Georg Wilhelm Friedrich Hegel Mantık Bilimi

Transkript

Georg Wilhelm Friedrich Hegel Mantık Bilimi
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
Mantýk Bilimi
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
Mantýk Bilimi
Çeviren:
Aziz Yardýmlý
ÝDEA • ÝSTANBUL
ÝDEA YAYINEVÝ
Bilim ve Felsefe Metinleri
Ýdea Yayýnevi
Þarap Ýskelesi Sk. 4/101 Karaköy — Ýstanbul
www.ideayayinevi.com
Bu çeviri için © AZÝZ YARDIMLI 2008
Birinci baský 2008
Tüm haklarý saklýdýr. Bu yayýmýn hiçbir bölümü
Ýdea Yayýnevinin ön izni olmaksýzýn
yeniden üretilemez.
G. W. F. Hegel
Mantýk Bilimi
Wissenschaft der Logik
Baský: Bayrak Matbaasý
Küçükayasofya Cad. Yabacý Sk. 2/1
Sultanahmet — Ýstanbul
Printed in Türkiye
ISBN 975 397 097 8
ÝÇÝNDEKÝLER
BÝRÝNCÝ BÖLÜM
NESNEL MANTIK [BÝRÝNCÝ KÝTAP]
Birinci Yayýma Önsöz 15
Ýkinci Yayýma Önöz 19
GÝRÝÞ
Mantýðýn Genel Kavramý 29
Mantýðýn Genel Bölümleniþi 42
BÝRÝNCÝ KÝTAP
VARLIK ÖÐRETÝSÝ
Bilimin Baþlangýcý Ne Ýle Yapýlmalý? 49
Varlýðýn Genel Bölümleniþi 58
Birinci Kesim: Belirlilik (Nitelik) 60
Bölüm Bir. Varlýk60
A. VARLIK 60
B. YOKLUK 60
C. OLUÞ 61
a. Varlýðýn ve Yokluðun Birliði 61
Not 1 [Varlýk ve Yokluðun Sýradan Düþünmedeki Karþýtlýðý] 61
Not 2 [‘Varlýk ve Yokluðun Birliði, Özdeþliði’ Anlatýmýnýn
Kusuru 66
Not 3 [Bu Soyutlamalarýn Yalýtýlmasý] 68
Not 4 [Baþlangýcýn Kavranamazlýðý] 76
b. Oluþun Kýpýlarý 79
c. Oluþun Ortadan Klkmasý 79
Not [‘Ortadan Kaldýrma’ Sözcüðünün Ýki Anlamý] 80
Bölüm Ýki. Belirli-Varlýk 81
A. GENEL OLARAK BELÝRLÝ VARLIK 81
a. Genel Olarak Belirli-Varlýk 81
b. Nitelik 82
Not [Nitelik ve Olumsuzlama] 83
c. Birþey 86
5
6
ÝÇÝNDEKÝLER
B. SONLULUK 87
a. Birþey ve bir Baþkasý 88
b. Belirlenim, Yapý ve Sýnýr 92
c. Sonluluk 97
a. Sonluluðun Dolaysýzlýðý 97
b. Sýnýrlama ve Gerek 98
Not [Gerek] 100
g. Sonlunun Sonsuza Geçiþi 102
C. SONSUZLUK 103
a. Genel Olarak Sonsuz 104
b. Sonlunun ve Sonsuzun Almaþýk Belirlenimleri 104
c. Olumlu Sonsuzluk 108
Geçiþ 114
Not 1 [Sonsuz Ýlerleme] 114
Not 2 [Ýdealizm] 117
Bölüm Üç. Kendi-Ýçin-Varlýk 118
A. GENEL OLARAK KENDÝ-ÝÇÝN-VARLIK 119
a. Belirli-Varlýk ve Kendi-Ýçin-Varlýk 119
b. Bir-Ýçin-Varlýk 119
Not [Almanca ‘Was für ein Ding’ (‘Ne tür bir Þey’) Anlatýmý] 121
c. Bir 124
B. BÝR VE ÇOK 124
a. Kendi Ýçinde Bir 125
b. Bir ve Boþluk 125
Not [Atomizm] 126
c. Birçok Bir. Ýtme 126
Not [Leibniz’in Monadý]128
C. ÝTME VE ÇEKME129
a. Birin Dýþlanmasý 129
Not [Birin ve Çoðun Birliði] 130
b. Çekmenin bir Biri 131
c. Ýtmenin vc Çekmenin Baðýntýsý 132
Not [Kant’ýn Özdeði Çekme ve Ýtme Kuvvetlerinden Yapýlaþtýrmasý] 136
Ýkinci Kesim: Büyüklük (Nicelik) 141
Not142
Bölüm Bir. Nicelik 142
A. ARI NÝCELÝK 142
Not 1. Arý Nicelik Tasarýmý 143
Not 2. Kant’ýn Uzay, Zaman ve Özdeðin Bölünemezliði ve
Sonsuz Bölünebilirliði Antinomisi 145
B. SÜREKLÝ VE KESÝKLÝ BÜYÜKLÜKLER 152
Not. Sürekli ve Kesikli Büyüklüklerin Olaðan Ayrýmý 153
C. NÝCELÝÐÝN SINIRLANMASI 154
ÝÇÝNDEKÝLER
7
Bölüm Ýki. Nice 154
A. SAYI 155
Not 1.Aritmetikte Hesaplama Türleri; Kant’ýn Sentetik A Priori
Sezgi Önermeleri] 156
Not 2. Sayýsal Ayrýmlarýn Felsefi Kavramlarý Anlatmada Kullanýmý 162
B. UZAMLI VE YEÐÝN BÜYÜKLÜKLER 166
a. Ayrýmlarý 166
b. Uzamlý ve Yeðin Büyüklüklerin Özdeþliði 168
Not 1 Bu Birliðin Örnekleri 169
Not 2 Kant’ýn Derece Belirlenimini Ruha Uygulamasý 171
c. Nicenin Baþkalaþýmý 171
C. NÝCEL SONSUZLUK 172
a. Nicel Sonsuzluk Kavramý 172
b. Nicel Sonsuz Ýlerleme 173
Not 1 Sonsuza Ýlerlemenin Büyük Ünü 175
Not 2 Kant’ýn Dünyanýn Uzayda ve Zamanda Sýnýrlanýþý ve
Sýnýrlanmayýþý Üzerine Antinomisi 179
c. Nicenin Sonsuzluðu 182
Not 1. Matematiksel Sonsuzun Kavram-Belirliliði 184
Not 2. Ayrýþýmlý Kalkülüsün Amacýnýn Uygulamasýndan Türetilmesi 209
Not 3. Nitel Büyüklük Belirliliði Ýle Baðýntýlý Daha Öte Biçimler 231
Bölüm Üç. Nicel Oran 239
A. DOÐRU ORAN 240
B. TERS ORAN 242
C. KUVVETLERÝN ORANI 245
Not 247
Üçüncü Kesim Ölçü 249
Bölüm Bir. Özgül Nicelik 253
A. ÖZGÜL NÝCE 253
B. ÖZGÜLLEÞTÝREN ÖLÇÜ 256
a. Kural 256
b. Özgülleþtiren Ölçü 256
Not 257
c. Ýki Yanýn Nitelikler Olarak Ýliþkisi 259
Not 260
C. ÖLÇÜDE KENDÝ-ÝÇÝN-VARLIK 261
Bölüm Ýki. Olgusal Ölçü 264
A. KENDÝNE-BAÐIMLI ÖLÇÜLERÝN ÝLÝÞKÝSÝ 265
a. Ýki Ölçünün Bileþimi 265
b. Ölçü-Ýliþkilerinin Dizisi Olarak Ölçü 267
c. Seçici Eðinim 269
ÝÇÝNDEKÝLER
8
Not. Kimyasal Eðinim Üzerine Berthollet; ve Berzelius’un
Onun Üzerine Kuramý 270
B. ÖLÇÜ ÝLÝÞKÝLERÝNÝN DÜÐÜMLÜ ÇÝZGÝSÝ 278
Not. Nodal Çizgi Örnekleri; ‘Doða Sýçrama Yapmaz’ Düzgüsü
280
C. ÖLÇÜSÜZ 282
Bölüm Üç. Özün Oluþu 284
A. SALTIK AYRIMSIZLIK 284
B. FAKTÖRLERÝNÝN TERS ORANI OLARAK AYRIMSIZLIK 284
Not. Özekçek ve Özekkaç Kuvvetler 287
C. ÖZE GEÇÝÞ 290
[ÝKÝNCÝ KÝTAP]
ÖZ ÖÐRETÝSÝ 293
Birinci Kesim. Kendi Ýçine Yansýma Olarak Öz 298
Bölüm Bir. Görünüþ 298
A. ÖZSEL-OLAN VE ÖZSEL-OLMAYAN 298
B. GÖRÜNÜÞ 299
C. YANSIMA 302
1. Koyan Yansýma 303
2. Dýþ Yansýma 305
Not 306
3. Belirleyen Yansýma 307
Bölüm Ýki. Özsellikler ya da Yansýma-Belirlenimleri 310
Not. Önermeler Biçiminde Yansýma-Belirlenimleri 310
A. ÖZDEÞLÝK 312
Not 1. Soyut Özdeþlik 312
Not 2. Birinci Kökensel Düþünce Yasasý; Özdeþlik Önermesi 313
B. AYRIM 316
1. Saltýk Ayrým 316
2. Türlülük 317
Not. Türlülük Önermesi 320
3. Karþýtlýk 322
Not. Matematiðin Karþýt Belirlenimleri 325
C. ÇELÝÞKÝ 328
Not 1. Olumlunun ve Olumsuzun Birliði 331
Not 2. Dýþlanmýþ Orta Yasasý 333
Not 3. Çeliþki Önermesi 334
Bölüm Üç. Zemin 338
Not. Zemin Yasasý 339
A. SALTIK ZEMÝN 340
a. Biçim ve Öz 340
b. Biçim ve Özdek 343
ÝÇÝNDEKÝLER
9
c. Biçim ve Ýçerik 347
B. BELÝRLÝ ZEMÝN 348
a. Biçimsel Zemin 348
Not. Genelemeli Zeminlerden Biçimsel Açýklama Yöntemi 349
b. Olgusal Zemin 352
Not. Zeminliden Ayrý Bir Zeminden Biçimsel Açýklama Yolu 353
c. Tam Zemin 356
C. KOÞUL 358
a. Göreli Koþulsuz 358
b. Saltýk Koþulsuz 360
c. Olgunun Varoluþa Çýkýþý 362
Ýkinci Kesim. Görüngü 366
Bölüm Bir. Varoluþ 367
A. ÞEY VE ÖZELLÝKLERÝ 369
a. Kendinde-Þey ve Varoluþ 369
b. Özellik 372
Not. Aþkýnsal Ýdealizmin Kendinde-Þeyi 373
c. Þeylerin Etkileþimi 374
B. ÞEYLERÝN ÖZDEKLERDEN OLUÞMASI 375
C. ÞEYÝN ÇÖZÜLÜÞÜ 377
Not. Özdeðin Gözenekliliði 378
Bölüm Ýki. Görüngü 381
A. GÖRÜNGÜNÜN YASASI 382
B. GÖRÜNGÜ DÜNYASI VE KENDÝNDE VAR OLAN DÜNYA 386
C. GÖRÜNGÜNÜN ÇÖZÜLÜÞÜ 389
Bölüm Üç. Özsel Ýliþki 391
A. BÜTÜN VE PARÇANIN ÝLÝÞKÝSÝ 392
Not. Sonsuz Bölünebilirlik 395
B. KUVVET VE BELÝRÝÞÝNÝN ÝLÝÞKÝSÝ 396
a. Kuvvetin Koþullanmýþlýðý 397
b. Kuvvetin Uyarýlmasý 398
c. Kuvvetin Sonsuzluðu 400
C. DIÞIN VE ÝÇÝN ÝLÝÞKÝSÝ 400
Not. Ýç ve Dýþýn Dolaysýz Birliði 402
Üçüncü Kesim. Edimsellik 405
Bölüm Bir. Saltýk 405
A. SALTIÐIN AÇIMLAMASI 406
B. SALTIK YÜKLEM 408
C. SALTIÐIN KÝPLERÝ 409
Not. Spinoza’nýn ve Leibniz’in Felsefeleri 410
Bölüm Ýki. Edimsellik 413
A. OLUMSALLIK YA DA BÝÇÝMSEL EDÝMSELLÝK, OLANAK VE ZORUNLUK 415
B. GÖRELÝ ZORUNLUK YA DA OLGUSAL EDÝMSELLÝK, OLANAK VE
ÝÇÝNDEKÝLER
10
ZORUNLUK 418
C. SALTIK ZORUNLUK 421
Bölüm Üç. Saltýk Ýliþki 424
A. TÖZSELLÝK ÝLÝÞKÝSÝ 425
B. NEDENSELLÝK ÝLÝÞKÝSÝ 427
a. Biçimsel Nedensellik 427
b. Belirli Nedensellik Ýliþkisi 429
c. Etki ve Tepki 434
C. ETKÝLEÞÝM 436
ÝKÝNCÝ BÖLÜM
ÖZNEL MANTIK
YA DA
KAVRAM ÖÐRETÝSÝ
Önsöz 441
Genel Olarak Kavram 443
Bölümleme 457
Birinci Kesim. Öznellik 457
Bölüm Bir. Kavram 458
A. EVRENSEL KAVRAM 458
B. TÝKEL KAVRAM 465
Not 470
C. TEKÝL 475
Bölüm Ýki. Yargý 478
A. BELÝRLÝ-VARLIK YARGISI 483
a.Olumlu Yargý 484
b. Olumsuz Yargý 487
c. Sonsuz Yargý 491
B. YANSIMA YARGISI 492
a. Tekil Yargý 494
b. Tikel Yargý 494
c. Evrensel Yargý 495
C. ZORUNLUK YARGISI 498
a. Kategorik Yargý 498
b. Hipotetik Yargý 499
c. Ayrýk Yargý 500
C. KAVRAMIN YARGISI 503
a. Önesürümlü Yargý 504
b. Belkili Yargý 505
c. Apodiktik Yargý 506
ÝÇÝNDEKÝLER
Bölüm Üç. Tasým 508
A. BELÝRLÝ-VARLIK TASIMI 509
a. Tasýmýn Birinci Betisi 510
b. Ýkinci Beti: Ti–Te–E 515
c. Üçüncü Beti: Te–E–Ti 518
d. Dördüncü Beti: E–E–E, ya da Matematiksel Tasým 519
Not. Sýradan Tasým Görüþü 520
B. YANSIMA TASIMI 524
a. Tümlük Tasýmý 525
b. Tümevarým Tasýmý 527
c. Andýrým Tasýmý 529
C. ZORUNLUK TASIMI 531
a. Kategorik Tasým 532
b. Hipotetik Tasým 533
c. Ayrýk Tasým 535
Ýkinci Kesim. Nesnellik 538
Bölüm Bir. Mekanik 542
A. MEKANÝK NESNE 543
B. DÜZENEKSEL SÜREÇ 545
a. Biçimsel Düzeneksel Süreç 546
b.Olgusal Düzeneksel Süreç 548
c. Düzeneksel Sürecin Ürünü 550
C. SALTIK DÜZENEK 551
a. Özek 551
b. Yasa 553
c. Düzeneðin Geçiþi 553
Bölüm Ýki. Kimyasallýk 554
A. KÝMYASAL NESNE 554
B. KÝMYASAL SÜREÇ 555
C. KÝMYASALLIÐIN GEÇÝÞÝ 557
Bölüm Üç. Erekbilim 559
A. ÖZNEL EREK 564
B. ARAÇ 566
C. YERÝNE GETÝRÝLMÝÞ EREK 568
Üçüncü Kesim. Ýdea 575
Bölüm Bir. Yaþam 579
A. DÝRÝMLÝ BÝREY 582
B. YAÞAM-SÜRECÝ 586
C. CÝNS 588
Bölüm Ýki. Bilgi Ýdeasý 590
A. GERÇEÐÝN ÝDEASI 597
a. Analitik Bilgi 599
11
12
b. Sentetik Bilgi 605
1. Taným 606
2. Bölümleme 610
3. Teorem 614
B. ÝYÝNÝN ÝDEASI 623
Bölüm Üç. Saltýk Ýdea 627
ARKASÖZ. AZÝZ YARDIMLI 645
TÜRKÇE-ALMANCA SÖZLÜK 649
ALMANCA-TÜRKÇE SÖZLÜK 655
DÝZÝN 661
ÝÇÝNDEKÝLER
III. ÝDEA / III. SALTIK ÝDEA
627
evrensel bir edim olarak deðil. — Gerçekte bu belirlilik kendini Ýyinin
edimselleþmesinde ortadan kaldýrmýþtýr; nesnel Kavramý henüz sýnýrlayan þey onun kendine iliþkin kendi görüþüdür ki, edimselleþmesinin
kendinde ne olduðu üzerine düþünme yoluyla yiter; bu görüþ yoluyla
yalnýzca kendi yolunda durur ve böylece yapmasý gereken þey dýþ bir
edimselliðe deðil, ama kendine karþý dönmektir.
Baþka bir deyiþle, ikinci öncüldeki etkinlik yalnýzca tek-yanlý bir kendiiçin-Varlýk ortaya çýkarýr ve buna göre ürünü öznel ve tekil birþey olarak
göründüðü için onda ilk varsayým yinelenirken, gene de bu etkinlik
gerçekte o denli de nesnel Kavramýn ve dolaysýz edimselliðin kendinde
var olan özdeþliðinin koyulmasýdýr. Bu dolaysýz edimsellik yalnýzca bir
görüngü olgusallýðýný taþýma, kendinde ve kendi için hiçbirþey ve yalnýzca nesnel Kavram tarafýndan belirlenebilir olma varsayýmý yoluyla
belirlenir. Dýþ edimsellik nesnel Kavramýn etkinliði yoluyla deðiþtiði ve
böylelikle belirlenimi ortadan kaldýrýldýðý zaman, tam bu yolla o edimsellikten salt görüngüsel olgusallýk, dýþsal belirlenebilirlik ve hiçlik
uzaklaþtýrýlýr ve bu edimsellik böylelikle kendinde ve kendi için var olan
olarak koyulur. Bunda genel olarak varsayým, yani Ýyinin salt öznel ve
içeriði açýsýndan sýnýrlý bir erek olarak belirlenimi, onu yalnýzca öznel
etkinlik yoluyla olgusallaþtýrma zorunluðu, ve bu etkinliðin kendisi
ortadan kalkar. Sonuçta dolaylýlýk kendini ortadan kaldýrýr; sonuç tek
bir dolaysýzlýktýr ki, varsayýmýn yeniden kurulmasý deðil, ama dahaçok
onun ortadan kaldýrýlmýþlýðýdýr. Böylelikle kendinde ve kendi için belirli
Kavramýn Ýdeasý bundan böyle salt etkin öznede deðil, ama o denli de
dolaysýz bir edimsellik olarak koyulur; ve evrik olarak, bu edimsellik,
bilgide olduðu gibi, gerçekten var olan nesnellik olarak koyulur. Öznenin ona varsayýmý tarafýndan yüklenen tekilliði bu varsayým ile birlikte
yitmiþtir; böylelikle özne þimdi özgür, evrensel kendi ile özdeþliktir ki, onun
için Kavramýn nesnelliði ne denli verili, dolaysýzca onun için bulunan
bir nesnellik ise, özne de o denli kendini kendinde ve kendi için belirli
Kavram olarak bilir. Böylelikle bu sonuçta bilgi yeniden kurulur ve
kýlgýsal Ýdea ile birleþir; verili bulunan edimsellik ayný zamanda yerine
getirilmiþ saltýk erek olarak belirlenir, ama araþtýran bilgide olduðu gibi
Kavramýn öznelliði olmaksýzýn salt nesnel dünya olarak deðil, iç zemini
ve edimsel kalýcýlýðý Kavram olan nesnel dünya olarak. Bu saltýk Ýdeadýr.
Bölüm Üç
Saltýk Ýdea
Saltýk Ýdea, kendini gösterdiði gibi, kuramsal Ýdeanýn ve kýlgýsal Ýdeanýn
özdeþliðidir ki, bunlarýn her biri kendi baþýna henüz tek-yanlýdýr, Ýdeanýn
kendisini yalnýzca aranan bir öte-yan ve eriþilmemiþ bir hedef olarak
kendi içinde taþýr; buna göre her biri bir çabanýn sentezidir, Ýdeayý kendi
628
MANTIK BÝLÝMÝ / KAVRAM ÖÐRETÝSÝ
içinde taþýdýðý denli de taþýmaz, bir düþünceden ötekine geçer, ama iki
düþünceyi biraraya getirmez ve çeliþkilerinde durup kalýr. Saltýk Ýdea,
kendi olgusallýðýnda salt kendisi ile biraraya gelen ussal Kavram olarak,
nesnel özdeþliðinin bu dolaysýzlýðýndan ötürü bir yandan Yaþama geri
dönüþtür; ama dolaysýzlýðýnýn bu biçimini o denli de ortadan kaldýrmýþtýr
ve kendi içinde en yüksek karþýtlýðý taþýr. Kavram yalnýzca Ruh deðil, ama
özgür öznel Kavramdýr ki, kendi içindir ve dolayýsýyla Kiþilik taþýr, —
kýlgýsal, kendinde ve kendi için belirli, nesnel Kavram ki, Kiþi olarak
içine-iþlenemez atomik Öznelliktir, ama o denli de dýþlayýcý tekillik deðildir, tersine kendi için evrensellik ve bilmedir ve kendi baþkasýnda kendi
nesnelliðini nesne olarak alýr. Baþka herþey yanýlgý, bulanýklýk, saný, çaba,
özenç ve geçiciliktir; yalnýzca Saltýk Ýdea Varlýk, geçici olmayan Yaþam,
kendini bilen Gerçeklik ve tüm Gerçekliktir.
Saltýk Ýdea felsefenin biricik nesnesi ve içeriðidir. Tüm belirliliði kendi
içinde kapsadýðý ve özü öz-belirlenim ya da tikelleþme yoluyla kendine
geri dönmek olduðu için, deðiþik þekillenmeleri vardýr ve felsefenin iþi
bunlarda onu tanýmaktýr. Doða ve Tin genel olarak onun belirli-Varlýðýný
sergilemenin deðiþik kipleri, ve Sanat ve Din kendini ayrýmsamasýnýn
ve kendine uygun bir belirli-Varlýk vermesinin deðiþik kipleridir; Felsefe
Sanat ve Din ile ayný içeriði ve ayný ereði paylaþýr; ama saltýk Ýdeayý ayrýmsamanýn en yüksek kipidir, çünkü onun kipi en yüksek kip, Kavramdýr.
Buna göre reel ve ideal sonluluðun olduðu gibi sonsuzluðun ve kutsallýðýn o þekillenmelerini de kendi içinde taþýr ve onlarý ve kendi kendisini kavrar. Bu tikel kiplerin türetilmeleri ve bilgileri þimdi tikel felsefi
bilimlerin daha öte iþleridir. Saltýk Ýdeanýn mantýksal yanýna onu bir kipi
de denebilir; ama kip tikel bir türü, bir biçim belirliliðini belirtirken, buna
karþý mantýksal yan evrensel kiptir, onda tüm tikel kipler ortadan kaldýrýlýr ve örtülür. Mantýksal Ýdea arý özü içindeki Ýdeanýn kendisidir, Kavramýnda yalýn özdeþlik içinde kapalý ve henüz bir biçim-belirliliði içinde
görünüþe çýkmamýþ Ýdeadýr. Mantýk buna göre saltýk Ýdeanýn öz-devimini
yalnýzca kökensel Söz olarak sergiler ki, bir anlatýmdýr [Äußerung], ama
öyle bir anlatým ki, dýþsal birþey [Äußeres] olarak varken dolaysýzca yine
yitmiþtir; Ýdea öyleyse yalnýzca bu öz-belirlenimde, bu kendini iþitme ediminde, arý düþüncede vardýr ki, bunda ayrým henüz baþkalýk deðildir,
tersine kendine eksiksiz olarak saydamdýr ve öyle kalýr. — Böylelikle
mantýksal Ýdeanýn içeriði sonsuz biçim olarak kendisidir, — biçim ki, içeriðin
kendi içine gitmiþ ve özdeþlikte ortadan kaldýrýlmýþ biçim-belirlenimi
olduðu, ve bunu bu somut özdeþliðin biçim olarak açýnmýþ özdeþliðe
karþýt olduðu yolda yaptýðý düzeye dek içeriðe karþý karþýsavý oluþturur;
içerik saltýk olarak baðýntý içinde duran ve belirliliði ayný zamanda görünüþ olarak koyulan genelde biçime karþý bir baþkasýnýn ve verili olanýn
þeklini taþýr. — Saltýk Ýdeanýn kendisi daha tam olarak yalnýzca biçimbelirleniminin onun kendisinin tamamlanmýþ bütünlüðü, arý Kavram
olmasý olgusunu içeriði olarak alýr. Þimdi Ýdeanýn belirliliði ve bu belir-
III. ÝDEA / III. SALTIK ÝDEA
629
liliðin bütün bir süreci Mantýk Biliminin nesnesini oluþturmuþ ve bu
süreçten saltýk Ýdeanýn kendisi kendi için ortaya çýkmýþtýr; ama kendi için
kendini öyle bir yolda koymuþtur ki, belirlilik bir içeriðin þeklini taþýmaz,
ama yalnýzca biçim olarak bulunur, ve buna göre Ýdea saltýk olarak evrensel
Ýdeadýr. Öyleyse burada henüz irdelenmesi gereken þey genel olarak bir
içerik deðil, ama biçiminin evrensel yanýdýr —, e.d. Yöntem.
Yöntem ilkin bilmenin salt türü ve tarzý olarak görünebilir, ve gerçekten
de böyle bir doðasý vardýr. Ama tür ve tarz Yöntem olarak yalnýzca Varlýðýn
kendinde ve kendi için belirli bir kipliði deðildir; tersine, bilmenin kipliði
olarak Kavram yoluyla belirlenmiþ olarak ve Biçim olarak koyulur, çünkü
tüm nesnelliðin ruhudur ve baþka türlü belirlenmiþ tüm Ýçerik gerçekliðini yalnýzca Biçimde bulur. Eðer Ýçerik yine Yönteme verili olarak ve
kendine özgü bir doða taþýyor olarak kabul edilirse, o zaman böyle bir
belirlenimde Yöntem, týpký genel olarak mantýksal öðe gibi, salt dýþsal
bir biçimdir. Ama buna karþý baþvurabileceðimiz þey yalnýzca mantýksal
olanýn temel Kavramý deðildir; tersine, onun bütün bir süreci, ki orada
verili bir içeriðin ve nesnelerin tüm þekilleri ortaya çýkmýþlardýr, bunlarýn
geçiþlerini ve gerçeksizliklerini göstermiþtir; ve verili bir nesnenin temel
olabilmesi ve saltýk Biçimin salt dýþsal ve olumsal bir belirlenim olarak
onunla iliþkili olabilmesi bir yana, tersine, saltýk Biçim kendini saltýk
temel ve enson gerçeklik olarak tanýtlamýþtýr. Buradan Yöntem kendi
kendini bilen, kendini öznel olduðu gibi nesnel olma anlamýnda da Saltýk
olarak nesne alan Kavram olarak, böylelikle Kavramýn ve Olgusallýðýnýn
arý baðdaþmasý olarak, Kavramýn kendisi olan Varoluþ olarak ortaya çýkmýþtýr.
Buna göre burada Yöntem olarak irdelenecek olan þey yalnýzca Kavramýn kendisinin devimidir ki, doðasý daha þimdiden bilinmektedir; ama
ilkin bundan böyle ek bir imlemi daha vardýr ki, buna göre Kavram herþeydir ve devimi evrensel saltýk etkinlik, kendi kendini belirleyen ve kendini
olgusallaþtýran devimdir. Yöntem bu nedenle kýsýtlama olmaksýzýn evrensel, içsel ve dýþsal kip olarak ve saltýk olarak sonsuz kuvvet olarak tanýnacaktýr ki, kendini dýþsal, Usa uzak ve ondan baðýmsýz birþey olarak sunduðu ölçüde hiçbir nesne ona direnç gösteremez, ona karþý tikel bir
doðada olamaz ve onun tarafýndan içine iþlenmemiþ kalamaz. Bu nedenle Ruh ve Tözdür, ve herþey ancak bütünüyle Yönteme altgüdümlü olarak
kavranýr ve gerçekliði içinde bilinir; o her olgunun kendisinin Yöntemidir, çünkü etkinliði Kavramdýr. Bu ayrýca onun evrenselliðinin de gerçek
anlamýdýr; derin-düþünce evrenselliðine göre yalnýzca herþey için yöntem
olarak alýnýr; ama Ýdeanýn evrenselliðine göre hem bilmenin, öznel olarak
kendini bilen Kavramýn tür ve tarzý, hem de þeylerin, e.d. ilk olarak tasarým
ve derin-düþünmeye baþkalarý olarak göründükleri ölçüde Kavramlarýn
nesnel tür ve tarzlarý ya da daha doðrusu tözsellikleridir. Buna göre Yöntem
yalnýzca Usun en yüksek kuvveti ya da daha doðrusu biricik ve saltýk kuvveti
deðil, ama ayrýca onun kendi kendisi yoluyla herþeyde kendini bulmak ve
630
MANTIK BÝLÝMÝ / KAVRAM ÖÐRETÝSÝ
kendini bilmek için en yüksek ve biricik itkisidir. — Böylelikle burada
ikinci olarak ayrýca Yöntemin Kavram olarak Kavramdan ayrýmý ya da tikel
yaný da belirtilir. Kavram kendi için irdelenirken dolaysýzlýðý içinde
görünmüþtü; ve derin-düþünce ya da onu irdeleyen Kavram bizim bilmemize
düþüyordu. Yöntem bu bilmenin kendisidir ki, onun için Kavram salt
nesne deðil ama bilmenin kendi öznel edimidir, bilme etkinliðinin ondan ayýrdedilen ama onun kendi özselliði olarak ayýrdedilen aleti ve aracýdýr. Arayan bilmede yöntem yine ayný yolda alet olarak, öznel yanda
duran bir araç olarak alýnýr ki, bu yan onun yoluyla nesne ile baðýntý içine
getirilir. Özne bu tasýmda bir uç ve nesne öteki uçtur, ve birincisi yöntemi
yoluyla kendini ikincisi ile birleþtirir, ama böylece kendi için kendi ile
birleþmiþ olmaz. — Uçlar türlülükleri içinde kalýrlar, çünkü Özne, Yöntem
ve Nesne tek bir özdeþ Kavram olarak koyulmaz; buna göre tasým her
zaman biçimseldir; öznenin biçimi kendi yöntemi olarak kendi yanýna
onda koyduðu öncül dolaysýz bir belirlenimdir ve bu nedenle gördüðümüz gibi öznede hazýr bulunan olgular olarak taným, bölümleme vb. gibi
biçim belirlenimlerini kapsar. Buna karþý gerçek bilmede Yöntem yalnýzca belli belirlenimlerin bir çokluðu deðil, ama Kavramýn kendinde ve
kendi için belirlenmiþliðidir; ve Kavramýn orta terim olmasýnýn nedeni
yalnýzca o denli de nesnel olanýn imlemini taþýmasýdýr; nesnel olan buna
göre vargýda yalnýzca Yöntem yoluyla bir dýþ belirliliðe eriþmez, ama
öznel Kavram ile özdeþliði içinde koyulur.
1. Böylelikle Yöntemi oluþturan þey Kavramýn kendisinin belirlenimleri ve bunlarýn baðýntýlarýdýr ki, þimdi Yöntemin belirlenimleri olma
imlemlerinde irdelenmeleri gerekir. — Bunun için ilk olarak baþlangýç
ile baþlanmalýdýr. Baþlangýçtan daha önce Mantýðýn kendisinin baþýnda
olduðu gibi yine önceden öznel bilme durumunda da söz edildi ve, keyfi
olarak ve kesin bir bilinçsizlik ile yapýlmadýkça, belli güçlükler getiriyor
gibi görünebilmesine karþýn gene de aþýrý ölçüde yalýn bir doðada olduðu
gösterildi. Baþlangýç olduðu için, içeriði dolaysýz birþeydir, ama öyle bir
dolaysýz ki, soyut evrensellik anlamýný ve biçimini taþýr. Bunun dýþýnda, eðer
Varlýðýn ya da Özün ya da Kavramýn bir içeriði ise, dolaysýz birþey olduðu
düzeye dek varsayýlý, verili, önesürümlü birþeydir. Ama ilk olarak duyusal
sezginin ya da tasarýmýn deðil, ama düþünmenin bir dolaysýzýdýr ki, dolaysýzlýðýndan ötürü duyulurüstü, içsel bir sezgi de denebilir. Duyusal sezginin dolaysýzý çoklu ve tekil birþeydir. Ama bilme kavrayan düþünmedir,
ve buna göre baþlangýcý da yalnýzca düþünme öðesindedir, — yalýn ve evrensel
birþeydir. Bu biçim daha önce taným durumunda söz konusu edildi.
Sonlu bilmenin baþlangýcýnda da evrensellik ayný yolda özsel belirlenim
olarak kabul edilir, ama Varlýk ile karþýtlýk içinde yalnýzca düþünmebelirlenimi ve Kavram-belirlenimi olarak alýnýr. Gerçekte bu ilk evrensellik dolaysýz bir evrenselliktir ve bu nedenle o denli de Varlýðýn imlemini
taþýr; çünkü Varlýk tam olarak bu kendi ile soyut baðýntýdýr. Varlýk baþka
hiçbir türetmeye gereksinmez — sanki yalnýzca duyusal sezgiden ya da
III. ÝDEA / III. SALTIK ÝDEA
631
baþka herhangi bir yerden alýndýðý için tanýmýn soyut öðesine aitmiþ ve
bu düzeye dek gösterilmesi gerekiyormuþ gibi. Bu gösterme ve türetme
bir dolaylýlýðý ilgilendirir ki, salt bir baþlangýçtan daha çoðudur, ve öyle
bir dolaylýlýktýr ki, düþünerek kavramaya ait deðildir, ama tasarýmýn,
görgül ve uslamlamacý bilincin düþünmenin duruþ noktasýna yükseliþidir.
Düþüncenin ya da Kavramýn Varlýk ile yürürlükteki karþýtlýðýnýn bakýþ
açýsýndan, kendi için birinciye henüz hiçbir Varlýðýn ait olmamasý ve
ikincinin ise düþüncenin kendisinden baðýmsýz ve kendine özgü bir zemininin olmasý önemli bir gerçeklik gibi görünür. Ama yalýn Varlýk belirlenimi kendinde öylesine yoksuldur ki, salt bu yüzden üzerine gürültü
patýrtý koparmak gereksizdir; evrenselin dolaysýzca kendisi bu dolaysýzdýr, çünkü soyut birþey olarak o denli de salt kendi ile soyut baðýntý
ve böylece Varlýktýr. Gerçekte Varlýðýn gösterilmesi isteminin daha öte
bir iç anlamý vardýr ki, bunda salt bu soyut belirlenim yatmaz; onunla
denmek istenen dahaçok genel olarak Kavramýn olgusallaþmasý istemidir;
ama bu olgusallaþma baþlangýcýn kendisinde yatmaz, tersine bilmenin
daha ileri bütün bir geliþiminin hedefi ve iþidir. Dahasý, baþlangýcýn
içeriðinin gösterme yoluyla iç ya da dýþ algýda aklanmasý ve gerçek ya da
doðru birþey olarak onaylanmasý gerektiði için, bundan böyle onunla
denmek istenen þey genel olarak evrenselliðin biçimi deðil ama onun belirliliðidir, ki birazdan zorunlu olarak bundan söz edeceðiz. Baþlangýcýn
onunla yapýldýðý belirli içeriðin doðrulanmasý onun gerisinde yatýyor görünür; gerçekte ise, eðer kavrayan bilmeye aitse, bir ilerleme olarak görülecektir.
Baþlangýcýn böylece Yöntem için yalýn ve evrensel birþey olmanýn dýþýnda baþka hiçbir belirliliði yoktur; bunun kendisi onu eksik kýlan belirliliktir. Evrensellik arý, yalýn Kavramdýr, ve Yöntem Kavramýn bilinci olarak
bilir ki, Evrensellik salt bir kýpýdýr ve Kavram onda henüz kendinde ve
kendi için belirli deðildir. Ama baþlangýcý salt Yöntem uðruna daha ileri
götürecek olan bu bilinç ile Yöntem biçimsel birþey, dýþsal derin-düþüncede koyulmuþ birþey olacaktýr. Ama Yöntem nesnel, içkin biçim olduðuna göre, baþlangýcýn dolaysýzý kendi içinde eksik birþey ve kendini daha
ileri götürme itkisi ile yüklü olmalýdýr. Ama saltýk Yöntemde Evrensel salt
soyut birþey olarak deðil, nesnel Evrensel olarak, e.d. kendinde somut
bütünlük olarak geçerlidir, ama bu bütünlük henüz koyulmuþ deðildir,
henüz kendi için deðildir. Giderek genel olarak soyut evrensel bile Kavramda, e.d. gerçekliði açýsýndan görüldüðünde, salt yalýn birþey deðildir,
ama soyut birþey olarak daha þimdiden bir olumsuzlama ile yüklü olarak
koyulmuþtur. Bu nedenle, ister edimsellikte olsun isterse düþüncede, genellikle düþünüldüðü gibi böyle yalýn ve böyle soyut hiçbirþey yoktur. Böyle
yalýn birþey salt bir sanýdýr ki, zeminini ancak gerçekte bulunanýn bilinçsizliðinde taþýr. — Daha önce, baþlayan, baþlangýcý yapan dolaysýz olan
olarak belirlenmiþti; evrenselin dolaysýzlýðý burada kendi-için-Varlýk olmaksýzýn kendinde-Varlýk olarak anlatýlan ile ayný þeydir. — Bu nedenle pekala
632
MANTIK BÝLÝMÝ / KAVRAM ÖÐRETÝSÝ
denebilir ki, tüm baþlangýç Saltýk ile yapýlmalýdýr, týpký kendinde-var-olanýn
Kavram olmasý ölçüsünde, tüm ilerlemenin yalnýzca Saltýðýn açýmlamasý
olmasý gibi. Ama Saltýk ilkin yalnýzca kendinde olduðu için o denli de
Saltýk deðildir, ne de koyulmuþ Kavram ya da Ýdeadýr; çünkü bunlar tam
olarak kendinde-Varlýðýn salt soyut, tek-yanlý bir kýpý olduðunu anlatýrlar.
Bu yüzden ilerleme bir tür gereksizlik deðildir; eðer baþlangýcý yapan
gerçekte daha þimdiden Saltýk olmuþ olsaydý, o zaman ilerleme bir gereksizlik olurdu; ilerleme dahaçok Evrenselin kendini belirlemesinden ve
kendi için Evrensel olmasýndan, e.d. o denli de Tekil ve Özne olmasýndan
oluþur. Yalnýzca tamamlanýþýnda Saltýktýr.
Burada anýmsatýlabilir ki, kendinde somut bütünlük olan baþlangýç
böyle olarak özgür de olabilir ve dolaysýzlýðý dýþsal bir belirli-Varlýðýn belirlenimini taþýyabilir; dirimli varlýðýn tohumu ve genel olarak öznel erek kendilerini böyle baþlangýçlar olarak göstermiþlerdir ve buna göre ikisi de
kendileri itkilerdir. Buna karþý tinsel-olmayan ve dirimli-olmayan þeyler
ise salt olgusal olanak olarak somut Kavramdýrlar; Neden somut Kavramýn
zorunluk alanýndaki baþlangýç olarak onda dolaysýz bir belirli-Varlýk taþýdýðý en yüksek basamaktýr; ama henüz kendini edimsel olgusallaþmasýnda bile özne olarak sürdüren özne deðildir. Örneðin güneþ ve genel
olarak dirimli-olmayan herþey belirli varoluþlardýr ki, onlarda olgusal
olanak bir iç bütünlük olarak kalýr ve bütünlüðün kýpýlarý onlarda yine
öznel biçimde koyulur ve, kendilerini olgusallaþtýrdýklarý ölçüde, bir
varoluþa baþka cisimsel bireyler yoluyla ulaþýrlar.
2. Baþlangýcý oluþturan somut bütünlük öyle olarak kendisinde ilerlemenin ve geliþimin baþlangýcýný taþýr. Somut birþey olarak kendi içinde
ayrýmlaþmýþtýr; ama ilk dolaysýzlýðý nedeniyle ilk ayrýmlaþma ilk olarak
türlüleþmedir. Ama dolaysýz olan kendi ile baðýntýlý evrensellik olarak,
Özne olarak, bu türlüleþmenin de birliðidir. Bu yansýma daha öte ilerlemenin ilk basamaðýdýr, — ayrýmýn, yargýnýn, genel olarak belirlemenin
ortaya çýkýþý. Özsel olan þey saltýk Yöntemin evrenselin belirlenimini
onun kendisinde bulmasý ve tanýmasýdýr. Anlak düzlemindeki sonlu
bilme burada öyle bir yolda davranýr ki, somut olandan o evrenselin soyutlama yoluyla üretiminde dýþladýðý þeyi þimdi eþit ölçüde dýþsal olarak
yeniden kabul eder. Buna karþý saltýk Yöntem dýþsal derin-düþünme olarak davranmaz, tersine belirli olaný nesnesinin kendisinden alýr, çünkü
kendisi onun içkin ilkesi ve ruhudur. — Bu, þeyleri kendilerinde ve kendileri
için irdelemek, Platon’un bilme etkinliðinden istediði þeydir: Bir yandan
onlarý evrensellikleri içinde irdelemek, ama öte yandan onlardan saparak durumlara, örneklere ve karþýlaþtýrmalara sarýlmamak, tersine yalnýzca onlarý önüne almak ve onlara içkin olaný bilince çýkarmak. — Saltýk
bilmenin yöntemi bu düzeye dek analitiktir. Baþlangýçtaki evrenselinin
daha öte belirlenimini bütünüyle ve yalnýzca onda bulmasý Kavramýn
saltýk nesnelliðidir ki, bunun pekinliði Yöntemdir. Ama o denli de sentetiktir, çünkü dolaysýzca yalýn bir evrensel olarak belirlenmiþ olan nesnesi,
III. ÝDEA / III. SALTIK ÝDEA
633
dolaysýzlýðýnýn ve evrenselliðinin kendisinde taþýdýðý belirlilik yoluyla,
kendini bir baþkasý olarak gösterir. Türlü olanlarýn bu baðýntýsý — ki
nesne böylece kendi içinde budur — gene de bundan böyle sonlu bilme
durumundaki sentez ile denmek istenen þey deðildir; nesnenin o denli
de genel olarak analitik olan belirlenimi yoluyla, e.d. baðýntýnýn Kavramdaki baðýntý olmasý yoluyla, bu baðýntý kendini sentetik baðýntýdan bütünüyle ayýrýr.
Baþlangýçtaki Evrenselin kendini kendi içinden kendi baþkasý olarak
belirlemesini saðlayan ve sentetik olduðu denli analitik de olan bu Yargý
kýpýsýna diyalektik kýpý denecektir. Diyalektik modernlerin metafiziðinde
ve daha sonra genel olarak eskilerin olduðu gibi yenilerin de halksal
felsefeleri yoluyla çok yanlýþ anlaþýlan eski bilimlerden biridir. Diogenes
Laertius Thales’in doða felsefesinin, Sokrates’in ahlak felsefesinin kurucularý olmalarý gibi, Platon için de onun felsefeye ait bilimlerden üçüncüsünün, Diyalektiðin kurucusu olduðunu söyler — bir hizmet ki, eski
dünya tarafýndan onun en yüksek hizmeti olarak görülmesine karþýn,
ondan en çok söz etmeleri gerekenler tarafýndan sýk sýk bütünüyle göz
ardý edilmesi sürmektedir. Diyalektik sýk sýk bir sanat olarak görülmüþtür,
sanki öznel bir beceri üzerine dayanýyormuþ ve Kavramýn nesnelliðine ait
deðilmiþ gibi. Kant felsefesinde hangi þekli ve hangi sonucu kazandýðý
onun bakýþ açýsýnýn belirli örneklerinde daha önce gösterildi. Diyalektiðin bir kez daha Us için zorunlu olarak tanýnmasý sonsuz önemde bir
adým olarak görülmelidir, üstelik bundan Kant’ýn ondan çýkardýðý sonuca karþýt bir sonucun çýkarýlmasý gerekse de.
Bundan baþka, Diyalektik genellikle olumsal birþey gibi görünmesinin
yanýsýra sýk sýk daha tam olarak þu biçimi alýr: Herhangi bir nesneye,
örneðin evrene, devime, noktaya vb. herhangi bir belirlenimin ait olduðu gösterilir — örneðin, söz konusu nesneleri sýrasýyla alýrsak, uzayda
ya da zamanda sonluluk, bu tikel yerde olma, uzayýn saltýk olumsuzlanmasý; ama bundan sonra eþit zorunlukla karþýt belirlenimin de, örneðin
uzayda ve zamanda sonsuzluðun, bu tikel yerde olmamanýn, uzay ile
baðýntýnýn ve dolayýsýyla uzaysallýðýn da nesneye ait olduðu gösterilir. Eski
Eleatik okul Diyalektiðini baþlýca devime karþý, Platon sýk sýk kendi zamanýnýn, özellikle Sofistlerin tasarým ve kavramlarýna karþý, ama ayrýca arý
kategorilere ve derin-düþünce belirlenimlerine karþý da uyguladý; daha
sonraki bir dönemin kültürlü kuþkuculuðu onu yalnýzca bilincin sözde
dolaysýz olgularýna ve gündelik yaþamýn düzgülerine deðil, ama ayrýca
bilimsel kavramlara dek geniþletmiþtir. Þimdi böyle diyalektikten çýkarýlan vargý genel olarak getirilen önesürümlerin çeliþkileri ve hiçlikleridir.
Ama bu vargý iki anlamda olabilir: — Ya nesnel anlamda, e.d. böyle bir
yolda kendi içinde kendi ile çeliþen nesnenin kendini ortadan kaldýrmasý
ve bir hiçlik olmasý anlamýnda, ki örneðin Eleatiklerin sonucu buydu
ve onlara göre örneðin evrene, devime, noktaya gerçeklik yadsýnýyordu;
— ya da öznel anlamda, bilginin kusurlu olmasý anlamýnda. Ýkinci vargý
634
MANTIK BÝLÝMÝ / KAVRAM ÖÐRETÝSÝ
altýnda anlaþýlacak þeylerden biri bir hile ile aldatýcý görünüþü yutturanýn
yalnýzca bu diyalektik olduðudur. Bu duyusal kanýta ve alýþýldýk tasarým
ve yargýlara sarýlan sözde saðlam insan anlaðýnýn her zamanki görüþüdür
ki, kimi zaman daha dingindir — örneðin Köpek Diogenes’in sessizce
ileri geri yürüyerek devimin diyalektiðini kofluðu içinde göstermesi gibi;
ama sýk sýk belki de salt bir budalalýkta ya da — törel olarak önemli
konular söz konusu olduðunda — özsel olarak saðlam olaný sarsmaya
çalýþan ve erdemsizliðin eline zeminler vermeyi öðreten bir saygýsýzlýkta
onu görür ve öfkeye kapýlýr; ve bu görüþtür ki Sofistlerin diyalektiðine
karþý Sokratik diyalektikte görülür, ve bir hiddettir ki, karþý yöne dönmüþ
ve giderek Sokrates’in yaþamýna patlamýþtýr. Diogenes’in yaptýðý o ayaktakýmýna yaraþýr çürütme, düþünmenin karþýsýna duyusal bilinci çýkarýp
bunda gerçekliði bulduðunu sanýsý kendi baþýna býrakýlmalýdýr; ama,
Diyalektiðin törel belirlenimleri ortadan kaldýrdýðý düzeye dek, Usun
onlarýn yeniden ama gerçeklikleri içinde, ve haklarýnýn olduðu gibi sýnýrlarýnýn da bilinci ile nasýl kuracaðýný bildiðine güvenmeliyiz. — Ya da
yine öznel hiçliðin sonucu Diyalektiðin kendisini deðil ama dahaçok
diyalektiðin ona karþý dönmüþ olduðu bilme etkinliðini, ve, kuþkuculuðun ve benzer olarak Kant felsefesinin anlamýnda ise, genel olarak bilmeyi
ilgilendiriyor olabilir.
Buradaki temel önyargý Diyalektiðin yalnýzca olumsuz bir sonucunun
olduðudur, ve bu nokta birazdan daha tam belirlenimini kazanacaktýr.
Ýlk olarak, genellikle Diyalektiðin içinde göründüðü o sözü edilen biçim
açýsýndan belirtmek gerek ki, o biçime göre Diyalektik ve sonucu ele alýnan nesneyi ya da öznel bilmeyi ilgilendirir, ve bu bilmenin ya da nesnenin
bir hiç olduðunu bildirir; buna karþý, bir üçüncü olarak nesnede gösterilen belirlenimler ise dikkate alýnmadan býrakýlýr ve kendileri için geçerli
olarak varsayýlýrlar. Bu eleþtirel olmayan yordam üzerine dikkati çekmiþ
olmasý ve böylelikle düþünce-belirlenimlerinin kendilerinde ve kendileri için
irdelenmeleri anlamýnda Mantýðýn ve Diyalektiðin yeniden kuruluþuna
bir dürtü vermiþ olmasý Kant felsefesinin sonsuz ölçüde deðerli yanlarýndan biridir. Düþünme ve Kavram olmaksýzýn alýndýðý biçimiyle nesne
bir tasarým ya da giderek bir addýr; nesne ne ise düþünce-belirlenimlerinde ve Kavram-belirlenimlerinde odur. Öyleyse gerçekte herþey gelip yalnýzca bu belirlenimlere dayanýr; onlar Usun gerçek nesnesi ve içeriðidirler, öyle ki nesne ve içerik ile onlardan ayrým içinde anlaþýlan baþka
herþey geçerliðini yalnýzca onlar yoluyla ve onlarda kazanýr. Buna göre
belirlenimlerin kendilerini yapý ve dýþsal bir baðlantý yoluyla eytiþimsel
olarak göstermeleri bir nesnenin ya da bilgilenmenin suçu olarak alýnmamalýdýr. Bu yolda nesne ve bilme bir özne olarak tasarýmlanýr ve belirlenimler ona yüklemler, özellikler, baðýmsýz evrenseller biçiminde öyle
bir yolda getirilirler ki, kendileri için saðlam ve doðru olsalar da, ancak
yabancý ve olumsal bir baðlantý yoluyla bir üçüncüde ve onun tarafýndan
eytiþimsel iliþkiler ve çeliþki içine getirilirler. Tasarýmýn ve anlaðýn böyle
III. ÝDEA / III. SALTIK ÝDEA
635
dýþsal ve duraðan bir öznesi gibi soyut belirlenimler de temelde yatan
enson ve güvenilir dayanaklar olarak görülmek yerine, tersine kendileri
dolaysýz olarak, tam anlamýyla varsayýlmýþ ve baþlangýçta olan dolaysýz
birþey olarak görüleceklerdir ki, daha önce gösterildiði gibi, kendinde
ve kendi için Diyalektiðe boyun eðmelidir, çünkü kendinde Kavram olarak
alýnacaktýr. Böylece katý ve duraðan olarak kabul edilen tüm karþýtlýklar
— örneðin sonlu ve sonsuz, tekil ve evrensel — söz gelimi dýþsal bir
baðlantý yoluyla çeliþki içinde deðildirler; tersine, doðalarýnýn irdelemesinin gösterdiði gibi, kendilerinde ve kendileri için geçiþtirler; sentez ve
içinde göründükleri özne onlarýn Kavramlarýnýn kendisinin yansýmasýnýn ürünüdür. Eðer kavramsýz irdeleme onlarýn dýþsal iliþkilerinde durup
kalýyor ve onlarý yalýtýp katý varsayýmlar olarak býrakýyorsa, onlarýn kendilerini göz önünde tutan, ruhlarý olarak onlarý devindiren ve diyalektiklerini ortaya çýkaran dahaçok Kavramdýr.
Þimdi bu yukarýda belirtilen duruþ noktasýnýn kendisidir ki, ona göre
bir evrensel Ýlk, kendinde ve kendi için irdelendiðinde, kendini kendi baþkasý
olarak gösterir. Bütünüyle genel olarak anlaþýldýðýnda, bu belirlenim öyle
bir yolda alýnabilir ki, burada ilkin dolaysýz olan böylelikle dolaylý olan
olarak, bir baþkasý ile baðýntýlý olarak görünür, ya da evrensel olan tikel
olan olarak koyulur. Böylelikle ortaya çýkan ikinci terim birincinin olumsuzu, ve eðer daha öte ilerlemeyi önceden dikkate alýrsak, ilk olumsuzdur.
Dolaysýz terim bu olumsuz yana göre baþkasýnda yitmiþtir, ama baþkasý
özsel olarak boþ olumsuz deðil, diyalektiðin olaðan sonucu olarak alýnan
yokluk deðil, ama birincinin baþkasý, dolaysýzýn olumsuzudur; öyleyse dolaylý
olarak belirlidir — genel olarak birincinin belirlenimini kendi içinde kapsar. Birinci terim böylelikle özsel olarak giderek baþkasýnda saklanýr ve
sürdürülür. Olumluya kendi olumsuzunda, varsayýmýn içeriðinde, sonuçta
sýký sýkýya sarýlmak, — bu ussal bilmedeki en önemli noktadýr; ayný zamanda bu gereðin saltýk gerçekliði ve zorunluðu kanýsýný edinmek için
en yalýn derin-düþünce bile yeterlidir, ve bunun tanýtýnýn örnekleri söz
konusu olduðunda, bütün Mantýk bunlardan oluþur.
Buna göre artýk önümüzde bulunan dolaylý olandýr ki, ilk olarak ya da
benzer olarak dolaysýzca alýndýðýnda, o da yalýn bir belirlenimdir; çünkü
ilk olan onda yitmiþ olduðu için þimdi yalnýzca ikincisi bulunur. Þimdi
ilk terim de ikincide kapsandýðý ve ikincisi birincinin gerçekliði olduðu
için, bu birlik dolaysýzý özne ve dolaylýyý ise onun yüklemi olarak alan
bir önermenin biçiminde anlatýlabilir; örneðin: Sonlu sonsuzdur, Bir
çoktur, Tekil evrenseldir. Ama böyle önermelerin ve yargýlarýn yetersiz
biçimi kendiliðinden göze çarpar. Yargýyý irdelerken gösterildiði gibi,
genel olarak yargý biçimi ve herþeyden önce olumlu yargýnýn dolaysýz
biçimi kurgul olaný ve gerçekliði kendi içinde kavramaya yeteneksizdir.
Bunun en yakýn tümlecinin, olumsuz yargýnýn da en azýndan eklenmesi
gerekecektir. Yargýda ilk olan, özne olarak, kendine-baðýmlý bir kalýcýlýk
görünüþünü taþýr, çünkü gerçekte kendi baþkasý olarak yükleminde orta-
636
MANTIK BÝLÝMÝ / KAVRAM ÖÐRETÝSÝ
dan kaldýrýlýr; bu olumsuzlama hiç kuþkusuz o önermelerin içeriðinde
kapsanýr, ama olumlu biçimleri içerik ile çeliþir; böylelikle onlarda kapsanan ortaya koyulmuþ olmaz — ki tam olarak bir önermeyi kullanmanýn
amacý olacaktý.
Dahasý, ikinci belirlenim, olumsuz ya da dolaylý belirlenim, ayný zamanda dolaylý kýlýcý belirlenimdir. Ýlkin yalýn belirlenim olarak alýnabilir, ama
gerçekliðine göre bir baðýntý ya da iliþkidir; çünkü olumsuz terimdir, ama
olumlunun olumsuzudur ve onu kendi içinde kapsar. Öyleyse baþkasýdýr,
ama ona karþý ilgisiz olduðu birþeyin baþkasý deðil — yoksa bir baþkasý
olmaz, ne de bir baðýntý ya da iliþki olurdu —, tersine kendi içinde baþkasý,
bir baþkasýnýn baþkasýdýr; bu nedenle kendi baþkasýný kendi içinde kapsar
ve böylelikle çeliþki olarak kendi kendisinin koyulmuþ diyalektiðidir. Ýlk ya da
dolaysýz olan kendinde Kavram olduðu ve buna göre ayrýca yalnýzca kendinde olumsuz olduðu için, onun durumunda eytiþimsel kýpý kendinde
kapsadýðý ayrýmýn onda koyulmasýndan oluþur. Buna karþý, ikincinin
kendisi belirli olan terim, ayrým ya da iliþkidir; buna göre onun durumunda eytiþimsel kýpý onda kapsanan birliði koymaktan oluþur. — Eðer
bu nedenle olumsuz olan, belirli olan, iliþki, yargý ve bu ikinci kýpý altýna
düþen tüm belirlenimler daha þimdiden kendileri için çeliþki olarak ve
eytiþimsel olarak görünmüyorlarsa, bu yalnýzca düþüncelerini biraraya
getirmeyen düþünmenin eksikliðidir. Çünkü gereç, bir baðýntý içindeki
karþýt belirlenimler, daha þimdiden koyulmuþlardýr ve düþünce için bulunurlar. Ama biçimsel düþünce özdeþliði kendine yasa yapar, önünde bulduðu çeliþkili içeriði tasarýmýn alanýna, uzay ve zamana düþmeye býrakýr
ki, burada çeliþkili yanlar yanyana ve ardarda birbirleri dýþýnda tutulurlar
ve böylece karþýlýklý bir deðme olmaksýzýn bilincin önüne gelirler. Bu
noktada biçimsel düþünme çeliþkinin düþünülebilir olmadýðýný kendine
belirli temel ilke yapar; gerçekte ise çeliþkinin düþünülmesi Kavramýn
özsel kýpýsýdýr. Biçimsel düþünme hiç kuþkusuz olgusal olarak çeliþkiyi
düþünür, ama yalnýzca düþünür düþünmez gözünü ondan kaçýrýr ve onun
düþünülemez olduðunu söyleyerek yalnýzca ondan soyut olumsuzlamaya
geçer.
Ýrdelenen olumsuzluk þimdi Kavramýn deviminin dönüm noktasýný
oluþturur. Bu yalýn kendi ile olumsuz baðýntý noktasýdýr, tüm etkinliðin, dirimsel ve tinsel öz-devimin en iç kaynaðýdýr, gerçek herþeyin kendisinde
taþýdýðý ve onu gerçek yapan biricik eytiþimsel ruhtur; çünkü Kavram ve
Olgusallýk arasýndaki karþýtlýðýn ortadan kaldýrýlmasý ve gerçeklik olan
birlik yalnýzca bu öznellik üzerine dayanýr. — Ulaþtýðýmýz ikinci olumsuz,
olumsuzun olumsuzu, çeliþkinin o ortadan kaldýrýlmasýdýr, ama çeliþki
dýþsal derin-düþünmenin bir edimi olmaktan öylesine uzaktýr ki, tersine Yaþamýn ve Tinin en iç, en nesnel kýpýsýdýr ve bir özne, kiþi, özgür olan onun yoluyla vardýr. — Olumsuzun kendi ile baðýntýsý bütün tasýmýn ikinci öncülü
olarak görülecektir. Birincisi, eðer analitik ve sentetik belirlenimleri karþýtlýklarý içinde kullanýlýrsa, analitik kýpý olarak görülebilir, çünkü dolaysýz
III. ÝDEA / III. SALTIK ÝDEA
637
onda dolaysýzca kendi baþkasý ile iliþkilidir ve buna göre ona geçer ya da
daha doðrusu geçmiþtir, — gerçi bu baðýntý, anýmsatýldýðý gibi, sentetik de
olsa da, çünkü içine geçtiði onun kendi baþkasýdýr. Burada irdelenen
ikinci öncül sentetik öncül olarak belirlenebilir, çünkü genel olarak ayýrdedilenin ondan ayýrdedilen ile baðýntýsýdýr. — Týpký ilk kýpýnýn evrensellik ve
iletiþim kýpýsý olmasý gibi, ikincisi de tekillik tarafýndan belirlenir ki, baþkasý
ile ilkin dýþlayýcý olarak ve kendi için ve ayrý birþey olarak baðýntýlýdýr.
Olumsuz terim dolaylý kýlýcý terim olarak görünür, çünkü kendi kendisini
ve olumsuzlamasý olduðu dolaysýzý kendi içinde kapsar. Bu iki belirlenimin
herhangi bir iliþkiye göre dýþsal olarak baðýntýlý alýnmalarý ölçüsünde,
olumsuz kýpý yalnýzca dolaylý kýlýcý biçimsel yandýr; ama saltýk olumsuzluk olarak saltýk dolaylýlýðýn olumsuz kýpýsý birliktir ki, öznellik ve ruhtur.
Yöntemin bu dönüm noktasýnda bilgilenmenin gidiþi ayný zamanda
kendi içine geri döner. Bu olumsuzluk kendini ortadan kaldýran çeliþki
olarak ilk dolaysýzlýðýn, yalýn evrenselliðin yeniden kurulmasýdýr; çünkü
baþkasýnýn baþkasý, olumsuzun olumsuzu dolaysýzca olumlu olan, özdeþ
olan, evrensel olandýr. Eðer herhangi bir biçimde saymayý istersek, bu ikinci
dolaysýza bütün süreçte ilk dolaysýza ve [ikinci] dolaylýya karþý üçüncü
denebilir. Ama ayrýca ilk ya da biçimsel olumsuza karþý ve saltýk olumsuzluða ya da ikinci olumsuza karþý da üçüncüdür; ama o ilk olumsuzun
daha þimdiden ikinci terim olmasý ölçüsünde, üçüncü olarak sayýlan
dördüncü olarak da sayýlabilir ve saltýk biçim üçlülük yerine bir dörtlülük
olarak alýnabilir; olumsuz ya da ayrým bu yolda bir ikilik olarak sayýlýr.
— Üçüncü ya da dördüncü genel olarak ilk ve ikinci kýpýlarýn, dolaysýzýn
ve dolaylýnýn birliðidir. — Bu birlik gibi yöntemin bütün biçiminin bir
üçlülük olmasý hiç kuþkusuz bilme kipinin yalnýzca bütünüyle yüzeysel,
dýþsal yanýdýr; ama salt bunu ve hiç kuþkusuz belirli uygulamasý içinde
göstermiþ olmak — çünkü bilindiði gibi soyut sayý biçiminin kendisi çok
erken bir evrede, ama Kavramsýz olarak ve dolayýsýyla sonuçsuz olarak
gösterilmiþtir — , benzer olarak Kant felsefesinin sonsuz ölçüde deðerli
bir yaný olarak görülmelidir. Kendisi de bir üçlü olan Tasým her zaman
Usun evrensel biçimi olarak kabul edilmiþtir; ama bir yandan genel
olarak içeriðin doðasýný belirlemeyen bütünüyle dýþsal biçim olarak
görülmüþtür, öte yandan biçimsel anlamda salt anlak düzlemindeki özdeþlik belirleniminde ilerlediði için özsel eytiþimsel kýpýdan, olumsuzluktan
yoksun kalýr; oysa bu kýpý belirlenimlerin üçlülüðüne girer, çünkü üçüncü ilk iki belirlenimin birliðidir, ve bu sonuncular yittikleri için birlikte
yalnýzca ortadan kaldýrýlmýþ olarak var olabilirler. — Biçimselcilik hiç kuþkusuz benzer olarak üçlülüðü de eline geçirmiþ ve onun boþ þemasýna
sarýlmýþtýr; sözde modern felsefi yapýlaþtýrmanýn — ki biçimsel þemayý
Kavram ve içkin belirlenim olmaksýzýn herþeyin üstüne tutturmaktan ve
dýþsal bir düzen için kullanmaktan baþka birþeyden oluþmaz — saçmalýðý
ve verimsizliði o biçimi çoktandýr can sýkýcý birþeye çevirmiþ ve kötü bir
ün kazanmasýna neden olmuþtur. Ama bu kullanýmýn yavanlýðýndan
638
MANTIK BÝLÝMÝ / KAVRAM ÖÐRETÝSÝ
ötürü o biçim iç deðerinden hiçbirþey yitirmez ve ussal olanýn þeklinin
bu ilkin Kavramdan yoksun olan bulunuþuna gene de her zaman yüksek
deðer vermemiz gerekir.
Þimdi, daha tam olarak, üçüncü olan dolaysýz olandýr, ama dolaylýlýðýn
ortadan kaldýrýlmasý yoluyla; ve yalýndýr, ayrýmýn ortadan kaldýrýlmasý yoluyla,
ve olumludur, olumsuzun ortadan kaldýrýlmasý yoluyla; Kavramdýr ki,
kendini baþkalýk yoluyla olgusallaþtýrmýþ ve bu olgusallýðýn ortadan kaldýrýlmasý yoluyla kendi ile birleþmiþ, saltýk olgusallýðýný, kendi ile yalýn
baðýntýsýný yeniden kurmuþtur. Bu sonuç öyleyse Gerçekliktir. Dolaylýlýk
olduðu denli de dolaysýzlýktýr; — ama “Üçüncü dolaysýzlýk ve dolaylýlýktýr”
ya da “Onlarýn birliðidir” gibi yargý biçimleri onu kavramaya yeteneksizdir,
çünkü o dingin bir üçüncü deðil, ama tam anlamýyla bu birlik olarak
kendini kendi ile dolaylý kýlan devim ve etkinliktir. — Baþlangýcý yapan
bir evrensel iken, sonuç ise tekil, somut, öznedir; birinci kendinde ne ise,
ikinci þimdi eþit ölçüde kendi için odur, evrensel olan [þimdi] öznede
koyulmuþtur. Üçlünün ilk iki kýpýsý soyut, gerçek-olmayan kýpýlardýr ki, tam
bu nedenle eytiþimseldirler ve bu olumsuzluklarý yoluyla kendilerini
özne yaparlar. Kavramýn kendisi bizim için ilkin hem kendinde var olan
evrensel, hem de kendi için var olan olumsuz, ama o denli de üçüncü,
kendinde-ve-kendi-için-var-olan, tasýmýn tüm kýpýlarýnýn içinden geçen
evrenseldir; ama üçüncüsü vargýdýr ki, onda Kavram kendi olumsuzluðu
yoluyla kendi kendisi ile dolaylý kýlýnýr, böylelikle kendi için evrensel olan
olarak ve kýpýlarýnýn özdeþliði olarak koyulur.
Þimdi bu sonuç kendi içine gitmiþ ve kendi ile özdeþ bütün olarak kendine yeniden dolaysýzlýk biçimini vermiþtir. Böylelikle þimdi kendisi baþlangýcý yapanýn kendini belirlemiþ olduðu türde birþeydir. Kendi ile yalýn
baðýntý olarak bir evrenseldir, ve onun eytiþimini ve dolaylýlýðýný oluþturmuþ olan olumsuzluk bu evrensellikte benzer olarak yalýn belirliliðe yoðunlaþmýþtýr ki, yine bir baþlangýç olabilir. Ýlkin öyle görünebilir ki, sonucun
bu bilgisi onun bir analizidir ve buna göre o ayný belirlenimleri ve onu
ortaya çýkaran ve irdelenmiþ olan süreci yeniden ayrýþtýrmalýdýr. Ama
nesne edimsel olarak bu analitik yolda ele alýnýrsa, o zaman Ýdeanýn yukarýda irdelenen basamaðýna, arayan bilmeye aittir ki, nesnesi konusunda
yalnýzca onun ne olduðunu bildirir, ama somut özdeþliðinin zorunluðu
ve Kavramý ile ilgilenmez. Ama nesneyi kavrayan gerçeklik yöntemi, gösterildiði gibi, kendisi analitik olsa da — çünkü bütünüyle Kavramýn
içinde kalýr —, buna karþý o denli de sentetiktir, çünkü Kavram yoluyla
nesne eytiþimsel olarak ve bir baþkasý olarak belirlenir. Yeni bir nesne
olarak sonuç tarafýndan oluþturulan yeni temelde yöntem önceki nesne
durumunda olanla ayný kalýr. Ayrým yalnýzca genel olarak temelin iliþkisini ilgilendirir; temel hiç kuþkusuz þimdi de benzer olarak bir temeldir,
ama dolaysýzlýðý yalnýzca biçimdir, çünkü ayný zamanda bir sonuçtu; buna
göre içerik olarak belirliliði bundan böyle salt kabul edilmiþ birþey deðil,
ama türetilmiþ ve tanýtlanmýþ birþeydir.
III. ÝDEA / III. SALTIK ÝDEA
639
Ýlkin buradadýr ki genel olarak bilmenin içeriði irdelemenin dairesine
girer, çünkü þimdi türetilmiþ olarak yönteme aittir. Yöntemin kendisi bu
kýpý yoluyla kendini bir Dizgeye genleþtirir. — Ýlk olarak yöntem için baþlangýç içerik açýsýndan bütünüyle belirsiz olmalýydý; yöntem bu düzeye
dek yalnýzca biçimsel ruh olarak görünür ki, onun için ve onun yoluyla
baþlangýç bütünüyle ve yalnýzca biçimine göre, eþ deyiþle dolaysýz ve evrensel birþey olarak belirlenmiþti. Belirtilen devim yoluyla nesne kendi için
bir içerik olan bir belirliliði kazanmýþtýr, çünkü yalýnlýða yoðunlaþmýþ olumsuzluk ortadan kaldýrýlmýþ biçimdir ve yalýn belirlilik olarak kendi geliþimi ile, herþeyden önce evrenselliðe karþýtlýðýnýn kendisi ile karþýtlýk
içinde durur.
Þimdi bu belirlilik belirsiz baþlangýcýn en yakýn gerçekliði olduðu için,
onu eksik birþey olarak kýnar, týpký yola baþlangýçtan çýkarken salt biçimsel olmuþ olan yöntemin kendisini de kýnamasý gibi. Bu þimdi þu belirli
istem olarak anlatýlabilir: Baþlangýç, sonucun kendisinin belirliliðine
karþý belirli birþey olduðu için, dolaysýz deðil ama tersine dolaylý ve
çýkarsanmýþ birþey olarak alýnmalýdýr —, ki tanýtlamada ve çýkarsamada
sonsuza dek geriye-giden ilerleme istemi olarak görünebilir, týpký kazanýlmýþ olan yeni baþlangýçtan yöntemin süreci yoluyla benzer olarak bir
sonucun doðmasý ve böylece ilerlemenin o denli de ileriye doðru sonsuza
dek yuvarlanýp gitmesi gibi.
Daha önce sýk sýk gösterildiði gibi, genel olarak sonsuz ilerleme kavramsýz derin-düþünmeye aittir; Kavramý ruhu ve içeriði olarak alan saltýk
yöntem ona götüremez. Ýlkin böyle Varlýk, Öz, Evrensellik gibi baþlangýçlar
bile bütünüyle biçimsel olmasý gereken bir baþlangýç için istenen bütün
evrenselliði ve içeriksizliði taþýyan ve buna göre saltýk olarak ilk baþlangýçlar olarak daha öte hiçbir gerileme istemeyen ve buna izin vermeyen
türde baþlangýçlar olarak görünebilirler. Kendileri ile arý baðýntýlar olduklarý, dolaysýz ve belirsiz olduklarý için, hiç kuþkusuz kendilerinde
baþka türden bir baþlangýçta doðrudan doðruya onun biçiminin evrenselliði ve içeriði arasýnda koyulan ayrýmý taþýmazlar. Ama o mantýksal
baþlangýçlarýn biricik içerik olarak taþýdýklarý belirsizliðin kendisi onlarýn
belirliliðini oluþturan þeydir; bu ise ortadan kaldýrýlmýþ dolaylýlýk olarak
olumsuzluklarýndan oluþur; bunun tikelliði belirsizliklerine bile bir
tikellik verir ki, onunla Varlýk, Öz ve Evrensellik kendilerini birbirlerinden
ayýrýrlar. Þimdi onlara ait olan belirlenim, eðer bunlar kendileri için alýnýrlarsa, onlarýn dolaysýz belirliliðidir, týpký herhangi bir içeriðin belirliliði gibi, ve buna göre bir çýkarsamaya gereksinir ; yöntem için belirliliðin
biçimin mi yoksa içeriðin belirliliði olarak mý alýndýðý ilgisiz bir sorundur.
Bu nedenle bir içeriðin onun sonuçlarýndan birincisi yoluyla belirlenmiþ
olmasýyla gerçekte yöntem için yeni bir kip baþlamýþ olmaz; yöntem
böylelikle daha önce olduðundan ne daha çok ne de daha az biçimsel
kalýr. Çünkü yöntem saltýk biçim olduðu, kendi kendini ve herþeyi Kavram olarak bilen Kavram olduðu için, ona karþý durabilecek ve onu tek-
640
MANTIK BÝLÝMÝ / KAVRAM ÖÐRETÝSÝ
yanlý dýþsal bir biçime belirleyebilecek hiçbir içerik yoktur. Buna göre
týpký o baþlangýçlarýn içeriksizliklerinin onlarý saltýk baþlangýçlar yapmamasý gibi, yine böyle yöntemi ileriye ya da geriye doðru sonsuz ilerlemeye
götürebilecek olan þey de içerik olarak içerik deðildir. Bir yandan yöntemin kendine sonucunda ürettiði belirlilik onun kendi kendisi ile dolaylýlýk olmasýný ve dolaysýz baþlangýcý dolaylý birþey yapmasýný saðlayan kýpýdýr.
Ama evrik olarak, yöntemin bu dolaylýlýðýnýn içerisinden geçtiði þey belirliliktir; görünüþte kendisinin bir baþkasý olarak bir içeriðin içerisinden
geçerek baþlangýcýna öyle bir yolda geri döner ki, salt o baþlangýcý, ama
belirli bir baþlangýç olarak yeniden kurmakla kalmaz, ama sonuç o denli
de ortadan kaldýrýlmýþ belirlilik, ve böylelikle ayrýca onda baþladýðý o ilk
belirsizliðin yeniden kurulmasýdýr. Bunu bir bütünlük dizgesi olarak yerine
getirir. Onu henüz bu belirilenim içinde de irdelememiz gerekir.
Sonuç olmuþ olan belirlilik, gösterildiði gibi, içine yoðunlaþtýðý yalýnlýk biçimden ötürü kendisi yeni bir baþlangýçtýr; bu baþlangýç ondan
öncekinden tam olarak bu belirlilik yoluyla ayýrdedildiði için, bilme
ileriye doðru içerikten içeriðe yuvarlanýr. Herþeyden önce bu ilerleme
yalýn belirliliklerden baþlamasýyla ve izleyenlerin sürekli olarak daha
varsýl ve daha somut olmalarýyla belirlenir. Çünkü sonuç kendi baþlangýcýný kapsar, ve süreci onu yeni bir belirlilik ile varsýllaþtýrmýþtýr. Temeli
oluþturan Evrenseldir; ilerleme bu nedenle bir baþkasýndan bir baþkasýna
akýþ olarak alýnmayacaktýr. Saltýk yöntemde Kavram kendini kendi baþkalýðýnda, evrensel kendi tikelleþmesinde, yargýda ve olgusallýkta sürdürür; daha öte belirlenmenin her basamaðýnda önceki içeriðinin bütün
kütlesini yükseltir ve eytiþimsel ilerlemesi yoluyla yalnýzca hiçbirþey yitirmemekle kalmaz, ne de arkada herhangi birþey býrakýr, ama kazandýðý
herþeyi kendisi ile birlikte taþýr ve kendini kendi içinde varsýllaþtýrýr ve
yoðunlaþtýrýr.
Bu genleþme içerik kýpýsý olarak ve bütünde ilk öncül olarak görülebilir;
evrenselin kendisi içeriðin varsýllýðýna iletilir, dolaysýzca onda saklanýr.
Ama iliþkinin ikinci, olumsuz ya da eytiþimsel yaný da vardýr. Varsýllaþma
Kavramýn zorunluðunda ilerler, onun tarafýndan tutulur, ve her belirlenim bir kendi-içine-yansýmadýr. Kendi-dýþýna-gidiþin, e.d. daha öte belirlenimin her yeni basamaðý ayrýca bir kendi-içine-gidiþ, ve daha büyük uzam
o denli de daha yüksek yeðinliktir. En varsýl olan bu nedenle en somut ve
en öznel olan, ve kendini en yalýn derinliðe geri çeken ise en güçlü ve en
kaplayýcý olandýr. En yüksek, en keskinleþmiþ doruk arý kiþiliktir ki, yalnýzca doðasý olan saltýk Diyalektik yoluyla o denli de herþeyi kendi içinde
kucaklar ve tutar, çünkü kendini en özgür olan yapar — ilk dolaysýzlýk
ve evrensellik olan yalýnlýk.
Bu yoldadýr ki, daha öte belirlenim sürecinde ilerlemenin her adýmý
kendini belirsiz baþlangýçtan uzaklaþtýrýrken o denli de geriye ona doðru
yaklaþýr, ve böylelikle ilkin ayrý olarak görünebilen þeyler, baþlangýcýn
geriye giden temellendirilmesi ve ileriye giden daha öte belirlenimi, birbirlerinin
III. ÝDEA / III. SALTIK ÝDEA
641
içine düþerler ve aynýdýrlar. Böylelikle kendini bir daireye büken yöntem
gene de zamansal bir açýnýmda baþlangýcýn böyle olarak daha þimdiden
türetilmiþ birþey olduðunu önceleyemez; dolaysýzlýðý içindeki baþlangýç
için onun yalýn evrensellik olmasý yeterlidir. Bu olduðu düzeye dek, tam
koþulunu elde etmiþtir; ve yalnýzca geçici ve hipotetik olarak geçerli sayýlabilmesine karþý çýkmak gerekmez. Karþýsýna çýkarýlabilecek herþeyin —
diyelim ki insan bilgisinin sýnýrlarý, olgunun üzerine gitmeden önce
bilmenin aletini eleþtirel olarak yoklama gereksinimi — kendileri varsayýmlardýr ki, somut belirlenimler olarak dolaylý kýlýnma ve temellendirilme
istemlerini kendileri ile birlikte getirirler. Böylelikle karþý çýktýklarý o olgu
ile baþlamanýn önünde biçimsel hiçbir üstünlüklerinin olmamasýndan,
aslýnda daha somut içeriklerinden ötürü kendilerinin çýkarsanma gereksinimi içinde durmalarýndan ötürü, baþka herþeyden önce onlara dikkat
edilmesi yönündeki istemlerinin boþ bir istem olarak görülmesi gerekir.
Gerçek olmayan bir içerikleri vardýr, çünkü sonlu olduðu ve gerçek
olmadýðý bilinen birþeyi karþý çýkýlamaz ve saltýk birþey yapmýþ, onu içeriðine karþý biçim ve alet olarak belirlenmiþ sýnýrlý bir bilmeye çevirmiþlerdir;
bu gerçek-olmayan bilmenin kendisi de biçimdir, geriye doðru giden
temellendirmedir. Gerçeklik yöntemi de baþlangýcý tamamlanmamýþ birþey olarak bilir, çünkü baþlangýçtýr; ama ayný zamanda bu eksikliði zorunlu birþey olarak bilir, çünkü gerçeklik yalnýzca dolaysýzlýðýn olumsuzluðu yoluyla kendi-kendisine-gelmedir. Ýster baþlangýç, ister nesne,
ister sonlu densin, ya da baþka hangi biçimde alýnýrsa alýnsýn belirli olanýn
yalnýzca ötesine gitmeyi ve kendini dolaysýzca saltýkta bulmayý isteyen
dayançsýzlýðýn önünde bilme olarak boþ olumsuzdan, soyut sonsuzdan
baþka hiçbirþey yoktur —, ya da sanýsal bir saltýk vardýr ki, sanýsaldýr
çünkü koyulmuþ deðildir, kavranmýþ deðildir; yalnýzca bilmenin dolaylýlýðý
yoluyla kavranmasýna izin verir ki, evrenselin ve dolaysýzýn bu bilmenin
birer kýpýsý olmalarýna karþýn, gerçekliðin kendisi yalnýzca geniþlemiþ
süreçte ve erekte bulunur. Tanýþýklýk yoksunluðuna ve bunun yarattýðý
dayançsýzlýða baðlý öznel gereksinim için hiç kuþkusuz bütün üzerine ön
bir gözlem verilebilir, ve bu iþ evrenselden tikeli, sonlu bilmenin tarzýna
göre, bulunan ve bilimde beklenen birþey olarak belirleyen derin-düþüncenin bir bölümlemesi yoluyla yapýlabilir. Gene de bu tasarýmsal bir imgesinden daha çoðunu saðlamaz; çünkü evrenselden tikele ve kendinde
ve kendi için belirli bütüne — ki bunda o ilk evrenselin kendisi gerçek
belirlenimine göre yine bir kýpýdýr — gerçek geçiþ o bölümleme yoluna
yabancýdýr ve yalnýzca bilimin kendisinin dolaylýlýðýdýr.
Yöntemin belirtilen doðasýndan ötürü bilim kendini kendi içine dönen bir daire olarak sergiler ki, bunun sonu dolaylýlýk tarafýndan baþlangýcýna, yalýn zemine geri bükülür; dahasý, bu daire dairelerin bir dairesidir;
çünkü her bir tekil üye, yöntem tarafýndan diriltilmiþ birþey olarak,
kendi-içine-yansýmadýr ki, baþlangýca geri döndüðü için, ayný zamanda
yeni bir üyenin baþlangýcýdýr. Bu zincirin halkalarý tekil bilimlerdir ki,
642
MANTIK BÝLÝMÝ / KAVRAM ÖÐRETÝSÝ
bunlarýn her birinin bir önceli ve bir ardýlý vardýr; ya da, daha saðýn olarak
konuþursak, yalnýzca önceli vardýr ve ardýlýný vargýsýnýn kendisinde gösterir.
Böylece Mantýk da saltýk Ýdeada onun baþlangýcý olan bu yalýn birliðe
geri dönmüþtür; Varlýðýn arý dolaysýzlýðý, ki onda ilkin her bir belirlenim
çözülmüþ ya da soyutlama yoluyla uzaklaþtýrýlmýþ görünür, dolaylýlýk
yoluyla, eþ deyiþle dolaylýlýðýn ortadan kaldýrýlmasý yoluyla kendi ile ona
karþýlýk düþen benzerliðine ulaþmýþ Ýdeadýr. Yöntem kendini yalnýzca
kendi ile iliþkilendiren arý Kavramdýr; buna göre yalýn kendi ile baðýntýdýr
ki, Varlýktýr. — Ama þimdi ayrýca doldurulmuþ Varlýk, kendini kavrayan
Kavram, somut, o denli de baþtan sona yeðin bütünlük olarak Varlýktýr.
— Vargý olarak bu Ýdea konusunda yalnýzca þunu da anýmsatabiliriz ki,
onda ilkin mantýksal Bilim kendi Kavramýný kavramýþtýr. Varlýk durumunda, içeriðinin baþlangýcý durumunda, Kavramý öznel derin-düþünmede
o içeriðe dýþsal bir bilme olarak görünür. Ama saltýk bilmenin Ýdeasýnda
Kavram Ýdeanýn kendi içeriði olmuþtur. Ýdeanýn kendisi arý Kavramdýr
ki, kendini nesne alýr, ve kendini nesne almýþ olarak belirlenimlerinin
bütünlüðünün içerisinden geçer, kendini olgusallýðýnýn bütününe, Bilim
Dizgesine geliþtirir ve bu kendi kendini kavramayý ayrýmsayarak, böylelikle içerik ve nesne olarak konumunu ortadan kaldýrarak ve Bilimin
Kavramýný bilerek sonlanýr. — Ýkinci olarak bu Ýdea henüz mantýksaldýr,
arý düþüncede kapalýdýr, yalnýzca tanrýsal Kavramýn bilimidir. Hiç kuþkusuz dizgesel yerine getiriliþin kendisi bir olgusallaþmadýr, ama ayný
alanýn içerisinde tutulur. Bilmenin arý Ýdeasý bu düzeye dek öznelliðin
içerisine kapalý olduðu için bunu ortadan kaldýrma itkisidir, ve arý gerçeklik enson sonuç olarak ayrýca bir baþka alanýn ve bilimin baþlangýcý olur.
Burada henüz yalnýzca bu geçiþi belirtmemiz gerekir.
Þimdi, Ýdea kendini arý Kavramýn ve bunun Olgusallýðýnýn saltýk birliði
olarak koyduðu, böylelikle kendini Varlýðýn dolaysýzlýðýnda topladýðý için,
bu biçimde bütünlük olarak vardýr — Doða. Ama bu belirlenim bir Oluþmuþluk ya da Geçiþ deðildir — örneðin (yukarýda) kendi bütünlüðü içindeki öznel Kavramýn Nesnellik ya da öznel Ereðin Yaþam oluþlarý gibi. Tersine, Kavramýn kendisinin belirliliðinin ya da olgusallýðýnýn Kavrama
onda yükseltildiði arý Ýdea saltýk bir Özgürleþmedir ki, onun için bundan
böyle o denli de koyulmamýþ ve Kavram olmayan hiçbir dolaysýz belirlenim yoktur; bu Özgürlükte buna göre hiçbir geçiþ yer almaz; Ýdeanýn
kendini ona belirlediði yalýn Varlýk onun için eksiksiz olarak saydam kalýr
ve kendi belirleniminde kendi kendisinde kalan Kavramdýr. Geçiþ öyleyse burada dahaçok öyle bir yolda anlaþýlmalýdýr ki, Ýdea saltýk öz güveni
ve içkin dinginliði içinde kendini özgürce salýverir. Bu özgürlükten ötürü
belirliliðinin biçimi de eþit ölçüde saltýk olarak özgürdür, — saltýk olarak
kendi için ve öznellik olmaksýzýn var olan Uzay ve Zamanýn dýþsallýðý. —
Bu dýþsallýk, yalnýzca Varlýðýn soyut dolaysýzlýðýna göre var olduðu ve
bilinç tarafýndan ayrýmsandýðý düzeye dek, salt nesnellik ve dýþsal yaþam
III. ÝDEA / III. SALTIK ÝDEA
643
olarak bulunur; ama Ýdeada kendinde ve kendi için Kavramýn bütünlüðü
olarak, ve tanrýsal bilmenin Doða ile iliþkisinde Bilim olarak kalýr. Ama
arý Ýdeanýn kendini dýþsal Ýdea olarak belirlemek için bu sonraki kararý
böylelikle kendi için yalnýzca dolaylýlýðý koyar ki, ondan Kavram dýþsallýktan kendi içine çekilmiþ özgür varoluþ olarak yükselir, Tinin Biliminde
özgürleþmesini kendisi yoluyla tamamlar ve kendi kendisinin en yüksek
Kavramýný kendini kavrayan arý Kavram olarak Mantýk Biliminde bulur.
[Mantýk Bilimi Sonu]

Benzer belgeler