Miniklerin etkinliğine ilgi büyüktü

Transkript

Miniklerin etkinliğine ilgi büyüktü
GÜNEÞ ECZANESÝ
Ecz. Tel: 441 29 45
35 YKR
YIL:3 SAYI:664
9 HAZÝRAN 2008 PAZARTESÝ
Miniklerin etkinliðine ilgi
büyüktü
Haber-Söyleþi: Aydýn Þimþek
Fotoðraflar: Aydýn Þimþek
---------------------------------------Kýz Meslek Lisesi’nin organizasyonu ile
bu yýl ikincisi gerçekleþtirilen Geleneksel Okul
Öncesi Çocuk Þenliði Hacý Bektaþ Veli Kültür
Merkezi’nde yapýldý. Salonun tamamen dolu
olduðu etkinlik programýnýn açýlýþýnda Atatürk
ve silah arkadaþlarýnýn anýsýna bir dakikalýk
saygý duruþunda bulunuldu. Saygý duruþundan
sonra Ýstiklal Marþý okundu. Ýstiklal Marþý’nýn
okunmasýnýn ardýndan Hacýbektaþ Kýz Meslek
Lisesi öðrencileri “Palyaco” müziði eþliðinde
kýsa bir dans gösterimi sundular.
Katýlýmcýlara Hacýbektaþ Kýz Meslek Lisesi
öðretmeni Levent Barsboða’ nýn “
çocukluðuma dair” adlý þiiri okumasýndan
sonra hacýbektaþ Kýz Meslek Lisesi Uygulama
Ana Okulu Öðrencileri öðretmenleri Fatma
Tezcan’ýn kolaylaþtýrýcýlýðýnda “Ateþ Böceði”
þarkýsý eþliðinde hareketlerini sertgileyen
minik öðrenciler daha sonra ise; “ Damat
Ev Tel: 441 25 02
Mehmet Ali
Yazýcý
[email protected]
Medya; Yalanýn
Ýktidarý
2’DE
Klinik psikolog
Dr. Aslý Akdaþ
'Çocuða þiddet,
çok yaygýn'(2)
Halayý “ gösterisini sergilediler.
Minik öðrencilerin “Bostancý” þarkýsý
eþliðinde yaratýcý dans gösterimini sýrayla
4’DE
Atatürk Ýlköðretim Okulu Ana Sýnýfý Sabah
Gurubu Öðrencileri’nin “Salla” , “Cici Kýzlar”
þarkýsý eþliðinde yaratýcý dans gösterimi izledi.
3’DE
Tolga Korkut
Ö Z P O L AT:
"Ayrýmcýlýk
y a p a n
kaymakam
hakkýnda
yasal bir iþlem
yapýlacak
mýdýr?"
Bu Kitabýn Yolunu
Hrant Dink Açtý
5’DE
Amberin
Zaman
“Aðrý’nýn
Derinliði”
5’DE
Genç doktor
kaza kurbaný
NEVÞEHÝR’in Avanos Ýlçesi'ne baðlý
Topaklý Beldesi Saðlýk Ocaðý'nda görevli
pratisyen hekim 25 yaþýndaki Arzu Tanýþ,
geçirdiði trafik kazasý sonucu yaþamýný
yitirdi.
Cemevi için açlýk grevi
Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Kadýköy
Þube Baþkaný Feti Bölükgiray bugün itibariyle
açlýk grevine baþladýðýný kamuoyuna duyurdu.
Bölükgiray, "kararým sonraki günlerde ölüm
orucuna dönüþecektir" diye ekledi. Aktarýyoruz:
7’DE
Topaklý Beldesi 2. nolu Saðlýk
Ocaðýnda görevli Doktor Arzu Tanýþ,
Genç doktor gözyaþlarýyla
Nevþehir 2000 Evler Mahallesi'ndeki
uðurlandý!
evinden bu sabah 50 DL 358 plakalý
Yeni aldýðý otomobille görev yerine giderken
otomobiline binerek, babasý 52 yaþýndaki
geçirdiði trafik kazasý sonucu hayatýný
Erdal Tanýþ’la birlikte Kayseri’ye gitmek kaybeden bir yýllýk doktor Arzu Tanýþ (25) son
üzere yola çýktý.
yolculuðuna uðurlandý.
7’DE
4’DE
http://www.alevionline.com/madim
akmuzeolsun.asp adresine gir ve
BÝR ÝMZADA
SEN AT
2
9 Haziran 2008 Pazartesi
Mehmet Ali
Yazýcý
[email protected]
Bazý eleþtirmenler medyayý, Grek
Panteonunda Tanrýlarýn ulaðý olan
Hermes'e benzetmektedirler. Bilindiði
gibi Hermes, Baþ Tanrý Zeus’un da özel
habercisidir. Çok zeki, ve kurnazdýr.
Yalan söylemesiyle, hile-dolan
yapmasýyla ünlüdür. Bundan dolayý
hýrsýzlarýn, üçkâðýtçýlarýn, kumarbazlarýn
ve tüccarlarýn koruyuculuðunu da yapar.
Bugün burjuva medyanýn;
televizyon, gazete ve kitle iletiþim
araçlarýnýn yüklendikleri iþlev göz önüne
alýndýðýnda Hermes benzetmesi çok
yerinde ve anlamlý bir benzetmedir.
Medya, “yalanýn imparatorluðu”
olmuþtur. Kapitalist sistemde denetimi
üstlenmiþ, sistem adýna iletiþim,
haberleþme ve bilgilendirmenin
yönlendiriciliðini yapmaktadýr. Ýktidar
araçlarý içerisinde belki de en önemlisi
ve etkileyicisi olaný bilgidir. Dolayýsýyla
çeþitli kitle iletiþim araçlarýný bünyesinde
bulunduran medya, bilgilendirme ve
bilgi akýþýnda önemli bir yere sahiptir.
Dünyaya hükmeden sermaye
tekelleri ve egemen güçler, tüm
iktidarlarýný aldatmaya, yalana ve hileye
dayandýrdýklarý için gerçeklerin ortaya
çýkmasýndan ve kitlelerin haberdar
olmasýndan özenle kaçýnýrlar. Bu durum
yalana dayalý bir iletiþim þeklinin ortaya
çýkmasýna neden olur. Toplumun doðru
bilgilendirilmesi, yaþanan olaylarýn iç
yüzlerinin sergilenmesi ve kitlelerin
aydýnlanmasýný hedeflemek, sistemin
kendi kuyusunu kazmasý demektir. Bu
yüzden, egemenler için yalana dayalý
bilgilendirme en yaþamsal silahtýr. Marx,
“din, halkýn afyonudur” demiþti.
Günümüzde yaþýyor olsaydý “din” in
yanýna, sanýrým “medya”yý da eklerdi.
Hermes hayata ilk adýmýný attýðý gün
hýrsýzlýk yapmýþtýr ve sonrasýnda
hýrsýzlarýn, soyguncularýn, üçkâðýtçýlarýn
vb. koruyucu Tanrýsý olmuþtur. O, ayný
zamanda tüccarlarýn da Tanrýsýdýr.
Temsil ettiði kazanç biçimi, kurnazca
hesaplara dayalý hýrsýzlýktan,
dolandýrýcýlýktan ve “þans” yardýmýyla
elde edilen kazanç biçiminden baþkasý
deðildir.
Baþta TV'ler ve “çok satan gazete”ler
olmak üzere, toplumu özendirdikleri
kazanç biçimleri, Hemes'in simgelediði
kazanç biçiminden farklý mý? Hýrsýzlar,
dolandýrýcýlar, kendi bankalarýný
hortumlayanlar, gazete ve özel TV'ler
marifetiyle nerdeyse birer “ulusal
kahraman” ilan edilmediler mi?
“Rantiyelerin, mafya babalarýnýn,
vurguncularýn, kibar fahiþelerin
yaþamlarý, dedikodu programlarýnda,
dizilerde kamuoyuna ballandýra
ballandýra aktarýlmýyor, üretimci-emek
sahibi insanlar 'enayi' yerine konulup
bunlara özendirilmeye çalýþýlmýyor mu?
Ýki sözcüðü bir araya getiremeyen, en
temel müzik bilgisi, ses ve kulak
yoksunu delikanlýlar, genç kýzlardan,
hiç gayret göstermeden 'star' imâl edilip
bunlar kýsa süreliðine de olsa ýþýltýlý bir
yaþama yükseltilmiyor ve (giderek
kýsalan) kullanma süreleri bittiðinde bir
kenara fýrlatýlýp atýlmýyorlar mý? Ekran
'Bunlar Türkçe' yi nerede öðrenmiþ
acaba? ' dedirten, iki sözcüðü bir araya
getirmekten aciz, tek avantajlarý
cömertçe sergiledikleri genç bedenleri
olan çokbilmiþ cahillerle dolup taþmýyor
mu?” (Özgür Üniversite Kitaplýðý,
Medya Eleþtirisi…sf.10)
Yazýnýn giriþinde bazý
eleþtirmenlerin medyayý Hermes'e
benzettiklerini söylemiþtik. Kapitalizmin
geldiði aþamada tekelleþmenin yaný sýra
Medya;
Yalanýn
Ýktidarý
ve onlarla iç içe geçmiþ, piyasayý
belirleyen güç odaklarýnýn varlýðý da bir
gerçektir. Bu güç odaklarýna,
“yaþamlarýmýzý kuþatan ve belirlemeye
çalýþan” Tanrýlar durumunu almýþlardýr.
Tanrýlar pazarýnda medya için
Hermes'ten baþkasýný bulmak mümkün
mü? Söz Tanrýsýdýr O, yalanlarýn
Tanrýsýdýr. Her türlü þerefsizliðin ve
alçaklýðýn Tanrýsýdýr. Emekçilerin,
çalýþanlarýn kýsaca yaþamý emeðiyle var
edenlerin hakkýný çalan hýrsýzlarýn
Tanrýsýdýr. En önemlisi de özel
mülkiyetin kollayýcýsý ve gözeticisidir.
Elinde tuttuðu altýn sopayla insanlarý
uykulara daldýrýp uyandýran, eþyanýn
þeklini deðiþtiren, olaylarý çarpýtan ve
yalanýn iktidarýný “Dünya
Ýmparatorluðu”na dönüþtüren O”dur.
Ülkemizde ki medya tekellerine
baktýðýmýzda, ayný durum söz konusu
deðil midir? Devlet çetelerinin, sermaye
tekellerinin, haksýzlýðýn, yolsuzluðun
sözcülüðünü yaparak, iþçilere,
yoksullara ve çalýþanlara saldýrmýyor
mu? Hak ve özgürlüklerden yana, insani
deðerlerle donanmýþ ve insana saygýlý
bir yayýncýlýk ve habercilik anlayýþý var
mý?
Medya yalan üretmekte, evlerimize
ve bilinçlerimize zehir akýtmaktadýr.
Alabildiðine süslü söylemlere, parlak
görüntülere raðmen, ileri teknolojilerle
yalan üretmenin, yalaný yaymanýn etkin
bir aracý haline gelmiþ durumdadýr. Bu
açýdan bakýldýðýnda, gerçek anlamda
iletiþimin ortadan kaldýrýlmasý için
çalýþtýðý, asparagas ve maniplasyonla
gerçek haberciliðin önünü kestiði gün
gibi açýktýr.
John Keane, “Medya ve Demokrasi”
adlý yapýtýnda þunlarý yazmaktadýr:
“Siyasal feylesoflar adalet, özgürlük,
topluluk ve demokrasi gibi kavramlarýn
anlamýný soyut olarak tartýþýyorlar;
medyanýn onlarý ilgilendirmeyen, sadece
iþ saatleri dýþýnda konuþulabilecek ya
da hoþça vakit geçirilecek, gerçek bir
deðeri olmayan, ipe sapa gelmez bir þey
olduðuna inanmýþa benziyorlar.
Sosyologlar ve medya araþtýrmacýlarý
izleyicilerin tepkilerini, türlerin
oluþumunu,þirket medyalarýnýn ideolojik
etkilerini ve yeni enformasyon
teknolojilerinin kültürel sonuçlarýný
çözümlüyorlar.Parlak fikirli aydýnlar
kitap okuma merakýnýn sona ereceðini
ve çaðdaþ yaþamýn,hýzlý kurgulu,üç
dakikalýk kültür satan medya
þarlatanlarýnýn egemenliði altýna
gireceðini tahmin ediyorlar.Bu sýrada
gazeteciler yazdýklarý haberleri
editörlerine teslim etmekte,program
yapýmcýlarý iþverenle pazarlýða
oturmakta. Diskcokeyler ha bire müzik
pompalamakta. Ýþin politikasýný
belirleyenler, program kotalarý, çapraz
medya mülkiyeti sorunlarý, kablo ve
uydu yayýncýlýðýnýn denetim altýna
alýnmasý konularýna kafa yormakta. Ne
var ki, hemen hiç kimse demokratik
idealler ve kurumlar ile çaðdaþ medyalar
arasýndaki iliþki konusundaki temel
sorularý sormuyor.”(Aktaran; Özgür
Üniversite Kitaplýðý, Medya Eleþtirisi…)
Bugün medyayý tartýþmak ve saðlýklý
eleþtiriler geliþtirmek bir zorunluluk
haline gelmiþtir. Bunun yaný sýra
alternatif medya ve kitle iletiþim tarzýný
oluþturmanýn yollarý da aranmalýdýr.
Bundan dolayý, alternatif ya da farklýlýk
yaratan “gerilla tarzý” yerel yayýncýlýk
pratikleriyle, “ulusal merkez”lerin, plaza
yayýncýlýðýnýn kuþatýlmasý ve baský
altýnda tutulmasý gerekiyor.
ABF:Alevi'den
"Korucu"olur mu?...
yer verdi:
“Kamuoyuna yansýdýðý üzere; devlet Tuncelili
yurttaþlar için 1400 "Korucu" kadrosu tahsis etmiþ.
Bu yurttaþlarýn ihtiyacý; gübre, mazot, traktör,
fabrika, iþ olanaðý iken; bunlarýn yerine "Korucu"
olun demek; bir devþirme giriþimidir. Hýzýr paþalýða
davetiye çýkarmaktýr. "Muharrem ayýnda Alevi
Ýftarý " diye bilinen politikanýn bir devamýdýr.
Alevilerin bu çaðrýya olumlu yanýt vermelerini
kimse onlardan beklemesin; çünkü onlarýn tarihinde
böyle bir örnek yoktur. Açlýktan, yoksulluktan,
iþsizlikten bunalmýþ üç-beþ kiþi, o silahý eline alacak
olsa; canlý hedefe mi, taþa topraða mý, ateþ edeceðini
bilemez hale gelse bile; Bu durum Alevilerin
"korucu" luðu kabul ettiði anlamýna gelmez
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Haber: Aydýn Þimþek
Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Baþkaný
Ali Balkýz devletin “Tuncelili yurttaþlar için 1400
korucu “ tahsýsý etmesine tepki göstererek Tuncelili
yurttaþlarýn gübre, mazot, traktör, fabrika, iþ’e
ihtiyacý olduðunu belirtti.
Alevi yurttaþlarýn “Korucu” olmasýný isteyen
devletin bu giriþimini “devþirme giriþimi” olarak
ifade eden Balkýz, devletin Hýzýr Paþalýða davetiye
çýkartan yakklaþýmýnýn ise;“"Muharrem ayýnda
Alevi Ýftarý " diye bilinen politikanýn devamý
olduðuna dikkat çekti.
Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Baþkaný
Ali Balkýz yapmýþ olduðu açýklamada þu görüþlere
Çünkü yetmiþ iki millete bir nazarla bakan
Aleviler; þiddet, silah, çatýþma deðil, kardeþlik,
barýþ, özgürce eþit koþullarda bir arada, birlikte bir
yaþam için mücadele etmektedirler. Onlarýn
inançlarý kültürleri, tarihleri bunu emretmektedir.
AKP'nin bu devþirme politikasý nasýl ki iftar
yemeðinde otel duvarlarý arasýnda iflas ettiyse, bu
yeni giriþimi de Tunceli'nin yoksul Alevi köylerinde,
dereler tepeler arasýnda yanký bulmadan iflas
edecektir.
Þiddete ve silaha meylederek "korucu" olan
Alevileri; özlerine dönmeye davet ediyoruz.
Ýnancýmýz ve beklentimiz budur.
Saygýlarýmýzla.”
üretilmesi ve krizin yönetilmesi imkansýzdýr. Ancak
Uras: Demokratik bir
anayasaya ihtiyaç var
Sulucakarahöy/HACIBEKTAÞ
ÖDP Genel Baþkan Uras, Anayasa Mahkemesi’nin
kararýyla Türkiye’de yeni bir anayasaya olan ihtiyacýn
"gün gibi" ortaya çýktýðýný vurgulayarak, "Ýster bu iktidar
ister baþka bir iktidar; Türkiye’de özgürlükçü ve
demokratik yeni bir Anayasa ihtiyacý olduðu açýktýr"
dedi.
ANKARA - ÖDP Genel Baþkan Ufuk Uras, Anayasa
Mahkemesi’nin, üniversitelerde türban serbestini
düzenleyen Anayasa deðiþikliðine iliþkin kararýný, “rejim
krizi" olarak deðerlendirdi. Uras, “Bugünkü noktaya
göz göre göre geldik. Bu tartýþmalarýn gündeme geldiði
ilk günden beri, Anayasa’da yapýlacak kýsmi
deðiþikliklerle üniversitelerdeki kýlýk-kýyafet sorununun
aþýlamayacaðýný ve bu adýmýn aðýr bir kaosa yol açacaðýný
ýsrarla belirtmiþtik" dedi.
TBMM bu krizi yönetemezse, Türkiye bir rejim krizi
ile karþý karþýya kalacaktýr" dedi.
Siyaset alaný daraldý
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararýyla beraber
siyasetin alanýnýn, biraz daha daraldýðýna dikkat çeken
Uras þöyle devam etti;
“Kuvvetler ayrýlýðý prensibinde, aðýrlýk merkezi
yargýya doðru kaymýþtýr. Yasama yargýnýn gölgesinde
kalmýþtýr. TBMM’de sorunlarýn çözüme kavuþturulmasý
Uras, yaptýðý yazýlý açýklamada; Anayasa
Mahkemesi’nin türban ile ilgili kararýný deðerlendirdi.
AKP’nin, geniþ bir toplumsal mutabakat üzerinde
yükselen kapsamlý bir demokratikleþmeyi içeren bir
Anayasa deðiþikliði yapmayý tercih etmeyerek büyük
bir hata yaptýðýný savunan Uras, “Þimdi yeniden bir
siyasi krizle karþý karþýyayýz. Diyalog geliþtirilmeden,
karþýlýklý güven iklimi yaratýlmadan kalýcý çözüm
yönünde atýlacak adýmlarýn hedefine ulaþmasý artýk
eskiye göre daha zordur. Anayasa Mahkemesi’nin bu
kararý ile Türkiye’de yeni bir anayasaya olan ihtiyaç
gün gibi ortaya çýkmýþtýr. Ýster erken seçim olsun, isterse
vaktinde; ister bu iktidar olsun isterse baþka bir iktidar;
Türkiye’de özgürlükçü, demokratik ve eþitlikçi yeni bir
Anayasa ihtiyacý olduðu açýktýr." (anka)Radikal
9 Haziran 2008 Pazartesi
Miniklerin etkinliðine ilgi büyüktü
gösterime sunduklarý yaratýcý danslarýn ardýndan
etkinlik son buldu.
Kýz Meslek Lisesi’nin organizasyonu ile bu
yýl ikincisi gerçekleþtirilen Geleneksel Okul
Öncesi Çocuk Þenliði ile ilgili olarak gazetemiz
yazarlarýndan Aydýn þimþek Kýz Meslek Lisesi
Öðretmeni Levent Barsboða’ný görüþlerini aldý.
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Haber-Söyleþi: Aydýn Þimþek
Fotoðraflar: Aydýn Þimþek
Kýz Meslek Lisesi’nin organizasyonu ile bu
yýl ikincisi gerçekleþtirilen Geleneksel Okul
Öncesi Çocuk Þenliði Hacý Bektaþ Veli Kültür
Merkezi’nde yapýldý. Salonun tamamen dolu
olduðu etkinlik programýnýn açýlýþýnda Atatürk
ve silah arkadaþlarýnýn anýsýna bir dakikalýk
saygý duruþunda bulunuldu. Saygý duruþundan
sonra Ýstiklal Marþý okundu. Ýstiklal Marþý’nýn
okunmasýnýn ardýndan Hacýbektaþ Kýz Meslek
Lisesi öðrencileri “Palyaco” müziði eþliðinde
kýsa bir dans gösterimi sundular.
Katýlýmcýlara Hacýbektaþ Kýz Meslek Lisesi
öðretmeni Levent Barsboða’ nýn “ çocukluðuma
dair” adlý þiiri okumasýndan sonra hacýbektaþ
Kýz Meslek Lisesi Uygulama Ana Okulu
Öðrencileri öðretmenleri Fatma Tezcan’ýn
kolaylaþtýrýcýlýðýnda “Ateþ Böceði” þarkýsý
eþliðinde hareketlerini sertgileyen minik
öðrenciler daha sonra ise; “ Damat Halayý “
gösterisini sergilediler.
Minik öðrencilerin “Bostancý” þarkýsý
eþliðinde yaratýcý dans gösterimini sýrayla
Atatürk Ýlköðretim Okulu Ana Sýnýfý Sabah
Gurubu Öðrencileri’nin “Salla” , “Cici Kýzlar”
þarkýsý eþliðinde yaratýcý dans gösterimi izledi.
Atatürk Ýlköðretim Okulu Okul Öncesi
Öðretmeni Saniye Zengin’in kolaylaþtýrýcýlýðýný
yaptýðý Atatürk Ýlköðretim Okulu Anasýnýfý
Öðle Gurubu Öðrencileri’nin “Evlerinin Önü
Boyalý Direk”, ve “ Nemrudun Kýzý” þarkýlarý
eþliðinde yaratýcý dans gösterisi izleyenler
tarafýndan beðeniyle karþýlandý.
Rifat Kartal Ana Okulu Öðrencileri
öðretmenleri Refika Baltacý’nýn
kolaylaþtýrýcýlýðýnda “ Sende çok iþ var ve
Süpriz” þarkýsý ile, Hacý Bektaþ Veli Ýlköðretim
Okulu Ana Sýnýfý Öðrencileri’nin öðretmenleri
Melike Meltem Demirci’nin kolaylaþtýrýcýlýðýnda
“Aydede ve Yaramazým” þarkýlarý eþliðinde
- Gerçekleþtirdiðiniz etkinlikle ilgili kýsa
bilgi verebilir misiniz?
- Etkinlik Hacýbektaþ Kýz meslek Lisesi’nin
organizasyonu ile bu yýl ikinci kez
düzenleniyor. Etkinliði geleneksel hale
getirmeye çalýþýyoruz. Okulumuz bünyesinde
Çocuk Geliþimi ve Eðitimi Bölümü ayrýca
Uygulama Ana Okulumuz var.
-Etkinliðin ismi tam olarak nasýl ifade
ediliyor?
- “Hacýbektaþ Kýz Meslek Lisesi 2.
Geleneksel Okul Öncesi Eðitim Þenliði” olarak
ifade ediyoruz.
-Etkinliðin ikincisini yaptýðýnýzý
söylediniz...
-Evet. Bu yaptýðýmýz ikinci etkinlik. Gecen
yýlda yaptýk. Etkinliði sürekli hale getirmeye,
geleneksel hale getirmeye çalýþýyoruz.
-Etkinliði yapmanýzdaki amac nedir?
-Amacýmýz; öncelikle velilerimizin Okul
Öncesi Eðitim hakkýnda daha iyi, daha duyarlý
olmalarýný saðlamak. Bu konuda bilgi sahibi
yapmak. Yani hem bizim hemde çocuklarýnýn
yaptýklarý hakkýnda bilgilenmiþ oluyorlar.
Etkinliklerle her velinin çocuðunu ve onun
yeteneðini velilerle buluþturuyoruz. Veliler bu
etkinliklerde çocuklarýnýn yaratýcýlýklarýný,
yeteneklerini, öðrendiklerini, yaptýklarýný
görüyor.Ayrýca okul öncesi kurumlarý bir çatý
altýnda toplayarak, böyle bir etkinliði
gerçekleþtirmek de amaçlarýmýzýn arasýndadýr.
-Etkinliklerin çocuklar üzerinde etkileri
nelerdir?
- Evet. Bu etkinliklere hazýrlýklarda çocuklar
ruhsal,sosyal ve fiziksel yönden oldukça
geliþiyorlar. Bu gayet açýk ve ortada. Artýk eskisi
gibi deðil. Okul Öncesi eðitim’in önemi
günümüzde daha çok önemseniyor. Çocuðun
Levent Barsboða
kiþiliðinin yüzde 70’inin okul öncesi dönemde,
yani 0-7 yaþ döneminde ortaya çýktýðýný,
geliþtiðini artýk çok iyi biliyoruz. Bunu
uzmanlarda bize belirtiyorlar. Bu nedenle
çoçuklarýmýz bu etkinliklerde çok büyük fayda
saðlýyorlar. Tabiki; þuan gerçekleþen etkinlik
sayesinde çocuklar günün stresinden ve bir yýl
gerçekleþtirdikleri eðitimin stresinden
uzaklaþýyorlar.
-Ailelerin bu etkinliklere katkýsý, desteði
var mý, varsa hangi yönde?
-Evet. Ailelerin büyük bir desteðini
görüyoruz. Zaten salonumuzun dolu olmasý
buna iyi bir örnek. Ayrýca gerekli olduðu
zamanlarda maddi ve manevi desteklerini
esirgemiyorlar. Bu konuda onlara teþekkür
ediyoruz.
-Açýklamalarýnýzdan ötürü Sulucakarahöyük
Çalýþanlarý olarak size teþekkür ediyoruz.
Çalýþmalarýnýzda size baþarýlar diliyoruz.
-Ben size teþþekür ediyorum.
9 Haziran 2008 Pazartesi
Klinik psikolog Dr. Aslý Akdaþ bir suç
olan çocuða yönelik þiddetin Türkiye'de
yaygýn olduðunu söyledi. Yalnýzca
dayak mý? Dizilerden reklamlara
farkýnda olmadan sinsice yaþantýmýza
sýzan çocuk istismarlarý nedir? Nasýl
engelleyebiliriz? Tv'de can hýraþ Ýstiklal
Marþý okuyan küçük bir kýzý beðeniyle
izlerken onu istismar mý ediyoruz? Bu
sorularýn yanýtýný Dr. Aslý Akdaþ ile
görüþen Birsen Altýner aradý...
- Çocuðun istismara uðramasý
durumunda hangi kuruma kimler
baþvurabilir?
- Yeni TCK ile artýk bir suçun
iþlendiðinden haberdar olan herkesin
bildirim yükümlülüðü var, bu çok önemli.
Genelde aile içi meselere kimse karýþmak
istemiyor, ailenin mahremiyetine müdahale
gibi anlaþýlýyor. Artýk, þiddetten haberdar
olan herkes, en yakýn karakola bildirimde
bulunabilir. Karakol dýþýnda, savcýlýða
giderek, doðrudan savcýya suç duyurusunda
bulunabilirsiniz.
- Çocuk pornografisi ve çocuk fuhuþu
nedir? Bunlar da çocuk istismarlarýndan
ikisi? Bunlar ülkemizde yaygýn mýdýr?
- Çocuk ponografisi, daha öncede
söylediðim gibi giderek büyüyen bir
problem. Çocuklarýn pornografide
kullanýlmasý ve çocuklarýn seks iþçisi olarak
çalýþtýrýlmalarý, cinsel istismarýn bir türü.
Çocuklarý pornografik malzeme üretiminde
kullananlar kadar, gidip bu filmleri
fotoðraflarý alanlar, bilgisayarlarýna
indirenler de suçlu. Geçtiðimiz hafta
sanýrým uluslar arasý çapta bir operasyon
yaptý emniyet, internet ortamýndaki sitelerin
kullanýcýlarý arasýnda Türklerin oraný dörtte
bir gibi bir þey, çok korkutucu tabii. Çok
'Çocuða þiddet,
çok yaygýn'(2)
Klinik psikolog Dr. Aslý Akdaþ
- Cinsel istismara uðrayan çocuðun
ileride cinsel saðlýðý olumsuz
etkilenecektir. Aileler bu konuda çok
bilinçli olmadýðý için ne tür bir
yapýlanmanýn içine girilmeli?
- Çocuðun rehabilitasyonu da aslýnda
devletin sorumluluðunda. Yani çocukta
herhangi bir belirti olsun olmasýn, mutlaka
bir uzman deðerlendirmesin geçmeli ve
yuardým saðlanmalý. Üniversite
hastanelerinin çocuk psikiyatrisi
bölümlerinin konu hakkýnda bilinçli
olduklarýný düþünüyorum. Özel yardým
almak isteyenler için de çocuk
psikoterapistleri ve psikiyatrlarýna baþ
vurulabilir.
- BM Çocuk Haklarýna Dair
Sözleþmesinin çocuk ihmali ve
istismarýnýn önlenmesine yönelik
getirdiði düzenlemeler nelerdir?
görünüyor ki, birçok aile tarafýndan, norm
dýþý algýlanmýyor. Yani ne çocuk ne aile
olmamasý gereken bir durum olduðunun
farkýnda olmayabiliyor.
koþullarýn düzenlenmesi görevi, aile kadar
toplumun ve devletin de yüklendiði
sorumluluðun çerçevesi, Çocuk Haklarý
Sözleþmesi ile belirlenmiþ ve güvence
altýna alýnmýþtýr. Çocuk Haklarý
Sözleþmesi’nde çocuðun insan haklarý ve
çocuklara özgü temel ihtiyaçlara dair bazý
standardlar getirilmiþtir. Çocuðun istismar
ve ihmalden korunmasý, çocuðun
geliþiminde optimal koþullarýn saðlanmasý
için temel bir gereklilik olarak öne
çýkmaktadýr.
Çocuk Haklarý Sözleþmesi’ne göre 18
yaþýn altýndaki her birey çocuk olarak kabul
edilmektedir. Yukarýda bahsi geçen
maddelerle de çocuklarýn sömürü ve kötü
muameleden korunmalarýnýn gereði ve
sömürü ile kötü muamelenin þartlarý
belirtilmiþtir."
- Çocuk haklarý ve özgürlükleri TC’nin
de taraf devlet olduðu, Birleþmiþ Milletler
tarafýndan 1989’da kabul edilen Çocuk
Haklarýna Dair Sözleþme ile
düzenlenmiþtir. Milletler arasý hukuktan
doðan yükümlülükler nedeniyle, TC’nin
de taraf olduðu Çocuk Haklarý
Sözleþmesi’nin maddeleri çocuk istismarý
ve ihmali konusunda düzenleyici olarak
kabul edilmektedir.
- Peki bizde çocukla ilgili istismar ve
ihmal konularýnda ulusal düzenlemeler ve
ilgili kanunlar nelerdir?
- Çocuk koruma kanunu, zemini TCK,
TMK ve Uluslararasý Çocuk Haklarýna
Dair Sözleþme’dir. Çocuklarýn
yargýlanmasýndan, maðdur çocuklar için
hangi tedbirlerin alýnacaðýna kadar çok
detaylý düzenlemeler içerir. Farklý tedbirler
var, yani ilk akla gelen en son oluyor,
çocuðun aileden alýnarak kuruma
yerleþtirilmesi. O noktaya gelene kadar
mümkün olduðunca çocuðun aile veya
yakýnlarý tarafýndan bakýlýrken, devlet
Sözleþmede, çocuklarýn sömürü ve
ihmalden korunmasýna iliþkin, Md 19, 32,
33, 34, 35, ve 36 'da öngörülen
düzenlemede çocuk istismarý ve ihmalinin
kapsamý belirlenmiþtir:
sýký tedbirler alýnýyor, bir de insanlarýn
gerçekten, bu filmleri tek baþlarýna oturup
bilgisayarlarýnda izlemenin bile istismarýn
parçasý olmak olduðunu bilmeleri lazým.
- Biraz daha detaya girersek, ben
Uluslararasý Türkçe Olimpiyatý'nda
okuduðu Ýstiklal Marþý ile binlerce kiþiyi
aðlatan dört yaþýndaki Suðra Bal'ýn istismar
edildiðini düþünüyorum. Bu konuda sizin
düþünceleriniz nelerdir?
- Neyin istismar olduðu toplumsal
pratiklerle, normlarla da iliþkili. Bir taraftan
bu yaþta bir çocuðun bu kadar uzun bir
eseri ezberlemesi kapasitesinin üzerinde
görünüyor. Öte yandan aldýðý takdir ve
beðeni onu tabii ki teþvik ediyor. Ýstismar
diyemem, durumun özelliklerini
bilmiyoruz. Ama aile tarafýndan
yönlendirilirken, bu yönlendirmenin ne
þekilde yapýlmýþ olduðuna baðlý olarak
durum deðiþir.
Madde 39 ile de, þiddete maruz kalmýþ
çocuklarýn rehabilitasyonu görevi devletin
sorumluluk çerçevesine dahil edilmiþtir.
Silahlý çatýþma maðduru olan çocuklarýn
bedensel ve ruhsal saðlýklarýnýn
korunmalarý, toplumla bütünleþmelerinin
saðlanmasý için devletlerin gerekli tedbirleri
almalarý ön görülmektedir. Taraf
devletlerin, silahlý çatýþma, iþkence, ihmal,
kötü muamele ve sömürü maðduru
çocuklarýn saðlýklarýna kavuþturulmalarý
sorumluluðunu üstlenmeleri ön
görülmüþtür.
Çocuðun fiziksel, zihinsel, duygusal,
sosyal ve ahlaki geliþiminde optimal
tarafýndan aileye gereken desteðin
saðlanmasý söz konusu."
- Dayak suç mudur? Yaptýrýmý var
mýdýr?
- Dayak suçtur. Aile efradýna kötü
muamele olarak görünür. Yasal iþlem için
biraz daha týbbi olarak belirlenebilir bir
þiddet derecesinden söz ediyoruz. Ancak
sürekli olarak iytiþ kakýþ dayak, fiziksel
olarak izi kalmasa bile çocukta çok derin
duygusal etkiler býrakýr. Bir yandan da
kaba dayak ülkemizde o kadar olaðan
- Yine detaya girersek, ayný zamanda
çocuklarýn reklamlarda, filmlerde, medyada
vs gibi yerlerde kullanýlmasýnda da çok
dikkatli olunmasý gerektiðini düþünüyorum.
Reklamcý gözüyle çocuk bir tüketici yani
geniþ bir pazar, hem de reklamda yer alan
çekici bir öðe. Bu yüzden çocuklarýn, kar
amaçlý ve yetiþkinler için tasarlanmýþ
reklam ve benzeri etkinliklerin kötü
etkilerinden korunmasý þart. Bunun için
neler önerilebilir?
- Çocuklarýn reklamlarda, dizilerde
oynamasý da belki ekonomik sömürü veya
duygusal istismar olarak deðerlendirilebilir
duruma göre. Sonuçta çalýþma koþullarý
aðýr, çocuktan kimi zaman gücünün ve
kapasitesinin üstünde, yaþýyla orantýsýz
sorumluluklar üstlenmesi mümkün, ailenin
çocuðu ekonomik getiri olarak görmesi
tehlikesi var. Genel geçer bir ifade
kullanmýyorum, ama her zaman olayýn
istismara dönüþme ihtimali var.
Çocuklarýn tüketime özendirilecek bir
kitle olarak görülerek, onlarý hedef alan
reklamlarýn yapýlmasý da ayrý bir konu,
burada da karar verme mekanizmasý,
kiþiliði tam oluþmamýþ kiþilerin etki altýnda
býrakýlmasý söz konusu. Tam olarak istismar
diyemesem de, zalimce bulduðumu
söylemeliyim."
Bitti
Dr.Aslý Akdaþ, Klinik Psikolog, Adli
Bilimler Doktoru, Doðuþ Üniversitesi,
Psikoloji Bölümü.
9 Haziran 2008 Pazartesi
Bu Kitabýn Yolunu
Hrant Dink Açtý
“Aðrý’nýn
Derinliði”
Ece Temelkuran'ýn "Aðrý'nýn
Amberin Zaman
Derinliði" kitabýnýn kokteylinde hep
Hrant Dink vardý. Avukat Çetin
kitabýn geleceði kurma arayýþýnýn
yolculuðu olduðunu söyledi.
Ece Temelkuran'ýn "Aðrý'nýn
Derinliði" kitabýnýn kokteylinde
hep Hrant Dink vardý. Avukat
Çetin kitabýn geleceði kurma
arayýþýnýn yolculuðu olduðunu
söyledi; Agos yazarý Karakaþlý
"Bu kitap buradaysa yine
Hrant'la beraberiz demektir"
dedi.
içinde olduðu bir kitabýn yakýnda Hrant Dink
Vakfý tarafýndan yayýnlanacaðý haberini de verdi.
Karakaþlý: Bu kitap buradaysa
Hrant'la beraberiz
Karin Karakaþlý Agos yazarý Karin Karakaþlý
da "Bu kitap buradaysa Hrant'la beraberiz
demektir" dedi; "Ece'nin Ermenistan'ý, diasporayý,
Tolga KORKUT
ABD'yi anlatmasý çok önemliydi" diye
konuþurken sloganlarýn, tezlerin dýþýna çýkmanýn,
Ece Temelkuran, Ermenistan, Avrupa ve
ABD'deki röportajlarýnýn yer aldýðý, Ermeni
sorununu odaða alan kitabý "Aðrý'nýn
"Týpký Hrant gibi, öfkesini, hayal kýrýklýðýný,
acýsýný paylaþmaktan çekinmeme"nin öneminden
söz etti.
Derinliði"nin kokteyline katýlanlara sadece bir
iki cümle söyledi ve "Bu kitabýn yolunu Hrant
Dink açtý" diye konuþtu.
"Geleceði kurmak için neler yapmalýyýz"ýn
arayýþý
Dink'in Ararat yazdýðýnda yanýna parantez
içinde Aðrý yazdýðýný anlatan Karakaþlý, Dink'in
Ararat/Aðrý daðýnýn "bir halkýn kaybettiði toprakla
bütünlüðüne olan özlemini simgelediðini",
dolayýsýyla "geçmiþ deðil, ayný zamanda gelecek
Tütün Deposu'nda, kitaptaki Yurttaþ Tümer
olduðunu" söylediðini de aktardý.
fotoðraflarýnýn arasýnda, dün (4 Haziran)
düzenlenen kokteylde konuþan Dink ailesinin
avukatý Fethiye Çetin "Ece bu yolculuða tek
baþýna çýkmýyor. Siz de katýlýyorsunuz. Bu
"Gördün mü, bak, kýz çýkardý
kitabý"
yolculuðu büyük kýlan samimiyet. Ýnsan olmaya
davet ediyor" dedi.
Hrant Dink'in daha önce Ece Temelkuran'ýn
Ermenistan yazýlarýný okuduðu bir ana
Kitaptaki röportajlardan alýntýlar yapan Çetin
bu yolculuðun ve kitabýn 'geleceði kurmak için
neler yapmalýyýz' arayýþýnýn yolculuðu olduðunu
göndermede bulunan ve dinleyenlerin gözlerinin
önüne Dink'in sað olduðu, Agos'taki sakin bir
sabahý getiren Karakaþlý þunlarý söyledi:
söylerken Temelkuran'ýn "Ýnsan yalnýzca ötekini
deðil, kendini de anlýyor yola çýkýnca" sözlerini
aktardý.
"Elinde bu kitap oturuyor. 'Gördün mü, bak,
çýkardý kýz kitabý. Bunu ona ben yazdýrdým'
diyerek. Hrant sen pek çok þeyin baþlangýcýsýn."
"Ýçin rahat olsun Hrant"
Fethiye Çetin"Eksik yasýmýzý birlikte tutalým,
ortaklaþtýralým" diyen Çetin Dink'in Kasým
2005'te yazdýðý bir yazýyý anýmsattý, onun
"Türkiye Ermenistan iliþkileri için ortak yazgý
önümüzde. Atalarýmýz sayfalarýný doldurdu. Sorun
bizim beyaz sayfalarý nasýl dolduracaðýmýz"
sözlerine anýmsattýktan sonra, beyaz sayfalarý
uygar insana yaraþýr þekilde doldurmayý buna
engel olacaklarýn tekeline býrakmadýklarýný
söyledi ve ekledi: "Ýçin rahat olsun Hrant. Su
çatlaðýný buluyor."
Çetin, Dink'in sözünü ettiði yazýsýnýn da
“Bu topraklarda, 1915 yýlýnda, karanlýk
bir yaz yaþandý. Kim suçluydu, kim daha
güçlüydü, doksan yýl bu konuþuldu. Mesele
þu ki konuþanlar bizler deðildik. Hepimiz
hikâyelerini eksik ya da fazla anlatan
hayaletlerin çocuklarýydýk yalnýzca. Ama
biliyorduk, o yaz bizim de utandýðýmýz,
yaþananlara koyulacak ad üzerinde kavga
ederken eksik bir yasla geçiþtirdiðimiz bir
þeyler olmuþtu.”
Kokteyle katýlanlarýn arasýnda þu adlar vardý:
Bu cümleler Ece Temelkuran’ýn kaleme
aldýðý Aðrý’nýn Derinliði adýndaki yeni
kitabýna ait. Bir buçuk günde elimden hiç
düþürmeden okuduðum, Ermeniler’in
travmalarýný, korkularýný, düþlerini, öfkelerini,
hasretlerini, umutlarýný, berrak ve akýcý bir
dille anlatan bu kitabý sadece Türk-Ermeni
iliþkileri üzerine kafa yoranlar deðil,
Türkiye’nin on yýllardýr süren o yorucu kimlik
arayýþýnýn köklerine inmek isteyen herkes
mutlaka edinmeli.
Titiz gazeteci araþtýrmacý kimliði,
edebiyatçý damarýyla pürüzsüz biçimde
ördüðü bu yürekli çalýþmasýnda, Temelkuran
bizleri Erivan’dan Paris’e, Los Angeles’dan
Boston’a Ermeniler’in kalbine taþýyor,
yaralarýný deþiyor, ve sevgili Hrant Dink’in
kendisine adeta vasiyet saydýðý, Türk-Ermeni
sorununun tartýþýlmasýna yönelik yeni bir dil
oluþturmaya çabalýyor. Ermeniler’in hiç de
homojen olmadýðýný, Diaspora içindeki
ayrýþmalarý ve Ermenistan’daki soydaþlarý ile
olan karmaþýk, kimi zaman gergin baðlarýný
derinden, ve geniþ bir karakter yelpazesi
üzerinden tarif etmeyi baþarýyor Temelkuran.
Toprak taleplerini saçma bulan, soykýrýmý
uluslararasý platformda tanýtma çabalarýnýn,
Hrant’ýn da yýlmadan ifade ettiði gibi,
Türkler’i daha sertleþtirdiðini, ve geçmiþin
özgürce tartýþýldýðý bir ortama set çektiðini
düþünen birçok Ermeniyle tanýþýyoruz
“Aðrý’nýn Derinliði”nde, belli miktar tazminat
karþýsýnda “barýþýn satýn alýnabileceðini”
anlatan þahinlerle de.
Bir yýldan beri hayatýnýn yarýsýný Erivan’da
geçiren biri olarak Temelkuran’ýn birçok
tespitine katýlmamam mümkün deðil.
Birincisi, Ermeniler’in konuþmaya, toplumsal
belleklerinde taþýdýklarý cerahati akýtmaya
ihtiyaçlarý var ve bu acýlarýný Fransýzlar’a,
Bu kitap ne sadece Ermenilere ne de
Avustralyalýlar’a deðil, bizlere, Türkler’e
anlatma ihtiyaçlarý var. Onlarý dinlerken bizim
yüzümüzde beliren acý, gözlerimizde
tutamadýðýmýz yaþlar sadece onlara deðil
aslýnda bizlere de iyi geliyor. Zira
Temelkuran’ýn, kitabýn sonlarýna doðru
Ermeniler’e seslendiði gibi “Bugün benim
ülkemde ölüm bu kadar kýymetsizse, bu
kayýtsýzlýk tarihi sizin ölümünüzle baþlýyor.
Bugün benim ülkem her türlü korkunç vahþete
alýþabiliyorsa, bu, yüzyýl önce sizlerin
götürülüþüne alýþmak kalmasýyla baþlýyor.
Ben, ülkem böyle olmasýn istiyorum.” Evet,
istemiyoruz. Ancak son günlerde yaþanan
bazý geliþmeler ortak tarih komisyonu kurma
teklifini Ermenistan hükümetine sunarak,
kafalarýmýza vurula vurula ezberletilen ve
ucube yasalarla tartýþmamýz yasaklatýlan resmî
tarihin sorgulanabileceði sinyalini veren
AKP’nin diyalog konusundaki samimiyetine
gölge düþürüyor.
Bunlarýn baþýnda iþadamý Kaan Soyak ile
çevre uzmaný Nicolas Tavitian’ýn giriþimleri
ve AB Komisyonu’nun desteðiyle Brüksel’de
kurulan Türk-Ermeni Ýþ Geliþtirme
Derneði’nin Ýstanbul’da þube açma
baþvurusunun reddediliþini sayabiliriz.
“Nedeni açýklanmýyor” diyor yýllardýr Türkiye
Ermenistan sýnýrýnýn açýlmasý için didinen,
ve Brüksel’de Ermeni soykýrým tasarýlarýna
karþý mücadele veren Soyak. Bir benzer olay
Georgetown Üniversitesi’ne baðlý Institute
for Turkish Studies adlý Türkiye üzerine
araþtýrmalar yapan kuruluþun tepesindeki
Profesör Donald Quataert’in baþýna geldi. Bir
diðer meslektaþý, Donald Bloxham’in yazmýþ
olduðu “The Great Game of Genocide”
(Büyük Soykýrým Oyunu) kitabý için kaleme
aldýðý önsözde, soykýrým tezine destek çýktýðý
iddia edilen Quataert, iþinden kovuldu.
Ýddialara göre Türkiye’nin Washington
Büyükelçiliði’nin direk talimatýyla. Eðer
iddialar doðru ise Ermenistan hükümetine
teklif ettiðimiz ortak tarih komisyonunun
varacaðý sonuçlar da ancak Türk devletinin
tezlerine uygun ise kabul edilecek manasýný
çýkarabiliriz. Bu arada ölüm tehditlerine
boðulan tarihçi Taner Akçam’a ABD’nin
oradaki Türk örgütleri tarafýndan dar ediliþi
de iþin cabasý. Akademik özgürlük bunun
neresinde demezler mi adama?
olabileceklerini anlatýyor.
sadece Türkleredir. “Aðrý'nýn Derinliði,”
DTP Milletvekili Aysel Tuðluk,
evsiz kalmanýn, evinden uzak düþmenin
akademisyenler Fuat Keyman, Ayþe Hür, Ahmet
acýsýný bilen, tahmin edebilen herkese
Ýnsel, Ayþe Gül Altýnay, Emre Öktem, gazeteciler
yazýlmýþtýr.
Sedat Ergin, Derya Sazak, Karin Karakaþlý,
Nadire Mater, Avukatlar Fikret Ýlkiz, Fethiye
Çetin; Takuhi Tovmasyan, Oya Baydar, Melek
Taylan, Sema Aslan, Osman Kavala, Hakan
getirmeyi amaçlayan yazar, bu kez de
Ermeni meselesi gibi “çekinceli” bir konuyu
odaðýna alýyor…
Aidiyetimizin bize ezberlettiklerinin
ötesinde bir “biz” olabilir mi?
Ýçine hapsolmadýðýmýz, dýþýna
Altýnay, Çiðdem Mater, Tayfun Mater, Ilgýn Su,
atýlmadýðýmýz bir “ev”, bir “biz” kurulabilir
Çiðdem Su. BÝA Haber Merkezi
mi?
******************************
Her kitabýnda “ötede duranlarý” yakýna
Ece Temelkuran, Ermeni ve Türk
Sayfa Sayýsý : 322
Yazar Ece Temelkuran
Yayýnevi Everest Yayýnlarý
Etiket Fiyatý 14,00 YTL
ilknokta Fiyatý 11,20 YTL
milliyetçiliklerine yakýndan bakarken,
Kazancýnýz %20
toplumlarýn “biz”lerini kurma aþamasýnda
ISBN : 975-289-497-6
neleri, nasýl dýþarýda býrakmýþ
Basým Tarihi : Mayýs 2008
9 Haziran 2008 Pazartesi
GEREKLÝ TELEFONLAR
Kaymakam
Kaymakamlýk Yazý Ýþ.
Sos. Yar. ve Day.
Özel Ýdare
Nüfus
Belediye Baþkanlýðý
Milli Eðitim Müd.
Halk Eðitim Müd.
Askerlik Þubesi
Kapalý Spor Salonu
Devlet Hastanesi
Ýlçe Saðlýk Grup Bþk.
Tapu Sicil
C.Savcýlýðý
Adliye
Adliye
Kütüphane
H.B.V Kültür Merkezi
Müze
Turizm Danýþma
Emniyet Amirliði
Karakol Amirliði
Jandarma
Ýlçe Tarým
Lise
Kýz Meslek Lisesi
Mal Müdürlüðü
Kadastro
Karaburna Belediye
Kýzýlaðýl Belediye
PTT.
T.M.O.
Türkiye Ýþ Bankasý
Ziraat Bankasý
Þoförler Cemiyeti
Esnaf Odasý
Tarým Kredi Koop.
TEDAÞ
Çiftci M.K.Baþkanlýðý
Rýfat Kartal Huzurevi
Sulucakarahöyük Gzts
Taþýyýcýlar koop
Nevþehir Seyahat
Þanal
Seyahat
Mermerler Seyehat
Dergah Taksi Duraðý
Terminal Taksi
441 30 09
441 34 10
441 39 77
441 31 01
441 31 02
441 37 44
441 30 16
441 30 48
441 30 10
441 35 20
441 30 15
441 36 32
441 32 49
441 35 38
441 35 38
441 30 18
441 30 19
441 33 94
441 30 22
441 36 87
441 26 97
441 36 66
441 38 08
441 30 20
441 37 74
441 31 08
441 30 56
441 35 37
453 51 30
455 61 29
441 35 55
441 30 11
441 35 07
441 33 26
441 30 74
441 37 42
441 32 76
441 31 42
441 36 80
4413338
441 39 47
441 20 06
441 30 43
441 33 59
441 21 73
441 25 25
441 27 97
KAÝ M
SPOR AYAKKABI & GÝYÝM
MAÐAZASI HÝZMETÝNÝZDE
ADÝDAS
KNETIKS
LOTTO
NÝKE
KONVERS
Genç doktor kaza kurbaný
Yeni aldýðý otomobille görev yerine giderken geçirdiði
trafik kazasý sonucu hayatýný kaybeden bir yýllýk doktor
Arzu Tanýþ (25) son yolculuðuna uðurlandý.
Edinilen bilgiye göre; memleketi Sivas'ýn Þarkýþla
Ýlçesi'nden bir ay önce aldýðý otomobille görev yeri olan
Nevþehir'in Topaklý Devlet Hastanesi'ne giden bir yýllýk
pratisyen doktor Arzu Tanýþ, kullandýðý otomobili ile
Nevþehir yakýnlarý Kalaba kavþaðýnda kýrmýzý ýþýkta
durduðu sýrada, bir otobüsün arkadan çarpmasý sonucu,
Tanýþ olay yerinde hayatýný kaybetmiþti.
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
NEVÞEHÝR’in Avanos Ýlçesi'ne baðlý Topaklý Beldesi
Saðlýk Ocaðý'nda görevli pratisyen hekim 25 yaþýndaki
Arzu Tanýþ, geçirdiði trafik kazasý sonucu yaþamýný yitirdi.
Topaklý Beldesi 2. nolu Saðlýk Ocaðýnda görevli Doktor
Arzu Tanýþ, Nevþehir 2000 Evler Mahallesi'ndeki evinden
bu sabah 50 DL 358 plakalý otomobiline binerek, babasý
52 yaþýndaki Erdal Tanýþ’la birlikte Kayseri’ye gitmek
üzere yola çýktý.
Sivas ili Þarkýþla ilçesi Maksutlu köyü nüfusuna kayýtlý
genç doktor olay yerinde ölürken, yanýnda oturan babasý
yaralandý. Kayseri Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi'ne
kaldýrýlarak tedavi altýna alýnan baba Erdal Tanýþ’ýn þok
durumunda olduðu belirtilmiþti.
Genç doktor gözyaþlarýyla uðurlandý!
Müraaacat:
Tel: 0384 441 31 69
YERALTI TEKÝNDÜÐÜN SALONU
Siz Deðerli Halkýmýzýn
Adres:TEKÝN
TÝCARET Ýkinci Pazar
Yeri - MUCUR
Tel:0.386 812 56 62
http://www.alevionline.com/madim
akmuzeolsun.asp adresine gir ve
BÝR ÝMZADA
SEN AT
SATILIK DAÝRE
Danacý Kundura
uygun fiyata satýlýktýr.
Nevþehir Caddesi/ Askerlik Þubesi karþýsý
Hacýbektaþ
Tel:03844413474
E-posta:kaimulas@hotmail. com
MUCU
Törenin ardýndan Tanýþ'ýn cenazesi, Maksutlu köyüne
götürüldü. Burada kýlýnan öðle namazý sonrasýnda cenaze
köy mezarlýðýnda topraða verildi.(khbr)
Genç doktorun kullandýðý otomobil, Kayseri- Ankara
karayolu Topaklý kavþaðýnda, karþý yönden gelen Taner
Tugal yönetimindeki 46 EL 441 plakalý Elbistan Tur’a ait
otobüsle çarpýþtý.
DEVREN SATILIK
Herkesin bütçesine uygun modeller
Tiþört & Eþofman & kot pantolon
Uygun fiyatlarla kaynaðýndan alýn
Tanýþ için bu gün Þarkýþla Devlet Hastanesi'nde cenaze
töreni düzenlendi. Törene Þarkýþla Kaymakamý Ýsmail
Çataklý, Belediye Baþkaný Hacý Ömer Coþar, Baþhekim
Ergül Demiral çok sayýda vatandaþ ve Nevþehir'in Topaklý
Beldesi Devlet Hastanesinde görev yapan Tanýþ'ýn mesai
arkadaþlarý katýldý.
TEKÝN TÝCARET & KURUYEMÝÞ
Düðün,Niþan,Sünnet,Mevlüt,Cenaze
Toplantýlarýnýzda Masa Sandalye Çadýr ve
Tüm Düðün Malzemeleri Kiraya Verilir.
Ayrýca Alkol kuruyemiþ Çeþitlerimizle Hizmetinizdeyiz.
Ramazan TEKÝN ve Oðullarý
Merkez:2.Pazar Yeri MUCUR/KIRÞEHÝR Tel:812 56 62
Gsm:0532 394 88 85
Þube:Karaburna Yolu Üzeri Cafer Baðýþ Apt. Altý
Hacýbektaþ/NEVÞEHÝR
TOKÝ 1’ci ETAP 1’ci BLOK
5’ci KAT 23 Numaralý Daire
satýlýktýr.
Hikmet BOZDAÐ
Tel: 0543 590 80 81
YAÞAM
PÝDE RESTORAN
HALKIMIZIN HÝZMETÝNE AÇILMIÞTIR
Uygun Fiyalarýmýzla, tüm halkýmýzýn damak zevkine hitap etmek prensibimizdir.
Pide çeþitleriý, tava çeþitleri, çorba çeþitleri ve sulu yemek, çeþitlerimizle
Halkýmýzýn hizmetindedir .
Ýþyerlerine Paket servisimiz vardýr.
Adres: Eski Pazar yeri Ýþ Bankasý yaný Hacýbektaþ
Tel:0384 441 30 38
7
9 Haziran 2008 Pazartesi
ÖZPOLAT: "Ayrýmcýlýk yapan
kaymakam hakkýnda yasal bir
iþlem yapýlacak mýdýr?"
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
CHP Kahramanmaraþ Milletvekili Durdu
ÖZBOLAT, Baþbakan tarafýndan yazýlý olarak
cevaplandýrýlmasý istemiyle verdiði soru
önergesinde çarpýcý sorular sordu. * Içiþleri
Bakaný Sayýn Beþir Atalay, Karakoçan
Kaymakamýný ifade ettiði sözlere katýldýðý için
mi hala görevde tutmaktadýr? * Aleviler devlet
düþmaný mýdýr?
* Deðilse bu görüþleri taþýyan, ayrýmcýlýk
yapan kaymakam hakkýnda yasal bir iþlem
yapýlacak mýdýr?
TÜRKIYE BÜYÜK MILLET MECLISI
BAÞKANLIÐINA
Aþaðýdaki sorularýmýn, Baþbakan Sayýn
Recep Tayip Erdoðan tarafýndan, yazýlý olarak
cevaplandýrýlmasýný arz ederim.
Durdu ÖZBOLAT
K.Maraþ Milletvekili
AKP’nin hafta sonu yapýlan Kýzýlcahamam
kampýnda Içiþleri Bakaný Beþir Atalay ile AKP
Elazýð Milletvekili Feyzi Iþbaþaran arasýnda,
Alevi-Sünni ayrýmý yaptýðý ileri sürülen
Karakoçan Kaymakamý Erdinç Yýlmaz
nedeniyle kavga yaþandý.
Kampa katýlan Iþbaþaran, Yýlmaz’ý “kafa”
yapýsýndan dolayý Atalay’a þikâyet etti. Dünkü
Hürriyet gazetesinde de bir bölümü yer alan
diyaloglarda Atalay’ýn “Sen doðruyu
söylemiyorsun” sözleri üzerine ikili arasýnda
tartýþma çýktý.
Milliyet’in edindiði bilgiye göre, Iþbaþaran,
Atalay’a “Ben sizin üniversitedeki rektörlük
yýllarýnýzý bilirim. Beceriksizdiniz. Sen bu
bakanlýðý kaldýracak adam deðilsin.
Baþbakanýmýz seni bizim sorunlarýmýzý
dinlemen için görevlendirdi, ama sen
dinlemiyorsun. Görevinizi yapýn ve sorunu
çözün. Sizden ihale, atama istemiyorum.
Ayrýmcýlýk yapan kaymakamý görevden
almanýzý veya uyarmanýzý istiyorum” dedi.
Milliyet’e yaptýðý açýklamada yaþananlarý
doðrulayan Iþbaþaran, görüþmede Atalay’ý þu
sözlerle eleþtirdi: “Ben bir milletvekili olarak
ilimle ilgili bir sorunu anlatýp soru soruyorum,
doðruyu söylemeyen sizsiniz. Bir kaymakam
bunu yapamaz, uyarmanýzý istedim. Siz
vatandaþ gibi dilekçe vermemi istediniz. Siz
Dilekçe Komisyonu musunuz ki? Ayrýca ben
memur muyum ki size dilekçe vereyim?”
biliyorsunuz.”
Atalay’ýn özür dilediði, ancak Iþbaþaran,
“Özrünüzü kabul etmiyorum. Siz de kaymakam
gibi düþünüyorsunuz. Görevinizi yapýn” dedi.
Tartýþmaya neden olan olay þöyle geliþti:
3 ay önce, Elazýð Karakoçan’da YIBO
yurtlarýnda kalan 28 kýz öðrenci 4 kilometre
mesafedeki okullarýndan dönüþte taciz edildi.
Öðrenciler, Karakoçan Ilçe Milli Eðitim
Müdürü’ne giderek, akþam dönüþte kendilerine
araç tahsis edilmesini istedi. Kýzlara “Size
araba yok. Parasý olan okusun, olmayan
evlensin” denildiði iddia edildi. Bunun üzerine
Iþbaþaran devreye girdi. Vali Muammer
Muþmal’la öðrencilere araç tahsis edildi,
ailelerle konuþulup eðitime devam etmeleri
saðlandý.
Iþbaþaran, “Onlara aylýk burs da saðladýk.
Aileleri arayýp kefil olduðumu da söyledim”
dedi. Kaymakamýn ise Iþbaþaran’a þu sözleri
söylediði iddia edildi:
“Sayýn milletvekilim, 28 öðrencinin 12’si
Alevi. Bunlarýn devlete bakýþýný zaten
Bunun üzerine de Iþbaþaran’ýn kaymakama
tepki gösterdiði belirtildi. Konuyu Atalay’a
aktaran Iþbaþaran, “Feyzi Bey, bir dilekçe verin
konuyu inceleteyim” yanýtýný aldý.
Yukarýdaki metin basýndan alýnmýþtýr.
Türkiye Cumhuriyetinin Iç Iþleri Bakaný
Sayýn Beþir Atalay, Elazýð Milletvekili Sayýn
Fevzi Iþbaþaran, Karakoçan Kaymakamý Erdinç
yýlmaz ve Karakoçan Ilçe Milli Eðitim
Müdürünün, bir “olay” üzerine farklý
zamanlardaki tavýr ve davranýþlarýnýn basýna
yansýmýþ ama yalanlanmamýþ diyalog ve
uygulamalarýný içermektedir…
1- Karakoçan Ilçe Milli Eðitim Müdürü’ne
giderek, akþam dönüþte kendilerine araç tahsis
edilmesini isteyen Kýzlara “Size araba yok.
Parasý olan okusun, olmayan evlensin” sözüyle
start alan tartýþma ortamýna zemin hazýrlayan,
Milli Eðitim Müdürü hakkýnda yasal bir iþlem
baþlatýlmýþmýdýr?
Türban Serbestliðine Anayasa
Mahkemesi'nden Red
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Anayasa Mahkemesi'nin üniversitelerde
türban serbestliði getirdiði belirtilen düzenmeyi
3- “Sayýn milletvekilim, 28 öðrencinin 12’si
Alevi. Bunlarýn devlete bakýþýný zaten
biliyorsunuz.” Diyen kaymakam Erdinç
Yýlmazýn Aleviler hakkýndaki bu görüþlerinin
kaynaðý kiþiselmidir? Mezun olduðu eðitim
kurumumudur? Devletin bilmediðimiz bir
genelgesi midir?
4- Iç Iþleri Bakaný Sayýn Beþir Atalay,
Karakoçan Kaymakamýný Ifade ettiði sözlere
katýldýðý için mi hala görevde tutmaktadýr?
5- Alevilerin devlete bakýþýyla ilgili resmi
bir belge varmýdýr?
6- Aleviler devlet düþmanýmýdýr?
7- Deðilse bu görüþleri taþýyan, ayrýmcýlýk
yapan kaymakam hakkýnda yasal bir iþlem
yapýlacak mýdýr?
Cemevi Ýçin
Açlýk Grevi
iptal etti. Yabancý basýnda da oldukça yanký
bulan karardan sonra üniversitelerde uygulama
merakla bekleniyor.
Tamda AKP hakkýndaki kapatma davasýnýn
gündemde olduðu þu günlerde türban
serbestisini öngören düzenlemenin Anayasa
mahkemesinden dönmesi yabancý medyada,
“çok sert", AKP için “darbe", “en kötü senaryo",
“ciddi terslik", "incitici tokat" gibi yorumlara
neden oldu. Türban kararýnýn AKP’nin kapatma
davasýnda önemli bir dönemeç olduðu
biliniyordu.
2- Milli Eðitim Müdürünün sözleri
Anayasanýn 42. maddesinde belirtilen “kimse
eðitim ve öðretim hakkýndan mahrum
býrakýlamaz” ilkesine aykýrýmýdýr?
Hükümetin cem evlerine
karþý tutumuna yönelik
tepkiler artarak sürüyor
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Pir Sultan Abdal Kültür Derneði
Kadýköy Þube Baþkaný Feti Bölükgiray
bugün itibariyle açlýk grevine baþladýðýný
kamuoyuna duyurdu. Bölükgiray, "kararým
sonraki günlerde ölüm orucuna
dönüþecektir" diye ekledi. Aktarýyoruz:
10 Yýlý Aþkýn bir süredir Kadýköy
Belediyesinin Þubemize tahsis ettiði 2415
metrekare arsa üzerine Kültür Merkezi ve
Cemevi binasý yapmaya çalýþýyoruz.
Hükümetin Cem evlerine yaklaþýmýný
herkes biliyor, beklentilerimize cevap
vermiyor, vermekte istemiyor. Biz
Alevilerin sorunlarýný görmezlikten geliyor,
Ancak Alevilerin sýrtýndan siyaset yapan
politikacýlarýmýz, bürokratlarýmýz,
iþadamlarýmýzda bizlerin sorunlarýný
görmezlikten geliyorlar.
Ben Pir Sultan Abdal Kültür Derneði
Kadýköy Þube Baþkaný olarak 15 yýldýr
yürüttüðüm mücadele sonucunda dersimi
aldým, benim dýþýmda ders almasý
gerekenlerin olduðunu düþünüyorum.
Herkes payýna düþeni almalý, bu nedenle
04/06/2008 gününde (bugün) Süresiz açlýk
grevine baþlýyorum. Kararým sonraki
günlerde ölüm orucuna dönüþecektir.
Saygýlarýmla
Feti BÖLÜKGÝRAY
PÝR SULTAN ABDAL KÜLTÜR
DERNEÐÝ
KÜLTÜR SANAT SEKRETERÝ
KADIKÖY ÞUBE BAÞKANI
AKP Oy Kaybediyor
PSAKD 20. Kuruluþ
Yýlý Etkinliði Yapýldý
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Pir Sultan Abdal Kültür Derneði 20. Kuruluþ
yýlý kapsamýnda yapýlacak bir dizi etkinliðin
ilki 6 Haziran 2008 günü Ankara’da Alkýn
Prestige Otel’de yapýldý. Etkinliðe 400 davetli
katýldý.
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Credit Suisse için A&G Araþtýrma
Þirketi'nin yaptýðý araþtýrmaya göre AKP son
aylarda oy kaybediyor.
Ýsviçreli bankacýlýk kuruluþu Credit Suisse
için A&G Araþtýrma Þirketi'nin yaptýðý
araþtýrmaya göre AKP son aylarda oy
kaybediyor. Ocak ayýnda oy oraný yüzde
54.2'ye kadar çýkan AKP, mayýs ayýnda yüzde
39.7'ye geriledi.
Ýsviçre merkezli bankacýlýk kuruluþu
Credit Suisse için A&G Araþtýrma Þirketi'nin
yaptýðý araþtýrmaya göre, 22 Temmuz
seçimlerinde yüzde 47 oy olan AKP'nin oylarý
yüzde 40'ýn altýna düþtü.
Radikal Gazetesi'nde yeralan araþtýrmaya
göre, ocak ayýnda oyu yüzde 54.2 olan AKP
nisan ayýnda yüzde 41.7'ye geriledi. Mayýs
ayýnda 'bugün seçim olsa AKP'ye oy veririm'
diyenlerin oraný kararsýzlar daðýtýldýðýnda
yüzde 39.7'de kaldý. Yine kararsýzlar
daðýtýldýðýnda 22 Temmuz genel seçimlerinde
yüzde 20.88 oy alan CHP'nin oy oraný 19.4
oldu. MHP ise 17.1 ile oylarýný artýrdý.
MHP?son seçimde yüzde 14.27 oy almýþtý.
Kararsýzlarýn oranýnda büyük artýþ var: Yüzde
29.3.
Yüz yüze görüþme
Adil Gür'ün yönetimindeki A&G
?Araþtýrma Þirketi'nin son araþtýrmasý 24-25
Mayýs 2008 günleri Türkiye'nin yedi coðrafi
bölgesinde, 33 il ve 109 ilçede bunlara baðlý
134 mahalle ve köyde yapýldý. 18 yaþ ve üstü
seçmen nüfusunu temsil eden 1173'ü kadýn
toplam 2 bin 386 denekle, hanede yüz yüze
görüþüldü.
Gidilen il, ilçe ve mahallelerin
belirlenmesinde Türkiye Ýstatistik Kurumu
(TÜÝK) verileri dikkate alýndý ve coðrafi
bölge, kýr-kent ve büyükþehir seçmen sayýsý
aðýrlýklarýna uyuldu. Araþtýrma sonuçlarý
gerek sahada, gerekse bilgisayar ortamýnda
çeþitli kontrollere tabi tutuldu. Araþtýrmanýn
hata payý güven sýnýrlarý içerisinde yüzde 1.5.
Kararsýzlar partileri geçti
Araþtýrmaya göre AKP oylarýnda düþüþ
yaþanýyor. 'Bugün seçim olsa AKP'ye oy
veririm' diyenlerin oraný yüzde 28.1. CHP
ise son bir ay içinde yüzde 3.3 oy kaybetti.
Ankete göre ana muhalefet partisinin oy oraný
yüzde 13.7'de kaldý. MHP oylarý son iki ayda
araþtýrmanýn hata sýnýrlarý içerisinde
deðiþmedi. 'Sandýk bugün önünüze gelse kime
oy verirsiniz' sorusuna katýlýmcýlarýn yüzde
12.1'i 'MHP' dedi. Oy oraný az olan SP, DP
ve DSP gibi partilere seçmenin küçük bir
bölümü yönelmiþ olmakla birlikte büyük
çoðunluk 'kararsýzlar' kervanýna katýldý.
Araþtýrmaya katýlanlarýn yüzde 29.3'ü kararsýz
olduðunu belirtti.
Kararsýzlarýn ve 'sandýða gitmem' diyenler
partilerin oy oranlarýna aðýrlýðýnca daðýtýlýrsa
farklý bir tablo ortaya çýkýyor.
CHP yüzde 19.4'e geriledi
Tablo 2'de görüldüðü gibi kararsýzlar ve
sandýða gitmeyecekler dikkate alýnmaz ise,
bir baþka deyiþle partilere oy oranlarýnýn
aðýrlýðýnca daðýtýlýrsa AKP oylarý yüzde
39.7'ye, CHP oylarý yüzde 19.4'e, MHP'nin
oylarý ise yüzde 17.1'e çýkýyor. DTP yüzde
6,5 SP yüzde 3,4 DP yüzde 3,3 ve DSP yüzde
3,1 oranýnda seçmen desteðine sahip.
Araþtýrma sonuçlarýna göre kararsýzlarýn
partilere yönelmesi durumunda iktidar
partisine oy oraný aðýrlýðýnca yöneleceði
düþünülmüyor. Çünkü; hükümete güven,
Baþbakan'a güven, ekonomiye güven ve
gelecekle ilgili beklentilerde kararsýzlarýn
büyük çoðunluðu araþtýrmada olumsuz
cevaplar verdi. A&G Araþtýrma Þirketi'ne
göre, bu sonuçlar kararsýzlarýn büyük
bölümünün iktidara yönelmeyeceðini iþaret
etmekte.
A&G'nin ocak ve nisan aylarýnda yaptýðý
üç araþtýrmada AKP'nin oylarýnda düþüþ
olduðunu iþaret ediyor. Ocak 2008 tarihinde
yapýlan araþtýrmanýn sonuçlarýna göre
AKP'nin oy oraný yüzde 54.2'ydi. 5-6 Nisan'da
yapýlan araþtýrmada bu oran yüzde 44.6'ya
düþtü, 26-27 Nisan'da ise 41.7'de kalmýþtý.
Mayýstaki sonuç düþüþün devam ettiðini
gösterdi.
Araþtýrmaya göre CHP, 22 Temmuz'dan
sonra sýnýrlý bir artýþýn ardýndan tekrar düþüþe
geçti. CHP'nin oy oranlarýndaki deðiþim
þöyle:?Ocak ayýnda yüzde 18.7, 5-6 Nisan'da
yüzde 20.8, 26-27 Nisan'da yüzde 22.7 ve
24-25 Mayýs'ta 19.4. MHP oylarý ocak ayýnda
yüzde 15.2 iken nisan ve mayýs ayýnda yüzde
17.1'e yükseldi. DTP'nin ocak ayýnda oy oraný
5.4 iken mayýs ayýnda 6.5 oldu. Araþtýrmada
iktidar ve ana muhalefet partisi oy
kaybederken oylarýn oy oraný az olan küçük
partilere yöneldiði gösteriliyor. Bu partilerin
toplam oy oranýnýn son bir ayda yüzde 5-6
oranýnda arttýðý belirlendi
Milliyet
ABF Genel Baþkaný Ali Balkýz ve yönetim
kurulu üyeleri, Avrupa Alevi Birlikleri Genel
Baþkan Yardýmcýsý Adnan Yýlmaz, Hacý Bektaþ
Veli Kültür Dernekleri Genel Baþkaný Tekin
Özdil ve yönetim kurulu üyeleri, Hacý Bektaþ
Veli Anadolu Kültür Vakfý Genel Baþkaný Ercan
Geçmez ve yönetim kurulu üyeleri, PSA 2
Temmuz Vakfý Genel Sekreteri Ýsmail Ateþ ve
yönetim kurulu üyeleri, Tunceliler Derneði
Baþkaný Bülent Akdað, Tunceliler Vakfý
Yöneticileri, Divriði Derneði Baþkaný Ali
Yýlmaz ve yönetim kurulu üyeleri, Hüseyin
Gazi Derneði Baþkaný Gülað Öz, Divriði Vakfý
Baþkan Yardýmcýsý Cemal Karahalil ve yönetim
kurulu üyeleri, Eðitim Sen Genel Baþkaný
Zübeyde Kýlýç, CHP Milletvekili Durdu Özpolat,
DSP Milletvekili Süleyman Yaðýz, DTP
Milletvekili Osman Özçelik, ÖDP Yöneticileri,
SHP Genel Sekreteri Mehmet Yula, Halkevleri
Önceki Genel Baþkaný Abdullah Aydýn, Tüm
Bel-Sen yönetim kurulu üyeleri, SES Yönetim
Kurulu üyeleri, 78’liler Federasyonu yöneticileri,
78’liler Ankara Birlik dayanýþma Derneði
Baþkaný Hüseyin Gehver etkinliðe katýlarak
destek sundular.
Gurbet Özer’in sunuculuðunu yaptýðý
Etkinlik Keman Sanatçýsý Defne Etçi’nin resitali
ile baþladý. Arkasýndan sýrayla Hüseyin Beydilli,
Mehmet Aðcaoðlu, Türkan Akbýyýk, Nurgül
Ateþ, Aykut Aslan türkülerle deyiþlerle etkinlikte
sahne aldýlar.
PSAKD Genel Baþkaný Fevzi Gümüþ yaptýðý
konuþmada geçmiþten bu güne derneðe hizmeti
geçenlere teþekkür ederek “Alevi Örgütleri, 15
yýldýr kararlý bir þekilde Madýmak katliamýnýn,
sadece Madýmak’ýn da deðil, bir arada yaþama
kültürünü tahrip eden karanlýkta kalmýþ bütün
katliamlarýn aydýnlýða kavuþturulmasý için
Ýþte Ben, Ýmama O
Zaman Yenildim
12 Eylülden önce 20 yaþýnda bir köy
öðretmeniyken 56 yaþýndaki muhtar, benim
yaþýmdaki oðluna, komþusunun kýzýný
istemek için benden “dünürcü baþý” olmamý
istemiþti.
Muhtara göre köyün “büyüðü” bendim.
Teklifini zevkle kabul ettim.
Muhtarýn keyifli hâli hâlâ gözümün
önündedir.
Ben kýzý istedikten, baþlýk parasýný
muhtarýn da hoþuna gidecek bir fiyata
baðladýktan sonra duaya baþlamak için
sözümün bitmesini bekleyen imamýn
kinayeli bakýþýný da unutmuþ deðilim.
Diyeceðim o ki ben köyün sevilen,
sayýlan önemli bir þahsiyetiydim; ya da ben
öyle sanýyordum.
Derken 12 Eylül oldu; cunta baþý, elinde
Kuran ayetler okuyarak yurdu gezmeye
baþladý. Jandarma çavuþu muhtarlýk
mücadele veriyor ve laikliði, bireyin ve emeðin
özgürleþtirilmesini, devletin
demokratikleþtirilmesini savunan güçlerle omuz
omuza olmayý önemsiyor. Omuz omuza
verdiðimiz mücadelenin müttefiklerini þimdi 2
Temmuz’da Madýmak Oteli önünde görmek
istiyoruz” dedi.
Etkinlikte konuþan ABF Genel Baþkaný Ali
Balkýz ise ABF’nin hayatýn her alanýna müdahil
olacaðýný belirterek demokrasi ve laiklik
mücadelesinde AKP’ye karþý birlik olmamýz
gerekir dedi.
Etkinlikte Hacý Bektaþ Veli Anadolu Kültür
Vakfý Genel Baþkaný Ercan Geçmez ve Avrupa
Alevi Birlikleri Genel Baþkan Yardýmcýsý Adnan
Yýlmaz’da plaket vererek selamlama konuþmasý
yaptýlar. Eðitim Sen Genel Baþkaný Zübeyde
Kýlýç’ta etkinliðe katýlarak bir konuþma yaptý.
Etkinlikte Durdu Özpolat, Özgür Özüdoðru
ve etkinliðe katkýlarýndan dolayý plaket verildi.
KAYNAK :.pirsultan.net
mührünü imama verdi. Birkaç gün sonra
da evimde Lenin’in resmi (babamýn
resmiydi) asýlý diye gözaltýna alýndým.
Öðretmeni olduðum köye, dört ay sonra
(sürgün edildiðim yere gitmek için) iliþkimi
kesmek üzere döndüðümde saðdýcý
olduðum muhtarýn oðlundan beni ihbar
eden kiþinin imam olduðunu öðrendim.
Ýþte ben, imama o zaman yenildim.
Ali Özbay
Emekli Öðretmen
***
LAFMACUN
Türkiye’de sadece gayrimüslim
azýnlýklar deðil, Müslüman çoðunluk da
dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaþýyor.
Ali Babacan
6. Yýlýný tamamlayan AKP hükümetinin
Türkiye Dýþiþleri Bakaný
BRÜKSEL 27.05.2008