Indir / Oku - Bizim Aachen

Transkript

Indir / Oku - Bizim Aachen
bizim aachen
www.bizimaachen.de
regıon
Aachen, Düren, heınsberg ve euskırchen İçİn türkçe dergİ | 15
Bir Konu & Bir Konuk > 8
Nurhan Karacak
Başka İşler Yapanlar > 25
Yasemen Özyıldırım
Spor > 10
DİTİB Aachen Spor Kulübü
Kültür & Sanat > 15
Alle Turca
İnternetİN bİlİnmeyen karanlık yüzü:
Derİn İnternet
Gönüllü Çalışmalar > 22
Baran Ekinci
Ücretsİz
Ekim / Kasım 2015
BENIM
BAGLANTIM!
TELEFONIE, INTERNET, MOBILFUNK
TELEFONIE, INTERNET, MOBILFUNK
UND TV VON NETAACHEN
UND TV VON NETAACHEN
Nur für Bizim Aachen-Leser:
Nur für Bizim Aachen-Leser:
3 Monate International Flat
3 Monate International Flat
geschenkt!**
geschenkt!
MUR AT
CE Y H A N
TechMnU
isRcA
heTrCSEeYrH
AeN
vic
Technisc
NheertASaecrhvice
e
NetAach n
en
INFO: netaachen.de oder 0800 2222-333
INFO: netaachen.de oder 0800 2222-333
* Hinweise zur Aktion: Gegen Vorlage dieser Anzeige wird bei Buchung einer Telefon-Flat, Doppel-Flat oder Doppel-Flat Premium mit der Zusatzoption International Flat 2, die International Flat 2 die ersten drei Monate nicht
Danach
die regulären
Kosten für
diebei
International
Flat Telefon-Flat,
2 monatlich 14,90
€. Die International
Flat 2Premium
ist mit einer
Frist
von drei Monaten
zum Ende
Kalendermonats
Mitdrei
der Monate
International
* berechnet.
Hinweise zur
Aktion:betragen
Gegen Vorlage
dieser Anzeige
wird
Buchung einer
Doppel-Flat
oder Doppel-Flat
mit der
Zusatzoption
International
Flat eines
2, die International
Flat kündbar.
2 die ersten
nicht
Flat
2 telefonieren
kostenlos
Festnetzanschluss
insInternational
Festnetz vonFlat
36 Ländern,
u.a.14,90
in die€.Türkei
(ausgenommen:
Mobilfunkgespräche,
Anrufweiterschaltungen,
Telefon-Chats
und
berechnet.
DanachSie
betragen
dievom
regulären
Kosten für die
2 monatlich
Die International
Flat 2Sonderrufnummern,
ist mit einer Frist von
drei Monaten zum Ende
eines Kalendermonats
kündbar. Mit
derOnline-/DauerInternational
Verbindungen).
DieSie
International
Flat Festnetzanschluss
2 gilt nur in Verbindung
mit einervon
Telefon-Flat,
und Doppel-Flat
Premium.
Es gelten die regulären
GrundgebührenAnrufweiterschaltungen,
bei mit bis zu 25.000 kbit/s
von 24,90 € mtl.
Telefon-Flat
Flat 2 telefonieren
kostenlos vom
ins Festnetz
36 Ländern,Doppel-Flat
u.a. in die Türkei
(ausgenommen:
Sonderrufnummern,
Mobilfunkgespräche,
Telefon-Chats
undbei
Online-/Dauerbzw.
29,90 € mtl.Die
beiInternational
Doppel-Flat bzw.
€ mtl.
bei Doppel-Flat
Premium.
Bei WahlDoppel-Flat
einer höheren
Bandbreitenoption:
Aufschlag
€ bei mit
bis zu 50.000 kbit/s
€ beikbit/s
mit bis
100.000
kbit/s
sowie 15,00
Verbindungen).
Flat 234,90
gilt nur
in Verbindung
mit einer
Telefon-Flat,
und Doppel-Flat
Premium.
Es geltenvon
die5,00
regulären
Grundgebühren
bei mitbzw.
bis 10,00
zu 25.000
vonzu24,90
€ mtl.
bei Telefon-Flat
€bzw.
bei 29,90
mit bis
zu 200.000
kbit/s. Die
Bereitstellungskosten
entfallenPremium.
bei den Premium-Pakten,
ansonsten
einmalig 19,90 €Aufschlag
bei allen anderen
AllezuPakete
von 24
Monaten.
€ mtl.
bei Doppel-Flat
bzw.
34,90 € mtl. bei Doppel-Flat
Bei Wahl einer höheren
Bandbreitenoption:
von 5,00 €Paketen.
bei mit bis
50.000 beinhalten
kbit/s bzw. eine
10,00Mindestvertragslaufzeit
€ bei mit bis zu 100.000 kbit/s
sowie
15,00
Prüfen
Sie
Anschlusscheck
auf unserer Websiteentfallen
www.netaachen.de,
welches Produkt
bei Ihnen
verfügbar
Dieallen
Telefon-Flatrate
umfasstAlle
allePakete
Gespräche
ins deutsche
Festnetz, außer zu Sonderrufnummern
€ bei mit
bismit
zudem
200.000
kbit/s. Die Bereitstellungskosten
bei den Premium-Pakten,
ansonsten
einmalig
19,90ist.
€ bei
anderen Paketen.
beinhalten
eine Mindestvertragslaufzeit
von 24 Monaten.
(z.
B. Telefon-Chats)
sowie Verbindungen,
die denWebsite
Eindruckwww.netaachen.de,
einer Festverbindung
entstehen
lassen.
Die Aktion
gilt bisist.
zum
und richtet
sichalle
an Privatpersonen,
die in denFestnetz,
letzten 3außer
Monaten
keine NetAachenPrüfen
Sie mit dem Anschlusscheck
auf unserer
welches
Produkt
bei Ihnen
verfügbar
Die31.12.2015
Telefon-Flatrate
umfasst
Gespräche ins deutsche
zu Sonderrufnummern
Kunden
waren und bis
zum Verbindungen,
31.03.2016 an das
angeschlossen
werden
konnten.
(z. B. Telefon-Chats)
sowie
dieNetAachen-Netz
den Eindruck einer
Festverbindung
entstehen
lassen. Die Aktion gilt bis zum 31.12.2015 und richtet sich an Privatpersonen, die in den letzten 3 Monaten keine NetAachenKunden waren und bis zum 31.03.2016 an das NetAachen-Netz angeschlossen werden konnten.
3
İçindekiler
4 Fikir fırtınası | Muhsin Ceylan
• Almanya’nın mültecilerle imtihanı
6 aktüel | Üstün Gözler
• Konsolosluk işlemleri için istenen belgeler
• E-10 Eko benzini tanıyalım
• Würselen’de müslümanların defin işlemleri
7 ne? nerede? ne zaman?
• Ekim ve Kasım aylarındaki bazı önemli etkinlikler
8 Bir Konu & Bir Konuk
• Alman dili & Nurhan Karacak
10 spor sayfası
• DİTİB Aachen Spor Kulübü
11 bunları biliyor muydunuz?
• Eski Alman yazılarını neden okuyamıyoruz?
• 2016 yılında yeni madeni 5 Eurolar geliyor
• Dövme, ilk kez nasıl ortaya çıktı?
12 çevre sayfası
• Çevre için neler yapmalıyız?
• 1 Şubat 2016’dan itibaren Aachen şehir
merkezinde „Yeşil Kuşak“ uygulaması başlıyor.
13 Yalnız değilsin! | Dr. Sıla Yüce Çıtır
• Narsisistik kişilik bozukluğu
14 fırsat eşitliği | Necla Demirci
• Eğitimde fırsat eşitliği: Birleştirme (Inklusion)
15 Kültür & Sanat
• Önder Babur ve Alle Turca
16 Bilmece sayfası
17 Yaşama dair | Füsun Özdemir
• Anlatmak – Anlamak
18 kapak konusu
• İnternetin bilinmeyen karanlık yüzü: Derin internet
21 Yemek Kültürü
• Brokoli çorbası, zeytinyağlı Brüksel lahanası, sebze kavurma, fırın somon, sosisli kürdan böreği
22 Gönüllü çalışmalar
• Baran Ekinci: “Yeter ki istensin, yardım etmenin
mutlaka bir yolu bulunur!“
Bulmaca
sayfası
24
25 başka işler yapanlar
• Yasemen Özyıldırım: „Yeteneğimi işe dönüştürdüm!“
26 bunları biliyor muydunuz?
• Ev temizliğinde pratik fikirler (1)
• Soğanın mucizevi etkileri (1)
27 KADIN sayfası
• Modaya uyarken sağlığınızdan olmayın
• Bayat ekmek nasıl tazelenir?
• Kıvırcık saçlar için bakım önerileri
28 sudoku sayfası
29 KİŞİSEL GELİŞİM | Hasan Erdal
• Beslenme
30 sağlıklı YAŞLANMA
• Kendinizi sevmeyi öğrenip mutlu bir yaşam
sürebilmenin 30 yolu
• Region Aachen Bölgesi‘nde yaşlılık, bunama,
yardım ve bakım sigortası gibi konularda bilgi
almak için başvurabileceğiniz yerler
31 önce sağlık | Dr. Murat Kopuk
• Sonbahar hastalıkları
• Ağız ve diş sağlığı için neler yapmalıyız?
32 siz ve bURcunuz
• Burçların huysuzluk sıralamaları
33 kitap dünyası
• Döner Almanya’yı, Almanya da döneri
değiştirdi: “Döner Hawaii”
34 ÇözümLER sayfası
• Bulmaca, sudoku ve bilmecelerin çözümleri
• Bizim Aachen dergisi reklam, ilan, tanıtım fiyatları
Başlarken
Değerli Okurlarımız,
15. sayımızla siz okurlarımızın yine karşınızdayız. Kapak
konusu olarak farklı bir temayı işliyoruz. Son dönemlerde
üzerinde çokça konuşulan, internetin bilinmeyen yüzünü sizler için araştırdık ve biraz ışık tutmaya çalıştık.
Dergimizin bu sayısında da ilginç konu ve konukları bulacaksınız. Keyifli okumalar dilerim. Ele almamızı istediğiniz, merak ettiğiniz konular varsa, bunları telefon ya da
mail yoluyla bizlere ulaştırabilirsiniz.
2 Ekim tarihinde Aachen’da dağıtmaya başlayacağımız
dergimizi, diğer bölgelerde biraz gecikmeli olarak dağıtmak zorunda kalacağız. Sebebi ise, 3 Ekim tarihinin resmi tatil olması: Almanya’nın Birleşme Günü (Tag der Deutschen Einheit)... Elimizde olmayan bu gecikme için siz
okurlarımızdan şimdiden özür dileriz; ama “geç olsun da
güç olmasın” diye de ekleyelim...
Bu sayımızda dergi kadromuza yeni isimler katıldı. Necla
Demirci, Esra Cenkiz ve Murat Sağlam arkadaşlara, buradan tüm ekip arkadaşlarım adına, tekrar “hoşgeldiniz” demek isterim. Hep belirttiğim gibi, kapımız herkese açık.
Sizler de bizlere katılabilirsiniz. Bunu istiyor olmanız işin
yarısı. Mutlaka sunacağınız bir katkınız, fikriniz, yeteneğiniz vardır. Bizi arayarak veya bize yazarak bir başlangıç
yapabilirsiniz.
Gelecek sayımız 27 Kasım 2015 Cuma
günü, yeni konu ve konuklarla çıkacaktır.
Sağlıcakla kalın...
Günal Günal
KÜNYE
Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN
G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen
Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44
E-Mail: [email protected]
Internet: www.bizimaachen.de
Yayın Yönetmeni: Günal Günal
Yayın Ekibi: Muhsin Ceylan, Füsun Özdemir-Günal,
Dr. Sıla Yüce-Çıtır, Dr. Murat Kopuk, Üstün Gözler,
Funda Şen, Sadık Toraman, Necla Demirci,
Selim Atasever, Abdullah Yaşar, Emrah Güngör,
Esra Cenkiz, Hasan Erdal, Mine Nart, Hakan Tuc,
Aykut Kurşuntel, Serpil Erdemir, Murat Sağlam.
Baskı: Mainz Druck & Verlag | Aachen
Dergi adeti: 7.000
Yasal uyarılar: Yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların
yasal hakkı firmamıza aittir. Yazılı izin alınmadan hiçbir yerde kullanılamaz; aksi durumlarda yasal işlem
başlatılır. İsim belirtilerek yazılan yazıların, gönderilen fotoğrafların sorumluluğu o kişilere aittir.
Büro saatleri: Hafta içi hergün saat 10 ile 14 arası.
4
fikir fırtınası
azalacak. Yüz binlerce mülteci, şayet
ırkçılar tarafından kundaklanmamışsa, birçok eksiği gediği olan barakalarda ve çadırlarda toplu ikametle ölüm
yolculuklarının şokunu atlatmaya çalışacak. Sanki yarı açık cezaevi gibi bu
mekanlardaki insanların neler düşündüğünü merak etmemek mümkün değil... Tedirginlikleri her hallerinden okunan bu insanlar ve onlara kafalarında
birlikte geleceğimizle ilgili binbir türlü
sorularla bakan asli yerliler...
Almanya’nın
mültecilerle
Son haftalarda medyada on binlerce
insan, çoluk-çocuğun yollara dökülüp,
binlerce kilometreyi aşarak Avrupa’ya
ulaşmaya çalıştığını görmeyenimiz,
duymayanımız yoktur. Bodrum’dan
Kos’a geçme yolunda cesedi kıyıya vuran 3 yaşındaki Aylan Kurdi’nin cansız
bedeni dünyayı sarstı, kanımızı dondurdu. Aylan’ın cesediyle insanlığımız
karaya vurdu. Aylan, bu ölüm yolculuğunda yanlız değilmiş. Cesetleri azgın sulardan çıkarılan annesi ve kardeşi de aynı kaderi paylaştılar. Küçük
Aylan’ın kıyıya vurmuş yüzüstü yatan
cesedi, bölgedeki büyük hesap sahiplerinin faturayı yine yöre halkı ‘küçük’
mensuplarına çıkardığının ispatından
başka nedir ki? Silah tüccarlığının, sudan fazla kan akıttığı ülkelerin insanları ödüyor faturayı...
Almanya, 800 bin ile 1 milyon arasında bir mülteci bekliyor. Mahalli idarelerin neyi nasıl yapacakları konusunda şaşırdıkları mülteci akını karşısında,
halktan gönüllülerin kalabalıklığı oldukça dikkat çekiyor. Geçici olarak
okullara, spor salonlarına yerleştirilen
Roermonder Str. 77
52072 Aachen
Training: Di./Do. 18.30
Sa. 13.30
Stolberg
onbinlerce mülteciye ‘Almanya’ya
Hoşgeldiniz!’ diyen halkın, bu kucak
açmasını görmemek, insafsızlık olur.
Savaş alanına çevrilen ülkelerinde hayatta kalma şanslarını sıfır olarak gören bu insanlar, bindiği teknenin birazdan derin sulara gömülme ihtimalinin
hiç de az olmadığını bile bile ‘ölüm
yolculuğu’na çıkmaya cesaret ediyorlarsa, durumun vehametini artık varın
siz düşünün. 13 yaşındaki Kenan’ın televizyonlardan, başta Avrupa olmak
üzere dünyaya yaptığı çağrıyı hatırlayın: “Ülkemizdeki savaşı durdurun
ki, ülkemize dönelim. Biz isteyerek
mülteci olmadık ve değiliz.”
Sizce nasıldır bilmem ama bize göre, Aylan’ın karaya vuran cesedi, Almanya’yı çok etkiledi. Vicdan sahibi binlerce gönüllü, mültecileri güler
yüzle, kucak açarak karşıladı. Ülkede,
insani duygularla başlayan bu mültecilere kucak açma, tabii olarak devletin
başına kalacak. Trenden inenlere sarılan, çocuklara çikolata veren, oyuncak
dağıtanlar her geçen gün azalıyor ve
Avci Escrima
Stock- und Waffenkampf zur
Selbstverteidigung mit und gegen
Hieb-, Stich- und Schnittwaffen
– übertragbar auf diverse
Alltagsgegenstände.
Evet, Almanya ve mülteciler... Bu son
sosyal gelişme ülkeyi nasıl etkileyecek ve değiştirecek? Ciddi sıkıntılar yaşamadan sosyal barış tesis edilebilecek mi? Almanya, son mülteci krizinin
üstesinden gelebilecek mi? Mülteciler, göçmenler gündeme geldiğinde
bolca kullanılan “ülke için şans” mı?
İstihdam, mesken ve uyumla okullarda toplumu neler bekliyor? Yığınla sorular, endişeler ve gelenlerin katkıları... Mülteci akınının her türlü faturası
ve karşılığı mahallerde yaşanıyor ve
tüm yük mahalli idarelerin omuzlarında. Mesela Kuzey Ren Vestfalya (NRW)
ei en ses g !
Zwochnlo inin
W ste t r a
e
ko o b
Pr
Aachen
imtihanı
Mülteci olmanın, yabancı olmanın,
göçmen olmanın kolay olduğu bir
yer bileniniz var mı? Bunlar her yerde
zordur, çilelidir, sıkıntılıdır. İtilir kakılırsınız, hor görülürsünüz, ötekileştirilir,
değersizleştirilirsiniz. Her türlü vatandaşlık mükellefiyetlerinizi yerine getirseniz bile, hiç bir vatandaşlık hakkına
sahip değilsinizdir. Her sosyal, politik
sıkıntıda, gerilimlerin, baskıların, suçların üzerine boca edildiği insanlarsınızdır. Boş bulunmamak için her daim
savunma halinde olmak, adeta değişmez yazgıdır... Bir de, asli yerlilerden
farklı kültürel ve dini havzadan geliyorsanız, işiniz daha da zordur...
Avci WingTsun
Waffenlose Selbstverteidigung in allen
fünf Kampfdistanzen – direkt, effektiv,
realistisch und funktionell.
Prämienstr. 249
52223 Stolberg
Training: Mo./Mi. 18.30
Eschweiler
Röthgener Str. 57
(Eingang Mittelstr.)
52249 Eschweiler
Training: Mi./Fr. 18.30
Tel.: 0177/4552191
SELBSTVERTEIDIGUNG
für Frauen, Männer,
Jugendliche und Kinder
pur
www.aachen.wteo.org
5
fikir fırtınası
eyaletinde borçlu olmayan tek bir şehir yok. Meydana gelen masraflar nasıl ve kimler tarafından karşılanacak?
NRW, Almanya’ya gelen mültecileri en
yoğun alan eyalet. Şimdiye kadar 160
bin mülteciyi alan NRW’de, okullu yaşında 40 bin mülteci çocuğu var. Her
politikacının, ‘Ülkemiz zor bir süreçten geçiyor’ açıklamaları, vatandaşdaki endişeleri ciddi manada azaltıp,
toplumu rahatlatıyor mu?
© www.ard.de
Almanya’da müslüman
demografisi değişirken
bizi bekleyenler...
Almanya’ya mülteci akını ekseninde ülke, bazı yeni toplumsal olaylara
gebe... Almanya’da yeni bir milliyetçi
dalga gelişir mi? Gelenlerin % 80’inin
Müslüman olduğu göz önüne alındığında, Almanya’da İslam’a bakış nasıl
bir şekil alacak? Almanya’da değişecek olan Müslümanların demografik
yapısına, mevcut dini hizmet veren
teşkilatlarımız nasıl bakıyorlar? Gelen yeni din kardeşlerinin asgari insani şartlarda yaşayıp, uyum süreçlerini
hızlıca gerçekleştirebilmeleri için kurumsal olarak neyi planlıyorlar? Zira
bu konuda toplumun şuur altına “Camiler mülteci krizinde üzerine düşenleri yapmıyorlar” enjekte ediliyor. Bu
Aachen’daki
Yeminli Mali
Müsaviriniz
.
cümleyi ilk kuranlardan birinin de, eski
Cumhurbaşkanı Sayın Wulff’un olması gerçekten üzücüydü. Camilerin kiliseler gibi bir yapıya sahip olmadığını,
fiziki olarak da camilerin kiliselerden
çok farklı olduğunu bilmesi gerekenlerin başında olduğunu düşündüğümüz Sayın Wulff adına üzüldik. Dinle,
milliyetle, vatanla alakası olmamış, aslında insanlıktan nasibini almamış, ipsiz sapsız, parayı verenin soytarılığını
yapanların ortaya attığı, “Camiler ve
cemaatleri mültecilere ilgisiz” saçmalığına balıklama atlayanlar, her mahalde, camilerin ve cemaatlerinin, din, ırk
ayırdetmeden mültecilere imkanları
nisbetinde nasıl yardımcı olmaya çalıştıklarını görebilirlerdi; şayet niyetleri dürüst olsaydı. Arzumuz, bu yardım
gayretlerinin kurumsallaşması.
Tecrübeli
Güvenilir
Profesyonel
Evet, Almanya’nın çok kısa bir zamanda böyle yoğun bir mülteci yeni nüfusla göç ülkesi olmayı başarıp daha
dinamik ve çoğulcu bir ülke olma yolunda alacağı şekli, istikameti hep birlikte göreceğiz. Almanya, asli ve yeni
yerlisiyle bu mülteci akınıyla çok ciddi
ve büyük bir imtihandan geçiyor. Hepimiz korku ve endişelerimizle yüzleşeceğiz bu süreçte.
Almanya’nın yeni sakinleri mültecileri de çok ciddi sıkıntılar ve görevler bekliyor. Çok zor şartlardan geçerek geldikleri Almanya’da, kendilerine
atılmak istenen kancalara dikkat etmek zorundalar. Bu genelde, kaçakçılık, organize kriminel olaylar, fuhuş
ve uyuşturucu piyasasının kancaları
olacaktır. Zira bunların işaretlerini almaya başladık bile. Mülteciler ne içlerinden çıkacak, ne de dıştan gelecek
bu tür olta atmalara karşı uyanık olup
asla izin vermemelidirler. Aksi davranışların, hepimiz için faturası çok ağır
olacak olayları beraberinde getireceğini
unutmamalıyız...
Muhsin Ceylan
bir anlayıs. ile
sizlere hizmet
vermeye hazırız!
Dipl.-Kauffrau (FH)
RukIye Alper
Steuerberaterin
Heinrichsallee 68
52062 Aachen
Tel: +49 241 990 215-0
Fax: +49 241 990 215-29
[email protected]
Korrektur2-RukiyeAlper-Kanzleischild.indd 1
17.04.14 13:24
www.steuerkanzlei-alper.de
6
aktüel
Konsolosluk işlemleri
için istenen belgeler
Würselen Mezarlığı ve
müslümanların defin işlemleri:
Würselen’de St. Sebastina Mezarlığı (Würselen Markt’taki büyük kilisenin) girişinde bulunan
alan, yabancılar meclisinin (Ausländerbeirat) girişimiyle, belediye tarafından Müslümanlar için
tahsis edilmiştir. Şu ana kadar
bu mezarlığa beşi çocuk 12 kişi
defnedilmiştir.
Mezarlığın etrafı muntazam çevrilmiş olup, kapısında Müslümanların mezarlığı olduğunu belirten
bir levha asılıdır. Tabutla gömülme zorunluluğu vardır. Kullanma
hakkı süresi 30 yıl ile kısıtlı olan ve
sıra mezar diye adlandırılan mezarlar mevcuttur.
İslami usüllere göre cenaze yıkama bu mezarlıkta mümkün değildir. Çevredeki Mariadorf Camisindeki gasilhanede belirli bir ücret karşılığı (camiye yardım gayesiyle para ödenebilir) cenaze yıkanabilir.
Bu konuda daha ayrıntılı bilgileri
almak için başvurulacak yerin iletişim bilgileri şöyledir:
Würselen Belediyesi
Mezarlıklar Dairesi
Brigitta Klöcker
Askerlik erteleme işlemleri:
Nüfus cüzdanı, pasaportunuzdaki
oturma izin sayfasının kopyası, çalışma müsaadesinin aslı ve fotokopisi,
(süresiz oturma izni olanlar için gerekmez), vergi denkleştirmesinin belgeleri, şayet işsizseniz işçi kurumu belgesi gerekmektedir.
Türk vatandaşlığından
izinli çıkma belgeleri:
Yabancılar dairesinden aldığınız çıkış
belgesi (Einbürgerungszusicherung)
pasaport, nüfus cüzdanı, askerlik durumuyla ilgili belge (askerlik şubesinden veya konsolosluk askerlik bölümünden alınacak belge), 18 yaşından
büyükler için ikişer fotoğraf ve 14 yaşından büyük çocuklar beraberinizde
götürülecektir.
Evlendirme işlemleri:
Nüfus cüzdanı, pasaport, altışar adet
fotoğraf, ikametgah belgesi (Meldebesaheinigung) şayet boşanılmışsa (
taraflardan biri veya ikisi ) mahkemece boşanma kararlarının Türkçe- Almanca tercümeleri.
Yeni pasaport çıkarılması:
Nüfus cüzdanı, eski pasaport, 4 adet
fotoğraf, işçi veya işveren olduğunu
kanıtlayan belge (Arbeitsbescheinigung/Gewerbebescheinigung), askerlik durumunu gösterir belge.
Noterlik işlemleri için:
Vekalet veren kişinin pasaport ve nüfus cüzdanı, vekil tayin edilen kişinin
E-10 Eko benzini tanıyalım
Telefon: 02405 / 41 331-68
E-Posta:
[email protected]
Okurlarımıza sağlıklı bir yaşam ve
huzurlu, imanlı ölüm diliyorum.
Selam ve saygılarımla...
Üstün Gözler
0178 / 849 05 25
E-10 olarak vasıflandırılan eko benzin, bir akaryakıt karışımıdır. İçerisinde % 90 benzin, % 10 etenol bulunur.
Bio ethanol, ethanol bitkilerden elde
ediliyor. Otomobil ve motorlu araçlarda benzine karıştırılan bir katkı
doğum tarihi, yeri ve baba adı, vekalet verilen kişi avukat ise adı, soyadı ve
bağlı olduğu baro, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi numarası, vekaleti
veren kişi eğer Alman vatandaşı ise
pembe kart ve Alman kimlik belgesi.
Tapu işlemleri için tapunun aslı ve iki
fotoğraf gerekmektedir.
Vatandaşlarımız daha geniş bilgi için
Köln-Hürth’teki konsolosluğun internet sayfasından yararlanabilirler:
www.bk.mfa.gov.tr
Köln Konsolosluğunun adresi:
Lüxemburger Str. 285, 50354 Hürth
Telefon: 02233 / 97 41 80 (Santral)
Fax: 02233 / 755 72
E-Posta: [email protected]
Çalışma saatleri: Hafta içi hergün
08:30-12:30 saatleri arası.
Telefonla görüşme saatleri:
13:00-16:30 saatleri arası
Not: Konsolosluk haftasonu, bayram
günleri, Türkiye’deki mesai saatlerine
uygun şekilde kapalıdır.
Üstün Gözler
maddesi ethanol. Hava kirliliğini ve
petrol ürünlerinin tüketimini azaltmak gayesiyle benzine değişik oranlarda katılarak kullanılıyor.
Ethanol çoğunluk şeker kamışı ve mısırdan elde ediliyor. Üretimi oldukça
pahalı olduğu için piyasada pek tutulmuyor. Enerji oranı benzine göre
daha düşük ama oktan değeri yüksek
olduğu için motorlara yararlı.
En çok sorulan soru, arabama yanlışlıkla E-10 yakıtı koyarsam ne olur? Başta motor olmak üzere, bulaştığı motor aksamını, alimünyum ve sentetik
contaları bozabilir. Tavsiye edilmiyor.
7
ne? nerede? ne zaman?
EKİM ve KASIM
aylarındaki bazı
önemli etkinlikler
31.10.-01.11.2015
ALTSTADT FLOHMARKT
ANTİK BİTPAZARI
11 Ekim 2015
Yılda birkaç kez düzenlenen ve tarihi
belediye binasıyla (Rathaus) Aachen
katedralinin (Dom) etrafındaki alanda
saat 11 ile 18 arası kurulacak antik bitpazarına Almanya’nın birçok yerinden
gelen satıcılar katılıyor. Antika tutkusu
olanlara mutlaka tavsiye ederiz.
AQUIS PLAZA AVM AÇILIŞI
28 Ekim 2015
Aachen’daki ekonomik yaşamı nasıl
etkileyeceği sürekli tartışma konusu
olan alış-veriş merkezi, nihayet açılıyor. İleride bu konuyu ele alacağız.
KUH
KUNST UND HANDWERK IM STALL
AHIRDA EL SANATLARI FUARI
7 ve 8 Kasım 2015
Her
an
yardima
Her an size
yardima
Her
an size
sizehaziriz
yardima haziriz
haziriz
Bu yıl 11. kez düzenlenen el sanatları
Tel.:
02405-4089400
Tel.: 02405-4089400
Tel.: 02405-4089400
fuarına Almanya’dan ve yurtdışından
80’nin üzerinde sanatçı katılarak çalışmaları sergileyecek. Resim, seramik,
takı, ağaç işleri, tekstil türü ürünlerin sergileneceği fuarı ilk gün 10 ile
APAG P2 APAG
APAG P2
P2
19 ve ikinci gün 11 ile 18 saatleri araBreslauerstr.,
Pauwelsstr.,
Aachen
Breslauerstr.,
Aachen Aachen
Debyestr., Debyestr.,
Aachen Aachen
Breslauerstr.,
Aachen
Debyestr.,
Aachen
Pauwelsstr.,
Aachen Aachen
Pauwelsstr.,
sında Tivoli yakınındaki at yarışları yapılan alanın ahırlarında (Hubert-Wienen-Str.) ziyaret etmek mümkün. Çocuklara ve öğrencilere ücretsiz olan
fuara giriş ise 5 €.
www.melan.de
www.melan.de
Uniklinik
Uniklinik
11.10.11.10.
13.12.13.12.
25.10.25.10.
29.11.29.11.
15.11.15.11.
Am Kraftwerk
Am Kraftwerk
Schumanstr.,
Am
Gut
Schumanstr.,
Würselen Würselen
Weisweiler,Weisweiler,
EschweilerEschweiler
Schumanstr.,
Würselen
Weisweiler,
Eschweiler
Am Gut Wolf,
Am Aachen
Gut Wolf,
Wolf, Aachen
Aachen
04.10.04.10.
25.10.25.10.
AACHENER WEIHNACHTSMARKT
AACHEN NOEL PAZARI
Bahnhofstr.,
Heerweg, Heerweg,
Düren
Bahnhofstr.,
Alsdorf Alsdorf
Heerweg, Düren
Düren
Bahnhofstr.,
Alsdorf
20 Kasım - 23 Aralık 2014
Tarihi belediye binası ve (Rathaus)
katedralinin (Dom) etrafındaki alanda kurulan Noel Pazarı yerli ve yabancı birçok konuğu atmosferiyle
büyüler. Dört hafta boyu saat 11 ile
21 arası ziyaret edilebilir.
04.10.04.10.
08.11.08.11.
03.10.03.10.
18.10.18.10.
08.11.08.11.
11.10.11.10.
08.11.08.11.
internet
üzerinden
de basvurabilirsiniz
internet
üzerinden
de basvurabilirsiniz
8
bir konu & bir konuk:
Türkçe'de "okula" denerek e-hali ile tercüme edilir. Hani sözlükte "Akkusativ"
Türkçe'de i-haliydi? Karışık gibi görünüyor fakat baştan farklı yönlendirilirse bu tür sorunlar başta halledilip daha
rahat ilerlenmesi mümkün.
“Zor olan, ne iş olursa olsun, emek vermek.”
Konumuz Almanca... Bu derginin sahibi olarak, bundan 24 yıl önce geldiğim Almanya/Aachen’da ilk tanıdığım insanlardan biri Nurhan Karacak. Kaydolduğum
kursta Almanca’yı ondan öğrendim/öğrenmeye çalıştım. Bu bilgilerle burada, Almanlar arasında yaşamımı sürdürdüm; sekiz yıldır Almanca yayınlanan dergilerin sahibiyim. Hocam ve 24 yıllık dostuma Almanca hakkında sorular yönelttim.
Nurhan hocam, öncelikle
zamanda, İstanbul'da olduğu gibi, bir
okurlarımıza biraz kendinizi
yandan da çalışmaya başladım. 1980
tanıtır mısınız?
Mart'ında Volkshochschule'de Almanca dersleri vermeye başladım. Şimİstanbul'un Beyoğlu semtinde bulu- diye kadar geçen zaman zarfında da
nan Alman Hastanesi'nde 1957 yılının Volkshochschule'de, Kronenberg'de bir
sonbaharında annemin karnından okulda, Fachhochschule Aachen'da ve
pek çıkmak istemememe rağmen ke- RWTH Aachen'da olmak üzere her sesip biçip çıkarmışlar beni, insanın in- viyede 30.000 saat üzeri ders verdim.
sana acımasızca gaddarlık ettiği dünyayla yüzleştirmek için, bu arada da Almanca, Almanlar için dahi zor
annemi kurtarmak için elbette. Ço- bir dildir denir. Sürekli yenilenen
cukluğum Taksim ve civarında ve yazım kuralları, istisnaları vs...
büyükbabam Ayazpaşa'daki Alman Sizce bunun nedenleri nedir?
Başkonsolosluğu'nda çalıştığı için bir
miktar da orada geçti. Bu "Alman" se- Diller geçirdikleri evrelere bağlı olarak
risine oniki yaşımdan itibaren bir de bir dinamizm yaşar ve ufak adımlarla
Tünel'de bulunan Alman Lisesi girdi. bir değişim içine girerler. Eski Cermen
On senem de orada geçti. Her gün kavimlerinde "halk" veya "halka ait"
Taksim, İstiklal Caddesi ve Tünel hat- anlamını taşıyan "Deutsch" kelimesitında geçen on yıl. İlk yıl hazırlık sınıfı nin kökeni olarak bilinen "thioda" da
Almanca öğrenme yılıydı. Kıl payı sınıf- yüzyıllar içinde değişimlere uğramışta kaldım, iyi de olmuş, Almanca dilbil- tır. Takriben ikiyüz yıl önce Goethe'nin
gisini ikinci yıl çok daha iyi kavradım. yaşadığı dönemlerde dilde "Genitiv"
Sınıfı tekrarlayanlar biraz daha fazla kullanımı ağırlıktaydı. Bugün ise "Genibilgiye sahip olduklarından yeni ge- tiv" ağırlıklı kullanımını hukuk dilinde
lenlere hem tercümanlık yapar hem de sürdürürken günlük yaşamımızda "Akonlara bildiklerini anlatırlardı. İnsan bil- kusativ" ağırlık kazanmıştır. İkiyüz yıl
diği bir şeyi başka birine anlattığında önce "nereye gidiyorsun" diye sormak
kendisi daha iyi kavrıyor. İşte bu baş- için "Wohin des Weges?" (Genitiv'le) kultaki sınıf tekrarlama bugüne dek Al- lanılırken bugün Almanca öğrenen biri
manca ders vermemin temelini oluş- "Wohin"i duyunca hemen "Akkusativ"
turdu. Okul bitince 1979 sonbaharında diye atılır, aklında onu tutmuştur.
Abitur elimizde birkaç arkadaş yollara düşüp RWTH Aachen'a vardık. Ge- "Wohin gehst du?" veya "Wo gehst du
liş o geliş. Alman Lisesi süresince, on hin?" olarak ifade edilen bir soruya
yıl boyunca Aachen'daki Quellenhof cevap olarak "Akkusativ" kullanılır diye
oteli benzeri, eski zamanlarda önem- algılamıştır. Oysa cevap olarak "in die
li bir otel olan Park Otel'de çalıştım, Schule" (Akkusativ) kullanıldığı gibi
okuldan sonra ve hafta sonları. Kar- "zum Bahnhof" (Dativ) de kullanılaşılığında da otel sahipleri yüksek bir bilir. Almanca-Türkçe sözlüğe baktımiktar tutan okul ücretini ve o zaman- ğınızda "Akkusativ" i-hali, "Dativ" de
lar Almanya'dan gelen ders kitapları- e-hali olarak çevrilmiştir. Kısmen evet
nı ödediler. Aachen'a sınırlı miktarda fakat her zaman değil. "In die Schule"
parayla gelmiştim, bu yüzden en kısa Almanca'da "Akkusativ-Artikel" alırken
Ben Almanya'ya geldiğimde Türkiye'de
gençlik arasında konuşulan Türkçe ile
bugünün gençliğinin Türkçe kullanımı
farklı. Normal vatandaşın fazla birşey
anlamadığı hukuk dilinde ise pek bir
değişiklik yok. Burda da benzer.
Dünyanın bir çok bölgesinden
Aachen'a gelen ve sizden
ders alanlar oldu. Gerçekten
bazı ülkelerden gelenler için
Almanca dili daha mı zor?
Bazı ülkelerden gelenler için Almanca daha zor değil de, bazı insanların
Almanca diline daha farklı yaklaşması belirleyici. Kişinin Almanya'ya geliş
nedeni, geliş şekli, içten içe Almanca
öğrenmeyi farklı nedenlerden reddetmesi, genelde insanın bir sorunu çözmesinde en rahat yol olarak gördüğü,
suçu karşı tarafta bularak sorumluluktan sıyrılma eğilimi bence "Almanca
zor bir dil" cümlesinin altında yatan.
Yeterince emek vermeden hiç bir işin
hakkını vererek yapmanız mümkün
değil. Hakkını vermeden yaparsınız
veya yapar görünürsünüz de yarım
yamalak olur. Almanca da yarım yamalak konuşulur. Bir de gurur girince
işin içine, yarım bilgiyle yetinip ilerletme zahmetine girmiyor kişi. Üzerine
gidildiğinde de "Almanca zor" denip
çıkılır işin içinden. Kimse de "Ben fazla
emek sarfetmiyorum, vakit ayırmıyorum" demez. Bu bir eleştiri değil, sadece bir tesbit. En nihayetinde kişinin
yaşam şartlarından ve dünyaya bakışından kaynaklanan bir durum. Geçen
gün Bangladeş'ten gelen bir genç ile
görüştüm. 21 yaşında bir delikanlı. Küçük yaşta annesini ve babasını yitirmiş.
Bir Container içinde gemiyle yola çıkmış, gemi birkaç ay sonra Hamburg'a
varmış. Aachen'a geldiğinde 17 yaşındaydı. Bu dört yıl içinde Almanca öğrendi, "Realschulabschluss" yaptı ve
ilk meslek eğitimi yılını geride bıraktı. RWTH'da İnformatik alanında meslek eğitimi görüyor. Peki burda doğup
yetişen, okula gidip, sonunda 9. sınıfta terkeden biri neden aynı ilerlemeyi
gösteremiyor onun için her imkanın
var olmasına rağmen?
9
alman dili & nurhan karacak
Kıssadan hisse: Zor olan, ne iş olursa
olsun, emek vermek.
35 yıldır bir çok kuşağa Almanca
öğreten biri olarak, bizim
nesillerimizde zaman içinde
öğrenci profiliniz nasıl değişti?
Bundan bahsedebilir misiniz?
Bu 35 yıl içinde hem teknoloji hem
de teknolojinin gittikçe kullandığımız
her aletin içinde yer edinmesi yaşama
şeklimizi çok değiştirdi. Akıllı telefon,
sosyal medyada hareket, uzaktan kumanda, evimizden uçakta oturmak istediğimiz yeri belirleme, park ederken
sürücüsünü "arkadaki arabaya çok yaklaştın" diye uyaran taşıt... Aşırı hızlı gelişen bu teknolojık yaşam bireyi özellikle de genç insanları daha sabırsız bir
hale getirdi. 35 sene önce askeri sır gibi
saklanan dünya yüzeyi artık birkaç saniyede detaylı bir şekilde bilgisayarınızın ekranında. Bireyler daha çok tüketici, gittikçe de daha hızlı tüketici oldular
ve aynı hız içinde de dil öğrenme eğilimine girdiler. "Tamam anladım" moduna girip, yeni öğrendikleri bir konunun kalıcılığını sağlamak için gerekli
alıştırmaları az yapar veya hiç yapmaz
hale geldiler. O zamanı sosyal medyada, sanal yoldan ilişkilerini sürdürmeye harcamayı tercih eder hale geldiler.
Sabırla alıştırmalarını yapan öğrenciler
daha hızlı ilerlerken sabır göstermeyip
jet hızıyla öğrenmek isteyenler daha
yavaş ilerliyor. Birçok dilde benzeri anlamda güzel bir söz var: "Yavaş gidiyorum, acelem var".
Dil, uyum (Integration) için
vazgeçilmez ilk koşul. Bunu
gerçekten kabulleniyor muyuz
baştan itibaren? Yoksa Almanca
bilmesek de Almanya'da
yaşarız modunda mıyız sizce?
Çok parası olan biri yanında tercüman
gezdirip yaşayabilir yıllarca kendi kulvarında. Sürekli tercümanla gezebilecek parası olmayıp, yaşamını idame
edebilmek amacıyla çalışmak zorunda
olan veya çalışmak isteyen insanlar için
bir iletişim aracıdır dil. Elbette aramızda Almanya'da yaşamını Türkçe sürdürebilen, Almanca'yı çeşitli nedenlerden reddeden, kısmen devlet yardımı
alan, iyi bir iletişim için yeterli Almanca
bilmediklerinden işe de yönlendirilemeyen memleketlilerimiz de mevcut.
Kendileri bu durumdan memnunsa
ne ala. Zaten uyumun halihazırda iki
tanımı mevcut. Biri bir bireyin sosyal
yaşam içinde yer alıp, toplumsal yaşamın sunduğu olanaklardan faydalanabilmesi. Diğer tanım ise "Agentur
für Arbeit" ve "Jobcenter" adı altında tanınan kurumların kullandığı tanım: Bireyin aktif iş hayatına girmesi. Fakat iki
tanımda da dil, üretken insandan yola
çıkacak olursak, toplumla birlikte hareket etmenin, olmazsa olmazı.
Dil öğreniminde değişik
sertifikalar var. A1, B2 vs gibi.
Bunlar tam olarak neyi amaçlıyor
ve kimler için hangisi önemli?
Avrupa Birliği takriben 15 yıl önce
Rusça ve Türkçe dahil olmak üzere
Avrupa'da konuşulan dil seviyelerini
tespit edebilmek için okuduğunu ve
dinlediğini anlama, yazı (metin) üretme, sözlü iletişim alanlarında seviye
tanımları belirledi. Aşağıdan yukarı
doğru A1, A2, B1, B2, C1 ve C2 diye tanımlanan her seviyede kişinin hangi
alanda hangi bilgiye sahip olması gerektiği uzun çalışmalar sonucu belirlendi. Her ülkede yabancı dil derslerinde kullanılan kitaplar bu seviyelere
göre tanımlanıp yeniden basıldı milyonlar harcanarak. A1 seviyesi aşağı
yukarı 200 kelimeyi tanıyıp kullanmayı
barındıran bir seviyedir ve Türkiye'den
evlenmek yoluyla Almanya'ya eşinin
yanına gelen kişilerden A1 sertifikası
vize için konsolosluklar tarafından istenir. Sıfır Almanca'dan B1 seviyesine
giden yol 600 ders saatinden geçer.
B1 sertifikası artık Alman vatandaşlığına geçmek için yapılacak başvuruda
zorunlu olarak gösterilmesi gereken
belgelerden biridir. 10 B sınıfını bitirebilmek için, meslek eğitimini sonuçlandırabilmek için B2 ve C1 arası bir
seviye gereklidir. Almanca üniversite
eğitimi için de C1 üzeri bir seviye zorunludur. Kaba hatlarıyla ifade edersek öğrencinin profesörün anlattığı
derste notlar alması ve evde bu notları tekrar metin haline getirebilmesini içerir. Bunun için hem dilbilgisine
hakim olmak, hem de geniş bir kelime dağarcığına sahip olmak gerekir.
Toparlarsak: A1 başlangıç, A2 temel,
B1 orta derece, B2 yüksek seviyede
orta derece, C1 ileri derece ve C2 mükemmel derece anlamını taşır.
Çevremizde bir sürü dil kursu
olanağı sunan kuruluş var.
Kimler için hangi kurslar
daha uygun sizce?
Okul eğitimine, meslek eğitimine
veya yüksek öğrenime yönelik dil eğitimi alması gerekenlere sınav hedefli
kurslara gidip standardize edilmiş ve
kabul gören sınavlara girerek hem bilgi seviyelerini yükseltmelerini hem de
ulaştıkları seviyeyi belgelendirmelerini tavsiye ederim.
Ağırlıklı günlük yaşamda Almanca'yı
kullanmak isteyenler için sözlü iletişim ağırlıklı kurslar faydalı olur. Şahsen tüm dil öğrenenlere baştan itibaren sözlü ve yazılı yanını aynı şekilde
geliştirmelerini tavsiye ederim.
Geleceğe yönelik plan
ve projeleriniz neler?
Bir projem vakit elverirse kitap.
Bir tanesi Almanca ders deneyim birikiminden yola çıkarak tasarladığım
Türkçe'den Almanca'ya geçişte sıkıntı
yaratan örneğin "Präposition-Artikel/
Verb-Artikel" ilişkisi veya "Nebensätze"
gibi konularda biraz açıklık getirmeyi
amaçlayan kitapçıklar.
Bir diğer projem 1979'da cazibesine
kapıldığım, 90'lı yılların başında zorunlu sınırdışı aldığım mıknatıs şehir
Aachen'ın içinde barındırdığı çehreler
ve dünyalar, çizimli.
Onun dışında eğitim ve öğrenim konusunu kapsayan henüz gelişim aşamasında bulunan uluslararası program çalışmalarımız var.
Bize zaman ayırdığınız için
"Danke schön!" Çalışmalarınızda
başarılar dileriz.
Günal Günal
10
spor sayfasI
Kulübün kuruluş sürecini nasıl
gerçekleştirdiniz? Maçlarınızı
nerede oynayacaksınız?
DİTİB Aachen Spor Kulübü (SC DITIB Aachen e.V.)
Aachen’da yeni kurulan kulübün başkanı Erol Uzkiz ile sizler için görüştük.
olarak devam etti. Şimdi de yönetici
olarak devam etmekte.
Ditib Aachen Yunus Emre Camii
derneği altında spor kulübü
kurma fikri nereden çıktı?
Erol bey, sohbetimize öncelikle
sizi tanıyarak başlayalım?
Öncelikle, böyle bir dergi çıkararak
Aachen ve çevresinin sesi olduğunuz
için sizlere teşekkür ederim. Ben 1959
İstanbul doğumluyum. Evliyim ve 2
çocuğum var. 1979’da mimarlık okumak üzere Almanya’ya Aachen şehrine geldim. Okulu bitirip gidecektik
ama olmadı; okulu bitirdim ve 25 senedir burada mimarlık yapıyorum.
Spora ve özellikle futbola olan
ilginiz nereden geliyor?
Benim spor hayatım Türkiye’de okul
yıllarımda başladı. Ben futbola geç
başladım; 14 yaşında ilk defa ayağıma futbol ayakkabısı ve sırtıma forma giydim. Mahalle aralarında plastik
toplarla oynardık. Bu alışkanlık oradan gelme ve burada da okul ve iş
hayatım boyunca oyuncu ve antrenör
Ditib Aachen Yunus Emre Camii uzun
zamandır bir spor kulübü kurma arzusundaydı ve bir çok girişim yapılmasına rağmen, oluşturulamamıştı.Ben, Aachen Yunus
Emre Camii inşaatınının mimarlığını üstlendikten sonra, bu mesele gündeme geldi.
Aachen’da uzun yıllardır faaliyet gösteren ve
gençlerimize öncülük
eden Aachen Yurdum
Spor, çeşitli nedenlerden ötürü faaliyetlerine son verdi ve Aachen’da gençlerimizin buluşarak spor yapabilecekleri bir
dernek kalmadı. Bu sebeple ve Aachen Yunus Emre Camisinin bine yakın
üyesinin gençlerine ve diğer Aachen’lı
gençlere sahip çıkmak, onlara dini ve
kültür hizmetlerini sunan Aachen Yunus Emre Camisinin bünyesinde birde spor hizmetleri vermek ve uyuma
(Integration) katkıda bulunmak için bu
hizmeti kabul ettim.
Tabii Almanya’da spor kulübü kurmanın bir çok prosedürü var. Biz gerekli belgeleri hazırladık ve uzun yıllar
Aachen Yurdum Spor’un kullandığı
Real Marketin yanındaki Schwarz/Rot
kulübünün sahasını, Aachen Yurdum
Spor’la anlaşma yaparak, ortak kullanma kararı aldık ve bunu Aachen
Spor Müdürlüğü ve federasyona bildirdik ve kabul edildi. Böylece aynı
anda hem kulübü kurduk, hem de
sahaya sahip olmuş olduk. Şu anda
72 tane genç kardeşimiz antremanlara geliyor. Bunların 17 tanesi, 18 yaş
üzeri ve geriye kalanları da 13-14 yaş
grubu. Büyükler Kreis Liga D grubunda, küçükler ise C grubunda mücadeleye başladılar. Takıma katılımlar hala
sürmekte.
Kulüp olarak gelecekteki
hedefleriniz neler?
Kulübü kurmamızın en
önemli amaçlarından biri
gençlerimizi zararlı alışkanlıklardan, içki, kumar
ve uyuşturucu tuzaklarından uzak tutarak dini, milli kültürümüzü yaşatmak
ve gençlerimizi rekabete
alıştırarak sporda, okulda
ve diğer yaşam alanlarında başarılarını artırmaya
çalışmak. Aachen Yunus Emre Camii
cemaati ve vatandaşlarımızdan, takımımıza maddi destekten çok, en azından manevi olarak onların maçlarına
gelerek desteklemelerini bekliyoruz.
Aachenlı Türkler olarak gençlerimize
sahip çıkalım Aachen Ostviertel denen
bu bölgede durum herkesçe malum.
Şimdi Aachenlı Türkler olarak gençlere sahip çıkmazsak ileride bizler için
çok geç kalınmış olacak. Haydi hep
beraber genç takımımıza maddi ve
manevi olarak destek olalım. Sporu
ve başarıyı seven bütün gençlerimizi
Aachen Yunus Emre Camisi derneği
bünyesinde kurulan takımlara katılmaya bekliyoruz. Bize desteklerinizden dolayı Bizim Aachen dergisine ve
ekibine teşekkürler.
Biz de sizlere başarılar dileriz.
Abdullah Yaşar
11
bunları biliyor muydunuz?
Eski Alman
yazılarını neden
okuyamıyoruz?
Eski Alman hat
sanatı ve eski
Alman alfabesi
12. yüzyılda Avrupa’da Gotik sanat anlayışı gelişmeye başladı. Bu akım, sanatın bir çok türünü etkilediği gibi güzel
yazma sanatını (Kaligrafi) da etkiledi.
(Üstte, geçmişte kullanılan bazı yazı
stilleri görülmektedir.) Özellikle büyük
harfler daha çok süslendiği için o harflerin ne olduğunu anlamak daha da
zor. Günümüzde bazı firmalar logolarında hala bu yazıları kullanıyor.
1911’de Prusya Kültür ve Eğitim Bakanlığı, Sütterlin adında bir grafikere
temel bir alfabe sistemi oluşturması
görevi verir. (Aşağıda bu alfabe görülüyor.) Bu alfabe 1920’lerden 1941 yılına kadar okullarda el yazısı olarak kullanıldı ve 1942’de Naziler tarafından
kaldırıldı ve aşama aşama Latin alfabesine geçildi. 1990’lara kadar bazı
okullarda öğretilmeye devam edildi.
Bu yazıları gördüğünüzde şaşırmayın.
Her türlü inşaat işi için
İHTİYACINIZ olacak
inşaat makineleri
ve özel aletleri
KİRALIYORUZ.
2016 yılında piyasalara yeni madeni 5 Eurolar geliyor
Piyasadaki madeni paralara bir yenisi
ekleniyor. 1, 2, 5, 10, 20 ve 50 Cent’lerin
yanı sıra 1 ve 2 Euro madeni paralara
2016 yılından itibaren madeni 5 Euro
katılacak. Piyasaya sürülecek demir 5
Euro’nun dış halka ve iç kısmı arasında, mavi renkte ışık geçiren polimer bir
halka bulunacak. 10 yıllık bir hazırlığın
ardından tasarlanan madeni 5 Euroların özel sayısı dünyaya atfedildi.
Her türlü inşaat işiniz
için üstün kalite
aletleri UYGUN
FİYATLARA
sunuyoruz.
Bir yüzünde Alman kartalı bulunan
yeni madeni 5 Euronun diğer yüzünde
dünyayı temsil eden mavi halka, onun
içerisinde ise Avrupa ve Afrika’nın merkezde görüldüğü dünya haritası bulunuyor. Mavi halka ile dış halka arasında
ise çeşitli gezegenler görünüyor.
Çapı 27,25 milimetre olacak 5 Euronun merkezi 1 Euro büyüklüğünde. Yeni 5 Euro Almanya’da sadece
Karlsruhe, Münih ve Stuttgart olmak
üzere 3 merkezde basılabilecek. 2016
yılının Şubat ayında Berlin’de gerçekleştirilecek olan Dünya Para Fuarı’nda
özel tasarım 5 Euroları ilk kez görmek
mümkün olacak.
Aralarında Türklerin
de olduğu
çalışanlarımızdan
güler yüzlü hizmet ve
PROFESYONEL
DANIŞMANLIK
alabilirsiniz.
Günümüzde moda olan dövme, ilk kez nasıl ortaya çıktı?
çocukları doğduğunda onları dövmeyle işaretlemek, bir anlamda onları
damgalamak ihtiyacı belirdi ve böylece dövme denilen vücut resmetme
sanatı ortaya çıktı. Bir nevi ihtiyaçtan
doğdu da denilebilir.
Dövmenin ilk doğuş hikayesi oldukça ilginç. Çok eski zamanlarda, ilkel
kabileler için en önemli şey sayılarını
arttırmaktı. Kısacası üremek çok mühimdi. Hatta bu amaç uğruna yan kabilelerin çocukları çalınırdı. Bu durumun önüne geçmek için, kabileler de
Bebeğe dövmenin yapılması adeta
spiritüel bir ayindi; çeşitli köklerden
elde edilen toz boyalar annenin memesinden gelen ilk sütle karıştırılır ve
bu ilkel mürekkep, iğneyle bebeğin
derisine nakşedilirdi. Böylece her bebek kendi kabilesinin işaretini taşır,
bebeğin kaybolması ya da çalınması
halinde bu dövme ait olduğu kabilesinin kanıtı sayılırdı.
Schönebergstraße 9
52068 Aachen
Telefon: 0241/ 96 820-0
12
çevre sayfası
Çevre için neler yapmalıyız?
Her canlının toprağa, suya ve havaya ihtiyacı vardır. Bunlar olmadan yaşam olmaz. Bunların hepsinin genel
adı doğadır. Doğa insanlara bir çok
nimetler sunar. Bu nimetlerin hepsi
insan içindir. Doğa zenginliklerimiz
her geçen gün azalmaktadır. Sanayileşme ve kentlerdeki nüfus yoğunlukları, çevre sorunlarının artmasına sebep olmuştur. Bütün ülkelerin ortak
sorunu haline gelen çevre kirlenmesi, günümüzde insan sağlığını tehdit
eder boyutlara ulaşmıştır.
Bu kirlenmeler sonucunda canlı türleri
tükeniyor, ormanlar azalıyor, denizler
ve akarsular kirleniyor. Çevre kirlenmesini, insanın doğaya verdiği zarar olarak da tanımlayabiliriz. Cam şişenin doğada 4.000 yıl, plastiğin 1.000 yıl, kola
kutusunun 20-100 yıl, sigara filtresinin
5 yıl kaldığı çevreciler tarafından tespit
edilmiştir. İnsanlar bu durumdan tedirgin olmaya başladılar. Doğanın korunması zorunludur. Gelecek nesillere iyi
bir çevre bırakmalıyız. Çevrenin kirlenmesini önlemek için üzerimize düşen
görevleri mutlaka yapmalıyız.
Çevreyi korumak için
üzerimize düşen görevler
• Ambalajında geri dönüşüm işareti
olan ürünleri yeğleyin.
• Cam ambalajın binlerce yıldır geri
döndüğünü ve içindeki ürünün camla hiçbir etkileşimde bulunmadığını
bilerek alın.
• Plastik poşet ve yiyecek kapları gibi
plastik ürünleri yeniden kullanın.
• Plastik traş bıçağı, çakmak, tükenmez kalem, folyo pişirme kapları gibi
LUFTREINHALTEPLAN AACHEN
- GEPLANTE UMWELTZONE
Stadt Aachen - Fachbereich Umwelt (FB36/40) - M = 1:40.000
städt. Gesamtfläche ca. 160 km²
potentielles Gebiet zur Einrichtung
einer Umweltzone im Aachener Talkessel
(ca. 25 km²), falls die anderen Maßnahmen
nicht greifen
Alleenring
© Stadt Aachen
tek ya da çok az kullanımlık ürünleri
kullanmayı en aza indirin.
• Az miktardaki alışverişlerinizde plastik poşet kullanmayın.
• Büyük boy ürünleri kullanın. Hacmi fazla ürünler hem daha fazla kulanım hem de daha az ambalaj tüketimi demektir.
• Cam malzemeleri organik çöplerle
birlikte atmayın. Biriktirip en yakınınızdaki cam kumbaralarına atın.
• Cam şişe ve kavanozları atarken
renklerine göre ayırın ve metal kapakları çıkartın.
• Çok fazla ambalaj malzemesi kullanılmış ürünleri almayın.
© www.staedteregion-aachen.de
• Çocuklara oyuncak alırken, dayanıklı
olmasına dikkat edin. Oyuncaklar bozulduklarında çöpe giderler ve geri
dönüşümleri çok zordur.
• Her yere çöp atarak çevreyi kirletenleri, mutlaka uyarın.
• Açığa atılan pillerin içindeki kimyasal maddeler toprağa ve suya karışarak bizlere zehir olarak geri döneceğinden, açığa pil atmayın.
• Şarj olunabilir pilleri tercih edin.
• Çöpü kaynağında azaltmalıyız, yoksa çöp dağlarında nefes alamaz hale
geliriz.
• Doğal bileşenli temizlik ürünleri
kullanın.
• Kağıtsal atıkları tutumlu kullanıp,
kullanılmış kağıtların geri kazanılmasını sağlayın.
• Evsel atıklarınızı ayrıştırarak poşetleyip, geri dönüşüme katkı yapın.
• Ambalaj ürünlerini atmayıp, ambalajlarınızda tekrar kullanın.
• Bir defa kullanılıp atılan poşetler yerine, sürekli kullanılabilen bez torba
ve fileleri tercih ediniz.
• Plastik ve naylon atıkları yakmayın.
• Alışverişlerinizde cam şişe ve kapları tercih edin.
• Bahçenizde kimyasal gübre yerine,
organik atıklar (hayvan-bitki atıkları)
kullanın.
• Tıbbi atıklarınızı mutlaka belediye
görevlilerine teslim edin.
• Aşırı gürültü yapmayınız, yapanları uyarın.
• Yürüyerek gidilebilecek yerlere yaya
giderek, egzoz gazı atılımını önleyin.
• Gereksiz yere elektrik kullanmayın.
• Temiz su israfından kaçının.
• Atık sularınızı açığa akıtmayın.
Çevre insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde
bulundukları, fiziki, biyolojik, sosyal,
ekonomik ve kültürel ortamdır. Yani
kısaca canlı varlıkları etkileyen dış tesirlerin tümüne çevre denir. Çevre geleceğimiz icin çok önemli katkılarda
bulunur. Eğer çevremizi kontrol altında
tutamazsak, bu bizim için ileride pişman olunacak bir duruma gelir.
Yaşam ve çevre birbirlerine bağlı iki
önemli yaşam çerçevesidir. Bunlara sahip
çıkalım...
Hakan Tuc
1 Şubat 2016 tarihinden itibaren Aachen şehir merkezinde
temiz hava için „Yeşil Kuşak“ uygulaması başlıyor.
Yeşil kuşak, herhangi bir bölgede veya şehirde hava kirliğinin, Avrupa Birliği
tarafından belirlenen en üst değerleri aştığında, başvurulan bir trafik uygulamasıdır. Belirlenen bölge içine sadece yeni ve daha az egzos dumanı yayan
motorlu araçların girmesine izin verilir. Eski, çok egzos dumanı salan motorlu
araçların girmesi yasaktır. Böylece o bölgedeki hava kirliliğinin nispeten önüne
geçilmeye çalışılır. O bölgeye girme hakkı olan motorlu araçların satın aldıkları
belli renkteki etiketleri araçlarının ön camına yapıştırmaları gerekmektedir. Kurallara uymayan araçlar, yüksek miktarda para cezası ödemek zorunda kalırlar.
Avrupa Birliği, NRW Eyaleti ve Aachen Belediyesi yetkililerinin 21 Ağustos
2015’de Brüksel’de yaptıkları toplantıdan sonra, bu uygulamanın 1 Şubat 2016
tarihinden itibaren geçerli olacağı açıklandı. Yaklaşık 25 km2lik bir alanı kapsayacağı düşünülen bölgenin sınırları henüz kesinlik kazanmadı.
13
www.wikipwedia.org
yalnız değilsin!
Hastalığın adı, eski Yunan
Mitolojisi’nde sudaki yansımasını
görüp kendisine aşık olan
Narcissus’tan gelmektedir.
Narsisistik
Kişilik Bozukluğu
Sevgili Okuyucular,
“Anksiyete Bozuklukları” serisinden
sonra, bu sayıda sizlere “Narsisistik
Kişilik Bozukluğu”nu anlatmaya çalışacağım. Narsisizm kişinin kendisini aşırı bir biçimde sevmesi, diğer bir
deyişle kişinin kendisine aşık olması
olarak tanımlanabilir.
İnsanın kendini sevmesinde bir gariplik yoktur. İnsan kendisini mutlaka
sevmelidir ki çevresini de sevebilsin.
Ancak bu sevginin şiddeti ciddi boyutlarda ise, kendimize olan sevgimiz,
kendimizle ve çevremizle olan ilişkilerimizi bozuyorsa işte orada bir bozukluktan ya da narsisistik kişilik örgütlenmesinden bahsetmemiz gerekir.
Günlük hayatta bu kişiliğe sahip olan
insanlar çoğunlukla çevreleri tarafından „küstah“ ve „ukala“ gibi sıfatlarla nitelendirilirler. Bu kişiler kimimizin
eşi, kimimizin hocası, kimimizin patronu, kimimizin komşusudur ve geçinilmesi oldukça zor insanlardır.
Neden mi?
Çünkü bu kişiler, kendilerini başkalarının yerine koyamayan, bu nedenle
karşısındakinin duygu, düşünce ve isteklerine yeterli ilgi ve saygıyı gösteremeyen kişilerdir. Daima kendileri haklıdır, ortada bir hata varsa asla onlara
ait değildir. Dünya bu insanların etrafında dönmeli, herşey ve herkes kendi
amaçlarına hizmet etmelidir. Aksi takdirde o insanın ya da düşüncesinin bir
kıymeti yoktur. Bu kişilerin düşünceleri
büyük bir güç, kusursuz bir güzellik,
engin bir deha ve sonsuz bir sevgi üzerinedir. Herkes tarafından beğenilmek
bu kişiler için çok önemlidir. Kendilerini değerli hissedebilmek için başkalarını değersizleştirmeye çalışırlar. Sürekli bir övgü ve alkış bekleyişi vardır.
Bu kişiler başarılarını olağanüstü görür,
yeterli bir temeli olmamasına rağmen
çok önemli, yüksek bir şahsiyet olarak
bilinmek isterler. Kendilerini ancak üstün nitelikli kişilerin anlayabileceğini
düşünürler ve bu yüzden arkadaşlarını
bu kişilerden seçmeye çalışırlar. Bencildirler, başkalarına zarar vermek pahasına hedeflerine ulaşmaya çalışırlar, sürekli bir performans gösterme kaygısı
yaşarlar. Kıskançtırlar, ama çoğunlukla
diğer kişilerin kendilerini kıskandığını
düşünürler. En ufak bir eleştiri, bu kişileri ağır bir şekilde yaralayabilir. Eleştiren kişiye düşman kesilirler.
Peki insanlar neden narsist olurlar?
Bu kişiler çoğunlukla saygı ve sevgiyi
ebeveynlerinden koşulsuz almamışlardır. Örneğin çocukları sadece başarılı
oldukları zaman ilgi ve sevgi gösteren
ebeveynler bu gruba girer. Çocuk, ebeveynlerinin istediği gibi başarılı olduğu sürece güçlü ve üstün hissederken,
yeterli performansı gösteremediği durumlarda aileden gördüğü sevgi kesilir.
Çocuk, ortaya çıkan yetersizlik, utanç
ve kıskançlık duygularıyla, sevilmediğini ve kabul edilmediğini düşünmeye başlar. Kendi başına karar veremez,
çünkü bu hayattaki görevi, ebeveynlerinin beklentilerini yerine getirerek
sevgi ve saygı kazanmaya çalışmaktır.
Diğer yandan, sınır koymayan ve şımartan anne-baba tutumları da narsizmin
oluşumunda önemli bir yer tutar.
Bu çocuklar ileride de büyük performanslar gösterip, sevgi ve kabul arayışı içine girerler. Aslında içlerindeki
aşağılık ve yetersizlik duygularını yenmek için büyük bir çaba içinde oldukları gözlenir. Ne yazık ki sevgiyi koşullu almaya çalışmak oldukça yorucu bir
süreçtir. Kendini, başarılı olduğu müddetçe sevilmeye, sayılmaya ve kabul
edilmeye layık görmek, insanı bir yerden sonra yormaya başlayacaktır. Bu
da hem kendilerini, hem de çevrelerini yıpratmalarına sebep olmaktadır.
Eğer bir narsist hedeflerine ulaşamazsa öfkesine hakim olmakta zorlanır,
saldırganlaşır ve çökkünlük yaşar. Bu
nedenle klinikte bu kişiler narsisizm
nedeniyle değil, sevdigi bir kişi tarafından terkedilme ya da işyerinde yaşadığı bir başarısızlık ardından ortaya
çıkan depresyon başta olmak üzere,
anksiyete bozukluğu, yeme bozukluğu ve alkol-madde kullanım bozuklukları ile karşımıza gelirler. Çünkü narsist
bireyler, yaşadıkları zorlukların büyük
kısmının kendilerinden kaynaklandığının farkında değildirler. Deneyimli
bir terapistle kişinin yaşam kalitesinde
düzelmeler sağlanabilir.
Bu nedenle, çocuğumuzu yetiştirirken ona gerektiği yerde sınır koymalı,
aldığı kararlarda yanında olmalı, onu
desteklemeli ve hepsinden önemlisi
ona sadece başarılı anlarında değil, her
anında sevgi ve saygı duyduğumuzu
göstermemiz gereklidir.
Sağlıcakla kalın.
Saygılarımla
Tıp Dr. Sıla Yüce-Çıtır
Alexianer Krankenhaus
Aachen
Tel: (0241) 47701 15000
14
fırsat eşitliği
Eğitimde Fırsat Eşitliği: Birleştirme (Inklusion)
Ayrıştırma (Exklusion)
Uyum sağlama
(Integration)
Birleştirme
(Inklusion)
Türkler Almanya’ya bundan 50 yıl
önce işgücü olarak gelmeye başladılar. Günümüzde bu topluluk 3 milyona yakın insandan oluşmaktadır. Bu
insanların büyük bölümü ya burada
doğmuş ya da çok küçük yaşlarda gelerek burada sosyalizasyonlarını gerçekleştirmişlerdir. Artık 4. kuşaktan
söz edilmektedir.
kesimlerine uygulanacak. Bunlar sosyal alanda, eğitimde, iş alanında uygulanıp, hayata geçirilecek.
Yeni nesillerin Almanya’ya uyumlarında ve Almanlarla eşit imkanlara sahip olmalarında ve bu imkanlardan
yararlanmalarında en temel etken,
“iyi bir eğitim” almaktır. Şimdiki durumu incelersek, Türk çocuklarının ve
gençlerinin eğitim bakımından çok
iyi bir konumda olmadıkları ortaya
çıkmaktadır.
Türkiye kökenli göçmenleri yakından ilgilendiren bölüm okul öncesi,
ilkokul, ortaokul ve lise eğitimi. Çünkü engelli çocuklarla gençler, engelli
olmayan çocuklar ve gençlerle aynı
çatı altında eğitim görecekler. Bu arada çocuğun yeteneğine göre, eğitim
müfredatı uygulanacak, çocuğun
eğitimiyle ilgili farklı düzeydeki eğiticiler çocukların eğitimini üslenecekler. Eğer çocuk Förderschule dediğimiz engelliler okuluna gidiyorsa,
aynı çatı altında yine çocuk engelliler okulu mezunu olacaktır. Bilindiği
gibi Türkiye kökenli normal çocuklarımız Almanya’da çok yüksek sayıda
engelliler okuluna gitmekteler. Bu sebeplerden dolayı, eğer çocuğun dil
problemi varsa ya da yine dilden ötürü öğrenme zorluğu çekiyorsa, sosyal davranışlarında uyumsuzluk varsa, bu gibi çocuklar ve gençler kısa
yoldan engelliler okuluna gönderiliyor. Şimdiki rakamlara baktığımızda
Almanya’da bu tür okullara giden Türkiye kökenli göçmen çocukların sayısı
bazı bölgelerde % 70’lere kadar çıkıyor ve son zamanlarda bu sayı ne yazık ki gitgide yükselmekte.
Alman Eğitim Sistemi içinde öncelikle yabancı öğrenciler dezavantajlı konumdadırlar. Alman okul sistemi
toplumsal yönden yardıma gereksinimi olan çocukları ve gençleri eğitmeyi başaramamaktadır. Alman ve diğer yabancılarla kıyaslandığında Türk
öğrenciler oldukça elverişsiz konumdadırlar. Göçmen çocuklarının eğitiminde fırsat eşitliği yok denecek kadar azdır. Çocuklarımızın durumunu
düzeltmek, geleceğe donanımlı bir
şekilde hazırlamak için bizlere büyük
görevler düşmektedir.
Birleştirme (Inklusion) nedir?
Almanya’da 2013 yılında yeni inklusion
(birleştirme) adı altında bir konsept geliştirildi ve yürürlüğe girdi. Bu konsepte göre engelli vatandaşlarla ,engelli
olmayan vatandaşların aynı imkanlara
sahip olup, eşit şartlarda toplumda birlikte yaşayabilme imkânının sunulması
amaçlanıyor. Bu uygulama, 2020 yılına kadar, adım adım toplumun bütün
01.08.2014’de ise bir “Inklusion Yasası”
yürürlüğe girdi ve egitim alanında da
birleştirilmiş okullarda engelli çocuklarla, engelli olmayan çocuklar birlikte
eğitim görmeye başladılar.
Çocuklarımızın eğitimdeki
problemleri üç nedenden
kaynaklanıyor:
1. Almanya’daki eğitim sistemi, çocuğun etnik kökenine ve statüsüne göre
ayrıştırılıyor: Eğer çocuğun ailesi işçi
ise, çocuk direk eğitim seviyesi düşük, fazla geleceği olmayan okullara
gönderiliyor. Yani eğer çocuğun ailesi
zengin ise liseye, fakir ise ve eğer şansı
varsa bir meslek öğreniyor.
2. Göçmenlere karşı önyargının olması: Çocuğun isminden, kimliğinden
ötürü belirli kategoriye konulması.
3. Ailelerin yeterli desteği ve donanımı çocuklarına verememesi: Bunların başında, çocuğun anadilini unutması. Anadilini ve Almanca’yı yarım
konuşması. Kendine karşı öz güveninin olmaması. Çocuğun gelişmesinde
önemli rol oynayan alt yapının ve desteğin, aileler tarafından verilememesi.
Ailelerin Alman eğitim sistemini tam
olarak bilmemeleri.
Ailelerin dikkat etmesi
gereken hususlar:
1. Aileler, okul seçimini kendileri yapabilir.
2. Eğer çocuğunuz haksızlığa uğramışsa, yasal olarak çocuğunuzun hakkını arayın.
3. Çocuk okula başlamadan Alman
eğitim sistemi hakkında bilirkişilerden mutlaka bilgi alın.
4. Çocuğu okula kaydettirirken, Schweigerflichrentbindung denen belgeyi imzalamayın. Eğer imzanız gerekiyorsa,
tam anlayarak imzalayın.
5. Kendiniz çocuğunuzu kaydedecek
bir okul arayın ve çocuğun yapısına
göre eğitim almasını sağlayın.
6. Alman Eğitim Müdürlüğüne (Schulaufsicht) çocuğunuzun “birleştirilmiş
okulda” eğitim görmesi için, engelli
olduğuna karar verilmiş tanının kaldırılması için dilekçe verin.
Yukarıda saydığımız nedenlerin hiç
birisi çocuklarımızın yeterli ve başarılı
olmasına engel olmamalıdır. Ailelere
tavsiyelerimiz, Alman eğitim sistemini, okul ve güncel politikasını iyi bir
şekilde takip etmeleridir. Çocuklarının
eğitimini kendilerinin üstlenmelerini,
çocuklarıyla yeterli zaman geçirmelerini ve aile sevgisini bilinçli bir şekilde
çocuklarına vermelerini, önemli derecede tavsiye ediyorum.
Necla Demirci
Sosyal Pedagog, Eğitimci
15
KÜLTÜR & sanat
Alle Turca Aachenlı bir müzik grubu.
Grubu tanımak için, kurucusu Önder
Babur ile sizler için bir söyleşi yaptık.
Önder bey, öncelikle bize biraz
kendinizden bahseder misiniz?
Adım Önder Babur. 1985 Mersin-Tarsus doğumluyum. Çocukluğum ve ilköğretim yıllarım Tarsus’ta geçti. Daha
sonra Adana Fen Lisesini kazandım
ve nihayet Adana’ya taşındım. Böylece çok küçük çaplı da olsa ‘gurbette yaşama’ serüvenim başlamış oldu.
Yine ODTÜ Bilgisayar Mühendisliğini kazanmamla da Ankara’nın yolunu tuttum. Herhalde artık bu gurbet
fikrine iyice ısındığımdan, lisans bittikten sonra yurtdışına çıkıp yüksek
lisansa devam etmeyi çok istiyordum.
Burs da kazanınca Almanya’ya RWTH
Aachen’e gelmek çok cazip geldi ve
Aachen’da master yaptım. Arada bir
yıl kadar endüstride çalışma ve bir
yıl da İspanya’da araştırma deneyimimden sonra şu an Hollanda’da Yazılım Mühendisliği alanında doktora
yapıyorum.
Müziğe olan ilginiz ne
zaman başladı? Kabiliyetiniz
olduğunu nasıl anladınız?
Müziğe aslında kendimi bildim bileli ilgiliyim desem bile az olur. Çünkü
kendim hatırlamasam da ailemin anlattığı kadarıyla çok küçükken, o zamanlar askerde olan babama bir beste yaparak başlamışım. Zaten ailem
de müzikle ilgili olduğu için hep müzik yapılan, çalınan, söylenen bir ortamda büyüdüm. İlk klavyeyle başladım, daha sonra Türk müziğine ilgim
artınca biraz keman, bağlama ve ud
çalmaya başladım. Üniversitede bir
yandan piyano ve klasik batı müziğiyle tanışıklığım arttı, bir yandan da gitar ve şan tekniğimi ilerlettim.
Almanya’ya geldiğinizde
müziğe daha yoğun bir
şekilde devam edeceğinizi
tahmin ediyor muydunuz?
Açıkçası hiç beklemiyordum! Burada
her halükarda tek başıma müzik çalışmalarıma devam edecektim tabii,
ancak kısa sürede benim müzik anlayışıma uygun bir ekip bulacağımı hiç
düşünmemiştim. Aachen’de benimle aynı profilde, meslekten mühendis olan, fakat müziğe çok ilgili birkaç
arkadaşımla beraber müzik yapmaya
başladık. Başlarda kalabalık arkadaş
gruplarına çalarken, zamanla iş Aachen ve çevre şehirlerde konserler vermeye kadar gitti. Zengin bir orkestrayla (klarnet ve kanun gibi otantik
enstrümanlarla) ve Türkçe müziğin çeşitli dallarında (türküler, sanat müziği,
pop ve rock) bir repertuar oluşturunca grubumuz epey ilgi çekti. Tabii biz
bunu hiçbir zaman tam zamanlı yapmadık; daha çok bir hobi olarak kaldı.
Zaman içinde ekipten ayrılanlar oldu.
Şu anda eski ekiple Aachen’da yılda
birkaç kere de olsa konser veriyoruz.
Yeni oluşan ekiple de yine aynı isimle
Belçika ve Hollanda’da programlarımız var. Ayrıca yine Aachen çevresinden müzisyenlerle dünya müziği yapacağımız yeni bir projemiz daha var.
“Alle Turca” grubunu kurarken
ne gibi beklentileriniz vardı?
Onlara ulaştınız mı?
Amacımız bir yandan güzel Türkçe
müzik yapıp bunu hem buradaki Türklere hem de yabancılara iletebilmekti. Diğer yandan da müziğimizin diğer
dildeki müziklerle kesişimini vurgulayacak güzel bir repertuar oluşturmaktı. Her ikisine de büyük ölçüde ulaştığımızı söyleyebilirim. Konserlerimizde
hem Türkler özledikleri ve maalesef
buralarda bulmanın zor olduğu kaliteli müziği dinleme fırsatı buldular; hem
de söylediğimiz Yunanca, Arapça,
Balkan dillerinde vesaire şarkılarla
farklı dinleyici gruplarına hitap ettik.
Bu felsefeyi yeni ekibimizde de devam
ettiriyoruz. Çeşitli dilleri ve müzik türlerini harmanladığımız performanslarımız oldukça ilgi çekiyor. Facebook
Alle Turca adıyla bir profilimiz var. Oradan bize ulaşmak ve bazı parçalarımızın videolarını görmek de mümkün.
Bireysel projelerinizden
bahseder misiniz?
Bireysel olarak daha serbest çalışma imkanım oluyor. Daha çok baştan sona kendi üretimim olan Türkçe sözlü şarkılar yapıyorum. Genelde
sevdiğim şairlerin şiirlerinden pasajlar alıp özgün bir besteyle, kendi çaldığım enstrümanlarla kayıt ve aranjmanlar yapıyorum. Son zamanlarda
bu çalışmalar biraz hız kesmiş olsa da,
önümüzdeki aylarda biraz daha ağırlık verip 10-12 şarkılık tamamen kendime ait olan bir albüm yapıp online
dağıtmayı planlıyorum.
Müzik konusunda daha neler
yapmak istiyorsunuz?
Konserlerimiz bu yıl özellikle Belçika, Hollanda ve Almanya NRW’da epey sıklaşacak. Hem gruptaki hem
de bireysel performanslarımı daha
da ilerletip çeşitlendirmek öncelikli
hedefim. İlerisi için de, biriktirdiğim
müzikal altyapıyı Türkiye’de kaliteli
ve orjinal müzikler üreterek kullanmak istiyorum. Kişisel görüşüm Türkçe popüler müziğin kalitesinin son yıllarda oldukça düştüğü yönünde; en
azından küçük bir seyirci kitlesine de
olsa, kaliteli müziği ulaştırmak konusunda üzerime düşeni yapabileceğime inanıyorum.
Bize zaman ayırdığınız için
teşekkür eder, çalışmalarınızda
başarılar dileriz.
Funda Şen
16
bilmece saYfası
Hangi sayılar gelmeli?
Hangi sayı gelmeli?
Aşağıdaki soru işareti olan yerlere her satırda a, b, c ve d şıklarındaki sayılardan hangileri gelmelidir?
Aşağıdaki soru işareti olan yere hangi
sayı gelmelidir?
4
8
3
4
5
11
9
8
7
4
4
5
10
6
12
10
11 13
9 2
7 21
7 14
?
?
?
?
a) 14 b) 15 c) 16
a) -3 b) 4 c) 8
a) 12 b) 7 c) 28
a) 9 b) 11 c) 17
d)17
d)11
d)16
d)12
1
1
1
2
0
1
2
3
0
0
3
4
0
0
0
?
Sihirli kare
Kibrit çöpü sorusu
Hangi şekil farklı?
Kutulara 1, 3, 5, 7 ve 9 sayılarını öyle
bir yerleştirmelisin ki, her sütun, her
satır ve kalın çizgilerle belirtilen alanlar
içinde her sayı sadece bir kez gelsin.
Aşağıdaki piramit 18 kibrit çöpünden
oluşuyor ve 9 adet üçgen görüyoruz.
5 kibrit çöpünü kaldırarak sadece 5
üçgen kalmasını sağlayabilir misiniz?
Aşağıdaki şekillerden hangisi diğerlerinden farklıdır?
1
2
3
4
5
6
7
8
9
7
9
5
1
Sayıları yerleştirin
Dört işlemi kullanarak, size verilen 2, 3, 4, 5, 5, 6, 10,12, 21 sayılarını uygun
yerlere koyup eşitliği sağlayınız. Bir de ipucu verelim:İlksayı
21.
15
-
+
:
+ : x + =
Ortak
harfler Yanda
boş olan
yerlere
gelen
ortak
harfler
sizce ne
olabilir?
2
3
3
5
1
6
7
8
9
Bunlar
birbölümleri
Resimdekiler ne olabilir? Aşağıda nesnelerin sadece küçük
görülmektedir.
sizce ne olabilir?
x
Üçgen
işlemi
sayıları, dairelerin içine
Aşağıdaki
öyle
ki, her kenar yerleştirmelisiniz
daki sayıların toplamı 20 olsun.
a
b c
d
e
17
yaşama dair
Anlatmak – Anlamak
Şair Orhan Veli’nin dizelerindeki ‘Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda/
Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle?’ diye soran, nice sözler dökülür
dudaklarımızdan. ‘Kimse beni anlamıyor.’, ‘Ben kimsenin umurunda değilim.’ serzenişleri artık anlayış bekleyen
insanların sıradan sözleri haline geldi.
Anlaşılamamaktan şikayetçi olan tüm
insanlar kendilerini bahtsız olarak nitelendirirler. Hepimizde vardır bu özellik. Kadınlar, anlayışsız kocaları olursa
bahtsızdır, çocukların anlayışsız anne
babaları varsa bahtsızlardır, anlayışsız
öğretmeni olan öğrenciler bahtsızdır,
çalışması amiri tarafından fark edilmeyen çalışan bahtsızdır v.s. Dikkat edecek olursak, hep anlaşılmayı tek bir kişi
üstüne yıkarız. Bir insan anlaşılamıyorsa sadece kocası değil anası, babası,
kardeşi, çocuğu da anlamıyordur onu
muhtemelen ama olsun, kocası anlarsa
sorunu bitecektir sanki. Bu işin sorumlusu genellikle en yakınlarımızdakilerdir; bizimle en çok zaman geçirenlerdir. Genellikle faturayı en yakınımıza,
hayatımızda en fazla yeri olana çıkarırız
acımadan. Aslında anlayış beklerken,
anlayışsızlık mı yapıyoruz acaba? Ya da
şunu mu istiyoruz, en yakınlarımızın ilgisi sürekli üstümüzde olsun.
Kendini vatanına, hatta insanlığa adayan kişilerin kendi toplumlarında, kendi çağlarında anlaşılamaması çok acı
bir gerçektir. Ne var ki onlar, bizim gibi
anlaşılamamaktan şikayet etmemişler,
kimseden anlayış beklememişlerdir.
Sokrates, Atinalılar kendisini anlasın
diye bekleseydi, Sokrates olamazdı ki.
Dünyanın yuvarlak olduğunu söyleyen
Kopernik, evrenin sonsuz olduğunu,
evrende dünyadan başka birçok gezegenin bulunduğunu söyleyen Bruno,
kilisenin kendilerini anlamalarını beklemiyorlardı; hatta çok ciddi şekilde cezalandırılacaklarını, bu uğurda idam edileceklerini de biliyorlardı muhtemelen.
Bulduğu radyum elementinin modern
tıpta kullanılan radyoloji teknolojisinin önünü açan, fakat radyumla yaptığı binlerce deneyin kendisine verdiği
kötü bir armağanla, kan kanserinden
ölen Madam Cruie’nin etrafı onu anlayanlarla mı doluydu? Onu da kimse anlamamıştı ve muhtemelen ona
da evinde otur, çocuklarını büyüt demişlerdir. Yıllar sonra, bilimin tarihini
yazanlar onun için, ‘Bilim için ölen kadın’ dedikleri zaman, Madam Cruie’nin
değerini kaç kişi bilmiştir, onun neyin
peşinde olduğunu kimler anlamıştır?
Türkan Saylan ‘Kimse beni anlamıyor, hatta kocam bile’ demedi, cüzzamı yendi. Peki, anlaşıldı mı acaba?
Madam Cruie için söylenenlerin benzerleri onun için de söylendi. ‘Ona mı
kalmış, kadın başıyla dernekler, vakıflar kurmak, kız çocuklarını okutmak.
Hem onun niyeti bambaşkaymış (!)‘
Bu örneklere bakıp şöyle de düşünebilirsiniz elbette ; ‘Biz kendimizi topluma, insanlığa adamış sıra dışı insanlar
değiliz; eşimize, çocuğumuza hayatımızı adamış sıradan insanlarız. Sonuçta, birazcık anlayış bizim de hakkımız değil mi?’ Anlaşılmak kendimizi
doğru anlatabilmekten de geçiyordur
belki, ne dersiniz?
‘Anlatamıyorum’; sorun da bu zaten.
Kimse kendini anlatamıyor. Çünkü
kimse, kimseyi anlamaya zaman ayırmıyor, çaba harcamıyor ve gerçekten
ilgiyle dinlemiyor. Ya anlamak istediği
kadar anlıyor ya da anlamak istediği
şekilde anlıyor. İşte, bu nedenle sık sık
hayal kırıklığına uğrayıp, umutsuzluğa düşüyoruz. Bazen de tam bizi anlayan birisini bulduğumuzu sanıyoruz.
Fakat o da ne? ‘Beni bir sen anladın,
sen de yanlış anladın’ diyoruz.
İnsanoğlunun işi hiç kolay değil. Yapacağı çok şey var. Varlığı anlayacak, bilgiyi bilecek, ahlakı öğrenecek, estetik
değerler üretecek, dinlerin doğuşunu
ve amacını kavrayacak. Bunları yaparken bir de hayatta kalma mücadelesi
verecek ayrıca zaman bulursa kendini
sorgulayacak, kendini anlamaya çalışacak. Bu kadar işin arasında bir de başkalarını anlayacak... İşte o, gerçekten zor.
Anlamak ve anlatmak birbirine benzeyen iki kelime gibi gözükse de aslında birçok konuda bizleri birbirimize
düşüren iki kelime. Yazımı yazmadan
önce ne anlama geldiklerine, TDK’nın
internet sözlüğünden bakayım dedim.
Anlatmak: bir konu üzerinde açıklama
yapmak, açıklamada bulunmak, bilgi
vermek, izah etmek,inandırmak, ikna
etmek, söylemek, nakletmek.
Anlamak: Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak, yeni
bilgileri eskileriyle bir araya getirerek
sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek, sorup öğrenmek, doğru ve yerinde bulmak.
Biz sürekli anlatmayı seviyoruz, dinlemeyi ne kadar biliyoruz bu tartışılır.
Anlattığımızın karşımızdaki kişi veya
kişiler tarafından kesinlikle anlaşıldığını varsayıyoruz. Halbuki sizin neyi
nasıl anlattığınızdan ziyade, karşınızdaki kişilerin nasıl anladığı ve algıladığı önemli değil midir?
Anlatırsınız, sonra bakarsınız ki farklı yorumlar gelir; ya anlaşılmadığınızı
düşünür, tekrar anlatmaya çabalarsınız veya yanlış anlaşıldım demeyi tercih edersiniz, ben anlatılanların doğru
algılanmamasını genelde dinlemeyi
sevmememize ve önyargılı dinlediğimize bağlıyorum doğrusu.
Anlamaya çalışmak son derece yorucudur, buna pek çaba harcanmaz,
yazılanların, söylenenlerin tamamı
okunmadan, yazının tamamı ne demek istiyor anlaşılmadan yanıtlar verilir. Anlatmak işin kolay tarafı, dinlemek ise zor, anlatılanları ön yargısız
dinleyip algılamakta işin aslında en
zor kısmı. Acaba diyorum, anlattıktan
sonra sorsak mı, ‘ben bu kadar anlattım, hadi bana ne anladığını anlat.’
Yazımı Şair Can Yücel’in bir dörtlüğü
ile bitireyim;
En uzak mesafe ne Afrika’dır, ne Çin, ne Hindistan.
Ne seyyareler, ne de yıldızlar
geceleri ışıldayan.
En uzak mesafe; iki kafa
arasındaki mesafedir
Birbirini anlamayan…
Doğru anlaşılmanız
dileğiyle hoşçakalın…
Füsun Özdemir-Günal
18
kapak konusu
İnternetin bilinmeyen karanlık yüzü:
Derin internet
Son dönemlerde üzerinde çokça konuşulan, yazılan bir konu oldu bu “derin
internet”. Hatta bu konuyu ele alan televizyon dizileri ve filmleri dahi çekildi. En son, Amerikan Havacılık ve Uzay
Dairesi (NASA) bir açıklama yaparak,
“deepweb” diye adlandılan derin interneti mercek altına alacaklarını ve buradaki iletişim ağının özelliklerini kavrayarak, bunu, yıldızların konumlarını
daha iyi tespit etmek için kullanacaklarını açıkladı. Biz de sizin için bu kapıyı bir aralayalım dedik. Bu bilinmeyen
dipsiz kuyuyu sizler için bir kaç sayfada özetlemeye çalışacağız. Fakat siz, siz
olun ve ciddi anlamda temel bilgileriniz
yoksa, burada anlatılanlardan sonra,
neymiş bu derin internet diyerek, merak edip girmeye çalışmayın. Başınız,
ya yasalarla belaya girebilir ya da ay
sonunda yüklü bir telefon faturası gelebilir. Aman ha, uzak durun!... Burada herşey tam anlatılmamış diyenler de
olacaktır şüphesiz; onu da bilinçli yaptığımızı belirtelim.
Bizim bildiğimiz internet,
tüm internetin sadece % 4’ü!
Size şaka gibi gelecek ama bizim gibi
normal kullanıcıların girdiği alan, toplam internetin sadece % 4’ü. Bizler,
belli internet sunucuları (Telekom,
NetAachen, 1&1, Vodafone vs.) üzerinden internete giriyor ve orada birilerine e-posta yolluyor; Facebook,
Twitter gibi sosyal medyada geziniyor; müzik dinleyip, bazen de film ya
da dizi seyrediyoruz; arada bir de online banka işlemleri yapıyoruz. Merak
ettiğimiz şeyleri Google’da sorarak
bilgileniyoruz. Yazdığımız her şey ve
girdiğimiz her site, sunucumuz tarafından kaydediliyor. Ne zaman, nerede, neye “tık”ladığımız kayıt altına
alınıyor. Çünkü, internet hizmeti veren sunucumuzda bizim bir giriş kodumuz var ve buna “IP adresi” (İnternet Protokolü) deniyor. Bununla bizim
kim olduğumuz ve internete nereden
bağlandığımız biliniyor. Yani, bizi adım
adım takip ediyorlar. Kim olduğumuzu, nelerden hoşlandığımızı biliyorlar.
İnternette parasız olarak kullandığımız her şeyde, aslında bizim kişisel bilgilerimizi satıyorlar. Bizlere anti-virüs
programlarını parasız ve ücret karşılığı sunarak, kendimizi güvende hissetmemizi sağlıyorlar. Fakat hep izleniyoruz. Yazdığınız herhangi bir kelime, bir
filtreye takıldığı anda takibe alınabiliyorsunuz. İşte bizim legal ve güvenli
olarak bildiğimiz internet bu. O büyük
buzdağının sadece su üstünde görünen kısmı. Ya suyun altındaki görünmeyen kısmında neler oluyor?
Peki geriye kalan %96’lık
kısımda neler var?
Derin internete hoş geldiniz...
Öncelikle şunu söylemeliyiz ki, bu
alan, kişisel sunucular kullanarak herkesin erişimine açık olmayan özel ağlarda barınan sitelerin olduğu, bildiğiniz internetten farklı bir alandır.
Burada size internet hizmeti sunan firmalar ve IP adresiniz devre dışı kalır.
Sizin kim olduğunuz ve nereden giriş
yaptığınız belli değildir. İnsanın aklını karıştıran bir durum. Sanki burası
daha güvenli gibi; izleyen, takip eden
yok! Fakat yanılgıya kapılmayın hemen. Burası tehlikeli bir alan aslında.
Genelde, anlaşılır kılmak için, bu alan
kapaktaki resim ile temsil ediliyor.
Okyanusların derinlikleri gibi bir alan
derin internet. Tesadüfe bakın ki, insanoğlunun denizler ve okyanuslar
hakkındaki bilgisi de ancak bu kadar.
Yani internet gibi, denizlerin de %
90’ını aşan kısmında neler olduğu hakkında pek bir bilgimiz yok ne yazık ki.
Bilinmeyen sulara dalıyoruz:
Arama motorlarının
sınırlarının bittiği yer!
Derin internete (Deep web) Google,
Yahoo, Bing ya da diğer arama motorları ile giriş yapılamaz. Bunun temel
nedeni ise, adını verdiğimiz arama
motorları bu tür siteleri arama listelerine dahil etmemişlerdir; indekslememişlerdir. Sebebi ise, kullanıcı güvenliğinin olmaması, suç kapsamına giren
içerikler vb. şeklinde sıralanabilir.
Derin internete nasıl girilir?
Bu alana girebilmek için farklı arama
motorları gerekmektedir. Günümüzde, dünyada bunun en popüler olanı “Tor Browser”dir. Bu tarayıcıyı internetten bilgisayarınıza yükledikten
sonra, derin internete giriş yapabilirsiniz. Ancak sonraki aşamada standart
internet kullanımında olduğu gibi,
Google'a girip arama yaparak, bir şeylere ulaşabileceğinizi sakın düşünmeyin. Durum biraz farklı burada.
Tor, girdiğiniz andan itibaren, sizin IP
adresinizi devre dışı bırakarak, anlık
olarak sürekli konumunuzu değiştirir;
Brezilya'dan ya da İsviçre'den giriş yapmış gibi görünürsünüz ve gizliliğinizi
(anonimliğinizi) koruyabilirsiniz.
Tor ile bilinen popüler dizinlere girebilirsiniz, ancak bu şekildeki erişiminiz çok kısıtlı olacaktır. Burada bizim bildiğimiz “www.bizimaachen.
de” ya da “www.wikipedia.org” gibi
uzantılar (.com, .org, .net, .de gibi)
yoktur. Tüm sitelerin, .onion uzantılı
değişken adresleri vardır. Bu sitelere
ulaşmak için de, belirli liste sitelerine
ulaşmanız gerekir. Burada karşınıza
“aksjhdksjh6543.onion” gibi adresler
çıkar. Bu anlamsız gibi görünen sitelerin neleri içerdiğini ancak araştırarak bulabilirsiniz. Bunun için de, bu
tür siteleri kategorilere göre ayıran
indeksleyen bir kütüphane sitesine
danışmanız gerekir.
19
kapak konusu
ağ attığınızı düşünebilirsiniz. Yüzeydeki bilgilere erişim kolaydır, ancak derinlerde ne olduğunu asla bilemezsiniz.
Derin internetin Wikipedia'sı
Bu, bizim bildiğimiz “wikipedia” tarzı
bir sitedir ve “Hidden Wiki” olarak bilinir. Yalnızca yönlendirmeyle giriş yapabileceğiniz sitelere ulaşmak için, derin internetin görünen yüzünün giriş
kapısı Hidden Wiki'ye girebilirsiniz. Bu
dünyayı merak edip de girmeye karar
verenlerin uğradığı ilk nokta burasıdır.
“hiddenwiki.org” adresinde, derinlere
ilişkin bilgiler yer alır. Ancak orası da
dahil olmak üzere, içeriğin çok büyük
bir kısmı İngilizcedir.
Derin internete girmek suç mu?
Ne tarayıcı olarak Tor kullanmak, ne
de derin internete girmek bir suçtur.
IP adresinizi, güçlü altyapısıyla anlık
olarak değiştiren bir gizlilik aracı olan
Tor Browser ile standart internet erişimi de sağlayabilirsiniz; bu sizin tercihinize kalmıştır. Girmek yasal (legal)
dır. Ancak büyük bir kısmının yasadışı
(illegal) olduğu bir dünya olduğunu
da unutmayın. Çünkü burada, siz de
girdiğiniz bilgisayarla tüm bu ağın bir
parçası oluyorsunuz. Tüm sistem de
bunun üzerine kurulu zaten: Sisteme
giren bilgisayarların ortak oluşturduğu bir sanal ağ sistemi. Sizin üzerinizden de birileri başka yerlere ulaşmaya, veri aktarmaya çalışabilir.
İnternetin derinliklerinde
sizi ne bekliyor?
Tüm interneti bir bilgi okyanusu olarak varsayarsak, bir arama yaparken
Derin internet için ‘kimsenin erişemediği, ancak çok önemli, faydalı verilerin bulunduğu bir dünya’ düşüncesi
bazıları tarafından dile getirilmektedir. Ancak tüm sitelerin kişisel sunucularda bulunduğu bu dünyada, herhangi bir denetim, kontrol, takip vs.
söz konusu olmadığı (ya da çok çok
zor olduğu için) aklınıza dahi getiremeyeceğiniz, uç noktalardaki içeriğe
de sıkça rastlanır.
Kimler kullanıyor?
Derin internet su seviyesinden derinlere doğru inilen bir okyanus gibi ve
değişik seviyeler, katmanlar bulunuyor. Karanlık internet (Dark net) olarak
da bilinen bu dijital sistem Hacker’ların, bilim adamlarının, uyuşturucu
tüccarlarının, katillerin, fizikçilerin, politik aktivistlerin, hükümetin, polisin,
teröristlerin, sapıkların, veri tüccarlarının, kaçakçıların ve buna benzer pek
çok insanın barındığı bir yer.
içi eğitim de sunuyoruz.
2002 yılından
yana
Allianz’da
Güveniniz
içinbu
size
teşekkür
olmak
üzere,
2006
yılından
ediyoruz!
itibaren de bağımsız bir temsilci
olarak
ekibimlebubirlikte
3000
2002 yılından
yana Allianz’da
müşterinin
güvenini
kazanmayı
olmak üzere,
2006 yılından
başardık.
itibaren de bağımsız bir temsilci
olarak ekibimle birlikte 3000
Güçlü
olduğumuz
yönlerimiz
müşterinin
güvenini
kazanmayı
müşterilere
başardık. hizmet vermekle
ve uzmanlığımızla sınırlı değil;
aynı
zamanda
iş hayatına
yeni
Güçlü
olduğumuz
yönlerimiz
başlayanlar
ve
genç
müşterilere hizmet vermekle
meslektaşlarımız
yükselme
ve uzmanlığımızlaiçin
sınırlı
değil;
olanakları
sağlayan
meslek
aynı zamanda iş hayatına yeni
eğitimi,
sürekli
eğitim ve hizmet
başlayanlar
ve genç
içi
eğitim de sunuyoruz.
meslektaşlarımız
için yükselme
olanakları sağlayan meslek
Güveniniz
için size
teşekkür
eğitimi,
sürekli
eğitim
ve hizmet
Erdinc Dincer
ediyoruz!
içi
eğitim de sunuyoruz.
Generalvertretung
Talstraße 15için size teşekkür
Güveniniz
52249 Eschweiler
ediyoruz!
Telefon 0 24 03.78 55 45
Telefax 0 24 03.83 93 85
[email protected]
www.ed-allianz.de
Yasaklı, gizli kitapların pdf'leri ya da
işe yarar, herhangi bir illegalliği bulunmayan içeriklerin, genel derin internet sisteminde çok küçük bir yer
kapladığını söylemek yanlış olmaz ve
tabii ki, alıcı, satıcı kılığında birçok polisin, ajanın da 'meraklıları' beklediğini
söyleyebiliriz. Bu konuda da iddialar
bulunmakta.
Derin internetin sunduğu
yasadışı hizmet sektörü neler?
Aklınıza dahi gelmeyecek ilanlarla
karşılaşabileceğiniz bu dünyada, istediğiniz bir şeyi, bir hırsıza çaldırabilirsiniz. Hırsızlığı yapıp, size o anın videosunu göndermeyi taahhüt edenler
var. Sahte pasaport, vize ve ehliyetler
adınıza hazırlanabilir. Tabanca ya da
tüfeklere ulaşmak zor değil, Polislerin
ve ajanların da cirit attığı bu dünyada kara para aklama hizmeti dahi sunuluyor. Küçük hackerlar, Facebook,
Twitter ya da mail hesapları hacklemeyi vaat ediyor. Siber hırsızlar ise,
çalıntı kart bilgilerini satabiliyor. Kiralık katiller, istediğiniz kişiyi ortadan
kaldırabileceğini iddia ediyor. Bunların ne kadarı gerçek, bilinmiyor.
Erdinc Dincer
Generalvertretung
Talstraße 15
ErdincEschweiler
Dincer
52249
Generalvertretung
Telefon 0 24 03.78 55 45
Talstraße
15 03.83 93 85
Telefax
0 24
52249 Eschweiler
[email protected]
Telefon 0 24 03.78 55 45
www.ed-allianz.de
Telefax 0 24 03.83 93 85
[email protected]
www.ed-allianz.de
20
kapak konusu
Derin internetin katmanları
İnternet, bir bilgi depolama sistemi
değildir. Belirli terminaller arası iletişim, veri aktarımıdır. Deep web denen
dünya da, esasında insanların kendi
sunucularını kullananarak, içeriklerine
herkes ulaşamasın diye geliştirdikleri kapalı ve özel bir ağ. Erişilebilirliğe
göre, derin internet ve bizim bildiğimiz internetin yer aldığı katmanlar kısaca şunlardır:
Seviye 1: Bu, bizim bildiğimiz, sosyal
ağlar, haber siteleri ve şu ana kadar
Google kullanarak giriş yapmış olduğunuz siteler.
Seviye 2: Arama motorları ile erişemeyeceğiniz içerikleridir. FTP serverler, indekslenmeyen yetişkin (+18)
içerikler bu seviyede yer alır. Arama
motorları ile bu içeriklere ulaşmanız
neredeyse imkansızdır, çünkü ya arama engeli almışlardır ya da sırada en
sona atılmışlardır.
Seviye 3: Burası iki gruba ayrılır. İlk
grupta arama motorları tarafından
engellenmiş, illegal içeriğe sahip her
türlü siteler bulunur. Yasadışı araştırma sonuçları, hacker gruplarına ait
içerikler, suikast videoları, rahatsız
edici adult içerikler, VIP dedikodular,
PC güvenliği ile ilgili konular bu seviyede yer alır. İkinci grupta ise Tor ile
girilen ve “.onion” uzantıları müzik,
resim, film (+18) gibi paylaşan acemi,
basit siteler bulunur.
Seviye 4: Burada Tor ve hiddenwiki
üzerinden kolaylıkla ulaşamayacağınız adresler yer alır. Bu sitelerin içeriklerine yönelik iddialar şu şekildedir;
gizli şirket ve piyasa bilgileri, önceden
belirlenmiş milyonluk bahis sonuçları,
milyar dolarlık satışlar, dünyaca ünlü
silah kaçakçıları, tank, füze, savunma
sistemi satışları, yasaklanmış filmler,
videolar, kitaplar, müzikler, üst düzey
görevlerde bulunan devlet casusları, önemli ses kayıtları, paralı askerler,
paralı ordular, paralı özel timler, kara
kutular, aşırı illegal ve yasaklanmış
adult içerikler, devlet görevlilerinin
seks kasetleri, detaylı gizli wiki ansiklopedileri, insan ticareti, uyuşturucu
ticareti, yasaklanan kimyasalların ve
ilaçların ticareti, kan bankalarından
kaçırılan kanların ticareti, çocuk pornoları, illegal deneyler için insan denek aranması vb...
Buraya kadar olan kısma Tor ile girilebilir; bundan sonra kapalı sistem başlar.
kurucusu, Mannathan'da görülen davada suçlu bulundu, en az 30 sene hapis cezası alacağı iddia ediliyor.
Özel para birimi: Bitcoin (BTC)
Karanlık İnternet (Dark Web)
Seviye 5: Bu seviyeden sonra artık
Tor falan da işe yaramaz. Erişim sağlamak için özel cihazlara ihtiyaç duyulan 'Kapalı’ bir sistemdir. Dünyada
çok az kimsenin erişiminin olduğu
'closed shell system' olarak adlandırılan bu ulaşım yolu, belirli cihazlar olmadan yapılamaz. Bu cihazlara ulaşmak kolay değildir ve bunlar olmadan
da daha derinlere erişim mümkün değildir. Burada sitelerin uzantısı .clos
olarak bilinir ve kriptolu olarak şifrelenmiştir. Ünlü “Wikileaks belgeleri”
bu seviyeden çıkmıştır.
Seviye 6: Karanlık internetin bilinen
en tehlikeli seviyesi olduğu söylenir.
Hakkında da fazla bir bilgi yoktur.
Seviye 7: Savaş bölgesi olarak tabir
edilir. Seviye 6 gibi, hakkında hiçbir
şey bilinmeyen, ancak teorilerde yaşayan bir düzeydir. Burada, herkesin
'seviye 8'e başka kimsenin geçmemesini istediği için savaşacak olmasıdır.
Seviye 8: Bu düzey, internetin son
noktasıdır. Günümüzde herhangi bir
kişinin ya da devlet organizasyonunun bilmediği bir sistem tarafından
kontrol edilmektedir. Seviyenin tepkisiz olduğu ve internet dünyasına değiştirilemeyen komutlar gönderdiği
iddia edilir.
Geçtiğimiz yıl, dijital dünyada en çok
ses getiren olaylardan birisi ‘Bitcoin’ olmuştu. Mazisi daha da eskilere dayanan bu dijital para birimi, bir
anda değerini 1.000 dolardan yukarıya taşıyınca, dünyanın dikkatini çekti. BTC’nin popülerliği ile birlikte, yatırım amaçlı alım-satımı da başlamış
olsa da ortaya çıkış süreci ve kulanım
alanı yine derin internete dayanıyor.
Devletlerle bağlantısız, takip edilemeyen Bitcoin, derin internetin resmi para birimi adeta. Yasadışı alışveriş
siteleri olmak üzere, ödeme yaparken
tercih ediliyor. Alım-satımı yasal olmayan birçok uyuşturucu madde, silah,
veri (çalıntı kart ve hesap bilgileri gibi)
ya da sahte belge (pasaport, kimlik
vb.) Bitcoin ile alınabiliyor. Normal
parayla ödeme yaparsanız (ki zaten
bu seçenek sunulmuyor), polis ve gizli servisler sizi hemen tespit edebilir.
Bitcoin, şifrelenmiş dijital cüzdanlarınızda saklayabileceğiniz bir para birimi ve döviz yatırımı gibi alım-satım da
yapabilirsiniz. Şu an 1 Bitcoin’in piyasa satış kuru 210 € civarında.
Kıssadan hisse
Derin internetin ticaret merkezi
İnternetin “derin” tarafı konuşulduğunda, akla ilk gelenler insanın midesini kaldıran yetişkin içerikler, uyuşturucu ve silah satışları ve kiralık katiller.
Bizim bildiğimiz ucuz alış-veriş yapılabilen “ebay”, “amazon” tarzı bir site
de bulunuyor burada: Silk Road. Farkı ise, illegal bir pazar yeri olması. Birçok uyuşturucu satıcısının, kaçakçının
yüzlerce kilogramlık satışlar yaptığı
bir merkez burası. İllegal olan herşeyi
bulmak mümkün burada. Toplamda
1,2 milyar dolarlık bir satış gerçekleştirilen bu site, Ross Ulbricht tarafından kurulmuştu. Anonim kimliğini
koruyamayarak yakalanan Silk Road
% 95'inden fazlası illegal ve o orana
yakın bir kısmının da pornografik,
herkes tarafından bilinen +18 sitelerde dahi yer alamayacak iğrenç içerikten oluştuğu bu dünya, her ne kadar
“illüminati ve gizli oluşumlar, Nazi belgeleri, şikeli maçlar, planlar,” gibi anlatıla anlatıla bitirilemese de, girmenizi
tavsiye etmeyiz. Ancak yerin altında
böyle bir dünya var. Bilmekten de tabii ki bir zarar gelmez. Çevrenizde girenler olduğunda da uyarın deriz.
21
Yemek kültürü
Sonbaharda bol bulunan sebzelerden tarifler seçtik. Hoşunuza gideni deneyin deriz. (SB/ÇB: Su/çay bardağı, YK/ÇK: Yemek/çay kaşığı)
Brokoli Çorbası
Zeytinyağlı Brüksel Lahanası
Sebze Kavurma
Malzemeler: 500 gr brokoli, 2 adet
patates, 2 adet soğan, 3 bardak süt,
3 kaşık zeytinyağı, 2 YK un, bir tablet
et suyu, göz kararı su, bir tutam tuz.
Hazırlanışı: Düdüklü tencerede yıkanmış ve doğranmış patates ve brokolileri su ekleyerek pişirin. Başka bir
tavada zeytinyağında küp şeklinde
doğranmış soğanları kavurun, içine 2
YK un ekleyip biraz daha kavurun. 1
bardak sütle sulandırarak pişen sebzelerin içine ekleyin. Karışımı ocağın
üzerine koyarak kaynamaya bırakın.
Geri kalan sütü de ilave ederek el blendırıyla iyice karıştırın. Tuz ekleyerek bir
süre kaynatıp, ılık olarak servis yapın.
Malzemeler: 15-20 adet Brüksel lahanası, 4-5 YK sıvıyağı, 3 diş sarmısak,
2 adet domates, 2 adet kesme şeker,
yarım limonun suyu, 1 ÇK tuz, 2 adet
kuru soğan.
Hazırlanışı: Lahanaların sapını kesip
sararmış yapraklarını temizleyin ve
bol suyla yıkayın. Tencereye sıvıyağı
koyup önce sarmısakları 30-40 saniye kadar çevirin ve sonra da çok ince
kıyılmış soğanları ekleyin. Arkasından
küp doğranmış domateslerle lahanalarını da ilave edin. Şeker, tuz, limon
suyunu da katıp, sebzelerin tam üzerine kadar su ilave edin ve kapağını
kapatın. 10-12 dak. kısık ateşte pişirin.
Malzemeler: 1/2 kilo Brokoli, 1/2 kilo
brüksel lahana, 2 adet havuç, 4-5 diş
sarımsak, 2 YK sıvı yağ, 2 adet kırmızı biber.
Hazırlanışı: Yıkanmış brokoli, havuç
ve kırmızı biberi doğrayıp, brüksel
lahanasını bütün halinde haşlayın.
Yağı tavaya koyup, doğranıp haşlanmış sebzeleri ekleyin ve biraz kavurun. Sarımsakları 2-3 parçaya bölerek
ekleyin ve biraz daha tavada çevirip
ocaktan alın. Sıcak veya soğuk olarak
yenebilir. Sade olarak veya yoğurtlayarak servis edilebilir. Hatta haşlanmış patates, pilav veya makarnanın
yanında da sunulabilir.
Fırın Somon
Hazırlanışı: Somon dilimlerini güzelce yıkayıp, kurutup sonra her tarafını
güzelce tuzla ovalayıp yağlı kağıt üzerine koyun ve limonları dilimler halinde somonların üzerine yerleştirin. Karabiberi ve kuru kekiği üzerine serpin
(eğer varsa üzerine taze kekik de koyabilirsiniz) ve zeytinyağını üzerlerine gezdirin. Kağıdı tüm malzemeleri
örtecek şekilde kapatın. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında 12-15 dk
kadar pişmesi yeterlidir. Haşlanmış
patates veya püre ile servis edilebilir.
Sosisli Kürdan Böreği
Malzemeler: Kişi adedince somon
(Lachs) fileto veya dilimleri, 1 adet limon, 1 YK zeytinyağı, tuz, karabiber,
kuru kekik.
Malzemeler: 1 tane yufka, 4 tane sosis, kızartmak için sıvı yağ, kürdan.
Hazırlanışı: Sosisi doğrayın, yufkayı
kat kat yapıp gazoz kapağıyla yuvarlaklar kesin. Kürdana dizip yağda kızartın.
pizzeriapontpascha
türkisch - italienische küche
AB 4,00 € GROSSE
STUDENTENPIZZEN
immer dauer- &
menüangebote
PONTSTRasse 114-116, 52062 AACHEN, TEL.: 0241 / 40 25 57
ÖFFNUNGSZEITEN: So.-Do. 11:00-01:00, FR. & SA. 11:00-03:00
www.pontpascha.de
22
gönüllü çalışmalar:
tarafından yemek dağıtılıyor ve günde
üç defa sicak bir şey içebiliyorlar. Çay,
kahve yapma imkanları yok. Her şeyden kötüsü bu insanlar korkuyor. Dışarı çıkmaktan, herhangi bir şey talep
etmekten, aklınıza gelmeyecek günlük
hayatımıza ilişkin birçok şeyi yapmaktan korkuyorlar. Çoğunluk Arapça ve
Kürtçe konuşuyor.
„Yeter ki istensin, yardım etmenin mutlaka bir yolu bulunur!“
Baran Ekinci, 20 aylık bebeği ile Suriye, Irak, Sırbistan ve diğer birçok
ülkeden Almanya’ya sığınan mültecilere yardım edebilmek için her
gününü sığınmacıların yerleştirildiği yerlerde, yollarda geçiren bir
anne... Başlangıçta bebek arabasına doldurduğu çocuk kıyafetleri
ile, çocukları ziyarete giden Baran Hanım, şimdi 17 kişilik bir ekiple
karşılık beklemeden uğraş veriyor. Bizim Aachen dergisi olarak kendisine ulaştık, hikayesini ve çabalarını kendisinden dinledik.
Baran Ekinci kimdir? Önce bize
kendinizi biraz tanıtır mısınız?
1982, Würselen doğumluyum. Kreş
öğretmeniyim. Eşim Aachen’da bir
imbiss işletiyor. 5 yaşında ve 20 aylık
iki çocuk annesiyim.
Aachen’da mültecilerin
yerleştirildiği yerlere giderek,
orada yaşayan insanlara yardım
ediyorsunuz. Buna ne zaman
ve nasıl karar verdiniz?
Yaklaşık 4 yıldır diğer ülkelerde yaşanan sorunları, ülkelerinden kaçarak başka ülkelere sığınmak zorunda
kalan insanları medyadan takip ediyordum. Her haberi gördüğümde
çok etkileniyordum ve acaba ben ne
yapabilirim diye kendi kendime soruyordum. Birgün eşim işyerinin yakınında bulunan eski bir okul binasına mültecilerin yerleştirildiğini ve
Dortmund’dan buraya mültecilerin
getirildiğini söyledi. Arabam yok. Ertesi gün bebek arabasına evde bulunan
çocuk eşyalarından doldurup, kızımı
da alıp o okula gittim. Maksadım ilk
başta çocuklara yardım edebilmekti.
İnsanların yaşam mücadelesini, çaresizliklerini gördüğüm o günden beri
her gün sürekli gidiyorum.
Bize bu yerlerin durumlarını,
orada bulunan insanların
yaşantılarını biraz anlatır mısınız?
Bu sığınma yerleri, şehir belediyesi
ve sosyal yardım kuruluşları kontrolünde bulunuyor. Benim gittiğim eski
okul binasında yaklaşık 250 kişi yaşıyor. Her ailenin en az 2 ya da 3 çocuğu
var. Okul derslikleri odalar haline getirilmiş. Odalarda birden fazla aile birarada barındırılabiliyor. Okul içinde toplam 3 tuvalet ve 3 duş bulunuyor ve
ortak kullanılıyor. Günde üç defa DRK
Peki bu insanlarla nasıl
anlaşabiliyor, iletişim
kurabiliyorsunuz?
İnsan bir şeyi gerçekten istiyorsa her
soruna bir çözüm üretebiliyor. Size yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum.
İlk zamanlardı, bir grup ziyarete geldi. İçlerinden birisi Arapça ve Kürtçe
konuşabiliyordu. Aile Arapça biliyordu. Aile sorunlarını Arapça anlattı. Arkadaşım Kürtçe ve Türkçe bilen diğer
bir arkadaşıma Arapça’dan çevirerek
Kürtçe anlattı. Kürtçe’den Türkçe’ye
çevirilerek Türkçe bilen kişiye konu
aktarıldı. Son olarak Türkçe’den Almanca’ya çevirilirek konu DRK’ya anlatıldı. Kısacası, gerçekten istendiğinde bir yolu bulunuyor.
Buralardaki insanların günleri
nasıl geçiyor? Neler yapıyorlar?
Bekleyerek... Bulundukları odalarda
sadece bekliyorlar ve temel ihtiyaçlarının hayati olanlarını karşılıyorlar.
Siz ve arkadaşlarınız nasıl
yardım ediyorsunuz? Bugüne
kadar neler yaptınız?
En büyük problemleri kendilerini güvende hissetmiyorlar. Bizim önceliğimiz onlara yalnız olmadıklarını biraz
da olsa hissettirebilmek. Giyinme ihtiyaçları için yardımlar topluyoruz.
Sonra kendilerine dağıtıyoruz. Hasta olanları doktora götürüyoruz. Resmi görevlilerle görüşüp, ihtiyaçlarını
aktarıyoruz. Gruplar halinde dışarı
çıkarıp, etrafı gezdiriyoruz. İmkanlar
dahilinde belki bir yerde bir kahve
içiyoruz ya da bir iki defa yemek yedirme imkanımız oldu. Bir defasında
23
Baran Ekinci
çocukları hayvanat bahçesine götürdük. O gün hayattaki en büyük mutluluk ve huzurun karşılıksız olarak ihtiyacı olan insanlara yardım edebilmek
olduğunu, oradaki çocukların gözlerindeki değişen bakışlarda anladım.
Henüz bir dernek değiliz; sadece çevremizin yardımları ve kendi olanaklarımızla imkanlar dahilinde hareket
edebiliyoruz.
Bugüne kadar karşılaştığınız
sorunlar neler oldu?
En büyük sorunu malesef DRK (Alman Kızıl Haçı) ile yaşıyoruz. Mesela
şu anda benim düzenli olarak gittiğim
okula girmem yasaklandı. Nedeni topladığımız kıyafetleri DRK deposuna
göndermeden direk dağıtmış olmamız olarak açıklandı. Bizim amacımız
sadece orada bulunan insanlara hızlı
ve doğru şekilde yardım edebilmek.
Kişilerle direk iletişimim olduğu için
yardımcı olmaya devam edebiliyorum. Bunun dışında dil sorunu yaşıyoruz. Ortak dilleri bilen insanlara ihtiyacımız var ve daha çok gönüllüye...
Kaç kişilik bir ekipsiniz?
En çok nelere ihtiyacınız var?
Şu an 17 kişilik bir ekibiz. Tabii bir de
başından beri benimle olan 20 aylık
kızım da ekibin bir parçası diyebilirim. En çok, gönüllü olarak yardımcı olacak insanalara ihtiyacımız var.
Bu gerçekten en büyük ihtiyaç, sadece maddi veya eşya yardımından
bahsetmiyorum. İnsan gücüne ihtiyacımız var. Bunun yanısıra maddi ve
ayni yardıma da ihtiyacımız var. Toplanan yardımları depolayabileceğimiz
ve dağıtım yapabileceğimiz bir depo
gerekiyor. Arapça, Kürtçe, İngilizce,
Arnavutça, Makedonca, Türkçe bilen
arkadaşlara ihtiyacımız var. Yardımları
insanlardan toplayabilmek için arabanız ile destek olabilir, bu insanları bir
kahve içmeye ya da yemek yemeye
götürebilir, dışarı çıkarabilir, çocuklarla bir şeyler yapabilir, kısaca aklınıza
gelen her konuda destek olabilirsiniz.
Yardım etmek isteyen veya
size katılmak isteyen kişiler
size nasıl ulaşabilirler?
Facebook (Baran Ekinci-Düz) veya
e-mail ([email protected]) aracılığıyla bana ulaşabilirler.
Yaptığınız bu çok anlamlı
çalışma ve bize ayırdığınız
zaman için teşekkür ederiz.
Dünyada yoksullukların ve
savaşların bitmesi dileğiyle...
Esra Cenkiz
Bunlar ve daha fazlasını uygun fiyatlarla bizde bulabilirsiniz!
Çanak Antenler
65 cm 19,90 €
80 cm 29,90 €
100 cm 39,90 €
120 cm 59,90 €
DiseqC şalter
2-1 6,90 €
4-1 7,90 €
LNB
Tek çıkışlı 6,90 €
Çift çıkışlı 9,90 €
Dört çıkışlı 19,90 €
Kelepçeli dirsek
25 cm 15,90 €
40 cm 17,90 €
50 cm 19,90 €
Dirsek
25 cm 9,90 €
35 cm 13,90 €
45 cm 18,90 €
50 cm 19,90 €
HD
Digital Receiver
39,90€’dan
başlayan
fiyatlarla
Adalbertsteinweg 263, 52066 Aachen
Balkon direği
29,90 €
Kablo
100 metre 120dB
19,90 €
Tel.: 0241 / 56 84 245
www.satboerse24.de
24
bulmaca saYfasI
25
başka işler yapanlar: Yasemen özyıldırım
„Yeteneğimi işe dönüştürdüm!“
Sohbetimize sizi biraz tanıyarak
başlayalım isterseniz? Nerelisiniz
ve buraya geliş hikayeniz nedir?
1963 Adana doğumluyum. Ben iki yaşımdayken ailem Almanya’ya geldi.
Bonn’da birkaç yıl yaşadıktan sonra,
1970’te Aachen’a yerleştik. Tüm eğitimimi burada tamamladım. İşletme
eğitimi aldım ve çok çeşitli işlerde çalıştım. İki çocuk ve bir torun sahibiyim.
Kendiniz mi üretiyorsunuz
yaptığınız süslemeleri?
Malzemelerin bir çoğunu Türkiye’den,
gerisini de buradan tedarik ederek,
kendim oluşturuyorum. Müşterilerimin isteği doğrultusunda renk veya
model değişiklikleri yapıyorum. Çok
çeşitli kalıplara ve fikirlere sahibim,
istenilen şekilde sepetler, kartlar hazırlıyorum. Hepsi sipariş üzerine özel
olarak hazırlanıyor.
Farklı bir iş yeriniz var, işinizin
içeriğini biraz açıklar mısınız?
Burada müşterilerim için kına, vaftiz,
doğumgünü, nişan, düğün, söz, diş
buğdayı gibi özel günlere yönelik şekerler, davetiyeler, sabunlar, kurabiyeler, süslemeler, tepsiler hazırlıyorum.
Böyle bir iş yapmak
nereden aklınıza geldi?
Aslında yirmi yıldır böyle bir şeyler
üretmek aklımdaydı. O yıllarda bu tür
süsler Türkiye’den getirilirdi. Son dört
beş senedir Köln ve Duisburg’da falan bulunabiliyor. Bu düşüncem, işler,
çocuklar derken bu günlere kadar ertelendi. Hobi olarak yapmaktan hoşlandığım bir şeydi süslemeler. Yeteneklerim ve el becerimin de buna
uygun olması benim işimi kolaylaştırdı. İki yıl önce iş değiştirme arasında bir fırsat bulup malzemeler tedarik
ederek, yavaş yavaş başladım bazı süslemeler yapmaya, siparişler arttıkça da
dükkan oluşturma fikri gelişti.
Geleceğe yönelik planlarınızda
neler var? İş konusunda daha
neler yapmak istiyorsunuz?
Aslında en büyük arzum işler geliştikçe Türkiye’de, Adana’da da bir dükkan açmak. İnşallah ileride onu da
gerçekleştirebilirim.
Son zamanlarda kadınların
üretime daha fazla katıldıklarını,
kendilerine iş alanları
yarattıklarını görüyoruz. Bu
konuda ne düşünüyorsunuz?
Bunu çok doğru buluyorum. Allah
kimseyi kimseye muhtaç etmesin derler ya, bence öyle. Her bayanın kendi
ayakları üstünde durması, kendini geçindirecek parayı kazanması hem hayatta bir amacı olmasını sağlar, hem
de özgüvenini daha geliştirir diye düşünüyorum. İnsan eşinden ayrılabilir
veya onu kaybedebilir, yalnız kaldığınızda psikolojik olarak boşluğa düşmemek, bir meşgalenizin olması çok
önemlidir. Ayrıca uğraştığınız, zevk aldığınız işler size para da kazandırıyorsa, ne kadar güzel bir şey bu.
Bu tür süslemelerin yapımına
ilgi duyan bayanlar veya
sipariş vermek isteyenler
size nasıl ulaşabilirler, onlara
nasıl yardımcı olabilirsiniz?
Şimdilik siparişlerime kendim yetişebildiğim için, evde yaptırmak için iş
vermiyorum başkalarına ancak işler
arttıkça yardıma ihtiyacım olabilir. Bu
iş sabır, yetenek ve titizlik istiyor. Elbette kurabiyeler ürettiğim için de hijyen son derece önemli. Bana ulaşmak
için e-mail adresimizi kullanabilirler
veya instegram ve facebook adreslerimden takip edebilirler.
Facebook : Sibels Candy
İnstegram : Nikahseker24
e-mail : [email protected]
Sizinle sohbet çok keyifliydi.
Bize zaman ayırdığınız için size
teşekkür ediyor, çalışmalarınızda
başarılar diliyoruz.
Füsun Özdemir-Günal
26
bunları biliyor muydunuz?
Ev temizliğinde pratik fikirler (1)
Yer tahtalarınız ışıldasın: Temiz yer
tahtalarının en büyük düşmanlarından biri de sudur. Yerdeki küçük lekelerin iyice temizlenmesini istiyorsanız,
suyun içine biraz sirke katarak yerleri silin. Zeminin anında pırıldadığını
göreceksiniz.
Beyaz danteller: Beyaz dantellerinizin
çok daha beyaz görünmesi için ütülemeden önce kaynamış süte batırın.
Hasırlarınızı koruyun: Hasır iskemleleri ve masaları, arada bir oksijenli
su ile silerseniz, pırıl pırıl görünümlerini korunduklarına şahit olursunuz.
Duvar kağıdı lekelerine son: Duvar
kağıdı üzerindeki kurşun kalem, parmak izi ve kir lekelerini deterjanla silmeye kalkışmayın. Bu lekeleri bir silgiyle
silerek kağıtlarınızı temizleyebilirsiniz.
Eviniz mis gibi koksun: Evinizin güzel kokması için yer silme suyuna birkaç damla parfüm damlatmanız yeterli olacaktır. Evinizin uzun süre mis
gibi koktuğunu göreceksiniz.
Fincan lekelerini çıkarmak: Kahve
ve çay lekesi oluşmuş fincanlarınızı, limon veya portakal kabuğuna az
miktarda tuz döktükten sonra silerek
temizleyebilirsiniz.
Etiket izlerinden kurtulmak: Yapışmış etiketleri üstlerine biraz yağ sürerek kolayca çıkartabilirsiniz. Bir başka
yöntem ise fön makinesini etikete tutmak. Sıcak hava etiketin kolay çıkmasını sağlar.
Kapı ve çerçeve temizliği: Ellerinizin
beyaz veya açık renge boyanmış kapı
ve tahtalar üzerinde nasıl kötü izler bıraktığını bilirsiniz. Tahta eşyalar böyle kirlendiği zaman yapacağınız işlem
şundan ibaret: Çiğ bir patatesi ortadan
ikiye bölün ve lekeli bölgeye hafifçe
sürün. Lekeler yok olacak ve ahşap eski
haline dönecektir. Ayrıca tahta eşyayı
temizlemek için iki çorba kaşığı çayı
kaynar su içine atın. Su soğuduktan
sonra renkli kapı veya tahta eşyayı sünger yardımıyla bu su ile iyice yıkayın.
Yumuşak bir bezle de kurutun.
Etkili küllük temizliği: Sigara külünden kararmış tablaları limon suyuyla
ovun. Ziftin kolayca temizlendiğini göreceksiniz. Ayrıca küllüklerdeki lekeleri,
tuzlu limonla ovarak temizleyebilirsiniz.
İnatçı cam lekeleri: İnatçı cam lekelerinden kurtulmak sandığınız kadar
zor değil. Sakın bu lekeleri tel veya
benzeri cisimlerle çıkarmaya çalışmayın. Orlon bez üzerine krem deterjan
dökerek temizleyin. Böylece camı
çizmemiş olursunuz. Ayrıca pencere
camlarınızı pırıl pırıl yapmak için temizlik suyuna bir tutam tuz ilave edip
camları bu suyla da silebilirsiniz.
Koltuk tozuna son: Elektrik süpürgeniz yoksa ve koltuklarınızın tozunu almanız gerekiyorsa, şu yöntemi uygulayın; tozunu alacağınız eşyanın üstüne
nemli bir bez yayın, beze sopa ile vurarak tozunu çıkarın. Çıkan toz nemli
beze yapışacağından hem oda tozlanmaz, hem de koltuğunuz tertemiz olur.
Mis kokulu giysiler: Elbiselerinizin
güzel kokmasını istiyorsanız, pamuğu
kolonya veya parfümle ıslatıp dolabınıza asın. Bu yöntemle dolabınızdaki
diğer giysiler de güzel kokacaktır.
Yeni diş fırçasını önce dezenfekte
edin: Yeni satın aldığınız diş fırçasını
kaynar suda dezenfekte etmeden kullanmayın. Fırçanızı kaynar suda birkaç
dakika tutmanız yeterli olacaktır.
Fırın temizliği için: Fırının içini temizlemek için, içine geceden sıcak su
ve amonyak dolu bir kap koyun. Sabah kapağını bir süre açık tutun, sonra süngerle silin.
Ütü nasıl temizlenmeli? Ütünüzün
altı kirlendiyse, bir parça pamuğu sirkeye batırın; yavaş yavaş ovun. Kirden
eser kalmadığını göreceksiniz. Ayrıca
ütü sıcakken, altını bir iki damla zeytinyağı damlatılmış nemli bir bezle silerseniz, göz kamaştıracak bir temizlik
elde edersiniz.
Kahve lekesi sorun olmasın: Üzerinize veya halıya kahve döküldüyse, lekeyi soğuk suyla ıslattıktan sonra hemen birkaç damla gliserinle çitileyin.
Limon etkili bir temizleyici: Değersiz olarak gördüğünüz limon kabuklarını güneşli bir yerde kurutursanız,
iyi bir temizleme aracına sahip olursunuz. Bu kurumuş kabuklarla, özellikle
isli ve yağlı mutfak eşyalarınızı, çelik
eşyaları ve bıçakları ovarken, şaşırtıcı
sonuçlar alabilirsiniz.
Soğanın Mucizevi Etkileri (1)
Kokusu olsun, kesildiği zaman gözleri yaşartıyor oluşu olsun kimilerinin soğanla yıldızı bir türlü barışmaz. Ancak soğan sandığınızdan
çok daha özel bir gıda olabilir. Tek
başına bir ecza dolabı desek yanlış
olmaz! Bir sepet soğanla üstesinden
gelemeyeceğiniz rahatsızlık yok, nasıl mı? İşte size örnekleri:
Kulak uğultusuna, çınlamasına,
ağrımasına son! Kulak vücut için
kritik bir organ. Neredeyse bütün
dengemizi sağlayan bir organ. Ona
bir zarar geldiğinde sıkıntı büyük
oluyor. Kulakta yaşanan uğultu,
çınlama ve ağrı gibi durumların acısını yaşayan bilir. Böyle bir durumda yapılması gereken, soğanın cücüğünü ikiye bölüp kulaklara tıpa
gibi koymaktır. Birkaç saat içerisinde soğan, sıkıntı neyse inanılmaz
şekilde tedavi edecektir!
Öksürüğe son: Bir türlü kesilmeyen öksürükleriniz mi var? Eczaneden aldığınız şuruplar bir işe yaramıyor mu? İhtiyacınız olan şey soğan
suyu! Evet belki nefesiniz pek hoş
kokmayacak ama sakızla, diş macunuyla o kokuyu bastırabilirseniz, soğan suyu öksürüğünüzü kısa sürede
bünyenizden söküp atacaktır!
Düşmeyen ateşe birebir: Ateşiniz
düşmüyor ve o zalim fitil tedavisine
karşı direniyor musunuz? O zaman
yapmanız gereken şey soğanla ateşinizi söndürmek. Korkmayın soğanı fitil niyetine kullanmayacaksınız,
çorabınızın içine ayak tabanınızla
temas edecek şekilde koyacağınız
soğan dilimleri, mucizevi şekilde
ateşinizi düşürecek!
Nezleyi unutun: Nezleniz bir türlü geçmiyor mu? Kendinize bir
soğan partisi vermenizin zamanı
gelmiş demektir. Çayınızın içinde
1 adet dilimlenmiş soğanı kaynatıp için, yanında da tuzlu soğan
halkaları yiyin. Vurun kafayı yatın,
uyandığınızda kesinlikle daha iyi
hissedeceksiniz.
27
kadIn saYfasI
ayaklarınızın yere sağlam basmasını
sağlayacak ayakkabılar giyin.
Kalem etekler dizleri bitiştirdiği için
dengeli yürümeyi zorlaştırır. Ayrıca
hareketi kısıtladığı için disklerde sorunlara yol açabilir.
Zayıf görünmek ya da vücudunuzu toparlamak için giydiğiniz korseler çok sıkı
ve esnemiyorsa, omurgaya basınç uygulayarak disklerinizi tehlikeye sokabilir.
Modaya uyarken
sağlığınızdan olmayın
Omurganıza gözünüz gibi bakın...
Omurga sağlığını korumanın birinci
yolu, omurgaya aşırı yük binmesine
neden olacak kıyafetlerden kaçınmaktır. Örneğin iş ve gece hayatında
şıklığınızı tamamlayan yüksek topuklu ve gösterişli ayakkabıların uzun vadede omurganızda ciddi problemlere
sebep olma riski var. Topuklu ayakkabı giyildiği takdirde vücudun kuvvet
merkezinde öne doğru kayma oluşuyor; bu da kalça ve omurganın hizasını bozuyor ve sonucunda ise bel ağrısı ve omurgada şekil bozukluğuna
varabiliyor. Oturarak iş yapıyorsanız
Sıkı sütyenler ve çarpraz sporcu sütyenlerine dikkat. Benzer şekilde boyundan bağlı giysiler giydiğinizde
omuz, sırt ve boyun sağlığınızı riske
atmış olursunuz. Boynunuza uzun süreli, ağır kolyeler takmayın.
Cüzdanınız bile omurganıza ağırlık yapıyor ve dengesini bozuyor. Gülle gibi
cüzdanlardan kaçının. Çantanız hem
tarzınızı, hem sağlığınızı yansıtsın.
Mecbur kalmadıkça günlük kullanım
için büyük çanta almayın. Çanta büyüdükçe içine dolduracağınız objeler
artacak ve aksesuarınız omurganızın
taşıyacağından daha ağır hale gelecektir. Bu durum “omuz sıkışması” denen rahatsızlığa sebep olabilir.
Kıvırcık saçlar için bakım önerileri
Saçın yapısından kaynaklanan çok hacimli olması durumu, dilediğinizi yapmanızı
zorlaştırabilir. Buklelerin daima güzel görünmesini sağlamak gerekiyor. Bunun için
ilk dikkat etmeniz gereken
sürekli saçlarınıza dokunmaktan kaçınarak, elinizdeki yağ ve kirin buklelere bulaşmasına engel olmaktır.
Yıkadıktan sonra kurumaya bırakmak en iyisidir. Ancak
aceleniz varsa veya kış aylarıysa, saç kurutma makinesi
kullanmak gerekecektir. Bu durumda başınızı öne eğip,
saç kurutma makinesi difüzörü kullanarak, bukleleri daha
belirgin hale getirip kurutabilirsiniz.
Saçları durularken soğuk su kullanmak, saçı nemlendirmek, buklelerin güzel görünmesi için son derece önemli.
Gün içerisinde saçlarınız karışmışsa, sakın bir tarak filan
kullanmayın. Saçınızı toparlamak için en iyi yöntem parmaklarınızı kullanmaktır.
Son bir öneri daha: Sürekli fön çektirmeyin! Çünkü, saçınızı
sürekli düzleştirmeye çalışmak saçlarınıza sandığınızdan
ağır hasarlar verebilir.
Bayat ekmek nasıl tazelenir?
Özellikle kalabalık olmayan evlerde, alınan ekmek bayatlamadan bitmez. Akla gelen ilk seçenek ekmeği kızartarak tüketmek, ama ekmeği
yeni alınmış gibi, taze taze tüketmek istiyorsanız bu yöntemi mutlaka denemelisiniz!
İlk önce, ekmeğin ön ve arka tarafını
akan sudan hızlıca geçirin. Sonra ıslanan ekmeği aluminyum folyoya sıkıca sarın. Folyoya sardığınız ekmeği
önceden ısıtılmamış, soğuk fırına koyun ve fırını 150 dereceye ayarlayın.
12 – 15 dakika sonra ekmeği çıkarın,
ekmeğin ilk günkü tazeliğinde olduğunu göreceksiniz.
28
sudoku sayfası
Sudokuda boş kareler 1 ile 9 arasındaki rakamlarla doldurulur. Bu rakamları yerleştirirken dikkat etmeniz gerekenler:
1’den 9’a kadar her rakam her sütunda, her satırda ve her bölgede sadece bir kez kullanılabilir.
basit
2
normal
6
7
6
7 2
5 8
2
9
3 1 8
3 5 9
3
1
2 9
6
8 2
4
2
7 3
1
9
9 6
7
Conceptis Puzzles
5 4 2
9
8
6 5
8
3
5
2 3
1
5
8
2
6
1
4 8
3
6
8
8 5
1
6
6
1 9 4
Conceptis Puzzles
5
7
7
4 1
1 5
8 3
6 7
3
4
6
7
3
8
4
4
4
1 7
6
4
7
6 8
8 7
7 2
1 3
6 8
3
2
9
9
1
8
6
5
4
1
3
9
8
8
7
6
1
8
9 8
3 7
8 6
7
2
3
6
2
9
5
06010016219
5
5 9
6
8
4
7
6
1
5
5
3
7
3
4
1
6
9
6
7
1
9
4
8
7
6
7
2
8
9
4
3
2
6
4 3 9
Conceptis Puzzles
8
8
4
9
3
4
9
6
7
4
3 7
2 8
5
1 8
5 3
6
7
9
8
2
6
4
7
6
3
4
6
9
7
2
8
6
5
9
2
9
7 6
6 9
3
2
5
1
8
4
4
6 8
5
7
9
4
8
5
8
1
1
7
2
5
2
6
9
4
8
9
7
Conceptis Puzzles
6
06010014517
9
1
3
5
7
2
9
Conceptis Puzzles
4
7
1
06010014516
Conceptis Puzzles
1
8
5
2
2
06010015019
6
Conceptis Puzzles
9
4
3
5
1
2
4
9
06010015018
7 1 2
2
8
5
1
5 7
9
9
6
2
1
6
8 9
3 6
06010015017
4
5
5
9
06010015016
Conceptis Puzzles
6
1
5
6
4
5
06010016218
4
7
8
Conceptis Puzzles
9
1
3
1 3
Conceptis Puzzles
8
4
Conceptis Puzzles
1
4
2
8
06010016217
Conceptis Puzzles
9
3
5
4
06010016216
7
1
9
6
5 2
zor
5
06010014518
5
8
9
3
3
5
6
06010014519
29
KİŞİSEL GELİŞİM
Beslenme; yaşam için gerekli enerjiyi
sağlamak, sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek
için vücudun gereksinimi olan besin
öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun
zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır.
Sağlıklı beslenme, tek bir cümle ile
özetlemek gerekirse: “Besin değeri
yüksek, günlük olarak alınması gereken
protein, karbonhidrat, yağ, mineral ve
vitaminleri içeren gıdaların, sağlığı korumak, iyi hissetmek ve enerji vermesi
için dengeli olarak tüketilmesidir.” Sağlıklı beslenme her yaştan insan için
önemlidir ve sağlıklı kilonun korunması, beynin, kalbin ve diğer organların fonksiyonlarını yerine getirebilmesi, insanın kendini iyi hissetmesi,
vücudun sağlıklı ve güçlü olması için
gereklidir.
Beslenme piramidi genel anlamı ile
gıdaların seçiminde yol gösterici rehberiniz olmalıdır. Günlük hayatımızda
beslenme alışkanlıklarımıza yön veren kuralları içermektedir. Piramit en
altta yer alan ve sıklıkla tüketilmesi
gereken karbonhidratlarla başlar ve
daha az tüketilmesi gereken gıdalara doğru gider. Bu besin grupları karbonhidratlar, mineraller, proteinler,
yağ ve şekerdir.
Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır.
Birçok sağlık sorununu da beraber
getirmektedir. Çözüm ise dengeli ve
sağlıkli beslenmedir.
Vücut kitle indeksi (VKİ) (BMI), vücut
ağırlığının (kg), boy uzunluğunun
metre cinsinden karesine bölünmesiyle hesaplanır. İdeal ağırlık ise ulaşılmak istenen VKİ’nin, boy uzunluğunun karesi ile çarpılmasıyla elde edilir.
Vücut Kitle İndeksi (VKİ) = Vücut Ağırlığı (kg.) / Boy uzunluğunun karesi (m.)
• İdeal Kilo = Ulaşılmak istenen VKİ değeri x Boy uzunluğunun karesi.
(Örnek : 24 x (1,60 x 1,60)= 61,4 kg.)
VKİ aralığıSınıflandırma
18,5 ve altı
Düşük kilolu
18,5 - 24,9
Normal kilolu
25-29,9
Fazla kilolu
30-40
Obez
40 ve üstü
Aşırı obez
Beslenme
Sağlıklı beslenme için
pratik bilgiler:
• Sadece gerçekten acıktığınız zaman
yemek yiyin, çünkü acıkma hissi organizmadan gelen ve enerji kaynağına
gereksinim olduğunu gösteren bir sinyaldir. Aç değilseniz yemek yemeyin.
• Süt ürünleri (süt, kaymak, yoğurt)
kalsiyum kaynağıdır, uyguladığınız
diyette doymuş yağları sınırlamanın
en basit yolu tam yağlı süt yerine yağ
oranı düşük süt kullanmaktır.
• Öğütülmemiş tam tahıllar tüketin,
çünkü bunlar sağlığa yararlı, daha fazla selüloz içerir ve daha uzun süre tokluk hissi verir.
• Kendinize geniş bir vitamin yelpazesini ve antioksidanları yüklemek
için günde en az 5 porsiyon sebze ve
meyve yemeye gayret edin, değişik
renklerdeki gıdaları tüketin.
• Yağsız et yiyin (ette çok protein vardır, ancak çok miktarda doymuş yağ
da içerebilir, bu yüzden beyaz et de
dahil olmak üzere yağsız et alın).
• Balık tüketin: Somon, tuna balığı ve omega 3 yağ asitleriyle dolu,
yağ elde edilen diğer balıklar, sağlıklı yaşamanız için en az 50 çesit besin
tüketmelisiniz.
• Doymuş yağlar (tereyağı veya margarin) yerine doymamış yağları seçin.
• Tıka basa doyduğunuzda değil, kendinizi tok hissettiğinizde yemeyi bırakın (kendimizi %80 oranında tok
hissettiğimiz anda yemek yemeyi bırakmamız iyi olur).
• Tokluk sinyalinin miğdeden beyine
yetişebilmesi için yavaş yemek yiyin.
• Yemek yerken başka şeylerle ilgilen-
meyin, eğer aynı anda televizyon izlerseniz, bir şey okursanız veya çalışırsanız o zaman ne yediğinizin farkına
varmazsınız.
• Duygusal gereksinimlerinizi gidermek için yemek yemeyin, açlık duygusunun dışında başka hangi etmenlerin sizi yemek yemeye ittiğine dikkat
edin (örn. stres, can sıkıntısı) ve bunlarla, başka yöntemlerle başa çıkmayı öğrenin.
• Öğün atlatmayın. Çünkü metabolizma üzerinde olumsuz etki yaratır
ve sizi dürtü etkisiyle oburluğa kadar
götürebilir.
Ruhunuzu ve vücudunuzu seviyor ve
saygı duyuyorsanız, pozitif düşünüp,
dengeli ve sağlıklı beslenin... Unutmayın ki, ruhsal ve fiziksel ne düşünüyor
ve ne yiyorsanız siz “O”sunuz!
Sağlıcakla ve sevgiyle, daima pozitif
kalın.
Hasan Erdal
Yaşam Koçu
Borçsuz bir hayat mümkün!
Telefon:
0241 / 903 94 04
ınternet:
www.schuldnerberatung-ac.info
e-mail:
[email protected]
Büro adresimiz:
Dennewartstr. 17 (3. kat)
(Europaplatz’da
Technologiezentrum’un yanı.
Jülicher Str. tarafından gelenlerin
Ludwig Museum durağında
inmeleri gerekmektedir).
Büro saatlerimiz:
Pazartesi 0900 -1200 ve 1500 -1600
Salı
0900 -1200 ve 1400 -1600
Çarşamba 0900 -1200 ve 1400 -1600
Perşembe 0900 -1200 ve 1400 -1600
Cuma
0900 -1200
30
SAĞLIKLI YAŞLANMA
Kendinizi sevmeyi öğrenip mutlu bir yaşam sürebilmenin 30 yolu
Kendinizi sevmek için şefkat duygusuna ihtiyacınız var öncelikle. Ancak bu şekilde başkalarını da düşünebilir ve takdir edebilirsiniz. Kendi içinize yapacağınız bu
yolculuk sırasında keşfetmeniz gereken, size destek sağlayacak bazı gerçekler var.
Karşınızda size destek olacak, kendinizi düşünmenizi sağlayacak, her daim aklınızda tutmanız gereken 30 şey şunlar:
1. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçin. Her insanın başarısı ve
başarısızlığı farklıdır.
2. Düşündüğünüz kadar şişman değilsiniz. Ayrıca vücudunuzdaki yağ
oranı sizin iyi ya da kötü bir insan olup
olmadığınızı belirlemiyor.
3. Egzersiz yapın; çünkü egzersiz yapmak sadece görünüşünüze değil ruhunuza da iyi gelecek. Yapabildikleri
için vücudunuzu takdir edin; eleştirmekten vazgeçin. Çünkü hiç kimse
mükemmel değil.
4. Gerçekten iyi olduğunuz ve ilerleyebileceğiniz bir alan bulun. Belki de
çocuklarla çok iyi anlaşıyorsunuz ama
henüz bunu bilmiyorsunuz.
5. Arkadaşlarınızla daha çok zaman geçirin. İlişkiler bazen gelip geçici olabilirken, arkadaşlıklar her zaman kalıcıdır.
6. Tek başınıza zaman geçirmeyi de
ihmal etmeyin. Cumartesi akşamı
evde kalmak istiyorsanız, güzel bir
filmle ödüllendirin kendinizi mesela.
7. Okumaya niyetlenip de bıraktığınız kitabı elinize alın ve okuyun. Hatta mümkün olduğunca çok kitap
okuyun; okumak hayal gücünüzü genişletip zihninizi açacaktır.
8. Dışarıya çıkın; yeni yerler keşfedin
ya da yürüyüş yapın. Hiç olmadı güneşin tadını çıkarın.
9. Bol bol fotoğraf çekin. Sadece hafıza kartınızda bırakmayıp bastırın bu
fotoğraflarınızı.
10. Geçmişi arkanızda bırakın. Sizi
üzen insanları affedin ve yolunuza
Älter werden in Aachen
Hackländerstr. 1, Aachen
Tel.: 0241 / 432-50 28
Pflegestützpunkt / StädteRegion
Zollernstr. 10, 52070 Aachen
Tel.: 0241 / 51 98-50 67
Pflegestützpunkt / AOK
Karlshof am Markt, Aachen
Tel.: 0241 / 46 41 18
DemenzNetz StädteRegion
Aachen e. V.
Löhergraben 2, Aachen
Tel.: 0241 / 51 00 21 21
Pflegestützpunkt / AOK
Frankentalstr. 16, Stolberg
Tel.: 02402 / 10 41 25
devam edin. Çünkü öfkeniz sadece
size zarar verir.
11. Liseden, üniversiteden ya da daha
da geçmişinizden arkadaşlarınızla bir
araya gelin. İnsanlar büyür ve farklı
yollara giderler; fakat bu görüşmeyeceğiniz anlamına gelmez.
12. Arkadaşlarınızı ve ailenizi daha
sık arayın; hep onların sizi aramalarını beklemeyin.
13. Ailenizle olan problemlerinizi
çözün. Onları sevdiğinizi belli edin
ve ailenizle bir araya gelmeye özen
gösterin.
14. Vitamin alarak sağlığınıza dikkat
edin. Gün içinde huysuz ve uyuşuk
olmaktan kaçınmak için yeterli miktarda demir alın.
15 Görmek için can attığınız film ya
da dizileri mutlaka izleyin.
16. Kendinize gerçekten istediğiniz
fakat ihtiyacınız olmayan şeyler alın
arada bir. Bu uzun zamandır istediğiniz bir çanta da olabilir, hayalinizdeki
yere gitmek için bir uçak bileti de. Tasarruf ve yaşam arasındaki çizginin ne
kadar ince olduğunu unutmayın.
17. Görünüşünüze özen gösterin; iyi
görünmeniz iyi hissetmenizi sağlar.
18. Aktif olun; düzenli olarak egzersiz
yapın. Böylelikle vücudunuz endorfin
salgılar, daha iyi hissedersiniz ve mutluluk seviyeniz yükselir.
19. Yaratıcı yönünüzü genişletecek
bir hobi edinin.
20. Biriktirdiğiniz paraların bir kısmını
daha önce görmediğiniz yeni yerlere
seyahat etmek için kullanın.
21. Kendi kendinize gülün. Ayağınız
kaydı düştünüz ya da kıyafetinizi ters
giydiğinizi fark ettiniz; sakın canınızı
sıkmayın, bir espri yapıp geçin, kendinize gülmeyi öğrenin.
22. Şarkı söyleyin; bunu değişik ortamlarda yapmayı deneyin.
23. İşlenmiş gıdaları az tüketmeye çalışın. Ama canınız çok çektiyse eğer
kendinizi durdurmayın; arada sırada
ödüllendirin kendinizi.
24. Çocukmuşçasına, içinizden geldiği gibi dans edin, çekinmeyin. Eğlenmenize bakın, nasıl göründüğünüzü
düşünmeyin.
25. Daha çok gülün. Emin olun, gülmek sizi olduğu kadar çevrenizi de
mutlu edecek.
26. İçinizden gelerek iyilik yapın ve
karşılık beklemeyin.
27. Açık olun; fakat kalbinizin kırılmasına, insanların sizden faydalanmasına izin vermeyin.
28. İnsanları tanımadan yargılamayın.
Her zaman kibar olun.
29. Gökyüzünü, güneşi ve yıldızları
izleyin.
30. Herkesi memnun edemezsiniz.
Ayrıca kimse sizi sevmek zorunda da
değil; siz de öyle. Bu gayet doğal.
Region Aachen Bölgesi‘nde yaşlılık, bunama, yardım ve bakım
sigortası gibi konularda bilgi almak için başvurabileceğiniz yerler:
Demenz-Servicezentrum
Regio Aachen/Eifel
Bahnhofstr. 36-38, Alsdorf
Tel.: 02404 / 94 83 47
Pflegestützpunkt Kreis Düren
Bismarckstr. 16, Düren
Tel.: 02421 / 22 15 17
Pflegestützpunkt / AOK
Aachenerstr. 30, Düren
Tel.: 02421 / 95 62 99
Pflegestützpunkt / AOK
Promenadenstr. 1-3, Jülich
Tel.: 02461 / 68 22 99
Beratungs- und
Vermittlungsstelle
Kreis Heinsberg
Valkenburgerstr. 45, Heinsberg
Tel.: 02452 / 13 55 03
Pflegestützpunkt
Kreis Euskirchen
Jülicher Ring 32, Euskirchen
Tel.: 02251 / 15 521
Pflegestützpunkt / AOK
Kaplan-Kellermann-Str. 2-6,
Euskirchen
Tel.: 02251 / 70 31 17
31
önce sağlık
Sonbahar Hastalıkları
Bu sayımızda yazın bunaltıcı sıcaklarını
geride bıraktığımız ve sonbaharın serin
ve soğuk havalarını karşıladığımız önümüzdeki günler için sizlere sonbaharda
en sık ortaya çıkan hastalıklarla ilgili bilgiler vermek istiyorum.
Bademcik İltihapları
Bademcik iltihaplarının bir kısmı aslında kronik bir hastalığın yeniden alevlenmesi olarak ortaya çıkar. Vücut direncinin düşük olması, bu iltihapların
tekrarlamasına yol açar. Boğaz ağrısı, yutma güçlüğü ve ateş en önemli belirtiler arasında yer alır. Hastalığın tedavisi için uzman kontrolünde
antibiyotik kullanılması gerekir. Özellikle çocuklarda geniz eti iltihapları,
bademcik iltihabına neden olabilir.
Geniz eti iltihapları; burun akıntısı, geniz akıntısı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan öksürük ve ateşle seyreder.
Nezle ve Grip
Nezle ve grip genellikle halsizlik, hapşırık, sulu burun akıntısı, burunda dolgunluk, yutma güçlüğü gibi ortak
semptomlara sahiptir ama farklı virüslerin neden olduğu enfeksiyonlardır.
Hapşırık, öksürük, konuşma veya ortak
kullanılan eşyalara temas etme yoluyla yayılırlar. Nezle, rinovirüslerin etken
olduğu bir hastalıktır ve hafif seyreder.
Grip ise daha ani başlayan, sıklıkla ateşin daha yüksek seyrettiği bir hastalıktır. Gripte kas ve eklem ağrıları daha
yoğun, ateş ve halsizlik daha belirgin
hale gelir. Nezle ve grip de kendiliğinden düzeldiğinden antibiyotik ilaçlara
gereksinim yoktur. En güvenilir tedavi
yöntemi ise bol sıvı tüketmek ve istirahat etmektir. Semptomları hafifletmek için burun tıkanıklığını giderecek
ilaçlardan ve ateş düşürücülerden yararlanılabilir. Ancak, orta kulak iltihabı, sinüzit veya bronşit gibi komplikasyonlar gelişirse, antibiyotik tedavisine
başlanması gerekebilir.
Sinüzit
Sinüzit, çoğunlukla nezle ya da kısa
süren soğuk algınlığıyla başlar, burun tıkanıklığı ve sulu burun akıntısı ile devam eder. Bu tabloya ateş ve
öksürük de eklenebilir. Ateşle birlikte
burundaki akıntının rengi ve şekli de
değişir. Şiddetli baş ağrısı, yüzde basınç, dolgunluk hissi oluşur. Bunlar sinüzitin ana belirtileri arasında yer alır.
Muayene sonrasında uygun antibiyotik seçimiyle tedavi başlar. Uzaması
halinde kış boyu öksürükler devam
edebilir. Tekrarlar halinde ya da tüm
bulguların geçmemesi durumunda
hastalık, kronik sinüzite dönüşebilir.
Bu durumda cerrahi tedaviye de ihtiyaç duyulabilir.
Sonbahar Alerjileri
İlkbahar kadar yoğun olmasa da, sonbaharda da alerjik rahatsızlıklar oluşabilir. Burun akıntısı, burun tıkanıklığı
ve hapşırık ile seyreder. Ancak nezle ve gripten farklı olarak ateş, halsizlik gibi enfeksiyon belirtileri eşlik
etmez. Sonbahar alerjilerinin tedavisinde temel yöntem alerjenden korunmaktır. Ağız ve burnu kapatan
maskeler kullanılmalı, dışarıda gözlük ve şapka takılmalı, gözlükler her
gün yıkanmalı ve alerjiye karşı doktora başvurulmalıdır.
Larenjit
Larenjit, ses teli ve çevre dokularının
iltihabı anlamına gelir. Çoğunlukla ses
kısıklığı, yutma güçlüğü, nefes darlığı
ve öksürükle kendini gösterir. Özellikle çocuklarda acil müdahale gerektiren
durumlar gelişebilir. Tedavisi sırasında
sigara içmemek ve olabildiğince az konuşmak gerekir. Tedavi, ağızdan ya da
iğneyle verilen aşırı kanlanmayı giderici ve iltihap önleyici ilaçlar ile solunum
yoluyla ya da aerosol biçiminde yerel
olarak verilen kanlanma giderici, ağrı
kesici, mukus salgısını azaltıcı ve kortizonlu ilaçlardan oluşur.
Antibiyotik tedavisi çok
az uygulanır.
Dr. Murat Kopuk
Psychosomatische Medizin
Ameos Klinikum Inntal
Ağız ve Diş Sağlığı
İçin Neler Yapmalıyız?
• Bir çok diş çürüğünün oluşumu aylar sürer. Diş hekimine gitmek için dişlerin ağrıması beklenmemelidir. Yılda
en az iki kez diş hekimine gidilmelidir .
• Çocukluk dönemindeki beslenme
diş sağlığı açısından oldukça önemlidir. Özellikle çocukluk döneminde
kalsiyum, fosfor ve flor mineralleri yeterince alınmalıdır. Dişeti ve diş sağlığı için gerekli A, C ve D vitaminlerinin eksikliği olmamalıdır. Süt ve süt
ürünleri ile taze meyveler özellikle
yararlıdır.
• Sürekli yumuşak besinlerle beslenmekten kaçınılmalıdır. Havuç, elma
gibi yiyecekleri ısırarak yemek diş sağlığı için gereklidir.
• Öğün aralarında rastgele yemekten ve şekerlemelerden kaçınılmalı,
her tatlı yiyecekten sonra ağız suyla
çalkalanmalıdır. Asit, kola, gazoz gibi
içeceklere dikkat edilmelidir.
• Yemeklerden sonra ve her akşam
yatmadan önce dişler tekniğine uygun olarak fırçalanmalıdır.
• Dişler kürdan dahil hiç bir şeyle karıştırılmamalıdır. Diş araları temizliğinde diş ipi kullanılabilir.
• Sigara ve alkol diş sağlığı için çok
zararlıdır.
• Fındık, ceviz gibi şeyler dişlerle
kırılmamalıdır.
• Sakız çiğneme, ağza kalem, parmak
sokma, tırnak yeme, dudak, parmak,
yanak ısırma, okul sıralarında çeneye
el dayama gibi alışkanlıkların dişler ve
çene için zararlı olduğu unutulmamalı, bunlardan kaçınılmalıdır.
• Çok soğuk ve çok sıcak yiyecek ve
içeceklerden kaçınılmalıdır.
• Çocuklar 2 yaşından sonra yalancı
meme, biberon kullanmamalıdır.
• Ağzı açık uyuma dişlere zararlı olduğundan burunda böyle uyumaya
sebep olan tıkanıklık nedenleri araştırılıp ortadan kaldırılmalıdır.
32
siz Ve BURcunuz
Burçlar sadece güzel yönleri
ile etkilemiyor hayatımızı.
Bakın burçların bizi kötü yönde
etkileyen özellikleri nelerdir?
İşte “Burçların Huysuzluk
Sıralamaları”. Ne kadar
aslı var, size uyuyor mu
uymuyor mu biz bilemeyiz.
Koç (21 Mart / 20 Nisan)
Ego tatminine en çok ihtiyaç duyan
burç. Bay ukala, ya da bayan buz. En
önde olacağım diye yapmayacağı
yoktur. Yatakta, aşkta, işte, güçte en
bencil burçtur. Karşısındakini kırdığını da en anlamayan burç. Kolay kolay
da beğenmez. Asla af dilemez. Onlara
kalsa dünyada herkes beceriksiz, bir
kendisi becerikli! Millete öğütler verir, ukalalık taslar.
Ben bilirim gerisi boş,
İstiyorsan peşimden koş.
Emir almam, ben veririm,
Önderiyim bu feleğin...
Aslan (24 Temmuz / 23 Ağustos)
Evet küçük aslancık, sen kendini dünyanın zirvesindeki kusursuz insan
sanmaya devam et, millet senle ne
dalga geçiyor, haberin yok! Eleştiriye hiç gelemeyen, kendini beğenmiş
aslan parçası, hayatının geri kalanını
aynada oranı buranı seyrederek geçir bakalım.
Ben yarattım bu dünyayı,
Bir de dönse etrafımda!
Her dediğim hemen olsun,
Zenginlik ve ün beni bulsun...
Burçların
Huysuzluk
Sıralamaları
Boğa (21 Nisan / 21 Mayıs)
Pratik değildir. Ağırkanlıdır. Harekete
geçmesi için arkasından hep birilerinin itmesi gerekir. Bir söyleneni bir kerede asla anlayamaz, 10 kere tekrarlamak gerekir.
Tek dileğim vardır,
Bolca para, zengin sofra,
Çok bir şey mi istediğim,
Güvencemdir bunlar benim…
İkizler (22 Mayıs / 21 Haziran)
Uzak durmakta fayda vardır. Çenesi
öyle düşüktür ki, esir aldı mı yanarsın. Sıcak kanlı, sevimlidir ancak biraz
da bencildir.
Her konuya elim kıvrak,
Sıkıntıya hiç gelemem,
Bir de karar verebilsem!...
Yengeç (22 Haziran / 23 Temmuz)
Yengeçler sempatik ve başkalarının
problemleriyle ilgilenir görünmeye
çalışan, son derece yapmacık tiplerdir. Tembeldir, bir iş yapacağım diye
aklı çıkar. Biraz da saftır. Sahtedir ve
kolay kandırılır.
Tezcanlıyım, duygusalım,
Dokunsalar akar yaşım,
Annem, babam, çocuklarım,
Ben onlarsız ne yaparım...
Başak (24 Ağustos / 23 Eylül)
Ayrıntılar arasında kaybolur. Hayatı
ayrıntı. Bir de titizdir ki, yorar insanı. Hastalıktan ödü patlar. Düzenli,
tertipli olacak diye rahat batar. Ama
onun her tarafı didik didik kontrol
etme huyundan millet cinnet geçirmektedir aynı zamanda. Dili de acayip sivridir. Soğuk bir insandır.
Yazdım, çizdim, notlar aldım,
Her bir şeyi ayarladım,
Yoktur bende bozuk, yamuk,
Mükemmeli ben yaşattım...
Terazi (24 Eylül / 22 Ekim)
Sanatçı ruhludur. O nedenle de apayrı bir boyutta yaşar. Böyle aklı bir karış havada gezen bu insanın bir iş
bulması da pek muhtemel değildir,
ömrünün sonuna kadar gezmek ister. Güzel olacağım diye kendini yırtar. Aklı bir karış havadadır. Biraz da
dengesizdir.
Ben müziksiz yaşayamam,
Hele sevmeden hiç duramam.
Danışsam da her konuda,
Bildiğimden şaşmam asla...
Akrep (23 Ekim / 22 Kasım)
Adı üstünde, akrep gibi sokar adamı.
İçten pazarlıklı. Kıskançlık krizlerine
girer. Aşkta, yatakta, işte, ilişkilerde
sert bir tutumu vardır. Duygusuzdur.
En güçlü şüphesiz benim,
Herkesi ezip geçerim.
Hele bana ters yapanı,
Doğduğuna pişman ederim...
Yay (23 Kasım / 20 Aralık)
Her şeyin iyi tarafını gören şen şakrak
biridir. Yeteneksizliğini de başka türlü örtemez. Çalışmayı pek sevmez. İşi
gücü gezmektir. Ona göre hayat sadece eğlenceden ibarettir.
Maceradan, maceraya,
Koşmak asıl işim benim
Toplarım hep ilim, irfan,
Bilgeliktir şanım benim...
Oğlak (21 Aralık / 18 Ocak)
En duygusuz burçtur. Duvar gibidir.
Tepkisizdir. Aşırı maddiyatçıdır. Cimridir. Risk almaktan kaçar, buna rağmen
iş hayatında da tuttuğunu kopartır.
Cimrilik mi benimkisi?
Hesabını bilmek gerek.
Günler, aylar düşünürüm
Kararlarım şaşmaz benim...
Kova (19 Ocak / 20 Şubat)
Güya çok atak biridir, bir şeyi elde etmek için her türlü yalanı söyler, ama
yalanı bile beceremez. Menfaatçidir
biraz. Kendini beğenmiştir. Dedikoducudur. Çıkarı için yapmayacağı şey
yoktur.
Taklitçiliği hiç sevmem,
İstesem de beceremem,
Orjinaldir fikirlerim,
Takip edilecek olan benim...
Balık (20 Şubat / 21 Mart)
Duygusal olduğundan, onu elde etmek kolaydır.Maaşallah hayalgücü
pek gelişmiştir. Sürekli FBI’dan ya da
CIA’den birilerinin peşinde olduğunu
düşüne düşüne kafayı yeme raddesine gelen balık çoktur. Söyleyecek pek
bir şey yok.
Bir dünyam var, sırça saray,
Dokunursan kırılırım,
Ben gelemem gerçeklere,
Avunurum hayallerle.
33
kitap dünyası
Döner Almanya’yı, Almanya da döneri değiştirdi: Döner Hawaii
Dergimizin sekizinci sayısında “Döner Kebap... Nereden Nereye!” diye
bir kapak konusu hazırlamış, dönerin tarihini ve zaman içinde uğradığı
değişiklikleri ele almıştık. Bundan bir
kaç ay önce döner üzerine yeni bir
kitap yayınlandı. Yazar, Frankfurt’ta
daha 1960 yılında Bosporus am Main
adlı restoranda döner servisi yapıldığına dikkat çekiyor.
Bir “Türk mucizesi” olarak da anılan dönerin, Almanya’ya girip yerleşme sürecinde ciddi değişimlerden geçmesi, sadece sokaklarda
değil, üniversite sıralarında da tartışılıyor. Anadolu kaynaklı bu yeni
“fast-food”, doktora tezlerine olduğu kadar, lisans düzeyindeki derslere de konu edilebiliyor. Bu arada art
arda yayınlanan kitaplarda, yemekten popüler kültüre kadar çok çeşitli alanlarda, dönerin Alman toplum
yaşamındaki izleri işleniyor.
Frankfurt Goethe Üniversitesi Etnoloji Enstitüsü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Marin Trenk, kısa
bir süre önce yayınladığı “Döner
Hawaii - Unser globalisiertes Essen” (Döner Hawaii – Bizim Küreselleşmiş Yemeğimiz) adlı kitabında, ülkedeki yemek kültürüne
“döner etkisini” tartışmaya açıyor. Bir popüler kültür incelemesi niteliğindeki kitabında Prof. Dr.
Trenk, dünyanın çeşitli bölgelerindeki yiyeceklerin ve damak tatlarının birbirine uyum sağladığına
ve böylelikle de özel bir küreselleşme yaşandığına dikkat çekiyor. Federal Almanya’nın birkaç
on yıl içinde, dışarıdan gelen etnik grupların yiyeceklerini özümsemiş bir ülkeye dönüştüğünü
savunan Alman bilim insanı, ülkedeki lezzet tercihleri, damak tadı
ve yeme alışkanlıklarının nasıl dönüştüğünü örneklerken, bu süreçte seyahatların önemli bir payı olduğunu vurguluyor. Güney İtalya
kökenli pizza ve makarna çeşitleri
gibi Anadolu kökenli dönerin de
Almanya’da kısmen farklılaştığını
kaydeden Trenk, tüm dünyadan
“etnik restoranların” bugün artık
Alman şehirlerinin gastronomik
resmini damgaladığını belirtiyor.
Alman yazara göre, klasik Alman mutfağının yerinde zaten on yıllardır yeller esiyor. Ancak bu dev pazara pizza
İtalya’daki, döner de Türkiye’deki saflığını yitirerek girebiliyor.
Bölgesel kültürler ve yemekleriyle ilgili çalışmalarında Almanya’nın yemek konusunda bir “uygarlık geriliği” yaşadığına işaret eden Trenk, bu
geriliğin yeni eğilimlerle ortadan kaldırılabildiği görüşünde. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında ve refahın
yayılmaya başladığı 1950’lerden itibaren Almanya’nın kendi mutfağından
ve mirasçısı olduğu lezzet geleneğinden büyük ölçüde yüz çevirdiğini hatırlatan Marin Trenk, “Bugün artık Alman mutfağının iyi bir şöhreti yok”
görüşünü savunuyor.
Birçok yemek kültürünün neredeyse
yan yana sıralandığı bir semtte yaşadığını belirten Marin Trenk, bu yaygınlığın küreselleşme ile bağlarına
dikkat çekiyor. 1945 sonrasında Federal Almanya’ya gelen en önemli
iki göçmen grubun Güney İtalya ile
Anadolu’dan kaynaklandığını kaydeden Trenk, “Ancak bu grupların
mutfağı ne gelişkin Kuzey İtalya şehirlerinin ne de İstanbul ve Osmanlı
İmparatorluğu’nun iddialı yemek sanatıydı. İstisnasız hepsi basit kırsal kesim gıdalarıydı” diye yazıyor. Pizza ile
dönerin Almanya’daki paralelliklerine
de dikkat çeken Alman etnolog, İtal-
yan lezzet kökeninin Alman tercihleriyle kombine edilmesinden yeni bir
pizza lezzeti doğduğunu, aynı şeyin
döner ve kebap kültürü için de söylenebileceğini kaydediyor. Dışarıdan
gelen yiyeceklerin zengin Almanya’da
iç talebin damak tadına uydurulduğunu hatırlatan Marin Trenk, “Kimse
Almanya’da Güney İtalya veya Anadolu’daki yerel mutfakları aramasın”
diye yazıyor. Prof. Trenk, pizza gibi,
dönerin de, bu “uyum sürecinden”
geçerek Alman toplumunun temel
gıdası halini alabildiğini vurguluyor.
Türklerin, Berlin Duvarı yıkıldıktan
sonra, Doğu Almanya’daki eyaletleri
ilk döner büfeleriyle tanıştırdığını hatırlatan Marin Trenk, dönerin büyük çıkışına rağmen pizza ve makarna çeşitlerinin on yıllardır Almanya’da yemek
ve damak tadıyla ilgili yönelimi belirlediği görüşünde. Frankfurt’ta daha
1960 yılında Bosporus am Main adlı
restoranda döner servisi yapıldığına
dikkat çeken Prof. Trenk gelinen noktayı ve dönerin rolünü özetlerken, “Artık
tatlı Alman hayatını (La deutsche Vita)
döner kebap olmaksızın düşünmek
mümkün değil” ifadesini kullanıyor.
Marin Trenk’e göre, “bizim bugün
bildiğimiz döner” gözlerini Berlin’in
Kreuzberg semtinde dünyaya açtı.
1971’de dönerin Almanlar için tamamen yeni bir şey olmadığına dikkat çeken Trenk, bu tarihten itibaren dönerin
büfeler halinde toplumun ilgisini toplayabildiğini belirtiyor. Alman yazarın
önemli bir vurgusu “Dönerin eti önce
Berlinleştirildi, sonra da Almanlaştırıldı.
Çeşitli soslar, baharatlar ve katkı malzemesiyle yeni bir lezzete ulaşıldı. Artık Almanya’nın en sevilen ve ayaküstü
yenilebilen yiyeceği, dönerdir” şeklinde. Türk döner ve kebap sektörünün
geleneksel Akdeniz mutfağı üzerinden bir üst aşamaya, yani “soylu Türk
mutfağına” geçiş yapmaya çalıştığını
da belirtiyor ve ekliyor: “Etno yiyecek,
etnik kimlik içindir. Ama bir etno yiyecek dünyası da kültürel uyumlar gerçekleşmeden düşünülemez. Sadece
ana akım ile etno arasında değil, etno
ile etno arasında da belli bir karışma, iç
içe geçme ve silinmeler yaşanacaktır.
Hatta bu süreç artan ölçüde bir kural
olmaktadır.”
34
çözümler Sayfası
16 Bİlmece sayfası
24 Bulmaca sayfası
Hangi sayılar gelmeli?
Hangi sayı gelmeli?
16 (+1, +2, +3 ritmiyle)
4 (+3, -7, +2 ritmiyle)
16 (x3, -5 ritmiyle)
11 (x2, -3 ritmiyle)
Sütunlardaki sayıların toplamları düzenli olarak 1 sayı
artıyor. Doğru cevap 8.
(5-6-7-8 sırasıyla)
Sihirli kare
Kibrit çöpü sorusu
7
1
5
9
3
9
5
3
7
1
1
3
7
5
9
5
9
1
3
7
3
7
9
1
5
Üçgen işlemi
6
Hangi şekil farklı?
8
4 numaralı şekil farklıdır.
Diğer tüm şekiller çift olarak verilmiştir.
Ortak harfler
SİM
SEVAP
SİNİ
SEVDA
SİMİT SEVGİ
SİNEK SEVİNÇ
SİYAH SEVİMLİ
28
4
9
5
6
8
1
7
2
3
8
6
7
4
2
3
1
9
5
1
7
6
2
4
9
3
5
8
3
2
8
5
1
7
9
6
4
5
4
9
3
6
8
2
1
7
6
3
4
1
7
2
5
8
9
9
5
2
8
3
6
4
7
1
7
8
1
9
5
4
6
3
2
1
6
3
4
8
7
5
2
9
8
5
2
6
9
1
7
3
4
7
1
4
2
6
5
3
9
8
6
8
9
3
7
4
2
1
5
3
2
5
9
1
8
4
7
6
5
7
6
1
4
3
9
8
2
4
3
1
8
2
9
6
5
7
8
5
3
9
2
6
4
7
1
1
6
9
4
7
5
2
8
3
2
7
4
1
3
8
6
9
5
9
8
1
5
6
3
7
4
2
3
4
7
2
1
9
5
6
8
5
2
6
8
4
7
1
3
9
4
1
8
7
9
2
3
5
6
7
3
5
6
8
1
9
2
4
2
9
8
7
5
6
1
4
3
5
8
7
4
3
1
2
9
6
2
3
1
5
6
9
4
7
8
9
2
3
1
8
6
5
4
7
6
1
5
3
4
7
9
8
2
7
4
8
9
5
2
1
6
3
1
7
2
6
9
4
8
3
5
3
6
4
8
2
5
7
1
9
4
3
8
5
2
6
7
9
1
9
7
5
1
3
8
2
6
4
1
2
6
4
7
9
5
8
3
2
6
3
7
8
1
4
5
9
8
5
9
2
4
3
6
1
7
7
4
1
6
9
5
8
3
2
3
9
7
8
6
2
1
4
5
6
1
2
9
5
4
3
7
8
6
7
3
1
5
4
9
2
8
4
1
9
3
2
8
5
6
7
8
2
5
9
7
6
3
4
1
7
3
8
4
6
1
2
5
9
1
5
6
8
9
2
7
3
4
9
4
2
7
3
5
1
8
6
2
8
1
5
4
7
6
9
3
3
6
7
2
8
9
4
1
5
9
8
1
6
3
2
5
7
4
6
4
5
1
7
8
9
2
3
1
3
4
7
8
6
2
5
9
7
6
9
2
4
5
1
3
8
2
5
8
9
1
3
7
4
6
5
1
3
8
9
7
4
6
2
4
2
7
3
6
1
8
9
5
8
9
6
5
2
4
3
1
7
06010016219
2
5
4
1
6
3
9
7
8
1
8
3
7
9
5
6
4
2
7
9
6
2
8
4
1
3
5
9
6
2
3
5
7
8
1
4
4
3
5
9
1
8
2
6
7
8
1
7
4
2
6
5
9
3
6
7
8
5
4
9
3
2
1
5
4
1
6
3
2
7
8
9
5
8
4
3
1
7
9
2
6
9
1
8
2
6
7
5
3
4
5
7
3
4
9
8
6
2
1
2
6
4
1
3
5
8
9
7
4
9
5
8
1
3
7
6
2
7
3
6
9
4
2
1
8
5
1
8
2
7
5
6
3
4
9
3
2
1
6
7
9
4
5
8
6
4
9
5
8
1
2
7
3
5
9
4
6
1
3
8
7
2
3
1
9
7
8
2
5
6
4
7
8
6
5
3
4
2
1
9
2
4
5
6
1
9
3
7
8
9
7
2
4
5
1
8
3
6
4
5
3
2
6
8
1
9
7
1
6
8
3
9
7
4
2
5
8
9
4
1
7
3
6
5
2
5
3
7
8
2
6
9
4
1
4
9
6
5
2
1
7
3
8
1
8
7
9
3
4
5
6
2
3
2
5
6
8
7
1
4
9
8
1
9
7
4
2
6
5
3
7
5
2
1
6
3
9
8
4
6
4
3
8
5
9
2
7
1
2
7
8
4
9
6
3
1
5
9
6
4
3
1
5
8
2
7
2
3
7
1
5
9
4
8
6
1
4
8
6
7
2
9
5
3
3
7
9
8
1
6
2
4
5
8
1
5
2
9
4
6
3
7
6
2
4
5
3
7
8
9
1
5
8
2
9
6
3
7
1
4
7
6
1
4
8
5
3
2
9
4
9
3
7
2
1
5
6
8
06010015019
8
5
7
3
2
4
9
1
6
06010014517
06010015018
9
5
6
3
4
8
1
7
2
3
2
9
8
7
1
4
5
6
06010014516
06010015017
06010016218
3
7
2
4
5
9
6
8
1
8
5
9
7
1
3
6
2
4
06010015016
06010016217
6
9
2
3
5
4
8
1
7
3
BEŞ
BERE
BEKA
BEBEK
BEYİN
9
1
KIRK
KIRIK
KIRSAL
KIRINTI
KIRMIZI
7
JEL
JET
JEST
JETON
JEOLOG
21 x 2 - 12 + 10 : 4 + 5 : 5 x 3 + 6 = 15
4
9
6
2
7
8
3
5
1
06010016216
9
4
7
5
3
2
8
6
1
5
3
Sayıları yerleştirin
sudoku sayfası
2
1
3
7
9
5
8
4
6
GİZ
GİŞE
GİDER
GİRİŞ
GİZEM
2
6
2
1
9
4
5
7
8
3
06010014518
5
3
1
2
7
8
4
9
6
06010014519
Resimdekiler ne olabilir? a) Saç örgüsü, b) Göz, c) Metal
kol saati kayışı, d) Rende, e) Basketbol topu.
Reklam / İlan Fiyatlarımız *
1 kez
3 kez
6 kez
Arka Kapak
1/1 Sayfa
1/2 Sayfa
1/3 Sayfa
1/4 Sayfa
1/6 Sayfa
1/8 Sayfa
1.000 €
600 €
350 €
250 €
200 €
150 €
120 €
(% 10 indirim) (% 25 indirim)
900 €
540 €
315 €
225 €
180 €
135 €
108 €
750 €
450 €
262 €
187 €
150 €
112 €
90 €
* Bütün fiyatlar baskıya hazır haldeki reklamlar içindir
ve üstüne yasal geçerli vergi (% 19 MwSt.) eklenir.
TANITIM: Firma, işyeri, hizmet veya ürün tanıtımları (bir
kez olmak kaydıyla) 1 veya 1/2 sayfa olarak (yukarıdaki fiyatlarla) yapılır. Bize göndereceğiniz yazı, logo, resimler
ve iletişim bilgilerinizle (Telefon, faks, e-mail, internet vb.)
sizin için sayfa tasarımını ücretsiz yapıyoruz. Daha fazla
bilgi için bizi arayabilirsiniz. 0241 / 990 78 68
Taşfırın‘da pide ve lahmacun
Roermonder Strasse 335
52072 Aachen-Laurensberg
Grill • Restaurant • Café
Süt danası ve hindi döner
Meşhur dövme yayık ayran
Mangalda ağzınıza layık taze balık ve kebap çeşitleri
Şark Köşesi
Zengin salata çeşitleri
Taşfırın‘da pizza çeşitleri
Şelale
Çocuk Oyun Alanı
Tereyağlı baklava
Taşfırın‘da künefe
Özel toplantı ve eğlencelerinizi
kutlayabileceğiniz 80 kişilik
özel bölümümüz mevcuttur.
Telefon: 0241 / 170 11
www.marmarisgrill.de
Tüm etlerimiz
helal kesimdir!
Zengin mutfağımız ve güleryüzlü personelimizle
siz sayın müşterilerimizin her zaman hizmetinizdeyiz!
Ücretsiz Otopark

Benzer belgeler

Indir / Oku - Bizim Aachen

Indir / Oku - Bizim Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmeni: Günal Günal Yayın Ekibi: Muhsin Ceylan, Füsun Özdemir, Dr. Sıla Yüce-Çıtır, ...

Detaylı

Indir / Oku - Bizim Aachen

Indir / Oku - Bizim Aachen KÜNYE Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmen...

Detaylı

konuşuyoruzama nece konuşuyoruz?

konuşuyoruzama nece konuşuyoruz? KÜNYE Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmen...

Detaylı

Indir / Oku - Bizim Aachen

Indir / Oku - Bizim Aachen KÜNYE Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmen...

Detaylı