19 Mayıs kutlandı

Transkript

19 Mayıs kutlandı
Hacýbektaþ’a geliþinin 4. yýlýnda etkinlikler düzenlendi
Günümüzün
Pir Sultan’ý
anýlýyor
Mahzuni kendini
anlatýyor
Alternatif
olmak
Necdet Saraç
Uzun yýllardýr, sahaya bile
çýkmadan hükmen maðlup ilan
edilen ve bu maðlubiyeti de
peþinen kabullen sol açýsýndan
ortaya çýkan sonuç her þeyin
ötesinde moral bir üstünlük ve
ciddi bir motivasyondur. Bu
sonuç ayný zamanda sokaktaki
yüzmilyonlarca insan için de çok
önemlidir. Sokaktaki vatandaþ
kimin ne kadar sol olup
olmadýðýný, Marksizme ne kadar
uzak olup olmadýðýný tartýþmýyor.
Sokaktaki vatandaþ bir tek þeyi,
solun kazandýðýný duyuyor ve
deðiþikliðin mümkün
olabileceðini görüyor.
19 Mayýs
kutlandý
19 Mayýs Atatürk'ü
Anma Gençlik ve
Spor Bayramý
kutlandý. Atatürk
Anýtý’na çelenk
konulmasýyla
baþlayan kutlamalar,
Hacýbektaþ Çok
Programlý Lisesi
öðrencilerinin
gösterileriyle sürdü.
Ýnsanoðlunun en fazla merak ettiði
kayýplar arasýnda ''Nuh'un Gemisi'',
''Atlantis uygarlýðý'' ve varlýðý
tartýþýlan ''Kutsal Kase'' geliyor.
Dünyanýn aradýðý
KAYIPLAR
HAZRETÝ MUSA'NIN
SANDIÐI
"Vakit geldiðinde, Ali b.
Muhammed onlarýn hepsini biraraya
çaðýrdý ve bu katýlýmlarýn,
birleþmelerin nedenlerini açýkladý.
Kendilerine çok saðlýklý koþullar
altýnda bir yaþam saðlýyacaðý sözü
vermekle kalmadý; onlarý asla
aldatmayacaðý ve hep destekleyeceði
üzerinde ciddi bir biçimde yemin etti.
Ayrýca köle-iþçi sahipleri ve onlarý
kullananlara da; zenci kölelere karþý
baskýcý davranýþlarýndan ve Tanrý
tarafýndan yasaklanmýþ þeyleri onlara
reva görmelerinden dolayý ölüme
müstahak olduklarýný anýmsattý. Onlar
ise Ali b. Muhammed'e, kölelerin çok
geçmeden kendisini de terkedeceði
yanýtýný verdiler. Hatta ona kölelerini
geri vermesi için para (kelle baþý 5
Dinar Ý.K.) ödemeyi önerdiler.
Her zaman,
yarýn çok geçtir!..
Ülkemizde son günlerde, bir gerginlik
týrmandýrma politikasý izleniyor. Son bir hafta
içinde gündemimize oturan geliþmeler
gerçekten endiþe verici. Cumhuriyet
gazetesine, herkesin gözü önünde arka arkaya
bomba atýlmasý ve yarattýðý þaþkýnlýk daha
geçmeden, hukuksal yapýmýzýn önemli bir
ögesi olan Danýþtay’a yapýlan insanlýk dýþý
saldýrý toplumu þoke etti.
Gazete olarak; bir hakimin ölümü,
dördünün de yaralanmasý ile sonuçlanan
insanlýk dýþý saldýrýyý þiddetle kýnýyoruz.
Çünkü, bu saldýrý bir öldürme olayýnýn
ötesinde; aðýrlýkla Cumhuriyet döneminin
önemli kazanýmlarýna yönelik bir saldýrý
niteliðindedir. Saldýrýyý gerçekleþtirenlerin
tek tek bireyler ya da örgütsel bir yapý
olmasýnýn ötesindeki asýl tehlike þudur:
Danýþtay’ýn saldýrýya uðrayan dairesinin
verdiði türbana dair kararlara baþbakanýn
gösterdiði siyasal tavýr ve ayný siyasal tavrýn
çizgisinde yayýn yapan bir gazetenin hakimlere
yönelik yaptýðý yayýnýn oluþturduðu anlayýþtýr.
Bu anlayýþýn adýný koymak gerekir; bu bizce
dinsel bir faþizmdir... Demokratik, hukuksal
kurumlara yönelik dinci siyasal tavýr alýþlarýn
sonunda ortaya çýkan þey, kör bir þiddetin
ötesinde þeriatçý bir düzen hedefidir.
Erken genel seçim tartýþmalarý ve yaklaþan
cumhurbaþkanlýðý seçimleri nedeniyle ortaya
çýkan siyasal gerginlik karþýsýnda, iktidar
odaklarý kendi konumlarýný güçlendirmek için
ortamý germeyi bir araç olarak kullanmaktadýr,
geçmiþ yýllarda olduðu gibi...
Bu tür geliþmelere karþý duyarlý olmak
gerektiði konusunda hep genel nutuklar atýlýr.
Bunlar iyi niyet temennisinin ötesine
gidebilecek þeyler deðildir.
Burada bir tarihsel süreci hatýrlatmak
isteriz: Radyolarda ilk kez sunni inanca dayalý
sahur programlarýný 27 Mayýs darbesini
gerçekleþtirenler uygulamýþlardýr. 12 Mart
darbecileri, darbe sýrasýnda Ýsviçre’ye kaçan
Erbakan’ý Türkiye’ye getirip dinci parti
kurdurmuþlardýr. 12 Eylül darbesini
gerçekleþtirenler kürsülerde ellerinde kuranla
nutuklar atmýþlar, imamlarýn maaþlarýný Suudi
örgütü Rabýta’dan verdirmiþler, Alevi
köylerine cami yaptýrmýþlardýr.
... Ve bugün ulaþýlan bu tehlikeli noktaya
þaþýrmamak gerekir.
Yapýlmasý gereken; özgür, demokrat,
çaðdaþ, özgürlükçü bir laikliði hedefleyen bir
anlayýþla, çok inançlý, çok kültürlü, çok
etnisiteli zengin bir toplumsal yapýya sahip
olduðumuz bilinciyle hayatýn her alanýnda
örgütlenmektir.
Her zaman, yarýn çok geçtir!...
BEKTAÞ ECZANESÝ
Ecz. Tel: 441 31 39
Ev Tel: 441 30 39
2 GÖRÜÞLER
Ýnsanoðlunun en fazla merak ettiði
kayýplar arasýnda ''Nuh'un Gemisi'',
''Atlantis uygarlýðý'' ve varlýðý tartýþýlan
''Kutsal Kase'' geliyor.
Dünyanýn aradýðý
KAYIPLAR
HAZRETÝ MUSA'NIN
SANDIÐI
Ahit Sandýðý veya Tabut-u Sakine olarak adlandýrýlan
Hazreti Musa'nýn sandýðý da en önemli kayýplar
arasýnda. Atatürk Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Felsefe
ve Din Bilimleri Bölüm Baþkaný Prof. Dr. Ali Rafet
Özkan, Hazreti Musa'nýn kutsal kitap Tevrat'ý çoðaltarak
12 kabilesine
daðýttýðýnýn, aslýný
ise yaptýrdýðý bir
sandýkta korumaya
aldýðýnýn
bilindiðini
anlatarak, þunlarý
söyledi: ''Hazreti
Musa'nýn çeþitli
eþyalarýnýn da
bulunduðu
söylenen sandýk, Kudüs'teki mabette koruma altýna
alýnýr. MÖ 586 Babil ordularý tarafýndan istila edilen
Kudüs'teki mabet yaðmalanýr ve Hazreti Musa'nýn
sandýðý kaybolur.'' Hazreti Musa'nýn sandýðýnýn yeraltý
maðaralarýnda saklandýðý yönünde bazý görüþlerin
bulunduðunu anlatan Özkan, sandýðýn nerede olduðu
ya da akýbeti konusunda somut bir bilgi olmadýðýný
ifade ederek, ''Bu sandýðýn Antakya'da bir maðarada
saklandýðý da ileri sürülüyor'' diye konuþtu.
20 Mayýs 2006 Cumartesi
Alternatif olmak
Necdet Saraç
Bu geliþmelerin Türkiye solunu etkilememesi düþünülemez. Hem genel seçimden, hem de
Cumhurbaþkanlýðý seçiminden dolayý politik hava çok ýsýnacak. Türkiye'de de "alternatif yok"
dayatmasýný kýracak güç yine solun kendisidir.
Prodi'nin baþkanlýðýndaki Ýtalyan
"Zeytin Aðacý"nýn 25 bin gibi çok küçük
bir oy farkýyla Ýtalya'nýn "yenilmez"
adamý Berlisconi'yi ve bütün saðýn ortak
cephesi olan "Özgürlükler Evi"ni
yenmesi, Prodi'nin solcu olup
olmadýðýnýn tartýþýlmasýndan çok
önemlidir. Seçim sonuçlarý açýklanýrken,
Prodi'nin ve Zeytin Aðacý ittifakýnýn ne
kadar solcu olup olmadýðý söylenmiyor.
Sonuç 5-6 kelimeden oluþuyor: "Ýtalya'da
yapýlan seçimleri sol partilerin
oluþturduðu 'Zeytin Aðaci' ittifaký
kazandý."
Uzun yýllardýr, sahaya bile çýkmadan
hükmen maðlup ilan edilen ve bu
maðlubiyeti de peþinen kabullen sol
açýsýndan ortaya çýkan sonuç her þeyin
ötesinde moral bir üstünlük ve ciddi bir
motivasyondur. Bu sonuç ayný zamanda
sokaktaki yüzmilyonlarca insan için de
çok önemlidir. Sokaktaki vatandaþ kimin
ne kadar sol olup olmadýðýný, Marksizme
ne kadar uzak olup olmadýðýný
tartýþmýyor. Sokaktaki vatandaþ bir tek
þeyi, solun kazandýðýný duyuyor ve
deðiþikliðin mümkün olabileceðini
görüyor.
Nitekim Venezuela ve Bolivya baþta
olmak üzere Latin Amerika'da sol adýna
yaþanan geliþmeler de bu yaklaþýmý
bütünüyle besliyor. Bu geliþmeler öyle
bir etkileþim yaratýyor ki, devrimle gelip,
seçimle gitmek zorunda kalan ve artýk
"anti-emperyalist devrim çaðý kapandý"
diyen ve uzun süre bunun teorisini yapan
Sandinistlerin lideri Daniel Ortega da
þimdi tekrar iktidara hazýrlanýyor.
Fransa'da, öðrencilerin iþçilerle ve
sokaðýn vicdanýyla birleþen
mücadelesinin baþarýsý da bu yeni sürecin
ürünü. Bu süreç, yeni dönemi de hemen
etkiliyor. Fransa'nýn 2007'de seçilecek
yeni Cumhurbaþkaný için sola hiç bir
þans tanýmayanlar bile bugün, bi-raraya
gelen 11 sol partinin belirleyeceði sol
adayýn Cumhurbaþkaný olabileceðini dile
getiriyorlar. Ýtalya'da ise 20 yaþýndan
beri Ýtalyan Komünist Partisi üyesi olan
Giergio Na-politano Cumhurbaþkaný oldu
bile...
Sokaktaki insan ve esas önemlisi onu
yönlendirecek sol yeniden "bir baþka
politikanýn" mümkün olduðunu görüyor.
Solun belki de asýl varlýk nedeni olan ve
"bir baþka alternatifin" mümkün
olabileceði yaklaþýmý þimdi tekrar öne
çýkýyor.
Hükmen maðlup edilen sola
neredeyse sosyal adaletten, eþitlikten,
anti-kapitalizm-den ve antiemperyalizmden söz etmek de
yasaklanmýþtý. "Sol" ana söylemlerinin
bir kýsmýný bile "Sað"a kaptýrmýþtý.
Deðiþimden yana resim veren "Sað",
statükocu konuma gelen de neredeyse
"Sol" olmuþtu. Hayata, ekonomiye ve
politikaya saðdan bakmak daha geçer
akçe olmuþtu. Solun bir bölümü, solu ve
sosyal demokrasiyi çaðrýþtýran isimlerini
de deðiþtirmeden, psikolojik yenilginin
de belirleyici etkisiyle kapitalizmi
ehlileþtirme adýna çýktýklarý yolda,
kendileri ehlileþerek, neoliberal
politiklarýn sözcülüðüne soyundular.
Alternatif bir politikayý öne çýkarmak,
eþitlikten, anti-kapitalizmden söz etmek,
çaðdýþý olmak, olanaksýzý istemek,
popülizm yapmakla eþdeðer
gösteriliyordu. Saðýn ele geçirdiði bu
psikolojik üstünlüðün þimdi bir çok
ülkede kýrýlýyor olmasý yeni bir sol ve
yeni bir dönem için bu nedenle önemli.
Yalnýzca "sosyal devlet"
isteyenlerden, Marksistlere kadar çok
geniþ bir yelpazeyi kucaklayan "Sol
Birlikler" ve "Yeni Sol", Latin
Amerika'da, Meksika'da, Nikaragua'da,
Almanya'da, Ýtalya'da, Fransa'da yeni
deðiþikliklerin mimarlýðýna soyunuyor.
Bu geliþmelerin Türkiye solunu
etkilememesi düþünülemez. "Terörle
Mücadele Yasasýnýn yorumunu bile
geleneksel sol deðerleri bir kenara atarak
"Türkiye þartlan"ný öne sürerek
yorumlayan CHP'ye raðmen Türkiye
solu, sosyal demokratýndan Marksist'ine
kadar dünyadaki bu geliþmelerden
etkilenecektir.
Hem genel seçimden, hem de
Cumhurbaþkanlýðý seçiminden dolayý
politik hava çok ýsýnacak. Türkiye'de de
"alternatif yok" dayatmasýný kýracak güç
yine solun kendisidir. Bir bütün olarak
solun alternatif olmasý için belki de
öncelik, inandýrýcý ve hayata dair
olmaktýr. Ýnandýrýcý olabilmek, hayata
dair de olabilmek solun kendi deðerlerine
sahip çýkmasýndan geçmektedir. Tabi,
bunun yolu da bellidir: Çamurun içine
girmek, sokakta olmak, sokaðýn dilini,
konuþmak... Bunlar olursa sol alternatif
de olur, iktidar da...
GEREKLÝ TELEFONLAR
Kaymakam
441 30 09
Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10
Sos. Yar. ve Day.
441 39 77
Özel Ýdare
441 31 01
Nüfus
441 31 02
Belediye Baþkanlýðý 441 37 44
441 30 17
Milli Eðitim Müd.
441 30 16
Halk Eðitim Müd.
441 30 48
Askerlik Þubesi
441 30 10
Kapalý Spor Salonu 441 35 20
Devlet Hastanesi
441 30 15
Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32
Tapu Sicil
441 32 49
C.Savcýlýðý
441 30 18
Adliye
441 35 38
Adliye
441 30 18
Kütüphane
441 30 19
Müze
441 30 22
Turizm Danýþma
441 36 87
Emniyet Amirliði
441 26 97
Karakol Amirliði
441 36 66
Jandarma
441 30 52
Ýlçe Tarým
441 30 20
Lise
441 37 74
Kýz Meslek Lisesi
441 31 08
Mal Müdürlüðü
441 30 56
Kadastro
441 35 37
Karaburna Belediye 453 51 30
Kýzýlaðýl Belediye
455 61 29
PTT.
441 35 55
T.M.O.
441 31 42
Ziraat Bankasý
441 33 26
Þoförler Cemiyeti
441 30 74
Esnaf Odasý
441 37 42
Tarým Kredi Koop.
441 32 76
TEDAÞ
441 31 42
HABER
20 Mayýs 2006 Cumartesi
19 Mayýs kutlandý
19 Mayýs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramý kutlandý.
Atatürk Anýtý’na çelenk konulmasýyla baþlayan kutlamalar,
Hacýbektaþ Çok Programlý
Lisesi öðrencilerinin
gösterileriyle sürdü.
HACIBEKTAÞ- 19 Mayýs Atatürk'ü
Anma Gençlik ve Spor Bayramý dün
düzenlenen tören ve gösterilerle kutlandý.
19 Mayýs Atatürk'ü Anma Gençlik ve
Spor Bayramý Atatürk Anýtý’na çelenk
konularak baþlandý. Buradaki törene
Hacýbektaþ Kaymakamý, Belediye
Baþkaný, daire yöneticileri, siyasi parti
temsilcileri, sivil ktoplum kurulaþlarý
temsilcileri ve öðrenciler katýldýlar.
Kuruluþlar Atatürk anýtýna çelenk
koydular.
19 Mayýs Atatürk'ü Anma Gençlik ve
Spor Bayramý, daha sonra saat 10.00
Lise bahçesinde düzenlenen öðrencilerin
hazýrlayýp sunduðu gösterilerle sürdü.
Hacýbektaþ’a geliþinin 4. yýlýnda etkinlikler düzenlendi
Günümüzün
Pir Sultan’ý
anýlýyor
HACIBEKTAÞ - Çaðdaþ Pir Sultan
olarak nitelenen devrimci halk ozaný
Aþýk Mahzuni Þerif, hakka
yürüyüþünün 4. yýlýnda, bugün
düzenlenen etkinliklerle anýlýyor.
Hacýbektaþ Belediyesi tarafýndan
düzenlenen etkinlikte; bugün saat
11.00’de mezarý baþýnda anma
konuþmalarý yapýlacak. Karacaahmet
Sultan Derneði ve Þahkulu Sultan Vakfý
AKP'den seçime hazýrlýk
[Sesonline] ANKARA - Baþkent kulislerinde
konuþulan erken seçim ve Cumhurbaþkanlýðý seçimine
yönelik senaryolar, AKP’yi hareketlendirdi.
3 Kasým seçimlerinde vaatleri arasýnda iþsizliðe
çare bulacaðý vaadi de yer alan ancak bugüne kadar
iþsizliðin çözümüne iliþkin hiçbir somut adým
atamayan AKP’nin, erken seçim tartýþmalarý nedeniyle,
teþkilatlarýna “seçime hazýr olmalarý” talimatý verirken,
il ve ilçe teþkilatlarýndan da, bölgelerinde iþsiz gençleri
tespit etmelerini istedi. Teþkilatlarýna, muhtarlarla
görüþerek “mahalle profili” çýkarmalarý talimatý veren
AKP, ailelerde iþsiz, okuyan gençlerin listesinin
çýkarýlmasýný, ekonomik durumunun tespit edilmesini
istedi. Son günlerde erken seçim tartýþmalarýnýn
alevlenmesi, Cumhurbaþkanlýðý seçiminin ise erken
seçim senaryolarýnýn odaðýna oturtulmasý, AKP’nin
de “seçim yok” söylemlerine raðmen, dört koldan
seçim hazýrlýðýný sürdürmesine yol açýyor.
Milletvekillerine, Meclis kapandýktan sonra seçim
bölgelerini köy köy dolaþmalarý talimatý veren AKP
yönetiminden, il ve ilçe teþkilatlarýna da “bölgenizdeki
iþsiz gençleri tespit edin” talimatý geldi. AKP
yönetiminin, il ve ilçe teþkilatlarýndan, muhtarlýklar
aracýlýðýyla “mahalle profili” çýkarmalarýný ve özellikle
aileler içindeki iþsiz gençlerin belirlenmesini istediði
kaydedildi. AKP’nin teþkilatlarýndan, bölgelerindeki
ailelerin ekonomik durumlarýnýn belirlenmesini istediði
de kaydedildi.
Bu arada erken seçim tartýþmalarý, 3 Kasým
seçimlerinden bu yana her yýl fazla mesai yapan
Meclis’in de bu yýl erken tatile girmesine yol açacak.
AKP grup yönetimi, Erdoðan’ýn talimatý ile Meclis’in
çalýþma programýný hazýrladý.
“Alim'in elbiseleri'de yandý”
tarafýndan lokma
daðýtýlacak.
Etkinlikler
çerçevesinde bugün
saat 13.30 -16.00
arasýnda Hacý Bektaþ
Veli Kültür
Merkezi’nde bir Mahzuni belgeseli
gösterilecek. Ardýndan konser verilecek.
Konsere katýlacak sanatçýlar: Gülseren
Gazetemizin Aþýk Mahsuni Þerif Özel Ekini almayý unutmayýn
3
Kýlýç, Metin Karataþ, Zeynep Karababa,
Yusuf Gül, Emrah Mahzuni, Ali
Mahzuni, Nevzat Topal.
Mahsuni kendini anlatýyor. 6. SAYFADA
HACIBEKTAÞGeçtiðimiz Salý günü
öðleden sonra saat
15:30'da Hasan
Çelenk isimli
vatandaþýn evinin bir odasý yýldýrým düþmesi sonucu
yandý.
Hacýbektaþ Savat Mahallesi' nde oturan Hasan
Çelenk'in kayýnvalidesi Nergis Kalkan yaþadýklarý
olayý gazetemize anlattý. Olayla ilgili olarak “Yýldýrým
evimize düþtü. Evin bir odasý yandý. Elektrik kablolarý
tutuþmuþ. Kanepe prizlere dayalýydý. Oradan alev
almýþ. Kanepeyle birlikte yerde serili halý,kilim
tutuþmuþ. Ben baþka bir odada oturuyordum. Kýzýmda
þimþek çaktýðýnda balkondaydý. Ben oturduðum odaya
duman geldiðini gördüm. Koku da geldi. Ayný anda
kýzým da torunuma ceket vermek için balkondan içeri
girmiþ. Ýkimizde yanan odayý ayný anda gördük. Ýyi
ki yanan odanýn kapýsý açýktý. Yoksa geç fark ederdik.
Yangýný zor söndürdük. Benim saçým,ellerim ve
kaþlarým hep yandý. Komþular yardýmýmýza
gelmeseydi zor söndürürdük. Tüm ev yanabilirdi. Bu
odada bulunan kanepe, kilim ve halý yandý. Torunum
Alim'in tüm eþyalarý ve elbiseleri yandý. Elektrik
tesisatýmýz çalýþmýyor. Kül oldu. Damadým Hasan'ýn
yaþadýðýmýz bu olaydan haberi yok. Kendisi burda
deðil. Anapýnar' da çalýþýyor. Kendisine ulaþamadýk.
Haber veremedik.”dedi.
4 ARAÞTIRMA
7
"Vakit geldiðinde, Ali b. Muhammed
onlarýn hepsini biraraya çaðýrdý ve bu
katýlýmlarýn, birleþmelerin nedenlerini
açýkladý. Kendilerine çok saðlýklý koþullar
altýnda bir yaþam saðlýyacaðý sözü vermekle
kalmadý; onlarý asla aldatmayacaðý ve hep
destekleyeceði üzerinde ciddi bir biçimde
yemin etti. Ayrýca köle-iþçi sahipleri ve
onlarý kullananlara da; zenci kölelere karþý
baskýcý davranýþlarýndan ve Tanrý tarafýndan
yasaklanmýþ þeyleri onlara reva
görmelerinden dolayý ölüme müstahak
olduklarýný anýmsattý. Onlar ise Ali b.
Muhammed'e, kölelerin çok geçmeden
kendisini de terkedeceði yanýtýný verdiler.
Hatta ona kölelerini geri vermesi için para
(kelle baþý 5 Dinar Ý.K.) ödemeyi önerdiler.
Bunun üzerine kölelere, oraya gelmeye ve
para önermeye cesaret etmiþ bulunan köle
sahipleri ve ustabaþlarýna dayak atmalarýný
emretti. Her birine beþyüzer sopa vuruldu.
Sonra olup bitenler ve sayýlarý hakkýnda,
çevrelerinden birine birþey söyledikleri
takdirde, bu kiþilere karýlarýndan boþ
düþeceklerine dair yemin ettirdikten sonra,
onlarý salýverdiler. Ama, içlerinden biri
hemen Dujayl'a geçti ve 15 000 kölenin
çalýþmakta olduðu en büyük kampýn
ustabaþýlarýný uyarmaya gitti. Ali
b.Muhammed'e gelince, ikindiden sonra
bölgeyi terketti. Adamlarýyla birlikte o da
Dujayl'a gitti ve Maymun Kanal'da yerleþti.
Pazar yerinin ortasýndaki kanala bakan
camiyi karargah evine dönüþtürdü ve Ali b.
Muhammed b. Ahmed b. Ali b. Ýsa b. Zeyd
b. Ali b. al- Huseyn b. Ali b. Abi Talib adýyla
ihtilali baþlattý." (Alexandre Popovic, agy,
s.42-43)
1. a Hareketin Kýsa Özeti
Ne yazýk ki kaynaklar, onun yönetim
sistemi üzerinde ayrýntý vermemektedir.
Sadece halife vekili Muvaffak tarafýndan
bu isyancý Zenci köle-iþçilerle, acýmasýzca
sürdürülen savaþ dönemine gönderme
yapýyorlar. Cubba’dan harekete geçen Zenci
lideri sapanlarla silahlanmýþ kuvvetlerini
iki bölüme ayýrdý:
1. Sadece zencilerden oluþan birlikler,
2. Fýrat çevresi köylüleri, Kurmatiler ya
da Karmatiler ve Nubialý, Güney Mýsýr
bölgesi halklarý Sudanlýlar.
Arap kabilesi Banu Temim tarafýndan
bir donanmayla desteklenen Ali b.
Muhammed al-Burkui, Ubulla, Abbadan,
güney Ahvaz ve son olarak büyük Basra
kentini aldý. 877’de Cabbul, Numaniya,
Carcariya, Ramhurmuz ve Wasit’e kadar
20 Mayýs 2006 Cumartesi
ÝSLAM ÝMPARATORLUKLARI
TARÝHÝNDE ALEVÝ HALK
HAREKETLERÝ
ilerledi. 879’a doðru Bagdad’ýn 17 mil
yakýnlarýna kadar yaklaþarak yaðmalarda
bulundular.
Hareketin en önemli özelliklerinden biri,
üzerlerine gönderilen paralý zenci köle
birliklerin isyana katýlma olayýydý. Ayrýca
bazý özgür köylüler de, büyük toprak
sahibleri sýnýfýna karþý duyduklarý öfkelerin
artmasý dolayýsýyla harekete katýlmaktan
çekinmediler. Büyük tehlikenin farkýna
varan Halife’nin kardeþi ve vekili, bütün
güçlerini ikinci bir saldýrý için harekete
geçirdi. Ancak savaþý bitirmek üç yýlýný aldý;
önce Zenci köle iþçilerin Mania kampýndaki
5 garnizonunu yerlebir etti ve arkasýndan
Basra’nýn güneyinde Abu’l-Khasib kanalý
üzerinde bulunan ve Ali b. Muhammed'n
baþkenti Muhtara’daki kampý 881’de
kuþatmaya aldý. Bir yýl dayanan Zenci
köleler, 882’de silah býraktýlar ve önderleri
Ali bin Muhammed al-Burkui ise 883’te
yakalanýp öldürüldü.
Bu isyanýn da kanlý bir þekilde ve
vahþice bastýrýlmasýnda, Babekiler’de
olduðu gibi yine bir Türk kumandan ve
onun birliklerinin rolü olmuþtur. 837’de
Afþin’in birlik kumandanlarýndan Boða’nýn
oðlu olan Musa, Ýmparatorluðun doðu
eyaletleri genel valisi bulunuyordu. 873’de
Zenci isyaný Ahvaz’a ulaþtýðýnda Musa
duruma müdahele etmiþse de, herhangibir
baþarý elde edemeden, eyaletlerindeki
karýþýklýklar yüzünden ordusunu çekmek
zorunda kalmýþtý. Ancak Boða oðlu Musa
881’de Al-Muvaffak’a geniþ güven ve
destek vererek, kendisinin Ýmparatorluk
yönetimindeki etkinliðini artýrmýþ. Onun
kumandasý altýndaki Türklerin, Saffarid’lere
karþý Baðdad’ý korumalarý ve Zencilere karþý
büyük desteði sayesinde bu büyük isyaný
bastýrabilmiþtir.(Roy Mottahedeh, ‘The
Abbasid Caliphate in Iran’, Cambridge
History of Iran Vol. IV, Cambridge, 1975,
s.78-79)
1. b Zenci Köle-iþçi Hareketi ve Ali b.
Muhammed için Son Birkaç Söz
Tam ondört yýl süren Ýslam tarihinin en
büyük Zenci köle-iþçiler ayaklanmasýnda,
beþyüz bin ile iki buçuk milyon arasýnda
insan öldüðü sanýlmaktadýr. En büyük
ayaklanma dedik, çünkü bu ilk Zenci köleler
ayaklanmasý deðildi: Ýlk ikisi Emeviler
döneminde, üçüncüsü ise Abbasi
halifeliðinin kuruluþ yýlýnda gerçekleþmiþtir.
689-690'daki ayaklanma, iþ alanlarýný
terkedip gruplar oluþturan Zencilerin,
çiftliklere köylere baskýnlarda bulunarak,
yaðma yapmalarýndan öteye gidemedi. Irak
valisi Halid Musab b. al-Zübeyr'in ordusu
onlarý kolayca yakalayýp hapse attý ve
arkasýndan daraðacýna çektirdi. 694 yýlýndaki
ikinci ayaklanmanýn daha iyi hazýrlandýðý
görülüyor: Tanýnmýþ Emevi valilerinden alHaccac'a karþý, çok sayýda Zenci topluluklarý
Rabah (Riyah) adýnda birini Þir-i Zenci
(Zenci Arslaný) seçip, onun kumandasýnda
ayaklanmýþlardý. Bu kiþi Abdullah Ýbn alJarud olarak tarihe geçmiþtir. Bir yýla yakýn
süren hareket al-Haccac tarafýndan ezilmiþtir.
Tarihsel kaynaklar, çok açýk olmamakla
birlikte, 749-750'de ilk Abbasi Halifesi Abul
Abbas al-Saffah'ýn 4000 kiþilik bir kuvveti
Musul civarýndaki Zenci isyancýlarýn üzerine
gönderdiðini söylemektedir. Çok büyük bir
þiddet gösteren bu kuvvet bölgede kadýn,
erkek ve çocuk on binden fazla insan
öldürülmüþtür. Zenci köle toplumsal
hareketleri Tabari'de (838-923) ve 12.yüzyýl
bir baþka Arab yazarý Al-Kayravani'nin
Kitab al-Uyun'dan bir pasajda deðiþik
biçimlerde anlatýlmaktadýr (Alexandre
Popovic, agy, s.22-23).
Alexandre Popovic'in kitabýnýn Ýngilizce
versiyonuna bir giriþ yazmýþ olan Jr.Henry
Louis Gates büyük Zenci ayaklanmasýný
þöyle deðerlendirmektedir:
"Zenci topluluklar, genelde Ýslam
ülkelerinde köle olarak bulunuyordu. Bütün
köleler gibi onlar da efendilere göre, hýrsýz,
kaçak, akýldan yoksun, belleði boþ bilgisiz
insanlardý. Aðýr baský altýnda, yüzlerce ve
binlercesi zorla kamplara týkýlmýþ, ailesiz,
umutsuz bir avuç yiyecekle beslenen iþte
bu köleler, Ali b. Muhammed'in önderliðinde
869 ile 883 yýllarý arasýnda, Bagdad'daki
efendilerine baþkaldýrdý ve özgürlükleri için
ölümüne savaþtýlar. 14 yýl boyunca çok
önemli askeri zaferler kazanarak, hatta kendi
baþkentlerini kurarak büyük baþarýlar elde
ettiler. Abbasi imparatorluðunun doðrudan
Irak, Mezopotamya ve Batý Ýran iran
üzerinde ve dolaylý olarak Kuzey Afrika'dan
Orta Asya'ya ve Hazar Denizi'nden Kýzýl
Deniz'e uzanan topraklar üzerindeki
üstünlüðüyle dünyanýn en güçlü
devletlerinden biri olarak düþünüldüðünde,
bu baþarýlar olaðanüstü bir biçimde önem
kazanýr.."(A. Popovic, agy, s.XI-XII)
Büyük Zenci köle ayaklanmasýnýn
önderi Ali b. Muhammed'e, al- Burkui
(peçeli), Sahib al-Zenci, Alevi al-Basri
(Basralý Alevi), Sahib al- Rih (Rüzgarýn
efendisi), al-Khabith (þeytan), al-Hain, alLain (lanetli), al-Habib (sevgili), al-Murýk
(sapkýn), al-Fýsk al-Fücur(zina yapan,
günahkar) vb. 10'dan fazla birbiriyle çeliþen
anlamlarý içeren lakap ya da sýfatlar
verilmiþtir.(A.Popovic, agy, s.193-194)
Elbette ki bunlar, hem düþmanlarý hem
yandaþlarýnýn ona nasýl baktýklarý ve hangi
duygularla yaklaþtýklarýný açýkça
göstermektedir.
(SÜRECEK)
20 Mayýs 2006 Cumartesi
Laikliði En Çok
Kadýnlarýmýz Savunmalý
Okumuþ yazmýþlarýn da bu konudaki
durumlarý içaçýcý deðildir. Diyelim ki
bir kitabý deðerlendiriyorsunuz. Kaçýmýz
þu yollarý göz ardý edebiliyoruz? Kitabýn
ya yazarýna bakýyoruz, ya yayýnevini
göz önünde bulunduruyoruz, ya
güvendiðimiz bir eleþtirmenin önerisiyle
davranýyoruz, ya bir dostumuzun
anlattýklarýný geçerli sayýyoruz, eðer
kitap yabancý dilden çevrilmiþse çeviriyi
yapanýn adý bizi yönlendiriyor. Bunlarýn
tümü de bizi, düþünmenin,
deðerlendirmenin yorucu zahmetinden
kurtarmýyor mu?
Aslýnda bu da bizim türbanýmýz deðil
mi?
Özgürlükten kaçýyoruz? Ýnsan
olmanýn sorumluluðundan, onurundan
,özgürlükten kaçýyoruz.. Çünkü
gerçekten güç iþtir, özgür ve onurlu
olmak. Burada Varoluþçuluða hak
vermek gerek, kendisini gerçekleþtiren
insan olabilmek kahramanca bir çaba
Hasan Tahsin Yýlmaz
ister.
Türban tartýþmalarýnda, gündeme
alýnmasý gereken asýl konu;
türbanýn neyi örttüðüdür. Bunu
anlaþýlýr bir çözümleme ile ortaya
koymadan, laiklik savunulamaz.
Sesleri gür çýkan yaygaracýlar,
türbaný neredeyse kutsal bir kimliðe
kavuþturdular. Laikliðin tanýmýný
deðiþtirmekten söz ediyorlar. Gerçek
laikliðin, baþka bir þey olduðunu öne
sürüyorlar. Batý’da türbanla okullara
girildiðinden dem vuruyorlar. Ama
Batý’nýn koþullarý ile bizim
koþullarýmýzýn nice ayrý olduðundan,
türbanýn asýl amacýnýn ne olduðundan
tek söz etmiyorlar…
Artýk, gizlenecek yaný kalmadý,
türban, Türkiye Cumhuriyeti’ne
karþý bir kalkýþma aracý olmuþtur.
Bunun arkasýndaki güçler,
Cumhuriyet’le görülecek bir hesap
peþindeler.
HACIBEKTAÞ’TA ETKÝNLÝKLER
19 Mayýs 2006 Cuma
19 Mayýs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramý
Atatürk Anýtý ve Lise Bahçesi
20 Mayýs 2006 Cumartesi
Aþýk Mahsuni Þerif anma etkinlikleri
Hacý Bektaþ Veli Kültür Merkezi
21 Mayýs 2006 Pazar
Hacýbektaþ ve Yükseköðretim Kurumlarýna Yardým Derneði “Bahar
Þenliði ve Aþure Günü” Dedebað
1
SOLDAN SAÐA :
1) 1884-1963 yýllan arasýnda yaþadý. Ýki oðluda kendisi gibi
birer ünlü müzisyen olan ve çok sayýda ilahi ve þarkýnýn sahibi
bestecimiz. 2) Aðaçlarla örtülü geniþ alan. -Bira yapýmýnda
kullanýlan bir bitki. 3) Okuyucu. -Gezgin derviþ. 4) Tasdik. -Tavýr,
davranýþ. 5) Yer, yer yüzü. -Aðýr bir yükü kaldýrmak ya da çok
kýsa mesafelerde yerini deðiþtirmek için kullanýlan aygýt. 6)
Kimyada, Sodyum. -Etkisiz, iþe yaramaz. -Kapý'nýn ünsüzleri. 7)
Esenlik. 8) Telli bir Hint çalgýsý. -Eldiven ve giysi yapýmýnda
kullanýlan bir tür yumuþak deri. 9) Bir iç deniz. -Havada yol
almak. 10) Çok hýzlý koþabilen bir Afrika antilopu. -Sýnýr niþaný.
YUKARIDAN AÞAÐIYA :
1) Eksik, kusur. -Baþlýklý Maymun'da
denilen, Orta Amerika'da sürüler halinde
yaþayan bir maymun cinsi. 2) Uzaklýk,
mesafe. -Irkçýlýk. 3) Bir koyun türü. -Bir
yarýþýn belirli uzaklýðý kapsayan
bölümlerinden her biri. 4) Lanetli. -Ýlgi.
5) Bir þeyin esas tutulan yüzü. -Baharat
satýcýsý. 6) Baþkalýk, fark. -Ulak'ýn ünlüleri.
7) Baský. -Beddua, ah. 8) Balýkesir'in bir
ilçesi. -Cehennem. 9) Yarýþ atlarýnýn
2
Niyazi BERKES’in anýt yapýtý
Türkiye’de Çaðdaþlaþma’da, Osmanlý
Ýmparatorluðu döneminde, iktidar
peþinde koþanlar, ayaklandýklarýnda,
hemen arkalarýnda gizlenebilecekleri
bir din olgusu, dindarlar topluluðu
buluyorlar.
Bu planlarý hep tutmuþtur, þimdi de
öyle düþünüyorlar. Televizyonlarda ya
da yazýlý basýnda sözüm ona, inananlarýn
haklarýný savunduklarýný öne sürenler,
aslýnda o genç insan kalabalýklarýnýn
arkasýnda kendilerini ve karanlýk
emellerini koruma altýna alýyorlar.
Bu yazý, türbana sokulan çocuklarýn,
genç kýzlarýn, kadýnlarýn içine itildikleri
(birilerinin siyasal ve toplumsal
iktidarlarý uðruna) körkuyunun
kapýsýný göstermekti.
Öyle, türban, kadýnlarýmýzýn itildiði
karanlýðýn kapýsýdýr. Kandýrýlmýþ bu
insanlar, neleri yitirdiklerini belki de
hiç anlayamayacaklar. En acýsý da budur!
Oysa yaþamý yeþerten kadýnlardýr, baþta
þairler olmak üzere sanatçýlardýr. Yaþama
düþman olanlarýn ve diktatörlerin ilk
olarak þairlere ve kadýnlara saldýrýsý
boþuna mý? Ýnsan onuruna saldýrýlarý
boþuna mý? Sanatýn içine tükürmeleri,
Cumhurbaþkanlýðý Senfoni
Orkestrasý’nýn ödeneklerinin bütçeden
çýkarýlmasýný istemeleri boþuna mý?
Çaðdaþlaþma yolundaki her adým,
onlara karabasan oluyor.
Francis Bacon, “Sanat, doðaya
iliþtirilmiþ insandýr.” diyor.
Laiklik, insan onurunu kazanmamýz
için gereken ortamý hazýrlar…
Ýþimize gelse de gelmese de…
3
4
5
6
7
8
9
10
20 Mayýs
"Sessiz Dünya Sakinleri Haftasý"
1622. Osmanlý Ýmparatorluðu'nda isyancýlar, ordu
ve yönetimde yenilik taraftarý Padiþah II. (Genç)
Osman'ý tahttan indirip öldürdüler.
1795. Fransa'da kadýn kulüpleri kurulmasý yasaklandý.
1920. Ýlk hemþire okulu, Amiral Bristol Hemþire
Mektebi hizmete girdi.
1928. Türkiye'de uluslararasý rakamlar kabul edildi.
1932. Avusturya þansölyeliðine Hýristiyan Sosyalist
lider Engelbert Dollfuss seçildi.
1947. Adana'da Ýplik ve Dokuma Ýþçileri Kongresi
yapýldý.
1948. Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grubu, Milli
Eðitim Bakanlýðý denetiminde imam-hatip kurslarý
açýlmasýna karar verdi.
1955. Akis dergisi yazý iþleri müdürü Cüneyt
Arcayürek tutuklandý.
1959. Vatan gazetesi yazarlarýndan Sadun Tanju,
saldýrýya uðradý.
1961. 27 Mayýs sonrasý ilk büyük iþçi mitingi,
Eskiþehir'de binlerce iþçinin katýlýmýyla yapýldý.
1964. Ýstanbul Teknik Üniversitesi ve Orta Doðu
Teknik Üniversitesi dýþýnda, üniversite ve yüksek
okullara giriþte merkezi sýnav sistemi getirildi.
1965. Ürgüplü Kabinesi'nin Adalet Bakaný Ýrfan
Baran "141 ve 142 kaldýrýlsa komünizm
önlenemez," dedi.
1971. Kýsa adý TÜSÝAD olan Türk Sanayicileri ve
Ýþadamlarý Derneði kuruldu.
1974. Türkiye Halk Kurtuluþ Partisi-Cephesi
davasýndan yargýlanan ve 2 yýldýr tutuklu olan
sinema sanatçýsý Yýlmaz Güney genel aftan
yararlanarak tahliye oldu.
1981. Özgürlük Yolu ve kýsa adý DHKD olan
Devrimci Halk Kültür Dernekleri adýyla bilinen
Türkiye Kürdistaný Sosyalist Partisi davasý
Diyarbakýr Sýkýyönetim Mahkemesi'nde baþladý.
1989. Çin'de Baþbakan Li Peng Pekin'de sýkýyönetim
ilan etti.
1990. Romanya'da; Ýon Ýliescu cumhurbaþkaný seçildi.
1999. PKK yöneticilerinden Þemdin Sakýk ve kardeþi
Arif Sakýk idam cezasýna çarptýrýldý.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
yedekte gezdirildikleri yer. -Golfta kazanýlan sayý. 10) Þehzadelerin
bakým, eðitim ve öðretimiyle görevli kiniþe. -Taþýt numara levhasý.
Bugün Doðanlar:
1799. "Ýnsanlýk Komedyasý"nýn yaratýcýsý Fransýz
romancý Honore de Balzac.
Bugün Ölenler:
1506. Amerika kýtasýna ulaþan ilk Avrupalý kaþif
Kristof Kolomb.
1994. Eski Amerika Birleþik Devletleri
Baþkanlarýndan John F. Kennedy'nin dul eþi ve
Yunanlý armatör Aristotelis Onasis'in karýsý
Jacqueline Onasis.
Ayrýntý için:
http://www.bianet.org/diger/arsiv.htm
6
20 Mayýs 2006 Cumartesi
Mahsuni anlatýyor
Kahramanmaraþ'ýn Afþin Ýlçesi... Afþin'in
Berçenek Köyü... Köyün sahibi tek kiþi, yani
bir aða.
Köydeki Zeynel Cýrýk, aðaya çalýþan bir ýrgat.
Ana Döndü ise ot toplayarak ailenin karnýný
doyurmaya çalýþan cefakar bir kadýn.
Babamýn dediði doðruysa, anamýn da dediði
doðruysa 1943 yýlýnýn ocak 3'ünde Afþin'e baðlý
Berçenek köyünde doðmuþum.
O sýralarda doðum tarihi kimin umurunda
ki... Bu yüzden Þerif'in doðum tarihi 1940 yerine
1943 yazýlýyor. Berçenek nasýl bir köy?
Ýþte anlatýyor Mahzuni:
Köyde ilkokul yokmuþ o zamanlar. Belli bir
yaþa gelen çocuklar Elbistanýn Alembey
Köyü'nde Hacý Lütfi Efendi' nin açtýðý Hafýz
Kuran kursuna gidermiþ.Yaþým, öðrenim çaðýna
geldiðinde babamýn isteði üzerine ben de Lütfi
Efendinin medresesinde hafýz kursuna devam
etmek üzere Alembey köyüne gittim, geldim...
Bizim çevremizde kocaman bir yobaz bulutu
döner. Hacý Lütfi Efendi hiç çekinmeden, canýnýn
istediði þekilde, bilmediðimiz dillerle,
bilmediðimiz isimlerle fetvalar verirdi durmadan.
Arapçayý o zaman öðrendim. Þimdi Arapça yazýp
okuyabiliyorum. Lütfi Efendinin medresesinde
üç buçuk sayfada kaldým...
Derken köye eðitmen, ardýndan öðretmen
verildi. Devam ettiðim ilkokulu süresinde
bitirdim.
Asker olmak istedi:
Gün oldu gönül bir þeye takýldý. O da þu:
Arada sýrada Afþine, Elbistana subay kýyafetiyle
dolaþan genç çocuklar görürdüm. Bunlar
assubay okulu öðrencileri idi. Çevrenin etkisiyle
olacak, askerliðe karþý büyük ilgim vardý.
Tutturdum, ille ben de assubay olacaðým, diye.
Bu isteðim yerine geldi. Öðrenim görmek, "subay
olmak" için Mersin 3.Assubay Hazýrlama
Okuluna baþladým.
Bu arada þunu da belirteyim: Ben daha 1012 yaþýnda önlüklü bir ilkokul öðrencisi iken
dayýmýn kýzý Emine ile niþanlanmýþtým, yine
babamýn ve akrabalarýn isteðiyle.
1956 yýlýnda girdiðim Mersin Assubay
Hazýrlama Okulunu 1959'da iftiharla bitirdim.
Ordonat Tekniker sýnýfýna ayrýlarak sýnýfýna
ayrýlarak Ankaraya Ordonat Tekniker Okuluna
geldim. Bu okul þimdi benim yargýlandýðým
okuldur; iþin daha ilginç yaný, bugün
yargýlandýðým salon benim sýnýfýmdý. Burada
çok kýsa süren bir eðitim-öðretimden sonra
Sivasa gönderildim. Ekreol Tepede beþ ay
stajerlik yaptým.
1960'ta ihtilalde payýmýz oldu. Cemal
Babanýn emrinde biz bir grup genç
silahlandýrýldýk. Dýþkapý bölgesi bize verildi. Yýl
1960 ýn kasýmý oldu. Bugün yargýlandýðým eski
okulumun meydanýnda bana ilk Atatürk ödülü
verildi. O günün hatýrasý olarak. Günün Ordonat
Daire Baþkaný Reþat Ülgenalp in imzaladýðý ve
gözlerimi öperek verdiði kitabý hala saklarým.
27 Mayýsýn verdiði ruhla olacak askerliði
daha da sevmeye baþladým. Baþarýlarým beni
bir yere doðru hýzla sürüklüyordu.
Gün geçti ben de "HALKÇILIK" ruhu daha
aðýr basmaya baþladý. Bu arada dayýmýn kýzý
Emine ile evlenmiþtim. Bir kýzýmýz olmuþtu.
Mutlu deðildim, anamýn babamýn kararý ile zorla
evlenmiþtim. Çok sürmedi bu. Ýmam nikahý ile
evlendiðim karýmý bir mektupla boþadým.
Þimdi baðýmsýzdým bir ölçüde. Halkçýlýk ruhu
beni baþka yerlere sürüklemeye baþlamýþtý. Sazý
1955-56 yýllarýnda okuldayken öðrenmeye
baþlamýþtým. Þiirler yazmaða, türküler söylemeye
baþladým. Buda pek uzun sürmedi. Okulu terk
etmek zorunda kaldým.
1961 yýlýydý. Ankara'da Ýtalyan asýllý Sovina
(Suna) isimli bir kýzla tanýþtým. Onunla
evlenmeye karar verdim. Daha 14 yaþýndaydý
Suna o zamanlar. Yasalara göre evlenmemiz
mümkün deðildi. Suna'yý kaçýrýp, köye
götürdüm... Annesi, babasý þikayet etmiþ... Bir
yandan 14 yaþýndaki kýz kaçýrmýþ bir kiþi, bir
yandan okul kaçaðý, bir yandan da askere gitme
çaðý gelmiþ bir asker kaçaðý olarak aranýyordum.
Bu aþk, gazetelere bile geçer. Mahzuni, adýný
Suna yaptýðý Sovina'yý çok sever. Bu evlilikten
Yýl 1972. Mahzuni Þerif, elinde sazý, Sivas'ýn Sivrialan Köyü'ne
Aþýk Veysel'i ziyarete gider. Aþýk Veysel'e Mahzuni'nin geldiðini
söylerler. Mahzuni içeri girince Veysel Baba ayaða kalkar.
Yanýndakiler þaþýrýrlar. Çünkü Aþýk Veysel o tarihe kadar
kimseyi ayakta karþýlamamýþtýr. Veysel Baba'ya neden
Mahzuni'yi ayakta karþýladýðýný sorarlar. Veysel Baba'nýn cevabý
çok açýktýr:
'Susun, gelen Pir Sultan
olsa gerektir!'
Ferhat, Þirin ve Emrah adlý üç çocuðu olur.
Suna ve Oðlu Emrah
1964 yýlýnda dünyaya gelen oðullarý Emrah
henüz bir kaç aylýkken Mahzuni, Suna ve Emrah'ý
Babasý Zeynel'e emanet ederek, vatani görevini
yapmak üzere askere gider. Bu arada hastalanan
Emrah'ý, o zamanlar iki çocuk doktorunun
bulunduðu Elbistan'a götürürler. Doktor
tarafýndan hiç de iyi karþýlanmazlar. Bu olay
mektupla askerde bulunan Mahzuni'ye bildirilir.
Ýþte tüm Türkiye'nin tanýdýðý ''Acý doktor bak
bebeðe / Berçenekten yaya geldim'' Türküsü o
günkü olaya aitdir.
Gel gör ki Suna, Mahzuni'nin bir arkadaþý
tarafýndan kandýrýlýr, evi terk eder.
Yýllar yýllarý kovaladý. Sazýmla baþ baþa
kaldým. Ankara' da oturuyordum. Saz çalarak,
þiir yazarak kendimi yetiþtirmeye çalýþýyordum.
Serüven serüven üzerine geldi, geçti... Yýl
1963 oldu. "Doðuda Kýtlýk Var" ýn yazarý Halil
Aytekin' le tanýþtýk. Onun aracýlýðý ile Fikret
Otyam' ý bulduk... Benim ilk gazeteci dostum
Fikret Otyam oldu. Yardým etti bize. Hürriyet
Gazetesinden Cüneyt Arcayü rek' e gönderdi.
Basýndan benim hakkýmda ilk yazý Cüneyt
Arcayürek 'in imzasý ile Hürriyette çýktý.
Bu dönem TÝP'in kuruluþ yýllarýna
rastlýyordu. TÝP yöneticileriyle iliþki kurduk.
Bize yalnýz onlar sahip çýkýyordu. Baþka kimseyi
tanýmýyorduk, bizimle ilgilenen yoktu.
Bir Aþýklar Derneði kurmamýz gerekti. Nedeni
de þu idi. Türkiye de halk ozanalrý sürekli
ezilmiþlik, yoksulluk içinde yaþamýþlardý. Bu
durumdan tamamen olmasa da kurtulmalarý
gerekti. Örgütlenmeleri gerekiyordu. Biz bu
gerekeni yaptýk. Aþýklar Derneðini kurduk.
Sesimizi duyurmaya, çeþitli yerlerde konserler
vermeye çalýþtýk. Bu çabalarýmýzda da baþarýlý
olduk. Dost Fikret Otyam' ýn ve Gazeteciler
Sendikasý' nýn desteði ile konserler verdik.
Zamanýn turizm bakaný Nurettin Ardýçoðlun'
a çýktýk, yardým istedik. O zaman TRT doðrudan
turizm bakanlýðýna baðlý idi. Radyodan
N.Ardýçoðlu' nun direktifi üzerine Aþýk Ýhsani'ye
Kul Ahmed' e ve bana söyleme izni verildi.
Sendikanýn desteði ve yardýmýyla konserler
verdik. Bunlarýn en önemlisi Büyük Sinemada
verdiðimiz konserdi. Büyük ilgi toplamýþtý.
Çabamýza destek oldu. Ondan sonra sesimizi
yavaþ yavaþ duyurmaya baþladýk. Ve bu da uzun
sürmedi sonunda... Önceleri ozanlarýn seçildiði
Türk Halk Ozanlarý Derneðinin baþýna avukatlar
getirilmeye baþladý. Ýlk kadersizliðimiz bu oldu.
Daðýldýk ondan sonra da...
Bu aralarda bir de Plak firmasý kurar.
Kazanmaya baþladýðým paralarla 1968'de
kendi adýma bir plak firmasý kurdum. Ama,
ortaklarým Ayhan Coþkun ve Abas Sütçü'yle kýsa
zamanda batýrdýk."
Mahzuni Fatma Ýle Evleniyor
Fatma, Elbistanlý'dýr ve uzaktan Mahzuni ile
akrabadýr.
Mahzuni, Fatma'yý beðenir, sever ve ister.
Gel gör ki ailesi, çocuklu ve baþý belalý bir adama
kýz vermek istemezler. Sonunda Fatma, Mahzuni
ile evlenir. Yýl 1971'dir. Fatma, Mahzuni'nin
þiirlerine Fadime olarak girer.
Bana bir mücadele gerekiyordu. Kime ve
neye karþý? Gün geçtikçe görerek, duyarak,
sezinleyerek, okuyarak bunu daha iyi anlamaya
baþladým. Bütün benliðimle kendimi saza verdim.
Çalýyordum, söylüyordum ama çalýþmalarýma
bir yöntem vermem gerekiyordu.
1971 yýlýnda askeri darbe sonucu Süleyman
Demirel hükümeti devrilmiþ, Nihat Erim
baþkanlýðýnda bir hükümet kurulmuþtu. Bu
hükümet sol kesime karþý þiddetli baský
uygulayýnca Mahzuni Þerif türküyü patlatmýþtý.
Çýkardýðý 45'lik plak, 'Erim erim eriyesin/Sürüm
sürüm sürünesin' diyordu.
Ne demek o zaman baþbakana böyle türkü
yakmak. Hemen tutuklanýr ve 10.5 ay cezaya
çarptýrýlýr.
Mahzuni Hapiste
Deniz Gezmiþ ve arkadaþlarýnýn asýlmasýný
protesto için, "Erim Erim eriyesin" diye bir
türküden yargýlanýrken, Mahkeme Baþkaný,
"Erim'in plaðýnýn çalýnmasýný" istedi. Olayýn
ilginç yanýna bak!
Bütün heyet, gazeteciler ve dinleyiciler herkes
orda. Plaðý koydular. Hakim, yargýlamayý
unutmuþ, kalemi almýþ eline tempo tutuyor! Ben
de güldüm tabii bu duruma. Gülünce hakim beni
azarladý. Savcý da ona katýldý. "Bak, mahkemeyle
alay ediyor, gülüyor" dedi. Siz olsanýz nasýl
gülmezsiniz?
O zaman rahmetli Baþbakan Nihat Erim'in
ifadesi geldi.
"Bir halk ozaný, Baþbakan'ý sevmek
mecburiyetinde deðildir." gibi bir ifadede
bulunuyordu. Erim, þikayetçi olsaydý 4 yýl yerdim.
Olmadýðý için 10.5 ay yattým.
Yýl 1972. Mahzuni Þerif, elinde sazý, Sivas'ýn
Sivrialan Köyü'ne Aþýk Veysel'i ziyarete gider.
Aþýk Veysel'e Mahzuni'nin geldiðini söylerler.
Mahzuni içeri girince Veysel Baba ayaða kalkar.
Yanýndakiler þaþýrýrlar. Çünkü Aþýk Veysel
o tarihe kadar kimseyi ayakta karþýlamamýþtýr.
Veysel Baba'ya neden Mahzuni'yi ayakta
karþýladýðýný sorarlar. Veysel Baba'nýn cevabý
çok açýktýr:
- 'Susun, gelen Pir Sultan olsa gerektir!'
Mahzuni bu, durmaz ki bu kez 1973 yýlýnda
halký suça teþvik etmekten tutuklanýr. Ankara'da
Sýkýyönetim Mahkemesi'nde yargýlanýr.
Fatma Haným, o günleri anlatýrken diyor ki:
'Mahzuni ile evliliðimizden Derya, Ali, Þeyda
ve Yetiþ adlý dört çocuðumuz oldu. Gel gör ki
çok çektik. Evlendikten 6 ay sonra onu
tutukladýlar. Derya'nýn doðduðu gün tahliye
oldu. Çocuk 27 günlük iken yeniden tutukladýlar.
Antep'teyiz... Neþet Ertaþ evimize misafir
gelmiþ. Geceleyin köylü kýyafeti giymiþ birileri
geldiler, Mahzuni'yi aldý götürdüler. Polis,
candarma onun peþinde. Sanki ülkeyi biz
batýrmýþýz. Öyle bir baský, öyle bir baský.
Mahzuni bir gün dýþarýda ise iki gün içeride.
Ýþte böyle geçti hayatýmýz.'
Bu söyleþinin tamamý
(www.mahzuniserif.com)
Parçalý Bulutlu
En Yüksek 0C 24
En Düþük 0C 11
Atatürk Ýlköðretim Okulu
yýl sonu etkinliði
Sokak köpekleri içinönlem istendi
HACIBEKTAÞ - Þehir içinde baþýboþ
dolaþan sokak köpekleriyle ilgili önlem
alýnmasý istendi.
Zir, Sava ve Bala Mahalleleri sakinleri
Belediye Baþkanlýðý’na verdikleri ortak
dilekçeyle, baþýboþ dolaþan sokak
köpekleri konusunda önlem alýnmasýný
istediler.
Zir, Savat ve Bala Mahalesi’nde
oturan Zeliha Gökçe, Semiha Ulutaþ.
Cemal Ünalan, Yusuf Kayadere, Mehmet
Gökçe, Abbas Gökçe, Ýbrahim Gökçe,
Cennet Toprak, Fatma Demirci, Naki
Akyürek, Yosma Güneþ, H.Ýbrahim
Benktaþ, Zekine Anýl, Kudret Kani,
Makbule Ersoy, Selçuk Anýl, Aziz Aksu,
Orhan Kýrmacý, Zakir Zengin’in
imzalayarak Belediye Baþkanlýðý’na
verdikleri dilekçede þöyle dediler:
“Ýlçemiz Zir, Savat ve Bala Mahallesi
sakinlari olarak baþýboþ köpeklerden
sürekli rahatsýz olmaktayýz, çocuklarýmýzý
okula gönderemiyoruz. Akþamlarý ev
ziyaretlerini yapamýyoruz, bu konu
hakkýnda gerekli iþlemin yapýlmasýný
saygýlarýmýzla arz ederim”
Öte yandan, geçtiðimiz hafta içinde
hükümet yayýnladýðý bir genelgeyle, yerel
yönetimlerin; sokak köpeklerini ve
sahipsiz diðer hayvanlarla ilgili veteriner,
barýnak gibi gerekli koþullarý yaratmakla
yükümlü olduklarýný bildirmiþti.
"Nükleer silahlar ABD'ye geri gönderilsin"
BÝA Haber Merkezi
Greenpeace Akdeniz Çevre Örgütü,
bugün (Çarþamba) Ankara'da yayýnladýðý
Kuzey Atlantik Paktý (NATO) raporunda
Türkiye, Avrupa hükümetleri ile birlikte,
Amerika Birleþik Devletlerine (ABD) ait
NATO ülkelerindeki nükleer silahlarýn
geri göndermesini talep ediyor.
Rapora göre, NATO'nun varoluþ
amacýný yeniden gözden geçirmesi,
liderlerin nükleer nükleer silahlarýn
kaldýrýlmalarýný ve küresel güvenliði
artýrmalarý için çok önemli bir fýrsat.
"Nükleer silahlarýn ABD'ye
gönderilmesi güvenlik için þart"
Greenpeace Uluslararasý Genel
HACIBEKTAÞ - Atatürk
Ýlköðretim Okulu yýl sonu gecesi
yapýldý.
Dün gece Hacý Bektaþ Veli Kültür
Merkezi’nde gerçekleþtirilen 20052006 Öðretim Yýlý, yýl sonu
etkinliðinde öðrenciler beðeni topladý.
Atatürk Ýlköðretim Okulu
öðrencileri hazýrladýklarý tilatro, müzik
ve þiir etkinliklerinin yanýnda, çeþitli
sanatçýlarýn taklitlerini yaparak
izleyenlere hoþ dakikalar yaþattýlar.
Etkinlik sonunda öðrenci velileri
salondan mutlu ayrýldýlar.
Direktörü Dr. Gerd Leipold, Greenpeace
Akdeniz Nükleer Silahsýzlanma
Kampanyasý Sorumlusu Aslýhan Tümer'le
birlikte Ankara'da yaptýðý basýn
toplantýsýyla, Türkiye hükümetine,
güvenliði koruyan, yaþama gücünü
netleþtiren ve ABD'ye ait nükleer
silahlarýnýn neden gitmesi gerektiðini
anlatan bir rapor sundu.
Dr. Leipold, "90 tane nükleer silahýn
ABD'ye geri gönderilmesiyle, Türkiye
kendi güvenliðine olan tehlikeyi kaldýrýr
ve nükleer silahlardan arýndýrýlmýþ bir
Ortadoðu ve nükleersiz bir dünya için
güven tazeler" dedi.

Benzer belgeler

Kenzi Baydır - Hacibektaslilar

Kenzi Baydır - Hacibektaslilar bunun yolu da bellidir: Çamurun içine girmek, sokakta olmak, sokaðýn dilini, konuþmak... Bunlar olursa sol alternatif de olur, iktidar da...

Detaylı