Hıra Dan (Hayata Bakmalı) Ehad Temizliği Yapmalı

Transkript

Hıra Dan (Hayata Bakmalı) Ehad Temizliği Yapmalı
Hıra Dan (Hayata Bakmalı) Ehad Temizliği Yapmalı
Gönderen islamda Hayat - Ocak 27 2016 05:54:47
Ruhların haz bulması, insanın kemal noktasına ulaşması, hayatın değerinin anlaşılması
için Cebelunnur(ilk vahyin indiği dağ) da Hakk’ın ismi ile başlayan
“oku” sesine kulak verilmelidir. Hıradan gelen sese kulak vermek vahyin
terbiyesinde hayat bulmaktır. Ruhun nurunun ortaya çıkması ve hakkın tecellisinin insanda
hayat bulması için vahyin terbiyesine her zaman ihtiyaç vardır. İnsan, Hıradan
hayata baka bildiğinde yaşamı boyunca sevginin, muhabbetin, dünya ve Ahiret
güzelliklerinin ruh dünyasında bir değer oluşturacaktır. İnsan, Hıradan hayata
baktığında, yaşamın huzurlu kaynağını bulmuş olacaktır. İnsan değerli oluşunun farkına
varacaktır. Cebelunnur da başlayan vahyin temeli ilk aşama da Mekke de sıkıntılı hayatın
geçmesine sebep olmuştur. Mekke de ki bu sıkıntılar doğum sancısıdır. Bu sıkıntılar,
tadın, lezzetin ve olgunlaşmanın zirveleşmesine sebep olmuştur. Bu mücadele
görünüş de hakkın mengenede sıkışması gibi gözükse de Asr-ı
Saadette şerrin ardından nice hayırların var olduğu zamanla ortaya çıktığını
görüyoruz. Hırada başlayan hakkın sesi yirmi üç yıllık mücadelenin
sonunda Efendimiz (S.A.V.)’in örnekliği ve rehberliğin de tüm dünyayı
kuşatmıştır. Zahmet, meşakkat ve her türlü ıstırapla başlayan hakkın sesi neticede
tüm ruh ve bedenleri kapsar hale gelmiştir. İnsan Hakk’ın Kelamın da kendisini
bulmuş ve değerli olduğunun farkına varmıştır. Hırada başlayan Hak sese kulak veren putların
gölgesinden “Ehad”ın terbiyesi altına girmek isteyenlere set çekilince
ruhun gerçekliği ortaya çıkmış ve “Ehad”ın terbiyesi daha ağır
basmıştır. Bu terbiye Bir yanda Hakk’ın yolun(Allah’ın yolu)da giden
“Ehad”’e inanmış neferler ile bir yanda da şer yolunda(Şeytanın yolu) ve
putların gölgesin de Şeytan-i yola çıkanların mücadelesidir. Bu mücadele
türlü işkence ve zulümlere rağmen hakkın sesini tutup kaldıran ve
gönüllerini put kirlerinden arındırmak için “Ehad” temizliği
yaparken şeytani nefesler ve hevesler her türlü aymazlığı ortaya koymuş olsalar da
“Ehad”ın dirilttiği kalbe asla zarar veremediler/veremezler de. “Ehad”
yolculuğu gönülleri ve bedenleri temizleyerek insanın şeytani arzu ve inanışlardan,
heva ve heveslerden arındırır/arındırmaya devam ediyor.  İnsanın Batıl yönü ve
batıl davalar şeytani yön taşır ve insanın ruhunu kirletir ve insanı insanlığından
çıkartır. Hıranın sesine kulak veren “Ehad” temizliği yapan her
gönül dirilir. Hak her zaman galip olur, batıl ise her zaman yok olmaya
mahkûmdur.  Tarihimizin sayfaları batılın yok oluşu ile doludur. Hıra da başlayan
yirmi üç yıllık zaman dilimini iyi değerlendirmemiz ve o dönemi iyi anlamamız
gereklidir. Günümüz de ki her şeyin çaresi ve devası Asr-ı Saadette
olduğu görülecektir. Mekke insanın Hıradaki sese kulak vermesinin ardından ashabın
olgunlaşması ve “Ehad”ı derinleştirilmesi için her türlü zulme
karşı koymanın merkezidir. Rabbimiz buyuruyor ki” zorluktan sonra kolaylık vardır.
Gerçekten zorluktan sonra kolaylık vardı” emri ilahisinin hayatımızı kapsar bir
şekilde Hıradan yola çıkanlar zahmet görseler de Sevr de korunacaklar, Medine de
hayat bulacaklar, zorluktan sonra kolaylık bulacaklardı ve öylede olmadı mı?
 Çeşitli zulüm ve işkenceler ile Mekke’den hicret etmek zorunda
bırakılanlar sonra zamanla olgunlaşıp kemale erince vakarla ve mütevazilikle
gönülleri ve Mekke’yi feth edeceklerdi/etmediler mi? Çünkü
Rabbim zorluktan sonra kolaylık vardır buyurdu. Hakk’ın Kelamı her zaman tecelli edeceği
gibi vahyin başlangıcından, vahyin son bulmasına varıncaya kadar ve sayılamayacak kadar da
Hakkın Kelamı tecelli etmiştir/ tecelli edecektir. Vahyin Hıradan çağlara ve nesillere
seslenişi Alemlere merhamet olarak gönderilen Nebi (S.A.V.) de hayat bulması ile insan ahir
zamanda büyük şerefle şereflenmiştir. Hak dava yolcuları yirmi üç yıllık
risalet dönemini iyi değerlendirdi mi Mekke dönemi zorlukların zirvesi ve meşakkatlerin
merkezi ve “Ehad”ın temizliğidir. Hak dava Hırada “oku” emri ile
başlar ve devamında “Ehad” temizliği yapar. İslam’ın ilk dönemi Vahyin
yerleşmesi ve putları kırılması ve insanın huzurlu yaşam ilkelerinin hayat bulması zamanıdır.
“Oku” emri ile başlayan ve ardından “Ehad” temizliği yapan dinin
mensupları olarak hayatımızın her safhası Mekke ve Medine gibi değil midir? Ferdi yaşam ve
toplumsal yaşam her daim hak ve batıl mücadelesi ile karşı karşıyadır ve kıyamet
kopuncaya kadarda bu böyle olmaya devam edecektir. Kimileri Habil olacak kimileride kabil,
Kimileri Muhammedi duruşta, Kimileride Ebu Cehil duruşunda olacaklardır. Kimi zaman zorluk
kimi zamanda iyilik ve kolaylık olacaktır. Asıl olan ise Hak davanın neresinde olduğumuzun
farkına varmak, nerede ve ne şekilde istihdam ediliyoruz bunu iyi anlamaktır. Bismillah ile
Hıradan okumaya başlamalı ve “Ehad” temizliği ile her halimizi temizlemeliyiz ki
Rabbimizin hoşnutluğunu kazanmış olalım. MAKKE-İ MÜKERREME: AZAMETİN VE
MEŞAKKATİN MERKEZİ Efendimiz (S.A.V.) dönemin de Mekke zorlukların ve meşakkatin
merkezi idi ve günümüzde de Mekke güç yetire bilenlerin gideceği
azametin olduğu yorulmanın ve terlemenin merkezidir. Mekke  “
الْعُسْرِ” zorluğun ve
meşakkatin merkezidir. Mekke Aynı zamanda hazzın ve lezzeti merkezidir. Hiradan bakarsan
Mekke’ye vira bismillah dersin her zor gelen amellere ve işlere.
Günümüzde de Kabe-i Muazzama “Ehad” temizliğinin zirve
noktasıdır. MEDİNE-İ MÜNEVVERE: YUMUŞAKLIĞIN, HUZURUN VE MUHABBETİN
MERKEZİ Efendimiz (S.A.V.) döneminde Medine kolaylıklar yurdu ve medeni bir şehirdi.
Medine, muhacirlere kol kanat geren şehirdi. Mazlumların, gariplerin, kimsesizlerin ve yolunu
şaşırmışlarım şehri idi Medine-i münevvere ve İslam Efendimiz (S.A.V.) ile beden bulduğu
hayat bulduğu,   İslam’ın coştukça coştuğu şehrin adıdır Medine.
Medine yumuşaktır. Medine ana kucağı ve dert otağıdır. Tüm dertlilerin dertlerinin
çözüldüğü merkezdir. Medine İslam’ın kökleştiği ve
insanın değerli olduğunun ve ötekileştirmenin olmadığı bir şehirdir. Medine “
يُسْرًا” kolaylıklar şehridir. Bu
günde hac veya umreye gidenler Medine de Efendimiz (S.A.V.)’in şefkati
içerisinde kendilerini hissettikleri Şehr-i emindir. Medine; Mekke de susamışların
susuzluğunu giderdiği mübarek şehirdir. Medine sanki doğup
büyüdüğün şehir gibidir ana yüreği baba ocağı gibidir.
Medine’ye giren yalnızlık hissetmez burukta olmaz. Sanki evine gelmişsin gibi Muhammedi
nur ana şefkati gibi etrafın sarmıştır. Medine insana sakinlik, duruluk verir ve sanki her şeyden
emin ol dercesine El- Emin isminin terennümünü emin belde de yaşar insan.
İnsan hep burada kalsan ve buradan ayrılmasam der, bu insanın kalbi derinliklerinden gelen bir
sestir. İnsan Medine de içini saran mutluluk ve huzurdan dolayı Medine sokaklarında veya
Ravza’nın her hangi bir kenarında insan kendisine ne oluyor bana bu huzur nedir diye
sorar. Haremeyn vahyin ışığının tüm zamanlarda insanlığa ışık kaynağı olmuştur ve olmaya
devam etmektedir.              Emin
YAVUZYİĞİT
              
     Uzman İmam Hatip  
islam ve Hayat,Güncel Vaaz ve Hutbeler

Benzer belgeler

Downloaden

Downloaden sta je soms in je eentje, of met twee man. Hier werk je met zo’n driehonderd mensen. De hoofdaan­ nemer is terecht streng op de veiligheid, dat is ook gewoon belangrijk voor jezelf vind ik. Of ik o...

Detaylı

Şahitlik Ehliyetini Kaybetmemek Gönderen islamda

Şahitlik Ehliyetini Kaybetmemek Gönderen islamda Kerim’de  ‘…Artık onların şahitliğini asla kabul etmeyin. İşte bunlar fâsık kimselerdir. Ancak tövbe edip bundan sonra ıslah olanlar müstesna. Çü...

Detaylı

Kadr Suresi Fahrettin Yıldız Gönderen islamda

Kadr Suresi Fahrettin Yıldız Gönderen islamda tercüme edilmiştir. Yüce Allah, Kuran’ın Ramazan ayında, çok değerli ve mübarek bir gecede indirildiğini bildirir. Bu ayetlere ve konuyla ilgili pek çok hadise d...

Detaylı

Kurban Ve Kurbiyet Gönderen islamda Hayat

Kurban Ve Kurbiyet Gönderen islamda Hayat teslimiyet, Hz. İbrahim (a.s) ve İsmail (a.s) ile zirveleşerek sembolleşmiştir. İslâm “teslim olmak” demektir; yani Kur’an ve Sünnet’in belirlediğin istikametten ...

Detaylı