MYKALE (SAMSON) DAĞINDA BİLİNMEYEN BİR MANASTIR

Transkript

MYKALE (SAMSON) DAĞINDA BİLİNMEYEN BİR MANASTIR
Sanat Tarihi Dergisi
Sayı/Number:XIII/2
Ekim/October 2004, 1-18
MYKALE (SAMSON) DAĞINDA ÇINARLI KİLİSE ADINI
VERDİĞİMİZ BİR MANASTIR KİLİSESİ
Emine Tok BAYRAKAL
Bu çalışmamızda tanıtacağımız manastır kalıntısını, 2000 yılında Prof. Dr.
Zeynep Mercangöz ve Araş. Gör. Sedat Bayrakal ile birlikte gerçekleştirdiğimiz,
Kuşadası ve çevresindeki ortaçağ kalelerine yönelik inceleme gezimizde saptamıştık 1.
Bizans mimarisi literatürüne girmemiş olan, muhtemelen bir manastırın kathalikonu
(ana kilisesi) olduğunu düşündüğümüz bu kiliseyi, çevresinde yer alan anıtsal çınar
ağaçlarına bakarak Çınarlı Kilise olarak adlandırmıştık.
Kilise, Kuşadası’nın güneybatısındaki Mykale (Samson) dağ dizisinin kuzey
doğu yamacında, 650 m. yükseklikte yer alan Fındıklı Kalenin yaklaşık 500 m.
güneydoğusundadır (Şek.1). Yapıya, Davutlar beldesinden dağa açılan stabilize orman
yolu kullanılarak ulaşılmaktadır. Günümüzde milli park olan, ormanlık içinde kalan
manastır kilisesi, ancak yanına gidince fark edilebilmektedir2.
Bizans dönemindeki adı ve tarihi ile ilgili henüz bir bilgiye sahip olmadığımız
kilise, yukarıda da belirttiğimiz gibi Fındıklı Kaleye oldukça yakın bir mevkidedir.
Yoğun çınar ağaçları ve pınarları ile dikkati çeken bu mevki halk arasında, “Kalenin
Bahçesi” olarak tanınmaktadır. Kilisenin kaleye yakınlığı, doğrudan kale ile bağlantılı
olduğunu akla getirmektedir3

E.Ü. Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Araştırma Görevlisi.
Söz konusu çalışmamızın konusu belirtilen arazideki ortaçağ kalelerine yönelik olduğu için
kalıntılara ilişkin ayrıntılı bilgi verilmemiş yalnızca mevcudiyetinden bahsedilmişti. Z.
Mercangöz-E.Tok, « Kuşadası ve Çevresindeki Ortaçağ Kaleleri », Geçmişten Geleceğe
Kuşadası Sempozyumu 23-26 Şubat, Kuşadası 2001, s.147-155.
Bu makaleyi yazmamda teşvik ve desteklerini esirgemeyen hocam sayın Prof. Dr. Zeynep
Mercangöz’e teşekkürü bir borç bilirim.
2
Nitekim , ölçü ve fotoğraf çekimleri için tekrar eden alan araştırmalarımızda, sık orman dokusu
nedeniyle, yolumuzu ancak avcı Hüseyin Hayıt’ın rehberliği ile bulabildik. Kendisine teşekkür
ederim. Ayrıca, arazide kullanmak üzere bize araç tahsis eden Kuşadası Belediyesi Başkan
yardımcısı sayın Nedret Şalbaş’a ve yardımlarından dolayı Hüseyin Geçen’e; ölçüm ve fotoğraf
çekimlerinde yardım ve desteklerini esirgemeyen eşim Araş.Gör. Sedat Bayrakal’a teşekkürü
bir borç bilirim.
3
Öte yandan kiliseye en yakındaki antik yerleşme, kalenin hemen doğu tarafındaki kayalığın
üzerinde, günümüzde Belen Kuyu olarak anılan mevkidedir. Burada yaptığımız gözlemlerde,
1
Emine Tok Bayrakal
yaklaşık 4.5 m. kalınlığında bir sur ve gerideki düzlükte kaçak kazı çukurları ile ortaya
çıkartılmış Helenistik bloklar ve çatı kiremitleriyle kaplı bir arazi ile karşılaşılmıştır. Yüzeyde
hiç Bizans seramiğinin bulunmayışı ilk anda bize, yerleşimin Hıristiyanlar tarafından
kullanılmadığını ve bu alanın kalıntılara çok yakın da olsa kilise ile doğrudan bağlantılı
olmadığını düşündürmüştür.
2
Mykale (Samson) Dağında Çınarlı Kilise Adını .....
Şek. 1- Çınarlı Kilise’nin konumunu gösterir harita (1/25.000).
Fındıklı Kale’nin üzerine kurulduğu sarp yamacın aksine manastır, yaklaşık 3
dönümlük düz bir arazi üzerinde kurulmuştur. Makalenin konusunu oluşturan ana kilise
(kathalikon) ise bu düz alanın kuzeyinde yer alan sığ bir tepecik üzerine inşa edilmiştir
(Res. 1). Kilisenin yaklaşık 10 m. kuzeyinde, günümüzde yalnızca doğu ve güney
duvarının bir kısmı görülebilen bir mekan ile (Res. 2) güney doğusunda, tamamen
moloz yığınına dönüşmüş bir başka mekan kalıntısı daha bulunmaktadır (Res. 3).
Arazide yaptığımız yüzey araştırmasında, yörede manastır mimarisinde yaygın olarak
görülen çevre duvarına rastlanmamıştır.
Çevre duvarları manastır yapılarını korumalarının yanı sıra, kutsal mekanı
günlük yaşamdan soyutlama işlevini üstlenen birimlerdir. Nitekim, Anadolu’da görülen
pek çok manastır örneği, yerleşim alanlarından uzak, dağların yüksek tepelerinde vahşi
doğa içindedir. Üzerine kuruldukları topografyaya bağlı olarak şekillenmiş kalın ve
yüksek çevre duvarları ise, münzevi yaşamları dışarıdaki vahşi doğaya karşı korur 4.
Öte yandan Latmos’taki bazı manastırlarda, çevre duvarlarının saldırı ve
savunmaya da yönelik olarak kulelerle takviye edilmiş örneklerine rastlanmaktadır5. Bu
durum, 11. yüzyılda başlayan Türkmen akınları sonucu, Bizans devletinde ortaya çıkan
ekonomik zayıflama ve buna bağlı olarak askeri sistemin çökmesi ile manastırların
kendi savunmalarını kendilerinin üstlendiğini akla getirmektedir.
Makalemize konu olan manastır kalıntısının çevre duvarının bulunmayışı da
düşündürücüdür. Bu durumda, kilisemizin ait olduğu manastırın, 10 dakikalık yürüyüş
mesafesindeki Fındıklı Kalenin güvencesi altında herhangi bir çevre duvarına gerek
4
Aynı coğrafyada, Mykale (Samson) dağı’nda, günümüzde Manastır Tepe olarak anılan mevkide
yer alan Kurşunlu Manastır için bkz. Z. Mercangöz, “İzmir ve Çevresi Bizans Yapıları:
Kurşunlu Manastır”, II. Uluslar arası İzmir Sempozyumu Tebliğler, İzmir,1998, s.33-56; Z.
Mercangöz, “Kuşadası’nın Kültür Mirasında İki Bizans Kalıntısı: Kurşunlu Manastır ve Kadı
Kalesi”, Geçmişten Geleceğe Kuşadası Sempozyumu, İzmir, 2001, s.139-145; Latmos
bölgesinde Stylos Manastırı, Kellibaron Manastırı ve İkiz Ada’daki manastırları gösterir plan ve
ayrıntılı bilgi için bkz. Z. Mercangöz, Batı Anadolu’da Geç Dönem Bizans Mimarisi:
Laskarisler Dönemi Mimarisi, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İzmir, 1985; Z. Mercangöz,
“Söke’nin Şirin Köşesi Bafa’dan Hristiyanlık Eserleri”, I. Uluslar arası Aşağı Menderes
Havzası Tarih, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Sempozyumu, İzmir, 2002, s.264-284;
Kapadokya’daki manastırlar için bkz. Lyn Rodly, Cave Monasteries of Byzantine Cappadocia,
Newyork, 1985; ayrıca, Antalya’nın Doyran Beldesindeki Manastır için bkz. E. Akyürek,
“Antalya’nın Doyran Beldesinde Bir Bizans Manastırı”, V. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı ve
Araştırmaları Sempozyumu, Ankara, 2001, s.13-27.
5
Örneğin Kapıkırı Adasındaki Manastırın çevre duvarları gerçekten askeri amaçlı bir savunma
yapısı için hazırlanmıştır. Çevre duvarının üzerinde seyirdim yolu ve iki kule kalıntısı
bulunmaktadır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Z. Mercangöz, “Kapıkırı Adasındaki Manastır Kilisesi
Üzerine Düşünceler”, Arkeoloji-Sanat Tarihi Dergisi, VI (1992), s.74.
3
Emine Tok Bayrakal
duymadığını varsayabiliriz. Zira, şimdiki verilere göre manastırı koruyan çevre duvarına
ilişkin hiçbir kanıt mevcut değildir.
Kilisenin Mimari Tasviri
Kilise günümüzde oldukça harap durumdadır. İçi tamamen moloz dolgu ve
bitki örtüsü ile kaplıdır (Res.4, 5). Yalnızca, kuzey doğudaki yan apsis, ana apsisin bir
kısmı ile kuzeyindeki ek (?) mekanın doğu duvarı dıştan fark edilebilmektedir (Res.6).
Günümüze kısmen sağlam ulaşabilmiş bu kesimin yüksekliği yaklaşık 2-2.5 m.
kadardır.
İçte ise, naosun kuzey duvarı ve batı duvarının bir kısmı, apsis önünde yer alan
iki paye ile narteksin bir kısmı yer yer izlenebilmektedir. Günümüze ulaşabilmiş
kesimlerden kilisenin orijinal boyutları ve planı hakkında fikir yürütmek mümkündür.
Buna göre kilise, yaklaşık 18x13 m. boyutlarında doğu-batı yönünde uzanan
dikdörtgen bir naos ile naosun batısında bir narteks ve kuzeyine bitişik tek nefli bir
mekandan oluşmaktadır (Şek.2).
Orijinalde, naosun doğusunda, ortadaki daha geniş ve yüksek olmak üzere içten
yuvarlak, dıştan muhtemelen çok cepheli üç apsisi bulunmaktaydı. Günümüze kısmen
sağlam ulaşabilmiş yan apsislerden kuzeyde olanı, dış cephe düzeniyle, hem kilisenin
tarihine hem de bu düşüncemize ışık tutan ip uçları sunmaktadır: Yan apsis üç
cephelidir. Korunmuş olan kesimde, ortada, kademeli kemer ile çevrelenmiş bir kör niş
bulunmaktadır (Res.7, 8). Cephenin birleştiği köşe ise dışa taşkın üçgen şekilli plaster
ile yumuşatılarak geçiş sağlanmıştır. Bu cephe düzeni Anadolu’da 11. yüzyılda
başlamış, Laskarisler döneminde yaygınlaşarak, çöküşe değin kullanılmıştır 6.
Ana apsis önünde, 0.80x1.10 m. boyutlarında iki adet paye bulunmaktadır
(Res.9). Olasılıkla bu iki paye, naosun ortasında yükselen kubbeyi taşıyan doğudaki
desteklerdi. Naosun içi moloz dolgu ile kaplandığı için batıdaki destekler toprak altında
kalmış olmalıdır.
Naosun kuzey duvarında, 0.85 m. genişliğinde bir kapı ile kuzeyine bitişik hole
geçiş sağlanmaktadır (Res. 10). Naosun batı duvarında eksenden hafif kaymış kapı ise
nartekse açılmaktadır. Bu kapının genişliği 1.2 m. dir. Narteksin doğu duvarına
bitişik üç adet paye kalıntısı üst örtüyü taşıyan kemerlerin oturduğu destekler olmalıdır
(Res.11). Narteksin doğu duvarının güney ucunda, derinliği 0.30 m., uzunluğu 0.60 m.
olan bir niş bulunmaktadır. Moloz yığını içinde silmeli bir söve parçası dikkat çeker
(Res. 12). Kilisede saptanan tek mimari plastik parça olan bu parçanın orijinalde kapı
6
4
Ayrıntılı bilgi için bkz. Y. Ötüken, “İstanbul Son Devir Bizans Mimarisinde Cephe
Süslemeleri”, Vakıflar Dergisi, XII, Ankara, 1978, s.213-234; S. Eyice, Son Devir Bizans
Mimarisi, İstanbul, 1980, s.125 vd.; E. Tok, Türkiye’deki Orta ve Geç Bizans Dönemi
Kiliselerinde Cephe Düzeni, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, s. 75 vd.
Mykale (Samson) Dağında Çınarlı Kilise Adını .....
içinde in-situ mu? yoksa duvarda devşirme malzeme olarak mı? kullanıldığı ancak
ileride yapılacak temizlik çalışmalarıyla öğrenilebilecektir.
Naosun kuzey duvarına bitişik holün doğu duvarı yıkık olduğu için orijinal
görünüşüne ilişkin herhangi bir fikir yürütmek mümkün değildir. Ancak, burada bir
5
Emine Tok Bayrakal
kemer izlenimi veren uzantı dikkati çeker (Res. 13). Duvardaki derzlerin apsis
cephesinde kesintisiz devam etmesi, mekanın doğrudan naos ve narteks ile bağlantılı
olduğunu ve aynı dönemde tek bir elden planlandığını gösteren önemli verilerdir
(Res.14). Ayrıca, korunabilmiş kesimlerden bu mekanın duvar kalınlığının da tıpkı
naosunki gibi 0.80 m. olduğu anlaşılmaktadır.
Duvar Tekniği
Yapıda inşa malzemesi olarak açık gri renkli kireç taşı ile tuğla ve ahşap
kullanılmıştır. Zamanla, duvar yüzeyindeki harcın erimesiyle ortaya çıkan boşluklardan
ahşap hatılların yaklaşık 18x20 cm. boyutlarında olduğu anlaşılmaktadır 7. Pembemsi
kırmızı renkli tuğlaların kalınlıkları, 3, 4 cm. uzunlukları yaklaşık 20-30 cm. arasında
değişmektedir. Taşlar arasındaki bağlayıcı harç içinde, bol kireç, kum, taşçık ve kiremit
kırıkları bulunmamaktadır.
Kilisenin mevcut duvarlarının dış yüzü son derece kaliteli işçilik içerir: Üç sıra
tuğla , bir sıra kesme taş bloklarının dönüşümlü olarak örüldüğü işçilikte, kesme taşların
etrafına tuğlalar yerleştirilerek “çerçeveli teknik” uygulanmıştır. Bu teknik, özellikle 13.
yüzyılda, Anadolu, Yunanistan ve Balkanlardaki Bizans yapılarında yaygın olarak
kullanılmıştır8.
Duvarların iç yüzünün cepheye göre daha özensiz olduğu görülür. İçte, bir sıra
taş, bir sıra tuğlanın dönüşümlü olarak örüldüğü inşa tekniğinde büyük taşlar arasında
kalan boşluklar özel olarak kırılmış tuğlalar ile doldurulmuştur (Res.15). Bu dolgu
malzemeleri, taşların çevresinde, yatay (), dikey () veya zikzaklar (, ) yaparak,
yerleştirilmişlerdir. İç yüzün özensizliği, orijinalde kilisenin içinin sıvalı olduğunu
düşündürmektedir. Ancak, zaman, iklim ve doğanın tahribatı nedeniyle herhangi bir
sıva kalıntısı günümüze ulaşamamıştır.
Mevcut Verilerle Kilisenin Plan Tipinin ve Tarihinin Tartışılması
Bugün için kilisenin orijinal planı açık değildir. Ancak, naosun doğusundaki iki
büyük paye ve günümüze ulaşabilmiş kesimlerindeki bazı ayrıntılar, yapının 11-13.
7
Ahşap hatılların duvarı sağlamlaştırmak, güçlendirmek ve bükülmelere karşı direncini arttırmak
amacıyla eski dönemlerden beri kullanılan bir teknik olduğu bilinmektedir. R.P. Wilcox, Timber
and Iron Reinforcement in Early Buildings, London, 1981, s.21; R.Naumann Eski Anadolu
Mimarlığı, çev. B. Madra, Ankara 1991, s.55.Tüm Bizans mimarisinde de görülen, ama
özellikle 13. yüzyıl yapılarında yaygın olarak kullanılan bu teknik örnekleri için bkz.
H.Buchwald, “Lascarid Architecture”,Jahrbuch Der Österreichischen Byzantinistik, 28 (1979),
273-285; .Mercangöz, , a.g.e., 1985; Ayrıca, Bizans Kalelerinin inşasında görülen ahşap
bağlayıcılar için bkz C.Foss-D.Winfield, Byzantine Fortifications, 1986, s.28-29.
8
Z. Mercangöz, , a.g.e., 1985, s.181-183.
6
Mykale (Samson) Dağında Çınarlı Kilise Adını .....
yüzyıllarda Anadolu’da yaygın olarak görülen dört payeli kapalı haç şemada inşa
edilmiş olduğunu düşündürmektedir.
Buna göre naos muhtemelen orijinalde, ortada dört paye üzerinde yükselen bir
kubbe, bu kubbeye, dört yönde açılan haç kolları ve köşe odalarından meydana
geliyordu. Ancak doğudaki mevcut payelere simetrik olarak yerleştirildiği varsayılan
batıdaki payeler, tamamen moloz dolgu altında kalmış olmalıdırlar. Eğer orijinal
planlama düşünüldüğü gibi ise, kuzey ve güney haç kolları doğu ve batıdakilere göre
daha kısa olacaktır. Böylesi uygulamaya, hemen yakın coğrafyada, Bafa’da, Kapıkırı
Adası’ndaki manastır kilisesinde9 rastlanmaktadır. Doğudaki haç koluna göre biraz daha
uzun olan batıdaki haç koluyla birlikte tüm haç kollarının ve köşe odalarının alışıldığı
biçimde beşik tonoz ile örtülü olduğu düşünülmektedir.
Naosun doğusundaki apsislerden ortadaki daha geniş, yanlardakiler daha
dardır. Günümüze kısmen sağlam ulaşmış kuzeydeki yan apsis, içten yuvarlak, dıştan
üç cephelidir ve bir pencere ile aydınlanmaktadır. Olasılıkla bugün moloz altında kalmış
güneydeki de aynı düzendeydi. Ana apsis ise muhtemelen dışta en az beş cepheli idi ve
üçüz pencere ile aydınlanıyordu. Tüm apsislerin cepheleri, kademeli kör nişler ve
kemerlerle hareketlendirilmiş olmalıydı.
Günümüze ulaşmış izlerden batıdaki narteksin üç birimli olduğu
düşünülmektedir. Üst örtüye ilişkin hiçbir verimiz yoktur. Ancak çizimimizde,
birimlerin boyutuna uygun olarak güneydekine doğu-batı yönünde beşik tonoz, diğer
ikisine çapraz tonoz önerilmiştir.
Kilisenin kuzeyinde, hem naos, hem de narteks ile doğrudan bağlantısı olan bir
mekan bulunmaktadır (Res.16). Bu mekanın naos ile aynı anda tasarlanarak inşa edilmiş
olduğunu düşünmekteyiz. Nitekim doğuda, günümüze kısmen sağlam ulaşmış duvar
kalıntısı, farklı bir bitişme çizgisi içermeksizin, derzlerde kesinti olmaksızın naos
duvarıyla birlikte tek kütle halinde yükselmektedir (Res. 14). Ayrıca, naos duvarları ile
bu mekanın duvar kalınlığı da aynıdır. Mekanın içi tamamen moloz ile dolu olduğu için
üst örtüye ilişkin hiçbir iz günümüze gelmemiştir. Çizimimizde, narteks ile bağlantılı
batı kesimi kare bir birim oluşturduğu için, üzerine kubbe örtü önerilmiştir.
Naos ile aynı anda planlanmış böylesi bir mekan ilk anda orta Bizans
döneminde Başkent Konstantinopolis’te görülen beş nefli kilise planını 10 hatırlatsa da
9
Buradaki kilisenin planı kuzey ve güney haç kollarının doğu ve batıdakilerden kısa olması
nedeniyle “Kapalı Yunan Haçı” yerine “Kapalı Haç Plan” şeklinde tanımlanmıştır. Z.
Mercangöz, a.g.m., 1992, s.82-83.
10
Araştırmacılar, Vefa Kilise Camii ve Konstantin Lips Manastırı Kuzey Kilisesi Pantokrator
Manastırı Kilisesi’nde yapılan sondaj kazıları ve günümüze ulaşan izlere dayanarak, orijinalde
kapalı yunan haçı planlı kiliselerin kuzey ve güneyinde birer nef daha bulunduğunu, naosun
kuzey ve güney duvarındaki tribelon sistemleriyle bu dış neflere açılan beş nefe sahip olduğunu
ileri sürerler. H. Hallesleben, “Zu Annexbauten der Kilise Camii in Istanbul”, Istanbuler
Mitteulungen., 15 (1965), 208-217; R. Ousterhout, “Rebuilding the Temple: Constantine
7
Emine Tok Bayrakal
burada naosun güneyinde olası beşinci nefe ait herhangi bir izin bulunmayışı bu
düşüncemizi zayıflatmaktadır.
Öte yandan, Yunanistan Selanik (Tesseloniki) deki Kutsal Havariler Kilisesi
(1312-1315)11 planı, haç kollarının farklı boyutlarıyla, naosu üç yönden çeviren “U”
şekilli dehlizi ile Çınarlı Kiliseyi kısmen hatırlatmaktadır. Ancak, Çınarlı Kilisede
naosun kuzeyindeki mekan narteks ile bir bütün olarak düşünüldüğünde “L” şekilli plan
oluşturur. Oysa Havariler kilisesinde U şekilli dehlizin yanında batıda bir narteks daha
bulunmaktadır.
Yunanistan’dan bir başka yan nefli örnek, Arta Parigoritissa Kilisesi (128396)12 dir. Bu yapının da kuzey ve güneyinde naos ve narteks ile doğrudan bağlantılı
birer nef daha bulunmaktadır. Ancak naos, kapalı yunan haçı plan değil, sekiz destekli
plan tipindedir.
Çınarlı Kilise, naosu’nun planı ile bir yandan Bafa’da Kapıkırı Adasındaki
Manastır Kilisesi (13. yüzyıl) ne, Kuzeyindeki mekanı ile Yunanistan Selanik Kutsal
Havariler Kilisesi ile benzeşse de bugün için tüm planıyla birebir örneğini
bulamadığımız bir yapıdır.
Yapının duvarlarında üç sıra tuğla , bir sıra kesme taş bloklarının dönüşümlü
olarak örüldüğü işçilikte, kesme taşların etrafına tuğlalar yerleştirilerek “çerçeveli
teknik” uygulanmıştır. Benzer duvar tekniğini, hemen yakınındaki Kurşunlu Manastırın
Kathalikonu’nda (13. yüzyıl)13, Bafa Kiliselerinden Yediler Manastırı’nda (13. yüzyıl) 14
ve İkiz Ada 4 No’lu Kilise’de (13. yüzyıl) 15, İstanbul’da Vefa Kilise Camii dış
narteksinin duvar örgüsünde (1300-1350)16, Balkanlarda Bulgaristan Ravanica
Kilisesi’nde (1375-7)17, görülmektedir.
Söz konusu duvar tekniği 13. yüzyılda Laskarisler döneminde özellikle batı
Anadolu’da yalnızca dini mimaride değil yer yer askeri ve sivil mimaride de kullanım
bulmuştur. Bu dönemin önemli savunma yapılarından Manisa Kalesi (1222-54)18 dış
Monamachus and the Holy Sepulchre”, Journal of The Society of Architectural Historians,
Vol.XLVIII, No.1, 1989, fig. 11; T. F. Mathews, The Byzantine Churches of Constantinople,
London, 976, s.285,386; C.Mango, Byzantine Architecture, Newyork 1976, s.235-43, res.259.
11
Plan için bkz. C.Mango, a.g.e., 1976, s.277.
12
Plan ve resim için bkz. C.Mango, a.g.e., 1976, s.259-66, res.281-82.
13
Bilgi için bkz. Z.Mercangöz, a.g.m., 1998, s.53, res.8.
14
Resim için bkz. Z. Mercangöz, a.g.e., 1985, s.295, res.59-60.
15
Buradaki duvar örgüsü 2 sıra tuğla bir sıra .taş dizinin dönüşümlü olarak yerleştirilmesi ile
örülmüştür. Taşların aralarına tuğlalar konarak çerçeveli teknik uygulanmıştır. Resim için
bkz.s.334, res.127.
16
Resim için bkz. S. Eyice, a.g.e., 1980, Lev.109, res.175.
17
Resim için bkz. R. Krautheimer, Early Christian Art and Byzantine Architecture, New York,
1981, s.465, res.397; C.Mango, a.g.e., 1976, s.320,res.351.
18
Resim için bkz. Z. Mercangöz, a.g.e., 1985, s.264, res.6-7.
8
Mykale (Samson) Dağında Çınarlı Kilise Adını .....
surlarının, Kemalpaşa’daki Laskaris Sarayı (1222-54)19 duvarlarının bazı kesimlerinde
aynı tarz duvar tekniğini görmek mümkündür.
Duvar tekniğinin yanı sıra cephelerde kademeli kör nişler ve üçgen plasterler
gibi, hareket kazandırmak için yapılan mimari elemanlar 11-13. yüzyıllarda Anadolu,
Yunanistan ve Balkanlarda hem dini hem de sivil mimaride, yapı tarihlendirilmesinde
ayırd edici bir üslup olarak karşımıza çıkar 20. Cephelerde dışa taşkın yarım yuvarlak
veya üçgen payeler ve bunların aralarına yerleştirilen kör kemerler, Anadolu’da Akhisar
Çanlı Kilise’de (11-13. yüzyıl)21, Sart E Kilisesi’nde (13. yüzyıl) 22, Bafa Kiliselerinden
Kahvehisar Adasındaki Manastır Kathalikonu’nda (13. yüzyıl) 23, İkiz Ada 4 No’lu
Kilisede (13. yüzyıl)24 Başkent Konstantinopolis’te Konstantin Lips Manastır
Kilisesi’nde (10-13. yüzyıllar)25, Gül Camii’nde (1000-1150)26, Pantokrator Manastır
Kilisesi’nde (1118-36)27 Khora Manastır Kilisesi’nde (11-14. yüzyıllar)28, Vefa Kilise
Camii’nde (12-14. yüzyıllar)29 ve aynı yüzyıllara tarihlenen pek çok örnekte
görülmektedir.
Sonuç olarak, Çınarlı Kilisenin mimari verileriyle 10. yüzyıldan 14. yüzyıla
kadar görülen özellikler içermesi ile birlikte, bu özelliklerin 13. yüzyıl örneklerine
yakınlığı nedeniyle, yapının 12.yüzyıldan önce inşa edilmiş olmadığını düşünmekteyiz.
Bu dönemde, özellikle Batı Anadolu Bölgesinde görülen Laskarisler mimari örnekleri
ile Çınarlı Kilisenin cephelerinde görülen ortak üslup ve inşa teknikleri, yapımızı 12.
yüzyıl sonu- 13. yüzyıla tarihlendirmeye yönlendirmektedir.
19
Resim için bkz. Z. Mercangöz, , a.g.e., 1985, s.277, res.25.
S. Eyice, a.g.e., 1980, s.125-129; S. Eyice, “Bizans Mimarisinde Dış Cephelerde Kullanılan
Bazı Keramoplastik Süs Çömlekleri”, AMY, 3 (1961), s.21-29; Y. Ötüken, a.g.m., 1978, s.213234.
21
R.Ousterhout, “The 1994 Survey at Akhisar-Çanlı Kilise”, XIII. Araştırma Sonuçları
Toplantısı, C. II, Ankara, 1995, s.165-181.
22
H. Buchwald, “Church E at Sardis and the Contribution Architectural Vocabulary of the 13 th.
Century”, Actes du XV Congrés International d’Etudes Byzantines, Athenes, 1976, s.93-99.
23
Resim ve bilgi için bkz. Z. Mercangöz, , a.g.e., 1985, s. 127.
24
Resim ve bilgi için bkz. Z. Mercangöz, a.g.e., 1985, s. 127137.
25
Resim ve bilgi için bkz. C. Mango, a.g.e., 1976, s. 285; Eyice, a.g.e., 1980, s.16.; T. F.
Mathews,a.g.e., 1976, s.220.
26
Resim ve bilgi için bkz. T.F. Mathews, a.g.e., 1976, s.129.
27
Resim ve bilgi için bkz. T. F.Mathews, a.g.e., 1976, s. 72.
28
Resim ve bilgi için bkz. R. Ousterhout, a.g.e., 1982.
29
Resim ve bilgi için bkz. H. Hallesleben, a.g.m., 1965, s. 208.
20
9
Emine Tok Bayrakal
Özet
Kuşadası’nın güneyinde yer alan Samson dağında, Bizans dönemindeki adı ve
tarihi ile ilgili henüz bir bilgiye sahip olmadığımız bir manastır kalıntısı bulunmaktadır.
Manastırdan günümüze üç mekan ulaşabilmiştir. İkisi tamamen harap durumdadır.
Makalenin konusunu oluşturan ana kilise (kathalikon) ise kısmen sağlamdır. Kilisenin
kuzey doğudaki yan apsisi, ana apsisin bir kısmı ile kuzeyindeki ek (?) mekanın doğu
duvarı ayaktadır. Duvarlar, 13. yüzyılda Bizans mimarisinde yaygın olarak görülen
çerçeveli duvar tekniğinde inşa edilmiştir. Kalan izlerden yapının orijinalde kapalı
yunan haçı planda inşa edildiği anlaşılmaktadır.
Cephelerde görülen ortak üslup ve inşa teknikleri ile plan tipi, yapının 12.
yüzyıl sonu- 13. yüzyıla tarihlendiğini düşündürmektedir.
Anahtar Kelimeler: Manastır, Kathalikon,13. yüzyıl, Kapalı Yunan Haçı, Çerçeveli
Teknik
Abstract
In Samson (Mykale) Mountain, south of Kuşadası, is a monastery ruin whose
Byzantine name and history are yet unknown to us.Only three architectural aspect has
survived. Two spaces are in ruins. The subject matter of this article covers the main
church structure of monastery (Catholicon) which is partly undamaged. The nortern side
apse of the church, a part of main apse and its northern extended wall is still standing.
The walls was built with cloisonné tecnique which was a widespread tecnique in 13 th
century Byzantine architecture. The remants of the building prove that it was built in
“cros in square”plan.
The common architectural tecnicques, style and plan type reveals that this
structure was built in the late 12 th century or 13th century.
Key-words: Monastery, Cathalikon, 13th century, cros in square, cloisonné
10
Mykale (Samson) Dağında Çınarlı Kilise Adını .....
Res. 1- Kilisenin üzerine kurulduğu sığ tepecik.
Res. 2- Kilisenin kuzeyindeki mekanın doğu duvarı.
11
Emine Tok Bayrakal
Res-.3- Kilisenin güney doğusunda yer alan mekanın moloz yığını.
Res. 4- Narteksten naosa bakış.
12
Mykale (Samson) Dağında Çınarlı Kilise Adını .....
Res. 5- Moloz dolgu içindeki kiremit parçaları.
Res. 6- Kilisenin doğu cephesi.
13
Emine Tok Bayrakal
Res. 7- Kuzey yan apsis cephesi.
Res. 8- Kuzey yan apsis cephesi
kör niş, ayrıntı.
14
Mykale (Samson) Dağında Çınarlı Kilise Adını .....
Res. 9- Apsis önündeki payelerden kuzeyde yer alanı.
Res. 10- Naosun kuzeyindeki mekana
geçişi sağlayan kapı.
15
Emine Tok Bayrakal
Res. 11- Narteksin doğu duvarına bitişik paye kalıntısı.
Res. 12- Narteksin moloz yığını içindeki silmeli söve parçası.
16
Mykale (Samson) Dağında Çınarlı Kilise Adını .....
Res. 13- Naosun kuzeyindeki
mekan, doğuya bakış.
Res. 14- Doğu cephe duvar dokusu.
17
Emine Tok Bayrakal
Res. 15- Naos içi duvar dokusu.
Res. 16- Naosun kuzeyindeki mekanın kuzeybatıdan görünümü.
18

Benzer belgeler

Kisleçukuru Manastırı - Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi

Kisleçukuru Manastırı - Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi mekan bulunmaktadır (Res.16). Bu mekanın naos ile aynı anda tasarlanarak inşa edilmiş olduğunu düşünmekteyiz. Nitekim doğuda, günümüze kısmen sağlam ulaşmış duvar kalıntısı, farklı bir bitişme çizg...

Detaylı

Ayancık Arkhangelos Kilisesi

Ayancık Arkhangelos Kilisesi kalıntısı, farklı bir bitişme çizgisi içermeksizin, derzlerde kesinti olmaksızın naos duvarıyla birlikte tek kütle halinde yükselmektedir (Res. 14). Ayrıca, naos duvarları ile bu mekanın duvar kalı...

Detaylı