Tez-Koop-İş Dergisi 59. Sayı
Transkript
Tez-Koop-İş Dergisi 59. Sayı
cmyk B a fl y a z › KR‹Z, KAP‹TAL‹ST S‹STEM‹N YAPISAL SORUNUDUR Gürsel Do¤ru Genel Baflkan 2 009 y›l›na girerken, kapitalist sistem, daha önce yaflad›¤› büyük krizlerden biriyle daha karfl› karfl›ya kald›. Dünya ekonomilerini alt üst eden kriz, ABD’de mortgage (ipotekli konut finansman›) sektöründe yaflanan sorunlarla bafllad›. Düflük gelirli ABD vatandafllar›na yüksek faizlerle mortgage kredisi veren finans kurumlar›, geri ödemelerde yaflanan t›kan›kl›k sonucu nakit para s›k›nt›s›na girince, emlak piyasas›nda ani düflüfller bafllad›. Sorunu çözemeyen finans sektörü krizi tetikledi. Asl›nda bu kriz, kapitalist sistemin daha önceki yap›sal krizlerinden hiçbir fark› yok. Ancak flöyle bir fark var ki, finans sistemindeki aksakl›klar, sistemin ulaflt›¤› nokta itibariyle tüm dünyaya h›zl› bir flekilde yay›- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ labiliyor. Bu nedenle bütün ülkeler bu krizden an›nda etkileniyor. Nitekim bu mali kiriz ile birlikte, ABD, Asya ve AB üyesi ülkelerde borsalar h›zla düflmeye bafllad›. Bu büyük krizi az hasarla atlatmak isteyenler, son derece ciddi önlemler ald›lar ve zaman geçirmeden yürürlü¤e soktular. Bush hükümeti bile gider ayak yeni bir kurtarma operasyonuna giriflti ve kongreden 700 milyar dolarl›k kurtarma paketi için onay ald›. Ancak buna ra¤men piyasalar›n atefli yine de dindirilemedi. Ülkemizde ise bu büyük dev dalgan›n etkileri yeni yeni ulaflm›fl durumda. Dünya böylesine büyük bir kriz içine düflmüflken ve büyük-küçük tüm ülkeler bu kriz karfl›s›nda radikal önlemler al›rken, ne yaz›k ki ülkemizde, bu konuyla ilgili her hangi bir önlem al›nmad›¤› aç›kça görülmektedir. Önlemler paketi almak bir yana, hükümet, henüz bu krizin büyüklü¤ünü ve yarataca¤› sorunlar› bile anlayamam›flt›r. Böylesine büyük bir ekonomik kriz karfl›s›nda hükümet yetkilileri, gerekli döviz rezervlerine sahip olduklar›n› ve endiflelen- meye gerek olmad›¤›n› söylüyorlar. Oysa, dünya piyasalar›n› alt üst eden mali krizin, sadece döviz rezervleri ile afl›lamayaca¤›n›n fark›nda bile de¤iller. Nitekim harcama, gelirin bir türevedir. Gelir art›kça, harcama artar. Gelir düfltükçe, harcama da düfler. Bu sebeple tüketimin azalmas›, üretimin azalmas›n› beraberinde getirir. Ekonomin kürselleflti¤i ve uluslararas› bir boyut kazand›¤› bu dönemde, küresel ölçekte üretimin azalmas›, yüzbinlerce flirketi, milyonlarca çal›flan› ve milyarlarca insan› do¤rudan etkileyecektir. ‹flte bu kriz asl›nda bir döviz rezervi sorunu de¤il, milyarlarca insan› etkileyecek çok ciddi yap›sal bir sorundur. Kald› ki bu mali kriz öncesinde de ülkemiz ekonomisinin durumu pek içi aç›c› de¤ildir. Ekonomideki kötü gidiflat bir çok kesim taraf›ndan da farkl› zaman dilimleri içinde ifade edilmifltir. Ancak hükümet 22 Temmuz seçimlerinden sonra, demokratik kitle örgütlerine, meslek odalar›na ve sendikalara kulaklar›n› kapatm›flt›r. Oysa, Türkiye ekonomisini son 1 cmyk B a fl y a z › 5 y›ld›r "yüksek faiz-ucuz döviz-s›cak para" eksenine s›k›flm›fl bir k›s›r döngü içindedir. Daha önceki y›llarla karfl›laflt›r›ld›¤›nda büyüme oranlar› h›zla afla¤› inmektedir. 2004 y›l›nda y›ll›k büyüme oran› %9.9 iken, 2007 y›l›nda büyüme oran› %5 civar›ndad›r. Türkiye gibi nüfusu h›zla artan ve nüfusun büyük ço¤unlu¤u genç ve iflsiz olan bir ülkenin sosyal, siyasal ve ekonomik istikrar› yüksek büyüme oranlar›na ba¤l›d›r. Büyüme oranlar›ndaki gerileme 5 y›ld›r ekonominin kötüye gitti¤inin en önemli göstergesidir. Bütçe a盤› son 4 y›l içinde h›zla artm›flt›r. Bütçe a盤› 2004 y›l›nda 4 milyar dolar iken 2007 y›l›nda 16 milyar dola ç›km›flt›r. 2009 y›l› içinde bütçe a盤› katlanarak büyüyecektir. Bütçedeki bu önlenemez aç›k da ekonomi için kayg› verici boyutlara ulaflm›flt›r. Bütün bunlara paralel olarak ekonomik göstergeler aç›s›ndan önemli bir veri olan d›fl ticaret a盤› da h›zla büyümektedir. D›fl ticaret a盤› 65 milyar dolara ç›km›flt›r. Ekonomi için bir baflka önemli veri olan cari aç›k konusunda da durum iç aç›c› de¤ildir. Cari aç›k 50 milyar dolar seviyesine ulaflm›flt›r. 2008'de de iç ve d›fl borç faizleri de ürkütücüdür. 2008 y›l› içindeki faiz ödemeleri toplam bütçenin üçte biri kadard›r. Bu ödemenin yap›labilmesi için, e¤itim ve sa¤l›k ödenekleri TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ azalt›lacak, iflçi memur, emekli ücretleri dondurulacakt›r. Yani ülkemizdeki temel tüketicilerin büyük bölümü gelir azalmas› ve gider art›fl› sorunu ile karfl› karfl›yad›r. ‹malat sanayi alt sektöründe bir önceki y›la göre üretim önemli oranlarda gerilemifltir. Baz› üretim dallar›nda üretim tamamen durma noktas›na gelmifltir. Türkiye’nin can damar› olan tüm sektörlerde % 50’ye yak›n bir üretim kayb› söz konusudur. Türkiye ekonomisinin kendi iç dinamikleri sorunluyken, uluslararas› mali krzin yaratt›¤› etki ile daha kötü bir noktaya gelmesi kaç›n›lmazd›r. Ancak söz konusu bu olumsuzluklar, Neo-Liberal politikalar›n do¤al bir sonucudur. Neo-Liberal politikalar›n savunucular› iktidardad›r. Kapitalist sistemin en kat› kurallar›n› hiç çekinmeden uygulayan, tüm önemli kurumlar› satan, satamad›klar›n› kapatan ve ülkeyi bir rant ve hatta kumar ekonomisi haline getirenler, bugün ortaya ç›kan bu manzaran›n as›l sorumlular›d›r. Ekonomik göstergelerden de anlafl›laca¤› üzere, her fley emekçiler için, daha kötüye gitmektedir. Sosyal adalet ve sosyal devlet kavramlar›na s›rt›n› dönenlerin, ekonomik sorunlar› sosyal içerikli politikalar ile çözmesi mümkün de¤ildir. Hükümetin sosyal adalet ve sosyal politika önlemlerinden anlad›¤› fley, iftar çad›rlar› açmak, yoksul yurttafllara odun, kömür yard›m› yapmaktad›r. Hükümetin iflsizli¤i çözecek, istihdam› ve üretimi artt›racak, gelir da¤›l›m›ndaki adaletsizli¤i giderecek çözümler üretemeyece¤i ve böyle bir niyetinin olmad›¤› 2009 y›l› bütçe haz›rl›klar›ndan da anlafl›lmaktad›r. Bütün bu geliflmeler bir arada de¤erlendirildi¤inde emekçiler ve eme¤i ile geçinenler için çok zorlu bir süreç bafllam›flt›r. Ekonomide büyüme yafland›¤› dönemlerde bile iflçi s›n›f›n›n en önemli haklar› gasp edilirken, ekonomik durgunluk ve kriz karfl›s›nda, emekçileri refaha ç›kartacak politikalar uygulanmas› mümkün de¤ildir. Daha derin bir yoksulluk, daha derin bir açl›k kap›m›za dayanm›flt›r. Ancak bu zorluklarla mücadele etmek yine bizim görevimizdir. Üyelerimiz ve temsilcilerimiz bilmelidirler ki; eme¤in ve emekçinin de¤erini anlamayan partiler iktidarda kald›klar› sürece, açl›k ve yoksulluk ortadan kalkmayacakt›r. Aç›l›k ve yoksulluk ile mücadele etmenin, Neo-Liberal politikalara karfl› ç›kman›n tek yolu s›n›f dayan›flmas›n› yükseltmektir. Bu nedenle 2009 kamu kesimi toplu ifl sözleflmelerinin bafllayaca¤› bu dönem, tüm k›rg›nl›klar› bir tarafa b›rak›p, s›n›f dayan›flmas›n› yükseltmek zorunday›z. 2 cmyk GÜNDEMDE KÜRESEL KR‹Z VARDI Türk-‹fl Baflkanlar Kurulu Toplant›s› T TÜRK-‹fi BAfiKANLAR KURULU TOPLANDI ürk-‹fl Baflkanlar Kurulu 28 Ekim 2008 tarihinde topland› ve afla¤›daki Sonuç Bildirisi’ni yay›nlad›; “TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, 28 Ekim 2008 tarihinde TÜRK-‹fi Genel Merkezi’nde toplanm›flt›r. TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, ülkemizin bölünmez bütünlü¤üne yönelik gerçeklefltirilen terör sald›r›lar›n› k›namakta ve ülkemizi bölme çabalar›n›n sonuçsuz kalaca¤›n› vurgulamaktad›r. TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, ABD’de bafllayan ve tüm dünyaya yay›lan ekonomik krizin TürkiTEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ ye’ye ve çal›flanlara etkileri konusunu de¤erlendirmifltir. TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, hükümetten, krizden al›nacak ders ile yeni bir ekonomik yap›lanmaya yönelmesini istemektedir. Bunun için, Hükümetin de¤iflik kesimlerden gelen seslere kulak vermesi ve sa¤l›kl› bir diyalog ortam›n› geciktirmeden oluflturmas› gerekmektedir. Baflkanlar Kurulu, Türkiye’de IMF endeksli politikalardan uzaklafl›larak reel üretimi teflvik eden ve eme¤i koruyup ifl güvencesini etkin hale getiren istihdam yaratacak uygulamalara yönelmenin tam zaman› oldu¤unu düflünmektedir. TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, krizin özel sektöre ‘iflsizlefltirme, iflsizlik tehdidiyle ücret düflürme, ücretsiz izne ay›rma v.b fleklinde yans›maya bafllad›¤›n› tespit etmifltir. TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, çal›flanlar›n sebep olmad›¤› bir ekonomik krizin faturas›n›n çal›flanlara ödettirilmesi yaklafl›m›na fliddetle karfl›d›r. 3 cmyk TÜRK-‹fi BAfiKANLAR KURULU TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, baz› iflverenlerin baflka hiç bir tedbire yönelmeden, krizin olas› etkilerine karfl› direkt iflçi ç›karmaya yönelmesini ‘kriz f›rsatç›l›¤›’ olarak de¤erlendirmektedir. Baflkanlar Kurulu, Hükümeti, kriz bahanesiyle iflten ç›karmalar› engelleyecek önlemler almaya ça¤›rmaktad›r. TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, yine kriz ortam› f›rsat bilinerek, iflçilerin kazan›lm›fl haklar›na göz dikilmesinin sak›ncalar›na dikkat çekmektedir. Baflkanlar Kurulu, kimi iflverenlerin k›dem tazminat› yükümlülüklerinden kurtulmak için gözlerini iflsizlik sigortas› fonuna dikti¤ini, TÜRK-‹fi’in örgütlülü¤ünden ald›¤› güç ile ne k›dem tazminatlar›na ve de iflsizlik sigortas› fonuna dokunulmas›na asla izin vermeyece¤ini ilan etmektedir. Türk-‹fl Baflkanlar Kurulu Toplant›s› Kesimi Toplu ‹fl Sözleflmeleri Koordinasyon Kurulu’ oluflturmufl, sözleflme görüflmelerinin temel prensiplerini belirlemifltir. Buna göre hak kayb›na yönelik önerilerin müzakeresi bile reddedilecek, ücret talebi ise ‘insanca yaflam’ gözetilerek belirlenecektir. Özellefltirmeler, krizin etkisini Türkiye’de daha kuvvetli hissetmemizi beraberinde getirecektir. Baflkanlar Kurulu, Hükümetten özellefltirme hatas›na son vermesini, gündemde olan özellefltirmelerden vazgeçilmesini istemektedir. Demokratik ülkelerde siyasi iktidarlar, ‘yandafl iflçi konfederasyonu’ yaratmaz, ‘yanaflmaya çal›flan’ konfederasyonlara da prim vermez. Demokratik ülkelerde iktidarlar, toplumun örgütlü tüm kesimlerine eflit mesafede olur ve her birinin kendi alan›nda özgürce hareket edebilmesi için gerekli olanaklar› sa¤lar. TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, 2009 y›l›nda yenilenecek olan kamu kesimi toplu ifl sözleflmeleri görüflmelerinin koordineli bir flekilde sürdürülebilmesi için kamu kesiminde sözleflmesi olan sendikalardan oluflan bir ‘Kamu TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, iktidar partisinin deste¤ini alarak bask›, zor ve sürgün tehdidiyle TÜRK-‹fi’e ba¤l› sendikalardan üye çalma giriflimlerini ve bu giriflimlere verilen iktidar deste¤ini k›namaktad›r. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ TÜRK-‹fi Baflkanlar Kurulu, Deri-‹fi Sendikam›z›n DESA’daki; TEK GIDA-‹fi Sendikam›z›n Yörsan, LSG SKY CHEFS Havac›l›k Hizmetleri ve BEL Karper iflyerlerindeki; Petrol-‹fl Sendikam›z›n Contiteck iflyerindeki; Belediye‹fl Sendikam›z›n Çarflamba Belediyesi ve Çapa T›p Fakültesi’ndeki; Liman-‹fl Sendikam›z›n Haramidere Arkas iflyerindeki; Tez Koop-‹fl Sendikam›z›n ‹BM iflyerindeki; Teksif Sendikam›z›n Biesseci, Orteks, Sayg›n Tekstil, Menderes Tekstil iflyerlerindeki, Türkiye Gazeteciler Sendikam›z›n ATV-Sabah iflyerleri; TÜMT‹S Sendikam›z›n Gazi- Ulafl, Burulafl, Ünilever ile Tarsus Tafl›mac›l›k iflyerlerindeki verdikleri örgütlenme mücadelesini desteklemekte, söz konusu iflyerlerindeki iflverenleri uzlaflmaz ve sendikal› iflçileri y›ld›rmaya yönelik bask›c› tutumu nedeniyle k›namakta; Bas›n-‹fl Sendikam›z›n E- Kart iflyerindeki grevini desteklemektedir.” 4 cmyk BAfiKANLAR KURULUMUZ TOPLANDI Baflkanlar Kurulu Toplant›s› B TÜRK-‹fi, TAR‹HSEL SORUMLULU⁄UNU ELE ALMALIDIR aflkanlar Kurulumuz, 30 Eylül tarihinde Ankara’da topland›. Genel Baflkan›m›z›n Türk-‹fl Baflkanlar Kurulu toplant›s› ile küresel kriz ve emekçiler üzerindeki etkileri hakk›nda de¤erlendirmelerde bulundu¤u aç›fl konuflmas›n›n ard›ndan, Baflkanlar Kurulumuz yaklaflan Kamu ve özel toplu ifl sözleflmeleri, örgütlenme ve e¤itim çal›flmalar› ile gündemindeki di¤er konular› görüfltü. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Görüflülmelerin tamamlanmas›ndan sonra, kamuoyu ile paylafl›lmak üzere afla¤›daki aç›klamay› yapt›; BAfiKANLAR KURULU SONUÇ B‹LD‹R‹S‹ Baflkanlar Kurulumuz, 30 Ekim 2008 tarihinde Ankara’da toplanm›fl, siyasal ve toplumsal alanda ortaya ç›kan geliflmeleri de¤erlendirmifl ve bu de¤erlendirmeleri kamuoyu ile paylaflma gere¤i duymufltur. Baflkanlar Kurulumuz; Tüm dünyay› etkisi alt›na alan uluslararas› mali krizi, ekonomideki dönemsel bir durgunluk, geçici bir daralma olarak de¤il, tam tersine kapitalist sistemi temelinden sarsan yap›sal bir krizin öncülleri olarak de¤erlendirmektedir. Baflkanlar Kurulumuz; Tüm dünyay› olumsuz yönde etkileyen ve zamanla tüm ülkeleri etkisi alt›na alacak böylesine büyük bir kriz karfl›s›nda, hükümetin aç›l›mlar›n›, çözüm önerileri5 cmyk çmyk BAfiKANLAR KURULUMUZ TOPLANDI Baflkanlar Kurulumuz; Toplu ‹fl Sözleflmelerinin özerk bir hukuk dal› olmas›ndan hareketle bu sözleflmelerin madde metinlerinde çal›flma hayat›ndaki ihtiyaçlara göre düzenleme yap›lmas›n›, iflveren sendikalar›n›n dayatmac› ve uzlaflmaz tutumlar›ndan vazgeçmesini talep etmektedir. Baflkanlar Kurulumuz; Uluslararas› ekonomik krizin her geçen gün etkisini artt›rd›¤› bu dönemde, emekçilere yönelik hak gasplar›nda art›fllar olaca¤›n›n fark›ndad›r. Baflkanlar Kurulu toplant›s› ni, ve alm›fl oldu¤u önlemleri ciddiyetten ve inand›r›c›l›ktan uzak bulmaktad›r. Ancak paradan para kazanma mant›¤› üzerine kurulmufl olan kapitalist sistemin bu yap›sal sanc›lar› her zaman ki gibi mevcut sistemin en alt›nda bulunan yoksullar›, dar ve sabit gelirlileri ve eme¤i ile geçinmeye çal›flanlar› etkileyecektir. Bu nedenle Baflkanlar Kurulumuz; Hükümetten, odun, kömür ve g›da yard›m› de¤il, yoksullukla mücadele program› oluflturmas›n›, sosyal koruma ve sosyal dayan›flma projelerini uygulamas›n›, ekonominin can damar› olan reel sektöre yönelik uygulanabilir programlar hayata geçirmesini beklemektedir. Baflkanlar Kurulumuz; Bas›nda ve kamuoyunda zaman zaman gündeme gelen k›dem tazminatlar›na yönelik düzenlemelerden çok ciddi biçimde rahats›zl›k duymaktad›r. Baflkanlar Kurulumuz; k›dem tazminatlar›na yönelik, herhangi bir düzenlemeyi, Türk-‹fl Genel Kurul karar› gereTEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ ¤i, Genel Grev nedeni sayacak ve bu grevin uygulanmas› konusunda ne gerekiyorsa yapacakt›r. Baflkanlar Kurulumuz; 2009 y›l› kamu kesimi toplu ifl sözleflmelerinde her iflyerinin kendine özgü koflullar› ile de¤erlendirilmesini, ikramiye, sosyal yard›m ve ücret konular›nda daha düflük olan iflyerlerinde iyilefltirme yap›lmas›n›, esnek çal›flma dayatmalar›ndan derhal vazgeçilmesini talep etmektedir. Bu sald›r›lara karfl›, Baflkanlar Kurulumuz eme¤i ve kendi öz gücüyle örgütlenmeyi savunan emek güçlerinin bir arada olmas›n› ve ortak hareket etmesini savunmaktad›r. Bu çerçevede Baflkanlar Kurulumuz, acilen ve zaman geçirmeden Türk-‹fl’in bu tarihsel sorumlulu¤u ele almas›n› ve emek güçlerini koordine etmesini beklemektedir. Bas›na ve Kamuoyuna Duyurulur. Baflkanlar Kurulu toplant›s› 6 cmyk 1 ULUSLARARASI ‹L‹fiK‹LER TEZ-KOOP-‹fi, UNI TESCO KÜRESEL SEND‹KA ‹TT‹FAKINDA YER‹N‹ ALDI 8-19 Haziran 2008 tarihlerinde, ‹sviçre’nin Nyon kentinde, Tesco çal›flanlar›n› temsil eden ve örgütlenme çal›flmalar›n› devam ettiren sendikalar›n kat›ld›¤› toplant› sonucunda UNI Tesco Küresel Sendika ‹ttifak› kuruldu. Türkiye, ‹ngiltere, ‹rlanda, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Japonya, Tayland ve Amerika’l› sendikalar taraf›ndan kurulan Tesco ‹ttifak›nda, Tez-Koop-‹fl Sendikas›n› Genel Baflkan›m›z Gürsel Do¤ru temsil etti. Çin, Güney Kore ve Malezya toplant›ya kat›lmamalar›na ra¤men kurulan ittifak içerisinde olduklar› belirtildi. Toplant› UNI Ticaret Sektörü Baflkan› Jan Furstenborg’un sundu¤u Tesco raporuyla bafllad›. Furstenborg raporunda, perakende sektörünün en h›zl› küreselleflen sektörlerden biri oldu¤unu ve sendikalar›n bir araya gelerek sektördeki sorunlar› birlikte çözmeleri gerekti¤ini söyleyerek küresel sendika a¤› ortakl›¤›n›n ve sosyal diyalogun önemini vurgulad›. Jan Furstenborg, çok uluslu flirketlerin küresel geniflleme planlar› yapt›klar›n› ve bu planlar do¤rultusunda hareket ettiklerini, bu nedenle UNI’nin de sektördeki üye sendikalar›yla birlikte küresel bir karfl› plan oluflturmak zorunda oldu¤unu ve bu plan›n önceli¤inin sendikalar›n tan›nmas› ve toplu sözleflmelerin gerçeklefltirilmesi oldu¤unu, ayr›ca UNI Küresel Sendikas›n›n, üye sendikalar›n›n ç›karlar›n› korumak ad›na iflverenle sosyal diyalog kurma ve bunun sonuncunda küresel çerçeve anlaflmalar› yapma gayretinde oldu¤unu; H&M, Metro ve Carrefour gibi çok uluslu flirketlerle yap›lan küresel çerçeve anlaflmalar›n›n bir ör- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Didem F›rat -Uluslararas› iliflkiler uzman› ne¤ini de Tesco ile imzalamay› hedeflediklerini belirtti. Toplant›, kat›l›mc› sendikalar›n sunduklar› raporlarla devam etti. Gürsel Do¤ru toplant›da yapt›¤› konuflma da, sendikam›z›n Türkiye’deki perakende sektöründeki çok uluslu flirketlerle toplu sözleflmeler imzalayarak baflar›lar elde etti¤ini, hedefimizin Tesco Kipa’da örgütlenerek baflar›l› bir toplu sözleflme imzalamak oldu¤unu ve bu hedefe ilerlerken Tesco-Kipa iflvereni ile sosyal diyalog içerisinde olumlu iliflkiler yürütmeyi temenni etti¤imizi belirtti. Genel Baflkan›m›z toplant›da UNI Tesco Küresel ‹ttifak›nda al›nan ortak kararlar; • UNI Tesco Küresel Sendika ‹ttifak›, Tesco ile olumlu iflçi-iflveren-sendika iliflkileri ve yap›c› sosyal ortakl›klar gelifltirerek flirketin iflgücünün ilerlemesine yard›mc› olmay› hedeflemektedir. • UNI Tesco Küresel sendika ‹ttifak›, Tesco’da sendikalar›n yer almas›n› ve tüm dünyadaki Tesco çal›flanlar›na sendikal haklar›n› kazand›rmay› hedeflemektedir. ‹ttifak, sendikalar›n tan›nmalar›n› ve bu sendikalarla Tesco aras›nda olumlu sosyal diyaloglar›n kurulmas›n› ve toplu sözleflme müzakerelerinin yürütülmesini destekleyecektir. • Tesco’nun ilan etti¤i insan kaynaklar› yönetimi ve iflçi-iflveren iliflkileri prensipleri dikkate al›nd›¤›nda, UNI Tesco Küresel Sendika ittifak› kuvvetli ortakl›klar›n sa¤lanmas›n›n mümkün oldu¤u kanaatindedir. • UNI Tesco Küresel sendika ‹ttifak›, Tesco’nun di¤er ülkelerdeki sendikalar› tan›mas› konusuna önem vermektedir ve flirketten, yerel yönetimlerin Tesco ortak sosyal sorumluluk prensiplerine sayg› duymalar›n› sa¤lamas›n› rica etmektedir. • UNI Tesco Küresel Sendika ‹ttifak›, çal›flanlar›n ç›karlar› ve buna ba¤l› olarak flirketin baflar›s› için, Tesco ile yap›c› bir diyaloga girme haz›rl›¤›ndad›r. Hedef Tesco ve ‹ttifak aras›nda küresel bir diyalog kurmakt›r. • UNI Tesco Küresel Sendika ‹ttifak›, Avrupa ifl Konseyi kurmak için müzakerelerin bafllat›lmas›n›n önemini vurgulam›flt›r. • UNI Tesco Küresel ‹ttifak›, Tesco ile olumlu ve yap›c› iliflkiler kurmay› hedeflediklerini yinelemifllerdir. Sonuç olarak, oluflturulan Tesco ‹ttifak›n›n y›lda en az bir kez bir araya gelmesine ve düzenli olarak bilgi al›flverifli içerisinde olunmas›na karar verildi. Öncelikli hedefin örgütlenme ve sendikalar›n Tesco iflvereni taraf›ndan tan›nmas› oldu¤una ve Tesco iflvereni ile ittifak üyesi sendikalar aras›nda sosyal diyalogun kurulmas›n› sa¤lamaya karar verildi. Gürsel Do¤ru, 2009 A¤ustos ay›nda emekliye ayr›lacak olan Jan Furstenborg’un yerine göreve gelecek olan Alke Boessiger ile tan›flt›. Bayan Boessinger, Tez-Koop-‹fl Sendikas›yla iliflkilerini uyum içerisinde devam ettirece¤ini belirtti. 7 çmyk c Genel Baflkan›m›z Gürsel Do¤ru UNI Avrupa ‹cra Komitesi toplant›s›nda UNI AVRUPA ‹CRA KOM‹TES‹ ‹STANBUL’DA TOPLANDI Ü yesi bulundu¤umuz UNI Küresel Sendikas›n›n ‹cra Komitesi toplant›s› 2627 May›s tarihlerinde ‹stanbul’da gerçeklefltirildi. UNI Küresel Sendikas› yöneticilerinin ve Avrupa’dan gelen çok say›da sendika temsilcisinin yan› s›ra UNI üyesi Türk sendikalar ve Genel Baflkan›m›z Gürsel Do¤ru kat›l›m›nda gerçekleflen toplant›da Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ö¤retim üyesi Dr. Engin Ünsal’›n Türkiye’deki mevcut sendikal du- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Didem F›rat Uluslararas› ‹lflkiler Uzman› rum hakk›nda yapt›¤› sunumun ard›ndan sendikal mücadelede karfl›lafl›lan sorunlar tart›fl›ld›. Toplant› sonunda UNI Avrupa taraf›ndan Türkiye’nin AB’ye kat›l›m› konusunda bir önerge haz›rland›. ‹cra Komitesinin onaylad›¤› ve UNI web sayfas›nda yay›nlad›¤› önerge ve toplant›ya iliflkin görüfller flöyledir; “‹stanbul’da gerçekleflen UNI Avrupa ‹cra komitesi toplant›s›nda, Avrupa Birli¤ine kat›l›m sürecini baflar›l› bir biçimde tamamlamas› için Türkiye’deki sendikal haklar›n ve demokrasinin kuvvetlendirilmesinin gereklili¤i karar›na var›ld›. Komite, Türkiye’de 1 May›s kutlamalar› s›ras›nda gerçekleflen göz yaflart›c› bomba sald›r›lar›n› k›nad› ve AB üyeli¤inin beraberinde getirece¤i yeniliklerle mücadelede çal›flanlara yard›m etmek için Türk sendikalarla iflbirli¤ini kuvvetlendirmek ad›na baz› kararlar ald›. 8 cmyk ULUSLARARASI ‹L‹fiK‹LER‹M‹Z Türkiye’nin baflvurusu üzerine halen devam eden müzakerelerde çal›flma haklar› meselesinin ön plana ç›kart›lmas› için UNI Avrupa, AB’nin Genifllemeden Sorumlu Komiseri Olly Rehn’a bask›da bulunacakt›r. Avrupa’daki sendikalar, Türk hükümetinden çal›flma kanunlar›n› AB Temel Haklar fiart› ve Uluslararas› Çal›flma Örgütü taraf›ndan belirlenmifl standartlara yükseltmesini istemektedirler. UNI Genel Sekreteri Philip Jennings yapt›¤› konuflmada “ Türkiye’deki çal›flma mevzuat›ndaki mevcut durumu kabul edemeyiz. Küresel sendika hareketi Türkiye’deki sendika kanunlar›ndaki k›s›tlamalar› asla kabul etmeyecektir ve toplu müzakere önemli ölçüde geniflletilmelidir” dedi. Bir grup çal›flan›n ve özellikle kamu sektörü çal›flanlar›n›n grev ve toplu müzakere yapma haklar› ciddi bir biçimde k›s›tlanmaktad›r. Örne¤in banka çal›flanlar›n›n grev yapmalar› yasaklanm›flt›r. Çok uluslu flirketler, Türkiye’deki faaliyetlerinde sendikalara karfl› sergiledikleri “sald›rgan tutumlar›” nedeniyle elefltirilerin odak noktas› haline gelmifllerdir. Philip Jennings,“ Baflka ülkelerden buraya gelen flirketler Türk çal›flma kanunlar›n› sömürmektedirler” diye belirtti. UNI Avrupa Bölge Sekreteri Bernadette Segol “ Bugüne kadar AB ve Türkiye aras›nda gerçekleflen müzakerelerde çal›flanlar›n ve sendikalar›n›n haklar› hiç görüflülmedi. Komiser Rehn’ dan bu du- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ UNI ‹cra Komitesi toplant›s›na kat›lan delegeler rumu düzeltmesini istiyoruz” dedi. Komite, UNI Avrupa’n›n Türkiye’nin AB üyeli¤ini ancak ve ancak çal›flma haklar›n›n tam anlam›yla uygulanmas› kofluluyla destekleyece¤ini aç›klad›. UNI Avrupa, “Türk sendikalar›n›n yeni ekonomik çevreyle bafl edebilmesi ve neo-liberal sald›r›lara karfl› strateji belirleyebilmesini sa¤lamak için, iflletme endüstrisi iliflkileri sisteminin yan›nda, demokrasi ve sendika haklar da sa¤lamlaflt›r›lmal›d›r” önergesinde bulundu. Ayr›ca, UNI üyesi Türk sendikalar› bir araya getirmek ve üyeliklerini artt›rabilmeleri konusunda örgütlenme giriflimlerine destek vermek amac›yla bir Türkiye ‹rtibat Komitesi kurulmas›na karar verildi. Türk sendikalar› ve di¤er UNI Avrupa üye sendikalar› aras›nda ba¤lar›n kurulmas›na ve UNI Avrupa’n›n faaliyetlerine Türk sendikalar›nda kat›l›m›n›n artt›r›lmas›na karar verildi. “Türk ifl gücünün yar›s› mevcut çal›flma kanunlar›n›n ve sosyal güvenlik kapsam›n›n d›fl›nda kalmaktad›r. Sendikalar toplu müza- kere haklar›n› kazanmak için, endüstri de %10 ve tek bir iflletmede %50 art› bir baraj› gibi engellerle karfl› karfl›yad›rlar. Sendikalar, pazarl›k yapmaya niyetlendikleri iflverenlere üyelerinin listelerini vermeye zorlanmaktad›rlar ve bu durum çal›flanlar›n haks›zl›¤a u¤ramalar›na sebep olmaktad›r. Bu k›s›tlamalar›n sonucunda 2004-2005 y›llar›nda 897,627 çal›flan toplu sözleflme kapsam›ndayken, bu say› 2006-2007 y›llar›nda 651,200’e düflmüfltür.” Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö¤retim Üyesi Dr.Engin Ünsal, endüstri kapsaml› toplu sözleflmelerinin yasakland›¤›n› ve sosyal diyalogun anlam›ndan uzaklaflt›¤›n› belirterek, UNI Avrupa ‹cra Komitesine Türkiye’deki sendika kanunlar› konusunda yapt›¤› sunumda “ flirketlerin ve ülkenin yarar› için iflverenler çal›flanlar› sermaye düflman› olarak de¤il, ortak olarak kabul etmelidirler” dedi. UNI Avrupa, 330 sendikada 7 milyon Avrupal› çal›flan› temsil eden UNI Küresel Sendikas›n›n Avrupa Bölgesi teflkilat›d›r. 9 cmyk ULUSLARARASI ‹L‹fiK‹LER‹M‹Z‹ KURUMSAL PLATFORMLARDA GEL‹fiT‹R‹YORUZ UFCW Kongresi SEND‹KAMIZ, ABD VE KANADA’DAK‹ GIDA VE T‹CARET SEKTÖRÜ ÇALIfiANLARI SEND‹KASI UFCW KONGRES‹NE DAVET ED‹LD‹ TEK SEND‹KA , TEK SES Genel Baflkan›m›z Gürsel Do¤ru, 18-22 A¤ustos tarihleri aras›nda Kanada’n›n Montreal flehrinde yap›lan UFCW’nin Genel Kuruluna kat›ld›. Son dönemde iliflkilerimizi gelifltirdi¤imiz UFCW, Amerika ve Kanada’daki g›da ve ticaret sektöründe çal›flanlar›n›n sendikas› olup ayn› TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ zamanda Haziran 2008’de ‹sviçre Nyon’da kurulan Tesco ‹ttifak›’ndaki ittifak ortaklar›m›zdan biridir. 1600 delegenin yan› s›ra, deniz afl›r› ülkelerden gelen misafirlerin kat›ld›¤› UFCW genel kurulu 18 A¤ustos sabah› UFCW Baflkan› ve UNI Küresel Sendikas› Baflkan› Joseph Hansen’›n yapt›¤› aç›l›fl konuflmas›yla bafllad›. Baflkan Hansen yapt›¤› konuflmada, UFCW’nin gurur duyduklar› bir geçmifli oldu¤unu ancak art›k zaman›n de¤iflti¤ini geçmiflte kazan›lan baflar›lar›n UFCW’yi gelece¤e tafl›yamayaca¤›n›, günümüzde iflçi hareketinin ve sendikalar›n gelece¤ini 10 cmyk ULUSLARARASI ‹L‹fiK‹LER‹M‹Z Genel Baflkan›m›z toplant›da tehlikeye sokan tehditlere karfl› mücadele etmek için UFCW sendikas›nda büyük bir de¤iflimin gereklili¤ini ve bu de¤iflimi gerçeklefltirmek için yeterli say›da üyeye ve kayna¤a sahip olduklar›n›; kendilerine belirledikleri “tek sendika,tek ses” vizyonunun UFCW’ye rehberlik edece¤ini, böylece hedefledikleri toplu sözleflmeler sayesinde daha da güçlenerek UFCW üyelerine, Amerika ve Kanada’n›n iflçilerine hak ettikleri iyi yaflam koflullar›n› sa¤layacaklar›n› söyledi. Hansen, “yaflam standartlar›n› düflürmek ve çal›flanlar› susturmak için u¤raflan, ortak hedefleri ve ortak stratejileri olan ortak iflverenlerle karfl› karfl›yay›z. Tek sendika, tek ses olarak üyelerimizin ç›karlar›n› ve toplu sözleflmelerimizi koruyabiliriz” dedi. Joseph Hansen UFCW’nin yeni dönemde hedefledi¤i önceliklerden bahsetti. Bunlar; 2018 y›l› itibariyle 3 milyon üyeye ulaflmak; Barack Obama’n›n se- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ çilmesi; çal›flanlar›n özgürce sendikal› olma ve iyi koflullarda toplu sözleflme yapma haklar› ile ilgili yasa tasar›s›n›n geçirilmesi; sa¤l›k hizmetlerinde reform; göçmenlik sisteminin düzenlenmesi. Joseph Hansen’›n ard›ndan söz alan UFCW-TUAC Kanada Baflkan› Wayne Hanley; yap›lar›nda, örgütlenme kültürlerinde, ileri gelen iflverenlerle yürüttükleri pazarl›klarda ve sözleflmelerde de¤iflim yapt›klar›n› söyledi. Wayne Hanley, “birkaç gün önce Quebec’te bulunan ve WalMart’a ait bir lastik üretim flirketiyle toplu sözleflme yapt›klar›n›. Bu sözleflmenin Kuzey Amerika’da Wal-Mart’la yap›lan ilk sözleflme oldu¤unu ve bunun devam› için ellerinden geleni yapacaklar›n› söyledi. 2005 y›l›nda Quebec’te bir iflyerindeki iflçilerin örgütlenmesi üzerine WalMart iflyerini kapatm›flt›. ‹kinci yap›lan oylamalardan sonra Joseph Hansen yeniden UFCW’nin Baflkanl›¤›na seçildi. Gün içerisinde tetkik kurulu,örgütlenme komitesi, sivil haklar ve topluluk komitesi, anayasa kurulu ve kararlar komitesi raporlar›n› sundular. Rapor sunumlar› aras›nda söz alan konuflmac›lardan biri de Demokrat Parti Senatörü Barrack Obama’yd›. Obama toplulu¤a Chicago’dan uydu arac›l›¤›yla seslendi. Öncelikle UFCW’ye kendisine verdikleri destekten ötürü teflekkürlerini sunan Obama “Benim için, Demokrat aday olmam için çok çal›flt›n›z sar› t-shirt’lerinizle sizleri daima kampanyalar›mda görmek istiyorum. ‹çinde bulundu¤umuz dönem tarihteki en iflçi karfl›t› hükümettir, art›k haklar›m›z› geri alman›n zaman› geldi. Bekledi¤imiz de¤iflime sadece iki ay›m›z kald›, benimle çal›flmaya, benimle örgütlenmeye, benim için kap›lar› çalmaya devam ederseniz Kas›m’da kazanan biz olaca¤›z” dedi. Çarflamba günü toplant›, iflçi haklar› için verdikleri mücadelede öldürülen dünyadaki bütün sendikac›lar için sayg› durufluyla bafllad›. Komite raporlar›n›n okunmas›n›n ard›ndan UNI Küresel Sendikas› Genel Sekreteri Philip J.Jennings hem UNI’yi hem de UNI üyesi sendikalar› temsilen toplulu¤a seslendi. Philip Jennings, birkaç ay önce Amerika’da, Fresh&Easy ad›yla ma¤azalar açan Tesco’nun UFCW ile anlaflma sa¤lamas› için UNI’nin üzerine düflen görevi yapmaya devam edece¤ini bu amaçla kurulan içlerinde Türki- 11 cmyk ULUSLARARASI ‹L‹fiK‹LER‹M‹Z ye’den Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n da bulundu¤u 13 ülkeden oluflan Tesco ‹ttifak›n›n baflar›ya ulaflmas›n› hedeflediklerini. UNI’nin küresel bir sendika oldu¤unu ve amaçlar›n›n sadece Amerika’daki de¤il dünyada Tesco’nun faaliyet gösterdi¤i bütün ülkelerdeki iflçi sendikalar›n›n Tesco iflvereni taraf›ndan tan›narak, toplu sözleflmeler imzalanmas› oldu¤unu belirtti. Philip Jennings 2005 y›l›ndaki UNI Chicago Kongresinde, 5 y›l sonunda 50 flirketle küresel çerçeve anlaflmas› yapmaya söz verdiklerini ve 2010 y›l›nda Nagasaki’de yap›lacak kongrede bu sözünü tutmufl olaca¤›n›, Tesco’nun da küresel çerçeve anlaflmas› yap›lan flirketlerden biri olmas›n› hedefledi¤ini söyledi. Kurulmufl olan Tesco ‹ttifak›n›n baflar›ya ulaflmas› için ittifak üyesi ülkeler aras›nda bilgi al›flveriflinin sürdürülmesi gerekti¤ini ve gerekirse örgütlenme çal›flmalar›nda sendikalar›n birbirlerine destek olmas›n›n öneminden bahsetti. Genel Baflkan Gürsel Do¤ru, UFCW genel kuruluna kat›lan di¤er sendika baflkanlar›yla görüflmeler yapt›. UNI Genel Sekreteri Philip Jennings’le Tesco ‹ttifak› ve Türkiye IBM’de yaflanan sorunlar hakk›nda görüfltü. Yap›lan di¤er ikili görüflmelerde; ‹ngiltere’de 140,000 Tesco üyesi bulunan USDAW’›n baflkan› John Hannett ile Tesco’nun ‹n- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ UNI Amerika Baflkan› Ruben Cortina, UNI Genel Sekreteri Philip J.Jennings Genel Baflkan›m›zla giltere ve Türkiye’deki faaliyetleri ve sendikalara karfl› tutumunu görüfltü, USDAW Tesco’nun ortakl›k anlaflmas› yapt›¤› yegane sendikalardan biri oldu¤u için John Hannet Tesco iflvereni aras›ndaki olumlu iliflkiye dayanarak gerekti¤inde Tez-Koop-‹fl Sendikas› ve Tesco aras›nda ç›kabilecek anlaflmazl›klarda TezKoop-‹fl’e destek vermeye haz›r olduklar›n› belirtti. Di¤er bir görüflme kardefl sendikam›z ver.di’nin Metro A.G. uzman› ve UNI Avrupa ikinci baflkan› Ulrich Dalibor ile gerçekleflti. Ulrich Dalibor ile Real ma¤azalar›ndaki son durum hakk›nda görüflüldü. Gürsel Do¤ru ‹sveç’te bulunan Handels sendikas› baflkan› Lars-Anders Haggström ile yapt›¤› ikili görüflmede, Türk sendikalar›n›n sorunlar›n› tart›flt›. Ticaret çal›flanlar›n›n sendikas› olan Handels’in baflkan› Türki- ye’de üç ma¤azas› bulunan çok uluslu ‹sveç flirketi ‹kea iflvereninin Türkiye’de sergiledi¤i tutum hakk›nda sorular sorarak Handels ve Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n dayan›flma içerisinde iliflkilerini ilerletmeleri gerekti¤ini temenni etti. Genel Baflkan›m›z, Tesco ‹ttifak’› ortaklar›ndan olan UFCW’nin Baflkan Yard›mc›s› ve ayn› zamanda örgütlenme sekreteri Pat O’Neill ile, Tesco ‹ttifak› ve her iki ülkedeki son geliflmeler hakk›nda görüfltü. Dört gün süren UFCW Genel Kurulunda Genel Baflkan›m›z bulundu¤u ortamlarda sendikam›z ad›na mevcut iliflkilerini ilerletirken , uluslar aras› dayan›flmay› gelifltirmek için yeni simalarla tan›fl›p ikili görüflmeler yoluyla Tez-Koop-‹fl Sendikas›n› tan›t›p, Türkiye’de yürüttü¤ü istikrarl› ve baflar›l› çal›flmalar› anlatarak sendikam›z› temsil etti. 12 cmyk ULUSLARARASI ‹L‹fiK‹LER‹M‹Z Genel Örgütlenme Sekreterimiz Osman Gürsu toplant›da ÖZEL GÜVENL‹K ÇALIfiANLARININ ÖRGÜTLENME SORUNLARI Ü lkemizde say›lar› h›zla artan özel güvenlik sektöründe çal›flanlar›n, sorunlar› istihdamdaki art›fla paralel olarak çeflitlenmektedir. Ülkemizde yüz binlerce insan›n istihdam edildi¤i ve bir sektör haline özel güvenlik teflkilatlar›, zaman içerisinde çeflitli de¤ifliklikler geçirerek, 2004 y›l›na kadar gelmifltir. Bu tarihe kadar özel güvenlik sektöründe çal›flanlar›n sendikaya üye olmas› ve toplu ifl sözleflmeleri imzalamas› kanunen yasaklanm›flt›r. Ancak 2004 y›l› içerisinde özel güvenlik sektöründe çal›flanlara yönelik, köklü bir reform yap›larak, 2495 say›l› kanun yürürlükten kald›r›lm›fl ve yerine 5188 say›l› kanun yürürlü¤e girmifltir. Bu yeni kanunda, hakl› olarak, çal›flanlar›n sendikaya üye olmas› yasa¤› kald›r›lm›flt›r. Ancak bu düzenlemeye ra¤men bu sektörde henüz sendikalaflma örne¤i yoktur. Oysa; Özel Güvenlik Sektörü çal›flanlar› bugüne kadar dernekleflerek sorunlar› gündemde tutmaya çal›flm›flt›r. Özel güvenlik çal›flanlar›n›n mesleki, sosyal ve ekonomik sorunlar›n› derkelerle çözmek mümkün de¤ildir. Her fleyden önce özel güvenlik çal›flanlar›n, can güvenlikleri sorunu bulunmaktad›r. Özel Güvenlik sektörünün en önemli bileflenlerinde olan emek gü- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ cü, yo¤un olarak yoksul aile çocuklar›ndan oluflmaktad›r. Özel güvenlikçilere yönelik herhangi bir sosyal koruma politikalar› yoktur. Sosyal haklar› son derece k›s›tl›d›r. Üstelik mesleki yeterlilik anlam›nda önemli eksiklikleri bulunmaktad›r. Görev yapt›klar› alanlarda 24 saat esas›na dayal› ve vardiyal› olarak görev yapmaktad›rlar. Kamu, kurum ve kurulufllar› ile özel flirketlerde, özel güvenlik personeli olarak çal›flmakta olanlar aras›nda, çok büyük ücret farkl›l›klar› bulunmaktad›r. Özel Güvenlik Görevlilerinin Meslek edinme konusunda önemli sorunlar› bulunmaktad›r. Özel Güvenlik Görevlilerinin ekonomik ve sosyal haklar› son derece s›n›rl› olmas›na karfl›n sorumluluklar› son derece yüksektir. Türkiye’de yeni yeni geliflmekte olan ve say›lar› her geçen gün artan özel güvenlik çal›flanlar›n örgütlenmesi konusunda Avrupa Birli¤i ülkeleri ile birlikte önemli çal›flmalar yap›lmaktad›r. Bu kapsamada, UNI Avrupa öncülü¤ünde Özel Güvenlik Sektöründe çal›flanlar›n sorunlar›na iliflkin 4 ayr› toplant› yap›lm›flt›r. Son olarak yine UNI Avrupa öncülü¤ünde COESS (Avrupa Güvenlik Konfederasyonu) ve Özel Güvenlik Avrupa Sosyal ortaklar› iflbirli¤i ile Brük- sel’de 15-16 Ekim 2008 tarihlerinde, 5. Özel Güvenlik Konferans› ad› alt›nda bir seminer daha gerçeklefltirilmifltir. Bu çal›flmaya Avrupa Komisyonu da mali destek sunmufltur. ‹ki gün boyunca önemli sorunlar›n tart›fl›ld›¤› seminerlerin en son ikisine sendikam›z yetkilileri de kat›lm›flt›r. Bu anlamada Brüksel’de yap›lan son toplant› ülkemizdeki özel güvenlik çal›flanlar›n›n sorunlar›na ›fl›k tutmas› ve deneyimlerin paylafl›lmas› bak›m›ndan oldukça faydal› geçmifltir. Söz konusu çal›flmada; AB üyesi ülkelerin sosyal taraflar›, sendikalar, sendika iflyeri temsilcileri, özel güvenlik sektöründe örgütlenme ve toplu ifl sözleflmesi yapma süreçlerini, mesleki sosyal ve ekonomik sorunlar›n› anlat›lar. Bu konuda tebli¤iler sundular ülke deneyimleri tek tek analiz edildi. Toplant›n›n ilk günü, UNI Avrupa ve COESS AB Komisyonu yetkileri özel güvenlik çal›flanlar›n›n sorunlar›na yönelik tebli¤ler sundular. Sosyal diyalogun geliflmesine ve bu tür toplant›lara önem verdiklerini söylediler. Aç›l›fl konuflmalar›ndan sonra AB üyesi ülkelerde yaflayan sendika temsilcileri ve yöneticileri kendi ülke deneyimlerini anlatt›lar. Güvenlik sektöründeki sorunlara yönelik aç›l›mlar yapt›lar. Örgütlenme ve Toplu ‹fl Sözleflmesi- 13 cmyk ULUSLARARASI ‹L‹fiK‹LER‹M‹Z nin uygulanmas› konular›ndaki sorunlar›n› anlatt›lar. Örgütlenme konusunda çal›flmas› olan sendikalar, taleplerini dile getirdiler. UNI Avrupa taraf›ndan imzalanan ve taraflar› ba¤layan çerçeve sözleflmelerini önemsediklerini ancak bu çerçeve sözleflmelerin uygulanmas› konusunda yo¤un ihlallerle karfl›laflt›klar›n› söylediler. Özel güvenlik sektöründe çal›flanlar›n haklar›n›n daha somut düzenlemelerle güvence alt›na al›nmas› gerekti¤ini söylediler. Sektördeki çok say›daki çal›flan›n katlanmas› gereken kötü çal›flma koflullar›, oldukça yüksek rekabet do¤uran ekonomik çevre ve özel güvenlik hizmetlerini ticaret olarak alg›lama e¤iliminin hizmetlerin kalitesi ve sektörün imaj›na olumsuz etkileri yapt›¤›n› söylediler. UNI Avrupa yetkilileri, sosyal diyalogu önemsediklerini, bu diyalogun geliflmesiyle birlikte taraflar›n› birbirlerini tan›maya bafllad›¤›n›, bu sürecin ise çerçeve sözleflmelere önemli katk› sundu¤unu ve çerçeve sözleflmelerin bir çok sektörde örgütlenmenin önünü açt›¤›n› söylediler. Geçen y›llarla karfl›laflt›r›ld›¤›nda, güvenlik sektöründeki sendikalaflma ve toplu ifl sözleflmeleri örnekleri konusunda art›fl oldu¤unu anlatt›lar. Güvenlik sektöründe de çerçeve anlaflmalar›n, sendikalaflma sürecini olumlu etkiledi¤ine iliflkin deneyimler aktar›ld›. Ancak buna ra¤men çerçeve sözleflmelerin yeterli olmad›¤›, yeterli olsa bile uyulmad›¤› ülkeler de bulundu¤unu, bunlar› çözmek için çaba harcad›klar›n› anlatt›lar. AB Komisyonu Yetkilileri ise, Sosyal diyalog kavram›na önem verdiklerini, sosyal taraflar›n kendilerini ilgilendiren konular›n içinde olmalar›n› söylediler. AB olarak taraflardan beklentilerini anlatt›lar. Sosyal diyalog geliflti¤i sürece ve sosyal taraflar›n anlaflmas› halinde, AB olarak bu sürece destek olacaklar›n›, ancak kendilerinden çok daha fazla fley beklendi¤ini, oysa kendi yetkilerinin s›n›rl› oldu¤unu söylediler. AB olarak her türlü uzlaflmay› ve diyalogu desteklediklerini, ancak gerek güven- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ lik sektörü olsun, gerekse di¤er sektörlerde yap›lan çerçeve anlaflmalar›n alt›n› sosyal taraflar›n doldurmas› gerekti¤ini söylediler. Mesleki yeterlilik konular›nda, önemli ad›mlar›n at›lmas›n›n flart oldu¤unu, bu konuda sosyal taraflara büyük görevler düfltü¤ünü, söylediler. Çerçeve sözleflmelerin, iflçi iflveren iliflkilerinin sa¤lam temele oturmas› bak›m›ndan önemsediklerini ancak bu çerçeve sözleflmelerinin toplu ifl sözleflmesi olmad›¤›n›, ücret hükümleri tafl›mad›¤›n›, çal›flma flartlar›n›n belirlenmedi¤ini, iflçi sa¤l›¤› ve ifl güvenli¤i ilgili hükümler içermedi¤ini bu konular›n iflçi ve iflveren taraflar›n›n belirlenmesi ve anlaflmas› durumlar›nda kendilerinin de bu süreci memnuniyetle karfl›layacaklar›n› söylediler. COESS (Avrupa Güvenlik Konfederasyonu) ad›na kat›lanlar ise sektörde yaflanan sorunlar› anlatt›lar. Diyaloga önem verdiklerini ancak haks›z rekabetin zaman zaman hizmet kalitesini düflürdü¤ünü, bu durumda sorunlar›n daha karmafl›klaflt›¤›n› anlatt›lar. Hizmet kalitesini yüksek tutmak için çal›flanlar›n ekonomik ve sosyal koflullar›n› düzeltilmesini, çal›flan›n›n mutlu edilmesini, e¤itime önem verilmesi ve görece olarak daha pahal› bile olsa, kaliteli hizmetin esas al›nmas› gerekti¤ini anlatt›lar. Mesleki E¤itim konusunda yeni öneriler getirdiler. Daha sonra kat›l›mc›lar gruplara ayr›ld›. 3 Ana grup oluflturuldu. Bu guruplar toplant›da yap›lan sunumlar üzerine görüfl ve de¤erlendirmelerini paylaflarak bir sonuç ç›kartma konusunda anlaflt›lar. Yap›lan Grup çal›flmalar›ndan sonra; I.Grup; AB tek bafl›na bu sözlemlerin yap›lmas› ve uygulanmas› konusunda sorumlu de¤ildir. Sosyal ortaklar belli konularda anlafl›r ve teklifler haz›rlar. AB sadece bu sürecin h›zlanmas› konusunda taraflara yard›mc› olur. AB’nin görevi toplu ifl sözleflmeleri haz›rlamak de¤il, sosyal diyalogun geliflmesine zemin haz›rlamakt›r. Bu anlamada çerçeve sözleflmeler son derece önemlidir. Bu sözleflmelerin ba¤la- y›c› olmas› için çal›flmalar h›zland›r›lmal›d›r. II.Grup; Eski ve yeni sözleflmeler aras›nda önemli farkl›l›klar var. Ekonomik ve Sosyal haklar konusunda ciddi farkl›l›klar oldu¤u görülmüfltür. Bir çok ülke Avrupa Sosyal diyalogunun önemini fark etmifl durumdad›r. Bunu gelifltirmek için çaba gösterilmelidir. Sosyal Diyalog sendikalaflman›n geri oldu¤u ülkelerde hemen bafllat›lmal›d›r. Avrupa sosyal diyalogunun geliflmesinde pek çok eksiklikler var ancak temsilciler bu durumun pek fark›nda de¤iller. Sosyal diyalogun daha sa¤l›kl› temeller üzerine kurulmas› gerekir. Temsilcilerin daha aktif olmas› konusunda çal›flma yap›lmas› gerekti¤ini fark ettik. Sendikalar internet üzerinden daha s›k› iletiflim kurmalar› ve deneyimlerini bu sitelere aktarmas› gerekir. Sosyal diyalog görüflmelerin ilerletmek için burada al›nan kararlar›n tabana yay›lmas› gerekir. ‹flyeri sendika temsilcilerinin geliflmeler hakk›nda bilgilendirilmesi gereklidir. III. Grup; iflyeri temsilcilerinin yetkileri artt›r›lmal›. Önümüzdeki toplant›lara Avrupa iflyeri sendika baflkanlar›n›n da kat›lmas› faydal› olacakt›r. Bilgilerin ve deneyimlerin süreklili¤i aç›s›ndan, bundan sonraki toplant›lara hep ayn› kiflilerinin kat›l›m›n›n sa¤lanmas› çok önemlidir. Temsilciler, yöneticiler ve UN‹ aras›ndaki iliflkilerin daha da güçlendirilmesi gerekir. Buradan ç›kan sonuçlar›n çok daha fazla dile çevrilmesi gerekir. Gurup raporlar›n›n ard›ndan bu toplant›lar›n devam etmesi konusunda görüfl birli¤ine var›ld›. Bundan sonraki toplant›n›n örgütlenme sürecinin henüz yeterince geliflmeyen ülkelerde yap›lmas›na karar verildi. Güvenlik sektöründeki var olan boflluklar› daraltmak için Avrupa’da flimdiki çal›flma koflullar›n› gelifltirmek ve Avrupa ülkelerini kabul edebilir bir sosyal seviyeye yükseltmek için çal›flmalar›n h›zland›r›lmas› konusunda görüfl birli¤ine var›ld›. 14 cmyk SON YILLARIN EN HIZLI BÜYÜYEN SEKTÖRÜ : ORGAN‹ZE PERAKENDE Ü lkemizde, 1990 sonras›nda geliflme gösteren organize perakende sektörü, 75 - 80 Milyar $ hacmi ile istihdam yaratan en önemli sektör haline geldi. Ülkemizde perakende sektörü geleneksel küçük ölçekli perakendecilikten büyük ölçekli, teknolojik geliflmelerden yararlanan uluslararas› pazarlara aç›k, hizmet ve müflteri odakl› bir perakendecili¤e do¤ru ilerledi. Personel e¤itimi ve insan kaynaklar› da perakende sektörünün geliflimine paralel olarak 1990’l› y›llardan itibaren önem kazanmaya bafllad› ve günümüzün büyük sektörlerinden biri haline geldi. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Sektörün h›zl› geliflmesi ve pastan›n büyüklü¤ü, uluslararas› zincir marketlerin pusulas›n› Türkiye’ye yöneltti. Dünyan›n en güçlü firmalar› ya kendi konseptlerinde ba¤›ms›z olarak ya da yerel ortakl›klarla iflbirli¤i yaparak veya yerli zinciri sat›n alarak sektöre dahil oldular. Uluslararas› flirketlerin arkas›ndaki sermaye büyüklü¤ü ve sektörel deneyimleri, yerel, bölgesel ve ulusal perakende zincirleri karfl›s›nda kendilerine tart›fl›lmaz bir üstünlük sa¤lad›. Dünyan›n bir çok ülkesinde faaliyet gösteren bu flirketler, ma¤aza dizayn›ndan, tüketici profiline, mal ve hizmet kalitesinden, iflçi ücretlerine kadar çeflitli alanda sektörün lokomotifi oldular. Al›flverifl Merkezleri ve Perakendeciler Derne¤i’nin (AMPD) derledi¤i bilgilere göre 1995'te 30 milyar dolar ciroya sahip perakende sektörü, 2005 y›l›nda 70 milyar dolar büyüklü¤e ulaflt›. Gayri Safi Milli Has›la'n›n 5'te 1'ine denk gelen bu rakam, tüketici harcamalar›n›n yüzde 42'sini oluflturuyor. Sektörde 190 bin sat›fl noktas› bulunuyor. Sektörde yarat›lan yeni istihdam, 2007 y›l› Ekim ay›nda bir önceki y›l›n ayn› dönemine göre yüzde 27 art›fl gösterdi. Ekim verileriyle birlikte, sektörün son 10 ayl›k toplam istihdam art›fl› 15 cmyk ORGAN‹ZE PERAKENDE yüzde 19,8; son 12 ayl›k istihdam art›fl› ise yüzde 20 olarak gerçekleflti¤i belirtildi. Sektörde toplam çal›flan say›s› endeksi, 22 ayl›k dönemde düzenli bir art›fl göstererek endeks baz›nda 100’den 146’ya ç›kt›. PERSONEL DE⁄‹fi‹M HIZI % 65’E YÜKSELD‹. Tüm bu olumlu geliflmelere karfl›n, yap›lan araflt›rmalar, organize perakende sektöründe personel de¤iflim h›z›n›n yüzde 65’lere yükseldi¤ini göstermektedir. personel de¤iflim h›z›nda görülen bu yükseliflte; sektörde çal›flanlar›n büyük bölümünün örgütsüz olmas› ve h›zl› büyüme potansiyeline uygun personel politikas›n›n eksikli¤inin pay› büyük. Personel giderlerinin rekabet faktörü içinde de¤erlendirilmesinin yan› s›ra tafleronlaflma, part-time çal›flma ve a-tipik çal›flma koflullar›n›n yayg›nl›¤›, personel üzerinde olumsuz etki yaratmakta ve de¤iflim h›z›n›n artmas›nda etken olmaktad›r. Uzun erimli çal›flma anlay›fl›n› bafltan yok eden bu koflullar, baflta örgütsüz iflyerleri olmak üzere, sektörün beslendi¤i ve destekledi¤i personel politikas› haline geldi. Bu alanda yat›r›m yapan ulusal ve uluslararas› flirketler, sirkülasyonunun yüksek olmas›ndan flikayetçi gibi görünseler de bu durumdan örtük bir hoflnutluk sözkonusudur. Oysa flirketler, de¤iflen pazar koflullar›yla beraber çal›flanlar›n› ve onlar›n e¤itimini; düflük tutul- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ mas› gereken bir maliyet unsuru olarak görmek yerine, flirketin sa¤l›kl› büyümesi ve geliflmesi aç›s›ndan personelini e¤iterek o’nu, kal›c› bir de¤er olarak görmesi gerekir. ÜCRETLER, BÜYÜMEYLE ORANTILI OLARAK GEL‹fiM‹YOR. Sektörün h›zl› büyümesi, pazar›n ekonomik büyüklü¤üne uygun bir seyir izliyor. Ancak çal›flanlar, büyümeyle yarat›lan pastadan orant›l› pay alam›yor. Sendikal› iflyerlerinde çeflitli sosyal kazan›mlarla ortalama ücretler yükseltilirken, sektörün sendikas›z olan büyük bölümü, bu haklardan yararlanam›yor. Örgütsüz kesim, sektörün ortalama ücretlerinin bask›lanmas›nda, belirleyici rol oynamaya devam ediyor. BAKKALLAR SÜPER’LERE YEN‹LD‹. Süpermarket say›s› 2 bin 135’ten 8 bin 252’ye yükseldi. Türkiye’de süpermarketlerin say›s› 10 y›lda yaklafl›k 4 kat artt›. Ayr›ca süpermarketlerin sigara hariç tüm h›zl› tüketim ticaretinden ald›¤› pay da 10 y›lda yüzde 54’e ç›kt›. Bakkal say›lar›ysa 155 binden 113 bine geriledi. Bu rakamlara göre 10 y›lda bakkal ve orta marketlerin say›lar›nda yüzde 23 oran›nda azalma oldu. Araflt›rma flirketi Nielsen’›n her y›l gerçeklefltirdi¤i “perakendeci say›lar› tespit” çal›flmas›na göre 1998’de 2 bin 135 olan hiper, süper ve zincir market say›s› 2008 itibar›yla 8 bin 252’ye ulaflt›. Özellikle global zincirlerin (Metro, Carrefour, Dia, Tesco) Türkiye’ye yönelik yat›r›mlar›yla di¤er zincirlerin (Migros, B‹M, TANSAfi) say›lar›n› artt›rmas› bu rakamlar›n artmas›nda önemli rol oynad›. Bakkal ve orta marketlerde 1998’de yaklafl›k 167 binlerde olan say› 2008’de 128 binlere düfltü. 16 cmyk 1 MAYIS 1 May›s günü Taksim Meydan› 1 1886 YILINDA ABD’DE BAfiLAYAN 1 MAYIS KORKUSU, 122 YILDIR DEVAM ED‹YOR.. 886 y›l›nda sekiz saatlik iflgünü hakk› için mücadele ederken idam edilen ABD’li iflçi Spies, yarg›land›¤› mahkemede flöyle hayk›r›yordu: "Bizi asarak iflçi hareketini, milyonlar›, yoksulluk içinde çal›flan milyonlarca iflçiyi kendisine çeken bir hareketi yok edece¤inize inan›yorsan›z durmay›n, bizi as›n! Burada bir k›v›lc›m› yok edeceksiniz, ama orada, önünüzde ve arkan›zda, her yerde baflka TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ k›v›lc›mlar çakacakt›r. Bu, içten içe yanan bir atefl. Bu atefli söndüremezsiniz." Spies ve ayn› mücadeleyi yürüten arkadafllar› Parsons, Engel, Fisher 11 Kas›m 1887’ de idam edildi. Bu olay iflçi s›n›f› tarihine "Kara Cuma" olarak geçti. Tarih boyunca sermaye, iflçi s›n›f›n›n eylem ve etkinliklerinden hep korkmufltur. Uygulad›¤› fliddetin dozu, her zaman korkusuy- la orant›l› olmufltur. 2008 1 May›s, baflta Türk-‹fl olmak üzere, emekten ve emekçiden yana sendikalar, meslek odalar›, sivil toplum kurulufllar›, kad›n, genç, emekli örgütleri, esnaf ve köylüler, örgütlü örgütsüz tüm emekçiler, emek eksenli siyasi partiler, yoksullu¤u, iflsizli¤i, pahal›l›¤›, mezarda emeklili¤i, adaletsiz vergileri, yolsuzluklar›, SSGSS y›k›m yasalar›n›, Tuzla’daki ifl cinayetlerini, Davutpa17 cmyk 1 MAYIS 2008 fla’da can veren emekçileri, Ankara’daki bebek ölümleriyle ortaya ç›kan sa¤l›k skandallar›n›, insan haklar› ve sen- dik a l haklar üzerindeki bask›lar›, Irak’ta ve Afganistan’daki ABD iflgalini, dünyadaki emperyalist sald›rganl›¤› ‹stanbul’da Taksim alan›nda ve yurdumuzun tüm alanlar›nda hayk›rmak istediler. Ancak bu demokratik giriflim; AKP iktidar› taraf›ndan 12 Eylül dönemi dahil, efli benzeri görülmemifl yöntemler kullan›larak engellendi. Okmeydan›, fiiflli, Taksim ve Mecidiyeköy baflta olmak üzere ara sokaklardan, ifl han› girifllerine ve ana caddelere kadar her yer polis TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ tutuldu. fiehir hatlar› vapurlar›n›n Üsküdar ve Kad›köy’den Kabatafl, Befliktafl ve Karaköy iskelelerine seferleri durduruldu. Sirkeci-Kabatafl tramvay hatt›, Kabatafl-Taksim aras›ndaki füniküler sistemi ile Mecidiyeköy-Taksim aras›ndaki metro seferleri de yap›lmad›. fiiflli’de bulunan tüm ara sokaklarda y›¤›nak yapan polis, bir araya gelen tüm gruplara müdahale etti. D‹SK önüne gelmek isteyen gruplar› da engelleyen polis, D‹SK’in oldu¤u caddeye yaya ve araç gir i fl i n e engel olor y du. fiiflli Adlii l e km e t yesi, Cevahir Al›flri ’lile -‹fl verifl Merkezi civar›, Mecip oo z-K e diyeköy’ün bütün sokak bafllar› T lis, o P polis taraf›ndan tutuldu. Trafi¤in bari- de s›k s›k kapat›ld›¤› Mecidiyekatlar›yla 18 cmyk 1 MAYIS 2008 köy’de polis, 1 May›s’a kat›lmak üzere Mecidiyeköy’e ulaflmaya çal›flanlar bir yana, ifllerine ya da evlerine gitmek üzere kald›r›mlarda yürüyen, otobüs duraklar›nda bekleyen halk›n üzerine de boyal› su s›k›p gaz bombalar› att›. Mecidiyeköy’den Gayrettepe yönüne kadar gelifligüzel herkese bi- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ ber gaz› ve boyal› tazyikli su s›kan polisin sald›r›lar›na, esnaf ve halk tepki gösterdi. Çok say›da kiflinin yaraland›¤› ve bayg›nl›k geçirdi¤i sald›r› ve kuflatmalara karfl›n bir araya gelmeyi baflararak fiiflli yönüne do¤ru yürüyüfle geçen sendikam›z yönetici ve üyeleri, Cevahir Al›flverifl merkezi önünde polisin sald›r›s›na maruz kald›lar. Osmanbey’de Türk-‹fl Genel Sekreteri Mustafa Türkel, D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi ve KESK Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul, yapt›klar› aç›klama ile eylemi bitirdiler. Türk-‹fl Genel Sekreteri Mustafa Türkel, üç konfederasyon bir araya gelerek 1 May›s’›n tatil olmas›n›, bayram ilan edilmesini ve Taksim’de kutlanmas›n› talep ettiklerini, ancak bu ça¤r›lar›na gazla yan›t verildi¤ini kaydetti. Türkel, “Bu sald›r›lar›, bu ay›b› flimdi bütün dünya izliyor. Bu sald›r›da pay› olan herkesi k›n›yorum. Biz Taksim’e ç›kmayaca¤›z. Gitsin flimdi Baflbakan koysun çelengi an›ta” diye konufltu. 19 cmyk TOPLU SÖZLEfiMELERDE KR‹Z BAHANELER‹ DUYMAK ‹STEM‹YORUZ! Sedat Ölmez Genel Sekreter Ü lkemiz, Cumhuriyet tarihinde efline ve benzerine pek rastlanmayan zor bir dönemden geçmektedir. Y›llard›r uygulanan IMF politikalar› sonucunda; zengin daha zengin, fakir daha fakir olmufltur. ‹flsizlik h›zla artmaktad›r. Açl›k s›n›r›, Ekim 2008 itibariyle 742 YTL, yoksulluk s›n›r› 2.417 YTL olmufltur. Bu rakamlar her gün büyümektedir. Eme¤iyle geçinen çal›flanlar›n milli gelirden ald›klar› pay giderek düflmektedir. Özel sektörde ve kamu sektöründe uygulanmakta olan tafleronlaflt›rma, sendikal haklar için ciddi bir tehdit oluflturmaktad›r. Bütün bu olumsuzluklara ek olarak emperyalist ülkelerde ortaya ç›kan mali kriz kap›m›za dayanm›flt›r. Uluslararas› kurulufllar›n yay›nlad›¤› raporlar baflta olmak üzere birçok bilimsel araflt›rma, küresel krizin etkilerinin metropol kapitalist ülkelerle birlikte aralar›nda Türkiye’nin de bulundu¤u geliflmekte olan ülkeleri olumsuz biçimde etkileyece¤ini vurgulamaktad›rlar. Onlara göre kriz birkaç ay ve birkaç y›l ile s›n›rl› olamayacak ve ileri düzeyde ekonomik durgunluk kaç›n›lmaz olarak yaflanacakt›r. Bu durum ilk olarak üretim sektörünü etkileyecek ve iflsizlik oranlar›n› TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ yükseltecektir. Krizin çal›flanlar için ne anlama geldi¤ini en son 2001 y›l›nda yaflad›k. ‹flveren örgütleri ve sermaye, o gün de krizden ç›kmak için, iflten ç›karmalar›, s›f›r zamm›, ücretsiz izinleri, kazan›lm›fl ekonomik ve sosyal haklar›n gasp›n› gündeme getirdi. Sosyal Güvenlikten sa¤l›k sistemine kadar bir çok hak gasp›n›n temeli o günlerde at›ld›. Bugün de ayn› fleyler geçerli. Çeflitli sektörlerdeki iflverenlerin fiili uygulamalar›nda da görüldü¤ü gibi, bu krizde de iflten ç›karma, reel ücretleri düflürme, sosyal haklar› gerileterek, krizin maliyetini toplumun s›rt›na yükleyerek faturay› iflçi s›n›f› ve yoksul halka ç›karmaya çal›fl›yor. Bütün bu olumsuzlukular›n üzerine 325 bin iflçiyi ilgilendiren 2009 y›l› kamu kesimi toplu ifl sözleflmeleri gündeme girdi. 2009 y›l›nda yenilenecek olan kamu toplu sözleflme görüflmelerinin koordineli bir flekilde sürdürülebilmesi için Türk‹fl bünyesinde yine ‘Kamu Kesimi Toplu ‹fl Sözleflmeleri Koordinasoluflturuldu. yon Kurulu” Hükümet’le müzakere sürecinde bu kurul devrede olacak. Daha önceki Kamu toplu sözleflme sürecinden de hat›rlayaca¤›m›z gibi Türk-‹fl’le Hükümet aras›ndaki ücret pazarl›¤›, anlaflma protokolü ile bitti¤inde bu kurulun da ifllevi sona eriyor. Ancak sendikalar için as›l sorun, anlaflma tutana¤›n›n imzalanmas›ndan sonraki süreçte yaflan›yor. Toplu sözleflme talepleri sadece ücret maddelerinden ibaret de¤il. ‹flyerlerinin farkl› özelliklerinden kaynaklanan ve toplu sözleflme taslaklar›m›zda yer alan en az üceret maddeleri kadar önemli maddelerimiz var. Ücretlerle ilgili anlaflma protokolü imzaland›ktan sonra bu maddeleri, yeniden müzakere etmenin zorluklar›n› yafl›yoruz. Her dönem, bizi de üyelerimizi de çileden ç›karan süreç, bu aflamada bafllamaktad›r. Kamu ‹flveren Sendikalar›yla yürütülen müzakereler, Türk-‹fl’le Hükümet aras›ndaki ücret pazarl›¤›’n›n gölgesinde kald›¤› için yap›lan görüflmeler, bir anlamda pek fazla de¤er tafl›mayan “artç›” toplant›lar konumunda sürüyor. Masadaki taleplerimiz, (iflveren yetkilileri kabul etse dahi) ‘anlaflma tutana¤›nda yok’ gerekçesiyle geri çeviriliyor. Bu dönem art›k bu sorunu yaflamak istemiyoruz. fiayet, Hükümetle Türk-‹fl, iflçilerin talepleri do¤rultusunda bir anlaflmay› masa’da bitirirse, yap›lacak ‘Anlaflma Tutana¤›’ sendikalar›m›z›n elini kolunu ba¤lamamal›d›r. Buradaki önemli noktalardan biri de, hak kayb›na sebep olacak hükümet önerilerinin müzakeresi dahi yap›lmamal›d›r. Ücret talebi ise 20 cmyk KR‹Z BAHANELER‹ ‹STEM‹YORUZ ‘insanca yaflam koflullar›’ gözetilerek saptanmal›d›r. Çal›flma koflullar› insan onuruna yarafl›r flekilde yeniden düzenlenmeli, çal›flma saatleri düflürülmelidir. Müzakere sürecinde Türk-‹fl’in öncülü¤ünde ortak eylem ve etkinlikler yap›larak, taban›n gücü birlefltirilmeli, Toplu sözleflme Koordinasyon Kurulu’nun masadaki konumuna güç verilmelidir. Hepimizin bildi¤i gibi,daha iyi haklar elde etmenin yolu mücadele etmekten geçer. Daha önce bunu baflard›k, yine baflarabiliriz; Iflçi s›n›f›m›z bu kararl›l›¤›n› 1989 y›l›nda gösterdi. Hat›rlarsak, 1989 bahar aylar› bir kamu sözleflmesi dönemiydi. Yüzbinlerce iflçi, bir türlü sonuç al›namayan görüflmeleri hoflnutsuzlukla izliyorlard›. Kamu kesiminde 1 milyona yak›n iflçiyi ilgilendiren sözleflmelerin t›kanmas›yla 'Bahar Eylemleri' bafllad›. 1989, iflçilerin grev ve direnifl y›l› oldu. ‹flçiler b›y›k kesme, saç kaz›tma, sakal b›rakma, yal›nayak yürüme, ç›plak yürüme, yemek boykotu, ifl yavafllatma, ifle geç bafllama, toplu vizite, yolu trafi¤e kapatma, toplu simit yeme, siyah çelenk b›rakma gibi eylem türlerini uyguluyorlard›. ‹flçiler seslerini duyurabilmek için, Türkiye’nin dört bir yan›na yay›lan eylemler yapt›. Kamu kesimindeki iflçilerin yapt›¤› bu eylemlere, özel sektördeki sendikal› ve sendikas›z iflçiler de destek verdi. Eylemler dalga dalga ülkeye yay›ld›. Eylem ve direnifllere kat›lan iflçi say›s› 盤 gibi büyüdü. Yüzlerce iflçinin bafllatt›¤› eylemler, 1,5 milyonu buldu. Hükümet yetkililerinin eylemlerden önceki yüzde 35 lik zam teklifi, yüzde 140 gibi bir ücret art›fl›yla sonuçland›. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ fiimdi de durum o dönemdekinden farkl› de¤il; ülkemizin dört bir yan›nda çal›flan kamu-özel tüm iflçiler, ücretlerinde meydana gelen erimeler nedeniyle ekonomik s›k›nt›y› çok yak›c› biçimde hissediyor. Bir de bunun üstüne kriz bahaneleriyle her gün iflten at›lma tedirginli¤i yafl›yor. Hükümet yetkilileri, iflverenlerin iflsizler ordusuna yenilerini ekleyecek uygulamalar›n› görmezden gelip, vatandafl›n verdi¤i vergilerle onlar›n yat›n›, kat›n› ve tatl› karlar›n› kurtarma derdinde görünüyor. As›l kurtar›lmas› gereken, zamlar›n alt›nda ezilen ve üç kurufl maafl›yla, yaflam savafl› veren emekçiler olmal›d›r. ‹flte 2009 y›l› toplu sözleflmeleri bu nedenle son derece s›k›nt›l› ve sanc›l› geçecektir. Bunun bilinciyle haz›rl›kl› olmal›y›z. Bu dönem Kamu Sözleflmeleri için “Koordinasyon Kurulundan” beklentilerimizi flöyle s›r›layabiliriz: • Bir önceki dönemde oldu¤u gibi düflük ücret alanlar için bir taban iyilefltirilmesi gereklidir. Bu çerçevede 1.200,00 YTL’nin alt›nda kalanlar›n bu seviyeye çekilmelidir. • ‹zleyen dönemlerde yans›t›lan enflasyon fark›n›n sonradan eklenmesine son verilerek, 6 ayl›k enflasyon rakam›n›n % 50’sinin eklenmesi suretiyle bulunacak oran kadar ücret zamm› yap›lmal›d›r. • Baz› Kamu iflyerlerinde hiç ödenmeyen, baz› kamu iflyerlerinde ise 120 günden eksik ödenen ikramiyeler, en üst seviyede eflitlenerek tüm iflyerlerinde uygulanmal›d›r. • Özellikle servis olmayan iflyerlerinde günün koflullar›na uygun vas›ta yard›m› yap›lmal›d›r. • Mevcut haklardan geriye düflmemek kayd›yla, yemek ve giyim yar- d›mlar› yine en üst seviyede eflitlenmelidir. • Çal›flma süreleri ve Fazla Çal›flman›n tespitinde, sözleflmeyle elde edilmifl haklar korunmal› ve gelifltirilmelidir. • Kamu kesimi d›fl›ndaki iflyerlerimizde çal›flanlara da banka promosyon paylar›n›n verilmesi sa¤lanmal›d›r. • Esnek çal›flma, dayatmalar›na son verilmelidir. Ancak biliyoruz ki; Kamu Toplu ‹fl Sözleflmesi Koordinasyon Kurulu’nun elinde sihirli de¤nek yoktur. Bu taleplerin arkas›nda topyekün durmal›y›z. Sendika, konfederasyon, özel, kamu iflçi, memur tüm emekçiler, taleplerin arkas›nda durmal›d›r. Yukar›da s›ralad›¤›m›z bu talepleri hayata geçirmek zor ama imkans›z de¤ildir. 15-16 Haziran direniflleri, 1989 Bahar eylemleri baflar›l› olman›n yolunu göstermifltir. Mücadele verdi¤imiz ölçüde hak alabiliriz. Bu nedenle ekonomik krizin etkilerini göstermeye bafllad›¤› bu süreçte, yoksulluk alt›nda ezilmek ile yaflam›m›za sahip ç›kmak aras›nda bir yol ayr›m›nday›z. Yak›nmak ve flikayet etmek yerine, direnmek ve mücadele etmek gerekiyor. fiimdi zaman iflyerlerinde, atölyelerde tek tek mücadeleyi örgütleme zaman›d›r. Daha önceki kriz dönemlerinde “fedakarl›¤›” emekçilerden bekleyenler, ellerini ceplerine atmal›d›r. Bizim kemerimizde s›kacak yer kalmad›. Fedakarl›¤› biz de¤il, art›k, iflverenler yapmal›d›r. Bu dönem; ‹flçi s›n›f›m›z, kamuözel tüm toplu sözleflmelerde kriz bahaneleri duymak istemiyor! 21 cmyk TOPLU SÖZLEfiME ÇALIfiMALARIMIZ ‹NÖNÜ ÜN‹VERS‹TES‹ Sendikam›z›n yeni örgütlendi¤i ‹nönü Üniversitesi Rektörlü¤ü ve ba¤l› iflyerleri ile ilgili olarak, 01.09.2008 – 31.08.2010 yürürlük süreli toplu ifl sözleflmesi, 11.09.2009 tarihinde Sendikam›z ile Rektörlük aras›nda imzalanm›flt›r. Sözleflmede ücretlere iyilefltirme yap›ld›ktan sonra, memur maafllar›na gelen zam oranlar›nda ücret zamm› yap›lmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. Ayr›ca iflçilere; her gün için vas›ta ve yemek yard›m›, ayr›ca 657’ye göre verilen giyecek yard›m›n›n da verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Malatya ‹nönü Üniversitesi T‹S imza töreni 100.YIL ÜN‹VERS‹TES‹ Sendikam›z›n örgütlü oldu¤u, 100. Y›l Üniversitesi Rektörlü¤ü ve ba¤l› iflyerleri ile ilgili olarak, 01.01.2008 – 31.12.2009 yürürlük süreli toplu ifl sözleflmesi; Rektör Prof. Dr. Hasan Ceylan ve Genel Baflkan›m›z Gürsel Do¤ru’nun kat›l›m›yla 29. 01.2008 tarihinde imzalanm›flt›r. Sözleflmede ücretlere, birinci y›lda seyyanen zam yap›ld›ktan sonra, ikinci y›l 1. ve 2. alt› aylar›nda kamu protokolü ile belirlenen rakamlar oran›nda ücret zamm› yap›lmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. Ayr›ca sendika üyesi iflçilere; her sözleflme y›l› için 60 gün akdi ikramiye, her ay için sosyal yard›m ve her gün için yemek yard›m› verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Bunlar›n d›fl›nda sendika üyesi iflçilere; 657’ye göre verilen giyecek, aile ve çocuk yard›mlar›n›n da verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Van 100. Y›l Üniversitesi T‹S imza töreni ANTALYA ‹L ÖZEL ‹DARES‹ Sendikam›z›n örgütlü oldu¤u, Antalya ‹l Özel ‹daresi ve ba¤l› iflyerleri ile ilgili olarak, 01.03.2008 – 28.02.2009 yürürlük süreli toplu ifl TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Antalya ‹l Özel ‹dare T‹S imza töreni 22 cmyk TOPLU SÖZLEfiME ÇALIfiMALARIMIZ KARS ‹L ÖZEL ‹DARES‹ Erzincan ‹l Özel ‹dare T‹S imza töreni Sendikam›z›n örgütlü oldu¤u, Kars ‹l Özel ‹daresi iflyeri ile ilgili olarak, 01.07.2008 – 30.06.2009 yürürlük süreli toplu ifl sözleflmesi, 30.07.2008 tarihinde Sendikam›z ile TÜH‹S aras›nda imzalanm›flt›r. Sözleflmede ücretlere, kamu protokolü ile belirlenen rakam oran›nda ücret zamm› yap›lmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. Ayr›ca sendika üyesi iflçilere; her sözleflme y›l› için 54 gün akdi ikramiye, her ay için sosyal yard›m, her gün için yemek yard›m›, y›lda bir defa yakacak ve giyim yard›m› verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Bunlar›n d›fl›nda sendika üyesi iflçilere; 657’ye göre verilen aile ve çocuk yard›mlar›n›n da verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. TEVF‹K F‹KRET L‹SES‹ VAKFI Kars ‹l Özel ‹dare T‹S imza töreni sözleflmesi, 25.04.2008 tarihinde Sendikam›z ile TÜH‹S aras›nda imzalanm›flt›r. Sözleflmede ücretlere, kamu protokolü ile belirlenen rakam oran›nda ücret zamm› yap›lmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. Ayr›ca sendika üyesi iflçilere; her sözleflme y›l› için 60 gün akdi ikramiye, her ay için sosyal yard›m, her gün için yemek ve vas›ta yard›m›, her ay için yakacak yard›m›, y›lda bir defa tahsil ve giyim yard›m› verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Bunlar›n d›fl›nda sendika üyesi iflçilere; 657’ye göre verilen aile ve çocuk yard›mlar›n›n da verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. zalanm›flt›r. Sözleflmede ücretlere, kamu protokolü ile belirlenen rakam oran›nda ücret zamm› yap›lmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. Ayr›ca sendika üyesi iflçilere; her sözleflme y›l› için 35 gün akdi ikramiye, her ay için sosyal yard›m ve her gün için yemek yard›m› verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Sendikam›z›n örgütlü oldu¤u, Tevfik Fikret E¤itim Ve Ö¤retim Hizmetleri A.fi. ve ba¤l› iflyerleri ile ilgili olarak, 01.07.2008 – 30.06.2009 yürürlük süreli toplu ifl sözleflmesi, 18.09.2008 tarihinde Sendikam›z ile ‹flverenlik aras›nda imzalanm›flt›r. Sözleflmede sendika üyesi iflçilere; her sözleflme y›l› için 60 gün akdi ikramiye, her gün için yemek yard›m›, y›lda bir defa giyim yard›m› verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Bunlar›n d›fl›nda sendika üyesi iflçilere; 657’ye göre verilen aile ve çocuk yard›mlar›n›n da verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. ERZ‹NCAN ‹L ÖZEL ‹DARES‹ Sendikam›z›n örgütlü oldu¤u, Erzincan ‹l Özel ‹daresi ve ba¤l› iflyerleri ile ilgili olarak, 01.06.2008 – 31.05.2009 yürürlük süreli toplu ifl sözleflmesi, 11.09.2008 tarihinde Sendikam›z ile TÜH‹S aras›nda im- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Tevfik Fikret E¤itim ve Ö¤retim A.fi. T‹S imza töreni 23 cmyk IBM ‹fiÇ‹LER‹N‹N ÖRGÜTLENME MÜCADELES‹ UNI-TEZ-KOOP-‹fi Ortak Bas›n Toplant›s› (soldan sa¤a LBC Sendikas›, (Belçika) IT Örgütlenme Yöneticisi Koen Dries, UNI-IBITS Bölüm Baflkan› Gerhard Rohde Genel Baflkan›m›z G. Do¤ru ve Türk-‹fl 1.Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak) B‹L‹fi‹M SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI DEV‹ I SEND‹KAL HAKLARA VE ÖZGÜRLÜKLERE SAYGI KONUSUNDA SINIFTA KALDI! BM Türk ‹flvereni, çal›flanlar›n anayasal haklar›na ve sendikal tercihlerine karfl› olumsuz tav›r izlemeye devam ediyor.. ÜYEL‹K SÜREC‹ fiUBAT 2008 Ülkemizde uygulanan IMF politikalar› sonucu, eme¤i ile geçinenlerin ekonomik ve sosyal haklar›nda meydana gelen gerilemeden IBM Türk çal›flanlar› da önemli ölçüde etkilenmifltir. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Zekeriya Al Genel e¤itim uzman› Ço¤unlu¤u mühendis olan çal›flanlar, kay›plar›n› telafi edebilmek için iflverenle yapt›klar› çeflitli görüflmelerden sonuç alamam›fl ve hak alman›n yolunun kararl› sendikal mücadele ile mümkün olabilece¤i konusunda birleflmifllerdir. ‹flyerinde faaliyet gösteren ve bir anlamda iflyeri sendikas› özelli¤i tafl›yan, Bil-‹fl’le, IBM gibi uluslararas› bir dev’den hak alman›n mümkün olamayaca¤›, bu neden- le mücadelenin güçlü bir sendikal örgütlenmenin içinde yer alarak yürütülmesi gerekti¤i ortaya ç›km›flt›r. Ald›klar› karar do¤rultusunda hareket eden iflçiler, y›llard›r üyesi bulunduklar› Bil-‹fl sendikas›ndan istifa edip, topluca Tez-Koop-‹fl sendikas› saflar›na kat›lm›fllard›r. ÇO⁄UNLUK TESP‹T‹ HAZ‹RAN 2008 fiubat ay›nda üyelik ifllemleri ta- 24 cmyk IBM ‹fiÇ‹LER‹N‹N ÖRGÜTLENME MÜCADELES‹ mamland›ktan sonra iflyerinde çal›flanlar ad›na toplu sözleflme ba¤›tlamak talebiyle sendikam›z taraf›ndan Mart ay›nda Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’na baflvuru yap›lm›flt›r. Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›, gerekli incelemeleri yapt›ktan sonra, Haziran ay›nda iflyerinde Tez-Koop-‹fl sendikas›’n›n toplu sözleflme yapabilecek yasal ço¤unlu¤unun bulundu¤unu belirtmifltir. Bakanl›¤›n incelemesi sonucu sendikam›za gönderdi¤i ço¤unluk tespit yaz›s›, ayn› zamanda yasa gere¤i iflveren’e de gönderilmifltir. ÇO⁄UNLU⁄A VE ‹fiKOLU KAPSAMINA ‹T‹RAZ Kendisine gönderilen yaz› ile, çal›flanlar›n büyük ço¤unlu¤unun Tez-Koop-‹fl sendikas› üyesi oldu¤undan haberdar olan iflveren, üyelik ifllemlerini önleyememifl olman›n çaresizli¤i ile, çal›flanlar aç›s›ndan son derece önemli olan toplu sözleflme müzakerelerini öteleyebilmek amac›yla ço¤unlu¤unluk tespitine ve iflkolu kapsam›na itirazda bulunmufltur. GÜÇL‹ B‹R SES: ‹T‹RAZI GER‹ ÇEK‹N VE SEND‹KAL HAKLARA SAYGILI OLUN! Y›llard›r emekleriyle büyütüp gelifltirdikleri IBM’de sözleflme müzakerelerinin bafllamas›n› beklerken, iflverenin dayanaktan yoksun itiraz›yla karfl›laflan sendika üyeleri, yasal haklar›n› kullanarak örgütlendikleri için cezaland›r›lm›flt›r. Bu geliflme üzerine sendikam›z ve IBM çal›flanlar›, hiç bir hukuki TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ ‹stanbul’daki ortak bas›n toplant›s›’na Türk-‹fl’e ba¤l› sendika yöneticileri ve çok say›da davetli kat›ld› dayana¤› bulunmayan itiraz›n geri çekilerek sendikal haklara sayg› gösterilmesi talebinde bulunmufl, iste¤i duymazdan gelen iflveren, diyalog ça¤›r›lar›n› da yan›ts›z b›rakm›flt›r. Biliflim sektöründe çal›flman›n mesleki özelliklerini kullanan üyelerimiz, genifl çapl› sanal bir miting düzenleyerek, hakl› mücadeleye önemli ölçüde ulusal ve uluslararas› destek sa¤lam›flt›r. Ayr›ca biliflim sektöründe çal›flanlar›n örgütlenmesine öncülük etmek üzere bir web sitesi oluflturulmufltur. (www.bilisimsendikasi.org) GENEL BAfiKANIMIZ: ”SORUNU D‹YALOGLA ÇÖZMEK ‹LK HEDEF‹M‹ZD‹R” Genel Baflkan›m›z Gürsel Do¤ru, IBM Türk çal›flanlar›n›n gerçeklefltirdi¤i sanal Miting’le ilgili olarak bas›na yapt›¤› aç›klamada; "Biliflim yayg›nlaflan ama sendikal örgütlenmenin olmad›¤› bir sektör. Bu alandaki sendikal örgütlenmeye öncülük etmek istiyoruz. Bu alandaki örgütlenme ve sanal miting bizim için de bir ilk olacak. ‹flveren de umar›z duyarl› davran›p bizi anlar ve Avrupa ülkelerinde çal›flanlar›na tan›d›¤› haklar› burada da tan›r.” dedi. Do¤ru, iflverenin itiraz›yla ilgili olarak de¤erlendirmesinde; bu tür itirazlar›n yeni olmad›¤›n›, ifl mahkemelerinde meydana gelen y›¤›lmalar›n sonucunda davalar›n yasan›n belerledi¤i süre içinde sonuçlanamad›¤›n› ve bu çarp›k iflleyiflten iflverenlerin yararlanarak sendikal örgütlülügü da¤›tmaya çal›flt›¤›n› belirtmifltir. Do¤ru, “iflverenin bu tavr›na ra¤men, kendilerinden bir randevu talep ettik, kabul edilirse sorunlar› diyalog yoluyla aflmay› amaçll›yoruz” dedi. Genel Örgütlenme Sekreterimiz Osman Gürsu da, IBM çal›flanlar›n›n eylemlerini de¤erlendiriken, “Türkiye’deki eylemler de Avrupa’dakilere benzeyecek” dedi. Avrupa’da ve Amerika’da özellikle uluslararas› flirket çal›flanlar›n›n internet üzerinden eylem yapmaya bafllad›¤›n› söyledi. MÜCADELEYE ULUSAL VE ULUSLARARASI DESTEK UNI DEVREDE... Uluslararas› Üst örgütümüz Global Union (UNI) taraf›ndan iflveren temsilcilerine birer mektup 25 cmyk IBM ‹fiÇ‹LER‹N‹N ÖRGÜTLENME MÜCADELES‹ gönderilerek, gerekli ço¤unlu¤un bakanl›k taraf›ndan onaylanmas›na ra¤men yap›lan itiraz›n kabul edilemez oldu¤u belirtildi. Mektupta, "Bu karar çal›flanlar›n, müflterilerin ve tüm kamuoyunun dünya lideri firman›zdan ummad›¤› bir davran›flt›r. Sizi fliddetle protesto ediyor, karar›n›z› yeniden gözden geçirip Tez-Koop-‹fl Sendikas›’n› hemen tan›man›z› ve çal›flanlar›n›zla anlaflma yoluna gitmenizi bekliyoruz" denildi. UNI, IBM Türk yönetimi'nin sendikam›z› tam›mamakta ›srar etmesi üzerine kendi web sayfas›nda ABD'de ve Türkiye'deki IBM yönetimine gönderilmek üzere bir protesto mesaj› haz›rlam›fl ve bu yönde genifl çapl› bir kampanya bafllatm›flt›r. Uluslararas› sendikal kurulufllar bu kampanyaya önemli destek vermifl ve IBM Türk’de uygulanan sendika karfl›tl›¤› tutum tüm dünyaya duyurulmufltur. TMMOB ‹STANBUL ‹L KOORD‹NASYON KURULU’NDAN DESTEK... TMMOB ‹stanbul ‹l Koordinasyon Kurulu, IBM Türk bünyesinde çal›flan biliflim emekçilerinin sendikal mücadelesini desteklemek amac›yla Elektrik Mühendisleri Odas› ‹stanbul fiubesi Toplant› Salonu’nda bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Biliflim emekçilerinin 30 Temmuz günü Sirkeci Adliyesi 7. ‹fl Mahkemesi’nde görülecek ifl davas›n›n takipçisi olacaklar›n› aç›klad›. EMO GENEL MERKEZ‹NDEN DESTEK... Elektrik Mühendisleri Odas› 41. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Dönem Yönetim Kurulu, yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda; Biliflim sektöründe çal›flanlar›n mesleki zorluklar›n›n yan› s›ra çal›flma koflullar›nda ve ücret sisteminde yarat›lan olumsuzluklar›n afl›labilmesinde örgütlenmenin gereklili¤i vurgulanarak, “Elektrik Mühendisleri Odas›, demokratik haklar›n› elde etmek için mücadele eden, kendi mücadele biçimlerini oluflturan, IBM Türk çal›flanlar›n› ve bu mücadeleyi sürdürecek olan tüm biliflim sektörü çal›flanlar›n› desteklemektedir.” denildi. IBM Türk Yönetimi sendika karfl›t› tutumunu devam ettirerek, ulusal ve uluslararas› ça¤›r›lara sessiz kalmay› sürdürmüfltür. YAPILMASI GEREKENLER, B‹R B‹R HAYATA GEÇ‹R‹L‹LECEK! UNI-TÜRK-‹fi VE TEZ-KOOP-‹fi ORTAK BASIN TOPLANTISI 5 Eylül 2008 tarihinde ‹stanbul Türk-‹fl Birinci Bölge Temsilcili¤i’nide UN‹ yetkililerinin de kat›ld›¤› bir ortak bas›n toplant›s› yap›lm›flt›r. Bas›n toplant›s›nda Ge- nel Baflkan›m›z Gürsel Do¤ru, IBM Türk sendika sürecine de¤inerek flunlar› söylemifltir. “De¤erli Bas›n Mensuplar›; De¤erli Arkadafllar; Bugün IBM iflyerlerinde yaflanan sorunlar› anlatmakta ve kamuoyu ile paylaflmak için buraday›z. Bize destek vermek için aram›za kat›lan tüm arkadafllar›m›za ve emek dostlar›na sendikam ve flahs›m ad›na teflekkür ediyorum. De¤erli Arkadafllar; Hepinizin bildi¤i gibi IBM, Biliflim sektöründe faaliyet gösteren uluslararas› nitelikte bir flirkettir. Bu flirket dünyan›n bir çok bölgesinde biliflim teknolojileri üretip satmaktad›r. Tez-Koop-‹fl Sendikas› ise Ticaret, Kooperatif, E¤itim, Büro ve Güzel sanatlar iflkolunda faaliyet gösteren bir sendikad›r. Biliflim sektörü de Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n faaliyet alan› içerisindedir. Bu çerçevede IBM Bünyesinde çal›flan iflçiler sendikam›z ile iliflki kurmufl, y›llar içinde yaflad›klar› hak kay›plar›na durdurmak ve yaflad›klar› sorunlara çözüm üretmek amac›yla örgütlenmifl ve sendikam›za üye olmufltur. Bundan sonra yap›lmas› gereken 26 cmyk IBM ‹fiÇ‹LER‹N‹N ÖRGÜTLENME MÜCADELES‹ Tez-Koop-‹fl ve TMMOB ‹stanbul ‹l Koordinasyon Kurulu’nun bas›n aç›klamas› ifllemler yap›lm›fl, 26 Mart 2008 Tarihinde Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›na baflvuru yap›larak yetkili sendikan›n tespit edilmesi istenmifltir. Çal›flma Ve Sosyal Güvenlik bakanl›¤› ise yapt›¤› incelemede Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n Toplu ‹fl Sözleflmesi imzalamak için gerekli olan say›sal ço¤unlu¤u sa¤lad›¤›n› 9 Haziran 2008 Tarihinde taraflara bildirmifltir. Bu süreçten sonra yap›lmas› gereken, taraflar›n bir araya gelmesi ve toplu ifl sözleflmesi müzakerelerine bafllamas›d›r. Ancak IBM iflvereni Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n gerekli ço¤unlu¤u sa¤layamad›¤›n›, IBM’in 17 No’lu iflkolunda faaliyet yürütmedi¤ini iddia ederek Çal›flma Ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›n›n yapt›¤› tespite itiraz ederek sorunu yarg›ya tafl›m›flt›r. Her fleyden önce Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n yeterli ço¤unlu¤u sa¤layamad›¤› iddias› do¤ru de¤ildir. Nitekim bu durum noter huzurunda imzalanm›fl olan üyelik fiflleri ile belgelendirmek son derece kolayd›r. Öteki taraftan IBM flirketinin 17 No’lu iflkolunda ol- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ mad›¤› iddias› ise tam bir mizah konusudur. Çünkü, IBM fiirketinde çal›flanlar 60’l› y›llardan beri Bil-‹fl Sendikas› üyesidir. Bil-‹fl Sendikas› ise y›llarca IBM iflvereni ile gayr› resmi Toplu ‹fl Sözleflmesi imzalam›fl, müzakereler yürütmüfltür. Bil-‹fl Sendikas›n›n Merkezi IBM fiirketinin içindedir. As›l komik olan ise Bil-‹fl Sendikas› Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›n›n kay›tlar›nda 17 No’lu iflkoluna kay›tl›d›r. Y›llard›r 17 No’lu iflkolunda faaliyet gösteren Bil-‹fl Sendikas› ile gayri resmi sözleflme imzalayan IBM iflvereni; çal›flanlar yine 17 No’lu iflkolunda faaliyet gösteren Tez-Koop-‹fl Sendikas›na geçince, bu iflyerinin 17 No’lu iflkolunda olmad›¤› iddias›yla dava açm›fllar ve iflkolu tespiti istemifllerdir. De¤erli Arkadafllar De¤erli Bas›n Mensuplar›; Böylesine komik böylesine çeliflkili bir iddia, IBM gibi bir dünya devine yak›fl›r m›? Sadece bu gerekçe bile, mahkemeye yap›lan itiraz›n çal›flanlar›n toplu ifl sözleflmesi yapma hakk›n› engelle- meye yönelik oldu¤unu göstermektedir. De¤erli Arkadafllar›m; IBM iflvereninin as›l amac›, çal›flanlar›n en do¤al hakk› olan toplu ifl sözleflmesi hakk›n› geciktirmek ve hatta engellemektir. Oysa; Örgütlenmek ve Toplu ‹fl Sözleflmesi imzalamak uluslararas› yasalarca güvence alt›na al›nm›fl en do¤al haklardand›r. Ancak IBM, Türkiye’de bu hakk›, 12 Eylül Yasalar›n›n arkas›na s›¤›narak ihlal etmektedir. IBM bu itiraz› ile s›rt›ndan milyonlarca dolar kazand›¤› çal›flanlar›n›n iradesini hiçe saymaktad›r. Onlar›n eme¤ini yok saymakta, onlar›n tercihlerine sayg› duymamaktad›r. Huzurunuzda bu ça¤d›fl› anlay›fl› k›n›yor ve protesto ediyorum. De¤erli Arkadafllar, De¤erli Bas›n Mensuplar›; IBM’in yapt›¤› itiraz›n hiçbir hukuki dayana¤› yoktur. IBM’in as›l niyeti bu sorunu yarg›da uzatarak çal›flanlar› umutsuzlu¤a ve y›lg›nl›¤a sürüklemektir. Ancak biz bu mücadeleyi y›llara yayacak kadar deneyime ve birikime sahip bir sendikay›z. Mahkemede geçen süreler bizleri y›lg›nl›¤a sürüklemez. Söz söylenmesi gereken yeri de zaman› da biliriz. Peki IBM iflverenine soruyoruz, siz bu gerginli¤i y›llarca sürdürecek güce sahip misiniz? IBM yönetimi böyle yaparak iflyerinde çal›flma bar›fl›n› zedelemifltir. Çal›flanlar huzursuzdur. Sendikam›z, IBM iflverenin yapt›¤› bu yanl›fll›klar›n giderilmesi ad›na defalarca yaz›l› ve sözlü görüflme talep etmifl, iflverenden olumlu bir ad›m atmas›n› beklemifltir. 27 cmyk IBM ‹fiÇ‹LER‹N‹N ÖRGÜTLENME MÜCADELES‹ Ancak iflveren aradan geçen 4 ayl›k zaman dilimi içerisinde herhangi bir ad›m atmad›¤› gibi görüflme taleplerimizi dahi kabul etmemifltir. ‹flveren bu süre içerisinde sendikam›z› ve çal›flanlar› oyalamaya çal›flm›flt›r. IBM Bünyesinde çal›flan mühendis, pazarlamac›, programc›, uzman yani toplam çal›flan›n›n %65’i b›çak kemi¤e dayand›¤› için sendikam›za üye olmufltur. Bir umutla sendikam›za üye olan bu 229 arkadafl›m›z›n (flu an 300 civar›nda üyemiz bulunmaktad›r) sorunlar›na çözüm üretmek yerine onlar› oyalamak, toplu ifl sözleflmesi haklar›n› yarg›ya tafl›yarak engellemek son derece çirkin bir yaklafl›md›r. Biz bu yaklafl›m› kabul etmiyoruz. Avrupa’da çal›flanlara farkl› Türkiye’de çal›flanlara farkl› uygulamalar› kabul etmiyoruz. IBM Yönetimine buradan bir daha sesleniyoruz. Gelin sorunu masa bafl›nda çözelim. Sorunlar› ertelemek sadece sorunlar› daha da derinlefltirir. Mahkemeye yapt›¤›n›z itiraz›n› geri çekin görüflmelere bafllayal›m diyoruz. IBM’in kendi misyonuna uygun tutum ve davran›fllar sergilemesi en büyük temennimizdir. Ancak IBM Yönetimi söz konusu bu yanl›fll›¤› gidermedi¤i, itiraz›n› geri çekmedi¤i, kendi misyonu ile çeliflen tav›rlar› devam ettirdi¤i sürece Tez-Koop-‹fl Sendikas› olarak bizler meflru ve demokratik tüm yasal halklar›m›z› sonuna kadar kullanaca¤›z.” UNI - IBITS Bölüm Baflkan› Gerhard Rohde’da bas›na yapt›¤› aç›klamada Tez-Koop-‹fl Sendi- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ kas›n›n, yetkili sendika olarak tan›nmas› için IBM'in Avrupa, Amerika ve Türkiye'deki yönetimlerine UNI üyeleri taraf›ndan bugüne kadar 300 protesto mesaj› gönderildi¤ini, IBM iflvereninin çal›flanlar›n en do¤al hakk› olan toplu sözleflme yapma hakk›na sayg› göstermek zorunda olduklar›n› ve UNI Küresel Sendikas› IBITS sektörünün Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n bu mücadelesinde her türlü deste¤i verece¤ini belirtti. Di¤er konuk Koen Dries, flirketin bu tutumunu Avrupa'da da sürdürdü¤ünü ve sendika karfl›t› bu tutumun tamamen h›rsl› insan kaynaklar› politikas›na dayand›¤›n› belirtti. Bas›n toplant›s›na Petrol-‹fl sendikas› Genel Baflkan› Mustafa Öztaflk›n, Deri-‹fl sendikas› Genel Baflkan› Musa Servi, Tümtis Yöneticileri ile Türk-‹fl'e ba¤l› flubelerin yöneticileri de destek vermifltir. IBM TÜRK ÇALIfiANLARI B‹L‹fi‹M SEKTÖRÜNDE ÖNCÜ SANAL VE GERÇEK HER ALANDA EYLEMLER SÜRECEK... IBM çal›flanlar›, sanal miting’le bafllatt›klar› mücadeleyi, Ekim ay›nda yapt›klar› yemek boykotu ile devam ettirdiler. ‹flveren, itiraz›n› geri çekip, sendikal haklara sayg› gösterinceye kadar eylemlerin sürece¤i mesaj›n› verdiler. Sendika ve toplu sözleflme hakk›n›n ayn› zamanda vazgeçilemez insan haklar›ndan oldu¤unun bilinci ile bu hakk› elde etmekte ne kadar kararl› olduklar›n› dosta düflmana gösterdiler. IBM YANLIfi ADIM ATIYOR.. 24 Ekim tarihinde IBM Genel Müdürlü¤ü’nün önünde yeni bir kitlesel bas›n aç›klamas› yap›ld›. Genel Örgütlenme Sekreterimiz Osman Gürsu taraf›ndan yap›lan aç›klama flöyle; De¤erli Bas›n Mensuplar› De¤erli Arkadafllar; Bildi¤iniz gibi IBM, Biliflim sektöründe faaliyet gösteren uluslararas› nitelikte büyük bir flirkettir. Bu flirket dünyan›n bir çok bölgesinde biliflim teknolojileri üretip, satmaktad›r. Sendikam›z büro ve ticaret iflkolunda faaliyet gösteren bir sendikad›r. IBM’in içinde bulundu¤u sektör, Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n faaliyet alan› içerisindedir. IBM Bünyesinde çal›flan iflçiler sendikam›z ile iliflki kurmufl, son 5 y›l içinde yaflad›klar› hak kay›plar›n› durdurmak ve sorunlara çözüm üretmek amac›yla sendikam›za üye olmufllard›r. Bunun üzerine, IBM Yönetimi ilk önce çal›flanlar› sendika üyeli¤inden vazgeçirmek için u¤rafl vermifl, özel toplant›lar tertip etmifl, “kariyer” ve “güzel fleyler” vaad etmifllerdir. Buna ra¤men biliflim emekçileri y›lmam›fl, güzel sözlere kanmam›fl ve yasan›n arad›¤› gerekli ço¤unlu¤u sa¤lam›fllard›r. Bundan sonra yap›lmas› gereken ifllemler yap›lm›fl, 26 Mart 2008 Tarihinde Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›na baflvuru yap›larak yetkili sendikan›n tespit edilmesi istenmifltir. Çal›flma Ve Sosyal Güvenlik bakanl›¤› ise yapt›¤› incelemede Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n Toplu ‹fl Sözleflmesi imzalamak için gerekli ço¤unlu¤u sa¤lad›¤›n› 9 Haziran 2008 Tarihinde tarafla- 28 cmyk IBM ‹fiÇ‹LER‹N‹N ÖRGÜTLENME MÜCADELES‹ Genel Örgütlenme Sekreterimiz Osman Gürsu, IBM Genel Müdürlü¤ü önünde bas›n aç›klamas› yapt› ra bildirmifltir. Bu süreçten sonra yap›lmas› gereken, tafralar›n bir araya gelmesi ve toplu ifl sözleflmesi müzakerelerine bafllamas›d›r. Ancak IBM iflvereni, sendikam›z›n gerekli ço¤unlu¤u sa¤layamad›¤›n›, IBM’in 17 No’lu iflkolunda faaliyet yürütmedi¤ini iddia ederek, Çal›flma Ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›n›n yapt›¤› tespite itiraz etmifl ve sorunu yarg›ya tafl›m›flt›r. Her fleyden önce Tez-Koop-‹fl Sendikas›n›n yeterli ço¤unlu¤u sa¤layamad›¤› iddias› do¤ru de¤ildir. Bu as›ls›z iddiay› noter huzurunda imzalanm›fl olan üyelik fiflleri ile belgelendirmek son derece kolayd›r. Bunun için mahkemeye gitmeye, dava açmaya gerek yoktur. ‹kinci olarak IBM flirketinin 17 No’lu iflkolunda olmad›¤›n› iddias› ise tam bir mizah konusudur. Çünkü, IBM fiirketinde çal›flanlar 1960 y›llardan beri Bil-‹fl Sendikas› üyesidir. IBM iflvereni, y›llarca Bil-‹fl Sendikas› ile resmi ve gayri resmi görüflmeler yapm›flt›r. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Mizah konusu olan ise Bil-‹fl Sendikas›n›n Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›n›n kay›tlar›nda 17 No’lu iflkoluna kay›tl› olmas›d›r. IBM y›llarca 17 No’lu iflkolunda faaliyet gösterdi¤ini bilecek, ancak ne zaman ki gerçek bir sendika ortaya ç›kt› o zaman, asl›nda bu iflkolunda bulunmad›¤› gerekçesiyle mahkemeye gidecek. Bu yaklafl›m samimi ve dürüst bir yaklafl›m de¤ildir. Çal›flan›na karfl› anti demokratik yasalar›n arkas›na ve çal›flanlar›n toplu ifl sözleflmesi yapma hakk›n› bu flekilde yok etmeye çal›flan bu anlay›fl› protesto ediyorum. Bütün bu olumsuzluklar›n d›fl›nda dava süreci devam ederken, IBM bu sefer de Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›n›n IBM’in 17 No’lu iflkolunda oldu¤una dair yapt›¤› resmi iflkolu tespitine itiraz etmifl ve bu tespiti de yarg›ya tafl›m›flt›r. Oysa bu konuyla ilgili olarak aç›lm›fl bir dava varken ikinci bir dava açman›n gere¤i neydi? Belli ki bu ikinci davan›n amac› süreci daha da uzatmak, çal›flanlar› y›ld›rmak ve bu davalar süresince çal›flanlar› sendikadan kopartmakt›r. Çal›flanlar›n toplu ifl sözleflmesi yapma hakk›n› komik ve as›ls›z gerekçelerle engellemek, dava açmak ve sürekli kendi kendini tekzip etmek IBM gibi bir dünya devine yak›fl›yor mu? Bu nas›l bir mant›kt›r, bu nas›l bir çal›flma tarz›d›r, bu nas›l bir anlay›flt›r? Gerçekten bu yap›lanlar› anlamakta zorluk çekiyoruz. Çal›flanlara son 5 y›ld›r zam vermeyenler, ayn› ifli yapanlar aras›nda ücret fark› yaratanlar, ayr›mc› uygulamalarla çal›flanlar› güvensizli¤e itenler çözümü yanl›fl yerde ar›yorlar. Yap›lan bu haks›zl›klar nedeniyle çal›flanlar aray›fl içine girmifltir. IBM Yönetimi çal›flanlar›n sorunlar› demokratik bir flekilde çözüme kavuflturmak yerine, yerine anti demokratik yöntemlerle sorunu da karmafl›k hale getiriyorlar. Biz de buradan hayk›r›yoruz. Her sorunun kendi içinde bir çözüm yöntemi de vard›r. Ancak sorun- 29 cmyk IBM ‹fiÇ‹LER‹N‹N ÖRGÜTLENME MÜCADELES‹ dostlar›m›za, bas›n emekçilerine teflekkür ediyor, sayg›lar sunuyorum. lar› inkar etti¤iniz sürece, görmezden geldi¤iniz sürece, bu iflyerine adalet gelmesi, çal›flanlar›n kendini güvende hissetmesi mümkün de¤ildir. Bu nedenle geçici çözümler sorunlar› erteler ancak asla sorunlar› çözmezler. Biz IBM yöneticilerini sa¤duyulu olmaya davet ediyoruz. Bugüne kadar att›¤›n›z her ad›m yanl›flt›. Daha fazla yanl›fl yapmay›n diyoruz. IBM bu yapt›klar› ile s›rt›ndan milyonlarca dolar kazand›¤› çal›flanlar›n› iradesini yok saymaktad›r. Onlar›n eme¤ini yok saymakta, onlar›n tercihlerine sayg› duymamaktad›r. Huzurunuzda bu ça¤d›fl› anlay›fl› k›n›yor ve protesto ediyorum. Biz IBM’i yönetenlere defalarca söyledik Mahkemede geçen süreler bizleri y›lg›nl›¤a sürüklemez dedik. Ama çal›flanlar›na tav›r alm›fl, onlar›n öfkesini çekmifl bir yönetim bu gerginli¤i uzun süre tafl›yamaz. Tafl›mad›¤›n› da görece¤iz. Bugüne kadar bizler sorunlar› diyalog yöntemiyle çözülmesini savunduk. Hala da ayn› fleyi savunuyoruz. Ço¤unluk ile ilgili kuflkunuz mu var? Gelin üye fifllerini TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ birlikte sayal›m. ‹flkolu ile ilgili kuflkunuz m› var? Gelin hukukçular›m›zla tart›flal›m. Ama Türkiye’yi sömürge, çal›flanlar› da köle gibi görme anlay›fl›ndan vazgeçin. Bizler, bir kere de¤il defalarca IBM’den görüflme talep ettik. Sorunlar›m›z› konuflal›m dedik. Anacak bizimle görüflmek dahi istemediler yaz›l› ve sözle taleplerimizi görmezden geldiler. Yaz›l› randevu taleplerine olumsuz da olsa yan›t verme nezaketinde dahi bulunmad›lar. Biz bu yaklafl›m› kabul etmiyoruz. Avrupa’da çal›flanlara farkl› Türkiye’de çal›flanlara farkl› uygulamalar› kabul etmiyoruz.. IBM Yönetimine buradan bir daha sesleniyoruz. Gelin sorunu masa bafl›nda çözelim. Sorunlar› ertelemek sadece sorunlar› daha da derinlefltirir. Mahkemeye yapt›¤›n›z itirazlar›n›z› geri çekin görüflmelere bafllayal›m diyoruz. Bizler için art›k söz bitmifltir. IBM itirazlar›n› geri çekmedi¤i ve diyalog bafllatmad›¤› sürece süresiz ve sürekli eylem sürecini bafllat›yoruz. Bas›n aç›klamam›za kat›lan tüm MÜCADELE BAfiARILACAK! Biliflim sektörü, bilindi¤i gibi dünyada ve ülkemizde, nitelikli emek üzerinde sömürünün maksimum ölçekte uyguland›¤› son derece özel ve önemli bir aland›r. Bu alanda çal›flanlar›n büyük bölümünün sahip oldu¤u akademik kariyer, ço¤u zaman iflçi kimli¤inin önüne geçmifl ve sendikal örgütlenme refleksi geliflememifltir. IBM emekçileri bu önemli engeli aflarak, akademik ünvanla birlikte iflçi kimli¤inin hak arama mücadelesi için yaflamsal bir de¤ere sahip oldu¤unu öne ç›karm›fl ve sektörde çal›flanlara öncülük etmifltir. IBM’in, yap›lan tüm diyalog ça¤›r›lar›n›n yan›ts›z b›rak›lmas›, ayn› zamanda çokuluslu bir flirket olarak uluslararas› Çal›flma Örgütü ‹LO anlaflmalar›na ters düflen bir davran›fl biçimidir. Sorun, uluslararas› platformlarda tart›fl›lmaya devam edecektir. Tez-Koop-‹fl sendikas›, kararl› üyeleriyle mücadeleyi baflar›ya tafl›yacak deneyime ve güce sahiptir. Uluslararas› biliflim devi IBM; Türkiye yöneticilerinin yapt›¤› bu uygulamadan dolay› sendikal haklara ve özgürlüklere sayg› konusunda s›n›fta kalm›flt›r. Toplu sözleflme prosedürüne itiraz etmek, gerçe¤i ortadan kald›rmaz; IBM çal›flanlar› sendikal›d›r ve toplu sözleflme hakk› için yaydan ç›kan ok, hedefine varacak ve mücadele baflar›lacakt›r. 30 cmyk B‹L‹fi‹M SEKTÖRÜNDE ÖRGÜTLENME PANEL‹ Panelistler : (soldan sa¤a LBC Sendikas›, (Belçika) IT Örgütlenme Yöneticisi Koen Dries, Genel Baflkan›m›z, EMO ‹stanbul fib. Bflk. Yard. Kurtulufl Kaya, UNI-IBITS Bölüm Baflkan› Gerhard Rohde ve Cumhuriyet Gazetesi Yazar› fiükran Soner “B‹L‹fi‹M SEKTÖRÜNDE ÖRGÜTLENME” PANEL‹ YAPILDI İ stanbul’da Y›ld›z Teknik Üniversitesi Oditoryum salonunda “Biliflim Sektöründe Örgütlenme” paneli 5 Eylül’de yap›ld›. Paneli EMO ‹stanbul fiubesi Baflkan Yard›mc›s› Kurtulufl Kaya Yönetti. UNI, Tez-Koop-‹fl ve TMMOB Elektrik Mühendisleri Odas› ‹stanbul fiubesi iflbirli¤i ile haz›rlanan Panel’e Sendikam›z ad›na Genel Baflkan›mz Gürsel Do¤ru, UNI ad›na IBITS Bölüm Baflkan› Gerhard Rohde ve LBC Sendikas›, (Belçika) IT Örgütlenme Yöneticisi Koen Dries, CumhuriTEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ yet Gazetesi’nden Yazar fiükran Soner, ve TMMOB-EMO ad›na ‹stanbul fiube Baflkan› Erhan Karaçay kat›ld›. 150 kiflilik bir dinleyici grubu taraf›ndan ilgiyle izlenen Panelin aç›l›fl konuflmas›n› EMO ‹stanbul fi u b e B a fl k a n › E r h a n Karaçay yapt›. Karaçay ; Erhan Karaçay “Dünyada ve ülkemizde eme¤i ile geçinen insanlar›n birçok sorunlar› var. Özellikle de biliflim sektöründe çal›flan arkadafllar›m›z›n kendi çal›flma yaflamlar›na, özgün koflullar›na iliflkin farkl› sorunlar› var. Bu çal›flmay› bu dönemin bir bafllang›c› olarak görüyoruz. Gerek biliflim sektöründe çal›flanlar, gerek meslektafllar›m›z olsun bu alanda çal›flan eme¤i ile geçinen sendikal örgütlenme içinde olan arkadafllar›m›za biz olabildi¤ince güç ve omuz verece¤iz, yanlar›nda olaca¤›z. Hepinize burada oldu¤u31 cmyk PANEL nuz için ve bundan sonra da birlikte olaca¤›m›z için odam›z ad›na teflekkür ediyor, sayg›lar›m› sunuyorum.” dedi. Biliflim sektöründe çal›flanlar›n örgütlenmesi ile ilgili olarak, sendikam›z›n ve di¤er kat›l›mc›lar›n görüflleri afla¤›da özetlenmifltir. Gürsel Do¤ru: “Asl›nda örgütlenme sorunu sadece biliflim sektöründe has bir sorun de¤il, Örgütlenme sorunu bütün sektörlerde var. Bu nedenle bana göre, biliflim sektör ü n ü n kendine has soGürsel Do¤ru runlar› olmakla birlikte, biliflim sektöründeki örgütlenme sorunlar› genel olarak ülkemizdeki örgütlenme sorunlardan farkl› de¤il. Sendikal örgütlenme konusunda, 2821 ve 2822 say›l› yasalardaki engellemeler devam ediyor. Hükümet taraf›ndan Avrupa Sosyal fiart›na konulan çekinceler devam ediyor. Ülkemizdeki çal›flma koflullar› halen ‹LO standartlar›n›n çok gerisinde. Bu nedenle genel anlamada örgütlenme sorunlar›na yönelik her aç›l›m ayan› zamanda biliflim sektöründe çal›flanlar›n örgütlenmelerine yönelik aç›l›m›lar olacakt›r. Biliflim sektörü son 10-15 y›lda önemini artt›ran bir sektör. Ülkemizde biliflim sektörü h›zla geli- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ fliyor ve bu alana yap›lan yerli ve yabanc› yat›r›mlar h›zla art›yor. Bilgisayar, ‹nternet kullan›m› artt›kça ve her türlü biliflim teknolojisi üretimi ve kullan›m› gelifltikçe, biliflim sektörünün sorunlar› da çeflitlilik gösteriyor ve sorunlar katlanarak büyüyor. Kendi nam ve hesab›na çal›flan, gerçek ve tüzel kiflilere flirketlere, legal ya da illegal yollarla yaz›ml› program› veya bilgi teknolojileri satan veya üretenler Yine bilgi teknolojisi üreten ve satan Yabanc› sermaye ile iç içe geçmifl yüksek cirolu flirketler ve mesleki yeterlilik anlam›nda birbirlerinden oldukça farkl›laflm›fl olan yüzbinlerce çal›flan bu sektörün aktörleridir. Ekonomik olarak bak›ld›¤›nda bu alana büyük yat›r›mlar›n yap›ld›¤›n› ve sektöre hakim olma, pazar pay›n› koruma konusunda k›ran k›rana bir mücadelenin yafland›¤›n› görüyoruz. Bu k›yas›ya rekabetin nispeten avantajlar› da var. Anacak olaya bir de emek cephesinden bak›ld›¤›nda sektördeki büyüme ve Pazara hakim olma mücadelesi çal›flanlar aç›s›ndan önemli sorunlar› da beraberinde getiriyor. Tüm sektörlerde oldu¤u gibi, rekabet, büyüme, pazardan pay kapma mücadelesi sonuçta çal›flanlar›n biraz daha sömürülmesine kazan›lm›fl haklar›n›n ellerlinden al›nmas›na ve kurals›z çal›flmaya neden oluyor. Sektörde ciddi bir rekabete giren yerli ve hatta yabanca flirketler; ilk ifl olarak çal›flanlar›n ücretleri- ni belili bir s›n›rda tutmak, sosyal haklar›n› k›s›tlamak ve iflçilik maliyetlerini düflürmek için yo¤un çaba sarf ediyorlar. Bu nedenle nitelikli iflgücü ihtiyac›n›, vas›fs›z iflgücü ile kapatmak istiyorlar. Sektörde faaliyet gösteren flirketlerin ço¤u ifllerinin bir bölümünü mesleki ve teknik anlamda yetersiz olan alt iflverenler ve tafleron flirketler arac›l›¤›yla yürütüyorlar. Bu sektörde çal›flanlar için fazla mesai kavaram› sadece kanunlardaki madde metinlerinden öte baflka bir anlam tafl›m›yor. Çal›flanlar›n sigorta primleri ald›klar› ücret üzerinden de¤il, asgari ücret üzerinden yat›r›l›yor. Bütün bunlar›n d›fl›nda Son derece genifl bir alana yay›lan sektör için “nitelikli elaman” kavram› bulan›k ve belirsizdir. Mesleki yeterlilik konusunda önemli eksiklikler bulunmaktad›r. Bu belirsizlik ister istemez çal›flanlar aç›s›ndan önemli farkl›l›klar› beraberinde getirmektedir. Sektörde ifl tan›mlar›n›n ve mesleki guruplar›n›n bilimsel kriterlerle oluflturuldu¤u . Buna gere bir ücret politikas›n›n belirlenmifl oldu¤u alanlar oldukça s›n›rl›d›r. Biliflim sektöründe bir marka olmufl ve uzun y›llardan beri ülkemizde faaliyet gösteren IBM flirketinde bile rasyonel bir üretim sisteminden ne yaz›k ki bahsedemiyoruz. Ayn› ifli yapan çal›flanlar aras›nda hem ücret ve hem de çal›flma flartlar› konusunda birbirinden farkl› uygulamalarla karfl›lafl›yoruz. 32 cmyk PANEL Bütün bunlar›n d›fl›nda biliflim sektöründe çal›flanlar›n önemli bir k›sm›nda bir s›n›f kaymas› ve kafa kar›fl›kl›¤› söz konudur. Biliflim sektöründe çal›flan nitelikli iflgücü, kendini iflçi s›n›f›n›n bir parças› olarak de¤il, mavi yakal› iflçiler ile iflveren aras›nda ara yönetici konumunda görme e¤ilimi tafl›maktad›r. Bu sorunlar çerçevesinde h›zla geliflen ve bu geliflmeye ba¤l› olarak yeni sorunlar üreten biliflim sektöründe örgütlenmek ve çal›flanlar›n sorunlar›n› birkaç ana bafll›k üzerinde toparlamak elbette ki çok zordur. Buna ra¤men biz Tez-Koop-‹fl Sendikas› olarak biliflim sektörüne girdik. IBM iflyerlerinde örgütlendik ve gerçek anlamda bir toplu ifl sözleflmesi imzalama flans›n› yakalad›k. Bu anlamda IBM çal›flanlar›n›n örgütlenmesini, yani sendikalaflmas›n› ve toplu ifl sözleflmesi imzalamas›n› gerçekten çok önemsiyoruz. Çünkü IBM, biliflim sektöründe sendikalaflma aç›s›ndan önemeli bir deneyim olacak. Biliflim sektöründe birbirlerinden oldukça farkl› kategorilerde çal›flanlar›n karmafl›klaflm›fl sorunlar›na bir ç›rp›da çözüm üretmek bir hayli zor. Di¤er taraftan sektör önemli bir devinim içindedir ve bu devinim içinde çal›flanlar›n haklar› sürekli erozyona u¤ramaktad›r. Ancak normal çal›flma kal›plar›n›n çok d›fl›nda olan bir sektörde sendikalaflmak ve bu sendikal örgütlülü¤ü gelifltirmek hak kay›plar›n› engellemek aç›s›ndan TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ bir ç›pa görevi görecektir. Bu anlamada biliflim sektöründe örgütlenmek, sendikalaflmak, mesleki sorunlar› gündeme tutmak, mesleki sorunlara çözüm üretmek son derece önemlidir. Biliflim sektöründe çal›flanlar›n sendikaya olan ihtiyaçlar› yaflamsal öneme sahiptir. Sonuç olarak hangi sektörde olursa olusun ve hangi s›fatla çal›fl›yor olursa olsun çal›flanlar›n haklar›n› koruman›n›n tek yolu örgütlenmekten ve Toplu ‹fl Sözleflmesi imzalamaktan geçiyor. Biz Tez-Koop-‹fl sendikas› olarak bu konudaki irademizi ortaya koyduk. IBM iflyerlerinde örgütlenmeye bafllad›k ve biliflim sektöründe faaliyet gösteren di¤er flirketler ile örgütlenmeye devam edece¤iz. Örgütlenmek zor bunun fark›nday›z. Çal›ma yasalar›nda anti demokratik düzenlemelerin say›s› oldukça fazla. IBM iflyerlerine örgütlenmeyi baflar›yla tamamlam›fl olmaza ra¤men, Toplu ‹fl Sözleflmesi imzalayam›yoruz çünkü iflveren sendikal örgütlenme özgürlü¤ünü, 12 Eylül ürünü bir düzenlemenin arkas›na s›¤›narak engelleme yolunu tercih ediyor. Buna ra¤men çal›flmalar›m›za devam edece¤iz. Örgütlenme sorunu demokrasi ve özgürlük sorunundan ba¤›ms›z de¤ildir. Demkorasi ve özgürlük mücadelesine devam edece¤iz. Sürekli geliflen ancak bu geliflmeye ba¤l› olarak normal çal›flma kal›plar›n›n d›fl›na çak›ma e¤ilimi tafl›yan biliflim sektöründe çal›flanlar›n haklar›n› koru- mak için örgütlenmekten baflka bir flans›m›z yok. Bu duygu düflüncelerle hepinize teflekkür ediyor, sayg›lar sunuyorum. Gerard Rohde ; Biliflim sektöründe örgütlenmeye çal›flan sendikalara destek vermek için UNI’nin yürüttü¤ü kampanyalar ve oluflturdu¤u çal›flma gruplar›ndan bahsetti. IBM TürkiGerard Rohde ye’de sürdürülen mücadele de UNI IBITS’in kendine düflen görevi yerine getirece¤ini belirterek Hindistan gibi geliflmekte olan ülkelerde örgütlenme çal›flmalar› yürüttüklerini, esas hedeflerinin kurumlar aras› iflbirli¤iyle dünyadaki bütün biliflim sektörü çal›flanlar› aras›nda deneyim aktar›m› sa¤layarak, uluslararas› bir dayan›flma a¤› yaratmay› hedeflediklerini belirtti. Panele kat›lan dinleyicinin ilgisinden etkilendi¤ini söyleyerek, en yak›n zamanda say›s› binlere ulaflan biliflimcilerle tekrar bir araya gelebilme temennisinde bulundu. UNI IBITS olarak, Tez-Koop-‹fl sendikas›n›n biliflim sektöründe bafllatt›¤› örgütlenme giriflimini desteklemeye ve dayan›flma ad›na gerekli deneyim aktar›m›n› vermeye haz›r olduklar›n› belirtti. 33 cmyk PANEL Koen Dries ; Panelde yapt›¤› sunumla izlenmesi gerekilen yollar hakk›nda bilgi vererek, Belçika’da biliflim sektörü kendi bafl›na bir sektör olmad›¤›n› ve di¤er hizmet sektörleriyle birlikte grupland›r›ld›¤›n› ve g e ç m i fl Koen Dries y›llarda IBM’le yaflad›klar› benzer deneyimden ve uzun bir mücadele sonucunda 2003 y›l›nda imzalad›klar› toplu sözleflmeden bahsetti. Internet patlamas› sona erdi¤inde toplu iflten ç›karmalar›n gerçekleflti¤ini ve bunun sonucunda yap›lan bireysel sözleflmelerin yetersizli¤ini anlayan birçok IT çal›flan›n›n fliddetli bir biçimde uyand›¤›n›, çal›flanlar›n toplu sözleflmelere olan güvenlerinin artt›¤›n› ve bu dönemde sendikalar›n devreye girdi¤ini söyledi. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Kohen Dries IT çal›flanlar›n›n örgütlenmesine iliflkin yürütülen çal›flmalar› flöyle özetledi; “Personelle yap›lan görüflmeler sonras›nda, çal›flanlar toplu sözleflmelerin önemi hakk›nda bilgilendirildiler. Kendi aralar›ndan temsilciler seçtiler. Birbirlerine güvenmeyi ö¤rendiler. Sendikalara üye olman›n gereklili¤ini kavrad›lar. Bunun üzerine sendikac›lar olarak bizler çal›flanlar› bilgilendirmeye çal›flt›k, sizin bugün burada yapt›¤›n›z gibi biliflim sektörü toplant›lar› yapt›k, bir komite kurduk bu komite sendikal çerçevede yap›lmas› gerekenleri belirle- di yani gündemimizi belirledik.” Dries,sektördeki sorunlar› flöyle s›ralad›; 1.Esneklik; kariyerin özel yaflamlar› etkilememesi için baz› önlemlerin al›nmas›n›n gereklili¤i, biliflim sektöründe çal›flanlar›n çal›flma saatlerinin kontrol edilememesi ve özel yaflamlar›n› aksatt›rmas›. 2. Maafllar ve çal›flma koflullar›; bu sektörde çal›flanlar için kimi zaman kifliye sa¤lanan imkanlar, (araba ve telefon gibi) maafltan daha çok önem tafl›maktad›r. 3. Outsourcing (d›flkaynak kullan›m›) ve tafleron sorunlar›. 4. fiirketlerin politikalar›yla ve verdikleri izlenimle, çal›flanlar›na uygulad›klar› politikalar›n farkl› oluflu. 5. Sektör çal›flanlar›n›n profillerini inceledik bu sektörde çal›flanlar iflleri, profesyonellikleri ve flirketleriyle gurur duyan kifliler. Ancak yine de flirket yönetimleriyle sorun yafl›yorlar çal›flanlar›n müflterilerle iliflkileri flirket yöneticileriyle olan iliflkilerinden daha kuvvetli daha sa¤l›kl›. 6. ‹nsan kaynaklar› en ihmal edilmifl bölümlerden biri ve hiçbir 34 cmyk PANEL olumlu etkisi yok. 7. ‹dari personel ve di¤er personel aras›nda bir fark olmay›fl› 8. Uluslararas› a¤ çal›flmas›, biliflim sektöründekilerin yerel örgütlere de¤il, uluslararas› iletiflim kurabilecek örgütlere ihtiyac› var bilgi ve deneyim aktar›m›n›n önemi. Dries; Yap›lmas› gerekilen en önemli dayan›flman›n sendikalararas› kurulacak bir iletiflim a¤›yla sa¤lanacak bilgi paylafl›m›yla gerçekleflebilece¤ini ve genellikle IBM karfl›s›nda yürütülen kampanyalar›n ve eylemlerin internet ortam›nda yap›ld›¤›n› belirtti. fiükran Soner ; “Küreselleflme ad› alt›nda yeni dünya sömürü düzeni çarklar›n›n iflleyiflini alg›lamak; dünya ve ülke sendikac›l›k hareketinin sorunu burdan bafll›yor önce. Bize defiükran Soner nildi ki; ‘18. yy. sanayi üretim yap›s› içinde örgütlenmifl sendikalar, ça¤dafl teknoloji alan›nda e¤itim görmüfl insanlar›n örgütlenmelerine ve sorunlar›na yan›t veremiyor. En çok da modern teknoloji alan›nda çal›flanlar›n hak arama savafl›m›nda sorunlar›na yan›t bulam›yorlar. Onlar birey olarak çok daha yukar›daki noktalara geldikleri için bireysel nitelikleriy- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ le bile bulunduklar› üretim alanlar›nda daha baflar›l›, daha iyi koflullarda yaflam ve çal›flma olanaklar› yakal›yorlar.’ Beyin y›kama arac› buydu, suçlu da sendikalard›. ‹kinci beyin y›kama arac› yine; ‘bugünkü teknoloji ça¤›nda iyi e¤itim görmüfl insanlar, art›k tek bir flirkette çal›flmak zorunda de¤iller, evlerinde bile üretim yapabilirler. Ev eksenli ekonomi gelifliyor, dolay›s›yla bu insanlar tek bir flirkete de¤il, ayn› zamanda bilgi birikimleriyle birçok flirkete hizmet vererek, kendileri için daha iyi yaflam koflullar› bulabileceklerdir.’ denildi. Bu ikisi 70 li 80 li y›llarda, (tabii ki özelefltiri pay› çok do¤ru olan boyutlar› da var bunun) bilgiyi, yeni dünya düzeni sömürü çarklar›nda nereye gitti¤i ile ilgili alg›lamadan uzak tuttu. Dünyada tekeller evrenselleflirken markalar h›zla büyürken ve ekonomi, insan için ekonomiden ç›k›p piyasalara dönerken, her fleyi piyasa belirlerken yaflanan iki önemli olay atland›. Birisi do¤u bilokunun parçalanmas›yd›, yani paylafl›mla ilgili Marksist tehdit ortadan kalkt›¤›nda, tek ideolojili dünyada evrenselleflen paran›n dini iman› olmayan kurallar› içinde insana ayr›lan payla ilgili sermaye e¤ilimlerindeki yaflanan sapmayd›. ‘Ça¤dafllafl›yoruz, zenginli¤i dünya daha çok paylafl›yor’ deniliyor ama sistem; insanlar›n ço¤unlu¤unu giderek daha çok yoksullaflt›r›p, yoksunlaflt›rarak ve örgütsüzlefltirilerek bölüflüm- den daha az pay alma sürecine girmifltir. Evet; sendikalar kapanmamak için dünya ölçe¤inde sermaye gibi birlefliyorlard›, sermayenin modern söylemiyle evlilik ve niflanl›l›klar yafl›yorlard›. Ama onlar sadece üyelerini korumaya çal›fl›yordu. Müthifl üye kaybediyorlard›. Ama sermaye gerçekten sadece paran›n kar oranlar› içinde çok büyük çapta evrensellefliyordu. Düzen d›fl›na at›lan insan say›s› artarken, paylafl›mdan pay alabilen sendikalar›n say›s› gittikçe küçülüyordu. Ve öyle noktalara gelindi ki, o mucizevi sistem ‘ev eksenli ekonomi’, zengin kuzey dünyas›nda bile örne¤in ‹ngiltere’de sendikal› iflçi say›s›n› 1980 den günümüze 8 milyondan, 4 milyona düflürdü. ‘Ötekilerin’, (kad›n ve çocuklar›n ve yabanc› göçmenlerin) daha fazla sömürüldü¤ü ev eksenli çal›flma ise 2.5 - 3 kat›na ç›k›yordu. ‹ngiltere’deki o sosyal damping de sömürülen ev eksenli eme¤in bir saatlik de¤eri yükselmeye kalkt›¤›nda, o evrensel markalar hemen önce Avrupa Birli¤i’nin arka bahçesine, Romanya-Macaristan’a, sonra sosyal damping’in çok daha a¤›r oldu¤u Asya ülkelerine do¤ru kay›fla geçiyordu. Sendikac›l›k bu süreç içinde h›zla gerilerken, kuzey dünyas›nda bile Uuslararas› Çal›flma Örgütü’nün evrensel normlar› uygulanamaz hale geliyordu. Örne¤in; ‹skandinav ülkelerinde yabanc› iflçilere oradaki hukukun uygu- 35 cmyk PANEL lanmas›n› önleyen yeni bir yasa ç›kar›ld›. Yani buralarda da kölelik düzeni çal›flmas› serbest b›rak›ld›. Zaten kurals›z çal›flma düzenine do¤ru bir kay›fl kendini gösteriyor. Müthifl bir geriye gidifl ve en asgari haklar›n kullan›lamad›¤› bir düzen. Hani en iyi e¤itimliler, en iyi teknolojik araçlar› kullananlar en iyi koflullarda oldu¤u söyleniyordu ya, oysa sizin IBM’de yaflad›¤›n›z gibi, dünyada en çok sömürülenler, en iyi e¤itimliler olmaya bafllad›. Bu sadece yoksul ülkeler için de¤il, zengin kuzey dünyas› için de geçerli oldu.Yani bugün hala Avrupa ülkelerinde; Fransa’da, ‹ngiltere’de, Almanya’da sendikalarda örgütlü olan iflçiler için bir standarttan sözedebiliriz ama, büyük ço¤unlu¤u sendikal örgütlülü¤ün d›fl›nda kalan mühendisler, bilgisayarc›lar için ortalama ücretlerinin çok düflük oldu¤u bir düzeye gelindi¤ini görüyoruz. Geçmiflteki en büyük do¤rular neydi? büyük tekeller, markalar, dünya çap›nda örgütlenmifl flirketler, eme¤in hakk›n› en çok TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ veren kurumlard›. Onlar flimdilerde, sendikal› iflyerlerinde dahi bu haklar› göreceli olarak geriye do¤ru götürüyor. Bat›da IBM’de toplu sözleflme düzeni var ama IBM teknolojisinin uyguland›¤› yoksul ülkelerdeki bankalarda hiç de tekellerin isminin umursanmad›¤› kural d›fl›n›n geçerli oldu¤u düzenle çal›flt›r›lma sözkonusu. bir örnek verelim, Amerikan gücünün ve zenginli¤inin simgesi “Nike” Hindistan’da 3600 kad›n ve çocuk eme¤ini sömürüyor. Nike’›n bu insanlara ‹kibuçuk y›ll›k üretim karfl›l›¤› olarak ödedi¤i toplam para, firmaya bir y›lda verilen reklam film ücretine eflde¤er. Böylesi bir damping sözkonusu. Geçenlerde benim iflkolumda gazetecilik iflkolunda ICFTU’nun öncülü¤ünde bir toplant› yap›ld›. Bu toplant›da ICFTU genel sekreteri’nin orada söyledi¤i sözler çok çarp›c›yd›. Diyordu ki; -bu ‘sosyal damping’e gidiflte nereye yuvarland›¤›m›z› alg›lamakta geciktik. Ve gördük ki, sendikalar›n bulundu¤u iflkollar›ndaki e¤itimli insanlar için flu anda yasal haklar geçerli ama bir mühendislik iflkolunda yasal haklar geçerli de¤il. Almanya’da da Fransa’da da mühendislik bürolar›nda fazla mesai yasalar›n›n uygulanmas› yok. Tafleronluk alm›fl bafl›n› gitmifl. Bafllang›çta e¤itime göre bir ücret zamm› varm›fl ama sonra geriye gidifller bafllam›fl.Gazetecilikte kurals›z çal›flt›rma, dünyan›n en büyük medya tekellerinde yayg›n olarak uygulan›yor. Yasalara karfl› boflluklar kullan›l›yor. Sistem flöyle iflliyor; bu temel iflkollar›nda 3-5 kifliyi yönetici konumunda çal›flt›rarak olanlar›n beynini sat›n al›yor. Onlara çok yüksek ücretler veriyor. Sonra o sat›n al›nm›fl beyinleri kullanarak dünyan›n gelifliminde rol oynayan bu sektörlerdeki e¤itimli insanlar› daha çok sömürüp, daha kolay yönlendiriyorlar. Emek, paylafl›m ve sendikac›l›kta yeniden örgütlenmek, yeniden insandan yana bir düzene dönüfl için bu en çok bozulan Gazetecilik, Biliflim, ve ‹letiflim sektörlerinde örgütlenmeye geçmemiz gerekiyor. Bu ters yüz olmas› gereken beyin y›kama araçlar›yla ilgili do¤ru bir iflte, do¤ru bir yolda sürdürdü¤ünüz örgütlenme çal›flmalar›n›zda sizlere baflar›lar diliyor, sayg›lar sunuyorum.” Panel, soru-cevap bölümünün ard›ndan sona erdi. 36 cmyk 12 EYLÜL’Ü UNUTMA, UNUTTURMA AFFETME! B afl›nda Kenan Evren’in bulundu¤u ordu, 1980 y›l›nda darbeyle ülke yönetimine el koydu. Sendikalar, siyasi partiler ve dernekler kapat›ld›. Grevler yasakland›. Toplu sözleflmeler ask›ya al›nd›. Baflta K›dem Tazminat› olmak üzere kazan›lm›fl haklar budand›. –650.000 kifli gözalt›na al›nd›. –1 milyon 683 bin kifli fifllendi. –Aç›lan 210 bin davada 230 bin kifli yarg›land›. –7 bin kifli için idam cezas› istendi. –517 kifliye idam cezas› verildi. –Haklar›nda idam cezas› verilenlerden 50‘si as›ld›. –‹damlar› istenen 259 kiflinin dosyas› Meclis‘e gönderildi. –71 bin kifli TCK‘nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yarg›land›. –98 bin 404 kifli örgüt üyesi olmak suçundan yarg›land›. –388 bin kifliye pasaport verilmedi. –30 bin kifli sak›ncal› oldu¤u için iflten at›ld›. –14 bin kifli yurttafll›ktan ç›kar›ld›. –30 bin kifli siyasi mülteci olarak yurtd›fl›na gitti. –300 kifli kuflkulu bir flekilde öldü. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ –171 kiflinin iflkenceden öldü¤ü belgelendi. –937 film sak›ncal› bulundu¤u için yasakland›. –23 bin 677 derne¤in faaliyeti durduruldu. –3 bin 854 ö¤retmen, üniversitede görevli 120 ö¤retim üyesi ve 47 hâkimin ifline son verildi. –400 gazeteci için toplam 4 bin y›l hapis cezas› istendi. –Gazetecilere 3 bin 315 y›l 6 ay hapis cezas› verildi. –31 gazeteci cezaevine girdi. –300 gazeteci sald›r›ya u¤rad›. –3 gazeteci silahla öldürüldü. –Gazeteler 300 gün yay›n yapamad›. –13 büyük gazete için 303 dava aç›ld›. –39 ton gazete ve dergi imha edildi. –Cezaevlerinde toplam 299 kifli yaflam›n› yitirdi. –144 kifli kuflkulu bir flekilde öldü. –14 kifli açl›k grevinde öldü. –16 kifli kaçarken vuruldu. –95 kifli çat›flmada öldü. –73 kifliye do¤al ölüm raporu verildi. –43 kiflinin intihar etti¤i bildirildi. 12 Eylül’ün, henüz ne kendisiyle ne de sonuçlar›yla hesaplafl›lmad›. Aradan 28 y›l geçmesine ra¤men, 12 Eylül’ün yaratt›¤› anti-demokratik sistem ve yol açt›¤› sosyal sorunlar bugün de geçerlili¤ini koruyor. Anayasa’daki 15. Madde ise darbecileri korumaya devam ediyor. Anayasan›n bu Maddesi kald›r›larak darbelerin ve darbecilerin yarg›lanma yolu aç›lmal›d›r! 12 Eylül’le hesaplafl›lmadan, demokrasi yolunda at›lacak her ad›m güdük kalacakt›r. 12 Eylül’ü unutma, unutturma ve affetme! 37 cmyk DÜNYA’DA 20 M‹LYON K‹fi‹ ‹fiS‹Z M‹ KALACAK! K KR‹Z‹ YARATAN FATURASINI ÖDER apitalist sistemin yaratt›¤› tüm ekonomik krizlerin arka plan›nda, kapitalist’in doymak bilmeyen açgözlülü¤ü yatar. Dünyay› versen yutar, baflkalar› da yaflamak zorunda, onlara da kals›n demez. Sistem bu. Yak›n tarihimiz, kapitalist sistemin bunal›mlar› sonucu ç›kan bölgesel ve küresel savafllar›n milyonlarca masum insan›n hayat›na mal oldu¤unu gösteren örneklerle doludur. 21.yy dünyas›, küresel boyutta topyekün savafllar› de¤il ama bölgesel paylafl›m savafllar›n› daha bafllang›çtan itibaren yaflamaya bafllad›. Ekonomik krizler, yoksullu¤u, yoksulluk açl›¤›, açl›k hastal›¤› ve ölümleri getiriyor. Krizler her zaman masum insanlar› ve emekçi halk› vuruyor. Paralar› sermaye sahibi hortumlarken, hesab› emekçiler ödüyor. Bugün kapitalist dünya yeni bir ekonomik krizle daha yüzyüze. ABD merkezli küresel kriz, 1929 krizinden sonraki en a¤›r kriz olarak de¤erlendiriliyor ve 20 milyon kiflinin iflsiz kalaca¤›ndan söz ediliyor. KR‹Z’‹N MERKEZ‹ ABD ABD’li yat›r›m bankas› Lehman TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Zekeriya Al Genel e¤itim uzman› Brothers’›n sahipleri 613 milyar dolar› hortumlay›p iflas etti¤ini aç›klay›nca, dünya tarihinin en büyük bat›fl›na da imza att›. Bu bat›fl, ABD’de bafllay›p küresel çapta geliflen bir krizin de fitilini ateflledi. Piyasa ekonomisinin birbirine ba¤l› difllileri, tek tek k›r›lmaya bafllad›. Neo-liberal politikalar›n öncüsü ve kapitalist dünyan›n süper gücü ABD, sistemin gelece¤i için batan bankalar› ve finans kurumlar›n› kurtarmak üzere, 700 milyar $’l›k kurtarma paketi haz›rlad›. Bu paket, Temsilciler Meclisi’nden geçmeyince, piyasalar panikledi ve dünya borsalar› peflpefle çak›ld›. Bush, Temsilciler Meclisi’ne “bunlar› kurtaramazsak ortada ne süper güç ne de dünya liderli¤i kalmayacak” mesaj› verince bir hafta sonra 850 milyar $’l›k kurtarma paketi kabul edildi. Ne var ki bu paket, panikleyen piyasalar›n ateflini düflürmeye yetmedi. 850 milyar dolarl›k büyüklü¤e ulaflan kurtarma paketinin piyasalardan bekledi¤i tepkiyi görmeyifli, ABD Hazine Bakan› Henry Paulson’› harekete geçirdi. Paulson, bankalara sermaye enjekte edebilmek için hissedar olmak üzere yeni bir plan haz›rland›¤›n› aç›klad›. Bu aç›klamaya göre, finansal ku- rumlara yap›lacak yard›mlar, hisse al›mlar› olarak yap›laca¤›ndan uygulama, bir anlamda bu kurumlar›n devletlefltirilmesi demekti. ABD, 1929 krizinden sonra bu yönteme ilk defa baflvuruyordu. K‹R‹Z, AB’YE SIÇRADI ABD’de birçok banka ve finans kurumlar›n› çökerten krizin y›k›c› etkileri ‹ngiltere, Rusya ve Japonya’n›n ard›ndan küresel düzeyde kendisini hissettirmeye bafllad›. ‹ngiltere'de B&B bankas›n›n devletlefltirilme karar›n›n ard›ndan, Avrupa'n›n en büyük bankalar›ndan olan Fortis'e, 11 milyar avronun üzerinde mali kurtarma paketi sa¤lamalar›, Hollanda'n›n en büyük bankas› olan ve Fortis bünyesindeki ABN Amro'nun mali yüklerinin artmas›, krizin Avrupa bankalar›n› da etkilemeye bafllad›¤›n›n en büyük kan›t› olarak gösterildi. Euro’yu kullanan 15 AB ülkesinin maliye bakanlar› Lüksemburg’da biraraya gelerek krize karfl› ortak önlemleri görüfltü. Toplant› sonunda “Sistem aç›s›ndan önem tafl›yan” hiçbir kurumun batmas›na izin vermeme konusunda anlaflt›klar› aç›kland›. Bu toplant›n›n arkas›ndan AB’nin dört büyük ekonomisi olan Almanya, Fransa, ‹ngiltere ve ‹talya’n›n li- 38 cmyk KR‹Z VE FATURASI derleri, Fransa’da yapt›klar› zirvede, her ülkenin kendi koflullar› ›fl›¤›nda, ulusal düzeyde önlem almas›n› kararlaflt›rd›. NEO-L‹BERAL‹ZM ÇÖKÜYOR MU? ‹ngiliz, BBC televizyonu kriz haberini afla¤›daki ilginç yorumla duyurdu; ”flok.. deprem.. kriz ne ad verilirse verilsin, Amerikan finans sisteminde son haftalarda yaflananlar›n ve bunun tüm dünyadaki etkilerinin, birkaç nesilden bu yana kapitalizmi en fliddetli flekilde sarst›¤›na kimse kuflku duymuyor. Wall-Street’de yaflanan kargafla ve ard›ndan çökme noktas›na gelen devasa finans kurumlar›n› kurtarmak amac›yla devletin devreye girmesi, neo-liberal kapitalist modelin de sorgulanmas›na neden oluyor.” Ekonomist ve Araflt›rmac› Mustafa Sönmez Birgün gazetesine konuyu flöyle de¤erlendirdi; “Yaflananlarla neo-liberalizmin önemli zeminler kaybetti¤i söylenebilir. Krize yap›lan devlet müdahaleleri, kapitalist devletin tan›mlanm›fl ifllevleri aras›nda zaten var. Her devletlefltirmeyi, “sosyalizan” bir giriflim olarak görme basitli¤inden uzak durmak gerekir. Uza¤a de¤il, 2001 krizinde ülkemizde yaflananlar› hat›rlay›n. 20’ye yak›n hortumlanm›fl banka devletlefltirildi. Peki ne oldu? 3040 milyar dolarl›k bir borçlanma ile sistem aya¤a kald›r›lr›ken bu miktarda borç bütçeye yaz›ld› ve ço¤u halk›n ödedi¤i vergiler y›llarca bu borçlar› çevirmeye ve eritmeye kullan›ld›. E¤itimden, sa¤l›ktan kesilen kaynak bu “devletlefltirilmifl TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ kurulufllara” yap›ld›. Akabinde de bunlar tek tek özellefltirildi, yerli yabanc› sermayedarlara sat›ld›. Bu krizde de ayn› fley Bat›da yaflanacak, sistemi ayakta tutmak için zarar toplumsallaflt›r›lacak ve halka yüklenecektir.” TÜRK‹YE: HAMDOLSUN B‹Z‹ ETK‹LEMEZ Ekonomileri geliflmifl G8 ülkeleri, krizin yarataca¤› ekonomik tahribat› belli bir s›n›r içinde tutabilmek için çal›flmalar›n› sürdürürken, ekonomisi bu ülkelere göbekten ba¤›ml› olan Türkiye’de Baflbakan “hamdolsun bizi etkilemez” dedi ve ekledi; “bu kirizi f›rsata dönüfltürebiliriz” Uluslararas› sermaye’ye entegre olmufl holding temsilcileri ise bu temennileri gerçekci bulmad› ve hükümetin bir an önce kendileri için etkin ekonomik önlemler almas›n› istedi. TÜS‹AD’IN KR‹Z AÇIKLAMASI Türk Sanayicileri ve ‹fladamlar› Derne¤i (TÜS‹AD) Yönetim Kurulu Baflkan› Arzuhan Do¤an Yalç›nda¤, "Hakikaten bir ekonomik kriz... Bu art›k bir finansal kriz de¤il. ‹fl dünyas› olarak oldukça tedirginiz" dedi. Yalç›nda¤, flunlar› kaydetti: "Bir çok türev enstrümanlar burada, bizim bankac›l›k, finans sektörümüzde henüz faaliyete geçmedi¤i için bunun avantaj›n› yaflamaktay›z. Bankalar›m›z›n sermaye rasyolar› yüksek. Bunlar do¤ru... Ancak flu da do¤ru ki; dünya bir daralmaya gidiyor, küçülecek. Dolay›s›yla ihracat›m›za gelen talep düflecek. Türk özel sektörü muazzam borçlu. Bu borcu nas›l ödeyece¤iz. Bütün bunlar, bu daralman›n Türkiye'de de fliddetle yaflanaca¤›n› söylüyor. Ve bu hakikaten bizi çok tedirgin ediyor" TÜS‹AD olarak, bugüne kadar son derece sorumlu, sa¤duyulu ve sakin davrand›klar›n› düflündü¤ünü, uzun süredir her türlü uyar›lar› büyük bir sorumluluk ve sa¤duyu ile yapt›klar›n› belirten Yalç›nda¤, bir endifleye, güven erozyonuna izin vermemek için sorumlu davrand›klar›n› ancak art›k bugün yönetimdekilerin bu ifli çok daha fazla ciddiye almas› gerekti¤ini kaydetti. “Yani bu iflin çok ciddiyetle ele al›nmas› laz›m. Laz›md› asl›nda... Yani bugün bunu aç›k kalplilikle söyleyebilece¤imizi düflünüyorum. Dedi¤im gibi biz son derece sa¤duyulu ve sorumlu davrand›k. Hiçbir zaman felaket tellall›¤› yapmad›k. Ama her zaman da söyledik; 'Lütfen flu reformlar› yapal›m, vakit kaybediyoruz. Daha kuvvetli, daha dirençli girelim'." (Bas›ndan) Gerçekten hükümetin yetkili a¤›zlar›n›n “bizi etkilemez” yönlü aç›klamalar› do¤ru mudur? Türkiye bu krizi bir f›rsata dönüfltürebilir mi? Mustafa Sönmez’in yine krize iliflkin de¤erlendirmesine bakal›m; KR‹Z NEREYE? : Bir pembe, bir esmer senaryo... Global krizin ne menem bir kriz oldu¤u, derinli¤i, süresi, bulafl›c›l›¤›, kime de¤ip kime de¤meyece¤i tart›flmalar› uzun süre gündemi iflgal edece¤e benzer. Haliyle, baflta Baflbakan olmak üzere, T.C: Hükümeti yetkilileri de bu konuda ahkamlar kesiyor ve b›rak›n etkilen- 39 cmyk KR‹Z VE FATURASI meyi, “f›rsat” bilip yararlan›labilece¤ini bile ifade etmekten geri kalm›yorlar..Ve herkes, böyle dönemlerin “müneccimleri” iktisatç›lara da “nereye var›r bunun sonu ?” türü sorular sormaya devam ediyor, edecek.. Krizle ilgili olgular›, biraz da “gönlüm neyi görmek istiyorsa” diye görmek ve yorumlamak da mümkün. Buradan istenirse hem pembe senaryo, hem de kapkara bir senaryo yaz›labilir; Ama ihtimaller bu ikisinden ibaret de¤il elbette. Arada daha bir dizi farkl› renkle ifade edilebilecek senaryolar var..Yine de pembe bir senaryoya flöyle bafllanabilir. Pembe senaryo... Kriz, yat›r›m bankac›l›¤› ad› verilen sonradan yetme, “gölge bankac›l›¤›n” marifeti. Bunlar›n yol açt›¤› mortgage enkaz› ve toksik maddeler, ABD’de Kongreden geçirilen 850 milyar dolarl›k paketle bir süre sonra, bir safra gibi al›n›r, özellikle mevduat bankalar›na, reel sektöre s›çramas› engellenir. Kurulan varl›k flirketi, bankalardan, flirketlerden, bugün para etmez hale gelen bu varl›klar›, zordaki kurulufllara da faydas› olacak bir fiyattan al›r ve s›rtlar›ndaki bu kamburdan kurtulan firmalar, bankalar böylece rahatlam›fl olur. Piyasa de¤erleri yeniden yükselir, borsada bunlara olan iltifat yeniden artar. Bu kurulufllar da yeniden kaynak arac›l›¤›na bafllarlar ve faiz indirimleri gerçekleflir, yeni kaynak enjeksiyonuyla, ABD ekonomisinde, 2009’un ilk çeyre¤inden bafllayarak ekonomi yeniden büyümeye bafllar. Üstelik Kas›m seçimlerinde iflbafl›na gelecek olan Demokrat- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ larla birlikte yeni bir sayfa aç›lm›fl olur. Sars›nt› geçiren firmalar birbirleriyle evlendirilir, güçlendirilir. Kriz, daha s›hhatli bünyelere de vesile olur böylece. Yat›r›m bankac›l›¤›n›n yol açt›¤› sars›nt›, bir daha böyle ifl kazalar› olmas›n diye gözden geçirilir, önlemler al›n›r, kamuoyu da uyar›l›r. Bu durum Amerikal›lara bir ders olur, ölümü gördükleri için s›tmaya raz› olur, yard›m paketini de sineye çekerler ve hayata dönüflle beraber her fley yeniden yoluna girer. Bütçede, kurtarmalardan dolay› faiz harcamalar› artt›¤› gibi, ABD’nin asker-polis harcamalar› da budanmaktad›r. Bu, ABD’yi hegemonik dünya gücü olmaktan da ç›karacakt›r, art›k eskisi gibi sald›rganlaflamayacak, gücünü farkl› kutuplarla paylaflmay› ö¤renecektir. Art›k tek kutuplu ABD’den oluflan dünya, Rusyas›, ‹ran›, Çini, hatta Brezilyas› ile, çok kutuplu bir dünya olmaya do¤ru seyretmektedir ki, bu da dünya bar›fl› ve istikrar› ABD’deki düzelmeye paralel olarak, AB’de de 350-400 milyar Avroluk bir kurtarma paketi oluflturulur ve orada da mali sisteme bulaflm›fl toksik maddeler ay›klan›r, özellikle reel sektöre atlamas› önlenir. ABD’deki iyileflme ile birlikte, AB’de de, 2009’un ilk çeyre¤inden bafllayarak , ekonomik büyüme kald›¤› yerden sürer. Pembe senaryomuza göre, ABD ve AB’de kopan film, yard›m paketleriyle yap›flt›r›l›p yeniden büyüme temposu kazand›ktan sonra, bu durum, bu bölgelerin en büyük tedarikçileri olan baflta Çin, G.Kore, Hindistan olmak üzere Asya ülkelerini, petrol ve hammadde üre- ticisi baflta Rusya olmak üzere BDT ülkelerini, Orta Do¤u ülkelerini ve son olarak Latin Amerika ülkelerini olumlu etkiler ve buralardan yine ücret mal› ürünlerin ihracat› kald›¤› yerden devam eder. Kriz konjonktüründe k›ymete binip içine kapanan fonlar, yeniden dünyaya aç›l›r ve özellikle aralar›nda Türkiye’nin de oldu¤u “yükselen ülkelere” akar da akar. Özellefltirmelere büyük ilgi devam eder, Çin ve Hindistan’›n dizginlenemeyen ifltahlar›, biraz petrol ve emtia fiyatlar›n› art›rsa da, dünyadaki ortalama büyüme h›z›n› y›ll›k yüzde 5’in üstüne bile çeker. Pembe Türkiye... Bunun devam› olarak pembe tablomuza göre, Türkiye, ABD ve AB’deki iyileflmelerle beraber yabanc› sermaye ve s›cak para girifllerinin yar›flt›¤› bir ülke olmaya devam eder. AB’ye aksayan ihracat›n da yeniden h›zlanmas›yla öyle çok döviz girifli olur ki, dolar kuru, 1.20 YTL’lerden 1.10’lara do¤ru geriler. Kurdaki bu inifl, haliyle ithal mal giriflini h›zland›r›r ve fiyatlar›n biraz daha burnunu sürter; enflasyon böylece hedeflenen y›ll›k yüzde 4-5’lere çekiliverir ve buna paralel olarak faizler de afla¤› iner, kredi kullan›m› hem tüketici kesimde hem firmalar kesiminde artar, büyüme yeniden yüzde 7’lere ç›karken yat›r›mlar artar, istihdam h›zlan›r. Zaten bir istikrar abidesi olan Türkiye ekonomisine yabanc›lar›n girifli h›zlan›r. Kimi özellefltirme projelerine, kimi gayrimenkul yat›r›mlar›na sökün eder, s›cak para borsaya rekor üstüne rekor k›rd›r›r. Büyüme ve özellefltirmelerle kamu 40 cmyk KR‹Z VE FATURASI gelirleri de h›zla artar. Hükümet GAP yat›r›mlar›n› k›sa sürede tamamlar. Güneydo¤u’da verilen geliflme sözü tutulmufltur, sulama ile tar›msal kalk›nma h›zlan›r, iflsizlik azal›r ve bar›fl akabinde arz› endam eder. Yan› s›ra di¤er sulama projeleri ile tar›mda büyük üretim art›fllar› yaflan›r ve Türkiye g›da üretiminde bir dünya gücü olma baflar›s›n› yakalar, özellikle Rusya ve çevresi ile girece¤i iliflkilerle hem ihracat hem turizm pazarlar› için AB’ye alternatif bir pencere aç›lm›fl olur. Ama bu arada, Türkiye, AB ile tam üyelik yolundan uzak durmaz ve kriz koflular›n›n güvenli liman› oldu¤unu kan›tlam›fl olman›n avantaj› ile, elini daha da güçlendirir. Baflbakan Erdo¤an’›n krizi f›rsat olarak de¤erlendirmifl olmaktan kastetti¤i de iflte böyle bir fleydir!.. 2009 bafl›ndan itibaren yeniden h›zlanan büyüme, krizden zaten ucuz s›yr›klarla kurtulmufl Türkiye ekonomisini yönetenleri hakl› ç›karm›fl, kriz f›rsata dönüfltürülmüfltür. Kamuoyu bu öngörüsü de do¤ru ç›kan AKP iktidar›n› yerel seçimlerde kahir ekseriyetle yeniden iflbafl›na getirir, muhalefetin de eli bö¤ründe kal›r. AKP iktidar›, krizi atlatan ve BOP hedeflerinin yeniden pefline düflen ABD’nin, bölgedeki en önemli müttefiki olarak eli daha güçlenmifl olarak bölgesel rolüne devam eder. Esmer senaryo... Gelelim krizin esmer senaryosuna..Daha ilk dalgada en önemli yat›r›m bankalar›n›n iflas› ve dara düflmesi ile bafllayan ABD’deki yaprak dökümü, Kongre’nin sanc›- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ lanarak ç›kard›¤› yard›m paketine ra¤men, deva bulmaz..Toplum müthifl bir hayal k›r›kl›¤› ve güven bunal›m› yaflamaktad›r..Derin bir kriz toplumdan uzun süre saklanm›flt›r, umulmad›k da¤lara kar ya¤m›flt›r. ‹stenen fedakarl›¤›n ilk ve son fedakarl›k olaca¤› ne malum? Ya bu da kar etmezse ? Bu güven bunal›m› ile beklenen durulma bir türlü gerçekleflmez. Yard›m paketi, bütçede iç borç stokunu katlar. Bütçenin önemli bir k›sm› borçlar› çevirmek için yükselmifl faizlere ayr›lmak zorunda kal›n›r. E¤itim, sa¤l›k gibi kesimleri içeren sosyal harcamalar daralt›l›r. Bu zaten önemli bir gelir eflitsizli¤i yaflayan ABD’de hoflnutsuzluklar› art›r›r. Obama’n›n “enkaz devrald›k” bahanesine tahammül kalmam›flt›r. Yat›r›m bankalar›ndaki toksik madde, mevduat bankalar›na s›çrar ve mali sektör, onu takiben tüm hizmet sektörlerinde daralma, h›zla iflten ç›karmalar yaflan›r. Reklam harcamalar› azal›r medyada s›k›nt› bafllar. Toplumun öfkesine medya gönüllü tercüman olur ve toplumsal muhalefet h›zla yükselir, protesto yürüyüflleri, yer yer ya¤ma hadiseleri yaflan›r, asayifl, güvenlik h›zla azal›r, Holywood’un korku filmleri gerçek hayatta yaflanmaya bafllanm›flt›r art›k... Güven bunal›m› yaflayan Amerikal› tasarrufunu alt›na yöneltir, bankalardan emin olamaman›n k›zg›nl›¤› h›zla artar. Yükselen faizler ve daralan kredi piyasas› h›zla reel sektörü vurmaya bafllar. Tüketmekten kaç›nan toplum, iç talebi h›zla daralt›r, bu hem ABD’li firmalar› hem de ABD’ye mal satan ülkeleri vurmaya bafllar. Özel- likle NAFTA içindeki Meksika ve Kanada, ABD’deki gerilimi an›nda yaflamaktad›rlar. Meksika’da h›zl› bir muhalefet hareketi boylan›r ve Latin Amerika’daki radikallerle bütünleflir. ABD’ye mal satmakta zorlanan Latin Amerika’da, “ABD’siz, emperyalistsiz bir dünya da mümkün” slogan› baflatl›k kazan›r ve k›ta içi dayan›flmay› art›r›c› düzenlemeler h›zlan›r. Rekabet gücü zay›flayan, iç pazar› daralan ihracat takati kalmayan ABD’li firmalarda yaprak dökümü bafllar . Hükümet, zordaki firmalar› birleflmeye teflvik etmekte, büyükler dara düflenleri yutmaktad›r. Bütçede, kurtarmalardan dolay› sosyal harcamalar azalmakta, batan firmalarla birlikte binlerce çal›flan iflini kaybetmekte, toplumda yeni bir yoksullaflma ve iflsizlik dalgas› yaflanmaktad›r. ABD’deki düflüflün etkilerini an›nda yaflayan Avrupa’da ise , oluflturulan 350 milyar Avroluk kurtarma paketi yeterince ifle yaramam›fl görünmektedir. AB üyeleri içinde tam bir uyum da yoktur. ABD’ye göre daha köklü bir iflçi hareketine sahip olan AB’de çal›flanlar uyuyan sendikalar›n› silkelemifl ve etkili bir dip dalga ile krizin yükünü üstlenmeyeceklerini ilan etmifllerdir. Devlet müdahalelerinin kimin için, kime fatura edilmek üzere yap›ld›¤› yo¤un biçimde sorgulanmakta, genel grev tehditleri uçuflmaktad›r. Piyasa odakl› yaklafl›mlar›n iflas›, bunun savunucusu parti ve çevreleri hedef tahtas›na oturturken h›zla, daha sosyal bir Avrupa, slogan› etraf›nda birleflilmekte ve krizin yükünü çal›flanlar de¤il, sebep olan banka ve firmalar üst- 41 cmyk KR‹Z VE FATURASI lensin, tavr› yükselmektedir. Avrupa’da da mali kesimden reel kesime s›çrayan kriz h›zla üretim daralmalar›na ve tensikatlara yol açmakta, özellikle göçmenlere karfl› faflist oluflumlar palazlanmaktad›r. Bu oluflumlara karfl› dayan›flmalar h›zla örgütlenmektedir. Tüm mali sektörün, finans kapitalin kamulaflt›r›lmas›, yeni bir toplumsal düzen talepleri ile ilgili talepler h›zla yay›lmaktad›r. Türkiye'de... Kabusa dönüflen ekonomik çalkant›, ekonomisi daha çok AB ile bütünleflik olan Türkiye’de etkisini göstermekte gecikmez. Kriz öncesi, enflasyonu kontrolden ç›kan, büyüme temposu düflen, cari a盤› h›zla büyüyen ve ifl dünyas›n›n s›zlanmalar›na yol açan AKP iktidar›n›n ekonomi politikas› daha çok elefltirilmeye bafllanm›flt›r. Yandafl› MÜS‹AD bile geliflmelerden hoflnutsuzdur. AKP’nin islami toplum projesi odakl› politikalar› toplumu zaten germifl, kutuplaflmalar› art›rm›fl ve diyalog ortam›n› erozyona u¤ratm›flken, bunlar›n üstüne binen d›fl krizin sert rüzgarlar›, bir de yolsuzluk dosyalar› ayyuka ç›kan AKP’yi iyice zay›flat›r. Ekonomik ve siyasal k›r›lganl›¤› artan AKP yönetimi, AB’deki mali sistemin çat›rdamas›yla pani¤e kap›l›r. Karanl›kta ›sl›k çalmak fayda etmemektedir. Türk bankalar›n› ve sigortac›l›k flirketlerini birkaç y›l içinde sat›n alan AB mali sistemi, yaflad›¤› sars›nt›y› Türkiye’ye hissettirmekte geç kalmaz. Sars›nt› geçiren bankalar›n ana karargah›, çevre ülkelerden ve dolay›s›yla Türkiye’deki bankas›ndan da kaynak istemekte, Türkiye’de topla- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ nan mevduatlar d›fl yat›r›m ad› alt›nda Avrupa’daki merkezin ateflini söndürmeye yarayacak fonlara yat›r›lmaktad›r. Bu durum, sa¤lam san›lan mali sistemi kemirmeye bafllar. Dahas›, ço¤u Avrupa bankalar›ndan olmak üzere, 190 milyar dolara yak›n borçlanan Türk özel sektörü, borç taksitlerini geri ödemekte zorlanmaktad›r. Alacakl› bankalar›n baz›lar› kredilerini geri ça¤›rmaktad›r. Türkiye, tarafs›z say›lan otoritelerce de riskli ülkeler aras›nda say›lmaktad›r. Cari a盤› yani döviz eksi¤i y›ll›k 50 milyar dolara t›rmanmaktad›r. Bu a盤› finanse edecek yabanc› sermaye girifli yavafllam›fl, borsaya ve devlet bonolar›na yat›r›m yapan s›cak para da sat›p ç›kmak e¤ilimindedir. Yüksek faiz afyonuyla yat›flt›r›lmaya çal›fl›lan kriz h›zla a盤a ç›kma e¤ilimindedir. Büyük iflaslar henüz bafl göstermese de ekonomi durgunlu¤a girmifl, ikinci çeyrek büyümesi yüzde 1,9’a düflmüfltür. Sanayi, ihracatta teklemeye bafllam›fl, özellikle AB’den siparifllerin kesilmesiyle fabrikalar toplu tatillere ç›kmaya bafllam›flt›r. Firmalar, ilk elde iflten iflçi ç›karma yolunu dener ve gerilimlere yol açarlar. Büyümesini d›fl kaynak girifliyle gerçeklefltiren Türkiye ekonomisinin, yeni girifller bir yana, stoktaki azalmalarla, d›fl kaynak ihtiyac› büyür. Aç›k pozisyonlar› kapamak isteyen banka ve firmalar›n döviz talebi artar. Gerilim, TL’den dövize yönelifli kamç›lar. Dolar kuru önce 1.30 YTL, k›sa sürede 1.40, derken 1.50 YTL band›na f›rlar. ‹thalat pahal›lafl›r ve enflasyonu körükler. Yükselen kur, borçlu firmalar için kabustur. Ödeme güçlü¤ü içine düflenler h›zla hükümetten önlemler ister, piyasaya havlu atarlar ve kriz atefli k›sa sürede mali sektöre de s›çrar. Art›k, Türkiye için de bir kurtarma paketi ihtiyac› belirir. IMF ile yeni bir anlaflmaya can atan Hükümet, IMF’den, “bir tek sen de¤ilsin darda olan” yan›t›n› al›r ve fazla kaynak sa¤layamaz. Fiyatlar h›zla artmakta, döviz kuru yükselmekte, d›fl kaynak girmemektedir. ‹ç talep daralmakta, her gün bir dizi firma iflasa gitmekte, ya da ço¤u yabanc› büyük firmalar taraf›ndan yok bahas›na sat›n al›nmaktad›r. ‹flsizlik 盤 gibi büyümekte, yeni bir yoksullaflma dalgas› karabasan gibi toplumun üzerine çökmektedir. Borç yükünü artan faizlerle çevirmeye çal›fl›rken sosyal harcamalar› iyice k›san hükümet, Güneydo¤u sorununu öne sürerek “savunma-güvenlik” harcamalar›n› k›samamakta, kaynak bulmak için dolayl› vergilere abanmakta, bu da toplumun sabr›n› , dayanma gücünü tüketmektedir. Küçük tar›m üreticileri, KOB‹’ler, memurlar, tüm çal›flanlar burunlar›ndan solumakta, iflini kaybedenler isyan etmektedirler. Protestolara, toplu gösterilere biber gaz›yla cevap veren AKP iktidar›na karfl› muhalefet h›zla artmakta, toplumsal kutuplaflma h›zlanmaktad›r…Gerilim doruktad›r..2009 yerel seçimlerini, baflta büyük kentlerde olmak üzere kaybeden AKP iktidar›, h›zla sald›rganlaflmakta, Ergenekon davas›, bir tür intikam davas›na dönüfltürülmekte, her türlü muhalefete bask› ile cevap verilmekte, kimse nereye gidildi¤ini, iflin içinden nas›l 42 cmyk KR‹Z VE FATURASI ç›k›laca¤›n› bilememektedir… *** Kuflkusuz hayat›n muhtemel seyri, pembe ve esmer renklerden oluflan bu iki senaryodan ibaret de¤il ve ikisi aras›nda çok farkl› renklerle ifade edilebilecek seçenekler içeriyor. Bu iki senaryodan pembe olan›n› mizahi bir deneme olarak okuyabilirsiniz ama ikinci senaryoya yak›n renkteki ihtimaller, ne yaz›k ki, daha çok tarihe geçecek gibi duruyor. (emekdunyasi.net / 09.10.08 GÖZLER‹ ‹fiS‹ZL‹K FONUNDA.. ‹zmir Ticaret Odas› Yönetim Kurulu Baflkan› Ekrem Demirtafl, Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an ve ilgili bakanlara bir mektup göndererek, ekonomik krizin reel sektör üzerinde yaratt›¤› olumsuzluklar›n giderilmesi için iflsizlik fonunun kullan›lmas›n› önerdi. Güçbirli¤i Holding Baflkan› Kemal Zorlu da patronlar› iflçi ç›karmamalar› konusunda uyard›. Daha önce Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an ile ilgili bakanl›k ve kurumlardan dövizdeki dalgalanman›n durdurulmas›n›, Merkez Bankas›'n›n piyasaya müdahale etmesini isteyen ‹TO Yönetim Kurulu Baflkan› Ekrem Demirtafl, Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an'a bir mektup göndererek krizin etkisinin azalt›lmas›nda ‹flsizlik Fonu'nun kullan›lmas›n› istedi. Baflbakan Erdo¤an'›n yan› s›ra ilgili bakan ve kurulufllara da gönderilen mektubunda Demirtafl, yaflan›lan ekonomik geliflmelerin reel sektöre olan en büyük olumsuz etkisinin kredi borç ödemelerinde ve pazar daralmas›nda yaflanaca¤›n› TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ ifade etti. Türk özel sektörünün 140.4 milyar dolar tutar›ndaki borcunun yüzde 29'luk k›sm› olan 39.9 milyar dolar›n›n vadesinin Temmuz 2008Temmuz 2009 dönemi oldu¤una dikkat çeken Demirtafl, “Bu tutar›n 25.1 milyar dolar› reel sektöre aittir. ‹malat sanayinin pay› 10.3 milyar Dolar, hizmet sektörünün pay› ise 14.7 milyar dolard›r” diyerek borcun yüksekli¤ine dikkat çekti. Bu kredinin büyük bir k›sm›n›n yeni flartlarla uzat›lsa bile en az›ndan 10 milyar Dolarl›k bir ek finansman ihtiyac› söz konusu olaca¤›n› belirten Demirtafl, 70 bin oda üyesi ad›na gönderdiklerini ifade etti¤i mektubunda taleplerini flu sözlerle ifade etti: “Akla gelen çözümlerden birisi ‹flsizlik Sigortas› Fonu'nda biriken paran›n bir k›sm›n›n kullan›lmas› olabilir. Eylül 2008 ay› sonu itibariyle fonda biriken para 35 milyar 781 milyon YTL olup bu yaklafl›k 22 Milyar dolara karfl›l›k gelmektedir. Bu fonun temel amac›na ayk›r› olmamak üzere geri dönüflünün sa¤l›kl› bir flekilde sa¤lanmas› flart›yla, fonda biriken tutar›n yar›s›n›n devlet garantisi alt›nda finans sitemine aktar›lmas› ve reel sektörün ihtiyaçlar› için kullan›lmas› ile k›sa vadeli riskin büyük ölçüde giderilmesi mümkün görülmektedir.”dedi. Demirtafl, özel sektörün borç yükünün alt›nda kalmas›n›n iflaslara, kapanmalara yol açabilece¤ini ve bu tehlikenin en önemli sonucunun da iflsizlik olaca¤›n› belirterek, “‹flsizlik fonunun amac› iflsiz kalanlara yard›mc› olmak, destek olmak. Biz de benzer nedenlerle, iflsizlik artmadan, yeni iflsizler orta- ya ç›kmadan önlem al›nmas› için bu fonun kullan›lmas›n› istiyoruz” dedi. KR‹Z’‹N FATURASINI ÖDEMEYEL‹M.. Biz bu filmi daha önce de görmedik mi? Tasarruf teflvik Fonlar›n›n, KEY fonlar›n›n, SSK fonlar›n›n nas›l kullan›ld›¤›n› bilmiyor muyuz? Sermaye, kar marjlar›ndaki olas› düflmelere karfl› telaflta. Hükümeti s›k›flt›r›p, IMF ile yeni anlaflma yap›lmas›n› sa¤layarak krizin faturas›n› yine emekçilerin s›rt›na yüklemeyi hesapl›yor. Elektrik ve Do¤algaz’a yap›lan yüksek zamlar, bunun ilk iflaretleri. Yaz›m›z›n bafl›nda da belirtti¤imiz gibi krizler, sermayenin doymak bilmez kar h›rs›n›n yaratt›¤› sonuçlard›r. Krizde büyük sermaye, küçükleri yutarak tekelleflirken ortaya ç›kan a¤›r fatura, iflçi ve emekçi s›n›flara kesiliyor. Krizler emekçiler için; daha çok iflsizlik-yoksulluk-açl›k, yeni vergiler zamlar, özellefltirmeler, sendikas›zl›k, düzensiz ve a¤›r çal›flma koflullar›, iflkazalar›, paral› e¤itim ve kötü sa¤l›k hizmeti vs gibi toplumsal sonuçlar yaratt›. 2001 krizinin emekçi s›n›flar üzerindeki tahribat› sürerken, yeni bir krizin faturas›n› ödemek y›k›m üstüne y›k›m olacakt›r. Emekçiler bunun fark›ndad›r. Krizlerin faturas›n› ödeyecek takat, mecal kalmam›flt›r. Krizi yaratan sermaye’dir, faturay› da sermaye ödemelidir. Sendikalar ve s›n›f örgütleri, birlik ve dayan›flmay› yükselterek sermayenin dayatmalar›na karfl› durmal›d›r. 43 cmyk A Y S O D F‹NANSAL TUS‹NAM‹, ÖNCÜ SARSINTIDAN BÜYÜK ÇÖKÜfiE M‹? A Volkan Yarafl›r Genel E¤itim Dan›flman› BD’de Mortgage kredi- Kapitalist kriz sadece sektörden ni¤ine geçilmesi ve devletin eko- lerinin ödenmemesiyle sektöre yay›lm›yor, ülkeden ülke- nomik ve sosyal yaflamda aktif rol bafllayan kriz, h›zla mali ye yay›lma özelli¤i gösteriyor. oynamas›yla afl›lmaya çal›fl›ld›. sektöre yay›ld›. Ard›ndan etkisini 2007 y›l›nda % 3,8 olarak gerçek- Devlet ekonomik bir aktör olarak gerçek bir küresel kriz olarak bü- leflen küresel ekonomik büyüme- sanayi ve ticarette önemli ifllevler tün dünyada göstermeye bafllad›. nin, 2008 y›l›nda % 1,8’e gerile- gördü. Emekle sermaye aras›n- 2007 y›l›nda geçici ekonomik tür- mesi bekleniyor. Bu aç›klamalar daki çeliflki refah toplumu uygula- bülans, k›sa süreli çalkant› gibi ta- bile krizin derinli¤ini ortaya koyu- malar›yla azalt›lmaya ve nötrleflti- n›mlamalarla aç›klanmaya çal›fl›- yor. rilmeye çal›fl›ld›. Sermayenin s›- lan krizin, finansal bir tsunami ol- 1970’lerin bafl›nda kapitalizmin n›rs›z egemenli¤i “toplumsal ba- du¤u ortaya ç›kt›. Finansal kriz, içine girdi¤i kriz yeni bir sermaye r›fl” ifadeleriyle süslendi. ABD ka- 1980’lerin ortalar›ndan itibaren birikim rejiminin önünü açm›flt›. pitalist dünyan›n efendisi oldu¤u- küreselleflme diye tan›mlanan bu Asl›nda bu süreç 1950-1974 ara- nu gösteren ad›mlar att›. Bretton süreçte yaflanan Meksika, Rusya, s›nda izlenen ekonomik politikala- Woods sistemine ba¤l› olarak do- Do¤u Asya gibi bir dizi krizden r›n reddiyesi ve reaksiyonuydu. lar›n küresel pazarda kullan›lmas› farkl› olarak, etkisini ve sars›nt›s›- Ve yeni bir konjonktürü ifade edi- ve parasal sistemin dolar üzerin- n› global boyutta hissettiriyor. yordu. den biçimlenifli II. Dünya Savafl› Çünkü iflas eden ve çöken tek tek Kapitalist sistem 1950-1974 ara- sonras› yeni dünya düzeninin te- yat›r›m bankalar› ya da Mortgage s›nda hem sosyalizm tehdidinden mel özelli¤iydi. Bu bir yan›yla da sistemi de¤il -hatta bunlar krizin korunmak, hem de 1929 krizini ABD’nin efendili¤ini ve hegemo- sonucu-, kapitalizmin sinir siste- aflmak için bir yeniden yap›lanma nik bir devlet olma özelli¤ini sim- mini oluflturan finansal sistem çö- sürecine girmiflti. Sermaye biriki- geliyordu. Ayr›ca kültürel, ideolo- küyor. Uluslararas› finans siste- mi sorunu, kitlesel üretim ve kitle- jik, askeri hegemonyas›n› da taç- minin simgesi Wall Street bat›yor. sel tüketimi esas alan üretim tek- land›r›yordu. Kapitalist sistem bu TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 44 cmyk DOSYA dönemde muazzam bir büyüme lenmeye çal›fl›ld›. Ayr›ca serma- olgu asl›nda bir anlamda döne- trendi yakalad›. 1929 krizinin sar- ye üretici olmayan sektörlere min genel e¤ilimini simgeledi. s›c› etkilerini aflt›. Sosyalizmi blo- do¤ru kayd›. Son 25 y›lda üretici Bugün finansal spekülasyonun ke edici tedbirler ald› ve bu yönde ve üretici olmayan sektörler ara- boyutu inan›lmaz bir noktaya etkili sonuçlar elde etti. Kapita- s›ndaki denge h›zla bozuldu. Üre- ulaflt›. Baz› yorumlara göre dünya lizm alt›n ça¤›n› yaflad›. 1960’la- tici olmayan sektörler muazzam y›ll›k üretimi 60 trilyon dolar› bulu- r›n ortalar›ndan itibaren bu durum oranda geliflti. Üretici olan sektör- yor, bu rakam›n on kat›, yani 610 de¤iflmeye bafllad›. Üretimin kit- ler ise maliyetlerin yüksekli¤inden trilyon dolar dünya finans piyasa- leselleflip, sermaye birikimi mer- dolay› a¤›rl›kla Uzak Asya’ya lar›nda dolafl›yor. K›saca finansal kezilefltikçe kar oranlar›nda kaç›- do¤ru kayd›. Hatta Uzak Asya fliflkinlik ya da köpük dünya eko- n›lmaz düflüfller ortaya ç›kt›. Bir merkez ülkelerin tedarikçisi konu- nomisini giderek sanallaflt›r›yor. anlamda kapitalizmin de¤iflmez muna geldi. Sermayenin üretici Kapitalizmin merkez ülkelerinde yasalar› iflliyordu ve kapitalizmin sektörlere yat›r›lmamas›, dünya sermayenin kar oranlar›n› sürdü- anarflik yap›s› devredeydi. Sis- ekonomisinde muazzam bir mali rebilmesi için finansal spekülas- tem bir uzun dalga krizi içine gir- bir fliflkinli¤e yol açt›. Türev piya- yonlara ihtiyac› var ya da finansal di. K›saca kapitalist üretim tarz› salarda yaflanan bu süreç dünya spekülasyona ba¤›ml› durumda önündeki engel yine sermaye olu- ekonomisini sanallaflt›r›rken, kri- (bu durum kapitalizmle belirli bir yordu. Sistemin kriz üreten iflleyi- zin mayalanmas›na neden oldu. entegrasyon düzeyi olan çevre ül- fli kendini d›fla vurmaya bafllad›. Bunun yan›nda üretici sektörler- keler için de geçerlidir. Türkiye Sermayenin yüksek karl›l›k ihtiya- deki kar oranlar›n›n düflme e¤ili- dahil, bu ülkelerde sermaye, sa- c› krizi tetikliyordu. minin devam etmesi, krizi tetikle- nayi sektöründe gerileyen karlar›- Sermayenin karl›l›¤›n› h›zla art›- yen faktör oldu. Bu süreçte enerji n› faaliyet d›fl› finansal spekülas- racak düzenlemeler gündeme so- ve mal fiyatlar›nda büyük art›fllar yonlar›n getirdi¤i karlarla besleye- kuldu. Sanayi sektöründe yafla- görüldü ve g›da krizleri yafland›. rek ayakta kald›). K›saca yafla- nan kar oranlar›ndaki gerileme, fi- Sistem iç kas›lmalar›n› yafl›yordu. nanlar küreselleflme diye tan›m- nansal aktiviteler ve spekülatif ka- Finansal krizin kayna¤›n› olufltu- lanan dünya ekonomisinin do¤ru- zançlarla giderilmeye çal›fl›ld›. ran ABD’de 1960’lar›n ortalar›n- dan ürünüdür. Dünya ekonomisi 1950-1974 aras›nda sosyalizm dan sonra üretici sektörlerde kar depresyon karakteri tafl›yan bir tehdidine karfl› ve sermaye biri- oranlar› düflmeye bafllad›. Önlem krize do¤ru sürüklenmektedir. Ve kim ihtiyac›na uygun devletin olarak sermaye h›zla finansal ya- kriz konjonktürel de¤il, kapitaliz- ekonomik ve sosyal yaflamdaki t›r›mlara yöneldi. Bu geliflmeye min ontolojisinin d›flavurumudur. rolü terk edildi. Baflta sa¤l›k, e¤i- ba¤l› olarak 1980’lerin ortalar›nda Bu ontoloji anarfli ve kaos siste- tim, sosyal sigorta sistemi, ulafl›m üretici sektörlerde kar oranlar›n›n midir. metalaflt›r›ld› ve h›zla sermayenin yükseldi¤i görüldü. Bunun temel hizmetine sunuldu. Yaflam›n her nedeni sektörlerin bir rantiye gibi DENET‹ML‹ KAP‹TAL‹ZM alan› sermayenin hizmetine aç›l- davranmas›, karlar›n›n büyük bir Neo-liberalizm, devletin ekono- d›. k›sm›n› finansal spekülasyonlarla mik aktörlü¤ünü devre d›fl› b›ra- Piyasa anarflisinin do¤rudan so- elde etmesiydi. Finansal spekü- k›p, ifllevini minimal düzeyde tu- nucu olan afl›r› üretim, eksik tüke- lasyon ve rantlar, sanayi karlar›n- tan ad›mlarla kendini infla etti. tim kaynakl› problemler kredi daki gerilemeyi telafi ediyordu. Devletin araçlar› devreye sokularak engel- Kapitalizmin mabedi ABD’deki bu (geçmiflteki kapitalist sermaye bi- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ ekonomik aktörlü¤ü 45 cmyk DOSYA rikiminin bir göstergesi olsa da) ¤ini sa¤layan ve ona özgürlük dünya bankas›, raporlar›nda dev- sosyalizmle, komünizmle ve arka- alanlar› açan bir bask› ayg›t› oldu- letin rolü üzerine vurgular yapt›. iklikle efl tutuldu. Piyasan›n kural- ¤u, bugün kitlelere çok rahatl›kla Bir anlamda piyasa riskleri ve pi- lar› her fleyi düzenleyecek ve pi- anlat›labilir. Devletle sermaye yasan›n meflruiyeti için devlet ye- yasa özgürlü¤ü, adaleti ve ekono- aras›ndaki ç›plak iliflki bütün dola- niden göreve ça¤›r›ld›. Bugün ya- mik zenginli¤i yaratacakt›. Ekono- y›ms›zl›¤›yla ortaya konulabilir. flanan finansal kriz devletin etkin mik politikalar s›f›r devlet prensi- Her dönem sermayenin bekçili¤i- müdahalesinin önemini ortaya bine göre devreye sokuldu. ni yapt›¤› gösterilebilir. koydu. Bush yönetimi krize aç›k- Çeyrek as›r bu yönde derin, yo- Küresel finans krizi sonras›ndaki ça devlet eliyle müdahale etti. ¤un bir propaganda yap›ld›. geliflmeler, kapitalist sistemin an- Devletin piyasan›n güvenli¤ini, Fakat ABD’deki krizde sadece tek cak devlet güvencesiyle korundu- selametini ve meflrulu¤unu sa¤la- tek bankalar›n ve finans kurulufl- ¤u ve bu sistemin devletsiz iflle- yan vazgeçilmez araç oldu¤u lar›n›n çökmedi¤i, as›l olarak fi- yemeyece¤ini ortaya koyuyor. gösterildi. Ayn› zamanda kapita- nans sisteminin çöktü¤ünün anla- Devletin sermaye birikiminin en list devletin en büyük piyasa fl›lmas›yla devlet var olufluna uy- önemli unsuru oldu¤u bir kez da- oyuncusu oldu¤u da ortaya ç›kt›. gun biçimde harekete geçti. Ve ha anlafl›l›yor. Bütün devletsizlik Çünkü devlet yaln›zca bir “zor dün liberalizmin flatafatl› sözleri- vurgular›na ra¤men gerçek an- arac›” de¤il ya da yaln›zca bir “ge- nin arkas›na saklanan sermaye lamda kapitalist piyasan›n kurum- ce bekçisi” de¤il, sermayenin kesimi devleti göreve ça¤›rd›. Za- sallaflmas›n› sa¤layan, ayn› za- ekonomik hegemonyas›n› kuran ten devlet kendi ontolojisine uy- manda bu iflleyiflin meflrulu¤unu bir araçt›r. Sermayenin bütün ha- gun, sermayenin konsantre gücü oluflturan›n devlet oldu¤u ortaya reketlerinde ve konsantrasyonun- olarak devreye girdi. ‹flas eden ç›k›yor. Yani “görünmez el” hiçbir da kapitalist devlet dün oldu¤u gi- bankalar devletlefltirildi. Benzer fleyi dengelemiyor ve düzeltmi- bi bugün de aktif rol oynamakta- geliflmeler ‹ngiltere’de yafland›. yor. Kapitalist iktisatç›lar›n gökle- d›r. Kapitalist iflleyiflin bafl›ndan K›ta Avrupas›’nda AB’ye üye bir- re ç›kard›¤› “her arz kendi talebini itibaren devlet etkin ve belirleyici çok ülke iflaslar›n önüne geçmek yarat›r” paradigmas› çöküyor. bir role sahiptir. Sistemi ayakta tu- için mevduat sahiplerini teskin Sistem kendi anarflisini ve kaosu- tan çelik bir iskelettir. Kriz süreci edecek ve borsalardaki büyük alt- nu örüyor. Kapitalist sistem bütün devletin bu çok yönlü içeri¤ini bü- üst oluflu engelleyecek önlemler çürümüfllü¤üyle ortada duruyor. tünüyle a盤a ç›karacakt›r. Kapi- ald›. Çeyrek as›rdan beri ekono- 1980’lerde neo-liberal politikala- talist devlet sermayenin riskini mik alan›n d›fl›na ç›kar›lan devlet, r›n en atak oldu¤u dönemde, toplumsallaflt›r›yor ve halka yük- bir “efsane” gibi geri dönerek, “devlet karfl›tl›¤›” gündemdeydi. lüyor. Kar›n özellefltirilmesini sa¤- ekonomik alan›n temel ve en gü- Sermayenin s›n›rs›z kar tutkusu larken, zarar› kamulaflt›r›yor. venilir aktörü olarak devreye girdi. devletin sosyal ve ekonomik ak- Bu süreç asl›nda bize belki bu za- törlü¤ünün içini h›zla boflaltt›. “TAR‹H GER‹ DÖNDÜ”: NEO-L‹- mana kadar yakalayamad›¤›m›z 1990’lar›n ortalar›nda özellikle BERAL ‹DEOLOJ‹ ÇÖKÜYOR düzeyde devletin niteli¤ini ve özü- Do¤u Asya kriziyle birlikte devle- Finansal krizin en büyük sonuçla- nü kitlelere anlatma f›rsat› ver- tin tümden devre d›fl› b›rak›lmas› r›ndan biri sistemin ideolojik krizi- mektedir. Devletin parazit bir apa- anlay›fl› terk edildi. Devletin piya- ni a盤a ç›karmas› oldu. Neo-libe- rat oldu¤u kadar, sermayenin ta- san›n iflleyiflinde zorunlu oldu¤u ral ideolojinin on y›llar› kapsayan hakkümünü kuran, onun güvenli- ifade edilmeye baflland›. Hatta muazzam TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ hegemonyas› Wall 46 cmyk DOSYA Street’in “çöküflüyle” k›r›ld›. Ser- tem liberalizmdi. Fukuyama milli- herkes” düflmand›. Böylece kapi- mayenin dünyaya ve topluma ilifl- yetçili¤i, faflizmi ve komünizmi ölü talizmin en vahfli ve pervas›z uy- kin tasavvurunun ac›mas›z yans›- ideolojiler olarak ilan etti ama k›sa gulamalar› meflrulaflt›r›l›yor, sö- mas› olan neo-liberal ideoloji; ka- bir süre sonra Bosna, Kafkasya mürgeci sald›rganl›k, ya¤ma ve r›n süreklili¤ini esas alan, yo¤un ve Ortado¤u’ya kadar bütün co¤- talan do¤al ve “medeni” bir gerek- bir yabanc›laflmay› sa¤layan, r›za rafyalar kana buland›. Mikro milli- lilik olarak sunuluyordu. Beyaz ve itaat üreten tekno-ideolojik yetçilik ve dincilik hortlad›. Avru- adam›n görevi zaten medeniyet bombard›manlarla kendini var et- pa’n›n göbe¤inde faflizm kol gezi- tafl›mak de¤il miydi? Irak ve Afga- ti. Hobbes’un “insan insan›n kur- yordu. Yugoslavya emperyaliz- nistan iflgali bunun somut örnek- dudur” tan›mlamas› hayat›n ger- min yeni av sahas› olarak mikro leri oldu. Beyaz adam kendi efen- çe¤i, sosyal darwinizmin y›k›c›l›¤› milliyetçili¤in y›k›c›l›¤›na terk edil- dili¤ini tart›fl›lmaz k›l›yor, kapita- do¤all›k, ekonomik darwinizm ise di. Kardefllik co¤rafyas› olan Kaf- lizm salt askeri anlamda de¤il geliflme olarak lanse edildi. En te- kaslarda ise mikro milliyetçilik ve ekonomik, kültürel ve ideolojik mel dayan›flma ve paylaflma duy- dincilik yay›ld›. Bölgenin destabili- olarak kendini dayat›yordu. Kapi- gular›n› ilkellik, h›rs ve rekabet er- zasyonu ve emperyalist-kapitalist talizm ve bat› tek ve mutlak do¤- dem olarak sunuldu. sisteme entegrasyonu bu yön- ruydu. ‹nsanlar›n buna boyun e¤- 1970’lerin sonlar›nda önce siste- temlerle gerçeklefltirilmeye bafl- mekten baflka çaresi yoktu. Hun- min ekonomik mimar› olarak M. land›. Irak kan gölüne dönüfltü. tington, sömürgeci kibri, zulmü ve Friedman’› gördük, arkas›ndan F. Bu geliflmeler Fukuyama’n›n tez- vahflili¤i simgeliyordu. Hayek’in piyasay› kutsayan felse- lerini çok k›sa bir zamanda çürüt- Her ne kadar ayn› e¤ilimlerle ha- fi aç›l›mlar›yla karfl›laflt›k. Özellik- tü. Fukuyama tezlerinden vazge- reket edilmese de, bir düzeyde le 1989’da Do¤u Avrupa rejimleri- çerek devletin gereklili¤i ve inflas› aray›fl›n, umutsuzlu¤un ya da kü- nin 1991’de Sovyetler Birli¤inde üzerine durdu. Ulus devletin zo- çük burjuva savruluflun ifadesi ol- reel sosyalizmin çöküflüyle neo-li- runlulu¤una vurgu yapt›. Ayr›ca sa da A. Gorz’un “Elveda Prole- beral ideoloji muazzam bir ideolo- “zay›f devletlerin” kapitalist enteg- tarya”s› tarihin öznesini yok edi- jik hegemonya kurdu. rasyonda problem yaratt›¤›n› ileri yordu. Yani art›k proletarya dev- Bu dönemde baz› isimler neo-li- sürdü. Bu devletler neo-liberal ifl- rimci karakterini kaybetmifl, tarihi beral ideolojinin ya da kapitaliz- leyifli bozuyordu. Fukuyama’n›n yapan bir güç olma özelli¤ini yitir- min ebedili¤inin propagandas›n› tezleri yeni emperyal konseptle mifl, farkl› özne ve durumlar orta- ve düflünsel militanl›¤›n› yapma- beslenen ya da yeni emperyal ya ç›km›flt›. “Elveda Proletarya” ya bafllad›. Bu isimlerden F. Fu- konsepte uygun düzenlemelerdi. kitlelere çaresizli¤i dayatt›. Bu her kuyama “Tarihin Sonu”nu ilan et- Yine benzer saiklerle hareket fleyden önemlisi kitlelerin kendile- ti. Evet art›k tarih sonlanm›flt›! eden. S. Huntington, 11 Eylül rine inançs›zl›¤›n› tetikledi. Çare- Sosyalizm çökmüfl, kapitalizm sonras› emperyal konsepte uy- sizlik hiçlik hissini kuvvetlendirdi. zaferini ilan etmiflti. Ve kapitalizm gun “Medeniyetler Çat›flmas›” Teknolojik vurgularla kapitalizm ebedi bir rejimdi. Fukuyama, neo- tezlerini ileri sürdü. ABD’nin So- insanilefltirildi. “Elveda Proletar- liberalizmin agresif, y›k›c›, taru- ¤uk Savafl sonras› yeni düflman ya”yla bir anlamda Fukuyama ve mar edici yönlerini meflrulaflt›r›- aray›fl›n›n ideolojik perspektifleri- Huntington’un tezlerinin beslene- yor, tarihe son noktas›n› koyuyor- ni Huntington oluflturuyordu. Do- ce¤i zeminlerin önü aç›ld›. du. Gerçek buydu ve bundan öte- ¤u, ‹slam ve Budizm yeni düfl- Beyinlerin iflgali bu ve benzer si yoktu. ‹nsano¤lu için en iyi sis- mand› ya da “bizden olmayan operasyonlarla sa¤land›. Neo-li- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 47 cmyk DOSYA beralizm ideolojik hegemonyas›n› atan ABD, yeni süreçte b›rak›n me teklifinde bulunmas›, Hindis- böylece yayg›nlaflt›rd›. ‹deolojik imparatorluk projesini gerçeklefl- tan, Güney Afrika, Brezilya ve ve kültürel hamlelerle kitlelerin ru- tirmeyi hegemonyas›n› bile tart›fl- Meksika’n›n G-8’e kat›lmas›n› is- hu ve beyni esir al›nd›. Arkas›n- t›r›r konuma düfltü. temesi statüko sars›c›d›r. Bu ta- dan y›k›c› ekonomik operasyonlar ABD’de bir yandan eflitsiz geliflim v›rlar emperyalist-kapitalist sis- geldi. ‹deolojik zor, ekonomik zor- yasas›n›n ifllemesi, öte yandan temde ABD hakimiyetini zafiyete la senkronize biçimde hayata ge- Ortado¤u batakl›¤›nda s›k›flm›fll›- düflürücü geliflmelerdir. AB’nin çirildi. Huntington ve Fukuyama ¤›n›n sonucu, hegemonyas›n› yavafl ama nüfuz edici, agresyo- ideolojik zorun militanlar› gibi ha- kurmakta ciddi problemler yafl›- nu ikinci plana alan, uluslar aras› reket etti, sermayenin “entelektü- yor. dengeleri gözeten, mali ve ekono- el” tetikçileri olarak görev üstlen- AB h›zla ve derinden soft bir bi- mik istikrara daha fazla önem ve- di. çimde nüfuz ve ekonomik alanla- ren tavr› emperyalist blok olarak Fakat yaflanan geliflmeler ve fi- r›n› geniflletmeye bafllad›. Ayr›ca etki gücünü yaymas›n› kolaylafl- nansal kriz sermayenin çeyrek bir emperyalist blok olarak askeri t›rmaktad›r. AB’nin bu yönü önü- as›rl›k saadetinin sonunu iflaretle- gücünü konsantre ediyor. Ekono- müzdeki dönemde emperyalist di. Art›k hiçbir fley eskisi gibi ol- mik olarak kristalize bir güç olan hegemonya krizinde etkili sonuç- mayacak. AB, askeri zafiyetini h›zla aflmaya lar do¤urabilir. ‹flçi s›n›f› ve müttefikleri kapitaliz- çal›fl›yor. AB’nin NATO’yla iliflkisi Rusya Putin’in otoritaryan politi- me karfl› mücadelenin geliflme- ve son krizde ABD’ye karfl› ald›¤› kalar› sonucu h›zla toparlanma sinde önemli olanaklar yakalaya- tav›r bundan sonra AB’nin daha sürecine girdi. Eski Sovyetler Bir- bilir. Her fleyden önce neo-libera- özerk politikalar izleyece¤ini gös- li¤i topraklar›nda bir yandan lizmin ideolojik hegemonyas›n›n teriyor. ABD’nin ve NATO’nun ataklar›n› parçalanmas›, bu alana yüklenme ABD’de mali kriz dalgas›n›n yay›l- bloke etmeye çal›flt›, di¤er yan- flans› veriyor. “Tarih” yeniden do- mas›yla AB’nin iki baflat ülkesinin dan bu bölgeleri kendisinin strate- ¤uyor. Tarihin öznesi muazzam tak›nd›¤› tutum ilginçtir. Alman jik alan› olarak ilan etti. Emperyal gücüyle devreye giriyor. Dünya hükümeti hemen ABD’yle mesafe vizyonunu bu co¤rafyalarda infla s›n›flar mücadelesi aç›s›ndan ye- koyma gere¤i duydu. Bush’un kri- etmeye bafllad›. Daha önce Çe- ni bir döneme giriyor. zi bloke etmek için 700 milyar do- çenistan savafl›, do¤algaz ve pet- larl›k sermaye enjeksiyonuna kat- rolü stratejik bir silah olarak kul- KAP‹TAL‹ST S‹STEM ÇOK BO- k› yapma talebini reddetti. Bush lanmas› ve son olarak Gürcistan YUTLU B‹R KR‹Z YAfiIYOR yönetimini kredi sisteminde ulus- iflgali emperyalist hegemonya sa- Finansal kriz, sistemin çok boyut- lararas› kurallar› çi¤nedi¤i için so- vafllar›nda Rusya’n›n da “art›k lu krizini a盤a ç›kard›. Emperya- rumlu tuttu ve suçlu ilan etti. Bu bende var›m” dedi¤i pratik oldu. list hegemonya krizi bunlardan bi- tutum ABD’nin ve NATO’nun Gürcistan iflgali, bu yönüyle em- ri. Küreselleflme sürecinde dün- özellikle Do¤u Avrupa’daki atak- peryalist hegemonya krizinin aç›k yan›n toplam de¤erlerinin büyük lar›na s›n›r koyma tavr›yla birlikte göstergesi olarak önem tafl›d›. bir k›sm›n› kendine transfer eden, ele al›nmal›d›r. Bu arada Fran- Çin ise kapitalist sistemi kilitleye- Do¤u Avrupa ve Sovyetler Birli- sa’n›n “rasyonel” bir kapitalizmin cek özellikleri, h›zl› kalk›nma tren- ¤inde rejimlerin çöküflüyle impa- inflas› için ça¤r›da bulunmas› ve di ve muazzam militarize gücüyle ratorluk projeleri yapan, 11 Eylül diplomatik ataklar yapmas› önem- ve dünyan›n de¤iflik bölgelerine sonras›nda bu yönde ad›mlar lidir. Fransa’n›n G-8’in geniflletil- sermaye ihrac›yla önemli bir em- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 48 cmyk DOSYA ABD’yle son derece geliflkin ve peryalist özne olarak dünya siya- kaynakl›¤›n› yapacak. setine a¤›rl›¤›n› koymaktad›r. Finansal krizin yafland›¤› evrede kompleks bir iliflki düzeyi vard›r. Çin’in Rusya, AB, Latin Amerika, ABD’nin temsilciler meclisinden Merkez ülkeleri sarsan krizin Tür- Hindistan, Afrika iliflkileri güçleni- 700 milyar dolar›n ilk görüflmede kiye’yi etkilememesi mümkün de- yor. Çin emperyalist hegemonya geçmemesi, öte yandan bir trilyon ¤ildir. Merkez ülkelerde ciddi sar- krizinin bir kutbu olarak öne ç›k- dolara yak›n savunma bütçesinin s›nt›lar yaratan krizin, Türkiye’de maktad›r. Finansal krizin Çin’in hemen geçmesi ABD’nin yeni dö- deprem etkisi yaratmas› büyük bir ekonomik modelini tart›fl›l›r k›lma- nemdeki e¤ilimlerini göstermek- olas›l›kt›r. Türkiye’nin ola¤anüstü s› dikkatleri Çin’e odaklam›flt›r. tedir. ABD yaflad›¤› ekonomik kri- cari a盤› ve ekonomisinin 65 mil- Ekonomik milliyetçilik yöntemleri- zi emperyalist savafllar› yayg›n- yar dolar gibi s›cak parayla dön- ni kullanan ve devlet kapitalizmi- laflt›rarak aflmaya çal›flabilir. Yeni mesi, flirket ve bankalar›n yüksek nin bir versiyonu olan Çin emper- jeo-politi¤e uygun agresyon politi- d›fl borcu, üretim kapasitesinin yalizminin yeni dönemde model kalar›n› yo¤unlaflt›rabilir. Fakat zay›fl›¤› bunun zeminlerini yarat- ülke olarak öne ç›kmas› muhte- di¤er emperyalist özne ve blokla- maktad›r. Bugün yüksek faizle meldir. r›n bofl durmayaca¤› ortadad›r. duran s›cak para, yar›n daha gü- Japonya Uzak Asya’n›n ‹ngilte- Dünya emperyalistler aras› çelifl- venli alanlara kaçabilir. Bu türlü re’si olma konumundan h›zla kilerin yo¤unlaflaca¤› ve artaca¤› bir operasyon bile bir günde Tür- uzaklafl›yor. Hem bölgede, hem bir döneme giriyor. kiye ekonomisini felç edici içeriktedir. Türkiye ekonomisinin yafla- dünya çap›nda etki gücünü yay›yor. Dünya’n›n de¤iflik alanlar›n- KR‹Z‹N TÜRK‹YE’YE ETK‹LER‹ yaca¤› senkronize bir kriz dalga- da sermaye ihracat›yla öne ç›kan VE OLASI GEL‹fiMELER s›, ekonominin ana kolonlar›n› y›- Japonya, bulundu¤u co¤rafyan›n Finansal krizin bir dalga gibi yay›l- kabilecek sonuçlar do¤urabilir. en önemli militarize gücü olarak d›¤› koflullarda AKP hükümeti Bu anlamda TÜS‹AD’›n flirket ve dikkat çekiyor. ‹ki kutuplu dünya Türkiye’nin krizden etkilenmeye- bankalar›n 140 miyar dolarl›k d›fl döneminde ABD’nin etki alan›nda ce¤ini ileri sürdü. Hatta krizin yeni borcunun alt›n› çizmesi bofluna kalan Japonya bugün h›zla özerk- imkanlar do¤urabilece¤ini iddia de¤ildir. Türkiye ekonomisi has- lefliyor, ekonomik gücüyle az›m- etti. Bu söylem k›sa süre sonra sas dengeleri üzerinde durmakta- sanamayacak bir a¤›rl›k kazan›- terk edildi. d›r. Önce finansal kriz dalgas›n›n yor. Askeri flekillenmesini de ses- Finans kapitalin temel kuruluflu yans›mas›, bunun özellikle üretici sizce koordine ediyor. TÜS‹AD, hükümeti uyard› ve dik- sektörlerde etkisini göstermesiyle ABD’nin 11 Eylül’den sonra aske- katli olmas›n› istedi. Bankalar›n ekonomide y›k›c› sonuçlar ortaya ri gücüne dayanarak dünyay› ye- ve flirketlerin d›fl borcunun 140 ç›kabilir. Çünkü üretici sektörler- niden kendi imparatorluk emelle- milyar dolar oldu¤unu aç›klad› ve de krizin yans›mas› senkronizas- rine göre flekillendirme ve yeni AKP’nin acilen IMF’yle Stand-by yon etkisi do¤uracakt›r. Bu da emperyal güçlerin yükselmesini anlaflmas› yapmas› gerekti¤ini dalgasal iflaslar demektir. engelleme iste¤i hüsranla sonuç- vurgulad›. TÜS‹AD da aynen Küreselleflmenin ara kas›lmala- land›. merkez ülkelerinde oldu¤u gibi r›ndan biri olan 2001 krizi önemli Emperyalist hegemonya krizi sü- riski ve borcu devletin üstlenme- bir örnek oluflturmaktad›r. Bu kriz rüyor ve derinlefliyor. Yeni jeo-po- sini talep ediyor. sonucu binlerce küçük ve orta öl- litik emperyalist özneler ve bloklar Türkiye kapitalizminin entegras- çekli iflletme kapand› ve iflas etti. aras› gerilim ve çat›flk›n›n ana yon düzeyi yüksektir. AB ve 250 bin iflçi iflten ç›kar›ld›. Toplu TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 49 cmyk DOSYA tensikatlar yayg›nlaflt›r›ld›. Temel rin giderek umutsuzlu¤a, açl›¤a, dir. Yaflanan kriz salt finansal de- hak gasplar› gündeme geldi. geleceksizli¤e mahkum oldu¤u ¤il, sistemsel özellikler tafl›makta- Depresyon niteli¤indeki krizin flid- dönemlerdir. Bu dönemlerde kit- d›r. Uluslararas› s›n›f hareketi bu detinin y›k›c›l›¤› ise ortadad›r. Fi- leler alt kimlikleri (etnik, dini, milli, krizi örgütlü bir duruflla karfl›laya- nans kapital devleti göreve ça¤›r- mezhebi, siyasi kimlikleri) üzerin- bilseydi kapitalizmin y›k›m›na yol maktad›r. Sermayenin bekçili¤ini den kolayca manipüle ve mobilize açan sonuçlar yarat›labilirdi. Ne yapmas›n› istemektedir. Bunun edilebilir. Krizin tahribat› toplu- yaz›k ki s›n›f hareketinin örgüt- yan›nda finans kapital krizi bir f›r- mun bir kesimini kolayca ötekilefl- süzlü¤ünden dolay› kriz, bütün sata çevirmeye çal›flacakt›r, çün- tirebilir. Kitleler birbirinin cellad› sars›nt›s›na ra¤men kapitalizmin kü sermayenin üç hali diye tan›m- haline dönüfltürülebilir. Aynen çöküflünü beraberinde getirmeye- layabilece¤imiz birikme, yo¤un- Irak’ta, Filistin’de, Lübnan’da ol- cek. Çünkü kapitalizmi y›kacak laflma, merkezileflme ya da tekel- du¤u gibi… Her kriz an› alternatif tek güç iflçi s›n›f› ve onun siyasal leflme kriz dönemlerindeki ekono- bir toplumsal proje ve gücün ol- öncüsüdür. mik operasyonlar›n ad›d›r. Kriz bir mamas›, özellikle s›n›f›n örgüt- Genel olarak uluslararas› iflçi ha- yönüyle de tekelleflme sürecinin süzlü¤üne paralel olarak faflizmin reketi ve Türkiye iflçi s›n›f› da¤›n›k d›fla vurumu olacakt›r. Bu süreç- kitle ruhunun yay›ld›¤›, insanlar›n ve örgütsüz bir durumdad›r. Kapi- ten devlet güvencesi ve hamlesiy- William Reich’›n “Küçük ‹nsan” di- talizmin çürümüfllü¤ü bütünüyle le en karl› ç›kacak finans kapital- ye tan›mlad›¤› faflist kimli¤e bü- ortaya ç›kt›¤› halde s›n›f hareketi- dir. ründü¤ü anlard›r. Faflizmin s›ra- nin zay›f ve flekilsiz olmas› en bü- Kriz bir yan›yla da sistemin en gü- danlaflt›¤› anlard›r. yük problem olarak önümüzde venli ve sistemden beslenen kesi- Teknik düzeyde yüksek faiz ve duruyor. Kriz bu anlam›yla bütün mi olan orta s›n›f›n çöküflünü be- baz› özellefltirmelerle s›cak para- y›k›c› sars›nt›s›na ra¤men, kapi- raberinde getirecektir. Bu kesim- y› tutabilen Türkiye, ayr›ca jeo- talizmin rektifikasyonuna dönüfle- ler mülksüzleflmenin flokuyla sar- politi¤inin avantajlar›n› kullan›yor. bilir. s›lmalar› ve özellikle milliyetçi he- Bir düzeyde krizin etkisi sürece Sermaye yaflanan koflullarda kri- zeyanlara girmesi olas›l›kt›r. Ayr›- yay›l›yor. Ama bu durumun sü- zin bütün yükünü iflçi s›n›f› ve ca küçük ve orta ölçekli iflletmele- rekli kalmas› olanakl› de¤ildir. emekçiler üzerinden ç›karmaya rin iflas› gündemdedir ve bu bir Özellikle merkez ülkelerdeki fi- çal›flacak. ‹lk olarak 100 binlerce mülksüzleflme sürecidir. Ayn› za- nansal çöküflün domino tafl› etki- iflçinin iflten at›lmas› büyük bir manda sermayenin merkezilefl- siyle yay›lmas›, Türkiye’de büyük olas›l›kt›r. Toplu tensikatlar yay- mesinin ifadesidir. patlamalara yol açabilir. Bu da g›nlaflt›r›lacakt›r. Daha flimdiden Bugün Orta Do¤u’nun Balkanlafl- yukar›da sayd›¤›m›z geliflmeleri metal sözleflmelerinin devam etti- ma sürecinde kendini gösteren tetikleyebilir. Çünkü unutulmas›n ¤i koflullarda, otomotiv sektörü ifl- etnik, dini, milli polarizasyonun rejimler destabilize ortamlarla verenlerinin “krizdeyiz” aç›klama- Türkiye’ye krizle yans›ma olas›l›¤› krizlerini aflabilir. lar›n› yapmalar› dikkat çekmektedir. Ayr›ca ücretlerin bask›lanma- artmaktad›r. Türkiye’nin etnik, dini, mezhebi polarizasyonlar› için- KR‹Z‹N SINIFA ETK‹S‹ s›, çal›flma koflullar›n›n a¤›rlaflt›- de tafl›d›¤› aflikard›r. Son Alt›no- Kapitalizmin her devrevi krizi, r›lmas›, fazla çal›flman›n yayg›n- va’daki geliflmeler bu anlamda devrimin imkan›n do¤du¤u anlar laflt›r›lmas›, en temel haklar›n büyük tehlikeleri iflaret etmekte- oldu¤u kadar, karfl› devrimin ma- gasp› gündeme gelebilir. Özellikle dir. Çünkü her kriz dönemi kitlele- yalanaca¤› anlar ya da dönemler- sendikal› iflyerlerinde bask›lar›n TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 50 cmyk DOSYA ye, sanayi bölgesi ve havza düze- artmas›, sistemli sendikas›zlaflt›r- ‹flçi s›n›f› krize karfl› flimdiden ör- ma operasyonlar›n›n yaflanmas› gütlenmeli, programlar›n› ve pro- yinde yayg›nlaflt›r›lmal›d›r. Özel- olas›d›r. Toplusözleflmelerde kriz jelerini ortaya ç›kartmal›d›r. Gele- likle sendikal› iflçiler sermayenin bahanesiyle 0 sözleflmeler daya- cek sald›r›n›n ve olacaklar›n bo- her sald›r›s›na karfl› sektörel baz- t›labilir. yutlar› ortadad›r. Belki baflta yü- da yayg›n eylemlerle cevap ver- ‹flsizlik, umutsuzluk, geleceksizlik rütülecek haklar› koruma anla- meli ve iç örgütlülük h›zla sa¤lan- yayg›nlaflacakt›r. Bu koflullarda m›ndaki mevzi savafllar› bir biriki- mal›d›r. Çünkü en ufak hak gasp› en baflta iflçi s›n›f› bulundu¤u min ifadesi olacakt›r. Bu birikimler toplu iflten at›lmalar›n, tensikatla- mevzileri korumal›, özellikle sen- katastrof anlar›n›n patlamalar›d›r. r›n bafllang›c› oldu¤u unutulma- dikalar kendilerine dayat›lan s›n›f TÜS‹AD’›n aç›kça ilan etti¤i gibi mal›d›r. Çünkü bahane haz›rd›r, uzlaflmac› ve iflçileri boyunduruk flirket ve bankalar›n 140 milyar kriz var. alt›na alan toplusözleflmeleri red- dolarl›k d›fl borcu bizim de¤ildir. ‹flçi s›n›f› “iflsizli¤e, geleceksizli- detmelidir. Bu anlamda kapsam›, Yaflanan krizden emekçilerin hiç- ¤e, açl›¤a karfl› iflyeri komitelerin- niteli¤i ve muhtevas›yla metal ifl- bir sorumlulu¤u yoktur. Bütün so- de birlefl” fliar›n› öne ç›karmal›d›r. kolundaki sözleflme bir eflik ola- rumluluk sermayeye aittir. ‹flçi s›- ‹flyeri komiteleri kolektif irademizi cakt›r. sözleflmelerinin n›f› “krizin bedelini krizi yaratanlar yans›tan bir örgütlenme oldu¤u olumlu geçmesi s›n›f›n moral mo- ödemelidir” fliar›yla hareket etme- kadar, bir savafl, savunma ve di- tivasyonunu etkileyici içeriktedir. lidir. Bu ayn› zamanda çürümüfl renifl örgütlenmesidir. ‹flyeri ko- Hatta bugün lokal düzeyde de- ve kokuflmufl kapitalizmin teflhiri- miteleri bizim tarihsel örgütlen- vam eden E-Kart, Unilever, Desa, nin ilk ad›m›d›r. memiz olan taban örgütlenmemi- Uno, Yörsan gibi direnifllerin bir ‹flçi s›n›f› “hiçbir fleyi üstlenmiyo- zin bir biçimidir. Kriz sermayenin atefl topuna dönüflme olana¤›n› rum” diyerek kendine yüklenen azg›n sald›rganl›¤›n›n bafllayaca- yaratacakt›r. 2007’deki s›n›f hare- her türlü uygulamaya karfl› birlik ¤› bir dönem olacakt›r. Bu sald›r›- ketine Telekom grevinin etkisi ve dayan›flmas›n› yaratmal›d›r. lar›n bofla ç›kart›lmas› ancak ör- neyse, metal sözleflmeleri de o Bugün iflsizli¤e, açl›¤a, gelecek- gütlü bir duruflla mümkündür. oranda 2009’daki s›n›f hareketini sizli¤e karfl› s›n›f›n birlik olma gü- ‹flçi s›n›f› “hepimiz birimiz, birimiz etkileyecektir. Bugün metal söz- nüdür. hepimiz için” slogan›n› hayata ge- leflmesinin olumlu geçmesinin ‹flçi s›n›f› elektrik, su, do¤algaz çirmelidir. Görev s›n›f›n ba¤›ms›z, önünde riskler bulunuyor. Özellik- faturalar›n› ödememe, kamu ta- birleflik gücünü a盤a ç›karmakt›r. le sendika bürokrasisi daha flim- fl›tlar›na ücretsiz binme, fatura Özellikle taban örgütlenmelerinin diden esnek üretime ve bir dizi yakma, banka faaliyetlerini kilitle- sendikal› sendikas›z, güvenceli hak kayb›na onay vermifl durum- me, borsay› ifllemez hale getirme güvencesiz, marjinal sektörde ça- da. Ama unutulmas›n her kriz an› ve bloke etme eylemlerine haz›r- l›flan bütün iflçilerin hayata geçir- s›n›flar mücadelesinin muazzam lanmal›d›r. Sivil itaatsizlik eylem- mesi gereken silah›m›z oldu¤u derecede keskinleflti¤i ve büyük leri krizin gerçek müsebbiplerini unutulmamal›d›r. ‹flsizli¤i, açl›¤› potansiyellerin a盤a ç›kt›¤› anlar- göstermelidir. ve geleceksizli¤i ancak bu örgüt- d›r. Bugün bozk›rda küçük küçük En ufak hak gasp›, iflten at›lmalar lenmelerle aflabiliriz. Art›k a¤›z- yanan alevler olan yani lokal dire- ve tensikatlara karfl› bir taban ör- larda tek bir slogan olmal›d›r: nifllerin yayg›nlaflt›r›lmas›, s›n›f›n gütlenmesi olan direnifl komiteleri Kahrolsun Kapitalizm, Yaflas›n direncinin, moral gücünün, karar- kurulmal›d›r. Bu komiteler iflyeri ‹flçilerin Birli¤i! l›l›¤›n›n da ifadesi olacakt›r. iflyeri, fabrika fabrika, atölye atöl- Metal TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 51 cmyk E⁄‹T‹M SEM‹NERLER‹M‹Z YER‹NDE E⁄‹T‹M SEM‹NERLER‹M‹ZDEN GÖRÜNTÜLER ESK‹fiEH‹R fiUBEM‹Z (9-10 N‹SAN 2008) ED‹RNE fiUBEM‹Z (16-17 MAYIS 2008) ANKARA 4 NO’LU fiUBEM‹Z (25 EK‹M 2008) TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 52 çmyk cmyk E⁄‹T‹M SEM‹NERLER‹M‹Z GÜMÜLDÜR YATILI E⁄‹T‹M SEM‹NERLER‹M‹ZDEN GÖRÜNTÜLER BURSA fiUBEM‹Z (22-23 MAYIS 2008) GAZ‹ANTEP fiUBEM‹Z (2-3 HAZ‹RAN 2008) TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 53 cmyk E⁄‹T‹M SEM‹NERLER‹M‹Z ANTALYA fiUBEM‹Z (6-7 HAZ‹RAN 2008) ERZURUM fiUBEM‹Z (10-11 HAZ‹RAN 2008) TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 54 cmyk E⁄‹T‹M SEM‹NERLER‹M‹Z ANKARA 2 NOLU fiUBEM‹Z (14-15 HAZ‹RAN 2008) D‹YARBAKIR fiUBEM‹Z (23-24 HAZ‹RAN 2008) TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 55 cmyk Divan Baflkanl›¤› ‹STANBUL 4 NOLU fiUBE KONGRES‹ YAPILDI CEMAL KEMENT fiUBE BAfiKANI SEÇ‹LD‹ ‹stanbul 4 No’lu flubemizin 6. Ola¤an Genel Kurulu, 27 Nisan 2008 tarihinde yap›ld›. Divan için verilen önergeyle Genel Baflkan Gürsel Do¤ru, Genel Sekreter Sedat Ölmez, Genel Mali Sekreter A.Merih Varol, Genel Örgütlenme Sekreteri Osman Gürsu ve Genel E¤itim Sekreteri Hakan Topalo¤lu Divan’a seçildi. Gündemdeki maddelerin görüflülmesinin ard›ndan seçimlere geçildi. Yap›lan seçimler sonucunda Cemal Kement fiube Baflkan› seçilirken, Hasan Dere fiube ‹dari Sekreteri, Vedat fiube Baflkan› Cemal Kement TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Hazar fiube Mali Sekreteri, ‹smail Ayd›n fiube Örgütlenme Sekreteri, Öznur Keskin fiube E¤itim Sekreteri, Taner Evren, Erkan Erdo¤an, Zekeriya Sancak ve Ali Yurter fiube Yönetim Kurulu Üyeli¤ine seçildiler. fiube Denetim Kurulu’na; Mehmet ‹nal, Dilek O¤uz ve fiaban Arpac› seçildi. fiube Disiplin Kuruluna; Sait Tolga Eruzun, Hakan Küçüko¤lu ve Hüseyin Yavuz seçildi. ‹stanbul 4No’lu flube delegeleri 56 cmyk Divan Baflkanl›¤› ED‹RNE fiUBE KONGRES‹ YAPILDI ‹SMA‹L HAKKI TUNA YEN‹DEN fiUBE BAfiKANI SEÇ‹LD‹ Edirne fiubemizin 8. Ola¤an Genel Kurulu 24 A¤ustos 2008 tarihinde yap›ld›. Divan için verilen önergeyle Genel Baflkan Gürsel Do¤ru, Genel Sekreter Sedat Ölmez, Genel Mali Sekreter A.Merih Varol, Genel Örgütlenme Sekreteri Osman Gürsu ve Genel E¤itim Sekreteri Hakan Topalo¤lu Divan’a seçildi. Gündemdeki maddelerin görüflülmesinin ard›ndan yap›lan seçimlerin sonucunda ‹smail Hakk› Tuna fiube Baflkanl›¤›na yeniden seçilirken, Zafer Sezgin Geldi fiube ‹dari Sekreteri, Mehmet Meral fiube Mali fiube Baflkan› ‹smail Hakk› Tuna TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Sekreteri, Ahmet Naz fiube Örgütlenme Sekreteri, Hüzeyin Ak›n fiube E¤itim Sekreteri, Ertan Karakufl, Nursu Ormano¤lu, Özgün Tenekeci ve Fahrettin Demirtafl fiube Yönetim Kurulu Üyeli¤ine seçildiler. fiube Denetim Kurulu’na; Arif Kala, Özgen Gündüz ve Mehmet Sad›k Bilgen seçildi. fiube Disiplin Kuruluna; Mustafa Zamanc›, Erdim Azcan ve Gamze Demirer seçildi. Edirne flube delegeleri 57 cmyk EMEKL‹L‹K VE SA⁄LIKTA YEN‹ DÖNEM : S SSGSS YASASI 1 EK‹M 2008 TAR‹H‹NDE YÜRÜRLÜ⁄E G‹RD‹ osyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasas› 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren yürürlü¤e girdi. IMF’nin istekleri do¤rultusunda ç›kar›lan yasayla, emeklilik ve sa¤l›kta yeni dönem bafllad›. 5510 say›l› yasa, çal›flanlar için mezarda emeklilik ve sa¤l›kta y›k›m ge- tiriyor. Çal›flanlar daha çok prim ödeyecek, emeklilik yafl› kademeli olarak 65’e, prim gün say›s› da 7200 ç›k›yor. Baz› iflkollar›nda uygulanan “y›pranma pay›” uygulamas› bitiyor. Geliri olsun olmas›n 18 yafl›n› dolduran herkesten 25-153 YTL aras›nda Genel Sa¤l›k Sigortas› (GSS) primi al›nacak. Genel Sa¤l›k Sigortas› primini ödeyemeyenlerin sa¤l›k hizmetlerinden yararlanmas› mümkün olmayacak. Belli bir teminat paketi kapsam›nda sa¤l›k hizmetleri sunulacak. Bu paketin d›fl›ndaki sa¤l›k hizmetleri için kat›l›m pay› al›nacak. EMEKL‹L‹K KOfiULLARINDAK‹ DE⁄‹fi‹KL‹KLER: Emeklili¤e hak kazanma, afla¤›daki 3 zaman dilimine göre de¤ifliyor. 1- 08.09.1999 öncesinde sigortal› olanlar aç›s›ndan: Bu sigortal›lar için 1999 y›l›nda kabul edilen ancak Anayasa Mahkemesinin iptalinden sonra 2002 y›l›nda yeniden düzenlenen yasaya göre afla¤›daki koflullar›n yerine getirilmesi gerekiyor: ERKEK S‹GORTALILAR ‹Ç‹N* 23.05.2002 itibariyle sigortal›l›k süresi KADIN S‹GORTALILAR ‹Ç‹N* Asgari yafl Asgari prim 23 y›ldan fazla (23 dahil) 44 5000 21 y›l 6 ay - 23 y›l 45 5000 20 y›l - 21 y›l 6 ay 46 5075 18 y›l 6 ay - 20 y›l 47 5150 17 y›l - 18 y›l 6 ay 48 5225 15 y›l 6 ay -17 y›l 49 5300 14 y›l - 15 y›l 6 ay 50 5375 12 y›l 6 ay - 14 y›l 51 5450 11 y›l - 12 y›l 6 ay 52 5525 9 y›l 6 ay - 11 y›l 53 5600 8 y›l - 9 y›l 6 ay 54 5675 6 y›l 6 ay - 8 y›l 55 5750 5 y›l - 6 y›l 6 ay 56 5825 3 y›l 6 ay - 5 y›l 57 5900 18 y›ldan fazla (18 dahil) 17-18 y›l aras› 16-17 y›l aras› 15-16 y›l aras› 14-15 y›l aras› 13-14 y›l aras› 12-13 y›l aras› 11-12 y›l aras› 10-11 y›l aras› 9-10 y›l aras› 8-9 y›l aras› 7-8 y›l aras› 6-7 y›l aras› 5-6 y›l aras› 4-5 y›l aras› 3-4 y›l aras› 2 y›l 8 ay 15 gün - 3 y›l 6 ay 58 5975 2 y›l 8 ay 15 gün - 3 y›l aras› *Erkek Sigortal›lar için doldurmas› gereken asgari sigortal›l›k süresi 25 y›ld›r. 23.05.2002 itibariyle sigortal›l›k süresi Asgari Asgari yafl prim 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 5000 5000 5075 5150 5225 5300 5375 5450 5525 5600 5675 5750 5825 5900 5975 5975 5975 *Kad›n sigortal›lar için doldurmas› gereken asgari sigortal›l›k süresi 20 y›ld›r. Bu dönemde sigortal› olanlar için, k›smi ayl›ktan yararlanmak isteyenler için de yine 3600 gün ile 4500 aras›nda de¤iflen bir kademe var. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 58 cmyk EMEKL‹L‹K VE SA⁄LIKTA YEN‹ DÖNEM 2- 8/9/1999 tarihi ile 30/4/2008 tarihi aras›nda ilk defa sigortal› say›lanlar aç›s›ndan; Kad›n ise 58, erkek ise 60 yafl›n› doldurmak ve 7000 gün malûllük, yafll›l›k ve ölüm sigortalar› primi ödemifl olmak flart›yla emekli olabilecek. 3- 01.05.2008 tarihinden sonra lk defa sigortal› say›lanlar aç›s›ndan; 7200 gün malûllük, yafll›l›k ve ölüm sigortalar› primi bildirilmifl olmas› flart›yla yafll›l›k ayl›¤› ba¤lanacak. Yafl flart›, 7200 günü doldurduklar› tarihte afla¤›daki kademeden hangisine giriyorsa o yaflta emekli olacaklar. (Örne¤in bir kad›n iflçi 7200 günü Mart 2040’ta doldurursa, yafl koflulu 61 olacak.) a) 1/1/2036 ilâ 31/12/2037 tarihleri aras›nda kad›n için 59, erkek için 61, b) 1/1/2038 ilâ 31/12/2039 tarihleri aras›nda kad›n için 60, erkek için 62, c) 1/1/2040 ilâ 31/12/2041 tarihleri aras›nda kad›n için 61, erkek için 63, d) 1/1/2042 ilâ 31/12/2043 tarihleri aras›nda kad›n için 62, erkek için 64, e) 1/1/2044 ilâ 31/12/2045 tarihleri aras›nda kad›n için 63, erkek için 65, f) 1/1/2046 ilâ 31/12/2047 tarihleri aras›nda kad›n için 64, erkek için 65, g) 1/1/2048 tarihinden itibaren ise kad›n ve erkek için 65, 5510 Say›l› yasan›n sosyal sigortalar aç›s›ndan getirdi¤i en önemli de¤ifliklik ve hak kayb›, yafll›l›k ayl›¤›n›n hak edilmesi ve hesaplanmas› (emeklilik haklar›) konusundad›r. Yasa emeklili¤i daha geç, daha güç hale getirirken emekli ve hak sahibi ayl›klar›nda ise ciddi kay›plar yaflanmas›na yol açacakt›r. SSGSS’den muaf olan yok! SSGSS sürecinde tart›flmalar›n büyük bölümü emeklilikle ilgili düzenlemelerin kimleri kapsad›¤› konusunda yo¤unlafl›yordu. Hemen flunu söyleyelim; 5510 say›l› yasan›n yol açt›¤› TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ hak kay›plar›ndan tümüyle muaf bir çal›flan veya emekli grubu yok. De¤iflik çal›flan kategorileri ve emekliler durumlar›na ba¤l› olarak az veya çok SSGSS’nin emeklilik hükümlerinden etkilenecekler. 1 Ekim 2008 günü itibar›yla ülkemizde ilk defa GSS (Genel Sa¤l›k Sigortas›) bafllad›. Bu uygulama ile art›k iki kesim hariç herkes GSS’li olacak, GSS’den kurtulmufl birinci kesim milletvekilleri ikinci kesim de ülkemizde 1 y›ldan daha az kalan yabanc›lar yani turistlerdir. Yabanc›lar ile milletvekilleri d›fl›nda 70 milyonun tamam› GSS’li ve bundan sonraki günlerde GSS’nin (eskiye göre) yol açt›¤› hak kay›plar› tek tek hissedilmeye bafllanacak. SSGSS’den sonra çal›flmaya bafllayan herkes ister iflçi (4/a), ister kendi hesab›na çal›flan (4/b) ve ister kamu çal›flan› (4/c) olsun SSGSS’nin emeklilik hükümlerine tabi olacak. Eski kamu çal›flanlar›: SSGSS’nin yürürlük tarihinden önce çal›flmakta olan kamu görevlileri emeklilik haklar› aç›s›ndan Emekli Sand›¤› hükümlerine tabi olmaya devam edecek. Bir di¤er ifadeyle eski kamu çal›flanlar› emeklilik haklar› aç›s›ndan eski yasal düzenlemelere tabi olacak. Ancak Genel Sa¤l›k Sigortas› hükümleri eski kamu çal›flanlar›na da uygulanacak. Yeni kamu çal›flan›: SSGSS hükümlerine tabi olacak. Eski iflçi ve esnaf: SSGSS öncesi çal›flmakta olan iflçiler ve kendi hesab›na sigortal›lar (SSK ve Ba¤Kur’lular) yasadan önceki çal›flmalar› aç›s›ndan eski yasalar›na, SSGSS sonras› çal›flmalar› aç›s›ndan ise 5510’a tabi olacaklar. Yeni iflçi ve esnaf: SSGSS hükümlerine tabi olacaklar. SSGSS ile emekli ayl›klar›n›n sistemli bir biçimde düflürülmesi süreci bafllam›flt›r. SSGSS’nin ayl›k ba¤la- ma oran›, güncelleme katsay›s›, ayl›klar›n alt s›n›r› ve ayl›klar›n art›r›lmas›na iliflkin hükümleri emekliler için ciddi tehlikeler yaratacak niteliktedir. Emekli ayl›klar›; Emekli ayl›klar› konusunda dört unsur büyük önem tafl›maktad›r: 1) Güncelleme katsay›s›, 2) Ayl›k ba¤lama oran›, 3) Ayl›klar›n alt s›n›r›, 4) Ayl›klar›n art›r›lma yöntemi, Emekli ayl›klar› flu formülle saptanmaktad›r: Emekli ayl›¤› = Güncellenmifl ortalama ayl›k kazanç x ayl›k ba¤lama oran›. Emekli ayl›¤›; güncelleme katsay›s› kullan›larak hesaplanan ayl›k ortalama kazanç ile ayl›k ba¤lama oran›n›n çarp›m› sonucu bulunur. Alt s›n›r ve ayl›klar›n art›r›lma biçimi ise ayl›klar aç›s›ndan önem tafl›yan di¤er iki unsurdur. 5510 say›l› yasa bu dört konuda ciddi hak kay›plar› ve geriye gidifller içermektedir. S›rayla ele alal›m: –Güncelleme Katsay›s› Düflüyor: Güncelleme katsay›s› sigortal›n›n geçmiflteki prime esas kazanc›n›n veya ödedi¤i primlerin bugünkü de¤erini bulmak için yaflamsal önemdedir. Güncelleme katsay›s› ayl›k ortalama kazanc›n bulunmas› için kullan›lan bir de¤iflkendir. Geçmiflteki prime esas kazançlar›n bugünkü de¤erine ulaflmas› için geçmifl prime esas kazançlar›n enflasyon oran›nda art›r›larak bugüne tafl›nmas› gerekir. Ancak bu yetmez ve yan›lt›c› sonuçlar verir. E¤er dönem boyunca ekonomide meydana gelen büyüme (gayri safi yurt içi has›la art›fl›) dikkate al›nmazsa gerçek anlamda bir güncelleme yap›lmam›fl olur. Sigortal›n›n kazançlar›na refah pay›, büyüme pay› 59 cmyk EMEKL‹L‹K VE SA⁄LIKTA YEN‹ DÖNEM eklenmemifl olur ve bu yüzden kazanç ve primler gerçek de¤erleriyle güncellenmemifl olur. Bu yüzden güncelleme yap›l›rken hem enflasyonun hem de büyümenin dikkate al›nmas› gerekir. 2000-2008 aras›nda çal›fl›lan sürelere iliflkin güncelleme yap›l›rken Tüketici Fiyatlar› Endeksinde (TÜFE) meydanda gelen art›fl ve büyüme oran›n›n (sabit fiyatlarla gayri safi yurt içi has›la) yüzde 100’ü hesaba kat›l›yordu. Böylece ekonomik büyüme emekli ayl›klar›na yans›maktayd›. Konuyu daha net anlamak için geçmiflteki büyüme oranlar›na bakmakta yarar var. Türkiye ekonomisi 2002’de 6.2, 2003’te 5.3, 2004’te 9.4, 2005’te 8.4, 2006’da 6.9 ve 2007’de 4.9 oran›nda büyümüfltür. 2001 y›l›ndan bu yana meydana gelen kümülatif büyüme yüzde 48 oran›ndad›r. Dolay›s›yla bu büyüme oranlar› flimdiye kadar güncelleme katsay›s›nda hesaba kat›lmaktayd›. 5510 say›l› yasaya göre güncelleme katsay›s› TÜFE ile büyümenin yüzde 30’unun toplam› olacakt›r. Büyümenin yüzde 70’i güncelleme katsay›s›nda dikkate al›nmayacakt›r. Örne¤in geçmiflte yüzde 48’lik büyümenin tamam› emekli ayl›klar›n›n hesab›nda dikkate al›n›rken flimdi sadece 14 puanl›k k›sm› dikkate al›nacakt›r. Ekonomideki yüksek büyüme çal›flan› emeklili¤inde olumsuz etkileyecektir. –Ayl›k Ba¤lama Oran› da Düflüyor: Güncellenme katsay›s›n›n düflürüldü¤ünü gördük. Ancak bununla yetinmediler, ayl›k ba¤lama denkleminin di¤er çarpan›n›; ayl›k ba¤lama oran›n› da düflürdüler. ‹flçiler için bu oran 1999 reformu öncesinde ilk 5000 gün için yüzde 60 sonraki her 240 gün için yüzde 1 idi. 25 y›ll›k sigortal›l›kta e¤er 9000 bin eksiksiz TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ prim yat›r›lm›flsa ayl›k ba¤lama oran› yüzde 77’ye kadar yükseliyordu. 2000 y›l›ndan sonra ise ilk 3600 günün her 360 günü için yüzde 3.5, sonraki 5400 günün her 360 günü için yüzde 2 ve daha sonraki her 360 gün için yüzde 1.5 idi. Bu durumda 25 y›l ve 9000 gün prim ödenmesi durumunda ayl›k ba¤lama oran› yüzde 65 olmaktayd›. Emekli Sand›¤›’na tabi kamu çal›flanlar› için ise bu oran 25 y›ll›k çal›flma süresi için yüzde 75 ve 25 y›ldan fazla çal›fl›lan her y›l için yüzde 1 idi. 5510 say›l› yasa ayl›k ba¤lama oranlar›n› ciddi bir biçimde düflürdü. Ayr›ca yasa ile tavan s›n›rlamas› getirildi ve ayl›k ba¤lama oranlar›n›n yüzde 90’› geçemeyece¤i hükme ba¤land›. Oysa mevcut yasalarda iflçi ve esnaf için bir üst s›n›r öngörülmemiflken Emekli Sand›¤›’na tabi çal›flanlar için bu oran yüzde 100 idi. Yeni düzenlemeyle 25 y›l ve 9000 gün prim ödeyenlerin ayl›k ba¤lama oran› yüzde 50, 7200 gün prim ödeyenlerin ayl›k ba¤lama oran› ise yüzde 40’a düflmektedir. Emekli ayl›¤›n› belirleyen her iki de¤iflken de küçültülmüfltür. ‹ki de¤iflken birden küçültülünce emekli ayl›klar›ndaki küçülme de ciddi olacakt›r. –Ayl›klar›n alt s›n›r›; Asgari Ücretin yar›s› kadar emekli ayl›¤›: SSK’l›lar›n alt s›n›r ayl›¤› 1999 “reformu” öncesinde 506 say›l› yasan›n 96. maddesine göre yüzde 70 idi. 1999 “reformu” ile bu alt s›n›r yüzde 35’e düflürüldü. 1999 öncesi ifle girip halen emekli olanlar›n en düflük emekli ayl›¤›n›n bugün 576 YTL olmas›n›n nedeni yüzde 70 olarak saptanan alt s›n›r›n TÜFE ve büyüme oranlar› eklenerek art›r›lm›fl olmas›d›r. 1999 sonras› ifle girenler henüz emekli olmad›¤› için alt s›n›r oran› fiilen yüksek gözükmektedir. Örne¤in 2008 y›l›n›n ikinci yar›s›nda prime esas kazanc›n (PEK) alt s›n›r› asgari ücret düzeyinde olup 638.7 YTL’dir. En düflük emekli ayl›¤› ise 576 YTL’dir. En düflük emekli ayl›¤›n›n PEK’e oran› yüzde 90’d›r. Bunun nedeni 1999 öncesi alt s›n›r›n yüksek olufludur. Yoksa iddia edildi¤i gibi asgari ücretle çal›flan›n emekli ayl›¤›n›n asgari ücretin netinden fazla olmas›n›n nedeni ayl›k ba¤lama oranlar›n›n yüksekli¤i de¤ildir. Ayl›klar›n alt s›n›r› 5510 say›l› yasan›n 55. Maddesi ile yüzde 35-40 olarak belirlenmifltir. Bu yüzden 1999 ve 2008 reformu sonras›nda ifle girenlerin emekli ayl›klar› ciddi bir biçimde gerileyecektir. Örne¤in 2008 y›l›nda ifle giren bir çal›flan alt s›n›rdan prim ödedi¤inde 7200 gün prim ödeyerek emekli olursa emekli ayl›¤› prime esas kazanc›n alt s›n›r›n›n yüzde 40’›na kadar gerileyebilecektir. Enflasyon ve büyüme parametrelerini sabit varsayarsak bugünkü de¤erler üzerinden emekli ayl›klar› 255 YTL’ye kadar gerileyebilecektir. Prime esas kazanc›n alt s›n›r›ndan 9000 gün prim ödeyen bir çal›flan›n emekli ayl›¤› ise (enflasyon ve büyüme oranlar›n› sabit varsayarak) prime esas kazanc›n yar›s›na, 319 YTL’ye kadar gerileyebilecektir. Gelecek kuflaklar kendi dönemlerindeki asgari ücretin yar›s› kadar emekli ayl›klar› ile karfl›laflabilecektir. –Ayl›klar›n art›r›lma yöntemi; Büyümeden emekliye s›f›r pay: Emekli ayl›klar›n›n bir kez saptand›ktan sonra nas›l art›r›laca¤› da son derece önemlidir. Bugünkü sistemde hesaba kat›lan enflasyon ve büyüme oranlar› emekli ayl›klar› aç›s›ndan yaflamsal öneme sahiptir. Emekli ayl›klar› enflasyondan korunmal› ve ülkedeki refah art›fl›ndan pay almal›d›r. 5510 say›l› yasan›n 55. maddesi emekli ayl›klar›n›n her y›l Ocak ve 60 cmyk EMEKL‹L‹K VE SA⁄LIKTA YEN‹ DÖNEM Temmuz aylar›nda TÜ‹K taraf›ndan aç›klanacak Tüketici Fiyatlar› Endeksi (TÜFE) oran›nda art›r›lmas›n› öngörüyor. Sendikalar›n bütün ›srarlar›na ra¤men emekli ayl›klar›n›n art›fl›nda büyüme oran›n›n da hesaba kat›lmas› hükümet taraf›ndan kabul edilmedi. Emekli ayl›klar›n›n art›fl›n›n sadece enflasyonla s›n›rlanmas› emekli ayl›klar›n›n göreli olarak düflmesine ve emeklilerin yoksullaflmas›na yol açacakt›r. Emeklilerin milli gelir içindeki pay› düflecek ve refahlar› azalacakt›r. Bu nedenledir ki ba¤land›¤›nda ortalama düzeyde olan bir emekli ayl›¤› zamanla en düflük ayl›k seviyesine do¤ru gerilemektedir. Emekli ayl›klar›n›n gerçek de¤erini koruyabilmesi için, hesab›nda da, art›r›lmas›nda da büyüme oran›n›n tümünün dikkate al›nmas› gerekir. Ancak hükümet bu taleplere kulaklar›n› t›kayarak SSGSS’de yer vermemifltir. Mevcut emeklilerin durumu; SSGSS ile ilgili en önemli iddialardan biri mevcut emeklilerin ayl›klar›n›n düflmeyece¤idir. Bu iddia ciddi bir yan›lsama içermektedir. Emekli ayl›klar› düflecek mi sorusuna verilecek ilk yan›t “hangi emekli ayl›klar›” olmal›d›r. Evet, parasal (nominal) emekli ayl›klar› düflmeyecektir. 1000 lira ayl›k alan emeklinin eline bir y›l sonra 950 lira geçmeyecektir. Ancak TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ mevcut emekli ayl›klar› göreli olarak düflecek, emeklilerin milli gelir içindeki pay› azalacak ve emekliler yoksullaflacakt›r. Bu nedenle mevcut emeklilerin ayl›klar› düflmeyecek iddias› do¤ru de¤ildir. Bir örnekle aç›klayal›m: 2008 y›l›nda 1000 YTL ayl›k alan bir emeklinin ayl›¤› 5510 say›l› yasan›n 55. maddesi gere¤i sadece enflasyon oran›nda art›r›lacakt›r. Enflasyon tahminlerine göre bu emekli 2020 y›l›nda enflasyona paralel bir art›flla 2660 YTL emekli ayl›¤› alabilecektir. Ayn› dönemde ülke ekonomisinin ortalama yüzde 4 ile büyüdü¤ünü varsayarsak bu büyüme emekliye yans›mayacakt›r. Emekli refah art›fl›ndan, büyümeden pay alamad›¤› için yoksullaflacakt›r. E¤er emekli ayl›klar› enflasyon+büyüme oran›nda art›r›lsayd› bugün 1000 YTL alan emeklinin 2020 y›l›nda 4107 YTL almas› gerekiyordu. Dolay›s›yla emekli ayl›¤› göreli olarak yüzde 35 gerilemifl; 4107 YTL’den 2660 YTL’ye düflmüfl olacakt›r. Halen çal›flanlar›n emekli ayl›klar›; SSGSS öncesi çal›flmaya bafllay›p SSGSS sonras› emekli olacaklar aç›s›ndan da emekli ayl›klar›n›n düflmesi söz konusudur. Halen çal›flmakta olanlar›n eski çal›flmalar› eski yasa hükümlerine göre, yeni çal›fl- malar› ise 5510 say›l› yasa hükümlerine göre hesaplanacakt›r. 1 Ekim 2008 itibariyle emekli olmayanlar›n geçmifl mevzuata göre o anda hak ettikleri emekli ayl›klar› saptanacak ve daha sonraki çal›flma dönemlerinde ise yeni ölçütlere (yeni ayl›k ba¤lama oran› ve güncelleme katsay›s›) göre ayl›klar› art›r›lacakt›r. 9000 ve alt›ndaki bütün çal›flma süreleri için hem ayl›k ba¤lama oran› hem de güncelleme katsay›s›ndaki düflüfl nedeniyle çift yönlü bir olumsuzluk yaflanacakt›r. Sigortal› bugünkü sistemde elde edece¤i emekli ayl›¤›nda daha düflük emekli ayl›¤› ile yüzyüze kalacakt›r. SSGSS sonras› ifle girenlerin emekli ayl›¤›; SSGSS’nin emeklilik düzenlemelerinden en olumsuz etkilenecek olanlar kuflkusuz 5510 sonras›nda yani 30 nisan 2008 tarihinden sonra ifle girenler olacakt›r. Bu konumdaki çal›flanlar›n tüm çal›flma süreleri yeni yasaya tabi olacakt›r. Emekli ayl›klar› hem ayl›k ba¤lama oran› hem de güncelleme katsay›s› aç›s›ndan 5510’a tabi olacakt›r. Yeni sigortal›lar aç›s›ndan 2036 y›l›na kadar yafl koflulu 58-60 olarak kalacak. Bu tarihten itibaren kademeli biçimde artarak 2048 tarihinde kad›n ve erkekler için 65 olacak. 4/a kapsam›nda olanlar (iflçiler) 7200 gün, 4/b ve 4/c kapsam›nda olanlar (kendi hesab›na çal›flanlar ve kamu çal›flanlar›) ise 9000 gün ve yafl koflulunu tamamlad›klar›nda emekli olabilecekler. 5510’un ilk halinde iflçiler için de 9000 gün olarak öngörülen prim gün say›s› son anda 7200 olarak kabul edildi. Ancak halen 58-60 ileride de 65 yafl›nda emekli olunaca¤› için 7200 gün emeklilikte önemli bir avantaj sa¤lamayacakt›r. Çal›flanlar prim gün say›lar›n› tamamlasalar da 61 cmyk EMEKL‹L‹K VE SA⁄LIKTA YEN‹ DÖNEM yafl koflulunu bekleyecekler. Örne¤in çal›flma hayat›na 20’li yafllar›n bafl›nda giren bir iflçi prim gün say›s›n› (7200 gün, 20 y›l) 40’l› yafllarda tamamlayabilir. Ancak bu iflçi emeklilik için 10-15 y›l yafl koflulunu beklemek zorunda kalacakt›r. Bu sürede ise enformel ve güvencesiz ifllerde çal›flmaya zorlanacakt›r. Emeklilik yafl›n›n yükseltilmesinin yarataca¤› en önemli sorunlardan biri yafll› iflçilerin iflten ç›kar›lmas› ve yafll› iflsizli¤i olacakt›r. Yafllanan iflçilerin a¤›r çal›flma koflullar›na sahip sektörlerde çal›flmalar› fiziksel ve biyolojik olarak güçleflecektir. Öte yandan iflverenler yafll› iflçilerin yerine genç, ucuz ve daha yo¤un çal›flt›rabilecekleri iflgücünü tercih edecektir. Bu durum yeni bir yafll› kuflak iflsiz dalgas› yaratacak ve bu yafll› kuflak iflsizler güvencesiz ve enformel sektörlere itilecektir. Malulen emeklilik; SSK’l›lar, meslekte kazanma gücünün en az yüzde 60’›n› kaybetmeleri durumunda malul say›lacak. Bu oran SSK’l›larda halen meslekte kazanma gücünün en az üçte ikisini kaybedilmesi olarak uygulan›yor. Malullük ayl›¤› ba¤lanabilmesi için en az 10 y›l sigortal› olma ve toplam 1.800 gün prim ödeme flart› aranacak. Ancak, baflka birinin bak›m›na muhtaç derecede malul olan sigortal›larda sadece 1.800 gün flart› aranacak. Y›pranma hakk› kald›r›ld›; Gazeteciler, matbaa iflçileri, gemi adamlar›, uçufl personeli, kaynakç›, fleker sanayi çal›flanlar›, posta da¤›t›c›s› gibi meslek gruplar›n›n ‘y›pranma hakk›’ olarak bilinen fiili hizmet süresi zamm› kald›r›lacak. Bu durumdaki kiflilerin 1 Ekim’e kadar çal›flt›klar› sürelere karfl›l›k gelen y›pranma paylar›, emekliliklerinde dikkate al›nacak. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ ‹flkazas› geliri; Halen çal›flmakta olan tüm sigortal›lar› kapsayacak flekilde, ifl kazas› ve meslek hastal›¤› nedeniyle yüzde 25 ve daha yukar› oranda sakat kalan iflçilere ba¤lanan gelirlere uygulanmakta olan alt s›n›r kalkacak. Böylece 1 Ekim’den sonra sakat kalan iflçiye ödenecek gelir, 1 Ekim’den önceki miktar›n önemli oranda gerisinde kalacak. Ölüm ayl›¤› oran› düflürüldü; Ölüm ayl›¤›ndan yararlanabilmek için SSK’l›larda borçlanmalar hariç, 5 y›l sigortal›l›k süresi ve 900 prim gün say›s› aranacak. Ölen sigortal›n›n dul efline hesaplanan ayl›¤›n›n yüzde 50'si ba¤lanacak. Dul eflin ayl›k ba¤lanm›fl çocu¤u yoksa, sigortal› olarak çal›flm›yor veya kendi çal›flmalar› nedeniyle gelir veya ayl›k da alm›yorsa, ayl›k ba¤lama oran› yüzde 75 olacak.Kanun kapsam›nda çal›flmayan veya kendi çal›flmalar› nedeniyle gelir veya ayl›k ba¤lanmam›fl çocuklardan; 18 yafl›n›, lise ve dengi ö¤renim görmesi halinde 20 yafl›n›, yüksek ö¤renim yapmas› halinde 25 yafl›n› doldurmayanlar; Kurum Sa¤l›k Kurulu karar› ile çal›flma gücünü en az yüzde 60 oran›nda yitirip malul oldu¤u anlafl›lanlar; yafllar› ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boflanan veya dul kalan k›zlara ise ölen sigortal›n›n hesaplanan ayl›¤›n›n yüzde 25'i ba¤lanacak. SOSYAL S‹GORTALAR Sosyal güvenlik reformuyla birlikte sigortal›lar, iste¤e ba¤l› sigortal›lar ile bunlar›n hak sahiplerinin; genel sa¤l›k sigortal›lar› ve bunlar›n bakmakla yükümlü oldu¤u kiflilerin tescil ve di¤er tüm ifllemlerinde sosyal güvenlik sicil numaras› olarak Türk vatandafllar› için T. C. kimlik numaras› sosyal güvenlik sicil numaras› olarak kullan›lacakt›r. ‹ste¤e ba¤l› sigortal› olanlar, bakmakla yükümlü olunan kifli olsa dahi, genel sa¤l›k sigortal›s› say›lacak ve genel sa¤l›k sigortas› primini de ödemekle yükümlü. Reform öncesinde %25 olan SSK iste¤e ba¤l› sigorta primi yüzde 32 oran›na yükseldi. Ancak prim ödenirken sa¤l›k yard›m› da al›nabilecek. 1 Ekim 2008 sonras›nda iste¤e ba¤l› sigortaya ödenen primler 4-1/b (Ba¤-Kur) sigortal›l›¤›nda geçmifl gibi de¤erlendirilecek. Askerli¤i sayd›rmak daha pahal›; Sosyal güvenlik reformunun yürürlü¤e girmesiyle birlikte askerlik borçlanmas› nedeniyle yap›lacak ödeme tutar› artt›. Askerlik borçlanmas› art›k günlük asgari ücret ile günlük asgari ücretin 6.5 kat› aras›nda olmak üzere, sigortal›n›n kendisinin belirleyece¤i günlük kazanc›n yüzde 32’sinin, borçlan›lacak gün say›s› ile çarp›lmas› suretiyle hesaplanacak. Herkes GSS kapsam›na girecek –Genel Sa¤l›k Sigortas› (GSS) ile tüm vatandafllar sa¤l›k riskleri ve sa¤l›k harcamalar› yönünden güvence alt›na al›nacak. Ülkede ikamet eden tüm kifliler (vatans›zlar ve s›¤›nmac›lar dahil) GSS’den yararland›r›lacak. * Ba¤-Kur’lular›n sa¤l›k hizmetlerinden yararlanmalar› için gerekli olan 240 günlük prim gün say›s› 30 güne indirilecek. Böylece çiftçiler ve esnaf, sigortal› olduktan 1 ay sonra sa¤l›k hizmetlerinden yararlanabilecek. –SSK’l›lar›n sa¤l›k hizmetlerinden yararlanmas› için gerekli olan 90 ve bakmakla yükümlü olduklar› için gerekli olan 120 günlük prim gün say›lar› 30’a indirilecek. –‹flten ayr›lan sigortal›lar, prim borcu 62 cmyk EMEKL‹L‹K VE SA⁄LIKTA YEN‹ DÖNEM olup olmad›¤›na bak›lmaks›z›n 6 ay süreyle sa¤l›k hizmetlerinden yararlanabilirken bu süre 90 güne düflecek. Kademeli GSS primi; –Aile içindeki kifli bafl› geliri asgari ücretin 1/3’ünden az olanlar›n, vatans›zlar ve s›¤›nmac›lar›n, 65 yafl veya özürlü ayl›¤›, fleref ayl›¤›, vatani hizmet ayl›¤›, terörle mücadele ayl›¤› alanlar›n, harp malullerinin, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu taraf›ndan bak›lan çocuklar›n, köy korucular›n›n, dünya ve olimpiyat flampiyonlar›n›n Genel Sa¤l›k Sigortas› primleridevlet taraf›ndan karfl›lanacak. –Çal›flmas› nedeniyle sigortal› olmayan veya ailesinde sigortal› bulunmayanlardan, aile içindeki kifli bafl›na geliri; asgari ücretin 1/3’ü ile asgari ücret aras›nda olanlar 24 YTL, asgari ücret ile asgari ücretin iki kat›na kadar olanlar 73 YTL, asgari ücretin iki kat›ndan fazla olanlar 146 YTL ödeyerek sa¤l›k hizmetlerinden istisnas›z yararlanabilecek. –Geçifl sürecinde Yeflil Kart uygulamas› 2 y›l daha devam edecek, bu sürenin sonunda yürürlükten kald›r›lacak. K›z çocuklar› için prim; –18 yafl›ndan küçükler, herhangi bir flart aranmaks›z›n sa¤l›k hizmetlerinden yararlanabilecek. Bu kapsamdakiler, 18 yafl›ndan sonra ise kendi adlar›na veya anne-babalar› üzerinden GSS kapsam›nda olmaya devam edecek. –1 Ekim’den sonra 18 yafl›n› dolduran k›z çocuklar› anne-babalar›n›n sa¤l›k yard›m›ndan yararlanamayacak. Ancak, halen 18 yafl›ndan büyük olup anne-babas›n›n sigortal›l›¤› nedeniyle sa¤l›k hizmetlerinden yararlanmakta olanlar›n, çal›flma ve ev- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ lenme gibi hallerle durumlar› de¤iflmezse bu haklar› da sürecek. ‹flsizler’de GSS primi ödeyecek; ‹fls‹z kalan çal›flanlardan 4447 say›l› ‹flsizlik Sigortas› kapsam›nda iflsizlik ödene¤i alanlar GSS primi ödeyecekler. 5510 say›l› yasan›n 60 ve 61. maddeleri gere¤ince, iflsizler, k›sa çal›flma ödene¤inden yararlanmaya bafllad›klar› tarihten itibaren genel sa¤l›k sigortal›s› say›lacaklard›r. Türkiye ‹fl Kurumu taraf›ndan iflsizlik ödene¤inin ba¤land›¤› tarihten itibaren bir ay içinde SGK’na bildirilecekler ve iflsizlerin GSS primleri de 5510 say›l› Kanun’un 106’nc› maddesiyle de¤iflik 4447 say›l› Kanun’un 65’inci maddesine göre, ‹fiKUR taraf›ndan SGK’ya ödenecektir. ‹flsizlik ödene¤i al›nan süre 6, 8 veya en fazla 10 ay olabilmekte ve süre sonunda bitmektedir. Sürenin bitiminden sonra iflsiz ifl bulamazsa bu durumda GSS primlerini her ay kendileri taraf›ndan bankaya ödemeden ne kendisi ne de bakmakla yükümlü oldu¤u kiflilere sa¤l›k yard›m› verilmeyecektir. ‹flsiz kald›¤› halde iflsizlik ödene¤ine hak kazanamayan kiflilerden eski ad›yla SSK’l› yeni ad›yla 4/A sigortal›s› olanlar›n iflten ayr›ld›ktan sonra 10 gün daha herhangi bir prim ödemeden GSS’den yararlanmak haklar› olacak. Ancak, bu iflsizlerin iflten ayr›lma tarihinden geriye do¤ru bir takvim y›l› için 90 günlük çal›flmalar› varsa bu kere 10 gün de¤il 90 gün daha prim ödemeden GSS’den yararlanma haklar› olacak. Daha sonra her ay, gelir durumlar›na göre GSS primi ödemek zorunda kalacaklar. Aksi halde ne kendileri ne de bakmakla yükümlü oldu¤u kiflilere SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) taraf›ndan sa¤l›k yard›m› verilmeyecektir. ve Sa¤l›k Hakk› Emeklilik piyasalaflt›r›ld› 5510 say›l› yasa’n›n kabulünden sonra AKP Hükümeti’nin IMF’ye gönderdi¤i “Niyet Mektubu”nda yasan›n kamuoyundan gizlenen amac› aç›kca belirtiliyordu. Niyet Mektubu -28.04.2008 “Anayasa Mahkemesi’nin 5510 say›l› Kanuna iliflkin görüfllerini dikkate alan ve ayn› zamanda söz konusu Kanunun getirece¤i tasarruflar›n büyük bölümünü muhafaza eden yeni bir sosyal güvenlik reform kanunu TBMM taraf›ndan kabul edilmifltir. (...) Yeni Kanun ayn› zamanda yeni bir genel sa¤l›k sigortas› sistemi oluflturmaktad›r. Bu alanda verimlili¤i art›rmak amac›yla yeni Kanun, Sosyal Güvenlik Kurumu’na ayakta tedavi hizmetleri için birinci, ikinci ve üçüncü basamaklarda farkl›laflfltt›r›lm›fl oranlarda katk› pay› belirleme yetkisi vermektedir. (...) Yeni yasan›n yürürlü¤e girmesi öncesinde, emekli maafllar›nda yap›lacak ayarlamalar›n yeni Kanunda yer alan endeksleme katsay›lar›n›n öngördü¤ü mamas› temin ediart›fl oranlar›n› aflflm lecektir.” Herfley bitmedi! 5510 Say›l› yasaya karfl› bugüne kadar bir çok demokratik eylem yap›lm›fl olmas›na ra¤men hükümet, yasay› ç›kar›p, sa¤l›¤› ve sosyal güvenli¤i IMF’nin istedi¤i piyasa koflullar›na terk etti. Ancak, Yasa’n›n ç›km›fl olmas›yla herfley bitmedi. Bu ülkenin tüm çal›flan, türeten insanlar›, bu yasan›n cenderesi içine s›k›fl›p kalmadan sa¤l›¤›n› ve emeklilik hakk›n› geri almak ve anayasadaki “Türkiye Cumhuriyeti Sosyal Bir Hukuk Devlettir” hükmünü hayata geçirmek ad›na mücadeleyi sürdürecektir. 63 cmyk SEND‹KAMIZDAN KISA HABERLER E-KART, UN‹LEVER, YÖRSAN, TEGA DESA VE ÇAYKUR ‹fiÇ‹LER‹ ‹LE DAYANIfiMA Son y›llarda artan sendikal hak ihlalleri karfl›s›nda emekçiler, s›n›f dayan›flmas›n› sürdürüyor. Örgütlü iflyerlerinde iflverenler, sendikalarla sözleflme görüflmelerine bafllamak yerine, sürecin önünü t›kayarak iflçileri greve zorluyor. ‹flkolumuzda IBM iflvereninin ortaya koydu¤u sendika karfl›t› tutum, Çaykur’da, Unilever’de, DESA’da, TEGA’da Yörsan’da, E-Kart’da ve ad›n› sayamad›¤›m›z birçok iflyerinde yaflan›yor. Sermaye ve iktidar, iflbirli¤i içinde sendikalara ve sendikal haklara yönelik sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›r›yor. ‹ktidar’dakiler yandafl sendikalara destek vermek için iflçilere bask› yap›yor. ‹flçi s›n›f›m›z bu sald›r›lara, sendikalar aras› dayan›flma a¤› kurarak cevap vermeye çal›fl›yor. Bu ba¤lamda sendikam›z, genel merkez ve flubeleriyle; Yörsan, Unilever, Desa, TEGA ve E-Kart iflçilerini ziyaret ederek, TÜM-T‹S’le, Bas›n-‹fl’le, Tek-G›da-‹fl’le Deri-‹fl’le ve Birleflik Metal-‹fl’le s›n›f dayan›flmas›n› güçlendiriyor. Tez-Koop-‹fl Yöneticileri Bas›n-‹fl’in E Kart Grevcileriyle Erzurum fiubemizin yöneticileri, Tek-G›da-‹fl Genel Baflkan› Mustafa Türkel’in Rize’deki Çaykur eylemini ziyaret etti. Tez-Koop-‹fl Yöneticileri Tümtis’in Unilever direniflçileriyle ‹zmir fiubemizin Yöneticileri Bal›kesir Susurluk’ta direnifldeki Yörsan ‹flçilerine destek verdi. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 64 cmyk SEND‹KAMIZDAN KISA HABERLER ‹ZM‹R 2 NO’LU fiUBEM‹Z‹N AÇILIfiI GENEL DENET‹M KURULU TOPLANDI DENET‹M KURULU TOPLANDI Baflkan ‹smail Pala, üyeler Mehmet Meral ve Güray Çam’dan oluflan Genel Denetim Kurulumuz Anatüzü¤ümüz gere¤i, denetim için Ekim ay›nda toplanarak çal›flmalar›n› tamamlad›. VER.DI ÜYELER‹ ÜLKEM‹ZDE ‹ZM‹R 2 NOLU fiUBEM‹Z‹N AÇILIfiI YAPILDI ‹zmir 2 No’lu flubemizin aç›l›fl›na Gene Merkez yöneticileri, flube baflkanlar›m›z, temsilcilerimiz, üyelerimiz ve çok say›da davetli kat›ld›. Aç›l›flta kurdeleyi Genel Baflkan›m›zla birlikte Türk-‹fl Üçüncü Bölge temsilci yard›mc›s› Tuncay Kireçkaya kesti. REAL TEMS‹LC‹ TOPLANTISI YAPILDI Alman Ticaret Sendikas› ver.di üyeleri, sendikam›z›n daveti üzerine Türkiye’ye geldiler. Konuklara ‹stanbul 1 ve 4 No’lu flubelerimiz efllik etti. ROPÖRTAJ Real Hipermarketler zinciri ‹flyeri Sendika Temsilcileri toplant›s› Ankara’da yap›ld›. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Genel Baflkan›m›z Gürsel Do¤ru Kon.tv.’ye gündemdeki sendikal konular hakk›nda ropörtaj verdi. 65 cmyk SEND‹KAMIZDAN KISA HABERLER GENEL MERKEZ‹M‹ZE Z‹YARETLER ED‹RNE fiUBEM‹Z’DE PLAKET TÖREN‹ Arif Kala M‹gros Türk A.fi. Genel Müdürü Ömer Özgür Tort ve Genel Müdür Yard›mc›s› Demir Aytaç Genel Merkezimizi ziyaret etti. Y›lmaz Merdin Mehmet Gültekin ‹stanbul 4 No’lu fiubemizin yeni seçilen flube yöneticileri Genel Merkezimizi ziyaret etti. Edirne fiubemizin çeflitli yönetim kademelerinde görev yapm›fl arkadafllar›m›za emekli olmalar› nedeniyle plaket verildi. L‹MAN-‹fi’TEN SEND‹KAMIZA PLAKET BAfiARILI MARATONCU ÜYEM‹Z Liman-‹fl Sendikas›, Tez-Koop-‹fl’in gösterdi¤i s›n›f dayan›flmas›n›, Genel Baflkan›m›za verdi¤i plaketle anlamland›rd›. Plaketi Liman-‹fl Sendikas› ad›na Genel Baflkan Muzaffer Akpunar verdi. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Tübitak MAM Gen Mühendisli¤i Enstitüsünde görev yapan üyemiz Emrah Vardar, Rotterdam’da Tez-Koop-‹fl formas›yla Maraton kofltu 66 cmyk ALINMIfi C‹DD‹ B‹R ÖNLEM YOK! TUZLA’DA ‹fi C‹NAYETLER‹ DEVAM ED‹YOR.. ‹fi KAZASI DE⁄‹L, ‹fi C‹NAYETLER‹ Tuzla’da son olarak, Gisan Tersanesi’nde yap›m› tamamlanan bir tankerin serbest düflme can filikas›n›n testi s›ras›nda 3 iflçi hayat› kaybetti, 16 iflçi yaraland›. Normalde kum torbalar›yla yap›lmas› gereken batma testi, içine 19 iflçi bindirilerek yap›ld›. Yaklafl›k 10 metre yüksekten suya düflünce cam› k›r›lan filikaya su doldu¤u için d›flar› ç›kamayan 3 iflçi öldü, biri mühendis 16 kifli yaraland›. Son kazayla birlikte Tuzla Tersaler Bölgesi’nde 16 y›lda ölen iflçilerin say›s› 104’e yükseldi. Tuzla tersanelerinde meydana gelen iflçi ölümleri ile ilgili olarak sendikalar ve konunun uzman› meslek odalar› tepkilerini dile getirerek, al›nmas› gereken acil önlemler hakk›nda görüfllerini aç›klad›lar. TÜRK-‹fi : “Türk-‹fl Tuzla’da yaflanan trajedilerin son bulmas› için uyar›lar›n› ve çözüm yollar›n› her f›rsatta dile getirmifltir. Buna karfl›n “cinayeti and›ran” can kay›plar›n›n hala devam ediyor olmas› Türkiye’de çal›flma standartlar› aç›s›ndan endifle vericidir. Çal›flma TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ iliflkilerindeki esas faktör, harfleyden önce iflçinin can güvenli¤idir. Buna uygun davranmak yasalar›n ötesinde ahlaki, insani bir görevdir. Tuzla’da yaflanan trajedi, yeni ölümlerin yaflanmamas› için baflta iflverenler olmak üzere ilgili her kesime son bir ders olmal›d›r.” D‹SK : Devrimci ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (D‹SK), tersanelerde yaflanan ifl kazalar› ve iflçi ölümlerini Uluslararas› Çal›flma Örgütü'ne (ILO) rapor etti. Raporda, "Tuzla tersanelerinde son 1 y›l içinde 17 iflçi ifl kazas› nedeniyle hayat›n› kaybetmifltir. Ter- sanede hiçbir güvence bulunmamaktad›r" denildi. TMMOB : “Sosyal hukuk devletinde ifl yasalar› çal›flanlar›n hakk›n› korumak ve gelifltirmek amac›n› temel ilke al›rken, ç›kar›lan 4857 say›l› ‹fl Yasas› tamamen iflverenlerin ç›karlar› do¤rultusunda flekillendirilmifltir. Esnek ve kurals›z çal›flmay›, iflçileri baflka iflverenlere kiralamay›, tafleronlaflt›rmay› yasal hale getiren; k›dem tazminatlar›n›, fazla mesai ücretlerini, sendikal hak ve yetkileri budayan bu yasa yerine konunun aktörlerinin kat›l›m› ile demokratik bir yasa ç›kar›lmal›- 67 cmyk TUZLA’DA ‹fi C‹NAYETLER‹ 3 ‹flçinin öldü¤ü 16 iflçinin yaraland›¤› filika testi d›r. ‹fl mevzuat›, ekseni "insan" olan ça¤dafl bir yap›ya kavuflturulmal›d›r. As›l ifl olan gemi yap›m›n›n bölünerek ‹fl Yasas›'na ayk›r› olarak as›l iflveren -alt iflveren iliflkisi kurulmas› takibe al›nmal› ve bu hukuk d›fl› durum giderilmelidir. Gemi yap›m sürecinin as›l ifl alan› olan çelik profil ve sac iflleme iflinin ‹fl Yasas›'na ayk›r› olarak çeflitli tan›mlar alt›nda "alt iflveren" de denilen taflerona verilmesinin kay›t d›fl›l›¤a neden oldu¤u aflikard›r. Bu durum, ucuz iflgücü sa¤lamak amaçl› olarak ifl güvencesiz, sigortas›z veya k›smi sigortal› ve ifl güvenli¤i olmadan iflçi çal›flt›r›lmas›na ve önlenebilir ifl kazalar›na yol açmaktad›r. Ayn› zamanda bu durumun hukuk d›fl›l›¤›n›n tespit edilmesi ve gere¤inin yerine getirilmesi sa¤lanmal›d›r. Talebimiz, sosyal sigortalar primlerinin ana iflveren (tersane) taraf›ndan ve al›nan ücret üzerinden öden- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ mesi ile her türlü kay›t d›fl›l›¤›n önüne geçilmesidir. Gemi ‹nfla Sanayicileri Birli¤i'nin 2005'de iflletmeye bafllad›¤› poliklini¤in ve ifl kazas› geçiren iflçileri öncelikle yönlendirdikleri Tuzla civar›ndaki özel hastanelerin kay›tlar›n›n, kay›t tutma ve bildirme pratiklerinin, donan›m›n›n, yeterlili¤inin Türk Tabipleri Birli¤i, SSK ve Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›'n›n yetkili birimleri taraf›ndan denetlenmesi gerekmektedir. Tuzla Tersaneler Bölgesinde yap›lan üretimin a¤›r ve tehlikeli ifl kolu oldu¤u, iflçi say›s›n›n on binler mertebesinde oldu¤u göz önünde bulundurularak Tuzla Bölgesi'nde yaln›zca tersanelere yönelik tam teçhizatl› bir kamu hastanesi kurulmal›d›r. Gemi inflaat ve tamirat isleri, 16 Haziran 2004 tarihli 25494 say›l› Resmi Gazete'de yay›nlanan "A¤›r ve Tehlikeli ‹fller Yönetmeli¤i" kapsam›ndad›r. Bu Yönet- meli¤in 5. maddesinde ifle al›nan iflçiler için "ifle girifl hekim raporu" (a¤›r ifllerde çal›flabilir raporu) düzenlenmesi ve her y›l iflçinin periyodik olarak sa¤l›k kontrolünden geçirilmesi, bunun rapor haline getirilerek iflçinin dosyas›nda tutulmas› zorunludur. Tuzla Tersaneler Bölgesi'nde bu raporu düzenlenme yetkisi olan iflyeri hekimi say›s›n›n, son Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› raporunda belirtildi¤i gibi 30 oldu¤u görüldü¤ünde, bu hizmetin gerekti¤i gibi yerine getirilip getirilmedi¤i sorgulanmal›d›r. GISBIR bünyesindeki poliklini¤in donan›m›n›n da 25 bini ask›n iflçinin çal›flt›¤› Tuzla Tersaneler Bölgesi'ndeki tüm isçilere sa¤l›k hizmeti verecek yeterlilikte olup olmad›¤›n›n incelenmelidir. 15 saate kadar varabilen toplam çal›flma saatleri ve fazla mesailer fiili bir mecburiyet olmaktan ç›kar›lmal›d›r. A¤›r ve tehlikeli bir ifl kolu olan ve maksimum dikkat gerektiren tersane mesaisinde, iflverenler taraf›ndan günde 7,5 saat, haftada 37,5 saat s›n›rland›r›lmas›na riayet edilmelidir. Zira tersanelerdeki as›l ifllerden biri olan kaynak iflleri türleri, 15 Nisan 2004 tarihli ve 25434 say›l› Resmi Gazete'de yay›mlanan "Sa¤l›k Kurallar› Bak›m›ndan Günde Ancak Yedi buçuk Saat veya Daha Az Çal›flmas› Gereken ‹sler Hakk›nda Yönetmelik" kapsam›na girmektedir. Bu Yönetmelik kapsam›na giren islerde fazla çal›flt›rma yap›lamaz (Madde 7). Bu Yönetmelik tersa- 68 cmyk TUZLA’DA ‹fi C‹NAYETLER‹ nelerde de hayata geçirilmelidir. Uygulanmas› Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› taraf›ndan denetlenmeli, yönetmeli¤i ihlal eden uygulamalar cezaland›r›lmal›d›r. ‹fl kazalar›na sebebiyet verenler yarg›lanmal›d›r. ‹flverenlerin, maliyet avantaj›n› korumak amac›yla tersanede yaratt›klar› çal›flma flartlar›, iflçilerin ölümlerine, sakat kalmalar›na ve meslek hastal›klar›na yakalanmalar›na neden olmaktad›r. ‹fl kazas› veya meslek hastal›¤› durumunda söz konusu olan yasal süreçlerin yavafl islemesi, bu maliyeti bir kez daha isçiler üzerine y›kmaktad›r. Yarg› sürecinin uzun sürmesi, mâli imkâns›zl›klar ve bask›lar nedeniyle aç›lamayan davalarda da, Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› ma¤durlar›n lehine ceza davalar›n›n takipçisi olmal›d›r. Bu destekle tersanelerdeki ifl kazalar›n›n üstünü ör- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ ten ve yenilerine davetiye ç›kartan "kan pazarl›¤›" prati¤inin önüne geçilebilir. GEM‹ MÜHEND‹SLER‹ : 3 kiflinin öldü¤ü 12 kiflinin yaraland›¤› filika testi s›ras›nda yaflanan ifl kazas›na iliflkin teknik rapor aç›klad›: GMO Baflkan› Tansel Timur, test s›ras›nda yaflanan bir sorun nedeniyle filikan›n düflme aç›s›n›n de¤iflti¤ini belirterek, normal koflullarda karinas›n›n bafl taraf›ndan suya girmesi beklenen filikan›n, önce su yüzeyine dik pozisyona geldi¤ini, hareketin devam›nda dönmeye devam ederek, su ile 120 derece aç› yapacak flekilde suya çarpt›¤›n› kaydetti. Filikan›n kumanda bölümünde bu yüzden k›r›k ve y›rt›klar olufltu¤unu, ayn› zamanda filikan›n ön ve iskele yan cam› ile girifl kap›s› cam›n›n da¤›ld›¤›n› belirten Tansel Timur, "oluflan k›r›k ve y›rt›klar ile da¤›lan camlar nedeniyle aç›lan boflluklardan giren deniz suyu sonucunda filika yan yatm›fl ve her koflulda kendisini düzeltmesi gerekti¤i halde bu pozisyonda yüzer halde kalm›flt›r. Sonuç olarak, deniz suyu dolmas›n›n etkisi ile 3 kifli hayat›n› kaybetmifl, 12 kifli de yaralanm›flt›r" dedi. Filikan›n kaza sonras› görüntüleri ve üzerinde yap›lan incelemelere de¤inen Timur, "16 metre yüksekli¤ine göre, kurallar›n gerektirdi¤i prototip test ve kontrollerinden geçmifl olan bir filikada, yaklafl›k 11 metrelik düflme testi sonucunda bu büyüklükteki bir hasar›n oluflmufl olmas›, filika malzemelerinin ve yap›s›n›n incelenmesinden bafllayarak, konunun daha derin araflt›r›lmas› gere¤ini ortaya koymufltur" diye konufltu. Tuzlada yap›lan teftifller, kurulan Meclis Araflt›rma Komisyonlar› ve haz›rlanan raporlar, hiç bir sonuç getirmedi. Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakan› söylemlerin d›fl›na ç›k›p halen etkin önlemler almad›. ‹ktidar ise olaylar› ve ölümleri izlemekten öte, Tuzla Tersane havzas› ile ilgili ciddi bir yapt›r›m uygulamad›. Sendikalar›n, meslek odalar›n›n ve en önemlisi Tuzla tersanelerinde çal›flan örgütlü, örgütsüz iflçilerin seslerini, hükümet duymazdan geliyor.. Tuzla’da art›k hiç bir iflçi hayat›n› kaybetmemeli. Bu konuda gereken önlemler, yukar›daki aç›klamalar ›fl›¤›nda bir an önce al›nmal›d›r. 69 cmyk IN AD Güllü K ‹ u KÇ : Burc › E n EM layan uzma z›r Ha K T‹S ‹ST‹HDAM PAKET‹ ‹Ç‹NDE KADIN amuoyunda “‹stihdam Paketi” olarak adland›r›lan “‹fl Kanunu ve Baz› Kanunlarda De¤ifliklik Yap›lmas› Hakk›ndaki Kanun Tasar›s›” 15.05.2008 tarihinde yasalaflm›fl bulunuyor. Kad›n çal›flanlar açs›ndan yasan›n ilgili maddelerini özetlersek: 1- 18 yafl›ndan büyük ve 29 yafl›ndan küçük olanlar ile yafl flart› aranmaks›z›n, 18 yafl›ndan büyük kad›nlardan; bunu düzenleyen ilgili maddenin yürürlük tarihinden önceki alt› ayl›k dönemde, prim ve hizmet TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ belgelerinde kay›tl› sigortal›lar d›fl›nda olmas› flart›yla, bu ilgili maddenin yürürlük tarihinden önceki bir y›ll›k dönemde, iflyerine ait prim ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama sigortal› say›s›na ilave olarak bu ilgili maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir y›l içinde ifle al›nan ve fiilen çal›flt›r›lanlar için prime esas kazanç alt s›n›r› üzerinden hesaplanan sigorta primine ait iflveren hisselerinin; birinci y›l için yüzde yüzü, ikinci y›l için yüzde sekseni, üçüncü y›l için yüzde altm›fl›, dördüncü y›l için yüzde k›rk›, beflinci y›l için yüzde yirmisi, ‹flsizlik Sigortas› Fonu’ndan karfl›lanacak. 2- 150’den fazla kad›n iflçinin çal›flt›¤› iflyerlerinde iflverenin krefl açma yükümlülü¤ü kald›r›larak hizmet sat›n al›nmas› yoluna gidiliyor. Yukar›da sunmaya çal›flt›¤›m›z özetten de anlafl›laca¤› üzere, bu kanun ile hükümet taraf›ndan toplumda yarat›lan beklentilerin tersine, iflverenlerin baz› alanlardaki mevcut sorumluluklar› tümden tasfiye edilmekte ya da iflverenlere bu sorumluluklar›n›n yükünü ha70 cmyk ‹ST‹HDAM VE KADIN fifletici çeflitli avantajlar sa¤lanarak kad›n emekçilerin, birçok hakk›n›n kayb›na neden olmaktad›r. S›rayla de¤erlendirmek gerekirse; 1- 18 ile 29 yafl aras› gençlerin ve iflgücüne kat›l›m oran› AB ülkelerine göre düflük olan kad›nlar›n istihdam›n› art›rmay› amaçlayan bu düzenleme ile bu kesimlerin sigorta primlerine ait iflveren hisselerinin 5 y›l boyunca ‹flsizlik Sigortas› Fonundan karfl›lanmas› öngörülmektedir. Bu düzenleme ile hükümet, her ne kadar kad›ndan yana pozitif ayr›mc›l›k yapt›¤›n› ileri sürse de, asl›nda erkek eme¤ine göre ucuz olan kad›n eme¤inin, iflverene daha ucuza mal edilmesini amaçlamaktad›r. Ayr›ca; iflverenlerin bu hükme dayanarak iflçi ç›karmalar›n› engelleyici bir önlemde al›nmam›flt›r. Yani asl›nda bu düzenleme; halen istihdam edilen kad›n iflçilerin iflten ç›kar›l›p yerlerine daha ucuz maliyetli kad›n iflçilerin al›nmas›n›n yolunu açan bir düzenlemedir. Böylece kad›n iflçilerin ifl güvencesi de ortadan kald›r›lmaktad›r. 2- ‹stihdam yasas› ile iflverenlerin krefl açma yükümlülü¤ü de kald›r›l›yor. Bunu yerine, iflverenlerin iflyerinde krefl açmak yerine, etraftaki bir kreflle TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ anlaflabilmelerinin yolu aç›lmaktad›r. Böylece iflvereni iflçiyle muhatap olmaktan ç›kar›p, araya 3. kifliler konularak asl›nda amac›n hizmet kalitesi art›rmak olmad›¤› ortaya ç›kmaktad›r. Öte yandan istihdam paketinde kad›n çal›flanlar› etkileyen bu do¤rudan düzenlemelerin d›fl›nda; * Özel sektörde iflverenlerin, eski hükümlü ve terör ma¤duru çal›flt›rma zorunluluklar› ortadan kald›r›lm›flt›r. Özel sektör iflverenleri bundan sonra sadece %3 oran›nda özürlü çal›flt›rmakla yükümlüdürler. Özürlüler için belirlenen bu %3 oran› daha önceki düzenleme ile %6’ya kadar ç›kar›labilmekteydi. Bu durum hâlihaz›rda çal›flan özürlü iflçilerin istihdamlar›n› tehdit edici bir durum ortaya ç›karmaktad›r. * Yasa ile birlikte ‹flyeri hekimi istihdam etme zorunlulu¤u da kalkmaktad›r. ‹flyeri hekimi istihdam etme zorunlulu¤u ye- rine iflverene, bu hizmeti özel hastanelerle anlaflma yolu ile (tafleron) karfl›lama “OLANA⁄I” tan›nmaktad›r. ‹flyeri hekimleri istihdam etme zorunlulu¤u kald›r›p bunun yerine özel hastanelerle anlaflma yolu tavsiye edilmektedir. (Krefl yard›m›n sa¤lanmas›nda oldu¤u gibi, iflveren iflçi ile muhatap olmayacak, iflçiler 3. kiflilerle muhatap olacaklar.) Bu düzenleme ayn› zamanda, hekimlerin istihdam alan›n› da daraltmaktad›r. ‹stihdam yaratmak ad›na görüldü¤ü gibi, kad›nlar›n var olan haklar›n›n gasp› yoluna gidilmektedir. Bu da yasan›n as›l mant›¤›n› oluflturmaktad›r. Birçok yükümlülük iflverenin s›rt›ndan al›nd›¤› gibi Hazine arac›l›¤›yla, bunlar›n iflsizlik sigortas› fonundan karfl›lanmas› yoluna gidilmektedir. Bu anlamda iflsizlik sigortas› fonunun amac› d›fl›nda kullan›m›n›n yolu aç›lm›fl olmaktad›r. 71 cmyk SOSYAL S‹GORTALAR VE GENEL SA⁄LIK S‹GORTASI (SSGSS) YASASI’NIN KADINLARA ETK‹LER‹ B ir Ekim’de yürürlü¤e giren Sosyal Güvenlik Yasas›, Türkiye’de yasa koyucular›n kad›nlara bak›fl aç›s›n› göstermek aç›s›ndan çok önemli bir belge teflkil ediyor. Bu tasar›, ayn› zamanda, yasa koyucunun günümüz ve gelecek için nas›l bir toplum tahayyülü içinde oldu¤unu da sergilemektedir. Bir sosyal güvenlik sisteminden beklenen, devletin yeniden da¤›t›m gücünü, toplumda var olan eflitsizlikleri tespit ederek, bu eflitsizlikleri bir dereceye kadar ortadan kald›rmak ya da en aza indirmek için kullanmas›d›r. Bu tüm vatandafllara insan onuruna yarafl›r bir hayat (her döneminde) sunmas›, koruyucu sa¤l›k önlemlerini almas›, hastal›k ve engellilik durumlar›nda bak›m güvencesi ve ölüm durumunda geride kalanlara gelir güvencesi sa¤lamas› demektir. Ancak bu yasa ile ülkemizde zaten yetersiz olan sosyal güvenli¤in, b›rak›n bu say›lan imkânlar› sa¤lamas› daha da geriledi¤i (hem kapsam hem de sunulan hizmet aç›s›ndan) görülmektedir. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Bu duruma kad›nlar aç›s›ndan bakt›¤›m›zda; Devletin sosyal hizmetleri k›st›¤› bir ortamda, çal›flma koflullar›n›n a¤›rlaflmas› ve ücretlerin düflmesi, devletin sorumlulu¤unda olan birçok hizmetin kad›nlar›n üzerine y›k›lmas›na neden olmaktad›r. Oysa aile ve toplumsal yaflam içinde di¤erlerine bakmakla yükümlü k›l›nan, emekleri yok say›lan kad›nlar, daha önceleri oldu¤u gibi, bu Yasada da, evin erke¤i taraf›ndan himayeye ve bak›lmaya muhtaç bireyler konumunda de¤erlendirilmektedir. Asl›nda ba¤›ml› olan kad›nlar de¤il, kad›n›n karfl›l›¤› ödenmeyen ev içi ve ev d›fl› eme¤ine ba¤›ml› olan devlet, iflveren ve erkeklerdir. Kad›n›n karfl›l›ks›z olarak tüketilen eme¤i erkek egemen ekonomik sistemi ayakta tutan en önemli ö¤elerden biridir. Kad›nlar›n yeni Yasa ile birlikte sosyal güvenlik sistemi içindeki konumlar›n› ev kad›nlar› ve gelir getirici ifllerde sigortas›z çal›flan kad›nlar ve iflçi kad›nlar aç›s›ndan inceleyece¤iz. 1. Grup: Ev Kad›nlar› Ve Sigor- tas›z Çal›flan Kad›nlar ‹lk olarak belirledi¤imiz gruplar aras›nda say›sal olarak en yüksek orana sahip gruptur. Sosyal güvenlik sisteminin ba¤›ml› olarak tan›mlad›¤› kad›nlar: Ev kad›nlar›, 18 yafl›n üzerinde olup gelir getirici bir iflte çal›flmayan k›z çocuklar›, ücretsiz aile iflçileri, ev hizmetlerinde gündelikçi olarak çal›flanlar (sigortal› olarak çal›flt›r›lma zorunlulu¤u olmayanlar), kay›td›fl› çal›flt›r›lan kad›nlar, asgari ücretin alt›nda gelir elde eden kendi hesab›na çal›flan kad›nlar. Yasada bu gruptaki kad›nlar efl, anne ya da k›z çocuk olarak tarif edilmifllerdir. Yani bu gruptaki kad›nlar, sigortal› birilerinin akrabas› (efli, annesi, k›z›) iseler sistem taraf›ndan ba¤›ml› olarak kabul edilmektedirler. Yani, e¤er babalar›, eflleri ya da anneleri sigortal› de¤il ise sistemden tamamen d›flland›klar› anlam›na gelmektedir. Sonuç olarak, ülkemizde çok s›n›rl› say›da kad›n sosyal güvenlik sisteminde aktif sigortal› olarak yer alabilmektedirler. Geri kalan kad›nlar eflleri, babalar› veya anneleri (çok s›n›rl› say›da) 72 cmyk SSGSS VE KADIN arac›l›¤› ile sosyal güvenlik sisteminde yer alabilmektedirler. Ancak sistemde bu yer alma fleklinin ba¤›ml›l›k üzerinden olufltu¤u tekrar vurgulanmal›d›r. Çünkü bu flekil, asl›nda devletin kad›nlara toplumsal yaflam içinde biçti¤i rolün sosyal güvenlik sistemine yans›mas›d›r: Ba¤›ms›z bireyler olarak kabul edilmemek. Genel sa¤l›k sigortas› aç›s›ndan bu gruptaki kad›nlar, ba¤›ml› olduklar› sigortal› hayatta iken, sadece hastal›k ve çok s›n›rl› olarak da anal›k sigortas›ndan yararlanabilmektedirler. Ancak, yafll›l›k ve malullük gibi durumlarda sosyal sigortan›n güvencesi alt›nda de¤illerdir. Sigortal›n›n ölümü halinde ise, ba¤›ml› kad›nlar hak sahibi olmakta, gelir veya ayl›k ba¤lanmaktad›r. Ancak gene sadece hastal›k ve s›n›rl› oranda anal›k sigortas›ndan faydalanmaya devam edebilirler. Yeni yasa ile sigortal›n›n ölümü halinde sa¤lanan yard›mlar olan TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ ölüm ayl›¤› ba¤lanmas›, cenaze ödene¤i verilmesi, ölüm toptan ödemesi, evlenme ödene¤i verilmesi ancak hak etme koflullar›n›n sa¤lanmas› durumunda gerçekleflmektedir. Ancak yeni yasa ile bütün bu haklarda önemli kay›plar olmufltur. ‹lk olarak ba¤›ml› kad›n›n ölüm ayl›¤›na hak kazanma koflullar›n›n a¤›rlaflt›r›lmas›d›r. ‹flçiler için, sigortal› olarak çal›flmakta iken herhangi bir nedenle ölümü halinde, ölüm sigortas›n›n hak kazanma koflullar›n› sa¤lay›p sa¤lamad›¤›na bak›l›r. Eski yasaya göre ölüm ayl›¤› alabilmek için aranan flart: En az 5 y›ldan beri sigortal›l›¤›n devam etmifl olmas› ve sigortal›l›k süresinde toplam 900 gün uzun vadeli sigorta kollar› primi ödenmifl olmas›yd›. Ayr›ca ölüm ayl›¤›n› hak etmek için aranan prim gün say›s›n› tamamlamadan ölen sigortal›n›n hak sahiplerine, sigortal› hayatta iken askerlik süresini borçlanmam›fl ise askerlik hizmetlerini borçlanarak prim gün say›lar›n› tamamlamalar›na olanak sa¤lanmakta idi. Yeni yasa ya göre ise: En az 5 y›ldan beri sigortal› bulunup, toplam 900 gün uzun vadeli sigorta primi ödenmifl olmas› gerekmekte ancak eksik prim gün say›lar›n› tamamlamak üzere yap›lan askerlik borçlanmas› uygulamas› kald›r›lmaktad›r. ‹kinci kay›p ölüm ayl›¤›n›n azalmas›d›r. Buna göre yeni yasada, ölüm ayl›¤› hesaplamas›nda kullan›lan güncelleme katsay›s›n›n hesaplanma yönteminin de¤ifl- mifl olmas› ve ayl›k ba¤lama oranlar›n›n düflüflü, ölüm ayl›¤› düzeyini, yürürlükteki rejime göre önemli ölçüde düflürecektir. Üçüncü kay›p ise, ölüm toptan ödeme miktar›n›n düflmesidir. Sigortal›n›n ölümü tarihinde, ölüm ayl›¤› ba¤lanabilme koflullar› yerine getirilmemifl ise hak sahiplerine, o tarihe kadar ödenmifl olan malullük, yafll›l›k ve ölüm sigorta primlerinin her y›la ait tutar› güncelleme katsay›s› ile güncellenerek toptan ödeme fleklinde verilecektir. Güncelleme katsay›s›n›n belirlenmesindeki geriye gidifl toptan ödeme miktar›n›n da düflük hesaplanmas›na neden olacakt›r. Bilindi¤i gibi hak sahibi sigortal›ya ba¤›ml› olan kad›nlar, malullük, yafll›l›k ve ölüm sigortas›ndan yararlanmak amac› ile iste¤e ba¤l› sigortal› olabilirlerdi. Yeni yasa ile bu uygulama devam etmekte ayr›ca iste¤e ba¤l› sigortal›l›k kapsam› içine sa¤l›k primi yat›rma mecburiyeti de eklenmektedir. Böylece, anal›k sigortas›n› iste¤e ba¤l› sigortal›l›k kapsam›na koymayan devlet, ba¤›ml› olarak iliflkilendirilen sigortal›n›n sa¤l›k sigortas›ndan yararlanma hakk›n› ortadan kald›rmaktad›r. Kad›nlar, iste¤e ba¤l› sigorta primi yan› s›ra, sa¤l›k sigortas› pirimi de (%12) yat›rmak zorunda kalacaklard›r. 2. Grup : Kad›n ‹flçiler: Ücret karfl›l›¤› çal›flan kad›nlar›n çal›flma iliflkileri ve flartlar› çok farkl› biçimler almaktad›r. Biz burada sadece tam zamanl› ve k›s- 73 cmyk SSGSS VE KADIN mi zamanl› çal›flan kad›n iflçilerin durumlar›n› inceleyece¤iz. 2.1. Tam Zamanl› ve K›smi Zamanl› Çal›flan Kad›n ‹flçiler Bu gruptaki kad›nlar, uzun vadeli sigorta kollar›ndan yafll›l›k, malullük ve ölüm sigortalar› ile k›sa vadeli sigorta kollar›ndan ifl kazas› ve meslek hastal›¤›, hastal›k ve anal›k sigortas› kollar›na tabidirler. 2.1.1. Uzun Vadeli Sigorta Kollar› Uzun vadeli sigorta kollar› aç›s›ndan bir de¤erlendirme yapmak gerekir ise; bu sigorta kollar›nda eski yasada belirlenen hak kazanma/yararlanma koflullar› yeni yasa ile a¤›rlaflt›r›lmaktad›r. Ayn› zamanda çal›flma yaflam›ndan sonraki hayatta sigortal›ya sunulan koruma düzeyinde de önemli gerilemeler olmufltur. Açmak gerekirse, yeni yasa ile yafll›l›k ayl›¤›na hak kazanmak için aranan flartlardan hem prim gün say›s› ve hem de yafl koflulu art›r›lm›flt›r. Eski mevzuata göre; emekli ayl›¤›n› hak etmek için 31.12.1999 tarihinden önce sigortal› olanlar kademeli olarak yafl ve prim gün say›s› flart›na tabii tutulurken, 1.1.2000’den sonra sigortal› olanlar›n kad›n için 58, erkek için 60 yafl›n› tamamlamalar›, 7000 gün prim ödemifl olmalar› öngörülmekteydi. K›smi ayl›kta aranan prim gün say›s› ise 4500 gündü. Yeni yasa ile emekli ayl›¤›n› hak etmek için kademeli de olsa kad›n ve erkekte yafl 65’e, prim ödeme gün say›s› tam ayl›kta 7200’e, k›smi ayl›kta 5400’e TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ yükseltilmifltir. ‹lk defa bu kanun yürürlü¤e girdikten sonra sigortal› olanlar için prim gün say›s› gene kademeli de olsa 9000’e yükseltilmifltir. ‹fle girmeden önce maluliyet derecesinde hastal›¤› veya engeli olan kad›nlar›n emekli olabilmeleri için aranan koflullarda a¤›rlaflt›r›lm›flt›r. Buna göre ifle girmeden önce malul say›lmay› gerektirecek oranda hastal›¤› veya engelleri olanlar›n emekli olabilmeleri için eski yasaya göre aranan 3600 prim gün koflulu 3960’a ç›kar›lm›flt›r. Bu art›fl, sadece malul say›lmay› gerektirecek derecede çal›flma gücü kayb› olanlar için de¤il, ayn› zamanda malul olmayan ancak çal›flma gücünde kay›p olan sigortal›lar için aranan primlerde de yaflanm›flt›r. Buna göre çal›flma gücü kayb› %50-%59 aras›nda olanlar için 4000 olan prim ödeme gün say›s› 4320’ye, çal›flma gücü kayb› %40-%49 aras›nda olanlar için 4400 olan prim ödeme gün say›s› 4680’e ç›kar›lm›flt›r. Bilindi¤i gibi bir kad›n iflçi çal›flma yaflam›n›n zorluklar› ya da herhangi bir nedenden dolay› malul olarak nitelenebilecek kadar çal›flma gücünü kaybedebilir. Eski yasaya göre bu durumda olan kad›n iflçilere 5 y›ll›k sigortal›l›k süresini doldurmak ve 900 gün prim ödemifl olmak flart› ile malullük ayl›¤› ba¤lanmakta idi. Ancak yeni yasa ile 5 y›ll›k sigortal›l›k süresi 10 y›la, 900 gün prim gün say›s› flart› ise 1800 güne ç›kar›lm›flt›r. Bu durum malullük ayl›¤›ndan yararlanma koflulunu önemli ölçüde a¤›rlaflt›rmaktad›r. Yine eski mevzuata göre; bas›n mensuplar›, bas›n mesle¤inde çal›flanlar, deniz üstünde çal›flan gemi adamlar›, uçufl personeli, kaynakç›lar, fleker sanayinde çal›flanlar, da¤›t›c›lar gibi sigortal›lara her 360 gün prim gün say›lar› için 90 gün fiili hizmet süresi ilave edilmesi öngörülmekteydi. Ancak yeni yasa ile fiili hizmet zamm› konusunda iki gerileme yaflanm›flt›r. Birincisi, eski sisteme göre fiili hizmet zamm›ndan yararlanmakta olan baz› meslek gruplar›n›n haklar› yeni yasa ile ellerinde al›narak, kad›nlar›n istihdam›n›n göreli olarak yüksek oldu¤u bas›n mensuplar› ve bas›n mesle¤inde çal›flanlar grubu kapsam d›fl›na ç›kar›lm›flt›r. ‹kinci olarak, kapsam içinde tutulan baz› meslek gruplar›n›n fiili hizmet süresi zamm›ndan yararlanma koflullar› a¤›rlaflt›r›lmakta, fiili hizmet zamlar› da düflürülmektedir. Sigortal› çal›flan kad›nlar›n sigortal›l›k dönemi sonras›ndaki dönemdeki haklar›nda da kay›plar olmufl, yafll›l›k ve malullük ayl›klar›n›n hesaplanmas›nda geriye gidifller olmufltur. Daha önce, güncelleme katsay›s› ve ayl›k ba¤lama oranlar›ndaki düflüfller nedeniyle ölüm ayl›¤›nda belirtildi¤i gibi yaflanan kay›plar, yafll›l›k ayl›¤›nda da ortaya ç›kmakta ve malullük ayl›¤›n›n ba¤lanma oran›nda daha önce %55 ayl›k ba¤lama oran› %40 civar›- 74 cmyk SSGSS VE KADIN na düflmektedir. (7200 gün prim ödenmifl süre için geçerli) 2.1.2. K›sa Vadeli Sigorta Kollar› Daha önce belirtti¤imiz gibi k›sa vadeli sigorta kollar› ifl kazas› ve meslek hastal›¤›, hastal›k ve anal›k sigortalar›n› kapsamaktad›r. ‹fl kazalar› özellikle son zamanlarda medyatik medyam›z›n sayesinde s›k s›k gündeme gelir olmufltur. Ancak biliyoruz ki medyam›z aç›s›ndan bu da eskitilecek bir konu olarak ele al›nmaktad›r. Oysa iflçi sa¤l› ve ifl güvenli¤i önlemleri ile bu tür sorunlar önemli ölçüde azalt›labilir. ‹fl kazalar› ve meslek hastal›klar› sonucunda iflçinin sa¤l›¤› bozulabilir ve bu bozukluk iflçinin meslekte gelir elde etme gücünde bir düflüfle neden olabilir. Bu durumda kurum taraf›ndan sigortal›ya sürekli ifl göremezlik geliri sa¤lanmaktad›r. Burada belirtilmesi gereken sürekli ifl göremezlik geliri hak etme koflulunu denetleyen, bu konuda karar vermek için yetkilendirilen makamd›r. Buna göre iflçinin mesle¤inde gelir elde etme gücünün %10’unu kaybetmifl bulundu¤unun tespiti Kurum Sa¤l›k Kurulu taraf›ndan yap›lacakt›r. Bu yetkinin, hak kazan›lacak geliri ödeyecek kurumun bir kuruluna de¤il, objektif davranabilecek bir kurula verilmesi gerekmektedir. Son olarak anal›k sigortas› ve k›smi süreli çal›flan kad›n iflçilerin durumlar› ile ilgili bilgi vermek istiyoruz. Eski mevzuata göre, TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ süt emzirme yard›m› bir defa için 50 YTL idi. Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Kanunu ile süt emzirme yard›m›n›n tutar› asgari ücretin 1/3’ü olarak alt› ay süre ile ödenmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Ancak SSGSS Kanunu de¤ifltiren kanunla, emzirme yard›m› tutar›n›n kurum taraf›ndan belirlenerek, bakan taraf›ndan onaylanmas› ön görülmüfltür. K›smi süreli çal›flan kad›nlar da zorunlu sosyal sigorta kapsam› içinde olup, istihdam edildikleri günler için k›sa ve uzun vadeli sigorta kollar›na tabidirler ve yukar›da belirtti¤imiz de¤ifliklikler onlar› da ba¤lamaktad›r. Ancak tam süreli çal›flanlardan farkl› olarak, esnek çal›flma iliflkileri içinde istihdam edilen kad›n iflçilerin, sigorta primleri çal›flt›klar› süre ile orant›l› olarak ödenmektedir. Bu durum, hastal›k halinde ve anal›k halinde ifl göremezlik ödene¤i alabilmek için gerekli olan geçmifl 1 y›l içinde en az 90 gün prim yat›rm›fl olma flart›n› zaman zaman yerine getirmeyi zorlaflt›r›c› bir durum olabilir. Esnek çal›flma biçiminde istihdam edilen kad›n iflçiler, çal›flmadan geçirdikleri zamanlarda (ki bu zamanlar için hiçbir güvenceleri bulunmamaktad›r) baflka bir iflte çal›flarak hayatlar›n› kazanabilmektedirler. Ancak, resmi olarak çal›flmadan ama asl›nda çal›fl›larak geçirilen bu zaman, kay›t alt›na al›nmamakta ya da evde yap›lan çal›flmalar oldu¤u için dikkate al›n- mamaktad›r. Yeni yasada da bu durum hiç dikkate al›nmam›fl, kad›nlar›n farkl› flekillerde istihdam edildikleri durumlar yok say›lm›flt›r. Bu ciddi ölçüde hak kayb›na neden olmaktad›r. Esnek çal›flma biçimleri içinde istihdam edilen kad›n iflçiler aç›s›ndan bir di¤er önemli durum; 5510 say›l› yasan›n “Primlerin Ödenmesi” bafll›kl› 88. maddesinde düzenlenen prim yat›rma yükümlülü¤üdür. Buna göre; k›smi süreli veya ça¤r› üzerine çal›flanlar ile bu kanuna göre ev hizmetlerinde ay içerisinde 30 günden az çal›flan sigortal›lar için eksik günlerine ait genel sa¤l›k sigortas› primlerinin 30 güne tamamlanmas› zorunludur. K›smi süreli bir çal›flan›n ald›¤› ücretin, gene çal›flt›¤› süreyle orant›l› verildi¤ini düflünürsek, bu durumda olan ve asgari ücretin alt›nda ücretle çal›flan birçok kad›n bulundu¤unu tahmin etmek zor de¤ildir. Geçim konusunda bu anlamada zaten s›k›nt› içinde olan çal›flan kad›n, bir de ay içerisinde yat›r›lmayan eksik sigorta primlerini yat›rmak zorunda b›rak›larak, geçim s›k›nt›s› kat kat art›r›lmaktad›r. Kaynakça: 1- Kad›n Eme¤i ve ‹stihdam Giriflimi, “Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasa Tasar›s› Kad›nlara Nas›l bir Sosyal Güvenlik Vaat Ediyor?”, 1. Bask›, Mart 2008, ‹stanbul. 75 cmyk DESA EYLEM‹NDE B‹R KADIN EM‹NE ARSLAN T ürkiye’nin en büyük deri markalar›ndan biri olan Desa Derinin, ‹stanbul Sefaköy, Çorlu ve Düzce olmak üzere üç ayr› fabrikas› bulunmaktad›r. Teflvik bölgesi olan Düzce’de Nisan 2006 y›l›nda faaliyete bafllayan Desa, hem kendi ad›na hem de dünyaca ünlü birçok uluslararas› markalara üretim yapmaktad›r. Desa’n›n üretim yapt›¤› uluslararas› markalar aras›nda Mark&Spencer, Prada, Massimo Dutti, Mulberry, El Cortes Ingles gibi dünyaca tan›nan markalar yer almaktad›r. Desa bu ba¤lant›lar›n› kurarken, markalar›n sosyal sorumluluk ilklerini de kabul etmekte ve alt›na imza atmaktad›r. Ancak Desa, bu sosyal sorumluluk ilklerinden biri olan, sendikalaflma hakk›na sayg› gösterilmesi ilkesini ihlal etmifltir. Desa’n›n Düzce’deki fabrikas›nda çal›flan iflçiler, Anayasal ve yasal haklar› olan sendikaya üye olma haklar›n› kulland›klar› için iflten at›lm›fllard›r. Deri – ‹fl Sendikas›na üye olan 5 iflçiye, 29 Nisan günü iflveren taraf›ndan sendikadan istifa etmeleri yönünde bask› yap›lm›flt›r. Desa deride çal›flan ve sendika üyeli¤inden istifa etmemekte kararl› olan iflçiler, 29 Nisan’dan itibaren gruplar halinde iflten ç›kar›lmaya bafllanm›flt›r. ‹flten ç›kar›lan iflçi say›s› bugün tarihi itibariyle 44’e ulaflm›flt›r. 29 Nisan’dan bugüne kadar geçen zamanda, sendikal› olduklar› için iflten at›lan Desa iflçileri Düzece’de organize sanayi bölgesinde olan Desa fabrikas›n›n önünde, Desa Sefaköy’den at›lan 1 kifli ise Sefaköy’de fabrikan›n önünde diren- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ mektedir. Bu zaman zarf›nda jandarma taraf›ndan birçok defa gözalt›na al›nmalar yaflanm›flt›r. Ancak, tüm bu olanlar gene de Desa iflçilerini y›ld›rmam›flt›r. Bu direniflçi iflçilerden özellikle bir tanesi, sekiz y›ll›k Desa Sefaköy iflçisi olan Emine Aslan, 3 Temmuz günü iflveren taraf›ndan sendika Emine Arslan üyesi oldu¤u gerekçesi ile iflten at›lm›fl ve o günden bugüne, Desa Sefaköy fabrikas› önünde eylem yapmaktad›r. Emniyet güçlerinin, fabrikan›n önünden gitmesi için yapt›¤› bask›lara ra¤men, sendika üyesi olarak ifle dönünceye kadar bu direnifline devam edecek olan Emine Aslan’a birçok örgüt taraf›ndan da destek verilmektedir. Türkiye’nin her yerinde iflçilerin örgütlenme haklar›n› kulland›klar› için gördükleri bask› ve fliddet devam ederken, sadece insanca yaflam söylemiyle örgütlendikleri için iflçiler ifllerinden ç›kar›lmaktad›r. Hepimizin de bildi¤i gibi küresel sermayenin Türkiye’de iflçilerden bekledi¤i, açl›ktan ölmektense yoksullu¤a raz› olmalar›d›r. Ancak bugün, Türkiye Deri-‹fl Sendikas›n›n örgütlü oldu¤u Desa’n›n Sefaköy’deki fabrikas›nda, bu bask›lara direnen, kendisine ve arkadafllar›na dayat›lan uygulamalara itiraz eden, itiraz etti¤i için örgütlenen, örgütlendi¤i için iflten ç›kart›lan bir kad›n iflçi, 3 Temmuz’dan buyana, sadece ifline dönmek için de¤il ayn› zamanda sendika üyesi bir iflçi olarak ifline dönmek için mücadele etmektedir. Bu ülkenin kad›n emekçileri olarak, neo-liberal politikalara karfl› direnebilmenin tek yolunun örgütlenmek oldu¤unu biliyoruz. Tüm bask› ve zorlamalar› ancak örgütlü gücümüzle aflabiliriz. Bizlerde, Tez – Koop – ‹fl Sendikas› kad›n üyeleri olarak buradan, bizlere örgütlenmenin kad›nlar için tek kurtulufl yolu oldu¤unu tekrar hat›rlatan Emine Arslan’› selaml›yor ve her zaman yan›nda olaca¤›m›z› buradan tekrarlamak istiyor ve buradan Desa ürünlerini kullanan tüm üyelerimize ve di¤er tüm Desa ürünü tüketicilerine seslenmek istiyoruz; çal›flanlar›n haklar›na sayg› göstermeyen, çal›flanlar›na insanl›k d›fl› çal›flma koflullar› dayatan Desa’n›n ürünlerini boykot etmeye ça¤›r›yoruz. 76 cmyk 7 KADINLAR VE SEND‹KALAR Mart 2002 tarihinde sendikalara üye kad›n say›s›n› art›rmak için, dünya genelinde “Kad›nlara Sendikalar, Sendikalara Kad›nlar” kampanyas› bafllat›ld›. Uluslararas› Hür ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (ICFTU) ile kürsel düzeyde örgütlenmifl sendika federasyonlar›n›n birlikte kararlaflt›rd›klar› kampanyan›n amac›; çal›flan kad›nlar›n hayat›n› iyilefltirmek için, onlar› içtenlikle kabul edip karar verme konumuna yükseltecek sendikalar bünyesinde örgütlemek. Amac›n iki hedefi bulunuyor: 1. Sendikalardaki kad›n üye oran›n› belirgin flekilde yükselterek, dünyadaki sendikal› kad›n say›s›n› ikiye katlamak. 2. Sendikalardaki mevcut kad›n say›s›n› art›rmak ve kad›nlar›n yönetimde söz sahibi olmalar›n›n önünü açmak. Günümüzde, tüm dünyada sendika üyelerinin yüzde 40’› kad›nd›r, TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ buna ra¤men sendikalar›n karar mekanizmalar›nda söz sahibi olan kad›n üye yok denecek kadar azd›r. Kampanya kad›n örgütlenmesi için tek bir yok belirlememektedir. Bunun yerine, “sizin ulusal sendikan›z için en uygun kampanya ne olmal›” sorusunu sorarak, sendikalar›n kendilerine göre de¤iflen kriterlerinin ortaya konmas›n› ve bu de¤iflkenlere göre kampanyalar›n flekillenmesi gerekti¤ini ileri sürmektedir. Kampanya broflüründe, kad›n iflçilerin sendikalara kat›lmas›n›n önündeki engeller flöyle s›ralanmaktad›r: – Kad›nlar sendikan›n kendilerine ne bak›mdan faydal› olaca¤›n› bilmiyorlar. – Aile ile ilgili sorumluluklar› yüzünden zamanlar› yok. – Onlara bu konuda yol gösteren olmam›fl. – Sendikalar hakk›nda olumsuz düflüncelere sahipler. – Sendikalar kad›nlar›n ihtiyaçlar›na cevap vermiyor. – Erkeklerin egemenli¤indeler. – ‹flverenden çekiniyorlar. – Kocalar› engel oluyor. – Üyelik aidatlar›n› ödemekte zorlan›yorlar. – Üye olmak için özgüvene sahip de¤iller. Peki kad›nlara, sendikalar›n hayatlar›n› de¤ifltirme potansiyelsini nas›l anlataca¤›z? Kampanya, baflta da de¤indi¤imiz gibi, bunun için bir yöntem üretmiyor. Yöntem seçmeyi, kendi özgül yöntemini oluflturmay› sendikaya b›rak›yor. Ancak sendikalar›n bu özgül yöntemleri belirlerken göz ard› etmemesi gereken hayati üç unsuru da vurguluyor: Örgütlenme, e¤itim ve eylem. Burada kad›nlar›n sendikalarda örgütlenmesi için neler yap›labilece¤i konusuna girmeyece¤iz, burada öncelikle, k›saca neden ör- 77 cmyk KADINLAR VE SEND‹KA gütlenmemiz gerekti¤i üzerinde duraca¤›z. Türkiye’de kad›nlar›n iflgücüne kat›l›m oran› Ocak 2008 itibariyle %22,3’tür. Yapt›¤› ifli “ev kad›n›” olarak nitelendiren 12 milyon 300 bin kad›n ise iflsiz say›lmamaktad›r. Biz kad›nlar için, ev içindeki eme¤imiz görünmeden, istihdamda eflitlik sa¤lanmas› mümkün de¤ildir. Çünkü sistem, biz kad›nlar› ücretli çal›flsak da çal›flmasak da, önce ev kad›n› olmaya mahkum etmektedir. Yemek yapmak, çamafl›r ve bulafl›k y›kamak, ev temizli¤i yamakla bizler yükümlüyüz. Yafll›, hasta ve çocuk bak›m› da bizim sorumlulu¤umuzda. Ancak bu çal›flmalar›m›z görünmüyor ve karfl›l›¤› ödenmiyor. Ücretli çal›flmak istedi¤imizde, daha az e¤itimli oldu¤umuz, ev iflleri yükümüzün uzun mesai saatlerine engel olaca¤› düflünüldü¤ünden ya da sadece kad›n oldu¤umuz için, ifle al›mlarda tercih edilmiyoruz. Cinsiyetçi ifl bölümünün dayatt›¤› kad›n ifli erkek ifli ayr›m›yla, vas›fs›z ifllerde, düflük ücretlere, güvencesiz, sendikas›z, sigortas›z TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ çal›flmaya mahkum ediliyoruz. Peki bunlarla nas›l mücadele edece¤iz? Öncelikle, kad›nlar›n bu durumdan memnuniyeti ve durumuna r›za göstermesi karfl›s›nda, r›za gösterilecek ya da memnun olunacak bir durum olmad›¤›n› ortaya koyaca¤›z. KADINLAR MÜCADELE SAFLARINDA ÇO⁄ALDIKÇA ‹fiÇ‹ SINIFI KAZANIR.. Bize “güçlü, hakk›n› arayan, örgütlenen bireyler olmak için bofla çabalamay›n çünkü bu sizin yazg›n›z” diyenlere, yazg›m›z hakk›nda karar verecek tek kiflinin biz oldu¤umuzu hat›rlataca¤›z. fiunu çok iyi anlamam›z gerekiyor; bizim haklar›m›z› erkekler bizden daha iyi savunamazlar ve sorunlar›m›z› çözmek, daha eflit ve adaletli bir dünya kurulmas› yolunda mücadele etmeye bafllamak için erkeklerden icazet beklememiz gerekmemektedir. Bunun için öncelikle, iflyerlerimizde ve Sendikada yap›lan çal›flmalarda aktif rol alarak, taleplerimizi daha güçlü bir flekilde duyurmam›z ve yerine getirilmesi için çal›flmam›z gerekmektedir. Yönetim hakk› herkese, herhangi bir cinsiyet ayr›m› yap›lmadan tan›nm›fl bir hakt›r ve bizim flu andan itibaren bu hakk›m›z› en yo¤un flekilde savunmam›z gerekmektedir. E¤er biz bunu yapmazsak ya da bizden daha kötülerini görüp halimize flükretmeye devam edersek: sonuçta biraz daha susacak, biraz daha ezilecek ve birey olma, güçlenme yönündeki arzular›m›z ve umutlar›m›z iyice tahrip olacakt›r. Bizler çal›flman›n bize kazand›rd›klar›n› ö¤renmifl bulunmaktay›z. Bu kazançlar›m›z korumak ve gelifltirmek için sendikal örgütlenme önümüzdeki f›rsatlardan bir tanesidir. Bu nedenle bizler, sendikam›z›n “Kad›nlar›n çal›flma yaflam›nda karfl›laflt›klar› sorunlar› gündemine almas›n› ve kamuoyunu bu konularda bilgilendirmek üzerine kampanyalar düzenlemesini” sa¤lamam›z gerekmektedir. KAYNAKÇA: 1- “Kad›nlara Sendikalar Sendikalara Kad›nlar”, Çeviren: Beril Eyübo¤lu. Petrol-‹fl Sendikas› Yay›nlar›. 2-“Kad›n ve S›n›f Dayan›flmas›” Hülya Osmana¤ao¤lu:http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=17142 78 cmyk ESMER‹Z, KISAYIZ, fi‹fiMANIZ: B‹ZLER OAXACA’NIN GERÇEK YÜZÜYÜZ (Oaxaca ‹syan›nda Kad›n Önderler) Yazan: - Lynn Stephen “Ben Oaxaca’da do¤mufl, Zapotek ve Fidelia Vasquez taraf›ndan söylendi. tan›kl›klar ve çözümlemeler Oaxaca Mixtec kan›ndan gelme bir kad›n›m. Fidelia befl gün önce “Kanal 9” isimli sosyal isyan›ndaki kad›nlar›n, kamu- Kad›nlar olarak misyonumuz yarat- devlet televizyonu kanal› ile devletin sal alan üzerindeki iddialar› ve medya- mak, e¤itmek, bilgiyi iletmek ve kat›l- FM ve AM radyo istasyonlar›n› iflgal n›n kendi seslerini, fiziksel görüntüleri- makt›r. Bu yüzden, flimdi bu devlet etmifl olan bir düzine kad›ndan birisi. ni ve “gerçek” (yani yerli, iflçi ve orta radyo ve televizyonunu iflgal ettik. Biz- Fidelia, ayn› zamanda ö¤retmen, (Ulu- s›n›f) kad›nlar›n sorunlar›n› yans›tma- ler de t›pk› ülkemizde yaflayan di¤er sal E¤itim ‹flçileri Sendikas› içindeki s›n› sa¤lamalar› anlam›nda feminist s›radan, içtenlikli, emekçi insanlar gibi büyük muhalif konfederasyon olan) kayg›larla, kad›nlar›n sosyal hareket- insanlar›z. Bizler Oaxacal› kad›nlar, CNTE 22 nolu flubenin üyesi ve APPO ler içinde efller, anneler ve ailenin sa- k›rdan kentte her yerde, bizi uzun za- ya da Oaxaca Halklar› Meclisi’nin bir vunucular› olarak sahip olduklar› daha mand›r yönetmekte olan insanlar›n ve destekçisi. Yapt›¤› tan›kl›k, Oaxaca’da geleneksel rolleri bütünlefltirdi¤ini gös- bugünkü vali Ulises Ruiz’in bize yaflat- sürmekte olan toplumsal hareketlerin teriyor. t›¤› bask›lar›n yükünü tek bafl›m›za ta- ve kad›nlar›n neden bu hareketlerin Oaxacal› kad›nlar›n, kad›nlar ve ço- fl›maktan yorulduk. Bu sat›rlar› okuya- içinde güçlü bir varl›¤a sahip olduklar›- cuklar için basit yaflamsal ihtiyaçlar›n cak olan insanlar, çok uzaklarda olsa- n›n kökenine ›fl›k tutacak biçimde top- savunulmas› ile kad›nlar›n erkeklere lar bile, bizler bu zalim gerçekleri ya- lumsal cinsiyet, ›rk ve s›n›f konular›n› tabi k›l›nmas› karfl›s›ndaki bir meydan flamaya devam ediyoruz. A¤ustos ay›- bir araya getiriyor. Oaxaca valisi Uli- okumay› ve kad›nlar›n ailelerinde, n›n ilk günü sokaklara ç›karak valiye ses Ruiz’in istifas›n› isteyen APPO, kentlerinde, eyaletlerinde ve ülkelerin- Oaxaca’y› terk etmesini söyledik. Biz 2006 yaz ve sonbahar aylar›nda h›zla de kat›l›mc› demokrasiye yönelik ger- kad›nlar›n ço¤u zaman sesi duyulmaz, büyüdü ve Oaxaca kentinin büyük bir çek ba¤l›l›klar›n› birlefltiren faaliyet bi- çünkü bizler esmeriz, k›sa boyluyuz ve bölümünün denetimini elde etti, popü- çimleri, Latin Amerikal› birçok kad›n fliflman›z. Bu yüzden kimse bizim hal- ler kültürel etkinlikler düzenledi, radyo taraf›ndan sergilenen modelle tutarl› k› temsil etti¤imizi düflünmez. Ama ve televizyon istasyonlar›n› denetimini bir nitelik tafl›yor. Sadece bir pilot ça- bizler halk›z. Bizler Oaxaca’n›n gerçek ele geçirdi ve yeni bir eyalet anayasa- l›flma niteli¤inde olan bu makalede ya- yüzüyüz. Ne yaz›k ki hükümet burada s› ve Oaxaca yurttafllar›n›n ço¤unlu- n›t arad›¤›m sorulardan baz›lar› flun- bulunan kad›nlar›n büyüklü¤ünü, kal- ¤unu dikkate alacak yeni bir yönetim lar: kad›nlar neden geliflen APPO ve bini ve de¤erini taktir edemiyor. Bura- sistemi gelifltirmek amac›yla eyalet ö¤retmenler hareketi aç›s›ndan bu day›z! Çünkü özgür bir Meksika, de- çap›nda yerel ve bölgesel meclisler ör- denli merkezilik kazand›lar? Karfl› kar- mokratik bir Meksika istiyoruz ve art›k gütledi. Burada kad›nlar›n APPO ve fl›ya oldu¤umuz fley, Oaxaca sosyal yeter diyoruz. Bizi buradan ancak ö¤retmen hareketi içindeki rolüne hareketlerinde kad›nlar aç›s›ndan yeni ölüm ç›kartabilir, bu radyo istasyonu- odaklanarak, kad›nlar›n neden hare- bir tarihsel rol müdür yoksa bu duru- nu ve televizyonu asla terk etmeyece- keti örgütlemenin bir arac› olarak rad- mun tarihsel öncelleri mevcut mudur? ¤iz.” yo üzerinde hak iddia ettiklerini, onu APPO ve ö¤retmenlerin birçok talebi- Bu sözler, 5 A¤ustos 2006 tarihinde kulland›klar›n› ve savunduklar›n› özel- nin e¤itimle, çocuklarla ve sosyal re- Oaxaca Kenti’nde elli befl yafl›ndaki likle ele alaca¤›m. Afla¤›da yer alan fahla ilgili olmas› gerçe¤i, uzun za- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 79 cmyk ESMER‹Z KISAYIZ fi‹fiMANIZ mand›r “kad›nca” ve pratik sorunlar Halk, valinin Oaxaca’y› yönetemeye- olan APPO üyelerinin üzerine atefl olarak ele al›nm›fl olan sorunlar üzeri- ce¤ini görmeli. Oaxaca’da yönetile- aç›ld›. Sald›r›da mimar Lorenzo San ne infla edilmifl olan bir harekete gele- mezlik var. Kad›nlar (APPO’ya kat›lan- Pablo Cervantes, Oaxaca Eyaleti Ka- neksel anlamda toplumsal cinsiyetçi lar) onun gitmesini istiyorlar. Ve sizin musal ‹fller Bakanl›¤› E¤itim Dairesi bir merkez mi kazand›rm›flt›r? Yoksa gibi bizimle konuflmaya gelenlerden baflkan› vurularak öldürüldü. Birçok bu harekette, kad›nlar›n bu sorunlar›n bizim ula¤›m›z olman›z› ve insanlara kamu çal›flan› gibi o da APPO’yu ve ötesine geçerek, baz›lar›n›n fliflman, bizim, Oaxacal› kad›nlar›n, zenginlerin ö¤retmen hareketini destekliyordu. k›sa, esmer ve “Oaxaca’n›n gerçek yü- anlamad›¤› biçimde bar›flç›l kad›nlar Ölümünü baflkalar›n›n vurulmas›, ga- zü” olarak nitelendirdi¤i bir kimli¤e po- oldu¤umuzu duyurman›z› istiyoruz. fiu zetecilere ve APPO üyeleri taraf›ndan litik ve kültürel bir alan aç›lmas› talebi ellere bak (ellerini yüzünün üzerine kontrol alt›nda tutulan tesislere yönelik bak›m›ndan kilit bir rol üstlenmelerine uzat›yor) bunlar terleyen eller, çal›p sald›r›lar izledi. neden olan farkl› bir fleyler mi gerçek- ç›rpan öldüren eller de¤il. Bu eller tüm 2006 sonbahar›nda, di¤er APPO üye- leflmektedir? dünya için sevgi, huzur ve bar›fl istiyor, leri ile birlikte radyo istasyonunu ele APPO ve Radio Cacerola (Radyo daha fazla gaz bombas›, kurflun de¤il. geçiren kad›nlar vali Ruiz Ortiz’in gö- Tencere) Sadece sesimizin duyulmas›n› istiyo- revden al›nmas› ve tüm eyalette böl- Bu makalenin bafl›nda sözlerini al›nt›- ruz. Biz kad›nlar ö¤retmenler için de gesel halk meclisleri arac›l›¤›yla kuru- lad›¤›m Fidelia Vásquez, Radio Cace- adalet istiyoruz. Taleplerinin dinlen- lacak paralel bir hükümetin oluflturul- rola’dan sadece birkaç blok ötede ya- mesini istiyoruz. Ama burada Oaxa- mas› ça¤r›s›nda bulunmaya devam et- fl›yor. ‹stasyonun tam zamanl› bir çal›- ca’da eflitlik yok. Biz kad›nlar da bu- tiler. Ekim ve Kas›m aylar›nda kentli flan› olmufl, nöbetçilerin her iki saatte nun adil olmad›¤›n› söylüyoruz”. APPO üyesi kad›nlar federal polis Oa- bir nöbet bekleyip uyumalar›n› gerekti- Radio Cacerola ve Kanal 9’dan kad›n- xaca’ya girdi¤inde barikatlar›, binalar› ren yirmi dört saatlik güvenlik vardiya- lar, 2006 A¤ustos ay› boyunca, AP- ve medya organlar›n› savunanlar›n en lar›na kat›l›yor. Fidelia, yaklafl›k on bin PO’ya yönelik deste¤i harekete geçir- önlerindeydiler. Polisi karfl›l›yor, kal- kiflilik bir APPO ve ö¤retmen yürüyü- mekte ve daha fazla say›da insan›, ör- kanlar›n›n üzerine çiçek b›rak›yor, flünü temsil eden bir heyetin yay›na gütü, mahalle ve yerel yönetimi Oaxa- kahve ikram ediyorlard›. girmesine izin verilmemesinin ard›n- ca valisi Ulises Ruiz Ortiz’e karfl› mu- Oaxaca’daki sosyal çat›flma 14 Hazi- dan, 1 A¤ustos günü radyo ve TV is- halefetlerini aç›klamaya teflvik etmek- ran ile 10 Aral›k aras›nda 17 ölüm, 450 tasyonunu ele geçiren yüzlerce kad›n- te son derece baflar›l› oldular. 21 kiflinin tutuklanmas›, yaklafl›k otuz ki- dan birisi. “Sadece bir saat yay›n yap- A¤ustos pazartesi günü, bir grup sivil flinin kaybolmas› ve birço¤unun yara- mam›za izin vermedikleri zaman, bü- giysili “polis” Cerro Fortin tepesine t›r- lanmas›yla sonuçland›. 25 Kas›m ile 4 tün istasyonu ele geçirmeye karar ver- mand› ve Kanal 9 ile 96.9 FM’deki Ra- Aral›k aras›nda en az›ndan 192 kifli dik” diye aç›klam›flt› Fidelia’dan önce dio Cacerola vericilerine atefl açt›. Nö- esas olarak Oaxaca kentinde, federal görüfltü¤üm bir baflkas› da. “Sonuçta bet tutan bir ö¤retmenin vuruldu¤u bu polis taraf›ndan tutukland›. Aralar›nda bu kamusal bir televizyon istasyonu. APPO ve APPO denetimindeki medya 46 kad›n tutuklu vard›. Bu tarihler ön- Neden insanlar onu kullanamas›nlar karfl›t› sald›r› yeni bir çat›flma devresi cesinde baflka kad›nlar da gözalt›na ki?” Fidelia bizi birkaç sandalyenin ke- bafllatt›. 21 A¤ustos’ta, APPO üyeleri al›nd›lar. Gözalt›na al›nan kad›nlar›n nar›na oturttu ve Radio Cacerola ile on iki ticari radyoyu da ele geçirip eya- ço¤u yüzlerce mil ötedeki Nayarit eya- neden ilgilendi¤ini anlatmaya bafllad›. let çap›nda yay›na bafllad›lar. Befl ta- letinde bulunan orta güvenlikli bir er- “Burada bildi¤iniz gibi flahane bir yö- nesini ellerinde tuttular. Sal› gününün kek hapishanesine gönderildiler ve te- netim var… bu yüzden de biz kad›nlar ilk saatlerinde, 22 A¤ustos günü, 400 cavüzle tehdit edildiler, cinsel tacize 1 A¤ustos’ta sokaklara döküldük. Uli- Eyalet ve yerel polisin bafllatt›¤› “te- u¤rad›klar›n› gösteren tan›kl›klar mev- ses Ruiz Ortiz’in Oaxaca’y› terk etme- mizlik operasyonu”nda yeni ele geçiri- cut. Tecavüz tehdidi kad›nlara eylem- sini istedik. onun gibi vali istemiyoruz. len radyo istasyonlar›n› korumakta leri b›rakmalar› için verilen mesaj›n tu- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 80 cmyk ESMER‹Z KISAYIZ fi‹fiMANIZ tarl› bir parças›yd› derlik konumundakilerin cinsiyetçili¤in- lar›n devlet TV istasyonunu ve radyo- Kad›nlar›n Oaxaca’daki sosyal isyana den ve d›fllamalar›ndan flikayetçi, an- yu ele geçirip programlar yapt›klar› s›- kat›l›mlar› APPO’nun politik ve ekono- cak sendikalar›nda, çal›flt›klar› okullar- rada da aflikard›. 22. fiube ve AP- mik güç iliflkilerini de¤ifltirme mücade- da ve cemaatlerde ve ülkelerinde da- PO’daki kad›nlar›n kat›ld›¤› medyada- lesi ve 2007 A¤ustos’u için belirlenen ha fazla demokrasi elde etmek için ki bu k›sa ancak yo¤un kültürel üretim eyalet seçimleri ile birlikte hala sürüp CNTE’de çal›flmay› sürdürüyorlar. Ba- dönemi, kuflkusuz kimin Oaxaca yurt- gidiyor. z› kad›n önderlerin de Oaxaca’da son tafllar› oldu¤u, neye benzedikleri ve ne Sonuçlar yirmi y›l içinde geliflen feminist hare- söyledikleri konusundaki popüler ve Oaxacal› kad›nlar›n 1 A¤ustos’ta TV ketler içinden gelen deneyimleri var. seçkin fikirleri de¤ifltirdi. Oaxaca sos- ve radyo istasyonlar›n› ele geçirmeleri elbette 2006 A¤ustos ay›nda yap›lan yal isyan›ndaki kad›nlar›n öyküsü kufl- APPO için gündelik örgütlenme faali- Ulusal Forum’da sadece kad›nlar›n kusuz daha birçok yeni bölümü olan yetleri aç›s›ndan bir can damar› sun- haklar›na de¤il ayn› zamanda eflcin- bir öyküdür. du¤u gibi binlerce Oaxacal›ya da ger- sellerin haklar›na da güçlü bir destek Daha genel bir düzeyde ise, APPO ve çek anlamda ses verdi. Radio Cacero- verilmifl olmas›, APPO ve CNTE için- 22. fiubedeki kad›nlar›n kendilerini ve la’daki kad›nlar APPO ve ö¤retmenle- de hem toplumsal cinsiyet eflitli¤ine taleplerini ifade etme biçimleri, örgüt- ri destekleyen birçok di¤er Oaxacal› hem de di¤er insani ve sosyal haklara lenmelerinin, kad›nlar›n eflitlik talebini gibi 2006 y›l› içinde yaflad›klar› dene- ba¤l› olan kad›nlar›n güçlü bir varl›¤a g›daya, sa¤l›k, bar›nma, demokratik yimlerle sonsuza kadar de¤ifltiler. Ra- sahip olduklar›n› gösteriyor. E¤itim her temsil, sayg› ve basit bir biçimde ka- dio Cacerola ve Radio Universidad gi- zaman kad›ns› bir alan olmufltur ve musal alanda konuflma hakk› gibi pra- bi alanlar›n aç›lmas› ve binerce insa- kad›nlar›n ö¤retmen sendikas› ve AP- tik haklar›n elde edilmesi ile birlefltiren n›n yeni bir kamusal demokrasi söyle- PO içindeki güçlü varl›klar› kad›nlar›n di¤er ça¤dafl melez sosyal hareketler- mine kat›lmas› birçok insana yeni bir geleneksel politik kat›l›m çizgilerini izli- le tutarl›l›k içinde oldu¤unu göster- öz sayg›, “haklar› oldu¤u” bilinci, ko- yor gibi görünebilir. Ancak kad›nlar›n mektedir. APPO içinde uzun zamand›r nuflma ve dinlenme hakk› olan “birisi” APPO içindeki kat›l›m›n› farkl› k›lan, eylemcilik yapan ö¤retmenlerden ha- oldu¤u duygusu yaflatt›. Fidelia gibi kad›nlarla özdefllefltirilmeyen kamusal yatlar›nda ilk kez soka¤a ad›m atan ifl- kad›nlar aç›s›ndan, esmer, fliflman, k›- alanlara do¤rudan ad›m atmalar›d›r. çi ve orta s›n›f kad›nlara dek farkl› de- sa boylu, yoksul ve kad›n olanlara ka- Valiyi iktidardan devirmek için çal›fl- neyimleri olan genifl bir kad›n yelpaze- musal bir ses, devleti yönetme iflinde mak, barikatlar ve mahalle komiteleri si var. Kat›lma nedenleri ve deneyim- bir yer ve kentin ve tüm eyaletin kime kurmak, radyo ve televizyon istasyon- leri elbette tek tip olmamakla birlikte, ait oldu¤una dair meflru bir varl›k ka- lar›n› ele geçirmek ve onlar› güvenlik kad›nlar›n güçlü varl›¤› ve harekete zand›rmak, dönüfltürücü bir deneyim- görevleriyle birlikte korumak; bütün yönelik ba¤l›l›klar›, hareketin birçok di. Ancak bütün bunlar gökten zembil- bunlar geleneksel “kad›n” görevleri kad›n›n ça¤dafl Oaxaca’da kendisini le inmemiflti. de¤ildir. özdefllefltirdi¤i haklar ve mücadeleler- Kad›nlar›n APPO hareketi içindeki Hem kat›lanlar hem de izleyenler aç›- le güçlü bir uyum sergiledi¤ini gösteri- güçlü varl›¤›, dolays›z biçimde kad›n- s›ndan çarp›c› olan, Oaxaca politik yor. lar›n CNTE içinde ço¤unluk olufltur- seçkinlerine ciddi biçimde meydan malar›na ve içinde yaflad›klar› ve ö¤- okuyan son derece güçlü, kad›nsal, retmenlik yapt›klar› cemaatlerde oldu- kamusal bir politik varl›¤› koordinas- ¤u kadar ait olduklar› demokratik ö¤- yon içinde yaratmakla u¤raflan kad›n- http://sendika.org/yazi.php?yazi_no:1 retmenler konfederasyonu içinde ey- lar›n say›s›yd›. “K›sa boylu, fliflman ve 1504 kaynaktan al›nt› yap›lm›flt›r. lemciler olarak çal›fl›rken sahip olduk- esmer olanlar›n” bu kamusal varl›¤›, (Socialism&Democracy dergisi, say› lar› bireysel ve kolektif deneyime ba¤- sadece kent meydan›ndaki kamusal 44, sendika.org taraf›ndan çevrilmifltir) lanabilir. Sendika içinde birçoklar› li- alanlarda de¤il, ayn› zamanda kad›n- TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 81 cmyk ve 5746 say›l› Araflt›rma ve Gelifltirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakk›nda Kanunun 4 üncü maddesinin alt›nc› F›kras›na dayan›larak haz›rlanm›flt›r.” 12/13/2008 tarihinde Resmî Gazete’de yay›mlanan bu kanun, ad›n›n da gösterdi¤i gibi, esasen HUKUK KÖfi fiE ES‹ B‹R YÖNETMEL‹K ÜZER‹NE BAZI GÖZLEMLER Dr. Cüneyt Ozansoy A.Ü. Hukuk Fakültesi 31.07.2008 tarihinde, Resmî Gazete’de yay›mlanan “Araflt›rma ve Gelifltirme Faaliyetleri’nin Desteklenmesine ‹liflkin Uygulama ve Denetim Yönetmeli¤i” üzerinde durmay› gerektiren birkaç noktas›yla dikkat çekmekte. Bu k›sa ve mütevaz› incelememiz, sözkonusu düzenlemeyi ayr›nt›l› bir de¤erlendirmeye tabi tutma amac›nda de¤ildir. Burada esasen, “kamu personeli” ve “idarenin düzenleme yetkisinin bir yönetmelik vesilesiyle kullan›l›fl›” üzerine baz› gözlemlerle yetinilecektir. An›lan yönetmeli¤in 3. maddesinde, sözkonusu düzenleyici ifllemin dayana¤› da gösterilmektedir: “ Bu Yönetmelik, 28/2/2008 tarihli TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ k›saca Ar-Ge olarak an›lan “araflt›rma ve gelifltirme” faaliyetlerinin ve bu faaliyetler içinde olan personelin desteklenmesine iliflkin hükümler getirmektedir. Kanunun epey “tutumlu” bir düzenleme oldu¤u söylenebilir. Gerçekten, 5746 say›l› Kanun, toplam 7 maddeden ibarettir ve “Tan›mlar” bafll›kl› 2. madde ile, “‹ndirim, istisna, destek ve teflvik unsurlar›” bafll›kl› 3. madde kanunun “çekirdek” hükümlerini içeren maddeler olarak öne ç›kmakta. Konumuz aç›s›ndan daha ilgiye de¤er olan 3. maddeyi ilk üç f›kras›yla anmakta yarar var. (1) “Ar-Ge indirimi: Teknoloji merkezi iflletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kurulufllar› ile kanunla kurulan vak›flar taraf›ndan veya uluslar aras› fonlarca desteklenen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, rekabet öncesi iflbirli¤i projelerinde ve teknogiriflim sermaye desteklerinden yararlananlarca gerçeklefltirilen Ar-Ge ve yenilik harcamalar›n›n tamam› ile 500 ve üzerinde tam zaman eflde¤er Ar-Ge personeli istihdam eden Ar-Ge merkezlerinde ayr›ca o y›l yap›lan Ar-Ge ve yenilik harcamas›n›n bir önceki y›la göre art›fl›n›n yar›s›, 13/2006 tarihli ve 5520 say›l› Kurumlar Vergisi Kanununun 10uncu maddesine göre kurum kazanc›n›n ve 31/12/1960 tarihli ve 193 say›l› Gelir Vergisi Kanununun 89. maddesi uyar›nca ticari kazanc›n tespitinde indirim konusu yap›l›r. Ayr›ca bu harcamalar, 4/1/ 1961 tarihli ve 213 say›l› Vergi Usul Kanununa göre aktiflefltirilmek suretiyle amortisman yoluyla itfa edilir, bir iktisadi k›ymet oluflmamas› halinde ise do¤rudan gider yaz›l›r. Kazanc›n yetersiz olmas› nedeniyle ilg3ili hesap döneminde indirim konusu yap›lamayan tutar, sonraki hesap dönemlerine devredilir. Devredilen tutarlar, takip edilen y›llarda 213 say›l› Kanuna göre her y›l belirlenen yeniden de¤erleme oran›nda art›r›larak dikkate al›n›r. (2) Gelir vergisi stopaj› teflviki: Kamu Personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi iflletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kurulufllar› ile kanunla kurulan vak›flar taraf›ndan veya uluslararas› fonlarca desteklenen ya da TÜB‹TAK taraf›ndan yürütülen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, teknogiriflim sermaye desteklerinden yararlanan iflletmelerde ve rekabet öncesi iflbirli¤i projelerinde çal›flan Ar-Ge ve destek personelinin; bu çal›flmalar› karfl›l›¤›nda elde ettikleri ücretlerinin doktoral› olanlar için yüzde doksan›, di¤erleri için yüzde sekseni gelir vergisinden müstesnad›r. (3) Sigorta primi deste¤i :Kamu Personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi iflletmelerinde, ArGe merkezlerinde, kamu kurum ve kurulufllar› ile kanunla kurulan vak›flar taraf›ndan veya uluslar aras› fonlarca desteklenen yada TÜB‹TAK taraf›ndan yürütülen Ar-Ge ve yenilik projeleri ile rekabet öncesi iflbirli¤i projelerinde ve 82 cmyk B‹R YÖNETMEL‹K ÜZER‹NE GÖZLEMLER teknogiriflim sermaye desteklerinden yararlanan iflletmelerde çal›flan Ar-Ge ve destek personeli ile 26/6/2001 tarihli ve 4691 say›l› Teknoloji Gelifltirme Bölgeleri Kanununun geçici 2. maddesi uyar›nca ücreti gelir vergisinden istisna olan personelin; bu çal›flmalar› karfl›l›¤›nda elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta pirimi iflveren hissesinin yar›s›, her bir çal›flan için befl y›l süreyle Maliye Bakanl›¤› bütçesine konulacak ödenekten karfl›lan›r.” ‹lk f›kra “Ar-Ge indirimi”nin uygulanaca¤› faaliyet ve birimleri gösterirken, 2. f›kra “gelir vergisi stopaj teflviki”ni, 3. f›kra da “ Sigorta primi deste¤ini” düzenlemektedir. Lakin, son iki f›kran›n ortak bir özelli¤i, “Kamu personeli hariç olmak üzere...” girifliyle bafllamakta olufllar›d›r. Buna göre, 5746 say›l› Kanun’un getirmifl oldu¤u “gelir vergisi stopaj› teflviki “ ile “sigorta primi deste¤i”nden “kamu personeli” müstesna tutulmufl olmaktad›r. Do¤al olarak, kanunun “destek kapsam›na almad›¤›” kamu personelinin hangi nitelikteki ve kapsamdaki “personel” oldu¤unun belirlenmesi gere¤i ortaya ç›kmaktad›r. Bu gere¤in anlam›n›n olmad›¤› ilk bak›flta ileri sürülebilir. Ancak, “kamu personeli” deyimi, “memur” deyimi gibi hukuken belirgin bir kategori de¤ildir. Ba¤lam ba¤›ml›d›r ve dar/genifl anlamlarda farkl› kapsamlara iflaret ederken, genel bir kullan›m içinde hukuken “elveriflsiz” bir fonksiyona sahiptir(Bu soruna ilerde tekrar dönece¤iz). Dolay›s›yla, kanun hükmünü okuyan kiflinin hemen duyaca¤› merak›n “5746 say›l› Kanun’un kamu personelini nas›l TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ betimledi¤i” olmas› da tabiidir. Laf› uzatmadan, belirtmekte yarar var: An›lan kanun, “kamu personeli”nden ne anlad›¤›na dair bir fley söylemifl de¤ildir. Gerçekten, bu yoldaki bir ifadenin yer alaca¤› en ola¤an yer, “Tan›mlar” bafll›kl› 2. madde olmak gerekirdi. Ancak, kanun getirdi¤i düzenleme ba¤lam›nda burada bir çok kavram› tan›mlarken, bunlar aras›na “kamu personeli”ni almam›flt›r. Keza, kanunun di¤er hükümleri de bu konuda herhangi bir “yard›m” sa¤lamazken, kanunun ilgili maddesinin gerekçesi de sadece “(kamu personeli hariç)” demekle yetinmifltir. Hal böyle iken, 31/07/2008 tarihinde Resmî Gazete’de yay›mlanan “Araflt›rma ve Gelifltirme Faaliyetlerinin Desteklenmesine ‹liflkin Uygulama ve Denetim Yönetmeli¤i”, kanunun yapmad›¤› “tan›m›” yapm›fl ve 4. maddesinin (h) bendinde, 5746 say›l› Kanun’da getirilen “gelir vergisi stopaj› teflviki” ile “sigorta primi deste¤i”nden yararlanamayacak olan kamu personelini tan›mlam›flt›r. Yönetmeli¤e göre, sözkonusu desteklerden “müstesna” tutulan kamu personeli : “Kamu personeline ait özlük haklara sahip olmayanlardan geçici olarak ve proje suresiyle s›n›rl› olarak istihdam edilenler hariç olmak üzere , 10.12.2003 tarihli 5018 say›l› Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki I, II, III ve IV say›l› cetvellerde yer alan kamu idarelerinde, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara ba¤l› kurulufllarda, üyelerinin tamam› köylerden oluflan birlikler d›fl›ndaki mahalli idare birliklerinde, dö- ner sermayeli kurulufllarda, kanunla kurulan fonlarda, kefalet sand›klar›nda, kamu iktisadi teflebbüsleri ve ba¤l› ortakl›klar› ile sermayesinin yar›s›ndan fazlas› kamuya ait kurulufllarda, 5018 say›l› Kanun kapsam› d›fl›ndaki özel bütçeli kamu idarelerinde çal›flan memurlar ile di¤er kamu görevlileri ve di¤er personel”, olarak betimlenmifltir. Muhtemelen, kimine göre sorunu çözen ve gerekli¤i aç›kl›¤› sa¤lad›¤› düflünülen bu hüküm, beraberinde birkaç ve önemli idare hukuku problemini de getirmifl ve bunlarla malûl olan yönetmelik, zann›mca hukuka ayk›r› bir niteli¤e bürünmüfltür. Bu ayk›r›l›k, sözkonusu yönetmeli¤in kanunun “bofllu¤unu doldurmaya” talip olmas› ve bir flekilde kanunu baflkalaflt›rarak de¤ifltirmesinden kaynaklanmaktad›r. Bu noktalar› göstermeden önce, biraz teorik ve kitabî hususlar› k›saca hat›rlamakta yarar var. Çünkü, yukar›da yap›lan saptaman›n dayanaklar› aç›s›ndan, biraz da zorunlu bu hat›rlay›fl. *** Kamusal idarenin insan unsurunu “kamu görevlileri” oluflturur. Bunlar, “kamu personeli” olarak da adland›r›l›rlar. Klasik bir yaklafl›mla, kamu görevlisinin “dar” ve “genifl” anlamda iki kullan›m biçiminin oldu¤u söylenebilir. Genifl anlamda kamu görevlisi, hukuki statülerinden ba¤›ms›z olarak, kamu kesiminde istihdam edilen tüm görevlilerdir. Bu anlamdaki kategorinin içine, kamu kesiminde çal›flan herkes girer. Do¤al olarak, iflçiler de. 83 cmyk B‹R YÖNETMEL‹K ÜZER‹NE GÖZLEMLER Dar anlamdaki kamu görevlisi ise, idare ile belli bir hukuki statü iliflkisi içinde olan, kamu kesiminde idare hukuku kurallar›na göre istihdam edilen personeli gösterir. Bu da, Anayasam›z›n 128. maddesinde belirtilmifl olan “memurlar ve di¤er kamu görevlileri”nden oluflur. ‹ster dar, ister genifl anlamda kullan›lm›fl olsun; kamu hizmeti gören herkesin “kamu görevlisi” olmad›¤› aflikard›r. Her iki anlamda da koflul, devlet teflkilat›nda veya kamu kesimindeki bir teflkilatta, o örgüte ba¤l› olarak çal›flmad›r. Hemen belirtilmeli ki, kamu hukuku/idare hukuku aç›s›ndan kamu görevlisi “dar anlamdaki kamu görevlisi”dir. Anayasan›n 128. maddesi de bu anlamda bir kamu görevlisi yaklafl›m›n› benimsemifltir.” Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler” bafll›kl› 128. maddeye göre, “Devletin, kamu iktisadi teflebbüsleri ve di¤er kamu tüzel kiflilerinin genel idare esaslar›na göre yürütmekle yükümlü olduklar› kamu hizmetlerinin gerektirdi¤i aslî ve sürekli görevler, memurlar ve di¤er kamu görevlileri eliyle görülür”(f.1). Buradan ç›kan birkaç sonuca de¤inelim. Kamu kesiminde istihdam edilenler içinde, memurlar ve di¤er kamu görevlileri “idare hukuku rejimi ve iliflkisi içinde” bulunanlard›r. Yine kamu kesiminde, iflçiler de istihdam edilebilecektir; ancak iflçilerin “genel idare esaslar›na göre yürütülen” ve “kamu hizmetlerinin gerektirdi¤i aslî ve sürekli görevlerde” istihdam› mümkün de¤ildir. Buradan kolayca de anlafl›laca¤› TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ gibi, 1982 Anayasas› ile hukukumuza giren “di¤er kamu görevlileri” kategorisi, idare ile memurlar gibi bir kamu hukuku iliflkisi içinde bulunan ve dolay›s›yla iflçi de say›lmalar› mümkün olmayan kesime iliflkindir. Memurlar›n d›fl›nda kalan bu kesim de, hakim ve savc›lar, askerler, ö¤retim üyeleri...gibi ayr› bir personel rejimine tabi olan kamu görevlileridir. Tekrarlamakta yarar var: Hem memurlar, hem de “di¤er kamu görevlileri”, özel hukuk de¤il, idare hukuku kurallar›na tabi olarak çal›flan kesimdir ve bu kesimin idare ile iliflkisi “akdî” de¤il, fakat kamusal ve statüye dayal›d›r. “Genel idare esaslar›”ndan kastedilen, kamu hukuku rejimi oldu¤u gibi, kamu hizmetlerine iliflkin asli ve sürekli görevlerde de yaln›zca memurlar ve di¤er kamu görevlileri istihdam edilebilece¤inden, iflçiler ile olan ay›r›m›n önemi bir kat daha artar. ‹flte, “kamu görevlisi” ya da “kamu personeli” dendi¤i zaman kastedilen de dar anlamdaki bu kesimdir. Kamu personeli, kamuda çal›flan personel ile ayn› fley de¤ildir; her iki kategori çal›flan da bir kamusal örgüt içinde yer almakla beraber, bu organik ortakl›k, akdi bir iliflki içinde çal›flanlar› da kamu görevlisi saymaya yetmeyecektir. O halde, aksi yönde bir hüküm içermedi¤i için, 5746 say›l› Kanunda an›lan “kamu personeli” de, iflte bu dar anlamdaki kategoridir ve memurlar ile di¤er kamu görevlilerini kapsar. Her iki kesimin ortak noktas›, iflçi say›lmamak ve idare hukuku kurallar› içinde, kamusal bir statüde çal›flmakt›r. Hal böyle iken, an›lan Yönetmelik, kanunun yapmad›¤› bir fleyi yapmaya soyunmufl, kamu personeli deyimini “genifl anlamda” bir kategoriye tafl›m›flt›r. Bir baflka deyiflle, yönetmeli¤e göre, neredeyse “kamu personeli” ile “kamuda çal›flan personel” aras›nda hemen hiçbir fark kalmam›flt›r. Gerçekten de, kamuda bir biçimde çal›flan personel içinde yaln›zca “kamu personeline ait özlük haklar›na sahip olmayanlardan geçici olarak ve proje süresiyle s›n›rl› olarak istihdam edilenler” sözkonusu teflvik ve destekten yararlanabilecekler, bunlar d›fl›nda kalan tüm çal›flanlar “kamu personeli” say›ld›¤›ndan(!), kanunun uygulama alan› d›fl›na tafl›nm›fl olmaktad›r. Yönetmelik, Anayasan›n kamu personeli kabul etti¤i “memurlar ve di¤er kamu görevlileri”ne yeni bir kategori daha eklemifl, kamu personeli de bu durumda “memurlar ile di¤er kamu görevlileri ile di¤er personel” haline dönüflmüfl olmaktad›r. Memurlar ve di¤er kamu görevlileri difl›ndaki “di¤er personel”in iflçiler oldu¤u aç›kt›r. Dolay›s›yla, Anayasan›n ve kanunun yapmad›¤› bir fleyi, yönetmelik yaparak, yeni bir kamu personeli tan›m› getirmifl olmaktad›r. Böylesi bir biçimde, kanunun “getirmedi¤i” bir kategoriyi, kanunun anlafl›lmas›n› ve uygulanmas›n› baflkalaflt›ran bir biçimde hukuka sokmak isteyen an›lan yönetmeli¤in hukuka ayk›r› oldu¤unu, kanunu böylesi bir geniflletme ve baflkalaflt›rmaya bir yönetmeli¤in “gücünün yetmeyece¤i”ni söylemek gerekmektedir. 84 cmyk BASINDAN Fatma Ataseven SEÇT‹⁄‹M‹Z F / ‹zmir [email protected] Özgürmedya.org V‹KTOR JARA’NIN ÇI⁄LI⁄I: “B‹Z KAZANACA⁄IZ” Stadyumlarda her zaman maç yap›lmad›¤›n› iflkencehane olarakta kullan›ld›¤›n› bizler Metin Göktepe öldürdü¤ün de ö¤rendik.! Ve daha dün iflkencede öldürdükleri gazeteci Engin Ceber bu son olsun ! denilip tekrar›n›n olmayaca¤›ndan emin olmad›¤›m›z baflka baflka iflkenceler ve k›l›k de¤ifltiren iflkenceciler… önceden de vard› flimdi de var . 1973 y›l›n›n 13 Ekiminde fiili’li komünist müzisyen Viktor Jara’n›n fiili ulusal stadyumunda önce ellerinin kesilip iflkence edildi¤ini sonrada kurfluna dizildi¤ini an›msad›m!!! Her dönem “Kanla sulanm›fl stadyumda korkuyu yenenler... Ve bofl kaleye gol atarken korkuya yenilenler!” in varl›¤›n› da unutmad›k. Faflizm tüm dünyada kol geziyor. O nedenle mevsimlerin hepsi “Hüzzam” makam›nda , fiili kültürünü müzi¤i ile yaflatan , Latin müzi¤inin en güzel flark›lar›n› dinledi¤im Vitor Jara , sadece müzisyen olarak yaflamad› , fiilili yoksul halkla birlikte güzel bir dünyay› kurmay› ve yaflatmay› da hedeflemiflti. Hayat devam ediyordu, 1973 y›l›nda öldürüldü¤ü stadyumda bir y›l sonra Dünya kupas› maçlar› yap›lacakt›. fiampiyona elemelerinde fiili ile SSCB karfl›laflacakt›, TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 21 Kas›m’da gerçekleflecek rövanfl maç› fiili’de yap›lacakt›. fiili’de 11 Eylül’de gerçeklefltirdikleri kanl› darbenin ard›ndan iktidar koltu¤una oturmufl askerlerin de dayatmas›yla fiili Futbol Federasyonu, rövanfl maç›n›n Ulusal Stadyum’da oynanmas› için F‹FA’ya baflvuruda bulundu. F‹FA baflvuruyu kabul etti. Böylece daha kan lekelerinden yeni temizlenen Ulusal Stadyum kullan›ma aç›lm›fl olacakt›. O stadyumda nice yi¤it devrimciler, ozanlar, anneler, çocuklar can vermemifl gibi, sahada top koflturulacakt›. “Bunun üzerine Sovyetler Futbol Birli¤i F‹FA’dan maç›n baflka bir ülkede oynanmas› talebinde bulundu. fiili halk›n›n kan›yla sulanm›fl bir stadyumda maç yapmalar›n›n insani ölçülere s›¤mayaca¤›n› belirttiler. F‹FA’n›n Sovyetler Birli¤i’ne yan›t› ise oldukça h›zl› oldu. F‹FA Sovyet milli tak›m›n› bir tercih yapmaya ça¤›r›yordu. Ya binlerce insan›n katledildi¤i o sahaya ç›kacak ve top oynayacaklard›, ya da kupadan ihraç edilmeyi göze alacaklard›. Sovyetler Futbol Birli¤i bunun üzerine F‹FA’y› protesto eden ve fiilili yoldafllar›n›n an›s›na sayg›s›zl›k yapmayacaklar›n› bildiren bir aç›klama yaparak flampiyonadan çekildi. 21 Kas›m günü maç saati geldi¤inde sahada sadece 11 kifli, fiili milli tak›m› vard›. Bir k›sm› yürekleri kanayarak da olsa ad›m atm›fllard› o sahaya. Her birinin ailesinden ya da çevresinden en az bir kiflinin kan› vard› Ulusal Stadyum’da... Bir k›sm› ad›m att›¤› anda gözyafllar›na bo¤uldu. Yanl›fl oldu¤unu yürekten bilmelerine ra¤men Pinochet’in k›l›c›n›n sald›¤› korku ile rakipsiz kald›klar› bofl sahada topa koflarlarken, ayaklar›n›n alt›nda kanla beslenmifl sahan›n çimleri de¤il, onurlar› eziliyordu. Oysa o stadyumda daha bir y›l önce nice katliamlar yaflanm›fl, nice yi¤itlik destanlar› yaz›lm›flt›...” Ulusal Stadyum’da 1 y›l 1 ay 10 gün önce... fiili’de ABD destekli faflist darbe gerçeklefltikten sonra sokaklardan, evlerden, iflyerlerinden, üniversitelerden toplanan insanlar daha önceleri mitingler, konserler ve futbol maçlar› için geldikleri stadyumda bu kez zorla sahaya sokuldular. Zorla, ite kaka, ellerigözleri ba¤lanarak... Tedirgin olmakla beraber daha çok öfkeliydiler. Geçen her dakika bir kurflun sesi ile beraber bir fiilili çimlere kapan›yor, her dakika yürekler saat gibi at›yor, u¤ultu art›yordu. Stadyumda sorumlu olarak Pinoche’nin sa¤ kolu olan Albay Mario Manriquez Bravo bulunuyordu. Bravo, her türlü yetki ile donat›lm›fl, s›n›rs›z kurflun saçma, diledi¤i iflkenceyi yapma hakk›na sa- 85 cmyk BASINDAN SEÇT‹⁄‹M‹Z hipti. Binlerce insan› stadyumda toplayan Bravo, vakit kaybetmeksizin yetkisini kullanman›n peflindeydi. Ancak Bravo için ifller yolunda gitmedi. Elindeki silaha güvenen Bravo karfl›s›nda en ufak bir direnifl k›p›rt›s› olamayaca¤›na derin bir güven duyuyordu. Ancak gözden kaç›rd›¤› nokta stadyumdaki devrimcilerin de silahl› oldu¤uydu. Silahlar› yürekleri, elleri, gitarlar› olsa da... Psikolojik savafl taktiklerinde sözde usta olan e¤itimli katil, duydu¤u rezil özgüven yüzünden haz›rl›ks›z yakalanm›flt›. Stadyumun sessizli¤ini y›rtan bir ses duyuldu... Ses Bravo’yla dalga geçiyordu adeta. Yumuflak, kadife gibi ama bütün stadyumu dolduran bu ses “Biz kazanaca¤›z!” diye hayk›r›yordu. Bravo gerildi, k›zard›, sesin geldi¤i yere do¤ru yöneldi. Ancak sesin yönü kar›flt›. Çünkü bir anda stadyumda toplanm›fl yürekler bütün güçleri ile, hatta Victor Jara’n›n o güzelim sesini de bast›rarak hayk›rmaya bafllad›lar... “Biz kazanaca¤›z!” Victor Jara, stadyum da sessizli¤i y›rtan bir f›rt›nan›n kendisi oldu... Cellat elbette böyle bir yenilginin alt›nda kalmak istemedi. Askerler, küçük da¤lar› kendisinin yaratt›¤›n› sanan Bravo da dahil, Victor Jara’n›n etraf›n› sard›lar. Victor Jara flark›s›na devam ediyordu, sanki onlar orada yokmufl gibi, sanki bir katliam›n ortas›nda de¤il de bir özgürlük mitingindeymifl gibi... Askerler sald›rd›lar. Jara’y› öldüresiye dövdüler. Jara olacaklar›n bilincinde olan her devrimcinin alaca¤› tutumu ald›. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ Susmad›. Var gücüyle flark›s›n› söylemeye devam etti. Askerler Victor Jara’n›n silah›n›n gitar› oldu¤unu düflünerek ellerini k›rd›lar. Bir daha gitara dokunamayacak hale getirdiler, y›llarca gitar›n tellerine basa basa parmak uçlar› nas›rlaflm›fl ellerini... Victor Jara susmad›. Katiller sürüsü anlam›yordu, onlar›n kitab›nda direnmek yoktu. Ellerini kestiler... Dilini kestiler sonra. Ard›ndan kafas›n› bir dipçikle ezdiler. Victor Jara ise dünya üzerinde ne kadar darbeci varsa, ne kadar afla¤›l›k katil, sürüngen asalak kapitalist varsa onlar› korkutan bay›ltacak bir fley yapt›; susmad›... Sesi 400 bin kifli ile birleflmifl, tam o s›ralarda ‹talya’dayd›. Inti Illimani yürekten ba¤l› oldu¤u fiili halk› için var gücüyle “El pueblo unido jamas sera vencido” (Birleflmifl halk asla yenilmeyecek!) diye hayk›r›yordu... Jara susmad›... Dünyan›n dört bir yan›nda insanlar Jara için gözyafl› dökerken, “Venceremos” diye sesleniyordu. Pravda muhabiri yi¤it Jara’y› ve ödlek katiller sürüsünü flu sözlerle anlat›yordu: “Victor Jara dudaklar›nda flark›yla öldü. Onu yan›ndan hiç ay›rmad›¤› refakatçisiyle, gitar›yla birlikte stadyuma getirdiler. Ve flark› söylemeye bafllad›. Öbür tutuklular, gardiyanlar›n atefl açma tehdidine ra¤men melodiye efllik etmeye bafllad›lar. Sonra bir subay›n emri ile askerler Victor’un ellerini k›rd›lar. Art›k gitar çalm›yordu, ama zay›f bir sesle flark› söylemeyi sürdürdü. Bir dipçikle kafas›n› parçalad›lar ve di¤er tutuklulara ibret olsun diye ellerini kesip tri- bünlerin önüne ast›lar.” Binlerin tan›kl›¤› önünde Ulusal Stadyum’da katledilen Jara’n›n dilsiz cesedi daha sonra bir çöp kutusunda bulundu. Jara gibi katledilen yüzlerce insan ise uçaklardan at›larak flehre ya¤d›r›lm›flt›. Binlerin katledildi¤i fiili faflist askeri darbesinin sonucunda Pinoche iktidara kuruldu. Ancak ABD kuklas›n›n bütün çabalar›na ra¤men fiili’de katledilen binler ölümsüzleflti. Allende’nin son nefesini verene dek elinden düflmeyen silah› ile, Jara’n›n zaferi müjdeleyen sesiyle, darbecilere karfl› sokak aralar›nda sürdürülmeye çal›fl›lan direniflle, katledilece¤ini bile bile af dilemeyen yüzler ile, fiili’nin her bir toprak parças› ve özellikle Ulusal Stadyum mezbahas› direniflin, özgürlük mücadelesinin ve inanc›n simgesi oldu... 1974’te Sovyet milli tak›m› Ulusal Stadyum’a ad›m atmazken, korkudan kendi onurunu ayaklar alt›na alanlar, sonradan piflman olmalar›na ra¤men topa koflanlar iflte böyle bir tarihin üzerinden geçmifllerdi. Onlar bofl kaleye gol atarken korkuya yenilmifllerdi, oysa ayn› Stadyum’da 1 y›l 1 ay 10 gün önce bilinç ve inançla korkunun ezilip geçilebilece¤i gözler önüne serilmiflti! Biz kazanaca¤›z …..Biz kazanaca¤›z….Viktor Jara , Metin Göktepe , ve binlerce iflkencelerde öldürülenlerden ö¤rendi¤imiz “korkunun nas›l yenildi¤iydi”..biz kazan›ncaya kadar 盤l›k ataca¤›z dünyan›n tüm stadyumlar› kanlardan temizleninceye kadar 盤l›¤›m›z bitmeyecek. 86 cmyk EMEKL‹LER‹M‹Z ‹zmir Dösim’de çal›flan ‹zmir 2 No’lu flubemizin Uluda¤ Ün.Zirrat Fak.’de çal›flan Bursa flubemizin Üyesi ve Temsilcisi Üyesi ve Yöneticisi TÜRKAN YILDIZ POLAT fiABAN ÖZDO⁄AN Emekli olmufltur. Emeklilik döneminde sa¤l›k ve esenlik içinde uzun ömürler dileriz. Emekli olmufltur. Emeklilik döneminde sa¤l›k ve esenlik içinde uzun ömürler dileriz. Ormanl› F.T.S.K.’de çal›flan Zonguldak flubemizin T.M.O. K›r›khan Ajans’ta çal›flan Adana flubemizin Üyesi Üyesi HAL‹T fiEN SÜLEYMAN fiAN Emekli olmufltur. Emeklilik döneminde sa¤l›k ve esenlik içinde uzun ömürler dileriz. Emekli olmufltur. Emeklilik döneminde sa¤l›k ve esenlik içinde uzun ömürler dileriz. ‹st. Ün. Bas›mevi’nde çal›flan ‹stanbul 2 No’lu flubemizin SSK ‹l Md.’de çal›flan Gaziantep flubemizin Üyesi Üyesi ve Temsilcisi SA‹M TURGUT SABR‹ DO⁄RU Emekli olmufltur. Emeklilik döneminde sa¤l›k ve esenlik içinde uzun ömürler dileriz. Emekli olmufltur. Emeklilik döneminde sa¤l›k ve esenlik içinde uzun ömürler dileriz. T.M.O. K›rflehir fib. Md. çal›flan Ankara 4 No’lu flubemizin T.M.O. K›rflehir fib. Md. çal›flan Ankara 4 No’lu flubemizin Üyesi Üyesi HAMZA TOKER ‹SMA‹L BARAN Emekli olmufltur. Emeklilik döneminde sa¤l›k ve esenlik içinde uzun ömürler dileriz. Emekli olmufltur. Emeklilik döneminde sa¤l›k ve esenlik içinde uzun ömürler dileriz. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 87 cmyk MUTLULU⁄UMUZ Üyemiz ve Temsilcimiz Gülin ÖZCAN ile Mehmet Güngör 22.06.2008 tarihinde evlendiler Mutluluklar diliyoruz. ACIMIZ fianl›urfa ‹l Özel ‹dare’sinde çal›flan Gaziantep flubemizin Üyesi Fiskobirlik’te çal›flan Giresun flubemizin Üyesi ve eski ‹dari Sekreterlerinden Fiskobirlik’te çal›flan Giresun flubemizin Üyesi Mersin ‹l Özel ‹dare’sinde çal›flan Adana flubemizin Üyesi AL‹ KARATAY CELAL KELLEC‹ ZAFER YAZMIfi DURMUfi TAfi Vefat etmifltir. Üyemize Tanr›dan rahmet, kederli ailesine, yak›nlar›na, mesai arkadafllar›na ve flubemize baflsa¤l›¤› dileriz. Vefat etmifltir. Üyemize Tanr›dan rahmet, kederli ailesine, yak›nlar›na, mesai arkadafllar›na ve flubemize baflsa¤l›¤› dileriz. Vefat etmifltir. Üyemize Tanr›dan rahmet, kederli ailesine, yak›nlar›na, mesai arkadafllar›na ve flubemize baflsa¤l›¤› dileriz. Vefat etmifltir. Üyemize Tanr›dan rahmet, kederli ailesine, yak›nlar›na, mesai arkadafllar›na ve flubemize baflsa¤l›¤› dileriz. TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 88 cmyk TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 85 cmyk T E Z - K O O P - ‹ fi DERG‹S‹ Sahibi TEZ-KOOP-‹fi SEND‹KASI ad›na Genel Baflkan GÜRSEL DO⁄RU ‹Ç‹NDEK‹LER Baflyaz›.....................................................................1 Türk-‹fl Baflkanlar Kurulu.........................................3 Baflkanlar Kurulumuz Topland›................................5 Uluslararas› ‹liflkilerimiz............................................7 Organize Perakende Sektörü.................................15 Yaz› Kurulu Gürsel Do¤ru Sedat Ölmez A.Merih Varol Osman Gürsu Hakan Topalo¤lu Volkan Yarafl›r Yadigar Keklik Zekeriya Al Sorumlu yaz› ‹flleri Müdürü Yadigar Keklik 1 May›s...................................................................17 Toplu Sözleflmelerde Kriz Bahaneleri ‹stemiyoruz (S.Ölmez)...................20 Toplu Sözleflme Çal›flmalar›m›z.............................22 IBM ‹flçilerinin Örgütlenme Mücadelesi..................24 Biliflim Sektöründe Örgütlenme Paneli...................31 12 Eylül’ü Unutma..................................................37 Krizi Yaratan Faturas›n› Öder.................................38 DOSYA (Volkan Yarafl›r)........................................44 E¤itim Seminerlerimiz.............................................52 ‹stanbul 4 No’lu fiubemizin Kongresi......................56 YÖNET‹M YER‹ Üçy›ld›z Cad. No. 29 Subayevleri / ANKARA Tel : (0312) 318 39 79 Edirne fiubemizin Kongresi.....................................57 Fax : 318 39 88 e-mail: [email protected] www.tezkoopis.org.tr Tuzlada ‹fl Cinayetleri Devam Ediyor......................67 Emeklilik ve Sa¤l›kta Yeni Dönem..........................58 Sendikam›zdan K›sa Haberler................................64 EMEKÇ‹ KADIN SAYFALARI.................................70 Bir Yönetmelik Üzerine Baz› Gözlemler..... ............82 Dergi Tasar›m› ve Bask›ya Haz›rlayan Zekeriya Al Bas›ndan Seçti¤imiz................................................85 Sosyal Haberler.......................................................87 Bas›m Yeri: Gurup Matbaac›l›k Tel : 0312. 384 73 44-45 TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹; 4 Ayda bir ç›kar Bas›n ahlak ilkelerine uyar. Dergimizde yer alan yaz›lar yazarlar›n› ba¤lar. Bayram›n›z› en içten dileklerimizle kutlar, sa¤l›k ve esenlikler dileriz. TEZ-KOOP-‹fi SEND‹KASI GENEL YÖNET‹M KURULU cmyk ULUSAL TÜKET‹C‹LER PLATFORMU’NUN SEND‹KALI ‹fiÇ‹LER‹N ÜRETT‹⁄‹ ÜRÜNLER‹ TÜKET SEND‹KALI ‹fiÇ‹LER‹N ÇALIfiTI⁄I YERLERDEN ALIfiVER‹fi YAP! KAMPANYASI BU ‹fiYERLER‹NDE TEZ-KOOP-‹fi SEND‹KASI ÜYELER‹ ÇALIfiMAKTADIR cmyk GENEL YÖNET‹M KURULU GÜRSEL DO⁄RU Genel Baflkan SEDAT ÖLMEZ Genel Sekreter A. MER‹H VAROL Genel Mali Sekreter OSMAN GÜRSU Genel Örgütlenme Sekreteri HAKAN TOPALO⁄LU Genel E¤itim Sekreteri F‹KRET OMAK Genel Yönetim Kurulu Üyesi AL‹CAN ALTUN Genel Yönetim Kurulu Üyesi T E Z - K O O P - ‹ fi S E N D ‹ K A S I fi U B E L E R ‹ ADANA 1 NO’LU fiUBE fiube Baflkan› B‹ROL DEM‹RC‹ Ç›narl› Mah. ‹nönü Cad. No: 32/44 Adana Tel:(322) 363 34 63 Fax: 363 34 63 ANKARA 1 NO’LU fiUBE fiube Baflkan› HAKAN BOZKURT Necatibey Cad. Sezenler Sok. No:2/16 S›hhiye / Ankara Tel:(312) 231 74 95 Fax: 231 74 96 ANKARA 2 NO’LU fiUBE fiube Baflkan› HAYDAR ÖZDEM‹RO⁄LU Necatibey Cad. No: 84/ 1 S›hhiye / Ankara Tel(312) 229 43 07 Fax: 229 18 47 ANKARA 4 NO’LU fiUBE fiube Baflkan› EKREM ERDO⁄AN Necatibey Cad. Sezenler Sok. No:2/18 S›hhiye / Ankara Tel:(312) 231 74 98 Fax: 231 74 97 ANTALYA fiUBE fiube Baflkan› SABAHATT‹N DE⁄‹RMENC‹ Tah›l Pazar› Mh. Adnan Menderes Bulv. Yüce 2 Apt. Kat: :2 D. 3 Antalya Tel:(242) 242 91 05 Fax: 248 15 89 BURSA fiUBE fiube Baflkan› AYHAN KURTULUfi DEM‹RER ‹nönü Caddesi Birinci Ersan ‹flhan› Kat:5 No:29 Bursa Tel:(224) 224 29 37 Fax: 224 29 37 D‹YARBAKIR fiUBE fiube Baflkan› M.ADEM CAN Ofis Ekinciler Cad. Kristal Apt. No: 17/G Diyarbak›r Tel:(412) 228 59 68 Fax: 228 59 68 ED‹RNE fiUBE fiube Baflkan› ‹SMA‹L HAKKI TUNA Mitatpafla Mh. Londra asfalt› Rasathane yan› No: 2 Kat : 3 Edirne Tel:(284)212 14 95 Fax:212 14 95 ERZURUM fiUBE fiube Baflkan› HAKAN KURT Gez Mh. Karaveli Sk. fiimflek Apt. Kat: 2 Erzurum Tel: (442) 234 60 89 Fax: 233 88 02 ESK‹fiEH‹R fiUBE fiube Baflkan› RECA‹ ILGIN Cumhuriye Mh. Dilem Sk. No. 1 Ça¤layan ‹fl Mrkz. Kat : 7 D. 61 Eskiflehir Tel:(222) 221 45 26 Fax: 220 83 74 GAZ‹ANTEP fiUBE fiube Baflkan› ENVER ÇEK‹RDEK ‹ncilip›nar Mh. Nail Bilen Cd. Ay›ntap ‹fl Mrk. 2. Kat No. 201 Gaziantep Tel: 0342 323 33 43 Fax: 323 33 43 GEBZE fiUBE fiube Baflkan› AL‹CAN ALTUN Hac› Halil Mah. Atatürk Cad. Çanc› Apt. Kat:5 D:28 Gebze Tel:(262) 646 18 49 Fax: 646 18 49 G‹RESUN fiUBE fiube Baflkan› DAVUT DERV‹fiO⁄LU Gazi Cad. No. 113/3 Giresun Tel:(454) 216 24 94 Fax: 216 06 57 ‹STANBUL 1 NO’LU fiUBE fiube Baflkan› RAH‹M SARIPOLAT Büyük Reflit Pafla Cad .Balabana¤a Mah. No:40/ 2 Beyaz›t / ‹STANBUL Tel:(212) 512 10 45 Fax: 526 24 89 ‹STANBUL 2 NO’LU fiUBE fiube Baflkan› RAB‹A ÖZKARACA Büyükdere Cad. No. 64 kat: 3 Daire: 8 Mecidiyeköy/‹STANBUL Tel: (0212) 347 40 77 Fax: 347 40 78 ‹STANBUL 4 NO’LU fiUBE fiube Baflkan› CEMAL KEMENT Merkez Mah. Büyükdere Cad. fiimflek Apt. No. 3 Kat : 3 Daire: 6 fiiflli/ ‹STANBUL Tel:(212) 232 39 47 Fax: 232 28 57 ‹ZM‹R fiUBE fiube Baflkan› S.B‹ROL ASLANO⁄LU fiair Eflref Bulvar› Emlak Kredi Apt No:100/ 601 Alsancak / ‹zmir Tel:(232)463 52 59 Fax: 463 54 72 ‹ZM‹R 2 NOLU fiUBE fiube Baflkan› NAC‹ BOZ fiair Eflref Bulvar› Emlak Kredi Apt No:100/ 101 Alsancak / ‹zmir Tel: (232) 421 43 45-421 43 37 Fax: 421 43 92 ZONGULDAK fiUBE fiube Baflkan› fiER‹F TAfiÖREN Mithatpafla Mah. Uzun Mehmet Cad. Apayd›n Mercimek ‹fl Han› No: 12/ A Kat: 6 Daire: 14 Zonguldak Tel:(372) 253 40 39 Fax: 253 40 39 TEZ-KOOP-‹fi DERG‹S‹ 1 Genel Merkez e-mail : [email protected] Büro e-mail adresleri: [email protected] – [email protected] – [email protected] – [email protected]