TC ĠSTANBUL SAVCILIĞI`NA 16.08.2013 TC

Transkript

TC ĠSTANBUL SAVCILIĞI`NA 16.08.2013 TC
T.C. ĠSTANBUL SAVCILIĞI’NA
16.08.2013
T.C. İstanbul Anadolu Savcılığı‟na vermiş olduğum şikâyet dilekçesi nedeniyle ve
sanıkların özel şirketlerin çalışanlarından ve onların yakınlarından oluşan, toplumu
kışkırtan kalabalık bir kitle olmaları, çok sayıda siyasi topluluk ile ilgili resmi internet
sitem www.cevatcaliskan.com „daki siyasi içerikli yazılarım ve iharlarım nedeniyle
kesintisiz olarak taciz ediliyorum, maddi ve manevi olarak zarara uğruyorum.
Sanık taraftarları tarfından evsiz ve işsiz kalacak kadar maddi zarara uğradım,
kanıt sunmamı ve haklarımı savunmamı engeleyecek şekilde beni taciz ederek davacı
olma hürriyetimi gasp eden iş yerlerinden şikâyetçi ve davacıyım.
Tacizcilerin bir kısmının fotoğraf ve video görüntülerini ekteki dijital kayıt
belleğinde sunuyorum . Dün gece Kadıköy Güven Otel‟de kaldım ve 40TL ücret
ödedim, yaklaşık 20TL de masrafım oldu, öğle saatlerinde Kadıköy Starbucks isimli
kahve ürünleri satan yerde aşağıdaki metni tamamlamaya çalıştım, çünkü bilgisayarım
için kullanacak elektriğe ihtiyacım vardı.Ancak çalışanların tacizleri ve sanıkların
lehine olan iftiracı söylemleri nedeniyle adliyenize çalışma saatleri içinde ulaşamadım.
Pazartesi günü başvurabileceğim için ve bu tacizler her yerde kesintisiz olark devam
ettiği için 3 gün kaybettim ve şu an sadece 40 TL kadar param kaldı. Evimde elektrik
borçlarım nedeniyle kesilmiş durumda, sosyal yardım vakıflarından yardım alma
haklarımı bitirmiş durumdayım, su faturası ve kira için param yok. Ekte sunduğum
dijital bellekteki video görüntüleri ve fotoğraflarında eşgallerini ve adresini ortaya
koyduğum, daha geniş bir ek ifadede açık adreslerini vereceğim iş yerlerinden şikâyetçi
ve davacıyım, davacı olma hürriyetimi beden sağlığıma ve maddi imkânlarıma zarar
vererek gasp etmekle suçluyorum, gereğinin yapılmasını arz ederim. Açık kimlik ve
adres bilgilerim, konunun ayrıntılı anlatımı aşağıda bulunan ve tamamlayamamış
olduğum yazıda mevcut.
Saygılarımla,
T.C. ĠSTANBUL BAġSAVCILIĞI’NA
1
16.08.2013
Ben Fikret oğlu Seviye‟den olma Cevat ÇalıĢkan , T.C. Kimlik Numaram
15055262556, Siteler Yolu Sokak Altmışlar Sitesi Tunca Apt. No: 20/A (Bahçe Katı)
Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul adresinde ikamet ediyorum, telefon numaram 0
537 057 68 68 (eski telefon numaram 0 539 576 03 35) , e- posta adresim
[email protected] ( ve [email protected] , [email protected]) , sosyal
medya paylaşım profillerim www.facebook.com/djevatali ve
www.facebook.com/cevatali , resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com (ve
www.cevatca.wordpress.com) , 2010 yılı Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi
İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunuyum, inşaat mühendisiyim ve İnşaat Mühendisleri
Odası Sicil Kayıt Numaram : 85497. Aşağıda haklarında bilgi vermiş olduğum ve
kanıtlar sunmuş olduğum soruşturmaların takipsizsizlik kararlarına itirazımın ilgili ağır
ceza mahkemesine gönderilmesi için gereğinin yapılmasını arz ederim. Daha fazla
kanıt ve bilgi vermem için süre verilmesini arz ederim. Tüm telefon hatlarımın (daha
önce kullanmış olduğum ve kapanmış olan Turkcell hatlarım dahil) , resmi internet
sitem www.cevatcaliskan.com ve diğer internet profillerim, e-posta adreslerimin 5 yıl
öncesine kadar incelenemesini arz ederim.
İfadelerimi vermiş olduğum savcılıklarda cumhuriyet savcılarının etkisi ve
baskısı altında, adliye personelinin ithamlarla, tacizlerle, tehtidlerle, hakaretlerle ve
düşmanlıklarını belli ederek yarattığı dikkatsizlik ve yaptığı dolandırıcılık sonucunda
vermiş olduğumu, ifadelerin eksik ve yoruma açık ( kendi yorumları ile dolandırıcılık
yapmak için adliye özel güvenlik şirketi elemanları ve taşeron firmaların çalışanları beni
taciz etti) olduğunu beyan ediyorum, hukuk eğitimi almamış olduğum için ifadelerdeki
bazı kelime ve ifadeleri ifadeyi alan Cumhuriyet Savcısının asaletine güvenerek
onayladım.
Yaptığım başvurularda adliye personeli ve özel güvenlik şirketi alehime olan
eksik ifade vermemi ve Soruşturma No: 2013/83855 ile ilgili ek ifade vermemi
engellediler, beni savsaklayarak maddi imkânlarımı yok ettiler, sanıkların beni
çalışamaz durumda tutacak şekilde kesintisiz taciz etmesini kolaylaştırdılar. Soruşturma
No: 2013 / 98392‟nin takipsizlik kararını elden tebliği edilemeyeceğini söyleyerek beni
yanıltmaya ve savsaklamaya çalışan savcılık kalemi bayan memuru görürsem
tanıyabileceğim ve adını bilmediğim bir bayan. Yeni şikâyet dilekçeleri vererek
şikâyetin bütünlüğünü bozmama neden oldular. Hukuk eğitimim olmadığı için, çalışma
hakkımı gasp ettikleri için avukat tutacak param olmadı, bu konuyla ilgili
bilgisizliğimden faydalandılar ve birden fazla şikâyet dilekçesi vermeme neden oldular.
Bu şikâyet dilekçeleri ektedir. Böylece dava açma ehliyetimi gasp etmeye teşebbüs
ettiler, “muhtelif, türlü türlü v.b. “ gibi daha önce hiç kullanmamış olduğum
kelimelerin ifadelerimde yer alması için izin vermeme ve sanıkların sayısını eksik
söylmeme neden olarak, aşırı ısrarlardan sonra ve yorgunluk yarattıktan sonra ifade
alarak şikâyetlerime şüphe düşürdüler, beni zan altında bıraktılar. Can güvenliğimin
sağlanması ve gereğinin yapılmasını arz ederim.
2
Haklarında şikâyette bulunmuş olduğum sanıkların ( Savcılık Soruşturma
Numaraları : 2013/ 8878, 2013/98392, 2013/83855, 2013/78622 ve 2013/75904;
BİMER Başvuru Numaraları – Tarihleri : 341966 – 08.04.2013 , 348563 – 10.04.2013,
385373 – 25.04.2013, 407556 – 04.05.2013, 424748- 10.05.2013, 463579 – 26.05.2013,
473579 – 30.05.2013, 585612 – 14.05.2013 ve 394635 – 29.04.2013. İkamet ettiğim ve
çalıştığım adreslerden telefon hatlarım 0 537 057 68 68 ve 0 539 576 03 35 ile Organize
Suçlar Şubesi, Mali Şube ve Terörle Mücadele İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve
ilçelerdeki şubeleri ile yapmış olduğum küfürlü kavgalar sonucunda göndermiş
olduğum uyarı niteliğindeki ihbarlar da var. ) beni organize bir şekilde maddi ve manevi
olarak yıpratıp haklarımı gasp etmelerinin nedeni resmi internet sitemde kanıtlara
dayandırıdığım ve iftira ile suçlamayamayacakları, dava açamayacakları suçlamalar ve
İEM‟ne yapmış olduğum ihbarlardır. Sanıklar ikamet ettiğim adreste beni her günün 24
saati boyunca sözlü şiddet ile taciz ve tehtid ederek uyumamı , çalışmamı engellediler.
Savcılığa kendileri hakkında şikâyet dilekçesi verdiğimde canıma ve malıma olan
saldırılarını kendi atmış oldukları iftiralara ve işkence sayılacak düzeyde, günlerce
sinirlerimi ve sabrımı yıprattıktan sonra gasp ettikleri küfürlere dayandırdılar.
İnşaat mühendisiyim ancak değil mühendislik çalışması yapmak, ruh ve
beden sağlığımı zor koruyacak kadar çok tehtid ve taciz ediliyordum, namusum ve
şerefimle ilgili ithamlarla beni taciz eden komşular ve Tepe Özel Güvenlik Şirketi özel
güvenlik elemanları ( Ted Rönesans Koleji İnşaatı Aydınevler Mahallesi Maltepe
İstanbul) sanıklar ve taraftarları beni küfür etmem için kışkırtıyor, bu küfürleri can
güvenliğimi tehtid etmek için mesnet olarak kullanıyordular. İkamet etmekte olduğum
bölgede görevli Küçükyalı Polis Merkezi ( Tel : 0 216 417 22 45) polis memurları
görevlerini yapmayarak ve sanıklara “ispatlama adı altında rahatsız etme” izni vererek
beni kesintisiz taciz edip tehtid eden, para karşılığında beni delirtip tımarhaneye
kapatacaklarını söyleyen kendilerini tanımadığım ve görmediğim sitedeki komşuların
maddi ve manevi saldırısına suç ortağı oldular. Benden önce aynı bahçe katı dairesinde
yaşamış olan bir gazeteciye de aynı şeyi yaptıklarını, açlıktan öldürdüklerini söyleyen
komşular (Kendilerini tanımıyorum, üst katlardan ve yan binalardan günün 24 saati, 3
saatten fazla uyumamı engelleyecek şekilde kesintisiz taciz ederek çalışma hürriyetimi
ve sağlığımı gasp ediyorlar) dava açmamı engellemek için elektriğimi bile kestirdiler,
bulunduğum bölgede tüm kafe , kahvehane ve lokantaları “topluca ceza veriyoruz “
diyerek beni taciz ve tehtid etmeleri için kışkırttılar. Taciz eden işyerlerinin
fotoğraflarını kanıt olarak ekteki dijital bilgi deposunda sunuyorum . İstenmesi halinde
görevli soruşturmacılara daha geniş bilgi veririm.
Kanıtlarımı yok etmek için resmi internet sitem ve e-posta adreslerime
müdahale edenlerden , giriş şifrelerimi çalıp yazmış olduğum yazıları değiştiren ve
silenlerden şikâyetçi ve davacıyım, emniyet müdürlüğünün ilgili şubesinin sanıkların
kimliklerini tespit etmesini arz ederim. O yazılarda siyasi partilerde yöneticilik yapmış
olan ve kamu kurumlarında görevli, kamu ihalesi müteahhit firma yönetici ve çalışanı
sanıklar hakkında vermiş olduğum bilgilerin ihbar sayılmasını, kamu davası açılması
3
halinde şahitliğimin kabul edilmesini ve bunların kimlik ve adres bilgilerini benden
ayrıntılı olarak almanızı arz ederim.
Takipsizlik kararına itirazım şu başlıklardan oluşuyor:
I. Takipsizlik kararına itirazım olan soruşturmlar.
II. İtirazlarımın gerekçeleri
III. Ekler
1. T.C. Adalet Bakanlığı Özel Kalem Dilekçe Bürosu ve Ceza İşleri Genel
Müdürlüğü‟ne göndermiş olduğum dilekçenin içeriği.
IV. Kanıtlar : Dijital bilgi depoları ( 1 adet 1TB ve 1 adet 500GB kapasiteli bilgi
deposu)
I. Takipsizlik kararına itirazım olan soruĢturmlar:
SoruĢturma No: 2013 / 78622 : İEM Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet
Müdürlü hakkında soruşturma.
SoruĢturma No : 2013 / 98392 : Beni İstabul sınırları içinde görevli oldukları her
yerde ve T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi‟nde tehtid ve taciz eden özel güvenlik
şirketleri (T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi‟nde görevli özel güvenlik şirketi, Tepe Özel
Güvenlik Şirketi ve Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi, soruşturma kapsamına alınması
gereken Bilge Özel Güvenlik Şirketi ve beni her gittiğim yerde organize suç örgütü gibi
tehtid ve taciz eden, zaman ve maddi imkân zararına uğratan özel güvenlik şirketleri ve
onların yakınları, destekçileri ) hakkında soruşturma.
II. Ġtirazlarımın gerekçeleri :
1. Görevli cumhuriyet savcıları açıkça tehtid ve taciz altında olduğumu, bu tehtid
ve tacizlerin sağlığıma zarar verdiğini (onların huzuruna çıktığımda
yorgunluktan ayakta zor duruyordum) ve işsiz kalmama neden olduğunu
biliyordu, sağlığıma zarar verenleri ve çalışma hürriyetimi tehtid edenleri
engellemediler. Adaleti savsaklayarak soruşturmalarda takipsizlik kararı vermek
için zemin hazırladılar. Görevli Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker soruşturma
dosyasını bir hafta kadar savsakladıktan sonra 20 günlük yıllık izine çıktı,
Soruşturma No: 2013/ 78622 nin kararı bana 7 Ağustos 2013 tarihinde elden
tebliği edildi, 11 Haziran 2013 tarihinde başvurmuştum. Soruşturma No: 2013 /
98392 bana 12 Ağustos 2013 tarihinde tebliği edildi (savcılık kalemi memuru
bayan elden tebliği edilmez diye yalan konuşmasına rağmen ısrarla elden tebliği
aldım kararı) ve şikâyet dilekçemi 24 Temmuz 2013 tarihinde vermiştim.
Savcının izinde olması ve sanık özel güvenlik şirketlerinin beni sistematik
olarak yıpratması ve karalaması, görevli oldukları mekânlarda süreki manevi
saldırılara uğramam nedeniyle Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker‟in yıllık izinden
geri dönmesini bekleyemedim ve Soruşturma No: 2013 / 98392 numaralı
4
şikâyetimi yaptım. İki soruşturma da Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker‟e
verilmişti. İkisinde de takipsizlik kararı verdi ancak kararın bana tebliği edildiği
tarihe kadar yalan konuşan ve sanıklarla suç ortaklığı yapan Küçükyalı Polis
Merkezi ve 155 ihbar ve şikâyet hattını aradığımda gelen polis memurları beni
can güvenliğimi tehlikeye atacak kadar canıma ve malıma saldıran, beni tehtidle
ve cebirle “MHP ceza verdi” diyerek akıl hastanesine kapatmaya teşebbüs
ettiler. Tüm saldırılara ve gasp için uguladıkları taciz ve tehtidlere rağmen akıl
hastanesine gitmeye razı olmadığım için bana akıl hastasına uygun dış görünüş,
profesyonel başarısızlık, ekonomik yetesizlk ve sağlık durumu yaratmak için
Sultangazi‟de ikamet eden ailemin adresinde ( Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No:
18/2 Sultagazi İstanbul) başlayarak ve kesintisiz olarak devam ederek şu an
ikamet ettiğim adreste ruh ve beden sağlığıma acımasızca saldırdılar, toplumu
kışkırtmak için ve aşağılık ithamlarda ve hakaretlerde bulundular. Savcılığa
verdiğim dilekçeler her zaman tehtid ve baskı altıdna hazırlanmış, adliye içinde
beni stres içinde tutarak haklarımı korumamı engellediler. Amaçları kendileri
hakkında adam kaçırma ve tımarhanede iĢkence yaptırma suçlamalarımı
resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com „da ve sosyal paylaşım sitesi
facebook‟ta yayınlamış olan Tepe Özel Güvenlik Şirketi (Adres:Kore Şehitleri
Cad. Yüzbaşı Kaya Aldoğan Sok. No:9 Zincirlikuyu/Esentepe/Şişli İSTANBUL
Telefon:+90 (212) 267 23 98 Faks:+90 (212) 267 53 64) ile ilgili maduriyetime
bağlı tazminat hakkımı gasp etmek.
1999 yıllarından itibaren Yıldız Teknik Üniversitemdeki öğrencilik
yıllarımda (1995 – 2010) başlayan YTÜ‟de görevli bu özel güvenlik şirketinin
iftira ve dolandırıcılıkla, YTÜ medikosunda görevli psikiyatri uzmanları ve
psikologlarının düşmanca koydukları yalan teşhisler ve devamında tehtid ve
baskı altında, beni şantaj altında bırakarak yazdıkları sevkler vasıtasıyla Tepe
Özel Güvenlik Şirketi defalarca öğrenim hakkımı ve özgürlüğümü gasp etti.
İstenilmesi halinde şahısları açık kimliği, eşgalleri ve ikamet/çalışma adresleri
hakkında geniş bilgi verebilirim. Bana bunlar ile ilgili soru sorulmadı.
2. Kesintisiz taciz ve tehtid altıda sadece sağlığımı korumaya çalıştım, daha somut
bilgi ve kanıt sunamadım, tüm ekonomik imkânlarımı kaybettiğim gibi
borçlarım nedeniyle mahkûm olacak ve evsiz kalacak duruma geldim. Evimde
elektrik yok, su iki üç gün içinde kesilecek ve kiramı ödeyecek param yok. Tüm
malvarlığım 35 Türk Lirası kadar ve bankalara, farklı kuruşlara on bin liraya
yakın borcum var. Aylarca beni yıpratan sanıklar 3 aydır işsiz olmamı beni
karalayarak ve ikamet ettiğim adreste sözlü tacizler ile uyumamı engelleyerek
sağladılar. Bana “jigolo, pornocu, devlet düĢmanı, devletten tazminat isteyen
Ģerefsiz ( suçlamalarımda sanık olan özel güvenlik Ģirketlerinden ve inĢaat
firmalarından tazminat talep edeceğim) , baĢörtülü kıza küfür eden jigolo
(beni günlerce ve saatlerce baĢörtülü kıza sulanıyor Ģeklinde itham ettiler
ve saatlerce tesettürlü kadınların tacizi altında kaldıktan sonra tesettürlü
kadınlara ihtiyacım olmadığımı , istediğim zaman fotomodel escort ile
cinsel iliĢkiye girdiğimi ikamet ettiğim sitenin bekçilerinden biri olan ve adı
5
Mustafa olan sanıklardan birine söyledim, kendisi bir iki saat sonra kapıma
gelerek Koralp Attık adında birine mektup geldiğini, o olup olmadığımı
sorarak tehtid etti. Genellikle deli saçması kelime oyunları ve davranıĢlar
ile tehtid ettiler beni.), elini sinkaf eden mühendis, devlet dümanı, polis
düĢmanı ..v.b.” gibi iftiraları kendileri atarak bu iftiralara dayalı olarak gittiğim
her yerde ( ikamet ettiğim adres, yemek yediğim yerler, toplu ulaşım araçları,
oteller..v.b.) beni şikâyet dilekçesi yazamayacak ve dikkatimi dağıtacak
şekilde taciz ettiler, bu taciz ve tehtidler ile dolaylı olarak haklarımı gasp ettiler.
Bu durumu bilen İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcıları beni
bu durumdan kurtarmadı, gaspa izin verdiler. Maddi ve manevi olarak zarar
gördüm, hukuki ehliyetime ve dava açma ehliyetime iftira atmak için zemin
hazılardılar.
3. Bu soruşturmalar T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi‟nde açıldı ancak görevli
cumhuriyet savcıları ve adliye personeli değişik şekillerde taraf olduklarını ve
beni dolandırdıklarını belli ettiler. Eğer gerekli duyulursa bunları açık şekilde
anlatabilirim, Gereği görüldüğünde konuyla ilgili ifade vermeyi , kamu davası
açılması halinde şahitlik yapmayı arz ediyorum.
a) Kanıt : T.C. İstanbul Adliyesi‟nin güvenlik kamerası görüntüleri ve ekte
kanıt olarak bulunan dijital bilgi depolarında bulunan fotoğraf ve video görüntüleri (
Taciz edildiğim mekânların ve tacizcilerin eşgallerini ortaya koyuyorlar). Gerekçe :
Adliyenin özel güvenlik şirketi beni sürekli takip altında tutuyor, adliye çalışanlarını
bana iftira atmaları için kullanıyordu, sözlü olarak taciz ediyor, kendi kendine
söyleniyormuş gibi davranan özel güvenlik şirketi elemanları bu konuşma yöntemini
kullanarak beni tehtid ve taciz ediyordu, kışkırtıyordu. Daha sonra tavırlarını
değiştirerek aralarında benim hakkımda neşeli konuşmalar yapıyormuş gibi
davranmaya başladılar. Böyle konuşmaları ve davranışları dikkate almama onlar neden
oldu. Bunu adliye sınırları dışında bu yöntemi kullanarak açıkça tehtid eden ve
ithamlarda bulunan yüzlerce yandaşlarının tacizleri ile bu yönteme alıştırarak başardılar.
Soruşturma No: 2013/ 83855 ile ilgili başvurumda ilgili müracaat savcısına
başvurmadan önce ve ifade verirken sözlü tacizler ve tehtidler ile beni stres içine sokup
ifademde eksik olan kısımlara itiraz etmeme neden oldular, kanıtım yok diyerek (İftira
davası açılacağı için iftira attıklarını sanıkların bana bağırarak söylemesinden
biliyordum, bağırarak bana bunu söylediklerini ispatlayamazdım ancak iftira olduğunu
ispatlamam tamamen kolay idi. Soruşturmaların açılmasını savsaklayarak takipsizlik
yaratacak şekilde canıma ve malıma, çalışma hürriyetime saldırdılar. Beni sokakta evsiz
kalacak hale getirdiler.
b) Başbakanlık İletişim Merkezi‟ne yapmış olduğum bir başvurunun
sonucunda Adalet Bakanlığı‟nın açmış olduğu bir soruşturma da aynı adliye tarafından
yapılmış, o soruşturmada şikâyet etmiş olduğum Cumhuriyet Savcıları hakkındaki 1999
senesine kadar uzanan iddialarım araştırılmış ve bana herhangi bir bilgi verilmemişti.
Soruşturma sonucunun o adliye tarafından T.C. Adalet Bakanlığı‟na gönderildiğini bir
6
hafta önce öğrendim. O soruşturmada ve ayrıca bu takipsizliğe itiraz dilekçemin konusu
olan soruşturmaların ek ifade ve kanıları arasında olan resmi internet sitem
www.cevatcaliskan.com ve sosyal paylaşım sitesi facebook ( www.
facebook.com/cevatali ) profilimdeki yazılarda da açıkça yıllar önce T.C. Adalet
Bakanlığı‟na göndermiş olduğum dilekçe sonucunda ifademi alan T.C. Sultanahmet
Cumhuriyet Başsavcısı Vekilinin beni tehtid ederek ve baskı altına alarak tamamen boş
ve anlamsız, şikâyetimi tam olarak yansıtmayan bir ifade aldığını ve böylece tüm
gençlik yıllarımı ve sağlığımı gasp ettiği yazıyordu.
c) İki soruşturmaya takipsizlik kararı vermiş olan Cumhuriyet Savcısı Seyit
Peker‟in savcılık kalemi görevlisini soruşturma dosyamdan hiçbir evrakın eksilmemesi
için uyarıda bulunmuştum, geçmiş yıllarda T.C. Şişli Adliyesi‟ndeki bir şikâyetimle
ilgili dosya arşivden çalınmış, ben kendi rızam dışında polis memurları tarafından akıl
hastanesine götürülüp orada tehtid ve baskı altında bırakılmıştım, maddi ve manevi
zarara uğramıştım. Eğitim hayatım zarar görmüş ve üniversitedeki inşaat mühendisliği
eğitimim 15 seneyi bulmuştu. Sözkonusu suçlama savcılık kaleminde görevli ve beni
tehtid eden, sözlü şiddet uygulayan bayan memurlarlar ile ilgili idi. Bu konuyla ilgili
ayrıntılı bilgiler resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com „da mevcuttu ve faili
meçhul cinayetlerin savcılıklardaki evrakların ve şikâyet dilekçelerinin dosyalardan
çalınması ile meydana geliyor diye bir iddiam vardı, bu iddia çok sayıdaki devlet
memurunun bana düşman olmasına neden olmuştu. Bu konuyla ilgili daha ayrıntılı
yazıları da bu internet sitesinde yayınladığım için çok sayıda devlet memurunun
düşmanlığı oluşmuştu.
SoruĢturmalarda yer alan ve Ģikâyetçi olduğum adli vakaların açıklaması:
12 Nisan 2011 tarihinde bir inşaat firmaları grubunun ortak ofisinde (
Gerçek sahibinin Sultangazi Belediye Meclis Üyesi Halûk Bozkurt‟un (Tel No: 0 533
682 21 64 ) şahıs firması Artun Mimarlık İnşaat , o dönemde iziniz çalışan ve her
birinin değeri 15 bin TL olan 120 dosyasının işlemlerini Aka Yapı Denetimi Ltd. Şti. (
www.akayapidenetimi.com) üzerinden gösteren ve sahibi Harun Hasan Öge (Tel No: 0
533 320 93 88) olan ( gerçekte ortak olmayan, resmi işlemler için ortak olarak
gösterilmiş olan inşaat mühendisi Kemal Çetiner (Tel: 0 533 371 83 46) ve bir başka
firmanın sahibi vardı) olan Pramit Yapı Denetimi Ltd. Şti. aynı ofiste idi. Ofisin adresi
Cebeci Mahallesi S Caddesi No: 1 Kat : 5 Sultangazi İstanbul idi.) işe girdim. Meslek
hayatıma yeni başlamış olduğum için suçlar işlediklerini ve yasadışı şekilde büyük
paralar kazandıklarını geç anladım ve devamında beni tehtid ederek çalışmaya devam
etmemi sağladılar, söz verdikleri ücreti ödemediler. Bana asgari işçi ücreti ödediler.
Siyasetle ve dinle ilgili baskılar ve istismarlar uygulayarak beni önce nitelikli şekilde
dolandırdılar, devamında mafya tehtidi ile çalıtırmaya devam ettiler. Ancak ben
Sultangazi Belediyesi‟nde kendilerinden rüşvet alarak onlar için yasadışı şekilde
görevini kullanan (görürsem tanıyabileceğim ve işledikleri suçları anlatabileceğim)
devlet memurlarında korkuyordum. Vergi kaçırma ve imza sahteciliği yapan firma
çalışanlarının ( İbrahim Öge (Harun Hasan Öge‟nin kardeşi ve şirketin Sultangazi
7
Belediyesi‟ndeki “iş takibi” adı altındaki rüşvet trafiğinde önemli rol oynayan radyo
sunucusu ve Atatürkçüler hakkındaki ithamlarına bağlı din sömürüsü yapmakla bilinen
lise mezunu, Tel : 0 537 527 75 49) ve Emine Toklucu ( Lise mezunu tekniker, Tel : 0
538 304 74 32) suçlarına şahit olarak çalışmaya devam ediyordum (gereği görülmesi
halinde benim eserim olan ve 33 tane inşaa edilmiş binaya ait olan statik proje
tasarımlarımın ayrıntılı bilgilerini, belediyedeki pafta/ada / parsel numaralarını ve
projelerin dijital kayıtlarını sunabilirim) ve benden 2002 yılında yapılmış olan bir
Süleymancılar Cemaati 4 bloktan oluşan Sultangazi İlçesi Sanko Sanayi Merkezi‟nin
yakınındaki (videoları ve resimleri ekteki dijital bilgi depolarında bulunan ) şeriat
merkezi binasının sahte projesini istediklerinde bu binanın depreme dayanıksız
olduğunu tespit ettim ve can güvenliğini tehtid etmemek için 30 Ocak 2012 tarihinde
onları kandırarak kendilerinden kaçtım.
9 Şubat 2012 tarihinde beni arayıp “sağda solda fazla konuşma” diyerek tehtid
etmeleri ve çok ağır hakaretler savurmaları nedeniyle internet ortamında durumu soyal
paylaşım sitesi facebook profilim www.facebook.com/cevatali „de anlattım. Durumu
işverenlerimin üyesi/ görevlisi oldukları inanç gruplarına ( CHP, Süleymancılar
Cemaati,...) anlattım ve kanıtları sundum. CHP 3. Bölge Milletvekili Mustafa Ataş (
Tel : 0 532 549 39 13) ile konuşarak CHP İstanbul İl Yönetimi Binası‟nda (Taksim
Şişhane Beyoğlu İstanbul) uygun gördükleri bilgisayara kanıtları ve suçlarla ilgili
açıklamaların dijital kopyelerini koydum . CHP İstanbul il yönetimi sorunu çözmek
yerine bana iş vererek kendi şantajı altına almaya teşebbüs etti. Kabul etmediğim için
beni maddi ve manevi olarak yok etmeye, mühendislik yetkimi gasp etmeye teşebbüs
etti. Sultangazi CHP İlçe Sekreteri Fevzi Çoban beni değişik şekillerde itham ederek,
çok kritik zamanlarda ( G.O.P. 2. Asliye Ceza Mahkemesinde açmış olduğum
Soruşturma No: 2008 / 1222 davanın karar duruşmasından önceki akşam) beni
tutuklatacak şekilde kışkırtacak alay dolu ithamlarda bulunarak tehtid etmesiyle
CHP‟den davacı olmaya karar verdim ve bu kararımı İstanbul İl Örgütüne ve
Ankara‟daki genel merkezine telefonla bildirdim. 2610 TL civarındaki borcu nedenilye
kapanmış olan telefon hattım 0 539 576 03 35‟in satın aldığım tarihten itibaren
incelenmesin arz ederim. CHP yandaşları eğitim kurumları (Bilişim Eğitim Dershanesi
Bakırköy Şubesi Ebuzziya Cad. No:37 Bakırköy / İstanbul Telefon: 0212 570 18 80
(Pbx) Faks: 0212 466 08 90 e-Posta: [email protected]) , ticari kurumlarda
(ekte kanıt olarak sunmuş olduğum dijital kayıtlarda bu işletmelerin fotoğrafları ve
videoları mevcut) , işe girdiğim firmalarda (MPI Mühendislik Proje İnşaat Taahhüt
San. ve Tic. Ltd. Şti. Çilekli Cad. Sedir Sk. No:8 3.Levent / 34330 Beşiktaş İSTANBUL Tel : (+90 212) 282 72 07(pbx) Faks: (+90 212) 283 59 29 E-posta :
[email protected] web adresi : www.mpi.com.t , Fema ĠnĢaat ve Ticaret A.ġ. Adres :
Süleyman Nazif Sokak 10 / 2 Çankaya / Ankara Telefon : +90 312 441 27 73 Faks : +90
312 441 35 57 E-Posta : [email protected] – İSKİ Genel Müdürlüğü İkinci Binası
İnşaatı Şantiyesi Kâğıthane İstanbul , Soğancıoğlu ĠnĢaat Adres : Mehmet Akif
Caddesi Denge İş Merkezi No : 22 Kat : 5 Daire : 11 Merter / İstanbul Telefon : 0212
424 28 28 (pbx) 0212 424 28 29 Faks : 0212 592 66 26 E-Mail :
8
[email protected] , [email protected] ve Astas Alçı
Dekorasyon Ltd. ġti. Showroom / Atölye: Sanayi M. Sultan Selim C. Aybike S. Cihat
İş Merk. No: 22 4.Levent / İstanbul Telefon : +90 212 281 29 17 - 270 10 43 E-Posta :
[email protected] – Aydınevler Mahallesi Siteler Yolu Sokak Ted Rönesans Koleji
Şantiyesi ( Müteahhit firma Rönesans Holding‟e bağlı Rönesans İnşaat) ) haksız yere
işten çıkarıldım ve iş göremez iftirasına mesnet oluşturacak olayları ailem (Nüfus
dairesi aile kayıt bildirgesi ektedir) , komşularım ve önceki işverenlerim suni olarak
yarattı.
Yaklaşık iki yıl boyunca ikamet etmiş olduğum adreslerde ( Cebeci Mahallesi
2540 Sok. No: 18/2 Sultangazi İstanbul ve Altmışlar Sitesi Tunca Apt. No: 20/A Siteler
Yolu Sokak Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul , Maltepe Otel Bağdat Caddesi
Maltepe İstanbul , Murat Otel Gaziosmanpaşa Meydanı, G.O.P. Adliyesinin tam
karşsında idi ve farklı yere taşındı) yoğun bir gürültü ve tacizler altında, tehtid edilere
ve namusuma şerefime iftiralar atan şahıslar tarafından kesintisiz yıpratıldım. Yaklaşık
iki yıl boyunca CHP taraftarları ve haklarında internet sitemde yazılar yazmış olduğum
MHP taraftarları ve Sultangazi Belediyesi‟ndeki rüşvet trafiğini ve şahit olduğum
yolsuzlukları ihbar etmiş olduğum için AKP taraftarları tarafından karalandım, malûlen
emekli edilecek şekilde tüm çalışma haklarımı iftiralar ve aşırı yorgunluk yaratarak
(çalıştığım ve ikamet etmiş olduğum adreslerde ) gasp ettiler. Bu siyasi partilerin İl ve
İlçe merkezleri, Ankara‟daki genel merkezleri ile 0 539 576 03 35 numaralı hattımla
yapmış olduğum uyarıları ve onların tehtid ve ithamları sonucunda yapmış olduğumuz
kaba sözlerle dolu tartışmaları telefon hattımı inceleyerek kanıt olarak kabul etmenizi
arz ederim. . Beni müşteki iken sanık durumuna düşürmek için terörist nitelik taşıyan
eylemlerde bulundular, beden ve ruh sağlığıma saldırdılar ve kısa sürede yaşlandırdılar.
Kesintisiz olarak stres içinde yaşatarak hafızamı zayıflatmaya çalıştılar. Bütün bu
durumları internet ortamında yazıyordum, eskiden aramda düşmanlık olan şahıslar ve
adam kaçırma, gasp, işkence ile suçladığım devlet memurları hakkındaki iddialarım
hayatımı tehlikeye soktu. BİMER ve Savcılıklarda açtırmış olduğum İçişleri Bakanlığıı
ve Adalet Bakanlığı soruşturmaları nedeniyle çok sayıda devlet memuru sanıklara (
Adresleri ve kimlik bilgileri açık olan işveren firmaların yöneticileri ve çalışanları , özel
güvenlik şirketi elemanları (görürsem tanıyabileceğim şahıslar) , belediyelerin ve
adliyelerin personeli olan memurlar ve diğer sanıklar) beni savsaklayarak ve yanıltarak
destek verdi.
Eylül 2012 tarihinde İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar şubesine
başvurduğumda 2000-2001 senesinde bir komiser ile ilgili şikâyetimle ilgili “şikâyetçi
değilim” şeklinde ifadeyi baskıyla, zorla ve eğlenerek almış olan polis memuru karşıma
çıktı.(Tarih 8,9 veya 10 Eylül 2013 idi. İEM „nün İl Yönetim Binası Vatan Caddesi
İstanbul‟daki çok sayıdaki ziyaretimin kayıtları girişlerimde yapılmıştı). Kendisi ve
bana yıllar kaybettirenler ile ilgili şikâyetlerimin ve hukuki mücadelemin hiç bir zaman
bitmeyeceğini söyledim. Proje tasarımı yaparak sadece 250-400TL civarında resmi
işlem kuruluş masrafı olan bir şahıs firması kuracağımı ve bu şahıs firmasının kurulu
9
kurallarına ismimin bir kısmını içermesi gereketiğini, kuracağım firmanın adının
Cevatça ( İngilizce, Bulgarca , Rusça ve diğer diller gibi Cevat‟ın diliyle , tarzıyla ve
anlayışıyla Cevatça) İnşaat olacağını söyledim. Beni Organize Suçlar Şubesi‟ne
(altındaki kata ) göndererek konuyu oraya anlatmamı istediler. İhbar ve şikâyetlerimi
anlatırken akla mantığa uygun olmayacak “lâiklik neden önemli, neden
Cumhuriyetçisin” gibi cevabı açık olan soruları ısrarla ve gereksiz şekilde sorarak
duyarlı olmamı istismar ederek sinirlenmeme (şeriatçı işverenimin beni tehtid etmesi ve
uzun süre şeriatçı tacizcilerin yıpratmasına maruz kalmam, namusuma ve şerefime
ithamlarda bulunmaları beni doldurmuştu) ve sert konuşmalar yapmama neden oldular.
Bir haftadan kısa bir süre içinde 4 aylık hastane kontrollerinden birine (14
Eylül 2013) gittim ve o hastane kontrollerine tehtidle, MHP taraftarı Sultangazi İlçe
Emniyet Müdürlüğü görevlisi polis memurlarının defalarca yalan, suni vaka yaratarak,
yakınlarımın bana kasıtlı olarak saldırmasıyla (önceki vakalarla ailemi suç ortağı
sıfatları ile tehtid ediyor ve şantaj altında tutuyordular) beni kaçırması tehtidine bağlı
olarak gidiyorum. Hastanede tedavi adı altında baskıyla ihtiyacım olmayan tıbbi
müdahalelere maruz kalmama neden olan yukarıda sözünü ettiğim, şikâyetçi olmuş
olduğum, kendisi hakkında “şikâyetçi değilim” şeklindeki ifadeyi cebren aldırtan
komiser yardımcısı, Mali Suçlar Şubesi‟nde karşıma çıkan polis memuru ve YTÜ‟de
görevli ( beni kaçırıp bu suça ortak olan) Tepe Özel Güvenlik Şirketi idi. O kontrolde
Dr. Erhan adındaki psikiyatri uzmanı benim tüm proje firması kurma çalışmalarımı ( o
proje firmasını kursaydım aylık net gelirim 5-8 bin TL civarında olacaktı) durdurmamı
sağlayacak şekilde işsiz ve iş göremez diye itham edip hukuki ehliyetimi gasp etmeye
teşebbüs etti, Malûlen emekli olmayı kabul etmedim. Bana antipsikotik ilâç yazarak akli
dengemin bozuk olmadığını ancak bozulabileceğini , korumaya aldığını söyleyerek
iftira attı. Odadan çıktığımda annemle konuşup annemi ağlatacak şekilde tehtid etti ve
internette yazmış olduğum yazıları kaldırmazsam kötü şeyler olacağını söyledi.
Beni senelerdir tehtid ettikleri için 18 Eylül 2012‟de tüm eğitim ve projecilik
yapma hazırlıklarımı bırakarak İSKİ Genel Müdürlüğü İkinci Binası İnşaatı projesinde
müteahhit firma Fema İnşaat Tic. ve A.Ş. de inşaat mühendisi olarak işe başladım.
Firma çalışanlarının ( Leyla Ünal Öztürk Tel: 0 536 327 57 67, Mecit Özkal Tel : 0
507 755 74 29, Muzaffer Şakar Tel : 0 555 995 58 52, 0 533 414 02 21, Tanju (Harita
Mühendisi ve soyadını hatırlamıyorum) Tel : 0 537 776 91 65 , Ali Kumsar Tel : 0 536
478 29 56, ve diğer çalışanlar , yöneticiler) aşırı baskı ve hakaretlerine maruz kaldım.
Son derece uyumlu ve çalışkan olmama rağmen firma çalışanları dolandırıcı olan önceki
işverenlerime destek çıktıklarını söyleyip yüzüme konuşmadan firmanın ofisindeki yan
odalardan ve koridordan sözlü taciz ve tehtidler (beni kürt mafyasına vereceklerini,
öldürteceklerini) ile rahatsız ederek verimli çalışmamı engellediler. Çok fazla iş verip
bu işleri onların emriyle yapmadığımı iddia ederek iftira attılar, bana verilen basit işleri
yapamayan mühendis olduğumu iddia ettiler. O günlerde ailemle ikamet etmekte
olduğum adreste komşuların bir yıla yakın zamandır süren gürültülü hayatları açık
tehtid ve tacizlere dönüştü. BBeni açıkça tehtid ve taciz ediyordular, gürültüyü kasıtlı
10
olarak yaptıklarını koydular ortaya ve beni 10 yıl yıprattıkların söyleyerek tehtid
etmeye başladılar. Ben bu 10 yıl yıpratma tacizine anlam veremedim ve amaçlarını
kavrayamadım. Tüm düşmanlarım adına beni tehtid ediyordu tüm komşularım. Biri
hariç diğer komşuları (yan binalardaki, arka binalardaki, altımdaki katta) tanımıyordum.
Az uykuyla ağır iş yükü altında, yüzüme konuşmadan laf atma ve inkâr etme şeklinde
alçak ithamlarda ve hakaretlerde bulunarak, beni tehtid ederek sert davranışlarda ve
uyarılarda bulunmama neden oldular. Çok aşağılık ithamlara izin verdiğimi iddia ederek
sert konuşarak uyarılarda bulunmama neden oldular.
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü‟ne ihbarlarda bulunuyordum ancak orada
kamu ihalesi dolandırıcılığı olduğuna inandırmıştılar beni, bu durum çok büyük
ihtimalle doğru idi. İhalenin gerçek sahibi önemli müteahhit Ferit Rızvanoğlu oraya
gizlice geliyor, projenin gerçek müteahhiti olduğunu bilen çok fazla kişi yoktu,
üniversitede öğretmenim olan İSKİ Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Demir de sadece
İSKİ Genel Müdürlüğü sınırları içindeki ihaleyi biliyordu, Sultangazi Belediyesi
İnşaatı ihalesinin de Ferit Rızvanoğlu‟na ait olduğunu bilmiyordu. İki ihaleye aynı anda
hizmet ediyordum. Çok sayıda paravan şirket kurduklarını ve kamu ihalesi
dolandırıcılığı yaptıklarını söyleyip beni “gammaz” diye öldürmekle tehtid ediyordular.
Bana referans vererek orada işe alınmama neden olan Sultangazi Belediyesi Proje
Müdürlüğü Müdürü Ahmet Çakan (Tel: 0 549 392 92 35) ve Sultangazi Belediyesi
Meclis Üyesi , Belediye Başkanı Danışmanı Hayrettin Gürses‟e ( Tel : 0 532 275 06 90)
şikâyetlerimi ve orada uğradığım saldırıları anlatıyordum. Onlar şahidimdi ancak
onların da sanıklardan yana taraf olduklarını tahmin edemedim ve şahitsiz kaldım.
Onlar yardım etmeyince Ulusal Parti‟de il başkanı olarak görevli Özgür Billur ( Tel : 0
533 413 61 17) ve Bakırköy İlçe Başkan Hasan Fırat ( Tel : 0 534 521 49 42) ile
görüşmeye ve kendime şahit yaratmaya çalıştım.
İnternette yapmış olduğum araştırmada Ferit Bey diye tanıttıkları ve ihalenin
gerçek sahibi olduğun söyledikleri şahsın Ferit Rızvanoğlu olduğunu ve Kamu İhalesi
Komisyonu tarafından soruşturulduğunu öğrenmem üzeren firma yöneticileri bana
açıkça düşman oldular. Ferit Rızvanoğlu emrindeki bir grup teknik eleman (Hüseyin
Karadeniz Tel : 0 531 933 93 21) ve yöneticiyi ( Muzaffer Şakar Tel : 0 533 414 02 21
, 0 555 995 58 52 ; Hüseyin Ceylan Tel : 0 532 297 07 54) onların üzerine kamu
ihaleleri almak için kullanıyordu, almış oldukları çok sayıdaki kamu ihalesinin Ferit
Rızvanoğlu ile alâkası resmi işlemlerde gösterilmemişti. İşten ayrılmam halinde akıl
hastanesi tehtidi altında kalacaktım ve hastane çalışıp çalışmama durumuna bağlı teşhis
koymakla tehtid ediyordu. Şantiye çalışanları açıkça şiddet yorumları yapıp ve tehtidler
savurarak karşıma hiç bir şey yapmamış gibi davranarak geçip tepki alıyordular. Bütün
bu olayları İEM‟ne ihbar ve şikâyet ediyordum ancak ilgili şubeler bana düşman idi.
Firma çalışanları da “polis istediği için yaptık” şeklinde laf atarak beni tehtid
ediyordular ancak o dönemde İstanbul polisinin düşmanlığını kavrayamamıştım. Polisin
bana düşmanlığı Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü‟nde görevli polis memurlarından
ibaret sanıyordum. Firma çalışanları ve yöneticileri çok uzun zaman boyunca beni taciz
11
ve tehtid ederek kamusal alanda kavga çıkarıp, şahitsiz bırakarak tutuklatma ve hukuki
ehliyetimi iftira atarak gasp etmekle tehtid ettiler. 30 Ocak 2013 tarihinde işten çıktım.
Şubat 2013 eğitim çalışmaları yaptım çünkü iki yıla yakın süredir
yıpratılacak şekilde ağır iş yükü ve yoğun stres, tehtidler altında çalışmıştım. Tekrar
proje tasarım işine girmeye çalıştım. Sertifika programına girmiş olduğum Bilişim
Eğitim Dershanesi Bakırköy Şubesi‟nde çalışanlar bana iftiralar ve hakaretler
savurmaya, derslerde kavgalar ve tartışmalar çıkarmaya başladılar. Fema İnşaat ve Tic.
A. Ş. ile iletişim içinde kalarak Microsoft Project bilgisayar yazılımı sertifika
programına girmek için bilgi almam için uğraşmama neden oldular. Eğitim danışmanı
Gizem Öne (Kızlık Soyadı) her aradığımda rahatsız olmuş gibi davranıyordu ve bana
eksik, çelişkili bilgi veriyordu, bazen de hiç bilgi vermiyordu. İşverenlerim sertifika
programına gitmem için izin verip vermemek için kararsızmış gibi davranıyordu. Gizem
Öne‟nin bu kadar abartılı şekilde rahatsız olmuş gibi davranmasını anlamıyordum,
dershaneye eğitim için gittiğimde taciz, iftira, hakaret ve ithamlara maruz kaldım.
Gizem Öne bana alt kattan laf atarak kendilerinden şikâyetçi olamamam için beni
yıprattıklarını söyledi. O dönemde açmış olduğum adam yaralama davasının karar
duruşması yaklaşıyordu ve ailemle komşuların tacizleri ve tehtidleri acımasız hale
gelmişti, polise başvuramıyordum.
Ağustos 2012 tarihinde AutoCAD sertifika programı eğitmenini tekniker
Murat Gündoğar beni sözlü olarak taciz etmeye, öğrencileri beni karalayarak
kışkırtmaya ve hakaret etmeye, bir şey söylediğim zaman bana kendisine hakaret etmiş
adam muamelesi yapmaya, kavga çıkarmak için zemin hazırlamaya çalışıyordu. 14
Eylül tarihinde Dr. Erhan bir tekniker ile ilgili şikâyet olduğunu söyleyip bunu beni
malûlen emekli etmek için kullanmaya çalıştı. Hangi tekniker olduğunu söylemedi,
daha önce ilk işverenimin çok sayıda kişiyle ve yöneticilerin bir kısmı ilişkiye giren
tekniker/teknisyen bayandan (Eminet Toklucu , Tel : 0 538 304 74 32) tehtidler
almıştım.
Çok sayıda taciz ve tehtide maruz kaldığım için tüm olayları İEM‟e
elektronik posta ve telefonla şikâyet ediyordum, İEM‟nün bu adli vakada taraf olduğunu
bilmiyordum.Hiç bir şikâyetim ve ihbarım dikkate alınmadığı için asılsız ve mantıksız
ihbar/şikâyet yapan şahıs olarak zan altında kalmamı sağlamaya çalıştılar. Dış
görünüşüm çok bozuldu, çok şişmanladım, cildim bozuldu, evim cehenneme
dönüşmüştü, komşular sağlığımı bozacak şekilde tehtid ve taciz etmeye devam
ediyordular. Çok sayıda cinsel konuşmayla hormonlarımı etkiliyordular. Ailemin
sürekli inkâr edip durumun normal olduğunu söylemesi nedeniyle her şeyi ailemin
yüzüne vurdum. Annem ve babam tazminat talebim büyük olduğu için mahkeme için
yalan savunma amaçlı iftira attıklarını söyleyip beni sürekli tehtid edip aile içi şiddet
iftirası atmak için değişik şekillerde kışkırttılar. BİMER‟e 8 Nisan 2013 tarihli 341966
Numaralı başvurum sonucunda T.C. Adalet Bakanlığı bakanlığınız ve T.C. İçişleri
Bakanlığı soruşturmalar açtı. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı‟na başvurarak beni
tehtid eden ve meslek hayatıma zarar veren, çalıştığım ve eğitim gördüğüm yerlerde
12
zarar görmeme neden olan işverenlerimden şikâyetçi oldum. Ekte kopyesini göndermiş
olduğum Fezleke‟yi Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü‟ne teslim edemedim çünkü
hakkında soruşturma açtırmıştım. Yukarıda BİMER başvuru numaralarını vermiş
olduğum içişleri bakanlık soruşturmaları sanık Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü‟ne
yaptırıldı ve iddialar soyut bulundu. Bu süre içinde daha fazla yıpratıldım.
11 Nisan 2013 tarihinde Gaziosmanpaş Cumhuriyet Savcılığı 2. Asliye Ceza
Mahkemesi‟nde açmış olduğum Soruşturma No: 2008/1222 dosya numaralı adam
yaralama davasını kazandım. Duruşmadan önce sanıklardan biri kendi kendine
söylenerek tehtidler savurdu, kişilik bozukluğu olan bu şahıs Sultangazi İlçe Emniyet
Müdürlüğü polis memurlarının yasadışı korumasındaydı ve kendisine açılmış tüm
davalarda kanıt yetersizliği nedeniyle tutuksuz yargılanan bir psikopattı ( diğer
davalarında müştekiler kaçırılıp kafalarına taşla vurularak yaralanmaktan, bir de resmi
kayıtlara geçmeyen ve beni öldüresiye dövdükleri tarihlerde ikamet ettiğim apartmanda
esnaf olan bir şahsın bıçaklarla yüzünü parçalamaları suçları vardı) ve açıkça sanıklarla
suç ortağı olan annem duruşmaya benim isteğim dışında geldi, duruşmada aramızda bir
husumet yokmuş gibi davranıp duruşma sona erdiğinde beni adliyeden 3-5 iri gövdeli
polis memuru ile kaçırmaya teşebbüs etti. Hazırlık savcısına durumu anlatıp kurtuldum.
Gaziosmanpaşa Murat Otel‟de yaşamaya ve iş aramaya devam ettim. Duruşmadan
önceki geceyi otelde geçirmiştim, gece otele yerleşen müşteriler beni sabaha kadar
gürültü ile rahatsız etti, duruşma için sabah otelden çıkarken uyukluyordum. Çıkış
kapısının yerini şaşıracak kadar kötü durumdaydım. Duruşmadan önce sanık ve adliye
çalışanları süreki etrafımda dolaşıp anlam veremediğim davranışlar sergilediler. Bir 2.
Asliye Ceza Mahkemesi Kalemi memuru bayan önümden geçerek durdu ve kendisini
gösterdi (kendisini tanımam, adını bilmem) ve daha sonra kısa boylu ve orta kilolu,
esmer ve orta yaşlı bir adam karşıma durarak “erkek gibi davrandın” dedi ancak kendisi
ile muhattap olmadım , cevap vermedim.
YTÜ – İnşaat Fakültesi‟nde görevli Doç. Dr. Zafer Kütüğ (Tel : 0 532 230
33 48) ile tüm bilgileri paylaşmıştım, tüm olaylar sırasında kendisini arayarak düzenli
bilgi vermiştim. Beni Esenyurt‟ta çalışmaları olan müteahhit Sait Kutlu (Tel : 0 532 454
88 76) ile tanıştırdı. İşKur vasıtasıyla başvurduğum Soğancıoğlu İnşaat Alçı ve
Dekorsyon Ltd. Şti. yöneticisi Fikret Elâgöz, Doç. Dr. Zafer Kütüğ ile aynı gün
arayarak ivedi olarak iş görüşmesine çağırdı ve beni işe alacağını söyledi. Duruşmadan
önceki günlerde de duruşmadan sonra otelin çevresindeki esnafı kışkırtan şahıslar
dolaşıyordu. Duruşmadan önce CHP Sultangazi İlçe Teşkilâtı ile işverenimin tehtid ve
hakaretlerine destek vermesi, devamında bu düşmanlığı başka bir olaya bağlama hedefi
ile niyetli olmadığım bir gün iftar yemeğine Sultangazi CHP İlçe Sekreteri Fevzi Çoban
tarafından çağırıp yemekteki parti üyelerinin ( üç Bulgaristan göçmeni genç) anama
hakaret edecek şekilde benimle eğlenmesini ayarlamıştılar. Buradan küfürlü tartışma ile
ayrılmıştım.
Öğretmenim ve Fikret Elâgöz‟ün beni aradığı gün Gaziosmanpaşa
Cumhuriyet Savcılığı‟nda konu ile ilgili dava açmak üzereydim. Beni duruşmadan önce
13
iftira atarak boş gezer ve ailesinin bakımına muhtaç göstermek için profesyonel ve özel
hayatımı yok etmiştiler. Beni bana ömür boyu para vermemiş babamın verdiği 20TL
haşlık ile yaşayan bakıma muhtaç şahıs olarak göstermeye çalıştılar. Her ay düzenli
ödediğim taksitlerimi ödeyemeyecek duruma getirdiler beni. Maddi endişeler ile hemen
istedikleri adreslere gittim.
Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul‟daki Ted Rönesans Koleji
şantiyesine ince işlerden sorumlu taşeron firma Soğancıoğlu İnşaat Alçı ve Dekorasyon
Ltd. Şti.‟nde görevli inşaat mühendisi olarak getirildim. Taşeron firma ve müteahhit
firma çalışanları açık şekilde olmasa da aralarında konuşma şeklinde ve uzaktan
bağırarak “faşist, inşaat mühendisleri odasına destek çıkıyoruz, şantiyede çalışmanı
Bakırköy istedi, kürt kadının namusu için seni öldüreceğim ....v.b.” sloganlar atarak
düşmanlıklarını belli ettiler. Bana yoğun baskı uygulayıp tepki almaya çalışıyordular.
Çelişkili emirler verip şantiye şefim olan ve Fikret Elâgöz‟ün yeğeni olan Emre Üstün (
Tel : 0 530 541 96 33, kendisini bu telefondan arayan ve kimliğini bilmediğim bir
şahsın kendisine “Cevat Çalışkan bizi tehtid ediyor “ şeklinde tavır sergilemesini
istediğine şahit oldum, aralarındaki konuşmaya kulak misafiri oldum) ile koordineli
olarak tüm çalışmalarımı başarısız kıldılar , emrimdeki kalfalar ( Kasım Ada Tel : 0
532 483 40 82 – Komünist olmadığım için ve mühendis geliri ile yaşadığım yüksek
hayat standardı nedeniyle bana düşmanlı vardı, bu düşmanlığını belli ediyordu. Hasan
Kafla (Soyadını bilmiyorum) Tel : 0 541 436 83 36) uyumsuz davranıyor , hiçbir
emrimi ya da müdahalemi kabul etmeden başlarına buyruk davranıp kasıtlı olarak
çalışmalarımı baltalıyor, sistematik olarak işverenim Baki Soğancıoğlu‟na beni şikâyet
ediyodurlar.
Bir süre sonra beni iş göremez iftirası ile işten çıkarmaya ve müteahhit firma
teknik ofis elemanları ve kontrol şefleri ( Selçuk Tunç Tel : 0 533 646 94 11 e-posta :
[email protected], Nurdan Eğilmez Şapçı e-posta :
[email protected] , Meltem Köksal e-posta :
[email protected] , Can Gökçe Tel : 0 533 775 71 24) siyasi nedenler ile
bana düşman için ( İMO İstanbul Şubesinde (Adres: Kemankeş Mah. Mumhane Cad.
No : 21 Karaköy Beyoğlu İstanbul, Telefon 1: +90 212 2932000 Faks: +90 212
2320912 , o tarihte bu meslek odası Harbiye Şişli İstanbul‟da bulunuyordu ) görevli
Şube Sekreteri Rezzan Bulut ve kontrol mühendisleri Şirin Hanım (Soyadını
bilmiyorum) ve Hasan Ünal, CHP Kılıçdaroğlu yönetimini destekledikleri için ve
işverenim Halûk Bozkurt bu siyasi akımda belediye meclis üyesi olduğu için kendisinin
suçlarını görmezden gelmekle suçluyordum, kendileri beni 22-24 Şubat 2013 Enerji
Kimlik Belgesi Sertifika Kursunda laf atarak ve sonra inkârcı davranışlar sergileyerek
tehtid etmiştiler ) baskısını bahane sayarak iftira atan işverenim Fikret Elâgöz ile
tartıştım, işten çıkarılışımın gerekçesini ve kesin kararını vermesini bekledim.
Şantiyedeki bazı işçiler (yemekhane görevlisi ve ince işler şefi Selçuk Tunç) hiçbir
sebep yokken kavga çıkarmaya ve kendilerini tehtid ettirmeye çalıştılar. Yemekhanede
çalışan işçi “annesi istedi” diyerek tüm şantiyeyi kışkırttı ve benimle eğlenmeye
14
başlayınca caydırıcı olması açısından kendisini tehtid ettim, kötü örnek olması halinde
şantiyede mühendis olarak otoritemi kaybedecektim ancak kendisine herhangi bir zarar
vermedim. Aslında “hiçbir şey yapamaz “ diyerek benimle eğlendikleri için kışkırtmaya
gelerek dolandırıldım. Selçuk Tunç sürekli uyumsuz davranarak ve Şantiye Şefim Emre
Üstün ile ortak çalışarak çalışma programıma müdahale etti ve iş verimimi düşürdüler.
Bazı görevlerimi geç yerine getirdim, eksik bilgi verdikleri için tüm işleri baştan
yapmak zorunda kaldım. Ben bana iftira atarak işten çıkardıkları için kesin kararlarını
bildirmeleri için beklerken onlar benim hakkımda ruh hastası raporu çıkarmışlar , buna
destek veren asayiş şube polis memurları ile yüzyüze görüşerek yasadışı bir işlem
yapmalarını engelledim ancak bu yasadışı işlemi yasalmış gibi göstermek ve dava
açmamı engellemek için ikamet ettiğim sitedeki komşuları ve çalışanları ( Site bekçileri
Hüseyin Kartaltaş ve Mustafa, sitenin bahçıvanı orta yaşlı erkek, sitenin bakkalındaki
aile) kiralamışlar ve bana işkence sayılacak düzeyde taciz ve sözlü şiddet uyguladılar.
O şantiyede görevli özel güvenlik şirketi beni öğrencilik yıllarımda
kaçıran ve kendisi ile ilgili şikâyetlerimi yaklaşık iki yıldır sanal ortamda dile
getirdiğim ve yukarıda kendisinden söz ettiğim Tepe Özel Güvenlik Şirketi idi .
Şantiyede görevli özel güvenlik elemanlarından sadece biri destek veriyordu şantiyedeki
müteahhit ve taşeron firmaların sözlü taciz ve sözlü şiddetine, şantiye sınırları içinde
adli vaka ayarlamaya çalışıyordular. Kürt kökenli bir özel güvenlik görevlisi “kürtler
hakkında kötü şeyler yazma” diye bağırıyordu , İSG Uzmanı İbrahim Bey “internette
faşist slogan “ diye bağırıyordu. Resmi internet sitem milliyetçi anlayışa uygun yazları
içerdiği için ve daha önce başıma gelen her türlü olayı ayrıntılı olarak içerdiği için
oradan benimle ilgili geniş bilgiye sahip olmuştular ve o sitede onların alehine bir şey
yazıp bana saldırmaları için bahane yaratmak amacıyla her türlü baskı ve uyumsuzluğu
sergiliyor, çalışma verimimi düşürüyor ve kışkırtıyordular. Daha sonra özel güvenlik
şirketi müdür ve diğer özel güvenlik şirketi elemanları da düşmanlıklarını açıkça belli
ettiler. Şehirdeki tüm özel güvenlik şirketlerini kışkırttılar, her gittiğim kamusal alanda
veya özel sektöre ait işyerlerinde (Tramvay ve Metrobüslerde, Çağlayan Adliyesi ve
İSKİ Genel Müdürlüğü‟nde Akdeniz Özel Güvenlik, Metroda Bilge Özel Güvenlik,
YTÜ ve çalıştığım şantiyede Tepe Özel Güvenlik ) özel güvenlik şirketi elemanları
bana sözlü tacizde bulunuyordu.
Müteahhit firma ve şantiye şefim Emre Üstün çelişkili, eksik ve
gerçekleştirilmesi imkânsız emirler vererek beni iş için yetersiz iftirası ile işten
çıkardılar. Kesin kararı bildirmeleri için bekledim. Firma merkez ofisinden ayrılmdan
önce firma yöneticisi Fikret Elâgöz‟e küfürlü şekilde uyarıda bulundum ve küfürlü
tepki koydum ortaya çünkü beni gizlice tehtid etmiştiler. Bana yapılan saldırıları
milliyetçi olmama ve komünist olmamama bağlı göstermişlerdi. Fikret Elâgöz benimle
telefonda (telefon numaram 0 539 576 03 35 ve 5 yıl öncesine kadar tüm telefon
konuşmalarımın incelenmesine izin veriyorum ve incelenmeleri için arz ediyorum)
konuşurken telefonu kapatmadan önce “iş bulamazsın faşist” şeklinde tehtidler
savuruyordu. İşten çıkarırken düşman oldukları internet sitem www.cevatcaliskan.com
15
„dan rahatsız olduklarını söylediler, beni telefonla arayan annem de o internet sitesini
kapatmazsam aç kalacağımı söyledi. Birkaç gün ekmek ve suyla yaşadım, sosyal yardım
için başvurdum, bana borç veren arkadaşlarım ve Doç. Dr. Zafer Kütüğ‟nün vermiş
olduğu 100TL ile hayatta kaldım. İki defa almış olduğum sosyal yardım ile iş aradım.
Bulunduğum adreste yola park edilen araçlar ve daha sonra komşular, devamında tüm
Aydınevler Mahallesi ve Maltepe ilçesi halkı sapıkça tehtid etmeye başladı. “Devletten
tazminat isteyen şerefsiz “ diyerek ve “işverene hakaret” gibi plânlanmış iftiralar ile
bana aylarca maddi ve manevi saldırıları düzenlediler, siyasi nedenler ile bana düşman
olan ve sanıkların destekçisi olan şahısların maddi / manevi saldırılarına maruz kaldım.
Yaklaşık iki senedir toplu ulaşım vasıtalarında ve gittiğim her yerde Kürt
kökenli ve anayasal düzen düşmanı şeriatçı şahıslar tarafından tehtid ve taciz
ediliyordum. Sebebi beni işten iftira ile çıkaran müteahhit firmanın şeriatçı siyaset
yapan Ilıcak ailesine ait olmasıdır . Taciz ve tehtidler iş için Maltepe ilçesine gittiğim ve
Maltepe Otel‟e yerleştiğim an başladı. Tüm Maltepe halkı açık şekilde kavga çıkarmak
için bahane arıyordu. Yıllardır bana yardımcı olmayan, can ve mal güvenliğimi
sağlamayan Terörle Mücadele Şubesi, Organize Suçlar Şubesi ve Mali Suçlar Şubesi ile
telefonda konuşuyordum, çelişkili davranışlar sergiliyordular. Bazen beni kurtaracak
gibi konuşup bazen de açık şekilde düşmanımı destekleyecek şekilde konuşuyordu
telefonuma cevap veren görevli komiserler. Bu nedenle küfürlü kavgalar çıkıyordu
aramızda. Beni bulunduğum adreslerde iğrenç ithamlar ve tehtidlerle, tacizler ile
kışkırtıp küfüre alıştırmışlardı. Bu olaylar başlamadan önce küfür etmeyi çok kötü ve
aşağlık bir davranış olarak görüyordum.
Beni Maltepe Aydınevler Mahallesindeki adresime getirmeden önce orada
atacakları iftiralara mesnet olacak iftiralar atmıştılar ve oraya gitmemi aylar önceden
plânlamıştılar. Cinsel durumumu değiştirdiler, hayatımı ve hukuki ehliyetimi tehtid
ederek dava duruşmasından önce bekâretimi bozmama neden oldular. Beni önceki
yıllardaki gibi toplu iftira ile kaçırıp işkence yapacaklarını, cinsel hayatımı ve özel
hayatımı yok edeceklerine inandım. Buna teşebbüs ettiler ama başaramadılar. Ancak bu
nedenle 14 Mart 2013 tarihinde pahalı bir escortla (hayat kadını ile ) ilişkiye girerek
bekâretimi 37 yaşında bozdum. Cinsel durumumu değiştirdiler ve beni kasıtlı olarak
getirdikleri adreste bu cinsel durum değişikliğini iftiralar atmak için kullandılar. 14
Mart 2013 tarihinde tecrübesiz ve heyecanlı olduğum için sonraki aylarda da 6-7
escortla daha birlikte olmuştum.
Düşmanlarımın iftira atmak için kullandıkları çirkin, yaşlı, vasat görünüşlü
veya genç ama şeriatçı, yobaz kadınlara ihtiyacım yoktu. Ancak daha önceki
işyerlerimle ilgili attıkları iftiraları doğru kabul ederek mesnet alıp yeni iftiralar attılar.
Bana saldıran Tepe Özel Güvenlik Şirketi‟nin öğrencilik yıllarımda Ülkü Ocakları
Misafirhanesi‟nde beraber ikamet ettiğim ülkücü militanlar ve öğrencileri kullanarak
bana iftira atarak koydurduğu iftira teşhisi mesnet alarak komşular çalışmamı ve
uyumamı engellediler. Beni yorgun düşürecek kadar tehtid ve taciz ettiler. Geceleri
silâh sıkarak ve ölüm tehtidleri savurarak uyumamı engellediler, yorgunluktan işe
16
giremedim, para kazanamadım. Evimdeki eşyalar ve kıyafetler zarar gördü, bir kısmı
kayboldu. Evim güvenli değildi, Maltepe Küçükyalı Karakolu MHP‟ci site bekçisi ve
esnafı ile açık şekilde suç ortaklığı yapıyor, Sultagazi İlçe Emniyet Müdürlüğü‟ne giden
içişleri soruşturmasında dolandırıcılık yapmaya çalışıyordular ve başarılı oldular. O
soruşturmadaki iddialar soyut bulundu, ifadem bile alınmadı. Bir asayiş polis
memurunu (bana davacı olmamam için baskı uygulayan, 2008 yılında açmış olduğum
davada sanıklardan rüşvet alarak komiserleri soruşturma yapmamaları kandıran polis
memuru) benim babamın arkadaşı sıfatıyla bana şikâyetçi olmamamı söylediği ve
benim kabul ettiğimi iddia etmek için bana ömrümde nerdeyse hiç para vermemiş
babamı bana bakan kişi olarak gösterip, hiç tanımadığım ve adını bile bilmediğim polis
memurunu babamın arkadaşı sıfatıyla saydığımı ve istediklerini yaptığım şeklinde yalan
bir iddiaları vardı. Maltepedeki adreste yıpratıldım ve sosyal yardıma muhtaç
bırakılınca iddilarına yalan kanıt ayarlamış oldular. Ben bu soruşturmanın sonucunu
kabul etmiyorum.
Resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com „da yazmış olduğum siyasi ve
toplumsal yazılar çok sayıdaki siyasi ve dini grubun bana düşman olmasına neden oldu.
Bu internet sitesi defalarca saldırıya uğradı ve siteme saldırı düzenleyenler bazı yazıları,
belgeleri, fotoğrafları, videoları silindi. Asıl önemli olan beni madur edenlerin taciz,
tehtid, dolandırıcılık, gasp, iftira, hakaret gibi suçlarının ayrıntılı tarifleri, yani suçların
nasıl işlendiğini ortaya koyan ayrıntılı açıklamaların silinmesi idi. Siyasi grupların
saldırı yöntemlerini teşhir ettiğim için site önem kazandı. Bazı resmi başvurularımda
resmi inernet sitem www.cevatcaliskan.com „daki yazılarımın ihbar sayılmasını arz
etmiştim. Bu internet sitesinin önemli olmasının bir değer nedeni de buydu.
Sitem saldırıya uğradıkça (topluma açık yerlerde dizüstü bilgisayarımı
kullandığım için giriş şifresini çalmışlar defalarca) tüm yazıları defalarca baştan
yazdım. İnternet sitemde beni tehtid eden şahıslarla ilgili şikâyetlerimi dile getirerek
bana olan düşmanlıklarını anlatıyordum, kanıtlarımı ve güvenlik kuvvetlerine yapmış
olduğum ihbarları açıklıyor, resmi belgelerin kopyelerini yayınlıyordum, yapmış
olduğum ihbarların tam ve orijinal metnini yayınlıyordum. Bu şekilde can güvenliğimi
sağlamaya çalışıyordum.
Sanıklar arasında siyasi partilerde görev alan eski işverenlerim, polis
memurları ve devlet memurları da vardı. İnternet sitem dava edilmedi, beni maddi ve
manevi olarak yıpratarak “seni işsiz bırakacağız, internet sitesini kapatmazsan açlıktan
öleceksin” tehtidi savurdular ve aylardır işsizim, borçlarım nedeniyle hakkımda resmi
işlem yapılacak. Sosyal yardım alarak ancak temel ihtiyaçlarımı karşıladım, ikamet
ettiğim adreste işkence boyutunda olan sözlü şiddet ve tacizler nedeniyle normalin
üstünde harcamalar yaparak otellere ve lokanta, kafetarya gibi yerlere para harcamak
zorunda kaldım, o yerlerde de sözlü taciz ve tehtidler devam etti.
Tüm siyasi kavgalar ve düşmanlıklar suni olarak çıkarıldı, siyasi kavga
görünümü yaratılarak yaklaşık 13 yıllık bir zaman dilimi içinde defalarca şikâyet etmiş
17
olduğum bazı devlet memurları ile ilgili devam eden şikâyetlerimi engellemek ve
haklarımı gasp ettiler. Sözkonusu devlet memurlarından şikâyetçi olmuştum ve
haklarımı gasp etmek için beni defalarca kaçırmıştılar, tehtidle baskı altına almıştılar ve
benden “şikâyetçi değilim” şeklindeki ifadeleri cebren, kendi iradem dışına almıştılar.
Dava açma hakkım gasp edildi, hukuki ehliyetim saldırıya ve iftiraya uğradı.
Şikâyetçi olduğum sanıklar kendi siyasi ve ticari çevrelerini kışkırtarak can ve
mal güvenliğime, namusuma saldırdılar. Gittiğim her iş yerinde kendi amaçlarına uygun
senaryolar ve bu senaryolara dayalı iftiralar attılar, namusuma ve şerefime saldırarark
sert konuşmama neden oldular, beni kabadayı diye yanlış tanıtmaya çalıştılar. İEM‟ne
karşı vermiş olduğum hukuki savaşı bir kabadayının yasadışı saldırısı olarak göstererek
beni karalamaya, beni müşteki iken sanık yapmaya teşebbüs ettiler. Sözkonusu şahıslar
arasında CHP, AKP, MHP, BDP üyeleri / sempatizanları ve önemli devlet kurumları
çalışanları, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü çalışanları vardı. Sanıkların kalabalık
olmasının nedeni sosyal paylaşım internet siteleri ve internet ortamında etkili şekilde
Ulusalcı siyaset yapmam ve ülkü ocaklarının, ülkücü devlet memurlarının saldırısına
uğramam, sol görüşlü olmamama rağmen sağcı grupları kışkırtmalarıdır.
Kendi isteğim dışında yıllar sonra beni siyasi kavgalara sokarak anayasal
düzeni savunan açıklamalar yapmaya zorladılar. Siyasi çalışmalarıma uzun yıllarca ara
vermiştim. 2008 yılında açmış olduğum adam yaralama davası şikâyetimde polis
memurlarının hatırlı kişiler (davamda yalancı şahit olan ve yalancı şahitliği ispatlanmış
olan Şenol Erdağı milli sporcu Sinan Şamil Sam‟ın akrabası idi) için şikâyetimi
engellemeye çalışmaları, baskı uygulamaları, ihbarlarımı kabul etmemek için şahsi
tartışmalar çıkarmaları ve yüzleri kızarmadan hareket etmeleri sonucunda sanal ortamda
(sosyal medya paylaşım sitelerinde) bu polis memurları ile ilgili yazılar yazdım.
Bu yazılar bir vatandaşın yasal ve belgelere dayalı şikâyetleri iken sanıklar
ve taraftarları şikâyetlerimi siyasi kavgaya dönüştürmek için canıma, malıma ve
namusuma saldırıp bu saldırıları kabul ettiğimi iddia ederek beni kışkırttılar. Siyasi
açıklamalar yapmayı gereksiz buluyordum çünkü 90 yıla yakın süredir değişmeyen ve
gizi oy kullanılarak oy sandığından çıkan bir Cumhuriyet Rejimi vardı. En iyi cevap oy
kullananların kendi tercihleri doğrultusunda anayasal düzeni 90 senedir yaşatması idi.
Espiri ve yorum yeteneğim nedeniyle etkili yorumlarda bulundum ve anayasal düzen
düşmanı ( komünist, şeriatçı, etnik terör yanlısı ) grupları kışkırtmış oldum, ancak beni
bu davranışa sanıklar zorladı. Anayasal düzene saldıranlara cevap vermemeyi ihanet
olarak gördüğüm için onların saygınlığını azaltan açıklamalar yazmak zorunda kaldım,
bu açıklamalar gerçeklere dayalı yasal açıklamalar idi. Aptalca ütopyalarla ve tüm
dünyayı ele geçireceğini savunan akla, mantığa aykırı siyasi görüşlerle alay ettim. Kanıt
olarak ortaya onların 3-5 milyon kişilik gruplardan oluşutuğunu ve Dünya nüfusunun 7
milyar kişiye yakın olduğunu koydum.
Bu açıklamalar suç teşkil etmediği için beni önce Maltepe‟deki adresimde
öldürmeye teşebbüs ettiler, daha sonra namusumu ve şerefimi karaladılar, maddi
18
gücümü ve profesyonel hayatımı gasp ettiler, hukuki ehliyetime saldırdılar. Bunu beni
iki seneye yakın süre ile yeterince uyumamı engelleyecek şekilde taciz ve tehtid ederek,
yorgunluk ve sağlık sorunları yaratarak yaptılar. İstanbul‟un her ilçesinde, toplu ulaşım
araçlarında, işyeri ve kamu / özel sektör kuruluşlarındaki siyasi saldırılar “devletten
şikâyetçi olanı toplumsal mutabakatla topluca yok ediyoruz, öldürüyoruz” sloganı ile
öldürmeye teşebbüs etmelerinin nedeni dava açabilmem için gerekli imkânları elde
etmemi engellemek idi. Bazı sanıkları senelerce dava edemedim, şikâyet ettim, resmi
işlemler savsaklanarak yıpratıldım, soruşturmalara fesat karıştırıldı.
T.C. İstanbul Anadolu Savcılığı‟na başvurarak Maltepe İlçe Emniyet
Müdürlüğü‟nü ikamet ettiğim adreste tehtid edilmeme ve maddi imkânlarımın gasp
edilmesine izin vermekle, bulunduğum adreste maddi/manevi olarak yıpratılmam ile
ortaya çıkan sonuçların Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü‟nde açılmış olan bir İçişleri
Bakanlığı soruşturmasında soruşturma dolandırıcılığı için kullanmakla, bölgede görevli
polis memurlarının laf atarak ve hakaret edecek tarzda eğlenerek düşmanlarım
tarafından maddi, manevi olarak linç edilmeme destek vermekle, beni bir karakoldan
diğerine, bir şubeden diğerine göndererek aylarca savsaklamakla suçladım. Maltepe‟de
görevli polis memurları sürekli olarak beni bir karakoldan diğerine, bir şubeden
diğerine gönderip tüm zamanımı paramı tüketiyordular. Şehirdeki tüm özel güvenlik
şirketi elemanları “özel güvenlik şirketlerinin gücünü gösteriyoruz, hiç kimse özel
güvenlik şirketlerinden davacı olamaz” diyerek beni tehtid ve taciz ediyordu. İkamet
ettiğim adresin çevresini bu özel güvenlik şirketleri tarafından korunan işyerleri
çevrelediği için şahitsiz kalmıştım. Adliyeler ( Anadolu Adliyesi, Çağlayan Adliyesi)
de bu özel güvenlik şirketleri tarafından korunduğu için oralarda da tehtid ve baskı
altında kalıyordum, hakarete uğruyordum. Bazı geceler sabaha kadar “seni dilenci
yapacağız, açlıktan öldüreceğiz “ diye tehtid edip ertesi gün Anadolu Adliyesi‟ne
nöbetçi savcılığa gidince giriş kapısında görevli özel güvenlik görevlisi “dilenci” diye
laf atıp beni kışkırtıyordu.
BİMER (8 Nisan 2013 tarihli 341966 numaralı başvuru) vasıtasıyla açılmış
İçişleri Bakanlığı soruşturmasını siyasi nedenler ile İEM Organize Suçlar Şubesi‟ne
göndermek yerine sanık Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü‟ne gönderen İstanbul
Valiliği Evrak Bürosu Memuru‟nu suçladım. Daha sonra İEM Organize Suçlar
Şubesi‟nin bana düşman olduğumu anladım. Şube suçlamalarımı soyut buldu. Sebebi 810 Eylül 2012 tarihleri arasındaki bir tarihte İEM Mali Suçlar Şubesi ve Organize
Suçlar Şubesi‟ne başvurmam ve işverenlerimin benim çalışma hakkımı gasp ettiklerini
ve beni öldürmekle tehtid ettiklerini, siyasi kışkırtmalar yaptıklarını şikâyet ettiğimde
Mali Suçlar Şubesi‟nde karşıma bana düşman olan bir polis memurunun karşıma
çıkmasıdır. 2000-2001 yılında Üsküdar Ülkü Ocağı misafirhanesinde ikamet
ediyordum ve YTÜ‟de görevli Tepe Özel Güvenlik Şirketi tarafından kaçırılıp kendi
isteğim dışında cebirle ruh ve sinir hastalıkları hastanesine kapatıldım, orada
vücudumdan çok fazla kan alınarak beni halsiz ve güçsüz düşürüp tehtid ve baskı altına
aldılar, eğitim hakkımı ve çalışma hakkımı gasp ettiler. Bu durumu o polis memurunun
19
yüzüne vurdum ve ömür boyu şikâyetimden vazgeçmeyeceğimi söyledim. Açmak üzere
olan şahıs firmamın adı “Cevatça İnşaat” idi ve bu şahıs firmasında asla rüşvet
verilmeyeceğini söyledim, rüşvetçi ve görevini kötüye kullanan devlet memurlarından
nefret ettiğimi dile getirdim. Bu açıklamamı ve internet sitemde rüşvet alan devlet
memurları ile toplumu güldürecek şekilde alay etmem nedeniyle rüşvet alan devlet
memurları beni dava edemedi, ekonomik ve sosyal yıpratma ile, karalama ile yok
etmeye çalıştılar. Bu şikâyetime neden olan eylemlerinin sebeplerinden biri de budur.
Ayrıca iftira atarak ve davacı olmamı engellemek için ikamet ettiğim sitedeki
komşuları kiralayarak benim maddi durumumu gasp eden, adımı karalayıp beni farklı
tanıtan , davadan önce beni yıprattıran işverenim Soğancığolu İnşaat ve müteahhit
firmadan şikâyetçi olmuştum.
Başvurduğum Cumhuriyet Savcıları‟na şikâyetlerimi açık şekilde anlattım ve
kendilerine vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini taciz ve tethtid altında yazdığımı,
ikamet ettiğim adreste ve ilçedeki işyerlerinde taciz edildiğimi, tehtid edildiğimi ve
karalandığımı açıkladım. Buna bağlı olarak can güvenliğim olmadığını ve o dilekçeleri
çok hızlı ve dikkatsiz yazdığımı (bilgisayarda klavyeyi on parmak yazarak kullandığımı
ve çok hızlı hareket ettiğimi) kendilerine açıkladım. İfadelelerimi imzalayacağım an o
kadar yorgun düşmüş oluyordum ki ifadeleri görevli Cumhuriyet Savcısı‟nın emrindeki
savcılık kalemi görevlisine yazdırırken dinlememe güvenerek imzalıyordum. Bazı
ifadelerimde adres bilgilerim yanlış yazılmış, birinde ise eğitim durumum hakkında
yanlış bilgi var. Verdiğim şikâyet dilekçelerimde benim alehime olacak çok büyük ifade
hataları vardı ki sanıkları bunları resmi internet sitemde yayınlamam üzerine
suçlamalardan kurtulmak için daha çok dolandırıcılık yapmak için farklı saldırılar
düzenlediler. İkamet ettiğim adreste günün 24 saati tacizde bulunuyorlar yerine “...
bulunuyorum” şeklinde yanlış bir ifade kullanmam üzerine daha önce kim olduklarını
ve yönlerini belli etmeden tehtid ve taciz eden komşular beynimi acıtacak şekilde
bağırıp sözlü şiddet uyguladıktan sonra onlara küfürlü şekilde uyarılarda bulunmama
neden oldular. İkamet etmekte olduğum binanın üst katlarında oturan ve yüzlerini
görmediğim, kim olduklarını bilmediğim komşular taciz edildiklerini savunurak
şikâyetçi oldular. Bu durumda benim tüm şikâyetlerimi ve resmi başvurularımı
savsaklamak için beni süreki bir karakoldan diğerine gönderen, karakola gönderip
şikâyetimi dikkate almayan, karakola gittiğimde anlamadığım laflar ederek daha sonra
Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü‟ndeki soruşturmadaki yalan iddiayı doğruladığımı,
yani babamın arkadaşı olduğunu iddia ettikleri polis memuru ile arkadaş olduğumu
iddia ettiler. Sözkonusu sanık polis ve babam benim yasadışı şekilde cebren akıl
hastanesine kapatılmamı üstlenip benim buna izin verdiğimi, yani kendi isteğimle
gençliğimi ve sağlığımı harcayacak zararlı yan etkileri olan, iş bulmamı ve çalışmamı
engelleyen ilâçlar iddia etmiş. Benim ifademe bile başvurulmadı, üzerinden soruşturma
yaptıkları metni bana okutup onaylattmadılar. Elektronik ortamda herkes benim iletişim
ve kimlik bilgilerimi kullanarak benim adıma asılsız suçlamalarda veya iddialarda
bulunabilir.
20
Bulunduğum ilçedeki halk ve çok sayıda tesettürlü kadın beni linç etemeye
çalışıyor, her yerde kavga çıkarmaya çalışıyordular. Sokakta 50 metre yürüdüğümde 5-6
kadının tehtidine ve tacizine maruz kalıyordum. Günün 24 saati tehtid ve taciz altında
olduğum için çalışamadım. Dişlerim delik deşik (gerekirse diş röntgeni çektirip
kanıtlayabilirim) oldu, bedenimi yıprattılar, biyolojik yaşımı ilerlettiler yani
ihtiyarlattılar. İftira için kullandıkları şahıslara yakın ve vasat insan dış görünüşü
yarattılar. Ayakta duramayacak haldeydim ve yolda sallana sallana gözlerimi
açamayacak şekilde yürüyordum. Gözlerimi açmakta zorluk çekiyordum. Beni
öldürmekle tehtid ediyordular, “devletten şikâyetçi olduğum için beni topluma
öldürttüklerini” söyleyerek maddi ve manevi zarara uğratıyordular, zamanımı
çıkardıkları sorunlar için harcamama ve büyük miktarda paralar harcamama neden
oldular ve beni bana düşman olan annemin vereceği paraya muhtaç gösterdiler.
Annemin ve babamın bana düşman olduklarını ve onlar ile yaşamayacağımı açıkça
söylüyordum, kendilerinden şikâyetçi ve davacıydım.
Sitedeki komşular ve ikamet ettiğim sitenin çevresini çevrelemiş olan
inşaat alanını koruyan (o çevre tamamen izole edilmiş ve şahitsiz bırakıldım) Tepe Özel
Güvenlik Şirketi çalışanları geceleri iğrenç ithamlar ve “silâhla vurma, öldürme”
tehtidleri ile teslim olup kendi isteğimle tımarhaneye başvurmamı, tazminat ve ceza
taleplerinden vazgeçmemi, haklı olduğum için beni yok etmek zorunda olduklarını
söylüyerek sözlü şiddetle beni aylarca yıprattılar. İş bulmamı engelleyerek aç
bırakacaklarını ve açlıktan öldüreceklerini söyleyip sadece asgari geçimimi sağlayacak
kadar para bulmamı ( bazen ailem, bazen de Doç. Dr. Zafer Kütüğ‟nün tanıştırdığı
mütehhit Sait Kutlu‟nu iş çevresi ile iş yaparak para temin ediyordum) ve kredi kartı
borçlarımı ödememi engelleyerek 14 bin Türk Lirasına yakın aylardır taksitleri
ödenmemiş borçlar nedeniyle dava edilmem durumunu yarattılar. Bu tehtid için Tepe
Özel Güvenlik Şirketi‟nin (Bilkent Holding‟e bağlı bir şirket olduğu için çok sayıda
işyeri sahibi ve dar gelirli saldırgan kendilerinden ödül adı altında para alarak beni taciz
edip zabıtlar tutturuyor) göreli olduğu, yani müşterisi olan HSBC Bankasının alacak
yönetimi biriminin beni tehtid etmesini , ödeme yapacağım dönemlerde ödemeyi
yapmadan bir saat önce arayıp kredibilitemi yok etmek için kavga çıkarıp ödeme
yapmamı engellemeye çalışıyordu. Banka görevlileri ödeme gücüm olmadığı zaman
baskı uygulayıp tehtid ediyor ve benimle alay ediyordu. Bankanın bazı şubelerinde özel
güvenlik elemanları beni tehtid ediyordu. Bunu gizlice beni daha önce aylarca
alıştırdıkları yöntemle yapıyordular. Üzerine alınma diye bir psikotik bozukluk belirtisi
var ve bunu kasıtlı olarak taciz etmek için maske olarak kullanıp, aylarca açıkça ve
sapıkça tehtid ettikten sonra sadece kötü niyetlerini belli edip cevap vermeme neden
oldular. Yani birçok mekânda açık şekilde taciz ve tehtid edip, aynı yöntemleri
hatırlatıp kritik anlardan sorunlar çıkarıp tepki vermeme neden oldular.
Savcılığa başvurduktan sonra Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker 20 günlük
yıllık izine çıktı, bu süre içinde olayı farklı göstermek için bana cinsel iftiralar attılar,
21
saldırıyı daha önce açıkladıkları gibi para karşılığında değil, cinsel iftralara dayalı
aşağalamaya dayalı olarak yaptıklarını iddia etmeye başladılar.
50‟den fazla defa 155 polis ihbar ve şikâyet hattını aradım. Polis ve
jandarma görevlileri açıkça taraf tuttular. Topluca soruşturma dolandırıcılığı yapmak
için haklarımı gasp ettiler, çalışmamı engellediler, bedenimin zarar görmesine ve
profesyonel hayatımın yok olmasına neden oldular. Yaklaşık iki yıldır tek bir bilgisayar
veya mühendislik kitabını bitirmeme, hatta doğru dürüst uyumam için zaman bulmama
izin vermediler.
T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi‟nde (Kartal / İstanbul) görevli özel
güvenlik şirketi, savcılık kalemi ve diğer bölümlerin çalışanları, polis memurları beni
savsaklamak için tehtid ve tacizle o adliyeye defalarca gitmeme neden oldular, adliye
sınırları içindeki başvurularımı baskı altına aldılar. Açmış olduğum davaların iftira
davası olarak ele alınması için ifademi baskı altında vermeme neden oldular, ifadeden
önce ve ifade sırasında koridordan tehtidler savurarak ifademi etkilediler. Benim
suçlamalarım ceza davası için idi, beni yıpratarak haklarımı gasp ettiler. Adliye
çalışanları Başsavcı vekilleri görüşmemi engellediler. Herkese “MHP‟ci“ diye tanıtıp
“MHP‟ye haber verelim, MHP‟ci bizden davacı olamaz” şeklinde tehtidler savurdular.
Adliyedeki asansörlerde defalarca tehtid edildim, adliye sınırları içinde adli vaka
yaratmaya yönelik tacizler ve tehtidlerde bulundular. Asansörde iri gövdeli şahıslar beni
kışkırtıp kavga çıkarmaya çalıştılar, beni tehtid ve taciz ederek benimle eğlendiler.
Adliyede görevli polis memurları peşimde dolaşarak benim hakkımda yorumlar
yapıyor, adliyedeki kafetaryada yemek yedikten sonra ve adliyeden çıktıktan yarım saat
sonra ayaklarım yerden kesiliyor, yere basmakta zorluk çekiyordum.
Kasıtlı olarak tüm sanıklara destek veren, tek soruşturma yapılması
gerekirken beni 4 soruşturma açtırmaya sevk eden, yapmış olduğum açık ve net
suçlamalara rağmen benim adliye içindeki özel güvenlik şirketi elemanı ve
çalışanlardan oluşan organize suç örgütü tarafımdan yıpratılmamı ve tehtid edilmemi
engellemeyen Cumhuriyet Savcılarından ve hiç bitmeyen tehtid ve tacizler nedeniyle
haftasonlarında başvurduğum ve işlem yapmayan Nöbetçi Cumhuriyet Savcılarından
şikâyetçiyim.
Müşteki olduğum için çok sayıdaki adli vakada yer alan sanıkların beni
yıpratması için sanıkları önemli şahıs olarak gösterip benim hakkımda haksız
ithamlarda bulunmalarına destek verip soruşturma ve ispatlama adı altında bana
günlerce işkence yaptıran ve sanık yakınlarına linç ettiren, toplumu topluca saldırması
için kışkırtan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü‟nden şikâyetçiyim.
İstanbul sınırları içinde güvenlik kuvvetleri beni açık şekilde yıpratıp
haklarımı gasp ettiği için, tüm özel güvenlik şirketlerinin beni tehtid etmesine izin
verdiği için can güvenliğimin korunması için bana beden koruması verilmesini, açtığım
soruşturmaların ifadelerini tekrar vermem için bana İstanbul Barosundan avukat
verilmesini arz ederim. “Aç bırakma” tehtidi savurup her gittiğim iş yerinde tehtid
22
edilmeme ve iftiraya uğramama neden oldukları için, çalışmamı ve iş bulmamı
engelledikleri için sanıklardan tazminat talep ediyorum. Tazminat miktarını bilirkişinin
tespit etmesini arz ederim. Eğitimime zarar verdikleri için üniversiteden yaklaşık 12
sene geç mezun oldum. Bu süre içinde sistematik olarak baskı ve tehtid altında yaşadım,
hakaret ve iftiraya uğradım. Mezun olduktan sonra çalışmamı engellediler, özel ve
profesyonel hayatıma iftira atan İEM‟nde görevli polis memurlarından ve devamında
haklarımı gasp eden adliye çalışanlarından tazminat talep ediyorum. Yapacağınız
soruşturmanın sonuna kadar beslenme, barınma, ulaşım ve iş bulmam için bana terör
maduru sıfatıyla sosyal yardım verilmesini arz ederim.
Sanıklar ikamet ettiğim adreste yazı yazamayacak rahatsız ettikleri için son
üç günü Kadıköy Bağdat Otel‟de geçirdim. Oradaki çalışanlar beni sözlü olarak taciz
etti, odamda iken rahatsız etti ve sataşmalara cevap verip kavga etmem için kışkırttılar.
Yapmış olduğum başvurular için gereken kantıları toplamamı ve üst kurumlara
başvurmamı engellemeyi hedefleyen sanıklar beni kendi evimde ve yemek yediğim her
yerde (İstanbul Simit Saraylarının , Hacıoğlu Lahmacun‟un tüm şubelerinde,
Burgerking şubelerinde, otellerde ve hatta her markette tehtid ve taciz ediyorlar,
hakaretler ile kışkırtıp tutuklanmama neden olacak tepkiler vermeye zorluyorlar ve
bunlar kesintisiz olarak günün 24 saati ve her mekânda devam ettiği için dayanılmaz
oluyor, bazen sert tepkiler vermek zorunda kalıyorum. Karakollar şikâyetlerimi dikkate
almayıp savcılıklara gönderiyorlar, adliyelerde tehtid ve taciz edilerek eksiksiz ifade
vermemi engelliyorlar. Şikâyet dilekçelerini yazarken de taciz edildiğim için yanlış ve
eksik ifadeler oluyor başvurularımda kullandığım şikâyet dilekçelerinde. Beni uzun süre
cinsel ve siyasi tacizlerle yıpratarak savsaklayan sanıklar ( İEM‟ne şikâyet etmiş
olduğum sanıklar hakkındaki ihbarların orijinal metinlerini ve tarihlerini resmi internet
sitem www.cevatcaliskan.com „da yayınladım) davacı olma hakkımı gasp ettiler,
takipsizlik verilmesine sebep oldukları gibi bu suçları için görevli Cumhuriyet
Savcılarını da kışkırtıp destek aldılar, adiye savcılık kalemleri de bu suça iştirak etti.
Suçladığım karakolların, Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Ģubelerin,
kamu ve özel kuruluĢlarının, adliyelerin güvenlik kameralarındaki görüntülerinin
kayıtlarını kanıt olarak gösteriyorum.
AçılmıĢ olan soruĢturmaların savcılıktaki dosyalarında daha geniĢ bilgi
ve açıklamalar, belge ve kanıtlar bulunuyor. Bu belge ve kantıların bir kısmını
ekte gönderiyorum. ġikâyetçi ve davacıyım.
Saygılarımla,
Altmışlar Sitesi Tunca Apt. No: 20/A
Siteler Yolu Sokak Aydınevler Mahallesi
T.C. Kimlik No:
Maltepe / İstanbul
15055262556
23
0 537 057 68 68 ( 0 539 576 03 35) , [email protected] , www.cevatcaliskan.com,
www.facebook.com/cevatali , www.facebook.com/djevatali
Ekler :
1. Kanıtlar : Dijital kayıt depoları , 2 adet ( Birinin kapasitesi 500GB, diğerinin
kapasitesi 1TB ) . Bu dijital kayıt depolarında :
Son 5 sene içindeki özel, profesyonel ve sağlık durumumla ( vücut ağırlığımındaki
değişikliği tespit için yarıçıplak , şahsi kayıtlar) ilgili video ve fotoğraflar.
Suçlamalarımda yer alan sanıklar için son derece somut , hatta olağanüstü derecede
ayrıntılı bilgi sunan kayıtlar. İşverenlerim ve iş yerleri ile ilgili görüntüler. İlgili birim
bu kanıtları incelerse çok önemli istihbarata ulaşabilir..
Çalışmış olduğum firmalardaki çalışmalarım, o firmalardaki yasadışı işlerin dijital
kayıtları ve belgelerin dijital görüntüleri, ihbar sayılacak videolar ve fotoğraflar. Daha
ayrıntılı açıklama için ifademin görevli şube tarafından alınmasını arz ederim çünkü bu
bilgileri gelişigüzel şekilde kopyalanmış ve karışık şekilde bulunuyor, şahsen bilgi ve
tarifler vermem gerekiyor.
Beni taciz eden şahısların ve taciz edildiğim mekânların ( kafeler, lokantalar, otobüsler,
metrolar, tramvaylar, vapurlar, ..v.b.) eşgallerini ortaya koyan video ve fotoğraflar.
Mühendislik çalışmalarım ve eğitim için kullanmış olduğum kopye lisanssız yazılımlar,
eğitim videoları ve yazılar. İşverenler, takibi yazılım firmalarının şikâyetine bağlı
olduğu için ve bu yazılım şirketlerinin şikâyetçi olmadığını varsayarak kopye yazılım
kullanıyordurlar. Beni zor durumlarda bırakarak hayatım ve hukuki ehliyetim tehlikede
olduğu için bu suçu üstlenmeye zorladılar. Kanıt adı altında beni başka işyerlerinde
çalıştırıp vakalar ayarlayarak dolandırdılar, “kendilerine kanıt” adı altında haklarımı
gasp ettiler. Bana kademeli olarak bir iş yerinden çıkıp diğerinde daha çok kopye
yazılım kullandırttılar. Can güvenliğim olmadığı için ve İEM‟ne bağlı polis memurları
kendileri ile ilgili açılmış soruşturmalada soruşturma dolandırıcılığı yaparak hayatımı
tehlikeye sokmuş oldukları için karşı çıkamadım, komik rakamlar karşılığında çalışarak
hayatta kalmaya çalıştım. BİMER‟e yapmış olduğum başvurular sonucunda İçişleri
Bakanlığı soruşturmalar açmış, bu soruşturmalar sanık ilçe emniyet müdürlüklerinin
kendilerine ve suçlamış olduğum İEM şubelerine gönderilmişti. Kendileri hakkında
soruşturma yaparak suçlamalarımı soyut bulmuştular . Ben şahsen başvurarak ayrıntılı
bilgi, tarif ve hatta kanıt sunmuştum, vermek istediğim bilgi ve kanıtları ısrarla
almadılar. Yapmış olduğum tüm ihbarları resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com
„da yayınlayarak İEM‟nün taraflı ve taraf olduğunu açıkladım.
Özel hayatım ve zevklerimle ilgili sanatsal ve siyasi kayıtlar, siyasi çalışmalarım
hakkında kanıtlar, ayrıntılı sanal dünya siyasi çalışmalarım ve siyasi grupları bana
düşman eden (anayasal düzen taraftarı Atatürkçü, sağ sol kavgasını, sömürüyü ve dinci
24
istismarı red eden ve bölücü değil, barışçı , yapıcı , sağ duyulu ve ütopyaları komik
bulan, Atatürk ilkelerini altı oku birbirine düşman etmeden veya birbirinden ayırmadan
savunan ) yazılarım ve çalışmalarım. Önemli siyasi şahsiyetler ile ilgili iletişim
bilgilerim de mevcut bu kayıtlarda. Ancak bu kayıtlar gelişigüz şekilde kopyalanmış ,
maddi imkânlarım ve zamanım tükendiği için düzenleme fırsatım olmadı.
2. Sanık iem birimlerinin iletiĢim bilgileri:
Gülsuyu Polis Merkezi Adres: Esenkent Mah. Nadire Cad. Ege Sok. No:1
Gülsuyu, Maltepe, İstanbul - Asya
40.9248 29.162947 Tel: +90 216 376 58 77, +90 216 427 73 70
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü
Adres: Bağlarbaşı Mh., 34844 Maltepe/İstanbul
Telefon:(0216) 458 5200
İstanbul Emniyet Müdürlüğü
Adnan Menderes Bulvarı (Vatan Cad.) Hırka-i Şerif Mahallesi No:58
Fatih / İSTANBUL
Sultangazi kaymakamlığı
Adres: Cebeci Mahallesi 2467 Sokak No: 1 K: 3 Cebeci 2. Ek Hizmet Binası
Sultangazi / İSTANBUL
Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü
Adres : Cebeci Caddesi. 2467 Sok. No:2 Sultangazi/İSTANBUL
Telefon : 0212 476 76 14 , Fax: 0212 476 26 61
Maltepe Kaymakamlığı
Adres : Cevizli Mah. Orhangazi Caddesi No: 8 Maltepe / İstanbul
(Orhangazi Lisesi Karşısı).
Telefonlar: 0 216 441 76 76
Faks
: 0 216 441 56 66
e-posta: [email protected]
C.Maltepe Kaymakamlığı
25
3. Suçlamalar ve soruĢturmalar ile ilgili evraklar
26

Benzer belgeler