"İKİ AĞAÇ" ŞİİR KİTABI ÜZERİNE On the Matters of Translation

Transkript

"İKİ AĞAÇ" ŞİİR KİTABI ÜZERİNE On the Matters of Translation
TÜRK LEHÇELER ARASINDA AKTARMA
MESELELER VE “K AAÇ” R KTABI
ÜZERNE
On The Matters Of Translation Among Turkish Dialects
The Poem Book “ Two Trees”
Ünal ZAL*
Özet
Sovyetler Birli÷i’nin yıkılmasından sonra Orta Asya’da yaúayan Türk soylu topluluklar ile olan iliúkilerimiz siyasî, ekonomik, kültürel vb. alanlarda her geçen gün artmaktadır. Geniú bir co÷rafyada yaúayan Türk soylu topluluklar arasındaki kültürel bütünlü÷ü
sa÷lamanın yolu üretilen kültür ve sanat eserlerinin karúılıklı olarak bilinmesidir. Bugün
sözünü etti÷imiz kültürel bütünlü÷ün sa÷lanmasında tarihî ve siyasî sebeplerden dolayı ortaya
çıkmıú olan farklı yazı dilleri ve yazı sistemlerinin kullanılıyor olması önemli bir engeldir. Bu
engeli aúmanın yollarından biri de bilim, kültür ve sanat eserlerinin karúılıklı olarak
aktarılmasıdır. Bu yönüyle bakıldı÷ında úimdiye kadar Türk soylu toplulukların üretti÷i
eserlerin çok az bir kısmı Türkiye Türkçesine aktarılmıútır.
Fakat lehçeler arası aktarma yapmanın göründü÷ü kadar kolay olmadı÷ı ve
kendine göre zorlukları oldu÷u açıktır. ùayet aktarma yapılan metin úiir türünde bir eser
olursa bu zorluk bir kaç kat daha artmaktadır. Yayımlanan aktarma metni de bu görüúümüzü
do÷rular niteliktedir.
Bu çalıúmada, “øki A÷aç” adlı eserden hareketle Türkmen Türkçesi ile Türkiye
Türkçesi arasında úiir türündeki eserlerin aktarımında yapılan hata tipleri tespit edilmeye
çalıúılmıú ve bu tür hatalardan kaçınılması için bazı önerilerde bulunulmuútur.
Anahtar Kelimeler: øki A÷aç, Aktarma, Türk Lehçeleri, Yalancı Eúde÷er Kelimeler.
Abscract
Our relations with the communities of Turkish origin living in the Central Asia has
been growing more and more on political, economical and cultural terms since the collapse
of the Soviet Union. The cultural artworks produced should then be mutually recognized to
maintain the cultural integrity among the communities of Turkish origin that live on such a
vast area. The use of various written languages and writing systems emerging in the
aftermath of the historical and political consequences are the major obstacles in maintaining
the cultural integrity that we have just mentioned. One of the ways to overcome this obstacle
lies in the mutual translation of cultural artworks. From this point of view, very few of the
artworks produced by the communities of Turkish origin have been translated into Turkish.
*
Yrd. Doç. Nevúehir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
[email protected]
Ünal ZAL
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
It is clear that translation between dialects is not as easy as it seems and has
idiosyncratic difficulties. If the text to be translated is a poem, the difficulty considerably
increases. The translated text published verifies our view.
In this study, we have attempted to determine types of error made in the translation
of poetic artworks produced in Turkmen Turkish and Turkey Turkish by taking the work “øki
A÷aç ( Two Trees)” as an example.Furthermore, some suggestions have been made to avoid
this kind of errors.
Key Words: Two Trees, Translation, Turkish Dialects, False Friends.
Giri
Sovyetler Birli÷i’nin yıkılması ve Türk Dünyası üzerindeki
sınırlandırmaların kalkmasına paralel olarak, lehçeler arasındaki aktarma
faaliyetleri de hız kazanmaya baúlamıútır. Fakat siyasî engellerin büyük
ölçüde ortadan kalkmasına ra÷men Türk Dünyasının yakınlaúması arzu
edilen düzeyde de÷ildir. Bunun sebeplerinden biri de Türk Dünyasının dil
bakımından bir bütünlük göstermemesi ve gerek tarihî gerekse siyasî sebeplerden dolayı ortaya çıkmıú olan farklı yazı dilleri ve yazı sistemlerinin
kullanılıyor olmasıdır. Kanaatimizce bu engeli kısa zamanda ortadan
kaldırmanın en kolay yolu, farklı co÷rafyalarda üretilen bilim, kültür ve sanat eserlerinin karúılıklı olarak aktarılmasıdır. Bu da sanılanın aksine çok
kolay bir mesele de÷ildir1. Bu alanda yapılan çalıúmalar iyi bilindi÷i takdirde
lehçeler arasındaki aktarmalar daha do÷ru ve daha hızlı yapılacak, sözü
edilen kültürel bütünlük daha kısa sürede gerçekleúecektir.
Türk Lehçeleri
Bugün Türk dünyasında yaklaúık yüz elli ile yüz seksen milyon
arasında insan yaúamaktadır. Bu insanların konuúma úekilleri bazen kendi
aralarında bir birlik teúkil ederken bazen de di÷erlerinden çeúitli yönlerden
ayrılan “dil alanları”nı oluútururlar. Bu dil alanları asıl Türk kütlesinin
yaúadı÷ı bazı yerlerde ise tamamen birbirlerinin içine geçmiú durumdadır.
Bu dil alanlarının bazıları normlaútırılarak yazı dili hâline getirilmiú, bazıları
ise kendi topluluklarında ikincil bir dil durumunda kalmıútır.
Bu dil alanlarının birbirleriyle örtüúme oranları aynı de÷ildir.
Bilindi÷i üzere bugün kullanılan Türk yazı dilleri kaynak bakımından
O÷uzca, Kıpçakça, Uygurca ve Bulgarca gibi temel lehçelere dayanmakta ve
1
Lehçeler arası aktarma meseleleri ile ilgili olarak bkz. Ercilasun 1991, 1992, 1994, 1997;
Duman 1991; Mahmudov 1994; Resulov 1995; U÷urlu 2000, 2001, 2002, 2004; Demir 1997;
ølker 1999; Özkan 1999; Yılmaz 2001; Musao÷lu 2003; Karado÷an 2004; Kiriúçio÷lu 2005
vb.
432
Gazi Türkiyat
Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
bunlarda kendi aralarında ikincil lehçelere bölünmektedir. Aynı kaynaktan
gelen Türkiye Türkçesi ile Azerbaycan Türkçesi arasındaki anlaúma oranı
daha fazla iken, farklı kaynaktan gelen Türkiye Türkçesi ile Kırgız Türkçesi
arasındaki anlaúma / örtüúme oranı daha azdır. Bazen de Türkiye Türkçesi
ile Kazan Türkçesinde oldu÷u gibi farklı kaynaklardan gelmelerine ra÷men
çeúitli siyasî, iktisadî ve kültürel sebeplerden dolayı iki lehçe arasındaki
anlaúma oranı yüksek olabilir. Çünkü bir kültür merkezi olan Kazan ile
østanbul arasındaki Sovyetler öncesine dayanan iliúkiler Kazan Türkçesine
birçok Osmanlıca unsurun girmesine sebep olmuú ve bu durum iki lehçenin
birbirleriyle örtüúme oranını artırmıútır. Yine farklı kaynaktan gelen Türkiye
Türkçesi ile Özbek Türkçesi arasındaki anlaúma oranı Arapça ve Farsça
unsurların fazlalı÷ı nedeniyle di÷er lehçelere göre daha fazladır.
Yukarıda da ifade edildi÷i gibi bu yazı dillerinin birbirleriyle
örtüúme oranları aynı olmadı÷ından dolayı, lehçeler arasında yapılan
aktarmalarda karúılaúılan kolaylıklar ve zorluklar da lehçelerin örtüúme
derecesine, aralarındaki farklılı÷ın azlı÷ına veya çoklu÷una, bir baúka
ifadeyle birbirlerine olan yakınlık veya uzaklı÷ına ba÷lıdır (U÷urlu 2004).
Gurbannazar Ezizov ve “ki Aaç”
Gurbannazar Ezizov, 1940 yılının Mart ayında Aúkabat úehrinin
Büzmeyin köyünde dünyaya gelmiútir. 1959 yılında liseyi bitirerek Türkmen
Devlet Üniversitesi’nin Filoloji bölümüne girmiútir. ølk úiirleri 1955 yılında
çeúitli dergi ve gazetelerde yayımlanan Ezizov, 1975 yılında sarhoú bir asker
kaça÷ının serseri kurúunlarıyla can verece÷i ana kadar úiirle ilgilenmiútir.
Ça÷daú Türkmen úiirinin öncülü÷ünü yapan ve otuz beú yıllık ömrüne
toplam 375 úiir sı÷dıran Gurbannazar Ezizov’un Türkmen edebiyatında
önemli bir yeri vardır. Hayatın hemen hemen bütün yönleriyle ilgili úiirler
yazan úair, úiirlerinin birço÷unda ayrılık acısı, hasret ve hüznü dile
getirmiútir. Yaúadı÷ı yıllarda, yeni söyleyiú tarzı sebebiyle “úiirlerinden tercüme kokusu gelmekle” eleútirilmiútir. Yazamadı÷ı, söyleyemedi÷i
duygularının ıstırabıyla yaúayan Ezizov’un yazabildikleri de bazen
basılmamıútır.2 Ömrünün meyvesi olarak kabul edilen úiir kitabı Serpay
(Hediyeler) ise ölümünden sonra yayımlanmıútır. Bundan sonra yayımlanan
ve hemen hemen bütün úiirlerini içeren kitapları Serdarım (Serdarım) ve
Türkmen Sehrası (Türkmen Sahrası) adlarıyla çıkmıútır.
ùiirlerinin dıúında yazdı÷ı Tabıt (Tabut) (Can 2000) ve Cadılı Kepçe
(Büyülü Kürek) (Zal 2007) adlı iki hikâye ile Nesiller Poeması (Nesiller
2
Bkz. Can 2000; Kara 1996.
Güz 2009 / Sayı 5
433
Ünal ZAL
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Manzumesi) ve Göroglı Operasının Liberttosı (Köro÷lu Operasının
Librettosu) adını taúıyan iki tiyatro eseri vardır.
ùair hakkında Türkmenistan ve Türkiye’de çeúitli çalıúmalar
yapılmıútır: Türkmenistan’daki çalıúmalardan ilki, úairin arkadaúı A.
Gurbannepesov tarafından 1995 yılında yapılmıú ve iki cilt hâlinde
yayımlanmıútır. Birinci cilt Saylanan Eserler (Eserlerinden Seçmeler), ikinci
cilt onun bir úiirine atfen Çıkmadık Kitabım (Çıkmamıú Kitabım) adını taúır.
Di÷er bir çalıúma da yine úairin yakın dostlarından Annaberdi Agabayev tarafından yazılan ve úiirlerden çok anılara yer verilen Ezizov’un Emri Bilen
(Ezizov’un Emriyle)’dir. Bir baúka çalıúmayı ise yetiúmesine yardımcı
oldu÷u Hıdır Amangeldi, Diñe Sen Bilen Bakılık Bardır (Yalnız Seninle
Bakilik Vardır) adıyla yapmıútır. Bu kitapta da úairin felsefî görüúleri, bazı
úiirlerinin tahlili yapılmaya çalıúılmıú, úairden ve úiirlerinden yola çıkarak
“ölüm ve hayatın anlamı” gibi felsefî meseleler irdelenmiútir. Bunların
dıúında Tirkeú Sadıkov tarafından yapılan ve bazı úiirlerin úekil, muhteva ve
kafiye yönünden incelendi÷i Gurbannazar Ezizov’ın Poeziyasınıñ Çeperçilik
Ussatlıgı (Gurbannazar Ezizov’un ùiirlerindeki Üstatlı÷ı) adlı yayımlanmamıú bir çalıúma daha vardır (Sadıkov 1995).
ùairle ilgili Türkiye’de birkaç makale yazılmıú (Can 2002; 2007; Zal
2008) ve bazı úiirlerinin aktarması (Duymaz-Ergun 1998; Can 2002;
Nurmemmet 2003) yapılmıútır. Bunların dıúında ilk kapsamlı çalıúma bir
doktora tezi olarak hazırlanmıútır. Bu çalıúmada úairin bütün úiirleri “úekil”,
“muhteva” ve “dil ve üslûp” yönünden de÷erlendirilerek Türkiye Türkçesine
aktarılmıútır (Zal 2007).
“øki A÷aç” adlı kitap, adını içindeki bir úiirin baúlı÷ından alan
Gurbannazar Ezizov’un úiirlerinden seçmeleri içerir. Bu eserde toplam 107
úiir, Türkmenistanlı yazar Annaguli Nurmemmet tarafından Türkiye
Türkçesine aktarılmaya çalıúılmıútır. Kitabın baúında Gurbannzar Ezizov’un
Türkmen edebiyatındaki yerini anlatan bir “Giriú” ile úairin annesiyle yapılmıú bir röportaj yer almaktadır.
“ki Aaç” Adlı Eserdeki Aktarma Meseleleri
“øki A÷aç”ı aktaran Annaguli Nurmemmet, Türkmen Türkü bir
yazar ve diplomattır. Yani, aktarmaya bir Türkiye Türkü katkıda
bulunmamıútır. Aktarma yapmak için en ideal úartlar oluúturuldu÷u hâlde
dahi aktarma hatalarından kaçınılamadı÷ı bir durumda3, yapılan hatalar
mazur görülebilir. Ancak bu tür aktarmalarla Türk dünyasındaki kültürel
3
Bkz. U÷urlu 2000.
434
Gazi Türkiyat
Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
bütünlü÷ün sa÷lanmasının çok zor olaca÷ı da bir gerçektir. Böyle önemli bir
úairin úiirlerinin, daha dikkatli aktarılması gerekir, diye düúünüyoruz. Yukarıda da ifade edildi÷i gibi lehçeler arası aktarmalar, göründü÷ü kadar kolay
olmayan bir iútir. Hele hele bu aktarma úiir olunca iúin içinden çıkmak bir
kat daha zorlaúmaktadır. Yayımlanan aktarma metni de bu görüúümüzü teyit
etmektedir.
Bu çalıúmada Türkiye Türkçesi ile Türkmen Türkçesi arasında
aktarma yaparken kelime düzeyinde düúülebilen hata tipleri “øki A÷aç” adlı
eserden faydalanılarak ortaya konulmaya çalıúılmıútır. ønceledi÷imiz eserden
alınan örnekler ve geçti÷i sayfalar kaynak ve hedef lehçelerin adları
verilerek gösterilmiútir. Kanaatimizce do÷ru olan úekil “>>” iúaretinden
sonra verilen bölümlerdir. Dikkat çekilmek istenen yerlerin altı çizilmiútir.
Türkmen ve Türkiye Türkçesi dikkate alındı÷ında “øki A÷aç” adlı
úiir kitabında kelime düzeyinde karúılaúılan aktarma hataları aúa÷ıdaki
úekilde tasnif edilebilir:
1. Aslını Koruma
ønceledi÷imiz metinde, aúa÷ıdaki örneklerde de görülece÷i üzere,
Türkmen Türkçesinde bulunan bir kelimenin Türkiye Türkçesinde
bulunmamasına ra÷men aynen kullanılması hatalarına rastlanmaktadır. Bu
durumda okuyucu için hiçbir anlam ifade etmeyen bir kelime kullanılmıú olmaktadır. Bu da kaynak cümlede kastedilen anlamın, hedef cümlede tam olarak verilememesine sebep olur. Hâlbuki bu tür kelimelerin birço÷unun
karúılı÷ı, hedef lehçenin imkânları iyi bilinirse kolaylıkla bulunabilir.
Aúa÷ıdaki Türkmence cümlede, öyme dek kelimesi aktarmaya aynen
alınmıútır. Bu kelimenin Türkiye Türkçesindeki eú de÷eri ise “örtü gibi”dir
(TDS 502).
Türkmen Türkçesi (s. 57)
«Kim men?» Co÷ap
tapman úu günlere çen,
Türkiye Türkçesi (s. 56)
“Kimim?” Cevabı yok
bugünlere dek,
Seni söyüp, kimdi÷imi
bildim men,
Yenil gopdum baúıñdakı
öyme dek,
Seni sevip kim oldu÷um
bildim ben
Hafif uçtum, baúındaki
öyme dek,
Diydim: «Eciz bu dünyäde
söymedik!»
Dedim: “Aciz bu
dünyada sevmeyen!”
Güz 2009 / Sayı 5
“>>”
“Kimim ben?” Cevap
bulamadım bu güne
kadar,
Seni sevince, kim
oldu÷umu anladım ben,
Hafifçe kalktım,
baúındaki örtü / tülbent
gibi,
Dedim(ki): “Aciz(dir) bu
dünyada sevmeyen!”
435
Ünal ZAL
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
ønsanların misafirlikte birbirlerine karúı iyi dilek ve temennide
bulunmalarının anlatıldı÷ı metinden aúa÷ıya alınan bölümde kullanılan halta
kelimesinin Türkiye Türkçesindeki eúde÷erleri torba veya kese’dir
(Ercilasun 1991; TDS 1962). Aktarıcı ise bu kelimeyi oldu÷u gibi almıútır.
Türkiye Türkçesi ( s. 97)
Törüñizde
hemiúelik
guralan
Yumúak
sallança÷ıñ
yatmasın badı.
Saça÷ñızda çörek, duz
haltada duz,
Sönmesin ocakda ocarıñ
odı.
Türkiye Türkçesi ( s. 96)
Baú
köúede
ebediyen
kurulan
Boú durmasın daim rahat
beúi÷i
Sofranızda ekmek, tuz
haltada tuz,
Sönmesin ocakta ocar ateúi.
“>>”
Baú köúenizde sürekli
kurulan
Yumuúak
salınca÷ın
kesilmesin hızı
Sofranızda ekmek, tuz
torbasında tuz,
Sönmesin
ocaktaki
ocar4 ateúi.
2. Aslını Uyarlama
Bazı durumlarda aktarıcı, kaynak cümledeki bir kelimeyi, hedef
lehçede bulunmamasına ra÷men hedef lehçenin ses özelliklerine göre
uyarlayıp cümlenin aktarımında kullanmaktadır. Bu durumda, kaynak
lehçeye de hedef lehçeye de ait olmayan yapay bir kelime ortaya
çıkmaktadır. Ortaya çıkan bu kelime okuyucu için hiçbir anlam ifade
etmemektedir. Bu da kaynak cümlede kastedilen anlamın, hedef cümlede
tam olarak verilememesine sebep olmaktadır. Hâlbuki bu tür kelimelerin birço÷unun karúılı÷ı hedef lehçede kolaylıkla bulunabilir. Ayrıca bu tür
aktarmalarda hedef metnin üslûbu bozulmaktadır. Özellikle edebiyat eserlerinde üslûp çok önemli oldu÷u için bu tür hatalar aktarmanın amacına ulaúmasını engellemektedir. ønceledi÷imiz metinde bu türden hatalara da oldukça
sık rastlanmaktadır.
Aúa÷ıdaki Türkmence cümlede geçen kırnak kelimesi aktarmaya
aynen alınmıútır. Oysa Türkiye Türkçesinde bunun eú de÷eri cariye, esir,
hizmetçi, kul kelimeleridir (Ercilasun 1991; TDS 1962).
Türkmen Türkçesi (s. 71)
Sınım düúdi saña, o÷lan,
Türkiye Türkçesi (s. 70)
Gözüm düútü sana o÷lan,
Sensiz sar÷arıp-solayın.
Äkit, o÷lan, äkit meni,
Sensiz sararıp solayım.
Götür o÷lan, götür beni.
Gapıñda gırnak bolayın.
Kapında kırnak olayım.
4
“>>”
Gözüm düútü sana o÷lan
(yi÷it),
Sensiz sararıp solayım.
Götür o÷lan (yi÷it), götür
beni.
Kapında kulun olayım.
Ocar: Çölde yetiúen ve odun olarak kullanılan küçük i÷ne yapraklı bir a÷aç (TDS: 1962)
436
Gazi Türkiyat
Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Aúa÷ıdaki metinde geçen garga- kelimesinin ses ve yapı bakımından
Türkiye Türkçesindeki eú de÷eri beddua et- veya kargıúla-’tır. Kargıyor
úeklindeki bir uyarlama hedef lehçede herhangi bir anlam ifade
etmemektedir.
Türkmen Türkçesi (s. 151)
Gara gara gar÷alar
Gar-ga-yar:
Türkiye Türkçesi (s. 150)
Kara kara kargalar
Kar-gı-yor:
«Biz gonaysak,
garalar
Gar! Gar! Gar!»
Biz konursak
kararır
Kar! Kar! Kar!
“>>”
Kara kara kargalar
Beddua ediyor (=
Kargıúlıyor):
Biz konarsak
kararır
Kar! Kar! Kar!
3. Yalancı Edeer Kelimeler
Türk lehçeleri arasındaki yalancı eú de÷erlik, kaynak lehçedeki bir kelimenin ses ve yapı bakımından aynı olan veya lehçeler arası düzenli ses
denklikleriyle aynı kaynaktan geldikleri bilinen úeklinin hedef lehçede bulunmasıdır. Fakat bu iki kelimenin anlam alanlarının birbirleriyle örtüúme
oranı aynı de÷ildir. Yalancı eú de÷er kelimeler birbiriyle tamamen veya az
bir oranda örtüúebilir veya hiç örtüúmeyebilir (U÷urlu 2002). Aynı
kaynaktan gelen bazı kelimeler zaman içerisinde dildeki anlam de÷iúmeleri
sebebiyle bir lehçede farklı bir anlam kazanabilir. Kelimelerin anlam
alanlarında, geniúleme veya daralma olabilece÷i gibi anlam alanı tamamen
de de÷iúebilir (Aksan 1999; Karado÷an 2004).
Anlamlı kelimelerde oldu÷u gibi görevli kelimeler dedi÷imiz
edatlarda da yalancı eú de÷erlik söz konusu olabilmektedir. Örneklerde de
görülece÷i üzere aynı kaynaktan gelen bazı edatların görevleri veya
kullanıldıkları durumlar iki lehçe arasında farklı olabilmektedir. Bu durumda
da yalancı eú de÷erlik söz konusudur. ønceledi÷imiz metinde, edatlardaki
yalancı eú de÷erlik durumuna dikkat edilmemesinden kaynaklanan aktarma
hatalarına da rastlanmıútır.
Aktarılan eserde yukarıda sözü edilen “yalancı eú de÷er” olan
kelimelerin aktarılmasında oldukça fazla hatalara rastlanmaktadır. Bu tür
aktarma hataları “yarım veya tam yalancı eú de÷er kelimeler” olmak üzere
iki grupta toplanabilir.
3. 1. Anlam Alanları Tam Örtümeyen Kelimeler (= Kısmî /
Yarım Yalancı Edeer Kelimeler)
Güz 2009 / Sayı 5
437
Ünal ZAL
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Kısmî / yarım yalancı eú de÷erlik, kaynak lehçedeki bir kelimenin
ses ve yapı bakımından aynı olan veya lehçeler arası düzenli ses denklikleriyle aynı kaynaktan geldikleri bilinen úeklinin hedef lehçede bulunması; fakat bu iki kelimenin anlam alanlarının birbirleriyle tam olarak
de÷il de kısmî oranda örtüúmesidir.
Aúa÷ıdaki Türkmence mısrada geçen don kelimesinin ses
bakımından karúılı÷ı olan don Türkiye Türkçesinde de kullanılmaktadır.
Ancak bu kelime Türkmencedeki aslıyla anlam bakımından ancak Türkiye
Türkçesinin bazı a÷ızlarında örtüúmekte, yazı dilinde ise elbise, giysi
kelimesiyle karúılanmaktadır. Aúa÷ıdaki mısralarda yazar güz mevsiminin
gelmesiyle beraber onun belirtileri olan Türkmen ovasının sararıp
soldu÷undan bahsetmektedir. Dolayısıyla bu úekildeki bir anlamın ifade
ediliúinde elbise kelimesi tercih edilmeliydi.
Türkmen Türkçesi (s.
169)
Güyz donun geyipdir
Türkmen düzleri,
Ba÷laram sıpayı mive
biúende.
Barha az aydılyar söygi
sözleri,
Barha köp oylanyañ iñrik
düúende.
Türkiye Türkçesi (s.
168)
Güz donun giymiútir
Türkmen düzleri,
Ba÷lar da kibardır meyve
piúince,
Daha az söylenir sevgi
sözleri,
Daha çok düúünür
alacakaranlık düúünce.
“>>”
Güz elbisesi giymiútir
Türkmen ovaları,
A÷açlar da naziktir
meyve olgunlaúınca,
Daha az söylenir sevgi
sözleri,
Daha çok düúünüyorsun
alacakaranlık çökünce.
Yine aúa÷ıdaki dörtlükteki tamlama eki ile edat aktarımındaki hatayı
görmezlikten gelirsek, hem ses hem de yapı bakımından birbirine eúit olan
gazaplıdır kelimesi Türkiye Türkçesine öfkelidir úeklinde aktarılmalıydı.
Türkmen Türkçesi (s. 151)
Gicäñ ayazında
Gazaplıdır gar.
Garga aya÷ından
Beynä çen doñyar.
Türkiye Türkçesi (s. 150)
Gece ayazında
Gazaplıdır kar.
Karga aya÷ından
Baúına donar.
“>>”
Gecenin ayazında
Öfkelidir kar.
Karga aya÷ından
Beynine kadar donar.
Türkmen Türkçesindeki ba÷ kelimesinin ba÷, bahçe anlamının
yanında a÷aç anlamı da vardır (TDS, 1962). Dolayısıyla, Türkmen
Türkçesindeki ba÷ ile Türkiye Türkçesindeki ba÷ kelimelerinin anlam
alanları tam olarak örtüúmemektedir. Aúa÷ıdaki örnekte, bu iki kelime
arasındaki yalancı eú de÷erlik durumuna dikkat edilmemiú ve kaynak
cümlede geçen ba÷, hedef cümleye yine ba÷ kelimesiyle aktarılmıútır. Fakat
438
Gazi Türkiyat
Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
metindeki ba÷lama baktı÷ımızda bu kelimenin Türkiye Türkçesine
aktarımının a÷aç úeklinde olması gerekirdi.
Türkmen Türkçesi (s. 173)
Ba÷ astında gö÷e garap
yatırın,
Düúek edip yaú maysalı
topra÷ı.
Barma÷a gök yuva sarap
yatırın,
Türkiye Türkçesi (s. 172)
Ba÷ astında gö÷e bakıp
yatarım,
Döúek yapıp yaú bu÷daylı
topra÷ı.
Parma÷a gök yuva sarıp
yatarım.
Men dünyäniñ dara÷tınıñ
yapra÷ı.
Ben dünya a÷acının
yapra÷ı.
“>>”
A÷aç altında gö÷e
bakıp yatıyorum,
Döúek yapıp körpe
bu÷daylı topra÷ı.
Parma÷ıma yeúil
yuva5 dolayarak
yatıyorum.
Ben dünya a÷acının
yapra÷ıyım.
3. 2. Anlam Alanları Hiç Örtümeyen Kelimeler ( = Tam Yalancı
Edeer Kelimeler)
Aynı kaynaktan gelen veya aynı kaynaktan geldikleri düúünülen ve
anlam alanları hiç örtüúmeyen kelimelere tam yalancı eú de÷er kelimeler
denir. øncelemiú oldu÷umuz eserde, kısmî / yarım yalancı eú de÷er
kelimelerde oldu÷u gibi tam yalancı eú de÷er kelimelerde de aktarma
hatalarının yapıldı÷ını görüyoruz.
Aúa÷ıdaki Türkmence dörtlükte geçen cadılı kelimesi aktarmaya
cadı úeklinde –lı eki eksik olarak alınmıútır. Hâlbuki kaynak lehçede kelime
cadılı olarak geçmektedir. Türkiye Türkçesinde cadı kelimesinin eú de÷eri
büyü, cadılı kelimesinin eú de÷eri ise büyülü’dür (Ercilasun 1991). Kaynak
lehçede kullanılan cadılı däl kelimesi ile gözlerin etkileyici olmamasından
bahsedilmektedir. Aktarıcı gözleri kiúileútirerek büyü, sihir yapan kiúi
anlamına gelen cadı kelimesi ile karúılamıútır. Oysa metnin ba÷lamı dikkate
alındı÷ında kaynak metindeki cadılı kelimesi Türkiye Türkçesine büyülü
úeklinde aktarılmalıydı.
Türkmen Türkçesi (s. 57)
Adamlara has ınamlı
garadım.
Yeniú bilen tamam boldı
gözle÷im.
Kın pursatım medet berdi
kalbıma,
Cadılı däl - seniñ ınsan
gözleriñ.
5
Türkiye Türkçesi (s. 56)
ønsanlara çok güvenli
baktım ben.
Zafer ile tamam oldu
gözlemim
Zor fırsatım medet verdi
kalbime
Cadı de÷il senin insan
gözlerin.
“>>”
ønsanlara çok güvenerek
baktım.
Zafer ile tamamlandı
araútırmam.
Zor anlarım yardım etti
kalbime,
Büyülü de÷il senin insan
gözlerin.
Yuva: Baharda yetiúen ve yenilen acımtırak bir ot (TDS: 1962)
Güz 2009 / Sayı 5
439
Ünal ZAL
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Türkmen Türkçesindeki oba ile Türkiye Türkçesindeki ova kelimelerinin anlam alanları hiç örtüúmemektedir;6 dolayısıyla bu kelimeler tam yalancı eú de÷erdir. Ancak, aúa÷ıdaki örnekte aktarıcı bu kelimeleri eú de÷er
zannetmiú ve kaynak cümledeki oba’yı Türkiye Türkçesine ova kelimesiyle
aktarmıútır. Oysa, burada oba yerine köy kelimesi kullanılmalıdır.
Türkmen Türkçesi (s.
139)
Diñlär meni úäherler,
Diñlär meni obalar.
øne, meniñ çuñlu÷ım,
Beyikli÷im úu bolar!
Türkiye Türkçesi (s.
138)
Dinler beni úehirler,
Dinler beni ovalar.
øúte, benim derinlik,
Büyüklü÷üm bu olur!
“>>”
Dinler beni úehirler,
Dinler beni köyler.
øúte, benim derinli÷im,
Yüceli÷im bu olur!
Aúa÷ıdaki örneklerde geçen hem edatının ses ve yapı bakımından
Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı hem, eú de÷eri ise ve ba÷lama edatıdır. Söz
konusu edat Türkiye Türkçesine hem de÷il, ve ba÷lama edatıyla aktarılmalıydı.
Türkmen Türkçesi (s.
143)
Sen görmän geçyärsiñ
Señ üçin dörän
Uçmaha yat, Ereme yat
gülleri.
Yüzüñi sıpasa, yı÷ırdın
yazcak
Otdan hem toprakdan
dörän yelleri.
Türkiye Türkçesi (s.
142)
Görmeden geçersin
Sana açılan
Cennete yad, øreme yad
gülleri.
Kırıúı÷ın gerer, yüzünü
öpse
Ottan hem topraktan esen
yelleri.
“>>”
Sen görmeden geçiyorsun
Senin için büyüyen
Cennete yabancı, ørem’e
yabancı çiçekleri.
Yüzünü okúasa, kırıúı÷ını
düzeltecek.
Ateú ve topraktan türeyen
yelleri.
Aúa÷ıdaki metinde de görülece÷i üzere Türkmen Türkçesindeki dek
edatının ses ve kaynak bakımından Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı dek,
eúde÷eri ise gibi’dir. Söz konusu edat Türkiye Türkçesine gibi karúılı÷ında
aktarılmalıydı.
Türkmen Türkçesi (s.
305)
Tekepbir bol, çıkıp
bolmaz gaya dek,
Sada bol, aylarıñ do÷uúı
Türkiye Türkçesi (s.
304)
Gururlu ol, eriúilmez
kaya dek,
Sade ol, ayın do÷uúu
6
“>>”
Gururlu ol, çıkılmaz kaya
gibi,
Sade ol, ayların do÷uúu gibi.
ooba: Köy (TDS 1962); oba: 1. Göçebelerin konak yeri. 2. Bu konak yerinde konaklayan
halk veya aile. 3. Genellikle bölmeli göçebe çadırı (TS 2005).
440
Gazi Türkiyat
Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
yalı.
ùeyle yi÷itler bar, (olar
bar entek)
Sen dek gayalarda olañ
hıyalı!
misali.
Öyle yi÷itler var, (onlar
var henüz)
Senin gibi kayalarda
hayali!
Böyle yi÷itler var, (onlar var
úimdi de)
Senin gibi kayalarda onların
hayali!
Yine aúa÷ıdaki metinde geçen dek edatının Türkiye Türkçesine gibi
benzetme edatıyla aktarılması gerekirdi.
Türkmen Türkçesi (s.
57)
«Kim men?» Co÷ap
tapman úu günlere çen,
Seni söyüp, kimdi÷imi
bildim men,
Yenil gopdum baúıñdakı
öyme dek,
Diydim: «Eciz bu
dünyäde söymedik!»
Türkiye Türkçesi (s.
56)
“Kimim?” Cevabı yok
bugünlere dek,
Seni sevip kim oldu÷um
bildim ben
Hafif uçtum, baúındaki
öyme dek,
Dedim: “Aciz bu
dünyada sevmeyen!”
“>>”
“Kimim ben?” Cevap
bulamadım bu güne kadar,
Seni sevince, kim oldu÷umu
anladım ben,
Hafifçe kalktım, baúındaki
örtü/ tülbent gibi,
Dedim(ki): “Aciz(dir) bu
dünyada sevmeyen!”
4. Yanlı Kelime Seçimi
ønceledi÷imiz metinde Türkmen Türkçesinde bulunan bir kelime
veya ifadenin yanlıú seçilen kelimelerle Türkiye Türkçesine aktarılması
hatalarına da oldukça fazla rastlanmaktadır. Bu durumda aktarılan metinde,
asıl metinde kastedilen úey tam olarak yansıtılmamakta, bazen de tam tersi
bir anlam çıkabilmektedir.
Metnin tamamı dikkate alındı÷ında, toplumdaki problemlerden
bunalan úairin kendisini tabiatın kuca÷ına bırakması ve yalnız kalarak az da
olsa dinlenmeye ihtiyacı oldu÷unu bildirmesi söz konusudur. Türkmen
Türkçesinde gatı a÷lamak ve gatı gülmek ile ifade edilen durum Türkiye
Türkçesine yüksek a÷lamak ve yüksek gülmek úeklinde aktarılamaz. Böyle
bir durumda yalnız ve sessiz yaúama iste÷ine uygun bir kelime seçimi
yapılması gerekir. Kanaatimizce Türkmen Türkçesindeki gatı a÷la- úekli
Türkiye Türkçesine feryat ederek a÷la-; gatı gül- ise kahkahalarla gülúeklinde aktarılmalıdır. Çünkü sessizli÷in ve yalnızlı÷ın ruhuna da yakıúan
bu durumdur.
Türkmen Türkçesi (s.
61)
Hovlukmayın.
Söz bermäyin hiç kime,
Türkiye Türkçesi (s. 60)
“>>”
Acele etmeyim.
Söz
vermeyim
kimseye,
Acele etmeyeyim.
Söz vermeyeyim
kimseye,
hiç
Güz 2009 / Sayı 5
hiç
441
Ünal ZAL
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Öyüm çetde - hiç bir zadı
bilmäyin,
Düme oylanayın,
Yaúayın düme.
Gatı a÷lamayın,
Hiçbir
úeyi
bilmemkuytuda evim.
Do÷al düúüneyim,
Yaúayım do÷al.
Yüksek a÷lamam ben,
Gatı gülmäyin.
Yüksek gülmem ben.
Evim kuytuda, hiçbir úeyi
bilmeyeyim.
Sessizce düúüneyim,
Yaúayayım sessizce.
Feryat
ederek
a÷lamayayım,
Kahkahalarla
gülmeyeyim.
Aúa÷ıdaki dörtlükte geçen beyin kelimesinin ses, yapı ve anlam
bakımından Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı beyin’dir. Aktarıcı beyin
kelimesi yerine baú kelimesini kullanmıútır. Hâlbuki baú ile beyin kelimeleri
hem Türkiye Türkçesinde hem de Türkmen Türkçesinde aynı anlamı
karúılamazlar.7
Türkmen Türkçesi (s.
151)
Gicäñ ayazında
Gazaplıdır gar.
Gar÷a aya÷ından
Beynä çen doñyar.
Türkiye Türkçesi (s.
150)
Gecenin ayazında
Gazaplıdır kar.
Karga aya÷ından
Baúına donar.
“>>”
Gecenin ayazında
Öfkelidir kar.
Karga aya÷ından
Beynine kadar donar.
Aúa÷ıdaki örnek metinde geçen ya da edatının ses ve yapı
bakımından Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı ya da, eú de÷eri ise yoksa’dır.
Metinde bahar bayramı ile güzün hüznü karúılaútırılmakta ve hangisinin daha
iyi oldu÷unun cevabı aranmaktadır. Bundan dolayı aktarıcı ya da edatını iyi
ya de÷il de, yoksa úeklinde aktarmalıydı.
Türkmen Türkçesi (s.
177)
Eliñ galama barar,
Sorar yüre÷iñ sesi:
Yaz bayramı govumı
Ya-da güyzüñ gussası.
Türkiye Türkçesi (s.
176)
Elin kaleme varır,
Sorur yüre÷in sesi:
Baharın bayramı mı?
øyi ya, güzün hüznü.
“>>”
Elin kaleme varır
Sorar vicdanın sesi:
Bahar bayramı mı iyi,
Yoksa güzün hüznü mü?
Yine aúa÷ıdaki metinde geçen da edatının ses ve yapı bakımından
Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı da, eú de÷eri ise ve’dir. Metinde savaú
zamanında ekmek sırasına girmiú ve zor da olsa bir ekmek almıú bir çocu÷un
7
Ba: ønsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, a÷ız vb. organları kapsayan, vücudun
üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser (TS 2005; TDS 1962). Beyin: Kafatasının üst
bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluúan, duyum ve
bilinç merkezlerinin bulundu÷u organ, dima÷ (TS 2005; TDS 1962).
442
Gazi Türkiyat
Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
elindeki ekme÷in zorba bir kiúi tarafından zorla alınması anlatılmaktadır.
Bundan dolayı aktarıcı da edatını aynen almamalıydı. Bunun yerine Türkiye
Türkçesindeki ve edatı kullanılmalıydı.
Türkmen Türkçesi (s.
191)
Çöre÷imi aldı-da,
Yeñsämden itdi.
Tövere÷ne garanıp,
U÷runa gitdi.
Türkiye Türkçesi (s.
190)
Ekme÷imi aldı da
Ensemden itti.
Etrafa bakınıp,
Yoluna gitti.
“>>”
Ekme÷imi aldı ve
Ensemden itti.
Etrafına bakınarak,
Yoluna devam etti.
5. Kelimeler Arası Uyumsuzluk
Anlamları, kullanımları ve cümlenin di÷er unsurlarıyla olan iliúkileri
bakımından aralarında anlam yönünden uyumsuzluk bulunan kelimelerin bir
arada kullanılmasından kaynaklanan aktarma hatalarına da rastlanmaktadır.
Tek baúına düúünüldü÷ünde “yalancı eú de÷er kelimeler”, “yanlıú kelime
seçimi” gibi farklı hata tiplerine giren bazı kelimelerin di÷er kelimelerle olan
anlam iliúkileri uyumsuz olmaktadır. Bu durumda, kelimenin aktarımındaki
yanlıúlık dikkate alınmasa bile, di÷er kelime veya kelimelerle anlam
yönünden uyumsuz oldu÷u için ayrı bir hata tipi ortaya çıkmaktadır. Bir
baúka deyiúle, bazen yanlıú aktarılan bir kelime, bu yanlıúlık sebebiyle di÷er
kelimelerle de uyumsuz olmaktadır. Yani, yapılan bir hata, zincirleme olarak
baúka hatalara sebep olmaktadır (Karado÷an 2004).
Aúa÷ıdaki metinde görülece÷i üzere Türkmen Türkçesinde
kullanılan bo÷azını bo÷ar úeklindeki bir kullanım Türkiye Türkçesine
bo÷azında dü÷ümlenir veya bo÷azını sıkar úeklinde aktarılmalıydı.
Türkmen Türkçesi (s.
103)
Yöne eden ya÷úılı÷ıñ irugiç
Gaytar÷ısın
talap
edäyseñ e÷er,
Unudayma, soñkı demine
deñiç
Seniñ hayrıñ yi÷diñ
bo÷azın bo÷ar.
Türkiye Türkçesi (s.
102)
Ama er geç yaptı÷ın
iyili÷in
Beklentisin talep etsen
sen e÷er,
Unutma en son nefesine
kadar
Senin hayrın yi÷idin
bo÷azını bo÷ar.
“>>”
Unutma,
son
nefesini
verinceye kadar
Senin
iyili÷in
yi÷idin
bo÷azında dü÷ümlenir.
Güz 2009 / Sayı 5
443
Lâkin yaptı÷ın iyili÷in er
veya geç
Karúılı÷ını beklersen e÷er,
Ünal ZAL
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Aúa÷ıdaki dörtlükte de görülece÷i üzere Türkmen Türkçesinde
kullanılan ıúk gaynar úeklindeki bir ifade Türkiye Türkçesine aúık kaynar
úeklinde de÷il, aúk kaynar úeklinde aktarılmalıydı.
Türkmen Türkçesi (s.
93)
Cahıllı÷ıñ yaúında,
Iúk gaynar döúünde,
Obamızıñ gızları
Seni görer düyúünde.
Türkiye Türkçesi (s.
92)
Delikanlı yaúında,
Aúık kaynar döúünde,
Köyümüzün kızları
Seni görür düúünde.
“>>”
Delikanlı yaúında
Aúk kaynar kalbinde,
Köyümüzün kızları
Seni görür düúünde.
6. Kelime Eksiklii
Aktarma yaparken, kaynak cümledeki her kelimenin hedef cümleye
birebir aktarılması her zaman mümkün olmayabilir. Ancak bu, kaynak
cümledeki bazı kelimelerin göz ardı edilebilece÷i anlamına da gelmez.
Metnin aslına sadık kalmak ve yazarın tercihlerine saygı göstermek için
kaynak cümledeki her kelime dikkate alınmalı ve aktarma ona göre
yapılmalıdır. øncelenen metinde, kaynak cümledeki bazı kelimelerin hedef
cümlede eksik bırakılması yüzünden kastedilenin anlaúılamadı÷ı veya yanlıú
anlaúıldı÷ı durumlara rastlanmıútır. Ancak bu tür hataların aktarıcıdan mı
yoksa dizgi hatasından mı kaynaklandı÷ını söylemek zordur.
Aúa÷ıdaki Türkmence metinde ülkesini düúman saldırılarından
korumaya çalıúan ve bu yola baú koymuú gençlerin ne kadar zor bir iú
üstlendikleri anlatılmaktadır. Türkmen Türkçesindeki ne kın?! ifadesi
Türkiye Türkçesine ne kadar da zor?! karúılı÷ında aktarılmalıydı. Çünkü
burada kullanılacak olan miktar edatı yapılan iúin çok zor oldu÷unu ifade etmektedir.
Türkmen Türkçesi (s.
203)
Söveú güni söveú donunı
geyen
Ça÷a
yurt
ıkbalın
goramak ne kın?!
Vatan üçin baú goyyarlar
o÷ullar,
Bärde
enelermiz
galyarlar yetim...
444
Türkiye Türkçesi (s.
202)
Savaú
günü
savaú
giysisin giyen
Çocu÷a
yurdunu
korumak çetin?!
Vatan için ölüyorlar
o÷ullar,
Burada analar kalıyor
yetim...
Gazi Türkiyat
“>>”
Savaú günü savaú elbisesini
giyen
Çocu÷a yurdunun kaderini
korumak ne kadar da zor?
Vatan u÷runa baú koyuyor
o÷ullar,
Burada annelerimiz kalıyor
yetim...
Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Aúa÷ıdaki Türkmence metinde geçmekte olan ben zamirinin Türkiye
Türkçesindeki ses, yapı ve anlam bakımından karúılı÷ı ben’dir. Metnin
anlamını pekiútirmeye yarayan bu zamirin aktarmada kullanılması gerekirdi.
Türkmen Türkçesi (s.
222)
Günäkäri men däl beyle
vakanıñ,
Özümi úu vakañ úayadı
öydyän.
Hesretin vasp edyän diri
kakamıñ,
Yok atamıñ, ùatlı÷ını
vasp edyän.
Türkiye Türkçesi (s.
223)
Suçlusu de÷ilim öyle
olayın,
Kendim bu olaya úahit
zannettim.
Hasretin methettim diri
babamın,
Yok atamın huzurunu
methettim.
“>>”
Suçlusu ben de÷ilim böyle
olayın,
Kendimi bu olayın úahidi
sanıyorum.
Acısını8 anlatıyorum diri
babamın,
Hayatta olmayan dedemin
mutlulu÷unu anlatıyorum.
Aúa÷ıdaki örnek metinde geçen dek edatının ses ve yapı bakımından
Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı dek, eú de÷eri ise gibi’dir. Söz konusu edat
Türkiye Türkçesine gibi benzetme edatıyla aktarılmalıydı.
Türkmen Türkçesi (s.
191)
Men iñledim, içimden
Sancı tutan dek.
Hol añırda äpet gün,
Hol bärde tüylek.
Türkiye Türkçesi (s.
190)
Ben inledim, içimde
Güya sancılı.
Orada büyük güneú,
Burada kıllı.
“>>”
Ben inledim, içimden
Sancı tutmuú gibi.
Öte tarafta büyük güneú,
Berideyse kıllı.
Aúa÷ıdaki dörtlükte geçen çen edatının Türkiye Türkçesindeki
eúde÷eri kadar’dır. Söz konusu edatın aktarıcı tarafından kullanılmamıú olması anlam bulanıklı÷ına sebep olmaktadır. Çünkü metinde de görülece÷i
üzere hayvanın donması önce ayaktan baúlıyor ve beyne kadar ilerliyor.
Bundan dolayı aktarıcı kadar edatını kullanmalıydı.
Türkmen Türkçesi (s.
151)
Gicäñ ayazında
Gazaplıdır gar.
Gar÷a aya÷ından
Beynä çen doñyar.
Türkiye Türkçesi (s.
150)
Gecenin ayazında
Gazaplıdır kar.
Karga aya÷ından
Baúına donar.
“>>”
Gecenin ayazında
Öfkelidir kar.
Karga aya÷ından
Beynine kadar donar.
8
Buradaki hasret kelimesinin karúılı÷ında acı, trajedi, facia vb. gibi kelimeler kullanılabilir.
Çünkü úairin babası II. Dünya Savaúında Almanlara esir düúmüútür. Naziler bu savaú
esirlerine her türlü iúkenceyi uygulamıúlardır. Hatta onları denek olarak bile kullanmıúlardır.
Güz 2009 / Sayı 5
445
Ünal ZAL
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
7. Kelime Fazlalıı
Lehçeler arası aktarma yaparken bazen hedef cümlede, kaynak
cümlede karúılı÷ı olmayan kelimeler kullanılmaktadır. Elbette, aktarma
yaparken kaynak cümledeki her kelimenin hedef cümleye birebir aktarılması
her zaman mümkün olmayabilir. Bu sebeple de kaynak cümledeki anlamı
tam olarak verebilmek için fazladan kelimeler kullanılabilir. Ancak, burada
bahsedilen fazladan kelime kullanımı, gerekli oldu÷u için de÷il; tamamen
keyfî ve gereksiz yere yapılmaktadır. Metnin aslına sadık kalmak ve yazarın
tercihlerine saygı göstermek bakımından hedef cümlede gereksiz yere ve
fazladan kelime kullanılmamalıdır. Üstelik önemsiz gibi görünen “kelime
eksikli÷i” ve “kelime fazlalı÷ı” hataları bir araya gelince metnin aslından
iyice uzaklaúılmaktadır (Karado÷an 2004).
Aúa÷ıdaki Türkmence metinde fazla kelime kullanımından
kaynaklanan aktarma hatasına rastlamaktayız. Aktarmanın ikinci mısrasında
geçen bir kelimesinin kullanılmasına gerek yoktur. Bu kelimenin
kullanılması okuyucunun zihninde anlam karmaúasına sebep olmaktadır.
Türkmen Türkçesi (s.
87)
Men kiçicik úäherleri
söyyärin!
Ol yerde hemme zat
sadadan-sada.
Ulı úäherlerde tapılgısız
zat,
Bu yerde yer bolyar
mıhmanhanada.
Türkiye Türkçesi (s.
86)
Ben küçücük úehirleri
seviyorum!
O bir her úeyde sadeden
sade.
Büyük
úehirlerde
bulunmaz bir úey,
Burada
yer
vardır
misafirhanede.
“>>”
Ben
küçücük
úehirleri
seviyorum.
Orada her úey o kadar sade
ki / sade mi sade.
Büyük
úehirlerde
bulunmayan úey.
Burada yer bulunur otelde.
Aúa÷ıdaki metinde ise hem fazla kelime kullanımından hem de
yanlıú aktarmalardan kaynaklanan hatalar vardır. ølk satır tamamen yanlıú
aktarılmıútır. økinci satırda bu huúu úeklindeki bir kullanımı karúılayan
kelime grubu yoktur. Üçüncü satırdaki boyun almak úeklindeki bir
kullanımda deyimlerin aktarılmasında yalancı eúde÷er hatasına düúülmüútür.
Son mısrada ise hem yanlıú kelime seçimi hem de fazla kelime kullanmaktan
kaynaklanan aktarma hataları yapılmıútır. Bir dörtlükte bu kadar hatanın
yapılması anlaúmayı kolaylaútırmıyor, tam tersine zorlaútırıyor diyebiliriz.
446
Gazi Türkiyat
Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Türkmen Türkçesi (s.
227)
øne, sırıp yörüs köçeleñ
boyun,
Bir-birmiz
tanaman,
nobata durus,
Geliñ, sır saklaman,
alalıñ boyun,
ùol daúı näçämiz göterip
yörüs.
Türkiye Türkçesi (s.
226)
Sokaklarda dolaútı÷ımız
bilelim,
Tanımadan sıradayız bu
huúu,
Hiç sır saklamadan
boyun alalım,
Bak
kaçımız
götürmekte o taúı.
“>>”
øúte, baúıboú dolaúıyoruz
sokaklar boyu,
Birbirimizi tanımadan sırada
bekliyoruz,
Gelin, sır saklamayalım, itiraf
edelim,
O taúı nicemiz taúımaktayız.
Aúa÷ıdaki hedef cümlede altı çizilmiú edatın kaynak cümlede
karúılı÷ı yoktur. Aktarıcı bu edatı fazladan kullanmıútır.
Türkmen Türkçesi (s.
195)
Günlen biri úinel atıp
üstlerne,
Onuñam üstünden atınıp
asman,
Yatdılar
Gödeklik
hemem
näziklik
Aradakı ulı serhede
yetmän
Türkiye Türkçesi (s.
194)
Bir gün ise kaput atıp
üstlerine,
Onun da üstünden
alarak asman,
Yattılar
Kabalık ve de naziklik.
“>>”
Günlerden bir gün kaput atıp
üstlerine,
Onun da üstüne örterek
gökyüzünü,
Yattılar
Kabalık ve de naziklik.
Aradaki büyük sınıra
yetmeden
Aradaki
varmadan.
büyük
sınıra
8. Hedef Lehçede Ol mayan Kelime Kullanma
Lehçeler arası aktarmalarda bazen hedef lehçede bulunmayan
kelimelerin kullanıldı÷ını görüyoruz. Hâlbuki biraz dikkat edilse kaynak
metindeki kelimenin karúılı÷ını hedef lehçede kolayca bulmak mümkündür.
Fakat bunun yerine aktarıcılar bazen “uydurma” kelimeler kullanmaktadır.
Aslını uyarlama hatasına benzese de bu tür aktarma hatalarında bir uyarlama
söz konusu de÷ildir. Bu tür aktarma hatasında, kaynak lehçedeki kelimeyle
ilgisi olmayan ve hedef lehçede de bulunmayan bir kelime kullanılmaktadır.
Yapılan bu tür aktarmalar ço÷u kere hedef lehçedeki okuyucu için hiçbir
anlam ifade etmemekte, bazen de kaynak cümlede kastedilen úeyin tam
olarak anlaúılmasını da engellemektedir (U÷urlu 2000; Karado÷an 2004).
Aúa÷ıdaki Türkmence metinde geçen asıllı iúler yapısı Türkiye
Türkçesine asil iúler kelimesiyle aktarılmalıydı. Çünkü Türkiye Türkçesinde
de asıllı iúler diye bir kulanım yoktur ve okuyucunun zihninde de hiçbir úeyi
karúılamaz.
Güz 2009 / Sayı 5
447
Ünal ZAL
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Türkmen Türkçesi (s.
87)
Bu yerde kän hapa iúler
edilmez,
Asıllı iúlerem edilmez
kelte.
Çünki
bütin
úäher
anı÷na yeter,
Türkiye Türkçesi (s.
86)
Burada çok kirli iúler
yapılmaz,
Asıllı iúler de yapılmaz
yarım.
Zira
bütün
úehir
tamamın bilir,
Yerden
tılla
galkanda erte.
Yerden
altın
do÷arken yarın.
halka
halka
“>>”
Burada fazla kirli iúler
çevrilmez,
Asil iúler de bırakılmaz
yarım.
Çünkü bütün úehir neyin ne
oldu÷unu anlar (= iúin
do÷rusunu ö÷renir).
Yerden
altın
halka
yükselirken yarın.
Yine aynı metindeki dımmak kelimesinin Türkiye Türkçesindeki ses
ve yapı bakımından karúılı÷ı dımmak, anlamı ise 1. sesini çıkarmadan
oturmak, konuúmamak’tır. Fakat aktarmada da görülece÷i üzere susmaklık
úeklinde aktarılan bir kelimenin Türkiye Türkçesindeki anlamı net de÷ildir.
Bundan dolayı bu kelime hedef lehçeye suskunluk úeklinde aktarılmalıydı.
Türkmen Türkçesi (s.
89)
Utanmañ!
Gizlemäñ yüzleriñizi,
Dımmaklı÷ı,
yı÷ralı÷ı
ovradıñ!
Öz aydıp bilmedik
sözleriñizi,
Ça÷añıza
aytmaklı÷ı
övrediñ!
Türkiye Türkçesi (s.
88)
Utanmayın!
Gizlemeyin yüzünüzü,
Susmalı÷ı,
çekingenli÷i
kırın!
Kendi
söyleyemeyen
sözünüzü,
Yavrunuza söylemeyi
ö÷retin!
“>>”
Utanmayın!
Gizlemeyin yüzlerinizi,
Suskunlu÷u (bozun),
utangaçlı÷ı kırın!
Kendinizin, söyleyemedi÷iniz
sözleri,
Yavrunuza söylemeyi ö÷retin!
Aúa÷ıdaki metinde de görülece÷i üzere Türkmen Türkçesindeki zat
kelimesinin Türkiye Türkçesindeki ses ve yapı bakımından karúılı÷ı zat,
anlamı ise úey’dir. Fakat bu kelime aktarılırken hedef metinde olmayan bir
karúılık seçilmiútir. Türkiye Türkçesinde úevli diye bir kelime yoktur.
Türkmen Türkçesi (s.
293)
Mu÷allıma köp zeyrendi:
Türkiye Türkçesi (s. 292)
“>>”
Hoca Hanım çok azarladı:
«Vah, seniñki úol bir zat-
“Vah, seninki yine aynı
úevliGün de çizsen - insano÷lu,
Gül
de
çizsen
insano÷lu.”
Ö÷retmen Hanım çok
söylendi:
“Vah, seninki hep aynı
úey
Güneú de çizsen insan,
Çiçek de çizsen insan.”
Günem çekseñ - Adamzat.
Gülem çekseñ - Adamzat.»
448
Gazi Türkiyat
Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
9. Yakın Anlamlı Kelime Kullanma
ønceledi÷imiz metinde aktarıcı, kaynak lehçedeki bir kelimeyi yakın
anlamlı iki kelime kullanarak hedef lehçeye aktarmaya çalıúmıútır. Böyle bir
uygulama sonucunda hedef metnin üslûbu bozulmakta ve aktarmanın amacına ulaúması mümkün olmamaktadır.
Aúa÷ıdaki Türkmence cümlede geçen talap edäyseñ úeklindeki bir
yapının Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı talep ediyorsan’dır. Fakat bu
úekildeki bir kullanım Türkiye Türkçesine beklentisin talep etsen
karúılı÷ında aktarılmamalıdır. Söz konusu yapı hedef lehçeye karúılı÷ını
beklersen úeklinde aktarılmalıydı.
Türkmen Türkçesi
(103)
Yöne eden ya÷úılı÷ıñ irugiç
Gaytar÷ısın
talap
edäyseñ e÷er,
Unudayma, soñkı demine
deñiç
Seniñ hayrıñ yi÷diñ
bo÷azın bo÷ar.
Türkiye Türkçesi (s.
102)
Ama er geç yaptı÷ın
iyili÷in
Beklentisin talep etsen
sen e÷er,
Unutma en son nefesine
kadar
Senin hayrın yi÷idin
bo÷azını bo÷ar.
“>>”
Lâkin yaptı÷ın iyili÷in er
veya geç
Karúılı÷ını beklersen e÷er,
Unutma,
son
nefesini
verinceye kadar
Senin
iyili÷in
yi÷idin
bo÷azında dü÷ümlenir.
10. Aız Kelimeleri Kullanma
ønceledi÷imiz úiirlerde, bir kelimenin üst dildeki úeklinin de÷il de
a÷ızlardaki varyantının kullanıldı÷ı durumlara rastlanmıútır. Edebî
metinlerde a÷ızlara ait kelimeler, ancak belli durumlarda kullanılabilir. Bu
aktarmada a÷ız kelimelerini kullanmak için herhangi bir sebep bulunmamaktadır.
Aúa÷ıdaki Türkmence cümlede geçen ädik kelimesinin ses ve yapı
bakımdan Türkiye Türkçesindeki eúde÷eri çizme, ayakkabı’dır. Standart
Türkiye Türkçesindeki çizme kelimesi yerine, a÷ızlardaki edik9 kelimesinin
kullanıldı÷ını görüyoruz.
Türkmen Türkçesi (s.
205)
Issı iyul bolsun,
Türkiye Türkçesi (s.
204)
Sıcak temmuz olsun
“>>”
(øster) sıcak temmuz olsun
9
Bu kelime Afyon, Manisa, Konya, Ere÷li, Alanya vb. gibi il ve ilçelerimizde hâlâ
kullanılmaktadır. Bkz. www. tdk. gov.tr (Türkiye Türkçesi A÷ızları Sözlü÷ü c. 1 - 5.)
Güz 2009 / Sayı 5
449
Ünal ZAL
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Ha bolsun yanvar,
Ya kövüú reñklär,
Ya ädik yamar.
Ya olsun ocak,
Ayakkabı boyar
Ya diker edik.
østerse ocak olsun,
Ya ayakkabı boyar
Ya çizme yamar.
11. Di pnot Kullanımı le lgili Hatalar
Lehçeler arası metin aktarımında zaman zaman dipnot kullanma
ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Özellikle, kaynak lehçedeki bir kelimenin hedef
lehçede hiçbir kelime ile eú de÷er olmaması durumunda, kelimenin oldu÷u
gibi bırakılıp dipnotla açıklanması baúvurulacak en geçerli yoldur. Ancak,
dipnot kullanımında belirli bir düzen takip edilmelidir. Aksi takdirde çeúitli
hatalar yapılabilir. Dipnotların kullanımıyla ilgili iki tür hata yapılmaktadır.
11. 1. Dipnot Gerektiren Kelimeler
Kaynak lehçedeki bazı kelimelerin kullanım alanının hedef lehçede
hiçbir kelime ile örtüúmedi÷i durumlara rastlanmaktadır. Aktarımı kolay
olmayan bu tür kelimeleri oldu÷u gibi bırakıp anlamını dipnotta açıklamak
gerekir. Ancak inceledi÷imiz eserde, hedef lehçede eú de÷eri olmayan bu tür
kelimelerin dipnotta anlamının verilmemesinden kaynaklanan aktarma hatalarına rastlanmıútır.
Aúa÷ıdaki dörtlükte geçen divalañ kelimesinin hedef lehçedeki
okuyucu için herhangi bir anlamı yoktur. Türkiye Türkçesinde olmayan bu
kelime aynen alınıyorsa ne anlama geldi÷inin de dipnotta açıklanması
gerekirdi. Ama aktarıcı bu kelimenin ne anlama geldi÷ini herhangi bir
úekilde açıklamamıútır. Bu durumda okuyucu metni tam olarak kavramak ve
anlamlandırmakta zorluk çekmektedir. Türkmen Türkçesinde gaúöy olarak
geçen bu kelimenin Türkiye Türkçesindeki eúde÷eri yüzük kaúının yuvası,
yüzü÷ün taúı çevreleyen kısmı’dır (TDS 1962). Aktarıcı söz konusu kelimeyi
ya dipnotla açıklamalı ya da Türkmen Türkçesinde gaúöy olarak da
kullanılan bu kelimenin karúılı÷ını vermeliydi.
Türkmen Türkçesi (s.
221)
Meñ atamda zehin yokdı
üyt÷eúik,
Yöne öz kärini yürekden
söydi.
Gaú bilen divalañ goúunı
goúup,
Kümüúdir gızılıñ nikasın
gıydı.
450
Türkiye Türkçesi (s.
220)
De÷iúik zekâsı yoktu
atamın,
Fakat hünerini yürekten
sevdi.
Taú ile divalañ yükünü
çatıp,
Gümüútür
altının
nikâhın kıydı.
Gazi Türkiyat
“>>”
Benim babamda ola÷an üstü
akıl yoktu,
Fakat mesle÷ini yürekten
sevdi.
Yüzü÷ün kaúı ile aynasını
birleútirerek,
Altın ve gümüúün nikâhını
kıydı.
Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Aslını koruma baúlı÷ı altında da vermiú oldu÷umuz aúa÷ıdaki
örnekte görülece÷i üzere ocar kelimesinin Türkiye Türkçesindeki eúde÷eri
çölde yetiúen ve odun olarak kullanılan küçük i÷ne yapraklı bir a÷aç’tır
(TDS 1962). Fakat bu kelimenin bu úekilde kullanılması üslup bakımından
úiirin anlamının bozulmasına sebep olmaktadır. Aktarıcının herhangi bir
dipnot açıklaması yapmadan aynen aldı÷ı bu kelimenin hedef lehçedeki
okuyucu için herhangi bir anlamı yoktur. Hâlbuki aynen alınan bu kelimenin
dipnotta açıklanması gerekirdi.
Türkiye Türkçesi ( s.
97)
Törüñizde
hemiúelik
guralan
Yumúak
sallança÷ıñ
yatmasın badı.
Saça÷ñızda çörek, duz
haltada duz,
Sönmesin ocakda ocarıñ
odı.
Türkiye Türkçesi ( s. 96)
“>>”
Baú
köúede
ebediyen
kurulan
Boú durmasın daim rahat
beúi÷i
Sofranızda ekmek, tuz
haltada tuz,
Sönmesin ocakta ocar ateúi.
Baúköúenizde
sürekli
kurulan
Yumuúak
salınca÷ın
kesilmesin hızı
Sofranızda ekmek, tuz
torbasında tuz,
Sönmesin
ocaktaki
ocar10 ateúi.
11. 2. Dipnot Gerektirmeyen Kelimeler
ønceledi÷imiz eserde, hedef lehçede eú de÷eri bulunan bazı
kelimelerin aktarılmayıp dipnotta açıklandı÷ı durumlara da rastlanmıútır.
Hâlbuki bu tür kelimeler için dipnot kullanılmasına gerek yoktur. Ayrıca sık
sık dipnot kullanılması, metnin akıcılı÷ını bozmanın yanı sıra okuyucuyu da
yormaktadır. Hedef lehçedeki eú de÷eri kolaylıkla bulunabilecek kelimeler
dip notla açıklanmamalı, metin içinde aktarılması yapılmalıdır.
Aúa÷ıdaki Türkmence metinde de görülece÷i üzere ayda a÷ıl atúeklindeki bir yapının Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı karanlı÷ın
çökmesi’dir. Bu yapı dururken kelimelerin aynısının kullanılması ve dipnotta
açıklamada bulunulmasına gerek yoktur. Bu durum okuyucuyu hem yorar
hem de dikkatini da÷ıtır.
Türkmen Türkçesi (s.
93)
Eyyäm güneú batıpdır,
Ay-da a÷ıl atıpdır.
Gara÷olca Serdarım
Süyci uka batıpdır.
10
Türkiye Türkçesi (s. 92)
“>>”
Çoktan güneú batmıútır,
Ayda a÷ıl atmıútır.
Yaramazca Serdar’ım
Tatlı uykuya batmıútır.
Çoktan güneú batmıútır,
Karanlık da çökmüútür.
Yaramazca Serdar’ım
Tatlı uykuya dalmıútır.
Ocar: Çölde yetiúen ve odun olarak kullanılan küçük i÷ne yapraklı bir a÷aç (TDS: 1962)
Güz 2009 / Sayı 5
451
Ünal ZAL
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Aúa÷ıdaki Türkmence metinde de görülece÷i üzere ba÷úı
kelimesinin Türkiye Türkçesindeki karúılı÷ı ozan’dır. Kelimenin aslının
kullanılması ve dipnotta açıklamada bulunulmasına gerek yoktur.
Türkmen Türkçesi (s.
149)
Maúınlarıñ öl köçeden
barúını,
Beyik pencireleñ akca
perdesin,
Gö÷üñ dınman elek eläp
durúunı,
Ba÷úıñ barmak basan
úirvan perdesin.
Türkiye Türkçesi (s. 148)
“>>”
Arabanın ıslak yoldan
gidiúi,
Büyük pencerenin beyaz
perdesi,
Gö÷ün durmadan elek
eleyiúi,
Ba÷úı dokundu÷u ùirvan
perdesi.
Arabaların ıslak yoldan
gidiúini,
Büyük pencerelerin
beyaz perdesini,
Semanın durmadan elek
eleyiúini,
Ozanın parmak bastı÷ı
ùirvan perdesini.11
Yukarıda tespit ve tasnif etmeye çalıútı÷ımız hata tiplerinin yanında,
ayrıca baskı hatasından kaynaklandı÷ını düúündü÷ümüz aktarma hatalarına
da rastlamaktayız.12 Bu durum metnin hedef lehçedeki okuyucu tarafından
anlaúılmasını zorlaútırmaktadır. Bunun önüne geçmek için aktarılan
metinlerin basılmadan önce sa÷lıklı bir úekilde kontrol edilmesi gerekir.
Sonuç
Yukarıda tespit edilen aktarma hataları göz önüne alındı÷ında ek,
kelime, söz dizimi, deyimler ve cümle üstü birimler olmak üzere dilin hemen
hemen her düzeyinde aktarma hatalarının yapıldı÷ı görülmüútür. Lehçeler
arası aktarma hatalarının ço÷unlukla kaynak lehçe veya hedef lehçeyi iyi bilmemekten; ayrıca dilin çeúitli düzeylerinde kaynak lehçe ile hedef lehçe arasındaki benzerlikler veya farklılıklara tam olarak vâkıf olmamaktan kaynaklandı÷ı görülmektedir. Bununla birlikte, aktarmaya gereken özenin
gösterilmemesi de çeúitli hatalara sebep olmaktadır. Bu tür aktarma hatasının
yapılmasında ise kanaatimizce genellikle aktarmanın çok kolay oldu÷u
düúüncesi etkili olmaktadır. Oysa aktarmanın çok kolay bir iú olmadı÷ı, hatta
bazen çeviriden bile daha zor olabilece÷i dikkate alınmalı ve aktarmaya
gereken özen gösterilmelidir.13 Ayrıca metnin aslına aúırı derecede ba÷lı
kalmak da çeúitli hatalara sebep olmaktadır. Meselâ, kaynak lehçedeki bazı
11
irvan perde: øki telli Türkmen çalgısında (dutar) bir perde.
Örne÷in aktarılan metinde geldim, anlamak, kafiye ve bana kelimelerinin yeldim, ankamak,
kayife ve sana úeklinde aktarıldı÷ını görüyoruz.
13
Bkz. Göktürk 2002; Suçin 2007.
12
452
Gazi Türkiyat
Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
söz dizimi yapıları, hedef lehçeye uygun olmadı÷ı hâlde sırf metnin aslına
ba÷lı kalmak için aktarmada aynı biçimde kullanılmaktadır.
ødeal bir aktarma yapabilmek için aktarıcının hem kaynak lehçeyi hem
de hedef lehçeyi iyi biliyor olması gerekir. Ancak, aktarma sonucunda metin
hedef lehçede yeniden kuruldu÷u için hedef lehçeyi iyi bilmek daha da
önemlidir. Aktarma yaparken zaman zaman hedef metin kaynak metinden
ba÷ımsız olarak kontrol edilmeli ve metinde herhangi bir yönden bozukluk
olup olmadı÷ına bakılmalıdır. Çünkü aktarma hatalarından bir kısmı sadece
hedef metne bakılarak bile tespit edilebilmektedir. Ayrıca, úüpheye düúülen
kelimelerde mutlaka sözlü÷e bakılmalı; kelimeler ihtimaller üzerine aktarılmamalıdır. Çünkü her an “yalancı eú de÷er tuza÷ı”na düúmek mümkündür.
Aktarma yapmak için hedef ve kaynak lehçe uzmanlarının bir araya
gelerek en ideal úartları oluúturdukları hâlde bile aktarma hatalarından
kaçınılamadı÷ı göz önüne alınırsa, inceledi÷imiz metinde de görülece÷i
üzere özellikle ana dili Türkiye Türkçesi olmayanların aktardıkları
metinlerin yayımlanmadan önce mutlaka iúin uzmanları tarafından kontrol
edilmesi ve daha sonra yayımlanması gerekir. Aksi takdirde bu tür çalıúmaların Türk dünyasının kültürel birlikteli÷inin sa÷lanmasına katkı düzeyi
daha düúük olacaktır.
KAYNAKLAR:
AKALIN, ù. H. vd, 2005, Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları: 549, Ankara.
AKSAN, D., 1999, Anlambilim – Anlambilim Konuları ve Türkçenin Anlambilimi,
Engin Yayınevi, Ankara.
AKSAN, D., 1999, ùiir Dili ve Türk ùiir Dili, Engin Yayınları, Ankara.
ATAYEV, G., 1962, “Türkmen Diliniñ Hünärmentçilik Leksikasınıñ
Sözlü÷i”, Aúkabat.
CAN, H., “Tabut”, Ya÷mur, Nisan - Mayıs - Haziran 2000, østanbul.
CAN, H., “Gurbannazar Ezizov”, Ya÷mur, 16 Temmuz - A÷ustos - Eylül 2002,
østanbul.
CAN, H., “Mezar Taúına Sansür”, Ya÷mur, 16 Temmuz - A÷ustos - Eylül 2007,
østanbul.
DEMøR, N., 1997, “Bir Tuva Masalının Türkiye Türkçesine Aktarılması”, Sibirya
Araútırmaları, [Yay. Haz. Emine Gürsoy-Naskali], s. 379 – 389.
DEMøR, N., 2002, “A÷ız Terimi Üzerine”, Türkbilig – Türkoloji Araútırmaları 2002
/ 4, s. 105 – 116.
DUMAN, M., 1991, “Türkmencede Ünlü Uzunluklarıyla Birbirinden Ayrılan Kelimeler Üzerine”, Türk Dili 447, s. 212 – 218.
Güz 2009 / Sayı 5
453
Ünal ZAL
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
DUYMAZ A., - ERGUN M., - BøRAY N., 1998, Baúlangıcından Günümüze Kadar
Türkiye Dıúındaki Türk Edebiyatları Antolojisi, Türkmen Edebiyatı II, cilt 11,
Kültür Bakanlı÷ı Yayınları = 2126 (Türk Dünyası Edebiyatı Dizisi 32), Ankara.
ERCøLASUN, A. B. vd, 1991, Karúılaútırmalı Türk Lehçeleri Sözlü÷ü I, Kültür Bakanlı÷ı Yayınları 1371, Ankara.
ERCøLASUN, A. B., 1992, “Türk Lehçelerinin Anlaúılmasında Dikkat Edilecek
Noktalar”, Dil Dergisi 5, s. 28 – 42.
ERCøLASUN, A. B., 1994, “Lehçelerden Türkiye Türkçesine Aktarma”, II. Türk
Dünyası Yazarlar Kurultayı 8 – 9 – 10 Aralık 1994, Türkiye ølim ve Edebiyat Eseri
Sahipleri Meslek Birli÷i, Ankara, s. 41 – 45.
ERCøLASUN, A. B., 1997, “Lehçeler Arası Aktarma”, Türk Dünyası Üzerine øncelemeler, Akça÷ Yayınları 93, Ankara, s. 91 – 100.
ERCøLASUN, A. B., 1997, “Türk Dünyası Kültür øliúkilerinde Dil”, Türk Dünyası
Üzerine øncelemeler, Akça÷ Yayınları 93, Ankara, s. 172 – 178.
ERCøLASUN, A. B., ve di÷erleri, 1996, ømlâ Kılavuzu, Türk Dil Kurumu Yayınları
525, Ankara.
ERGøN, M., 1992, Türk Dil Bilgisi, Bayrak Basım / Yayım / Tanıtım, østanbul.
EZøZOV, G., 1996, Serdarım, Türkmenistan.
EZøZOV, G., 1996, Türkmen Sahrası, Türkmenistan.
EZøZOV, G., 1996, Saylanan Eserler I, Türkmenistan.
EZøZOV, G., 1996, Çıkmadık Kitabım II, Türkmenistan.
EZøZOV, G., 1994, Büyülü Kürek, Aú÷abat Ma÷arif, Türkmenistan, (Türkiye
Türkçesine aktaran: Ünal Zal, Kardeú Kalemler 5, s. 40 – 42, Ankara).
GÖKTÜRK, A., 2002, Çeviri: Dillerin Dili, Yapı Kredi Yayınları 396, østanbul.
HACIEMøNOöLU, N., 1992, Türk Dilinde Edatlar, Millî E÷itim Bakanlı÷ı
Yayınları, Ankara.
HAMZAYEV, M. vd, 1962, Türkmen Diliniñ Sözlü÷i, Türkmenistan SSR Ilımlar
Akademiyasınıñ Neúiryatı, Aú÷abat.
øLKER, A., 1999, Lehçeden Lehçeye Aktarma Üzerine Bazı Düúünceler, 3. Uluslar
Arası Türk Dil Kurultayı 1996, Türk Dil Kurumu Yayınları: 678, Ankara, s. 553 –
560.
KøRøùÇøOöLU, F., 2005, “Türkmen Türkçesinden Türkiye Türkçesine
Yapılan Aktarmalarda Karúılaúılan Bazı Problemler” Gazi Üniversitesi I.
Türkiyat Araútırmaları Sempozyumu, Ankara.
KARA, M., 1996, Ça÷daú Türkmen ùiiri, Türk Dili-Türk ùiiri Özel Sayısı V (Türkiye
Dıúı Ça÷daú Türk ùiiri) 531, s. 852 - 889.
KARA, M., 2001, Türkmence (Giriú, Gramer, Metinler, Sözlük), Akça÷ Yayınları:
380, Ankara.
KARA, M., – A. Karado÷an, 2004, Türkmen Türkçesi – Türkiye Türkçesi
Deyimler Sözlü÷ü, Ça÷lar Yayınları, Ankara.
KARADOöAN, A., 2004, Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Sorunları,
(Türkmen Türkçesi – Türkiye Türkçesi Üzerine Bir ønceleme), Kırıkkale
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamıú Doktora Tezi,
Kırıkkale.
454
Gazi Türkiyat
Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “øki A÷aç” ùiir Kitabı Üzerine
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
KARADOöAN, A., 2004, -Ip øle Kurulan Zarf-Fiilli Parçaların Türkmen Türkçesinden Türkiye Türkçesine Aktarımı Üzerine, Bilig 31, s. 207-218.
KARADOöAN, A., 2004, Türk Lehçeleri Arasında Yapı Eú De÷erli÷i ve Yalancı
Eú De÷er Yapılar, V. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, 20-26 Eylül 2004, Ankara.
Yayın: V. Uluslar Arası Türk Dili Kurultayı Bildirileri I, 20-26 Eylül 2004, Türk Dil
Kurumu Yayınları: 855/1, s. 1591-1604.
KORKMAZ, Z., 2003, Türkiye Türkçesi Grameri (ùekil Bilgisi), Türk Dil Kurumu
Yayınları 827, Ankara.
MAHMUDOV, N., 1994, “Ortak Kelimeler Ortak Anlamlar mı Demektir? (Akraba
Dilleri Ö÷renmede Kelime Hazinesi Problemi)”, Dil Dergisi 17, s. 15 – 19.
MUSAOöLU, M., 2003, “Türkçede Çeviri ve Aktarma”, Bilig 24, s. 1 - 22.
NURMEMMET, A., 2003, øki A÷aç, Türksav Yayınları, Ankara.
ÖZKAN, F., 1999, “Bugünkü Türk Lehçelerindeki øletiúimi Zorlaútıran Kelimeler”,
3. Uluslar Arası Türk Dil Kurultayı 1996, Türk Dil Kurumu Yayınları: 678, Ankara,
s. 883 – 889.
RESULOV, A., 1995, Akraba Diller ve "Yalancı Eú De÷erler" Sorunu, Türk
Dili 524 (A÷ustos 1995), s. 916-924.
SUÇøN, M. H., 2007, Öteki Dilde Var Olmak, Multılıngual Yayınları, østanbul.
TEKøN, T. vd, 1995, Türkmence – Türkçe Sözlük – Türk Dilleri Araútırmaları Dizisi
18, Simurg Yayınları, Ankara.
SADIKOV, T., 1995, Gurbannazar Ezizov’un ùiirlerindeki Üstatlı÷ı, Türkmenistan.
UöURLU, M., 2000, “Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve ‘Abay Yolu’
Romanı”, Bilig 15, s. 59-80.
UöURLU, M., 2001, Türk Lehçelerinin Aktarımında Valenz Sözlüklerinin Önemi,
Do÷u Akdeniz Üniversitesi, Uluslararası Sözlükbilim Sempozyumu Bildirileri
[Yayımlayan: Nurettin Demir-Emine Yılmaz], Gazima÷usa, s. 197-206.
UöURLU, M., 2002, Kırgız ve Türkiye Türkçesi Arasında Bire Bir Kelime Eú
De÷erli÷i. “Camiyla” Romanındaki Meseleler Üzerine, Scholarly Depth and
Accuracy. A Festschrift to Lars Johanson [Yayımlayan: Nurettin Demir - Fikret
Turan], Grafiker Yayınları, Ankara, s. 389 - 401.
UöURLU, M., 2004, “Türk Lehçeleri Arasında Kelime Eúde÷erli÷i,” Bilig 29, s. 29
– 40.
YILMAZ, A., 2001, Azerice ve Türkmencede Ses Taklidi Kelimeler, Kırıkkale
Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
Yayınlanmamıú Lisans Tezi, Kırıkkale.
ZAL, Ü., 2007, Gurbannazar Ezizov’un ùiirleri Üzerine Dil ve Üslûp Çalıúması,
Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Basılmamıú Doktora Tezi), Ankara.
ZAL, Ü., Gurbannazar Ezizov: 2008, Mezar Taúına Bile Tahammül Edilemeyen Bir
ùair, Türklük Bilimi Araútırmaları (Güz 24), Ni÷de.
Güz 2009 / Sayı 5
455

Benzer belgeler