Türkiye, `havadan` para kazanmayı bilmiyor

Transkript

Türkiye, `havadan` para kazanmayı bilmiyor
15
Sanatçılar içlerindeki ineği çıkardı
Dikkat, her an bir inekle karþýlaþabilirsiniz! Çünkü Ýnek Festivali baþladý, sanatçýlar içlerindeki ineði çýkardý. Ýstanbul sokaklarý ve alýþveriþ merkezleri rengarenk ineklerle doldu taþtý.
FOTOÐRAF: MEHMET DEMÝRCÝ
CUMARTESİ
Amerika’n
Yeþim Erol’un hayat hikayesi,
‘Hatýrla Sevgili’deki 'pastacý
kýz' Güzide'ninkine benziyor.
Amerika’da pastacýlýk okuyan
Erol, þimdi Ýstanbul cemiyet
hayatýnýn gözde pasta ustasý.
cuma
İLAVESİ
ERTESI
ÜCRETSİZ
06
Okudu, pastacı oldu...
04 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ SAYI:88
ýn gökdel
enl
eri para b
Türkiye, ‘
asýyor
h
a
v
a
d
a
kazanma
yý bilminyo’ para
T
r
Gökdelen
turizmine
hazýr deðiliz
ü rk iy e ’d
e tu ri z m
la rd a b
d e n il in
una ko
ce a k la
n g re , y
d e n iz v
A n ca k
a y la , s
e güne
T ü rk iy
ri h e n ü
a ð lý k v
þ g e li rd
e, en a
z k e þ fe
e ta ri h
z b u n la
i. S o n
tm iþ d
g ö k d e le
tu ri z m
r kadar
e ð il . A
i d e e k y ýl n tu ri z
g e li r g e
m e ri k a
m in d e
le n d i.
te þ e m
ti
re ce k g
’n ýn m
Ýs ta n b u
manza
il y o n la
ö
l, ço k b
ra lý ç o
rc a d o la k d e le n le üyük b
HABER
k
s
a
r
y
ýd
ir p
İN DEV
kazand
a gökd
AMI SA
ýð ý
e le n z iy o ta n s iy e le s a
YFA 9’
h ip . M u
a re te a
DA
hç ýl m a y
ý b e k li
y o r.
Ýstanbul’da çok
sayýda gökdelen
var; ancak hiçbirinden kenti kuþbakýþý seyretmek
mümkün deðil.
Çünkü, bina sahiplerinin henüz
gökdelen turizminden haberi
yok! Oysa ABD, bu
iþten milyonlarca
dolar kazanýyor.
FOTOÐRAF: KÜRÞAT BAYHAN
FOTOÐRAF: KÜRÞAT BAYHAN
‘Ýlahiyatçýlarýn, dini magazinleþtirmeye hakký yok’
Doç. Dr. Nihat Hatipoðlu'nun Star TV'de
yaptýðý ‘Dosta Doðru’, her kesimden insanýn
beðeniyle izlediði, dinî içerikli bir program.
Hatipoðlu, bilgisi, üslubu ve güler yüzüyle seyircinin gönlünü fetheden bir ilahiyatçý. Kimi
meslektaþlarý gibi ‘dini magazinleþtirmek’ için
çalýþmýyor, ‘o magazin programý senin öbürü
benim’ anlayýþýyla kanal kanal dolaþmýyor,
polemiklere girmiyor. Gündüz kuþaðý ve magazin programlarýndan davet aldýðýný söyleyen Hatipoðlu, bazý ‘ilahiyatçý’larýn aksine, bu
programlara katýlmayý nazik bir dille reddet-
Selim Ýleri
Sâmiha Ayverdi’nin Ýstanbul’u Sayfa 8’de
miþ. Ýnsanlarýn dine yöneldiðini, Allah ve
Peygamber sevgisinin her geçen gün biraz daha arttýðýný söyleyen Nihat Hatipoðlu, “Sen
doðruysan her yer doðrudur. Sen saðlamsan
her yer saðlamdýr. Önemli olan sizin oturduðunuz yerde düzgün oturmanýz, söylenmesi
gerekeni doðru söylemenizdir. Beni de magazin
ve benzeri programlara çaðýrdýlar. Bu programlarýn sunucularý ‘Hocam gelirseniz, o gün
sizin arzu ettiðiniz tarzda formatýmýzý düzeltiriz.’
dediler ama ben gitmedim.” þeklinde konuþuyor.
HABERİN DEVAMI SAYFA 11’DE
cuma
ERTESI
02
4 AÐUSTOS 2007 CUMARTESÝ
Güzel sanatlarý
bitiren, iþsiz kalmýyor
HABER GÜLÝZAR BAKÝ
FOTOÐRAFLAR MUSTAFA KÝRAZLI
yýllarý olmasýna raðmen ciddi bir
öðrenci sayýsýna ulaþtýklarýný söylüyor. Geçtiðimiz yýl güzel sanatlar
yetenek sýnavýnda ilk üçe giren öðrencileri olmuþ mesela.
Pek çok öðrenci hayatýnýn en önemli tercihlerinden birini yaptý ve
sonucunu beklemeye Güzel sanatlarda okumak
koyuldu. ÖSYM'den gelecek yer- aykýrý olmak deðil
leþtirme sonuçlarýna göre yüz bin- Daðýtmaç, Türkiye'de güzel salerce kiþinin hayatlarý þekillenecek. natlara dair ailelerde yanlýþ bir alAilesinin isteði ve yönlendirmesiy- gý olduðunu söylüyor. Çünkü güle iþ bulabileceði/para kazanabile- zel sanatlarda okumayý küpe takceði (!) bir bölümü tercih edenler mak, saçlarýný farklý renklere boþimdilik olup bitenin farkýnda ol- yamak veya aykýrý giyinmek olamayabilir. Týpký Murat Daðýtmaç rak görenler var. Aileler de bu
gibi. Yedi yýl önce ailesinin isteði ve yüzden çocuklarýnýn bu ortamlarda okumasýný istemibiraz da baskýsýyla elekyor. Resim, grafik okutrik bölümünü tercih
mak isteyip ailesini ikeden, kendi deyimiyle
na edemeyen öðrenci‘ittire kaktýra' bu bölüler ise, annesini-babamü bitiren Daðýtmaç,
sýný-kardeþlerini alýp
okulu bitirir bitirmez aiÝstanbul Sanat Akadelesinin çalýþma beklenmisi'ne gelip, Daðýttisini boþa çýkararak,
maç'tan ailesine norgüzel sanatlar akademimal giyimli insanlarýn
sine girmeye karar verMurat Daðýtmaç
da güzel sanatlara gimiþ. Çünkü Daðýtmaç,
kendi bildi bileli defterlerine kara- debileceðini anlatmasýný istiyorkalemle hep bir þeyler çiziyordu ve muþ. Güzel Sanatlarda okuyanbundan çok keyif alýyordu. Güzel larýn çok farklý insanlar olmasý
Sanatlar Fakültesi'ni bitiren Daðýt- gerektiði algýsýnýn Türkiye'ye
maç, kendisi gibi olan öðrencilere has olduðuna dikkat çeken Dayardýmcý olmak için 3 yýl önce ar- ðýtmaç, dünyaca ünlü tasarýmcýkadaþlarýyla beraber Ýstanbul Sanat larýmýz Emrah Yücel (HollywoAkademisi'ni kurdu. Aile ve çev- od filmlerinin afiþlerini tasarlýrelerinin yönlendirmesi ile öðret- yor) ve Murat Günak'ýn (Volkmenlik, mühendislik, hukuk, iþlet- swagen otomobilleri tasarým
me, iktisat yazan ama kazanama- ekibine baþkanlýk yaptý) normal
yan ya da kazanýp okuyan ama bu giyimli ve yaþayýþý olan insanlar
mesleði yapmak istemeyen, ken- olduðunu hatýrlatýyor. Bunlarý
dinde resme, fotoðrafa, grafiðe ye- ve iþ imkânlarýný duyunca aileletenek olduðunu düþünenlere güzel rin ikna olduðunu söyleyen Dasanatlarýn kapýsýný aralatýyor bura- ðýtmaç, "Öðrenciler de istediksý. Ýstanbul Sanat Akademisi'nin leri alanda okuyacaklarý için
kurucusu Murat Daðýtmaç, üçüncü mutlu oluyorlar." diyor.
Güzel sanatlar fakültesine
nasýl hazýrlanýlýyor?
Güzel sanatlar fakülteleri için ÖSS'den barajý geçmek yeterli. Barajý geçenler fakültelerin açtýðý yetenek sýnavlarýna ve mülakatlara giriyor. Yetenek sýnavýnda karakalem çizimler yaptýrýlýyor. Bunun içinse
Ýstanbul Sanat Akademisi gibi sýnava hazýrlýk kurslarýnda karakalem çalýþmalarý öðretiliyor. Bir de mülakatlarda sorulacak sanat tarihi sorularý için sanat
tarihi dersleri veriliyor. Her fakültenin sýnav tarihi
farklý. Bunlarý www. istanbulsanatakademisi.com/resim adresinden öðrenebilirsiniz.
Üniversiteye giremedim
diye üzülmeyin!
ÖSS'de barajý geçtiniz; fakat 4 yýllýk ya da iki yýllýk
yerlere giremediniz. Eðer yeteniðiniz varsa herhangi bir güzel sanatlar fakültesine baþvurabilir ve o
fakültenin açtýðý yetenek sýnavýna girebilirsiniz. Mülakat ve bu sýnavýn sonucunda grafik, animasyon,
sinema televizyon, resim, heykel, endüstri ürünleri
tasarýmý, geleneksel Türk el sanatlarý okuyabilirsiniz. Ve bu bölümlerin birçoðu günümüzün en popüler meslekleri arasýnda, yani neredeyse iþ garanti!
FOTOÐRAF: REUTERS
cumaERTESI03
101
4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ
Rakamlarýn insanlar üzerindeki
etkisini bilen satýþ
ve pazarlama uzmanlarý, 99 ve
100’den sonra
þimdi de ‘101’i
keþfetti. Son zamanlarda 101,
pazarlamada en
çok tercih edilen
rakam oldu.
HABER MEHMET RIFAT YEÐEN
Kitap pazarlamanýn ‘101 etkili’ yolu
Rakamlarýn insan hayatýnda duðu için böyle bir arz olmuþ. Ancak
etkisi olduðuna inanýlýr. Ör- kitapta önemli olan içeriktir." diyor.
"35 Yaþýna Gelmeden Önce Yapneðin Türk insaný için en mühim rakam 99'dur. Allah'ýn 99 ismine man Gereken 101 Þey" kitabýnýn yaatýf yapýlan bu rakamýn özel olduðu bi- zarý Tuba Tezcan ise, kitabýn hazýrlýk
linir. Kadim inançlarda temel sayý ola- sürecinde karþýlaþtýðý metaforlar ve
rak alýnan 11 rakamýnýn katý olmasý iþaretler sonunda bu rakamýn 101 olda, 99’un bu hususiyetini vurgular. masý gerektiðine karar vermiþ. Geor100 rakamý ise bütünlüðü ve olgunlu- ge Orwell'ýn '1984' romanýnda geçen
ðu temsil eder. Tüm bunlardan hare- 101 numaralý odadan çok etkilendiðiketle, özel anlam yüklenen rakamlar, ni söyleyen Tezcan, "101'in romandasayýlarýn dilini çok iyi bilen pazarla- ki yeri benim kitabýmdaki yeriyle çok
macýlar tarafýndan kullanýlýr. Ancak zýt olmasýna karþýn aslýnda hedefte
satýþ ve pazarlama alanýnda sýkça kul- ayný yerde durmaktadýr." diyor. Bülanýlan 99 ve 100 rakamý, son zaman- tün dinler ve inançlarda 101 rakamýlarda yerini 101’e býrakmaya baþladý. nýn özel bir yeri olduðunu ifade eden
Nümeroloji (sayý bilimi) alanýnda Tezcan, Kur'an'da geçen Kâria
çalýþmalar yapan araþtýrmacý yazar Al- Sûresi'nin 101. sure olduðunu ve kýparslan Salt, 101'in þekil dýþýnda bir yametin de hem bir þeylerin sonu
anlam ihtiva etmediðini vurguluyor. hem de baþlangýcý olduðunu ifade
Bir dönem pazarlamaediyor. Ayrýca ünlü
da kullanýlan 99 ve 100
Matrix filminin baþkaÝçinden 101’
rakamlarýnýn kadim
rakteri Neo'nun oda
medeniyetlerde özel
numarasýnýn 101 oldugeçenler
manalara geldiðini beðuna dikkat çekiyor.
‘101’ Dalmaçyalý
lirten Alparslan Salt,
Satýþ ve pazarlama
Depeche Mode ‘101’
'A Beatiful Mind' filmin101'in bir geçmiþinin
danýþmaný A. Taner
de
matematik
profesörü
olmadýðý görüþünde.
Özdeþ, pazarlamada raJohn Nash'in yaþadýðý
Bu rakamýn insanlar
kamlarýn büyüdükçe
odanýn numarasý ‘101’.
üzerinde pazarlama
ürünlerin albenisinin
Tayvan'da bulunan ve
açýsýndan bir etki býdüþtüðü görüþünde.
dünyanýn en yüksek birakmak için tercih
Yapýlmasý gerekenlerin
nasýnýn adý Taipei ‘101’
edildiðini söylüyor.
sayýsý azaltýldýðý takdirMatrix filminde baþkarakter Neo'nun oda nu"Dünya Tarihine
de daha baþarýlý bir satýþ
marasý
‘101’.
Yön Verenlerden 101
grafiði yakalanabileceEtkili Söz" kitabýný
ðini belirtiyor. Pazarladerleyen Abdullah Yaþar, 101 raka- ma uzmaný Dr. Engin Baran, 101 rakamýný karizmatik bulduðu için kita- mýný efsanelere ve hikâyelere konu olbýnda kullanmayý tercih etmiþ. 10 muþ bir sayý olarak deðerlendiriyor.
yerine 9,9 YTL' þeklindeki psikolojik 101'in 1001 rakamýnýn mini versiyonu
fiyatlarýn insanlar üzerinde býraktýðý olduðunu söyleyen Baran, "Bin bir geetkiye benzer bir etki býraktýðýný ifa- ce masallarý hiç bitmeyen masallarý
de eden Yaþar, bu rakamýn 100'e gö- anlatmak için mecazi olarak kullanýlre daha tesirli olduðu kanaatinde.
mýþ. Bugün insanlara içinde 1001 tane
"Türkiye'de Ölmeden Önce Ya- tavsiye olan bir þeyi okutamazsýnýz.
pýlmasý Gereken 101 Þey" kitabýnýn Hayatýmýzý þekillendirecek kadar çok,
yazarý Akdoðan Özkan, bu tür ra- ama okununca da bitecek kadar az
kamlarýn zannedildiði gibi Türki- imajý uyandýran 101 rakamý bunun için
ye'den deðil, Amerika'dan çýktýðý ideal bir rakam. 99'dan farklý bir yapýsý
görüþünde. Amerikalýlarýn rakam var. 99 kulaða daha yuvarlak gelen,
konusunda bir takýntýsýnýn olduðu- daha sempatik bir rakam. Bu rakamýn
nu belirten yazar Akdoðan, "Onlar altýnda 99 yok. 1001'in daha kolay olaölçülebilir ifadeler kullanmayý sever. ný olarak kullanýlýyor." diyor. Bu furyaAmerikan üniversitelerinde dersle- nýn geçici olduðunu ifade eden Baran,
rin bile bir kodu vardýr. Ýnsanlar ora- yakýn gelecekte daha farklý rakam
da kodlarla konuþmaya meraklý ol- arayýþlarý içine girileceðini belirtiyor.
Adýnda
101 rakamý
geçen bazý
kitaplar
101 Soruda Damga Vergisi Kanunu el kitabý, 35
Yaþýna Gelmeden Önce Yapman Gereken 101
Þey, 101 Soruda Azgeliþmiþlik, Türkiye'de Ölmeden Önce Yapýlmasý Gereken 101 Þey, Türkiye'de
Görülmesi Gereken 101 Yer, 101 Soruda Türklerin Kürt Boyu, Dünya Tarihine Yön Verenlerden
101 Etkili Söz, 101 Soruda Bebek Beslenmesi...
cuma
ERTESI
04
4 AÐUSTOS 2007 CUMARTESÝ
Nihayet tiþörtlerin boyu uzadý
Þýk, zarif, rahat ve modern
görünmenin en
kolay yolu tiþörtlerden geçiyor. Hem de
geçtiðimiz senelere inat uzun,
bol, likrasýz ve
seçkin görünüþlü kesimleri ile.
YAZI
REYHAN YAZICI
(TASARIMCI)
1920'lerde doðan ve 90'lý yýllarda
olmazsa olmazlarýmýzýn arasýna
girmeyi baþaran penye, moda
hangi yönü gösterirse göstersin
popülerliðini kaybetmiyor. Bay bayan, çoluk-çocuk penye giysilerden vazgeçemiyoruz. Sadece bizler mi modacýlarda koleksiyonlarýnda penyeden vazgeçmiyor. Hatta tiþört modelleri yeni akýmlara, yeni tartýþmalara neden oluyor. Özellikle gençlik penye
tiþörtlerin zemin olduðu yeni akýmlara hýzla
ve gönüllü üye oluyor, yani giyiyor. Farklý
tiþört tasarýmlarýnýn gençler arasýnda bulaþýcý hastalýk gibi hýzla yayýlmasý, yeni giyim
alýþkanlýklarýnýn da daha çabuk benimsenmesini ve doðal karþýlanmasýný saðlýyor.
Gençlerin giydiði farklý ve uçuk kaçýk tiþörtlere zamanla gözlerimiz aþýna oluyor. Mesela geçen sezonda, daha önce bize çok
farklý gelen, ulaþýlamaz, asla giymem diyeceðimiz yýrtýk tiþörtler normal kýyafet statüsünde kullanýlmýþtý. Çamaþýr suyu deðmiþ
gibi görünen, solmuþ, yýpranmýþ tiþörtler ise
içlerinde en masum olanlarýndandý. Yakalarý sarkmýþ modeller en ünlü markalarda
yüzlerce dolar bedelle kapýþ kapýþ satýldý.
Hele; bir deðil iki beden küçük görünen bel
kýsmýný tamamen açýkta býrakan tiþörtlere
ne demeliydik...
Ýlk çýktýðý zaman bunlarý kim giyecek dedirten kýsacýk tiþörtleri kýsa sürede pek çok
kiþinin üzerinde gördük. Adeta salgýn gibi
yayýlan bu akým pek çok ebeveyni çýldýrtsa
da hemen tüm bilindik markalarýn koleksiyonlarýnda bu tip kýsacýk tiþörtlere aþina olduk. Kimi "böbrek rahatsýzlýðýna sebep olacak bunlar" derken kimileri ise "bu da moda mý?" diyerek tepkisini belirtse de zamanla normal olarak algýlanmaya baþlandý. Bel
kýsmýnýn kapatýlabileceði uzunlukta yani
normal ölçülerde tiþört bulmanýn hayal olduðu dönemler çok uzaðýmýzda deðil. Bu
tarz tiþörtlerin demode karþýlandýðý dönemler, içinde bulunduðumuz sezona kadar devam etti.
Tiþörtler normale döndü
Nihayet normal uzunluða ve bolluða ulaþan
tiþört pek çok kiþiyi rahatlattý. Yakýþanýn da
yakýþmayanýn da giydiði kýsa ve daracýk tiþörtler rahatsýz kullanýmlarýnýn yaný sýra bazý çirkin görüntülere de neden oluyordu. Biz
tasarýmcýlarýn da severek tasarladýðý 2007 tiþört modelleri rahatlýklarý ve modern görünümleri nedeni ile beðeni topluyor.
Dünya moda akýmlarýnýn doðal olana
dönüþ yapmasý ile birlikte yeniden biçimlenen tiþörtler yine gençliðin gözdesi olmaya
devam ediyor. Yapay ve sýra dýþý görüntüden uzak, daha natürel ve özgür formlu modeller neredeyse tunik boylarýna ulaþan ölçüleri ile kullanýlabilir þýklýðý yansýtýyor.
Geçtiðimiz sezon trendlerinin tersine kýsacýk olan tiþörtler demode kabul ediliyor.
Daracýk olanlarý da aynen kýsa tiþörtler gibi
lüks kýyafet sýnýfýna da girdiðini hatýrlatmakta fayda var. Dior, John Galliano, GUCCI, Yves Saint Lauren, GUESS, ARMANI
gibi markalar dahi tiþörtlere önemle yer veriyorlar. Hatta artýk sadece tiþört üreten
markalar var. Punk, hip-hop, graffity tarzýný
benimsemiþ markalarýn yaný sýra Ottoman
Emprime, B Türk gibi folklorik desenleri ile
öne çýkan kültürel tiþörtler de moda ile anýlýyor. Tiþört öylesine önemli bir parça haline
geldi ki, neredeyse tüm modacýlar kendi
tarzýný ifade eden tiþört tasarýmlarý yapmaya
baþladý. Lüks markalarýn yüzlerce dolara satýlan ürünlerinin yaný sýra 10-15 YTL'ye satýlan tiþörtler de bol, rahat, kullanýþlý, doðal
formlarý ile bu yaza damgasýný vurdu.
Düz renkler 80'leri hatýrlatýyor
rafa kalktý. Modeller ne kadar uzun ve bol
olursa o denli trend oldu.
Robadan kesimli, pilili, büzgülü, drapeli
tiþörtler, birer bluz edasý ile spor göründüðü
kadar klasik de kullanýlabilir. Ýpekimsi, dökümlü kumaþlarý ile yaz mevsimini serin geçirmenize yardýmcý olacak modeller de her
yaþ grubunun beðenisini topluyor. Kumaþ
pantolonlarla klasik forma dönüþtürülebilen
tiþörtler bol uçuþan etekler ve rengârenk kemerler ile masalýmsý coþku veriyor.
Kilolarý gizleyen tiþörtler
Kesimlerdeki özgür ve bol formlar sayesinde fazla kilolar da kamufle edilebiliyor. Laf
aramýzda hanýmlarýn en büyük sorunu olan
göbek ve basen fazlalýklarý bu sezonun tiþört modasý ile bertaraf ediliyor. Hem modaya uyayým hem de zayýf görüneyim diyorsanýz dolabýnýzdaki kýsa tiþörtleri ortadan
kaldýrýn ve asimetrik kesimli, aþaðýya doðru bollaþan tiþörtlerden bir iki tane edinin. Gece-gündüz ayrýmý olmaksýzýn kullanabileceðiniz tiþörtleri aksesuarlarýnýz ile birlikte zenginleþtirebilirsiniz. Spor kýyafet olarak hayatýmýza giren tiþörtlerin son yýllarda
Kesimleri ile olduðu kadar renk ve desenleri ile de büyük deðiþikliðe uðrayan tiþörtlerde daha çok sarý ve tüm renklerin en canlý
tonlarý kullanýldý. Renkleri ile iddialý olan
modellerde baskýlara fazla yer verilmediðini
söylesek de mini geometrik desenler, minik
gümüþ yazýlar, pauntiyeler, boyuna kullanýlmýþ çizgi baskýlar da çok þýk duran desenler arasýnda. Tuþelerin oldukça yumuþak ve
dökümlü olmasý incecik çizgilere ve Güney
Amerika'dan ilham alýnmýþ kocaman tropikal çiçeklere, yapraklara uyum saðlamýþ.
Baðlamalý bel detaylarý da tiþörtlere eþlik
ediyor. Anvelop tiþörtler klasikleþmiþ renk
ve modellere baðlý kalmadan özgürce seçim
yapýlabilmesine imkân veriyor. Drapeli,
korsajdan baðlý, floral desenli penyeler,
uçuþan incelikteki kumaþlar ile hazýrlanmýþ.
Siyah beyaz puantiyeli, çizgilerin yaný sýra
metalik dokunuþlu zarif baskýlar, buruþuk
etekler, volümlü bluzlar ve renklerin hareket kattýðý tiþörtler üst üste giyilebilecek þekilde tasarlanmýþ. Sezonun gözdesi asit sarýsý ve acý yeþile mor, lila, parlament mavi,
beyaz ve gümüþ griler tiþörtlere net bir görüntü kazandýrýyor. Bu yaz daha çok düz
renklerin moda olmasý 1980'leri günümüze
taþýyor. Neon renklerin kullanýldýðý tiþörtlerde beyaz ile kombinlenen tercihler karmaþýklýðýn sadeliðe dönüþmesine imkân veriyor. Minik karpuz ya da kimono kollar ise
tiþört tasarýmlarýnda baþý çekiyor.
cumaERTESI05
4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ
Bu bir “yüzen ada
ihbar hattý”. Atatürk Üniversitesi’nden Prof. Dr.
Ýhsan Bulut tarafýndan kuruldu. Hattýn numarasý 0505
644 20 04. Eðer sizin yaþadýðýnýz bölgede de bir yüzen
ada varsa Ýhsan
Bey hemen gelip
görüyor, tespitlerini
yapýyor ve, “Dünya
Yüzenada Bibliyografyasý”na ülkemizin bu güzel ve þirin adalarýnýn kaydýný yaptýrýyor.
HABER
SEVÝNÇ ÖZARSLAN
FOTOÐRAFLAR
YAÞAR DURUKAN
Tespit edilen yüzen adalar
Bingöl: Solhan ilçesi, Hazarþah köyünde 3 tane.
Erzurum: Olur ilçesi, Sülük Gölü’nde 1 tane.
Erzurum: Zökün Gölü’nde 2 tane.
Afyon: Eber Gölü’nde 1 tane.
Konya: Akþehir Gölü’nde 1 tane.
Erzincan: Ahmediye köyünde 1 tane.
Artvin: Yusufeli ve Þavþat’ta toplam 12 tane.
Denizli: Iþýklý Gölü’nde 1 tane.
Ýçel: Gülnar ilçesi, Demirözü köyü Adalýgöl’de 1 tane.
Adýyaman: Çat Baraj Gölü’nde çok sayýda.
Samsun: Ladik Gölü’nde çok sayýda.
Kayseri: Sultansazlýðý’nda çok sayýda.
Alooo, yüzen ada bulduk!
“Yüzen adalar” kavramý Türkiye için
henüz çok yeni; ancak Atatürk Üniversitesi Coðrafya Fakültesi’nden Prof. Dr.
Ýhsan Bulut, eðer iyi deðerlendirilirse
bilimsel geziler, doða eðitimi, eko-turizm, biyo-turizm, kuþ üreme alanlarý olarak bu adalarýn turizme
önemli katký saðlayacaðýný söylüyor. Yüzen adalar
konusunda 2002’den bu yana araþtýrmalar yapan
Bulut, Türkiye’deki adalarý tespit eden en yetkili profesörlerden biri. Kurduðu “yüzen ada ihbar hattý” ile
ülkemizin her yanýndaki adalarý anýnda belirleyip
Amerika’da yayýnlanan “Dünya Yüzenada Bibliyografyasý”na kaydýný yaptýrýyor. Buna göre þu anda ülkemizde toplam 22 yüzen ada var. Türkiye’nin hemen her yöresinde yüzen
adalara ve oluþumlarýna
rastlamak mümkün. Bulut,
tamamlanma aþamasýnda
olan üç yüzen adayla ilgili
araþtýrmalarýnýn devam ettiðini belirtiyor. En son Tortum Zökün Gölü’nde yeni
bir ada tespit edilmiþ. Diðerleri Artvin’in Yusufeli ilçesi
Kýlýçkaya beldesine yakýn
Göllü mezrasýnda ve Ladik
Gölü’nde. Geçen yýl Erzican’ýn Ahmediye köyünde
bulunan adanýn sadece Türkiye’nin deðil, dünyanýn en
büyük yüzen adasý olduðu
iddia edilmiþti. Ancak Bulut,
dünyadaki en büyük yüzen
adalar hakkýnda henüz bir
derecelendirme ve alan büyüklüðü çizelgesine rastlamadýklarýný belirtiyor.
Ýhsan Bulut, Türkiye’nin yüzen adalar açýsýndan
bir cennet olduðunun, bibliyografya yazarý Chet
Van Duzer ile sürekli yaptýðý görüþmelerde ortaya
çýktýðýný söylüyor. Bulut, “Turizm sektörünün geliþtiði ve turist profilinin giderek çeþitlendiði ülkemizde yüzen adalar tanýtýmý yeni, ziyaretçisi henüz çok
korunmasý gereken önemli bir doðal kaynak olarak
deðerlendirilmeli. Sulak alan olmalarý nedeniyle
sahip olduklarý, ilginç flora ve fauna özellikleriyle
pek çok doða bilimcisinin araþtýrma alanlarý olarak,
ulusal ve uluslararasý turizm açýsýndan doða turizmi, doða eðitimi, eko-turizm, biyo-turizm gibi etkinliklerin yeni gözdesi olarak ilgi beklemektedir.”
diyor ve en son tespit ettikleri Zökün Gölü’nde
bulunan iki yüzen adanýn en önemli özelliðinin
Erzurum’un þehir merkezine çok yakýn olduðunu;
ancak buna raðmen araþtýrmacýlar ve kamuoyunun dikkatini çekemediðini belirtiyor.
Ýlk adalar Bingöl’de...
Türkiye’deki ilk yüzen adalarý Bingöl’ün Solhan Ýlçesi, Hazarþah köyünde halk tarafýndan keþfedilmiþ. Biz de Yaþam Ýçin Sivil Toplum Derneði’nin
turizm projesi kapsamýnda bu adalarý görmeye
gittik. Üzerindeki aðaçlar ve bitki örtüsü ile dikkat
çeken üç küçük ada parçasý, her an batacakmýþ
hissi veren süngerimsi tabakasýyla fantastik bir
görüntü sunuyor. Üzerine binildiðinde sal gibi
aðýr aðýr her tarafa hareket ediyor. Gölde aslýnda
yedi adet yüzen ada varken, köylüler ot biçmek
için diðer adalarý birleþtirdiði için bu sayý üçe inmiþ. Yüzen ada deyince, aklýnýza hemen kocaman
kara parçalarýnýn deniz üzerindeki gezintisi gelmesin. Daha küçük ada parçacýklarýnýn durgun göl suyundaki kýsa yolculuðu þeklinde tarif
etmek daha doðru. Terörden
yorgun ve bitap düþmüþ bir þehir olan Bingöl için yüzen adalar önemli bir ümit kaynaðý.
Bingöl’ün yetkilileri de, halký
da bu adalardan güç alarak þehirlerini geliþtirmek için harekete geçirmiþ durumda. Bingöl
Sivil Toplum Derneði yöneticisi Ýbrahim Buyankara, Bingöl’ün turizm sektöründe tanýnmasýný saðlamak, þehir
imajýný turizm merkezi olarak
güçlendirmek için projeler geliþtiriyor. Bingöl-Solhan karayoluna 4,5 kilometre uzaklýkta
bulunan, Doða Koruma ve
Milli Parklar Genel MüdürlüÝhsan Bulut
ðü’nce koruma altýna alýnan
yüzen adalar, doða turizmine
açýlarak turist çekilmesi hedefleniyor.
Yüzen adalar nasýl oluþuyor?
Rüzgarla hareket eden yüzen adalar, bitki kök ve
saplarýnýn, canlý kök ve çürüklerinin birikmesiyle ve
birbirine yapýþarak organik madde oraný yüksek sýký keçemsi bir doku oluþturmasýyla meydana geliyor. Birbirine tutunan bu bitkiler, suyun üstünde sal
gibi yüzmeye baþladýktan sonra üzerinde bitkiler,
hatta aðaçlar yetiþebiliyor. Nitekim Bingöl yüzen
adalarýnýn üzerinde üç adet diþbudak aðacý ve çalýlar vardý. Rüzgarýn estiði yöne doðru yer deðiþtiren
adalar, büyüklüklerine göre sýrýklarla da itilebiliyor. Ýhsan Bulut, oluþumu yüzlerce hatta binlerce
yýl süren adalarýn bilinçsiz yararlanma sonucu kýsa sürede yok olabileceðini ve bu nedenle turizme
kazandýrýlmasý kadar korunmasýnýn önemli olduðu gerçeðini önemle vurguluyor.
cuma
ERTESI
06
4 AÐUSTOS 2007 CUMARTESÝ
Okumuþ da
PASTACI olmuþ!
Beyaz Fýrýn’ýn
pasta ustasý Yeþim Erol’un hayat
hikayesi, “Hatýrla
Sevgili” dizisindeki Güzide’ye
benziyor. Erol, ÝÜ
Felsefe Bölümü’nü bitirdikten
sonra soluðu
Chicago’da pastacýlýk okulunda almýþ. Güzel pastalarýyla adýndan
söz ettiren
Erol’un ilginç hikayesi...
HABER
TUNA GÜREL
FOTOÐRAFLAR
ÝSA ÞÝMÞEK
“Hatýrla Sevgili” dizisinde
‘pastacý kýz’ Güzide’nin ilginç hikayesini, dizinin mudavimleri hatýrlar. Paris’te
pastacýlýk okumak için evden kaçan Güzide, iyi dereceyle mezun olup Türkiye’ye döner. Babasýnýn sahip olduðu
pastane, Türkiye’nin en iyi pastanelerinden biridir. Ama o babasýnýn yanýnda
çalýþmak istemez ve baþka pastanede
(Necdet’in pastanesinde) çalýþmaya baþlar. Her iki pastane arasýnda bir rekabet
yaþanýr, bu bir anlamda baba ile kýzýn rekabetidir. Bunlarý niye mi anlattýk? Çünkü birazdan hikayesini paylaþacaðýmýz
pastacý Yeþim Erol’un öyküsü, “Hatýrla
Sevgili”nin Güzide’sinin hayat hikayesiyle büyük oranda benzerlik gösteriyor.
Özel günlerimizin vazgeçilmezi, rengarenk süslemeleri ile iþtah kabartan davetlerimizin en önemli unsuru, hayatýmýzýn finalleri ve baþlangýçlarýna þahiklik
yapan pastalarýn, bir pasta ustasýnýn aðzýndan tatlý hikayesi.
Gýda mühendisi bir babanýn kýzý olarak Ordu’da dünyaya gelen Yeþim Erol,
Saðra’nýn çikolata fabrikasýndan gelen
çikolata kokularýný içine çekerek büyür.
Yabancý filmlerde gördüðü pastacý karakterlerine hayranlýk
duyan Erol’un aðabeyinin
bir doðum gününde aldýðý
oyuncak mutfak seti, çocukluðunun en büyük hediyesi olur. Çocukluðuyla
ilgili hatýralarý hep tatlar
üzerinden gider. Denizli’de yediði yoðurdun lezzeti, Tokat’ta
yediði biberin tadý ve
þekli, Ýzmir’in dondurmasý gibi... Biraz da ailesinin teþvikiyle Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü kazanýr. Finallere çalýþmasý gereken bir dönemlerde, mutfak ekipmanlarýnýn ve pastacýlýk ürünlerinin tanýtýldýðý
fuarda dolaþýr, yurtdýþýndaki okullarýn tanýtýldýðý eðitim fuarlarýný hiç kaçýrmaz ve
pastacýlýk bölümlerini inceler. Evde ders
çalýþýrken bir gözü televizyondaki yemek
programlarýndadýr. Yaþýtlarý haber ya da
magazin dergilerini takip ederken o yemek dergilerini dikkatle okur ve onlarýn
tariflerini dener. Okul biter; ama Erol’un
çocukluðundan bu yana rüyalarýný süsleyen ‘pastacýlýk’ sevdasý bitmez!
Pasta yapmayý öðrenmek için Amerika’ya gitmenin planlarýný yapar yapmasý-
na da babasý bu iþe biraz karþýdýr. Bundan
sonrasýný Yeþim Erol þöyle anlatýyor: “Pastacýlýðý sýfýrdan baþlayarak öðrenmek istedim. Önce kendimi Chicago’da bir dil
kursunda buldum. Ardýndan Food Service Management/ Culinary Arts programlarýný tamamladým. Bu süreçte çeþitli otellerde stajýmý yapýp çalýþmaya baþladým.
Tabloyu tamamlamak için yapmam gereken tek bir þey kalmýþtý geriye; “Fransýz
pastacýlýðý”. Chicago French Pastry School programýna kaydoldum...”
Buradan mezun olduktan sonra,
Fransa’nýn en iyi otellerinden biri olan
SOTIFEL’in mutfaðýnda çalýþmaya baþlayan Erol için Türkiye’ye dönüþ vakti gelir.
Yurtdýþýndaki eðitim ve iþ hayatýnýn ardýndan Türkiye’de pasta ustasý olarak çalýþma fikri onu korkutur. Büyük bir otelde çalýþmayý düþünürken Beyaz Fýrýn’da
bulur kendisini. Aslýnda pastaneler de
pastacýlýk yapmayý hiç düþümez Erol.
Ama Beyaz Fýrýn, Yeþim Yýlmaz’ýn pastanelere bakýþýný deðiþtirir.
Yeþim Erol’a göre Türkiye’de pasta
anlayýþýyla Batý’daki lezzet arasýnda epey
fark var. Bizde hafif, az kremalý, bol meyveli, keki bol olan pastalar kabul görürken, Avrupa’da pastanýn lezzeti, aromasý ve sadeliði önemli. Bu, yemek ve
alýþveriþ kültürü ile paralellik
gösteriyor. Bizde tatlýlar, pastalar genelde kutlamalar, misafirlikler ve davetlerde hatýrlanýyor. Avrupa’da daha
çok günlük hayatýn bir parçasý gibi... “Pastacýlýkta en
çok etkilendiðimiz ve alýþkanlýklarýný sürdürdüðümüz kültür Fransa.” diyen
Erol, pastacýlýkta eski tarz
süslemelerden ve aðýr malzeme kullanýmýndan uzaklaþýlarak
daha sade ve daha düz çizgilere geçildiðinin altýný çiziyor.
Ýyi bir pastanýn ortaya çýkmasý için
sayabileceðiniz altýn kurallar neler?”
sorusunu þöyle cevaplýyor: “Altýn kurallardan biri iyi ve taze malzeme, reçeteye gramaj olarak uymak... Kullanýlan
meyvenin aromasýný korumasý için az
islemek. Deðiþik texturelari bir arada
kullanmak. Pastanýn dile, kulaða ve
beyne verdiði mesajlar da çok önemli.
Tatlý, ekþi, baharatlý, acýmsý gibi deðiþik
tat duyularý pastayý fark edilir kýlan
özellikler. Ve farklý olma kaygýsýyla, alýþýlan ve sevilen damak tadýndan uzaklaþmamaya özen gösterilmeli.”
ZAMAN GAZETESÝ’NÝN CUMARTESÝ EKÝDÝR
cuma ERTESi
AYAKKABI
Feza Gazetecilik AÞ Adýna Sahibi ALÝ AKBULUT
Genel Yayýn Müdürü EKREM DUMANLI
Genel Yayýn Müdür Yard.
MEHMET KAMIÞ
Sayfa Tasarým
SÝNAN TAÞGETÝREN
YASEMÝN ALAY
Genel Yayýn Editörü
ALÝ ÇOLAK
Sorumlu Müdür ve
Yayýn Sahibinin Temsilcisi
ALÝ ODABAÞI
Yayýn Editörü
ABDULLAH KILIÇ
Reklam Grup Baþkaný
YAKUP ÞÝMÞEK
Görsel Yönetmen
FEVZÝ YAZICI
Reklam Satýþ Koordinatörü
BEYTULLAH DEMÝR
Tasarým Direktörü
MUSTAFA SAÐLAM
Reklam Satýþ Yöneticisi
HÜSEYÝN BELLÝ
Yayýn Türü: Yerel Süreli
Yönetim Yeri: Zaman Gazetesi 34194, Yenibosna, Ýstanbul, TEL: 0212 - 454 1 454
Faks: 0212 454 14 96, www.zaman.com.tr, Baský: Feza Gazetecilik A.Þ. Tesisleri
MOBÝLYA
MUTFAK
Yazlıklar bitiyor
Yazlıklar bitiyor
Ayakkabý Dünyasý'nda
indirimler devam ediyor. Dünyanýn ve Türkiye'nin en popüler markalarýna süper indirimler yapan Ayakkabý
Dünyasý'nda yazlýklar
bitmek üzere.
Kupa Genç Odasý 316 yaþ grubu kýzlar
için küçük prensesler
adýyla genç odasý hazýrladý. Kupa Genç
Odasý Maðazalarý'nda
satýþa sunuluyor.
0216 593 30 00
AKSESUAR
GÝYÝM
Porselen
çadırı kuruldu
Porland Porselen, Bilecek tesislerinde fýrsat çadýrý kurdu. Burada Porland porselenlerini yüzde 50 indirimle alabilirsiniz.
GÝYÝM
Tektaş
tek renk değil
Beşiktaş,
Sarar giyiyor
Büyük indirime
küçük rehber
Tektaþ yüzüðüne renk
isteyenler için Atasay
deðerli renkli taþlarla
özel tasarým yüzükler
yaptý. Yüzüklerin fiyatlarý
240 YTL ile 3 bin 550 YTL
arasýnda deðiþiyor.
Milli takýmlar resmi
sponsoru Sarar,
þimdi de Beþiktaþ'ý
giydirecek. Beþiktaþlý futbolcular Sarar'ýn yeni koleksiyonunu tanýttýlar.
Mudo Concept'te büyük
yaz indirimi var. Özel indirim için hazýrladýðý Fýrsat Rehberi'nde tüm
ürünleri görebiliyor, indirimler hakkýnda bilgi
alabiliyorsunuz.
cumaERTESI07
4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ
Et haþlama
Malzemeler: 1 kuzu but, haþlamalýk
olarak parçalanmýþ (veya 5-6 incik), 2 yemek kaþýðý zeytinyaðý, 3-4 adet kuru soðan (bütün olarak), 2-3 adet havuç, 3 adet
patates, arzuya göre 1-2 diþ sarýmsak, tuz
Hazýrlanmasý: Etleri soðuk suyla yýkayýn. Fazla yaðlarýný kesin. 2 kaþýk zeytinyaðýný tencereye alýp etleri ilave ederek altýný üstünü biraz çevirerek kýzartýn. Bütün soðanlarý, sarýmsaðý, ekleyin.
Üzerini örtecek kadar soðuk su koyun
ve kýsýk ateþte kaynamaya býrakýn. Etlerin piþmesine yakýn kabuklarý soyulmuþ
patates ve havuçlarý büyük büyük doðrayýp onu da ilave edip etler tamamen
yumuþayana kadar piþirmeye devam
edin. En son tuzunu ve 5-10 adet tane
karabiberi ekleyip servise hazýrlayýn.
Servis yaparken bütün soðanlarý çýkarýp
bir parça et ve birkaç parça havuç ve patates ile bir miktar et suyu ile sunun. Arzuya göre limon suyu ile servis yapýn.
Sebzeli güveç
Bu aralar ailecek
Edremit taraflarýndayýz. Ege’ye
doðru gelince
bölgenin binbir
çeþit otlarýndan
yapýlan yemeklerin ve elbette ki
zeytinyaðýnýn peþine düþmemek
olmazdý. Ama
ben size et yemeði tarifi veriyorum. Çünkü ne
zaman bu taraflara gelsem, farklý
bir þeyler keþfediyorum.
ÇİĞ BÖREK
Çið börek
Malzemeler: 1kg un, 1 paket yaþ maya (42gr),
1,5 tatlý kaþýðý tuz, 1 su bardaðý ýlýk su.
Ýçi: 600-700gr kýyma, 3 adet rendelenmiþ kuru
soðan, arzuya göre 1 diþ sarýmsak, 1-2 yemek
kaþýðý zeytinyaðý, tuz.
Hazýrlanmasý: Mayayý ýlýk suya koyup eritin.
Unu hamur yoðurma kabýna alýn. Maya, tuz ve
ýlýk su ilavesiyle yumuþakça bir hamur hazýrlayýn.
(ekmek ile poðaça hamuru arasýnda bir kývamda)
Hamuru ýlýk bir yerde 45 dakika (ýsýnmýþ ve kapatýlmýþ bir fýrýnda 20-25 dakika) kabarmaya býrakýn. Bu arada içini hazýrlayýn. Ýç malzemeyi köfte
yoðurur gibi yoðurun. Mayalanmýþ olan hamurdan küçük bir mandalina büyüklüðünde bezeler
hazýrlayýn. Bezeleri tatlý tabaðý büyüklüðünde
(20-25 cm çapýnda) açýn. Bir yemek kaþýðý dolusu çið içi hamurun yarýsýna yayýp yarým ay þeklinde kapatýp kenarlarýný iyice bastýrýn. 3-3,5 su
bardaðý kýzgýn sývý yaðda arkalý önlü kýzartýn.
Malzemeler: 1 kg kuzu kuþbaþý et,
10-12 adet arpacýk soðan, 10 diþ sarýmsak, 7-8 adet domates, kabuðu
soyulup küp doðranmýþ 2 adet patates, soyulmuþ ve küp doðranmýþ, 3-4
adet sivri biber, ikiye bölünmüþ, 3 det
patlýcan, küp doðranmýþ ve tuzla ovulup suyla iyice yýkanmýþ, 2-3 yemek
kaþýðý zeytinyaðý, tuz, tane karabiber.
SEBZELİ GÜVEÇ
ET HAŞLAMA
Bir baþkadýr Ege’nin yemekleri
Yazýn gelmesiyle beraber köþe yazarlarýnýn genelde konularýnýn farklýlaþtýðýný, tatile
gidenlerin ya gittikleri yerle
ilgili izlenimlerini yazdýklarýný ya da eski
yazýlarýnýn yeniden yayýnlandýðýný görürdüm. Bu haftaki yazýmda ben de yaz
günlerinin bir kýsmýný geçirdiðimiz Edremit taraflarýnda lezzet mekânlarýný ve yemekleri paylaþmaya karar verdim. Yýllardýr gidip geldiðimiz bu yerlerde her sene
yeni bir yer keþfeder olduk.
Zeytinyaðý üretimiyle, hafif ve saðlýklý yemekleri ile ünlü olan Ege’de ilk
duraðýmýz Türkiye’nin özel zeytinyaðý
müzesine sahip olmasý ile ünlü olan
Adatepe. Eski zamanlardaki zeytinyaðý
üretiminden günümüzdeki iþleme
yöntemlerinin tanýtýldýðý müze, ayný
zamanda 1800’lerde köyde yaþayan
Rum bir hanýmýn logosunda yer aldýðý
özel bir iþletmeye de ev sahipliði yapýyor. Müzenin bir diðer bölümündeki
küçük dükkânda da zeytinli mutfak eþyalarý ile özel üretim zeytinyaðlarý ve
sabunlar satýþa sunuluyor. (Müze ile ilgili ayrýntýlý bilgileri adatepe.com adresinden alabilirsiniz.) Adatepe müzesini gezmekten yorulunca Edremit tarafý-na doðru ilerleyip soldaki Adatepe
köyü tabelasýndan tepeye týrmanýp köy
meydanýndaki Dut Dibi Kahvesi’ne
uðrayýp çay ve gözlemeler eþliðinde
yorgunluðunuzu atabilirsiniz.
Edremit’teki ikinci duraðýmýz Akçay’daki Ömür lokantasý. Uzun süre bu
bölgede iyi bir lokanta olmadýðýndan
dolayý gelen eleþtiriler Akçay Ömür
Oteli’nin lokantasýný görünce son buldu. Gerek et yemekleri gerekse Ege’nin
meþhur sebze yemekleri Ömür’ün temiz ve nezih ortamýnda sunuluyor.
(omurotel.com.tr adresinden detaylara
ulaþabilirsiniz.)
Ýlk haftamýzdaki son duraðýmýz arkadaþlarýmýzýn vesilesi ile öðrendiðimiz Þahintepesi. Et ya da sebze yemekleri yerine balýðý tercih ediyorsanýz ve Altýnoluk taraflarýnda iseniz
Altýnoluk’u geçince tepeye çýkarak
varacaðýnýz Þahintepesi’nde lezzetli
balýklar ve salatalar bulabilirsiniz.
Bu haftanýn tarifleri, bu hafta Ege’de
tattýðýmýz lezzetlerden bazýlarýný içeriyor.
Hazýrlanmasý: Toprak güveç kabýna 23 yemek kaþýðý zeytinyaðý, yemeklik
doðranmýþ soðanlarý ve soðuk suyla yýkanmýþ etleri ilave edin. Etler býraktýðý
suyu çekene kadar karýþtýrarak piþirin.
Sýrayla patlýcan, patates, sivribiberleri
aralarýna sarýmsak serpiþtirerek güvece dizin. Elinizle hafifçe bastýrarak güvecin içine yerleþtirin. Tuzu ve karabiberi serpin. En üstü domateslerle kapatýn. Güvecin aðzýný yaðlý kâðýtla sýkýca
kapatýn. 250 C’lik fýrýnda 1 saat kadar
piþirin. Sebzeler piþince servis yapýn.
cuma
ERTESI
08
4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ
SELÝM ÝLERÝ
Sâmiha Ayverdi’den söz
açarken, tarih,
aný, roman yazarý mý diyeceðiz? Öyküler,
düzyazý þiirler
kaleme getirmiþ. Mektuplar,
makaleler, günü
gününe tutulmuþ konuþma,
görüþme notlarý.
FOTOÐRAFLAR
MUSTAFA KÝRAZLI
KÜRÞAT BAYHAN
Ýstanbul Geceleri’nin bendeki baskýsý 1971 tarihini taþýyor. Eserin ikinci baskýsý.
Ama ben, Ýstanbul Geceleri’ni, 1971’den epey sonra okudum.
1980’lerde Nezihe Araz salýk vermiþti.
Nihad Sami Banarlý, özlü giriþ yazýsýnda, “Hakikat þudur ki, bize bizi tanýtýp sevdirecek böyle kitaplara ihtiyacýmýz çoktur” diyor.
Bununla birlikte, Ýstanbul Geceleri
soyundan eserlerin çokça yazýlabileceði
kanýsýnda deðilim. Týpký Boðaziçi’nde
Tarih gibi. Bana sorarsanýz, Boðaziçi’nde Tarih; hangi çapta ve deðerde
olursa olsun, bir ‘benzer’i ancak ‘taklit’
olacak kitaplardan. Bütünüyle yaratýcý,
kiþisel bir duyuþun, düþünüþün verimi.
Týpký Ýstanbul Geceleri gibi.
Sâmiha Ayverdi’den söz açarken,
tarih, aný, roman yazarý mý diyeceðiz? Öyküler, düzyazý þiirler kaleme getirmiþ. Mektuplar, makaleler,
günü gününe tutulmuþ konuþma,
görüþme notlarý.
Ýbrahim Efendi Konaðý roman mý,
monografi mi? Karar vermek güç. Ayverdi’nin eserlerinin hepsinde tarih, roman ve aný iç içe. Deneme yazdýðýnda
bile. Sonra gönül eðitiminin köklü izleri. Yazarlýk yaþamý boyunca süren ‘yerlilik’ arayýþý, tutkusu.
Eserlerinde, çaðdaþlarýndan hayli
farklý bir tutumu seçerek, dinin,
inancýn geniþ yelpazesine eðildi. Bir
yandan da baðnazlýða ödünsüzce
karþý çýktý. Yolcu Nereye Gidiyorsun?
(1944), Mesihpaþa Ýmamý (1948) gibi
romanlarý, on dokuzuncu yüzyýldan
yirminci yüzyýla geçiþte, Müslüman
Türk insanýnýn duyarlýklarý, ruh sarsýntýlarý, endiþeleriyle yüklüdür.
Yolcu Nereye Gidiyorsun?, Ýkinci
Meþrutiyet döneminde Ýstanbul yaþamasýna yer veriyordu. Ortaoyununu,
meddahý Ayverdi’den okursanýz, farklý
yaklaþýmý saptarsýnýz: Hep bir son nokta, hep yitip gidiþ. Bu romanda, Tanburî Cemil Bey’in ney taksimlerine ayrýlmýþ sayfalar, eski musikiyi bilmeyenleri bile etkiliyor.
Romanlarýn moda çaðlarý, modalarý,
hatta moda kiþileri vardýr. Mesihpaþa
Ýmamý’nýn kaleme getirildiði dönemde,
bir imamý roman kiþisi yapmak enikonu þaþýrtýcý bir giriþimdi. Hem moda dýþý, hem baskýn anlayýþtan uzak.
Behçet Necatigil, Edebiyatýmýzda
Ýsimler Sözlüðü’nde Sâmiha Ayverdi’yi
þöyle yorumluyor: “Heyecanýný aile ve
toplum geleneklerinden alan, hayat
olaylarýný çokluk din ve tasavvuf açýsýndan deðerlendiren romanlarýyla sanatýna bir özellik saðladý.”
Bu özelliði, yazarýn bildiði yolda
inatla tek baþýna gidiþi, bazý kesimlere
onu biraz geç ulaþtýrdý. Hele, yüksek
edebî deðerinin örtük kalmasýna yol
açtý diyebilirim.
Eserini geç okuyanlardan biriyim. Bunu þunun için söylüyorum: Edebî eserleri,
sað ya da sol
dünya görüþlerinin týrpanlayýþlarýyla
deðerlendirmek, bizde eski hastalýktý.
Ve Türkiye’ye çok vakit kaybettirdi.
Hastalýk artýk iyileþti mi, bilmiyorum…
Sâmiha Ayverdi, Müslüman Türk
dünyasýný ayrýntý zenginlikleriyle iþledi. Zaman zaman söyleþi havasýnda, zaman zaman gerçekten þiirli bir
anlatýmla örülmüþ bu eserler, çaðdaþ
edebiyatýmýzýn alabildiðine özgün,
seçkin örnekleri arasýnda.
Edebî ve Mânevî Dünyasý Ýçinde Fatih, Ýstanbul’un Bizans’tan Osmanlý’ya
geçiþinin bir panoramasýdýr. Yazar, eserinde, dinî kaynaklardan, yüzyýllarýn
imbiðinden süzülmüþ -fakat unutulmamýþ- efsanelerden, günümüz okurunun
ulaþamadýðý eski tarihlerden yola çýkarak, esinlenerek, Fatih’in portresini çiziyordu. Okurken, Ýstanbul’un Bizans’tan gitgide uzaklaþmasýna, Ýstanbul’a yeni bir kimlik kazandýran Osmanlý dünyasýna tanýklýk ediyorduk.
Ne var ki, Ayverdi, Bizans’ý bir çýrpýda
silip atmýyor, hamasetten yardým ummuyor; teslim olmayan son imparatoru
gülünç düþürmeye gönül indirmiyordu.
Ayný serinkanlý yaklaþýmla; Boðaziçi’nde Tarih, Boðaziçi’nin semt semt,
köy köy gezintisi, bir yandan da Os-
sýyla yüklüdür.
Boðaziçi’nin semt semt peyzajlarýný
çizen yazar, Ýstanbul’un özel bir yöresiyle bütün þehri dile getirme olanaðýna kavuþmuþ gibidir. Özetle, Boðaziçi’nde Tarih, Ýstanbul’u yalnýzca bir payitaht olarak saptamaz. Bu þehir, doðrudan doðruya, imparatorluðun çekirdeði, atardamarýdýr.
Ayverdi’nin bakýþ açýsýyla, Boðaziçi’ni yýllarca ayakta tutan “vakýf müessesesi”, Osmanlý-Türk uygarlýðýnýn evrensel uygarlýða bir katkýsý, imparatorluðu ayakta tutmuþ büyük bir güçtür.
Ayný þekilde, inançlardan geleneklere, yaþama biçiminden sanat kollarýna,
Ýstanbul’un dünyasýný sürüp giden, kesintiye uðramayan bir çizgide görmüþ
Sâmiha Ayverdi, kültürümüzün, yenilikler, Batýlýlaþma, yenilik hareketleri
karþýsýnda yozlaþtýðý, çöktüðü kanýsýna
varýyordu. Toplu eserinin birçok sayfasýnda. Belirtmek isterim ki, yeniliklere,
Batýlýlaþma’ya karþý bu mesafeli bakýþ,
hatta ‘yeni zaman’ý görmezden geliþ,
yok sayýþ beni hep düþündürttü. Bu tutum ve tercihle baðdaþmama imkân
yok. Öte yandan, yazarýn tutarlýlýðýna,
düþüncesinden ödün vermeyiþine saygýmý özellikle söylemek istiyorum.
SÂMÝHA
AYVERDÝ’NÝN
ÝSTANBUL’U
manlý Ýmparatorluðu tarihi içinde zamana, ama daha çok, ‘Ýstanbul’da zaman’a yolculuktur.
Yazar, yüzyýllarýn tarihî olaylarýna,
yaþantýlarýna, sanatýna, kültürüne, gelenek ve göreneðine; çocukluðu, gençliði boyunca yakýndan gözlediði Boðaziçi’ni katýþtýrarak, bir kez daha vurgulamak gerekirse, benzeri olamayacak bir
eser armaðan etmiþtir. Böylece Boðaziçi’nde Tarih, imparatorluðun yükseliþ,
duraklayýþ, çöküþ günlerini Boðaziçi’nde yaþatýr.
Abdülhak Þinasi Hisar’ýn olaðanüstü güzellikteki Boðaziçi Mehtaplarý’nda,
zaman, anlatýcýnýn yaþantýsýyla sýnýrlýdýr. Boðaziçi’nde Tarih ise, tarihin zamanýnda âdeta kaybolmak istemiþ bir
anlatýcýya iþaret eder. Bu, hayli geniþ
zamanýn eþliðinde, Osmanlý-Türk kültürünün nitelikleri, uygarlýðýmýzýn
üzerinde henüz pek durulmamýþ birçok özelliði eserin baþlýca deðerlendiriþ kýstasýdýr. Kaybolana, terk edilene
yas þarkýsý deðildir Boðaziçi’nde Tarih. Tam tersine, feda ediþlerin kaygý-
Daha Ýstanbul Geceleri’nde, yazar,
Ýstanbul’un çehresini deðiþtiren etkenler arasýnda, Batýlýlaþma’yý ve yenilikçiliði gördüðünü açýkça kaleme getirmiþ.
Ýstanbul Geceleri’nde bazý semtler,
özellikle alafrangaya kucak açmýþ
semtler gönle uzak tutulmuþ:
“Nereye gideyim? Bir lâmelif çizip Adalar’a mý, yoksa Kadýköyü’nden Pendik’e kadar boydan boya gerilen Marmara kýyýlarýna mý?
Belki ne oraya ne buraya…
Zira ömrümüz boyunca âþinalýk etmeye mecbur olduðumuz halde, muhabbet ve samimiyet kuramadýðýmýz
kimseler gibi bazý semtler için de, böylece bir yakýnlýk ve hasret duymayýz.”
Ýþte Adalar, Ayverdi için, “yakýnlýk
ve hasret” duyulmayan yerlerdendir:
“Bugün tertemiz yollarý, süslü birer
oyuncak gibi, çiçekli bahçeler arasýna
oturtulmuþ köþkleri, ta sahilden tepelere kadar týrmanan çamlarý ile Ýstanbullu’nun ileri ve gözde bir sayfiye yeri
olan Adalar, ne çare ki fetihten bu tarafa olan tarih boyunca, þehre yerli bir
çeþni ile katýlamamýþ, liyme liyme olmuþ Bizans kitabýnýn bir köþeye sýkýþýp
kalan tek sahifesi gibi, metninin çizgilerini muhafazada yakýn zamana kadar
inat etmiþtir.”
Buna karþýlýk, geleneðin korunduðu, törel dünyanýn henüz büsbütün
göçmemiþ, yýkýlmamýþ olduðu öteki
semtlere, meselâ þehrin Ýstanbul yakasýndaki semtlerine þiirin, sevgi ve þefkatin diliyle yaklaþýlmýþtýr. O kadar ki,
Ýstanbul Geceleri’ndeki “Tavukpazarý”,
sýrf bu sebeple hoþ görülür ve yazara
en anlayýþlý, hoþgörülü sayfalarýndan
bazýlarýný yazdýrtýr.
Roman, aný, monografi, yaþamöyküsü, yorum ve gözlem karýþýmý, bence
yepyeni, enikonu ‘yenilikçi’ bir tarzda
yazýlmýþ Ýbrahim Efendi Konaðý, Sâmiha Ayverdi’nin yaþadýðý günden, yaþadýðý Ýstanbul’dan artýk büsbütün kopuþunu belgeler. Bu eserde, biri dünya iþlerine fevkalâde baðlý, diðeri huzur
arayýþý içindeki iki erkek kardeþi kýyaslayan yazar, yirminci yüzyýlýn baþýna
geri dönüyor; yakýn gelecekte öncesiz
sonrasýz kaybolacak, göçecek ‘konak
hayatý’nýn, dolayýsýyla Ýstanbul’un yaþama biçimlerinden birinin yazýya geçmesine yol alýyor. Dahasý; anlatýmýndan sözcük seçimine, güçlü bir edebî
eser olan Ýbrahim Efendi Konaðý, geçmiþte kalan uygarlýðý saptamak ve tasvir etmekle yetinmiyor, bu uygarlýðýn
günümüzdeki sarsýntýlara da bir çözüm
olabileceðini ileri sürüyor…
Ayverdi, ilk baskýsý üç cilt halinde
yayýmlanmýþ Türk Tarihinde Osmanlý
Asýrlarý’nda, Osmanlý Devleti’nin kuruluþunu, yükseliþini ve çöküþünü yorumlarken, Ýstanbul’a sýk sýk atýfta bulunur, þehrin tarihî çizelgesini çýkartýr.
II. Abdülhamid’i tahttan indiren Ýttihat
ve Terakki’yle birlikte büyük yýkýlýþýn
gelip çattýðý görüþündeki yazar; Ýstanbul’u gerek mimarîsi, doðal görünümü,
gerekse þehircilik anlayýþý açýlarýndan,
imparatorluðun yükseliþ dönemlerinde
önemli bir baþkent sayýyor. Ýttihat ve
Terakki’yle birlikte Ýstanbul’un niteliksizleþtiði kanýsýna varýyor.
Gerek bu eserinde, gerekse Boðaziçi’nde Tarih’te, Sâmiha Ayverdi’nin, padiþahlar konusundaki bazý
yaygýn iddialara, yargýlayýþlara kayýtsýz kalýþýný anmadan geçemeyeceðim. Osmanlý tarihini günümüze çok
sýcak dille yansýtmýþ, eserinden her
zaman yararlanýlacak Reþat Ekrem
Koçu, bazý konularda, insanýn macerasýnda, zaman zaman, yargýlayýcý
bir tavýr sergilemiþken; Ayverdi ‘ifþaat’tan uzak durmayý tercih etmiþtir.
Koçu’nun ve Ayverdi’nin IV. Murad’a
ayrýlmýþ sayfalarýný art arda okuyun;
‘humaine’ olanla olmayaný hemen
hissedersiniz.
Düþüncelerin, duyuþlarýn, inançlarýn týpatýp benzeþmesini totaliter
rejimler emreder. Dil, anlatým ustasý
Sâmiha Ayverdi’nin eserine yarýn daha ‘nesnel’ yaklaþýlacak.
cumaERTESI09
4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ
ALTERNATÝF MEKÂNLAR
360 Ýstanbul: ‘360 Ýstanbul Restoran’ Beyoðlu Ýstiklal Caddesi üzerinde tarihî Mýsýr
Apartmaný’nýn en üst katýnda bulunuyor.
Yaklaþýk üç yýldýr hizmet veren mekândan
Boðaz ve Beyoðlu manzarasý izlenebiliyor.
Empire State binasý,
Topkapý Sarayý’ndan
daha çok kazandýrýyor
Doðatepe Restoran: Rumelihisarý’nýn hemen
üstünde bulunan restoranda yemek yerken,
eþsiz bir Boðaz manzarasý izlemek mümkün.
Yýlda 3,5 milyon insan,
Empire State binasýna çýkýp
New York’u seyrediyor. Bunun
için kiþi baþý 12 ile 45 dolar
arasýnda ödemek gerekiyor. Bu
da ortalama 70 milyon dolar
yapýyor. Türkiye’de gökdelen
turizminin adý bile yok. Bir karþýlaþtýrma yapacak olursak yýlda 2 milyon kiþinin gezdiði
Topkapý Sarayý’nýn kasasýna 1
milyon YTL giriyor.
Hamdi Restoran: Yaklaþýk 40 yýldýr Eminönü’nde hizmet veren Hamdi Restoran’da
Eminönü üzerinden Galata ve Boðaz manzarasý izlenebiliyor.
Manzara var, gökdelen var ama
turizme açacak giriþimci yok
Golden Horn Otel: Sultanahmet’te bulunan
otel, þehrin en güzel manzarasýna sahip
mekân. Çok geniþ bir alaný gözler önüne seren otelden, Adalar, Beþiktaþ-Ortaköy sahili,
Boðaziçi Köprüsü, Sultanahmet Camii, Ayasofya Camii ve Topkapý Sarayý’nýn yaný sýra,
Sarayburnu’ndan Bakýrköy sahiline kadar
uzanan kýyý þeridi ile Kadýköy’den Çengelköy’e kadar birçok yeri görmek mümkün.
Holiday Inn Crown Plaza: Türkiye’nin en eski yüksek binalarýndan biri olan Holiday Inn
Crown Plaza’nýn en üst katýnda geniþ bir
Marmara manzarasý görülebiliyor. Binanýn
en üst katýnda hizmet veren restoran,
17.00’den gece 01.30’a kadar açýk.
Kýz Kulesi: Ýstanbul ve Boðaz’ý 360 derece görebileceðiniz tarihî kuleye, Salacak’tan hareket
eden teknelerle ulaþabilirsiniz. Eþsiz bir manzaraya sahip mekânda restoran da mevcut.
Atakule (Ankara): Ankara’nýn en yüksek binalarý arasýnda yer alan Atakule’den belli
bir ücret karþýlýðýnda Baþkent manzarasý izlemek mümkün.
Metropol (Mersin): 52 katlý bina bir dönem
Türkiye’nin en yüksek binasýydý. 16 katý otel
olarak hizmet veren yapý, muhteþem bir þehir ve deniz manzarasý sunuyor. Ancak bu
bina da diðer gökdelenler gibi geziye açýk
deðil. 46. katýnda bulunan restorandan þehir ve deniz manzarasýný izlemek mümkün.
The Marmara Oteli: Taksim’de bulunan
otelin en üst katýnda hizmet veren restoranýndan, þehri ve Boðaz’ý izlemek mümkün. Konumu itibarýyla da tepede olan binadan þehrin birçok yeri net bir þekilde görülebiliyor. Ancak fiyatlar oldukça yüksek.
Galata Kulesi: Yine Ýstanbul’u ve Boðaz’ý çok
iyi gören yerlerden biri olan Galata Kulesi’ne
bir miktar para ödeyerek çýkýlabiliyor. Kule,
gün batýmýnýn ve tarihî yarýmadanýn en iyi
izlendiði mekânlar arasýnda bulunuyor.
Gökdelen turizmi Ýstanbul için
bulunmaz bir fýrsat. Kentin nefis
manzarasýný gökdelenlerden kuþbakýþý izlemek isteyenler, alacaklarý
bir biletle bu muratlarýna erebilir.
Neden olmasýn!
Amerikalýlar bunu
baþarmýþ. Gökdelen sahiplerine
duyurulur...
HABER
MEHMET DEMÝRCÝ
MEHMET RIFAT YEÐEN
SERKAN KARA
FOTOÐRAF
KÜRÞAT BAYHAN
Fýkrayý bilenler bilir; ama biz bilmeyenler için hatýrlatalým: Temel, ilk
kez geldiði Ýstanbul’da bir gökdeleni hayran hayran seyrederken, Kayserili yanýna yaklaþmýþ ve, ‘Hemþerim kaçýncý
kata bakýyorsun?’ diye sormuþ. Temel, hemen
‘10. kat’ cevabýný vermiþ. Kayserili, “Ýyi, borcun
o zaman 10 lira” diyerek Temel’den parayý tahsil etmiþ. Temel kýs kýs gülerek oradan uzaklaþmýþ. Derken Temel, memleketine dönmüþ ve
hatýralarýný dostlarýna anlatmaya baþlamýþ.
“Uþaklar, inanmayacaksunuz ama Kayseriluyu
kandurdum. Ýstanbul’da gökdelenin 20. katýna
kadar baktým; ama 10 kat parasý verdim.” Bu fýkrayý niye mi anlattýk? Belki Kayserili deðil; ama
Amerikalý, gökdelenlerden bakmaya para alýyor.
Turizm denince akla ilk deniz, kum ve güneþ
gelir. Onlarý; kongre, yayla, saðlýk, inanç, tarih
ve müze turizmi takip eder. Ama þimdi yepyeni
bir turizmden bahsetmek istiyoruz. Gökdelen
turizmi. Evet yanlýþ okumadýnýz! Gökdelen turizmi, yeni; ancak istikbali parlak bir yatýrým alaný. Özellikle Ýstanbul için bulunmaz bir fýrsat.
Çünkü Ýstanbul’da, bir ucu neredeyse bulutlara
deðen birçok gökdelen var. Kapýsýna birer turnike konularak, buralar turizme açýlabilir. Ýstanbul’un nefis manzarasýný kuþbakýþý izlemek isteyenler, alacaklarý bir biletle bu muradýna erebilir. Neden olmasýn! Amerikalýlar bunu baþarmýþ. Mesela New York’taki Empire State gökdeleni, Ýstanbul Topkapý Sarayý Müzesi’nden daha
fazla ziyaretçi aðýrlýyor. Her yýl 3,5 milyon turistin ziyaret ettiði Empire States, kente gelen turistlerin görmek istediði yerlerin baþýnda geliyor.
Yýlda 200 milyon dolar kazandýrýyor
Açýldýðý yýldan bu yana 110 milyon turisti aðýrlayan Empire State binasýna ek olarak sayýsýz gökdelen, þehri seyretmek isteyen turistlere hizmet
veriyor. Verilen bu hizmet binalara ve þehre
önemli bir gelir kaynaðý saðlýyor. Her yýl 10 milyonun üzerinde turist sadece binalara çýkýp etrafý seyretmek için 200 milyon dolar harcýyor. Empire State binasý ve Rockefeller Center, New
York’un en meþhur iki gökdeleni. Bu iki gökde-
lenden birine çýkýp etrafý seyretmek için çoðu
zaman 2 saat kuyrukta beklemeyi göze almanýz
gerekiyor. Kuyrukta beklemek istemeyenler
için, normal fiyatýn iki katýna satýlan “pas” bileti
alma imkâný bulunuyor. Þehir turu yaptýran her
þirketin listesinde yer alan bu iki bina, gözlem
katlarýyla ilgi çekiyor. Empire State binasýnda
320 metre yükseklikteki 86. kattan, Rockefeller
Center’da ise 67. kattan New York’u seyretmek
mümkün. Giriþ biletinin alýnmasýyla kuyruða girip, güvenlik kontrolünden geçerek asansöre
ulaþýyorsunuz. 20 kiþinin rahatça bindiði bir
asansörle katlarý onar onar çýkarken, kulaklarýnýzda hýzlý yükselmeden kaynaklanan basýncý
hissetmemenize imkân yok. Binaya giren herkesin fotoðrafýný çeken þirket, isteyenlere fotoðraflarýn tanesini 25 dolardan satýyor. Çýktýðýnýz katta New York’u anlatan yüzlerce hediyelik eþya
da bulabiliyorsunuz. 1 yýl 45 günde tamamlanan
380 metre yüksekliðindeki bina New York’un
simgesi haline gelmiþ. Tiþörtten çay fincanýna
kadar birçok ürünün üzerinde Empire State binasýnýn resmini görmek mümkün. Onlarca filme konu olan yapý, en fazla King Kong filmiyle
hatýrlanýyor. Her gün farklý bir renkle ýþýklandýrýlan bina, milli bayramlarda kýrmýzý, beyaz ve
mavi, St. Patrick Günü yeþil, Cadýlar Bayramý’ndan (Halloween) Þükran Günü’ne kadar
kýrmýzý ve yeþil renklerle ýþýklandýrýlmakta.
Bina sahibinin karýsý Leona Helmsley bir vergi
suçundan hapse girdiðinde, hapisten çýkana kadar
binanýn ýþýklarý hiç yakýlmamýþ. Soðuk ve sýcaðý
fazlasýyla hissettiðiniz Empire State binasýnýn terasý, yýlýn 365 günü açýk. Her gün sabah 08.00’den,
gece 02.00’ye kadar terasa çýkmak mümkün.
Rockefeller Center ise, bir þehri barýndýracak kadar geniþ bir bina kompleksinden oluþmakta. Ýçinde banka, postane, restoranlar ve
alýþveriþ merkezi bulunuyor. Central Park’ýn
büyüklüðünü görmek isteyenler için inanýlmaz bir seyir mekâný. Empire State’i tam karþýdan gören Rockefeller Center’ýn avlusunda
kýþ aylarýnda buz pateni pisti kuruluyor. Yeni
yýl öncesinde, Amerika’nýn en büyük ‘Christmas’ aðacý da söz konusu avluda sergileniyor.
Ýstanbul’a gökdelenlerden bakmak yasak!
Amerika’daki gökdelenler her
yýl milyonlarca turisti aðýrlarken, Türkiye’de durum biraz
farklý. Gökdelen denince akla
ilk gelen Ýþ Bankasý kuleleri, Sabancý kuleleri, Garanti Towers, Tefken Holding, Kanyon
ve Metrocity’den Ýstanbul’u kuþbakýþý seyretmek mümkün deðil. Çünkü bu binalar
genellikle bankalarýn ya da büyük þirketlerin
genel müdürlüðü olarak hizmet veriyor ve
yapýlýrken gökdelen turizmine uygun olarak
inþa edilmemiþ. Bu nedenle bu yüksek binalardan manzara seyretmek þimdilik
imkânsýz. Ýþ Bankasý ve Garanti Bankasý gibi þirketlerin yöneticileri, binalarýn turizme
uygun olsa bile ortaya çýkabilecek güvenlik
zafiyetini göze alamayacaklarýný, dolayýsýyla
gökdelen turizmine sýcak bakmadýklarýný
söylüyor. Süzer Plaza ve Masshattan gibi
yapýlar ise konut olarak kullanýldýðý için,
bu binalardan þehri seyretmek olanaksýz.
Yüksek binalara alternatif olabilecek diðer binalar arasýnda ise genellikle oteller
bulunuyor. Taksim The Marmara, Yeþilköy
Polat Rönesans, Ataköy Holiday Ýnn
Crown Plaza en yüksek binaya sahip oteller arasýnda. Bu otellerin birçoðunun en üst
katý restoran olarak hizmet veriyor. Bu binalarýn arasýnda öyle bir otel var ki, Ýstanbul’un en güzel manzarasý buradan izlenebiliyor. Sultanahmet Golden Horn
Otel’inin terasý Adalar’dan Moda’ya, Ortaköy’den Bakýrköy’e hemen her yeri görebilen bir konuma sahip. Tarihî doku içindeki
otelin önünde duran Sultanahmet Camii,
Ayasofya ve Topkapý Sarayý manzarasý, görenleri adeta büyülüyor. Otel sahibi Selami
Yaþýk, müþterilerinin manzaraya hayran
kaldýklarýný, buradan Ýstanbul’u izleyenlerin müdavim olduðunu belirtiyor. Bütün
bunlarýn yanýnda Galata Kulesi, Kýz Kulesi
ve Beyazýt Kulesi gibi tarihî yüksek yapýlar
var. Galata ve Kýz Kulesi’ne ödenen ücret
karþýlýðý çýkýp buralardan Ýstanbul’u seyretmek mümkün. 85 metre yüksekliðiyle Ýstanbul’un yedi tepesinden birine konuþlanmýþ Beyazýt Kulesi, Þubat 2006’da baðlý
bulunduðu Ýstanbul Ýtfaiyesi’nden alýnýp
Ýstanbul Üniversitesi’ne müze olarak kullanýlmasý için devredilmesi gerekiyordu.
Fakat Ýstanbul Ýtfaiyesi bu devri gerçekleþtirmediði için, kule kullanýlamýyor.
Ýstanbul ve Boðaz manzarasý tabii
bunlarla sýnýrlý deðil. Boðaz boyu sýralanmýþ kafe ve restoranlar, parklar, teraslar,
çay bahçelerinden de Boðaz ve Ýstanbul
manzarasý en güzel þekilde seyredilebiliyor.
cuma
ERTESI
10
Türk mutfaðýnda
yoðurt
Çorbalarda yoðurt
Anadolu’nun hemen hemen
her yöresinde ayran ya da yoðurt çorbalarý yapýlýr. Yoðurdun dýþýnda, her birinin kendine özgü malzemesi ve piþirilme yöntemleri var.
Ýþte birkaç örnek:
Sivas usulü yoðurt çorbasý,
Elazýð usulü ayranlý çorba,
Bolu usulü yoðurt çorbasý,
Urfa Harran “Anam babam”
ayran çorbasý,
Kýrþehir usulü yoðurt çorbasý.
4 AÐUSTOS 2007 CUMARTESÝ
Yoðurtlu yemekler
Hatay patlýcan yoðurtlamasý,
Konya usulü yoðurtlu tarhun
yahnisi,
Ankara Beypazarý yoðurtlu
pidesi,
Yoðurtlu döner kebap, köfte,
Gümüþhane usulü Siron,
Çorum kuru mantýsý,
Yoðurtlu ýspanaklý Boþnak
böreði,
Elbasan tava,
Kars kurutlu hengeli,
Diyarbakýr lebenisi.
Tatlýlarda yoðurt
Portakallý yoðurt tatlýsý,
Ballý yoðurt.
Hazýrlanmasý
basitmiþ gibi görünen yoðurt hakkýnda aslýnda o
kadar çok þey varmýþ ki bilmediðimiz! Artun Ünsal’ýn köy köy dolaþarak hazýrladýðý
“Türkiye’nin Yoðurtlarý” kitabý,
sofralarýn vazgeçilmezi yoðurt hakkýnda ayrýntýlý bilgi
veriyor.
HABER
ALÝ PEKTAÞ
FOTOÐRAF
MUSA ÖZYÜREK
Yoðurt yemek, hiç bu
kadar keyifli olmamýþtý!
Yoðurt yemek hiç bu kadar keyifli olmamýþtý herhalde. Çünkü artýk yoðurdun da bir kitabý var. Neden ve nasýl
yapýldýðýný herkes biliyor zaten; ama
bu kitap her yönüyle yoðurdu ele alan bir eser. Artun Ünsal’ýn Anadolu coðrafyasýný karýþ karýþ dolaþarak hazýrladýðý Türkiye’nin Yoðurtlarý “Silivrim
Kaymak!” adlý çalýþma Pýnar’ýn desteðiyle Yapý
Kredi Yayýnlarý’ndan çýktý. Cemal Emden’in iþtah
açan fotoðraflarýyla hazýrlanan kitap geniþ kapsamlý bir envanter çalýþmasý. Meðer yoðurtla ilgili bilmediðimiz ne çok þey varmýþ! Nerenin yoðurdu
güzel, nerede yoðurt yenir, yoðurt yemekleri neler,
yoðurt hangi hastalýklara iyi gelir gibi iþtah açýcý,
aðýz sulandýrýcý, yol gösterici bilgiler var kitapta.
Pek çok sofranýn baþtacýdýr yoðurt. Hemen
hemen bütün yemeklere lezzet katar. Etli dolmalardan sarmalara, makarnadan eriþteye,
mantýya eþlik eder. Patlýcan, kabak, biber, havuç,
karnabahar salatalarýnýn üzerine çalýmla kurulur. Ispanak, pazý, semizotu gibi yemekler ve daha nicesi yoðurtla þenlenir. Bursa’nýn ünlü yoðurtlu döneri “Ýskender kebabý”, Gaziantep’in
þiþten ya da köfteden köz patlýcan üzeri yoðurtlu “Ali Nazik”i de birer mutfak klasiðidir örneðin.
Her ne kadar yoðurdu kimlerin keþfettiði üzerine farklý rivayetler olsa da Türklerin bu tartýþmada
Bulgarlardan bir adým önde olduðunu da belirtmekte fayda var. Daha önce peynirin, zeytin/zeytinyaðý
ve ekmeðin envanter çalýþmalarýný yapan Artun
Ünsal, Orta Asya’dan Anadolu’ya Türklerin süt ve
süt ürünleriyle iliþkisini anlatýrken yoðurdun bizim
kültürümüzde taþýdýðý önemin altýný çiziyor. Yoðurdun tarihi bölümünde de “yoðurt bizimdir” diyen
yabancý ülkelerin de bu konudaki tezlerini çrütüyor.
Artun Ünsal ve fotoðraf sanatçýsý Cemal Emden, Türkiye’nin pek çok þehrine, kasabasýna,
köyüne giderek bu yoðurtlarýn yapýlýþýný yerinde
görüp fotoðrafladý. Bakmaya doyamayacaðýnýz
bu fotoðraflarýn yanýna Artun Ünsal’ýn kendine
özgü samimi üslubuyla anlattýklarý, yüzlerce kaynaktan çýkarýp bulduðu bilgiler, hikâyeler, aktardýðý anýlar da eklenince “Silivrim Kaymak!”Türkiye’nin Yoðurtlarý sadece yoðurtseverlerin,
kültür tarihçilerinin, yemekle ilgilenenlerin deðil,
her okurun kütüphanesinde baþköþeye konmayý
hak eden bir kitap olarak karþýmýza çýkýyor.
Artun Ünsal: Fast-food
yoðurdu tahtýndan edemez!
Artun Ünsal her þeyden önce, “Yoðurt bizim milli yiyeceðimiz.” diyor. Yoðurdun özellikle son zamanlarda Batý dünyasýnda dejenere edildiðinin altýný çizen
Ünsal, “Yoðurt adý altýnda fonksiyonel gýdalar ön
plana çýkýyor ve geleneksel yoðurt tadý azalýyor. Her
þeyden önce yoðurt Türkiye’nin bir ürünü. Bir envanter çalýþmasý yaptým. Bu çok önemli geleneksel
ürünümüzü her yönüyle anlatmak istiyorum.” diyor.
Peki fast-foodun tüm dünyayý çepeçevre sardýðý
günümüzde yoðurt ve türevlerinin geleceði ne olacaktý? Bu soruyu þöyle cevaplýyor Ünsal: “Ben fastfoodun yoðurt tüketimini azalttýðý görüþlerine katýlmýyorum. Ne olursa olsun fast-food bizim geleneksel
kültürümüzü yok edemez. Köfte, piyaz, döner, ayran,
dürüm bunlar bizim geleneðimizde var. Bunlarýn tadý genlerimize kadar iþlemiþ. Özellikle son zamanlarda fast-fooda karþý geleneksel ürünlerimiz de ev
mutfaðýndan çýkýp, yüzlerce kiþiye hizmet veren ticari iþletmelerin en önemli ürünü oldu. Simit saraylarý, pilav ve gözleme evleri gibi… Tamamen Batý’yý
ve kültürünü reddedelim demiyorum; ama öncelikle kendi kültürümüzün envanterini çýkaralým.”
Gurme deðilim
Siyaset bilimci olmasýna karþýn yiyecekler konusunda yazdýðý önemli makaleler ve yaptýðý açýklamalarla damak zevkine önem verenlerin aradýðý
imzalardan. Herkesin ‘gurme’ olarak nitelediði
Ünsal bunu kabul etmiyor. “Ben gurme deðilim.
Benim annem çok iyi yemek yapmazdý, anneannem güzel yemek yapardý. Giritliydi o. Eþim çok iyi
yemek yapardý. Bizim yemeklerimizi yiyen insanlar, bunlarý kitaplaþtýrsana dediler. Ýlk kitabým
1989 yýlýnda Fransa’da çýktý. Biz bu iþe erken baþladýk. Þimdi önüne gelen yemek yazarý oldu.” diyor.
Yalnýz yenilen yemeðin bereketi olmaz
“Üç insandan birinin doymadýðý bir dünyada yaþýyoruz. Yemeklerimizi paylaþmamýz gerekiyor. Yalnýz
yenilen yemeðin bereketi olmaz. Güzel yemek yapacaðýz diyerek çok masrafa girmememiz gerekir.”
sözlerini üzerine basarak söylüyor Ünsal ve ekliyor:
“Zengin mutfaðýyla fakir mutfaðýný karþýlaþtýrdýðýnýzda yaratýcý olanýn fakir mutfaðý olduðunu görürsünüz.
O yüzden Türk insaný patlýcandan yüzlerce tür yemek
yapabilmiþtir, bir buðdaydan yüzlerce tür hamur iþi
yapmýþtýr. Yoksullar daha yaratýcýdýr. Gerçekten de
gurmeler yoksullardýr. Çünkü sýradan bir maddeyi
bir þölene dönüþtürür. Istakozla da çok iyi yemek
yapýlýr ama benim seçimim halk mutfaðý.” diyor.
Peki yoðurt hakkýnda böylesine kapsamlý bir
çalýþma yapan Artun Ünsal hangi yoðurtlarý seviyor? “Çocukluðumun etkisiyle Silivri yoðurdu diyorum. Olmayan bir yoðurttan bahsediyorum. Ama
son zamanlarda yaptýðýmýz çalýþmalarla inþallah
eski günlerine dönecek. Ýlginç lezzet olarak mandýra yoðurtlarýný seviyorum. Mustafakemalpaþa, Gelibolu ve Biga’nýn mandýra yoðurtlarýna hayraným.
Saray ve Kýrklareli’nin koyun yoðurtlarý. Türkiye’de
tattýðým en iyi süzme yoðurdu ise Erzurum Pasinler
Epsemce koyun yoðurdu.” Ünsal’ýn en sevdiði yoðurtlu yemek ise: Yoðurtlu ve kýymalý makarna.
Kanserden mide ülserine...
Yoðurt nasýl saklanýr?
Yoðurdun insan ömrünü uzatmakta
ne denli etkili olduðu konusunda tartýþmalar süredursun, insan saðlýðýna
yararlý olduðu kanýtlanmýþ birçok
alan var. Ýyi bir protein kaynaðý olan
yoðurt süte oranla çok daha fazla
kalsiyum içeriyor. Kemik erimesine
karþý oldukça etkili. Ayrýca yoðurt,
kronik karaciðer ve böbrek hastalarýna, mide ve baðýrsakta sindirim
güçlüðü ve baðýrsak tembelliði çekenlere atardamarlarýn kireçlenmesine iyi geliyor. Ýshal vakalarýnda
Yemeklerinizde yoðurt kullandýðýnýzda,
sadece renk veya hafif lezzet versin istemiyorsanýz, yoðurdun sýcakta ölmemesi
için, 50 hatta 48 derecenin altýnda piþirin.
Baþka bir deyiþle, eðer mümkünse yoðurdu yemeðinizin piþimine yakýn tencereyi
karýþtýrmadan az önce katýn, böylelikle
saðlýða yararlý bakterileri de canlý kalacaktýr. Eðer yoðurdumu derin dondurucuda saklayayým derseniz donan yoðurdun içindeki yararlý canlý bakterilerin de
öleceðini unutmayýn. Kek ya da tatlý yaparken süt, krema ya da ekþi krema yeri-
probiyotik bir etki yaparak ishal süresini kýsalttýðý için Dünya Saðlýk Örgütü (WHO) tarafýndan da öneriliyor.
Dünya Saðlýk Örgütü, eriþkinlerin
günde bir kiloya, çocuklarýn yarým
kiloya, bebeklerin ise 200 grama kadar yoðurt tüketebileceklerini belirtiyor. Yoðurt kanser ve þeker hastalýðý, kolestrol, mide ülseri ve laktoz
alerjisine de iyi gelirken baðýþýklýk
sistemini güçlendiriyor, aðýz saðlýðýný koruyor ve daha birçok konuda insan saðlýðýna faydalarý bulunuyor.
ne yoðurt da kullanabileceðinizi unutmayýn. Örneðin kek için bir fincan yoðurda bir
küçük çay kaþýðý kabartma tozu ekleyiniz.
Yoðurdun içindeki asit, undaki proteinle
birleþtiðinde yumuþak ve ince dokulu bir
kek elde edersiniz. Mayonez yerine yoðurt
da kullanabilirsiniz. Üstelik daha da saðlýklýdýr: Bir fincan mayonezde yaklaþýk bin
500 kalori bulunur, oysa yoðurtta sadece
120… Ama ille de aðzýma mayonez tadý
gelsin derseniz, o zaman yarý yarýya mayonez ve yoðurt karýþýmýný kullanabilirsiniz. Her halükârda daha hafif olacaktýr.
cumaERTESI 11
4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ
"Sanatçýlar be
ni arayýp
programýma
katýlmak
istediklerini
söylüyor"
Progra
mýnýza kimler
geldi?
Osman Yaðmu
rdereli, Uður Dü
ndar, Davut Güloð
lu, Mustafa Demir
ci, Erkan Mutlu,
Altay, Çelik...
Konuklarýnýzý siz
mi
belirliyorsunuz?
Arkadaþlarla koo
rdineli bir þek
ilde
belirliyoruz. Baz
en sanatçýlarýn
kendilerinden teklif
geliyor.
Kimler gelmek
istedi?
Ýsimlerini söylem
eyeyim, doðru olmaz. Ama gel
mek istiyorlar.
Bir
din programýn
a katýlmayý arz
u
ediyorlar. Ekrand
a da, ekran arkasýnda da çok
samimiler. Odaya
girdiklerinde de,
programda da
çok ciddi ve bir
Türk toplumuna
yakýþýr bir edeple
oturduklarýný
görüyorum. Ka
lkarken hepsi
‘müthiþ bir zev
k aldým’ diyor.
Bana gelmeden
önce Kur’an-ý
Kerim’i okuduk
larýný, Hz. Peygamber’in hayatýn
ý incelediklerini görüyorum
. “Hz. Peygamber’i tanýmý
yorum, bilmediðim peygam
berden de
uzaktým, hoþlan
mýyordum;
ama ilk kez yet
im baþý okþayan, bir köpek
yüzünden
koca ordunun
yolunu deðiþtiren Peygam
ber’i duyduðumda odamd
a hüngür
hüngür aðladý
m.” diyen
sanatçýlar da çok
.
NÝHAT HATÝPOÐLU
“Magazinciler programlarýna çaðýrýyor
ama ben gitmiyorum”
Popüler kanallarda
Ramazandan Ramazana görmeye
alýþkýn olduðumuz
dinî bir yapým,
geçtiðimiz hafta en
çok izlenen yüz
program arasýnda
ikinci oldu. Ýlahiyatçý Doç. Dr. Nihat Hatipoðlu’nun
Star TV’de sunduðu “Dosta Doðru”
her kesimden insan tarafýndan ilgiyle izleniyor. Biz
de Hatipoðlu’na
bu baþarýnýn sýrrýný
sorduk?
HABER GÜLÝZAR BAKÝ
FOTOÐRAF KÜRÞAT BAYHAN
Ramazanda sahur programýyla
baþladý. O kadar çok reyting aldý ki, kanal iftar programýný da
ona yaptýrdý. Ramazan bitti ama
onun programý bitmedi. Bazen ana haberden önce bazen prime time’de büyük dizilere rakip olarak yayýnlanýyor. En çok izlenen
ilk 10 program arasýndan hiç inmiyor. Sýk
sýk birinci ya da ikinci oluyor. Programýn sunucusu Ýlahiyatçý Doç. Dr. Nihat Hatipoðlu,
bu kadar popüler olmasýna raðmen magazin programlarýnýn gediklisi hocalarýn aksine, ciddiyetinden taviz vermiyor. Ýnsanlarýn
dine yöneldiðini, zenginliðin ve refahýn artmasýyla Allah’a ve Peygamber’e ilginin de
arttýðýný söyleyen Hatipoðlu’nun konuk sanatçýlarýna dair anlattýklarý sizi þaþýrtacak.
Popüler kanallarda Ramazan ayý dýþýnda dini
programlar yapýlmaz. Hele de tatilcilerin
kumsallarý, magazin programlarýnýn ekranlarý doldurduðu bu aylarýnda alýþýk deðiliz bu
tür programlara. Sýrrý nedir bu baþarýnýn?
Ben insanlara Hz. Peygamber’i gülümseyen
bir insan, halký aç kaldýðýnda aç kalan bir insan olarak anlatýyorum. Birçok insan Hz Peygamber’i bu özellikleriyle ilk kez dinliyor. Cami cemaati zaten bir þeyler biliyor; ama evinde oturan genç delikanlýya/hanýmefendiye,
dinî bir eðitimi ve geçmiþi olmayan kardeþlerimize belki rahatsýz etmeden anlatan bir ilk
oldu bu program. Camiye gitmeyen insanlarý
kazandým. Bunu yapmak kolay deðil. Jestinizle, mimiklerinizle, içtenliðinizle, kültürünüzle ve televizyon mantýðýyla, televizyon yüzüyle bu iþi ortaya koymak çok kolay bir þey
deðil. Sonuçta güçlü bir kanaldasýnýz. Halkýn
tümüne ulaþýyorsunuz. Ýzlenme oranýmýz Ramazan’da yüzde 40’lara, 50’lere varýyor. Ramazan dýþýnda yüzde 25’lere varýyor. Yani en
güçlü dizilerin aldýðýndan daha aþaðýda deðil.
Belki en güçlü diziler kadar izleniyoruz. Bunlar zor þeyler, kolay þeyler deðildir.
Sonuçta siz din adamýsýnýz, ekranlara çýkmak için ne tür hazýrlýklar yapýyorsunuz?
Kürsüye alýþkýným, ekrana da. 15 yýllýk radyoculuðum var. Çok ekstra hazýrlýk yapmýyorum. Sanýrým yapýmcým, yönetmenim benimle çalýþýrken çok rahatlar. Ýzinli olmasýna raðmen bizimle çalýþmak isteyen kameramanlar
oluyor. ‘Hocamla birkaç saat daha kalayým’
diyorlar. Program sýrasýnda manevi bir elektriðin olduðunu görüyorum. Gelen konuklar
da bunu söylüyor. Ben þunu özellikle vurguluyorum; gösterilen bu teveccüh, sevgi kesinlikle Nihat Hatipoðlu adýna deðildir. Bu gösterilen sevgi ve ilginin sebebi Hz. Peygam-
ber’dir, bir bereket varsa ondan yansýyan berekettir. Ýslam’ýn güler yüzüdür yansýyan.
Bu zamana kadar ekrana çýkan ilahiyatçýlar ve din adamlarý hep dini magazin
programlarýna malzeme yaptýlar...
Magazine programýmda hiç yer vermedim. Magazinleþmiyoruz, magazine de müsaade etmiyorum. Beni magazin programlarýnýn hiçbirinde
de göremezsiniz. Bu, arzu edilmiyor deðil. Hepsinden sað olsun teklifler geldi. Ama ben belli
ölçüler koydum. Zaten benim bir programým
var, izlemek isteyen beni orada izler. Dini magazinleþtirme hakkýna sahip deðilim. Bu, bir
emanettir. Biz bu emanete sahip çýkmak zorundayýz. Dini, býyýk altýndan gülümsenecek bir konuma itme hakkýna sahip deðiliz. Programlarýmda magazine malzeme olacak hiçbir sorunun da cevabýný vermemiþimdir.
Ýnsanlar “ojeyle namaz kýlýnabilir mi, cinlerin
þekli nasýldýr...” gibi cevabý ilmihallerde de bulunabilecek sorularý daha çok soruyor. Okumaktan mý kaçýnýyorlar? Yoksa inançlarýnýn
gereklerini mi bilmiyorlar?
Aslýnda bu sorularýn sorulmasý normal. Ýnsanlar Allah’a, meleklerine, kitaplarýna inanýyor. Bu konuda sýkýntýlarý
yok. Ama yaþarken yaptýklarýyla ilgili
doðrusunu öðrenmeye çalýþýyorlar. Bir
hayatý var, ondan vazgeçemiyor; ama dininden de vazgeçemiyor. Siz orada bir
bariyer koyar vazgeçirirseniz yanlýþ
yapmýþ olursunuz. Hz. Peygamber’e
birisi geldi, dedi ki; “Filanca hýrsýzlýk
da yapýyor, camiye de geliyor. Camiye gelmesini alýkoyalým mý?”.
Hz. Peygamber “Hayýr” diyor “Namaz onu ileride yanlýþýndan alýkoyar.”
diyor. Peygamber ‘kapýlarý kapatmayýn’ diyor. Onun için bu sorularý makul karþýlamak gerekir; ama tabii ki
makul cevap vermek ve soranýn ihtiyacý kadarýnca cevaplamak, onu kendi
nefsiyle baþ baþa býrakmak gerekir.
Sizin gibi dini konularý magazin basýnýna malzeme olmadan ekranlarda
anlatan çok az ilahiyatçý var. Koca
din adamlarýnýn ve ilahiyatçýlarýn
magazin malzemesi olmasýný nasýl
yorumluyorsunuz?
Magazinlere çýkan arkadaþlarýmýn
tümünün samimi ve iyi niyetli olduðuna inanýyorum. Kötü niyetle çýktýklarýný düþünmüyorum. Ýmam
Malik, “Alimler ahirette peygamberler gibi hesaba çekileceklerdir.” diyor.
“
Organ nakli gibi çaðýmýzýn sorunlarýna, Ýslam aleminin Batý
aleminden daha donanýmlý olduðunu söyleyebilirim. Örneðin koyun kopyalama olayýný
Hýristiyan alemi uygun görmedi. Biz de, ekolojik dengeyi
ve yaradýlýþ sembollerini bozmamak, kötü amaçlý olmamasý koþuluyla her tür yenilik dine göre uygundur, dedik. Siz
yaratmýyorsunuz ki; kopyalýyorsunuz. Ruhu veren Allah’týr.
“
Bunu ben biliyorsam onlar da biliyorlardýr.
Medyanýn onlarý kullandýðýný fark etmiyorlar mýdýr?
Dikkat edersen ekranlarda eski görüntüleri yok artýk. Benim yaþamaya çalýþtýðým bu tarzýn oturduðunu görmeniz mümkün oluyor. Bu tarzýn örnek ve
model oluþturmaya baþladýðýný görüyorum ben. Televizyon eleþtirmenleri “Bu tarz ekol haline geldi”
diyorlar. Bu da beni sevindiriyor.
Magazin programlarýna katýlmalarý din
adamýný komik düþüren bir durumdu...
Evet maalesef öyleydi. Burada tabii ki bize düþüyor
iþ. Bizim dikkat etmemiz gerekiyor. Ben televizyoncularý suçlu bulmuyorum. Siz kendi kriterlerinizi
koyduðunuzda samimi ve ciddi olduðunuzda herkes de samimiyet duyuyor. Ben bunu yaþýyorum.
Ben iki yýldýr Star TV’deyim, bugüne kadar açýkça
söylüyorum, en küçük bir dayatma, en küçük bir
müdahale söz konusu olmadý. Tam aksine bütün
kurum içerisinde gördüðüm tek þey, saygý ve güven.
Baþka bir þey deðil. Þurasý doðru þurasý yanlýþ, hayýr
sen doðruysan her yer doðrudur. Sen saðlamsan
her yer saðlamdýr. Önemli olan sizin oturduðunuz
yerde düzgün oturmanýz, söylenmesi gerekeni doðru söylemek. Beni de magazin ve benzeri programlara çaðýrdýlar. Bu bütün programlarýn sunucularý
“hocam gelirseniz, o gün sizin arzu ettiðiniz tarzda
formatýmýzý düzelteceðiz” deseler de ben gitmedim.
“Tarzýnýza saygý duyuyoruz, sizi yanlýþ bir biçimde
tutmayýz” diyorlardý. Bu tür programlarý yapan arkadaþlarýmýzýn hepsiyle görüþüyoruz. Þunu da söylemiþlerdir “hocam sizin bizim programýmýza gelmeniz büyük bir onur olurdu; ama sizi burada kirletmek istemeyiz”. Bu konudaki ölçüm, “Hz Peygamber olsa ne yapardý?”. Bu programlara katýlmazdý, diye düþünerek katýlmýyorum.
Bir konuþmanýzda din adamlarýnýn toplumun gerisinde kaldýðýný söylemiþsiniz.
Neden gerisinde?
Dinden uzaklaþmanýn bir sebebi... Biz
din adamlarýyýz. Üzülerek ifade edeyim; bizim camiamýzda müthiþ bir çekememezlik, hazýmsýzlýk var. Siz yapamýyorsanýz yapana ayak baðý olmayacaksýnýz. Hazýmsýzlýk dini
sistemi geri alýr. Senin ulaþamadýðýna diðer kardeþin ulaþýyorsa
ona yardýmcý olacaksýn. Ben bunu göremiyorum. Yenilenemiyoruz. En büyük felaket ne biliyor
musunuz; dini bildiðimiz kadarýyla din zannediyoruz. Biz günahkârlarla deðil, günahlarla
mücadele etmeliyiz. Bazý þeyleri
halk konuþtuktan sonra konuþmaya baþladýk. Býrak konuþalým, bana engel olma...
cuma
ERTESI
12
4 AÐUSTOS 2007 CUMARTESÝ
Ýstanbul’un en yeni
yerleþim bölgelerinden biri olan Beylikdüzü, alýþveriþin merkezi olma yolunda
hýzla ilerliyor. Son
beþ yýlda 13 alýþveriþ
merkezi açýldý, 4’ü inþaat halinde, 10 projenin de görüþmeleri
devam ediyor. Beylikdüzü Belediye Baþkaný Vehbi Orakçý,
“Beylikdüzü, alýþveriþ
turlarýnýn düzenlendiði bir merkez haline
gelecek.” diyor.
HABER SEVÝNÇ ÖZARSLAN
FOTOÐRAFLAR M. ALÝ POYRAZ
Beylikdüzü, alýþveriþin
baþkenti oluyor
Ýstanbul’un en yeni yerleþim
yerlerinden biri olan Beylikdüzü, son 5 yýldaki geliþmelerle
baþlý baþýna bir ‘alýþveriþ þehri’
olma yolunda ilerliyor. Beþ yýllýk süreç içinde 13 alýþveriþ merkezi açýldý, inþaatý devam
eden 4 merkez var, ayrýca Belediye Baþkaný
Vehbi Orakçý’nýn verdiði bilgiye göre 10
projenin de görüþmeleri devam ediyor. Soysal Danýþmanlýk tarafýndan yapýlan araþtýrmaya göre Türkiye’de toplam 149 alýþveriþ
merkezi faaliyet halinde. 83’ünün inþaatý
sürüyor. En fazla alýþveriþ merkezi 2006 yýlýnda açýlmýþ. En çok alýþveriþ merkezi tabii ki Ýstanbul’da, yoðun olduðu bölge ise Beylikdüzü.
Beylikdüzü Belediye Baþkaný Vehbi Orakçý,
bu talebi Beylikdüzü’nün fiziksel yapýsýyla
açýklýyor: “Beylikdüzü ilk yapýlarýn yapýldýðý
günden bugüne kadar bir çizgi yakaladý. Eskiden yerleþim yerleri açýk cezaevleri gibiydi.
500 metre geniþliðinde bir sokaðýn saðýna ve
soluna binalar inþa ediliyordu. Ýnsanlara yaþam alaný kalmýyordu. Bu anlayýþ deðiþti. Bir
kentin sosyal mekanlarýný, kütüphanelerini,
kültür merkezlerini kurgulayýp, düzenli bir
mimari ile kentleþmeyi saðlamak gerekiyor.
Türkiye’de örnekler var ama az. Ýnsanlar geniþ
caddeler, parklarýn bahçelerin olduðu yerleþim
alanlarýnýn beklentisi içine girdi ve bu beklentiye de Beylikdüzü cevap vermeye çalýþtý. Beylikdüzü’nün geniþlemeye müsait bir yüzölçümü var. 3 bin 500 konutla baþlayan bu proje,
100 bin konuta kadar ulaþtý.” Orakçý’nýn hayalinde Beylikdüzü’nü bir alýþveriþ merkezi yapmak var. Eskiden insanlar yýllýk alýþveriþlerini
yapmak için panayýrlara giderlermiþ. Günümüzde de Amerika’ya, Ýtalya’ya bir haftalýk alýþveriþ turlarý düzenleniyor. Orakçý, “Ýnsanlar
Anadolu’dan ya da Ýstanbul’un uzak semtlerin-
den Beylikdüzü’ne gelsin. Ýhtiyaçlarýný karþýlaþýn, otellerde konaklasýn, ormanlarýmýzda dinlensin, sahilimizde gezinsin istiyoruz.” diyor.
Alýþveriþ merkezi çöplüðü olacak
Beylikdüzü’nün
kent karnesi
Beylikdüzü’ndeki alýþveriþ merkezleri; Beylicium, Migros, Bizim
Çarþý, Atrium Çarþý, Cumhuriyet
Çarþý, Stars Çarþý, Kule Çarþý,
Sürmen Center, Academia Center, Plaza Merkez, Emekevler
Çarþý, Ata Center, ÝFA Çarþý.
Eðitim ve Kültür Teknoloji Vadisi
(Eðitim Vadisi)
Beylikdüzü’nin yüzölçümü
11.162.000 m2, 500 bine yakýn
nüfusu var.
3 bin 500’le baþlayan konut sayýsý bugün 100 bine ulaþmýþ durumda.
‘Eðitim Vadisi’ projesi spor salonlarý, gezi ve koþu parkuru,
eðitimle ilgili her türlü üniteyi
içinde barýndýrýyor.
1 milyon 200 metrekarelik alanda
yapýlan Yeþil Vadi projesi, çaðdaþ
kent standartlarýna uygun olarak
inþa ediliyor.
Birleþmiþ Markalar Birliði Baþkaný Ali Murad
Kýzýltaþ, alýþveriþ merkezlerinin en çok geçen yýl
açýlmasýný 2001’den sonra ekonomik düzelmeyle birlikte artan yatýrýmlarýn bir sonucu olarak
deðerlendiriyor. Bu artýþ 2007, 2008,
2009’da aynen devam edecek. Kýzýltaþ, Beylikdüzü’ndeki alýþveriþ merkezlerinin ufak ve bölgesel içerikli olduðunu belirtiyor ve, “Bu
bölgeye yatýrým yapýlmaya devam edilirse burasý yakýnda
alýþveriþ merkezi çöplüðüne
dönüþecek. Beylikdüzü’nün
altyapýsý bu kadar fazla merkezi kaldýracak ölçüde deðil.” diyor. Kýzýltaþ, alýþveriþ merkezleri
açýlmadan önce ciddi bir þehir
planlamasýnýn yapýlmamasýný sektörün en büyük sorunu olarak görüyor. Bölgenin nüfusu, gelir seviyesi, açýlacak merkezin kimlere hitap edeceði gibi bilgiler araþtýrýlmamýþsa inþaat izni verilmemeli.
Alýþveriþ merkezleri tüketiciler için sadece,
alýþveriþ yapýlan kapalý alanlar deðil. Eðlenebilecekleri, sosyal aktivitelere katýlacaklarý cazibe
merkezleri. Ayrýca yazýn sýcaktan, kýþýn da soðuktan koruyan bir yapýya sahipler. Perakende sektörü de, markalar da alýþveriþ merkezlerini bu açýdan destekliyor. Kýzýltaþ, ancak Beylikdüzü gibi
14-15 alýþveriþ merkezinin açýldýðý yerlerde
markalarýn dezavantaj yaþadýðýný belirtiyor.
Çünkü ne kadar çok merkez açýlýrsa pazar
o kadar çok bölünüyor, her alýþveriþ
merkezi, bir öncekinden pay kapýyor.
Boþ zamanlarýn hoþ iþi: Diecast
HABER OSMAN AYKUT
Dünya dünya olalý,
‘hobi’ kelimesi milyonlarca kez sorulmuþ
ve bir o kadar da cevabý verilmiþtir. Ýnsanlýk bazen bu
soruya çok ciddi yaklaþmýþ, mantýklý cevaplar bulmaya çalýþmýþ,
bazen de ‘boþ zamanlarýn hoþ iþi’
hükmüne varmýþtýr. Hiç kimsenin,
eþittir diye karþýsýna net bir þey koyamadýðý ‘hobi’ bazen kitap okumak, müzik dinlemek, spor yapmak, pul biriktirmek vb. þeklinde
sýralanabilir. Bazýlarý topluma entegre olmak, bazýlarý da sýrf zevk
için ‘hobi’nin içini doldurmaya çalýþýr. Öyle hobiler vardýr ki, pahalý
ve zordur, ayrýca da çok vakit gerektirir. Ýþte tam da burada baþlýyor konumuz ve hobinin adý: Diecast model otomobil koleksiyonu.
Diecast, pahalý ve zor bir uðraþ.
Ekonominin yanýnda vakit de gerektiriyor. Arabalarýn gerçeklik ölçülerine sadýk kalýnarak eþdeðer ölçülerde küçültülmüþ hali. Son zamanlarda Türkiye’de hýzla yayýlan
bu hobi dalý yurtdýþýnda neredeyse
bir sektör haline gelmiþ. Musa Koca isimli bir koleksiyoncu, bu hobi
ile uðraþanlara bugüne kadar Tür-
kiye’de normal gözle bakýlmadýðýný belirtiyor. Ýlk bakýþta oyuncak
sýnýfýnda görünen bu model arabalarla ilgili yurtdýþýnda seçmeli derslerin bulunduðunu dile getiriyor.
Bir model arabanýn detayý arttýkça fiyatý da o nispette katlanýyor.
Ölçek küçüldükçe de detaya girmek
zorlaþtýðýndan kýymet biraz daha
yukarý gidiyor. Ölçek büyüdükçe
detay kalitesi ve tatmini artýyor, detay uygulamak belki daha kolay gibi görünse de bu kez de malzeme
çoðaldýðý için fiyat fýrlýyor. Bu araçlarla ilgilenme yaþý ise 14 ve yukarýsý.
Her iþte olduðu gibi Diecast’ýn da
püf noktalarý bulunuyor. Ýþte onlardan bazýlarý: Piyasada bir modelin
bolca bulunmasý, ürünün zamanla
fiyatýnýn da düþmesine neden oluyor. Ürünleri mümkün olduðunca
þahýslardan deðil de, firmalardan satýn almakta fayda vardýr.
Çünkü ürün iadesi, indirim
avantajlarý, karþý muhatap bulma vb. gibi durumlar bu koleksiyon
dalýnda çok önemli.
Diecastçýlar Türkiye’de son üç yýldýr
hem internet ortamýnda hem de yüz yüze gelerek çeþitli etkinlikler gerçek-
leþtiriyor. Diecast’ýn ülkemizdeki
temsilcilerinden Alposman Koparan, 2000 yýlýnda bu hobiyi duyurmak ve canlandýrmak üzere bir internet sayfasý kurmuþ. Diecastturk.com sitesi, hedef kitlesi olarak
genellikle 20 yaþ ve üzeri olmasýna
raðmen, tüm yaþ grubuna hitap ediyor. Koparan, site sayesinde Diecast
kültürünün hýzlý bir artýþa geçtiðini
belirtiyor. Belli zamanlarda çeþitli
kentlerde üyeleriyle buluþup etkinlikler gerçekleþtirdiklerini belirten Alposman Koparan, “Ýstanbul, Ankara
ve Bursa baþlýca þehirler. Toplantýlarýmýz genellikle modellerimizin çeþitlerini, deðerlerini ve pazar durumlarýný görüþmekle geçiyor.” diyor.
cumaERTESI13
4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ
,
i
s
s
A
e
u
s
R
n ýn O
a
y uan EV
k
O ve d
A
Ý
R
A
S
E
C
n
zü
ü
h
Müziðiyle okyanusun sesini en iyi
duyuran sanatçý
kimdir, diye sorulsa, cevap Cesaria
Evora olurdu herhalde. Çünkü
Grammy ödüllü
sanatçýyý Harbiye
Açýkhava Tiyatrosu’nda dinleyen
herkes, Atlantik’teki yoksul, çorak Cape Verde
adalarýnda buluverdi kendini.
YAZI BEJAN MATUR
FOTOÐRAF SELAHATTÝN SEVÝ
Okyanusun, hüznün ve duanýn
sesi, Ýstanbul’daydý. Cesaria
Evora, Harbiye Açýkhava Tiyatrosu’nda verdiði konseri dinlemeye gelen herkesi Atlantik’teki yoksul, çorak Cape Verde adalarýna götürdü. Okyanus
kýyýlarýnýn uysal ve tevekkül içindeki ruhlarý
o gece Evora’nýn müziðinde canlandý. Sahnede sigara yakmasý, suyunu yudumlamasý,
dinleyici yokmuþ gibi þarkýlarýný söylemesi...
Dünyanýn baþka bir köþesinde sahnede deðil, çocukluðunun geçtiði yerlerde dostlarý
arasýndaymýþ gibi söyledi þarkýlarýný Evora.
Bu yüzden belki de izleyiciyi coþturmak için
özel bir çaba harcamadý. Bir sahne performansý sergilemedi. Varlýðýyla bütünleþen,
ruhunda her þeyden fazla yer eden aþk þarkýlarýný söyledi o gece. Hüzün þarkýlarýný.
Evora’nýn hüznü birçok açýdan tanýdýk deðil
bizim için. Bizim hüznümüz fazlasýyla kendine has. Varlýk karþýsýnda bir tavýr alma, yerini belirleme. Oysa Evora’nýn þarkýlarýný
söylediði Creole dilinde hüzün apayrý hislerin konusu. Acýdan çok hasretin anlatýldýðý
(saudade) kelimesi karþýlýyor hüznü onun retini de katan þarkýlar söylüyor Evora.
Dünyada nereye gitse çýplak tuttuðu
dilinde. Eski bir sömürge olmaktan doðan
dil harmaný Portekizcenin vatan hasretini ayaklarý Ýstanbul’da da çýplaktý. Geç yaþbýrakmýþ geride. Uzak denizlere savrulan larda yakaladýðý ünü onu uzun turnelere
çýkardýðýnda da tavrý deðiþPortekizli denizciler için
medi. Dünya onun eviydi
söylenen fadolarýn hüznü
çünkü. Bunun tek iþareti
var Evora’nýn müziðinde.
Çýplak ayaklý diayaklarýnýn çýplak olmasý da
Bizdeki gurbet duygusu
va olarak ün sadeðildi üstelik. Sahnedeki
karþýlayabilir belki bu acýyý.
lan Cesaria Evohali onun dünya ve müziði
Ama daha derin, daha tera, tüm dünyada
ile iliþkisini anlatýyor. Yalvekkülle, þükranla dolu bir
nýzken nasýl sigara içiyorsa
ifade var onun müziðinde.
çýplak yoksullarý
sahnede de öyle içiyor sigaEvora’nýn konuþtuðu Cretemsil ediyor.
rasýný. Sesi konuþur gibi çoole dilinde hüzün ayrýlýk ve
Kimine
göre
de
ðalýyor sahnede. Þaþýrtýcý
hasreti anlatýyor daha çok.
bu yüzden ayakgücü sesinin. Bulunduðu yeHüznün nedeni hasret, önkabý giymeyi
re okyanusu getiren o kadýn.
celikli olarak. Bu yüzden
Müziðinde okyanusun -deolmalý ki o hasrete, hüzne
reddediyor.
nizin deðil- sesini bu kadar
eþlik eden, hatta derinden
duyuran baþka bir þarkýcý var
derine onunla mücadele
mýdýr? Atlantik’in kýyýsýndan
eden bir coþku da var müziðinde. Batý Afrika kýyýlarýnýn ve Küba dünyaya yayýlan hüzün. ‘Þükretmeyi bilen
müziklerinin de etkisini hissettiren bu mutlu ve yoksul insanlarýn ülkesi’ dicoþkuya aþk acýsýný, yurt, sevgili, aile has- yor Evora, bir söyleþisinde Cape
“
“
Bebeðiniz diþ çýkarýrken siz sýkýntý çekmeyin
HABER
DR. GÖKHAN MAMUR*
runun söz konusu olduðunu düþünüyorsa, mutlaka bir uzmana baþvurmalýdýr. Diþ hekimlerine normal kontrol için baþvuru birinci yaþ sonrasý olabilir.
Saðlýklý bir bebeðin diþ çýkarmasý aslýnda
büyüdüðünün ve geliþtiðinin de bir ifadesi
ayný zamanda. Oysa bu durum hem bebeði huzursuz ediyor hem iþtahsýzlaþmasýna sebep
oluyor hem de ailelere sýkýntý oluþturuyor. Bebeklerde ilk diþ genelde 6. aydan itibaren çýkmaya baþlar;
ama bir yaþýndan sonra görülmesi de mümkün. Çok
az da olsa iki aylýkken diþ çýkaran bebekler de
var. Hatta bir veya daha fazla diþ çýkaran
bebekler bile vardýr. Bu bebeklerin diþleri çok sallanýyorsa çekilip alýnmasý
gerekebilir. Çünkü bebeklerin diþleri
yutma olasýlýðý vardýr ve emzirme sýrasýnda sorun teþkil edebilir.
Bebeklerde ilk diþ genelde ön tarafta çýkar. Diþ, diþ etine yaklaþtýkça o
bölgede kýzarýklýk, þiþlik, hassasiyet görülebilir. Hatta bazen diþin çýkacaðý bölgede ufak sývý
ile dolu bir oluþum da geliþebilir. Bazen birden
fazla diþ bir arada çýkar. 20 adet süt diþinin tamamýnýn çýkmasý genelde üç yaþýna doðru olur. Kalýcý diþler altý yaþ civarýnda çýkar.
Sýkýntý çeken bebeðin diþ etine hafif basýnç uygulanýrsa bebekte bir rahatlama görülür. Bu nedenle
anne-babalarýn ellerini yýkadýktan sonra bir parmaðýný o bölgeye hafifçe bastýrmasý veya bebeðin temiz bir bezi ýsýrmasýna izin vermesi uygundur.
Soðuk nesneler diþ etindeki kýzarýklýk ve þiþliði azaltabilir. Bu nedenle tecrübeli ebeveynler temiz, dondurulmuþ bezleri kullanýrlar. Ayný zamanda su içeren diþlikler
vardýr ve buzdolabýnda soðutularak kullanýlýrlar. Bununla birlikte diþ etlerine uzun
süreli aþýrý soðuk uygulama önerilmez.
Diþ çýkarmak normaldir. Bu nedenle
bundan doðabilecek sorunlara geniþ bir bakýþ
açýsýyla yaklaþýlmasý gerekir. Çoðu bebek ve
çocuklarda eninde sonunda 20 süt diþi çýkmakta, bu diþler düþtükten sonra da yerine 32 kalýcý diþ gelmektedir, anne-babalarýn bu süreç boyunca duyarlý ve dikkatli olmalarý yeterlidir.
Doktora götürmeniz þart deðil
Diþ çýkaran bebeklerin rahatsýzlýklarý
Ateþ, ishal, sürekli huzursuzluk, vücutta cilt döküntüsü her zaman diþ çýkarmanýn belirtisi deðildir. Eðer anne ve babalarý endiþelendiren baþka
belirtiler söz konusu olursa doktora baþvurmakta
fayda vardýr. Sorunun yalnýzca diþ çýkarmadan
kaynaklandýðý hemen düþünülmemelidir. Diþ çýkarma doktora acil bir baþvuru nedeni deðildir.
Ancak aileler diþ çýkarmanýn yaný sýra baþka bir so-
Bebeðiniz parmaðýnýzý
ýsýrýnca rahatlayabilir
Tükürükleri artar.
Uyku düzensizliði baþlar.
Ýþtahsýz olurlar.
Huzursuzluk baþ gösterir.
Ellerini ýsýrýrlar.
Aðýz çevresinde hafif döküntü meydana gelir.
*Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Uzmaný (Memorial
Hastanesi)
Aðrý kesici kullanýmý
Diþ etlerine sürülen ilaçlar: Eczaneden alýnabilecek bazý ilaçlar
aðrý kesmek amacýyla doðrudan
diþ etlerinin üstüne sürülebilir.
Diþ etlerini belirli bir süre için
uyuþturan maddeler içerirler. Kýsa süreler için yardýmcý olabilirler; ancak bazý çocuklar bunlarýn
tat veya yarattýðý etkiyi beðenmeyebilirler. Bu ilaçlarýn bebeðin
boðazýna deðmemesini saðlamak
önemlidir; çünkü o bölgenin
uyuþmasý öðürme refleksini hafifletebilir ve yemeklerin akciðerlere kaçmasýna neden olabilir.
Aðýz yoluyla alýnan aðrý kesiciler:
Parasetamol veya ibuprofen içeren ilaçlar aðrýnýn azaltýlmasýnda
faydalý olabilirler. Bunlar daha
önce bahsedilen yöntemler denendikten sonra birkaç kez verilebilir. Diþ çýkarýrken çok ilaç
kullanmamak daha uygundur;
çünkü altta yatan baþka bir hastalýðýn yarattýðý ateþi düþürebileceðinden ebeveynleri ve doktoru
o hastalýktan habersiz býrakabilir.
Verde’yi anlatýrken. Bu yönüyle sadece
hüznü deðil, barýþý da simgeliyor onun
varlýðý. Bu yüzden ‘çýplak ayaklý’ diva tüm
dünyada çýplak yoksullarý temsil ediyor.
Kimine göre bu yüzden ayakkabý giymeyi
reddediyor.
Grammy ödülü dahil pek çok ödüle layýk görülmüþ Cesaria Evora. Dünyanýn en
çok satan seslerinden biri ayný zamanda...
Ama geçen gece sahnede gördüðümüz kadýnýn gözünde ne ödüllerin ne de yaptýðý
yolculuklarýn bir önemi var. O kendi coðrafyasýný taþýyor gittiði yere. Kendi atmosferini, kýyýsýnda doðduðu okyanusu... Evora’yý sahnede izleyici ile temas kurmamakla
eleþtirenler onun sesindeki okyanus tadýný
o kapalýlýða borçlu olduklarýný görmüyorlar.
Evora gittiði her yere dalgalardan ve ýssýzlýktan oluþan atmosferini götürürken erken
yaþlarda yaþadýðý hayal kýrýklýklarýný dahi
þükrana konu ediyor. Ýzleyicide býraktýðý
hissin derin bir var oluþ ve
þükran bilinci olmasý
boþuna deðil.
cuma
ERTESI
14
4 AÐUSTOS 2007 CUMARTESÝ
Yabancýlar, Boðaziçi’nde evleniyor
Yabancý sosyete Boðaziçi’nde düðün yapabilmek için aylar
öncesinden saraylara
rezervasyon yaptýrýyor. Gözde düðün
turizmi mekânlarýmýz arasýnda Çýraðan Sarayý ilk sýrada
yer alýyor.
HABER DÝLEK GÜRAY
Yaz mevsimi her zaman düðün mevsimi olarak da bilinir. Aslýnda son yýllarda buna ‘düðün turizmi’ de diyebiliriz. Çünkü yurtiçinden ve yurtdýþýndan pek
çok ünlü, Ýstanbul’un gözde mekanlarýnda düðün yapabilmek için aylar öncesinden rezervasyon kuyruðuna giriyor. Genç çiftler rüya gibi bir düðünü sarayda ya da gözde bir yalýda
yapmayý tercih ediyor. Öyle ya þöyle Boðaz
manzaralý, havuz kenarýnda, meþalelerin altýnda prensler, prensesler gibi aðýrlanmayý kim istemez ki? Ýþte ülkemizde yeni yerleþen düðün
turizmi kavramý her geçen yýl artýyor. Saray ve
yalýlar uluslararasý düðün fuarlarýna katýlarak
ülkemizi tanýtýyor ve dünyanýn sayýlý zenginleri, sýrf düðünlerini yapmak için ülkemize geliyor. Hem de ne geliþ.. iki bin kiþiyi geçen bir
davetli konvoyuyla.. 4-5 TIR’lýk düðün malzemeleriyle.. 4 gün 4 gece süren eðlenceleriyle...
Özellikle Ortadoðu’daki þeyh ve petrol zenginlerinin gözdesi Çýraðan ve Dolmabahçe Sarayý... Bunlarý Esma Sultan ve Sait Halim Paþa
gibi Boðaz’ýn en güzel manzarasýna sahip olan
yalýlar izliyor. Bu mekanlar tarihî atmosferi, düðün organizasyonu ve Boðaz’a sýfýr manzarasýyla çiftlere unutulmaz bir düðün yaþatýyor.
Yunanistan, Suudi Arabistan, Ýran, Hindistan,
Ýspanya, Amerika gibi çok farklý ülkelere mensup yabancý çiftler düðünlerini Çýraðan Sarayý’nda yapýyor. Yüksek sosyetenin bir numaralý düðün mekaný olan sarayýmýzda ilk evlenen
yabancý Yunanlý armatör Angelo Polus’tu. Polus, 1992 yýlýnda Mustafa Koç’un saraydaki düðününe davetli olarak katýlmýþ ve saraya hayran kalmýþtý. Peki bizim zengin ünlülerimiz ve
iþadamlarýmýz düðünlerini nerede yapýyor?
Tabii yine ilk baþta tercih Çýraðan Sarayý, Esma Sultan Yalýsý, Sait Halim Paþa Yalýsý...
Sonrasýnda ise Swiss Otel, Hidiv Kasrý,
Kýzkulesi, Hilton gibi gözde mekanlar...
Bu kadar raðbet gören mekanlarda düðün yapmanýn maliyeti ne kadardýr diye
merak edenler mutlaka vardýr. Çýraðan
Sarayý’nda bir davetlinin sýrf yemek
mönüsü 200-250 Euro, Esma
Sultan Yalýsý’nda 100-150 Euro, Sait Halim Paþa Yalýsý’nda
ise 85-115 Euro arasýnda.
Her gelin kraliçe gibi
hissediyor kendini
Fuat Köroðlu - Çýraðan Sarayý
Uluslararasý servis standartlarýnýn üstünde
hizmet veriyoruz. Sarayýn tarihî dokusunun
yanýnda son derece romantik bir mekanda
hem iç hem de dýþ mekanda hizmet veriyoruz. Þimdilerde kimse gidip de üç gün önce
açýlmýþ bir kulüpte evlenmiyor. Çünkü kiminle evlendiðin kadar nerede evlendiðin
de önem taþýyor artýk. Bütün Ortadoðu ve
Arap dünyasý deðil artýk Avrupa da Çýraðan’da yapýlan düðünleri konuþuyor.
Uluslararasý fuarlara katýlarak ismimizi
duyuruyoruz. Her gelen gelin bir kraliçe
gibi, damat ise kral gibi hisseder kendini
bizim merdivenlerden aþaðý inerken.
Rüya gibi bir düðünün
adresi Çýraðan Sarayý
Türkler de
saraydan yana
Suudi Arabistan’ýn eski petrol bakaný Zeki
Yamani’nin kýzý Sara ile Harvard mezunu
Malik Dahlan, Çýraðan’da üç gün süren
düðün yaptý. Bu düðünden sonra Çýraðan’ýn popülaritesi arttý.
Libyalý ünlü iþadamý Tarek Ali Hassan Kaituni ile ünlü topmodel Lisa Van Goinga,
Çýraðan Sarayý’nda dillere destan bir düðün yaptý.
Hindistan’ýn en zengin iþadamlarýndan
Shyam Bhatia’nýn oðlu Vikram Bhatia ile
Vandana Hathiramani, Çýraðan’da 4 gün 4
gece süren muhteþem bir düðün yaptý.
Düðün için Hindistan’dan 4 TIR dolusu
malzeme ve 80 kiþilik ekip getirildi.
Petrol kralý Halit El Reza’nýn kýzý Amira ile
Mohammed Zahid, Dolmabahçe Sarayý’nda 07.07.07 tarihinde evlendi. Düðüne
2 binin üzerinde yabancý davetli katýldý.
Düðünün maliyeti, takýlarla birlikte 20
milyon dolarý buldu.
Yunanlý iþadamý Alexander Louvaris ile
Ýran Azerisi Gülnara Kadimova, 400 bin
Euro’luk bir düðünle Çýraðan’da evlendi.
Eski Almanya Baþbakaný Helmut Kohl’ün
oðlu Peter ile ünlü iþadamý Kemal Sözen’in kýzý Elif, Çýraðan’da evlendi.
ÝTO’nun eski Baþkaný Mehmet Yýldýrým’ýn
oðlu Oðuzhan Yýldýrým ile Gül Uyar, Çýraðan’da,evlenen zenginler arasýnda.
Genç iþadamý Nesi Hatiboðlu ile Hotiç
maðazalarýnýn sahibinin kýzý Nazlý Hotiç,
Çýraðan’da evlendi.
Eski baþbakanlardan Necmettin Erbakan’ýn kýzý Elif Erbakan ile Mehmet Altýnöz de Çýraðan’da evlenenler listesine
girdi.
Basketbolcu Ýbrahim Kutluay ile eski
manken Demet Þener de düðünlerini Çýraðan Sarayý’nda gerçekleþtirmiþti.
Yasemin Bora ile Kerem Uygurmen, Esma Sultan Yalýsý’nda hayatýný birleþtirdi.
Erdoðan Demirören ile Zeynep Düvenci,
Esma Sultan Yalýsý’nda evlendi.
Milli basketbolcu Kaya Peker ile Hýrvat
voleybolcu Vesna Jelic Esma Sultan’da
evlendi.
Manken Tülin Þahin ile Mehmet Özer düðünlerini Swiss Otel’de yaptýlar.
Milli basketbolcu Mehmet Okur ile Yeliz
Çalýþkan, Swiss Otel’de hayatýný birleþtirdi.
Futbolcu Okan Buruk ile eski manken Nihan Akkuþ Swiss Otel’de evlendi.
Bel fýtýðýnýn 99 sayfalýk çözümü
Bel fýtýðý, bacakta
aðrý-uyuþma ve
karýncalanma,
kuvvet azalmasý,
hareket kýsýtlanmasý, dýþkýlama
ve idrar yapmada
sorunlarla baþ
gösterir.
Bel fýtýðý ve iþ yaþamýnda bel aðrýsý konusunda Türkiye’nin önde gelen uzmanlarýndan Prof.
Dr. Emel Özcan “99 sayfada bel fýtýðý ve
bel aðrýsý”nýn kitabýný yazdý. Bel Okulu’nun ilk kurucularýndan olan Özcan’ýn
kas sistemi ve iskelet yapýsýyla ilgili
önemli tespitleri bulunuyor.
Günümüzde bel fýtýðý tanýsý konulan
hastalarýn sayýsý arttý. Günlük yaþamda
özellikle iþ hayatýnda bel fýtýðý için risklerin
fazlalaþmasý ve aðýr fiziksel aktivite gerektiren iþlerin artmasý bel fýtýðýný yaygýnlaþtýrmakta. Bel fýtýðý üç þekilde ortaya çýkýyor.
Bunlardan ilki bulding yani bombeleþme.
Diskin ortasýndaki çekirdek, etrafýndaki
koruyucu yapýdaki yarýklara ve çatlaklara doðru sýzar ve disk bombeleþir. Bu
durum bel fýtýðýnýn baþlangýcý olarak deðerlendirilir. Ýkinci aþama protüzyon yani diskin
çevresindeki taþmanýn fýtýklaþmasý. Son olarak da ekstüzyon görülür. Yani diskin çevresindeki çember yýrtýlýr ve diskteki jelatimsi
madde yayýlýr. Disk yýrtýlmasý olarak adlandýrýlan bu durum en ciddi olanýdýr. Unutulmamalýdýr ki yaþlanmayla birlikte bel fýtýðý oluþumuna yatkýnlýk oluþur.
Bel fýtýðý ile dizleri bükmeden öne eðilerek
aðýrlýk kaldýrma ve gövdeyi döndürme arasýnda doðrudan iliþki olduðu kanýtlandý. Bu hareketlerin tekrar tekrar yapýlmasý riski artýrýr. Kötü oturuþ, kötü pozisyonda uzun süreli kalma,
aðýrlýk taþýma, titreþim, kondisyon yetersizliði
ile sýrt-bel ve karýn kaslarýnýn zayýflýðý bel fýtýðý
için diðer risk faktörleri. Bel fýtýðý tedavisinde
kullanýlan ilaçlar; aðrý kesici, iltihap giderici ve
kas gerginliðini çözücü ilaçlar. Bu ilaçlar genelde bir arada kullanýlýr. Ýlaçlar dýþýnda bel fýtýðýnýn tedavisinde fizik tedavi de kullanýlýr. Fizik
tedavi; aletlerle ve elle uygulanan sýcak-soðuk
uygulamalar, çeþitli elektrik akýmlarý, çekme ve
masaj yöntemleridir. Bel fýtýðýnda ameliyat son
çaredir ve hastalarýn yüzde 5 gibi çok az bir
kýsmýnda ameliyata gerek duyulur.
Bel fýtýðý aslýnda bir meslek hastalýðý olarak
da bilinir. Bedeniyle çalýþanlarýn yaklaþýk yarýsý
ciddi ve sakatlayýcý bel aðrýsýndan yakýnmakta.
Ancak masa baþý çalýþanlarýn da yanlýþ oturma
düzeninden kaynaklanan ciddi aðrýlarý oluþabiliyor. Ayrýca günümüzde hemen her sektörde fazlasýyla bilgisayar kullanýmý neticesinde kas-iskelet hastalýklarý ortaya çýkabiliyor. Sýk bilgisayar kullanýmý boyun ve omuzlarý etkilediði gibi beli de hasta edebiliyor.
Cam binanýn dünyada
bir benzeri daha yok
Engin Camcý-The Marmara Esma Sultan
Bir kere bizim hem karadan hem denizden ulaþýmýmýz çok kolay. Ama en çok
yalýnýn tarihî dokusu ve burada verilen
hizmet de tercih nedeni. Buradaki cam
binanýn dünyada bir benzeri yok. Boðaz’ýn en dar kýsmýnda Boðaz Köprüsü’nün hemen altýnda. Çok özel ve güzel
bir bahçesi var. Tek bir organizasyona
veriyoruz. Sabahtan akþama kadar o gün
düðün için kullanýyorlar yalýyý.
Kýþ düðünleri için de
vazgeçilmez bir mekan
Yelda Ýpekli-Sait Halim Paþa Yalýsý
Tarihî derinliði, yaþanmýþlýðý ve ihtiþamý,
en belirgin tercih sebepleri; ama ayný zamanda yalý Boðaz’ýn çok özel bir konumunda eþsiz bir manzaraya sahip. Ýç ve
dýþ mekanlar yalnýzca düðüne özel olarak
kullanýlýyor. Bizim kýþ düðünlerimiz de
çok meþhurdur. Ancak yalnýzca düðün ya
da davetlere deðil, sanat ve kültür çalýþmalarýna da ev sahipliði yapmak istiyoruz.
Belinize zarar vermemek için
Ayaklarýnýzý birbirinden ayýrýn ve bir ayaðýnýzý diðerinin önüne koyun.
Belinizi öne eðmeden, omurganýzý düz tutarak, kalça ve dizlerden bükerek çömelin.
Aðýrlýðý iki ucundan sýkýca tutarak kaldýrýp
kaldýramayacaðýnýzý kontrol edin.
Cisim fazla aðýrsa yardým isteyin.
Cismi omuz seviyesinin üstüne kaldýrmayýn.
Cismi itmek ya da çekmek gerekiyorsa beli
daha az zorladýðý için cismi itin.
Otururken omurganýzýn zorlanmamasý için;
Omurganýzýn kavislerini koruyun.
Bel kavisinizi küçük bir yastýkla destekleyin.
Sýrtýnýzý oturma yerine iyice yaslayýn.
Dizlerinizi ve sýrtýnýzý dik açýda olacak þekilde tutun.
Kollarýnýzý dirsekleriniz dik açý oluþturacak
þekilde koyun.
Ayak tabanlarýnýzý yerle tam temas ettirin.
cumaERTESI15
4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ
Cem Kýzýltuð/ Ýki Baþlý Ýnek
Erdil Yaþaroðlu / 3M
Özden Utku Odman / Woody
Can Yalman / Cowuccino
Milli takýmýn yeni kaptaný
Ýstanbul’un sembolü
Fincan içinde keyif
Karikatürist Erdil Yaþaroðlu tarafýndan tasarlanan basketbolcu inek, tam 3 metre boyunda… Basketbolcu bir inek yapan Yaþaroðlu, 10 numaralý kýrmýzý-beyaz formayý
giydirdiði ineðinin zýplayamamasýndan þikayetçi! ‘3M’ Kanyon Alýþveriþ Merkezi’nde…
Gazetemizin dünyaca ünlü illüstratörü Cem Kýzýltuð
‘Gold Cow’ adlý ineðini TAV Havacýlýk Þirketler Grubu
için tasarladý. Çift baþlý ineðin bir baþý Doðu'ya, diðeri Batý'ya bakýyor. Ýstanbul'u temsil eden ineðin üzerinde ise yedi tepeli þehrin siluetini taçlandýran alemlerden biri bulunuyor. ‘Gold Cow’ Akmerkez önünde...
Ünlü endüstriyel tasarýmcý Can Yalman’ýn ‘Kahve Dünyasý’ için hazýrladýðý inek, fincan içinde kahve sefasý
yapýyor. Miniklerden büyük ilgi gören
ineðe daha ilk gün zarar verilmiþ
bile... ‘Cowuccino’ Maçka’da…
Zeynep Fadýllýoðlu / Mitolojik inek Io
El sanatýmýz hep gözde
Ýstanbul’un inek mitolojiisi
Özden Utku Odman ‘Eker Süt Ürünleri’
için tasarladýðý inekle ilgili olarak; geleneksel Türk el sanatlarýndan yazmacýlýk,
iþlemecilik, gümüþ ve ahþap iþçiliðini çaðdaþ sanat formunda yorumladým. Ama bu
çalýþmamda ‘yayýk’ ana temam oldu. Süsleme öðesi olan bitki, geometrik motifler
ve figürleri oyma, kabartma, kazýma teknikleri ile iþledim. Yüzeye sedir, abanoz,
gül, kiraz, ceviz, akaðaç ve çam görünümü
kazandýran Omdan, her bir parçaya hüzün, sevinç, umut, sevgi, gizem ve saygý gibi duygularý yükleyerek hepimizin hayatýndan bir yaþanmýþlýðý yansýtmýþ ineðine…
‘Woody’ Kanyon Alýþveriþ Merkezi’nde…
Zeynep Fadýllýoðlu’nun tasarladýðý “mitolojik inek” Ýo, eski Yunan mitolojisinin
traji-komik bir aþk öyküsünün kahramaný. Ýo’nun mitolojide baþýndan geçenler, Ýstanbul Boðazý’nýn yabancý dillerde
‘Bosphorus’ olarak adlandýrýlmasýna da
neden olmuþ. Uçuk mavi renkte ve sýrtýndaki sineði ile öykünün mitolojik boyutuna sadýk kalarak tasarlandý. Heykel
Zeus’un sevgilisi Ýo’yu kýskanç karýsý
Hera’dan kaçýrmak için onu beyaz bir
ineðe dönüþtürmesi, Hera’nýn ise bu hileyi anlayýp ineðin sýrtýna bir sinek musallat etmesini anlatýyor. ‘Mitolojik Ýnek
Ýo’ Kanyon Alýþveriþ Merkezi’nde…
Sanatçýlar içlerindeki
ineði çýkardý!
HABER SERKAN KARA / FOTOÐRAFLAR TARIK ÖZTÜRK
Aylar öncesinden tanýtýmý yapýlan “Cow Parade Ýstanbul”
(Ýnek Festivali) nihayet baþladý. Haftalardýr ‘içlerindeki ineði’ fiberglastan yapýlan heykellere nakþeden sanatçýlar, böylece muratlarýna ermiþ
oldu. Ýstanbul sokaklarý ve alýþveriþ merkezlerinde bulunan 190 tasarým arasýnda
dikkatleri en çok çeken inek, hiç þüphe
yok ki, Cemil Ýpekçi’nin kendisine benzettiði (!) “Cemill” adlý inek… Kýrmýzý bir
minder üzerinde uzanan Ýpekçi’nin ineði
pala býyýklý, ince kaþlý, yuvarlak küpeli ve
iþlemeli ipek kýyafetlere sahip…
Tasarýmlar daha çok, ineðe sponsor olan
firmalarýn reklam alanýna dönüþmüþ olsa da
kimi firmalar tasarýmlarýný halký doðal fela-
ketlere karþý uyarmak için kullanmýþ. Bunlardan biri olan Ülker Þirketler Grubu’nun
10 ineði etkinlik boyunca “Ot yoksa süt de
yok. Süt yoksa insanoðluna besin yok” sloganýyla halkta çevre duyarlýlýðý oluþturmayý
amaçlýyor. Ýnekler 7’den 70’e herkes tarafýndan büyük ilgi görüyor. Yaþlýlar iþin sýrrýný
çözmeye, minikler de ineklerle muhabbeti
ilerletmeye çalýþýyor. Kanyon Alýþveriþ Merkezi’nde sergilenen “Oturan Güzel” isimli
ineðe küçük bir kýz çocuðu soruyor: “Sen
neden dedemin yanýnda deðilsin? Üstündekileri yeni sahibin mi aldý?” Tabii herkes
böyle masum sorularla kendini sýnýrlamýyor.
Olduk olasý, heykellere büyük hassasiyetlerle yaklaþan bir toplumuz... Hal böyle olunca
daha ilk günden ineklere de hatýramýzý bý-
Sezen Aksu /Ýnek deyip geçme
Suyunu boþa harcama
Minik Serçe’nin ineði!
Bu iki ineði TEMA Vakfý için tasarlayan Hafize Uncuoðlu, TEMA’nýn baþlattýðý ‘Suyunu Boþa Harcama’ kampanyasýna dikkat
çekiyor. Ýneklerin midesinde yer alan üç
boyutlu görüntü yansýtýcýlarda iki ev hanýmý görülüyor. Bunlardan biri bulaþýklarýný
makineyle yýkarken diðeri elle yýkýyor. Bulaþýklarýný makineyle yýkayan ev hanýmý
yýlda 40 ton su tasarruf etmiþ oluyor. Bu
inekler Kanyon Alýþveriþ Merkezi’nde…
‘Minik serçe’ Sezen Aksu’nun ineði, savaþlar ve küresel ýsýnma ile bozulan
dünyanýn dengesine dikkat çekiyor.
‘Sütaþ’ için tasarlanan ineðin üzerinde
Sezen Aksu’nun yazdýðý þu dizeler yer
alýyor: “Hiç kavga bilmez gül ile yaprak.
Hiç kýyar mý aðaca toprak. Bu kimin
oyunu? Ýlk kim bozdu sonsuz uyumu.”
‘Ýnek Deyip Geçme’ Niþantaþý’nda…
Hafize Uncuoðlu / Su tasarrufu yapmayan inek
raktýk! Maçka’da kahve keyfi yapan ineðe
aklýevvel bir kardeþimiz ‘Bilal’ ismini yazmýþ
bile… Yetkililer heykellere olan sempatimizi
duymuþ olacaklar ki, her inek heykelinin altýna uyarý koymuþlar: “Baþýma bir þey gelmiþ
ise lütfen benim için Þiþli Belediyesi Acil
Hizmet Hattýný arayýnýz. (212) 247 35 14”
Cow Parade Ýstanbul’da 31 Ekim’e
kadar sergilenecek olan heykeller, kasým
ayýnda Turgay Artam (Antik AÞ) tarafýndan yönetilecek bir müzayede ile satýþa
çýkarýlacak. Bu satýþtan elde edilecek gelirler; Sokak Çocuklarý Rehabilitasyon
Derneði, Anne Çocuk Eðitim Vakfý
(AÇEV) ve Türkiye Erozyonla Mücadele
Aðaçlandýrma ve Doðal Varlýklarý Koruma Vakfý (TEMA) yararýna kullanýlacak.
Leo Burnett /Hükümlü inek
Ot yoksa süt de yok!
Hafize Uncuoðlu / Su tasarrufu yapan inek
Ülker’in çevre duyarlýlýðýný artýrmayý amaçladýðý birbirinden farklý 10
inek, Leo Burnett tarafýndan tasarlanýp Mert Atasever tarafýndan uygulanmýþ. 'Ot yoksa süt yok' sloganýyla sokaklardaki yerini alan inekler, süt olmadýðýnda insanoðluna da
besin olmadýðýnýn mesajýný veriyor.

Benzer belgeler