Bir Şeyler Yapmak - Oyna Öğren Eğitimi

Transkript

Bir Şeyler Yapmak - Oyna Öğren Eğitimi
BU SAYIDA...
12
9
Yoksulluk Sempozyumu
baþlýyor...
Gelemeyene Gidiyoruz...
15
Bir “El” hikayesi...
16
Tavþanýn son atlayýþý...
editör’den...
Deniz Feneri Derneði yoksul ve maðdur
insanýmýzýn problemlerinin çözümü için
olaðan ve olaðan dýþý dönemlerde faaliyet
19
20
Deniz Feneri Ýzmir’de...
Dünyada ve Türkiye’de
yoksul olmak...
30
Mustafa Kutlu ile röportaj
“Deniz Feneri evrensel bir simge...”
42
“Çoban Kýz”
bir mücadele öyküsü...
YOKSULLUK ACÝL EYLEM PLANI.......................4-5-6
2022 ÝLE ÝLGÝLÝ GÖRÜÞLER........................ 26
KALÝTELÝ YÖNETÝM...........................................7-8
ÇARE KAPISI.............................................. 27
YOKSULLUKLA MÜCADELEDE ARAYIÞLAR ....9-10
KAÇAN ALÝ................................................. 28
KANAYAN YARA ..............................................12
MUSTAFA KUTLU ÝLE RÖPORTAJ ............. 30-31-32
GELEMEYENE GÝDÝYORUZ..............................13
BASINDA DENÝZ FENERÝ.......................... 34-35
81 ÝL PROJESÝ....................................................14
ZÝYARETLER............................................... 36-37
BÝR EL HÝKAYESÝ...............................................15
KELEBEK “Þiir”........................................... 38
TAVÞANIN SON ATLAYIÞI................................16
ALTIN BÝLEZÝK........................................... 39
LOJÝSTÝK...........................................................17-18
EÐÝTÝME DESTEK....................................... 40-41
ÝZMÝR ÞUBE.....................................................19
ÇOBAN KIZ.............................................. 42-43
YOKSULLUÐUN TANIMI................................20-21-22
BAÞVURU SÜREÇLERÝ.............................. 44-45
ANKARA ÞUBESÝ.............................................23-24-25
HESAP NUMARALARI............................... 46-47
yapan bir sivil toplum kuruluþudur.
Sürdürdüðümüz yoksullukla mücadelede
hedefimiz her yeni günde daha fazla sayýda
insaný mutlu etmek, her attýðýmýz adýmda
daha çok insanýn yüzünü güldürmek.
Deniz Feneri’nin faaliyetlerinden bir buketle
daha huzurlarýnýzdayýz. Ýlk sayýdan bu yana
yapýlan çalýþmalarýn sadece baþlýklarýný
yazarak küçük hatýrlatmalar yapmaya kalksak
elinizdeki derginin hacmi yetersiz kalýrdý.
Ekranda sadece birkaç kesitini sizlerle
4
Yoksulluk Acil Eylem Planý
“Bütün boyutlarýyla Türkiye’de yoksulluk ve çareleri”
paylaþabildiðimiz, yoðun çalýþmalarýmýzýn
mutfaðýna götürmek istedik sizleri. Ama
mutfaðýn bütün tezgahlarýný , tüm koridorlarýný deðil de tadýmlýk,
çeþni kabilinden birkaç yemeðin ön hazýrlýðýný paylaþacaðýz sizlerle.
Deniz Feneri Derneði Yönetim Kurulu hazýrladýðý ‘’Yoksulluk Acil
Eylem Planý’ný yeni hükümete sundu. Projenin ana baþlýklarýný
Genel Baþkan Av. Yusuf Atalay’ýn kaleminden okuyacaksýnýz. ‘’
Deniz Feneri ‘’ ismi çoðu kimse tarafýndan merak edilir ve kimin
Mustafa Kutlu ile gerçekleþtirdiðimiz söyleþiyi ile ilgili okuyacaðýnýzý
DENÝZ FENERÝ YARDIMLAÞMA VE DAYANIÞMA DERNEÐÝ
TANITIM ve ÝLETÝÞÝM DERGÝSÝ
umuyoruz. Derneðimizin yüksek tempolu faaliyetleri ilgili sýcak
ederek bulabilirsiniz. Yeni bir sayýda buluþmak ümidiyle.
Recep Koçak
Yayýn Kurulu
Bu Sayýya Katkýda Bulunanlar
Av. Yusuf ATALAY
Av. Yusuf ATALAY
M. Ali CANTÜRK
Yazý Ýþleri Müdürü
Osman ACUN
Harun KAPIYOLDAÞ
Dr. Arslan TAÞDEMÝR
Engin YILMAZ
Çiðdem TAVKUL
Halit Volkan CENGÝZ
Habibe Yýldýz
Ýbrahim ALTAN
Hümeyra TÜRKSOY
Osman ACUN
Dr. Fatma GÖNÜL
Deniz Feneri Yrd. Dyn. Der. Adýna
tarafýndan konulduðu hep sorulur. Deniz Feneri’nin isim babasý
haberlerimizi web adresimizi (www.denizfeneri.org.tr) ziyaret
Sahibi
7
Deniz Feneri’nde
kaliteli yönetim
YIL: 1 SAYI: 2
MART 2003
Bu derginin tüm maliyeti reklam gelirleriyle karþýlanmýþtýr.
Ücretsiz daðýtýlmaktadýr.
Editör
Recep KOÇAK
Yayýn Hazýrlýk
Gamze DÖNMEZ
Art Director
Serhat GENÇ
Recep KOÇAK
Yrd. Doç. Dr. Mustafa
Hamit KUNT
Esra ÇELÝK
Ýlker YILMAZ
Esra GÖKÇEL
TAÞDEMÝR
Yapým/Reklam Rezervasyon
Renk Ajans
0212 612 81 82
Renk Ayrým
Ekol Grafik
0212 356 60 70
Baský
Fsf Matbaasý
0212 549 52 52
KAPAK KONUSU
Av. Yusuf Atalay
DENÝZ FENERÝ DERNEÐÝ GENEL BAÞKANI
Deniz Feneri Derneði
sahip olduðu tecrübe
ve birikimlerinden
yola çýkarak yoksulluk
sorununun ortadan
kaldýrýlmasý için
yapýlmasý gerekenleri
tespit etmiþ, bunlarý
özet bir plan
dahilinde hükümete
teklif etmiþtir.
Deniz Feneri Derneði, Türkiye’nin
yoksulluk sorununa çözüm bulmak
amacýyla hazýrladýðý Yoksulluk Acil
Eylem Planý’ný hükümet çevrelerine
sundu.
Ülkemizin büyük sorunlarýndan biri
halini alan yoksulluk,
ortaya çýkardýðý
sonuçlar itibarýyla ele
alýndýðýnda çözülmesi
gereken en acil problem olarak
karþýmýza çýkmaktadýr. Yoksulluk
kaynaklý adli, sosyal, saðlýk ve psikolojik
problemler travma halini almadan
çözülmesi gereken önemli
sorunlardýr. Bu sorunlar toplumun
temel taþý olan aileyi tehdit ederken
saðlýksýz bir sosyal yapýyý da ortaya
çýkarmaktadýr. Bu yapý toplumumuzu,
gelecekte, günümüzden daha çok
rahatsýz eder bir hal alacaktýr. Özellikle
terör, adli vakalarýn, hýrsýzlýk, kapkaç,
cinayetlerin çoðalmasý, sosyal
problemlerin gün geçtikçe daha fazla
medyatik hal almasý; intihar,
uyuþturucu, tinerci terim ve
kavramlarýna yenilerinin eklenmesi
kaçýnýlmaz olacaktýr.
Toplumumuz ise gelenek ve
görenekleri, sosyal ve ekonomik
imkanlarý, güçlü aile baðlarý ve
yardýmseverlik anlayýþý ile bu olumsuz
tabloyu aþacak güç ve imkana
sahiptir. Sorun toplumumuz içinde
varolan bu dinamiklerin ortaya
çýkarýlýp harekete geçirilememesidir.
Mevcut imkan ve kaynaklar
deðerlendirildiðinde yoksul ve fakir
insanlarýmýzýn da daha güzel bir
hayata kavuþmalarý mümkün hale
gelecektir. Bu sayede fakirlik
girdabýndaki kiþiler ve aileler de sýcak
yuva, mutlu aile ortamýna kavuþacak,
sosyal ve kültürel imkanlardan
yararlanma fýrsatýný elde edeceklerdir.
Deniz Feneri Derneði sahip olduðu
tecrübe ve birikimlerinden yola çýkarak
yoksulluk sorununun ortadan
kaldýrýlmasý için yapýlmasý gerekenleri
tespit etmiþ, bunlarý özet bir plan
dahilinde hükümete teklif etmiþtir.
kamu imkanlarýyla diðer kaynaklar bir
araya gelerek ortaya koyacaklarý
projelerle sorunun çözümüne katký
saðlayacaklardýr.
Dayanýþma Yýlý ilaný konu ile ilgili STK
ve diðer kesimleri teþvik edecek önemli
sonuçlarýný yayýmlamakta ve sorun
etrafýnda birtakým çözüm önerileri
ortaya koymaktadýrlar.
Genel olarak fakirlik boyutlarýný ele
alan bu çalýþmalar gerekli fakat eksik
gayretler olarak deðerlendirilmektedir.
Yoksulluk sorunu çözmek için
yapýlmasý gerekenleri özet olarak þu
þekilde sýralayabiliriz;
Psikolojik Boyut
2003 Dayanýþma Yýlý
Hükümet seksen bin civarýndaki STK
ile kamu kaynaklarýný harekete
geçirecek bir karar almalý ve 2003
yýlýný Dayanýþma Yýlý ilan etmelidir.
Bir Devlet Bakaný’nýn
koordinatörlüðünde gerçekleþtirilecek
olan bu çalýþma Devlet, STK ve
vatandaþ kaynaþmasýný saðlayacak,
bir psikolojik unsur olarak mutlaka
deðerlendirilmelidir.
Zira bu çalýþmalarda ortaya konan
oranlardan daha önemli olan kimlerin
fakir veya yoksul olduðunun
bilinmesidir. Bu bilinmeden
söylenecek sözler, çözüme uzak,
politik ve belirli amaca yönelik olarak
kalmaya mahkumdur.
Bu konuda acilen yapýlmasý gereken
ilgili Devlet Bakanlýðý’nýn
koordinatörlüðünde yurt genelinde
bir seferberlik anlayýþýyla Milli Eðitim
Bakanlýðý, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý ve
diðer kamu kaynaklarý harekete
Çalýþma Boyutu
Yoksulluk Haritasýnýn Çýkarýlmasý:
Ülkemizde fakirlik ve yoksulluk sorunu
ile ilgili birtakým çalýþmalarýn varlýðý
herkes tarafýndan bilinmektedir.
Özellikle fakirliðin boyutlarý ve açlýk
sýnýrý gibi konularda çeþitli veriler
ortaya konmaktadýr. Ayrýca devletin
ilgili kurumlarý da konu ile ilgili
istatistiksel araþtýrmalar yaparak
geçirilmeli, ekipler oluþturulmalý,
tanýmlanmýþ formlarla yapýlacak olan
sosyal incelemeler bilgisayar
ortamýnda deðerlendirilmelidir.
Deðerlendirmeler sonucunda tespit
edilecek olan fakir ve yoksul aileler
oluþturulmuþ olan
ekiplere emanet
edilmeli ve bu ailelerin
bilgileri altý ayda bir
güncellenmelidir. Ülkemizde dört
milyon fakir aile varolduðu
varsayýmýndan hareket ettiðimizde bir
öðretmenin sekiz aile ile ilgilenmesi
gerekmektedir. Buna baþka
kurumlarýn personeli katýldýðýnda sayý
daha da düþmektedir.
Deniz Feneri’nin kullanmakta olduðu
bilgisayar programý ve kayýt düzeni
bu çalýþmayý mümkün kýlacak
özelliktedir.
Acil Müdahale
Yapýlan tespit ve deðerlendirme
çalýþmalarýndan sonra iþbölümüne
gidilmeli ortaya çýkan sorunlarýn
giderilmesinde rol alacak paydaþlar
belirlenerek acil müdahale programý
baþlatýlmalýdýr. Acil müdahale
programýnda kamu ile STK’lar arasýnda
uyumlu bir çalýþma düzeni kurulmalý,
kamu- STK çatýþmasýna müsaade
edilmemeli, kamu ve STK’lar acil
müdahale alanlarýný net olarak tespit
etmelidirler.
Acil müdahalede gýda, saðlýk, giyim,
yakacak, barýnma, eðitim vb konulara
öncelik verilmelidir.
Orta ve Uzun Vade Müdahale
Programý
Acil müdahale, ilk etap çalýþmasý olarak
devam ederken diðer yandan
yoksulluk ve fakirlik sorununun nihai
bir þekilde çözümüne yönelik
çalýþmalar yapýlmalýdýr. Özellikle
YOKSULLUK ACÝL EYLEM PLANI
barýnma, saðlýk ve
eðitim, iþ edindirme
gibi sorunlar devlet
tarafýndan karþýlanmalýdýr.
STK’lar ise bir yandan yardým
çalýþmalarýný sürdürürken diðer
yandan vasýf kazandýrma, topluma
uyum amaçlý rehabilitasyon
çalýþmalarýna önem vermeliler. Fakirlik
sorunu içinde bunalan insanlarýn
yapýlacak toplumsal kazaným
çalýþmalarýyla sosyal hayattaki normal
rollerine kavuþmalarý saðlanmalýdýr.
Kaynak Boyutu
Ýnsan Kaynaklarý
Aþaðýda verilen tabloda insan kaynaðý
ortaya konmaktadýr. Bu tabloya göre
düþündüðümüzde fakirlik ve yoksulluk
sorununun çözülmemesi bir sorun
olarak algýlanmalýdýr.
Bütçe
Ülkemizde büyük bir hayýr potansiyeli
vardýr. Ancak bu potansiyelin kayýt dýþý
olmasý nedeniyle ne baðýþçýnýn
maksadýna ne de sorunun çözümüne
katkýsý istenilen düzeyde olmamaktadýr.
Zekat, fitre, adak, kurban vs. baðýþlarýn
ülkemiz açýsýndan yýllýk toplamý 5-6
milyar dolar mertebesindedir. Baðýþçý
güvendiði yere baðýþ yapmak
istemektedir. Baðýþçýnýn yaptýðý baðýþý
giderine katarak vergiden düþme
imkanýnýn istisna olmaktan çýkarýlýp
kural haline getirilmesi hem sivil
kuruluþlarýn bütçelerini büyütecek
hem
de kayýtlý ekonominin geliþmesine katký
saðlayacaktýr.
Bilimsel Boyut
Hükümet yoksulluk ve fakirlik sorunu
etrafýnda þekillenen düþünceleri bir
araya getirmek ve çözüm yollarýný
belirlemek üzere 2003 yýlý ikinci
yarýsýnda Yoksulluk Þurasý
düzenlemelidir. Bu çalýþma ile özellikle
yoksulluðun giderilmesi için yapýlmasý
gereken toplumsal katýlým projeleri
ortaya çýkarýlmalý,
kamu ve STK’lar için yol gösterici bir
sonuçlar elde edilmelidir.
Bu sayede çok
az sayýda olan
yoksulluk
çalýþmalarý da
çoðalarak özellikle
Üniversite çevreleri
sorunun çözümüne yönelik
bilimsel katkýlarý saðlayacaktýr.
Sivil toplum örgütleri içinde her
bakýmdan en hassas konumda olaný
kuþkusuz “yardým kuruluþlarý”dýr. Bu
tür kuruluþlarda iþleyiþ hemen tümüyle
“güven”e dayalýdýr. Güven iki þekilde
saðlanabilir: 1) yakýndan tanýmakla,
2) uzaktan bilmekle. Faaliyet alaný ülke
sýnýrlarýný aþan bir kuruluþu yakýndan
tanýmak çok az kimse için mümkündür.
Dolayýsýyla, büyük çoðunluk “uzaktan”
güvenmek ya da güvenmemek
durumundadýr. Burada çeþitli kriterler
söz konusudur. Bunlarýn esasýný da
baþkalarýnýn yakýndan bilmesine itibar
etmek oluþturur. Bu “baþkalarý”
arkadaþ, akraba vb. olabilir. Daha
sistemli ve formel olaný ise, bu
kuruluþlarýn düzgün ve düzenli olarak
denetlenmesi ve tabii, denetim
sonuçlarýnýn “olumlu” olmasýdýr.
Hukuksal Boyut
Ülkemiz ve insanýmýzdaki yardým
potansiyelinin harekete geçirilmesi ve
daha verimli bir hale getirilmesi için
yardým mevzuatý çerçevesinde
düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadýr.
Bu çalýþmalar yapýldýðýnda insanlarýmýz
daha fazla katký saðlayacaklardýr.
Deniz Feneri Derneði sosyal
sorumluluðunun bilinci içinde
yapýlacak çalýþmalarda
rol almayý taahhüt
etmektedir.
Resmi denetimlere ek olarak, “üçüncü
taraf” ya da “baðýmsýz” olarak nitelenen
denetimlerin bu baðlamda büyük
önemi ve etkisi vardýr. Bir yardým
kuruluþunun kendi isteðiyle bir
baðýmsýz ve çoðu zaman da
uluslararasý denetim kuruluþuna sürekli
Hazýrlayan
Yrd. Doç. Dr.
Mustafa Taþdemir
ve düzenli olarak denetlenmek üzere
baþvuruda bulunmasý dahi çok önemli
bir gösterge ve güven unsurudur.
Ýþte, Deniz Feneri de bunu yapmýþtýr.
Dernek henüz emekleme çaðýnda
iken, yetkin ve basiretli yöneticileri
“kaliteli yönetim*” arayýþýna girmiþler;
sivil toplum kuruluþlarý içinde eþsiz bir
konum kazanma yolunda en önemli
adýmlardan birini atmýþlardýr.
Kaliteli yönetim ne demektir?
Kaliteli yönetim “sistem” demektir.
Sistem; yapýlan iþlerin ne zaman,
nerede, kim tarafýndan, nasýl
yapýlacaðýnýn; kiþilerin yetki ve
sorumluluklarýnýn ve birbirleriyle
iliþkilerinin tanýmlanmasý, yazýya
dökülmesi yoluyla tesis edilebilir.
Sistemin tesis edilmesinden daha da
önemlisi sürekliliðinin saðlanmasýdýr.
Bu hiç de kolay bir iþ deðildir.
Bunu saðlamak için uluslararasý
platformda standartlar geliþtirilmiþtir.
Kaliteli yönetimin temelini de ISO 9000
* Ýngilizcede “quality management” denen kavram son yýllarýn –neredeyse her kelimenin arkasýna “yönetim” eklememodasýna uygun olarak Türkçe’de “kalite yönetimi” þeklinde karþýlýðýný buldu. Bu terim son on yýlda öylesine sýk kullanýlýr
oldu, öylesine yerleþti ki; “kaliteli yönetim” adeta kulak týrmalayan ve söyleyeni de duraksatan bir ifade olarak durmaktadýr.
Biz modayý deðil, yakýþaný tercih ederek burada ve her yerde “kaliteli yönetim”i kullanacaðýz.
DENÝZ FENERݒNDE KALÝTELÝ YÖNETÝM
Deniz Feneri Derneði Yönetim Kurulu
Soldan Saða; Ýbrahim Altan, Harun Kapýyoldaþ, Av. Yusuf Atalay, Engin Yýlmaz, Halit Volkan Cengiz
standardý oluþturmaktadýr.
iþlerden bazýlarý þöylece sýralanabilir:
ISO 9000 ülke, sektör ve ölçek ayrýmý
gözetilmeksizin tüm iþletme ve
kuruluþlara uyarlanabilir özellikte,
oldukça esnek bir yönetim
standardýdýr. Tek tek kiþilerin kendi
bilgi ve deneyimleriyle yapmayý
akledebilecekleri hemen tüm
“kurumlaþma” (Yine modaya inat;
“kurumsallaþma” deðil),
“kurumlaþma” faaliyetlerini kapsayan
ve “topyekün kalite”ye “Toplam kalite”
yerine uzanan yolculuðun baþlangýç
noktasýný oluþturmaktadýr.
·Mevcut organizasyon þemasý revize
edildi ve görev tanýmlarý yapýldý.
·Kalite felsefesi, deðerler, misyon ve
vizyon netleþtirildi.
·Ýnsan kaynaklarý yönetimi yasal
düzenlemeler de dikkate alýnarak
dokümante edildi.
Tüm baðýþ ve yardým süreçleri ayrýntýlý
olarak dokümante edildi.
·Satýnalma süreci; tedarikçi seçme ve
deðerlendirme sistemi oluþturularak,
kalite ve fiyatýn optimum kesiþme
noktasýný esas alacak þekilde
dokümante edildi.
·Baðýþçýdan baþlayarak yardým
alanlara kadar malzemenin tüm
serüveni kayýt altýna alýndý. Bir baðýþçý
herhangi bir tarihte baðýþladýðý
malzemelerden harhangi birinin
nerede, kime, ne zaman, kim
tarafýndan teslim edildiðini istediði
zaman öðrenebilmektedir.
·Bunu saðlayabilmek için giriþ kalite
kontrolü, ayýrma, ambalajlama,
barkodlama, taþýma, depolama,
muhafaza, çýkýþ kontrolü, sevkiyat ve
teslimat þartlarý ayrýntýlý olarak
dokümante edildi.
·Mavi Masa vb. çeþitli yapýlanmalar
gerçekleþtirildi.
ISO 9000 standardýna göre
yapýlanmasýný tamamlayan kuruluþ
bir belgelendirme kuruluþuna
baþvurarak denetim talebinde
bulunur. Baþarýlý denetim sonrasýnda
kazanýlan belgenin geçerlilik süresi
üç yýldýr ve bu üç yýl boyunca da ara
denetimler yapýlmaktadýr. Belgenin
iptali ya da yenilenememesi,
alýn(a)mamýþ olmasýndan daha
olumsuz bir durumdur; dolayýsýyla
belgeyi bir kez almýþ olmak sürekliliði
için de kýsmi bir güvence oluþturur.
Deniz Feneri’nde neler yapýldý?
ISO 9000 standardýna göre
yapýlanma sürecinde gerçekleþen
·Hangi sorunlu durumlarda
(uygunsuzluklarda) ne tür düzeltici
faaliyetler yapýlacaðý belirlendi;
önleyici faaliyetlerin artýrýlmasý bilinci
yerleþti.
·Dýþ denetimlerden ayrý olarak,
kuruluþ içi denetim sistemi kuruldu;
denetçiler yetiþtirildi ve düzenli
denetimler baþlatýldý.
·Çalýþanlarýn eðitimi sistemli bir faaliyet
haline getirildi. Ýhtiyaçlar periyodik
olarak belirlenerek; eðitimler düzenli,
sürekli ve kayýtlý olarak yürütülmeye
baþladý.
·Tüm cihazlarýn ve araçlarýn bakým
planlarý ve talimatlarý oluþturuldu;
önleyici bakýmlar düzenli bir þekilde
yapýlmaya baþladý.
·Hedefler belirlendi; “ölçülmeyen þey
geliþtirilemez” ilkesinden hareketle,
süreçlerin ve birimlerin performanslarý
çeþitli istatistiksel teknikler kullanýlarak
izlenmeye baþladý.
·Þubeler, diðer sivil toplum örgütleri,
resmi kurumlar, baðýþçýlar, gönüllüler
ve yardým alanlarla iliþkiler ayrý
prosedürler halinde dokümante
edildi.
·Yeni düzenlemelerin yansýtýlmasýyla,
mevcut bilgisayar yazýlýmý daha da
geliþtirildi ve bu geliþim süreklilik
arzetmektedir. Sonuçta; baðýþçýlarýn,
gönüllülerin, yardým alanlarýn,
çalýþanlarýn ve faaliyetlerini izleyen
herkesin takdir ettiði ve gurur
duyduðu Deniz Feneri lâyýk olduðu
onurlu mevkie yerleþti. Deniz Feneri’ni
yakýndan tanýma fýrsatý bulan üst
düzey kamu otoritelerinin “Deniz
Feneri sisteminin kamu kuruluþlarý
için de örnek oluþturduðunu” ifade
etmeleri ayrý bir motivasyon kaynaðý
oldu.
Son söz olarak, Deniz Feneri’ne uzunince kalite yolculuðunda baþarýlar
dileyelim ve bir de dilek tutalým:
“Yeryüzünde yardýma muhtaç son
kiþiye ulaþma” vizyonu tez zamanda
gerçek olsun.
YOKSULLUK SEMPOZYUMU
Yoksullukla Mücadelede Yeni Arayýþlar
Sempozyumun Alt Baþlýklarý
Yoksulluk ve Sosyoloji/Sosyal Psikoloji
Yoksulluk ve Psikoloji/Psikiyatri
Yoksulluk ve Siyaset
Yoksulluk ve Saðlýk
Yoksulluk ve Hukuk
Yoksulluk ve Ýnsan Haklarý
Yoksulluk ve Ekonomi
Yoksulluk ve Kamu Yönetimi
Yoksulluk ve Tarih
Yoksulluk ve Din
Yoksulluk Kültürüne Sosyo
Antropolojik Yaklaþým
Yoksulluk ve Edebiyat
Yoksulluk ve Müzik
Yoksulluk ve Güzel Sanatlar
Yoksulluk ve Devlet
Yoksulluk ve Yerel Yönetimler
YOKSULLUK SEMPOZYUMU
Yoksulluk ve Sivil Toplum Kuruluþlarý
Yoksulluk ve Toplam Kalite Çabalarý
Yoksulluk ve Hayýr Potansiyeli
Yoksulluk ve Çocuk
Yoksulluk ve Kent/Kýr
Yoksulluk ve Eðitim
Yoksulluk ve Medya
Yoksulluk ve Küreselleþme
Tarih
30-31 Mayýs / 1 Haziran 2003
Yer
Grand Cevahir Hotel / ÝSTANBUL
Düzenleyen
Deniz Feneri Derneði
Haberleþme Adresi
10. Yýl Cd. Cinoðlu Çýkmazý No: 4
Zeytinburnu / Ýstanbul
Telefon
0 212 6658200/ 145
Faks
0 212 6658303
e posta
[email protected]
web site
www. denizfeneri.org.tr
Sempozyumun Hedefi
Yoksulluk, günümüz toplumlarýnda evrensel bir sosyal
problem olarak varlýðýný artarak devam ettirmektedir.
Türkiye’deki bütün gözlem ve göstergeler de bu
yöndedir. Ülkemizde yoksulluða iliþkin sosyal bilim
disiplinlerince bilimsel olarak ortaya konulmuþ bilgi
birikimi istenen seviyenin oldukça altýnda bulunmaktadýr.
Yoksulluðun Türkiye ve Dünya ölçeðinde ortaya çýkan
yansýmalarýný bir kez daha dikkatlere sunmak ve
kaynaklarýný tartýþmak kaçýnýlmaz hale gelmiþtir. Sosyal
sorumluluðumuz gereði bu platformu birikimlerimiz ve
deneyimlerimizle desteklemek zorunda olduðumuzu
düþünüyoruz.
Bu sempozyumun amacý; yoksulluk olgusunu bütün
boyutlarýyla ve farklý sosyal bilim disiplinlerince ele almak,
bireysel ve toplumsal olarak yoksulluðun
kurumsallaþmadan önlenmesi için sivil toplum
kuruluþlarýnýn, kamu yönetimlerinin ve bireysel
çabalarýmýzýn ne tür sonuçlarý olabileceðini hep birlikte
tasarlayýp geliþtirmek ve hayata geçirmek, ayný zamanda
bu doðrultuda oluþabilecek sosyal politikalara kaynaklýk
etmesini saðlamaktýr.
Yoksulluk ve Uluslararasý Örgütler
Yoksulluk ve Sinema
Yoksulluk ve Yolsuzluk
Yoksulluk ve Gecekondu
Yoksulluk ve Kadýn
Sapkýn (Deviant) Davranýþlar ve
Yoksulluk Etkileþimi
AB Süreci ve Yoksulluk
Bilim Kurulu
Adnan Kulaksýzoðlu, Prof. Dr.
Bilal Eryýlmaz, Prof. Dr.
Ý. Mete Doðruer, Prof. Dr.
Korkut Tuna, Prof. Dr.
Mehmet Altan, Prof. Dr.
Nazif Gürdoðan, Prof. Dr.
Orhan Türkdoðan, Prof. Dr.
Sadettin Ökten, Prof. Dr.
Ahmet Emre Bilgili, Doç. Dr.
Azim Öztürk, Doç. Dr.
Kemal Sayar, Doç. Dr.
Raþit Küçük, Doç. Dr
Mustafa Taþdemir, Y. Doç.Dr.
Adnan Tekþen, Dr.
Kemal Kahraman, Dr.
Celil Güngör, Yönetim uzmaný
Erdem Beyazýt, Yazar
Yoksulluk, bugün geldiði nokta itibariyle basit bir
þekilde tanýmlanmanýn
ötesine geçmiþ, derinleþmiþ, çeþitlenmiþ ve
günümüz toplumlarýnda evrensel
bir sosyal problem olarak varlýðýný artarak devam
ettirmektedir.
Türkiye’deki bütün gözlem ve göstergeler de
maalesef bu yöndedir. Yoksulluðu
Önleme Stratejileri, hükümetler tarafýndan istenen
verimlilikte
uygulanamamýþ, yapýlanlar da asla yeterli
olmamýþtýr. Bu ve diðer
faktörlerin etkileri ile yoksulluk oranýnda giderek
bir artýþ
gözlenmektedir.
Gelinen bu nokta, devletin yoksullukla mücadele
sürecinde kendi üzerine
düþeni yapsa da yalnýz baþýna yüksek verimli bir
baþarýyý yakalayamayacaðý,
bu sebeple konunun bir sosyal sorumluluk formatý
içerisinde ele alýnmasý ve
devreye sivil toplum kuruluþlarýnýn dahil edilmesi
zorunlu görülmektedir.
Diðer bir deyiþle sivil toplum kuruluþlarý,
yoksulluðu önleme stratejileri
kapsamýnda devleti tamamlayýcý bir fonksiyon
icra etmeleri gerekmektedir.
Bununla birlikte toplumda var olan hayýr
potansiyelinin ortaya çýkarýlmasý,
yönlendirilmesi, kurumlara aktarýlmasý ve
yönetilmesi önemli bir problem
olarak varlýðýný sürdürmektedir.
Yoksullukla mücadele eden sivil toplum
kuruluþlarýnýn çalýþmalarý;
birbirlerinden kopuk, disiplin ve sistem sorunlarý
ile iç içe ve büyük
ölçüde geleneksel usullerle yapýldýðýndan ortak
bir deneyim ve birikime
dönüþememiþtir. Bunlarýn yanýnda hayýr
potansiyelini taþýyan birey ve
kurumlar için ‘güven’ tesis etmede problemler
yaþanmaktadýr.
Türkiye’de yoksulluða iliþkin sosyal bilim
disiplinlerince bilimsel olarak
ortaya konulmuþ bilgi birikimi ne yazýk ki istenen
seviyenin oldukça altýnda
bulunmaktadýr.
Yoksulluðun önlenmesinde hükümetler, sorunu
hem asgari düzeye çekici sosyal
politikalar geliþtirememiþ hem de kurum olarak
kendisinin nerede durmasý
gerektiðini netleþtirememiþtir. Ayrýca; kamu, yerel
yönetimler ve sivil
kuruluþlar arasýndaki koordinasyonu da yeterince
saðlayamamýþtýr.
Tüm bunlarla birlikte sorunu çözme süreçlerinde
asýl gerekli olan ülkemizle
ilgili yoksulluk haritasý henüz çýkarýlmýþ deðildir.
Diðer bir deyiþle
yoksulluðu önleme çalýþmalarýnda büyük önem
arz eden bilgi ve yöntem
konusunda belirsizlikler bulunmaktadýr.
Ýþte yukarýda özetlenen sorunlarý bizatihi yaþayan
ama umutlarýný hiç
kaybetmeyen Deniz Feneri Derneði, þimdiye
kadar baþarýyla yürüttüðü ve
bundan sonra da devam ettireceði yoksulluðu
önlemeye yönelik çabalarýna yeni
bir pencere açýyor. Yoksulluðun insanlýðýn bir
kaderi olmadýðý inancýný
taþýyan Deniz Feneri Derneði, vizyonunu ve
misyonunu geniþleterek Türkiye’de
kendi alanýnda bir ilki daha gerçekleþtiriyor.
Yoksulluk gibi yaþamsal
önemi haiz, çok boyutlu bu sorunu tartýþmak ve
çözümler üretmek amacýyla
bütün bilim disiplinlerinden katýlýmlarýn olacaðý
bilimsel bir etkinlik
düzenliyor.
Yoksulluk Sempozyumu 30,31 Mayýs-1 Haziran
2003 tarihleri arasýnda
Ýstanbul’da Deniz Feneri Derneði’nin ev
sahipliðinde ve organizasyonunda
yapýlacak. Çok sayýda bilim ve düþünce insanýnýn,
sivil toplum
kuruluþlarýnýn ve üst düzey bürokratlarýn katýlacaðý
sempozyumda yoksulluk,
bütün boyutlarý ile incelenecek, tartýþýlacak ve
çözümler üretilecek. Bu
amaçla oluþturulan ve seçkin isimlerin yer aldýðý
sempozyumun bilim kurulu,
çalýþmalarýný hýzlý bir þekilde yürütmektedir.
Sempozyumun gerçekleþmesi ile birlikte
yoksulluðu önlemeye yönelik çabalar
ve deneyimler bir sistem dahilinde incelenmiþ,
tartýþýlmýþ ve bu alanda
bilimsel bir bilgi birikimi ortaya çýkmýþ olacaktýr.
Sempozyumda sunulan
bildirilerin ve tartýþmalarýn yayýn haline gelmesi
ile birlikte, bu
birikimden bütün sivil toplum kuruluþlarýnýn,
kamu kuruluþlarýnýn ve bilim
dünyasýnýn istifadesine sunulacaðý bilinmektedir.
Çok önemli gördüðümüz bu
bilimsel çabamýza bütün bilim insanlarýnýn destek
vereceðini ve dolayýsýyla
yoksulluðu önlemeye yönelik çabalarýmýzda
umutlarýmýzýn artarak devam
edeceðine inanýyoruz.
Yoksullukla mücadelede bilimsel ve pratik
çalýþmalarýndan tanýdýðýmýz
Muhammed Yunus’un kitabýna verdiði isim gibi
Yoksulluðun Bulunmadýðý Bir
Dünyaya Doðru ve insanlarýn açlýk ve yoksulluk
çilelerini çekmek üzere
yaratýlmýþ olmadýklarýna ve en doðrusu da eðer
istenirse yoksulluðun
olmadýðý bir dünya yaratabileceðimize, bunun
ise hayal olmadýðýna inanmamýz
gerekmektedir.
Deniz Feneri Derneði’nin bu çabasý ve sosyal
sorumluluðunun sýnýrlarýný
geniþletmesi takdir edilecek bir husustur. Ortak
iyiye ulaþmak hepimizin
gayreti ile mümkün olabilir.
Doç. Dr. Ahmet Bilgili
Yoksulluk Sempozyumu Koordinatörü
81 ÝL PROJESÝ
ek
ekm
n
a
p
d
veri
apý
k
k
e
e
em
m
dec
ve y
bizi
“Sa
l
i
ð
”
e
ek d týðýmýz
m
n
p
dö
ya
elemeyene
idiyoruz
Ýnsan hayatýnda sürekli yeni tecrübeler kazanýyor, yeni
þeyler öðreniyor. Bir süredir çalýþmalarýna gönüllü
olarak katýldýðým Deniz Feneri Derneði’nde ben de
yardýmlaþmaya dair pek çok þey öðrendim. Geçtiðimiz
Ramazan ayýnda da sefer tasýyla sýcak yemek daðýtýmý
projesine katýlarak hayatýn bazý insanlar için ne kadar
zor olduðunu daha iyi kavradým.
Bir ay boyunca Zeytinburnu ilçesinde on aileye sýcak
yemek daðýtýmý yaptým. Günler geçtikçe bu iþ benim
için farklý bir boyut kazandý. Sadece kapýdan ekmek
ve yemek verip dönmek deðildi bizim yaptýðýmýz. Hal
hatýr sormakla baþlayan sohbetler her gün biraz daha
uzadý. Her birinin farklý hayat hikayeleri vardý, ama
hepsine acý ve hüzün hâkimdi. Sanýrým artýk kendimi
o insanlardan sorumlu hissediyorum.
Yýllardýr evlatlarýnýn arayýp sormadýðý 90 yaþýndaki
Fatime Teyze artýk beni torunu sayýyor. Banyosu,
mutfaðý olmayan 10 m2’lik tek odadan ibaret evinde
her gün yolumu gözlüyor, birkaç çift laf etmek, sarýlýp
öpmek için.
75 yaþýndaki Osman Amca iki apartman arasýna sýkýþmýþ
gecekondusuna inerken düþmemem için bana
merdiven yaptý.Yalnýzlýðýna ve saðlýk sorunlarýna
raðmen hep gülümseyerek açtý kapýyý. “Benim
Hazýrlayan
Esra Gökçel
evlatlarým yaþamadý, Allah bana seni gönderdi”
deyiþi hep kulaklarýmda.
Babasý cezaevinde olan 2 yaþýndaki Beyhan
götürdüðüm oyuncak bebeðe o kadar çok sevindi
ki... Bu, ona hediye edilen ilk oyuncaktý. Þimdi minicik
elleriyle sýmsýký tutuyor benim adýmý verdiði bebeðini.
Deniz Feneri Derneði yetkilileri projeye katýldýðým için
bana teþekkür ediyorlar. Ama esas ben teþekkür
etmeliyim; böyle projeler ürettikleri ve bizlere de katýlma
imkaný saðladýklarý için...
Bugün ise önümüzde yepyeni bir fýrsat var. Projenin
devamý için hep beraber çalýþma fýrsatý. Ýstanbul’un
deðiþik ilçelerinde tespit edilen onlarca muhtaç
aileye ulaþýp sofralarýna sýcak yemek
götürebilmek için daha çok
gönüllünün desteðine ihtiyacýmýz var.
Hepimiz yakýn
çevremizdeki aileleri hiç deðilse haftanýn bir
günü ziyaret ederek o günkü
yemeðini götürürsek bu yardým
çemberi daha da büyüyecek.
Maðdur ailelerin dertlerini paylaþmak,
onlara sýcak bir sofra kurmak için
“Gelemeyene gidiyoruz”...
“81 il, 40.000 aile!”
Deniz Feneri Derneði
gönüllülerinden ve
baðýþçýlarýndan aldýðý
destekle 81 Ýl 40.000
aileye yardým
projesini sürdürüyor.
81 ÝL 40.000 AÝLE
Derneðimiz, 2002 yýlý faaliyetlerinden
olmak üzere baþlattýðý 81 Ýl 40 Bin
aile kapsamýnda Hakkari, Þýrnak, Kars,
Iðdýr, Siirt ve Van illerinde ihtiyaçlý aile
araþtýrmasý tamamlanmýþtýr. Bu
Aile Projesiyle her ilimizde ihtiyaç
sahibi 500 aileye yardým yapmayý
hedeflemiþ bulunmaktadýr. Doðu
illerden 750’þer aileye çeþitli yardýmlar
yapýlmasý için hazýrlýklar devam
etmektedir.
Anadolu ve Güney Doðu Anadolu
illerinden gelen taleplerin fazlalýðý
nedeniyle bu bölgelerdeki illerde
yardým yapýlacak aile sayýsý 750’ye
çýkartýlmýþtýr.
Deniz Feneri Derneði
gönüllülerinden ve baðýþçýlarýndan
aldýðý destekle 81 Ýl 40.000 aileye
yardým projesini sürdürüyor. Deniz
Feneri Ýstanbul’ dan ziyaretine hiç
81 Ýl 40 Bin Aile Projesi kapsamýnda
gidilen illerden bazýlarý Balýkesir, Bursa,
gelinmemiþ, hikayesini anlatmaya
hasret insanlarýn yanýnda olmaya, 7
Ýzmir, Yozgat, Çanakkale, Zonguldak,
Amasya, Niðde, Aksaray, Bilecik,
Eskiþehir, Kýrýkkale, Kayseri, Kýrþehir,
Nevþehir, Manisa, Tokat, Sivas,
Erzurum, Aðrý, Muþ, Bingöl’dür.
Þu ana kadar 22 il merkezi ve bu
illere baðlý 576 ilçenin yardým daðýtýmý
yaþýndaki bir çocuða nasýlsýn ? neye
ihtiyacýn var dediðinde her þeyim var
bir kitabýmý alamadým diyen o çok
büyük küçüklerin, elleri öpülesi
ninelerin, gözü yaþlý insanlarýn
dertlerine ortak olmaya
yaptýðý projelerle
yapýlmýþtýr. 81 Ýl 40 Bin Aile Projesi
devam ediyor.
SAÐLIK
2022
SAYILI KANUN veya
Fakirliðin Bir Baþka
Boyutu
10.07.1976 Tarih ve 15642 sayýlý Resmi
Gazete’de yayýnlanarak yürürlüðe giren
2022 sayýlý kanunla; sakatlar ve 65 yaþ
üzeri muhtaç, kimsesiz yaþlýlar için
baðlanan maaþ 3ana guruba ayrýlýr:
A-) Yaþlýlýk Maaþý
B-) Sakatlýk Maaþý
C-) Malullük Maaþý
Yaþlýlýk Maaþý için aranan muhtaçlýk ve
kimsesizlik gibi kriterlerle ilgili uygulama
hatalarý ve çözüm yollarý baþlý baþýna
bir yazý konusu olmakla birlikte asýl
sorun Sakatlýk ve
Malullük Maaþý ile ilgilidir. Sakatlýk ve
Malullük maaþý baðlanmasýnda :
* Deðiþmez þartlar;
a-) T.C. vatandaþý olmak
b-) 18 Yaþýný doldurmuþ olmak
* Deðiþebilir þartlar;
c-) Herhangi bir iþte çalýþýyor
olmamak
d-) Herhangi bir saðlýk güvencesine
ve gelire sahip olmamak
e-) Özürlü (Sakatlýk Maaþý için en az
% 40, Malullük için en az % 70
oranýnda
Çalýþma Gücü Kaybý) olduðunu
Saðlýk Kurulu Raporu ile belgelemek.
c Ve d ‘de bilgilerin güncellenmesi ve
belgelenmesinde bazý sorunlar
yaþanmaktadýr. Son madde e ise
uygulamalar ve kriterler açýsýndan
karmaþýklýklarla doludur. Özür oranýnýn
belirlenmesinde kullanýlan güncel
yönetmelik 18 Mart 1998 tarih ve
23290 sayýlý Resmi gazete’ de
yayýnlanmýþtýr. Bu yönetmelikte “Özür
Durumuna Göre Çalýþma Gücü
Kaybý” ný gösteren cetvele yer
verilmiþtir. T.C. Saðlýk Bakanlýðý Tedavi
Hizmetleri Genel Müdürlüðünce
hazýrlanan yönetmelikte Hastalýklar ya
da sakatlýklar guruplandýrýlmýþ her biri
ayrý ayrý puanlandýrýlmýþtýr. Buna
Göre, her bir kategoride verilmiþ olan
puan deðeri Kiþinin “Özür Durumuna
Göre Çalýþma Gücü Kaybý” ný ifade
etmektedir. Ancak ilgili
yönetmeliktekanaatimce; klinik durum
ile çalýþma gücü arasýnda iliþki
kurulmasýndan çok, klinik tablolar
arasýnda deðer iliþkisi kurulmuþ gibidir.
Örneðin; cinsel kimlik bozukluklarýndan
olan Fetiþizm % 60, Bilateral testis
yokluðu % 40 ile puanlandýrýlmýþtýr.
Fetiþizm ya da testis yokluðu’ nun
“Çalýþma Gücü Kaybý” na ne kadar
ve nasýl yol açtýðý izaha muhtaç bir
konudur.
Yine “Özür Durumuna Göre çalýþma
Gücü Kaybý” hesaplanýrken, birden
fazla özür’ e sahip olunmasý
durumunda Balthazard formülü esas
alýnmaktadýr. Örneðin, bir gözün hiç
görmemesi durumunda puan % 32’
dir. Dalak yokluðunda % 15’ dir. Her
bir durum ayrý ayrý kiþinin çalýþmasýna
engel olmadýðý halde, birbiriyle hiçbir
ilgisi olmayan bu iki klinik durum
Balthazard formülüyle hesaplandýðýnda
% 45 “Çalýþma Gücü kaybý” na yol
Hazýrlayan
açtýðý ortaya çýkmaktadýr. Ayný þekilde;
ayak parmaðý yokluðu, safra kesesi
yokluðu ve hafif derecede solunum
yetmezliði gibi birbiri ile doðrudan
iliþkisi olmayan klinik bulgular
eklendiðinde ise çalýþma gücü kaybý
oraný % 70’e varabilmektedir.
Sýnýrlý kaynaklar, çok sayýda fert arasýnda
dengesiz ve gereksiz daðýtýldýðýndan
baðlanan maaþlar günümüz ekonomik
koþullarýnda anlamsýz kalmaktadýr.
Üstelik fertleri
tembelliðe itmekle üretken birey
olmaktan uzaklaþtýrmaktadýr.
Eðer 23290 sayýlý Resmi Gazete’ de
yayýnlanan yönetmelik ayný biçimde
uygulanmaya devam edecekse; 2022
sayýlý kanun kapsamýnda maaþ
baðlanmasý iþleminde, 5434 sayýlý T.C.
Emekli Sandýðý kanununun 72. ve 74.
maddelerinde hükme baðlanan,
“Malullük” te ölçü alýnan “Çalýþarak
Hayatýný Kazanamaz” ilkesinin esas
alýnmasý gerekmektedir.
Bu durumda “Çalýþarak Hayatýný
Kazanamayacak” bir kiþiye daha
yüksek deðerde maaþ baðlanma
imkaný doðacaktýr. “Özür Durumuna
göre çalýþma Gücü Kaybý” ölçüsünün
esas alýndýðý, tüm kanun
ve yönetmeliklerle saðlanan; istihdam,
emeklilik, vergi indirimi, özürlü kimlik
kartý verilmesi gibi haklarýn süreçlerinde
yine benzer sorunlar yaþanmakta
ve böylelikle asýl ulaþýlmak
istenen denge noktasýna
varýlamamaktadýr...
Çare
Kapýsý
Ýhtiyaçlý insanlara bir çok alanda yardýmlar yapan Deniz
Feneri Derneði’nin faaliyetleri arasýnda saðlýk konusu
aðýrlýklý bir yer tutmaktadýr.
Bizler, saðlýk yardýmlarýný organize ederken kendimizi
bin bir türlü acýlý hikaye ve bin bir çeþit öykünün içinde
buluruz.
17 yaþýndaki L. ÞÝMÞEK kahramanlarýmýzdan biri. L.Þ.
aile bütçesine katkýda bulunmak için bir otobüs firmasýnda
hosteslik yaparken kaza geçirir ve sað bacaðý birkaç
yerinden kýrýlýr. Ýlk ameliyatýný çalýþtýðý þirket karþýlar ama
tedavisinin devamý konusunda yardýmcý olunmaz. Ailenin
de imkaný ve sosyal güvencesi olmadýðý için Lilifer’in
durumu aðýrlaþýr. Bu durum artýk L.Þ. ailesi ve çevresi
için içinden çýkýlmaz bir hal aldýðýnda Lilifer’in bir arkadaþý,
çare adresi olarak görülen Derneðimize müracaat etti.
L.Þ. anlaþmalý saðlýk kuruluþuna yönlendirip takiplerini
yaptýk. Ameliyat ettirildi. Kýsa süre sonra saðlýðýna kavuþtu.
O artýk toplumumuzun saðlýklý ve üretken bir bireyi.
L.Þ. evine dönerken gözlerinin içi gülüyordu. O artýk
Hazýrlayan
Dr. Fatma Gönül
hayata güvenle bakan, umutlu ve üretken bir birey.
Ýkinci hikayemiz, Balýkesir’de ikamet eden 36 yaþýndaki
E. FÝL ile ilgili. E.F. üç çocuk annesi bir haným. Eþinin
sebebiyet verdiði bir trafik kazasýnda sað bacaðýný diz
altýndan kaybetmiþ. Eþi kazadan sonra E.F. Hanýmý bu
durumda býrakýp onu terketmiþ. Yardýmlarla bacaðýna
bir protez taktýrmýþ. Protezli bacaðýyla merdiven silerek
evini geçindirmeye çalýþýrken, protezin eskimesi ve
fonksiyonunu kaybetmesi nedeniyle yürümesi bile zor
hale gelmiþ. E.F. Hanýmýn bu halini büyük oðlu
Ramazan’ýn derneðimize yazdýðý mektupla öðrendik.
Ramazan küçük yaþýna raðmen annesinin çektiði sýkýntýlarý
fark eden olgunlukta bir çocuk. Mektubu okuyan Deniz
Feneri ekibi E.F. Haným’ý Ýstanbul’a getirip yeni bir protez
taktýrdý. O artýk yüzü gülen, hayatýn ta içinde eþinin
paylaþmak istemediði sýkýntýlarý tek baþýna göðüslemeye
çalýþan bir anne.
Son hikayemiz 76 yaþýndaki S. GÜVEN isimli
teyzemizle ilgili. S. Haným, tek baþýna yaþýyor.
Yaþlýlýðý nedeniyle pek çok saðlýk problemi
vardý. Yapýlan muayenelerde guatr hastalýðý
teþhis edildi. Uzun süreli ilaç tedavisinden
sonra subtotal tiroidektemi operasyonu yapýldý
ve þifa buldu.
O þimdi ömrünün sonbaharýnda
daha mutlu, gözleri daha ýþýltýlý.
“Basýnda” Deniz Feneri
Deniz Feneri’ni Kutlarým
Yardýma muhtaç insanlarýn umudu olan Deniz Feneri’ni
kutlamak lazým.
81 Ýl 40 bin aile ve her ilde 500 yoksul aileye yardým
projesini hayata geçirdi.
Yoksulun ýþýðý olmaya devam eden program harika.
Dileðimiz bu tarz yapýtlarýn örnek teþkil etmesidir. Hadi
hayýrlýsý...
Nazlý Engelmann, Türkiye’de Yeni Çað, 20.10.2002
ÇUVALDIZ
DENÝZ FENERÝ: Deniz Feneri, fakir ve muhtaç insanlarýn
evlerini aydýnlatmaya devam ediyor.
( Kanal 7 ) Program gerçekten insanlarýn yardým
yapabileceði duygusunu aþýlýyor. Sofrasýnda ekmek
bulamayan, camlarý kýrýk küçücük odalarda hayatýný idame
ettiren insanlar, bu ülkenin “ öteki Türkiye” sini yansýtýyor.
Program yetkilileri, sadece gýda yardýmý deðil, giyecek ve
barýnacak bir yerde temin ediliyor. Bunu, insan onuruna
zarar vermeden yapýyorlar. Garip ve duygulu bir sahne
yaþandý önceki programda: Ramazan Uðurlu, bakýmsýz
ve çöp gibi bir yere giriyor. Hasta yaþlý bir adam yataðýnda
uzanmýþ. Kalkamýyor. Uðurlu soruyor: “ Beni tanýdýn mý
? diye. Hasta ve yaþlý adam: “ Tanýdým. Beni aðlatan
adamsýn” diyor. Her ikisi de aðlýyor. Bu program bir
belgesel niteliðinde. Türkiye’nin öteki yüzünü gösteriyor.
Sorumlularý tek tek tebrik ediyoruz.
Davut Þahin, Yeni Asya, 13.11.2002
PAZARTESÝ YAZILARI
Kanal 7’de bir program var... Aklýmda zor tuttum... Deniz
ile fener arasýnda. Yüreðimiz burkuluyor seyrederken.
Haným, bak nasýl yaþýyor insanlar, halimize þükredelim “
diyorum. Diyorum da seyrederken hiç de öyle gelmiyor.
Bu programý hazýrlayanlarýn bir de minibüsleri var. Ýçi
erzak dolu. Kapý kapý geziyorlar. “ Ahh” diyorum kaç kiþinin
karnýný doyurabilirler. O kadar çok fakir var ki. Ramazan
boyunca içimiz daha bir cýz etti. Lokma bozaðýndan
geçmiyor insanýn. Ýftar sofralarýný görüyoruz haberlerde.
Hangi þarkýcý yemeðe katýlmýþ... Yok efendim, fukaralarla
yemek yemiþ bir ünlü haným... Hani zorla komünist
yapacaklar insaný. Bir de Avrupa’ya katýlacaðýz diye
tutturmuþlar. Bu halimizle kim alýr bizi? Bu programý
seyreden Avrupalý ne der? Siyasiler seyrediyor mu acaba?
Kimleri gördük, kimleri bu ülkede...
Sina Koloðlu, Milliyet, 02.12.2002
ÝZDER YILIN ADAMLARI VE KURULUÞLARI
ÖDÜL TÖRENÝ
Kýsa adý ÝZDER olan ve Merkezi Mersin’de bulunan Seçilmiþ
ve Atanmýþlarý Ýzleme Derneði’nin geleneksel olarak
düzenlediði Türkiye’de yýlýn adamlarý ve kuruluþlarý ödül
töreni Ankara Ticaret Odasý’nda düzenlenen organizasyonla
sahiplerini buldu. ÝZDER ‘in ödül töreninde Turizm Bakaný
Mustafa Taþar Yýlýn Bakaný seçildi. Genç Parti Genel Baþkaný
Cem Uzan da Yýlýn En Hýzlý Yükselen Siyasetçisi seçildi.
Ödül alan diðer kiþi ve kuruluþlar þunlar:
Anayasa Mahkemesi Baþkaný Mustafa Bumin Yýlýn
hukukçusu, Adýyaman Valisi Halil Iþýk yýlýn Valisi ATO Baþkaný
Sinan Aygün Yýlýn Adamý TOBB, TÜRMOB ve Deniz Feneri
Derneði Yýlýn Sivil Toplum örgütleri, Adana Büyükþehir
Belediye Baþkaný Aytaç Durak Yýlýn Belediye Baþkaný, Yýlýn
Ýþadamý Sakýp Sabancý, CNN- Türk TV Yýlýn Haber Kanalý
Türkiye Kamu-Sen Genel Baþkaný Bircan Akyýldýz ise Yýlýn
Sendikacýsý.
Ýstanbul Gazetesi, 08.10.2002
BAYRAMLIK AYAKKABILAR
AHESTE
Bayramlarda herkes en yeni, en temiz, en gýcýr kýyafetlerini
giyer, malumaliniz. Pantolon, ceket, etek, elbise, palto ve
diðerlerinin hepsi bir tarafa, ayakkabýlar bir tarafa. Bayramlýk
ayakkabýlarýn ayrý bir yeri vardýr. Hem çocuklar, hem
büyükler için. Hafýzanýzý bir yoklayýn, mutlaka gýcýr
ayakkabýlarla ilgili bir hatýranýz çýkacaktýr. Yataðýn baþucuna
koyup uyumak. Kokusunu hissetmek. Kimse araklamasýn
diye çok gizli bir yere saklamak.
Bazýlarý, ayakkabýnýn baðcýklarýný baðlamayý bir bayram
gecesi öðrenmiþtir muhakkak. Belki elli yýl sonra, bayramlýk
ayakkabý ile bayramlýk gömleðin veya kazaðýn herhangi
bir farký kalmayacaktýr. Öyle bir farkýn bugünde olmadýðýný
düþünenler var. Dikkat edin, onlar zengin çocuklarýdýr.
Altý timsah aðzý gibi açýlmýþ ayakkabýlarla dolaþýrken,
babasýnýn “bayramdýr” diyerek aldýðý yeni ayakkabýlarýn
kýymetini fakir çocuklarý çok iyi bilir. Hele o bayramlýk bir
çift ayakkabý hediye geldiyse, deðme gitsin. Dünyalar o
çocuðun olmuþtur. Bu bayram, bir çocuðu bu þekilde
sevindirdiyseniz, yahut bu tür yardýmlar yapmak için
kurulan Deniz Feneri gibi derneklerden birine baðýþta
bulunduysanýz, ne mutlu size.
Mehmet Þeker, Yeni Þafak, 10.12.2002
DENÝZ FENERÝ ZÝYARETLERÝ
Deniz Feneri
Yardýmlaþma ve
Dayanýþma Derneði
Yönetim Kurulu
üyeleri Hükümet
üyelerini ziyaret
etti...
1998’de kurulan Deniz Feneri
Yardýmlaþma ve Dayanýþma Derneði
beþinci yýl faaliyetlerine devam ediyor.
Türkiye genelinde baþvuru kabul
eden ve ciddi sosyal incelemeler
sonunda gerçek ihtiyaçlýlarý tespit
ederek maðdur ailelere nakit, giyim,
gýda, ev eþyalarý, eðitim ve saðlýk
yardýmlarý yapan Deniz Feneri, beþ
yýldýr yoksullukla mücadele ediyor.
Vizyonuna “ yeryüzündeki son
yoksula ulaþmayý “ koyan Deniz
Feneri Yardýmlaþma ve Dayanýþma
Derneði Yönetim Kurulu üyeleri,
Hükümet üyelerini ziyaret etti. Dernek
Genel Baþkaný Av. Yusuf Atalay ,
Baþkan Yardýmcýlarý Harun Kapýyoldaþ
, Engin Yýlmaz, Genel Muhasip Halit
Volkan Cengiz, Genel Sekreter
Ýbrahim Altan, Genel Müdür Osman
Acun ve Ankara Þubesi Yönetim
Kurulu Baþkaný Mevlüt Koca’dan
oluþan Deniz Feneri ekibi, Baþbakan
Yardýmcýsý Abdüllatif Þener, Meclis
Baþkaný Bülent Arýnç, Ýçiþleri Bakaný
Abdülkadir Aksu, Devlet Bakaný Beþir
Atalay ve CHP Genel Baþkaný Deniz
Baykal’ý ziyaret etti. Ziyaretlerde Deniz
Feneri Derneði’ni tanýtan ve yapýlan
faaliyetleri anlatan Yönetim Kurulu
üyeleri, Türkiye’nin yoksulluk
probleminin çözümü için hazýrladýklarý
“ Yoksulluk Acil Eylem Planý’ný da
sundular.
Zaman Gazetesi GenelYayýn Editörü
Eyüp Can,Türkiye Gazetesi Genel
Yayýn Müdürü Resul Ýzmirli, Ortadoðu
Gazetesi Genel Yayýn Koordinatörü
Tarýk Tavatoðlu,Milli Gazete Yazý Ýþleri
Müdürü Ekrem Kýzýltaþ, Yeni Þafak
Genel Yayýn Yönetmeni Selahattin
Sadýkoðlu, Yeni Asya Genel Yayýn
Müdürü Kazým Güleçyüz, Akþam
Gazetesi yazarý Burhan Ayeri ,CNN
TÜRK Genel Yayýn Yönetmeni Ferhat
Boratav, Program Koordinatörü Baþar
Baþarýr, Ýletiþim Yönetmeni Neslihan
Sadýkoðlu, NTV Program Yapýmcýsý
Ayzen Topaloðlu ,TV8 Genel Yayýn
Yönetmeni Turan Yavuz’u Deniz
Feneri Derneði Yönetim Kurulu
Üyeleri ziyaretti. Ziyaretlerde
Deniz Feneri Derneðinin
çalýþmalarý ve faaliyetleri
anlatýldý.
TZU CHI VAKFI
Tzu Chi Vakfý, 1996 yýlýnda Hualien ‘de Cheng Yen
öncülüðünde fakirlere yardým amacýyla, günlük
harçlýklarýndan bir miktar ayýran 30 ev hanýmýnýn katkýlarýyla
kuruldu. Tzu Chi Vakfý felakete maruz kalanlara, hastalara
ve yaþlýlara gýda, giyecek, týbbi bakým ve manevi destek
konularýnda yardýmcý olmaktadýr. Tzu chý vakfý geçtiðimiz
aylarda Deniz Feneri Derneðini ziyaret eden kuruluþlar
arasýndadýr.
Deniz Feneri Derneðinin her yaþtan
ziyaretçileri vardýr. Kübra Çocuk yuvasýnda
sevimli çocuklarda bunlarýn bir örneðidir.
Küçücük bedenleriyle dernek merkezini
gezdiler büyük laflar ettiler kendi
harçlýklarýndan biriktirdiklerini onlarla ayný
kaderi paylaþmayan ihtiyaçlý çocuklara
ulaþtýrmak üzere Deniz Fenerine
baðýþladýlar.
RÖPORTAJ
verdi. Hem finans bakýmýndan büyük
bir zorluk olmuyordu. Televizyonlarda
Güneydoðu aðýrlýklý bir müzik piyasasý
vardý. Mesela Ýbrahim Tatlýses’in müzik
müþterisi çok fazlaydý. Tutmuþtu. Bir ara
bütün televizyonlarda benzer
programlar yapýldý. Biz de bir Karadeniz
fýrtýnasý yapalým dedik. Erkan Ocaklý ile
baþladýk. Türüt’le devam ediyor þimdi.
Bunlar orijinaldir hakikaten. Yani bir alaný
kapsayan bir þey.
Uður orada haber sunuyordu. Akþam
haberlerini. Ben “Bu arkadaþa program
yaptýralým” dedim. O sýrada Ramazan
ayý gelmiþti. Özkul’un gayretiyle “Þehir
ve Ramazan” diye bir program baþladý.
“Þehir ve Ramazan”da þehirde
Ramazan’ýn nasýl geçtiði anlatýlýyordu.
Ben o sýrada bir hamle yaptýrmak için
bizim Kanal 7’deki halk elemanlarý olan
Uður Arslan, Ýbrahim Sadri ve Hüseyin
Goncagül’e birer proje yaptým.
Þehir ve Ramazan’dan Deniz
Feneri’ne geçiþ nasýl oldu?
Deniz Feneri programýnýn isim babasý
olduðunuz biliniyor. Deniz Feneri adýnýn
hangi þartlarda doðduðunu anlatýr
mýsýnýz?
Röportaj
Recep Koçak
Fotoðraf
Serhat Genç
Kanal 7’yi kuran kiþiler benim
arkadaþlarým. Benim sinemayla, yazýyla
iliþkim olduðu için, “Sen buralarda bulun”
dediler. Ben de ilk gününden beri bir
genel danýþman olarak “Bizim
düþüncemize, misyonumuza. TV
anlayýþýmýza uygun olarak neler
yapabiliriz?” diye fikir üretmeye
çalýþýyoruz.
Ben Kanal 7’ye 10 tane proje yaptým.
O projelerde “Neler yapabiliriz? Mesela
eðlenceyi nasýl yapabiliriz?” diye
düþünüyordum. Ýþte bizim
geçmiþimizden ve bugünden
kullanýlabilecek unsurlardan birisi. Sýra
Gecesiydi mesela. O bize bir cesaret
Uður Arslan’a “Þehir ve Ramazan”ý daha
fonksiyonel baþka bir alana taþýyalým”
dedim. Bir nevi bizim yardýmlaþma
geleneðimizin Ramazan’daki yükselen
hamiyet, fazilet, merhamet duygusunun
kanalize edilmesi, teþvik edilmesi olacaktý
bu. Burada yapmak istediðimiz þey,
baþlangýçta tanýdýk gýda, market, giyim,
kuþam satan yerlerin idarecileriyle
konuþarak, oralardan alýnan yardým
malzemelerini Ramazan’da tespit
edilebilen fakir fukaraya ulaþtýrmaktý.
Böylece Þehir ve Ramazan’ýn mütevazý
görüntüsünü projelendirmiþ olacaktýk.
Önce Ramazan’ýn içinde böyle bir þey
olsun dedik. Çünkü hakikaten Ramazan
içerisinde insanlarda duygu uyanýþý
yoðunlaþýyordu. Ramazan’ýn içinde
böyle bir þey olunca olaðanüstü ilgi
gördü. Çoðu kimse, “Ne kadar güzel,
bu güzel faaliyete biz de katýlalým, katkýda
bulunalým” dedi. O Ramazan, Þehir ve
Ramazan Programý bambaþka bir hüviyet
kazandý. O zaman, “Bu çok ilgi gördü.
Bunu sene içine de yayalým, daha da
geliþtirelim. Hatta buna bir isim koyalým”
denildi. Çünkü “Þehir ve Ramazan”,
Ramazan’a mahsus bir programdý. Çok
sayýda isim gündeme geldi. Deniz
Feneri’ni ben münasip gördüm. Çünkü
Deniz Feneri mana itibariyle, yolda
kalmýþlara, yolculara veya herkese yol
gösteren, ýþýk tutan, gidilecek noktayý
tayin eden bir nevi darda kalmýþlarýn
yardýmýna koþma gibi bir sembolik
manasý olan, ayrýca --ben sinema ile de
uðraþýrým- görsel olarak da Deniz Feneri
bana göre çok hoþ bir þey. Karanlýkta o
projektörün dolaþmasý görsellik
bakýmýndan da çok hoþ bir þey. Öte
yandan Deniz Feneri evrensel bir simge.
Dünyanýn her yerinde bu simge ayný
çaðrýþýmlarý yapar. Deniz Feneri, gecenin
bir vakti, hangi uyruktan olursa olsun,
büyük ya da küçük deniz taþýtlarýna ýþýk
tutar, yol gösterir. Böylece Deniz Feneri
programý Þehir ve Ramazan’ýn içinden
çýkarak daha fonksiyonel daha yaygýn
daha yurt çapýnda bir yardýmlaþma
dayanýþma programýna dönüþtü. Bir de
memleketteki doðrusu benim çok sýklýkla
tekrar ettiðim ve çok üzerinde
durduðum Kanal 7’nin baþýný çekmesini
istediðim bir genel stratejinin örnek
programlarýndan biri oldu.
O genel stratejiyle ilgili birkaç þey
söylemek ister misiniz?
Bizim yaptýðýmýz büyük toplantýlardan
birinde ben bazen böyle çok
heyecanlandýðým zaman birazda baðýra
çaðýra konuþarak bundan 3 sene 4 sene
5 sene evvel belki asýl yolumuzun netice
itibariyle kendi düþünce ve inançlarýmýz
doðrultusunda bütün Türkiye için hiçbir
ayrým yapmaksýzýn, mazlumdan,
yoksuldan, zarurete düþmüþten yana
olan bir yayýn sürdürmemiz gerektiðini,
bu anlayýþý her programda takip etmemiz
gerektiðini, “Sessiz kalabalýklarýn sesi”
olmamýz gerektiðini söylemiþimdir. O
günlerde bu sloganlar kullanýldý bir süre.
Deniz Feneri tahminlerimin ötesine
geçen bir ilgi gördü. Bütün Türkiye
dýþýna taþtý. Daha sonra dernek hüviyeti
de alarak, burada iþe koyulan
arkadaþlarýmýzýn çok büyük feragat ve
çalýþmalarýyla buna katkýda bulunan
bütün insanlarýn bu hareketi yani ruhu
bir vücuda büründürerek çok büyük bir
noktaya, yani bir dernekten umulabilen
en yüksek noktaya çýktý. Mesela, diyorlar
ki saðlýk kuruluþlarý sponsor olarak
çalýþýyor, kendi reklamlarýný yapýyor.
Böyle bir takým tenkitler var. Ben vallahi
o dað baþlarýna gidip insanlara yardýma
giden her kuruluþun reklamýna helal
olsun diyorum. Ýnsanlar çýkýyor oraya,
kimisi isim veriyor, kimisi isim vermiyor.
Bir takým iyilikler yapýyorlar. Verenlere
de helal olsun vermeyenlere de helal
olsun. Þu anda Türkiye’nin durumunu
anlatmaya gerek yok zaten. Açlýk sýnýrýna
gelmiþ milyonlarca insanýn yaþadýðý
ýstýrap ortada. Daha düne kadar
Baþbakanlýðýn önünde ikide bir gösteriler
yapýlýyordu. Hele hele geçenlerde bir
tanesi gýrtlak kanseriydi. Bana çok
dokundu o adamýn durumu. Sesi
çýkmýyor, gýrtlak kanseri olduðu için,
“açým, açým!” diye baðýracak, baðýrýyor,
sesi çýkmýyor, polis çýkmayan sesi
kapatýyor. Adamýn aðzý kapatýlýyor. Böyle
bir ülkede yaþýyoruz. Böyle bir ülkede
bir televizyon kanalýnýn bu dertlerle, bu
meselelerle, milletin büyük
çoðunluðunun problemleriyle
ilgilenmesi tebrik edilmesi gereken bir
yayýn anlayýþýdýr. Türkiye’de çok küçük
bir grup þu anda mutlu azýnlýk halinde
yaþýyor. Çok büyük bir çoðunluk
sürünüyor. Bunlarýn sivil bir kuruluþ
olarak, herhangi bir parti, toplum,
cemaat, cemiyet, mezhep, tarikat ve
herhangi bir anlayýþ ayrýcalýðý
göstermeksizin, bütünü kucaklayan bir
anlayýþla ve herhangi bir menfaat kaygýsý
gütmeksizin bu programý kotarmýþ
olmalarý, bunun dernek üyeleriyle,
yönetim kuruluyla yardým yapanlarla,
televizyonun kendi kadrosuyla,
þoföründen taþýyýcýsýna kadar bence çok
mübarek, çok muazzam ve çok
olaðanüstü bir iþ yapýlmaktadýr.
Bu faaliyetlerin çapý ve kalitesi
insanýmýz tarafýndan yeteri kadar
biliniyor mu dersiniz?
Bizim medyamýz kendi menfaatleri
çizgisinde ve doðrultusunda olmayan
iþlere kulaðý kapalý, gözü kapalý
kaldýðýndan o müthiþ manzaranýn,
müthiþ çalýþmanýn, performansýn
gereken tanýtýmýný yapmýyorlar. Ama
insanlar neyin ne olduðunu biliyorlar.
Ve 75 binden fazla ailenin baþvurusunun
kayýtlara geçtiðini görüyoruz. Ben
önümüzdeki yýl bu yapýlan yardýmlar
çerçevesinde Kanal 7’nin omurgasýný
teþkil eden insanlara saðlýk, gýda, her
türlü yardýmýn ötesinde birkaç tatbiki
açýlým daha söyledim. Ýnþaallah onlarý
da yaparlar. Birisi bu dað baþlarýndaki
köylerdeki çocuklarýn eðitimiyle ilgili
þeyler. Mesela köylü okul yapmýþ, içinde
sýra yok. Orada öðretmenler de çok zor
durumdalar. Onlarýn da dertleriyle
ilgilenmek lazým. Muhtaç çocuklar var
ama parlak zekalý, akýllý. Çok yetersiz
imkanlarla okuyan çocuklarýn tanýmýný
yapýp, onlarýn tahsilini bazý baðýþçýlarýn
üstlenmesine yardýmcý olmak gerek.
Türkiye’de bir eþitsizlik var. Sen istediðin
kadar çok þey ol. Ücra bir köyde, daðýn
baþýndasýn. Sen okuyamýyorsun. Öbür
taraftaki adam her türlü imkanla okuyor.
Bu çocuklarý odak alan, onlarýn
geleceðini kurtarmayý, güzelleþtirmeyi
amaçlayan bir çaba hep olmalý.
Bunun için gidilen her yerde fidan
dikilmesi, hem de bunun çocuklarýmýz
eliyle yapýlmasý çok anlamlý olacaktýr.
Slogan da bellidir: “Çocuklar bir
fidandýr.” Türkiye’ye fidanlar lazým
diyerek Türkiye’nin çevre, orman, yeþil
ve erozyon meselesini gündemde
tutmak gerek. Tarýmýn göz ardý edildiði
RÖPORTAJ
yerde yurdu bir baþtan bir baþa sembolik
Deniz Feneri ormanlarýyla donatmalýyýz.
Aðaç dikimi yapacaðýmýz yerlerde Deniz
Feneri programlarýnda okul çocuklarýný,
kaymakamý, valiyi, belediye baþkanýný,
bütün sivil kuruluþlarý, Hayrettin
Karaca’yý, Orman Bakanýný ve ilgili baþka
kiþileri de davet etmeli. Davulla zurnayla
bir tepeye götüreceðimiz 100 tane
fidaný dikip tabelayý da “Deniz Feneri
Ormaný” diye çakmalýyýz. Gittiðimiz
yerlerde hem bir faaliyet alaný olarak,
hem de bizi izleyenlerde bir kývýlcýma
vesile olsun diye “bir fidan, bir çocuk”
ikisi de büyümeye, beslenmeye,
memleketin geleceðine, çok güler
yüzlü, çok umut veren bir bakýþ açýsý
getirmesi bakýmýndan ve Deniz
Feneri’nin mevcut programýna katký
olarak böyle yapýlmalý. Bir ara arkadaþlar
bunlarý yaptýlar.
Programlarda televizyonun kendi
doðasý icabý böyle yeniliklerin, yeni
temalarýn getirilmesi icap eder. Bu
temalar da Deniz Feneri’ne uygun
olmasý lazým.
Benim bu ve benzeri tekliflerim, “Neyi
daha iyi yapabiliriz?” konusunda
düþünmekten, arkadaþlara tavsiyeden
ibaret. Ýnþallah þimdiye kadar gösterilen
performans artarak, geniþleyerek bütün
Türkiye’yi, yurt içini ve yurt dýþýný
kucaklayarak devam edecek. Ben çok
memnunum. Böyle bir programa
baþlangýçtan bu güne ufak bir katkým
olduysa eðer, “Ýyi ki bu programý
yapmýþýz” diye bir iþe yaradýðýmý
düþünerek gah bu dünya için gah öteki
dünya için kendi kendime seviniyorum.
Çünkü televizyonlarda böyle formatlar
bulmak, böyle gerçekten uzun soluklu
iþleri kotarmak da kolay deðildir.
Deniz Feneri’nin önümüzdeki
dönemde baþka ne tür faaliyetler
yapmasýný tavsiye edersiniz?
Düþündüðüm bir þey var ilerisi için.
Gönüllü doktorlarla, saðlýkçýlarla
yapýlacak bir organizasyon bu. Belki
Deniz Feneri’nin içinde, belki dýþýnda
olmasýný düþündüðüm bir çalýþma bu.
Bu bir program formatýna da getirilebilir.
Mesela Erzincan’ýn bir köyüne gidiliyor
arabalarla. Araba gidiyor, yukarýdan
çekiyorsunuz; doktorlar çýkýyorlar, beyaz
önlükleriyle, haným doktorlar da var
içlerinde. Bütün köye daðýlýyorlar. Her
biri bir tarafa gidiyor filan böyle... Görsel
olarak ta çok hoþ bir þey. Nerden bir
salgýn haberi, nerden bir rahatsýzlýk
haberi geliyorsa bunu belki periyodik
yayýna sokamayabiliriz veya sokabiliriz
bilemiyorum ama gönlümde böyle bir
proje var. Hani sýnýr tanýmayan
doktorlar var ya; Bunlar Azerbaycan’daki
göçmen kampýna da gidebilirler,
bilmem neredeki afet durumunda da
koþup gidebilirler icabýnda. Bir nevi belki
bir sembolleri de olabilir. Böyle bir genç
doktor arkadaþ var. Bunlarýn hepsi bir
organizasyonla ilgili. Yani Deniz
Feneri’nin organizasyonu, disiplini,
derneði olmamýþ olsaydý, bu
performansý gösteremezdi. Her þeyin
mevzuata, prosedüre baðlanmýþ olmasý,
titizlenmiþ olmasý, arkada çok güçlü bir
iradesinin bulunmasý anlattýðýnýz
hikayelerin aslýnýn faslýnýn araþtýrýlmasý
bunlar iþin cýlkýnýn çýkmasý önleyen
þeyler. Ama benim hep gönlümde ya
Deniz Feneri’nin içinde ya Deniz
Feneri’nin yaný baþýnda böyle beyaz
önlüklü, melekler gibi bir ekip var. Bunu
düþünüyorum yani böyle bir þeyin
televizyonculuk bakýmýndan da faydalý
olacaðýný düþünüyorum. Çünkü
televizyonlarýn pek çoðunda içerde ve
dýþarýda “Doktorlar” diye diziler
yapýlmýþtýr. Ve Doktorlar dizileri gerek
konusuyla gerek diziyi götüren
oyuncularla, gerek onlarýn senaryolarýyla
çoðu zaman ilgi çekmiþtir. Ýlgi çektiði
için sürekli doktor dizileri, hastane dizileri
yapýlmýþtýr. Bu onlara benzemiyor. Bu
Deniz Feneri formatýnda onlarýn dýþýnda
bir anlayýþ daha. Baþka türlü bir anlayýþ.
Bu da hayallerimden biri. Çünkü saðlýk
en önde gelen þey. Sigorta
Hastanelerine Devlet Hastanelerine
gittiði zaman insan ne yapacaðýný,
nereye bakacaðýný þaþýrýyor. Her yandan
bir feryat yükseliyor. Her yandan bir ah
yükseliyor. Memleketin en önemli
meselelerinden biri. Çünkü saðlýk o
kadar nazik bir þey ki, insanýn eli ayaðý
baðlý kalýyor. Mutlaka dediðim gibi
Süpermen gibi bir doktor gelmesi lazým
oraya.
Bizim insanýmýz da doktorlarýn karþýsýnda
aynen savcýlarýn karþýsýnda durduðu
gibi durmasýnýn nedeni de budur. Yani
can meselesi. Emirlere çok baðlýdýrlar;
doktorlara karþý çok mahcup dururlar.
Böyle bir projem de var.
Tabi Allah ömür verirse...
altýn bilezik
projesi devam ediyor...
Deniz Feneri Derneði faaliyete baþladýðý ilk günden beri
ihtiyaç sahibi ailelerin acil ihtiyaçlarýna imkanlar ölçüsünde
çare bulmaya çalýþýyor. Aç gördü ise karnýný doyuruyor,
açýk gördü ise giydiriyor. Barýnma problemi olan ailelerin
genel ekonomik durumu yardýma uygunsa nakit yardýmla
destekleyerek kiralarýný kolay ödemelerini saðlýyor.
Acil ihtiyacý karþýlamak yetmiyor elbette. Meþhur sözde
ifade de edildiði gibi daha önemlisi ve kalýcý olaný, “balýk
yedirmek deðil, balýk tutmayý öðretmek”tir.
Deniz Feneri Derneði yardým ettiði ailelerdeki genç kýzlarý
ve eðitime uygun bayanlarý “Altýn Bilezik Projesi” dahilinde
meslek edindirme kurslarýna ve Halk Eðitim Merkezlerine
göndererek beceri kazanmalarýný, dikiþ nakýþ öðrenmelerini
teþvik etti. Kursu baþarý ile bitirenlere birer dikiþ makinesi
hediye ederek, sarf malzemesi ve kumaþla destekleyerek
onlarýn Derneðimizden sürekli yardým alan durumundan
üretken ve ev ekonomisine katkýda bulunan birer vatandaþ
haline gelmesine yardýmcý oldu. Ýlk etapta 260 dikiþ
makinesinin bu þekilde sahiplerini bulmasý için çalýþmalar
devam etmektedir.
Ekonomik durumu zayýf ailelerin gençlerini bilgisayar,
muhasebe ve üniversiteye hazýrlýk kurslarýna gönderen
Deniz Feneri, onlarýn istikbalde ülkemizin vasýflý ve
donanýmlý birer vatandaþ olarak hizmet sahasýna çýkmalarýný
kolaylaþtýrdý.
Halen, çeþitli dersanelerin saðladýðý kontenjan dahilinde
yeni yönlendirmeler yapýlmaktadýr.
Bu arada çeþitli sivil toplum kuruluþlarýndan gelen ve
“altýn bilezik projesi” kapsamýnda deðerlendirilen teklifler
süratle sonuçlandýrýlmakta ve özgüven sahibi, üretken
vatandaþlarýmýzýn çoðalmasý için her türlü imkan seferber
edilmektedir.
Derneðin geçtiðimiz günlerde dikiþ makinesi ve çorap örme makinesi vererek desteklediði birkaç kuruluþ:
Beyaz Ay Derneði Sivas Þubesi’ne 10 adet çorap örme makinesi
Ümraniye’de Zehra Ülker Ýlköðretim Okulu’nda Halk Eðitim Merkezi için oluþturulmuþ dikiþ nakýþ kurusuna
5 adet dikiþ makinesi
Halk Eðitim Merkezlerinde kurs gördükten sonra baþarýlý olan kursiyerlere verilen dikiþ makineleri. ( Kurslar
ve makine teslimleri devam etmektedir.)
Deniz Feneri Derneði “Altýn Bilezik Projesi“ ve benzer çalýþmalarla insanýmýza destek olmayý
ve umut vermeyi sürdürecektir.
Hazýrlayan
Gamze Dönmez
81 ÝL PROJESݒNDE EDÝNÝLEN ÝZLENÝMLER
tavþanýn
son atlayýþý...
Bir haber geçiyor televizyonda “
Kepsut’un ormanlarý yanýyor”. Deniz
Feneri Derneði her zaman olduðu gibi
bölgenin mülki amirleriyle irtibat
kuruyor ve durumun ne olduðunu ve
neye ihtiyaç olduðunu öðreniyor.
Yangýn köylerin içine kadar sýçramýþ,
otuza yakýn ev yanmýþ. Köylerden
ikisinde, baþta su olmak üzere gýda ve
ev eþyasýna ihtiyaç duyulduðunu
öðreniyoruz.
Çok hýzlý bir þekilde afet ekibi
oluþturulup bir kamyon gýda, bir
kamyon çekyat, yatak, halý, battaniye,
tüp, ocak vb. ev eþyasý, bir kamyonda
su olmak üzere üç kamyon yardým
malzemesiyle yola çýkýyoruz.
Bölgeye ulaþtýðýmýzda, yangýnýn en çok
Kepsut’un Göbel ve Sarýfakýlar köylerini
etkilediðini ve iki ölü olduðu haberini
alýyoruz.
ltýncý Þehir Sivas”tayýz. 81 Ýl 40
Bin Aile Projesi dahilinde belirlenen
yüzlerce aileye çeþitli yardýmlar
ulaþtýrmak üzere birkaç saat önce
þehre girdik. Kalacaðýmýz otele
yerleþtikten sonra Valiliðe gittik. Vali
Bey þehir dýþýnda. Vali yardýmcý ile
verimli ve sýcak bir sohbet yaptýk.
Derneðimizin faaliyetlerinden
bahsettik, sorulara cevap verdik. Ekip
olarak dýþarý çýktýðýmýzda öðle
yemeðini yemediðimizi hatýrladýk.
Çevredeki lokantalara göz gezdirdik.
Birisini gözümüze kestirip girdik.
Lokanta personeli sýcak bir ilgi ile
karþýladý bizleri. Deniz Feneri amblemli
þapka ve tiþörtlerimizi görünce bizden
bir ekibin daha önce lokantalarýnda
yemek yediðini anlattýlar.
Kalkmak üzere idik ki, garsonumuz
elinde bir kartvizitle geldi. Kartvizit bir
þahsa ait deðildi. Lokanta için
hazýrlanmýþ bir kartvizitle karþý karþýya
idik.
Elimize tutuþturulan iþyeri kartvizitini
dikkatle incelediðimizde üzerinde üç
fotoðraf karesinin yer aldýðýný fark
ettik. Karelerden birisi daha önce bu
lokantada yemek yiyen Deniz Feneri
ekibini gösteriyordu.
Garson elimdeki kartviziti alýp ekibimizi
gösteren karedeki bir ayrýntýya dikkat
çekti. “Þu eli görüyor musunuz
aðabey” dedi.
“Evet!”
“Aðabey, iþte o el benim elim!”
Ne söyleyeceðimi bilemedim. “Ya öyle
mi!” demekle yetindim.
Ýstanbul’a döndük. Arkadaþlarla
toplantý yapýyoruz. Sivas izlenimlerimi
merak ediyorlar. Kartviziti çýkarýp sýrayla
hepsinin incelemesini saðladým.
“Bakýn bakalým ne göreceksiniz þu
kartvizitte” dedim.
Hepsi dikkatle inceledi kartviziti.
Ekibimizin görüntüsü hepsini
heyecanlandýrdý. Diðer detaylara kafa
yordular.
“Boþuna kendinizi yormayýn. Kýrk yýl
düþünseniz aklýnýza gelmeyecek bir
þey benim aradýðým” dedim.
Meraklarý daha da arttý.
“Arkadaþlar bizim ekibin masasýna
uzanan þu eli görüyor musunuz?
Ben iþte o eli sýktým!”
dedim.
...
Sarýfakýlar köyündeyiz. Muhtara
ulaþýncaya kadar köyde araþtýrmalar
yapýyoruz. Kýzýlay çadýr kurmuþ, seyyar
mutfak getirmiþ yemek daðýtýlýyor.
Komþu köylerden vatandaþlar ne
toplamýþlarsa bir arabaya doldurup
yardým getirmiþler. Asker güvenliði
saðlýyor. Bir asker, çam kozalaklarýnýn
nasýl patlayarak uzaklara fýrladýðýný ve
düþtüðü yerde yeni bir yangýn
baþlattýðýný anlatýyor. Ýlginç, ayný
kozalaðýn, güneþten çatlayarak
çekirdeðini uzaklara fýrlatýp bozkýrlarýn
bu yöntemle orman haline geldiði
bilgisini daha önce öðrenmiþtim. Var
oluþla yok oluþ yöntemi ayný.
Sarýfakýlar köyünde yanarak ölen yatalak
bir hasta ve eþinin hikayesi çok üzdü
bizi. Evin erkeði yatalak ve hanýmý ise
psikolojik sorunlarý olan ve yýllardýr hiç
dýþarý çýkmayan bir kadýn. Kadýn istese
rahatlýkla yangýndan kurtarýlabilirmiþ
yatalak kocasýný yangýndan kurtarmaya
gücü yetmediði için
beraber ölmeyi tercih
ettiðini söylüyor
köylüler. Daha ilginç
olaný kadýn zaman
zaman köylülere “
Allah bir gün köyü
yakacak “ diyormuþ.
Köyün geneline
gýda, yanan evlere
ise ev eþyalarýný
teslim ediyoruz.
Köylüler en makbul
yardýmýn Deniz
Feneri’nin yardýmý
olduðunu
söylüyorlar. Özellikle
evleri yanan ailelere
ev eþyasý çok yerinde
bir yardým oldu.
Sarýfakýlar köyünden
sonra,
Göbel köyü’ne
geçiyoruz.
Göbel, yangýndan
en çok etkilenen köy.
Ayný zamanda su
sýkýntýsý da var. Eþeklerle su taþýyorlar.
Yangýn köyün ara sokaklarýna kadar
uzanmýþ , evlerin bahçe duvarlarýnýn
çalýlardan olmasý ev yangýnlarýnýn
baþlýca nedeni
olmuþ. Hayvanlar samanlýklar ,
buðdaylar... Kýsaca köylünün hayat
kaynaklarý yanmýþ. Özellikle o daðlar
yaklaþýk 50- 100 km arasýnda bir hatta
ormanlar kömür silüeti haline gelmiþ.
Ýðne ucu kadar yeþillik kalmamýþ.
Ormandan köyün ara sokaklarýna
kaçan bir kaplumbaða, köyün tam
ortasýnda yakalanmýþ alevlere...
Aðzýndan sýcak kanlar hala damlýyordu.
Hemen yanýnda bir tavþanýn alevlerin
içine daldýðýný anlattý bir köylü...
Kaplumbaða ile tavþanýn yaþanmýþ en
hazin yarýþýna tanýklýk etmiþ Göbel.
Göbel’de de en kýymetli yardýmlarýmýz,
evi yananlara götürdüðümüz ev
eþyalarý oldu. Evlerinin yanma
tehlikesine karþý çeyizlerini
sokaða taþýyan,
ne yazýk ki alevlerin sokakta
yakýp kül ettiði çeyizlere aðlarken, Deniz
Feneri’nden çeyiz sözü
alan gariban kýzýn sevincini
görmek yolculuðumuzun
en güzel hatýralarýndan
biriydi.
Hazýrlayan
Hamit Kunt
LOJÝSTÝK
Deniz Feneri Derneði’nin
yardým toplama
ve daðýtým
organizasyonlarýnýn
yapýldýðý
Ýstanbul’da 4300m² ,
Ankara’da 2130 m²,
Ýzmir’de 1000m² olmak
üzere toplam 7430m²
lojistik merkezi vardýr.
LOJÝSTÝK
“deniz feneri ve bay lojistik”
Bir rivayete göre Napolyon’un Lojistik adýnda bir emir
subayý vardýr. Napolyon’un askerlerinden, atlarýndan, at
arabalarýndan çok çekmiþtir Bay lojistik Napolyon’un
askerleri at arabalarý çok önemlidir. Öyle olunca askerlerin
giydiði elbiselerin hangi kumaþtan dikildiði yedikleri
nohutun hangi tarladan toplandýðý, nerelerde ve nasýl
depolandýðý da önemlidir. Atlar önemli olunca onlarýn
sapý, samaný, nalý, mýhý, eyeri de önem arz etmektedir
tabii. Kýsacasý Bay Lojistik’in iþi çoktur ve çok çalýþmasý
gerekmektedir. Deniz Feneri Derneði’nin on binden fazla
yardým edeni, yüz bin aileye yaklaþan yardým alaný vardýr.
Sadece bu bilgi, Deniz Feneri Derneði’nde çalýþan bay
ve bayan Deniz Fenerleri’nin iþlerinin Bay Lojistik’ten
daha zor, sorumluluðun da daha aðýr olduðunu
anlatmaya yeter.
Çünkü bu millet yardým nedeniyle ve
yardým alanýyla, bizim için
çok kýymetlidir.
Roma ve Bizans ordularýnda, idari
iþlerden sorumlu subaylara logista
denirdi.Yunanca hesap bilimi
anlamýna gelen logistikos,
Fransýzca’da askerlerin konaklama
anlamýnda kullanýlan loger
sözcüklerinin de kökenleri aynýdýr.
17. yüzyýl sonlarýnda Fransýz
ordusunda askerlerin hareket etmesi
ve konaklamasýndan sorumlu bir
karargah subayý (Marechal Des Logis)
görev yapmaya baþladý. 18.yüzyýlda
Avrupa ordularýnýn hareket ve
konaklamasýyla ilgili bir kavram olarak
kullanýlan lojistik terimi, 1882’de A.B.D
’ li bir deniz subayý tarafýndan “ Ülke
kaynaklarýný seferber ederek silahlý
kuvvetleri destekleme” biçiminde
tanýmlanarak bu anlamýyla daha da
yaygýnlýk kazandý. 2. Dünya savaþýna
kadar A.B.D. dýþýndaki ülkelerde lojistik
kavramýnýn üzerinde pek
durulmadý.Günümüzde, Türkiye’nin
de içinde bulunduðu NATO
Ülkelerinin askeri terminolojisinde
resmi bir terim olarak kullanýlan
lojistik, 20. yüzyýlýn baþlarýndan
itibaren yine Amerika’da baþta olmak
üzere endüstri ve ticari hayatta
kullanýlmaya baþladý. Böylelikle bu
alanda ciddi yatýrýmlarý olan bir ticari
sektör oluþtu. Lojistik yönetimi-nin
þöyle bir tanýmý vardýr. “Malzeme,
hizmet ve bunlarla ilgili tüm bilgilerin,
doðduklarý noktadan, tüketildikleri
noktaya kadar, müþterilerin taleplerini
karþýlayacak þekilde verimli olarak
planlama uygulama ve kontrol etme
süreçleri.” Bir baþka deyiþle tedarikçinin tedarikçisiyle, müþterinin müþterisi
arasýnda iþlek ve güvenli bir iletiþim
saðlamak.
Lojistik teriminin ticari hayata
girmesiyle kazandýðý yeni anlamlar
hem kavramýn kendisini geliþtirmiþ
hem de ticarete yeni formatlar
kazandýrmýþtýr. Malzeme tedarikin den
son müþteriye ulaþýncaya kadar
taþýma, depolama, ambalajlama,
üretim, daðýtým vb. gibi alt baþlýklar
oluþmuþ; her alt baþlýk için
organizasyon stratejileri ve planlarý
oluþturulmuþtur.
Artýk sadece üst üste yýðma anlamýný
çaðrýþtýran, neyin nereye, ne zaman,
nasýl konulduðunun bilinmediði klasik
depolarýn yerini, her malzemenin
adresinin belli olduðu, nereden
geldiðinin, gönderildiði zaman da
nereye gönderildiðine dair
kayýtlarýnýn hassasiyetle tutulduðu
lojistik merkezleri almýþtýr. Depolama,
günümüz lojistik merkezlerinin içinde
modern teknik ve araçlarla yapýlan
bir birimdir sadece.
Kurulduðu günden beri, gelen
yardýmlarý depolanacak malzemeler
deðil, sahibine ulaþtýrýlacak emanetler
olarak gören Deniz Feneri Derneði,
emanetlerin sahibine ulaþýncaya kadar
güvenliðini saðlayacak sistemler
araþtýrdý. Yardým kuruluþlarýna
güvenin sarsýldýðý bir dönemde Deniz
Feneri’ne yönelen teveccüh manen
daha anlamlý daha aðýrdý. Fiziki
kapasitesi de her geçen gün artan
yardým sirkülasyonunu yönetmek,
eski, hantal yöntemlerle deðil, ancak
modern teknik, yöntem ve aletlerle
mümkün olabilirdi.
Hal böyle olunca bir ramazan ayýnda
sokaklarda iyilik daðýtmaya çalýþan iki
adamýn ellerindeki iki küçük poþet,
kýsa zamanda iyilik daðýtan 4 dev
lojistik merkezi haline geldi.
Þu anda Deniz Feneri Derneði’nin
yardým toplama ve daðýtým
organizasyonlarýnýn yapýldýðý
Ýstanbul’da 4300m² , Ankara’da 2130
m², Ýzmir’de 1000m² olmak üzere
toplam 7430m² lojistik merkezi vardýr.
Bu merkezlere ulaþan her bir yardým
malzemesi ayrýlýr, sayýlýr, tanýmlanýr,
baðýþçýnýn adýna kaydedilir,
barkotlanýr ve lojistik merkezindeki
uygun adresine yerleþtirilir. Oradan
en kýsa zamanda, o yardýma en çok
ihtiyacý olan kiþiye, yine baðýþçýnýn
adýna kaydý tutularak ulaþtýrýlýr.
Böylelikle Deniz Feneri Derneði’ne
yardým eden her baðýþçýmýz
baðýþladýðý her paltonun, lojistik
merkezinde hangi rafta hangi þartlar
da muhafaza edildiði, veya
daðýtýldýysa hangi çobanýn hangi
yetimin sýrtýnda olduðu bilgisini
öðrenme imkanýna sahiptir. Artýk
halkýmýzýn baðýþlarý emin ellerdedir.
Deniz Feneri Derneði bütün bu
çalýþmalar esnasýnda, askeriye ve
ticarette kullanýlan lojistik teriminin
bütün foksiyonlarýný yardým
literatürüne uyarlamýþ, daha da
geliþtirerek bu kavramý çalýþmalarýnda
kullanan ilk yardým kuruluþu
olmuþtur.
Bölgelere göre geliþmiþlik düzeyi ve
yoksul iller.yoksulluðun sebepleri,
derneðe müracat yoðunluklarý,
Ýzmir ve çevresinden gelen yoðun talep ve
ilgiye daha ivedi bir tarzda cevap verebilmek;
amacýyla açýlýþýna karar verilen Deniz Feneri
Yardýmlaþma ve Dayanýþma Derneði’nin Ýzmir
Þubesi, Ýzmir Ýnternational Fuarý döneminde
tanýtýma yönelik atýlan ilk amlarýn ardýndan,
31.10.2002 tarihinde kuruluþunu tamamlamýþ
oldu.
Þubemiz ayný zamanda iki ay gibi kýsa bir
sürede yüzlerce aileye gýda, giyecek ve nakit
yardýmý yapmýþtýr.
Bütün bunlarýn yanýnda, Pýnarbaþý semtinde
yaklaþýk 1000 m2 kapalý alanýn içerisinde
Lojistik ve Yönetim binasý inþaatlarý baþlatýlmýþ
ve kýsa sürede tamamlama aþamasýna
getirilmiþtir.
Mevcut süreçte bir hayýrseverin tahsis ettiði
Çankaya semtindeki ufak bir büroda 8 kiþilik
bir ekiple mütavazi çalýþmalarýný sürdüren
þubenin en önemli hedefi, 2001 yýlý sonunda
ISO 9002 Kalite Belgesini almaya hak kazanan
merkezin izinden giderek kurumsal iþleyiþini;
“Özveri artý Profesyonellik “ parolasýyla
saðlamlaþtýrabilmektir.
Bina içerisinde 375 m2 yönetim binasý
( Kurumsal iþlemler, Toplantý ve Seminer
salonu, Ýdari iþler, Mali iþler ve Saðlýk
departmanlarý), 75 m2 barkotlama
bölümü, 27 m2 soðuk
hava deposu, 28 m2 yemekhane ve sosyal
alan geri kalanlar da depo, sayma
ayýrma, sevkiyat bulunmaktadýr.
Bu yönde atýlan adýmlarýn baþýnda, Genel
Merkez’in tecrübelerinden faydalanmak
geliyor. Þubemiz kýsa ve orta vadede elindeki
mevcut kadroyu görev alacaklarý birimlere
göre Genel Merkez’e eðitime göndermeyi
hedeflemektedir.
Hazýrlayan
Bahadýr
Kurbanoðlu
Dünya’da ve Türkiye’de yoksulluða dair rakamlar...
DÜNYA VE TÜRKÝYE ÝÇÝN
ÇEÞÝTLÝ YOKSULLUK
TANIMLARI;
Yoksulluðun göreli bir
kavram olmasýndan dolayý
bütün literatürlerce kabul
edilmiþ bir tanýmý
bulunmamaktadýr. Çeþitli
otoritelerin bazý deðerleri
göz önünde bulundurarak
elde ettiði yoksulluk
tanýmlarý aþaðýda
verilmektedir:
MUTLAK YOKSULLUK:
Dünya Bankasý’nýn
1990’daki bir çalýþmasýna
göre bu taným þöyledir;
Günlük geliri 2400 k/ cal.
besini almaya yetmeyen
insanlar Mutlak Yoksul
insanlardýr.
Mutlak yoksulluk sýnýrý az
geliþmiþ ülkeler için kiþi
baþýna günde 1$, Latin
Amerika ve Karaibler için
bu sýnýr 2$, Türkiye’nin de
dahil edildiði Doðu Avrupa
ülkelerinin de içinde
bulunduðu grup için 4$,
geliþmiþ sanayi ülkeleri için
14.40 $ olarak
belirlenmiþtir.
GÖRELÝ YOKSULLUK:
Minimum kalori ihtiyacýnýn
yaný sýra temel kültürel ve
toplumsal açýdan tüketimi
yoksul olanlar için de
zorunlu görülen mallarýn
kapsama alýndýðý yoksulluk
türüdür.
ÝNSANÝ YOKSULLUK:
Ýnsanýn saðlýk hizmetlerine,
temiz su kaynaklarýna,
eðitim hizmetlerine
ulaþabilirliði, uzun bir
yaþam sürme hakký ve
‘sürdürülebilirlik’ kriterlerine
dayalý olarak, yeni fýrsat ve
seçenekleri kullanabilmek
için gerekli altyapýnýn varlýðý
ya da yokluðu ile belirlenen
yoksulluk kriteridir. Bu
endeks UNDP tarafýndan
yapýlmýþtýr.
ULTRA YOKSUL: Gelirinin
tamamýný harcadýðý halde,
mutlak yoksulluk kriterinde
esas alýnan günlük kalori
miktarýnýn yalnýzca %80’ini
karþýlayabilenler olarak
tanýmlanmaktadýr.
Ultra yoksullarýn yoksulluk
durumlarýnýn beþ yýldan
daha fazla sürmesi halinde
onlarýn durumlarýnýn
düzeltilmesinin olanaksýz
olduðu savunularak bu
kategoridekiler ‘kronik
yoksul’ olarak
tanýmlanmaktadýr.
2002 YILINDA BÖLGELER BAZINDA D.F.D. YARDIM KARAR VE SONUÇLARI
2. Derecede Geliþmiþ Ýller
3. Derecede Geliþmiþ Ýller
4. Derecede Geliþmiþ Ýller
5. Derecede Geliþmiþ Ýller
Yandaki grafikten de anlaþýlacaðý
gibi bölgeler bazýnda Deniz Feneri
Derneði’ne yapýlan baþvurular göz
önüne alýndýðýnda aþaðýdaki genel
sonuçlar elde edilmektedir. Bu
sonuçlara göre ülkemizdeki yardým
taleplerine bakýldýðýnda en yüksek
talep Marmara bölgemizden
gelirken, en düþük talep ise G.D.
Anadolu bölgemizden gelmiþtir.
(1) D.P.T. Yayýnlarý Gelir Daðýlýmýnýn Ýyileþtirilmesi ve Yoksullukla Mücadele Özel Ýhtisas Komisyonu Raporu
YARDIM KARARI
ALINAN:
25.269 AÝLE
BAÞVURU AÞAMASINDA
: 10.004 AÝLE
YARDIM UYGUN
GÖRÜLMEYEN:
2.442 AÝLE
1987 VERÝLERÝNE GÖRE BÖLGELER BAZINDA GÖRELÝ YOKSULLUK
YÜZDE DAÐILIMI
(15%)
(15%)
(14%)
(22%)
(14%)
(11%)
(9%)
Marmara
Akdeniz
Karadeniz
Güneydoðu Anadolu
Ege
Ýç Anadolu
Doðu Anadolu
Yandaki grafikten de anlaþýlacaðý
gibi ülkemizde bölgelere göre
yoksulluk baz alýndýðýnda % 22 ile
en yüksek payý G.Doðu Anadolu
Bölgesi alýrken, en az payý ise % 9
ile Marmara Bölgesi almaktadýr.
GELÝÞMÝÞLÝK DÜZEYLERÝNE GÖRE ÝLLERÝMÝZ VE D.F.D.’NÝN
BU ÝLLERDEKÝ YARDIM TALEP SONUÇLARI (2)
Tablolarda DPT tarafýndan yapýlan bir araþtýrma sonucunda elde edilen geliþmiþlik
düzeylerine göre illerimizin sýralamasý yapýlmýþtýr. Bu sýralamalara göre ise Deniz
Feneri Derneði’nin bu illerdeki durumlarý da göz önüne alýnarak aþaðýdaki grafikler
elde edilmiþtir.
1. Derecede Geliþmiþ Ýller
Hazýrlayan
Esra Çelik
Sosyo-ekonomik geliþmiþlik yönünden bu beþ ayrý il grubu incelendiðinde beþinci derece geliþmiþ illerin tamamýnýn Doðu ve
Güneydoðu Anadolu Bölgesi’nde yer aldýðý görülmektedir. Dördüncü derece geliþmiþ illerin çoðunluðu Karadeniz Bölgesi’nde,
bir kýsmý da yine Doðu ve Güneydoðu Anadolu Bölgesi’nde yer almaktadýr. Üçüncü derece geliþmiþ illerin çoðunluðunun Ýç
Anadolu Bölgesi’nde olduðu görülebilmektedir. Ýkinci derece geliþmiþ illerin çoðunluðu Akdeniz Bölgesi’nde, bir kýsmý ise
(Kýrklareli,Tekirdað, Balýkesir) ise Marmara Bölgesi’nde toplanmýþtýr. Birinci derece geliþmiþ iller içerisinde ise önceki açýklamalarýmýzda
da belirttiðimiz gibi Ýstanbul, Ankara, Ýzmir, Kocaeli ve Bursa yer almaktadýr.
76 il arasýnda sosyo-ekonomik yönden en geliþmiþ ilin Ýstanbul olduðu tespit edilmiþtir. Ýstanbul’u takiben ikinci sýrada Ankara,
üçüncü sýrada ise Ýzmir yer almaktadýr. 76 il içerisinde en geri kalmýþ ilimiz Muþ’tur. Bu ili Þýrnak, Aðrý ve Bingöl takip etmektedir.
ÇEÞÝTLÝ GÖSTERGELERLE TÜRKÝYE VE YOKSULLUK(3)
- Türkiye, Ýnsani Geliþmiþlik Düzeyi açýsýndan sýralanan 173 ülke arasýnda 85. sýrada yer alýyor.
-Türkiye, “Orta Geliþmiþlik Düzeyi” gösteren 84 ülke arasýnda ise 32. sýrada yer alýyor.
- Beklenen ortalama yaþam süresi: 69,8 yýl (Kadýn 72.4, Erkek: 67.3)
- Okullaþma oraný: %82
- Kiþi Baþýna Gelir düzeyi: 6,974 Dolar (2000 yýlý, PPP: Harcama Gücü Paritesine Göre)
- 40 yaþýna kadar yaþamama olasýlýðý %9.6
- Saðlýklý içme suyuna ulaþamayanlar %17
- Günde 1 Dolarla geçinen nüfus %2.4 (Mutlak yoksulluk)
- Devlet Ýstatistik Enstitüsü’nün verilerine göre, Türkiye’de 2 milyon 200 bin iþsiz var.
- Bunlarýn %30’u bir yýldan uzun bir süredir iþsiz, %70 ise son bir yýlda iþsiz kalmýþ.
- Okuldan yeni mezun 170 bin kiþi de iþ bekliyor.
- Günde 2 Dolarla geçinen nüfus %18 (Yoksulluk)
TÜRKÝYE’DEKÝ YOKSULLUÐU GÖSTEREN GELÝR GÖSTERGELERÝ(4)
- Dört kiþilik bir ailenin sadece karnýný doyurabilmesi için gerekli olan para, yani açlýk sýnýrý 390 milyon lira.
- Buna giyim, ulaþým, kira, eðitim vb. ihtiyaçlar eklenerek hesaplanan yoksulluk sýnýrý ise 1 milyar 100 milyon liraya yükseldi.
- Kamu çalýþanlarýnýn yaklaþýk 1 milyon 250 bini ancak açlýk sýnýrýnda yaþýyor.
- Açlýk sýnýrýný geçenlerin sayýsý yaklaþýk 300 bin.
- Yoksulluk sýnýrýný geçebilen ise sadece 37 bin.
(2) DPT, Ýllerin Sosyo-Ekonomik Geliþmiþlik Sýralamasý Araþtýrmasý, Ankara:1996.
(3) 1998 verileri kullanýlmýþtýr.
(4) (2002 Ekim yazýsý)
Ankara Þubesi
genel kurulumuz
yapýlmýþ ve dernek
Deniz Feneri
yönetimimiz teþekkül etmiþtir.
Derneði Genel Merkezi Yönetim
Kongrede Yönetim Kurulu asil
Kurulu 08.12,1999 tarih ve 38
üyeliklerine Mevlüt Koca, Mustafa
numaralý kararýyla Ankara Þubesi'nin
Sancar, Yakup Erikel, Necati Sungur
kurulmasýný kararlaþtýrmýþ ve
ve F. Kader Güngör, Denetim
kuruluþu gerçekleþtirmek üzere
Kurulu asil üyeliklerine ise Yusuf
Mevlüt Koca, Yakup Erikel ve
Tüzün, Sinan Kýlýçkaya ve Mustafa
Mustafa Sancar'a yetki vermiþtir.
Turan seçilmiþtir,
Bu kiþiler ayný zamanda ilk dernek
30 Aralýk 2001 tarihinde yapýlan
genel kurulunda dernek organlarý
Olaðan Genel Kurumuzda ise
teþekkül edene kadar derneði temsil
dernek asil Üyeliklerine Mevlüt Koca,
edecek geçici yönetim kurulu
Mustafa Sancar, Necati Sungur ve
olmuþtur.
Sinan Kýlýçkaya yeniden seçilmiþler
ayrýca Dlnçer Yetiþ ilk defa yönetim
Geçici yönetim kurulumuz gerekli
kuruluna girmiþtir. Denetim Kurulu
müracaatlarý yaparak 21.02.2000
asil üyeliklerine ise Yusuf Tüzün,
tarihinde Ankara Þubesi’nin
Mustafa Turan ve Osman Öztürk
kuruluþunu tamamlayarak
seçilmiþlerdir.
faaliyetlerine baþlamýþtýr.
Hazýrlayan
M. Ali Cantürk
19 Mart 2001 tarihinde yapýlan
23.07.2000 tarihinde 1. olaðan
genel kurulda ise seçim yapýlmamýþ,
sadece yönetim ve denetim kurulu
Brodway (kiralanmýþtýr) marka binek
arkasýndaki kapalý alaný da günlük
raporlarý görüþülerek kesin hesap
arabayla hizmetlerine devam
ihtiyaçlar için depo
bütçesi ve tahmini
etmektedir.
olarak kullanmaya devam etmektedir.
hesap bütçeleri okunup oylanmýþtýr.
Derneðimiz aylýk gýda ve benzeri
Diðer Yardýmlar SHÇEK'a baðlý 306
Yönetim Merkezi;Mülkiyeti Altýndað
daðýtým organizasyonlarýnda araçlarýyla
öðrenciye, ilköðretim kurumlarýnda
Belediyesi'ne ait olan þube merkezimiz
katkýda bulunan gönüllülerden
özel eðitim gören görme, iþitme ve
kiralandýktan sonra restore ve tadilattan
yararlanmaktadýr.
bedensel engelli 111 öðrenciye,
geçirilerek hizmete hazýr hale
Lojistik;Derneðimiz 2002 yýlý baþlarýnda
Diyanet iþleri Baþkanlýðý'na baðlý
getirilmiþtir.
Siteler Malazgirt Caddesi'nde kiraladýðý
kurslarda eðitim gören 450 kýz
Þube hizmet binamýz için özellikle
2000 metrekare kapalý alaný bulunan
öðrenciye giysi ve ayakkabý yardýmlarý
ihtiyaç sahipleri gözönüne alýnarak
bir depoyu lojistik merkezi olarak
yapýldý. Dr. Sami Ulus Çocuk
Ankara'nýn gelir düzeyi düþük kesiminin
hizmete sokarak depolama ihtiyacýný
Hastanesi'nde tedavi gören lösemili
ulaþým ve alýþveriþte merkez olarak
geçici olarak
çocuklara 1000 adet oyuncak, resim
kullandýðý Ulus/Çýkrýkçýlar civarý tercih
karþýlamýþtýr.
defteri ve boya daðýtýldý.
edilmiþtir.
Ayrýca þube
Barýnmaya elveriþli olmayan 10 evin
Personel;Demeðimizin hizmetleri; 1
binamýzýn
inþaat malzemesi temin edilerek
müdür, 1 tahkik görevlisi, 1 sekreter,
tamiratlarý yaptýrýldý. Kurban
1 kurumsal iletiþim (Mavi Masa) görevlisi,
Bayramýnda derneðimize ulaþtýrýlan
1 ulaþtýrma görevlisi, 1 lojistik
kurban etleri ihtiyaç sahibi ailelere
sorumlusu, 2 lojistik görevlisi, 1 büro
ulaþtýrýldý.
elemaný tarafýndan yürütülmektedir.
Köylere Yardým:2001 yýlýnda
Aþevi hizmetlerimiz ise; 1 sorumlu
baþlattýðýmýz Ankara ilçe ve köylerine
yönetici, 1 aþçý, 1 aþçý yardýmcýsý
yardým çalýþmalarýmýz 2002 yýlýnda
ve 2 yardýmcý elamanla
da bütün hýzýyla devam etti.
yürütülmektedir.
Ankara'nýn 12 ilçesine baðlý
Araç;Derneðimiz 1
76 köyünde toplam
Citroen Panelvan
636 aileye gýda ve
Minibüs, 1 Renault
giysi yardýmý
Kango ve 1
ulaþtýrýldý.
Eðitim Yardýmlarý:
a) ilköðretim ve lise öðrencilerine;
Eðitim dönemi öncesinde 1945 öðrenciye defter, kalem, çanta ve diðer kýrtasiye
malzemelerini içeren eðitim yardýmý paketi yardýmý yapýlmýþtýr. Ayrýca Eðitim yardýmý
kapsamýnda öðrencilere giysi ve ayakkabý yardýmlarý yapýlmýþtýr.
b) Ücretsiz Üniversiteye Hazýrlýk Kurslarý
Yardým yaptýðýmýz ailelerin üniversiteye hazýrlanan 10 öðrencisinin Ankara'nýn muhtelif
dershanelerinde üniversite hazýrlýk kursuna ücretsiz olarak katýlmalarý saðlanmýþtýr. Dersane
imkanýna sahip olamayan 100 öðrenciye de üniversiteye hazýrlýk kitap setleri verildi.
ANKARA ÞUBESÝ 2002 RAPORU
Ankara dýþýndan gelen hasta yakýnlarý ve yoksul aileler için Aþevi;
Þubemiz, 2002 yýlý projeleri arasýna aldýðý Aþevi hizmetini gerçekleþtirerek Ramazan ayý baþlarýnda hizmete açmýþtýr.
Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi ve Dýþ kapý SSK Hastanesi
Çocuk Bölümü'nde yatan çocuk hastalarýn refakatçi ve
yakýnlarý için Pazar günleri hariç, günlük ortalama 100
kiþilik olmak üzere haftanýn altý günü öðle yemeði
çýkarýlmaktadýr. Adý geçen hastahanelere olabildiðince
yakýn bir yerde açtýðýmýz bu aþevimize hasta yakýnlarý
yürüyerek gidip gelebilmektedir.
Aþevimizden ayrýca Ramazan ayý süresince sürekli yardým
yaptýðýmýz yaklaþýk 100 aileye sefer taþýyla 5'er kiþilik sýcak
iftar yemeði ulaþtýrýldý. Gelemeyecek durumdaki ailelerimize
gönüllü daðýtýcýlarýmýz vasýtasýyla her gün yemekleri
evlerine götürüldü. Aþevimizin mutfaðý yüksek kalite
standartlarýnda ve her gün 1000 kiþiye yemek çýkarabilecek
durumda olup 200 kiþilik yemek salonunda ihtiyaç
sahiplerine hizmet vermektedir.
BÝR SOKAK ÖYKÜSÜ...
Bir kýþ günüydü. Odamda oturmuþ,bir
arkadaþýmla sohbet ediyorduk. Derken
kapýda biri belirdi. Kýrk yaþlarýnda bir
adam,üstü baþý periþan bir vaziyette ,tek
gözü morarmýþ,soðuktan buz kesmiþ,tir
tir titriyordu ... Yüzünde yýlgýn bir ifade ve
ardýnda onu buraya kadar getiren
dramatik bir yaþam hikayesi vardý...
Belki de neden burada olduðunu
kestiremeyecek kadar kendinde deðildi..
Tek düþünebildiði; cebine kimin
koyduðunu bilmediði o kaðýt parçasýndaki
adresi bulmaktý..
Odama getirdiklerinde çok yorgun ve
çaresiz görünüyordu. Adýný sordum ;”Ali”
dedi ve baþladý bir bir anlatmaya onu
buraya getiren hikayesini :
Ticaret Lisesi mezunuymuþ Ali... Evli ve bir
tane de çocuðu varmýþ. Ama ne yazýk ki
geçirdiði problemli bir çocukluk dönemi
ve kötü bir aile hayatý onun bir baba
olmanýn gerektirdiði sorumluluklarý
taþýyabilmesine engel olmuþ.. Her bir
dönemeçte ayaðýna takýlmýþ geçmiþi .. Ne
iyi bir eþ ,ne de iyi bir baba olamamýþ Ali
,anlattýðýna göre.. Bir çok iþte çalýþmýþ .
Hatta bir iþ yerinin Lojistik biriminde müdür
olarak görevlendirilmiþ bir süre.. Ama
nihayetinde kaybedeceði onca güzellikleri
düþünmeksizin önce iþinden sonra da
evinden olmuþ... Ne olduðunu
anlamadan sokaklarda bulmuþ kendini.
Ve aslýnda bilinç altýnda hiç olmayan o
aile kavramýný tamamen yitirmiþ Ali. Artýk
ne eþiyle ne de çocuðuyla
görüþmüyormuþ . Kaybettiði bir çok þey
gibi inancýný da kaybetmeye baþlamýþ
yavaþ yavaþ... Belki hayata tekrar
tutunabilme, belki de ailesinin karþýsýna
yeniden çýkabilme inancý... Artýk Ali’nin
hayatý arkadaþlarýyla sokaklarda geçirdiði
sefil bir yaþam ve teselli diye sarýldýklarý içki
þiþelerinden ibaretmiþ.. Çoðu kez onu da
bulamýyor, bar ya da pavyon yakýnlarýndaki
çöplüklerden içki þiþelerini topluyor ve þiþe
diplerindeki artýklarla yetiniyorlarmýþ. Öyle
sarhoþmuþ ki bir gün, sýzýp kalmýþ bir yol
kenarýnda. Ne kadar süredir yattýðýný
bilmediði o buz gibi taþlarýn üzerinden
kendine gelip doðrulduðunda soðuktan
titreyerek elini cebine atmýþ.”Küçük bir
kaðýt parçasý,yoksa para mý?” diye
düþünmüþ ama çýkarýp baktýðýnda kaðýdýn
üzerinde ;“ Deniz Feneri Derneði ,665
82 00” yazýyormuþ..”Bunu cebime kim
koymuþ olabilir” diye geçirmiþ içinden.
Biraz zorlamýþ hafýzasýný ama nafile hiçbir
þey hatýrlamýyormuþ. Ve biraz sorup
soruþturduktan sonra kaðýtta yazýlý adresi
bulabilmiþ sonunda....
Evet ! Ali baþýndan geçenleri anlattýkça
rahatlamýþ, onun rahatladýðýný gördükçe
ben de mutlu olmuþtum... Bir müddet
sonra Ali’yi derneðin misafirhane
bölümüne götürdüm, Orada bir güzel
yýkanýp temizlendi. Masmavi gözleri çýktý
ortaya.. Pýrýl pýrýl parlýyor, umutla bakýyordu
artýk. Sonra yeni, tertemiz giysiler giydirdik
ona.. Öyle mutlu olmuþtu ki kimbilir kaç
zamandýr böyle tertemiz giysilere hasretti..
Sonra misafirhanede iki-üç gün istirahata
çekildi. Kendini toparlamaya
baþlamýþtý yavaþ yavaþ ..
Buradaki
n
a
ç
ka
yöneticilerle
yaptýðýmýz toplantý
sonucu Ali’nin sosyal hayata
uyum saðlayabilmesi için bir süre
Derneðimizin Lojistik bölümünde
çalýþmasýna karar verdik. Burada
çalýþanlarla dostluk kuracak, bir iþ yapýyor
olmanýn rahatlýðýný duyacak ve böylelikle
rehabilite olabilecekti...
Ali’yle tanýþalý tam üç ay olmuþtu ve hala
bizimleydi. Bu süre zarfýnda hiç alkol
almamýþtý, anlaþýldýðý üzere Ali aslýnda
alkolik deðildi. Onun saðlýk problemleriyle
ilgilendik. Göz muayenesini yaptýrýp
gözlüðünü de aldýrdýk Ali’nin. Artýk
tamamýyla eski sosyal hayatýna geri
dönmüþtü. Bir gün yine yanýma geldi ve
önemli bir karar aldýðýný söyledi bana.
Evine geri dönmeye, eþinden özür dileyip
tekrar yuvasýnda ailesiyle birlikte olmaya
karar vermiþti. Çok sevindim o an, ama
neticesi yine kötü olacak bir gidiþti bu.Ve
Ali artýk yoktu. Haftalar geçmiþti ama tek
bir haber bile alamamýþtýk kendisinden.
Evet ! Ne yazýk ki Ali evine varýp kapýyý
çaldýðýnda onu yabancý bir adam
karþýlayýnca neye uðradýðýný bilememiþ
ve kendini sokaða atmýþ telaþla. Aylardýr
içinde büyüttüðü tüm umutlar,yeniden
kazanma ve kazandýrabilme sancýlarý,
hepsi bir çýð gibi düþüvermiþ yüreðine.
Ne aklý ne de duygularý ona kýlavuzluk
edecek güçte deðilmiþ artýk. O soðuk
kýþ günlerinde, yapayalnýz bir yaþam
mücadelesinin tam ortasýna düþmüþ
yine...
2001 kýþýydý. Yoðun bir kar yaðýþý vardý
þehrin genelinde. Soðuktan donarak ölen
insanlarýn haberleri tüm televizyon
kanallarýnda, baþý çeken en önemli
haberdi. Ali’den hiçbir haber alamamýþtýk
ta ki derneðimiz çalýþanlarýndan birinin
gelip Ali’yi televizyonda gördüðü müjdesini
verene dek.. Büyükþehir Belediyesi sokakta
baþýboþ yaþayan ne kadar insan bulduysa,
soðukta kalmamalarý için bir yöntem
düþünmüþ ve onlarý Alibeyköy Kapalý Spor
Salonu’nda toplamýþtý. Haberlerde Ali’nin
iki saniyelik görüntüsünü yakalayan
arkadaþýmýz bize durumu bildirir bildirmez
derhal oraya gidip Ali’yi bulduk. Hali
periþandý ve hemen orada bir bir anlattý
Ali baþýndan geçenleri. Eþiyle ilgili hadise
hepimizi üzmüþtü ama yapýlabilecek bir
þey yoktu. Ali’nin durumu kötüydü, üstelik
köprücük
kemiðinde de bir
kýrýk
vardý.Yine sarhoþ
olduðu bir gün
yolda
yalpalayarak
yürürken bir
arabanýn hýzla ona
çarptýðýný ve gözden
kaybolduðunu anlattý sonra...
- Sizin aranýza dönemem! Diyordu
ýsrarla.
Utanýyordu halinden... Biraz dil döktükten
sonra onu ikna edebildik geri dönmeye.
Derhal anlaþmalý Hastanelerimizden birine
gönderip ameliyatýný yaptýrdýk. Tekrar
misafirhanede kalmaya baþlamýþtý. Eþiyle
ilgili hadiseyi de artýk unutmuþ gibiydi.
Benimle sýk sýk konuþmaya geliyordu. Bir
gün baþka birinden bahsetti bana. Birkaç
yýl önce, hastanede yattýðý dönemde bir
hanýmla tanýþtýðýný, Bursa’da yaþadýðýný
ve onu bulmak istediðini söyledi. Bir süre
sonra bahsettiði kiþiyi bulduk. Ama bu
kez, ne yazýk ki bulduðumuz haným Ali’yi
tanýdýðýný inkar etti. Ali ne kadar
konuþmaya çalýþtýysa da ýsrarla
tanýmadýðýný söylüyordu. Büyük bir hayal
kýrýklýðýna uðrayan Ali tekrar izini
kaybettirdi. Bir süre sonra Bursa’da
olduðunu öðrendik. Ayný periþan hayat
Bursa’da da onun yakasýný býrakmamýþtý.
Yine yalnýz, sokak ortalarýnda...
Bir yýl sonra, bir akþam çýkageldi Ali.
Çok þaþýrdýk. Bu kez onu Ümraniye’deki
Anadolu Lojistik Merkezimize gönderdik.
Yeniden, sokaklarda kaybetmiþ olduðu
gözlüðü alýndý... Ama ne yazýk yine
ayný,kaçýnýlmaz haberi aldýk bir gün...
Ali yine kaçmýþtý...
Ali’nin bu akýl almaz hikayesinin sonu
neyle sonuçlanacak bilmiyorum. Ama
bir þey var ki Ali gibi ülkemizde
yüzlercesi var. Bozuk bir aile yapýsýnýn
ve çevrenin yetiþtirdiði insanlarýn az ya
da çok karþýlaþabileceði sýkýntýlardan
bazýlarýydý sadece Ali’nin yaþadýklarý.
Bilinç altýna yerleþmiþ kötü bir aile
tablosu, ona sürekli geçmiþi hatýrlatan
kötü bir baba imajý ve buna müteakip
sýkýntýlý geçmiþ çocukluk yýllarý; mutsuz
bir insan olmaktan baþka ne
kazandýrabilirdi ki Ali’ye...
Onunla ayný kaderi paylaþan bir çok isim
gibi Ali yine sokaklarda þimdi...
O bir gün geri dönecek biliyoruz.
Ve biz de döneceðiz mütemadiyen!
Nereye mi ?
Ali buraya, bizse baþladýðýmýz yere...
.
.
.
i
l
a
Dr. Arslan Taþdemir
eðitime
destek kampanyamýz
devam ediyor...
500 ÝLKÖÐRETÝM OKULU PROJESÝ SON DURUM
(TOPLAM 79 OKUL)
BÝNGÖL
AÐRI
ERZURUM
AFYON
KIRÞEHÝR
SÝNOP
KARABÜK
OSMANÝYE
Bir süre önce baþlatýlan “500 Ýlköðretim Okulu 15
000 Öðrenci Projesi” çerçevesinde, gelir düzeyi
düþük 49 ilin valiliklerinden 8’er
okul ismi istenmiþ olup,
merkeze ulaþan okullarýn
kitap, kitaplýk,
ansiklopedi ve
kýrtasiyeden oluþan
hediye paketlerinin
teslimine devam
edilmektedir.
Baðýþlar ölçüsünde okullara
bilgisayar yardýmlarý da
yapýlmaktadýr.
Bu arada geçtiðimiz aylarda
Fatih Kaymakamlýðý ve Ýlçe
Milli Eðitim Müdürlüðü’nün
belirlediði 500 öðrenciye
kýrtasiye ve giyim yardýmý
ulaþtýrýldý. Öte yandan
Zeytinburnu Ziya Gökalp
Ýlköðretim Okulu’dan
belirlenen en maðdur 250
öðrenciye kýrtasiye seti, giyim,
diþ macunu ve diþ fýrçasý hediye
edildi.
ÇANKIRI
17 Aðustos depreminin ilk saatlerinden itibaren
bölgeye ulaþan ve maðdur vatandaþlarýmýza yaptýðý
prefabrike konut, giyim, gýda, nakit, saðlýk gibi çeþitli
yardýmlarla, acýlý ailelerin dertlerini paylaþan Deniz
Feneri Derneði, 2002-2003 öðretim döneminin
baþýnda, bölgeden seçilmiþ 500 öðrenciye eðitim
yardýmý yaparak bölge insanýný unutmadýðýný gösterdi.
ISPARTA
Deniz Feneri Derneði, kurulduðu ilk günden itibaren
eðitimi öncelikli olarak ele alýnmasý ve destek olunmasý
gereken konu olarak görmüþtür. Derneðimizden
yardým alan ailelerin okula giden çocuklarýna her
eðitim öðretim yýlý baþýndan itibaren binlerce eðitim
seti hediye edilmekte, bu yardýmlar yýl boyunca da
sürdürülmektedir.
Geçtiðimiz yýl Ýstanbul Valiliði ve Ýl Milli Eðitim
Müdürlüðü ile iþbirliði içinde gerçekleþtirilen bir proje
çerçevesinde 610 okuldan belirlenen 2000 öðrenci
ve ailelerine giyim, gýda ve kýrtasiye yardýmý yapýldý.
Bu proje ile 10540 kiþi giydirilmiþ, 2000 ailenin evine
gýda seti ulaþtýrýlmýþ ve her öðrenciye kýrtasiye seti
hediye edilmiþ oldu.
Yardým Türü
Yardým Sayýlarý
Bilgisayar
Kitaplýk
Kitap
Kýrtasiye
1
112
3460
3245
Giyim
Defter
1200
2280
Dernek merkezine Türkiye’nin dört bir
yanýndan okul müdürleri, öðretmenler,
okul aile birlikleri ve öðrenciler
aracýlýðýyla ulaþtýrýlan talepler
deðerlendirilerek imkanlar
çerçevesinde kitap, ansiklopedi,
kitaplýk, kýrtasiye ve giysi
yardýmlarý yapýlmaktadýr.
Çoban Hasan o akþam yine yorgun
dönmüþtü evine. Eþinden aldýðý
haberle meraklandý. Bölgedeki askeri
birliðin en rütbeli komutanýndan haber
vardý. “Bir görüþelim” diye haber
göndermiþti komutan.
Gece boyunca iki de bir, kafasýna takýldý
komutanýn çaðrýsý. “Komutan benimle
neyi görüþmek istemiþ olabilir ki?”
sorusuna makul bir cevap
bulamýyordu.
Ýþin içinden çýkamayýnca, “Sabah ola
hayrola!” deyip, unutmaya çalýþtý
zihnini kemiren konuyu.
Ertesi sabah ilk iþi içinde bin bir kuþku
ile komutanýn huzuruna çýkmak oldu..
Komutan çok müþfik yaklaþtý.
Mütebessim bir çehre ile, “Hoþ geldiniz
Hasan Bey” dedi.
Birkaç cümlelik hal hatýr sorma faslýndan
sonra sadede geldi komutan. “Hasan
Bey, biliyorsunuz benim bir yakýným
öðretmen. Sizin kýzýn derslerine giriyor.
Kýzýnýz son zamanlarda derslerini
aksatmaya baþlamýþ. Oysa çalýþkan bir
öðrenci imiþ!”
Çoban Hasan, “Evet iyidir dersleri,
okumayý seviyor” dedi. Komutan
konuya doðrudan girdi, “Kýzýnýzýn
dersleri çok iyi imiþ. Ne var ki okula siz
göndermiyormuþsunuz. Ona çobanlýk
yaptýrýyormuþsunuz! Ýlerisini de okumak
istiyormuþ üstelik. Ama siz müsaade
etmiyormuþsunuz.” diye sürdürdü
sitemli cümlelerini. Komutanýn
sözlerinde sitem vardý ama sertlikten
eser yoktu. Suçlayýcý bir eda ile
sormuyordu sorularýný.
Çoban Hasan, “Bazý günler gidemiyor
okula. Doðrudur. Ama bundan ben
de rahatsýzým. Okumasýný ben de
istiyorum. Ben imkansýzlýktan
okuyamadým. Kýzýmýn okumasýný çok
istiyorum. Ne var ki, biz ekmeðimizi
çobanlýk yaparak kazanýyoruz. Ben bir
ihtiyaç için þehre indiðimde hayvanlarý
otlatacak yaþta bir oðlum veya baþka
bir yakýným yok” dedi.
“Mecbur kalmasam çobanlýk yaptýrýr
mýyým kýzýma?” derken mahcup bir
hali vardý.
Komutan çok etkilendi Çoban Hasan’ýn
sözlerinden.
Müþfik Komutan Çoban Hasan’ý
uðurlarken bir zarf uzattý, “Bunu
Nurgüzel’e götürür müsünüz. Harçlýk
yapsýn” dedi. Bir de erzak kolisi
hazýrlatmýþtý. “Bunlarý da bizim aileden
küçük bir hediye olarak kabul ederseniz
seviniriz” derken zorlandýðý besbelli idi.
Çoban Hasan komutanýn yanýndan
çýkarken yüzü gülüyordu. Ama bir
taraftan da Nurgüzel’e çobanlýk
yaptýrýlýp okula gönderilmeyiþinden
komutanýn nasýl haberdar olduðunu
merak ediyordu.
Bu nasýl olabilirdi?
Akþam iþin aslý ortaya çýktý. Nurgüzel
sözü hiç uzatmadan, “Sizi
öðretmenime ben þikayet ettim
baba” dedi.
Nurgüzel cesur kýzdý. Sözünü
esirgemeyen, kendini ezdirmeyen bir
yaný vardý.
...
Hayvanlarýn otlatýldýðý çayýrda baba kýzý
yan yana görmek heyecan vericiydi.
Ýkisinin de gözelerinin içi gülüyordu.
Nurgüzel þimdiden üniversite hayali
kurmaya baþlamýþ, babasý ise diðer
çocuklarý için nasýl bir çýkýþ yolu
bulabileceðinin hesabýný yapmaya
baþlamýþtý bile.
Birkaç günden beri yaþananlar Çoban
Hasan ailesi için inanýlmasý zor þeylerdi.
Benzerine ancak filmlerde
rastlanabilecek türden hýzlý geliþmeler
söz konusu idi. Daha iki gün önce
Nurgüzel bir gazeteye manþet olmuþtu.
Genç kýz okumak istiyordu. Ama
çobanlýk yapmak zorunda olduðu için
okula gidemiyordu.
Sonra devlet büyükleri Erzurum
Valiliðini arayýp Çoban Kýz’ýn bir okula
kaydettirilmesini istemiþler. Þimdi o
okullu olmuþtu.
Gazetede haber olmak için ne
yapýlmýþtý? Özel bir çaba harcanmýþ
mýydý?
Hayýr. Üniversiteden bir öðretim üyesi
Söðütyaný köyünün yakýnlarýnda piknik
yaparken Çoban Hasan’la tanýþmýþ.
Kars taraflarýndan göçüp gelmiþ,
yýllardýr Erzurum’un köylerinde çobanlýk
yapan Çoban Hasan’ýn hikayesi ilgisini
çekmiþti. Özellikle de onun dirayetli kýzý
Nurgüzel’in geleceðe dair düþünceleri
ve okuma hevesi üniversite öðretim
üyesini çok etkilemiþti.
Baba kýzýn fotoðraflarýný çekerken
Nurgüzel babasýnýn elini öptü; “Baba!
Artýk ben kurtuldum. Darýsý
kardeþlerimin baþýna” dedi. Bunlarý
söylerken Çoban Kýz’ýn gözlerinin içi
gülüyordu. Çoban Hasan kýzýnýn
sevincine ortak oldu. Alnýndan öptü
kýzýnýn, “Allah zihin açýklýðý versin kýzým!”
dedi.
Yandaki çayýrda otlayan sýðýrlarda
batmakta olan güneþe paralel
kýpýrdanmalar baþladý. Geceyi
geçirecekleri maðaraya doðru birer
ikiþer yürümeye baþladýlar.
“Hediyeleri sahiplerine teslim edelim”
dedim. Çoban Hasan hediyeler için
teþekkür etti, “Buyurun gidelim” dedi.
Maðarada toplanan hayvanlarýn baþýna
oðlu Ali’yi býraktý. Birlikte Söðütyaný
Köyü’nün yolunu tuttuk.
Söðütyaný Köyünde hava kararmak
üzere idi. Davarlar aðýlýna, sýðýrlar
ahýrlarýna yürürken sevinç çýðlýðý
anlamýnda garip sesler çýkarýyorlardý.
Çoban Kýz Nurgüzel önden yürüdü.
Annesine ve kardeþlerine müjde
vermek istiyor gibiydi. Ama bir þey
konuþmuyordu.
Nurgüzel Çoban Hasan’ýn en büyük
çocuðu. Ýlkokula baþladýðý ilk günden
beri “Okuyacaðým” diyordu kararlýlýkla.
Ama nasýl? Hangi parayla? Bu sorular
Çoban Hasan’ýn belini büküyordu hep.
Sadece “Ýnþallah” diyordu.
Ýþte vakit tamamdý. Artýk Nurgüzel
okuyacaktý.
Üstelik onun coþkusu kardeþlerine de
ýþýk tutmuþ, Deniz Feneri köylerine
kadar ulaþmýþtý.
Hediyelerimizi takdim edip müsaade
istedik.
Bizim, Ýstanbul’a kadar uzanan zorlu
bir yolculuðumuz, Çoban Kýzýn’ýn ise
sabýr ve kararlýlýk isteyen uzun bir tahsil
hayatý vardý.
Köyün kör ýþýklarýný geride býrakýrken
“Iþýðýn bol olsun Nurgüzel!”
dedim içimden.
Yazan
Recep Koçak
DENÝZ FENERݒNDE BAÞVURU SÜRECÝ
Toplumsal duyarlýlýðýn etkinliði
ülkelerin geliþmiþlik
göstergelerindendir. Dayanýþma
bilincinin artmasý ülkelerin refah
düzeyini yükseltmektedir. Ülke
ekonomisi týpký aile ekonomisi gibi
tüm fertlerin üzerine düþen
sorumluluðu yerine getirmesiyle
geliþebilir.
Deniz Feneri Derneði bir
televizyon programýnda ihtiyaç
sahibi bir aileye býrakýlan gýda
poþetinin baþlattýðý dayanýþma
hareketi ve bunun önemini
kavramýþ, bu sorumluðun farkýnda
olan bir ekiple bugün binlerce
kiþiye yardým ulaþtýran bir kurum
haline gelmiþtir.
Yardým yapmak isteyen
hayýrseverlerin yardýmlarýnýn
gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaþtýðýný
bilmeleri ve bu konuda herhangi
bir vicdani kaygý duymamalarý bu
konudaki baþarýnýn en önemli
göstergesidir.
Deniz Feneri Derneði toplum
olarak hassasiyetlerimize saygý
göstererek üzerine düþeni özverili
bir çalýþmayla ortaya koymuþtur.
Gerçek ihtiyaç sahiplerinin tespit
edilmesini, bu ailelere ihtiyaç
duyduklarý miktar ve türde
yardýmlarýn ulaþtýrýlmasýný
saðlayarak benzerlerinden çok
daha etkin ve baþarýlý olmuþtur.
Bu baþarý ülkenin içinde
evraklarý ile Yardým Organizasyon
Programýna kayýt yapýlýr.Böylelikle
yardým talep eden kiþiler ve onlara
ait bilgiler bilgisayar ortamýnda
kayýt altýna alýnýr ve her türlü
geliþme kaydedilerek sürekli
güncellenir. Oluþturulan dosya ile
Ýstanbul’da personelimiz ve
gönüllü tahkik elemanlarýmýz
aracýlýðýyla ailenin sosyal incelemesi
yapýlýr, bu inceleme ile ailenin
sosyal ve ekonomik durumu rapor
bulunduðu
durumdan etkilenen
bu nedenle geçim darlýðý çeken
insanlarýn baþvuru rakamlarýyla
deðil, ayný zamanda baðýþlarýyla
gücümüze güç katan
yardýmseverlerin sayýsýnýn
çokluðuyla da ifade edilebilir.
Ülke sorunlarýnýn en önemlisi olan
yoksulluk konusunda üzerine
düþeni azami özen ve hassasiyet
ile yürüten Deniz Feneri Derneði
üyeleri toplumsal süreçte çok
önemli bir görev ifa etmektedir.
Yardým talep eden kiþi telefonla,
internet yoluyla veya bizzat
gelerek derneðimize ulaþtýðýnda
ona yardýmcý olabilmemiz için
gereken belgelerin neler olduðu
bildirilir. Bu belgeler yardým talep
edenlerle ilgili doðru bilgilerin
oluþturulmasý için ilk adýmdýr.
Derneðimiz baþvurularýn
kolaylaþtýrýlmasý için evraklarýn
posta yoluyla gönderilmesini talep
etmektedir. Gönderilen baþvuru
edilir, aile fertlerinin öðrenim,
çalýþma, saðlýk ve sosyal
güvenceleri, ayakkabý ve beden
bilgileri not edilir. Ýstanbul dýþýndan
yapýlan baþvurularda sosyal
inceleme mülki idareler aracýlýðýyla
gerçekleþtirilir. Ýllerde valilikten
ilçelerde kaymakamlýktan ailenin
durumunun inceleyip rapor etmesi
istenir.
Sosyal incelemesi tamamlanan
dosyalar Yardým Deðerlendirme
Komisyonu’nda deðerlendirilir.
Aileye ihtiyaç duyduðu yardým
imkanlarýmýz ölçüsünde verilir.
Alýnan kararlar ilgili birimlerce
uygulanýr. Ailelerin yardým süreçleri
o ailenin kendi özel koþullarýna
göre belirlenir, kimi zaman tek
seferlik kimi zaman da periyodik
yardýmlar yapýlmak suretiyle
ailelere yardýmcý olunur.
Yardým yapýlan aileler ihtiyaçlarýn
tekrarlamasý veya yeni ihtiyaçlarýn
ortaya çýkmasý durumunda ‘mavi
masa’ birimine bildirerek bunun
giderilmesini talep
edebilirler.
Deniz Feneri Derneði toplumsal
duyarlýlýðý artýrmak, dayanýþmayý
ve yardýmseverliði etkin kýlmak bu
noktada bir sivil toplum kuruluþu
olarak üzerine düþeni yapmakta
azami özeni göstermektedir. Bu
çalýþmalarýn yapýlabilmesinde en
büyük destek Deniz Feneri
gönüllülerinden alýnmaktadýr.
Türkiye’nin her yerinden Deniz
Feneri Derneðine üye olan ve
çalýþmalarýna katký saðlayan
binlerce gönüllümüz
bulunmaktadýr.
Hazýrlayan
Habibe Yýldýz
HESAP NUMARALARI
Ýçiþleri Bakanlýðý’nýn Ýzniyle;
BANKA
ÞUBE
TL
EURO
USD
ÞUBE
KOD.
BANKA
KOD.
ZÝRAAT BANKASI
FATÝH
717627
717615
717599
488
10
AKBANK
FATÝH
31971
31973
31972
VAKIFBANK
NURUOSMANÝYE
2014300
303-4014500 303-4014400 303
15
FAMILY FÝNANS
TOPKAPI
14-126517-5 14-126517-7
14-126517-6
14
204
ASYA FÝNANS
FATÝH
22-261986-1 22-261986-3
22-261986-2
22
208
Web sitemizi ziyaret ederek veya, telefonla arayarak kredi kartý ile baðýþ yapabilirsiniz...

Benzer belgeler