PNOzmulti Configurator 10

Transkript

PNOzmulti Configurator 10
editör
Her yeni yılın başında olduğu gibi bu yeni yıla da, daha
başlamadan, dünyanın umudunu yükledik gibi yine. Bazen yeni
yıllar, yüklediğimiz bu aşırı görevler ve sorumluluklar yüzünden
yorulur mu, isyan edip beklentilerimizi boşa çıkarır mı diye
düşünmüyor da değiliz. Belki gelen yeni yılın yükünü hafifletmek
adına, ondan umut beklemekle kalmayıp beklentilerimiz
doğrultusunda bizim de elimizden geleni yaparak çalışmamız,
olumlu sonuçlar almamıza katkı sunar. Denilebilir ki, zaten
hep bunu yapıyoruz! Olsun, bir kez daha denemeye değmez
mi? (Bu arada aklımıza gelen hisselik bir kıssa aktarıverelim
parantez içinde: Ali ile Veli, bir gün paraşütle atlarlar. Tabii belli
bir yükseklikte paraşütlerini açmaları lâzım. 600 metredeyken
yükseklikölçerin ibresine bakan Ali “açalım mı Veli?” diye sorar.
Veli, “daha çok var yav!” diye cevap verir. Ali 500 metrede yine
“Açalım Veli?” diye sorar, Veli’den ses gelmez. Düşüş devam
eder: 400 m, 300 m, 90 m, 80 m… 30, 20, 10… Bizimkiler yere
çakılır. Sonunda, yamulmuş hâldeki Veli’den ses gelir: “Açmayalım
yav, geldik zaten.” Ne diyelim; yapmamız gerekeni yapmakta da
geç kalmasak, iyi olur!)
Biz de amaçlarımız ve görevlerimiz doğrultusunda çalışmaya
devam ediyoruz. Yeni yılda yine dosya konularımız ile birlikte,
“endüstriyel otomasyon” sektöründeki gelişmelere yer vereceğiz.
Yılın ilk sayısında Endüstri Otomasyon dergimizde yer alan dosya
çalışmamızda “Makina Emniyeti ve İş Güvenliği” konuları yer
almakta. Emniyet ve güvenlik demişken, Mitsubishi Electric’in
daveti üzerine 2- 9 Aralık 2015 tarihleri arasında Japonya’da
yapılan teknik editörler delegasyonuna katılmamızdan söz
etmek isterim. Benim için müthiş bir tecrübe ve keyifli bir gezi
oldu. Teknolojilerine ve dostluklarına hayran kaldım. Ama beni
gerçekten hayran bırakan tecrübe, bir deprem ülkesi olan
Japonya’da güvenliğin ne kadar temelden başladığını gösteren,
Nagoya’daki üretim üssünün kurulduğu “E4” sınıfında depreme
dayanıklı binası oldu. Bu binaya neden hayran kaldığımı, dosya
bölümümüzde detaylarıyla görebilirsiniz. Lütfen, mutlaka okuyun.
Bilindiği üzere her yıl onlarca çalışan, maalesef iş kazası
mağduru oluyor. Bu kazaların kimisi konuya dair eğitimlerin
yetersiz olmasından, kimisi tedbirsizlikten kaynaklanıyor.
Bunların yanında aşikârdır ki, işçi güvenliğinin temel bir boyutu
da çalışılan makinaların güvenlik açısından gerekli ve yeterli
önlemleri içermesidir. Biz de sektör firmalarından derlediğimiz
haberler ve örnek uygulamalar ile bu konudaki birikime katkı
sunmaya çalıştık; bu dosyayı hemen sene başında hazırlayarak,
en azından bu yıl daha güvenli çalışma ortamları hazırlanması
konusunda görevimizi yerine getirmek istedik.
Yeni yıl öncelikle sağlık, sevgi, huzur ve kardeşçe, barış içinde
yaşamayı getirsin… Yeni yılda bol kazançlar, güzellikler, bolluk ve
bereket olsun…
Saygı ve sevgilerimizle…
Turan Türkmen
EK­SEN
Ya­y›n­c›­l›k Fu­ar­c›­l›k Ta­n›­t›m Hiz. Ltd. fiti.
Ad›­na im­ti­yaz sa­hi­bi ve So­rum­lu Ya­z› ‹fl­le­ri Mü­dü­rü
Tu­ran Türk­men tu­ran@ek­senltd.com
Ge­nel Ya­yın Yö­net­me­ni: Prof. Dr. Ya€­mur De­niz­han de­niz­han@bo­un.edu.tr
Rek­lam ve Halk­la İlişki­ler Md.: Bir­sen Sal­man bir­sen@ek­senltd.com
Ya­yın Ku­ru­lu:
Prof. Dr. Ab­dül­ka­dir Er­den / At›­l›m Üni­ver­si­te­si Mekatronik Müh.Böl.Bşk.
Prof. Dr. Me­tin Gö­ka­flan / ‹TÜ. Kon­trol Müh. Böl. Bflk.
Prof. Dr. Ga­lip Can­se­ver / Y.T.Ü. Elek­trik Elek­tro­nik Müh. Fak. Dek.
Kurumsal İletişim Uzmanı: Giray Karanlık giray@ek­sen­med­yag­rup.com
Ya­yın Da­nış­man­la­rı:
Prof. Dr. Ali­nur Bü­yü­kak­soy / Geb­ze ‹le­ri Tek. Ens. Rek.
Prof. Dr. Ayşegül Akdoğan Eker / YTÜ Makina Müh. Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Bülent Eker / Namık Kemal Üniversitesi Biyosistem Müh. Böl.
Prof. Dr. Er­sin Tu­lu­nay / OD­TÜ
Prof. Dr. Gök­sel De­mi­rer / OD­TÜ Çev­re Mü­hen­dis­li­€i
Prof. Dr. Gü­ven Ön­bil­gin / 19 Ma­y›s Üni­ver­si­te­si
Prof. Dr. Mü­bec­cel De­mi­rek­ler / OD­TÜ Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Prof. Dr. Mu­am­mer Er­mifl / OD­TÜ Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Prof. Dr. Muhsin Kılıç / Uludağ Üni­ver­si­te­si
Prof. Dr. Murat Uzam / Melikşah Ü. Müh. Mim. Fak. Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Prof. Dr. Sa­vafl Ay­berk / Ko­cae­li Ü. Çev­re Müh. Böl. Bflk.
Prof. Dr. Tun­cel Öz­den / TÜ­B‹­TAK Enst. Ana­liz Lab. Böl. Bflk.
Prof. Dr. U€ur Çel­tek­li­gil / Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si
Prof. Dr. Se­ta Bo­gos­yan / ‹TÜ. Kon­trol Müh. Böl.
Prof. Dr. Yu­suf Tan / Bo­€a­zi­çi Ü. Me­di­cal En­gi­nee­ring
Prof. Dr. Ke­mal Leb­le­bi­ci­o€­lu / OD­TÜ Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Doç. Dr. ‹. Hak­k› Çav­dar / Ka­ra­de­niz Tek­nik Ü.
Doç. Dr. Yu­suf A. Us­ka­ner / Öz­çe­lik A.fi.
Prof. Dr. Hakan Yavuz / Ç.Ü. Müh. Mim. Fak. Mak. Müh. Böl.
Yrd. Doç. Dr. Si­bel Ulu­da€ De­mi­rer / Çan­ka­ya Ü. End. Müh. Böl.
Dr. Meh­met Çe­vik / Dal En­gi­nee­ring
Dr. Müh. Ah­met Din­çer / Bosch Rex­roth A.fi.
Sevtap İnan / Sie­mens
M. Halil Başaran / Rock­well Oto­mas­yon
Levent Fadıloğlu / Schnei­der
Cen­giz Me­riç / Hi­pafl
Emin Ol­cay / Ak­bil A.fi.
Çağrı Hekimoğlu / Esit
Gök­tu€ Gür / Schnei­der
H. Cen­giz Ce­lep / En­tek Otomasyon
Ha­san Bas­ri Ka­ya­k›­ran / Emf Motor
‹b­ra­him Er­kan Ye­nel / Norm Ener­ji
‹s­ma­il Obut / Hid­ro­ser
Mahmut Bertan / We­id­mül­ler
Ni­ya­zi Sa­r›­ma­den / Me­del
Oral Av­c› / Pio­mak
Öz­kal Gü­ner / Schnei­der Elec­tric
Se­dat Sa­mi Öme­ro€­lu / E3Tam
Gökhan Yücel / Phoe­nix Con­tact
fiah­nur Aga­ik / GSD
Osman Kutan / ABB
Ta­lat Av­c› / P›­nar Müh.
T. Ha­kan Özer / ‹SOD Yön. Krl. Bflk.
Tun­cay Soy­dafl / Fes­to
Ya­vuz Ço­pur / Pilz
Sırrı Kardeş / Kardeş Elektrik
Tolga Bizel / Mitsubishi Electric
Hakan Aydın / Mitsubishi Electric
Dr. Hüseyin Halıcı / Halıcı Elektronik
Tunç Atıl / HKTM
Tek­nik Edi­tör:
Edi­tör:
Gra­fik Ta­sa­rım:
Emeç Erçelik editor@ek­sen­med­yag­rup.com
Alper Öz editor@ek­sen­med­yag­rup.com
Taluy Denizhan info@ek­sen­med­yag­rup.com
Ülgen Güneş ulgen@ek­sen­med­yag­rup.com
Şükran Pala sukran@ek­sen­med­yag­rup.com
Esra Satır esra@ek­sen­med­yag­rup.com
Reklam Koordinatörü:Ca­hi­de Av­flar De­mir
ca­hi­de.av­sar@ek­sen­med­yag­rup.com
Halkla İlişkiler
ve Tanıtım:
Onur Narinoğlu onur@ek­sen­med­yag­rup.com
Abo­ne ve Ma­li İşler: Şerife Yılmaz finans@ek­sen­ltd.com
Uluslararası İlişkiler: Hazal Yalçın info@ek­sen­med­yag­rup.com
Tem­sil­ci­lik­le­ri­miz:
Ne­jat Cofl­kun Tel: 00.44.171.377 00 76 ‹N­G‹L­TE­RE in­fo@ne­jat­de­sign.co.uk
Me­tin Ya­vuz Tel: 00.49.221.297 22 70 Köln - AL­MAN­YA me­tin.ya­[email protected]
‹z­mir Tem­sil­ci­li­€i: Fatma Boyraz Tel: 0555 575 66 30
Mer­kez: EK­SEN Ya­y›n­c›­l›k Fu­ar­c›­l›k Ta­n›­t›m Hiz. Ltd. fiti.
Mefl­ru­ti­yet Cad. Kıblelizade Sk. Tepe Han No: 1 Kat: 2 D: 7 34440
Be­yo€­lu-‹s­tan­bul / TÜRKİYE
Tel : +90.212.292 01 89 Faks : +90.212.293 32 24
E-ma­il: in­fo@ek­sen­med­yag­rup.com www.ek­sen­med­yag­rup.com
Bas­kı: Doğa Basım
Yıl­lık abo­ne­lik: 100.- TL.
Yıl­lık yurt­dışı abo­ne­lik: 100 Eu­ro
En­düs­tri ve Oto­mas­yon Yay­g›n sü­re­li bir ya­y›n­d›r, Ay­da bir ya­y›n­la­n›r
Der­gi­miz­de yer alan ilan­la­r›n so­rum­lu­lu­€u ilan ve­ren­le­re, ma­ka­le­ler­de­ki
fi­kir­ler ve yo­rum­lar ya­zar­la­r›­na ait­tir.
Tüm hak­la­r› Ek­sen Ya­y›n­c›­l›k’a ait olup, izin­siz kul­la­n›­la­maz ve ya­y›n­la­na­maz.
Ek­sen Ya­y›n­c›­l›k; ba­s›n ve ya­y›n­c›­l›k il­ke­le­ri­ne uy­ma­y› ta­ah­hüt eder.
ENDÜSTRİ OTOMASYON DERGİSİ
ENDÜSTRİYEL OTOMASYON
SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
ÜYESİDİR.
52
ÜRÜN ve UYGULAMALAR
Güneş Enerjisi Tesislerini CMS Sistemi ile
İzlemenin Faydaları
ABB
■
Prosese Uygun Özel Çözümler:
Dozaj Pompalari ve Paket Sistemleri
METRANS
■
Omron’dan Yeni Kompakt Bileşenlerle
Esnek Pano Tasarım Desteği
OMRON
■
Wilo-Yonos MAXO güçlü performans
ile yüksek enerji verimliliğini bir arada
sunuyor
WILO
■
■
Elektrik Şebeleri ve Afet
ÜRÜNLER
Türkiye’de Elektrik Mühendisliği
Eğitiminin Başlangıcı
■
■ ELİMKO
■ BECKHOFF
E-PR-110 Serisi Kağıtsız Kayıt Cihazı
Çoklu dokunmatik HMI serisi 11,6 inç geniş
ekran paneller ile genişletildi
■ OMRON
IPC’lerinizi ve kontrolörlerinizi
koruyun: Omron’dan S8BA kesintisiz
güç kaynağı serisi
Parker’ın şimdi 250 kW’a varan bir güç
değeri ile sunulan AC30 sürücüleri;
esneklik, güvenilirlik ve basitliği
birleştiriyor
26
86
DOSYA
Emniyeti
İş Güvenliği ve Otomasyon
TARİHDEN BİR YAPRAK
PNOZmulti Configurator 10
SCHUNK’tan kısa çalışma pistonlu
aynalar için hızlı-değiştirme aynası
■ Makine
16
■ PILZ
■ SCHUNK
■ PARKER
08
TEORİ ve UYGULAMALAR
70
Nesnelerin İnterneti ve The Connected
Enterprise vizyonu
ROCKWELL
■
■ Sensör
Tabanlı Elektronik Koruyucu
Ekipmanlar
■ Makine
Emniyeti ve İş Güveniği’ne
İçeriden Bakış
HABERLER
■ Medel
Elektronik,
Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen
50 Firmasından Biri!
■ Enosad’ın
“Il. Uluslararası İleri
Endüstriyel Otomasyon Kongre ve
Sergisi”nin Startı Verildi!
■ Ürünler
için hayatta kalma eğitimi
■ Dassault
Systèmes geleceğin
teknoloji liderlerine deneyim
ekonomisi çağını anlattı
■ GE
‘AKILLI ONARIM’ Yaklaşımı ile
GE Harici Enerji Santrali Ekipmanları
için Denetim ve Onarım Hizmetlerini
Genişletiyor.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
8
ENDÜSTRİ OTOMASYON
9
ENDÜSTRİ OTOMASYON
10
ENDÜSTRİ OTOMASYON
11
ENDÜSTRİ OTOMASYON
12
ENDÜSTRİ OTOMASYON
13
ENDÜSTRİ OTOMASYON
14
16
17
18
19
20
21
22
23
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği
MAKİNE EMNİYETİ
İŞ GÜVENLİĞİ VE OTOMASYON
Konuyla ilgili verilerimiz, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzman
Yardımcısı Tuna Orul’dan.
Tuna Orul, Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş
Sağlığı Ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından 2014’te
yayınlanan “Sensör Ve Benzeri Algılayıcı Sistemlerin İş
Kazalarının Önlenmesi Ve İş Güvenliğinin Sağlanması Amacı
İle Kullanılması” isimli İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlık
Tezi’nin “Giriş ve Amaç” bölümünde şöyle diyor:
“18-19. y.y.’da ortaya çıkan Sanayi Devrimi, diğer adıyla
Endüstri Devrimi bir anlamda buhar gücüyle çalışan
makinelerin, makineleşmiş endüstriyi ortaya çıkarmasına
dayanmaktadır. Sonraki dönemlerde de elektrik gücünün
kullanılmaya başlanması ile endüstri ve makineleşme
büyük bir ivme kazanmıştır. O dönemde, artan üretim,
makineleşme ve büyüyen endüstri çok büyük işgücü ihtiyacı
doğurmuştur. Çocuk çalışanlar çoğalmış ve çalışanlar büyük
üretim alanlarında iş saati kavramı olmaksızın çalıştırılmaya
başlanmıştır. Bunun yanı sıra makineleşmiş endüstri ve
yeni makineler çalışanlar için bilinmeyen tehlikeleri de beraberinde getirmiştir.
Üretkenlik, kazanç ve verimliliğin ön planda olduğu bu
dönemde, çalışanların güvenliği önemsenmemiştir.
Çalışanların güvenliği zaman geçtikçe önem kazanmaya ve
bu sayede makineleşmenin getirdiği tehlikelerden çalışanları
korumak için yöntemler geliştirilmeye başlanmıştır. Bu
26
amaçla sabit muhafazalar kullanılmaya başlanmıştır. Sabit
muhafazaların verimi ve üretkenliği etkilemesi, mühendisleri yeni yollar aramaya itmiştir. Özellikle elektroniğin
yaygınlaşması ile birlikte çalışanların, makinelerin tehlikeli
hareketlerinden korunması için yeni çözümler aranmaya
başlanmıştır. Tarihsel olarak kullanılan ilk elektronik koruyucu ekipman olan çift elle kontrol sistemi, 1952 yılında
bir pres makinesinde kullanılmış ve bu sistemin patenti bu
tarihte alınmıştır.
Verimliliğin ve üretimin halen önemini koruduğu günümüzde, bu faktörleri etkilemeden çalışanları tehlikelerden
koruma çalışmaları devam etmektedir. Bu amaçla, cep
telefonlarından buzdolaplarına, otomobillerden savunma
sanayine kadar birçok alanda kullanılan sensör teknolojisi, iş güvenliği alanında da kullanılmaya başlanmış ve
sabit muhafazaların, kapakların yerini tezimde detaylarını
anlatacağım elektronik algılayıcılı koruyucu ekipmanlar almaya başlamıştır.
Ülkemizde iş kazalarının büyük çoğunluğunun meydana
geldiği sektörler; inşaat, maden ve metal sektörüdür. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 2012 yılı istatistik verilerine
bakıldığında, bu üç sektörde meydana gelen iş kazaları,
toplam iş kazalarının %42,5’ini oluşturmaktadır. Aynı yılın
istatistiki verilerine bakıldığında, imalat sektörlerinde meydana gelen iş kazalarının oranı %53,2 olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bu durumda ülkemizde meydana gelen iş
kazalarının yarısından fazlasının makineleşmenin yaygın
olduğu imalat faaliyetleri sırasında meydana geldiği görülmektedir.
Bu çalışmanın amacı, ülkemizde meydana gelen iş
kazalarının yarısından fazlasının meydana geldiği imalat
sektöründe, iş kazalarının en büyük sebeplerinden olan
makineleşme ve otomasyon sisteminin tehlikelerinden korunmak amacıyla kullanılan sensör ve benzeri algılayıcıları
içeren elektronik koruyucu ekipmanların iş güvenliğinin
sağlanmasındaki önemini ve makinelerden kaynaklanan
kazaların önlenmesindeki etkisini ortaya koymaktır.”
Tezin devamında ise şöyle denilmiş:
“Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yayınlamış olduğu İş Kazası
ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri’nden faydalanılarak
oluşturulan veriler incelendiğinde, makinelerin sebep
olduğu iş kazası sayısının, her yıl meydana gelen toplam
iş kazası sayısının yaklaşık %15’i olduğu görülmektedir.
2012 yılında bu oran %18’lere kadar yükselmektedir. Yüzde
eğrisine bakıldığında doğrudan makinelerin sebep olduğu
iş kazası sayılarının oranının 2010’dan günümüze arttığı
görülmektedir.
Makinelerin sebep olduğu kazaların yanı sıra, SGK’nın
istatistik verileri incelendiğinde farklı nedenlerle oluşan
kazaların da aslında, makineler ile bağlantılı olduğu görülmektedir. Örneğin, sabit bir mekân ile hareket eden cisimler arasına sıkışma, düşen cisimlerin dışında hareket eden
cisimlerin çarpması (uçan kırık ve parçacıklar), cismin
sıkıştırması gibi nedenlerle meydana gelen iş kazalarının
makineler ile bağlantılı kazalar olma olasılığı vardır…
Otomatik hareket eden robot kolları, malzeme ve ürünleri otomatik olarak taşıyan taşıtlar ve benzeri makinelerin
kullanıldığı otomasyon sistemlerde, sıkışma nedeni ile meydana gelen iş kazaları yaygın olarak karşımıza çıkmaktadır…
2008 yılında yukarıda bahsedilen iki sebeple meydana gelen
iş kazaları her yıl meydana gelen toplam iş kazası sayısının
yaklaşık %7’sini oluşturduğu ancak bu oranın günümüze
doğru azalma eğiliminde olduğu ve 2012 yılında %5’lere
gerilediği görülmektedir. Özellikle sensör teknolojisinin
endüstriyel ve güvenlik uygulamalarında yaygınlaşması bu
sebeple meydana gelen kazaların önlenmesinde önemli bir
etken olacaktır.
Uçan parçaların sebep olduğu iş kazaları özellikle makinelerde çok sık rastlanan bir durumdur. Kırılan bıçak veya
dişli parçası, işlenen maddeden kopan parçalar ve çapaklar ciddi iş kazalarına sebep olabilmektedir. Yine makinelerin kesici ve batıcı aksamları iş kazasına sebep olan diğer
unsurlardandır.
Veriler incelendiğinde makineler ve makineler ile bağlantılı
sebeplerle meydana gelen iş kazalarının sayısı her yıl meydana gelen iş kazalarının sayısının yaklaşık %30-35’ini
oluşturmaktadır.
2008 ve 2009 yıllarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı, İş Teftiş Kurulu Başkanlığı iş müfettişlerince
yapılan teftişlerin neticesinde teftiş edilen kazaların 2008
yılında %35’ini, 2009 yılında %19’unu makinelerin sebep
olduğu iş kazalarının oluşturduğu görülmektedir…
27
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği
ENDÜSTRİ OTOMASYON
SENSÖR TABANLI ELEKTRONİK
KORUYUCU EKİPMANLAR
ENDÜSTRİ OTOMASYON
olanak sağlayan makine tasarımları için uygun değildirler.
Koruyucu ekipmanların uygulanması ve kullanımı, tasarımcı, üretici ve kullanıcı tarafından dikkate alınması gereken bir aşamadır.
Tasarım aşamasında gerçekleştirilen risk değerlendirmesi
sırasında belirlenen tehlikeler ve riskleri azaltmak amacı ile alınacak
güvenlik önlemleri için koruyucu ekipmanlar kullanılabilmektedir.
Tasarım aşamasında cihazın işleyişinin tüm yönleri ile öngörülmesinin mümkün olmaması nedeni ile cihaz kurulduktan sonra
kullanıcı tarafından gerçekleştirilen risk değerlendirmesi neticesinde ek güvenlik önlemlerinin alınması gerekebilmektedir.
ELEKTRONİK ALGILAYICILI KORUYUCU
EKİPMANLAR
Elektronik algılayıcılı koruyucu ekipmanlar bir grup yaygın olarak
kullanılan ileri düzey koruyucu ekipmandan oluşmaktadır. Elektronik koruyucu ekipmanlar koruyucu tetikleme veya varlık
algılama amacı ile bir arada çalışan, sensörler, kontrol veya
gözetim cihazları, çıkış sinyali üreten anahtarlama cihazları ve
opsiyonel olarak ikinci anahtarlama cihazı gibi kısımlardan ve
sistemlerden meydana gelir. Yaygın olarak kullanılan elektronik
algılayıcılı koruyucu ekipmanların üç farklı türü gösterilmektedir.
19.yy.’da ortaya çıkan Sanayi Devrimi, daha verimli ve çok
amaçlı makinelerin geliştirilmesine dayanmaktadır. O dönemde
kullanılan buhar ve elektrik makineleri gibi yeni güç kaynakları
daha ileri teknolojilere olanak sağlamaktaydı. Ancak daha yüksek
iş verimi ve daha iyi iş kalitesi beraberinde bilinmeyen tehlikeleri
de getirmekteydi. Daha büyük ve hızlı makineler daha büyük tehlikeler ortaya çıkartmaktaydı ve makine operatörlerinin iş verimlerini etkilemeden, bu tehlikeleri daha etkili bir şekilde korumak
hayati önem taşımaktaydı.
İlk olarak, operatörlerin tehlikeli hareketli parçalara, özellikle hareketli güç iletim parçalarına erişiminin engellenmesi
sağlanmaya çalışılmıştır. Ancak operatörün hammadde sağlamak
ya da üretilen parçayı almak için tehlikeli bölgeye sıklıkla girip çıkması nedeni ile koruma işlemi oldukça karmaşık bir hale
gelmektedir. Bu nedenle operatörün tehlikeli bölgeye göre pozisyonunun otomatik olarak kontrol edilmesi gerekmektedir.
Tarihsel olarak kullanılan ilk koruyucu ekipman, pres makineleri
için kullanılan çift elle kontrol sistemidir. Teknolojinin ilerlemesi
ile birlikte, özellikle bilgisayarlaşma ile koruyucu ekipmanlar daha
verimli ve daha uygulanabilir hale gelmişlerdir.
28
Teknolojik ihtiyaçların artması ve daha yüksek iş verimi ihtiyacının
ortaya çıkması nedeni ile makineler daha monoton ve tekrarlayan
görevler yapar hale gelmiştir. Bu durum operatörün daha yorgun
ve uzun süre konsantrasyonunu sağlayamamasına neden olmakta ve tehlikeli iş kazalarına yol açabilecek hatalar yapmalarına
sebep olmaktadır.
Koruyucu Ekipmanların Genel Karakteristikleri:
Koruyucu ekipmanlar genellikle fonksiyonlarını, operatörün
veya vücudunun bir kısmının tehlikeli bölgeye yaklaştığı tespit
edildiğinde, makinenin tehlikeli hareketini durduran bir sinyal
üretmek şeklinde gerçekleştirirler. Bu sayede operatör, tehlikeli
bölgeye girmeden önce tehlikeli hareket (ör. presleme hareketi)
durdurulmaktadır. Bu tip koruyucu ekipmanlar fiziksel bariyer içermezler ve bu sebeple kullanımları makinenin kısa süre
içerisinde otomatik olarak durdurulabilmesine imkân sağlayacak
bir şekilde dizayn edilmesini gerektirmektedir. Bu ekipmanlar
makine kontrol sistemini kullanarak fonksiyonlarını yerine getirmektedirler. Bu nedenle bu tip koruyucu ekipmanlar, çevirmeli
anahtar ile “stop” fonksiyonuna rağmen, yalnızca tüm işlem
çevrimini veya bir kısmını tamamladıktan sonra durdurulmasına
1. Lazer perdeler: Lazer perdeler, makinelerde riskleri azaltmak
için en çok uygulanan elektronik algılayıcılı koruyucu ekipmanların
başında gelmektedir. Lazer perdeler, alıcı ve verici olmak üzere iki
kısımdan oluşmaktadır. Alıcı ve verici cihazın özelliğine göre farklı
sayıda optik kanaldan oluşmaktadır. Bu kanallara bağlı olarak
algılama bölgesi parçalara ayrılır ve her bir parçanın yüksekliği
cihazın karakteristiği olan sensör algılama kapasitesini belirler.
Sensör algılama kapasitesi bu koruyucu ekipmanların seçiminde
ve uygulanmasında önemli bir parametredir…
Lazer perdeler genellikle varlık algılama amacı ile kullanılan
elektronik algılayıcılı koruyucu ekipmanlardır. Lazer perdelerin amacı; makinenin çalışması sırasında tehlikeli bölge olarak
belirlenmiş olan kısımda bir varlık algılanması durumunda makinenin çalışmasının, dolayısı ile tehlikeli mekanik hareketlerin
durdurulmasını sağlayarak, tehlikeli bölge olarak belirlenen bölgeye giren insan ya da insan vücudunun bir kısmını bu tehlikeli
hareketlerden korumaktır. Bunu yaparken lazer perdelerin kurulumunun ve yerleşiminin doğru yapılması gerekmektedir. Makinenin durması için geçen süre ile lazer perdenin varlığı algılaması
ile varlığın tehlikeli hareketin (dönme, ileri geri hareket vb.)
bulunduğu noktaya varması arasında geçen sürenin göz önünde
bulundurulması ve yerleşimin bu verilere göre yapılması önemlidir. Yerleşimi makineye, yapılan işe, eyleme ve benzeri etkenlere
göre farklılık göstermektedir.
2. Lazer tarayıcılar: Lazer tarayıcılar temassız koruyucu cihaz
tiplerinden en ileri düzey olan elektronik algılayıcılı koruyucu
cihazlardır. Lazer ışını sürekli olarak algılama bölgesini taramakta
ve yansıyan lazer ışınlarını ölçmektedir. Bu uygulama ile yalnızca
her bir alana (bölgeye) yapılan nüfuziyet değil, aynı zamanda
nüfuz edilmiş bölge de tespit edilebilmektedir. Kullanıcı mevcut
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği
çalışma alanının yapısına göre algılama alanını farklı tehlike seviyelerine göre genellikle üç olacak şekilde bölünebilmektedir.
Bölünen her bir alan için farklı bir güvenlik önlemi fonksiyonu
atanabilmektedir. Örneğin, birinci uyarı alanında varlık tespit edilmesi halinde sesli ikaz ile uyarı, ikinci uyarı alanında bir varlık
tespit edilmesi halinde yavaşlama ve koruma alanında varlığın
tespit edilmesi halinde sistemi durdurma güvenlik fonksiyonları
çalıştırılarak güvenlik sağlanmaktadır. Tarama alanının bu
şekilde farklı alanlara bölünmesi ile hem sistemin sürekli olarak
durdurulması önlenmiş olmakta hem de güvenlik daha etkili bir
biçimde sağlanmaktadır.
Lazer tarayıcılar yatay ve dikey düzlemde iki boyutlu tarama
yapabilmektedirler. Lazer tarayıcılar, taranan bölgede bir varlık
algılandığında tehlikeli mekanik hareketlerin durdurulmasını
sağlayarak, bu bölgeye giren insan ya da insan vücudunun bir kısmını bu tehlikeli hareketlerden korumak amacı ile
kullanılmaktadır. Basınç algılayıcılı matlar ve zeminler de bu
amaçla kullanılmaktadır ancak lazer tarayıcıların tarama alanları
şekillendirilebilir olması nedeni ile kullanım yerine göre kolaylık
sağlamakta ve daha kullanışlı olmaktadır. Lazer tarayıcılar yaygın
olarak büyük endüstriyel tesislerde kullanılan otomatik kılavuzlu
taşıyıcılarda kullanılmaktadır. Kendi kendine hareket ederek
programlanmış rota boyunca taşıma yapan bu mobil cihazların,
önlerine çıkan bir engel veya varlığı algılayabilmesi için mutlaka
lazer tarayıcılara ihtiyaç duymaktadır.
3. Basınç algılayıcılı koruyucu ekipmanlar: Basınç algılayıcılı
koruyucu ekipmanlar, gözlenen bölgede insan veya insan vücudunun bir kısmının varlığı neticesinde oluşacak basıncı (gücü)
tespit etmektedir. Bu cihazlar aşağıda listelenen iki işlevsel elemana sahiptirler.
a. Sensör: Bölgeye uygulanan basınç kuvvetini sinyallere
dönüştürerek kontrol ünitesine ileten hassas kısma sahip basınç
algılayıcılı keçe (mat) veya basınç algılayıcılı zemin.
b. Kontrol ünitesi: Kontrol edilmesi istenen cihazın açma/kapama
ünitesini sensörün durumuna göre kontrol eden kısımdır.
Birçok farklı basınç algılayıcılı cihaz bulunmaktadır. Örneğin;
keçeler, zeminler, kenarlar, parmaklıklar, tamponlar, tabaklar ve kablolar. Aşağıda verilen parametreler basınç algılayıcılı
koruyucu cihazlar için önemli parametrelerdir.
a. Eylem kuvveti
b. Verimli hissetme alanı
c. Eylem kuvvetinin yönü (açısı)
d. Cihaz aktif olmadan önce geçen ilerleme
e. Tepki süresi
f. Ölü alan
Otomasyon sistemleri için çalışma alanlarında kazaları önlemek için çeşitli elektronik koruyucu ekipmanlar bir arada
kullanılabilmektedir. Bunlardan bazıları elektronik algılayıcılı koruyucu ekipmanlardır. Lazer perde cihazı tehlikeli bölgeye kontrolsüz giriş imkânı bulunan yan kısma kurulmuştur ve tehlikeli
bölgeye buradan gelebilecek potansiyel girişimleri tespit etmektedir. Bu lazer perde cihazının özellikleri ve cihazın tepki süresi nor-
29
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Yine menteşe türü elektromekanik anahtarlar açılır kapanır döner
aksamlarda tercih edilmektedir.
Temassız elektronik anahtarlar bakım ve onarım gereksinimlerinin çok az olması sebebi ile uzun ömürlüdürler. Bununla
birlikte darbe ve titreşime karşı yüksek seviyede dayanıklı olması,
bu tür etkileşimlerin olduğu makinelerde tercih edilmelerini
sağlamaktadır…”
Tezinin devamında şöyle demiş Tuna Orul: “Tez kapsamında,
üzerinde çalışma yapılan makineler ile ilgili işyerlerinden elde edilen kaza verileri incelendiğinde, tehlikeli bölgeye/noktaya erişimin
fazla olduğu makinelerde daha çok kaza meydana geldiği ve
tehlikeli bölgeye/noktaya erişim gereksinimi azaldıkça, kaza
sayılarının da azaldığı görülmektedir. Kaza analizlerine göre, bu
kazaların %70’i tesis ve ekipmanlardan kaynaklanan hatalar sebebi ile meydana gelmektedir. Bu iki durum incelendiğinde, makinelerin ve tesislerin uygunsuzluğunun çalışanların tehlikeli bölgeye/noktaya erişim gereksinimini ve buna bağlı olarak kazaların
meydana gelme olasılığını arttırdığı sonucuna varılmaktadır. Bu
durumda çalışanların tehlikeli bölgeye/noktaya erişim gereksinimlerinin azaltılması ve mümkünse tehlikeli hareket devam ettiği
sürece erişimin tamamen engellenmesi gerekmektedir.
mal bir insan uzvunun hareket hızını tespit edebilecek özelliklerde
olmalıdır. Lazer tarayıcı tehlikeli bölgedeki insanların varlığını tespit etmektedir. Diğer tüm koruyucu ekipmanların hata vermesi
durumunda devreye girmektedir. Bununla birlikte, lazer perde
üretimi tamamlanmış ürünleri içeren kutuya erişimi engellemektedir. Bu kutuya herhangi bir şekilde el ile ulaşma girişimlerini
tespit edecek özelliklerde, elin boyutlarını ve hareket hızını dikkate alacak, bir lazer perde cihazı kullanılmalıdır. Tekli lazer ışını
üretimi tamamlanmış ürünleri taşımak üzere bölgeye giren forklift
ve benzeri araçları tespit etmektedir.
4. İki el kontrollü cihazlar: İki el kontrollü cihazlar, cihazın kontrol mekanizmasına yalnızca iki el ile birlikte müdahale edildiğinde
çalışan cihazlardır. CPD’ler gibi bu koruyucu ekipmanlar da pres,
çekiçleme, bükme makinası gibi yüksek risk seviyesine sahip
makinalarda kullanılırlar. İki el kontrollü cihazlar genellikle, iki
adet çalıştırma cihazı, sinyal çevirici ve sinyal işleyiciden veya
işlemciden oluşmaktadır.
İki el kontrollü cihazların temel çalışma mantığı, iki çalıştırma
cihazının (buton, düğme, vb.) tetiklenmesi sonucu üretilen iki
çıkış sinyallerinin aralarında gecikme bulunmaması durumunda
cihazın çalışmasına izin verilmesi prensibine dayanmaktadır.
Bu kullanıcının ancak ve ancak iki elini kullanarak cihazı kontrol etmesi durumunda cihazın tehlikeli hareketinin başlamasını
sağlamaktadır. Bu, operatörün ellerinin konumunu kontrol imkânı
verdiğinden tehlikeli harekete karşı korunmasını sağlamaktadır.
İki el kontrollü cihazların verimliliği ve kullanışlılığı ne kadar kolay
alt edilebildiği ile ters orantılıdır. İki el kontrollü cihazların tasarımı
ve kurulumu operatörün kontrol cihazlarından bir tanesini kilitley-
30
30
erek veya aşağıdaki listede verilen yöntemleri kullanarak tek el ile
kullanmasına imkân vermeyecek şekilde olmalıdır.
a. Bir elin parmakları ile kullanabilme
b. Bir el ve aynı kol dirseği ile birlikte kullanabilme
c. Önkollar veya dirsekler ile kullanabilme
d. Bir el ve vücudun herhangi başka bir kısmı ile kullanabilme
5. Elektronik anahtarlar: Elektronik anahtarlar genellikle açılır
kapanır kısımlarda tehlikeli hareketin devam ettiği esnada bu
kısmın açılması durumunda tehlikeli hareketin sonlandırılması
için kullanılırlar. Özellikle tehlikeli hareketten çalışanı korumak
amacı ile makine üzerine uygulanmış olan açılır kapanır sabit
muhafazaların operatör tarafından açık konumda çalıştırılmasını
engellemek amacıyla kullanılırlar. Robot kolu çalışma alanı veya
otomasyon sistemlerin bulunduğu alanlarda ise tehlikeli bölgeyi çevreleyen duvar, korkuluk vb. yapılar üzerinde bulunan
kapılarda, prosesin devam ettiği esnada alana girişi kısıtlamak,
girişim olduğunda tehlikeli hareketi sonlandırmak üzere
kullanılmaktadırlar.
Elektromekanik olarak; ayrı aktüatörlü elektronik anahtar,
menteşe tipi elektronik anahtar, emniyet pozisyon anahtarı, emniyet menteşe anahtarı, temassız olarak ise; manyetik anahtar, transponder güvenlik anahtarı ve endüktif güvenlik anahtarı olmak
üzere birçok çeşidi bulunmaktadır. Bu anahtarlar kullanılacağı
alana göre uygun olarak seçilmeli ve uygulanmalıdır.
Elektromekanik anahtarlar açılır kapanır aksamların ekonomik ve
güvenilir bir şekilde gözlenmesi amacı ile kullanılırlar. Özellikle
emniyet kemeri tarzı birbirine temas sağlayan türleri makinelerin sabit muhafazalarında veya kapaklarında tercih edilmektedir.
Kaza verilerine göre, tez kapsamında çalışma yapılan makinelerde elektronik koruyucu donanım kullanılmaya başlandıktan
sonra kaza sayıları yaklaşık %85 oranında azalmıştır. Bu veriye
dayanılarak elektronik koruyucu donanımların, çalışanın tehlikeli
bölgeye/noktaya erişimini kısıtlaması, bu bölgeye/noktaya erişim
anında tehlikeli hareketi sonlandırması sebebiyle etkili bir koruma
yöntemi olduğu söylenebilir…”
Tuna Orul’un “Sensör Ve Benzeri Algılayıcı Sistemlerin İş
Kazalarının Önlenmesi Ve İş Güvenliğinin Sağlanması Amacı
İle Kullanılması” isimli İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlık Tezi’nin
“Sonuçlar”ı ise şöyle:
“İş sağlığı ve güvenliğinde temel amaç önleyici yaklaşımdır
(proaktif). Kişisel koruyucu donanımlar en son başvurulacak
önlem olmalıdır. Temel hedef çalışanın kişisel koruyucu
donanım kullanmasına ihtiyaç duymamasını sağlamak, yani riski
kaynağında yok etmeye çalışmak olmalıdır. Elektronik algılayıcılı
koruyucu ekipmanlar, makinelerdeki mekanik tehlikelerden
kaynaklı riskleri kaynağında yok etmek amacı ile kullanılan önemli
güvenlik donanımlarıdır.
Sensör ve benzeri algılayıcı sistemlerin iş kazalarının önlenmesi
ve iş güvenliğinin sağlanması amacıyla kullanılması ile ilgili mevcut araştırmalar ve bu çalışmanın sonuçları ışığında elde edilen
bilgilere göre;
•Sensör ve benzeri algılayıcı sistemler makinelerden kaynaklanan
risklerin yok edilmesinde ve iş kazalarının önlenmesinde önemli
yer tutmaktadır.
•Makinelerdeki mekanik tehlikelerden çalışanları korumak amacı
ile sensör ve benzeri algılayıcı sistemlerin kullanılmasının yanı
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği
sıra uygun sistemler uygun bir şekilde kullanılmalıdır.
•Elektronik koruyucu ekipmanlar risklerin azaltılması için tek
çözüm yolu olarak görülmemeli, mutlaka mümkün olduğunca
sabit muhafazalar ile desteklenmelidir.
•Uygun elektronik koruyucu donanımın doğru bir şekilde
kullanılması ve sabit muhafazalar ile desteklenmesi, bu sistemlerin işyerlerine getireceği maliyet yükünün azaltılması ve risklere
karşı etkin bir koruma sağlanması için önemlidir.
•Uygun elektronik koruyucu ekipmanın seçilmesi ve standart gereksinimlerine uygun bir şekilde uygulanması ile ilgili iş güvenliği
uzmanlarına ve KOBİ’lere yönelik rehber çalışması yapılmalıdır…
Bu kılavuz yardımı ile makinelerin tehlikeli hareketlerinden
kaynaklanan riskler ve seviyeleri tespit edilerek, makine koruyucu donanım kullanılması gereken öncelikli kısımlar tespit
edilmektedir. Kılavuz içerisinde bulunan kontrol listesi ile makinelerdeki mevcut koruyucu donanımların uygunluğu tespit edilebilmektedir. Kılavuzda yer alan sorular ve tablolar ihtiyaca göre
detaylandırılabilir ve geliştirilebilirler.
•Elektronik koruyucu donanımlar, koruma sağlarken insan faktörünü en aza indirmesi sebebiyle özellikle sürekli aynı işlemi
tekrar eden işlerde çalışanlarda dikkatsizlik, dalgınlığın neden
olduğu kazaların engellenmesinde önemli bir etkendir.
Bu sebeple bu tip işlerin yapıldığı makinelerde elektronik algılayıcılı
koruyucu ekipmanlar kullanılmalıdır.
•İşyeri bünyesinde kurulan özellikle otomasyon üretim hatlarının
yazılımsal ve donanımsal olarak etkin işlememesi, makinelerde ürün sıkışması, ürün düşmesi, hatalı ürün sayısının fazla
olması gibi sebeplerle makineye müdahale ihtiyacı doğmaktadır.
Müdahale sırasında üretimin durmasının istenmemesi sebebi ile çalışanların sensör ve benzeri sistemleri devre dışı
bırakma eğilimlerinin oldukça fazla olduğu tespit edilmiştir.
Elektronik koruyucu donanımların etkin çalışması ve koruma
sağlaması için mutlaka üretimde kullanılan makineler işin
işleyişine teknolojik açıdan ve tasarım açısından uygun olmalı,
doğru kurulmuş otomasyon sistemler kullanılmalı, müdahale
gereksiniminim azaltılması için sebepler araştırılmalı ve yok
edilmelidir.
•Onaylı elektronik koruyucu ekipmanların kullanılması
sağlanmalıdır. Elektronik koruyucu ekipmanlar aynı kişisel koruyucu donanımlarda olduğu gibi ürün standardı temel alınarak
onaylanmış kuruluşlarca yapılacak testlerden geçerek CE işareti
almaktadır. Bu işaret elektronik koruyucu donanımların ürün
standartlarında yer alan gereksinimleri tam anlamı ile karşıladığını
belgeleyen önemli bir işarettir. Piyasada bunun haricinde üretilen
ürünlerin kullanılmasının önüne geçilmelidir.
•Makine koruyucuları için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
tarafından yürütülen piyasa gözetim ve denetim faaliyetlerine
destek olması amacı ile elektronik koruyucu donanımların
uygunluğunu test edecek bir test laboratuvarı kurulması
önemlidir.”
31
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği
ENDÜSTRİ OTOMASYON
MAKİNE EMNİYETİ VE İŞ
GÜVENİĞİ’NE İÇERİDEN BAKIŞ
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ilk işletme Parameter-Cloud vasıtasıyla Web konfigürasyonu
üzerinden gerçekleşecek. Bu basit kontrol sistemi pnömatik valf
teknolojisinin basit prensiplerine göre çalışıyor. Standart web
tarayıcısı aracılığıyla gerçekleşen arıza arama fonksiyonu sayesinde bakım işlemleri de kolaylaşıyor.
Makine emniyetini ciddiye almalı
Konuyla ilgili olarak, Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri
Derneği’miz ENOSAD’ın çok değerli üyelerinden FESTO
San. ve Tic. A.Ş. Elektriksel Tahrik Sistemleri Ürün Yönetim
Departmanı yetkilisi Fredrik Stal’ın Ekim 2012’de Subcon Turkey Gazetesi’nde de yer alan yazısını aktarıyoruz.
“Daha Hızlı, Daha Kolay, Daha Emniyetli-Elektriksel Tahrik
Sistemlerinin Gelecek Perspektifleri” başlıklı yazıda Fredrik Stal
şöyle diyor: “Elektriksel tahrikli otomasyon nereye gidiyor?
Yakın gelecek için üç gelişim senaryosu çizilebilir:
Ürünlere daha hızlı ulaşmak, kontrol teknolojisi ve handlingin
kolaylaşması ve makine emniyetinin artması. Peki şu anda
gelişim hangi düzeyde? Günümüzde sezgisel kullanım özelliklerine sahip, kısa sürede ulaşabileceğimiz ve emniyetli teknik
ürünler sadece genel tüketicinin beklentisi değil. Makine ve
tesis uzmanları, özellikle müşteri taleplerinin aşırı çoğaldığı, iş
yükünün tavan yaptığı dönemlerde, kendi geliştirme ve deneyleri için hiç vakitleri olmadığında sistem partnerlerinden geniş
kapsamlı destek beklemekte. İşte böyle sıkı dönemlerde sistem
ortaklarının tedarik edeceği ürünlerin kısa sürede hazır olması,
ürünlerin kontrol teknolojisi ve handlinginin kolay olması ve
makine emniyeti konusunda geniş kapsamlı destek sunulması
beklenir.
32
Ürünleri kısa sürede hazırlamak
Ürün bulunabilirliği veya ulaşılabilirliği konusunda neye dikkat
etmek gerekir? Elektriksel tahrik sistemlerinin boyutları kolayca
tayin edilebilmeli, kolayca sipariş edilebilmeli ve kolayca monte
edilebilmelidir.
Boyutlandırmanın daha basit bir hale gelmesi için bir dizi önceden tanımlanmış, gerekli testlerden geçirilmiş, tüm gerekli
verileri katalogda yer alan birtakım ürün ve kombinasyonlar
mevcut olacaktır. Sipariş sürecinin kolaylaşması için mekanik
aksamlar, motor ve motor kontrol ünitesinden oluşan sistemsel tahrik çözüm paketleri sadece bir parça numarası ile sipariş
edilecektir. Montajın işlemlerinin kolaylaşması için de motor ve mekanik aksamlar tek birim olarak sunulacaktır. Festo
uygulayıcı/müşterinin bu isteklerinin gerçeğe aktarılmasını
kısaca Optimised Motion Series olarak adlandırmaktadır.
Kontrol ve handlingde kolaylık
Web tarayıcısı teknolojisi sayesinde kontrol ve handling
teknolojileri yakın gelecekte çok daha basit, çok daha kolay
uygulanabilir olacaktır. Fredrik Stal: Uygulayıcılar yeni elektriksel tahrik sistemlerini daha kolay işletmeye alabilecek, daha kolay kontrol edebilecek ve tabii ki bakımını da çok daha rahat bir
şekilde gerçekleştirebilecek. Stal’ın bahsettiği kolaylaştırılmış
Makine emniyeti konusu yeni bir konu olmasa da gelecekte de
makine ve tesis üretiminde hakim bir konumda olacaktır. Piyasada bu konuda hala belirli düzeyde bir güvensizlik söz konusu
ve birçok uygulayıcı sistem ortaklarının desteği olmadan emniyet konusunun hakkını verememekte. Emniyet bariyerlerinin
bulunmadığı, insanların direkt olarak makine ve tesis öğeleriyle
temas halinde olduğu alanlarda elektromekanik sistemlerin tümü
entegre emniyet fonksiyonlarıyla donatılmalı, kaza riskleri gerekli
oranda azaltılmalı, düşük risk garantisi verilebilmelidir.
Uygulayıcılara eksen mekanizmalarının kontrolünü üstlenebilen,
emniyeti sağlayacak bir frenleme/durdurma donanımı içeren bir
emniyet paketi sunabilmek gerekir. Uygulayıcılar çoğu zaman
sonradan eklenmiş bir emniyet konsepti ile yetiniyorlar. Birçoğu
herhangi bir emniyet cihazı alıp STO (Safe Torque Off) fonksiyonunu devreye koymakla yetinir. Buna ilaveten servo motoru frenli
bir motorla değiştirirler.
Birçok makine üreticisi bunun yeterli olduğunu düşünür. Fakat
bu şekilde olası hataların birçoğu göz ardı edilmiş oluyor. Çünkü
örneğin kavramada bir montaj hatası veya yön değiştirme biriminin dişli kayışının kopması halinde fren etkisiz kalabilir. Bunun sonucunda da kızak tüm yüküyle birlikte düşüp personelde
ağır yaralanmalara yol açabilir. Bir çarpmadan sonra meydana
gelmiş fakat henüz fark edilmemiş bir rulman yatağı hatası da
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği
dişli kayışının esnemesine yol açabilir; bilyeli döner kılavuzlamada
meydana gelen bir hata eksenin birkaç milimetre kaymasına sebep olabilir. Sonuç: Kızak personeli yarayabilir, ezilmelere sebebiyet verebilir.”
Yazının devamında, “Bütünsel yaklaşım” bölümünde de şöyle
deniliyor: “Bütünsel bir yaklaşımda eksen mekanizmaları da dikkate alınmalı ve emniyeti sağlayacak bir durdurma ya da frenleme
fonksiyonu sağlanmalıdır diyen tahrik sistemi uzmanı Festo’nun
EGC serisi emniyetli elektriksel eksene işaret etmektedir. Bu
eksende iki kanallı bir ölçüm sistemi ve durdurma birimleri mevcuttur. Mekanizma bir motor encoder ünitesi (birinci kanalda) ve
lineer bir ölçüm sistemi (ikinci kanalda) ile denetlenebilmektedir
(EGC-M). Bir pozisyonun korunması, düşmeye karşı emniyet
ve acil frenleme özellikleri taşıyan EGC-HPN serisi tek veya iki
kanallı durdurma birimleri örneğin dikey eksenlerde emniyet
sağlamaktadır.
Tahrik işlevine yönelik bu emniyet fonksiyonları motor controller
ünitesi için geliştirilmiş CMGA serisi sertifikalı emniyet sistemi
tarafından denetlenebilmektedir. Acil durdurma şalteri, koruma
kapısı şalteri, ışık perdesi ve lazer tarayıcı cihazı da bu üniteye
bağlanabilir. Bunlardan biri emniyet fonksiyonunu tetiklediğinde
CMGA emniyet sistemi üzerinden SS1 veya SS2 tarzı emniyet
amaçlı bir durdurma emri verilir veya kurma/işletmeye alma modunda emniyeti temin edecek bir hızda denetleme yapılır. İşlem
kolaylığı sağlamak amacıyla birçok makine için ön doğrulaması
yapılmış uygulama programları mevcuttur; bunlarla, programlanabilir bir emniyet sisteminin karmaşıklığı bir emniyet rölesi kadar
yalın kılınabilir.
Makine ve tesis üretiminde işbirliği yapan sistem ortakları müşteri
ve müşterileri konumunda olan uygulayıcıların beklentilerini iyi
anlamalı, hatta müşterilerinin beklentilerini içselleştirmelidirler.
Ancak o zaman müşteri ve/veya uygulayıcının problemlerini doğru
algılayabilir ve buna göre hızlı, kolay ve emniyetli bir tahrik sistemi
geliştirebilirler.”
Yazının / yazarın son notlarını da aktaralım:
“Elektriksel
tahrik
sistemlerinin
geleceği:
Kolay
boyutlandırılabilmeli, siparişi kolay olmalı ve montajı da hızla,
sorun yaşamadan gerçekleşmelidir. Kısacası Optimised Motion
Series özelliklerini taşımalıdırlar.
Sistem ortakları müşteri ve uygulayıcıların problemlerini iyi
anlamalı, özümsemelidirler. Ancak o zaman daha hızlı, daha kolay kullanılabilir ve daha emniyetli elektriksel tahrik sistemleri
geliştirebilirler.
Web tarayıcısı teknolojisi: Elektriksel tahrik sistemlerinin kontrol ve
handlingini kolaylaştıracak unsur.
Makine emniyetini ciddiye almak: Bütünsel bir yaklaşımda eksen
mekanizmaları denetlenir ve EGC serisi emniyet ekseninde
olduğu gibi emniyete odaklı bir durdurma veya frenleme olanağı
mevcuttur. Kapsamlı emniyet: Tahrik işlevine yönelik emniyet
fonksiyonları motor controller birimlerine yönelik CMGA serisi
sertifikalı emniyet sistemi tarafından denetlenebilmektedir.”
33
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / İnceleme
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Haber
U Şekilli Çelik Amortisörler
JAPONYA’DA İŞ GÜVENLİĞİNE TEMELDEN
BAŞLAYAN ÖRNEK YAKLAŞIM:
Nagoya’daki fabrikada, 12 mavi renkli çelik “U” şeklinde amortisör bulunmakta. Kauçuk rulmanların aksine, bu amortisörler (binanın ağırlığından kaynaklanan) bir yüke tabi değil,
ancak sismik dalga enerjisini emiyor ve titreşimi azaltmak için
GÜÇLÜ DEPREMLER İÇİN TASARLANAN MITSUBISHI ELECTRIC
NAGOYA FABRİKASI, “E4”
büyüklüğünde veya “Nagoya
Kubbesi”nin (beyzbol stadyumu) %25’i büyüklüğündedir.
E4 binasında PLC’ler, HMI’lar,
redresörler için güç modülleri
ve servo motor kodlayıcıları
üretilmektedir.
Mitsubishi
Electric’in Nagoya’daki bu üretim üssü “E4”, gerçekten de
müthiş. Fabrikada oluşturulan
ayrı üretim alanlarında robotlar ve insanlar birlikte yan
yana üretim yapılıyor. Üretimin her aşaması kontrol edile
biliyor, test edile biliyor ve kare
kot uygulaması ile tüm bilgiler oluşturulan kütüphanelere
aktarılıyor.
Mitsubishi
Electric’in “daha yeşil bir gelecek” için yürüttüğü çaba da
bu binada da gözle görülüyor.
Binanın çatısına kurulan güneş
panelleri ile kendi enerjisini de
Japonya sürekli yaygın depremlere maruz kalan bir ülke. En
son 2011 yılında, 9.0 büyüklüğünde Tohoku depremi yaşandı
ve herkesin bildiği üzere Fukuşima Nükleer Santrali’nde kazalar
meydana geldi. Depremle birlikte yaşanan tsunami ise tehlikenin boyutlarını daha da artırdı. Anormal büyüklükte bir depremin de yakın gelecekte Tokai bölgesini vurması bekleniyor.
Mitsubishi Electric’in hem afet sürekli / iyileştirme planının hem
de iş-işçi-çalışma güvenliği yaklaşımın bir parçası, yeni fabrika
binasının (Mitsubishi Electric bu binaya “E4” diyor), şiddetli
depreme dayanacak şekilde inşa edilmiş bir yapı olması.
Hayati İstatistikler
“E4” binası, “NagoyaWorks”de en yeni üretim tesisidir. Yapının
inşası Aralık 2013’de bitirilmiş ve 2014 yılının Mayıs ayında
üretime başlanmıştır. Bina 31 metre yükseklikte ve altı katlıdır.
(Bina yüksekliği Nagoya şehrinde yerel hükümet tarafından
kısıtlanmıştır. Caddeden uzaklığı 10 metre üzerinde olan bir
bina için 31 metre en yüksek bina yüksekliğidir.) “E4” binası,
“Ozon İstasyon” sahasındaki en yüksek binadır. Her kat, 26000
m2 alan kapsamaktadır. Bu alan yaklaşık 3.6 adet futbol sahası
34
güneşten sağlıyor.
Bu bina, Mitsubishi Electric tarafından konuşlandırılmış ikinci
depreme dayanıklı binadır; birincisi “NakatsugawaWorks”tedir.
Mitsubishi Electric, bu binaları acil / afet kurtarma planlamasının
bir parçası olarak yapmaya karar vermiş. Bu binalarda üretilen
ürünler, yaygın şekilde yurtiçi ve küresel pazarlarda kullanılıyor.
Yani Mitsubishi Electric, bir deprem durumunda artık çok hızlı
bir toparlanma yapabilmekte. Böyle bir felaket olduğu takdirde,
birinci katta toplantı odalarında bir felaket kontrol merkezi ikmal
edilebiliyor olmakla beraber, paralel olarak tüm çalışanların 3
gün boyunca hayatta kalmalarını mümkün kılacak büyük miktarda yeterli gıda stoklanmış durumda.
Mitsubishi Electric’in Nagoya Works’deki amacı, bir felaketin
vurması sonrasında ertesi gün, hem üretimi yeniden başlatacak
esneklikte olmak, hem de çalışanların refahını ve donanımı
korumak ve de bunun böyle devam etmesini sağlamak.
Sismik Yalıtım
“E4” binası, 73 kolonla desteklenmiş ve her kolon bir sismik
yalıtım cihazına dayanmakta. Binadaki bu bölümler: 22 adet
105cm çaplı yüksek sönümlemeli kauçuk yataklar, 39 adet
başka çaplarda yüksek sönümlemeli kauçuk yataklar ve 12 adet
Çelik U amortisörler. Bu amortisörlerin kombine etkisi, sismik
yalıtım yoluyla zemin katta % 50 ve 6. katta ölçüldüğü takdirde
%80 oranına kadar bina titreşimini azaltmakta.
kullanılıyor. E4 binasının doğu ve batı tarafında altışar adet amortisör yerleştirilmiş durumda; yani toplam 12 amortisör her
biri yaklaşık 2.2 milyon Japon Yeni ya da hemen hemen 16.500
Euro, maliyetinde.
(Büyük bir deprem meydana geldiği takdirde, genlik [dikey
hareket] maksimum 40 cm olarak tahmin ediliyor ve bu da, amortisörlerin hareketi aralığında.)
Yer Değiştirme Mastarları
E4 binasında 2 adet yer değiştirme mastarı bulunmakta. Yer
değiştirme mastarları, paslanmaz çelik levha yüzeyi üzerinde
çizilme vasıtasıyla herhangi bir deprem genliğini ölçmek için
kullanılmakta.
Düzensiz Kablolama
Yüksek Sönümlemeli Kauçuk Yatak
Yüksek sönümlü kauçuk yatakların en önemli özelliği dikey
olarak sabit, ancak yatay olarak yumuşak olması. Bu özellik,
ince kauçuk ve çelik plakaların dönüşümlü katmanlı olması
sayesinde sağlanıyor (mille-feuille gibi). Bu nedenle, lamine
kauçuk dikey eksende binayı destekleyici ve yatay eksende
deprem titreşimini sönümleyici işlevlere sahip. Tek bir kauçuk
yatak, 700 ile 1000 ton yüke dayanabiliyor ve bir deprem meydana geldiğinde yatay olarak maksimum 60 cm uzayabiliyor.
E4 binasının bodrum katında ziyaretçiler havada asılı
gibi görünen gevşek kablo bobinleri, gevşek su tesisatı
bağlantı teçhizatları ve merdivenler fark edebilirler.
Bu görünüm kötü bir işçilik belirtisi gibi algılanmamalı, aksine deprem esnasında tecrübe edilmiş herhangi bir hareket
genliğinin karşılanmasında gerekli esnekliği sağlamak için
yapılmış. Böylece;
• Elektrik kablolarında; binanın aşırı ileri geri hareketi esnasında
bile, bağlı kalmasını sağlamak için yedek bolluk yaratılmış.
• Esnek sıhhi tesisat bağlantı teçhizatları, benzer bir durumda
temiz su tedariki veya atık suyun izale edilebilmesi için mevcut.
Aralıksız İmalat
(E4 binasında her yerde kauçuk yataklar üzerindeki yükün farklı
olması sebebiyle farklı ebatlarda kauçuk yatak kullanılmış olup,
en çok kullanılan kauçuk yatak çapı ise 105cm’dir. (61 yataktan
22’si 105 cm. çapında olup yaklaşık 1,6 milyon Japon Yeni, o
da yaklaşık 12.000 Avro maliyet oluşturmaktadır.)
“E4” binası, deprem esnasında meydana gelebilecek herhangi
bir elektrik arızası durumunda, aydınlatma ve klima kontrol
sistemlerinden, PV panellerinde ürettiği elektriği bekleme pozisyonunda rezerve etmeye kadar, tam kontrol sahibi olacak
şekilde tasarlanmış.
35
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün
Continental: Hızlı, yüksek hassasiyetli ölçüm
teknolojisi bant hasarının erken tespitini sağlıyor
Beckhoff / www.beckhoff.com.tr
uzunlukta olabilen konveyör bandı segmentlerinin
aralarındaki birleşimlerdeki ciddi hataları tespit ediyor.
Son gelişme ise Bant Yırtık Tespit (Belt Rip Detection
– BRD) sistemi. Bu sistemle, oluşmakta olan boyuna
yırtıklar erken bir aşamada tespit edilebiliyor. Her iki
sistem de acil bir durumda konveyörü durduruyor ve
gerekirse ContiTech personeli tarafından uzaktan bakım
yapılabilmesini sağlıyor. Bu şekilde, işletim maliyetlerini
optimize etmek, sistem kullanılabilirliğini artırmak ve
kaza riskini azaltmak mümkün.
Bir konveyör bandının segmentlerinin uç birleşimlerindeki
hatalar veya keskin kenarlı cisimlerin açtığı boyuna kesikler dökme malzeme nakli endüstrisinde ya da madencilikte kullanılan ekipmana kolayca büyük zararlar
verebilir. Bu gibi sorunları erken bir aşamada belirlemek
ve genellikle ağır onarım masraflarından kurtulmak için
ContiTech ve Continental Engineering Services iki konveyör bandı izleme sistemi geliştirdi. Bu sistemler sensör verilerinin çok hızlı ve son derece hassas biçimde
günlüğe kaydedilmesini ve işlenmesini gerektiriyor.
Beckhoff’un EtherCAT ve eXtreme Fast Control (XFC)
ürünleri etkili bir çözüm sağlıyor.
Merkezi Almanya, Frankfurt’da bulunan Continental
Engineering Services (CES), 2006’dan beri bağımsız
mühendislik hizmetleri sağlayıcısı olarak dünya çapında
faaliyet gösteriyor. CES, Almanya, Northeim’de bulunan ContiTech Transportbandsysteme GmbH ile birlikte
ContiTech tarafından satılan entegre konveyör sistemleri
için Conti Protect serisinden iki elektronik bant izleme
sistemi geliştirdi. Bu sistemler, otomotiv endüstrisinin
zorlu standartlarına göre tasarlanıyor, üretiliyor ve test
ediliyor.
İlk sisteme, Birleşim Uzama Ölçümü (Splice Elongation Measurement – SEM) adı verildi. 10 cm’ye kadar
kalınlıkta, 4 m’ye kadar genişlikte ve 10 km’ye kadar
36
Yüksek konveyör hızlarında test sinyallerini güvenilir
şekilde yakalama
Her iki sistem de elektromanyetik indüksiyon etkisine
dayalı. BRD sisteminde, iletken halkalar konveyör
bantlarına ısıl işlem ile yerleştirilmiştir. Bu iletken halkalar, bir verici ve alıcı arasında yüksek frekanslı sinyal
iletiyor. Böyle yerleştirilmiş bir halka eğer hasar görürse
alıcı tarafındaki sinyal kesiliyor ve sistem kontrolörü
bunu tespit ederek konveyörü otomatik olarak durduruyor. Konveyör bu şekilde çalışırken, bant en yüksek hıza ulaştığında bile, çeşitli izleme noktalarında
oluşacak boyuna yırtıklar güvenilir şekilde tespit edilebilmekte. SEM, 40 tona kadar ağırlığı olabilen konveyör
bandı segmentlerinin arasındaki bağlantı noktalarının
birleşimlerinin hassas uzunluk ölçümünü kapsıyor.
Bağlantı noktalarına entegre edilen çelik şeritler indüksiyon etkisini oluşturuyor.
SEM için, ölçüm noktası sayısını konveyör bandı segmentlerinin sayısı tanımlıyor; yaklaşık 50 adet. BRD
sisteminde iletken halkalar her ne kadar, uygulamaya bağlı olarak bazı durumlarda 100 – 200 metre
aralıklı olsalar da, iletken halkaların her 50 metrede bir
yerleştirilmesi ideal. 40 km/sa.’e kadar olabilen konveyör hızları veri toplama ve örnekleme hızlarında büyük
veri yoğunluğu oluşturuyor. BRD, saniyede yaklaşık
2,000 değeri günlüğe kaydediyor ve SEM, uzunluğu milimetreden küçük düzeydeki yüksek hassasiyette ölçmek
için konveyör bandının kaçınılmaz titreşimlerini de hesaba katarak saniyede 400.000’e kadar değeri günlüğe
kaydediyor.
Kontrol teknolojisi hızlı, hassas ve sağlam olmalı
SEM, 2010 yılında Beckhoff’un PC tabanlı kontrol
teknolojisi yardımıyla veri işleme hızındaki çok yüksek gereksinimleri çoktan karşıladı. CES Endüstriyel Çözümler
Borneo’da ContiTech konveyör sistemi açık ocaklı kömür madenciliğinde ve yük gemilerinin yüklenmesinde
kullanılıyor
bölümünden Hans Christian Enders şöyle açıklıyor: “I/O
seviyesine kadar yüksek performanslı, gerçek zamanlı
Ethernet iletişimine imkan veren EtherCAT’in önemi kritik. XFC’deki Dağıtılmış Saat ve Zaman Damgası işlevi
son derece hassas veri toplamanın temelini oluşturuyor.
SEM ile edindiğimiz harika deneyime dayanarak, BRD
sistemi için de yine Beckhoff teknolojisini kullanmaya
karar verdik.”
Teknoloji üstün performans sunmakla kalmıyor, aynı zamanda çok sağlam; Hans Christian Enders açıklamaya
devam ediyor: “Beckhoff teknolojisini yıllardır en
zorlu koşullar altında kullanıyoruz. Yüksek EMC, konveyör bandı toz ve titreşim yükleri, büyük sıcaklık
dalgalanmaları ve yüksek nem bunlardan bazıları. Hiçbir
teknik sorun yaşamadık. Örneğin, Şili’de 3.000 metredeki bir bakır madeninde kontrol teknolojisi aşırı sıcaklık
ve partiküllü maddeye maruz kalıyor. Dahası, sistem bu
dayanıklılık testini yalnız IP 67 koruma sınıflı kabin içinde
değil, açıkta da geçti çünkü kapaklar haftalarca açık
bırakılıyor. BRD sistemi aynı zamanda Borneo’daki açık
ocaklı kömür madenindeki gibi aşırı sıcaklık ve yüksek
nem koşullarıyla da başa çıkabiliyor. IP 65 koruma sınıflı
ön yüze sahip yerleşik CP6202 Panel PC hiçbir şekilde
sorun çıkarmıyor, uzun zaman temizlenmediğinde veya
büyük, yüksek güçlü sürücülerin oluşturduğu EMC
yüküne maruz kaldığında bile.”
Hızlı veri iletişimi ve hızlı mühendislik
Görselleştirme amacıyla TwinCAT otomasyon yazılımı ve
TwinCAT PLC HMI ile donatılmış kontrol sistemi olarak
15 inç dokunmatik ekranlı CP6202 Panel PC kullanılıyor.
Modüler I/O seviyesi, aşırı hızda örnekleme (oversampling) özellikli EL3702 XFC analog giriş terminalinin
de dahil olduğu EtherCAT Terminalleri sağlıyor. Özel
aşırı örnekleme veri tipleri, bir iletişim döngüsü dahilindeki proses değerlerinin birçok kez taranabilmesini ve
tüm verilerin bir dizilim (array) içinde aktarılabilmesini
sağlıyor. Aşırı örnekleme faktörü, bir çevrim içindeki
örnekleme sayısını ifade etmektedir.
Konveyör bandı izleme sistemlerinde aşırı örnekleme
değeri 100’dür, yani 1 ms’lik döngü süresinde 100
örnekleme yapılır. Bu, Endüstriyel PC’ye olağanüstü
işleme hızıyla büyük miktarlarda verinin aktarılabilmesini
sağlar: BRD sistemi için saniyede 2.000 ve SEM sistemi
için saniyede 400.000 sinyal. Hans Christian Enders
diğer avantajdan şöyle bahsediyor: “EtherCAT protokolü son derece güçlü olmakla birlikte fiber optik kablo
üzerinden haberleşmeyi de destekliyor. Bu bizim için
özellikle önemli çünkü sahadaki ölçüm noktalarının bir
37
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün
ENDÜSTRİ OTOMASYON
BRD sistemi verici biriminin indüklediği sinyalin yanı sıra, bir devir sayacı vasıtasıyla bant hızını da günlüğe
kaydeder.
kısmı kontrol kabinlerinden birkaç yüz metre uzaklıkta
olabiliyor.”
SEM’in geliştirilmesinde hız da önemli bir rol oynadı.
Şirketin ilk sistem için, sensör geliştirme dahil, sadece
altı ayı vardı. Hans Christian Enders şöyle devam ediyor:
“TwinCAT çok yardımcı oldu. Kullanışlı programlama
arabirimi ve mevcut yazılım bileşenlerinin veya fonksiyon bloklarının kullanımı sayesinde, geliştirme süresini
büyük ölçüde azaltmayı başardık. TwinCAT scope fonksiyonu kullanılarak adım adım hataları ayıklayarak arızaları
gidermenin kolaylaşması, sinyal analizi ve kullanıcı
dostu kavisli ekran gibi ek özellikler de önemli konular
arasında. Bu, donanımın doğru kurulup kurulmadığı kısa
sürede kontrol edilmesi ve devreye alma aşaması için
oldukça önemli bir faktör.”
Kontrol sisteminin ölçeklenebilirliği ve açıklığı
Hans Christian Enders’in açıkladığı gibi, CES, PC
tabanlı kontrol teknolojisinin hızlı ve gerçek zamanlı
olmasının yanı sıra, ölçeklenebilir ve açık bir sistem
olması son derece yarar sağladı: “Kontrol teknolojisi farklı müşteri taleplerine göre kolayca uyarlanabili-
38
yor. Örneğin, PROFIBUS veya CAN temelli bir istemci
veri yapısını, gerçek veri işlemede gereken EtherCAT
iletişimine ilişkin kısıtlamalar olmadan, uygun I/O terminalleri üzerinden entegre etmek oldukça basit.”
PC tabanlı kontrol teknolojisi aynı zamanda, doğası
gereği IT teknolojilerinden yararlanmak noktasında
da açıklık gösteriyor. Örneğin, dünya çapında kurulu konveyör sistemlerine uzaktan bakım araçlarını
kullanılarak büyük bir çaba harcamadan uygulamaya ilaveler yapılabiliyor. Bu, zaman ve yolculuk giderlerinde
önemli derecede tasarruf sağlıyor. Ölçüm noktalarının
görsel olarak izlenebilmesi için sisteme TwinCAT SMTP
sunucu üzerinden web kameraları eklemek mümkün.
Hans Christian Enders gelecek için daha fazla potansiyel
görüyor: “TwinCAT 3’e geçişle Visual Studio® entegrasyonundan da yararlanacağız. Biz TwinCAT 3’ü kullanmaya başlamadan önce bu geliştirme aracıyla yazılmış
bir ilk uygulama halihazırda mevcut. Onu endüstriyel radar sensörlerimiz çerçevesinde kullanıyoruz ve TwinCAT
3’ü giderek daha fazla kullandıkça bu çözümü daha da
verimli ve değerli hale getireceğiz.”
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün
larda gerilime maruz kalır. Bu durumda, emniyet şeridi denetleme
cihazları olan PLID’ler, kule ve gondol arasındaki acil durdurma butonu kanallarını izlemek için kullanılabilir.
Pilz için, makine emniyeti “sadece üründen daha fazlasıdır”; işte bu
yüzden Pilz geniş çaplı hizmetler sunar. Rüzgâr türbini üreticileri,
kurulumu yeni yapılacak ya da önceden kurulumu yapılmış türbinler için risk analizi ve rüzgâr türbininin emniyet fonksiyonlarının
doğrulanması konularında danışmanlık hizmeti sağlayan, otomasyon uzmanı Pilz’in tecrübesinden yararlanabilirler. Ayrıca Pilz, CE
işaretlemesi hizmeti vermektedir.
Rüzgar enerjisi: Temiz enerjiyi
emniyetli bir şekilde üretmek
Pilz / www.pilz.com/tr
menin ön şartı; 100 metre ve daha fazla uzatılabilen rüzgar
türbinlerinin emniyetidir.
Rüzgar gücünden enerji üretmek, Almanya’da alternatif enerji
kaynaklarına geçerken anahtar teknoloji olarak görülmüştür.
Nükleer enerjinin yavaş yavaş kullanımdan kalkması, kelimenin tam anlamıyla, yenilenebilir enerjinin kullanımını
kanatlandırmıştır. Rüzgar enerjisini genişletmeye devam et-
40
Rürgar türbinleri için fonksiyonel emniyet zorunludur: beklenen her
türlü dış etki ve hata durumlarında, rüzgar türbinleri, tasarım özellikleri ile birlikte ele alınmalıdır. Makine Direktifinin uygulanması
yasal bir gereklilik olduğundan dolayı rüzgar türbini üreticileri için
de zorunlu hale gelmiştir. Uygunluk değerlendirmesi prosedürü
en azından Avrupa’da mecburidir. Makine Direktifinin yasal açıdan
bağlayıcı gereksinimlerine ek olarak, sertifikasyon için bilinen ya da
tanınmış başka yönetmelikler vardır. Bunlar, Germanischer Lloyd
tarafından yayımlanan rüzgar türbinleri sertifikasındaki izlenecek
yollar da dahildir.
Bu emniyet gereksinimlerini karşılamak adına otomasyon uzmanı
Pilz, rüzgar türbinindeki tüm emniyet fonksiyonları için ölçeklenebilir çözümler sunar. Pnoz Sigma serisindeki emniyet rölelerinin
en kullanışlı olduğu alan odak noktasının bireysel (özel) emniyet
fonksiyonları olduğu alanlardır, bu konuda rüzgar türbinlerinin acil
olarak durdurulması örnek olarak gösterilebilir. Alternatif olarak,
hız monitörü PNOZs 30 hız ile ilgili fonksiyonlarla çalışması için
tasarlanmıştır ve aynı zamanda rüzgar türbindeki kırık emniyet pimini, pervane hızını ve jeneratör hızını da izlemektedir.
Konfigüre edilebilir kontrol sistemlerinden PNOZmulti, farklı input
sinyallerine olay güdümlü tepki veren birçok rüzgar türbininde
halihazırda kullanılmaktadır. İşte bu sebeple, modüler tasarım, ilgili rüzgar türbinine isteğe göre esneklik kazandırabilen bir çözüme
olanak verir. Ayrıca PNOZmulti emniyetli hız izleme için çok sayıda
genişletilmiş modül sunmaktadır ve bu sayede rüzgar türbininin
bütün emniyet fonksiyonları tek bir sistem de yer alır. Ek olarak,
PNOZmulti haberleşme modüllerinin yardımı ile kolaylıkla rüzgar
türbininin kontrol sistemine dâhil edilebilir.
Makine emniyetine ek olarak, Pilz portföyü tesis koruması için de
çözümler içermektedir. Örneğin sıcaklık, yağ basıncısı gibi tesis
değerleri olduğu kadar aynı zamanda, gerilim, akım ve güç gibi elektrik değerlerini de izleyebilir. Sunulan çözümler gerçek jeneratör
gücünü ölçmek için uygun olabildikleri gibi aynı zamanda türbinlerin
hareketli kanatlarının açısını ayarlayan pitch sistemi için gerekli acil
durumları izlemek için de kullanılabilirler. PMDsigma veya PMDsrange gibi elektriksel izleme röleleri bu kapsamda kullanılır. Rüzgâr
türbinlerindeki kablo güzergâhları çok uzun olabilir, örneğin: acil
stop butonu dağıtım kutusunda, gondolda ya da kulede bulunabilir.
Değerlendirme (lojik) cihazına giden kablo kanalları, gondolun,
rüzgârın yönünü izlemesi ile oluşan hareketi sonucu belirli nokta-
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün
SICK Bulkscan ile Basitleşen Konveyör
Optimizasyonu
Sick / www.sick.com/tr
Günümüzün madencilik ve maden işleme operasyonlarında,
dökme malzemenin nakliyesinin ekonomik ve verimli olması
zorunludur. Konveyörün altyapısı, şüphesiz dökme malzeme
taşıma işleminin en önemli parçasını oluşturur. Madenin cinsi
veya kaynağı dikkate alınmaksızın konveyörlerin, işletmenin
değerini garanti altına alacak şekilde performans göstermesi
gerekmektedir. Bu nedenle, modern konveyör sistemleri ideal
olarak zamanın mümkün kıldığı en iyi verileri kullanmak üzere
tasarlanmışlardır.
İster bir yatırım projesinin detaylı tasarımı üzerinden çalışın ister
halihazırda işlemekte olan bir operasyonun konveyör altyapısını
yönetmekten sorumlu olun, elinizde pek çok ortak görevler
bulunmaktadır. Finansal harcamalar (sermaye veya sermayenin
korunması), enerji tüketimi, sistemin kullanılabilirliği, bant ve
kasnağın ömrü her zaman akılda tutulmalıdır. Buna ek olarak,
çevresel sorumluluk bilinci; toz emisyonunun ve sistem gürültü
seviyelerinin dikkatli bir şekilde yönetimini gerektirir. Konveyör
performansını koruyucu elektriksel, mekanik ve altyapısal
araştırmalara yapılan yeterli seviyelerdeki yatırım, günümüzde, çok daha yeni sistemlerle birlikte konveyör tasarımındaki
gelişmelerin eskiden hiç olmadığı kadar amaca uygun olarak
42
tasarlanmasını sağlamıştır.
Bu bilgi tabanı aynı zamanda, dökme malzeme konveyörleri için
oldukça verimli veri toplama ve bilgi sistemleri araçlarını işaret
etmektedir.Geleneksel olarak, bir konveyör sisteminin performans izlemesi geçmişte dikkatini kütle akışına odaklamıştı. Her
ne kadar kütle akışının izlenmesi bir konveyör performansının
en büyük göstergesi olsa da bu durum sistem mülkiyetinin
toplam maliyetinin yönetilmesinde bütünsel bir yaklaşım ortaya koyamamaktadır. Bir konveyör sisteminin “kullanım ömrü
maliyetine” bakıldığında, bakım süresinin korunmasına yol
açan ve yatırıma en uygun geri dönüşümü sağlayabilecek hangi
araçların bulunduğunu keşfetmede tedbirli olunabilir mi?
Günümüz piyasası, spesifik konveyör konularını irdelemek
üzere tasarlanmış sistem ekipmanlarının çeşitliliği ile doludur.
Bant bağlantıları, bant köşeleri ve bant hizalanmaları hemen
hemen gerçek zamanlı olarak izlenebilmektedir, ancak izleme,
temel sebep doğrultusunda performansın bozulma noktasının
bir sonucu mudur? Bu sorunun cevabı; hayır, değildir. Tasarım
yapıldığında, performans ve güvenilirlik hedefleri belirlenir ve bir
sistemin bu gereksinimler karşısında çalışmasının sağlanması
için gereken özen gösterilir. Her bir kritik detay; malzemenin
durumu (duruş açısı, vs.), açı boyunca, kasnağın mesafesi,
yapısal izdüşüm, bant malzemesi ve enerji sağlama, proje bütçesi kapsamında bir sistem oluşturmak için bu aşamada dikkate alınmalıdır. Bir konveyör sisteminin “tasarlandığı şekildeki”
performans seviyesinde sürdürülebilmesi gerçek zamanlı istisnai koşulların izlenmesini gerektirmektedir.
SICK Bulkscan LMS511 Lazer Hacimsel Akış ölçer, sizin mevcut elektrik teknisyeniniz tarafından kurulabilecek ve bakımı
yapılabilecek kadar basit, kompakt ve temassız bir ürün olarak
gerçek zamanlı verilerin izlenmesi işlemini gerçekleştirmektedir.
SICK Bulkscan, yüksek doğrulukta; bant köşe ayarı, yük merkezi
yerçekimi kuvveti, hacimsel debi, kütle debisi (bilinen bir kütle
yoğunluğu girdisi ile birlikte) gibi bilgiler sağlar. Konveyörün ve
malzeme profilinin saniyede 50 keze kadar taranması, verinin
anlığa yakın olmakla birlikte değişken hız sistemleri buna hiçbir
şekilde cevap verememektedirler. Bu, üretkenliği düşürücü
malzeme çökmelerini azaltan sistem besleme hatlarının kritik
kontrolleri için idealdir.
SICK Bulkscan, bant kantarlarla bağlantılı veya bağımsız
olarak kullanılabilir. Yükleme merkezinin sürekli izlenmesi,
kasnağın aşırı yıpranmasına, zamanından önce bant arızalarına
ve bir araya geldiği takdirde bant kantarlarındaki yanlışlıklara
kaçınılmaz bir şekilde yol açan yük koşullarının yönetilmesinde
kullanılabilir. Temassız bir cihaz olan SICK Bulkscan, bant
destek sisteminin bir parçasını oluşturmaz ve yapısal modifikasyona gerek kalmaksızın kurulabilir. IP67 koruma sınıfına sahip olduğundan çevrenin kötü koşullarına dayanabilir. Dahası,
kurulumun büyük bölümü sistem üretkenliğine en ufak etkisi
olmaksızın konveyör yürüme hattının dışında gerçekleştirilebilir,
bu da mevcut altyapı için ideal bir çözüm oluşturmaktadır. Farklı
kontrol sistem arayüzleri standart olarak bulunmaktadır; dijital
I/O, TCP/IP Eternet (Siemens ve Rockwell için fonksiyon blokları
ile birlikte) ve analog bir arayüz aksesuar olarak sunulmaktadır.
SICK Bulkscan ile okuma, karmaşık yazılım ve konfigürasyona
ihtiyaç duyulmaksızın dakikalar içinde tamamlanabilmektedir.
Konveyör altyapı performansının doğru izlenmesi size sistem
optimizasyonu için net bir yol sağlayacaktır. Artan verimlilik, arıza süresine ve üretkenlik kayıplarına yol açan olayların
azaltılması sayesinde en yüksek ekonomik kazanımlara
ulaşılmasını sağlayacaktır; taşma, dalgalanma, çökme,
boşaltma alanı blokajları, yük dengesizliği ve bant sürüklenmesi. Pek çok uygulamaya konfigüre edilebilmesi sayesinde, SICK
Bulkscan LMS511, size arzu ettiğiniz sistem kontrolünü ve
sistemin yaşam süresi boyunca yatırıma sürekli geri dönüşünü
sağlamaktadır.
“SICK Bulkscan LMS511 Lazer Hacimsel Akış ölçer gerçek
zamanlı istisnai koşulların izlenmesini kompakt, temassız ve
kullanımı kolay bir araç şeklinde sağlamaktadır.”
43
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün
MITSUBISHI ELECTRIC’İN YENİ
DENETİM KONSEPTİ, MELSEC iQ-R
Mitsubishi Electric / www.mitsubishielectric.com.tr
■ MELSEC sisteminin başarılı Q serisine ait yeni,
modüler ve yüksek performanslı denetçi, kendinden
önceki serilere kıyasla geliştirme maliyetleri ile bakım ve işletim giderlerini büyük ölçüde düşürecektir.
Öte yandan oldukça geliştirilmiş performans ve kapsamlı işlevsellik özellikleri, artan emniyet, güvenilir
üretim süreçleri ve düşük arıza sürelerini güvence altına alacaktır.
44
MELSEC iQ-R denetim konsepti sayesinde fikri mülkiyetlerin ek bir güvenlik donanımı, IP tabanlı bir erişim
filtresi ve kullanıcı doğrulama seçeneklerini içeren geniş
yelpazedeki güvenlik fonksiyonları tarafından tamamen
koruma alınacağı garanti edilmektedir. Gelişmiş hata
saptama ve hata giderme fonksiyonları, devreye alma ve
bakım masrafları ile söz konusu faaliyetler ile bağlantılı
giderlerin azalmasını sağlayacaktır. Hizmetinize sunulan
fonksiyonlar arasında işletim geçmişinin oluşturulması,
hata ve vaka kaydı, basit tanılama işlemleri, analog verilerin yüksek hızda kaydedilmesi ve formüllerin güvenli
bir biçimde depolanmasına yönelik entegre bir veri tabanı temin edilmesi bulunmaktadır. MELSEC iQ-R serisi, mühendislik çevresi ile entegre edilmiş iQ Works
uygulamasının bir parçası olacak yepyeni GX Works3
isimli programlama yazılımı ile programlanabilmektedir.
GX Works3 yazılımında dinamik etiketler, programlama
yerine parametrelendirme ve donanım fonksiyonu öbekleri ile HMI taslakları da dâhil olmak üzere görsel fonksiyon öbeklerinin otomatik olarak oluşturulması gibi çok
sayıda seçenek bulunmaktadır. Söz konusu özellikler,
geliştirme maliyetlerinin ve olası arıza kaynaklarının
azalmasına yardımcı olacaktır.
tanımakta ve aynı zamanda CC-Link, CC-Link IE Field,
Profibus, Profinet ve çok sayıda üçüncü şahıs ağ bağlantılarına bağlanılmasını sağlamaktadır. Ayrıca, kullanıcılar, bağlantı prosedürünün en kolay hale getirilebilmesi için aralarından tercih yapacakları çeşitli entegre
iletişim protokollerine sahip olacaklardır.
Mitsubishi Electric tarafından geliştirilen yeni ve modüler bir akıllı ortak platform olan MELSEC iQ-R, tesis
verimliliğini arttırırken aynı zamanda toplam işletim maliyetini de düşürecektir. Öte yandan modüler çoklu-işlemci sistemi, kendinden önceki serilerden daha hızlı ve
daha verimli olup, senkronize edilmiş çıkış modüllerinden, senkronize edilmiş PLC biriminden ve ağ bağlantısı
taramalarından faydalanmaktadır.
Optimize edilmiş sistem tasarımı, standart kontrol sistemleri ve güvenliğe yönelik kontrol sistemlerinin tek bir
mikroişlemci şasisi üzerinde entegre edilmesine olanak
MELSEC iQ-R, diğer Mitsubishi Electric otomasyon bileşenleri ile entegrasyona olanak tanıyan üstün bağlanabilirliğin yanı sıra geçmişle bağdaşır bir yapıya sahiptir; MELSEC Q serisine ait programların sürekli olarak
kullanılmasını ve sorunsuz bir şekilde geçiş yapılmasını
sağlar. Tüm bunlara ek olarak bağlantı ucu uygunluğu,
kablo tesisatı maliyetlerini büyük ölçüde düşürecektir.
Adaptör kutuları, aygıt yazılımı güncellemeleri yeni işlemcilerin daima en son gelişmeler doğrultusunda güncelleneceğini güvence altına alırken Q Sistemine ait modüllerin yeniden kullanılmasına izin vermektedir.
PLC birimi, üretim verilerinin hızlı ve kolay bir biçimde
işlenip kaydedilmesine ve SD kartı üzerinde CC-Link IE
Field aracılığıyla bağlantısı yapılan akıllı modül ve cihazlar da dahil olmak üzere tüm sistem parametrelerinin depolanmasına olanak tanıyan bir SD kart girişi ile donatılmıştır. Yeni geliştirilen bu akıllı platform, aynı zamanda
dijital güvenlik Girişi/Çıkışi modüllerine de sahiptir.
45
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün
ENDÜSTRİ OTOMASYON
iTRAK yeni bir verimlilik paradigması
getiriyor
Rockwell / www.rockwellautomation.com
Rockwell Automation’ın yeni ürünü iTRAK, servo ve hareket
çözümlerine getirdiği ezber bozan yaklaşımı sayesinde
birçok endüstriyel sektörde şimdiye kadar geçerli olan
kuralların hepsini baştan yazıyor. Birden fazla taşıyıcının
düz veya dönel yollarda birbirinden bağımsız bir şekilde kontrolünü mümkün kılan modüler, ölçeklendirilebilir doğrusal
bir motor sistemi olarak iTRAK, kullanıcılara, geleneksel dönel hareketli zincirli sistemlerle karşılaştırıldığında, verimliliklerini önemli derecede artırma imkânı sunuyor.
Endüstri alanında geçtiğimiz son 100 sene içinde beraberinde
yeni birçok makinenin, prosedürün ve uygulamanın yolunu
açan sayısız teknolojik ve felsefi açılım meydana gelmiştir. Üretim hattı konsepti ortaya çıktığından beri, önce üretim hattında
ilk otomasyon sistemi ve entegre çip kullanımına geçildiği, sonra Connected Enterprise ve Industry 4.0 sistemi devreye alındığı
için; üretim endüstrisi hiçbir surette önemli yeniliklerden mahrum kalmamıştır.
Bu süre içinde, ortaya çıkan ve ömürleri kattıkları değerlerle
orantılı olmak üzere; geçerliliklerini yitiren pek çok yeni fikir
olmuştur. Ancak bazı teknolojiler zaman testinin karşısında
başarıyla durmuş ve modern üretim ortamlarında halen
gördüğümüz üzere; geçerliliklerini korumuşlardır. Günümüzde
kullanımı oturmuş olan bu yeniliklerden biri de; kısa sürede ge-
46
leneksel şaft, zincir ve mekanik kam
uygulamalarına karşı üstünlüğünü
kanıtlamış olan elektronik kontrollü
servo ve hareket çözümlerinin ticari anlamda geliştirilmesi ve piyasaya sunulmasıdır. Servo teknolojisinde ilk takdim edildiği günden
beri; hız, yük, devinim ve hassaslık
bakımından birçok değişiklik ve
iyileştirme yapılmıştır. Öyle ki; bu
sistemin şimdiki halinden çok daha
ileriye götürülmesi artık neredeyse
imkânsızdır.
Yeni gelişmelerin sadece minör
seviyede kazançlar sağladığı bu
tür durumlarda, çoğu zaman
mevcut olan konsept için yeni bir
uygulamanın hayal edilmesi için
bile bir vizyon gerekir ki; iTRAK®
ürününün geliştirilmesi süreci de
aynen bu şekilde olmuştur. iTRAK
servo teknolojisinden esinlenir ve
onu MagLev treninin dayandığı ilkelerin esasına yakın bir kavramla birleştirir. Birden çok taşıyıcının düz ve kavisli yollarda
birbirinden bağımsız kontrolünü sağlayan bir teknolojinin sonucu ‘kısıtsız bir makinenin’ ortaya çıkmasıdır.
Hem doğrusal hem de dönel hareketi bağımsız yer değişimi
ile birleştiren bu yenilikçi yetkinlik, üretim hacmini artıran,
bakım ihtiyacını azaltan ve makine büyüklüğünün küçülmesine
yardımcı olan esnek ve tamamen entegre bir çözümdür.
Hızla emsallerinin yerini alan bir teknoloji olarak anılan iTRAK,
aslında son kullanıcılarına en az yüzde 50 oranında olmak üzere;
verimlilik açısından yüksek kazanç sağlayan, üretim akışına
ilişkin yepyeni bir düşünüş şeklidir. Özellikle makine ve teçhizat
kurucuları iTRAK ile karşılaştıkları karmaşık durumları azaltıp
daha yüksek performans kazanırken; son kullanıcılar da artan
hız ve esneklik sayesinde verimlilik değerlerinde kayda değer
bir artış elde edebilirler. Bütün bu kazanımlar, daha iyi bir optimizasyon, güvenilirlik ve daha hızlı bir sistem kullanımı için;
standartlaştırılmış bir platform üzerinden sunulur. Ürünün hız
bağlamında kattığı en önemli değer, mekanik parçaların yerine manyetik alan kullanıldığı için; üretim hattının inanılmaz
yüksek hızlarda hareket ederek sanal anlamda limitsiz olasılık
alanı yaratmasını, dolayısıyla da, verimliliğin oldukça yüksek bir
seviyeye ulaşılmasını sağlamasıdır. Mekanik bileşenlere ihtiyaç
kalmaması ayrıca bakım giderlerinde de yadsınamaz bir düşüş
ENDÜSTRİ OTOMASYON
meydana getirir. iTRAK sisteminin modüler yapısı, çok sayıda
farklı konfigürasyon imkanı yarattığı için; olağanüstü bir esneklik sunar. Model tren rayı veya araba yarış yoluna oldukça
benzer bir şekilde, iTRAK’in Kavisli ve Doğrusal modülleri, kısıtlı
donanımı olanlar da dâhil olmak üzere; her uzunlukta veya her
biçimde raylı sistem oluşturmak
için bir arada kullanılabilir ve spesifik uygulama ihtiyaçlarına uyumlanabilir. Yatay, dikey veya dikili
vaziyette olmak üzere; üç farklı oryantasyon seçeneği, sistem tasarımı
için daha fazla esneklik sağlar.
Operasyonlarda ise iTRAK, her
bir taşıyıcı veya taşıyıcı setleri
için hareket profilleri, değişken
üretim koşumları ve ürünleri ile eşleştirilmek üzere kolayca programlanabildiği için;
ayar geçişlerindeki duraksama
zamanlarını da azaltır. Bu esneklik,
birçok üreticiye istedikleri çevikliği
sağlamanın yanı sıra, verim ve
kârlılık üzerinde olumsuz bir etki
yaratmadan, daha kısa süreli
çalışma imkânı da verir. Aksine, bunun verimlilik üzerindeki etkisi, Toplam Mülkiyet Maliyeti (Total Cost
of Ownership/TCO) büyük ölçüde
azaldığı ve geri ödeme süreleri genelde sadece altı veya 24 ay
arasında sona erdiği için; pozitiftir.
Fiziksel açıdan bakıldığında; iTRAK oldukça geniş bir ürün gamı
ve uygulama alanı için uygun bir sistemdir. Aynı zamanda 0 ile
100+ kg aralığında değişen yüksek bir taşıma kapasitesi ve 0
ile 5 m/s arasında değişen yüksek bir hız aralığı sunar. Hijyenik uygulamaların ve yıkama-temizlik işlemlerinin yer aldığı
endüstrilerde de, IP65 seviyesinde bir koruma sağlar.
Her ne kadar iTRAK teknik anlamda karmaşık bir ürün olsa
da; yeni becerilerinin öğrenilmesi için makine mühendislerine
ihtiyaç yoktur. Aslına bakılırsa; böyle güçlü bir çözüm için
kullanılan programlama oldukça basittir. iTRAK, Studio 5000
Logix Designer™ yazılımı herhangi bir kontrol sistemine entegre edildikten sonra kullanmak suretiyle programlanabilir. Her
bir taşıyıcı, Logix programında, makinede herhangi mekanik
bir değişiklik gerektirmeksizin ürün ebatları ile hızda yapılacak
değişiklik ve karmaşık sıralama ihtiyaçlarına cevap verebilecek
bir sistem oluşturulması için standart komuta talimatlarından
faydalanan bir “Sanal Hareket Ekseni” olarak görünür.
Yiyecek ve içecek endüstrisinde ise iTRAK, çoklu uygulamalarda kullanım alanı bulmaktadır. Makinenin birinde bağımsız
taşıyıcılar, poşetlerin dolum istasyonlarından ağızlarının
kapatıldığı istasyonlara taşınması için kullanılır ve yüklerini
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Ürün
boşaltır boşaltmaz, başka bir poşet almak üzere çabucak
karşıya geçerek, geriye, hattın başına dönerler. Bir makine operatörü, ürün ve poşet materyaline göre gerekli ayarları yapmak
için; iTRAK programının daha fazla bekleme süresine gereksinim duyacağının bilincinde olarak; makinenin performansını
etkileyecek herhangi bir mekanik değişiklik yapmadan, sadece
bir düğmeye dokunarak, dolum zamanı, poşet kapama zamanı,
vb. gibi parametreleri değiştirebilir.
İlaç sektöründe uygulanan üstün yenilikçi uygulamalardan biri,
iTRAK’ın bir kan testi makinesinde kullanılmasıdır. Burada her
bir taşıyıcı farklı ölçülerdeki cam substrat kabını, yapılan testlere
bağlı olmak üzere; farklı reaktif “baskı” istasyonları arasında
taşır. iTRAK çözümü tüm olası baskı prosedürleri için sonsuz
çeşitlilik gösterir. Ambalaj endüstrisinde ise; iTRAK aralıklarla
gelen ürünlerin veya ambalajların sıraya sokulmasında rağbet
görmüştür. iTRAK’ın burada üstlendiği işlev, basit bir şekilde ve
giren malzemelerin rastgele gelişinden etkilenmeden, ambalajlı
malları almak ve sonra dolu kartonu uzak bir lokasyona
taşımaktır.
Şirketler artık iTRAK sayesinde piyasadaki metrekare başına
mümkün olan en yüksek verimliliği elde edebiliyorlar. Rockwell Automation bu alanda daha önce kullanılan donanımların
yerine en kısa sürede hızı ve esnekliği artıran, dolayısıyla da,
üretim randımanını herhangi bir mekanik tahrikli üretim hattının
yapabileceğinden çok daha iyi seviyelere çıkarabilen bir yazılımı
getirmiştir. Üretim akış hızı, geleneksel bir üretim bandında
en yavaş işleme göre belirlenirken; iTRAK ile artık en hızlı olan
işlem hızına göre ayarlanıyor.
47
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Makale
ENDÜSTRİ OTOMASYON
KABLO PABUCU ve KABLO UYUMU
Prysmian Group Türkiye
GİRİŞ
Bilindiği üzere, enerjiyi iletmek için kullanılan kabloların seçimi kadar, yapılan bağlantılarda doğru kablo aksesuarlarının seçimi ve
kablo aksesuar uyumu hayati önem arz etmektedir. Birçok elektrikli uygulamalara doğrudan bağlantı yapılmasını sağlayan kablo
pabuçlarını seçerken nelere dikkat edilmelidir?
Kablo Pabucu Nedir?
ENDÜSTRİ OTOMASYON
maksimum iletken direnci şartını koyarken, geometrik kesit
Tablo 1: TS EN 60228: 2007, Çizelge 2 için bir şart koymayıp,
bilgi ve kılavuz olması için geometrik çap aralığı vermiştir.
Türkiye’de kablo üreticilerinin iletkenler için “Türk Standardı”
olarak kullandıkları standart, TS EN 60228:2007’dir. Örnek
olarak; tek ve çok damarlı kablolar için Sınıf 2 örgülü iletkenlere
ait maksimum iletken direnci ve minimum tel sayısı parametreleri (Tablo 1’de) TS EN 60228:2007, Çizelge 2’de zorunlu
olarak verilirken, ilgili kesitler için iletken çapları bilgi amaçlı
olarak aynı standardın “Ek Bilgi” kısmındaki Çizelge C.2’de
verilmiştir (Tablo 2).
Endüstriyel terminolojiye göre “konektör” ya da “çapa” olarak
da bilinen kablo pabuçları, birçok elektrikli uygulamalara
doğrudan bağlantı yapılmasını sağlamak, bakım, tamirat,
montaj ve demontaj işlemlerinde kolaylık sağlamak amacıyla
tasarlanmış kablo aksesuarlarıdır. En yaygın örneği; motorlu
araçların elektriksel aksamlarını beslemek için kullanılan akü
bağlantı uygulamalarıdır.
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Makale
Bu örnek, diğer dairesel iletkenler için de geçerlidir. TS EN
60228:2007 standardının ekler kısmındaki diğer iletken
sınıflarına ait çap bilgilerini içeren tabloları görebilmemiz mümkündür.
Prysmian Group Türkiye olarak yaptığımız kablo ve iletken tasarımları hem standartların belirlediği “20 ⁰C’deki
1km uzunluk için verilen maksimum doğru akım iletken
direnci” kriterine, hem de kılavuz olarak verilen “en büyük
ve en küçük çap” sınırlarına uyum sağlamaktadır. Bununla
birlikte pazardan gelen uygunsuzluklarla ilgili yorumlar ve
tarafımıza yöneltilen sorulara ışık tutmak amacıyla üç farklı
pabuç üreticisinden alınan dört farklı kesit için (35,50,70 ve
95 mm²) tasarlanmış kablo pabuçlarından, her birinden üçer
adet olacak şekilde testler yapılmıştır. İletkenlerimizin, doğru
üretilen her pabuç numunesi ve doğru sıkıştırma ile tam uyum
sağladığı yaptığımız test sonuçlarında gözükmektedir. Yapılan
bu çalışma, Tablo 3’te karşılaştırmalı olarak gösterilmiştir.
Kablo başlığı uygulamasında kullanılan bir pabuç tipi
Pabuç ve Kablo Uyumu
Bir kablo tasarımının ilk ve aynı anda en önemli aşamalarından
biri iletken tasarımıdır. İletkenlerin tasarımları için en yaygın
standart IEC 60228’dir. Tasarımı yapılırken ve iletken seçilirken,
iletkenin geometrik boyutu ve kesiti oldukça önemlidir; ancak en
önemli parametre geometrik kesit değil, elektriksel kesittir. Bu
da 200C’deki 1km uzunluk için verilen maksimum doğru akım
iletken direnci ile sağlanır. Standartlar, elektriksel kesit için
TS EN 60228: 2007, EK C
Tablo 3: Farklı pabuç üreticilerinin pabuç çapları ve TS EN
60228’deki iletken çapları
Farklı boyutlarda kablo pabuçları
Uygun Olmayan Bağlantı Nedeniyle Oluşabilecek
Sonuçlar
Kullanım Şekilleri
Kablo pabuçları, kalıcı bağlantı olması gereken ve direkt bağlantının uygulanmasının sakıncalı olduğu yerlerde
kullanılırlar. Kullanım şekillerine göre, uygulama yöntemleri
de değişkenlik gösterebilir. Bağlantısı yapılacak olan pabucun
tipine göre lehim ya da kaynak
yapılır. Daha sonra pabucun bağlantı ucu, civata, vida ya da
klips vasıtası ile tam eşleşen bir terminal ile bağlantı noktasına
sıkıştırılarak bağlanır. Birçok ebatta ve farklı metal malzemeler
ile üretilen pabuçlarda en sık kullanılan metal ise bakırdır.
Çatal veya “U” şekilli pabuçlar, vida terminalleri için; kapalı ring
veya “O” tipi pabuçlar civatalı uygulamalar için; pin veya yassı
tutamaklı pabuçlar ise sıkıştırmalı ya da bıçak uçlu terminaller
için kullanılırlar. Kablo pabuçları, daha kalın kesitli kabloyu daha
küçük ebatta bir konektöre bağlayabildikleri için kablo boyutunu
indirgemek için de kullanılırlar.
Tablo 1: TS EN 60228: 2007, Çizelge 2
48
Tablo 2: TS EN 60228: 2007, Çizelge C.2
Bağlantısı yapılacak kablo ve pabuç malzemelerinin
standartlara uygun olması gerekliliği tartışmaya açık bir
konu olmadığı gibi, doğru klemensleme ve bağlantı şekli
de kurulacak sistemin hem uzun ömürlülük açısından
hem de can ve mal güvenliği açısından belki de en çok
dikkat edilmesi gereken husustur. Doğru malzemelerin
seçilmesi ve kullanılması durumunda dahi, yapılacak
olan hatalı bağlantı sebebiyle, istenmeyen sonuçlarla
karşılaşmak işten bile değildir. En çok yapılan hatalardan
biri, aşırı sıkıştırmadır. Yapılan aşırı sıkıştırma işlemi ile
bağlantı noktasındaki iletken ezilip zarar görebilir. Zaman
içerisinde titreşim, bükülme vb sebeplerden dolayı tel
kopmaları oluşabileceğinden, iletkenin elektriksel direnci
yükselecektir. Buna bağlı olarak da, aşırı ısınma meydana
gelebilir. Aşırı ısınma, kablo izolasyonununda kullanılan
polimerik malzemenin limit değerlerini aşması durumunda, polimerik malzemenin kimyasal özelliklerini bozup,
yangınla sonuçlanabilir
49
DOSYA / Makine Emniyeti ve İş Güvenliği / Makale
Hataları önlemenin yolu ise, hidrolik sıkıştırma aparatı
kullanmak ve aparat üreticisinin tavsiye ettiği periyot geçmeden kalibrasyonunu yaptırmaktır. Diğer bir hata ise,
bağlantısı yapılacak kablonun iletken kesitine uygun pabucun seçilmemesidir.
Pabucun olması gerekenden büyük seçilmesi durumunda,
pabuç ile kablo iletkeninin temas yüzeyi arasında istenilen
seviyede bir birleşme olmayabilir. Bunun sonucunda ise,
bağlantı noktasındaki boşluklarda oluşabilecek arklar ile
yine polimerik malzemeye zarar verip, yangına sebebiyet
verebilir. Bu tip durumların önüne geçmenin yolu; standartlara uygun doğru malzemeleri seçip, doğru bağlantıyı
ENDÜSTRİ OTOMASYON
yapmaktır.
Prysmian Group Türkiye olarak, toplumu ve kullanıcıları
bilinçlendirmek adına yaptığımız çalışmaları paylaşmayı
sürdürüyoruz. Unutmayalım ki yaptığımız çalışmalar
ve kurduğumuz sistemler, bizden sonraki nesillere ışık
tutacaktır.
Referanslar
1TS EN 60228 “Kablolar - Yalıtılmış kabloların iletkenleri”
PROSESE UYGUN ÖZEL ÇÖZÜMLER:
DOZAJ POMPALARI ve PAKET SİSTEMLERİ
METRANS / www.metrans.com.tr
Yüksek hassasiyetli dozaj pompaları ve yüksek performanslı
proses pompaları konusunda dünya lideri olan LEWA, dozajlama sistemleri ve paket üniteleri de üretmektedir. Hassas, çevreye duyarlı ve tamamen sızdırmaz LEWA diyaframlı
pompaları, dünya çapında birçok uygulamada her çeşit sıvının
yüksek basınç değerlerinde güvenle dozajlanması ve transferinde kullanılmaktadır.
LEWA marka ürünlerin Türkiye distribütörü ve satış sonrası
hizmet sağlayıcısı METRANS’tır. Kurulduğu 1991 yılından
beri kendi alanlarında dünya sıralamasının ilk basamaklarında
yer alan üreticilerle çalışan METRANS’ın faaliyetleri, uygun
ekipmanı belirlemek için mühendislik hizmetleri, pompa ve
yedek parçaların yurtdışından temini, ihtiyaca göre montajı,
işletmeye alınması, standart ürünler ve yedek parçaların stokunun tutulması ile satış sonrası servis ve bakımların yerine getirilmesinden oluşmaktadır.
LEWA Ürün Programı:
POMPALAR
• Yüksek Basınç Diyaframlı/Pistonlu Dozaj Pompaları (Ecoflow
Model)
• API 674, API 675 Standartlarına Uygun Proses Pompaları
• Yüksek Kapasiteli Proses Diyafram Pompaları
• Orta Basınç Diyaframlı Dozaj Pompaları (Ecosmart Model)
• Ekonomik Seri Diyaframlı Dozaj Pompaları (Ecodos Model)
• Mekatronik (Servo Motorlu) Diyaframlı Dozaj Pompaları
(Intellidrive Model)
• Çok Düşük Kapasiteler İçin Diyaframlı Elektriksel/Solenoid
Diyaframlı Dozaj Pompaları
• Hijyenik Diyaframlı/Pistonlu Yüksek Basınç Dozaj Pompaları
• Hijyenik Ekonomik Seri Diyaframlı Dozaj Pompaları
PAKET SİSTEMLER
• Dozajlama Paket Sistemleri
• Kokulandırma Paket Sistemleri
Aksesuarlar:
• CMS pompa durum görüntüleme sistemi
• Diyafram arıza tespit düzeneği
• Akış dengeleyici
• Dahili elektriksel strok ayar mekanizması
• Emniyet valfleri
• Pislik tutucular
• Basınç valfleri
• Kütlesel akış ölçer
52
LEWA Pompalarının Teknik Özellikleri:
• Modüler yapı
• Hassas dozaj
• Hermetik sızdırmazlık
• Yüksek çalışma emniyeti
• Minimum bakım gereksinimi
• Diyafram hasar gördükten sonra da çalışmaya imkân tanıyan
4 katmanlı özel PTFE diyafram (Ecodos model)
• Proses gereksinimlerine göre çeşitli diyafram, çek-valf ve kafa
malzemeleri
• Düzgün akışlı, yüksek hassasiyetli dozajlama
• Hijyenik serilerde FDA, EHEDG, ASME BPE, VDMA 24432
sertifikasyonları
LEWA Pompalarının Kullanıldığı Uygulamalardan
Bazıları:
• Antioksidan dozajlama
• Asit dozajlaması
• CO2 dozajlama
• Gaz kokulandırma
• Hidrazin dozajlama
• Karbondioksit ekstraksiyonu
• Katkı maddesi dozajlama
• Kimyasal dozajlama
• Korozyon inhibitör dozajlama
• LPG dozajlama
• Metanol enjeksiyon
• XPS teknolojisi ile yalıtım malzemeleri üretimde DME, CO2,
R152a (Freon) ve benzeri akışkanların transferi
• Deterjan dozajlaması (Gıda ve Hijyen Uygulaması)
• Jel dozajlaması (Gıda ve Hijyen Uygulaması)
• Karbondioksit dozajlaması (Gıda ve Hijyen Uygulaması)
• Konsantre dozajlaması (Gıda ve Hijyen Uygulaması)
• Kromotografi (Gıda ve Hijyen Uygulaması)
• Kültür dozajlaması (Gıda ve Hijyen Uygulaması)
ENDÜSTRİ OTOMASYON
PLASTİK ENDÜSTRİSİNİN TERCİHİ LEWA
ÜRÜNLERİ
2.Katkı maddesi dozajlama ve köpük yapıcı madde
dozajlama:
LEWA, plastik uygulamalarının çeşitli üretim
aşamalarında size destek olacak pompa ve sistemleri üretmektedir. Polietilen, polipropilen, poliüretan ve poliamid uygulamalarında başlıca çözüm
ortağınızdır. Ayrıca katkı maddeleri, katalizör ve
köpük yapıcı madde için dozajlama sistemlerini de
temin etmektedir. Plastik endüstrisinde başta mumlar, alev geciktiriciler ve yağlar olmak üzere tüm
katkı madde uygulamaları konusunda çok özel bir
uzmanlığa sahiptir. Plastik sektöründe LEWA ürünlerinin kullanıldığı uygulamalardan bazıları şöyledir:
3. Şişirici akışkan dozajlama (Karbondioksit, izobütan, vs.)
Plastik ekstrüderde şişirme elemanı (blowing agent)
dozajlama
Polietilen üretimi
Köpük yapıcı madde dozajlama
Melamin üretimi
Yüksek basınçlı temizlemede kimyasal dozajlama
Poliüretan üretimi
Kaprolaktam dozajlama
Silan dozajlama
4. Alev geciktirici dozajlama
Uygulama Alanları:
PLASTİK ENDÜSTRİSİNDE LEWA UYGULAMALARI
Modüler Seri Dozaj Pompası
(Ecoflow Model)
Ekonomik Seri Diyaframlı Dozaj
Pompası (Ecodos Model)
1. Dozajlama uygulamaları:
Mekatronik (Servo Motorlu)
Diyaframlı Dozaj Pompası
(Intellidrive Model)
Orta Basınç Diyaframlı Dozaj
Pompası (Ecosmart Model)
53
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ecofoam Skid
Gaz Kokulandırma Ünitesi
Kimyasal Enjeksiyon Paketi
54
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Omron’dan Yeni Kompakt Bileşenlerle
Esnek Pano Tasarım Desteği
Omron hangi ürün grupları ile yardımcı oluyor?
En yeni kompakt kontrol komponentleri, sadece 17,5 veya
22,5 mm genişliğinde son derece ince G9SE güvenlik
röleleri ve sınıfının en küçüğü olmasına karşın kolay takçalıştır kurulum ve 10 yıla kadar pil ömrü sağlayan S8BA
kesintisiz güç kaynaklarıyla (UPS'ler) birlikte sunulmaktadır. Geniş kompakt kontrol ürünleri arasında maksimum
70 mm derinliğe sahip pano üstü kontrol cihazları ve çok
çeşitli kompakt push butonlar ve indikatörler yer almaktadır.
İnce endüstriyel röleler
- G2RV serisi; 6,2 mm
genişlikle alandan tasarruf sağlar. İnce tasarım, modüllerin küçültülmesine ve G/Ç hatlarının sayısının artırılmasına olanak sağlar.
Güvenlik röle üniteleri - G9SE serisi; İnce tasarım (17,5
mm ve 22,5 mm) montaj alanından tasarruf sağlar.
Ölçüm ve İzleme Röleleri - K8AK/DS serisi; Genel DIN
rayına montaj ve Dar pano alanları için kompakt iz düşümü.
Kesintisiz Güç Kaynakları (UPS) - S8BA Serisi; Boyutu ve
ağırlığı azaltmak ve kullanım ömrünü artırmak için Lithium
iyon piller kullanılır.
OMRON / www.omron.com.tr
Tüm kontrol ürünlerinin verilerine çevrimiçi veri
portalı üzerinden ulaşmak
larının kapladığı alanın az olmasının son derece önemli
olduğu modern üretim ortamlarında çok önemli bir avantaj sağlar. Daha küçük kontrol panolarının sağladığı diğer
■ Omron, kontrol panolarında alandan önemli ölçüde tasarruf etmek üzere tasarlanan geniş bir kompakt kontrol komponent ürün ailesi seçenekleri sunuyor.
Kompakt komponentlerin kullanılması, kontrol sistemlerinde esneklik elde edilmesine yardımcı olur ve pano içinde gelecekte gerçekleştirilecek değişiklikler ve eklentiler
için yer açılmasını kolaylaştırır.
56
Elde Edilen Avantajlar Nelerdir?
• Pano boyutlarını %20'ye kadar küçültme
• Minimum 6,2 mm genişliğe sahip ince tasarım
• Maksimum 70 mm derinliğe sahip pano üstü
komponentleri
Omron’un yeni komponentlerinin kullanıldığı panolar,
tipik uygulamalarda standart komponentlere göre %20'ye
kadar daha küçük boyutludur. Bu da kontrol ekipman-
avantajlar arasında pano üretim maliyetlerinde ve panoların sahaya taşınma maliyetlerinde azalma yer almaktadır.
Kontrol panolarının boyutlarının küçültülmesine daha
fazla yardımcı olmak amacıyla tüm kontrol ürünlerinin
verilerine çevrimiçi veri portalı üzerinden ulaşılabilir. Bu
portaldan edinilecek bilgiler, EPLAN ve Zuken E3 dahil
olmak üzere önde gelen pano tasarımı yazılım paketlerine
doğrudan aktarılabilmektedir. Bununla birlikte ana formatlarda 2 boyutlu ve 3 boyutlu çizimler için CAD dosyaları
mevcuttur. Bu sayede kontrol panolarının üzerindeki alanın kullanımı daha kolay bir şekilde ayarlanabilir.
Günümüzde bilgisayarlar ve güçlü CAD/CAE yazılımları
tasarımcıların işini önemli ölçüde kolaylaştırdığından
switch kabini üretiminde vazgeçilmez araçlar haline geldiler. Ancak en iyi programlar bile kendilerine güç sağlayan
veritabanlarıyla sınırlıdır. Ne yazık ki günümüzde genel
yaklaşım, bir ürünün boyutlarını ve özelliklerini anlatan
kullanım kılavuzları sağlamaktan öteye geçmiyor. Ancak
pano bileşenlerimiz ve cihazlarımız için EPLAN ve Zuken
eCAD verilerinin piyasaya sürülmesiyle artık yeni bir
dönem başlıyor.
Geliştiriciler, bir ürünle ilgili gerekli tüm verilerin elektronik formatta bulunduğu dijital veri kayıtlarını portalımızdan indirebilir ve bu kayıtlarda bulunan çizimleri (parça
verilerini), belgeleri vb. CAD/CAE programlarına sorunsuzca entegre edebilir. Bu özellik, zamandan tasarruf sağlar, hata oluşumunu engeller ve ürünün piyasaya çıkışını
hızlandırır. EPLAN ve Zuken parça verilerinin yanı sıra, 2D
ve 3D CAD dosyaları da CAD kütüphanemizden (http://
industrial.omron.eu/en/products/cad-library) indirilebilir.
57
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Nesnelerİn İnternetİ ve The Connected
Enterprise vİzyonu
ROCKWELL / www.rockwellautomation.com/tr
Nesnelerin Interneti (Internet of Things - IoT) ile nesnelerin de biz
insanlar gibi kablolu ya da kablosuz olarak bir ağa erişip birbirleri
arasında veri paylaşabileceği yeni bir dünyadan bahsediyoruz.
İnsanların internet aracılığı ile birbirine bağlanmasını sağlayan
dijital devrim, akıllı telefonların ve cihazların yaygınlaşmasıyla
ikinci bir devrime doğru yol alıyor. Bu ikinci devrim ile sosyal
yaşamdan endüstriye kadar birçok platformda yeni fırsat ve
yatırımlar bizleri bekliyor. Bu devrim Nesnelerin Interneti, Büyük
Data üzerinden data analizleri, uzaktan izleme ve mobil çözümler gibi alanlarda ilerleyerek modern üretime çok büyük potansiyel sunuyor. Rockwell Automation’ın ‘The Connected Enterprise’ metodolojisi bu teknolojileri birleştirerek Endüstri 4.0’ı
hayata geçirmenizi ve bugünün ve geleceğin market ihtiyaçlarını
karşılamada çeviklik sağlayacak daha esnek, sürdürülebilir bir
faaliyet göstermenizi sağlıyor.
The Connected Enterprise vizyonu operatörlerin (OT) üretimi yönetip geliştirmelerini destekler ve böylece endüstriyel
süreçlerin daha karlı olmasını sağlar. Diğer yandan IT yöneticilerinin riski ve network karmaşıklığını azaltmalarına yardımcı
olur. Böylece üretim ile ilgili doğru bilgiye kolay ulaşılmasını
sağlar ve verimsizliği ortadan kaldırır.
Bahsi geçen “nesnelerin” çoğu hali hazırda tesis tabanında zaten
çalışmaktadır. Endüstriyel Ethernet kabiliyetine sahip işlemciler,
I/O modülleri gibi geleneksel otomasyon ekipmanlarını, operatör panellerini, enstrümanları ve sürücüleri birbirine bağlar.
Diğer Ethernet cihazlarının çok hızlı gelişimi de endüstriyel
mimarinin dönüşümünün arkasındaki en önemli etkendir. Açık
standartlı video kameralar, RFID okuyucular, dijital tabletler ve
akıllı telefonları da içeren Ethernet kabiliyeti, tesis dışındaki ciha-
58
zlar ile tesisteki üretim ekipmanları arasındaki bağlantı ile üretim
ve süreç operasyonlarında kalitenin, verimliliğin, güvenliğin ve
emniyetin yeni üst seviyelerine ulaşmalarında yardımcı olur. Bu
“nesneler” birbirleriyle otomatik olarak ve basitçe Endüstriyel
Ethernet kabiliyeti sağlanmış bir ara yüz vasıtasıyla otomatik
olarak konuşabilir mi?
Cevap “hayır”. The Connected Enterprise cihazların birbirlerini tanımasını sağlamanın ötesinde, daha çok cihazlar
arasındaki iletişim ile ilgilidir. Bu yüzden, bu cihazlar için aynı
veri formatlarını paylaşmak, standart açık Ethernet protokolünü
desteklemek ve bilgi depolama ve işleme kabiliyetlerine sahip
olmak gereklidir. Bu arada tüm bu cihazların, üretim ve işletme
sistemleri için veriyi sağlayan temel bilgi kaynakları olarak
hizmet verebilen akıllı cihazlar ile bağlantılı çalışması gerekir.
Eğer tesisler birbirleri ile bağlantılı ise, tüm üretim zinciri
görünür hale gelecektir. Bu, yalnızca kalite yönetimi ve hammaddenin satın alınmasında anlamlı bir gelişim için yardımcı
olmakla kalmaz aynı zamanda sizi müşterilerinizin ihtiyaçları
hakkında bilgilendirir ve üretiminizi daha esnek ve kesinlikle
yönetmenize yardımcı olur.
Örneğin;
• Diyagnostik bilgilere ulaşarak problemi önceden haber vermeyi (kestirimci) sağlayabilir ve öyleyse yalnızca tesisinizde
neler olup bittiğini değil aynı zamanda olası sorunları da bilirsiniz,
• Tesis dışı uzmanlar anlık mesajlaşma, ses ve video dahil çoklu
medya veri akışını analiz ederek olası problemlerin azaltılmasına
yardımcı olabilirsiniz,
• İşletmenin içinde eldeki her dijital cihaz her sabit cihazın durumunu, personele gerçek zamanlı ve kullanılabilir bilgiye mobil
erişim sağlayarak rapor edebilirsiniz,
• Takılabilir sensörler ile işletmedeki her bir çalışanın nerede
olduğunu izleyebilir ve böylece, örneğin yangın durumunda
herkesin dışarı çıkmasını sağlayabilirsiniz,
IP teknolojisi üstüne inşa edilmiş yukarıda adı geçen özellikler
size, bu akıllı cihazlar arasındaki bağlantı üzerinden iyileştirilmiş
üretkenlik ve kalitenin yanı sıra büyük bir ortak çalışma, kararlılık
ve gelişmiş emniyet ve güvenlik elde etmeniz için yardımcı olabilir.
Özetle; Rockwell Otomasyon’un The Connected Enterprise
yapısı standart, güvenli networkler, pazara sunma sürelerini
azaltan verimli ve güvenli ekipmanlar kullanırken, ekipman
faydalarını ve iş gücü verimini arttırır. Uzun yıllar hem kendi
tesislerinde hem de müşterilerinin tesislerinde edindiği tecrübesi ile sizin de bir Bağlantılı Kuruluş (Connected Enterprise)
olmanıza yardımcı olmak için herkesten daha hazırdır.
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Yol aydınlatmalarında
iklim değişimi
ABB / new.abb.com/tr
yaygınlaşması için teknik olmayan engelleri özetleyen
bir rapor yayınladı. Belediyelerin dönüşüm için yeterli
bütçeye sahip olmaması, aydınlatma ağlarının karmaşık
yapısı ve yeni kurulan sistemlerde kullanılan LED aydınlatmalar ile yaşanan güvensizliğe sebep olan deneyimleri
bu engeller arasında sayabiliriz.
Birçok engel siyasi yollarla çözülebilir iken, ABB LED aydınlatmaları yıldırımlar veya şebekedeki diğer güç dalgalanmalarının zararlı etkilerinden koruyan düşük maliyetli
kompakt bir parafudur ile güvenilirlik sorunlarını çözmek
için önemli bir katkı yaptı.
60
Elektrik tüketimi ve küresel emisyonlar açısından,
dünya
geceleri
ışık
kirliliği
ve
parlaklıktan uyuyamıyor gibi görünmektedir
.
tadır. Günümüzde aydınlatma sebebiyle her yıl üretilen
CO2 emisyonlarının yaklaşık yüzde 6’sı, hemen hemen 2
milyar ton sera gazı üretilmektedir.
Güneş batarken her gün tahmini olarak 304 milyon sokak lambası devreye girmekte ve 2025 yılına kadar beklenen 48 milyon ilave lamba ile alarm çanları çalmak-
İklim Grubu (düşük karbon geleceği için çalışan uluslararası bir organizasyon), bu eğilimi durdurmak için son
zamanlarda LED sokak aydınlatmalarının dünya çapında
Çift koruma elemanına sahip parafudur sokak lambasının enerjisi beslemesine bağlanarak, istenmeyen ani gerilim darbelerini toprağa deşarj ederek LED devresine
zarar vermesini engeller. İki koruma elemanından biri
ömrünün sonuna ulaşır ulaşmaz, diğeri devreye girer ve
operatör için koruma cihazının yakın zamanda değişmesi
gerektiğini gösterge üzerinden gösterir. Parafudur yeni-
lemek hızlı ve kolaydır, servis sürekliliği sağlayan bağlantı şemasına uyulduğu takdirde teknisyenin elektriği
kesmesine bile gerek yoktur.
Güvenilirliği arttırmasının yanında, parafudurun yanında hareket algılayıcılar ve fotosel şalterlerle birlikte de
kullanılabilir. Böylece aydınlık seviyesi ve ışık ihtiyacına
göre otomatik olarak aydınlatma devreye girerek enerji
tüketimi yönetimi yapılmış olur.
Büyüyen bir kentleşmiş dünya nüfusuna rağmen, sokak
aydınlatmalarının dönüşümü ile karbon emisyonları teknik olmayan engellerin kaldırılması ile azalmaya başlayacaktır. İklim Grubu’nun raporuna göre dünya LED aydınlatma geçişini sağlarsa, küresel olarak her yıl İspanya
ve Birleşik Krallık’ın toplam yıllık emisyonlarına eşdeğer
olan 735 milyon ton’luk CO2 emisyonu tasarrufu sağlanması mümkündür(1). ABB ile LED aydınlatmaları gerilim
darbelerinden koruyarak, dünyayı daha parlak bir geleceğe taşıyabiliriz.
61
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Wilo-Yonos MAXO güçlü performans ile
yüksek enerji verimliliğini
bir arada sunuyor
WILO / www.wilo.com.tr
P2=1300 Watt’lık nominal motor gücüyle piyasaya sürüldü. Yonos MAXO’da kullanılan yüksek verimlilik teknolojisi sayesinde, konutlarda
ve ticari binalardaki daha büyük ısıtma sistemlerinde, regülasyonsuz pompalara göre %80’e
varan elektrik tasarrufu sağlanabiliyor. Yonos
MAXO bu tasarrufu, pompa gücünün güncel ısı
ihtiyacına göre sürekli biçimde uyarlanmasını
sağlayan otomatik regülasyon sistemi ile yapabiliyor.
Kurulum ve kullanış kolaylığı
Müşterilerin
ihtiyaçları
ve
beklentileri
doğrultusunda geliştirilen Yonos MAXO,
kompakt tasarımı sayesinde kolayca monte
edilerek yerden de tasarruf sağlıyor. Müşteriler
kurulumun yanı sıra işletme aşamasında
da avantajlar kazanıyor. Sökülebilir Wilo fişi
hızlı ve rahat bir elektrik bağlantısı sağlarken,
“kırmızı düğme teknolojisi” ile pompa kolay
bir şekilde kumanda edilebiliyor. Hedef pompalama yüksekliğini ayarlama işlemi, tesisatçı
tarafından bir düğmeye basılarak rahatlıkla
gerçekleştirilebiliyor. Regülasyon türleri olarak
Wilo pompaları, yerden ısıtmalı sistemler için
sabit fark basıncı ve radyatörler için değişken
fark basıncı sunuyor.
Wilo’nun ıslak rotorlu sirkülasyon pompası Wilo-Yonos
MAXO, yüksek verimli pompalar arasında ilk sıralarda geliyor.
Kullanıcıların ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen ve sahip
olduğu fonksiyonlarla pek çok kolaylık sunan Yonos MAXO,
elektrik harcamalarında önemli oranda tasarruf sağlıyor.
Pompa sistemleri sektörünün öncü şirketi Wilo, modern
dünyada müşterilerinin değişen ihtiyaçlarını karşılamak için
yenilikçi teknolojiler üretiyor. Wilo’nun yenilikçi ürünlerinin
en önemli örneklerinden biri olan Yonos MAXO, güçlü performans sağlayan teknolojiler ile enerji verimliliğini bir arada
sunuyor.
Elektrik faturasında tasarruf
Islak rotorlu sirkülasyon pompası Yonos MAXO, kendi performans segmentinde tek ve çift pompa modeli olarak ilk kez
62
LED ekranlı fonksiyonel donanım
Yonos MAXO pompasının LED ekranları okunabilirlik ve
kullanışlılık anlamında kolaylık sağlıyor. Kullanıcılar hedef
basma yüksekliği, devir sayısı kademeleri ve hata kodlarını
görebiliyor. Wilo’nun bu ürününde ek güvenlik özellikleri de
bulunuyor. Yonos MAXO’da standart olarak entegre edilmiş
olan motor koruması, pompayı her kumanda durumunda
aşırı sıcaklık, aşırı akım ve blokaja karşı koruyor. Ayrıca
sistem, bir arıza bildirim işleviyle güvence altına alınıyor.
Opsiyonel olarak tekil pompalarda aksesuar şeklinde temin edilebilen ısı yalıtım ceketleri, pompa gövdesi üzerinden olan ısı kaybını azaltarak verimliliği daha da artırıyor.
Wilo, yüksek performanslı ve verimli ürünlerinin yanı sıra,
gelişmiş servis ağı ve sunduğu çözümlerle pompa sistemleri
sektörünün gelişimine öncülük yapmaya devam edecek.
%100 temiz kesim hassas kesim kendi
standartlarını belirliyor
Hassas kesim yaklaşık 15 mm’ye kadar kalınlıkta metal iş parçalarının kesilme sürecidir. Bu üretim sürecinin en önemli özelliklerinden birisi temiz-kesilmiş yüzeye sahip olan yırtılma veya
çatlak içermeyen ve ekstra bitim işlemi gerektirmeyen parçalar
üretebilmesidir. Basit ve geleneksel metodlarla kesilmiş parçaların yüzeylerinin sadece üçte birinde temiz kesim yapılırken
geri kalan kısmında kopma meydana gelir. Bundan farklı olarak
hassas kesim ile birlikte, malzeme kalınlığının yüzde 100’ü temiz
kesilmektedir. Kuruluma hazır hassas bir parça üretmek için sadece bir hassas kesim presi ve buna uygun bir kalıp yeterlidir.
Parçalar dakikada 200 vuruşa kadar çıkan yüksek vuruş hızları
ile ve güvenilir tekrarlama hassasiyeti ve ekonomik birim fiyatı
ile üretilir. Üç kuvvetin hassas etkileşiminin hassas kesimin kalitesi ve performansı üzerinde önemli bir etkisi vardır. Prosesin
başlangıcında, aktif kuvvetler V-Tırnak kuvveti ile karşı kuvvettir.
V-Tırnak kuvveti, dişli V şeklinde bir tırnağı malzemenin içine
bastırırken karşı kuvvet sac levha şeridini zımbaya bastırır. Hatta
kesim prosesi başlamadan önce, malzeme sıkı bir şekilde her iki
kesme kenarlarından kelepçelenir. Ardından üçüncü kuvvet olan
kesme kuvveti uygulanır, parça kelepçeliyken kesim işlemi ger-
64
Ardından gelen proseslerle entegrasyonu
çekleştirilir. Günümüzde, Feintool hassas kesim teknolojisinde liderdir ve hassas kesim presleri ve yan ekipmanlardan uygun kalıplara kadar tüm hassas kesim sürecinde bütün hassas kesme
prosesini sunan tek global tedarikçidir (tüm çözüm tek bir üreticiden). Parça tasarımı, prototip çalışması, mühendislik ve kalıp
tasarımı başka bir odak alanını temsil eder.
Kesim geometrisinde
yeni bir seviye
çok
daha
ENDÜSTRİ OTOMASYON
başarılı prosesler üretmek için çok işlemli makine kuvvetlerini kullanan multi fonksiyonel kalıp aşamaları yer almaktadır.
FEINTOL / www.feintool.com
Kompleks parçaların seri üretiminde uygun maliyet ve hassasiyet - hassas kesim kullanıcılara çeşitli faydalar sunuyor. Bu
proses, çok sayıda kuruluma hazır çok-işlevli parçaların üretilebilmesiyle yeni teknik yaklaşımlar yaratıyor ve maliyet verimliliğini maksimize etmek için yeni yöntemler öneriyor. Parçaların
geometrisine ve karışıklığına ilişkin çok yönlülüğü ve ardından
gelen işlemlerin sayısını azaltma yaklaşımı teknolojiyi çeşitli hususlardan oldukça ilgi çekici hale getiriyor.
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ENDÜSTRİ OTOMASYON
kompleks
Parçaların yapıldığı malzemelerin şekillendirilebilirliği, kalınlığı
ve kalıpların kesme elemanlarının dayanabileceği maksimum
yük genellikle kesimin potansiyel geometrisini sınırlayan için ana
sorumlulardır. Ancak, kalıp malzemeleri alanındaki devam eden
gelişmeler ve kesme süreçlerinin tasarlanmasına yönelik akıllı
fikirler birleşince hassas kesim kapsamının büyük ölçüde genişlemesine yardımcı olmaktadır. Hassas girme dişleri içeren araba
koltuk ayarlayıcı parçalar bu konuda mevcut bir örnektir. Dişin
boyutu yaklaşık olarak 0.3 ve 0.5 modül boyutuna eşit olmaktadır ve bu da malzeme kalınlığı karşısında 3 ve 6 mm arasına denk
gelmektedir.
Üretimde hızlı ve büyük artışlar
Hassas kesimden sonra gelen ard işlemlerin ana proses ile entegrasyonu konusunda da benzer bir düzen ortaya çıkmaktadır.
Tipik bir örnek olarak takip eden bir bükme prosesi sayesinde
hassas kesim ile (çapak alma dahil) ardından gelen düz parçaların
çapağının alınma işleminin kombine edilmesinden bahsedilebilir.
Çeşitli proses aşamalarının tek bir kalıp üzerinde birleştirilmesi
parça üretimini daha hızlı ve daha ekonomik hale getirir. Buna ek
olarak, tekrar taşlama işlemleri arasında kalıpların çalışma ömrü
büyük ölçüde artmaktadır.
Azaltılmış malzeme kullanımı
Malzeme değerlidir ve genellikle her bir parça için birim maliyetinin %50’sinden fazlasını oluşturmaktadır. Sonuç olarak, hassas
kesimi yapılan çizgilerin dışındaki hurda köprüsünün genişliği ve
ana rulo şeritte yardımcı işlevler için gereken alanın mümkün olduğunca azaltılması gerekmektedir. Başarının sırrı planlama aşamasının başlangıcında bulunabilir. En iyi sonuçlar, diğer bir deyişle malzeme ve dolayısıyla masraflarda tasarruf etmek, sadece
parça tasarımı, malzeme ve kalıp tasarımı arasındaki etkileşimin
erkenden gözden geçirilmesi ile elde edilebilir.
Resim 1: Geleneksel kesim ve hassas kesim arasındaki fark: Basit ve geleneksel kesimli parçalarda sadece yüzeylerinin üçte biri
üzerinde temiz kesilmiştir ve kalan kısmı kopmuştur.
Hassas kesim ile birlikte, malzeme kalınlığının yüzde 100’ü temiz
kesilmiştir.
Aynı zamanda potansiyel üretimlerde de büyük gelişim kaydedilmiştir. Gelişmeler sadece her bir zaman birimindeki maksimum vuruş sayısına etki etmekle kalmamış aynı zamanda bütün
üretim sisteminin kesintisiz çalışma süresine katkı sağlamıştır.
Feintool öncelikle uygun servo presleri geliştirerek ilerlemeler
kaydetmiştir. Araba kapı kiliti parçalarının üretimi bu konuda
örnek olarak verilebilir. Toplam 450 tonluk güç uygulayan tek
bir vuruşta, malzeme rulo şeritten ortalama dakikada 100 vuruş döngü hızıyla dört kilit pimi bloğu aynı anda kesilebilir.
Resim 3: Kalıp malzemeleri alanındaki devam eden gelişmeler ve kesim
süreçlerinin tasarlanmasına yönelik akıllı fikirler hassas kesimin kapsamının
büyük ölçüde genişlemesine yardımcı olmaktadır.
Resim 4: Hassas kesim sürecinin ardından kuruluma hazır:
hassas geçirme dişleri olan araba koltuk ayarlayıcı parçaları.
Çok daha karmaşık parçalar
Kompleks üç boyutlu parçalar geliştirilen yenilikler arasında
başka bir odaklanılan konudur. Bunların üretilmesi için mevcut
pres kalıp alanlarının arttırılmasını gerektirmektedir. Farklı bir
yaklaşım ise mevcut geometrileri ve kuvvetleri daha etkin bir
şekilde kullanmaktır. Bir bölgede tek ve aynı adım içerisinde
Resim 2: Servomekanik hassas kesim presi XFT1500speed ile birlikte, Feintool önemli bir dönüm noktasına ulaşmıştır: İlk defa bir hassas kesim presi
dakikada 200 vuruş gerçekleştirebilmektedir.
65
Güneş Enerjisi Tesislerini CMS Sistemi ile
İzlemenin Faydaları
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Görsel 1-Şebeke ölçeğindeki güneş enerjisi tesisinin genel sistem yapısı
ABB / new.abb.com/tr
■ Yenilenebilir enerji tesislerinde kullanılan izleme, çok
çeşitli ihtiyaçlar için kullanılır, esas olarak üretimin izlenmesi ile ilgili olmak üzere, örneğin emniyet gibi diğer
ihtiyaçlar için de önemlidir.
Bu makalede şebeke ölçeğinde güneş enerjisi santrali
referans olarak alınmıştır.
Dize kutusu / dize birleştirici kutusu:
Paneller güneş ışınlarını absorbe ettiği sürece güneş panelleri enerji üretimi yapmaktadır. Bunun anlamı, eğer
herhangi birşey panellere ışınların ulaşmasını engelliyorsa, enerji üretmek mümkün olmayacaktır. Engeller
çok farklı şeyler olabilir. Bazılarını ortadan kaldırmak
mümkün değildir (genellikle geçici olanlar), örneğin
gece karanlığı, bulutlar, kuşlar, uçaklar ve diğerleri.
Yapraklar, kuş dışkısı, kar ve daha fazlası gibi diğer etkenler ortadan kaldırabilir. Güneş enerjisi tesislerinin büyüklüğü nedeniyle makul bir süre içinde tüm panellerin
etrafında yürüyerek kontrol etmek mümkün değildir. Bu
nedenle her dizeyi uzaktan izleyerek, paneller üzerindeki
gölgeleme durumunda veya örneğin kopuk bir kablo gibi
diğer kesintiler durumunda hemen haberdar olunabilir.
Farklı dizeleri izleyerek bunların verimliliğini karşılaştırmak mümkündür. Bir dizenin ne kadar verimli olduğunu
veya değişen dize davranışını bulmak için izlenecek ana
parametre akımdır. Her bir dizenin DC akımlarını ölçerek olumsuz etkileyen faktörler erken bir aşamada tespit
edilerek, güneş enerjisi santralinin performansı arttırılabilir. İzleme cihazı genellikle dize kutusuna monte edilir. Dize kutuları yaygın olarak DC panolar, birleştiriciler
veya bağlantı kutuları olarak da adlandırılır, aşırı akım
ve aşırı gerilimlerde korumak ve hata durumunda devreyi kesmeye izin verirler. Devre kesiciler, kartuş sigorta
taşıyıcılar, parafudurlar ve yük ayırıcılar gibi koruma ci-
66
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ENDÜSTRİ OTOMASYON
hazları içerirler. Çoğunlukla şebeke ölçekli projelerde, bu
dize kutuları, koruma, performans ve verimlilik ile ilgili
farklı izlemeleri gerçekleştirmek için izleme sistemleri ile
donatılmıştır.
ABB’nin İzleme Sistemi:
ABB dize izleme çözümü; güvenlik, güvenilirlik, esneklik ve güneş enerjisi tesislerindede tam değer zinciri
verimliliğinin elde edilmesini sağlar. Bağımsız dizelerin
akımlarının karşılaştırılması ve analiz edilmesini sağlar.
Böylece hassas ve güvenilir bir şekilde güneş enerjisi
üretiminin izlenmesini sağlar. Enerji tesisinde en üst düzeyde güvenliği garanti eder ve hatalı dizelerin en kısa
sürede kesilerek, modüllerin en üst düzeyde korunmasının sağlanmasına yardımcı olur.
Güvenlik
- Dizelerdeki hataların hassas ölçümü ve tespitinin yapılması
- Parafudurların ömür sonlarının izlenerek, darbe akımlarına karşı kesintisiz koruma sağlanması
- Dize akımların ölçülmesi ve dolayısıyla her bir birleştirici kutusundaki enerji üretiminin ölçümü
- Aşırı ısınmaların ve yaşlanmış panellerin kolay tespitinin yapılması
- Panellerin ve tüm santralin güvenliğinin arttırılması
Verimlilik
- Nem, yapraklar, ve kar gibi gölge etkenlerinin tespiti
- Duruş sürelerini kısaltarak, izleme sistemi sayesinde
üretkenliğin arttırılması
- Her dizenin üretiminin ölçülmesi ve dolayısıyla her
birleştiricinin çıkışlarının analiz edilerek verimliliğinin
arttırılması
Görsel 2-Birleştirici kutu içerisinde CMS akım
ölçüm sisteminin uygulanması
Emerson’ın yeni enerji tasarrufu uygulaması şirketlerin
harcamalarını azaltıyor
EMERSON / www.emerson.com
Enerji tasarrufunu teşvik etme konusunda uzun bir geçmişe
sahip olan Emerson Industrial Automation enerji harcamalarını düşürmek için tasarlanmış teknolojik çözüm ve hizmetlere
büyük yatırımlar yapmış bir kuruluş. Emerson bu alandaki uzmanlığına dayanarak şimdi de »Energy Saving Advisor - ESA»
Enerji Tasarrufu Danışmanı´nı sunuyor. Yeni bir mobil uygulama
olan Danışman, şirketlere yüksek performanslı sürücü çözümleri
kullanarak uygulamalarında gerçekleştirilebilecek enerji tasarrufunu hesaplama fırsatı veriyor. Kolaylıkla kullanılabilen ve yüksek
derecede kesin ve etkileşimli olan Enerji Tasarrufu Danışmanı,
ister sabit, ister de değişken hızlı olsun ve ister asenkron, ister de
sabit mıknatıslı senkron teknolojiyle çalışsın, motor uygulamalarında Emerson´ın yüksek etkinlikli sürücü çözümleri kullanılarak
elde edilmesi olası maliyet tasarrufunun saptanmasını ve hızla
değerlendirilmesini mümkün kılıyor.
Tek başına motora ya da değişken hızlı bir sürücünün katkısına ek olarak Enerji Tasarrufu Danışmanı (ESA), mekanik ya da
elektronik denetleme sistemi de dâhil olmak üzere, motorlu uy-
gulamayı motordan şebekeye kadar bir bütün olarak ele alıyor.
Enerji Tasarrufu Danışmanı (ESA) çok kolay ve hızlı bir şekilde
simülasyonlar oluşturarak mevcut ekipmanı değişik müşteri senaryolarıyla karşılaştırıyor ve böylelikle en geçerli çözümlemeyi
elde edip enerji optimizasyonu gerekliliğini karşılıyor. İlgili uygulamaya ilişkin olası tasarruf derhal hesaplanıp görsel bir özet olarak veriliyor. Simülasyonun bir dökümünü ve elde edilen sonuçları içeren ayrıntılı bir rapor sonradan e-postayla gönderilebiliyor.
Enerji Tasarrufu Danışmanı (ESA) simülasyonun sonuçlarını
daha derinlemesine bir çözümleme için doğrudan Emerson´ın
enerji optimizasyonu uzmanlarına da iletebiliyor. Uzmanlar da,
ilgili uygulama için en iyi performans gösteren sürücü sistemini
seçerek bir cihaz ya da sürece ilişkin genel enerji optimizasyonu
yaklaşımının benimsenmesini önerebiliyor. Emerson´ın uzmanları, şirketlerin yatırımdan alınacak karşılık ya da toplam kullanım
maliyeti açısından hedeflerine bağlı olarak, en iyi seçenekleri
önerebiliyor ve böylelikle yatırımların performansının iyileştirilmesine katkıları oluyor.
67
IPC'lerinizi ve kontrolörlerinizi koruyun:
Omron’dan S8BA kesintisiz güç kaynağı
serisi
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Parker İnvetörleri, EV Hızlı Şarj Geliştirme
Projesinde Yakıt Enerjisi Depolamaya
Yardımcı Oluyor
rayına rahatça yerleştirilemezdi.
Lityum iyon aküleri sayesinde yeni
S8BA hafif (120W modeli sadece
800g) ve kompakttır. Yani kolayca
standart bir DIN rayına monte edilerek değerli pano alanından tasarruf sağlayabilir.
Piyasadaki çoğu UPS’te kullanılan
geleneksel kurşun (Pb) piller ile
karşılaştırıldığında, lityum iyon
akülerin kullanılması S8BA’nın iki
kat daha uzun ömre sahip olmasını
sağlamıştır (tahmini kullanım ömrü
10 yıla ulaşır).
■ Omron, endüstriyel bilgisayarların (IPC’ler) ve fabrika
otomasyon kontrolörlerinin anlık gerilim düşmeleri ve
elektrik kesintilerine karşı korunması için ideal bir önlem
olan, DIN ray montajlı bir DC-DC kesintisiz güç kaynağı
(UPS) serisi S8BA’yı sundu.
UPS bir elektrik kesintisi sırasında kontrolörün çökmesi
ve verilerin kaybedilmesi ile, değerli verileri kaydederek
kontrolörü düzgün bir şekilde kapatabilmek için gereken
süreye sahip olunması arasındaki fark anlamına gelebilir.
Kompakt, hafif ve uzun ömürlü
Pano boyutlarının küçültülmesi, şu günlerde önem arz
eden bir konudur ve S8BA’nın tasarlanması sırasında
Omron mühendisleri net bir şekilde bu konuya odaklanmış. Önceden, bir UPS genellikle hacimli bir parçaydı ve
bu sebeple genellikle panonun tabanına monte edilmesi gerekirdi. Çünkü aşırı büyük ve ağır olduğu için DIN
Kolay montaj ve çoklu haberleşme
bağlantıları S8BA’nın G/Ç arayüzü
için yeni bastırmalı terminal bloğu,
cihaza zahmetsizce kabloların bağlanmasını sağlar. Ayrıca S8BA, gelişmiş bir haberleşme arayüzleriyle (USB,
RS-232C) donatılmıştır ve çeşitli IPC’ler ve fabrika otomasyon kontrolörleriyle uyumu sağlayan G/Ç sinyalleri
sunar.
Kontrol ekipmanlarınız için kesintisiz güç
Anlık gerilim düşmesi veya elektrik kesintisi sırasında
S8BA, garantili bir süre boyunca 24 V DC elektrik kaynağına yedekleme sağlayarak, hiçbir veriyi kaybetmeden
sistemin düzgün bir şekilde kapatılmasını ve kontrolörlerin çökmesinin önlemesini sağlar. Ayrıca güvenli ve
kararlı bir güç beslemesinin tekrar sağlanması için operatöre gereken süreyi verir.
Çalışırken aküleri değiştirilebilir! Böylece, aküler değiştirilirken bile korunan ekipmanlar için kesintisiz güç
sağlanır.
OMRON
70
/
www.omron.com.tr
sız, genişletilebilir ve taşınabilir cihazlar, plug-in araç hızlı
şarj altyapısı kurulumundaki
elektrik ağlarının yükseltilmesi
ihtiyacını karşılamayla ilgili sorunlara cevaben geliştirilmiştir.
Uzaktan yönetilen bir çözüm
olarak E-STOR, elektrik ağı
altyapısı yükseltmelerine daha
hızlı, düşük maliyetli ve daha
esnek bir alternatif sunmakla
beraber ticari ve entegrasonla
alakalı birçok avantajı da beraberinde getiriyor.
Sürdürülebilirliğin teşvikçisi elektrikli araç pillerinden istifade eden
benzersiz bir proje
■ Elektrikli araçlar için hızlı şarj cihazlarının kurulumundaki engelleri azaltan modüler enerji depolama sistemi
yaratma projesi, hareket ve kontrol teknoljilerinde dünya
lideri Parker’ın sağladığı invertör teknolojisinden faydalanıyor. Future Transport Systems ve alt kuruluşu olan
enerji depolama teknolojilerinde dünya lideri Connected
Energy’nin Parker’la beraber önderliğini yaptığı projeye,
aynı zamanda Avrupa’da bir otomotiv OEM devi olan
Renault ve global bir stratejik, teknik ve çevresel danışmanlık firması olan Ricardo da dahil olmuştur.
Hızlı şarj etmenin, elektrikli araçların yaygınlaşmasında
ana etkenlerden biri olduğu bir gerçek. Fakat, şarj etme
miktarları arttıkça ve talebi karşılamak için sistem grupları kurulmaya devam ettikçe, gelişmenin önündeki en
büyük engel bölgesel elektrik şebekesi altyapısı olmaya
başlıyor. Buna bağlı olarak, Connected Energy ve ortakları, Parker’la beraber, E-STOR serisi enerji depolama
sistemlerini ortaya çıkarmaya koyuldu.
Başarılı bir ortaklığın ürünü olan bu modüler, bağım-
Connected Energy’nin E-STOR
50 ve E-STOR 100 modelleri serinin ilk ürünleri olarak;
etkinliği kanıtlanmış Li-ion, Second Life (ikinci ömür)
otomotiv pil teknolojisi, yüksek verimlilikte güç çevrimi,
ve son teknoloji gözlemleme sistemlerini kullanmakta.
Tipik olarak 50kW/50kWh nominal güçte modüller olarak tedarik edilen dahili yönetim sistemi, gerçek zamanlı
olarak tamamlayıcı ürün ve parametrelere göre enerji
depolama optimizasyonu sağlıyor. Dahası; sistem, detaylı teknik ve operasyonel raporlama, uzaktan tesis
yönetimi, gözlemleme ve kontrolüne imkan veriyor. Ayrıca daha geniş bir ürün portfolyosunun parçası olarak
yapılandırılabiliyor ve varolan bina yönetim sistemlerine
entegre edilebiliyor.
Sistem modüler piller ve dahili pil yönetim sistemleri,
çift yönlü pil şarjı, izolasyon çeviricisi, güç kontrol modülü, AC/DC koruması, HMI, router ve iletişim arayüzü
içermektedir. Tesise montajı tamamlanmış şekilde direkt
olarak teslim edilir ve kurulum için çok az hazırlığa ihtiyaç duyulur.
PARKER
/
www.parker.com.tr
71
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
SCHUNK’tan kısa çalışma pistonlu aynalar için
hızlı-değiştirme aynası
Sıkma Teknolojisi ve Tutucu Sistemler yetkin lideri
SCHUNK’tan hızlı çene değiştirme aynaları, fonksiyonları
sayesinde çok hızlı bir şekilde kendilerini amorti etmektedirler. SCHUNK ROTA THW plus serisi, aynaların başarısından sonra bir aile şirketi olan SCHUNK hızlı çene değiştirme prensibini, kısa stroklu pistonlar ile CNC aynalarına
aktarmaktadır. Global SCHUNK ROTA NCX güç aynaları;
geleneksel, çabuk değiştirmesiz uzakdoğu aynaları ile makinada herhangi bir değişiklik yapmadan ve adaptör ihtiyacı
olmadan, kolay bir şekilde birebir dönüştürülebilir. Bu, setup için harcanan eforu yüzde seksen oranında düşürür ve
üretken makina çalışma süresini uzatır. 60 saniye içerisinde
yeni bir çene seti 0.02 mm tekrarlanabilirlik hassasiyeti ile
takılır. ROTA NCX, hassas işleme ve hacimsel talaş kaldırma
için uygundur. Maksimum operasyon güvenliğini sağlamak
için, çene kitleme sistemi ve çene kontrol sistemi ile donatılmıştır. Bağımsız ana çene sistemine bağlı olarak, henüz hızlı
çene değiştirmeli ayna ile çalışmamış kullanıcılar için oldukça ilginçtir. Global SCHUNK ROTA NCX ayna; 165, 215, 260
ve 315 çaplarında 53mm’den 106mm’ye açık göbek çapı ve
55’den 155 kN’a sıkma kuvveti ile satışa çıkacaktır. İçten ve
dıştan sıkma için kullanılabilirdir.
SCHUNK / www.tr.schunk.com
72
ENDÜSTRİ OTOMASYON
MIDRANGE İLE GÜÇLÜ ÇÖZÜMLER
Akıllı üretim çağında gerçek zamanlı üretim bilgileri ve
verileri giderek daha da önemli bir hale gelirken, makine üreticileri ve son kullanıcılar bu bilgileri en iyi şekilde toplamalarına, düzenlemelerine, yorumlamalarına ve
sunmalarına yardımcı olan stratejileri nasıl geliştirebilir?
Üretim endüstrisinin tarihi, tıpkı dünya tarihi gibi, düzgün
bir şekilde çağlara ayrılabilir; ilk gerçek çağdaş çağ sanayi
devrimindeki seri üretimi, Henry Ford ve onun üretim hattı
kavramını izlemiştir. O zamandan bu yana, birçok farklı kavram gelip gitmiş ya da gelip kalmış ve en başarılı olanları eskilerini geride bırakarak, endüstrinin geleceğini tanımlamaya
yardımcı olmuştur.
Yakın geçmişe bakacak olursak ve hatta geleceği de düşünürsek, yaygın olarak akıllı üretim çağı dediğimiz dönemin
ortasında olduğumuzu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu
çağda üretim ve proses verilerini toplamak, deşifre etmek,
düzenlemek ve paylaşmak hiç olmadığı kadar önemli bir hale
gelmiştir.
Akıllı üretimin arkasındaki tüm değerler, sistemsel bilgiler, teknoloji ve insan
becerisinin, makine üreticileri ve kullanıcılarını hiç olmadığı kadar global olan
piyasada rekabetçi kılacak daha hızlı bir
devrim ve değişimi beraberinde getirmek üzere bir araya gelmesidir. Verilere gerçek zamanlı erişim sayesinde,
şirketler daha esnek, daha çevik, daha
sürdürülebilir ve daha karlı olabilir.
Akıllı üretimin anahtarı, bu verileri toplamaya, kontrol etmeye ve sunmaya
yardımcı olan omurga ve hizmetlerdir.
Birçok şirket üretim operasyonlarındaki bilişim çözümlerinin ofis alanında
kullanılanlarla bağdaşabilir olmaması sorunuyla karşılaşmaktadır. Akıllı
üretimin arkasındaki öğelerin büyük
bir çoğunluğunu ise ofis alanı barındırmaktadır. İletişim uyumsuzluğunu aynı
tedarikçiye ait, daha güçlü ya da güçsüz istikrarlı muadilleyile aynı operasyon, iletişim ve geliştirme ortamını paylaşmayan ve daha zor öğrenilen, daha az
tanımlanmış yöntemleri ve değişim zamanı geldiğinde daha
yüksek harcamalara neden olan bazı üretim çözümleri arttırmaktadır. Akıllı üretimin geleceğin yolu olduğunu dönemin
ilk aşamasından önce fark eden Rockwell Automation, entegre mimari kavramını geliştirmiştir. Integrated Architecture (Entegre Mimari) esnek ve ölçeklendirilebilir otomasyon,
hareket, güvenlik ve proses çözümlerinin temelini teşkil etmek üzere oluşturulmuştur.
Temel özellikleri şunları içermektedir: Bir dizi otomasyon uygulamasına uygun olacak işlevsellik ve ölçeklendirilebilirlik;
tek IT dostu iletişim ve kontrol ağı olan EtherNet/IP; gerçek
zamanlı eyleme dönüştürülebilir bilgi sağlama ve bilgi entegrasyonu. Bunların tümü bilgi, teknoloji ve insan becerisini
bir araya getirme olan akıllı üretim ruhuna işaret etmektedir.
Bu tür bir entegre işlevselliğin bir otomasyon şirketinin
ürün yelpazesinin güçlü öğeleriyle kısıtlanması için bir ne-
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
daha rekabetçi ve ölçeklendirilebilir çözümler sağlayabilir. Integrated Architecture, yönetmeleri
gereken uygulama türleri ya da
ürettikleri makinenin karmaşıklığı
her ne olursa olsun, tek kontrol
mimarisinde standartlaşmalarına
ve ortak bir uygulama programlama ortamı ve konfigürasyon
ortamını güçlendirmelerine de
olanak tanımaktadır. Uzun kontrol seçimi süreçlerini atlayabilir,
değişen tasarım parametrelerine
ya da son kullanıcının uygulama
ihtiyaçlarının genişlemesine daha
iyi yanıt verebilir ve makine yenilikçiliği için daha fazla mühendislik kaynağı da atayabilirler.
den olmadığını çoğu kişi fark etmemektedir. Bir gözümüz
entegrasyonda, bir gözümüz ölçeklendirilebilir çözümlerde
olduğunda, Rockwell Automation daha küçük uygulamalar
için Integrated Architecture portföyünü Allen-Bradley CompactLogix programlanabilir otomasyon kontrolörleri (PACs),
kompakt Kinetix servo sürücüler, ölçeklendirilebilir I/O, PowerFlex sürücüler ve çok yönlü PanelView Plus 6 operatör
panel ve yazılım araçlarıyla önemli ölçüde genişletmiştir.
Rockwell Automation ControlLogix L7 prosesörünü CompactLogix ailesine katarak, değer odaklı makine üreticilerine
EtherNet/IP üzerinden –hem yardımcı sürücüler hem de AC
sürücüleri için-Entegre CIP Hareketi gibi performans özelliklerini daha düşük bir fiyat noktasında sağlayabilir. Bu, kullanıcılara bir ağ, tek bir geliştirme ortamı ve tam, entegre
eksen portföyü vermektedir.
Integrated Architecture, Rekabetçi ve Ölçeklendirilebilir Çözümler Sağlıyor
Rockwell Automation Integrated Architecture’ı daha küçük,
midrange kontrol çözümlerinde güçlendirerek, makine üreticileri makinelerinin maliyetlerini ve karmaşıklığını azaltırken,
Birçok lider makine üreticisi bu
standardizasyonunun
tasarım
esnekliğini geliştirdiğini, değişen piyasa taleplerine uyum
sağlamaya yönelik bir dizi ihtiyacı karşılamak üzere kontrol
sistemini hızla ölçeklendirmelerine olanak tanıdığını fark etmektedir. Ayrıca, bir makine üreticisi müşterilerinin çoğunu
tek bir kontrol platformunda standartlaşmaya motive ederse,
makine üreticisi de destek ve bakım çabalarını kolaylaştırabilir. Bu arada son kullanıcılar da tek ortak teknolojide standartlaşabilir ve bu şekilde, personel değişiklikleri meydana
geldiğinde, destekleyici kontrol platformları için kritik mühendislik bilgilerini kaybetme riskini azaltabilir.
Mühendislerin yalnızca bir platformda eğitilmesi gerekeceği
için, makine üreticileri de bir taraftan genel eğitim maliyetlerinden tasarruf ederken, diğer taraftan daha odaklı destek
sağlayabilir. Kontrol mimarisinde akıcı bir şekilde çalışabilen
daha fazla mühendis ve personelle, müşteri desteğinin tutarlılığı ve niteliği de iyileşmektedir. Son olarak, tek bir kontrol
platformunda standartlaşma, bir makine yapımcısının genel
yedek parça bulunabilirliğini geliştirirken, daha az parçayı
stoklamasına olanak tanımaktadır.
ROCKWELL / www.rockwellautomation.com/tr
74
75
Omron’un yeni F3SG-R güvenlik ışık bariyerleri:
Kurulumu kolay, kullanımı kolay, bakımı kolay
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Parker Hannifin temiz ve verimli motorlar için
eksiksiz bir solenoid valf serisi sunuyor
için güvenilir ve düşük maliyetli bir çözüm sunulmaktadır.
Ek gereksinimleri karşılamak amacıyla, gelişmiş F3SGRA versiyonları üç sete kadar kademelendirilebilir ve
bir dizi ek özellik sunabilir. Bu özellikler arasında çok
çeşitli sessize alma modları, hareketli ve sabit karartma, azaltılmış çözünürlük ve imalat bölgesi içinde halen
bir işçi varken makinenin yeniden çalışmaya başlatılmasını engelleyen bir ön ayar işlevi bulunmaktadır.
...farklı tipler ve yükseklikler
Her iki versiyon da 14 mm’lik tespit becerisi ile parmak
tespit tipleri veya 30 mm’lik tespit becerisi ile el tespit
tipleri olarak tedarik edilebilir. Parmak tespit tipleri için
maksimum 10 m menzile sahip 2080 mm’ye kadar ve el
tespit tipleri için maksimum 20 m menzile sahip 2510
mm’ye kadar koruma yükseklikleri sunulur.
F3SG-R ışık bariyerleri, IP67 koruma sınıfına sahiptir
ve yıkayıp arıtma ile tozlu ortamlara dayanacak şekilde
üretilmiştir. Baştan aşağı döndürme sorunlarını ortadan kaldıran olağanüstü derecede sağlam bir yapıya sahiptirler, böylece kurulumu hızlı ve kolay hale getirirler.
Kuruluma ek bir yardım olarak da yayıcı ve algılayıcı
arasında kablo kullanım gereğini ortadan kaldıran optik
senkronizasyon içerirler.
Kolay sorun giderme
Omron’un yeni F3SG-R serisi güvenlik ışık bariyerleri,
kolay hizalamayı sağlamak için QR kodlarına dayalı yeni
bir sorun giderme fonksiyonu ile bükülmeye dirençli
yapıyı birleştirir.
Mümkün olan en geniş kullanıcı grubu ihtiyaçlarını karşılamak üzere yeni ışık bariyerleri, iki versiyonda sunulmaktadır: basit açık/kapalı tespit uygulamaları için
kolay F3SG-RE ve çok yönlü güvenlik çözümleri için
gelişmiş F3SG-RA.
İki farklı versiyon...
Gelişmiş F3SG-RA gibi kolay F3SG-RE versiyonlarının
da, kablolama süresini kısaltmak üzere bağlantıları önceden yapılmış konnektörleri ile belirgin LED açık/kapalı göstergeleri vardır ve bu sayede basit uygulamalar
Bu yenilikçi ürünler ile herhangi bir sorun meydana
geldiği takdirde kullanıcılar, kolaylıkla bir akıllı telefon
veya tabletle QR kodu etiketini okutur ve doğrudan detaylı sorun giderme kılavuzunun yer aldığı web sayfasına yönlendirilirler. Bu kılavuz, sekiz dilde mevcuttur.
Kolay kurulum ve ayar yapma
F3SG-R güvenlik ışık perdeleri serisi aynı zamanda,
kenetlenme için sadece sekizde bir dönüş gerektiren
Smartclick M12 konektörleri kullanır ve tork ölçümlerine gerek kalmadan IP67 sınıfında güvenilir bir bağlantı
sağlar.
F3SG-R serisindeki tüm versiyonlar ve modeller standart olarak, kurulum tamamlandıktan sonra bile kolay
ayar yapmaya imkân tanıyan özel montaj destekleri ile
tedarik edilir. İsteğe bağlı aksesuarlar arasında ise optik yüzeyi çizilmelere ve mekanik darbelere karşı daha
fazla koruyan kolayca takılabilir bir kapak yer alır.
OMRON
76
/
www.omron.com.tr
Hareket ve kontrol teknolojileri alanında küresel lider olan
Parker Hannifin, taşıt motorlarına yönelik solenoid valf serisini Euro 6 çevre standartlarını karşılayacak şekilde geliştirdi.
Şirketin Akışkan Kontrolü Bölümü, emisyonun, özellikle azot
oksitlerin (NOx) ve parçacıklı maddenin (PM) azaltılmasına,
motor ve yakıt yönetiminin geliştirilmesine ve alternatif yakıt
sistemlerinin (CNG / LNG) kontrolüne katkıda bulunan bir dizi
valf oluşturdu.
valfleri aracın hız kaybını optimize ediyor ve yakıt beslemesini sağlayarak kapalı olduğu durumda motoru boşaltıyor.
Emisyon azaltımı (EURO 6 / Tier 4f)
Alternatif yakıt yönetimi
Parçacıklı Madde (PM) ve NOx emisyon seviyelerinin azaltılması otomotiv ve taşımacılık sektörü için sürekli bir zorluk. Motor
çevresinde veya egzoz sisteminde kullanılan Parker solenoid
valfleri, kirletici emisyonların azaltılmasına yönelik güçlü bir çözüm sunuyor. Parker solenoid valfleri, Egzoz Gazı Dolaşımını
sağlayan bir aktüatörü yönetiyor, parçacık filtresinin dizel giriş
kısmında enjeksiyonu gerçekleştirerek sıcaklığı 650°C’ya kadar
yükseltip parçacıkları nötralize ediyor ve AdBlue® dozlaması
ile soğutucu sıvı akışının kontrolü için hava basıncını yönetiyor.
Böylece egzoz gazıyla karıştığında NOx emisyonlarını azaltan
AdBlue sıvısı ısınıyor.
Yeni Parker valfleri CO2 emisyonunu azaltarak uluslararası
çevre standartlarını karşılamak için en yeni teknolojiyi bir araya getiriyor. Solenoid valfler, yüksek veya düşük basınçlarda
CNG ve LNG beslemesini güvenli bir şekilde kapatabiliyor.
Ayrıca, kaliteli tasarım ve ECE-R110 gibi standartlara uyum
sayesinde güvenlik özellikleri garantileniyor. Termostatik valf,
gazı doğru sıcaklığa getirmek için mükemmel. Basınç regülatörü gazı doğru basınçta motora besliyor ve atık çıkış valfi
aşırı turbo basıncını saptırarak motoru ve turboşarjı koruyor.
Motor Yönetimi
Motor enerji dengesi de önemli bir endişe kaynağı. Parker
Motoru yavaşlatmak için egzoz valflerinin açılış ve kapanış
döngüsünü yöneten solenoid valf çözümleri yanında daha iyi
hız azaltma için egzoza yakın bir aktüatörü yöneten ve aracın
üzerindeki geleneksel frenleme bileşenlerinden tasarruf sağlıayan oransal kontrol valfleri de bulunmaktadır.
Parker Hannifin’in Akışkan Kontrolü Bölümü, hareket, akış
ve basıncı kontrol eden solenoid valfler alanında dünya lideri.
Ürün serisi Gold Ring™, Skinner Valve™, Sinclair Collins®,
Lucifer™ ve Jackes Evans™ ürünlerinden oluşuyor.
PARKER / www.parker.com.tr
77
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Çoklu dokunmatik HMI serisi 11,6 inç geniş
ekran paneller ile genişletildi
■ Beckhoff’un geniş kapsamlı ürün yelpazesine sahip
Kontrol Panelleri ve Panel PC’ler tüm çoklu dokunmatik
HMI ihtiyaçlarına hitap eden en iyi ürünleri sunuyor. En
üst seviye kaliteye sahip bu cihazlar, makine ve sistemler için entegre veya özelleştirilebilir bir yapıya sahip.
Ürünler, 11,6 inç geniş ekran serisi HMI ile daha yüksek
bir ölçeklenebilirlik sunuluyor.
Beckhoff’un CP2xxx ve CP3xxx çoklu dokunmatik panel serisi, yeni 11.6 inç ve 16:9 ekran genişliğine sahip
ürünler ile genişliyor. Ekran seçenekleri artık dokuz modelden oluşuyor. 7inç, 11,6 inç, 15,6 inç, 18,5 inç, 21,5
inç ve 24 inç geniş ekrana sahip modeller ve klasik 4:3
yapıda 12 inç, 15 inç ve 19 inç ekranlar.
Çoklu dokunmatik panel serisinde geniş bir yelpazeye
sahip Beckhoff, modern 16:9 ekran yapısında, gelenek-
sel 4:3 HMI’ların sahip olduğu ölçeklenebilirlikde sunuyor. 11,6 inç ekranın, 15,6 inç ve 18,5 inç ekrana
sahip cihazlar ile aynı 1366 x 768 piksel çözünürlüğe
sahip olması da bir başka avantaj. Bu aynı HMI yazılımını, fazladan bir mühendislik çalışması yapmaya gerek
olmaksızın her üç ekran için de kullanmaya olanak sağlıyor. Bu özellik, tüm makine serilerinde operatör panelini basit ve uygun maliyet ile makine boyutuna göre
ölçeklendirmek isteyen imalatçılar için avantaj sağlıyor.
Yeni geniş ekran cihazlar hem CP26xx ve CP27xx serisi
Panel PC’ler de hem de CP29xx serisi Kontrol Paneller
ve CP39xx serisi montaj kollu Kontrol Paneller olarak
mevcut. Montaj kollu yapıya sahip tüm Beckhoff çoklu
dokunmatik paneller, yüksek kaliteye sahip alüminyumdan işlenmiş gövdeye sahiptir. Ayrıca ekranın ön yüzünü korumak için kullanılmış metal çerçevelere sahiptir.
BECKHOFF / www.beckhoff.com.tr
80
PNOZmulti Configurator 10
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
E-PR-110 Serisi Kağıtsız Kayıt Cihazı
E-PR-110 serisi kayıt cihazları yeni nesil mikrokontrolör kullanılarak tasarımlanmış kağıtsız kayıt cihazlarıdır.
Üniversal giriş ve çıkışların kullanıcı tarafından programlanabildiği ve programlama gerektirmeyen kolay
takılıp çıkartılabilen I/O kartlarıyla endüstrinin her alanında kullanılmaktadır. Sıcaklık, basınç, seviye, debi,
akım, gerilim gibi fiziksel birimlerin sayısal ortamda
kayıt edilmesinde, Demir-Çelik, Kimya, Metalurji, Petro-Kimya, Rafineriler, Gıda, Çimento, Seramik, Cam ve
diğer sanayi dallarında yaygın bir kullanım alanı bulunmaktadır.
RS-485 ve ethernet bağlantısı, USB port imkanı ve
yüksek kapasitede dahili veri depolama özelliği ile çok
fonksiyonlu bir kayıt cihazıdır.
* Programlanabilir üniversal 3, 6, 9, 12, 15, 18,
21 ve 24 kanal giriş, 12 Röle çıkışı, 64 sayısal
giriş/çıkış,
* Dokunmatik 5.7” TFT ekran
* Dahili 8 GB Micro SD
* RS-485 ModBus RTU, Ethernet, 1 USB host
* Wi-Fi (Opsiyonel)
* Pano Ebadı 144x144 mm
E-PR-200 Serisi
Kağıtsız Kayıt ve Kontrol Cihazı
■ PNOZmulti Configurator 10.0.0 versiyonu artık hazır. Tüm
PNOZmulti kontrol sistemlerini konfigüre etmek için zekice
tasarlanmış, kullanımı kolay konfigürasyon aracını kullanın. Yükseltmeye değer; işte versiyon 10’un öne çıkan
bazı özellikleri:
• PNOZmulti 2 kontrol sisteminin PNOZ m B1 yeni temel ünitesi desteklenir. PNOZ m B1’in sunduğu birçok özellikler vardır:
• Artık temel ünitede giriş ve çıkış bulunmamaktadır;
• Genişletme modülleri seçenekleriyle uygulamaya tam uyum sağlar;
• Siz kullanıcı olarak yalnızca ihtiyacınız olan için ödeme yaparsınız;
• PNOZ m B1 ile 1024’e kadar bağlantı hattıyla çok daha büyük projeler gerçekleştirilebilir;
• PNOZ m B1 için tarih ve saat de PNOZmulti Configurator’da ayarlanabilir.
• PNOZmulti 2 kontrol sisteminin hareket izleme modülleri versiyon 2.0’da desteklenir ve modül üzerinde doğrudan çalışan
özel modül programlarının konfigürasyonuna olanak sağlayan
ilk genişletme modülleridir. Bu durum kullanıcıya birçok bölgenin izlenmesi için detaylı konfigürasyon gibi önemli avantajlar
sunar; örneğin, genişletme modülünde yerel olarak kontrol
edilen hız veya dönme hızı. Bir diğer avantaj da, modül programı temel ünitenin yükünü aldığından uygulamada daha fazla
esneklik olmasıdır.
Demo versiyonu www.pilz.com.tr adresinden hemen indirin ve
başlayın! Yazılımı şimdi test edin. Demo yazılımı indirme alanımızdan ücretsiz olarak indirebilirsiniz (kayıtlı kullanıcılar için).
E-mağazamıza kayıt ücretsizdir ve hiçbir taahhüt gerektirmez.
Demo yazılım, lisans satın alınarak tam versiyona yükseltilir.
(Lütfen dikkat: her yeni tam versiyon yayınlandığında yeni bir
yazılım lisansı gerekir; daha sonra mevcut lisansın geçerliliği
sona erer.)
PILZ / www.pilz.com/tr
82
E-PR-200 serisi kayıt ve kontrol cihazları dokunmatik
ekran özelliği ile endüstrinin her alanında kullanılmaktadır. Sıcaklık, basınç, seviye, debi, akım, gerilim gibi
fiziksel parametrelerin sayısal ortamda kayıt edilmesinde, Demir-Çelik, Kimya, Metalurji, Petro-Kimya, Rafineriler, Gıda, Çimento, Seramik, Cam ve diğer sanayi
dallarında yaygın bir kullanım alanı bulunmaktadır.
8 GB lık veri depolama kapasitesi, RS485 ve ethernet
bağlantısı, USB giriş imkânı ve opsiyonel olarak sunulan Wi-Fi özelliği ile çok fonksiyonlu bir kâğıtsız kayıt ve
kontrol cihazıdır.
* Programlanabilir 54 üniversal giriş, 18 röle çıkış,
144 sayısal giriş / çıkış
* Dokunmatik 12.1” TFT ekran
* Dahili 8 GB Micro SD
* RS-485 ModBus RTU, Ethernet, 1 USB host
* Wi-Fi (Opsiyonel)
* Pano ebadı 288x288 mm
ELİMKO / www.elimko.com.tr
83
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Parker’ın şimdi 250 kW’a varan bir güç değeri ile sunulan AC30
sürücüleri; esneklik, güvenilirlik ve basitliği birleştiriyor
natıslı (PMAC) servo motorlar olsun, güvenilir ve
hassas motor hızı kontrolünün temel talepler olduğu her yerde, endüstrinin
kapsamlı ve maliyet etkin
bir çözüm için AC30’dan
başkasına bakmasına gerek yok.
Dahili enerji izleme özelliği
sunan AC30 serisi, müşterilerin motor hızını değişken uygulama talepleri ile
eşleştirmesine olanak tanıyarak elektrik kullanımını
azaltmaya imkan veriyor.
Sağladığı para tasarrufunun yanı sıra, motorlar,
pompalar, fanlar ve kanal
veya boru gibi yardımcı ekipmanların mekanik
ömrü uzuyor.
■ Lichfield, BK, 12 Ekim 2015 - Hareket ve kontrol teknolojilerinde dünya lideri Parker Hannifin, AC30 değişken hızlı
AC sürücüler serisini 250 kW çıkış gücüne kadar genişletti.
Bu adım, portföye kapalı devre becerisi kazandıran bir puls
enkoder geri besleme seçeneği sunmak üzere yapılan yeni
güncellemenin ardından geliyor ve Parker’ın müşterilerine
AC30 serisi boyunca daha da fazla işlevsellik sunma vaadini
vurguluyor.
Esneklik, güvenilirlik ve basitlik, uygulamanın ihtiyaçlarına
göre farklı kasa boyut seçeneklerine sahip AC30’un temel
tasarım özellikleri. Açık döngülü pompa ve fanlardan kapalı
devreli proses hattı uygulamalarına kadar olağanüstü kontrol
seviyeleri sağlanabiliyor. İster AC indüksiyon ister sabit mık-
Basit tasarımına karşın,
genişletilmiş AC30 serisinde işlevsellikten ödün
verilmedi. Örneğin kullanıcılar, birçok farklı uygulamalar için
entegre makroların avantajlarından faydalanırken Codesystabanlı Parker Sürücü Geliştirme (PDD) yazılım aracı, önceden ayrı bir PLC gerektirebilecek sürücü içinde sofistike PLC
işlevselliğinin oluşturulmasına olanak tanıyor. Ayrıca esneklik ve yüksek modülarite de Profinet, Profibus ve EtherCAT
gibi çok çeşitli iletişim protokollerinin ve I/O modüllerinin
kolaylıkla eklenebilmesini sağlıyor.
Resim açıklaması: Parker Hannifin, AC30 serisi sürücülerinin
güç ve işlevselliğini çok çeşitli endüstriyel motor uygulamaları genelinde artan talebi karşılayacak şekilde genişletiyor.
PARKER
84
/
www.parker.com.tr
ENDÜSTRİ OTOMASYON
MEDEL ELEKTRONİK,
TÜRKİYE’NİN EN HIZLI BÜYÜYEN
50 FİRMASINDAN BİRİ!
Yılın İnovatif KOBİ Ödülünü kazandık. 2015
Inverter, D72-24 Konvertör, Vakum Tuvalet, Temiz ve Atık Su
Tanklarının Otomasyonu, Otomatik Kapı Revizyonu, Yolcu
Anons Sistemi, Yolcu Bilgilendirme Otomasyonu ürünleri Medel Elektronik tarafından projelendirilip yüksek adetlerde imalatı
ve devreye alınması sağlanmıştır. Bu ürünler ülkemizde kullanılan bütün demiryolu araçlarında kullanılmaktadır.
MEDEL Elektronik San.Tic. Ltd. Şti., 2015 yılında Türkiye’nin
en hızlı büyüyen ilk 50 firmasından biri olarak “Deloitte(*)
Technology Fast 50 Turkey” listesine girdi. Türkiye’nin en
hızlı büyüyen ilk 50 firması listesine “Semiconductors,
Components and Electronics” kategorisinde giren MEDEL
Elektronik, böylece her zaman üstün performans ve sürekli gelişme ilkesiyle çalıştığını bir kez daha göstermiş oldu.
(*)140’a yakın ülkesinde 700 ofisiyle çalışmakta olan Deloitte,
Dünya’nın en büyük yönetim danışmanlığı firmalarından biridir. “Deloitte Technology Fast 50 Turkey” listesi ise bu yıl 10.
kez yapılmakta olup yüksek prestijli bir derecelendirme olarak
kabul edilmektedir.
“Deloitte Technology Fast 50 Turkey” listesine seçilen MEDEL
Elektronik Şirketi 1994 yılında kuruldu. MEDEL Elektronik kuruluşundan bugüne, tam 22 yıldır, İstanbul’da bulunan üretim
tesisinde üretilen 400.000’dan fazla ürününü, Yurtiçinin yanı
sıra Asya, Ortadoğu ve Balkanlarda faaliyet gösteren satış
86
ve pazarlama ağı ile tüm dünyanın hizmetine sunmaktadır.
MEDEL Elektronik, 35 mühendis, 70 tekniker, toplam 120 çalışanı ile İstanbul’da 6500 m2, Adapazarı şubesinde 1200 m2‘lik
toplamda 7700 m2 kapalı alanda, AC Motor Vektör Hız Kontrolü, DC Motor Hız Kontrolü, Demiryolu Uygulamaları, Tersane
Uygulamaları, Kenar Kontrol, Gergi Kontrol, Kamera Kontrol,
Register Kontrol, Otomasyon ve Otomasyon uygulamalarında ihtiyaç duyulan elektronik ölçüm/kontrol kartları üretimi ve
25 yıllık tecrübesi ile de endüstriyel otomasyon uygulamaları
yapmaktadır.
MEDEL Elektronik ayrıca, 1999 yılından itibaren Demiryolu
uygulamaları için projeler yapmaktadır. TÜVASAŞ (Adapazarı),
TCDD (Ankara, Haydarpaşa-İstanbul), TÜLOMSAŞ (Eskişehir)
için yapılan çalışmalarda; Akü Şarj Ünitesi, Yüksek Frekans
Akü Şarj, Enerji Besleme Ünitesi (EBU, Statik Konvertörler),
UIC EBU Çok Gerilimli Konvertör, Elektrikli Dizi Yardımcı Inverter Sistemi, İklimlendirme (Klima Kontrol) Ünitesi, E72-220
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
MEDEL Elektronik’in ürettiği elektronik sistemlerin tüm AR-GE
çalışmaları, montaj ve test aşamaları İstanbul İkitellideki modern tesislerde yapılmakta ve bu ürünler için 7/24 teknik servis
hizmeti sunulmaktadır.
Kuruluşundan bu güne kadar değişmeyen birinci hedef,
Türkiye’de ve dünyada gelişen teknolojiyi yakından takip ederek
dünya kalitesinde cihazlar üretip, koşulsuz müşteri memnuniyeti sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda MEDEL Elektronik,
AR-GE çalışmalarıyla sistem ve cihazlarını sürekli geliştirmektedir. Son 10 yılda yapılan elektronik tasarım AR-GE çalışmalarının özeti şöyle:
• 1999 yılı sonunda demiryolları için konvertör ve akü şarj projesine AR-GE çalışmalarına başlanmıştır.
• 2001 yılı sonunda demiryolu için tasarlanan konverter ve akü
şarj seri üretimine geçilmiştir. (MEDEL Elektronik bu ürünün
Türkiye’de ilk ve tek üreticisi.)
• 2004 yılı sonunda; AC motor kapalı çevrim (enkoderli) vektör hız kontrol invertör projesi tamamlanmıştır. (İlk yerli olarak
üretilen kapalı çevrim vektör motor hız kontrol cihazı)
• 2006 yılında özelikle ambalaj sektöründe kullanılan baskı
(tifturuk,flekso,liminasyon.) benzeri makinelerde baskı kontrol
amaçlı kulanılan register kontrol cihazı tasarım ve AR-GE’sine
başlanmıştır.
• 2007 yılında; Kamera Kontrol Sistemi projesi tamamlanmıştır.(tifturuk,flekso,ve matbaa makinelerindeki baskı kalitesinin
kalite kontrolünde kulanılan sistem.)
• 2007 yılında; AC motor kapalı çevrim (enkoderli) vektör hız
kontrol cihazı donanım, yazılım ve mekanik
olarak geliştirilerek TAY SERİSİ olarak seri
üretime başlanılmıştır.
• 2009 yılında; Daha önce ilk defa yerli olarak
firmamız tarafından üretilen Kenar Kontrol
ve Gergi denetim cihazlarının performansları ve kullanım kolaylıkları geliştirilerek yeni
görünüm ve tasarımları ile seri üretime başlanmıştır.
• 2009 yılı sonunda; TÜBİTAK tarafından desteklenen ve sonuçları onaylanan AC motor
açık çevrim (enkodersiz) vektör hız kontrol
cihazı projesi başarı ile tamamlanmıştır. (İlk
yerli olarak üretilen açık çevrim vektör motor
hız kontrol cihazı)
• 2009 yılında; Tersanelerde gemi beslemesi olarak kullanılan 380V-50Hz /
440V-60Hz 1.4MW Konvertör projesi üretilip
devreye alınmıştır.
• 2010 yılında; AC motor açık çevrim (enkodersiz) vektör hız
kontrol cihazı seri üretimine başlanılmıştır.
• 2010 yılında; 2 yıl TCDD tarafından farklı ülkelerin çalışma
şartlarında da denenen Çok Gerilim Konvertör seri üretimine
başlanılmıştır.
•2010 yılında; Register kontrol projesi tamamlanmış ve seri
üretimine başlanılmıştır.
• 2010 yılında; Servo motor kontrol projesi çalışmalarına
başlanmıştır.
• 2011 yılında; E72-220 12kVA IP55 Sinüs Inverter projesi tamamlanmıştır.
• 2012 yılında; tramvaylarda HVAC beslemesi ve HVAC kontrolünde kullanılmak üzere geliştirilen LRV750-35 klima inverteri
ve klima kontrol ünitesi tamamlanmıştır.
• 2012 yılında; Kamera Kontrol Sistemi yazılımsal ve donanımsal olarak değiştirilerek yüksek performanslı olarak
geliştirilmiştir.
• 2012 yılında; 315kW Asenkron Cer motor (İstanbul tüp geçit
demiryolu araç motorları) test ünitesi projesi tamamlanmıştır
• 2012; yılında Yolcu Bilgilendirme sistemleri Projesine başlanmış ve üretimine geçilmiştir.
• 2012 yılında; Klima Kontrol Sistemi projesine başlanmış ve
üretimine geçilmiştir.
• 2012 yılında; Klima Besleme ünitesi Projesine başlanmış ve
üretimine geçilmiştir.
• 2012 yılında; Yüksek Frekanslı DC-DC Konvertör başlanmış
ve üretimine geçilmiştir.
• 2012 yılında; Yüksek Frekanslı Akü Şarj Konvertör projesine
başlanmış ve üretimine geçilmiştir.
• 2012 yılında; Milgem (Milli Gemi) projesi için invertör ve pano
tasarımı yapılmış ve askeriyeye teslim edilmiştir.
• 2013 yılında; Gölcük Tersane Komutanlığı, İstanbul Tersane
Komutanlığı ve İzmir Tersane Komutanlığı’na askeri standartlara uygun inverterler üretmiştir.
87
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
• EN 15085-2 CL1 Demiryolu Araçları ve Bileşenlerinin
Kaynaklı İmalatı Belgesi’ne,
• ISO 9001:2008 Belgesi’ne,
• 18001 2007 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi
Belgesi’ne,
• 14001 2004 Çevre Yönetim Sistemi Belgesi’ne,
• TSE tarafından verilen Hizmet Yeterlilik Belgesi’ne,
• TPE tarafından verilen17 adet Tasarım Tescil Belgesi’ne,
• TPE tarafından verilen 13 adet Faydalı Model Belgesi’ne
sahiptir.
MEDEL Elektronik’in sunduğu ürün-çözüm
grupları işe şöyledir:
YILIN BAŞARILI KOBİ BÜYÜK ÖDÜLÜ 2012
• 2013 yılında; hafif raylı araçlarda HVAC beslemesi ve
HVAC kontrolünde kullanılmak üzeriLRV750-55 klima
inverteri ve klima kontrol ünitesi tamamlanmıştır.
• 2013 yılında; 100kVA 3x1500 V beslemeli yardımcı
konverter uygulaması tamamlanmıştır.
Kalitede sürekliliği esas alan MEDEL
Elektronik;
• IRIS Uluslararası Demiryolu Standardı Kalite Belgesi’ne,
• TSI Tuvalet Modül Tasarım Onay ve Kalite Belgesi’ne,
88
• Motor Kontrol Ürünleri: İhtiyacınıza uygun, yüksek kaliteli otomasyon ürünleri
• Demiryolu Uygulamaları: Demiryolu projeleri için çok
özel, yüksek kaliteli çözümler.
• Plastik ve Ambalaj Ürünleri: 20 mühendis, 70 tekniker,
toplam 105 çalışanımız ile özel çözümler
• Otomasyon Sistemleri: İhtiyacınız olan otomasyon
çözümleri
• Kâğıt Fabrikası Uygulamaları: Kâğıt sanayisinde yerli
çözüm olan tek firma
• Tersane Uygulamaları: İhtiyacınız olan Tersane uygulamaları ve çözümleri
• Ürün Test Sistemleri: İhtiyacınız olan Test Sistemi
çözümleri
• Güneş Enerji Sistemleri: Alman IDEEMASUN şirketinin
deneyimlerinden yararlanarak, Güneş Enerji Sistemleri
Konusunda anahtar teslim çözümler
• Otopark İzleme ve Yönlendirme Sistemi: OYİS-Kapalı otoparklarda sürücülerin en kısa sürede en uygun
park yerini bulmalarına yardımcı bir otopark izleme ve
yönlendirme sistemi
ENDÜSTRİ OTOMASYON,
JAPONYA’DA MITSUBISHI ELECTRIC’İ
ZİYARET ETTİ
Aralık ayında Mitsubishi Electric Corparation’ın çağrısıyla birçok uluslararası basın mensubu, Mitsubishi
Electric’in son faaliyetleri konusunda bilgilendirilmek
için Japonya’ya davet edildi. Sektörün uzmanlarının katıldığı bu basın gezisine, dergimizin adına
Yazı İşleri Müdürü Turan Türkmen katıldı. ‘’Doğan
Güneşin Ülkesi’’ olarak da bilinen Japonya doğaya
ve insana dost kültürü ile tanışma fırsatımız oldu.
Basın gezisinde çok samimi Japon dostlarımız ile
Mitsubishi Electric teknolojisindeki son gelişmeleri
yakında görme fırsatımız oldu.
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
sürekli / iyileştirme planının hem de iş-işçi-çalışma
güvenliği yaklaşımın bir parçası olan bu yeni fabrika
binası (Mitsubishi Electric bu binaya E4 diyor), çok
güçlü depremlere karşı koyabilecek niteliklere sahip.
ise “NakatsugawaWorks”te bulunuyor. Mitsubishi
Electric’in NagoyaWorks’teki amacı, bir felaketin
vurması sonrasında ertesi gün, hem üretimi yeniden
başlatacak esneklikte olmak, hem de çalışanların
Bu bina, tüm katılımcılarda hayranlık uyandırdı.
Örneğin, E4 binası 73 kolonla desteklenmiş ve her
kolon bir sismik yalıtım cihazına dayanıyor. Binadaki
çelik amortisörlerin kombine etkisi, sismik yalıtım
refahını ve donanımı korumak ve de bunun böyle
devam etmesini sağlamak.
E4 binasında, Yüksek Sönümlü Kauçuk Yataklar var.
Bu yatakların en önemli özelliği dikey olarak sabit,
yoluyla zemin katta % 50 ve 6. katta ölçüldüğü takdirde %80 oranına kadar bina titreşimini azaltmakta.
E4 binası Mitsubishi Electric tarafından konuşlandırılmış ikinci depreme dayanıklı bina; birincisi
ancak yatay olarak yumuşak olması. Bu yataklar,
dikey eksende binayı destekleyici ve yatay eksende
deprem titreşimini sönümleyici işlevlere sahip. Tek
bir kauçuk yatak, 700 ile 1000 ton yüke dayanabili-
edebilme fırsatını yakalaya bildik.
Uzun zamandır depremlerle başı dertte olan ve
bununla mücadele için ileri teknolojisini ve mesaisini
harcayan Japonya’nın dünya devi firması Mitsubishi
Electric’in yeni fabrikası, yerinde incelendi. (“İş
güvenliği” konusuyla da bağlantılı gördüğümüz bu
bina hakkında detaylı verileri “Dosya” bölümümüzde
İlk olarak, olarak, Japonya’nın ve dünyanın en önemli
fuarlarından Sistem Kontrolü Fuarı (SCF) 2015’ ziyaret edilerek, katılımcı firmaların yenilikleri incelendi.
Mitsubishi Electric yeni çözümleri ve ürünleri hakkında detaylı bilgi alındı. Sonrasında yapılan bir dizi
ziyaretler ve oturumlar ile Mitsubishi Electiric’in ileri
teknolojilerini üretim merkezlerinde inceleme fırsatını göre bildik.
İlgi çeken çok önemli ziyaretlerimizden biri de
Yamanashi girişinde yer alan Maglev Tren Test
Bölgesi oldu. Tesisin içerisinde test halindeki Maglev
süper iletkenlerin, Doğrusal Chuo Shinkansen mekanizmalarının çalışmalarını yakından görerek, yeni
nesil araçların neler olabileceğine önceden tanıklık
90
okuyabilirsiniz.)
Programın kapsamında, güçlü depremlere meydan
okumak için tasarlanan Mitsubishi Electric’in yeni
fabrikası Nagoya Fabrikası “E4” (Mitsubishi Electric,
bu binaya E4 diyor) gezildi.
Mitsubishi Electric’in Mitsubishi Electric’in hem afet
91
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
yor ve bir deprem meydana geldiğinde yatay olarak
maksimum 60 cm uzayabiliyor.
yüke tabi değil, ancak sismik dalga enerjisini emiyor ve
titreşimi azaltmak için kullanılıyor. E4 binasının doğu
Nagoya’daki fabrikada ayrıca, çelik “U” şeklinde
amortisör bulunmakta. Kauçuk rulmanların aksine, bu
amortisörler (binanın ağırlığından kaynaklanan) bir
ve batı tarafında altışar adet amortisör yerleştirilmiş
12 amortisörün her biri yaklaşık 2.2 milyon Japon
Yeni ya da hemen hemen 16.500 Euro maliyetinde.
Sonuçta Mitsubishi Electric’in Nagoya’daki bu üretim
üssü “E4, gerçekten müthiş. Fabrikada oluşturulan
ayrı üretim alanlarında robotlar ve insanlar birlikte çok güvenli ortamda yan yana üretim yapılıyor.
Üretimin her aşaması kontrol edile biliyor, test edile
biliyor ve kare kot uygulaması ile tüm bilgiler oluşturulan kütüphanelere aktarılıyor. Mitsubishi Electric’in
daha yeşil bir gelecek için yürüttüğü çabada bu binada da gözle görülmektedir. Binanın çatısına kurulan
güneş panelleri ile kendi enerjisini de güneşten
sağlıyor.
92
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
BÜYÜK
HEYECAN
BAŞLIYOR!
ENOSAD’IN “II. ULUSLARARASI İLERİ ENDÜSTRİYEL
OTOMASYON KONGRE VE SERGİSİ”NİN STARTI VERİLDİ!
Endüstriyel
Otomasyon
Sanayicileri
Derneği
ENOSAD’ın “II. Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi” bu yıl yine Aralık ayında yapılacak. “2. Endüstri 4.0 Kongresi” olarak da tanımlanabilecek olan bu büyük etkinliğe ulusal ve uluslararası
merkezlerden, sektör kuruluşlarından, firma yetkililerinden, üniversiteler ve öğretim üyelerinden çok yoğun bir ilgi bekleniyor. İlgililer, kongre bağlantısı için
iletişime şimdiden geçebilirler.
İLK KONGREYE İLGİ ÇOK YOĞUNDU
“I. Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre
ve Sergisi”, ENOSAD’IN 10. kuruluş yılı nedeniyle 10.
kuruluş yılı nedeniyle, 4-5 Aralık 2014 tarihlerinde
İstanbul The Green Park Pendik Otel’de yapılmış; iki
gün süren kongrede İleri Endüstriyel Otomasyonun
İmalat Sanayinde Rekabet Gücüne Etkisi, Siber Fizik
Sistemleri/Endüstri 4.0 ve Üründe KALİTE ve Üretimde VERİMLİLİK Temelinde Otomasyonun Rolü başlıklarında 3 panel, 76 oturum ve 6 mesleki eğitim kursu
düzenlenmişti.
“I. Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve
Sergisi”, Makine Tanıtım Grubu ana sponsorluğunda,
94
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI himayesinde ve sektöre yön veren firmalardan ABB, Mitsubishi Electric, Siemens, Schneider Electric firmalarının
platin, FESTO, KUKA, SICK altın, ELİAR gümüş sponsorluğunda, Bilko, E3TAM, Ege Kontrol, Eksen Medya
Grup, Elimko, EFM Motor, EMİKON, EMKO, ENTEK,
ENTEK Teknik, HALICI Elektronik, HKTM, İFM, JUMO,
Pilz, Pınar Mühendislik, SERVO Kontrol, TORK, STAUBLI ve TURCK firmalarının bronz, ELİMKO ile E3TAM
firmalarının promosyon ve sektör dergilerimizin basın
sponsorluğunda sergi katılımları ile gerçekleşmişti.
“I. Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre
ve Sergisi”nde; Endüstri 4.0 (Siber Fizik Sistemler)
ve küresel hedefleri, Endüstri–Üniversite işbirliği çerçevesinde Teknoparklar, Transfer ofisleri konusunda
beklentiler, üniversitelerde lisans projelerinin ortaklaştırılması konusu, Hassas Makine imalatında ulusal
ve uluslararası ölçekte son durum analizi, Endüstriyel
Otomasyon uygulamalarında PC Tabanlı Test, Ölçüm,
Veri analizinin önemi, PLC & PAC & COBAC (Bilgisayar Tabanlı Otomasyon Kontrolü), İleri endüstriyel
projelerde yazılım ve donanım maliyetlendirmesi, Endüstriyel işletme ve makinelerde ‘’emniyet’’, Endüstriyel otomasyonun üretimde rekabet gücüne etkileri,
95
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
problemimiz var. Bilgiyi aktarayım diyorsunuz; sonra
bakıyorsunuz başkası tarafından yapılmış ve karşınızda. Aktarmayınca da küçük kalıyorsunuz. Bunu aşmalı, bir araya gelmeli, bir arada kalınmalı ve dünyayı
hedef almalıyız. Pek çok sanayicinin hedefi teknoloji
üretmekte küreselleşme noktasında olmalıdır. Endüstri 4.0, hisseden robotlar ve akıllı makinelerin devridir.
Robotların insan beyninden gelen radyo dalgalarıyla
komut alacakları günlere doğru giden bir teknolojik
gelişmenin arifesindeyiz. 4.0 teknolojisinde, endüstri
ve sanayide geleneksel standart işçilik yerini uzman
üretim mühendislerine bırakmaya başlayacak. Artık
üretimde bir makine bir adam ve bir fabrika dönemi
olacak. Görebilen, ses tanıyan, temasla algılayan, hareket eden, insandan hızlı karar veren algılayıcılar,
birbiriyle haberleşen bileşenler ve çok eksenli hibrit
üretim robotlarıyla donatılmış sofistike yapısına karşı tek bir kişi tarafından denetlenebilecek; ‘Siber Fizik
Sistemler’ devreye girecek.”
Proje destekleri (TÜBİTAK, KOSGEB, SANTEZ, BST
Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, OAIB, İMMİB), Hareket
kontrol teknolojilerindeki gelişmeler, İleri Endüstriyel
Otomasyonda akıllı kontrol teknolojileri (2D ya da 3D
yapay görme, temassız ölçüm ), Bugün ve yakın gelecekte ROBOTİK (Robot Telepatisi), Akıllı şebekeler
(Smart Grid), Akıllı sensörler, Enerji verimliliğinde
ileri endüstriyel otomasyonun etkileri, İleri endüstriyel otomasyon uygulamalarında veri haberleşme
teknolojilerinde gelişmeler (Internet of Things – IoT),
Üretimde RFID & 2D, Kümeleşme yöntemi mikro ölçekli şirketlerin birleştirilmesi – İLTEK Projesi, Endüstriyel Otomasyon projelerinde zaman yönetimi
ve dokümantasyon hazırlama standartları (Project
Management),Mühendis ve teknisyen istihdamında
yaşanan olumsuzluklara çözüm önerileri, İleri endüstriyel otomasyonda meslek edindirme standartlarının
irdelenmesi, Endüstriyel otomasyonda sözleşmeler,
şartnameler ve hukuk, ulusal ve uluslararası rekabet
temelinde gümrük mevzuatında iyileştirme önerileri ve
ÖTV konusu, Ölçme ve Kontrol, Otomasyon Uygulamaları ile ilgili Standartlar ve Normlar, Türkiye’de uygulamalar, Savunma Sanayii Stratejilerinde yerli üretim
ve Yeni nesil motorlarda enerji verimliliği konulu 76
oturum düzenlenmiş; düzenlenen oturum ve panellere
96
yurt dışından da 13 uzman panelist katılmıştı.
Aralık 2016 tarihinde yapılacak olan “II. Uluslararası
İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi”nin
de yine, bilim ve teknoloji ile endüstrinin bir araya geldiği, yeni fikirlerin ortaya atıldığı, Türkiye sanayisinin dünya ile yarışabileceği örnekleri ortaya çıkaran bir ortam oluşturulması hedefleniyor.
üzerinde katılımcı delegesi bekleniyor. Kongre’de, bilgiye ihtiyaç duyan kişi ve kurumları özellikle ağırlamak
ve katılımın artırılması için özel delege çalışmaları bu
yıl da planlanıyor. Tanıtım konusunda endüstriyle ilgili
çeşitli sektörlere hitap eden başta sektör dergilerinden, sektör dernek, kurum ve kuruluşlardan ve yayınlarından tam destek alan ENOSAD, ilgili gazetelerde ve
ilgili TV kanallarında bilgilendirici programlar yapmayı
da planlamakta. Tüm paydaşları ile ortak çalışma yürütmeyi planlayan ENOSAD bu başarıda katkısı olan
herkesin markasına etkili tanıtımla değer katacağından
emin.
Bu amaçla yine, konusunda uzman kişilerin konuşmacı
olarak katılacağı, zengin içerikli panellerin yer aldığı,
akademik ve endüstriyel kuruluşların bildiriler sunacağı ve kongreye katılımcıların zengin içerikli etkinliklerle buluşması da hedeflenmiş. Uygulamaları, projeleri,
hedefleri ile ülkemizde sanayinin gelişmesine katkıda
bulunmak isteyen herkesin, Otomatik Kontrol/Endüstriyel İleri Otomasyon konusunda çalışan kuruluş ve
üniversite ve akademilerin de “II. Uluslararası İleri
Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi”nde bildiri
sunmasını bekleniyor.
SPONSORLARIN KATKILARI ÇOK ÖNEMLİ
GELECEĞİN TEKNOLOJİSİ İÇİN…
ENOSAD
Türkiye’de
Endüstriyel
Otomasyon
Sektörü’nü bir araya getiren çatı kuruluş olmanın yanı
sıra, endüstrinin çok geniş bir kesimiyle de ilişkiler
içinde olan bir yapı; endüstrinin, sanayinin çok geniş bir kesimine hitap ediyor. Bu nedenle Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi de
farklı sektörlerden, farklı platformlardan gelebilecek
desteklere açık bir etkinlik özelliği taşıyor. Bu etkinliğin gerçekleşmesinde de sponsorluklarla birlikte,
yurt içinden ve yurtdışından daha yetkin, konunun
uzmanı kişilerin, konuşmacıların katılımı planlanmış.
ENOSAD, bu konuda her zaman desteğe ve önerilere
açık. Kongre’ye, başta paydaşlar, firmalar, yöneticiler,
mühendisler ve akademisyenler olmak üzere, 500’ün
Bu yıl ağırlıklı olarak, Dünya’nın evrilmekte olduğu
“Endüstri 4.0 Devrimi” üzerinde yoğunlaşacağı düşünülen “Uluslararası İleri Endüstriyel Otomasyon
Kongre ve Sergisi”ne ilişkin Endüstriyel Otomasyon
Sanayicileri Derneği (ENOSAD) Başkanı Sedat Sami
Ömeroğlu geçen yıl etkinliğin ilk gününde şöyle demişti: “Bu topraklarda El-Cezeri‘nin açtığı yolda bayrağı Türkler taşıyacak. Endüstride 4.0 teknolojisine hazırız; hatta 5.0’ı bile başlatırız. Öncelikle üniversitelerde
buna uygun eğitimler verilmeli. Devlet, üniversiteleri
ve fabrika sahiplerini buna teşvik etmeli. Ayrıca birbirimize güvenmeliyiz. Bizim en büyük hatamız burada. Hep küçük küçük şirketlerimiz var. Çünkü güven
97
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
(A) Hibrid emici salonu: Işın yayma bağışıklık
testleri ve elektromanyetik emisyon ölçümleri
için testler burada gerçekleştirilir.
Festo test laboratuarı süreçlerin güvenirliğini garantiye alır.
Ürünler için hayatta kalma eğitimi
(B) Bilgisayar tomografları ile,
300 mm yükseklik ve 300 mm çapa kadar nesnelere X-ışınıyla bakılabilir.
(fotograftaki: Katharina Steinlein, Analiz Teşhis ve Malzemeler Bölümü Başkanı).
Festo San. ve Tic. A.Ş.
(C) Taramalı elektron mikroskobu: Ürün arızalarının nedenlerini araştırmak için kullanılır.
(D) Kesintisiz operasyon: Gerekli asgari hizmet
ömrünü karşıladıklarını başarıyla kanıtlayana
kadar silindirler test edilir.
Kulakları sağır eden gürültüyü takip eden mutlak sessizlik,
kavurucu sıcak sonrası dondurucu soğuk, yüksek basınçlı
su jeti sonrası asit banyosuna dalmak… İster bir prototip,
ister üretime geçmeye hazır bir ürün olsun, Festo ürünlerini, uzun hizmet ömrü, geliştirilmiş operasyonel verimlilik ve daha fazla güvenilirlik sağlamak için kurum içi test
merkezleri ve laboratuarlarında test eder. Sadece birinci
sınıf ürünler güvenilir endüstriyel üretim için ihtiyaç duyulan güvenliği sağlar. Bu yüzden gerçekleştirilen testlerin
kapsamı korozyon, yüksek basınç, sıcaklık ve sızıntı testlerinden elektromanyetik uyumluluk denetimlerine, bileşen
veya tertibatının tahribatsız bilgisayar tomografi testlerinden akustik laboratuarda ses testine kadar uzanır. Bu yazıda, Festo tarafından yürütülen kapsamlı ürün testlerinin
dünya çapında güvenliğin iyileştirilmesine nasıl yardımcı
olduğunu görmek için üç farklı bölüm inceleyeceğiz.
Gerçekçi testler
Bölüm başkanları Thomas Heubach, Thomas Rittler ve
Katharina Steinlein için çalışan test ve analiz uzmanları,
sorumlu oldukları ürün numuneler konusunda hiçbir taviz
vermezler. Yeni ürünler gerçek koşullardaki test aşamalarını başarıyla geçene kadar ekipler sonuçlardan memnun
olmazlar.
Bu, test edilecek ürünlerin sayısı düşünüldüğünde kolay bir
görev değildir. Herhangi bir zamanda, yaklaşık 1500 civarında ürün numunesi çeşitli laboratuvarlarda titiz testlere
98
tabi tutulmaktadır. Performansına dair net bir değerlendirmeye ulaşılmadan önce bir ürün numunesi ortalama altı
ayını testlerde geçirir.
Yerel ve küresel
On yıllardır sayısız ürün testlerinden toplanan bilgiler Festo şirket sınırları ötesinde hissedilen sonuçlara sahiptir.
Thomas Heubach bu durumu “Bizim uzun yıllara dayanan
tecrübemiz ulusal ve uluslararası standartların şekillenmesine yardımcı olduğumuz anlamına gelir. Biz dünya çapında güvenilirlik testleri için aranan kriterleri belirledik” diye
açıklıyor. “Bireysel test bölümlerinin çalışanları ürünlerin
değerlendirilmesi ve teknik verilerinin oluşturulmasından
sorumludur. Thomas Heubach tarafından işletilen Teknoloji ve Altyapı Mekatronik bölümü ihtiyaç duyulan tüm test
cihazlarını sağlamaktadır. Ölçüm ve test cihazlarının geliştirilmesi olsun, otomatik test sistemleri, özel veritabanlarının programlanması veya test ekipmanlarının yönetilmesi
olsun, ekip üyeleri çok çeşitlidir ve birçok teknolojik alanda
uzmanlığa sahiptirler. Ekipler ayrıca Teknik Mühendislik
Merkezleri (TEC’ler) kurulması için laboratuvar geliştirme
birimleri için planlama ve destek sağlarlar.
Güvenlik zaman alır
Thomas Heubach için, gerçekleştirilen deneylerin sonuçlarının müşterilere yararlı
99
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
“Anlamlı veriler sadece gerçekçi koşullar altında
elde edilebilir."”
Thomas Heubach, Festo Teknoloji ve Altyapı
Mekatronik Başkanı,
(E) Sıcak/soğuk sürekli çalışma:
Dayanıklılık testi, –40°C ve +150 °C
arasında (ortam sıcaklığı) gerçekleştirilmektedir.
(F) Silindir testi: Festo’daki sürekli çalışma, uluslararası standartlara uygun
olarak yapılır ve bu nedenle karşılaştırılabilir ömür değerlerini garanti eder.
“Bir ürünün ne tür bir performansı hangi süreyle sunacağını
tespit etmek büyük bir
beceri ve teknik
uzmanlık gerektirir.”
Thomas Rittler,
Festo Mekatronik Dayanıklılık Başkanı
(G) Akustik odası: Akustik kamera ile
ses kaynağının yer alandığı odadır
Kulakları sağır eden gürültüyü takip eden mutlak sessizlik, kavurucu sıcak sonrası dondurucu soğuk, yüksek basınçlı su jeti sonrası asit banyosuna dalmak… İster bir prototip, ister üretime geçmeye hazır bir ürün olsun, Festo ürünlerini, uzun hizmet ömrü,
geliştirilmiş operasyonel verimlilik ve daha fazla güvenilirlik sağlamak için kurum içi test merkezleri ve laboratuarlarında test eder.
100
Sadece birinci sınıf ürünler güvenilir endüstriyel üretim için ihtiyaç duyulan güvenliği sağlar. Bu yüzden gerçekleştirilen testlerin kapsamı korozyon, yüksek basınç, sıcaklık ve sızıntı testlerinden elektromanyetik uyumluluk denetimlerine, bileşen veya
tertibatının tahribatsız bilgisayar tomografi testlerinden akustik laboratuarda ses testine kadar uzanır. Bu yazıda, Festo tarafından yürütülen
kapsamlı ürün testlerinin dünya çapında güvenliğin iyileştirilmesine
nasıl yardımcı olduğunu görmek için üç farklı bölüm inceleyeceğiz.
Yerel ve küresel
On yıllardır sayısız ürün testlerinden toplanan bilgiler Festo şirket sınırları ötesinde hissedilen sonuçlara sahiptir. Thomas Heubach bu durumu
“Bizim uzun yıllara dayanan tecrübemiz ulusal ve uluslararası standartların şekillenmesine yardımcı olduğumuz anlamına gelir. Biz dünya
çapında güvenilirlik testleri için aranan kriterleri belirledik” diye açıklıyor. “Bireysel test bölümlerinin çalışanları ürünlerin değerlendirilmesi
ve teknik verilerinin oluşturulmasından sorumludur. Thomas Heubach
tarafından işletilen Teknoloji ve Altyapı Mekatronik bölümü ihtiyaç
duyulan tüm test cihazlarını sağlamaktadır. Ölçüm ve test cihazlarının
geliştirilmesi olsun, otomatik test sistemleri, özel veritabanlarının programlanması veya test ekipmanlarının yönetilmesi olsun, ekip üyeleri çok
çeşitlidir ve birçok teknolojik alanda uzmanlığa sahiptirler. Ekipler ayrıca
Teknik Mühendislik Merkezleri (TEC’ler) kurulması için laboratuvar geliştirme birimleri için planlama ve destek sağlarlar.
Gerçekçi testler
Bölüm başkanları Thomas Heubach, Thomas Rittler ve Katharina
Steinlein için çalışan test ve analiz uzmanları, sorumlu oldukları ürün
numuneler konusunda hiçbir taviz vermezler. Yeni ürünler gerçek koşullardaki test aşamalarını başarıyla geçene kadar ekipler sonuçlardan
memnun olmazlar. Bu, test edilecek ürünlerin sayısı düşünüldüğünde
kolay bir görev değildir. Herhangi bir zamanda, yaklaşık 1500 civarında
ürün numunesi çeşitli laboratuvarlarda titiz testlere tabi tutulmaktadır.
Performansına dair net bir değerlendirmeye ulaşılmadan önce bir ürün
numunesi ortalama altı ayını testlerde geçirir.
Güvenlik zaman alır
Thomas Heubach için, gerçekleştirilen deneylerin sonuçlarının müşterilere yararlı olması son derece önemlidir. “Bir ürünün güvenilirliği ile
ilgili anlamlı veriler sadece gerçekçi koşullar altında yapılan testlerle
elde edilebilir,” diyen test uzmanı Thomas Heubach ayrıca şu uyarıda
bulunuyor:“Zaman atlamalı etkiler ile çalışırken dikkatli olunmalıdır.
Güvenlik zaman alır.” Mekatronik Dayanıklılık Başkanı Thomas Rittler
ve ekibi yeni bir ürünün ne kadar işlevsel kalacağı sorusunu inceliyor.
Rittler, çalışmalarını ”Bir ürünün ne tür bir performans sunacağı ve ne
kadar büyük bir beceri ve teknik uzmanlık gerektirdiğini bulmak bizim
görevimizdir” sözleriyle özetliyor.
Ürün numuneleri gerekli asgari hizmet ömrünü başarıyla karşıladıklarını
kanıtlayana kadar test edilir. Bir ürün numunesinin kaç hafta, ay veya yıl
dayandığını görmek için, Rittler ve ekibi dayanıklılık testleri uygular. Bu
süreç, MF H-5/2-D-1-C ISO ISO valfi örneğinde olduğu gibi uzun bir
zaman da alabilir. Bu amansız ürün, 1992 yılından bu yana aşınmaya
karşı test edilmektedir ve bu sürede 1,6 milyar anahtarlama çevriminden fazlasını tamamlanmıştır. Ayrıca, uzun zaman önce kendi hedefine
ulaşmış ürünler için, özel bir “emektar köşesi” kurulmuştur. Bu köşede
200 milyon anahtarlama döngüsüne ulaşan yaklaşık 70 ürün örneği
bulunmaktadır.
Bir ürün numunesi gereksinimleri karşılamıyorsa ya da sadece kısmen
karşılıyorsa, ilk olarak geliştirme bölümlerinde tekrar optimize edilmesi
ve sonra yeniden test edilmesi gerekir. Tüm ölçülen değerler ve gözlemler OASIS veri tabanında belgelenmektedir.
32.000’den fazla dayanıklılık ürün numunesinin bilgilerinin yer aldığı veri hacminin büyüklüğü göz önüne alındığında OASIS, gelecekteki yeni ürünler için önemli bir bilgi merkezidir. Belirlenen
güvenilirlik verileri, Festo ürünlerinin temel kalite karakteristiğini
oluşturur ve makine ve sistemleri tasarlamak için kullanılır. Özellikle 2006/42/EC Makine Direktifi yürürlüğe girdiğinden bu yana,
müşteriler sık sık bu karakteristik verileri talep etmektedirler.
Standart ve özel testler
Thomas Heubach ve Thomas Rittler yeni ürünleri denemekten sorumlu iken, Analiz Teşhis ve Malzemeler Bölümünün Başkanı Katha-
rina Steinlein ise ürünlerin özüne inmekten sorumludur. Ekibi, gelişimi
desteklemek için geniş bilgi dağarcıklarını kullanan malzeme uzmanları,
metalograflar, fizikçiler, kimyacılar ve ölçüm mühendislerinden oluşur.
Bir ürün üretime geçmeden önce, IP koruma sınıfı testleri (“Uluslararası
Koruma”), korozyon testleri (CRC) ve PWIS testleri (ürünün boya ıslatıcı bozucu maddelere karşı hassasiyetini doğrulama) yürütülür.
Steinlein bu konuda şunları söylüyor: “Festo ürünleri genellikle oldukça
spesifik koşullarda kullanıldığı için, uzmanlarımız sık sık standart testlerin yanı sıra uygulama şartlarına özel testleri de yürütürler”.
Bireysel ürünlerin özellikleri her zaman müşterinin kendine özgü gereksinimleri ile uyumlu olmayabilir. Bu gibi durumlarda, malzeme uzmanları da ürünün analizinde aktif bir şekilde yer alır. Bu amaç için birçok
ekipman kullanılır; basit stereo ya da optik mikroskoplardan taramalı
elektron mikroskopları ve kütle spektrometreleri ile gaz kromatogramı
aracılığıyla ultramodern 3D X-ışını bilgisayar tomografilerine, ekibin
araştırma enstitülerinde bulunanlara benzer son teknoloji ekipmanlara
erişimi vardır. Ayrıca, analiz ve malzemelerden sorumlu uzmanlar malzeme seçerken tasarımcılara önerilerde bulunmaktadırlar.
Dünya çapında verimli üretim
Performans ve dayanıklılık testlerinin yanı sıra teknik özellikleri belirlemek için yapılan geniş çaplı ürün testlerinin sonuçları ürünleri sürekli
optimize etmek için kullanılır. Böyle bir yaklaşım ürünlerin ömrünü
uzatır, güvenilirliğini artırır ve maksimum işlevsel verimliliği sağlar.
Testlerden çıkan kullanım ömrü özellikleri ise önleyici bakım ve güvenlik
fonksiyonlarının değerlendirilmesi için önemlidir.
101
Dassault Systèmes geleceğin
teknoloji liderlerine deneyim
ekonomisi çağını anlattı
ENDÜSTRİ OTOMASYON
da üç boyutlu çözümleri kullanmaktan geçiyor. Geliştirdiğimiz yazılımlar; bir yandan fikirlerin üç boyutlu modellemesini yaparken, bir yandan da gerekli analizleri yaparak
simülasyonları gerçekleştiriyor” şeklinde konuştu.
“Yepyeni bir dil oluşuyor, 3D’nin dili”
Tarkan, yaptığı sunumda üç boyutlu deneyimler sayesinde artık yepyeni bir dünyanın oluşmakta olduğunu söyledi.
Tarkan, “Artık ortak bir dil var, bu 3D’nin dilidir. Biz 3D’yi
farklı dili konuşan ve farklı kültürlere sahip birbiriyle anlaşmabilmeleri için kullanacakları ortak bir dil olarak tanımlıyoruz. Herşey esasında bir fikir ile başlıyor. Bu fikir önce bir
kağıda veya ekrana dökülüyor. Daha sonra bu fikir üzerinde
derinlemesine çalışılıyor. Analizler yapılıyor, üç boyutlu
modellemeler oluşturulup simülasyonlar yapılıyor, üretim
planlamaları dijital ortamda yapılıyor. Sanal fabrikalar kuruluyor, uygulamalar yapılıyor, hatta daha da ötesi internet
aracılığıyla son kullanıcının bu ürünleri üç boyutlu olarak
deneyimlemeleri sağlanabiliyor. Böylece bir ürünün fikir
aşamasından yeniden dönüşüm sürecine kadar olan bütün
adımları, web tabanlı bir platform üzerinde, her adımı tamamen üç boyutlu olacak şekilde ve çok kısa süre içinde takip
edilebiliyor. Kısacası 3Dexperience insanların yaratırken,
paylaşırken ve tecrübe ederken üç boyut dilini kullanmalarını, her zaman en doğru en güncel bilgiye ulaşarak işlerini
geliştirmelerini sağlayan bir çözümler bütünüdür” dedi.
Otomotivde sıfıra yakın üretim hatası
Tarkan, sunumunda özellikle otomotiv sektöründen örnekler verdi ve bu örnekler öğrenciler tarafından ilgiyle dinlen-
■ Günümüzün dijitalleşen dünyasında iş modelleri de
değişiyor, artık herşey deneyimle tanımlanıyor. Dassault
Systèmes Bilgi Üniversitesi Mühendislik Bölümü’nde gerçekleşen derse konuk olurken, geleceğin teknoloji liderleri
olmaya aday öğrencilere deneyim ekonomisi çağında ürün
inovasyonunu ve dönüşen birlikte iş yapma şekillerini anlattı.
Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden biri olan 3DEXPERIENCE şirketi Dassault Systèmes, 4 Aralık günü İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde öğrencilerle biraraya geldi,
yeni teknolojilerin ve trendlerin deneyim ekonomisi çağını nasıl dönüştürdüğünü anlattı. Üniversitenin Santral
İstanbul kampüsünde yer alan Bilgi Üniversitesi Mühendislik Bölümü’nde gerçekleşen derse konuk olan Dassault
Systèmes Satış Yöneticisi İlker Tarkan, öğrencilere deneyim ekonomisi çağında değişen iş yapma şekillerini, üretim-tasarım süreçlerini ve öne çıkan teknolojileri aktardı.
İnterkaktif bir ortamda gerçekleşen derse büyük ilgi gösteren öğrenciler sık sık sordukları sorularla İlker Tarkan’dan
deneyim ekonomisine dair bilgilerini ve öngörülerini alır-
102
ken, Tarkan 140’dan fazla ülkede 190 bin müşteriye çözüm
sunan firmalarının sunduğu çözümleri de öğrencilerle paylaştı.
İlker Tarkan’ın “Product Development in Experience Economy- Deneyim Ekonomisinde Ürün Geliştirme” başlığıyla İngilizce olarak gerçekleştirdiği sunumun temel amacı;
geleceğin teknoloji lideri veya IT müdürleri olma potansiyeli taşıyan gençlere deneyim ekonomisi çağında üretim,
tasarım ve iş yapış şekillerinde dönüşümünü anlatmak ve
onların da fikirlerini almaktı. Tarkan, sunumunda savunma,
havacılık ve otomotiv sektörlerinden de örnekler verdi.
Tarkan, Dassault Systèmes olarak kendilerine bir 3 Boyutlu Deneyimler firması olarak konumladıklarını söylerken,
“Ürünler artık tek başına bir anlam ifade etmiyor. Üretici
ve tüketicilerin artık fazla bekleme lükslerinin olmadığı bir
dünyadayız. Ürünleri mutlaka, son kullanıcı deneyimlerini
ön planda tutarak geliştirmek gerekiyor. İşte tam bu noktada Dassault Systèmes çözümlerinin farkı ortaya çıkıyor. En
doğru kararları, ürün geliştirme sürecinin en başında alabilmek için de, firmaların tüm birimlerinin bu sürece dahip
olup, tasarlarken ve üretirken sıfır hatayla çalışmanın yolu
di. Tarkan, şunları söyledi: “Dassault Systèmes’in sunduğu
üç boyutlu deneyimler sayesinde, bir otomobilin tüm tasarım, prototip ve ürün test süreci 24 ay’dan 12 ay’a iniyor.
Bir hayal gerçek oluyor; sanal prototip ve üç boyutlu modelleme teknolojileri ile üretim sürecinde sıfıra yakın üretim
hatası elde etmek mümkün hale geliyor. Kendini bir ‘’üç
boyutlu deneyimler şirketi’’ olarak konumlayan Dassault
Systèmes, müşterilerine eşsiz deneyimler oluşturmalarında yardımcı olacak çözüm ve araçları geliştiriyor, onların
tasarım ve üretim döngülerini en aza indirgiyor.
“Türkiye’de Ar-Ge’yi üç boyutlu teknolojilerden
ayrı düşünemeyiz”
“Şirketlerin iş yapış tarzlarında büyük dönüşümler var” diyen Tarkan, bu dönüşümü şu sözlerle ifade etti: “Sabah işe
gelen hiç kimse kendi başına çalışmıyor, herkes iş arkadaşlarıyla birlikte çalışmalar yapıyor, iş üretiyor. İnsanlar
işlerini ancak ve ancak iş arkadaşlarına elektronik bağlantı
kurduklarında yapıyorlar. Şirketlerin çalışanlarının da ilgili
ve iş ilişkili sosyal gruplar şeklinde düzenlenmesi verimliliği de büyük oranda artırıyor”
Tarkan, öğrencilere Ar-Ge’nin önemine dair de bir mesaj
verdi: “Sonuçta üç boyutlu yazılımlar bir üründeki olası hataların işin en başından önlenmesine yönelik önemli avantajlar getiriyor ve bu da tabii özellikle zamandan ve paradan
tasarruf sağlanması anlamını taşıyor. Eğer Türkiye ekonomisi sağlıklı bir büyüme yakalayacaksa bunun yolu daha
çok Ar-Ge yatırımı yapmaktan geçiyor. Bugün neredeyse
tüm endüstrilerde Ar-Ge‘yi 3 boyutlu teknolojilerden ayrı
düşünmek mümkün değildir.”
IFS ERP Construction Computing Yarışmasında
En İyi Yazılım Ödülünü Aldı.
IFS ERP, 2015’in En İyi Proje Yaşam Döngüsü Yönetimi
Yazılımı ödülünün sahibi oldu.
Lider global kurumsal uygulamalar şirketi IFS’in, ERP çözümü
IFS ERP Uygulamaları, Construction Computing Awards yarışması sonucunda 2015’in En İyi Proje Yaşam Döngüsü Yönetimi
Yazılımı seçildi. İnşaat sektörü profesyonellerinin takip ettiği
Construction Computing Dergisi tarafından düzenlenen yarışmada inşaat ve tasarım süreçlerinde kullanılan teknoloji ve
yazılımlar okur oylarına dayanılarak değerlendiriliyor.
Construction Computing Awards (İnşaat Bilgi İşlem Ödülleri)
diğer adı ile “The Hammers” olarak bilinen ödüller bu yıl onuncu kez veriliyor. IFS Global Endüstri Direktörü Kenny Ingram
ödüle ilişkin olarak şunları söyledi: “Construction Computing
Awards tarafından, özellikle de çok güçlü bir rekabet ortamında mücadele verdiğimiz bir kategoride takdir görmüş olmak
bizi çok mutlu etti. Bu ödül inşaat sektörüne IFS Applications
aracılığıyla verdiğimiz taahhüdün devam etmekte olduğunun
kanıtıdır. Construction
Computing okurlarından
bu denli kabul görmüş
olmak harika bir duygu.”
IFS Türkiye’de de inşaat
ve taahhüt sektöründe oldukça güçlü bir
konumda bulunuyor.
IFS Türkiye inşaat sektörü referansları arasında Sinpaş Yapı, Makyol, Özaltın, Ofton,
Dap Yapı, İnanlar, Dost İnşaat, Numanoğlu, Vefa Prefabrik,
Dorçe Prefabrik, Prefi Prefabrik, Çağla Grup gibi Türk inşaat
sektörünün lider isimleri bulunuyor. Dünyada Babcock Marine,
Clancy Docwra, MWH ve Graham gibi inşaat şirketleriyle çalışan IFS’in engin sektör deneyimi ile birleştirildiğinde, yazılım
tüm dünyadaki işletmeleri destekleyen eksiksiz bir ERP çözümü
sunuyor.
103
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
KRİTİK ENERJİ ALTYAPILARININ KORUNMASI VE SİBER GÜVENLİK SEMPOZYUMU
AKILLI ŞEBEKE YATIRIMLARI ARTACAK
Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) Genel Müdürü Mükremin
Çepni ise konuşmasında siber güvenlik önlemlerinin yanı sıra
enerji sektöründeki altyapıların fiziksel olarak da korunmasının
gerekliliğine ve önemine işaret etti.
“AKILLI ŞEBEKE YATIRIMLARI ARTACAK”
ELDER Genel Sekreteri Uğur Yüksel de 2016-2020 dönemini
kapsayacak uygulama döneminde şebekeye yapılacak teknoloji
yatırımının 20 milyar lirayı bulacağını ve bu miktarın çok önemli bir
kısmının akıllı şebekelere ayrılması gerektiğini vurguladı.
Akıllı şebekelerin yurtiçindeki kapasitesinin tespit edilmesi için bir
yol haritası hazırlandığını söyleyen Yüksel, bu çalışmanın sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılacağını aktardı.
YENİLENEBİLİR
ENERJİ
GENEL
MÜDÜRÜ
MÜNİB KARAKILIÇ:
“HER YIL DÜNYADA TÜKETİLEN ENERJİNİN YÜZDE
2,5’İ BİLGİSAYAR, LAPTOP VE CEP TELEFONU GİBİ
BİLGİ İŞLEM CİHAZLARI TARAFINDAN TÜKETİLİYOR”
TEDAŞ GENEL MÜDÜRÜ MÜKREMİN ÇEPNİ:
“TERÖR OLAYLARI SEBEBİYLE ÇOK FAZLA HASAR GÖREN
ŞEBEKE VE TRAFOLARIN FİZİKSEL OLARAK KORUNMASI VE
İŞLETİLMESİ DE BİZİM EN ÖNEMLİ GÖREVLERİMİZDEN BİRİSİ.”
ELEKTRİK DAĞITIM HİZMETLERİ DERNEĞİ – ELDER GENEL
SEKRETERİ UĞUR YÜKSEL:
“2016-2020 DÖNEMİNİ KAPSAYACAK UYGULAMA DÖNEMİNDE
ŞEBEKEYE YAPILACAK YATIRIMLAR 20 MİLYAR LİRAYI
BULACAK VE BU MİKTARIN ÇOK ÖNEMLİ BİR KISMININ AKILLI
ŞEBEKE YATIRIMLARINA AYRILMASI GEREKECEK”
Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) ile Bilgi Güvenliği
Derneği (BGD) işbirliği ile düzenlenen “Kritik Enerji Altyapılarının
Korunması ve Siber Güvenlik Sempozyumu” Ankara’da gerçekleştirildi. Sempozyuma, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu gibi kamu kurumları, STK’lar ve özel sektör
temsilcileri katılım sağladı.
Kritik Enerji Altyapılarının Korunması ve Siber Güvenlik
Sempozyumu açılışında konuşan Yenilenebilir Enerji Genel
Müdürü Münib Karakılıç, siber güvenlik önlemlerinin bundan 35
yıl önce sadece savunma sanayisinde akla geldiğini hatırlatarak,
“Bugün siber güvenlik enerji ve endüstri sektörünün ayrılmaz
parçalarından. Her yıl dünyada tüketilen enerjinin yüzde 2,5’i bilgisayar, laptop ve cep telefonu gibi bilgi işlem cihazları tarafından
tüketiliyor” dedi.
104
“SİBER GÜVENLİKTE MİLLİ ÇÖZÜMLER KULLANILMALI”
Bilgi Güvenliği Derneği (BGD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet
Hamdi Atalay sempozyumda yaptığı konuşmada, Türkiye’de
siber güvenlik endüstrisi oluşturulması yönünde faaliyetlerinin
sürdüğünü ve bunun Türkiye için büyük bir kazanım olduğunu
belirtti. Kritik altyapılarda tehditlerin çok fazla olduğunu vurgulayan Atalay, kritik altyapılara yapılan siber güvenlik saldırılarının
ülkeler arasında savaş nedeni olarak sayıldığını ifade etti. Atalay,
kritik altyapıların günlük hayatın da her yönünü etkilediğini anlatarak, “Enerji sektöründeki şirketlerde genelde SCADA sistemleri
kullanılıyor fakat bu sistemler neredeyse 50 yıl öncesine ait. Yani
bugünün tehditlerine oldukça açıklar. Bu sistemlerin yenilenmesi
ve çözümlerin sağlanması gerekiyor. Siber güvenlikte milli çözümler olmadığı sürece kendinizi yüzde 100 güvenli hissedemezsiniz”
şeklinde konuştu.
Türkiye Doğalgaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) Dernek Müdürü
Cem Önal da, doğalgaz dağıtım sektörünün genç bir sektör
olduğunu ve bu alanda önümüzdeki yıllarda da yatırımların
süreceğini anlattı. Doğalgaz dağıtım sektörüne 10 yılda 10 milyar dolar yatırım yapıldığını ve önümüzdeki dönemde de bir 10
milyar dolarlık yatırımın daha öngörüldüğünü dile getiren Önal,
“Ayrıca 91 bin kilometre şebeke yatırımı yapılmıştır. Toplam
abone sayımız 11 milyon civarında. 2030 beklentimiz ise bu
rakamın iki katına ulaşması. Bu bizim için iyi bir hedef, geldiğimiz noktada iyi bir nokta diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
SONUÇ RAPORU PAYLAŞILACAK
Kritik Enerji Altyapılarının Korunması ve Siber Güvenlik
Sempozyumu’nda enerji sektörünün kritik bilgi altyapılarının
korunması konusunda uzmanların görüş, öneri ve değerlendirmeleri sonuç raporu halinde yayımlanarak kamuoyu ile paylaşılacak.
Servis Robotiği Uzmanlık Günleri
“İnsan ile robotik biraraya geliyor”
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
GE ‘AKILLI ONARIM’ Yaklaşımı ile GE Harici
Enerji Santrali Ekipmanları için Denetim ve
Onarım Hizmetlerini Genişletiyor
hizmeti verilen ve yedek parçaların GE tarafından temin edildiği ilk
proje olma özelliğini taşıyor. GE, proje teklif süreci aşamasında
Doğa Enerji’nin onarım ihtiyaçlarını ve önceliklerini tanımlayabilmesine yardımcı olmak için yeni “AKILLI Onarım” yaklaşımını
uygulamaya soktu.
Türkiye’de kuruluşların; eskimeye yüz tutmuş üretim sistemlerini
güçlendirme, verimliliğini artırma veya daha üst seviye gaz türbinleriyle yenileme ihtiyacının artış eğiliminde olduğunu belirten
GE Enerji Servisi Başkan ve CEO’su Paul McElhinney, “Esenyurt
Enerji Santrali Türkiye’nin devlet tarafından yapılan enerji satınalma
anlaşması ile kurulan tek 6B gaz türbinli enerji santrali olduğundan
Doğa Enerji’ye tesisin kesintisiz olarak işletimde kalması için yardım etmemiz kritik öneme sahipti. GE’nin “AKILLI Onarım” girişimi
çerçevesinde daha geniş ölçekte onarım seçeneği sunabiliyoruz.
Çözüm üretirken de daha esnek, etkileşimli ve uygun maliyetli bir
yaklaşımı benimsiyoruz” dedi.
■ GE Enerji Servisi İş Alanı, Doğa Enerji’nin İstanbul Esenyurt
Enerji Santrali’nde bulunan GE ekipmanları ve diğer ekipmanlar
için endüstride türünün ilk örneği olan denetim ve onarım projesini tamamlıyor. Proje, santralin güvenilirliğini artırarak ülkenin en
yoğun nüfuslu şehrine elektrik tedarik edecek ve şehrin bölgesel
olarak ısıtılmasını sağlayacak. GE harici ekipmanların denetimi için
de yeni teknolojiler kullanılıyor.
GE’nin Enerji Servisi iş alanı, Türkiye’nin en yoğun nüfusa sahip
şehri İstanbul’da yer alan 180 megawatt (MW) gücündeki Esenyurt
Enerji Santrali’nin denetim ve onarım çalışmalarının tamamlandığını duyurdu. 16 yıllık santralin sahibi olan Doğa Enerji’den yapılan
açıklamada ise bölgenin artan elektrik ve bölgesel ısıtma ihtiyaçlarının uzun vadeli olarak karşılanabilmesine yönelik olarak tesisin
güvenilirliğinin artırılması ile ilgili yapılacak denetim ve onarım
çalışmalarında taleplerinin tümünü karşılayan tek firma olduğu için
GE’yi seçtiklerinin altı çizildi.
■ Uluslararası Robotik Federasyonu(IFR)’na göre, özel olarak
kullanılan servis robotikleri satışı 2018 yılı itibariyle 35 milyon
adete yükselecektir. Aynı zamanda, profosyonel uygulamalar
piyasası da gelişme göstermektedir. Uzmanlar, insan ve robot
arasındaki işbirliğinin sadece birkaç yıl içerisinde günlük fenomen
haline geleceği üzerine tahmin yürütmektedirler. Servis robotları
alanında trendler ve güncel durumun kapsamlı analizi, 9. SCHUNK
Uzmanlık Günleri’nde sunulacaktır.
Sıkma teknolojisi ve tutucu sistemler yetkin lideri SCHUNK tarafından düzenlenecek olan organizasyon, 24-25 Şubat 2016 tarih-
106
lerinde SCHUNK yetkin merkezi Brackenheim-Hausen, Almanya’
da gerçekleşecektir. Organizasyon, Uygulamalı Servis Robotikleri
alanında dünyanın önde gelen iletişim platformu olarak, “İnsan ile
robotik biraraya geliyor” mottosu ile özellikle insan-robot işbirliğine odaklanacaktır. İnsan ve robot arasındaki doğrudan işbirliği
için teknolojik çözümler nelerdir? Hangi güvenlik konseptleri
gereklidir? İnsan-robot uygulamaları alanında kişi kendini nasıl
kabul ettirebilir? Tüm bu sorulara cevap olacak sempozyum 2
gün sürecektir.
İstanbul’un dünyanın en yoğun nüfusa sahip olan şehirlerinden
biri olduğunu hatırlatan Doğa Enerji Esenyurt Enerji Santrali Bakım
Yöneticisi Arif Kayi, “Son yıllarda Esenyurt bölgesinde büyük yerleşim alanları inşa edildi. Bu da bölgenin enerji ihtiyacını sağlayan
enerji santralimizin, yedek parça arzının ve destek hizmetlerinin
güvenilirliğinin artırılmasını zorunlu kıldı. Bu anlamda üç 6B gaz
türbininden biri için yedek parça temini, denetim ve onarım hizmetlerinin sağlanması için ihaleye çıktık. Aldığımız beş teklif içinde,
santralin uzun vadeli işlevselliğinin garanti edilmesi ve maliyetli,
planlanmamış hizmet kesintileri olasılığının düşürülmesi konusundaki ihtiyaçlarımızın tümünü karşılayabilen tek firma GE oldu. Biz
de bu nedenlerle GE’yi seçtik” dedi.
Proje aynı zamanda GE tarafından üretilmemiş parçalara da onarım
İstanbul’un 30 km batısında, Esenyurt Belediyesi sınırları içinde
yer alan santral, yerel şebeke için elektrik ve bölgesel ısıtma için
buhar üretmek üzere ana yakıt olarak doğal gaz, ikincil yakıt olarak
ise dizel kullanan çift yakıtlı bir kombine çevrim enerji santrali.
Enerji santrali, GE’nin üç adet 40 MW 6B gaz turbo jeneratörüne
ve bir GE 74D-SP-FG-CAX buhar türbinine sahip. Gaz türbinleri
Thomassen International BV tarafından GE lisansıyla üretildi. Bu
ünite NOx emisyonlarını kontrol altında tutmak için GE’nin DLN1
(Dry Low NOx) yanma teknolojisinden ve dizel yakıtı kullanılırken
NOx denetimi için su enjeksiyonundan yararlanıyor.
GE, Doğa’nın benzersiz kaplamalar ve süreçlerin uygulanmasını
gerektiren taleplerinin karşılanması için Küresel Onarım Teknolojisi
Mükemmellik Merkezi’nin (RTCoE) uzmanlık ve deneyiminden
faydalandı. Donanımın incelenmesi ve değerlendirilmesi için tesiste çok sayıda GE saha mühendisi çalıştı. Blue Light’in yanı sıra
uyarlanmış denetim programları da uygulayan GE, bu sayede
parçaların boyutsal bütünlüğünü inceleyebildi. RTCoE, bu incelemelerin yanında, GE’ye ait olmayan parçalarda optimum onarım
kapsamının belirlenmesi için malzeme özelliklerini de ortaya koydu.
GE’nin kısa süre önce Alstom Enerji ve Şebeke Çözümleri iş kollarını satın alması ile zenginleşen GE Enerji Servisi, hızlı bir yanıt
oranı sağlamak üzere stratejik olarak konumlanmış 50’den fazla
onarım atölyesinden oluşan küresel bir ağ işletiyor. Böylelikle bölgesel uyum ve düzenleyici ortam uzmanlığından faydalanılıyor ve
müşterinin arıza süresini kısaltmak üzere müşteriye özel onarımlar
sunuluyor. Alstom firmasının çeşitli orijinal malzeme üreticisi markalarına ait parçaları onarma uzmanlığı ve mobil tesis içi kaynaklarını entegre eden GE Enerji Servisi, Türkiye ve dünya genelindeki
müşterilere daha hızlı bakım desteği sağlayabiliyor.
107
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
SEKTÖRÜN DEVLERİNİ BULUŞTURAN
RLC GÜNLERİ’NİN BU YIL 12’NCiSİ DÜZENLENİYOR
RLC Günleri sektörün devlerini öğrencilerle buluşturmaya devam
ediyor. “Sektörün En Bilinen Öğrenci Etkinliği” unvanıyla bu
sene on ikincisi düzenlenecek olan RLC Günleri, her sene yenilenen konularıyla farklı bir soluk kazanıyor. RLC Günleri’ne, her
sene olduğu gibi bu sene de dergimiz Endüstri Otomasyon,
Basın Sponsoru olarak tam destek veriyor! “GELECEĞİNE YÖN
VERMEK İÇİN MEZUNİYETİ BEKLEME” diyenler, 23-24-25 Şubat
2016 tarihlerinde YTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi’nde, dernek
yöneticileri, uzmanlar ve akademisyenlerle buluşabilirler.
Nedir bu RLC Günleri?
RLC Günleri 2005 yılında “Elektronik Günleri” adı altında “Sadece
Derse Girerek Mühendis Olunmaz!” sloganı ile yola çıkmış ve
zamanla yeni konular yeni fikirler bakış açısı adı altında elektrik,
elektronik, otomasyon, aydınlatma ve bilişim alanlarını da bünyesi
içine almıştır. Geçtiğimiz on bir yıl boyunca kendini her zaman
yenileyen ve profesyonelleşen RLC Günleri, Türkiye’de öğrenci,
akademisyen ve firma işbirliğine önem veren güçlü bir köprü
görevi görürken, kendilerinin tabiriyle “Sektörün En Bilinen
Öğrenci Etkinliği” olmuştur.
RLC Günleri’nin amacı; öğrencilerin profesyonel iş hayatına girmeden önce buralarda tecrübe edinmiş kişilerle öğrencileri farklı
platformlarda buluşturarak akıllarındaki soru işaretlerini gidermek
ve ilerleyen senelerde daha emin adımlarla yürümelerini sağlamaktır. RLC Günleri, üç gün boyunca süren etkinlikte öğrencilerin
en iyi şekilde verim alabilmelerini hedeflemektedir.
RLC Günleri ile; ABB, MERCEDES-BENZ, ARÇELİK, BOSCH,
ALSTOM, AMPER, ANEL GRUP, BORUSAN, BSH, EAE, EATON,
108
ELEKTRA, EMERSON, FESTO, KEBAN MÜHENDİSLİK, OBOBETTERMANN, PELSAN, PHILIPS, PHOENIX CONTACT,
SCHNEIDER ELECTRIC, TOFAŞ, VESTEL, VİKO, SIEMENS gibi
sektörün önde gelen firmaları etkinliğin dinamik yapısı içerisinde
yerlerini almaktadır. Ayrıca ENOSAD, ETMD, Bu yıl kulüp adına
TESİD, YILKODER gibi önemli dernekler ve uluslararası düzeyde
başarılı projelerde ismini duyurmuş akademisyenler de katılımcı
olarak destek vermektedir.
On ikincisini düzenlenecek olan RLC Günleri Etkinliği geçen yıl 19
farklı üniversite ve 20 farklı bölümden toplamda 3381 katılımcıyı;
16 oturum, 4 panel, 2 eğitim,1 workshop ve 10 stant alanı ile
karşılayıp şirketler, dernekler ve akademisyenlerle buluşmalarını
sağladı.
12. RLC Günlerinde Bu Sene Neler İşlenecek?
Endüstri 4.0, Akıllı Ev Sistemleri, Güneş-Rüzgâr Enerjisi, Yeni
Nesil Robotlar, CV Hazırlama ve Kariyer, Elektrikli Araçlar, Nükleer
Enerji, Satış Mühendisliği gibi konularla sektör, mercek altına
alınacak.
RLC Günleri 12. senesinde de sektörün önemli isimlerini öğrenciler ile buluşturmaya devam ediyor. Bu sene etkinlikte Philips
CEO’su Göktuğ Gür, Siemens Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza
Ersoy, Schneider Electric Partner & Projects Bussiness VP Erhan
Kaya ve birbirinden değerli sektörün önemli kişileri öğrencilerle ve
akademisyenlerle birlikte olacak.
Tüm oturumlar ve daha fazlasını kaçırmamak için online kayıt
yaptırmanız gerekmektedir. Online kaydı http://rlc.ytuieee.com/
adresinden yapabilirsiniz.
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Kübler Group En İyi Tedarikçi Ödülünün
Sahibi Oldu!
Kübler Group, teknoloji, mühendislik ve servis konuları dikkate alınarak düzenlenen yarışmada “En Iyi
Tedarikçi “ ödülünün sahibi oldu. Jürinin 100den fazla
firma arasında gerçekleştirdiği ve Deutsche Messe AG,
VDW Verein Deutscher Werkzeugmaschinenfabriken
(Association of German Machine Tool Factories), Carl
Hanser Verlag and Pricewaterhouse Coopers (PWC)
tarafından başlatılan yarışmada bu yılın kazananı
Kübler Group oldu. Kazanan belirlenirken firmanın
yaratıcılığı, iş modeli ve sürdürülebilirlik çalışmaları
göz önünde bulundurulmaktadır.
Kübler Group ekibi, ödül töreninde, özellikle proaktif
ve dinamik yapısından ötürü jürinin takdirini kazandı. Kübler Group bu yapısını “Kübler 2020” vizyonu
kapsamındaki yapılanmasına ve çalışmalarına borçlu.
Kübler Group, parka üretmenin yanında müşterisine
kurulum ve kurulum sonrası verdiği destek ile de öne
çıkmaktadır.
Eş direktörlerden Gebhard Kübler, yaptığı konuşmada, “çalışanlarımızın üstün çabası olmadan bu ödül
mümkün olmazdı. Çalışmalarımız aynı heyecan ve
teşvikle devam edecek” dedi.
Pınar Mühendislik ‘Open House’ Etkinliğinde
Müşterileriyle Buluştu
çekleşen etkinlik, Pınar
Mühendislik uzmanlarını
ve temsil ettiği markaların uzmanlarını sektör
temsilcileri ile buluştu.
Endüstriyel otomasyon sektörünün seçkin firmalarından Pınar Mühendislik 21. Yılını özel bir etkinlikle kutladı. 11-12 Aralık tarihlerinde Bursa’da ger-
110
Siemens, AMO, Murr
Elektronik,Murr Plastik,
Waldmann, ve Spinner
firmalarının temsilcileri
firmalarının son yeniliklerini paylaştıkları
ve ürünler/uygulamalar
hakkında merak edilenleri yanıtladı.
2 gün süren etkinlik
seminer ve programlarıyla yoğun ilgi ile karşılandı. Tüm katılımcılarımıza teşekkür ederiz. 2016 yılında yapacağımız
etkinlik ve yeniliklerimizde buluşmak dileğiyle…
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Mitsubishi Electric Türkiye, Karabük Üniversitesi’nde
sağlıyor. CPU’lar arası direkt haberleşme, robot CPU’ları
arasındaki belleğin paylaşılıp aralarında veri okuma ve yazmalarını sağlıyor. Robotlar arası veri transferinin hızlanması
ile robotlar kendi kendilerini daha detaylı ve koordineli kontrol
edilebiliyor. Hatta bu bilgileri insan kontrolünden bağımsız
kendi aralarında ve fabrikayı kontrol eden ana sistem ile de
paylaşıp verimliliği anbean artırmak için oldukça hazırlar.”
e-F@ctory konseptini anlattı
FABRİKALARDA YENİ BİR
DÖNEM BAŞLIYOR
leşen faaliyetler ve planlar, karşılaşılan ve karşılaşabilecek
sorunlar, sorunlara yönelik çözüm önerileri ve yetişen uzman
adaylarda ihtiyaç duyulan nitelikler gibi konular masaya
yatırıldı. Bu kongrede Tolga Bizel, yeni sanayi evresinin
Mitsubishi Electric’teki karşılığı olan e-F@ctory konseptini
gençlere anlattı.
Karabük Üniversitesi’nde, 3-4 Aralık tarihleri arasında düzenlenen UTİK 2015’te Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika
Otomasyon Sistemleri İş Geliştirme Yöneticisi Tolga Bizel,
hayal gücümüzü zorlamaya hazırlanan geleceğin fabrika
otomasyonu hakkında bilgiler verirken, robot teknolojilerinin
hayatımızda nasıl yer aldığını ve tüm bu gelişmelerin insan
yaşantısında oluşturacağı etkileri de değerlendirdi.
Mitsubishi Electric Türkiye’nin üniversitelerdeki projelerinin
ve desteklerinin yoğun ilgi gördüğü etkinlikte Tolga Bizel,
Mekatronik Mühendisliği öğrencilerine tavsiyelerini de aktardı.
Yeni bir endüstri evresi doğuyor
Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon Sistemleri’nin yeni
sanayi evresine, geleceğin dijital fabrika teknolojisi olarak tanımlanan e-F@ctory ile yanıt verdiğini belirten Bizel,
“Mitsubishi Electric’in üretim alanında sahip olduğu global
uzmanlık ve deneyimiyle geliştirilen bir otomasyon stratejisi
olan ve e-F@ctory konseptinin oluşturulmasını sağlayan IQ-R
Otomasyon Platformu, aslında yeni evre için şimdiden hayal
gücümüzü zorluyor” dedi.
Fabrikalarda kişiselleştirme dönemi başlıyor
Dış ticarete yön verenlerin tecrübelerini, geleceğin iş dünyası
temsilcileri olacak gençlere aktarabilmeleri amacıyla bu yıl
ikincisi düzenlenen Karabük Üniversitesi 2. Uluslararası
Ticaret Kongresi’nde (UTİK 2015) Mitsubishi Electric Türkiye
Fabrika Otomasyon Sistemleri İş Geliştirme Yöneticisi Tolga
Bizel konuşmacı olarak yer aldı. Etkinlikte, katılımcıların
bulundukları sektörler ile ilgili veriler, bu sektörlerde gerçek-
114
Bizel, üretilen her bir ürünün, günümüzün modern sistemlerinden farklı olarak ayrı bir seri numaralı kimliğe sahip
olması ve belleklerinde sadece bazı temel bilgileri değil, kendi
geçmişlerini de tutmasının planlandığını anlattı. Bizel, “Bu
ürünler ayrıca tıpkı üretildikleri makineler gibi sürekli internete bağlı olacak ve dolayısıyla konumları ve durumları her
an kolaylıkla belirlenebilecek. Alıcıları sayesinde bulundukları
çevreyi inceleyip gerektiğinde yine kendi yetenekleri ölçüsünde fiziksel tepki verebilecekler ve bunu yaparken de internete
bağlı diğer cihazlarla gerçek zamanlı olarak bilgi alışverişinde
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Gençler yeni disiplinler için hazırlanmalı
bulunabilecekler” diye konuştu.
Günümüzde gelecekle ilgili birçok fütüristik öngörüde bulunmanın mümkün olduğunu belirten Bizel, “Önümüzdeki yıllarda insan ihtiyaçları kendi kendine yetebilen otomasyon
sistemleri ile karşılanacak. Kişiselleştirilmiş ihtiyaçlara göre
hazırlanan bir ürün fabrikada üretilirken değiştirilebilecek ve
bunun kontrol altına alınacağı sistem yapısı sağlanacak” dedi.
Yarı insansı robotlar geliyor
Bizel, gelecekteki yeni nesil robot sistemleriyle ilgili öngörüleri ise şu şekilde açıkladı; “Robotların tarihsel gelişimi ve robot
ihtiyacı gösteren uygulama alanları ışığında gelecekteki yeni
nesil robot sistemlerinin çok robotlu, paralel yapılı, çok parmaklı eller ve yürüyen makinalar içeren mekanizmalar olacağı
öngörülüyor. Hatta belki de yarı insansı robotların varlığından
veya insan uzuvlarının robotlaşmış formlarından bile bahsedileceği düşünülüyor. Bugün nasıl ki en popüler teknoloji trendi
mobilite ise yıllar sonra aynı durum robotlar için geçerli olacak. Yapay zekâ, akıllı şehirler ya da mobil cihazların geleceği
ne olursa olsun, robotların hepsi için tamamlayıcı bir unsur
olarak varlık göstereceği beklentisi hız kazanıyor. Birkaç yıl
içinde ana gündem maddesi çok parmaklı ellere sahip, çok
robotlu sistemler ve yürüyen makineler olabilir. “
Beklentinin bu yönde olması nedeniyle, Robot CPU’su olarak
Mitsubishi Electric Robot Sistemi’nin daha büyük ve karmaşık programları kontrol etmesinin doğru bir konumlanma
olduğunun altını çizen Bizel, “Robottan hatalar, değişken
değerleri ve program bilgisi, robotun durumu (hız, pozisyon
vs.), bakım bilgisi (kalan batarya ömrü, yağ ömrü vs.), servo
verisi (yük faktörü, akım değerler vs.) gibi durumlar izlenebiliyor” dedi.
Robotlar kendi kendilerini kontrol edebiliyor
Birden fazla robotun toplu yönetiminin de sağlanabildiğini
aktaran Bizel, robotlar konusunda şu bilgileri de aktardı; “Ana
CPU’ya bağlanan bir bilgisayar, kontrolör ağındaki robotlara
erişebiliyor. Bu özellik, hattaki robotların denetimine kolaylık
Temel bilimler ışığı ile başlayan endüstrileşme çalışmaları
sonucunda çok farklı sektörlerde çok farklı yeni iş disiplinlerinin oluştuğunu belirten Bizel, ilk olarak Japonya’da ortaya
atılan “mekatronik” kavramının çok hızlı bir biçimde tüm
bölgelerde kendine destek bulduğunu söyledi. Bu yayılmanın
endüstri evrelerinin gelişimine bakılarak yorumlandığında hiç
de tesadüf olmadığının altını çizen Bizel, mekatronik mühendisliği öğrencilerine şunları aktardı; “İçinde birçok disiplini
barındıran bu yeni yaklaşım için üzerine görev alanların, bu
terimin orijinali olan disiplinlerdeki paydaşlarından daha çok
ev ödevleri olduğu ortada. Hem bu disiplinleri iyi anlayıp
yorumlamanız hem de yeni beklentileri karşılamanız gerekir.
Aslında kulağa çok kolay ulaşan bu terimin altındaki dünyanın
ne kadar karmaşık ve ileri teknolojiler gerektirdiği ortada.
Hayatımızın içindeki bu kadar ürüne girmiş olan bu disiplin
belki de hiç fark etmeden tüm yaşam unsurlarını kucaklamış
biçimde yaşanıyor.”
Mitsubishi Electric üniversiteleri destekliyor
Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri
olarak, gelecek nesillerin eğitimine katkı sağlamayı önemsediklerini ve Türkiye’de tümleşik otomasyon içine entegre edilmiş robot teknolojisi konusunu sahiplenmeyi hedeflediklerini
ifade eden Bizel, bu kapsamda üniversitelerin Mühendislik
Fakültesi Fabrika Otomasyon ve Robotik Bölümlerine destek
verdiklerini anlattı.
Bizel, en son Mitsubishi Electric Türkiye olarak 9 Eylül
Üniversitesi ile Endüstriyel Otomasyon ve Robot Teknolojileri
Eğitim Merkezi kurulmasına ilişkin ön protokol imzaladıklarını aktardı. Doğuş Üniversitesi (DOU) işbirliğiyle Doğuş
Üniversitesi Endüstriyel Otomasyon ve Robot Teknolojileri
Eğitim Merkezi’ni kurduklarını, daha önce Bursa Teknik
Üniversitesi Doğa Bilimleri Mimarlık Mühendislik Fakültesi
bünyesindeki Robot Eğitim Merkezi’ne çok amaçlı bir robot
hibe ettiklerini belirtti. 2014 yılı Mayıs ayında 8’incisi düzenlenen ve gelenekselleşen İTÜ Robot Olimpiyatları’na da
(İTÜRO) “Altın Sponsor” olarak destek verdiklerini ifade etti.
Bizel, Mitsubishi Electric Türkiye olarak, üniversitelerde
robot eğitim merkezinin kurulmasına sağladıkları katkıyla,
öğrencilerin çağın gelişen teknolojilerine uyum sağlayarak iş
dünyasında tercih edilebilmelerine destek olmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.
115
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Parker, yenilenen “Win Stratejisi”ni düzenlediği bir
lansman toplantısı ile distribütörlerine duyurdu.
■ Hareket ve kontrol teknolojileri alanında dünya lideri
Parker Hannifin, 09 Aralık 2015 tarihinde düzenlediği bir
distribütör toplantısında yeni “Win Strateji”sinin lansmanını
gerçekleştirdi.
Uygulamaya alındığı 2001 yılından itibaren Parker’ın hareket
ve kontrol teknolojilerinde 1 numaralı şirket olma misyonuna
hizmet eden, başarısını kanıtlamış stratejiler, araç ve yöntemleri içeren Win Strateji’si bu sene itibarı ile yenilendi. Stratejinin
yenilenmesinde Parker’ın global organizasyonunda, farklı kıtalarda çeşitli kademelerde görev yapan 350 çalışanı, 12 büyük
hissedar ve yönetim kurulu üyeleri aktif görev alarak birebir
görüş alışverişi ile stratejiyi bugünkü haline getirdi.
Lansmanın açılış konuşmasını yapan Doğu Avrupa Satış
Şirketleri Bölge Müdürü Michal Grundfest, Parker Hannifin’in
global organizasyonu ile ilgili en son güncellemeleri davetlilere
sunduktan sonra mikrofonu Parker Türkiye Genel Müdürü
Serpil Uzun’a bıraktı. Serpil Uzun, Türkiye Satış Şirketi’nin
sürekli artan bir büyüme gösterdiğini, sergilediği üstün performans sebebiyle bir bölge hub’ı olarak konumlandırıldı-
116
ğını ve buna bağlı olarak Hazar Denizi Bölgesi ülkelerinden Azerbaycan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın
Türkiye’nin sorumluluğuna verildiğinin altını çizdi. Parker’ın
bugün ulaştığı başarıların temelinde Win Stratejinin büyük payı
olduğunu vurgulayan Serpil Uzun, stratejinin yenilenmesine
ihtiyaç doğuran sebepleri lansmanda kendi sözleri ile açıkladı:
“Değişim, yaşamın içinde gizli. 2001 yılından bu yana ilk günkü
geçerliliğini koruyan konularımız olduğu gibi değişen birçok
dinamik var iş dünyasında. Bu noktadan hareketle 15 yıldır bize
çok iyi hizmet eden ve bizi başarıya ulaştıran stratejimizde bazı
değişiklikler yapmaya karar verdik.”
Toplantıya davet edilen ve ülke çapında hizmet veren 47 Parker
distribütörü lansmana büyük ilgi gösterdi.
Parker Türkiye Genel Müdürü Serpil Uzun’un Parker Türkiye
hakkında gelişmeleri ve hemen ardından Win Strateji’sindeki
değişiklikleri interaktif bir sunum ile anlatması üzerine davetliler, sahne şovları ve canlı fasıl eşliğinde akşam yemeğine
geçerek lansmanı tamamladılar.
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
OTOMASYON SEKTÖRÜNÜN NABZI AUTOMATION FAIR’DA ATTI
Automation Fair 15 bin kişiyi ağırladı
Dünyanın en büyük otomasyon firması Rockwell
Automation’ın tescilli organizasyonu “Automation Fair®”
ABD’nin Chicago kentinde 17-19 Kasım 2015 tarihlerinde
24’üncü kez düzenlendi. Automation Fair her yıl ABD’nin
başka bir şehrinde gerçekleştirilen, Rockwell Automation’ın
ürün, hizmet, servis ve çözümlerinin yanı sıra partner firmaların tamamlayıcı ürün ve servislerinin tanıtıldığı ve otomasyon ve operasyonel teknolojiler alanındaki tüm gelişmelerin açıklanıp tartışıldığı çok büyük bir endüstri platformu.
Manufacturing Leadership Coalition) temsilcisi Jim Wetzel
şirketlerin üç üretim türünden biri içinde bulunduklarını, bu
türlerin stok için üretim, sipariş için konfigürasyon ve sipariş
için mühendislik (proje türü üretim) olduğunu belirtti ve hangi
tür olursa olsun tüm şirketlerin bağlantılı olmalarının zorunlu
olduğunun altını çizdi. Bunun için hükümetlerin teşvikler uyguladığını, örneğin ABD’nin Endüstriyel Internet, Fransa’nın Usine
du Futur (geleceğin fabrikası), Çin’in Manufacturing 2025,
Japonya’nın Manufacturing Innovation 3.0 ve Almanya’nın
Industry 4.0 programları başlattığını duyurdu ve Connected
Rockwell Automation tarafından her yıl düzenlenen Automation
Fair, bu yıl 15 bin üzerinde katılımcıyı ağırladı. Dünyanın dört
bir yanından fuarı ziyaret eden imalatçılar, sanayi işletmecileri,
global medya ve analistler, Connected Enterprise ve Endüstri
4.0 çözümü ile üretici ve imalatçıların çalışma prensibini nasıl
temelden değişebileceğini dinleme şansı yakaladılar.
“Connected Enterprise – Rockwell Automation’ın Endüstri
4.0 çözümü” teması ile gerçekleştirilen bu yılki oturumun ilk
konuşmasını “Ölçeklenebilen Endüstriyel Teknolojiler Bağlantılı
Şirkete Güç Katıyor” başlığı ile RA’nın Yönetim Kurulu Başkanı
ve CEO’su Sayın Keith Nosbusch yaptı. Nosbusch: ‘‘Rockwell
Automation’ın tüm çözümlerinin “Connected Enterprise” hedefi
ile tasarımlanıp üretilmiş olması projelere büyük kolaylık getiriyor. Örneğin akıllı motor kontrol çözümleri, kendi diagnostiklerini yapabilen, hem kendilerinin hem de sistemin durumundan
haberdar olabilen ekipmanlar bu projeler için büyük avantajlar
sağlıyor. Keza modern DCS sistemimiz Plant PAx de modüler
yapısı, açık standartlara uyumluluğu, izlenebilirliği sağlaması
sayesinde connected enterprise projelerinin en az bir adım
önde başlamasına katkıda bulunuyor. Ek olarak konu network
bağlantılarının çok sağlıklı olmasını gerektirdiğinden Rockwell
Automation bu alanın en iyi firmaları olan Cisco ve Panduit ile
işbirliğine gitmiş bulunmakta. Böylelikle akıllı, hızlı, üretken ve
güvenli dijital ağ, şirketlere tam uyacak şekilde oluşturuluyor’’
dedi.
Connected Enterprise nasıl iş değeri yaratıyor?
Fuarda Rockwell Automation’ın pazar geliştirmekten sorumlu
başkan yardımcısı John Nesi’nin moderatörlüğünde gerçekleşen panelin konusu “Connected Enterprise’ın nasıl iş değeri
yarattığı ve bu değerin ölçümü” oldu. İlk söz alan Mullins gıda
ürünleri firması finansman Direktörü Art Clausen teknoloji
yatırımlarından geri dönüş ve karlılık getirmelerinin beklendiğini, kendi şirketlerinde gerçekleştirilen Connected Enterprise
uygulamasının yüksek düzeyde iş değeri yarattığını açıkladı.
İkinci konuşmacı “Akıllı İmalat Liderliği Koalisyonu (Smart
118
Enterprise konseptinin tüm şirketlerin gündemine alınmasının
zorunlu olduğunu ileri sürdü.
‘‘Günümüz rekabet koşullarında şirketler daha
üretken olmalı’’
Oturumun kapanış konuşmasını yapan Rockwell Automation’ın
Global Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı
John McDermott özetle şu açıklamaları yaptı: “Günümüzün
çetin rekabet koşullarında şirketler daha üretken, daha hızlı
karar veren ve daha düşük maliyetli olmak zorundalar. Bunun
için şirketlerin tasarımının (organizational design) Connected
Enterprise modeline uygun olması gerekiyor. Connected
Enterprise çok disiplinli ve derin uzmanlık alanları içerdiğinden
bu çalışmaların Rockwell Automation önderliğinde yapılmasını öneriyoruz. ABD’nin en büyük otomasyon etkinliği olan
Automation Fair® kapsamında hepsi Connected Enterprise
modeline katkı sağlayacak 181 firma, 8 forum, 90 teknik oturum ve 18 uygulamalı laboratuvar çalışması gerçekleştiriliyor.
Konunun önemini fark eden 18500 ziyaretçi de kayıt yaptırmış
bulunuyor” dedi.
İran’ı Aydınlatmaya Talibiz!
daki ticarette yaşanan sorunlar
ve bunların çözümüne yönelik
yürütülen çalışmalar hakkında
TET Yöneticilerine bilgiler verdi.
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Tosyalı Holding 2016’ya yeni ve
dev yatırım kararıyla giriyor!
Fuat Tosyalı: “Türkiye’nin enerji projelerinde dışa
bağımlılığını ortadan kaldıracağız”
İlet URGE Takımı’nda yer alan
firmaların temsilcileri, Tahran’ın
elektrikçiler çarşısı olarak bilinen Lalezar Çarşısı’na düzenlenen gezide buradaki firmalarla
görüşme imkânı da buldular.
Son tüketiciye seslenen aydınlatma ekipmanlarının satışının
gerçekleştiği çarşıda, İran’daki
ürünlerin Türk ürünlerine kıyasla
yaklaşık 2-2,5 kat daha pahalı
olduğu görüldü.
■ Aydınlatma ekipmanları sektörü İran’daki fırsatları mercek altına aldı. İran Enerji Bakanlığı tarafından düzenlenen
15. İran Uluslararası Elektrik Fuarı’na bu yıl Türkiye’den
toplam 34 firma katıldı.
Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET), fuar
kapsamında İran pazarındaki gelişimi yakından izlemek üzere
Aydınlatma URGE Takımındaki 13 firmanın yer aldığı bir fuar
katılımı düzenledi. TET İlet URGE Takımı, fuarda gördükleri
ilgiden memnundu.
TET organizasyonuyla 15. İran Uluslararası Elektrik Fuarı’na
katılan 13 firma, 38. Hall’de ürünlerini sergileme fırsatı buldu.
İran’ın yanı sıra bölge ülkelerden gelen ziyaretçiler, Türk
firmalarına yoğun ilgi gösterdi. Ekonomi Bakanlığı’nın desteği ile kurulan TET İlet URGE Takımının İran fuarına katılan
TET Yönetim Kurulu Üyeleri Hakan Öztürk ve Besim Tuncay
Oktayer, firmaların stantlarını gezerek hem ürünleri hem de
fuar ile ilgili görüşlerini aldılar.
İran Ticaret Müşaviri Himmet Geriş, Uluslararası İran Elektrik
Fuarı’nda TET standını ziyaret etti. Geriş, İran ve Türkiye arasın-
TET Yönetim Kurulu Üyeleri
Hakan Öztürk ve Besim Tuncay
Oktayer, Tahran dönüşü heyet
ile ilgili yaptıkları değerlendirmede, aydınlatma sektörü için
İran’da önemli fırsatlar olduğunu dile getirdiler. Türk ürünlerinin kalite, tasarım ve fiyat olarak
İranlı tüketicilerin beklentilerini karşılayacak düzeyde olduğunu
ancak firmaların pazara girmeden önce mutlaka iyi bir temsilci
ve bayi ilişkisi kurmaları gerektiğine dikkat çektiler.
İRAN FUARINA KATILAN İLET URGE FİRMALARI
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
Alkan San. Tic. A.Ş.
Baytaş Aydınlatma
Beş A Elektrik ve Elektronik
Elektronik Cihazlar
El-Kom Elektronik
Elte Pano
Er Elektronik
Federal Elektrik
Gecem Aydınlatma
İkizler Aydınlatma
Lamp 83 Aydınlatma
Odsel Elektronik
Pelsan Aydınlatma
■ Bugüne kadar ülkemizde hiç üretilmeyen “boyuna
dikişli LSAW boru” üretimi için yatırıma hazırlanan holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Böylece
ülkemizde üretilemeyen boru kalmayacak” diyor.
Türkiye’nin global demir-çelik üreticisi olma yolunda
emin adımlarla ilerleyen Tosyalı Holding, ithalatı ikame
edecek yeni ve dev bir yatırıma hazırlandığını açıkladı.
Bugüne kadar ülkemizde hiç üretilmeyen “boyuna dikişli
LSAW boru” üretimi için yatırım kararı alan ve Sanayi
Bakanlığı ile ön görüşmeleri tamamlayan holding, bu
konuda dünyadaki sayılı üreticiden biri olacak.
Et kalınlığı 40mm ve 60 inch çapa kadar boyuna dikişli
LSAW boru için 2016’da başlayacak yatırımın sadece
1 yıl içinde tamamlanması planlanıyor. Tosyalı Holding
Yönetim Kurulu Balkanı Fuat Tosyalı, petrol ve gaz
hatlarında da kullanılan bu boruların bugüne kadar ithal
edildiğini, ancak yatırım tamamlandığında tesisin yıllık
500 bin ton kapasiteyle çalışacağının altını çiziyor.
PETROL VE GAZ HATLARINDA DA KULLANILACAK
İlk olarak TANAP’ta ortaya çıkan LSAW boru ihtiyacının
120
özellikle petrol ve gaz hatlarında önemli olduğunun altını
çizen Tosyalı, “Türkiye’nin bu tür enerji projelerinde
dışa bağımlılığını ortadan kaldıracağız” diye vurguluyor. Yüzde 100 Tosçelik Spiral Boru Üretim Sanayi AŞ
tarafından yapılacak bu yeni yatırımla hedef, 2017’de
boruları sevk eder hale gelmek....
Yatırım kararıyla ilgili açıklama yapan Fuat Tosyalı sözlerine şöyle devam ediyor:
“Bir sanayi yatırımcısı olarak sorumluluklarımızı yerine
getiriyor ve Türkiye’nin ihtiyacı olan tüm katma değerli
ürünleri ülkemiz sınırları içinde üretmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu konuda 2015’in başında
Japonya’nın lider şirketi Toyo Kohan ile temellerini
attığımız Tosyalı Toyo AŞ yatırımı, ülkemizin katma
değerli ürünlerde dışa bağımlılığının kaldırılması açısından büyük önem taşıyor. Şimdi LSAW boru ihtiyacı
için planladığımız bu yeni yatırımla birlikte Türkiye’de
üretilemeyecek hiç bir boru kalmayacak. Denizin altından
da, dağların tepelerinde de geçecek boruları üreteceğiz.”
121
ÜSTÜN TEKNOLOJİ VE
MÜHENDİSLİĞİN BULUŞMASI
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Geleceği İçin Çalışıyoruz” temasıyla gerçekleştirdiği
etkinliğine, çok sayıda kamu ve özel sektör temsilcisi, yatırımcılar, taahhüt firmaları, yüklenici firmalar,
danışmanlar, üniversiteler, mimarlar, makine imalatçıları, mekanik proje firmaları, Bina Yönetim Sistemi
(BMS-Building Management System) Entegratörleri
ve HVAC Sistem Entegratörleri katıldı.
Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon
Sistemleri Genel Müdürü Şevket Saraçoğlu ve birim
yöneticilerinin katılımıyla Ankara’da düzenlenen etkinlikte Mitsubishi Electric, dünyada güçlü bir global
oyuncu olduğu iklimlendirme (HVAC) sektörünün
otomasyon çalışmaları hakkında bilgi verdi. Etkinlik
kapsamında, Mitsubishi Electric’in ısıtma, soğutma ve
mekanik havalandırma sistem çözümleri uygulamalı
örneklerle anlatıldı. Markanın atık su, temiz su ve yangın sistem çözümleri, asansör ve yürüyen merdiven
çözümleri, elektrik dağıtım ve yönetim sistemlerinin
de tanıtıldığı sektör buluşmasında, yeni endüstri evresinin Mitsubishi Electric’teki karşılığı olan e-F@ctory
konsepti ile fabrikaların kurulumdan önce simüle edilerek tüm kaynak planlamasının yapılabileceği ve daha
sonra yatırıma geçilebileceği açıklandı. Etkinlikte
yoğun ilgi gören bir diğer konu ise alışveriş merkezleri, oteller, iş merkezileri gibi kompleks yapılarda
ısıtma, soğutma, havalandırma, aydınlatma, jeneratör, hidrofor gibi pek çok farklı mekanizmayı tek bir
merkezden yönetmeyi sağlayan Bina Yönetim Sistemi
(BMS-Building Management System) oldu.
■ Elektrik, elektronik ve otomasyon alanında dünya
devi olan ve üç yıldır Türkiye pazarında kendi yapılanmasıyla faaliyet gösteren Mitsubishi Electric, başkent Ankara’da düzenlediği “Türkiye’nin Geleceği
İçin Çalışıyoruz” temalı sektör buluşmasında, kamu
ve özel sektör temsilcileri, yatırımcılar, taahhüt firmaları, yüklenici firmalar, danışmanlar ve üniversiteler ile bir araya geldi. Mitsubishi Electric Türkiye
Fabrika Otomasyon Sistemleri Genel Müdürü Şevket
Saraçoğlu, etkinliğin açış konuşmasında, Türkiye’deki
alt yapı projeleri, fabrikalar, konut ve ofis projelerinin
yanı sıra oteller, AVM’ler, otoparklar, tüneller, havuzlar gibi her türlü toplu kullanım alanında bulunan dev
iklimlendirme sistemlerinin otomasyon çalışmaları-
122
na talip olduklarını açıkladı. Saraçoğlu, Mitsubishi
Electric’in otomasyon gücünü ve üstün teknolojisini,
uzun yıllara dayanan mühendislik tecrübesi ile birleştirerek projelere özel çözümler sunabileceklerini
bildirdi.
Türkiye’de özellikle Marmaray projesi, Türksat 4A
ve 4B uydularında kullanılan teknolojisi ile tanınan
Mitsubishi Electric, iklimlendirme (HVAC - Heating,
Ventilating and Air Conditioning) sektöründeki otomasyon çalışmalarını konu alan sektör buluşmasını
başkent Ankara’da düzenledi.
Mitsubishi Electric Türkiye’nin 16 Aralık Çarşamba
günü The Green Park Hotel Ankara’da “Türkiye’nin
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
“Daha İyisi İçin Değişim”
Mitsubishi Electric Türkiye’nin, sempozyum ve ardından akşam yemeğiyle devam eden etkinliğinde açış
konuşmasını yapan Fabrika Otomasyon Sistemleri
Genel Müdürü Şevket Saraçoğlu, dünyada 120 binden fazla çalışanı ile 42 ülkede faaliyet gösteren 94
yıllık dünya devi Mitsubishi Electric’in, hizmet verdiği
tüm sektörlerde pazarın ve kullanıcıların gerçek ihtiyaçlarını analiz edip anlayarak kazandığı deneyimle
sektörüne ileri teknoloji çözümler sunan bir marka
olduğunu belirtti.
Pek çok sektörde öncü ve yeşil bir şirket olan
Mitsubishi Electric’in yeniliklerle daha aydınlık bir
gelecek yaratmak ve daha sürdürülebilir bir dünya
sağlamak için çalıştığını ifade eden Şevket Saraçoğlu,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her zaman “Changes for the Better” yani “Daha İyisi
İçin Değişim” misyonu ile hareket eden Mitsubishi
Electric, bugün bu özelliği sayesinde ürünlerinin
teknolojisi, güvenilirliği ve kalitesinin yanında çevre
duyarlılığı konusunda da fark yaratıyor. Mitsubishi
Electric’in 100. yıldönümü olan 2021 yılına denk
gelen uzun dönemli çevresel yönetim vizyonu “Çevre
Vizyonu 2021” kapsamında ve Eco Changes (Ekolojik
Değişim) felsefemiz doğrultusunda; çevresel duyarlılığı teşvik etmek, düşük karbon salınımı ve geri dönüşüm konularında bilinç artışına katkı yaratmak temel
hedeflerimiz arasında yer alıyor.”
“Dünya ileri otomasyonda Mitsubishi Electric’e
güveniyor”
Dünya çapındaki üreticilerin ileri otomasyon ekipmanları için 75 yılı aşkın süredir Mitsubishi Electric’e
güvendiğini vurgulayan Saraçoğlu, “Mitsubishi
Electric Fabrika Otomasyon Sistemleri; dünya genelindeki fabrikalarda çeşitli endüstrilerin hızlı entegrasyon, esneklik ve verimliliğin yarattığı katma değerden
keyif almalarına, üretkenlik, kesinlik ve hepsinden
önemlisi kalitede yeni seviyelere ulaşmalarına yardımcı oluyor. Markamız, üst düzey otomasyon platformlarını kontrol edebilen modüler programlanabilir
mantık devrelerinden (PLC), mikro-PLC, AC servoları
ve inverter serilerine kadar tüm ürünleri ile üreticilerin saygısını kazanmaya devam ediyor” dedi.
Projeye özel çözüm…
Mitsubishi Electric olarak Türkiye’deki alt yapı projeleri, fabrikalar, konut ve ofis projelerinin yanı sıra
oteller, AVM’ler, otoparklar, tüneller, havuzlar gibi
her türlü toplu kullanım alanında bulunan dev iklimlendirme sistemlerinin otomasyonunda çözüm ortağı
olmayı hedeflediklerinin altını çizen Saraçoğlu, şu
bilgileri aktardı:
“Mitsubishi Electric olarak otomasyon çözümlerimiz
ile iklimlendirme (HVAC) sisteminin her bir unsurunun birbiri ile haberleşebilmesini ve tüm sistemin tek
bir merkezden kolayca yönetilebilmesini sağlıyoruz.
Mitsubishi Electric’in HVAC sektöründeki otomasyon
gücünü, üstün teknolojisini ve kalitesini, uzun yıllara
dayanan mühendislik tecrübemiz ile birleştirerek projelere özel çözümler sunabiliyoruz.”
Çevre dostu tesislere uygun…
Mitsubishi Electric otomasyon çözümlerinin avantajlarından bahseden Saraçoğlu, konuşmasına şöyle
devam etti: “Kullanıcı dostu ve uzun ömürlü otomasyon çözümlerimiz ile işletmelerde ve projelerde ciddi
oranda enerji tasarrufu sağlıyor, maliyetleri azaltıyoruz. Sağlıklı, konforlu ve güvenli ortamlar oluşturuyoruz. Ürün kullanımındaki karbondioksit salınımını ve
123
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
İlk Türkçe CMSE® Eğitimi
üretimdeki total emisyonu azaltıyoruz. Hız kontrol ve
aydınlatma kontrol sistemi uygulamalarında tasarruf
sağlayabiliyoruz. Sağladığımız tüm bu katma değer ile
çevre dostu tesisler ve projeler için uygun ve iddialı
bir çözüm ortağıyız.”
Tüm binayı tek merkezden yönetin!
Kısaca “BMS” olarak adlandırılan “Bina Yönetim
Sistemi” (Building Management System) ile alışveriş merkezleri, oteller, iş merkezleri gibi kompleks
yapılarda ısıtma, soğutma, havalandırma, aydınlatma,
jeneratör, hidrofor, su arıtma, otoparklarda karbondioksit gazı izleme ve egzoz kontrol sistemi gibi pek çok
farklı mekanizmayı tek bir merkezden yönetebildiklerini anlatan Saraçoğlu, “Bu sistem ayrıca CCTV (kapalı
devre televizyon), kartlı geçiş, yangın algılama gibi
diğer güvenlik sistemleri ile de entegre edilerek tek
merkezden tüm binanın minimum personel ve maksi-
124
mum verimlilikle kontrolünü sağlıyor” diye konuştu.
CMSE® (Certified Machinery Safety Expert), Pilz ve
TÜV NORD tarafından makine emniyeti alanında profesyonellere uzman seviyesinde eğitim vermek amacı
ile özel olarak geliştirilmiştir. 360° derecelik tam
kapsamlı yaklaşım sağlayan bu eğitim, sınavı başarı
ile tamamlayanlara TÜV NORD tarafından verilen sertifika ile ayrıcalık kazandırmakta.
rıya imza attı. Gerekli olan bütün eğitim materyalleri
Pilz’in profesyonel kadrosu tarafından Türkçeye tercüme edildi ve olumlu sonuçlar aldı. Pilz eğitmenlerinin detaylı bilgi birikimine sahip olmaları anket değerlendirme raporlarında olumlu sonuçlar doğururken,
eğitim materyallerinin kapsamlı içeriğinin önemi de
azımsanmayacak derecede olduğu görüldü.
Geniş otomasyon çözüm ailesi
Mitsubishi Electric’in dünyanın en geniş otomasyon
çözüm ailelerinden birine sahip olduğunun altını çizen
Saraçoğlu, markanın fabrika otomasyonu alanındaki
ana ürünlerini; programlanabilir kontrol cihazları,
alternatif akım motoru hız ayar cihazları, insan-makine diyaloğu ekranları, servo motorlar, hareket kontrol
sistemleri, alçak gerilim şalt ürünleri ve endüstriyel robotlar olarak sıraladı. Saraçoğlu, Mitsubishi
Electric’in yenilikçi teknolojiye sahip, akıllı, kompakt,
uzun ömürlü, güçlü, üstün performanslı ve yüksek
enerji tasarruflu bu ürünlerle projelere sağladığı
katma değeri anlatan HVAC Otomasyon Çözümleri
Kataloğu’nu Ankara etkinliğinde ilk kez sektör temsilcilerine tanıttıklarını da sözlerine ekledi.
Türkiye’de ilk defa Türkçe olarak gerçekleştirilen
CMSE® (Sertifikalı Makine Emniyet Uzmanı) eğitimi
23-26 Kasım tarihleri arasında İstanbul Ataşehir’de
düzenlendi. Pilz Türkiye’nin deneyimli eğitmenleri
tarafından verilen bu eğitime sanayinin önde gelen
lider firmalarından tecrübeli katılımcılar ilgi gösterdi. 3 Aralık 2015 tarihinde açıklanan sonuçlara göre
sınavda başarı elde eden 17 katılımcı daha CMSE®
olmaya hak kazandı.
Böylelikle kariyerlerine Sertifikalı Makine Emniyet
Uzmanı olarak devam edecek katılımcılar için iş dünyasında fark yaratma fırsatı doğacak.
Makine emniyet alanındaki Dünya ve Avrupa standartları henüz tam olarak Türkçeye çevrilmemişken Pilz
gerçekleştirdiği eğitim ile Türkiye’de önemli bir başa-
Pilz, görmüş olduğu büyük ilgi ve talep doğrultusunda, sertifikalı makine emniyet uzmanı adayları
için Türkiye’de 2016 yılının ilk yarısında kış ve bahar
döneminde birer kez olmak üzere iki eğitim daha
düzenlemeyi planlamakta.
Pilz Türkiye CMSE® yetkinliği konusunda eğitim
almak isteyen şirketler için de ayrı eğitim tarihleri
ayarlamakta ve düzenli aralıklarla dünya çapında eğitimler de düzenlenmekte. Makine emniyeti hakkında
tam kapsamlı bilgi edinmek ve uluslararası alanda
kabul gören TÜV Nord sertifikasına sahip olmak isteyen profesyoneller daha detaylı bilgi için www.cmse.
com adresini ziyaret edebilir ve CMSE® hakkında
daha fazla bilgiye erişebilir.
125
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ABB, Trans Anadolu Doğalgaz
Boru Hattı’ndan
kapsamlı bir sipariş aldı.
entegre edilecek.
ABB’nin yazılım çözümleri teminindeki başarısı, daha önce
Güney Kafkasya bağlantısı ve Azerbaycan’ı Akdeniz’e bağlayan Bakü Tiflis Ceyhan boru hattı gibi benzeri projelerle de
kanıtlanmıştır. Proje bittiğinde bölgede toplam 4,500 kilometrelik boru hattı ABB’nin System 800xA altyapısı tarafından kontrol ediliyor olacak; bu da Avrupa doğalgaz talebinin
yaklaşık %5’ini güvenlik altına alacaktır.
ABB Proses Otomasyon Bölümü Başkanı Peter Terwiesch:
■ Zürih, İsviçre Aralık 15, 2015 - Uzulunluğu 1,850 km
olan boru hattının izleme, güvenlik ve kontrol işlevlerini
gerçekleştirilecek telekom ve kontrol sistemleri için
entegre yazılım çözümü sağlayacak.
ABB, Azerbaycan doğal gazını doğrudan Avrupa’ya taşıyacak
1,850 km’lik Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi
(TANAP) için kapsamlı bir sipariş aldı. ABB’nin sunacağı
kontrol altyapısı hattın işletim ömrü süresince emniyetli,
sağlam ve güvenilir biçimde çalışmasına katkıda bulunacak.
ABB sözleşmeyi TANAP ile imzaladı ve siparişi dördüncü
çeyrekte kayıt altına aldı.
Toplam değeri 11 milyar $ olan boru hattı projesi, Türkiye’nin
Gürcistan sınırındaki Güney Kafkasya hattı ile Yunanistan
sınırındaki Trans Adriyatik Boru Hatlarını birbirine bağlayacak. Hazar Denizi’ndeki Şah Deniz-2 sahasından gelecek
126
doğalgaz Avrupa şebekesine İtalya’dan katılacak. Avrupa’nın
gelecekteki stratejik enerji altyapısının bir parçasını oluşturacak 45 milyar $’lık Güney Gaz Koridoru projesinin merkezi
bölümünü oluşturan TANAP, Türkiye’nin tamamını boydan
boya geçecek.
ABB, hat boyunca veri aktarımını sağlayacak fiber optik
kablonun çekilmesi işleri dahil kontrol sistemi, telekomünikasyon, boru hattı izleme, güvenlik sistemlerinin teminini
gerçekleştirecek. Boru hattının kontrol ve otomasyonu,
ABB’nin dünyada öncü konumda olan System 800xA proses
otomasyon sistemi ile sağlanacak. Gaz akışını, sızıntıları
veya hariçten müdahaleleri tespit ve kontrol eden; emniyet
ve güvenlik ihtiyaçları için kapalı devre televizyon (CCTV)
yayını sunan telekomünikasyon sistemleri ile SCADA (veri
tabanlı kontrol ve gözetleme) sistemleri, yazılım çözümleri ile
“Teknolojide inovasyon ve liderlik ABB’nin Next Level
stratejisinin mihenk taşıdır. ABB’nin System 800xA yazılımı
ve entegre telekomünikasyon çözümü, TANAP’ın uzun
mesafeler kateden boru hattını birçok coğrafi noktadan
güvenli ve güvenilir şekilde işletmesine olanak tanıyacaktır”
dedi. TANAP, Azerbaycan’ın SOCAR, Türkiye’nin BOTAŞ ve
BP’nin ortak olduğu bir özel sektör şirketidir.
ABB’nin bu teslimatı ABB Türkiye ile ABB İngiltere arasındaki
iş temelli işbirliğinin mükemmel bir örneği olacaktır.
Bozankaya’nın yerli üretim elektrikli otobüsü,
otomotiv buluşmasında örnek oldu
■ Bu yıl ikincisi düzenlenen Dünya Otomotiv Konferansı’nda
elektrikli araçlar gündeme getirildi. Otomotiv sektörünün
bir araya geldiği konferansta Bozankaya’nın yerli üretimi
E-Karat, Türkiye’de hayata geçirilen ilk elektrikli otobüs
projesi olarak ilgi topladı. E-Karat’ın Türkiye’deki ilk elektrikli otobüs ihalelerini kazandığı gibi Almanya’nın Bonn
şehri için de üretileceği belirtildi.
Otomotiv endüstrisinin önde gelen firma ve yetkililerinin katılımı ile uluslararası platformda düzenlenen Dünya Otomotiv
Konferansı, bu yıl da sektörü ve gelişmeleri değerlendirdi.
Elektrikli araçların da konu alındığı konferansta Bozankaya,
yerli üretim elektrikli otobüslerinin teknolojisi, yenilenebilir
yakıtların önemi ve elektrikli otobüslere artan talep ile ilgili
bilgi verdi.
Bozankaya Elektrikli Araçlar Proje Koordinatörü Emrah Dal
yaptığı açıklamada pek çok ilde yerel yönetimler ile sürüşler
gerçekleştirdiklerinin altını çizdi. Saha sürüşlerinde alınan
gerçek verilerle desteklenmiş enerji tasarruflarını vurgulayan
Dal, E-Karat sayesinde yakıt giderlerinin düşürüldüğü gibi
çevreye dost bir yaklaşım izlendiğini belirtti. Dal; ”Enerji
kaynağı olarak elektriğin birim fiyatı, diğer yakıtlara göre çok
daha düşük olduğundan E-Karat, işletim maliyetlerinde avan-
128
taj sunuyor. E-Karat, şehir içi sürüşü sırasında yaptığı her
frende kaybolan enerjiyi geri depoladığı gibi, sıkışık trafikte
veya yolcu indirme bindirme esnasındaki duraklamalarda
hiç enerji tüketmiyor. Dizel motorlu otobüsler 100 km’de
ortalama 45-50 litre yakıt tüketirken, E-Karat’ın enerji maliyeti
100 km’de ortalama 3-4 litre dizele eş değer olabiliyor,” dedi.
Bozankaya E-Karat, dünyada üretilen öncü elektrikli otobüsler
arasında yer alıyor. Çevre dostu olması, yüksek yakıt tasarruf
sağlaması ve düşük bakım maliyetleri nedeniyle toplu taşıma hizmetlerine değer katıyor. İstanbul, Şanlıurfa, Malatya
gibi birçok ilde saha sürüşleri gerçekleştirdiklerini ileten
Emrah Dal, yerel yönetimlerin alınan sonuçlardan memnuniyetini belirtiyor. İlk elektrikli Bozankaya E-Karat otobüsler,
sonuçlanan ihaleler doğrultusunda 2016 yılı başında Konya
Büyükşehir Belediyesi ve Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’ne
teslim edilecek.
Şarj edilebilir akü ile çalışan Bozankaya E-Karat, 10 yıl boyunca 200 km menzil garantisi ile sunulurken tek şarjda ortalama
260-320 km arasında yol yapabiliyor. E-Karat, elektrikli araç
istasyonlarında şarj edilebildiği gibi doğrudan mobil şarj
cihazı ile 380V bağlanıp istasyona ihtiyaç duymadan da şarj
sağlanabiliyor.
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Turck’tan Tüm Ürünleri için
Türkçe Teknik Doküman
■ 2015 yılı içerisinde tamamladığı hazırlıkları ile Turck’tan, Türk
Sanayisinin tüm çalışanlarına Türkçe online katalog ve Türkçe
teknik doküman ile en üst seviyede hizmet sağlanmaktadır.
2015 yılı içerisindeki hem yerel hem de küresel çalışmaları ile
Turck, 2016 yılında yepyeni bir kurumsal tasarım ile faaliyetlerine devam edecektir. Yeni kurumsal tasarım konsepti, internet
sitesi, logo, broşür, katalog ve yazışma gibi diğer tüm pazarlama materyallerini kapsamaktadır ve 01.12.2015 tarihi itibari ile
tüm organları ile Türkiye’de hayata geçirilecektir.
Turck’tan yapılan açıklamada: “Yeni arayüzü ile internet sitemiz
yeni kurumsal tasarımın en önemli öğelerinden bir tanesidir.
Güncel teknolojik kullanıma ve tablet/akıllı telefon erişimlerine
çok daha uygun halde tasarlanan sitemiz, özellikle yeni sektörel
uygulama ve çözüm odaklı yaklaşımı ile kullanıcıların ihtiyaçlarına daha geniş bir vizyon sağlamaktadır. Ayrıca firma bilgi
ve kontaklarına erişim kolaylaştırılmış, partnerlerimiz ve ana
bayilerimiz kolayca ulaşılabilir olmuştur. Ülkemiz için en kayda
değer iyileştirme ise teknik dokümanların dilinde olmuştur.
Daha önce de Türkçe olarak yayında olan sitemizin artık online
ürün kataloğu ve her bir ürünün teknik dokümantasyonu da
Türkçe olarak gezilebilecek ve incelenebilecektir. Bu şekilde
Türk kullanıcılar aradığı ürünleri kendi ana dilinde daha anlaşılır
bir şekilde seçme imkanına kavuşmuş olacaktır” denildi.
Yapılan açıklamada ayrıca logo kullanımına da değinildi: “Bir
başka değişiklik yazılı “Turck” ifademizdedir. Bilindiği gibi Turck
hem firma ismimiz hem de markamızdır. Bundan böyle sadece
logomuz ile markamızı ifade ederken büyük harfler ile “TURCK”
kullanılacak, bu haberimizde de kullanıldığı gibi firmamızın ifade
edildiği durumlarda küçük harfler ile “Turck” olarak yazılacaktır.
Bunun yanında yenilenen logomuz, yazışma şablonlarımız,
kartvizitlerimiz ve fuar tasarımımız ile beraber Turck yine sizlerin
endüstriyel otomasyon ihtiyaçlarınız için güvenilir bir çözüm
ortağınız olmaya devam edecektir”.
Turck endüstriyel otomasyon alanında lider bir üreticidir.
28 ayrı ülkede 4.000 çalışanı ve 60 farklı ülkede temsilcileri ile
bir aile şirketi olan Turck 2015 yılında 500 milyon Euro ciro
gerçekleştirmiştir. 15.000’den fazla sensör çeşidinin, endüstriyel haberleşme modüllerinin, arayüz ekipmanlarının, bağlantı ve
RFID sistemlerinin yer aldığı geniş ve çok yönlü ürün yelpazesi
ile Turck, fabrika ve proses otomasyonu için yüksek verimli
sistem çözümleri sunmaktadır. Firma RFID sistem çözümü
BLident, kayıp faktörü olmayan yenilikçi uprox®+ endüktif sensörler ve patlama riski olan alanlarda da kullanılabilen kompakt
veya modüler fieldbus ve uzak I/O modüller gibi üstün özellikli
ürünleri ile standartları belirlemeye devam etmektedir.
129
Schneider Electric, yaşam kalitesi için ‘Life Is On’ dedi
Schneider Electric’ten
yeni global marka stratejisi
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
İTÜRO 2016’NIN ETKİNLİK İÇERİĞİ
NETLEŞMEYE BAŞLADI!
kezleri, binalar ve şehirlerde bilgiye dayalı karar alma süreçlerini
de başka bir boyuta taşıyor. Otomasyon, kontrol sistemleri,
uzaktan yönetim, bakım, hizmet ve bilgi süreçlerinde gerçekleştirilecek önemli değişiklikleri kapsıyor.
■ Enerji yönetimi ve otomasyon alanında global uzman
Schneider Electric, operasyonel zeka yaklaşımıyla desteklediği yeni global marka stratejisi “Life Is On”u tüm dünyaya
duyurdu. Schneider Electric yeni marka stratejisi “Life is
On” ile müşterilerine sürdürülebilirlik, verimlilik, güvenilirlik ve güvenlik oluşturmak için “bağlanabilirlik” kavramını
ön plana çıkartacak.
Kurumların ve insanların enerjiyi tüketme tarzını değiştirecek
“bağlanabilirlik” yaklaşımı altında oluşturulan strateji, nesnelerin interneti kavramını (IoT) kapsıyor. Nesnelerin İnterneti (IoT)
kavramı ile birlikte Operasyonel Zeka yaklaşımını güçlendiren
Schneider Electric, IoT çözümleri geliştirmek için Endüstriyel
İnternet Konsorsiyumu (IIC) ile ortaklık kurduğunu duyurdu.
Schneider Electric, şehirleşme, dijitalleşme ve endüstrileşmeyle
birlikte değişime uğrayan enerji sektörü için bir kilometre taşı
niteliğindeki yeni global marka stratejisini duyurdu. Schneider
Electric’in nesnelerin internetine yönelik ‘Operasyonel Zeka’
(İşlevsel Zeka) yaklaşımıyla desteklenen ‘Life is On’ stratejisi,
insanların ve kurumların enerjiyi tüketme tarzını değiştirerek ve
endüstriyel süreçleri verimli hale getirerek, hayatı kolaylaştırmayı hedefliyor.
Schneider Electric’in tüm uzmanlığını birleştirerek, insanların
hayatlarına dokunmasını amaçlayan strateji, Bilgi Teknolojileri
(BT) sayesinde şirketin dünyanın her yerindeki müşterilerine
ulaşacak. Günümüzün yükselen değeri nesnelerin internetini
‘IoT’ referans alan bu yaklaşım, evler, üretim tesisleri, veri mer-
130
CEO Tricoire: “Nesnelerin interneti ile ürünlerimizi yazılım
portföyüne ekliyoruz”
‘Life Is On’ stratejisinin insanların yaşamlarına her an her
yerde dokunması için enerji yönetimi ve otomasyon teknolojileri çözümleri geliştirdiklerini vurgulayan Schneider Electric
Başkanı ve CEO’su Jean-Pascal Tricoire, “Enerjiye erişimin
gezegenimizdeki herkesin hakkı olduğunu düşünüyoruz ve
enerjiyi güvenli, güvenilir, verimli, sürdürülebilir hale getirmek
için çözümler tasarlıyoruz. İnovasyona büyük yatırımlar yapıyoruz. Ürünlerimiz ve sistemlerimizi nesnelerin interneti aracılığıyla yazılım portföyümüze bağlıyoruz. Enerjiyi daha erişebilir
ve bağlantılı hale getiriyoruz. Çözümlerimiz dünyanın en önemli
konut, bina, veri merkezi, enerji, altyapı ve endüstri piyasalarında kullanılıyor. Şimdi global stratejimize sadık kalarak, müşterilerimizin gerçek zamanlı ‘Operasyonel Zeka’ ile işlerini daha
verimli hale getirmelerini sağlayacağız” diye konuştu.
Schneider Electric’in nesnelerin interneti kavramına endüstriyel
açıdan yaklaşırken “Endüstriyel Nesnelerin İnterneti” konusuna,
“devrim” olarak değil, bir “evrim” olarak niteliyor. Bu evrim,
işletmelerde var olan her şeyin donanım, yazılım; IT (bilişim
sistemleri) ve OT (operasyonel sistemler) denilen birimlerin
entegre olması anlamına geliyor. Endüstriyel Schneider Electric,
Nesnelerin İnterneti kavramı altında, akıllı bağlantılı ürünleri
ve sistemlerini, büyük sistemlerin bir parçası olarak akıllı ve
birbirleri ile bağlantılı nesnelerin faaliyet gösterdiği bir ortam
yaratmayı hedefliyor.
Schneider Electric, Endüstriyel İnternet Konsorsiyumu’nda
Schneider Electric, yeni global marka stratejisini açıklarken, şirketler arasında işbirliği kurmayı amaçlayan Endüstriyel İnternet
Konsorsiyumu (IIC) yönetim komitesine seçildiğini de duyurdu.
Kamu kuruluşları, özel sektör ve üniversiteler arasında gün
geçtikçe genişleyen bir işbirliğine sahip Endüstriyel İnternet
Konsorsiyumu’nun kurucuları arasında AT&T, Cisco, General
Electric, IBM ve Intel gibi şirketler yer alıyor. Konsorsiyum,
nesnelerin interneti teknolojisine dayanan yeni projeler ve işbirlikleri için önemli bir rol oynamayı sürdürüyor.
Dünyanın önde gelen global yönetim danışmanlığı firmalarından McKinsey’in son yayınladığı raporlara göre, nesnelerin
interneti pazarının değeri, 2025 yılına kadar 10 trilyon dolar
civarına ulaşacak.
Robot Kayıtları ile İlgili Güncelleme!
8-9-10 Nisan 2016 tarihlerinde İTÜ Ayazağa Kampüsü
Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde 10. kez gerçekleşecek
olan İTÜ Robot Olimpiyatları için robot kayıtlarında yeni bir
güncellemeye gidildi. Artık her bir yarışmacı her kategori için
1 robot kayıt ettirme hakkına sahip olacaktır. Yarışmacı istediği her kategoriye katılabilecek fakat aynı kategoride ancak ve
ancak 1 adet robot yarıştırma hakkına sahip olacaktır.
İTÜRO 2016’da Gerçekleşecek Seminerler
10. İTÜRO kapsamında gerçekleşecek seminerlerden iki tanesi
belli oldu. Doç. Dr. Duygun Erol Barkana, “Rehabilitasyon ve
Medikal Robotlar”, Yrd. Doç. Dr. Savaş Dilibal ise “Endüstriyel
Robotların Geleceği ve Akıllı Robotik Gripper Uygulamaları”
konulu seminerler ile katılımcılarla buluşacak.
Güncellenen kurallar ve diğer gelişmeler için ilgililerin
İTÜRO’nun resmi internet sitesi olan http://www.ituro.itu.edu.
tr/ adresini takip etmeleri gerekmektedir.
131
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Elektronik Sanayii ve Sektör İlişkileri
Konferansı İstanbul’da Gerçekleşti
Elektronik Sanayii ve Sektör İlişkileri Konferansı, 17 Aralık
2015 Perşembe günü, The Green Park Pendik Hotel &
Convention Center’da gerçekleşti.
Doruk Otomasyon’un ana sponsorluğu, Argela Yazılım ve Edes
Etiket - Thincut’ın da sponsorluğuyla düzenlenen konferansa
birçok meslek kuruluşu da destek verdi. Endüstri Otomasyon
Sanayicileri Derneği (ENOSAD), Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri
Derneği (TÜRK BESD), Türk Elektronik Sanayicileri Derneği
(TESİD), Uydu Elektronik İletişim İş İnsanları Derneği (TUYAD)
ve Tüm Telekomünikasyon İş Adamları Derneği (TÜTED) konferansa katılımda bulunarak desteklerini sundular.
Konferans, Prof. Dr. Sıddık Yarman’ın sunumu ile başladı.
Yarman konuşmasında, Elektronik Sanayiinde 2035 Vizyonu,
5G ve ötesi, Tüketici Elektroniğinde İnovasyon gibi gündemde
öne çıkan güncel konulara yer verdi.
Elektronik Sanayii ve Sektör İlişkileri Konferansı’nda açılış
sunumunu yapan Yarman’ın ardından, Vesel Ventures Genel
Müdür Metin Salt, tüketici elektroniğindeki gelecek algısından
bahsetti ve oturumun geri kalanında İstanbul Sanayi Odası
(İSO)’ndan Uran Tiryakioğlu, elektronik sanayinde atılım stratejilerine öneriler konulu bir sunum yaptı.
Öğleden önceki son oturum ise Arçelik’ten Fatih Demiray’ın
sunumuyla başladı. Demiray konuşmasında, beyaz eşya sektöründe enerji verimliliği ve çevre konusunu işledi. Önü alına-
132
mayan ve her geçen gün
çığ gibi büyüyen tüketimi
biraz olsun yavaşlatabilecek ya da etkisini azaltabilecek olan geri dönüşümün ve enerji verimliğinin böyle bir konferansta işlenmesi çok
önemli ve artık gerekliliğinde ötesinde bir
durum. Oturumun ikinci
konuşmacısı, Samsung
Electronics İş Geliştirme
Müdürü Koray Yıldız idi.
Sunumuna Samsung’un
kuruluşu ve nasıl buralara geldiğiyle başlayan
Yıldız’ın, Samsung’un
AR-GE’ye ayırdığı pay
ve çalışan sayısıyla ilgili verdiği bilgiler oldukça dikkat çekti.
Koray Yıldız’ın, tüm dünyadaki şirket çalışanlarının %35’inin,
Samsung’un çeşitli AR-GE bölümlerinde görev aldığını belirtmesi, büyük yankı uyandırdı. Öğleden öncenin son sunumunu
Endüstri Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD) başkanı
Hüseyin Halıcı gerçekleştirdi. Elektronik sanayinde endüstriyel
otomasyonun ve teknolojinin öneminden bahseden Hüseyin
Halıcı, şirketler için hayati önem taşıyan strateji ve AR-GE gibi
unsurların çok önemli olduğunu belirterek, burada kilit noktanın
insanlarda, çalışanlarda olduğunu söyledi ve personellerin çok
önemli bir rol oynadığının altını çizdi. Endüstri Otomasyon
Sanayicileri Derneği (ENOSAD) de 2014 yılında Endüstri 4.0
konulu bir kongre düzenledi ve gelecek sene de bunun ikincisini
gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Öğleden sonraki ilk oturumda, Netaş’tan Öner Tekin, Aselsan’dan
Taner Özdemir, Argela’dan Savaş Tanyeri konuşmacı olarak
yerlerini aldı ve savunma sanayine yönelik sunumlarını gerçekleştirdiler. Sunumlarda özellikle elektronik sanayinde ve
gelecekte 5G, savunma, havacılık ve uzay; haberleşme ve bilgi
teknolojilerindeki gelişmelerden bahsedildi.
Konferansın son oturumunda ise, Vestel’den Metin Nil,
Canovate Group’dan Mehmet Işık, Uydu Elektronik İletişim
İş İnsanları Derneği (TUYAD)’nden Hayrettin Özaydın sunum
yaparken, sektördeki teknolojik gelişmelerden ve AR-GE faaliyetlerinden söz edildi.
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
MEKATRONİK VE İNOVASYON GÜNLERİ
2016
Yarışmalarla beraber düzenlenen kariyer günleri, seminerler ve söyleşiler ile akademisyen, sanayi katılımcıları
ve öğrenciler bir araya gelmesi hedefleniyor. Türkiye’de
ilk defa uygulanacak yarışma kategorileri ve lisans, yüksek lisans öğrencilerine yönelik tez kategorisi ile dikkat
çeken etkinlik, geniş bir kitleye hitap ediyor. “MİG”, okul
ve sponsorların büyük desteği sayesinde mekatroniğin
tanımını yeniden yaparak, katılımcıların mekatroniğe
bakış açısını genişletmek istiyor. Marmara Üniversitesi
Göztepe Kampüsü’nde gerçekleşecek olan etkinliğe,
sponsor ve destek arayışları sürmekte olup, “MİG” hakkında daha fazlası için resmi internet sitesi www.mig.
marmara.edu.tr’yi ziyaret edebilirsiniz.
Marmara Üniversitesi öğrenci kulüpleri tarafından bu yıl
ilki düzenlenecek olan MİG (Mekatronik ve İnovasyon
Günleri) hazırlıklarını sürdürüyor. 13-15 Mayıs’da gerçekleşmesi planlanan etkinlik, üç gün sürecek. Daha
önceki yıllarda düzenlenen kariyer günleri adı altındaki
etkinliğe, bu yıl yarışmalar da eklenerek “Mekatronik ve
İnovasyon Günleri” adı altında birleştirildi.
134
YARIŞMA KATEGORİLERİ
*SUMO
Mikro Sumo
Humanoid Sumo
*Yangın söndüren
*Renk Seçen
*ARAZİ
*MULTİKOPTER
*AVCI
*SERBEST
*Festo Görev Tamamlama
*TEZ
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
TET AR-GE PROJE PAZARI’NA
SON BAŞVURU 12 ŞUBAT’TA
Fikirleri projeye dönüştürmek için
son 2 ay!
Çevre ve Enerji Verimliliği Uygulamaları, Enerji Üretim,
İletim ve Dağıtımına Yönelik Uygulamalar ve Diğer
Elektrik Elektronik Uygulamaları olmak üzere 4 farklı
kategoride projeler yarışacak.
Geçtiğimiz yıl 500 proje başvurusunun alındığı Proje
Baharı’nda bu sene ön elemeden geçen projeler, 6 Nisan
2016 tarihinde Harbiye Askeri Müze’de düzenlenecek
etkinlikte sergilenecek. Gün boyu sürecek panellere de
ev sahipliği yapacak etkinlik boyunca proje sahipleri,
yatırımcılar, iş adamları, sanayiciler, kuluçka merkezleri ve teknokentler ile buluşma imkânı bulacak. Aynı
günün akşamı gerçekleşecek ödül töreninde ise her
kategoride ilk üçe giren projelere toplamda 150 bin TL
ödül dağıtılacak. Bu sene ilk defa kuluçka merkezleri de
Proje Baharına destek veriyor. Kuluçka merkezleri kendi
seçtikleri projeleri kuluçka programlarına doğrudan
alarak projelerin ticarileşmesine katkıda bulunacaklar.
Geçtiğimiz yıllarda Proje Baharı’na katılarak başarı
gösteren ve ticarileşen projeler de etkinlik günü sergi
alanında oluşturulan başarı tünelinde sergilenecek.
TET Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Başkanı Atilla
Eren, Proje Baharı’nın yeni ve uygulanabilir fikri olan
girişimciler için önemli bir fırsat yarattığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Ar-Ge’ye en fazla yatırım yapan
sektörlerin başında geliyoruz. Türkiye’de başarılı girişim
örneklerinin artacağına inanıyoruz ve gerçekleşmesi için
de üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Etkinliğimize
katılanlar projelerini tanıtmanın yanı sıra önemli bir network yaratma imkânına sahip oluyor. Bu yönüyle ödül
odaklı bir yarışmanın ötesinde bir anlamı var.”
Türkiye genelinde Elektrik Elektronik ve Bilişim temalı
TET Ar-Ge Proje Pazarına başvurular devam ediyor.
Bu yıl beşincisi düzenlenecek etkinliğe son başvuru
tarihi 12 Şubat 2016.
Türkiye’nin teknolojideki gücünü temsil eden TET’in
geleneksel hale getirdiği ve Proje Baharı olarak da anılan etkinlikte; Bilgi ve İletişim Teknolojisi Uygulamaları,
136
TET Proje Baharı ile ilgili detaylı bilgi almak ve başvuru
koşullarını öğrenmek için http://www.tetprojepazari.org/
tr/ ile https://www.facebook.com/turkishelectrotechnology adresleri ziyaret edilebilir.
YAYIN DÜNYASI
YAYIN DÜNYASI
Güç Elektroniği
Çeviriciler, Uygulamalar ve
Tasarım
Ya­za­rların›n Ad›: Ned Mohan, Tore M.Undeland,
William P. Robbins
Türkiye’de güç elektroniği sanayii hızlı bir ilerleme göstermiş; kesintisiz güç kaynağı, motor kontrolu,
endüksiyonla ısıtma, elektrikli ev aletleri, otomotiv ve tekstil gibi geniş bir alanda tasarım ve üretim yapan
firmalar ortaya çıkmıştır. Bunun yanında yurtdışından gelen sistemlerin çoğunda güç elektroniği teknolojisi
kullanılmaktadır. Elektrik-Elektronik Mühendisliği mezunlarının belirli bir kısmı bu sektörlerde istihdam edilmektedir.
Otomatik Kontrol Sistemleri
Ya­za­rların›n Ad›:Benjamin Kuo
Genç mühendislerin elinden düşmeyen bu kitabın temel özelliği, geleneksel konuları basit bir dille
ele alması, anlatımını uygulamaya yönelik örneklerle desteklemesi ve her baskıda yeni konuları
bünyesine alarak sürekli güncel kalabilmesidir.
Yaklaşık 50 yıldır kendisini otomatik kontrol sistemlerinin uygulamalarına adamış, tecrübeli bir araştırmacı
ve mühendis Benjamin C. Kuo tarafından kaleme alınmıştır. Yazarın en önemli özelliği bilimsel çalışmaları
yanında, yıllardır sürdürdüğü eğitim hizmetinde otomatik kontrole çok sayıda kitap kazandırmış olmasıdır.
İlk baskısı 1962’de yapılmış olan bu kitap, 60’lı yıllarda mühendislik eğitimine başlayan ve bugüne kadar
aynı yolu izleyen pek çok öğrenciye otomatik kontrolü sevdirmiş, öğretmiş ve çalışma alanı olarak geniş bir
öğrenci kitlesinin otomasyona yönelmesine neden olmuştur.
Güç elektroniği konusu, başta İ.T.Ü. olmak üzere Türkiye’deki birçok üniversitede çeşitli isimdeki derslerle
öğretilmektedir. Bu derslerin bir kısmı Türkçe olarak verilmektedir. Hangi dilde verilirse verilsin bir Türkçe
kitabın gerek eğitim öğretimde gerekse uygulamalı mühendislikte çok önemli olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
ISBN: 978-975-8431-99-1
B. Y›­l›: 2003
Say­fa Sa­y›­s›: 896
Fi­ya­t›: 45,00 TL
140
ISBN: 9789757860945
B. Y›­l›: 2013
Say­fa Sa­y›­s›: 944
Fi­ya­t›: 50,00 TL
141
reklam indeks
i
Firma Adı
No
■ ABB
1-39-59
Firma Adı
■ MEDEL
No
ARKA İÇ KAPAK
■ ANKIROS
117
■ MITSUBISHI ELECTRIC TURKEY 55-63
■ AUTOMECHANICA
111
■ SOYLU OTOMASYON
■ BETA ELETROMEKANİK
133
■ NEUGART
■ B&R ENDÜSTRİYEL OTOMASYON
5
15
■ SCHUNK
■ E3TAM
93
■ SIEMENS
■ EKSEN AJANS
123-138
41
■ RLC GÜNLERİ
■ CLPA TURKEY
ÖN İÇ KAP.
109
ARKA KAPAK
3-51
■ WIN AUTOMATION 2016
115
■ ELİMKO
69
■ WIN METAL WORKING 2016
■ EMİKON OTOMASYON
50
■ WORLDCHEM
139
■ ENOSAD
24
■ YAĞMUR FUARCILIK - 3T 2016
135
■ ENTEK
25
■ YTÜ - YILDIZ SAVAŞLARI 2016
137
■ EMKO
81
■ TOK - SSSC 2016 & TDS 2016 78-79
■ İTÜRO
68
■ TOK - CTS 2016 ■ MEDEL
4-73-89
85
112-113

Benzer belgeler