Serinleten lezzetler

Transkript

Serinleten lezzetler
SİMİT SARAYI
SİMİT SARAYI’NIN ÜCRETSİZ DERGİSİDİR Free magazIne of Simit Sarayı
NO:41 TEMMUZ JULY 2016
ÇARKIFELEK
ARTIK
BORÇLARA
DERMAN
SPIN THE
WHEEL OF
FORTUNE TO
PAY OFF YOUR
DEBTS
ZİHİN, BEDEN
VE RUH
SAĞLIĞI İÇİN
YİYİN
EAT FOR YOUR
PHYSICAL
AND MENTAL
HEALTH
ŞİFA KAYNAĞI
BESİNLER
HEALING
FOODS
ATA SPORU
YENİDEN
CANLANIYOR
THE ANCESTOR
SPORT IS IN
REVIVAL
TEMMUZ 2016 • NO: 41
Simit Sarayı’ndan
Serinleten lezzetler
REFRESHING TASTES FROM SIMIT SARAYI
BAŞIMIZ SAĞ OLSUN.
Atatürk Havalimanı’nda yaşanan,
hepimizi derinden sarsan terör saldırısında
BTA Simit Sarayı mesai arkadaşlarımız;
Merve Yiğit ve Özgül İde'yi
kaybetmiş olmanın
büyük üzüntüsü içerisindeyiz.
Yaşanan bu terör saldırısında
yaşamını yitirenlere
Allah'tan rahmet ve ailelerine sabır,
tedavi görmekte olan tüm yaralılara
acil şifalar diliyoruz.
Bizi derinden sarsan bu terör olaylarının
yaşanmadığı huzurlu ve barış dolu
bir dünya
diliyoruz.
dü
ED İ TÖ R
ed i to r- i n - c h i ef
Değerli Simit
Sarayı Dostları
H
aziran ayını başta ülkemiz
olmak üzere tüm dünyayı
derinden sarsan bir olay ile geride
bıraktık. 28 Haziran gecesi
İstanbul Atatürk Havalimanı’nda yaşanan
terör saldırısında BTA Simit Sarayı çalışma
arkadaşlarımız Özgül İde ve Merve Yiğit’i
kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz.
Simit Sarayı olarak iki değerli kardeşimiz başta
olmak üzere saldırıda hayatını kaybedenlere
Allah’tan rahmet, acısını yürekten
paylaştığımız ailelerine sabır ve tedavi
görmekte olan tüm yaralılara acil şifalar dileriz.
Ülkemizi ve uluslararası toplumun huzurunu
hedef alan terör saldırılarını kınıyor, bir daha
yaşanmaması umuduyla, hepimize barış ve
huzur dolu, iyi haberler alacağımız günler
temenni ediyorum.
Sevgi ve saygılarımla,
Abdullah Kavukcu
Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı
Dear Friends
of Simit Sarayı
W
e left behind June with a sad event deeply shocking
especially our country and the whole world. We are
in deep sadness of losing our colleagues Özgül İde
and Merve Yiğit who were working in Simit Sarayı,
BTA on the night of 28 June in the terrorist attack at Istanbul
Ataturk airport. As Simit Sarayı family, we offer our deepest and
most sincere condolences and prayers especially to the families of
our two sisters and of those who lost their lives in this attack and we
wish a quick recovery to all the injured people under treatment.
We strongly condemn the terrorist attacks targeting our country
and the peace of the international community and we hope to reach
the days full of peace and tranquility that we’ll get only good news.
Yours sincerely, Abdullah Kavukcu
Chairman/Simit Sarayı
3
İ Ç İ N D EK İ LER
C O N T EN T S
No • Issue no 41
Temmuz • July 2016
3
Editör
Editor
76
4İçindekiler
Contents
6
Siz çektiniz biz yayımladık
You shot we publish
8
Yeni mağazalarımız açıldı
Our new stores opened
14
Serinleten lezzetler!
Refreshing tastes from Simit Sarayı
18 Çarkıfelek artık borçlara derman
Spin the Wheel of Fortune to pay off your debts
22 Anadolu’da masalsı bir kültür&sanat projesi:
Sonsuz Şükran Köyü
A fabulous cultural and artistic project in
Anatolia: “Endless Gratitude Village”
34 Şifa kaynağı besinler
Healing foods
100
40 Zihin, beden ve ruh sağlığı için yiyin
Eat for your physical and mental health
48 Çocuk kitaplarının mutlu dünyasına yolculuk
Journey into the happy world of children’s books
54 Aracınızda neden yaz lastiği kullanmalısınız?
Why should you use summer tires in your
vehicle?
60 Tempolu yürüyüşle hızlı zayıflamak mümkün
You can lose weight faster by brisk walking
66 Bir dahinin öyküsü
Story of a genius
76 Kaş’ta dostluk ve sanat dolu bir festival
A festival in Kaş, full of friendship and art
86 Ata sporu yeniden canlanıyor
The ancestor sport is in revival
94 Aman nazar değmesin
Bless your little cotton socks !
100 Balkanlar’da görmeniz gereken 8 yer
8 places you should see in the Balkans
114 808 yaşında bir Türk bilge: Nasreddin Hoca
808 year-old Turkish wise: NasreddinHodja
124 Çocuklar paylaşmayı ne zaman öğrenir?
When do children learn to share?
134 Astroloji
Horoscope
142 Bulmaca
Crossword
145 Mağazalarımızın adresleri
Adresses of our stores
4
40
İMTİYAZ SAHİBİ PUBLISHER
Yönetim Kurulu Başkanı
Chairman
ABDULLAH KAVUKCU
Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu)
Managing Editor
Ebru Derindere Öner
18
124
Yapım Production
HI’STANBUL PRODÜKSİYON
Şifasuyu Yolu Üstü Sok. No: 30
Oksizen Konakları 4/2 Maden Mahallesi,
Sarıyer, İstanbul
Genel Yayın Yönetmeni Chief Editor
Ayhan Bölükbaşı [email protected]
Yayın Direktörü Publishing Director
Zeynep Kasapoğlu
[email protected]
Görsel Yönetmen Art Director
Mert Özkan
Editör Editor
Ataman Erkul
İletişim Koordinatörü
Communications Coordinator
Nilay Olalı
Yayın Kurulu Editorial Board
Seçil Çiçek, Demet Güleç, Süleyman E. Ereke, Ezgi Hergüner
Baskı Printing
Uniprint Basım San. Ve Tic. A.Ş. Ömerli Köyü, İstanbul Cad.
No: 159 Hadımköy 34455 İstanbul
Tel: (0212) 798 28 40 Faks: (0212) 798 20 63
22
Yönetim Yeri Place of Management
Büyükdere Cad. Apa Giz Plaza No: 191 Levent/İstanbul Tel:
(0212) 398 03 98 www.simitsarayi.com
Yayın Türü Type of Publishing
Yerel Süreli Local Periodical
Bu dergide yayımlanan tüm yazı ve fotoğrafların hakları Simit
Sarayı Yatırım ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Bu yayındaki tipografik
hatalardan Simit Sarayı Yatırım ve Tic. A.Ş. sorumlu değildir.
Dergide yer alan ürünlerin fiyatlarında haber vermeden
değişiklik yapılabilir. Ürünler stoklarla sınırlıdır.
All rights pertaining to the articles and photographs published
in this magazine are property of Simit Sarayı Yatırım ve Tic.
A.Ş. Simit Sarayı Yatırım ve Tic. A.Ş. is not responsible for the
typographical errors in this magazine. Prices of the products
in this magazine are subject to change without prior notice.
Products are limited in stocks.
www.simitsarayi.com
facebook.com/simitsarayi
Müşteri Hizmetleri
444 8 7 68
twitter.com/simitsarayi
5
I N S TAG R A M
I N S TAG R A M
Instagram’da
Simit Sarayı keyfi
İster mağazada, ister yolda... Belki simit, belki
sadece bir bardak demli çay... Siz paylaştınız, biz
yayınlıyoruz. Sağlık ve mutlulukla, daha nice güzel
anlarınıza ortak olmayı dileriz...
Simit Sarayı pleasure
in Instagram
Whether in the store or on the way… It may be a simit or a
glass of strong, brewed tea… You shared and here we are
publishing it. We wish to share your many happy moments
healthily and happily…
6
Bu etİketle paylaştığınız fotoğrafların kullanım hakkı Sİmİt Sarayı’na aİt olacaktır.
Simit Sarayı ile ilgili
fotoğraflarınızı
#simitsarayı
etiketi ile paylaşın,
dergimizde
yayınlayalım!
Share your photos
about Simit Sarayı
with #simitsarayı tag
and we will publish
them in Simit Sarayı
Magazin.
7
H A B ER
N E WS
Suudi Arabistan Riyad’da
beşinci mağazamızı açtık!
Dünya markası olma vizyonuyla yurt dışı
açılışlarına devam eden Simit Sarayı,
Suudi Arabistan’ın en büyük yatırımcı
şirketlerinden Al Hokair Group ile birlikte
ülkede en yeni Simit Sarayı mağazasının
açılışını Riyad’ta gerçekleştirerek Suudi
Arabistan’daki mağaza sayısını 16’ya çıkardı.
R
iyad’ın beşinci Simit Sarayı olan mağazanın
açılışı kentin önemli AVM’lerinden Hayat
Mall’da 3 Haziran 2016, Cuma günü
gerçekleştirildi. Ferah atmosferi, konforlu
dekorasyonu, zengin menüsü ile Suudi Arabistan’da çok
sevilen Simit Sarayı’nın yeni hizmete giren mağazası
misafirlerce çok beğenildi.
Hayat Mall Simit Sarayı’nın menüsünde
yer alan enfes kahvaltı çeşitleri, simit,
börek, kurabiye, sandviç, pasta
ve dondurma ile sıcak ve soğuk
içecek çeşitleri konukların
beğenisine sunuluyor.
Hayat Mall Simit Sarayı:
Hayat Mall Kral Addulaziz Yolu
Riyad / Suudi Arabistan
We opened our
fifth store in Saudi
Arabia Riyadh!
With its vision of being a world brand, Simit Sarayı
(Bagel Palace) continuing its overseas openings, has
increased its number of stores in Saudi Arabia to
16, by performing in Riyadh the opening of the new
Simit Sarayı (Bagel Palace) store together with Al
Hokair Group which is one of the largest investment
companies in Saudi Arabia.
T
he openning of the store which
is the fifth Simit Sarayı (Bagel
Palace) of Riyadh is performed its
openning on Friday, June 3, 2016
in Hayat Mall wich is one of the important
Malls of the city.The new store of Simit
Sarayı (Bagel Palace) which is very
popular in Saudi Arabia with its spacious
atmosphere, comfortable furnishings
and rich menu, is very appreciated by the
guests.
Delicious breakfast varieties, bagels,
pastries, cookies, sandwiches, cakes
and ice cream with hot and cold drinks
available in the menu of HayatMall’s Simit
Sarayı (Bagel Palace) are offered to the
guests’ liking.
HayatMall’s Simit Sarayı:
Hayat Mall Kral Addulaziz Road Riyadh/
Saudi Arabia
8
H A B ER
N E WS
Aydın’ın yeni Simit Sarayı
Mahalle mağazası açıldı
The new Simit
Sarayı (Bagel Palace)
Neighborhood store
of Aydın city is opened
The newest store of Simit Sarayı (Bagel Palace)
Neighborhood which is the favorite of taste
enthusiasts is entered into service in Aydın Alesta Mall.
S
imit Sarayı (Bagel Palace)
which is very popular with its
high quality and wide range of
products opened its Aydın city’s
second Neighborhood store in Alesta Mall
which is the new life point of the
town.
Alesta Mall Simit
Sarayı (Bagel
Palace) invites
its guests
from 7 to 70
to spend
pleasant
time with
its indoor
and outdoor
areas, warm
atmosphere and
varied menu.
In the menu of Aydın
Alesta Mall Simit Sarayı
(Bagel Palace) Neighborhood bagels,
gluten-free bagels, breads, gluten-free
breads, brioches, croissants, sandwiches,
sweet and savory cookies, pastries, cakes,
tarts, breakfast and cold and hot drinks
varieties are available.
Aydın Alesta Mall Simit Sarayı (Bagel
Palace) Neighborhood
Adresse: Zafer Mah. Üniversite Varyantı
Cad. No:18/28 Efeler / Aydın
Lezzet tutkunlarının gözdesi Simit Sarayı
Mahalle’nin en yeni mağazası Aydın Alesta
AVM’de hizmete girdi.
Y
üksek kalite anlayışı ve geniş ürün yelpazesi
ile beğenilen Simit Sarayı, Aydın’daki Mahalle
konseptli ikinci mağazasının açılışını, kentin
yeni yaşam noktası Alesta AVM’de yaptı.
Alesta AVM Simit Sarayı mağazası açık ve kapalı
alanları, sıcak atmosferi ve zengin menüsü ile 7’den 70’e
tüm konuklarını keyifli vakit geçirmeye davet ediyor.
Aydın Alesta AVM Simit Sarayı Mahalle mağazasının
menüsünde simit, glutensiz simit, ekmek, glutensiz
ekmek, börek, kruvasan, sandviç, tatlı-tuzlu kurabiye,
çörek, kek, pasta, kahvaltı çeşitlerinin yanı sıra soğuk ve
sıcak içecek çeşitleri yer alıyor.
Aydın Alesta AVM Simit Sarayı Mahalle
Adres: Zafer Mah. Üniversite Varyantı Cad. No:18/28
Efeler / Aydın
9
H A B ER
N E WS
İskenderun
Simit Sarayı konuklarını
ağırlamaya başladı
Turkish Simit
Sarayı in
İskenderun starts
to host its guests
İskenderun’un ilk Simit Sarayı mağazası
İskenderunPark Forbes AVM’de açıldı.
Böylece İskenderunlular da Simit Sarayı
lezzetlerine kavuşmuş oldu.
The first Turkish Simit Sarayı
in İskenderun was opened in
İskenderun Park Forbes Shooping
Mall . Thus İskenderun people will
have the opportunity to taste the
products of Simit Sarayı.
üksek kalite anlayışı ve geniş ürün yelpazesi
ile gün boyu lezzet tutkunlarını ağırlayan
Simit Sarayı İskenderun’daki ilk mağazasının
açılışını, 17 Haziran 2016, Cuma günü kentin
yeni yaşam merkezi İskenderunPark Forbes AVM’de
yaptı.
Kentin ilk Simit Sarayı; açık, kapalı alanları, zengin
menüsü ile İskenderunluların yoğun ilgisiyle karşılandı.
İskenderunPark Forbes Simit Sarayı; menüsünde yer
alan kahvaltı çeşitleri, simit, börek, kurabiye, sandviç,
pasta ve dondurma, sıcak ve soğuk içecek çeşitlerinin
yanında Simit Burger, Simit Pizza, mantı,
köfte, makarna gibi günün her saatine
uygun atıştırmalık, doyumluk ve
keyiflik zengin ürün çeşitleriyle
7’den 70’e her yaştan misafirini
keyifli vakit geçirmeye davet
ediyor.
İskenderunPark Forbes Simit
Sarayı
Adres: Atatürk Bulvarı,
İskenderun Park Forbes AVM,
No:97/1-3.31 İskenderun/Hatay
he first store of Simit Sarayı was
opened on 17 June 2016, Friday
at the new life center İskenderun
Park Forbes Shooping Mall to
provide its customers with high quality
delicacies and wide range of products.
The first Simit Sarayı in the city with
its indoor and outdoor areas and rich
menu is welcomed warmly by İskenderun
People . The menu of İskenderunPark
Forbes Simit Sarayı consists of a variety
of breakfast food, simit, pastry, cookies,
sandwiches, cakes, ice-cream, hot and cold
drinks as well as Simir Burger, Simit Pizza,
Turkish pasta, meat balls and pasta and
it invites all people aged from 7 to 70 to
taste its products including snacks, main
courses at any time of a day and have a
nice time .
İskenderunPark Forbes Simit Sarayı
Address: Atatürk Bulvarı, İskenderun Park
Forbes AVM, No:97/1-3.31 İskenderun/
Hatay
Y
10
T
Ş EF B İZ D EN
FRO M o u r c h ef
Ege usulü
zeytinyağlı enginar
Aegean-style artichokes with olive oil
Malzemeler
4 adet enginar, 1 demet dere otu, 1 çay kaşığı karabiber,
1 demet maydanoz, 2 su bardağı pirinç, 1 demet taze
nane, 6 adet taze soğan, 1 su bardağı zeytinyağı
HAZIRLANIŞI
Enginarları taze yapraklarını üzerinde bırakacak
şekilde ayıklayın, içindeki göbek kılsı dokuyu da
bir tatlı kaşığı yardımı çıkarın, ardından limonlu
ve unlu suyun içine alıp bekletin. Yıkadığınız
pirinci, ince kıydığınız soğan, maydanoz
ve dereotu ile naneyi bir kapta karıştırın.
Hazırladığınız bu harcın üzerine zeytinyağını
gezdirin. Enginarları bu iç ile doldurup bir
tencereye dizin. Üzerine bir limon sıkıp, 2 su
bardağı su ilave edin. Kısık ateşte enginarlar
pişine kadar bekletin. Pişmiş ve soğumuş
enginarları servis tabağına dizip üzerini pişmiş
çamfıstığı ile süsleyebilirsiniz.
Ingredients
1 bunch of dill , 1 teaspoon black pepper , 1
bunch of parsley, 2 water glass of rice, 1 bunch
of fresh mint, 6 green onions, 1 cup olive oil
Tarif: Simit Sarayı Şefi
Zafer Nalbaş
HOW TO MAKE IT
We extract with the help of a teaspoon the
hairy heart of the artichokes but we leave
the fresh leaves on them. Then, until we
prepare the filling ingredients, we are holding
artichokes in water with lemon and flour. In
order to prepare the filling ingredients, we
put the washed rice in a bowl. We add on it the
onion and the finely chopped parsley, dill and
mint; we blend the mixture together with black
pepper. We add the olive oil and we arrange
the salt. After preparing the filling mixture, we
fill the artichokes with this mixture, and then
we place them in a pot. We squeeze lemon on
them and we add 2 cups of water in the pot. We
cook the artichokes at a low heat until they are
cooked. We put our cooked and cold artichokes
by their back in a serving platter. Do not forget
that this dish made with olive oil should be
made without tomato paste.
Enjoy your meal….
11
H A B ER
N E WS
Geleneksel lezzetlerimizi
yurt dışında tanıtmaya
devam ediyoruz
We will continue to promote
our traditional flavors abroad
Dünya markası olma vizyonuyla dünya
genelindeki mağaza açılışlarını sürdüren
Simit Sarayı, yurt dışında gerçekleştirilen
önemli etkinliklere ikram sponsoru olarak
geleneksel lezzetlerimizi uluslararası
arenada tanıtmaya devam ediyor.
S
imit Sarayı Türk lezzetlerini
Londra’da tanıttı
Simit Sarayı bu misyonu doğrultusunda, 12
Mayıs 2016, Perşembe günü Türk kültürünü
ve mutfağını tanıtmak amacıyla Brand Exchange
tarafından Londra’da düzenlenen Türk Lezzetleri
Günü’ne (Taste of Turkey) destek verdi. Etkinliğin
sponsorları arasında yer alan Simit Sarayı geleneksel
Türk kahvaltısı ikramıyla organizasyona lezzet kattı.
Türk çayı eşliğinde kaymak, tereyağ, peynir, domates,
salatalık, zeytin, bal, reçel, yumurta ve sosisin yanı
sıra Simit Sarayı’nın klasik Türk simidi, simit ve
börek çeşitleri ikramlarıyla zenginleşen kahvaltı tüm
katılımcıların büyük beğenisini toplandı.
Launching its stores all around the world with the
vision of making Simit Sarayı a world brand , Simit
Sarayı will continue to promote our traditional flavors
in the international arena acting as catering sponsor
to significant organizations to be held abroad.
S
imit Sarayı has
introduced Turkish
flavours in London
With its mission, Simit Sarayı
became one of the sponsors of Taste
of Turkey day organized by Brand
Exchange in London on Thursday,
12th of May, 2016 to promote Turkish
culture and Turkish cuisine. Offering
traditional Turkish breakfast,
Simit Sarayı added flavour to the
organization. Breakfast varieties
consisting of Turkish cream, butter,
cheese, tomato, cucumber, olives, honey,
jam, egg and sausage with Turkish tea
as well as classical Turkish bagel, simit
and borek varieties received a great
interest from all attendees.
Simit Sarayı supports
Young Entrepreneurs
Young Entrepreneurs and Professionals
Platform (YEPP) was organized by
Turkish- British Chamber of Commerce
and Industry in London on Thursday
2nd of June 2016, in order to develop
trade and increase investments
between Turkey and England. Simit
Sarayı, as the sponsor of the product
12
made an indelible impression on the event
with its offerings that held as question and
answer sessions and panels thorought the
day between young entrepreneurs and
professionals.
Simit Sarayı puts mark on
Retail Leaders Conference
11 th Retail Leaders Conference(LIDKO)
organized by Soysal Cunsultancy Firm in
Amsterdam , Netherlands was held this
year on 4-5 June 2016. At the organization
which brought more than 100 executives
and senior managers of Turkish retail
sector together , the speeches of Saks
Fift Avenue Executive Officer Steve
Sadove, the CEO of Strawberryfrog Scott
Goodson, the member of House of Lords
Lord John Alderdice, Deniz Ülke Arıboğan
and Chairman of Board of Simit Sarayı
Abdullah Kavukcu have received a close
attention. Delicious foods of Simit Sarayı
were offered to the guests at the Gala
Dinner of Retail Leaders Conference, which
was one of the most important meetings
for the sector and very productive and
successful with its panels and the limitless
network and communication facilities for
the managers of Retail industry.
Genç girişimcilere
Simit Sarayı desteği
Türkiye ile İngiltere arasındaki ticaretin geliştirilmesi
ve yatırımların artırılması amacıyla Londra’da faaliyet
gösteren Türk İngiliz Ticaret ve Sanayi Odası tarafından
2 Haziran 2016 Perşembe günü, Genç Girişimciler ve
Profesyoneller Platformu (YEPP) düzenlendi. Gün boyu
paneller ve soru cevap oturumları ile genç girişimci ve
profesyonelleri buluşturan etkinliğe ürün sponsoru olan
Simit Sarayı, ikramları ile göz doldurdu.
Perakende Liderler
Konferansı’na Simit Sarayı imzası
Soysal Danışmanlık tarafından bu yıl 4-5 Haziran 2016
tarihlerinde 11’inci kez düzenlenen Perakende Liderler
Konferansı (LİDKO) Hollanda’nın Amsterdam kentinde
gerçekleştirildi. 100’ün üzerinde Türk perakendesinin
patron ve üst düzey yöneticisinin katıldığı etkinlikte,
Saks Fift Avenue Yönetim Kurulu Başkanı Steve
Sadove, Strawberryfrog Ceo’su Scott Goodson, Lordlar
Kamarası Üyesi Lord John Alderdice, Deniz Ülke
Arıboğan ve Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı
Abdullah Kavukcu’nun da aralarında yer aldığı ünlü
isimlerin konuşmaları yoğun ilgi gördü. Perakende
dünyası yöneticileri için son derece verimli geçen,
panelleri, sınırsız network ve iletişim olanaklarıyla
sektörün en önemli buluşmalarından biri olan
Perakende Liderler Konferansı’nın Gala Yemeği’nde
konuklara Simit Sarayı’nın lezzetli ürünleri ikram edildi.
13
GURME
GOURMET
Simit Sarayı’ndan
serinleten lezzetler
Yazın sıcak günlerinde ferahlattığı kadar damaklarımızı da şenlendiren serinletici lezzetlere
hangimiz hayır diyebiliyoruz? Bu yaz dondurma yemeyen, buz gibi limonata içmeyen kaldı mı?
Bu satırları Simit Sarayı’nda okuyorsanız bu lezzetlerin mutlaka tadına varın. Evde yapmak
isteyenler içinse tariflerimiz var...
Refreshing tastes from Simit Sarayı
Which one of us could say no to the mouth-pleasing and refreshing tastes in hot days of summer? Is there
anyone who didn’t eat ice cream or drink icy lemonade? If you are reading these lines in Simit Sarayı (Bagel
Palace), please enjoy these tastes absolutely. And for those who want to make at home, we have some recipes.
S
imit Sarayı’nın özel reçetelerle hazırladığı
dondurmaları denemediyseniz hemen şimdi,
daha bu satırları okumaya başlar başlamaz
deneyin. Sade, Hindistan cevizli, çilekli, limonlu,
karamelli, Antep fıstıklı, çikolatalı, bubbly gum, orman
meyveli, mangolu, portakallı... Seçmekte zorlanacağınız
kesin ama bir yerden başlamak gerekiyor. Nasıl olsa en
favori seçeneklerinizi deneyerek belirleyebilirsiniz...
Dondurmaya alternatif arıyorsanız o zaman size
bambaşka bir lezzet önereceğiz. Simit Sarayı’nın ev
yapımı limonatasını bir deneyen bir daha bırakamıyor.
Leziz, ferahlatıcı ve serinletici bir lezzet olan limonatayı
dilerseniz tatlıların dilerseniz yemeklerin yanında da
tüketebiliyorsunuz üstelik.
14
I
f you didn’t try the ice creams
prepared with the special recipes of
Simit Sarayı (Bagel Palace), try one of
them right now when you start to read
these lines. Dairy, coconut, strawberry,
lemon, caramel, pistachio, chocolate,
bubblegum, forest fruit, mango-orange…
It is pretty sure that you’ll get difficulties
to choose one, but you have to start
somewhere. Somehow or other, you can
select your favorite by trying them…
If you are looking for an alternative of
ice cream, then, we’ll advise you a very
special taste. Anyone who has tried the
home made lemonade of Simit Sarayı
(Bagel Palace) couldn’t give it up. You can
also consume the lemonade which is a
delicious and refreshing taste beside both
dishes and desserts.
15
GURME
GOURMET
Osmanlı Saray Limonatası
Meyve dolu serinlik: Sorbe
Ottoman Palace Lemonade
Coolness full of fruit : Sorbet
Malzemeler: 3 adet limon, 1 adet portakal,
1 kase toz şeker (şekeri zevkinize göre
ayarlayabilirsiniz), 2 litre su, üzeri için nane
yaprakları
Yapılışı: Limonları iyice yıkayın. Kabuklarını
ince bir rende ile rendeleyin. Üzerlerine şeker
döküp karıştırın. Daha sonra 2 limonu ve 1
portakalı ince ince dilimleyin. Bu dilimleri şekerli
limon kabuğu karışımına ekleyin ve ovalayın.
Limonların şekerleri iyice emmesi için birkaç
saat buzdolabında bekletin. Ardından 2 litre
su ekleyip karıştırın. İnce biz süzgeç yardımı ile
hazırlanan karışımı süzgeçten geçirin. Soğuk
olarak servis ederken üzerine nane yaprakları
ekleyebilirsiniz.
Ingredients: 3 pieces of lemon, 1 piece of orange, 1
cup granulated sugar (You can adjust the sugar
according to your taste), 2 liters of water, mint
leaves for decoration
How to make it: Wash well the lemons. Grate the
lemon peels with a fine grater. Pour sugar on it
and mix. Then, slice thinly 2 lemons and 1 orange.
Add these slices within the sweet lemon peel
mixture and rub.
In order to let the lemons absorb well the sugar,
keep them in the refrigerator for a few hours.
Then add 2 liters of water and mix. Filter the
prepared mixture with the help of a fine mesh
strainer. You can add mint leaves while serving
as the Cold.
Dondurma gibi kıvamlı olsun ama içinde süt olmasın diyenlerin
imdadına da ev yapımı sorbeler yetişiyor. İstediğiniz meyveyi
kullanarak sorbe hazırlayabilirsiniz. İşte size bir tarif...
Şeftalili Sorbe
Malzemeler: 6 tane orta boy şeftali, 1 su bardağı su, 1 su bardağı toz
şeker, 1 limon kabuğu, 1 çorba kaşığı limon suyu
Yapılışı: Su ve şekeri tencereye ekleyin ve karıştırarak ocakta
kaynatın. Daha sonra soğuması için bekleyin. Diğer tarafta
şeftalilerin çekirdeklerini çıkarıp, kabuklarını soyun. Blender’dan
geçirip püre haline getirin. Hazırladığınız su ve şeker karışımını yani
şerbeti, meyve püresi ile çelik bir kapta karıştırın. Mikseri hızlı devire
getirip 3-4 dakika çırpın. Hazırladığınız bu karışımı buzluğa kaldırın.
Her saat başı çıkarıp bir tel karıştırıcı veya çatal ile 3-4 dakika
karıştırın. Bu işlemi yaklaşık 7 kez yaptıktan sonra sorbeniz servise
hazır.
The home made sorbet lend a hand to those who prefer to do not have
any milk into the viscous mixture like ice cream. You can prepare
sorbet by using any fruit that you prepare. Here is a recipe ..
Peach Sorbet
Ingredients: 6 pieces of medium peach, 1 cup of water, 1 cup of
granulated sugar, 1 lemon peel, 1 tablespoon lemon juice
How to make it: Add the water and sugar in the pan and boil it on the
stove by blending. Then let it cool down. On the other hand, remove
the kernels of peaches and pare the peels. Then use the blender and
get a purée. Mix in a steel container the fruit purée and the sherbet,
in other words the water and sugar mixture that you prepared.
Whisk it during 3-4 minutes by scaling the mixer on fast speed. Then,
put this mixture in the freezer. By the hour, mix it by a fork or a wire
mixer for about 3-4 minutes. After repeating this process for 7 times,
your sorbet will be ready.
Vanilyalı Dondurma
Malzemeler: 2 litre tam yağlı süt, 2 tatlı kaşığı salep tozu, 1,5 su bardağı toz şeker, 1 tatlı kaşığı vanilya
Yapılışı: 3 çay kaşığı tozşeker, vanilya ve salep karıştırılır. Üzerine bir bardak süt dökülür ve karıştırılmaya devam edilir.
Kalan süt bir tencerede kaynatılır. Kaynayan süte kalan toz şeker ilave edilir. Daha sonra hazırlanan karışım kaynayan süte
sık sık karıştırılarak ilave edilir. Kısık ateşe alınan tencere içindeki süt yaklaşık yarım saat çırpılarak karıştırılmaya
devam edilir. Yarım saat sonra süt ocaktan alınır ve 10 dakika daha karıştırılmaya devam edilir. Soğumaya
başlayınca tencerenin kapağı kapatılıp buzluğa kaldırılır. İki saatte bir dondurucudan çıkarılan süt
mikserle 10 dakika çırpılır. Bu işlem dondurma kıvam alıncaya kadar devam eder.
Vanilla Ice Cream
Ingredients : 2 liters of whole milk, 2 teaspoons sahlep root powder, 1.5 cup of granulated
sugar, 1 teaspoon vanilla
How to make it: 3 teaspoons of sugar, vanilla and sahlep root will be blended.
One glass of milk will be poured on and it will be continued to be blended. The
remaining milk will be boiled in a saucepan. The granulated sugar will be added
to the boiled milk. Then, the prepared mixture will be added to the boiled milk
while blending frequently. The milk in the saucepan which is put on low heat
will continue to be whisking for about half an hour. Half an hour later the
milk will be taken from the cooker and it will be continued to be blended 10
minutes more. When it began to get cold, the pan lid will be closed and the
pan will be put in the freezer. The milk removed from the freezer once every
two hours will be blended for 10 minutes by mixer. This process will continue
until the consistency of ice cream is reached.
16
A DV ER TO R I A L
A DV ER TO R I A L
Yepyeni bir lezzet:
Nutellalı Kek Pops
A new flavour from Simit Sarayı: Nutella Cake Pops
Hem göze hem damağa hitap eden ürünlerin vazgeçilmez adresi Simit Sarayı,
konuklarını yepyeni bir
lezzet ile buluşturuyor.
S
imit Sarayı; menüsüne
eklediği dışı fındık
parçacıklı Nutella ile
kaplı, içi yumuşacık
çikolatalı kek dolgulu, tadına
doyulmaz ve günün her saati
keyifle yenebilecek serinleten
lezzet Nutellalı Kek Pops’u damak
tadına düşkün misafirlerinin
beğenisine sunuyor.
Kahve saatlerinin yeni lezzeti
Nutellalı Kek Pops’un eşsiz tadıyla
tanışmak için size en yakın Simit
Sarayı’nı ziyaret edebilir ya da
ayrıntılı bilgiye www.simitsarayi.
com adresinden ulaşabilirsiniz.
As an indispensable meeting
point of both mouth and eyepleasing products Simit Sarayı
meets its clients a newest flavor.
S
imit Sarayı added a
new refreshing flavor
for gourmets ,Nutella
Cake Pops, filled with a
soft cake inside and topped with
hazelnuts to its rich menü, which
can be tasted in every moment of
the day.
You can visit the nearest Simit
Sarayı to experience this delicious
flavor with a cup of coffee or get
more information from
www.simitsarayi.com
17
TV
TV
Çarkıfelek artık
borçlara derman
Dünyanın en uzun ömürlü yarışma programı
Çarkıfelek ve yarışmanın Türkiye’deki
fenomen sunucusu Mehmet Ali Erbil yeni
kanalı Show TV’de hem eğlendirmeye devam
ediyor hem de yarışmacıların kredi kartı
borcunu siliyor... Çarkıfelek’in artık bir aile
ortamına dönüşmüş stüdyosuna konuk
olduk ve Mehmet Ali Erbil ile konuştuk...
Ayhan Bölükbaşı
Ç
arkıfelek efsanesi yepyeni kanalında geri
dönüyor ? Ekranların en sevilen ve en
uzun soluklu yarışmasında yeni kanalında
yenilikler olacak mı?
Çarkıfelek ekranların belki de en klasik yarışma
programı ama bu kez izleyiciyi büyük yenilikler ve çok
sevecekleri sürprizler bekliyor. Hem oyunlarımız hem
yarışmacılarımız hem de hediyelerimiz çok renkli...
Bu tarz yarışma programları sizce neden bu kadar
çok seviliyor?
Bu tarz programların tutmasının sebebi bence
interaktif olması. Stüdyoda biz yarışırken ekran
karşısındaki seyirciler de kendi aralarında yarışıyor.
Birçok izleyicimden, çocuklarının Çarkıfelek’le okuma
yazma öğrendiğini duymuşumdur. Bu çok heyecan
verici bur durum... Artık bir aile olduğumuz ekibimize de
böylesi paylaşımlar büyük motivasyon oluyor.
18
Spin the Wheel
of Fortune to pay
off your debts
Wheel of Fortune is the longest- running game
show in Turkey as well as in the world with several
international adaptations. A personality well- known
in Turkey’s entertainment world, Mehmet Ali Erbil,
hosts the show and entertains people now on Show
TV and pays off his contestants’ credit card debts. We
interwieved Mehmet Ali Erbil at the show’s studio,
which is known for ‘family-like’ atmosphere … by
AyhaN Bölükbaşı
T
he legandary TV show, Wheel of
Fortune has recently moved to
Show TV.
Will there be any changes in the
format?
The Wheel of Fortune is the most classical
game show ever. The viewers will enjoy the
new format much more. Newly formatted
series will have full of joy and fun as well
as prizes.
Why so many people love such programs
that much?
Because they are interactive. While
contestants try to solve the puzzle, the
wievers also do this in front of TV. I have
heard from a lot of people that their
children learned how to read and write
watching the program. That’s very
exciting. This motivates me and my team.
You are closely identified with the Wheel of
Fortune in Turkey. Could you explain this
linkage?
19
TV
TV
Türkiye için Çarkıfelek’le isminiz çok özdeşleşmiş
durumda, sanki Çarkıfelek demek Mehmet
Ali Erbil demek. Bu sevgi nasıl doğdu?
Çarkıfelek’le yıllardır bütünleştim. Yurt dışı format
sahibi CBS ve Türkiye temsilcisi Umut Sanat beni
formatla tamamen bir görüyor. Hatta dünyanın
diğer ülkelerindeki Çarkıfelek sunucularına benim
sunumlarını örnek olarak izlettiriyorlarmış. Bunun
neticesinde de format içinde özgür olmama izin
veriyorlar ki bu diğer ülkelere verilmeyen bir ayrıcalık.
Örneğin Çarkıfelek’i tüm dünyada ilk kez ben canlı
yayına geçirdim. Sorunun cevabına gelince galiba
stüdyodaki konuklarımla birlikte benim de çok eğleniyor
olmam ve program içinde özgürce hareket edebilmem
bu sevgiyi doğurdu...
Kredi kartı borçlarına son
Çarkıfelek bu güne kadar yapılmayanı yapıyor ve bugün
Türkiye’de milyonlarca insanın kabusu haline gelen
kredi kartı borçlarını siliyor... Çarkıfelek stüdyosu da
buna göre yeniden dizayn edilmiş. İlk turu kazanan
yarışmacı kredi kartı borcundan kurtulmak için
Kartıfelek çarkının başına geçiyor ve çark borç silmek
için çevriliyor. Üç kez çevirme Kartıfelek çarkını çevirme
hakkına sahip olan yarışmacı borcunun tamamı ya da
bir bölümünden kurtularak stüdyodan ayrılıyor.
20
My name is integrated with the Wheel for
years. The owner of original CBS format
and Turkey’s responsible Umut Sanat
accept format suits my personality. They
make the announcers of other countries
watch my performance as an example.
They allow me to be unique and creative
during the show, while other announcers
do not. For example, I am the only person
who performed a live broadcast for the
program in the world. So the answer to
the question why my show attracts many
people’s attention is my uniqueness and
amusing myself and my guests.
End Your Credit Card Debts
Wheel of Fortune breaks a new ground. It
will pay off all debts which is the nightmare
of the millions in Turkey and its studio was
redesigned for this purpose. According to
new format, the contestant who wins the
first round will go to Kartıfelek Wheel to
spin and get rid of his debts. He will spin the
Kartıfelek Wheel three times and win cash
to pay either the whole of the debt or a part
of it and leave the studio.
About Wheel of Fortune.
Wheel premiered in 1975 in U.S.A.. It started
to be broadcasted both in Turkey in Turkish
state television TRT and U.S.A in the same
year, and continues to air for 40 years. It
appeared on several channels and it seems
that it will continue to entertain and make
people money. The show is first hosted by
Güner Ümit and Halit Kıvanç, respectively.
Besides, a number of Turkish celebrities
such as Muazzez Ersoy, Deniz Seki, Emel
Müftüoğlu and İlker Ayrık hosted the show.
But the name of Mehmet Ali Erbil comes
first to one’s mind.
Çarkıfelek hakkında
Çarkıfelek ilk kez ABD’de 1975 yılında yayınlanmaya
başladı... Yaklaşık 40 yıldır ekranda olan bu efsane
yarışma Türkiye’de de Amerika ile aynı yıl içinde TRT
ekranlarında yayına girdi. İlk sunucusunun Güner Ümit
olduğu program çeşitli kanallarda olsa da ekranlardan
hem eğlendirmeye hem de kazandırmaya devam edecek
gibi görünüyor. Güner Ümit’le başlayan Halit Kıvanç’la
devam eden efsane yarışmacıyı birçok isim sunmuştur.
Bu sunucular arasında Muazzez Ersoy, Deniz Seki,
Emel Müftüoğlu, İlker Ayrık gibi isimler de vardır. Ama
Çarkıfelek dendiğinde ilk akla gelen isim her zaman
Mehmet Ali Erbil olmuştur.
21
S A N AT
ART
A fabulous cultural and artistic project
in Anatolia: “Endless Gratitude Village”
People of culture and arts from Turkey and from all over the world come to “Endless
Gratitude Village” to be like a villager. Not in order to bring culture, but to seek
refuge in the deep culture of Anatolia. They don’t come for teaching, but for learning.
They don’t come for being a savior but for being saved. They don’t come for taking,
but for paying their debt. They come to the deep and rich history of art, music,
poetry and architecture. They come to find themselves. They come to renew and
recreate themselves. They come for endless gratitude to Anatolia, the land of our
thousand-year adventure and of civilizations of thousands of years… Dilan Karadağ
22
Anadolu’da masalsı bir
kültür&sanat projesi:
“Sonsuz
Şükran Köyü”
Türkiye’den ve dünyadan kültür-sanat adamları, “Sonsuz Şükran Köyü”ne, köylü gibi olmaya
geliyor. Kültür getirmeye değil, Anadolu’nun derin kültürüne sığınmaya geliyor. Öğretmeye değil,
öğrenmeye geliyor. Kurtarıcı olmaya değil, kurtulmaya geliyor. Almaya değil, borcunu ödemeye
geliyor. Sanatın, müziğin, şiirin, mimarinin derin ve zengin tarihine geliyor. Kendini bulmaya
geliyor. Kendini yenilemeye, yeniden yaratmaya geliyor. Üreten, yaratan bin yıllık maceramızın ve
binlerce yıllık uygarlıkların diyarı Anadolu’ya sonsuz şükrana geliyor… Dilan Karadağ
23
S A N AT
ART
B
u cümleler mimar Mehmet Taşdiken’in
temelini beş yıl önce attığı Sonsuz Şükran
Köyü’nün manifestosundan… Konya-Hüyük'e
bağlı Çavuş kasabasında oluşturulan ve
kültür-sanat etkinliklerinin yapıldığı Sonsuz Şükran
Köyü, dünyada ilk olma özelliği taşıyor. Yörenin tarihsel
ve sosyal birikimlerini dikkate alan bir yapılanmanın
gerçekleştirildiği köyde, ulusal ve uluslararası çapta
yetkin sanatçıların etkinlik, atölye ve yaşam mekânları
oluşturuluyor. Farklı disiplinlerden onlarca sanatçı
bir arada yaşayarak üretimde bulunmanın keyfini
yaşıyor ve Anadolu’nun binlerce yıllık yaşam geleneğini
öğrenmeye çalışıyorlar.
“Sonsuz Şükran Köyü”nü projenin
kurucusu Mehmet Taşdiken’le
konuştuk…
Sonsuz Şükran Köyü macerası nasıl başladı?
Projeden biraz bahseder misiniz?
Aslında gerçekten de bir macera diyebilirim. Ege,
Akdeniz gibi denizin, doğanın çok daha cömert
olduğu yerlerde projeyi hayata geçirmek dururken
özellikle kültür-sanat alanında imajı tartışılır bir bölge
24
T
hese sentences are from the
manifesto of the Endless
Gratitude Village, foundations
for which were laid five years
ago by the architect, Mehmet Taşdiken...
Endless Gratitude Village was founded in
the town of Çavuş, part of Konya-Hüyük,
and it hosts cultural-artistic events and
is a first in the world. The village has been
structured considering the historical and
social knowledge, and areas for events,
workshops and living areas are created
in it for competent artists at the national
and international level. Dozens of artists
from various disciplines enjoy living and
producing together, and they try to learn
Anatolia’s living traditions of thousands of
years.
“We talked to Mehmet
Taşdiken, the project founder of
the Endless Gratitude Village…
How did the Endless Gratitude Village
adventure begin? Can you tell us a bit
about the project?
I can actually tell that it’s been an
adventure. While it was possible to realize
the project in a place where the nature is
much more gracious like in the Aegean or
Mediterranean regions, I chose a region
with a questionable image in the area
of culture and arts: Central Anatolia. It
has been an adventure to initiate such a
project in a territory that doesn’t appeal
to people. You may do a project, but you
should put life in it. Here, architecture
is a form, and it is not the essence of the
matter. The essence of the matter is an art
village concept where artists live together.
However, it is not a “summer house or
cooperative for artists”. We offered our
friends who are artists an infrastructure
and living model where they can carry
out their projects in their own fields. We
invited completely professional artists and
people of culture. This is an invitation, but
they pay a price in return. And it is the
cost of the houses…
When we consider all challenges as a
concept, all of these complement each
other. We built a village in Central Anatolia
using Central Anatolian architecture.
We built the same village just as how the
village was founded a thousand years
ago. Nobody really appreciates works or
materials from past periods anymore.
However, when you consider it as a form
of art, it has an incredible intrinsic charm.
It is very appealing that it is authentic. We
founded the village just as people of that
region have been living in it for thousands
of years. That is why it is unique in Turkey.
It attracts the attention of authors,
architects, sculptors, painters who
understand this well... All of them. It has
been an adventure, but luckily we have
realized it. We founded it five years ago.
There have been people living there since
then, and the additional construction
works are ongoing. They don’t live
throughout the whole year, in all seasons,
but many people go there on special
occasions. For example, a couple from
Mongolia lived in the village throughout
the whole winter in the village.
Why Central Anatolia?
seçtim: Orta Anadolu. İnsanların ilgisini çekmeyen bir
coğrafyada böyle bir işe girişmek bir maceraydı. Bir
proje yapabilirsiniz ama içine hayat koymak gerekir.
Burada mimari, bir biçimdir; işin özü değildir. İşin
özü sanatçıların bir arada yaşayacağı bir sanat köyü
konseptidir. Fakat burası bir ‘sanatçılar yazlığı ya da
kooperatifi’ değil. Burada sanatçı dostlarımıza kendi
alanlarıyla ilgili çalışmalarını yapabilecekleri bir altyapı
ve yaşam modeli sunduk. Tamamen profesyonel
sanatçıları ve kültür insanlarını davet ettik. Bu daveti
yaparken karşılığında bir bedel ödüyorlar. Bu da evlerin
maliyeti...
Tüm zorlukları bir konsept olarak ele aldığımızda hepsi
birbirini tamamlıyor. Orta Anadolu’da, Orta Anadolu
mimarisiyle bir köy inşa ettik. Köy bin yıl önce nasıl
kurulmuşsa aynısını kurduk. Artık kimse geçmiş dönem
eserlerine ve malzemelerine itibar etmiyor. Ama bir
sanat olarak baktığınızda inanılmaz bir iç cazibesi var.
Otantik olması çok dikkat çekiyor. Biz köyü, o yörenin
insanlarının binlerce yıldır yaşadığı biçimde kurduk.
O yüzden de Türkiye’de tek olma özelliği taşıyor. Bu işi
çok iyi bilen yazarların, mimarların, heykeltıraşların,
ressamların... Hepsinin dikkatini çekiyor. Bu bir
maceraydı ama hayırlısıyla hayata geçirdik. Beş yıl
önce kurduk. O zamandan beri birileri yaşıyor ve ilave
yapılar devam ediyor. Yaz-kış 12 ay yaşanmıyor ama özel
günlerde çok sayıda insan gidiyor. Örneğin geçen yıl
25
S A N AT
ART
Moğolistanlı bir ressam çift bütün kış köyde yaşadı.
Neden Orta Anadolu?
Ben o köyde doğdum ve doğduğum köyde bir şey
yapmak istedim. Bu tür projeleri herkes çocukluğundan
itibaren düşünmeye başlar. Çok özel, kimsenin hayal
edemeyeceği türden farklı fikirler değildir. Herkes
kendi dünyasının insanlarıyla yaşamayı hayal eder.
Ama Orta Anadolu’nun doğal ve beşeri yaşamını
özümsemiş bir sanat köyü olması, fikri orijinal hale
getiriyor. Hayatınızın altı yıl gibi uzun bir zaman dilimini
7-24 bir projeye verebilmeniz için onun sizde çok büyük
bir heyecan uyandırması gerekiyor. Sonsuz Şükran
Köyü, doğduğum topraklarda yaptığım bir çeşit sosyal
sorumluluk projesi. Helal olsun tüm emeklerime...
26
I was born in that village and I wanted to
do something in the village in which I was
born. Everyone starts to think about such
projects starting from their childhood.
They are not ideas that are very special or
that may not occur to anyone. Everyone
dreams about living with the people of
their own world. However the idea is
original since it is an art village which has
internalized the natural and social life
of Central Anatolia. For you to devote a
period as long as six years of your life 7/24
to a project, you must be very excited by it.
Endless Gratitude Village is a kind of social
responsibility project I’ve carried out at the
place where I was born. Well done to me...
Is there a similar model in the world?
There are similar settlements in India,
Egypt and Germany, but in those cases,
a person had gone and settled there and
that person brought other people there.
There is no other place in the world which
has been designed to perform arts on an
empty area from scratch.
How have the feedbacks from local people
been, have they denied the project?
They have adopted the project from
its first day on. The village neighboring
the Gratitude Village had given many
students to Village Institutes. The level of
education has been high for years, and
there are many university graduates.
They have never found it strange. Villagers
and artists have become very good
neighbors for each other. They visit each
other’s houses. The villagers give the
vegetables and fruits they harvest for free.
Sometimes the artists say: “We shut the
door and left, and when we came back, a
bag of tomatoes was hanging on the door”.
Social relationships are warm. It has been
a model project also in that sense.
Dünyada benzer bir model var mı?
Hindistan’da, Mısır’da, Almanya’da benzer yerleşimler
var fakat oraya bir insan gidip yerleşmiş ve ulaşabildiği
insanları oraya getirmiş. Sıfırdan boş bir alan üzerinde
sanat yapılması için tasarlanmış bir yer dünyada yok.
Yerel halkın geri dönüşleri nasıl oldu, projeyi
yadsıdılar mı?
Daha ilk günden itibaren benimsediler. Şükran
Köyü’nün bitişiğindeki komşu köy, Köy Enstitüleri’ne
çok öğrenci vermiş. Yıllardan bu yana eğitim seviyesi
yüksek, çok sayıda üniversite mezunu var. Hiçbir zaman
garipsemediler. Köylüler ve sanatçılar birbirlerine çok
iyi komşu oldular. Evlere gidip gelmeler oluyor. Köylü,
sebze-meyve çıkardığı zaman getirip ikram ediyor.
Bazen sanatçılar diyor ki: “Kapıyı kapattık, gittik;
geldiğimizde kapıda bir poşet domates asılıydı”. Sosyal
anlamda ilişkiler sıcak. Bu bakımdan da örnek bir proje
oldu.
Bazı insanlar bu projeyi “bir grup marjinalin
günümüzün moda kavramı ekolojik yaşama çabası”
gibi değerlendirebilir. Manifestonuz üzerinden
27
S A N AT
ART
değerlendirecek olursak, ne kadar samimisiniz?
Bu manifesto, üzerinde bütün arkadaşlarımızın
fikir birliğine vardığı bir metindir. Oradaki temel
ilkelerimizden biri “Köylü gibi olmaya geliyoruz”
sözüdür. Öğretmeye değil, öğrenmeye geliyoruz…
Bunlar biraz fantastik gelebilir ama o niyetle gittiğiniz
zaman, bildiğinizi sandığınız birçok şeyin şifahi kültürde
aslında daha zengin bir temeli olduğunu görüyorsunuz.
İnsanlar manevi anlamda o kadar zengin ki, bir ‘alışveriş’
kendiliğinden gerçekleşiyor.
Ben o köyde doğdum. İki yaşında ayrıldım ve sonra
çok az ilişkim oldu. Belki biraz da bu ayrılığı eksiklik
olarak gördüm. Belediye Başkanı “Köye bir şey yap,”
dediği zaman, “Doğduğum topraklar için ben bu yaşa
kadar hakikaten hiçbir şey yapmadım,” dedim ve
heyecanlandım. Projemi burada hayata geçirmeye karar
verim. Zor bir süreçti ve insanları ikna etmek çok zor oldu.
Geçmişte halk ve entelektüel kesim arasındaki makas
daha açıktı. İnsanlar birbirlerine kuşkuyla bakıyorlardı.
Ama ben insanların öyle olmadığını biliyorum. Köye
gelen birçok arkadaşım da Anadolu insanının o
yüksek ve deruni kültürünü, asaletini, birbirleriyle
olan dürüst ilişkilerini gördüler ve bu gördüklerini
28
Some people may consider this project as
“an effort made by a group of marginal
people to have an ecological life, which is a
fashionable trend nowadays”. As regards
your manifesto, how sincere are you?
This manifesto is a text on which all our
friends have reached an agreement. One
of our basic principles there is the saying
“We are coming to be like villagers”. We
are not coming to teach, but to learn…
These may sound fantastic, but when you
go there with that in mind, you see that
many things you think you already know
have actually a richer basis in the verbal
culture. People are so rich spiritually that
an “exchange” automatically takes place.
I was born in that village. I left it when I
was two and then I had little contact with
it. Maybe it was that being apart that
I saw as a deficiency. When the Mayor
asked me to do something for the village,
I said “I really haven’t done anything for
the land on which I was born so far” and I
S A N AT
ART
senelerdir anlatırlar. Orada yaşamaya giden sanatçı
arkadaşlarımızın hepsi kentli insanlar; daha önce
köyde doğmuş, yaşamış katılımcılar yok. Ama artık
bir köy sahibi oldular. Köylüler de ‘onların köylüsü’
oldu ve duyguları giderek bütünleşti. “Biz her şeyi
biliriz” diye gitmemek gerekir. Köyde günlük hayata
dair formal şeyler olmayabilir. Onları küçümsemek
30
got excited. I decided to realize my project
here. It’s been a difficult period and it was
very difficult to convince people.
In the past, there was even a larger gap
between people and the intellectuals. They
were doubtful about each other. However,
I know people are not like that. Many of
my friends who have come to the village
saw that high and spiritual culture and
nobility of the Anatolian people and their
sincere relationships with each other and
they have been telling everyone about that
for long years. The artists who have gone
there to live there are all urban people,
there are no participants who were born
and lived in a village. But now they have
a village. Villagers have also become their
fellow villagers and their emotions have
yerine, anlamaya çalışmak lazım. Bunu ancak onların
arasındayken, içindeyken anlayabilirsiniz. Bir turist
gibi kısa pantolonunuzla, başınızda yazlık şapkanızla
köyden geçerek hiçbir şey anlayamazsınız. Bu
toprakları, geçmişteki imparatorluğu yaratan kültür
bu. Selçuklu’nun başkenti Konya’dır ve bütün erozyona
rağmen orada bir kültür var. Ben bu manifestoyla
arkadaşlarımın içinde zaten var olan duyguya dikkat
çektim sadece.
Köyün adı neden “Sonsuz Şükran”?
Doğduğumuz topraklara şükran duymaktan
geliştirdiğim bir isim oldu.
Köyün mimarisini tamamen yörenin geleneğini
gözeterek yarattınız... Bunun ne gibi etkileri var?
Türkiye’de mimari, coğrafyanın özellikleri gözetilerek
yapılmıyor. Örneğin Karadeniz’de yapı malzemeleri
farklı, İç Anadolu’da farklıdır. Bu durum, iklime ve
gradually become integrated. You should
not say “We know everything”. There may
not be formal things about daily life in the
village. You must try to understand rather
than underestimate these. You may only
understand that when you are among
them, in them. You cannot understand
anything when you are passing through
the village with your shorts and summer
hat on. This is the culture that has created
the empire in the past. Konya is the capital
of Seljuk empire and there is a culture
there despite all the erosion. With this
manifesto, I only emphasized the emotion
that is already present in my friends.
Why is the village called “Endless
Gratitude”?
It is a name that has developed out of
yaşam fonksiyonlarına göre değişir. Orta Anadolu’nun
yapı malzemesi kerpiçtir. Köyde evler tamamen kerpiç.
Köyü yöre malzemeleriyle ve Anadolu Selçukluları’nın
sivil mimarisinin en temel yapı özellikleriyle inşa ettik.
Kullanım zorlukları getiriyor; çünkü çatı yok. Çatı
koymayınca yağmura, kara karşı dayanıksız bir özellik
gösteriyor. Fakat her bir özelliğinin binlerce yıllık
Anadolu yaşam geleneğinde fonksiyonel bir karşılığı var.
İnsanlar düz damda sebzesini, meyvesini kurutuyor.
Yazın çıkıp damlarda uyuyarak, gökyüzüyle bir temas
sağlıyor. Örneğin kalorifer yok. Soba ve şömineler
var. Dünyanın en sağlıklı yapı malzemesini, kerpici
kullanıyoruz. Kerpiç, yani toprak, insanın doğasında var.
Yazın serinletici, kışın ısıtıcı özelliği var. Sıcağa ve soğuğa
karşı çok ciddi yalıtım yaparken, bir taraftan da nefes
almayı sürdürüyor. Kerpiç evde iki saat uyumak, beton
evdeki yedi saatlik uykuya bedeldir. Sadece doğanın,
suyunun beden üzerindeki etkisi bakımından değil; o
31
S A N AT
ART
yapıda yaşadığınız zaman çok açık bir fark var. Orada
yaşadıkça, yapılması gereken diğer şeyler bir mesaiye
dönüşüyor; soba yakacaksın, tutuşturmaya çalışacaksın
gibi... Onun da ayrı bir zevki var...
Diyelim bir sanatçıyım ve köydeki yaşantıyı
deneyimlemek istiyorum, ne yapmalıyım?
Bu gibi taleplerde konuklarımızı arkadaşlarımızın
evlerinde ağırlıyoruz. Her ev misafire açık ve çoğu evde
devamlı misafir oluyor. Ayrıca ‘40 Kapı’ adında tasarımı
cam, seramik, ahşap malzemelerle yapılacak bir tasarım
atölyesi projemiz var. Burası aynı zamanda bir okul
gibi olacak. Tasarım objelerinin üretilmesi konusunda,
özellikle yöre kadınlarına yönelik olarak, ücretsiz eğitim
verecek bu atölye. Daha sonra da dünyanın büyük
tasarım atölyelerine, sipariş usulü toplu üretimler
yapılacak. Ayrıca ‘40 Kapı’da otel olarak kullanılabilecek
bir de misafirhane yapıyoruz.
Köyün ekolojik bir tarafı var mı?
32
gratitude towards the lands we
were born into.
You created the architecture
of the village considering the
region’s traditions... What does
this bring about?
In Turkey, architecture is not
designed taking into account the
characteristics of the particular
region. For example, building
materials in the Black Sea
and the Central Anatolia are
different. This changes according
to climate and living conditions.
The building material of Central
Anatolia is mud-brick. The houses
are all made of mud-brick in the
village. We built the village with
regional materials and the most
basic building characteristics
of the civilian architecture of
Anatolian Seljuk Empire. It brings
challenges in terms of use, because there
is no roof. When there is no roof, it is
not suitable for rain or snow. However,
each characteristic has a functional
counterpart in the Anatolian traditions of
thousands of years.
People dry their vegetables and fruits on
flat roof. They ensure contact with the sky
by sleeping on the roofs in the summer.
For example, there is no radiator. There
are stoves and fireplaces. We use the
healthiest building material in the world:
mud-brick. Mud-brick, that is soil, is in the
nature of humans. It cools in the summer
and heats in the winter. It ensures very
solid insulation against the heat and
cold, and it also keeps on breathing at
the same time. Sleeping for two hours
in a mud-brick house is equivalent to a
seven-hour sleep in a concrete house. Not
only in terms of the nature, and its water
on the body; there is a huge gap when you
actually live in that building. Other things
to do are turned into an occupation as
long as you live there; like you light a stove,
try to ignite it, etc... It gives you a certain
pleasure…
Let’s say I’m an artist and I want to
experience the life in the village, what
should I do?
In case of such requests, we host our
guests in our friends’ houses. Every house
is open to guests and there are always
guests in many houses. In addition, we
have a project called ’40 Doors’ to be
made with glass, ceramic and wooden
materials. This will be like a school at the
same time. This atelier will offer training
especially for women of the region
regarding the production of design items.
It will then carry out made-to-order
production for large design ateliers in the
world. We are also building a guesthouse
at ’40 Doors’ that may be used as a hotel.
Does the village have an ecological aspect?
Organic farming is made in the village.
Since the altitude is high, fruits are more
delicious. There are fruit types that are
currently traditionally consumed only
there. We may also call these endemic.
All fruits that may come to your
mind... However, it is not possible to see
them in the market. There is plenty of
strawberries, strawberries have been
dominantly produced in the last 5-10
years. Their taste and smell are really
different... Everyone has a tiny garden
for fruits and vegetables... Everyone’s
engaged in certain things.
What kind of events are held throughout
the year?
Each year, we organize “Gratitude
Towards Anatolia Meetings”. The 5th
will take place this year. A long term
festival with workshops and concerts...
No fees are paid. We also gave training
to 30 kids who have superior intelligence
in Konya region. We organize an event
with one of the surrounding locations
each year. In one of the years, we made
a sculpture symposium in Çumra. They
made drawings on the electricity panels
in Akşehir. It was a nice work. We made
a large “Chintamani” (a motif used also
in the Ottoman times) in the village
within the scope of “Land art” . One of our
friends made a work called “The Endless
Road” in the pond . Another friend of ours
made a four civilizations fountain at the
village’s square. We made two Anatolian
panthers at the length of 2 meters and
80 cm at the entrance of the village. We
organize many events and make many
works of art.
Köyde organik tarım yapılıyor. Rakım yüksek olduğu
için meyveler çok daha lezzetli. Geleneksel olarak bugün
artık sadece orada tüketilen meyve türleri var. Endemik
de diyebiliriz. Aklınıza gelen bütün meyveler... Ama
bunları piyasada görmeniz mümkün değil. Çilek çok, son
5-10 yıldır ağırlıklı olarak çilek üretimi yapılıyor. Lezzeti,
kokusu çok farklı... Herkesin ufak birer bahçesi var;
meyve, sebze... Herkes bir şeylerle uğraşıyor.
Yıl boyunca nasıl etkinlikler yapılıyor?
Her sene geleneksel olarak “Anadolu’ya Şükran
Buluşmaları” yapıyoruz. İçinde atölye çalışmaları,
konserler olan uzun süreli bir festival... Hiçbir ücret
ödenmiyor. Onun dışında, Konya yöresindeki ileri zekâlı
30 çocuğa eğitim verdik. Her sene çevre yerlerden
biriyle bir etkinlik yapıyoruz. Bir sene Çumra’da heykel
sempozyumu yaptık. Akşehir’deki elektrik panolarına
resimler yaptılar. Hoş bir eser oldu. Köyün içinde “Land
art” kapsamında büyük bir “çintemani “(Osmanlı’da
da kullanılan bir çeşit motif) yaptık. Bir arkadaşımız
göletin içine “Sonsuz Yol” diye bir eser yaptı. Başka bir
arkadaşımız köy meydanına dört uygarlık çeşmesi yaptı.
Köyün girişinde 2 metre 80 cm boyunda iki adet gerçek
andezitten Anadolu parsı yaptık. Çokça etkinlik ve sanat
eseri yapıyoruz.
33
S AĞ LI K
H E A LT H
Şifa kaynağı
besinler
Yaz meyveleri içinde bulunan bazı
besinler öylesine faydalı ki hem
genel sağlık durumunu iyileştirici
etkilere sahipler hem de tok tutma
özellikleri ile diyetlere uygunlar.
Healing Foods
Some summer fruits are good for our health. They both heal our
wellbeing and are convenient to add to diet list and they also make us full
34
Dr. Dyt. Tuba Kayan Tapan
Beslenme ve Diyet Uzmanı
Şişli Florence Nightingale Hastanesi
Nutritionist
Şişli Florence Nightingale Hospital
35
S AĞ LI K
K
H E A LT H
ırmızı kapya biber: İçeriğinden dolayı
metabolizmayı hızlandırır. Demir içeriği
yüksektir.
Mango: Yüksek miktarda A, E, C vitamini
içerdiğinden antioksidan kapasitesi yüksektir. İçerdiği
lif sayesinde hem tok tutar hem de sindirim sistemine
yardımcı olur.
Yoğurt ya da ayran: Protein ve kalsiyum içeriği yüksek
besinlerdir. Yüksek kalsiyum dokulardaki yağlanmayı
azaltmada etkindir. Bol naneyle, dereotuyla ve salatalıkla
yapılmış bir cacığın posa içeriği yüksektir. Dereotuyla
beraber tüketirseniz kalsiyum oranı da yükselir.
Soğuk çorba: Haşlanmış nohut, haşlanmış buğday ve
sulandırılmış yoğurttan yapılan soğuk çorbanın üzerine
bol nane ve dereotu eklendiğinde, hem posa içeriği
hem de C vitamini artar. İçine eklenen kurubaklagil ve
buğday, posa içeriğini artırdığından doygunluk hissi
verecek ve geç acıkmayı sağlayacaktır.
Maydanoz: A, C ve E vitamini kaynağı olan maydonozu
yemeklerin yanında 5-10 dal yerseniz günlük C
vitamini gereksiniminin 1/3’ünü karşılamış olursunuz.
Maydonuzun idrar söktürücü ve ödem atıcı etkisi
36
R
ed Capia Pepper: Its ingredients
speed up your metabolism. It is
an iron -rich food.
Mango: It has high antioxidant
capacity and contains A, E, C vitamins.
Fiber makes you full and helps your
digestive system.
Yoghurt or ayran: Contains protein and
calcium rich foods. High level calcium
reduces fat deposition in tissues. Fiber
contains of cacık prepared with mint, dill
and cucumber is high. If you eat with dill,
then the percentage of calcium will rise.
Cold soup: When mint and dill are added
on top of cold soup made from boiled
chickpea , wheat and watered yoghurt ,
fiber contain and Vitamin C ingredient
rises. Legumes and wheat added into soup
will make and keep you full longer as fiber
contain rises
Parsley: If you eat 5-14 bunches of parsley
with meals , which contains A, C and
E vitamins you will meet 1/3 of daily C
vitamin requirement. Parsley is diuretic
and reduces edema
Beans: Stay long in the stomach, moves
slowly to digestive system. Gives the
sensation of feeling full and keeps you full
longer and speeds bowel movement.
Cinnamon: Activates enzyme that
help insulin linked to cells , reduces the
preventive enzyme Thus reduces insulin
resistance and contributes to appetite
control. Suppresses appetite and reduce
carbohydrate desire
Oat: Soluble fiber inside gives the sensation
of feeling full and keeps you full longer.
Speeds up your metabolism, includes
starch.
Kidney bean: It has full of protein and
highly beneficial to digestive system.
Contains vitamin and mineral ingredients
are high.
Digestive ananas: Helps reduce
postprandial bloating and swelling.
Raspberry : C, E and K vitamins, folic acid,
potassium, copper, mangan minerals,
fiber rich fruit. Protects against cancer
because of antioxidant contain. Protects
cardiovascular health and dilutes your
blood.
Red grape: effective to cardiovascular
diseases. Eating 7-8 dried seeded red grape
a day is recommended. In case of blood
deficiency, it is good for snacks
Blackberry: Ellagic acid ingredient is an
antioxidant. Provides a younger skin and
prevent ageing. Balances blood sugar,
cleanses blood and make it beautiful. It
has full of C Vitamin and also contains B
group vitamins.
Black mulberry: Contains C, B and K
vitamins, dietary fiber and iron. Helps
blood productivity, strengthen immune
system
Tomato: Many Research show that it
prevents the risk of cardiovascular
diseases.
Guava: it is amongst super fruits because
of the ingredients such as dietary fibre,
A,C vitamins, folic acid, potassium,
manganese, copper. One guava can
contain 4 times more vitamin than an
orange. Particularly red and pink guava
contain high levels of likopen
Her yemekte
beş dal
maydanoz
yiyin. Bu
sayede günlük
C vitamini
ihtiyacınızın
üçte birini
karşılamış
olursunuz.
Eat 5 bunches
of parsley with
meals, and
then you will
meet 1/3 of
daily C vitamin
requirement.
bulunmaktadır.
Barbunya: Midede kalış süresi uzundur, dolayısıyla
sindirime geç katılır ve tokluk hissini arttırır. Hem
acıkmayı geciktirir hem de barsak hareketlerini
hızlandırır.
Tarçın: İnsülinin hücrelere bağlanmasını sağlayan
enzimi etkinleştirir, engelleyen enzimi azaltır. Dolayısıyla
insülin direncinin azaltarak, iştah kontrolüne
katkı sağlamaktadır. İştahı baskılayarak, özellikle
karbonhidrat isteğini kırmaktadır.
Yulaf: İçindeki çözünebilir lif hem tokluk hissi verir hem
de açlık hissini geciktirir. İçerdiği dirençli nişastayla,
metabolizmayı hızlandırmaktadır.
Börülce: Bitkisel kaynaklı doyurucu protein yüklü ve
sindirim sistemi için oldukça yararlıdır. Vitamin ve
mineral içeriği oldukça yüksektir.
Hazmı kolaylaştıran ananas: Aynı zamanda yemekle
beraber oluşan şişkinliğin ve ödemin vücuttan
atılmasına oldukça yardımcıdır.
Frambuaz: C, E ve K vitamini, folik asit, potasyum,
bakır, mangan mineralleri, lif açısından zengin bir
meyvedir. Antioksidan özelliği sayesinde kansere karşı
37
S AĞ LI K
H E A LT H
Bir portakalın
dört katı
kadar vitamin
içeren guava
yüksek lif
oranına da
sahip.
Guava
contains high
level of fiber
and contain
4 times more
vitamin than
an orange
koruyucu etki gösterir. Kalp sağlını koruyucu ve kan
sulandırıcı özelliği bulunmaktadır.
Kırmızı üzüm: Kalp hastalıklarında olumlu etkisi
vardır. Her gün 7-8 adet çekirdekli kuru kırmızı üzümün
tüketimi önerilir. Kansızlık durumunda, iyi bir ara
öğündür
Böğürtlen: Böğürtlenin içinde bulunan ellagik asit,
antioksidandır. Böğürtlenin en önemli etkisi cildi
gençleştirmesi ve hücre yaşlanmasını geciktirmesidir.
Böğürtlen kan şekerini dengeler, kanı temizler, cildi
güzelleştirir. C vitamini deposudur ayrıca B grubu
vitaminleri de içerir.
Kara dut: İçinde C, B ve K vitamini, diyet lifi ve demir
içerir. İçerdiği demir sayesinde, bağışıklık sistemini
güçlendirerek kan yapımını arttırır.
Domates: Yapılan araştırmalarda kalp hastalıkları
oluşum riskini azalttığı görülmüştür.
Guava: Yüksek oranda içerdiği diyet lifleri, A,C vitamini,
folik asit, potasyum, manganez, bakır gibi elementler
sayesinde süper meyveler grubu içerisindedir. Öyle ki
düşük kalorili bilinen türden bir tane guava (elma guavası)
bir portakalın 4 katı kadar vitamin içerebilir. Özellikle
kırmızı ve pembe olanı çok fazla oranda likopen içerir.
Kızılcık: Kalp hastalığı ve kansere karşı koruyucu etki
göstermektedir. Özellikle yaz aylarında sık oluşan idrar
yolu enfeksiyonlarını (sistit) gidermede oldukça önemlidir.
Mürdüm eriği: Potasyum ve magnezyum açısından
oldukça zengindir. İçinde bulunan lif içeriğinden dolayı
sindirim sistemine yardımcıdır.
Karpuz: Yüksek oranda C ve A vitamini içerir. Karpuz
çekirdeğinde bulunan cucurbocitrin adlı madde böbrek
fonksiyonlarının düzenlenmesinde yardımcı olur. Ara
öğünlerde alınan miktar iki dilimi geçmemelidir!
Kiraz ve kiraz sapı: Eklemlerdeki iltihaplanmanın
azalmasına yardımcı olmasının yanı sıra içerdiği
vücudun doğal uyku düzenini destekler. Kiraz
saplarından demlenerek hazırlanan içeceğin
de böbrek fonksiyonlarını hızlandırarak, idrar
çıkışını arttırması ve ödem oluşumunun
giderilmesinde yardımcı olur.
38
Tarçının iştahı
azalttığını
biliyor
muydunuz?
Did you know
that cinnamon
suppress the
appetite?
Cranberry : Protects against heart disease
and cancer. It is indicated for urinary tract
infections.
Damson Plum: Potassium and
magnesium- rich fruit. Fiber helps
digestive system
Water melon: Contains high levels of C- A
vitamins. Cucurbocitrin substance in
the seed helps regulate kidney functions.
Maximum two slices should be eaten as a
snack.
Cherry and cherry stalk: Relieve
rheumatoid arthritis and supports
regular sleeping patterns. Tea made from
cherry stalk speed kidney
functions, diuretic,
prevents swelling
in the body.
S AĞ LI K
40
H E A LT H
Zihin beden
ve ruh sağlığı
için yiyin
Holistik (Bütünsel = Zihinsel, Fiziksel, Ruhsal ) beslenmenin
ilk adımı sevgi, ikinci adımı da algılarınızı yemeğe vermektir.
Ne yediğiniz kadar; nasıl yediğiniz, hazırladığınız,
pişirdiğiniz ve sunduğunuz da hayli önemlidir ve bütün
bunlar esasında sizin kim olduğunuzu gösterir. Elbette
sağlığınızı da doğrudan etkiler... Zeynep Kasapoğlu
Eat for your physical
and mental health
The first step of Holistic Nutrition (Mental ,Physical and
Spiritual) is to add love and the feelings to the food. How much
you eat is as important as what you eat, how you prepare
food, cook and present it. All of these identify who you are and
of course affect your health thoroughly… Zeynep Kasapoğlu
41
S AĞ LI K
H
H E A LT H
olistik beslenmeyle ilgili araştırma
yapmaya başladığımızda, aslında
hepimizin çok iyi bildiği bir noktadan yola
çıkmamız gerektiğini fark ettik: Sevgi…
Şaşırmayın, size hemen neleri yemeniz, nelerden
uzak durmanız gerektiğini söyleyerek söze başlamak
istemiyoruz; ilk sözü yemeğe katılan sevgiye veriyoruz.
Çünkü bu sevgi eşsiz lezzetlere dönüşüyor ve belki de
bu yüzden en lezzetli yemek, severek yapılan yemek
oluyor…
42
W
hen we first searched
for holistic nutrition, we
realized that we must start
somewhere known to all of
us. It was love… Do not be baffled ! We will
not say the things to avoid . We will not
start speaking by saying about the things
you should eat or avoid. Here love takes
first place. Because, love here turns into
unique taste and for this reason the most
Holistik
beslenme
gıdaların
satın alma
sürecinden
başlıyor. Onları
nereden, hangi
koşullarda,
nasıl
alıyorsunuz?
Severek,
seçerek,
“sağlıklıdır”
diyerek
alırsanız lezzetli
ve besleyici
yemeğin ilk
adımını doğru
atmışsınız
demektir.
Holistic
nutrition
begins with
purchasing
food. From
where or how
do you buy your
food ? If you
make a choice
for healthy food
consciously it
means you are
on the right
track to buy
delicious and
healthy food.
Yemeğe kulak verin
Yedikleriniz sağlığınızın hayat yolculuğunu belirler;
enerjinizin seviyesini, kendinizi nasıl hissettiğinizi, hatta
mutluluğunuzu ve depresifliğinizi bile... Yemek yapmak
ve yemek yemek, hayata mola vermektir aslında. Hele bir
de bunu alışkanlık haline getireceğiniz doğru seçimlerle
yapıyorsanız, işte o zaman hayatınıza değer katmışsınız
demektir.
Kastettiğimiz şimdiye dek okuduğunuz öğütlerden
ibaret değil. İşe zihninizi ve ruhunuzu da katmanızı
istiyoruz. Nasıl mı? Çinliler’in “Bulaşık yıkıyorsan
bulaşık yıka” atasözünü bilir misiniz? İlk okuyuşta
anlaşılmayan bu söz, basit şekilde şunu söylemeye
çalışıyor: O an ne iş yapıyorsan aklını, ilgini ve enerjini
ona ver; yapılan her işin bir zevki var ve o zevki kaçırma,
anı yaşa.”
Tekdüze bir işten bile zevk almak mümkün ise tatlar,
kokular, sesler, ritmik hareketler ve özgürlük içeren
yemek pişirme ritüelinde alınabilecek zevkleri varın
siz düşünün. Ve bu zevk, yemeğin tadına, enerjisine,
size verdiği sağlığa doğrudan geçecek üstelik. Yemek
hazırlamaya karar verdiğinizde, sağlığınız için faydalı
malzemelere dokunmaya başlayın, göreceksiniz onlar
daha en başından size kendinizi iyi hissettirecekler.
Beden, zihin ve ruhu beslemek
Bütünsel sağlık; beden, ruh ve zihnin uyumlu ve dengede
olmasıdır. Bu üçünden herhangi birinde yaşanacak bir
aksaklık diğer ikisinde de görünür hale gelir. Bu nedenle
beden-zihin-ruh sağlığı kavramlarını ayrı ayrı ele almak
mümkün değildir. Bu üç kavramı bir bütün olarak ve
eşzamanlı çalışmalarla değerlendirmek gerekir. Öyleyse
beslenme konusuna da bütünsel yaklaşmalı, hem sizi
mutlu edecek hem de zihninizi ve bedeninizi besleyecek
gıdalar seçmeli, aynı amaçla pişirmelisiniz. Holistik
beslenme belki de bu yüzden, ne yediğinizin ötesinde,
bir yaşam biçimidir.
Holistik beslenmenin faydaları
delicious food becomes the food prepared
with love…
Pay attention to what you eat
What you eat determines the progress of
your health; your energy level, how you
feel , even your happiness or depression…
In fact, cooking or eating means taking
a pause in life. If you practice it through
habitual behaviors and correct choices it
Holistik beslenme uzmanı Elissa Goodman, bu
beslenme tipiyle elde edilecek faydalardan bazılarını şu
şekilde sıralıyor:
• Çatlakları önler, cildiniz pırıl pırıl olur.
• Anne sütünün artmasını sağlar. Özellikle stresi
önlemesi sebebiyle süt azalmasını engeller.
• Bedeni içten dışa besler.
• Zihnin farkındalığını ve açıklığını artırır.
• Eğer bağırsaklarda iyi bir bakteri dengesi yoksa
vücut daha fazla şeker ve karbonhidrat ister. Holistik
beslenme, bağırsaklardaki bakteri dengesini sağlayarak
şeker ve karbonhidrat tüketmenizi önler.
• Tüm yeni anneler, sabah kalkar kalmaz ılık ve limonlu
bir bardak su içmeliler. Bu su sindirimi harekete geçirir,
43
S AĞ LI K
H E A LT H
contributes value to your life.
That is not all about advices we gave
here. We want you to focus on the task
mentally and spiritually, but how? Do
you know a Chinese proverb saying that
“ Do your dishes before you change the
world” ? This proverb, at first, doesn’t seem
understandable but it tells that “Focus
your mind and energy on the task at hand
and enjoy it and live in the moment. “
A routine task even gives pleasure so
a cooking ritual has more than that
with its taste, smell, sound, rhythm and
independence. What is more, it directly
contributes to the taste and energy of
food and your health. When you decide to
prepare food, first touch the ingredients
beneficial to your health and you will see
you feel their effects inside.
karaciğeri toksinlerden arındırır.
• Meyve-sebze suyu karışımları faydalıdır. Yeşil yapraklı
sebzeler, salatalık, kereviz, limon ve zencefil sıkılarak
tüketilebilir.
• Akşama kadar çiğ gıdalar, akşam ise pişmiş gıdalar
yiyin. Çünkü pişmiş gıdalar insanı rahatlatır ve uykuya
hazırlar. Gün boyunca ağır gıdalar tüketmeyip, hafif
beslendiğinizde gün içinde daha enerjik olursunuz.
• Bedeninizin besin öğelerini absorbe etmesi için
egzersiz yapmalı ve hareket etmelisiniz.
‘Evet’ler listesi
• Holistik beslenmede en önemli nokta doğal gıdalar yani
işlenmemiş tam organik yiyecekler tüketmektir.
• Vücudumuzun yüzde 70’i sudur ve hidrojen sağlık için
çok önemlidir. Plastik şişelerdeki sulardan kaçının, cam
şişeleri tercih edin.
• Okumaktan yoruldunuz belki ama uyguluyor
musunuz? Kullandığınız tüm yağların yerine zeytinyağı
kullanın ve mümkünse soğuk presleme yöntemi ile elde
edilmiş olsun.
• Protein tüketmekten kaçınmayın. Vücudunuzun
proteine de ihtiyacı olduğunu unutmayın.
• Tam tahıllar, bağırsaklar yoluyla toksinlerin ortadan
kaldırılmasına yardımcı olur. Evde ekmek yapacaksanız,
glutensiz unu veya tam buğday unlarını tercih edin.
Bazı hekimlere göre gluten depresyona sebep olur ve
glutenden kurtulduğunuzda daha mutlu olursunuz.
• Bitkilerden yapılan çayları tüketin.
• Günde en az bir kez çiğ gıda yiyin.
• Mümkün olduğu kadar çiğ ve minimum işlenmiş, tam
ve canlı gıdalarla beslenin. Doğal hallerinde gıdalar daha
besleyici olur ve aktif enzimler içerir.
44
Mesele yemeğin
tarifinde değil
onu yaparken
aklınızdan
geçenlerde...
Sizi çok seven
büyükannenizin
yaptığı yemeklerin lezzetinin
sırrı da bu: sizi
seviyor, sizi
mutlu etmek için
şevkle pişiriyor.
Yemeğinize önce
sevginizi katın.
Ardından onu
sağlıklı koşullarda pişirin ve tüm
duyularınızla
yemeğin tadını
çıkarın.
What’s important is the things
on your mind
while cooking
rather than
the recipe. The
secret of the
taste of your
grandmother’ s
cooking is that
she loves you
and she cooks
passionately to
please you. Add
love to your cooking. Then create
healthy meals.
Enjoy your meal
with all of your
senses.
Nourishing body, soul and mind
Holistic health considers the combination
of and balance between body, spirit and
mind. A disorder to be occurred in any
one of these three components may
also appear in other two components.
Accordingly, it is not possible to handle
the concepts of body, mind and spiritual
health separately. These three concepts
have to be considered concurrently and
as a whole. In that case you should take
nutrition into account together with
holistic approach and prefer foods that
make you happy and boost your brain
power and your body and cook them. For
this reason, holistic nutrition is a life style
beyond what you eat.
Benefits of a Holistic Nutrition Diet
Holistic nutrition expert, Elissa Goodman,
has explained the benefits of a holistic
nutrition diet below:
Prevents cracking on your skin, makes
your skin lighter
Increases breast milk production.
Prevents stress and reduction of breast
milk supply
Feeds your body and affects from inside to
outside
Increases the awareness and clearness of
mind
If there is no good balance of bacteria in
your digestive system, your body will need
more sugar and carbohydrate. A holistic
nutrition diet stops you to eat sugar and
carbohydrate ensuring the balance of the
bacteria in the gut
All women who gave birth should drink
a glass of warm water with lemon early
in the morning. This activates digestive
system, detoxes livers
A mix of fruit and vegetable juices is highly
beneficial. You can also consume the juices
of green leafy vegetables, cucumber, celery,
lemon and ginger.
Eat raw food by the evening, in the
evening eat cooked food. Cooked food
helps you feel relax and prepares for sleep.
Do not consume high calorie foods all day
long. If you eat light foods, you will feel
more energetic.
You should do exercise to help your body
absorb the nutrients it needs
List of “yes”
The most important thing in holistic
nutrition is to consume natural foods that
means unprocessed and organic foods
Our body consists of 70 percent of water ,
and hydrogen is very important for health
. Avoid water in plastic bottles, prefer glass
bottle. .
May be, you get tired when you read. But
do you practice them? Use olive oil rather
than other oils and if possible , prefer olive
oil obtained by cold pressing
Do not avoid consuming protein. Keep
in your mind that your body also needs
protein
Whole grain helps toxins remove from
your gut. If you want to make bread at
home, prefer gluten free flour or wheat
flour. According to some physicians, gluten
causes depression and you will feel more
happier when you get rid of gluten
Consume herbal tea
Eat raw food at least once a day
Eat raw and minimally processed, whole
and fresh food as much as you can.
In their natural form , they are more
nutritious and contain active enzymes
List of “no”
Prefer Stevia plant used for centuries in
Paraguay and Brasilia instead of sugar
Limit the use of salt to one teaspoon
‘Hayır’lar listesi
• Şeker yerine Paraguay ve Brezilya’da yüzyıllardan beri
kullanılan Stevia bitkisini (şeker bitkisi, şekerotu) tercih
edin.
• Tuz tüketiminizi günde en fazla bir çay kaşığı ile
sınırlayın. Gıda etiketlerini kontrol edin; işlenmiş
gıdalara eklenen sodyum miktarına şaşıracaksınız.
Normal sofra tuzu yerine deniz tuzu veya Himalaya tuzu
gibi dünyanın derinliklerinden elde edilmiş tuzları tercih
edin.
• Yemekleri mangal gibi doğrudan ateşin temas
edebileceği şekilde pişirmeyin ve yanmış gıdaları
tüketmeyin; bunlar kansere yol açabilir.
• Genetiği değiştirilmiş (GDO) gıdalar tüketmeyin. Ne
yazık ki, tüketici GDO’lu gıdaların varlığından haberdar
değil. Kanola ve soya çoğunlukla GDO içerir, bu nedenle
organik olmayan kanola yağı veya soya sütü, tofu ya da
soya proteini tozu gibi soya ürünleri satın almayın.
45
S AĞ LI K
H E A LT H
maximum a day. Check the labels on
food packages, you will be amazed of the
amount of sodium added to processed
food. Prefer sea salt or Himalaya salt
Do not cook food on barbecue and do not
consume burned foods; these foods may
cause cancer.
Do not consume foods containing
genetically modified organism ( GMO).
Unfortunately , consumers are not aware
of these type of foods. Canola and soy
usually contain genetically modified
organism . Do not buy non- organic canola
oil or soy oil, tofu or soy protein powder.
How you should cook food ?
Yemekleri nasıl pişirmelisiniz?
Yemeklerinizi pişirirken krom veya titanyumdan
yapılmış paslanmaz tencere kullanın. Ucuz tencereler
içerdikleri nikel sebebiyle sağlığınızı tehdit eder.
Alüminyum, toksik bir metaldir; beyin hücrelerinin
ölmesine ve Alzheimer’a sebep olur. 1997 yılında
Berkeley Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada,
Alzheimer’dan ölenlerin yüzde 90’ının beyninde
alüminyuma rastlanmıştır. Döküm tava ve tencereler de
sağlıklıdır. Evdeki tencerelerinizi şu testten geçirerek
işe başlayabilirsiniz: Bir bardak su ve bir çay kaşığı
kabartma tozunu tencerenize koyun ve beş dakika
boyunca ısıtın. Kötü tencereler kaynamaya izin vermez,
aksine, kilimsi bir şey pişirmiş olursunuz.
Yemekle ilgilenmeye daha malzeme seçerken başlayın.
Doğrarken, pişirirken, baharatlarla lezzet katarken,
hazırladığınız bu yemeğin size vereceği keyfi, enerjiyi,
faydayı düşünün, yemek yapmaktan zevk alın.
Holistik beslenmenin
koruduğu hastalıklar
Bütünsel bir beslenme planı, sizi diyabet, kalp
rahatsızlıkları, kanser, astım, tümör büyümeleri gibi
sağlık sorunlarına karşı korur. Holistik beslenme
ile kalp, karaciğer, mide, bağırsak gibi organlarınız
yanında kaslarınız ve kemikleriniz de güçlenir. Sağlıklı
ve dengeli beslenme ile stres, hafıza kaybı ve diğer
zihinsel olumsuzluklara karşı kendinizi güçlendirmiş ve
korumuş da olursunuz. Unutmayın, holistik beslenme
zihni zenginleştirmek ve sağlıklı yaşama kavuşmak için
ruhu arındırmak amacıyla planlanmıştır.
46
Sağlıklı gıdalar
aldınız, sevgiyle
hazırladınız...
ama pişirme
tekniğiniz sağlıksız ise holistik
beslenmeye dair
zinciriniz burada
kırılıyor demektir. Toprak kaplar
her zaman
sağlıklıdır. Evdeki
tencerelerinizi
ise karbonat
testinden geçirin!
You have bought
healthy foods
and prepared
them with love
and care.
However, if the
cooking method
you used is unhealthy, you broke
the chains of
holistic nutrition.
Cooking in clay
pots is always
good for health.
Test your pots in
your kitchen by
doing a carbonate test !
While cooking, use stainless steel pots
made from chrome or titanium. Cheap
pots pose thread for your health because
of the nickel in it. Aluminum is a toxic
material; it leads to death of brain cells
and Alzheimer‘s disease. In a research
conducted by the Berkeley University in
1997, aluminum was found in the brains
of 90 percent of people who died from
Alzheimer‘s disease. You can set to work by
testing your pots as follows: Pour a glass
of water and put one teaspoon of baking
powder into your pot and heat it for 5
minutes. Pots made from poor material
do not allow boiling the mixture, that
way you will have cooked argillaceous
clay. Become interested in food , while
first choosing the ingredients. Think of
pleasure of food while you chopping,
cooking, and seasoning it with herbs and
of the energy it gives and its benefits. Enjoy
your cooking.
Diseases prevented by
holistic nutrition
A holistic nutrition diet plan will protect
you against diseases such as diabetes,
cardiovascular diseases, cancer, asthma
or tumor growths. Holistic nutrition
makes stronger your heart, liver, stomach
and guts as well as your muscles and
bones. A balanced and healthy diet makes
you powerful and protects you against
stress, memory loss and other mental
diseases. Do not forget that a holistic
nutrition plan is created to improve your
brain and make your life healthier.
RÖ P O R TA J
48
I N T ERV I E W
Çocuk kitaplarının mutlu
dünyasına yolculuk
Journey into the happy
world of children's books
If you know Görkem Yeltan only from
TV screens and theatres, it means
you know her a bit lacking. She is
also a successful author. Indeed, a
wide imagination author writing
up stories for children… Let’s get a
short stroll in Mrs. Görkem’s world of
children's books…
Görkem Yeltan’ın ekranlardan ve
tiyatrodan tanıyorsanız biraz eksik
tanıyorsunuz demektir. O çok başarılı bir
yazar aynı zamanda. Hem de çocuklar
için hikayeler kaleme alan hayalgücü çok
geniş bir yazar... Gelin, Görkem Hanım’ın
çocuk öyküleri dünyasında kısa bir
gezintiye çıkalım...
rs Görkem, we know you
from Tv and big screens but
your 18th children’s book is
published. How did you start
to write children’s books ? Can you share
this story with us ?
I met with chidren’s plays during my
theater training. First, I started my
theater training in Ali Poyrazoğlu Theatre,
and then I have taken an education
in Theatre Department of Istanbul
State Conservatory. My way have often
intersected with the children plays.
In those days, I began to think that in
our stage there was a lack of qualified
children's play. The children’s plays that I
found opportunity to watch abroad were
the plays watched also by the children
and also the adults were watching. The
moment that I noticed this lack was my
starting point. I have began to make
research to learn what’s going on in
children literature in the world. I was very
attracted from that world. I have begun
to pursue also the works which are not
translated into our language. The authors
that I loved, the drawers that I followed
entered into my world. Within time, I
had friends from previous centuries. The
örkem Hanım, biz sizi ekranlardan ve
beyazperdeden tanıyorduk ama siz 18.
çocuk kitabınızı da çıkardınız. Çocuk
kitapları yazmaya nasıl başladınız? Bu
öyküyü bizimle paylaşır mısınız?
Tiyatro eğitimim sırasında tanıştım çocuk oyunlarıyla.
Önce Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu sonra da İstanbul
Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümünde eğitim aldım.
Çocuk oyunlarıyla kesişti yolum sıkça. O dönemlerde
bizim sahnelerimizde nitelikli çocuk oyunlarının
olmadığını düşünmeye başladım. Yurt dışında izleme
fırsatı bulduğum çocuk oyunları çocukların da izlediği
oyunlardı,
yetişkinler de
bu oyunları
izliyorlardı.
İlk yola
çıkışım, bunu
fark ettiğim
zamandır.
Dünya çocuk
edebiyatında
neler olup
bitiyor bakmaya
başladım. O
dünya beni
fazlasıyla içine
çekiyordu.
Dilimize
M
G
49
RÖ P O R TA J
I N T ERV I E W
çevrilmeyen eserlerin de peşine düşmeye başladım.
Sevdiğim yazarlar, takip ettiğim çizerler girdi
dünyama. Önceki yüzyıllarda yaşayan dostlarım oldu
zaman içinde. Bugünün dehalarının işleri de iştahımı
kabartıyordu. Bir gün kendimi oraya ait hissettiğimi
anladım. Yazdıklarım hep o dünyaya yüzünü dönen
hikayelerden oluşuyordu. İlk kitabım Kırmızı’nın
Mektupları basıldı. Sonrasında renkli resimliler,
romanlar derken bugün 18. Kitaba geldik. “Karabiber,
Nilü ve Çiçi”, Deniz Karagül’ün çizimleriyle ve Kırmızı
Kedi etiketiyle yayımlandı. Çocuk alanında olmayan
şarkı sözlerimin ve senaryo çalışmalarımın içine
gazetelerdeki kitap eklerinde çocuk edebiyatı üzerine
yazdığım köşeler de eklendi. Ben çocuk kitabı yazmaya
başladım ama çocuk kitabı öylesine muazzam bir dünya
ki beni bırakmadı. Her an etrafımda dolaşıp beni mutlu
etti.
Son kitabınız, Karabiber, Nilü ve Çiçi’den bahseder
misiniz?
Karabiber, Nilü ve Çiçi isimli romanım üç arkadaşın
macerası. Türkiye’de özellikle eğitim sistemimizin
bir türlü rotasına oturamaması nedeniyle az
sayıda insanın sevdiği, mutluluk duyduğu
işleri yapabildiğini düşünüyorum.
Ben bu şanslı azınlığın içindeyim.
Kertenkele Nilü ve kuyruğunu
bırakmak istemeyen, bundan
korkan bir kertenkele fikri,
yönetmenliğini yaptığım
“Yemekteydik ve Karar
Verdim” isimli
uzun metraj
filmimiz
sırasında
sanat
50
works of today’s geniuses were whetting
my appetite. One day, I realized that I was
belonging to there. What I was writing
were generally the stories turning its face
to that world. My first book “Letters of
the Red” was published. Just then, with
color pictures, novels, we reached today
the 18th book. "Pepper, Nilu and Chichi"
is published with the drawings of Deniz
Karagul and the label of Red Cat (Kırmızı
Kedi). I added my columns published in the
newspapers inserts written on children's
literature, to my song lyrics and my
scenario works which were not within the
children’s field. I started to write children’s
book but, as it is a magnifical world, it did
not leave me. Every moment it wandered
around me and made me happy.
Can you talk about your last book "Pepper,
Nilu and Chichi" ?
My novel titled "Pepper, Nilu and Chichi"
tells an adventure of three friends.
Especially, because that our education
system cannot sit on a kind of route in
Turkey ; I think that only very few people
have the chance to do the job that they
love and enjoy. And I am one of this lucky
minority. The “Lizard Nilu” and the idea
of a lizard who does not want to abandon
its tail, who is scared of that, began to
take shape with a story intersecting our
ways with Nilüfer Çamur, our art director
of our full-length film called as “we were
having dinner and I decided” that I was the
director.
At one side, I was shooting the scenes,
going underwater diving lessons, assisting
to the montage, living my post-period in
Italy but at the other side I was also taking
continuously my notes and I was working
on this story. The day that I returned back
from Italy, my way was intersected with
“Bünyamin” and just after with “Station”
as an actress. Although I was working for
the first time in those two projects with
my director Serdar Gözelekli; he became a
very dear friend of mine. The peaceful set
period accorded me a time that I utilized
the leisures. I made effort to profit from
the breaks during the set. Also the lizard
Nilu did not stop to pursue me. And in this
period, the turtle “Pepper” together with
the owl “Chichi” was included to my lizard
friend’s life. The desire of these three girls
to escape from home have been grown
up. I was obliged to do my best to let them
escape. In these days, anyone else in the
world was not caring about their plans
and lives. Because, no one else but me did
not know. I could not afford to ignore this
story that I knew. I rolled up my sleeves
and worked hard for producing “Pepper,
Nilu and chichi”. The consideration process
of our chief editor İlknur Özdemir, the
embrace process with Deniz Karagul
who envelop the story with the beauty of
her world and the time passing until the
publication of the book was an exciting
process for me as always.
How does it feel to doing such a nice and
meaningful business for children and for
families?
I am living in my own world and was
writing what I wanted to write. I very
enjoy the journey that set out in the story
and what it brings to me. And concerning
what I make for the children and the
families…I cannot accept it. I do not do
anything to anyone. I am just producing
in an area that I think, fictionalize and
chase, beautifying my breathing, coloring
my life and that I cannot break away
from. As in every branch of art, also in this
branch; the works that you produce make
you happier when it reaches some others.
Somebody who read me one of my poems,
one other who drawn himself again the
pictures of my book, each readers who
want to read the rest of my book and who
makes comments; of course exhilarate
yönetmenimiz Nilüfer Çamur’la kesişen bir hikayeyle
şekillenmeye başladı. Bir yandan çekimleri yapıyor,
su altında dalış derslerine gidiyor, kurguya giriyor,
İtalya’daki post dönemimizi yaşıyordum ama bir
yandan da sürekli notlar alıyor ve bu hikaye üzerine
çalışıyordum. İtalya’dan döndüğüm gün “Bünyamin”le
hemen sonrasında “Durak”la yollarım keşişti oyuncu
olarak. Yönetmenim Serdar Gözelekli’yle ilk kez bu iki
işte çalışmama rağmen, çok sevdiğim bir dostum oldu.
Huzurlu set dönemi, boşlukları iyi değerlendirdiğim bir
vakit tanıdı bana. Setteki araları iyi değerlendirmeye
gayret gösterdim. Bir de Kertenkele Nilü peşimi
bırakmıyordu. Kaplumbağa Karabiber ve Baykuş Çiçi
de eklenmişti bu dönemde kertenkele arkadaşımın
yaşamına. Bu üç kızın evden kaçma isteği içimde
büyüdükçe büyüdü. Onların kaçması için elimden
geleni yapmak zorundaydım. Dünyada başka kimsenin
51
RÖ P O R TA J
I N T ERV I E W
umurunda değildi o günlerde onların planları,
yaşadıkları. Benden başka kimse bilmiyordu çünkü.
Görmezden gelemezdim bildiğim bu öyküyü. Kolları
sıvamam, durmadan çalışıp “Karabiber, Nilü ve Çiçi”nin
çıkışı bu yüzden. Genel yayın Yönetmenimiz İlknur
Özdemir’in değerlendirme dönemi, Deniz Karagül’ün
bu hikayeyi ele alıp kendi dünyasının güzelliğiyle
sarmalaması ve kitabın yayımlanmasına kadar geçen
süre, her zaman olduğu gibi heyecanlı bir süreçti benim
için.
Çocuklar ve aileler için böylesi güzel ve anlamlı bir iş
yapıyor olmak size ne hissettiriyor?
Ben kendi dünyamı yaşıyor, yazmak istediklerimi
yazıyorum. Kurmak istediğim öykülerin içinde çıktığım
yolculuktan da bana sunduklarından da büyük bir
keyif alıyorum. Çocuklar ve aileler için yaptığıma
gelince... Bunu kabul edemem. Ben kimse için bir şey
yapmıyorum. Aklıma gelen, uydurduğum, peşine
düştüğüm, nefes alıp vermemi güzelleştiren, hayatımı
renklendiren ve kopamadığım bir alanda üretmeye
devam ediyorum.
Sanatın her dalında olduğu gibi bu dalda da birilerine
ulaştığında yaptığınız işler sizi daha da mutlu ediyor.
Bana bir şiirimi ezberden okuyan biri, kitabımı kendi
tekrar resimleyen bir başkası, yazdığım kitabın devam
etmesini isteyen ve bana yorumlarını söyleyen her okur
beni elbette keyiflendiriyor, yazı için içimdeki zapt
edemediğim heyecanı daha da büyütüyor.
Olmayan bir şeyi ortaya koymak herkesin yaşamasını
arzu edeceğim bir mutluluk. Onun pek çok kişinin
emeğini otaya koyup, nefes alıp verdiğini görmek
çok heyecanlı. Birilerine ulaştıkça duyulan heyecan
52
me, expand the excitement that I cannot
restrain for writing.
To create something which doesn’t exist is
a happiness that I wish for everyone. To see
that this creation is breathing with many
people’s labor , is very exciting. When you
reach some others, the excitement is ever
increasing.
What do you think about the contribution
of listening and reading stories on
children?
We should not forget that the child is an
individual. I think it is better to consider
what they live the individuals (including
us) looking around in the art and in the
world of stories. There is one real life and
there is another nonexistent life where
the fantasy world has the lead role, but
the last one is in fact a honey-sweet life.
Where we see in the stories, we believe, we
spend time with. Sometimes, did not we
affected by one painting, one character,
one music even more than anything else
? As it wants to involve us? In fact, we do
not want to leave it. I am one of those who
think that every area of the arts is a great
achievement for humanity. I am one of
those who think that without art, no one
could live.
Is there any story/tale that you read and
loved as a chil?
I have five stable books, they do not
change. Every week, other friends came
and sat next to them but they did never
change. Maybe, as they are they are so old
to me, maybe as I know them very well;
they do not change. I love very much all
Asterix. I can pass my days and nights
within the Pıtırcık series, by forgetting the
whole world. I think , without little prince,
the life could be very tasteless and I feel,
without the Baron perched on the tree,
I couldn’t perceive such different worlds.
Also, if I didn’t set out on that journey with
the Little Black Fish and I didn’t know him,
I know well that I couldn’t be the person
that I am now.
In one of your interviews, you said “ we
played tale creation game with my dad
when I was a child”. Could you talk about
that?
That one was a game made up with dad.
I think, what is essential, is to find games
and to pursue them. The families already
play games with their children or the
children play games with each other or
even when they are on their own. The
important thing is not to leave these
games. I believe it is important to go with
every game, with everything that makes
us happy, knowing that they give direction
to our lives. I do my
best to don’t lose it. If
I should definitely
give an advice,
I can do this,
without wishing
to lay down the
law and only by
transmitting what
I know.
katlandıkça katlanıyor.
Sizce hikayeler dinlemek ve okumak çocuklara ne
kazandırıyor?
Çocuğun bir birey olduğunu unutmamak gerek. Çocuk
ne kazanıyor diye düşünmekten çok hikayelerin
dünyasında ve sanatın içinde etrafına bakınan bireyler
(biz de dahil) neler yaşıyorlar buna bakabiliriz sanırım.
Bir gerçek hayat var bir de hayal dünyasının başrolü
aldığı gerçekte olmayan ama esasında bal gibi de olan
bir hayat. Hikayelerin içinde gördüğümüz, inandığımız,
onlarla vakit geçirdiğimiz. Bazen bir tablo, bir karakter,
bir müzik herkesten ve her şeyden daha da çok
etkilemez mi bizi? İçine almak istemez mi? Hatta ondan
kopmak istemeyiz. Sanatın tüm alanlarının insanlık için
büyük bir kazanım olduğunu düşünenlerdenim. Sanat
olmasaydı insanların yaşayamayacağını düşünenlerden.
Çocukken okuduğunuz ve çok severdim dediğiniz
bir masal/öykü vb var mı?
Benim hiçbir zaman değişmeyen beş kitabım vardır.
Bunların yanına her hafta başka arkadaşlar gelip
oturdu ama onlar hiç değişmedi. Belki de böylesine eski
olduklarından benim için, onları çok iyi tanıdığımdan
değişmiyorlar.
Asteriksleri çok severim. Pıtırcık serisinin içinde tüm
dünyayı unutarak günlerimi gecelerimi geçiririm.
Küçük Prens olmasaydı hayat ne kadar da tatsız
olurdu diye düşünür, Ağaca Tüneyen Baron olmasaydı
farklı dünyaların farkına böylesine varamayacağımı
hissederim. Bir de Küçük Kara Balık’la o yolculuğa
çıkmasaydım ve onu tanımasaydım belki de aramayı
bilmeyen ve şimdi bildiğim benden uzak biri olacağımı
iyi bilirim.
Bir röportajınızda “çocukken babamla masal
uydurmaca oyunu oynardık” demişsiniz.
Biraz bahseder misiniz?
O bizim öylesine uydurduğumuz bir
oyundu. Bence önemli olan oyunlar
bulmak, uydurmak ve onlara devam
etmek. Aileler çocuklarıyla, çocuklar
kendi aralarında hatta kendi
kendilerine olduklarında bile oyun
oynarlar zaten. Önemli olan bu
oyunları bırakmamak. Onların
hayatımıza yön verdiğini bilerek
her oyunumuza, bizi mutlu eden
her şeye sahip çıkmak sanıyorum.
Ben öyle yapmaya çalışıyorum.
Muhakkak bir tavsiyede bulunmam
gerekiyorsa birilerine, haddim
olmayarak ve ancak
kendi bildiklerimi
aktararak bunu
söyleyebilirim.
53
OTO M O B İ L
54
AU TO M O B I LE
Aracınızda
neden yaz lastiği
kullanmalısınız?
Dünyanın en büyük uluslararası lastik ve orijinal ekipman
tedarikçilerinden Continental, havaların ısınmasıyla birlikte yaz lastiği
kullanmanın faydalarını ve önemini sürücülerle paylaşarak, sıcak hava ve
yol koşulları için hazırlıklı olmaya davet ediyor.
Why should you use summer
tires in your vehicle?
One of the biggest international tire and original equipment suppliers, Continental,
shares with the drivers the benefit and significance of using summer tires and
invites them to be prepared for hot weather and road conditions.
55
OTO M O B İ L
AU TO M O B I LE
C
ontinental Türkiye Binek Lastikleri Satış
Müdürü Mehmet Akay, 7 derecenin
üstündeki hava sıcaklıklarında kış lastiği
kullanmanın sürüş güvenliğini tehlikeye
sokarken, araç performansını da düşürdüğüne dikkat
çekiyor. Mevsim geçişlerinde lastik değiştirmek
hayati önem taşırken, yaz lastikleri hız kapasitesi ve
diğer tasarım özellikleri açısından ıslak ve kuru yol
koşullarında performansı artırıyor. Bunların haricinde
mevsimine uygun lastik kullanmak fren mesafesini
kısaltırken viraj emniyetini de artırıyor. Akay sözlerine
şöyle devam ediyor:
“Bizimle iletişime geçen ve neden lastik değiştirmeleri
gerektiğini sorgulayan sürücülerimize gerekçeleri
anlatmadan evvel, kışın sandalet, yazın kürklü bot giyip
giymeyeceklerini sorguluyoruz. Yaz mevsiminde kış
lastiği ile yola çıkıldığında lastikler aşırı ısınma nedeni ile
çabuk yıpranacak ve yol tutuşu da zayıf olacaktır. Ayrıca
yakıt tüketimini de artıracağını belirtiyoruz. Tüm bu
koşullarla birlikte aracın performansında da olumsuzluk
yaşayabileceklerini hatırlatıyoruz.”
56
C
ontinental Turkey Passenger
Car Tires Sales Manager
Mehmet Akay points out to
the fact that using winter tires
at temperatures over 7 degrees puts
driving safety at risk and reduces vehicle
performance. It is of vital importance to
change tires during seasonal transition
periods while summer tires increase
performance under wet and dry road
conditions in terms of speed capacity
and other design characteristics.
In addition, while using the seasonappropriate tires shortens brake
distance, it also increases bending road
safety. Akay also added:
“Before explaining the justifications to our
drivers who contact us and question why
they have to change tires, we question
whether they would wear sandals in
winter or furred boots in the summer. In
the summer, if one sets out on the road
with a winter tire, the tires would wear
out quickly due to over-heating and
their road-holding would be weak. We
also indicate that it would increase fuel
consumption. We also remind them that
they might experience drawbacks in the
vehicle’s performance in addition to these
circumstances.”
Yazın kış lastiği kullanmanın sonuçları
Çabuk yıpranır: Yaz lastiklerinin dönme direncinin kış
lastiklerine oranla daha düşük olması, daha az yakıt ve
daha az aşınma anlamına gelir.
Yakıt tüketimi ve CO2 salınımı artar: Mevsimine
uygun lastik kullanmamak yakıt tüketimini arttırır. Yaz
lastiklerinin dönme direnci kış lastiklerine oranla daha
düşüktür. Bu nedenle yazın, yaz lastikleri daha az yakıt
harcar ve daha az aşınır.
Aracın performansı düşer: Yaz lastiklerinin yüksek
performans sağlayabilmesi için diş derinliğinin 3 mm
altına düşmemesi gerekir. Hızlı girilen keskin virajlarda,
aracın yumuşak lastik yanaklarının etkisi aracı
beklenenden fazla yatırarak sürücüleri öngörülmeyen
bir direksiyon hareketi refleksine iter. Bu aşırı toparlama
57
OTO M O B İ L
AU TO M O B I LE
Consequences of using
winter tires in the summer
hareketi aracın takla atmasına dahi neden olabilir.
Fren mesafesi uzar ve gürültü seviyesi artar: Kış
lastikleri, 7 derecenin üstündeki hava koşullarında
daha uzun fren mesafesi sağlar. Kış lastikleri deseni
ve kullanılan sırt karışımının özelliğinden dolayı yaz
lastiklerine oranla daha fazla ses çıkartır. Özellikle sıcak
havalarda ABS ile frenlemede yapılan yaz ve kış lastikleri
karşılaştırmasında yaz lastikleri kış lastiklerine göre
yüzde 40’lara varan oranlarda daha kısa mesafede
durur.
Kaza yapma riski artar: Doğru havalı lastik, yolla daha
geniş bir yüzeyle temas ettiği için, daha güvenlidir.
Yanlış lastikle hızlı alınan virajlarda savrulma hatta
takla atma riski ortaya çıkar. Kış lastiğinin üretimi
sırasında kullanılan doğal kauçuk yüzdesinin fazlalığı
kış lastiğini yaz lastiğine oranla daha yumuşak
kılmaktadır. Aynı zamanda kış lastiğinden beklenen
akselerasyon ve frenleme tepkimeleri kış mevsimi ve
kış dönemi yol koşullarına göre daha farklı bir gövde
yapısını gerektirmektedir. Dolayısıyla limitlere yakın
bir performans ile yaz aylarında kış lastikleri ile yol alan
sürücüyü çok tehlikeli deneyimler bekleyecektir.
58
Wears out quickly: The rotating
resistance of summer tires being less
than that of winter tires means less fuel
and less erosion.
Increases fuel consumption and CO2
release: Not using season-appropriate
tires increases fuel consumption.
Rotating resistance of summer tires
are less than that of winter tires.
Therefore in the summer, summer tires
consume less fuel and erode less.
The performance of the vehicle falls:
For summer tires to provide high
performance, tooth depth should not
fall below 3 mm. In case of driving fast
on sharply bending roads, the soft
tires of the vehicle makes the vehicle
tilt more than expected and urges the
drivers to an unpredicted wheel reflex.
This overcorrective motion may even
cause the vehicle to tumble down over.
Braking distance is prolonged and the
noise level rises: Winter tires enable a
longer braking distance under weather
conditions of over 7 degrees. Winter
tires make more noise than summer
tires due to their patterns and the
material mixture used. Especially in
warm weather conditions, comparison
of summer and winter tires for ABS
braking reveals that summer tires stop
at shorter distances by almost 40%
than winter tires.
Risk of having an accident increases:
The correct airbag is more reliable since
it contacts the road at a wider surface.
In case of bends turned with the
incorrect tire, the risk of being driven
away or tumbling down is higher.
The higher percentage of natural
rubber used for producing winter tires
makes the winter tire softer than the
summer tire. In addition, acceleration
and braking reactions expected from
winter tires necessitate a different
body structure according to road
conditions during the winter season.
Therefore, very dangerous experiences
await a driver who drives with winter
tires during summer months with a
performance close to the limits.
S AĞ LI K
60
H E A LT H
Tempolu
yürüyüşle
hızlı zayıflamak mümkün
Ne kadar süre yürüdüğünüzden çok, hangi tempoda yürüdüğünüz çok daha
önemli olduğunu biliyor muydunuz? 35 dakikalık orta tempolu bir yürüyüşte
135 kalori, yüksek tempoda yürüyerek ise 425 kalori yakabilirsiniz.
You can lose weight
faster by brisk walking
Did you know that the speed of your pace is more important than how
much walking you do ?You can burn 135 calories by walking for 35
minutes at a moderate speed and 425 calories at a high speed.
61
S AĞ LI K
K
H E A LT H
ilo vermek ve fit gözükmek hepimizin
amacıyken, çok azımızın spor yapması ne
kadar ironik! Fiziksel ve ruhsal yönden yaşam
kalitemizi artırmak ve bu kalitenin devamını
sağlamak için spora mutlaka zaman ayırmamız
gerekiyor. Haftanın 3-4 günü, 1 saati spora ayırarak
harika sonuçlar elde etmek mümkün. Üstelik bunu gençyaşlı demeden hepimizin yapması gerekiyor...
H
ow ironic that few of us do
exercise, while we all want to
lose weight and look fit! We
should definitely make time
for increasing our lives quality physically
and mentally and keep this quality. We
can get fantastic results by doing so for an
hour 3 -4 days in a week. And we all should
do this- young and old alike.
The easiest exercise is walking
If you are unable to make time for
exercise, we advise you to walk.
Indeed everyone has somehow the
opportunity to walk. All you need is you
should make it a habit. It may not seem
very easy to be people in suits wearing
skates on the way home after a work day
spent at a plaza in New York but you can
add walking into your life by carrying a
bag with a sports shoe inside and clothes
you wish. Here you can come across with
some calculations. Because, there have
been severe calorie differences burned
62
between a long time slow walk in the
shopping mall and a speed walk outside.
Fat burn starts after 15
minutes of exercise
We advise you to walk in nature. During
this activity you will not get bored and
also you will take oxygen. While exercising,
carbohydrates are burned first, then
proteins and eventually fats. For this
reason you should keep time long as much
as you can at these moderate speed walks
without exhausting yourself. Because fat
burn starts after 12-15 minutes of exercise
and is increased in every passing minute.
You should walk at a moderate intensity
for at least 30 minutes three days a week
to burn fat and get good results. In the
following weeks, you can increase calories
burned raising your speed and strengthen
your muscles and look more healthy.
Pay attention to water consumption
Another thing you should keep in your
mind that you must pay attention to your
water consumption during exercise. You
should consume 1 liter water a day per 25
kilo of your body weight as you will lose
water and salt while sweating. We advise
you to drink two glasses of water half
an hour before exercise and one glass of
water for each 20 minutes of the exercise.
Do exercise, be happy
Doing exercise will make you feel better
physically and mentally. You can start
exercising by walking at moderate or
lower speeds and you can increase your
speed over time. Please don’t forget that
you should consult your doctor before any
exercise you desire to do.
En kolay spor: yürüyüş
Spor yapmak için kendinize fırsat yaratamıyorsunuz
basit bir çözüm önerimiz var: yürüyün... Evet, hemen
herkesin gün içinde yürümek için fırsatı var aslında...
Yapmanız gereken bazı küçük değişikliklerle yürüyüşü
alışkanlık haline getirmek... New York’ta plazadaki
ofisinden çıkıp ayağına patenlerini takarak eve dönen
takım elbiseli insanlardan olmak belki çok kolay
olmayabilir ama çantanızda rahat bir spor ayakkabısı
taşıyarak istediğiniz kıyafetle hayatınıza yürüyüşü dâhil
edebilirsiniz. Elbette burada bazı hesaplar karşınıza
çıkacak. Çünkü saatlerce alışveriş merkezinde düşük
tempoda yürümekle hızlı tempoda açık havada yürümek
arasında ciddi kalori farkları var...
15 dakikadan sonra yağ yakımı başlıyor
Yürüyüş yapacaksanız, özellikle açık havada yapmanızı
tavsiye ederiz. Açık havada yapılan yürüyüşlerde hem
sıkılmaz hem de oksijen almış olursunuz. Spor yaparken,
ilk önce karbonhidratlar, sonra proteinler ve en sonunda
da yağlar yakılacaktır. Bu yüzden hafif ve orta şiddetteki
bu yürüyüşlerde zamanı, kendinizi çok yormayacak
şekilde, olabildiğince uzun tutmalısınız. Çünkü vücutta
yağ yakımı 12-15 dakikadan sonra başlayıp, her geçen
dakika daha fazla artıyor. Yağ yakımının gerçekleşmesi
ve etkili sonuç almanız için haftanın üç günü, en az 30
dakika orta tempoda yürümelisiniz. Sonraki haftalarda
bu tempoyu yükselterek yaktığınız kaloriyi artırabilir,
kaslarınızı güçlendirerek daha sağlıklı bir görünüme
kavuşabilirsiniz.
Su tüketimine dikkat
Unutulmaması gereken önemli bir detay da, spor
yaparken su tüketimine dikkat edilmesi gerektiği. Terle
birlikte su ve tuz kaybı olacağından, günde ağırlığınızın
her 25 kilosu başına 1 litre su tüketmelisiniz. Egzersiz
63
S AĞ LI K
H E A LT H
yapılan günlerde, antrenmandan yaklaşık yarım saat
önce iki bardak, antrenmanın her 20 dakikası içinde bir
bardak su içmenizi tavsiye ederiz.
Spor yap, mutlu ol
Spor yapmak hem fiziksel hem de ruhsal yönden
kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Spora orta
ve yavaş tempoda yürüyüşlerle başlayabilir, zamanla
temponuzu artırabilirsiniz. Hangi egzersizi yaparsanız
yapın, doktorunuza mutlaka danışmanız gerektiğini
sakın unutmayın.
Tempolu yürüyüş size ne kazandırır?
• Damarları rahatlatarak, kan dolaşımını iyileştirir, kalpdamar hastalıkları riskini azaltır.
• Kalp kası dahil, vücut kaslarını kuvvetlendirerek, daha
etkin çalışmalarını sağlar.
• Kan basıncını düzenler.
• Şişmanlık riskini azaltır, sindirimi kolaylaştırır.
• Beyine oksijen gidişini artırarak, zihinsel keskinliği ve
yaratıcı düşünce potansiyelini yükseltir.
• Eklem ve kasların esnekliğini artırarak, bel ve boyun
ağrılarını hafişetir.
• Kemiklerin sertleşmesini ve kuvvetlenmesini sağlar,
kadınlarda ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan osteoporoz
(kemik erimesi) riskini azaltır.
• Vücudun doğal keyif verici hormonu olan endorfin
salınımını artırır.
• Yaşlanma sürecini geciktirerek, genç görünüm sağlar.
• Uykusuzluğu azaltır, rahatlamaya yardımcı olur.
64
Advantages of brisk walking
Relaxes veins, enhances blood circulation,
reduces the risk of cardiovascular disease
Strengthens muscles including cardiac
muscle and helps them work efficiently
Regulates blood pressure
Reduces the obesity risk, calms
digestion
Helps to get more oxygen to
the brain, enhances mental
health and increases the
potential of creative thinking
Increase the elasticity
of joints and muscles;
relieve low back and
neck pains.
Makes bones
hard and strong,
reduces the risk of
osteoporosis in elderly
women
Increases endorphin
release
Slows ageing process
and provides young
looking appearance.
Reduces insomnia,
make you feel relaxed
S A N AT
66
ART
Bir dâhinin öyküsü
“Bir dehâyı mı yoksa bir budalayı mı mezun ediyoruz, bilmiyorum.”
Profesör Elias Rogent, 1878 yılının mezuniyet töreninde tam olarak bu
cümleyi sarf etmişti öğrencisi Gaudí için… Aradan geçen 150 yıl Rogent’in
şüphelerini yerle bir ettiği gibi dünya da Gauidi’nin bir dâhi olduğu
konusunda fikir birliğine vardı… Dilan Karadağ
Story of a genius
“I don’t know if we are graduating a genius or a fool.”
Professor Elias Rogent uttered exactly the same sentence
for Gaudi in the graduation ceremony of 1878… 150 years
have destroyed the suspicions of Rogent while the world
agreed on the fact that Gaudi is a genius... Dilan Karadağ
67
S A N AT
B
ART
arselona… Bu şehrin sokaklarında dolaşırken
kendinizi Harikalar Diyarı’na düşmüş Alis gibi
hissetmeniz muhtemel. Ne bir film seti, ne de
bir masal kitabı… Bir dâhinin kısa ömrünün
rüyasına hoş geldiniz…
Şehrin belediye başkanı ve yerliler oldukça şikayetçi
olsalar da Barselona her yıl milyonlarca turisti
ağırlamaya devam ediyor. Mimari tarihin en ilham
verici isimlerinden Antoni Gaudí ya da tam adıyla
Antoni Plàcid Guillem Gaudí Cornet bu ziyaretçi
akının en önemli sebebi… Yalnızca Barselona’nın değil
Art Nouveau diye tabir edilen Yeni Sanat akımının da
yaratıcılarından kabul edilen Gaudí; hayvanlardan
sebzelere kadar yaratılmış olan herşeyden ilham
alarak doğayla kurduğu mükemmel uyumu yıllarca
seramiklerle, mozaiklerle, rengârenk süslemelerle
anlattı…
68
Gaudí:
“Atölyemin
hemen
dışındaki ağaç
benim akıl
hocam.”
Gaudí: “My
mentor is the
tree just outside
my atelier.”
B
arcelona… You may feel like an
Alice fallen into Wonderland
while roaming the streets of this
city. Neither a movie set nor a
fairytale book… Welcome to the dream of
the short life of a genius…
Although the city’s mayor and the locals
are complaining, Barcelona continues to
entertain millions of tourists every year.
Antoni Gaudí, one of the most inspiring
names in the history of architecture, full
name of whom is Antoni Plàcid Guillem
Gaudí Cornet, is the most important
reason for this influx of visitors… Gaudi
is not only a creative mind of Barcelona,
but also of the New art wave referred to
as Art Nouveau; he told about the perfect
harmony he established with the nature
getting inspiration from everything
that is created including animals and
plants via ceramics, mosaics and colorful
embellishments…
Genius son of a coppersmith
Gaudi was born in 1852 as a son of a
coppersmith in the town of Meus in
Catalonia. He was the youngest of five
siblings and he could not be regarded as
healthy. He had pain due to his rheumatic
condition and he could only watch his
peers as they ran around in the gardens.
Yes, he was watching. He was watching
the nature, observing every detail and
recording the aesthetics of nature in his
Hayatı
boyunca
tutkulu bir
Katalan
milliyetçisi
olan Gaudí,
İspanyolca
dışındaki
dillerin
yasaklandığı
gençlik
yıllarında,
ısrarla
ana dilini
konuştuğu için
kısa bir süre
hapis yattı.
Gaudí was
always a
fervent
Catalan
nationalist,
and in his
youth when
languages
other than
Spanish were
banned, he
was jailed
for a short
time since he
insisted on
speaking his
own language.
Bakır ustasının dahi oğlu
1852 yılında, Katalonya’nın Reus kentinde bir bakır
ustasının oğlu olarak doğdu Gaudí. Beş kardeşin en
küçüğüydü ve pek de sağlıklı olduğu söylenemezdi.
Romatizması nedeniyle ağrılar çekiyor, yaşıtları
bahçelerde koştururken o yalnızca izliyordu. Evet,
izliyordu. Doğayı izliyor, her detayı gözlemliyor, doğanın
estetiğini zihnine adeta kaydediyordu. Doğa, bu mimari
dehanın eserlerini etkileyen ilk unsurken; çocukluk
yıllarını dolayısıyla eserlerini etkileyen en önemli ikinci
unsur ise dini inancı oldu. Gaudí, ilk eğitimlerini koyu
katolik bir din okulunda aldı. Katalan milliyetçiliği de
yine bu sıralarda pekişti. Birçok dâhi gibi vasat bir
öğrenci olan Gaudí’nin Barselona’da aldığı mimarlık
eğitimi yıllarında notları ortalamanın altında fakat
çizim yeteneği çok güçlüydü. Hocalarıyla girdiği ateşli
tartışmaların ana konusu çoğu zaman gerçeklik
sınırlarını zorlayan fantastik çizimleriydi.
Mezun olur olmaz Plaça Reial’in bugün de hayranlıkla
bakılan sokak lambalarını ve eldiven imalatçısı
Comella’nın vitrinini tasarladı. Gaudí, dünya mimarlık
tarihi sahnesine çıkmak için olabileceği en uygun
şehirdeydi! Sanayinin, özellikle tekstil sanayinin
gelişmesi, orta sınıfı güçlendirmişti. Barselona, sanatın
her dalı için bir merkez haline gelmişti. Yenilikçi
yaklaşım, mimariye de yansımıştı. Zengin aileler yeni
olanı istiyor, evler, kamu binaları Art Nouveau’nun (Yeni
Sanat) Katalanya’daki yansıması olan Modernisme’nin
izini sürüyordu.
Tam da böyle bir zamanda Gaudí’nin yolu İspanya’nın
en güçlü ailelerinden Güell’ler ile kesişti. Burada bir
duralım. Ailenin ikinci kuşak temsilcisi Kont Eusebi
Güell’e sadece Gaudí değil, tüm insanlık minnet borçlu
olabilir. Kont Güell ve Gaudí’nin ömür boyu süren
dostlukları dünyamıza Güell Pavilyonu, Güell Sarayı,
Güell Mahzeni, Colonia Güell Türbesi ve Güell Parkı
69
S A N AT
ART
eserlerini kazandırdı.
Gaudí’nin en ünlü projesi ise hayatını adadığı “Bitmeyen
Kilise” La Sagrada Familia’ydı… Gelin, ömrünün büyük
bir bölümünde çalıştığı bazilikaya ve diğer eserlerine
biraz daha yakından bakalım…
Gaudi’nin Harikalar Diyarı
Gaudí’nin Unesco tarafından Dünya Mirası listesine
alınmış yedi eserinin tamamı Barselona’da. Bunlardan
dördü yani Park Güell, La Sagrada Familia, Casa Mila
(La Pedrera) ve Casa Battlo mutlaka ama mutlaka
görülmesi gerekenler arasında. Şehirde neredeyse tüm
dükkânların kapalı olduğu bir Pazar gününü Gaudí
gününüz olarak ilan edebilirsiniz!
Parc Güell
Kont Eusebi Güell, Katalonya’daki sanayi devriminde
kazandığı büyük gücü Barselona’nın çekim merkezi
olacak bir şehir parkı inşa ederek göstermek istiyordu.
Böylesine gösterişli bir tasarım için adres belliydi, Gaudí.
Gaudí önce 15 hektarlık araziyi enine boyuna inceledi.
70
mind. Nature is the first element that
inspires this architectural genius and
the second element that inspired his
childhood years and hence his works
was his religious beliefs. Gaudí received
his initial trainings in a strict catholic
school. His Catalonian nationalism was
also enhanced around these times. As all
geniuses, Gaudi was an average student
and his grades were below average in
the years when he received architectural
training, but his drawing ability was
very powerful. The main topic of the hot
debates he made with his instructors
was usually his fantastic drawings that
surpassed the borders of reality.
As soon as he graduated, he designed the
adorable street lamps of Plaça Reial, and
the window of the glove manufacturer,
Comella. Gaudí was in the perfect city in
order to take the stage in the history of
world architecture! The development of
industry, especially textile industry, made
the middle class more powerful. Barcelona
became a center for all branches of
art. The innovative approach was also
reflected on architecture. Rich families
wanted what new is, houses, public
buildings were following the footsteps of
Modernism, the reflection of Art Nouveau
(New Art) in Catalonia.
Just at such a time, Gaudí’s path crossed
with Güell’s, one of the most influential
families in Spain. Let’s stop here for a
while. Not just Gaudi, the whole humanity
may be grateful to Count Eusebi Güell, the
second generation representative of the
family. The life-long friendship of Güell
and Gaudí earned our world the works;
Güell Pavillon, Güell Palace, Güell Cistern,
Colonia Güell Shrine and Güell Park.
In fact, the most famous project of Gaudi
was the “Never-ending Church”, La
Sagrada Familia… Come on let’s take a
closer look at the basilica, for which he had
worked for most of his life, as well as at his
other works…
Gaudi’s World of Wonders
Gaudí’s all seven works listed in the Unesco
World Heritage List are in Barcelona. Four
of these, namely, Park Güell, La Sagrada
Familia, Casa Mila (La Pedrera) and Casa
Battlo are among his must-see works. You
can declare a Sunday as your Gaudi day
because almost all shops in the city are
closed on Sundays!
Parc Güell
Count Eusebi Güell had a plan to show the
great power he achieved in the Industrial
Revolution in Catalonia by building a city
park which would become a center of
attraction in Barcelona. The address for
such a spectacular design was certain:
Gaudí.
Gaudí first examined the land of 15
hectares thoroughly. He designed roads,
tunnels and viaducts suitable for this
highly challenging land type. He developed
a design in so much harmony with the
nature that he was transferring the rain
water through the canals he placed on
the columns of Sala Hipostila into a water
Bir rivayete
göre Gaudí
renk körüydü
ve eserlerini,
yardımcısı
Joseph Maria
Jojol’un desteğiyle tasarlayabilmişti.
According to a
legend, Gaudí
was color
blind, and
could design
his works with
the help of
Joseph Maria
Jojol, who was
his assistant.
Yer yer hayli zorlu olan bu arazi yapısına uyumlu yollar,
dehlizler ve viyadükler tasarladı. Doğaya o kadar
uyumlu bir tasarım geliştirdi ki aslında bir pazar
yeri olarak düşünülen Sala Hipostila’nın sütunlarına
yerleştirdiği kanallarla yağmur suyunu 1200 m3’lük su
tankına aktarıyor, parkın sulamasında dahi bu suyu
kullanıyordu.
Peri masalını andıran mekanlar, Guinnes rekorlar
kitabına girecek uzunlukta bir bank, renkli mozaiklerle
süslenmiş Ejderha Çeşmesi, parkın içinde kıvrılarak 3
km'ye varan sürprizlerle dolu yürüme yolları…
Barselona aristokrasisinin tüm ihtişamını yansıtan
parkta dolaşırken Gaudí’nin en büyük alamet-i
farikasını; kaosun düzeni ve doğallığını da sonuna kadar
hissetmek mümkün. Parkın üstündeki teras en güzel
Barselona manzaralarından birini sunarken, Gaudí’nin
71
S A N AT
ART
tank of 1200 m3, and he was even using
this water for watering the park.
Sights reminding of fairytales, a bank as
long as can be included in the Guinness
book of records, Dragon Fountain
embellished with colorful mosaics,
meandering walkways up to 3 km. within
the park…
It is possible to fully feel the greatest
distinguishing feature of Gaudi; the order
and spontaneity of chaos, while roaming
in the park that reflects the whole glory of
Barcelona’s aristocracy. The terrace over
the park offers one of the most beautiful
Barcelona views and a house, now a
museum, in which Gaudí lived for about 20
years, may also be visited.
La Sagrada Familia
yaklaşık yirmi yıl yaşadığı bir ev de müze olarak ziyaret
edilebiliyor.
La Sagrada Familia
La Sagrada Familia'yı yani en ünlü eserini devraldığında
Gaudí henüz 30 yaşındaydı ve 56 yaşından itibaren
tüm enerjisini bu kiliseye adadı; ta ki 74 yaşında vefat
edene dek. Yaşlandıkça daha da dindarlaşan Gaudí,
yeteneğini ve yaratıcılığını Katalanlara eşsiz bir kilise
hediye ederek taçlandırmak, tüm mimari bilgisini
dini sembollerle birleştirerek bu 20. yüzyıl katedralini
yaratmak istiyordu. Stüdyosunu dahi kilise inşaatına
taşıyan Gaudí, 7 Temmuz 1926'da, bir başka kiliseye
günah çıkarmaya giderken trafik kazası geçirdi. Üstü
başı o kadar dağınıktı ki evsiz zannedildi, yakınlarına
oldukça geç haber verildi. Tıbbi müdahaleyi de olması
gerekenden çok geç alan mimar, kazadan üç gün sonra
vefat ederek tamamlayamadığı projesi La Sagrada
72
Gaudí was just 30 when he took over La
Sagrada Familia, that is his most famous
work, and he devoted all of his energy
to this church starting from the age of
56 years, until his death at 74 years old.
Gaudí became ever more religious with
aging and he wanted to crown his talent
and creativity by leaving a unique church
to the Catalans and to create this 20th
century cathedral by combining his entire
architectural knowledge with religious
symbols. Gaudí moved even his studio
to the church construction, but he had
a traffic accident on July 7th, 1926 on his
way to another church to confess his sins.
He was so messed up, they thought he was
homeless and his relatives were informed
with a long delay. The architect also
received medical intervention too late and
he died three days following the accident
and was buried in La Sagrada Familia, his
unfinished project.
The construction of the perfect cathedral
will be completed by 2026, which
corresponds to 100th year of Gaudí’s
death. The building has 18 towers.
The towers represents 12 apostles, 4
bible authors, Jesus and Mother Mary.
Gaudí was able to complete the tower
symbolizing Jesus during the period
in which he lived. Salvador Dali defines
La Sagrada Familia as “a very creative
headache” and it is almost like a visual
representation of the Christian beliefs.
As the English band Alan Parsons Project
sang in their song: “Who knows where the
road may lead us… La Sagrada Familia…”
Casa Batllo
The house he designed for Passeig de
Gracia, among the industrialists of the
period who were becoming richer, on the
most important boulevard of the city, is
known as the only work fully completed
by Gaudí. Passeig de Gracia was a street
on which the new rich wanted to have
a house with modern designs in order
to rent it out. The house which was built
between 1875-1877 became a fabulous
place in the hands of Gaudi between 19041906. The house is also referred to as the
“bone house” because of its appearance
Sakalını griye
boyadığı
ve eskimiş
elbiselerinden
bir türlü
vazgeçmediği
için Gaudí’nin
lakabı
“Dandy” idi.
Gaudí’s
nickname was
“Dandy”, since
he dyed his
beard in grey
and never
gave up on his
old clothes.
Familia'ya gömüldü.
Kusursuz katedralin inşaatı Gaudí’nin ölümünün 100.
yılına denk gelen 2026 yılında tamamlanacak. Yapı 18
kuleden oluşuyor. Kuleler 12 havariyi, 4 incil yazarını,
Hz. İsa’yı ve Hz. Meryem’i temsil ediyor. Gaudí ise
yaşadığı süreçte sadece Hz. İsa’yı sembolize eden kuleyi
tamamlayabilmiş. Salvador Dali’nin ‘’çok yaratıcı bir baş
ağrısı’’ olarak tanımladığı La Sagrada Familia, Hristiyan
inançlarının adeta görsel bir temsilini oluşturuyor.
İngiliz grup Alan Parsons Project’in bir şarkısında
söylediği gibi: “Yolların bizi nereye götüreceğini kim
bilebilir ki… La Sagrada Familia…”
Casa Batllo
Dönemin hızla zenginleşen sanayicilerinden Josep
Batllo Casanovas için şehrin en önemli bulvarı Passeig
de Gracia’da tasarladığı ev, Gaudí’nin tamamen bitirdiği
tek işi olarak anılıyor. Passeig de Gracia o dönem yeni
73
S A N AT
ART
and its outer facade is embellished with
spectacular mosaics. The cross at the top
of the house is covered with ceramics
brought from Majorca. There are safety
bars looking like skulls in balconies, and on
the roof there is a dragon that is a symbol
of Catalonia. The interior design of the
building is as amazing as its outer part,
and all furniture, doors, door handles and
stairs are ergonomic.
There are long queues of visitors in front
of Casa Batllo; it was bought in 1994 by the
family Bernat, and it earned its owners
2,500,000 Euros on the first day when its
first floor was opened to visitors.
Casa Mila
zenginlerin modern tasarımlarla, kiralanmak üzere ev
sahibi olmak istedikleri bir caddeydi. 1875-1877 yıllarında
yapılan ev, 1904-1906 yılları arasında Gaudí’nin ellerinde
masalsı bir mekana dönüştü. Görünümü nedeniyle
‘’kemik evi’’ ismiyle de anılan binanın dış cephesi
muhteşem mozaiklerle süslü. Evin tepesindeki haç,
Majorca’dan getirilen seramiklerle kaplı. Balkonlarda
kafatası görünümünde korkuluklar, çatıda ise
Katalonya’nın sembolü olan bir ejderha yer alıyor. İç
tasarımı da en az dışı kadar büyüleyici olan binada
bütün mobilyalar, kapılar, kapı kolları, merdiven aksamı
ergonomik.
Önünde oldukça uzun ziyaretçi kuyrukları oluşan Casa
Batllo; 1994'te Bernat ailesi tarafından satın alınmış
ve birinci katının ziyarete açıldığı ilk gün sahiplerine 2
milyon 500 Euro kazandırmış.
Casa Mila
La Sagrada Familia’dan sonra Gaudí’nin Barselona’daki
en çok ilgi gören eseri Casa Mila 1906 ve 1910 yılları
arasında inşa edilmiş bir apartman. Casa Batllo’dan
oldukça etkilenen şehrin aristokratlarından Pere
Mila, Gaudí’nin kapısını çalarak yine Passeig de
Gracia bulvarında bir konut yapmasını istedi. Yapımı
sırasında yerleşmiş formlara uymadığı için birçok
bürokratik engelle karşılaşan eser, farklı tasarımı
nedeniyle ‘’taş ocağı’’ ismiyle anıldı. Binanın statiği de
dönemine göre çok özeldi. Doğal taşlardan yapıldığı için
renksiz olan bina bir yamaca vuran deniz dalgalarını
andırıyor. Yapıtın en ilgi çekici noktalarından biri ise
spiral heykeller ve ilginç figürlerin yer aldığı turistlerin
ziyaretine de açık olan çatı katı.
Gaudí’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki
birbirinden değerli diğer üç eseri ise Casa Vicens, Palau
Güell ve Casa Calvet.
74
Gaudi’s second most favorite work after
La Sagrada Familia is Casa Mila, and it is a
house constructed between the years 1906
and 1910. Pere Mila, one of the aristocrats
in the city, who was quite impressed by
Casa Batllo, asked Gaudí to construct
a house on the boulevard Passeig de
Gracia . The work had to confront many
bureaucratic barriers since it was not in
accordance with the established forms,
and it was referred to as “quarry” due to
its unprecedented design. Statics of the
building was also special for its period.
The building is colorless since it was built
from natural stones and looks like waves
of the sea crashing to the sides. One of
the most interesting aspects of the work
is the penthouse where there are spiral
sculptures and interesting figures.
Gaudí’s other three precious works listed
in UNESCO World Heritage List are Casa
Vicens, Palau Güell and Casa Calvet.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
S E YA H AT
T R AV EL
Kaş’ta dostluk
ve sanat dolu
bir festival
Bazı yerler var, gittiğinizde “İyi ki Türkiye’de yaşıyorum” dedirtiyor.
Kaş da bunlardan biri. 19’uncu Kaş/Lykia Festivali için gittiğim Kaş beni
bu yıl da doğası, denizi, müziği ve Yunanistan ile kurduğu dostluğuyla
kucakladı. Festival bitti ama uzun bir yaz var önümüzde... Dikkat,
okuduktan sonra canınız feci şekilde Kaş çekebilir!.. Ataman Erkul
76
A festival in Kaş, full
of friendship and art
There are some places that when you visit them they make you say “luckily, I live in
Turkey”. Kaş is one of these places. Kaş, which I visited this year for the 19th Kaş/Lykia
Festival managed to fascinate me this time too with its nature, sea, music and the
friendship the built with Greece. The festival is over but we have a long summer ahead
of us... Be careful, you might crave Kaşstrongly when you read this! Ataman Erkul
77
S E YA H AT
T R AV EL
W
e came by this spectacular
town of Antalya for the
Kaş/Lykia Festival of which
the 19th was organized
this year and which became a classic.
With its population of 10.000, Kaş is quite
a different tourism destination. There
are no conventional all in, 5 star hotels in
here. Instead there are boutique facilities
which offer tailor made services with bed
and breakfast with or small hostels which
are mainly preferred by college students
in town. Another detail to be mentioned
about Kaş is the fact that it is a diving
center. Kaş, which houses lots of diving
schools, hosts lots of people every year not
only from Turkey but also from all over the
world.
Another outstanding feature of Kaş is
that it has lots of alternatives. KalkanPatara-Saklıkent being in the first place,
the fact that Kaş is close to KekovaBatıkşehirandDemre, guarantees a holiday
without getting bored for a whole week.
The festival commenced on
with dance shows
B
u yıl 19’uncusu düzenlenen ve artık klasik
hale gelen Kaş/Lykia Festivali için düştü
yolumuz Antalya’nın bu gözbebeği ilçesine...
10 bine yakın merkez nüfusuyla Kaş, son
derece farklı bir turizm destinasyonu. Alışılageldik
5 yıldızlı her şey dahil konseptte oteller yok burada.
Onun yerini alan butik oda-kahvaltı konsepti kişiye özel
hizmet sunan tesisler ya da üniversite öğrencilerinin
tercih ettiği pansiyonlar bulunmakta ilçede. Kaş’la
ilgili vurgulanabilecek bir başka detay ise kentin bir
dalış merkezi olması. Bir çok dalış okulunu bünyesinde
bulunduran Kaş, sadece Türkiye’den değil dünyadan da
bir çok insanı ağırlıyor her yıl.
Kaş’ın öne çıkan bir özelliği de bir çok alternatife
sahip olması. Kalkan-Patara-Saklıkent başta olmak
üzere, Kekova-Batıkşehir ve Demre’ye eşit mesafede
78
Kaş/Lykia Festival was organized for the
19th time this year. The natives of Kaş
showed great interest in the cortege that
took place in the opening of the festival.
We took our place on the front rows with
natives and artists on the protocol and we
commenced on a walk towards the famous
port center of Kaş. When we arrived at
the center, we were overwhelmed with the
great dance shows of the dancers from
turkey and Greece. After all, the main goal
of the festival was to reinforce the friendly
relations established with the Greek Island
Meis, which is the neighbor of Kaş across.
One of the details that attracted attention
in the festival was the Greek dance group
which came from Rhodes. The head of this
group that combined mutual music with
mutual dance moves was a Turk from
Rhodes, Osman. Mr. Osman who lives is
Rhodes as a descendent of Ottomans takes
stage in lots of peace festival with his team.
He said that he likes to be a part of every
step towards the fellowship of Turkey and
Greece.
Concerts attracted a
lot of attention
Would a festival be possible without a
concert? On the first night the common
gathering point of the young people was
the big stage set up on the port. The music
of the group called Kolpa grew bigger with
all the young people and sprung across
the whole port and even Kaş. The crowd
had fun until late in the evening.
The next day we woke up to a quiet and
peacefulKaş, there were no sign of the
busy hours of the night before. I wanted
to check out the day time activities while I
waited with pleasure for the concert of the
star of the night, FundaArar. As a person
who loves food, I found myself among a
food contest held by women from Kaş and
Meis. The long tables that were laid in the
municipal tea garden looked like a work
of art, with all the food on them which
were prepared by able hands. Between
Turkish-Greek tapas, main courses and
desserts, it was really hard to choose.
With the principle that “the winner is the
participant” we tasted many delicious
bulunması Kaş’ta bir hafta can sıkılmadan tatil yapma
garantisi veriyor tatilcilere.
Festival dans şovlarıyla başladı
Kaş/Lykia Festivali bu yıl 19’uncu kez düzenlendi.
Festivalin açılışında gerçekleşen korteje Kaş halkı
büyük ilgi gösterdi. Protokol halk ve sanatçıların yer
aldığı bu kortej için merakla önlerdeki yerimizi aldık
ve kalabalıkla birlikte Kaş’ın meşhur liman meydanına
doğru yürüyüşe geçtik. Meydana geldiğimizde ise
Türkiye ve Yunanistan’dan gelen dansçıların harika
dans şovlarıyla kendimizden geçtik. Zaten festivalin
ana amacı da Kaş’ın karşı komşusu Yunanistan’ın Meis
79
S E YA H AT
T R AV EL
adasıyla kurulan dostluk bağlarını pekiştirmekti...
Festivalde özellikle dikkat çeken ayrıntılardan biri
de Rodos’tan gelen Yunanlı dans grubuydu. Ortak
ezgileri ortak danslarla bezeyen bu grubun başında
ise Rodos Türklerinden Osman vardı. Osmanlı tebası
olarak Rodos’ta yaşayan Osman Bey, ekibiyle birlikte
bir çok barış festivalinde sahne alıyormuş. Türk-Yunan
kardeşliğine atılan her adımda pay sahibi olmayı
seviyormuş.
Konserler büyük ilgi topladı
Festival olur da konser olmaz mı? İlk akşam bütün
gençlerin ortak buluşma noktası Liman’a kurulan dev
sahneydi. Kolpa grubunun çaldığı şarkılar tüm gençlerin
eşliğiyle büyüdü ve ses, tüm limana hatta Kaş’a yayıldı.
80
foods in this contest and at the end of the
day the winner was again friendship and
ourbellies of course.
Beach options
For the rest of the day, the best activity to
do to have good time and to digest all the
things we ate was going to the beach. Out
first top was Kaputaş which is no doubt
one of the best beaches in Turkey. Kaputaş
which countless times made the lists of
best beaches in the world and in Turkey,
creates such an effect with its turquois
color that you think you are in Bahamas
or Maldives.
The all the time wavy sea fascinates those
who like to play with the waves in the
sea. I have to say that the bathroomsand
dressing cabins built with the latest
regulations add a different beauty and
comfort to the beach.
After the enjoyable sea break in Kaputaş,
out next stop was the Büyükçakıl beach.
I can say that Büyükçakıl is center of
attraction for many people because it
is closer to the city center. Compared to
Kaputaş, it has a rocky sea and beach so I
would strongly recommend that you take
your beach shoes with you. And about the
2 or 3 restaurants on the beach, I can say
Kalabalık geç saatlere kadar eğlendi.
Ertesi sabah ise gecenin yoğunluğundan eser
kalmamış dingin sessiz ve huzur dolu Kaş’a uyandık.
Festival sahnesinde gecenin yıldızı olan Funda Arar’ı
beklemenin keyfiyle festivalin gündüz etkinliklerine
göz atmak istedim. Özellikle yemek yemeye bayılan
biri olarak Kaşlı ve Meisli hanımların katıldığı yemek
yarışmasında buldum kendimi. Belediye çay bahçesine
kurulmuş uzun uzun masalar marifetli ellerden çıkan
yemeklerle bir ressamın tablosunu andırıyordu. TürkYunan ortak yapımı mezeler, ana yemekler ve tatlılar
arasında en iyileri seçmek zor olsa gerek... “Kazanan
katılandır” esasıyla bir çok farklı lezzeti tattığımız bu
yarışmada günün sonunda kazanan yine dostluk ve
elbette bizim midelerimiz oldu.
81
S E YA H AT
T R AV EL
Plaj seçenekleri
Günün geri kalanı için ise plaj ve deniz keyfi yapmak
yediklerimizi hazmetmek adına yapılacak en güzel
aktiviteydi. İlk plaj durağımız kuşkusuz Türkiye’nin
en güzel plajlarından biri olan Kaputaş’tı. Dünya ve
Türkiye’de en iyi plajlar listesine defalarca giren Kaputaş
plajı özellikle turkuaz rengiyle bir Bahamalar yada
Maldivler efekti yaratıyor beyinlerde.
Her daim dalgalı deniz ise deniz ve dalgayla oynamayı
sevenleri adeta büyülüyor. Son düzenlemeyle yapılan
tuvaletler, giyinme kabinlerinin ise bu güzel plaja ayrı bir
82
that Ada restaurant won my heart with
both the hospitality of its owners and the
fact that they serve hot and fresh foods.
Just as we were about finish the day after
visiting two beaches, we felt hungry again.
In the newly opened Marina Restaurant at
the center of Kaş, we crowned out years of
friendship with the owners Mr. Şerif and
Mrs. Mihriye on the dinner table. In the
restaurant that was just opened by our
friends who are the natives of Kaş, I can
say that my favorite was pizza. Other than
this I can say that sea food and fresh fish
are especially not to be misses in Kaş.
I could not understand how the time
passed by with delicious food and lovely
conversation and the concert arrived.
When I heard the voice of FundaArar I
went forward running towards the front
rows of the stage. The spot I acquired
by pushing my way through allowed
me a private time with FundaArar’s
strong voice and successful stage show.
This strongest woman vocal of Turkey
composed a festival for our ears with her
performance of almost two hours.
Strokes for friendship
On the last day of the festival there
was a different contest. An uncommon
swimming organization in Turkey was
right in front of me with the theme “the
swimmers stroke towards peace and the
two countries are connected.” The boat
that would take of at 8 a.m. in the morning
would bring us to the middle of 7 km
distance between Kaş-Meis and at 10 a.m.
the start of the contest would announce
the first stroke for peace. And we, as a
group of several journalist got in a boat
and started sailing towards the spot in
the sea which is the farthest to the Greek
mainland and closest to ours.
Meis is like a little sibling that the
mainland Greece has entrusted us Turks
and natives of Kaş with. Visas and borders
has not been able to tear apart the bond
between the two nationalities, every
native of Kaş is somewhat like a native of
Meis and every native of Meis is somewhat
like a native of Kaş. These two friendly
cities which are both far away from the
center of their country has learned to live
in peace together. By the way it should be
mentioned that Meis means “eye” in Greek.
The neighbor across:
The Island of Meis
The Island of Meis to which it is possible to
reach after almost a 45 minutes of boat
ride, has an airport even if it is a small
island. Moreover cruise ships come by the
port 2 or 3 times a week. In the old times
when Kaş was a small village, Meis was
an important port of Ottoman Empire
with its population of 14.000. Especially
those who travelled between Cyprus and
Rhodes would stay in this port, rest and
then continue their journey. The island
was taken by Italians in 1913 and after the
Second World War; the island became the
land of the Greek. Lately, there are only
300-400 people living on this island so it is
mainly a peaceful place for old and retired
people. Because younger people travel to
bigger islands or Athens in order to find
work, the island is left to grandfathers and
konfor kattığını söylemekte yarar görüyorum.
Kaputaş’taki keyifli deniz molasının ardından ise
ikinci durağımız Büyükçakıl plajı idi. Büyükçakıl şehir
merkezine daha yakın olduğundan bir çok kişi için
cazibe merkezi diyebilirim. Kaputaş’la kıyaslandığında
taşlı bir plaj ve denize sahip olan Büyükçakıl için
önerim mutlaka deniz ayakkabınızı yanınıza almanız
olacak...Özellikle plajda bulunan irili ufaklı 2-3 restoran
arasından Ada restoran hem sahiplerinin sıcaklığı hem
de doğal ürünlerin sıcak servis edilmesiyle kalbimi bir
başka kazandı.
İki farklı plajı keşfedip güneşi batırmaya ramak kala
bir kez daha karnımızın acıktığını hissettik. Kaş
meydanında
yeni açılan
Marina
Restaurant’ın
sahipleri Şerif
bey ve Mihirye
Hanım
ile yılların
dostluğunu
yemek
sofrasında
taçlandırdık.
Kaş’ın yerlisi
olarak bu
yıl hizmete
soktukları
restoranda
ise en favori
yemeğim
karışık pizza
oldu. Bunun
dışında
özellikle deniz
ürünleri ve
taze balık,
Kaş için
olmazsa olmazlardan diyebilirim.
Hem keyifli sohbet hem de keyifli yemeklerle konser
zamanının nasıl geldiğini anlamadım bile. Funda
Arar’ın sesini duyduğumda ise koşar adım sahne önüne
doğru yürümeye başladım. Kalabalığı yararak önlerde
bulduğum yer, Funda Arar’ın güçlü sesi ve başarılı
sahnesiyle baş başa bıraktı beni. Türkiye’nin bu en güçlü
kadın vokali, yaklaşık 2 saatlik enfes performansı ise
kulaklarımızın pasını sildi.
Kulaçlar dostluk için atıldı
Festivalin son günü ise bir başka farklı yarışma vardı.
Türkiye’de eşine az rastlanır bir yüzme organizasyonu,
“iki ülkeyi birbirine bağlıyor ve yüzücüler barışa doğru
83
S E YA H AT
T R AV EL
kulaç atıyor” temasıyla karşıma çıkıyordu. Sabah
saat 8’de kalkacak tekne yaklaşık 7 km’lik Kaş-Meis
arasına bizleri ve yüzücüleri götürecek, saat 10 itibariyle
verilecek start ise barışa atılan kulaçları müjdeleyecekti.
Bizler de bir grup basın mensubu tekneye doluşarak
Yunanistan’ın ana karaya en uzak, bize ise en yakın
noktasına doğru pupa yelken yol almaya başladık.
Anakara Yunanistan’ın sanki biz Türklere ve Kaşlılara
emanet ettiği küçük bir kardeş gibi Meis adası. İki
halkın arasındaki bağı vizeler ve sınırlar koparamamış,
her Kaşlı biraz Meisli, her Meisli biraz Kaşlı. Kendi
ülke merkezlerine uzak bu iki kardeş şehir bir arada
yaşamayı son derece güzel öğrenmiş. Bu arada Yunanca
Meis’in göz anlamına geldiğini de burada belirtmekte
yarar var...
Karşı komşu: Meis Adası
Yaklaşık 45 dakikalık bir tekne yolculuğuyla ulaştığımız
Meis Adası son derece küçük bir ada olmasına karşın
adada bir havaalanı bulunuyor. Ayrıca haftada 2-3 kere
cruise gemileri limana uğruyor. Eski yıllarda Kaş küçük
bir köyken Meis, Osmanlı’nın 14 bin nüfuslu önemli bir
aktarma limanıymış. Özellikle Kıbrıs ve Rodos arasında
mola verecek tekneler bu limanda kalır yollarına öyle
devam ederlermiş. Osmanlı’dan 1913 yılında İtalyanlar’a
geçen ada sonraki yıllarda ise İkinci Dünya Savaşı’ndan
sonra Yunanistan toprağı olmuş. Son dönemde ise
sadece 300-400 kişinin yaşadığı bu ada bir nevi
yaşlılar ve emekliler adası. Gençler Atina ya da daha
büyük adalara çalışmaya gittikleri için adada sadece
büyükanne ve büyükbabalar kalmış.
Adadaki Osmanlı’dan kalma camii ise şu an bir sanat
müzesi olarak hizmet veriyor. Kapı vizesiyle gidilebilecek
adalardan bir olan Meis, Kaş tatilinde 1 gün de olsa
konaklanabilecek bir keyfi vaat ediyor.
Yarışı dostluk kazandı
Yarışa geri dönecek olursak, kısa bir Meis turundan
sonra başlayan yüzme yarışması adrenalini doruklara
çıkardı. Sadece Türkiye’nin değil dünyanın da bir çok
yerinden 400’ü aşkın yüzücü Meis ile Kaş arasındaki
bu 7 km’lik parkuru tamamlamak için büyük gayret
sarf ettiler. Benim sadece gemiden gıptayla baktığım
sporculardan ilki bu mesafeyi 1 saat 32 dakikada
tamamlayarak birinciliği kazandı. Böylesine barış temalı
bir yarışmaya katılan zaten kazanmıştır diyenler ise
denizin keyfini çıkararak yarışmayı tamamladılar.
Bense yaklaşık üç gün süren barışı, dostluğu, kültürü,
sanatı ön plana çıkaran bu seyahatimde, Kaş’ın bütün
güzelliklerini gözler önüne seren festivali keyifle
izledim. Festivalin gelecek yıl yine bir çok rengi
barındıracağından emin şekilde bir başka cennet diyara
yol almaya hazırlandım.
84
grandmothers.
The mosque in the island which comes
from the Ottoman era offers service as
an art museum. Meis, which is one of the
islands that you can travel to by entry
point visa, is a lovely place to stay during
your Kaş holiday even for one day.
Friendship is the
winner of the race
If we return to the race, the adrenalin
was at its highest point at the swimming
race that started just after the tour of
Meis. Not only Turk but also more than
400 swimmers from all around the world
showed great effort in order to finish the
7 km parkour between Kaş and Meis.
I was just looking out from the boat in
envy while the first of the race finished
the parkour in 1 hour 32 minutes and
came in first. And those who thought that
participating in such a peaceful event is
also winning, finished the race by enjoying
the sea and the sun.
I watched with great pleasure this festival
in Kaş that brought out the beauties of the
town and that lasted almost three days
and highlighted peace, friendship and art.
I got ready to travel to another land, being
sure that next year the festival would
again harbor lots of colorful scenes.
SPOR
86
SPORT
Ata sporu
yeniden
canlanıyor
Eski Türklerin yaşam kültürünün çok önemli bir parçasıdır okçuluk.
Beden kontrolü ve konsantrasyon isteyen okçuluk sporu, son yıllarda
özellikle gençler arasında oldukça popüler. Türkiye Okçuluk Federasyonu
İç Yarışmalar Sorumlusu Cumhur Yavaş, okçuluğun kişiye hem bedensel
hem de zihinsel güç kazandırdığını ifade ediyor. Ayşe Fındık
The ancestor
sport is in revival
Archery is a very important part of the culture of old Turks.
The sport of archery which requires bodily control and
concentration is very popular among young athletess in
recent years. Turkey Archery Federation Domestic Contests
Manager Cumhur Yavaş, states that archery offers
individuals both physical and mental powers. Ayşe Fındık
87
SPOR
SPORT
A
D
örtnala giden bir at, üzerindeki asker geriye
dönmüş, okunun yayını sonuna kadar çekmiş
fırlatmaya hazırlanıyor… Eski Türklerle ilgili
tarihi belgelerde sıkça görmeye alıştığımız,
tipik bir Türk atlı okçusunun resimli anlatımıdır bu.
Türklerin, okçuluktaki başarılarına dair çok şey yazar
tarih kitapları. Türk yaşam kültürünün bir parçasıdır
yay ve ok. Erkekler kadar kadınların da çok iyi at bindiği,
ok attığı yine tarih kitaplarında anlatılır. Hem savunma
hem avcılık için kullanılan ok, bozkır kültürünün en
kıymetli parçalarından biridir. Okçuluğu, eski Türklerin
yaşamlarının her alanında görmek mümkün. Türk
kültürüne dair önemli bir kaynak olan Dede Korkut
kitabında, gençlerinin boş vakitlerini ok atışlarıyla
geçirdikleri, ok müsabakaları yaptıklarını, düğün
eğlenceleri sırasında damat ve arkadaşlarının ok koşusu
düzenledikleri yazar.
Bugüne gelindiğinde ise Türkiye’de okçuluğun en çok ilgi
duyulan spor dallarından biri olduğu görülüyor. Özellikle
son yıllara bakıldığında, okçuluk sporunun yeniden
canlandığı, gençler arasında popülaritesinin arttığı
gözlemleniyor. Her spor dalında olduğu gibi, okçuluk sıkı
ve disiplinli bir eğitim süreci içeriyor. Okçuluk eğitimi
tüm branşlarda olduğu gibi temel eğitim süreciyle
başlıyor. Temel eğitimde okçuluğun temel kuralları,
galloping horse, the soldier on
the horse has turned his back,
he has drawn his arrow from
the bow to the full extent and
he is ready to shoot. This is a narrative of
typical Turkish horseback arches that we
are familiar with thanks to old documents
about Ancient Turks. History books write
a lot of things about the success of Turks
in archery. Bow and arrow is a part of
the lifestyle of Turkish culture. Historical
documents also state that women too
could ride horses and were equally
successful archers. The arrow which is
used for both hunting and defense is one
of the most important part of savannah
culture. It is possible to encounter with
archery in every part of the everyday
lives of ancient Turks. In the book Dede
Korkut, which is an important resource
when it comes to Turkish culture it is
stated that young people spent their free
time with archery, that the held archery
competitions and that during the wedding
ceremonies the groom and his friends held
arrow run competitions.
When we arrive at today we see that
archery is one of the most popular sports
in Turkey. Especially in recent years it is
observed that the sport of archery is in
a revival process and that its popularity
continues to increase among young
people. Like in every sports branch
archery requires a tough and disciplined
education process. In the basic training,
the basic rules of archery and the
introduction to archery equipment is
being taught and also a start on arrow
throwing training is given.
Both physical and mental work
The right age to star this sport can change
between the ages of 9-10 depending
on physical build. Experts recommend
that athletes should start at this age for
performance sports. Apart from this it
is stated that archery can be performed
by every age group or physical condition.
Turkey Archery Federation Domestic
Contests Manager Cumhur Yavaş explains
the training process like this: “First of
all, the basic training athlete should be
able to use the right muscle groups and
88
they should start with using the right
equipment. Then, the right technique
in coordination and concentration is
conveyed to the students and shooting
practices are started. This is a long
process. Archery is one of the most
difficult sports branches. Good shots
are not achieved only by physical power.
Mental powers are also important in
archery.”
Cumhur Yavaş mentions that especially
in recent years, the interest in archery
has risen enormously. Yavaş states that
he is quite happy with this situation as
he is a trainer who loves this sports and
who has trained countless athletes in this
branch. Yavaş adds “Right now, archery is
performed in almost every city in Turkey.
Moreover even the number of towns to
which this sport has reached is increasing
continually. In all around the world, in
countries which are successful in archery,
okçuluk malzemelerinin tanıtımıyla birlikte ok atışı
sürecine de başlangıç yapılıyor.
Hem fiziksel hem zihinsel bir çalışma
Bu spora başlama yaşı fiziksel yapıya bağlı olarak 9-10
yaşları arasında değişebiliyor. Uzmanlar, performans
sporu için yetişecek sporcuların bu yaşlarda başlamasını
tavsiye ediyor. Bunun yanı sıra okçuluğun her yaşta
ve her fiziksel yapıda yapılacak bir branş olduğu ifade
ediliyor. Türkiye Okçuluk Federasyonu İç Yarışmalar
Sorumlusu Cumhur Yavaş, eğitim sürecini şöyle
anlatıyor: “Öncelikle temel eğitim sporcusunun doğru
kas gruplarını kullanması ve uygun malzemeyle
başlaması sağlanıyor. Koordinasyon, konsantrasyon
yönünden çalışmalarla da doğru teknik öğretilerek
öğrencinin atışa geçmesi sağlanıyor. Bu, uzun bir süreç.
Okçuluk, zor spor branşları arasında yer alıyor. Sadece
fiziksel yeterliliklerle iyi atışlar yapılmıyor. Ayrıca
okçulukta zihinsel çalışmalarda çok önem kazanıyor.”
Cumhur Yavaş, özellikle son yıllarda okçuluk sporuna
olan ilginin yoğunlaştığını söylüyor. Yavaş, bu spora
gönül vermiş, sayısız okçu yetiştirmiş bir eğitmen
89
SPOR
SPORT
olarak bu ilgiden bir hayli memnun olduğunu dile
getiriyor. Yavaş, “Şu an Türkiye’de neredeyse her ilde
okçuluk sporu yapılıyor. Hatta okçuluğun sporunun
ulaştığı ilçelerimizin sayısında bile ciddi artışlar var.
Dünyada bu alanda çok başarılı olan ülkelerde okçuluk
eğitimi okuldan başlayarak spor merkezlerine kadar
uzanıyor. Bu ülkelerde devlet desteği oldukça fazla.
Ancak Avrupa’da durum biraz daha farklı; Avrupa’da
eğitimlerin okçuluk kulüplerinde başladığını görüyoruz.”
Türkiye’de üç yıl önce okul
programlarına alındı
Türkiye’de 3 yıl önce bu alanda çok önemli bir adım
atıldı ve okçuluk okul programlarına alındı. Bu demek
ki, öğrenciler beden eğitimi derslerinde artık okçuluk
eğitimi alabiliyorlar. Bu adımla birlikte daha çok kişiye
ulaşan okçuluk sporu, gittikçe gelişiyor. Bu kararın
ardından üç yıldır okullar arası yarışmalar düzenleniyor.
Bu yarışmalar önce her ilin kendi bünyesinde
gerçekleştiriliyor, kazananlar Türkiye Şampiyonası’nda
becerilerini ortaya koyuyor.
Okçuluk emek isteyen, güç, koordinasyon,
konsantrasyon ve sabır gerektiren bir spor dalı.
Okçuluk sporunda fiziksel olarak günlük yaşamda çok
kullanılmayan kas grupları kullanılıyor. Günümüzün
en büyük sorunlarından biri olan ve çoğunlukla
90
training stars from school and goes all
the way to sports centers. These countries
have a lot of support from government.
However, the situation is a little different
in Europe. We see that in Europe training
starts in archery clubs.”
Archery was accepted into
school programs three years ago
Three years ago a big step for archery
was achieved in Turkey and the sport
was accepted into school programs. This
means that students can receive archery
training in sports classes. With this step
archery reached to a wide range of people
and continues to grow. After this decision
competitions are being helped in schools.
These competitions take place first in
every city and then the winner show their
talent in Turkey Championship.
Archery is a sports branch that requires
strength, coordination, concentration and
patience. In the sport of archery, muscle
groups that are not usually active in
daily activities are being used. It is quite a
beneficial sport when it comes to defects
in sitting and standing positions which
is one of the most important problems
nowadays and which mainly arise from
spending time in front of the computer
for long hours. In these cases there are
some deformations in the spine. And with
Archery the muscles around the spine
could be strengthen and some recovery
could be observed. Yavaş says that in
archery, one of the most important moves
is to straighten the spine and adds: “With
Archery training, the muscles on the
back and shoulder are proportionally
developing and therefore the muscles
grow stronger. Therefore while you
achieve a proper posture you also avoid
spine deformations.”
One of the most important issues of
recent years is attention and interest
deficit. Especially the chaos of city life
can cause attention deficit problems in
everybody from 7 to 70. On of the main
points of archery is concentration. As
you move forward in this sport, you can
observe important developments in your
attention span. Yavaş mentions that
archery is a sport that requires patience
and adds that in time it develops the
ability to focus: “Archery provides active
mental activity. In enhances the feelings
of courage and trust. It can help you get
away from certain fears by focusing. It
develops the sense of control in hyper
active individuals. And when you do it as a
hobby, Archery relieves stress of work and
daily life.
uzun saatler bilgisayar başında zaman geçirmekten
kaynaklanan oturuş ve duruş bozuklukları için çok
faydalı bir spor. Omurgada görülen bazı deformasyon
ve eğriliklerde, omurgayı çevreleyen kasların ok
atışıyla güçlenmesi nedeniyle iyileşmeler görülebiliyor.
Okçulukta omurgayı düz tutmanın en önemli hareket
olduğunu dile getiren Yavaş, “Okçuluk çalışmalarıyla
sırt ve omuz kasları orantılı bir şekilde harekete geçerek
güçleniyor. Böylelikle düzgün bir postur sağlanırken,
omurga deformasyonlarının da önüne geçiliyor.”
Son yılların en önemli sorunlarından biri de ilgi ve
dikkat eksikliği. Özellikle şehir hayatının karmaşası,
7’den 70’e her yaşta insanda dikkat eksikliği sorununa
yol açabiliyor. Okçuluk sporunun temel noktalarından
biri konsantrasyon. Bu sporda ilerledikçe, kişinin
konsantrasyonunda
önemli gelişmeler
gözlemleniyor.
Okçuluğun sabır
isteyen bir spor
olduğunu ifade eden
Yavaş, bu sporun
zaman içinde
odaklanma becerisini
geliştirdiğini söylüyor:
“Okçuluk yapıldığı
sürece zihinsel
çalışmaları aktif kılar. Cesaret ve kendine güven
duygularını artırır. Odaklanmayla bir takım korkulardan
uzaklaşılır. Hiper aktif yapıya sahip bireylerde de kontrol
duygusunu geliştirir. Hobi amaçlı yapanlar iş ve günlük
yaşam stresinden arınır.”
Pahalı bir spor mu?
Modern okçulukta recurve (klasik) ve compaund
(makaralı) olmak üzere iki yay kategorisinde yarışmalar
Is it an expensive sport?
In modern archery competitions are
carried on in two bow categories: recurve
and compound. In recurve bows the shots
are fired from 70 meters and in compound
bows, they are fired from 50 meters.
Archery competitions are held in two
ways: open air and saloon competitions.
In the saloon competitions the attendants
shoot from 18 meters in each bow
category.
It is thought that especially sports that
are performed with certain equipment
are expensive. However the main training
of archery is not that expensive. Because
in cities which offer archery training, the
91
SPOR
SPORT
yapılıyor. Atışlar; klasik (olimpik) yaylarda 70 metreden,
makaralı yaylarda ise 50 metreden gerçekleştiriliyor.
Okçuluk yarışmaları açık hava ve salon yarışmaları
olmak üzere iki şekilde düzenleniyor. Salon
yarışmalarında her iki yay kategorisinde de 18 metreden
atış yapılıyor.
Özelikle malzemeyle yapılan sporların pahalı sporlar
olduğu düşünülür. Oysa okçuluk sporunun temel
eğitimi çok pahalı sayılmaz. Çünkü okçuluk sporu
eğitiminin verildiği illerde, Gençlik Hizmetleri ve
Spor İl Müdürlükleri bünyesinde bulunan okçuluk
merkezlerinde ücretsiz olarak eğitim alınabiliyor. Bu
illerde temel eğitim malzemeleri de mevcut. Sporcular
sadece kişisel malzemelerini alıyorlar. Kulüp bünyesinde
çalışan sporcular ise kulübün belirlemiş olduğu aidatları
ödüyorlar. Temel eğitim malzemelerini kendisi almak
isteyen sporcuların çok yüksek meblağlar ödemediğini
söyleyen Cumhur Yavaş, “Ancak üst düzey performas
sporcularının malzemeleri 1500-2000 doları buluyor.
Milli Takım seviyesinde olan bu sporcuların malzemeleri
de Okçuluk Federasyonu tarafından sağlanıyor. Güçlü
kulüpler de bu malzemeleri sporcularına sağlıyor” diyor.
Her türlü okçuluk malzemesini Türkiye’den temin
etmek mümkün. Türkiye’de şu ana için yeterli sayıda
okçuluk malzemesi satan mağazalar bulunuyor.
Malzeme seçerken sporcunun yaşı, boyu, kol boyu,
çekiş gücü gibi özellikleri dikkate alınıyor. Ayrıca ok
atışı yapacak kişinin solak veya sağlak oluşu, dominant
göz özellikleri de alınan malzemeyi belirleyici unsurlar
arasında yer alıyor. Okun yay sertliğine ve kol boyuna
göre seçilmesi son derece önem taşıyor. Okçuluk
sporuna başlamak isteyenler için bu spor üç kelimeyle
özetlenebilir; iyi bir eğitim, doğru malzeme ve sabır.
Tüm bunlardan sonra iş, okun yayını güçlüce çekmeye
kalıyor.
92
training centers
in Youth Services
Units and Provincial
Directorate of Sports
offer free training.
These cities also
have basic training
equipment. The
athletes only buy
personal equipment.
The athletes who
train in a club pay
the contribution fees
defined by the clubs.
Cumhur Yavaş says
that the athletes
who want to buy
their own equipment
do not pay high sums of money. “However
the equipment of senior performance
athletes can reach up to 1500 – 2000
dollars. The equipment of athletes who are
in national team are supplied by Archery
Federation. Strong clubs also supply their
athletes with equipment.”
It is possible to find every kind of
equipment in Turkey. There is enough
number of shops that provide archery
equipment. When choosing the equipment
the age, height, arm length and tractive
effort of the athlete are taken into
consideration. Also whether the athlete is
left handed or right handed and his/hers
dominant eye features are also among
the elements that define the necessary
equipment. It is quite important that the
arrow is chosen according to the stiffness
of the bow and arm length. For those who
want to venture in this sport, Archery
can be summarized in these words: a
good education, the right equipment and
patience. After all these are fulfilled, it
comes to drawing the arrow strongly.
G ELEN EK
TRADITION
Aman
nazar
değmesin
Kem gözlerden kim korkmaz? Kötü niyetli bakışların yolunda
giden bir işi ya da ilişkiyi zora sokabileceği birçok kişinin
aklından geçer. Neyse ki böyle zamanlarda nazar boncukları
imdada yetişir. Göz şeklindeki nazar boncuklarını takmak,
eski zamanlardan günümüze uzanan bir gelenek. Bu göz,
birçok Doğu kültüründe yer alan önemli figürlerden biri.
Şimdilerde bin bir renkli şekil ve tasarımda karşımıza çıkan
nazar boncukları, her daim çekici ve etkileyici… Ayşe Fındık
94
Bless your little cotton socks!
Who is not afraid of the evil eye? Many people can think that malicious glances
can becloud a job or relationship keeping on track. Fortunately, at these times, the
evil eye talismans come to the rescue. To pin the eye-shaped evil eye talismans a
tradition dating from ancient times to present. This eye is one of the major figures
present in many Eastern cultures. Nowadays, the evil eye talismans in thousand
colorful shapes and designs are always attractive and impressive… Ayşe Fındık
95
G ELEN EK
TRADITION
D
ünyaya yeni gelmiş bir bebeğin beşiğine
hemen o iliştirilir. Evin en güzel köşesine
o yerleştirilir. Kıyafetlerin iç taraflarına
küçük bir çengelli iğneyle o takılır. Herhangi
bir kötülük gelmesinde korkulan bir durumda hemen
ona başvurulur? Evet, nazar boncuğu yaşamın farklı
aşamalarında kendine yer bulur. Bu boncuğun, kişileri
olumsuzluklardan, dışarıdan gelebilecek negatif
etkilerden koruduğuna inanılır.
Nazar boncuğunun kökeni eskilere dayanıyor. Özellikle
Orta Doğu toplumlarında nazar boncuğu figürünün
var olduğu görülüyor. Tarihi ve kökeniyle ilgili farklı
yorumlar var. Kimi yorumlara göre bu tılsımlı
gözün doğuşu, Orta Asya’daki Şaman
toplumlarına dayanıyor. Tarihteki Türk
topluluklarında nazar boncuğuna munçuk,
moncuk, monşak, monçak, monçok,
muyınçak gibi isimler verildiği, bu
boncukların çadırlara, atların
boyunlarına takıldığı biliniyor.
Nazar inancının Eski Mısır’a
dayandığını belirten görüşler
de mevcut. Diğer taraftan
bu figüre Hint kültüründe de
rastlanıyor.
Bu kültürlerin tümünde
göz figürü, kötülükleri
uzaklaştıran bir tılsım olarak
kabul ediliyor. Göz figürünün,
kötü niyetli insanların olumsuz
enerjilerine engel olarak kişiyi
koruyacağına inanılıyor. Gözün,
insanın dış dünyaya açılan
penceresi, insanın duygularını ve
düşüncelerini aktardığı organı
olduğu düşüncesi, bu figürün
anlamının temelini oluşturuyor.
Nazar boncuklarında ağırlıklı
olarak görülen koyu mavi rengin
ise, gelen enerjiyi absorbe ettiği
için kullanılmış olabileceği tahmin
ediliyor.
Göze gözle ‘dur’ demek
İnsanların iyi ya da kötü enerjilerinin gözleri aracılığıyla
yayıldığı düşüncesi toplumlarda oldukça yaygın. Nazar
boncuğunun koruyucu yönünün olduğu inancının
temelinde, “göze gözle karşı gelmek” anlayışı yatıyor.
“Göze gelmek”, “göz değdirmek” gibi deyimler dilimizde
sıklıkla kullanılıyor. Örneğin, göze gelmenin sözlük
anlamı, “Uğursuzluk, kötülük getirdiğine inanılan
kıskanç veya hayran bakışlar dolayısıyla kötü bir
duruma düşmek.” Bu gibi örnekleri çoğaltmak mümkün
96
I
t will be pinned immediately on the
cradle of a new born baby. It will be
placed in the most beautiful corners of
the house. It will be pinned by a hooked
needle at the inside of the clothes. It will
be the first to be used when it is necessary
to be protected from malicious glances.
Yes, the evil eye talisman found its place
in different stages of life. It is believed
that this talisman protects people from
negativities and negative impacts which
may come from outside.
The origin of the evil eye talisman is
based on the ancient times. Especially,
in Middle Eastern societies, it seems
that the evil eye talisman figures exist.
There are different interpretations
about its origin and history. According
to some reviews, the emergence of this
eye-shaped talisman is based on the
Central Asian shamanistic societies. It
is known that the Turkish communities
in the History called this talisman as
“munchuk,monchuk, monchak,monchack,
monchock, muinchak etc.” and that these
talismans were pinned to the tents and on
the horses' necks. There are some opinions
stating the evil eye belief is based on
Ancient Egypt.
At the other side, this figure is also held in
the Indian culture. In this culture, the eyeshaped figure is considered as a talisman
moving away the evils. It is believed that
the evil eye figure is protecting the person
by blocking the negative energy of the evil
people.
The basis of this figure’s meaning consists
of the idea saying that the eye is the
organ transmitting feelings and thoughts
of man and the window opened to the
outside. The dark blue color frequently
seen on the evil eye talismans is presumed
to be used because of its capability to
absorb the energy.
To say “stop” to the eye
with the eye
It is quite common in societies that the
negative or positive energies of the people
spread through their eyes. The hidden
idea on the basis of the belief that the evil
eye has a protection capacity, there is to
“stop” the evil eye by another eye”. The
expressions such as “being affected by
the evil eye” , “being touched by the evil
eye” are often used in our language. For
example, the lexical meaning of “being
affected by the evil eye” is “to fall into bad
situations because of admiring or jealous
glances which are believed to bring evil. It
is possible to multiply such examples but
on the basis of such identification lays the
approach that people may affect each
other by their eyes. In short; in order to
fight against any "evil" eye, it is used again
an eye.
We can say for the evil eye talisman, one
the basic symbols of Turkish culture. We
can see it at the home, in the shopping
stores, in our cars, in our jewelries etc. In
most of the tourist shops in Turkey; it is
Outlined assorted evil eye beads. Even they
are frequently made in dark blue color;
the evil eye beads draw attention with
many sorts of colors and options. The evil
eye beads in green, purple, red, Turquoise,
animate and colorize the places. The evil
İnsanların iyi ya
da kötü enerjilerinin gözleri
aracılığıyla
yayıldığı düşüncesi toplumlarda
oldukça yaygın.
Nazar boncuğunun koruyucu
yönünün olduğu
inancının temelinde, “göze gözle
karşı gelmek”
anlayışı yatıyor.
It is quite common in societies
that the negative
or positive energies of the people
spread through
their eyes. The
hidden idea on
the basis of the
belief that the evil
eye has a protection capacity,
there is to “stop”
the evil eye by
another eye”.
ama bu tür tanımlamaların temelinde, insanlarının
gözleriyle birbirlerini etkileyebileceği yaklaşımı yatıyor.
Kısacası; herhangi bir “kötü” gözle mücadele etmek için
yine bir göz kullanılıyor.
Hayatımızın her anında karşımıza çıkan nazar
boncukları için Türk kültürünün temel sembollerinden
biri denilebilir. Evde, alışveriş yaptığımız mağazada,
arabada, takılarımızda… Türkiye’deki turistik
mağazaların birçoğunda çeşit çeşit nazar boncukları
sıralanıyor. Ağırlıklı olarak mavi renkte olsa da nazar
boncukları türlü türlü renk ve seçenekleriyle dikkat
97
G ELEN EK
TRADITION
çekiyor. Yeşilli, morlu, kırmızılı, turkuazlı, sarılı
nazar boncukları bulundukları yeri renklendirip,
canlandırıyor. Türkiye’ye gelen turistlerin en çok ilgisini
çeken unsurlar arasında nazar boncuğu üst sıralarda
yer alıyor.
Mücevher tasarımcılarının gözdesi
Nazar boncuğu günümüzde artık bambaşka
tasarımlarla karşımıza çıkıyor. Mücevher
tasarımcılarının kullanmayı sevdiği tarihi figürlerden
biri... Nazar boncuğu; kolyelerin, küpelerin, bileziklerin,
yüzüklerin üzerine işlenerek yaratıcı tasarımlarla
görenleri büyülüyor. Bu tarihi sembol, modern dünyanın
değişim rüzgârlarına göre şekillenerek klasikten
moderne geniş bir skalada vitrinleri süslüyor. Sadece
takı olarak değil, nazar boncuğu ev eşyalarında da sıkça
kullanılıyor. Vazodan tabağa, aydınlatma objelerinden
dekoratif ürünlere kadar nazar boncuğu çeşitli ev
eşyalarına ilham oluyor.
Nazarköy’e yolunuz düşerse…
Nazar boncuğu üretimi, ince işçilik isteyen bir zanaat.
Bugün Türkiye’de el işçiliğiyle nazar boncuğu üreten
ustaların sayısı gün geçtikçe azalıyor. Bin bir emekle,
uğraşla yapılan nazar boncuklarının yerini fabrikasyon
ürünler alıyor. Türkiye’de nazar boncuğu üretimi
denilince akla gelen ilk yer, İzmir’e bağlı Kurudere köyü;
bir diğer adıyla Nazarköy. Kurudere köyünün adı 2007
yılında dönemin kaymakamı tarafından değiştirilerek
turizm faaliyetlerine hareket katılmış.
Nazarköy, adından da anlaşılacağı gibi maviliklerle
dolu bir köy. Burada kalan son 4-5 cam fırınında nazar
boncuğu üretimi yapılıyor. Yüksek derece sıcaklıktaki
fırınlarda cama şekil veriliyor. Klasik bir nazar
boncuğu üretimi şöyle gerçekleştiriliyor: Öncelikle
lacivert camdan yuvarlak bir boncuk yapılıyor. Sıcak
camın üzerine maşayla basılarak cam yassılaştırılıyor.
Ardından üzerine sırasıyla önce
beyaz sonra siyah noktalar
konularak maşayla
bastırılıyor. Bu
üretim, fırınların
hemen
yanındaki
kovuklarda
tamamlanıyor.
Sıcak
haldeki nazar
boncukları
bu kovuklarda
bekletilerek
soğutuluyor. Nazar
boncuğu üretimini
98
Mücevher
tasarımcılarının
kullanmayı
sevdiği tarihi
figürlerden
biri olan nazar
boncuğu;
kolyelerin,
küpelerin,
bileziklerin,
yüzüklerin
üzerine işlenerek
yaratıcı
tasarımlarla
görenleri
büyülüyor.
The evil eye
beads processed
on necklaces,
earrings,
bracelets and
rings fascinate
people with their
creative designs.
eye talisman take place at the top of the
elements attracting the most attention of
the tourists visiting Turkey.
Favorite of jewelry designers
Nowadays, we come across many different
designs of the evil eye talisman. It is one
of the historical figures frequently used
by jewelry designers. The evil eye beads
processed on necklaces, earrings, bracelets
and rings fascinate people with their
creative designs. This historical symbol
adorn show windows in a large range
ranging from classic to modern shaped
according to the modern world’s winds of
change. The evil eye bead is not used only
as jewelry but it is also used in household
furniture. It inspires various household
goods ranging from vases to plates or
from lighting products to decorative items.
If you pass by Nazarköy
(Evil eye bead town)
The production of the evil eye beads needs
a fine craftsmanship. Today, the number
of the craftsmen producing the evil eye
beads by hand workmanship is getting
lower. The manufactured products are
superseding the labored evil eye beads.
The first place coming to mind when
talking about evil eye bead production is
Kurudere town of Izmir city which is also
called as Nazarköy (Evil eye bead town).
The name of Kurudere town is changed
in 2007 by the governor of this period
and the town participated to the tourism
activities.
Nazarköy is a town full of blues as it can be
guessed from its name. In the last 4-5 glass
furnaces, the evil eye bead production still
continues. The glass is shaped within the
high temperature furnaces. A classical
evil eye bead production is performed as
following: Firstly, one bead is made by a
dark blue glass. The heated glass is flatten
by pressing a pincer. Then, respectively,
firstly white then black spots are placed
and pressed by pincer. This production
is achieved cavities placed next to the
furnaces. The heated evil eye beads are
hanged on these cavities in order to be
cooled. To watch even only the evil eye
beads’ production is such a therapy. The
evil eye beads produced by professional
craftsmen are literally fabulous.
Talismans are produced in various shapes
from pomegranate to fish. If you pass by
there, do not forget to visit Nazarköy and
its tiny shops and to see up close the evil
eye beads shaped with the hands of the
rare craftsmen.
seyretmek bile tek başına terapi gibi. Usta ellerden çıkan
nazar boncukları kelimenin tam anlamıyla muhteşem.
Nardan balığa kadar bu camlardan türlü şekilde
nazarlıklar üretiliyor. O taraflara yolunuz düşerse
Nazarköy’e uğramayı, minik dükkanlarında alışveriş
yapmayı, artık sayıları iyice azalmış ustaların ellerinde
şekillenen boncuklara yakından bakmayı unutmayın…
99
S E YA H AT
T R AV EL
Plitvice Gölleri Milli
Parkı, Hırvatistan
UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası
listesinde yer alan göller topluluğu
doğal güzelliği ile insanı adeta
büyülüyor. Bosna Hersek sınırına
yakın bir bölgede bulunan Plitvice,
turkuaz renkli gölleri, şelaleri,
mağaraları ve dağları ile turistlerin
cazibe merkezlerinden biri. Plitvice’ye
yazın giderseniz doğanın tadını
tam anlamıyla çıkarabilirsiniz. Kışın
ziyaret ederseniz donmuş göllerin ve
şelalelerin yarattığı görüntünün sizi
şaşırtacağına emin olabilirsiniz.
100
Plitvice Lakes National Park, Croatia
The group of lakes which is on the list of UNESCO World
Cultural Heritage list is going to cast a spell on you with its
natural beauty. Plitvice which is situated in an area close
to Bosnia-Herzegovina border is one of the attraction
centers of tourists with its turquoise lakes, waterfalls,
caves and mountains. If you visit Plitvice on summer
months, you can enjoy the natural beauty to its full
extent. And if you visit on winter you can be sure that the
scene of frozen lakes and waterfalls is going to amaze you.
Balkanlar’da
görmeniz
gereken 10 yer
Gölleri, dağları, ormanları, kültürel mirası, mimarisi ile
birbirinden farklı pek çok turistik lezzet sunan Balkan ülkelerinde
görmeniz gereken yerlerin en önemlilerini sizler için derledik.
10 places you should
see in the Balkans
We compiled for you the most important places
you should visit in Balkans which offer you
various touristic flavors with its lakes, mountains,
forests, cultural heritage and architecture.
101
S E YA H AT
T R AV EL
Bled Gölü, Bled, Slovenya
Slovenya’nın kuzey batısındaki yukarı Carniola
bölgesinde bulunan Bled, buz devrinden kalma
Bled gölü ile ün yapmış bir bölge. Kongre turizminin
önemli merkezlerinden biri olan Bled sessiz bir
yerde dinlenmek isteyen turistlerin de tercihi.
Bölgede balıkçılık, golf, binicilik ve tırmanış yaparak
vakit geçirebilirsiniz. Turistlerin ilgisini çeken
mekanlardan biri de gölün ortasındaki küçük adada
yer alan tarihi kilise. Göl kenarındaki Bled Kalesi de
kente ayrı bir güzellik katıyor.
102
Bled Lake, Bled, Slovenia
Bled which is located in the upper Carniola region in
the north west of Slovenia is an area that has built a
reputation with Bled lake which goes all the way back to ice
age. Bled, which is an indispensable center for convention
tourism is also the choice of touristswho want to rest in a
quiet area. You can spend time in the area by fishing, horse
riding and climbing. One of the areas that would attract
the attention of tourists is the historic church that is
located on the little island in the middle of the lake. The Bled
Castle on the shore of the lakes is also quite an attraction.
103
S E YA H AT
T R AV EL
Dubrovnik, Hırvatistan
Akdeniz’in en popüler yerlerinden biri
olan Dubrovnik, UNESCO’nun koruma
listesinde yer alıyor. Adriyatik Denizi’nin
kıyısındaki Dubrovnik yaklaşık 41 bin
kişilik bir nüfusa sahip. Şehrin tarihi
mimariye sahip eski bölgesindeki
mimari oldukça güzel. Güzel sahilleri,
teleferi, mimari eserleri ile Dubrovnik
yaz ayları için gezi destinasyonlarınızın
vazgeçilmezleri arasında yerini alabilir.
Dubrovnik, Croatia
One of the most popular places of the
Mediterranean, dubrovnik is on the list of
UNESCO cultural protection. Dubrovnik
which is located on the shore of Adriatic
Sea has a population of 41.000. The
architectural texture of the old parts of the
city is quite admirable. With its beautiful
shores, cable car, and architectural works
of art, Dubrovnik could easily find a place
in your list of essential travel destinations
for summer months.
10 4
105
S E YA H AT
T R AV EL
Sveti Stefan, Budva, Karadağ
Karadağ’ın Bodrum’u olarak tanımlayabileceğimiz
Budva’nın yakınlarındaki bir köy olan Stevi Stefan,
bölgenin en gözde mekanlarından biri. Arnavut
kaldırımlı yolları ve müthiş deniz manzarası şirin
bir tatil beldesi olan ada bir yol ile karaya bağlanıyor.
Budva, Adriyatik’in en iyi kıyılarına sahip olmasıyla
da turistlerin dikkatini çeken bir bölge. Sedir, çam
ve zeytin ağaçları adaya ayrı bir güzellik katıyor.
Sveti Stefan, Budva, Montenegro
Stevi Stefan which is a village near Budvawhich
can be described as the Bodrum of Montenegro
is one of the most favorite venues of the area. The
island which is a cute holiday destination with
its cobblestone pavement roads and spectacular
sea view, is connected to land via a road. Budva is
also an area that attracts the attention of tourists
with the fact that it harbors the best coasts of the
Adriatic. Cedar woods, pine trees and olive trees too,
add a different beauty to the island.
106
Meteora, Yunanistan
Meteora’nın ismi Antik Yunanda ‘havada asılı’ anlamına
gelen ‘Meteoros’ kelimesinden geliyor. Manastırların bu
ismi almasının nedeni ise konumları nedeniyle havada asılı
gibi durmalarından kaynaklanıyor. 9. yüzyılda civarda
yaşayan rahipler tarafından yaptırılan Doğu Ortodoks
manastırları uzun kumtaşı sütunların üzerine inşa
edilmiş. Yunanistan’nın en önemli ve en büyük manastır
topluluğu olan Meteora’nın yükseldiği bu kayalıklar 60
milyon yıl önce bölgede akan nehirlerin etkisiyle oluşmuş.
Meteora, Greece
The name Meteora comes from Ancient Greek word
“Meteoros” which means “hung in the air”. The reason that
the monasteries have taken this name is that because
of their location, they look like they are hung in the air.
East Orthodox monasteries which have been built in 9th
century by priests living nearby are located on top of long
sandstone columns. The rocky cliffs over which the most
important and biggest group of monasteries, the Meteora,
has been built has formed as a result of the rivers going
down in this area 60 million years ago.
107
S E YA H AT
108
T R AV EL
Ohri, Makedonya
Şehre adını da veren Ohri gölünün kıyısında
kurulan kasabada çok sayıda antik kilise ve
manastır bulunuyor. UNESCO tarafından Dünya
Mirası ilan edilen Ohri Arnavutluk’un en büyük
sekizinci şehri. Ohri, İyi korunmuş tarihi kenti,
Orta Çağ döneminden kalan hisarları, kiliseleri,
manastırları, camileri ve milyon yaşındaki gölü
ile mutlaka görülmesi gereken bir yer.
Ohri, Macedonia
There a lots of ancient churches and monasteries
on the town which is located on the shore of Ohri
Lake, that gave the city its name. Ohri which is
on the list of UNESCO cultural heritage, is the 8th
biggest city of Albania. Ohri is a must see place with
its well protected ancient city; its forts, churches,
monasteries, mosques that have survived from the
Middle Ages and its millions of years old lake.
109
S E YA H AT
T R AV EL
Vrelo Bune, Blagay, Bosna Hersek
Bu eşsiz doğal güzellik içerisinde gizlenen harika
mimari topluluk Buna nehri üzerinde bulunuyor. Bu
eşsiz doğallık ve mimari topluluk Buna nehri üzerinde
bulunmakta. 17. Yüzyılda inşa edilmiş olan Blagay
Tekkesi Buna nehrinin kaynağında yer alıyor. Bektaşi
dervişlerin merkezi olarak görülen kasaba Bosna
Hersek’in en önemli cazibe merkezlerinden biri.
VreloBune, Blagay, Bosnia-Herzegovina
The amazing group of architectural works of art
which is hidden in the spectacular natural beauty is
located on the river Buna. Blagay Islamic Monastery is
located on the springs of Buna River. The town which
is regarded as the center of Bektashi Dervishes is one
of the most important attraction centers of BosniaHerzegovina.
1 10
111
S E YA H AT
T R AV EL
Rila Manastırı, Bulgaristan
Rila Dağları’nda manastır bir Ortodoks manastırı.
10. yüzyılda kurulan manastırı yılda 1 milyon
civarında turist ağırlıyor ve ülkede en çok bilinen
turistik merkezlerden biri. Sofya’ya 117 kilometre
mesafede olan manastır deniz seviyesinden 1147
metre yükseklikte bulunuyor. Manastır, Rilska ve
Drushlyavitsa adlı küçük nehirler ile çevrili.
112
Rila Monastery, Bulgaria
The monastery on the RilaMountains is an Orthodox
monastery. This monastery which has been built in the
10th century attracts around 1 million tourists in a year
and is one of the most well know touristic centers of the
country. The monastery which is 117 kilometers from Sofia
is located 1147 meters above sea level. The monastery is
surrounded by little rivers of Rilska and Drushlyavitsa
113
TA R İ H
114
H I S TO RY
808 Yaşında bir Türk bilge:
Nasreddin
Hoca
“Bindiği dalı kesmek”, “dostlar alışverişte
görsün”, “ince eleyip sık dokumak”, “el elin
eşeğini türkü söyleyerek arar”… Gündelik
hayatımızda defalarca kullandığımız bunlar gibi
onlarca deyim ve atasözünün sahibi yaklaşık
800 yıl önce dillere destan bir ömür yaşayan ünü
dünyaya yayılmış unutulmaz bir halk kahramanı,
evet bildiniz Nasreddin Hoca! Dilan Karadağ
808 year-old Turkish
wise: NasreddinHodja
“Cut one's own throat”, “For the sake of
appearances”, “go over something with a fine
tooth comb”, “Someone who is seeking a solution to
someone else's problem, will only have fun of this”…
The creator of dozens of idioms and proverbs that we
use frequently in our everyday lives is a memorable
folk hero living a legendary life about 800 years ago
and whose fame spread around the world, yes you
got it, this is NasreddinHodja! Dilan Karadağ
115
TA R İ H
H I S TO RY
Y
üzyıllardır kuşaktan kuşağa aktarılan sayısız
fıkrasıyla Nasreddin Hoca, bu toprakların
belki de en sevilen, en “bizden” halk
kahramanı, Anadolu insanının ta kendisi…
Zaafları, kusurları, korkuları, sıkıntıları kısacası
iyisiyle-kötüsüyle sözlü tarihimizin en içten halk
kahramanı Nasreddin Hoca’nın, hikâyeleri aracılığıyla
hiç eskimeden, unutulmadan yaşamayı sürdürmesi
bize tüm samimiyetiyle insani halleri, kendi hallerimizi
anlatmasından ileri geliyor… Bilimsel araştırmalar,
bugün sosyal medya kullanıcılarının en sık yüzleştiği
duygunun; “vay be, ne hayatlar var!” cümlesiyle
beraberinde gelen “imrenme” duygusu olduğunu ve
bunun bizi sürekli kıyaslama yaparak düşünmeye sevk
ettiğini söylüyor… Böyle bir ortamda, Nasreddin Hoca
şenlikleri de yaklaşırken, kendimizi tüm yönleriyle kabul
etmemizi öğütleyen bir halk kahramanının yaşantısına
yakından bakalım istedik…
Yoksa yalnızca bir efsane mi?
Nasreddin Hoca’nın yaşamıyla ilgili veriler, yeterince
yazılı kayıt bulunmadığı için halkın
kendisine olan sevgisinin de etkisiyle
olağanüstü nitelikler kazanarak
söylentilere dönüşmüş.
Kimilerine göre Nasreddin
Hoca aynı anda birkaç yerde
birden görülebiliyor. Hatta
kendisinden en az yetmiş
yıl sonra yaşayan Timur’la
konuşmuşluğu bile var…
Söylentiler bir yana
Nasreddin Hoca hakkındaki
en önemli kanıtlar Akşehir’deki
türbesi, soyundan geldiği söylenen
kişilere ait mezar taşı kitâbeleri
ve adına kurulmuş olan
vakıfla ilgili Fâtih Sultan
Mehmet devrine ait bir
arşiv belgesi. Buna göre
Nasreddin Hoca’nın
1208 - 1284 yılları arasında
yaşadığı biliniyor.
Eskişehir'in Sivrihisar
ilçesinin Hortu
köyünde doğan
Nasrettin Hoca,
eğitimini imam olan
babasından aldıktan
sonra Konya Akşehir'e
giderek yaşamının
tamamını orada sürdürdü.
Hazırcevaplılığı ile nam
116
W
ith his numerous stories
transmitted from
generation to generation for
centuries, NasreddinHodjais
perhaps the most loved the most “ours”
folk her, he is the embodiment of Anatolian
people…
NasreddinHodja, who is the most
candid hero of our oral history with his
weaknesses, faults, fears, distresses, in
short with both his good and bad features,
has told us with all his sincerity the nature
of humans, the nature of ourselves. And
this is why he continues to live to this day
without ever getting old and forgotten.
Scientific research states that today, the
most common feeling that a social media
user is face to face with is the feeling of
“envy” accompanied with the sentence
“vow, look at the lives of these people.”
And this pushes us to always comparing
ourselves with others… In such an
environment, when the NasreddinHodja
festival is approaching, we wanted to have
a look at the life of a folk hero who advices
us to accept ourselves as we are.
Is he just a legend?
There are no enough written records
about the life of NasreddinHodja.
Moreover, with the effect of love of the
people for him, the data about his life
has gained extraordinary aspects and
turned into rumors. For some people
NasreddinHodja could be seen in many
places at one time. In fact it is even
said that he talked to Timur, who lives
at least seventy years after
him…
Aside from these rumors,
the most important proofs
about NasreddinHodja is his
tomb in Akşehir, epitaphs of people
who are said to be his descendants
and an archive document from
Fâtih Sultan Mehmet era that
mentions a foundation that has
been established in his name.
According to these, it is known that
NasreddinHodja lived between the years
of 1208 and 1284.
NasreddinHodja was born in the village
of Hortu in Sivrihisar town of Eskişehir.
He received his education from his father
who was an imam. Later, he travelled to
Akşehir in Konya and spent the rest of
his life there. NasreddinHodja who was
famous for his repartee, listen to the
lectures of Seyyid Mahmud Hayrani and
SeyyidHacı İbrahim and studied on Islam.
One rumor states that he gave lectures
in a madrasah and worked as a Muslim
judge. Because of all these, he was given
the name NasuriddinHâce and later this
name turned into NasreddinHodja.
EvliyaÇelebi says this about
NasreddinHodja in his Book of Travels:
“In Akşehir, there is the tomb of a great
man of God and a very precious person,
“El-MevlaHazretSheikh HodjaNasreddin.”
He is from Akşehir. He caught up to the
era of GaziHüdavendigar and became
famous in the era of Yıldırım Khan. He
was a witty and virtuous person and also
a philosopher who managed to perform
the necessities of worldly and Godly jobs
without any fault. He met with Timurlenk
in a meeting. Timur Khan was fond of his
honorable conversations. Therefore, for
his sake, he did not let the city of Akşehir
be plundered. The sayings and jokes of the
great hodja are used as proverbs across
the language… After the death ofYıldırım
salan Nasreddin Hoca; Seyyid Mahmud Hayrani
ve Seyyid Hacı İbrahim'in derslerini dinleyip, İslam
diniyle ilgili çalışmalarda bulundu. Bir söylentiye göre
medresede ders okuttu ve kadılık da yaptı. Tüm bunlar
sebebiyle kendisine Nasuriddin Hâce adı verildi ve
sonradan bu isim Nasreddin Hoca halini aldı.
Evliya Çelebi, Seyahatname’de Nasreddin Hoca
hakkında şöyle diyor: “Akşehir'de büyük din adamı ve
değerli zat "El-Mevla Hazret Şeyh Hoca Nasreddin"'in
kabri vardır. Kendisi Akşehirlidir. Gazi Hüdavendigar’a
yetişip, Yıldırım Han zamanında şöhret bulmuştur.
Fazilet sahibi olup, hazırcevap, keramet sahibi, filozof,
din ve dünya işlerini birlikte ve eksiksiz yürüten büyük
bir zat idi. Timurlenk ile bir toplantıda bulunmuştur.
Timur Han, O'nun şerefli sohbetlerinden hoşlanırdı.
Bu sebeple, o büyük bilginin hatırı için Akşehir'i yağma
ettirmemiştir. Büyük hocanın sözleri ve latifeleri, bütün
1 17
TA R İ H
H I S TO RY
lisanlarda atasözü olarak söylenir… Yıldırım Han'ın
vefatından sonra, Çelebi Sultan Mehmed zamanında
dünyadan göç etmiştir. Akşehir dışındaki kubbeli
türbesine defnolunmuştur. Dört tarafı parmaklıkla
çevrilidir. Allah rahmet eylesin…” Fakat öte yandan
Nasreddin Hoca’nın Selçuklular devrinde yaşadığı ve
Timur Han ile görüşmediği de biliniyor…
Türbesine gidip de
gülmeyenin vay haline!
Konya Akşehir’de bulunan Nasreddin Hoca Türbesi
de en az Hoca’nın yaşantısı kadar efsanelere konu
olmuş durumda… Nasreddin Hoca’nın türbesine gidip
de gülmeyenin başına bir şey geleceğine inanılıyor.
Ayrıca türbeden alınan toprağın göz ağrısına iyi geldiği
söyleniyor. Akşehir halkının yağmur yağmadığında
yağmur duası için gittikleri ilk adres ise yine Nasreddin
Hoca türbesi… Bunların hurafe olduğunu yazmaya gerek
yok herhalde?!
Yüzyıllardır değişmeyen öğütler…
Yazılı olarak kayda alınmış ilk Nasreddin Hoca
hikâyesi; Fatih Sultan Mehmet'in oğlu Cem Sultan'ın,
şehzadeliği esnasında verdiği talimat üzerine Ebül Hayr
Rumi tarafından yedi senelik bir çalışma sonucunda
Türk sözlü geleneğinden toplanarak 1480 yılında
tamamlanan ve kitaplaştırılan Saltukname'sinde
bulunuyor.
Dünyanın birçok farklı diline çevrilen Nasreddin Hoca
fıkralarının yanı sıra, Nasreddin Hoca’nın hayatının
anlatıldığı ve fıkralarının edebi olarak incelendiği
yabancı kitaplar da bulunuyor. Bunların başlıcaları
arasında; Pierre Mille´in Nasreddin et son Épouse adlı
kitabı, Edmonde Savussey´in La Litterature Populaire
Turque adlı eserindeki Nasreddin Hoca bölümü,
Jean Paul Carnier’in Nasreddin Hoca et ses Histoires
Turques adlı eseri yer alıyor.
Nasreddin Hoca fıkralarına baktığımızda, yalnızca
118
Khan, in the era of Çelebi Sultan Mehmed,
he departed this life. He was buried in his
domed tomb outside Akşehir. The tomb is
surrounded by guard reals. God rest his
soul…” on the other hand, it is also known
that NasreddinHodja lived in the era of
Seljuk Empire and he never met with
Timur…
It is a bad sign not to lough
when you visit his tomb
NasreddinHodja Tomb in Akşehir Konya
has been the subject of legends as much
as the Hodja’s life itself. It is believed that
it would be a bad sign not to lough when
you visit his tomb. Morover, it is said that
the soil taken from the Tomb is good for
eye pains. The first place the natives of
Akşehir visit when there is no rain is again
the tomb of NasreddinHodja… Of course,
it goes without saying that these are
nothing but superstition.
Advices that have
not changed for centuries
The first written story of NasreddinHodja
belirli bir döneme ait olmadıklarını; Anadolu halkının
gündelik hayatını, eğlenme biçimlerini, alışkanlıklarını,
toplumsal reflekslerini kısacası kültürünü temsil
ettiğini görüyoruz. Nasreddin Hoca, fıkralarında kimi
zaman yeriyor, kimi zaman övüyor, kimi zaman alaya
alıyor ve bütün bunları bilgin, cahil, açıkgöz, uysal,
vurdumduymaz, utangaç, şaşkın, korkak, atılgan,
yardımsever gibi onlarca farklı hatta çelişik niteliğe
bürünerek yapıyor. Nitekim “insan” tam da böyle,
onlarca farklı duyguyla ve nitelikle çevrili olduğu için
Nasreddin Hoca bu denli seviliyor…
Nasreddin Hoca, bütün fıkralarında, soyut bir varlık
olarak değil, yaşanmış, yaşanan bir olayla, bir olguyla
119
TA R İ H
H I S TO RY
bağlantılı bir biçimde ortaya çıkıyor. Tanık olduğu
olaylar, çoğu zaman halk arasında geçiyor. Örneğin
Hoca’nın fıkralarında eşek vazgeçilmezdir… Hoca
eşeğinden ayrı düşünülemez; onun taşıtı olan eşek
Anadolu’da acıya, sıkıntıya, açlığa katlanışın en yaygın
simgesidir. Saray çevresinde üretilen fıkralarda ise
eşek öğesine neredeyse hiç rastlanmaz Dolayısıyla
halkın içinden bir kahraman olarak Nasreddin Hoca’nın
fıkraları psikoloji ve sosyoloji bilimi için de önemli
bir kaynak teşkil ediyor. Bu denli anlatıp Nasreddin
Hoca’nın fıkralarından birine yer vermeden olmaz! İşte
size birkaç örnek...
Sen de haklısın
Nasreddin Hoca, kadılık yaparken bir gün bir ahbabı
120
takes place in Saltukname which was
completed and collected into a book in
1480 from the stories of Turkish oral
tradition. This piece of work was compiled
by EbülHayr Rumi upon the instructions
of Cem Sultan, the son of Fatih Sultan
Mehmet.
There are many books that have been
translated into various languages that
tell the stories of NasreddinHodja.
Also there are other books in which
the life of NasreddinHodja is taken
into account and also in which you
can find the literary analysis of his
anecdotes. Among the most important
ones are Pierre Mille´sNasreddin
et son Épouse, the NasreddinHodja
section of EdmondeSavussey´s La
LiteraturePopulaireTurque and Jean
Paul Carnier’sNasreddinHoca et
sesHistoiresTurques.
When we look at the anecdotes of
NasreddinHodja, we see that they are no
specific to one era. They tell the daily lives
of people, their sense of entertainment,
their habits and their sociological reflexes,
in short their culture. In his anecdotes,
NasreddinHodjasometimes criticizes,
sometimes praises, sometimes he
makes fun of people. And he does these
by assuming the disguise of a person
who is wise, illiterate, meek, stolid, shy,
confused, coward, brash and charitable.
So and so, the people are also like this.
NasreddinHodja is loved this much
because he is surrounded with tens of
emotions.
When we examine the anecdotes and jokes
of NasreddinHodja, we see that each one
comes to light not as connected to some
abstract idea, but as true to life events
and facts. The event he witnesses usually
takes place among the public life. For
example, in NasreddinHodja anecdotes,
donkey is an indispensable element. The
Hodja cannot be perceived separate from
his donkey. The donkey which is his ride
is the most common sign of pain, distress
and hunger in Anatolia. In the anecdotes
that take place around the surroundings
of the palace, the donkey is almost never
mentioned. Therefore as a folk hero, the
anecdotes and jokes of NasreddinHodja
also serve as an important source when
it comes to the science of psychology
and sociology. You cannot tell this much
and not present an example of some of
NasreddinHodjaanecdotes. Here are some
examples for you…
You are right too
One day, when NasreddinHoca was
working as a Muslim judge, a friend of him
came to him with a huff and puff. This
man said some very bad things about his
own relative. And then he said:
– Hodja, in the name of God tellme, am I
not right?
What can the Hodja do?
– He said, “you are right”.
His friend left him with a feeling of
tranquility. But right after him, his relative
he was talking about came to Hodja. This
time, he starts to say things about his
relative, like he said this and he said that…
He also asksHodja:
– Am I not right?
Hodja:
– “You are very right, truly”says.
He also leaves in piece. However, the wife
of Hodja, who witnessed all these, was left
burnundan soluyarak gelmiş. Hasmı için söylemediğini
bırakmamış, sonra:
– Hocam, Allah aşkına söyle, demiş, haklı değil miyim?
Hoca ne yapsın?
– Haklısın, demiş.
Ahbabı sinirleri yatışmış olarak gitmiş. Onun hemen
arkasından hasmı gelmiş. Bu defa da o başlamış atıp
tutmaya, yok bana şöyle, yok böyle yaptı demeye. O da
Hoca’ya sormuş:
– Haklı değil miyim?
Hoca:
– Vallahi çok haklısın, demiş.
Adam da sakinleşerek gitmiş. Tüm bunlara tanık olan
Hoca’nın karısı bile bu işe şaşırmış kalmış.
– Senin kadılığında bir garip Hoca Efendi. İkisine de sen
121
TA R İ H
H I S TO RY
at awe at what just happened.
– You are a weird judge, Hodja. You told
them both that they were right. How is
this acceptable?
NasreddinHodja looks at his wife and he
says:
– You are right too!
Timur and the present
of elephant
haklısın dedin. Hiç öyle şey olur mu?
Nasreddin Hoca hanımının yüzüne bakıp:
– Hatun, demiş, sen de haklısın!
Timur ve fil hediyesi
Timur, Nasreddin Hoca’nın köyüne uğrar. Köylü
padişahı layıkıyla ağırlar.Padişah da giderken bu konuk
severliğe karşılık; “Köyünüze bir fil hediyem edeceğim”
der ve gider. Fil, köylünün mahsullerini yemeye, bağı
bahçeyi talan etmeye başlar. Köylü sözüne itibar edilen
Nasreddin Hoca’nın kapısını çalar. Hocaya:
-Hocam fil bizi perişan etti. Biz bu file birşey yapsak
Timur bizi cezalandırır. Sen huzuruna çık da derdimizi
anlat, biz de senle gelelim.
Hoca köylüyü dinler ve “Benimle gelin padişaha
durumu arz edeyim” der. Köylüyü arkasına
alır ve saraya doğru yürürler. Timur’un
huzuruna çıktıklarında, Timur kaşlarını
çatıp sorar:
-Hoca niye geldin? Filim nasıl? Yoksa
başına bir şey mi geldi?
Hoca tam konuşmaya
hazırlanırken arkasına bakar.
Bakar da ne görür. Köylü
korkusundan yolda teker
teker hocanın peşini
bırakmış. Hoca tek
başına Timur’un
huzurunda duruyor.
Derin bir nefes alır ve
şöyle der:
-Padişahım
hediyeniz olan
filden çok
memnun
122
Timur stops by the village of
NasreddinHodja. The villagers serve well
their king. And when the Sultan was
leaving, in return for this hospitality he
says “I am going to give you an elephant
as a present” and he leaves. However, the
elephant starts eating the products of the
villagers, he rifles through the gardens
and orchards. The villagers come to the
door of NasreddinHodja, whom they adore
dearly. They say:
-Hodja, this elephant has brought us to
ruin. If we do something to him, Timur is
going to punish us. Please go up to him
and tell him about our troubles, we will
come with you.
Hodja listens to the villagers and says
“Come with me and I will present this to
the Sultan.” Together with the villagers,
they walk towards the palace. When they
come into the presence of the sultan,
Timur frowns down and asks:
-Why are you here Hodja? How is my
elephant? Or has something bad happened
to him?
Just as Hodja was starting to talk, he
looks behind. What he sees surprises him.
The villagers have left him one by one out
of fear. Hodja is standing in presence of
Timur all alone. He takes a deep breath
and says:
- My Sultan, we are very pleased with your
gift. However, the elephant gets bored. If it
is possible, we want one more elephant to
keep him company.
Traditional nasreddin
hodja festivals
Every year between 5-10 July, Municipality
of Akşehir and Tourism Foundation of
NasreddinHodja host many scientist,
writers and artists from all around
the world in Akşehir. They bring
together cultural traditions and humor.
International NasreddinHodja festival has
been going on for almost 50 years and
every year adopts a richer program with
different branches of arts life theatre,
cinema, photography and paintings. The
attendees are having an unforgettable
experience during.
One of the other important originations
in the name of NasreddinHodja is the
International NasreddinHodjaCaricature
Competition. This is an event organized
by the Association of Caricaturists for all
the caricaturists across the world. The
winners of the competition get the “Great
Award” that amounts to 5.000 dollars.
There are also five “Success Awards” that
amounts to 1.000 dollars, special awards
presented by various establishments and
the “Special Award of the Associating of
Caricaturists.”
kaldık. Fakat hayvanın canı sıkılıyor, mümkünse yanına bir
tane daha istiyoruz...
Geleneksel nasreddin hoca şenlikleri
Her yıl 5-10 Temmuz arasında Akşehir Belediyesi ile
Nasreddin Hoca ve Turizm Derneği, dünyanın pek çok
ülkesinden bilim, sanat ve edebiyat insanlarını Akşehir’de
misafir ederek farklı kültürel zenginlikleri mizahla
buluşturuyor. Yaklaşık 50 yıldır süregelen Uluslararası
Nasreddin Hoca Şenliği her yıl zenginleşen programıyla
tiyatro, sinema, fotoğraf, resim gibi sanatın birçok farklı
disiplinini bir araya getiriyor ve katılımcılara unutulmaz bir
altı gün yaşatıyor.
Ülkemizde Nasreddin Hoca adına düzenlenen en önemli
uluslararası etkinliklerden bir diğeri ise, Karikatürcüler
Derneği'nin bütün dünya karikatürcülerine açık olarak
düzenlediği Uluslararası Nasreddin Hoca Karikatür
Yarışması. Yarışmanın kazananlarına; 5.000 dolar
değerinde olan "Büyük Ödül", her biri 1000 dolar değerinde
olan beş "Başarı Ödülü", çeşitli kuruluşların sunduğu özel
ödüller ve "Karikatürcüler Derneği Özel Ödülü" veriliyor.
123
YA Ş A M
LI FE S T Y LE
Çocuklar paylaşmayı
ne zaman öğrenir?
Çocuğunuz siz misafirlikteyken yanında getirdiği oyuncaklarına
dokundurtmadı, kızdı, ağladı diye kendinizi kötü hissetmeyin. Siz
çocuğuna paylaşmayı öğretmemiş ebeveynler değilsiniz, çocuğunuz
da kötü bir şey yapmış değil. Gelin devamını Uzm. Psikolog Alanur
Özalp ile yaptığımız söyleşiden dinleyelim... Zeynep Kasapoğlu
When do children
learn to share?
Do not feel bad if your child did not let anyone touch his/
her toys, got angry and cried when you were visiting your
friends. You are not the parents who have not tough their
kids how to share and what your kid does is not something
bad. Let’s hear the rest from the conversation we had with
expert Psychologist AlanurÖzalp... Zeynep Kasapoğlu
124
125
YA Ş A M
LI FE S T Y LE
W
Ç
ocuklarda paylaşma davranışı ne zaman
ortaya çıkıyor?
Üç yaşına kadar çocuklarda paylaşma söz
konusu olmuyor. Hatta bazı anneler bize
gelir ve çocukları hakkında şöyle der: “Önüne bir sürü
oyuncak koyuyorum, o ise gidiyor, bir başkasının
elindeki oyuncağı çekip alıyor.” Anne ve babalar şunu
bilmeliler, üç yaşına kadar paylaşma duygusunun
yerleştirilmesi söz konusu değildir. Bir başka deyişle,
iki yaşındaki çocuklarına dönüp de, “Ver elindekinin
yarısını arkadaşına”, “Bir tanesini de kardeşine ver”
126
Uzm. Psikolog
Alanur Özalp
Uzm. Psikolog
Alanur Özalp
hen do children adopt the
behavior of sharing?
Sharing is not an issue for
children until the age of
three. Some mothers come to us and say
this about their kids: “I put a lot of toys in
front of him but he goes and takes some
other toy in front of some other kid.”
Mothers and fathers should know that
until the age of three, the sense of sharing
is not a point of question to settle down. In
other words, parents should not demand
from their two year old kids to “give the
half of what you have to your friend” or
“give one to your brother”, because the kids
can be scared by these demands, they can
make the kid uncomfortable and therefore
he could panic and be unhappy. There is
something I even do not want parents to
do: Some parents give the old and small
clothes or the toys they no longer play
with to somebody else. For example a
mother sends them to her sister. However
kids become really uncomfortable when
they see this. They could eventually even
take back his toy when he sees it someone
else’s hand and say “this is mine”. These
make the kids both angry and sad. And
the reason for this is the fact that your
kid does not know what sharing means,
kids do no understand the concept
of sharing. When we talk about the
development processes of kids in Piaget,
we tell parents that some behaviors arise
cyclically. There is an experiment Piaget
performed on their kids. In certain periods,
he gives bread to a child. And then cuts
a slice of the same bread in front of the
same child. And then ask whether the
sliced bread or the full bread is bigger.
And until a certain age, children give the
same answer, the sliced bread is bigger.
However, after a certain age, they answer
by saying “both breads are the same” the
issue of sharing is a similar development
process. Therefore, sharing should not be
demanded from children until they are at
a certain age. Parent force their kids to do
so, with all the well intentions of course,
but this is not a right attitude.
How does the sense of sharing emerge at
the age of three?
Especially, towards the age of three kids
star playing families. For example the kid
says “you be the mother and I’ll be the
child.” They learn to divide roles. This is
the same period in which they learn the
differences of male and female. When
children go to kindergarten at this age, at
first they cannot share the toys. But later
when they start playing together, they
slowly develop the sense of sharing. After
all the sing together, they paint together;
they hold hands and play together. And
like this, in time the sense of sharing
develops. This is also what happens at
home.
Sometimes when a kid visits someone’s
home, they like something and they want
to take it with them. The mother a once
opposes to this and pressure the kid to
leave the toy. Is this attitude true?
If the thing the kid picks up is not
something necessary for the host,
for example if it’s not the keys to the
apartment, the kid can take it homes and
then his parents can bring it back. It is
gibi taleplerde bulunmamalılar. Çünkü çocuk, bu
taleplerden korkar, rahatsız olur, paniğe kapılır ve
mutsuz hale gelir. Hatta şunun bile hiç yapılmamasını
istiyorum ben: Bazen ebeveynler, çocuklarının eskiyen
ya da küçülen giysilerini ve artık oynamadıkları
oyuncakları başkasına verir. Örneğin, anne, kız
kardeşine gönderir. Oysa çocuklar bunları gördüğünde
çok rahatsız olur. Hatta kendi oyuncağını bir başkasının
elinde gördüğünde, “Bu benim” deyip, çeker alır. Bunlar
çocuğu hem kızdırır hem de üzer. Bunun sebebi de,
çocuğun henüz paylaşmanın ne demek olduğunu
bilmeyişi, bunu anlamayışıdır. Biz gelişim dönemlerini
Piaget'de anlatırken bazı davranışların dönemsel olarak
ortaya çıktığını söyleriz. Piaget'nin kendi çocukları
üzerinde yaptığı bir deney vardır. Belli bir dönemde,
çocuğa bir ekmek verir. Daha sonra aynı ekmekten bir
tane de çocuğun gözünün önünde dilimler. Sonra dönüp,
“Bu tam ekmek mi büyük, yoksa dilimlenmemiş hali
127
YA Ş A M
LI FE S T Y LE
mi büyük?” diye sorduğunda çocuk belli bir yaşa kadar
hep dilimlenmiş ekmeğin büyük olduğu yanıtını verir.
Ancak bir yaştan sonra, “İkisi de aynı ekmek işte” der
çocuk. Paylaşma konusu da benzer şekilde bir gelişim
sürecidir. Bu sebeple, çocuklardan belli bir yaşa kadar
paylaşmanın talep edilmemesi gerekir. Aileler iyi niyetle,
küçük yaşta alışması için çocukları zorlarlar ama bu
doğru bir davranış değildir.
Paylaşma, üç yaşında nasıl ortaya çıkıyor peki?
Özellikle üç yaşa doğru evcilik oyunu başlar. Bunun için
örneğin “Sen anne ol, ben çocuk olayım” der çocuk.
Rolleri paylaştırmayı öğrenir. Aynı dönem, kız-erkek
farklılıklarını da fark ettikleri dönemdir. Çocuklar
128
more appropriate to do this rather than
taking the thing from their hands.
Lets say that what the kid wants is a toy.
Would not the child of the hosts be sorry
about that?
Of course they could, but this is a
transition process so kids can forget
about these things quickly. And the thing
taken would be returned in a short time.
Of course it is crucial to pay attention
to the fact that if the thing taken is too
important for the child of the host, for
example if it is some toy he cannon sleep
without, it should not be taken. Because
children need to be close to these objects.
Toys that the kid would not want to share,
that are valuable or fragile should be put
aside before the guests arrive. And there
mothers and fathers have a big role to
play. You can also ask your child: “Now,
the guests are going to arrive, they also
have children, which toys would you
permit the kid to play with?” and define
which toys to bring out. You should be
very clear to the child about this. We could
also consider this from another point of
bu yaşta yuvaya gittiklerinde, önce oyuncakları
çekiştirirler, ama ne zaman ki birlikte oynamaya
başlarlar, yavaş yavaş paylaşma davranışı gelişir.
Sonuçta, birlikte şarkı söylüyor, resim yapıyor, el ele
tutuşup oynuyorlar. Bu şekilde zamanla, paylaşma
duygusu gelişir. Bu, evde de böyle olur.
Bazen çocuk bir misafirliğe gittiğinde orada bir şey
beğenir ve yanında götürmek ister. Anne hemen
karşı çıkar, bırakması için ısrar eder. Bu doğru mu?
Aldığı şey ev sahibi olan aileye çok lazım olan bir şey
değilse, örneğin kapının anahtarını alıp gitmeye
kalkmıyorsa, çocuk onu alıp eve götürebilir ve aile daha
sonra geri getirebilir. Çocuğun elinden çekiştirip almak
yerine bunu yapmak daha doğrudur.
Diyelim ki alıp götürmeye çalıştığı şey bir oyuncak.
Evdeki çocuğun aklı kalmaz mı giden oyuncakta?
Kalabilir elbette. Ama bu bir geçiş dönemi olduğu için
çocuklar böyle şeyleri çabuk unuturlar. Zaten kısa süre
sonra da alınan şey iade edilir. Tabii şuna dikkat etmek
lazım, almak istenen şey, evin çocuğu için çok kıymetli
bir şeyse, örneğin sarılmadan uyumadığı oyuncağıysa,
bunu almamak lazım. Çocuk bunun yokluğunu
hisseder çünkü. Bu konuda aslında anne-babalara rol
düşüyor. Çocuğun paylaşmak istemeyeceği, kıymetli,
kırılabilen, hediye olan oyuncaklar misafir gelmeden
önce kaldırılmalı. Hatta çocuğa, “Şimdi bize misafir
gelecek, onların da çocukları var, gelen çocuğun hangi
oyuncaklarınla
oynamasına
müsaade
edeceksin?” diye
sorulup, ortaya
çıkarılacak
oyuncaklar
belirlenebilir. Bunu
çocuğa çok net
anlatmak lazım.
Bir başka yerden
ele alalım. Diyelim
ki çocuk evde tek
olan bir şey, mesela dondurma yiyor. O zaman da dönüp,
“Senin bu yediğin dondurmadan bir tane daha yok,
onlara ikram edemeyiz. O yüzden sen istersen bunu
gel içeride ye” denilebilir. Bunların da ilişki başarı ve
beceri kuralları olarak çocuğa öğretilmesi lazım. Yani,
“Ver elindekinin yarısını arkadaşa” demek, tek başına
doğru bir iş yapmak demek değildir. Ya hepsine yetecek
kadar alınacak ya da ortaya çıkarılmayacak. Şuna da
dikkat etmek ve çocuğa öğretmek lazım, sonuçta her
şey de paylaşılmaz. Mesela simit Sarayı’ndan bir simit
alırsanız onu bölüp verebilirsiniz, paylaşabilirsiniz ama
bu her gıda için söz konusu değildir... Mesela çocuktan
külahtaki dondurmayı paylaşmasını bekleyemezsiniz,
129
YA Ş A M
LI FE S T Y LE
çünkü yetişkin olarak bunu siz de yapmazsınız.
Kardeşler arasındaki paylaşma da çok önemli bir
konu. Ailelerin burada yaptıkları önemli yanlışlar
neler oluyor?
Aileler en çok kardeşlerdeki paylaşma konusunda
zorlanırlar. Çünkü misafir çocuğu evine gider, oyun
parkındaki çocuk siz oradan ayrıldığınızda geride kalır
ama kardeş öyle değildir. Özellikle kardeş söz konusu
olduğunda, anne-babalar, çocukları inanılmaz şekilde
paylaşımcı olsun isterler. Bu konuda ailelerin çok büyük
beklentileri olur ve bunları özellikle büyük çocuktan
beklerler. “Sen büyüksün, ablasın/ağabeysin, sen bizim
ilk gözağrımızsın, vermelisin, paylaşmalısın, ver, ver,
hep ver...” İşte, bu sözleri çok fazla söylerler. Bugün,
biz bir yetişkinin psikolojisini değerlendirirken, ailede
kaçıncı çocuk olduğunu sorarız. Bu çok önemlidir. Yani
ilk, ortanca, büyük, bunların hepsi çok farklı. Çoklu bir
ailenin çocuğu olmakla iki kardeşten biri olmak bile
farklıdır. Paylaşma konusunda ailelerin çocuklarına
örnek olması gerektiğini de unutmamalı. Anne-baba
arasında “O senin, bu benim” münakaşası oluyorsa,
130
Anaokuluna
gitmek, birlikte
oyun oynamak,
şarkı söylemek,
resim yapmak
çocuklarda
paylaşma
davranışını
pekiştirir.
Going to
kindergarten,
playing, singing
and painting
together
reinforces the
sense of sharing
in children.
view. For example let’s say that the kid
is eating an ice-cream which is the only
one left in the house. You should talk to
the kid and say “there is not one more
of the ice cream you are eating, so we
cannot serve to our guests. So if you like,
come and eat this inside.” These should be
taught to children as the rules of success
for relationships. Therefore saying “give
the half of what you have to your friend.”
is not a right attitude by itself. You either
buy enough for everyone, or you do not
bring it out. You should also pay attention
to this and teach the kid about it, after
all, not everything can be shared. For
example if you buy a bagel from the shop
you can divide it and share but this does
not go like this for every food. For example
you cannot expect your child to share his
ice cream, because as an adult, you also
cannot do this.
Sharing among siblings is also an
important issue. What are the major
mistakes parents do about this?
What parents find most difficult is the
issue of sharing between siblings. Because
the child of a guest goes home, or the kid
they play with stays behind when you
leave. But a sibling is not like this. When it
comes to siblings parents especially want
their kids to be able to share. They have
big expectations about this issue and
mostly they expect this from the older
child. “You are a big brother/sister, you
are our precious, but you have to share.
Share, share,always share.” Parents say
too much stuff like this. Today,
when we evaluate the psychology
of an adult, we ask them the
situation of siblings. This is
very important. Whether
you are the younger or
the older sibling is very
important. Being one
of the two siblings
and being the one
of many siblings
is also very
important. It
should not be
forgotten that
parents also
should make
an example about sharing. İf there is an
argument of “this is yours, that is mine”
among the parents, this would certainly
affect the kids.
Is jealousy a natural feeling? How could
you explain the effects of the jealousy of
siblings on sharing?
Jealousy is a natural feeling. But it is the
duty of the parents to control this. Parents
should not put pressure on their kids like
“give them what you have, give them half,
he is your brother, he is small, he does not
understand.” And if the child does not
do this parents should not say “you are
doing something bad, you are jealous of
your brother.” Every child get jealous when
they have a new sibling. Also, the younger
sibling is jealous of the older one because
he/she was born before him and they had
more advantages. Also, jealousy is not
limited to children. Jealousy resides in the
world itself, you can see it between adults,
countries and nations. So a jealous child
should not be look down upon. Of course
çocuk da bundan etkilenir.
Kıskançlık doğal bir duygu mu? Kardeş
kıskançlığının paylaşma üzerindeki etkisini nasıl
açıklarsınız?
Kıskançlık doğal bir duygudur. Ama bunu yönetmek
ailenin görevidir. Kıskançlıkla ilgili, çocuğa, “Elindekini
ver, yarısını ver, o senin kardeşin, o küçük, daha
anlamıyor” gibi baskılar yapılmaması gerekiyor. Eğer
vermezse de “Sen kötü bir şey yapıyorsun, kardeşini
kıskanıyorsun” dememek lazım. Her çocuk yeni bir
kardeşi olduğunda kıskanır. Küçük çocuk da büyük
kardeşini, kendisinden önce dünyaya geldiği için
veya daha fazla imkânı olduğu için kıskanır. Üstelik
kıskançlık, sadece çocuklara has bir duygu değil ki.
Dünyada var, yetişkinler arasında, devletler, ülkeler,
toplumlar arasında bile var. Yani kıskandığı için çocuğu
ayıplamamak lazım. Elbette aileler, çocuklarına karşı
davranışlarına da dikkat ederek, bu kıskançlığın
azalmasını sağlayabilirler. Mesela biz görürüz, ikiz
olan çocuklarda aile her şeyden iki tane alır ki, evde
birbirlerinin eşyaları için kavga çıkmasın. Özellikle
iki yaş ve civarında, eve bir şey alınıyorsa, mutlaka iki
tane alınması lazım. Çocuklar her şeyden alınabilirler.
Hatta bana gelen bir anne, çocuklarıyla ilgili bir hikâye
131
YA Ş A M
LI FE S T Y LE
anlatmıştı. Anne, iki çocuğunun önüne yemeklerini
bir tepsiyle koyuyor. İki bardağa da kola dolduruyor.
Arkasını döner dönmez çocuklar çok büyük bir kavgaya
tutuşuyorlar. Sebebi ne? Bir bardaktaki kola diğerinden
bir parmak genişliği kadar daha fazlaymış. Çocuklardan
biri, "Annem kardeşimi benden çok seviyor, onun
bardağına daha fazla kola koydu" diye geçirmiş içinden.
Yapılması gereken, tepsiye şişenin tamamını bırakmak
ve "Bitiren doldursun" demek.
Ailelerin çocuklarının paylaşımcı olmaları
konusundaki aşırı talepleri çocuğu nasıl etkiler?
Ailelerde özellikle kardeşler konusunda, “Çocuğumuz
paylaşmalı, paylaşımcı olmalı, paylaşımcı değilse bazı
şeyleri yanlış yaptık” düşüncesi vardır. Aslında her şeyi
de paylaşmak gerekmiyor. Yetişkinlerde de bu böyledir.
Her şey herkesle paylaşılmaz. Paylaşabileceğin kadarını,
senin için tehlike yaratmayan kısmını paylaşırsın.
Mesela biz yetişkinlere; “Daha sonra o konu senin önüne
getirilip senin bu konuyla ilgili yaralanmanı, acıtılmanı
veya mutsuz edilmeni gerektiren bir durum varsa,
onlar sende kalsın veya özel kişilerle, örneğin ailenle
paylaş” deriz. Bir de bizim toplumumuzda biraz, 'her
şeyi ver, verici ol, verici olursan seni severler' anlayışı
vardır. Bunun karşılığında da şöyle olur; insanlar
132
Paylaşma
olgusu
çoğunlukla
üç yaşından
sonra gelişir.
Çocuğunuz bu
yaştan önce
paylaşmayı
reddediyorsa ne
kendinizi ne de
onu suçlayın...
The sense
of sharing
develops after
the age of three.
Do not blame
yourself or your
child if your
child does not
want to share
before this age.
if you pay attention to how you treat
your children you can make the sense of
jealousy go away. For example we see that
parents who have twins buy two pairs of
everything so there would not be a fight
at home. Especially around the age of two,
if parents buy something they should
buy it in pairs. Children could get upset
by anything. In fact a mother who came
to me told a story about her children. The
mother puts a trey in front of her children.
There is two plates of food and two glasses
of cola. However, as soon as she turns
around, a big fight starts between the
siblings. What’s the reason? One glass was
like an inch fuller then the other one. And
one of the kids though “my mom loves my
brother more than she loves me so she put
more in his glass.” What you need to do is
to put the bottle and tell them to pour it up
themselves.
How do the demands of parents towards
their kids being more sharing affect the
children?
The parents especially have thoughts
about siblings, “our kid must share, if he/
she is not sharing, then we must have
done something wrong. But in fact you
do not have to share everything. This
goes for adults too. You cannot share
everything with everybody. If you want to
share you share what you can, whatever
does not constitute a problem. For
example when it comes to us adults we
say “if there is something that would hurt
you or that would make you unhappy,
keep them. Share them with only your
closest, like your family.” Also, we have
an understanding in society. We say “be
sharing, give everything, if you give people
are going to love you.” And in exchange
for this, when people do not get what they
expect, they become unhappy and even
sick. Therefore “giving whatever you have
is a wrong way of thinking.” This is the
same for husbands and views, siblings and
friends. You have to set some boundaries.
“this is my area and these belong to me,
that is somebody else’s area and those
belong to them. I hvae to ask permission
if I want to enter their area and they have
to ask permission if I want to step out to
somebody else’s area.” And we also have
to teach these to our children. İt is also
important that the kids draw their own
boundaries. For example we can say this
to our children: “Look, your brother is little,
your brother may not know how to play
with toys, he could throw them, he might
damage them. Therefore try to keep your
toys in your room.” And this also gives
your child a certain responsibility.
Some children can get stubborn. How
could we get over this?
Especially the period of 2nd age is called
the stubbornness era. The kids picks
something up, he spills it, does not give it
to you even if you ask. The child does not
care whether it is expensive or fragile. In
this period you should not try to overcome
the child’s stubbornness. If you take it
from his hands, if your force him, he would
make this behavior into a habit and then
becomes someone who cannot stand
up for himself and who does not trust
himself. You should set the rules after the
age of two, after the stubbornness period.
Kardeş misafir
çocuğuna
benzemez.
Misafir çocuğu
akşam evine
döner ama
kardeş hep
evdedir. Bu
konuda aileler
bilinçli olmalı
ve kardeş
kıskançlığını iyi
yönetmeliler.
Siblings are not
like the kids of
your guests.
Guests can go
back to their
houses at the
end of the day
but a sibling is
always at home.
Parents should
well be aware
of this and they
should have
sibling jealousy
under control.
başka insanlara bazı şeyleri verirler ama onlardan da
bekledikleri karşılıkları alamadıklarında mutsuz, hatta
hasta olurlar. Bunun için de ‘ne varsa hepsini verin’ diye
bir düşünce yanlıştır. Bu karı-koca ilişkisinde de, kardeş
ilişkisinde de arkadaş ilişkisinde de böyledir. Sınırları
koymak lazım. “Bu alan benim alanım ve bunlar bana
ait, bunlar da başkasının alanı ve ne benim o alana
izin istemeden girmem lazım, ne de bir başkası benim
alanıma benden izin almadan girmemeli” demeliyiz.
Bunları da çocuklarımıza öğretmeliyiz. Çocuğun da
kendi sınırlarını çizmesi bu bakımdan çok önemli. Mesela
biz şunu söyleyebiliriz çocuğumuza "Bak kardeşin ufak,
oyuncaklarınla nasıl oynanacağını bilemeyebilir, atabilir,
kırabilir; onun için sen oyuncaklarını odanda tutmaya
çalış." Bu da çocuğa bir sorumluluk verir.
Bazı çocuklar çok inatçı olabiliyorlar. Bunu nasıl
aşmak gerekiyor?
Özellikle iki yaşındaki döneme, biz inatçılık dönemi
deriz. Çocuk eline bir şey alır, döker, isteseniz de
elindekini size vermez. Elindekinin kırılan bir şey olması,
pahalı olması çocuğu ilgilendirmez. İnatçılık döneminde
çocuğun inadını kırmamak lâzım. Yani elinden çekiştirir
alırsanız, inadını kıracak davranışlarda bulunur, onu
zorlarsanız, bunu bir davranış patenti haline getirip,
daha sonra hakkını arayamayan, bildiğini söyleyemeyen,
kendine güvensiz bir çocuk olmasına neden olabilirsiniz.
Kuralları iki
yaşını, yani
inatçılık
dönemini
geçirdikten
sonra koyun.
133
A S T RO LOJ İ
A S T RO LO GY
Ayın burcu: Yengeç
İletişim Uzmanı / Astrolog
Seda Önal
Communications
Specialist / Astrologist
Seda Önal
M
erhaba sevgili dostlarım. Umarım
güzel, keyifli yaz günlerinin tadını
çıkarıyorsunuzdur. Gezegenlerin bizlere
gönderdiği enerjiler nasılmış, hep birlikte
inceleyelim... Haziran ayının bitişi ile birlikte, Akrep
burcunda gerilemesi sona eren Mars gezegeni artık daha
huzur ve barış dolu günlerin bizlerle olacağı konusunda
umut veriyor. Mars gerileme sürecinde her zaman
savaşlar, hastalıklar ve kazalarda artışlar yaşandığı
belirlenmiştir. Bu sürecin sona ermesiyle birlikte, daha
Cancer The
Horoscope Of
The Month
H
ello, my dear friends. I hope you
enjoy the pleasant summer
days. Let’s analyze together,
the energies sent to us by the
planets. By the end of June, with its ending of
regression in Scorpio, the planet Mars gives
hope for more peaceful and tranquil days. It
is always seen that during Mars’ regression
process, the number of wars, diseases and
accidents increases. With the ending of this
process, I wish to reach more compromising
days that we can act in unity. It is worth
remembering the planets which progress
in July. Because all of the planets have
different impacts on each signs. Mercury,
the communication planet is in Cancer and
prepares to bring motion in Cancer signs.
Also, Venus the planet of love and beauty will
bring charm to cancer and other water signs
(Scorpio and Pisces). In addition, these signs
will have luck in matters of love. So, what is
the other planets’ situation? For example,
what is our instructive and compelling
planet Saturn’s situation? The Saturn’s
regression process in Sagittarius continues.
Dear friends who are Sagittarius, I know
that you have challenging periods but please
keep your shirt on ! You will begin to relax in
September…
Get to know closely cancer sign
Although, it is not your own sign, you
should absolutely know a favorite friend
who is cancer. The Cancer’s key planet is
moon. Moon rules the emotions. In addition,
represents the femininity and motherhood.
We shouldn’t be surprised that cancer signs
134
are home-loving and love to take care of
their houses. Cancer Women are quite
mother hen. They will be compassionate and
apprehensive mothers. Cancer signs people
own their loved ones and are a little jealous.
They can show sensitivity, they are curious.
As they are elegant and fragile, their hearts
can be easily broken and they can easily
cry. Their sensuality comes from the moon.
Sometimes they can be dispersed and they
love sleep. The cancer men always expect
attention from other side. Lack of love and
loneliness are their biggest phobia. They dote
upon their mothers… Let’s see now, what
awaits zodiac sign cancer and others…
Cancer and ascendant
Cancer
D
ear friends who are Cancer
and Ascendant Cancer;
especially during the first 20day period of the month, your
energy will rise with great angles. You will
look almost glaringly with Sun, Venus and
Mercury. Love and beauty is with you ... I can
uzlaşmacı, birlik ve beraberlik içinde hareket edilecek
günlerin gelmesini diliyorum. Temmuz ayında ilerleyen
gezegenleri bilmeniz gerekebilir. Çünkü tüm gezegenler,
burçları ayrı ayrı etkiliyor. İletişim gezegeni Merkür,
Yengeç burcunda ve Yengeç burçlarının hayatına hareket
getirmeye hazırlanıyor. Güzellik ve aşk gezegeni Venüs de
yine Yengeç ve diğer su grubu (Akrep ve Balık) burçlarına,
etkileyicilik verecektir. Ayrıca aşk konularında da şans
bu burçlarla birlikte... Peki diğer gezegenler ne durumda,
örneğin öğretici ve zorlayıcı gezegenimiz Satürn ne
alemde? Satürn’ün Yay burcundaki gerilemesi devam
ediyor. Yay burçları zorlu dönemeçleriniz olduğunu
biliyorum ancak biraz daha sabredin. Eylül ayı itibariyle
rahatlamaya başlayacaksınız...
Yengeç burcunu yakından tanıyalım
Kendi burcunuz olmasa da, Yengeç burcundan mutlaka
sevdiğiniz biri vardır. Yengeç burcunun yönetici gezegeni
Ay’dır. Ay, duyguları yönetir. Aynı zamanda, dişiliği
ve anneliği temsil eder. Yengeç burçlarının evcimen
olmalarına ve evleri ile ilgilenmeyi çok sevmelerine
şaşırmamalıyız. Kadınları oldukça anaç yapıdadır. Şefkatli
ve evhamlı anne olacaklardır. Yengeç burçları sevdiklerini
sahiplenir, biraz kıskançtır. Alınganlık gösterebilirler,
meraklıdırlar. Zarif ve kırılgan olmaları sebebiyle
135
A S T RO LOJ İ
A S T RO LO GY
say it would be a month that you’ll reach
your dreams. Moreover, dear cancer sign
friends who Born on July 4, the new Moon
will make your dreams come true this year.
This month, you can change your image, can
renew your home decoration or can meet a
new lover. Neptune position during the New
Moon can start a period that you can spend
time in art. Neptune which represents your
dreams can rise you above the clouds. The
full moon in Capricorn on July 20, warns
us against some tensions in marriage and
partnership. Or health problems may create
a situation which cannot be ignored. The
headaches, migraine attacks are common
every full moon period.
Aries and ascendant Aries
hemen kırılıp kolayca ağlayabilirler. Duygusallıklarını Ay
gezegeninden alırlar. Bazen dağınık olabilirler ve uykuyu
çok severler. Yengeç burcu erkekleri, genel olarak ilgiyi
hep karşı taraftan beklerler. Sevgisizlik ve yalnızlık en
büyük fobileridir. Annelerine çok düşkün olurlar... Şimdi
başta Yengeç burcu olmak üzere bu ay tüm burçları neler
bekliyor birlikte bakalım...
Yengeç ve yükselen Yengeç
Sevgili Yengeç ve yükselen Yengeç burçları,
özellikle ayın ilk 20 günlük dönemi harika
açılar ile enerjinizi yükseltecek. Güneş, Venüs
ve Merkür ile adeta ışıl ışıl gözükeceksiniz.
Aşk ve güzellik sizinle... Hayallerinize kavuştuğunuz
bir ay olacağını söyleyebilirim. Hatta 4 Temmuz
doğumlu Yengeç burçları, Yeniay bu yıl sizin hayallerinizi
gerçekleştirecektir. Bu ay görünüşünüzü değiştirebilir,
evinizin dekorunu yenileyebilir ya da yeni bir aşka yelken
açabilirsiniz. Yeniay sırasındaki Neptün görünümü, sanat
ile ilgileneceğiniz bir dönemi başlatabilir. Hayallerinizi
temsil eden Neptün, sizi bulutların üstüne çıkarabilir. 20
Temmuz’da Oğlak burcundaki Dolunay, evlilik ve ortaklık
konularında bazı gerginliklere karşı bizi uyarıyor. Ya da
sağlık sıkıntıları artık ihmal edilemez durum oluşturabilir.
Baş ağrıları, migren atakları her Dolunay zamanlarında
normaldir…
Koç ve yükselen Koç
S
evgili Koç ve Yükselen Koç burçları,
Temmuz ayı geneline bakılacak olursa,
Yengeç burcunda ilerleyen önemli gezegenler
sizler için güvensizlikler yaratabilir.
Başarmak adına ne yaparsanız yapın, bu ay kendinizi
136
D
ear friends who are Aries
and Ascendant Aries,
generally in July, important
planets progressing in Cancer
zodiac sign, can create insecurities for you.
Do what you want in order to accomplish,
this month you can have difficulties to prove
yourself. You receive hard angles in Health
issues. You should be deliberate. With the
new moon in Cancer on July 4 , you can
make some changes in your house. Or, you
can be obliged to care of your family elders’
problems. New items or a new house will
make you happy. The full moon in Capricorn
on July 20 can lead to tensions and errors in
your business life, be careful. Together with
the transition of the sun in Leo on the 22th
of July; your energy will rise and you will feel
back your confidence again…
Taurus and ascendant Taurus
D
ear friends who are Taurus
and Ascendant Taurus;
July will be a good month for
you. Energy accumulation in
zodiac sign Cancer will make you strong
and energetic in the communication. You
will come forward with your self-confidence
and charm. The new moon on July 4 brings
a process that you’ll reach the peak of your
energy and move forward. You can have
sleep problems. Planetary conjunctions
during New Moon may raise friendships
from the past. It would be an appropriate
period for new projects. And the full moon
in Capricorn on July 20; can lead to take
some new decisions on your values and
spirituality. You may want to change some
of your habits; you can prepare yourself
to the change in this period by staying
alone. About a journey, there may be some
cancellations or misfortunes.
Gemini and ascendant
Gemini
D
ear friends who are Gemini
and Ascendant Gemini;
this month could be a very
volatile month on financial
issues. You can take some important steps
relevant to your desire to feel safe and
you can earn money. Your mind can be
continuously engaged in this month. But,
the new moon on July 4 will also bring you
new opportunities and luck. It is up to you to
make it count. There are important angles
which can make you want always to have a
more and to expense more.
Unwittingly, you can exceed your budget.
And the full moon in Capricorn on July
20; can create some misfortunes or some
troubles on the issues such as monies
expecting from others, inheritances and
alimonies. The debts and your credit
problems may bother you in this process.
Consequently, do not forget to be thrifty
with the lucky angles at the beginning of the
month.
Leo and ascendant Leo
D
ear friends who are Leo
and Ascendant Leo;
this month will be a month
increasing your desire to be
loved and to find peace. Past issues can
engage your mind from time to time.
The new moon in Cancer on July 4 will
strengthen your feelings and will guide you
through important messenger dreams.
To talk about the past , to pray and take
trainings on issues related to personal
development will make you happy. Also,
you’ll want to be alone and think about
new decisions about life. The Venus planet
which will progress in your zodiac sign from
the 12th of July to the 5th of August, will
enhance your beauty and your charms.
ispatlamada zorlanabilirsiniz. Sağlık konularında sert
açılar alıyorsunuz. Temkinli olmalısınız. 4 Temmuz’da
Yengeç burcundaki Yeniay ile yuvanızda bazı değişiklikler
yapabilirsiniz. Ya da aile büyüklerinin sorunları ile
ilgilenmeniz gerekebilir. Yeni eşyalar ya da yeni bir ev sizi
mutlu edecektir. 20 Temmuz’da Oğlak Dolunay’ı ise; iş
yaşamınızda gerginlikler ve hatalara yol açabilir, dikkatli
olun. Güneş’in 22 Temmuz’da Aslan burcuna geçişiyle
beraber, enerjiniz yükselecek, kendinize olan güveninizi
tekrar hissedeceksiniz…
Boğa ve yükselen Boğa
S
evgili Boğa ve Yükselen Boğa burçları,
Temmuz ayı sizler için güzel bir ay
olacaktır. Yengeç burcundaki enerji
birikimi sizleri iletişim konularında güçlü ve
enerjik yapacaktır. Özgüveniniz ve çekiciliğiniz ile öne
çıkacaksınız. 4 Temmuz’daki Yeniay sizlerin daha fazla
yol yapacağı, enerjinizin doruklara ulaşacağı bir süreç
getiriyor. Uyku problemleriniz olabilir. Yeniay sırasındaki
Gezegen kavuşumları, geçmişten gelen dostlukları
gündeme getirebilir. Yeni projeler için uygun bir dönem
olacak. 20 Temmuz’da Oğlak burcundaki Dolunay ise;
değerleriniz ve maneviyatınız ile ilgili bazı yeni kararlar
almanıza sebep olabilir. Değiştirmek istediğiniz yanlarınız
olabilir, bu süreçte yalnız kalarak değişime kendinizi
hazırlayabilirsiniz. Bir yolculukla ilgili, iptal ya da aksilikler
söz konusu olabilir…
İkizler ve yükselen İkizler
S
evgili İkizler ve Yükselen İkizler burçları;
bu ay maddi konular ile ilgili oldukça
değişken bir ay olabilir. Para kazanacağınız,
kendinizi güvende hissetme arzunuz ile
ilgili bazı önemli adımlar atabilirsiniz. Zihniniz bu ay,
sürekli gelecekle meşgul olabilir. Ancak 4 Temmuz’daki
Yeniay, aynı zamanda sizlere yeni fırsatlar ve şans da
getiriyor. İyi değerlendirmek sizlerin elinde elbette...
Çok harcama eğilimi ve hep daha fazlasına sahip olmayı
137
A S T RO LOJ İ
A S T RO LO GY
Also, it supports you in love matters. You can
make trips to places you dreamed of. The full
moon in Capricorn on July 20; means sensitive
a few days in health issues. Also, there can be
some tensions you’re your employees, if you
are employer. You must be careful to protect
your calmness.
Virgo and ascendant Virgo
D
ear friends who are Virgo
and Ascendant Virgo, this
will be the most social month of
recent times. You will be quite
proud to feel that you are a loved one. You’ll
want to help to the people who surround
you and you will listen to their problems. The
new moon in Cancer on July 4 will be a guide
for reaching your goals. With the support of
your friends, you can participate in the new
environments. The full moon in Capricorn
on July 20; can cause heartache and jealousy
in love matters. Or could create worried
conditions with your children and may tire
you more than ever.
Libra and ascendant Libra
isteme ile ilgili önemli açılar bulunuyor. Farkında olmadan
bütçenizi aşabilirsiniz. 20 Temmuz’da Oğlak burcunda
olan Dolunay; başkalarından gelecek paralar, miras ve
nafaka gibi konularda bazı aksilikler ya da sıkıntılı konular
yaratabilir. Borçlar ve kredi problemleriniz bu süreçte
canınızı sıkabilir.Dolayısı ile ay başında gelecek şanslı
açıların etkisiyle tutumlu olmayı unutmayın...
Aslan ve yükselen Aslan
S
evgili Aslan ve Yükselen Aslan burçları;
bu ay sevilmek ve huzur bulmak
arzunuzun arttığı bir ay olacaktır. Geçmişle
ilgili konular, zaman zaman zihninizi
meşgul edebilir. 4 Temmuz’da Yengeç burcundaki Yeniay
hislerinizi kuvvetlendiriyor ve önemli haberci rüyalar
ile sizi yönlendiriyor. Geçmişten söz etmek, dua etmek
ve kişisel gelişim ile ilgili konularda eğitimler almak
bu dönem sizi mutlu edecektir. Aynı zamanda yalnız
kalmak ve yaşam yolunda yeni kararlar için düşünmek
isteyeceksiniz. 12 Temmuz itibariyle, 5 Ağustos
tarihine kadar burcunuzda ilerleyecek Venüs gezegeni
güzelliğinizi ve çekiciliğinizi artırıyor. Aynı zamanda aşk
konularında da sizi destekliyor. Hayal ettiğiniz yerlere
yolculuklar yapabilirsiniz. 20 Temmuz tarihinde Oğlak
burcundaki Dolunay, sağlık konularında hassas birkaç
gün demektir. Aynı zamanda, varsa yanınızda çalışanlar
138
D
ear friends who are Libra
and Ascendant Libra, July
brings into the forefront the
professional issues for you. With
the new moon in Cancer on July 4, you will
find the platform to perform your projects
that you planned for a long while. Of course,
this situation could bring unexpected offers
and you could be torn between them. Of
course, the choice is yours. The notice of your
abilities by your superiors will make you
feel proud. Venus transition in Leo on July
12, signals the nights which will pass with
your friends in events and parties. The full
moon in Capricorn on July 20 can cause to
receive some distressing news related to your
family elders. You can confront some urgent
problems requiring renovations in your home.
The tensions can be lived on full moon periods.
Don’t be depressed and try to be patient.
Scorpio and ascendant
Scorpio
D
ear friends who are Scorpio
and Ascendant Scorpio ; you
can pass very animated days in
July. The financial problems that
you live for a long while can be relieved with
the angles of this month. The new moon
in Cancer on the day of 4th July will have
effects on education, international issues,
long roads and commercial areas. Some
novelties can be lived in these areas and
you can make your dreams come true. The
Neptune’s position can create environments
where you can use your creativity that
you postponed for a while. The full moon
in Capricorn on July 20, may lead you turn
in upon yourself. When you’ll be obliged to
be in crowds, you can get be bored. Your
energy can be decreased and you can feel
tired.
Sagittarius and
ascendant Sagittarius
D
ear friends who are
Sagittarius and Ascendant
Sagittarius, the new moon
will be in Cancer on July 4.
This position signalizes non-estimated
revenues. The opportunities offered by
others will allow you to relax. Maybe, by
ile ilgili bazı gerginlikler olabilir. Sakinliğinizi korumaya
dikkat etmelisiniz…
Başak ve yükselen Başak
S
evgili Başak ve yükselen Başak burçları,
uzun zamandır olmadığı kadar
sosyal olacağınız bir ay sizleri bekliyor.
Sevildiğinizi ve aranıldığınızı hissetmek
oldukça gurur verici olacaktır. Etrafınızdakilere
yardım etmek isteyecek, sorunlarını dinleyeceksiniz. 4
Temmuz’da Yengeç burcundaki Yeniay, hedeflerinize
ulaşmak konusunda yol gösterici olacaktır.
Dostlarınızdan alacağınız destekler ile yeni ortamlara
katılabilirsiniz. 20 Temmuz tarihinde Oğlak burcundaki
Dolunay, aşklar konusunda, kalp kırıklıklarına ve
kıskançlıklara sebep olabilir. Ya da varsa çocuklarınızla
ilgili bazı endişeli durumlar yaratabilir ve sizi her
zamankinden fazla yorabilir…
Terazi ve yükselen Terazi
S
evgili Terazi ve yükselen Terazi
burçları, Temmuz ayı sizin için mesleki
konuları ön plana çıkarıyor. 4 Temmuz’da
Yengeç burcunda meydana gelen Yeniay
ile uzun zamandır planladığınız, projelendirdiğiniz
işlerinizi gerçekleştirecek zemini bulabileceksiniz.
Tabi bu konum hiç beklenmedik teklifleri getirerek,
sizi iki arada da bırakabilir. Elbette seçim sizin.
Yeteneklerinizin üsleriniz tarafından fark edilmesi
gurur verici olacaktır. 12 Temmuz’da Aslan burcuna
geçen Venüs, dostlarınız ile birlikte, davetlerde geçecek
gecelere işaret ediyor. 20 Temmuz’da Oğlak burcundaki
Dolunay, aile büyükleri ile ilgili bazı sıkıntılı haberler
almanıza sebep olabilir. Evinizde tadilat gerektiren acil
problemler yaşanabilir. Dolunay zamanları gerginlikler
normaldir. Canınızı sıkmayın ve sabırlı olmaya çalışın…
Akrep ve yükselen Akrep
S
evgili Akrep ve Yükselen Akrep
burçları; Temmuz’da oldukça
hareketli günler geçirebilirsiniz. Maddi
konularda da uzun zamandır yaşadığınız
sıkıntılar, bu ay rahatlamanızı sağlayacak açılarda.
4 Temmuz günü Yengeç burcundaki Yeniay, eğitim,
yurtdışı konuları, uzun yollar ve ticaret alanlarında
etkili olacaktır. Bu konularda yenilikler yaşanabilir,
hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Neptün ile
görünüm, uzun zamandır ertelediğiniz yaratıcılığınızı
kullanabileceğiniz ortamları getirebilir. 20 Temmuz’da
Oğlak burcunda oluşan Dolunay, içinize kapanmanıza
sebep olabilir. Kalabalıklarda bulunmak zorunda
kaldığınızda, canınız sıkılabilir. Enerjiniz düşebilir ve
yorgunluk yaşayabilirsiniz...
139
A S T RO LOJ İ
A S T RO LO GY
taking debts from other or maybe thanks
to the opportunities, you will meet your
needs. You can feel yourself more beautiful
and attractive than ever. With the Venus
transition in Leo on July 12, love and beauty
will send you beautiful energy. The full moon
in Capricorn on July 20, can create a little
tension in the relationship with your partner.
Due to the problems such as indifference,
jealousy or infidelity, your communication
can be damaged during a few days. It is quite
possible that Your relatives or close friends
need you and you help them on some issues.
Capricorn and ascendant
Capricorn
Yay ve yükselen Yay
S
evgili Yay ve Yükselen Yay burçları, 4
Temmuz tarihinde Yengeç burcunda
Yeniay meydana geliyor. Bu konum
sizlerin maddi konularda bazı tahmin dışı
gelirlerinizin olacağını gösteriyor. Başkalarından gelecek
fırsatlar rahatlamanızı sağlayacaktır. Belki borç alarak
belki iş yaşamınızda önünüze çıkan fırsatlar sayesinde
ihtiyaçlarınızı karşılayabileceksiniz. Kendinizi her
zamankinden daha güzel ve çekici hissedebilirsiniz. 12
Temmuz’da Venüs Aslan burcuna geçtiğinden, aşk ve
güzellik sizlere güzel enerjiler gönderiyor. 20 Temmuz
tarihinde Oğlak burcundaki Dolunay, eşiniz ile ilişkilerde
biraz gerginlikler yaratabilir. İlgisizlik ya da kıskançlık,
aldatma gibi problemler sebebiyle birkaç gün iletişiminiz
zarar görebilir. Yakınlarınızın size ihtiyaç duyması ve
yardımcı olmanızı gerektiren konular da gündeme
gelebilir…
Oğlak ve yükselen Oğlak
S
evgili Oğlak ve yükselen Oğlak burçları;
Temmuz sizin için önemli bir ay olacak..
Değişimler ve yenilikler dönemindesiniz.
Karşıt burcunuz Yengeç’te 4 Temmuz
günü oluşan yeniay, Pluto gezegeninin sert görünümü
ile birleştiğinde, mecburen değişimler yapmanıza sebep
olabilir. Tabi siz alışkanlıklarından vazgeçemeyen
Oğlak burçları için yeninin gelmesi için eskilerden
kurtulmak zor olabilir. Sizin cesaret edemediklerinizin
zorunlu olarak değişime uğraması söz konusudur. Saç
renginizi değiştirebilir, estetik yaptırabilir ya da işinizde
bazı değişiklikler yaşayabilirsiniz. Dolunay sizi gergin
ve yorgun yapabilir. Kararlarınızı uygulayabilecek
girişimciliği kendinizde bulacağınız bir dönem geliyor.
140
D
ear friends who are
Capricorn and Ascendant
Capricorn; July will be an
important month for you. You
are in Changes and innovations period.
When the new moon on July 4 in your
opposite zodiac sign Cancer meets the
harsh view of the planet Pluto, can cause
you to make forced changes. Of course, for
Capricorn who cannot easily change habits,
it can be difficult to get rid of the old ones.
The forced changes of what you cannot dare
to change are possible. You can change your
hair color, you can get a plastic surgery or
you can have some professional changes.
The full moon can tire you and make you
nervous. This will be the period that you will
find the opportunity and courage to apply
your decisions.
Aquarius and ascendant
Aquarius
D
ear friends who are
Aquarius and Ascendant
Aquarius, together with July,
a new period that you’ll care
of your health, image and the sport. You
may need to be refreshed. With the new
moon which will be in Cancer on July 4, nice
improvement will be with you concerning
your health, your family and your
employees. You can live developments which
will guarantee yourself and your family
members. You can create a new eating plan
and you can get rid of your bad habits. The
full moon in Capricorn on July 20, may lead
you to live some regrets in your inner world.
KOVA ve yükselen Kova
S
evgili Kova ve yükselen Kova burçları,
Temmuz ayı ile birlikte kendinize,
görünümünüze, sağlığınıza ve spora daha
önem verdiğiniz bir ay başlıyor. Yenilenme
ihtiyacı duyabilirsiniz. 4 Temmuz’da Yengeç burcunda
oluşan yeniay ile hem sağlığınız hem aile yakınlarınız
hem de yanınızda çalışanlar ile ilgili güzel gelişmeler
sizlerle olacaktır. Kendinizi ve ailenizi garanti altına
alacak gelişmeler yaşayabilirsiniz. Yeni bir beslenme planı
oluşturabilir, kötü alışkanlıklarınızdan kurtulabilirsiniz.
20 Temmuz tarihinde Oğlak burcundaki dolunay, iç
dünyanızda bazı pişmanlıklar yaşamanıza sebep olabilir.
Dostlarınız ile alınganlıklar yaşayabilirsiniz. Hırsızlıklara
ve unutkanlıklara karşı da dikkatli olmanız gereken
günlerdir...
Balık ve yükselen Balık
S
You may experience irritabilities with your
friends. These days may be the days that
you should be careful against theft and the
forgetfulness.
Pisces and ascendant Pisces
D
ear friends who are Pisces
and Ascendant Pisces,
as a water zodiac sign; this
will be a lucky month for you.
With the new moon in Cancer on July 4,
You can live some positive developments on
love matters and issues related to children.
Especially, together with the positive angles
of your planet Neptune, there are angles
which may make your dreams come true.
This summer, you may experience the
greatest love of your life. You can win big
success with your creativity. For the Pisces
zodiac signs who want to get babies, this
month can be profitable. Feeling that you
are loved will make you happy. Because of
the full moon in Capricorn on July 20, you
can experience some problems related to
your friends. Some Susceptibilities may be
experienced and some unexpected words
can reach your ear. Do not believe without
being sure that it is real and do not lacerate
your loved ones.
evgili Balık ve yükselen Balık burçları,
bu ay sizler de su grubu burçlarından
olarak şanslı burçlardansınız... 4 Temmuz’da
sizin gibi su grubu burçlarından Yengeç’te
oluşacak yeniay ile aşk yaşamınızda ve çocuklar ile
ilgili konularda olumlu gelişmeler yaşayabilirsiniz.
Özellikle sizin yönetici gezegeniniz Neptün’ün olumlu açı
yapıyor olması ile hayallerinize kavuşmanızı sağlayacak
açılar bulunuyor. Bu yaz, hayatınızın en büyük aşkı ile
karşılaşabilirsiniz. Yaratıcılığınız ile büyük başarılar
kazanabilirsiniz. Çocuk sahibi olmak isteyen Balık burçları
için bu ay verimli görünüyor. Sevildiğinizi hissetmek sizi
oldukça mutlu edecektir. 20 Temmuz tarihinde Oğlak
burcundaki dolunay sebebiyle arkadaşlıklarınızda
bazı pürüzler ortaya çıkabilir. Alınganlıklar yaşayabilir,
beklemediğiniz sözler kulağınıza gelebilir. Gerçekliğini
araştırmadan inanmamalı, açılar dolayısı ile sevdiklerinizi
kırmamalısınız…
141
S U D O KU
SUDOKU kolay / easy
1
142
2
1
2
3
4
3
4
SUDOKU ORTA / Moderate
1
2
1
2
3
4
3
4
143
S U D O KU
SUDOKU zor / DIFFICULT
1
144
2
1
2
3
4
3
4
SİMİT SARAYI VE SİMİT SARAYI MAHALLE ADRESLERİ SIMIT SARAYI AND SIMIT SARAYI MAHALLE ADDRESS
Adapazarı Adapazarı Simit Sarayı Cumhuriyet Mh. Çark Cd.
No: 6 Adapazarı, Sakarya
Adapazarı Bulvar Simit Sarayı Semerciler Mah.
Milli Egemenlik Cd. Akkoç İşhanı Dükkan No:1
Sakarya Üniversitesi Kampüs Simit Sarayı
Esentepe Kampüsü Serdivan-Sakarya-Adapazarı
Hendek Güney Simit Sarayı Tem Yolu, 157. Km,
Otoyol Hizmet Tesisi, Parkshop
Hendek Kuzey Simit Sarayı Tem 157. Km Otoyol Hizmetleri tesisi.
Parkshop
* Serdivan Park AVM Simit Sarayı Arabacı Alanı Mah., Mehmet
Akif Ersoy Cad.
ADIYAMAN * Adıyaman Simit Sarayı Hacı Ömer Mah., No: 212
AFYONKARAHİSAR Afyon Park Avm Simit Sarayı
Güvenevler Mh. Otogar Sok.
Afyon Park Avm Merkez/Afyon (Yakında)
AĞRI * Ağrı Simit Sarayı Nevzat Güngör CD no 41 Merkez
ANKARA *Ulus Simit Sarayı Ulus İşhanı, B Blok No: 1 Altındağ
*Ankara Opet Simit Sarayı Eti Mah., Celal Bayar Bulvarı,
45, Maltepe
*Gölbaşı Simit Sarayı Bahçelievler Mah., 28584. Sok.
No: 3/E Gazi Üniversitesi Karşısı
*Karanfil Simit Sarayı Karanfil Sok. No: 24/C Kızılay
*Sıhhiye Simit Sarayı Cihan Sok., No: 1/C-1/D
ANTALYA Antalya ÖzdilekPark Avm Simit Sarayı Fabrikalar Mh.,
Fikri Erten Cd No:2, 07000 Antalya
Havaalanı Simit Sarayı Havalımanı İçi, 2.
Dış Hatlar Terminali Zemin Kat, No: 150
Havaalanı Bite To Go Simit Saray Havalimanı içi
2. Dış Hatlar Terminali Zemin Kat, No: 50
*Lara Simit Sarayı İsmet Gökhan Cad., Kayacan Apt.,
No: 115/2 Lara-Antalya
*Güllük Simit Sarayı Anafartalar Güllük Cad., Cennet Apt., No:
14/3 Antalya
Üçkapılar Simit Sarayı Sinan Mah., Atatürk Cad.,
No: 11/A Uçar İşhanı
*Alanya Simit Sarayı Şekerhane Mah. Atatürk Cd. No:13
Alanya Cadde Simit Sarayı Şevket Tokuş Caddesi No:25/A Alanya
Antalya
*Alanya Mahmutlar Simit Sarayı Mahmutlar mah. Adnan
Menderes Bulvarı 9/A Mahmutlar /Alanya
Manavgat Simit Sarayı Aşağı Pazarcı mah. Fevzipaşa cad. No:3
Manavgat/Antalya (Yakında)
AYDIN Aydın Simit Sarayı Mahalle İsabeyli Mahallesi 11.Cadde
No:34-3/C Nazilli
BALIKESİR Balıkesir Simit Sarayı Kuyumcular Mah. Mekik Sokak
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Altı Merkez/Balıkesir
Yaylada Avm Simit Sarayı Bursa Karayolu 1. Km
BURSA Anatolium AVM Simit Sarayı Yeni Yalova Yolu 12. km No
487-165/166 Osmangazi Bursa
*As Merkez Simit Sarayı Yeni Yalova Yolu 9. Km. Sönmez
Plaza Tesisleri, Osmangazi/ Bursa
İmam Aslan Simit Sarayı İmam Aslan Tesisleri,
Yeni Yalova Yolu 5. Km. Gemlik
İnegöl Avm Simit Sarayı Osmaniye mah. Altay cd.
Cazibe merkazi sit. H blok z.kat no:1 İnegöl
Kent Meydanı Simit Sarayı Uluyol Kıbrıs Şehitleri Cad.,
No:145 Osmangazi
*Kent Meydanı AVM Simit Sarayı
Kıbrıs Şehitleri Cad., No: 64 1B-01 Osmangazi
* Fomara Simit Sarayı Aktar Hüssam Mah.,
Fevzi Çakmak Cad., No: 29 Osmangazi
Opet Simit Sarayı Yeni Yalova Yolu, 13. Km No: 34 Ovaakça
* Setbaşı Simit Sarayı Selçuk Hatun Mah., Atatürk Cad.,
Kaya Apt., No:1 Setbaşı
ÇANAKKALE Çanakkale Simit Sarayı Cevatpaşa Mh. Kayserili
Ahmetpaşa Cd. No:23/a Merkez/Çanakkale
ÇORUM *Çorum Simit Sarayı Gazi Cad., No: 31/B
DİYARBAKIR Diyarbakır Forum AVM Simit Sarayı Fabrika Mh.
Elazığ Caddesi 21120 Diyarbakır/Yenişehir
EDİRNE Edirne Simit Sarayı Talatpaşa Asfaltı, No: 134
ELAZIĞ Elazığ Simit Sarayı Gazi Cd. No: 24 Merkez/Elazığ
ERZİNCAN Erzincan Simit Sarayı
Mimar Sinan Mah. Halit Paşa Cd. No: 151
ESKİŞEHİR Eskişehir Anadolu Üniversitesi Simit Sarayı
Anadolu Üniversitesi, Yunus Emre Kampüs İçi,
GAZİANTEP *Gaziantep Forum Simit Sarayı
Yaprak Mah. İstasyon Cad. No:76
GÜMÜŞHANE *Gümüşhane Simit Sarayı
Karşıyaka Mah. Osmanbey Cd. No:9 Merkez
HATAY Park Forbes Avm Simit Sarayı İskenderun Park Forbes
Turizm Kompleksi Atatürk Bulvarı No:97 İskenderun
ISPARTA *Isparta Simit Sarayı Buğday Cad., No: 34
Iyaş Park Simit Sarayı Süleyman Demirel Bulvarı Iyaş Park Avm
İSTANBUL *Aksaray Simit Sarayı Millet Cad., Tanburi Cemil
Çıkmazı Sok., No: 4/A Fatih-Aksaray
*Atatürk Havalimanı 1 Simit Sarayı
Dış Hatlar Terminali, 34149, Yeşilköy
*Atatürk Havalimanı 2 Simit Sarayı
Dış Hatlar Terminali, 34149, Yeşilköy
Atatürk Havalimanı 3 Simit Sarayı
Dış Hatlar Terminali, 34149, Yeşilköy.
Atatürk Havalimanı 4 Simit Sarayı
İç Hatlar Geliş, 34149, Yeşilköy
Atatürk Havalimanı 5 Simit Sarayı
Dış Hatlar Terminali 34149, Yeşilköy
Atatürk Havalimanı 6 Simit Sarayı
Dış Hatlar Terminali 34149, Yeşilköy
Bağcılar Simit Sarayı Çarşı Cad., No: 6/A Bağcılar
Bahariye Simit Sarayı Osmanağa Mah., Bahariye Cad.,
No: 18 Kadıköy
Beşiktaş Simit Sarayı Sinanpaşa Mh. Köyiçi Cd. No:25 Beşiktaş
(Yakında)
Beşyüz Evler Simit Sarayı Hürriyet Mahallesi, Eski Edirne Asfaltı,
No: 178 Küçükköy-G.O.P
*Beycity Simit Sarayı Merkez Adres: Batıköy Mah. M. Kemal
Bulvarı D Blok No: 9/3-4-5-6
Mğz: Cumhuriyet Mağazası, Atatürk BulvarI No: 18 Beylikdüzü
Beykent Simit Sarayı Beykent Siteleri, Beykent Üniversitesi
Kampüs İçi. B.Çekmece
Beykent Ayazağa Simit Sarayı Ayazağa Mah., Beykent
Üniversitesi Kampüsü G-23 Sokak, No: 74
Carousel AVM Simit Sarayı Zeytinlik Mah. Halit Ziya Uşaklıgil Cad.
Carousel AVM Kat: 2 NO: 1 Bakırköy
Cennet Simit Sarayı İstanbul Cennet Mah., Hürriyet Cad., No: 53/C
K.Çekmece
Cevahir AVM Simit Sarayı Meşturiyet Mah., Büyükdere Cad.,
Cevahir Avm., 87/A, Şişli
*CNR Simit Sarayı CNR Fuar Merkezi,
Hall-4-6-7-8, 34149 Yeşilköy
*Çapa Simit Sarayı Millet Cad., No: 159 Fatih
Çayırbaşı Simit Sarayı Rasimpaşa Mah., Rıhtım Cad.,
No: 58/A Kadıköy
Denizbank Genel Müdürlük Simit Sarayı Denizbank Genel
Müdürlük Büyükdere Cad. No:141/ Gayrettepe-Sisli/İstanbul
Dudullu Simit Sarayı Asyapark AVM Zemin Kat, Dükkan 44-45.
Ümraniye
Etiler Simit Sarayı Nispetiye Cad., No: 144
Eyüp Simit Sarayı İslambey Mah., Kalenderhane Cad.,
No: 3334065 Eyüp
*Fatih Simit Sarayı Akşemsettin Mh.
Fevzipaşa Cd. No:121
*Forum İstanbul Bayrampaşa Simit Sarayı
Kocatepe Mahallesi, Paşa Caddesi 34045
Göztepe Opet Simit Sarayı
Feneryolu Mahallesi Fahrettin Kerim Gökay Caddesi No:
140 Kadıköy İstanbul (Yakında)
* Güneşli Park Simit Sarayı Güneşli Mah., Koçman Cad., Güneşli
Park AVM, No: 39/E
Hisarüstü Simit Sarayı Nispetiye Cad., 6. Sok., No: 21.
Rumelihisarüstü-Sarıyer
İncirli Simit Sarayı Ömür Plaza Önü, Şair Orhan Veli Sok.,
No: 22 Daire 3 İncirli-Merter
İstiklal Simit Sarayı Katip Mustafa Çelebi Mah., İstiklal Cad., No:
3 Beyoğlu
Kadıköy Simit Sarayı Söğütlüçeşme Cad., No: 10
Kartal M1 Simit Sarayı Orta Mahalle Yalnız Selvi Cad.,
No: 58/A Kartal-Yakacık
*Kartal Bankalar Simit Sarayı
Bankalar Cad. No:80 Kartal-İstanbul
Koçtaş-Beylikdüzü Simit Sarayı Sakarya Cad., E5 Üzeri Yan Yol,
Beylikdüzü
Kozyatağı Simit Sarayı Eski Üsküdar Yolu, Topçu İbrahim Sok.,
No: 2/1 Ataşehir
*Küçükköy Simit Sarayı Yeni Mh. Cengiz Topel Cd. 205 B 1
Küçükköy
*Kuştepe Simit Sarayı İnönü Cad., No: 28 Şişli
* Levent Anıt Simit Sarayı
Büyükdere Cad. No: 148 Levent, İstanbul
Maltepe Simit Sarayı
Feyzullah Mah., Bağdat Cad., No: 104/15. Maltepe
Marmara Park Simit Sarayı
Güzelyurt Mah. 1. Cadde, Esenyurt-İstanbul
*Maslak Simit Sarayı Ahi Evren Cad., Nazmi Akbacı Ticaret
Merkezi, No: 208-209-210 Maslak
* Merkez Efendi Simit Sarayı Seyitnizam Mahallesi, Balıkçı Çırpıcı
Yolu No: 70 2 Etap- Zeytinburnu
Mecidiyeköy Meydan 1 Simit Sarayı Büyükdere Cad., No: 48
Mecidiyeköy Meydan 3 Simit Sarayı Büyükdere Cad., No: 58/2
Mecidiyeköy Meydan 4 Simit Sarayı Büyükdere Cad., No: 26/A
*Mecidiyeköy Stadyum Simit Sarayı Büyükdere Cd. No:61 Şişli
Merter Simit Sarayı
Şair Ahmet Kutsi Tecer Cad., Aras Apt., No: 5/C Merter
Optimum Simit Sarayı Optimum Outlet ve Eğlence Merkezi, E5
Üzeri, 1. Kat, No: 32 Göztepe
Osmanbey Simit Sarayı Halaskargazi Cad., No: 114/D
Osmanbey-Şişli
Pendik Sahil Simit Sarayı Doğu Mah., Ankara Cad., No: 136 Pendik
*Pendik Marina Simit Sarayı Batı Mah. Sahil yolu Marintürk
İstanbul Cityport Tic. Merkezi E blok Alt kat 20-21 Pendik
*Plato Simit Sarayı Plato AVM, Fatih Bulvarı, Emir Cad., No: 3-97
Sultanbeyli
Profilo Avm Simit Sarayı Gülbahar Mah., Profilo AVM Yolu, No:
311 Mecidiyeköy
Rıhtım Simit Sarayı Osmanağa Mah., Rıhtım Cad., No: 16 Kadıköy
Sabiha Gökçen Dış Hatlar Simit Sarayı Sabiha Gökçen
Uluslararası Hava Limanı, Dış Hatlar Tarafı Dl. 500
Sabiha Gökçen İç Hatlar Simit Sarayı Sabiha Gökçen Uluslararası
Hava Limanı İç Hatlar, Gelen Yolcu Katı, Al 302 ve Al1606
*Sahrayıcedid Simit Sarayı Sahrayıcedid Mah. Mengi sk. No/26
Kozyatağı Kadıköy/İstanbul
Salacak Simit Sarayı İskele Cad., No: 14 Üsküdar
Sirkeci Simit Sarayı Ankara Cad., No: 215 Fatih
*Söğütlüçeşme Simit Sarayı Hasanpaşa Mah.
Mahmut Baba Sk. No:1 , Söğütlüçeşme, Kadıköy
Sultanbeyli Atlaspark AVM Simit Sarayı
Fatih Bulvarı No: 67 Sultanbeyli Atlas Avm Sultanbeyli
Sultangazi Simit Sarayı Cebeci Mah., 1. Cebeci Cad.,
No: 21 Sultangazi
Sultançiftliği Simit Sarayı 50. Yıl Mah., Eski Edirne Asfaltı, Burda
Market Bitişiği
Şirinevler Simit Sarayı
Şirinevler Mah., Yaman İş Merkezi, No: 2 B. Evler
Taksim Simit Sarayı
Şehit Muhtar Mah., Yeni Tarlabaşı Cad., No: 6 Taksim
*Taksim Meydan Simit Sarayı Sıraselviler Cad., No: 1 Beyoğlu
Taşdelen Simit Sarayı Sultançiftliği Mah., Turgut Özal Bulvarı, No:
127/1 Çekmeköy
TT Arena Simit Sarayı 1 Huzur Mah., TT Arena Stadı, K8 Kapı
Girişi, Giriş Kat Aslantepe
TT Arena Simit Sarayı 2 Huzur Mah., TT Arena Stadı K8 Kapı
Girişi 4. Kat
TT Arena Simit Sarayı 3 Huzur Mah., TT Arena Stadı K8 Kapı
Girişi 4. Kat
TT Arena Simit Sarayı 4 (Dış Alan) Huzur Mah.,
TT Arena Stadı Aslanlı Yol
TT Arena Simit Sarayı 5 Huzur Mah., TT Arena Stadı, K8 Kapı
Girişi, Giriş Kat Aslantepe
TT Arena Simit Sarayı 6 Huzur Mah., TT Arena Stadı, K8 Kapı
Girişi 4. Kat Aslantepe
Ulusoy Ataşehir Simit Sarayı Kayışdağı Mahallesi Dudullu Yolu
Caddesi No:40 Ataşehir
Ulusoy İkitelli Simit Sarayı Basın Ekspres Yolu, Cemal Ulusoy
Cad., Ulusoy Yazahanesi, İkitelli
* Üsküdar Simit Sarayı
Mimar Sinan Mh. Selmani Pak Cd. No: 30-1 Üsküdar
Venezia Simit Sarayı Karadeniz Mah. Eski Edirne Asfaltı Cad.
Viaport Venezia Outmet AVM / İstanbul
145
SİMİT SARAYI VE SİMİT SARAYI MAHALLE ADRESLERİ SIMIT SARAYI AND SIMIT SARAYI MAHALLE ADDRESS
Mix Kayseri Yaşam Merkezi Simit Sarayı
Melikgazi Mah. Aşık Veysel Bulv. 22/Z-02 Melikgazi , Kayseri
KOCAELİ Gebze Simit Sarayı Hacı Halil Mah.,
Hükümet Cad., No: 100. Gebze
Gölcük Simit Sarayı Merkez Mah., Cumhuriyet Cad.,
Anıt Park İçi, No: 8. Gölcük
İzmit N City Avm Simit Sarayı Karabaş Mah., Oramiral Salim
Dervişoğlu Cad. No:102
* İzmit -41 Simit Sarayı Sanayi Mh. Ömer Türkçakal Bul. No: 7/27
Burda Avm
KONYA Selçuklu Simit Sarayı Alaadin Bulvarı, No:13
KÜTAHYA Kütahya Simit Sarayı Servi Mah., Mithatpaşa Cad.,
Çarşı Hilton AVM, Sitesi B/1-15
MALATYA * Malatya Park AVM Simit Sarayı İnönü Mah. İnönü
Cad. No: 192/Z55
MANİSA Salihli Simit Sarayı Kurudere Cad., No: 4
MERSİN * Mersin Forum Simit Sarayı Güvenenler Mah.,
20. Cad., Forum AVM A BL. NO: 1 Yenişehir
NEVŞEHİR *Nevşehir Simit Sarayı
2000 Evler Mah. Zübeyde Hanım Cad. No: 143
SAMSUN *Terminal Simit Sarayı Hafif Raylı Sistem Üniversite
Son Durağı. Atakum
*Vefa AVM Simit Sarayı Orta Mah. Kızılay Cad. NO: 48/12 Çarşamba
*Samsun Piazza Simit Sarayı Çarşamba Cad., No: 52 Z-53
Eski Otogar Mevkii, Canik
Samsun Çiftlik Simit Sarayı
Karadeniz Mahallesi İstiklal Caddesi No: 139 İlkadım
sivas * Sivas Üniversite Simit Sarayı Yenişehir Mh. Kayseri Cd. 39/3/1
Şanlıurfa * Şanlıurfa Cadde Simit Sarayı Sultan Fatih Mah.
Halite Nusret Zorlutuna Cd. No: 14 Beyaz Konak, Haliliye
TEKİRDAĞ Trend Çorlu Simit Sarayı Kazımiye Mah., Omurtak
Cad., No: 24/B Çorlu-Tekirdağ
Çorlu Kazımiye Simit Sarayı Kazımiye Mah., Omurtak Cad., No:
24/B Çorlu-Tekirdağ (Yakında)
VAN Van Simit Sarayı Cumhuriyet Cad., No: 72
*Van Erciş Simit Sarayı Vanyolu cad. Devlet Hast. Karşısı Burak
Apt. Zemin Kat Erciş
YALOVA Yalova Simit Sarayı Yali Cad., No: 41/a
SİMİT SARAYI MAHALLE MAĞAZALARI
* Adana Turgut Özal Bulvarı Simit Sarayı Mahalle Güzelyalı Mah.
Gökkuşağı Kavşağı Turgut Özal Bulvarı Metin Apt. Altı No:19/20
Çukurova Adana
Ankara Emek Simit Sarayı Mahalle Emek Mah. Bişkek cd
No: 213/Çankaya Ankara
Ankara Çayyolu Simit Sarayı Mahalle Prof.Dr. Ahmet Taner Kışlalı
Mah. Park Caddesi 34 / A (2864 sk) Çayyolu Çankaya / Ankara
Avrupa Konutları Tem 2 Simit Sarayı Mahalle
Mevlana Mah. Hekimsuyu cd.118-O1 Gaziosmanpaşa İstanbul
Aydın Simit Sarayı Mahalle Zafer Mahallesi Üniversite Varyantı
Caddesi Adnan Menderes Üniversitesi No: 18 Efeler
146
Aydın Alesta AVM Simit Sarayı Mahalle
Zafer Mah. Üniversite Varyantı Cad. No:18/28 Efeler / Aydın
Balıkesir Güre Simit Sarayı Mahalle Güre mah. Çanakkale asfaltı
53 evler yanı Edremit
Batışehir Simit Sarayı Mahalle Demirkapı, Güneşli Mahmutbey
Çıkış Yolu No:10, Bağcılar/İstanbul
Batman Park Mahalle Simit Sarayı Kültür Mh. Turgut Özal
BulvarıBatman Plark AVM Merkez
Bayar Cad. SS Mahalle Bayar Cad. B Blok 89/B No:29
Dükkan 4-5 Kozyatağı
Beylikdüzü Beymahalll Simit Sarayı Mahalle
Cumhuriyet Mh. 1988 Sk. Beymahall No:7/89 Beylikdüzü
* Darıca Simit Sarayı Mahalle İstasyon caddesi
Darıca Park Avm Darıca/Kocaeli
Çanakkale Troypark Avm Simit Sarayı Mahalle Barbaros mah.
Troya Cad. No: 2
* Fethiye Simit Sarayı Mahalle 2.etap Sahil Bandı, Akdeniz Cad.
No:7, Fethiye Merkez/Muğla
Giresun Simit Sarayı Mahalle Hacı Mithat Mah. Alparslan Cad. no:
33/C Merkez –Giresun
İdealistpark Simit Sarayı Mahalle Madenler Mh. İdealist Kent Cd.
No: 5A/3 Ümraniye/İstanbul
İzmir Aliağa Simit Sarayı Mahalle K. Dirik Mh. İstiklal cd.
No: 80/E Aliağa
Kayseri Simit Sarayı Mahalle
Sahabiye Mah. İstasyon Cd. Bakioğlu Ap. No: 16/B Kocasinan
Kazasker Simit Sarayı Mahalle Şemsettin Günaltay Cad. Hisar
Apt. No:94 Dükkan 1 ve Dükkan 2 Kadıköy İstanbul
Keşan Bendis Simit Sarayı Mahalle
Enez Kavşağı , 22800 Keşan Edirne (Yakında)
Küçükbakkalköy Simit Sarayı Mahalle İçerenköy Mah. Kayışdağı
Cad. No:60 62A Küçükbakkalköy Ataşehir/İstanbul
Konya Simit Sarayı Mahalle
Konya Selçuklu Ahmet Hilmi Nalçacı Cd No 69
Kozyatağı Simit Sarayı Mahalle
Atatürk Cd. Dilkum Sitesi 6.Blok No:57/c İstanbul
Lara Simit Sarayı Mahalle Tekelioğlu Cd., Astur Ceylan Sitesi D Blok
No: 82 Muratpaşa, Antalya (Yakında)
Mersin İhsaniye Simit Sarayı Mahalle
İhsaniye Mahallesi, Bahçeler Cd. Ofis Royal İş Merkezi No:22/3
Mersin Mezitli Mahalle Simit Sarayı Atatürk Mahallesi,
Vali Şenol Engin Caddesi, No :12/B
Mersin Yenişehir Simit Sarayı Mahalle Çiftlikköy Mh. 32176 Sk. No:
5 Arıcan Perspective Ofis 40 nolu bağımsız bölüm Yenişehir
Nevşehir Simit Sarayı Mahalle Yeni mahalle yeni kayseri caddesi
no:9 /D Nevşehir
Ordu Simit Sarayı Mahalle Şarkiye Mah. Kazım Karabekir Cad. No
11/a Ordu (Yakında)
Özlüce Simit Sarayı Mahalle Uğur Mumcu Bul. 413.sk Özlüce Bursa
* İdealistpark Simit Sarayı Mahalle Madenler Mh. Palandöken
Caddesi, No: 13 Ümraniye/İstanbul (Yakında)
Pashador Simit Sarayı Mahalle
Muratpaşa Mah. Eski Edirne Asfaltı Cad.No:1/19 Bayrampaşa
Serik Simit Sarayı Mahalle Orta Mh. Atatürk Cad. 1033 sk. Ahmet
Özpınar İş merk. No :6 Serik –Antalya
Siirt Simit Sarayı Mahalle Hükümet Cd. No:92 SiirtPark Avm
Merkez/Siirt
Şerifali Simit Sarayı Mahalle
Mehmet Akif Mahallesi Elalmış Caddesi No: 32/C
Tuzla İŞ GYO Simit Sarayı Mahalle İçmeler Mah. D100 Karayolu
Cad. 44A/7 Tuzla, İstanbul
* Uşak Simit Sarayı Mahalle Cumhuriyet Mah. Atatürk Meydanı
No:16/A-16/B Uşak
Ümraniye Can Park Avm Simit Sarayı Mahalle
Can Park Avm –Alemdağ Cad. Yamanevler Mah. No: 169 Ümraniye
1. Kat dükkan no: 131 (Yakında)
ABD *New York 5. Cadde Simit Sarayı 435 Fifth Avenue New York
NY 10016.
ALMANYA Berlin Simit Sarayı Karl-Marx strasse 82
Frankfurt Simit Sarayı Kaiserstrasse 44 Frankfurt am main, GPRS:
50°06’32.3”N 8°40’11.4”E
* Düsseldorf Simit Sarayı Worringerstraße 142 40210 Düsseldorf ,
GPRS: 51°13’18.2”N 6°47’40.4”E
Giessen Simit Sarayı Bahnhofstraße 102 35390 Giessen
* Mannheim Simit Sarayı Kurpfalzstraße R1, 1 68161 Mannheim.
* Köln Venloer Simit Sarayı Venloer Strasse 280, Köln
GPRS: 50°56’53.2”N 6°55’15.8”E
AZERBAYCAN Azerbaycan Simit Sarayı Mardanov qardashlari
15A, Baku
DUBAİ Dubai Simit Sarayı (Yakında)
BELÇİKA * Antwerpen Simit Sarayı de Keyserlei 13-15 2018
Antwerpen, GPRS: 51°13’03.9”N 4°25’01.6”E
HOLLANDA *Amsterdam Simit Sarayı Kinkerstraat 224 1053 EM
Amsterdam, GPRS: 52°21’56.2”N 4°51’58.3”E
Amsterdam Simit Sarayı Doppermarkt Yakında
Amsterdam Dam Meydanı Simit Sarayı Nieuwendijk 224 1012 MX
*Amsterdam Arena Simit Sarayı Bijmerplein 1006 ‘/ 1102 ML
Amsterdam
*Den Haag Simit Sarayı Hobbemaplein 99 2526 JD Den Haag ,
GPRS: 52°04’02.9”N 4°17’53.1”E
*Den Haag Simit Sarayı Gedemtegracht 88, 2512 KB Den Haag,
GPRS: 52°04’37.6”N 4°18’56.1”E
*Deventer Simit Sarayı Pikeursbaan, 78 A, 7411 GW Deventer,
GPRS: 52°15’12.5”N 6°09’50.6”E
Lijnbaan Simit Sarayı Lijnbaan 119A 3012 EN Rotterdam, GPRS:
51°55’09.5”N 4°28’37.0”E
* Beijerlandselaan Simit Sarayı Beijerlandselaan 42-44 3074 EK
Rotterdam, GPRS: 51°53’46.2”N 4°30’46.6”E
* Meent Simit Sarayı Meent 15A 3011 JA Rotterdam, GPRS:
51°55’26.6”N 4°29’08.6”E
Eindhoven Simit Sarayı Nieuw straat 23 Eindhoven (Yakında)
Utrecht Simit Sarayı Vredeburg 150-151 (Yakında)
Almere Simit Sarayı Almere Central Station(Yakında)
IRAK Irak Simit Sarayı (Yakında)
İNGİLTERE Londra Oxford Street Simit Sarayı West One
Shopping Centre 381 Oxford Street, London
Londra Bond Street Simit Sarayı Bont Street Metro İstasyonu
Gırısı/ Londra
Piccadilly Circus Simit Sarayı 1 Piccadilly Circus The London
Pavillion Unit 10/11 Piccadilly W1J ODA
İSVEÇ İsveç Simit Sarayı Mall of Scandinavia Mäster
Samuelsgatan 20 Box 7846 103 98 Stockholm
KIBRIS *Gazi Magusa Simit Sarayı Doğu Akdeniz Üniversitesi,
GPRS: 35.1447414, 33.9092411
Girne Amerikan Üniversitesi Simit Sarayı Girne Amerikan
Üniversitesi Karmi Kampüsü
Girne Liman Simit Sarayı Kyrenia north Girne
Ercan Havalimanı Simit Sarayı Kıbrıs Ercan Havalimanı Dış
Hatlar Gidiş Terminali
KATAR Katar Simit Sarayı (Yakında)
KUVEYTKuveyt E-Mall Simit Sarayı Beirut Street E-Mall
Al Safat Tower No 14 Kuwait City, Kuwait
MISIR * New Cairo Simit Sarayı Al Salam Axis, Awal Al Qahera Al
Gadida, Mobil Station, New Cairo,
SUUDİ ARABİSTAN * Al Nakheel Mall 1 Al Nakhell Mall, Riyad
Al Nakheel Mall 2 Al Nakhell Mall, Riyad
Al Salaam Mall Jeddah Simit Sarayı
Prince Majid Rd, Jeddah Saudi Arabia
Cidde Haifaa Mall Simit Sarayı
Falastin Road, Al-Ruwais, Haifaa Mall, Gate 3 Jeddah
Dhahran Mall Simit Sarayı
Doha Al Janubiyah, Mall of Dhahran, gate 5, Dhahran/Al Khobar,
Suudi Arabistan
Tala Mall Simit Sarayı Tala Mall- King Abdul Aziz Road, Exit 5,
Central, Riyadh Saudi Arabia
Mekke Simit Sarayı Abraj Al Bait Center, Zam Zam Tower, Haram
Holy City Of Makkah, Mekke, GPRS: 21°25’09.2”N 39°49’32.4”E
Zam Zam Tower Simit Sarayı Makkah Zam Zam Tower
Hilton Makkah Simit Sarayı Al Haram / Makkah Saudi Arabia
Hayat Mall Simit Sarayı King Abdulaziz Road, Riyadh
Makkah Mall Simit Sarayı King Abullah Rd, Mecca
Medine Al Noor Mall Simit Sarayı Suudi Arabistan, Medine
Medine Airport Simit Sarayı Prince Muhammed Bin Abdulaziz
Havaalanı Departure 3 Arab Mall Simit Sarayı Al Nuzhah Street
Mall of Arabia Cidde
Jeddah Airport Simit Sarayı Al Nuzhah Street Mall of Arabia
Cidde/ Suudi Arabistan
ÜRDÜN Ürdün Simit Sarayı (Yakında)
* Mutfak Konseptli Mağazalarımız
* Vialand Simit Sarayı Yeşilpınar Mahallesi, Girne Caddesi, Vialand
AVM, Yeşilpınar, Eyüp
Vialand Temapark Simit Sarayı Yeşilpınar Mahallesi, Girne
Caddesi, Vialand AVM, Yeşilpınar, Eyüp
Via Port Simit Sarayı Yenişehir Mah., Dedepaşa Cad.,
Viaport AVM, No:2/3 Kurtköy
*Via Port Meydan Simit Sarayı Yenişehir Mah. Dedepaşa Cad.
No:19. Via Port AVM Gençlik Meydanı – Pendik
White Hill AVM Simit Sarayı Karadolap Mh. Atatürk Cd.
No: 13 D: 22 Yeşilpınar-Eyüp
Yenibosna Koçtaş Simit Sarayı Koçtaş AVM
* Yenikapı Simit Sarayı
Aksaray Mustafa Kemalpaşa Cad., No: 56 Fatih
*Zeytinburnu Simit Sarayı 58. Bulvar No: 112
212 AVM Simit Sarayı Mahmutbey Merkez Mah., Taşocağı Cad.,
No: 5 K: 2 Bağcılar-İkitelli
İZMİR Folkart Towers Simit Sarayı
Adalet Mah. Mana Bulv. No:37 35530 İzmir
Alsancak Simit Sarayı Kültür Mh. Gül Sokak.
* Konak Simit Sarayı Akdeniz Mh. Gazi Blv. Konak
KARABÜK * Safranbolu Simit Sarayı : Atatürk Mah. Eğitimciler
Caddesi No:3 Safranbolu
KAYSERİ * Kayseri Simit Sarayı Selimiye Mah., O. Kavuncu Blv.,
BYZ Garage AVM, Z33, Melikgazi

Benzer belgeler