Indir / Oku - Bizim Aachen
Transkript
bizim aachen www.bizimaachen.de regıon Aachen, Düren, heınsberg ve euskırchen İçİn türkçe dergİ | 15 Bir Konu & Bir Konuk > 8 Nurhan Karacak Başka İşler Yapanlar > 25 Yasemen Özyıldırım Spor > 10 DİTİB Aachen Spor Kulübü Kültür & Sanat > 15 Alle Turca İnternetİN bİlİnmeyen karanlık yüzü: Derİn İnternet Gönüllü Çalışmalar > 22 Baran Ekinci Ücretsİz Ekim / Kasım 2015 BENIM BAGLANTIM! TELEFONIE, INTERNET, MOBILFUNK TELEFONIE, INTERNET, MOBILFUNK UND TV VON NETAACHEN UND TV VON NETAACHEN Nur für Bizim Aachen-Leser: Nur für Bizim Aachen-Leser: 3 Monate International Flat 3 Monate International Flat geschenkt!** geschenkt! MUR AT CE Y H A N TechMnU isRcA heTrCSEeYrH AeN vic Technisc NheertASaecrhvice e NetAach n en INFO: netaachen.de oder 0800 2222-333 INFO: netaachen.de oder 0800 2222-333 * Hinweise zur Aktion: Gegen Vorlage dieser Anzeige wird bei Buchung einer Telefon-Flat, Doppel-Flat oder Doppel-Flat Premium mit der Zusatzoption International Flat 2, die International Flat 2 die ersten drei Monate nicht Danach die regulären Kosten für diebei International Flat Telefon-Flat, 2 monatlich 14,90 €. Die International Flat 2Premium ist mit einer Frist von drei Monaten zum Ende Kalendermonats Mitdrei der Monate International * berechnet. Hinweise zur Aktion:betragen Gegen Vorlage dieser Anzeige wird Buchung einer Doppel-Flat oder Doppel-Flat mit der Zusatzoption International Flat eines 2, die International Flat kündbar. 2 die ersten nicht Flat 2 telefonieren kostenlos Festnetzanschluss insInternational Festnetz vonFlat 36 Ländern, u.a.14,90 in die€.Türkei (ausgenommen: Mobilfunkgespräche, Anrufweiterschaltungen, Telefon-Chats und berechnet. DanachSie betragen dievom regulären Kosten für die 2 monatlich Die International Flat 2Sonderrufnummern, ist mit einer Frist von drei Monaten zum Ende eines Kalendermonats kündbar. Mit derOnline-/DauerInternational Verbindungen). DieSie International Flat Festnetzanschluss 2 gilt nur in Verbindung mit einervon Telefon-Flat, und Doppel-Flat Premium. Es gelten die regulären GrundgebührenAnrufweiterschaltungen, bei mit bis zu 25.000 kbit/s von 24,90 € mtl. Telefon-Flat Flat 2 telefonieren kostenlos vom ins Festnetz 36 Ländern,Doppel-Flat u.a. in die Türkei (ausgenommen: Sonderrufnummern, Mobilfunkgespräche, Telefon-Chats undbei Online-/Dauerbzw. 29,90 € mtl.Die beiInternational Doppel-Flat bzw. € mtl. bei Doppel-Flat Premium. Bei WahlDoppel-Flat einer höheren Bandbreitenoption: Aufschlag € bei mit bis zu 50.000 kbit/s € beikbit/s mit bis 100.000 kbit/s sowie 15,00 Verbindungen). Flat 234,90 gilt nur in Verbindung mit einer Telefon-Flat, und Doppel-Flat Premium. Es geltenvon die5,00 regulären Grundgebühren bei mitbzw. bis 10,00 zu 25.000 vonzu24,90 € mtl. bei Telefon-Flat €bzw. bei 29,90 mit bis zu 200.000 kbit/s. Die Bereitstellungskosten entfallenPremium. bei den Premium-Pakten, ansonsten einmalig 19,90 €Aufschlag bei allen anderen AllezuPakete von 24 Monaten. € mtl. bei Doppel-Flat bzw. 34,90 € mtl. bei Doppel-Flat Bei Wahl einer höheren Bandbreitenoption: von 5,00 €Paketen. bei mit bis 50.000 beinhalten kbit/s bzw. eine 10,00Mindestvertragslaufzeit € bei mit bis zu 100.000 kbit/s sowie 15,00 Prüfen Sie Anschlusscheck auf unserer Websiteentfallen www.netaachen.de, welches Produkt bei Ihnen verfügbar Dieallen Telefon-Flatrate umfasstAlle allePakete Gespräche ins deutsche Festnetz, außer zu Sonderrufnummern € bei mit bismit zudem 200.000 kbit/s. Die Bereitstellungskosten bei den Premium-Pakten, ansonsten einmalig 19,90ist. € bei anderen Paketen. beinhalten eine Mindestvertragslaufzeit von 24 Monaten. (z. B. Telefon-Chats) sowie Verbindungen, die denWebsite Eindruckwww.netaachen.de, einer Festverbindung entstehen lassen. Die Aktion gilt bisist. zum und richtet sichalle an Privatpersonen, die in denFestnetz, letzten 3außer Monaten keine NetAachenPrüfen Sie mit dem Anschlusscheck auf unserer welches Produkt bei Ihnen verfügbar Die31.12.2015 Telefon-Flatrate umfasst Gespräche ins deutsche zu Sonderrufnummern Kunden waren und bis zum Verbindungen, 31.03.2016 an das angeschlossen werden konnten. (z. B. Telefon-Chats) sowie dieNetAachen-Netz den Eindruck einer Festverbindung entstehen lassen. Die Aktion gilt bis zum 31.12.2015 und richtet sich an Privatpersonen, die in den letzten 3 Monaten keine NetAachenKunden waren und bis zum 31.03.2016 an das NetAachen-Netz angeschlossen werden konnten. 3 İçindekiler 4 Fikir fırtınası | Muhsin Ceylan • Almanya’nın mültecilerle imtihanı 6 aktüel | Üstün Gözler • Konsolosluk işlemleri için istenen belgeler • E-10 Eko benzini tanıyalım • Würselen’de müslümanların defin işlemleri 7 ne? nerede? ne zaman? • Ekim ve Kasım aylarındaki bazı önemli etkinlikler 8 Bir Konu & Bir Konuk • Alman dili & Nurhan Karacak 10 spor sayfası • DİTİB Aachen Spor Kulübü 11 bunları biliyor muydunuz? • Eski Alman yazılarını neden okuyamıyoruz? • 2016 yılında yeni madeni 5 Eurolar geliyor • Dövme, ilk kez nasıl ortaya çıktı? 12 çevre sayfası • Çevre için neler yapmalıyız? • 1 Şubat 2016’dan itibaren Aachen şehir merkezinde „Yeşil Kuşak“ uygulaması başlıyor. 13 Yalnız değilsin! | Dr. Sıla Yüce Çıtır • Narsisistik kişilik bozukluğu 14 fırsat eşitliği | Necla Demirci • Eğitimde fırsat eşitliği: Birleştirme (Inklusion) 15 Kültür & Sanat • Önder Babur ve Alle Turca 16 Bilmece sayfası 17 Yaşama dair | Füsun Özdemir • Anlatmak – Anlamak 18 kapak konusu • İnternetin bilinmeyen karanlık yüzü: Derin internet 21 Yemek Kültürü • Brokoli çorbası, zeytinyağlı Brüksel lahanası, sebze kavurma, fırın somon, sosisli kürdan böreği 22 Gönüllü çalışmalar • Baran Ekinci: “Yeter ki istensin, yardım etmenin mutlaka bir yolu bulunur!“ Bulmaca sayfası 24 25 başka işler yapanlar • Yasemen Özyıldırım: „Yeteneğimi işe dönüştürdüm!“ 26 bunları biliyor muydunuz? • Ev temizliğinde pratik fikirler (1) • Soğanın mucizevi etkileri (1) 27 KADIN sayfası • Modaya uyarken sağlığınızdan olmayın • Bayat ekmek nasıl tazelenir? • Kıvırcık saçlar için bakım önerileri 28 sudoku sayfası 29 KİŞİSEL GELİŞİM | Hasan Erdal • Beslenme 30 sağlıklı YAŞLANMA • Kendinizi sevmeyi öğrenip mutlu bir yaşam sürebilmenin 30 yolu • Region Aachen Bölgesi‘nde yaşlılık, bunama, yardım ve bakım sigortası gibi konularda bilgi almak için başvurabileceğiniz yerler 31 önce sağlık | Dr. Murat Kopuk • Sonbahar hastalıkları • Ağız ve diş sağlığı için neler yapmalıyız? 32 siz ve bURcunuz • Burçların huysuzluk sıralamaları 33 kitap dünyası • Döner Almanya’yı, Almanya da döneri değiştirdi: “Döner Hawaii” 34 ÇözümLER sayfası • Bulmaca, sudoku ve bilmecelerin çözümleri • Bizim Aachen dergisi reklam, ilan, tanıtım fiyatları Başlarken Değerli Okurlarımız, 15. sayımızla siz okurlarımızın yine karşınızdayız. Kapak konusu olarak farklı bir temayı işliyoruz. Son dönemlerde üzerinde çokça konuşulan, internetin bilinmeyen yüzünü sizler için araştırdık ve biraz ışık tutmaya çalıştık. Dergimizin bu sayısında da ilginç konu ve konukları bulacaksınız. Keyifli okumalar dilerim. Ele almamızı istediğiniz, merak ettiğiniz konular varsa, bunları telefon ya da mail yoluyla bizlere ulaştırabilirsiniz. 2 Ekim tarihinde Aachen’da dağıtmaya başlayacağımız dergimizi, diğer bölgelerde biraz gecikmeli olarak dağıtmak zorunda kalacağız. Sebebi ise, 3 Ekim tarihinin resmi tatil olması: Almanya’nın Birleşme Günü (Tag der Deutschen Einheit)... Elimizde olmayan bu gecikme için siz okurlarımızdan şimdiden özür dileriz; ama “geç olsun da güç olmasın” diye de ekleyelim... Bu sayımızda dergi kadromuza yeni isimler katıldı. Necla Demirci, Esra Cenkiz ve Murat Sağlam arkadaşlara, buradan tüm ekip arkadaşlarım adına, tekrar “hoşgeldiniz” demek isterim. Hep belirttiğim gibi, kapımız herkese açık. Sizler de bizlere katılabilirsiniz. Bunu istiyor olmanız işin yarısı. Mutlaka sunacağınız bir katkınız, fikriniz, yeteneğiniz vardır. Bizi arayarak veya bize yazarak bir başlangıç yapabilirsiniz. Gelecek sayımız 27 Kasım 2015 Cuma günü, yeni konu ve konuklarla çıkacaktır. Sağlıcakla kalın... Günal Günal KÜNYE Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmeni: Günal Günal Yayın Ekibi: Muhsin Ceylan, Füsun Özdemir-Günal, Dr. Sıla Yüce-Çıtır, Dr. Murat Kopuk, Üstün Gözler, Funda Şen, Sadık Toraman, Necla Demirci, Selim Atasever, Abdullah Yaşar, Emrah Güngör, Esra Cenkiz, Hasan Erdal, Mine Nart, Hakan Tuc, Aykut Kurşuntel, Serpil Erdemir, Murat Sağlam. Baskı: Mainz Druck & Verlag | Aachen Dergi adeti: 7.000 Yasal uyarılar: Yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların yasal hakkı firmamıza aittir. Yazılı izin alınmadan hiçbir yerde kullanılamaz; aksi durumlarda yasal işlem başlatılır. İsim belirtilerek yazılan yazıların, gönderilen fotoğrafların sorumluluğu o kişilere aittir. Büro saatleri: Hafta içi hergün saat 10 ile 14 arası. 4 fikir fırtınası azalacak. Yüz binlerce mülteci, şayet ırkçılar tarafından kundaklanmamışsa, birçok eksiği gediği olan barakalarda ve çadırlarda toplu ikametle ölüm yolculuklarının şokunu atlatmaya çalışacak. Sanki yarı açık cezaevi gibi bu mekanlardaki insanların neler düşündüğünü merak etmemek mümkün değil... Tedirginlikleri her hallerinden okunan bu insanlar ve onlara kafalarında birlikte geleceğimizle ilgili binbir türlü sorularla bakan asli yerliler... Almanya’nın mültecilerle Son haftalarda medyada on binlerce insan, çoluk-çocuğun yollara dökülüp, binlerce kilometreyi aşarak Avrupa’ya ulaşmaya çalıştığını görmeyenimiz, duymayanımız yoktur. Bodrum’dan Kos’a geçme yolunda cesedi kıyıya vuran 3 yaşındaki Aylan Kurdi’nin cansız bedeni dünyayı sarstı, kanımızı dondurdu. Aylan’ın cesediyle insanlığımız karaya vurdu. Aylan, bu ölüm yolculuğunda yanlız değilmiş. Cesetleri azgın sulardan çıkarılan annesi ve kardeşi de aynı kaderi paylaştılar. Küçük Aylan’ın kıyıya vurmuş yüzüstü yatan cesedi, bölgedeki büyük hesap sahiplerinin faturayı yine yöre halkı ‘küçük’ mensuplarına çıkardığının ispatından başka nedir ki? Silah tüccarlığının, sudan fazla kan akıttığı ülkelerin insanları ödüyor faturayı... Almanya, 800 bin ile 1 milyon arasında bir mülteci bekliyor. Mahalli idarelerin neyi nasıl yapacakları konusunda şaşırdıkları mülteci akını karşısında, halktan gönüllülerin kalabalıklığı oldukça dikkat çekiyor. Geçici olarak okullara, spor salonlarına yerleştirilen Roermonder Str. 77 52072 Aachen Training: Di./Do. 18.30 Sa. 13.30 Stolberg onbinlerce mülteciye ‘Almanya’ya Hoşgeldiniz!’ diyen halkın, bu kucak açmasını görmemek, insafsızlık olur. Savaş alanına çevrilen ülkelerinde hayatta kalma şanslarını sıfır olarak gören bu insanlar, bindiği teknenin birazdan derin sulara gömülme ihtimalinin hiç de az olmadığını bile bile ‘ölüm yolculuğu’na çıkmaya cesaret ediyorlarsa, durumun vehametini artık varın siz düşünün. 13 yaşındaki Kenan’ın televizyonlardan, başta Avrupa olmak üzere dünyaya yaptığı çağrıyı hatırlayın: “Ülkemizdeki savaşı durdurun ki, ülkemize dönelim. Biz isteyerek mülteci olmadık ve değiliz.” Sizce nasıldır bilmem ama bize göre, Aylan’ın karaya vuran cesedi, Almanya’yı çok etkiledi. Vicdan sahibi binlerce gönüllü, mültecileri güler yüzle, kucak açarak karşıladı. Ülkede, insani duygularla başlayan bu mültecilere kucak açma, tabii olarak devletin başına kalacak. Trenden inenlere sarılan, çocuklara çikolata veren, oyuncak dağıtanlar her geçen gün azalıyor ve Avci Escrima Stock- und Waffenkampf zur Selbstverteidigung mit und gegen Hieb-, Stich- und Schnittwaffen – übertragbar auf diverse Alltagsgegenstände. Evet, Almanya ve mülteciler... Bu son sosyal gelişme ülkeyi nasıl etkileyecek ve değiştirecek? Ciddi sıkıntılar yaşamadan sosyal barış tesis edilebilecek mi? Almanya, son mülteci krizinin üstesinden gelebilecek mi? Mülteciler, göçmenler gündeme geldiğinde bolca kullanılan “ülke için şans” mı? İstihdam, mesken ve uyumla okullarda toplumu neler bekliyor? Yığınla sorular, endişeler ve gelenlerin katkıları... Mülteci akınının her türlü faturası ve karşılığı mahallerde yaşanıyor ve tüm yük mahalli idarelerin omuzlarında. Mesela Kuzey Ren Vestfalya (NRW) ei en ses g ! Zwochnlo inin W ste t r a e ko o b Pr Aachen imtihanı Mülteci olmanın, yabancı olmanın, göçmen olmanın kolay olduğu bir yer bileniniz var mı? Bunlar her yerde zordur, çilelidir, sıkıntılıdır. İtilir kakılırsınız, hor görülürsünüz, ötekileştirilir, değersizleştirilirsiniz. Her türlü vatandaşlık mükellefiyetlerinizi yerine getirseniz bile, hiç bir vatandaşlık hakkına sahip değilsinizdir. Her sosyal, politik sıkıntıda, gerilimlerin, baskıların, suçların üzerine boca edildiği insanlarsınızdır. Boş bulunmamak için her daim savunma halinde olmak, adeta değişmez yazgıdır... Bir de, asli yerlilerden farklı kültürel ve dini havzadan geliyorsanız, işiniz daha da zordur... Avci WingTsun Waffenlose Selbstverteidigung in allen fünf Kampfdistanzen – direkt, effektiv, realistisch und funktionell. Prämienstr. 249 52223 Stolberg Training: Mo./Mi. 18.30 Eschweiler Röthgener Str. 57 (Eingang Mittelstr.) 52249 Eschweiler Training: Mi./Fr. 18.30 Tel.: 0177/4552191 SELBSTVERTEIDIGUNG für Frauen, Männer, Jugendliche und Kinder pur www.aachen.wteo.org 5 fikir fırtınası eyaletinde borçlu olmayan tek bir şehir yok. Meydana gelen masraflar nasıl ve kimler tarafından karşılanacak? NRW, Almanya’ya gelen mültecileri en yoğun alan eyalet. Şimdiye kadar 160 bin mülteciyi alan NRW’de, okullu yaşında 40 bin mülteci çocuğu var. Her politikacının, ‘Ülkemiz zor bir süreçten geçiyor’ açıklamaları, vatandaşdaki endişeleri ciddi manada azaltıp, toplumu rahatlatıyor mu? © www.ard.de Almanya’da müslüman demografisi değişirken bizi bekleyenler... Almanya’ya mülteci akını ekseninde ülke, bazı yeni toplumsal olaylara gebe... Almanya’da yeni bir milliyetçi dalga gelişir mi? Gelenlerin % 80’inin Müslüman olduğu göz önüne alındığında, Almanya’da İslam’a bakış nasıl bir şekil alacak? Almanya’da değişecek olan Müslümanların demografik yapısına, mevcut dini hizmet veren teşkilatlarımız nasıl bakıyorlar? Gelen yeni din kardeşlerinin asgari insani şartlarda yaşayıp, uyum süreçlerini hızlıca gerçekleştirebilmeleri için kurumsal olarak neyi planlıyorlar? Zira bu konuda toplumun şuur altına “Camiler mülteci krizinde üzerine düşenleri yapmıyorlar” enjekte ediliyor. Bu Aachen’daki Yeminli Mali Müsaviriniz . cümleyi ilk kuranlardan birinin de, eski Cumhurbaşkanı Sayın Wulff’un olması gerçekten üzücüydü. Camilerin kiliseler gibi bir yapıya sahip olmadığını, fiziki olarak da camilerin kiliselerden çok farklı olduğunu bilmesi gerekenlerin başında olduğunu düşündüğümüz Sayın Wulff adına üzüldik. Dinle, milliyetle, vatanla alakası olmamış, aslında insanlıktan nasibini almamış, ipsiz sapsız, parayı verenin soytarılığını yapanların ortaya attığı, “Camiler ve cemaatleri mültecilere ilgisiz” saçmalığına balıklama atlayanlar, her mahalde, camilerin ve cemaatlerinin, din, ırk ayırdetmeden mültecilere imkanları nisbetinde nasıl yardımcı olmaya çalıştıklarını görebilirlerdi; şayet niyetleri dürüst olsaydı. Arzumuz, bu yardım gayretlerinin kurumsallaşması. Tecrübeli Güvenilir Profesyonel Evet, Almanya’nın çok kısa bir zamanda böyle yoğun bir mülteci yeni nüfusla göç ülkesi olmayı başarıp daha dinamik ve çoğulcu bir ülke olma yolunda alacağı şekli, istikameti hep birlikte göreceğiz. Almanya, asli ve yeni yerlisiyle bu mülteci akınıyla çok ciddi ve büyük bir imtihandan geçiyor. Hepimiz korku ve endişelerimizle yüzleşeceğiz bu süreçte. Almanya’nın yeni sakinleri mültecileri de çok ciddi sıkıntılar ve görevler bekliyor. Çok zor şartlardan geçerek geldikleri Almanya’da, kendilerine atılmak istenen kancalara dikkat etmek zorundalar. Bu genelde, kaçakçılık, organize kriminel olaylar, fuhuş ve uyuşturucu piyasasının kancaları olacaktır. Zira bunların işaretlerini almaya başladık bile. Mülteciler ne içlerinden çıkacak, ne de dıştan gelecek bu tür olta atmalara karşı uyanık olup asla izin vermemelidirler. Aksi davranışların, hepimiz için faturası çok ağır olacak olayları beraberinde getireceğini unutmamalıyız... Muhsin Ceylan bir anlayıs. ile sizlere hizmet vermeye hazırız! Dipl.-Kauffrau (FH) RukIye Alper Steuerberaterin Heinrichsallee 68 52062 Aachen Tel: +49 241 990 215-0 Fax: +49 241 990 215-29 [email protected] Korrektur2-RukiyeAlper-Kanzleischild.indd 1 17.04.14 13:24 www.steuerkanzlei-alper.de 6 aktüel Konsolosluk işlemleri için istenen belgeler Würselen Mezarlığı ve müslümanların defin işlemleri: Würselen’de St. Sebastina Mezarlığı (Würselen Markt’taki büyük kilisenin) girişinde bulunan alan, yabancılar meclisinin (Ausländerbeirat) girişimiyle, belediye tarafından Müslümanlar için tahsis edilmiştir. Şu ana kadar bu mezarlığa beşi çocuk 12 kişi defnedilmiştir. Mezarlığın etrafı muntazam çevrilmiş olup, kapısında Müslümanların mezarlığı olduğunu belirten bir levha asılıdır. Tabutla gömülme zorunluluğu vardır. Kullanma hakkı süresi 30 yıl ile kısıtlı olan ve sıra mezar diye adlandırılan mezarlar mevcuttur. İslami usüllere göre cenaze yıkama bu mezarlıkta mümkün değildir. Çevredeki Mariadorf Camisindeki gasilhanede belirli bir ücret karşılığı (camiye yardım gayesiyle para ödenebilir) cenaze yıkanabilir. Bu konuda daha ayrıntılı bilgileri almak için başvurulacak yerin iletişim bilgileri şöyledir: Würselen Belediyesi Mezarlıklar Dairesi Brigitta Klöcker Askerlik erteleme işlemleri: Nüfus cüzdanı, pasaportunuzdaki oturma izin sayfasının kopyası, çalışma müsaadesinin aslı ve fotokopisi, (süresiz oturma izni olanlar için gerekmez), vergi denkleştirmesinin belgeleri, şayet işsizseniz işçi kurumu belgesi gerekmektedir. Türk vatandaşlığından izinli çıkma belgeleri: Yabancılar dairesinden aldığınız çıkış belgesi (Einbürgerungszusicherung) pasaport, nüfus cüzdanı, askerlik durumuyla ilgili belge (askerlik şubesinden veya konsolosluk askerlik bölümünden alınacak belge), 18 yaşından büyükler için ikişer fotoğraf ve 14 yaşından büyük çocuklar beraberinizde götürülecektir. Evlendirme işlemleri: Nüfus cüzdanı, pasaport, altışar adet fotoğraf, ikametgah belgesi (Meldebesaheinigung) şayet boşanılmışsa ( taraflardan biri veya ikisi ) mahkemece boşanma kararlarının Türkçe- Almanca tercümeleri. Yeni pasaport çıkarılması: Nüfus cüzdanı, eski pasaport, 4 adet fotoğraf, işçi veya işveren olduğunu kanıtlayan belge (Arbeitsbescheinigung/Gewerbebescheinigung), askerlik durumunu gösterir belge. Noterlik işlemleri için: Vekalet veren kişinin pasaport ve nüfus cüzdanı, vekil tayin edilen kişinin E-10 Eko benzini tanıyalım Telefon: 02405 / 41 331-68 E-Posta: [email protected] Okurlarımıza sağlıklı bir yaşam ve huzurlu, imanlı ölüm diliyorum. Selam ve saygılarımla... Üstün Gözler 0178 / 849 05 25 E-10 olarak vasıflandırılan eko benzin, bir akaryakıt karışımıdır. İçerisinde % 90 benzin, % 10 etenol bulunur. Bio ethanol, ethanol bitkilerden elde ediliyor. Otomobil ve motorlu araçlarda benzine karıştırılan bir katkı doğum tarihi, yeri ve baba adı, vekalet verilen kişi avukat ise adı, soyadı ve bağlı olduğu baro, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi numarası, vekaleti veren kişi eğer Alman vatandaşı ise pembe kart ve Alman kimlik belgesi. Tapu işlemleri için tapunun aslı ve iki fotoğraf gerekmektedir. Vatandaşlarımız daha geniş bilgi için Köln-Hürth’teki konsolosluğun internet sayfasından yararlanabilirler: www.bk.mfa.gov.tr Köln Konsolosluğunun adresi: Lüxemburger Str. 285, 50354 Hürth Telefon: 02233 / 97 41 80 (Santral) Fax: 02233 / 755 72 E-Posta: [email protected] Çalışma saatleri: Hafta içi hergün 08:30-12:30 saatleri arası. Telefonla görüşme saatleri: 13:00-16:30 saatleri arası Not: Konsolosluk haftasonu, bayram günleri, Türkiye’deki mesai saatlerine uygun şekilde kapalıdır. Üstün Gözler maddesi ethanol. Hava kirliliğini ve petrol ürünlerinin tüketimini azaltmak gayesiyle benzine değişik oranlarda katılarak kullanılıyor. Ethanol çoğunluk şeker kamışı ve mısırdan elde ediliyor. Üretimi oldukça pahalı olduğu için piyasada pek tutulmuyor. Enerji oranı benzine göre daha düşük ama oktan değeri yüksek olduğu için motorlara yararlı. En çok sorulan soru, arabama yanlışlıkla E-10 yakıtı koyarsam ne olur? Başta motor olmak üzere, bulaştığı motor aksamını, alimünyum ve sentetik contaları bozabilir. Tavsiye edilmiyor. 7 ne? nerede? ne zaman? EKİM ve KASIM aylarındaki bazı önemli etkinlikler 31.10.-01.11.2015 ALTSTADT FLOHMARKT ANTİK BİTPAZARI 11 Ekim 2015 Yılda birkaç kez düzenlenen ve tarihi belediye binasıyla (Rathaus) Aachen katedralinin (Dom) etrafındaki alanda saat 11 ile 18 arası kurulacak antik bitpazarına Almanya’nın birçok yerinden gelen satıcılar katılıyor. Antika tutkusu olanlara mutlaka tavsiye ederiz. AQUIS PLAZA AVM AÇILIŞI 28 Ekim 2015 Aachen’daki ekonomik yaşamı nasıl etkileyeceği sürekli tartışma konusu olan alış-veriş merkezi, nihayet açılıyor. İleride bu konuyu ele alacağız. KUH KUNST UND HANDWERK IM STALL AHIRDA EL SANATLARI FUARI 7 ve 8 Kasım 2015 Her an yardima Her an size yardima Her an size sizehaziriz yardima haziriz haziriz Bu yıl 11. kez düzenlenen el sanatları Tel.: 02405-4089400 Tel.: 02405-4089400 Tel.: 02405-4089400 fuarına Almanya’dan ve yurtdışından 80’nin üzerinde sanatçı katılarak çalışmaları sergileyecek. Resim, seramik, takı, ağaç işleri, tekstil türü ürünlerin sergileneceği fuarı ilk gün 10 ile APAG P2 APAG APAG P2 P2 19 ve ikinci gün 11 ile 18 saatleri araBreslauerstr., Pauwelsstr., Aachen Breslauerstr., Aachen Aachen Debyestr., Debyestr., Aachen Aachen Breslauerstr., Aachen Debyestr., Aachen Pauwelsstr., Aachen Aachen Pauwelsstr., sında Tivoli yakınındaki at yarışları yapılan alanın ahırlarında (Hubert-Wienen-Str.) ziyaret etmek mümkün. Çocuklara ve öğrencilere ücretsiz olan fuara giriş ise 5 €. www.melan.de www.melan.de Uniklinik Uniklinik 11.10.11.10. 13.12.13.12. 25.10.25.10. 29.11.29.11. 15.11.15.11. Am Kraftwerk Am Kraftwerk Schumanstr., Am Gut Schumanstr., Würselen Würselen Weisweiler,Weisweiler, EschweilerEschweiler Schumanstr., Würselen Weisweiler, Eschweiler Am Gut Wolf, Am Aachen Gut Wolf, Wolf, Aachen Aachen 04.10.04.10. 25.10.25.10. AACHENER WEIHNACHTSMARKT AACHEN NOEL PAZARI Bahnhofstr., Heerweg, Heerweg, Düren Bahnhofstr., Alsdorf Alsdorf Heerweg, Düren Düren Bahnhofstr., Alsdorf 20 Kasım - 23 Aralık 2014 Tarihi belediye binası ve (Rathaus) katedralinin (Dom) etrafındaki alanda kurulan Noel Pazarı yerli ve yabancı birçok konuğu atmosferiyle büyüler. Dört hafta boyu saat 11 ile 21 arası ziyaret edilebilir. 04.10.04.10. 08.11.08.11. 03.10.03.10. 18.10.18.10. 08.11.08.11. 11.10.11.10. 08.11.08.11. internet üzerinden de basvurabilirsiniz internet üzerinden de basvurabilirsiniz 8 bir konu & bir konuk: Türkçe'de "okula" denerek e-hali ile tercüme edilir. Hani sözlükte "Akkusativ" Türkçe'de i-haliydi? Karışık gibi görünüyor fakat baştan farklı yönlendirilirse bu tür sorunlar başta halledilip daha rahat ilerlenmesi mümkün. “Zor olan, ne iş olursa olsun, emek vermek.” Konumuz Almanca... Bu derginin sahibi olarak, bundan 24 yıl önce geldiğim Almanya/Aachen’da ilk tanıdığım insanlardan biri Nurhan Karacak. Kaydolduğum kursta Almanca’yı ondan öğrendim/öğrenmeye çalıştım. Bu bilgilerle burada, Almanlar arasında yaşamımı sürdürdüm; sekiz yıldır Almanca yayınlanan dergilerin sahibiyim. Hocam ve 24 yıllık dostuma Almanca hakkında sorular yönelttim. Nurhan hocam, öncelikle zamanda, İstanbul'da olduğu gibi, bir okurlarımıza biraz kendinizi yandan da çalışmaya başladım. 1980 tanıtır mısınız? Mart'ında Volkshochschule'de Almanca dersleri vermeye başladım. Şimİstanbul'un Beyoğlu semtinde bulu- diye kadar geçen zaman zarfında da nan Alman Hastanesi'nde 1957 yılının Volkshochschule'de, Kronenberg'de bir sonbaharında annemin karnından okulda, Fachhochschule Aachen'da ve pek çıkmak istemememe rağmen ke- RWTH Aachen'da olmak üzere her sesip biçip çıkarmışlar beni, insanın in- viyede 30.000 saat üzeri ders verdim. sana acımasızca gaddarlık ettiği dünyayla yüzleştirmek için, bu arada da Almanca, Almanlar için dahi zor annemi kurtarmak için elbette. Ço- bir dildir denir. Sürekli yenilenen cukluğum Taksim ve civarında ve yazım kuralları, istisnaları vs... büyükbabam Ayazpaşa'daki Alman Sizce bunun nedenleri nedir? Başkonsolosluğu'nda çalıştığı için bir miktar da orada geçti. Bu "Alman" se- Diller geçirdikleri evrelere bağlı olarak risine oniki yaşımdan itibaren bir de bir dinamizm yaşar ve ufak adımlarla Tünel'de bulunan Alman Lisesi girdi. bir değişim içine girerler. Eski Cermen On senem de orada geçti. Her gün kavimlerinde "halk" veya "halka ait" Taksim, İstiklal Caddesi ve Tünel hat- anlamını taşıyan "Deutsch" kelimesitında geçen on yıl. İlk yıl hazırlık sınıfı nin kökeni olarak bilinen "thioda" da Almanca öğrenme yılıydı. Kıl payı sınıf- yüzyıllar içinde değişimlere uğramışta kaldım, iyi de olmuş, Almanca dilbil- tır. Takriben ikiyüz yıl önce Goethe'nin gisini ikinci yıl çok daha iyi kavradım. yaşadığı dönemlerde dilde "Genitiv" Sınıfı tekrarlayanlar biraz daha fazla kullanımı ağırlıktaydı. Bugün ise "Genibilgiye sahip olduklarından yeni ge- tiv" ağırlıklı kullanımını hukuk dilinde lenlere hem tercümanlık yapar hem de sürdürürken günlük yaşamımızda "Akonlara bildiklerini anlatırlardı. İnsan bil- kusativ" ağırlık kazanmıştır. İkiyüz yıl diği bir şeyi başka birine anlattığında önce "nereye gidiyorsun" diye sormak kendisi daha iyi kavrıyor. İşte bu baş- için "Wohin des Weges?" (Genitiv'le) kultaki sınıf tekrarlama bugüne dek Al- lanılırken bugün Almanca öğrenen biri manca ders vermemin temelini oluş- "Wohin"i duyunca hemen "Akkusativ" turdu. Okul bitince 1979 sonbaharında diye atılır, aklında onu tutmuştur. Abitur elimizde birkaç arkadaş yollara düşüp RWTH Aachen'a vardık. Ge- "Wohin gehst du?" veya "Wo gehst du liş o geliş. Alman Lisesi süresince, on hin?" olarak ifade edilen bir soruya yıl boyunca Aachen'daki Quellenhof cevap olarak "Akkusativ" kullanılır diye oteli benzeri, eski zamanlarda önem- algılamıştır. Oysa cevap olarak "in die li bir otel olan Park Otel'de çalıştım, Schule" (Akkusativ) kullanıldığı gibi okuldan sonra ve hafta sonları. Kar- "zum Bahnhof" (Dativ) de kullanılaşılığında da otel sahipleri yüksek bir bilir. Almanca-Türkçe sözlüğe baktımiktar tutan okul ücretini ve o zaman- ğınızda "Akkusativ" i-hali, "Dativ" de lar Almanya'dan gelen ders kitapları- e-hali olarak çevrilmiştir. Kısmen evet nı ödediler. Aachen'a sınırlı miktarda fakat her zaman değil. "In die Schule" parayla gelmiştim, bu yüzden en kısa Almanca'da "Akkusativ-Artikel" alırken Ben Almanya'ya geldiğimde Türkiye'de gençlik arasında konuşulan Türkçe ile bugünün gençliğinin Türkçe kullanımı farklı. Normal vatandaşın fazla birşey anlamadığı hukuk dilinde ise pek bir değişiklik yok. Burda da benzer. Dünyanın bir çok bölgesinden Aachen'a gelen ve sizden ders alanlar oldu. Gerçekten bazı ülkelerden gelenler için Almanca dili daha mı zor? Bazı ülkelerden gelenler için Almanca daha zor değil de, bazı insanların Almanca diline daha farklı yaklaşması belirleyici. Kişinin Almanya'ya geliş nedeni, geliş şekli, içten içe Almanca öğrenmeyi farklı nedenlerden reddetmesi, genelde insanın bir sorunu çözmesinde en rahat yol olarak gördüğü, suçu karşı tarafta bularak sorumluluktan sıyrılma eğilimi bence "Almanca zor bir dil" cümlesinin altında yatan. Yeterince emek vermeden hiç bir işin hakkını vererek yapmanız mümkün değil. Hakkını vermeden yaparsınız veya yapar görünürsünüz de yarım yamalak olur. Almanca da yarım yamalak konuşulur. Bir de gurur girince işin içine, yarım bilgiyle yetinip ilerletme zahmetine girmiyor kişi. Üzerine gidildiğinde de "Almanca zor" denip çıkılır işin içinden. Kimse de "Ben fazla emek sarfetmiyorum, vakit ayırmıyorum" demez. Bu bir eleştiri değil, sadece bir tesbit. En nihayetinde kişinin yaşam şartlarından ve dünyaya bakışından kaynaklanan bir durum. Geçen gün Bangladeş'ten gelen bir genç ile görüştüm. 21 yaşında bir delikanlı. Küçük yaşta annesini ve babasını yitirmiş. Bir Container içinde gemiyle yola çıkmış, gemi birkaç ay sonra Hamburg'a varmış. Aachen'a geldiğinde 17 yaşındaydı. Bu dört yıl içinde Almanca öğrendi, "Realschulabschluss" yaptı ve ilk meslek eğitimi yılını geride bıraktı. RWTH'da İnformatik alanında meslek eğitimi görüyor. Peki burda doğup yetişen, okula gidip, sonunda 9. sınıfta terkeden biri neden aynı ilerlemeyi gösteremiyor onun için her imkanın var olmasına rağmen? 9 alman dili & nurhan karacak Kıssadan hisse: Zor olan, ne iş olursa olsun, emek vermek. 35 yıldır bir çok kuşağa Almanca öğreten biri olarak, bizim nesillerimizde zaman içinde öğrenci profiliniz nasıl değişti? Bundan bahsedebilir misiniz? Bu 35 yıl içinde hem teknoloji hem de teknolojinin gittikçe kullandığımız her aletin içinde yer edinmesi yaşama şeklimizi çok değiştirdi. Akıllı telefon, sosyal medyada hareket, uzaktan kumanda, evimizden uçakta oturmak istediğimiz yeri belirleme, park ederken sürücüsünü "arkadaki arabaya çok yaklaştın" diye uyaran taşıt... Aşırı hızlı gelişen bu teknolojık yaşam bireyi özellikle de genç insanları daha sabırsız bir hale getirdi. 35 sene önce askeri sır gibi saklanan dünya yüzeyi artık birkaç saniyede detaylı bir şekilde bilgisayarınızın ekranında. Bireyler daha çok tüketici, gittikçe de daha hızlı tüketici oldular ve aynı hız içinde de dil öğrenme eğilimine girdiler. "Tamam anladım" moduna girip, yeni öğrendikleri bir konunun kalıcılığını sağlamak için gerekli alıştırmaları az yapar veya hiç yapmaz hale geldiler. O zamanı sosyal medyada, sanal yoldan ilişkilerini sürdürmeye harcamayı tercih eder hale geldiler. Sabırla alıştırmalarını yapan öğrenciler daha hızlı ilerlerken sabır göstermeyip jet hızıyla öğrenmek isteyenler daha yavaş ilerliyor. Birçok dilde benzeri anlamda güzel bir söz var: "Yavaş gidiyorum, acelem var". Dil, uyum (Integration) için vazgeçilmez ilk koşul. Bunu gerçekten kabulleniyor muyuz baştan itibaren? Yoksa Almanca bilmesek de Almanya'da yaşarız modunda mıyız sizce? Çok parası olan biri yanında tercüman gezdirip yaşayabilir yıllarca kendi kulvarında. Sürekli tercümanla gezebilecek parası olmayıp, yaşamını idame edebilmek amacıyla çalışmak zorunda olan veya çalışmak isteyen insanlar için bir iletişim aracıdır dil. Elbette aramızda Almanya'da yaşamını Türkçe sürdürebilen, Almanca'yı çeşitli nedenlerden reddeden, kısmen devlet yardımı alan, iyi bir iletişim için yeterli Almanca bilmediklerinden işe de yönlendirilemeyen memleketlilerimiz de mevcut. Kendileri bu durumdan memnunsa ne ala. Zaten uyumun halihazırda iki tanımı mevcut. Biri bir bireyin sosyal yaşam içinde yer alıp, toplumsal yaşamın sunduğu olanaklardan faydalanabilmesi. Diğer tanım ise "Agentur für Arbeit" ve "Jobcenter" adı altında tanınan kurumların kullandığı tanım: Bireyin aktif iş hayatına girmesi. Fakat iki tanımda da dil, üretken insandan yola çıkacak olursak, toplumla birlikte hareket etmenin, olmazsa olmazı. Dil öğreniminde değişik sertifikalar var. A1, B2 vs gibi. Bunlar tam olarak neyi amaçlıyor ve kimler için hangisi önemli? Avrupa Birliği takriben 15 yıl önce Rusça ve Türkçe dahil olmak üzere Avrupa'da konuşulan dil seviyelerini tespit edebilmek için okuduğunu ve dinlediğini anlama, yazı (metin) üretme, sözlü iletişim alanlarında seviye tanımları belirledi. Aşağıdan yukarı doğru A1, A2, B1, B2, C1 ve C2 diye tanımlanan her seviyede kişinin hangi alanda hangi bilgiye sahip olması gerektiği uzun çalışmalar sonucu belirlendi. Her ülkede yabancı dil derslerinde kullanılan kitaplar bu seviyelere göre tanımlanıp yeniden basıldı milyonlar harcanarak. A1 seviyesi aşağı yukarı 200 kelimeyi tanıyıp kullanmayı barındıran bir seviyedir ve Türkiye'den evlenmek yoluyla Almanya'ya eşinin yanına gelen kişilerden A1 sertifikası vize için konsolosluklar tarafından istenir. Sıfır Almanca'dan B1 seviyesine giden yol 600 ders saatinden geçer. B1 sertifikası artık Alman vatandaşlığına geçmek için yapılacak başvuruda zorunlu olarak gösterilmesi gereken belgelerden biridir. 10 B sınıfını bitirebilmek için, meslek eğitimini sonuçlandırabilmek için B2 ve C1 arası bir seviye gereklidir. Almanca üniversite eğitimi için de C1 üzeri bir seviye zorunludur. Kaba hatlarıyla ifade edersek öğrencinin profesörün anlattığı derste notlar alması ve evde bu notları tekrar metin haline getirebilmesini içerir. Bunun için hem dilbilgisine hakim olmak, hem de geniş bir kelime dağarcığına sahip olmak gerekir. Toparlarsak: A1 başlangıç, A2 temel, B1 orta derece, B2 yüksek seviyede orta derece, C1 ileri derece ve C2 mükemmel derece anlamını taşır. Çevremizde bir sürü dil kursu olanağı sunan kuruluş var. Kimler için hangi kurslar daha uygun sizce? Okul eğitimine, meslek eğitimine veya yüksek öğrenime yönelik dil eğitimi alması gerekenlere sınav hedefli kurslara gidip standardize edilmiş ve kabul gören sınavlara girerek hem bilgi seviyelerini yükseltmelerini hem de ulaştıkları seviyeyi belgelendirmelerini tavsiye ederim. Ağırlıklı günlük yaşamda Almanca'yı kullanmak isteyenler için sözlü iletişim ağırlıklı kurslar faydalı olur. Şahsen tüm dil öğrenenlere baştan itibaren sözlü ve yazılı yanını aynı şekilde geliştirmelerini tavsiye ederim. Geleceğe yönelik plan ve projeleriniz neler? Bir projem vakit elverirse kitap. Bir tanesi Almanca ders deneyim birikiminden yola çıkarak tasarladığım Türkçe'den Almanca'ya geçişte sıkıntı yaratan örneğin "Präposition-Artikel/ Verb-Artikel" ilişkisi veya "Nebensätze" gibi konularda biraz açıklık getirmeyi amaçlayan kitapçıklar. Bir diğer projem 1979'da cazibesine kapıldığım, 90'lı yılların başında zorunlu sınırdışı aldığım mıknatıs şehir Aachen'ın içinde barındırdığı çehreler ve dünyalar, çizimli. Onun dışında eğitim ve öğrenim konusunu kapsayan henüz gelişim aşamasında bulunan uluslararası program çalışmalarımız var. Bize zaman ayırdığınız için "Danke schön!" Çalışmalarınızda başarılar dileriz. Günal Günal 10 spor sayfasI Kulübün kuruluş sürecini nasıl gerçekleştirdiniz? Maçlarınızı nerede oynayacaksınız? DİTİB Aachen Spor Kulübü (SC DITIB Aachen e.V.) Aachen’da yeni kurulan kulübün başkanı Erol Uzkiz ile sizler için görüştük. olarak devam etti. Şimdi de yönetici olarak devam etmekte. Ditib Aachen Yunus Emre Camii derneği altında spor kulübü kurma fikri nereden çıktı? Erol bey, sohbetimize öncelikle sizi tanıyarak başlayalım? Öncelikle, böyle bir dergi çıkararak Aachen ve çevresinin sesi olduğunuz için sizlere teşekkür ederim. Ben 1959 İstanbul doğumluyum. Evliyim ve 2 çocuğum var. 1979’da mimarlık okumak üzere Almanya’ya Aachen şehrine geldim. Okulu bitirip gidecektik ama olmadı; okulu bitirdim ve 25 senedir burada mimarlık yapıyorum. Spora ve özellikle futbola olan ilginiz nereden geliyor? Benim spor hayatım Türkiye’de okul yıllarımda başladı. Ben futbola geç başladım; 14 yaşında ilk defa ayağıma futbol ayakkabısı ve sırtıma forma giydim. Mahalle aralarında plastik toplarla oynardık. Bu alışkanlık oradan gelme ve burada da okul ve iş hayatım boyunca oyuncu ve antrenör Ditib Aachen Yunus Emre Camii uzun zamandır bir spor kulübü kurma arzusundaydı ve bir çok girişim yapılmasına rağmen, oluşturulamamıştı.Ben, Aachen Yunus Emre Camii inşaatınının mimarlığını üstlendikten sonra, bu mesele gündeme geldi. Aachen’da uzun yıllardır faaliyet gösteren ve gençlerimize öncülük eden Aachen Yurdum Spor, çeşitli nedenlerden ötürü faaliyetlerine son verdi ve Aachen’da gençlerimizin buluşarak spor yapabilecekleri bir dernek kalmadı. Bu sebeple ve Aachen Yunus Emre Camisinin bine yakın üyesinin gençlerine ve diğer Aachen’lı gençlere sahip çıkmak, onlara dini ve kültür hizmetlerini sunan Aachen Yunus Emre Camisinin bünyesinde birde spor hizmetleri vermek ve uyuma (Integration) katkıda bulunmak için bu hizmeti kabul ettim. Tabii Almanya’da spor kulübü kurmanın bir çok prosedürü var. Biz gerekli belgeleri hazırladık ve uzun yıllar Aachen Yurdum Spor’un kullandığı Real Marketin yanındaki Schwarz/Rot kulübünün sahasını, Aachen Yurdum Spor’la anlaşma yaparak, ortak kullanma kararı aldık ve bunu Aachen Spor Müdürlüğü ve federasyona bildirdik ve kabul edildi. Böylece aynı anda hem kulübü kurduk, hem de sahaya sahip olmuş olduk. Şu anda 72 tane genç kardeşimiz antremanlara geliyor. Bunların 17 tanesi, 18 yaş üzeri ve geriye kalanları da 13-14 yaş grubu. Büyükler Kreis Liga D grubunda, küçükler ise C grubunda mücadeleye başladılar. Takıma katılımlar hala sürmekte. Kulüp olarak gelecekteki hedefleriniz neler? Kulübü kurmamızın en önemli amaçlarından biri gençlerimizi zararlı alışkanlıklardan, içki, kumar ve uyuşturucu tuzaklarından uzak tutarak dini, milli kültürümüzü yaşatmak ve gençlerimizi rekabete alıştırarak sporda, okulda ve diğer yaşam alanlarında başarılarını artırmaya çalışmak. Aachen Yunus Emre Camii cemaati ve vatandaşlarımızdan, takımımıza maddi destekten çok, en azından manevi olarak onların maçlarına gelerek desteklemelerini bekliyoruz. Aachenlı Türkler olarak gençlerimize sahip çıkalım Aachen Ostviertel denen bu bölgede durum herkesçe malum. Şimdi Aachenlı Türkler olarak gençlere sahip çıkmazsak ileride bizler için çok geç kalınmış olacak. Haydi hep beraber genç takımımıza maddi ve manevi olarak destek olalım. Sporu ve başarıyı seven bütün gençlerimizi Aachen Yunus Emre Camisi derneği bünyesinde kurulan takımlara katılmaya bekliyoruz. Bize desteklerinizden dolayı Bizim Aachen dergisine ve ekibine teşekkürler. Biz de sizlere başarılar dileriz. Abdullah Yaşar 11 bunları biliyor muydunuz? Eski Alman yazılarını neden okuyamıyoruz? Eski Alman hat sanatı ve eski Alman alfabesi 12. yüzyılda Avrupa’da Gotik sanat anlayışı gelişmeye başladı. Bu akım, sanatın bir çok türünü etkilediği gibi güzel yazma sanatını (Kaligrafi) da etkiledi. (Üstte, geçmişte kullanılan bazı yazı stilleri görülmektedir.) Özellikle büyük harfler daha çok süslendiği için o harflerin ne olduğunu anlamak daha da zor. Günümüzde bazı firmalar logolarında hala bu yazıları kullanıyor. 1911’de Prusya Kültür ve Eğitim Bakanlığı, Sütterlin adında bir grafikere temel bir alfabe sistemi oluşturması görevi verir. (Aşağıda bu alfabe görülüyor.) Bu alfabe 1920’lerden 1941 yılına kadar okullarda el yazısı olarak kullanıldı ve 1942’de Naziler tarafından kaldırıldı ve aşama aşama Latin alfabesine geçildi. 1990’lara kadar bazı okullarda öğretilmeye devam edildi. Bu yazıları gördüğünüzde şaşırmayın. Her türlü inşaat işi için İHTİYACINIZ olacak inşaat makineleri ve özel aletleri KİRALIYORUZ. 2016 yılında piyasalara yeni madeni 5 Eurolar geliyor Piyasadaki madeni paralara bir yenisi ekleniyor. 1, 2, 5, 10, 20 ve 50 Cent’lerin yanı sıra 1 ve 2 Euro madeni paralara 2016 yılından itibaren madeni 5 Euro katılacak. Piyasaya sürülecek demir 5 Euro’nun dış halka ve iç kısmı arasında, mavi renkte ışık geçiren polimer bir halka bulunacak. 10 yıllık bir hazırlığın ardından tasarlanan madeni 5 Euroların özel sayısı dünyaya atfedildi. Her türlü inşaat işiniz için üstün kalite aletleri UYGUN FİYATLARA sunuyoruz. Bir yüzünde Alman kartalı bulunan yeni madeni 5 Euronun diğer yüzünde dünyayı temsil eden mavi halka, onun içerisinde ise Avrupa ve Afrika’nın merkezde görüldüğü dünya haritası bulunuyor. Mavi halka ile dış halka arasında ise çeşitli gezegenler görünüyor. Çapı 27,25 milimetre olacak 5 Euronun merkezi 1 Euro büyüklüğünde. Yeni 5 Euro Almanya’da sadece Karlsruhe, Münih ve Stuttgart olmak üzere 3 merkezde basılabilecek. 2016 yılının Şubat ayında Berlin’de gerçekleştirilecek olan Dünya Para Fuarı’nda özel tasarım 5 Euroları ilk kez görmek mümkün olacak. Aralarında Türklerin de olduğu çalışanlarımızdan güler yüzlü hizmet ve PROFESYONEL DANIŞMANLIK alabilirsiniz. Günümüzde moda olan dövme, ilk kez nasıl ortaya çıktı? çocukları doğduğunda onları dövmeyle işaretlemek, bir anlamda onları damgalamak ihtiyacı belirdi ve böylece dövme denilen vücut resmetme sanatı ortaya çıktı. Bir nevi ihtiyaçtan doğdu da denilebilir. Dövmenin ilk doğuş hikayesi oldukça ilginç. Çok eski zamanlarda, ilkel kabileler için en önemli şey sayılarını arttırmaktı. Kısacası üremek çok mühimdi. Hatta bu amaç uğruna yan kabilelerin çocukları çalınırdı. Bu durumun önüne geçmek için, kabileler de Bebeğe dövmenin yapılması adeta spiritüel bir ayindi; çeşitli köklerden elde edilen toz boyalar annenin memesinden gelen ilk sütle karıştırılır ve bu ilkel mürekkep, iğneyle bebeğin derisine nakşedilirdi. Böylece her bebek kendi kabilesinin işaretini taşır, bebeğin kaybolması ya da çalınması halinde bu dövme ait olduğu kabilesinin kanıtı sayılırdı. Schönebergstraße 9 52068 Aachen Telefon: 0241/ 96 820-0 12 çevre sayfası Çevre için neler yapmalıyız? Her canlının toprağa, suya ve havaya ihtiyacı vardır. Bunlar olmadan yaşam olmaz. Bunların hepsinin genel adı doğadır. Doğa insanlara bir çok nimetler sunar. Bu nimetlerin hepsi insan içindir. Doğa zenginliklerimiz her geçen gün azalmaktadır. Sanayileşme ve kentlerdeki nüfus yoğunlukları, çevre sorunlarının artmasına sebep olmuştur. Bütün ülkelerin ortak sorunu haline gelen çevre kirlenmesi, günümüzde insan sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Bu kirlenmeler sonucunda canlı türleri tükeniyor, ormanlar azalıyor, denizler ve akarsular kirleniyor. Çevre kirlenmesini, insanın doğaya verdiği zarar olarak da tanımlayabiliriz. Cam şişenin doğada 4.000 yıl, plastiğin 1.000 yıl, kola kutusunun 20-100 yıl, sigara filtresinin 5 yıl kaldığı çevreciler tarafından tespit edilmiştir. İnsanlar bu durumdan tedirgin olmaya başladılar. Doğanın korunması zorunludur. Gelecek nesillere iyi bir çevre bırakmalıyız. Çevrenin kirlenmesini önlemek için üzerimize düşen görevleri mutlaka yapmalıyız. Çevreyi korumak için üzerimize düşen görevler • Ambalajında geri dönüşüm işareti olan ürünleri yeğleyin. • Cam ambalajın binlerce yıldır geri döndüğünü ve içindeki ürünün camla hiçbir etkileşimde bulunmadığını bilerek alın. • Plastik poşet ve yiyecek kapları gibi plastik ürünleri yeniden kullanın. • Plastik traş bıçağı, çakmak, tükenmez kalem, folyo pişirme kapları gibi LUFTREINHALTEPLAN AACHEN - GEPLANTE UMWELTZONE Stadt Aachen - Fachbereich Umwelt (FB36/40) - M = 1:40.000 städt. Gesamtfläche ca. 160 km² potentielles Gebiet zur Einrichtung einer Umweltzone im Aachener Talkessel (ca. 25 km²), falls die anderen Maßnahmen nicht greifen Alleenring © Stadt Aachen tek ya da çok az kullanımlık ürünleri kullanmayı en aza indirin. • Az miktardaki alışverişlerinizde plastik poşet kullanmayın. • Büyük boy ürünleri kullanın. Hacmi fazla ürünler hem daha fazla kulanım hem de daha az ambalaj tüketimi demektir. • Cam malzemeleri organik çöplerle birlikte atmayın. Biriktirip en yakınınızdaki cam kumbaralarına atın. • Cam şişe ve kavanozları atarken renklerine göre ayırın ve metal kapakları çıkartın. • Çok fazla ambalaj malzemesi kullanılmış ürünleri almayın. © www.staedteregion-aachen.de • Çocuklara oyuncak alırken, dayanıklı olmasına dikkat edin. Oyuncaklar bozulduklarında çöpe giderler ve geri dönüşümleri çok zordur. • Her yere çöp atarak çevreyi kirletenleri, mutlaka uyarın. • Açığa atılan pillerin içindeki kimyasal maddeler toprağa ve suya karışarak bizlere zehir olarak geri döneceğinden, açığa pil atmayın. • Şarj olunabilir pilleri tercih edin. • Çöpü kaynağında azaltmalıyız, yoksa çöp dağlarında nefes alamaz hale geliriz. • Doğal bileşenli temizlik ürünleri kullanın. • Kağıtsal atıkları tutumlu kullanıp, kullanılmış kağıtların geri kazanılmasını sağlayın. • Evsel atıklarınızı ayrıştırarak poşetleyip, geri dönüşüme katkı yapın. • Ambalaj ürünlerini atmayıp, ambalajlarınızda tekrar kullanın. • Bir defa kullanılıp atılan poşetler yerine, sürekli kullanılabilen bez torba ve fileleri tercih ediniz. • Plastik ve naylon atıkları yakmayın. • Alışverişlerinizde cam şişe ve kapları tercih edin. • Bahçenizde kimyasal gübre yerine, organik atıklar (hayvan-bitki atıkları) kullanın. • Tıbbi atıklarınızı mutlaka belediye görevlilerine teslim edin. • Aşırı gürültü yapmayınız, yapanları uyarın. • Yürüyerek gidilebilecek yerlere yaya giderek, egzoz gazı atılımını önleyin. • Gereksiz yere elektrik kullanmayın. • Temiz su israfından kaçının. • Atık sularınızı açığa akıtmayın. Çevre insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları, fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamdır. Yani kısaca canlı varlıkları etkileyen dış tesirlerin tümüne çevre denir. Çevre geleceğimiz icin çok önemli katkılarda bulunur. Eğer çevremizi kontrol altında tutamazsak, bu bizim için ileride pişman olunacak bir duruma gelir. Yaşam ve çevre birbirlerine bağlı iki önemli yaşam çerçevesidir. Bunlara sahip çıkalım... Hakan Tuc 1 Şubat 2016 tarihinden itibaren Aachen şehir merkezinde temiz hava için „Yeşil Kuşak“ uygulaması başlıyor. Yeşil kuşak, herhangi bir bölgede veya şehirde hava kirliğinin, Avrupa Birliği tarafından belirlenen en üst değerleri aştığında, başvurulan bir trafik uygulamasıdır. Belirlenen bölge içine sadece yeni ve daha az egzos dumanı yayan motorlu araçların girmesine izin verilir. Eski, çok egzos dumanı salan motorlu araçların girmesi yasaktır. Böylece o bölgedeki hava kirliliğinin nispeten önüne geçilmeye çalışılır. O bölgeye girme hakkı olan motorlu araçların satın aldıkları belli renkteki etiketleri araçlarının ön camına yapıştırmaları gerekmektedir. Kurallara uymayan araçlar, yüksek miktarda para cezası ödemek zorunda kalırlar. Avrupa Birliği, NRW Eyaleti ve Aachen Belediyesi yetkililerinin 21 Ağustos 2015’de Brüksel’de yaptıkları toplantıdan sonra, bu uygulamanın 1 Şubat 2016 tarihinden itibaren geçerli olacağı açıklandı. Yaklaşık 25 km2lik bir alanı kapsayacağı düşünülen bölgenin sınırları henüz kesinlik kazanmadı. 13 www.wikipwedia.org yalnız değilsin! Hastalığın adı, eski Yunan Mitolojisi’nde sudaki yansımasını görüp kendisine aşık olan Narcissus’tan gelmektedir. Narsisistik Kişilik Bozukluğu Sevgili Okuyucular, “Anksiyete Bozuklukları” serisinden sonra, bu sayıda sizlere “Narsisistik Kişilik Bozukluğu”nu anlatmaya çalışacağım. Narsisizm kişinin kendisini aşırı bir biçimde sevmesi, diğer bir deyişle kişinin kendisine aşık olması olarak tanımlanabilir. İnsanın kendini sevmesinde bir gariplik yoktur. İnsan kendisini mutlaka sevmelidir ki çevresini de sevebilsin. Ancak bu sevginin şiddeti ciddi boyutlarda ise, kendimize olan sevgimiz, kendimizle ve çevremizle olan ilişkilerimizi bozuyorsa işte orada bir bozukluktan ya da narsisistik kişilik örgütlenmesinden bahsetmemiz gerekir. Günlük hayatta bu kişiliğe sahip olan insanlar çoğunlukla çevreleri tarafından „küstah“ ve „ukala“ gibi sıfatlarla nitelendirilirler. Bu kişiler kimimizin eşi, kimimizin hocası, kimimizin patronu, kimimizin komşusudur ve geçinilmesi oldukça zor insanlardır. Neden mi? Çünkü bu kişiler, kendilerini başkalarının yerine koyamayan, bu nedenle karşısındakinin duygu, düşünce ve isteklerine yeterli ilgi ve saygıyı gösteremeyen kişilerdir. Daima kendileri haklıdır, ortada bir hata varsa asla onlara ait değildir. Dünya bu insanların etrafında dönmeli, herşey ve herkes kendi amaçlarına hizmet etmelidir. Aksi takdirde o insanın ya da düşüncesinin bir kıymeti yoktur. Bu kişilerin düşünceleri büyük bir güç, kusursuz bir güzellik, engin bir deha ve sonsuz bir sevgi üzerinedir. Herkes tarafından beğenilmek bu kişiler için çok önemlidir. Kendilerini değerli hissedebilmek için başkalarını değersizleştirmeye çalışırlar. Sürekli bir övgü ve alkış bekleyişi vardır. Bu kişiler başarılarını olağanüstü görür, yeterli bir temeli olmamasına rağmen çok önemli, yüksek bir şahsiyet olarak bilinmek isterler. Kendilerini ancak üstün nitelikli kişilerin anlayabileceğini düşünürler ve bu yüzden arkadaşlarını bu kişilerden seçmeye çalışırlar. Bencildirler, başkalarına zarar vermek pahasına hedeflerine ulaşmaya çalışırlar, sürekli bir performans gösterme kaygısı yaşarlar. Kıskançtırlar, ama çoğunlukla diğer kişilerin kendilerini kıskandığını düşünürler. En ufak bir eleştiri, bu kişileri ağır bir şekilde yaralayabilir. Eleştiren kişiye düşman kesilirler. Peki insanlar neden narsist olurlar? Bu kişiler çoğunlukla saygı ve sevgiyi ebeveynlerinden koşulsuz almamışlardır. Örneğin çocukları sadece başarılı oldukları zaman ilgi ve sevgi gösteren ebeveynler bu gruba girer. Çocuk, ebeveynlerinin istediği gibi başarılı olduğu sürece güçlü ve üstün hissederken, yeterli performansı gösteremediği durumlarda aileden gördüğü sevgi kesilir. Çocuk, ortaya çıkan yetersizlik, utanç ve kıskançlık duygularıyla, sevilmediğini ve kabul edilmediğini düşünmeye başlar. Kendi başına karar veremez, çünkü bu hayattaki görevi, ebeveynlerinin beklentilerini yerine getirerek sevgi ve saygı kazanmaya çalışmaktır. Diğer yandan, sınır koymayan ve şımartan anne-baba tutumları da narsizmin oluşumunda önemli bir yer tutar. Bu çocuklar ileride de büyük performanslar gösterip, sevgi ve kabul arayışı içine girerler. Aslında içlerindeki aşağılık ve yetersizlik duygularını yenmek için büyük bir çaba içinde oldukları gözlenir. Ne yazık ki sevgiyi koşullu almaya çalışmak oldukça yorucu bir süreçtir. Kendini, başarılı olduğu müddetçe sevilmeye, sayılmaya ve kabul edilmeye layık görmek, insanı bir yerden sonra yormaya başlayacaktır. Bu da hem kendilerini, hem de çevrelerini yıpratmalarına sebep olmaktadır. Eğer bir narsist hedeflerine ulaşamazsa öfkesine hakim olmakta zorlanır, saldırganlaşır ve çökkünlük yaşar. Bu nedenle klinikte bu kişiler narsisizm nedeniyle değil, sevdigi bir kişi tarafından terkedilme ya da işyerinde yaşadığı bir başarısızlık ardından ortaya çıkan depresyon başta olmak üzere, anksiyete bozukluğu, yeme bozukluğu ve alkol-madde kullanım bozuklukları ile karşımıza gelirler. Çünkü narsist bireyler, yaşadıkları zorlukların büyük kısmının kendilerinden kaynaklandığının farkında değildirler. Deneyimli bir terapistle kişinin yaşam kalitesinde düzelmeler sağlanabilir. Bu nedenle, çocuğumuzu yetiştirirken ona gerektiği yerde sınır koymalı, aldığı kararlarda yanında olmalı, onu desteklemeli ve hepsinden önemlisi ona sadece başarılı anlarında değil, her anında sevgi ve saygı duyduğumuzu göstermemiz gereklidir. Sağlıcakla kalın. Saygılarımla Tıp Dr. Sıla Yüce-Çıtır Alexianer Krankenhaus Aachen Tel: (0241) 47701 15000 14 fırsat eşitliği Eğitimde Fırsat Eşitliği: Birleştirme (Inklusion) Ayrıştırma (Exklusion) Uyum sağlama (Integration) Birleştirme (Inklusion) Türkler Almanya’ya bundan 50 yıl önce işgücü olarak gelmeye başladılar. Günümüzde bu topluluk 3 milyona yakın insandan oluşmaktadır. Bu insanların büyük bölümü ya burada doğmuş ya da çok küçük yaşlarda gelerek burada sosyalizasyonlarını gerçekleştirmişlerdir. Artık 4. kuşaktan söz edilmektedir. kesimlerine uygulanacak. Bunlar sosyal alanda, eğitimde, iş alanında uygulanıp, hayata geçirilecek. Yeni nesillerin Almanya’ya uyumlarında ve Almanlarla eşit imkanlara sahip olmalarında ve bu imkanlardan yararlanmalarında en temel etken, “iyi bir eğitim” almaktır. Şimdiki durumu incelersek, Türk çocuklarının ve gençlerinin eğitim bakımından çok iyi bir konumda olmadıkları ortaya çıkmaktadır. Türkiye kökenli göçmenleri yakından ilgilendiren bölüm okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise eğitimi. Çünkü engelli çocuklarla gençler, engelli olmayan çocuklar ve gençlerle aynı çatı altında eğitim görecekler. Bu arada çocuğun yeteneğine göre, eğitim müfredatı uygulanacak, çocuğun eğitimiyle ilgili farklı düzeydeki eğiticiler çocukların eğitimini üslenecekler. Eğer çocuk Förderschule dediğimiz engelliler okuluna gidiyorsa, aynı çatı altında yine çocuk engelliler okulu mezunu olacaktır. Bilindiği gibi Türkiye kökenli normal çocuklarımız Almanya’da çok yüksek sayıda engelliler okuluna gitmekteler. Bu sebeplerden dolayı, eğer çocuğun dil problemi varsa ya da yine dilden ötürü öğrenme zorluğu çekiyorsa, sosyal davranışlarında uyumsuzluk varsa, bu gibi çocuklar ve gençler kısa yoldan engelliler okuluna gönderiliyor. Şimdiki rakamlara baktığımızda Almanya’da bu tür okullara giden Türkiye kökenli göçmen çocukların sayısı bazı bölgelerde % 70’lere kadar çıkıyor ve son zamanlarda bu sayı ne yazık ki gitgide yükselmekte. Alman Eğitim Sistemi içinde öncelikle yabancı öğrenciler dezavantajlı konumdadırlar. Alman okul sistemi toplumsal yönden yardıma gereksinimi olan çocukları ve gençleri eğitmeyi başaramamaktadır. Alman ve diğer yabancılarla kıyaslandığında Türk öğrenciler oldukça elverişsiz konumdadırlar. Göçmen çocuklarının eğitiminde fırsat eşitliği yok denecek kadar azdır. Çocuklarımızın durumunu düzeltmek, geleceğe donanımlı bir şekilde hazırlamak için bizlere büyük görevler düşmektedir. Birleştirme (Inklusion) nedir? Almanya’da 2013 yılında yeni inklusion (birleştirme) adı altında bir konsept geliştirildi ve yürürlüğe girdi. Bu konsepte göre engelli vatandaşlarla ,engelli olmayan vatandaşların aynı imkanlara sahip olup, eşit şartlarda toplumda birlikte yaşayabilme imkânının sunulması amaçlanıyor. Bu uygulama, 2020 yılına kadar, adım adım toplumun bütün 01.08.2014’de ise bir “Inklusion Yasası” yürürlüğe girdi ve egitim alanında da birleştirilmiş okullarda engelli çocuklarla, engelli olmayan çocuklar birlikte eğitim görmeye başladılar. Çocuklarımızın eğitimdeki problemleri üç nedenden kaynaklanıyor: 1. Almanya’daki eğitim sistemi, çocuğun etnik kökenine ve statüsüne göre ayrıştırılıyor: Eğer çocuğun ailesi işçi ise, çocuk direk eğitim seviyesi düşük, fazla geleceği olmayan okullara gönderiliyor. Yani eğer çocuğun ailesi zengin ise liseye, fakir ise ve eğer şansı varsa bir meslek öğreniyor. 2. Göçmenlere karşı önyargının olması: Çocuğun isminden, kimliğinden ötürü belirli kategoriye konulması. 3. Ailelerin yeterli desteği ve donanımı çocuklarına verememesi: Bunların başında, çocuğun anadilini unutması. Anadilini ve Almanca’yı yarım konuşması. Kendine karşı öz güveninin olmaması. Çocuğun gelişmesinde önemli rol oynayan alt yapının ve desteğin, aileler tarafından verilememesi. Ailelerin Alman eğitim sistemini tam olarak bilmemeleri. Ailelerin dikkat etmesi gereken hususlar: 1. Aileler, okul seçimini kendileri yapabilir. 2. Eğer çocuğunuz haksızlığa uğramışsa, yasal olarak çocuğunuzun hakkını arayın. 3. Çocuk okula başlamadan Alman eğitim sistemi hakkında bilirkişilerden mutlaka bilgi alın. 4. Çocuğu okula kaydettirirken, Schweigerflichrentbindung denen belgeyi imzalamayın. Eğer imzanız gerekiyorsa, tam anlayarak imzalayın. 5. Kendiniz çocuğunuzu kaydedecek bir okul arayın ve çocuğun yapısına göre eğitim almasını sağlayın. 6. Alman Eğitim Müdürlüğüne (Schulaufsicht) çocuğunuzun “birleştirilmiş okulda” eğitim görmesi için, engelli olduğuna karar verilmiş tanının kaldırılması için dilekçe verin. Yukarıda saydığımız nedenlerin hiç birisi çocuklarımızın yeterli ve başarılı olmasına engel olmamalıdır. Ailelere tavsiyelerimiz, Alman eğitim sistemini, okul ve güncel politikasını iyi bir şekilde takip etmeleridir. Çocuklarının eğitimini kendilerinin üstlenmelerini, çocuklarıyla yeterli zaman geçirmelerini ve aile sevgisini bilinçli bir şekilde çocuklarına vermelerini, önemli derecede tavsiye ediyorum. Necla Demirci Sosyal Pedagog, Eğitimci 15 KÜLTÜR & sanat Alle Turca Aachenlı bir müzik grubu. Grubu tanımak için, kurucusu Önder Babur ile sizler için bir söyleşi yaptık. Önder bey, öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Adım Önder Babur. 1985 Mersin-Tarsus doğumluyum. Çocukluğum ve ilköğretim yıllarım Tarsus’ta geçti. Daha sonra Adana Fen Lisesini kazandım ve nihayet Adana’ya taşındım. Böylece çok küçük çaplı da olsa ‘gurbette yaşama’ serüvenim başlamış oldu. Yine ODTÜ Bilgisayar Mühendisliğini kazanmamla da Ankara’nın yolunu tuttum. Herhalde artık bu gurbet fikrine iyice ısındığımdan, lisans bittikten sonra yurtdışına çıkıp yüksek lisansa devam etmeyi çok istiyordum. Burs da kazanınca Almanya’ya RWTH Aachen’e gelmek çok cazip geldi ve Aachen’da master yaptım. Arada bir yıl kadar endüstride çalışma ve bir yıl da İspanya’da araştırma deneyimimden sonra şu an Hollanda’da Yazılım Mühendisliği alanında doktora yapıyorum. Müziğe olan ilginiz ne zaman başladı? Kabiliyetiniz olduğunu nasıl anladınız? Müziğe aslında kendimi bildim bileli ilgiliyim desem bile az olur. Çünkü kendim hatırlamasam da ailemin anlattığı kadarıyla çok küçükken, o zamanlar askerde olan babama bir beste yaparak başlamışım. Zaten ailem de müzikle ilgili olduğu için hep müzik yapılan, çalınan, söylenen bir ortamda büyüdüm. İlk klavyeyle başladım, daha sonra Türk müziğine ilgim artınca biraz keman, bağlama ve ud çalmaya başladım. Üniversitede bir yandan piyano ve klasik batı müziğiyle tanışıklığım arttı, bir yandan da gitar ve şan tekniğimi ilerlettim. Almanya’ya geldiğinizde müziğe daha yoğun bir şekilde devam edeceğinizi tahmin ediyor muydunuz? Açıkçası hiç beklemiyordum! Burada her halükarda tek başıma müzik çalışmalarıma devam edecektim tabii, ancak kısa sürede benim müzik anlayışıma uygun bir ekip bulacağımı hiç düşünmemiştim. Aachen’de benimle aynı profilde, meslekten mühendis olan, fakat müziğe çok ilgili birkaç arkadaşımla beraber müzik yapmaya başladık. Başlarda kalabalık arkadaş gruplarına çalarken, zamanla iş Aachen ve çevre şehirlerde konserler vermeye kadar gitti. Zengin bir orkestrayla (klarnet ve kanun gibi otantik enstrümanlarla) ve Türkçe müziğin çeşitli dallarında (türküler, sanat müziği, pop ve rock) bir repertuar oluşturunca grubumuz epey ilgi çekti. Tabii biz bunu hiçbir zaman tam zamanlı yapmadık; daha çok bir hobi olarak kaldı. Zaman içinde ekipten ayrılanlar oldu. Şu anda eski ekiple Aachen’da yılda birkaç kere de olsa konser veriyoruz. Yeni oluşan ekiple de yine aynı isimle Belçika ve Hollanda’da programlarımız var. Ayrıca yine Aachen çevresinden müzisyenlerle dünya müziği yapacağımız yeni bir projemiz daha var. “Alle Turca” grubunu kurarken ne gibi beklentileriniz vardı? Onlara ulaştınız mı? Amacımız bir yandan güzel Türkçe müzik yapıp bunu hem buradaki Türklere hem de yabancılara iletebilmekti. Diğer yandan da müziğimizin diğer dildeki müziklerle kesişimini vurgulayacak güzel bir repertuar oluşturmaktı. Her ikisine de büyük ölçüde ulaştığımızı söyleyebilirim. Konserlerimizde hem Türkler özledikleri ve maalesef buralarda bulmanın zor olduğu kaliteli müziği dinleme fırsatı buldular; hem de söylediğimiz Yunanca, Arapça, Balkan dillerinde vesaire şarkılarla farklı dinleyici gruplarına hitap ettik. Bu felsefeyi yeni ekibimizde de devam ettiriyoruz. Çeşitli dilleri ve müzik türlerini harmanladığımız performanslarımız oldukça ilgi çekiyor. Facebook Alle Turca adıyla bir profilimiz var. Oradan bize ulaşmak ve bazı parçalarımızın videolarını görmek de mümkün. Bireysel projelerinizden bahseder misiniz? Bireysel olarak daha serbest çalışma imkanım oluyor. Daha çok baştan sona kendi üretimim olan Türkçe sözlü şarkılar yapıyorum. Genelde sevdiğim şairlerin şiirlerinden pasajlar alıp özgün bir besteyle, kendi çaldığım enstrümanlarla kayıt ve aranjmanlar yapıyorum. Son zamanlarda bu çalışmalar biraz hız kesmiş olsa da, önümüzdeki aylarda biraz daha ağırlık verip 10-12 şarkılık tamamen kendime ait olan bir albüm yapıp online dağıtmayı planlıyorum. Müzik konusunda daha neler yapmak istiyorsunuz? Konserlerimiz bu yıl özellikle Belçika, Hollanda ve Almanya NRW’da epey sıklaşacak. Hem gruptaki hem de bireysel performanslarımı daha da ilerletip çeşitlendirmek öncelikli hedefim. İlerisi için de, biriktirdiğim müzikal altyapıyı Türkiye’de kaliteli ve orjinal müzikler üreterek kullanmak istiyorum. Kişisel görüşüm Türkçe popüler müziğin kalitesinin son yıllarda oldukça düştüğü yönünde; en azından küçük bir seyirci kitlesine de olsa, kaliteli müziği ulaştırmak konusunda üzerime düşeni yapabileceğime inanıyorum. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz. Funda Şen 16 bilmece saYfası Hangi sayılar gelmeli? Hangi sayı gelmeli? Aşağıdaki soru işareti olan yerlere her satırda a, b, c ve d şıklarındaki sayılardan hangileri gelmelidir? Aşağıdaki soru işareti olan yere hangi sayı gelmelidir? 4 8 3 4 5 11 9 8 7 4 4 5 10 6 12 10 11 13 9 2 7 21 7 14 ? ? ? ? a) 14 b) 15 c) 16 a) -3 b) 4 c) 8 a) 12 b) 7 c) 28 a) 9 b) 11 c) 17 d)17 d)11 d)16 d)12 1 1 1 2 0 1 2 3 0 0 3 4 0 0 0 ? Sihirli kare Kibrit çöpü sorusu Hangi şekil farklı? Kutulara 1, 3, 5, 7 ve 9 sayılarını öyle bir yerleştirmelisin ki, her sütun, her satır ve kalın çizgilerle belirtilen alanlar içinde her sayı sadece bir kez gelsin. Aşağıdaki piramit 18 kibrit çöpünden oluşuyor ve 9 adet üçgen görüyoruz. 5 kibrit çöpünü kaldırarak sadece 5 üçgen kalmasını sağlayabilir misiniz? Aşağıdaki şekillerden hangisi diğerlerinden farklıdır? 1 2 3 4 5 6 7 8 9 7 9 5 1 Sayıları yerleştirin Dört işlemi kullanarak, size verilen 2, 3, 4, 5, 5, 6, 10,12, 21 sayılarını uygun yerlere koyup eşitliği sağlayınız. Bir de ipucu verelim:İlksayı 21. 15 - + : + : x + = Ortak harfler Yanda boş olan yerlere gelen ortak harfler sizce ne olabilir? 2 3 3 5 1 6 7 8 9 Bunlar birbölümleri Resimdekiler ne olabilir? Aşağıda nesnelerin sadece küçük görülmektedir. sizce ne olabilir? x Üçgen işlemi sayıları, dairelerin içine Aşağıdaki öyle ki, her kenar yerleştirmelisiniz daki sayıların toplamı 20 olsun. a b c d e 17 yaşama dair Anlatmak – Anlamak Şair Orhan Veli’nin dizelerindeki ‘Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda/ Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle?’ diye soran, nice sözler dökülür dudaklarımızdan. ‘Kimse beni anlamıyor.’, ‘Ben kimsenin umurunda değilim.’ serzenişleri artık anlayış bekleyen insanların sıradan sözleri haline geldi. Anlaşılamamaktan şikayetçi olan tüm insanlar kendilerini bahtsız olarak nitelendirirler. Hepimizde vardır bu özellik. Kadınlar, anlayışsız kocaları olursa bahtsızdır, çocukların anlayışsız anne babaları varsa bahtsızlardır, anlayışsız öğretmeni olan öğrenciler bahtsızdır, çalışması amiri tarafından fark edilmeyen çalışan bahtsızdır v.s. Dikkat edecek olursak, hep anlaşılmayı tek bir kişi üstüne yıkarız. Bir insan anlaşılamıyorsa sadece kocası değil anası, babası, kardeşi, çocuğu da anlamıyordur onu muhtemelen ama olsun, kocası anlarsa sorunu bitecektir sanki. Bu işin sorumlusu genellikle en yakınlarımızdakilerdir; bizimle en çok zaman geçirenlerdir. Genellikle faturayı en yakınımıza, hayatımızda en fazla yeri olana çıkarırız acımadan. Aslında anlayış beklerken, anlayışsızlık mı yapıyoruz acaba? Ya da şunu mu istiyoruz, en yakınlarımızın ilgisi sürekli üstümüzde olsun. Kendini vatanına, hatta insanlığa adayan kişilerin kendi toplumlarında, kendi çağlarında anlaşılamaması çok acı bir gerçektir. Ne var ki onlar, bizim gibi anlaşılamamaktan şikayet etmemişler, kimseden anlayış beklememişlerdir. Sokrates, Atinalılar kendisini anlasın diye bekleseydi, Sokrates olamazdı ki. Dünyanın yuvarlak olduğunu söyleyen Kopernik, evrenin sonsuz olduğunu, evrende dünyadan başka birçok gezegenin bulunduğunu söyleyen Bruno, kilisenin kendilerini anlamalarını beklemiyorlardı; hatta çok ciddi şekilde cezalandırılacaklarını, bu uğurda idam edileceklerini de biliyorlardı muhtemelen. Bulduğu radyum elementinin modern tıpta kullanılan radyoloji teknolojisinin önünü açan, fakat radyumla yaptığı binlerce deneyin kendisine verdiği kötü bir armağanla, kan kanserinden ölen Madam Cruie’nin etrafı onu anlayanlarla mı doluydu? Onu da kimse anlamamıştı ve muhtemelen ona da evinde otur, çocuklarını büyüt demişlerdir. Yıllar sonra, bilimin tarihini yazanlar onun için, ‘Bilim için ölen kadın’ dedikleri zaman, Madam Cruie’nin değerini kaç kişi bilmiştir, onun neyin peşinde olduğunu kimler anlamıştır? Türkan Saylan ‘Kimse beni anlamıyor, hatta kocam bile’ demedi, cüzzamı yendi. Peki, anlaşıldı mı acaba? Madam Cruie için söylenenlerin benzerleri onun için de söylendi. ‘Ona mı kalmış, kadın başıyla dernekler, vakıflar kurmak, kız çocuklarını okutmak. Hem onun niyeti bambaşkaymış (!)‘ Bu örneklere bakıp şöyle de düşünebilirsiniz elbette ; ‘Biz kendimizi topluma, insanlığa adamış sıra dışı insanlar değiliz; eşimize, çocuğumuza hayatımızı adamış sıradan insanlarız. Sonuçta, birazcık anlayış bizim de hakkımız değil mi?’ Anlaşılmak kendimizi doğru anlatabilmekten de geçiyordur belki, ne dersiniz? ‘Anlatamıyorum’; sorun da bu zaten. Kimse kendini anlatamıyor. Çünkü kimse, kimseyi anlamaya zaman ayırmıyor, çaba harcamıyor ve gerçekten ilgiyle dinlemiyor. Ya anlamak istediği kadar anlıyor ya da anlamak istediği şekilde anlıyor. İşte, bu nedenle sık sık hayal kırıklığına uğrayıp, umutsuzluğa düşüyoruz. Bazen de tam bizi anlayan birisini bulduğumuzu sanıyoruz. Fakat o da ne? ‘Beni bir sen anladın, sen de yanlış anladın’ diyoruz. İnsanoğlunun işi hiç kolay değil. Yapacağı çok şey var. Varlığı anlayacak, bilgiyi bilecek, ahlakı öğrenecek, estetik değerler üretecek, dinlerin doğuşunu ve amacını kavrayacak. Bunları yaparken bir de hayatta kalma mücadelesi verecek ayrıca zaman bulursa kendini sorgulayacak, kendini anlamaya çalışacak. Bu kadar işin arasında bir de başkalarını anlayacak... İşte o, gerçekten zor. Anlamak ve anlatmak birbirine benzeyen iki kelime gibi gözükse de aslında birçok konuda bizleri birbirimize düşüren iki kelime. Yazımı yazmadan önce ne anlama geldiklerine, TDK’nın internet sözlüğünden bakayım dedim. Anlatmak: bir konu üzerinde açıklama yapmak, açıklamada bulunmak, bilgi vermek, izah etmek,inandırmak, ikna etmek, söylemek, nakletmek. Anlamak: Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak, yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek, sorup öğrenmek, doğru ve yerinde bulmak. Biz sürekli anlatmayı seviyoruz, dinlemeyi ne kadar biliyoruz bu tartışılır. Anlattığımızın karşımızdaki kişi veya kişiler tarafından kesinlikle anlaşıldığını varsayıyoruz. Halbuki sizin neyi nasıl anlattığınızdan ziyade, karşınızdaki kişilerin nasıl anladığı ve algıladığı önemli değil midir? Anlatırsınız, sonra bakarsınız ki farklı yorumlar gelir; ya anlaşılmadığınızı düşünür, tekrar anlatmaya çabalarsınız veya yanlış anlaşıldım demeyi tercih edersiniz, ben anlatılanların doğru algılanmamasını genelde dinlemeyi sevmememize ve önyargılı dinlediğimize bağlıyorum doğrusu. Anlamaya çalışmak son derece yorucudur, buna pek çaba harcanmaz, yazılanların, söylenenlerin tamamı okunmadan, yazının tamamı ne demek istiyor anlaşılmadan yanıtlar verilir. Anlatmak işin kolay tarafı, dinlemek ise zor, anlatılanları ön yargısız dinleyip algılamakta işin aslında en zor kısmı. Acaba diyorum, anlattıktan sonra sorsak mı, ‘ben bu kadar anlattım, hadi bana ne anladığını anlat.’ Yazımı Şair Can Yücel’in bir dörtlüğü ile bitireyim; En uzak mesafe ne Afrika’dır, ne Çin, ne Hindistan. Ne seyyareler, ne de yıldızlar geceleri ışıldayan. En uzak mesafe; iki kafa arasındaki mesafedir Birbirini anlamayan… Doğru anlaşılmanız dileğiyle hoşçakalın… Füsun Özdemir-Günal 18 kapak konusu İnternetin bilinmeyen karanlık yüzü: Derin internet Son dönemlerde üzerinde çokça konuşulan, yazılan bir konu oldu bu “derin internet”. Hatta bu konuyu ele alan televizyon dizileri ve filmleri dahi çekildi. En son, Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) bir açıklama yaparak, “deepweb” diye adlandılan derin interneti mercek altına alacaklarını ve buradaki iletişim ağının özelliklerini kavrayarak, bunu, yıldızların konumlarını daha iyi tespit etmek için kullanacaklarını açıkladı. Biz de sizin için bu kapıyı bir aralayalım dedik. Bu bilinmeyen dipsiz kuyuyu sizler için bir kaç sayfada özetlemeye çalışacağız. Fakat siz, siz olun ve ciddi anlamda temel bilgileriniz yoksa, burada anlatılanlardan sonra, neymiş bu derin internet diyerek, merak edip girmeye çalışmayın. Başınız, ya yasalarla belaya girebilir ya da ay sonunda yüklü bir telefon faturası gelebilir. Aman ha, uzak durun!... Burada herşey tam anlatılmamış diyenler de olacaktır şüphesiz; onu da bilinçli yaptığımızı belirtelim. Bizim bildiğimiz internet, tüm internetin sadece % 4’ü! Size şaka gibi gelecek ama bizim gibi normal kullanıcıların girdiği alan, toplam internetin sadece % 4’ü. Bizler, belli internet sunucuları (Telekom, NetAachen, 1&1, Vodafone vs.) üzerinden internete giriyor ve orada birilerine e-posta yolluyor; Facebook, Twitter gibi sosyal medyada geziniyor; müzik dinleyip, bazen de film ya da dizi seyrediyoruz; arada bir de online banka işlemleri yapıyoruz. Merak ettiğimiz şeyleri Google’da sorarak bilgileniyoruz. Yazdığımız her şey ve girdiğimiz her site, sunucumuz tarafından kaydediliyor. Ne zaman, nerede, neye “tık”ladığımız kayıt altına alınıyor. Çünkü, internet hizmeti veren sunucumuzda bizim bir giriş kodumuz var ve buna “IP adresi” (İnternet Protokolü) deniyor. Bununla bizim kim olduğumuz ve internete nereden bağlandığımız biliniyor. Yani, bizi adım adım takip ediyorlar. Kim olduğumuzu, nelerden hoşlandığımızı biliyorlar. İnternette parasız olarak kullandığımız her şeyde, aslında bizim kişisel bilgilerimizi satıyorlar. Bizlere anti-virüs programlarını parasız ve ücret karşılığı sunarak, kendimizi güvende hissetmemizi sağlıyorlar. Fakat hep izleniyoruz. Yazdığınız herhangi bir kelime, bir filtreye takıldığı anda takibe alınabiliyorsunuz. İşte bizim legal ve güvenli olarak bildiğimiz internet bu. O büyük buzdağının sadece su üstünde görünen kısmı. Ya suyun altındaki görünmeyen kısmında neler oluyor? Peki geriye kalan %96’lık kısımda neler var? Derin internete hoş geldiniz... Öncelikle şunu söylemeliyiz ki, bu alan, kişisel sunucular kullanarak herkesin erişimine açık olmayan özel ağlarda barınan sitelerin olduğu, bildiğiniz internetten farklı bir alandır. Burada size internet hizmeti sunan firmalar ve IP adresiniz devre dışı kalır. Sizin kim olduğunuz ve nereden giriş yaptığınız belli değildir. İnsanın aklını karıştıran bir durum. Sanki burası daha güvenli gibi; izleyen, takip eden yok! Fakat yanılgıya kapılmayın hemen. Burası tehlikeli bir alan aslında. Genelde, anlaşılır kılmak için, bu alan kapaktaki resim ile temsil ediliyor. Okyanusların derinlikleri gibi bir alan derin internet. Tesadüfe bakın ki, insanoğlunun denizler ve okyanuslar hakkındaki bilgisi de ancak bu kadar. Yani internet gibi, denizlerin de % 90’ını aşan kısmında neler olduğu hakkında pek bir bilgimiz yok ne yazık ki. Bilinmeyen sulara dalıyoruz: Arama motorlarının sınırlarının bittiği yer! Derin internete (Deep web) Google, Yahoo, Bing ya da diğer arama motorları ile giriş yapılamaz. Bunun temel nedeni ise, adını verdiğimiz arama motorları bu tür siteleri arama listelerine dahil etmemişlerdir; indekslememişlerdir. Sebebi ise, kullanıcı güvenliğinin olmaması, suç kapsamına giren içerikler vb. şeklinde sıralanabilir. Derin internete nasıl girilir? Bu alana girebilmek için farklı arama motorları gerekmektedir. Günümüzde, dünyada bunun en popüler olanı “Tor Browser”dir. Bu tarayıcıyı internetten bilgisayarınıza yükledikten sonra, derin internete giriş yapabilirsiniz. Ancak sonraki aşamada standart internet kullanımında olduğu gibi, Google'a girip arama yaparak, bir şeylere ulaşabileceğinizi sakın düşünmeyin. Durum biraz farklı burada. Tor, girdiğiniz andan itibaren, sizin IP adresinizi devre dışı bırakarak, anlık olarak sürekli konumunuzu değiştirir; Brezilya'dan ya da İsviçre'den giriş yapmış gibi görünürsünüz ve gizliliğinizi (anonimliğinizi) koruyabilirsiniz. Tor ile bilinen popüler dizinlere girebilirsiniz, ancak bu şekildeki erişiminiz çok kısıtlı olacaktır. Burada bizim bildiğimiz “www.bizimaachen. de” ya da “www.wikipedia.org” gibi uzantılar (.com, .org, .net, .de gibi) yoktur. Tüm sitelerin, .onion uzantılı değişken adresleri vardır. Bu sitelere ulaşmak için de, belirli liste sitelerine ulaşmanız gerekir. Burada karşınıza “aksjhdksjh6543.onion” gibi adresler çıkar. Bu anlamsız gibi görünen sitelerin neleri içerdiğini ancak araştırarak bulabilirsiniz. Bunun için de, bu tür siteleri kategorilere göre ayıran indeksleyen bir kütüphane sitesine danışmanız gerekir. 19 kapak konusu ağ attığınızı düşünebilirsiniz. Yüzeydeki bilgilere erişim kolaydır, ancak derinlerde ne olduğunu asla bilemezsiniz. Derin internetin Wikipedia'sı Bu, bizim bildiğimiz “wikipedia” tarzı bir sitedir ve “Hidden Wiki” olarak bilinir. Yalnızca yönlendirmeyle giriş yapabileceğiniz sitelere ulaşmak için, derin internetin görünen yüzünün giriş kapısı Hidden Wiki'ye girebilirsiniz. Bu dünyayı merak edip de girmeye karar verenlerin uğradığı ilk nokta burasıdır. “hiddenwiki.org” adresinde, derinlere ilişkin bilgiler yer alır. Ancak orası da dahil olmak üzere, içeriğin çok büyük bir kısmı İngilizcedir. Derin internete girmek suç mu? Ne tarayıcı olarak Tor kullanmak, ne de derin internete girmek bir suçtur. IP adresinizi, güçlü altyapısıyla anlık olarak değiştiren bir gizlilik aracı olan Tor Browser ile standart internet erişimi de sağlayabilirsiniz; bu sizin tercihinize kalmıştır. Girmek yasal (legal) dır. Ancak büyük bir kısmının yasadışı (illegal) olduğu bir dünya olduğunu da unutmayın. Çünkü burada, siz de girdiğiniz bilgisayarla tüm bu ağın bir parçası oluyorsunuz. Tüm sistem de bunun üzerine kurulu zaten: Sisteme giren bilgisayarların ortak oluşturduğu bir sanal ağ sistemi. Sizin üzerinizden de birileri başka yerlere ulaşmaya, veri aktarmaya çalışabilir. İnternetin derinliklerinde sizi ne bekliyor? Tüm interneti bir bilgi okyanusu olarak varsayarsak, bir arama yaparken Derin internet için ‘kimsenin erişemediği, ancak çok önemli, faydalı verilerin bulunduğu bir dünya’ düşüncesi bazıları tarafından dile getirilmektedir. Ancak tüm sitelerin kişisel sunucularda bulunduğu bu dünyada, herhangi bir denetim, kontrol, takip vs. söz konusu olmadığı (ya da çok çok zor olduğu için) aklınıza dahi getiremeyeceğiniz, uç noktalardaki içeriğe de sıkça rastlanır. Kimler kullanıyor? Derin internet su seviyesinden derinlere doğru inilen bir okyanus gibi ve değişik seviyeler, katmanlar bulunuyor. Karanlık internet (Dark net) olarak da bilinen bu dijital sistem Hacker’ların, bilim adamlarının, uyuşturucu tüccarlarının, katillerin, fizikçilerin, politik aktivistlerin, hükümetin, polisin, teröristlerin, sapıkların, veri tüccarlarının, kaçakçıların ve buna benzer pek çok insanın barındığı bir yer. içi eğitim de sunuyoruz. 2002 yılından yana Allianz’da Güveniniz içinbu size teşekkür olmak üzere, 2006 yılından ediyoruz! itibaren de bağımsız bir temsilci olarak ekibimlebubirlikte 3000 2002 yılından yana Allianz’da müşterinin güvenini kazanmayı olmak üzere, 2006 yılından başardık. itibaren de bağımsız bir temsilci olarak ekibimle birlikte 3000 Güçlü olduğumuz yönlerimiz müşterinin güvenini kazanmayı müşterilere başardık. hizmet vermekle ve uzmanlığımızla sınırlı değil; aynı zamanda iş hayatına yeni Güçlü olduğumuz yönlerimiz başlayanlar ve genç müşterilere hizmet vermekle meslektaşlarımız yükselme ve uzmanlığımızlaiçin sınırlı değil; olanakları sağlayan meslek aynı zamanda iş hayatına yeni eğitimi, sürekli eğitim ve hizmet başlayanlar ve genç içi eğitim de sunuyoruz. meslektaşlarımız için yükselme olanakları sağlayan meslek Güveniniz için size teşekkür eğitimi, sürekli eğitim ve hizmet Erdinc Dincer ediyoruz! içi eğitim de sunuyoruz. Generalvertretung Talstraße 15için size teşekkür Güveniniz 52249 Eschweiler ediyoruz! Telefon 0 24 03.78 55 45 Telefax 0 24 03.83 93 85 [email protected] www.ed-allianz.de Yasaklı, gizli kitapların pdf'leri ya da işe yarar, herhangi bir illegalliği bulunmayan içeriklerin, genel derin internet sisteminde çok küçük bir yer kapladığını söylemek yanlış olmaz ve tabii ki, alıcı, satıcı kılığında birçok polisin, ajanın da 'meraklıları' beklediğini söyleyebiliriz. Bu konuda da iddialar bulunmakta. Derin internetin sunduğu yasadışı hizmet sektörü neler? Aklınıza dahi gelmeyecek ilanlarla karşılaşabileceğiniz bu dünyada, istediğiniz bir şeyi, bir hırsıza çaldırabilirsiniz. Hırsızlığı yapıp, size o anın videosunu göndermeyi taahhüt edenler var. Sahte pasaport, vize ve ehliyetler adınıza hazırlanabilir. Tabanca ya da tüfeklere ulaşmak zor değil, Polislerin ve ajanların da cirit attığı bu dünyada kara para aklama hizmeti dahi sunuluyor. Küçük hackerlar, Facebook, Twitter ya da mail hesapları hacklemeyi vaat ediyor. Siber hırsızlar ise, çalıntı kart bilgilerini satabiliyor. Kiralık katiller, istediğiniz kişiyi ortadan kaldırabileceğini iddia ediyor. Bunların ne kadarı gerçek, bilinmiyor. Erdinc Dincer Generalvertretung Talstraße 15 ErdincEschweiler Dincer 52249 Generalvertretung Telefon 0 24 03.78 55 45 Talstraße 15 03.83 93 85 Telefax 0 24 52249 Eschweiler [email protected] Telefon 0 24 03.78 55 45 www.ed-allianz.de Telefax 0 24 03.83 93 85 [email protected] www.ed-allianz.de 20 kapak konusu Derin internetin katmanları İnternet, bir bilgi depolama sistemi değildir. Belirli terminaller arası iletişim, veri aktarımıdır. Deep web denen dünya da, esasında insanların kendi sunucularını kullananarak, içeriklerine herkes ulaşamasın diye geliştirdikleri kapalı ve özel bir ağ. Erişilebilirliğe göre, derin internet ve bizim bildiğimiz internetin yer aldığı katmanlar kısaca şunlardır: Seviye 1: Bu, bizim bildiğimiz, sosyal ağlar, haber siteleri ve şu ana kadar Google kullanarak giriş yapmış olduğunuz siteler. Seviye 2: Arama motorları ile erişemeyeceğiniz içerikleridir. FTP serverler, indekslenmeyen yetişkin (+18) içerikler bu seviyede yer alır. Arama motorları ile bu içeriklere ulaşmanız neredeyse imkansızdır, çünkü ya arama engeli almışlardır ya da sırada en sona atılmışlardır. Seviye 3: Burası iki gruba ayrılır. İlk grupta arama motorları tarafından engellenmiş, illegal içeriğe sahip her türlü siteler bulunur. Yasadışı araştırma sonuçları, hacker gruplarına ait içerikler, suikast videoları, rahatsız edici adult içerikler, VIP dedikodular, PC güvenliği ile ilgili konular bu seviyede yer alır. İkinci grupta ise Tor ile girilen ve “.onion” uzantıları müzik, resim, film (+18) gibi paylaşan acemi, basit siteler bulunur. Seviye 4: Burada Tor ve hiddenwiki üzerinden kolaylıkla ulaşamayacağınız adresler yer alır. Bu sitelerin içeriklerine yönelik iddialar şu şekildedir; gizli şirket ve piyasa bilgileri, önceden belirlenmiş milyonluk bahis sonuçları, milyar dolarlık satışlar, dünyaca ünlü silah kaçakçıları, tank, füze, savunma sistemi satışları, yasaklanmış filmler, videolar, kitaplar, müzikler, üst düzey görevlerde bulunan devlet casusları, önemli ses kayıtları, paralı askerler, paralı ordular, paralı özel timler, kara kutular, aşırı illegal ve yasaklanmış adult içerikler, devlet görevlilerinin seks kasetleri, detaylı gizli wiki ansiklopedileri, insan ticareti, uyuşturucu ticareti, yasaklanan kimyasalların ve ilaçların ticareti, kan bankalarından kaçırılan kanların ticareti, çocuk pornoları, illegal deneyler için insan denek aranması vb... Buraya kadar olan kısma Tor ile girilebilir; bundan sonra kapalı sistem başlar. kurucusu, Mannathan'da görülen davada suçlu bulundu, en az 30 sene hapis cezası alacağı iddia ediliyor. Özel para birimi: Bitcoin (BTC) Karanlık İnternet (Dark Web) Seviye 5: Bu seviyeden sonra artık Tor falan da işe yaramaz. Erişim sağlamak için özel cihazlara ihtiyaç duyulan 'Kapalı’ bir sistemdir. Dünyada çok az kimsenin erişiminin olduğu 'closed shell system' olarak adlandırılan bu ulaşım yolu, belirli cihazlar olmadan yapılamaz. Bu cihazlara ulaşmak kolay değildir ve bunlar olmadan da daha derinlere erişim mümkün değildir. Burada sitelerin uzantısı .clos olarak bilinir ve kriptolu olarak şifrelenmiştir. Ünlü “Wikileaks belgeleri” bu seviyeden çıkmıştır. Seviye 6: Karanlık internetin bilinen en tehlikeli seviyesi olduğu söylenir. Hakkında da fazla bir bilgi yoktur. Seviye 7: Savaş bölgesi olarak tabir edilir. Seviye 6 gibi, hakkında hiçbir şey bilinmeyen, ancak teorilerde yaşayan bir düzeydir. Burada, herkesin 'seviye 8'e başka kimsenin geçmemesini istediği için savaşacak olmasıdır. Seviye 8: Bu düzey, internetin son noktasıdır. Günümüzde herhangi bir kişinin ya da devlet organizasyonunun bilmediği bir sistem tarafından kontrol edilmektedir. Seviyenin tepkisiz olduğu ve internet dünyasına değiştirilemeyen komutlar gönderdiği iddia edilir. Geçtiğimiz yıl, dijital dünyada en çok ses getiren olaylardan birisi ‘Bitcoin’ olmuştu. Mazisi daha da eskilere dayanan bu dijital para birimi, bir anda değerini 1.000 dolardan yukarıya taşıyınca, dünyanın dikkatini çekti. BTC’nin popülerliği ile birlikte, yatırım amaçlı alım-satımı da başlamış olsa da ortaya çıkış süreci ve kulanım alanı yine derin internete dayanıyor. Devletlerle bağlantısız, takip edilemeyen Bitcoin, derin internetin resmi para birimi adeta. Yasadışı alışveriş siteleri olmak üzere, ödeme yaparken tercih ediliyor. Alım-satımı yasal olmayan birçok uyuşturucu madde, silah, veri (çalıntı kart ve hesap bilgileri gibi) ya da sahte belge (pasaport, kimlik vb.) Bitcoin ile alınabiliyor. Normal parayla ödeme yaparsanız (ki zaten bu seçenek sunulmuyor), polis ve gizli servisler sizi hemen tespit edebilir. Bitcoin, şifrelenmiş dijital cüzdanlarınızda saklayabileceğiniz bir para birimi ve döviz yatırımı gibi alım-satım da yapabilirsiniz. Şu an 1 Bitcoin’in piyasa satış kuru 210 € civarında. Kıssadan hisse Derin internetin ticaret merkezi İnternetin “derin” tarafı konuşulduğunda, akla ilk gelenler insanın midesini kaldıran yetişkin içerikler, uyuşturucu ve silah satışları ve kiralık katiller. Bizim bildiğimiz ucuz alış-veriş yapılabilen “ebay”, “amazon” tarzı bir site de bulunuyor burada: Silk Road. Farkı ise, illegal bir pazar yeri olması. Birçok uyuşturucu satıcısının, kaçakçının yüzlerce kilogramlık satışlar yaptığı bir merkez burası. İllegal olan herşeyi bulmak mümkün burada. Toplamda 1,2 milyar dolarlık bir satış gerçekleştirilen bu site, Ross Ulbricht tarafından kurulmuştu. Anonim kimliğini koruyamayarak yakalanan Silk Road % 95'inden fazlası illegal ve o orana yakın bir kısmının da pornografik, herkes tarafından bilinen +18 sitelerde dahi yer alamayacak iğrenç içerikten oluştuğu bu dünya, her ne kadar “illüminati ve gizli oluşumlar, Nazi belgeleri, şikeli maçlar, planlar,” gibi anlatıla anlatıla bitirilemese de, girmenizi tavsiye etmeyiz. Ancak yerin altında böyle bir dünya var. Bilmekten de tabii ki bir zarar gelmez. Çevrenizde girenler olduğunda da uyarın deriz. 21 Yemek kültürü Sonbaharda bol bulunan sebzelerden tarifler seçtik. Hoşunuza gideni deneyin deriz. (SB/ÇB: Su/çay bardağı, YK/ÇK: Yemek/çay kaşığı) Brokoli Çorbası Zeytinyağlı Brüksel Lahanası Sebze Kavurma Malzemeler: 500 gr brokoli, 2 adet patates, 2 adet soğan, 3 bardak süt, 3 kaşık zeytinyağı, 2 YK un, bir tablet et suyu, göz kararı su, bir tutam tuz. Hazırlanışı: Düdüklü tencerede yıkanmış ve doğranmış patates ve brokolileri su ekleyerek pişirin. Başka bir tavada zeytinyağında küp şeklinde doğranmış soğanları kavurun, içine 2 YK un ekleyip biraz daha kavurun. 1 bardak sütle sulandırarak pişen sebzelerin içine ekleyin. Karışımı ocağın üzerine koyarak kaynamaya bırakın. Geri kalan sütü de ilave ederek el blendırıyla iyice karıştırın. Tuz ekleyerek bir süre kaynatıp, ılık olarak servis yapın. Malzemeler: 15-20 adet Brüksel lahanası, 4-5 YK sıvıyağı, 3 diş sarmısak, 2 adet domates, 2 adet kesme şeker, yarım limonun suyu, 1 ÇK tuz, 2 adet kuru soğan. Hazırlanışı: Lahanaların sapını kesip sararmış yapraklarını temizleyin ve bol suyla yıkayın. Tencereye sıvıyağı koyup önce sarmısakları 30-40 saniye kadar çevirin ve sonra da çok ince kıyılmış soğanları ekleyin. Arkasından küp doğranmış domateslerle lahanalarını da ilave edin. Şeker, tuz, limon suyunu da katıp, sebzelerin tam üzerine kadar su ilave edin ve kapağını kapatın. 10-12 dak. kısık ateşte pişirin. Malzemeler: 1/2 kilo Brokoli, 1/2 kilo brüksel lahana, 2 adet havuç, 4-5 diş sarımsak, 2 YK sıvı yağ, 2 adet kırmızı biber. Hazırlanışı: Yıkanmış brokoli, havuç ve kırmızı biberi doğrayıp, brüksel lahanasını bütün halinde haşlayın. Yağı tavaya koyup, doğranıp haşlanmış sebzeleri ekleyin ve biraz kavurun. Sarımsakları 2-3 parçaya bölerek ekleyin ve biraz daha tavada çevirip ocaktan alın. Sıcak veya soğuk olarak yenebilir. Sade olarak veya yoğurtlayarak servis edilebilir. Hatta haşlanmış patates, pilav veya makarnanın yanında da sunulabilir. Fırın Somon Hazırlanışı: Somon dilimlerini güzelce yıkayıp, kurutup sonra her tarafını güzelce tuzla ovalayıp yağlı kağıt üzerine koyun ve limonları dilimler halinde somonların üzerine yerleştirin. Karabiberi ve kuru kekiği üzerine serpin (eğer varsa üzerine taze kekik de koyabilirsiniz) ve zeytinyağını üzerlerine gezdirin. Kağıdı tüm malzemeleri örtecek şekilde kapatın. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında 12-15 dk kadar pişmesi yeterlidir. Haşlanmış patates veya püre ile servis edilebilir. Sosisli Kürdan Böreği Malzemeler: Kişi adedince somon (Lachs) fileto veya dilimleri, 1 adet limon, 1 YK zeytinyağı, tuz, karabiber, kuru kekik. Malzemeler: 1 tane yufka, 4 tane sosis, kızartmak için sıvı yağ, kürdan. Hazırlanışı: Sosisi doğrayın, yufkayı kat kat yapıp gazoz kapağıyla yuvarlaklar kesin. Kürdana dizip yağda kızartın. pizzeriapontpascha türkisch - italienische küche AB 4,00 € GROSSE STUDENTENPIZZEN immer dauer- & menüangebote PONTSTRasse 114-116, 52062 AACHEN, TEL.: 0241 / 40 25 57 ÖFFNUNGSZEITEN: So.-Do. 11:00-01:00, FR. & SA. 11:00-03:00 www.pontpascha.de 22 gönüllü çalışmalar: tarafından yemek dağıtılıyor ve günde üç defa sicak bir şey içebiliyorlar. Çay, kahve yapma imkanları yok. Her şeyden kötüsü bu insanlar korkuyor. Dışarı çıkmaktan, herhangi bir şey talep etmekten, aklınıza gelmeyecek günlük hayatımıza ilişkin birçok şeyi yapmaktan korkuyorlar. Çoğunluk Arapça ve Kürtçe konuşuyor. „Yeter ki istensin, yardım etmenin mutlaka bir yolu bulunur!“ Baran Ekinci, 20 aylık bebeği ile Suriye, Irak, Sırbistan ve diğer birçok ülkeden Almanya’ya sığınan mültecilere yardım edebilmek için her gününü sığınmacıların yerleştirildiği yerlerde, yollarda geçiren bir anne... Başlangıçta bebek arabasına doldurduğu çocuk kıyafetleri ile, çocukları ziyarete giden Baran Hanım, şimdi 17 kişilik bir ekiple karşılık beklemeden uğraş veriyor. Bizim Aachen dergisi olarak kendisine ulaştık, hikayesini ve çabalarını kendisinden dinledik. Baran Ekinci kimdir? Önce bize kendinizi biraz tanıtır mısınız? 1982, Würselen doğumluyum. Kreş öğretmeniyim. Eşim Aachen’da bir imbiss işletiyor. 5 yaşında ve 20 aylık iki çocuk annesiyim. Aachen’da mültecilerin yerleştirildiği yerlere giderek, orada yaşayan insanlara yardım ediyorsunuz. Buna ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Yaklaşık 4 yıldır diğer ülkelerde yaşanan sorunları, ülkelerinden kaçarak başka ülkelere sığınmak zorunda kalan insanları medyadan takip ediyordum. Her haberi gördüğümde çok etkileniyordum ve acaba ben ne yapabilirim diye kendi kendime soruyordum. Birgün eşim işyerinin yakınında bulunan eski bir okul binasına mültecilerin yerleştirildiğini ve Dortmund’dan buraya mültecilerin getirildiğini söyledi. Arabam yok. Ertesi gün bebek arabasına evde bulunan çocuk eşyalarından doldurup, kızımı da alıp o okula gittim. Maksadım ilk başta çocuklara yardım edebilmekti. İnsanların yaşam mücadelesini, çaresizliklerini gördüğüm o günden beri her gün sürekli gidiyorum. Bize bu yerlerin durumlarını, orada bulunan insanların yaşantılarını biraz anlatır mısınız? Bu sığınma yerleri, şehir belediyesi ve sosyal yardım kuruluşları kontrolünde bulunuyor. Benim gittiğim eski okul binasında yaklaşık 250 kişi yaşıyor. Her ailenin en az 2 ya da 3 çocuğu var. Okul derslikleri odalar haline getirilmiş. Odalarda birden fazla aile birarada barındırılabiliyor. Okul içinde toplam 3 tuvalet ve 3 duş bulunuyor ve ortak kullanılıyor. Günde üç defa DRK Peki bu insanlarla nasıl anlaşabiliyor, iletişim kurabiliyorsunuz? İnsan bir şeyi gerçekten istiyorsa her soruna bir çözüm üretebiliyor. Size yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. İlk zamanlardı, bir grup ziyarete geldi. İçlerinden birisi Arapça ve Kürtçe konuşabiliyordu. Aile Arapça biliyordu. Aile sorunlarını Arapça anlattı. Arkadaşım Kürtçe ve Türkçe bilen diğer bir arkadaşıma Arapça’dan çevirerek Kürtçe anlattı. Kürtçe’den Türkçe’ye çevirilerek Türkçe bilen kişiye konu aktarıldı. Son olarak Türkçe’den Almanca’ya çevirilirek konu DRK’ya anlatıldı. Kısacası, gerçekten istendiğinde bir yolu bulunuyor. Buralardaki insanların günleri nasıl geçiyor? Neler yapıyorlar? Bekleyerek... Bulundukları odalarda sadece bekliyorlar ve temel ihtiyaçlarının hayati olanlarını karşılıyorlar. Siz ve arkadaşlarınız nasıl yardım ediyorsunuz? Bugüne kadar neler yaptınız? En büyük problemleri kendilerini güvende hissetmiyorlar. Bizim önceliğimiz onlara yalnız olmadıklarını biraz da olsa hissettirebilmek. Giyinme ihtiyaçları için yardımlar topluyoruz. Sonra kendilerine dağıtıyoruz. Hasta olanları doktora götürüyoruz. Resmi görevlilerle görüşüp, ihtiyaçlarını aktarıyoruz. Gruplar halinde dışarı çıkarıp, etrafı gezdiriyoruz. İmkanlar dahilinde belki bir yerde bir kahve içiyoruz ya da bir iki defa yemek yedirme imkanımız oldu. Bir defasında 23 Baran Ekinci çocukları hayvanat bahçesine götürdük. O gün hayattaki en büyük mutluluk ve huzurun karşılıksız olarak ihtiyacı olan insanlara yardım edebilmek olduğunu, oradaki çocukların gözlerindeki değişen bakışlarda anladım. Henüz bir dernek değiliz; sadece çevremizin yardımları ve kendi olanaklarımızla imkanlar dahilinde hareket edebiliyoruz. Bugüne kadar karşılaştığınız sorunlar neler oldu? En büyük sorunu malesef DRK (Alman Kızıl Haçı) ile yaşıyoruz. Mesela şu anda benim düzenli olarak gittiğim okula girmem yasaklandı. Nedeni topladığımız kıyafetleri DRK deposuna göndermeden direk dağıtmış olmamız olarak açıklandı. Bizim amacımız sadece orada bulunan insanlara hızlı ve doğru şekilde yardım edebilmek. Kişilerle direk iletişimim olduğu için yardımcı olmaya devam edebiliyorum. Bunun dışında dil sorunu yaşıyoruz. Ortak dilleri bilen insanlara ihtiyacımız var ve daha çok gönüllüye... Kaç kişilik bir ekipsiniz? En çok nelere ihtiyacınız var? Şu an 17 kişilik bir ekibiz. Tabii bir de başından beri benimle olan 20 aylık kızım da ekibin bir parçası diyebilirim. En çok, gönüllü olarak yardımcı olacak insanalara ihtiyacımız var. Bu gerçekten en büyük ihtiyaç, sadece maddi veya eşya yardımından bahsetmiyorum. İnsan gücüne ihtiyacımız var. Bunun yanısıra maddi ve ayni yardıma da ihtiyacımız var. Toplanan yardımları depolayabileceğimiz ve dağıtım yapabileceğimiz bir depo gerekiyor. Arapça, Kürtçe, İngilizce, Arnavutça, Makedonca, Türkçe bilen arkadaşlara ihtiyacımız var. Yardımları insanlardan toplayabilmek için arabanız ile destek olabilir, bu insanları bir kahve içmeye ya da yemek yemeye götürebilir, dışarı çıkarabilir, çocuklarla bir şeyler yapabilir, kısaca aklınıza gelen her konuda destek olabilirsiniz. Yardım etmek isteyen veya size katılmak isteyen kişiler size nasıl ulaşabilirler? Facebook (Baran Ekinci-Düz) veya e-mail ([email protected]) aracılığıyla bana ulaşabilirler. Yaptığınız bu çok anlamlı çalışma ve bize ayırdığınız zaman için teşekkür ederiz. Dünyada yoksullukların ve savaşların bitmesi dileğiyle... Esra Cenkiz Bunlar ve daha fazlasını uygun fiyatlarla bizde bulabilirsiniz! Çanak Antenler 65 cm 19,90 € 80 cm 29,90 € 100 cm 39,90 € 120 cm 59,90 € DiseqC şalter 2-1 6,90 € 4-1 7,90 € LNB Tek çıkışlı 6,90 € Çift çıkışlı 9,90 € Dört çıkışlı 19,90 € Kelepçeli dirsek 25 cm 15,90 € 40 cm 17,90 € 50 cm 19,90 € Dirsek 25 cm 9,90 € 35 cm 13,90 € 45 cm 18,90 € 50 cm 19,90 € HD Digital Receiver 39,90€’dan başlayan fiyatlarla Adalbertsteinweg 263, 52066 Aachen Balkon direği 29,90 € Kablo 100 metre 120dB 19,90 € Tel.: 0241 / 56 84 245 www.satboerse24.de 24 bulmaca saYfasI 25 başka işler yapanlar: Yasemen özyıldırım „Yeteneğimi işe dönüştürdüm!“ Sohbetimize sizi biraz tanıyarak başlayalım isterseniz? Nerelisiniz ve buraya geliş hikayeniz nedir? 1963 Adana doğumluyum. Ben iki yaşımdayken ailem Almanya’ya geldi. Bonn’da birkaç yıl yaşadıktan sonra, 1970’te Aachen’a yerleştik. Tüm eğitimimi burada tamamladım. İşletme eğitimi aldım ve çok çeşitli işlerde çalıştım. İki çocuk ve bir torun sahibiyim. Kendiniz mi üretiyorsunuz yaptığınız süslemeleri? Malzemelerin bir çoğunu Türkiye’den, gerisini de buradan tedarik ederek, kendim oluşturuyorum. Müşterilerimin isteği doğrultusunda renk veya model değişiklikleri yapıyorum. Çok çeşitli kalıplara ve fikirlere sahibim, istenilen şekilde sepetler, kartlar hazırlıyorum. Hepsi sipariş üzerine özel olarak hazırlanıyor. Farklı bir iş yeriniz var, işinizin içeriğini biraz açıklar mısınız? Burada müşterilerim için kına, vaftiz, doğumgünü, nişan, düğün, söz, diş buğdayı gibi özel günlere yönelik şekerler, davetiyeler, sabunlar, kurabiyeler, süslemeler, tepsiler hazırlıyorum. Böyle bir iş yapmak nereden aklınıza geldi? Aslında yirmi yıldır böyle bir şeyler üretmek aklımdaydı. O yıllarda bu tür süsler Türkiye’den getirilirdi. Son dört beş senedir Köln ve Duisburg’da falan bulunabiliyor. Bu düşüncem, işler, çocuklar derken bu günlere kadar ertelendi. Hobi olarak yapmaktan hoşlandığım bir şeydi süslemeler. Yeteneklerim ve el becerimin de buna uygun olması benim işimi kolaylaştırdı. İki yıl önce iş değiştirme arasında bir fırsat bulup malzemeler tedarik ederek, yavaş yavaş başladım bazı süslemeler yapmaya, siparişler arttıkça da dükkan oluşturma fikri gelişti. Geleceğe yönelik planlarınızda neler var? İş konusunda daha neler yapmak istiyorsunuz? Aslında en büyük arzum işler geliştikçe Türkiye’de, Adana’da da bir dükkan açmak. İnşallah ileride onu da gerçekleştirebilirim. Son zamanlarda kadınların üretime daha fazla katıldıklarını, kendilerine iş alanları yarattıklarını görüyoruz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bunu çok doğru buluyorum. Allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin derler ya, bence öyle. Her bayanın kendi ayakları üstünde durması, kendini geçindirecek parayı kazanması hem hayatta bir amacı olmasını sağlar, hem de özgüvenini daha geliştirir diye düşünüyorum. İnsan eşinden ayrılabilir veya onu kaybedebilir, yalnız kaldığınızda psikolojik olarak boşluğa düşmemek, bir meşgalenizin olması çok önemlidir. Ayrıca uğraştığınız, zevk aldığınız işler size para da kazandırıyorsa, ne kadar güzel bir şey bu. Bu tür süslemelerin yapımına ilgi duyan bayanlar veya sipariş vermek isteyenler size nasıl ulaşabilirler, onlara nasıl yardımcı olabilirsiniz? Şimdilik siparişlerime kendim yetişebildiğim için, evde yaptırmak için iş vermiyorum başkalarına ancak işler arttıkça yardıma ihtiyacım olabilir. Bu iş sabır, yetenek ve titizlik istiyor. Elbette kurabiyeler ürettiğim için de hijyen son derece önemli. Bana ulaşmak için e-mail adresimizi kullanabilirler veya instegram ve facebook adreslerimden takip edebilirler. Facebook : Sibels Candy İnstegram : Nikahseker24 e-mail : [email protected] Sizinle sohbet çok keyifliydi. Bize zaman ayırdığınız için size teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz. Füsun Özdemir-Günal 26 bunları biliyor muydunuz? Ev temizliğinde pratik fikirler (1) Yer tahtalarınız ışıldasın: Temiz yer tahtalarının en büyük düşmanlarından biri de sudur. Yerdeki küçük lekelerin iyice temizlenmesini istiyorsanız, suyun içine biraz sirke katarak yerleri silin. Zeminin anında pırıldadığını göreceksiniz. Beyaz danteller: Beyaz dantellerinizin çok daha beyaz görünmesi için ütülemeden önce kaynamış süte batırın. Hasırlarınızı koruyun: Hasır iskemleleri ve masaları, arada bir oksijenli su ile silerseniz, pırıl pırıl görünümlerini korunduklarına şahit olursunuz. Duvar kağıdı lekelerine son: Duvar kağıdı üzerindeki kurşun kalem, parmak izi ve kir lekelerini deterjanla silmeye kalkışmayın. Bu lekeleri bir silgiyle silerek kağıtlarınızı temizleyebilirsiniz. Eviniz mis gibi koksun: Evinizin güzel kokması için yer silme suyuna birkaç damla parfüm damlatmanız yeterli olacaktır. Evinizin uzun süre mis gibi koktuğunu göreceksiniz. Fincan lekelerini çıkarmak: Kahve ve çay lekesi oluşmuş fincanlarınızı, limon veya portakal kabuğuna az miktarda tuz döktükten sonra silerek temizleyebilirsiniz. Etiket izlerinden kurtulmak: Yapışmış etiketleri üstlerine biraz yağ sürerek kolayca çıkartabilirsiniz. Bir başka yöntem ise fön makinesini etikete tutmak. Sıcak hava etiketin kolay çıkmasını sağlar. Kapı ve çerçeve temizliği: Ellerinizin beyaz veya açık renge boyanmış kapı ve tahtalar üzerinde nasıl kötü izler bıraktığını bilirsiniz. Tahta eşyalar böyle kirlendiği zaman yapacağınız işlem şundan ibaret: Çiğ bir patatesi ortadan ikiye bölün ve lekeli bölgeye hafifçe sürün. Lekeler yok olacak ve ahşap eski haline dönecektir. Ayrıca tahta eşyayı temizlemek için iki çorba kaşığı çayı kaynar su içine atın. Su soğuduktan sonra renkli kapı veya tahta eşyayı sünger yardımıyla bu su ile iyice yıkayın. Yumuşak bir bezle de kurutun. Etkili küllük temizliği: Sigara külünden kararmış tablaları limon suyuyla ovun. Ziftin kolayca temizlendiğini göreceksiniz. Ayrıca küllüklerdeki lekeleri, tuzlu limonla ovarak temizleyebilirsiniz. İnatçı cam lekeleri: İnatçı cam lekelerinden kurtulmak sandığınız kadar zor değil. Sakın bu lekeleri tel veya benzeri cisimlerle çıkarmaya çalışmayın. Orlon bez üzerine krem deterjan dökerek temizleyin. Böylece camı çizmemiş olursunuz. Ayrıca pencere camlarınızı pırıl pırıl yapmak için temizlik suyuna bir tutam tuz ilave edip camları bu suyla da silebilirsiniz. Koltuk tozuna son: Elektrik süpürgeniz yoksa ve koltuklarınızın tozunu almanız gerekiyorsa, şu yöntemi uygulayın; tozunu alacağınız eşyanın üstüne nemli bir bez yayın, beze sopa ile vurarak tozunu çıkarın. Çıkan toz nemli beze yapışacağından hem oda tozlanmaz, hem de koltuğunuz tertemiz olur. Mis kokulu giysiler: Elbiselerinizin güzel kokmasını istiyorsanız, pamuğu kolonya veya parfümle ıslatıp dolabınıza asın. Bu yöntemle dolabınızdaki diğer giysiler de güzel kokacaktır. Yeni diş fırçasını önce dezenfekte edin: Yeni satın aldığınız diş fırçasını kaynar suda dezenfekte etmeden kullanmayın. Fırçanızı kaynar suda birkaç dakika tutmanız yeterli olacaktır. Fırın temizliği için: Fırının içini temizlemek için, içine geceden sıcak su ve amonyak dolu bir kap koyun. Sabah kapağını bir süre açık tutun, sonra süngerle silin. Ütü nasıl temizlenmeli? Ütünüzün altı kirlendiyse, bir parça pamuğu sirkeye batırın; yavaş yavaş ovun. Kirden eser kalmadığını göreceksiniz. Ayrıca ütü sıcakken, altını bir iki damla zeytinyağı damlatılmış nemli bir bezle silerseniz, göz kamaştıracak bir temizlik elde edersiniz. Kahve lekesi sorun olmasın: Üzerinize veya halıya kahve döküldüyse, lekeyi soğuk suyla ıslattıktan sonra hemen birkaç damla gliserinle çitileyin. Limon etkili bir temizleyici: Değersiz olarak gördüğünüz limon kabuklarını güneşli bir yerde kurutursanız, iyi bir temizleme aracına sahip olursunuz. Bu kurumuş kabuklarla, özellikle isli ve yağlı mutfak eşyalarınızı, çelik eşyaları ve bıçakları ovarken, şaşırtıcı sonuçlar alabilirsiniz. Soğanın Mucizevi Etkileri (1) Kokusu olsun, kesildiği zaman gözleri yaşartıyor oluşu olsun kimilerinin soğanla yıldızı bir türlü barışmaz. Ancak soğan sandığınızdan çok daha özel bir gıda olabilir. Tek başına bir ecza dolabı desek yanlış olmaz! Bir sepet soğanla üstesinden gelemeyeceğiniz rahatsızlık yok, nasıl mı? İşte size örnekleri: Kulak uğultusuna, çınlamasına, ağrımasına son! Kulak vücut için kritik bir organ. Neredeyse bütün dengemizi sağlayan bir organ. Ona bir zarar geldiğinde sıkıntı büyük oluyor. Kulakta yaşanan uğultu, çınlama ve ağrı gibi durumların acısını yaşayan bilir. Böyle bir durumda yapılması gereken, soğanın cücüğünü ikiye bölüp kulaklara tıpa gibi koymaktır. Birkaç saat içerisinde soğan, sıkıntı neyse inanılmaz şekilde tedavi edecektir! Öksürüğe son: Bir türlü kesilmeyen öksürükleriniz mi var? Eczaneden aldığınız şuruplar bir işe yaramıyor mu? İhtiyacınız olan şey soğan suyu! Evet belki nefesiniz pek hoş kokmayacak ama sakızla, diş macunuyla o kokuyu bastırabilirseniz, soğan suyu öksürüğünüzü kısa sürede bünyenizden söküp atacaktır! Düşmeyen ateşe birebir: Ateşiniz düşmüyor ve o zalim fitil tedavisine karşı direniyor musunuz? O zaman yapmanız gereken şey soğanla ateşinizi söndürmek. Korkmayın soğanı fitil niyetine kullanmayacaksınız, çorabınızın içine ayak tabanınızla temas edecek şekilde koyacağınız soğan dilimleri, mucizevi şekilde ateşinizi düşürecek! Nezleyi unutun: Nezleniz bir türlü geçmiyor mu? Kendinize bir soğan partisi vermenizin zamanı gelmiş demektir. Çayınızın içinde 1 adet dilimlenmiş soğanı kaynatıp için, yanında da tuzlu soğan halkaları yiyin. Vurun kafayı yatın, uyandığınızda kesinlikle daha iyi hissedeceksiniz. 27 kadIn saYfasI ayaklarınızın yere sağlam basmasını sağlayacak ayakkabılar giyin. Kalem etekler dizleri bitiştirdiği için dengeli yürümeyi zorlaştırır. Ayrıca hareketi kısıtladığı için disklerde sorunlara yol açabilir. Zayıf görünmek ya da vücudunuzu toparlamak için giydiğiniz korseler çok sıkı ve esnemiyorsa, omurgaya basınç uygulayarak disklerinizi tehlikeye sokabilir. Modaya uyarken sağlığınızdan olmayın Omurganıza gözünüz gibi bakın... Omurga sağlığını korumanın birinci yolu, omurgaya aşırı yük binmesine neden olacak kıyafetlerden kaçınmaktır. Örneğin iş ve gece hayatında şıklığınızı tamamlayan yüksek topuklu ve gösterişli ayakkabıların uzun vadede omurganızda ciddi problemlere sebep olma riski var. Topuklu ayakkabı giyildiği takdirde vücudun kuvvet merkezinde öne doğru kayma oluşuyor; bu da kalça ve omurganın hizasını bozuyor ve sonucunda ise bel ağrısı ve omurgada şekil bozukluğuna varabiliyor. Oturarak iş yapıyorsanız Sıkı sütyenler ve çarpraz sporcu sütyenlerine dikkat. Benzer şekilde boyundan bağlı giysiler giydiğinizde omuz, sırt ve boyun sağlığınızı riske atmış olursunuz. Boynunuza uzun süreli, ağır kolyeler takmayın. Cüzdanınız bile omurganıza ağırlık yapıyor ve dengesini bozuyor. Gülle gibi cüzdanlardan kaçının. Çantanız hem tarzınızı, hem sağlığınızı yansıtsın. Mecbur kalmadıkça günlük kullanım için büyük çanta almayın. Çanta büyüdükçe içine dolduracağınız objeler artacak ve aksesuarınız omurganızın taşıyacağından daha ağır hale gelecektir. Bu durum “omuz sıkışması” denen rahatsızlığa sebep olabilir. Kıvırcık saçlar için bakım önerileri Saçın yapısından kaynaklanan çok hacimli olması durumu, dilediğinizi yapmanızı zorlaştırabilir. Buklelerin daima güzel görünmesini sağlamak gerekiyor. Bunun için ilk dikkat etmeniz gereken sürekli saçlarınıza dokunmaktan kaçınarak, elinizdeki yağ ve kirin buklelere bulaşmasına engel olmaktır. Yıkadıktan sonra kurumaya bırakmak en iyisidir. Ancak aceleniz varsa veya kış aylarıysa, saç kurutma makinesi kullanmak gerekecektir. Bu durumda başınızı öne eğip, saç kurutma makinesi difüzörü kullanarak, bukleleri daha belirgin hale getirip kurutabilirsiniz. Saçları durularken soğuk su kullanmak, saçı nemlendirmek, buklelerin güzel görünmesi için son derece önemli. Gün içerisinde saçlarınız karışmışsa, sakın bir tarak filan kullanmayın. Saçınızı toparlamak için en iyi yöntem parmaklarınızı kullanmaktır. Son bir öneri daha: Sürekli fön çektirmeyin! Çünkü, saçınızı sürekli düzleştirmeye çalışmak saçlarınıza sandığınızdan ağır hasarlar verebilir. Bayat ekmek nasıl tazelenir? Özellikle kalabalık olmayan evlerde, alınan ekmek bayatlamadan bitmez. Akla gelen ilk seçenek ekmeği kızartarak tüketmek, ama ekmeği yeni alınmış gibi, taze taze tüketmek istiyorsanız bu yöntemi mutlaka denemelisiniz! İlk önce, ekmeğin ön ve arka tarafını akan sudan hızlıca geçirin. Sonra ıslanan ekmeği aluminyum folyoya sıkıca sarın. Folyoya sardığınız ekmeği önceden ısıtılmamış, soğuk fırına koyun ve fırını 150 dereceye ayarlayın. 12 – 15 dakika sonra ekmeği çıkarın, ekmeğin ilk günkü tazeliğinde olduğunu göreceksiniz. 28 sudoku sayfası Sudokuda boş kareler 1 ile 9 arasındaki rakamlarla doldurulur. Bu rakamları yerleştirirken dikkat etmeniz gerekenler: 1’den 9’a kadar her rakam her sütunda, her satırda ve her bölgede sadece bir kez kullanılabilir. basit 2 normal 6 7 6 7 2 5 8 2 9 3 1 8 3 5 9 3 1 2 9 6 8 2 4 2 7 3 1 9 9 6 7 Conceptis Puzzles 5 4 2 9 8 6 5 8 3 5 2 3 1 5 8 2 6 1 4 8 3 6 8 8 5 1 6 6 1 9 4 Conceptis Puzzles 5 7 7 4 1 1 5 8 3 6 7 3 4 6 7 3 8 4 4 4 1 7 6 4 7 6 8 8 7 7 2 1 3 6 8 3 2 9 9 1 8 6 5 4 1 3 9 8 8 7 6 1 8 9 8 3 7 8 6 7 2 3 6 2 9 5 06010016219 5 5 9 6 8 4 7 6 1 5 5 3 7 3 4 1 6 9 6 7 1 9 4 8 7 6 7 2 8 9 4 3 2 6 4 3 9 Conceptis Puzzles 8 8 4 9 3 4 9 6 7 4 3 7 2 8 5 1 8 5 3 6 7 9 8 2 6 4 7 6 3 4 6 9 7 2 8 6 5 9 2 9 7 6 6 9 3 2 5 1 8 4 4 6 8 5 7 9 4 8 5 8 1 1 7 2 5 2 6 9 4 8 9 7 Conceptis Puzzles 6 06010014517 9 1 3 5 7 2 9 Conceptis Puzzles 4 7 1 06010014516 Conceptis Puzzles 1 8 5 2 2 06010015019 6 Conceptis Puzzles 9 4 3 5 1 2 4 9 06010015018 7 1 2 2 8 5 1 5 7 9 9 6 2 1 6 8 9 3 6 06010015017 4 5 5 9 06010015016 Conceptis Puzzles 6 1 5 6 4 5 06010016218 4 7 8 Conceptis Puzzles 9 1 3 1 3 Conceptis Puzzles 8 4 Conceptis Puzzles 1 4 2 8 06010016217 Conceptis Puzzles 9 3 5 4 06010016216 7 1 9 6 5 2 zor 5 06010014518 5 8 9 3 3 5 6 06010014519 29 KİŞİSEL GELİŞİM Beslenme; yaşam için gerekli enerjiyi sağlamak, sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır. Sağlıklı beslenme, tek bir cümle ile özetlemek gerekirse: “Besin değeri yüksek, günlük olarak alınması gereken protein, karbonhidrat, yağ, mineral ve vitaminleri içeren gıdaların, sağlığı korumak, iyi hissetmek ve enerji vermesi için dengeli olarak tüketilmesidir.” Sağlıklı beslenme her yaştan insan için önemlidir ve sağlıklı kilonun korunması, beynin, kalbin ve diğer organların fonksiyonlarını yerine getirebilmesi, insanın kendini iyi hissetmesi, vücudun sağlıklı ve güçlü olması için gereklidir. Beslenme piramidi genel anlamı ile gıdaların seçiminde yol gösterici rehberiniz olmalıdır. Günlük hayatımızda beslenme alışkanlıklarımıza yön veren kuralları içermektedir. Piramit en altta yer alan ve sıklıkla tüketilmesi gereken karbonhidratlarla başlar ve daha az tüketilmesi gereken gıdalara doğru gider. Bu besin grupları karbonhidratlar, mineraller, proteinler, yağ ve şekerdir. Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Birçok sağlık sorununu da beraber getirmektedir. Çözüm ise dengeli ve sağlıkli beslenmedir. Vücut kitle indeksi (VKİ) (BMI), vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun metre cinsinden karesine bölünmesiyle hesaplanır. İdeal ağırlık ise ulaşılmak istenen VKİ’nin, boy uzunluğunun karesi ile çarpılmasıyla elde edilir. Vücut Kitle İndeksi (VKİ) = Vücut Ağırlığı (kg.) / Boy uzunluğunun karesi (m.) • İdeal Kilo = Ulaşılmak istenen VKİ değeri x Boy uzunluğunun karesi. (Örnek : 24 x (1,60 x 1,60)= 61,4 kg.) VKİ aralığıSınıflandırma 18,5 ve altı Düşük kilolu 18,5 - 24,9 Normal kilolu 25-29,9 Fazla kilolu 30-40 Obez 40 ve üstü Aşırı obez Beslenme Sağlıklı beslenme için pratik bilgiler: • Sadece gerçekten acıktığınız zaman yemek yiyin, çünkü acıkma hissi organizmadan gelen ve enerji kaynağına gereksinim olduğunu gösteren bir sinyaldir. Aç değilseniz yemek yemeyin. • Süt ürünleri (süt, kaymak, yoğurt) kalsiyum kaynağıdır, uyguladığınız diyette doymuş yağları sınırlamanın en basit yolu tam yağlı süt yerine yağ oranı düşük süt kullanmaktır. • Öğütülmemiş tam tahıllar tüketin, çünkü bunlar sağlığa yararlı, daha fazla selüloz içerir ve daha uzun süre tokluk hissi verir. • Kendinize geniş bir vitamin yelpazesini ve antioksidanları yüklemek için günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve yemeye gayret edin, değişik renklerdeki gıdaları tüketin. • Yağsız et yiyin (ette çok protein vardır, ancak çok miktarda doymuş yağ da içerebilir, bu yüzden beyaz et de dahil olmak üzere yağsız et alın). • Balık tüketin: Somon, tuna balığı ve omega 3 yağ asitleriyle dolu, yağ elde edilen diğer balıklar, sağlıklı yaşamanız için en az 50 çesit besin tüketmelisiniz. • Doymuş yağlar (tereyağı veya margarin) yerine doymamış yağları seçin. • Tıka basa doyduğunuzda değil, kendinizi tok hissettiğinizde yemeyi bırakın (kendimizi %80 oranında tok hissettiğimiz anda yemek yemeyi bırakmamız iyi olur). • Tokluk sinyalinin miğdeden beyine yetişebilmesi için yavaş yemek yiyin. • Yemek yerken başka şeylerle ilgilen- meyin, eğer aynı anda televizyon izlerseniz, bir şey okursanız veya çalışırsanız o zaman ne yediğinizin farkına varmazsınız. • Duygusal gereksinimlerinizi gidermek için yemek yemeyin, açlık duygusunun dışında başka hangi etmenlerin sizi yemek yemeye ittiğine dikkat edin (örn. stres, can sıkıntısı) ve bunlarla, başka yöntemlerle başa çıkmayı öğrenin. • Öğün atlatmayın. Çünkü metabolizma üzerinde olumsuz etki yaratır ve sizi dürtü etkisiyle oburluğa kadar götürebilir. Ruhunuzu ve vücudunuzu seviyor ve saygı duyuyorsanız, pozitif düşünüp, dengeli ve sağlıklı beslenin... Unutmayın ki, ruhsal ve fiziksel ne düşünüyor ve ne yiyorsanız siz “O”sunuz! Sağlıcakla ve sevgiyle, daima pozitif kalın. Hasan Erdal Yaşam Koçu Borçsuz bir hayat mümkün! Telefon: 0241 / 903 94 04 ınternet: www.schuldnerberatung-ac.info e-mail: [email protected] Büro adresimiz: Dennewartstr. 17 (3. kat) (Europaplatz’da Technologiezentrum’un yanı. Jülicher Str. tarafından gelenlerin Ludwig Museum durağında inmeleri gerekmektedir). Büro saatlerimiz: Pazartesi 0900 -1200 ve 1500 -1600 Salı 0900 -1200 ve 1400 -1600 Çarşamba 0900 -1200 ve 1400 -1600 Perşembe 0900 -1200 ve 1400 -1600 Cuma 0900 -1200 30 SAĞLIKLI YAŞLANMA Kendinizi sevmeyi öğrenip mutlu bir yaşam sürebilmenin 30 yolu Kendinizi sevmek için şefkat duygusuna ihtiyacınız var öncelikle. Ancak bu şekilde başkalarını da düşünebilir ve takdir edebilirsiniz. Kendi içinize yapacağınız bu yolculuk sırasında keşfetmeniz gereken, size destek sağlayacak bazı gerçekler var. Karşınızda size destek olacak, kendinizi düşünmenizi sağlayacak, her daim aklınızda tutmanız gereken 30 şey şunlar: 1. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçin. Her insanın başarısı ve başarısızlığı farklıdır. 2. Düşündüğünüz kadar şişman değilsiniz. Ayrıca vücudunuzdaki yağ oranı sizin iyi ya da kötü bir insan olup olmadığınızı belirlemiyor. 3. Egzersiz yapın; çünkü egzersiz yapmak sadece görünüşünüze değil ruhunuza da iyi gelecek. Yapabildikleri için vücudunuzu takdir edin; eleştirmekten vazgeçin. Çünkü hiç kimse mükemmel değil. 4. Gerçekten iyi olduğunuz ve ilerleyebileceğiniz bir alan bulun. Belki de çocuklarla çok iyi anlaşıyorsunuz ama henüz bunu bilmiyorsunuz. 5. Arkadaşlarınızla daha çok zaman geçirin. İlişkiler bazen gelip geçici olabilirken, arkadaşlıklar her zaman kalıcıdır. 6. Tek başınıza zaman geçirmeyi de ihmal etmeyin. Cumartesi akşamı evde kalmak istiyorsanız, güzel bir filmle ödüllendirin kendinizi mesela. 7. Okumaya niyetlenip de bıraktığınız kitabı elinize alın ve okuyun. Hatta mümkün olduğunca çok kitap okuyun; okumak hayal gücünüzü genişletip zihninizi açacaktır. 8. Dışarıya çıkın; yeni yerler keşfedin ya da yürüyüş yapın. Hiç olmadı güneşin tadını çıkarın. 9. Bol bol fotoğraf çekin. Sadece hafıza kartınızda bırakmayıp bastırın bu fotoğraflarınızı. 10. Geçmişi arkanızda bırakın. Sizi üzen insanları affedin ve yolunuza Älter werden in Aachen Hackländerstr. 1, Aachen Tel.: 0241 / 432-50 28 Pflegestützpunkt / StädteRegion Zollernstr. 10, 52070 Aachen Tel.: 0241 / 51 98-50 67 Pflegestützpunkt / AOK Karlshof am Markt, Aachen Tel.: 0241 / 46 41 18 DemenzNetz StädteRegion Aachen e. V. Löhergraben 2, Aachen Tel.: 0241 / 51 00 21 21 Pflegestützpunkt / AOK Frankentalstr. 16, Stolberg Tel.: 02402 / 10 41 25 devam edin. Çünkü öfkeniz sadece size zarar verir. 11. Liseden, üniversiteden ya da daha da geçmişinizden arkadaşlarınızla bir araya gelin. İnsanlar büyür ve farklı yollara giderler; fakat bu görüşmeyeceğiniz anlamına gelmez. 12. Arkadaşlarınızı ve ailenizi daha sık arayın; hep onların sizi aramalarını beklemeyin. 13. Ailenizle olan problemlerinizi çözün. Onları sevdiğinizi belli edin ve ailenizle bir araya gelmeye özen gösterin. 14. Vitamin alarak sağlığınıza dikkat edin. Gün içinde huysuz ve uyuşuk olmaktan kaçınmak için yeterli miktarda demir alın. 15 Görmek için can attığınız film ya da dizileri mutlaka izleyin. 16. Kendinize gerçekten istediğiniz fakat ihtiyacınız olmayan şeyler alın arada bir. Bu uzun zamandır istediğiniz bir çanta da olabilir, hayalinizdeki yere gitmek için bir uçak bileti de. Tasarruf ve yaşam arasındaki çizginin ne kadar ince olduğunu unutmayın. 17. Görünüşünüze özen gösterin; iyi görünmeniz iyi hissetmenizi sağlar. 18. Aktif olun; düzenli olarak egzersiz yapın. Böylelikle vücudunuz endorfin salgılar, daha iyi hissedersiniz ve mutluluk seviyeniz yükselir. 19. Yaratıcı yönünüzü genişletecek bir hobi edinin. 20. Biriktirdiğiniz paraların bir kısmını daha önce görmediğiniz yeni yerlere seyahat etmek için kullanın. 21. Kendi kendinize gülün. Ayağınız kaydı düştünüz ya da kıyafetinizi ters giydiğinizi fark ettiniz; sakın canınızı sıkmayın, bir espri yapıp geçin, kendinize gülmeyi öğrenin. 22. Şarkı söyleyin; bunu değişik ortamlarda yapmayı deneyin. 23. İşlenmiş gıdaları az tüketmeye çalışın. Ama canınız çok çektiyse eğer kendinizi durdurmayın; arada sırada ödüllendirin kendinizi. 24. Çocukmuşçasına, içinizden geldiği gibi dans edin, çekinmeyin. Eğlenmenize bakın, nasıl göründüğünüzü düşünmeyin. 25. Daha çok gülün. Emin olun, gülmek sizi olduğu kadar çevrenizi de mutlu edecek. 26. İçinizden gelerek iyilik yapın ve karşılık beklemeyin. 27. Açık olun; fakat kalbinizin kırılmasına, insanların sizden faydalanmasına izin vermeyin. 28. İnsanları tanımadan yargılamayın. Her zaman kibar olun. 29. Gökyüzünü, güneşi ve yıldızları izleyin. 30. Herkesi memnun edemezsiniz. Ayrıca kimse sizi sevmek zorunda da değil; siz de öyle. Bu gayet doğal. Region Aachen Bölgesi‘nde yaşlılık, bunama, yardım ve bakım sigortası gibi konularda bilgi almak için başvurabileceğiniz yerler: Demenz-Servicezentrum Regio Aachen/Eifel Bahnhofstr. 36-38, Alsdorf Tel.: 02404 / 94 83 47 Pflegestützpunkt Kreis Düren Bismarckstr. 16, Düren Tel.: 02421 / 22 15 17 Pflegestützpunkt / AOK Aachenerstr. 30, Düren Tel.: 02421 / 95 62 99 Pflegestützpunkt / AOK Promenadenstr. 1-3, Jülich Tel.: 02461 / 68 22 99 Beratungs- und Vermittlungsstelle Kreis Heinsberg Valkenburgerstr. 45, Heinsberg Tel.: 02452 / 13 55 03 Pflegestützpunkt Kreis Euskirchen Jülicher Ring 32, Euskirchen Tel.: 02251 / 15 521 Pflegestützpunkt / AOK Kaplan-Kellermann-Str. 2-6, Euskirchen Tel.: 02251 / 70 31 17 31 önce sağlık Sonbahar Hastalıkları Bu sayımızda yazın bunaltıcı sıcaklarını geride bıraktığımız ve sonbaharın serin ve soğuk havalarını karşıladığımız önümüzdeki günler için sizlere sonbaharda en sık ortaya çıkan hastalıklarla ilgili bilgiler vermek istiyorum. Bademcik İltihapları Bademcik iltihaplarının bir kısmı aslında kronik bir hastalığın yeniden alevlenmesi olarak ortaya çıkar. Vücut direncinin düşük olması, bu iltihapların tekrarlamasına yol açar. Boğaz ağrısı, yutma güçlüğü ve ateş en önemli belirtiler arasında yer alır. Hastalığın tedavisi için uzman kontrolünde antibiyotik kullanılması gerekir. Özellikle çocuklarda geniz eti iltihapları, bademcik iltihabına neden olabilir. Geniz eti iltihapları; burun akıntısı, geniz akıntısı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan öksürük ve ateşle seyreder. Nezle ve Grip Nezle ve grip genellikle halsizlik, hapşırık, sulu burun akıntısı, burunda dolgunluk, yutma güçlüğü gibi ortak semptomlara sahiptir ama farklı virüslerin neden olduğu enfeksiyonlardır. Hapşırık, öksürük, konuşma veya ortak kullanılan eşyalara temas etme yoluyla yayılırlar. Nezle, rinovirüslerin etken olduğu bir hastalıktır ve hafif seyreder. Grip ise daha ani başlayan, sıklıkla ateşin daha yüksek seyrettiği bir hastalıktır. Gripte kas ve eklem ağrıları daha yoğun, ateş ve halsizlik daha belirgin hale gelir. Nezle ve grip de kendiliğinden düzeldiğinden antibiyotik ilaçlara gereksinim yoktur. En güvenilir tedavi yöntemi ise bol sıvı tüketmek ve istirahat etmektir. Semptomları hafifletmek için burun tıkanıklığını giderecek ilaçlardan ve ateş düşürücülerden yararlanılabilir. Ancak, orta kulak iltihabı, sinüzit veya bronşit gibi komplikasyonlar gelişirse, antibiyotik tedavisine başlanması gerekebilir. Sinüzit Sinüzit, çoğunlukla nezle ya da kısa süren soğuk algınlığıyla başlar, burun tıkanıklığı ve sulu burun akıntısı ile devam eder. Bu tabloya ateş ve öksürük de eklenebilir. Ateşle birlikte burundaki akıntının rengi ve şekli de değişir. Şiddetli baş ağrısı, yüzde basınç, dolgunluk hissi oluşur. Bunlar sinüzitin ana belirtileri arasında yer alır. Muayene sonrasında uygun antibiyotik seçimiyle tedavi başlar. Uzaması halinde kış boyu öksürükler devam edebilir. Tekrarlar halinde ya da tüm bulguların geçmemesi durumunda hastalık, kronik sinüzite dönüşebilir. Bu durumda cerrahi tedaviye de ihtiyaç duyulabilir. Sonbahar Alerjileri İlkbahar kadar yoğun olmasa da, sonbaharda da alerjik rahatsızlıklar oluşabilir. Burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve hapşırık ile seyreder. Ancak nezle ve gripten farklı olarak ateş, halsizlik gibi enfeksiyon belirtileri eşlik etmez. Sonbahar alerjilerinin tedavisinde temel yöntem alerjenden korunmaktır. Ağız ve burnu kapatan maskeler kullanılmalı, dışarıda gözlük ve şapka takılmalı, gözlükler her gün yıkanmalı ve alerjiye karşı doktora başvurulmalıdır. Larenjit Larenjit, ses teli ve çevre dokularının iltihabı anlamına gelir. Çoğunlukla ses kısıklığı, yutma güçlüğü, nefes darlığı ve öksürükle kendini gösterir. Özellikle çocuklarda acil müdahale gerektiren durumlar gelişebilir. Tedavisi sırasında sigara içmemek ve olabildiğince az konuşmak gerekir. Tedavi, ağızdan ya da iğneyle verilen aşırı kanlanmayı giderici ve iltihap önleyici ilaçlar ile solunum yoluyla ya da aerosol biçiminde yerel olarak verilen kanlanma giderici, ağrı kesici, mukus salgısını azaltıcı ve kortizonlu ilaçlardan oluşur. Antibiyotik tedavisi çok az uygulanır. Dr. Murat Kopuk Psychosomatische Medizin Ameos Klinikum Inntal Ağız ve Diş Sağlığı İçin Neler Yapmalıyız? • Bir çok diş çürüğünün oluşumu aylar sürer. Diş hekimine gitmek için dişlerin ağrıması beklenmemelidir. Yılda en az iki kez diş hekimine gidilmelidir . • Çocukluk dönemindeki beslenme diş sağlığı açısından oldukça önemlidir. Özellikle çocukluk döneminde kalsiyum, fosfor ve flor mineralleri yeterince alınmalıdır. Dişeti ve diş sağlığı için gerekli A, C ve D vitaminlerinin eksikliği olmamalıdır. Süt ve süt ürünleri ile taze meyveler özellikle yararlıdır. • Sürekli yumuşak besinlerle beslenmekten kaçınılmalıdır. Havuç, elma gibi yiyecekleri ısırarak yemek diş sağlığı için gereklidir. • Öğün aralarında rastgele yemekten ve şekerlemelerden kaçınılmalı, her tatlı yiyecekten sonra ağız suyla çalkalanmalıdır. Asit, kola, gazoz gibi içeceklere dikkat edilmelidir. • Yemeklerden sonra ve her akşam yatmadan önce dişler tekniğine uygun olarak fırçalanmalıdır. • Dişler kürdan dahil hiç bir şeyle karıştırılmamalıdır. Diş araları temizliğinde diş ipi kullanılabilir. • Sigara ve alkol diş sağlığı için çok zararlıdır. • Fındık, ceviz gibi şeyler dişlerle kırılmamalıdır. • Sakız çiğneme, ağza kalem, parmak sokma, tırnak yeme, dudak, parmak, yanak ısırma, okul sıralarında çeneye el dayama gibi alışkanlıkların dişler ve çene için zararlı olduğu unutulmamalı, bunlardan kaçınılmalıdır. • Çok soğuk ve çok sıcak yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalıdır. • Çocuklar 2 yaşından sonra yalancı meme, biberon kullanmamalıdır. • Ağzı açık uyuma dişlere zararlı olduğundan burunda böyle uyumaya sebep olan tıkanıklık nedenleri araştırılıp ortadan kaldırılmalıdır. 32 siz Ve BURcunuz Burçlar sadece güzel yönleri ile etkilemiyor hayatımızı. Bakın burçların bizi kötü yönde etkileyen özellikleri nelerdir? İşte “Burçların Huysuzluk Sıralamaları”. Ne kadar aslı var, size uyuyor mu uymuyor mu biz bilemeyiz. Koç (21 Mart / 20 Nisan) Ego tatminine en çok ihtiyaç duyan burç. Bay ukala, ya da bayan buz. En önde olacağım diye yapmayacağı yoktur. Yatakta, aşkta, işte, güçte en bencil burçtur. Karşısındakini kırdığını da en anlamayan burç. Kolay kolay da beğenmez. Asla af dilemez. Onlara kalsa dünyada herkes beceriksiz, bir kendisi becerikli! Millete öğütler verir, ukalalık taslar. Ben bilirim gerisi boş, İstiyorsan peşimden koş. Emir almam, ben veririm, Önderiyim bu feleğin... Aslan (24 Temmuz / 23 Ağustos) Evet küçük aslancık, sen kendini dünyanın zirvesindeki kusursuz insan sanmaya devam et, millet senle ne dalga geçiyor, haberin yok! Eleştiriye hiç gelemeyen, kendini beğenmiş aslan parçası, hayatının geri kalanını aynada oranı buranı seyrederek geçir bakalım. Ben yarattım bu dünyayı, Bir de dönse etrafımda! Her dediğim hemen olsun, Zenginlik ve ün beni bulsun... Burçların Huysuzluk Sıralamaları Boğa (21 Nisan / 21 Mayıs) Pratik değildir. Ağırkanlıdır. Harekete geçmesi için arkasından hep birilerinin itmesi gerekir. Bir söyleneni bir kerede asla anlayamaz, 10 kere tekrarlamak gerekir. Tek dileğim vardır, Bolca para, zengin sofra, Çok bir şey mi istediğim, Güvencemdir bunlar benim… İkizler (22 Mayıs / 21 Haziran) Uzak durmakta fayda vardır. Çenesi öyle düşüktür ki, esir aldı mı yanarsın. Sıcak kanlı, sevimlidir ancak biraz da bencildir. Her konuya elim kıvrak, Sıkıntıya hiç gelemem, Bir de karar verebilsem!... Yengeç (22 Haziran / 23 Temmuz) Yengeçler sempatik ve başkalarının problemleriyle ilgilenir görünmeye çalışan, son derece yapmacık tiplerdir. Tembeldir, bir iş yapacağım diye aklı çıkar. Biraz da saftır. Sahtedir ve kolay kandırılır. Tezcanlıyım, duygusalım, Dokunsalar akar yaşım, Annem, babam, çocuklarım, Ben onlarsız ne yaparım... Başak (24 Ağustos / 23 Eylül) Ayrıntılar arasında kaybolur. Hayatı ayrıntı. Bir de titizdir ki, yorar insanı. Hastalıktan ödü patlar. Düzenli, tertipli olacak diye rahat batar. Ama onun her tarafı didik didik kontrol etme huyundan millet cinnet geçirmektedir aynı zamanda. Dili de acayip sivridir. Soğuk bir insandır. Yazdım, çizdim, notlar aldım, Her bir şeyi ayarladım, Yoktur bende bozuk, yamuk, Mükemmeli ben yaşattım... Terazi (24 Eylül / 22 Ekim) Sanatçı ruhludur. O nedenle de apayrı bir boyutta yaşar. Böyle aklı bir karış havada gezen bu insanın bir iş bulması da pek muhtemel değildir, ömrünün sonuna kadar gezmek ister. Güzel olacağım diye kendini yırtar. Aklı bir karış havadadır. Biraz da dengesizdir. Ben müziksiz yaşayamam, Hele sevmeden hiç duramam. Danışsam da her konuda, Bildiğimden şaşmam asla... Akrep (23 Ekim / 22 Kasım) Adı üstünde, akrep gibi sokar adamı. İçten pazarlıklı. Kıskançlık krizlerine girer. Aşkta, yatakta, işte, ilişkilerde sert bir tutumu vardır. Duygusuzdur. En güçlü şüphesiz benim, Herkesi ezip geçerim. Hele bana ters yapanı, Doğduğuna pişman ederim... Yay (23 Kasım / 20 Aralık) Her şeyin iyi tarafını gören şen şakrak biridir. Yeteneksizliğini de başka türlü örtemez. Çalışmayı pek sevmez. İşi gücü gezmektir. Ona göre hayat sadece eğlenceden ibarettir. Maceradan, maceraya, Koşmak asıl işim benim Toplarım hep ilim, irfan, Bilgeliktir şanım benim... Oğlak (21 Aralık / 18 Ocak) En duygusuz burçtur. Duvar gibidir. Tepkisizdir. Aşırı maddiyatçıdır. Cimridir. Risk almaktan kaçar, buna rağmen iş hayatında da tuttuğunu kopartır. Cimrilik mi benimkisi? Hesabını bilmek gerek. Günler, aylar düşünürüm Kararlarım şaşmaz benim... Kova (19 Ocak / 20 Şubat) Güya çok atak biridir, bir şeyi elde etmek için her türlü yalanı söyler, ama yalanı bile beceremez. Menfaatçidir biraz. Kendini beğenmiştir. Dedikoducudur. Çıkarı için yapmayacağı şey yoktur. Taklitçiliği hiç sevmem, İstesem de beceremem, Orjinaldir fikirlerim, Takip edilecek olan benim... Balık (20 Şubat / 21 Mart) Duygusal olduğundan, onu elde etmek kolaydır.Maaşallah hayalgücü pek gelişmiştir. Sürekli FBI’dan ya da CIA’den birilerinin peşinde olduğunu düşüne düşüne kafayı yeme raddesine gelen balık çoktur. Söyleyecek pek bir şey yok. Bir dünyam var, sırça saray, Dokunursan kırılırım, Ben gelemem gerçeklere, Avunurum hayallerle. 33 kitap dünyası Döner Almanya’yı, Almanya da döneri değiştirdi: Döner Hawaii Dergimizin sekizinci sayısında “Döner Kebap... Nereden Nereye!” diye bir kapak konusu hazırlamış, dönerin tarihini ve zaman içinde uğradığı değişiklikleri ele almıştık. Bundan bir kaç ay önce döner üzerine yeni bir kitap yayınlandı. Yazar, Frankfurt’ta daha 1960 yılında Bosporus am Main adlı restoranda döner servisi yapıldığına dikkat çekiyor. Bir “Türk mucizesi” olarak da anılan dönerin, Almanya’ya girip yerleşme sürecinde ciddi değişimlerden geçmesi, sadece sokaklarda değil, üniversite sıralarında da tartışılıyor. Anadolu kaynaklı bu yeni “fast-food”, doktora tezlerine olduğu kadar, lisans düzeyindeki derslere de konu edilebiliyor. Bu arada art arda yayınlanan kitaplarda, yemekten popüler kültüre kadar çok çeşitli alanlarda, dönerin Alman toplum yaşamındaki izleri işleniyor. Frankfurt Goethe Üniversitesi Etnoloji Enstitüsü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Marin Trenk, kısa bir süre önce yayınladığı “Döner Hawaii - Unser globalisiertes Essen” (Döner Hawaii – Bizim Küreselleşmiş Yemeğimiz) adlı kitabında, ülkedeki yemek kültürüne “döner etkisini” tartışmaya açıyor. Bir popüler kültür incelemesi niteliğindeki kitabında Prof. Dr. Trenk, dünyanın çeşitli bölgelerindeki yiyeceklerin ve damak tatlarının birbirine uyum sağladığına ve böylelikle de özel bir küreselleşme yaşandığına dikkat çekiyor. Federal Almanya’nın birkaç on yıl içinde, dışarıdan gelen etnik grupların yiyeceklerini özümsemiş bir ülkeye dönüştüğünü savunan Alman bilim insanı, ülkedeki lezzet tercihleri, damak tadı ve yeme alışkanlıklarının nasıl dönüştüğünü örneklerken, bu süreçte seyahatların önemli bir payı olduğunu vurguluyor. Güney İtalya kökenli pizza ve makarna çeşitleri gibi Anadolu kökenli dönerin de Almanya’da kısmen farklılaştığını kaydeden Trenk, tüm dünyadan “etnik restoranların” bugün artık Alman şehirlerinin gastronomik resmini damgaladığını belirtiyor. Alman yazara göre, klasik Alman mutfağının yerinde zaten on yıllardır yeller esiyor. Ancak bu dev pazara pizza İtalya’daki, döner de Türkiye’deki saflığını yitirerek girebiliyor. Bölgesel kültürler ve yemekleriyle ilgili çalışmalarında Almanya’nın yemek konusunda bir “uygarlık geriliği” yaşadığına işaret eden Trenk, bu geriliğin yeni eğilimlerle ortadan kaldırılabildiği görüşünde. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında ve refahın yayılmaya başladığı 1950’lerden itibaren Almanya’nın kendi mutfağından ve mirasçısı olduğu lezzet geleneğinden büyük ölçüde yüz çevirdiğini hatırlatan Marin Trenk, “Bugün artık Alman mutfağının iyi bir şöhreti yok” görüşünü savunuyor. Birçok yemek kültürünün neredeyse yan yana sıralandığı bir semtte yaşadığını belirten Marin Trenk, bu yaygınlığın küreselleşme ile bağlarına dikkat çekiyor. 1945 sonrasında Federal Almanya’ya gelen en önemli iki göçmen grubun Güney İtalya ile Anadolu’dan kaynaklandığını kaydeden Trenk, “Ancak bu grupların mutfağı ne gelişkin Kuzey İtalya şehirlerinin ne de İstanbul ve Osmanlı İmparatorluğu’nun iddialı yemek sanatıydı. İstisnasız hepsi basit kırsal kesim gıdalarıydı” diye yazıyor. Pizza ile dönerin Almanya’daki paralelliklerine de dikkat çeken Alman etnolog, İtal- yan lezzet kökeninin Alman tercihleriyle kombine edilmesinden yeni bir pizza lezzeti doğduğunu, aynı şeyin döner ve kebap kültürü için de söylenebileceğini kaydediyor. Dışarıdan gelen yiyeceklerin zengin Almanya’da iç talebin damak tadına uydurulduğunu hatırlatan Marin Trenk, “Kimse Almanya’da Güney İtalya veya Anadolu’daki yerel mutfakları aramasın” diye yazıyor. Prof. Trenk, pizza gibi, dönerin de, bu “uyum sürecinden” geçerek Alman toplumunun temel gıdası halini alabildiğini vurguluyor. Türklerin, Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra, Doğu Almanya’daki eyaletleri ilk döner büfeleriyle tanıştırdığını hatırlatan Marin Trenk, dönerin büyük çıkışına rağmen pizza ve makarna çeşitlerinin on yıllardır Almanya’da yemek ve damak tadıyla ilgili yönelimi belirlediği görüşünde. Frankfurt’ta daha 1960 yılında Bosporus am Main adlı restoranda döner servisi yapıldığına dikkat çeken Prof. Trenk gelinen noktayı ve dönerin rolünü özetlerken, “Artık tatlı Alman hayatını (La deutsche Vita) döner kebap olmaksızın düşünmek mümkün değil” ifadesini kullanıyor. Marin Trenk’e göre, “bizim bugün bildiğimiz döner” gözlerini Berlin’in Kreuzberg semtinde dünyaya açtı. 1971’de dönerin Almanlar için tamamen yeni bir şey olmadığına dikkat çeken Trenk, bu tarihten itibaren dönerin büfeler halinde toplumun ilgisini toplayabildiğini belirtiyor. Alman yazarın önemli bir vurgusu “Dönerin eti önce Berlinleştirildi, sonra da Almanlaştırıldı. Çeşitli soslar, baharatlar ve katkı malzemesiyle yeni bir lezzete ulaşıldı. Artık Almanya’nın en sevilen ve ayaküstü yenilebilen yiyeceği, dönerdir” şeklinde. Türk döner ve kebap sektörünün geleneksel Akdeniz mutfağı üzerinden bir üst aşamaya, yani “soylu Türk mutfağına” geçiş yapmaya çalıştığını da belirtiyor ve ekliyor: “Etno yiyecek, etnik kimlik içindir. Ama bir etno yiyecek dünyası da kültürel uyumlar gerçekleşmeden düşünülemez. Sadece ana akım ile etno arasında değil, etno ile etno arasında da belli bir karışma, iç içe geçme ve silinmeler yaşanacaktır. Hatta bu süreç artan ölçüde bir kural olmaktadır.” 34 çözümler Sayfası 16 Bİlmece sayfası 24 Bulmaca sayfası Hangi sayılar gelmeli? Hangi sayı gelmeli? 16 (+1, +2, +3 ritmiyle) 4 (+3, -7, +2 ritmiyle) 16 (x3, -5 ritmiyle) 11 (x2, -3 ritmiyle) Sütunlardaki sayıların toplamları düzenli olarak 1 sayı artıyor. Doğru cevap 8. (5-6-7-8 sırasıyla) Sihirli kare Kibrit çöpü sorusu 7 1 5 9 3 9 5 3 7 1 1 3 7 5 9 5 9 1 3 7 3 7 9 1 5 Üçgen işlemi 6 Hangi şekil farklı? 8 4 numaralı şekil farklıdır. Diğer tüm şekiller çift olarak verilmiştir. Ortak harfler SİM SEVAP SİNİ SEVDA SİMİT SEVGİ SİNEK SEVİNÇ SİYAH SEVİMLİ 28 4 9 5 6 8 1 7 2 3 8 6 7 4 2 3 1 9 5 1 7 6 2 4 9 3 5 8 3 2 8 5 1 7 9 6 4 5 4 9 3 6 8 2 1 7 6 3 4 1 7 2 5 8 9 9 5 2 8 3 6 4 7 1 7 8 1 9 5 4 6 3 2 1 6 3 4 8 7 5 2 9 8 5 2 6 9 1 7 3 4 7 1 4 2 6 5 3 9 8 6 8 9 3 7 4 2 1 5 3 2 5 9 1 8 4 7 6 5 7 6 1 4 3 9 8 2 4 3 1 8 2 9 6 5 7 8 5 3 9 2 6 4 7 1 1 6 9 4 7 5 2 8 3 2 7 4 1 3 8 6 9 5 9 8 1 5 6 3 7 4 2 3 4 7 2 1 9 5 6 8 5 2 6 8 4 7 1 3 9 4 1 8 7 9 2 3 5 6 7 3 5 6 8 1 9 2 4 2 9 8 7 5 6 1 4 3 5 8 7 4 3 1 2 9 6 2 3 1 5 6 9 4 7 8 9 2 3 1 8 6 5 4 7 6 1 5 3 4 7 9 8 2 7 4 8 9 5 2 1 6 3 1 7 2 6 9 4 8 3 5 3 6 4 8 2 5 7 1 9 4 3 8 5 2 6 7 9 1 9 7 5 1 3 8 2 6 4 1 2 6 4 7 9 5 8 3 2 6 3 7 8 1 4 5 9 8 5 9 2 4 3 6 1 7 7 4 1 6 9 5 8 3 2 3 9 7 8 6 2 1 4 5 6 1 2 9 5 4 3 7 8 6 7 3 1 5 4 9 2 8 4 1 9 3 2 8 5 6 7 8 2 5 9 7 6 3 4 1 7 3 8 4 6 1 2 5 9 1 5 6 8 9 2 7 3 4 9 4 2 7 3 5 1 8 6 2 8 1 5 4 7 6 9 3 3 6 7 2 8 9 4 1 5 9 8 1 6 3 2 5 7 4 6 4 5 1 7 8 9 2 3 1 3 4 7 8 6 2 5 9 7 6 9 2 4 5 1 3 8 2 5 8 9 1 3 7 4 6 5 1 3 8 9 7 4 6 2 4 2 7 3 6 1 8 9 5 8 9 6 5 2 4 3 1 7 06010016219 2 5 4 1 6 3 9 7 8 1 8 3 7 9 5 6 4 2 7 9 6 2 8 4 1 3 5 9 6 2 3 5 7 8 1 4 4 3 5 9 1 8 2 6 7 8 1 7 4 2 6 5 9 3 6 7 8 5 4 9 3 2 1 5 4 1 6 3 2 7 8 9 5 8 4 3 1 7 9 2 6 9 1 8 2 6 7 5 3 4 5 7 3 4 9 8 6 2 1 2 6 4 1 3 5 8 9 7 4 9 5 8 1 3 7 6 2 7 3 6 9 4 2 1 8 5 1 8 2 7 5 6 3 4 9 3 2 1 6 7 9 4 5 8 6 4 9 5 8 1 2 7 3 5 9 4 6 1 3 8 7 2 3 1 9 7 8 2 5 6 4 7 8 6 5 3 4 2 1 9 2 4 5 6 1 9 3 7 8 9 7 2 4 5 1 8 3 6 4 5 3 2 6 8 1 9 7 1 6 8 3 9 7 4 2 5 8 9 4 1 7 3 6 5 2 5 3 7 8 2 6 9 4 1 4 9 6 5 2 1 7 3 8 1 8 7 9 3 4 5 6 2 3 2 5 6 8 7 1 4 9 8 1 9 7 4 2 6 5 3 7 5 2 1 6 3 9 8 4 6 4 3 8 5 9 2 7 1 2 7 8 4 9 6 3 1 5 9 6 4 3 1 5 8 2 7 2 3 7 1 5 9 4 8 6 1 4 8 6 7 2 9 5 3 3 7 9 8 1 6 2 4 5 8 1 5 2 9 4 6 3 7 6 2 4 5 3 7 8 9 1 5 8 2 9 6 3 7 1 4 7 6 1 4 8 5 3 2 9 4 9 3 7 2 1 5 6 8 06010015019 8 5 7 3 2 4 9 1 6 06010014517 06010015018 9 5 6 3 4 8 1 7 2 3 2 9 8 7 1 4 5 6 06010014516 06010015017 06010016218 3 7 2 4 5 9 6 8 1 8 5 9 7 1 3 6 2 4 06010015016 06010016217 6 9 2 3 5 4 8 1 7 3 BEŞ BERE BEKA BEBEK BEYİN 9 1 KIRK KIRIK KIRSAL KIRINTI KIRMIZI 7 JEL JET JEST JETON JEOLOG 21 x 2 - 12 + 10 : 4 + 5 : 5 x 3 + 6 = 15 4 9 6 2 7 8 3 5 1 06010016216 9 4 7 5 3 2 8 6 1 5 3 Sayıları yerleştirin sudoku sayfası 2 1 3 7 9 5 8 4 6 GİZ GİŞE GİDER GİRİŞ GİZEM 2 6 2 1 9 4 5 7 8 3 06010014518 5 3 1 2 7 8 4 9 6 06010014519 Resimdekiler ne olabilir? a) Saç örgüsü, b) Göz, c) Metal kol saati kayışı, d) Rende, e) Basketbol topu. Reklam / İlan Fiyatlarımız * 1 kez 3 kez 6 kez Arka Kapak 1/1 Sayfa 1/2 Sayfa 1/3 Sayfa 1/4 Sayfa 1/6 Sayfa 1/8 Sayfa 1.000 € 600 € 350 € 250 € 200 € 150 € 120 € (% 10 indirim) (% 25 indirim) 900 € 540 € 315 € 225 € 180 € 135 € 108 € 750 € 450 € 262 € 187 € 150 € 112 € 90 € * Bütün fiyatlar baskıya hazır haldeki reklamlar içindir ve üstüne yasal geçerli vergi (% 19 MwSt.) eklenir. TANITIM: Firma, işyeri, hizmet veya ürün tanıtımları (bir kez olmak kaydıyla) 1 veya 1/2 sayfa olarak (yukarıdaki fiyatlarla) yapılır. Bize göndereceğiniz yazı, logo, resimler ve iletişim bilgilerinizle (Telefon, faks, e-mail, internet vb.) sizin için sayfa tasarımını ücretsiz yapıyoruz. Daha fazla bilgi için bizi arayabilirsiniz. 0241 / 990 78 68 Taşfırın‘da pide ve lahmacun Roermonder Strasse 335 52072 Aachen-Laurensberg Grill • Restaurant • Café Süt danası ve hindi döner Meşhur dövme yayık ayran Mangalda ağzınıza layık taze balık ve kebap çeşitleri Şark Köşesi Zengin salata çeşitleri Taşfırın‘da pizza çeşitleri Şelale Çocuk Oyun Alanı Tereyağlı baklava Taşfırın‘da künefe Özel toplantı ve eğlencelerinizi kutlayabileceğiniz 80 kişilik özel bölümümüz mevcuttur. Telefon: 0241 / 170 11 www.marmarisgrill.de Tüm etlerimiz helal kesimdir! Zengin mutfağımız ve güleryüzlü personelimizle siz sayın müşterilerimizin her zaman hizmetinizdeyiz! Ücretsiz Otopark
Benzer belgeler
Indir / Oku - Bizim Aachen
Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmeni: Günal Günal Yayın Ekibi: Muhsin Ceylan, Füsun Özdemir, Dr. Sıla Yüce-Çıtır, ...
DetaylıIndir / Oku - Bizim Aachen
KÜNYE Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmen...
Detaylıkonuşuyoruzama nece konuşuyoruz?
KÜNYE Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmen...
DetaylıIndir / Oku - Bizim Aachen
KÜNYE Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmen...
Detaylı