Yüksek tansiyon

Transkript

Yüksek tansiyon
NO. 1
Nov. 09
Yüksek tansiyon
Tanımı, Etkileri, Tedavi yöntemleri
Çocuk sağlığı
Soğuk algınlığı
Bitkiler
Adaçayı
Röpörtaj
Op. Dr. Ufuk Şentürk’le
söyleyiş
Editörden
İmpressum
İçindekiler
S.4
Editör
Op. Dr. med. Ufuk Şentürk
Saygıdeğer Berlinliler,
Yazı işleri
Nevhan Şentürk
Charité – Rudolf Virchow hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji bölümü hekimi
Operatör Dr. med. Ufuk Şentürk
sizlere her türlü ortopedik sorunlarınız için türkçe muayene imkanı sunuyor.
Kendi dilinizde Üniversite hastanesi imkanlarından ve tecrübesinden
faydalanmak için türkçe bilgi hattımıza baş vurabilirsiniz.
Op. Dr. med.
Ufuk Şentürk
Servis Şefi
Sağlıklı günler.
Anayurttan binlerce kilometre uzaklıkta
yaşadığımız bu coğrafyada insanlarımızın
kendi dilinde sağlık problemlerini anlatmaları öteden beri sorun olmuştur. Şahit
olduğum birçok olay böyle bir derginin ihtiyaç olduğunu doğrulamaktadır. Bu dergiyi
çıkarmamızdaki en büyük amaç bu alandaki
boşluğu doldurmaktır.
Hekimlerinız
Prof. Dr. med.
Op. Dr. med.
Carsten Perka
Ufuk Şentürk
Başhekim Yd.
Servis Şefi
Sağlık konusu beden ve zihin sağlığından,
hizmetlerin sunumuna ve politikalarının uygulanmasına kadar birçok alanı kapsamaktadır. Bugün artık hayatı daha anlamlı kılan,
başarılı olmanın, huzurlu bir toplum içinde
verimli ve etkin çalışmanın ilk şartlarından
biri sağlıklı olmaktır. Vücutlarımızın bize
birer emanet olduğu şuuru ile öncelikle
kendi zihin ve beden sağlığımızı korumakla
sorumluyuz. Tarihimizin büyük şair padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman “Halk
içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi”
sözü ile sağlığın önemini vurgulamıştır.
Sağlam kafanın sağlam vücutta bulunacağı
gerçeğini unutmadan, beden ve ruh sağlığı
arasındaki dengeyi korumalıyız.
Türkce bilgi hattımız
Pazartesi ve Salı günleri saat 10:00 – 15:00 arası hizmetinizdedir
Telefon. 450 615 286
Bunun ilk sayımız olması dolayısıyla
eksiklerimizi görüp size daha iyi hizmet
vermenin şimdiden telaşını yaşıyoruz. Ortaya çıkan bu çalışmamda bana yardımlarını
esirgemeyen sevgili eşime ve tüm ҫalışma
arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bundan
sonraki sayımızda tekrar görüşmek üzere
sağlıcakla kalın.
Danışma Kurulu
Prof. Dr. med. Dr. h.c. N. P. Haas
Prof. Dr. med. Carsten Perka
Prof. Dr. med. Serdar Değer
Prof. h.c. Dr. med. Almut Tempka
Türkiye sorumlusu
Engin Çakır
İrtibat
[email protected]
Telefon 0163 455 74 69
Tasarım ve baskı
Motiv Offset
Yüksek tansiyon
Tansiyon nedir, etkileri,
belirtileri ve tedavi yöntemleri
S.4
Yüksek tansiyon
Tansiyon nedir, etkileri,
belirtileri ve tedavi yöntemleri
S.4
Yüksek tansiyon
Tansiyon nedir, etkileri,
belirtileri ve tedavi yöntemleri
S.4
Yüksek tansiyon
Tansiyon nedir, etkileri,
belirtileri ve tedavi yöntemleri
S.4
Yüksek tansiyon
Tansiyon nedir, etkileri,
belirtileri ve tedavi yöntemleri
S.4
Yüksek tansiyon
Tansiyon nedir, etkileri,
belirtileri ve tedavi yöntemleri
S.4
Yüksek tansiyon
Tansiyon nedir, etkileri,
belirtileri ve tedavi yöntemleri
S.4
Yüksek tansiyon
Tansiyon nedir, etkileri,
belirtileri ve tedavi yöntemleri
Charité – Universitätsmedizin Berlin · Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği
Augustenburger Platz 1 | 13353 Berlin
www.charite.de
09/09
Tansiyon
Tansiyon
Tansiyon
Yüksek tansiyon
Önceleri daha çok belirli bir yaşın
üstündeki kişilerde görülen tansiyona; ne yazık ki günümüzde
genç kesimde de çok sık rastlanmakta. Her ne kadar gençlerdeki
etkisi yaşlılara oranla daha düşükse de önlem alınması ve tedavi
edilmesi gereken ciddi bir hastalıktır. Sağlık ve Yaşam olarak bu
anlamda neler yapılabileceğini en
yalın haliyle sizlere anlatmaya çalışacağız.
Tanımı, Etkileri, Tedavi yöntemleri
Tansiyon nedir ?
Kan dolaşımının sağlanması için
damarlarımızda belirli bir basınç
gereklidir. Bu basınç nedeniyle
damar duvarı zorlanır ve gerilir.
Buna tansiyon denir. İki çeşit tansiyon vardır. Kalp kanı pompaladığında atardamarların duvarı
daha fazla gerilir. Buna „Büyük
Tansiyon“, bekleme sırasında ise
bu gerginlik daha azdır, buna da
“Küçük Tansiyon“ denir. Hem
büyük tansiyonun hem de küçük
tansiyonun normalden fazla olması „Hipertansiyon“ yani „Yüksek
tansiyon“dur.
Tansiyon ne kadar yüksekse, damar duvarı o kadar çok zorlanır.
Yani o kadar çok bozulur. Bu zorlanma uzun yıllar devam ederse,
damar duvarı sertleşmeye başlar
ve tansiyon daha da yükselir. Damar duvarının bu bozulup sertleşmesine, “damar sertliği” denmektedir.
4
09/09
Hangi değerlerde olmalıdır ?
Tansiyon yaşa, bünyeye ve tansiyon ölçüldüğü andaki ruhi ve
bedeni durumlara göre çok büyük
farklılıklar gösterir. Ayrıca ülke,
zaman ve araştırmacı faktörleri
de önemlidir. Dünya sağlık örgütünün raporuna göre yaşlılarda
140/90mm Hg, gençlerde ise 120130/80mm Hg olmalıdır. Böbrek
ve şeker hastalarında bu oranlar
daha düşük olmalıdır.
Etkileri nelerdir ?
Bedenimizi oluşturan milyarlarca
hücrelerin iyi çalışıp işlerini yapabilmeleri için kanın taşıdığı besin ve oksijene ihtiyaçları vardır.
Yüksek tansiyon sebebiyle oluşan
damar sertliği bu taşıma işleminin
bozulmasına yol açar ve hücreler
de artık görevlerini yapamaz hale
gelir, hatta ölürler. Tıpkı, su borularının içlerinin tıkanıp, suyun artık akamaması ve ucundaki toprağın kuruması gibi… Vücudun her
yerinde de damar olduğundan tüm
organlar bu durumdan etkilenir.
En başta kalbi besleyen tıkanır.
Kalbi besleyen damarlar birden
tıkanırsa, “kalp krizi” dediğimiz
durum ortaya çıkar. Kalp krizi o
kadar ağır bir hastalıktır ki, kriz
09/09
5
Tansiyon
Tansiyon
geçirenlerin dörtte biri hastaneye
bile yetişemeden ölür. Dörtte bir
kadarı da hastanede, doktorların
müdahelesine rağmen hayatlarını
kaybederler. Kalpten sonra en çok
etkilenen ikinci organ beyindir.
Beyindeki damarların tıkanması
ya da bazen yırtılıp kanamaları
yüzünden “felç” oluşur.
Üçüncü sırada uyluk, bacak ve
ayağa giden damarların tıkanması vardır. Bunun sonucunda da
“kangren” denilen hastalık gelişir.
Damar sertliğinin çokça etkilediği ve bizim için önemi fazla olan
iki organ daha vardır. Bunlar göz
ve böbrektir. İlki körlüğe, ikincisi
idrarın atılamamasına kadar gidebilen kötü sonuçlar doğurabilir.
Belirtileri nelerdir ?
Tansiyon yüksekliğinin belirtileri
yorgunluk, sinirlilik, çarpıntı, baş
dönmesi, uykusuzluk, baş ağrısı,
nefes darlığı, burun kanaması, yol
yürümede ve merdiven çıkmada
zorlanma, bazen sık idrara çıkma, gece uyurken idrara çıkma ve
bacaklarda şişlik olarak sayılabir.
Kan basıncının çok yükseldiği
durumlarda çift görme, dilde pelteklik, yüzde ve vücutta karıncalanma olabilir. Fakat bu belirtilerin hiçbirisi hiper tansiyona özgü
değildir, başka hastalıklarda da
görülebilir.
Yüksek tansiyon hastalarının büyük çoğunluğunda hastalık sinsi ilerler, kendini göstermez. Bu
6
09/09
durum hastalığın önemini arttırmaktadır. Sadece kan basıncı ölçümüyle anlaşılabilir. Bu nedenle
bütün hastaların sürekli olarak kan
basıncını ölçtürmeleri gerekir.
Tedavi yöntemleri nelerdir ?
Yüksek tansiyon hastalarının
tedavisi mutlak süretle uzman
hekim tarafından yapılmalıdır.
Başkasına yaradı diye aynı ilacı
kullanmak ve doktora gitmemek
çok ağır sunuçlar doğurabilir, hatta ölümle sonuçlanabilir. Aşağıdaki tavsiyeleri uygulamadan lütfen
uzman hekiminize danışın.
İlaçsız tedavi
İlaçsız tedavi yani yaşam düzenin
değiştirilmesi kan basıncı yüksekliğini kontrol etmenin yanı sıra
yüksek tansiyonun önlenmesinde
de yararlıdır. Hastalar ilaçsız tedaviyi kesinlikle ihmal etmemelidirler. Burada sayacaklarımız,
tansiyonu yüksek olanların da olmayanların da dikkat etmesi gerekenlerdir. Çünkü, bunlara dikkat
edilirse, tansiyon hastasının ilaç
kullanmasına gerek kalmayabilir.
Ya da kullanilan ilac miktari azaltılabilir.
KİLO ARTTIKÇA, TANSİYON
HASTALIĞI RİSKİ ARTAR
Şişman hastalar mutlaka zayıflatılmalı ve ideal kiloya getirilmelidir.
DAHA İYİ TANSİYON İÇİN,
DAHA ÇOK HAREKET GEREKİR
Düzenli olarak yürüme, yüzme,
koşma, bisiklete binme gibi egzersizler kilo vermeyi hızlandırır ve
kan basıncını düşürür. Egzersizler
haftada 3 kez, isteğe bağlı olarak
5 kez de yapılabilir. 30-45 dakika süreli olmalıdır. Kalp hastalığı
olanlar egzersizlere başlamadan
önce mutlaka doktor kontrolünden geçmelidir.
TANSİYON KONTROLÜNDE
TUZUN AZALTILMASI ÇOK
ÖNEMLİDİR
Yüksek tansiyon hastaları üzerinde yapılan çalışmalarda tuz alımının kısıtlanmasının kann basıncını
düşürdüğü belirgin şekilde görülmüştür.
Tuzu azaltmak için, tabii ki, en
başta yapmamız gereken şey, yemeklerde daha az tuz kullanmak
ve sofrada yemeklere tuz eklemekten kaçınmak.
• Bazı hekimler, yemeğin tuzsuz
yapılıp, sofrada tuz eklemenin
daha az tuz almaya yardım edeceği kanısındadır.
• Tuzluğun deliğinin küçük
olması da yardımcıdır.
• Hazır yiyeceklerde tuzu azaltılmış veya tuzsuz ürünler tercih
edilebilir.
• Konserve, hazır çorba, salamura, turşu gibi çeşnilerden karışımlardan uzak durulmalıdır.
TANSİYONU OLANLAR ALKOLLÜ İÇKİLERİ DE AZALTMALIDIR
azla miktarda alkolün kalp, damar
ve tansiyon hastalıkları ve birçok
başka hastalıklar için zararlı etken
olduğu kabul edilmektedir..
SİGARADAN KESİNLİKLE UZAK
DURULMALIDIR
Her sigara kan basıncını anlamlı
derecede yükseltir. Ancak sigarayı
bıraktıktan sonra ani kilo alınımına da dikkat edilmelidir.
DİYETLE GEREKLİ MİNERALLERİN ALINIMI SAĞLANMALIDIR
Tansiyona etkisi en fazla tartışılan
öğelerin başında bazı minrealler gelmektedir. Üstünde en çok
durulanlar potasyum (Kalium),
kalsiyum (Calcium) ve magnezyumdur (Magnesium). Ama tuzdan farklı olarak, bu minerallerin
azaltılması değil, arttırılması tavsiye edilmektedir.
Bu minerallerin alınımında dikkat
edilmesi gereken en önemli etken
ise mineral bakımından zengin besinlerle bunu başarmaktır. Bunun
için bol sebze ve meyve tavsiye
edilmektedir. Potasyum zengini
besinler özellikle şunlardır: kuru
baklagiller, findik, marul, maydanoz, enginar, ispanak, patates,
muz ve havuc. Kalsiyum mineralinin en yoğun olduğu besinlerse
süt ve süt ürünleridir. Ayrıca kalsiyum için pekmez, susam, fındık, fıstık, yeşil yapraklı sebzeler,
kuru baklagiller ve kurutulmuş
meyveler sayılabilir. Magnezyum
zengini besinler ise ıspanak, kuru
baklagiller, ekmek, badem ve fıstıkdır.
İlaçla tedavi
İlaçsız tedavinin yeterli kan basıncı kontrolü sağlayamadığı
hastalarda mutlaka uzman hekim
kontrölünde ilaçla tedaviye başlanmalıdır.
1. Her tansiyon yükselmesi acil
durum değildir ve mutlaka dil altı
kullanılmasını gerektirmez. Aksi
halde ani ve kontrolsüz düşüşler
nedeniyle felç, kalp krizi veya
ölüme sebep olunabilir.
2. Tansiyon düşürücü ilaçları bir
süre kullanıp bırakmak. Birçok
hasta, hastalık kontrol altına alındığında ilaç kullanımını bırakır.
Oysa hipertansiyon büyük olasılıkla hastaya ömür boyu eşlik edecektir. İlacın bırakılması hipertansiyonun vücuda zarar vermesine
yol açar.
3. Birçok insandaki ‚‘‘ilaç bağımlılık yapar“düşüncesi çok yanlıştır. Hastaya en büyük zararı kontrolsüz hipertansiyon verir.
Sık
yapılan
hatalar
4. Hasta tedaviye cevap alamadığı durumlarda ilk kullandığı ilacı
bırakarak başka bir ilaç kulllanmaya başlar. Oysa tedavinin başarısız olduğu durumlarda tedaviye
ikinci bir ilaç eklenmelidir.
09/09
7
ADAÇAYI
����������������������������
ADAÇAYI
tahriş kaynaklı öksürüklere de
iyi gelir.
Çok eski çağlardan beri ünlü bir
şifalı bitki olarak tanınan adaçayı; dağların yüksek kesimlerinde
kendiliğinden yetişen, çiçekleri
menekşeye benzeyen oldukça
keskin ve güzel kokulu bir bitkidir. Haziran ve temmuz aylarında toplanır, gölge ve havadar
yerlerde kurutulur. Taze yeşil
yaprakları da kullanılabilir.
����������
������������
�����������������������������������������
����������������������������������������
���������������������
��������������������������
������������
���������
ADAÇAYININ FAYDALARI:
Gaz söktürücü etkisi nedeniyle
mide ve bağırsak gazlarını gidermede faydalıdır. Mide bulantılarına iyi gelir.
Gece uyku düzenini sağlamada
faydalı olur.
Sindirim sisteminin düzenli
çalışmasını sağlar.
Hastalık sonrası dönemde kullanıldığında vücuda kuvvet ve
dinçlik verir.
Kramp çözücü etkisi sayesinde
ishalde çok rahatlatıcıdır.
Adaçayı hasta karaciğeri de çok
olumlu etkiler,onunla ilgili tüm
rahatsızlıkları giderir.
Göğüs açıcı etkisiyle özellikle
astım hastalarına iyi gelir.
Sinirleri yatıştırır, sakinlik verir.
Dişleri beyazlatır ve güçlendirir.
Kanı temizleyici özelliği vardır.
Menepoz sıkıntılarını azaltır,
adet söktürücü özelliği vardır.
ADAÇAYI NASIL KULLANILIR:
Adaçayı özellikle çay gibi demlenerek hazırlanır. 2 dakikadan
fazla kaynatılmamalıdır. Aksi
halde zararlı bir maddeye dönüşebilir. Bir tatlı kaşığı yaprak,
dolu dolu bir su bardağı kaynar
suda haşlanır. Üstü kapalı olarak
10 dakika demlendikten sonra
süzülür. Şayet taze bitki kullanılıyorsa demleme süresi için 4-5
dakika yeterlidir. Günde 2-3 bardak içilebilir.
Adaçayı ile ağızda gargara yapılırsa bademcik, dişeti ve boğazlarda oluşan iltihaplar kısa sürede iyileşir.
Sallanan dişlerde, dişeti kanamalarında ve diş çekilmelerinde bitki çayına batırılan pamuk
hasta bölgeye bastırılarak uygulanırsa iyi sonuç verir.
Zayıf ve güçsüz çocuklarda balla
karıştırılarak içirilir. Bu çay
Sinirli ve yorgun olan kişilerle
rahim hastalığı olan bayanlar
arada bir adaçayı oturma banyosu uygulamalarında fayda vardır.Banyo suyuna katıldığında
zindelik verir.
Et yemeklerine ve çorbalara
koku ve lezzet vermek için de
kullanılır.
Ayrıca adaçayı yağının da tedavi
edici özelliği vardır. Günde bir
fincan suya 3 damla damlatılarak içildiğinde astım, bronşit ve
adet düzensizliğine iyi gelir.
ADAÇAYININ YAN ETKİLERİ
NELERDİR:
Adaçayı hamilelik döneminde kullanılmaz. Anne sütünü kesebileceğinden emziren
annelere de tavsiye edilmez.
Fazla kullanıldığınde tansiyonu
çıkarabilir.
Uyarı:
Günde 3 kahve fincanından
fazla içilmemelidir.
09/09
9
Op. Dr. med. Ufuk Şentürk
Röportaj
Röpörtaj
Dergimizin kurucusunu daha yakından tanıyabilmek ve aynı zamanda son dönemde sağlık alanında başlattığı ve
bununla ilgili her kesimden büyük takdir topladığı hizmetler hakkında bilgi alabilmek amacıyla röpörtaj bölümümüze ilk olarak Sayin Op. Dr. Ufuk Şentürk´ü konuk ediyoruz.
Doktor Bey´le vatandaşlarımız açısından son derece önem taşıyan yeni sağlık hizmetleri hem de „Sağlik ve
Yaşam“ hakkında bir söyleşi yaptik. Bizlerle yeni heyecanlarını paylaştı. Almanya´daki sağlık sistemini, sistem
üzerine düşüncelerini ve vatandaşlarımızın karşılaştıkları zorlukları anlattı.
Doktor Bey, söyleşimize hoş geldiniz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1977‘de Berlin’de doğdum. 2004
yılında Berlin Humboldt Ünıversitesi Tıp Fakültesinden mezun
oldum ve erken tümör teşhisi
konusunda yaptığım araştırmalar
sonucu tıp doktorluğu (Dr. med.)
ünvanını kazandım. Eğitimimi
tamamlar tamamlamaz Avrupanın en büyük Tıp Fakültesi olan
10
09/09
Charité Ortopedi ve Travmatoloji
bölümünde öğretim üyesi olarak
göreve başladım. 4 yıl sonra da
bölümümün servis şefliğine atandım. Halen bu bölümde görevimi
idame ettirmekteyim.
Çalıştığınız hastanede yaklaşık iki
ay önce önemli bir proje başlattınız.
Haftada bir gün muayenelerinizi
Türkce olarak yapıyorsunuz. Bu bir
ilk… Biraz anlatır mısınız?
Evet, Almanya’da doğup büyümenin verdiği avantajla burada
yaşayan birinci ve ikinci nesil
halkımızın sağlık alanında karşılaştıkları zorlukları birebir gözlemlemiş oldum. Ne yazık ki
insanımız varolan geniş sağlık
hizmetlerinden
dil
eksikliği
ve mah remiyet konusundaki farklılıklar nedeniyle yeterince
faydalanamamakta.
Bizim mahremiyet anlayışımızla
Almanların mahremiyet anlayışı
bağdaşmıyor. Bu sebeple bayan
vatandaşlarımız doktora görünmekten çekiniyor. Alman İstatik
Kurumu‘nun da (Statistisches
Bundesamt) 2008 yılında yayınladığı „Migration und Gesundheit“
(Göç ve Sağlık) raporu bu tezimi
açıkca doğrulamakta. Raporda
özetle göçmenlerin, daha fazla hastalık riski taşıdıkları halde Alman
halkına oranla sağlık kurumlarına
daha az başvurdukları belirtiliyor.
Hem kendi gözlemlerim hem de
bu rapor doğrultusunda harekete
geçtim. İnsanımız en çok dil konusunda zorluk çekdiğinden öncelikle buradan başlamak istedim.
Hastane yönetimiyle projemi pay-
laştım ve tam destek aldım. Ve nihayet 2 ay önce de haftada bir gün
muayenelerimi Türkce olarak yapmaya başladım. Bu hizmet sayesinde artık hastalarımız tercümana
gerek kalmadan derdini rahat rahat anlatabildiği gibi mahremiyet
konusunda da şüpheye düşmeden
huzurla doktoruna görünebiliyor.
Peki nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Yukarda da belirttiğım gibi proje henüz çok yeni. Fakat buna
rağmen beklediğimizden çok
daha geniş kitlelere ulaştık. Son
derece olumlu tepkiler alıyoruz. Böyle bir hizmete ne kadar ihtiyaç olduğunu gördüğümüz ilgiden anlıyabiliyoruz.
Bu uzun maratona çıkarken yanınıza neler aldınız? Nasıl bir politika
izlemeyi düşünüyorsunuz?
Öncelikle projeye eklenmesi gereken en acil konunun, hastanın muayeneye gelmeden önce telefonda
bilgi alabilmesi olduğuna kanaat
getirdik. Ve hiç vakit kaybetmeden Türkce telefon bilgı hattını
kurduk. Böylece hastanın yine
tercümana ihtiyaç duymadan hastalığı ile ilgili ön bilgi ve randevü
alabilmesi yani doğru yönlendirilmesi sağlanmış oldu.
3. adım olarak da genel sağlık konularında yardım alınabilinecek
bir nevi sağlık rehberi özelliğinde
“Sağlık ve Yaşam” adlı dergimizi
kurmaya karar verdik. Derginin
içeriği oldukca zengin. Birçok
yaygın hastalıkdan şifalı bitkilere,
çocuk sağlığından aktüel sağlık
konularına kadar aradıkları birçok
sorunun cevabını dergimizde bulabilecekler. Hedefimiz ihtiyaçlar
doğrultusunda dergimizi daha da
geliştirmek.
Öte yandan dergiye ek olarak
internette bir sağlık sitesi oluşturarak genç kesime de daha
kolay yoldan ulaşmayı hedefliyoruz. Böylece geniş bir sağlık
ağı kurarak insanlarımıza birçok
yoldan ulaşmaya çalışacağız.
Son olarak eklemek istediğiniz bir
şey varmı?
Öncelikle buradan bu projeyi hayata geçirmemde bana en büyük
desteği veren bölümümüm başkanı sayın Prof. Dr. Carsten Perka’ya
teşekkürü borç biliyorum. Halkımıza ulaşmamda bana çok önemli yardımları olan Tagesspiegel
Gazetesi’nden Ferda Ataman’a,
Hürriyet
Gazetesi’nden
Ali
Varlı’ya, Zaman Gezetesi’nden
Süleyman Bağ’a ve TRT
Radyosun’dan Feray Ulak’a çok
teşekkür ediyorum. Ayrıca dergimizin sponsorlarına, tanıtımda
emeği geçen değerli akraba ve
yakınlarıma ve başında beri her
konuda desteğini esirgemeyen
sevgili eşime minnettarlığımı sunuyorum.
Umarım her hizmetin en kalitelisine layık olan insanımız sunulan bu imkanlardan en azami
ölçüde faydalanır ve memnun
kalır. Sağlıcakla kalın.
09/09
11
Çocuklarda soğuk algınlığı
Çocuklarda soğuk algınlığı
Çocuklarda soğuk algınlığı
Soğuk algınlığı, çeşitli virüslerin
yol açtığı hafif seyirli bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. Halk
arasında üşütme yada nezle olarak bilinir. Her ne kadar bulaşma
şekilleri ve belirtileri yönünden
benzerlik gösterseler de grip ile
karistirilmamalidir. Zira gribe her
yil kendini yenileyen tek bir virüs,
soguk alginligina ise yaklasik 200
farkli virüs neden olur.
Nedenleri
Özellikle sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkar ancak birçok
insanın düşündüğü gibi, soğukta
kalmak yada üşütmekle gerçekleşmez. Asıl sebep kış aylarında
daha çok kapalı ve havalandırılması kötü olan ortamlarda toplu
halde yaşanması ve çalışılması,
güneş ışınlarının daha az oluşu,
bu dönemde stresin daha fazla olması ve burnumuzun içerisindeki
tabakanın soğuması ve koruyucu
özelliğinin azalmasıdır.
En çok okul ve yuva dönemindeki
çocuklarda görülür. Bu dönemlerde çocuklar steril ev ortamından
yeni çıktığından çeşitli mikroplarla ve virüslerle karşılaşmamışlardır. Yani bağışıklık kazanmamışlardır. Okul veya yuvada da
diğer virüs taşıyan çocuklarla sıkı
temasda olduklarından, hijyen ve
temizliğe dikkat edemediklerinden senede 6-8 kez soğuk algınlığı geçirirler.
Soguk alginligi virüsleri hasta bir
kisinin öksürerek yada hapsirarak
havaya savurdugu damlaciklarla
veya burun ve agiz salgilariyla
kirlenmis ellerinden ve esyalarindan kolayca etrafindaki kisilere
bulasabilir.
Belirtileri
İlk görülen belirtiler, boğazda
ağrı, kaşınma ve yanmadır. Burun akıntısı, burun tıkanıklığı ile
devam eder. Baş ağrısı, hafif ateş,
halsizlik, eklem ağrıları, iştahsızlık, hapşırma ve kuru öksürük
de görülür. Küçük çocuklarda ve
bebeklerde ateş daha yüksektir.
Koku ve tat duygusunun azalması, kulaklarda basınç hissi ve ses
değişikliği gibi durumlara da sıkça rastlanır. Genellikle 7 ile 14
gün arasında iyileşir.
Nasıl bir tedavi uygulanır
Soğuk algınlığının maalesef bilinen kesin bir tedavisi yoktur. Zaman içinde kendiliğinden iyileşir.
Ancak çocuğunuzu rahatlatmak
amacıyla şu yöntemler uygulanabilir:
Belirtilen sikayetlere göre ates düsürücü, baş ağrısı veya öksürüğü
azaltıcı ilaçlarla burun tikanikligini giderici spreyler veya burun
damlalari kullanilabilir. Ancak bu
ilaclar cocugun yasina göre degismektedir. Yan etkilerin en fazla
görüleceği 2 yaş altındaki çocuklarda da kesinlikle doktor kontrolü altinda kullanilmalidir.
Cocugun bol sivi almasi cok
önemlidir. (su, meyve suyu gibi)
Bulunduğu ortamı iyi havalandırmalı ve nemlendirmeliyiz. Bunu
odasına bir soğuk buhar makinesi
koyarak sağlayabiliriz.
İstirahat edebileceği ve stresten
uzak durabileceği ortam oluşturmalıyız. Fazla ziyaret çocuğun
dinlenmesini engelliyeceği gibi
hastalığı aile içerisinde yaygınlaştıracaktır.
Burun temizliğine dikkat etmeliyiz. Her burun temizliğinden
sonra eller mutlaka yıkanmalı,
öksürürken ve hapsirirken agiz ve
burun kapatilmalidir.
Eğer hasta bebekse yastığını yatağının altına koyarak başını biraz daha yükseltmek ve tıkanmış
burnunu plastik bir burun aspiratörü yardımıyla temizlemek rahat
nefes almasını sağlayacaktır.
Antibiyotiklerin virüsler üzerinde
etkisi olmadigi icin soguk alginligi tedavisinde yeri yoktur.
Korunmak için neler
yapabiliriz
Cocuklarimizi dengeli beslemeli,
bol bol C vitamini almalarini saglamaliyiz.
Çok kalın veya çok ince değil de
hava durumuna göre giyinmelerine
dikkat etmeliyiz.
Soğuk algınlığına yakalanmış kişiyle temas ettirmemeliyiz. Ancak çoğu zaman bunu uygulamak
mümkün olmamakta. O halde temasdan sonra ellerini mutlaka yıkamaliyiz..
Virüsler anahtar, kapı kolu, telefon
gibi sık kullanılan yüzeylere bulaştıklarında canlı kalabildikleri için,
bu yüzeylere dokunmakla cocugun
rahatlıkla burnuna veya gözlerine
geçebilirler. Bunu önlemek için
ellerini ve kendi ellerimizi sık sık
sabunlu su ile yıkamalıyız.
Bu dönemlerde cocugun açık havada ve havalandırması iyi olan
yerlerde bulunmasini saglamak
hastalık riskini düşürür.
Uyarı:
Kulak iltihabi, geniz eti,
bademcik ve sinüzit problemi
olan cocuklar soguk alginligina
yakalandiginda derhal doktora
basvurulmalidir.
Bebeklerde ise belirtiler yanıltıcı
olabileceği için müdehalede geç
kalınabilir. Bu nedenle bronşit
veya zatürreye dönüsebilir yada
kulak enfeksiyonlarına neden
olabilir. Bu yüzden bebeginiz:
Nefes almakta zorlanıyorsa ve
nefesi alışı çok sesli ve hızlıysa,
Sürekli öksürüyorsa,
Koyu yeşilimsi bir sümük oluşuyorsa,
Ateşi 38 dereceyi geçmişse,
Kulaklarını tutarak sürekli ağlıyorsa,
İştahı yoksa,
Bu onun ilk soğuk algınlığı ise,
yine derhal doktorunuza basvurunuz.
REHA-ZENTRUM PRINZENALLEE
Ambulante Rehabilitation und Prävention
Wir bieten folgende
Behandlungsmöglichkeiten an:
• Medizinische Trainingstherapie
• Krankengymnastik
• Physikalische Therapie
• Gruppentherapie
• Ergotherapie
• Rehabilitationssport
• Ernährungsberatung
• Reha-und Sozialberatung
• Psychologische Intervention
• Bewegungsbad
Das Reha-Zentrum Prinzenallee liegt
nahe dem U-Bahnhof Pankstraße/
Berlin. Die leistungsstrake ambulante
Rehabilitation der Fachbereiche
Orthopädie/Traumatologie bereichert
den Stadtteil Mitte/Wedding seit dem
Jahr 2000. Patienten und gesundheitsbewusste Menschen können ab
drei bis fünf Tage in der Woche das
umfassende Angebot an Therapie und
Prävention nutzen. Mittags oder
spätestens abends sind sie wieder
Zuhause und können das neugelernte
direkt anwenden.
Sie sind als Kassen-, Rentenversicherung Patient eben so willkommen,
wie als Privatzahler. Zur Einweisung
berechtigt sind Krankenhäuser, niedergelassene Chirurgen, Orthopäden,
Internisten, Hausärzte und weitere
Fachgruppen.
Adresse
Prinzenallee 84
D-13357 Berlin
Telefon
+49(0)30 - 484 90 20
Telefax
+49(0)30 - 484 90 255
www.rehazentrumprinzenallee.de
[email protected]
ÜCRETSIZ
DANISMA HATTI
0800 / 779 7777
anrufen | vergleichen | sparen
www.primus-direkt.de
Der Schlüssel für Ihre Gesundheit
AZ PARAYA – COK HIZMET...
Wir als Spezialmakler für private Krankenversicherung vergleichen für Sie kostenlos und unverbindlich 40 verschiedene Gesellschaften und Tarifkombinationen.
Individuell auf Sie zugeschnitten, bieten wir Ihnen ein rundum Sorglospaket an.
Hauskrankenpflege
Versichert ab 109 € im Monat!
PRIVATE KRANKENVERSICHERUNG
Wir machen Sie zum Privat-Patienten
• Grundpflege
Keine Praxisgebühr !
Genel bakım
Chefarztbehandlung
• Behandlungspflege
1-2 Bettzimmer
Tıbbi bakım (Û©ne vurulması, tansiyon ölçülmesi,
Keine Zuzahlung für Medikamente
Serum takılması, ilaç verilmesi, yara pansumanı)
• Hauswirtschaftliche Versorgung
Keine Zuzahlung für Massagen und Hilfsmittel
Behandelt werden von Spezialisten
Kültüre yönelik evde vucut bakımı ve temizli©i
• Familienpflege
Zahnersatz bis zu 100 % Erstattung
Keine vollen Wartezimmer
Tiefpreisgarantie
Finden Sie bei gleicher Leistung einen
günstigeren Beitrag, erstatten wir
Ihnen den Differnzbetrag!
Sonderaktion
Rizikolu hamileliklerde annenin, çocukların ve
ev i‚lerinin yapılması
r
kada
a
`
9
n
istiri
9.200
30.0 nızı deg
ta
sigor
€n
0
0
2d5irimlerde!
in
• Sterbebegleitung
Ölüm halinde refakat
• 24h Heimbeatmung Intensivmedizin
ın
n
a
l
r
yara
24 saat Tıbbi yo©un bakım
• Homecare bei Krebspatienten
Kanser hastalarına özel tıbbi bakım
Spezialtarife für Ärzte und Selbständige!
• Psychosoziale Betreuung
Psikolojik hasta bakımı
Wir haben Sie alle –
Für Ihre Gesundheit
nur das Beste!
Kooperationspartner
Die Primus finance GmbH & Co. KG arbeitet nur mit renommierten Partnern der Versicherungsbranche zusammen.
Der Schlüssel für
Ihre Gesundheit
• Behindertenbetreuung
Engellilere bakım (tekerlekli sandalye, özel hasta yata©ı,
sa©lık malzemelerinin temini)
• Sozialberatung
Sosyal danı‚manlık
Deta-Med Zentrale
Karl-Marx-Str. 188
12043 Berlin (Neukölln)
Tel.: 030 / 689 89 970 - 78
Fax: 030 / 689 89 979
Deta-Med Wedding
Luxemburger Str. 3
13353 Berlin
Tel.: 030 / 45 79 80 710 - 728
Fax: 030 / 45 79 80 729
Deta-Med Kreuzberg
Oranienstraße 155
10969 Berlin
Tel.: 030 / 20 88 64 210-228
Fax: 030 / 20 88 64 229
Deta-Med Steglitz
Rheinstr.22
12161 Berlin
Tel. 030 / 814 86 99 0
Fax 030 / 814 86 99 29
Deta-Med Tagespflege
Turmstr. 21, 10559 Berlin
Haus K, Eingang D, 2. Etage
Tel.: 030 / 36 75 15 27
Fax: 030 / 36 75 15 29
Web.: www.deta-med.com · E-Mail: [email protected]
Ücretsiz danısma hattı: 0800 / 779 7777
www.primus-direkt.de
Sağlık hukuku ve Sosyal haklar
Sağlık hukuku ve Sosyal haklar
Sağlık hukuku
ve Sosyal haklar
Berlin‘in ilk Türk
hasta bakım
kurumu olan
DetaMed katkılarıyla
hazırlanan bu
köşemizde sizleri
düzenli olarak
Alman sağlık sisteminin yasal özellikleri
ile tanıştırıp, bu sitemin sizlere sunduğu
hakları yalın bir
dille anlatmaya
çalışacağız.
16
09/09
Almanya’da evde hasta bakımı
Almanya´da yaşayan her kişinin
hastalık sigortası (Krankenversicherung) olmak zorundadır.
Ayrıca çalışan her kişi, her türlü
iş kazası durumumda aidatları
işverenden kesilen meslek sağlık
kooperatifleri’nin (Berufsgenossenschaft) güvencesi altındadır.
1995’de ise Alman sağlık sistemine bakım sigortası (Pflegeversicherung) eklenmiştir.
Hastalık sebebiyle bakıma muhtaç kalan her birey bu sigorta çerçevesinde temel bakım hizmetleri
alma hakkına sahiptir. Temel bakım tıbbi özellik taşımayan hizmetler bütünüdür. Buradan yola
çıkarak, tamamen ya da kısmi vücut temizliğinde yardım, tuvalet
ihtiyaçlarında yardım, ev işlerinde
yardım, beslenmede yardım, bir
yerden bir yere götürmede yardım
ve ev idaresine şekil ve yön vermede yardım bakım sigortası’nın
kapsamı altındadır.
09/09
17
Sağlık hukuku ve Sosyal haklar
Sağlık hukuku ve Sosyal haklar
Bakım Sigortası
• Bakım Sigortası 1995 de yürürlüğe girmiştir.
herkes
• 5 yıl bakım sigotasıma aidat yatıran ve hasta olan
bu güvenceden yararlanabilir.
• 5 yılını dolduramayanlarda belediyeler bakım
masraflanrını üstlenir.
t
• Bakım sigortası aidatları her ay bireylerin bürü
gelirlerinden kesilir.
5
• Çocuklu bireylerin aylık bürüt gelirlerinden %1.9
ir.
• Çocuklu bireylerin gelirlerinden ise %2.20 kesil
Herhangi bir hastalık sebebiyle
bakıma muhtaç kalmış ama bakım
sigortası güvencesinden yararlanamayan insanlar yinede bakım hizmetlerinden yararlanma hakkına
sahiplerdir. Bu durumda hasta
bakım masrafları aşağıdaki birimler üzerinden karşılanmaktadır:
Sosyal yardım üzerinden
bakım
Bakım sandığına ödenmiş aidatlar hasta olmuş ve bakıma
muhtaç duruma gelmiş kişinin
bakımına
yetmiyorsa
sosyal yardıma başvurulabilir. Bu
bakımın finansmanı da tıpkı diğer
sosyal hizmetlerde olduğu gibi
sosyal yardımı düzenleyen yasalara bağlıdır ve mal varlığı sınırı
bulunmaktadır. Eğer bu sınır
aşılıyorsa, bakım masraflarının
karşılanması mümkün değildir
ve bakıma muhtaç kişi masrafı
kendi
ödemek
zorundadır.
18
09/09
Evde bakımın derecesi bakıma
muhtaç kişinin gelirine ve aynı zamanda yakınlarının kazançlarına
bağlıdır (ailesi, eşi, partneri,
çocukları).
Belediye Gençlik Birimleri
(Jugendamt) üzerinden bakım
Herhangi bir kaza ya da hastalık
sonucunda anne-babanın 14 yaş
altındaki çocuklarına bakamama
durumunda Jugendamt çocukların
bakım
masraflarını
üstlenir.
Çocukların beslenme, eğitim,
sosyal aktiviteler, okula getirip
götürme ve doğal ihtiyaçlarını
karşılanmasında yardımcı olunur.
Anne ve babanın da evde bakımını
Hastalık sigortası, Bakım sigortası
veya Sosyal yardım üzerinden
sağlanır.
Meslek sağlık kooperatifleri üzerinden bakım (Berufsgenossenschaften)
Herhangi bir iş kazası sonucun-
da bakıma muhtaç olan kişilerin
bakım masraflarını Meslek sağlık
kooperatifleri
(Berufsgenossenschaften) karşılar ve bakıma
muhtaç olan kişilerden hiçbir ek
ücret talep edilmez. Kişi her türlü
iş kazasında bu haktan yararlanabilir. Meslek sağlık kooperatifleri
(Berufsgenossenschaften) temel
olarak işverenin kaza sigortası
kesintilerinden
finansmanını
sağlar. İşçi bu güvence için aidat
ödemez.
Evde hasta bakım hizmetleri
Bakıma muhtaç kişilere Bakım
sıgortası kapsamında sunulabilen
hizmetler gayet geniştir.
1. Tıbbi bakım
Hastalığı iyileştirmeye yönelik
bakım bir tıbbi hizmettir ve doktor
raporları doğrultusunda hizmet
verilir. Verilen hizmetler başlıca
şöyle sıralayabiliriz: iğne, ilaç
verilmesi, pansuman hizmeti,
yara tedavisi, kan şekeri ve tansiyon ölçme, serum bağlanması ve
değişimi, iltihap tedavisi, diyaliz
ve nefes darlığı çeken hastalarda
yoğun bakım yapılması. Yapılan
bütün bakımlar doktor kontrolü
altında gerçekleşir.
2. Ergoterapi
Herhangi bir hastalık, kaza,
doğumsal sakatlık veya yaşlanma
sonucu mental, sosyal veya fiziksel
yeteneklerde oluşan bozuklukları
iyileştirmek, mevcut yetenekleri geliştirmek, ortaya çıkarmak,
kişinin bu yeteneklerini günlük hayatında kullanabilmesini
öğretmek için uygulanan amaca
yönelik hareketlerdir.
3. Logopedi
Bazı harfleri söylemekte ve zorluk
çeken veya kekeme olan kişilerde
uygulanan tedavidir. Ayrıca herhangi bir hastalık, kaza veya
yaşlanma sonucunda yutkunmakta zorluk çeken kişilerde uygulanan tedavidir.
4. Fizyoterapi
Tıpta bazı hastalıkların fizik
unsurlarıyla tedavisine verilen
addır. Tedavide kullanılan fizik
unsurlarının başında elektrik,
sıcak ve soğuk su banyoları ve
bazı özel egzersizler gelir.
5. Onkoloji doktorları
(Homecare Ärtze)
Kanser hastaları için günün 24
saati evde hizmet vermek için
görev başında olan ve kanser
hastalıkları üzerine özel eğitim
almış doktorlardır.
6. Uzman bakımı
Kendi alanlarında uzman olan
doktorlar hastaların kendi evlerinde tedavisi için hizmet verirler.
7. Doğum ebeleri
Doğum öncesi ve sonrası annelere kendi evlerinde anne-çocuk
sağlığı ve bakımı ile ilgili yön
gösterirler.
moderne
Orthopädietechnik
Modern ortopedi tekniği
Almanyanın en modern ortopedi tekniği
atölyelerinden biri olan SanAktiv 1500m2
lik alanıyla Berlin Wedding’de hizmet vermektedir. Üstün nitelikli cihazlar ve en
gelişmiş bilgisayar sistemleri çalışmalarımızın temelini olusturmaktadır. 12 araçlık
filomuzla tüm Berline hizmet verebiliyoruz.
Beklentilerinizi karşılamak üzere 40 kalifiye
elemanımız hazır bulunmakta. Beşi ortopedi tekniği ve ortopedik ayakkabı ustası olmak
üzere toplam 25 elemanımız sadece ortopedi tekniği bölümümüzde çalışmaktadır.
Ihr starker Partner wenn es um
orthopädische Hilfsmittel geht. Wir fertigen
und passen für Sie an:
* Einlagen, Schuhzurichtungen und
orthopädische Schuhe
* Orthesen für Fuß, Knie, Hüfte, Hand, Arm
und Rücken
* Prothesen für alle Amputationshöhen
In dem Berliner Bezirk Wedding
befindet sich auf 1500qm eine der
modernsten Orthopädie-Werkstätten
Deutschlands.Technologisch hochwertige Geräte, Maschinen und
Anlagen sind die Grundlage für
unsere Qualitätsarbeit,
computergestütztes Arbeiten ist ein
fester Bestandteil unserer Tätigkeit.
Der Fuhrpark mit 12 Fahrzeugen
ermöglicht einen schnellen, berlinweiten Einsatz.
Mit 40 qualifizierten Mitarbeitern
haben wir einen breiten Stamm an
Fachleuten für eine Vielzahl an
Anforderungen. 25 Mitarbeiter sind
allein in der Technischen Orthopädie
tätig, darunter fünf Meister der
Orthopädietechnik und OrthopädieSchuhtechnik.
Yardımcı ortopedik araçlardaki güçlü
partneriniz. Size özel
• ortopedik ayakkabılılar ve tabanlıklar
• ayak, diz, kalça, el, kol ve bel
ortezleri
• her çeşit protezler
üretiyoruz.
HELFEN IST
UNSER HANDWERK
Prinzenallee 84
13357 Berlin
U-Bahn Pankstraße
Parkplätze auf dem Hof
su
Su
H 0
2
Su canlilarin yaşamasi icin hayati öneme sahip, oksijenden
sonraki ikinci temel maddedir. İnsan yemek yemeden haftalarca
yaşayabildiği halde su içmeden ancak birkac gün yaşayabilir.
Vücudumuzun ortalama %60`ı
sudur. Bu oran çocuklarda %70,
bebeklerde ise %90`dır.Yaş ilerledikçe suyun yerini yağ dokusu
almaya başlar. Dolayisıyle yağlanmayı engelleyebilmemiz için
yaşimiz ilerledikçe suyu daha çok
tüketmemiz gerekmektedir.
Yetişkin bir insan günde ortalama
2-2.5 litre su kaybeder. Hareket,
kilo ve sıcak hava gibi etkenler
nedeniyle bu miktar daha da artabilir. Kaybedilen suyun kesinlikle
geri alınması gerekmektedir. Dolayisıyle sağlıklı bir insanın günde 2,5-3 litre su tüketmesi gerekmektedir. Fazla kilolu kişilerin bu
miktarin üstüne çıkmaları gerekir.
Ayrıca yaz döneminde de suya
daha cok önem verilmelidir.
Günlük kaybedilen suyun geri alınamaması durumunda halsizlik,
bitkinlik, baş dönmesi, soluma
güçlüğü ve vücutta yavaşlama
gibi şikayetler ortaya cıkar. Sıvı
kaybı daha da artarsa kan basıncı
düşer, hareket etmede gecikme ve
zorlanma başlar, bellek bozukluklari meydana gelir.
Etkileri
Vücudun ısısını dengeler,
Solunuma yardımcı olur,
Besinlerin sindirimi ve emilimi
sırasında hücrelere taşınmasını
sağlar,
Sindirimden sonra atık maddelerin boşaltılmasını sağlar,
Cilt ve deri sağlığına olumlu etkiler sağlar. Cildi gerginleştirir,
pürüzsüz ve parlak bir görünüm
kazandırır.
Yaşlanmaya karsi etki gösterir.
Ağız, burun ve göz gibi vücut dokularının nemlenmesini sağlar.
Dışkıyı yumuşattığı için kabızlıgı
önlemede yardımcıdır.
Hızlı kilo alıp vermelerin neden
olduğu deformeleri spor yardımıyla önler.
Böbrek taşı, idrar yolu enfeksiyonları, soğuk algınlıgı ve mesane
kanseri riskini düşürür.
Tokluk hissi verdiği icin aşırı
yemenin önlenmesine katkı sağlar. İnsan acıktığı zaman biraz su
içerse yemek yeme isteği kendiliğinden yarım saat ile 1 saat kadar ertelenmis olur. Yani suyun
aşırı kilo alınımını önlemede cok
önemli rolü vardir.
Nelere Dikkat etmeliyiz
Su içmek için susamayı beklememeliyiz.Şayet sudan büyük ölçüde faydalanmak istiyorsak o halde
suyu yemeklerden 15 dakika önce
içmeliyiz. Eğer kişinin yemek aralarında su içme alışkanliği varsa
buna devam edebilir. Yemeklerden sonra ise 1- 2 saat beklemekte
fayda vardir.
09/09
21
su
Su
Getränke · Süsswaren
Verpackungen
Herzbergstrasse 128 – 139
(Eingang Vulkanstrasse 13, Halle 5)
Gün boyunca içtiğimiz çay, kahve, meyve sulari, bitki ve meyve
çaylarının hiçbiri suyun yerini almamaktadir. Aksine bu tip sıvılar
vücutta su ihtiyacını arttırıcı etki yapar. Yani suyu su olarak içmeliyiz.
İdrarınızın rengi koyu ve miktarı
da azaldıysa yeteri kadar su tüketmiyorsunuz demektir.
Günlük su ihtiyacını karşılamaya
yardımcı olması açısından çorba,
meyve ve sebze gibi içinde büyük
oranda su barındıran besinleri
bol miktarda tüketmeliyiz.
Hamile bayanların bebeğin susuz
kalmamasi için günde 2-2,5 litre
su içmeleri gerekir. Bu cok önemlidir. Doğumdan sonra ve emzirme
döneminde 3 litreye kadar çıkar.
Sporcuların vücuttaki su oranları
ise normalden %5 daha fazla olmalıdır.Yapılan egzersizlere bağlı
olarak su alımı arttırılarak denge
sağlanır.
Susuzluk hissi belli bir yaştan
sonra köreldiği için yaşlılar genellikle su içmeyi unutur. Bunu
onlara hatırlatmalıyız, günlük ortalama 1,5 litre su tüketmelidirler.
Bazı durumlarda bu oran daha da
artabilir.
Suyu hızlı bir şekilde değil yudumlayarak içmeliyiz.
Son olarak; güne mutlaka su içerek başlamalı ve yatmadan önce de
mutlaka bir bardak su içmeliyiz.
Tel.: (030) 450 21 670
Fax: (030) 450 21 671
Unsere Preisgarantie
Uyarı
Herşeyin olduğu gibi suyun da
fazlası zarardır. Gereğinden cok
fazla içilen suyun vücuttan atımı
zorlaşır. Bu durumda su vücutta
birikeceğinden ödem oluşmasına
neden olur.
Der Treffpunkt Gesundheit in Berlin Wedding
Mitten im Weddinger Alltag erfüllt die Herz Apotheke seit 1990 ihren Dienst
an der Gesundheit ihrer Kunden. Ein außergewöhnlich großes Medikamentenlager mit rd. 6000 Artikeln ermöglicht unsere hohe Lieferfähigkeit. Die
umfangreiche Dokumentation über ausländische Präparate und Heilmittel
der besonderen Therapierichtungen vereinfachen uns die rasche Lieferung
individueller Medikamentenbestellungen. Für dringende Fälle haben wir
unseren eigenen Lieferdienst. Weit über die Funktion der reinen Rezeptabgabe hinaus finden Sie aber auch so nützliche wie selbstverständliche
Dienstleistungen wie z. B. :
Hiermit garantieren wir allen
unseren Kunden mit Kundenkarte die günstigsten Preise
aller Apothekenartikel (außer
Rezepte) in Berlin Wedding.
Sollten Sie ein frei verkäufliches Produkt in einer Weddinger Apotheke günstiger
angeboten bekommen, als
Sie es bei uns gekauft haben,
so erstatten wir Ihnen einfach
auf Vorlage des Einkaufsbeleges die Differenz, wenn Sie
ihn uns innerhalb von 14 Tagen vorlegen.
Bar auf die Hand, ohne
wenn und aber !
• Cholesterin- und andere Blutfettmessungen
• Glukosemessungen
• sonstige Risikowertbestimmungen
• Haar- und Hautanalysen
• Stützstrumpfanpassungen
• apparative Kosmetikbehandlungen
• regelmäßige Gesundheits-Aktivthemen
Übrigens: Die Preisgestaltung für alle unsere nicht rezeptpflichtigen Präparate ist so attraktiv, dass wir eine umfassende Preisgarantie abgeben können.
22
09/09
Apothekenleiter
Die Herz Apotheke • Badstrasse 57 - 58 • 13375 Berlin • 030 4614050 • www.herz-apotheke-berlin.de