Dr. Fatma BASMACI ENDODONTİK TEDAVİ SIRASINDA

Transkript

Dr. Fatma BASMACI ENDODONTİK TEDAVİ SIRASINDA
Dr. Fatma BASMACI
ENDODONTİK TEDAVİ SIRASINDA KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR VE
ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ:
Diş hekimleri endodontik tedavilerin aşaması olan teşhis, vaka seçimi, tedavi planı, giriş
kavitesi preparasyonu, kanalların temizlenmesi ve şekillendirilmesi, kanalların doldurulması
ve post preparasyonu sırasında birçok problemle karşılaşabilir. Endodontik tedavi
uygulanmadan önce de, yanlış tanı nedeniyle başarısızlıklara neden olunabilmektedir.
Hekimin, klinik ve radyografik gözlemler ve hastanın temel şikayetlerine dayanarak en doğru
tanıya ulaşması zorunluluktur. Akut pulpal ve periodontal hastalıklarda patolojik olaylar
birbirini takip ettiğinden dolayı ayırıcı tanı kriterleri yetersiz kalabilir. Ağrının etiyolojisi
bilinmeden tedaviye başlanması hem hekim hem de hasta için zor bir durumdur. Ayrıca,
endodontik kaynaklı olmayan periapikal lezyonların birçoğu gerek radyografik görüntü
gerekse semptomlar açısından endodontik kaynaklı periapikal lezyonları taklit eder ve bu
durum tanıyı zorlaştırır. Ayırıcı tanıdaki en belirgin bulgu dişlerin vitalite testlerine verdiği
yanıttır. Endodontik kaynaklı olmayan patolojilerde ilgili bölgedeki dişler vital ve
asemptomatiktir. Radyolojik muayenede, foramen mentale ve foramen incisivum gibi
anatomik oluşumların dişlerin apikal bölgeleri üzerine süperpoze olması sonucu yanlış tanı
konulabilir. Bu durumda değişik açıdan radyografiler çekilmeli ve lamina duranın devamlılığı
izlenmelidir.
1. Anestezi sırasında oluşabilecek komplikasyonlar
Endodontik tedaviye başlamadan önce lokal anestezi yaparken, enjektör içerisindeki sıvının
karıştırılması
sonucu
yanlış
maddenin
enjekte
edilmesi
ciddi
komplikasyonlar
doğurabilmektedir. Hastada ani şişlik, şiddetli ağrı ve ciddi alerjik reaksiyonlar gelişebilir.
Hastaya, antibiyotik, analjezik ve antihistaminik reçete edilmeli, ilk gün soğuk kompres, takip
eden günlerde ise ılık kompres uygulaması anlatılmalı ve hasta takibe alınarak dental işlemler
bekletilmelidir. İrrigasyon için özel olarak üretilmiş enjektörlerin kullanılması bu karışıklığın
ortaya çıkmasına engel olacaktır.
Ayrıca aşağıdaki nedenlerden biri veya bunların kombinasyonları sonucunda anestezide
başarısızlık meydana gelir:
1. Anestezik solüsyonun yanlış yere depolanması
2. Anestezik maddenin dozunun az olması
3. Yanlış teknik uygulanması
4. İntravasküler enjeksiyon
5. Bireyin anestezik maddeye karşı olan cevabındaki değişiklikler
6. Ağrı eşiğindeki varyasyonlar
7. Bayatlayan ve uygun koşullarda saklanmayan etkinliği yitirilmiş solüsyonların
kullanımı.
2. Giriş kavitesi preparasyonu sırasında oluşan komplikasyonlar
Giriş kavitesi preparasyonunu, kanal aletlerinin pulpa odası ve dolayısıyla pulpa kanallarına
doğrudan ve en kısa yoldan, olabildiğince dik doğrultuda, pulpa odası duvarlarına temas
etmeden ve takılmadan, pulpa duvarları tarafından bükülmeye zorlanmadan kanalın ilk
kurvatürüne kadar ilerletilmesini sağlayacak şekilde oluşturmak önemlidir. Endodontik tedavi
sırasında görülen uygulama hatalarının önemli bir kısmı giriş kavitesinin uygun boyut ve
şekillerde açılmamasından dolayı oluşmaktadır. En sık yapılan hatalardan biri ise giriş
kavitesinin normalden oldukça küçük açılmasıdır. Bu durum özellikle;
- Pulpa boynuzlarının olduğu bölgelerde doku artıklarının kalmasına,
- Dişte renk değişimlerine,
- Bazı kanallara girilememesine,
- İlave kanalların tespit edilememesine yol açar.
Her zaman olması gerekenden bir fazla kanal olasılığı göz önünde tutularak ‘’mousehole’’
(fare deliği) preparasyondan özenle kaçınılmalıdır. Ayrıca, yeterli açılmayan giriş kaviteleri
sonucunda kök kanal aletleri giriş kavitesi duvarları boyunca uygunsuz bir şekilde yol alır ve
dolayısıyla kök perforasyonlarının riski artar. Aşırı genişletilmiş giriş kaviteleri ise yetersiz
genişlikte açılan kaviteler kadar kötü sonuçlar doğurmasa da klinik kronu zayıflatır ve
servikal kron-kök kırıkları oluşabilir. Zayıf tüberküller, kron ya da kron-kök kırıklarını
önlemek için mutlaka kaldırılmalı ya da yüksekliği indirilmelidir. Ayrıca, tüberkül
yüksekliğinin azaltılması kök kanallarına daha rahat girişi sağlar. Sekonder dentinin pulpa
odasını yok ettiği, dişi tamamen kaplayan bir restorasyon varlığı, diş kendi uzun aksında
eğildiği zaman ve ekstra kök ya da kanalın varlığından kuşku duyulduğu zaman daha geniş bir
giriş kavitesi açmak gerekli olabilir.
a. Bulunamayan kanallar:
Bazı dişlerde kök kanallarına kolaylıkla girilemeyebilir veya kanallar pulpa odasından
kolaylıkla görünemeyebilir; özellikle maksiler molarların mezial kökündeki 2. kanal,
mandibuler molarların distal kökündeki 2. kanal, alt keserlerde 2. kanal, alt premolarlarda 2.
kanal ve üst premolarlarda 3. kanallar. Bunun dışındaki kanallar ise kök kanal anotomisinin
yeterince bilinememesi veya ek kanalların yeterince aranmaması nedeniyle bulunamayabilir.
Tedavi sırasında kanala yerleştirilen alet dişin tam orta hizasında bulunmuyorsa ek kanal
varlığından söz edilebilir.
2
Bazen, birden fazla kanala sahip köklerde, 2 kanal apikal bölgede birleşir. Eğer apikal
bölgede iyi bir tıkaç sağlanmışsa, bulunamayan (açılmamış) kanaldaki bakteriyel içerik
prognozu etkilemeyebilir. Dişe yeniden kanal tedavisi uygulanarak, bulunmayan kanal
hermetik bir şekilde doldurulmalıdır. Ek kanalın uygun bir şekilde doldurulamadığı
durumlarda cerrahi tedavi düşünülebilir. Birden fazla kanallı dişlerde tüm kanalların lokalize
edilmesi, uygun ve yeterli bir giriş kavitesinin oluşturulması, mezial ya da distal’den
açılandırılarak alınan ek radyografiler ve kök kanal anatomisinin ve hangi dişlerde ek kanallar
olabileceğinin bilinmesi önemlidir.
b. Mevcut koronal restorasyona hasar verilmesi:
Porselen veya metal destekli porselen kronlar üzerinden giriş kavitesi açılırken porselen
atabilir. Porselen tamir setleri ile kompozit rezinler krona bağlanabilir. Rubber-dam
kroşesinin porselen-kron marjinine direkt olarak yerleştirilmesi marjinde hasara ve/veya
porselende kırılmalara neden olabilir. Endodontik tedavi öncesi, yeni yapılmış ve geçici
olarak simante edilmiş kronların çıkarılması sırasında da aynı sorunlarla karşılaşılabilir. Eğer
restorasyon üzerinden giriş kavitesi açılacaksa ki tercih edilmez, su soğutmalı ince grenli
elmas frezler kullanılmalıdır.
c. Giriş kavitesi açılması sırasında perforasyon oluşması:
1. İlgili dişin aksiyal eğim derecesinin komşu diş ve alveol kemikle ilişkisine yeterince
dikkat edilmediğinde kökte veya kronda çeşitli seviyelerde perforasyonlar oluşabilir.
Frez dişin uzun aksına paralel olacak şekilde kullanılmadığı zaman istenmeyen
perforasyonlar kaçınılmazdır.
2. Frezin kesici uzunluğunun sınırlı olması nedeniyle, pulpa odası perforasyonları dişin
furkasyon bölgesinde, servikal bölgesinde ve daha az sıklıkla lateral bölgesinde
gelişebilir.
3. Döküm kronlarda, dişin uzun aksı ile kronun uzun aksı aynı olmadığı durumlarda,
frezin döküm kronun aksına göre kullanılması koronal veya radiküler perforasyona yol
açar.
4. Yeterli açılmamış giriş kavitelerinde kanalın aranması, genişletilmesi ve post
boşluğunun hazırlanması sırasında kemik seviyesinin üzerinde perforasyonlar
oluşabilir.
Furkasyon bölgesindeki perforasyonların 2 farklı tipi vardır. Direkt perforasyon, sıklıkla
kanal ağzının pulpa tabanında bir frezle aranması sonucunda oluşur. Genellikle kolay bulunur,
küçük ve duvarları vardır. Strip perforasyon ise eğelerle aşırı instrumentasyon sonucu
koronal kök yüzeyinin furkasyon bölgesine bakan tarafında meydana gelir. Bu tip
3
perforasyonlara ulaşmak ve tamir etmek diğerine göre daha zordur, periodontal bölgede
genellikle bir inflamasyon gelişir ve bu durum prognozu olumsuz etkiler. Strip perforasyon,
kanal içerisine yerleştirilen kağıt konun sadece üst kısmında kanamanın görülmesiyle teşhis
edilebilmektedir.
Alveol kretin üzerindeki perforasyonlar genellikle cerrahi operasyon gerektirmeden
intrakoronal (ortograd) yoldan tedavi edilebilir. Kanama pamuk pelete emdirilmiş serum
fizyolojik, epinefrin 1:50000 veya ferrik sülfat içeren hemostatik ajan ile kontrol altına alınır.
Perforasyon alanının tespit edildiğinde vakit geçirilmeden kapatılması gereklidir. Kök kanal
dezenfektanı olarak toksisitesi yüksek materyaller (Ör: formokrezol) kullanılmamalıdır,
biyouyumlu bir materyal olan kalsiyum hidroksit tercih edilmelidir. Kavite, cavit veya çinko
oksit ojenol ile kapatılır. Kanal tedavisine devam edilir. Perfore olmuş alanın restorasyonu
bağımsız olarak veya tüm dişin restorasyonunun bir parçası olarak yapılabilir. Her iki
yöntemde de periodontal tedavi gerekebilir. Perforasyonların tedavisinde çeşitli maddeler
önerilmektedir.

Cavit

Amalgam

Kalsiyum hidroksit

Super EBA

Cam iyonomer siman

Güta perka

Trikalsiyum fosfat

Gel foam gibi kanama durdurucu ajanlar

MTA

Teflon ve/veya dekalsifiye dondurulmuş, kurutulmuş kemik
MTA ile perforasyon tamiri

Perforasyon oluştu ancak kanal ağızları bulunmadıysa;
-
İrrigasyon solüsyonu olarak steril distile su veya serum fizyolojik kullanılır.
-
Eğer o seansta diş kapatılacaksa Pulpa odası tabanına kalsiyum hidroksit koyulur. Sonraki
seansta kanallar bulunduktan sonra perforasyon alanı MTA ile kapatılır.

Perforasyon oluştu ve kanallara giriliyorsa;
-
Kanallar içerisine tamir materyali girmemesi için kanallara eğe veya kağıt kon yerleştirilir.
-
Perforasyon alanı hemen MTA ile kapatılır ve üzerine cam iyonomer siman yerleştirilip, kanal
tedavisi işlemlerine devam edilir.
4
Perforasyonlar yukarıda bahsedilen yollarla tedavi edilemiyorsa cerrahi tedavi
alternatifleri uygulanabilir. Bunlar, hemiseksiyon, biküspidizasyon, kök amputasyonu ve kasti
replantasyondur.
Perforasyon oluşmasına engel olmak amacıyla;
- Operasyon öncesi alınan radyografilerle kalsifikasyon varlığı, lokalizasyonu ve derecesi
belirlenmelidir. (Mezial veya distalden açılandırarak alınan radyografilerde anatomik
varyasyonlarla ilgili detaylı bilgi edinebilmekte, Bite-wing radyografilerle pulpa odasındaki
daralmalar izlenebilmektedir.)
- Giriş kavitesi açarken, frezin uzun aksı ile dişin uzun aksı birbirine paralel olmalıdır.
- Uygun boyut ve doğru konumda açılmış bir giriş kavitesi kanallara direk girişe izin verir ve
dolayısıyla perforasyon oluşturma riski azalır.
- Dişin ve özellikle pulpal anatominin çok iyi bilinmesi ve olabilecek varyasyonların akılda
tutulması uygulama hatalarının önüne geçmede önemlidir.
- Giriş kavitesini yöneltmek adına, frez kavite boşluğuna yerleştirilip pamuk peletlerle hareket
etmesi önlendikten sonra alınan radyografiler, kanalın konumu ile kavite derinliği arasındaki
mesafe ve frezin doğrultusu hakkında bilgi edinmemizi sağlar.
- Fiber optik ışınlar, giriş kavitesi preparasyonu sırasında kaviteyi ve pulpa odası tabanını
aydınlatarak kanalların daha rahat lokalize edilmesini sağlayabilir.
- Özellikle döküm kronlar dişin uzun aksı ile aynı hizada olmadığından uzaklaştırmaları
sırasında perforasyon oluşturma riski oldukça yüksektir. Endodontik tedaviye başlamadan
önce mümkünse bu kronların mutlaka sökülmesi gerekmektedir.
- Endodontik giriş kavitesi açmak için özel üretilmiş güvenli ve ucu künt olan frezlerin
kullanılması pulpa odası tabanına veya kavite duvarlarına penetrasyonu önleyerek
perforasyon riskini azaltmaktadır (örneğin; Endo Z frezi, Riitano access frez).
d. Giriş kavitelerinin aşırı geniş açılması:
Özellikle geniş restorasyonlu premolar ve molar dişlerde giriş kavitesi açarken kronda ciddi
bir madde kaybı görülür ve neticede fraktür meydana gelebilir. Daha önceden çatlak olan
dişler, giriş kavitesi açıldıktan sonra daha fazla zayıflar ve hasta ilgili dişiyle çiğneme
gerçekleştirirse kron kırılabilir.
3. Kanal preparasyonu sırasında oluşabilecek komplikasyonlar
5
Giriş kavitesi preparasyonlarında olduğu gibi, kök kanallarının temizlenip şekillendirilmesi
sırasında da prosedürlere yeterince dikkat edilmemesi biomekanik kök kanal preparasyonu
sırasında komplikasyonlara neden olmaktadır.
a. Basamak oluşması:
Basamak kök kanal duvarında yaratılan ve aletlerin apikal bölgeye ulaşmasına engel olan
yapay düzensizliklerdir.
Basamak oluşmasının nedenleri:

Kök kanallarına direkt girişe izin veren uygun bir giriş kavitesinin oluşturulmaması

Kök kanal yönünün doğru tespit edilmemesi

Kök kanal uzunluğunun doğru saptanmaması

Kanal içerisinde aletin aşırı zorlanması ve sıkıştırılması

Eğimli kanallarda kanal ebatlarına göre çok büyük olan paslanmaz çelik aletlerin
kullanılması

Kanal aletlerinin çok çabuk değiştirilmesi ve sıra atlanarak kullanılması

Çalışma uzunluğunda aletin rotasyon hareketi ile kullanılması

Kanal preparasyonu sırasında yetersiz irrigasyon yapılması ve kanal aletinin kanal
içerisinde
daha
rahat
ilerlemesini
sağlayan
kayganlaştırıcı
maddelerin
kullanılmaması

Şelasyon ajanlarının aşırı kullanılması

Kırık kanal aletini kanaldan çıkarmaya çalışırken

Yeniden kanal tedavisinde kök kanal dolgusunun çıkartılması sırasında

Kalsifiye kök kanallarının preparasyonu sırasında
Radyografi aletin belirgin olarak kanal lümeni hizasından çıktığını gösteriyor ise,
basamağın yanından geçilmeye çalışılarak kanal preparasyonu tamamlanır. Basamağın
yanından geçmek için 10 veya 15 nolu eğelerin uçlarına farklı bir eğim verilerek basamak
yanından apikale ulaşılmaya çalışılmalıdır. Basamak aşılınca bu takılma bölgesi aletin küçük
vertikal hareketleriyle silinmeye çalışılır. Aletin kıvrık ucunun basamağın oluştuğu duvarın
karşısına gelmesine dikkat edilir. Aynı işlemler tekrarlanır. Alet kanaldan çekildiğinde
ucunun eğimi kontrol edilmeli, gerekiyorsa tekrar bükülmelidir. Aksi takdirde basamak
düzelmez ve perforasyon oluşabilir.
b. Kanalın debrislerle tıkanması:
6
Tıkanma, daha önce açık olan kök kanal sisteminde apikal sıkışma veya apikal stop’a
ulaşılmasına engel olan bir durumdur. Dentin talaşlarının yol açtığı ve daha çok eğri
kanalların genişletilmesinde çalışma boyu kayıplarına neden olan bir hatadır. Kanal blokajının
tedavisi rekapitülasyon ile mümkün olabilir. En küçük eğe tercihen hedström eğesi ile çeyrek
döndürme tekniği ve lubrikant ajanla birlikte kullanılır. Tıkanma kanalın bükülme veya
eğilme kısmında oluştuysa kanal aleti yerleştirilmeden önce dikkatlice eğilmelidir.
Tıkanmanın olduğu zamana göre prognoz değişir. Kanal kurallara uygun bir şekilde
temizlenmiş ise, tıkanmanın prognoza etkisi hiç ya da çok azdır. Kanal tam temizlenmeden
tıkanmış ise iyileşme kötü yönde etkilenir. Vital pulpalı dişler nekrotik pulpalı dişlerden daha
iyi prognoza sahiptir. Kanal preparasyonu süresince dentin debrislerini uzaklaştırmak için
devamlı irrigasyon yapılmalıdır. Kanal aletlerinin kullanımında aşırı basınç ve rotasyon
hareketlerinden kaçınılmalı, kanal kuru iken genişletilmemelidir.
c. Kanalda alet kırılması:
Kök kanalında alet kırılması endodontide sıklıkla rastlanan ve çözülmesi gereken çok ciddi
bir sorundur. Genelde kırılmış aletlerin çıkarılması zor bir işlemdir. Kırık aleti çıkarmaya
çalışmak; basamak oluşumu, aşırı genişletmeye bağlı kanal perforasyonu ve kök kanalının
taşınmasına neden olabilmektedir.
Kırık parça kökün koronel 1/3’ünde ise: Eğe ve reamerın kanalda sıkışmasından sonra
çevrilmeye çalışılmasıyla oluşan ve en kolay çıkarılabilen kırıklardır. Kırık aletin koronale
yakın kısmı görünür hale getirilene kadar giriş kavitesi yeniden düzenlenir. Daha sonra kırılan
enstrümanı çıkarmak için Stieglitz pensi veya eğe ekstraktörü veya Castroviejo enstrümanı
kullanılır.
Kırık parça kökün orta 1/3’ünde ise: Kanalın orta üçlüsünde bulunan kırık bir aletin
çıkarılması kanalda aşırı derecede genişletmeyi gerektirir. Bu işlem kökün zayıflamasına
neden olabilir. Bu nedenle küçük numaralı bir eğe veya reamer kullanılarak kırık parçanın
yanından geçilmeye çalışılır. Kanal oval veya düzensiz şekilli ise kolaylıkla by-pass
(yanından geçme) yapılabilir. Ucu hafifçe eğimlendirilmiş 10 numaralı bir eğe kanala
yerleştirilir ve kırılan alet ile dentin arasındaki boşluğa girene kadar çeyrek tur döndürülerek
ilerlenir. Bu boşluğun yavaşça genişletilmesi 10 numaralı eğenin aleti yavaşça atlamasına izin
verir. 10 numaralı eğenin ucundan 1 mm’lik bir parça aeretör yardımıyla kesilir ve böylece
hacim olarak 15 numaralı ancak fleksibilite olarak 10 numaralı alete ait bir kanal eğesi elde
edilmiş olur. Böylece kanal duvarını perfore etme riski azalır. Kısaltılmış alet çalışma boyuna
ulaştıktan sonra 15 nolu eğe by-pass için kullanılır. By- pass işleminde geniş çaplı eğeler
7
kullanılmaz, çünkü kanal distorsiyonları oluşabilir. 20 numaralı eğe çalışma boyuna gittikten
sonra pat ve ısıtılmış güta perka ile kanal doldurulur.
Kırılan parça by-pass yapılamıyor ise; kimyasal yöntemlere başvurulabilir. Kanal kırılan
eğeye yakın bir eğeyle veya Gates-glidden frezleri ile genişletilir ve boşluğa EDTA
gönderilir. Kanalda 5 dk bekletilir. EDTA kullanılmadan önce kanaldaki sodyum hipokloriti
elimine etmek için kağıt konlar kullanılır. Çünkü EDTA zayıf bir asittir ve herhangi kuvvetli
bir bazın varlığı pH’ını değiştirir ve etkisini yok eder.
Kırık parçanın kanalda oluşturduğu tıkamanın sızdırmazlığı konusunda şüpheye
düşüldüğünde, örneğin kırık parça lentülo olduğunda veya altta kalan pulpa dokusu nekrotik
bir durumda bulunduğunda parçanın çıkarılması tavsiye olunur. İlk olarak lentülo spiralinin
ucu K tipi eğelerle duvardan dikkatli bir eğeleme yapılarak serbest bırakılır sonra Hedstöm
tipi bir eğe lentülo fragmanının içine sokulur ve koronal doğrultuda yukarı çekilir. Burada
Hedström tipi eğenin kırılmamasına ve lentülo spiralinin içine bir mantar açıcı gibi girmesine
özen gösterilir. Daha küçük boy eğelerin kırılma riskinden dolayı işlemde 30 numaradan
küçük eğe kullanılmamalıdır.
Yukarıdaki yöntemlere rağmen kanal aleti sıkışmış ve by-pass imkanı yoksa; operasyon
mikroskobu ve Masserann kit kullanılması kırık aletin çıkarılmasında faydalı olabilir.
Kırık parça kanalın apikal 1/3’ünde ise: Apikalde kırılan bir parçanın daha apikaline
ulaşılabilmesi ancak sınırlı sayıda vakada mümkün olmaktadır. Apikale geçiş uğraşıları veya
fragmanın çıkarılması işlemleri sıklıkla perforasyona neden olmaktadır. Buna karşılık
fragmanın koronal bölümündeki normal genişletme ve irrigasyon işlemleri ve sonradan
fragmanın yerinde bırakılarak kanalın doldurulması uygun bir prognoz göstermektedir. Diş
uzun süreli takibe alınır. Kırık parça kök kanal dolgusunda apikal dolgunun bir bölümü olarak
düşünülür. Böyle tedavilerin başarısı fragmanın oluşturduğu tıkamanın niteliği ile yakından
ilgilidir. Eğer tıkama zayıfsa, tedavi başarısız olmuşsa veya hasta ile koordinasyonun
sağlanamayacağı koşullarda periapikal cerrahi ve retrogat dolgu ile apikal tıkamanın elde
edilmesine çalışılır. Çünkü fragmanın kanal yoluyla çıkarılmaya çalışılması kök perforasyonu,
iyi bir apikal tıkama ve dolayısıyla optimal bir kök kanal dolgusu sağlanamaması nedeniyle
risk taşır. Apikal rezeksiyon endikasyonunun zor olduğu dişlerde kök rezeksiyonu,
hemiseksiyon, kasti replantasyon hatta çekim endikasyonu konulabilir. Kırık parça apeksten
dışarı çıktığında periapikal dokularda irritasyona neden olabilir. Bu gibi olgularda apikal
cerrahi yöntemleriyle ya fragmanın bulunduğu parça çıkarılır veya kırık parçaya apikal
taraftan ulaşılarak çekilip çıkartılır. Kırık parçanın çıkarılmasında kırık parçanın yeri,
konumu, şekli ve tıkanmanın derecesi önemlidir. Ancak kanal tedavisinin prognozu açısından
8
pulpa ve perapikal dokuların tedavi öncesi durumu önemlidir. Nekroz ve perapikal lezyonlu
bir dişte kırık parçanın mutlaka çıkarılması gerekir, şayet çıkarılamıyorsa apikal rezeksiyonla
apikal foramen retrogat olarak doldurulmalıdır.
d. Zip oluşumu (Eliptikasyon):
Zipping veya eliptikasyon kanalın apikal bölümünün transportasyonu veya
transpozisyonudur. Eğrilik derecesi daha fazla olan kanalların preparasyonunda kum saati
şekli ve apekste zip oluşumu daha büyük sıklıkla görülmektedir. Eğri kanallarda kullanılan
eğeler apikal bölümde dış duvardan daha fazla aşındırma yapma eğilimindedir. Böylece
kanalın doğal eğimi ve gidiş yolu değişmiş olur. Koronal bölümde ise tam tersine kanal
duvarının iç yüzünde daha fazla aşındırma yapılmaktadır. Kullanılan enstrümanın tipi ve
yapısı ne olursa olsun numarası büyüdükçe, özellikle 30-35 numaradan itibaren kanalda zip
oluşumunu artırmaktadır. Bu sorunla ilgili olarak alınabilecek en etkili önlem, dikkatli
preparasyon ve Weine’nın önerdiği şekilde aletlerin kıvrım yerine kadar ve kıvrım tarafından
tek yüzlerinde aşındırma yapılarak uygulanmalarıdır.
e. Kök perforasyonları:
Perforasyon, operasyon esnasında pulpa boşluğu ve periodonsiyum arasında devamlı bir
ilişkiye neden olan yapay bir açıklığın oluşturulması işlemidir. Perforasyonların oluşmasında
başlıca 2 nedenden bahsedebiliriz:
1. Basamak oluşumunun daha ileri bir evresi olarak lateral perforasyon gelişebilir.
2. Büyük numaralı aletlerin kullanılması sonucu apikal foramenin direk perforasyonu
gelişebilir.
Kökün servikal üçlüsünde oluşan perforasyonlar:
Kanalın servikal bölümü sıklıkla, giriş kavitesi açarken kanal ağızlarının aranması,
kanalların genişletilmesi veya Gates-Glidden frezlerin uygunsuz kullanılması sırasında
perfore olmaktadır. Periodontal ligament boşluğundan gelen ani kanama ilk belirtidir. Yıkama
ve pamuk peletlerle bölgenin kurutulması direk görüşe imkan verir. Bunun dışında endoskop,
klinik mikroskop veya fiberoptik ışıkların kullanımı teşhiste yardımcıdır. Perforasyonun
boyutu küçükse kanal yoluyla kapatılması mümkün olabilir. Eğer perforasyon genişse,
öncelikle kanal içinden tıkama sağlanır daha sonra cerrahi olarak perforasyon bölgesi açılarak
önerilen materyal yerleştirilir. Bu amaçla birçok materyal (amalgam, Cavit, cam iyonomer,
MTA) kullanılabilir.
Kök orta üçlüsünde oluşan (lateral) perforasyonlar:
Genellikle kurvatürlü kanallarda kanal aletlerinin uygunsuz ve yanlış kullanılmaları sonucu
oluşan basamağın düzeltilememesiyle kök orta üçlüsünde perforasyonlar gelişebilmektedir.
9
Alt molarların mezial köklerinin distal yüzeylerinin veya üst molarların mesiobukkal
kanallarının
aşırı
genişletilmesi
sonucu
lateral
perforasyonlar
(strip
perforasyon)
oluşmaktadır. Kuru bir kanaldan aniden kan gelmesi ve anesteziye rağmen hastanın ağrı
şikayetinin olması ilk ortaya çıkan bulgulardır. Kanal içerisine kağıt konlar yerleştirilerek
hemorajinin bulunduğu saha saptanabilir. Cerrahi ve cerrahi olmayan yöntemlerle tedavisi
mümkün olabilir. Kontaminasyon oluşmamalı ve çabuk tamir edilmelidir.
Kökün apikal üçlüsünde görülen perforasyonlar:
Eğri bir kanalda basamak, apikal transportasyon ya da apikal zip oluşumu sonucu
perforasyonlar meydana gelebilir. Kanalda veya enstrümanda kan olması, asemptomatik bir
dişte kanal preparasyonu sırasında görülen ağrı, aniden apikal stop kaybı belirtileridir.
Perforasyonun lokalizasyonunu belirlemede ayırt edici olarak kanala yerleştirilmiş kağıt
konlardan yararlanılabilir. Biri doğal biri de iatrojenik iki foramen meydana gelmişse;
ısıtılmış yumuşatılmış güta perkanın vertikal kondensasyonuyla ana kanal ve her iki
foramenin dolgusu gerçekleştirilir. Eğer dişte periapikal lezyon varsa ve iatrojenik olarak
oluşan foramen doğal apikal foramenden uzak ise iyileşme gerçekleşmeyebilir ve apikal
rezeksiyon gerekebilir. Bazen düz bir kanalda kanal boyunun yanlış saptanması sonucu
perforasyon gelişir. Kanalın taşkın bir şekilde doldurulmasını önlemek için doğru çalışma
boyu orijinal boydan daha kısa olarak tekrar sağlanmalı ve büyük kanal aleti ile genişletme
tamamlanmalıdır. Back-up preparasyon olarak tanımlanmış bu işlemde yeni apikal stop
radyolojik apeksten yaklaşık 1-2 mm yukardadır. Eğer diş vitalse, kalsiyum hidroksit
kullanılarak apikalde osteosementogenetik iyileşme gerçekleşebilir. Böylece oluşturulan
apikal bariyer kök kanal dolgusunun taşmasını önleyecektir. Diğer perforasyon tiplerine göre
apikal perforasyonlar eğer başarılı bir şekilde tamir edilirse daha iyi bir prognoza sahiptirler.
f. Aletlerin yutulması ve aspire edilmesi:
Rutin diş hekimliği işlemleri esnasında oluşabilecek komplikasyonlardan birisi de yabancı
cisimlerin aspirasyonu veya yutulmasıdır. Yutulan alet bir kanal enstrümanı veya köşeli
parsiyel bir protez olduğunda perforasyon ihtimali belirir. Bunun sonucunda peritonit,
septisemi, yabancı cisim granulomu, abse ve fistül gelişimi veya aletin vücudun başka bir
bölümüne hareketi gibi ciddi komplikasyonlar gelişebilir. Bununla beraber aspire edilen
yabancı cisimlerle solunum yollarının parsiyel veya total olarak tıkanması, beyin hasarları,
ölüm veya pulmoner enfeksiyon gibi ciddi komplikasyonlar oluşturabilir. Yutulan cisimler
sindirim sisteminin çeşitli bölgelerinde yabancı cisim reaksiyonuna neden olabilir.
Radyografi ile olduğu gibi hastanın işaretleri ve semptomları ile tanı konulabilir.
Yabancı cisim aspirasyonu; hıçkırık, öksürük, tıkanma, sıkıntı işaretleri ve soluk alma
10
güçlüğü ile belirti verebilir. Tıkanmanın total veya parsiyel olmasına göre larengeal veya
trakeal tıkanmayla siyanoz meydana gelebilir ve sesteki boğukluk tabloya eşlik eder.
4. Kanalların yıkanması sırasında oluşabilecek komplikasyonlar
Kök kanal sisteminin kemomekanik preparasyonunda salin, hidrojen peroksit, alkol, serum
fizyolojik, klorheksidin ve sodyum hipoklorit gibi birçok yıkama solüsyonu kullanılmaktadır.
Herhangi bir yıkama solüsyonu, toksisitesi ne olursa olsun periradiküler dokulara
gönderilmesi sonucu komplikasyon oluşturma potansiyeli bulunmaktadır. Ani şiddetli ağrı ve
şişlik intersitisyel hemoraji ve ekimoz ile karakterizedir. NaOCl yanlışlık ile maksiler sinüse
taşırılırsa, uzun dönemde parestezi, skar oluşumu ve kas güçsüzlüğü meydana gelebilir.
NaOCl sinüs içerisine taşırılırsa, sinüs hemen kanal yoluyla en az 30 ml steril su ya da tuzlu
su ile yıkanmalıdır ve hasta KBB (Kulak burun boğaz) uzmanına gönderilmelidir. Doku
içerisine yıkama solüsyonunun taşırılmasının uzun süreli etkileri parestezi, skar dokusu ve kas
zayıflığıdır. Dolayısıyla komplikasyonun tamiri ne kadar erken yapılırsa prognoz o kadar iyi
olur.
İrrigasyon solüsyonunun apikal foramenden çıkıp çevre dokuları irrite etmemesi için
enjektör kanal içerisinde sıkışmamalı, yıkama işlemi yavaşça ve basınçsız olarak
uygulanmalı, solüsyonun giriş kavitesinden aktığı gözlenmelidir. Ayrıca kanal NaOCl ile
yıkanmadan önce hastanın çamaşır suyuna duyarlı olabileceği göz önünde bulundurulmalı ve
mümkün olduğunca diş ağız ortamından izole edilerek ağız içerisine solüsyonun taşması
önlenmelidir.
5. Kanalların doldurulması sırasında oluşabilecek komplikasyonlar
a. Eksik ya da taşkın doldurma:
Kök kanal dolgu materyali bazen kök kanal sisteminin apikal sınırını aşarak kök
çevresindeki alveolar kemiğe, maksiller sinüse veya mandibuler kanala hatta kortikal kemiğe
kadar ulaşabilir. Büyük taşkınlıklar semptomlara ve tedavinin başarısız olmasına yol açar. Bu
olaya en çok apikal konstriksiyonu bozan apikal perforasyon yol açar. Genişletme sırasında
iyi bir apikal stop oluşturulamaması da diğer bir etkendir. Tedavinin başarısızlığında taşan
dolgu maddesinin irritasyonundan çok apikal bölgedeki sızdırmazlığın sağlanamaması
etkendir. Kanal dolgusunun taşmasının diğer nedenleri ise çalışma boyunun yanlış
saptanması, ana konun doğru seçilememesi ve patın yüksek devirli lentülo ile kanal içine
gönderilmesi sonucu ortaya çıkar.
Kanalın kısa doldurulması ise, kanalların iyi temizlenmemesi ve özellikle apikal
bölgede organik debris bırakılması neticesinde mümkün olabilir. Ayrıca, spreader ve
11
pluggerlarla yeterli veya doğru kondenzasyon yapılmazsa kanallar lateral olarak da eksik
doldurulmuş olur.
Eksik dolgularda yeniden kanal tedavisi ilk seçenektir. Güta çözücüler yardımıyla güta
perka uzaklaştırılabilir fakat periapikal bölgelere bu maddenin iletilmemesine özen
gösterilmelidir. Taşkın kanal dolgularının tedavisi eksik doldurmaya göre daha zor ve
komplikedir. Eksik doldurmada olduğu gibi ilk tedavi seçeneği yeniden kanal tedavisidir.
Taşkın güta perka tek çekişte çıkarılabiliyorsa tedavi kolaydır. Fakat, termoplastik yöntemle
doldurulmuş kanallarda güta taştığı noktadan kopar ve periradiküler dokularda kalır. Bulgular
asemptomatik ve lezyon oluşmamışsa kanal dolgusunun uzaklaştırılmasına gerek yoktur,
hasta uzun dönem takibe alınır. Eğer lezyon mevcut ise veya oluşmuşsa ve diş semptomatikse
apikal küretaj uygulanabilir.
b. Sinir parestezisi:
Sinir parestezisinde lokal ve sistemik faktörler vardır. Lokal faktörler içinde, kanal tedavisi
sırasında meydana gelen taşkın kanal dolguları ve/veya taşkın preparasyonlar, inferior
alveolar sinir yaralanmaları gibi komplikasyonlar yer almaktadır. Meydana gelen sinir hasarı
geçici veya kalıcı olabilir. Ayrıca, formaldehit içerikli patlar sinir toksisitesi oluşturmada
yüksek insidans göstermiştir. Böyle bir komplikasyon gelişmişse, müdahale etmemek hastayı
bilinçlendirmek ve takibe almak gerekmektedir. Parestezi oluşumu, hekimin etken
faktörlerden olabildiği kadar uzak durması ile mümkün olacaktır.
c. Vertikal kök kırıkları:
Vertikal kırıklar, kanalları eğeleme, doldurma ve post boşluğunun hazırlanması esnasında
oluşabilmektedir. Vertikal kök kırığı meydana gelirken aniden ortaya çıkan çatırtı sesi ve
hastanın ağrı ile reaksiyon vermesi neticesinde tespit edilebilir. Uzun süreli vertikal kırıklarda
gözyaşı damlası şeklindeki radyolüsent görüntü, ayrıca kanal dolgusu ile diş kökü arasında
derin bir periodontal aralığın izlenmesi teşhisi kolaylaştırır. Teşhis amacıyla şüpheli bölgenin
cerrahi olarak açılmasıyla da vertikal kırığın görülmesi mümkün olabilir. Vertikal kök
fraktürleri çok kötü bir prognoz sergiler ve genellikle vakaların tedavi edilmesi mümkün
olamamaktadır. Dişin çekimi uygun bir tedavi seçeneğidir.
6. Diğer komplikasyonlar
a. Post boşluğu perforasyonları:
Para-post sisteminde kullanılan ucu keskin frezlerin kontrolsüz kullanımı kanal içinde
lateral perforasyonlara yol açabilmektedir. Ayrıca rond frezler kullanılırken doğrultusuna
dikkat edilmezse perforasyon oluşturma riski artmaktadır. Kök kanal anatomisi iyi bilinmeli
ve post preparasyonundan önce radyografi detaylı bir şekilde incelenmelidir. Uygun frezler
12
seçilmeli ve frezler uygun açıda kullanılmalıdır. Güta perkanın çıkartılmasında sıcak aletler
ucu keskin frezler veya rond frezlere tercih edilmelidir. Post boşluğu hazırlanırken yüksek
devirli turla kullanılan aeratör frezler (öz. Alev uçlu frez) kullanılmamalı, bunların yerine
uygun çaptaki Gates-Glidden frezler,
ısıtılmış pluggerlar veya kanal aletleri tercih
edilmelidir.
b. Doku amfizemi:
Fasiyal doku aralıklarına basınçlı havanın kaçmasıyla ortaya çıkan bir komplikasyondur.
Kanalın genişletilmesi sırasında kanalı kurutmak için kanal içerisine hava sıkılması,
endodontik cerrahi esnasında yüksek devirde dönen frezlerin kullanılması hava amfizemlerine
yol açabilir. Hızlı bir şişme, eritem ve krepitasyon ilk belirtilerdir. Aşırı ağrı şikayeti yoktur.
Dispne ve disfaji görülebilir. Şişlik genellikle subkutan bağ dokularında kalır ve daha derin
anatomik bölgelere inmez. Havanın ense bölgesine migrasyonu solunum güçlüğü ve
mediastinuma ilerlemesi ölümle sonuçlanabilir. Sekonder enfeksiyonlara karşı geniş
spektrumlu antibiyotikler verilebilir. Solunum yolu veya mediastinum etkilenmişse acil tıbbi
müdahale yapılmalıdır.
13

Benzer belgeler

Endodonti (Kanal Tedavisi) - Hisar Intercontinental Hospital

Endodonti (Kanal Tedavisi) - Hisar Intercontinental Hospital doğrudan ve en kısa yoldan, olabildiğince dik doğrultuda, pulpa odası duvarlarına temas etmeden ve takılmadan, pulpa duvarları tarafından bükülmeye zorlanmadan kanalın ilk kurvatürüne kadar ilerlet...

Detaylı