1.Hafta

Transkript

1.Hafta
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
BİRİNCİ BÖLÜM: ELEKTRİĞİN TEMEL KAVRAMLARI
Anahtar Kelimeler
Akım, amper, atom, bileşik, devre, direnç, elektriksel yük, elektron, element, enerji, iletken, iyon,
karışım, kaynak, kulon, kutup (polarite), kuvvet, madde, molekül, nötron, ohm, potansiyel, proton,
serbest elektron, valans elektron, volt, yalıtkan, yarıiletken, yük.
Bu bölümde kazandırılacak yeterliklerden sonra öğrenci;
 Elektrikle ilgili teknik elemanların nasıl sınıflandırıldığını,
 Maddenin tanımını ve fiziksel ve kimyasal durumlarını,
 Element ile bileşik arasındaki farkları,
 Atom, molekül ve iyonun karakteristikleri ve yapılarını,
 Elektron, proton ve nötronun elektriki karakteristiklerini,
 Valans ve serbest elektron kavramlarını,
 Elektriki dengesizlik oluşturmanın yollarını,
 İletken, yarıiletken ve yalıtkanların karakteristiklerini,
 Elektriksel yük kanununu,
 Kutup ve referans noktayı,
 Elektriksel yükü ve birimi olarak kulonu,
 Potansiyel veya emf (emk:elektromotor kuvvet) ve ölçüm birimini,
 Akım ve ölçüm birimini,
 Direnç ve ölçüm birimini,
 Yükün zamanda değişimi biliniyorken akım genliğini hesaplamayı,
 Elektrik devresinin temel elemanlarını,
 Açık ve kapalı devre arasındaki farkları öğrenecek ve anlatabilecektir.
Elektrik, Elektronik, Haberleşme, Otomasyon ve İlgili Diğer Alanlarda Teknik Elemanların
Sınıflandırılması
Ülkemizde teknisyen, tekniker, teknik öğretmen, mühendis unvanları diplomaya bağlı olarak
verilmektedir.
Teknisyen, meslek lisesi mezunu olup okul süresi 3-4 yıldır.
Tekniker, meslek yüksekokulu mezunu olup okul süresi 2 yıldır. Önlisans diploması alır.
Teknik öğretmen teknik eğitim fakültesi mezunu olup okul süresi 4 yıldır. Lisans diploması alır.
Mühendis de mühendislik fakültesi mezunu olup okul süresi 4-5 yıldır. Lisans diploması alır.
Lisans sonrası lisansüstü eğitime devam edilerek yüksek teknik öğretmen veya yüksek mühendis
diploması da alınabilir.
Bu konuda ulaşılabilecek en ileri düzey doktora sonrası alınan meslekî doktor unvanıdır.
Teknisyenler; çok sayıda elektronik sistemi kurabilir, ayarlayabilir, tamir edebilir ve devamlılığını
sağlayabilir.
Teknikerler; teknisyenlere ek olarak tasarım, geliştirme ve test aşamalarında yardımcı eleman olarak
çalışabilir.
Teknik öğretmen ve mühendisler; bütün bunlara ek olarak elektronik sistemleri tasarlarlar, endüstriye
danışmanlık yaparlar, uygun iş için en uygun sistemlerin seçimini yaparlar. Ayrıca her düzeydeki
mesleki-teknik eğitim-öğretim kurumlarında öğretmen veya akademisyen olarak çalışabilirler.
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Şekil 1.1. Teknik elemanlar mikroişlemci denetimli bir sistemin çıkış işaretini gözlüyor.
Şekil 1.2. Bir RLC devresinin tasarım aşaması.
Şekil 1.3. Bir doğru akım devresi üzerinde çalışan teknikerler.
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Şekil 1.4. Tümleşik devrelerle elektriki işaretlerin işlenmesi konusunda çığır açılmıştır.
MADDENİN FİZİKSEL VE KİMYASAL DURUMLARI
Maddenin Tanımı
Maddeyi tanımlamak için çok sayıda ifade kullanılmaktadır. Bunlardan en yaygın kullanılanları
şunlardır:
Belli bir ağırlığı olan ve uzayda yer kaplayan her şeydir madde.
Veya duyu organlarımızla algılayabildiğimiz şeylerden yapılan her şeye madde denir.
Maddenin temel yapı birimi atomdur. Elektroniğin anlaşılmasındaki önemi yüzünden atom konusu bu
bölümün ileri kısımlarında daha ayrıntılı ele alınacaktır.
Maddenin Fiziksel Halleri
Madde en az dört fiziki halde bulunur: Bunlar; katı ( sandalye gibi), sıvı (su gibi), gaz (oksijen gibi) ve
plazma gibi hallerdir. Sıvı veya gaz halinde buluna maddenin boyutları içinde bulunduğu kaba göre
belirlenir.
Maddenin Kimyasal Halleri
Maddenin kimyasal halleri element, bileşik ve karışım adını alır.
Elementler kimyasal olarak benzer maddelere ayrılamazlar ve sadece bir tür atomdan oluşurlar.
Kimyasal elementlere örnek olarak altın, gümüş, bakır, oksijen, silikon vs. verilebilir.
Şekil 1.5. Bazı metalik elementler
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Bileşikler kimyasal olarak iki veya daha çok elementin birleştirilmesiyle elde edilir. Diğer bir ifade ile, iki
veya daha çok farklı türden atom birlikte bir molekül oluştururlar. Bileşiği oluşturan moleküller, kesin bir
yapı ve karakteristiğe yani aynı ağırlık ve aynı atomik yapıya sahiptirler. Su (molekülü; hidrojen ve
oksijen atomlarından oluşur), şeker (karbon, oksijen ve hidrojenden oluşur) bileşik örnekleridir.
Şekil 1.6. Çok bilinen iki bileşik: Şeker ve su
Karışımlar, farklı elementlerin karıştırılmasıyla oluşturulur. Ancak bu elementler, karışım içinde de
kendi hallerinde iken sahip oldukları özelliklerini korurlar. Bileşikte olduğunun tersine, karışım
sonucunda, karışımı oluşturan atomlarda kimyasal bir değişim söz konusu değildir. Dolayısı ile bileşik
ile karıştırılmamalıdır.
Altın tozu ile kumu karıştırarak yeni bir varlık (karışım) elde edebiliriz. Bu varlık kimyasal olarak farklı
bir bileşik değildir.
Maddeler kolayca birleştirilebilir (bileşik haline dönüştürülebilir) veya karıştırılabilir.
Şekil 1.7. Karışımlar, oluşturuldukları malzemelerin yalnızken sahip oldukları özelliklerini korumaya
devam ettikleri bileşimlerdir. Karışım ve bileşik bu yüzden birbirinden farklıdır.
Maddenin Bileşimi
Bütün maddelerin temel yapı birimi atomlardır. Atomlar kimyasal olarak birleşerek molekülleri
oluştururlar ve yeni bileşik (madde) kendini oluşturan her bir özgün elementten daha farklıdır. Aynı
şekilde her bir elementin atomları başka bir elementin atomlarından, her bir bileşik maddenin molekülü
de bir diğer bileşik maddenin molekülünden farklıdır.
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Şekil 1.8. Su molekülü oksijen ve hidrojen atomlarından oluşur.
Özetle, bütün maddeler atom veya moleküllerden yapılmıştır. Bir bileşiğin, bütün fiziksel özelliklerini
koruyan (gösteren) en küçük parçasına molekül denir. Bir elementin bütün özelliklerini gösteren en
küçük parçasına da atom denir.
Şekil 1.9. Bileşiğin bütün özelliklerini gösteren en küçük parçasına molekül denir. Elementin bütün
özelliklerini gösteren en küçük parçasına ise atom denmektedir.
Atomun Yapısı
Atomu oluşturan meson, positron, neutrin gibi başka parçaları da olmasına karşın elektrik konusunu
anlamak için gerekli olan ve atomu büyük oranda tanımlayıp anlatan üç parçadan bahsedeceğiz:
Bunlar; elektron, proton ve nötrondur.
Atom Modeli
Danimarka’lı bilim adamı Niels Bohr elektron kuramını anlatan bir model geliştirmiş ve Bohr Modeli
adını vermiştir. Bu modele göre atom, merkezde bir çekirdek ve çekirdek etrafında dönen
elektronlardan oluşmaktadır. Çekirdek, elektriki olarak pozitif yüklü proton ve yüksüz nötronlara
sahiptir. Yörüngelerde dönen elektronlar ise negatif yüklüdür. Güneş sistemi bu modele oldukça
benzemektedir. Gezegenler elektron ve güneş de çekirdek olarak düşünülebilir.
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Şekil 1.10. Bohr’un atom modeli. Çekirdekte proton ve nötronlar bulunurken çekirdek etrafındaki
yörüngelerde elektronlar dönmektedir.
Şekil 1.11. Atomlar genellikle dengededirler.
Çekirdekteki protonların toplam pozitif yükü ile çekirdek etrafındaki yörüngelerde dönen elektronların
toplam negatif yükü birbirine eşit olduğundan atomun toplam yükü nötrdür, yani yüksüzdür. Aynı
şekilde, elektriki olarak dengede olan bir atomun proton ve elektron sayıları da birbirine eşittir.
Aşağıdaki çizelgede atomik parçalar hakkında bazı ilginç karakteristikler verilmiştir.
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Çizelge 1.1. Atomik parçacıklara ilişkin bazı veriler
ELEKTRONLAR
PROTONLAR
nötronlar
Negatif yüklü
Pozitif yüklü
Yüksüz
Küçük kütle/ağırlık
(Yaklaşık 9.10-28 gr)
Elektrona göre 1836 kat daha
ağır
Protona benzer kütle/ağırlıkta
Çekirdek dışındaki
yörüngelerde dönüyor
Çekirdekte yerleşik
Çekirdekte yerleşik
Yörüngesi boyunca saniyede
trilyonlarca tur atıyor
Sayıca elektrona eşit (Hız değil,
proton sayısı=elektron sayısı)
İzotopa göre sayısı farklı
olabiliyor
Elektron;
 Negatif elektrik yüküne sahiptir.
 Kütlesi veya ağırlığı 9.10-28 gramdan küçüktür.
 Çekirdek etrafında inanılmaz bir hızla (saniyede trilyonlarca defa) dönmektedir.
 Atomun kimyasal yapısını belirlemeye yardım eder.
Proton;
 Pozitif elektrik yüküne sahiptir.
 Atomun çekirdeğindedir.
 Elektrona göre yaklaşık 1800 kat daha ağırdır.
 Sayısı elektron sayısına eşittir.
Nötron;
 Elektriki olarak yüksüzdür.
 Atomun çekirdeğindedir.
 Protonla aynı kütle ve ağırlığa sahiptir.
 Aynı elementin farklı izotoplarına göre sayısı değişebilir. Mesela hidrojenin üç izotopu vardır:
Protium, deuterium, tritium.
Şekil 1.12. Aynı atomun izotopları arasındaki fark.
Atomik Sayı ve Kütle (Atom Numarası ve Atom Ağırlığı)
Bir elementin atom numarası her bir atomunun proton (dolayısı ile elektron) sayısıdır. Mesela bakırın
atom numarası 29 ve karbonun 6’dır.
Atom ağırlığı ise, atomun ağırlığının karbon-12 atomunun ağırlığı ile karşılaştırılmasıyla belirlenir.
Mesela en basit atom olan hidrojenin atom ağırlığı 1.007 atomik kütle birimi ve bakırın 63.54 atomik
kütle birimidir.
Atomik Kabuk Kavramı
Atomun çekirdeği etrafına dönen elektronların hiçbirinin yörüngesi ve çekirdekten uzaklığı bir diğeriyle
aynı değildir. Yapısal anlamda hizalanmaları şekildeki gibidir.
Eğer atom kararlı ise, her halka veya kabuğun içerebileceği en çok elektron sayısı 2n2 ifadesi ile
şekillenir. Burada n çekirdekten dışa doğru kabuk numarasıdır. Mesela, çekirdeğe en yakın kabukta en
çok 2, ikinci kabukta en çok 8 ve üçüncü kabukta en çok 18 ve dördüncü kabukta en çok 32 elektron
yer alabilir. En dış kabukta ise kabuk sayısı ne olursa olsun 8’den çok elektron olamaz.
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Şekil 1.13. Karbon ve bakır atomları
Şekil 1.14. Elektronlar çekirdekten farklı uzaklıklarda hizalanırlar.
Elektron Kuramı Kavramı
Buraya kadar anlatılanlar elektron kuramının bazı parçalarıydı. Geline bu noktada, bazı yönlerden
elektron kuramının anlaşılmasına katkıda bulunan valans ve serbest elektronlar kavramlarının ne
olduğuna bakabiliriz.
Valans Elektronlar
Atomun en dış kabuğundaki elektronlara valans elektronlar denmektedir. Valans elektronların sayısı
atomun elektriki ve kimyasal olarak kararlı veya kararsız olduğunu belirler.
Bütün atomlar için geçerli olmak üzere, son kabukta 8 elektron bulunması durumunda bu kabuk tam
doludur. Son kabukta 8 elektron varsa bu atom veya malzeme kararlıdır ve kimyasal olarak başka
atomlarla birleşerek bir bileşik (molekül) oluşturması ve ayrıca bu elektronların atomdan koparılması
kolay değildir. Bunun örneği neon ve argon gibi gazlardır.
Son kabuğunda 8’den az elektronu bulunan atomlar elektriki ve kimyasal olarak aktiftir. Bu tür
malzemeler kararlılık kazanmak için sıklıkla başka atomlarla kimyasal olarak birleşerek moleküller
veya atomik bağlar kurarlar. Elektriki olarak bu valans elektronlar kendi atomlarından kolayca
ayrılabilirler ve bazen serbest elektron olarak adlandırılırlar. Bu tür malzemelere örnek olarak bakır,
altın ve gümüş verilebilir.
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Şekil 1.15. Serbest elektronların sayısı atomun kimyasal ve elektriki kararlılığını etkiler.
Son yörüngesinde 4 elektronu olan malzemeler de vardır. Bu tür malzemelere kararlılıkla kararsızlığın
ortasındadır. Germanyum ve silisyum bunu örnekleridir.Bugün yarıiletken olarak bilinen transistör,
tristör, diyot gibi elemanlarla tümleşik (entegre) devrelerin çoğunda bu malzemeler kullanılmaktadır.
Sonuç olarak elektron kuramı atomik yapıya dayanmaktadır.
İyonlar
Kendi atomundan kimyasal, ışık, ısı veya başka bir enerji türü ile koparılan elektron arkasında elektriki
olarak nötr olmayan bir atom bırakır. Elektron kaybederek veya kazanarak elektrik dengeden (nötr
olma durumundan) uzaklaşan atomlara iyon denir. Pozitif iyon elektron sayısı proton sayısından az
olan ve negatif iyon da elektron sayısı proton sayısından çok olandır.
Bir elektronun nötr bir atomdan koparak onu pozitif yapması veya nötr bir atoma dahil olarak onu
negatif yapması olayına iyonizasyon denir.İlerde bu işlemin bazı elektronik cihazlarda nasıl yararlı
olduğunu göreceğiz.
Şekil 1.16. İyonlar elektron kazanmış veya kaybetmiş atomlardır.
Elektriki Dengeyi (Nötr Durumunu) Değiştiren Enerjiler
Konular ilerledikçe göreceksiniz ki atomun elektriki dengesini değiştirmek, elektronların akışını veya
hareketini kontrol etmek elektriğin (ve doğal olarak elektroniğin) temelidir.
Elektron hareketine veya yük ayrımına yol açan enerji kaynakları vardır. Bunların en yaygın bilinenleri;
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ






Sürtünme (statik elektrik),
Kimyasal enerji (batarya veya üreteç),
Mekanik enerji (generatör veya alternatör),
Manyetik enerji,
Işık enerjisi,
Isı enerjisi.
Bu enerjilerden bir ya da birkaçının uygun şekilde kullanımı ile elektrik enerjisi kaynağı elde edilebilir.
Bu kaynaklar elektriki potansiyel oluşturabilir veya bu kaynaklara bağlı elektrik devreleri üzerinde bir
elektron akışı gerçekleşir. Elektrik devreleri, belli amaçlar için elektron akışının sağlandığı,
sürdürüldüğü veya kontrol edildiği kapalı yollardır. Bunun nasıl gerçekleştirildiği ileride anlatılacaktır.
Şekil 1.17. Faydalı enerji üretmek için kullanılan bazı enerji kaynakları: a) Piller veya bataryalar gerilim
üretmek için kimyasal enerji kullanırlar. b) Generatörler mekanik enerjiyi elektrik enerjisine
dönüştürürler. c) Güneş, ışık enerjisi kaynağıdır. d) Termokupllar (ısılçiftler) ısı enerjisini elektrik
enerjisine dönüştürürler.
İletkenler, Yarıiletkenler ve Yalıtkanlar
İletkenler, mesela bakır, altın, gümüş çok sayıda serbest elektrona sahiptir. Bu malzemelerin en dış
kabuğundaki elektronlar çekirdeğe zayıf bir kuvvetle bağlı olduğundan elektron hareketini kolayca
iletebilirler. Bir diğer deyişle son kabukta 1, 2 veya 3 elektronları vardır.
Yarıiletkenler, mesela germanyum ve silikon son kabuklarında 4 elektron bulundururlar.
Yalıtkanların son kabuklarında 5-8 elektron vardır ve atoma sıkıca bağlı olduklarından elektron
hareketine kolayca izin vermezler. Cam ve seramiği örnek olarak verebiliriz.
Elektrik devreleri, iletken, yarıiletken ve yalıtkan içeren çok sayıda devre ve bağlantı elemanından
oluşur.
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Şekil 1.18. a) İletkenler b) Yarıiletkenler c) Yalıtkanlar
Bir Elektrik Sistemi Örneği
Bir elektrik sistemi temel olarak bir elektrik enerjisi kaynağı, bu enerjiyi bir noktadan bir diğerine
taşıyan yollar ve elektriki yükten oluşur.
Şekil 1.19. Basit elektrik sisteminin parçaları
Kaynak, yüke taşınan enerjiyi sağlar. Yük, elektrik enerjisini bir başka forma (biçime) sokar veya başka
bir enerji türüne (ısı, ışık, hareket gibi) dönüştürür. Mesela, evlerde bulunan aydınlatma tesisatlarında
elektrik enerjisi ışığa dönüştürülmekte ve enerjinin kaynaktan lambalara (yüke) taşınması için elektrik
kabloları kullanılmaktadır.
Şekil 1.20. Çok bilinen bir elektrik sistemi
Sonraki bölümlerde elektrik enerjisi kaynağının bu enerjiyi nasıl sağladığı, iletkenler üzerinden yüke
nasıl taşındığı ve taşınan miktarın nelere bağlı olduğu tartışılacaktır.
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Statik Elektriğin Temel İlkeleri
Elektrik devrelerinde elektronların hareketi üzerinde çalışmadan önce elektrik yükleri ve statik
(durgun) elektrik hakkında bilgi sahibi olmakta fayda vardır. Aslında bunu hemen herkes hissetmiştir;
mesela kalın, yünlü bir halıda yürüdükten sonra kapı kolunu tutan, araba kullandıktan sonra aşağı
inerken kapıya dokunan bir çok kişi durgun elektrikle hafifçe çarpılmıştır. Bu tür bir elektrik olayında
iletken olmayan malzemelerin göze çarptığını düşünebiliriz.
Çok bilinen bir deney vardır, kauçuk veya lastik bir çubuğu bir kürk ile ya da bir cam çubuğu ipek ile
ovarak yük değişimi sağlamaya dayanan bu deney sonrasında kâğıt veya hafif malzemeler yüklenmiş
nesne tarafından çekilmektedir. Bunun anlamı, deney sonunda nesnenin normalden daha az veya çok
sayıda elektrona sahip olduğudur. Yani kauçuk-kürk sürtünmesinde kauçuk çubuk kürkten elektron
kazanmakta ve kürk de kauçuk çubuğa elektron vermektedir. Böylece çubuk negatif yüklü hale
gelirken kürk pozitif yüklenmektedir. Ama çekirdek yüklerinde hiçbir değişme olmamaktadır.
Şekil 1.21. Statik genellikle iletken olmayan malzemelerle ilişkilidir.
İpekle cam çubuğun kullanıldığı deneyde cam çubuk elektron kaybederek pozitif, ipek ise elektron
kazanarak negatif yüklenmektedir. Ayrıca, (negatif) yüklü kauçuk çubuk ile (pozitif) yüklü cam çubuk
arasında da bir çekim olduğu gözlenebilir. Böylece temel bir elektrik kanununu ifade edebiliriz: Farklı
yükler birbirini çeker, aynı yükler birbirini iter.
Şekil 1.22. Yüklerle ilgili temel bir kanun aynı yüklerin birbirini çektiği, farklı yüklerin birbirini ittiğidir.
Kutup ve Referans Noktalar
Negatif için kullandığımız (-) ve pozitif için (+) işaretleri kutupları (polariteyi) göstermektedir. Polarite
veya kutup bir noktanın elektrik yükünün bir başka referans noktaya göre durumunu anlatır. “Referans
nokta” kavramının öğrenci tarafından anlaşılmasında zorluk yaşandığı bilinen bir gerçektir. Oysa çok
basit bir anlamı vardır. Mesela “Türk Milli Takımı ingilizlerinkinden güçlüdür” demek gibi bir şeydir bu.
Burada ingiliz milli takımı referans noktası olmaktadır. Ya da “ingiliz milli takımı Türk milli takımından
güçsüzdür” dersek referans noktası bizim takım olur.
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Şekil 1.23. El feneri pilinde A noktası B noktasına göre pozitif ve B noktası da A noktasına göre
negatiftir.
Bunu anlamak için verilebilecek çok açık örneklerden biri de dünyanın ekseninin üst ucuna Kuzey
Kutbu ve alt ucuna da Güney Kutbu denmesidir. Bu terimler coğrafik yerleşimi anlatmaktadır.
Coulomb’un (Kulon) Elektrik Yükleri ile İlgili kanunu
Fransız bilim adamı Charles Coulomb, iki yüklü cisim arasındaki çekme veya itme kuvvetinin, bu
cisimlerin yüklerinin miktarına ve aralarındaki uzaklığa bağlı olduğunu ifade eden bir denklem
geliştirmiştir. Buna göre;
Kuvvet 
İlk cisminyükü * İkinci cisminyükü
İki cisimarasındaki mesafeninkaresi
Fk
Q1  Q 2
d2
Burada;
F: Kuvvet (Newton=N),
k:Sabit sayı (9.109 (Hava veya vakumda),
Q:Yük (Coulomb=Kulon=C),
d: Yüklü cisimler arasındaki mesafe (metre=m).
Yüklü cisimler arasındaki çekme veya itme kuvvetinin miktarını tanımlayan Coulomb kanunundan
görüldüğü gibi, bu itme veya çekme kuvvetinin büyüklüğü cisimlerin yükleri ile doğru, aradaki uzaklığın
karesi ile ters orantılıdır.
Yükün Birimi
Elektriki yükün birimi yukarıda anılan bilim adamının soyadı olarak seçilmiştir. Yani Coulomb
veya Türkçe söylenişi ile Kulon C harfi ile gösterilir. Akışkan miktarını litre, mesafeyi metre ve zamanı
saniye ile ölçmekten farksızdır bu durum. Kısaca Kulon elektriksel yükün miktarını belirtmek için
kullanılan bir ölçü birimidir. 1 Kulonluk (1C) yük, 6,25.1018 tane elektronun yükünün toplamıdır. Yani
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
6250000000000000000 tane elektron. Elektronun taşıdığı (–) yük en küçük elektrik yüküdür ve
elementer yük olarak bilinir.
1 Elementer yük=1.60 x 10-19 C (Coulomb-Kulon)
1 Coulomb = 6.242 x 1018 Elementer yük
Elektron çekirdeğe yaklaştıkça enerjisi azalır. Bu negatif enerji elektronla çekirdek arasında bir bağ
olduğunu ve bu bağın koparılması için ek bir enerjinin gerekli olduğunu gösterir. Eğer bu enerji bir dış
kaynaktan sağlanırsa toplam enerjisi (+) olur ve o zaman elektron serbest kalır, yani atom iyonlaşmış
olur.
1 elektron-volt (eV) = 1.6022 x 10-19 Joule
Kuvvet Alanı
Daha önce manyetik alan, çekim alanı (yer çekimi) gibi alanları duymuş olmalısınız. Kuvvet alanı,
kuvvetin yol açtığı etki alanını göstermek üzere kullanılan hayali alan çizgileri ile temsil edilir. Şekilde
bunun birer örneği verilmiştir. Gerçekleşen olayın görsel benzetimi alan çizgileri ile yapılmıştır. Ancak
bu görsel çizgiler yükün büyüklüğünü, alan kuvvetinin derecesini, ve yükler arası mesafeyi vermez.
Şekil 1.24. Elektrostatik alanlar kuvvet çizgileri ile temsil edilir.
ELEKTRİKİ POTANSİYEL
Elektriki Potansiyel Nedir?
Somut kuvvetlerin yukarıdaki gibi çiziminden çıkarılamayacak bir fiziksel olay vardır: Şöyle ki; eğer
uygun bir yol kurulursa, iki noktadaki yüklerin farkı, fazla elektronun bulunduğu birinci noktadan az
elektronun olduğu ikinci noktaya elektronları hareket ettirecek bir potansiyele sahiptir. Farklı yük
seviyelerine sahip iki noktanın bu farkı potansiyel fark olarak adlandırılır. Elektronları bir yerden
diğerine hareket ettiren kuvvete elektromotor kuvvet (emk veya emf) denir.
Elektrik Potansiyelinin veya Elektromotor Kuvvetin Birimi
Elektrik potansiyeli ve elektromotor kuvvetin birimi olarak üreteç ve kondansatörün mucidi Alessandro
Volta’nın soyadından yola çıkarak Volt seçilmiştir. İki nokta arasında ölçülen bu elektriki farka gerilim
de denir. Bu ayrımın daha ayrıntılı tartışması ileride yapılacaktır. Şimdilik; iki nokta arasındaki elektriki
yük farkının bu noktaların birbirine göre pozitif veya negatif olmaları anlamına geldiğini, yük miktarının
sahip olunan elektronların sayıca az veya çokluğuna bağlı olduğu, bu noktalar arasındaki yük farkının
elektromotor kuvvete yol açan potansiyel farkın varlığına işaret ettiğini bilmek yeterlidir.
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Elektriki Potansiyel Farkını oluşturup Devamını sağlayan Nedir?
Daha önce, elektriki dengesizliğe yol açan ve elektromotor kuvvet olarak bilinen farklı enerji türlerinden
(statik elektrik, kimyasal enerji, ışık enerjisi, ısı enerjisi vs.) bahsetmiştik. Aşağıdaki şekilde bu enerji
türlerinden bazılarını kullanarak potansiyel fark oluşturan ve bunu sürdüren bazı yöntemler verilmiştir.
Şekil 1.25. Gerilim veya EMK üretmenin bazı yolları: a) Üreteç (batarya) kimyasal enerjiyi elektrik
enerjisine dönüştürür. b) Güneş hücresi (solar hücre) ışık enerjisinden faydalanır. c) Termokupl
(ısılçift) ısı enerjisini elektrik enerjisine çevirir. d) Generatörlerde mekanik enerji elektrik enerjisine
dönüştürülür.
HAREKETLİ YÜKLER
Aşağıdaki şekilde ne tür bir olay gerçekleştiğini düşünürken, eğer elektronu çok olan A topunun
elektronu az olan B topuna doğru hareket ettiğini, böylece B topundaki elektron azlığının üstesinden
gelinmeye çalışıldığını söylerseniz doğru cevabı bulmuşsunuz demektir. Aslında elektronların hareketi,
A ve B toplarının yükleri eşit olana dek ya da birbirine göre nötr olana dek sürecektir.
Şekil 1.26. İki farklı yük.
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Peki, topların birbirine değmediği ama bir iletkenle bağlandığı aşağıdaki durumda ne olacaktır? Eğer,
bu durumda, A ve B toplarının yükleri eşit olana dek iletken üzerinden elektron akışı olacağını
söylüyorsanız bu cevap da doğrudur.
Şekil 1.27. A ve B topları bir iletkenle bağlanırsa ne olur?
Akım
Yukarıdaki şekillerde, B topuna giden elektronlar A topundan ayrılanlarla aynı mıdır? Bildiğiniz gibi,
iletken tel, kendi içinde hareket eden çok sayıda serbest elektrona sahiptir. İletkenin bir ucunda pozitif
diğer ucunda negatif yük olması (iki uç arasındaki potansiyel fark yani) negatif uçtan pozitif uca doğru
bir elektron akışına yol açar. Elektronların bu akışına akım denir.
Akım Benzetimi
Aşağıdaki şekil, bir iletkenin negatif ucundan pozitif ucuna doğru bir atomdan diğerine elektronların
akışını (akım) benzetmektedir. A sandığında elektronları temsil eden çok sayıda lastik top varken B
sandığındaki lastik toplar daha azdır. İki sandık arasındaki insanların dizilişi de iletken olarak kabul
edilebilir. Akımın iletken boyunca bir atomdan diğerine elektron geçişi ile oluşması gibi her kişi bir
yanındakine lastik topları geçirmektedir. A sandığından B sandığına topların bu şekilde nakledilmesi
bir iletken üzerinden elektronların geçişine benzetilmiştir. İletkende, bir serbest elektronun kendi
atomundan ayrılıp komşu atoma dahil olması sırasında bıraktığı yere diğer bir atomdan gelen başka
bir elektron yerleşmektedir. Bu işlem, akım akışı sırasında saniyede milyonlarca kere
tekrarlanmaktadır. Bir önceki şekilde B topunun pozitif yükünün etkisi ile iletkenin bir ucundan ayrılan
elektronun yerine A topundan ayrılan bir başka elektron geçmektedir.
Şekil 1.28. Elektron akışının bir benzetimi
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Şekil 1.29. Elektron akışına ilişkin bir diğer benzetim.
Akımın Birimi
Akımın birimi Fransız matematik ve fizikçisi Andre Ampere’nin soyadından türetilerek Amper olarak
seçilmiştir.
Amper, saniyede bir kulonluk yük akış hızı ile temsil edilen elektron hareketinin miktarıdır. Bir amperlik
akım, bir saniyede bir kulonluk yük akışına denk düşmektedir. Buna göre, diyelim ki, saniyede iki
kulonluk yük, elektron hareketi ile taşınıyorsa akım iki amperdir. Eğer, yükün akış hızı (taşınan yük
miktarı ya da akan elektron sayısı) zamanda sabitse akım için şu eşitlik yazılabilir:
I
Q
t
Burada; І amper cinsinden akım, Q kulon cinsinden yük ve t de saniye cinsinden zamandır.
Bir elektrik devresinde 2 saniyede bir noktadan diğerine 10 C’luk yük taşınıyorsa akan akım І=10/2=5A
olur.
Örnek
Bir iletkenden 0,5 saniyede 4 C’luk elektrik yükü geçmektedir. Bu iletkenden geçen akım kaç
Amperdir?
Çözüm
I
Q
4

8 A
t
0,5
Örnek
İletkenden geçen 0,25 A akım; 0,01 C’luk elektrik yükünü kaç saniyede taşımaktadır?
Çözüm
t
Q 0,01

 0,04 s
I 0,25
Örnek
75 Watt’lık bir lamba 680 mA akım çekmektedir. Lamba 30 C’luk yükü ne kadar sürede taşır?
Çözüm
I
Q
Q
30
 t 
 441,17 saniye
t
I 680.103
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
ÜÇ ÖNEMLİ ELEKTRİKÎ MİKTAR
Bu bölümde, elektriki yükün değeri, miktarı veya büyüklüğü, kutupları (pozitif veya negatifliği), ve
elektronları bir noktadan diğerine hareket ettirebilen iki nokta arasındaki potansiyel fark veya
elektromotor kuvveti doğuran yük farkını ele aldık.
Yükün birimi olarak kulon, akımın birimi olarak amper ve elektromotor kuvvet veya potansiyel farkın
birimi olarak da volt’u kullanacağımızı gördük. Elektriki değişkenler olarak sıklıkla akım ve potansiyel
farkı kullanacağız.
Akım ve potansiyel farktan sonra şimdi üçüncü bir elektriki büyüklüğü tanımlayabiliriz: Direnç. Bir
parça zımpara kâğıdı ile bir ahşap malzemeyi zımparalamayı denediyseniz karşılaştığınız etki fiziksel
dirençtir. İletken boyunca akmaya çalışan akımın önüne, bu akışa ters yönde moleküler direnç çıkar.
Bu direncin değeri değişik sebeplere dayanabilir. Bunlardan biri malzemenin türüdür. Diğerleri;
malzemenin boyutları (yani kesiti, boyu) ve son olarak ısısıdır. Elektromotor kuvvet, yolu üzerinde
bulunan ve kendine engel olmak isteyen direnç üzerinden de akım akıtmaya çalışacaktır. Elektrik
akımına karşı malzemenin gösterdiği bu zorluğa direnç denir ve Georg Simon Ohm’un anısına birimi
ohm olarak seçilmiştir. Simgesi Ω ’dur ve om olarak okunur.
Bir Ω’luk direnç, 0˚C’de 1 mm2 kesitinde ve 106,3cm yüksekliğindeki saf cıva sütununun direncidir. Bir
diğer tanıma göre, 1 Ω’luk direnç, içinden geçen 1A’lik akım sonunda 0,24 kalori ısı üreten dirençtir.
Ancak şu tanım en çok kullanılandır:
1 Ω ’luk direnç, 1 V’luk emk altında akımı 1A olarak sınırlayan dirençtir.
TEMEL ELEKTRİK DEVRESİ
Temel bir elektrik devresinde üç elemanın mutlaka bulunması gerektiğini daha önce söylemiştik:
Kaynak, kaynağın bir ucundan diğer ucuna devre üzerinden elektrik enerjisini taşıyan iletkenler ve
yük. Elektrik enerjisinin taşınması olayını anlamak için açık ve kapalı devre tanımlarını da vermek
gerekiyor.
Kapalı Devre
Biliyoruz ki, aralarında potansiyel fark bulunan iki nokta arasında elektron akışı olması için, biri
elektronca fazlalık içeren (negatif) ve diğeri elektronca az olan (pozitif) bu iki uç arasında bir yol
kurulmalıdır. Bunu sağlamanın bir yolu, iki noktayı bir iletken tel ile bağlamaktır. Kapalı devre denen
böyle bir yapı kurulduğunda, iki nokta arasındaki potansiyel fark sürdüğü müddetçe devre üzerinden
akım akacaktır. Bu potansiyel farkı sağlayan bir gerilim kaynağıdır ve akım aktığı sürece potansiyel
fark için gerilim tanımı kullanılır. Yani, bir devre üzerinden akım akıtılmıyorken ölçülen elektriki
büyüklük potansiyel fark iken, akım akmaya başladıktan sonra (kapalı devre kurulduktan sonra) artık
bu büyüklüğe gerilim denir.
Açık Devre
Aslında kapalı devreyi tanımlarken açık devreyi de anlamış olmalısınız. Kapalı devre kaynağın iki ucu
arasına iletkenlerle bir yükü bağlayarak elde edilen sürekli yol ise açık devre bu yolun en az bir yerde
kopuk olması durumudur. Yani kaynağın bir ucundan çıkan elektronların iletken ve yük üzerinden diğer
kaynak ucuna geri dönmesi için sürekli bir yol yoktur. Yol üzerindeki bu kopukluk istenen veya istem
dışı bir şekilde gerçekleşmiş olabilir. İstek sonucu devre üzerinde kopukluk oluşturmanın sebebi bir
anahtar yerleştirmektir. Bu şekilde sözgelimi yük olarak kullanılan bir lambayı açıp kapatabilirsiniz.
Devrelerin çoğunda akımın akışını sağlayan veya kesen (devreyi açık veya kapalı devre haline
getiren) bu tür kontrol amaçlı anahtarlar bulunur.
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Şekil 1.30. Kapalı devre akım akışı için sürekli (kesiksiz) bir yol sağlar.
Şekil 1.31. Açık devrelerde akım yolu üzerinde en az bir yerde bir kopukluk (kesiklik) vardır.
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
(a)
(b)
(c)
Şekil 1.32. Devre boyunca akımın akış yönü: a) Devre şeması b) Devre resmi c) Devre fotoğrafı
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Çizelge 1.2. Temel elektrik devre elemanları ve ilgili büyüklükler
Devre elemanının genel adı
Her bir devre elemanı için örnek
Elektriki büyüklük
1. Kaynak
Generatör
EMK (Volt)
2. Enerjiyi devre boyunca ileten
İletken kablolar
3. Yük
Lamba
Direnç ()
Akım (Amper)
4. Kontrol elemanı
Anahtar
Devre boyunca akan akımın miktarı uygulanan gerilime ve akım yolu üzerindeki toplam direnç etkisine
bağlıdır. Sabit dirençte gerilim arttıkça akım artar, gerilim sabitken direnç artarsa akım azalır. Gerilim
ve akım doğru orantılı, direnç ve akım ters orantılıdır.
Kısa Devre
Herhangi bir devre elemanı veya eleman grubunun diğer devre elemanlarıyla bağlandığı uçları, kendi
arasında bir iletken tel veya çok küçük dirençli bir iletken yolla bağlanırsa gerçekleşen bu olaya kısa
devre ve bu devre elemanı veya eleman grubu kısa devre edilmiştir denir. Bahsedilen devre elemanı
bir direnç, yarıiletken veya güç kaynağı vs. olabilir. Aslında devre anahtarlarının yaptığı da kendi uçları
arasını kısa devre veya açık devre ederek akım akışını sağlamaları veya kesmeleridir.
Eğer devreyi besleyen güç kaynağının uçları, kaynağın bir ucundan yola çıkan akımın kaynağın diğer
ucunda yolunu tamamlaması sürecinde, arada ayrıca bir yük olmaksızın doğrudan iletken tellerle veya
çok küçük dirençli iletken yollarla birbirine bağlanırsa, oluşan bu kısa devre olayı yüzünden bu anda
yük konumuna geçen ve direnci çok küçük olan iletkenden çok yüksek değerde bir akım geçecektir.
Bir elektrik devresinde akımın hemen hemen hiç dirençle karşılaşmadan kaynağın iki ucu arasında
akması (kısa devre) durumunda bu yüksek akım iletkenlere de kaynağa da zarar verecektir. Bu zararı
önlemek ve devreyi zararlı sonuçlardan korumak için sigorta denen elemanlar kullanılır. Sigortalar,
aşırı akımlara karşı devre elemanlarını koruyan ve bunu yapabilmesi için akım yolu üzerine
yerleştirilen akıma dayanımı çok düşük zayıf bölgelerdir. Kısa devre gibi sebeplerle ortaya çıkan aşırı
akımlar sigortanın devreyi kesmesi (açık devre yapması) ile derhal kesilir. Eğer kısa devre durumunda
akımı kesecek böyle bir sigorta yoksa iletkenler çok kısa sürede bir hayli ısınacak, çok kısa sürede
yanabilecek ve yukarıda söylenildiği gibi kaynak da hasar görecektir. Büyük bir elektrik tesisatında
bunun zararlı sonuçları çok daha kötü olabilir.
Şekil 1.33. Kısa devre’nin anlamı
DOĞRU AKIM DEVRE ANALİZİ
Ö. ŞENYURT - R. AKDAĞ
Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi; K1 ve K2 uçları bir iletkenle doğrudan bağlanırsa, güç kaynağı kısa
devre edilmiş olur. Aynı şekilde Y1 ve Y2 uçları birbirine doğrudan bağlandığında direnç elemanı kısa
devre edilmiş olacağından devreden dolaşan akım dirençten değil direnci kısa devre eden iletkenden
geçer. Bu durumda güç kaynağı anahtar üzerinden yine kısa devre edilmiş olur. Benzer olarak,
anahtarın A1 ve A2 uçları, anahtar açık konumdan kapalı konuma getirildiği anda aslında kısa devre
edilmektedir.

Benzer belgeler

3.Hafta

3.Hafta olan iki nokta arasında 1 Kulonluk yükü taşımak için gereken enerjiye denk düşmektedir. Elektriki güç kullanılan elektrik enerjisinin oranıdır. Birimi watt olup (W) , güç (P) harfiyle gösterilir. 1...

Detaylı