakknda daha net bilgilere ulamamz salayacaktr. Güneydou Anadolu Bölgesindeki sorunun çözüme kavuturulmasnn bölgesel göçü ksmen durduraca ve bölgenin yatrm için daha cazip bir hale gelecei gerçei bir realite olarak durmaktadr. Yoksulluun kentsel görünümün yan sra yakn gelecekte “krsal yoksulluun bu gün yaandndan daha ar bir düzeyde yaanaca beklentisi söz konusudur (Sak, 2006, 35). Artan bu krsal yoksulluk, göçün devam edeceinin göstergesi olup, barnma, istihdam, suç oranlar ve çocuk içilii konularnda da artn yaanaca öngörülebilir. Ayrca SAK raporunda, “yeni sorunlu toplumsal kategoriler” olarak somutlanan, tinerci, kapkaçç, sokak çocuklarnn da çocuk içilii ve bu alandaki mevzuatla beraber belirlenen ya aralndan ortaya çkmas öngörüsü de unutulmamas gereken bir gerçektir. Yukarda tasnif edilmi “çocuk içilerinin” yada “sokak çocuklarnn” ise suç oranlarnn hayli yüksek olduu bilinmektedir. Karabulut, çocuk istismarnn sonuçlaryla alakal u ürkütücü tespiti yapmaktadr: “Sosyal patlama, ana babalardan, içilerden, emeklilerden deil sokaktaki çocuklardan gelecek. Çocuklar kendilerini bu hale getiren düzeni, alt edip deitiremezler ama sokaklar bölgeleri, kentleri yaanmaz hale getirebilirler. Bu vahim sonuçlar hiç hayra alamet deil.” Bu gibi bir sonuçla bu gün karlamamzdaki etkenler üphesiz yukarda sralananlar da ilikili deildir. Güneydou Anadolu bölgesindeki terör ve güvensizlik ortam, tarm politikalarndan ziyade göçü tetiklemitir. Sokaklarda çalan, suç ileyen çocuklarn etnik kökenine dair herhangi bir aratrma yaplmam olmasna ramen bir çounun zorunlu göçe, köy boaltmalara maruz kald, bilinen bir gerçektir. Fakat çocuk içiliiyle ilgili verilerde bir ekilde oto kontrol mekanizmas ilemekte ve bu Boidin, C. (1995); Psiko-Sosyolojik Yaklam, Ankara. Rakamlarda son birkaç yl içersindeki iyileme net biçim de görünmektedir. Yukarda aktarlan veriler de son 1 ylda tüm sektörlerde çalanlarn yüzde 58 orannda azald gözlemlenmektedir. Bu fark bile hayli önemli ve baarl eylerin yapldna kant olarak sunulabilir. Bu anlamda yukardaki orann dümesindeki en büyük etkenler- Ralf Dahrendorf’dan hareketle, bu anlamda bir sosyal hareket aciliyetle daha fazla kurumsallamaldr. Snf çatmalarnn kurumlamas, Dahrendorf’a göre sermaye ve emein birbirlerini meru çkar grubu olarak tanmalar ile balamtr (Poloma, 2008:130). Sendikalar “çocuk içilii” alanna daha fazla eilmeli bu anlamda yaptrm güçleri ve bask olma durumlar artrlmaldr. Kaynakça Devlet statistik Enstitüsü (DE), (2006); Türkiye Ekonomisi: statistik ve Yorumlar, Ankara. ….., (2004); statistik Yll, Ankara. ….., (2006) Hane Halk gücü Anketleri, Ankara. Duyar, ., Özener, B.(2003), Çarpk Gelien Bedenler, Ütopya Yaynlar, Ankara. Karabulut, Ö. (1999); Çalan Çocuklarn Korunmas ve TÜRK-’in Faaliyetleri, Deri Sendikas Yay., stanbul. Karabulut, Ö. (2008); Amida Eer Sana Gelemezsem, Can Yaynlar, stanbul. Karabulut, Ö. (1996); Çocuk çiliine Kar Sendikal Mücadele: TÜRK- Modeli, TÜRK- Yay. No.224, Ankara. ILO (2007); Dünyada ve Türkiye’de Çalan Çocuklar, TSK ve TÜRK- Çalan Çocuklar çin Toplumsal Destek Merkezi Adana, TSK Yayn, Ankara. Makal, A. (2006); Çocuktum, Ufacktm… Türkiye’de 1920-1960 Döneminde Çocuk çilii, AÜ SBF Matbaas, Ankara. Poloma, M. (2008); Çada Sosyoloji Kuramlar, EOS, Ankara. Postman, N. (1995); Çocukluun Yok Oluu, mge Yaynevi, Ankara. TÜBA, (2007); Sosyal Bilimler Öngörü Çalmas 2003-2023, Yeni Reform Matbaaclk, Ankara. 85 AB ve Çalma Hayat Avrupa Sendikalar Domuz Gribi çin Çalma Balatyor A 86 vrupa Sendikalar Konfederasyonu ETUC üye konfederasyonlarn domuz gribi konusunda inisiyatif almaya davet etti. rlanda Sendikalar Kongresi ICTU’nun rlanda hükümetine konuyla ilgili yazd mektubunu örnek gösteren ETUC, ICTU’nun yapt hazrlklarn ve önerilerin sendikalara yol gösterebileceine iaret etti. ICTU, domuz gribi adyla bilinen H1N1 virüsü salgnnn ciddilemesiyle, i ve gelir kaybnn söz konusu olaca durumlar için hükümetten içiler için ücretli izin hakk talep etti. Hükümete gönderilen mektupta, enfekte olmu ya da domuz gribi üphesi tayan içilerin i ve gelir kaybetme korkusuyla çalmaya devam ettii ve iine geri dönme gayreti tadklarna dikkat çekilirken bu durumun iyeri ve dier çalanlar açsndan daha fazla riske neden olduu kaydedildi. rlanda Sendikalar Kongresi, H1N1 Enfeksiyonu zin Tasarsnn özellikle sonbahar ve k için yürürlüe konmasn, içilerin i ve gelir kaybetme korkusu yaamalarnn önünde geçip Salk Bakanl rehberini takip etmelerinin salanmasn talep etti. H1N1 Enfeksiyonu zin Tasarsna göre; – Bu virüsü kapan içiler iten çkarmalardan, yedee alnma, ücret kesintileri ve ayrmc davranlardan iyerindeki kdemi ne olursa olsun korunmaldr. – Domuz gribi iznine çkm içilerin ücreti iznin ilk gününden itibaren korunmaldr. – çiler hasta olmasalar dahi aile bireylerinin birinin domuz gribi enfeksiyonu kapmas durumunda önlem olarak istirahatlar tavsiye edildiinde de ücretli H1N1 Enfeksiyonu zni alabilmelidir. AB Nüfusu 500 Milyona Ulat – çiler bu izni iyerindeki bir karantina önleminde de kullanabilmelidir. AB – H1N1 Enfeksiyonu zni yllk kazanlm hastalk iznine kar ya da istihdam sözlemesinde öngörülen artlarn yerine kullanlmamaldr. – çilere ayrca ek olarak 5 gün ailelerinden ya da çocuklarndan birinin enfekte olduu durumlarda bakmlarna yardmc olmak için acil H1N1 Enfeksiyonu zni kullanma hakk verilmelidir, denildi. ICTU, ETUC ile de paylat ayn mektupta buna benzer önlemlerin gelitirilmesi gerektii üzerinde durarak bu zin Taslann sendikalarn ve iverenlerin üzerinde anlaarak sonbahar ve k aylarnda yürürlüe sokulmas gerektiini belirtti. verenlerin iyerlerinde hijyenle ilgili önlemleri gözden geçirmesini, H1N1 salgnna kar sk sk temizlik yaplmasn, özellikle sk temas edilen kap kollar, klavyeler ve lamba dümelerinin titizlikle temizlenmesini, el hijyeni, atlabilir kat havlu ve dier önlemler konusunda hassasiyet göstermelerini istedi. statistik Ofisi Eurostat‘n gerçekletirdii “Avrupal Topluluklarn Demografik Yaps” konulu aratrmada ilginç sonuçlar ortaya çkt. 1 Ocak 2008’de 327.1 milyon olan AB nüfusu, 1 Ocak 2009’da 328.7 milyona ulat. Aratrmaya göre 2008 ylnda, 1.2 milyon kii de göç yoluyla Avrupa’ya geldi, 2008 yllnda 27 Avrupa ülkesinde 5.4 milyon çocuk dodu. Almanya dndaki dier üye ülkelerde doum orannn artt bildirilen aratrmada, en yüksek doum oran srasyla Litvanya, rlanda, Kbrs Rum Kesimi ve Polonya’da gerçekleti. 2008 ylnda 27 AB ülkesinde toplam 4.8 milyon kii de hayatn kaybederken, en yüksek ölümler srayla Letonya, Almanya, Malta, Lüksenburg, Estonya ve Fransa’da yaand. Türkiye’de ise geçen yl 1 milyon 272 bin yeni bebek dodu, 454 bin kii de yaamn yitirdi. Böylece geçen yl doal nüfus art 818 bin olan Türkiye, 113 bin de net göç alarak bir yl içinde 1 milyona yakn bir nüfus art yakalad. Pnar Alkan YARIKKAYA [email protected] Türkiye-AB likileri 50 Yl Geride Brakt T ürkiye’nin 31 Temmuz 1959 tarihinde, o dönem ad AET olan Avrupa Ekonomik Topluluu’na üyelik bavurusunun üzerinden 50 yl geçti. 12 Eylül 1963’te imzalanan Ankara Anlamas’nn 1 Aralk 1964’te yürürlüe girmesiyle Türkiye-AB ortaklk ilikisi resmen balad.Türkiye’nin üyeliini hazrlk, geçi ve son dönem olarak ele alan Anlamaya göre ekonomik farkllklar azaltacak hazrlk dönemi ve Gümrük Birlii’nin tamamlanmasn (1 Ocak 1973’te yürürlüe giren Katma Protokol) öngören geçi ve üyeliin tamamlanaca son dönem olarak üç aama öngörülmütü. An- cak 1980’li yllarn ilk yarsna kadar Türkiye-Topluluk ilikileri sekteye urad. Türkiye 1987’de tekrar üyelik bavurusu yapt ancak üyelie ehil ülke olmad gerekçesiyle bavurusu kabul edilmedi. 1 Ocak 1996’da Gümrük birlii tamamland ancak Avrupa Komisyonu’nun “Gündem 2000 Raporu”yla ele ald genileme politikalarnda Türkiye’ye yer vermemesi ve 12-13 Aralk’ta da Lüksemburg zirvesinde adayln teyit edilmemesi Türkiye’nin AB ile siyasi ilikilerini askya alnmas sonucunu getirdi. 10-11 Aralk 1999’da Helsinki Zirvesinde Türkiye’ye adaylk statüsünün veril- mesi ve Kopenhag Siyasi Kriterleri ve müktesebata uyum çalma hedeflerinin ortaya konduu Katlm Ortakl Belgesi’nin 8 Mart 2001’de kabul edilmesiyle ilikiler ivme kazand. Avrupa Komisyonu’nun 2004 lerleme Raporu’nda müzakerelerin balatlmas için gerekli siyasi kriterlerin karland tespitiyle 16-17 Aralk 2004 Zirvesi’nde Türkiye ile müzakerelerin 3 Ekim 2005’te balatlmas karar alnd. Bu tarihten itibaren 11 balk müzakerelere açld, sadece bir tanesi (Bilim ve Aratrma) geçici olarak kapatld. Halen 12 balk da politik nedenlerden ötürü veto edilmi durumda. 87 Anne-Babalara Bir Ay Daha Fazla zin A vrupa Sosyal Ortaklar olan ETUC (Avrupa Sendikalar Konfederasyonu), Businesseurope (Avrupa Sanayi ve iveren Örgütü), UEAPME (Avrupa Esnaf Sanatkarlar, Küçük ve Orta Ölçekli letmeler Birlii) ve CEEP Avrupa Kamu tirakli ve Kamusal letmeler Merkezi 18 Haziran 2009’da AB stihdam, Sosyal ler ve Eit Haklar Komiseri Vladimir Spidla’nn da katlmyla 1995’te üzerinde anlatklar Ebe- veyn zni Çerçeve Anlamasn’nn gözden geçirilmi yeni halini resmen onaylad. Bu gelime 25 yllk geçmii olan Avrupa Sosyal Diyalounda bir mihenk ta olarak kabul ediliyor çünkü Avrupal Sosyal Ortaklar bu düzenlemeyle ilk kez önceden var olan bir çerçeve anlamann revizyonu üzerinde tekrar mutabakat salam oldu. Bu düzenleme sosyal ortaklarn 1995’te Ebeveyn zni Sözlemesi olarak kabul edilen sonrasnda da 1996’da AB Direktifine dönüen orijinal sözlemeden sonra akdettikleri 7. Çerçeve Anlamas niteliinde. Revize edilmi Anlamada Ebeveyn znini üç aydan dört aya çkaran ve bunu bütünüyle transfer edilemeyen bir hak olarak ele alan, içiye izinden döndüünde deiken çalma düzenlemesi talep etme hakk veren ve bunlarn bireysel bir hak olduunu teyit eden düzenlemeler bulunuyor. Varlan mutabakatta üye devletlere ve sosyal ortaklara içinin Ebeveyn zin hakkn kullanrken kendileri tarafndan verilecek bir ihbar süresi oluturmalar, aile yaplarndaki yükselen deiimi kabul etmeye gayret göstermeleri ve aile sorumluluunun kadn-erkek arasnda eit paylamnn teviki konusunda çarda bulunuluyor. Bununla birlikte üye devletlerin bölgelerindeki izin imkanlarn, çocuk bakm ve esnek çalma düzenlemelerini de göz önünde bulundurabileceinin alt çiziliyor. Bu sözleme Avrupa Konseyi Antlamasnn 139. maddesi gerei Avrupa Komisyonunun önerisiyle Konsey Direktifi olarak yürütülmek zorunluluunda. Türk mühendis ve içisinin baarsyla Türkiye’nin ilk otojen deirmeni üretildi Fabrika Üreten Fabrika: Ankara Makina Fabrikas Duygu GÖZLEK eker- Sendikas Basn Uzman 88 A nkara Makina Fabrikas, Türkiye eker Fabrikalar A. (Türkeker) bünyesinde kurulduu 1968 ylndan bu yana, ar sanayi alannda birçok ilke imza att ve atmaya devam ediyor. Son olarak Fabrika, bakr ihtiva eden cevherin ya öütme ileminde kullanlan, Türkiye’nin ilk otojen deirmenini imal etti. deirmeninin bir kompleksinin yenileme çalmasnn yaplmas talebi ile Fabrika’ya bavuruldu. Fabrika tarafndan bu yenileme çalmas baar ile tamamlandktan sonra, firma yetkililerine bu otojen deirmeninin aynsnn Ankara Makina Fabrikas’nda yapabilecei dile getirildi. Projeleri fabrikann mühendisleri tarafndan oluturulan otojen deirmenin 2008 yl içinde imalatna baland. 2009 Nisan aynda tamamlanan deirmenin Eti Bakr A’nin Murgul tesislerindeki yerine montaj da 2009 Mays aynda gerçekletirildi. Deirmen halen baaryla çalyor. Tamamen Ankara Makina Fabrikas’nn imkanlaryla, Türk mühendis ve içisinin emei ile gerçekletirilen otojen deirmeni imalat sayesinde, ekonomik kriz ortamnda dövizimizin ülkemizde kalmas ve ülke ekonomisi açsndan önemli bir katma deer yaratlmas saland. Bunun yan sra ar sanayimizde önemli bir yere sahip olan Ankara Makina Fabrikas’nn, Türk mühendis ve içisinin baars bir kez daha bu üretimle kantlanm oldu. Ankara Makina Fabrikas tarafndan Kuzeydou Anadolu Bölgesi’nde, deniz seviyesinden yaklak bin 200 metre yükseklikte faaliyet gösteren Eti Bakr A. Murgul letmesi’nde kurulan otojen deirmeninin bu yükseklie tanrken herhangi bir zorlukla karlalmamas için gövde ksm dört parça halinde üretildi. Saatte 54 ton cevheri öütebilen otojen deirmenin çap 8,2 metre, yükseklii yaklak 4 metre ve arl da 180 ton. 2007 yl içinde Eti Bakr A. Murgul letme Müdürlüü tarafndan, bakr ihtiva eden cevherin ya öütme ileminde kullanlan otojen Fabrika 1968 Ylnda Kuruldu Türkeker ve eker fabrikalar bünyesinde, dünya ölçeinde, makina imalat sektöründe faaliyet gösteren be makina fabrikas ve bir Elektromekanik Aygtlar Fabrikas (EMAF) bulunuyor. Bu makina fabrikalarndan, Ankara ve Eskiehir Fabrikalar Türkeker Genel Müdürlüü’ne dier üçü ise ilgili eker fabrikalarna bal. Bunlar; Afyonkarahisar, Erzincan ve Turhal Makina Fabrikalardr. Türkeker bünyesinde yer alan iki makina fabrikasndan biri olan Ankara Makina Fabrikas’nn temeli 22 Eylül 1966 tarihinde Ankara’nn Etimesgut lçesi’nde atld. Fabrika, eker fabrikalarnn ve hzla gelien yurtiçi sanayiinin ihtiyac bulunan büyük makina ve tesislerin ithalatn önlemek amac ile 1968 ylnda tek hol olarak kuruldu. Fabrika, kuruluunun dördüncü ylnda maksimum kapasitesine eriti, sipari ve talepler hzla artt ve fabrikann tevsisat zorunlu hale geldi. Tevsisat iki kademede yapld. lk tevsisat 1976 ylnda tamamland. Mevcut hole ikinci ve üçüncü hollerin eklenmesi ve gerekli tezgahlarla donatlmas ile gerçekletirildi. kinci tevsisat ise 1982 yl sonunda dördüncü ve beinci hollerin eklenmesiyle ve önemli olan baz tezgah ve teçhizatn yerletirilmesiyle saland. Fabrika bugünkü be holden oluan son eklini alarak Türkiye’nin en güçlü kurulularndan biri haline geldi. Ortadou ve Balkanlar’daki en büyük tesislerden biri olan Ankara Makina Fabrikas’n benzerlerinden ayran en önemli özellii, entegre bir makina imalat fabrikas olmas. Fabrikada bugün komple bir eker fabrikasnn yüzde 95’i, çimento fabrikasnn yüzde 85’i imal edilebiliyor. 5 holden oluan Fabrika, 32 bin metrekare kapal alana ve 260 bin metrekare fabrika sahasna sahip. Yllk imalat kapasitesi 6 bin 500 ton. Ancak bu kapasitenin u anda ancak yüzde 35’i kullanlabiliyor. Bunun nedeni de Türkeker’in özelletirme programnda olmasndan dolay bu fabrikaya gerekli yatrmlarn ve yeterli içi almnn yaplamyor olmas. Bunun sonucunda daha önce bine yakn içinin çalt fabrikada bugün 138 içi, 13’ü mühendis 43 memur ve 53 alt iveren içisi çalyor. Fabrika, sadece ithalat ikamesi durumunda olan, yurtiçinde dier sanayi sektörlerinin imkanlar ve imalatnn gerçeklemesi güç veya mümkün olmayan makina ve tesislerin imaline uygun ekilde projelendirilip kuruldu. Bugüne kadar yaplan imalat da bu tarifle tamamen örtüüyor. Fabrikada eker ve çimento sanayiine ait büyük boyutlu makina ve tesislerin, termik ve hidroelektirik santrallere ait ünitelerin, petrol rafinerileri ve dier sanayi kollar için basnçl kaplarn, demir çelik endüstrileri için makinalarn, her türlü çelik konstrüksiyonun, sac ileme tezgahlarnn, endüstri tipi buhar kazanlarnn, büyük pompalarn, vantilatörlerin, dili kutularnn, krclarn, deirmenlerin, pompalarn, büyük dili çarklarn, krenlerin, vinçlerin, kaldrma makinalarn ve atk su artm tesislerinin üretimi yaplyor. Fabrikada, “14 metre çap ve 200 ton arla kadar dikey tornalama”, “5,5 metre çap, 18 metre boy ve 120 ton arla kadar yatay tornalama”, “8 metre çap ve 42 modüle kadar dili imalat” yaplabiliyor. Pek Çok lke mza Att Türkeker bünyesinde eker fabrikalarna yedek parça üretimi ve komple eker fabrikas yapmak amacyla kurulan ve bu amaç dorultusunda pek çok imalat gerçekletiren Ankara Makina Fabrikas ayn zamanda ar sanayi alannda yapt üretimlerle Türkiye’de pek çok ilke imza att. Bu Fabrikada Türkiye’de ilk defa Türkiye Elektrik Kurumu ibirlii, Türk içisi ve mühendislerinin çabas ve yüzde 100 yerli malzeme kullanlarak 32 MW gücünde bir hidrolik türbin ve jeneratörün imalat baaryla gerçekletirildi. Türkiye Elektrik Kurumu tarafndan Hirfanl Hidroelektrik Santral’na dördüncü ünite olarak montaj yaplan ve 1983 tarihinde devreye alnan bu dikey eksenli türbin, 60 metre düüde, 187,5 devir/dak. ile çalyor ve 32 MW’lk bir güç salyor. Fabrika, termik santraller için 100 t/h buhar kapasiteli buhar kazanlar ile 150-200 MW gücündeki hidrolik türbinleri imal etmek üzere gerekli makinalara sahip. Ar sanayide kullanlan büyük boyutlu, ar makina imalatn yürütebilecek kapasitede, uygun takm tezgahlar ve teçhizatla da donatld. Türkeker Makina Fabrikalar tarafndan imal edilerek Özbekistan’n Horezm bölgesinde kurulan, 3000 ton/gün pancar ileme kapasiteli komple eker Fabrikas 1998’de iletmeye açld. PETLAS’n önemli makinalar, petrol arama kuyularnda kullanlan “atbalar”, petrol rafinerilerinde kullanlan basnçl kaplar, endüstri ve termik santraller için buharl kazanlar, Fabrika’da üretildi ve üretilmeye devam ediyor. Ankara Makina Fabrikas’nda üretilen makinalar ile 13 eker fabrikas, 9 çimento fabrikas kuruldu. Aliaa, pra rafinerilerinin basnçl kaplar, dram, kolon ve eanjörleri imal edildi. Eti Bor iletmelerinin önemli makinalar da burada üretiliyor. Dorudan ihracat yapmayan Fabrikada, ihracat amaçl fason üretim gerçekletiriliyor. Irak’ta baraj yapmn üstelenen bir firmaya türbin yaplyor. Bosna’da bir ihale üstlenen Türk firmasna da 6 metre çapnda disk ileniyor. Fabrika Üreten Fabrika Ankara Makina Fabrikas, eker fabrikalarn komple kurabiliyor olmasndan dolay “Fabrika Üreten Fabrika” olarak da anlyor. Bunun yan sra biri yurtdnda (Özbekistan) olmak üzere 13 eker fabrikas, 9 çimento fabrikas, Aliaa, pra zmit Rafinerilerinin basnçl kap, dram, kolon ve eanjör; Türkiye’de ilk kez imal edilen Hirfanl Baraj dördüncü ünitesi, Francis tipi hidrolik türbini ve bunu izleyen dier türbin imalatlarnn gerçekletirilmesi, bu fabrikaya hakl olarak “Fabrika Üreten Fabrika” denilmesine neden oldu. Öte yandan fabrika, ülke kalknmasnda güçlü tezgah park ve deneyimli kadrolaryla her zaman öncü olmaya devam ediyor. Bugüne kadar baard büyük boyutlu projeler nedeniyle hakl olarak kazand “Fabrika Üreten Fabrika” unvann da gururla tayor. 89 Tüketici Dünyas Tüketiciler GSM irketlerinden ikayetçi GSM 90 irketlerinin açm olduklar baz kampanyalarda tüketicilerin haksz uygulamalarla madur edildiine ilikin Tüketici Haklar Dernei’ne bir çok ikayet geliyor. Örnein, “aylk ....... dakika, konutukça konuun” gibi kampanyalardaki koullar, kampanya reklamlarnda ve sözlemede açkça belirtilmiyor. GSM irketleri balangçta vaat ettikleri sözleme koullarn kendi istekleri ve çkarlar dorultusunda deitiriyorlar. Tüketicilerin maduriyetlerine yol açan bu deiiklikler ikayetlere neden oluyor. Bu haksz uygulamalarla ilgili olarak GSM irketlerini arayan tüketiciler, sorumlu ya da yetkili birisiyle görüme salayamyorlar. Çou zaman da anlamsz, yetersiz cevaplarla karlayorlar. Üstelik tüketicilerin, sorunlarna çözüm bulmak için ilgili firmalarla yaptklar telefon görümelerinin bedelleri de tüketiciler tarafndan ödeniyor. Tüketici Ne Yapacak? Tüketiciler, madur edildikleri kampanya konusu ile ilgili imzaladklar sözlemenin bir suretini mutlaka ellerinde bulundurmal. Sözlemenin bir örneini firmalar tüketiciye vermek zorunda. Eer tüketiciye sözlemenin bir örnei verilmemise, tüketici ilgili firmadan sözlemenin bir örneini isteyebilir. Kampanyann süresi reklamlarda ya da sözlemede belirtilmemi ise kampanya koullar sözlemenin süresi ile snrl. Baz GSM firmalarnn sözlemelerinde belirtilen “kontör ve tarife ücretlerinde deiiklik yapma hakknn sakl tutulmas” eklindeki koullar ve buna dayanlarak vaat edilen koullarn tüketiciler aleyhine deitirilmesi haksz kouldur ve geçersizdir. Kampanyann balangcnda ve devam ettii süre içinde kampanyann koullarnn ve süresinin ne ekilde ve ne zaman deieceinin yaplan reklamlarda ve sözlemede belirtilmemesi durumunda, sözlemenin belirtilen süresi içerisinde firmalarn tek tarafl olarak tüketici aleyhine olacak ekilde sözlemede ya da tarifede deiiklik yapmas haksz arttr ve geçersizdir. Tüketicinin Korunmas Hakknda Yasa’nn 6. maddesine göre, tüketici ile müzakere edilmeden tüketici aleyhine olacak ekilde tek tarafl olarak firmalarn sözlemeye koyduu artlar ya da sözleme deiiklikleri haksz arttr ve geçersizdir. Ayrca, deiik konularda haksz artlarla ilgili olarak Yargtay kararlar da mevcuttur. Reklam Kurulu GSM irketlerine Ceza Veriyor Sanayi ve Ticaret Bakanl Reklam Kurulu Bakanl, tüketicilerden gelen ikayetler üzerine GSM irketlerine yönelik olarak tüketicilere eksik bilgi verdikleri gerekçesiyle firmalar hakknda uyarma ve knama cezalar veriyor. Televizyon reklamlarndaki kampanyalarda tüketiciye tüm bilgilerinin verilmemesi, alttan geçen yazlarn çok küçük olmas ve okunmayacak kadar süratli geçmesi nedeniyle tüketiciler kampanyalar hakknda eksik bilgilendiriliyorlar. Bu verilen cezalardan birisi de geçtiimiz ay içinde her yöne snrsz konuun ekli ile bir firmaya verildi. Bakanln internet sitesinden aldmz cezay firma adn çkartarak aynen yaynlyoruz. “Her Yöne Snrsz” sloganl reklam ve ilanlarda “… geç …….. hem her yöne hem snrsz konu urama Sinan VARGI [email protected] (…)” ifadeleri yer almasna ramen, anlan tarifede konuma süresinin aylk 10 bin dakika ile snrlandrld ve 10 bin dakikadan sonraki konumalarn farkl bir ücretlendirmeye tabi tutulduu, yani belirtildii gibi snrsz olmad ve “ana vaat” ksmnda belirtilen “55 TL”lik fiyata Özel letiim Vergisi’nin eklenmemi olduu, yürürlükte bulunan mevzuat gerei tüketicilere aktarlmas gereken fiyatn tüm vergiler dahil fiyat olmas gerekirken, hizmetin fiyatnn tüm vergiler dahil edilmeksizin reklamn ana vaat ksmnda vurgulanmas suretiyle tüketicilerin yanltld gerekçeleriyle bahsi geçen tantmlarn Ticari Reklam ve lanlara likin lkeler ve Uygulama Esaslarna Dair Yönetmelik’e uygun olmadna, Bu durumun, 4077 sayl Kanun’un 4822 sayl Kanun’la deiik 16. maddesi hükmüne aykr olduuna, reklam veren ……… A. hakknda idari para ve anlan reklamlar durdurma cezalar verilmesine, dier taraftan, söz konusu firma tarafndan, 2009 ylnn ubat ve Mart aylarnda yaymlanan, “Her Yöne Snrsz 55 YTL” sloganl reklamlarn, 4077 sayl Kanun ve Ticari Reklam ve lanlara likin lkeler ve Uygulama Esaslarna Dair Yönetmelik’in ilgili hükümlerine aykr ve tüketicileri yanltc olduunun anlalmas nedeniyle, Reklam Kurulu’nun 10.03.2009 tarih ve 162 sayl toplantsnda, firma hakknda idari para cezas verilmi olup, söz konusu fiilin bir yl içerisinde tekrar edilmi olmas nedeniyle, para cezasnn, 4077 Sayl Kanun’un 25/11. maddesi hükmüne istinaden, iki kat olarak (67.200 x 2 = 134.400 TL (Yüzotuzdörtbindörtyüz Türk Liras)) uygulanmasna karar verilmitir. (14.07.2009 tarihli reklam kurulu toplants ile ilgili alnan kararlar. (http://www.sanayi.gov.tr/webedit/ gozlem.aspx?sayfaNo=4536) Bir dier firmaya kar alnan karar ie u ekilde: ……... tarafndan 27.04.200924.05.2009 tarihleri arasnda çeitli mecralarda yaymlanan ve 164 sayl toplantda hakknda tedbiren durdurma karar verilen “………….” adl kampanya kapsamnda yer alan limitsiz tarifelere ilikin “Cep Limitsiz” balkl reklam ve ilanlarn “ana vaat” ksmnda 25 TL, 35 TL, 15 TL gibi tüm vergiler dahil olmayan fiyatlara da yer verildii, yürürlükte bulunan mevzuat gerei tüketicilere aktarlmas gereken fiyatn tüm vergiler dahil fiyat olmas gerekirken, hizmetin fiyatnn tüm vergiler dahil edilmeksizin reklamn ana vaat ksmnda vurgulanmas suretiyle tüketicilerin yanltld ve anlam kargaasna neden olunduu, ayrca söz konusu reklam ve ilanlarda konuma imkannn limitsiz olduu ifade edilmesine ramen, 2 aylk kullanmda 10 bin dakika ile snrland gerekçeleriyle bahsi geçen tantmlarn Ticari Reklam ve lanlara likin lkeler ve Uygulama Esaslarna Dair Yönetmelik’e uygun olmadna, bu durumun, 4077 sayl Kanun’un 4822 sayl Kanun’la deiik 16. maddesi hükmüne aykr olduuna, reklam veren ……….. hakknda idari para ve anlan reklamlar durdurma cezalar verilmesine, dier taraftan, söz konusu firma tarafndan, 2009 ylnn ubat ve Mart aylarnda yaymlanan “Fatural Cep Limitsiz’de Tüm …………… ve sabit hatlarla Ayda Sadece 35 Liraya Limitsiz Konuun” sloganl reklamlarn, 4077 sayl Kanun ve Ticari Reklam ve lanlara likin lkeler ve Uygulama Esaslarna Dair Yönetmelik’in ilgili hükümlerine aykr ve tüketicileri yanltc olduunun anlalmas nedeniyle, Reklam Kurulu’nun 10.03.2009 tarih ve 162 sayl toplantsnda, firma hakknda idari para cezas verilmi olup, söz konusu fiilin bir yl içerisinde tekrar edilmi olmas nedeniyle, para cezasnn, 4077 Sayl Kanun’un 25/11. maddesi hükmüne istinaden, iki kat olarak (67.200 x 2 = 134.400 TL (Yüzotuzdörtbindörtyüz Türk Liras)) uygulanmasna karar verilmitir. Reklam Kurulu 09.06.2009 tarihli toplantsnda alnan karar ( http://www.sanayi.gov.tr/webedit/ gozlem.aspx?sayfaNo=4492). Tüketicilerin her kampanyada yaplan vaatleri aratrmadan yalnzca televizyondan verilen mesajlar doru zannederek kampanyalara girmemeleri gerekiyor. GSM firmalar genellikle hizmetin üstüne konacak vergi, fon gibi uygulamalar hakknda tüketicilere yeterli bilgi vermiyor. 91 Ramazan ‘Bo Mutfaa’ Geldi [email protected] Dört kiilik ailenin açlk snr 741.- TL, yoksulluk snr 2.413.- TL. Ç 92 alanlarn mutfak harcamas baz marketlerde “ramazan ay” öncesi uygulanan kampanya ve promosyon etkisiyle fazla deimedi. Ancak elde edilen gelirin yetersizlii nedeniyle gda harcamalarnda bile ksntya gidilmek zorunda kalnmas nedeniyle ramazan bir anlamda ‘bo mutfaa” geldi. Çalanlarn geçim koullarn ortaya koyan önemli bir gösterge olan “TÜRK- Açlk ve Yoksulluk Snr” çalmasnn Austos 2009 ay sonucuna göre dört kiilik bir ailenin salkl, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapmas zorunlu gda harcamas tutar (açlk snr) 740,90 lira olarak hesapland. Gda ile birlikte yaplmas zorunlu olan kira, yakacak, elektrik, su gibi konut, ulam, giyim, salk, eitim vb harcamalar da dikkate alndnda, insan onuruna yarar bir yaama düzeyi salamak yaplmas gereken harcama tutar (yoksulluk snr) 2.413,35 liraya ulat. Kukusuz hesaplanan bu tutar ücret düzeyi olmayp haneye girmesi gereken toplam gelirdir. Ancak çou zaman ailede çalan says bir kiiyle snrl kalmakta ve bakaca bir gelir kayna sözkonusu olmamaktadr. Elde edilen gelirin yetersiz ve çounlukla birden çok hanehalk bireyinin tek gelir kayna olmas yoksulluk sorununu yakc hale getirmektedir. Yaanan bu toplumsal gerçeklik özellikle “ramazan ay” döneminde “yoksula yardm” politika ve uygulamalarn ön plana çkarmaktadr. Mutfak harcamas aylk yüzde 0,36 ve ortalama yllk yüzde 5,49 orannda artt. Baz marketlerdeki ‘ramazan kampanyalar’ yat artn dengeledi. Dört kiilik ailenin sadece beslenebilmesi için yapmas gereken harcama tutar yürürlükteki asgari ücretten 195 lira fazladr. Dier bir ifadeyle asgari ücret dört kiilik ailenin mutfak harcamasna sadece 22 gün yetmektedir. Kira, ulam, elektrik, su, yakt ve benzeri dier zorunlu harcamalar da eklendiinde yaplmas gereken harcama tutar daha da artmakta, aradaki fark açlmaktadr. zlenen gelir politikas ile ücret gelirlerinde yaplan/yaplmaya çallan yetersiz artlar çalanlarn geçim artlarn daha da arlatrmaktadr. TÜK ve TÜRK- gda endeksi deiiminin yer ald grafikten de görülecei üzere gda fiyatlarndaki yllk art hz son aylarda -her iki endekste de- gerileme göstermektedir. Ancak fiyat artlarnda görülen bu eilimin çalanlara olumlu etkisi -satn alma gücündeki gerileme ve hedeflenen enflasyona endeksli ücret zamlar nedeniyle- olmamtr. Konfederasyonumuz hesaplamasna temel olan gda maddelerinin fiyatlar dorudan piyasadan, market ve semt pazarlar dolalarak belirlen- Tablo 1: Dört Kiilik Ailenin Açlk ve Yoksulluk Snr (TL/Ay) Austos’2008 Aralk’2008 Temmuz’2009 Austos’2009 Yetikin çi 203,34 205,28 205,75 205,98 Yetikin Kadn 168,63 170,31 170,64 171,09 15-19 Ya Grubu Çocuk 212,86 216,40 215,69 216,97 4-6 Ya Grubu Çocuk 145,00 147,67 146,17 146,86 Açlk Snr 729,83 739,67 738,25 740,90 2.377,30 2.409,35 2.404,73 2.413,35 Yoksulluk Snr * Gda harcamas tutar, yuvarlama nedeniyle toplamda farkl olabilmektedir. mektedir. Yaplan hesaplama sonuçlar her ayn son haftas açklanmaktadr. TÜK tarafndan yaplan çalmann sonuçlar ise izleyen ayn ilk haftas açklanmakta ve açklanan bu veriler benzeri çalmay yapan kurulularn temel girdisi olmaktadr. Konfederasyonumuz çalmas bu niteliiyle bamsz ve tüketici fiyatlarndaki art eilimini yanstan “öncü gösterge” olarak kabul edilmektedir. TÜRK-’in verileri temel alndnda Austos 2009 ay itibariyle “mutfak enflasyonu”ndaki deiim öyle olmutur: O Ankara’da yaayan dört kiilik bir ailenin “gda için” yapmas gereken asgari harcama tutar bir önceki aya göre yüzde 0,36 orannda artmtr. O Gda enflasyonunda yln sekiz ay itibariyle fiyatlarda yüzde 0,17 orannda art gerçeklemitir. O Gda harcamas tutarndaki art son oniki ay itibariyle sadece yüzde 1,52 düzeyinde olmutur. O Yllk ortalama art oran ise gerilemesini sürdürerek yüzde 5,49 orannda gerçeklemitir. Gda harcamas çalmasna temel alnan beslenme kalbnda yer alan baz ürünlerin fiyatlarnda Austos 2009 itibariyle gözlenen deiim ana hatlaryla öyle olmutur: O Süt, yourt, peynir grubunda; bu ay önemli bir fiyat deiiklii görülmedi. Ancak baz süt ürünlerinde promosyon nedeniyle fiyat indirimi sözkonusuydu. O Et, tavuk, balk, sakatat, bakliyat gibi ürünlerin bulunduu grupta; et ve tavuk fiyat (et yüzde 1,54 ve tavuk yüzde O O 11,24 orannda) art gösterirken sakatat fiyat ayn kald. Yumurta fiyat bu ay yüzde 11,11 orannda zamlanarak 20 kuru olurken, genelde piyasada olan kültür balklarnn fiyat ayn kald. Önümüzdeki ayn banda balayacak yeni sezonda balk fiyatlarnn etkisi kukusuz farkl olacaktr. Bakliyat ürünleri (kuru fasulye, nohut, yeil ve krmz mercimek, barbunya) fiyat genel olarak deimezken, sadece krmz mercimek fiyatndaki indirim dikkati çekmitir. Mevsim artlarnn olumlu etkisi yine meyve-sebze fiyatlarnda görülmü ve mutfak harcamasn rahatlatan unsur olmutur. Ortalama olarak meyve-sebze kilogram fiyat geçen ay 2,03 lira olarak iken bu ay 1,85 lira O olarak hesaplanmtr. Bu ay ortalama kilogram fiyat sebzede dümü, meyvede ise biraz yükselmitir. Hesaplamada -her zaman olduu gibi- pazarda youn olarak bulunan ve satlan ürünler temel alnmtr. Ekmek, pirinç, un, makarna gibi ürünlerin bulunduu grupta; bulgur fiyatndaki art dnda dier ürünlerin fiyat ayn kalmtr. Ramazan pidesi geçen yl olduu gibi 300 gram 1 liradan satlmaktadr. Son grup içinde yer alan gda maddelerinden; tereya, zeytinya, ayçiçei ya ve margarin fiyat deimemitir. Ayn ekilde zeytin (siyah-yeil) fiyat ayn kalrken salça, tuz, eker, bal, pekmez, fiyat da deimemitir. Baharatlardan (kimyon, nane, karabiber, vb) nanenin, yal tohumlardan ise (ceviz, fndk, fstk, ayçekirdei vb) ceviz ve Antep fstnn fiyat artmtr. Baz çay fiyatlarnda art gözlenmi, hlamur fiyat ise deimemitir. Tablo 2: Gda Harcamasndaki Deiim Austos Austos Austos Austos 2006 2007 2008 2009 Bir önceki aya göre deiim oran (%) 0,12 0,87 1,65 0,36 Bir önceki yln Aralk ayna göre deiim oran (%) 5,72 2,02 6,07 0,17 Bir önceki yln ayn ayna göre deiim oran (%) 12 aylk ortalamalara göre deiim oran (%) 10,38 9,34 16,28 1,52 7,36 11,58 13,44 5,49 Açlk ve Yoksulluk Snr-En Az Gelir Düzeyi (TL/Ay) Açlk Snr Yoksulluk Snr Net Asgari Ücret En Düük Kamu Çalan (Memur) Maa Ç (SSK) En Az Emekli Ayl ESNAF (BA-KUR) En Az Emekli Ayl MEMUR (EMEKL SANDII) En Az Emekli Ayl Temmuz 2008 Ocak 2009 Temmuz 2009 717,99 2.338,74 503,26 983,08 604,80 467,15 778,37 735,56 2.395,95 527,13 1.024,90 620,25 485,38 816,38 738,25 2.404,73 546,48 1.068,77 631,34 494,27 850,93 * 2008 ylbandan itibaren uygulanan “asgari geçim indirimi” kamu çalan (memur) maa ile asgari ücrete yanstlmtr. Ayrca kamu çalanna yaplan maa iyiletirmesi de Temmuz 2008’de dikkate alnmtr. Emekli aylklarna ek ödeme dahildir. Temmuz 2009 itibariyle, ek ödeme dahil olmak üzere en düük emekli ayl; Ba-Kur’da 494 TL, SSK’da 631 TL ve Emekli Sand’nda 851 TL’dir (1 Temmuz 2009 günü itibariyle aylk dizide oluan en düük aylk SSK emeklisinde 606,73 lira, Ba-Kur emeklisinde 475,57 lira olarak hesaplanmaktadr). Çalanlarn en düük gelirleri ise içide net asgari ücret tutar olan 546 TL olurken memurlarda en düük maa tutar 1.069 TL’dir. 2009 yl için öngörülen altar aylk ücret-maa artlar asgari ücret için yüzde 4,3 ve 4,1 orannda yaplrken, kamu çalanlar (memur) ve emeklileri için yüzde 4,0 ve 4,5 oranlarnda gerçeklemitir. çi ve esnaf emeklilerinin maa artlar ise yüzde 3,8 ve 1,8 oranyla snrl tutulmutur. Buna göre önümüzdeki alt ay için art memur maanda art 44 lira, memur emeklisinde 35 lira olurken, içi emeklisinde 11 lira ve esnaf emeklisinde 9 lira düzeyinde gerçeklemitir. Asgari ücretlinin alt aylk art ise 19 lira olmutur. Böylece benzer geçim artlar altnda yaamn sürdürmek durumunda olan çalanlar ve emeklileri arasndaki farkllklar daha da artm, nispeten daha düük gelir elde edenlere yaplan düük tutardaki art, bu kesimlerin yoksulluunun artarak sürmesine yol açmtr. 93 H. Kaya Elbek’i Kaybettik 94 TÜRK- 4. Bölge Temsilcisi H. Kaya ELBEK 15 Eylül 2009 günü gece yars vefat etti. Çok uzun yllar TÜRK- Adana (4. Bölge) Temsilcisi olarak görev yapan H. Kaya Elbek bir süredir tedavi görüyordu. Elbek, 1937 ylnda Tarsus’ta dodu. Tarsus Amerikan Koleji’ni bitirdikten sonra 1963 ylnda TÜRK- 4. Bölge Temsilcilii’nde Eitim Müdürü olarak göreve balad. Bu arada Adana ktisadi ve Ticari limler Akademisini bitirdi. 1974 ylnda TÜRK- 4. Bölge Temsilcilii’ne atand. 1984 ylnda emekli olmasna ramen görevini günümüze kadar sürdürdü. H. Kaya Elbek’e Allah’tan rahmet, ailesine ve TÜRK- topluluuna basal diliyoruz. Sendikalarmzdan PETROL- Örgütlenme Kampanyas Petrol- Sendikamz Mays aynn sonlarnda Düzce’de yerel bir tantm ve örgütlenme kampanyas balatt. Bir ay süren kampanya malzemeleri arasnda; bilbord ve iç mekân afileri, pankartlar, broürler, bildiriler, çkartmalar, televizyon ve radyo spotlar, gazete reklamlar, tiörtler ve bir kampanya web sitesi bulunuyor. Ayrca, sinema sektöründen tannm oyuncular kampanyayla ilgili televizyon filmlerinin yapmna katldlar. Afilerin ana temas “Sendikal ol!” idi. Kampanya malzemelerinde kullanlan ana sloganlar ise: “Sendika gücündür”, “Sendika hakkndr”, “Sendika gelecektir” ve “Sendika dayanmadr”. Tantm kampanyas için kentte bir stand kuruldu. Kampanya yöre halk arasnda ilgi yaratt ve olumlu karland. Kampanyann bir dier yönü ise, geleneksel gizli örgütlenme yöntemlerinin dna çklarak açk yürütülmesiydi. Petrol-’in kentteki standna ve irtibat bürosuna çok sayda içi geldi. Kampanya özellikle genç içiler için enerji, umut ve özgüven alayan bir ortam yaratt. Bu ise yörede sendikaya ilgiyi artrd. Bu tantm ve örgütlenme kampanyas Petrol- tarafndan dier kentlerde de devam edecek. Öte yandan, kampanyann mesajlarn ulusal düzeye de tanmak isteniyor. Petrol- Sendikamzdan yaplan açklamada, kampanyann “sendikal örgütlenme”yi “terör eylemi” ve “anari” ile özdeleyen zihniyeti krma olana yarataca, bu balamda mesajn sadece iyerlerindeki örgütsüz içilere deil, onlarn ailelerine ve yaadklar yerel topluma da ulatrmann amaçland belirtildi. TEKGIDA- ET yerinde Anlama Tekgda- Sendikamzn örgütlü bulunduu ve Eskiehir’de kurulu bulunan ET GIDA San. ve Tic. A. iletmesinde 13.08.2009 günü balayan grev 9 gün sonra anlamayla sonuçland. 2067 içiyi kapsayan ve yürürlük süresi 31.12.2008 tarihinde sona eren iletme toplu i sözlemesinin yenilenmesi amacyla, alt aydan fazla bir süredir devam etmekte olan müzakerelerde iveren yetkilileri ile uzlamaya varlamamt. Grev uygulamas, 21.08.2009 günü varlan anlama ile sona erdi. Varlan anlamaya göre; Toplu sözlemenin ilk 6. aynda iyerinde çalan üyelerimizin 2008 yl sonu itibariyle almakta olduklar ücretlerine ortalama yüzde 11,6 orannda zam yaplacak. Sosyal yardmlarda ise çalan üyelerimiz açsndan günün koullarna göre oldukça önemli kazanmlar elde edilerek, üyelerimizin ücretlerinde yüzde 17‘leri aan oranlarda art saland. Grevin kaldrlmasnn ardndan, Tekgda- Sendikas’ndan yaplan açklamada, “Ayn kurumsal çat altnda iletmenin menfaatleri adna ortak çaba gösterdiimiz ET GIDA yetkililerine, anayasal grev hakkmza gösterilen saygl yaklam ve üyelerimizin hassasiyetlerini azami ölçüde gözeten nazik yaklamlar nedeniyle ükranlarmz arz ediyoruz” denildi. Ayrca, “Tekgda- Sendikas, grevi bir amaç deil, araç olarak kabul eden sorumlu ve basiretli bir sendikal felsefeye sahip olmakla birlikte, koullar gerektirdiinde sonuna kadar hak arayn sürdüreceini bir kez daha ortaya koymutur. Bir toplumsal mücadeleden daha baaryla ve güçlenmi olarak çkmann gururu ve mutluluu içerisindedir” açklamas yapld. DER- DESA’da Mutlu Son Deri- Sendikamzn örgütlenme mücadelesi verdii Desa Deri’de sendika üyesi olduklar için 29 Nisan 2008 tarihinden itibaren Düzce’de ve 3 Temmuz 2008 tarihinde de Sefaköy’de iten atlan toplam 44 içinin tekrar iba yaptrlmas için devam eden görümeler, 95 Sendikalarmzdan 24 Austos 2009 günü imzalan protokolle sonuçlandrld. Anayasal ve yasal hak olan sendikalama hakkn kullanarak Deri-’e üye olan Desa içileri, TS yetkisi almaya yetecek çounlua ulamadan, iverenin sendika üyeliklerini örenmesi sonucunda iten atlmt. Bunun üzerine Düzce ve Sefaköy fabrikalarnn önünde yaklak 15 ay devam eden Desa direnii balad. Deri-, uluslararas markalara çalan Desa deri ivereninin sendika kart tavrn krmak için hem yerel, hem uluslararas alanda mücadele yürüttü. 96 Düzce’de 15, Sefaköy’de 11 ay süren direnilerin sonunda, hukuk mücadelesi kazanld, mahkemenin içilerin sendikal nedenle iten atld tespiti ve ie iade karar Yargtay tarafndan onand. veren bu kez de davas sonuçlanan içilere uluslararas sözlemelere aykr ekilde sendikal tazminat ve tüm alacaklarn ödeyerek sendikadan kurtulmak istedi. Bunun üzerine Deri- Sendikas fabrika önünde devam eden direnileri kaldrd, uluslararas kampanyann devam edeceini açklad. Desa ivereni ile uluslararas kampanyann basks altnda devam eden görümeler sonucunda bir protokol imzalanmtr. Buna göre; – Desa ivereni sendika kart tutumundan vazgeçecek ve tüm içilere sendika haklarnn güvence altna alndna dair yazl bir belge datacak. – Görümeler devam ederken 6 içiye iba yaptran Desa ivereni, bu protokolle 6 içiye daha iba yaptracak. Dier iten çkartlan içileri de, kesilen siparilerinin geri dönmeye balamas ile birlikte ie alacak. – Deri- Sendikamz, uluslararas sendika temsilcileri ve Desa iverenin katlaca, Desa’nn Sefaköy ve Düzce fabrikalarnda çalan içilerle birlikte ortak toplant düzenlenecek. – Deri- Sendikamz varlan bu anlama gerei, Desa kart sürdürülen uluslararas kampanyay sonlandracak. TÜRK METAL Yargsz nfaza Tepki Türk Metal Sendikas Genel Bakan Pevrul Kavlak, Sendikasnn kamuoyunda Ergenekon soruturmas olarak bilinen soruturmayla ilikilendirilmesine tepki gösterdi. Kavlak 28 Austos 2009 günü yapt basn toplantsnda, son günlerde baz medya organlarnda, Türk Metal’i hedef alan ve hedef gösteren yaynlar yapldna dikkat çekerek, “Sendikamza dolaysyla bizlerin ahsna kar ar ithamlarda ve imalarda bulunanlar, bu haberleri hazrlamadan önce bizim görüümüzü almyor, bize savunma hakk vermiyor. Bunun ad yargsz infaz deil de nedir” diye konutu. Kavlak, “Bizler, geçmiimizi inkar etmeden yeni bir sayfa açm bulunmaktayz. Metal ikolunun en büyük sendikas olarak amacmz, üyelerimizin hayat standardn yükseltmek, sendikal faaliyetlerimizin çekirdeini oluturan sosyal ve kültürel etkinliklerle, üyelerimizin sosyoekonomik ve kültürel yönden gelimelerine katkda bulunmaktr. Ben, Türk Metal Sendikas’nn 13’üncü Olaan Genel Kurulu’na katlan 256 delegenin tamamnn oylarn alarak Genel Bakan seçilmi bir sendikacym. Ayn zamanda Türkiye’nin en büyük içi kuruluu olan Türkiye çi Sendikalar Konfederasyonu’nun Genel Tekilatlandrma Sekreteriyim. Biz, üyelerimizin haklarn elde etmek, korumak ve gelitirmek amacyla el ele verdik. Sakn ola ki kimse bizi emanetçi olarak görmesin, göstermesin. Biz, sadece ve sadece üyemiz olan metal içilerinin haklarnn, menfaatlerinin ve geleceklerinin emanetçisiyiz. Bunun haricinde kimsenin emanetçisi deiliz, olmayz. Bizim davamz, bu emanete ihanet etmeden metal içilerinin sosyal ve ekonomik yönden gelimesini salayacak sendikal hedeflere ulamaktr. En büyük hedefimiz de bütün metal içilerini Türk Metal çats altnda toplamaktr” dedi. Sendikalarmzdan TGS ATV-Sabah Grevine Durdurma ATV ile Sabah gazete ve dergi gruplarnn bal olduu Turkuvaz iletmesine ait stanbul’da ve Ankara’daki iyerlerinde TGS’nin sürdürdüü grev, 154. gününde stanbul 2. Mahkemesi’nin kararyla durduruldu. 13 ubat 2009 günü Turkuvaz iletmesine ait stanbul’da Balmumcu ve Sefaköy, Ankara’da ise Balgat iyerlerinde balayan grevin durdurulma kararnn sadece stanbul ve Ankara’daki 3 iyerini kapsad, dier 6 ildeki iyerlerinde devam eden grevi etkilemedii ifade edildi. TGS Turkuvaz iletmesinin Antalya, zmir, Adana, Diyarbakr, Bursa ve Trabzon iyerlerinde 3 Temmuz 2009 günü balayan grevin halen devam ettiini belirtti. TGS, stanbul ve Ankara’da durdurulan grevlere gerekçe olarak “sendika üyelerinin, 2822 sayl Toplu Sözlemesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 51/4 maddesi uyarnca dörtte üç orannda azalm olduu iddiasnn” gösterildiini belirtti. Yaplan açklamada “Turkuvaz iyerlerinde grev öncesinde iveren basksyla istifalar olduu, ancak sendikann yetki bavurusunda bulunduu 2007 ylndan greve çklan tarihe kadar, üyelikten zorla istifa ettirilenlerin saysnn dörtte üç oranna ulamad” kaydedildi. Yaplan açklamada Turkuvaz i yerlerinde, TGS üyelerinin saysnda grevin balad 13 ubat 2009 tarihinden sonra hiçbir azalma olmad ifade edildi. TGS tarafndan yaplan açklamada “Mahkemenin verdii kararn hem yeterli inceleme yaplmad için eksik olduu hem de Yargtay’n grevin balamasndan sonra üye saysndaki azalmann dikkate alnmas gerektii yönündeki içtihatlarna aykr dütüü” belirtilirken u sözlere yer verildi: “Bu nedenlerle, stanbul 2. Mahkemesi’nin, 16 Temmuz 2009 tarihinde vermi olduu, ‘Sendika tarafndan sürdürülen grevin sona erdirilmesine, kararn kesinlemesine kadar grevin durdurulmasna’ ilikin karar, sendikamz tarafndan temyiz edilecektir. Ancak mahkemenin vermi olduu, ‘karar kesinleinceye kadar grevin durdurulmas’ yönündeki karara da uymak zorundayz. 17 Temmuz 2009 tarihinden itibaren, Turkuvaz iletmesine ait stanbul ve Ankara’daki 3 iyerinde grev gözcülerimiz Yargtay’n verecei kesin karara kadar nöbet tutmayacaklardr.’’ TGS iveren tarafndan i akitleri feshedildii bildirilen 10 grev gözcüsü sendika üyesinin de “i akdi fesihlerin geçersiz olduuna dair mahkeme kararnn temyiz sürecinde olduu ve henüz kesinlemedii” için iba yapmalarnn da mümkün olmadn belirtti. TGS kararla ilgili olarak Yargtay’a bavurusunu yapt. 97 TÜRK-’N GÜNDEMNDEN AKAM’A TEEKKÜR TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, sizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda kullanmna ilikin haberi manetten duyuran Akam Gazetesi’ne teekkür etti. Kumlu 15 Temmuz 2009 günü yapt yazl açklamada öyle dedi: VECD GÖNÜL’DEN ZYARET Milli Savunma Bakan Vecdi Gönül 27 Austos 2009 günü TÜRK-’i ziyaret ederek Genel Bakan Mustafa Kumlu, Genel Sekreter Mustafa Türkel ve Genel Mali Sekreter Ergün Atalay ile görütü. Kumlu ziyaretin ansna Gönül’e bir hediye verdi. T. MADEN-’N YEN GENEL BAKANI ASLAN 98 Türkiye Maden çileri Sendikas’nda Genel Bakan Ekrem Fedai’nin vefat ile boalan Genel Bakanlk görevine Genel Mali Sekreter smail Aslan’n getirildi. Yönetim Kurulu içinde görev deiiklikleri de yapld. Buna göre Yönetim Kurulu’nun yeni görev dalm öyle açkland: smail Aslan Genel Bakan Ahmet Levent Eiyok Genel Bakan Yardmcs Vedat Ünal Genel Sekreter Murat Bekem Genel Mali Sekreter Nurettin Akçul Genel Tek.Sekreteri Durmu Düzgün Genel Toplu Söz. ve Mev. Sek. “TÜRK- 25 Haziran 2009 tarihinde gece yars onaylanan ve kamuoyunda ‘kiralk içilik’ olarak bilinen düzenleme ile sizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda kullanlmasn da içeren düzenlemeye olan tepkisini 26 Haziran 2009 tarihinde bir yazl açklama ile dile getirmi, 27 Haziran 20089 tarihinde ise Cumhurbakanl makamndan veto talebinde bulunmutur. Ayrca 7 Temmuz 2009 tarihinde Cumhurbakan Abdullah Gül’ün içi konfederasyonu liderlerini kabulünde, düzenlemenin her iki maddesiyle ilgili veto talebini tekrarlamtr. ‘Kiralk çilii’ düzenleyen madde, yine Ebru Toktar Çekiç imzasyla Akam Gazetesi’nde çkan haberlerin önemli katksyla veto edilirken, sizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda kullanlmasna ilikin madde Cumhurbakanl makamndan onay almtr. Akam Gazetesi’nin 14 Temmuz 2009 tarihli manetinin sizlik Sigortas Fonu’nun sahibi içiler lehine pozitif bir etki yaratmasn umuyor, bu haberin artrd duyarllktan aldmz güç ile hatann en ksa zamanda telafisi yoluna gidilmesinin takipçisi olacamz ifade ediyorum. Gerek ‘kiralk içilik’, gerekse sizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda kullanlmasn hükme balayan düzenlemenin sakncalarn dile getiren Ebru Toktar Çekiç imzal haberleri Akam Gazetesi’nin manetine tamakla gösterdiiniz duyarllk ve Türk çalma hayatna yaptnz büyük katk nedeniyle teekkür ediyor, baarlarnzn devamn diliyor, sayglarm sunuyorum.” Hasan Hüseyin Yldz Genel Et. ve Aratrma Sek. AKSU TÜRK-’TE çileri eski Bakan ve AKP Genel Bakan Yardmcs Abdülkadir Aksu 21 Temmuz 2009 günü TÜRK- Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Genel Bakan Mustafa Kumlu, Genel Mali Sekreter Ergün Atalay ve Genel Tekilatlandrma Sekreteri Pevrul Kavlak ile görüen Aksu çalma hayatnn sorunlar hakknda bilgi ald. YEN UZMAN YARDIMCILARI GÖREVE BALADI Konfederasyonumuz bünyesinde çeitli birimlerde görevlendirilmek üzere snavla ie alnan uzman yardmclar 1 Eylül 2009 günü görevlerine balad. Uzman yardmclar Güldane Karslolu, Güliz Seda Basmac, Bar yiaydn, Gökhan Erol ve Güven Savul çeitli fakültelerin çalma ekonomisi ve endüstri ilikileri ile ekonomi bölümlerinden mezun. Arkadalarmza aramza ho geldiniz diyor, görevlerinde baarlar diliyoruz. TÜRK-’N GÜNDEMNDEN ZMR VALS EMNYET MÜDÜRÜ’NE KUTLAMA zmir Valisi M. Cahit Kraç 12 Temmuz 2009 günü TÜRK Genel Bakan Mustafa Kumlu’yu ziyaret etti. Genel Bakan Mustafa Kumlu 12 Austos 2009 günü Ankara Emniyet Müdürlüü’ne atanan Orhan Özdemir’i makamnda ziyaret etti. Kumlu Özdemir’e ziyaretin ansna TÜRK- saati hediye etti. 99 KARAYALÇIN TÜRK-’TE DYP’DEN ZYARET Eski Babakan Yardmcs ve Dileri Bakan Murat Karayalçn 3 Eylül 2009 günü Genel Bakan Mustafa Kumlu’yu ziyaret etti. Karayalçn ziyarette yürütülen bir proje hakknda Kumlu’dan destek istedi. Yeni kurulan Doru Yol Partisi Genel Bakan Av. Çetin Özaçkgöz 8 Eylül 2009 günü TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu’yu ziyaret etti. Ziyarette Partinin kurulu çalmalar hakknda bilgi verdi. TÜRK-’TEN YALILARA FTAR TÜRK- her yl geleneksel olarak verdii iftar yemeklerinden birini 8 Eylül 2009 günü Keçiören Belediyesi Güçsüzler Yurdu’nda yaayan yallara verdi. ftar yemeine Keçiören Belediyesi Güçsüzler Yurdu’nda yaayan 50 kii katld. Yemekte ayrca TÜRK- Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay, Salk- Sendikas Genel Bakan Mustafa Baolu ve BASS Genel Bakan Turgut Ylmaz yer ald. Çalışma Yaşamında Temmuz-Ağustos 2009 Namk TAN [email protected] 1 Temmuz 2009 100 Q Hükümet ile TÜRK- arasnda, yaklak 300 bin kamu içisini ilgilendiren toplu i sözlemesi görümelerinde anlama salanamad. Babakan Recep Tayyip Erdoan ile TÜRK- yönetimi arasnda Babakanlk Merkez Bina’daki görüme yaklak bir saat sürdü. TÜRK- Bakan Mustafa Kumlu, görümenin ardndan yapt açklamada, “Maalesef, sözlemeleri batlayamadk” dedi. Kumlu, Babakan Erdoan’n, ücret zammyla ilgili, toplu sözlemelerin birinci ylnn ilk alt ay için yüzde 3, ikinci alt ay için yüzde 4 art önerdiini bildirdi. Bunun, taleplerini karlamadn dile getiren Kumlu, kendilerinin birinci yl için 2008’deki enflasyon oran dorultusunda zam istediklerini belirtti. Konfederasyonun, eylem ve etkinliklere balayacan bildiren Kumlu, üyelerinin, i çknda 81 ilde, AK Parti örgütlerinin önünde basn açklamalar yapacan kaydetti. Kumlu, 7 Temmuz Sal günü de üyelerinin sabah tüm i yerlerinde “Bir saat çalmama hakkn” kullanacaklarn söyledi. Q TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, toplu sözleme görümelerinde anlama salanamamas ile ilgili, “Top hükümette, bizden çkt” dedi. Babakan Recep Tayyip Erdoan ile Babakanlk Merkez Bina’da yaptklar görümenin ardndan yapt açklamada, tüm çabalara ramen toplu sözleme görümelerinin masada çözümlenemediini söyleyen Kumlu, Hükümetin, toplu sözlemelerin birinci yl için yapt yüzde 3 ve 4, ikinci yl için 2,5 ve 2,5 teklifler kabul edilemez dedi. Kumlu, enflasyonun altndaki bir öneriye imza atmalarnn mümkün olamayacan ifade ettiklerini bildirdi. Gelinen noktada, yaptklar deerlendirmenin ardndan bir dizi eylem ve etkinlik karar aldklarn belirten Kumlu, Bakanlar Kurulu’nu olaanüstü toplantya çararak, izleyecekleri ve yapacaklar eylemleri belirleyeceklerini kaydetti. Toplu sözleme görümelerini masa banda bitireceklerine inandklarn dile getiren Kumlu, “Maalesef bu düüncemiz gerçeklemedi. Hayrl olsun” dedi. Kumlu, “Görümeler bitti mi?” sorusu üzerine, “Sayn Babakan ile bitecekse bitti demektir” diye konutu. Grev uygulamalarnn ne zaman balayaca yönündeki soruya karlk Kumlu, u anda 90 bin civarnda içi için grev karar alndn, 30 Temmuz itibariyle grev uygulamalarnn balamas gerektiini söyledi. 2 Temmuz 2009 Q Ksa çalma süresinin 6 ay daha uzatlmasna ilikin Bakanlar Kurulu karar, Resmi Gazete’de yaymland. Bakanlar Kurulu kararnda, 4447 sayl sizlik Sigortas Kanunu’nun geçici 8’inci maddesinde belirtilen esaslar çerçe- vesinde; 31 Aralk 2009 tarihine kadar uzatma bavurusunda bulunulmas, bir önceki ksa çalma uygulamasnn sona ermesi, ksa çalma uygulamas devam eden ve ayn kiileri kapsayan uzatma talepleri hariç dier talepler için yeni bir uygunluk tespiti yaplmas koulu ile ksa çalma süresinin 6 ay daha uzatlmasnn kararlatrld belirtildi. Q TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, Devlet Bakan Hayati Yazc ile yaptklar görümede, kamu kesimi toplu sözlemelerine yönelik yeni bir teklif sunulmadn söyledi. Bakan Yazc, TÜRK- Genel Bakan Kumlu ve Genel Mali Sekreter Ergün Atalay ile Babakanlk Merkez Bina’da bir süre görütü. Kumlu, görümenin ardndan AA muhabirine yapt açklamada, Yazc’nn görümelerde gelinen noktay deerlendirmek üzere kendilerini davet ettiini belirtti. Yazc’nn kendilerine “neden bu noktaya gelindiini” sorduunu ifade eden Kumlu, “Taleplerimiz deerlendirilirse bir mutabakata varlabileceini ifade ettik. Bir durum deerlendirmesi yaptk. Yeni bir öneri yok. Dünkü noktadayz” diye konutu. Q TÜRK-’e bal içiler, “toplu i sözlemesi görümelerinde taleplerinin kabul edilmedii” gerekçesiyle AK Parti Genel Merkezi’ne yürüdü. Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl önünde toplanan içiler, alk ve slklarla, Hükümet’i protesto eden sloganlar atarak Eskiehir yolundan yürüyüe geçti. Yolu 101 zaman zaman trafie kapatan içiler, AK Parti Genel Merkezi önünde topland. TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, içilere yapt konumada, “Sözlemenin masada bitirilmesi için elimizden gelen gayreti sürdüreceiz. Efendiliimizi koruyacaz. Ancak ensemizde boza piirtmeyeceiz” dedi. TÜRK- Genel Tekilatlandrma Sekreteri ve Türk Metal Sendikas Genel Bakan Pevrul Kavlak da “Krize kar duyarsz olduumuz düünülemez. 2001 krizinden bu ülkeyi daha çok çalarak, daha uzun çalarak ve daha verimli çalarak çkaran bizleriz. 2001 krizinden bu tarafa da gelien ekonomiden pay alamayan, ücretleri enflasyona yenik düen, artrlan vergi ve sigorta primleri ile ücretleri kua çevrilen de bizleriz. Geli- nen noktada TÜRK- taleplerini daha yüksek sesle dile getirebilmek amacyla bir dizi eylem karar almtr. Bugün burada bu eylemin birincisini gerçekletirmekteyiz. Eylemlerimiz uyar niteliindedir ve taleplerimiz kabul edilinceye kadar devam edecektir. Edilmezse de grev silahmz kullanacamz açktr.” 4 Temmuz 2009 Q Sigortal isizler ile Türkiye Kurumuna kaytl dier isizlere yönelik planlama ve aratrma çalmalar kapsamnda harcanacak giderlerin yllk miktar, isizlik sigortas fonuna aktarlan devlet paynn yüzde 50’sine çkarld. Bakanlar Kurulunun konuya ilikin karar, Resmi Gazete’de yaymland. Kararla, sigortal isizler ile Türkiye Kurumuna kaytl dier isizlere yönelik i bulma, danmanlk hizmetleri, mesleki eitim, i gücü uyum ve toplum yararna çalma hizmetleri ile i gücü piyasas aratrma ve planlama çalmalar kapsamnda yaplacak giderlerin yllk miktar, 2009 ve 2010 yllar için isizlik sigortas primi olarak bir önceki yl içinde sizlik Sigortas Fonu’na aktarlan devlet paynn yüzde 50’sine çkarld. Q çi ve Ba-Kur emekli aylklarna 6 aylk enflasyon dorultusunda bu ay yüzde 1,83 zam yaplacak. Zamla birlikte en düük içi emeklisi ayl yaklak 11 TL artla 632 TL, en düük Ba-Kur emekli ayl yaklak 5 TL artla 310 TL olacak. Yln ilk yarsndaki enflasyon orannn açklanmasyla içi ve Ba-Kur emeklilerinin aylkla- rna bu ay yaplacak zam oran da belli oldu. Buna göre, içi ve Ba-Kur emekli aylklarna, yln ilk yarsnda ortaya çkan yüzde 1,83’lük enflasyon orannda zam yaplacak. Artla birlikte en düük içi emeklisi ayl 11,36 TL artla 621,24 TL’den 632,60 TL’ye yükselecek. BaKur emeklilerinde ise en düük aylk 5,57 TL’lik artla 304,79 TL’den 310,36 TL’ye çkacak. 6 Temmuz 2009 102 Q TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, maksatlarnn “grev, ülkeyi skntya sokmak, eylem olmadn” ifade ederek, “Toplu i sözlemesinin yine masada bitirilmesine açz” dedi. Babakan Recep Tayyip Erdoan’n toplu i görümeleri sürecindeki “greve gitme” konusundaki sözlerini anmsatan Kumlu, “Müzakereler devam ederken biz elimizden gelen gayreti, çabay masada bitirmek üzere gözden geçirip deerlendirirken, zannediyorum bir yanl bilgilendirmeden dolay ansz bir açklama yaptlar. ‘Buyursunlar gitsinler greve’ diyerek... Bizim maksadmz grev, ülkeyi skntya sokmak, eylem deil. Bizim maksadmz masa banda bitirmek ama bitmiyorsa oturup tekilatlarmla neden bitmediinin sebeplerini aratrp kararmz vermek” diye konutu. Q TÜRK- tarafndan hazrlanan raporda, “çalanlar enflasyona ezdirmedik” söyleminin, asgari ücret örneinde görüldüü gibi doru olmad savunuldu. Raporda, “Ekonomide yaanan kriz gerekçe edilerek bata çalanlar olmak üzere tüm dar ve sabit gelirli kesimlerin gelirleri yine geriletilmek istenmektedir” denildi. 7 Temmuz 2009 Q TÜRK-’e bal sendikalara üye içiler 1 saatlik “Çalmama Hakkn Kullanma” eylemi gerçekletirdi. Kamu toplu i sözlemesi görümelerinin anlamazlkla sonuçlanmas üzerine, TÜRK-’in ald 1 saatlik, “Çalmama Hakkn Kullanma” eylemi kamu i yerlerinde uyguland. Sabah saatlerinde i yerlerine giden içiler, mesaiye balamad. yerleri önünde açklamalar yaplarak, talepleri içeren sloganlar atld. Eylemlerde, konfederasyonun taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle hükümet protesto edildi. Eylemin Ankara ayanda içiler, TEDA Genel Müdürlüü önünde topland. çiler burada, “, ekmek yoksa bar da yok”, “Hükümet arma, sabrmz tarma”, “Vur, vur inlesin, hükümet dinlesin” eklinde sloganlar att. Konumasnda, “ekmek mücadelesinde kendilerine destek veren içi ve memur konfederasyonlarna teekkür eden TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, “Evet, bu mücadele ekmek mücadelesidir. Yani eve giren parann, sofraya konan yemein mücadelesidir. Çocuklarmz okula gönderebilmenin, hastalarmza ilaç alabilmenin, ev kiras ödeyebilmenin, gaz alabilmenin, elektrik, su faturalarn ödeyebilmenin mücadelesidir” dedi. Q 2009 ylnda süresi biten ve 300 bin içiyi ilgilendiren kamu toplu i sözlemeleriyle ilgili olarak TÜRK-/Hükümet arasnda sürdürülen görümeler anlamayla sonuçland. Buna göre, 2009’un ilk 6 aynda yüzde 3, 2009’un ikinci 6 aynda yüzde 4,5 art yaplacak. 1100 TL’nin altndaki ücretlere 1100 TL’yi amamak kaydyla 60 TL zam iyiletirme öngörüldü. 2010 ylnda ise birinci yaryl için yüzde 2,5, ikinci yaryl için de yüzde 2,5 zam yaplacan bildirildi. Enflasyon orannn belirtilen zam oranlarnn üzerinde olmas halinde aradaki fark oran kadar ayrca zam yaplacak. 8 Temmuz 2009 Q Türkiye çi Emeklileri Dernei (TED), içi ve Ba-Kur emeklilerine yln ikinci yars için yüzde 1,83 zam yaplacann belli olmasnn ardndan Babakan Recep Tayyip Erdoan’a mektup gönderdi. TED adna Genel Bakan Kazm Ergün imzas ile Babakan Erdoan’a gönderilen mektupta, ülkeyi etkileyen ekonomik krizin faturasn en ar ekilde ödeyen kesimlerin banda, geçinmekte zorlanrken iini kaybeden çocuklarna da bakmak durumunda kalan emekliler ile onlarn dul ve yetimlerinin geldii ifade edildi. 9 Temmuz 2009 Q TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, Cumhurbakan Abdullah Gül’ün 5920 sayl Kanunu, özel istihdam bürolarnn kurulmasna ilikin hükmünün bir kez daha görülmesi için TBMM’ye iade etmesinin “memnuniyet” verici olduunu bildirdi. 17 Temmuz 2009 Q Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanlnn verilerine göre, son alt ayda sendikal içi says yüzde 0,9 orannda artt. Kaytl 5 milyon 398 bin 296 içinin yüzde 59,88’i sendikalara üye bulunuyor. Bakanln, i kolla- rndaki içi saylar ve sendikalarn üye saylarna ilikin teblii, Resmi Gazete’de yaynland. Teblie göre, kaytl 5 milyon 398 bin 296 içiden 3 milyon 232 bin 679’u (yüzde 59,88) sendikalara üye durumda. Sendikal içi oran en son yaymlanan Ocak 2009 istatistiklerine göre yüzde 0,9 artt. Ocak 2009 rakamlarna göre, 5 milyon 434 bin 433 olan kaytl içi says ise 36 bin 137 azald. TÜRK-’e bal 33, DSK’e bal 8, Hak’e bal 7 ve bamsz 3 sendika, Toplu Sözlemesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun arad çounluu salayarak toplu i sözlemesi yapabilme hakk kazand. 18.07.2009 Q Türkiye Gazeteciler Sendikas (TGS), ATV ile Sabah gazete ve dergi gruplarnn bal olduu Turkuvaz iletmesine ait stanbul’da Balmumcu ve Sefaköy, Ankara’da ise Balgat i yerlerinde 13 ubat 2009 tarihinde balayan grevin, 154. gününde stanbul 2. Mahkemesi’nin kararyla durdurulduunu bildirdi. TGS Yönetim Kurulu’ndan yaplan açklamada, mahkemenin durdurma kararnn sadece stanbul ve Ankara’daki 3 i yerini kapsad, dier 6 ildeki i yerlerinde devam eden grevi etkilemedii vurguland. 21 Temmuz 2009 Q Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl, “u an için kdem tazminat fonu kurulmasna yönelik bir kanun tasla çalmas bulunmadn” bildirdi. Bakanlktan yaplan yazl açklamada, bugün baz basn yayn organla- rnda Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanlnca “Kdem Tazminat Fonu Tasla” hazrlanarak, görü almak için bakanlklara gönderildii yönünde haberler yer ald belirtildi. Haberin, bir milletvekilinin soru önergesine verilen cevaptan alnd kaydedilen açklamada, “Bakanlmzca verilen cevapta, Kdem Tazminatyla ilgili 2004 ylnda yaplan çalmalarn anlatlmtr. Kdem tazminat konusu son olarak ‘Üçlü Danma Kurulu’nda, sosyal taraflarla deerlendirilmitir. u an için Kdem Tazminat Fonu kurulmasna ilikin bir kanun tasla çalmas bulunmamaktadr” denildi. 29 Temmuz 2009 Q Çalma ve sosyal Güvenlik Bakan Ömer Dinçer, içi ve 103 iveren konfederasyonlarnn temsilcilerinin katlmyla Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl’nda gerçekletirilen Üçlü Danma Kurulu toplantsndan sonra gazetecilere açklamalarda bulundu. 2821 ve 2822 sayl Kanunlarla ilgili olarak “ILO tarafndan kendilerine yöneltilen eletiriler olduunu” ifade eden Dinçer, çalmalarn teknik heyetler düzeyinde devam edeceini ve bir sonraki toplantnn 2 Eylül’de yaplacan söyledi. 31 Temmuz 2009 104 Q Türkiye çi Emeklileri Dernei (TED), Cumhurbakan Abdullah Gül’den, içi ve Ba-Kur emeklileri ile memur emeklilerinin gelir ve aylklarna yaplan artlarda eitliin salanmas için destek istedi. TED Genel Bakan Kazm Ergün ve Genel Bakan Yardmcs Gazi Aykr imzasyla Cumhurbakan Gül’e gönderilen mektupta, uzun yllar prim-vergi ödeyerek çalan ve yallk aylna hak kazanan kesimlerin en büyük grubu olan içi emeklilerinin gelir ve aylklarndaki yetersizliklere bir türlü çözüm bulunamad ifade edildi. 9 Austos 2009 Q TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, “kamu kesiminde oluturulmu iftihar edilebilecek tek fonun sizlik Sigortas Fonu olduunu” ifade ederek, “Fondaki para büyüdükçe iverenler ve hükümet fona göz diker hale gelmitir. Fondaki para içinin parasdr” dedi. Kumlu, yapt açklamada, 2008 ylnda 5763 sayl Kanun ile Hükümet, fondan 1 milyar 300 milyon TL’yi hazineye aktardna, ayrca 2009-2012 yllarnda fon tarafndan tahsil edilecek nema gelirlerinin dörtte birini de bütçeye gelir olarak öngörüldüünü eletirerek, 5921 sayl Kanun ile 2009 ve 2010 yllarnda fonun nema gelirlerinin dörtte üçünü bütçeye aktarlmas ile fonun ilkelerine aykr düzenlemeler yapldna dikkat çekti. 13 Austos 2009 Q Türkiye Kamu-Sen, toplu görümeler öncesi ek ödemelerin 110 TL artrlmasn, tüm kamu görevlilerine net 200 TL seyyanen zam yaplmasn ve toplu görüme priminin 50 TL’ye çkarlmasn talep etti. Konfederasyon Genel Bakan Bircan Akyldz, bal sendikalarn genel bakanlaryla Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi’nde düzenledii basn toplantsnda, toplu görümelere ilikin taleplerini öyle açklad: Mali haklar konusundaki talebimiz, ek ödeme oranlarna 21 puan eklenmek suretiyle eski ad denge tazminat olan ek ödemelerin 110 TL artrlmas, tüm kamu görevlilerinin maalarna 200 TL net seyyanen zam yaplmas ve sendika üyesi kamu görevlilerine ödenen 10 TL toplu görüme priminin 50 TL’ye çkarlmasdr.” Akyldz, Türkiye Kamu-Sen’in 2010’da kamu görevlilerine uygulanacak zam ve tazminatlar konusundaki mali talebinin ek ödeme almayan, sendika üyesi olmayan bir memur için 200 TL, sendikal memurlar için 240 TL olduunu bildirdi. 15 Austos 2009 Q Kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarnn belirlenecei toplu görümeler, Devlet Bakan Hayati Yazc ile memur konfederasyonlarnn genel bakanlarnn katld oturum ile balad. 19 Austos 2009 Q Kamu veren Kurulu ile memur sendikalar arasnda yürütülen toplu görümelerin 2. turu balad. Devlet Bakan Hayati Yazc bakanlnda, Babakanlk Merkez Bina’da gerçekletirilen toplantya, Kamu veren Kurulu üyeleri, Türkiye Kamu-Sen ve Memur-Sen heyetleri katlyor. KESK ise “grevli toplu sözleme hakknn konuulmad müzakerelere” katlmayaca açklamasnn ardndan 2. tur görümelerinde yer almyor. 20 Austos 2009 Q Kamu veren Kurulu ile memur sendikalar arasndaki toplu görümelerin 3. turu balad. Devlet Bakan Hayati Yazc bakanlnda Babakanlk Merkez Bina’da gerçekletirilen toplantda 11 hizmet kolundaki sorunlar ele alnacak. 21 Austos 2009 Q Kamu veren Sendikalar ile memur sendikalar arasnda yürütülen görümelerden sonuç alnamad. Konfederasyon temsilcileri, bu yaklam ile uzlamann salanamayacan belirterek, durum deerlendirmesi yapacaklarn söyledi. 26 Austos 2009 Q TÜRK-’in verilerine göre, Ekim 2008-Temmuz 2009 dönemindeki 10 ayda, “ekonomik kriz gerekçesiyle” konfederasyona bal sendikalara üye 40 bin 755 içi iten çkarld, 44 bin 340 içi de ücretsiz izne çkarld. TÜRK-’in, ekono- 105 mik krizin içilere yansmasn izlemek amacyla oluturduu “Emek Masas”, ekonomik krizin ülkeye etkilerinin ortaya çkt Ekim 2008’den, geçen aya kadar yaanan gelimeleri deerlendiren bir raporu yaynland. Q Memur-Sen Genel Bakan Ahmet Gündodu, Merkez Bankasnn 2010 ylna yönelik enflasyon hedefinin ortalama 5.3 olduuna iaret ederek buna karlk Kamu veren Kurulunun sunduu 2 art 2’lik teklifin enflasyon hedefinin bile gerisinde kaldn söyledi. 28 Austos 2009 Q Hükümet ile memur sendikalar konfederasyonlar arasnda yürütülen toplu görümelerde anlama salanamad ve taraflar arasnda uyumazlk tutana imzalanaca örenildi. Konfederasyon yetkililerinden alnan bilgiye göre hükümetin gelecek yl memur maalarna yüzde 2,5 art 2,5 oranndaki teklifi memur konfederasyonlarnca kabul edilmedi. Taraflarn mali konular dndaki uzlama maddelerinin yer alaca uyumazlk tutana imzalanaca bildirildi. 29 Austos 2009 Q KESK Genel Bakan Sami Evren, “Toplu görüme sürecinin hakllklarn bir kez daha ortaya koyduunu, toplu görümelerin tam bir fiyaskoya dönütüünü” ileri sürdü. Toplu görüme sürecini protesto eden KESK üyeleri, grevli toplu i sözlemesi talebini dile getiren pankartlar tayp slogan atarak Mithatpaa Köprüsü’nden Yüksel Caddesi’ne kadar yürüdü. Burada grup adna açklama yapan Evren, toplu görümelerin sohbet toplantlar olarak geçtiini, toplu i sözlemesi gündemli oturumun 2004 mutabakat metninde verilen sözlerin gerisine dütüünü savundu. Q Hükümetin memur maalarna gelecek yl yüzde 2,5 art 2,5 zam yaplmas teklifiyle en düük memur maa 1 Ocak 2010’da 25,47 lira artarak 1044,29 liraya ulaacak. Türkiye Kamu-Sen AR-GE Merkezi, hükümetin gelecek yl memur maalar için sunduu zam teklifinin maalara yansmas konusunda sosyal yardmlarn darda tutulduu bir hesaplama yapt. Buna göre, yüzde 2,5’lik zam teklifiyle memur maalar 1 Ocak 2010’da itibaren yln ilk yars için 25,47 ile 115,26 lira arasnda artacak. Dünyadan Sendikal Haberler Burak EKMEKÇOLU [email protected] Dünya Gençlik Günü: Yeil (çevreci) stihdam - Mücadelemiz ve Geleceimizdir Birlemi Milletler Genel Kurulunun da beyan ettii üzere 12 Austos 2009 ‘Sürdürülebilirlik mücadelemiz ve geleceimizdir’ temas altnda, Dünya Gençlik Günü olarak kutland. 106 Söz konusu günde Uluslararas Sendikalar Konfederasyonu ITUC ve Gençlik Komitesi günümüz gençlerinin sürdürülebilir ve insan onuruna yakr iler için mücadele etmesinden ötürü, iklim deiiklii ve yeil (çevreci) istihdam konularna daha fazla ehemmiyet gösterme karar ald. Bilindii üzere iklim deiiklii insanln yüzletii en temel çevresel sorun. klim deiiklii sonucunda kuraklk, su basknlar, scak ve souk dalgalanmalar gibi olaand hava olaylar meydana geliyor. klim deiiklii, çölleme ve erozyon sürecini ciddi anlamda hzlandrd kadar, çevresel sistemde geri çevrilemez bir takm deiikliklere neden oluyor ve biyolojik çeitliliin kaybedilmesine yol açyor. klim deiikliinin gda ve su kaynaklar, bulac hastalklar üretim ve tüketim süreci üzerindeki etkileri genç insanlarn yaamlarn da dorudan etki ediyor. Öte yandan iklim deiiklii yine istihdam etkilediinden, zaten dierlerine göre daha fazla risk altnda bulunan gençler bundan daha fazla zarar görüyor. klim sorunun ciddilemesi tüm dünyay dorudan etkiliyor ancak söz konusu etki ilk darbesini en savunmasz ve en yoksul olana vuruyor. Gezegenimiz gelecek nesiller için yaanmas daha güç bir yer haline dönüüyor. Nesiller aras dayanma iklim deiiklii sorununu çözmede anahtar rol oynuyor. Günümüzde iklim deiikliinin bizlere ödettii bedellerin adaletsiz bir biçimde datlmas yine en savunmasz vuracak, hali hazrda içinde bulunduklar kritik durumun daha da ciddilemesine yol açacak. Bugün karlatmz deiikliklerden ders almadan düük karbon salnmna sahip bir ekonomiye doru gidemezsek, yarna ilikin geçim beklentilerimiz ve umudumuz yok olacak. Genç sendikaclar daha adil, insan haklar ve de sendikal haklara sayg gösteren çevreye daha duyarl bir toplumun olumas için gerekli çözümün bir parças olmak istiyorlar. Gençler gerek dayanma gerekse de gelecekteki ihtiyaçlarmzn bugünden koruma altna alnmasnn arzusu içerisindeler. Düük karbon salnml ekonomiye geçi süreci içerisinde zayf ve savunmasz olanlara destek verilmesi ayn zamanda da yeni birtakm istihdam olanaklarna imkân verecek sürdürülebilir ve yeil bir ekonominin oluturulmas konusuna dikkat çekiyorlar. OECD ve TUAC: Emeklilik aylklarnn güvence altna alnmas, küresel iyilemenin merkezindedir Ekonomik Kalknma ve birlii Örgütü OECD ve Sendika stiare Komitesi TUAC küresel iyilemenin merkezine emekli aylklarnn güvence altna alnmas öesini koydu. Sendika stiare Komitesi TUAC’n OECD bünyesinde düzenledii emekli aylklar konulu toplantda OECD ülkelerinden sendika yöneticileri emeklilik güvencesi ve insan onuruna yakr, adil ve tahmin edilebilir emekli aylklarnn ekonomik iyileme planlarnn tam merkezine konulmas gerektiini ifade ettiler. OECD’nin etkin bir emeklilik sis- teminin sosyal açdan bir gereklilik olmasnn yan sra ekonomik krize kar verilmesi gereken bir cevap olduunu ifade etmesi ebetteki güven tazeleyici bir durum. TUAC’n toplantya davet ettii OECD temsilcileri emeklilik sisteminin zayflamasnn ekonomik krize kar verilecek hassas bir cevap olmayacan ifade ettiler. OECD ulusal emeklilik sistemlerinin içinde bulunduumuz ekonomik istikrarszlk döneminde kesintiye uratlmasnn dengeleri daha da bozacan belirtti. Özellikle u an doan neslin gelecekte yüksek oranda emekli insan temsil edecei düünüldüünde bu insanlarn hepsinin emeklilii tehlike altna girmekte. OECD yetkilileri eer salam bir emeklilik sistemi oluturulmaz ise yoksulluun geni ölçekte yaylmasndan endie ettiklerini belirttiler. Havaalan güvenlik görevlileri toplu pazarlk haklarna bir adm daha yaklat Havaalan güvenlik görevlilerini örgütleyen Amerikan sendikalar kendilerine toplu pazarlk hakk verecek olan yasann geliini kutluyorlar. Bagaj güvenlik görevlileri ile tamaclk sektöründeki dier güvenlik yetkililerinin sendika üyesi olma haklar zaten vard. Birçou da ya Amerikan Devlet Memurlar Federasyonu’na (AFGE) ya da Hazine Çalanlar Sendikas’na üyeler. Ancak imdiye dek söz konusu sendikalarn üyeleri adna toplu pazarlk yapma haklar yoktu. Konuyla ilgili yasa tasla Anayurt Güvenlii Komisyonu’ndan baaryla geçti ve imdi de Parlamento ile Hükümet Reform Komisyonu’nun gözetimine sunuldu. Sonuçta yasa daha tarihi belli olmamasna ramen Mecliste onaylanarak yürürlüe girecek. Bakan Obama konuya ilikin AFGE’ye yazd mektupta, tamaclk sektörü güvenlik elemanlarnn toplu pazarlk hakk elde etmeleri ve iyeri güvenliine ilikin haklara kavumalarnn kendi yönetimi için bir öncelik olduunu belirtti. Tamaclk sektörü güvenlik elemanlarnn adil olmayan kurallar altnda çaltrlmas ve iyeri güvenliinden yoksun braklmalarnn bu kiilerin ilerini yapmalarn güçletirdiini ifade etti. Söz konusu yasa tasla tamaclk sektörü güvenlik elemanlarna toplu pazarlk hakk tanrken ayn zamanda performansa dayal ücret sistemini de ortadan kaldryor. Bu sayede çalanlar Federal Hükümetin büyük bölümünde uygulanan genel tarife sistemi üzerinden ücretlendirilecekler. Amerika Birleik Devletleri’nde salk reformu Bakan Obama 1 Temmuz’da Virginia eyaletinde yapt toplantda salk reformunu açklad. Obama mevcut Amerikan salk sisteminin çürüdüünü ve artk savunulmas imkânsz bir hal aldn söyledi. Obama salk sigortas primlerinin son 9 ylda ücretlerden 3 kat daha hzl arttn ifade etti. Her ne kadar reform masraf yüksek olsa da, bu alanda bir faaliyet yapmamann bedeli çok daha ar olacan vurgulayan Bakan Obama, eer imdi bir ey yaplmazsa, gelecek on yl içerisinde kazanlan her 5 dolarn 1 dolarnn salk harcamalarna gidecei uyarsn yapt. u an salk sigortas bulunanlar bile hali hazrda tazmin edilmemi bakma ait ekstra prim ödemesi yapyorlar. Obama bu konuda halen primleri iveren tarafndan ödenen özel salk sigortasndan yararlanan kiilerin bundan yararlanmaya devam etmeleri için ortak bir çözüm önerisinde bulundu. Obama ayrca herkesin yararlanabilecei, ulalabilir temel düzeyli bir salk bakm paketinin oluturulmas teklifinde bulunacak. Çözümü bedeli elbette ki ar ancak daha aklc bir harcama ve sa- lk sorunlarnn daha etkin biçimde önlenmesi tasarruf etmenin yan sra reformun finanse edilmesine katk salayacak. Düzenli check-up hizmeti vermek vergi mükellefinin zaten ödemekle yükümlü olduu acil servis giderlerinden daha düük olacak. Avustralya’daki sendikalar yerel konseylere su tesislerine eriimi kolaylatrmalar çarsnda bulundu Kamu Hizmetleri Enternasyonali’ne üye Avustralya Hizmet Sendikas (ASU) ülke genelindeki yerel konseylere mevcut su kaynaklarna kamu eriimini kolaylatrmalar konusunda çarda bulundu. Böylelikle halkn ielenmi suya daha az baml olmas salanacak. Perakende satlar araclyla salanan su tedariki plastik ielerin üretimi ve nakliyesi neticesinde doaya zarar vermekle kalmyor ayn zamanda ielemenin yapld bölge halkna da zarar veriyor. ASU’dan yaplan açklamada ielenmi suyun nakliyesine ücret ödemenin bir anlam olmad, üstüne üstlük bu tür sularn marka ibaresi yüzünden plastik üretimi neticesinde karbon salnmn artrarak çevreye zarar verdii ifade ediliyor. Plastik su ieleri Avustralya’da önemli derecede kayg uyandryor. Bunun nedeni sadece çevreye verdikleri zarar deil, yüksek standartl yerel sulardan faydalanmay engellemeleri. Avustralya’daki yerel sular yine yerel yönetimler, devlet yönetimi ya da devlet iktisadi teekkülleri tarafndan tedarik edilmek suretiyle dorudan bir kamu hizmeti olarak halkn kullanmna sunuluyor. Plastik ieleri yenmek için yerel hükümet konseyleri alveri merkezleri, kamuya açk tesisler ve parklara su kaynaklar kurmak suretiyle halkn yerel sulardan ücretsiz olarak faydalanmalarn salyorlar. Guatemala’da ilevsiz bir igücü adaleti hüküm sürüyor ITUC’a üye Guatemala’daki sendikalar ülkedeki adalet sistemi ve buna bal olarak i kanunlarnda yolsuzluk ve dokunulmazlklarn olduu, sistemin özerk bir biçimde ilemedii gibi ciddi iddialarda bulundular. Geçtiimiz ubat aynda Guatemala’y ziyaret eden ILO heyeti de ülkede mevcut adalet sistemi ve hükümetin bamsz hareket etmediine dair birtakm belirtiler tespit ettiklerini dile getirmi, bu konudaki endielerini ifade etmilerdi. Ülkedeki en büyük sendika federasyonlarndan biri olan MSICG bir süredir gerek ulusal gerekse de uluslararas düzeyde mevcut adalet sistemi ve kanunlarn ilevsizliine ilikin ikâyetlerde bulunmaktayd. ITUC’a gelen ikayetler arasnda hâkimler ile sulh hakimlerinin verdikleri kararlar arasnda bir uyum bulunmad, söz konusu kararlarn uluslararas kanun ve sözlemeler ile badamad, ücret anlamazlklarna ilikin yarglama usullerinde 23 yla kadar varan gerekçesiz bir takm gecikmeler olduu, ister örgütlenme hakkndan istifade etsinler, isterse de haklarn talep etsinler üzerinde içilerin isimleri yazl tehdit listelerinin yasal birtakm yaplar tarafndan tanzim edildii ve datld, yasal makamlarn endüstri ilikilerine ait davalara pasif yaklamalar neticesinde bu davalarn genel anlamda baarszlkla sonuçland gibi balklar mevcut. ITUC Guatemala Hükümetinden yarg sistemini temizlemesi için acil olarak toplu biçimde harekete geçmesini istedi. ITUC’den konu hakknda yaplan uyarda, bir ülkenin güvenilir ve de salam bir adalet sistemi olmadan ileyebilmesinin mümkün olmad, i kanunlarna, özellikle de örgütlenme özgürlüüne sayg duymann hayati önem tad ifade edildi. 107 ÇNN KTAPLII ALPASLAN IŞIKLI’YA ARMAĞAN Mülkiyeliler Birlii Vakf Yayn Temmuz 2009 Prof. Dr. Alpaslan Ikl, akademik yaama girdii 1961 ylndan bu yana, emekten ve emekçiden yana olan tavryla özellikle sendikal camiada yakndan tannyor. Yaamnn çok önemli bir ksmn sendikal alanda yapt çalmalar ve verdii eitimlerle geçiren Ikl, AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden geçtiimiz yl emekli oldu. Üyesi olduu Mülkiyeliler Birlii Vakf, Ikl için bir “Armaan Kitap” hazrlatt. Örencileri Hasan Tahsin Benli, Yldrm Koç ve Serdar ahinkaya tarafndan hazrlanan kitap, Ikl’nn akademik geçmiini, özyaamöyküsünü ve eserlerini içerdii kadar, ayn zamanda, çalma yaamna k tutacak birçok bilimsel makaleyi de içeriyor. Ikl’nn dostlarna, örencilerine ve konuya ilgi duyanlara öneririz. 108 100 SORUDA KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE Mustafa Sönmez Alan Yaynclk Nisan 2009 ktisatç Mustafa Sönmez Türkiye’yi de içine alan ekonomik krizin ortaya çk nedenlerini, bu krizin sonuçlarn, Türkiye’nin kriz içindeki yerini, Türkiye’nin kendi krizi ile küresel krizin birlemesini, Türkiye’nin krizinde yerel yönetimlerin yerini, Merkez ülkeler ve çevre ülkeler balantsn ve krizden çk önerilerini anlatyor. 100 soruya verilmi 100 cevaptan oluan kitab batan sona okuyabileceiniz gibi, sizin de sorunuz olan sorularn cevaplarn seçerek okumanz da mümkün. Yaadmz krizi bir bütün halinde görebilmek ve anlayabilmek için okunmasn tavsiye ediyoruz. BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN Bayramlar sevincin ve mutluluun ulusça paylald, barn ve kardeliin egemen olduu, dargnlarn bart, birliin ve dayanmann pekitirildii kutsal günlerdir. TÜRK- topluluu adna, bu bayramn tüm insanla bar ve mutluluk, ülkemize huzur ve refah getirmesini diliyoruz. Tüm halkmzn ve üyelerimizin bayramn candan kutluyoruz. Sayglarmzla. TÜRK- Yönetim Kurulu TÜRK-‹ ve BALI SEND‹KALAR TÜRK-‹ 18 DOKGEM‹-‹ 14 Genel Bakan: H. NEC‹P NALBANTOLU Pirimehmetpaa Mah. Kumbarahane Cad. No. 58 Kat: 2-3 Tel: (212) 369 73 90 (pbx) • Faks: 369 73 93 Beyolu / ‹ST. TÜRK‹YE YOL-‹ Genel Bakan: RAMAZAN AAR Sümer 1 Sok. No. 18 K›z›lay / ANKARA Tel: (312) 232 46 87-95 • Faks: (312) 232 48 10 15 19 TES-‹ Genel Bakan: MUSTAFA KUMLU Meriç Sok. No. 23 Betepe / ANKARA Tel: (312) 212 65 10 (20 Hat) • Faks: (312) 212 65 52 16 20 TEZKOOP-‹ Genel Bakan: GÜRSEL DORU Mebusevler Mah. ller Sokak No: 7 Tandoan / ANKARA Tel: (312) 213 34 44 (pbx) • Faks: (312) 213 34 30 17 21 TARIM-‹ Genel Bakan: BEDRETT‹N KAYKAÇ Bankac› Sokak No. 10 Kocatepe / ANKARA Tel: (312) 419 04 56 (6 Hat) • Faks: (312) 419 38 47 01 1 ORMAN-‹ Genel Bakan: BAK YÜKSEL Özveren Sokak No. 19 Maltepe / ANKARA Tel: (312) 229 10 56-57-58-59 • Faks: (312) 229 21 15 01 2 TÜRK‹YE MADEN-‹ Genel Bakan: SMAL ASLAN Strasburg Cad. 7/4-5 S›hhiye / ANKARA Tel: (312) 231 73 55-56-57 • Faks: (312) 229 89 31 02 3 GENEL MADEN-‹ 02 Genel Bakan: RAMS MUSLU Mithatpaa Mah. Nizam Cad. emsi Denizer Sk. No. 18 Tel: (372) 251 44 77 • Faks: (372) 253 66 35 ZONGULDAK 22 TÜRK KOOP-‹ Genel Bakan: EYÜP ALEMDAR Özveren Sokak No. 6 Maltepe / ANKARA Tel: (312) 230 08 55 - 229 44 80 • Faks: (312) 229 58 36 17 4 PETROL-‹ 03 Genel Bakan: MUSTAFA ÖZTAKIN Altunizade Mah. Kubak›› Sok. No. 25 Üsküdar / ‹STANBUL Tel: (216) 474 98 70 (10 Hat) • Faks: (216) 474 98 67 - 474 92 38 23 TÜMT‹S Genel Bakan: KENAN ÖZTÜRK ‹nkilap Cad. No. 35/1-2 Aksaray / ‹STANBUL Tel: (212) 530 07 43 • Faks: (212) 588 26 20 18 5 TEKGIDA-‹ Genel Bakan: MUSTAFA TÜRKEL 4. Levent Konaklar Sokak Levent / ‹STANBUL Tel: (212) 264 49 96-97-98 • Faks: (212) 278 95 34 04 24 DEM‹RYOL-‹ Genel Bakan: ERGÜN ATALAY Necatibey Cad. Sezenler Sok. 5 ANKARA Tel: (312) 231 80 30-31 • Faks: (312) 231 80 32 19 6 EKER-‹ Genel Bakan: ‹SA GÖK Karanfil Sokak No. 59 Bakanl›klar / ANKARA Tel: (312) 418 42 73-74 • Faks: (312) 425 92 58 05 25 TÜRK‹YE DEN‹ZC‹LER Genel Bakan: TURAN UZUN R›ht›m Cad. Denizciler Sok. No. 7 Tophane / ‹STANBUL Tel: (212) 292 90 81 (7 Hat) • Faks: (212) 244 52 21 20 7 TEKS‹F Genel Bakan: NAZM IRGAT Ziya Gökalp Cad. Aydomu Sok. No. 1 ANKARA Tel: (312) 431 21 70-71-72-73 • Faks: (312) 435 78 26 06 HAVA-‹ Genel Bakan: AT‹LAY AYÇ‹N ‹ncirli Cad. Volkan Apt. 68/1-2-3-4 Bak›rköy / ‹STANBUL Tel: (212) 660 20 95 (5 Hat) • Faks: (212) 571 90 51 21 26 L‹MAN-‹ Genel Bakan: MUZAFFER AKPUNAR Necatibey Cad. Sezenler Sok. 4/5 S›hhiye / ANKARA Tel: (312) 231 74 18 • Faks: (312) 230 24 84 22 27 TÜRK‹YE HABER-‹ Genel Bakan: AL‹ AKCAN Kültür Mah. Yüksel Cad. No. 38 Yeniehir / ANKARA Tel: (312) 444 1992 • Faks: (312) 434 57 04 23 28 SALIK-‹ Genel Bakan: MUSTAFA BAOLU Hedef Sok. No. 5 An›ttepe / ANKARA Tel: (312) 231 80 45 • Faks: (312) 230 23 96 24 29 30 TOLEY‹S 25 Genel Bakan: CEMA‹L BAKINDI ‹nebey Mah. Küçük Langa Cad. No. 16/18 Kat. 3 Bilir ‹ Merkezi Tel: (212) 530 73 82-585 52 07 • Faks: 530 72 99 Aksaray / ‹ST. TÜRK HARB-‹ Genel Bakan: AHMET KALFA ‹nk›lap Sokak No. 20 K›z›lay / ANKARA Tel: (312) 417 50 97-98-99 • Faks: (312) 417 13 64 26 31 TGS Genel Bakan: ERCAN ‹PEKÇ‹ Bas›n Saray› Kat. 2 Caalolu / ‹STANBUL Tel: (212) 514 06 94-96 • Faks: (212) 511 48 17 27 32 TÜRK‹YE BELED‹YE-‹ Genel Bakan: N‹HAT YURDAKUL Necatibey Cad. No. 59 K›z›lay / ANKARA Tel: (312) 231 83 43-45 • Faks: (312) 232 08 74 28 33 34 TÜRK-SEN Genel Bakan: ARSLAN BIÇAKLI A. ehit Mehmet R. Hüseyin Sok. No. 7 Lefkoe / KKTC Tel: (0.392) 227 24 44 • Faks: (0.392) 228 78 31 35 HÜR-‹ Genel Bakan: YAKUP Ö. LATFOLU ehit ener Enver Sok. No. 23 Yeniehir - Lefkoe / KKTC Tel: (0.392) 228 24 56 • Faks: (0.392) 228 64 31 8 9 Bu dergi sendikal içiler tarafndan baslmaktadr. Genel Bakan: MUSTAFA KUMLU Bay›nd›r Sokak No. 10 ANKARA Tel: (312) 433 31 25 (4 Hat) Faks: (312) 433 68 09 - 433 85 80 DER‹-‹ 07 Genel Bakan: MUSA SERV Ali Nihat Tarlan Cad. Erta Sok. No. 4 (Ardil ‹ Merkezi) Kat: 3 Tel: (216) 572 90 50-51-52 • Faks: (216) 572 90 53 Bostanc›/‹ST. AAÇ-‹ Genel Bakan: MÜRSEL TAÇI Necatibey Cad. No. 20/22-23 S›hhiye / ANKARA Tel: (312) 229 53 95 - 229 08 27 • Faks: (312) 231 52 19 08 10 SELÜLOZ-‹ Genel Bakan: ERG‹N ALAN Ankara Cad. ‹pek Apt. No. 87 ‹ZM‹T Tel: (262) 321 18 99 • Faks: (262) 321 34 51 09 11 BASIN-‹ Genel Bakan: YAKUP AKKAYA Han›meli Sokak No. 26/6-7 S›hhiye / ANKARA Tel: (312) 230 29 08 - 229 85 65 • Faks: (312) 229 43 15 10 12 13 BAS‹SEN 11 Genel Bakan: MET‹N T‹RYAK‹OLU Altunizade Mah. Kubak›› Cad. No. 15 Üsküdar / ‹STANBUL Tel: (216) 651 48 60 (8 hat) • Faks: (216) 651 48 38 BASS Genel Bakan: TURGUT YILMAZ Sümer 2 Sok. No. 29 Kat. 3 K›z›lay / ANKARA Tel: (312) 232 50 09-11 • Faks: (312) 231 67 30 11 14 TÜRK‹YE Ç‹MSE-‹ Genel Bakan: RAMAZAN AFAK Esat Cad. No. 43 Küçükesat / ANKARA Tel: (312) 419 58 30-34 • Faks: (312) 425 13 35 12 15 KR‹STAL-‹ Genel Bakan: B‹LAL ÇET‹NTA Sahip Molla Cad. No. 32 Paabahçe Beykoz / ‹STANBUL Tel: (216) 680 07 10 • Faks: (216) 680 12 02 12 16 TÜRK-METAL Genel Bakan: PEVRUL KAVLAK K›z›l›rmak Mah. Eskiehir Yolu 1. km. Söütözü / ANKARA Tel: (312) 292 64 00 (30 hat) • Faks: (312) 284 40 18 13 17 www.turkis.org.tr