Termografinin İlkelerine Giriş 3

Transkript

Termografinin İlkelerine Giriş 3
Termografinin İlkelerine Giriş 3
Netes Mühendislik
www.netes.com.tr
Termodinamik teori ve bilim, farklı maddeler arasındaki
sıcaklık transferi değişmelerine dayandırılır. Termal görüntüleyiciler, temel termodinamik ilkelerine dayanmak suretiyle okumalar alırlar. Teknisyenler çeşitli yapılara, ekipmanlara ve malzemelere ilişkin okumaları alırken, termografinin ve termal görüntüleyicilerin sınırlarını anlamak
zorundadır.
Temel Termodinamik
Termodinamik, termal enerjinin (ısı) nasıl hareket ettiğiyle,
dönüştüğüyle ve tüm maddeleri nasıl etkilediği ile ilgili bir
bilimdir. Hem ısı transferinin hem de ışınım fiziğinin temellerini anlamak adına birinci derecede önemlidir. Modern
ekipmanlar kadar güçlü olmalarına karşın yine de bunlar,
kendi başlarına düşünemezler. Modern ekipmanların değeri, ısı transferinin ve ışınım fiziğinin temellerine ilişkin pratik bir bilgiyi gerektiren, bir termografi uzmanının verileri
yorumlama gücü tarafından belirlenir. tEnerji, iş yapma
kapasitesidir. Enerjinin çeşitli biçimleri olabilir. Örneğin
kömür yakmalı bir elektrik üretim tesisi, yakma işlemi vasıtasıyla kimyasal enerjiyi, fosil yakıttan termal enerjiye dönüştürür. Karşılık olarak bu türbinli bir jeneratörde, daha
sonra elektrik enerjisine dönüştürülen, mekanik enerji veya
hareket üretir. Bu dönüştürmeler esnasında enerjiyi dizginlemek daha zor hale gelmesine karşın, bunun hiçbir kısmı
kaybolmaz.
Termodinamiğin ilk yasası, mekanik iş ısıya dönüştürüldüğünde veya ısı işe dönüştürüldüğünde, iş ve ısının miktarının her zaman eşit olduğunu belirten bilimsel kanundur.
Termografi uzmanları için avantaj, neredeyse tüm enerji
dönüştürmelerinin bir yan ürününün, ısı veya termal enerji
olması olgusudur. Enerji yaratılmaz veya yok edilemez,
sadece başkalaştırılabilir. Sıcaklık, bir diğeriyle kıyaslandığında bir cismin, göreceli olmasının veya soğuk olmasının
bir ölçüsüdür. Bilinçsiz olarak vücut sıcaklığımız veya ortamın hava sıcaklığıyla ve suyun kaynama ve donma noktalarıyla kıyaslamalar yaparız. Termodinamiğin ikinci yasası,
iki nesne arasında bir sıcaklık farkı mevcut olduğunda, termal enerjinin termal eşitliğe erişilene dek, daha sıcak alanlardan (daha yüksek enerji), daha soğuk alanlara (daha
düşük enerji) geçtiğini anlatır. Bir ısı transferi ya elektron
transferi ya da arttırılmış atom veya molekül titreşimi olarak sonuçlanır. Bu önemlidir, çünkü bu etkiler sıcaklık ölçüldüğünde ölçülür.
Endüstri otomasyon / 66
Isı Transferi Yöntemleri
Isı enerjisi, üç yöntemden herhangi biri vasıtasıyla transfer
edilebilir: iletim, taşınım veya ışınım. Her yöntem, ya sürekli hal ya da geçici olarak tanımlanır. Bir sürekli hal transferi
esnasında transfer değeri, zaman içinde sabittir ve aynı
yöndedir. Örneğin, sabit yük altındaki tamamen ısınmış bir
makine, çevresine ısıyı sürekli hal değerinde transfer eder.
Gerçekte mükemmel olan sürekli hal ısı akışı gibi bir şey
yoktur. Küçük geçici dalgalanmalar her zaman vardır, fakat
pratik nedenlerle genellikle yok sayılırlar.
İletim, termal enerjinin doğrudan temas yoluyla, bir nesneden bir diğerine transferidir. Taşınım, hava, gaz veya sıvının
sıcak ve soğuk bölgeleri arasında, moleküller hareket ettiğinde ve/veya akımlar dolaştığı zaman gerçekleşen ısı
transferidir. Işınım, ışıyan enerji (elektromanyetik dalgalar)
doğrudan bir iletim ortamı olmaksızın hareket ederken
ortaya çıkan ısı hareketidir. Bir makine ısınırken veya
soğurken, ısı geçici haller içinde transfer edilir. Bu ilişkileri
anlamak, termografi uzmanları için önemlidir, çünkü ısının
hareketi sık sık, bir nesnenin sıcaklığıyla yakından ilişkilidir.
Termal Kapasitans Kavramı
Termal kapasitans, bir maddenin ısıyı emme ve depolama
yeteneğidir. Isı değişen ölçülerde ve/veya farklı yönlerde
transfer edildiğinde geçici denir.
Ayrıca çeşitli maddeler geçiş içinde olduğu için, bunlar
sıcaklık değiştirirken, değişen miktarlarda enerji değiş
tokuş edilir. Mesela, ir odanın içindeki havanın sıcaklığını
değiştirmek için, bir yüzme havuzunun içindeki eşit miktardaki suyun sıcaklığını değiştirmek için ihtiyaç duyulan miktara kıyasla, çok az enerjiye ihtiyaç duyulur. Termal kapasitans, bir maddenin sıcaklık değiştirmesi için ne kadar enerjinin eklendiğini ve nakledildiğini tanımlar. Bu değişimin ne
kadar hızlı veya yavaş gerçekleştiği, aynı zamanda ısının
nasıl hareket ettiğine bağlıdır.
Isı ve sıcaklık arasındaki ilişkiler olarak adlandırdığımız şey,
termal kapasitans, kafa karıştırıcı olabilmesine karşın, bir
termografi uzmanı için, aynı zamanda yararlı da olabilir.
Örneğin, havanın ve sıvının termal kapasitansları arasındaki farka bağlı olarak, bir tank içindeki sıvının seviyesini bulmak mümkündür. Tank geçiş içindeyken, iki madde sık sık
farklı sıcaklıklarda olurlar.
İletim
İletim, termal enerjinin doğrudan temas vasıtasıyla bir nesneden bir diğerine transferidir. İletim yoluyla ısı transferi,
esas olarak katılarda ve bir dereceye kadar sıvılarda, daha
sıcak moleküller enerjilerini doğrudan olarak bitişiktekilere,
daha soğuk olanlara transfer ederken ortaya çıkar. Mesela
sıcak bir kahve kupasına veya soğuk içecek kutusuna
dokunurken iletim yaşanır.
Isı transferinin gerçekleştiği ölçü, malzemelerin iletkenliğine ve nesneler arasındaki sıcaklık farkına (ΔT veya deltasıcaklık) bağlıdır. Bu basit ilişkiler, Fourier yasası tarafından daha şekli biçimde tanımlanır. Örneğin sıcak bir kahve
fincanını eldiven giyerken kavradığımızda, çıplak bir elle
yaptığımız zamana kıyasla, çok az ısı alışverişi gerçekleştirilir. Ilık bir kahve fincanı, sıcaklık farkı bu kadar çok olmadığı için, sıcak olanın ettiği kadar çok enerji transfer etmez.
Benzer şekilde, enerji aynı ölçüde, ama daha büyük bir alan
üzerinden transfer edildiğinde, daha çok enerji transfer
edilir.
İletken, ısıyı çabucak transfer eden bir malzemedir. Tipik
biçimde metaller, ısıyla ilgili olarak gayet iletkendirler.
Metallerin iletkenliği metalin tipine bağlı olarak değişebilse
bile. Mesela demir, alüminyumdan çok daha az iletkendir.
Yalıtkan, ısıyı transfer etmede yetersiz bir malzemedir.
Yetersiz iletken olan malzemeler, yalıtkan olarak bilinirler.
Bunlar sık sık, sadece küçük hava gruplarını yakalayan ve
enerji transferini yavaşlatan. Köpük yalıtım maddesi veya
kat kat yapılmış giysiler gibi malzemelerdir. Şekil 4-1’e
bakınız.
Taşınım
Taşınım, akımlar sıvıların sıcak ve soğuk bölgeleri arasında
dolaşırken ortaya çıkan ısı transferidir. Taşınım hem sıvı
hem de gazlarda ortaya çıkar ve farklı sıcaklıklardaki moleküllerin kitlesel hareketini içerir. Örneğin bir fırtına bulutu,
büyük bir ölçekte ortaya çıkan taşımadır, çünkü sıcak hava
kitleleri yükselirken soğuk hava alçalır. Daha küçük bir
ölçekte taşınım, bir fincan sıcak kahvenin içine dökülen
soğuk krema, fincanın dibine batarken ortaya çıkar.
Taşınımsal ısı transferi aynı zamanda kısmi olarak alan ve
sıcaklık farklılığı tarafından belirlenir. Örneğin daha büyük
alanı nedeniyle. Büyük motorla bir motor radyatörü, küçük
bir motordakinden daha çok ısı transfer eder. Sıvının hızı,
sıvı akışının yönü ve bir nesnenin yüzey durumunu içeren
diğer faktörler de taşınımsal ısı transferini etkiler. Tozla
tıkanmış bir motor radyatörü ısıyı, temiz olan kadar etkili
transfer etmez. İletimden yana çoğumuz, Newton soğuma
yasası tarafından daha biçimsel olarak tanımlanmış bu
Şekil 4-1. Isı transferini kontrol altına almak için, duvarların içinde
yalıtkanlar yerleştirilir. Kötü biçimde yerleştirilmiş yalıtkan, ısı
transferini yeterli düzeyde kontrol edemez.
Şekil 4-2. Doğal taşınım, bir yağ soğutmalı trafonun soğutma tüplerindeki gibi, sıcak yağ yükselirken ve soğuk yağ alçalırken ortaya çıkar.
ilişkilerle ilgili, iyi bir pratik bilince sahibizdir. Doğal taşınım, yağ soğutmalı trafonun soğutma tüplerindeki gibi,
daha sıcak sıvılar yükselir ve daha soğuk sıvılar alçalırken
ortaya çıkar. Şekil 4-2’ye bakınız.
Bir pompa veya bir vantilatör ile yapıldığı gibi taşınım zorlandığında, doğal ilişkiler genellikle alt edilir çünkü zorlanmış taşınım oldukça güçlü olabilir. Hava geçerken, hava
geçmezken ki durumdan daha yüksek bir hızda ısı kaybettiğimizin kanıtı olan biçimde, daha serinlemiş hissederiz.
Rüzgâr aynı zamanda, termal görüntüleme sistemleri ile
incelenen nesnelerin sıcaklığını da kuvvetli biçimde etkiler.
Işınım
Işınım, ısıyı da kapsayan, elektromanyetik enerji vasıtasıyla
nesneler arasında ışık hızında ortaya çıkan enerji transferidir. Hiçbir transfer ortamına ihtiyaç duyulmaması sebebiyle,
ışınım bir hava boşluğu içinde bile yer alıyor olabilir.
Elektromanyetik enerjinin bir örneği, soğuk bir günde
güneşin ısısını hissetmektir.
Elektromanyetik enerji, elektriksel ve manyetik özellikli dalgalar halinde ışınımdır. Elektromanyetik enerji ışığı, radyo
67 / Endüstri otomasyon
dalgalarını ve kızılötesi ışınımı da içeren, çeşitli haller alabilir. Tüm bu haller arasındaki başlıca fark, bunların dalga
boylarıdır. Normal görme gücü, görülebilir ışık olarak bilinen dalga boylarını algılarken, termal görüntüleyiciler, ışıyan ısı (veya kızılötesi ışınım) olarak bilinen dalga boylarını
algılar. Her dalga boyu elektromanyetik spektrumun farklı
kısmındadır.
Stefan-Boltzmann eşitliği, ışınım sırasında nasıl hareket
ettiği yönünden ilişkileri tanımlar. Tüm nesneler ısı taşır.
İletim ve taşınım için yayılan net enerji miktarı alan ve
sıcaklık farklılıklarına bağlıdır. Bir nesne ne kadar sıcaksa
soğuk olduğu zamandan daha fazla enerji ışır.
Termal ışınım, ısının elektromanyetik dalgalar yoluyla geçişidir. Dalgalar arasındaki başlıca fark, bunların dalga boyudur. Elektromanyetik ışınımın (ışık) insan gözüyle görülebilir olmasına karşın, ışıyan ısı sadece termal görüntüleme
sistemleri vasıtası ile görülebilir. Elektromanyetik spektrum
dalga boyuna dayanan biçimde tüm elektromanyetik ışınım
tipleri dağılım aralığıdır. Şekil 4-3’e bakınız.
Enerjinin Korunumu Kavramı
Işık ve kızılötesi ışınım, çeşitli maddelerle etkileşim içindeyken benzer biçimde davranırlar. Kızılötesi ışınım, bir fırın
kafasının altındaki metal kaplama maddesi gibi bazı tipteki
yüzeyler tarafından yansıtılır. Kızılötesi görüntüleyicilerle
“termal aynalar” olarak adlandırdığımız parlak metaller gibi
bazı yüzeylerde, hem sıcak hem de soğuk nesnelere ilişkin
yansımalar görülebilir. Birkaç durumda kızılötesi ışınım, bir
yüzeyin içinden geçirilir, mesela kızılötesi bir görüntüleme
sisteminin merceğinin içinden. Kızılötesi ışınım aynı
zamanda, mesela sıcak bir fırın gözünün yakınındaki bir el
gibi bir yüzey tarafından emilebilir.Bu durumda, yüzeyin
daha fazla enerji yaymasına neden olan bir sıcaklık değişimi
meydana gelir.
Geçiş, ışıyan enerjinin bir madde veya yapının içinden geçişidir. Kızılötesi ışınım aynı zamanda, sıcaklığın değişmesine
ve nesnenin yüzeyinden daha fazla enerji yayımına neden
olan biçimde, bir yüzeyde emilebilir. Emme, ışıyan enerjinin
yakalanmasıdır. Yayım, ışıyan enerjinin boşaltılmasıdır.
Kızılötesi bir termal görüntüleme sisteminin yansıtılan, iletilen, emilen ve yayılan ışınımı okuyabilmesine karşın,sadece emilen veya yayılan enerji yüzey sıcaklığını etkiler. Şekil
4-4’e bakınız.
Şekil 4-4. Işınım Yansıtılabilir, geçirilebilir, emilebilir veya yayılabilir
Şekil 4-3.
Elektromanyeti
k spektrum,
dalga boyuna
dayanan biçimde, tüm elektromanyetik ışınım
tipleri dağılım
aralığıdır.
Endüstri otomasyon / 68
İlave olarak bir yüzey tarafından yayılan ısı miktarı, yüzeyin
enerjiyi ne kadar etkin biçimde yaydığına bakarak
belirlenir.Boyalı yüzeyler veya insan derisi gibi ametal maddelerin çoğu, enerjiyi etkin biçimde yayarlar. Bu sıcaklıkları arttıkça, fırın gözünde olduğu gibi, çok daha fazla enerji ışıdıkları
anlamına gelir.
Çoğunlukla boyanmamış veya ağır biçimde paslanmış metaller olan diğer maddeler, enerjiyi yaymada daha az etkilidirler.
Yalın metal olan bir yüzey ısıtıldığında, ışıyan ısı transferinde
nispeten küçük bir artış olur ve hem gözlerimizle hem de termal bir görüntüleme sistemiyle soğuk bir metal yüzey ile
sıcak olan arasındaki farkı görmek zordur. Yalın metallerin
tipik olarak, düşük bir yayım oranı (düşük yayım etkinliği)
vardır. Yayma oranı, 0,0 ile 1,0 arasında bir değer olarak
karakterize edilir. Sıklıkla parlak bakıra uygun olan 0,10’luk
bir değer ile bir yüzey, 0,98’lik bir yayma oranlı insan derisine
kıyasla az enerji yayar.
Termal bir görüntüleyici kullanmanın zorluklarından biri de,
bu araçların normalde insan gözü namına görünmez olan
enerjiyi göstermesidir. Bazen bu kafa karıştırıcı olabilmektedir. Metaller gibi düşük yayma oranlı yüzeyler, sadece etkin
olmayan bir biçimde enerji yaymazlar. Aynı zamanda bunlar,
termal çevrelerinin yansıtıcılarıdırlar. Bir termal yüzey termal
bir görüntüleme sistemiyle okunduğunda, sistem görüntüde
yayılan ve yansıtılan kızılötesi ışınımın bir kombinasyonunu
gösterir. Neyin görüntülendiğini anlamak için termografi
uzmanı, hangi enerjinin yansıtılmakta olduğunu anlamak
zorundadır.
Çok sayıda diğer faktör, maddenin yayma oranını etkileyebilir.
Madde tipi yanında yayma oranı, yüzey koşulları, sıcaklık ve
dalga boyu ile de değişebilir. Bir nesnenin etkin yayma oranı
aynı zamanda, görüş alanı açısıyla da değişebilir. Şekil 4-5’e
bakınız.
Parlak metal olmayan çoğu maddenin yayma oranını karakterize etmek zor değildir. Çoğu madde hâlihazırda karakterizedir ve bunların yayma oranı değerleri, yayma oranı tablolarında bulunabilmektedir. Yayma oranı değerleri, sadece bir
kılavuz olarak kullanılmalıdır. Bir maddenin kesin yayma oranı
bu değerlerden farklı olabileceği için usta termograf uzmanları aynı zamanda, gerçek değerlerin nasıl ölçüleceğini bilmeye ihtiyaç duyarlar. Şekil 4-6’ya bakınız.
Oyuklar, boşluklar ve delikler, çevrelerindeki yüzeylerden
daha yüksek değerde termal enerji yayarlar. Aynı şey, görülebilir ışık için de doğrudur. İnsan gözbebeği siyahtır çünkü bu
bir oyuktur ve buna gire ışık emilir. Tüm ışık bir yüzey tarafından emildiğinde “siyah” olduğunu söyleriz. Genişliğine göre
yedi kez daha derin olduğunda, bir oyuğun yayma oranı
0,98’e yaklaşır.
Şekil 4-5. Yayma oranı malzeme tipinden, yüzey koşullarından,
sıcaklıktan ve dalga boyundan etkilenir.
Şekil 4-6. Pek çok sıradan malzemenin yayma oranı değerleri,
yayma oranı tablolarında bulunabilir.
Yüzey Sıcaklığı
Çoğu nesnenin sadece yüzey sıcaklığı modelleri göründüğü
için (şeffaf olmadıkları için), genel anlamda termografi
uzmanları, bu modelleri yorumlamak ve analiz etmek ve
bunların nesnenin iç sıcaklıkları ve yapıları ile ilişkilendirmek zorundadır. Mesela bir evin dış duvarı, çeşitli sıcaklık
modelleri gösterecektir ama bir termografi uzmanının görevi, bunları evin yapısı ve termal performansı ile ilişkilendirmektir. Bunu kesin şekilde başarmak için ısının duvardaki
farklı bileşenlerin ve malzemelerin bir tarafından diğer tarafına doğru nasıl yol aldığını anlama yetisi mevcut olmalıdır.
Soğuk havalar sırasında evin içinden gelen ısı, duvar dokusunun içinden dış yüzeye doğru hareket eder ve ardından
yüzey, çevresi ile termal denge durumuna gelir. Bu noktada
termografi uzmanları, termal bir görüntüleyici ile bu yüzeyi
görüntülerler ve görünen şeyi yorumlamak zorunda kalırlar.
Bu ilişkiler sık sık oldukça karmaşık olabilir ama sadece
aklıselimden yararlanmak ve temel bilimlere dikkat etmek
69 / Endüstri otomasyon
suretiyle, pek çok durumda en iyi biçimde kavranırlar.
Yayma oranı
Boyanmamış veya ağır biçimde paslanmamış metalleri, termal bir görüntüde okumak zordur çünkü bunlar az yaymakta ve çok yansıtmaktadırlar. İster sadece termal modellere
bakalım isterse radyometrik bir sıcaklık ölçümünü fiilen
yapalım bu faktörleri dikkate almaya ihtiyaç duyarız. Pek
çok termal görüntüleyicide hem yayma oranı hem de yansıtılan termal arka plan için düzeltmeler yapılabilmektedir.
Pek çok malzeme için yayma oranı düzeltme tabloları geliştirilmiştir.
Yayma oranı düzeltme tabloları, bir malzemenin nasıl davranacağını anlamak adına yararlı olabildiği halde, düşük
yayma oranlı yüzeylerin çoğu için bir düzeltme yapmaya
ilişkin gerçek şudur ki hatalar kabul edilemez derecede
büyük olabilir. Yayma oranını arttırmak için düşük yayma
oranlı yüzeylerde, elektrik bandı veya boyayla kaplama gibi
bazı yollarla değişiklik yapılmalıdır. Bu hem yorumlamayı
hem de ölçümü hassas ve pratik hale getirir.
Anlık Görüş Sahası (IFOV)
Anlık görüş sahası (Instantaneous field of view), termal bir
görüntüleyicinin uzamsal detayı çözme yeterliliğini (uzamsal çözünürlük) tanımlamak için kullanılan bir özelliktir.
Sıcaklık Ölçüm Hassasiyeti
Modern kızılötesi test araçlarının hassasiyeti oldukça yüksektir. Yüksek yayma oranlı, kısmen sıcak yüzeyleri bir sistemin ölçüm çözünürlüğü içinde görüntülerken, test hassasiyeti tipik olarak ± 2 °C (3,6 °F) veya % 2’sidir (termal
görüntüleyicinin modeline göre bu, değişebilir). Kızılötesi
test araçları test edilen nesnelerle temas gerektirmediği için
kızılötesi teknoloji, ölçümlerin arttırılmış hassasiyeti nedeniyle muazzam bir değere de sahiptir.
Sıcaklık ölçümleri kızılötesi ışınım algılamasına dayandırıldığı için, aşağıdaki faktörlerin sıcaklık ölçüm hassasiyetini
azaltması beklenebilir:
• 0,6’nın altındaki yayma oranı değerleri
• ± 30 °C’lik (54 °F) sıcaklık farklılıkları
• Sistemin çözünürlüğünün ötesinde ölçümler yapmak
(hedefin çok küçük veya uzakta olması)
• Görüş alanı
Görüş Alanı (Field of View – FOV)
Görüş alanı (Field of View – FOV), termal görüntüde
görülen şeyin büyüklüğünü belirleyen bir özelliktir.
Mercek, dizinin genişliğine bakılmaksızın, FOV’ un ne olacağı üzerinde en büyük etkiye sahiptir. Bununla birlikte
geniş diziler, kullanılan mercek ne olursa olsun dar dizilere göre daha büyük detaylar sağlarlar. Açık trafo istasyonlarındaki veya bir binanın içinde yeterli detayı sağlayabilirken, trafo merkezi çalışmasında daha çok detay
önemlidir. Şekil 4-7’ye bakınız.
Endüstri otomasyon / 70
Şekil 4-7. Görüş alanı (field of view-FOV), belirli bir merceği kullanırken termal görüntüde görülen alanı belirleyen bir özelliktir.
Şekil 4-8. IFOV doğruluğu, belirli bir mesafede ölçülebilen en
küçük boyutlu nesneyi tanımlayan, termal görüntüleyicinin
ölçüm çözünürlüğüdür. IFOV doğruluğu, ya daha yakın ya da
daha büyük olması nedeniyle bir işaret okumaya benzemesine
karşın, IFOV bu mesafede bir işareti görmeye benzer.
IFOV genellikle, mili radyan olarak (mRad) bir açı
halinde belirlenir.
Mercek vasıtasıyla detektörden yansıtıldığında
IFOV, belirli bir mesafede görülebilen bir nesnenin
büyüklüğünü verir.
IFOV doğruluğu belirli bir mesafede ölçülebilen en
küçük boyutlu nesneyi tanımlayan, termal bir
görüntüleyicinin ölçüm çözünürlüğüdür. Şekil 4-8’e
bakınız.
Bir açı olarak (mRad olarak) belirlenir, ama tipik
olarak IFOV’ dan üç kat daha büyüktür. Bu, bir hedefin ışınımını ölçmek için bunun hakkında görüntüleyicinin, algılamak için ihtiyaç duyduğundan daha
fazla bilgiye ihtiyaç duyması olgusu nedeniyledir.
Her sisteme özel uzamsal çözünürlüğünü anlamak
ve bunların sınırları içinde çalışmak hayatidir. Bunu
başarmaya yönelik yetersizlik, hassas olmayan verilere veya gözden kaçırılmış bulgulara neden olabilir.
Teknoloji Tüyoları
Tüm termal görüntüleyici hedefleri, kızılötesi spektrum üzerinde ölçülebilen enerji ışır. Hedef ısındığı
sürece, daha çok enerji ışır. Çok sıcak hedefler,
insan gözü tarafından görülmek üzere yeterli enerjiyi ışırlar.
Çevresel Etkiler
Yağlı elektrikli ekipmanlardaki dâhili arızalı bağlantılar için olduğu gibi, görüntülenen yüzey ve dâhili ısı
kaynağı arasındaki termal değişme büyük olduğunda, bir yüzey ölçümünün hassas bile olsa, değeri
önemli ölçüde düşebilir. Basit bir biçimde bir termografi uzmanı, iç bağlantı değişirken, yüzey üzerinde değişimin büyük kısmını görmeyecektir.
Şaşırtıcı biçimde, cıvatalı elektrik bağlantıları gibi
nesneler bile sık sık, büyük bir değişme hızına
sahiptirler, kısa bir fiziksel mesafe üzerinde bile. Bu
nedenle termal bir görüntüyü yorumlarken, dahili
koşulların nasıl olabileceğini anlamaya her zaman
özen gösterilmelidir.
Değerdeki benzer bir düşüş, yüzey sıcaklığı üzerindeki harici etkiler önemli olduğunda veya bilinmediğinde ortaya çıkar. Örneğin bu, nem girişine yönelik olarak, bir binanın düşük eğimli çatısını güçlü rüzgârda
görüntülerken ortaya çıkabilir. Nem bulgusu görünmeyebilir. Karakteristik termal imza sık sık kaybolur.
Buharlaşma veya donma cereyan ederken ıslak
yüzeyler de kafa karıştırıcı olabilirler.

Benzer belgeler