Tez-Koop-İş Dergisi 59. Sayı

Transkript

Tez-Koop-İş Dergisi 59. Sayı
cmyk
B a fl y a z ›
KR‹Z,
KAP‹TAL‹ST S‹STEM‹N
YAPISAL SORUNUDUR
Gürsel Do¤ru
Genel Baflkan
2
009 y›l›na girerken, kapitalist sistem, daha önce
yaflad›¤› büyük krizlerden biriyle daha karfl› karfl›ya
kald›. Dünya ekonomilerini alt
üst eden kriz, ABD’de mortgage (ipotekli konut finansman›)
sektöründe yaflanan sorunlarla bafllad›.
Düflük gelirli ABD vatandafllar›na yüksek faizlerle mortgage
kredisi veren finans kurumlar›,
geri ödemelerde yaflanan t›kan›kl›k sonucu nakit para s›k›nt›s›na girince, emlak piyasas›nda ani düflüfller bafllad›.
Sorunu çözemeyen finans
sektörü krizi tetikledi.
Asl›nda bu kriz, kapitalist sistemin daha önceki yap›sal krizlerinden hiçbir fark› yok. Ancak
flöyle bir fark var ki, finans sistemindeki aksakl›klar, sistemin
ulaflt›¤› nokta itibariyle tüm
dünyaya h›zl› bir flekilde yay›-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
labiliyor. Bu nedenle bütün ülkeler bu krizden an›nda etkileniyor. Nitekim bu mali kiriz ile
birlikte, ABD, Asya ve AB
üyesi ülkelerde borsalar h›zla
düflmeye bafllad›. Bu büyük
krizi az hasarla atlatmak isteyenler, son derece ciddi önlemler ald›lar ve zaman geçirmeden yürürlü¤e soktular.
Bush hükümeti bile gider ayak
yeni bir kurtarma operasyonuna giriflti ve kongreden 700
milyar dolarl›k kurtarma paketi
için onay ald›. Ancak buna ra¤men piyasalar›n atefli yine de
dindirilemedi.
Ülkemizde ise bu büyük dev
dalgan›n etkileri yeni yeni ulaflm›fl durumda. Dünya böylesine büyük bir kriz içine düflmüflken ve büyük-küçük tüm ülkeler bu kriz karfl›s›nda radikal
önlemler al›rken, ne yaz›k ki
ülkemizde, bu konuyla ilgili her
hangi bir önlem al›nmad›¤›
aç›kça görülmektedir. Önlemler paketi almak bir yana, hükümet, henüz bu krizin büyüklü¤ünü ve yarataca¤› sorunlar›
bile anlayamam›flt›r.
Böylesine büyük bir ekonomik
kriz karfl›s›nda hükümet yetkilileri, gerekli döviz rezervlerine
sahip olduklar›n› ve endiflelen-
meye gerek olmad›¤›n› söylüyorlar. Oysa, dünya piyasalar›n› alt üst eden mali krizin, sadece döviz rezervleri ile afl›lamayaca¤›n›n fark›nda bile de¤iller.
Nitekim harcama, gelirin bir türevedir. Gelir art›kça, harcama
artar. Gelir düfltükçe, harcama
da düfler. Bu sebeple tüketimin azalmas›, üretimin azalmas›n› beraberinde getirir.
Ekonomin kürselleflti¤i ve
uluslararas› bir boyut kazand›¤› bu dönemde, küresel ölçekte üretimin azalmas›, yüzbinlerce flirketi, milyonlarca çal›flan› ve milyarlarca insan›
do¤rudan etkileyecektir. ‹flte
bu kriz asl›nda bir döviz rezervi sorunu de¤il, milyarlarca insan› etkileyecek çok ciddi yap›sal bir sorundur.
Kald› ki bu mali kriz öncesinde
de ülkemiz ekonomisinin durumu pek içi aç›c› de¤ildir. Ekonomideki kötü gidiflat bir çok
kesim taraf›ndan da farkl› zaman dilimleri içinde ifade edilmifltir. Ancak hükümet 22
Temmuz seçimlerinden sonra,
demokratik kitle örgütlerine,
meslek odalar›na ve sendikalara kulaklar›n› kapatm›flt›r.
Oysa, Türkiye ekonomisini son
1
cmyk
B a fl y a z ›
5 y›ld›r "yüksek faiz-ucuz döviz-s›cak para" eksenine s›k›flm›fl bir k›s›r döngü içindedir.
Daha önceki y›llarla karfl›laflt›r›ld›¤›nda büyüme oranlar› h›zla afla¤› inmektedir. 2004 y›l›nda y›ll›k büyüme oran› %9.9
iken, 2007 y›l›nda büyüme oran› %5 civar›ndad›r. Türkiye gibi
nüfusu h›zla artan ve nüfusun
büyük ço¤unlu¤u genç ve iflsiz
olan bir ülkenin sosyal, siyasal
ve ekonomik istikrar› yüksek
büyüme oranlar›na ba¤l›d›r.
Büyüme oranlar›ndaki gerileme 5 y›ld›r ekonominin kötüye
gitti¤inin en önemli göstergesidir.
Bütçe a盤› son 4 y›l içinde h›zla artm›flt›r. Bütçe a盤› 2004
y›l›nda 4 milyar dolar iken 2007
y›l›nda 16 milyar dola ç›km›flt›r.
2009 y›l› içinde bütçe a盤› katlanarak büyüyecektir. Bütçedeki bu önlenemez aç›k da ekonomi için kayg› verici boyutlara
ulaflm›flt›r.
Bütün bunlara paralel olarak
ekonomik göstergeler aç›s›ndan önemli bir veri olan d›fl ticaret a盤› da h›zla büyümektedir. D›fl ticaret a盤› 65 milyar
dolara ç›km›flt›r.
Ekonomi için bir baflka önemli
veri olan cari aç›k konusunda
da durum iç aç›c› de¤ildir. Cari
aç›k 50 milyar dolar seviyesine
ulaflm›flt›r.
2008'de de iç ve d›fl borç faizleri de ürkütücüdür. 2008 y›l›
içindeki faiz ödemeleri toplam
bütçenin üçte biri kadard›r. Bu
ödemenin yap›labilmesi için,
e¤itim ve sa¤l›k ödenekleri
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
azalt›lacak, iflçi memur, emekli
ücretleri dondurulacakt›r. Yani
ülkemizdeki temel tüketicilerin
büyük bölümü gelir azalmas›
ve gider art›fl› sorunu ile karfl›
karfl›yad›r.
‹malat sanayi alt sektöründe bir
önceki y›la göre üretim önemli
oranlarda gerilemifltir. Baz›
üretim dallar›nda üretim tamamen durma noktas›na gelmifltir. Türkiye’nin can damar› olan
tüm sektörlerde % 50’ye yak›n
bir üretim kayb› söz konusudur.
Türkiye ekonomisinin kendi iç
dinamikleri sorunluyken, uluslararas› mali krzin yaratt›¤› etki
ile daha kötü bir noktaya gelmesi kaç›n›lmazd›r.
Ancak söz konusu bu olumsuzluklar, Neo-Liberal politikalar›n
do¤al bir sonucudur. Neo-Liberal politikalar›n savunucular› iktidardad›r. Kapitalist sistemin
en kat› kurallar›n› hiç çekinmeden uygulayan, tüm önemli kurumlar› satan, satamad›klar›n›
kapatan ve ülkeyi bir rant ve
hatta kumar ekonomisi haline
getirenler, bugün ortaya ç›kan
bu manzaran›n as›l sorumlular›d›r.
Ekonomik göstergelerden de
anlafl›laca¤› üzere, her fley
emekçiler için, daha kötüye gitmektedir. Sosyal adalet ve sosyal devlet kavramlar›na s›rt›n›
dönenlerin, ekonomik sorunlar›
sosyal içerikli politikalar ile çözmesi mümkün de¤ildir.
Hükümetin sosyal adalet ve
sosyal politika önlemlerinden
anlad›¤› fley, iftar çad›rlar› açmak, yoksul yurttafllara odun,
kömür yard›m› yapmaktad›r.
Hükümetin iflsizli¤i çözecek, istihdam› ve üretimi artt›racak,
gelir da¤›l›m›ndaki adaletsizli¤i
giderecek çözümler üretemeyece¤i ve böyle bir niyetinin olmad›¤› 2009 y›l› bütçe haz›rl›klar›ndan da anlafl›lmaktad›r.
Bütün bu geliflmeler bir arada
de¤erlendirildi¤inde emekçiler
ve eme¤i ile geçinenler için çok
zorlu bir süreç bafllam›flt›r.
Ekonomide büyüme yafland›¤›
dönemlerde bile iflçi s›n›f›n›n
en önemli haklar› gasp edilirken, ekonomik durgunluk ve
kriz karfl›s›nda, emekçileri refaha ç›kartacak politikalar uygulanmas› mümkün de¤ildir. Daha derin bir yoksulluk, daha derin bir açl›k kap›m›za dayanm›flt›r.
Ancak bu zorluklarla mücadele
etmek yine bizim görevimizdir.
Üyelerimiz ve temsilcilerimiz
bilmelidirler ki; eme¤in ve
emekçinin de¤erini anlamayan
partiler iktidarda kald›klar› sürece, açl›k ve yoksulluk ortadan kalkmayacakt›r.
Aç›l›k ve yoksulluk ile mücadele etmenin, Neo-Liberal politikalara karfl› ç›kman›n tek yolu
s›n›f dayan›flmas›n› yükseltmektir.
Bu nedenle 2009 kamu kesimi
toplu ifl sözleflmelerinin bafllayaca¤› bu dönem, tüm k›rg›nl›klar› bir tarafa b›rak›p, s›n›f
dayan›flmas›n› yükseltmek zorunday›z.
2
cmyk
GÜNDEMDE KÜRESEL KR‹Z VARDI
Türk-‹fl Baflkanlar Kurulu Toplant›s›
T
TÜRK-‹fi BAfiKANLAR KURULU
TOPLANDI
ürk-‹fl Baflkanlar Kurulu
28 Ekim 2008 tarihinde
topland› ve afla¤›daki
Sonuç Bildirisi’ni yay›nlad›;
“TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, 28
Ekim 2008 tarihinde TÜRK-‹fi
Genel Merkezi’nde toplanm›flt›r.
TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, ülkemizin bölünmez bütünlü¤üne
yönelik gerçeklefltirilen terör sald›r›lar›n› k›namakta ve ülkemizi
bölme çabalar›n›n sonuçsuz kalaca¤›n› vurgulamaktad›r.
TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu,
ABD’de bafllayan ve tüm dünyaya yay›lan ekonomik krizin TürkiTEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
ye’ye ve çal›flanlara etkileri konusunu de¤erlendirmifltir.
TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, hükümetten, krizden al›nacak ders
ile yeni bir ekonomik yap›lanmaya yönelmesini istemektedir.
Bunun için, Hükümetin de¤iflik
kesimlerden gelen seslere kulak
vermesi ve sa¤l›kl› bir diyalog
ortam›n› geciktirmeden oluflturmas› gerekmektedir. Baflkanlar
Kurulu, Türkiye’de IMF endeksli
politikalardan uzaklafl›larak reel
üretimi teflvik eden ve eme¤i koruyup ifl güvencesini etkin hale
getiren istihdam yaratacak uygulamalara yönelmenin tam zaman› oldu¤unu düflünmektedir.
TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, krizin özel sektöre ‘iflsizlefltirme,
iflsizlik tehdidiyle ücret düflürme,
ücretsiz izne ay›rma v.b fleklinde
yans›maya bafllad›¤›n› tespit etmifltir.
TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, çal›flanlar›n sebep olmad›¤› bir ekonomik krizin faturas›n›n çal›flanlara ödettirilmesi yaklafl›m›na
fliddetle karfl›d›r.
3
cmyk
TÜRK-‹fi BAfiKANLAR KURULU
TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, baz› iflverenlerin baflka hiç bir tedbire yönelmeden, krizin olas› etkilerine karfl› direkt iflçi ç›karmaya yönelmesini ‘kriz f›rsatç›l›¤›’
olarak de¤erlendirmektedir. Baflkanlar Kurulu, Hükümeti, kriz bahanesiyle iflten ç›karmalar› engelleyecek önlemler almaya ça¤›rmaktad›r.
TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, yine
kriz ortam› f›rsat bilinerek, iflçilerin kazan›lm›fl haklar›na göz dikilmesinin sak›ncalar›na dikkat
çekmektedir.
Baflkanlar Kurulu, kimi iflverenlerin k›dem tazminat› yükümlülüklerinden kurtulmak için gözlerini iflsizlik sigortas› fonuna dikti¤ini, TÜRK-‹fi’in örgütlülü¤ünden ald›¤› güç ile ne k›dem tazminatlar›na ve de iflsizlik sigortas› fonuna dokunulmas›na asla
izin vermeyece¤ini ilan etmektedir.
Türk-‹fl Baflkanlar Kurulu Toplant›s›
Kesimi Toplu ‹fl Sözleflmeleri
Koordinasyon Kurulu’ oluflturmufl, sözleflme görüflmelerinin
temel prensiplerini belirlemifltir.
Buna göre hak kayb›na yönelik
önerilerin müzakeresi bile reddedilecek, ücret talebi ise ‘insanca yaflam’ gözetilerek belirlenecektir.
Özellefltirmeler, krizin etkisini
Türkiye’de daha kuvvetli hissetmemizi beraberinde getirecektir.
Baflkanlar Kurulu, Hükümetten
özellefltirme hatas›na son vermesini, gündemde olan özellefltirmelerden vazgeçilmesini istemektedir.
Demokratik ülkelerde siyasi iktidarlar, ‘yandafl iflçi konfederasyonu’ yaratmaz, ‘yanaflmaya
çal›flan’ konfederasyonlara da
prim vermez. Demokratik ülkelerde iktidarlar, toplumun örgütlü
tüm kesimlerine eflit mesafede
olur ve her birinin kendi alan›nda
özgürce hareket edebilmesi için
gerekli olanaklar› sa¤lar.
TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu,
2009 y›l›nda yenilenecek olan
kamu kesimi toplu ifl sözleflmeleri görüflmelerinin koordineli bir
flekilde sürdürülebilmesi için kamu kesiminde sözleflmesi olan
sendikalardan oluflan bir ‘Kamu
TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, iktidar partisinin deste¤ini alarak
bask›, zor ve sürgün tehdidiyle
TÜRK-‹fi’e ba¤l› sendikalardan
üye çalma giriflimlerini ve bu giriflimlere verilen iktidar deste¤ini
k›namaktad›r.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, Deri-‹fi Sendikam›z›n DESA’daki;
TEK GIDA-‹fi Sendikam›z›n Yörsan, LSG SKY CHEFS Havac›l›k
Hizmetleri ve BEL Karper iflyerlerindeki; Petrol-‹fl Sendikam›z›n
Contiteck iflyerindeki; Belediye‹fl Sendikam›z›n Çarflamba Belediyesi ve Çapa T›p Fakültesi’ndeki; Liman-‹fl Sendikam›z›n
Haramidere Arkas iflyerindeki;
Tez Koop-‹fl Sendikam›z›n ‹BM
iflyerindeki; Teksif Sendikam›z›n
Biesseci, Orteks, Sayg›n Tekstil,
Menderes Tekstil iflyerlerindeki,
Türkiye Gazeteciler Sendikam›z›n ATV-Sabah iflyerleri; TÜMT‹S Sendikam›z›n Gazi- Ulafl,
Burulafl, Ünilever ile Tarsus Tafl›mac›l›k iflyerlerindeki verdikleri
örgütlenme mücadelesini desteklemekte, söz konusu iflyerlerindeki iflverenleri uzlaflmaz ve
sendikal› iflçileri y›ld›rmaya yönelik bask›c› tutumu nedeniyle
k›namakta; Bas›n-‹fl Sendikam›z›n E- Kart iflyerindeki grevini
desteklemektedir.”
4
cmyk
BAfiKANLAR KURULUMUZ TOPLANDI
Baflkanlar Kurulu Toplant›s›
B
TÜRK-‹fi,
TAR‹HSEL SORUMLULU⁄UNU
ELE ALMALIDIR
aflkanlar Kurulumuz, 30
Eylül tarihinde Ankara’da topland›.
Genel Baflkan›m›z›n Türk-‹fl
Baflkanlar Kurulu toplant›s› ile
küresel kriz ve emekçiler üzerindeki etkileri hakk›nda de¤erlendirmelerde bulundu¤u aç›fl konuflmas›n›n ard›ndan, Baflkanlar
Kurulumuz yaklaflan Kamu ve
özel toplu ifl sözleflmeleri, örgütlenme ve e¤itim çal›flmalar› ile
gündemindeki di¤er konular› görüfltü.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Görüflülmelerin tamamlanmas›ndan sonra, kamuoyu ile paylafl›lmak üzere afla¤›daki aç›klamay› yapt›;
BAfiKANLAR KURULU
SONUÇ B‹LD‹R‹S‹
Baflkanlar Kurulumuz, 30 Ekim
2008 tarihinde Ankara’da toplanm›fl, siyasal ve toplumsal alanda
ortaya ç›kan geliflmeleri de¤erlendirmifl ve bu de¤erlendirmeleri kamuoyu ile paylaflma gere¤i duymufltur.
Baflkanlar Kurulumuz; Tüm dünyay› etkisi alt›na alan uluslararas› mali krizi, ekonomideki dönemsel bir durgunluk, geçici bir
daralma olarak de¤il, tam tersine kapitalist sistemi temelinden
sarsan yap›sal bir krizin öncülleri olarak de¤erlendirmektedir.
Baflkanlar Kurulumuz;
Tüm
dünyay› olumsuz yönde etkileyen ve zamanla tüm ülkeleri etkisi alt›na alacak böylesine büyük bir kriz karfl›s›nda, hükümetin aç›l›mlar›n›, çözüm önerileri5
cmyk
çmyk
BAfiKANLAR KURULUMUZ TOPLANDI
Baflkanlar Kurulumuz; Toplu ‹fl
Sözleflmelerinin özerk bir hukuk
dal› olmas›ndan hareketle bu
sözleflmelerin madde metinlerinde çal›flma hayat›ndaki ihtiyaçlara göre düzenleme yap›lmas›n›,
iflveren sendikalar›n›n dayatmac› ve uzlaflmaz tutumlar›ndan
vazgeçmesini talep etmektedir.
Baflkanlar Kurulumuz; Uluslararas› ekonomik krizin her geçen
gün etkisini artt›rd›¤› bu dönemde, emekçilere yönelik hak
gasplar›nda art›fllar olaca¤›n›n
fark›ndad›r.
Baflkanlar Kurulu toplant›s›
ni, ve alm›fl oldu¤u önlemleri ciddiyetten ve inand›r›c›l›ktan uzak
bulmaktad›r. Ancak paradan para kazanma mant›¤› üzerine kurulmufl olan kapitalist sistemin
bu yap›sal sanc›lar› her zaman
ki gibi mevcut sistemin en alt›nda bulunan yoksullar›, dar ve sabit gelirlileri ve eme¤i ile geçinmeye çal›flanlar› etkileyecektir.
Bu nedenle Baflkanlar Kurulumuz; Hükümetten, odun, kömür
ve g›da yard›m› de¤il, yoksullukla mücadele program› oluflturmas›n›, sosyal koruma ve sosyal
dayan›flma projelerini uygulamas›n›, ekonominin can damar›
olan reel sektöre yönelik uygulanabilir programlar hayata geçirmesini beklemektedir.
Baflkanlar Kurulumuz; Bas›nda
ve kamuoyunda zaman zaman
gündeme gelen k›dem tazminatlar›na yönelik düzenlemelerden
çok ciddi biçimde rahats›zl›k
duymaktad›r. Baflkanlar Kurulumuz; k›dem tazminatlar›na yönelik, herhangi bir düzenlemeyi,
Türk-‹fl Genel Kurul karar› gereTEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
¤i, Genel Grev nedeni sayacak
ve bu grevin uygulanmas› konusunda ne gerekiyorsa yapacakt›r.
Baflkanlar Kurulumuz; 2009 y›l›
kamu kesimi toplu ifl sözleflmelerinde her iflyerinin kendine özgü koflullar› ile de¤erlendirilmesini, ikramiye, sosyal yard›m ve
ücret konular›nda daha düflük
olan iflyerlerinde iyilefltirme yap›lmas›n›, esnek çal›flma dayatmalar›ndan derhal vazgeçilmesini talep etmektedir.
Bu sald›r›lara karfl›, Baflkanlar
Kurulumuz eme¤i ve kendi öz
gücüyle örgütlenmeyi savunan
emek güçlerinin bir arada olmas›n› ve ortak hareket etmesini
savunmaktad›r.
Bu çerçevede Baflkanlar Kurulumuz, acilen ve zaman geçirmeden Türk-‹fl’in bu tarihsel sorumlulu¤u ele almas›n› ve emek
güçlerini koordine etmesini beklemektedir.
Bas›na ve Kamuoyuna Duyurulur.
Baflkanlar Kurulu toplant›s›
6
cmyk
1
ULUSLARARASI ‹L‹fiK‹LER
TEZ-KOOP-‹fi, UNI TESCO KÜRESEL SEND‹KA
‹TT‹FAKINDA YER‹N‹ ALDI
8-19 Haziran 2008 tarihlerinde, ‹sviçre’nin Nyon kentinde,
Tesco çal›flanlar›n› temsil
eden ve örgütlenme çal›flmalar›n›
devam ettiren sendikalar›n kat›ld›¤›
toplant› sonucunda UNI Tesco Küresel Sendika ‹ttifak› kuruldu.
Türkiye, ‹ngiltere, ‹rlanda, Polonya,
Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Japonya, Tayland ve Amerika’l› sendikalar taraf›ndan kurulan
Tesco ‹ttifak›nda, Tez-Koop-‹fl Sendikas›n› Genel Baflkan›m›z Gürsel
Do¤ru temsil etti. Çin, Güney Kore
ve Malezya toplant›ya kat›lmamalar›na ra¤men kurulan ittifak içerisinde
olduklar› belirtildi.
Toplant› UNI Ticaret Sektörü Baflkan› Jan Furstenborg’un sundu¤u Tesco raporuyla bafllad›. Furstenborg
raporunda, perakende sektörünün
en h›zl› küreselleflen sektörlerden
biri oldu¤unu ve sendikalar›n bir araya gelerek sektördeki sorunlar› birlikte çözmeleri gerekti¤ini söyleyerek küresel sendika a¤› ortakl›¤›n›n
ve sosyal diyalogun önemini vurgulad›. Jan Furstenborg, çok uluslu flirketlerin küresel geniflleme planlar›
yapt›klar›n› ve bu planlar do¤rultusunda hareket ettiklerini, bu nedenle
UNI’nin de sektördeki üye sendikalar›yla birlikte küresel bir karfl› plan
oluflturmak zorunda oldu¤unu ve
bu plan›n önceli¤inin sendikalar›n
tan›nmas› ve toplu sözleflmelerin
gerçeklefltirilmesi oldu¤unu, ayr›ca
UNI Küresel Sendikas›n›n, üye sendikalar›n›n ç›karlar›n› korumak ad›na iflverenle sosyal diyalog kurma
ve bunun sonuncunda küresel çerçeve anlaflmalar› yapma gayretinde
oldu¤unu; H&M, Metro ve Carrefour
gibi çok uluslu flirketlerle yap›lan küresel çerçeve anlaflmalar›n›n bir ör-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Didem F›rat -Uluslararas› iliflkiler uzman›
ne¤ini de Tesco ile imzalamay› hedeflediklerini belirtti.
Toplant›, kat›l›mc› sendikalar›n sunduklar› raporlarla devam etti. Gürsel
Do¤ru toplant›da yapt›¤› konuflma
da, sendikam›z›n Türkiye’deki perakende sektöründeki çok uluslu flirketlerle toplu sözleflmeler imzalayarak baflar›lar elde etti¤ini, hedefimizin Tesco Kipa’da örgütlenerek baflar›l› bir toplu sözleflme imzalamak
oldu¤unu ve bu hedefe ilerlerken
Tesco-Kipa iflvereni ile sosyal diyalog içerisinde olumlu iliflkiler yürütmeyi temenni etti¤imizi belirtti.
Genel Baflkan›m›z toplant›da
UNI Tesco Küresel ‹ttifak›nda al›nan
ortak kararlar;
• UNI Tesco Küresel Sendika ‹ttifak›,
Tesco ile olumlu iflçi-iflveren-sendika iliflkileri ve yap›c› sosyal ortakl›klar gelifltirerek flirketin iflgücünün
ilerlemesine yard›mc› olmay› hedeflemektedir.
• UNI Tesco Küresel sendika ‹ttifak›,
Tesco’da sendikalar›n yer almas›n›
ve tüm dünyadaki Tesco çal›flanlar›na sendikal haklar›n› kazand›rmay›
hedeflemektedir. ‹ttifak, sendikalar›n
tan›nmalar›n› ve bu sendikalarla
Tesco aras›nda olumlu sosyal diyaloglar›n kurulmas›n› ve toplu sözleflme müzakerelerinin yürütülmesini
destekleyecektir.
• Tesco’nun ilan etti¤i insan kaynaklar› yönetimi ve iflçi-iflveren iliflkileri
prensipleri dikkate al›nd›¤›nda, UNI
Tesco Küresel Sendika ittifak› kuvvetli ortakl›klar›n sa¤lanmas›n›n
mümkün oldu¤u kanaatindedir.
• UNI Tesco Küresel sendika ‹ttifak›,
Tesco’nun di¤er ülkelerdeki sendikalar› tan›mas› konusuna önem vermektedir ve flirketten, yerel yönetimlerin Tesco ortak sosyal sorumluluk
prensiplerine sayg› duymalar›n› sa¤lamas›n› rica etmektedir.
• UNI Tesco Küresel Sendika ‹ttifak›,
çal›flanlar›n ç›karlar› ve buna ba¤l›
olarak flirketin baflar›s› için, Tesco
ile yap›c› bir diyaloga girme haz›rl›¤›ndad›r. Hedef Tesco ve ‹ttifak aras›nda küresel bir diyalog kurmakt›r.
• UNI Tesco Küresel Sendika ‹ttifak›,
Avrupa ifl Konseyi kurmak için müzakerelerin bafllat›lmas›n›n önemini
vurgulam›flt›r.
• UNI Tesco Küresel ‹ttifak›, Tesco
ile olumlu ve yap›c› iliflkiler kurmay›
hedeflediklerini yinelemifllerdir.
Sonuç olarak, oluflturulan Tesco ‹ttifak›n›n y›lda en az bir kez bir araya
gelmesine ve düzenli olarak bilgi
al›flverifli içerisinde olunmas›na karar verildi. Öncelikli hedefin örgütlenme ve sendikalar›n Tesco iflvereni
taraf›ndan tan›nmas› oldu¤una ve
Tesco iflvereni ile ittifak üyesi sendikalar aras›nda sosyal diyalogun kurulmas›n› sa¤lamaya karar verildi.
Gürsel Do¤ru, 2009 A¤ustos ay›nda
emekliye ayr›lacak olan Jan Furstenborg’un yerine göreve gelecek olan
Alke Boessiger ile tan›flt›. Bayan Boessinger, Tez-Koop-‹fl Sendikas›yla
iliflkilerini uyum içerisinde devam ettirece¤ini belirtti.
7
çmyk
c
Genel Baflkan›m›z Gürsel Do¤ru UNI Avrupa ‹cra Komitesi toplant›s›nda
UNI AVRUPA ‹CRA KOM‹TES‹
‹STANBUL’DA
TOPLANDI
Ü
yesi bulundu¤umuz UNI
Küresel Sendikas›n›n ‹cra Komitesi toplant›s› 2627 May›s tarihlerinde ‹stanbul’da
gerçeklefltirildi. UNI Küresel Sendikas› yöneticilerinin ve Avrupa’dan gelen çok say›da sendika
temsilcisinin yan› s›ra UNI üyesi
Türk sendikalar ve Genel Baflkan›m›z Gürsel Do¤ru kat›l›m›nda
gerçekleflen toplant›da Marmara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi ö¤retim üyesi Dr. Engin Ünsal’›n
Türkiye’deki mevcut sendikal du-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Didem F›rat
Uluslararas› ‹lflkiler Uzman›
rum hakk›nda yapt›¤› sunumun
ard›ndan sendikal mücadelede
karfl›lafl›lan sorunlar tart›fl›ld›.
Toplant› sonunda UNI Avrupa taraf›ndan Türkiye’nin AB’ye kat›l›m› konusunda bir önerge haz›rland›. ‹cra Komitesinin onaylad›¤›
ve UNI web sayfas›nda yay›nlad›¤› önerge ve toplant›ya iliflkin görüfller flöyledir;
“‹stanbul’da gerçekleflen UNI Avrupa ‹cra komitesi toplant›s›nda,
Avrupa Birli¤ine kat›l›m sürecini
baflar›l› bir biçimde tamamlamas›
için Türkiye’deki sendikal haklar›n
ve demokrasinin kuvvetlendirilmesinin gereklili¤i karar›na var›ld›.
Komite, Türkiye’de 1 May›s kutlamalar› s›ras›nda gerçekleflen göz
yaflart›c› bomba sald›r›lar›n› k›nad› ve AB üyeli¤inin beraberinde
getirece¤i yeniliklerle mücadelede
çal›flanlara yard›m etmek için
Türk sendikalarla iflbirli¤ini kuvvetlendirmek ad›na baz› kararlar
ald›.
8
cmyk
ULUSLARARASI ‹L‹fiK‹LER‹M‹Z
Türkiye’nin baflvurusu üzerine halen devam eden müzakerelerde
çal›flma haklar› meselesinin ön
plana ç›kart›lmas› için UNI Avrupa, AB’nin Genifllemeden Sorumlu Komiseri Olly Rehn’a bask›da
bulunacakt›r.
Avrupa’daki sendikalar, Türk hükümetinden çal›flma kanunlar›n›
AB Temel Haklar fiart› ve Uluslararas› Çal›flma Örgütü taraf›ndan
belirlenmifl standartlara yükseltmesini istemektedirler.
UNI Genel Sekreteri Philip Jennings yapt›¤› konuflmada “ Türkiye’deki çal›flma mevzuat›ndaki
mevcut durumu kabul edemeyiz.
Küresel sendika hareketi Türkiye’deki sendika kanunlar›ndaki k›s›tlamalar› asla kabul etmeyecektir ve toplu müzakere önemli ölçüde geniflletilmelidir” dedi.
Bir grup çal›flan›n ve özellikle kamu sektörü çal›flanlar›n›n grev ve
toplu müzakere yapma haklar›
ciddi bir biçimde k›s›tlanmaktad›r.
Örne¤in banka çal›flanlar›n›n grev
yapmalar› yasaklanm›flt›r.
Çok uluslu flirketler, Türkiye’deki
faaliyetlerinde sendikalara karfl›
sergiledikleri “sald›rgan tutumlar›”
nedeniyle elefltirilerin odak noktas› haline gelmifllerdir. Philip Jennings,“ Baflka ülkelerden buraya
gelen flirketler Türk çal›flma kanunlar›n› sömürmektedirler” diye
belirtti.
UNI Avrupa Bölge Sekreteri Bernadette Segol “ Bugüne kadar AB
ve Türkiye aras›nda gerçekleflen
müzakerelerde çal›flanlar›n ve
sendikalar›n›n haklar› hiç görüflülmedi. Komiser Rehn’ dan bu du-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
UNI ‹cra Komitesi toplant›s›na kat›lan delegeler
rumu düzeltmesini istiyoruz” dedi.
Komite, UNI Avrupa’n›n Türkiye’nin AB üyeli¤ini ancak ve ancak çal›flma haklar›n›n tam anlam›yla uygulanmas› kofluluyla destekleyece¤ini aç›klad›.
UNI Avrupa, “Türk sendikalar›n›n
yeni ekonomik çevreyle bafl edebilmesi ve neo-liberal sald›r›lara
karfl› strateji belirleyebilmesini
sa¤lamak için, iflletme endüstrisi
iliflkileri sisteminin yan›nda, demokrasi ve sendika haklar da
sa¤lamlaflt›r›lmal›d›r” önergesinde bulundu.
Ayr›ca, UNI üyesi Türk sendikalar› bir araya getirmek ve üyeliklerini artt›rabilmeleri konusunda örgütlenme giriflimlerine destek vermek amac›yla bir Türkiye ‹rtibat
Komitesi kurulmas›na karar verildi. Türk sendikalar› ve di¤er UNI
Avrupa üye sendikalar› aras›nda
ba¤lar›n kurulmas›na ve UNI Avrupa’n›n faaliyetlerine Türk sendikalar›nda kat›l›m›n›n artt›r›lmas›na karar verildi.
“Türk ifl gücünün yar›s› mevcut
çal›flma kanunlar›n›n ve sosyal
güvenlik kapsam›n›n d›fl›nda kalmaktad›r. Sendikalar toplu müza-
kere haklar›n› kazanmak için, endüstri de %10 ve tek bir iflletmede %50 art› bir baraj› gibi engellerle karfl› karfl›yad›rlar. Sendikalar, pazarl›k yapmaya niyetlendikleri iflverenlere üyelerinin listelerini vermeye zorlanmaktad›rlar ve
bu durum çal›flanlar›n haks›zl›¤a
u¤ramalar›na sebep olmaktad›r.
Bu k›s›tlamalar›n sonucunda
2004-2005 y›llar›nda 897,627 çal›flan toplu sözleflme kapsam›ndayken, bu say› 2006-2007 y›llar›nda 651,200’e düflmüfltür.”
Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö¤retim Üyesi Dr.Engin
Ünsal, endüstri kapsaml› toplu
sözleflmelerinin yasakland›¤›n› ve
sosyal diyalogun anlam›ndan
uzaklaflt›¤›n› belirterek, UNI Avrupa ‹cra Komitesine Türkiye’deki
sendika kanunlar› konusunda
yapt›¤› sunumda “ flirketlerin ve
ülkenin yarar› için iflverenler çal›flanlar› sermaye düflman› olarak
de¤il, ortak olarak kabul etmelidirler” dedi.
UNI Avrupa, 330 sendikada 7 milyon Avrupal› çal›flan› temsil eden
UNI Küresel Sendikas›n›n Avrupa
Bölgesi teflkilat›d›r.
9
cmyk
ULUSLARARASI ‹L‹fiK‹LER‹M‹Z‹
KURUMSAL PLATFORMLARDA GEL‹fiT‹R‹YORUZ
UFCW Kongresi
SEND‹KAMIZ,
ABD VE KANADA’DAK‹ GIDA VE T‹CARET
SEKTÖRÜ ÇALIfiANLARI SEND‹KASI
UFCW
KONGRES‹NE DAVET ED‹LD‹
TEK SEND‹KA , TEK SES
Genel Baflkan›m›z Gürsel Do¤ru, 18-22 A¤ustos tarihleri aras›nda Kanada’n›n Montreal flehrinde yap›lan UFCW’nin Genel
Kuruluna kat›ld›. Son dönemde
iliflkilerimizi
gelifltirdi¤imiz
UFCW, Amerika ve Kanada’daki
g›da ve ticaret sektöründe çal›flanlar›n›n sendikas› olup ayn›
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
zamanda Haziran 2008’de ‹sviçre Nyon’da kurulan Tesco ‹ttifak›’ndaki ittifak ortaklar›m›zdan
biridir.
1600 delegenin yan› s›ra, deniz
afl›r› ülkelerden gelen misafirlerin kat›ld›¤› UFCW genel kurulu
18 A¤ustos sabah› UFCW Baflkan› ve UNI Küresel Sendikas›
Baflkan› Joseph Hansen’›n yapt›¤› aç›l›fl konuflmas›yla bafllad›.
Baflkan Hansen yapt›¤› konuflmada, UFCW’nin gurur duyduklar› bir geçmifli oldu¤unu ancak
art›k zaman›n de¤iflti¤ini geçmiflte kazan›lan baflar›lar›n
UFCW’yi gelece¤e tafl›yamayaca¤›n›, günümüzde iflçi hareketinin ve sendikalar›n gelece¤ini
10
cmyk
ULUSLARARASI ‹L‹fiK‹LER‹M‹Z
Genel Baflkan›m›z toplant›da
tehlikeye sokan tehditlere karfl›
mücadele etmek için UFCW
sendikas›nda büyük bir de¤iflimin gereklili¤ini ve bu de¤iflimi
gerçeklefltirmek için yeterli say›da üyeye ve kayna¤a sahip olduklar›n›; kendilerine belirledikleri “tek sendika,tek ses” vizyonunun UFCW’ye rehberlik edece¤ini, böylece hedefledikleri
toplu sözleflmeler sayesinde daha da güçlenerek UFCW üyelerine, Amerika ve Kanada’n›n iflçilerine hak ettikleri iyi yaflam
koflullar›n› sa¤layacaklar›n› söyledi.
Hansen, “yaflam standartlar›n›
düflürmek ve çal›flanlar› susturmak için u¤raflan, ortak hedefleri ve ortak stratejileri olan ortak
iflverenlerle karfl› karfl›yay›z.
Tek sendika, tek ses olarak üyelerimizin ç›karlar›n› ve toplu
sözleflmelerimizi koruyabiliriz”
dedi. Joseph Hansen UFCW’nin
yeni dönemde hedefledi¤i önceliklerden bahsetti. Bunlar; 2018
y›l› itibariyle 3 milyon üyeye
ulaflmak; Barack Obama’n›n se-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
çilmesi; çal›flanlar›n özgürce
sendikal› olma ve iyi koflullarda
toplu sözleflme yapma haklar›
ile ilgili yasa tasar›s›n›n geçirilmesi; sa¤l›k hizmetlerinde reform; göçmenlik sisteminin düzenlenmesi.
Joseph Hansen’›n ard›ndan söz
alan UFCW-TUAC Kanada Baflkan› Wayne Hanley; yap›lar›nda,
örgütlenme kültürlerinde, ileri
gelen iflverenlerle yürüttükleri
pazarl›klarda ve sözleflmelerde
de¤iflim yapt›klar›n› söyledi.
Wayne Hanley, “birkaç gün önce
Quebec’te bulunan ve WalMart’a ait bir lastik üretim flirketiyle toplu sözleflme yapt›klar›n›.
Bu sözleflmenin Kuzey Amerika’da Wal-Mart’la yap›lan ilk
sözleflme oldu¤unu ve bunun
devam› için ellerinden geleni yapacaklar›n› söyledi. 2005 y›l›nda
Quebec’te bir iflyerindeki iflçilerin örgütlenmesi üzerine WalMart iflyerini kapatm›flt›.
‹kinci yap›lan oylamalardan sonra Joseph Hansen yeniden
UFCW’nin Baflkanl›¤›na seçildi.
Gün içerisinde tetkik kurulu,örgütlenme komitesi, sivil haklar
ve topluluk komitesi, anayasa
kurulu ve kararlar komitesi raporlar›n› sundular. Rapor sunumlar› aras›nda söz alan konuflmac›lardan biri de Demokrat
Parti Senatörü Barrack Obama’yd›. Obama toplulu¤a Chicago’dan uydu arac›l›¤›yla seslendi. Öncelikle UFCW’ye kendisine verdikleri destekten ötürü teflekkürlerini sunan Obama “Benim için, Demokrat aday olmam
için çok çal›flt›n›z sar› t-shirt’lerinizle sizleri daima kampanyalar›mda görmek istiyorum. ‹çinde
bulundu¤umuz dönem tarihteki
en iflçi karfl›t› hükümettir, art›k
haklar›m›z› geri alman›n zaman›
geldi. Bekledi¤imiz de¤iflime sadece iki ay›m›z kald›, benimle
çal›flmaya, benimle örgütlenmeye, benim için kap›lar› çalmaya
devam ederseniz Kas›m’da kazanan biz olaca¤›z” dedi.
Çarflamba günü toplant›, iflçi
haklar› için verdikleri mücadelede öldürülen dünyadaki bütün
sendikac›lar için sayg› durufluyla
bafllad›. Komite raporlar›n›n
okunmas›n›n ard›ndan UNI Küresel Sendikas› Genel Sekreteri
Philip J.Jennings hem UNI’yi
hem de UNI üyesi sendikalar›
temsilen toplulu¤a seslendi. Philip Jennings, birkaç ay önce
Amerika’da, Fresh&Easy ad›yla
ma¤azalar açan Tesco’nun
UFCW ile anlaflma sa¤lamas›
için UNI’nin üzerine düflen görevi yapmaya devam edece¤ini bu
amaçla kurulan içlerinde Türki-
11
cmyk
ULUSLARARASI ‹L‹fiK‹LER‹M‹Z
ye’den Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n da bulundu¤u 13 ülkeden
oluflan Tesco ‹ttifak›n›n baflar›ya ulaflmas›n› hedeflediklerini.
UNI’nin küresel bir sendika oldu¤unu ve amaçlar›n›n sadece
Amerika’daki de¤il dünyada
Tesco’nun faaliyet gösterdi¤i bütün ülkelerdeki iflçi sendikalar›n›n Tesco iflvereni taraf›ndan tan›narak, toplu sözleflmeler imzalanmas› oldu¤unu belirtti.
Philip Jennings 2005 y›l›ndaki
UNI Chicago Kongresinde, 5 y›l
sonunda 50 flirketle küresel çerçeve anlaflmas› yapmaya söz
verdiklerini ve 2010 y›l›nda Nagasaki’de yap›lacak kongrede
bu sözünü tutmufl olaca¤›n›,
Tesco’nun da küresel çerçeve
anlaflmas› yap›lan flirketlerden
biri olmas›n› hedefledi¤ini söyledi. Kurulmufl olan Tesco ‹ttifak›n›n baflar›ya ulaflmas› için ittifak
üyesi ülkeler aras›nda bilgi al›flveriflinin sürdürülmesi gerekti¤ini ve gerekirse örgütlenme çal›flmalar›nda sendikalar›n birbirlerine destek olmas›n›n öneminden
bahsetti.
Genel Baflkan Gürsel Do¤ru,
UFCW genel kuruluna kat›lan
di¤er sendika baflkanlar›yla görüflmeler yapt›. UNI Genel Sekreteri Philip Jennings’le Tesco
‹ttifak› ve Türkiye IBM’de yaflanan sorunlar hakk›nda görüfltü.
Yap›lan di¤er ikili görüflmelerde;
‹ngiltere’de 140,000 Tesco üyesi
bulunan USDAW’›n baflkan›
John Hannett ile Tesco’nun ‹n-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
UNI Amerika Baflkan› Ruben Cortina, UNI Genel Sekreteri Philip J.Jennings
Genel Baflkan›m›zla
giltere ve Türkiye’deki faaliyetleri ve sendikalara karfl› tutumunu
görüfltü, USDAW Tesco’nun ortakl›k anlaflmas› yapt›¤› yegane
sendikalardan biri oldu¤u için
John Hannet Tesco iflvereni
aras›ndaki olumlu iliflkiye dayanarak gerekti¤inde Tez-Koop-‹fl
Sendikas› ve Tesco aras›nda ç›kabilecek anlaflmazl›klarda TezKoop-‹fl’e destek vermeye haz›r
olduklar›n› belirtti.
Di¤er bir görüflme kardefl sendikam›z ver.di’nin Metro A.G. uzman› ve UNI Avrupa ikinci baflkan› Ulrich Dalibor ile gerçekleflti. Ulrich Dalibor ile Real ma¤azalar›ndaki son durum hakk›nda görüflüldü.
Gürsel Do¤ru ‹sveç’te bulunan
Handels sendikas› baflkan›
Lars-Anders Haggström ile yapt›¤› ikili görüflmede, Türk sendikalar›n›n sorunlar›n› tart›flt›. Ticaret çal›flanlar›n›n sendikas›
olan Handels’in baflkan› Türki-
ye’de üç ma¤azas› bulunan çok
uluslu ‹sveç flirketi ‹kea iflvereninin Türkiye’de sergiledi¤i tutum hakk›nda sorular sorarak
Handels ve Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n dayan›flma içerisinde
iliflkilerini ilerletmeleri gerekti¤ini
temenni etti.
Genel Baflkan›m›z, Tesco ‹ttifak’›
ortaklar›ndan
olan
UFCW’nin Baflkan Yard›mc›s›
ve ayn› zamanda örgütlenme
sekreteri Pat O’Neill ile, Tesco ‹ttifak› ve her iki ülkedeki son geliflmeler hakk›nda görüfltü.
Dört gün süren UFCW Genel
Kurulunda Genel Baflkan›m›z
bulundu¤u ortamlarda sendikam›z ad›na mevcut iliflkilerini ilerletirken , uluslar aras› dayan›flmay› gelifltirmek için yeni simalarla tan›fl›p ikili görüflmeler yoluyla Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›
tan›t›p, Türkiye’de yürüttü¤ü istikrarl› ve baflar›l› çal›flmalar› anlatarak sendikam›z› temsil etti.
12
cmyk
ULUSLARARASI ‹L‹fiK‹LER‹M‹Z
Genel Örgütlenme Sekreterimiz Osman Gürsu toplant›da
ÖZEL GÜVENL‹K ÇALIfiANLARININ
ÖRGÜTLENME SORUNLARI
Ü
lkemizde say›lar› h›zla artan
özel güvenlik sektöründe çal›flanlar›n, sorunlar› istihdamdaki art›fla paralel olarak çeflitlenmektedir. Ülkemizde yüz binlerce insan›n
istihdam edildi¤i ve bir sektör haline
özel güvenlik teflkilatlar›, zaman içerisinde çeflitli de¤ifliklikler geçirerek,
2004 y›l›na kadar gelmifltir. Bu tarihe
kadar özel güvenlik sektöründe çal›flanlar›n sendikaya üye olmas› ve toplu ifl sözleflmeleri imzalamas› kanunen yasaklanm›flt›r. Ancak 2004 y›l›
içerisinde özel güvenlik sektöründe
çal›flanlara yönelik, köklü bir reform
yap›larak, 2495 say›l› kanun yürürlükten kald›r›lm›fl ve yerine 5188 say›l›
kanun yürürlü¤e girmifltir. Bu yeni kanunda, hakl› olarak, çal›flanlar›n sendikaya üye olmas› yasa¤› kald›r›lm›flt›r. Ancak bu düzenlemeye ra¤men bu
sektörde henüz sendikalaflma örne¤i
yoktur.
Oysa; Özel Güvenlik Sektörü çal›flanlar› bugüne kadar dernekleflerek sorunlar› gündemde tutmaya çal›flm›flt›r.
Özel güvenlik çal›flanlar›n›n mesleki,
sosyal ve ekonomik sorunlar›n› derkelerle çözmek mümkün de¤ildir.
Her fleyden önce özel güvenlik çal›flanlar›n, can güvenlikleri sorunu bulunmaktad›r. Özel Güvenlik sektörünün
en önemli bileflenlerinde olan emek gü-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
cü, yo¤un olarak yoksul aile çocuklar›ndan oluflmaktad›r. Özel güvenlikçilere
yönelik herhangi bir sosyal koruma politikalar› yoktur. Sosyal haklar› son derece k›s›tl›d›r. Üstelik mesleki yeterlilik
anlam›nda önemli eksiklikleri bulunmaktad›r. Görev yapt›klar› alanlarda 24
saat esas›na dayal› ve vardiyal› olarak
görev yapmaktad›rlar.
Kamu, kurum ve kurulufllar› ile özel flirketlerde, özel güvenlik personeli olarak
çal›flmakta olanlar aras›nda, çok büyük ücret farkl›l›klar› bulunmaktad›r.
Özel Güvenlik Görevlilerinin Meslek
edinme konusunda önemli sorunlar›
bulunmaktad›r.
Özel Güvenlik Görevlilerinin ekonomik
ve sosyal haklar› son derece s›n›rl› olmas›na karfl›n sorumluluklar› son derece yüksektir.
Türkiye’de yeni yeni geliflmekte olan
ve say›lar› her geçen gün artan özel
güvenlik çal›flanlar›n örgütlenmesi konusunda Avrupa Birli¤i ülkeleri ile birlikte önemli çal›flmalar yap›lmaktad›r.
Bu kapsamada, UNI Avrupa öncülü¤ünde Özel Güvenlik Sektöründe çal›flanlar›n sorunlar›na iliflkin 4 ayr› toplant› yap›lm›flt›r.
Son olarak yine UNI Avrupa öncülü¤ünde COESS (Avrupa Güvenlik Konfederasyonu) ve Özel Güvenlik Avrupa Sosyal ortaklar› iflbirli¤i ile Brük-
sel’de 15-16 Ekim 2008 tarihlerinde, 5.
Özel Güvenlik Konferans› ad› alt›nda
bir seminer daha gerçeklefltirilmifltir.
Bu çal›flmaya Avrupa Komisyonu da
mali destek sunmufltur. ‹ki gün boyunca önemli sorunlar›n tart›fl›ld›¤› seminerlerin en son ikisine sendikam›z yetkilileri de kat›lm›flt›r. Bu anlamada
Brüksel’de yap›lan son toplant› ülkemizdeki özel güvenlik çal›flanlar›n›n
sorunlar›na ›fl›k tutmas› ve deneyimlerin paylafl›lmas› bak›m›ndan oldukça
faydal› geçmifltir.
Söz konusu çal›flmada; AB üyesi ülkelerin sosyal taraflar›, sendikalar, sendika iflyeri temsilcileri, özel güvenlik
sektöründe örgütlenme ve toplu ifl
sözleflmesi yapma süreçlerini, mesleki sosyal ve ekonomik sorunlar›n› anlat›lar. Bu konuda tebli¤iler sundular
ülke deneyimleri tek tek analiz edildi.
Toplant›n›n ilk günü, UNI Avrupa ve
COESS AB Komisyonu yetkileri özel
güvenlik çal›flanlar›n›n sorunlar›na yönelik tebli¤ler sundular. Sosyal diyalogun geliflmesine ve bu tür toplant›lara
önem verdiklerini söylediler.
Aç›l›fl konuflmalar›ndan sonra AB üyesi ülkelerde yaflayan sendika temsilcileri ve yöneticileri kendi ülke deneyimlerini anlatt›lar. Güvenlik sektöründeki
sorunlara yönelik aç›l›mlar yapt›lar.
Örgütlenme ve Toplu ‹fl Sözleflmesi-
13
cmyk
ULUSLARARASI ‹L‹fiK‹LER‹M‹Z
nin uygulanmas› konular›ndaki sorunlar›n› anlatt›lar. Örgütlenme konusunda çal›flmas› olan sendikalar, taleplerini dile getirdiler. UNI Avrupa taraf›ndan imzalanan ve taraflar› ba¤layan
çerçeve sözleflmelerini önemsediklerini ancak bu çerçeve sözleflmelerin uygulanmas› konusunda yo¤un ihlallerle
karfl›laflt›klar›n› söylediler. Özel güvenlik sektöründe çal›flanlar›n haklar›n›n daha somut düzenlemelerle güvence alt›na al›nmas› gerekti¤ini söylediler. Sektördeki çok say›daki çal›flan›n katlanmas› gereken kötü çal›flma
koflullar›, oldukça yüksek rekabet do¤uran ekonomik çevre ve özel güvenlik hizmetlerini ticaret olarak alg›lama
e¤iliminin hizmetlerin kalitesi ve sektörün imaj›na olumsuz etkileri yapt›¤›n›
söylediler.
UNI Avrupa yetkilileri, sosyal diyalogu
önemsediklerini, bu diyalogun geliflmesiyle birlikte taraflar›n› birbirlerini
tan›maya bafllad›¤›n›, bu sürecin ise
çerçeve sözleflmelere önemli katk›
sundu¤unu ve çerçeve sözleflmelerin
bir çok sektörde örgütlenmenin önünü
açt›¤›n› söylediler. Geçen y›llarla karfl›laflt›r›ld›¤›nda, güvenlik sektöründeki sendikalaflma ve toplu ifl sözleflmeleri örnekleri konusunda art›fl oldu¤unu anlatt›lar. Güvenlik sektöründe de
çerçeve anlaflmalar›n, sendikalaflma
sürecini olumlu etkiledi¤ine iliflkin
deneyimler aktar›ld›. Ancak buna ra¤men çerçeve sözleflmelerin yeterli olmad›¤›, yeterli olsa bile uyulmad›¤› ülkeler de bulundu¤unu, bunlar› çözmek
için çaba harcad›klar›n› anlatt›lar.
AB Komisyonu Yetkilileri ise, Sosyal
diyalog kavram›na önem verdiklerini,
sosyal taraflar›n kendilerini ilgilendiren
konular›n içinde olmalar›n› söylediler.
AB olarak taraflardan beklentilerini anlatt›lar. Sosyal diyalog geliflti¤i sürece
ve sosyal taraflar›n anlaflmas› halinde,
AB olarak bu sürece destek olacaklar›n›, ancak kendilerinden çok daha
fazla fley beklendi¤ini, oysa kendi yetkilerinin s›n›rl› oldu¤unu söylediler. AB
olarak her türlü uzlaflmay› ve diyalogu
desteklediklerini, ancak gerek güven-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
lik sektörü olsun, gerekse di¤er sektörlerde yap›lan çerçeve anlaflmalar›n
alt›n› sosyal taraflar›n doldurmas› gerekti¤ini söylediler. Mesleki yeterlilik
konular›nda, önemli ad›mlar›n at›lmas›n›n flart oldu¤unu, bu konuda sosyal taraflara büyük görevler düfltü¤ünü, söylediler. Çerçeve sözleflmelerin,
iflçi iflveren iliflkilerinin sa¤lam temele
oturmas› bak›m›ndan önemsediklerini
ancak bu çerçeve sözleflmelerinin
toplu ifl sözleflmesi olmad›¤›n›, ücret
hükümleri tafl›mad›¤›n›, çal›flma flartlar›n›n belirlenmedi¤ini, iflçi sa¤l›¤› ve
ifl güvenli¤i ilgili hükümler içermedi¤ini
bu konular›n iflçi ve iflveren taraflar›n›n belirlenmesi ve anlaflmas› durumlar›nda kendilerinin de bu süreci memnuniyetle karfl›layacaklar›n› söylediler.
COESS (Avrupa Güvenlik Konfederasyonu) ad›na kat›lanlar ise sektörde
yaflanan sorunlar› anlatt›lar. Diyaloga
önem verdiklerini ancak haks›z rekabetin zaman zaman hizmet kalitesini
düflürdü¤ünü, bu durumda sorunlar›n
daha karmafl›klaflt›¤›n› anlatt›lar. Hizmet kalitesini yüksek tutmak için çal›flanlar›n ekonomik ve sosyal koflullar›n› düzeltilmesini, çal›flan›n›n mutlu
edilmesini, e¤itime önem verilmesi ve
görece olarak daha pahal› bile olsa,
kaliteli hizmetin esas al›nmas› gerekti¤ini anlatt›lar. Mesleki E¤itim konusunda yeni öneriler getirdiler.
Daha sonra kat›l›mc›lar gruplara ayr›ld›. 3 Ana grup oluflturuldu. Bu guruplar toplant›da yap›lan sunumlar üzerine görüfl ve de¤erlendirmelerini paylaflarak bir sonuç ç›kartma konusunda
anlaflt›lar.
Yap›lan Grup çal›flmalar›ndan sonra;
I.Grup; AB tek bafl›na bu sözlemlerin
yap›lmas› ve uygulanmas› konusunda
sorumlu de¤ildir. Sosyal ortaklar belli
konularda anlafl›r ve teklifler haz›rlar.
AB sadece bu sürecin h›zlanmas› konusunda taraflara yard›mc› olur.
AB’nin görevi toplu ifl sözleflmeleri haz›rlamak de¤il, sosyal diyalogun geliflmesine zemin haz›rlamakt›r. Bu anlamada çerçeve sözleflmeler son derece önemlidir. Bu sözleflmelerin ba¤la-
y›c› olmas› için çal›flmalar h›zland›r›lmal›d›r.
II.Grup; Eski ve yeni sözleflmeler aras›nda önemli farkl›l›klar var. Ekonomik
ve Sosyal haklar konusunda ciddi
farkl›l›klar oldu¤u görülmüfltür. Bir çok
ülke Avrupa Sosyal diyalogunun önemini fark etmifl durumdad›r. Bunu gelifltirmek için çaba gösterilmelidir. Sosyal Diyalog sendikalaflman›n geri oldu¤u ülkelerde hemen bafllat›lmal›d›r.
Avrupa sosyal diyalogunun geliflmesinde pek çok eksiklikler var ancak
temsilciler bu durumun pek fark›nda
de¤iller. Sosyal diyalogun daha sa¤l›kl› temeller üzerine kurulmas› gerekir. Temsilcilerin daha aktif olmas› konusunda çal›flma yap›lmas› gerekti¤ini
fark ettik. Sendikalar internet üzerinden daha s›k› iletiflim kurmalar› ve deneyimlerini bu sitelere aktarmas› gerekir. Sosyal diyalog görüflmelerin ilerletmek için burada al›nan kararlar›n tabana yay›lmas› gerekir. ‹flyeri sendika
temsilcilerinin geliflmeler hakk›nda bilgilendirilmesi gereklidir.
III. Grup; iflyeri temsilcilerinin yetkileri
artt›r›lmal›. Önümüzdeki toplant›lara
Avrupa iflyeri sendika baflkanlar›n›n
da kat›lmas› faydal› olacakt›r. Bilgilerin
ve deneyimlerin süreklili¤i aç›s›ndan,
bundan sonraki toplant›lara hep ayn›
kiflilerinin kat›l›m›n›n sa¤lanmas› çok
önemlidir. Temsilciler, yöneticiler ve
UN‹ aras›ndaki iliflkilerin daha da güçlendirilmesi gerekir. Buradan ç›kan
sonuçlar›n çok daha fazla dile çevrilmesi gerekir.
Gurup raporlar›n›n ard›ndan bu toplant›lar›n devam etmesi konusunda
görüfl birli¤ine var›ld›. Bundan sonraki
toplant›n›n örgütlenme sürecinin henüz yeterince geliflmeyen ülkelerde
yap›lmas›na karar verildi. Güvenlik
sektöründeki var olan boflluklar› daraltmak için Avrupa’da flimdiki çal›flma
koflullar›n› gelifltirmek ve Avrupa ülkelerini kabul edebilir bir sosyal seviyeye
yükseltmek için çal›flmalar›n h›zland›r›lmas› konusunda görüfl birli¤ine var›ld›.
14
cmyk
SON YILLARIN EN HIZLI BÜYÜYEN
SEKTÖRÜ :
ORGAN‹ZE PERAKENDE
Ü
lkemizde, 1990 sonras›nda geliflme gösteren
organize
perakende
sektörü, 75 - 80 Milyar $ hacmi
ile istihdam yaratan en önemli
sektör haline geldi.
Ülkemizde perakende sektörü
geleneksel küçük ölçekli perakendecilikten büyük ölçekli, teknolojik geliflmelerden yararlanan
uluslararas› pazarlara aç›k, hizmet ve müflteri odakl› bir perakendecili¤e do¤ru ilerledi. Personel e¤itimi ve insan kaynaklar› da perakende sektörünün geliflimine paralel olarak 1990’l› y›llardan itibaren önem kazanmaya bafllad› ve günümüzün büyük
sektörlerinden biri haline geldi.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Sektörün h›zl› geliflmesi ve pastan›n büyüklü¤ü, uluslararas›
zincir marketlerin pusulas›n›
Türkiye’ye yöneltti. Dünyan›n en
güçlü firmalar› ya kendi konseptlerinde ba¤›ms›z olarak ya da
yerel ortakl›klarla iflbirli¤i yaparak veya yerli zinciri sat›n alarak
sektöre dahil oldular.
Uluslararas› flirketlerin arkas›ndaki sermaye büyüklü¤ü ve sektörel deneyimleri, yerel, bölgesel
ve ulusal perakende zincirleri
karfl›s›nda kendilerine tart›fl›lmaz bir üstünlük sa¤lad›.
Dünyan›n bir çok ülkesinde faaliyet gösteren bu flirketler, ma¤aza dizayn›ndan, tüketici profiline,
mal ve hizmet kalitesinden, iflçi
ücretlerine kadar çeflitli alanda
sektörün lokomotifi oldular.
Al›flverifl Merkezleri ve Perakendeciler Derne¤i’nin (AMPD) derledi¤i bilgilere göre 1995'te 30
milyar dolar ciroya sahip perakende sektörü, 2005 y›l›nda 70
milyar dolar büyüklü¤e ulaflt›.
Gayri Safi Milli Has›la'n›n 5'te
1'ine denk gelen bu rakam, tüketici harcamalar›n›n yüzde 42'sini
oluflturuyor. Sektörde 190 bin
sat›fl noktas› bulunuyor.
Sektörde yarat›lan yeni istihdam, 2007 y›l› Ekim ay›nda bir
önceki y›l›n ayn› dönemine göre
yüzde 27 art›fl gösterdi. Ekim
verileriyle birlikte, sektörün son
10 ayl›k toplam istihdam art›fl›
15
cmyk
ORGAN‹ZE PERAKENDE
yüzde 19,8; son 12 ayl›k istihdam art›fl› ise yüzde 20 olarak
gerçekleflti¤i belirtildi. Sektörde
toplam çal›flan say›s› endeksi,
22 ayl›k dönemde düzenli bir art›fl göstererek endeks baz›nda
100’den 146’ya ç›kt›.
PERSONEL DE⁄‹fi‹M HIZI
% 65’E YÜKSELD‹.
Tüm bu olumlu geliflmelere karfl›n, yap›lan araflt›rmalar, organize perakende sektöründe personel de¤iflim h›z›n›n yüzde 65’lere yükseldi¤ini göstermektedir.
personel de¤iflim h›z›nda görülen bu yükseliflte; sektörde çal›flanlar›n büyük bölümünün örgütsüz olmas› ve h›zl› büyüme
potansiyeline uygun personel
politikas›n›n eksikli¤inin pay› büyük. Personel giderlerinin rekabet faktörü içinde de¤erlendirilmesinin yan› s›ra tafleronlaflma,
part-time çal›flma ve a-tipik çal›flma koflullar›n›n yayg›nl›¤›,
personel üzerinde olumsuz etki
yaratmakta ve de¤iflim h›z›n›n
artmas›nda etken olmaktad›r.
Uzun erimli çal›flma anlay›fl›n›
bafltan yok eden bu koflullar,
baflta örgütsüz iflyerleri olmak
üzere, sektörün beslendi¤i ve
destekledi¤i personel politikas›
haline geldi.
Bu alanda yat›r›m yapan ulusal
ve uluslararas› flirketler, sirkülasyonunun yüksek olmas›ndan
flikayetçi gibi görünseler de bu
durumdan örtük bir hoflnutluk
sözkonusudur.
Oysa flirketler, de¤iflen pazar
koflullar›yla beraber çal›flanlar›n›
ve onlar›n e¤itimini; düflük tutul-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
mas› gereken bir
maliyet unsuru olarak görmek yerine,
flirketin sa¤l›kl› büyümesi ve geliflmesi aç›s›ndan personelini e¤iterek o’nu,
kal›c› bir de¤er olarak görmesi gerekir.
ÜCRETLER, BÜYÜMEYLE ORANTILI OLARAK GEL‹fiM‹YOR.
Sektörün h›zl› büyümesi,
pazar›n
ekonomik büyüklü¤üne uygun bir seyir izliyor. Ancak çal›flanlar, büyümeyle yarat›lan pastadan orant›l› pay alam›yor. Sendikal› iflyerlerinde
çeflitli
sosyal kazan›mlarla ortalama
ücretler yükseltilirken, sektörün
sendikas›z olan büyük bölümü,
bu haklardan yararlanam›yor.
Örgütsüz kesim, sektörün ortalama ücretlerinin bask›lanmas›nda, belirleyici rol oynamaya devam ediyor.
BAKKALLAR SÜPER’LERE
YEN‹LD‹.
Süpermarket say›s› 2 bin
135’ten 8 bin 252’ye yükseldi.
Türkiye’de süpermarketlerin say›s› 10 y›lda yaklafl›k 4 kat artt›.
Ayr›ca süpermarketlerin sigara
hariç tüm h›zl› tüketim ticaretinden ald›¤› pay da 10 y›lda yüzde
54’e ç›kt›. Bakkal say›lar›ysa
155 binden 113 bine geriledi. Bu
rakamlara göre 10 y›lda bakkal
ve orta marketlerin say›lar›nda
yüzde 23 oran›nda azalma oldu.
Araflt›rma flirketi Nielsen’›n her
y›l gerçeklefltirdi¤i “perakendeci
say›lar› tespit” çal›flmas›na göre
1998’de 2 bin 135 olan hiper, süper ve zincir market say›s› 2008
itibar›yla 8 bin 252’ye ulaflt›.
Özellikle global zincirlerin (Metro, Carrefour, Dia, Tesco) Türkiye’ye yönelik yat›r›mlar›yla di¤er
zincirlerin (Migros, B‹M, TANSAfi) say›lar›n› artt›rmas› bu rakamlar›n artmas›nda önemli rol
oynad›. Bakkal ve orta marketlerde 1998’de yaklafl›k 167 binlerde olan say› 2008’de 128 binlere düfltü.
16
cmyk
1 MAYIS
1 May›s günü Taksim Meydan›
1
1886 YILINDA
ABD’DE BAfiLAYAN
1 MAYIS KORKUSU,
122 YILDIR DEVAM
ED‹YOR..
886 y›l›nda sekiz saatlik iflgünü hakk› için mücadele
ederken idam edilen ABD’li
iflçi Spies, yarg›land›¤› mahkemede flöyle hayk›r›yordu:
"Bizi asarak iflçi hareketini, milyonlar›, yoksulluk içinde çal›flan
milyonlarca iflçiyi kendisine çeken bir hareketi yok edece¤inize
inan›yorsan›z durmay›n, bizi
as›n! Burada bir k›v›lc›m› yok
edeceksiniz, ama orada, önünüzde ve arkan›zda, her yerde baflka
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
k›v›lc›mlar çakacakt›r. Bu, içten
içe yanan bir atefl. Bu atefli söndüremezsiniz."
Spies ve ayn› mücadeleyi yürüten arkadafllar› Parsons, Engel,
Fisher 11 Kas›m 1887’ de idam
edildi.
Bu olay iflçi s›n›f› tarihine "Kara
Cuma" olarak geçti.
Tarih boyunca sermaye, iflçi s›n›f›n›n eylem ve etkinliklerinden
hep korkmufltur. Uygulad›¤› fliddetin dozu, her zaman korkusuy-
la orant›l› olmufltur.
2008 1 May›s, baflta Türk-‹fl olmak üzere, emekten ve emekçiden yana sendikalar, meslek
odalar›, sivil toplum kurulufllar›,
kad›n, genç, emekli örgütleri, esnaf ve köylüler, örgütlü örgütsüz
tüm emekçiler, emek eksenli siyasi partiler, yoksullu¤u, iflsizli¤i,
pahal›l›¤›, mezarda emeklili¤i,
adaletsiz vergileri, yolsuzluklar›,
SSGSS y›k›m yasalar›n›, Tuzla’daki ifl cinayetlerini, Davutpa17
cmyk
1 MAYIS 2008
fla’da can veren emekçileri, Ankara’daki bebek ölümleriyle
ortaya ç›kan sa¤l›k
skandallar›n›, insan haklar›
ve sen-
dik a l
haklar
üzerindeki bask›lar›,
Irak’ta ve Afganistan’daki
ABD
iflgalini,
dünyadaki emperyalist sald›rganl›¤›
‹stanbul’da
Taksim
alan›nda ve yurdumuzun tüm alanlar›nda hayk›rmak istediler.
Ancak bu demokratik giriflim;
AKP iktidar› taraf›ndan 12 Eylül
dönemi dahil, efli benzeri görülmemifl yöntemler kullan›larak engellendi.
Okmeydan›, fiiflli, Taksim ve Mecidiyeköy baflta olmak üzere ara
sokaklardan, ifl han› girifllerine ve
ana caddelere kadar her yer polis
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
tutuldu.
fiehir hatlar› vapurlar›n›n Üsküdar ve Kad›köy’den Kabatafl, Befliktafl ve Karaköy iskelelerine seferleri durduruldu. Sirkeci-Kabatafl tramvay hatt›, Kabatafl-Taksim aras›ndaki füniküler sistemi
ile Mecidiyeköy-Taksim aras›ndaki metro seferleri de yap›lmad›.
fiiflli’de bulunan tüm ara sokaklarda y›¤›nak yapan
polis, bir araya gelen
tüm gruplara müdahale etti. D‹SK önüne
gelmek
isteyen
gruplar› da engelleyen polis,
D‹SK’in oldu¤u caddeye
yaya ve
araç gir i fl i n e
engel olor
y
du.
fiiflli
Adlii
l
e
km
e
t
yesi, Cevahir Al›flri
’lile
-‹fl
verifl
Merkezi
civar›, Mecip
oo
z-K
e
diyeköy’ün
bütün
sokak
bafllar›
T
lis,
o
P
polis taraf›ndan tutuldu. Trafi¤in
bari- de s›k s›k kapat›ld›¤› Mecidiyekatlar›yla
18
cmyk
1 MAYIS 2008
köy’de polis, 1 May›s’a kat›lmak
üzere Mecidiyeköy’e ulaflmaya
çal›flanlar bir yana, ifllerine ya da
evlerine gitmek üzere kald›r›mlarda yürüyen, otobüs duraklar›nda
bekleyen halk›n üzerine de boyal› su s›k›p gaz bombalar› att›. Mecidiyeköy’den Gayrettepe yönüne kadar gelifligüzel herkese bi-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
ber gaz› ve boyal› tazyikli su s›kan polisin sald›r›lar›na, esnaf ve
halk tepki gösterdi. Çok say›da
kiflinin yaraland›¤› ve bayg›nl›k
geçirdi¤i sald›r› ve kuflatmalara
karfl›n bir araya gelmeyi baflararak fiiflli yönüne do¤ru yürüyüfle
geçen sendikam›z yönetici ve
üyeleri, Cevahir Al›flverifl merkezi
önünde polisin sald›r›s›na maruz
kald›lar.
Osmanbey’de Türk-‹fl Genel
Sekreteri Mustafa Türkel, D‹SK
Genel Baflkan› Süleyman Çelebi
ve KESK Genel Baflkan› ‹smail
Hakk› Tombul, yapt›klar› aç›klama ile eylemi bitirdiler.
Türk-‹fl Genel Sekreteri Mustafa
Türkel, üç konfederasyon bir araya gelerek 1 May›s’›n tatil olmas›n›, bayram ilan edilmesini ve Taksim’de kutlanmas›n› talep ettiklerini, ancak bu ça¤r›lar›na gazla
yan›t verildi¤ini kaydetti. Türkel,
“Bu sald›r›lar›, bu ay›b› flimdi bütün dünya izliyor. Bu sald›r›da pay› olan herkesi k›n›yorum. Biz
Taksim’e ç›kmayaca¤›z. Gitsin
flimdi Baflbakan koysun çelengi
an›ta” diye konufltu.
19
cmyk
TOPLU SÖZLEfiMELERDE
KR‹Z BAHANELER‹
DUYMAK
‹STEM‹YORUZ!
Sedat Ölmez
Genel Sekreter
Ü
lkemiz, Cumhuriyet tarihinde efline ve benzerine
pek rastlanmayan zor bir
dönemden geçmektedir. Y›llard›r
uygulanan IMF politikalar› sonucunda; zengin daha zengin, fakir
daha fakir olmufltur. ‹flsizlik h›zla
artmaktad›r. Açl›k s›n›r›, Ekim
2008 itibariyle 742 YTL, yoksulluk
s›n›r› 2.417 YTL olmufltur. Bu rakamlar her gün büyümektedir.
Eme¤iyle geçinen çal›flanlar›n milli
gelirden ald›klar› pay giderek düflmektedir. Özel sektörde ve kamu
sektöründe uygulanmakta olan tafleronlaflt›rma, sendikal haklar için
ciddi bir tehdit oluflturmaktad›r.
Bütün bu olumsuzluklara ek olarak
emperyalist ülkelerde ortaya ç›kan
mali kriz kap›m›za dayanm›flt›r.
Uluslararas› kurulufllar›n yay›nlad›¤› raporlar baflta olmak üzere birçok bilimsel araflt›rma, küresel krizin etkilerinin metropol kapitalist
ülkelerle birlikte aralar›nda Türkiye’nin de bulundu¤u geliflmekte
olan ülkeleri olumsuz biçimde etkileyece¤ini vurgulamaktad›rlar.
Onlara göre kriz birkaç ay ve birkaç y›l ile s›n›rl› olamayacak ve ileri düzeyde ekonomik durgunluk
kaç›n›lmaz olarak yaflanacakt›r.
Bu durum ilk olarak üretim sektörünü etkileyecek ve iflsizlik oranlar›n›
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
yükseltecektir.
Krizin çal›flanlar için ne anlama
geldi¤ini en son 2001 y›l›nda yaflad›k. ‹flveren örgütleri ve sermaye,
o gün de krizden ç›kmak için, iflten
ç›karmalar›, s›f›r zamm›, ücretsiz
izinleri, kazan›lm›fl ekonomik ve
sosyal haklar›n gasp›n› gündeme
getirdi.
Sosyal Güvenlikten sa¤l›k sistemine kadar bir çok hak gasp›n›n temeli o günlerde at›ld›.
Bugün de ayn› fleyler geçerli. Çeflitli sektörlerdeki iflverenlerin fiili
uygulamalar›nda da görüldü¤ü gibi, bu krizde de iflten ç›karma, reel
ücretleri düflürme, sosyal haklar›
gerileterek, krizin maliyetini toplumun s›rt›na yükleyerek faturay› iflçi
s›n›f› ve yoksul halka ç›karmaya
çal›fl›yor.
Bütün bu olumsuzlukular›n üzerine
325 bin iflçiyi ilgilendiren 2009 y›l›
kamu kesimi toplu ifl sözleflmeleri
gündeme girdi. 2009 y›l›nda yenilenecek olan kamu toplu sözleflme görüflmelerinin koordineli bir
flekilde sürdürülebilmesi için Türk‹fl bünyesinde yine ‘Kamu Kesimi
Toplu ‹fl Sözleflmeleri Koordinasoluflturuldu.
yon
Kurulu”
Hükümet’le müzakere sürecinde
bu kurul devrede olacak.
Daha önceki Kamu toplu sözleflme
sürecinden de hat›rlayaca¤›m›z gibi Türk-‹fl’le Hükümet aras›ndaki
ücret pazarl›¤›, anlaflma protokolü
ile bitti¤inde bu kurulun da ifllevi
sona eriyor. Ancak sendikalar için
as›l sorun, anlaflma tutana¤›n›n
imzalanmas›ndan sonraki süreçte
yaflan›yor.
Toplu sözleflme talepleri sadece
ücret maddelerinden ibaret de¤il.
‹flyerlerinin farkl› özelliklerinden
kaynaklanan ve toplu sözleflme
taslaklar›m›zda yer alan en az
üceret maddeleri kadar önemli
maddelerimiz var.
Ücretlerle ilgili anlaflma protokolü
imzaland›ktan sonra bu maddeleri,
yeniden müzakere etmenin zorluklar›n› yafl›yoruz.
Her dönem, bizi de üyelerimizi de
çileden ç›karan süreç, bu aflamada bafllamaktad›r.
Kamu ‹flveren Sendikalar›yla yürütülen müzakereler, Türk-‹fl’le Hükümet aras›ndaki ücret pazarl›¤›’n›n gölgesinde kald›¤› için yap›lan görüflmeler, bir anlamda pek
fazla de¤er tafl›mayan “artç›” toplant›lar konumunda sürüyor.
Masadaki taleplerimiz, (iflveren
yetkilileri kabul etse dahi) ‘anlaflma tutana¤›nda yok’ gerekçesiyle
geri çeviriliyor.
Bu dönem art›k bu sorunu yaflamak istemiyoruz. fiayet, Hükümetle Türk-‹fl, iflçilerin talepleri do¤rultusunda bir anlaflmay› masa’da bitirirse, yap›lacak ‘Anlaflma Tutana¤›’ sendikalar›m›z›n elini kolunu
ba¤lamamal›d›r.
Buradaki önemli noktalardan biri
de, hak kayb›na sebep olacak hükümet önerilerinin müzakeresi dahi yap›lmamal›d›r. Ücret talebi ise
20
cmyk
KR‹Z BAHANELER‹ ‹STEM‹YORUZ
‘insanca yaflam koflullar›’ gözetilerek saptanmal›d›r. Çal›flma koflullar› insan onuruna yarafl›r flekilde
yeniden düzenlenmeli, çal›flma saatleri düflürülmelidir.
Müzakere sürecinde Türk-‹fl’in öncülü¤ünde ortak eylem ve etkinlikler yap›larak, taban›n gücü
birlefltirilmeli, Toplu sözleflme Koordinasyon Kurulu’nun masadaki
konumuna güç verilmelidir.
Hepimizin bildi¤i gibi,daha iyi haklar elde etmenin yolu mücadele
etmekten geçer. Daha önce bunu
baflard›k, yine baflarabiliriz;
Iflçi s›n›f›m›z bu kararl›l›¤›n› 1989
y›l›nda gösterdi. Hat›rlarsak, 1989
bahar aylar› bir kamu sözleflmesi
dönemiydi. Yüzbinlerce iflçi, bir
türlü sonuç al›namayan görüflmeleri hoflnutsuzlukla izliyorlard›. Kamu kesiminde 1 milyona yak›n iflçiyi ilgilendiren sözleflmelerin t›kanmas›yla 'Bahar Eylemleri' bafllad›.
1989, iflçilerin grev ve direnifl y›l›
oldu. ‹flçiler b›y›k kesme, saç kaz›tma, sakal b›rakma, yal›nayak
yürüme, ç›plak yürüme, yemek
boykotu, ifl yavafllatma, ifle geç
bafllama, toplu vizite, yolu trafi¤e
kapatma, toplu simit yeme, siyah
çelenk b›rakma gibi eylem türlerini
uyguluyorlard›.
‹flçiler seslerini duyurabilmek için,
Türkiye’nin dört bir yan›na yay›lan
eylemler yapt›. Kamu kesimindeki
iflçilerin yapt›¤› bu eylemlere, özel
sektördeki sendikal› ve sendikas›z
iflçiler de destek verdi. Eylemler
dalga dalga ülkeye yay›ld›.
Eylem ve direnifllere kat›lan iflçi
say›s› 盤 gibi büyüdü. Yüzlerce
iflçinin bafllatt›¤› eylemler, 1,5 milyonu buldu. Hükümet yetkililerinin
eylemlerden önceki yüzde 35 lik
zam teklifi, yüzde 140 gibi bir ücret
art›fl›yla sonuçland›.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
fiimdi de durum o dönemdekinden
farkl› de¤il; ülkemizin dört bir yan›nda çal›flan kamu-özel tüm iflçiler, ücretlerinde meydana gelen
erimeler nedeniyle ekonomik s›k›nt›y› çok yak›c› biçimde hissediyor. Bir de bunun üstüne kriz bahaneleriyle her gün iflten at›lma tedirginli¤i yafl›yor.
Hükümet yetkilileri, iflverenlerin iflsizler ordusuna yenilerini ekleyecek uygulamalar›n› görmezden
gelip, vatandafl›n verdi¤i vergilerle
onlar›n yat›n›, kat›n› ve tatl› karlar›n› kurtarma derdinde görünüyor.
As›l kurtar›lmas› gereken, zamlar›n alt›nda ezilen ve üç kurufl maafl›yla, yaflam savafl› veren emekçiler olmal›d›r.
‹flte 2009 y›l› toplu sözleflmeleri
bu nedenle son derece s›k›nt›l› ve
sanc›l› geçecektir. Bunun bilinciyle
haz›rl›kl› olmal›y›z.
Bu dönem Kamu Sözleflmeleri için
“Koordinasyon Kurulundan” beklentilerimizi flöyle s›r›layabiliriz:
• Bir önceki dönemde oldu¤u gibi
düflük ücret alanlar için bir taban
iyilefltirilmesi gereklidir. Bu çerçevede 1.200,00 YTL’nin alt›nda kalanlar›n bu seviyeye çekilmelidir.
• ‹zleyen dönemlerde yans›t›lan
enflasyon fark›n›n sonradan eklenmesine son verilerek, 6 ayl›k enflasyon rakam›n›n % 50’sinin eklenmesi suretiyle bulunacak oran
kadar ücret zamm› yap›lmal›d›r.
• Baz› Kamu iflyerlerinde hiç ödenmeyen, baz› kamu iflyerlerinde ise
120 günden eksik ödenen ikramiyeler, en üst seviyede eflitlenerek
tüm iflyerlerinde uygulanmal›d›r.
• Özellikle servis olmayan iflyerlerinde günün koflullar›na uygun vas›ta yard›m› yap›lmal›d›r.
• Mevcut haklardan geriye düflmemek kayd›yla, yemek ve giyim yar-
d›mlar› yine en üst seviyede eflitlenmelidir.
• Çal›flma süreleri ve Fazla Çal›flman›n tespitinde, sözleflmeyle elde edilmifl haklar korunmal› ve
gelifltirilmelidir.
• Kamu kesimi d›fl›ndaki iflyerlerimizde çal›flanlara da banka promosyon paylar›n›n verilmesi
sa¤lanmal›d›r.
• Esnek çal›flma, dayatmalar›na
son verilmelidir.
Ancak biliyoruz ki; Kamu Toplu ‹fl
Sözleflmesi Koordinasyon Kurulu’nun elinde sihirli de¤nek yoktur.
Bu taleplerin arkas›nda topyekün
durmal›y›z. Sendika, konfederasyon, özel, kamu iflçi, memur tüm
emekçiler, taleplerin arkas›nda
durmal›d›r.
Yukar›da s›ralad›¤›m›z bu talepleri
hayata geçirmek zor ama imkans›z de¤ildir. 15-16 Haziran direniflleri, 1989 Bahar eylemleri baflar›l›
olman›n yolunu göstermifltir. Mücadele verdi¤imiz ölçüde hak alabiliriz.
Bu nedenle ekonomik krizin etkilerini göstermeye bafllad›¤› bu süreçte, yoksulluk alt›nda ezilmek ile
yaflam›m›za sahip ç›kmak aras›nda bir yol ayr›m›nday›z.
Yak›nmak ve flikayet etmek yerine, direnmek ve mücadele etmek
gerekiyor.
fiimdi zaman iflyerlerinde, atölyelerde tek tek mücadeleyi örgütleme zaman›d›r.
Daha önceki kriz dönemlerinde
“fedakarl›¤›” emekçilerden bekleyenler, ellerini ceplerine atmal›d›r.
Bizim kemerimizde s›kacak yer
kalmad›. Fedakarl›¤› biz de¤il,
art›k, iflverenler yapmal›d›r.
Bu dönem; ‹flçi s›n›f›m›z, kamuözel tüm toplu sözleflmelerde kriz
bahaneleri duymak istemiyor!
21
cmyk
TOPLU SÖZLEfiME
ÇALIfiMALARIMIZ
‹NÖNÜ ÜN‹VERS‹TES‹
Sendikam›z›n yeni örgütlendi¤i ‹nönü Üniversitesi Rektörlü¤ü ve ba¤l›
iflyerleri ile ilgili olarak, 01.09.2008 –
31.08.2010 yürürlük süreli toplu ifl
sözleflmesi, 11.09.2009 tarihinde
Sendikam›z ile Rektörlük aras›nda
imzalanm›flt›r. Sözleflmede ücretlere iyilefltirme yap›ld›ktan sonra, memur maafllar›na gelen zam oranlar›nda ücret zamm› yap›lmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. Ayr›ca iflçilere; her gün
için vas›ta ve yemek yard›m›, ayr›ca
657’ye göre verilen giyecek yard›m›n›n da verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r.
Malatya ‹nönü Üniversitesi T‹S imza töreni
100.YIL ÜN‹VERS‹TES‹
Sendikam›z›n örgütlü oldu¤u, 100.
Y›l Üniversitesi Rektörlü¤ü ve ba¤l›
iflyerleri ile ilgili olarak, 01.01.2008 –
31.12.2009 yürürlük süreli toplu ifl
sözleflmesi; Rektör Prof. Dr. Hasan
Ceylan ve Genel Baflkan›m›z Gürsel Do¤ru’nun kat›l›m›yla 29.
01.2008 tarihinde imzalanm›flt›r.
Sözleflmede ücretlere, birinci y›lda
seyyanen zam yap›ld›ktan sonra,
ikinci y›l 1. ve 2. alt› aylar›nda kamu
protokolü ile belirlenen rakamlar
oran›nda ücret zamm› yap›lmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. Ayr›ca sendika üyesi iflçilere; her sözleflme y›l› için 60
gün akdi ikramiye, her ay için sosyal
yard›m ve her gün için yemek yard›m› verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Bunlar›n d›fl›nda sendika üyesi iflçilere;
657’ye göre verilen giyecek, aile ve
çocuk yard›mlar›n›n da verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r.
Van 100. Y›l Üniversitesi T‹S imza töreni
ANTALYA ‹L ÖZEL ‹DARES‹
Sendikam›z›n örgütlü oldu¤u, Antalya ‹l Özel ‹daresi ve ba¤l› iflyerleri
ile ilgili olarak, 01.03.2008 –
28.02.2009 yürürlük süreli toplu ifl
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Antalya ‹l Özel ‹dare T‹S imza töreni
22
cmyk
TOPLU SÖZLEfiME ÇALIfiMALARIMIZ
KARS ‹L ÖZEL ‹DARES‹
Erzincan ‹l Özel ‹dare T‹S imza töreni
Sendikam›z›n örgütlü oldu¤u, Kars ‹l
Özel ‹daresi iflyeri ile ilgili olarak,
01.07.2008 – 30.06.2009 yürürlük
süreli
toplu
ifl
sözleflmesi,
30.07.2008 tarihinde Sendikam›z ile
TÜH‹S aras›nda imzalanm›flt›r. Sözleflmede ücretlere, kamu protokolü
ile belirlenen rakam oran›nda ücret
zamm› yap›lmas› kararlaflt›r›lm›flt›r.
Ayr›ca sendika üyesi iflçilere; her
sözleflme y›l› için 54 gün akdi ikramiye, her ay için sosyal yard›m, her
gün için yemek yard›m›, y›lda bir defa yakacak ve giyim yard›m› verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Bunlar›n d›fl›nda sendika üyesi iflçilere; 657’ye
göre verilen aile ve çocuk yard›mlar›n›n da verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r.
TEVF‹K F‹KRET L‹SES‹ VAKFI
Kars ‹l Özel ‹dare T‹S imza töreni
sözleflmesi, 25.04.2008 tarihinde
Sendikam›z ile TÜH‹S aras›nda imzalanm›flt›r. Sözleflmede ücretlere,
kamu protokolü ile belirlenen rakam
oran›nda ücret zamm› yap›lmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. Ayr›ca sendika üyesi iflçilere; her sözleflme y›l› için 60
gün akdi ikramiye, her ay için sosyal
yard›m, her gün için yemek ve vas›ta yard›m›, her ay için yakacak yard›m›, y›lda bir defa tahsil ve giyim
yard›m› verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r.
Bunlar›n d›fl›nda sendika üyesi iflçilere; 657’ye göre verilen aile ve çocuk yard›mlar›n›n da verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r.
zalanm›flt›r. Sözleflmede ücretlere,
kamu protokolü ile belirlenen rakam
oran›nda ücret zamm› yap›lmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. Ayr›ca sendika üyesi iflçilere; her sözleflme y›l› için 35
gün akdi ikramiye, her ay için sosyal
yard›m ve her gün için yemek yard›m› verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r.
Sendikam›z›n örgütlü oldu¤u, Tevfik
Fikret E¤itim Ve Ö¤retim Hizmetleri
A.fi. ve ba¤l› iflyerleri ile ilgili olarak,
01.07.2008 – 30.06.2009 yürürlük
süreli
toplu
ifl
sözleflmesi,
18.09.2008 tarihinde Sendikam›z ile
‹flverenlik aras›nda imzalanm›flt›r.
Sözleflmede sendika üyesi iflçilere;
her sözleflme y›l› için 60 gün akdi ikramiye, her gün için yemek yard›m›,
y›lda bir defa giyim yard›m› verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Bunlar›n d›fl›nda sendika üyesi iflçilere; 657’ye göre verilen aile ve çocuk yard›mlar›n›n da verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r.
ERZ‹NCAN ‹L ÖZEL ‹DARES‹
Sendikam›z›n örgütlü oldu¤u, Erzincan ‹l Özel ‹daresi ve ba¤l› iflyerleri
ile ilgili olarak, 01.06.2008 –
31.05.2009 yürürlük süreli toplu ifl
sözleflmesi, 11.09.2008 tarihinde
Sendikam›z ile TÜH‹S aras›nda im-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Tevfik Fikret E¤itim ve Ö¤retim A.fi. T‹S imza töreni
23
cmyk
IBM ‹fiÇ‹LER‹N‹N ÖRGÜTLENME MÜCADELES‹
UNI-TEZ-KOOP-‹fi Ortak Bas›n Toplant›s›
(soldan sa¤a LBC Sendikas›, (Belçika) IT Örgütlenme Yöneticisi Koen Dries, UNI-IBITS Bölüm Baflkan› Gerhard Rohde
Genel Baflkan›m›z G. Do¤ru ve Türk-‹fl 1.Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak)
B‹L‹fi‹M SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI DEV‹
I
SEND‹KAL HAKLARA VE
ÖZGÜRLÜKLERE SAYGI
KONUSUNDA SINIFTA KALDI!
BM Türk ‹flvereni, çal›flanlar›n anayasal haklar›na ve
sendikal tercihlerine karfl›
olumsuz tav›r izlemeye devam
ediyor..
ÜYEL‹K SÜREC‹ fiUBAT 2008
Ülkemizde uygulanan IMF politikalar› sonucu, eme¤i ile geçinenlerin ekonomik ve sosyal haklar›nda meydana gelen gerilemeden IBM Türk çal›flanlar› da
önemli ölçüde etkilenmifltir.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Zekeriya Al
Genel e¤itim uzman›
Ço¤unlu¤u mühendis olan çal›flanlar, kay›plar›n› telafi edebilmek için iflverenle yapt›klar› çeflitli görüflmelerden sonuç alamam›fl ve hak alman›n yolunun kararl› sendikal mücadele ile mümkün olabilece¤i konusunda birleflmifllerdir.
‹flyerinde faaliyet gösteren ve bir
anlamda iflyeri sendikas› özelli¤i
tafl›yan, Bil-‹fl’le, IBM gibi uluslararas› bir dev’den hak alman›n
mümkün olamayaca¤›, bu neden-
le mücadelenin güçlü bir sendikal
örgütlenmenin içinde yer alarak
yürütülmesi gerekti¤i ortaya ç›km›flt›r.
Ald›klar› karar do¤rultusunda hareket eden iflçiler, y›llard›r üyesi
bulunduklar› Bil-‹fl sendikas›ndan
istifa edip, topluca Tez-Koop-‹fl
sendikas› saflar›na kat›lm›fllard›r.
ÇO⁄UNLUK TESP‹T‹ HAZ‹RAN
2008
fiubat ay›nda üyelik ifllemleri ta-
24
cmyk
IBM ‹fiÇ‹LER‹N‹N ÖRGÜTLENME MÜCADELES‹
mamland›ktan sonra iflyerinde
çal›flanlar ad›na toplu sözleflme
ba¤›tlamak talebiyle sendikam›z
taraf›ndan Mart ay›nda Çal›flma
ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’na
baflvuru yap›lm›flt›r.
Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›, gerekli incelemeleri yapt›ktan sonra, Haziran ay›nda iflyerinde Tez-Koop-‹fl sendikas›’n›n
toplu sözleflme yapabilecek yasal
ço¤unlu¤unun bulundu¤unu belirtmifltir.
Bakanl›¤›n incelemesi sonucu
sendikam›za gönderdi¤i ço¤unluk
tespit yaz›s›, ayn› zamanda yasa
gere¤i iflveren’e de gönderilmifltir.
ÇO⁄UNLU⁄A VE ‹fiKOLU KAPSAMINA ‹T‹RAZ
Kendisine gönderilen yaz› ile, çal›flanlar›n büyük ço¤unlu¤unun
Tez-Koop-‹fl sendikas› üyesi oldu¤undan haberdar olan iflveren,
üyelik ifllemlerini önleyememifl olman›n çaresizli¤i ile, çal›flanlar
aç›s›ndan son derece önemli
olan toplu sözleflme müzakerelerini öteleyebilmek amac›yla ço¤unlu¤unluk tespitine ve iflkolu
kapsam›na itirazda bulunmufltur.
GÜÇL‹ B‹R SES: ‹T‹RAZI GER‹
ÇEK‹N VE SEND‹KAL HAKLARA
SAYGILI OLUN!
Y›llard›r emekleriyle büyütüp gelifltirdikleri IBM’de sözleflme müzakerelerinin bafllamas›n› beklerken, iflverenin dayanaktan yoksun itiraz›yla karfl›laflan sendika
üyeleri, yasal haklar›n› kullanarak
örgütlendikleri için cezaland›r›lm›flt›r.
Bu geliflme üzerine sendikam›z
ve IBM çal›flanlar›, hiç bir hukuki
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
‹stanbul’daki ortak bas›n toplant›s›’na Türk-‹fl’e ba¤l› sendika yöneticileri ve
çok say›da davetli kat›ld›
dayana¤› bulunmayan itiraz›n geri çekilerek sendikal haklara sayg› gösterilmesi talebinde bulunmufl, iste¤i duymazdan gelen iflveren, diyalog ça¤›r›lar›n› da yan›ts›z b›rakm›flt›r.
Biliflim sektöründe çal›flman›n
mesleki özelliklerini kullanan üyelerimiz, genifl çapl› sanal bir miting düzenleyerek, hakl› mücadeleye önemli ölçüde ulusal ve uluslararas› destek sa¤lam›flt›r.
Ayr›ca biliflim sektöründe çal›flanlar›n örgütlenmesine öncülük etmek üzere bir web sitesi oluflturulmufltur. (www.bilisimsendikasi.org)
GENEL BAfiKANIMIZ: ”SORUNU D‹YALOGLA ÇÖZMEK ‹LK
HEDEF‹M‹ZD‹R”
Genel Baflkan›m›z Gürsel Do¤ru,
IBM Türk çal›flanlar›n›n gerçeklefltirdi¤i sanal Miting’le ilgili olarak
bas›na yapt›¤› aç›klamada;
"Biliflim yayg›nlaflan ama sendikal örgütlenmenin olmad›¤› bir
sektör. Bu alandaki sendikal örgütlenmeye öncülük etmek istiyoruz. Bu alandaki örgütlenme ve
sanal miting bizim için de bir ilk
olacak. ‹flveren de umar›z duyarl›
davran›p bizi anlar ve Avrupa ülkelerinde çal›flanlar›na tan›d›¤›
haklar› burada da tan›r.” dedi.
Do¤ru, iflverenin itiraz›yla ilgili
olarak de¤erlendirmesinde; bu tür
itirazlar›n yeni olmad›¤›n›, ifl
mahkemelerinde meydana gelen
y›¤›lmalar›n sonucunda davalar›n
yasan›n belerledi¤i süre içinde
sonuçlanamad›¤›n› ve bu çarp›k
iflleyiflten iflverenlerin yararlanarak sendikal örgütlülügü da¤›tmaya çal›flt›¤›n› belirtmifltir.
Do¤ru, “iflverenin bu tavr›na ra¤men, kendilerinden bir randevu
talep ettik, kabul edilirse sorunlar› diyalog yoluyla aflmay› amaçll›yoruz” dedi.
Genel Örgütlenme Sekreterimiz
Osman Gürsu da, IBM çal›flanlar›n›n eylemlerini de¤erlendiriken,
“Türkiye’deki eylemler de Avrupa’dakilere benzeyecek” dedi.
Avrupa’da ve Amerika’da özellikle uluslararas› flirket çal›flanlar›n›n internet üzerinden eylem yapmaya bafllad›¤›n› söyledi.
MÜCADELEYE ULUSAL VE
ULUSLARARASI DESTEK
UNI DEVREDE...
Uluslararas› Üst örgütümüz Global Union (UNI) taraf›ndan iflveren temsilcilerine birer mektup
25
cmyk
IBM ‹fiÇ‹LER‹N‹N ÖRGÜTLENME MÜCADELES‹
gönderilerek, gerekli ço¤unlu¤un
bakanl›k taraf›ndan onaylanmas›na ra¤men yap›lan itiraz›n kabul
edilemez oldu¤u belirtildi. Mektupta, "Bu karar çal›flanlar›n,
müflterilerin ve tüm kamuoyunun
dünya lideri firman›zdan ummad›¤› bir davran›flt›r. Sizi fliddetle
protesto ediyor, karar›n›z› yeniden gözden geçirip Tez-Koop-‹fl
Sendikas›’n› hemen tan›man›z›
ve çal›flanlar›n›zla anlaflma yoluna gitmenizi bekliyoruz" denildi.
UNI, IBM Türk yönetimi'nin sendikam›z› tam›mamakta ›srar etmesi
üzerine kendi web sayfas›nda
ABD'de ve Türkiye'deki IBM yönetimine gönderilmek üzere bir
protesto mesaj› haz›rlam›fl ve bu
yönde genifl çapl› bir kampanya
bafllatm›flt›r. Uluslararas› sendikal kurulufllar bu kampanyaya
önemli destek vermifl ve IBM
Türk’de uygulanan sendika karfl›tl›¤› tutum tüm dünyaya duyurulmufltur.
TMMOB ‹STANBUL ‹L KOORD‹NASYON KURULU’NDAN DESTEK...
TMMOB ‹stanbul ‹l Koordinasyon
Kurulu, IBM Türk bünyesinde çal›flan biliflim emekçilerinin sendikal mücadelesini desteklemek
amac›yla Elektrik Mühendisleri
Odas› ‹stanbul fiubesi Toplant›
Salonu’nda bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Biliflim emekçilerinin
30 Temmuz günü Sirkeci Adliyesi
7. ‹fl Mahkemesi’nde görülecek ifl
davas›n›n takipçisi olacaklar›n›
aç›klad›.
EMO GENEL MERKEZ‹NDEN
DESTEK...
Elektrik Mühendisleri Odas› 41.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Dönem Yönetim Kurulu, yapt›¤›
bas›n aç›klamas›nda; Biliflim sektöründe çal›flanlar›n mesleki zorluklar›n›n yan› s›ra çal›flma koflullar›nda ve ücret sisteminde yarat›lan olumsuzluklar›n afl›labilmesinde örgütlenmenin gereklili¤i
vurgulanarak, “Elektrik Mühendisleri Odas›, demokratik haklar›n› elde etmek için mücadele
eden, kendi mücadele biçimlerini
oluflturan, IBM Türk çal›flanlar›n›
ve bu mücadeleyi sürdürecek
olan tüm biliflim sektörü çal›flanlar›n› desteklemektedir.” denildi.
IBM Türk Yönetimi sendika karfl›t› tutumunu devam ettirerek, ulusal ve uluslararas› ça¤›r›lara sessiz kalmay› sürdürmüfltür.
YAPILMASI GEREKENLER,
B‹R B‹R HAYATA
GEÇ‹R‹L‹LECEK!
UNI-TÜRK-‹fi VE TEZ-KOOP-‹fi
ORTAK BASIN TOPLANTISI
5 Eylül 2008 tarihinde ‹stanbul
Türk-‹fl Birinci Bölge Temsilcili¤i’nide UN‹ yetkililerinin de kat›ld›¤› bir ortak bas›n toplant›s› yap›lm›flt›r. Bas›n toplant›s›nda Ge-
nel Baflkan›m›z Gürsel Do¤ru,
IBM Türk sendika sürecine de¤inerek flunlar› söylemifltir.
“De¤erli Bas›n Mensuplar›;
De¤erli Arkadafllar;
Bugün IBM iflyerlerinde yaflanan
sorunlar› anlatmakta ve kamuoyu
ile paylaflmak için buraday›z. Bize
destek vermek için aram›za kat›lan
tüm arkadafllar›m›za ve emek
dostlar›na sendikam ve flahs›m
ad›na teflekkür ediyorum.
De¤erli Arkadafllar;
Hepinizin bildi¤i gibi IBM, Biliflim
sektöründe faaliyet gösteren
uluslararas› nitelikte bir flirkettir.
Bu flirket dünyan›n bir çok bölgesinde biliflim teknolojileri üretip
satmaktad›r. Tez-Koop-‹fl Sendikas› ise Ticaret, Kooperatif, E¤itim, Büro ve Güzel sanatlar iflkolunda faaliyet gösteren bir sendikad›r. Biliflim sektörü de Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n faaliyet alan›
içerisindedir.
Bu çerçevede IBM Bünyesinde
çal›flan iflçiler sendikam›z ile iliflki
kurmufl, y›llar içinde yaflad›klar›
hak kay›plar›na durdurmak ve yaflad›klar› sorunlara çözüm üretmek amac›yla örgütlenmifl ve
sendikam›za üye olmufltur.
Bundan sonra yap›lmas› gereken
26
cmyk
IBM ‹fiÇ‹LER‹N‹N ÖRGÜTLENME MÜCADELES‹
Tez-Koop-‹fl ve TMMOB ‹stanbul ‹l Koordinasyon Kurulu’nun bas›n aç›klamas›
ifllemler yap›lm›fl, 26 Mart 2008
Tarihinde Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›na baflvuru yap›larak yetkili sendikan›n tespit edilmesi istenmifltir. Çal›flma Ve
Sosyal Güvenlik bakanl›¤› ise
yapt›¤› incelemede Tez-Koop-‹fl
Sendikas›n›n Toplu ‹fl Sözleflmesi imzalamak için gerekli olan say›sal ço¤unlu¤u sa¤lad›¤›n› 9 Haziran 2008 Tarihinde taraflara bildirmifltir.
Bu süreçten sonra yap›lmas› gereken, taraflar›n bir araya gelmesi ve toplu ifl sözleflmesi müzakerelerine bafllamas›d›r. Ancak IBM
iflvereni Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n gerekli ço¤unlu¤u sa¤layamad›¤›n›, IBM’in 17 No’lu iflkolunda faaliyet yürütmedi¤ini iddia
ederek Çal›flma Ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›n›n yapt›¤› tespite
itiraz ederek sorunu yarg›ya tafl›m›flt›r.
Her fleyden önce Tez-Koop-‹fl
Sendikas›n›n yeterli ço¤unlu¤u
sa¤layamad›¤› iddias› do¤ru de¤ildir. Nitekim bu durum noter huzurunda imzalanm›fl olan üyelik
fiflleri ile belgelendirmek son derece kolayd›r. Öteki taraftan IBM
flirketinin 17 No’lu iflkolunda ol-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
mad›¤› iddias› ise tam bir mizah
konusudur.
Çünkü, IBM fiirketinde çal›flanlar
60’l› y›llardan beri Bil-‹fl Sendikas› üyesidir. Bil-‹fl Sendikas› ise
y›llarca IBM iflvereni ile gayr› resmi Toplu ‹fl Sözleflmesi imzalam›fl, müzakereler yürütmüfltür.
Bil-‹fl Sendikas›n›n Merkezi IBM
fiirketinin içindedir. As›l komik
olan ise Bil-‹fl Sendikas› Çal›flma
ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›n›n
kay›tlar›nda 17 No’lu iflkoluna kay›tl›d›r.
Y›llard›r 17 No’lu iflkolunda faaliyet gösteren Bil-‹fl Sendikas› ile
gayri resmi sözleflme imzalayan
IBM iflvereni; çal›flanlar yine 17
No’lu iflkolunda faaliyet gösteren
Tez-Koop-‹fl Sendikas›na geçince, bu iflyerinin 17 No’lu iflkolunda olmad›¤› iddias›yla dava açm›fllar ve iflkolu tespiti istemifllerdir.
De¤erli Arkadafllar De¤erli Bas›n
Mensuplar›;
Böylesine komik böylesine çeliflkili bir iddia, IBM gibi bir dünya
devine yak›fl›r m›? Sadece bu gerekçe bile, mahkemeye yap›lan
itiraz›n çal›flanlar›n toplu ifl sözleflmesi yapma hakk›n› engelle-
meye yönelik oldu¤unu göstermektedir.
De¤erli Arkadafllar›m;
IBM iflvereninin as›l amac›, çal›flanlar›n en do¤al hakk› olan toplu ifl sözleflmesi hakk›n› geciktirmek ve hatta engellemektir. Oysa; Örgütlenmek ve Toplu ‹fl Sözleflmesi imzalamak uluslararas›
yasalarca güvence alt›na al›nm›fl
en do¤al haklardand›r. Ancak
IBM, Türkiye’de bu hakk›, 12 Eylül Yasalar›n›n arkas›na s›¤›narak
ihlal etmektedir. IBM bu itiraz› ile
s›rt›ndan milyonlarca dolar kazand›¤› çal›flanlar›n›n iradesini hiçe saymaktad›r. Onlar›n eme¤ini
yok saymakta, onlar›n tercihlerine
sayg› duymamaktad›r. Huzurunuzda bu ça¤d›fl› anlay›fl› k›n›yor
ve protesto ediyorum.
De¤erli Arkadafllar,
De¤erli Bas›n Mensuplar›;
IBM’in yapt›¤› itiraz›n hiçbir hukuki dayana¤› yoktur. IBM’in as›l
niyeti bu sorunu yarg›da uzatarak
çal›flanlar› umutsuzlu¤a ve y›lg›nl›¤a sürüklemektir. Ancak biz bu
mücadeleyi y›llara yayacak kadar
deneyime ve birikime sahip bir
sendikay›z. Mahkemede geçen
süreler bizleri y›lg›nl›¤a sürüklemez.
Söz söylenmesi gereken yeri de
zaman› da biliriz. Peki IBM iflverenine soruyoruz, siz bu gerginli¤i y›llarca sürdürecek güce sahip
misiniz?
IBM yönetimi böyle yaparak iflyerinde çal›flma bar›fl›n› zedelemifltir. Çal›flanlar huzursuzdur. Sendikam›z, IBM iflverenin yapt›¤› bu
yanl›fll›klar›n giderilmesi ad›na
defalarca yaz›l› ve sözlü görüflme
talep etmifl, iflverenden olumlu bir
ad›m atmas›n› beklemifltir.
27
cmyk
IBM ‹fiÇ‹LER‹N‹N ÖRGÜTLENME MÜCADELES‹
Ancak iflveren aradan geçen 4
ayl›k zaman dilimi içerisinde herhangi bir ad›m atmad›¤› gibi görüflme taleplerimizi dahi kabul
etmemifltir. ‹flveren bu süre içerisinde sendikam›z› ve çal›flanlar›
oyalamaya çal›flm›flt›r.
IBM Bünyesinde çal›flan mühendis, pazarlamac›, programc›, uzman yani toplam çal›flan›n›n
%65’i b›çak kemi¤e dayand›¤› için
sendikam›za üye olmufltur.
Bir umutla sendikam›za üye olan
bu 229 arkadafl›m›z›n (flu an 300
civar›nda üyemiz bulunmaktad›r)
sorunlar›na çözüm üretmek yerine onlar› oyalamak, toplu ifl sözleflmesi haklar›n› yarg›ya tafl›yarak engellemek son derece çirkin
bir yaklafl›md›r.
Biz bu yaklafl›m› kabul etmiyoruz.
Avrupa’da çal›flanlara farkl› Türkiye’de çal›flanlara farkl› uygulamalar› kabul etmiyoruz. IBM Yönetimine buradan bir daha sesleniyoruz. Gelin sorunu masa bafl›nda
çözelim. Sorunlar› ertelemek sadece sorunlar› daha da derinlefltirir. Mahkemeye yapt›¤›n›z itiraz›n› geri çekin görüflmelere bafllayal›m diyoruz.
IBM’in kendi misyonuna uygun
tutum ve davran›fllar sergilemesi
en büyük temennimizdir. Ancak
IBM Yönetimi söz konusu bu yanl›fll›¤› gidermedi¤i, itiraz›n› geri
çekmedi¤i, kendi misyonu ile çeliflen tav›rlar› devam ettirdi¤i sürece Tez-Koop-‹fl Sendikas› olarak
bizler meflru ve demokratik tüm
yasal halklar›m›z› sonuna kadar
kullanaca¤›z.”
UNI - IBITS Bölüm Baflkan› Gerhard Rohde’da bas›na yapt›¤›
aç›klamada Tez-Koop-‹fl Sendi-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
kas›n›n, yetkili sendika olarak tan›nmas› için IBM'in Avrupa, Amerika ve Türkiye'deki yönetimlerine
UNI üyeleri taraf›ndan bugüne
kadar 300 protesto mesaj› gönderildi¤ini, IBM iflvereninin çal›flanlar›n en do¤al hakk› olan toplu
sözleflme yapma hakk›na sayg›
göstermek zorunda olduklar›n› ve
UNI Küresel Sendikas› IBITS
sektörünün Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n bu mücadelesinde her türlü
deste¤i verece¤ini belirtti.
Di¤er konuk Koen Dries, flirketin
bu tutumunu Avrupa'da da sürdürdü¤ünü ve sendika karfl›t› bu
tutumun tamamen h›rsl› insan
kaynaklar› politikas›na dayand›¤›n› belirtti.
Bas›n toplant›s›na Petrol-‹fl sendikas› Genel Baflkan› Mustafa
Öztaflk›n, Deri-‹fl sendikas› Genel
Baflkan› Musa Servi, Tümtis Yöneticileri ile Türk-‹fl'e ba¤l› flubelerin yöneticileri de destek vermifltir.
IBM TÜRK ÇALIfiANLARI
B‹L‹fi‹M SEKTÖRÜNDE ÖNCÜ
SANAL VE GERÇEK HER
ALANDA EYLEMLER SÜRECEK...
IBM çal›flanlar›, sanal miting’le
bafllatt›klar› mücadeleyi, Ekim
ay›nda yapt›klar› yemek boykotu
ile devam ettirdiler. ‹flveren, itiraz›n› geri çekip, sendikal haklara
sayg› gösterinceye kadar eylemlerin sürece¤i mesaj›n› verdiler.
Sendika ve toplu sözleflme hakk›n›n ayn› zamanda vazgeçilemez
insan haklar›ndan oldu¤unun bilinci ile bu hakk› elde etmekte ne
kadar kararl› olduklar›n› dosta
düflmana gösterdiler.
IBM YANLIfi ADIM ATIYOR..
24 Ekim tarihinde IBM Genel Müdürlü¤ü’nün önünde yeni bir kitlesel bas›n aç›klamas› yap›ld›. Genel Örgütlenme Sekreterimiz Osman Gürsu taraf›ndan yap›lan
aç›klama flöyle;
De¤erli Bas›n Mensuplar›
De¤erli Arkadafllar;
Bildi¤iniz gibi IBM, Biliflim sektöründe faaliyet gösteren uluslararas› nitelikte büyük bir flirkettir. Bu
flirket dünyan›n bir çok bölgesinde biliflim teknolojileri üretip, satmaktad›r. Sendikam›z büro ve ticaret iflkolunda faaliyet gösteren
bir sendikad›r. IBM’in içinde bulundu¤u sektör, Tez-Koop-‹fl
Sendikas›n›n faaliyet alan› içerisindedir.
IBM Bünyesinde çal›flan iflçiler
sendikam›z ile iliflki kurmufl, son 5
y›l içinde yaflad›klar› hak kay›plar›n› durdurmak ve sorunlara çözüm
üretmek amac›yla sendikam›za
üye olmufllard›r. Bunun üzerine,
IBM Yönetimi ilk önce çal›flanlar›
sendika üyeli¤inden vazgeçirmek
için u¤rafl vermifl, özel toplant›lar
tertip etmifl, “kariyer” ve “güzel fleyler” vaad etmifllerdir.
Buna ra¤men biliflim emekçileri
y›lmam›fl, güzel sözlere kanmam›fl ve yasan›n arad›¤› gerekli ço¤unlu¤u sa¤lam›fllard›r. Bundan
sonra yap›lmas› gereken ifllemler
yap›lm›fl, 26 Mart 2008 Tarihinde
Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›na baflvuru yap›larak yetkili sendikan›n tespit edilmesi istenmifltir. Çal›flma Ve Sosyal Güvenlik bakanl›¤› ise yapt›¤› incelemede Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n
Toplu ‹fl Sözleflmesi imzalamak
için gerekli ço¤unlu¤u sa¤lad›¤›n›
9 Haziran 2008 Tarihinde tarafla-
28
cmyk
IBM ‹fiÇ‹LER‹N‹N ÖRGÜTLENME MÜCADELES‹
Genel Örgütlenme Sekreterimiz Osman Gürsu, IBM Genel Müdürlü¤ü önünde bas›n aç›klamas› yapt›
ra bildirmifltir.
Bu süreçten sonra yap›lmas› gereken, tafralar›n bir araya gelmesi ve toplu ifl sözleflmesi müzakerelerine bafllamas›d›r. Ancak IBM
iflvereni, sendikam›z›n gerekli ço¤unlu¤u sa¤layamad›¤›n›, IBM’in
17 No’lu iflkolunda faaliyet yürütmedi¤ini iddia ederek, Çal›flma
Ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›n›n
yapt›¤› tespite itiraz etmifl ve sorunu yarg›ya tafl›m›flt›r.
Her fleyden önce Tez-Koop-‹fl
Sendikas›n›n yeterli ço¤unlu¤u
sa¤layamad›¤› iddias› do¤ru de¤ildir. Bu as›ls›z iddiay› noter huzurunda imzalanm›fl olan üyelik
fiflleri ile belgelendirmek son derece kolayd›r. Bunun için mahkemeye gitmeye, dava açmaya gerek yoktur. ‹kinci olarak IBM flirketinin 17 No’lu iflkolunda olmad›¤›n› iddias› ise tam bir mizah
konusudur.
Çünkü, IBM fiirketinde çal›flanlar
1960 y›llardan beri Bil-‹fl Sendikas› üyesidir. IBM iflvereni, y›llarca Bil-‹fl Sendikas› ile resmi ve
gayri resmi görüflmeler yapm›flt›r.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Mizah konusu olan ise Bil-‹fl Sendikas›n›n Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›n›n kay›tlar›nda
17 No’lu iflkoluna kay›tl› olmas›d›r. IBM y›llarca 17 No’lu iflkolunda faaliyet gösterdi¤ini bilecek,
ancak ne zaman ki gerçek bir
sendika ortaya ç›kt› o zaman, asl›nda bu iflkolunda bulunmad›¤›
gerekçesiyle mahkemeye gidecek. Bu yaklafl›m samimi ve dürüst bir yaklafl›m de¤ildir. Çal›flan›na karfl› anti demokratik yasalar›n arkas›na ve çal›flanlar›n toplu ifl sözleflmesi yapma hakk›n›
bu flekilde yok etmeye çal›flan bu
anlay›fl› protesto ediyorum.
Bütün bu olumsuzluklar›n d›fl›nda
dava süreci devam ederken, IBM
bu sefer de Çal›flma ve Sosyal
Güvenlik Bakanl›¤›n›n IBM’in 17
No’lu iflkolunda oldu¤una dair
yapt›¤› resmi iflkolu tespitine itiraz etmifl ve bu tespiti de yarg›ya
tafl›m›flt›r. Oysa bu konuyla ilgili
olarak aç›lm›fl bir dava varken
ikinci bir dava açman›n gere¤i
neydi? Belli ki bu ikinci davan›n
amac› süreci daha da uzatmak,
çal›flanlar› y›ld›rmak ve bu davalar süresince çal›flanlar› sendikadan kopartmakt›r.
Çal›flanlar›n toplu ifl sözleflmesi
yapma hakk›n› komik ve as›ls›z
gerekçelerle engellemek, dava
açmak ve sürekli kendi kendini
tekzip etmek IBM gibi bir dünya
devine yak›fl›yor mu? Bu nas›l bir
mant›kt›r, bu nas›l bir çal›flma tarz›d›r, bu nas›l bir anlay›flt›r? Gerçekten bu yap›lanlar› anlamakta
zorluk çekiyoruz.
Çal›flanlara son 5 y›ld›r zam vermeyenler, ayn› ifli yapanlar aras›nda ücret fark› yaratanlar, ayr›mc› uygulamalarla çal›flanlar›
güvensizli¤e itenler çözümü yanl›fl yerde ar›yorlar. Yap›lan bu
haks›zl›klar nedeniyle çal›flanlar
aray›fl içine girmifltir. IBM Yönetimi çal›flanlar›n sorunlar› demokratik bir flekilde çözüme kavuflturmak yerine, yerine anti demokratik yöntemlerle sorunu da karmafl›k hale getiriyorlar.
Biz de buradan hayk›r›yoruz. Her
sorunun kendi içinde bir çözüm
yöntemi de vard›r. Ancak sorun-
29
cmyk
IBM ‹fiÇ‹LER‹N‹N ÖRGÜTLENME MÜCADELES‹
dostlar›m›za, bas›n emekçilerine
teflekkür ediyor, sayg›lar sunuyorum.
lar› inkar etti¤iniz sürece, görmezden geldi¤iniz sürece, bu iflyerine adalet gelmesi, çal›flanlar›n kendini güvende hissetmesi
mümkün de¤ildir. Bu nedenle geçici çözümler sorunlar› erteler ancak asla sorunlar› çözmezler.
Biz IBM yöneticilerini sa¤duyulu olmaya davet ediyoruz. Bugüne kadar att›¤›n›z her ad›m yanl›flt›. Daha fazla yanl›fl yapmay›n diyoruz.
IBM bu yapt›klar› ile s›rt›ndan milyonlarca dolar kazand›¤› çal›flanlar›n› iradesini yok saymaktad›r.
Onlar›n eme¤ini yok saymakta,
onlar›n tercihlerine sayg› duymamaktad›r. Huzurunuzda bu ça¤d›fl› anlay›fl› k›n›yor ve protesto ediyorum.
Biz IBM’i yönetenlere defalarca
söyledik Mahkemede geçen süreler bizleri y›lg›nl›¤a sürüklemez
dedik. Ama çal›flanlar›na tav›r alm›fl, onlar›n öfkesini çekmifl bir
yönetim bu gerginli¤i uzun süre
tafl›yamaz. Tafl›mad›¤›n› da görece¤iz.
Bugüne kadar bizler sorunlar› diyalog yöntemiyle çözülmesini savunduk. Hala da ayn› fleyi savunuyoruz. Ço¤unluk ile ilgili kuflkunuz mu var? Gelin üye fifllerini
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
birlikte sayal›m. ‹flkolu ile ilgili
kuflkunuz m› var? Gelin hukukçular›m›zla tart›flal›m. Ama Türkiye’yi sömürge, çal›flanlar› da köle gibi görme anlay›fl›ndan vazgeçin.
Bizler, bir kere de¤il defalarca
IBM’den görüflme talep ettik. Sorunlar›m›z› konuflal›m dedik. Anacak bizimle görüflmek dahi istemediler yaz›l› ve sözle taleplerimizi görmezden geldiler. Yaz›l›
randevu taleplerine olumsuz da
olsa yan›t verme nezaketinde dahi bulunmad›lar.
Biz bu yaklafl›m› kabul etmiyoruz.
Avrupa’da çal›flanlara farkl› Türkiye’de çal›flanlara farkl› uygulamalar› kabul etmiyoruz..
IBM Yönetimine buradan bir daha
sesleniyoruz. Gelin sorunu masa
bafl›nda çözelim. Sorunlar› ertelemek sadece sorunlar› daha da
derinlefltirir. Mahkemeye yapt›¤›n›z itirazlar›n›z› geri çekin görüflmelere bafllayal›m diyoruz.
Bizler için art›k söz bitmifltir. IBM
itirazlar›n› geri çekmedi¤i ve diyalog bafllatmad›¤› sürece süresiz
ve sürekli eylem sürecini bafllat›yoruz.
Bas›n aç›klamam›za kat›lan tüm
MÜCADELE BAfiARILACAK!
Biliflim sektörü, bilindi¤i gibi dünyada ve ülkemizde, nitelikli emek
üzerinde sömürünün maksimum
ölçekte uyguland›¤› son derece
özel ve önemli bir aland›r. Bu
alanda çal›flanlar›n büyük bölümünün sahip oldu¤u akademik
kariyer, ço¤u zaman iflçi kimli¤inin önüne geçmifl ve sendikal örgütlenme refleksi geliflememifltir.
IBM emekçileri bu önemli engeli
aflarak, akademik ünvanla birlikte
iflçi kimli¤inin hak arama mücadelesi için yaflamsal bir de¤ere
sahip oldu¤unu öne ç›karm›fl ve
sektörde çal›flanlara öncülük etmifltir.
IBM’in, yap›lan tüm diyalog ça¤›r›lar›n›n yan›ts›z b›rak›lmas›, ayn›
zamanda çokuluslu bir flirket olarak uluslararas› Çal›flma Örgütü
‹LO anlaflmalar›na ters düflen bir
davran›fl biçimidir. Sorun, uluslararas› platformlarda tart›fl›lmaya devam edecektir.
Tez-Koop-‹fl sendikas›, kararl›
üyeleriyle mücadeleyi baflar›ya
tafl›yacak deneyime ve güce sahiptir.
Uluslararas› biliflim devi IBM; Türkiye yöneticilerinin yapt›¤› bu uygulamadan dolay› sendikal haklara ve özgürlüklere sayg› konusunda s›n›fta kalm›flt›r.
Toplu sözleflme prosedürüne itiraz etmek, gerçe¤i ortadan kald›rmaz; IBM çal›flanlar› sendikal›d›r
ve toplu sözleflme hakk› için yaydan ç›kan ok, hedefine varacak
ve mücadele baflar›lacakt›r.
30
cmyk
B‹L‹fi‹M SEKTÖRÜNDE ÖRGÜTLENME PANEL‹
Panelistler : (soldan sa¤a LBC Sendikas›, (Belçika) IT Örgütlenme Yöneticisi Koen Dries, Genel Baflkan›m›z,
EMO ‹stanbul fib. Bflk. Yard. Kurtulufl Kaya, UNI-IBITS Bölüm Baflkan› Gerhard Rohde ve
Cumhuriyet Gazetesi Yazar› fiükran Soner
“B‹L‹fi‹M SEKTÖRÜNDE ÖRGÜTLENME”
PANEL‹ YAPILDI
İ
stanbul’da Y›ld›z Teknik Üniversitesi Oditoryum salonunda “Biliflim Sektöründe
Örgütlenme” paneli 5 Eylül’de
yap›ld›. Paneli EMO ‹stanbul fiubesi Baflkan Yard›mc›s› Kurtulufl
Kaya Yönetti.
UNI, Tez-Koop-‹fl ve TMMOB
Elektrik Mühendisleri Odas› ‹stanbul fiubesi iflbirli¤i ile haz›rlanan Panel’e Sendikam›z ad›na
Genel Baflkan›mz Gürsel Do¤ru,
UNI ad›na IBITS Bölüm Baflkan›
Gerhard Rohde ve LBC Sendikas›, (Belçika) IT Örgütlenme
Yöneticisi Koen Dries, CumhuriTEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
yet Gazetesi’nden Yazar fiükran
Soner, ve TMMOB-EMO ad›na
‹stanbul fiube Baflkan› Erhan
Karaçay kat›ld›.
150 kiflilik bir dinleyici grubu taraf›ndan ilgiyle izlenen Panelin
aç›l›fl konuflmas›n› EMO
‹stanbul
fi u b e
B a fl k a n ›
E r h a n
Karaçay
yapt›.
Karaçay ;
Erhan Karaçay
“Dünyada ve ülkemizde eme¤i
ile geçinen insanlar›n birçok sorunlar› var. Özellikle de biliflim
sektöründe çal›flan arkadafllar›m›z›n kendi çal›flma yaflamlar›na, özgün koflullar›na iliflkin
farkl› sorunlar› var. Bu çal›flmay›
bu dönemin bir bafllang›c› olarak
görüyoruz. Gerek biliflim sektöründe çal›flanlar, gerek meslektafllar›m›z olsun bu alanda çal›flan eme¤i ile geçinen sendikal
örgütlenme içinde olan arkadafllar›m›za biz olabildi¤ince güç ve
omuz verece¤iz, yanlar›nda olaca¤›z. Hepinize burada oldu¤u31
cmyk
PANEL
nuz için ve bundan sonra da birlikte olaca¤›m›z için odam›z ad›na teflekkür ediyor, sayg›lar›m›
sunuyorum.” dedi.
Biliflim sektöründe çal›flanlar›n
örgütlenmesi ile ilgili olarak, sendikam›z›n ve di¤er kat›l›mc›lar›n
görüflleri afla¤›da özetlenmifltir.
Gürsel Do¤ru: “Asl›nda örgütlenme sorunu sadece biliflim
sektöründe has bir sorun de¤il,
Örgütlenme sorunu bütün sektörlerde
var.
Bu nedenle
bana
göre, biliflim sektör ü n ü n
kendine
has
soGürsel Do¤ru
runlar› olmakla birlikte, biliflim sektöründeki örgütlenme sorunlar› genel
olarak ülkemizdeki örgütlenme
sorunlardan farkl› de¤il.
Sendikal örgütlenme konusunda, 2821 ve 2822 say›l› yasalardaki engellemeler devam ediyor.
Hükümet taraf›ndan Avrupa
Sosyal fiart›na konulan çekinceler devam ediyor. Ülkemizdeki
çal›flma koflullar› halen ‹LO
standartlar›n›n çok gerisinde. Bu
nedenle genel anlamada örgütlenme sorunlar›na yönelik her
aç›l›m ayan› zamanda biliflim
sektöründe çal›flanlar›n örgütlenmelerine yönelik aç›l›m›lar
olacakt›r.
Biliflim sektörü son 10-15 y›lda
önemini artt›ran bir sektör. Ülkemizde biliflim sektörü h›zla geli-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
fliyor ve bu alana yap›lan yerli ve
yabanc› yat›r›mlar h›zla art›yor.
Bilgisayar, ‹nternet kullan›m› artt›kça ve her türlü biliflim teknolojisi üretimi ve kullan›m› gelifltikçe, biliflim sektörünün sorunlar›
da çeflitlilik gösteriyor ve sorunlar katlanarak büyüyor.
Kendi nam ve hesab›na çal›flan,
gerçek ve tüzel kiflilere flirketlere, legal ya da illegal yollarla yaz›ml› program› veya bilgi teknolojileri satan veya üretenler
Yine bilgi teknolojisi üreten ve
satan Yabanc› sermaye ile iç içe
geçmifl yüksek cirolu flirketler ve
mesleki yeterlilik anlam›nda birbirlerinden oldukça farkl›laflm›fl
olan yüzbinlerce çal›flan bu sektörün aktörleridir.
Ekonomik olarak bak›ld›¤›nda
bu alana büyük yat›r›mlar›n yap›ld›¤›n› ve sektöre hakim olma,
pazar pay›n› koruma konusunda
k›ran k›rana bir mücadelenin yafland›¤›n› görüyoruz. Bu k›yas›ya rekabetin nispeten avantajlar›
da var.
Anacak olaya bir de emek cephesinden bak›ld›¤›nda sektördeki büyüme ve Pazara hakim olma mücadelesi çal›flanlar aç›s›ndan önemli sorunlar› da beraberinde getiriyor. Tüm sektörlerde oldu¤u gibi, rekabet, büyüme,
pazardan pay kapma mücadelesi sonuçta çal›flanlar›n biraz daha sömürülmesine kazan›lm›fl
haklar›n›n ellerlinden al›nmas›na
ve kurals›z çal›flmaya neden
oluyor.
Sektörde ciddi bir rekabete giren
yerli ve hatta yabanca flirketler;
ilk ifl olarak çal›flanlar›n ücretleri-
ni belili bir s›n›rda tutmak, sosyal haklar›n› k›s›tlamak ve iflçilik
maliyetlerini düflürmek için yo¤un çaba sarf ediyorlar. Bu nedenle nitelikli iflgücü ihtiyac›n›,
vas›fs›z iflgücü ile kapatmak istiyorlar.
Sektörde faaliyet gösteren flirketlerin ço¤u ifllerinin bir bölümünü mesleki ve teknik anlamda
yetersiz olan alt iflverenler ve tafleron flirketler arac›l›¤›yla yürütüyorlar.
Bu sektörde çal›flanlar için fazla
mesai kavaram› sadece kanunlardaki madde metinlerinden öte
baflka bir anlam tafl›m›yor. Çal›flanlar›n sigorta primleri ald›klar›
ücret üzerinden de¤il, asgari ücret üzerinden yat›r›l›yor.
Bütün bunlar›n d›fl›nda Son derece genifl bir alana yay›lan sektör için “nitelikli elaman” kavram›
bulan›k ve belirsizdir. Mesleki
yeterlilik konusunda önemli eksiklikler bulunmaktad›r. Bu belirsizlik ister istemez çal›flanlar
aç›s›ndan önemli farkl›l›klar› beraberinde getirmektedir.
Sektörde ifl tan›mlar›n›n ve mesleki guruplar›n›n bilimsel kriterlerle oluflturuldu¤u . Buna gere
bir ücret politikas›n›n belirlenmifl
oldu¤u alanlar oldukça s›n›rl›d›r.
Biliflim sektöründe bir marka olmufl ve uzun y›llardan beri ülkemizde faaliyet gösteren IBM flirketinde bile rasyonel bir üretim
sisteminden ne yaz›k ki bahsedemiyoruz. Ayn› ifli yapan çal›flanlar aras›nda hem ücret ve
hem de çal›flma flartlar› konusunda birbirinden farkl› uygulamalarla karfl›lafl›yoruz.
32
cmyk
PANEL
Bütün bunlar›n d›fl›nda biliflim
sektöründe çal›flanlar›n önemli
bir k›sm›nda bir s›n›f kaymas› ve
kafa kar›fl›kl›¤› söz konudur.
Biliflim sektöründe çal›flan nitelikli iflgücü, kendini iflçi s›n›f›n›n
bir parças› olarak de¤il, mavi yakal› iflçiler ile iflveren aras›nda
ara yönetici konumunda görme
e¤ilimi tafl›maktad›r.
Bu sorunlar çerçevesinde h›zla
geliflen ve bu geliflmeye ba¤l›
olarak yeni sorunlar üreten biliflim sektöründe örgütlenmek ve
çal›flanlar›n sorunlar›n› birkaç
ana bafll›k üzerinde toparlamak
elbette ki çok zordur.
Buna ra¤men biz Tez-Koop-‹fl
Sendikas› olarak biliflim sektörüne girdik. IBM iflyerlerinde örgütlendik ve gerçek anlamda bir
toplu ifl sözleflmesi imzalama
flans›n› yakalad›k. Bu anlamda
IBM çal›flanlar›n›n örgütlenmesini, yani sendikalaflmas›n› ve
toplu ifl sözleflmesi imzalamas›n› gerçekten çok önemsiyoruz.
Çünkü IBM, biliflim sektöründe
sendikalaflma aç›s›ndan önemeli bir deneyim olacak.
Biliflim sektöründe birbirlerinden
oldukça farkl› kategorilerde çal›flanlar›n karmafl›klaflm›fl sorunlar›na bir ç›rp›da çözüm üretmek
bir hayli zor. Di¤er taraftan sektör önemli bir devinim içindedir
ve bu devinim içinde çal›flanlar›n
haklar› sürekli erozyona u¤ramaktad›r.
Ancak normal çal›flma kal›plar›n›n çok d›fl›nda olan bir sektörde
sendikalaflmak ve bu sendikal
örgütlülü¤ü gelifltirmek hak kay›plar›n› engellemek aç›s›ndan
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
bir ç›pa görevi görecektir.
Bu anlamada biliflim sektöründe
örgütlenmek, sendikalaflmak,
mesleki sorunlar› gündeme tutmak, mesleki sorunlara çözüm
üretmek son derece önemlidir.
Biliflim sektöründe çal›flanlar›n
sendikaya olan ihtiyaçlar› yaflamsal öneme sahiptir.
Sonuç olarak hangi sektörde
olursa olusun ve hangi s›fatla çal›fl›yor olursa olsun çal›flanlar›n
haklar›n› koruman›n›n tek yolu
örgütlenmekten ve Toplu ‹fl Sözleflmesi imzalamaktan geçiyor.
Biz Tez-Koop-‹fl sendikas› olarak bu konudaki irademizi ortaya
koyduk. IBM iflyerlerinde örgütlenmeye bafllad›k ve biliflim sektöründe faaliyet gösteren di¤er
flirketler ile örgütlenmeye devam
edece¤iz. Örgütlenmek zor bunun fark›nday›z. Çal›ma yasalar›nda anti demokratik düzenlemelerin say›s› oldukça fazla.
IBM iflyerlerine örgütlenmeyi baflar›yla tamamlam›fl olmaza ra¤men, Toplu ‹fl Sözleflmesi imzalayam›yoruz çünkü iflveren sendikal örgütlenme özgürlü¤ünü, 12
Eylül ürünü bir düzenlemenin arkas›na s›¤›narak engelleme yolunu tercih ediyor. Buna ra¤men çal›flmalar›m›za devam edece¤iz.
Örgütlenme sorunu demokrasi
ve özgürlük sorunundan ba¤›ms›z de¤ildir. Demkorasi ve özgürlük mücadelesine devam
edece¤iz.
Sürekli geliflen ancak bu geliflmeye ba¤l› olarak normal çal›flma kal›plar›n›n d›fl›na çak›ma
e¤ilimi tafl›yan biliflim sektöründe çal›flanlar›n haklar›n› koru-
mak için örgütlenmekten baflka
bir flans›m›z yok.
Bu duygu düflüncelerle hepinize
teflekkür ediyor, sayg›lar sunuyorum.
Gerard Rohde ; Biliflim sektöründe örgütlenmeye çal›flan
sendikalara destek vermek için
UNI’nin
yürüttü¤ü
kampanyalar ve
oluflturdu¤u çal›flma gruplar›ndan
bahsetti.
IBM TürkiGerard Rohde
ye’de sürdürülen mücadele de UNI
IBITS’in kendine düflen görevi
yerine getirece¤ini belirterek
Hindistan gibi geliflmekte olan
ülkelerde örgütlenme çal›flmalar› yürüttüklerini, esas hedeflerinin kurumlar aras› iflbirli¤iyle
dünyadaki bütün biliflim sektörü
çal›flanlar› aras›nda deneyim aktar›m› sa¤layarak, uluslararas›
bir dayan›flma a¤› yaratmay› hedeflediklerini belirtti.
Panele kat›lan dinleyicinin ilgisinden etkilendi¤ini söyleyerek,
en yak›n zamanda say›s› binlere
ulaflan biliflimcilerle tekrar bir
araya gelebilme temennisinde
bulundu.
UNI IBITS olarak, Tez-Koop-‹fl
sendikas›n›n biliflim sektöründe
bafllatt›¤› örgütlenme giriflimini
desteklemeye ve dayan›flma ad›na gerekli deneyim aktar›m›n›
vermeye haz›r olduklar›n› belirtti.
33
cmyk
PANEL
Koen Dries ; Panelde yapt›¤›
sunumla izlenmesi gerekilen yollar hakk›nda bilgi vererek, Belçika’da biliflim sektörü kendi bafl›na bir sektör olmad›¤›n› ve
di¤er hizmet sektörleriyle
birlikte
grupland›r›ld›¤›n› ve
g e ç m i fl
Koen Dries
y›llarda
IBM’le yaflad›klar› benzer deneyimden ve uzun bir mücadele
sonucunda 2003 y›l›nda imzalad›klar› toplu sözleflmeden bahsetti.
Internet patlamas› sona erdi¤inde toplu iflten ç›karmalar›n gerçekleflti¤ini ve bunun sonucunda
yap›lan bireysel sözleflmelerin
yetersizli¤ini anlayan birçok IT
çal›flan›n›n fliddetli bir biçimde
uyand›¤›n›, çal›flanlar›n toplu
sözleflmelere olan güvenlerinin
artt›¤›n› ve bu dönemde sendikalar›n devreye girdi¤ini söyledi.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Kohen Dries IT çal›flanlar›n›n örgütlenmesine iliflkin yürütülen
çal›flmalar› flöyle özetledi;
“Personelle yap›lan görüflmeler
sonras›nda, çal›flanlar toplu sözleflmelerin önemi hakk›nda bilgilendirildiler.
Kendi aralar›ndan temsilciler
seçtiler. Birbirlerine güvenmeyi
ö¤rendiler. Sendikalara üye olman›n gereklili¤ini kavrad›lar.
Bunun üzerine sendikac›lar olarak bizler çal›flanlar› bilgilendirmeye çal›flt›k, sizin bugün burada yapt›¤›n›z gibi biliflim sektörü
toplant›lar› yapt›k, bir komite kurduk bu komite sendikal çerçevede yap›lmas› gerekenleri belirle-
di yani gündemimizi belirledik.”
Dries,sektördeki sorunlar› flöyle
s›ralad›;
1.Esneklik; kariyerin özel yaflamlar› etkilememesi için baz›
önlemlerin al›nmas›n›n gereklili¤i, biliflim sektöründe çal›flanlar›n çal›flma saatlerinin kontrol
edilememesi ve özel yaflamlar›n› aksatt›rmas›.
2. Maafllar ve çal›flma koflullar›;
bu sektörde çal›flanlar için kimi
zaman kifliye sa¤lanan imkanlar,
(araba ve telefon gibi) maafltan
daha çok önem tafl›maktad›r.
3. Outsourcing (d›flkaynak kullan›m›) ve tafleron sorunlar›.
4. fiirketlerin politikalar›yla ve
verdikleri izlenimle, çal›flanlar›na
uygulad›klar› politikalar›n farkl›
oluflu.
5. Sektör çal›flanlar›n›n profillerini inceledik bu sektörde çal›flanlar iflleri, profesyonellikleri ve flirketleriyle gurur duyan kifliler. Ancak yine de flirket yönetimleriyle
sorun yafl›yorlar çal›flanlar›n
müflterilerle iliflkileri flirket yöneticileriyle olan iliflkilerinden daha
kuvvetli daha sa¤l›kl›.
6. ‹nsan kaynaklar› en ihmal
edilmifl bölümlerden biri ve hiçbir
34
cmyk
PANEL
olumlu etkisi yok.
7. ‹dari personel ve di¤er personel aras›nda bir fark olmay›fl›
8. Uluslararas› a¤ çal›flmas›,
biliflim sektöründekilerin yerel
örgütlere de¤il, uluslararas›
iletiflim kurabilecek örgütlere
ihtiyac› var bilgi ve deneyim
aktar›m›n›n önemi.
Dries; Yap›lmas› gerekilen en
önemli dayan›flman›n sendikalararas› kurulacak bir iletiflim
a¤›yla sa¤lanacak bilgi paylafl›m›yla gerçekleflebilece¤ini ve
genellikle IBM karfl›s›nda yürütülen kampanyalar›n ve eylemlerin internet ortam›nda yap›ld›¤›n›
belirtti.
fiükran Soner ; “Küreselleflme
ad› alt›nda yeni dünya sömürü
düzeni çarklar›n›n iflleyiflini alg›lamak;
dünya ve
ülke sendikac›l›k
hareketinin
sorunu burdan bafll›yor önce.
Bize defiükran Soner
nildi
ki;
‘18. yy. sanayi üretim yap›s› içinde örgütlenmifl sendikalar, ça¤dafl teknoloji alan›nda e¤itim
görmüfl insanlar›n örgütlenmelerine ve sorunlar›na yan›t veremiyor. En çok da modern teknoloji
alan›nda çal›flanlar›n hak arama
savafl›m›nda sorunlar›na yan›t
bulam›yorlar. Onlar birey olarak
çok daha yukar›daki noktalara
geldikleri için bireysel nitelikleriy-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
le bile bulunduklar› üretim alanlar›nda daha baflar›l›, daha iyi
koflullarda yaflam ve çal›flma
olanaklar› yakal›yorlar.’
Beyin y›kama arac› buydu, suçlu
da sendikalard›.
‹kinci beyin y›kama arac› yine;
‘bugünkü teknoloji ça¤›nda iyi
e¤itim görmüfl insanlar, art›k tek
bir flirkette çal›flmak zorunda de¤iller, evlerinde bile üretim yapabilirler. Ev eksenli ekonomi gelifliyor, dolay›s›yla bu insanlar tek
bir flirkete de¤il, ayn› zamanda
bilgi birikimleriyle birçok flirkete
hizmet vererek, kendileri için daha iyi yaflam koflullar› bulabileceklerdir.’ denildi.
Bu ikisi 70 li 80 li y›llarda, (tabii ki
özelefltiri pay› çok do¤ru olan
boyutlar› da var bunun) bilgiyi,
yeni dünya düzeni sömürü çarklar›nda nereye gitti¤i ile ilgili alg›lamadan uzak tuttu.
Dünyada tekeller evrenselleflirken markalar h›zla büyürken ve
ekonomi, insan için ekonomiden
ç›k›p piyasalara dönerken, her
fleyi piyasa belirlerken yaflanan
iki önemli olay atland›.
Birisi do¤u bilokunun parçalanmas›yd›, yani paylafl›mla ilgili
Marksist tehdit ortadan kalkt›¤›nda, tek ideolojili dünyada evrenselleflen paran›n dini iman› olmayan kurallar› içinde insana
ayr›lan payla ilgili sermaye e¤ilimlerindeki yaflanan sapmayd›.
‘Ça¤dafllafl›yoruz,
zenginli¤i
dünya daha çok paylafl›yor’ deniliyor ama sistem; insanlar›n
ço¤unlu¤unu giderek daha çok
yoksullaflt›r›p, yoksunlaflt›rarak
ve örgütsüzlefltirilerek bölüflüm-
den daha az pay alma sürecine
girmifltir.
Evet; sendikalar kapanmamak
için dünya ölçe¤inde sermaye
gibi birlefliyorlard›, sermayenin
modern söylemiyle evlilik ve niflanl›l›klar yafl›yorlard›. Ama onlar sadece üyelerini korumaya
çal›fl›yordu. Müthifl üye kaybediyorlard›. Ama sermaye gerçekten sadece paran›n kar oranlar›
içinde çok büyük çapta evrensellefliyordu.
Düzen d›fl›na at›lan insan say›s›
artarken, paylafl›mdan pay alabilen sendikalar›n say›s› gittikçe
küçülüyordu. Ve öyle noktalara
gelindi ki, o mucizevi sistem ‘ev
eksenli ekonomi’, zengin kuzey
dünyas›nda bile örne¤in ‹ngiltere’de sendikal› iflçi say›s›n› 1980
den günümüze 8 milyondan, 4
milyona düflürdü. ‘Ötekilerin’,
(kad›n ve çocuklar›n ve yabanc›
göçmenlerin) daha fazla sömürüldü¤ü ev eksenli çal›flma ise
2.5 - 3 kat›na ç›k›yordu.
‹ngiltere’deki o sosyal damping
de sömürülen ev eksenli eme¤in
bir saatlik de¤eri yükselmeye
kalkt›¤›nda, o evrensel markalar
hemen önce Avrupa Birli¤i’nin
arka bahçesine, Romanya-Macaristan’a, sonra sosyal damping’in çok daha a¤›r oldu¤u Asya ülkelerine do¤ru kay›fla geçiyordu.
Sendikac›l›k bu süreç içinde h›zla gerilerken, kuzey dünyas›nda
bile Uuslararas› Çal›flma Örgütü’nün evrensel normlar› uygulanamaz hale geliyordu. Örne¤in;
‹skandinav ülkelerinde yabanc›
iflçilere oradaki hukukun uygu-
35
cmyk
PANEL
lanmas›n› önleyen yeni bir yasa
ç›kar›ld›. Yani buralarda da kölelik düzeni çal›flmas› serbest b›rak›ld›. Zaten kurals›z çal›flma
düzenine do¤ru bir kay›fl kendini
gösteriyor. Müthifl bir geriye gidifl ve en asgari haklar›n kullan›lamad›¤› bir düzen.
Hani en iyi e¤itimliler, en iyi teknolojik araçlar› kullananlar en iyi
koflullarda oldu¤u söyleniyordu
ya, oysa sizin IBM’de yaflad›¤›n›z gibi, dünyada en çok sömürülenler, en iyi e¤itimliler olmaya
bafllad›.
Bu sadece yoksul ülkeler için de¤il, zengin kuzey dünyas› için de
geçerli oldu.Yani bugün hala Avrupa ülkelerinde; Fransa’da, ‹ngiltere’de, Almanya’da sendikalarda örgütlü olan iflçiler için bir
standarttan sözedebiliriz ama,
büyük ço¤unlu¤u sendikal örgütlülü¤ün d›fl›nda kalan mühendisler, bilgisayarc›lar için ortalama
ücretlerinin çok düflük oldu¤u bir
düzeye gelindi¤ini görüyoruz.
Geçmiflteki en büyük do¤rular
neydi? büyük tekeller, markalar,
dünya çap›nda örgütlenmifl flirketler, eme¤in hakk›n› en çok
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
veren kurumlard›. Onlar flimdilerde, sendikal› iflyerlerinde dahi
bu haklar› göreceli olarak geriye
do¤ru götürüyor.
Bat›da IBM’de toplu sözleflme
düzeni var ama IBM teknolojisinin uyguland›¤› yoksul ülkelerdeki bankalarda hiç de tekellerin
isminin umursanmad›¤› kural d›fl›n›n geçerli oldu¤u düzenle
çal›flt›r›lma sözkonusu. bir örnek
verelim, Amerikan gücünün ve
zenginli¤inin simgesi “Nike” Hindistan’da 3600 kad›n ve çocuk
eme¤ini sömürüyor.
Nike’›n bu insanlara ‹kibuçuk
y›ll›k üretim karfl›l›¤› olarak
ödedi¤i toplam para, firmaya bir
y›lda verilen reklam film ücretine
eflde¤er. Böylesi bir damping
sözkonusu.
Geçenlerde benim iflkolumda
gazetecilik iflkolunda ICFTU’nun
öncülü¤ünde bir toplant› yap›ld›.
Bu toplant›da ICFTU genel sekreteri’nin orada söyledi¤i sözler
çok çarp›c›yd›. Diyordu ki; -bu
‘sosyal damping’e gidiflte nereye
yuvarland›¤›m›z› alg›lamakta geciktik. Ve gördük ki, sendikalar›n
bulundu¤u iflkollar›ndaki e¤itimli
insanlar için flu anda yasal haklar geçerli ama bir mühendislik
iflkolunda yasal haklar geçerli
de¤il. Almanya’da da Fransa’da
da mühendislik bürolar›nda fazla
mesai yasalar›n›n uygulanmas›
yok. Tafleronluk alm›fl bafl›n› gitmifl. Bafllang›çta e¤itime göre bir
ücret zamm› varm›fl ama sonra
geriye gidifller bafllam›fl.Gazetecilikte kurals›z çal›flt›rma,
dünyan›n en büyük medya tekellerinde yayg›n olarak uygulan›yor. Yasalara karfl› boflluklar kullan›l›yor.
Sistem flöyle iflliyor; bu temel iflkollar›nda 3-5 kifliyi yönetici konumunda çal›flt›rarak olanlar›n
beynini sat›n al›yor. Onlara çok
yüksek ücretler veriyor. Sonra o
sat›n al›nm›fl beyinleri kullanarak dünyan›n gelifliminde rol oynayan bu sektörlerdeki e¤itimli
insanlar› daha çok sömürüp, daha kolay yönlendiriyorlar.
Emek, paylafl›m ve sendikac›l›kta yeniden örgütlenmek, yeniden
insandan yana bir düzene dönüfl
için bu en çok bozulan Gazetecilik, Biliflim, ve ‹letiflim sektörlerinde örgütlenmeye geçmemiz
gerekiyor.
Bu ters yüz olmas› gereken beyin y›kama araçlar›yla ilgili do¤ru
bir iflte, do¤ru bir yolda sürdürdü¤ünüz örgütlenme çal›flmalar›n›zda sizlere baflar›lar diliyor,
sayg›lar sunuyorum.”
Panel, soru-cevap bölümünün
ard›ndan sona erdi.
36
cmyk
12 EYLÜL’Ü
UNUTMA, UNUTTURMA
AFFETME!
B
afl›nda Kenan Evren’in
bulundu¤u ordu, 1980 y›l›nda darbeyle ülke yönetimine el koydu. Sendikalar, siyasi partiler ve dernekler kapat›ld›.
Grevler yasakland›. Toplu sözleflmeler ask›ya al›nd›. Baflta K›dem
Tazminat› olmak üzere kazan›lm›fl haklar budand›.
–650.000 kifli gözalt›na al›nd›.
–1 milyon 683 bin kifli fifllendi.
–Aç›lan 210 bin davada 230
bin kifli yarg›land›.
–7 bin kifli için idam cezas› istendi.
–517 kifliye idam cezas› verildi.
–Haklar›nda idam cezas› verilenlerden 50‘si as›ld›.
–‹damlar› istenen 259 kiflinin
dosyas› Meclis‘e gönderildi.
–71 bin kifli TCK‘nin 141, 142
ve 163. maddelerinden yarg›land›.
–98 bin 404 kifli örgüt üyesi
olmak suçundan yarg›land›.
–388 bin kifliye pasaport verilmedi.
–30 bin kifli sak›ncal› oldu¤u için
iflten at›ld›.
–14 bin kifli yurttafll›ktan ç›kar›ld›.
–30 bin kifli siyasi mülteci olarak
yurtd›fl›na gitti.
–300 kifli kuflkulu bir flekilde öldü.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
–171 kiflinin iflkenceden öldü¤ü
belgelendi.
–937 film sak›ncal› bulundu¤u için
yasakland›.
–23 bin 677 derne¤in faaliyeti
durduruldu.
–3 bin 854 ö¤retmen, üniversitede görevli 120 ö¤retim üyesi ve
47 hâkimin ifline son verildi.
–400 gazeteci için toplam 4 bin y›l
hapis cezas› istendi.
–Gazetecilere 3 bin 315 y›l 6 ay
hapis cezas› verildi.
–31 gazeteci cezaevine girdi.
–300 gazeteci sald›r›ya u¤rad›.
–3 gazeteci silahla öldürüldü.
–Gazeteler 300 gün yay›n yapamad›.
–13 büyük gazete için 303 dava
aç›ld›.
–39 ton gazete ve dergi imha edildi.
–Cezaevlerinde toplam 299 kifli
yaflam›n› yitirdi.
–144 kifli kuflkulu bir flekilde öldü.
–14 kifli açl›k grevinde öldü.
–16 kifli kaçarken vuruldu.
–95 kifli çat›flmada öldü.
–73 kifliye do¤al ölüm raporu
verildi.
–43 kiflinin intihar etti¤i bildirildi.
12 Eylül’ün, henüz ne kendisiyle ne de sonuçlar›yla hesaplafl›lmad›.
Aradan 28 y›l geçmesine
ra¤men, 12 Eylül’ün yaratt›¤›
anti-demokratik sistem ve yol
açt›¤› sosyal sorunlar bugün
de geçerlili¤ini koruyor.
Anayasa’daki 15. Madde ise
darbecileri korumaya devam
ediyor. Anayasan›n bu Maddesi kald›r›larak darbelerin ve
darbecilerin yarg›lanma yolu aç›lmal›d›r!
12 Eylül’le hesaplafl›lmadan, demokrasi yolunda at›lacak her
ad›m güdük kalacakt›r.
12 Eylül’ü unutma, unutturma ve
affetme!
37
cmyk
DÜNYA’DA 20 M‹LYON K‹fi‹ ‹fiS‹Z M‹ KALACAK!
K
KR‹Z‹ YARATAN
FATURASINI ÖDER
apitalist sistemin yaratt›¤›
tüm ekonomik krizlerin
arka plan›nda, kapitalist’in doymak bilmeyen açgözlülü¤ü yatar. Dünyay› versen yutar,
baflkalar› da yaflamak zorunda,
onlara da kals›n demez. Sistem
bu.
Yak›n tarihimiz, kapitalist sistemin
bunal›mlar› sonucu ç›kan bölgesel
ve küresel savafllar›n milyonlarca
masum insan›n hayat›na mal oldu¤unu gösteren örneklerle doludur.
21.yy dünyas›, küresel boyutta
topyekün savafllar› de¤il ama bölgesel paylafl›m savafllar›n› daha
bafllangݍtan itibaren yaflamaya
bafllad›.
Ekonomik krizler, yoksullu¤u, yoksulluk açl›¤›, açl›k hastal›¤› ve
ölümleri getiriyor. Krizler her zaman masum insanlar› ve emekçi
halk› vuruyor. Paralar› sermaye
sahibi hortumlarken, hesab›
emekçiler ödüyor.
Bugün kapitalist dünya yeni bir
ekonomik krizle daha yüzyüze.
ABD merkezli küresel kriz, 1929
krizinden sonraki en a¤›r kriz olarak de¤erlendiriliyor ve 20 milyon
kiflinin iflsiz kalaca¤›ndan söz ediliyor.
KR‹Z’‹N MERKEZ‹ ABD
ABD’li yat›r›m bankas› Lehman
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Zekeriya Al
Genel e¤itim uzman›
Brothers’›n sahipleri 613 milyar
dolar› hortumlay›p iflas etti¤ini
aç›klay›nca, dünya tarihinin en büyük bat›fl›na da imza att›. Bu bat›fl,
ABD’de bafllay›p küresel çapta geliflen bir krizin de fitilini ateflledi. Piyasa ekonomisinin birbirine ba¤l›
difllileri, tek tek k›r›lmaya bafllad›.
Neo-liberal politikalar›n öncüsü ve
kapitalist dünyan›n süper gücü
ABD, sistemin gelece¤i için batan
bankalar› ve finans kurumlar›n›
kurtarmak üzere, 700 milyar $’l›k
kurtarma paketi haz›rlad›. Bu paket, Temsilciler Meclisi’nden geçmeyince, piyasalar panikledi ve
dünya borsalar› peflpefle çak›ld›.
Bush, Temsilciler Meclisi’ne “bunlar› kurtaramazsak ortada ne süper güç ne de dünya liderli¤i kalmayacak” mesaj› verince bir hafta
sonra 850 milyar $’l›k kurtarma paketi kabul edildi. Ne var ki bu paket, panikleyen piyasalar›n ateflini
düflürmeye yetmedi.
850 milyar dolarl›k büyüklü¤e ulaflan kurtarma paketinin piyasalardan bekledi¤i tepkiyi görmeyifli,
ABD Hazine Bakan› Henry Paulson’› harekete geçirdi. Paulson,
bankalara sermaye enjekte edebilmek için hissedar olmak üzere
yeni bir plan haz›rland›¤›n›
aç›klad›.
Bu aç›klamaya göre, finansal ku-
rumlara yap›lacak yard›mlar, hisse
al›mlar› olarak yap›laca¤›ndan
uygulama, bir anlamda bu kurumlar›n devletlefltirilmesi demekti.
ABD, 1929 krizinden sonra bu
yönteme ilk defa baflvuruyordu.
K‹R‹Z, AB’YE SIÇRADI
ABD’de birçok banka ve finans kurumlar›n› çökerten krizin y›k›c› etkileri ‹ngiltere, Rusya ve Japonya’n›n ard›ndan küresel düzeyde
kendisini hissettirmeye bafllad›.
‹ngiltere'de B&B bankas›n›n devletlefltirilme karar›n›n ard›ndan,
Avrupa'n›n en büyük bankalar›ndan olan Fortis'e, 11 milyar avronun üzerinde mali kurtarma paketi
sa¤lamalar›, Hollanda'n›n en büyük bankas› olan ve Fortis bünyesindeki ABN Amro'nun mali yüklerinin artmas›, krizin Avrupa bankalar›n› da etkilemeye bafllad›¤›n›n
en büyük kan›t› olarak gösterildi.
Euro’yu kullanan 15 AB ülkesinin
maliye bakanlar› Lüksemburg’da
biraraya gelerek krize karfl› ortak
önlemleri görüfltü. Toplant› sonunda “Sistem aç›s›ndan önem tafl›yan” hiçbir kurumun batmas›na
izin vermeme konusunda anlaflt›klar› aç›kland›.
Bu toplant›n›n arkas›ndan AB’nin
dört büyük ekonomisi olan Almanya, Fransa, ‹ngiltere ve ‹talya’n›n li-
38
cmyk
KR‹Z VE FATURASI
derleri, Fransa’da yapt›klar› zirvede, her ülkenin kendi koflullar› ›fl›¤›nda, ulusal düzeyde önlem almas›n› kararlaflt›rd›.
NEO-L‹BERAL‹ZM ÇÖKÜYOR
MU?
‹ngiliz, BBC televizyonu kriz haberini afla¤›daki ilginç yorumla duyurdu; ”flok.. deprem.. kriz ne ad
verilirse verilsin, Amerikan finans
sisteminde son haftalarda yaflananlar›n ve bunun tüm dünyadaki
etkilerinin, birkaç nesilden bu yana
kapitalizmi en fliddetli flekilde sarst›¤›na kimse kuflku duymuyor.
Wall-Street’de yaflanan kargafla
ve ard›ndan çökme noktas›na gelen devasa finans kurumlar›n› kurtarmak amac›yla devletin devreye
girmesi, neo-liberal kapitalist modelin de sorgulanmas›na neden
oluyor.”
Ekonomist ve Araflt›rmac› Mustafa
Sönmez Birgün gazetesine konuyu flöyle de¤erlendirdi;
“Yaflananlarla neo-liberalizmin
önemli zeminler kaybetti¤i söylenebilir. Krize yap›lan devlet müdahaleleri, kapitalist devletin tan›mlanm›fl ifllevleri aras›nda zaten
var. Her devletlefltirmeyi, “sosyalizan” bir giriflim olarak görme basitli¤inden uzak durmak gerekir.
Uza¤a de¤il, 2001 krizinde ülkemizde yaflananlar› hat›rlay›n.
20’ye yak›n hortumlanm›fl banka
devletlefltirildi. Peki ne oldu? 3040 milyar dolarl›k bir borçlanma ile
sistem aya¤a kald›r›lr›ken bu miktarda borç bütçeye yaz›ld› ve ço¤u
halk›n ödedi¤i vergiler y›llarca bu
borçlar› çevirmeye ve eritmeye
kullan›ld›. E¤itimden, sa¤l›ktan kesilen kaynak bu “devletlefltirilmifl
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
kurulufllara” yap›ld›. Akabinde de
bunlar tek tek özellefltirildi, yerli
yabanc› sermayedarlara sat›ld›.
Bu krizde de ayn› fley Bat›da yaflanacak, sistemi ayakta tutmak
için zarar toplumsallaflt›r›lacak ve
halka yüklenecektir.”
TÜRK‹YE: HAMDOLSUN B‹Z‹
ETK‹LEMEZ
Ekonomileri geliflmifl G8 ülkeleri,
krizin yarataca¤› ekonomik tahribat› belli bir s›n›r içinde tutabilmek
için çal›flmalar›n› sürdürürken,
ekonomisi bu ülkelere göbekten
ba¤›ml› olan Türkiye’de Baflbakan
“hamdolsun bizi etkilemez” dedi ve
ekledi; “bu kirizi f›rsata dönüfltürebiliriz”
Uluslararas› sermaye’ye entegre
olmufl holding temsilcileri ise bu
temennileri gerçekci bulmad› ve
hükümetin bir an önce kendileri
için etkin ekonomik önlemler almas›n› istedi.
TÜS‹AD’IN KR‹Z AÇIKLAMASI
Türk Sanayicileri ve ‹fladamlar›
Derne¤i (TÜS‹AD) Yönetim Kurulu
Baflkan› Arzuhan Do¤an Yalç›nda¤, "Hakikaten bir ekonomik
kriz... Bu art›k bir finansal kriz de¤il. ‹fl dünyas› olarak oldukça tedirginiz" dedi.
Yalç›nda¤, flunlar› kaydetti:
"Bir çok türev enstrümanlar burada, bizim bankac›l›k, finans sektörümüzde henüz faaliyete geçmedi¤i için bunun avantaj›n› yaflamaktay›z. Bankalar›m›z›n sermaye rasyolar› yüksek. Bunlar do¤ru... Ancak flu da do¤ru ki; dünya
bir daralmaya gidiyor, küçülecek.
Dolay›s›yla ihracat›m›za gelen talep düflecek. Türk özel sektörü
muazzam borçlu. Bu borcu nas›l
ödeyece¤iz. Bütün bunlar, bu daralman›n Türkiye'de de fliddetle
yaflanaca¤›n› söylüyor. Ve bu hakikaten bizi çok tedirgin ediyor"
TÜS‹AD olarak, bugüne kadar son
derece sorumlu, sa¤duyulu ve sakin davrand›klar›n› düflündü¤ünü,
uzun süredir her türlü uyar›lar› büyük bir sorumluluk ve sa¤duyu ile
yapt›klar›n› belirten Yalç›nda¤, bir
endifleye, güven erozyonuna izin
vermemek için sorumlu davrand›klar›n› ancak art›k bugün yönetimdekilerin bu ifli çok daha fazla
ciddiye almas› gerekti¤ini kaydetti.
“Yani bu iflin çok ciddiyetle ele
al›nmas› laz›m. Laz›md› asl›nda...
Yani bugün bunu aç›k kalplilikle
söyleyebilece¤imizi düflünüyorum.
Dedi¤im gibi biz son derece sa¤duyulu ve sorumlu davrand›k. Hiçbir zaman felaket tellall›¤› yapmad›k. Ama her zaman da söyledik;
'Lütfen flu reformlar› yapal›m, vakit
kaybediyoruz. Daha kuvvetli, daha
dirençli girelim'." (Bas›ndan)
Gerçekten hükümetin yetkili a¤›zlar›n›n “bizi etkilemez” yönlü aç›klamalar› do¤ru mudur? Türkiye bu
krizi bir f›rsata dönüfltürebilir mi?
Mustafa Sönmez’in yine krize
iliflkin de¤erlendirmesine bakal›m;
KR‹Z NEREYE? :
Bir pembe, bir esmer senaryo...
Global krizin ne menem bir kriz oldu¤u, derinli¤i, süresi, bulafl›c›l›¤›,
kime de¤ip kime de¤meyece¤i tart›flmalar› uzun süre gündemi iflgal
edece¤e benzer. Haliyle, baflta
Baflbakan olmak üzere, T.C: Hükümeti yetkilileri de bu konuda ahkamlar kesiyor ve b›rak›n etkilen-
39
cmyk
KR‹Z VE FATURASI
meyi, “f›rsat” bilip yararlan›labilece¤ini bile ifade etmekten geri kalm›yorlar..Ve herkes, böyle dönemlerin “müneccimleri” iktisatç›lara
da “nereye var›r bunun sonu ?”
türü sorular sormaya devam ediyor, edecek..
Krizle ilgili olgular›, biraz da “gönlüm neyi görmek istiyorsa” diye
görmek ve yorumlamak da mümkün. Buradan istenirse hem pembe senaryo, hem de kapkara bir
senaryo yaz›labilir; Ama ihtimaller
bu ikisinden ibaret de¤il elbette.
Arada daha bir dizi farkl› renkle ifade edilebilecek senaryolar var..Yine de pembe bir senaryoya flöyle
bafllanabilir.
Pembe senaryo...
Kriz, yat›r›m bankac›l›¤› ad› verilen
sonradan yetme, “gölge bankac›l›¤›n” marifeti. Bunlar›n yol açt›¤›
mortgage enkaz› ve toksik maddeler, ABD’de Kongreden geçirilen
850 milyar dolarl›k paketle bir süre
sonra, bir safra gibi al›n›r, özellikle
mevduat bankalar›na, reel sektöre
s›çramas› engellenir.
Kurulan varl›k flirketi, bankalardan,
flirketlerden, bugün para etmez
hale gelen bu varl›klar›, zordaki
kurulufllara da faydas› olacak bir fiyattan al›r ve s›rtlar›ndaki bu kamburdan kurtulan firmalar, bankalar
böylece rahatlam›fl olur. Piyasa
de¤erleri yeniden yükselir, borsada bunlara olan iltifat yeniden artar. Bu kurulufllar da yeniden kaynak arac›l›¤›na bafllarlar ve faiz indirimleri gerçekleflir, yeni kaynak
enjeksiyonuyla, ABD ekonomisinde, 2009’un ilk çeyre¤inden bafllayarak ekonomi yeniden büyümeye
bafllar. Üstelik Kas›m seçimlerinde
iflbafl›na gelecek olan Demokrat-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
larla birlikte yeni bir sayfa aç›lm›fl
olur. Sars›nt› geçiren firmalar birbirleriyle evlendirilir, güçlendirilir.
Kriz, daha s›hhatli bünyelere de
vesile olur böylece.
Yat›r›m bankac›l›¤›n›n yol açt›¤›
sars›nt›, bir daha böyle ifl kazalar›
olmas›n diye gözden geçirilir, önlemler al›n›r, kamuoyu da uyar›l›r.
Bu durum Amerikal›lara bir ders
olur, ölümü gördükleri için s›tmaya
raz› olur, yard›m paketini de sineye çekerler ve hayata dönüflle beraber her fley yeniden yoluna girer. Bütçede, kurtarmalardan dolay› faiz harcamalar› artt›¤› gibi,
ABD’nin asker-polis harcamalar›
da budanmaktad›r. Bu, ABD’yi hegemonik dünya gücü olmaktan da
ç›karacakt›r, art›k eskisi gibi sald›rganlaflamayacak, gücünü farkl›
kutuplarla paylaflmay› ö¤renecektir. Art›k tek kutuplu ABD’den oluflan dünya, Rusyas›, ‹ran›, Çini,
hatta Brezilyas› ile, çok kutuplu bir
dünya olmaya do¤ru seyretmektedir ki, bu da dünya bar›fl› ve istikrar› ABD’deki düzelmeye paralel olarak, AB’de de 350-400 milyar Avroluk bir kurtarma paketi oluflturulur ve orada da mali sisteme bulaflm›fl toksik maddeler ay›klan›r,
özellikle reel sektöre atlamas› önlenir. ABD’deki iyileflme ile birlikte,
AB’de de, 2009’un ilk çeyre¤inden
bafllayarak , ekonomik büyüme
kald›¤› yerden sürer.
Pembe senaryomuza göre, ABD
ve AB’de kopan film, yard›m paketleriyle yap›flt›r›l›p yeniden büyüme temposu kazand›ktan sonra,
bu durum, bu bölgelerin en büyük
tedarikçileri olan baflta Çin, G.Kore, Hindistan olmak üzere Asya ülkelerini, petrol ve hammadde üre-
ticisi baflta Rusya olmak üzere
BDT ülkelerini, Orta Do¤u ülkelerini ve son olarak Latin Amerika ülkelerini olumlu etkiler ve buralardan yine ücret mal› ürünlerin ihracat› kald›¤› yerden devam eder.
Kriz konjonktüründe k›ymete binip
içine kapanan fonlar, yeniden dünyaya aç›l›r ve özellikle aralar›nda
Türkiye’nin de oldu¤u “yükselen
ülkelere” akar da akar. Özellefltirmelere büyük ilgi devam eder, Çin
ve Hindistan’›n dizginlenemeyen
ifltahlar›, biraz petrol ve emtia fiyatlar›n› art›rsa da, dünyadaki ortalama büyüme h›z›n› y›ll›k yüzde 5’in
üstüne bile çeker.
Pembe Türkiye...
Bunun devam› olarak pembe tablomuza göre, Türkiye, ABD ve
AB’deki iyileflmelerle beraber yabanc› sermaye ve s›cak para girifllerinin yar›flt›¤› bir ülke olmaya devam eder. AB’ye aksayan ihracat›n da yeniden h›zlanmas›yla öyle
çok döviz girifli olur ki, dolar kuru,
1.20 YTL’lerden 1.10’lara do¤ru
geriler. Kurdaki bu inifl, haliyle ithal
mal giriflini h›zland›r›r ve fiyatlar›n
biraz daha burnunu sürter; enflasyon böylece hedeflenen y›ll›k yüzde 4-5’lere çekiliverir ve buna paralel olarak faizler de afla¤› iner,
kredi kullan›m› hem tüketici kesimde hem firmalar kesiminde artar,
büyüme yeniden yüzde 7’lere ç›karken yat›r›mlar artar, istihdam
h›zlan›r. Zaten bir istikrar abidesi
olan Türkiye ekonomisine yabanc›lar›n girifli h›zlan›r. Kimi özellefltirme projelerine, kimi gayrimenkul
yat›r›mlar›na sökün eder, s›cak para borsaya rekor üstüne rekor k›rd›r›r.
Büyüme ve özellefltirmelerle kamu
40
cmyk
KR‹Z VE FATURASI
gelirleri de h›zla artar. Hükümet
GAP yat›r›mlar›n› k›sa sürede tamamlar. Güneydo¤u’da verilen
geliflme sözü tutulmufltur, sulama
ile tar›msal kalk›nma h›zlan›r, iflsizlik azal›r ve bar›fl akabinde arz›
endam eder. Yan› s›ra di¤er sulama projeleri ile tar›mda büyük üretim art›fllar› yaflan›r ve Türkiye g›da üretiminde bir dünya gücü olma
baflar›s›n› yakalar, özellikle Rusya
ve çevresi ile girece¤i iliflkilerle
hem ihracat hem turizm pazarlar›
için AB’ye alternatif bir pencere
aç›lm›fl olur. Ama bu arada, Türkiye, AB ile tam üyelik yolundan
uzak durmaz ve kriz koflular›n›n
güvenli liman› oldu¤unu kan›tlam›fl olman›n avantaj› ile, elini daha
da güçlendirir. Baflbakan Erdo¤an’›n krizi f›rsat olarak de¤erlendirmifl olmaktan kastetti¤i de iflte
böyle bir fleydir!..
2009 bafl›ndan itibaren yeniden
h›zlanan büyüme, krizden zaten
ucuz s›yr›klarla kurtulmufl Türkiye
ekonomisini yönetenleri hakl› ç›karm›fl, kriz f›rsata dönüfltürülmüfltür. Kamuoyu bu öngörüsü de
do¤ru ç›kan AKP iktidar›n› yerel
seçimlerde kahir ekseriyetle yeniden iflbafl›na getirir, muhalefetin
de eli bö¤ründe kal›r.
AKP iktidar›, krizi atlatan ve BOP
hedeflerinin yeniden pefline düflen
ABD’nin, bölgedeki en önemli
müttefiki olarak eli daha güçlenmifl
olarak bölgesel rolüne devam
eder.
Esmer senaryo...
Gelelim krizin esmer senaryosuna..Daha ilk dalgada en önemli
yat›r›m bankalar›n›n iflas› ve dara
düflmesi ile bafllayan ABD’deki
yaprak dökümü, Kongre’nin sanc›-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
lanarak ç›kard›¤› yard›m paketine
ra¤men, deva bulmaz..Toplum
müthifl bir hayal k›r›kl›¤› ve güven
bunal›m› yaflamaktad›r..Derin bir
kriz toplumdan uzun süre saklanm›flt›r, umulmad›k da¤lara kar
ya¤m›flt›r. ‹stenen fedakarl›¤›n ilk
ve son fedakarl›k olaca¤› ne malum? Ya bu da kar etmezse ?
Bu güven bunal›m› ile beklenen
durulma bir türlü gerçekleflmez.
Yard›m paketi, bütçede iç borç
stokunu katlar. Bütçenin önemli bir
k›sm› borçlar› çevirmek için yükselmifl faizlere ayr›lmak zorunda
kal›n›r. E¤itim, sa¤l›k gibi kesimleri içeren sosyal harcamalar daralt›l›r. Bu zaten önemli bir gelir eflitsizli¤i yaflayan ABD’de hoflnutsuzluklar› art›r›r. Obama’n›n “enkaz
devrald›k” bahanesine tahammül
kalmam›flt›r. Yat›r›m bankalar›ndaki toksik madde, mevduat bankalar›na s›çrar ve mali sektör, onu
takiben tüm hizmet sektörlerinde
daralma, h›zla iflten ç›karmalar yaflan›r. Reklam harcamalar› azal›r
medyada s›k›nt› bafllar. Toplumun
öfkesine medya gönüllü tercüman
olur ve toplumsal muhalefet h›zla
yükselir, protesto yürüyüflleri, yer
yer ya¤ma hadiseleri yaflan›r, asayifl, güvenlik h›zla azal›r, Holywood’un korku filmleri gerçek hayatta
yaflanmaya bafllanm›flt›r art›k...
Güven bunal›m› yaflayan Amerikal› tasarrufunu alt›na yöneltir,
bankalardan emin olamaman›n
k›zg›nl›¤› h›zla artar. Yükselen faizler ve daralan kredi piyasas› h›zla reel sektörü vurmaya bafllar.
Tüketmekten kaç›nan toplum, iç
talebi h›zla daralt›r, bu hem ABD’li
firmalar› hem de ABD’ye mal satan ülkeleri vurmaya bafllar. Özel-
likle NAFTA içindeki Meksika ve
Kanada, ABD’deki gerilimi an›nda
yaflamaktad›rlar. Meksika’da h›zl›
bir muhalefet hareketi boylan›r ve
Latin Amerika’daki radikallerle bütünleflir. ABD’ye mal satmakta zorlanan Latin Amerika’da, “ABD’siz,
emperyalistsiz bir dünya da mümkün” slogan› baflatl›k kazan›r ve
k›ta içi dayan›flmay› art›r›c› düzenlemeler h›zlan›r.
Rekabet gücü zay›flayan, iç pazar› daralan ihracat takati kalmayan
ABD’li firmalarda yaprak dökümü
bafllar . Hükümet, zordaki firmalar› birleflmeye teflvik etmekte, büyükler dara düflenleri yutmaktad›r.
Bütçede, kurtarmalardan dolay›
sosyal harcamalar azalmakta, batan firmalarla birlikte binlerce çal›flan iflini kaybetmekte, toplumda
yeni bir yoksullaflma ve iflsizlik
dalgas› yaflanmaktad›r.
ABD’deki düflüflün etkilerini an›nda yaflayan Avrupa’da ise , oluflturulan 350 milyar Avroluk kurtarma
paketi yeterince ifle yaramam›fl
görünmektedir. AB üyeleri içinde
tam bir uyum da yoktur. ABD’ye
göre daha köklü bir iflçi hareketine
sahip olan AB’de çal›flanlar uyuyan sendikalar›n› silkelemifl ve etkili bir dip dalga ile krizin yükünü
üstlenmeyeceklerini ilan etmifllerdir. Devlet müdahalelerinin kimin
için, kime fatura edilmek üzere yap›ld›¤› yo¤un biçimde sorgulanmakta, genel grev tehditleri uçuflmaktad›r. Piyasa odakl› yaklafl›mlar›n iflas›, bunun savunucusu parti ve çevreleri hedef tahtas›na oturturken h›zla, daha sosyal bir Avrupa, slogan› etraf›nda birleflilmekte
ve krizin yükünü çal›flanlar de¤il,
sebep olan banka ve firmalar üst-
41
cmyk
KR‹Z VE FATURASI
lensin, tavr› yükselmektedir. Avrupa’da da mali kesimden reel kesime s›çrayan kriz h›zla üretim daralmalar›na ve tensikatlara yol açmakta, özellikle göçmenlere karfl›
faflist oluflumlar palazlanmaktad›r.
Bu oluflumlara karfl› dayan›flmalar
h›zla örgütlenmektedir. Tüm mali
sektörün, finans kapitalin kamulaflt›r›lmas›, yeni bir toplumsal düzen
talepleri ile ilgili talepler h›zla yay›lmaktad›r.
Türkiye'de...
Kabusa dönüflen ekonomik çalkant›, ekonomisi daha çok AB ile
bütünleflik olan Türkiye’de etkisini
göstermekte gecikmez. Kriz öncesi, enflasyonu kontrolden ç›kan,
büyüme temposu düflen, cari a盤›
h›zla büyüyen ve ifl dünyas›n›n
s›zlanmalar›na yol açan AKP iktidar›n›n ekonomi politikas› daha
çok elefltirilmeye bafllanm›flt›r.
Yandafl› MÜS‹AD bile geliflmelerden hoflnutsuzdur. AKP’nin islami
toplum projesi odakl› politikalar›
toplumu zaten germifl, kutuplaflmalar› art›rm›fl ve diyalog ortam›n›
erozyona u¤ratm›flken, bunlar›n
üstüne binen d›fl krizin sert rüzgarlar›, bir de yolsuzluk dosyalar› ayyuka ç›kan AKP’yi iyice zay›flat›r.
Ekonomik ve siyasal k›r›lganl›¤›
artan AKP yönetimi, AB’deki mali
sistemin çat›rdamas›yla pani¤e
kap›l›r. Karanl›kta ›sl›k çalmak fayda etmemektedir. Türk bankalar›n›
ve sigortac›l›k flirketlerini birkaç y›l
içinde sat›n alan AB mali sistemi,
yaflad›¤› sars›nt›y› Türkiye’ye hissettirmekte geç kalmaz. Sars›nt›
geçiren bankalar›n ana karargah›,
çevre ülkelerden ve dolay›s›yla
Türkiye’deki bankas›ndan da kaynak istemekte, Türkiye’de topla-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
nan mevduatlar d›fl yat›r›m ad› alt›nda Avrupa’daki merkezin ateflini
söndürmeye yarayacak fonlara
yat›r›lmaktad›r. Bu durum, sa¤lam
san›lan mali sistemi kemirmeye
bafllar.
Dahas›, ço¤u Avrupa bankalar›ndan olmak üzere, 190 milyar dolara yak›n borçlanan Türk özel sektörü, borç taksitlerini geri ödemekte zorlanmaktad›r. Alacakl› bankalar›n baz›lar› kredilerini geri ça¤›rmaktad›r. Türkiye, tarafs›z say›lan
otoritelerce de riskli ülkeler aras›nda say›lmaktad›r. Cari a盤› yani
döviz eksi¤i y›ll›k 50 milyar dolara
t›rmanmaktad›r. Bu a盤› finanse
edecek yabanc› sermaye girifli yavafllam›fl, borsaya ve devlet bonolar›na yat›r›m yapan s›cak para da
sat›p ç›kmak e¤ilimindedir. Yüksek
faiz afyonuyla yat›flt›r›lmaya çal›fl›lan kriz h›zla a盤a ç›kma e¤ilimindedir. Büyük iflaslar henüz bafl
göstermese de ekonomi durgunlu¤a girmifl, ikinci çeyrek büyümesi
yüzde 1,9’a düflmüfltür. Sanayi, ihracatta teklemeye bafllam›fl, özellikle AB’den siparifllerin kesilmesiyle fabrikalar toplu tatillere ç›kmaya bafllam›flt›r. Firmalar, ilk elde iflten iflçi ç›karma yolunu dener
ve gerilimlere yol açarlar.
Büyümesini d›fl kaynak girifliyle
gerçeklefltiren Türkiye ekonomisinin, yeni girifller bir yana, stoktaki
azalmalarla, d›fl kaynak ihtiyac›
büyür. Aç›k pozisyonlar› kapamak
isteyen banka ve firmalar›n döviz
talebi artar. Gerilim, TL’den dövize
yönelifli kamç›lar. Dolar kuru önce
1.30 YTL, k›sa sürede 1.40, derken 1.50 YTL band›na f›rlar. ‹thalat
pahal›lafl›r ve enflasyonu körükler.
Yükselen kur, borçlu firmalar için
kabustur. Ödeme güçlü¤ü içine
düflenler h›zla hükümetten önlemler ister, piyasaya havlu atarlar ve
kriz atefli k›sa sürede mali sektöre
de sݍrar.
Art›k, Türkiye için de bir kurtarma
paketi ihtiyac› belirir. IMF ile yeni
bir anlaflmaya can atan Hükümet,
IMF’den, “bir tek sen de¤ilsin darda olan” yan›t›n› al›r ve fazla kaynak sa¤layamaz. Fiyatlar h›zla artmakta, döviz kuru yükselmekte,
d›fl kaynak girmemektedir. ‹ç talep
daralmakta, her gün bir dizi firma
iflasa gitmekte, ya da ço¤u yabanc› büyük firmalar taraf›ndan yok
bahas›na sat›n al›nmaktad›r.
‹flsizlik 盤 gibi büyümekte, yeni bir
yoksullaflma dalgas› karabasan
gibi toplumun üzerine çökmektedir. Borç yükünü artan faizlerle çevirmeye çal›fl›rken sosyal harcamalar› iyice k›san hükümet, Güneydo¤u sorununu öne sürerek
“savunma-güvenlik” harcamalar›n›
k›samamakta, kaynak bulmak için
dolayl› vergilere abanmakta, bu da
toplumun sabr›n› , dayanma gücünü tüketmektedir. Küçük tar›m üreticileri, KOB‹’ler, memurlar, tüm
çal›flanlar burunlar›ndan solumakta, iflini kaybedenler isyan etmektedirler. Protestolara, toplu gösterilere biber gaz›yla cevap veren
AKP iktidar›na karfl› muhalefet h›zla artmakta, toplumsal kutuplaflma
h›zlanmaktad›r…Gerilim doruktad›r..2009 yerel seçimlerini, baflta
büyük kentlerde olmak üzere kaybeden AKP iktidar›, h›zla sald›rganlaflmakta, Ergenekon davas›,
bir tür intikam davas›na dönüfltürülmekte, her türlü muhalefete
bask› ile cevap verilmekte, kimse
nereye gidildi¤ini, iflin içinden nas›l
42
cmyk
KR‹Z VE FATURASI
ç›k›laca¤›n› bilememektedir…
***
Kuflkusuz hayat›n muhtemel seyri,
pembe ve esmer renklerden oluflan bu iki senaryodan ibaret de¤il
ve ikisi aras›nda çok farkl› renklerle ifade edilebilecek seçenekler
içeriyor. Bu iki senaryodan pembe
olan›n› mizahi bir deneme olarak
okuyabilirsiniz ama ikinci senaryoya yak›n renkteki ihtimaller, ne yaz›k ki, daha çok tarihe geçecek gibi duruyor.
(emekdunyasi.net / 09.10.08
GÖZLER‹ ‹fiS‹ZL‹K FONUNDA..
‹zmir Ticaret Odas› Yönetim Kurulu Baflkan› Ekrem Demirtafl, Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an ve
ilgili bakanlara bir mektup göndererek, ekonomik krizin reel sektör
üzerinde yaratt›¤› olumsuzluklar›n
giderilmesi için iflsizlik fonunun
kullan›lmas›n› önerdi. Güçbirli¤i
Holding Baflkan› Kemal Zorlu da
patronlar› iflçi ç›karmamalar› konusunda uyard›.
Daha önce Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an ile ilgili bakanl›k ve
kurumlardan dövizdeki dalgalanman›n durdurulmas›n›, Merkez
Bankas›'n›n piyasaya müdahale
etmesini isteyen ‹TO Yönetim Kurulu Baflkan› Ekrem Demirtafl,
Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an'a bir mektup göndererek krizin
etkisinin azalt›lmas›nda ‹flsizlik Fonu'nun kullan›lmas›n› istedi. Baflbakan Erdo¤an'›n yan› s›ra ilgili
bakan ve kurulufllara da gönderilen mektubunda Demirtafl, yaflan›lan ekonomik geliflmelerin reel
sektöre olan en büyük olumsuz etkisinin kredi borç ödemelerinde ve
pazar daralmas›nda yaflanaca¤›n›
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
ifade etti.
Türk özel sektörünün 140.4 milyar
dolar tutar›ndaki borcunun yüzde
29'luk k›sm› olan 39.9 milyar dolar›n›n vadesinin Temmuz 2008Temmuz 2009 dönemi oldu¤una
dikkat çeken Demirtafl, “Bu tutar›n
25.1 milyar dolar› reel sektöre aittir. ‹malat sanayinin pay› 10.3 milyar Dolar, hizmet sektörünün pay›
ise 14.7 milyar dolard›r” diyerek
borcun yüksekli¤ine dikkat çekti.
Bu kredinin büyük bir k›sm›n›n yeni flartlarla uzat›lsa bile en az›ndan
10 milyar Dolarl›k bir ek finansman
ihtiyac› söz konusu olaca¤›n› belirten Demirtafl, 70 bin oda üyesi
ad›na gönderdiklerini ifade etti¤i
mektubunda taleplerini flu sözlerle
ifade etti:
“Akla gelen çözümlerden birisi ‹flsizlik Sigortas› Fonu'nda biriken
paran›n bir k›sm›n›n kullan›lmas›
olabilir. Eylül 2008 ay› sonu itibariyle fonda biriken para 35 milyar 781
milyon YTL olup bu yaklafl›k 22
Milyar dolara karfl›l›k gelmektedir.
Bu fonun temel amac›na ayk›r› olmamak üzere geri dönüflünün sa¤l›kl› bir flekilde sa¤lanmas› flart›yla,
fonda biriken tutar›n yar›s›n›n devlet garantisi alt›nda finans sitemine
aktar›lmas› ve reel sektörün ihtiyaçlar› için kullan›lmas› ile k›sa vadeli riskin büyük ölçüde giderilmesi
mümkün görülmektedir.”dedi.
Demirtafl, özel sektörün borç yükünün alt›nda kalmas›n›n iflaslara,
kapanmalara yol açabilece¤ini ve
bu tehlikenin en önemli sonucunun da iflsizlik olaca¤›n› belirterek,
“‹flsizlik fonunun amac› iflsiz kalanlara yard›mc› olmak, destek olmak. Biz de benzer nedenlerle, iflsizlik artmadan, yeni iflsizler orta-
ya ç›kmadan önlem al›nmas› için
bu fonun kullan›lmas›n› istiyoruz”
dedi.
KR‹Z’‹N FATURASINI ÖDEMEYEL‹M..
Biz bu filmi daha önce de görmedik mi? Tasarruf teflvik Fonlar›n›n,
KEY fonlar›n›n, SSK fonlar›n›n nas›l kullan›ld›¤›n› bilmiyor muyuz?
Sermaye, kar marjlar›ndaki olas›
düflmelere karfl› telaflta. Hükümeti
s›k›flt›r›p, IMF ile yeni anlaflma yap›lmas›n› sa¤layarak krizin faturas›n› yine emekçilerin s›rt›na yüklemeyi hesapl›yor. Elektrik ve Do¤algaz’a yap›lan yüksek zamlar,
bunun ilk iflaretleri.
Yaz›m›z›n bafl›nda da belirtti¤imiz
gibi krizler, sermayenin doymak
bilmez kar h›rs›n›n yaratt›¤› sonuçlard›r. Krizde büyük sermaye, küçükleri yutarak tekelleflirken ortaya
ç›kan a¤›r fatura, iflçi ve emekçi s›n›flara kesiliyor.
Krizler emekçiler için; daha çok iflsizlik-yoksulluk-açl›k, yeni vergiler
zamlar, özellefltirmeler, sendikas›zl›k, düzensiz ve a¤›r çal›flma
koflullar›, iflkazalar›, paral› e¤itim
ve kötü sa¤l›k hizmeti vs gibi toplumsal sonuçlar yaratt›.
2001 krizinin emekçi s›n›flar üzerindeki tahribat› sürerken, yeni bir
krizin faturas›n› ödemek y›k›m üstüne y›k›m olacakt›r.
Emekçiler bunun fark›ndad›r.
Krizlerin faturas›n› ödeyecek takat, mecal kalmam›flt›r. Krizi yaratan sermaye’dir, faturay› da sermaye ödemelidir. Sendikalar ve s›n›f örgütleri, birlik ve dayan›flmay›
yükselterek sermayenin dayatmalar›na karfl› durmal›d›r.
43
cmyk
A
Y
S
O
D
F‹NANSAL
TUS‹NAM‹, ÖNCÜ
SARSINTIDAN
BÜYÜK ÇÖKÜfiE
M‹?
A
Volkan Yarafl›r
Genel E¤itim Dan›flman›
BD’de Mortgage kredi-
Kapitalist kriz sadece sektörden
ni¤ine geçilmesi ve devletin eko-
lerinin ödenmemesiyle
sektöre yay›lm›yor, ülkeden ülke-
nomik ve sosyal yaflamda aktif rol
bafllayan kriz, h›zla mali
ye yay›lma özelli¤i gösteriyor.
oynamas›yla afl›lmaya çal›fl›ld›.
sektöre yay›ld›. Ard›ndan etkisini
2007 y›l›nda % 3,8 olarak gerçek-
Devlet ekonomik bir aktör olarak
gerçek bir küresel kriz olarak bü-
leflen küresel ekonomik büyüme-
sanayi ve ticarette önemli ifllevler
tün dünyada göstermeye bafllad›.
nin, 2008 y›l›nda % 1,8’e gerile-
gördü. Emekle sermaye aras›n-
2007 y›l›nda geçici ekonomik tür-
mesi bekleniyor. Bu aç›klamalar
daki çeliflki refah toplumu uygula-
bülans, k›sa süreli çalkant› gibi ta-
bile krizin derinli¤ini ortaya koyu-
malar›yla azalt›lmaya ve nötrleflti-
n›mlamalarla aç›klanmaya çal›fl›-
yor.
rilmeye çal›fl›ld›. Sermayenin s›-
lan krizin, finansal bir tsunami ol-
1970’lerin bafl›nda kapitalizmin
n›rs›z egemenli¤i “toplumsal ba-
du¤u ortaya ç›kt›. Finansal kriz,
içine girdi¤i kriz yeni bir sermaye
r›fl” ifadeleriyle süslendi. ABD ka-
1980’lerin ortalar›ndan itibaren
birikim rejiminin önünü açm›flt›.
pitalist dünyan›n efendisi oldu¤u-
küreselleflme diye tan›mlanan bu
Asl›nda bu süreç 1950-1974 ara-
nu gösteren ad›mlar att›. Bretton
süreçte yaflanan Meksika, Rusya,
s›nda izlenen ekonomik politikala-
Woods sistemine ba¤l› olarak do-
Do¤u Asya gibi bir dizi krizden
r›n reddiyesi ve reaksiyonuydu.
lar›n küresel pazarda kullan›lmas›
farkl› olarak, etkisini ve sars›nt›s›-
Ve yeni bir konjonktürü ifade edi-
ve parasal sistemin dolar üzerin-
n› global boyutta hissettiriyor.
yordu.
den biçimlenifli II. Dünya Savafl›
Çünkü iflas eden ve çöken tek tek
Kapitalist sistem 1950-1974 ara-
sonras› yeni dünya düzeninin te-
yat›r›m bankalar› ya da Mortgage
s›nda hem sosyalizm tehdidinden
mel özelli¤iydi. Bu bir yan›yla da
sistemi de¤il -hatta bunlar krizin
korunmak, hem de 1929 krizini
ABD’nin efendili¤ini ve hegemo-
sonucu-, kapitalizmin sinir siste-
aflmak için bir yeniden yap›lanma
nik bir devlet olma özelli¤ini sim-
mini oluflturan finansal sistem çö-
sürecine girmiflti. Sermaye biriki-
geliyordu. Ayr›ca kültürel, ideolo-
küyor. Uluslararas› finans siste-
mi sorunu, kitlesel üretim ve kitle-
jik, askeri hegemonyas›n› da taç-
minin simgesi Wall Street bat›yor.
sel tüketimi esas alan üretim tek-
land›r›yordu. Kapitalist sistem bu
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
44
cmyk
DOSYA
dönemde muazzam bir büyüme
lenmeye çal›fl›ld›. Ayr›ca serma-
olgu asl›nda bir anlamda döne-
trendi yakalad›. 1929 krizinin sar-
ye üretici olmayan sektörlere
min genel e¤ilimini simgeledi.
s›c› etkilerini aflt›. Sosyalizmi blo-
do¤ru kayd›. Son 25 y›lda üretici
Bugün finansal spekülasyonun
ke edici tedbirler ald› ve bu yönde
ve üretici olmayan sektörler ara-
boyutu inan›lmaz bir noktaya
etkili sonuçlar elde etti. Kapita-
s›ndaki denge h›zla bozuldu. Üre-
ulaflt›. Baz› yorumlara göre dünya
lizm alt›n ça¤›n› yaflad›. 1960’la-
tici olmayan sektörler muazzam
y›ll›k üretimi 60 trilyon dolar› bulu-
r›n ortalar›ndan itibaren bu durum
oranda geliflti. Üretici olan sektör-
yor, bu rakam›n on kat›, yani 610
de¤iflmeye bafllad›. Üretimin kit-
ler ise maliyetlerin yüksekli¤inden
trilyon dolar dünya finans piyasa-
leselleflip, sermaye birikimi mer-
dolay› a¤›rl›kla Uzak Asya’ya
lar›nda dolafl›yor. K›saca finansal
kezilefltikçe kar oranlar›nda kaç›-
do¤ru kayd›. Hatta Uzak Asya
fliflkinlik ya da köpük dünya eko-
n›lmaz düflüfller ortaya ç›kt›. Bir
merkez ülkelerin tedarikçisi konu-
nomisini giderek sanallaflt›r›yor.
anlamda kapitalizmin de¤iflmez
muna geldi. Sermayenin üretici
Kapitalizmin merkez ülkelerinde
yasalar› iflliyordu ve kapitalizmin
sektörlere yat›r›lmamas›, dünya
sermayenin kar oranlar›n› sürdü-
anarflik yap›s› devredeydi. Sis-
ekonomisinde muazzam bir mali
rebilmesi için finansal spekülas-
tem bir uzun dalga krizi içine gir-
bir fliflkinli¤e yol açt›. Türev piya-
yonlara ihtiyac› var ya da finansal
di. K›saca kapitalist üretim tarz›
salarda yaflanan bu süreç dünya
spekülasyona ba¤›ml› durumda
önündeki engel yine sermaye olu-
ekonomisini sanallaflt›r›rken, kri-
(bu durum kapitalizmle belirli bir
yordu. Sistemin kriz üreten iflleyi-
zin mayalanmas›na neden oldu.
entegrasyon düzeyi olan çevre ül-
fli kendini d›fla vurmaya bafllad›.
Bunun yan›nda üretici sektörler-
keler için de geçerlidir. Türkiye
Sermayenin yüksek karl›l›k ihtiya-
deki kar oranlar›n›n düflme e¤ili-
dahil, bu ülkelerde sermaye, sa-
c› krizi tetikliyordu.
minin devam etmesi, krizi tetikle-
nayi sektöründe gerileyen karlar›-
Sermayenin karl›l›¤›n› h›zla art›-
yen faktör oldu. Bu süreçte enerji
n› faaliyet d›fl› finansal spekülas-
racak düzenlemeler gündeme so-
ve mal fiyatlar›nda büyük art›fllar
yonlar›n getirdi¤i karlarla besleye-
kuldu. Sanayi sektöründe yafla-
görüldü ve g›da krizleri yafland›.
rek ayakta kald›). K›saca yafla-
nan kar oranlar›ndaki gerileme, fi-
Sistem iç kas›lmalar›n› yafl›yordu.
nanlar küreselleflme diye tan›m-
nansal aktiviteler ve spekülatif ka-
Finansal krizin kayna¤›n› olufltu-
lanan dünya ekonomisinin do¤ru-
zançlarla giderilmeye çal›fl›ld›.
ran ABD’de 1960’lar›n ortalar›n-
dan ürünüdür. Dünya ekonomisi
1950-1974 aras›nda sosyalizm
dan sonra üretici sektörlerde kar
depresyon karakteri tafl›yan bir
tehdidine karfl› ve sermaye biri-
oranlar› düflmeye bafllad›. Önlem
krize do¤ru sürüklenmektedir. Ve
kim ihtiyac›na uygun devletin
olarak sermaye h›zla finansal ya-
kriz konjonktürel de¤il, kapitaliz-
ekonomik ve sosyal yaflamdaki
t›r›mlara yöneldi. Bu geliflmeye
min ontolojisinin d›flavurumudur.
rolü terk edildi. Baflta sa¤l›k, e¤i-
ba¤l› olarak 1980’lerin ortalar›nda
Bu ontoloji anarfli ve kaos siste-
tim, sosyal sigorta sistemi, ulafl›m
üretici sektörlerde kar oranlar›n›n
midir.
metalaflt›r›ld› ve h›zla sermayenin
yükseldi¤i görüldü. Bunun temel
hizmetine sunuldu. Yaflam›n her
nedeni sektörlerin bir rantiye gibi
DENET‹ML‹ KAP‹TAL‹ZM
alan› sermayenin hizmetine aç›l-
davranmas›, karlar›n›n büyük bir
Neo-liberalizm, devletin ekono-
d›.
k›sm›n› finansal spekülasyonlarla
mik aktörlü¤ünü devre d›fl› b›ra-
Piyasa anarflisinin do¤rudan so-
elde etmesiydi. Finansal spekü-
k›p, ifllevini minimal düzeyde tu-
nucu olan afl›r› üretim, eksik tüke-
lasyon ve rantlar, sanayi karlar›n-
tan ad›mlarla kendini infla etti.
tim kaynakl› problemler kredi
daki gerilemeyi telafi ediyordu.
Devletin
araçlar› devreye sokularak engel-
Kapitalizmin mabedi ABD’deki bu
(geçmiflteki kapitalist sermaye bi-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
ekonomik
aktörlü¤ü
45
cmyk
DOSYA
rikiminin bir göstergesi olsa da)
¤ini sa¤layan ve ona özgürlük
dünya bankas›, raporlar›nda dev-
sosyalizmle, komünizmle ve arka-
alanlar› açan bir bask› ayg›t› oldu-
letin rolü üzerine vurgular yapt›.
iklikle efl tutuldu. Piyasan›n kural-
¤u, bugün kitlelere çok rahatl›kla
Bir anlamda piyasa riskleri ve pi-
lar› her fleyi düzenleyecek ve pi-
anlat›labilir. Devletle sermaye
yasan›n meflruiyeti için devlet ye-
yasa özgürlü¤ü, adaleti ve ekono-
aras›ndaki ç›plak iliflki bütün dola-
niden göreve ça¤›r›ld›. Bugün ya-
mik zenginli¤i yaratacakt›. Ekono-
y›ms›zl›¤›yla ortaya konulabilir.
flanan finansal kriz devletin etkin
mik politikalar s›f›r devlet prensi-
Her dönem sermayenin bekçili¤i-
müdahalesinin önemini ortaya
bine göre devreye sokuldu.
ni yapt›¤› gösterilebilir.
koydu. Bush yönetimi krize aç›k-
Çeyrek as›r bu yönde derin, yo-
Küresel finans krizi sonras›ndaki
ça devlet eliyle müdahale etti.
¤un bir propaganda yap›ld›.
geliflmeler, kapitalist sistemin an-
Devletin piyasan›n güvenli¤ini,
Fakat ABD’deki krizde sadece tek
cak devlet güvencesiyle korundu-
selametini ve meflrulu¤unu sa¤la-
tek bankalar›n ve finans kurulufl-
¤u ve bu sistemin devletsiz iflle-
yan vazgeçilmez araç oldu¤u
lar›n›n çökmedi¤i, as›l olarak fi-
yemeyece¤ini ortaya koyuyor.
gösterildi. Ayn› zamanda kapita-
nans sisteminin çöktü¤ünün anla-
Devletin sermaye birikiminin en
list devletin en büyük piyasa
fl›lmas›yla devlet var olufluna uy-
önemli unsuru oldu¤u bir kez da-
oyuncusu oldu¤u da ortaya ç›kt›.
gun biçimde harekete geçti. Ve
ha anlafl›l›yor. Bütün devletsizlik
Çünkü devlet yaln›zca bir “zor
dün liberalizmin flatafatl› sözleri-
vurgular›na ra¤men gerçek an-
arac›” de¤il ya da yaln›zca bir “ge-
nin arkas›na saklanan sermaye
lamda kapitalist piyasan›n kurum-
ce bekçisi” de¤il, sermayenin
kesimi devleti göreve ça¤›rd›. Za-
sallaflmas›n› sa¤layan, ayn› za-
ekonomik hegemonyas›n› kuran
ten devlet kendi ontolojisine uy-
manda bu iflleyiflin meflrulu¤unu
bir araçt›r. Sermayenin bütün ha-
gun, sermayenin konsantre gücü
oluflturan›n devlet oldu¤u ortaya
reketlerinde ve konsantrasyonun-
olarak devreye girdi. ‹flas eden
ç›k›yor. Yani “görünmez el” hiçbir
da kapitalist devlet dün oldu¤u gi-
bankalar devletlefltirildi. Benzer
fleyi dengelemiyor ve düzeltmi-
bi bugün de aktif rol oynamakta-
geliflmeler ‹ngiltere’de yafland›.
yor. Kapitalist iktisatç›lar›n gökle-
d›r. Kapitalist iflleyiflin bafl›ndan
K›ta Avrupas›’nda AB’ye üye bir-
re ç›kard›¤› “her arz kendi talebini
itibaren devlet etkin ve belirleyici
çok ülke iflaslar›n önüne geçmek
yarat›r” paradigmas› çöküyor.
bir role sahiptir. Sistemi ayakta tu-
için mevduat sahiplerini teskin
Sistem kendi anarflisini ve kaosu-
tan çelik bir iskelettir. Kriz süreci
edecek ve borsalardaki büyük alt-
nu örüyor. Kapitalist sistem bütün
devletin bu çok yönlü içeri¤ini bü-
üst oluflu engelleyecek önlemler
çürümüfllü¤üyle ortada duruyor.
tünüyle a盤a ç›karacakt›r. Kapi-
ald›. Çeyrek as›rdan beri ekono-
1980’lerde neo-liberal politikala-
talist devlet sermayenin riskini
mik alan›n d›fl›na ç›kar›lan devlet,
r›n en atak oldu¤u dönemde,
toplumsallaflt›r›yor ve halka yük-
bir “efsane” gibi geri dönerek,
“devlet karfl›tl›¤›” gündemdeydi.
lüyor. Kar›n özellefltirilmesini sa¤-
ekonomik alan›n temel ve en gü-
Sermayenin s›n›rs›z kar tutkusu
larken, zarar› kamulaflt›r›yor.
venilir aktörü olarak devreye girdi.
devletin sosyal ve ekonomik ak-
Bu süreç asl›nda bize belki bu za-
törlü¤ünün içini h›zla boflaltt›.
“TAR‹H GER‹ DÖNDÜ”: NEO-L‹-
mana kadar yakalayamad›¤›m›z
1990’lar›n ortalar›nda özellikle
BERAL ‹DEOLOJ‹ ÇÖKÜYOR
düzeyde devletin niteli¤ini ve özü-
Do¤u Asya kriziyle birlikte devle-
Finansal krizin en büyük sonuçla-
nü kitlelere anlatma f›rsat› ver-
tin tümden devre d›fl› b›rak›lmas›
r›ndan biri sistemin ideolojik krizi-
mektedir. Devletin parazit bir apa-
anlay›fl› terk edildi. Devletin piya-
ni a盤a ç›karmas› oldu. Neo-libe-
rat oldu¤u kadar, sermayenin ta-
san›n iflleyiflinde zorunlu oldu¤u
ral ideolojinin on y›llar› kapsayan
hakkümünü kuran, onun güvenli-
ifade edilmeye baflland›. Hatta
muazzam
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
hegemonyas›
Wall
46
cmyk
DOSYA
Street’in “çöküflüyle” k›r›ld›. Ser-
tem liberalizmdi. Fukuyama milli-
herkes” düflmand›. Böylece kapi-
mayenin dünyaya ve topluma ilifl-
yetçili¤i, faflizmi ve komünizmi ölü
talizmin en vahfli ve pervas›z uy-
kin tasavvurunun ac›mas›z yans›-
ideolojiler olarak ilan etti ama k›sa
gulamalar› meflrulaflt›r›l›yor, sö-
mas› olan neo-liberal ideoloji; ka-
bir süre sonra Bosna, Kafkasya
mürgeci sald›rganl›k, ya¤ma ve
r›n süreklili¤ini esas alan, yo¤un
ve Ortado¤u’ya kadar bütün co¤-
talan do¤al ve “medeni” bir gerek-
bir yabanc›laflmay› sa¤layan, r›za
rafyalar kana buland›. Mikro milli-
lilik olarak sunuluyordu. Beyaz
ve itaat üreten tekno-ideolojik
yetçilik ve dincilik hortlad›. Avru-
adam›n görevi zaten medeniyet
bombard›manlarla kendini var et-
pa’n›n göbe¤inde faflizm kol gezi-
tafl›mak de¤il miydi? Irak ve Afga-
ti. Hobbes’un “insan insan›n kur-
yordu. Yugoslavya emperyaliz-
nistan iflgali bunun somut örnek-
dudur” tan›mlamas› hayat›n ger-
min yeni av sahas› olarak mikro
leri oldu. Beyaz adam kendi efen-
çe¤i, sosyal darwinizmin y›k›c›l›¤›
milliyetçili¤in y›k›c›l›¤›na terk edil-
dili¤ini tart›fl›lmaz k›l›yor, kapita-
do¤all›k, ekonomik darwinizm ise
di. Kardefllik co¤rafyas› olan Kaf-
lizm salt askeri anlamda de¤il
geliflme olarak lanse edildi. En te-
kaslarda ise mikro milliyetçilik ve
ekonomik, kültürel ve ideolojik
mel dayan›flma ve paylaflma duy-
dincilik yay›ld›. Bölgenin destabili-
olarak kendini dayat›yordu. Kapi-
gular›n› ilkellik, h›rs ve rekabet er-
zasyonu ve emperyalist-kapitalist
talizm ve bat› tek ve mutlak do¤-
dem olarak sunuldu.
sisteme entegrasyonu bu yön-
ruydu. ‹nsanlar›n buna boyun e¤-
1970’lerin sonlar›nda önce siste-
temlerle gerçeklefltirilmeye bafl-
mekten baflka çaresi yoktu. Hun-
min ekonomik mimar› olarak M.
land›. Irak kan gölüne dönüfltü.
tington, sömürgeci kibri, zulmü ve
Friedman’› gördük, arkas›ndan F.
Bu geliflmeler Fukuyama’n›n tez-
vahflili¤i simgeliyordu.
Hayek’in piyasay› kutsayan felse-
lerini çok k›sa bir zamanda çürüt-
Her ne kadar ayn› e¤ilimlerle ha-
fi aç›l›mlar›yla karfl›laflt›k. Özellik-
tü. Fukuyama tezlerinden vazge-
reket edilmese de, bir düzeyde
le 1989’da Do¤u Avrupa rejimleri-
çerek devletin gereklili¤i ve inflas›
aray›fl›n, umutsuzlu¤un ya da kü-
nin 1991’de Sovyetler Birli¤inde
üzerine durdu. Ulus devletin zo-
çük burjuva savruluflun ifadesi ol-
reel sosyalizmin çöküflüyle neo-li-
runlulu¤una vurgu yapt›. Ayr›ca
sa da A. Gorz’un “Elveda Prole-
beral ideoloji muazzam bir ideolo-
“zay›f devletlerin” kapitalist enteg-
tarya”s› tarihin öznesini yok edi-
jik hegemonya kurdu.
rasyonda problem yaratt›¤›n› ileri
yordu. Yani art›k proletarya dev-
Bu dönemde baz› isimler neo-li-
sürdü. Bu devletler neo-liberal ifl-
rimci karakterini kaybetmifl, tarihi
beral ideolojinin ya da kapitaliz-
leyifli bozuyordu. Fukuyama’n›n
yapan bir güç olma özelli¤ini yitir-
min ebedili¤inin propagandas›n›
tezleri yeni emperyal konseptle
mifl, farkl› özne ve durumlar orta-
ve düflünsel militanl›¤›n› yapma-
beslenen ya da yeni emperyal
ya ç›km›flt›. “Elveda Proletarya”
ya bafllad›. Bu isimlerden F. Fu-
konsepte uygun düzenlemelerdi.
kitlelere çaresizli¤i dayatt›. Bu her
kuyama “Tarihin Sonu”nu ilan et-
Yine benzer saiklerle hareket
fleyden önemlisi kitlelerin kendile-
ti. Evet art›k tarih sonlanm›flt›!
eden. S. Huntington, 11 Eylül
rine inançs›zl›¤›n› tetikledi. Çare-
Sosyalizm çökmüfl, kapitalizm
sonras› emperyal konsepte uy-
sizlik hiçlik hissini kuvvetlendirdi.
zaferini ilan etmiflti. Ve kapitalizm
gun “Medeniyetler Çat›flmas›”
Teknolojik vurgularla kapitalizm
ebedi bir rejimdi. Fukuyama, neo-
tezlerini ileri sürdü. ABD’nin So-
insanilefltirildi. “Elveda Proletar-
liberalizmin agresif, y›k›c›, taru-
¤uk Savafl sonras› yeni düflman
ya”yla bir anlamda Fukuyama ve
mar edici yönlerini meflrulaflt›r›-
aray›fl›n›n ideolojik perspektifleri-
Huntington’un tezlerinin beslene-
yor, tarihe son noktas›n› koyuyor-
ni Huntington oluflturuyordu. Do-
ce¤i zeminlerin önü aç›ld›.
du. Gerçek buydu ve bundan öte-
¤u, ‹slam ve Budizm yeni düfl-
Beyinlerin iflgali bu ve benzer
si yoktu. ‹nsano¤lu için en iyi sis-
mand› ya da “bizden olmayan
operasyonlarla sa¤land›. Neo-li-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
47
cmyk
DOSYA
beralizm ideolojik hegemonyas›n›
atan ABD, yeni süreçte b›rak›n
me teklifinde bulunmas›, Hindis-
böylece yayg›nlaflt›rd›. ‹deolojik
imparatorluk projesini gerçeklefl-
tan, Güney Afrika, Brezilya ve
ve kültürel hamlelerle kitlelerin ru-
tirmeyi hegemonyas›n› bile tart›fl-
Meksika’n›n G-8’e kat›lmas›n› is-
hu ve beyni esir al›nd›. Arkas›n-
t›r›r konuma düfltü.
temesi statüko sars›c›d›r. Bu ta-
dan y›k›c› ekonomik operasyonlar
ABD’de bir yandan eflitsiz geliflim
v›rlar emperyalist-kapitalist sis-
geldi. ‹deolojik zor, ekonomik zor-
yasas›n›n ifllemesi, öte yandan
temde ABD hakimiyetini zafiyete
la senkronize biçimde hayata ge-
Ortado¤u batakl›¤›nda s›k›flm›fll›-
düflürücü geliflmelerdir. AB’nin
çirildi. Huntington ve Fukuyama
¤›n›n sonucu, hegemonyas›n›
yavafl ama nüfuz edici, agresyo-
ideolojik zorun militanlar› gibi ha-
kurmakta ciddi problemler yafl›-
nu ikinci plana alan, uluslar aras›
reket etti, sermayenin “entelektü-
yor.
dengeleri gözeten, mali ve ekono-
el” tetikçileri olarak görev üstlen-
AB h›zla ve derinden soft bir bi-
mik istikrara daha fazla önem ve-
di.
çimde nüfuz ve ekonomik alanla-
ren tavr› emperyalist blok olarak
Fakat yaflanan geliflmeler ve fi-
r›n› geniflletmeye bafllad›. Ayr›ca
etki gücünü yaymas›n› kolaylafl-
nansal kriz sermayenin çeyrek
bir emperyalist blok olarak askeri
t›rmaktad›r. AB’nin bu yönü önü-
as›rl›k saadetinin sonunu iflaretle-
gücünü konsantre ediyor. Ekono-
müzdeki dönemde emperyalist
di. Art›k hiçbir fley eskisi gibi ol-
mik olarak kristalize bir güç olan
hegemonya krizinde etkili sonuç-
mayacak.
AB, askeri zafiyetini h›zla aflmaya
lar do¤urabilir.
‹flçi s›n›f› ve müttefikleri kapitaliz-
çal›fl›yor. AB’nin NATO’yla iliflkisi
Rusya Putin’in otoritaryan politi-
me karfl› mücadelenin geliflme-
ve son krizde ABD’ye karfl› ald›¤›
kalar› sonucu h›zla toparlanma
sinde önemli olanaklar yakalaya-
tav›r bundan sonra AB’nin daha
sürecine girdi. Eski Sovyetler Bir-
bilir. Her fleyden önce neo-libera-
özerk politikalar izleyece¤ini gös-
li¤i topraklar›nda bir yandan
lizmin ideolojik hegemonyas›n›n
teriyor.
ABD’nin ve NATO’nun ataklar›n›
parçalanmas›, bu alana yüklenme
ABD’de mali kriz dalgas›n›n yay›l-
bloke etmeye çal›flt›, di¤er yan-
flans› veriyor. “Tarih” yeniden do-
mas›yla AB’nin iki baflat ülkesinin
dan bu bölgeleri kendisinin strate-
¤uyor. Tarihin öznesi muazzam
tak›nd›¤› tutum ilginçtir. Alman
jik alan› olarak ilan etti. Emperyal
gücüyle devreye giriyor. Dünya
hükümeti hemen ABD’yle mesafe
vizyonunu bu co¤rafyalarda infla
s›n›flar mücadelesi aç›s›ndan ye-
koyma gere¤i duydu. Bush’un kri-
etmeye bafllad›. Daha önce Çe-
ni bir döneme giriyor.
zi bloke etmek için 700 milyar do-
çenistan savafl›, do¤algaz ve pet-
larl›k sermaye enjeksiyonuna kat-
rolü stratejik bir silah olarak kul-
KAP‹TAL‹ST S‹STEM ÇOK BO-
k› yapma talebini reddetti. Bush
lanmas› ve son olarak Gürcistan
YUTLU B‹R KR‹Z YAfiIYOR
yönetimini kredi sisteminde ulus-
iflgali emperyalist hegemonya sa-
Finansal kriz, sistemin çok boyut-
lararas› kurallar› çi¤nedi¤i için so-
vafllar›nda Rusya’n›n da “art›k
lu krizini a盤a ç›kard›. Emperya-
rumlu tuttu ve suçlu ilan etti. Bu
bende var›m” dedi¤i pratik oldu.
list hegemonya krizi bunlardan bi-
tutum ABD’nin ve NATO’nun
Gürcistan iflgali, bu yönüyle em-
ri. Küreselleflme sürecinde dün-
özellikle Do¤u Avrupa’daki atak-
peryalist hegemonya krizinin aç›k
yan›n toplam de¤erlerinin büyük
lar›na s›n›r koyma tavr›yla birlikte
göstergesi olarak önem tafl›d›.
bir k›sm›n› kendine transfer eden,
ele al›nmal›d›r. Bu arada Fran-
Çin ise kapitalist sistemi kilitleye-
Do¤u Avrupa ve Sovyetler Birli-
sa’n›n “rasyonel” bir kapitalizmin
cek özellikleri, h›zl› kalk›nma tren-
¤inde rejimlerin çöküflüyle impa-
inflas› için ça¤r›da bulunmas› ve
di ve muazzam militarize gücüyle
ratorluk projeleri yapan, 11 Eylül
diplomatik ataklar yapmas› önem-
ve dünyan›n de¤iflik bölgelerine
sonras›nda bu yönde ad›mlar
lidir. Fransa’n›n G-8’in geniflletil-
sermaye ihrac›yla önemli bir em-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
48
cmyk
DOSYA
ABD’yle son derece geliflkin ve
peryalist özne olarak dünya siya-
kaynakl›¤›n› yapacak.
setine a¤›rl›¤›n› koymaktad›r.
Finansal krizin yafland›¤› evrede
kompleks bir iliflki düzeyi vard›r.
Çin’in Rusya, AB, Latin Amerika,
ABD’nin temsilciler meclisinden
Merkez ülkeleri sarsan krizin Tür-
Hindistan, Afrika iliflkileri güçleni-
700 milyar dolar›n ilk görüflmede
kiye’yi etkilememesi mümkün de-
yor. Çin emperyalist hegemonya
geçmemesi, öte yandan bir trilyon
¤ildir. Merkez ülkelerde ciddi sar-
krizinin bir kutbu olarak öne ç›k-
dolara yak›n savunma bütçesinin
s›nt›lar yaratan krizin, Türkiye’de
maktad›r. Finansal krizin Çin’in
hemen geçmesi ABD’nin yeni dö-
deprem etkisi yaratmas› büyük bir
ekonomik modelini tart›fl›l›r k›lma-
nemdeki e¤ilimlerini göstermek-
olas›l›kt›r. Türkiye’nin ola¤anüstü
s› dikkatleri Çin’e odaklam›flt›r.
tedir. ABD yaflad›¤› ekonomik kri-
cari a盤› ve ekonomisinin 65 mil-
Ekonomik milliyetçilik yöntemleri-
zi emperyalist savafllar› yayg›n-
yar dolar gibi s›cak parayla dön-
ni kullanan ve devlet kapitalizmi-
laflt›rarak aflmaya çal›flabilir. Yeni
mesi, flirket ve bankalar›n yüksek
nin bir versiyonu olan Çin emper-
jeo-politi¤e uygun agresyon politi-
d›fl borcu, üretim kapasitesinin
yalizminin yeni dönemde model
kalar›n› yo¤unlaflt›rabilir. Fakat
zay›fl›¤› bunun zeminlerini yarat-
ülke olarak öne ç›kmas› muhte-
di¤er emperyalist özne ve blokla-
maktad›r. Bugün yüksek faizle
meldir.
r›n bofl durmayaca¤› ortadad›r.
duran s›cak para, yar›n daha gü-
Japonya Uzak Asya’n›n ‹ngilte-
Dünya emperyalistler aras› çelifl-
venli alanlara kaçabilir. Bu türlü
re’si olma konumundan h›zla
kilerin yo¤unlaflaca¤› ve artaca¤›
bir operasyon bile bir günde Tür-
uzaklafl›yor. Hem bölgede, hem
bir döneme giriyor.
kiye ekonomisini felç edici içeriktedir. Türkiye ekonomisinin yafla-
dünya çap›nda etki gücünü yay›yor. Dünya’n›n de¤iflik alanlar›n-
KR‹Z‹N TÜRK‹YE’YE ETK‹LER‹
yaca¤› senkronize bir kriz dalga-
da sermaye ihracat›yla öne ç›kan
VE OLASI GEL‹fiMELER
s›, ekonominin ana kolonlar›n› y›-
Japonya, bulundu¤u co¤rafyan›n
Finansal krizin bir dalga gibi yay›l-
kabilecek sonuçlar do¤urabilir.
en önemli militarize gücü olarak
d›¤› koflullarda AKP hükümeti
Bu anlamda TÜS‹AD’›n flirket ve
dikkat çekiyor. ‹ki kutuplu dünya
Türkiye’nin krizden etkilenmeye-
bankalar›n 140 miyar dolarl›k d›fl
döneminde ABD’nin etki alan›nda
ce¤ini ileri sürdü. Hatta krizin yeni
borcunun alt›n› çizmesi bofluna
kalan Japonya bugün h›zla özerk-
imkanlar do¤urabilece¤ini iddia
de¤ildir. Türkiye ekonomisi has-
lefliyor, ekonomik gücüyle az›m-
etti. Bu söylem k›sa süre sonra
sas dengeleri üzerinde durmakta-
sanamayacak bir a¤›rl›k kazan›-
terk edildi.
d›r. Önce finansal kriz dalgas›n›n
yor. Askeri flekillenmesini de ses-
Finans kapitalin temel kuruluflu
yans›mas›, bunun özellikle üretici
sizce koordine ediyor.
TÜS‹AD, hükümeti uyard› ve dik-
sektörlerde etkisini göstermesiyle
ABD’nin 11 Eylül’den sonra aske-
katli olmas›n› istedi. Bankalar›n
ekonomide y›k›c› sonuçlar ortaya
ri gücüne dayanarak dünyay› ye-
ve flirketlerin d›fl borcunun 140
ç›kabilir. Çünkü üretici sektörler-
niden kendi imparatorluk emelle-
milyar dolar oldu¤unu aç›klad› ve
de krizin yans›mas› senkronizas-
rine göre flekillendirme ve yeni
AKP’nin acilen IMF’yle Stand-by
yon etkisi do¤uracakt›r. Bu da
emperyal güçlerin yükselmesini
anlaflmas› yapmas› gerekti¤ini
dalgasal iflaslar demektir.
engelleme iste¤i hüsranla sonuç-
vurgulad›. TÜS‹AD da aynen
Küreselleflmenin ara kas›lmala-
land›.
merkez ülkelerinde oldu¤u gibi
r›ndan biri olan 2001 krizi önemli
Emperyalist hegemonya krizi sü-
riski ve borcu devletin üstlenme-
bir örnek oluflturmaktad›r. Bu kriz
rüyor ve derinlefliyor. Yeni jeo-po-
sini talep ediyor.
sonucu binlerce küçük ve orta öl-
litik emperyalist özneler ve bloklar
Türkiye kapitalizminin entegras-
çekli iflletme kapand› ve iflas etti.
aras› gerilim ve çat›flk›n›n ana
yon düzeyi yüksektir. AB ve
250 bin iflçi iflten ç›kar›ld›. Toplu
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
49
cmyk
DOSYA
tensikatlar yayg›nlaflt›r›ld›. Temel
rin giderek umutsuzlu¤a, açl›¤a,
dir. Yaflanan kriz salt finansal de-
hak gasplar› gündeme geldi.
geleceksizli¤e mahkum oldu¤u
¤il, sistemsel özellikler tafl›makta-
Depresyon niteli¤indeki krizin flid-
dönemlerdir. Bu dönemlerde kit-
d›r. Uluslararas› s›n›f hareketi bu
detinin y›k›c›l›¤› ise ortadad›r. Fi-
leler alt kimlikleri (etnik, dini, milli,
krizi örgütlü bir duruflla karfl›laya-
nans kapital devleti göreve ça¤›r-
mezhebi, siyasi kimlikleri) üzerin-
bilseydi kapitalizmin y›k›m›na yol
maktad›r. Sermayenin bekçili¤ini
den kolayca manipüle ve mobilize
açan sonuçlar yarat›labilirdi. Ne
yapmas›n› istemektedir. Bunun
edilebilir. Krizin tahribat› toplu-
yaz›k ki s›n›f hareketinin örgüt-
yan›nda finans kapital krizi bir f›r-
mun bir kesimini kolayca ötekilefl-
süzlü¤ünden dolay› kriz, bütün
sata çevirmeye çal›flacakt›r, çün-
tirebilir. Kitleler birbirinin cellad›
sars›nt›s›na ra¤men kapitalizmin
kü sermayenin üç hali diye tan›m-
haline dönüfltürülebilir. Aynen
çöküflünü beraberinde getirmeye-
layabilece¤imiz birikme, yo¤un-
Irak’ta, Filistin’de, Lübnan’da ol-
cek. Çünkü kapitalizmi y›kacak
laflma, merkezileflme ya da tekel-
du¤u gibi… Her kriz an› alternatif
tek güç iflçi s›n›f› ve onun siyasal
leflme kriz dönemlerindeki ekono-
bir toplumsal proje ve gücün ol-
öncüsüdür.
mik operasyonlar›n ad›d›r. Kriz bir
mamas›, özellikle s›n›f›n örgüt-
Genel olarak uluslararas› iflçi ha-
yönüyle de tekelleflme sürecinin
süzlü¤üne paralel olarak faflizmin
reketi ve Türkiye iflçi s›n›f› da¤›n›k
d›fla vurumu olacakt›r. Bu süreç-
kitle ruhunun yay›ld›¤›, insanlar›n
ve örgütsüz bir durumdad›r. Kapi-
ten devlet güvencesi ve hamlesiy-
William Reich’›n “Küçük ‹nsan” di-
talizmin çürümüfllü¤ü bütünüyle
le en karl› ç›kacak finans kapital-
ye tan›mlad›¤› faflist kimli¤e bü-
ortaya ç›kt›¤› halde s›n›f hareketi-
dir.
ründü¤ü anlard›r. Faflizmin s›ra-
nin zay›f ve flekilsiz olmas› en bü-
Kriz bir yan›yla da sistemin en gü-
danlaflt›¤› anlard›r.
yük problem olarak önümüzde
venli ve sistemden beslenen kesi-
Teknik düzeyde yüksek faiz ve
duruyor. Kriz bu anlam›yla bütün
mi olan orta s›n›f›n çöküflünü be-
baz› özellefltirmelerle s›cak para-
y›k›c› sars›nt›s›na ra¤men, kapi-
raberinde getirecektir. Bu kesim-
y› tutabilen Türkiye, ayr›ca jeo-
talizmin rektifikasyonuna dönüfle-
ler mülksüzleflmenin flokuyla sar-
politi¤inin avantajlar›n› kullan›yor.
bilir.
s›lmalar› ve özellikle milliyetçi he-
Bir düzeyde krizin etkisi sürece
Sermaye yaflanan koflullarda kri-
zeyanlara girmesi olas›l›kt›r. Ayr›-
yay›l›yor. Ama bu durumun sü-
zin bütün yükünü iflçi s›n›f› ve
ca küçük ve orta ölçekli iflletmele-
rekli kalmas› olanakl› de¤ildir.
emekçiler üzerinden ç›karmaya
rin iflas› gündemdedir ve bu bir
Özellikle merkez ülkelerdeki fi-
çal›flacak. ‹lk olarak 100 binlerce
mülksüzleflme sürecidir. Ayn› za-
nansal çöküflün domino tafl› etki-
iflçinin iflten at›lmas› büyük bir
manda sermayenin merkezilefl-
siyle yay›lmas›, Türkiye’de büyük
olas›l›kt›r. Toplu tensikatlar yay-
mesinin ifadesidir.
patlamalara yol açabilir. Bu da
g›nlaflt›r›lacakt›r. Daha flimdiden
Bugün Orta Do¤u’nun Balkanlafl-
yukar›da sayd›¤›m›z geliflmeleri
metal sözleflmelerinin devam etti-
ma sürecinde kendini gösteren
tetikleyebilir. Çünkü unutulmas›n
¤i koflullarda, otomotiv sektörü ifl-
etnik, dini, milli polarizasyonun
rejimler destabilize ortamlarla
verenlerinin “krizdeyiz” aç›klama-
Türkiye’ye krizle yans›ma olas›l›¤›
krizlerini aflabilir.
lar›n› yapmalar› dikkat çekmektedir. Ayr›ca ücretlerin bask›lanma-
artmaktad›r. Türkiye’nin etnik, dini, mezhebi polarizasyonlar› için-
KR‹Z‹N SINIFA ETK‹S‹
s›, çal›flma koflullar›n›n a¤›rlaflt›-
de tafl›d›¤› aflikard›r. Son Alt›no-
Kapitalizmin her devrevi krizi,
r›lmas›, fazla çal›flman›n yayg›n-
va’daki geliflmeler bu anlamda
devrimin imkan›n do¤du¤u anlar
laflt›r›lmas›, en temel haklar›n
büyük tehlikeleri iflaret etmekte-
oldu¤u kadar, karfl› devrimin ma-
gasp› gündeme gelebilir. Özellikle
dir. Çünkü her kriz dönemi kitlele-
yalanaca¤› anlar ya da dönemler-
sendikal› iflyerlerinde bask›lar›n
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
50
cmyk
DOSYA
ye, sanayi bölgesi ve havza düze-
artmas›, sistemli sendikas›zlaflt›r-
‹flçi s›n›f› krize karfl› flimdiden ör-
ma operasyonlar›n›n yaflanmas›
gütlenmeli, programlar›n› ve pro-
yinde yayg›nlaflt›r›lmal›d›r. Özel-
olas›d›r. Toplusözleflmelerde kriz
jelerini ortaya ç›kartmal›d›r. Gele-
likle sendikal› iflçiler sermayenin
bahanesiyle 0 sözleflmeler daya-
cek sald›r›n›n ve olacaklar›n bo-
her sald›r›s›na karfl› sektörel baz-
t›labilir.
yutlar› ortadad›r. Belki baflta yü-
da yayg›n eylemlerle cevap ver-
‹flsizlik, umutsuzluk, geleceksizlik
rütülecek haklar› koruma anla-
meli ve iç örgütlülük h›zla sa¤lan-
yayg›nlaflacakt›r. Bu koflullarda
m›ndaki mevzi savafllar› bir biriki-
mal›d›r. Çünkü en ufak hak gasp›
en baflta iflçi s›n›f› bulundu¤u
min ifadesi olacakt›r. Bu birikimler
toplu iflten at›lmalar›n, tensikatla-
mevzileri korumal›, özellikle sen-
katastrof anlar›n›n patlamalar›d›r.
r›n bafllang›c› oldu¤u unutulma-
dikalar kendilerine dayat›lan s›n›f
TÜS‹AD’›n aç›kça ilan etti¤i gibi
mal›d›r. Çünkü bahane haz›rd›r,
uzlaflmac› ve iflçileri boyunduruk
flirket ve bankalar›n 140 milyar
kriz var.
alt›na alan toplusözleflmeleri red-
dolarl›k d›fl borcu bizim de¤ildir.
‹flçi s›n›f› “iflsizli¤e, geleceksizli-
detmelidir. Bu anlamda kapsam›,
Yaflanan krizden emekçilerin hiç-
¤e, açl›¤a karfl› iflyeri komitelerin-
niteli¤i ve muhtevas›yla metal ifl-
bir sorumlulu¤u yoktur. Bütün so-
de birlefl” fliar›n› öne ç›karmal›d›r.
kolundaki sözleflme bir eflik ola-
rumluluk sermayeye aittir. ‹flçi s›-
‹flyeri komiteleri kolektif irademizi
cakt›r.
sözleflmelerinin
n›f› “krizin bedelini krizi yaratanlar
yans›tan bir örgütlenme oldu¤u
olumlu geçmesi s›n›f›n moral mo-
ödemelidir” fliar›yla hareket etme-
kadar, bir savafl, savunma ve di-
tivasyonunu etkileyici içeriktedir.
lidir. Bu ayn› zamanda çürümüfl
renifl örgütlenmesidir. ‹flyeri ko-
Hatta bugün lokal düzeyde de-
ve kokuflmufl kapitalizmin teflhiri-
miteleri bizim tarihsel örgütlen-
vam eden E-Kart, Unilever, Desa,
nin ilk ad›m›d›r.
memiz olan taban örgütlenmemi-
Uno, Yörsan gibi direnifllerin bir
‹flçi s›n›f› “hiçbir fleyi üstlenmiyo-
zin bir biçimidir. Kriz sermayenin
atefl topuna dönüflme olana¤›n›
rum” diyerek kendine yüklenen
azg›n sald›rganl›¤›n›n bafllayaca-
yaratacakt›r. 2007’deki s›n›f hare-
her türlü uygulamaya karfl› birlik
¤› bir dönem olacakt›r. Bu sald›r›-
ketine Telekom grevinin etkisi
ve dayan›flmas›n› yaratmal›d›r.
lar›n bofla ç›kart›lmas› ancak ör-
neyse, metal sözleflmeleri de o
Bugün iflsizli¤e, açl›¤a, gelecek-
gütlü bir duruflla mümkündür.
oranda 2009’daki s›n›f hareketini
sizli¤e karfl› s›n›f›n birlik olma gü-
‹flçi s›n›f› “hepimiz birimiz, birimiz
etkileyecektir. Bugün metal söz-
nüdür.
hepimiz için” slogan›n› hayata ge-
leflmesinin olumlu geçmesinin
‹flçi s›n›f› elektrik, su, do¤algaz
çirmelidir. Görev s›n›f›n ba¤›ms›z,
önünde riskler bulunuyor. Özellik-
faturalar›n› ödememe, kamu ta-
birleflik gücünü a盤a ç›karmakt›r.
le sendika bürokrasisi daha flim-
fl›tlar›na ücretsiz binme, fatura
Özellikle taban örgütlenmelerinin
diden esnek üretime ve bir dizi
yakma, banka faaliyetlerini kilitle-
sendikal› sendikas›z, güvenceli
hak kayb›na onay vermifl durum-
me, borsay› ifllemez hale getirme
güvencesiz, marjinal sektörde ça-
da. Ama unutulmas›n her kriz an›
ve bloke etme eylemlerine haz›r-
l›flan bütün iflçilerin hayata geçir-
s›n›flar mücadelesinin muazzam
lanmal›d›r. Sivil itaatsizlik eylem-
mesi gereken silah›m›z oldu¤u
derecede keskinleflti¤i ve büyük
leri krizin gerçek müsebbiplerini
unutulmamal›d›r. ‹flsizli¤i, açl›¤›
potansiyellerin a盤a ç›kt›¤› anlar-
göstermelidir.
ve geleceksizli¤i ancak bu örgüt-
d›r. Bugün bozk›rda küçük küçük
En ufak hak gasp›, iflten at›lmalar
lenmelerle aflabiliriz. Art›k a¤›z-
yanan alevler olan yani lokal dire-
ve tensikatlara karfl› bir taban ör-
larda tek bir slogan olmal›d›r:
nifllerin yayg›nlaflt›r›lmas›, s›n›f›n
gütlenmesi olan direnifl komiteleri
Kahrolsun Kapitalizm, Yaflas›n
direncinin, moral gücünün, karar-
kurulmal›d›r. Bu komiteler iflyeri
‹flçilerin Birli¤i!
l›l›¤›n›n da ifadesi olacakt›r.
iflyeri, fabrika fabrika, atölye atöl-
Metal
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
51
cmyk
E⁄‹T‹M SEM‹NERLER‹M‹Z
YER‹NDE E⁄‹T‹M SEM‹NERLER‹M‹ZDEN GÖRÜNTÜLER
ESK‹fiEH‹R fiUBEM‹Z
(9-10 N‹SAN 2008)
ED‹RNE fiUBEM‹Z
(16-17 MAYIS 2008)
ANKARA 4 NO’LU fiUBEM‹Z
(25 EK‹M 2008)
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
52
çmyk
cmyk
E⁄‹T‹M SEM‹NERLER‹M‹Z
GÜMÜLDÜR YATILI E⁄‹T‹M SEM‹NERLER‹M‹ZDEN GÖRÜNTÜLER
BURSA fiUBEM‹Z
(22-23 MAYIS 2008)
GAZ‹ANTEP fiUBEM‹Z
(2-3 HAZ‹RAN 2008)
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
53
cmyk
E⁄‹T‹M SEM‹NERLER‹M‹Z
ANTALYA fiUBEM‹Z
(6-7 HAZ‹RAN 2008)
ERZURUM fiUBEM‹Z
(10-11 HAZ‹RAN 2008)
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
54
cmyk
E⁄‹T‹M SEM‹NERLER‹M‹Z
ANKARA 2 NOLU fiUBEM‹Z
(14-15 HAZ‹RAN 2008)
D‹YARBAKIR fiUBEM‹Z
(23-24 HAZ‹RAN 2008)
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
55
cmyk
Divan Baflkanl›¤›
‹STANBUL 4 NOLU fiUBE KONGRES‹ YAPILDI
CEMAL KEMENT
fiUBE BAfiKANI SEÇ‹LD‹
‹stanbul 4 No’lu flubemizin 6. Ola¤an Genel Kurulu, 27
Nisan 2008 tarihinde yap›ld›. Divan için verilen önergeyle Genel Baflkan Gürsel Do¤ru, Genel Sekreter Sedat
Ölmez, Genel Mali Sekreter A.Merih Varol, Genel Örgütlenme Sekreteri Osman Gürsu ve Genel E¤itim Sekreteri Hakan Topalo¤lu Divan’a seçildi.
Gündemdeki maddelerin görüflülmesinin ard›ndan seçimlere geçildi.
Yap›lan seçimler sonucunda Cemal Kement fiube Baflkan› seçilirken, Hasan Dere fiube ‹dari Sekreteri, Vedat
fiube Baflkan›
Cemal Kement
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Hazar fiube Mali Sekreteri, ‹smail Ayd›n fiube Örgütlenme Sekreteri, Öznur Keskin fiube E¤itim Sekreteri,
Taner Evren, Erkan Erdo¤an, Zekeriya Sancak ve Ali
Yurter fiube Yönetim Kurulu Üyeli¤ine seçildiler.
fiube Denetim Kurulu’na; Mehmet ‹nal, Dilek O¤uz ve
fiaban Arpac› seçildi.
fiube Disiplin Kuruluna; Sait Tolga Eruzun, Hakan
Küçüko¤lu ve Hüseyin Yavuz seçildi.
‹stanbul 4No’lu flube delegeleri
56
cmyk
Divan Baflkanl›¤›
ED‹RNE fiUBE KONGRES‹ YAPILDI
‹SMA‹L HAKKI TUNA
YEN‹DEN fiUBE BAfiKANI SEÇ‹LD‹
Edirne fiubemizin 8. Ola¤an Genel Kurulu 24 A¤ustos
2008 tarihinde yap›ld›. Divan için verilen önergeyle Genel Baflkan Gürsel Do¤ru, Genel Sekreter Sedat Ölmez,
Genel Mali Sekreter A.Merih Varol, Genel Örgütlenme
Sekreteri Osman Gürsu ve Genel E¤itim Sekreteri Hakan Topalo¤lu Divan’a seçildi.
Gündemdeki maddelerin görüflülmesinin ard›ndan
yap›lan seçimlerin sonucunda ‹smail Hakk› Tuna fiube
Baflkanl›¤›na yeniden seçilirken, Zafer Sezgin Geldi
fiube ‹dari Sekreteri, Mehmet Meral fiube Mali
fiube Baflkan›
‹smail Hakk› Tuna
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Sekreteri, Ahmet Naz fiube Örgütlenme Sekreteri,
Hüzeyin Ak›n fiube E¤itim Sekreteri, Ertan Karakufl,
Nursu Ormano¤lu, Özgün Tenekeci ve Fahrettin
Demirtafl fiube Yönetim Kurulu Üyeli¤ine seçildiler.
fiube Denetim Kurulu’na; Arif Kala, Özgen Gündüz ve
Mehmet Sad›k Bilgen seçildi.
fiube Disiplin Kuruluna; Mustafa Zamanc›, Erdim Azcan
ve Gamze Demirer seçildi.
Edirne flube delegeleri
57
cmyk
EMEKL‹L‹K VE SA⁄LIKTA YEN‹ DÖNEM :
S
SSGSS YASASI 1 EK‹M 2008
TAR‹H‹NDE YÜRÜRLÜ⁄E G‹RD‹
osyal Sigortalar ve Genel
Sa¤l›k Sigortas› Yasas› 1
Ekim 2008 tarihinden itibaren
yürürlü¤e girdi.
IMF’nin istekleri do¤rultusunda ç›kar›lan yasayla, emeklilik ve sa¤l›kta
yeni dönem bafllad›.
5510 say›l› yasa, çal›flanlar için mezarda emeklilik ve sa¤l›kta y›k›m ge-
tiriyor. Çal›flanlar daha çok prim ödeyecek, emeklilik yafl› kademeli olarak 65’e, prim gün say›s› da 7200 ç›k›yor.
Baz› iflkollar›nda uygulanan “y›pranma pay›” uygulamas› bitiyor.
Geliri olsun olmas›n 18 yafl›n› dolduran herkesten 25-153 YTL aras›nda
Genel Sa¤l›k Sigortas› (GSS) primi
al›nacak. Genel Sa¤l›k Sigortas› primini ödeyemeyenlerin sa¤l›k hizmetlerinden yararlanmas› mümkün olmayacak.
Belli bir teminat paketi kapsam›nda
sa¤l›k hizmetleri sunulacak. Bu paketin d›fl›ndaki sa¤l›k hizmetleri için
kat›l›m pay› al›nacak.
EMEKL‹L‹K KOfiULLARINDAK‹ DE⁄‹fi‹KL‹KLER:
Emeklili¤e hak kazanma, afla¤›daki 3 zaman dilimine göre de¤ifliyor.
1- 08.09.1999 öncesinde sigortal› olanlar aç›s›ndan:
Bu sigortal›lar için 1999 y›l›nda kabul edilen ancak Anayasa Mahkemesinin iptalinden sonra 2002 y›l›nda yeniden
düzenlenen yasaya göre afla¤›daki koflullar›n yerine getirilmesi gerekiyor:
ERKEK S‹GORTALILAR ‹Ç‹N*
23.05.2002 itibariyle
sigortal›l›k süresi
KADIN S‹GORTALILAR ‹Ç‹N*
Asgari
yafl
Asgari
prim
23 y›ldan fazla (23 dahil)
44
5000
21 y›l 6 ay - 23 y›l
45
5000
20 y›l - 21 y›l 6 ay
46
5075
18 y›l 6 ay - 20 y›l
47
5150
17 y›l - 18 y›l 6 ay
48
5225
15 y›l 6 ay -17 y›l
49
5300
14 y›l - 15 y›l 6 ay
50
5375
12 y›l 6 ay - 14 y›l
51
5450
11 y›l - 12 y›l 6 ay
52
5525
9 y›l 6 ay - 11 y›l
53
5600
8 y›l - 9 y›l 6 ay
54
5675
6 y›l 6 ay - 8 y›l
55
5750
5 y›l - 6 y›l 6 ay
56
5825
3 y›l 6 ay - 5 y›l
57
5900
18 y›ldan fazla (18 dahil)
17-18 y›l aras›
16-17 y›l aras›
15-16 y›l aras›
14-15 y›l aras›
13-14 y›l aras›
12-13 y›l aras›
11-12 y›l aras›
10-11 y›l aras›
9-10 y›l aras›
8-9 y›l aras›
7-8 y›l aras›
6-7 y›l aras›
5-6 y›l aras›
4-5 y›l aras›
3-4 y›l aras›
2 y›l 8 ay 15 gün - 3 y›l 6 ay
58
5975
2 y›l 8 ay 15 gün - 3 y›l aras›
*Erkek Sigortal›lar için doldurmas› gereken
asgari sigortal›l›k süresi 25 y›ld›r.
23.05.2002 itibariyle
sigortal›l›k süresi
Asgari Asgari
yafl
prim
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
5000
5000
5075
5150
5225
5300
5375
5450
5525
5600
5675
5750
5825
5900
5975
5975
5975
*Kad›n sigortal›lar için doldurmas›
gereken asgari sigortal›l›k süresi 20 y›ld›r.
Bu dönemde sigortal› olanlar için, k›smi ayl›ktan yararlanmak isteyenler için de yine 3600 gün ile 4500 aras›nda de¤iflen bir kademe var.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
58
cmyk
EMEKL‹L‹K VE SA⁄LIKTA YEN‹ DÖNEM
2- 8/9/1999 tarihi ile 30/4/2008 tarihi
aras›nda ilk defa sigortal› say›lanlar
aç›s›ndan;
Kad›n ise 58, erkek ise 60 yafl›n› doldurmak ve 7000 gün malûllük, yafll›l›k ve ölüm sigortalar› primi ödemifl
olmak flart›yla emekli olabilecek.
3- 01.05.2008 tarihinden sonra lk defa sigortal› say›lanlar aç›s›ndan;
7200 gün malûllük, yafll›l›k ve ölüm
sigortalar› primi bildirilmifl olmas›
flart›yla yafll›l›k ayl›¤› ba¤lanacak.
Yafl flart›, 7200 günü doldurduklar›
tarihte afla¤›daki kademeden hangisine giriyorsa o yaflta emekli olacaklar. (Örne¤in bir kad›n iflçi 7200 günü Mart 2040’ta doldurursa, yafl koflulu 61 olacak.)
a) 1/1/2036 ilâ 31/12/2037 tarihleri
aras›nda kad›n için 59, erkek için 61,
b) 1/1/2038 ilâ 31/12/2039 tarihleri
aras›nda kad›n için 60, erkek için 62,
c) 1/1/2040 ilâ 31/12/2041 tarihleri
aras›nda kad›n için 61, erkek için 63,
d) 1/1/2042 ilâ 31/12/2043 tarihleri
aras›nda kad›n için 62, erkek için 64,
e) 1/1/2044 ilâ 31/12/2045 tarihleri
aras›nda kad›n için 63, erkek için 65,
f) 1/1/2046 ilâ 31/12/2047 tarihleri
aras›nda kad›n için 64, erkek için 65,
g) 1/1/2048 tarihinden itibaren ise
kad›n ve erkek için 65,
5510 Say›l› yasan›n sosyal sigortalar
aç›s›ndan getirdi¤i en önemli de¤ifliklik ve hak kayb›, yafll›l›k ayl›¤›n›n
hak edilmesi ve hesaplanmas›
(emeklilik haklar›) konusundad›r. Yasa emeklili¤i daha geç, daha güç hale getirirken emekli ve hak sahibi ayl›klar›nda ise ciddi kay›plar yaflanmas›na yol açacakt›r.
SSGSS’den muaf olan yok!
SSGSS sürecinde tart›flmalar›n büyük bölümü emeklilikle ilgili düzenlemelerin kimleri kapsad›¤› konusunda
yo¤unlafl›yordu. Hemen flunu söyleyelim; 5510 say›l› yasan›n yol açt›¤›
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
hak kay›plar›ndan tümüyle muaf bir
çal›flan veya emekli grubu yok. De¤iflik çal›flan kategorileri ve emekliler
durumlar›na ba¤l› olarak az veya çok
SSGSS’nin emeklilik hükümlerinden
etkilenecekler.
1 Ekim 2008 günü itibar›yla ülkemizde ilk defa GSS (Genel Sa¤l›k Sigortas›) bafllad›. Bu uygulama ile art›k
iki kesim hariç herkes GSS’li olacak,
GSS’den kurtulmufl birinci kesim milletvekilleri ikinci kesim de ülkemizde
1 y›ldan daha az kalan yabanc›lar
yani turistlerdir. Yabanc›lar ile milletvekilleri d›fl›nda 70 milyonun tamam›
GSS’li ve bundan sonraki günlerde
GSS’nin (eskiye göre) yol açt›¤› hak
kay›plar› tek tek hissedilmeye bafllanacak.
SSGSS’den sonra çal›flmaya bafllayan herkes ister iflçi (4/a), ister kendi
hesab›na çal›flan (4/b) ve ister kamu
çal›flan› (4/c) olsun SSGSS’nin
emeklilik hükümlerine tabi olacak.
Eski kamu çal›flanlar›: SSGSS’nin
yürürlük tarihinden önce çal›flmakta
olan kamu görevlileri emeklilik haklar› aç›s›ndan Emekli Sand›¤› hükümlerine tabi olmaya devam edecek.
Bir di¤er ifadeyle eski kamu çal›flanlar› emeklilik haklar› aç›s›ndan eski
yasal düzenlemelere tabi olacak.
Ancak Genel Sa¤l›k Sigortas› hükümleri eski kamu çal›flanlar›na da
uygulanacak.
Yeni kamu çal›flan›: SSGSS hükümlerine tabi olacak.
Eski iflçi ve esnaf: SSGSS öncesi
çal›flmakta olan iflçiler ve kendi hesab›na sigortal›lar (SSK ve Ba¤Kur’lular) yasadan önceki çal›flmalar› aç›s›ndan eski yasalar›na, SSGSS
sonras› çal›flmalar› aç›s›ndan ise
5510’a tabi olacaklar.
Yeni iflçi ve esnaf: SSGSS hükümlerine tabi olacaklar.
SSGSS ile emekli ayl›klar›n›n sistemli bir biçimde düflürülmesi süreci
bafllam›flt›r. SSGSS’nin ayl›k ba¤la-
ma oran›, güncelleme katsay›s›, ayl›klar›n alt s›n›r› ve ayl›klar›n art›r›lmas›na iliflkin hükümleri emekliler
için ciddi tehlikeler yaratacak niteliktedir.
Emekli ayl›klar›;
Emekli ayl›klar› konusunda dört
unsur büyük önem tafl›maktad›r:
1) Güncelleme katsay›s›,
2) Ayl›k ba¤lama oran›,
3) Ayl›klar›n alt s›n›r›,
4) Ayl›klar›n art›r›lma yöntemi,
Emekli ayl›klar› flu formülle saptanmaktad›r:
Emekli ayl›¤› = Güncellenmifl ortalama ayl›k kazanç x ayl›k ba¤lama
oran›.
Emekli ayl›¤›; güncelleme katsay›s›
kullan›larak hesaplanan ayl›k ortalama kazanç ile ayl›k ba¤lama oran›n›n çarp›m› sonucu bulunur. Alt s›n›r
ve ayl›klar›n art›r›lma biçimi ise ayl›klar aç›s›ndan önem tafl›yan di¤er iki
unsurdur. 5510 say›l› yasa bu dört
konuda ciddi hak kay›plar› ve geriye
gidifller içermektedir.
S›rayla ele alal›m:
–Güncelleme Katsay›s› Düflüyor:
Güncelleme katsay›s› sigortal›n›n
geçmiflteki prime esas kazanc›n›n
veya ödedi¤i primlerin bugünkü de¤erini bulmak için yaflamsal önemdedir. Güncelleme katsay›s› ayl›k ortalama kazanc›n bulunmas› için kullan›lan bir de¤iflkendir. Geçmiflteki
prime esas kazançlar›n bugünkü de¤erine ulaflmas› için geçmifl prime
esas kazançlar›n enflasyon oran›nda art›r›larak bugüne tafl›nmas› gerekir. Ancak bu yetmez ve yan›lt›c›
sonuçlar verir.
E¤er dönem boyunca ekonomide
meydana gelen büyüme (gayri safi
yurt içi has›la art›fl›) dikkate al›nmazsa gerçek anlamda bir güncelleme
yap›lmam›fl olur. Sigortal›n›n kazançlar›na refah pay›, büyüme pay›
59
cmyk
EMEKL‹L‹K VE SA⁄LIKTA YEN‹ DÖNEM
eklenmemifl olur ve bu yüzden kazanç ve primler gerçek de¤erleriyle
güncellenmemifl olur. Bu yüzden
güncelleme yap›l›rken hem enflasyonun hem de büyümenin dikkate
al›nmas› gerekir.
2000-2008 aras›nda çal›fl›lan sürelere iliflkin güncelleme yap›l›rken Tüketici Fiyatlar› Endeksinde (TÜFE)
meydanda gelen art›fl ve büyüme
oran›n›n (sabit fiyatlarla gayri safi
yurt içi has›la) yüzde 100’ü hesaba
kat›l›yordu. Böylece ekonomik büyüme emekli ayl›klar›na yans›maktayd›.
Konuyu daha net anlamak için geçmiflteki büyüme oranlar›na bakmakta yarar var. Türkiye ekonomisi
2002’de 6.2, 2003’te 5.3, 2004’te
9.4, 2005’te 8.4, 2006’da 6.9 ve
2007’de 4.9 oran›nda büyümüfltür.
2001 y›l›ndan bu yana meydana gelen kümülatif büyüme yüzde 48 oran›ndad›r.
Dolay›s›yla bu büyüme oranlar› flimdiye kadar güncelleme katsay›s›nda
hesaba kat›lmaktayd›. 5510 say›l›
yasaya göre güncelleme katsay›s›
TÜFE ile büyümenin yüzde 30’unun
toplam› olacakt›r. Büyümenin yüzde
70’i güncelleme katsay›s›nda dikkate al›nmayacakt›r. Örne¤in geçmiflte
yüzde 48’lik büyümenin tamam›
emekli ayl›klar›n›n hesab›nda dikkate al›n›rken flimdi sadece 14 puanl›k
k›sm› dikkate al›nacakt›r. Ekonomideki yüksek büyüme çal›flan› emeklili¤inde olumsuz etkileyecektir.
–Ayl›k Ba¤lama Oran› da Düflüyor:
Güncellenme katsay›s›n›n düflürüldü¤ünü gördük. Ancak bununla yetinmediler, ayl›k ba¤lama denkleminin di¤er çarpan›n›; ayl›k ba¤lama
oran›n› da düflürdüler. ‹flçiler için bu
oran 1999 reformu öncesinde ilk
5000 gün için yüzde 60 sonraki her
240 gün için yüzde 1 idi. 25 y›ll›k sigortal›l›kta e¤er 9000 bin eksiksiz
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
prim yat›r›lm›flsa ayl›k ba¤lama oran› yüzde 77’ye kadar yükseliyordu.
2000 y›l›ndan sonra ise ilk 3600 günün her 360 günü için yüzde 3.5,
sonraki 5400 günün her 360 günü
için yüzde 2 ve daha sonraki her 360
gün için yüzde 1.5 idi. Bu durumda
25 y›l ve 9000 gün prim ödenmesi
durumunda ayl›k ba¤lama oran› yüzde 65 olmaktayd›. Emekli Sand›¤›’na
tabi kamu çal›flanlar› için ise bu oran
25 y›ll›k çal›flma süresi için yüzde 75
ve 25 y›ldan fazla çal›fl›lan her y›l
için yüzde 1 idi.
5510 say›l› yasa ayl›k ba¤lama oranlar›n› ciddi bir biçimde düflürdü. Ayr›ca yasa ile tavan s›n›rlamas› getirildi
ve ayl›k ba¤lama oranlar›n›n yüzde
90’› geçemeyece¤i hükme ba¤land›.
Oysa mevcut yasalarda iflçi ve esnaf için bir üst s›n›r öngörülmemiflken Emekli Sand›¤›’na tabi çal›flanlar için bu oran yüzde 100 idi. Yeni
düzenlemeyle 25 y›l ve 9000 gün
prim ödeyenlerin ayl›k ba¤lama oran› yüzde 50, 7200 gün prim ödeyenlerin ayl›k ba¤lama oran› ise yüzde
40’a düflmektedir.
Emekli ayl›¤›n› belirleyen her iki de¤iflken de küçültülmüfltür. ‹ki de¤iflken birden küçültülünce emekli ayl›klar›ndaki küçülme de ciddi olacakt›r.
–Ayl›klar›n alt s›n›r›; Asgari Ücretin
yar›s› kadar emekli ayl›¤›:
SSK’l›lar›n alt s›n›r ayl›¤› 1999 “reformu” öncesinde 506 say›l› yasan›n
96. maddesine göre yüzde 70 idi.
1999 “reformu” ile bu alt s›n›r yüzde
35’e düflürüldü. 1999 öncesi ifle girip
halen emekli olanlar›n en düflük
emekli ayl›¤›n›n bugün 576 YTL olmas›n›n nedeni yüzde 70 olarak
saptanan alt s›n›r›n TÜFE ve büyüme oranlar› eklenerek art›r›lm›fl olmas›d›r. 1999 sonras› ifle girenler
henüz emekli olmad›¤› için alt s›n›r
oran› fiilen yüksek gözükmektedir.
Örne¤in 2008 y›l›n›n ikinci yar›s›nda
prime esas kazanc›n (PEK) alt s›n›r›
asgari ücret düzeyinde olup 638.7
YTL’dir. En düflük emekli ayl›¤› ise
576 YTL’dir. En düflük emekli ayl›¤›n›n PEK’e oran› yüzde 90’d›r. Bunun nedeni 1999 öncesi alt s›n›r›n
yüksek olufludur. Yoksa iddia edildi¤i gibi asgari ücretle çal›flan›n emekli ayl›¤›n›n asgari ücretin netinden
fazla olmas›n›n nedeni ayl›k ba¤lama oranlar›n›n yüksekli¤i de¤ildir.
Ayl›klar›n alt s›n›r› 5510 say›l› yasan›n 55. Maddesi ile yüzde 35-40 olarak belirlenmifltir. Bu yüzden 1999
ve 2008 reformu sonras›nda ifle girenlerin emekli ayl›klar› ciddi bir biçimde gerileyecektir. Örne¤in 2008
y›l›nda ifle giren bir çal›flan alt s›n›rdan prim ödedi¤inde 7200 gün prim
ödeyerek emekli olursa emekli ayl›¤›
prime esas kazanc›n alt s›n›r›n›n
yüzde 40’›na kadar gerileyebilecektir. Enflasyon ve büyüme parametrelerini sabit varsayarsak bugünkü de¤erler üzerinden emekli ayl›klar› 255
YTL’ye kadar gerileyebilecektir. Prime esas kazanc›n alt s›n›r›ndan
9000 gün prim ödeyen bir çal›flan›n
emekli ayl›¤› ise (enflasyon ve büyüme oranlar›n› sabit varsayarak) prime esas kazanc›n yar›s›na, 319
YTL’ye kadar gerileyebilecektir. Gelecek kuflaklar kendi dönemlerindeki
asgari ücretin yar›s› kadar emekli ayl›klar› ile karfl›laflabilecektir.
–Ayl›klar›n
art›r›lma
yöntemi;
Büyümeden emekliye s›f›r pay:
Emekli ayl›klar›n›n bir kez saptand›ktan sonra nas›l art›r›laca¤› da son
derece önemlidir. Bugünkü sistemde
hesaba kat›lan enflasyon ve büyüme
oranlar› emekli ayl›klar› aç›s›ndan
yaflamsal öneme sahiptir. Emekli ayl›klar› enflasyondan korunmal› ve ülkedeki refah art›fl›ndan pay almal›d›r. 5510 say›l› yasan›n 55. maddesi
emekli ayl›klar›n›n her y›l Ocak ve
60
cmyk
EMEKL‹L‹K VE SA⁄LIKTA YEN‹ DÖNEM
Temmuz aylar›nda TÜ‹K taraf›ndan
aç›klanacak Tüketici Fiyatlar› Endeksi (TÜFE) oran›nda art›r›lmas›n›
öngörüyor. Sendikalar›n bütün ›srarlar›na ra¤men emekli ayl›klar›n›n art›fl›nda büyüme oran›n›n da hesaba
kat›lmas› hükümet taraf›ndan kabul
edilmedi.
Emekli ayl›klar›n›n art›fl›n›n sadece
enflasyonla s›n›rlanmas› emekli ayl›klar›n›n göreli olarak düflmesine ve
emeklilerin yoksullaflmas›na yol açacakt›r. Emeklilerin milli gelir içindeki
pay› düflecek ve refahlar› azalacakt›r. Bu nedenledir ki ba¤land›¤›nda
ortalama düzeyde olan bir emekli ayl›¤› zamanla en düflük ayl›k seviyesine do¤ru gerilemektedir. Emekli ayl›klar›n›n gerçek de¤erini koruyabilmesi için, hesab›nda da, art›r›lmas›nda da büyüme oran›n›n tümünün
dikkate al›nmas› gerekir. Ancak hükümet bu taleplere kulaklar›n› t›kayarak SSGSS’de yer vermemifltir.
Mevcut emeklilerin durumu;
SSGSS ile ilgili en önemli iddialardan biri mevcut emeklilerin ayl›klar›n›n düflmeyece¤idir. Bu iddia ciddi
bir yan›lsama içermektedir. Emekli
ayl›klar› düflecek mi sorusuna verilecek ilk yan›t “hangi emekli ayl›klar›”
olmal›d›r. Evet, parasal (nominal)
emekli ayl›klar› düflmeyecektir. 1000
lira ayl›k alan emeklinin eline bir y›l
sonra 950 lira geçmeyecektir. Ancak
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
mevcut emekli ayl›klar› göreli olarak
düflecek, emeklilerin milli gelir içindeki pay› azalacak ve emekliler yoksullaflacakt›r. Bu nedenle mevcut
emeklilerin ayl›klar› düflmeyecek iddias› do¤ru de¤ildir.
Bir örnekle aç›klayal›m: 2008 y›l›nda
1000 YTL ayl›k alan bir emeklinin ayl›¤› 5510 say›l› yasan›n 55. maddesi
gere¤i sadece enflasyon oran›nda
art›r›lacakt›r. Enflasyon tahminlerine
göre bu emekli 2020 y›l›nda enflasyona paralel bir art›flla 2660 YTL
emekli ayl›¤› alabilecektir. Ayn› dönemde ülke ekonomisinin ortalama
yüzde 4 ile büyüdü¤ünü varsayarsak
bu büyüme emekliye yans›mayacakt›r.
Emekli refah art›fl›ndan, büyümeden
pay alamad›¤› için yoksullaflacakt›r.
E¤er emekli ayl›klar› enflasyon+büyüme oran›nda art›r›lsayd› bugün
1000 YTL alan emeklinin 2020 y›l›nda 4107 YTL almas› gerekiyordu.
Dolay›s›yla emekli ayl›¤› göreli olarak yüzde 35 gerilemifl; 4107
YTL’den 2660 YTL’ye düflmüfl olacakt›r.
Halen çal›flanlar›n emekli ayl›klar›;
SSGSS öncesi çal›flmaya bafllay›p
SSGSS sonras› emekli olacaklar
aç›s›ndan da emekli ayl›klar›n›n düflmesi söz konusudur. Halen çal›flmakta olanlar›n eski çal›flmalar› eski
yasa hükümlerine göre, yeni çal›fl-
malar› ise 5510 say›l› yasa hükümlerine göre hesaplanacakt›r. 1 Ekim
2008 itibariyle emekli olmayanlar›n
geçmifl mevzuata göre o anda hak
ettikleri emekli ayl›klar› saptanacak
ve daha sonraki çal›flma dönemlerinde ise yeni ölçütlere (yeni ayl›k
ba¤lama oran› ve güncelleme katsay›s›) göre ayl›klar› art›r›lacakt›r. 9000
ve alt›ndaki bütün çal›flma süreleri
için hem ayl›k ba¤lama oran› hem de
güncelleme katsay›s›ndaki düflüfl
nedeniyle çift yönlü bir olumsuzluk
yaflanacakt›r.
Sigortal› bugünkü sistemde elde
edece¤i emekli ayl›¤›nda daha düflük emekli ayl›¤› ile yüzyüze kalacakt›r.
SSGSS sonras› ifle girenlerin emekli ayl›¤›;
SSGSS’nin emeklilik düzenlemelerinden en olumsuz etkilenecek olanlar kuflkusuz 5510 sonras›nda yani
30 nisan 2008 tarihinden sonra ifle
girenler olacakt›r. Bu konumdaki çal›flanlar›n tüm çal›flma süreleri yeni
yasaya tabi olacakt›r. Emekli ayl›klar› hem ayl›k ba¤lama oran› hem de
güncelleme katsay›s› aç›s›ndan
5510’a tabi olacakt›r.
Yeni sigortal›lar aç›s›ndan 2036 y›l›na kadar yafl koflulu 58-60 olarak
kalacak. Bu tarihten itibaren kademeli biçimde artarak 2048 tarihinde
kad›n ve erkekler için 65 olacak. 4/a
kapsam›nda olanlar (iflçiler) 7200
gün, 4/b ve 4/c kapsam›nda olanlar
(kendi hesab›na çal›flanlar ve kamu
çal›flanlar›) ise 9000 gün ve yafl koflulunu tamamlad›klar›nda emekli
olabilecekler.
5510’un ilk halinde iflçiler için de
9000 gün olarak öngörülen prim gün
say›s› son anda 7200 olarak kabul
edildi. Ancak halen 58-60 ileride de
65 yafl›nda emekli olunaca¤› için
7200 gün emeklilikte önemli bir
avantaj sa¤lamayacakt›r. Çal›flanlar
prim gün say›lar›n› tamamlasalar da
61
cmyk
EMEKL‹L‹K VE SA⁄LIKTA YEN‹ DÖNEM
yafl koflulunu bekleyecekler.
Örne¤in çal›flma hayat›na 20’li yafllar›n bafl›nda giren bir iflçi prim gün
say›s›n› (7200 gün, 20 y›l) 40’l› yafllarda tamamlayabilir. Ancak bu iflçi
emeklilik için 10-15 y›l yafl koflulunu
beklemek zorunda kalacakt›r. Bu sürede ise enformel ve güvencesiz ifllerde çal›flmaya zorlanacakt›r.
Emeklilik yafl›n›n yükseltilmesinin
yarataca¤› en önemli sorunlardan biri yafll› iflçilerin iflten ç›kar›lmas› ve
yafll› iflsizli¤i olacakt›r. Yafllanan iflçilerin a¤›r çal›flma koflullar›na sahip
sektörlerde çal›flmalar› fiziksel ve biyolojik olarak güçleflecektir. Öte yandan iflverenler yafll› iflçilerin yerine
genç, ucuz ve daha yo¤un çal›flt›rabilecekleri iflgücünü tercih edecektir.
Bu durum yeni bir yafll› kuflak iflsiz
dalgas› yaratacak ve bu yafll› kuflak
iflsizler güvencesiz ve enformel sektörlere itilecektir.
Malulen emeklilik;
SSK’l›lar, meslekte kazanma gücünün en az yüzde 60’›n› kaybetmeleri
durumunda malul say›lacak. Bu oran
SSK’l›larda halen meslekte kazanma gücünün en az üçte ikisini kaybedilmesi olarak uygulan›yor. Malullük ayl›¤› ba¤lanabilmesi için en az
10 y›l sigortal› olma ve toplam 1.800
gün prim ödeme flart› aranacak. Ancak, baflka birinin bak›m›na muhtaç
derecede malul olan sigortal›larda
sadece 1.800 gün flart› aranacak.
Y›pranma hakk› kald›r›ld›;
Gazeteciler, matbaa iflçileri, gemi
adamlar›, uçufl personeli, kaynakç›,
fleker sanayi çal›flanlar›, posta da¤›t›c›s› gibi meslek gruplar›n›n ‘y›pranma hakk›’ olarak bilinen fiili hizmet
süresi zamm› kald›r›lacak. Bu durumdaki kiflilerin 1 Ekim’e kadar çal›flt›klar› sürelere karfl›l›k gelen y›pranma paylar›, emekliliklerinde dikkate al›nacak.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
‹flkazas› geliri;
Halen çal›flmakta olan tüm sigortal›lar› kapsayacak flekilde, ifl kazas› ve
meslek hastal›¤› nedeniyle yüzde 25
ve daha yukar› oranda sakat kalan
iflçilere ba¤lanan gelirlere uygulanmakta olan alt s›n›r kalkacak. Böylece 1 Ekim’den sonra sakat kalan iflçiye ödenecek gelir, 1 Ekim’den önceki miktar›n önemli oranda gerisinde kalacak.
Ölüm ayl›¤› oran› düflürüldü;
Ölüm ayl›¤›ndan yararlanabilmek
için SSK’l›larda borçlanmalar hariç,
5 y›l sigortal›l›k süresi ve 900 prim
gün say›s› aranacak. Ölen sigortal›n›n dul efline hesaplanan ayl›¤›n›n
yüzde 50'si ba¤lanacak.
Dul eflin ayl›k ba¤lanm›fl çocu¤u
yoksa, sigortal› olarak çal›flm›yor veya kendi çal›flmalar› nedeniyle gelir
veya ayl›k da alm›yorsa, ayl›k ba¤lama oran› yüzde 75 olacak.Kanun
kapsam›nda çal›flmayan veya kendi
çal›flmalar› nedeniyle gelir veya ayl›k
ba¤lanmam›fl çocuklardan; 18 yafl›n›, lise ve dengi ö¤renim görmesi halinde 20 yafl›n›, yüksek ö¤renim yapmas› halinde 25 yafl›n› doldurmayanlar; Kurum Sa¤l›k Kurulu karar›
ile çal›flma gücünü en az yüzde 60
oran›nda yitirip malul oldu¤u anlafl›lanlar; yafllar› ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boflanan veya dul kalan k›zlara
ise ölen sigortal›n›n hesaplanan ayl›¤›n›n yüzde 25'i ba¤lanacak.
SOSYAL S‹GORTALAR
Sosyal güvenlik reformuyla birlikte
sigortal›lar, iste¤e ba¤l› sigortal›lar
ile bunlar›n hak sahiplerinin; genel
sa¤l›k sigortal›lar› ve bunlar›n bakmakla yükümlü oldu¤u kiflilerin tescil
ve di¤er tüm ifllemlerinde sosyal güvenlik sicil numaras› olarak Türk vatandafllar› için T. C. kimlik numaras›
sosyal güvenlik sicil numaras› olarak
kullan›lacakt›r.
‹ste¤e ba¤l› sigortal› olanlar, bakmakla yükümlü olunan kifli olsa dahi,
genel sa¤l›k sigortal›s› say›lacak ve
genel sa¤l›k sigortas› primini de ödemekle yükümlü.
Reform öncesinde %25 olan SSK iste¤e ba¤l› sigorta primi yüzde 32
oran›na yükseldi. Ancak prim ödenirken sa¤l›k yard›m› da al›nabilecek.
1 Ekim 2008 sonras›nda iste¤e ba¤l› sigortaya ödenen primler 4-1/b
(Ba¤-Kur) sigortal›l›¤›nda geçmifl gibi de¤erlendirilecek.
Askerli¤i sayd›rmak daha pahal›;
Sosyal güvenlik reformunun yürürlü¤e girmesiyle birlikte askerlik borçlanmas› nedeniyle yap›lacak ödeme
tutar› artt›. Askerlik borçlanmas› art›k
günlük asgari ücret ile günlük asgari
ücretin 6.5 kat› aras›nda olmak üzere, sigortal›n›n kendisinin belirleyece¤i günlük kazanc›n yüzde 32’sinin,
borçlan›lacak gün say›s› ile çarp›lmas› suretiyle hesaplanacak.
Herkes GSS kapsam›na girecek
–Genel Sa¤l›k Sigortas› (GSS) ile
tüm vatandafllar sa¤l›k riskleri ve
sa¤l›k harcamalar› yönünden güvence alt›na al›nacak. Ülkede ikamet
eden tüm kifliler (vatans›zlar ve s›¤›nmac›lar dahil) GSS’den yararland›r›lacak.
* Ba¤-Kur’lular›n sa¤l›k hizmetlerinden yararlanmalar› için gerekli olan
240 günlük prim gün say›s› 30 güne
indirilecek.
Böylece çiftçiler ve esnaf, sigortal›
olduktan 1 ay sonra sa¤l›k hizmetlerinden yararlanabilecek.
–SSK’l›lar›n sa¤l›k hizmetlerinden
yararlanmas› için gerekli olan 90 ve
bakmakla yükümlü olduklar› için gerekli olan 120 günlük prim gün say›lar› 30’a indirilecek.
–‹flten ayr›lan sigortal›lar, prim borcu
62
cmyk
EMEKL‹L‹K VE SA⁄LIKTA YEN‹ DÖNEM
olup olmad›¤›na bak›lmaks›z›n 6 ay
süreyle sa¤l›k hizmetlerinden yararlanabilirken bu süre 90 güne düflecek.
Kademeli GSS primi;
–Aile içindeki kifli bafl› geliri asgari
ücretin 1/3’ünden az olanlar›n, vatans›zlar ve s›¤›nmac›lar›n, 65 yafl
veya özürlü ayl›¤›, fleref ayl›¤›, vatani hizmet ayl›¤›, terörle mücadele ayl›¤› alanlar›n, harp malullerinin, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu taraf›ndan bak›lan çocuklar›n, köy korucular›n›n, dünya ve
olimpiyat flampiyonlar›n›n Genel
Sa¤l›k Sigortas› primleridevlet taraf›ndan karfl›lanacak.
–Çal›flmas› nedeniyle sigortal› olmayan veya ailesinde sigortal› bulunmayanlardan, aile içindeki kifli bafl›na geliri; asgari ücretin 1/3’ü ile asgari ücret aras›nda olanlar 24 YTL,
asgari ücret ile asgari ücretin iki kat›na kadar olanlar 73 YTL, asgari ücretin iki kat›ndan fazla olanlar 146
YTL ödeyerek sa¤l›k hizmetlerinden
istisnas›z yararlanabilecek.
–Geçifl sürecinde Yeflil Kart uygulamas› 2 y›l daha devam edecek, bu
sürenin sonunda yürürlükten kald›r›lacak.
K›z çocuklar› için prim;
–18 yafl›ndan küçükler, herhangi bir
flart aranmaks›z›n sa¤l›k hizmetlerinden yararlanabilecek. Bu kapsamdakiler, 18 yafl›ndan sonra ise kendi
adlar›na veya anne-babalar› üzerinden GSS kapsam›nda olmaya devam edecek.
–1 Ekim’den sonra 18 yafl›n› dolduran k›z çocuklar› anne-babalar›n›n
sa¤l›k yard›m›ndan yararlanamayacak.
Ancak, halen 18 yafl›ndan büyük
olup anne-babas›n›n sigortal›l›¤› nedeniyle sa¤l›k hizmetlerinden yararlanmakta olanlar›n, çal›flma ve ev-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
lenme gibi hallerle durumlar› de¤iflmezse bu haklar› da sürecek.
‹flsizler’de GSS primi ödeyecek;
‹fls‹z kalan çal›flanlardan 4447 say›l›
‹flsizlik Sigortas› kapsam›nda iflsizlik
ödene¤i alanlar GSS primi ödeyecekler.
5510 say›l› yasan›n 60 ve 61. maddeleri gere¤ince, iflsizler, k›sa çal›flma ödene¤inden yararlanmaya bafllad›klar› tarihten itibaren genel sa¤l›k
sigortal›s› say›lacaklard›r.
Türkiye ‹fl Kurumu taraf›ndan iflsizlik
ödene¤inin ba¤land›¤› tarihten itibaren bir ay içinde SGK’na bildirilecekler ve iflsizlerin GSS primleri de 5510
say›l› Kanun’un 106’nc› maddesiyle
de¤iflik 4447 say›l› Kanun’un 65’inci
maddesine göre, ‹fiKUR taraf›ndan
SGK’ya ödenecektir. ‹flsizlik ödene¤i
al›nan süre 6, 8 veya en fazla 10 ay
olabilmekte ve süre sonunda bitmektedir. Sürenin bitiminden sonra iflsiz
ifl bulamazsa bu durumda GSS
primlerini her ay kendileri taraf›ndan
bankaya ödemeden ne kendisi ne
de bakmakla yükümlü oldu¤u kiflilere sa¤l›k yard›m› verilmeyecektir.
‹flsiz kald›¤› halde iflsizlik ödene¤ine
hak kazanamayan kiflilerden eski
ad›yla SSK’l› yeni ad›yla 4/A sigortal›s› olanlar›n iflten ayr›ld›ktan sonra
10 gün daha herhangi bir prim ödemeden GSS’den yararlanmak haklar› olacak.
Ancak, bu iflsizlerin iflten ayr›lma tarihinden geriye do¤ru bir takvim y›l›
için 90 günlük çal›flmalar› varsa bu
kere 10 gün de¤il 90 gün daha prim
ödemeden GSS’den yararlanma
haklar› olacak.
Daha sonra her ay, gelir durumlar›na
göre GSS primi ödemek zorunda
kalacaklar. Aksi halde ne kendileri
ne de bakmakla yükümlü oldu¤u kiflilere SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) taraf›ndan sa¤l›k yard›m› verilmeyecektir.
ve
Sa¤l›k
Hakk›
Emeklilik
piyasalaflt›r›ld›
5510 say›l› yasa’n›n kabulünden
sonra AKP Hükümeti’nin IMF’ye
gönderdi¤i “Niyet Mektubu”nda
yasan›n kamuoyundan gizlenen
amac› aç›kca belirtiliyordu.
Niyet Mektubu -28.04.2008
“Anayasa Mahkemesi’nin 5510 say›l› Kanuna iliflkin görüfllerini dikkate
alan ve ayn› zamanda söz konusu
Kanunun getirece¤i tasarruflar›n büyük bölümünü muhafaza eden yeni
bir sosyal güvenlik reform kanunu
TBMM taraf›ndan kabul edilmifltir.
(...) Yeni Kanun ayn› zamanda yeni
bir genel sa¤l›k sigortas› sistemi
oluflturmaktad›r. Bu alanda verimlili¤i art›rmak amac›yla yeni Kanun,
Sosyal Güvenlik Kurumu’na ayakta
tedavi hizmetleri için birinci, ikinci ve
üçüncü basamaklarda farkl›laflfltt›r›lm›fl oranlarda katk› pay› belirleme
yetkisi vermektedir. (...) Yeni yasan›n yürürlü¤e girmesi öncesinde,
emekli maafllar›nda yap›lacak ayarlamalar›n yeni Kanunda yer alan endeksleme katsay›lar›n›n öngördü¤ü
mamas› temin ediart›fl oranlar›n› aflflm
lecektir.”
Herfley bitmedi!
5510 Say›l› yasaya karfl› bugüne kadar bir çok demokratik eylem yap›lm›fl olmas›na ra¤men hükümet, yasay› ç›kar›p, sa¤l›¤› ve sosyal güvenli¤i IMF’nin istedi¤i piyasa koflullar›na terk etti.
Ancak, Yasa’n›n ç›km›fl olmas›yla
herfley bitmedi. Bu ülkenin tüm çal›flan, türeten insanlar›, bu yasan›n
cenderesi içine s›k›fl›p kalmadan
sa¤l›¤›n› ve emeklilik hakk›n› geri almak ve anayasadaki “Türkiye Cumhuriyeti Sosyal Bir Hukuk Devlettir”
hükmünü hayata geçirmek ad›na
mücadeleyi sürdürecektir.
63
cmyk
SEND‹KAMIZDAN KISA HABERLER
E-KART, UN‹LEVER, YÖRSAN, TEGA
DESA VE ÇAYKUR ‹fiÇ‹LER‹ ‹LE
DAYANIfiMA
Son y›llarda artan sendikal hak ihlalleri karfl›s›nda emekçiler, s›n›f dayan›flmas›n› sürdürüyor.
Örgütlü iflyerlerinde iflverenler, sendikalarla
sözleflme görüflmelerine bafllamak yerine, sürecin önünü t›kayarak iflçileri greve zorluyor. ‹flkolumuzda IBM iflvereninin ortaya koydu¤u
sendika karfl›t› tutum, Çaykur’da, Unilever’de,
DESA’da, TEGA’da Yörsan’da, E-Kart’da ve
ad›n› sayamad›¤›m›z birçok iflyerinde yaflan›yor.
Sermaye ve iktidar, iflbirli¤i içinde sendikalara
ve sendikal haklara yönelik sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›r›yor. ‹ktidar’dakiler yandafl sendikalara
destek vermek için iflçilere bask› yap›yor.
‹flçi s›n›f›m›z bu sald›r›lara, sendikalar aras›
dayan›flma a¤› kurarak cevap vermeye çal›fl›yor.
Bu ba¤lamda sendikam›z, genel merkez ve
flubeleriyle; Yörsan, Unilever, Desa, TEGA ve
E-Kart iflçilerini ziyaret ederek, TÜM-T‹S’le, Bas›n-‹fl’le, Tek-G›da-‹fl’le Deri-‹fl’le ve Birleflik
Metal-‹fl’le s›n›f dayan›flmas›n› güçlendiriyor.
Tez-Koop-‹fl Yöneticileri Bas›n-‹fl’in
E Kart Grevcileriyle
Erzurum fiubemizin yöneticileri, Tek-G›da-‹fl Genel
Baflkan› Mustafa Türkel’in Rize’deki Çaykur
eylemini ziyaret etti.
Tez-Koop-‹fl Yöneticileri Tümtis’in Unilever
direniflçileriyle
‹zmir fiubemizin Yöneticileri
Bal›kesir Susurluk’ta direnifldeki Yörsan ‹flçilerine
destek verdi.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
64
cmyk
SEND‹KAMIZDAN KISA HABERLER
‹ZM‹R 2 NO’LU fiUBEM‹Z‹N AÇILIfiI
GENEL DENET‹M KURULU TOPLANDI
DENET‹M KURULU TOPLANDI
Baflkan ‹smail Pala, üyeler Mehmet Meral ve
Güray Çam’dan oluflan Genel Denetim Kurulumuz
Anatüzü¤ümüz gere¤i, denetim için Ekim ay›nda
toplanarak çal›flmalar›n› tamamlad›.
VER.DI ÜYELER‹ ÜLKEM‹ZDE
‹ZM‹R 2 NOLU fiUBEM‹Z‹N AÇILIfiI YAPILDI
‹zmir 2 No’lu flubemizin aç›l›fl›na Gene Merkez
yöneticileri, flube baflkanlar›m›z, temsilcilerimiz,
üyelerimiz ve çok say›da davetli kat›ld›.
Aç›l›flta kurdeleyi Genel Baflkan›m›zla birlikte
Türk-‹fl Üçüncü Bölge temsilci yard›mc›s›
Tuncay Kireçkaya kesti.
REAL TEMS‹LC‹ TOPLANTISI YAPILDI
Alman Ticaret Sendikas› ver.di üyeleri, sendikam›z›n
daveti üzerine Türkiye’ye geldiler. Konuklara
‹stanbul 1 ve 4 No’lu flubelerimiz efllik etti.
ROPÖRTAJ
Real Hipermarketler zinciri ‹flyeri Sendika
Temsilcileri toplant›s› Ankara’da yap›ld›.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Genel Baflkan›m›z Gürsel Do¤ru Kon.tv.’ye
gündemdeki sendikal konular hakk›nda
ropörtaj verdi.
65
cmyk
SEND‹KAMIZDAN KISA HABERLER
GENEL MERKEZ‹M‹ZE Z‹YARETLER
ED‹RNE fiUBEM‹Z’DE PLAKET TÖREN‹
Arif Kala
M‹gros Türk A.fi. Genel Müdürü Ömer Özgür Tort
ve Genel Müdür Yard›mc›s› Demir Aytaç
Genel Merkezimizi ziyaret etti.
Y›lmaz Merdin
Mehmet Gültekin
‹stanbul 4 No’lu fiubemizin yeni seçilen flube yöneticileri Genel Merkezimizi ziyaret etti.
Edirne fiubemizin çeflitli yönetim kademelerinde
görev yapm›fl arkadafllar›m›za emekli olmalar›
nedeniyle plaket verildi.
L‹MAN-‹fi’TEN SEND‹KAMIZA PLAKET
BAfiARILI MARATONCU ÜYEM‹Z
Liman-‹fl Sendikas›, Tez-Koop-‹fl’in gösterdi¤i s›n›f
dayan›flmas›n›, Genel Baflkan›m›za verdi¤i plaketle
anlamland›rd›. Plaketi Liman-‹fl Sendikas› ad›na
Genel Baflkan Muzaffer Akpunar verdi.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Tübitak MAM Gen Mühendisli¤i Enstitüsünde görev
yapan üyemiz Emrah Vardar, Rotterdam’da
Tez-Koop-‹fl formas›yla Maraton kofltu
66
cmyk
ALINMIfi C‹DD‹ B‹R ÖNLEM YOK!
TUZLA’DA ‹fi
C‹NAYETLER‹ DEVAM
ED‹YOR..
‹fi KAZASI DE⁄‹L,
‹fi C‹NAYETLER‹
Tuzla’da son olarak, Gisan Tersanesi’nde yap›m› tamamlanan
bir tankerin serbest düflme can
filikas›n›n testi s›ras›nda 3 iflçi
hayat› kaybetti, 16 iflçi yaraland›. Normalde kum torbalar›yla
yap›lmas› gereken batma testi,
içine 19 iflçi bindirilerek yap›ld›.
Yaklafl›k 10 metre yüksekten suya düflünce cam› k›r›lan filikaya
su doldu¤u için d›flar› ç›kamayan 3 iflçi öldü, biri mühendis 16
kifli yaraland›. Son kazayla birlikte Tuzla Tersaler Bölgesi’nde
16 y›lda ölen iflçilerin say›s›
104’e yükseldi.
Tuzla tersanelerinde meydana
gelen iflçi ölümleri ile ilgili olarak
sendikalar ve konunun uzman›
meslek odalar› tepkilerini dile
getirerek, al›nmas› gereken acil
önlemler hakk›nda görüfllerini
aç›klad›lar.
TÜRK-‹fi :
“Türk-‹fl Tuzla’da yaflanan trajedilerin son bulmas› için uyar›lar›n› ve çözüm yollar›n› her f›rsatta
dile getirmifltir. Buna karfl›n “cinayeti and›ran” can kay›plar›n›n
hala devam ediyor olmas› Türkiye’de çal›flma standartlar› aç›s›ndan endifle vericidir. Çal›flma
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
iliflkilerindeki esas faktör, harfleyden önce iflçinin can güvenli¤idir. Buna uygun davranmak
yasalar›n ötesinde ahlaki, insani
bir görevdir. Tuzla’da yaflanan
trajedi, yeni ölümlerin yaflanmamas› için baflta iflverenler olmak
üzere ilgili her kesime son bir
ders olmal›d›r.”
D‹SK :
Devrimci ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (D‹SK), tersanelerde
yaflanan ifl kazalar› ve iflçi ölümlerini Uluslararas› Çal›flma Örgütü'ne (ILO) rapor etti. Raporda, "Tuzla tersanelerinde son 1
y›l içinde 17 iflçi ifl kazas› nedeniyle hayat›n› kaybetmifltir. Ter-
sanede hiçbir güvence bulunmamaktad›r" denildi.
TMMOB :
“Sosyal hukuk devletinde ifl yasalar› çal›flanlar›n hakk›n› korumak ve gelifltirmek amac›n› temel ilke al›rken, ç›kar›lan 4857
say›l› ‹fl Yasas› tamamen iflverenlerin ç›karlar› do¤rultusunda
flekillendirilmifltir. Esnek ve kurals›z çal›flmay›, iflçileri baflka iflverenlere kiralamay›, tafleronlaflt›rmay› yasal hale getiren; k›dem tazminatlar›n›, fazla mesai ücretlerini, sendikal hak ve yetkileri budayan bu yasa yerine
konunun aktörlerinin kat›l›m› ile
demokratik bir yasa ç›kar›lmal›-
67
cmyk
TUZLA’DA ‹fi C‹NAYETLER‹
3 ‹flçinin öldü¤ü 16 iflçinin yaraland›¤› filika testi
d›r. ‹fl mevzuat›, ekseni "insan"
olan ça¤dafl bir yap›ya kavuflturulmal›d›r.
As›l ifl olan gemi yap›m›n›n bölünerek ‹fl Yasas›'na ayk›r› olarak
as›l iflveren -alt iflveren iliflkisi
kurulmas› takibe al›nmal› ve bu
hukuk d›fl› durum giderilmelidir.
Gemi yap›m sürecinin as›l ifl alan› olan çelik profil ve sac iflleme
iflinin ‹fl Yasas›'na ayk›r› olarak
çeflitli tan›mlar alt›nda "alt iflveren" de denilen taflerona verilmesinin kay›t d›fl›l›¤a neden oldu¤u aflikard›r. Bu durum, ucuz
iflgücü sa¤lamak amaçl› olarak
ifl güvencesiz, sigortas›z veya
k›smi sigortal› ve ifl güvenli¤i olmadan iflçi çal›flt›r›lmas›na ve
önlenebilir ifl kazalar›na yol açmaktad›r. Ayn› zamanda bu durumun hukuk d›fl›l›¤›n›n tespit
edilmesi ve gere¤inin yerine getirilmesi sa¤lanmal›d›r. Talebimiz, sosyal sigortalar primlerinin
ana iflveren (tersane) taraf›ndan
ve al›nan ücret üzerinden öden-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
mesi ile her türlü kay›t d›fl›l›¤›n
önüne geçilmesidir.
Gemi ‹nfla Sanayicileri Birli¤i'nin
2005'de iflletmeye bafllad›¤› poliklini¤in ve ifl kazas› geçiren iflçileri öncelikle yönlendirdikleri
Tuzla civar›ndaki özel hastanelerin kay›tlar›n›n, kay›t tutma ve
bildirme pratiklerinin, donan›m›n›n, yeterlili¤inin Türk Tabipleri
Birli¤i, SSK ve Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›'n›n yetkili
birimleri taraf›ndan denetlenmesi gerekmektedir. Tuzla Tersaneler Bölgesinde yap›lan üretimin a¤›r ve tehlikeli ifl kolu oldu¤u, iflçi say›s›n›n on binler mertebesinde oldu¤u göz önünde
bulundurularak Tuzla Bölgesi'nde yaln›zca tersanelere yönelik tam teçhizatl› bir kamu hastanesi kurulmal›d›r.
Gemi inflaat ve tamirat isleri, 16
Haziran 2004 tarihli 25494 say›l›
Resmi Gazete'de yay›nlanan
"A¤›r ve Tehlikeli ‹fller Yönetmeli¤i" kapsam›ndad›r. Bu Yönet-
meli¤in 5. maddesinde ifle al›nan iflçiler için "ifle girifl hekim
raporu" (a¤›r ifllerde çal›flabilir
raporu) düzenlenmesi ve her y›l
iflçinin periyodik olarak sa¤l›k
kontrolünden geçirilmesi, bunun
rapor haline getirilerek iflçinin
dosyas›nda tutulmas› zorunludur. Tuzla Tersaneler Bölgesi'nde bu raporu düzenlenme
yetkisi olan iflyeri hekimi say›s›n›n, son Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› raporunda belirtildi¤i gibi 30 oldu¤u görüldü¤ünde, bu hizmetin gerekti¤i gibi yerine getirilip getirilmedi¤i sorgulanmal›d›r. GISBIR bünyesindeki
poliklini¤in donan›m›n›n da 25
bini ask›n iflçinin çal›flt›¤› Tuzla
Tersaneler Bölgesi'ndeki tüm isçilere sa¤l›k hizmeti verecek yeterlilikte olup olmad›¤›n›n incelenmelidir.
15 saate kadar varabilen toplam
çal›flma saatleri ve fazla mesailer fiili bir mecburiyet olmaktan
ç›kar›lmal›d›r. A¤›r ve tehlikeli bir
ifl kolu olan ve maksimum dikkat
gerektiren tersane mesaisinde,
iflverenler taraf›ndan günde 7,5
saat, haftada 37,5 saat s›n›rland›r›lmas›na riayet edilmelidir. Zira tersanelerdeki as›l ifllerden biri olan kaynak iflleri türleri, 15 Nisan 2004 tarihli ve 25434 say›l›
Resmi Gazete'de yay›mlanan
"Sa¤l›k Kurallar› Bak›m›ndan
Günde Ancak Yedi buçuk Saat
veya Daha Az Çal›flmas› Gereken ‹sler Hakk›nda Yönetmelik"
kapsam›na girmektedir. Bu Yönetmelik kapsam›na giren islerde fazla çal›flt›rma yap›lamaz
(Madde 7). Bu Yönetmelik tersa-
68
cmyk
TUZLA’DA ‹fi C‹NAYETLER‹
nelerde de hayata geçirilmelidir.
Uygulanmas› Çal›flma ve Sosyal
Güvenlik Bakanl›¤› taraf›ndan
denetlenmeli, yönetmeli¤i ihlal
eden uygulamalar cezaland›r›lmal›d›r.
‹fl kazalar›na sebebiyet verenler
yarg›lanmal›d›r. ‹flverenlerin,
maliyet avantaj›n› korumak amac›yla tersanede yaratt›klar› çal›flma flartlar›, iflçilerin ölümlerine,
sakat kalmalar›na ve meslek
hastal›klar›na yakalanmalar›na
neden olmaktad›r. ‹fl kazas› veya meslek hastal›¤› durumunda
söz konusu olan yasal süreçlerin
yavafl islemesi, bu maliyeti bir
kez daha isçiler üzerine y›kmaktad›r. Yarg› sürecinin uzun sürmesi, mâli imkâns›zl›klar ve bask›lar nedeniyle aç›lamayan davalarda da, Çal›flma ve Sosyal
Güvenlik Bakanl›¤› ma¤durlar›n
lehine ceza davalar›n›n takipçisi
olmal›d›r. Bu destekle tersanelerdeki ifl kazalar›n›n üstünü ör-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
ten ve yenilerine davetiye ç›kartan "kan pazarl›¤›" prati¤inin
önüne geçilebilir.
GEM‹ MÜHEND‹SLER‹ :
3 kiflinin öldü¤ü 12 kiflinin yaraland›¤› filika testi s›ras›nda yaflanan ifl kazas›na iliflkin teknik
rapor aç›klad›:
GMO Baflkan› Tansel Timur,
test s›ras›nda yaflanan bir sorun
nedeniyle filikan›n düflme aç›s›n›n de¤iflti¤ini belirterek, normal
koflullarda karinas›n›n bafl taraf›ndan suya girmesi beklenen filikan›n, önce su yüzeyine dik pozisyona geldi¤ini, hareketin devam›nda dönmeye devam ederek, su ile 120 derece aç› yapacak flekilde suya çarpt›¤›n› kaydetti.
Filikan›n kumanda bölümünde
bu yüzden k›r›k ve y›rt›klar olufltu¤unu, ayn› zamanda filikan›n
ön ve iskele yan cam› ile girifl
kap›s› cam›n›n da¤›ld›¤›n› belirten Tansel Timur, "oluflan k›r›k
ve y›rt›klar ile da¤›lan camlar nedeniyle aç›lan boflluklardan giren deniz suyu sonucunda filika
yan yatm›fl ve her koflulda kendisini düzeltmesi gerekti¤i halde
bu pozisyonda yüzer halde kalm›flt›r. Sonuç olarak, deniz suyu
dolmas›n›n etkisi ile 3 kifli hayat›n› kaybetmifl, 12 kifli de yaralanm›flt›r" dedi.
Filikan›n kaza sonras› görüntüleri ve üzerinde yap›lan incelemelere de¤inen Timur, "16 metre
yüksekli¤ine göre, kurallar›n gerektirdi¤i prototip test ve kontrollerinden geçmifl olan bir filikada,
yaklafl›k 11 metrelik düflme testi
sonucunda bu büyüklükteki bir
hasar›n oluflmufl olmas›, filika
malzemelerinin ve yap›s›n›n incelenmesinden bafllayarak, konunun daha derin araflt›r›lmas›
gere¤ini ortaya koymufltur" diye
konufltu.
Tuzlada yap›lan teftifller, kurulan
Meclis Araflt›rma Komisyonlar›
ve haz›rlanan raporlar, hiç bir
sonuç getirmedi. Çal›flma ve
Sosyal Güvenlik Bakan› söylemlerin d›fl›na ç›k›p halen etkin önlemler almad›. ‹ktidar ise olaylar›
ve ölümleri izlemekten öte,
Tuzla Tersane havzas› ile ilgili
ciddi bir yapt›r›m uygulamad›.
Sendikalar›n, meslek odalar›n›n
ve en önemlisi Tuzla tersanelerinde çal›flan örgütlü, örgütsüz
iflçilerin seslerini, hükümet duymazdan geliyor..
Tuzla’da art›k hiç bir iflçi hayat›n› kaybetmemeli. Bu konuda gereken önlemler, yukar›daki aç›klamalar ›fl›¤›nda bir an önce
al›nmal›d›r.
69
cmyk
IN
AD Güllü
K
‹
u
KÇ : Burc ›
E
n
EM layan uzma
z›r
Ha
K
T‹S
‹ST‹HDAM PAKET‹ ‹Ç‹NDE
KADIN
amuoyunda
“‹stihdam Paketi” olarak
adland›r›lan “‹fl Kanunu ve Baz› Kanunlarda De¤ifliklik Yap›lmas› Hakk›ndaki
Kanun Tasar›s›” 15.05.2008
tarihinde yasalaflm›fl bulunuyor. Kad›n çal›flanlar açs›ndan
yasan›n ilgili maddelerini özetlersek:
1- 18 yafl›ndan büyük ve 29
yafl›ndan küçük olanlar ile yafl
flart› aranmaks›z›n, 18 yafl›ndan büyük kad›nlardan; bunu
düzenleyen ilgili maddenin yürürlük tarihinden önceki alt›
ayl›k dönemde, prim ve hizmet
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
belgelerinde kay›tl› sigortal›lar
d›fl›nda olmas› flart›yla, bu ilgili maddenin yürürlük tarihinden önceki bir y›ll›k dönemde,
iflyerine ait prim ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama
sigortal› say›s›na ilave olarak
bu ilgili maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir y›l içinde
ifle al›nan ve fiilen çal›flt›r›lanlar için prime esas kazanç alt
s›n›r› üzerinden hesaplanan
sigorta primine ait iflveren hisselerinin; birinci y›l için yüzde
yüzü, ikinci y›l için yüzde sekseni, üçüncü y›l için yüzde altm›fl›, dördüncü y›l için yüzde
k›rk›, beflinci y›l için yüzde yirmisi, ‹flsizlik Sigortas› Fonu’ndan karfl›lanacak.
2- 150’den fazla kad›n iflçinin
çal›flt›¤› iflyerlerinde iflverenin
krefl açma yükümlülü¤ü kald›r›larak hizmet sat›n al›nmas›
yoluna gidiliyor.
Yukar›da sunmaya çal›flt›¤›m›z özetten de anlafl›laca¤›
üzere, bu kanun ile hükümet
taraf›ndan toplumda yarat›lan
beklentilerin tersine, iflverenlerin baz› alanlardaki mevcut sorumluluklar› tümden tasfiye
edilmekte ya da iflverenlere bu
sorumluluklar›n›n yükünü ha70
cmyk
‹ST‹HDAM VE KADIN
fifletici çeflitli avantajlar sa¤lanarak kad›n emekçilerin, birçok hakk›n›n kayb›na neden
olmaktad›r.
S›rayla de¤erlendirmek gerekirse;
1- 18 ile 29 yafl aras› gençlerin
ve iflgücüne kat›l›m oran› AB
ülkelerine göre düflük olan kad›nlar›n istihdam›n› art›rmay›
amaçlayan bu düzenleme ile
bu kesimlerin sigorta primlerine ait iflveren hisselerinin 5 y›l
boyunca ‹flsizlik Sigortas› Fonundan karfl›lanmas› öngörülmektedir.
Bu düzenleme ile hükümet,
her ne kadar kad›ndan yana
pozitif ayr›mc›l›k yapt›¤›n› ileri
sürse de, asl›nda erkek eme¤ine göre ucuz olan kad›n
eme¤inin, iflverene daha ucuza mal edilmesini amaçlamaktad›r.
Ayr›ca; iflverenlerin bu hükme
dayanarak iflçi ç›karmalar›n›
engelleyici bir önlemde al›nmam›flt›r.
Yani asl›nda bu düzenleme;
halen istihdam edilen kad›n iflçilerin iflten ç›kar›l›p yerlerine
daha ucuz maliyetli kad›n iflçilerin al›nmas›n›n yolunu açan
bir düzenlemedir. Böylece kad›n iflçilerin ifl güvencesi de
ortadan kald›r›lmaktad›r.
2- ‹stihdam yasas› ile iflverenlerin krefl açma yükümlülü¤ü
de kald›r›l›yor. Bunu yerine, iflverenlerin iflyerinde krefl açmak yerine, etraftaki bir kreflle
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
anlaflabilmelerinin yolu aç›lmaktad›r. Böylece iflvereni iflçiyle muhatap olmaktan ç›kar›p, araya 3. kifliler konularak
asl›nda amac›n hizmet kalitesi
art›rmak olmad›¤› ortaya ç›kmaktad›r.
Öte yandan istihdam paketinde kad›n çal›flanlar› etkileyen
bu do¤rudan düzenlemelerin
d›fl›nda;
* Özel sektörde iflverenlerin,
eski hükümlü ve terör ma¤duru çal›flt›rma zorunluluklar› ortadan kald›r›lm›flt›r. Özel sektör iflverenleri bundan sonra
sadece %3 oran›nda özürlü
çal›flt›rmakla yükümlüdürler.
Özürlüler için belirlenen bu %3
oran› daha önceki düzenleme
ile %6’ya kadar ç›kar›labilmekteydi. Bu durum hâlihaz›rda
çal›flan özürlü iflçilerin istihdamlar›n› tehdit edici bir durum ortaya ç›karmaktad›r.
* Yasa ile birlikte ‹flyeri hekimi
istihdam etme zorunlulu¤u da
kalkmaktad›r. ‹flyeri hekimi
istihdam etme zorunlulu¤u ye-
rine iflverene, bu hizmeti özel
hastanelerle anlaflma yolu ile
(tafleron) karfl›lama “OLANA⁄I” tan›nmaktad›r. ‹flyeri hekimleri istihdam etme zorunlulu¤u kald›r›p bunun yerine
özel hastanelerle anlaflma yolu tavsiye edilmektedir. (Krefl
yard›m›n sa¤lanmas›nda oldu¤u gibi, iflveren iflçi ile muhatap olmayacak, iflçiler 3. kiflilerle muhatap olacaklar.) Bu
düzenleme ayn› zamanda, hekimlerin istihdam alan›n› da
daraltmaktad›r.
‹stihdam yaratmak ad›na görüldü¤ü gibi, kad›nlar›n var
olan haklar›n›n gasp› yoluna
gidilmektedir. Bu da yasan›n
as›l mant›¤›n› oluflturmaktad›r.
Birçok yükümlülük iflverenin
s›rt›ndan al›nd›¤› gibi Hazine
arac›l›¤›yla, bunlar›n iflsizlik sigortas› fonundan karfl›lanmas›
yoluna gidilmektedir. Bu anlamda iflsizlik sigortas› fonunun amac› d›fl›nda kullan›m›n›n yolu aç›lm›fl olmaktad›r.
71
cmyk
SOSYAL S‹GORTALAR VE
GENEL SA⁄LIK S‹GORTASI
(SSGSS) YASASI’NIN
KADINLARA ETK‹LER‹
B
ir Ekim’de yürürlü¤e giren Sosyal Güvenlik Yasas›, Türkiye’de yasa
koyucular›n kad›nlara bak›fl aç›s›n› göstermek aç›s›ndan çok
önemli bir belge teflkil ediyor. Bu
tasar›, ayn› zamanda, yasa koyucunun günümüz ve gelecek
için nas›l bir toplum tahayyülü
içinde oldu¤unu da sergilemektedir.
Bir sosyal güvenlik sisteminden
beklenen, devletin yeniden da¤›t›m gücünü, toplumda var olan
eflitsizlikleri tespit ederek, bu
eflitsizlikleri bir dereceye kadar
ortadan kald›rmak ya da en aza
indirmek için kullanmas›d›r. Bu
tüm vatandafllara insan onuruna
yarafl›r bir hayat (her döneminde) sunmas›, koruyucu sa¤l›k
önlemlerini almas›, hastal›k ve
engellilik durumlar›nda bak›m
güvencesi ve ölüm durumunda
geride kalanlara gelir güvencesi
sa¤lamas› demektir. Ancak bu
yasa ile ülkemizde zaten yetersiz olan sosyal güvenli¤in, b›rak›n bu say›lan imkânlar› sa¤lamas› daha da geriledi¤i (hem
kapsam hem de sunulan hizmet
aç›s›ndan) görülmektedir.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Bu duruma kad›nlar aç›s›ndan
bakt›¤›m›zda; Devletin sosyal
hizmetleri k›st›¤› bir ortamda, çal›flma koflullar›n›n a¤›rlaflmas›
ve ücretlerin düflmesi, devletin
sorumlulu¤unda olan birçok hizmetin kad›nlar›n üzerine y›k›lmas›na neden olmaktad›r. Oysa aile ve toplumsal yaflam içinde di¤erlerine bakmakla yükümlü k›l›nan, emekleri yok say›lan kad›nlar, daha önceleri oldu¤u gibi, bu
Yasada da, evin erke¤i taraf›ndan himayeye ve bak›lmaya
muhtaç bireyler konumunda de¤erlendirilmektedir. Asl›nda ba¤›ml› olan kad›nlar de¤il, kad›n›n
karfl›l›¤› ödenmeyen ev içi ve ev
d›fl› eme¤ine ba¤›ml› olan devlet, iflveren ve erkeklerdir. Kad›n›n karfl›l›ks›z olarak tüketilen
eme¤i erkek egemen ekonomik
sistemi ayakta tutan en önemli
ö¤elerden biridir.
Kad›nlar›n yeni Yasa ile birlikte
sosyal güvenlik sistemi içindeki
konumlar›n› ev kad›nlar› ve gelir
getirici ifllerde sigortas›z çal›flan
kad›nlar ve iflçi kad›nlar aç›s›ndan inceleyece¤iz.
1. Grup: Ev Kad›nlar› Ve Sigor-
tas›z Çal›flan Kad›nlar
‹lk olarak belirledi¤imiz gruplar
aras›nda say›sal olarak en yüksek orana sahip gruptur. Sosyal
güvenlik sisteminin ba¤›ml› olarak tan›mlad›¤› kad›nlar: Ev kad›nlar›, 18 yafl›n üzerinde olup
gelir getirici bir iflte çal›flmayan
k›z çocuklar›, ücretsiz aile iflçileri, ev hizmetlerinde gündelikçi
olarak çal›flanlar (sigortal› olarak
çal›flt›r›lma zorunlulu¤u olmayanlar), kay›td›fl› çal›flt›r›lan kad›nlar, asgari ücretin alt›nda gelir elde eden kendi hesab›na çal›flan kad›nlar. Yasada bu gruptaki kad›nlar efl, anne ya da k›z
çocuk olarak tarif edilmifllerdir.
Yani bu gruptaki kad›nlar, sigortal› birilerinin akrabas› (efli, annesi, k›z›) iseler sistem taraf›ndan ba¤›ml› olarak kabul edilmektedirler. Yani, e¤er babalar›,
eflleri ya da anneleri sigortal› de¤il ise sistemden tamamen d›flland›klar› anlam›na gelmektedir.
Sonuç olarak, ülkemizde çok s›n›rl› say›da kad›n sosyal güvenlik sisteminde aktif sigortal› olarak yer alabilmektedirler. Geri
kalan kad›nlar eflleri, babalar›
veya anneleri (çok s›n›rl› say›da)
72
cmyk
SSGSS VE KADIN
arac›l›¤› ile sosyal güvenlik sisteminde yer alabilmektedirler.
Ancak sistemde bu yer alma
fleklinin ba¤›ml›l›k üzerinden
olufltu¤u tekrar vurgulanmal›d›r.
Çünkü bu flekil, asl›nda devletin
kad›nlara toplumsal yaflam içinde biçti¤i rolün sosyal güvenlik
sistemine yans›mas›d›r: Ba¤›ms›z bireyler olarak kabul edilmemek.
Genel sa¤l›k sigortas› aç›s›ndan
bu gruptaki kad›nlar, ba¤›ml› olduklar› sigortal› hayatta iken, sadece hastal›k ve çok s›n›rl› olarak da anal›k sigortas›ndan yararlanabilmektedirler. Ancak,
yafll›l›k ve malullük gibi durumlarda sosyal sigortan›n güvencesi alt›nda de¤illerdir. Sigortal›n›n
ölümü halinde ise, ba¤›ml› kad›nlar hak sahibi olmakta, gelir
veya ayl›k ba¤lanmaktad›r. Ancak gene sadece hastal›k ve s›n›rl› oranda anal›k sigortas›ndan
faydalanmaya devam edebilirler.
Yeni yasa ile sigortal›n›n ölümü
halinde sa¤lanan yard›mlar olan
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
ölüm ayl›¤› ba¤lanmas›, cenaze
ödene¤i verilmesi, ölüm toptan
ödemesi, evlenme ödene¤i verilmesi ancak hak etme koflullar›n›n sa¤lanmas› durumunda gerçekleflmektedir. Ancak yeni yasa ile bütün bu haklarda önemli
kay›plar olmufltur.
‹lk olarak ba¤›ml› kad›n›n ölüm
ayl›¤›na hak kazanma koflullar›n›n a¤›rlaflt›r›lmas›d›r. ‹flçiler
için, sigortal› olarak çal›flmakta
iken herhangi bir nedenle ölümü
halinde, ölüm sigortas›n›n hak
kazanma koflullar›n› sa¤lay›p
sa¤lamad›¤›na bak›l›r. Eski yasaya göre ölüm ayl›¤› alabilmek
için aranan flart: En az 5 y›ldan
beri sigortal›l›¤›n devam etmifl
olmas› ve sigortal›l›k süresinde
toplam 900 gün uzun vadeli sigorta kollar› primi ödenmifl olmas›yd›. Ayr›ca ölüm ayl›¤›n› hak
etmek için aranan prim gün say›s›n› tamamlamadan ölen sigortal›n›n hak sahiplerine, sigortal›
hayatta iken askerlik süresini
borçlanmam›fl ise askerlik hizmetlerini borçlanarak prim gün
say›lar›n› tamamlamalar›na olanak sa¤lanmakta idi. Yeni yasa
ya göre ise: En az 5 y›ldan beri
sigortal› bulunup, toplam 900
gün uzun vadeli sigorta primi
ödenmifl olmas› gerekmekte ancak eksik prim gün say›lar›n› tamamlamak üzere yap›lan askerlik borçlanmas› uygulamas› kald›r›lmaktad›r.
‹kinci kay›p ölüm ayl›¤›n›n azalmas›d›r. Buna göre yeni yasada,
ölüm ayl›¤› hesaplamas›nda kullan›lan güncelleme katsay›s›n›n
hesaplanma yönteminin de¤ifl-
mifl olmas› ve ayl›k ba¤lama
oranlar›n›n düflüflü, ölüm ayl›¤›
düzeyini, yürürlükteki rejime göre önemli ölçüde düflürecektir.
Üçüncü kay›p ise, ölüm toptan
ödeme miktar›n›n düflmesidir.
Sigortal›n›n ölümü tarihinde,
ölüm ayl›¤› ba¤lanabilme koflullar› yerine getirilmemifl ise hak
sahiplerine, o tarihe kadar ödenmifl olan malullük, yafll›l›k ve
ölüm sigorta primlerinin her y›la
ait tutar› güncelleme katsay›s›
ile güncellenerek toptan ödeme
fleklinde verilecektir. Güncelleme katsay›s›n›n belirlenmesindeki geriye gidifl toptan ödeme
miktar›n›n da düflük hesaplanmas›na neden olacakt›r.
Bilindi¤i gibi hak sahibi sigortal›ya ba¤›ml› olan kad›nlar, malullük, yafll›l›k ve ölüm sigortas›ndan yararlanmak amac› ile iste¤e ba¤l› sigortal› olabilirlerdi.
Yeni yasa ile bu uygulama devam etmekte ayr›ca iste¤e ba¤l›
sigortal›l›k kapsam› içine sa¤l›k
primi yat›rma mecburiyeti de eklenmektedir. Böylece, anal›k sigortas›n› iste¤e ba¤l› sigortal›l›k
kapsam›na koymayan devlet,
ba¤›ml› olarak iliflkilendirilen sigortal›n›n sa¤l›k sigortas›ndan
yararlanma hakk›n› ortadan kald›rmaktad›r. Kad›nlar, iste¤e
ba¤l› sigorta primi yan› s›ra, sa¤l›k sigortas› pirimi de (%12) yat›rmak zorunda kalacaklard›r.
2. Grup : Kad›n ‹flçiler:
Ücret karfl›l›¤› çal›flan kad›nlar›n
çal›flma iliflkileri ve flartlar› çok
farkl› biçimler almaktad›r. Biz burada sadece tam zamanl› ve k›s-
73
cmyk
SSGSS VE KADIN
mi zamanl› çal›flan kad›n iflçilerin durumlar›n› inceleyece¤iz.
2.1. Tam Zamanl› ve K›smi Zamanl› Çal›flan Kad›n ‹flçiler
Bu gruptaki kad›nlar, uzun vadeli sigorta kollar›ndan yafll›l›k, malullük ve ölüm sigortalar› ile k›sa
vadeli sigorta kollar›ndan ifl kazas› ve meslek hastal›¤›, hastal›k ve anal›k sigortas› kollar›na
tabidirler.
2.1.1. Uzun Vadeli Sigorta Kollar›
Uzun vadeli sigorta kollar› aç›s›ndan bir de¤erlendirme yapmak gerekir ise; bu sigorta kollar›nda eski yasada belirlenen hak
kazanma/yararlanma koflullar›
yeni yasa ile a¤›rlaflt›r›lmaktad›r.
Ayn› zamanda çal›flma yaflam›ndan sonraki hayatta sigortal›ya sunulan koruma düzeyinde
de önemli gerilemeler olmufltur.
Açmak gerekirse, yeni yasa ile
yafll›l›k ayl›¤›na hak kazanmak
için aranan flartlardan hem prim
gün say›s› ve hem de yafl koflulu art›r›lm›flt›r.
Eski mevzuata göre; emekli ayl›¤›n› hak etmek için 31.12.1999
tarihinden önce sigortal› olanlar
kademeli olarak yafl ve prim gün
say›s› flart›na tabii tutulurken,
1.1.2000’den sonra sigortal›
olanlar›n kad›n için 58, erkek için
60 yafl›n› tamamlamalar›, 7000
gün prim ödemifl olmalar› öngörülmekteydi. K›smi ayl›kta aranan prim gün say›s› ise 4500
gündü. Yeni yasa ile emekli ayl›¤›n› hak etmek için kademeli de
olsa kad›n ve erkekte yafl 65’e,
prim ödeme gün say›s› tam ayl›kta 7200’e, k›smi ayl›kta 5400’e
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
yükseltilmifltir. ‹lk defa bu kanun
yürürlü¤e girdikten sonra sigortal› olanlar için prim gün say›s›
gene kademeli de olsa 9000’e
yükseltilmifltir.
‹fle girmeden önce maluliyet derecesinde hastal›¤› veya engeli
olan kad›nlar›n emekli olabilmeleri için aranan koflullarda a¤›rlaflt›r›lm›flt›r. Buna göre ifle girmeden önce malul say›lmay› gerektirecek oranda hastal›¤› veya
engelleri olanlar›n emekli olabilmeleri için eski yasaya göre aranan 3600 prim gün koflulu
3960’a ç›kar›lm›flt›r. Bu art›fl, sadece malul say›lmay› gerektirecek derecede çal›flma gücü kayb› olanlar için de¤il, ayn› zamanda malul olmayan ancak çal›flma
gücünde kay›p olan sigortal›lar
için aranan primlerde de yaflanm›flt›r. Buna göre çal›flma gücü
kayb› %50-%59 aras›nda olanlar
için 4000 olan prim ödeme gün
say›s› 4320’ye, çal›flma gücü
kayb› %40-%49 aras›nda olanlar
için 4400 olan prim ödeme gün
say›s› 4680’e ç›kar›lm›flt›r.
Bilindi¤i gibi bir kad›n iflçi çal›flma yaflam›n›n zorluklar› ya da
herhangi bir nedenden dolay›
malul olarak nitelenebilecek kadar çal›flma gücünü kaybedebilir.
Eski yasaya göre bu durumda
olan kad›n iflçilere 5 y›ll›k sigortal›l›k süresini doldurmak ve 900
gün prim ödemifl olmak flart› ile
malullük ayl›¤› ba¤lanmakta idi.
Ancak yeni yasa ile 5 y›ll›k sigortal›l›k süresi 10 y›la, 900 gün
prim gün say›s› flart› ise 1800
güne ç›kar›lm›flt›r. Bu durum
malullük ayl›¤›ndan yararlanma
koflulunu önemli ölçüde a¤›rlaflt›rmaktad›r.
Yine eski mevzuata göre; bas›n
mensuplar›, bas›n mesle¤inde
çal›flanlar, deniz üstünde çal›flan gemi adamlar›, uçufl personeli, kaynakç›lar, fleker sanayinde çal›flanlar, da¤›t›c›lar gibi sigortal›lara her 360 gün prim gün
say›lar› için 90 gün fiili hizmet
süresi ilave edilmesi öngörülmekteydi.
Ancak yeni yasa ile fiili hizmet
zamm› konusunda iki gerileme
yaflanm›flt›r. Birincisi, eski sisteme göre fiili hizmet zamm›ndan
yararlanmakta olan baz› meslek
gruplar›n›n haklar› yeni yasa ile
ellerinde al›narak, kad›nlar›n istihdam›n›n göreli olarak yüksek
oldu¤u bas›n mensuplar› ve bas›n mesle¤inde çal›flanlar grubu
kapsam d›fl›na ç›kar›lm›flt›r. ‹kinci olarak, kapsam içinde tutulan
baz› meslek gruplar›n›n fiili hizmet süresi zamm›ndan yararlanma koflullar› a¤›rlaflt›r›lmakta, fiili hizmet zamlar› da düflürülmektedir.
Sigortal› çal›flan kad›nlar›n sigortal›l›k dönemi sonras›ndaki
dönemdeki haklar›nda da kay›plar olmufl, yafll›l›k ve malullük
ayl›klar›n›n hesaplanmas›nda
geriye gidifller olmufltur. Daha
önce, güncelleme katsay›s› ve
ayl›k ba¤lama oranlar›ndaki düflüfller nedeniyle ölüm ayl›¤›nda
belirtildi¤i gibi yaflanan kay›plar,
yafll›l›k ayl›¤›nda da ortaya ç›kmakta ve malullük ayl›¤›n›n ba¤lanma oran›nda daha önce %55
ayl›k ba¤lama oran› %40 civar›-
74
cmyk
SSGSS VE KADIN
na düflmektedir. (7200 gün prim
ödenmifl süre için geçerli)
2.1.2. K›sa Vadeli Sigorta Kollar›
Daha önce belirtti¤imiz gibi k›sa
vadeli sigorta kollar› ifl kazas› ve
meslek hastal›¤›, hastal›k ve
anal›k sigortalar›n› kapsamaktad›r.
‹fl kazalar› özellikle son zamanlarda medyatik medyam›z›n sayesinde s›k s›k gündeme gelir
olmufltur. Ancak biliyoruz ki
medyam›z aç›s›ndan bu da eskitilecek bir konu olarak ele al›nmaktad›r. Oysa iflçi sa¤l› ve ifl
güvenli¤i önlemleri ile bu tür sorunlar önemli ölçüde azalt›labilir.
‹fl kazalar› ve meslek hastal›klar› sonucunda iflçinin sa¤l›¤› bozulabilir ve bu bozukluk iflçinin
meslekte gelir elde etme gücünde bir düflüfle neden olabilir. Bu
durumda kurum taraf›ndan sigortal›ya sürekli ifl göremezlik
geliri sa¤lanmaktad›r.
Burada belirtilmesi gereken sürekli ifl göremezlik geliri hak etme koflulunu denetleyen, bu konuda karar vermek için yetkilendirilen makamd›r. Buna göre iflçinin mesle¤inde gelir elde etme
gücünün %10’unu kaybetmifl
bulundu¤unun tespiti Kurum
Sa¤l›k Kurulu taraf›ndan yap›lacakt›r. Bu yetkinin, hak kazan›lacak geliri ödeyecek kurumun bir
kuruluna de¤il, objektif davranabilecek bir kurula verilmesi gerekmektedir.
Son olarak anal›k sigortas› ve
k›smi süreli çal›flan kad›n iflçilerin durumlar› ile ilgili bilgi vermek
istiyoruz. Eski mevzuata göre,
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
süt emzirme yard›m› bir defa için
50 YTL idi. Sosyal Sigortalar ve
Genel Sa¤l›k Sigortas› Kanunu
ile süt emzirme yard›m›n›n tutar›
asgari ücretin 1/3’ü olarak alt› ay
süre ile ödenmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Ancak SSGSS Kanunu
de¤ifltiren kanunla, emzirme
yard›m› tutar›n›n kurum taraf›ndan belirlenerek, bakan taraf›ndan onaylanmas› ön görülmüfltür.
K›smi süreli çal›flan kad›nlar da
zorunlu sosyal sigorta kapsam›
içinde olup, istihdam edildikleri
günler için k›sa ve uzun vadeli
sigorta kollar›na tabidirler ve yukar›da belirtti¤imiz de¤ifliklikler
onlar› da ba¤lamaktad›r. Ancak
tam süreli çal›flanlardan farkl›
olarak, esnek çal›flma iliflkileri
içinde istihdam edilen kad›n iflçilerin, sigorta primleri çal›flt›klar›
süre ile orant›l› olarak ödenmektedir.
Bu durum, hastal›k halinde ve
anal›k halinde ifl göremezlik
ödene¤i alabilmek için gerekli
olan geçmifl 1 y›l içinde en az 90
gün prim yat›rm›fl olma flart›n›
zaman zaman yerine getirmeyi
zorlaflt›r›c› bir durum olabilir.
Esnek çal›flma biçiminde istihdam edilen kad›n iflçiler, çal›flmadan geçirdikleri zamanlarda
(ki bu zamanlar için hiçbir güvenceleri
bulunmamaktad›r)
baflka bir iflte çal›flarak hayatlar›n› kazanabilmektedirler.
Ancak, resmi olarak çal›flmadan
ama asl›nda çal›fl›larak geçirilen
bu zaman, kay›t alt›na al›nmamakta ya da evde yap›lan çal›flmalar oldu¤u için dikkate al›n-
mamaktad›r. Yeni yasada da bu
durum hiç dikkate al›nmam›fl,
kad›nlar›n farkl› flekillerde istihdam edildikleri durumlar yok say›lm›flt›r.
Bu ciddi ölçüde hak kayb›na neden olmaktad›r.
Esnek çal›flma biçimleri içinde
istihdam edilen kad›n iflçiler aç›s›ndan bir di¤er önemli durum;
5510 say›l› yasan›n “Primlerin
Ödenmesi” bafll›kl› 88. maddesinde düzenlenen prim yat›rma
yükümlülü¤üdür. Buna göre; k›smi süreli veya ça¤r› üzerine çal›flanlar ile bu kanuna göre ev hizmetlerinde ay içerisinde 30 günden az çal›flan sigortal›lar için
eksik günlerine ait genel sa¤l›k
sigortas› primlerinin 30 güne tamamlanmas› zorunludur.
K›smi süreli bir çal›flan›n ald›¤›
ücretin, gene çal›flt›¤› süreyle
orant›l› verildi¤ini düflünürsek,
bu durumda olan ve asgari ücretin alt›nda ücretle çal›flan birçok
kad›n bulundu¤unu tahmin etmek zor de¤ildir. Geçim konusunda bu anlamada zaten s›k›nt› içinde olan çal›flan kad›n, bir
de ay içerisinde yat›r›lmayan eksik sigorta primlerini yat›rmak
zorunda b›rak›larak, geçim s›k›nt›s› kat kat art›r›lmaktad›r.
Kaynakça:
1- Kad›n Eme¤i ve ‹stihdam Giriflimi,
“Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasa Tasar›s› Kad›nlara Nas›l bir
Sosyal Güvenlik Vaat Ediyor?”, 1. Bask›,
Mart 2008, ‹stanbul.
75
cmyk
DESA EYLEM‹NDE B‹R KADIN
EM‹NE ARSLAN
T
ürkiye’nin en büyük deri
markalar›ndan biri olan Desa Derinin, ‹stanbul Sefaköy, Çorlu ve Düzce olmak üzere
üç ayr› fabrikas› bulunmaktad›r.
Teflvik bölgesi olan Düzce’de Nisan
2006 y›l›nda faaliyete bafllayan Desa, hem kendi ad›na hem de dünyaca ünlü birçok uluslararas› markalara üretim yapmaktad›r. Desa’n›n üretim yapt›¤› uluslararas›
markalar aras›nda Mark&Spencer,
Prada, Massimo Dutti, Mulberry, El
Cortes Ingles gibi dünyaca tan›nan
markalar yer almaktad›r. Desa bu
ba¤lant›lar›n› kurarken, markalar›n
sosyal sorumluluk ilklerini de kabul
etmekte ve alt›na imza atmaktad›r.
Ancak Desa, bu sosyal sorumluluk
ilklerinden biri olan, sendikalaflma
hakk›na sayg› gösterilmesi ilkesini
ihlal etmifltir.
Desa’n›n Düzce’deki fabrikas›nda
çal›flan iflçiler, Anayasal ve yasal
haklar› olan sendikaya üye olma
haklar›n› kulland›klar› için iflten at›lm›fllard›r. Deri – ‹fl Sendikas›na
üye olan 5 iflçiye, 29 Nisan günü iflveren taraf›ndan sendikadan istifa
etmeleri yönünde bask› yap›lm›flt›r.
Desa deride çal›flan ve sendika
üyeli¤inden istifa etmemekte kararl› olan iflçiler, 29 Nisan’dan itibaren
gruplar halinde iflten ç›kar›lmaya
bafllanm›flt›r. ‹flten ç›kar›lan iflçi say›s› bugün tarihi itibariyle 44’e ulaflm›flt›r.
29 Nisan’dan bugüne kadar geçen
zamanda, sendikal› olduklar› için iflten at›lan Desa iflçileri Düzece’de
organize sanayi bölgesinde olan
Desa fabrikas›n›n önünde, Desa
Sefaköy’den at›lan 1 kifli ise Sefaköy’de fabrikan›n önünde diren-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
mektedir. Bu zaman zarf›nda jandarma taraf›ndan birçok defa gözalt›na al›nmalar yaflanm›flt›r. Ancak,
tüm bu olanlar gene de Desa iflçilerini y›ld›rmam›flt›r.
Bu direniflçi iflçilerden özellikle bir
tanesi, sekiz y›ll›k Desa Sefaköy iflçisi olan Emine Aslan, 3 Temmuz
günü iflveren taraf›ndan sendika
Emine Arslan
üyesi oldu¤u gerekçesi ile iflten at›lm›fl ve o günden bugüne, Desa Sefaköy fabrikas› önünde eylem yapmaktad›r. Emniyet güçlerinin, fabrikan›n önünden gitmesi için yapt›¤›
bask›lara ra¤men, sendika üyesi
olarak ifle dönünceye kadar bu direnifline devam edecek olan Emine
Aslan’a birçok örgüt taraf›ndan da
destek verilmektedir.
Türkiye’nin her yerinde iflçilerin örgütlenme haklar›n› kulland›klar› için
gördükleri bask› ve fliddet devam
ederken, sadece insanca yaflam
söylemiyle örgütlendikleri için iflçiler ifllerinden ç›kar›lmaktad›r. Hepimizin de bildi¤i gibi küresel sermayenin Türkiye’de iflçilerden bekledi¤i, açl›ktan ölmektense yoksullu¤a
raz› olmalar›d›r.
Ancak bugün, Türkiye Deri-‹fl Sendikas›n›n örgütlü oldu¤u Desa’n›n
Sefaköy’deki fabrikas›nda, bu bask›lara direnen, kendisine ve arkadafllar›na dayat›lan uygulamalara
itiraz eden, itiraz etti¤i için örgütlenen, örgütlendi¤i için iflten ç›kart›lan bir kad›n iflçi, 3 Temmuz’dan
buyana, sadece ifline dönmek için
de¤il ayn› zamanda sendika üyesi
bir iflçi olarak ifline dönmek için mücadele etmektedir.
Bu ülkenin kad›n emekçileri olarak,
neo-liberal politikalara karfl› direnebilmenin tek yolunun örgütlenmek
oldu¤unu biliyoruz. Tüm bask› ve
zorlamalar› ancak örgütlü gücümüzle aflabiliriz.
Bizlerde, Tez – Koop – ‹fl Sendikas› kad›n üyeleri olarak buradan,
bizlere örgütlenmenin kad›nlar için
tek kurtulufl yolu oldu¤unu tekrar
hat›rlatan Emine Arslan’› selaml›yor
ve her zaman yan›nda olaca¤›m›z›
buradan tekrarlamak istiyor ve buradan Desa ürünlerini kullanan tüm
üyelerimize ve di¤er tüm Desa ürünü tüketicilerine seslenmek istiyoruz; çal›flanlar›n haklar›na sayg›
göstermeyen, çal›flanlar›na insanl›k
d›fl› çal›flma koflullar› dayatan Desa’n›n ürünlerini boykot etmeye ça¤›r›yoruz.
76
cmyk
7
KADINLAR VE SEND‹KALAR
Mart 2002 tarihinde sendikalara üye kad›n say›s›n› art›rmak için, dünya genelinde
“Kad›nlara Sendikalar, Sendikalara Kad›nlar” kampanyas› bafllat›ld›. Uluslararas› Hür ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (ICFTU) ile
kürsel düzeyde örgütlenmifl sendika federasyonlar›n›n birlikte kararlaflt›rd›klar› kampanyan›n amac›;
çal›flan kad›nlar›n hayat›n› iyilefltirmek için, onlar› içtenlikle kabul
edip karar verme konumuna yükseltecek sendikalar bünyesinde
örgütlemek.
Amac›n iki hedefi bulunuyor:
1. Sendikalardaki kad›n üye oran›n› belirgin flekilde yükselterek,
dünyadaki sendikal› kad›n say›s›n› ikiye katlamak.
2. Sendikalardaki mevcut kad›n
say›s›n› art›rmak ve kad›nlar›n yönetimde söz sahibi olmalar›n›n
önünü açmak.
Günümüzde, tüm dünyada sendika üyelerinin yüzde 40’› kad›nd›r,
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
buna ra¤men sendikalar›n karar
mekanizmalar›nda söz sahibi olan
kad›n üye yok denecek kadar azd›r.
Kampanya kad›n örgütlenmesi
için tek bir yok belirlememektedir.
Bunun yerine, “sizin ulusal sendikan›z için en uygun kampanya ne
olmal›” sorusunu sorarak, sendikalar›n kendilerine göre de¤iflen
kriterlerinin ortaya konmas›n› ve
bu de¤iflkenlere göre kampanyalar›n flekillenmesi gerekti¤ini ileri
sürmektedir.
Kampanya broflüründe, kad›n iflçilerin sendikalara kat›lmas›n›n
önündeki engeller flöyle s›ralanmaktad›r:
– Kad›nlar sendikan›n kendilerine
ne bak›mdan faydal› olaca¤›n› bilmiyorlar.
– Aile ile ilgili sorumluluklar› yüzünden zamanlar› yok.
– Onlara bu konuda yol gösteren
olmam›fl.
– Sendikalar hakk›nda olumsuz
düflüncelere sahipler.
– Sendikalar kad›nlar›n ihtiyaçlar›na cevap vermiyor.
– Erkeklerin egemenli¤indeler.
– ‹flverenden çekiniyorlar.
– Kocalar› engel oluyor.
– Üyelik aidatlar›n› ödemekte zorlan›yorlar.
– Üye olmak için özgüvene sahip
de¤iller.
Peki kad›nlara, sendikalar›n hayatlar›n› de¤ifltirme potansiyelsini
nas›l anlataca¤›z?
Kampanya, baflta da de¤indi¤imiz
gibi, bunun için bir yöntem üretmiyor. Yöntem seçmeyi, kendi özgül
yöntemini oluflturmay› sendikaya
b›rak›yor. Ancak sendikalar›n bu
özgül yöntemleri belirlerken göz
ard› etmemesi gereken hayati üç
unsuru da vurguluyor: Örgütlenme, e¤itim ve eylem.
Burada kad›nlar›n sendikalarda
örgütlenmesi için neler yap›labilece¤i konusuna girmeyece¤iz, burada öncelikle, k›saca neden ör-
77
cmyk
KADINLAR VE SEND‹KA
gütlenmemiz gerekti¤i üzerinde
duraca¤›z.
Türkiye’de kad›nlar›n iflgücüne kat›l›m oran› Ocak 2008 itibariyle
%22,3’tür. Yapt›¤› ifli “ev kad›n›”
olarak nitelendiren 12 milyon 300
bin kad›n ise iflsiz say›lmamaktad›r.
Biz kad›nlar için, ev içindeki eme¤imiz görünmeden, istihdamda
eflitlik sa¤lanmas› mümkün de¤ildir. Çünkü sistem, biz kad›nlar›
ücretli çal›flsak da çal›flmasak da,
önce ev kad›n› olmaya mahkum
etmektedir. Yemek yapmak, çamafl›r ve bulafl›k y›kamak, ev temizli¤i yamakla bizler yükümlüyüz. Yafll›, hasta ve çocuk bak›m›
da bizim sorumlulu¤umuzda. Ancak bu çal›flmalar›m›z görünmüyor ve karfl›l›¤› ödenmiyor.
Ücretli çal›flmak istedi¤imizde, daha az e¤itimli oldu¤umuz, ev iflleri
yükümüzün uzun mesai saatlerine
engel olaca¤› düflünüldü¤ünden
ya da sadece kad›n oldu¤umuz
için, ifle al›mlarda tercih edilmiyoruz. Cinsiyetçi ifl bölümünün dayatt›¤› kad›n ifli erkek ifli ayr›m›yla,
vas›fs›z ifllerde, düflük ücretlere,
güvencesiz, sendikas›z, sigortas›z
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
çal›flmaya mahkum ediliyoruz.
Peki bunlarla nas›l mücadele edece¤iz?
Öncelikle, kad›nlar›n bu durumdan
memnuniyeti ve durumuna r›za
göstermesi karfl›s›nda, r›za gösterilecek ya da memnun olunacak
bir durum olmad›¤›n› ortaya koyaca¤›z.
KADINLAR
MÜCADELE
SAFLARINDA
ÇO⁄ALDIKÇA
‹fiÇ‹ SINIFI
KAZANIR..
Bize “güçlü, hakk›n› arayan, örgütlenen bireyler olmak için bofla çabalamay›n çünkü bu sizin yazg›n›z” diyenlere, yazg›m›z hakk›nda
karar verecek tek kiflinin biz oldu¤umuzu hat›rlataca¤›z.
fiunu çok iyi anlamam›z gerekiyor;
bizim haklar›m›z› erkekler bizden
daha iyi savunamazlar ve sorunlar›m›z› çözmek, daha eflit ve adaletli bir dünya kurulmas› yolunda
mücadele etmeye bafllamak için
erkeklerden icazet beklememiz
gerekmemektedir.
Bunun için öncelikle, iflyerlerimizde ve Sendikada yap›lan çal›flmalarda aktif rol alarak, taleplerimizi
daha güçlü bir flekilde duyurmam›z ve yerine getirilmesi için çal›flmam›z gerekmektedir. Yönetim
hakk› herkese, herhangi bir cinsiyet ayr›m› yap›lmadan tan›nm›fl
bir hakt›r ve bizim flu andan itibaren bu hakk›m›z› en yo¤un flekilde
savunmam›z gerekmektedir.
E¤er biz bunu yapmazsak ya da
bizden daha kötülerini görüp halimize flükretmeye devam edersek:
sonuçta biraz daha susacak, biraz
daha ezilecek ve birey olma, güçlenme yönündeki arzular›m›z ve
umutlar›m›z iyice tahrip olacakt›r.
Bizler çal›flman›n bize kazand›rd›klar›n› ö¤renmifl bulunmaktay›z. Bu kazançlar›m›z korumak ve
gelifltirmek için sendikal örgütlenme önümüzdeki f›rsatlardan bir tanesidir. Bu nedenle bizler, sendikam›z›n “Kad›nlar›n çal›flma yaflam›nda karfl›laflt›klar› sorunlar›
gündemine almas›n› ve kamuoyunu bu konularda bilgilendirmek
üzerine kampanyalar düzenlemesini” sa¤lamam›z gerekmektedir.
KAYNAKÇA:
1- “Kad›nlara Sendikalar Sendikalara
Kad›nlar”, Çeviren: Beril Eyübo¤lu. Petrol-‹fl Sendikas› Yay›nlar›.
2-“Kad›n ve S›n›f Dayan›flmas›” Hülya
Osmana¤ao¤lu:http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=17142
78
cmyk
ESMER‹Z, KISAYIZ, fi‹fiMANIZ:
B‹ZLER OAXACA’NIN
GERÇEK YÜZÜYÜZ
(Oaxaca ‹syan›nda Kad›n Önderler)
Yazan: - Lynn Stephen
“Ben Oaxaca’da do¤mufl, Zapotek ve
Fidelia Vasquez taraf›ndan söylendi.
tan›kl›klar ve çözümlemeler Oaxaca
Mixtec kan›ndan gelme bir kad›n›m.
Fidelia befl gün önce “Kanal 9” isimli
sosyal isyan›ndaki kad›nlar›n, kamu-
Kad›nlar olarak misyonumuz yarat-
devlet televizyonu kanal› ile devletin
sal alan üzerindeki iddialar› ve medya-
mak, e¤itmek, bilgiyi iletmek ve kat›l-
FM ve AM radyo istasyonlar›n› iflgal
n›n kendi seslerini, fiziksel görüntüleri-
makt›r. Bu yüzden, flimdi bu devlet
etmifl olan bir düzine kad›ndan birisi.
ni ve “gerçek” (yani yerli, iflçi ve orta
radyo ve televizyonunu iflgal ettik. Biz-
Fidelia, ayn› zamanda ö¤retmen, (Ulu-
s›n›f) kad›nlar›n sorunlar›n› yans›tma-
ler de t›pk› ülkemizde yaflayan di¤er
sal E¤itim ‹flçileri Sendikas› içindeki
s›n› sa¤lamalar› anlam›nda feminist
s›radan, içtenlikli, emekçi insanlar gibi
büyük muhalif konfederasyon olan)
kayg›larla, kad›nlar›n sosyal hareket-
insanlar›z. Bizler Oaxacal› kad›nlar,
CNTE 22 nolu flubenin üyesi ve APPO
ler içinde efller, anneler ve ailenin sa-
k›rdan kentte her yerde, bizi uzun za-
ya da Oaxaca Halklar› Meclisi’nin bir
vunucular› olarak sahip olduklar› daha
mand›r yönetmekte olan insanlar›n ve
destekçisi. Yapt›¤› tan›kl›k, Oaxaca’da
geleneksel rolleri bütünlefltirdi¤ini gös-
bugünkü vali Ulises Ruiz’in bize yaflat-
sürmekte olan toplumsal hareketlerin
teriyor.
t›¤› bask›lar›n yükünü tek bafl›m›za ta-
ve kad›nlar›n neden bu hareketlerin
Oaxacal› kad›nlar›n, kad›nlar ve ço-
fl›maktan yorulduk. Bu sat›rlar› okuya-
içinde güçlü bir varl›¤a sahip olduklar›-
cuklar için basit yaflamsal ihtiyaçlar›n
cak olan insanlar, çok uzaklarda olsa-
n›n kökenine ›fl›k tutacak biçimde top-
savunulmas› ile kad›nlar›n erkeklere
lar bile, bizler bu zalim gerçekleri ya-
lumsal cinsiyet, ›rk ve s›n›f konular›n›
tabi k›l›nmas› karfl›s›ndaki bir meydan
flamaya devam ediyoruz. A¤ustos ay›-
bir araya getiriyor. Oaxaca valisi Uli-
okumay› ve kad›nlar›n ailelerinde,
n›n ilk günü sokaklara ç›karak valiye
ses Ruiz’in istifas›n› isteyen APPO,
kentlerinde, eyaletlerinde ve ülkelerin-
Oaxaca’y› terk etmesini söyledik. Biz
2006 yaz ve sonbahar aylar›nda h›zla
de kat›l›mc› demokrasiye yönelik ger-
kad›nlar›n ço¤u zaman sesi duyulmaz,
büyüdü ve Oaxaca kentinin büyük bir
çek ba¤l›l›klar›n› birlefltiren faaliyet bi-
çünkü bizler esmeriz, k›sa boyluyuz ve
bölümünün denetimini elde etti, popü-
çimleri, Latin Amerikal› birçok kad›n
fliflman›z. Bu yüzden kimse bizim hal-
ler kültürel etkinlikler düzenledi, radyo
taraf›ndan sergilenen modelle tutarl›
k› temsil etti¤imizi düflünmez. Ama
ve televizyon istasyonlar›n› denetimini
bir nitelik tafl›yor. Sadece bir pilot ça-
bizler halk›z. Bizler Oaxaca’n›n gerçek
ele geçirdi ve yeni bir eyalet anayasa-
l›flma niteli¤inde olan bu makalede ya-
yüzüyüz. Ne yaz›k ki hükümet burada
s› ve Oaxaca yurttafllar›n›n ço¤unlu-
n›t arad›¤›m sorulardan baz›lar› flun-
bulunan kad›nlar›n büyüklü¤ünü, kal-
¤unu dikkate alacak yeni bir yönetim
lar: kad›nlar neden geliflen APPO ve
bini ve de¤erini taktir edemiyor. Bura-
sistemi gelifltirmek amac›yla eyalet
ö¤retmenler hareketi aç›s›ndan bu
day›z! Çünkü özgür bir Meksika, de-
çap›nda yerel ve bölgesel meclisler ör-
denli merkezilik kazand›lar? Karfl› kar-
mokratik bir Meksika istiyoruz ve art›k
gütledi. Burada kad›nlar›n APPO ve
fl›ya oldu¤umuz fley, Oaxaca sosyal
yeter diyoruz. Bizi buradan ancak
ö¤retmen hareketi içindeki rolüne
hareketlerinde kad›nlar aç›s›ndan yeni
ölüm ç›kartabilir, bu radyo istasyonu-
odaklanarak, kad›nlar›n neden hare-
bir tarihsel rol müdür yoksa bu duru-
nu ve televizyonu asla terk etmeyece-
keti örgütlemenin bir arac› olarak rad-
mun tarihsel öncelleri mevcut mudur?
¤iz.”
yo üzerinde hak iddia ettiklerini, onu
APPO ve ö¤retmenlerin birçok talebi-
Bu sözler, 5 A¤ustos 2006 tarihinde
kulland›klar›n› ve savunduklar›n› özel-
nin e¤itimle, çocuklarla ve sosyal re-
Oaxaca Kenti’nde elli befl yafl›ndaki
likle ele alaca¤›m. Afla¤›da yer alan
fahla ilgili olmas› gerçe¤i, uzun za-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
79
cmyk
ESMER‹Z KISAYIZ fi‹fiMANIZ
mand›r “kad›nca” ve pratik sorunlar
Halk, valinin Oaxaca’y› yönetemeye-
olan APPO üyelerinin üzerine atefl
olarak ele al›nm›fl olan sorunlar üzeri-
ce¤ini görmeli. Oaxaca’da yönetile-
aç›ld›. Sald›r›da mimar Lorenzo San
ne infla edilmifl olan bir harekete gele-
mezlik var. Kad›nlar (APPO’ya kat›lan-
Pablo Cervantes, Oaxaca Eyaleti Ka-
neksel anlamda toplumsal cinsiyetçi
lar) onun gitmesini istiyorlar. Ve sizin
musal ‹fller Bakanl›¤› E¤itim Dairesi
bir merkez mi kazand›rm›flt›r? Yoksa
gibi bizimle konuflmaya gelenlerden
baflkan› vurularak öldürüldü. Birçok
bu harekette, kad›nlar›n bu sorunlar›n
bizim ula¤›m›z olman›z› ve insanlara
kamu çal›flan› gibi o da APPO’yu ve
ötesine geçerek, baz›lar›n›n fliflman,
bizim, Oaxacal› kad›nlar›n, zenginlerin
ö¤retmen hareketini destekliyordu.
k›sa, esmer ve “Oaxaca’n›n gerçek yü-
anlamad›¤› biçimde bar›flç›l kad›nlar
Ölümünü baflkalar›n›n vurulmas›, ga-
zü” olarak nitelendirdi¤i bir kimli¤e po-
oldu¤umuzu duyurman›z› istiyoruz. fiu
zetecilere ve APPO üyeleri taraf›ndan
litik ve kültürel bir alan aç›lmas› talebi
ellere bak (ellerini yüzünün üzerine
kontrol alt›nda tutulan tesislere yönelik
bak›m›ndan kilit bir rol üstlenmelerine
uzat›yor) bunlar terleyen eller, çal›p
sald›r›lar izledi.
neden olan farkl› bir fleyler mi gerçek-
ç›rpan öldüren eller de¤il. Bu eller tüm
2006 sonbahar›nda, di¤er APPO üye-
leflmektedir?
dünya için sevgi, huzur ve bar›fl istiyor,
leri ile birlikte radyo istasyonunu ele
APPO ve Radio Cacerola (Radyo
daha fazla gaz bombas›, kurflun de¤il.
geçiren kad›nlar vali Ruiz Ortiz’in gö-
Tencere)
Sadece sesimizin duyulmas›n› istiyo-
revden al›nmas› ve tüm eyalette böl-
Bu makalenin bafl›nda sözlerini al›nt›-
ruz. Biz kad›nlar ö¤retmenler için de
gesel halk meclisleri arac›l›¤›yla kuru-
lad›¤›m Fidelia Vásquez, Radio Cace-
adalet istiyoruz. Taleplerinin dinlen-
lacak paralel bir hükümetin oluflturul-
rola’dan sadece birkaç blok ötede ya-
mesini istiyoruz. Ama burada Oaxa-
mas› ça¤r›s›nda bulunmaya devam et-
fl›yor. ‹stasyonun tam zamanl› bir çal›-
ca’da eflitlik yok. Biz kad›nlar da bu-
tiler. Ekim ve Kas›m aylar›nda kentli
flan› olmufl, nöbetçilerin her iki saatte
nun adil olmad›¤›n› söylüyoruz”.
APPO üyesi kad›nlar federal polis Oa-
bir nöbet bekleyip uyumalar›n› gerekti-
Radio Cacerola ve Kanal 9’dan kad›n-
xaca’ya girdi¤inde barikatlar›, binalar›
ren yirmi dört saatlik güvenlik vardiya-
lar, 2006 A¤ustos ay› boyunca, AP-
ve medya organlar›n› savunanlar›n en
lar›na kat›l›yor. Fidelia, yaklafl›k on bin
PO’ya yönelik deste¤i harekete geçir-
önlerindeydiler. Polisi karfl›l›yor, kal-
kiflilik bir APPO ve ö¤retmen yürüyü-
mekte ve daha fazla say›da insan›, ör-
kanlar›n›n üzerine çiçek b›rak›yor,
flünü temsil eden bir heyetin yay›na
gütü, mahalle ve yerel yönetimi Oaxa-
kahve ikram ediyorlard›.
girmesine izin verilmemesinin ard›n-
ca valisi Ulises Ruiz Ortiz’e karfl› mu-
Oaxaca’daki sosyal çat›flma 14 Hazi-
dan, 1 A¤ustos günü radyo ve TV is-
halefetlerini aç›klamaya teflvik etmek-
ran ile 10 Aral›k aras›nda 17 ölüm, 450
tasyonunu ele geçiren yüzlerce kad›n-
te son derece baflar›l› oldular. 21
kiflinin tutuklanmas›, yaklafl›k otuz ki-
dan birisi. “Sadece bir saat yay›n yap-
A¤ustos pazartesi günü, bir grup sivil
flinin kaybolmas› ve birço¤unun yara-
mam›za izin vermedikleri zaman, bü-
giysili “polis” Cerro Fortin tepesine t›r-
lanmas›yla sonuçland›. 25 Kas›m ile 4
tün istasyonu ele geçirmeye karar ver-
mand› ve Kanal 9 ile 96.9 FM’deki Ra-
Aral›k aras›nda en az›ndan 192 kifli
dik” diye aç›klam›flt› Fidelia’dan önce
dio Cacerola vericilerine atefl açt›. Nö-
esas olarak Oaxaca kentinde, federal
görüfltü¤üm bir baflkas› da. “Sonuçta
bet tutan bir ö¤retmenin vuruldu¤u bu
polis taraf›ndan tutukland›. Aralar›nda
bu kamusal bir televizyon istasyonu.
APPO ve APPO denetimindeki medya
46 kad›n tutuklu vard›. Bu tarihler ön-
Neden insanlar onu kullanamas›nlar
karfl›t› sald›r› yeni bir çat›flma devresi
cesinde baflka kad›nlar da gözalt›na
ki?” Fidelia bizi birkaç sandalyenin ke-
bafllatt›. 21 A¤ustos’ta, APPO üyeleri
al›nd›lar. Gözalt›na al›nan kad›nlar›n
nar›na oturttu ve Radio Cacerola ile
on iki ticari radyoyu da ele geçirip eya-
ço¤u yüzlerce mil ötedeki Nayarit eya-
neden ilgilendi¤ini anlatmaya bafllad›.
let çap›nda yay›na bafllad›lar. Befl ta-
letinde bulunan orta güvenlikli bir er-
“Burada bildi¤iniz gibi flahane bir yö-
nesini ellerinde tuttular. Sal› gününün
kek hapishanesine gönderildiler ve te-
netim var… bu yüzden de biz kad›nlar
ilk saatlerinde, 22 A¤ustos günü, 400
cavüzle tehdit edildiler, cinsel tacize
1 A¤ustos’ta sokaklara döküldük. Uli-
Eyalet ve yerel polisin bafllatt›¤› “te-
u¤rad›klar›n› gösteren tan›kl›klar mev-
ses Ruiz Ortiz’in Oaxaca’y› terk etme-
mizlik operasyonu”nda yeni ele geçiri-
cut. Tecavüz tehdidi kad›nlara eylem-
sini istedik. onun gibi vali istemiyoruz.
len radyo istasyonlar›n› korumakta
leri b›rakmalar› için verilen mesaj›n tu-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
80
cmyk
ESMER‹Z KISAYIZ fi‹fiMANIZ
tarl› bir parças›yd›
derlik konumundakilerin cinsiyetçili¤in-
lar›n devlet TV istasyonunu ve radyo-
Kad›nlar›n Oaxaca’daki sosyal isyana
den ve d›fllamalar›ndan flikayetçi, an-
yu ele geçirip programlar yapt›klar› s›-
kat›l›mlar› APPO’nun politik ve ekono-
cak sendikalar›nda, çal›flt›klar› okullar-
rada da aflikard›. 22. fiube ve AP-
mik güç iliflkilerini de¤ifltirme mücade-
da ve cemaatlerde ve ülkelerinde da-
PO’daki kad›nlar›n kat›ld›¤› medyada-
lesi ve 2007 A¤ustos’u için belirlenen
ha fazla demokrasi elde etmek için
ki bu k›sa ancak yo¤un kültürel üretim
eyalet seçimleri ile birlikte hala sürüp
CNTE’de çal›flmay› sürdürüyorlar. Ba-
dönemi, kuflkusuz kimin Oaxaca yurt-
gidiyor.
z› kad›n önderlerin de Oaxaca’da son
tafllar› oldu¤u, neye benzedikleri ve ne
Sonuçlar
yirmi y›l içinde geliflen feminist hare-
söyledikleri konusundaki popüler ve
Oaxacal› kad›nlar›n 1 A¤ustos’ta TV
ketler içinden gelen deneyimleri var.
seçkin fikirleri de¤ifltirdi. Oaxaca sos-
ve radyo istasyonlar›n› ele geçirmeleri
elbette 2006 A¤ustos ay›nda yap›lan
yal isyan›ndaki kad›nlar›n öyküsü kufl-
APPO için gündelik örgütlenme faali-
Ulusal Forum’da sadece kad›nlar›n
kusuz daha birçok yeni bölümü olan
yetleri aç›s›ndan bir can damar› sun-
haklar›na de¤il ayn› zamanda eflcin-
bir öyküdür.
du¤u gibi binlerce Oaxacal›ya da ger-
sellerin haklar›na da güçlü bir destek
Daha genel bir düzeyde ise, APPO ve
çek anlamda ses verdi. Radio Cacero-
verilmifl olmas›, APPO ve CNTE için-
22. fiubedeki kad›nlar›n kendilerini ve
la’daki kad›nlar APPO ve ö¤retmenle-
de hem toplumsal cinsiyet eflitli¤ine
taleplerini ifade etme biçimleri, örgüt-
ri destekleyen birçok di¤er Oaxacal›
hem de di¤er insani ve sosyal haklara
lenmelerinin, kad›nlar›n eflitlik talebini
gibi 2006 y›l› içinde yaflad›klar› dene-
ba¤l› olan kad›nlar›n güçlü bir varl›¤a
g›daya, sa¤l›k, bar›nma, demokratik
yimlerle sonsuza kadar de¤ifltiler. Ra-
sahip olduklar›n› gösteriyor. E¤itim her
temsil, sayg› ve basit bir biçimde ka-
dio Cacerola ve Radio Universidad gi-
zaman kad›ns› bir alan olmufltur ve
musal alanda konuflma hakk› gibi pra-
bi alanlar›n aç›lmas› ve binerce insa-
kad›nlar›n ö¤retmen sendikas› ve AP-
tik haklar›n elde edilmesi ile birlefltiren
n›n yeni bir kamusal demokrasi söyle-
PO içindeki güçlü varl›klar› kad›nlar›n
di¤er ça¤dafl melez sosyal hareketler-
mine kat›lmas› birçok insana yeni bir
geleneksel politik kat›l›m çizgilerini izli-
le tutarl›l›k içinde oldu¤unu göster-
öz sayg›, “haklar› oldu¤u” bilinci, ko-
yor gibi görünebilir. Ancak kad›nlar›n
mektedir. APPO içinde uzun zamand›r
nuflma ve dinlenme hakk› olan “birisi”
APPO içindeki kat›l›m›n› farkl› k›lan,
eylemcilik yapan ö¤retmenlerden ha-
oldu¤u duygusu yaflatt›. Fidelia gibi
kad›nlarla özdefllefltirilmeyen kamusal
yatlar›nda ilk kez soka¤a ad›m atan ifl-
kad›nlar aç›s›ndan, esmer, fliflman, k›-
alanlara do¤rudan ad›m atmalar›d›r.
çi ve orta s›n›f kad›nlara dek farkl› de-
sa boylu, yoksul ve kad›n olanlara ka-
Valiyi iktidardan devirmek için çal›fl-
neyimleri olan genifl bir kad›n yelpaze-
musal bir ses, devleti yönetme iflinde
mak, barikatlar ve mahalle komiteleri
si var. Kat›lma nedenleri ve deneyim-
bir yer ve kentin ve tüm eyaletin kime
kurmak, radyo ve televizyon istasyon-
leri elbette tek tip olmamakla birlikte,
ait oldu¤una dair meflru bir varl›k ka-
lar›n› ele geçirmek ve onlar› güvenlik
kad›nlar›n güçlü varl›¤› ve harekete
zand›rmak, dönüfltürücü bir deneyim-
görevleriyle birlikte korumak; bütün
yönelik ba¤l›l›klar›, hareketin birçok
di. Ancak bütün bunlar gökten zembil-
bunlar geleneksel “kad›n” görevleri
kad›n›n ça¤dafl Oaxaca’da kendisini
le inmemiflti.
de¤ildir.
özdefllefltirdi¤i haklar ve mücadeleler-
Kad›nlar›n APPO hareketi içindeki
Hem kat›lanlar hem de izleyenler aç›-
le güçlü bir uyum sergiledi¤ini gösteri-
güçlü varl›¤›, dolays›z biçimde kad›n-
s›ndan çarp›c› olan, Oaxaca politik
yor.
lar›n CNTE içinde ço¤unluk olufltur-
seçkinlerine ciddi biçimde meydan
malar›na ve içinde yaflad›klar› ve ö¤-
okuyan son derece güçlü, kad›nsal,
retmenlik yapt›klar› cemaatlerde oldu-
kamusal bir politik varl›¤› koordinas-
¤u kadar ait olduklar› demokratik ö¤-
yon içinde yaratmakla u¤raflan kad›n-
http://sendika.org/yazi.php?yazi_no:1
retmenler konfederasyonu içinde ey-
lar›n say›s›yd›. “K›sa boylu, fliflman ve
1504 kaynaktan al›nt› yap›lm›flt›r.
lemciler olarak çal›fl›rken sahip olduk-
esmer olanlar›n” bu kamusal varl›¤›,
(Socialism&Democracy dergisi, say›
lar› bireysel ve kolektif deneyime ba¤-
sadece kent meydan›ndaki kamusal
44, sendika.org taraf›ndan çevrilmifltir)
lanabilir. Sendika içinde birçoklar› li-
alanlarda de¤il, ayn› zamanda kad›n-
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
81
cmyk
ve 5746 say›l› Araflt›rma ve Gelifltirme
Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Hakk›nda Kanunun 4 üncü maddesinin alt›nc›
F›kras›na dayan›larak haz›rlanm›flt›r.”
12/13/2008 tarihinde Resmî Gazete’de yay›mlanan bu kanun,
ad›n›n da gösterdi¤i gibi, esasen
HUKUK
KÖfi
fiE
ES‹
B‹R YÖNETMEL‹K
ÜZER‹NE BAZI
GÖZLEMLER
Dr. Cüneyt Ozansoy
A.Ü. Hukuk Fakültesi
31.07.2008 tarihinde, Resmî Gazete’de yay›mlanan “Araflt›rma ve
Gelifltirme Faaliyetleri’nin Desteklenmesine ‹liflkin Uygulama ve
Denetim Yönetmeli¤i”
üzerinde durmay› gerektiren birkaç noktas›yla dikkat çekmekte.
Bu k›sa ve mütevaz› incelememiz,
sözkonusu düzenlemeyi ayr›nt›l›
bir de¤erlendirmeye tabi tutma
amac›nda de¤ildir. Burada esasen, “kamu personeli” ve “idarenin
düzenleme yetkisinin bir yönetmelik vesilesiyle kullan›l›fl›” üzerine
baz› gözlemlerle yetinilecektir.
An›lan yönetmeli¤in 3. maddesinde, sözkonusu düzenleyici ifllemin
dayana¤› da gösterilmektedir:
“ Bu Yönetmelik, 28/2/2008 tarihli
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
k›saca Ar-Ge olarak an›lan “araflt›rma ve gelifltirme” faaliyetlerinin
ve bu faaliyetler içinde olan personelin desteklenmesine iliflkin
hükümler getirmektedir. Kanunun
epey “tutumlu” bir düzenleme oldu¤u söylenebilir. Gerçekten,
5746 say›l› Kanun, toplam 7 maddeden ibarettir ve “Tan›mlar” bafll›kl› 2. madde ile, “‹ndirim, istisna,
destek ve teflvik unsurlar›” bafll›kl› 3. madde kanunun “çekirdek”
hükümlerini içeren maddeler olarak öne ç›kmakta.
Konumuz aç›s›ndan daha ilgiye
de¤er olan 3. maddeyi ilk üç f›kras›yla anmakta yarar var.
(1) “Ar-Ge indirimi: Teknoloji merkezi iflletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kurulufllar› ile kanunla kurulan vak›flar
taraf›ndan veya uluslar aras› fonlarca desteklenen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, rekabet öncesi iflbirli¤i projelerinde ve teknogiriflim
sermaye desteklerinden yararlananlarca gerçeklefltirilen Ar-Ge
ve yenilik harcamalar›n›n tamam›
ile 500 ve üzerinde tam zaman
eflde¤er Ar-Ge personeli istihdam eden Ar-Ge merkezlerinde
ayr›ca o y›l yap›lan Ar-Ge ve yenilik harcamas›n›n bir önceki y›la
göre art›fl›n›n yar›s›, 13/2006 tarihli ve 5520 say›l› Kurumlar Vergisi Kanununun 10uncu maddesine göre kurum kazanc›n›n ve
31/12/1960 tarihli ve 193 say›l›
Gelir Vergisi Kanununun 89.
maddesi uyar›nca ticari kazanc›n
tespitinde indirim konusu yap›l›r.
Ayr›ca bu harcamalar, 4/1/ 1961
tarihli ve 213 say›l› Vergi Usul Kanununa göre aktiflefltirilmek suretiyle amortisman yoluyla itfa edilir,
bir iktisadi k›ymet oluflmamas›
halinde ise do¤rudan gider yaz›l›r. Kazanc›n yetersiz olmas› nedeniyle ilg3ili hesap döneminde
indirim konusu yap›lamayan tutar, sonraki hesap dönemlerine
devredilir. Devredilen tutarlar, takip edilen y›llarda 213 say›l› Kanuna göre her y›l belirlenen yeniden de¤erleme oran›nda art›r›larak dikkate al›n›r.
(2) Gelir vergisi stopaj› teflviki:
Kamu Personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi iflletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu
kurum ve kurulufllar› ile kanunla
kurulan vak›flar taraf›ndan veya
uluslararas› fonlarca desteklenen
ya da TÜB‹TAK taraf›ndan yürütülen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, teknogiriflim sermaye desteklerinden yararlanan iflletmelerde ve rekabet öncesi iflbirli¤i projelerinde çal›flan Ar-Ge ve destek
personelinin; bu çal›flmalar› karfl›l›¤›nda elde ettikleri ücretlerinin
doktoral› olanlar için yüzde doksan›, di¤erleri için yüzde sekseni
gelir vergisinden müstesnad›r.
(3) Sigorta primi deste¤i :Kamu
Personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi iflletmelerinde, ArGe merkezlerinde, kamu kurum
ve kurulufllar› ile kanunla kurulan
vak›flar taraf›ndan veya uluslar
aras› fonlarca desteklenen yada
TÜB‹TAK taraf›ndan yürütülen
Ar-Ge ve yenilik projeleri ile rekabet öncesi iflbirli¤i projelerinde ve
82
cmyk
B‹R YÖNETMEL‹K ÜZER‹NE GÖZLEMLER
teknogiriflim sermaye desteklerinden yararlanan iflletmelerde çal›flan Ar-Ge ve destek personeli ile
26/6/2001 tarihli ve 4691 say›l›
Teknoloji Gelifltirme Bölgeleri Kanununun geçici 2. maddesi uyar›nca ücreti gelir vergisinden istisna olan personelin; bu çal›flmalar› karfl›l›¤›nda elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta
pirimi iflveren hissesinin yar›s›,
her bir çal›flan için befl y›l süreyle
Maliye Bakanl›¤› bütçesine konulacak ödenekten karfl›lan›r.”
‹lk f›kra “Ar-Ge indirimi”nin uygulanaca¤› faaliyet ve birimleri gösterirken, 2. f›kra “gelir vergisi stopaj teflviki”ni, 3. f›kra da “ Sigorta
primi deste¤ini” düzenlemektedir.
Lakin, son iki f›kran›n ortak bir
özelli¤i, “Kamu personeli hariç olmak üzere...” girifliyle bafllamakta
olufllar›d›r. Buna göre, 5746 say›l› Kanun’un getirmifl oldu¤u “gelir
vergisi stopaj› teflviki “ ile “sigorta
primi deste¤i”nden “kamu personeli” müstesna tutulmufl olmaktad›r.
Do¤al olarak, kanunun “destek
kapsam›na almad›¤›” kamu personelinin hangi nitelikteki ve kapsamdaki “personel” oldu¤unun
belirlenmesi gere¤i ortaya ç›kmaktad›r. Bu gere¤in anlam›n›n
olmad›¤› ilk bak›flta ileri sürülebilir. Ancak, “kamu personeli” deyimi, “memur” deyimi gibi hukuken
belirgin bir kategori de¤ildir. Ba¤lam ba¤›ml›d›r ve dar/genifl anlamlarda farkl› kapsamlara iflaret
ederken, genel bir kullan›m içinde
hukuken “elveriflsiz” bir fonksiyona sahiptir(Bu soruna ilerde tekrar
dönece¤iz). Dolay›s›yla, kanun
hükmünü okuyan kiflinin hemen
duyaca¤› merak›n “5746 say›l›
Kanun’un kamu personelini nas›l
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
betimledi¤i” olmas› da tabiidir.
Laf› uzatmadan, belirtmekte yarar
var: An›lan kanun, “kamu personeli”nden ne anlad›¤›na dair bir
fley söylemifl de¤ildir.
Gerçekten, bu yoldaki bir ifadenin
yer alaca¤› en ola¤an yer, “Tan›mlar” bafll›kl› 2. madde olmak
gerekirdi. Ancak, kanun getirdi¤i
düzenleme ba¤lam›nda burada
bir çok kavram› tan›mlarken, bunlar aras›na “kamu personeli”ni almam›flt›r. Keza, kanunun di¤er
hükümleri de bu konuda herhangi
bir “yard›m” sa¤lamazken, kanunun ilgili maddesinin gerekçesi de
sadece “(kamu personeli hariç)”
demekle yetinmifltir.
Hal böyle iken, 31/07/2008 tarihinde Resmî Gazete’de yay›mlanan “Araflt›rma ve Gelifltirme Faaliyetlerinin Desteklenmesine ‹liflkin Uygulama ve Denetim Yönetmeli¤i”, kanunun yapmad›¤› “tan›m›” yapm›fl ve 4. maddesinin (h)
bendinde, 5746 say›l› Kanun’da
getirilen “gelir vergisi stopaj› teflviki” ile “sigorta primi deste¤i”nden
yararlanamayacak olan kamu
personelini tan›mlam›flt›r. Yönetmeli¤e göre, sözkonusu desteklerden “müstesna” tutulan kamu
personeli :
“Kamu personeline ait özlük haklara sahip olmayanlardan geçici
olarak ve proje suresiyle s›n›rl›
olarak istihdam edilenler hariç olmak üzere , 10.12.2003 tarihli
5018 say›l› Kamu Mali Yönetimi
ve Kontrol Kanununun eki I, II, III
ve IV say›l› cetvellerde yer alan
kamu idarelerinde, il özel idareleri
ve belediyeler ile bunlara ba¤l›
kurulufllarda, üyelerinin tamam›
köylerden oluflan birlikler d›fl›ndaki mahalli idare birliklerinde, dö-
ner sermayeli kurulufllarda, kanunla kurulan fonlarda, kefalet
sand›klar›nda, kamu iktisadi teflebbüsleri ve ba¤l› ortakl›klar› ile
sermayesinin yar›s›ndan fazlas›
kamuya ait kurulufllarda, 5018 say›l› Kanun kapsam› d›fl›ndaki özel
bütçeli kamu idarelerinde çal›flan
memurlar ile di¤er kamu görevlileri ve di¤er personel”, olarak betimlenmifltir.
Muhtemelen, kimine göre sorunu
çözen ve gerekli¤i aç›kl›¤› sa¤lad›¤› düflünülen bu hüküm, beraberinde birkaç ve önemli idare hukuku problemini de getirmifl ve
bunlarla malûl olan yönetmelik,
zann›mca hukuka ayk›r› bir niteli¤e bürünmüfltür.
Bu ayk›r›l›k, sözkonusu yönetmeli¤in kanunun “bofllu¤unu doldurmaya” talip olmas› ve bir flekilde
kanunu baflkalaflt›rarak de¤ifltirmesinden kaynaklanmaktad›r.
Bu noktalar› göstermeden önce,
biraz teorik ve kitabî hususlar› k›saca hat›rlamakta yarar var. Çünkü, yukar›da yap›lan saptaman›n
dayanaklar› aç›s›ndan, biraz da
zorunlu bu hat›rlay›fl.
***
Kamusal idarenin insan unsurunu
“kamu görevlileri” oluflturur. Bunlar, “kamu personeli” olarak da
adland›r›l›rlar. Klasik bir yaklafl›mla, kamu görevlisinin “dar” ve “genifl” anlamda iki kullan›m biçiminin oldu¤u söylenebilir. Genifl anlamda kamu görevlisi, hukuki statülerinden ba¤›ms›z olarak, kamu
kesiminde istihdam edilen tüm
görevlilerdir. Bu anlamdaki kategorinin içine, kamu kesiminde çal›flan herkes girer. Do¤al olarak,
iflçiler de.
83
cmyk
B‹R YÖNETMEL‹K ÜZER‹NE GÖZLEMLER
Dar anlamdaki kamu görevlisi ise,
idare ile belli bir hukuki statü iliflkisi içinde olan, kamu kesiminde
idare hukuku kurallar›na göre istihdam edilen personeli gösterir.
Bu da, Anayasam›z›n 128. maddesinde belirtilmifl olan “memurlar
ve di¤er kamu görevlileri”nden
oluflur.
‹ster dar, ister genifl anlamda kullan›lm›fl olsun; kamu hizmeti gören herkesin “kamu görevlisi” olmad›¤› aflikard›r. Her iki anlamda
da koflul, devlet teflkilat›nda veya
kamu kesimindeki bir teflkilatta, o
örgüte ba¤l› olarak çal›flmad›r.
Hemen belirtilmeli ki, kamu hukuku/idare hukuku aç›s›ndan kamu
görevlisi “dar anlamdaki kamu görevlisi”dir.
Anayasan›n 128. maddesi de bu
anlamda bir kamu görevlisi yaklafl›m›n› benimsemifltir.” Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler”
bafll›kl› 128. maddeye göre, “Devletin, kamu iktisadi teflebbüsleri
ve di¤er kamu tüzel kiflilerinin genel idare esaslar›na göre yürütmekle yükümlü olduklar› kamu
hizmetlerinin gerektirdi¤i aslî ve
sürekli görevler, memurlar ve di¤er kamu görevlileri eliyle görülür”(f.1).
Buradan ç›kan birkaç sonuca de¤inelim.
Kamu kesiminde istihdam edilenler içinde, memurlar ve di¤er kamu görevlileri “idare hukuku rejimi
ve iliflkisi içinde” bulunanlard›r. Yine kamu kesiminde, iflçiler de istihdam edilebilecektir; ancak iflçilerin “genel idare esaslar›na göre
yürütülen” ve “kamu hizmetlerinin
gerektirdi¤i aslî ve sürekli görevlerde” istihdam› mümkün de¤ildir.
Buradan kolayca de anlafl›laca¤›
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
gibi, 1982 Anayasas› ile hukukumuza giren “di¤er kamu görevlileri” kategorisi, idare ile memurlar
gibi bir kamu hukuku iliflkisi içinde
bulunan ve dolay›s›yla iflçi de say›lmalar› mümkün olmayan kesime iliflkindir. Memurlar›n d›fl›nda
kalan bu kesim de, hakim ve savc›lar, askerler, ö¤retim üyeleri...gibi ayr› bir personel rejimine tabi
olan kamu görevlileridir.
Tekrarlamakta yarar var: Hem
memurlar, hem de “di¤er kamu
görevlileri”, özel hukuk de¤il, idare
hukuku kurallar›na tabi olarak çal›flan kesimdir ve bu kesimin idare
ile iliflkisi “akdî” de¤il, fakat kamusal ve statüye dayal›d›r. “Genel
idare esaslar›”ndan kastedilen,
kamu hukuku rejimi oldu¤u gibi,
kamu hizmetlerine iliflkin asli ve
sürekli görevlerde de yaln›zca
memurlar ve di¤er kamu görevlileri istihdam edilebilece¤inden, iflçiler ile olan ay›r›m›n önemi bir kat
daha artar.
‹flte, “kamu görevlisi” ya da “kamu
personeli” dendi¤i zaman kastedilen de dar anlamdaki bu kesimdir.
Kamu personeli, kamuda çal›flan
personel ile ayn› fley de¤ildir; her
iki kategori çal›flan da bir kamusal
örgüt içinde yer almakla beraber,
bu organik ortakl›k, akdi bir iliflki
içinde çal›flanlar› da kamu görevlisi saymaya yetmeyecektir.
O halde, aksi yönde bir hüküm
içermedi¤i için, 5746 say›l› Kanunda an›lan “kamu personeli”
de, iflte bu dar anlamdaki kategoridir ve memurlar ile di¤er kamu
görevlilerini kapsar. Her iki kesimin ortak noktas›, iflçi say›lmamak ve idare hukuku kurallar›
içinde, kamusal bir statüde çal›flmakt›r.
Hal böyle iken, an›lan Yönetmelik,
kanunun yapmad›¤› bir fleyi yapmaya soyunmufl, kamu personeli
deyimini “genifl anlamda” bir kategoriye tafl›m›flt›r. Bir baflka deyiflle, yönetmeli¤e göre, neredeyse
“kamu personeli” ile “kamuda çal›flan personel” aras›nda hemen
hiçbir fark kalmam›flt›r. Gerçekten
de, kamuda bir biçimde çal›flan
personel içinde yaln›zca “kamu
personeline ait özlük haklar›na
sahip olmayanlardan geçici olarak ve proje süresiyle s›n›rl› olarak
istihdam edilenler” sözkonusu
teflvik ve destekten yararlanabilecekler, bunlar d›fl›nda kalan tüm
çal›flanlar “kamu personeli” say›ld›¤›ndan(!), kanunun uygulama
alan› d›fl›na tafl›nm›fl olmaktad›r.
Yönetmelik, Anayasan›n kamu
personeli kabul etti¤i “memurlar
ve di¤er kamu görevlileri”ne yeni
bir kategori daha eklemifl, kamu
personeli de bu durumda “memurlar ile di¤er kamu görevlileri ile
di¤er personel” haline dönüflmüfl
olmaktad›r.
Memurlar ve di¤er kamu görevlileri difl›ndaki “di¤er personel”in iflçiler oldu¤u aç›kt›r. Dolay›s›yla,
Anayasan›n ve kanunun yapmad›¤› bir fleyi, yönetmelik yaparak,
yeni bir kamu personeli tan›m› getirmifl olmaktad›r.
Böylesi bir biçimde, kanunun “getirmedi¤i” bir kategoriyi, kanunun
anlafl›lmas›n› ve uygulanmas›n›
baflkalaflt›ran bir biçimde hukuka
sokmak isteyen an›lan yönetmeli¤in hukuka ayk›r› oldu¤unu, kanunu böylesi bir geniflletme ve baflkalaflt›rmaya bir yönetmeli¤in “gücünün yetmeyece¤i”ni söylemek
gerekmektedir.
84
cmyk
BASINDAN
Fatma Ataseven
SEÇT‹⁄‹M‹Z
F
/ ‹zmir
[email protected]
Özgürmedya.org
V‹KTOR JARA’NIN ÇI⁄LI⁄I:
“B‹Z KAZANACA⁄IZ”
Stadyumlarda her zaman
maç yap›lmad›¤›n› iflkencehane olarakta kullan›ld›¤›n› bizler Metin Göktepe öldürdü¤ün de ö¤rendik.! Ve daha dün
iflkencede öldürdükleri gazeteci
Engin Ceber bu son olsun ! denilip tekrar›n›n olmayaca¤›ndan
emin olmad›¤›m›z baflka baflka
iflkenceler ve k›l›k de¤ifltiren iflkenceciler… önceden de vard›
flimdi de var .
1973 y›l›n›n 13 Ekiminde fiili’li komünist müzisyen Viktor Jara’n›n
fiili ulusal stadyumunda önce ellerinin kesilip iflkence edildi¤ini
sonrada kurfluna dizildi¤ini an›msad›m!!!
Her dönem “Kanla sulanm›fl
stadyumda korkuyu yenenler...
Ve bofl kaleye gol atarken korkuya yenilenler!” in varl›¤›n› da unutmad›k.
Faflizm tüm dünyada kol geziyor.
O nedenle mevsimlerin hepsi
“Hüzzam” makam›nda ,
fiili kültürünü müzi¤i ile yaflatan ,
Latin müzi¤inin en güzel flark›lar›n› dinledi¤im Vitor Jara , sadece
müzisyen olarak yaflamad› , fiilili
yoksul halkla birlikte güzel bir
dünyay› kurmay› ve yaflatmay› da
hedeflemiflti.
Hayat devam ediyordu, 1973 y›l›nda öldürüldü¤ü stadyumda bir
y›l sonra Dünya kupas› maçlar›
yap›lacakt›. fiampiyona elemelerinde fiili ile SSCB karfl›laflacakt›,
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
21 Kas›m’da gerçekleflecek rövanfl maç› fiili’de yap›lacakt›. fiili’de 11 Eylül’de gerçeklefltirdikleri kanl› darbenin ard›ndan iktidar
koltu¤una oturmufl askerlerin de
dayatmas›yla fiili Futbol Federasyonu, rövanfl maç›n›n Ulusal
Stadyum’da oynanmas› için F‹FA’ya baflvuruda bulundu. F‹FA
baflvuruyu kabul etti. Böylece daha kan lekelerinden yeni temizlenen Ulusal Stadyum kullan›ma
aç›lm›fl olacakt›. O stadyumda nice yi¤it devrimciler, ozanlar, anneler, çocuklar can vermemifl gibi, sahada top koflturulacakt›.
“Bunun üzerine Sovyetler Futbol
Birli¤i F‹FA’dan maç›n baflka bir
ülkede oynanmas› talebinde bulundu. fiili halk›n›n kan›yla sulanm›fl bir stadyumda maç yapmalar›n›n insani ölçülere s›¤mayaca¤›n› belirttiler. F‹FA’n›n Sovyetler
Birli¤i’ne yan›t› ise oldukça h›zl›
oldu. F‹FA Sovyet milli tak›m›n›
bir tercih yapmaya ça¤›r›yordu.
Ya binlerce insan›n katledildi¤i o
sahaya ç›kacak ve top oynayacaklard›, ya da kupadan ihraç
edilmeyi göze alacaklard›.
Sovyetler Futbol Birli¤i bunun
üzerine F‹FA’y› protesto eden ve
fiilili yoldafllar›n›n an›s›na sayg›s›zl›k yapmayacaklar›n› bildiren
bir aç›klama yaparak flampiyonadan çekildi. 21 Kas›m günü maç
saati geldi¤inde sahada sadece
11 kifli, fiili milli tak›m› vard›. Bir
k›sm› yürekleri kanayarak da olsa
ad›m atm›fllard› o sahaya. Her birinin ailesinden ya da çevresinden
en az bir kiflinin kan› vard› Ulusal
Stadyum’da... Bir k›sm› ad›m att›¤› anda gözyafllar›na bo¤uldu.
Yanl›fl oldu¤unu yürekten bilmelerine ra¤men Pinochet’in k›l›c›n›n
sald›¤› korku ile rakipsiz kald›klar›
bofl sahada topa koflarlarken,
ayaklar›n›n alt›nda kanla beslenmifl sahan›n çimleri de¤il, onurlar›
eziliyordu. Oysa o stadyumda daha bir y›l önce nice katliamlar yaflanm›fl, nice yi¤itlik destanlar› yaz›lm›flt›...”
Ulusal Stadyum’da
1 y›l 1 ay 10 gün önce...
fiili’de ABD destekli faflist darbe
gerçeklefltikten sonra sokaklardan, evlerden, iflyerlerinden, üniversitelerden toplanan insanlar
daha önceleri mitingler, konserler
ve futbol maçlar› için geldikleri
stadyumda bu kez zorla sahaya
sokuldular. Zorla, ite kaka, ellerigözleri ba¤lanarak... Tedirgin olmakla beraber daha çok öfkeliydiler. Geçen her dakika bir kurflun
sesi ile beraber bir fiilili çimlere
kapan›yor, her dakika yürekler saat gibi at›yor, u¤ultu art›yordu.
Stadyumda sorumlu olarak Pinoche’nin sa¤ kolu olan Albay Mario
Manriquez Bravo bulunuyordu.
Bravo, her türlü yetki ile donat›lm›fl, s›n›rs›z kurflun saçma, diledi¤i iflkenceyi yapma hakk›na sa-
85
cmyk
BASINDAN
SEÇT‹⁄‹M‹Z
hipti. Binlerce insan› stadyumda
toplayan Bravo, vakit kaybetmeksizin yetkisini kullanman›n peflindeydi.
Ancak Bravo için ifller yolunda gitmedi. Elindeki silaha güvenen
Bravo karfl›s›nda en ufak bir direnifl k›p›rt›s› olamayaca¤›na derin
bir güven duyuyordu. Ancak gözden kaç›rd›¤› nokta stadyumdaki
devrimcilerin de silahl› oldu¤uydu.
Silahlar› yürekleri, elleri, gitarlar›
olsa da... Psikolojik savafl taktiklerinde sözde usta olan e¤itimli
katil, duydu¤u rezil özgüven yüzünden haz›rl›ks›z yakalanm›flt›.
Stadyumun sessizli¤ini y›rtan bir
ses duyuldu... Ses Bravo’yla dalga geçiyordu adeta. Yumuflak,
kadife gibi ama bütün stadyumu
dolduran bu ses “Biz kazanaca¤›z!” diye hayk›r›yordu. Bravo gerildi, k›zard›, sesin geldi¤i yere
do¤ru yöneldi. Ancak sesin yönü
kar›flt›. Çünkü bir anda stadyumda toplanm›fl yürekler bütün güçleri ile, hatta Victor Jara’n›n o güzelim sesini de bast›rarak hayk›rmaya bafllad›lar... “Biz kazanaca¤›z!” Victor Jara, stadyum da sessizli¤i y›rtan bir f›rt›nan›n kendisi
oldu... Cellat elbette böyle bir yenilginin alt›nda kalmak istemedi.
Askerler, küçük da¤lar› kendisinin
yaratt›¤›n› sanan Bravo da dahil,
Victor Jara’n›n etraf›n› sard›lar.
Victor Jara flark›s›na devam ediyordu, sanki onlar orada yokmufl
gibi, sanki bir katliam›n ortas›nda
de¤il de bir özgürlük mitingindeymifl gibi... Askerler sald›rd›lar. Jara’y› öldüresiye dövdüler. Jara
olacaklar›n bilincinde olan her
devrimcinin alaca¤› tutumu ald›.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
Susmad›. Var gücüyle flark›s›n›
söylemeye devam etti.
Askerler Victor Jara’n›n silah›n›n
gitar› oldu¤unu düflünerek ellerini
k›rd›lar. Bir daha gitara dokunamayacak hale getirdiler, y›llarca
gitar›n tellerine basa basa parmak
uçlar› nas›rlaflm›fl ellerini... Victor
Jara susmad›. Katiller sürüsü anlam›yordu, onlar›n kitab›nda direnmek yoktu. Ellerini kestiler...
Dilini kestiler sonra. Ard›ndan kafas›n› bir dipçikle ezdiler. Victor
Jara ise dünya üzerinde ne kadar
darbeci varsa, ne kadar afla¤›l›k
katil, sürüngen asalak kapitalist
varsa onlar› korkutan bay›ltacak
bir fley yapt›; susmad›... Sesi 400
bin kifli ile birleflmifl, tam o s›ralarda ‹talya’dayd›. Inti Illimani yürekten ba¤l› oldu¤u fiili halk› için var
gücüyle “El pueblo unido jamas
sera vencido” (Birleflmifl halk asla
yenilmeyecek!) diye hayk›r›yordu... Jara susmad›... Dünyan›n
dört bir yan›nda insanlar Jara için
gözyafl› dökerken, “Venceremos”
diye sesleniyordu. Pravda muhabiri yi¤it Jara’y› ve ödlek katiller
sürüsünü flu sözlerle anlat›yordu:
“Victor Jara dudaklar›nda flark›yla
öldü. Onu yan›ndan hiç ay›rmad›¤› refakatçisiyle, gitar›yla birlikte
stadyuma getirdiler. Ve flark› söylemeye bafllad›. Öbür tutuklular,
gardiyanlar›n atefl açma tehdidine
ra¤men melodiye efllik etmeye
bafllad›lar. Sonra bir subay›n emri ile askerler Victor’un ellerini k›rd›lar. Art›k gitar çalm›yordu, ama
zay›f bir sesle flark› söylemeyi
sürdürdü. Bir dipçikle kafas›n›
parçalad›lar ve di¤er tutuklulara
ibret olsun diye ellerini kesip tri-
bünlerin önüne ast›lar.”
Binlerin tan›kl›¤› önünde Ulusal
Stadyum’da katledilen Jara’n›n
dilsiz cesedi daha sonra bir çöp
kutusunda bulundu. Jara gibi katledilen yüzlerce insan ise uçaklardan at›larak flehre ya¤d›r›lm›flt›.
Binlerin katledildi¤i fiili faflist askeri darbesinin sonucunda Pinoche iktidara kuruldu. Ancak ABD
kuklas›n›n bütün çabalar›na ra¤men fiili’de katledilen binler ölümsüzleflti. Allende’nin son nefesini
verene dek elinden düflmeyen silah› ile, Jara’n›n zaferi müjdeleyen sesiyle, darbecilere karfl› sokak aralar›nda sürdürülmeye çal›fl›lan direniflle, katledilece¤ini bile
bile af dilemeyen yüzler ile, fiili’nin her bir toprak parças› ve
özellikle Ulusal Stadyum mezbahas› direniflin, özgürlük mücadelesinin ve inanc›n simgesi oldu...
1974’te Sovyet milli tak›m› Ulusal
Stadyum’a ad›m atmazken, korkudan kendi onurunu ayaklar alt›na alanlar, sonradan piflman olmalar›na ra¤men topa koflanlar
iflte böyle bir tarihin üzerinden
geçmifllerdi. Onlar bofl kaleye gol
atarken korkuya yenilmifllerdi, oysa ayn› Stadyum’da 1 y›l 1 ay 10
gün önce bilinç ve inançla korkunun ezilip geçilebilece¤i gözler
önüne serilmiflti!
Biz kazanaca¤›z …..Biz kazanaca¤›z….Viktor Jara , Metin Göktepe , ve binlerce iflkencelerde öldürülenlerden ö¤rendi¤imiz “korkunun nas›l yenildi¤iydi”..biz kazan›ncaya kadar 盤l›k ataca¤›z
dünyan›n tüm stadyumlar› kanlardan temizleninceye kadar 盤l›¤›m›z bitmeyecek.
86
cmyk
EMEKL‹LER‹M‹Z
‹zmir Dösim’de çal›flan
‹zmir 2 No’lu flubemizin
Uluda¤ Ün.Zirrat Fak.’de çal›flan
Bursa flubemizin
Üyesi ve Temsilcisi
Üyesi ve Yöneticisi
TÜRKAN YILDIZ POLAT
fiABAN ÖZDO⁄AN
Emekli olmufltur.
Emeklilik döneminde
sa¤l›k ve esenlik içinde
uzun ömürler dileriz.
Emekli olmufltur.
Emeklilik döneminde
sa¤l›k ve esenlik içinde
uzun ömürler dileriz.
Ormanl› F.T.S.K.’de çal›flan
Zonguldak flubemizin
T.M.O. K›r›khan Ajans’ta çal›flan
Adana flubemizin
Üyesi
Üyesi
HAL‹T fiEN
SÜLEYMAN fiAN
Emekli olmufltur.
Emeklilik döneminde
sa¤l›k ve esenlik içinde
uzun ömürler dileriz.
Emekli olmufltur.
Emeklilik döneminde
sa¤l›k ve esenlik içinde
uzun ömürler dileriz.
‹st. Ün. Bas›mevi’nde çal›flan
‹stanbul 2 No’lu flubemizin
SSK ‹l Md.’de çal›flan
Gaziantep flubemizin
Üyesi
Üyesi ve Temsilcisi
SA‹M TURGUT
SABR‹ DO⁄RU
Emekli olmufltur.
Emeklilik döneminde
sa¤l›k ve esenlik içinde
uzun ömürler dileriz.
Emekli olmufltur.
Emeklilik döneminde
sa¤l›k ve esenlik içinde
uzun ömürler dileriz.
T.M.O. K›rflehir fib. Md. çal›flan
Ankara 4 No’lu flubemizin
T.M.O. K›rflehir fib. Md. çal›flan
Ankara 4 No’lu flubemizin
Üyesi
Üyesi
HAMZA TOKER
‹SMA‹L BARAN
Emekli olmufltur.
Emeklilik döneminde
sa¤l›k ve esenlik içinde
uzun ömürler dileriz.
Emekli olmufltur.
Emeklilik döneminde
sa¤l›k ve esenlik içinde
uzun ömürler dileriz.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
87
cmyk
MUTLULU⁄UMUZ
Üyemiz ve Temsilcimiz
Gülin ÖZCAN
ile
Mehmet Güngör
22.06.2008 tarihinde evlendiler
Mutluluklar diliyoruz.
ACIMIZ
fianl›urfa ‹l Özel
‹dare’sinde çal›flan
Gaziantep flubemizin
Üyesi
Fiskobirlik’te çal›flan
Giresun flubemizin
Üyesi ve eski ‹dari
Sekreterlerinden
Fiskobirlik’te
çal›flan
Giresun flubemizin
Üyesi
Mersin ‹l Özel
‹dare’sinde çal›flan
Adana flubemizin
Üyesi
AL‹ KARATAY
CELAL KELLEC‹
ZAFER YAZMIfi
DURMUfi TAfi
Vefat etmifltir.
Üyemize Tanr›dan
rahmet, kederli ailesine, yak›nlar›na, mesai
arkadafllar›na ve flubemize baflsa¤l›¤› dileriz.
Vefat etmifltir.
Üyemize Tanr›dan
rahmet, kederli ailesine, yak›nlar›na, mesai
arkadafllar›na ve flubemize baflsa¤l›¤› dileriz.
Vefat etmifltir.
Üyemize Tanr›dan rahmet, kederli ailesine,
yak›nlar›na, mesai
arkadafllar›na ve flubemize baflsa¤l›¤› dileriz.
Vefat etmifltir.
Üyemize Tanr›dan
rahmet, kederli ailesine, yak›nlar›na, mesai
arkadafllar›na ve flubemize baflsa¤l›¤› dileriz.
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
88
cmyk
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
85
cmyk
T E Z - K O O P - ‹ fi
DERG‹S‹
Sahibi
TEZ-KOOP-‹fi SEND‹KASI
ad›na
Genel Baflkan
GÜRSEL DO⁄RU
‹Ç‹NDEK‹LER
Baflyaz›.....................................................................1
Türk-‹fl Baflkanlar Kurulu.........................................3
Baflkanlar Kurulumuz Topland›................................5
Uluslararas› ‹liflkilerimiz............................................7
Organize Perakende Sektörü.................................15
Yaz› Kurulu
Gürsel Do¤ru
Sedat Ölmez
A.Merih Varol
Osman Gürsu
Hakan Topalo¤lu
Volkan Yarafl›r
Yadigar Keklik
Zekeriya Al
Sorumlu yaz› ‹flleri Müdürü
Yadigar Keklik
1 May›s...................................................................17
Toplu Sözleflmelerde
Kriz Bahaneleri ‹stemiyoruz (S.Ölmez)...................20
Toplu Sözleflme Çal›flmalar›m›z.............................22
IBM ‹flçilerinin Örgütlenme Mücadelesi..................24
Biliflim Sektöründe Örgütlenme Paneli...................31
12 Eylül’ü Unutma..................................................37
Krizi Yaratan Faturas›n› Öder.................................38
DOSYA (Volkan Yarafl›r)........................................44
E¤itim Seminerlerimiz.............................................52
‹stanbul 4 No’lu fiubemizin Kongresi......................56
YÖNET‹M YER‹
Üçy›ld›z Cad. No. 29
Subayevleri / ANKARA
Tel : (0312) 318 39 79
Edirne fiubemizin Kongresi.....................................57
Fax : 318 39 88
e-mail: [email protected]
www.tezkoopis.org.tr
Tuzlada ‹fl Cinayetleri Devam Ediyor......................67
Emeklilik ve Sa¤l›kta Yeni Dönem..........................58
Sendikam›zdan K›sa Haberler................................64
EMEKÇ‹ KADIN SAYFALARI.................................70
Bir Yönetmelik Üzerine Baz› Gözlemler..... ............82
Dergi Tasar›m› ve
Bask›ya Haz›rlayan
Zekeriya Al
Bas›ndan Seçti¤imiz................................................85
Sosyal Haberler.......................................................87
Bas›m Yeri:
Gurup Matbaac›l›k
Tel : 0312. 384 73 44-45
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹;
4 Ayda bir ç›kar
Bas›n ahlak ilkelerine uyar.
Dergimizde yer alan yaz›lar
yazarlar›n› ba¤lar.
Bayram›n›z› en içten dileklerimizle kutlar,
sa¤l›k ve esenlikler dileriz.
TEZ-KOOP-‹fi SEND‹KASI
GENEL YÖNET‹M KURULU
cmyk
ULUSAL TÜKET‹C‹LER PLATFORMU’NUN
SEND‹KALI ‹fiÇ‹LER‹N ÜRETT‹⁄‹ ÜRÜNLER‹ TÜKET
SEND‹KALI ‹fiÇ‹LER‹N ÇALIfiTI⁄I YERLERDEN
ALIfiVER‹fi YAP!
KAMPANYASI
BU ‹fiYERLER‹NDE
TEZ-KOOP-‹fi SEND‹KASI
ÜYELER‹
ÇALIfiMAKTADIR
cmyk
GENEL YÖNET‹M KURULU
GÜRSEL DO⁄RU
Genel Baflkan
SEDAT ÖLMEZ
Genel Sekreter
A. MER‹H VAROL
Genel Mali Sekreter
OSMAN GÜRSU
Genel Örgütlenme Sekreteri
HAKAN TOPALO⁄LU
Genel E¤itim Sekreteri
F‹KRET OMAK
Genel Yönetim Kurulu Üyesi
AL‹CAN ALTUN
Genel Yönetim Kurulu Üyesi
T E Z - K O O P - ‹ fi S E N D ‹ K A S I fi U B E L E R ‹
ADANA 1 NO’LU fiUBE
fiube Baflkan›
B‹ROL DEM‹RC‹
Ç›narl› Mah. ‹nönü Cad.
No: 32/44 Adana
Tel:(322) 363 34 63 Fax: 363 34 63
ANKARA 1 NO’LU fiUBE
fiube Baflkan›
HAKAN BOZKURT
Necatibey Cad. Sezenler
Sok. No:2/16 S›hhiye / Ankara
Tel:(312) 231 74 95 Fax: 231 74 96
ANKARA 2 NO’LU fiUBE
fiube Baflkan›
HAYDAR ÖZDEM‹RO⁄LU
Necatibey Cad. No: 84/ 1
S›hhiye / Ankara
Tel(312) 229 43 07 Fax: 229 18 47
ANKARA 4 NO’LU fiUBE
fiube Baflkan›
EKREM ERDO⁄AN
Necatibey Cad. Sezenler
Sok. No:2/18 S›hhiye / Ankara
Tel:(312) 231 74 98 Fax: 231 74 97
ANTALYA fiUBE
fiube Baflkan›
SABAHATT‹N DE⁄‹RMENC‹
Tah›l Pazar› Mh. Adnan Menderes
Bulv. Yüce 2 Apt. Kat: :2 D. 3 Antalya
Tel:(242) 242 91 05 Fax: 248 15 89
BURSA fiUBE
fiube Baflkan›
AYHAN KURTULUfi DEM‹RER
‹nönü Caddesi Birinci Ersan
‹flhan› Kat:5 No:29 Bursa
Tel:(224) 224 29 37 Fax: 224 29 37
D‹YARBAKIR fiUBE
fiube Baflkan›
M.ADEM CAN
Ofis Ekinciler Cad. Kristal Apt.
No: 17/G Diyarbak›r
Tel:(412) 228 59 68 Fax: 228 59 68
ED‹RNE fiUBE
fiube Baflkan›
‹SMA‹L HAKKI TUNA
Mitatpafla Mh. Londra asfalt›
Rasathane yan› No: 2 Kat : 3 Edirne
Tel:(284)212 14 95 Fax:212 14 95
ERZURUM fiUBE
fiube Baflkan›
HAKAN KURT
Gez Mh. Karaveli Sk.
fiimflek Apt. Kat: 2 Erzurum
Tel: (442) 234 60 89 Fax: 233 88 02
ESK‹fiEH‹R fiUBE
fiube Baflkan›
RECA‹ ILGIN
Cumhuriye Mh. Dilem Sk. No. 1
Ça¤layan ‹fl Mrkz.
Kat : 7 D. 61 Eskiflehir
Tel:(222) 221 45 26 Fax: 220 83 74
GAZ‹ANTEP fiUBE
fiube Baflkan›
ENVER ÇEK‹RDEK
‹ncilip›nar Mh. Nail Bilen Cd. Ay›ntap ‹fl
Mrk. 2. Kat No. 201 Gaziantep
Tel: 0342 323 33 43 Fax: 323 33 43
GEBZE fiUBE
fiube Baflkan›
AL‹CAN ALTUN
Hac› Halil Mah. Atatürk Cad.
Çanc› Apt. Kat:5 D:28 Gebze
Tel:(262) 646 18 49 Fax: 646 18 49
G‹RESUN fiUBE
fiube Baflkan›
DAVUT DERV‹fiO⁄LU
Gazi Cad. No. 113/3 Giresun
Tel:(454) 216 24 94 Fax: 216 06 57
‹STANBUL 1 NO’LU fiUBE
fiube Baflkan›
RAH‹M SARIPOLAT
Büyük Reflit Pafla Cad
.Balabana¤a Mah. No:40/ 2
Beyaz›t / ‹STANBUL
Tel:(212) 512 10 45 Fax: 526 24 89
‹STANBUL 2 NO’LU fiUBE
fiube Baflkan›
RAB‹A ÖZKARACA
Büyükdere Cad. No. 64
kat: 3 Daire: 8
Mecidiyeköy/‹STANBUL
Tel: (0212) 347 40 77 Fax: 347 40 78
‹STANBUL 4 NO’LU fiUBE
fiube Baflkan›
CEMAL KEMENT
Merkez Mah. Büyükdere Cad.
fiimflek Apt. No. 3 Kat : 3 Daire: 6
fiiflli/ ‹STANBUL
Tel:(212) 232 39 47 Fax: 232 28 57
‹ZM‹R fiUBE
fiube Baflkan›
S.B‹ROL ASLANO⁄LU
fiair Eflref Bulvar›
Emlak Kredi Apt No:100/ 601
Alsancak / ‹zmir
Tel:(232)463 52 59 Fax: 463 54 72
‹ZM‹R 2 NOLU fiUBE
fiube Baflkan›
NAC‹ BOZ
fiair Eflref Bulvar›
Emlak Kredi Apt No:100/ 101
Alsancak / ‹zmir
Tel: (232) 421 43 45-421 43 37
Fax: 421 43 92
ZONGULDAK fiUBE
fiube Baflkan›
fiER‹F TAfiÖREN
Mithatpafla Mah. Uzun Mehmet Cad.
Apayd›n Mercimek ‹fl Han› No: 12/ A
Kat: 6 Daire: 14 Zonguldak
Tel:(372) 253 40 39 Fax: 253 40 39
TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹
1
Genel Merkez e-mail : [email protected]
Büro e-mail adresleri: [email protected][email protected][email protected][email protected]

Benzer belgeler