Söz Ektim Kağıt Üstüne - Yordam Toplu Katalog
Transkript
Söz Ektim Kağıt Üstüne - Yordam Toplu Katalog
Söz Ektim Kağıt Üstüne Kenan Erzurum İstanbul-2007 2 Dağların çilekeş ve mağrur insanları; kendi dünyalarının bilgeleri, ANAMA VE BABAMA 2 3 Teknik hazırlık :TÜRDAV Ajans. Kapak Resmi :Kenan Erzurum 2007 Resimleyen :……………………… Film çıkışı :……………………… Baskı ve cilt :Ziyta Ofset Kenan Erzurum 1948 yılında Adana’nın ( şimdi Osmaniye) Kadirli Kazası’nın İlbistanlı Köyünde dünyaya geldi. İlkokulu Harkaçtığı Köyünde okudu. Ortaöğrenimine Düziçi İlköğretmen Okulunda başladı ve İstanbul Çapa Yükseköğretmen Okulu Hazırlık Lisesi’nde tamamladı. ( 1966-67 ) Üniversite lisans eğitimini ve doktorasını İstanbul Üniversitesi’nde yaptı. Öğretmenlik formasyonu derslerini İstanbul Yükseköğretmen Okulu’nda tamamladı (1972.) 1973-1976 yılları arasında askerlik görevini tamamladı, Yozgat ve Denizli’de çalıştı. 15 Kasım 1976-31 Aralık 1998 yılları arasında TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nde çalıştı. Halen Bahçeşehir Üniversitesi’nde çalışmaktadır. Bu güne kadar 3 şiir kitabı yayınlanmıştır: 1-Esintiler (1999) ortak bir eser 2-Suskunluğun Dili ( Nisan 2004) 3-Duygular İçimde Tutsak Kaldılar (Mayıs 2005) 4-Söz Ektim Kağıt Üstüne (Nisan 2007) Dr.Kenan Erzurum Salacak/Üsküdar-İstanbul Nisan 2007 3 4 Söz Ektim Kağıt Üstüne Kenan Erzurum İstanbul-2007 4 5 ISBN : 978-975-98113-1-0 Erzurum, Kenan Söz Ektim Kağıt Üstüne.İstanbul : [y.y.], 2007. 226 s. ; 21 cm. ISBN :978-975-98113-1-0 1.Türk Şiiri I. Eser Adı PL 248 .E79 S690 2007 821.42 ERZ__dc20 İletişim bilgileri: Kenan Erzurum Tel cep: 0535 315 27 55 : 0216 342 14 12 İsteme Adresi:TÜRDAV A.Ş. Alayköşkü Cad. No.10 Cağaloğlu İstanbul Tel: 0212 511 61 62 Fax: 0212 522 11 96 5 6 ŞİİR VE DÜŞÜNCELERİM Bence şiirin bir kaç asli unsuru vardır: Bunlardan birincisi konu. Konu; açık seçik belli olmalı ve okuyucu zorlanmadan konuyu anlamalı ve hissetmelidir. Yani şiir okura kendini duyurmalı ve onun hislerine tercüman olmalıdır. Bu, aynı zamanda yazılanların başkalarının duygularını yansıttığını da gösterir. İkincisi; konunun işleniş biçimidir. Konu, tutarlı bir mantıkla işlenmelidir. Şiirin bütününde ve satırlar arasında tutarsızlık olmamalıdır. Şiirdeki mantık silsilesinin matematikteki kadar sağlam ve birbirleri ile bağlantılı olduğunu düşünürüm. Şiir, duyularak yazılsa bile akıl süzgecinden geçerek olgunlaşır. Müzik şiirin de sesidir. Bu haller şiire tat verir ve okurun duygularını kabartır. Bu tür şiir yazanların eline, diline ve yüreğine sağlık. Üçüncüsü; ele alınan konu işlenirken mutlaka konuya duygu yüklenmelidir. Duygu ile yoğrulmamış bir şiir yavan aşa ( pilava ) benzer. Şiirde duygu ona ruh ve heyecan katar. Ancak, şiir bir genç kız, bir delikanlı gibidir; yazarı ona her zaman hükmedemez. Bazan o, yazarını kendi istediği yöne çeker. Ama bu, bir zıtlaşma değildir. Yazarı ona boyun eğer ve onun peşinden gider. Güzel yazılmış bir şiir okuyucunun duygularına tercüman olan ve okuyucuyu heyacanlan şiirdir. Onu okurken ve dinlerken bir haz duyarız. Bence; şiirde aranması gereken özelliklerden birisi de okunurken kulağa hoş gelmesidir. Yani şiirin içinde bir ses uyumu ve müzik de olmalıdır. şiirde ses uyumu göz ardı edilmemelidir. Kısaca; şiir akla, duyguya ve kulağa hitap etmelidir. Her şiir bir çiçeğe benzetilse de, ben, bir çiçekte renk, koku ve görünüm güzelliği de arıyorum. Bunlardan sadece bir özelliği taşıyan çiçekleri sevemiyorum. İçinde müzik taşımayan şiir bence eksik şiirdir. Bu tadı da geleneksel tarzda yazılan şiirde buluyorum Tabiki kendimi bir şair olarak görmüyorum. Ama oyalanmalarım var. Bu oyalanmalar da geleneksel şiir tarzında kendini gösteriyor. Bu uğraşı ile, içimde beni rahatsız eden duygularımdan kurtuluyorum. İkinci yönü de; kendimce boş zamanımı değerlendiriyorum. Herkesin kendine bir iş edinmesi varya... benimki de kahveye gitmek yerine kitap okumak ve şiir yazmak şeklinde oluyor. Doğal olarak hiç kimseyi sıkmak istemem. Oyalanmalarımı sıkılmadan okuyanlar olur ve ben de bunu hissedersem bu bana mutluluk verir. Saygılarımla. Dr.Kenan Erzurum Mayıs 2007 Salacak/Üsküdar-İstanbul 6 7 İÇİNDEKİLER ARADI GÖNLÜM ........................................................................................................................ 11 GÖNÜL BU KAFESE GİRMEZ ....................................................................................................... 12 ANAMA MEKTUP........................................................................................................................ 13 AŞK DEDİĞİN............................................................................................................................ 14 SÖZ EKTİM KAĞIT ÜSTÜNE........................................................................................................ 15 MUHTACIM ............................................................................................................................... 16 ANLAMADIM Kİ ......................................................................................................................... 17 BÖYLE OLURDU ........................................................................................................................ 18 ÇAPKIN .................................................................................................................................... 19 NE GÜZELDİ BİR ZAMANLAR ...................................................................................................... 20 KADER FALIM ........................................................................................................................... 21 O GELIYOR AKLIMA................................................................................................................... 22 AĞLAMA SEVDİĞİM ................................................................................................................... 23 AH SEVDİĞİM ........................................................................................................................... 24 GİDİYOR .................................................................................................................................. 25 RUZGARLARIM KESİLDİ ............................................................................................................. 26 HALDEYİM ................................................................................................................................ 27 BENDEN BAŞKA......................................................................................................................... 28 DÜŞÜN..................................................................................................................................... 29 AĞLATTI................................................................................................................................... 30 SEVDİĞİM ................................................................................................................................ 31 KOŞUYOR ................................................................................................................................. 32 HASRET.................................................................................................................................... 33 ÖMRÜM.................................................................................................................................... 34 BU GÜN.................................................................................................................................... 35 KAHIR ...................................................................................................................................... 36 EV............................................................................................................................................ 37 SİZE DE GELİR.......................................................................................................................... 38 BEN ......................................................................................................................................... 39 DALDIĞIM ANLAR ..................................................................................................................... 40 KEŞKE ...................................................................................................................................... 41 GÖRDÜM .................................................................................................................................. 42 BOŞA HARCADIM ...................................................................................................................... 43 YORGUN GİBİSİN...................................................................................................................... 44 ÖMRÜM 2 ................................................................................................................................. 45 BİR ARADA ............................................................................................................................... 46 NASILSIN?................................................................................................................................ 47 YUVAMIZ.................................................................................................................................. 48 ZALİM ÇIKTIN........................................................................................................................... 49 GEL.......................................................................................................................................... 50 BU GÜNLER .............................................................................................................................. 51 LAMBALAR ŞEHRİ 2................................................................................................................... 52 ÖZLEM ..................................................................................................................................... 54 BEN BABAMDAN ÖĞRENDIM ...................................................................................................... 55 BENİ ARADIM ........................................................................................................................... 57 NE DE ÇABUK GEÇTI YILLAR ...................................................................................................... 58 DERTLERİM .............................................................................................................................. 59 ÜZDÜLER.................................................................................................................................. 60 ALDIRMA.................................................................................................................................. 61 DARILIR ................................................................................................................................... 62 KALMADI .................................................................................................................................. 63 VARIM YOKUM .......................................................................................................................... 64 ÇÖZEMEDİM ............................................................................................................................. 65 ÜZÜLDÜM BU GÜN .................................................................................................................... 66 7 8 HALİT BEY................................................................................................................................ 67 AŞK DİYE ................................................................................................................................. 68 BİTMİŞ..................................................................................................................................... 69 GÖZ YAŞLARI............................................................................................................................ 70 GÜNAHKARSIN.......................................................................................................................... 71 İŞİN Mİ SENİN .......................................................................................................................... 72 ELDEN NE GELİR....................................................................................................................... 73 GİZLİ AŞKIM............................................................................................................................. 74 BOYNUMU BÜKTÜM................................................................................................................... 75 AYRILIK ................................................................................................................................... 76 HALLERİM ................................................................................................................................ 77 HER ŞEYİN BİR ANLAMI VAR...................................................................................................... 78 HAYAT ..................................................................................................................................... 79 GELDİ ÜSTÜME ......................................................................................................................... 80 YÜREĞİMDE ............................................................................................................................. 81 DÜŞERSİN ................................................................................................................................ 82 MADEMKİ ................................................................................................................................. 83 BEN BÖYLEYİM ......................................................................................................................... 84 O GECE .................................................................................................................................... 85 GÖNÜL İSYANI.......................................................................................................................... 86 UYKUM BÖLÜNDÜ ..................................................................................................................... 87 BAŞIMIN BELASI ....................................................................................................................... 88 HANİ NERDE............................................................................................................................. 89 YALAN...................................................................................................................................... 90 HASAD EYLEDİM ....................................................................................................................... 91 ÖMÜR MEVSİMLERİ................................................................................................................... 92 OKUYUN................................................................................................................................... 93 USANDIM ................................................................................................................................. 94 ÇİNGENENİN ŞARKISI ............................................................................................................... 95 NERDE KALDI GÜZELLİĞİN ........................................................................................................ 96 YALVARIŞ ................................................................................................................................. 97 BEBEĞİM .................................................................................................................................. 98 DİLEK....................................................................................................................................... 99 YALNIZ GÜNLER KOLAY DEĞİL ................................................................................................. 100 LAMBALAR ŞEHRİ.................................................................................................................... 101 OLDU ..................................................................................................................................... 102 YALNIZLIĞIM .......................................................................................................................... 103 GEREK YOK ............................................................................................................................ 104 DUYGULAR (DÖNEMİYORUM) .................................................................................................. 105 ARASINDA .............................................................................................................................. 106 AHIM ..................................................................................................................................... 107 KÜÇÜK EV .............................................................................................................................. 108 ÜZÜLÜYORUM......................................................................................................................... 109 FIRTINALI DENİZ .................................................................................................................... 110 DUYGULAR ............................................................................................................................. 111 SENSİZLİK .............................................................................................................................. 112 BU SEVDA BENİM.................................................................................................................... 113 YETER ARTIK.......................................................................................................................... 114 BİR BİR .................................................................................................................................. 115 BU OLSA GEREK...................................................................................................................... 116 BİR YANA ............................................................................................................................... 117 AVUTMUYOR........................................................................................................................... 118 GÖZLERİN DÜŞTÜ ................................................................................................................... 119 NE DE ÇOK İŞ VAR .................................................................................................................. 120 HABERİN GELDİ ...................................................................................................................... 121 NE DERSİN? ........................................................................................................................... 122 EMEL SAYIN MISIN? ................................................................................................................ 123 HAYATA DAİR ( OTURUM ) ...................................................................................................... 124 8 9 MEKTUP ................................................................................................................................. 125 NERDESİN? ............................................................................................................................ 127 DÜNÜR GELİYOR..................................................................................................................... 128 YALAN AYNALAR ..................................................................................................................... 129 YAPAMADIM ........................................................................................................................... 130 DÜŞÜNDÜM ............................................................................................................................ 131 SEN HİÇ KIYMET BİLMEDİN ..................................................................................................... 132 SEN ETTİN ............................................................................................................................. 133 YAPMA NOLURSUN.................................................................................................................. 134 SIZLIYOR ............................................................................................................................... 135 BAŞKA.................................................................................................................................... 136 ÖLÜMDEN ÖTE ....................................................................................................................... 137 ÖDÜM KOPUYOR..................................................................................................................... 138 BU GÜN BAYRAM AMMA UTANIYORUM ..................................................................................... 139 SALSAYDIN............................................................................................................................. 140 YILMASAN BARİ ...................................................................................................................... 141 UZAK DUR .............................................................................................................................. 142 YABANCISIN ........................................................................................................................... 143 SENİ ...................................................................................................................................... 144 KÜLLENEN AŞKLAR.................................................................................................................. 145 YETER .................................................................................................................................... 146 YORULDUM ............................................................................................................................ 147 SÖYLE .................................................................................................................................... 148 İÇİMDEKİ ŞARKI ..................................................................................................................... 149 OLUYORUM ............................................................................................................................ 150 DAHİL .................................................................................................................................... 151 UNUTTU ................................................................................................................................. 152 GÜZELLER GÜZELİ GÖZLERİN AYDIN........................................................................................ 153 BİLENE SORDUM..................................................................................................................... 154 DÜĞÜN KURULUR ................................................................................................................... 155 SON MEKTUBUNU ................................................................................................................... 156 FIRTINA ................................................................................................................................. 157 ÇİÇEK AÇMADI........................................................................................................................ 158 İZİN VEREMEM ....................................................................................................................... 159 İSYAN ETTİRDİN..................................................................................................................... 160 GÖRÜYORUM.......................................................................................................................... 161 HATIRALAR ............................................................................................................................ 162 GÖZÜMDE .............................................................................................................................. 163 LAYIK DEĞİLİM ....................................................................................................................... 164 AVUTAMADIM ......................................................................................................................... 165 DÖNDÜM............................................................................ERROR! BOOKMARK NOT DEFINED. HIRSIZ SENİ ........................................................................................................................... 167 GERİ BAKINCA ........................................................................................................................ 168 BABAM ................................................................................................................................... 169 KISKANIRIM ........................................................................................................................... 170 SENİN YÜZÜNDEN................................................................................................................... 171 HALİM HAL DEĞİL ................................................................................................................... 172 DİYORDUM............................................................................................................................. 173 KARARDI ................................................................................................................................ 174 DÜŞTÜM................................................................................................................................. 175 GEL YETER ............................................................................................................................. 176 BİR HAL ................................................................................................................................. 177 BİR TANEM............................................................................................................................. 178 NASIL? ................................................................................................................................... 179 KAŞIN VAR DEMEM ................................................................................................................. 180 DÖNSEK BAŞA ........................................................................................................................ 181 GÖRESİM GELDİ ..................................................................................................................... 182 BEKLİYORUM .......................................................................................................................... 183 9 10 ESİR ETMİŞLER....................................................................................................................... 184 DOKTOR................................................................................................................................. 185 TAŞLAMALAR BEN NE BİLEYİM ..................................................................................................................... 187 GÖRÜRSÜN (DIR DIR ETME) ................................................................................................... 188 GEÇ ONU!............................................................................................................................... 189 MODA OLDU ........................................................................................................................... 190 BEN UTANDIM ........................................................................................................................ 191 SES YOK................................................................................................................................. 192 UTANIRIM .............................................................................................................................. 193 DENİRSE DE İNANMAYIN......................................................................................................... 194 ÖĞÜT..................................................................................................................................... 195 BİTTİ ..................................................................................................................................... 196 PEZEVENK .............................................................................................................................. 197 ZAHMET BUYURMAYIN ............................................................................................................ 198 ARTIK SANA ........................................................................................................................... 199 İNTİZAR (HIRSIZLARA, ARSIZLARA) ......................................................................................... 200 SİVRİ SİNEK ........................................................................................................................... 201 ETTİN .................................................................................................................................... 202 BİLİNİR .................................................................................................................................. 203 HALİMİZ................................................................................................................................. 204 SUALİNİ VEREMEM.................................................................................................................. 205 GÖNDER................................................................................................................................. 206 DİLİM VARMIYOR.................................................................................................................... 207 10 11 ARADI GÖNLÜM Seneler çalınca gençlik çağımı; Güllerde teselli aradı gönlüm. Renklerle donattım gönül bağımı, Allarda teselli aradı gönlüm. Hayat ilmik ilmik dokudu beni, Gözler bakış bakış okudu beni, Bülbül dertli dertli şakıdı beni; Dillerde teselli aradı gönlüm. Sokakları gezdim, bir bir taradım Aşk denen derdime çare aradım, Sabah, akşam meyhaneye uğradım; Ellerde teselli aradı gönlüm. Yattım yataklara uyku tutmadı, Hayalin karşıma geldi, gitmedi Unutayım dedim amma bitmedi, Yollarda teselli aradı gönlüm. Yeter! bu hayatın cevrinden bıktım; Gönül sarayımı elimle yıktım, Birisi bitmeden birini yakıtım, Küllerde teselli aradı gönlüm. 19 Nisan 2006/Üsküdar-Beşiktaş vapuru/İstanbul 11 12 GÖNÜL BU KAFESE GİRMEZ Bir gün apansızın uçar, Gönül bu kafese girmez. Tutsak olsa bütün kuşlar, Gönül bu kafese girmez. Ne kalbine sözün geçer, Ne duyguna nazın geçer, Gönül istediğin seçer, Gönül bu kafese girmez. Vurulursa bir bakışa, Aman kar eylemez boşa... Tanrı gelse; tövbe haşa Gönül bu kafese girmez! Bir duyarsan yandığını, Ateşlere döndüğünü, Bir güzele konduğunu, Gönül bu kafese girmez. İki gönül bir olursa, Birbirine yar olursa, Eğer duygu hür olursa, Gönül bu kafese girmez. 26 Ağustos 2006/Darıca/Gebze-Kocaeli 12 13 ANAMA MEKTUP Usandım yılların bitmez cevrinden, Bekle geliyorum yolum az kaldı. Tükendi her şeyim senin devrinden, Yokla geliyorum; malım az kaldı. Yemez içmez oldum, kalışım fazla Yorulmuş bir yürek, görmeyen gözle Yanımda sadece dört arşın bezle; Akla geliyorum; halım az kaldı. Bir büyü var canda bozamadığım, Bir sır var içimde çözemediğim Üstüne tek satır yazamadığım, Çekle geliyorum; pulum az kaldı. Aldırma gittikçe artan yaşıma, Görüşelim nolur gel gir düşüme, Bir öpücük kondur çocuk başıma, Kokla geliyorum; balım az kaldı. Herkes gidiyor da dönen olmadı, Birisi de beni yoldaş almadı, Dizlerim çekmiyor; halım kalmadı, Sevkle geliyorum; ölüm az kaldı. 26 Şubat 2006/ Salacak/Üsküdar-İstanbul 13 14 AŞK DEDİĞİN Aşk dediğin göz işidir, Kalbin günahı yok bunda. Gönüldeki söz işidir, Mecnunun ahı yok bunda. Aşkı anlatınca gözler, Çiçek çiçek açar yüzler, Bal olup dökülür sözler, Kalbin silahı yok bunda. Gönül işi zorla olmaz, Gözden başka yerle olmaz, Sevilmeyen yarla olmaz, Acemin şahı yok bunda. 14 Şubat 2007/Üsküdar/Beşiktaş vapuru-İstanbul 14 15 SÖZ EKTİM KAĞIT ÜSTÜNE Söz ektim kağıt üstüne; Topladım harman eyledim. Sevgiyi kattım içine, Aşkıma derman eyledim. Dizeye dize ekledim, İçine duygu yükledim, Yıllarca bende sakladım, Büyüttüm orman eyledim. Aşkıma açtım bendimi, Gerçek eyledim andımı, Böyle avuttum kendimi, Gönüle fermen eyledim. 30 Ocak 2007/Saat 03:30 Salacak/Üsküdar-İstanbul 15 16 MUHTACIM Muhtacım sana sevgilim; Gülüşlerine muhtacım. Gözlerime sevgi ile Dalışlarına muhtacım. Arıyorum hep yanımda, Bir noksanlık var canımda, Akşam sabah her anımda, Oluşlarına muhtacım. Olunmuyor aşkla hasım, Yetmez oldu artık resim, Yüreğime mevsim, mevsim Doluşlarına muhtacım. Muhtacım hep sözlerine, Baş koyduğum dizlerine, Hasret kaldım gözlerine, Gelişlerine muhtacım. Bekliyorum gözüm yolda, Şu halimi sen de bil de, Beni hergün o sahilde; Buluşlarına muhtacım. Neden bitti bilmem neden, Gönül kırgın, yorgun beden, Seve, seve beni benden, Alışlarına muhtacım. 3 Eylül 2005/Darıca/Gebze-Kocaeli. 16 17 ANLAMADIM Kİ Bir karış etekle yeldiriyorsun, Darı ne bu işin anlamadım ki! Önüne çıkanı öldürüyorsun, Karı ne bu işin anlamadım ki! Seviyorsun sen bu kısa eteği, Çılgın arıların ballı peteği, Göğsüne dikmişsin iki otağı, Sırrı ne bu işin anlamadım ki! Gene nerelere çapkın bu halle? Sen yürürsün anca bu kadar elle, Peşinden koşuyor bütün mahalle, Biri ne bu işin anlamadıkm ki! Başlatmışsın işte sürüyor akın, İstersen vurursun gözünde okun, Ruzgara karışıp geliyor kokun, Teri ne bu işin anlamadım ki! Kız sen görenleri öldürüyorsun, Gözünle haddini bildiriyorsun, Bakılmazsan eğer çıldırıyorsun, Arı ne bu işin anlamadım ki! Ey! senin haberin yok mu şu kıştan, Açmışsın, turunçlar fırlamış döşten, İnşallah geç kalman, geçmez iş işten, Hürü ne bu işin anlamadım ki! Ayakların bir hoş yan yan gidiyor, Hallerin göreni davet ediyor, Gözlerin aleme borcun ödüyor, Yeri ne bu işin anlamadım ki! 3 Kasım 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 17 18 BÖYLE OLURDU Günlerce usanmaz yolu gözlerdim, Yılları beklemem böyle olurdu. Çünkü seni sever, seni özlerdim, Yolları beklemem böyle olurdu. Seninle doluydu bütün her anım, Seninle sarılı dünyam, dört yanım Sen canan değildin, benim ta canım, Kolları beklemem böyle olurdu. Yoldaşımdı kaldırımlar, yol boyu Seninle edindim en son bu huyu, İsterdim ki; gel de dizimde uyu Halleri beklemem böyle olurdu. Bir bitmez umuttu gecem, gündüzüm Seni aryordu her yerde gözüm, Birer kör düğümdü yazgımız bizim, Elleri beklemem böyle olurdu. Benim bu halimi sen de görürdün, Gözlerimi peşin sıra sürürdün, Bakınca kalbime umut verirdin, Dilleri beklemem böyle olurdu. Ama, bazan duygum özü bürürdü, Gözden sel boşanır yüzü bürürdü, Sensiz pınar gibi akar dururdu, Selleri beklemem böyle olurdu. 5 Ağustos 2005/Darıca/Gebze-Kocaeli 18 19 ÇAPKIN Hay gözün çıkmasın bu nasıl tavır, Bu günü mü buldun fistan giyecek? Etek tam bir karış, saç kıvır kıvır Böyle mi oluyor histen giyecek! Yüzün yaradanın İlahi işi, Bütün görenlerin gözleri şaşı, Bahse girenler var on dörttür yaşı, Başka bir şey yok mu kasten giyecek? Turunçlar büyümüş göğsünde tek, tek Dudakları dersen bir ballı petek, Vallahi del’eder bu kısa etek, Bari bir şey bulsan üstten giyecek? Ya böyle giyinme, ya burdan geçme Nolur insaf eyle bu kadar açma, Ya böyle sallanma, ya böyle içme Başka bir şey yok mu dosttan giyecek? Bacakta minisi, dekolte döşte Bir kasıt var gibi bana bu işte, Kız nedir bu halin tam saat beşte Bunu mu istedi ustan giyecek? 4 Kasım 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 19 20 NE GÜZELDİ BİR ZAMANLAR Gönül dostu Ercan Akın’a Kahkahalar neşe vardı; Ne güzeldi bir zamanlar. Gün dolandı kışa vardı, Ne güzeldi bir zamanlar. Telefonlar... fıkra... neşe... Daha istekliydik işe, Hasret kaldık o gülüşe, Ne güzeldi bir zamanlar. Dalına basmak kırmadan, Rica eylemek yormadan, Rahat etmezdik görmeden... Ne güzeldi bir zamanlar. Şarkı vardı, türkü vardı Üzmek gibi korku vardı, Bulut bulut gök karardı, Ne güzeldi bir zamanlar. Hayıflanmak olmaz amma, Geçti artık gelmez amma, Yaşamayan bilmez amma, Ne güzeldi bir zamanlar. 9 Mayıs 2006/İşe giderken, yolda-İstanbul 20 21 KADER FALIM Bu gün gene açtım kader falımı; Yarınım bu günden falıma çıktı. Çevirmek istedim ama yolumu, O kara gözlerin yoluma çıktı. Sevdiğim bağlıyım siyah saçına, Hapsetmişler bizi fincan içine, Unutma kavlimiz ayın üçüne, Bu sözler şarkıda dilime çıktı. Söz verdin, gelmedin, nerdesin hani? Yıllarca bekledim inan bu anı İstemem diyerek döktüm fincanı Seviyorum diye kelime çıktı. Böyle geçti günler; sensiz yıllarım Hep söyledi bunu kahve fallarım, Seni getirdiler inan güllerim, Kokun bahçedeki gülüme çıktı. Kalbin o verdiği sözde durmadı, Bakışların gözlerimi görmedi, Yıllar bana mutluluğu vermedi, Baktığım son falım ölüme çıktı. 18 Ağustos 2005/İşe giderken, yolda-İstanbul 21 22 O GELiYOR AKLIMA Baharları severim, çiçekler dostum amma Gül dendimi aklıma Emel Sayın geliyor. Rayihası çok güzel çiçekler kastım amma, Ful dendimi aklıma Emel Sayın geliyor. Ayı, günü geçmeyen; mevsimleri bitmeyen Sonbaharı gelmeyen; ayva, narı yetmeyen Yazı Nisanda kalmış; buna sitem etmeyen Yıl dendimi aklıma Emel Sayın geliyor. Tanrım özenip vermiş ona bu hoş sesini, Bülbüller ondan almış şarkılarda esini, Seç denseydi dünyada balların en hasını, Dil dendimi aklıma Emel Sayın geliyor. Yanaklarda baharı, saçlarındadır yazı, Tanrım onda toplamış çekilecek her nazı, Aynı yerde büyütmüş badem ile kirazı, Dal dendimi aklıma Emel Sayın geliyor. Onu dinlemek için bülbülün ötmediği, Güzelliğin yüzüne nakş olup gitmediği, İşve ile nazların başlayıp bitmediği, Hal dendimi aklıma Emel Sayın geliyor. Gözler badem yeşili, sonbahardır saçları Omuzlara dökülür, kıvrım kıvrım uçları Onun için yapılmış tüm güzellik taçları, Kul tendimi aklıma Emel Sayın geliyor. Ondan gelen bir his var şarkıdaki sözlerde Ne kitaplar anlatmış, ne yazılmış tezlerde, Çağla yetiştireni gören var mı gözlerde? Bil dendi mi aklıma Emel Sayın geliyor. 13 Mart 2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 22 23 AĞLAMA SEVDİĞİM Üzülme sevdiğim bunlar da geçer, Ağlanası değil, gün gülme günü. Bir gün değil sade, onlar da geçer Gidilesi değil; gün gelme günü. Kara bulut ağmış gibi başına, Dayanamam kara gözün yaşına, Buluşuruz gene üzme boşuna, Unutası değil; gün bilme günü. Dağlar bulutlardan aşkını sağar, Gün doğmadan daha gör neler doğar, Niçin gözlerinden sağanak yağar, Akıtası değil; gün silme günü. Kar ile, yağmurla geçse de kışlar Bak yine bahardır geliyor kuşlar, Ağlama ne olur kurusun yaşlar, Boşalası değil, gün dolma günü. 25 Şubat 2007/ Saat:03:45 Salacak/Üsküdar-istanbul 23 24 AH SEVDİĞİM Ah sevdiğim! Gece zifir, gün insafsız, ten yorgun. Gene sabah, gene ekmek, gene aş. Sokak ne bilir, Taş ne anlar hayattan! Umut hiç yok, umutsuzluk diz boyu... Hayaller hep yarım kaldı başımda, Zaman durmaz, sular akar, yıl biter... Amma gel gör ki; Mevsim bahar, dal çiçek ve gökte kuşlar Umut daha nice baharlar bekler. Gece zifir, gün insafsız, ten yorgun. Gene sabah, gene ekmek, gene aş. Yürek bir kor, yürek bir ses, yürek kor. Uyku yetmez, gece kısa, ten yorgun Gene sabah, gene ekmek, gene aş. Aşk kalplerde sürüp giden bir vurgun.. Sokak ne bilir! Ev ne anlar hayattan! Şubat 2007/Salacak/Üsküdar-istanbul 24 25 GİDİYOR Kör olası talihim kalbimi sele verdi, Gözümdeki pınarlar dolup dolup gidiyor. Kara yazılmış yazım verdikçe çile verdi, Bütün umutlarımı alıp alıp gidiyor. İçimdeki ateşim küllendi yanmaz oldu, Kırık dökük şu kalbim, inan ki onmaz oldu. Günler her an dönse de, talihim dönmez oldu Kalbimdeki çiçekler solup solup gidiyor. İnanmaz oldum artık, ne fallara, ne düşe Senin bile yüreğin döndükten sonra taşa Bir şey olmamış gibi gene dönüldü başa, Hatıralar içimde ölüp, ölüp gidiyor. Biliyorsun kaç yılın anısı var arada, Derde çare olmadı geçen bunca süre de, İyileşme olmuyor kalbimdeki yarada, Zaman zaman ağrılar gelip gelip gidiyor. Hiç aklıma gelmezdi gönlümün dolacağı, Aşklarımın yorulup, sevginin solacağı. Mevsimlerin gizlice her şeyi çalacağı, Kör olası şu yıllar çalıp çalıp gidiyor. Kara bahtım üstüme geliyor akın, akın Veda vakti yaklaştı, sandığından da yakın Şakacıktan da olsa üzülme nolur sakın, İçimdeki duygular ölüp ölüp gidiyor! 20 Mart 2006/Üsküdar-Beşiktaş vapuru-İstanbul 25 26 RUZGARLARIM KESİLDİ Yüreğimi soğutan, ruzgarlarım kesildi Kalbim tek nefes için zorlanıyor sayende. Hayır demen yetmedi, üstelik de küsüldü, Gururum el içinde horlanıyor sayende. Eski dostlardan bile şu kalbimi yıkan var, Ne bir günaydın sesi, ne elimi sıkan var! Sayende ne gülenim, ne karşıma çıkan var Zaten karaydı bahtım, körleniyor sayende. Dermansız bir dert gibi göğsümde sızın kaldı, Yıllar geçse de boşa, o bitmez nazın kaldı, Silinmiyor bir türlü, kalbimde izin kaldı, Tam da söndü diyordum, korlanıyor sayende. Düşün ettiklerini dayanır mı buna can! Beni içten yakıyor kalbimde dolanan kan, İşte gene geliyor o sensiz korktuğum an, Hafif küllendi derken, narlanıyor sayende. Gökten inen bir melek beni böyle buluyor, Ellerimi tutuyor, bana aşık oluyor Her işte bir hayır var, bu gün bahtım gülüyor Beni attığın ateş nurlanıyor sayende. 5 Mart 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 26 27 HALDEYİM Nasıl yanarmışım eskiden bilmem, Şimdi donar gibi his var içimde. Eskiden kalbimde ateşim vardı; Şimdi söner gibi his var içimde. Ateşim küllendi, düşüyor ısım, Anladım ki yıllar hep bana hasım, Biraz yükselse de başımda sisim, Şimdi iner gibi his var içimde. Çözemedim amma bir şey oluyor, Bana denmese de bilen biliyor, Çocukluğum artık geri geliyor, Başa döner gibi his var içimde. Hayat denen tuhaf, karmaşık işler Bakmışsın ansızın bir hüzün başlar, Sanki su mu vurdum gözümde yaşlar, Dağda pınar gibi his var içimde. Korkarım açılır yeni bir perde, Hak verirsin bana halimi görde, Yapayalnız kaldım ıssız bir yerde, Dağda çınar gibi his var içimde. Geçende ölçtürdüm kalbim yorulmuş, Aşkım bana küsmüş, gönlüm darılmış. Biri mi gelecek? adres sorulmuş; Geri döner gibi his var içimde. 8 Şubat 2007/Saat:03:15 Salacak/Üsküdar-İstanbul 27 28 BENDEN BAŞKA Sanmayınki benim böyle üzülen, Benden başka nice eller de böyle. Dile düşen, göze batan, ezilen Benden başka nice kullar da böyle. Bir benmiyim böyle divane gezen, Hayat koşusundan yorulan, bezen Kalemi elinde derdini yazan, Benden başka nice eller de böyle. Kış mevsimim geldi gene gitmiyor, Konuşmak boşuna; söz kar etmiyor Uzuyor uzuyor ama bitmiyor, Benden başka nice yollar da böyle. Kara bahtım gene beni deniyor, Duygularım yavaş yavaş sönüyor, Göz yaşım boşandı, sele dönüyor Benden başka Fırat, Niller de böyle. Çalışmak, didinmek, gayret yetmiyor, Söylenenler birbirini tutmuyor, Niçin kimse bana haber etmiyor, Benden başka nice haller de böyle. Devir döndü artık, söz geçmez oldu Mesafe uzadı, göz seçmez oldu Kışım geldi çiçekler açmaz oldu Benden başka nice dallar da böyle. 3 Şubat 2007/Salacak/Üsküdar-istanbul 28 29 DÜŞÜN Her şey bitti amma unutması zor, Gençlik yazlarında beni de düşün. Sönmüyor içimde küllense de kor, Aşkım sözlerinde beni de düşün. Bir gün özlem ile beklersen yolu, İçin yıllar yılı bir hasret dolu, Boğazın düğümlü, göz dolu dolu, Dolan gözlerinde beni de düşün. Gidersen biriyle buluşmak için, Yeni bir sevgiye alışmak için, Oynaşıp, sevişip, gülüşmek için Ayak izlerinde beni d edüşün. Yıllar yılı ey sevdiğim sen beni, Aklına düştükçe gene an beni, “Sensiz yaşayamam seviyom seni” Diyen sözlerinde beni de düşün. 1 Şubat 2007/Saat: 03:30 Salacak/Üsküdar-İstanbul 29 30 AĞLATTI Zaman ne de sessiz geldi yanıma, Beni de kandırdı aylar içinde. Nerden bilirdim ki kastı canıma, Beni de gönderdi vaylar içinde! Mevsimlerle bana şirin göründü, Baharlarda çiçeklere büründü, Düğün dernek görmeyince yerindi, Beni de eğledi toylar içine. Göstermedi yarın olacakları, Gizlice not etmiş alacakları, Kayıtlı defterden silecekleri; Sallara bindirdi oylar içinde! Başında ağlattı, sonda ağlattı Pınar gibi gözlerimi çağlattı, Kaderimi onun ile bağlattı, Ocaklar söndürdü haylar içinde! 28 Aralık 2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 30 31 SEVDİĞİM Üzülme sevdiğim boşu boşuna, Uğruna ölecek bir baş var bende. Akıl kar etmiyor gönül işine, Sana karşı deli bir coş var bende. İyisi kötüsü hayat bir yorum, Hangisi doğrusu bilmemek zorum, Yine başladılar yağmurum karım, Yazların içinde bir kış var bende. Sorma ne var bu gün başın içinde, Nefes alıp veren döşün içinde, Bu günlere gelmiş yaşın içinde, Her günün içinde bir yaş var bende. Kurban diye beni seçti yıllarım, Göçmen gibi konup göçtü yıllarım, Sanki onar onar geçti yıllarım, Bir beşin içinde onbeş var bende. Gönül çiçeğimi yoldurmuyorum, Her şeyi kalbime bildirmiyorum, Boşverdim dünyaya aldırmıyorum, Her boşun içinde bir boş var bende. 1 Ocak 2007/Salacak/Üsküdar-İstanbul 31 32 KOŞUYOR Acelesi varki her gün ard arda Saatler koşuyor, günler koşuyor. Güneş sessiz sessiz doğup batarken, Her canın peşinde tenler koşuyor. Haftalar aylara, aylar yıllara Herkes ayrı ayrı düşmüş yollara. Bunu söylemesi kalmış dillere, Birbirine aşık canlar koşuyor. Mevsimler mevsime, çağlar çağlara Sonbahar misafir mahzun bağlara, Bulutlar yükselip, yüce dağlara... Peşlerinden ak dumanlar koşuyor. Üstündeyiz uçup giden bir atın, Kıymetini bilmek gerek hayatın, Aman ibresine bakın saatin, Durdurmak imkansız anlar koşuyor. Yaşanması gerek ömrün her anı, Unutsak da bunca geçen zamanı, Günlerin mevsime geçmez amanı Bu günün ardından dünler koşuyor. 28 Ocak 2007/Salacak/Üsküdar-İstanbul 32 33 HASRET Bu güzel boğazın iki yakası, Birbirine bakıp, bakıp duruyor. Ortaköy’ün Kuzguncuk’a şakası, Güneş ona doğru çıkıp duruyor. Ne büyük mutluluk görmek boğazı, Hiç bitmek bilmiyor sulara nazı, Mehtap onun için her gece razı; Yakamozlarını yakıp duruyor. Yamaçlarda çiçekliyor ağaçlar, İstanbul denilen sevgiye açlar, Suların attığı onca kulaçlar, Şehri kucağına çekip duruyor. Her zaman aşıktır, bu su bu şehre Deli divanedir sevdiği yere, Bilinmez hesabı günde kaç kere, Dalgalar kıyıyı öpüp duruyor. Boğaz; İstanbul’un güzel incisi, Ona ninni söyler suların sesi, Öpüp kucaklamak bütün hevesi, Yıllar yılı akıp, akıp duruyor. Asırlardır bekler şu kız kulesi, Bunca yıldır hiç bitmemiş çilesi, Bu şehrin aşığı, sevgi kölesi Bencileyin seyre çıkıp duruyor. 28 OCAK 2007/Salacak/Üsküdar-İstanbul 33 34 ÖMRÜM Hasretin çekerken geçen ömrümün, Dağlarım aklıma geliyor bu gün. Bizim köyün incirleri, narları Bağlarım aklıma geliyor bu gün. Geride bıraktık bilmem kaç yılı, Nasıldır bilinmez şimdiki halı, Kimi damlar ottu, duvarı çalı Huğlarım, aklıma geliyor bu gün. Atlarla sürerdik bütün harmanı, Davarla gezerdik koca ormanı, Anamın elinde iği, kirmeni, İğlerim, aklıma geliyor bu gün. Geceleri garip bir kuş öterdi, Bu ses bizi korkulara iterdi, Köpekler ürüşür, sese yetyerdi Üğlerim aklıma geliyor bu gün. Her şey çoktan bitti, nemiz kaldı ki, Yaş boşandı gene; gözüm doldu ki İhtiyarlar birer birer öldü ki, Sağlarım, aklıma geliyor bu gün. 26 Ocak 2007/Beşiktaş-İstanbul 34 35 BU GÜN Mutluluk denilen bu olsa gerek; Yüreğim bir başka, hallerim başka, Neşemden yerimde duramıyorum Sevincim bir başka, dillerim başka. Dışıma yansıyor, duygumun özü, Bu olsa gerekir mutluluk hazzı, Çiçeklerin rengi daha kırmızı, Bahçeler bir başka, güllerim başka. Görenler maşallah ne de hoş diyor Kalbim hadi deli deli coş diyor, Ta içimden bir ses durma koş diyor, Yürümem bir başka, yollarım başka. Mevsimlerim başka, yılım başka yıl, Garbiden esiyor içimdeki yel, Ağzımda şeker var, dilim tatlı dil Arılar bir başka, ballarım başka. Mutluyum; mutluluk özümde bu gün Sevincim parlıyor gözümde bu gün, Bahar havası var yüzümde bu gün, Renklerim bir başka, allarım başka. 24 Ocak 2007/Yolda;Yıldız-Okmeydanı-İstanbul 35 36 KAHIR Kaç yıl oldu bu hayatı paylaştık, Benim gayretlerim kulun üstünde. İyi, kötü, acı, tatlı, söyleştik Uyuduk, uyandık kolun üstünde Ben unuttum sen de unut elemi, Bir ömür beraber çektim çilemi, İstersen hesap et al da kalemi, Seni sevmem bunca yılın üstünde. Bir ömrün her hali; dolusu, boşu Yıllardır sürüyor hesab et koşu, Bendeki sel değil, bir yürek coşu, Herkes gitsin böyle selin üstünde. Nerden nasıl olur bazan taşarım, Kızarım, severim birden coşarım, Ben de bir insanım, ben de beşerim İyi de kötü de dilin üstünde. İstiyorsan ağla boşa saklama, İstersen mahkum et ve de aklama, Bu en sondur gelir diye bekleme; Bu gidişim artık salın üstünde. 8 Ocak 2007/Salacak/Üsküdar-istanbul 36 37 EV Ev deyip de geçmen, kuşa yuvadır Hepimiz muhtacız ev denen yere. Aşıka samanlık seyran olsa da, Evde su serpilir kav denen yere. Sanılmasın ki hiç evler dört duvar Yürekler derdini orada savar, Hiç kimse sormasın kalplerde ne var? Biz yuva kurarız sev denen yere. Yaşadığımız yer gündüz ve gece, Düşünün anlamı nasıl da yüce, Yanda dere olsun, önünde bahçe; Herkes yuva kursun bağ denen yere. Evi olmayanın içinde yara, Dünyada mekandır bizdeki töre, Binlerce canlının yuvası ora; Nolur ateş atman dağ denen yere. 10 Nisan 2007/Salacak/Üsküdar-istanbul 37 38 SİZE DE GELİR Unutmasın kimse hüzünlü günler, Bir gün bizden geçer size de gelir. Dün bizimle olan çaresiz anlar, Bir gün sizi seçer, size de gelir. Bana hüzün verir mezar taşları, Bir yokluğu beklemektir işleri, Siz özlerken giden göçmen kuşları; Bir gün baykuş uçar size de gelir. Çıkınca karşına bir kötü kader; Bir yarısı korku, yarısı keder Kimler haber verir, kim davet eder Bir gün kefen biçer size de gelir. Bir gün acılarla yanar ki için; Durmadan korlanır hep için için, Kaderinden başka yok ama suçun, Ölüm yara açar, size de gelir!!! 19 Ocak 2007/saat 05:35 Salacak/Üsküdar-istanbul 38 39 Yarim, perim Sürüm, dürüm, birim, pirim, hurim, karım BEN Ben de eller gibi yiyip içerim; Bir halım, bir yolum, bir de yarim var. Gönülden gönüle konar göçerim; Bir gülüm, bir balım, bir de perim var. Bazan ayrılırım dostlardan bile, Ama ömürmde hiç düşmedim dile, Dostlarım bilin ki bende yok hile, Bir özüm, bir sözüm, bir de arım var. Ne hayaller kurdum kendi başımda, Dertlerim bitmedi kara kışımda, İsteridim amma ancak düşümde; Bir koyun, bir kuzu, bir de sürüm var. Ne flörtüm oldu, ne de oynaşım Bir şu hatun kişi, bir de şu başım Çok şükür yetiyor ekmeğim aşım; Bir ekmek, bir peynir, bir de dürüm var. Daha ne isterim olanlar yeter, Evime gelince dertlerim biter, Gönül ateşimde dumanım tüter, Bir yarim, bir hurim, bir de birim var. Kısmet bu kadarmış, yetindik azla Anayla, babayla, oğlanla, kızla Çok şükür utanmaz dostumuz bizle; Bir seven, bir güven, bir de pirim var. İnşallah everrim oğlan uşağı, Onlara devrolur “ ahi ” kuşağı, Bundan sonra ta şeyimden aşağı, Oğlanlar, gelinler, bir de hurim var. 17. Ocak 2007/ Saat:02:30 Salacak/Üsküdar-istanbul 39 40 DALDIĞIM ANLAR Bakmayın siz benim durgun halime, İçimden geçenler bir sele benzer. Sanmayınki ben hep yalnız biriyim; Gönlümdaki dünyam bir ele benzer. Tahammülüm sonsuz yansa da içim, Bendeki duygular hep biçim biçim Yılların aynası başımda saçım, Kar çiçeği açmış bir dala benzer. Derdimi demeye yetmiyor sözüm, Bütün çektiklerim şu alın yazım, Artıyor içimde hep gönül sızım, Hallerim çaresiz bir kula benzer. Umutlar sürse de ermedi tama, İşte bu yüzden hep girerim gama, Ben böyle her zaman konuşmam ama, Hayallerim benim bir dile benzer. Nice hulyalarla doludur başım; Bu hayaller benim ekmeğim, aşım Yazlarım, baharım ve kara kışım Bir ova, bir yayla, bir sele benzer. 17 Ocak 2007/ Saat:02:00 Salacak/Üsküdar-İstanbul 40 41 KEŞKE Keşke o günlere yeniden gitsek, Zamanı döndürmek bir mümkün olsa. İlk aşkın uğruna bin yemin etsek, Yılları kandırmak bir mümkün olsa. Yeniden uzatsan sarı saçları, İnce bele doğru inse uçları, Beraber işlesek aynı suçları, Ananı kandırmak bir mümkün olsa. Buluşsak beraber adaya gitsek, Sevgimiz üstüne bin yemin etsek, El ele gezerken akşamı etsek, Saati dondurmak bir mümkün olsa. Keşke şu ölüme bir çare bulsak, Yetmiş yılın daha vadini alsak, Yıllar burda geçse, Boğaz’da kalsak Günleri döndürmek bir mümkün olsa. 5 Aralık 2006/saat 04.30 Salacak/Üsküdar-istanbul 41 42 GÖRDÜM Düşün ki her canlı ruh ile beden, Olgunluk yaşımda özümü gördüm. Bir meçhulden gelip, meçhule giden Ömrümdeki saklı gizimi gördüm. Bir anlam olmalı bu gizli sırda, Bulamıyor kimse arayan var da, Bir yanım göklerde, bir yanım yerde Toprağın altında izimi gördüm. Gözlerim bakıyor sisin içinden, Kalbim hüzün dolu kesin içinden, Akla sır vermeyen hissin içinden, Kalbimde toplanan sızımı gördüm. Yıllar nakış nakış durur saçımda, Aynalarla düşman oldum kaçımda, Kış da var, bahar da gene içimde Yaşlarla ıslanmış yüzümü gördüm. Kayboldum içinde büyük sonsuzun, Yeri elbet toprak olur cansızın, Bana da gelecek bir gün ansızın, İçimde ölüme razımı gördüm. 22 Aralık 2006/Salacak/sküdar-İstanbul 42 43 BOŞA HARCADIM İçimi dışıma anlatmak için, Bildiğim dilleri boşa harcadım. Gönlümü aklıma dinletmek için, Geldiğim yılları boşa harcadım. Ne idi amacım, ne idi işim Herkesten ayrıydı, yüceydi düşüm Yıllarca nelerle ağrıdı başım, Bulduğum yolları boşa harcadım. Ömrümle tükenen bilmem kaç yılı, Meğer her şey boşmuş, sanmışım dolu Dünyada kendime seçtiğim yolu, Kaldığım elleri boşa harcadım. İçimde uhdedir nice hevesim, İsyan edemedim, çıkmadı sesim Günah defterime bilmem kaç isim, Yazdığım halleri boşa harcadım. 31 Aralık 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 43 44 YORGUN GİBİSİN Güzelim bakışın pek melul mahzun; Biraz durgun, biraz yorgun gibisin. Yakışmıyor sana böylesi hüzün; Biraz kırgın, biraz yorgun gibisin. Neden böyle mor halkalı gözlerin, Bunu saklayamaz olmuş yüzlerin, Senden daha yorgun gibi sözlerin, Biraz gergin, biraz yorgun gibisin. Rengin sarı, yüzün solmuş güzelim, Bu gözler uykusuz kalmış güzelim, İçine kaygılar dolmuş güzelim, Biraz vurgun, biraz yorgun gibisin. Bir şeyler mi oldu gönül köşkünde? Bir durgunluk olmuş gülen coşkunda, Bir yangın mı çıktı yoksa aşkında, Biraz sürgün, biraz yorgun gibisin. 25 Aralık 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 44 45 ÖMRÜM 2 Dertler beni benden aldı, Ölüm gene benim ile. Çektiklerim az mı geldi; Zulüm gene benim ile. Aklımdır başımın tacı, Canım tenimde kiracı, Bazan tatlı, bazan acı, Halım gene benim ile. Kimler yapmışlar yapısın, Bana vermişler tapusun, Zaman bitirdi hepisin, Dilim gene benim ile. Bir sesler gelir ıraktan, Yandım, kavruldum kuraktan Bekliyorum korkaraktan, Çölüm gene benim ile. Bana yazgımı okutan, Dilimi dertle şakıtan, Gözümden yaşlar akıtan, Zalim gene benim ile. 25 Ekim 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 45 46 BİR ARADA Düşün ki her canlı ruh ile beden, Hayat denen halin özü burada. Biz böyle yaşarız, sorulmaz neden İkisinin ortak izi burada. Bir anlam olmalı bu gizli sırda, Bulamıyor kimse arayan var da, Bir yanım göklerde, bir yanım yerde Sırları burada, gizi burada. Gözlerim bakıyor sisin içinden Kalbim hüzün dolu kesin içinden, Huzur çıkmaz oldu usun içinden, Benim yaşadığım mazi burada. Her zaman hüzün var benim göçümde, Yıllar nakış nakış durur saçımda, Kış da var, bahar da bu gün içimde Ömrümün kışları, yazı burada. Değişmişse devir, gelmişse zaman Alın beni gidin, yormayın aman Kimseye demeden nolur, elaman Şu gönlüm ölüme razı burada. 22 Aralık 2006/Salacak/sküdar-İstanbul 46 47 NASILSIN? Niçin böyle durgun, gülmüyor yüzün; Birine mi kızdın, canın mı sıkkın? Yakışmıyor sana böylesi hüzün; Aşkından mı bezdin, canın mı sıkkın? Merak ettim seni mahzun edeni, Affetmem neşeni alıp gideni, Aldırma nolursa olsun nedeni, Bir şeyler mi sezdin, canın mı sıkkın? Ya bir kitap oku, ya bir örgü al Ya da bir dostuna hemen haber sal, İstersen gel bana; bu gün bende kal Birini mi üzdün, canın mı sıkkın? Oturalım birer kahve içelim, Neyin var bakalım, bir fal açalım Beşiktaş’tan Beyoğlu’na geçelim Süründen mi tezdin, canın mı sıkkın! 22 Aralık 2006/Salacak/sküdar-İstanbul 47 48 YUVAMIZ Her yılın baharı, yazı gelince Kuşlar da düşünür baştan yuvayı. Börtü böcek evlerini yaparlar, Korurlar yağmurdan yaştan yuvayı. Kimisi tahtadan, kimisi taştan Siler, temizleriz her gün sil baştan, O bizi, biz onu yağmurdan yaştan Çatıyla koruruz, kıştan yuvayı. Salonu, mutfağı, damı, odası Zamanla değişir evin modası, Kiminin duruşu, rengi, edası Beğenir seçeriz dıştan yuvayı. Bir gün ayrı kalsak özleriz onu, Her gün gelir gider izleriz onu, Yuva diye seçen bizleriz onu, Sımsıcak yaparız taştan yuvayı. 8 Nisan 2007/Salacak/Üsküdar-İstanbul 48 49 ZALİM ÇIKTIN Beni eller vurdu ama; Sen ellerden zalim çıktın! Beni diller yordu ama; Sen dillerden zalim çıktın! Yıllar aldı günden beni, Bu gün aldı dünden beni, Sen de aldın benden beni.. Sen yıllardan zalim çıktın! Aşkındı kalbimi yakan, Hasretti boynumu büken, Olmadı hiç böyle kokan, Sen güllerden zalim çıktın. Her gün bir dert, her gün çile Başımda ikisi bile, Ömrüm bitti gide gele, Sen yollardan zalim çıktın! Cahildim yüze aldandım, Şairdim söze aldandım, Bir güzel kıza aldandım Sen çöllerden zalim çıktın. Alan oldu, veren oldu Aşk dünyama giren oldu, Ölümümde tören oldu, Sen sallardan zalim çıktın! 18 Aralık 2006/Salacak/Üsküdar-stanbul 49 50 GEL Zaman kollarına aldı gidiyor, Yıllarla kavgamı izlemeye gel. Görünce halimi sorma ne oldu? Sensiz ne haldeyim gözlemeye gel. Seslenme kimseye açma dünümü, Gidiyorum gel de gör düğünümü, Sensiz yaşadığım yalnız günümü, Başka bir dünyayla sözlemye gel. Bulut kaplı gökler; hava karlıyor Yalnızlığım gitmem için zorluyor, Ateşim de çıktı alnım terliyor, Sensiz öldüğümü gizlemeye gel. Kimler ne eylesin böyle gidişi, Bitir başladığın insafsız işi. İçimde sönmeden yanan ateşi, Kızıl kor misali közlemeye gel. Bana yaptıkların reva mı haktan?, Sen sardın dertleri başıma yoktan, Şayet unuttuysan yüzümü çoktan, Yeniden bir bakıp özlemeye gel. 31 Temmuz 2005/Beşiktaş-İstanbul 50 51 BU GÜNLER Sağlığı sıhhati aman sormayın, Gittikçe artıyor fire bu günler. Gelen gün gideni aratır oldu; Gittikçe artıyor yara bu günler. Umut eleğimi elemez oldum, Mahalleye çıksam gelemez oldum; Kendimi yitirdim bulamaz oldum; Usandım hep sora, sora bu günler. Ben beyaz umarken kara bağlandım, Vefasız, insafsız yara bağlandım, Ömrümün yettiği süre bağlandım, Bahtım eskisinden kara bu günler. İnsafsız sevdiğim kandırdı beni, Pervane misali döndürdü beni, Tuttu yüreğimden indirdi beni, Canıma geliyor sıra bu günler. Yazık oldu bana bitiyor ömrüm, Gözümün önünde yitiyor ömrüm, Son oyunda beni ütüyor ömrüm, İniyorum kara yere bu günler. 17 Aralık 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul. 51 52 LAMBALAR ŞEHRİ 2 Yazın damda kurduğum, o şirin güzel dünya Nolur hayallerimi yıkma, lambalar şehri. Gökyüzü bir panayır, yıldızlar lamba güya. Yeter beni kendine çekme, lambalar şehri. Her akşam saatlerce birer birer gezdiğim, Karanlıkda kurduğum, aydınlıkta bozduğum, Bazı günler sıkılıp seyretmekten bezdiğim, Yeter, çocuk boynumu bükme, lambalar şehri. Nasıl aydınlık bir yer, ne çok lamba yanardı, Neden samanyolunda o kadar yıldız vardı? İçimdeki o çocuk ne oyunlar oynardı, Nolur hayallerimi yıkma, lambalar şehri. Işıklar asılmıştı yukarlarda bir yere, Gök yüzü bir şehirdi görülmüyor dağ, dere? Bir merdiven dayasam alsan beni bir kere, Nolur kendini naza çekme, lambalar şehri. Bence Haziran temmuz ayların en iyisi, Saymakla bitmeyecek kadar yıldız sayısı, Hayallerimin dostu, gözlerimin büyüsü Nolur şu yüreğimi yakma, lambalar şehri. 52 53 Gök yüzü bir cızzandı*; ağır ağır dönerdi Sabah vakti lambalar yavaş yavaş sönerdi, Bazı yıldızlar kayar bana doğru inerdi, Yeter, hep göz kırparak bakma, lambalar şehri. Bulutsuz yaz günleri gezerdim gök yüzünü, Benim için şehirdi, bilmem başka yüzünü Kavuşmanın sevinci, ayrılmanın hüzünü, Nolur şu düşlerimden çıkma, lambalar şehri. Seyretmesi ne hoştu, hasretliği öyle zor O aydınlık şehiri sokak sokak bana sor, Ey ışıklar duy beni; hiç sönmeden öyle dur, Nolur üstüne günü ekme, lambalar şehri. Yeter artık bu akşam uykuları durdurma, Kirpiklerim çok ağır, gözlerimi yordurma Nolur bu gece bana yeni dünya kurdurma; Beni kalbimden tutup çekme, lambalar şehri. 10 Aralık 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul * Cızzan:Tahtıravallinin bir kazık üzerinde döneni. Bu oyun genellikle Aladağlar'a yaylaya göçüldüğü zaman oynanır. Oyunun oynanabilmesi için cızzan iskelesinin kurulması gerekir. 53 54 ÖZLEM Yine hüzünlendim ben, buralarda sıkıldım Bırakın ben gideyim dağlarıma taşıma. Bütün düşler boş çıktı, hayallerde yıkıldım Beni alın götürün çocukluk geçmişime. Geceler boyu her gün ne hayaller kurduğum, Sonra uykuya dalıp hep ruyalar gördüğüm, Yavaş yavaş büyüyüp gençliğime erdiğim, Beni alın götürün onüç, ondört yaşıma. Takvimi bilmediğim, günleri saymadığım Gün boyunca çalışıp yatınca aymadığım, Her akşam seve seve yiyip de doymadığım, Beni alın götürn soğan, bulgur aşıma. Dağda beni koruyan, evde yanımda olan, Ne eder, ne isterim bunu anlayıp bilen, Seslenince sesime herkesden önce gelen, Beni alın götürün çoban karabaşıma. Nasıl geldi bilemem; o dağlarda akıla Anladım ki hayalim gitmekti bir okula, Anama açtım bir gün hep utana, sıkıla Bu hayatı borçluyum akan o göz yaşıma. Şimdi nasıl avutsam bilmem ki bu gözleri, Hiç teselli vermiyor şehrin yaban yüzleri, Gerçek oldu anamın söylediği sözleri, Beni alın götürün dağlara tek başıma. 10 Aralık 2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 54 55 BEN BABAMDAN ÖĞRENDIM Boyu posu upuzun ve gözleri sarıydı, Elleri yaba gibi; geniş, iri iriydi Evde yiyip içilen onun alın teriydi; Ben babamdan öğrendim; ekmek olup gelmeyi. Öküzleri o besler, beygiri o nallardı Çadırları o kurar; haymaları dallardı Ah nerede o günler; nasıl güzel yıllardı Ben babamdan öğrendim; yok yoksulken gülmeyi. Kırık çıkığı sarar, aşılardı ağacı, Evimiz bir odaydı; ana, baba, dört bacı Anam başta yemeni; babam üstünün tacı Ben babamdan öğrendim başlara taç olmayı. Öküz onun dostuydu, beygir onun yarısı Babam bağın, bahçenin; anam evin arısı Bazı gece geç vakit duttumu diş ağrısı Ben babamdan öğrendim; kerrpetenle almayı. Güzün öküzler ile tarlaları ekerdi, Yazın karınca gibi olanları çekerdi, Kolunu yastık gibi başucuna bükerdi, Ben babamdan öğrendim; yatar yatmaz dalmayı. 55 56 O bizi incitmezdi, o bizi hiç kırmazdı, Hatamızı görse de yüzümüze vurmazdı, Ömrünce hep çalıştı, bir gün bile durmazdı Ben babamdan öğrendim; bir karınca olmayı. O tarlada çalışır, biz davarı güderdik, Sabah akşam su için hep dereye giderdik, Beygire bardak çatar; kısrağı da yederdik Ben babamdan öğrendim; hep işini bilmeyi. Yok yoksulluk diz boyu, kışın damlar akardı Babam, kül, saman döker; üstüne loğ çekerdi O ağaca gittimi eve korku çökerdi, Ben babamdan öğrendim; yoksulluğu bilmeyi. Bir duruşu vardı ki; sanki koca dağ idi Bizim için ekmek, aş; tarla, bahçe, bağ idi Ölüm ona yakışmaz; o her zaman sağ idi Ben babamdan öğrendim gizli gizli ölmeyi! 3.12.2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 56 57 BENİ ARADIM Anladım kendimle barışmam gerek, Bu gün döne döne beni aradım. Yarından tezi yok görüşmem gerek, Bu gün yana yana beni aradım. Düşündüm, bu günden geriye gittim, Şaşırdım yollarda, takvimde yittim Dostlarım söyleyin, beni ne ettim? Bu gün sene sene beni aradım. Yarının kaygısı sardı başımı, Günler talan edip böldü düşümü, Gözlerde başlattım gene kışımı, Bu gün kana kana beni ardım. Çizgiler çizilmiş baktım alnıma, Bu günüm yabancı olmuş dünüme, Aynalar gösterip girmen kanıma, Bu gün ine ine beni aradım. Korktum; ya birisi “ Sen misin? ” derse, Nederim sokakta yolu keserse, Kimse farketmese de Allah verse, Bu gün sine sine beni aradım. 2 Aralık 2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 57 58 NE DE ÇABUK GEÇTI YILLAR Böyle nasıl değiştim ben, Ne de çabuk geçti yıllar. Benek benek renklendi ten, Ne de çabuk düştü kollar. Dallar misali eğildim, Geçen günlerde boğuldum Ben asla böyle değildim, Ne de çabuk sustu diller. Ben hiç böyle olmuyordum, Bunu asla bilmiyordum, Haber verdim, gelmiyordum Ne de çabuk bitti yollar. Zaman ne de çabuk aktı, Akarken ne canlar yaktı, Dün yaşayan bu gün yoktu, Ne de çabuk kalktı sallar. 28.11.2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 58 59 DERTLERİM Bu yıl azıttılar dertlerim yine; Birisi bitmeden, biri başlıyor. Sızlıyor bacaklar, sırtlarım yine, Yaz bahar ayında gönlüm kışlıyor. Ne geceler belli, ne de gündüzüm Her gün koşturmaktan yoruldu dizim, Demek ki sonumuz böyleymiş bizim; O yüzden ayaklar yolu boşluyor. Bu günlerde beni sefil gören var, Bu halimi deliliğe yoran var, Ne hal, ne de hatırımı soran var, Görenler de azarlıyor, haşlıyor. Bilenlere sormak gerekir nasıl? Herkesde de var mı bizdeki usul, Son şarkıdır bunlar, bitiyor fasıl, Sevdiklerim şimdi beni dışlıyor. Anlıyorum niçin akar dereler, Verildiği kadar bizde süreler, Artıyor içimde gene yaralar, Biri kapanmadan beşi başlıyor. 25 Kasım 2006 Salacak/sküdar-İstanbul 59 60 ÜZDÜLER Dün sokağa çıkınca birden yağmur başladı; Havalar da bozdular sensiz görünce beni. Öyle bir sağnaktı ki iliğime işledi, Mevsimler de kızdılar sensiz görünce beni. Yazlar cehennem oldu, kışlar buzu getirdi Mevsimler hep beraber şu ömrümü bitirdi, Kaç kişi bir aşk için tüm aklını yitirdi Mevsimler de kızdılar sensiz görünce beni. Nolur bu yaz buluşsak, yeter artık, son yeter Ne bahçede çiçek var, ne dalda bülbül öter Sensizliğin tarifi; ölümlerden bin beter, Mevsimler de bezdiler sensiz görünce beni. Zaman su gibi aktı; seni arar gibiydi, Nisanla Mayıs sana çiçek derer gibiydi, Kuşları dinledim de seni sorar gibiydi, Mevsimler de sezdiler sensiz görünce beni. Arkamda bıraktım da koca Toros Dağını, Kalbimden atamdım senin aşk tuzağını, Hiç kimse çözemedi dizlerimin bağını, Mevsimler hep çözdüler sensiz görünce beni. 21 Kasım 2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 60 61 ALDIRMA Vaz geç şu dünyayı dert ediyorsan; Aldırma sağlığın yerinde ise. Hele de yanında sevgilin varsa, O tükenmez aşkı bağrında ise. Seviyorsan hala sen deli deli, Sevgisi kalbinde, elinde eli Hala başındaysa o kavak yeli Gönlün hala güzel yarinde ise. Kendine dikkat et unutma aman, Aşk denen o duygu nasıl da yaman, çalmasın sevgini şu çılgın zaman, Aklın hala eski birinde ise. Hala yanındaysa sevdiğin eşin, Ye, iç, tadını al ekmeğin aşın Kaygılardan uzak dinç ise başın, Huzurun hep alın terinde ise… 24 Kasım 2006/Saat 05.30 Salacak/Üsküdar_istanbul 61 62 DARILIR Yazık olmuş, yılı nasıl bölmüşler Birisini alsam biri darılır. Aylar ile bana haber salmışlar, Birisinde kalsam biri darılır. Geliyorum diye bir mektup yazsam, Her ay birisiyle dünyayı gezsem, İçimde bir aşkın varını sezsem, Birisine salsam biri darılır. Mavi kubbe üstümüzde çatılı, Yarim ile bin yıl kalsam yatılı Geldim diye bir gün atsam mitili, Birisinin olsam biri darılır. Bütün aylar sıralanıp dursalar, Ayrı ayrı güzellikler verseler, Sınav olsam mevsimleri sorsalar, Birisini bilsem biri darılır. Hemen bir geziye çıksam yar ile, İçimdeki gizlenmeyen kor ile, İster çağla ile, ister nar ile Birisine gülsem biri darılır. Bana oynanan bir hayat oyunu, Mevsimler almışlar kendi payını, Yeniden verseler o bal ayını, Birisine gelsem, biri darılır. 21 Kasım 2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 62 63 KALMADI Gitmem için zor etmeyin, Gidecek yolum kalmadı. Mektuba tarih atmayın, Ömrümde yılım kalmadı. Yıllar bana dargın şimdi, Aşkım benden sürgün şimdi, Ayaklarım yorgun şimdi, Gezmeye halım kalmadı. Hey gidi geçen günler hey! Şarkı, türkü içilen mey, Canımla tükendi her şey Bahçede gülüm kalmadı Odalara yazıldılar, Ayaklarla ezildiler, İlmik ilmik çözüldüler, Odamda kilim kalmadı. Ey sevdiğim; buluşmamız; Ne güzeldi tanışmamız, Günler alan konuşmamız, Söz için dilim kalmadı. Şu göğsüme oturacak, Beni alıp götürecek, Selviliğe yatıracak, Tatlı bir ölüm kalmadı. 20 Kasım 2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 63 64 VARIM YOKUM Ey ömür denilen sürem; Bu gün varım, yarın yokum. Bir gün gelecektir sıram, Bu gün varım, yarın yokum. Beklesem de gitmem diye, Burayı terk etmem diye, Kara yere yatmam diye, Bu gün varım, yarın yokum. Ey beni burdan alanlar, Dertlerle haber salanlar, Endişem burda kalanlar, Bu gün varım, yarın yokum. Bu öyle bir gizli sır ki; Nerde nasıl gelir gör ki; Dilim size şunu der ki; Bu gün varım, yarın yokum 17 Kasım 2006/Beşiktaş-Üsküdar Vapuru/İstanbul 64 65 ÇÖZEMEDİM Yıllarca düşündüm ama boşuna, Çözemedim hayat denen alemi. Baharlarım bitti; girdim kışıma Yazamadım hayat denen alemi. Az olmadı günlerimin ettiği, Bana aldırmadan geçip gittiği, Zamanla görüldü ömrün bittiği, Sezemedim hayat denen alemi. Gece gündüz her an ömürden yerken, Uykulara kandım; kalkmadım erken, Yanılıp yazılıp zaman var derken, Gezemedim hayat denen alemi. Herkesde güler yüz bakış ardım, O bakışta kalbi yakış aradım, Kendimce soruna çıkış ardım, Bozamadım hayat denen alemi. Yılları yeniden alamam amma, Dönsün diye haber salamam amma, Hala hakkım var mı bilemem amma, Çözemedim hayat denen alemi. Sonumu görünce ben de şaşardım, Cevap bulmak için bilgi devşirdim, En sonunda yüreğimi taşırdım, Süzemedim hayat denen alemi. 16 Kasım 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 65 66 ÜZÜLDÜM BU GÜN Niye kızdın öyle, neye darıldın Bu gün çok üzüldüm çıkışlarına. Birden bire bir öfkeye sarıldın, Bu gün çok üzüldüm bakışlarına. Öfkelendin; demediğin kalmadı Neden yaptın hala aklım almadı, Artık bunun seni, beni kalmadı Bu gün çok üzüldüm yakışlarına. Sayende kalbime çöktü bir sızı, Korkarım ömrümce kalacak izi, Sen ayrı, ben ayrı kalmadı bizi, Bu gün çok üzüldüm akışlarına. 7 Ekim 2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 66 67 HALİT BEY Rahmetli Halit Erişen’in adrından Nerdesin, nasılsın, haber çıkmıyor! Yılların geçişi nasıl Halit Bey? Oranın da var mı baharı yazı? Güllerin açışı nasıl Halit Bey? Bunca zaman her gün gidenler var da, Hiç kimse demedi neler var orda, Uğra bir gün nolur; ruyama girde Hallerin geçişi nasıl Halit Bey? Bunca zaman geçse bile aradan, *** Gelenler bi haber gibi oradan, Bekleyenler çağrılıyor sıradan, Ellerin geçişi nasıl Halit Bey? Gelip geçenleri tanıyor musun? Arada bizi de anıyor musun? Hiçde Kadıköy’e iniyor musun? Yolların geçişi nasıl Halit Bey? Cennet-i Ala mı kaldığın yerin, Toroslar misali hep serin, serin Umarım gönlüncedir güzellerin, Badenin içişi nasıl Halit Bey? Dostlardan ayrılmak gerçekten zor mu? Çoluk çocuktan da hiç haber var mı? Kaldığınız yerler geniş mi, dar mı? Hollerin geçişi nasıl Halit Bey? Zor gelse de terk eylemek burayı, Çok fazla da uzatmasak arayı, Açtım işte içimdeki yarayı, Salların geçişi nasıl Halit Bey? Ayrılışın sanki daha dün gibi, Ömür neki; bir kısacık an gibi İçimde duygular artık dön gibi, Dillerin geçişi nasıl Halit Bey! 28 Ekim 2006/Saat:03:15 Salacak/Üsküdar-İstanbul 67 68 AŞK DİYE Saklamanın gereği yok boşuna Biri beni çağırıyor aşk diye. Gönlüm yine ne iş açtın başıma, Biri beni çeviryor aşk diye. Bu gün kalbim yeni bir aşk deniyor, Fener gibi yanıp yanıp sönüyor, Başım gene yavaş yavaş dönüyor, Biri beni eğiriyor aşk diye. Sanki yürek aşkı için bir köle, Yalnız olmak şu kalbime hep çile, Sevsin diye teslim oldum bir ele; Biri beni yoğuruyor aşk diye. Yüreğimde sevda balı kaynıyor, Duramıyor, kıpır kıpır oynuyor, Hayırdır inşallah gözüm oynuyor, Biri beni seğiriyor aşk diye. Kül misali; savruluyom, tozuyom İçimde bir kıpırdanma seziyom, Elden ele, dilden dile geziyom, Bir beni savuruyor aşk diye. Karşı konmaz gönül hükmün verince, Ateş düşüp bacaları sarınca, bu gün anladım ki aklım erince, Biri beni doğuruyor aşk diye. 29 Ekim 2006/Saat 24:30 Salacak/Üsküdar-İstanbul 68 69 BİTMİŞ Gitsem dedim amma burdan, Yolların kısası bitmiş. Neden kimse aldırmıyor, Kalplerin tasası bitmiş. Zahmet etmen susturmaya, Hacet yok hiç pıstırmaya, Doğru yolu göstermeye, İsa’sı, Musa’sı bitmiş. Bu olanlar ne demeye, Yürek gerek he demeye, Borçlarımı ödemeye, Ömrümün kesesi bitmiş. Soruyorum bunlar niçin? Şu gönlüme huzur için, Yanıyorum için, için; Sevginin busesi bitmiş. 28 Ekim 2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 69 70 GÖZ YAŞLARI Göz yaşları acı alır, İyi ki sel sel dökülür. Hükümdardan tacı alır, İyi ki bol bol dökülür. Yağmuru andıran odur, Yangını söndüren odur, Acıyı dindiren odur, İyiki yol, yol dökülür. Bilinmezki göz bir kuyu, Aktıkça dökülür suyu, Sicim gibi uzar boyu, İyiki sil sil dökülür. Durur durur tekrar akar, Kalplerin bendini yıkar, Pınar nerde, nasıl çıkar? İyiki hal hal dökülür. Akan yaş acıyı alır, Ama içte hüzün kalır, Bazan ağıt, şarkı olur İyi ki dil dil dökülür. 27 Ekim 2006/ Salacak/Üsküdar-istanbul 70 71 GÜNAHKARSIN Aşkın ile ateşlerde yandırdın, Sen bir günahkarsın; sende vebal var. Umutsuzca baka baka yandırdın, Sen bir günahkarsın; sende bir hal var. Yokmu senin o karşıma çıkışın! Birden bire yüreğime akışın, İster gibi bir de o iç çekişin, Sen bir günahkarsın; sende vebal var. Uğramadan edemiyom yapına, Ben garibi köle ettin kapına, Değişmem de güzellerin topuna, Sen bir günahkarsın; sende vebal var. Söz ediyor herkes senin adından, Ateş düştü mahalleye odundan, Olgunlaştın, yenmiyorsun tadından, Sen bir günahkarsın; sende vebal var. 28 Ekim 2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 71 72 İŞİN Mİ SENİN Nedir bu hallerin; surat bir karış Beni her gün üzmek işin mi senin! Senin kitabında yok mu hiç barış Hayır diye yazmak işin mi senin! Konuşayım desem sen başlıyorsun, Esip üfürüyor ve haşlıyorsun Ben de seslenmesem hep boşluyorsun, Sevdiğine kızmak işin mi senin! Seslensem; sevdiğim buyur sofraya, Mecbur musun bana afra tafraya, Biliyorum fitsin ama bafraya, İçmem diye bozmak işin mi senin! Pek de aceleci; eviyor desen, Herkesi başından savıyor desen, Bir gün de inansan; seviyor desen, Böyle çabuk bezmek işin mi senin! Mihenk taşı gibi sınama beni, Her sabah yoldaysam kınama beni, Kastettirme nolur canıma beni, Hep yollara düzmek işin mi senin! Nereye gideyim ben böyle yorgun! Anladım gönlünden eyledin sürgün, Umarım hatanı anlarsın bir gün, Sürüsünden tezmek işin mi senin! Nasıl yok sayarsın alın yazını, Nasıl unutursun aşka sözünü, Görenler de bir şey sanır pozunu, Mezarımı kazmak işin mi senin! 21 Ekim 2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 72 73 ELDEN NE GELİR Boşa eza etme yazık kalbine, Sen kendin yarattın; elden ne gelir Bu acı besteyi, sözü kalbine Sen kendin var ettin; elden ne gelir. Öfkeyle söyledin hep sözlerini, Boşuna ıslatma kor gözlerini, O güzel, aydınlık gündüzlerini Sen kendin kararttın, elden ne gelir! Yüreğini öfke ile doldurdun, Afra tafra ile beni yıldırdın, Aşkımızı suya hasret soldurdun, Sen kendin sararttın, elden ne gelir! Her gün olmaz dedin, ben peşindeyken, On yedi, on sekiz yaşımda iken, Söyleseydin keşke başında iken, Sen kendin zor ettin, elden ne gelir! Öylesine dert ki çekilmez haldın, Bütün kararları sen kendin aldın İstemem diyerek hep haber saldın, Sen kendin yarattın, elden ne gelir! 22 Ekim 2006/Sabah 03:00 Salacak/Üsküdar-İstanbul 73 74 GİZLİ AŞKIM İçimde sakladım, hiç sır vermedim Seni dile vermem; dillere düşen. Ben seni ömrümce zaten görmedim, Seni ele vermem; ellere düşen. Olmasan da inan sana kıyamam, Seni tarif için söze koyamam, Hayalimde sever amma doyamam, Seni sele vermem; göllere düşen. Yıllar yılı yüreğimde var oldun, Yok halinle bile bana yar oldun, Kimseye söylenmez gizli sır oldun, Seni yele vermem; çöllere düşen. Sırdaşlarım hep yanımda gezdiler, Bir aşkımın olduğunu sezdiler, En sonunda usandılar, bezdiler Seni yola vermem; yollara düşen. Kimseler bilmedi; inanki seni Bu hal çok eskidir sanmaki yeni, Artık bundan sonra kim netsin beni, Seni sala vermem; yerlere düşen 15 Ekim 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 74 75 BOYNUMU BÜKTÜM Vurdun; yeter artık, vurduğun kadar Alın yazım diye boynumu büktüm. Anladım; aşkımı verdiğin kadar Budur izin diye boynumu büktüm. Bu sene geçirdim en berbat yazı, Hep çaldı kalbimin hüzünlü sazı, Ayırmazdı amma hiç bir şey bizi, Bu son sözün diye boynumu büktüm. İsyan etmesem de senin yüzüne, Kapılmamak mümkün değil hüzüne, Benim kahırlarım alın yazıma, Ne de hazin diye boynumu büktüm. Artık olmasa da gülen gözlerim, Andıkça yaşları silen gözlerim, Seni sabah, akşam her gün özlerim, Her gün hüzün diye boynumu büktüm. 15 Ekim 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 75 76 AYRILIK Sana hasret gitmem ama, Diller bunun sebepleri. Böyle sitem etmem ama, Eller bunun sebepler. Önümde uzanıp duran, Gidilmesi günler süren, Bizim aramıza giren, Yollar bunun sebepler. Sevmekti amma işimiz, Yarıda kaldı düşümüz, Daha cahildik yaşımız… Yıllar bunun sebepler. Bazı günler sustuğumuz, Bazı surat astığımız, Çocuk gibi küstüğümüz; Haller bunun sebepler. 8 Ekim 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 76 77 HALLERİM Bana ölüm yakışmaz da, Günler onu getirmese! Saçlarıma ak düşmez de, Yıllar onu yetirmese! Kaynayıp dururdu kanım, Dünyayı sarardı ünüm, Böyle mi geçerdi günüm, Şansım beni bitirmese. Seller gibi çağlar mıydım, Ateş gibi dağlar mıydım, Ben hiç böyle ağlar mıydım? Dert içime oturmasa. Bu dünyadan bıkar mıydım, Her olanı takar mıydım, Musallaya çıkar mıydım, Ölüm beni götürmese. 7 Ekim 2006/Saat:05:30 Salacak/Üsküdar-İstanbul 77 78 HER ŞEYİN BİR ANLAMI VAR Yaşamak bir istek işi, Ölmenin de anlamı var! Yaşamayı istiyorsan, Kalmanın da anlamı var. O an içinden gelirse, Derteler geride kalırsa, Eğer yerinde olursa, Gülmenin de anlamı var. Bir tanıdık yaren gibi, Kalp gözüyle gören gibi, Ak sakallı eren gibi, Gelmenin de anlamı var. Bil ki aklın eriyorsa, Biri gelip soruyorsa, Eğer işe yarıyorsa, Bilmenin de anlamı var. Yok yoksulu göreceksen, Mutluluğa ereceksen, Bir parçayı vereceksen, Bölmenin de anlamı var. Dizine alıp eşini, Bağrına koyup başını, Ağlıyorsa göz yaşını, Silmenin de anlamı var. 6 Ekim 2006/Beşiktaş-İstanbul 78 79 HAYAT Hayat verya dostum, şu garip hayat, Yanmakla yanmamak arası bir şey. Çok geç farkeyleledim gidiyor heyhaat! Dönmekle dönmemek arası bir şey. Şen şakrak gezerken gençlik çağımda, Kalbimin en yüksek Toros Dağımda Çiçekler açsa da gönül bağımda, Onmakla onmamak arası bir şey. Gönlümün düştüğü güzel kızlara, Mavi, ela, yeşil, zindan gözlere Yüzüme söylenen tatlı sözlere, Kanmakla kanmamak arası bir şey. Sonunda yoruldu bu garip başım, Bunun sebebidir geldiğim yaşım, Bundandır durmayan sağnak göz yaşım, Dinmekle dinmemek arası bir şey. Yıldızlar misali göklere konmak, Günleri hep aynı geçecek sanmak, İçin için tütüp sessizce yanmak, Sönmekle sönmemek arası bir şey. 5 Ekim 2006/ Saat 01:15 Salacak/Üsküdar-İatanbul 79 80 GELDİ ÜSTÜME Aşıklarım kesti sözü sohbeti, Bazısı naz ile geldi üstüme. Bana asla kurşun işlemezdi de; Bazısı söz ile geldi üstüme. Baharıma daha yeni ererken, Çiçeklerin goncasını dererken, Bilmediğim bir dünyayı ararken, Bazısı yüz ile geldi üstüme. Bakışlarla bana saldıran oldu, En tatlı uykumu böldüren oldu, Bu aşkın uğruna çıldıran oldu, Bazısı köz ile geldi üstüme. Allah’tan korkarım veremem isim, Kimi Nisan’ımdı, kimisi Kasım, Aynı gün üstümden geçti dört mevsim, Bazısı buz ile geldi üstüme. Bazan açık renkli, bazan koyuda Saçları da sevdim, selvi boyu da Beraber aradım güzel huyu da, Bazısı göz ile geldi üstüme. Kimisi yüzüme ne laf attılar, Bu aşk kumarında kaçı battılar, Niceleri yolda caka sattılar, Bazısı poz ile geldi üstüme. Kimisi yabancı, kimi yarenim Kimi bu dünyada fındık kıranım, Az değildi düğün dernek kuranım, Bazısı saz ile geldi üstüme. Silahla kapımda duranım oldu, Gözlerle kalbimden vuranım oldu, Ölümleri reva görenim oldu; Üç arşın bez ile geldi üstüme. 23 Eylül 2006/Darıca/Gebze-Kocaeli 80 81 YÜREĞİMDE Böyle garip, böyle sessiz: Hazmı kaldı yüreğimde! Sensiz, bensiz, sissiz, bizsiz İzmi kaldı yüreğimde. Mavi göklerde uçtuğum, Gözlerden sevgi içtiğim, Bir tek o seni seçtiğim, Güz mü kaldı yüreğimde. Aşkımı gizli tuttuğum, Kısacık gelip gittiğim, Sana günlerce ettiğim; Naz mı kaldı yüreğimde! Ne haldeyim bu gün sor ki, Devranım döndü gel gör ki; Dayanması öyle zor ki! Öz mü kaldı yüreğimde. Çiçekler son kez açtı da, Bülbüller daldan uçtu da, Baharım çoktan geçti de, Yaz mı kaldı yüreğimde. Yıllar yılı kalpden taşan, Bunca ayı, yılı aşan Yana yana sana düşen, Göz mü kadı yüreğimde. 21 Eylül 2006/Saat 01:30 Slacak/Üsküdar-istanbul 81 82 DÜŞERSİN Günü gelir bir gün sen de; Düşersin canım düşersin. Yüreine yangın çöker; Pişersin canım pişersin. Eser kalmaz yüzlerinden, Çekilmeyen nazlarından, O can yakan gözlerinden, Taşarsın canım taşarsın. Gençliğin defterin dürüp, Pılını pırtını derip, Benim gibi garip garip, Yaşarsın canım yaşarsın. Geçen yalnız günler değil, Güzellikler ünler değil, Hayat seni dinler değil, Şaşarsın canım şaşarsın. Dertler bitti sandığında, Gençliğini andığında, İçin için yandığında, Coşarsın canım coşarsın. Giden günler gelmez geri, Mazi olur artık yeri, Ettiğin o kaprisleri, Aşarsın canım aşarsın. Eller ne derlerse desin, Günü gelir titrer sesin, Unutma hiç; kimsin, nesin? Beşersin canım beşersin! 20 Eylül 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 82 83 MADEMKİ Mademki bu kadar uçarı idin, Niçin bahar seli ettin kendine. Mademki bu kadar haşarı idin, Niçin beni deli ettin kendine! Bilmeyen kalmadı, düşürdün dile Soldurdu benzimi çektiğim çile, Razı olmam derken Urfa’ya bile, Niçin Yemen çölü ettin kendine. Ortak olmasam da zevk-ü sefana, Katlandım aşkından gelen cefana, Gönül derdi ile girdim tufana, Niçin Tuna seli ettin kendine. Bir zamanlar sen de bana tapardın, Yaslanır bağrıma bin kez öperdin, Yüreğimde kıyametler kopardın, Niçin azap yolu ettin kendine. Sonunda ayrılık... erdin murada! Sen gittin yalınız kaldım burada, Mademki ayrılık vardı sırada, Niçin kapı kulu ettin kendine. 15-18 Eylül 2006/Lefkoşe/Kıbrıs Salacak/Üsküdar-İstanbul. 83 84 BEN BÖYLEYİM Geceler üstüme öyle çöktü ki, Kayalar misali derdim var benim. Hayat bana öyle zalim çıktı ki; Oyalar misali derdim var benim. Ne aldı götürdü, ne de bıraktı Dertlerim yanımda, çare ıraktı Bitmeyen günlerim su gibi aktı, Yayalar misali derdim var benim. Eşim dostum çaresizce baktılar, Kimisi deneyip çırak çıktılar, Dertler bile şu halimden bıktılar, Diyenler misali derdim var benim. 13 Eylül 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 84 85 O GECE Ben mi hüzünlendim, sen mi ağlattın? O gece yıl gibi geldi saatler. Gözlerimi Tuna gibi çağlattın, O gece sel gibi geldi saatler. Odamıza nasıl hüzün çökmüştü, Çiçekler kendince boynun bükmüştü, Yollarımız ayrılığa çıkmıştı, O gece yol gibi geldi saatler. Zaman durmuş, hayat durmuş gibiydi, Yıllar kalbimizi yormuş gibiydi, Kaderimiz karar vermiş gibiydi, O gece el gibi geldi saatler. 13 Eylül 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 85 86 GÖNÜL İSYANI Gönül bahçesini donattık amma, Yıllar da kısaldı, sona yaklaştı. Biz geçen günlere inattık amma, Yollar da kısaldı, sona yaklaştı. Devrini doldurduk derken cefanın, Tam da zamanıydı zevk-ü safanın, Şimdi sırası mı büyük tufanın, Miller de kısaldı sona yaklaştı. İçimizde bülbül şakımaz oldu, Yürekler sevdayı dokumaz oldu, Sazende şarkılar okumaz oldu, Haller de kısaldı sona yaklaştı. 8 Eylül 2006/02:45 Salacak/Üsküdar-İstanbul 86 87 UYKUM BÖLÜNDÜ Yine hüzünlendim, gözümde yaş var Yağmur mu geliyor, yaş mı geliyor? Bu işin içinde garip bir iş var, Hayal mi geliyor, düş mü geliyor? Şu gece yarısı nedir bu halim? Ruyamda karşıma çıktı o zalim, Gene Fırat gibi boşandı selim, Gözler buğulandı, kış mı geliyor. Bu mu kaldı bana bahtta olandan, Yıllardır bağrımda tahtta olandan, Gençlik yıllarımda, beni çalandan, Şimdi o sevdalar boş mu geliyor? 6 Eylül 2006/Saat 04.00 Salacak/Üsküdar-İstanbul 87 88 BAŞIMIN BELASI Yıllardır gönlümle şu benim derdim Ömrümce uğraştım baş edemedim. Bir gün uslanacak, durulur derdim Gönlümü aklımla eş edemedim. Ben ona süpürge ettim saçımı, Düştüğü hallerle yaktı içimi, Nice sarp dağlara sürdü göçümü, Onunla göçmeyi iş edemedim. Usandım göğsümün içine sardım, Yine de bitmedi onunla derdim, Boşuna çalışıp kendimi yordum, Bir kez de kalbini taş edemedim. Ne ettiyse bana şu kalbim etti, Ömrümün en güzel yılları gitti, Yeter artık bitsin, canıma yetti, Kalan şu günleri coş edemedim. Sonunda bu çapkın beni de yordu, Aklımı Yemene sürgüne sürdü, Beni en onulmaz yerimden vurdu, Onsuz da hayatı hoş edemedim. 4 Eylül 2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 88 89 HANİ NERDE Her gün akşam gizli gizli Gelecektin hani nerde? Aşkımızın kıymetini Bilecektin hani nerde? Ayıp ettin, duyan ne der? Yeter artık bu gün söz ver, Postacıyla her gün haber, Salacaktın hani nerde? Kimler aşkı böyle boşlar, Kimler böyle günah işler, Gözümde toplandı yaşlar, Silecektin hani nerde? Her hafta bana gelmezsen, Gelipte beni bulmazsan, Eğer sen beni almazsan, Ölecektin hani nerde? Sevene bir yar yeterdi, Mert olan sözün tutardı, Ne olup neler biterdi, Bilecektin, hani nerde. Ateş var sanki kanımda, Canıma yetti benim de, Gizlice gelip yanımda, Kalacaktın, hani nerde? Bekle diye haber salıp, Sessizce kapıya gelip, Yalvar yakar kurban olup Çalacaktın hani nerde? 2 Eylül 2006/Darıca/Gebze-Kocaeli. 89 90 YALAN Sevmedi derlerse sakın inanma; Doğrusu gözümde olduğu gibi. Senden başka gizli biri var sanma, Doğrusu Allah’ın bildiği gibi. Sanmaki eğliyor, başından savar İçimdeki neyse dilimde o var, Bizdeki aşıklar delice sever Hallerim içimden geldiği gibi. Oku gözümdeki bakış dilimi, Anla yüzümdeki nakış dilimi, Arzediyom iste sana halimi, Aşkıyın gönlüme dolduğu gibi Sen benim tek aşkım, gönül huzurum, Ne dersen yapmaya çoktan hazırım, Özür dersen sana işte özürüm, Yaşların gözüme dolduğu gibi. 2 Eylül 2006/Darıca/Gebze-Kocaeli. 90 91 HASAD EYLEDİM Sevinçlerle geldim, hüzünle göçtüm Ömrümü yıllarla hasad eyledim. Bir meçhulden geldim, meçhule geçtim Ömrümü hallerle hasad eyledim. Fidanları diktim ilk baharımda, Gülleri büyüttüm bahçe bağımda, Hasadımı yaptım sonbaharımda, Ömrümü kullarla hasad eyledim. Ağladığım oldu, güldüğüm oldu Gelirken nasıldım, giderken noldu Mevsimim geçiyor, renklerim soldu Ömrümü güllerle hasad eyledim. Alın yazım sanki akan bir dere, Yazılan kadarmış verilen süre, Çoktandır başladı, sürüyor fire Ömrümü ellerle hasad eyledim. 1 Eylül 2006/Darıca/Gebze-Kocaeli 91 92 ÖMÜR MEVSİMLERİ Ben böyle oturup yol mu gözlerdim, Yolumu kestiler yıllarım benim. Ben derdime dermen el mi gözlerdim, Kalbime küstüler hallerim benim. Gönlümden ne sesler duydu bedenim, Her geçen mevsime uydu bedenim, Gene kış mevsimim; akar düdenim Gözümden taşıyor sellerim benim. Aşklarım kalbimi eşmez oldular, Gönüller güzele düşmez oldular Aklım ermez, gözüm görmez oldular, O yüzden ses vermez dillerim benim. Gözlerim gülse de yüreğim kanar, Sularım kesildi, akmıyor pınar Kuruyan dallara bülbülmü konar, Solmaya başladı güllerim benim. Çoktandır aşkımla, yollarım ayrı Ekip biçmez oldum günleri gayri, Her ömrün zamanla geçermiş devri, İçimde büyüyor çöllerim benim. Ahrete çıkyor yollarım benim. 31 Ağustos 2006/Salacak/sküdar-İstanbul 92 93 OKUYUN Dostlarım ne olur yüzüme bakın; Halleri okuyun yüzümde benim. Sır vermezse gözler bir lamba yakın, Yılları okuyun yüzümde benim. Gönlümde yazılı sürdüğüm sefa, Alnımda çizili çektiğim cefa, Bir ömür sayıldı günüm kaç defa, Çölleri okuyun yüzümde benim. Kalbim geçen günlerine üzülen, Çiçekleri solan, bağı bozulan Bakışından duyguları sezilen, Elleri okuyun yüzümde benim. Yıllarım yüzümde yazılı bir bir, Acılar alnımda kazılı bir bir, Sırlarım içimde dizili bir bir, Dilleri okuyun yüzümde benim. Dostlarım okuyun büyük fermanı, Bakın nasıl geçmiş gönül kervanı, Bulan varmı aşkta derde dermanı! Kulları okuyun yüzümde bir bir. 31 Ağustos 2006/Saat 05.00 Salacak/Üsküdar-İstanbul 93 94 USANDIM Yer kalmadı akıl denen dünyama, Yüreğimi gezdirmekten usandım. Ben bunları asla demezdim ama; Aşklarıma sezdirmekten usandım. Aşık oldum aklım baştan alındı, Özlemekten uykularım bölündü, Yaşamadan nice günüm çalındı, Aylarımı bozdurmaktan usandım. El içinde güldüm, yalnız ağladım Yüreğimi sessiz, sessiz dağladım Kaç güzeli umutlarla eğledim, Yüreğimi yozdurmaktan usandım Tutamadım sevdalara andımı, Çözemedim bunca yıldır kendimi, Gene göz yaşlarım yıktı bendimi, Taşlar gibi sızdırmaktan usandım. En sonunda ben kendimi affettim Ne duyguma, ne aklıma laf ettim Eli mutlu ben kendimi mahv ettim, Şu gönlümü ezdirmekten usandım. Ben kendimi kızdırmaktan usandım. 29 Ağustos 2006/BÜ.Beşiktaş Kampüsü-İstanbul 94 95 ÇİNGENENİN ŞARKISI Bir yarim var açık saçık; Ben o yari çok severim. Hemi tatlı, hemi kaçık, Ben o yari çok severim. Hemi sever, hem döverim. Bazan söver, kızar bana Deli deli tozar bana, Her gün şarkı yazar bana, Ben o yari çok severim. Hemi sever, hem döverim. O benim gülüm, çiçeğim Hem eşim, hem de köçeğim Döktürür salkım saçağım, Ben o yari çok severim. Hemi sever, hem döverim. Etekleri yırtık mırtık, Sokakların dostu sürtük, Karı değil o bir hörtük, Ben o yari çok severim. Hemi sever, hem döverim. 27 Ağustos 2006/Darıca/Gebze-Kocaeli. 95 96 NERDE KALDI GÜZELLİĞİN Güzelim o eski halin... Nerde kaldı güzelliğin! Melek yüzün, tatlı dilin Nerde kaldı güzelliğin! Saçın vardı; kumral sarı Örülürdü yarı, yarı Bal yapanım ana arı; Nerde kaldı güzelliğin! Doyamazdım hiç bakmaya, Kıyamazdım gül takmaya, İmkan yok amma bıkmaya; Nerde kaldı güzelliğin! Gözlerimde bir bakıştın, Yüreğimde bir yakıştın, Bir yudum su, bir akıştın Nerde kaldı güzelliğin! Elindeki kınaları, Dişindeki mineleri, Hani gençlik seneleri? Nerde kaldı güzelliğin! 26 Ağustos 2006/Darıca/Gebze-Kocaeli 96 97 YALVARIŞ Çok şükür yetiyor ayağım, elim Yaşadığım bu halime çok şükür. Gözlerim görüyor, söylüyor dilim Gönlümdeki bülbülüme çok şükür. Kendim görüyorum kendi işimi, Kendim pişiriyor ekmek aşımı, Balkonda oturup her günaşımı, Yaşadığım şu yılıma çok şükür. Yediğim ekmeğin, içtiğim sütün Hazzını duyuyom sözün sohbetin, Tanrı’nın verdiği bütün nimetin... Tamamına; tüm malıma çok şükür. Budur hep dileğim yaradan haktan; Düşürmesin beni elden ayaktan, Şikayetim olur inan yataktan, Çektirmeyen bir ölüme çok şükür. 25-26 Ağustos 2006/Üsküdar-Beşiktaş vapuru-İstanbul 97 98 BEBEĞİM Bebeğim el kadar; çok da küçüktün Kim derdi ki elden ele düşersin. Ne de masum, güzel, sessiz, çocuktun Kim derdi ki dilden dile düşersin. Gelince onsekiz, yirmi yaşına Gördüğün güzeller gitti hoşuna, Aşkını da kattın hayat koşuna, Kim derdi ki yoldan yola düşersin. Gönüllerdir şimdi mekanın, yurdun Ona girmek için koşturup durdun, Gün geçtikçe her yıl çoğaldı derdin, Kim derdi ki yıldan yıla düşersin. Gençlik denen fırsat varken elinde, Engel tanımadın kendi yolunda, Kayboldun bebeğim aşkın selinde, Kim derdi ki gülden güle düşersin. Sonunda olunca aşk ile sarhoş, Gönlünü ferah tut, bu hal çok da hoş Hayat aşktır zaten, gerisi bomboş Kim derdi ki halden hale düşersin. 22 Ağustos 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul Kim derdi ki kuldan kula düşersin. 98 99 DİLEK Yüreklerde sevgi, dillerde barış, Mutluluğu duygu, duygu sağmalı, Aşk ile sürmeli bu büyük yarış, Sevgi kalbimizden yüze ağmalı. Kalplerde esmeli sevginin yeli, Gören kıskanmalı bizde bu hali, Baharda dökülen damla misali, İçimizden mutluluklar yağmalı. Dünyayı almalı içimiz bizim, Tek sevmek olmalı suçumuz bizim, Başımızda altın tacımız bizim, Kalbimize bütün dünya sığmalı. Böyle inanmalı, böyle bilmeli Ömürden sevgisiz günü silmeli, Gülmeli sevdiğim, her gün gülmeli Yaşananlar günümüze değmeli. 20 Ağustos 2006/Darıca/Gebze-Kocaeli 99 100 YALNIZ GÜNLER KOLAY DEĞİL Hasretinle tek başıma kalınca, Ben kendimi günden güne dağıttım, Dönmem diye senden mektup alınca, Yalnızlığı ünden üne dağıttım. Her gün hasretinle ağardı saçım, Yüreğime sordum; çıkmadı suçum Yine gözlerimden başladı göçüm, Akan yaşı candan cana dağıttım. Bendeki de öyle garip bir huy ki; Sensiz gözlerime girmiyor uyku, Nolur bir kulak ver, sesimi duy ki Sevdamızı benden sana dağıttım. Her sabah bir yerde başladım güne, Ne zaman geçiyor, ne bitti sene. Her akşam bir yerden ünverdim sana, Anıları handan hana dağıttım. Ne yazık derdime olmadı çözüm, Boşuna ıslandı her akşam yüzüm, Ne çok da anımız varımış bizim, Düşündükçe senden bana dağıtım. Yatsam da gözüme uyku girmedi, Hayallerim buna fırsat vermedi, Beni benden başka kimse görmedi, Sevdamızı tandan tana dağıttım. 15-23 Ağustos 2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 100 101 LAMBALAR ŞEHRİ Gökteki yıldızlar beni de alın, Çıkmayın kalbimden lambalar şehri. Şu çocuk dünyamda benimle kalın, Bıkmayın kalbimden lambalar şehri. Her yaz geceleri gördüğüm gibi, Hayalimde anlam verdiğim gibi, İçimde o şehri kurduğum gibi, Sıkmayın kalbimden lambalar şehri. O mavi boşlukta ben de olayım, İzin verin nolur orda kalayım, Sizi düşlediğim gibi bulayım, Yakmayın kalbimden lambalar şehri. Gerçekte olmazsa düşümde bulun, Hep mavi göklerde benimle olun, Her akşam tutuşun, her sabah sönün, Akmayın kalbimden lambalar şehri. Yeter artık nolur uykumu verin, Beraber kalalım ruyama girin, Başımda yıldızdan bir şehir kurun, Çekmeyin kalbimden lambalar şehri. Bırakın damdaki hayal yerimi, Bozmayın içimde olan sırrımı, Ne olur çocukluk hayallerimi; Yıkmayın kalbimden lambalar şehri. 9 Ağustos 2006/Saat 02.30 Salacak/üsküdar-İstanbul 101 102 OLDU Öyle zevk aldımki dar-ü dünyadan, Günlerin an gibi geçtiği oldu. Uyanmasam dedim amma ruyadan, Günlerin can gibi geçtiği oldu. Anılar üstüne olursa sohbet, Dostlarla başlarsa bitmez muhabbet, Beni de çağırın nolur bir zahmet, Günlerin dün gibi geçtiği oldu. Çaresizim; ondan böyle duruşum Gençliğimi, dost ahpabı soruşum Varlığımla bozuluyor barışım, Günlerin kan gibi geçtiği oldu Nerden geldim bilmemki bu sıraya, Dünya denen bu karmaşık saraya, Tahammülüm yoktur artan süreye Günlerin ben gibi geçtği oldu. Sevdiğim yüreğim çiçek misali, Açmaz oldu kış rüzgarı eseli, Hayat bana, ben hayata küseli, Günlerin son gibi geçtiği oldu. 08 Ağustos 2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 102 103 YALNIZLIĞIM Düşünceler böler gecelerimi, Beni benden alır, dalar giderim. Arada yağmurun sesi duyulur, O sesle kendime gelir giderim. Ben nasıl yaşarım bu kara kışı, Nasıl avuturum bu dertli başı, İçimdeki taşkın bir sel akışı, Ben kendi içimde çağlar giderim. Bir sır var içimde bilemediğim, Bin dert var içimde çilemediğim, Neredir orası gelemediğim, Hoşça kalın dostum; sağlar, giderim. Bir mola yerimi, gerçek mi bura? Nereye gidiyor yol vara, vara? Ne zaman gelecek bize de sıra? Çaresiz halime ağlar giderim. Yalnızlığı alın, istemem aman Üstümden sel gibi akıyor zaman, Nolur beni böyle benimle koman, Çaresiz kalbimi dağlar giderim. Yıllardır bu yolda kendimi yordum, Doldurur başımı şu bitmez derdim, Bir dostum olsaydı her şeyi derdim, Hoşça kalın evim; bağlar, giderim. 30 Temmuz 2006/Darıca/Gebze-Kocaeli 103 104 GEREK YOK Ben seni beğenirsem gözlerimle avlarım, Hacet yok hiç elinde güller ile gezmene. Sen yüzüme bakınca büyülensem tavlarım, Ne hacet saatlerce bakıp, bakıp süzmene. Evimizin önünden on bin kere geçsen de, Kollarını, bağrını, eteğini açsan da, Rakıların üstüne biraları içsen de, Gerek yok benim için sokaklarda azmana. İstersen tövbe eyle; sen de yazıl, git haca Dermanı yok bu derdin; para verme ilaca Su hiç karın doyurmaz ömür boyu hep aca, Gerek yok benim için tatlı candan bezmene. Boşuna üsteleme numaraların tutmaz, Bu yapmacık halini kimse inanıp yutmaz, Senin ettiklerini Ç... bile etmez, Yalancıktan yol sorup, mahalle de tezmene. Boşa havaya girip, kendi kendine azma, Para verme kağıda, boşa mektuplar yazma, Tövbe eyle yürekten; tam tut, kalbini bozma Gerek yok benim için orucunu bozmana. Bunca uykusuz kalıp, etme kendini heba... Artık biz birbirimizden uzakta iki oba, Boşuna gayretlerin, boşuna bütün çaba, Gerek yok böyle eski koltuklarda sızmana. 27 Temmuz 200 6/Salacak/Üsküdar-istanbul 104 105 DUYGULAR (DÖNEMİYORUM) Gençliğimi unuttum, aşklarımı bitirdim Eski günler geride kaldı, dönemiyorum. Yıllara böldüm ömrü, teker teker yitirdim Boşuna gayret diye artık denemiyorum. Çiçeklerim açsa da bahar denen yanımda, Hiç bir şey istemiyor bu günlerde canım da, Eksilen bir şeyler var deli akan kanımda, Gerçekleri bilince boşa kanamıyorum. Ne uzun sarı saçlar, ne de buğday benizler Ne kar beyazı tenler, ne de yemyeşil gözler... Sıramızı bekliyor, artık yolcuyuz bizler, Hayallere kapılıp, boşa yanamıyorum. Bunca keder, bunca dert sırtımızda taşınan, Şimdi ben başbaşayım hayal ile düşünen, Benim yüksek dağlarım yıllar yılı aşınan, Yola çıktım bir kere, düze inemiyorum. Yavaş yavaş gelirken çıkılacak eşiğe, Ondan başka gerekmez, yare tutkun aşığa Nolur yatırın beni sevgi denen beşiğe, Ben aşkınla yaşıyor, ele kanamıyorum. 27 Temmuz 2006/salacak/Üsküdar-istanbul 105 106 ARASINDA Bana sorun, ben ne diller bilirim: Biri var Tanrı’yla kul arasında. Benim tek servetim bütün gelirim; Şu garip gönlümle gül arasında. Ne düşmanlık sonsuz, ne ömür baki, İstemem şarabı dostluk ver saki, Bilenler bu sırrı bana da denki, Ne var arı ile bal arasında? Gökten bulut bulut dökülen yağmur, Toprağı yoğurup eyliyor hamur, Birbirine aşkla geçer bir ömür, Bir aşk var yağmurla sel arasında Her şeyin bir aslı, anası vardır, Ömrünün geçtiği hanesi vardır, Meyveden geriye tanesi vardır. Bir aşk var çiçekle dal arasında. Ne güzel anlatır Veysel dil ile; “Karnın yardım kazma ile, bel ile Gene karşıladı beni gül ile,” Muhabbet toprakla bel arasında. Söyleyin gerçek mi duygusu özün, Aşk için kim verdi gözlere izin, Kimi konuşturur telini sazın Bir aşk var parmaklarla tel arasında. 27.Haziran 2006/Doğancılar parı/Üsküdar-istanbul 106 107 AHIM Sanmaki yerlerde kalır şu ahım, Daha baharımda bitirdin beni, Para etmez pişmanlığın, eyvahın Okul yollarında yitirdin beni. Kader mi, kısmet mi bilmem ki niçin, Sen de pişman mısın, de bugün için? Ölüm fermanımı şu gönlüm için, Verdiğin yıllara götürdün beni. O gençlik deminden halim kalmadı, Tükendi ettiğin zulüm kalmadı, Başka da gezecek bölüm kalmadı, Kara topraklara yatırdın beni. 27 Haziran 2006/Bahçeşehir-İstanbul 107 108 KÜÇÜK EV Bakın şu yapıya küçücük bir ev, Ne güzel yakışmış bahçe içine. İster ağaçları, ister onu sev, Sarmaşıklar sarmış yandan saçına. Pencereler her gün açık duruyor, Gizlice bakıyor dal arasından. Belliki içinden hayal kuruyor, Akşam ışıkları çam çırasından. Bu evin yanında su da olmalı, Koyu yeşil dallar böyle diyorlar. Bir akşam misafir olup kalmalı, Bunlar sabah akşam meyve yiyorlar. Çok güzel olmalı bu evin kızı; Gözler; badem, saçı; uzun sarışın Dudakları sanki bahçe kirazı, Buralar olmalı yeri barışın. 20 Haziran 2006/Bahçeşehir 108 109 ÜZÜLÜYORUM Bakınca gözlerin insaf etmiyor, Yanıyorum a kız gözlerin aydın. Doymuyorum sana, bakmam yetmiyor Kanıyorum a kız gözlerin aydın. Bu çaresiz anın sebebi sensin, İsterse halime bir esir densin, Bari üstümdeki sağanak dinsin, Donuyorum a kız gözlerin aydın. Duyğular bir alev, yürek çaresiz Yıllar belli değil, zaman süresiz, Korkuyorum bari bitse firesiz, Sınıyorum a kız gözlerin aydın. Yürek; efil efil, göz; aygın baygın Beni delediyor yitirme kaygın, Bu bir sevmek değil, sanki bir soygun Dönüyorum a kız gözlerin aydın. 15 Haziran 2006/İşe giderken, yolda-İstanbul 109 110 FIRTINALI DENİZ Sevdiğim nolursun yorgunum deme, Daha yaşanacak nice yıllar var. Bu güzel mevsimin hakkını yeme, Daha görülecek nice haller var. Yılları sanmaki ömrün hasımı, Biz daha yazdayız unut Kasımı, Bak, yine geliyor bahar mevsimi; Daha koklanacak nice güller var. El ele olmaktır sevginin aslı, Boşuna saklama gözlerin puslu, Bunlar ömrümüzün inan ilk faslı; Daha da açacak nice dallar var. Gece gündüz her an gitsek de bizler, Gözler sevgi dolu bir liman özler, Fırtınalı amma bugün denizler; Ruzgarlardan uzak nice eller var. 13 Haziran 2006/Salacak/sküdar-istanbul 110 111 DUYGULAR Bütün varım bir nefeste; Onun ile yaşıyorum. Kulağım gelecek seste, Ben o sese koşuyorum. Gün gün değişiyor huyum, Nerde kaldı eski uyum, Ne eylesem gene buyum, Halden hale düşüyorum. Toprağa tohumu ekmek, Sönmeyen bir ateş yakmak, Duman duman göğe çıkmak, Bulutları aşıyorum. Toprak bir dost, toprak hamur, Onsuz tatsız tuzsuz ömür, Gökten şakır şakır yağmur, Yağar gibi taşıyorum. El ererken gül dikmeye, Gözler görürken bakmaya, İçime ateş yakmaya; Yüreğimi deşiyorum. 7 Haziran 2006/Saat 03.45 Salacak/Üsküdar-İstanbul 111 112 SENSİZLİK Zalim aşkın beni esir alınca, Huy edindim bağlamayı kaç yıldır. Akşamları tek başıma kalınca, Huy edindim ağlamayı kaç yıldır. Ezber ettim türküleri söyledim, Ben kendimi kadehlerle eyledim, Bilmiyorum; aşkın ile neyledim, Huy edindim çağlamayı kaç yıldır. Sen yoksun ya resimlere bağlandım, Sabah akşam hayalinle eğlendim Ateş ile yaşamayı öğrendim, Huy edindim dağlamayı kaç yıldır. Duygularım yüreğimden taştılar Gece gündüz anıları deştiler, Benim ile dilden dile düştüler, Huy edindim eğlemeyi kaç yıldır 7 Haziran 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 112 113 BU SEVDA BENİM Yürek yorgun argın, aşk nakış nakış… Gözümü saylattı bu sevda benim. Yetmez oldu artık sadece bakış, Dilimi söyletti bu sevda benim. Oyalandım gece gündüz nazınla, Aşkın kitabını yazdım sözünle, Kapındayım işte gelen izinle; Gönlümü eyletti bu sevda benim. Salacak/Üsküdar-istanbul 113 114 YETER ARTIK Beni böyle kuş misali, Göçürdüğün yeter artık. Bülbül gibi daldan dala, Uçurduğun yeter artık. Biliyorsun gönlüm kırgın; Kalbimdedir büyük vurgun, Şu sırattan yorgun argın, Geçirdiğin yeter artık. Sitem dolu sözlerini, O bitmeyen nazlarını, Gözlerimden gözlerini, Kaçırdığın yeter artık! Sanma aşkta her şey mübah, Vallahi yaptığın günah, Gece, gündüz, akşam, sabah İçirdiğin yeter artık. 30 Mayıs 2006/Saat 01:35 Salacak/Üsküdar-istanbul 114 115 BİR BİR Nasıl da yanıyor içimi bilsen; Nasıl da harcadım yılları bir bir. Şimdi pişmanlıklar boşuna amma, Nasıl da kuruttum dalları bir bir. Her sabah görünen ışığa kandım, Ömrümü yıllarla eksilmez sandım, Bir aşka tutuldum yürekten yandım, Nasıl da sevmedim gülleri bir bir. Nice sevda çektim günü olmayan, Nice derde düştüm yeni olmayan Nice yollar gittim sonu olmayan, Nasıl da yürüdüm milleri bir bir. Aşk ile donattım bütün özümü, Umutlara yazdım sevgi tezimi, Ayar edemedim gönül sazımı, Nasıl da kopardım telleri bir bir. Gide dige sarpa sardı yollarım, Bunun aynasıdır bütün hallarım, Yaşanmadan geçti nice yıllarım, Nasıl da harcadım yılları bir bir. 25 Nisan 2006/Bahçeşehir-İstanbul 115 116 BU OLSA GEREK El, ayak yorulur, göz görmez olur Yaşlanmak denilen bu olsa gerek. Kulakların duyamaz, baş ermez olur Kışlanmak denilen bu olsa gerek. Ne gelen seslenir, ne giden tanır O halde görenler bir garip sanır, Ayrı masalarda yemeğin konur, Dışlanmalk denilen bu olsa gerek. Biri gülüverse bir an yüzüne, Derman olmaz amma yürek sızına, Hayat güzel gelir o an gözüne, Hoşlanmak denilen bu olsa gerek Sen candan, çocuklar senden bezerler, Her gün yeni yeni kural yazarlar, Bazı oğlun, bazı kızın azarlar, Haşlanmak denilen bu olsa gerek. Yıllarla beraber yorulur beden, Sen ki; ağır ağır meçhule giden, Ne hal-hatır soran, ne sohbet eden... Boşlanmak denilen bu olsa gerek. 20 Mayıs 2006/Darıca/Gebze-Kocaeli 116 117 BİR YANA Anladım gittikçe artıyor derdim, Gençliğim bir yana, yaşım bir yana. Varımı yılların seline verdim, Duygular bir yana, başım bir yana. Şimdi dayanmaya özüm kalmadı, Çekilecek bir tek nazım kalmadı, Artık söylenecek sözüm kalmadı, Üzüntüm bir yana, coşum bir yana. Varlığım kayboldu eller içinde, Seller gibi akan yollar içinde, Yüreğim bin türlü haller içinde, Gerçekler bir yana, düşüm bir yana. Kalbim dinlemedi akıl sesimi, Yüreğime gömdüm bütün yesimi, Kimlere söylesem bilmem yasımı, Gözlerim bir yana, kaşım bir yana. Yılları geceyle, gündüzle savdım Ben onu kimseye demeden sevdim, Hatalarım için dizimi dövdüm, Gençliğim bir yana, yaşım bir yana. Bir kere tutuldum aşk denen derde, O derdi ararım kalınca darda, Onunla yaşadım bütün her yerde, Dünyalar bir yana; eşim bir yana. 8 Mayıs 2006/Salacak/Üsküdar-istanbul 117 118 AVUTMUYOR Boşuna çağırman beni; Yollar beni avutmuyor. Yar belini sarsam bile; Kollar beni avutmuyor. Ne sazlarım ne türküler, Dinlediğim tüm şarkılar, İçimde gizli korkular; Diller beni avutmuyor. Kabarıyor gönül seli, Kırıldı kalbimin teli, Neyleyeyim gurbet eli; Eller beni avutmuyor. Kavuşsam varsam eline, Uzansam yarin koluna, Savrulsam da aşk yoluna; Küller beni avutmuyor. Yarenim, eşim, yoldaşım Tükendi içimde coşum Ben bir aşk ile sarhoşum; Kullar beni avutmuyor. 18 Nisan 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 118 119 GÖZLERİN DÜŞTÜ Ömrümü yılların içinde böldüm, Gözlerin ilkbahar ayına düştü. Sevgini bir ruya gibi yaşadım, Yüzlerin pembeyle oyuna düşü. Salınıp gelişin, yürüyüş tarzın Bir kuğu misali kendini arzın, Bozdurur dördünü inan beş farzın, Nazların kalbimin payına düştü. Başağı andırır sarı saçların, Sevda ilacıdır gönlü açların, İçimi titretir parmak uçların, Gizlerin gönlümün yayına düştü. Sevenlerin vardı gelmez hesaba, Peşinden yürüdü koca kasaba, Sana helal olsun verdiğim çaba, Hazların gönlümün toyuna düştü. 19 Şubat 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 119 120 NE DE ÇOK İŞ VAR Vakit yok beklemeye gelen yılları, Oysa yapılacak ne de çok iş var. Bu kaygı içinde gitmek yolları, Oysa yapılacak ne de çok iş var. Dara düştüm ömür denen süremde, Budur içimdeki büyük yaram da, Zaman tükeniyor yok ki çarem de, Oysa görülecek ne de çok iş var. Gaileler bir değil ki başımda, Aman vermez geçip giden yaşım da, Kimi hayalimde, kimi düşümde; Oysa yapılacak ne de çok iş var. Ne yerler var gezilip görülecek, Ne çiçekler… koklanıp derilecek, Bir sensin uğruna can verilecek, Oysa görülecek ne de çok iş var. Dost var sohbetine doyamadığım, Duygu var içimde sayamadığım, Sen varsın kolunda ayamadığım, Oysa görülecek ne de çok iş var. Demek böyl’olurmuş zamana kanmak, Gün gelir kaygılar tükenir sanmak, Gün ikindi diye tutuşup yanmak! Oysa yapılacak ne de çok iş var! 11 Şubat 2006/Karahayıt-Denizli 120 121 HABERİN GELDİ Yıllardır her gece karşıma çıkan, Hulyamdır demişsin, daha ne olsun. Beyaz çiçeklerle delice kokan, Fulyamdır, demişsin, daha ne olsun. Kaç yıldır kalbimde bitmeyen işim, Aşkımın ilacı, ekmeğim, aşım Zifir gecelerde aydınlık düşüm, Ruyamdır demişsin, daha ne olsun. Aşkıyla divane olup gezdiğim, Uğruna yıllardır şiir yazdığım, Dudağında kaç kez oruç bozduğum, Deryamdır demişsin, daha ne olsun. 19 Şubat 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 121 122 NE DERSİN? Diyorlar zenginlik en büyük erdem, İnsan olmalıyız buna ne dersin? Yolumuz olmalı bu yönler her dem, Derdi bilmeliyiz buna ne dersin? Dersler çıkarmalı selden, kuraktan Seyretmek olmazmış öyle ıraktan, Dost dersek birine özmü yürekten, Dostla ölmeliyiz buna ne dersin? Gurbet ele düşüp garip kalana, Verilenin kıymetini bilene, Yoksulluk çekene, derdi olana Yardım salmalıyız buna nedersin? Hacı Bektaş gibi büyük erenle; Yüreğinde gülü yedi verenle, Bir ömür boyunca dostla yarenle, Gezip gülmeliyiz buna ne dersin? Bir aşık gözüyle canan görmeli, Birer birer yürekleri dermeli, Bir alırsak eğer beşin vermeli, Sevgi dolmalıyız buna ne dersin. Nahak yere biri birin üzerse, Durduk yerde baştan çıkıp azarsa, İnsanlıktan çıkıp huzur bozarsa, Karşı gelmeliyiz buna ne dersin? 28 Ocak 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 122 123 EMEL SAYIN MISIN? Savurup gidersin sarı saçları, Emel sayın mısın, nesin güzelim? Kıvrım kıvrım dönmüş omuz uçları, Emel Sayın mısın, nesin güzelim.? Boyun, posun, yürüyüşün, işveni Öldürür sendeki beyaz döş beni, O geliyor sandım görünce seni, Emel Sayın mısın, nesin güzelim? Bulunmaz diyordum amma bir eşi, O mu verdi sana bu gözü, kaşı? Çift yaratmış demek; Allahın işi! Emel Sayın mısın, nesin güzelim? Nasıl katlanılır böyle yüzlere, Sis içinden bakan yeşil gözlere, Bal yüklüyor al dudaklar sözlere, Emel Sayın mısın, nesin güzelim? Birbirinden güzel dudaklar dişler, Tanrı’nın özenip yaptığı işler, Ondan başkasında yok bu gülüşler, Emel Sayın mısın, nesin güzelim? Nereye bu gidiş ey küçük hanım; Sahibi nerede, de, bu endamın? Adın da Emel mi söyle be canım? Emel Sayın mısın, nesin güzelim? 29 Ocak 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 123 124 HAYATA DAİR ( OTURUM ) Hayat denen masalı okumak istiyorum, Harfleri belli değil, satırları karışık. Çözülür bir gün diye hep umut besliyorum Umarım hiç kaybolmaz içimdeki bu ışık. Yıllar bir bir tüketti ömür denen varımı, Aşk yolunda kaybettim akıl denen karımı , Resimlere nakşolmuş aynaların yorumu; Saçımdaki beyazlar, alnımdaki kırışık…. Bir aşıktır şu gönlüm; zaman seline düşmüş Bir oyuncakdır aklım; aşkın eline düşmüş Bir yolcu ki şu halim kendi yoluna düşmüş, Ne önümde mihmandar, ne elimde bir ışık. Hep cevapsız kalıyor hayata dair sorum, Alın yazım denilen gerçek değil ki yorum, Bir gün elbet kapanır hayat denen oturum, Zaten benim şu gönlüm toprak ile barışık. 26 Ocak 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 124 125 MEKTUP Dün geldi postacı, mektup yazmışsın Daha da gelecek bekle diyorsun. Halini perişan hazin yazmışsın, Hataları bana yükle diyorsun. Anladım suçluyum çekip gitmekle, Dargınlık çıkarıp küsüp gitmekle, Öyle suratımı asıp gitmekle, Başka da var ise ekle diyorsun. Sinirlerime ver aldırma nolur, Kusursuz Tanrı’ymış arada olur, İsteyenler elbet bir çıkış bulur, Oyunu kazanır yekle diyorsun. Migrenim azıyor, dişim başladı, Huzursuzluk denen işim başladı, Havalar sovuyor kışım başladı, Yünlüler dolapta sakla diyorsun. Arada sende yaz öldürme beni, Artık saymaz oldum ayı ve günü, Akıl kanunundan aç mahkemeni, Duygu maddesinden akla diyorsun. 125 126 Rakıyı seversin ama kullanma, Her gün içer; ayyaş, sarhoş, bellenme Alışverişlerde nakit kullanma, Boçlarını öde çekle diyorsun. Düşündüm de sevgi her şeyi değer, Seninle cennette kalmışım meğer, Sen de bana dönmek istersen eğer, Bir gece kapımı tıkla diyorsun. Aman ihmal etme nolur bahçeyi, Yüzüstü bırakma bütün her şeyi, Şimdi çiçektedir mor menekşeyi, Benim yerime de kokla diyorsun. İşte uzun uzun yazdım halimi, Sen de bırak artık nolur zulümü, İnan hiç istemem amma ölümü, Sen istyersen öldür okla diyorsun. Hal-i pür melalim böyledir işte; İnanki her gece görüyom düşte, Gene çay yaparım tam saat beşte, Pohçayla, börekle, kekle diyorsun. 25 Ocak 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 126 127 NERDESİN? Gözüme uykumu haram eyleyen, Özlediğim aşkım şimdi nerdesin Ninni diye bana şarkı söyleyen Gizlediğim aşkım şimdi nerede? Nakış nakış resmeyledim güzüme, Konu oldun bitmez şu aşk tezime, Derman olur diye yürek sızıma, Gözlediğim aşkım şimdi nerede? Yüzüne bakarken aldığım hazzı, Hala yüreğimde geçmedi izi, Bodrum’da beraber o sıcak yazı, Yazladığım aşkım şimdi nerdesin? Gözlerin kömürdü, saçların koyu, Kaç yıldır kaybettim gece uykuyu, Aşkıyla kendimi bir ömür boyu Sözlediğim aşkım şimdi nerdesin? 22 Ocak 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 127 128 DÜNÜR GELİYOR Nolur hiç söyleme bunları bana, Bu sözler gönlüme ağır geliyor. Kimse fark etmiyor yürek sesimi; Kalbin hep yanıma sağır geliyor. Yıllarca baksam da yüzüne, doymam Kokunu duymazsam inanki aymam Sabahları yolda sesini duymam; Günaydının bana uğur geliyor. Ellerin yumşacık, saçın ibrişim Rast gidiyor inan bütün gün işim, Hayaline dalıp dalıp gidişim, Endamın gözüme seyir geliyor. Uzansam, başımı koysam dizine, Yıllarca öylece baksam yüzüne, Takılınca gönül senin izine, İstersen Fizan’a çağır geliyor. İstersen görünme daha çok özlen, Yalancıktan konuş, biraz da nazlan İstiyorsan şımar, istersen sızlan Anam sana bu güz düğür geliyor. 22 Ocak 2005/salacak/Üskjüdar-İstanbul 128 129 YALAN AYNALAR Gençlik yıllarımın hatırasıdır, İçinde gezdiğim gülen aynalar. Zavallı gönlümün bir ruyasıdır, Beni ta bağrına alan aynalar. Hiç bitmez sandığım uzun yolları, Boynumda dolalı yarin kolları, Düşündüğüm zaman geçen yılları, Her zaman kapımı çalan aynalar. Sümbüller, nergisler papatyalarım, İçimde alevli ateşle varım, Bana gençliğimden ilk yadigarım, Yıllardan hatıra kalan aynalar. Nolur sevgilime bir haber salın, Çağırın, şuraya yanıma alın, Aman hiç değişmen öylece kalın, O ilk aşklarımı bilen aynlar. Gözlerim buğulu, yakınlar ırak, Bir bilen çağırıp ona da sorak, Beni ilk aşkımla başbaşa bırak, Yavaş yavaş beni silen aynalar. 22 Ocak 2005/salacak/Üsküdar-İstanbul 129 130 YAPAMADIM Kör olası şu dünyanın tadını, Tatmayı denedim, yapamadım. Unutayım dedim şunun adını, Atmayı denedim yapamadım. Göstermeden bana sendeki farkı, Karşıma çıkardı feleğin çarkı, Terkederim dedim ama gel gör ki…. Gitmeyi denedim yapamadım. Kaç yıldır sersefil peşinden gittim, Sen gönlünce yaşa artık ben bittim, Asla dönmem diye kaç yemin ettm, Tutmayı denedim yapamadım. Ayağımdan kaydı olduğum zemin, Senin olsun artık kalan son demin, Geri dönmem diye bin kere yemin… Etmeyi denedim, yapamadım. Taşıyamaz oldum verdiğin cevri, Kapatayım dedim bende şu devri, Önüme uzattın Osmanlı Sevri, Batmayı denedim yapamadım. 3 Ocak 2006/İşe giderken, yolda-İstanbul 130 131 DÜŞÜNDÜM Davetimde başka bir şey arama, Belki bir şey dersin diye düşündüm. Yüreğimde kapanmayan yarama, Son kez merhem sürsün diye düşündüm. Ne haldeyim, ne ederim, nasılım Göz yaşlarım, şarkılarım, fasılım, Sensizlikte yaşam tarzım, usulüm, Bu halimi görsün diye düşündüm. Eziyettir bana sensiz Kasım’lar, Aldırmıyor şimdi eski hasımlar, Hatıralar, hediyeler, resimler Her şey sende dursun diye düşündüm. Dert eyledim sensiz geçen yaşamı, Arıyorum sende kalan neşemi, Ela gözlü, sarı saçlı Ayşe’mi Bana geri versin diye düşündüm. Çağır dedi yüreğimde kalanlar, Sevgimize verdiğimiz talanlar, Senin için hazırlandı olanlar, Belki bir şey yersin diye düşündüm. 29 Aralık 2005/Saat 04.00 Salacak/sküdar-İstanbul 131 132 SEN HİÇ KIYMET BİLMEDİN Boşunaymış beklemem, gün gelir anlar diye Yaş geçse de boşuna, sen hiç kıymet bilmedin. Akşamları şu yorgun kalbimi dinler diye, Düş geçse de boşuna, sen hiç kıymet bilmedin. Gözlerin gözlerime bilmem neler anlatmış, Seni tanımak bir dert, gönül vermek cinnetmiş, Seninle ilk günlerim bir yalancı cennetmiş, Hoş geçse de boşuna, sen hiç kıymet bilmedin. Sen keyfince gezerken, beni her gün ağlattın Gözlerimden kaç yıldır ne Fıratlar çağlattın, Şu kalbimi aşkına kör düğümle bağlattın, Yaş geçse de boşuna, sen hiç kıymet bilmedin. 23 Aralık 2005/Salacak/Üsküdar-istanbul 132 133 SEN ETTİN Gözlerim, çektiğim senin yüzünden Alları başıma sen bela ettin. Bütün dikenleri sakladın benden, Gülleri başıma sen bela ettin. Bundandır yazgıma isyan edişim, Sevdayı içimde böyle tadışım, Senin yüzündendir dalıp gidişim, Halleri başıma sen bela ettin. Kalbim sevgi ile tanışır oldu, Sazlar benim ile konuşur oldu, Duygular bir aşka dönüşür oldu, yolları başıma sen bela ettin. Bazan kahreylerim kendi halime, İsyanım dökülür suskun dilime, Şarkıya dönüşür bir kaç kelime, Dilleri başıma sen bela ettin. 20 Aralık 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 133 134 YAPMA NOLURSUN Gözlerden öpmeye ayrılık derler; Böyle deli deli öpme nolursun. İstemem gelmesin böyle kederler, Büyük sözü dinle yapma nolursun. Korkarım başlarsa bitmeyen kışlar, Ayırırsa bizi böyle öpüşler, Varsın senin olsun dudaklar dişler, Kirazlıkta eğlen sapma nolursun. Bir ömür sevsen de gene pes demem, Ninni söyle bütün gece sus demem, Senin ile ayrılmayı istemem, Sar da kollarını kopma nolursun. Senden önce asla hiç aşk tatmdım, Sevgimize bir gün zehir katmadım, Haşa seni böyle ben yaratmadım, Bu kadar da sevme, tapma nolursuın. 14 Aralık 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 134 135 SIZLIYOR İçimde o bitmez tasa, Satır satır yazılıyor. Gönül çoktan girdi yasa; Sızım sızım sızılıyor. Başımdaki kaygılarım, Ya kalırsa her şey yarım, Kalbimdeki duygularım; Sızım sızım sızılıyor. Yine bulutlu gözlerim, Tükendi, gitti hazlarım Kolum, bacağım, dizlerim Sızım sızım sızılıyor. Bundan sonra budur hava, Dağılıyor artık yuva, Yad yabancı, dost akraba Sızım sızım sızılıyor. İşte bitti bütün varım, Gene kaldı düşler yarım, Canımdan tek yadiğarım, Sızım sızım sızılıyor. Gün gün artar oldu yaşım, Böyle zora girdi işim, Kalbimi unuttu başım, Sızım sızım sızılıyor. 19 Aralık 2005/saat 01.45 Salacak/Üsküdar-İstanbul 135 136 BAŞKA Seni bir yerlere koyamıyorum, Kalbimin can evi, içinden başka. Kokluyor, öpüyor, doyamıyorum Yüzün, gözün, dudak üçünden başka. Boynuma dolanan kollar çekiyor, Gözlerden kalbime sevgi akıyor, Yüzüme bir huzur, sukun çöküyor Upuzun, simsiyah saçından başka. Her an açım sana gönlüm dolmuyor, Baharım bitmiyor, güller solmuyor Çok şükür kavuştuk sorun olmuyor, Bir tek o naz denen suçundan başka. 12 Kasım 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 136 137 ÖLÜMDEN ÖTE Git dersen gönlünden çıkar giderim, Yol mu var sevdiğim ölümden öte! Sensiz buralara veda ederim, El mi var sevdiğim ölümden öte! Ettiğin reva mı seni özlere, Hasret bıraktınya çimen gözlere, Şu zehir yüklemen varya sözlere, Dil mi var sevdiğim ölümden öte! Ben gibi var mıydı peşinde koşan, Onca yıl bıkmadan üstüne düşen, Nil gibi kabarıp gözünden taşan, Sel mi var sevdiğim ölümden öte! Kahrım var sevdiğim gelen yıllara, Yalnız saldın beni kuru çöllere, Ayrılığı sen mi yazdın dillere, Gel mi var sevdiğim ölümden öte! Değiştirdin gene kader falımı, Yanılıp yazılıp görme halimi, Büyük Sahra’lara saldın yolumu, Çöl mü var sevdiğim ölümden öte! Bu bitmez inadı kırarsan bir gün, Aklına gelir de sorarsan bir gün, Nerdeyim, nasılım ararsan bir gün, Hal mi var sevdiğim ölümden öte! 3 Kasım 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 137 138 ÖDÜM KOPUYOR Yanılıp yazılıp başka birine, Vurulursun diye ödüm kopuyor. Unutursun bana olan aşkını, Durulursun diye ödüm kopuyor. Yanılırsın belki bir hatan olur, Sokakta yürürken bir çatan olur, Söz söyleyen çıkar, laf atan olur Kırılırsın diye ödüm kopuyor. Görmedin mi son kararı verirken? Gözlerimi sulu sepken bürürken, Sokakta yalınız bensiz yürürken, Yorulursun diye ödüm kopuyor. İnsan hali belli olmaz ki şaşar, Belki de ağlarısın gözlerin taşar, Ben yerin koynuna girince koşar, Sarılırsın diye ödüm kopuyor. Seninle ömrümce kalırım amma, Cehennem de bile bulurum amma, Kapına her gece gelirim amma, Darılırsın diye ödüm kopuyor. Hayat bu; çekilmez yalınız, bekar Gün gelir belki de canını sıkar, Olaki başka bir kısmetin çıkar, Verilirsin diye ödüm kopuyor. 3 Kasım 2005/Salacak/Üsküdar-istanbul 138 139 BU GÜN BAYRAM AMMA UTANIYORUM Orucu tutmadım, namaz kılmadım Bu gün bayram amma utanıyorum. Fitire vermedim, yardım salmadım Gören hayran amma utanıyorum. Sözüm yok diyecek başka birine, Konuşmak istemem elin yerine, Kim hükmetti kimlerin kaderine, Her şey seyran amma utanıyorum. Kiminin yüreği taşlardan katı, Kimisi bulursa topluyor otu, Ülkede yoksullar bilmiyor eti, Pişen büryan amma utanıyorum. Hemi aç, hem açık milletin çoğu, Her yerler aç ama, hele de Doğu! Gene gözlerimi bürüyor buğu, Bu gün bayram amma utanıyorum. 3 Kasım 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 139 140 SALSAYDIN Kaç kişiye gittin, gördün, konuştun Dilin mi kopardı selem salsaydın. Ya da uğrasaydın, kaç gündür boştun Yolun mu sapardı selam salsaydın. Kendimi bulurdum bir selam ile, Mutlu’ederdin beni o kelam ile, Barışırdım kendi baş belam ile, Kölen mi n’apardı selam salsaydın? Kurtulurdum o an gönül yesimden, Bir eser kalmazdı inan küsümden, Yer yerinden oynar sevinç sesimden, Teller mi kopardı selam salsaydın. İşte ben böyle şanssız bir kulum, Kapıma dayandı sensiz şu ölüm, Aylardır hep acı çeken bu gönlüm, Kısmet mi teperdi selam salsaydın. 6 Kasım 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 140 141 YILMASAN BARİ Sakın ha hiç sorma nedir bu halin, Yoluma gönlümün kışları çıktı. Nolur düşmeyelim diline elin, Bahtıma gözümün yaşları çıktı. Ben de biliyorum belki kırk yama, Nolur sen aldırma yırtık hırkama, Sana söyleyecek sözüm var ama, Karşıma evlerin boşları çıktı. Çarem yok yoldayım Allahım kerim, Kar yağıyor, buz kesiyor ellerim İnan utanırım küçük düşerim, Umarım ölümün işleri çıktı. Görüyorsun işte yağmuru seli, Hoş görürsün belki eski sevgili, Hiç umut yok amma insanlık hali, Kalbimin örecek taşları çıktı. Başka da yolu yok kalmaktan gayri, Dolanıp kapını çalmaktan gayri, Öleceksem sende ölmekten gayri, Bahtıma alıcı kuşları çıktı. 29 Ekim-15 Kasım 2005/Salacak/Üsküdar-istanbul 141 142 UZAK DUR Kaç yıldır tanırım, ama güvenmem, İstemem ben seni benden uzak dur. Bir çerez misali arada yenmem, İstemem ben seni, ele tuzak kur. Hep dışında kaldım ok menzilinin, O yılan misali zehir dilinin, Çekemem derdini yıkık gönlünün, Boşuna gönlüme yaptığın bu kur. Allah esirgesin geçmem kapından, Korkarım çökecek diye yapından, Kuyuya inilmez senin ipinden, Kandırmaya yetmez attığın bu tur. 31.10.2005 Salacak/Üsküdar-İstanbul 142 143 YABANCISIN Yakılmış, yıkılmış gönül bahçeme, Gizlensen de şimdi bir yabancısın. Yalvarıp yakarıp hiç af dileme, Özlensen de şimdi bir yabancısın. Unutma selamı kestiğin günü, Deli poyraz gibi estiğin günü, Gidiyorum deyip küstüğün günü, Sızlansan da şimdi bir yabancısın. Yıllar önce böyle kıralı beni, Kalbinden vurulmuş yaralı beni, Pişman olup, dönüp soralı beni, İzlensen de şimdi bir yabancısın. İstemem saldığın beyaz gülü de, İster konakda dur, ister yalı da, Bazan Toroslarda, bazan Bolu’da, Gözlensen de şimdi bir yabancısın. 29 Ekim 2005/Salacak/Üsküdar-istanbul 143 144 SENİ Sevdiğim kalbime düşen resmini; İçimde sır diye sakladım seni. Aslında hayalsin bilmem ismini, Ruyama gir diye sakladım seni. Sen benim başımın altından tacı Ellere bildik de bana yabancı, Sende benim şu derdimin ilacı Ver diye içimde sakladım seni. Bence gözlerinin yoktur bir eşi, Ellere diyemem gördüğüm düşü, Söndürmeye kalbimdeki ateşi, Kar diye içimde sakladım seni. İnan ki korkarım seni üzmekten, Ruyalarda düğmeleri çözmekten, Sokaklarda peşin sıra gezmekten, Ar diye içimde sakladım seni. Adını söyleyip tanışamadım, Bir yerde görüp de bilişemedim Hep dilim tutuldu konuşamadım, Zor diye içimde sakladım seni. 19.Ekim 2005/Salacak/Üsküdar-istanbul 144 145 KÜLLENEN AŞKLAR Başladı hayatın yağmuru, kışı Bilseydim kalmazdım, öğrendim yeni. Gün gelir; geçermiş gençliğin yaşı Bilseydim salmazdım öğrendim yeni. Yüzlerde yorgunluk, saçlarda aklar Bizim aşkımızı çalan tuzaklar, Nerede o yıllar hiç biri yoklar Bilseydim gelmezdim, öğrendim yeni. Bilseydim o yıllar solacağını, Zamanın bir hırsız olacağını, Seni benden böyle çalacağını , O yıllar bilmezdim, öğrendim yeni. Mevsimler geçermiş, çiçekler solar, Şimdi hatıralar beni oyalar, Seviyorum seni ilk günkü kadar, Yalınız bırakma gönlümü emi, Sıkıca, sıkıca tut ellerimi. 6 Ekim 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 145 146 YETER Acılar içinde kıvranmak ne ki, Sensiz şu gurbete düştüğüm yeter. Niçin bu ayrılık, sebebi deki; Aşkın yangınıyla piştiğim yeter. Sevince bir kere bağlanıp kaldım, Yalvardım yakardım haberler saldım, İnan senin için bir mecnun oldum, Ömrümce bu sırra şaştığım yeter. Ne bir mektup saldın, ne de okuntu Sürüyor içimde büyük sıkıntı, İşte depreminden kalan yıkıntı, Yersiz yurtsuz böyle içtiğim yeter. Kırgınım baharda açan dallara, Küstüm bahçedeki bütün güllere, Aşkın ile rüsva oldum ellere, Seninle dillere düştüğüm yeter. Her gün o verdiğin resmi öperim, Nehir gibi yüreğimden akarım, Seni sevmek değil, haşa taparım Sevgi sınırını aştığım yeter. Fırata benzedim deli coşumla, Küskün yaşıyorum kendi başımla, Avunsam da geceleri düşünle, Gündüz yüreğimden taştığım yeter. 27 Eylül 2005/İşe giderken, yolda-İstanbul 146 147 YORULDUM Ömrümce her gün yürüdüm; Geze geze çok yoruldum. Çiçek misali kurudum, Toza toza çok yol aldım. Günü yıllardan deşirdim, Duygumu gözden taşırdım, Daldım yolları şaşırdım, Teze teze çok yoruldum. Günler geçti ayım bitti, Yıllar geçti sayım bitti, Gönlümdeki toyum bitti Seze seze çok yoruldum. Hayal kurdum düşler ile, Ömrüm bitti işler ile, Gözümdeki yaşlar ile, Süze süze çok yoruldum. Varlığı yokluğu gördüm, Kendimi kendime sordum, Son kararı böyle verdim, Yaza yaza çok yoruldum. 30 Nisan 2007/Salacak/Üsküdar-İstanbul 147 148 SÖYLE Çoktandır yazmadın mektup gelmedi, Nasılsın beni de özlüyor musun? Ya kırıldın, ya da vaktin olmadı, Gene Toroslarda yazlıyor musun? Bahardan yaylada... Eylül’e kadar, Benden başka var mı hiç canın adar, Aramaman sanki biraz manidar, Eziyet me’diyor, nazlıyor musun? Kabullendim artık şu olanları, Yüreğime gelen tüm talanları, Okudun mu başıma gelenleri, Gazeteleri de izliyor musun? Sence soyun gene Aslı soyumu? Her şey iltifatsız kaldın deyi mi? Gene kaprislerle aran iyi mi? İki de bir ağlayıp sızlıyor musun? Yaylağınız hala dik yamaçta mı? Aşıkların senin sarı saçta mı? Çadırınız gene öte uçta mı? Her gün o yokuşu dizliyor musun? Pencerene hala gül asar mısın? Yemin eyle desem de susar mısın? Getirsem kuranı el basar mısın? Beni sevdiğini gizliyor musun? 17 Eylül 2005/Darıca/Gebze-Kocaeli 148 149 İÇİMDEKİ ŞARKI Kaç yıldır sorarım ben beni bana, Benden başka bir ben var ki içimde. Kaç kere yalvardım gel diye ona, Bir ses duyulmadı gör ki içimde. Ben beni tanımam diye kim derdi! Kimler bu günedek bu sırra erdi? Aynalara sordum resim gösterdi; Ömrümün şu dönen çarkı içinde. Yıllar şu canımı nasıl tutuyor? Ömrüm zaman ile neden bitiyor? Gün geliyor her şey birden yitiyor; Bir diyen çıkmadı; sır ki içimde. Zaman su misali durmadan akar, Canım bu akıştan usanır, bıkar Yıllardır içimde kıyamet kopar; Bu günüm son diye korku içimde. Ben gönlümden işte böyle taşarım, Bu iç ateşimde her gün pişerim, Fazla söyletmeyin nolur şaşarım, Zaman, bir vefasız şarkı içimde. 20-30 Eylül 2005/Bahçeşehir-İstanbul 149 150 OLUYORUM Düşününce gençliğimi, Yaşar gibi oluyorum. Yüreğimden dere dere, Taşar gibi oluyorum. Ay doğuyor yine bedir, Vakit çok geç midir, nedir? Anladım ki sonu budur, Şaşar gibi oluyorum. Aklıma geliyor adın, Sen o siyah saçlı kadın, Düşüyor içime odun, Pişer gibi oluyorum. Sen varsın alın yazımda, Kaderimiz bu bizim de, Tuna’lar varki özümde, Taşar gibi oluyorum. Esiyor bir kötü ruzgar, Yolları kaplıyor bir kar, İçimde bir ürperti var, Üşür gibi oluyorum. 17 Eylül 2005/Darıca/Gebze-Kocaeli 150 151 DAHİL Bilsen ki içimden neler geçiyor, Felekten günleri çalmak da dahil. Bir ömrü beraber mutlu yaşamak, Beraber ağlayıp, gülmek de dahil. Söyle bu aşk senin için bir sır mı? Ne istersin benden; kalbimde yer mi? Başka da şu benden isteğin var mı? Kollarına yatıp ölmek de dahil. Yaşayamam canım, sensiz ölürüm Bir buseni derde derman bilirim, Yeterki sen iste her gün gelirim, Bir ömür yanında kalmak da dahil. Bir gece gizlice yanına gelsem, Açsam düğmeleri kalbini çalsam, Seni gelin etsem koynuma alsam, Sevinç göz yaşını silmek de dahil. Yeter artık nolur bitsin bu çile, Gel de herkes bizi görsün el ele, Aşkımız düşse de dillerden dile, Sevda sözlüğünde kalmak da dahil. Bin kere dünyaya gelsem yeniden, Mahkum olsam kırk yıl sana sevgiden, İyi günde, kötü günde sen ve ben, Elele, kol kola olmak da dahil...... Kim demiş ki bizim kalbimiz bıkar, Her gece ben seni çalsam ne çıkar, İçimdeki sevda bentleri yıkar; Ferhat gibi dağlar delmek de dhil. 1 Eylül 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 151 152 UNUTTU Derlerse unuttu seni birisi; İnanma yalandır, o ben değilim. Her çiçeğe konan bir bal arısı, İnanma plandır, o ben değilim. İki dirhem bir çekirdek geziyor, Önüne çıkanı pek de süzüyor, Sonra kıymet bilemiyor beziyor, O eski çalandır, o ben değilim. Gülmem için bana çıkmadı izin, Hala devam eder verdiğin hüzün, Bunun sebebi o bitmeyen nazın, O senden gelendir, o ben değilim. Aşkın sağnağında girdim bir kışa, Senin için veda eyledim işe, Şimdilerde durgun, eski pür neşe O eski gülendir, o ben değilim. Yalvarıp yakarıp hep hayır alan, Yüreğinden yanıp her gün kül olan, Sayende şu kalbin gördüğü talan, O senden kalandır, o ben değilim. 1 Eylül 2005/İşe giderken, yolda-İstanbul 152 153 GÜZELLER GÜZELİ GÖZLERİN AYDIN. Bu gün seni gördüm gene düşümde, Güzeller güzeli gözlerin aydın. Melek gibi duruyordun karşımda, Güzeller güzeli gözlerin aydın. O saatte düğünümüz kuruldu, Bütün sevenlere haber verildi, Türküler söylenip, davul vuruldu Güzeller güzeli gözlerin aydın. Kınalar yakıldı beyaz eline, Kemerler bağlandı ince beline, Sonra girdin sevdiğinin koluna, Güzeller güzeli gözlerin aydın. Çimler halı serdi, çiçekler kilim Seninle açıldı nergizim, gülüm O gün kimseleri almadı ölüm, Güzeller güzeli gözlerin aydın. Güneş gülümsedi, ay selam verdi Gönlün benim ile murada erdi, Aşkın seni bu gün düşünde gördü, Güzeller güzeli gözlerin aydın. Bilemem, ne kadar uzadı düşüm Uyandım durmadı inanki coşum, Seni gelin ettim bu gece; eşim, Güzeller güzeli gözlerin aydın. 28 Ağustos 2005/Darıca/Gebze-Kocaeli 153 154 BİLENE SORDUM Bu gün bir güzele beni sordum; Kör dese beğenir, inanırmısın? Ben olsam saklamaz her şeyi derdim; Sor dese beğenir, inanır mısın? Nedendir hep böyle alnım ıslanır; Ter dese beğenir, inanır mısın? Elbet günü gelir, gönül uslanır; Zor dese beğenir, inanır mısın? Elmayı, kirazı görmüyor gözüm; Nar dese beğenir, inanır mısın? Onunla başlıyor, bitiyor sözüm; Dur dese beğenir inanır mısın? Kalbimi çıkarıp yoksa versem mi? Ver dese beğenir, inanır mısın? Yoksa al dudaktan aşkı dersem mi? Der dese beğenir inanır mısın? Tarihler yazar mı böyle bir aşkı? Var dese beğenir, inanır mısın. Nedir bu bendeki süren şu coşku? Har dese beğenir inanır mısın? “Ay değil, gün değil, nedir bu?” dedim Nur dese beğenir, inanır misin? Ben bir ela gözden hep vurgun yedim; Yar dese beğenir, inanır mısın? 25 Ağustos 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 154 155 DÜĞÜN KURULUR Sevdiğim ne güzel dünyada barış, Gözler birbirini görüp vurulur. Bakışa kendini siper eder kaş, Kalpler en öndeki safta görür. Kalp bu, sevgi için her zaman yeter Dil son sözler için pusuya yatar, Gönül alsın diye çiçekler atar, Yavaş yavaş sevgiliye varılır. Gönülden gönüle eserse ruzgar, Düşün bundan daha güzeli mi var? Aşıklardan birbirine yadigar, Şiirler yazılıp imza verilir. Gözler arar artık biribirini, Duygu aynı safta alır yerini, Akıl bilir zararını karını, Yüreklerden gül menekşe derilir. Çok beklemek olmaz bir kaç ay yeter, Yalnız geçen günler çok da zor biter, Talih bize bu yıl mektuplar atar, Bu güz bizim düğünümüz kurulur. 25.08.2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 155 156 SON MEKTUBUNU Sevinçten az kalsın çıldıracaktım, Dün akşam alınca son mektubunu. Şişeyi kadehe dolduracaktım, Kutuda bulunca son mektubunu Talih kuşu kondu bu gün başıma, Bahar geldi birden gönül kışıma, Sevinçten söyledim arkadaşıma; Telefon çalınca son mektubunu. Hatırlamıyorum kaç kez hatmettim, Okudukça eski günlere gittim, Son resmini doya doya seyrettim; Sen bana salınca son mektunu. İçkileri kadehlere doldurdum, Telefonla sevenlere bildirdim, İşte mektup diye tutup kaldırdım, Dostlarım gelince son mektubunu Bir cevap gelmişti şükür çağrıma, Derman bulunmuştu gönül ağrıma, Sevip okşayarak sardım bağrıma, Yalınız kalınca son mektubunu. Dünya alem bu sevgimi duysunlar, Bunu benim için senet saysınlar, Alıp bir aşk müzesine koysunlar Bir gün ben ölünce son mektubunu. 23 Ağustos 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 156 157 FIRTINA Bilseniz içimde ne fırtınalar Kopar, kopar geçer günde kaç defa. Yağan o boranlar, o dolu, o kar... Tükenmez içimde çektiğim cefa. Bundandır neşeye bigane kalmam, Bu yüzden son bahar gelmeden solmam, Ne zaman yüklendi imkansız bilmem; Sırtımdan inmeyen dert dolu küfe. Kendime mağlubum, elleri sayma, Varlığım; içimde olanı duyma, Nolur bir yabancı yerine koyma, Sığındım kendime çıkacak affa. Kader! yalvarırım sakın iz sürme, Eğilme önünde, bırak yüz sürme. Nolur biraz mutluluğu çok görme, Güldür şu bahtımı, güldür bir defa. 17 Ağustos 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 157 158 ÇİÇEK AÇMADI Yeniden düşündüm sensiz yılları, Gönlümün dalında çiçek açmadı. Eskisinden kötü oldum inan ki, Bahçeler gülünde çiçek açmadı. Yıllar tükenmedi, günler bitmedi Uzun uzun aylar geldi gitmedi, Romanlar, öyküler fayda etmedi, Şairler dilinde çiçek açmadı. Ne dünyam acıdı, ne bahtım güldü Çevremdeki her şey yabancı oldu, Saatler uzadı, üstüme geldi, Kenan’ın elinde çiçek açmadı. Açmadı kardelen karlardan sonra, Elin bilmediği sırlardan sonra, Yıkıldım yaşanan zorlardan sonra, Gittiğim yolumda çiçek açmadı. Boşuna özlemle bahar beklemem, Boşuna asılsız umut saklamam, Kendi vijdanımı kendim aklamam, İşte bu halımda çiçek açmadı. Olmuyor son günün ilk günden farkı, Çöktü bir yalnızlık, aldı bir korku Geçti ama onca yıllarım, gör ki; Bu dünya malında çiçek açmadı. 23 Ağustos 2005/Salacak/Üsküdar-istanbul 158 159 İZİN VEREMEM Nerden çıktı şimdi böyle gidişin, Hiç izin veremem; ayıp, gitmene! Nerden çıktı böyle isyan edişin, Ben izin veremem; koyup gitmene. Böyle bir öfkeye uyup gitmene. Mektupta yazmıştın kalırım diye, Hasret çeken gönlü bilirim diye, Senden ayrılamam; ölürüm diye, Ben çok üzülürüm; cayıp gitmene. Böyle bir öfkeye uyup gitmene. Bana mı kırıldın çekinme söyle, Sana yakışmıyor, bu öfke böyle, Birazcık sakin ol, kendini eyle, Ben çok üzülürüm; sayıp, gitmene. Böyle bir öfkeye uyup gitmene. Sofrada bekleyen kahvaltı varken Hemen hazırlanıp sabah çok erken, Nerden çıktı şimdi durup dururken, Ben çok üzülürüm; kıyıp gitmene. Böyle bir öfkeye uyup gitmene. Belki çok zor amma kalbini bilmek, Gitmek elde değil, elde de gelmek, Alta bir bulijin, üstte bir gömlek, Ben izin veremem; giyip gitmene Böyle bir öfkeye uyup gitmene. Benim için inan kalbimde yerin, Sanki gök yüzüdür mavi gözlerin, Gökler kadar mavi, göklerce derin, Ben izin veremem; kayıp gitmene. Böyle bir öfkeye uyup gitmene. 15 Ağustos 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbu l 159 160 İSYAN ETTİRDİN Sevdiğim biraz da sen beni düşün; Gözleri kendine isyan ettirdin. Alev saçar gibi bakışın senin, Yüzleri kendine isyan ettirdin. Güzelim nedir bu sendeki endam, Gözlerin burada sürekli gündem, Yeter artık nolur aşkımda son dem, Hazları kendine isyan ettirdin. Kimseler giyemez giydiğin donu, Bu bir hüner imiş bilmezdim bunu, Yıllardır yalınız sen oldun konu, Tezleri kendine isyan ettirdin. Ruzgarlarda kokun; gül kokuyorsun Bülbüller susuyor sen şakıyorsun, Güneş doğdu derken sen çıkıyorsun Bizleri kendine isyan ettirdin. Şimdi fırsat bende; talihim güldü Artık hiç üzülme, dediğim oldu Derken; o gözlerin canımı aldı Nazları kendine isyan ettirdin. Seni hiç kimseyle komam tartıya, Senin şu gözlerin zaten artı ya, Dünya güzelleri geldi ortaya, Kızları kendine isyan ettirdin. Dengin yoktur senin dünya yüzünde, Büyük mutluluktur yatmak dizinde, Sen de haklısınya işin özünde, Pozları kendine isyan ettirdin. 14 Ağustos 2005/Saat 01.20 Darıca/Gebze-KOCAELEİ 160 161 GÖRÜYORUM Dostlarım belli ki ölümüm yakın, Anamı her gece düşte görüyom, Üzülmen, ağlaman, aldırman sakın Kendimi doksanlı yaşta görüyom. Nerden nasıl geldim bilmem buraya, Ben de giriyorum hemen sıraya, Aceba dönsem mi derken geriye, Kendimi sırada başta görüyom. Yaşlı diye burda horlanıyordum, Göndermen demeye arlanıyordum, Hayat tatlı diye zorlanıyordum, Gözlerimi dolu yaşta görüyom. Geldiğim yer toprak, daracık oda Sanki ölmemişim her şey uykuda, Ama niçin canım bir yabancıda, Canımı yeni bir eşte görüyom. İki oldu dünyam daha dün birken, Çabuk geldi ölüm daha çok erken, Açıyom gözümü toprağa korken, Adımı yazılmış taşta görüyom. Anlıyom varlığım bir borç ödüyor, Ruhum ayrılıyor göğe gidiyor, Uykular gözüme isyan ediyor, Uyanıp saati beşte görüyom. 14 Ağustos 2005/ saat 0.40.00 Darıca/Gebze-İstanbul 161 162 HATIRALAR Hatıralar beni alıp gidiniz, Hanginiz isterse gelin odama. Ayrı ayrı benim için tadınız, Gelin de msafir olun odama. Çekin perdeleri bir filim koyun, Bizim oyunumuz olsun bu oyun. Kader karşısında büktüğüm boyun, O eski halimi alın odama. Toplansın aile, bütün ev halkı Komşular da gelir laflarız belki, Benim ömrüm öyle koca bir çöl ki, Ondan da görüntü alın odama. Biraz söz ve sohbet akşam yatmadan, Acele’din nolur gece bitmeden, Uykularım beni alıp gitmeden, Olur diye haber salın odama. 13 Ağustos 2005/Darıca/Gebze-Kocaeli. 162 163 GÖZÜMDE Ateşin gönlüme öyle düştü ki; Söndürmeye sel yetmedi gözümde. Aşkın yüreğimden öyle taştı ki, Dindirmeye el yetmedi gözümde. Sürüyor içime düşen aşk acın, Aciz kaldım inan yetmedi gücüm, Yoluna serildi tahtım ve tacım, Döndürmeye dil yetmedi gözümde. Gözlerin insafsız bir hal takındı, Üstüme gelişin akın akındı, Bana göre yerin göğe yakındı, İndirmeye el yetmedi gözümde. Sen böyle yaparsan ne derim ele, Ben gibi bulunmaz aşkına köle, Keşke değişseydin geçmez bir pula, Kandırmaya pul yetmedi gözümde. İçimdeki sönmez yangından kaçtım, Sana doğru gelen bir yelken açtım, Ferhat dağı delmiş, ben nehir açtım Doldurmaya sel yetmedi gözümde. Umarım çekersin ettiklerini, Beni yalnız koyup gittiklerini, Aşkıma hep acı kattıklarını, Öldürmeye hal yetmedi gözümde. 10 Ağustos 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 163 164 LAYIK DEĞİLİM Nolur hayıflanma kendi bahtına, Bu işte ben sana layık değilim. Kimseler çıkamaz senin tahtına, Bu düşte ben sana layık değilim. Sarpa sarar inan bitmez bu yollar, Ele bahar gelse, açsa da güller Kışım başlar benim bitmez bu yollar. Bu kışta ben sana layık değilim. Bana bile güven vermiyor halim, Üzer sonra seni kopası dilim, Ben bir cahil iken, sen de bir alim, Bu yaşta ben sana layık değilim. Bilirim aşkları gizlemek çok zor, Bir de bu soruyu sen kendine sor, Bir ata sözüdür; “ aşkın gözü kör” Bu başta ben sana layık değili. Ben petek değilken, sen bal süzmesi Büyük ihanettir seni üzmesi, Sen bir fıstık içi, badem ezmesi, Bu eşte ben sana layık değilim. Kör olsun gözleri böyle kaderin, Beni senden beter üzer kederin, Everest’den yüksek inan ki yerin, Bak işte ben sana layık değilim. 6 Ağustos 1005/Darıca/Gebze-Kocaeli. 164 165 AVUTAMADIM Ben kendi kendimi avutamadım, İçimde çalmadık kapı kalmadı. Verdiğin efkarı dağıtamamdım, Gezmediğim bir tek yapı kalmadı. Anmadın adını bir kez barışın, Bu yüzden var oldu esmer sarışın, Senin beni aylak, berduş görüşün Şu garip gönlüme tapu kalmadı. Her şey mevsim gibi değişti durdu, Senden gelen poyraz kalbimi vurdu, Senin zalim gönlün böyle buyurdu, Boynumun ilmiksiz ipi kalmadı. Olmadı kalbime senden hiç fayda, Hele de bu mevsim; gelen son ayda İstersen gel bana barışa uy da, Ama gireceğin kapı kalmadı. 22 Temmuz 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 165 166 DÖNDÜM Kaç yıldır bir kere gülmedi yüzüm, Gözümden akanla kışlara döndüm. Tükenmedi gitti yürekte sızım, Sızakdan dökülen yaşlara döndüm. Birbirine bağlanınca yazgımız, Pek dolaşık çıktı kader çizgimiz, Kör düğüme döndü yürek çözgümüz, Kabusa benzeyen düşlere döndüm. Bir ruzgar savurmuş uçmuş yerinden, Dönüşü olmayan gurbet türünden, Böyle ayrı kalmış biribirinden, Ayrı arı uçmuş kuşlara döndüm. Arayan bulurmuş dense de yalan, Bu bir rivayettir eskiden kalan, Bitmedi kalbime verdiğin talan, Yuvası dağılmış kuşlara döndüm. Gözlerin içilmez kadeh misali, Sana ait bu acının vebali, Böyledir sevdiğim kalbimin hali, Yerinden oynamış taşlara döndüm. 7 Temmuz 2005/Bayramoğlu, Gebze-Kocaeli, 166 167 HIRSIZ SENİ Görünce gönlümü çaldın; Hırsız seni, hırsız seni. O an beni benden aldın; Hırsız seni, hırsız seni. Birden bire geliverdin; Bakıp bakıp gülüverdin; Başıma ne çorap ördün; Hırsız seni, hırsız seni. Işmar ettin gözün ile, Gel eyledin izin ile, Buyur ettin nazın ile, Hırsız seni, hırsız seni. Ne söylesem bilemedim, Ne eylesem bilemedim, Ben kendime gelemedim, Hırsız seni, hırsız seni. Gizlice götürdün beni, Koluna yatırdın beni, Yiyip de bitirdin beni, Hırsız seni, hırsız seni. Yorgun düştüm bak, tarumar Sende daha ne işler var Gece hep sabaha kadar... Hırsız seni, hırsız seni. 21.07.2005/İşe giderken, yolda-İstanbul 167 168 GERİ BAKINCA Sanki mutluluk ne bilmedi ömrüm, Heder olup gitti yıllar şu bende. Bin türlü üzüntü, bitmeyen dertler Keder olup gitti yıllar şu bende. Nerede sevdiğim güzeller diye, Hala şu kalbimde gezerler diye Gelmeyip yanıma üzerler diye Didar olup bitti yıllar şu bende. Hayıflanır durur içimden bir ses, Ödediğim borç mu verdiğim nefes, Hiç gün göremeden ediyorum pes, Kader olup gitti yıllar şu bende. Çektiğim ceza mı; ettiğim ne ki? Bileyim suçumu bana da denki Alıyorsun işte verdiğin çeki Öder olup gitti haller şu bende. 19 Temmuz 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul. 168 169 BABAM Alnına işlenmiş yılların izi, Hayat ağacının yanığı babam. Çürümüş bir dal misali özü, Yokluğun en büyük tanığı babam. Doğduğundan beri çekmiş darlığı, Görmemiş ömründe O hiç varlığı, Bir çocuk misali ihtiyarlığı; Dünyanın en masum sanığı babam. Bütün çileleri kötü kaderden, Kırış kırış alnı, yüzü kederden Hiç farkı kalmamış şimdi bir körden; Bakış lambasının sönüğü babam. Sekseni kalmamış, doksan kalmamış; Yıllar artık tamam noksan kalmamış; Canlı mı, cansız mı baksan kalmamış; Şimdi buraların konuğu babam. 19 Temmuz 2005/İşten dönerken, yolda-İstanbul. 169 170 KISKANIRIM Yavaş yürü nolur evden çıkarken, Gören olur diye kıskanırım ben. İsmin nedir diye laf atar biri; Soran olur diye kıskanırım ben. Aşık olur yollar ayak izine, Hayran olur gören güzel yüzüne, Herkes çoktan razı senin nazına; Yaran olur diye kıskanırım ben. Görenlerin gözü kalır boyunda, Senden başka kimse yok ki huyunda, Beslediğin turunçları koyunda; Deren olur diye kıskanırım ben. Bütün nazlar senin için var olmuş, Bütün sözler senin için bir olmuş, Bütün gözler senin için yar olmuş, Saran olur diye kıskanırım ben. 13 Temmuz 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 170 171 SENİN YÜZÜNDEN Sen ki sebebisin çektiklerimin, Bütün şu hallerim senin yüzünden. Bunca göz yaşını döktüklerimin, Su gelmez çölllerim senin yüzünden Uykumun gözüme küsüp gitmesi, Aklımın başımdan firar etmesi, Gururumun sana karşı bitmesi, Şu suskun dillerim senin yüzünden. Fincanlarda her gün fallar açışım, Şişelerden umutları içişim, Senin için şu sokaktan geçişim; Uzayan yollarım senin yüzünden. Kalbim sığınacak bir seni buldu, Adın şu dilime pelesenk oldu, Karlar senin için başıma doldu, Ağaran tellerim senin yüzünden. Sen olmaz deyince gözlerim doldu, İçimde yeşeren bahçeler soldu, Dostlarım şu seni günahkar buldu, Kırılan kollarım senin yüzünden. 12-14 Temmuz 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 171 172 HALİM HAL DEĞİL Belki haberin yok son durumumdan, Hastalandım bu gün halim hal değil. Başımda bir ağrı, gözümde duman Yazıyorum amma; elim el değil. Yatma zamanıydı, dün akşam vakti Sen geldin aklıma hasretin çöktü, O anda nedense ateşim çıktı Yüzümdeki rengim; alım al değil. Atamadım sensiz şu kalp sızımı, Ateş sardı pençe peçe yüzümü, Açmak için uğraşsam da gözümü, Çabalarım boşa; yolum yol değil. Yalnızım; kimse yok, bomboş bir oda Sonunda başıma geldi ya bu da, İşte gidiyorum artık elveda, Konuşsam da şimdi; dilm dil değil. Biliyorsun; buna sen sebep oldun? Çünkü günahkarsın çok vebal aldın, Yıllar önce, benden kalbimi çaldın, Mektuplarım mektup, telim tel değil. Boşuna bir umut yolu beklemem, Gereksizdir bunu senden saklamam Karar verdim canım bir gün beklemem, Kurtulurum elbet sonum öl değil. 2 Haziran 2005/Bahçeşehir-İstanbul 172 173 DİYORDUM Her gün beraberdim yanıbaşında, Gör diyordum amma, bir gün görmedin. Ben sana aşıktım, deli divane Sar diyordum amma, bir gün sarmadın. İçim tuhaf, duygum karma karışık Aşıktım ben sana, delice aşık, Doğmadı diyorsan senden bir ışık, Sor diyordum amma, bir gün sormadın. Halin tavrın sevda çeker gibiydin, Beni can evimden yakar gibiydin Sel olup gönlüme akar gibiydin, Dur diyordum amma, bir gün durmadın. Davet eder gibi beni ölüme Keşke çıkmasaydın böyle yoluma, Dayansam da boşa, bunca zulüme Vur diyordum amma, bir gün vurmadın. Ya ben kör olayım, ya git buradan Çık gönlümden nolur en baş sıradan, Takatim bitiyor medet Yaradan; Ver diyordum amma; bir gün vermedin. 7 Haziran 2005/İşten dönerken, yolda-İSTANBUL 173 174 KARARDI Seni görememek korkusu sardı, Gelmez diye içim içimi yedi. Nasıl endişeyle bekledim bilsen, Olmaz diye içim içimi yedi. Olur olmaz biri haber verir de, Anası gizlice çıkıp yürür de, Bizi bu tenhada yalnız görür de, Salmaz diye içim içimi yedi. Korkarım rastladı eski bir dostu, Sohbete daldılar ah ayak üstü, Ya da bilmediğim bir şeye küstü, Kalmaz diye içim içimi yedi. Sükunet imkansız böyle duyguyla, Beklemek de çok zor içte kaygıyla, Benim şu yüreğim az buz sevgiyle Dolmaz diye içim içimi yedi Kızdı ise eğer çıkmadan yola, Hiç kalmak istemez benimle bile, Aldırmaz aldığım bir demet güle Almaz diye içim içimi yedi. 10 Mayıs 2005/İşe gelirken, yolda-İstanbul 174 175 DÜŞTÜM Seni görememek korkusu sardı, Ya gelmezse diye dağlara düştüm. Çok şükür sonunda gördüm de bu gün Daha on onbeşlik çağlara düştüm. Ummadık zamanda sevgili buldum, Buldum da ben ona bir mecnun oldum, O yüzden gitmedim burada kaldım, Çok şükür sonunda bağlara düştüm. Aynaya bakmaya çekinip korkan, Gün akşam üstüne salındı erken, Ömrümün son demi başladı derken, Sayende yirmilik çağlara düştüm. Bahar geldi, çiçek açtı bağımda Eğlenmeyi terk ettiğim çağımda, Yasemen solumda, güller sağımda Beni hep göğsünde eğlere düştüm. Sayende başıma konunca tacım, Kayboldu içimde duyduğum acım, Senden ayrılmaya yetmedi gücüm, Bir güzel gönlünde ağlara düştüm. 10 Mayıs 2005/İşe gelirke, yolda-İstanbul 175 176 GEL YETER Sen bilmezsen kim bilir içimdeki hisleri, Gördüğünde yüzüme bakıver de gül yeter. Kulak versen duyarsın kalbimdeki sesleri, Karşıma apansızın çıkıver de gül yeter. Bir bakarsan yüzüme; can katarsın canıma, Eğer bu gün gelmezsen gireceksin kanıma, Ben yolunu gözlerken birden bire yanıma, Mehtap da yıldız gibi akıver de gel yeter. Daha güneş doğmamış, sabah vakti çok erken Ben bahçede oturup seni hayal ederken, Bir görüntü, bir hayal; acep gerçek mi? derken Baharda güller gibi kokuver de gel yeter. Duyguları sel olup bendini yıkmış gibi, Beklemekten yorulmuş ve artık bıkmış gibi, Hiç kimseler görmeden sokağa çıkmış gibi, Verdiğim o gözlüğü takıver de gel yeter. İnanki hiç usanmam her gün seni anmaktan, Akşam, sabah sönmeyen bir ateşte yanmaktan, Resimlere bakarak seni gerçek sanmaktan, Tutuşan yüreğimi yakıver de gel yeter. 23 Mayıs 200 5/Salacak/Üsküdar-İstyanbul 176 177 BİR HAL Yüreğime öyle ateş saldın ki; Yanmakla yanmamak arası bir hal. Aklımı başımdan öyle çaldın ki; Kanmakla kanmamak arası bir hal. Sanmıştımki düzeliyor işlerim, Bittiler diyordum şükür kışlarım, Arada bir boşansa da yaşlarım; Dinmekle dinmemek arası bir hal. Geçen güne gelenleri ekliyom, Resimlerle anıları yokluyom, Yüzümdeki ıslaklığı saklıyom; Yunmakla yunmamak arası bir hal. Kimler sana böyle olacak derdi, Kaprislerin bize ne dertler verdi, Sandım ki haytım düzene girdi; Onmakla onmamak arası bir hal. Çatlayınca bu gün son sabır taşım, Belada göründü aşkımla başım, Beni mecbur etti çatılan kaşın; Dönmekle dönmemek arası bir hal. 1-4 Nisan 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 177 178 BİR TANEM Allah seni bensiz hep mutlu etsin, Benim için yol göründü bir tanem. Bu gün gözlerimde kışım başladı, Aramızda sel göründü bir tanem. Kimi görsen her gün beni överdin, İş çıkışı gelmek için everdin, Sabah akşam öper, koklar, severdin Şimdi yüzüm el göründü bir tanem. Gül takardın benim için saçına Oya kordun beliklerin içine, Anladım ki ortak çıkmış suçuna, Benden başka kul göründü bir tanem. Sensiz ölüm bile gelse ölmezdim, Cennet ihsan olsa sensiz kalmazdım Demek aşklar eskiyormuş bilmezdim, Kalbim şimdi pul göründü, bir tanem. Benim için; “ bir tek sensin, bil ” derdin, “Şu sendeki nasıl tatlı dil,” derdin, “Şarkı söyle, şiir oku, gül,” derdin Benden tatlı dil göründü bir tanem. Ne güzeldi, her şey oynaya güle; Çiçekler dikerdik ikimiz bile; Sevgimizle besliyorduk el ele, Aşkım sana çöl göründü, bir tanem. 7 Haziran 2005/İşe giderken, yolda-İstanbul 178 179 NASIL? Çöktü şu gönlüme mevsimin kışı, Sizin oralarda havalar nasıl? Yağmurlar başladı, seller aktı mı? Aklandı mı kalbin davalar nasıl? Bir bulut misali geldin üstüme, Hasretin derdini saldın üstüme, Son namaza durup kıldın üstüme, Göçmen kuşun gitti, yuvalar nasıl? Kayboldu o deli coşu kalbimin, Bitti artık sende işi kalbimin, Yerinden oynadı taşı kalbimin, Parça parça oldu sıvalar nasıl? Eskidendi canım güller sümbüller, Şarkılar söylerdi, o bülbül diller, Kara topraklara uzadı yollar, Selviler mi diktin ovalar nasıl? 2 Haziran 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 179 180 KAŞIN VAR DEMEM Dünyada başka da eşin var demem; Yeterki kapımı çal sen yeniden. On sekizi geçmiş yaşın var demem; Yeterki gönlümü al sen yeniden. Tekrar bahar olur çiçek açarım, Kanatlanır her gün sana uçarım, Dünya sergi açsa seni seçerim, Yeter ki bir haber sal sen yeniden. Yeter bu yaptığın eğer zulümse, Tutulsun inciten benim dilimse, Nolur tebessüm et; bir kez gülümse Yeter ki yüzüme gül sen yeniden. Kanadım olsa da çırpınıp uçmam, İstemezsen eğer ağzımı açmam, Dünyadan geçer de senden vaz geçmem Yeterki yanıma gel sen yeniden. Çıldırır sevinçten neler yaparım, Önünde eğilir haşa taparım, Tırnaktan tepeye seni öperim, Yeter ki suçumu sil sen yeniden. 31 Mayıs 2005/Bahçeşehir-İstanbul 180 181 DÖNSEK BAŞA Bir mucize olsa zaman değişse, Yolları yeniden döndürsek başa. Gene aşık olsak birbirimize, Halleri yeniden döndürsek başa. Yeniden başlasak, okula baştan Aşkınla kesilsem ekmekten aştan, Sevgi sağnağında o kara kıştan, Yılları yeniden döndürsek başa. Yaz tatili gene eziyet olur, Sana mektup yazmak meziyet olur, Gene onbeşteki vaziyet olur, Kolları yeniden döndürsek başa. Ömrümüz dönerdi bahar ayına, Uzanırdık yere koyun koyuna, Sen gezerken hayalimde boyuna, Elleri yeniden döndürsek başa. Aşkım ile yağmur gibi yağardım, Bulut gibi yanağına ağardım, Arı olur ballarını sağardım, Dilleri yeniden döndürsek başa. 30 Mayıs 2005/Bahçeşehir-İstanbul 181 182 GÖRESİM GELDİ Belki de geçmiş için beddualar edersin, Ne söylesen haklısın; diyecek hiç sözüm yok. Şimdi bilmem nerdesin, neyleyip ne edersin? İnan utanıyorum; sana karşı yüzüm yok. Olanlar baştan sona gençliğin kusurları, Yarısı benim desen, senindir kalan yarı, Sen hala o yılların bana tek yadiğarı, Başka da hiç kimseden kalan bir tek izim yok Kimler yaşamadı ki aşk denen o duyguyu, Kimler taşımadı ki ayrılıkta kaygıyı, Ama sana duyarım herkesten çok sevgiyi, Kötülük için benim taşa benzer özüm yok. O günler ne güzeldi, deli coştu içimiz Gülşüşür oynaşırdık, simsiyahtı saçımız Şimdi boşa arama yola çıktı kaçımız, İşte geldi sonbahar, gelecek hiç yazım yok. 30 Mayıs 2005/Beşiktaş-İstanbul 182 183 BEKLİYORUM Beni benden aldın da nerelere götürdün? O günden beri her gün kendimi arıyorum. Ne kalpte, ne duyguda hal kalmadı bitirdin Kendimi çok çaresiz, çok yorgun görüyorum. Uykular girmez oldu çaresiz gözlerime, Söz geçmiyor içimde şu seni özlerime, Boşuna kapanmışım ağlayıp dizlerine, Kaç yıldır senin için ömrümü veriyorum. İnsafa gel de nolur bir gün de halimi sor, Günlerim tahmininden daha yalnız, daha zor, İstiyorsan uğra da eserini sen de gör, Hala eski dostlara ben seni soruyorum. 27 Mayıs 2005/Bahçeşehir-İstanbul 183 184 ESİR ETMİŞLER Sevdiceğim bizi esir ettiler; Zindan kalelere koydular bizi. Son kararı almak için gittiler, Günahkar şeytana saydılar bizi. İzin vermediler gönül göçüme, Hapsettiler taş yapılar içine, Yer bulmuşlar törelerde suçuna, Beyaz gömlek için soydular bizi. Biz iki yürektik şu genç yaşında, Gören olmuş bizi çeşme başında, Sevdiğim düğmeler atmış döşünde, Seviyorum derken duydular bizi. Toplanmışlar son kararı vermişler, Fişekleri mavzerlere sürmüşler, Ölümü bizlere layık görmüşler, Kara topraklara eydiler bizi. Toplanmış aile son karar çıkmış, Ölmemizden başka bir çare yokmuş, Dağlar çığlık atmış, dereler bıkmış, Ölümün koynunda aydılar bizi. 1 Mayıs 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 184 185 DOKTOR Doktor gene yol göründü bu günler, Bari yollar kar, kış, boran olmasa. Ölümü kim bilir ve kimler anlar, Şu garip halimi gören olmasa. Beni bekliyorlar şimdi dostlarım, Göz yaşıma döndü gene hislerim, Ben kalkıp evime gitmek isterim, Çaresiz haberi veren olmasa. Bu gün beni yolcu edersin yomca, Şimdi yola çıksam varırım anca, Kaç aylardan sonra eve varınca, Bizim için ağıt, tören olmasa. Sensin beni bu odaya yatıran, Konuşan, anlatan, ümit artıran Akşam komşulardan gelip oturan, Arkamızdan sofra seren olmasa. Zamanım kalmadı hala yatmaya, Hazırlıklar tamam alıp gitmeye, Gerek yok be doktor telaş etmeye, Ambülansta acı siren olmasa. 14 Ağustos 2004/Darıca/Gebze-İstanbul 185 186 TAŞLAMALAR 186 187 BEN NE BİLEYİM Yüzü sahtekardı, yediği haram Eller diyor bunu ben ne bileyim. Bunların yüzünden şu büyük dıram; Kullar diyor bunu ben ne bileyim. Nice sahtekara akıl danıştı, Randevular aldı, gitti tanıştı Beni kullanarak kaç kez konuştu; Teller diyor bunu ben ne bileyim. Herkese aşikar çalıp çırptığı, Bakma laflarına; para taptığı Ortada apaçık neler yaptığı, Diller diyor bunu ben ne bileyim. Onun için bunlar kolay işimiş, Yaptığı ibadet zaten boşumuş, Caddelerden her gün haram taşımış; Yollar diyor bunu ben ne bileyim. Şimdi yapacağı kalmadı daha, Bizi alet etti aldığı aha, Ayıbını örttük, girdik günaha; Çullar diyor bunu ben ne bileyim. Kışta da, yazda da üstünde estik, Görünce halini buzlara kestik, En sonunda biz o hırsıza küstük; Yeller diyor bunu ben ne bileyim. Taşıdım üstümde şeytana uydum, Mezarlık yolunda kaç kere duydum, Kara yere değil, azaba koydum; Sallar diyor bunu ben ne bileyim. Bir zaman kıraldı, akçaydı pulu Tutmaz oldu artık kanadı kolu, Çok şükür kurtulduk o şimdi ölü; Haller diyor bunu ben ne bileyim. 15 Nisan 2007/Salacak/Üsküdar-istanbul 187 188 GÖRÜRSÜN (DIR DIR ETME) Hanım nolur dır dır etme; Ölürsem eğer görürsün! Yeter artık fazla gitme, Gelirsem eğer görürsün! Oynatma öyle kolunu, Buldun yoğurdun bolunu, Çıldırmanın bir yolunu, Bulursam eğer görürsün! Şu ömrümü ettim heba, Niçin delirtmeye çaba, Nefesimi kaba kaba, Solursam eğer görürsün! Öldüreceksin dertleyip, Çeker giderim cartlayıp, Bir gün mezardan hortlayıp, Gelirsem eğer görürsün! Bu şiddet, bu celal niye, Benziyorsun taşkın suya, Can yoldaşım diye diye, Melersen eğer görürsün. Kızdırma gitmem başından, Girer de çıkmam düşünden, Ayrıldığım gün peşimden, Ulursan eğer görürsün. Geçse de gençlik çağları, Bozulmaz gönül bağları, Ferhat olup şu dağları, Delersen eğer görürsün. 9 Temmuz 2006/Darıca/Gebze-Kocaeli 188 189 GEÇ ONU! Hak yerini bulur deniyorsa da; Adalet madalet sorma geç onu. Her yerde paranın düdüğ’ötüyor, Adalet madalet sorma geç onu; Vijdanda arıyor garip, aç onu. Anında dönüyor binlerce dümen, Devir devir değil, çok kötü zaman Sakın yüreklere kötülük koman; Adalet madalet sorma geç onu; Enginlere koymak bilin suç onu. Paras’olan gemi azıya aldı, Kızgın boğa gibi meydana daldı, Sormayın kanuna tüzüğe noldu? Adalet madalet sorma geç onu; Masalarda doldur, doldur içi onu. Yapılandan ayrı milletin fikri, Zaruret oluştu hemi de fakrü, Zorluyor insanı adalet zikri; Adalet madalet sorma geç onu; Başımıza biz eyledik taç onu. Delirenler, sapıtanlar çıldıran Baskı yapan, tehdit eden yıldıran Gaztelerde manşet; vuran öldüren Adalet madalet sorma geç onu, Kanunlarla biz eyledik hiç onu. Üç kağıtçı ele aldı yuları, Harcar oldu euro’ları, doları Isınıyor vijdanların suları, Adalet madalet sorma geç onu; Sürüp savurarak ettik cec onu. Batının desteği ortada açık, O da etkiliyor elbet az buçuk, Kimi essah deli, kimisi uçuk Adalet madalet sorma geç onu; Yerine oturtmak gayet güç onu. Özgürlük deniyor, bilmem nasılsa! Kabulümüz eğer bunlar usulse, İnanmak istemem amma asılsa Adalet madalet sorma geç onu; Bizce susturamaz hiç bir güç onu. Her gün derde derman, güven seç onu. 19 Aralık 2006/Üsküdar-Beşiktaş vapuru-İstanbul 189 190 MODA OLDU Moda oldu bu yıllar, her gün biriyle yatmak Barlarda pavyonlarda bununla hava atmak, Sonra TV’ye çıkıp yaptığını anlatmak, Bunu bilmeyen mi var demen Allah aşkına, Ağlanacak halimiz; gülmen Allah aşkına. TV bunlarla dolu, gazeteler yazıyor Kırk elliye gelenler yavaş yavaş azıyor, Bu öyle revaçta ki yapmayanı üzüyor, Bunu bilmeyen mi var demen Allah aşkına, Ağlanacak halimiz; gülmen Allah aşkına. Kanunlar Avrupai; vatandaş da hürümüş, Bu coşkulu saadet, inan almış yürümüş Apaçık görünüyor; koca tarih çürümüş Bunu bilmeyen mi var demen Allah aşkına, Ağlanacak halimiz gülmen Allah aşkına. Para orda, pul orda, evli orda, dul orda İstiyorsan sen de gel; becer becer kal orda, Yemek ye, viskini iç; coş, eğlen ve gül orda Bunu bilmeyen mi var demen Allah aşkına, Ağlanacak halimiz; gülmen Allah aşkına. Nerden gelir hiç sorma değirmene gelen su, Ne yüzlerde ar-haya, ne de Allah korkusu En büyük itibarlı, o günün orospusu … Bunu bilmeyen mi var demen Allah aşkına, Ağlanacak halimiz gülmen Allah aşkına. 6 Aralık 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 190 191 BEN UTANDIM Çok konuşma anamızı Beller dendi, ben utandım. Çaktırmadan oramızı, Eller dendi, ben utandım. Heves ile özenilen, Mala mülke bezenilen, Haramımış kazanılan Mallar dendi, ben utandım. Rüşveti hediye duymuş, Alınca bankaya koymuş, Bir kere şeytana uymuş, Kullar dendi, ben utandım. Yalanmış yardımı aca, Kesesine etmiş boca, Kırkıncı kez gitmiş hacca... Eller dendi, ben utandım. Helal yemek değil konu, Umma hiç bulaman onu, Bu imiş sofrada mönü, Deller dendi, ben utandım. Anlayamadım kastı ne, Bürünmüş kuzu postuna, İti köpeği üstüne, Çullar dendi ben utandım. 2 Nisan 2007/ Beşiktaş-istanbul 191 192 SES YOK Memlekete teccal geldi, Görülüyor dedim; ses yok. Başımıza ne çoraplar, Örülüyor, dedim ses yok. Pes eylemiş namus ehli, Çünkü geçmez oldu dahli, Kararlar hocalı, şeyhli Veriliyor dedim; ses yok. Anahtar hacı, hocada Peşinde toku acı da, Yok hiç ortası ucu da, Vuruluyor dedim; ses yok. Büyüklerde ahda vefa, Bütün suçlar girdi afa, Laylalarda zevk-ü sefa, Sürülüyor dedim; ses yok. Ahlakta kalktı sınırlar, Çoğu Allahtan sanırlar, İnsan olanda sinirler, Geriliyor dedim; ses yok. Fetva veriyor vaizler, Karara geçti caizler, Gericiliğe tavizler , Veriliyor dedim; ses yok. Ok fırladı artık yaydan, Perişanız haydan huydan, Doğru diyen dokuz köyden, Sürülüyor dedim; ses yok. Hırsızlar oldu pirimiz, Azap olacak yerimiz, Artık bizim defterimiz, Dürülüyor dedim; ses yok. 8- Eylül 2006/Saat:02:20 14 Eyloül 2006/Saat:03:00 Salacak/sküdar-stanbul 192 193 UTANIRIM Ben sana neler derim de; Sövmek için utanırım. Kapıma köle etmem de, Kovmak için utanırım. Su olsam dolmam testine, Çökelek basmam postuna, Yağmur olsam da üstüne, Yağmak için utanırım. Bağırsan yırtınsan bile, Açılsan örtünsen bile, Sen bana sürtünsen bile, Değmek için utanırım. Everes’e teğ olsan da, Toroslarda dağ olsan da, Yamaçlarda bağ olsan da, Ağmak için utanıtrım. Önce memleketi satsan, Sonra dönüp atıp tutsan, Önümde temanna etsen, Eğmek için utanırım. Elinden geleni koma, Olmam yırtığına yama, Gücüm sana yeter ama, Boğmak için utanırım. Eylül 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 193 194 DENİRSE DE İNANMAYIN Çete değil olay tekten, Denirse de inanmayın. Tedbir alıyoruz kökten Denirse de inanmayın. Yapanlar hep ezilecek, Tüm olaylar çözülecek, Oyun kökten bozulacak, Denirse de inanmayın. Yanlarına kalmayacak, Sürünecek, ölmeyecek, Bundan sonra olmayacak, Denirse de inanmayın. Biz bu işi bitiririz, Fitil fitil getiririz, Kırk yıl hapis yatırırız, Denirse de inanmayın. Davet ettiler gelmedim, Gelsem de orda kalmadım, Hırsız ile gaz yolmadım, Denirse de inanmayın. Ne oynaşım, ne de dostum Zaten konuşmazdım, küstüm Öyle demek değil kastım, Denirse de inanmayın. Anasında yok hiç gözüm, Elbet bulunacak çözüm, Maksadını aştı sözüm, Denirse de inanmayın. çözüm bulundu soruna, Güvenmek lazım yarına, Mercimeği biz fırına... Denirse de inanmayın. 10 Eylül 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 194 195 ÖĞÜT Mal bıraktım, mülk bıraktım; Öve öve yiyin yavrum. Şu başımı kel bıraktım, Döve, döve yiyin yavrum. Gelir isem kapınıza, Bacı kardeş hepinize, Helal olsun topunuza, Kova kova yiyin yavrum. Tersleyin atın dışarı, Şu moruk; aklı şaşarı, Yaparsanız çok başarı, Söve, söve yiyin yavrum. Malım, mülkümü bölüşün, Enayi diye gülüşün, Yokluğuma tez alışın, Tava, tava yiyin yavrum. Masaya toplu oturun, Ne varsa hepten götürün, Aman tezgünde bitirin, Eve, eve yiyin yavrum. Çeki senedi boşlayın, Önce nakitten başlayın, En son evleri düşleyin, Yuva yuva yiyin yavrum. Böyle kurulmuş bu evren Böyle dönermiş bu devran, Utanma, cin gibi davran, Seve, seve yiyin yavrum. 3 Temmuz 2006/Darıca/Gebze-Kocaeli. 195 196 BİTTİ Ayıptan kurtardık göbek alanın, Utanma, sıkılma, arımız bitti. Varın hesabını yapın kalanın, Elde olan tek şey varımız bitti. Sürüyor Batı’nın ahlak atağı, Arar olduk eski mini eteği, Ayrıldı karıyla koca yatağı, Gerisi çok kolay zorumuz bitti. Aile umuttu, bitiyor şükür Kimine çok cazip geldi bu fikir, Enteller en önde, arkada fakir Anadolu denen sırrımız bitti. Bazıları fazla buluyor donu, Apaçık geziyor arkası, önü Modada son yıllar bu imiş mönü, Yeter artık, bizim, çağrımız bitti. Nerdeyse düşüyor pantol bacaktan, İnmiyor bazısı koldan, kucaktan, Umutlar bitiyor tüm gelecekten, Söyleme, uyarma devrimiz bitti. Sokak ortasında bütün zevk safa, Lüzum da yok artık kanuna affa, Medeniyetmiş bu; gerek yok lafa! Kabullendik artık, zarımız bitti. Barlarda, pavyonda hep sazlı, sözlü, Elle, okşa, sürtün, öp, sizli bizli Günün modası bu kim kimden hızlı, Herkes uysallaştı, torumuz bitti. Kimisi buluyor bu hali fevri, Çoktan tarih olmuş tek eşli devri, Farketmiyor; bekar, dul, ya da evli Sevgiyle anlaşma, devrimiz bitti. 15 Ağustos 2006/Salacak/üsküdar-istanbul 196 197 PEZEVENK Hırsızlıkta pek ünü var, Arlanmıyor da pezevenk. Paşalar gibi yaşıyor, Zorlanmıyor da pezevenk. Hep bilinir ne yapıyor, Haram görünce kopuyor, Anamızı şaapıyor, Horlanmıyor da pezevenk. Yanında hep keleşi var, Yiyip içer beleşi var, Beş on tane üleşi var Torlanmıyor da pezevenk. Yanında silah taşıyor, Haram peşinde koşuyor, Üç alıp beşin boşuyor, Kirlenmiyor da pezevenk Ne adalet el atıyor, Ne de kodeste yatıyor, Ortada caka satıyor, Derlenmiyor da Pezevenk. Düğünlerde, derneklerde, Rağbet görüyor her yerde, Sabah akşam haberlerde, Darlanmıyor da pezevenk, Dünya aleme bakıp da, Namussuzluktan bıkıp da, Üstüne toprak döküp de, Körlenmiyor da pezevenk. 14 Ağustos 2006/Saat 04.30 Salacak/Üsküdar-İstanbul 197 198 ZAHMET BUYURMAYIN Zahmet buyurmayın efendim sizler, Elbet anamızı keken bulunur. Topyekun hazırız, bekliyor bizler Elbet bir tenhaya çeken bulunur. Yokluk ilerliyor hep koşar adım, Fazlası haramdır, yeter bir tadım Sizler, merak buyurmayın üstadım, Münasip bir kazığı sokan bulunur. Bulsak diye inan ekmeği, suyu Size verdik vallah seçimde oyu, Şükür sayenizde dert kuşak boyu, Elbette hayattan bıkan bulunur. Atamayız mirim sizi yabana, Fırsat elinizde vurun abama, Arkamızdan hep abana, abana Bizim belimizi büken bulunur. Sayenizde böyle verildi mola, Sizinle girilen gerdek bu’mola? Çoktan geldik gibi biz kafa kola Elbet künde ile yıkan bulunur. 11 Ağustos 2005/Salacak/Üsküdar-İstanbul 198 199 ARTIK SANA Değil telfon eylemek, Yazmam bile artık sana! Seninle gönül eylemem; Tozmam bile artık sana! İdare eder durumu, Yere atmam gururumu, Kırk yıl kalsam uçkurumu, Çözmem bile artık sana! Yedin gönül haracımı, Sonra çattın* dar ağcımı, Şu bekarlık orucumu, Bozmam bile artık sana! Yaz baharda aygır olsam, Bin senedir bekar kalsam, Bir yaylada seni bulsam, Azmam bile artık sana! Usandım kara kışından, Şükür düştün ya döşümden, Bir gün yanılıp peşinden, Tezmem bile artık sana! Öğrendim artık suyunu, Asla tutmadım huyunu, Yalvarsan da kör kuyunu, Kazmam bile artık sana! * Çatmak:Kurmak, “dar ağacını çatmak, çatma çatmak” 2 Ağustos 2006/Darıca/Gebze/Kocaeli 199 200 İNTİZAR (HIRSIZLARA, ARSIZLARA) Çaldığınla, çırptığınla Sürüm sürüm sürünesin! Canım diye taptığınla, Sürüm sürüm sürünesin! İçinde dinmeye acın; Ahı tuta yoksul acın; Anan, baban, kardeş, bacın; Sürüm sürüm sürünesin! Yüreğinden dertler tuta; Ölmeyesin yata, yata; Gözlerine miller bata ; Sürüm sürüm sürünesin! Derdi tuta masumların; Kına yaka hasımların; Yüz vermeye hısımların; Sürüm sürüm sürünesin! Tohumun, neslin sürmeye; Hasret kalasın görmeye; Delire, aklın ermeye; Sürüm sürüm sürünesin! Ağustos 2006 200 201 SİVRİ SİNEK İniliyor sazlar gibi, Tele ayar verdi sinek. Tepelerden gözler gibi, Yedi koldan sardı sinek. Ne tel zaptetti ne kapı, Zangır zangır titrer yapı, Bir kuş kadar desem çapı, Bacalardan girdi sinek. Gece tam saatin biri, Biri uçtu, kondu biri Parçalıyor diri diri, Koltuğumdan yardı sinek. Geldi birden koşa, koşa Kapınmak, kaşınmak boşa Karşı durmak... tövbe haşa! Muradına erdi sinek. Dört bir koldan saldırmaya, Ferman almış öldürmeye, Çok az kaldı çıldırmaya, Kollarımı burdu sinek. Bardak bardak emdi kanı, Ne de çok istemiş canı, Bir o yanı, bir bu yanı, Döne döne yordu sinek. Görülmedi hiç böylesi Kemanlarda yoktu sesi, Kurşun gibiydi busesi, Ta alnımdan vurdu sinek. Tek bir yanım oysun diye, Kalanını koysun diye, Seslenmedim doysun diye, Bu işlerde pirdi sinek. Beni sevmiş geliyormuş, Korumaya alıyormuş, Çok eskiden biliyormuş, Bu işlerin kurdu sinek. Aramızda sır kalmadı, Görmediği yer kalmadı, Namus bitti, ar kalmadı, Her yerimi gördü sinek. 18 Temmuz 2006/ Onsekiz Mart Üniversitesi, Dardanos Tesisleri-Çanakkale. 201 202 ETTİN Şu güzel günümü zehir eyledin, Hey gözü çıkası, başı kopası. Yalanla, dolanla çıkar peyledin, İtin kunnadığı, eşşek sıpası. Adam görünümlü bostan sırığı, Üçkağıtçı dalkavuğun sarığı, Deyyus sülalenin ırzı kırığı, Soyunu sopunu eşşek tepesi. Hırsızın uşağı, arsız suratlı Padişahtan dalkavukluk beratlı, Fok ayısı gibi gıdığı katlı, Lağım çukurunun ağız tıpası. Şeytanına lanet, şerrin başına Yağlı kurşun girsin boklu döşüne, Karışılmaz amma Tanrı işine, Depremde üstüne damlar kepesi. Velfecir okuyor gözleri kaşı, O malum sokakta pezevenk başı, Boklu ayakların kaldırım taşı Oynak karıların kulak küpesi. Gözün çıksın dört yanını göreme, Dilin kopsun sualini vereme, Neslin bitsin bundan sonra türeme, Dudağından AİDİS’li öpesi. 13 Nisan 2006/Salacak/Üsküdar-İstanbul 202 203 BİLİNİR Bakın çevrenize böyle kazançlar Emekler olmasa nasıl bilinir? Böylesi yoksullar, böylesi açlar Yemekler olmasa nasıl bilinir? Birisi aç gezer, biri şişmanlar Varlık ile yokluk zaten düşmanlar Bu dünyaya geldiğine pişmanlar, Kemikler olmasa nasıl bilinir. Birisi bulamaz, biri der bayat Nice tersliklerle doludur hayat, Yerken duyduğumuz o ekşi, o tat Sumaklar olmas nasıl bilinir. Çukurova’lının ikram-izzeti Tuzuyla biberi, soğanı, eti Nasıl bilinir di etin lezzeti? Damaklar olmasa nasıl bilinir? Bakınca bilinmez pire mi, bit mi? Yoksa delikanlı, mert bir yiğit mi? Nerden bileceğiz insan mı, it mi, Yamıklar olmasa nasıl bilinir? Yanında piştovu, adımlar kostak Kanunlar, tüzükler millete köstek, Devletin hırsıza verdiği destek, CUMUK’lar olmasa nasıl bilinir? 25 Şubat 2007/ Saat 04:00 Salacak/Üsküdar-istanbul 203 204 HALİMİZ Garibanın derdi ekmekği bulmak; Böyle tutuluyor dilekler şimdi. Hırsızların derdi garibi yolmak; Böyle bükülüyor bilekler şimdi. Kimisi yığıyor dağlar misali, Kimisi bakıyor ağlar misali, Yoksulun gözleri çağlar misali, Böyle yaşanıyor helaklar şimdi. Götüren biliyor yolu yordamı, Tavan yaptı hırsızların erdemi, Devletle övünsün süren bu demi, Böyle eşiliyor yalaklar şimdi. Kar etmiyor artık ne yağmur, ne kar Hırsız iş başında sabaha kadar, Kanun ondan yana, savunan da var Böyle kapanıyor delikler şimdi. Eğrilerden yana bütün yol yordam, Kalmadı doğruluk tükendi erdem, Yeni gelişmeler oluyor her dem, İş başı yapıyor sülükler şimdi. Çok şükür giderek doğru bulundu, Sistemden dense de hırsız olundu, Tutulduğu yerde kazlar yolundu, Böyle açılıyor yolaklar şimdi. 1 Niasn 2007/Salacak/Üsküdar-istanbul 204 205 SUALİNİ VEREMEM Nasıl bilirdiniz diye sorunca, Ben nasıl diyeyim iyi insandı? Gerçeği söylemek dinimin emri, Ben nasıl diyeyim koyu insandı! Tuz basma be hocam gene yarama, İyiliği böyle puştta arama, Bir gün de uymadı inan töreme, Ben nasıl diyeyim soyu insandı! İnsan gibi aramızda gezse de, Yalanları doğru gibi düzse de, Korkağın tekiydi dayı olsa da, Ben nasıl diyeyim dayı insandı! Dışı sahtekardı, bilinmez içi Muteber sayamam ben böyle piçi, Bize benzese de sakalı saçı, Ben nasıl diyeyim tüyü insandı! İki’ayağı, iki eli olsa da, İyi söz demezdi, dili olsa da, İnsanlığın türlü hali olsa da, Ben nasıl diyeyim huyu insandı! Hırsızdı, arsızdı, puşttan beterdi, Nerede hırsızlık orda biterdi, Milleti aldatmak, soymaktı derdi Sen söyle be hocam neyi insandı!!! 15 Nisan 2007/Salacak/Üsküdar-istanbul 205 206 SUSKUNLUĞUN DİLİ KİTABINDAN BESTELENMİŞ BİR ŞİİR GÖNDER Gözüm yolda beklemekten yoruldum. Nolur artık cevabını yaz gönder. Sakın deme mektubuna darıldım. İlk fırsatta, bekletmeden tez gönder, Bilirsin ki senelerdir bitmedi, Senin sevgin yüreğimden gitmedi, Dua ettim dileklerim tutmadı, Tutsun diye tılısımı boz gönder. Yıllar yılı hasret kalmış usulü, Resimlerin her tarafta asılı, “Ben de seni istiyorum” hasılı Deyiver de bir bitimsiz haz gönder. Postacılar dağıtmıyor yazmazsan, Cevap gelir kavlimizi bozmazsan, Ne hoş olur sen de beni üzmezsen, “Geliyorum,” diye bir tek söz gönder. Öyle yaz ki başım dönsün okurken Bir bülbülü dinler gibi şakırken, Evet demek daha kolay fikirken…. En güzeli ta içinden süz gönder 16-17 Eylül 2003/İşe giderken-İstanbul 206 207 DİLİM VARMIYOR İnanamam senin yaptıklarına, Kandırdın demeye dilim varmıyor. Böylemi yaparsın taptıklarına, Yandırdın demeye dilim varmıyor. Her gün beni bekler, yola bakardın Akşam masamıza mumlar yakardın, Tuttun yüreğimden göğe çıkardın, İndirdin demeye dilim varmıyor. Göremedin içimdeki coşkumu, Buna sebep ellerdeki kuşku mu? Alev alev yanan bitmez aşkımı, Söndürdün demeye dilim varmıyor. İstesem de unutamam adını, Yapamam kimseye dedikodunu, Tarihin yazdığı zalim kadını, Andırdın demeye dilim varmıyor. Şimdi ayrılık mı hep beraberken, Aşklarımız değil kalpler de birken, Öpüp koklaşırken, seviyom derken Öldürdün demeye dilim varmıyor. 26-27 Mayıs 2004/İşe giderken, yolda-İstanbul 207 208 HIRSIZ SENİ Görünce gönlümü çaldın; Hırsız seni, hırsız seni. O an beni benden aldın; Hırsız seni, hırsız seni. Birden bire geliverdin; Bakıp bakıp gülüverdin; Başıma ne çorap ördün; Hırsız seni, hırsız seni. Işmar ettin gözün ile, Buyur ettin nazın ile, Gel eyledin izin ile, Hırsız seni, hırsız seni. Ne söylesem bilemedim, Ne eylesem bilemedim, Ben kendime gelemedim, Hırsız seni, hırsız seni. Gizlice götürdün beni, Koluna yatırdın beni, Yiyip de bitirdin beni, Hırsız seni, hırsız seni. Yorgun düştüm bak, tarumar Sende daha ne işler var Gece hep sabaha kadar... Hırsız seni, hırsız seni. 21.07.2005/İşe giderken, yolda-İstanbul 208 209 İÇİNDEKİLER ALFABETİK AĞLAMA SEVDİĞİM AĞLATTI AH SEVDİĞİM AHIM ALDIRMA ANAMA MEKTUP ANLAMADIM Kİ ARADI GÖNLÜM ARASINDA ARTIK SANA AŞK DEDİĞİN AŞK DİYE AVUTAMADIM AVUTMUYOR AYRILIK BABAM BAŞIMIN BELASI BAŞKA BEBEĞİM BEKLİYORUM BEN BEN BABAMDAN ÖĞRENDIM BEN BÖYLEYİM BEN NE BİLEYİM BEN UTANDIM BENDEN BAŞKA BENİ ARADIM BİLENE SORDUM BİLİNİR BİR ARADA BİR BİR BİR HAL BİR TANEM BİR YANA BİTMİŞ BİTTİ BOŞA HARCADIM BOYNUMU BÜKTÜM BÖYLE OLURDU BU GÜN BU GÜN BAYRAM AMMA UTANIYORUM BU GÜNLER BU OLSA GEREK BU SEVDA BENİM ÇAPKIN ÇİÇEK AÇMADI 25 32 26 109 63 15 19 13 108 201 16 70 167 120 78 171 90 138 100 185 41 57 86 189 193 30 59 156 205 48 117 179 180 119 71 198 45 77 20 37 141 53 118 115 21 160 209 210 ÇİNGENENİN ŞARKISI ÇÖZEMEDİM DALDIĞIM ANLAR DARILIR DAHİL DENİRSE DE İNANMAYIN DERTLERİM DİLEK DİLİM VARMIYOR DİYORDUM DOKTOR DÖNDÜM DÖNSEK BAŞA DUYGULAR DUYGULAR (DÖNEMİYORUM) DÜĞÜN KURULUR DÜNÜR GELİYOR DÜŞERSİN DÜŞTÜM DÜŞÜN DÜŞÜNDÜM ELDEN NE GELİR EMEL SAYIN MISIN? ESİR ETMİŞLER ETTİN EV FIRTINA FIRTINALI DENİZ GEÇ ONU! GEL GEL YETER GELDİ ÜSTÜME GEREK YOK GERİ BAKINCA GİDİYOR GİZLİ AŞKIM GÖNDER GÖNÜL BU KAFESE GİRMEZ GÖNÜL İSYANI GÖRDÜM GÖRESİM GELDİ GÖRÜRSÜN (DIR DIR ETME) GÖRÜYORUM GÖZ YAŞLARI GÖZLERİN DÜŞTÜ GÖZÜMDE GÜNAHKARSIN GÜZELLER GÜZELİ GÖZLERİN AYDIN. HABERİN GELDİ HALDEYİM HALİM HAL DEĞİL HALİMİZ HALİT BEY HALLERİM 97 67 42 64 153 196 61 101 211 175 187 168 183 113 107 157 130 84 177 31 133 75 125 186 204 39 159 112 191 52 178 82 106 170 27 76 208 14 88 44 184 190 163 72 121 165 73 155 123 29 174 206 69 79 210 211 HANİ NERDE HASAD EYLEDİM HASRET HATIRALAR HAYAT HAYATA DAİR ( OTURUM ) HER ŞEYİN BİR ANLAMI VAR HIRSIZ SENİ İÇİMDEKİ ŞARKI İNTİZAR (HIRSIZLARA, ARSIZLARA) İSYAN ETTİRDİN İŞİN Mİ SENİN İZİN VEREMEM KADER FALIM KAHIR KALMADI KARARDI KAŞIN VAR DEMEM KEŞKE KISKANIRIM KOŞUYOR KÜÇÜK EV KÜLLENEN AŞKLAR LAMBALAR ŞEHRİ LAMBALAR ŞEHRİ 2 LAYIK DEĞİLİM MADEMKİ MEKTUP MODA OLDU MUHTACIM NASIL? NASILSIN? NE DE ÇABUK GEÇTI YILLAR NE DE ÇOK İŞ VAR NE DERSİN? NE GÜZELDİ BİR ZAMANLAR NERDE KALDI GÜZELLİĞİN NERDESİN? O GECE O GELiYOR AKLIMA OKUYUN OLDU OLUYORUM ÖDÜM KOPUYOR ÖĞÜT ÖLÜMDEN ÖTE ÖMRÜM ÖMRÜM 2 ÖMÜR MEVSİMLERİ ÖZLEM PEZEVENK RUZGARLARIM KESİLDİ SALSAYDIN SEN ETTİN 91 93 35 164 81 126 80 169 151 202 162 74 161 23 38 65 176 182 43 172 34 110 147 103 54 166 85 127 192 18 181 49 60 122 124 22 98 129 87 24 95 104 152 140 197 139 36 47 94 56 199 28 142 135 211 212 SEN HİÇ KIYMET BİLMEDİN SENİ SENİN YÜZÜNDEN SENSİZLİK SES YOK SEVDİĞİM SIZLIYOR SİVRİ SİNEK SİZE DE GELİR SON MEKTUBUNU SÖYLE SÖZ EKTİM KAĞIT ÜSTÜNE SUALİNİ VEREMEM TAŞLAMALAR UNUTTU USANDIM UTANIRIM UYKUM BÖLÜNDÜ UZAK DUR ÜZDÜLER ÜZÜLDÜM BU GÜN ÜZÜLÜYORUM VARIM YOKUM YABANCISIN YALAN YALAN AYNALAR YALNIZ GÜNLER KOLAY DEĞİL YALNIZLIĞIM YALVARIŞ YAPAMADIM YAPMA NOLURSUN YETER YETER ARTIK YILMASAN BARİ YORGUN GİBİSİN YORULDUM YUVAMIZ YÜREĞİMDE ZAHMET BUYURMAYIN ZALİM ÇIKTIN 134 146 173 114 194 33 137 203 40 158 150 17 207 188 154 96 195 89 144 62 68 111 66 145 92 131 102 105 99 132 136 148 116 143 46 149 50 83 200 51 212 213 Daha Önce Yayınlanan Kitaplar 1. Esintiler, Süleyman Yaşar, Kenan Erzurum. 2. Suskunluğun dili, Kenan Erzurum 3. Duygular içinde tutsak kaldılar, Kenan Erzurum 213