bizi duyuyor musunuz?

Transkript

bizi duyuyor musunuz?
Denizciler Bülteni
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu
no. 25/2011
BİZİ DUYUYOR
MUSUNUZ?
Yaklaşık bir milyon kişi korsanlığın
sona erdirilmesi için imza verdi
HAKLAR
BİLDİRGESİ
Denizcilik Çalışma Sözleşmesinin yürürlüğe
konulması yolunda sağlanan ilerleme
ITF’in elverişli bayraklar kampanyasında
Tü
rk
çe
YENİ DÖNEM
ITF’in elverişli bayrak kampanyası
ITF’in denizcilik sektöründeki faaliyetlerinin başında,
gemilerin ulusal yasaların, düzenlemelerin ve ulusal
sendikaların denetiminden kaçınmak için elverişli bayraklara
geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri
sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir.
Bu kampanyanın iki yanı var: siyasi olarak, ITF,
hükümetlerle ve uluslararası kuruluşlarla, bir geminin sahibi
ile ulusal aidiyeti arasında “gerçek bir bağ” oluşturulması
için mücadele ediyor; sektörel olarak, ITF sendikaları, bütün
elverişli bayrak gemilerinde kabul edilebilir asgari ücretler ve
sosyal standartları sağlamak için mücadele ediyorlar.
Uygulamada, sendikalar, en azından ITF’in Adil
Uygulamalar Komitesi –Elverişli Bayraklar kampanyasını
gözetip denetleyen, denizcilerin ve liman işçilerinin
temsilcilerinin birlikte oluşturdukları organ- tarafından
belirlenmiş olan standartların altında kalmayan koşulları
benimsetmeye çalışıyorlar. Son yıllarda ITF, Uluslararası
Pazarlık Forumu içinde yer alan geniş ve büyüyen bir grup
www.itfseafarers.org
gemi işletmecisiyle, benzer standartları içeren ve fakat aynı
zamanda daha fazla esneklik sağlayan uluslararası bir toplu
iş sözleşmesi bağıtladı.
Elverişli bayrak gemilerinde çalışmak üzere istihdam
edilen denizcilere çoğunlukla ITF ile temas etmemeleri sıkı
sıkıya tembih edilir. Bazılarına ITF ile temas etmeyeceklerine
ilişkin bir hüküm içeren sözleşmeler imzalatılır. ITF ile
sözleşme imzalayıp ardından daha düşük ücret ödeyerek
mürettebatının hakkını yiyen işverenler dahi vardır. Bu
uygulamaya çifte muhasebe adı verilmektedir.
Elverişli bayrak gemilerinde çalışan denizciler, eğer
ücretlerine veya çalışma koşullarına ilişkin sorunları ya da
gördükleri muamele dolayısıyla başka türden şikâyetleri
varsa, ya doğrudan doğruya ITF ile (adreslerimiz ve telefon
numaraları için 21. sayfaya bakınız) ya da dünya çapında
çeşitli limanlarında görev yapmakta olan Müfettişlerimizden
biriyle temasa geçebilirler (orta sayfadaki haritaya ve
ayrıntılar için haritanın arkasında yer alan sayfalara bakınız).
Alastair Fyfe
Denizcilere uzatılan bir yardım eli
no. 25 / 2011
D
enizcilik sektörünün ve dünyanın dört bir
yanında malların bir yerden bir yere
gitmesini sağlayan denizcilerin karşı
karşıya kaldığı riskler, 2010 yılında iki kez, iki
kötü nedenden dolayı dikkatleri üzerine çekti.
Bunlardan biri, ABD kıyılarındaki petrol sondaj
kulesi Deepwater Horizon’da yaşanan patlama
sonucunda ortaya çıkan deniz felaketiydi. Bu olayda ya gerekli
eğitimi almamış birileri ciddi bir hata yaptı ya da kazaya yol açan
şey şirket yönetiminin maliyetleri düşürmeye yönelik girişimleriydi.
Vahşi yaşama ve balıkçılığa yönelik tehdit hızla dünya gazetelerinin
manşetlerine taşındı. Ve denizde yaşanan her büyük petrol
sızıntısında sıklıkla tanık olduğumuz gibi, güvenlik sistemlerindeki
arızanın bedelini yaşamlarıyla ödeyen 11 sondaj kulesi işçisi çok
daha az dikkat çekti. ITF’in bu konuda verdiği mesaj çok açık. İnsan
faktörü güvenlik için çok büyük önem taşımaktadır. Denizcilerin
haklarına saygı göstermek, onlara insan onuruna yakışan bir ücret
vermek, güvenli olmayan uygulamaları gördükleri zaman bundan
şikâyet edemeyecek kadar çok korkmamalarını sağlamak ve gerçek
sendikaları tanımak; bunların hepsi güvenli bir denizcilik sektörü
için yaşamsal öneme sahip olan bileşenlerdir.
Dünya basınında manşetlere taşınan denizcilikle bağlantılı diğer
konu olan korsanlığın yol açtığı insani riskler de aynı ölçüde ciddiydi.
12. sayfada yer alan yazıda anlatıldığı gibi, ITF’in bütün büyük
gemicilik örgütleriyle birlikte oluşturmuş olduğu, benzeri
görülmemiş bir koalisyon, “Korsanlığa Şimdi Son Verin” başlığını
taşıyan ve Dünya Denizcilik Günü’nde BM genel sekreteri ve
Uluslararası Denizcilik Örgütü’ne sunulan bir dilekçeyle, yaklaşık
1 milyon imza topladı. Korsan saldırılarını durdurmak için acil olarak
harekete geçilmediği sürece, sorumluluk sahibi gemi sahipleri,
denizcilerinin yaşamlarını tehlikeye atmaya bir son vermek için, ITF
üyesi sendikalarla işbirliği yapabilir ve Somali bölgesine gitmekten
ve Süveyş Kanalı’na yaklaşmaktan büsbütün uzak durabilirler. Bu
şekilde hareket etmeleri durumunda, bu, sanayileşmiş dünyada mal
fiyatları üzerinde önemli bir etki yaratacaktır ve kamuoyunun kendi
yaşamlarının denizlerde çalışan insanlara ne kadar bağlı olduğunu
daha fazla fark etmesini sağlayacaktır.
David Cockroft
ITF genel sekreteri
ITF Denizciler Bülteni
no. 25 / 2011
Ocak 2011’de, Uluslararası
Taşımacılık İşçileri Federasyonu
(ITF) tarafından yayınlanmıştır,
49/60 Borough Road, Londra SE1
1DR, Birleşik Krallık. Denizciler
Bülteni’nin İngilizce, Arapça,
Çince, Almanca, Endonezyaca,
Japonca, Rusça, İspanyolca,
Tagalog ve Türkçe versiyonları
ITF’in yukarıdaki adresinden
temin edilebilir.
Kapak fotoğrafı: Alastair Fyfe
Q
Q
Q
Q
Q
Q
Q
Q
ITF Denizciler Bülteni
Tel:+44 (20) 7403 2733
Faks: +44 (20) 7357 7871
E-posta:[email protected]
Web: www.itfseafarers.org
www.itfglobal.org
Katkıda bulunanlar
Nina Espeli Allen, Tom Holmer,
Penny Howard, Jim Jump,
Brenda Kirsch, Frank
Leys, Anna Llewellyn,
Sean Maloney, Ana
Lilia Pérez, Nichola
Smith
4
Yeni bir döneme girerken
30
DÇS “Denizcilerin Haklar
ITF’in dünya kongresi elverişli bayrak
politikasını revize etti
Bildirgesi”nin yürürlüğe
girmesini sağlamak
8
Dünya filosu En yeni olgular
33
Denizcilerin hakları Hukuki
ve rakamlar
uzmanlık ve araştırma için neden kendi
merkezimize ihtiyacımız var
8
Kampanyada son durum
ITF’in elverişli bayrak gemilerinde
çalışan denizcilere yardımcı olmaya
yönelik çabaları
12
Kapak konusu Sorunla başa
çıkmaya yönelik pratik ipuçlarıyla
birlikte, korsanlığa son verilmesi talebi
19
ITF bilgi Denizcilere tavsiyeler ve
ITF müfettişlerinin iletişim bilgileri
34
Feribotlar Avrupalı sendikalar adil
istihdam için ve liman işçilerinin
işlerinin denizcilere yaptırılmasına
karşı kampanya başlattılar
36
ITF Denizciler Vakfı
Dünya denizcilerinin refahını
gözeterek geçen 30 yıl
37
Offshore Bir başka Deepwater
Horizon felaketi yaşanabilir
27
Filipinler ITF’in düzenlediği Fuar,
Manila’da geniş ilgi gördü
29
Turizm gemileri Endonezyalı
stajyerlere sendikal bilgi aktarımı
39
Balıkçılık Elverişli bayraklı
yasadışı balıkçı teknelerinde yaşanan
yüz karası insan hakları ihlalleri
41
Konteynır güvenliği
Düzenlemeler göz ardı ediliyor
Elverişli bayrak kampanyası
2010 yılının Ağustos ayında, Meksiko’da
düzenlenen ITF kongresi elverişli bayrak
kampanyası için yeni bir politika kabul etti.
ANNA LLEWELLYNbu yeni politikayı genel
hatlarıyla tanıtıyor ve denizciler için ne
anlama geleceğini ele alıyor.
Yeni bir döneme
girerken
Sendikaların ITF sözleşmesi kapsamında
yer alan denizcilere karşı üstlenmeleri gereken
asgari yükümlülükler
Stephen Bruijneel/www.dockwork.be
Ücreti oluşturan tüm farklı unsurları açık
bir biçimde gösteren, anlaşılabilir ITF ücret
cetvelleri
Ertelenmiş sosyal yardım programlarının
nasıl işlediği konusunda daha fazla şeffaflık
sağlanması
Emek arz eden ITF sendikalarına, ikili
anlaşmalar da dâhil olmak üzere, daha büyük
rol tanınması
Denizcilerle liman işçileri arasında daha
fazla karşılıklı destek sağlanması
www.itfseafarers.org
toplu iş sözleşmesi kapsamındaki taleplerle
ilgili yardım
katılım hakları
mümkün olan yerlerde sendika temsilcileri
tarafından ziyaretler yapılması
(toplu iş sözleşmesinin birden fazla sendika
tarafından imzalanmış olduğu yerlerde)
sendikaların yükümlülükleri hakkında bilgi.
Bu asgari standartlar ITF sözleşmelerinin kapsamı
içinde yer alan denizcilerin sadece ITF’in asgari ücret
düzeyi ve istihdam koşullarından yararlanmakla
kalmayarak, aynı zamanda toplu iş sözleşmesine
taraf olan sendikanın doğrudan desteğine ve
sendikayla ilgili konularda söz sahibi olma fırsatına
sahip olmalarını sağlayacaktır.
Şeffaf ücretler
Denizciler için yeni olan bir diğer özellik, bir
Finansman ve Denetim Politikasının kabul edilmiş
olmasıdır. Denizciler Bildirgesinde olduğu gibi, bu
politika da, en geç 2014 yılına kadar uygunluk
sağlanması koşuluyla birlikte, 2012 yılında yürürlüğe
girecektir. Burada amaç denizcilerin sahip oldukları
bütün sosyal hakları anlamalarını ve bunlardan
faydalanmalarını sağlamaktır.
Bazı ITF toplu iş sözleşmelerinde, denizcilerin
toplam ücretleri, nakit ücretlere ek olarak ödenen
birkaç farklı sosyal haktan oluşmaktadır. Bunlar
sendikalar tarafından işletilen ihtiyat fonlarını, işveren
tarafından işletilen emeklilik planlarını ve sağlık
sigortasını içerebilmektedir. Yeni politika ücret
cetvellerinin bizzat denizcilerin –ve uygunluk denetimi
yapan ITF müfettişlerinin- ücreti her parçasını ve onu
nasıl aldıklarını –nakit olarak mı, yoksa ertelenmiş bir
sosyal yardım olarak mı- açıkça görebilecekleri bir
biçimde düzenlenmesini sağlayacaktır. Bu uygulama,
bu fonların söz konusu olan sendika ya da şirket
tarafından uygun bir biçimde kullanılmasını
sağlayacak ve denizcilerin sahip oldukları sosyal
haklardan yararlanmalarını güvence altına alacaktır.
Bizler yeni politikanın, ikili anlaşmaların
tanınması yoluyla işbirliği ve karşılıklı saygı
ilkelerini vurgulamayı sürdürüyor olmasını
memnuniyetle karşılıyoruz.
Johnny Oca Jr
AMOSUP, Filipinler
Geleneksel liman işleri denizciler
tarafından liman işçilerine geri verilmelidir.
Liman işçileri de, daha iyi ücret ve çalışma
koşulları elde etmelerinde denizcilere yardımcı
olmak için onların yanında yer alacaklar. Bu adil bir
anlaşma olur.
Niek Stam
FNV Bondgenoten, Hollanda
Meksiko Politikası
Denizciler için beş
olumluluk
Meksiko Politikası,
ITF’in elverişli bayrak
kampanyasını
değişen denizcilik dünyasında
daha etkili, hesap verebilir
ve verimli kılmak için,
sendikaların dört yıl boyunca
yürütmüş oldukları bir
çalışmanın ürünüdür.
Bu politika uzun yıllardır sürmekte olan elverişli
bayrak kampanyasını kendisine temel olarak alıyor
ve onu daha da etkin bir hale getirecek.
Bu politika denizcilerle liman işçileri ve onların
sendikaları arasında daha sıkı ilişkiler kurmaya
ve onların kazanımlarını geliştirmek için
kullanılabilecek yeni yöntemler geliştirmeye
devam edecektir.
Meksiko Politikası yabancı uyruklu denizcilerle
ilgili olarak uzun süredir duyulmakta olan
endişeleri ele almaya başlıyor. Ve bu politika ITF’in
ulusal bayraklı gemilere yönelik müdahalelerinin
bu ülkelerdeki sendikalarla ortak olarak ve onlara
danışılarak yapılmasını öngören ve onların kendi
üyelerinin haklarını koruma konusunda duydukları
kaygıları yansıtan bir anlayışı içermektedir.
Stephen Cotton
ITF denizcilik koordinatörü
1998 tarihli Delhi Politikası’nın yerini alan Meksiko
Politikası’nın kilit önemdeki bir özelliği, yeni bir
“Denizciler Bildirgesi”nin kabul edilmiş olmasıdır.
Bu belge, ITF’in toplu iş sözleşmeleri altında
denizcileri temsil eden sendikaların bu işçilere karşı
yerine getirmesi gereken asgari yükümlülükleri
düzenlemektedir. Denizciler Bildirgesi 1 Ocak 2012
tarihinde yürürlüğe girecek ve sendikaların bu yeni
bildirgeye en geç 2014 yılına kadar uyum sağlamış
olmaları gerekmektedir.
Bu yeni politika altında, bütün sendikaların
denizcilere, asgari olarak şunları sağlamaları
gerekmektedir:
bir üyelik kartı
bir haber bülteni
sendika yetkililerinin iletişim bilgilerini içeren
bir rehber
Sendikaların yükümlülükleri
Yeni politika hakkında ne dediler
ITF
’in elverişli bayrak kampanyası
60 yaşını aşmış olabilir, ama
kampanyanın emekli olmak üzere
olmadığı kesindir. Kampanya her zamanki
dinamizmini korumaktadır. Ve bu canlılığın ardındaki
sır, kampanyanın kendisini sürekli olarak yenilemiş ve
değişen zamanla birlikte değişime uğramış olmasıdır.
Kampanya politikasında yapılan bu son gözden
geçirme dört yıllık bir çalışmanın sonucuydu.
Kampanyanın 50. yıldönümünde hayata geçirilen
bu gözden geçirme çalışması, kampanyanın 21.
yüzyılda denizcilik işçilerine iyileştirmeler sağlamaya
devam etmesini güvence altına almak üzere
tasarlanmış bir süreçti.
Kampanyanın en son 12 yıl önce, “Oslo’dan
Delhi’ye” başlıklı raporun yayımlanmasıyla
sonuçlanan son gözden geçirilişinden bu yana pek
çok şey değişti. Bu dönemde uluslararası hukukta
yaşanan değişikliklerin ve sorunların yanı sıra,
küreselleşme hız kazandı, sahiplik yapıları daha
karmaşık hale geldi ve uluslararası düzenlemelerde,
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Denizcilik Çalışma
Sözleşmesi’ni –“Denizcilerin Haklar Bildirgesi” (bkz.
sayfa 30–32)- ortaya çıkarması gibi önemli
değişimler yaşandı.
Bu gözden geçirmenin bir diğer amacı ITF’in ve
üyesi sendikaların, denizcilik sektöründeki işçiler
için nasıl daha faydalı olabileceğini araştırmaktı.
Yararlanma hakkına sahip olan sendikalar
açısından bakıldığında, yeni politika eski
politikanın köşe taşlarını, yani yararlanma
hakkı ilkesini ve toplu pazarlık haklarını korudu ve
bu ilkeleri değişmekte olan bir sektöre uyarladı.
Tomas Abrahamsson
SEKO, İsveç
“
Bu asgari standartlar ITF
sözleşmelerinin kapsamı
içinde yer alan denizcilerin
sadece ITF’in asgari ücret
düzeyi ve istihdam
koşullarından
yararlanmakla kalmayarak,
aynı zamanda toplu iş
sözleşmesine taraf olan
sendikanın doğrudan
desteğine ve sendikayla
ilgili konularda söz sahibi
olma fırsatına sahip
olmalarını sağlayacaktır.
”
Ulusal bayrak taşıyan gemilerde
çalışan denizciler için sağlanan
iyileştirmeler
ITF’in kampanyası uzun zamandır elverişli
bayrakların ötesine geçmiş durumdadır ve standart
altı gemiciliği ortadan kaldırmayı ve tüm denizciler
için iyileştirmeler sağlamayı hedeflemektedir.
Ancak, Meksiko Politikası’yla birlikte ITF, ilk kez
ulusal bayrak taşıyan gemilerde çalışan denizcilerin
koşullarını ele almaya yönelik tanımlanmış bir
ITF Denizciler Bülteni 2011
5
www.itfseafarers.org
haklarınız denizcilik haberleri ITF’le
temasa geçin ücret, işve güvenlik konusunda
tavsiyeler bir gemiyi arayın
liman profilleri elverişli
bayraklar müfettişlerin
internet günlüğü
mürette-
bat sohbet
forumları
Denizde veya karada
iletişimi koparmayın
ŞİMDİ
ÇİNCE,
RUSÇA, İSPANYOLCA
VE İNGİLİZCE
Korsan saldırılarının
önlenmesi ve rehin
alınma durumunda
hayatta kalmak üzerine
verilen tavsiyelerle
birlikte
Harika bir site –
teşekkürler ITF. seahorse
Web sitesi bir harika.
İngilizce pratik yapabilirim
ve dostlarla temas halinde
kalabilirim.inday
Ön sayfada yer alan haber
başlıkları her zaman çok
faydalı. Ross
ITF’in hazırladığı
“Bir Denizci
Hakları Bildirgesi”
kılavuzunu
indirin
Bu müthişbir site ve en
önemlisi, ITF dünyadaki
her işçi için, özellikle
denizciler için en iyisi.
sagos
İyi bir web sitesi.
Gerçekten faydalı
buldum. dcn
Elverişli bayrak kampanyası
Söz sizde
www.itfseafarers.org adresini ziyaret edin ve…
Bize yeni politika hakkında ne
düşündüğünüzü söyleyin
Geminizin bir ITF toplu iş sözleşmesi
kapsamında yer alıp almadığını öğrenin
Ücret ve çalışma koşullarınızın ne olması
gerektiğini görün
Sizin geminizi kapsayan toplu iş
sözleşmesinde hangi sendikanın taraf
olduğunu kontrol edin
Yeni bir döneme
girerken
politikaya sahip oldu. Artık ulusal bayraklı gemilerde
çalışan yabancı uyruklu işçiler için bir dizi asgari koşul
belirlenmiş durumda. Ayrıca bu gemilerde toplu iş
sözleşmesi imzalayan ulusal sendikalar, gemilerde
çalışan tüm denizcilerin korunmalarını ve temsil
edilmelerini sağlamak için emek arz eden ülkelerin
sendikalarıyla daha yakın bir işbirliği içinde olacaklar.
Yeni politika gemi sahipliği temelinde sendikaların
esas rolünü güçlendirmekle birlikte, aynı zamanda
emek arz eden ülkelerin sendikalarının da daha fazla
katılım sağlamalarını ve paydaşlık ilişkisi içindeki
sendikalar tarafından ITF toplu iş sözleşmelerinin
imzalanmasını teşvik etmektedir.
Yeni bir dayanışma dönemi
Elverişli bayrak kampanyasının temel ilke ve
hedefleri aynı kalıyor. Ama politikanın gözden
geçirilmesi ITF’in bu ilke ve hedeflerin –örneğin
denizciler ve liman işçileri arasındaki ortak amaçlar ve
karşılıklı dayanışmanın- daha belirgin hale
getirmesine olanak sağladı. Bu anlayış, kampanyanın
tam kalbinde, güçlü bir biçimde yer almaktadır.
Kampanyanın denizciler için elde ettiği kazanımlar,
liman işçilerinin aktif desteği olmadan sağlanamazdı.
Şimdi dünyanın dört bir yanında bizzat liman işçileri
saldırı altındadır ve ITF üyesi sendikalar bu saldırıya
karşı, elverişli bayrak kampanyasından gerekli
dersleri çıkararak ve elde edilmiş başarıları göz
önünde bulundurarak, bir elverişli limanlar
kampanyası ile mücadele başlatıyorlar.
Bu iki kampanya birbirini desteklemediği ve
denizciler liman işçileriyle birlik olmadıkları sürece,
sonuç hem liman işçileri hem de denizciler için
felaket olacaktır. Meksiko’da kararlaştırılan politika
değişiklikleri ile ITF’in denizcilik sendikaları, hem
denizde hem de karada çalışan tüm denizcilik
işçilerine daha parlak bir gelecek sağlama
konusundaki kararlılıklarını yeniden dile getirdiler.
Anna Llewellyn ITF’in Londra’daki merkezinde
denizcilik politikası uygulamasının başında
yer almaktadır.
Dansçılar Meksiko’da
ITF kongresine katılan
delegeleri selamlıyorlar.
Meksika yapımı
Meksiko Politikası olarak bilinen yeni elverişli
bayrak politikası, ITF’in 2010 yılının Ağustos
ayında, Meksika’nın başkentinde yapılan 42.
Kongresinde kabul edildi.
Kongre, her dört yılda bir, dünyanın dört bir
yanındaki denizcileri ve diğer ulaştırma işçilerini
temsil eden sendikalar tarafından gönderilen
delegelerin, bir sonraki kongreye kadar ITF’in
politikalarını kararlaştırmak üzere bir araya
geldikleri zaman düzenlenmektedir. Bu
delegeler aynı zamanda hem ITF görevlilerini
hem de sektörel kol kurullarının üyelerini
–denizciler kolunda olduğu gibi- seçerler.
www.itfseafarers.org
Meksiko’da 109 ülkeden toplam 333 sendika,
1.196 delege ve danışman tarafından temsil edildi.
Kongrenin teması, sendikaların ve ulaştırma
ağlarının kuralsızlaştırma ve özelleştirmenin
olumsuz etkilerinin doğurduğu tehditlerle karşı
karşıya kalışlarını tanımlayan, “Güçlü
Sendikalar – Sürdürülebilir Ulaştırma”ydı.
Meksiko’da delegeler küreselleşme ve yeni
teknolojinin ulaştırma faaliyetlerinin daha fazla
bütünleşmesine yol açtığı, sendikaların ITF’in
sektörel kollarını enlemesine kesen bir biçimde
–örneğin denizcilerin liman işçileri ve diğer işçi
gruplarıyla birlikte kampanya yürütmeleriyle
birlikte- eşgüdümlü bir yanıt vermesinin zorunlu
olduğu konusunda hemfikir oldular.
2010 ITF kongresiyle ilgili daha fazla bilgi
için Bkz.: www.itfcongress2010.org
David Heindel
dümeni ele aldı
ITF
’in denizciler
kolunun yeni
başkanı, elverişli bayraklar
üzerine yeni Meksiko
Politikası’nın uygulamaya
konulması dâhil, denizciler
kolunun önünde duran
mücadeleler konusunda
büyük bir heyecan
duyduğunu söyledi.
Kuzey Amerika
Uluslararası Denizciler Sendikası’nda (SIUNA)
genel merkez yöneticisi olan David Heindel (solda),
ITF’in 2010 yılında Meksiko’da yapılan kongresinde
denizciler kolu başkanı olarak seçildi.
Heindel, “Bu, büyük bir onur” dedi. “ITF
sekretaryası, personeli ve üye sendikaların desteği
ile, büyük işler başarabiliriz.”
Heindel, 1997 yılından bu yana ABD ve
Kanada’daki denizcileri temsil eden, merkezi
ABD’de olan SIUNA’nın mali sekreterliğini
yapmaktadır. New Orleans doğumlu olan Heindel,
1973 yılında SIUNA’ya bağlı bir eğitim kurumundan
mezun oldu ve derin deniz gemilerinde yağcı,
makinist yardımcısı ve elektrikçi olarak çalıştı.
1980 yılında, sendikada çalışmak üzere denizciliği
bıraktı ve bugünkü görevini üstlenmeden önce
çeşitli pozisyonlarda görev aldı.
Heindel 2002 yılında ITF’in denizciler kolunun
başkan yardımcılığına seçildi. O tarihten bu yana,
ABD içinde ve Uluslararası Çalışma Örgütü ve
Uluslararası Denizcilik Örgütü gibi uluslararası
forumlarda yoğun bir biçimde çalışmaktadır. Gerek
gemi içinde ve limanda güvenlik konuları üzerinde
gerekse de yeni bir denizci kimlik belgesi
hazırlanması için yürütülen uluslararası proje
üzerinde yoğunlaşarak, Uluslararası Gemi ve Liman
Tesisi Güvenlik Kodu (2004 yılının Temmuz ayında
yürürlüğe giren) altında denizcilerin haklarının
korunmasına ve ITF’in Uluslararası Pazarlık Forumu
kapsamında dünya çapında on binlerce denizcinin
yeni bir toplu iş sözleşmesine kavuşmalarına
yardımcı oldu.
Heindel ITF’in Londra’daki genel merkezinde
yapılan, başkan sıfatıyla katıldığı ilk toplantısında
şunları söyledi: “Denizciler kolunun önümüzdeki
aylarda ve yıllarda hedeflerine ulaşacağından
eminim. Bizler bu hedeflere ulaşmak için
mücadeleci bir çizgi izleyeceğiz ama aynı zamanda
günümüzün denizcilik sektöründe ilerleme
sağlayabilmek için gerekli olan işbirliği ruhunun
başarımızda önemli bir etken olacağının
da bilincindeyiz.”
Heindel şunları ekledi: “Denizcilik sektörü
küresel ekonominin motorudur ve denizciler bu
motorun çalışmasını sağlayan yakıttır. Onların acil
durumlarda ulusal güvenlik alanında oynadıkları
yaşamsal rol bir yana, ekonomik istikrar ve
büyümeye yaptıkları katkıyı abartmak
mümkün değildir.”
ITF Denizciler Bülteni 2011
7
Sayılarla ITF’in kampanyası
ITF müfettişleri 2010 yılında toplam 8.302
gemiyi ziyaret etti.
32 adet elverişli bayrak var (26. sayfada yer
alan listeye ve bayraklara bakınız). ITF tarafından
gerçekleştirilen denetimlerin çoğu elverişli bayrak
gemilerine yönelik olarak yapılmaktadır.
ITF’in dünya çapında 49 ülkenin limanlarında
135 müfettişi var. Bu, 2009 ile karşılaştırıldığında
dört ilave ülkede, sekiz tane daha fazla müfettiş
bulunduğu anlamına geliyor.
ITF-üyesi denizciler sendikaları ve elverişli
bayrak gemilerinde çalışan gemiciler, 2010 yılında
dört kıtada, 32 ülkede ITF kampanyasına destek
veren eylemler düzenlediler.
ÖDENMEMİŞ ÜCRET TAHSİLÂTI milyon ABD $’ı
ITF SÖZLEŞMELERİ KAPSAMINDA YER ALAN DENİZCİ SAYISI
2010 yılında ITF’in elverişli bayrak kampanyası
gemiciler için toplam 23,7 milyon ABD dolarından
fazla tutarda ödenmemiş ücretin ve tazminatın
tahsil edilmesiyle sonuçlandı.
2010 yılında ITF’in toplu iş sözleşmeleri
kapsamında yer alan denizcilerin sayısı 288.575
oldu – bu sayı, 2009 yılından 25.000 kişi daha fazla.
Dünya filosu
EN BÜYÜK 20 DENİZCİLİK ÜLKESİ
BAYRAK TEMELİNDE EN BÜYÜK 20 FİLO
1 Ocak 2010 itibariyle,
tonaj bakımından sıralama
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
Panama*
Liberya*
Marshall Adaları*
Bahama adaları*
Hong Kong (Çin)
Singapur
Yunanistan
Malta*
Çin
Kıbrıs*
Birleşik Krallık
İtalya
Almanya
Japonya
Norveç (NIS ikinci sicil)
Güney Kore
Amerika Birleşik Devletleri
Danimarka (DIS ikinci sicil)
Man Adası (Birleşik Krallık)
Antigua ve Barbuda*
Gemi sayısı
(100 gt’dan
büyük)
Gros tonaj
(milyon ton)
8.100
2.456
1.376
1.426
1.529
2.563
1.517
1.613
4.064
1.026
1.697
1.635
948
6.221
560
3.009
6.546
490
363
1.237
190,7
91,7
49,1
48,1
45,3
41,0
38,9
35,0
30,1
20,2
17,0
15,5
15,2
14,7
13,9
12,9
12,0
10,8
10,2
10,0
Kaynak: Lloyd’s Register of Shipping. * Elverişli bayrak gösterir.
8
ITF Denizciler Bülteni 2011
GT(m)
1Ocak
2009
183,5
82,4
42,6
46,5
39,1
39,9
36,8
31,6
26,8
20,1
15,3
13,6
15,3
13,6
15,0
14,1
11,3
10,1
8,6
9,5
Ortalama
yaş
(gemiler)
18
11
8
14
10
9
22
13
23
12
19
23
21
16
15
26
27
16
10
10
1 Ocak 2010 itibariyle,
tonaj bakımından
sıralama
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
Gemi sayısı Gros tonaj Ortalama
(1.000 gt’dan (milyon)
yaş
büyük)
(gemiler)
Japonya
Yunanistan
Almanya
Çin
Amerika Birleşik Devletleri
Norveç
Güney Kore
Birleşik Krallık
Danimarka
Hong Kong (Çin)
Singapur
Tayvan
İtalya
Rusya
Kanada
Türkiye
Hindistan
Malezya
İran
Belçika
3.751
3.150
3.627
3.633
1.865
1.968
1.200
1.018
944
680
985
637
844
1.987
433
1.222
509
480
165
234
123,9
109,3
77,5
65,9
38,8
32,0
28,3
26,5
25,3
21,7
20,3
19,1
17,1
14,3
12,6
10,8
10,2
9,8
7,7
7,6
8
14
9
19
17
14
16
14
11
11
13
13
14
24
20
18
17
14
14
14
Kaynak: Lloyd’s Register of Shipping.
www.itfseafarers.org
ITF’in elverişli
bayrak
kampanyasından
haberler
Eastern Planet’e mürettebat için erzak
yüklenirken.
Polonyalı sendikalar Baltık eylem haftasını başlatırlarken.
Baltık Denizi’nde
yürütülen yoğun
mücadele 200.000$’ın
üzerinde tahsilât sağladı
ITF tarafından desteklenen, Baltık Denizi’ndeki
gemilerde çalışan denizciler, bölgedeki 10 ülkeyi
kapsayan bir ITF eylem haftasında, önemli
miktarda ödememiş geriye dönük ücretin tahsil
edilmesini sağladılar.
ITF müfettişleri 27 Eylül ile 1 Ekim 2010 tarihleri
arasında, Danimarka, Estonya, Finlandiya,
Almanya, Letonya, Litvanya, Norveç, Polonya,
Rusya ve İsveç’te 258 gemiyi ziyaret ettiler.
Müfettişler bu gemilerde çalışan denizcilere borçlu
olunan 212.955 ABD doları tutarındaki ödenmemiş
ücretin tahsil edilmesine yardımcı oldular.
Müfettişler denizcilere ücretleriyle ilgili
şikâyetleri konusunda yardımcı olmanın dışında,
gemilerdeki koşulları da kontrol ettiler ve
mürettebatın liman işçileri tarafından yapılması
gereken işleri yapıp yapmadıklarını araştırdılar; bir
gemi sahibinden yük bağlama işini denizcilere
yaptırdığı için tazminat tahsil edildi.
Polonya’nın Gdynia limanında görev yapan ITF
müfettişi Andrzej Koscik şunları söyledi:
“Denizciler Baltık Denizi ülkelerinin her birinde
eyleme geçmenin mümkün olduğunu gösterdiler.
Bizler liman yetkililerine ve gemi sahiplerine,
denizcilerin ve liman işçilerinin eşgüdümlü
eylemlerinin hem denizcilere hem de liman
işçilerine fayda sağlayabileceğini gösterdik.”
Aynı hafta boyunca Asya/Pasifik bölgesindeki
denizciler sendikaları elverişli bayrak gemilerini ve
standart altı gemileri hedef alan bir eylem haftası
düzenlediler. Bu kampanyada Rusya, Japonya,
Güney Kore, Tayvan ve Filipinler’den ITF üyesi
sendikalar yer aldı.
Mürettebat ödenmemiş
ücretlerini alabilmek için
İspanya’da direnişe geçti
Bir İspanyol limanında mahsur kalan denizciler,
kendilerine borçlu olunan 98.000 ABD dolarını
aşan tutardaki ödenmemiş ücretlerini, ITF’in
yardımıyla tahsil edinceye kadar gemilerini terk
etmediler. Gemi sahibi ayrıca denizcilerin
ülkelerine geri gönderilme masraflarını da ödeme
sözü verdi.
Sierra Leone bandıralı Eastern Planet adlı gemide
çalışan bir Gürcü, üç Rus ve 12 Ukraynalıdan oluşan
mürettebat, kararlılıkları sayesinde 31 Ağustos 2010
tarihine kadar geriye uzanan ödenmemiş ücretlerini
aldılar. Bu tahsilat, ITF’in İspanya koordinatörü José
Manuel Ortega’nın denizcilere sağladığı desteğin
ardından gerçekleşti.
Mürettebat 22 Temmuz günü, geminin
durumunun denize açılmaya elverişli olmadığının
denizcilik makamları tarafından tespit edilerek
tutuklanmasının ardından, güney İspanya limanı
Algeciras’ta kendi kaderine terk edildi. Onarım
işlerinin bir aydan kısa bir süre içinde
tamamlanması ve ardından geminin nihai varış yeri
olan Kongo’nun Matadi limanına doğru yola
çıkması bekleniyordu.
ITF Denizciler Bülteni 2011
9
gecikme bedelini tahsil edecek olan, diğer beş
denizciyi temsil etti. Denizciler 15 Nisan 2010
tarihinde uçakla ülkelerine gönderildiler.
ITF’in elverişli
bayrak
kampanyasından
haberler
Öfke içindeki denizciler ücretlerini alana kadar
geminin yükünün boşaltılmasına yardımcı olmayı
reddettiler. Gemi sahibi en sonunda denizcilerin
ücretlerini ödemeyi kabul etti ve aynı zamanda
gemiye 40 ton yakıt aldı ve gıda maddeleri temin
etti. Buna ek olarak, gemi nihai varış noktasına
ulaşıncaya kadar gemide kalmak istemeyen tüm
denizcileri de ülkelerine geri göndermeyi kabul etti.
Ortega şu değerlendirmeyi yaptı: “Gemi
sahibinden haber almadan geçen 42 günün
ardından, sorun çözülme sürecine girmiş durumda –
bu bir mutlu son.”
Burmalı denizciler Mısır’da
yardım talep ettiler
Soğuktan donan gemideki
Filipinliler ITF’i yardıma
çağırdılar
Gorgonilla’nın mürettebatı geriye dönük
ücretlerini kontrol ediyorlar. Bkz. “Soğuktan
donan gemideki Filipinliler”.
Malakas’ın mürettebatı. Bkz. “Terk edilen
mürettebat için 112.000 $”.
Napht Al Yemen 3 onarım için Mısır’ın Süveyş
limanına yanaştığı zaman, Burmalı baş makinist ve
ikinci makinist içeride ödenmemiş ücretlerinin
kaldığını fark ettiler.
Londra’daki ITF personeli ile temasa geçtiler ve
onlar da konuyla ilgili olarak Port Said’deki ITF
müfettişi Talaat Elseify ile temas sağladılar. Daha
sonra Elseify, merkezi Yemen’de bulunan gemi
sahibi Overseas Shipping’le görüştü ve onlara
sorunu çözmeleri için bir hafta süre verdi. Aksi halde
gemiyi tutuklamak üzere harekete geçilecekti.
Bir hafta sonra, gemi sahibi ITF’in Port Said’deki
bürosuna geldi ve denizcilere toplam tutarı 76.021
ABD doları olan gecikmiş ücretlerini ödedi.
Terk edilen mürettebat için
112.000 $
ITF, Sri Lankalı denizcilere, Hindistan’ın Koçi
limanında 19 ay boyunca mahsur kalmalarının
ardından, 112.277 ABD doları tutarındaki ödenmemiş
ücretlerini tahsil etmelerine yardımcı oldu.
Panama bandıralı römorkör Malakas, 2008
yılının Ağustos ayında, motorlarında meydana
gelen bir arızanın ardından kendi kaderine terk
edildi. Merkezi İran’da bulunan gemi sahibi Talaieh
Jonoub Marine Service and Trading Company, 10
kişilik mürettebatın yaptığı imdat çağrısına karşılık
vermiş olan bir gemi tarafından kurtarılmalarına
bile izin vermedi.
Malakas daha sonra beş gemicinin ücretlerini
tahsil edecekleri ve ülkelerine geri gönderilecekleri
Koçi’ye çekildi. ITF, römorkörün açık artırma ile
satılmasının ardından en sonunda ödenmemiş
ücretlerini ve 6.849 ABD doları tutarında bir
10
ITF Denizciler Bülteni 2011
ITF müfettişi Talat Elseify maaş çekini teslim
ediyor. Bkz: “Burmalı denizciler yardım
talep ettiler”.
“
”
Biz denizcilerin yalnız
olmadığını bilmek güzel
bir duygu.
Gorgonilla adlı gemide çalışan 18 Filipinli
mürettebat, Danimarkalı bir şirket olan Seaflex
tarafından yönetilen Panama bandıralı
gemilerindeki kötü koşullarla ilgili şikâyette
bulunmak için, 2010 yılının Şubat ayında ITF’le
temasa geçtiler.
Gemiye Ocak ayında Cebelitarık’ta binerek
çalışmaya başlayan mürettebat, kısa bir süre sonra
kimyasal tankerin çok kötü bir durumda olduğunu
fark etti. Mürettebat Seaflex’i gemide çok sayıda
eksiklik bulunduğundan haberdar ettiler ama
kendilerine planlanmış olduğu şekilde Danimarka’nın
Kalundborg limanına doğru yola çıkmaları söylendi.
Başlıca sorun, Avrupa’da kış mevsiminde
olunmasına karşın gemide hiç ısıtmanın
bulunmamasıydı! Ayrıca tuvaletler arızalıydı ve
makine dairesinde, güvertede ve köprü üzerinde
sorunlar vardı.
Şubat ayında Kiel Kanalı’na girdikten kısa bir
süre sonra, geminin motorları bozuldu ve gemi
Almanya’nın Brunsbüttel limanına çekilerek
götürülmezden önce, burada demir attı.
Hamburg’daki ITF müfettişi Ulf Christiansen’in
verdiği bilgiler doğrultusunda, liman devlet kontrol
makamları gemiyi ziyaret ettiler ve çeşitli ciddi
eksiklikleri gerekçe göstererek gemiyi tutukladılar.
Christiansen gemi ziyaret ettiğinde, mürettebat
kamaralarında ve diğer odalarda ısının eksi
6 santigrat derece olduğunu tespit etti. Derhal
liman doktorunu aradı ve doktor bütün mürettebata
görev yapamaz raporu verdi. Denizciler gemiyi terk
ettiler ve 10 güne yakın bir süreyle Brunsbüttel’deki
denizciler misyonunda kaldılar.
Gemi sahibi, yöneticisi, Christiansen ve
Danimarka’daki ITF müfettişi Morten Bach arasında
yapılan uzun ve zorlu görüşmelerin ardından,
mürettebat, masrafları gemi sahibi tarafından
karşılanarak ülkelerine geri gönderilmeden önce,
ödenmemiş ücretlerinin yüzde 50’sinden fazlasını
nakit olarak aldı. Ödenmemiş ücretlerinin diğer
bölümü banka hesaplarına havale edildi. Tahsil
edilen geriye dönük ücretlerin toplam tutarı 59.066
ABD dolarıydı.
En sonunda gemi merkezi Mısır’ın, Port Said
limanında bulunan Oceanlink International adlı
şirkete satıldı ve Mayıs ayında onarım için
Rusya’nın Kaliningrad limanına çekildi.
Sendika karşıtı şirkete
Japon protestosu
2010 yılının Temmuz ayında liman işçileri ve
denizciler, bir Japon gemicilik şirketinin sendika
karşıtı eylemlerini protesto etmek için, bu şirketin
genel müdürlük binasının önünde toplandılar.
Dowa Lines’ın Japonya’nın Tokyo şehrindeki
genel müdürlüğü önünde düzenlenen gösteriye
Japon Denizciler Sendikası’nın (ISU) ve Japonya
www.itfseafarers.org
“
Denizcilerin haksız bir
biçimde suçlu konumuna
düşürüldükleri bir başka
vakayı yaşamamıza
ramak kalmıştı.
Danimarkalı yetkililerin,
planlanmış olan bu
durumu acilen gözden
geçirme ve bu haksızlığın
yaşanmasını önlemek
için hızla hareket etme
dirayetini göstermek
gerektiğini gördüklerini
bildirmekten mutluluk
duyuyorum.
”
Tokyo’da, Dowa Lines’ın genel müdürlüğünün
önünde gösteri yapan protestocular.
Cormorant’ın mürettebatı: gemi sahibi pasaportlarını ellerinden aldı. Bkz. “Üç denizci için adalet”.
Liman İşçileri Sendikaları Ulusal Federasyonu’nun
üyeleri katıldılar. İşçiler, Japon gemi sahiplerine ait
olan elverişli bayrak gemilerinin çoğunun ITF’in
toplu iş sözleşmeleri kapsamında yer almasına
rağmen, bu şirketin ağırlıklı olarak Panama
bandıralı olan 24 gemilik filosu için ITF toplu iş
sözleşmelerini imzalamayı ısrarla reddediyor
olmasını protesto etmek için gösteri yaptılar.
Sendika üyeleri aynı zamanda şirketin JSU’ya karşı,
sendikanın yayımlamış olduğu bir bildiride yer alan
bir ifadeye dayanarak hakaret davası açmış
olmasına yönelik öfkelerini de ifade ettiler.
ITF, gösteriye destek vermek üzere, sendikaları
gösterdikleri kararlılık nedeniyle kutlayan bir
dayanışma mektubu gönderdi.
Mektupta şöyle deniyordu: “Sizler Dowa Lines
gemilerindeki denizcilerin çalışma koşullarını
iyileştirme çabalarınızda kararlı bir tutum
sergilediniz ancak Dowa bu çabanıza, sizlerle
görüşmek yerine, meşru eylemlerinize karşı dava
açarak karşılık verdi.”
Bu gösteri, ITF’in 12–16 Temmuz tarihleri arasında
düzenlediği elverişli limanlar ve bayraklar Doğu
Asya eylem haftasının bir parçası olarak
gerçekleştirildi. Hafta boyunca Japonya, Güney Kore,
Rusya ve Tayvan’dan denizciler ve liman işçileri
sendikaları 124 gemiyi ziyaret ettiler, bir dizi gemi
sahibi ile toplu iş sözleşmeleri imzaladılar ve kendi
yerel liman işçileri sendikaları ile pazarlık masasına
oturmaktan uzak duran limanları ziyaret ettiler.
Gürcü denizciler ücretleri
ödenene kadar
yerlerinden kıpırdamadılar
Fransız limanı Sen Louis du Rhône’da iki ay süreyle
ücretleri ödenmeden terk edilen Jasmine adlı
geminin dokuz Gürcü denizciden oluşan
mürettebatı, 1 Eylül 2010 tarihinde ülkelerine geri
gönderildiler.
Sahibi İtalyan olan, Gürcistan bandıralı yük
gemisi, 26 Haziran’da limana yanaştığı zaman,
mürettebat kendilerine borçlu olunan ve toplam
tutarı 99.000 ABD dolarını aşan altı aylık ücretleri
www.itfseafarers.org
ödeninceye kadar gemiyi terk etmeyi
reddettiklerini açıkladı.
ITF mürettebata geriye dönük ücretlerinin üçte
birini tahsil etmelerinde yardımcı oldu.
ITF müfettişi Yves Reynaud denizcilerin
“dernekler ve belediye başkanı aracılığıyla işleyen
bir dayanışma sisteminin, onlara su ve temel
ihtiyaçlarını sağlayabildiği Fransa’ya gelmiş
oldukları için şanslı olduklarını,” belirtti.
Tutuklanan geminin açık artırma ile satışa
çıkarılması bekleniyor.
Sınır dışı edilme riskiyle
karşı karşıya olan üç
denizci için adalet
ITF, Danimarkalı yetkilileri, bir elverişli bayrak
gemisinde çalışmakta olan üç denizciye karşı,
potansiyel olarak adil olmayan bir uygulamaya
girişilmesini önleyecek biçimde hareket ettikleri
için kutladı.
Gemiciler, pasaportlarını ellerinden almış ve
onları ve gemilerini terk etmiş olan bir gemi
sahibinin masum kurbanlarıydılar. Danimarka’ya
yasadışı yollardan girmiş kişiler olarak sınır dışı
edilmelerine ve bunun adli sicil kayıtlarına
işlenmesine ramak kalmıştı. Böyle bir şeyin olması,
bu gemicilerin yeniden iş bulma şanslarını ciddi bir
biçimde tehlikeye atacaktı.
Ancak 2010 yılının Şubat ayında bütün bu
suçlamaların geri alındığını ve serbestçe evlerine
geri dönebileceklerini öğrendiler. Böylece altı aydır
çektikleri çile sona ermiş oldu. ITF’e göre,
gemicilerin çalıştıkları geminin satılmasının
ardından kendilerine ödenmemiş olan dört aylık
ücretlerini tahsil etme olasılığı da vardı.
Bu üç denizciye, 2009 yılının Ağustos ayında,
Sen Vincent siciline kayıtlı Cormorant’ta çalışma
sözü verildi. Geminin Alman kaptanı/sahibi
denizcilerin pasaportlarını ve diğer kişisel
eşyalarını ellerinden almış ve bu yolla onların
gemiden ayrılmalarını engellemişti. Denizciler ve
gemi, 2009 yılının Aralık ayında, Danimarka’nın
Frederiksvaerk limanında terk edildiler.
ITF Denizciler Bülteni 2011
11
ITF’in denizciler kolu sekreteri Jon Whitlow şu
yorumu yaptı: “Denizcilerin haksız bir biçimde
suçlu konumuna düşürüldükleri bir başka vakayı
yaşamamıza ramak kalmıştı. Danimarkalı
yetkililerin, planlanmış olan bu durumu acilen
gözden geçirme ve bu haksızlığın yaşanmasını
önlemek için hızla hareket etme dirayetini
göstermek gerektiğini gördüklerini bildirmekten
mutluluk duyuyorum.”
İkisi Ganalı ve biri Rus olan üç gemici paraları,
yiyecekleri ve elektrikleri olmadan terk
edilmelerinin ardından, yerel yardım kuruluşlarının
ve ITF müfettişi Morten Bach’ın sağladığı
yardımlara muhtaç durumdaydılar.
Bach yaşananları şu sözlerle açıkladı: “Hangi
açıdan bakılırsa bakılsın bu insanlar gemide
mahpustular. Daha sonra, neredeyse inanılmaz bir
biçimde, gemiden kaçmalarını önlemek için kaptan
pasaportlarını ellerinden almış olduğu halde,
Danimarka’da yasadışı bir biçimde bulunmakla
suçlandılar. Yetkililer hallerine acıyıp merhamete
gelmemiş olsalardı, en az bir yıl süreyle Danimarka
topraklarından geçmeleri yasaklanacak ve bu da
Avrupa Birliği çapında adli sicil kayıtlarına
işlenecekti. Bu tamamen kabul edilemez bir
durumdu ve bu mesajı Danimarkalı yetkililerin
duyması sağlandı. Şunu söylemekten mutluluk
duyuyorum;, onlar da bu mesaja kulak verdiler ve
ona uygun bir biçimde hareket ettiler.”
ITF’e göre, Cormorant vakası denizcilerin haksız
bir biçimde suçlu konuma düşürülmelerinin en son
örneğiydi. Hebei İkilisi türünden daha önceki
vakalar gemicilik örgütlerinin oluşturduğu bütün
camia tarafından şiddetle kınanmıştı.
Cormorant 1965 yılında inşa edilmiş ve mülkiyeti
Rostocklu Klaus Herman Juls’a ait olan bir gemidir.
Garson kendisine sakatlık
ödemesinin yapılmasını
sağladı
ITF’in Valparaiso’daki müfettişi Juan Luis Villalon
Jones, turizm gemilerinde kaza geçirmiş ancak
mürettebat istihdam ajanslarından hiçbir
yardım görmemiş olan birçok denizcinin
durumuyla ilgileniyor.
Bir vakada, Grand Mistral’da çalışan bir garson
büfe zemininin kaygan olması ve ayağında uygun
lastik ayakkabı bulunmaması nedeniyle dizini
burktu. Gemi doktorları bu kişinin ameliyat olması
12
ITF Denizciler Bülteni 2011
Alastair Fyfe
ITF’in elverişli
bayrak
kampanyasından
haberler
için ülkesine geri gönderilmesi gerektiğini
söylediler. Evine ulaştığı zaman istihdam ajansı
kendisine çok az yardımcı oldu ve ona hastalık
parasını ancak iki buçuk aylık bir gecikmenin
ardından verdi. Ameliyatla bağlantılı kimi
komplikasyonlar yaşandı ve bu denizci başka
doktorlara sevk edildi –tam bu noktada istihdam
ajansı tedaviye son verilmesi talimatını verdi ve
denizcinin işbaşı yapması gerektiğini söyledi.
Villalon Jones sigorta şirketi P&I ile temas etti ve
onlardan bu vaka ile ilgilenmelerini istedi. ITF’in
ısrarı üzerine sigortacılar bu denizciyi nihai bir
değerlendirme için başka bir doktora sevk ettiler.
Doktor bu kişinin gemide yeniden iş başı
yapmasının mümkün olmadığı sonucuna vardı.
Bu sırada ajans bu denizci ile temas etti ve
ITF’ten yardım almaya devam etmesi durumunda
hak edeceği tazminatı kendisine vermemekle
tehdit etti. Ancak bu kişi, bir buçuk yıl sonra,
maluliyet tazminatının yüzde 100’ünü aldı.
Hollanda’daki ödeme
labirentinde bir yol
gösterenleri vardı
İki Romen denizci kendilerine Hollandalı işverenleri
tarafından borçlu olunan ücretlerini tahsil etmekte
gördükleri yardımın ardından, Kanada’da ITF’e
teşekkür ettiler.
Hollandalı gemi sahibine ait ve Hollanda
bandıralı Flinterstream’ın ikinci kaptanı ve ikinci
makinisti, gemi Kanada’nın Québec eyaletinin
Contrecoeur limanına yanaştığı sırada, ödenmemiş
ücretlerinin bulunduğunu söylemek için ITF’le
temasa geçtiler. İkinci kaptan üç haftadır karada
bulunuyordu ve son maaşını almamıştı. Hâlâ
gemide olan ikinci makiniste ise maaşının
tamamı ödenmemişti.
Toplam tutarı 7.476 Avro (10.400 ABD doları)
olan bu eksik ödeme, yabancı işçilerin
çalışmalarına ve Hollanda hükümetine vergi
ödemelerine izin veren bir “sofi numarasına”
[sosyal vergi numarası] sahip olmalarını öngören
Hollanda’daki yeni kuralların bir sonucuydu. ITF
müfettişi Patrice Caron, geminin idari mümessili
Seacontractor’ın, iki gemici için bu numaraları
almak üzere başvuruda bulunmuş olduğunu ama
numaraları almanın sekiz haftadan fazla bir süreyi
aldığını öğrendi.
“Seacontractor bu iki mürettebat üyesi için sofi
numaralarını aldıktan sonra, gemicilere ödeme
yapıldı,” diye ekledi.
ITF’e verdiği destek için teşekkür eden ikinci
kaptan şunları söyledi: “Biz denizcilerin yalnız
olmadığını bilmek güzel bir duygu.”
Ücretinizle ilgili
sorunlarınız mı var?
Ücretinizi tam olarak almakta sorunlar yaşıyor
musunuz? Eğer yaşıyorsanız, bu şirketinizin
ekonomik sıkıntı içinde olduğunun işareti
olabilir. Ücretlerinizi ve işinizi korumak için en
kısa zamanda sendikanızla ya da doğrudan
ITF’le temasa geçmelisiniz.
ITF’in korsanlık
belasını sona
erdirmeyi amaçlayan
kampanyası, 2010
Denizciler Günü’nde
BM’ye sunulan,
930.000’in üzerinde
insanın imza verdiği
bir dilekçe ile daha da
güçlendi. Londra’da
serbest gazeteci
olarak çalışan
BRENDA KIRSCHbu
dilekçeyi ve diğer
gelişmeleri ele alıyor.
www.itfseafarers.org
Korsanlık
ITF’in imza kampanyası Britanya’nın Felixstowe
limanındaki MSC Savona’ya (gömülü küçük
resim) asılan bir pankartla (yukarıda) başlatıldı.
Yaklaşık bir milyon ses
artık yeter dedi
ITF
–uluslararası denizcilik sektörünün
önde gelen kuruluşlarıyla birlikte20 Mayıs 2010 tarihinde
hükümetleri korsanlık belasıyla başa çıkmak için
harekete geçmeye çağıran dünya çapında bir imza
kampanyası başlattığında, önüne, dört ay sonra,
23 Eylül 2010’da kutlanacak olan Dünya Denizcilik
Günü’ne kadar, en az yarım milyon imza toplamak
gibi iddialı bir hedef koymuştu. Sonuçta,
Uluslararası Denizcilik Örgütü’ne sunulan “Artık
Yeter” başlıklı dilekçeye yaklaşık bir milyon kişi
–930.406- imza verdi.
Kampanyaya gösterilen bu ilgi, dünya
denizlerinde işlenmeye devam eden ve giderek
artan suçlarla ilgili duyulan uluslararası endişenin
düzeyini gösteriyordu. Bu ilgi, aynı zamanda bu
suçların kurbanı olan, aylarca esir tutulan ve bunun
sonucu olarak kendi yaşamları ve sağlıkları,
ailelerinin, dostlarının ve meslektaşlarının yaşam
ve sağlıkları zarar gören, masum denizcilere verilen
evrensel desteği de ifade ediyordu.
İmza kampanyasının verdiği önemli işareti gören
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon,
www.itfseafarers.org
“korsanlık sorunundan kaynaklanan sorunları ele
almak konusunda her türlü çabanın
gösterileceğini” taahhüt etti.
Buna karşılık olarak ITF Genel Sekreteri David
Cockroft, BM’den gerçekten etkin olacak eylemler
görmeyi umduklarını söyledi: “Bir küresel soruna
dönüşme yolundaki korsanlığa karşı sadece
somut, kararlı karşı önlemler etkili olabilir.”
Cockroft’un çağrısı, korsanlıkla başa çıkabilmek
için sorunun en yoğun olduğu yerlerde alınan
mücadele önlemlerine rağmen, bu suçun
işlenmeye devam ettiğini ve dünya çapında
artmakta olduğunu ortaya koydu.
Aden Körfezi boyunca gemiciliğe engel olan
Somali korsanlık dalgası, son birkaç yıldır daha da
geniş bir alana doğru yayılıyor ve yoğunlaşıyor. Çok
uluslu deniz görev gücünün Aden Körfezi’ne
konuşlandırılmasıyla birlikte, Somalili korsanlar
faaliyet alanlarını Afrika Boynuzu’nun dışına,
doğuya doğru, güneyde Hint Okyanusu’na –Şeysel
adalarına ve Tanzanya karasularına kadar- ve
kuzeyde Kızıldeniz’in içlerine uzanacak şekilde
genişletiyorlar. Ne de deniz gücü korsanların,
güvenli geçiş hattı dâhil, Aden Körfezi içinde
saldırılar düzenlemeye devam etmesine
engel olabildi.
Korsanların büyük tutarlarda fidye alabilmek
için gösterdikleri fırsatçılık, çok büyük ya da küçük
olmasına bakmaksızın hiçbir geminin dikkatlerinden
kaçmadığı anlamına geliyor. Söz konusu olan ister
devasa bir konteynır gemisi ya da tanker isterse de
küçük bir balıkçı teknesi olsun, bunların tümü,
yoksulluk içinde ve etkin bir yönetimin olmadığı
bir toplumda, potansiyel zenginlik kaynakları
olarak görülüyor.
Buna karşılık, deniz gücünün varlığı, korsanlık
karşıtı önlemlerin daha yaygın bir biçimde
kullanılmasıyla birlikte, Somalili korsanların başarı
oranını azaltmaktadır.
Bu arada, denizde işlenen suçlar diğer sularda
tırmanışa geçmiş durumda. Uluslararası Ticaret
Odası’nın bir kolu olan Uluslararası Denizcilik
Bürosu’nun (IMB) merkezi Malezya’nın Kuala Lumpur
şehrinde bulunan ve korsan saldırılarını, bunların
ITF Denizciler Bülteni 2011
13
Korsanlık
Vietnam
Tehlikeli
bölgeler
Callao
Çittagong
Batı Afrika
Somali
Güney Çin Denizi
Nijerya ve komşusu olan
ülkeler son yıllarda gemiciliğe
ve personele yapılan
saldırılarda yaşanan bir artışa
tanık oldular.
Burada saldırılar silahlı
soygun amaçlı olduğu kadar
çoğu durumda açıkça siyasi
nitelik taşımaktadır ve yaşanan
pek çok olay Nijer Deltası’nın
Kurtuluşu yolunda Hareket
(MEND) –petrol zengini delta
bölgesinden elde edilen
kaynakların yerel olarak
yeniden dağıtıldığını görmek
isteyen direnişçiler- ile
bağlantılıdır.
Ayrıca, Somalili
korsanlardan farklı olarak,
Batı Afrikalı direnişçilerin ve
onları taklit eden diğer
saldırganların denizcilere karşı
şiddet kullanmaları olasılığı
daha yüksektir.
MEND, 2009 yılında yaşanan
bir olaylar dalgasından
sorumluydu. Ne var ki,
önderlerinden biri 2009 yılının
Aralık ayında, cezaevinden
serbest bırakılınca, grup geçici
bir ateşkes ilan etti. Bu
moratoryum 2010 yılının
başlarında sona erdi ve olaylar
eskiye kıyasla daha fazla artış
gösterdi. IMB, 2010 yılının ilk
dokuz ayında Nijerya’da
yaşanan 11 korsanlık olayı
bildirdi. Ancak, IMB “gerçek
rakamın, bu özellikle şiddet
dolu bölgede çok daha yüksek
olabileceği” uyarısında
bulundu. 2010 yılının Eylül
ayında, komşu ülke Kamerun’da
iki gemide çalışan denizciler
korsanlar tarafından kaçırıldılar.
Somalili korsanların eylemleri
küresel gemicilik sektörü ve
denizciler için hâlâ önemli bir
sorun olmaya devam ediyor. Bu
korsanlar otomatik silahlarla ve
roket güdümlü el bombaları ile
tepeden tırnağa silahlanmış ve
büyük ya da küçük ayrımı
yapmaksızın bütün gemilere
saldırmaya hazır durumdalar.
Gemilere aborda etmek ve
kontrollerini ele geçirip, daha
sonra Somali kıyılarına götürmek
amacıyla –genellikle (bazen daha
önce kaçırılmış gemilerden elde
ettikleri) uydu ekipmanları ile
donatılmış ana gemilerden
skifleri mevzilendirerekkurbanlar aramaktadırlar. Burada
esir edilen denizciler, kimi zaman
aylar boyunca rehine olarak
tutulmaktadır.
Somalili korsanlar rehinelere
nadiren fiziksel zarar veriyorlar
ve geçtiğimiz yıllar içinde bu
bölgede çok az sayıda denizci
öldürüldü. Ancak eski rehinelerin
gösterdiği gibi bu esirlik onlara
daha sonraki yıllarda zarar veren
travmatik bir deneyim olabilir.
Aynı zamanda kaçırılmanın
üzüntü çeken aileler ve arkadaşlar
üzerinde yarattığı etki de var.
Rehin alma denizcilik
şirketlerini büyük tutarlarda
ödemeler yapmaya zorlamanın
aracı olarak kullanılıyor. Fidye
müzakerelerinin gizlilik içinde
yürütülmesine ve görünüşte
Somalili korsanlara yapılan
fidye ödemelerinin toplam
tutarı ile ilgili hiçbir rakam
açıklanmıyor olmasına rağmen,
fidye olarak milyonlarca dolar
istendiği ve milyonlarca dolar
ödeme yapıldığı biliniyor.
Dergimizin baskıya girdiği
sırada, Somalili korsanlar
yaklaşık 20 gemi ve 400
denizciyi rehin tutuyorlardı.
Somali’de korsanlığın ortaya
çıkmasını önceleyen yıllarda,
Güney Çin Denizi korsan
saldırıları bakımından tehlikeli
bölge konumundaydı. Ancak
Singapur, Malezya ve
Endonezya tarafından
gösterilen yoğun çabalar bu
bölgede korsanlığın azalmasını
sağladı. Ne var ki, 2008 yılında
küresel durgunluğun
başlamasından bu yana,
korsanlık vakalarında belirgin
bir artış yaşanmaktadır.
Bu sularda korsanlık büyük
çoğunlukla, ateşli silahlar
yerine bıçakların kullanıldığı ve
denizcilere karşı kimi zaman
şiddete başvurulan, soygun
amaçlı saldırılardan oluşuyor.
IMB, 2010 yılının ilk dokuz
ayında Güney Çin Denizi’nde,
21’inde korsanların gemiye
çıkmakta başarılı oldukları 30
korsanlık girişimi bildirdi –bu,
2009 yılının aynı döneminde
bildirilmiş olan vaka
sayısından üç kat fazladır. IMB,
bu saldırılardan sadece az
sayıdaki birkaç grubun
sorumlu olduğuna
inanmaktadır.
Ayrıca IMB Endonezya
çevresinde kaydedilen vaka
sayısının 2009 yılında yediden
26’ya yükseldiğini saptadı.
14
ITF Denizciler Bülteni 2011
yaşandığı sırada bildiren ve düzenli izleme verileri
derleyen bir Korsanlık Raporlama Merkezi (PRC) vardır.
IMB, 2010 yılının ilk dokuz ayını kapsayan
raporunda, tüm dünyada 289 korsan saldırısının
yaşandığını açıkladı. Somalili korsanlar bu saldırıların
yarısından azını –yüzde 44’ünü- yapmış oldukları
halde, bu dönemde dünya genelinde kaçırılmış olan
39 gemiden 35’ini ele geçirerek, başarıya ulaşan
kaçırma eylemlerinin en büyük bölümünü
gerçekleştirdiler (ve karşılaştırma yapabilmek
bakımından 2009 yılının aynı döneminde sadece 34
geminin kaçırılmış olduğunu belirtelim.) Dünya
çapında rehin alınanların sayısı 773 kişi oldu.
2010 yılının ilk dokuz ayında, korsanlar 128
gemiye çıktılar ve 52 gemiye ateş açtılar. 137 olayda
silah ve 66 olayda bıçak kullanılırken, bir denizci
öldürüldü ve 27 denizci yaralandı. Yetmiş geminin
saldırılara engel olmayı başardığı bildirildi.
Korsanlığa karşı önlemler
Olay sayısında yaşanan artışa rağmen, gemiler
kaçırma ve gemiye çıkma girişimlerini savuşturma
konusunda giderek daha başarılı sonuçlar alıyorlar.
Aden Körfezi’nde çok uluslu deniz görev gücünün
varlığı korsanları caydırma ve alarm veren saldırıya
uğramış gemileri kurtarmaya yardımcı olmuştur.
Donanma eliyle yürütülen harekâtın alanının
genişletmesine ve Hint Okyanusu’na uzanan bir
geçiş koridoru oluşturulmasına yönelik çağrılar
yapılmaktadır. Ne var ki, bu yapılacak olsa bile, bu
kadar geniş bir alan üzerinde tüm saldırıların
önlenebileceğini öne sürmek oldukça güçtür.
Giderek daha fazla başvurulan ve başarılı sonuç
veren bir diğer önlem, korsanların gemiye
çıkmaları durumunda, gemi içinde, mürettebatın
kaçabileceği ve kendilerini kilitleyebilecekleri
Diğer tehlikeli bölgeler
IMB raporlarında adı sürekli
olarak geçen bölgeler arasında
Çittagong, Bangladeş, Callao,
Peru ve genellikle bıçaklarla ve
sopalarla silahlanmış olan
hırsızların gemileri ve
mürettebatın eşyalarını
çalmak için limanlarda
demirlemiş olan gemilere
çıktıkları, Vietnam’daki
limanlar yer alıyor.
www.itfseafarers.org
güvenli alanların ya da sığınakların kullanılmasıdır.
Bu taktik denizcilerin güvenliğini sağlamanın
yanı sıra geminin kontrolünü ele geçiremeyen
korsanların, sinirini bozmaktadır. Kimi vakalarda,
korsanlar mürettebatı bulamayınca umutsuzluğa
düştüler ve gemiyi kaçırmaktan vazgeçtiler.
Kimi gemi sahipleri korsanların bulunduğu
sularda seyrettikleri sırada özel güvenlik görevlileri
istihdam ederken, diğerleri –Danimarkalı dev
Maersk Lines ve Avrupa Topluluğu Gemi Sahipleri
Birliği gibi- bunun yerine ulusal ve uluslararası
düzeyde devlet müdahalesi talep etmektedirler. ITF
gemilerde çalışan denizcilerin silahlandırılmalarına
kesin bir biçimde karşı çıkmaktadır.
Hukuki durum
Dilekçenin gücü
Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün Genel
Sekreteri Efthimios E Mitropoulos (solda),
altında 930.000’den fazla ismin yer aldığı,
korsanlığa son verilmesini talep eden dilekçeyi
kabul ediyor. Dilekçede şöyle deniliyor:
“Aşağıda imzası bulunan bizler, hükümetleri
saldırı tehlikesi altında bulunan binlerce
denizciyi ve yüzlerce gemiyi korumak üzere,
büyüyen korsanlık sorununa gerçek çözümler
bulabilmek için büyük miktarda kaynak tahsis
ederek ve gösterilen çabaları yoğunlaştırarak;
kaçırılmış olan denizcilerin serbest
bırakılmalarını ve ailelerine güvenli bir
biçimde kavuşmalarını sağlamaya yönelik
adımları acilen atarak;
Somali ve halkı için istikrarlı ve barışçıl bir
gelecek sağlamak üzere uluslararası
toplulukla birlikte çalışarak;
mümkün olan her şeyi derhal yapmaya
çağırıyoruz.”
Korsanlığa karşı toplanan imzaların İMO’ya
teslim edilmesiyle ilgili videoyu şu adresten
seyredebilirsiniz:
www.youtube.com/
watch?v=qJHSLFNt_HM
www.itfseafarers.org
VİDEO: Chantelle adlı gemide çalışan Sri
Lankalı mürettebatla, ITF’in “Korsanlık
Gerçekte Ne Anlama Geliyor” başlıklı videosu
için bir dizi görüşme yapıldı.
Bu denizciler, 2009 yılının Haziran ayında
Somalili korsanlar tarafından kaçırıldılar ve
fidye karşılığında serbest bırakılmadan önce,
41⁄2 ay süreyle rehin tutuldular.
Antigua ve Barbuda bayraklı geminin 10
kişiden – yedi Sri Lankalı ve üç Filipinli oluşan bir mürettebatı vardı.
Videoyu seyretmek için:
www.youtube.com/
watch?v=Xe_VQkgypRw
Somalili korsanlar tarafından esir alındılar
Uluslararası hukuki durumun karmaşıklığı korsanların
kovuşturulmalarını son derece güç bir hale
getirmektedir. Ne var ki, bu hukuki açmazın aşılmakta
olduğunu gösteren işaretler de ortaya çıkmaktadır.
ABD, Hollanda ve Seyşel adalarındaki mahkemeler
artık korsanlar aleyhine başarıyla kovuşturma
yürütebiliyorlar. Yemen’deki mahkemelerin yapmış
olduğu gibi Kenyalı mahkemeler de bu yasal
yükümlülüğü omuzlamış durumdalar ve 2010 yılında
15 Somalili korsanı hapse mahkûm ederken, 100’den
fazla korsanı da tutukladılar.
İnterpol (uluslararası polis teşkilatı), 2010 yılının
ortasında, kovuşturmaları hızlandırmaya yardımcı
olmak için, merkezi bir korsanlık soruşturma yapısı
oluşturulmasını ve tanıklık yapması istenen
denizcilerin bundan dolayı üzerlerinde oluşan yükün
hangi yollarla hafifletilebileceğini tartışmak üzere,
denizcilik sektörü kuruluşları ile bir toplantı yaptı.
Asian Glory’nin kaptanı
Veliko Velikov yazıyor…
Saldırıya uğradığımız sırada,
gemim Asian Glory, 2010’nun
yılbaşı gününde, UKMTO/
EU-NAVFOR tarafından
işletilen batı yönündeki
transit hatta katılmak üzere
yol alıyordu. O sırada ben
kamaramdaydım. Gece
yarısından kısa bir süre sonra
gemide silah ve makineli
tüfek sesleri duydum ve
köprü üzerinde üç korsanla
karşılaştım. Hepsinin elinde
AK47 tüfekleri ve tabancalar
vardı. Saldırı gemiyi korumak
ve tehlikeli bölgelerden
uzak durmak için en iyi
biçimde almış olduğumuz
bütün önlemlere rağmen
başarılı oldu.
O anda ben ve 24 kişilik
mürettebatım korsanlar
tarafından esir alındık.
Kısa bir süre sonra,
korsanların ana gemisi Asian
Glory’ye aborda edince,
toplam 15 korsan gemiye çıktı.
Gemimiz rotasını,
kaçırıldığımız noktadan
yaklaşık 820 mil uzaklıkta olan
Garaced’e doğru çevirmek
zorunda bırakıldı. Garaced’e 4
Ocak günü ulaştık ve gemiye
daha fazla sayıda korsan çıktı.
Mürettebatın kamaralarını
yağmaladılar ve tüm kişisel
eşyalarımızı çaldılar.
Kaçırıldığımız sırada,
mürettebatın çoğunluğu
silahlı nöbetçilerin gözetimi
altında köprünün ön
bölümünde tutuldu.
Bazı korsanların dizginleri
ellerinde bulundurduğu açıkça
görülebiliyordu ve özellikle bir
korsan uydu telefonunu bizim
Londra’daki yöneticilerimizle
pazarlık yapmak için kullandı.
Bütün görüşmeleri tek bir kişi
yürüttü.
Korsanlar bize kaba
davrandılar. Nasıl
davranacaklarını kestirmek
mümkün olmuyordu ve fiziki
ve ruhsal baskıyı bir arada
kullandılar. Genellikle
uyuşturucu maddelerin etkisi
altındaymış gibiydiler. Ancak
yiyecek stokumuz tükendiği
zaman bizlere yiyecek
sağladılar.
Ne yazık ki, 7 Mart’ta beni
mürettebattın geri kalanından
ayırdılar ve 16 Nisan’a kadar
tecrit edilmiş bir halde
tutulduğum kamarama
zincirlediler. Daha sonra
mürettebatla yeniden bir
araya geldim ve korsanların
onlara benim idam edildiğimi
söylediklerini öğrendim.
Bütün bunlar yaşanırken
bizlerin Zodiac Maritime
Agencies’in tam ve koşulsuz
desteğine sahip olduğumuzu
ve güvenli bir biçimde serbest
bırakılmamızı
sağlayacaklarını biliyordum.
Diğer taraftan, bu, zaman
zaman yaşamlarından endişe
duyan mürettebatın akut stres
içinde yaşadıkları bir dönemdi.
Hiçbir insan, korsanlar
tarafından rehin tutulmanın
dehşetine ve insanlık
dışılığına maruz
bırakılmamalıdır.
ITF Denizciler Bülteni 2011
15
Nautilus International
Wikimedia Commons
Britanyalı ikinci zabit James Grady (sağda yer alan resimde, ITF’in desteklediği korsanlık karşıtı imza
kampanyasında toplanan imzalarla birlikte görülüyor) 15 Kasım 2008 ile 10 Ocak 2009 tarihleri arasında, Suudi
tankeri Sirius Star’da Somalili korsanlar tarafından rehin alındı. Grady, bu sıkıntıları yaşadığı sırada gizli bir
günlük tuttu. İşte bu günlükten kimi bölümler…
Bir rehinenin
günlüğü
1. Gün Saat 08:55’de makineli tüfek ve
bir RPG ile silahlanmış olan Somalili
korsanlar gemiye çıktılar. Saat 09:02’de
kaptan köşkünün kontrolünü ele
geçirdiler ve ısrarla geminin
durdurulmasını istediler. Daha sonra iki
tekne ve sekiz adam gemiye alındı. Saat
15:00’da tekrar durduk ve üçüncü bir
tekneyi aldık. Şu anda gemide toplam 10
silahlı adamın bulunduğunu
zannediyorum. Uydu telefonunu sürekli
meşgul ettiklerinden, onu yardım
istemek için kullanamıyoruz. Herhangi
bir yardım gelmiyor. Somali’ye dümen
kırdık. Herkes neler olacağı konusunda
endişe içinde. Saat 10:00’da kaptanın
kamarasıyla başladılar ve teker teker
bütün kamaralara girdiler. Tüm parayı,
cep telefonlarını, saatleri ve gözlerine
kestirdikleri değerli her şeyi çalıyorlar.
Kamarama iki kez geldiler. Çalıp çırptılar.
2. Gün Somali kıyıları yakınlarındaki
“Korsan Koyu”nda (o yere bu adı biz
verdik) demir attık. İlk kez makine
dairesine geldiler. Değerli bir şeyler olup
olmadığını görmek için makine kontrol
odasını aradılar. Şirket tarafından
verilmiş olan bir dizüstü bilgisayarı ve
diğer başka şeyleri çaldılar.
8. Gün Bugün demirlediğimiz yeri
Somali’nin “Korsan Körfezi”nin kıyıları
boyunca yaklaşık 15 mil öteye taşıdık.
Bizden sürekli olarak kıyıya yakın
seyretmemizi istiyorlar. Geminin kıyıya
daha fazla yaklaşmak için çok büyük
olduğunu anlamıyorlar.
10. Gün ITV News, Peter
[mürettebattan] ve benimle uydu
telefonu üzerinden bir görüşme yaptı.
Her ikimiz de korsanlar hakkında
olumlu şeyler söyledik. Korsanlar
hemen yanı başımızda ayakta durmuş,
bizi dinlerlerken başka bir seçeneğimiz
yoktu. Korsanlar yarın sabah
evlerimizle telefonda görüşeceğimize
söz veriyorlar.
13. Gün Son birkaç gündür bir
helikopter günde bir veya iki kez
üzerimizde daireler çiziyor. Bugün yine
geldi. Öğleden hemen önce bir İspanyol
(biz öyle olduğunu düşünüyoruz) savaş
gemisi yaklaşık beş mil uzağımızdan
geçti. Bu, korsanlara verilmiş zekice bir
mesaj belki de.
5. Gün Gemide kaç korsan
bulunduğundan emin değiliz.
Sayılarının yaklaşık olarak 20 ile 25
arasında olduğunu düşünüyoruz.
Dışarı çıkamadığımız için kesin bir sayı
vermek zor.
17. Gün Bugün beş yeni korsan daha
geldi. Saat 21:00’de herkese gerçek
rehineler olarak köprüde toplanma
emri verdiler. Saldırıya uğrayacaklarını
düşünüyorlardı. Sonunda herkes
zabitlerin dinlenme odasında uyumak
zorunda kaldı. Kapıda silahlı bir
nöbetçi bekliyordu. Çok rahatsızlık
verici bir ortamdı ve oda soğuktu.
Korsanların saldırı hazırlığı içinde
olduğunu zannettikleri tekne aslında
geminin kıç tarafından yaklaşık 15 mil
uzakta bulunan, kör olasıca bir
deniz feneriydi.
7. Gün Korsanlardan biri dışarıda bir
AK47 kazasında vuruldu. Korsanlar
tıbbi yardım almak için birinci zabite
gittiler. Ondan kurşunu çıkartmasını
istediler. Birinci zabit korsanlara şöyle
dedi: “Ben bir doktor değilim. Bunu
ben yapamam.” Birinci zabit kurşunu
çıkarmaya çalışması halinde korsanın
kan kaybından ölebileceğinden
korkuyordu. Daha sonra yaralı korsan
kıyıya çıkarıldı. Onu bir daha görmedik.
18. Gün Biz rehineler için çok kötü
bir geceydi. Zabitlerin dinlenme
odasına kilitli kalmak hiç de eğlenceli
bir durum değil. Saat 06:00’da
korsanlar yine kamalara girip hırsızlık
yapmaya başladılar. Saat 09:00’da
yine kamaralarda hırsızlık yapıyorlardı.
Her kamaraya her depoya tek tek
girdiler. Böylece benim kamaram
beş kez aranmış oldu. Popüler
biri olmalıyım.
16
ITF Denizciler Bülteni 2011
21. Gün Bugün helikopter daha erken
geçti. Korsanlar istemedikleri kimi
eşyaları geri verdiler. Bugün hepimizin
evlerimize telefon etmemiz gerekiyor.
22. Gün Akşama doğru helikopter geçti.
Helikopteri görmek hoşuma gidiyor;
bana yalnız olmadığımızı hissettiriyor.
24. Gün Avrupa Birliği, Somali
kıyılarında devriye gezme işini Nato’dan
devraldı ama bir korsanı yakaladıkları
zaman ona ne yapmaları gerektiğini
bilmiyorlar. Biz hepimiz onlara ne
yapılması gerektiğini gayet iyi biliyoruz.
29. Gün Mutfak personeli korsanların
bizim yiyeceklerimizi yemelerine
giderek daha fazla sinir oluyor.
32. Gün 01:15: korsanlar bir
cankurtaran kemerini denize ittiler ve
ona kurşun sıktılar. 06:30: bir balıkçı
teknesi geminin kıç tarafına yaklaştı.
Korsanlar ağır makineli tüfekle tekneye
ateş açtılar. 08:50: helikopter üç günden
bu yana ilk kez yakınımızdan geçti.
35. Gün Helikoptersiz bir gün. Sabahın
erken saatlerinde mürettebatın
dolapları zorla açıldı. İki hafta geçti ve
herkese evini telefonla aramasına izin
verilmiyor. Bu iyi değil.
38. Gün Helikopter sabahın erken
saatlerinde daireler çizdi. Korsanlar
soyunma odasındaki dolaplardan
hırsızlık yapıyorlar. Ve mürettebata
ait kamaralardan birine zorla
girmeye çalıştılar.
40. Gün Helikopter gelmedi.
Mürettebat ve korsanlar bugün balığa
çıktılar ve bir miktar balık tuttular.
42. Gün Helikopter bugün tekrar geldi.
Bu sabah korsanların patronu
konumunda olan adam gemiye geldi.
Bunu Vela International Marine [gemi
sahibi] ile olan görüşmeleri hızlandırmak
için yaptıklarını düşünüyorum. Böylece
gemide dört tane fazladan Somalili var.
Bugün hepimizin eve telefon etmemiz
gerekiyor. Üç haftadan bu yana ilk kez.
50. Gün Elebaşı konumundaki adamların
bir bölümü gemiye geldi ve şöyle
dediler: “Görüşmeler tamamlandı.”
Sadece paranın gönderilmesi için
bekliyoruz. Bu üç gün kadar bir süre
alacaktır. Marek [mürettebattan] şirkete
telefon etmeyi başardı ve şirkettekiler
anlatılanları doğrulamışlar. Ama
paranın gönderilmesi yedi ile 10 gün
arasında bir süre alabilirniş.
54. Gün Yarın hepimiz, liman
manifoldunun ilerisinde, güvertede
olacağız. Saat 06:30 sularında küçük bir
uçak tarafından sayılmak üzere gemi
küpeştesinde, üç metre arayla
duracağız. Daha sonra uçak paranın
yarısını aşağıya atacak. Yaklaşık altı
saat sonra paranın diğer yüzde 50’lik
bölümüyle geri dönecek. Marek parayı
sayacak. Yaklaşık olarak toplam 3
milyon dolar. Bugün de hırsızlık devam
ediyor, hemen her şeyi çalıyorlar.
55. Gün Herkes saat 05:00’te kalktı.
Saat 07:30’da hepimiz liman tarafındaki
küpeşte boyunca güverteye çıktık.
08:05: çift motorlu uçak bizleri saymak
için alçaktan uçarak üzerimizde bir yay
çizdi. Uçak ikinci kez geçti ve denize
üzerinde paraşüt bulunan bir paket
bıraktı. Paranın yarısını. İki korsan botu
paketi aldı ve gemiye getirdi. Daha
sonra hepimiz içeri girdik. Uçak 14:10’da
geri döndü ve paranın geri kalanını
aşağıya bıraktı. Saat 14:20’de para
gemiye çıkarıldı ve lanet olası korsanlar
hâlâ çalıp çırpmaya devam ediyorlar.
Neden sadece çekip gitmiyorlar?
16:30: 17 korsan gemiden ayrıldı.
56. Gün Çoğu insan saat 04:00’te
ayaktaydı. Saat 05:34’de son korsan da
gemiyi terk etti ve saat 06:42’de
özgürlüğe doğru yol alıyorduk. Afrika’dan
doğuya doğru seyrediyoruz. BBC bir
korsandan aldığı bilgiye dayanarak, fidye
parasıyla birlikte hızla kıyıya doğru giden
teknelerinin alabora olması sonucunda
beş korsanın öldüğünü bildirdi. Bu
hepimiz için çok iyi haber. 14:00: helikopter
yeniden geçti ama bu kez çok uzaktan.
Büyük teşekkür borçluyuz. 15:30: şimdi
Kalba’ya doğru yola çıkma talimatı aldık.
www.itfseafarers.org
Korsanlık
Maliyetler
Korsanlık, sadece fidye ödemeleri nedeniyle değil,
fakat aynı zamanda gemilerin uğradığı hasar,
denizcilerin tedavi masrafları, korsanlığa karşı
önlemlerin neden olduğu harcamalar ve tehlike
alanlardan kaçınmak için rota değişikliğine gidilmesi
nedeniyle de milyonlarca dolara mal olmaktadır.
Genel Sigorta Araştırma Örgütü’nün Ekim 2010
tarihli bir raporu, gemiciliğe yapılan her korsan
saldırısının ortalama maliyetini yaklaşık 9 milyon
ABD doları olarak hesaplıyor –bu Süveyş Kanalı’nı
kullanan her bir gemi başına yaklaşık 57.000 dolar
kaçırılma ve fidye bedeli düştüğü anlamına geliyor.
Daha yerel düzeyde, Yemen hükümeti Aden
Körfezi ve Kızıldeniz’de korsanlığın 2009 yılında yerli
balıkçılık sektörünün 150 milyon ABD doları tutarında
bir kayba uğramasına neden olduğunu söyledi.
Ancak korsan saldırılarına maruz kalan denizcilerin
ve ailelerinin katlanmak zorunda kaldıkları
maliyetlerin çoğu hesaplanamaz niteliktedir.
Gemileri Danica White’ın 2007 yılında Somalili
korsanlar tarafından kaçırılmasının sonrasında 83
gün boyunca rehin tutulan –ve ancak sendikaları
3F’in de içinde yer aldığı bir kampanyanın ardından
serbest bırakılan- dört Danimarkalı denizcinin
kaçırıldıkları ve rehin tutuldukları vakada, bu
denizcilerden sadece bir tanesi hâlâ denizde
çalışıyor. Bu denizcilerden biri o zamanda bu yana
öldü, biri ruhsal rahatsızlık yaşıyor ve biri de artık
çalışmıyor. Üstüne üstlük bir Danimarka
mahkemesi, bu denizcilerin yaşadıkları sıkıntıları
katmerlendirecek şekilde, 2010 yılının Ekim ayında
tazminat taleplerini reddeden bir karar aldı.
Denizcilere ve ailelerine
yardımcıolmak
Korsan saldırısına ve silahlı soyguna maruz kalan
denizcilere ve ailelerine gerekli yardım ve bakımı
sağlamak, tüm sektör tarafından kabul edilecek bir
strateji formüle etmek amacıyla birlikte çalışmakta
olan gemi sahipleri, istihdam acentaları ve
sendikaların gündemine artık girmiş durumda.
ITF’in Denizciler Vakfı, 2010 yılının Temmuz
ayında, “Denizde Korsanlık – insancıl bir karşılık
vermek” başlığını taşıyan bir programa, 150.000
sterlin (233.000 ABD doları) tutarında bir fon
sağlamayı kabul etti. Bu program, ITF’in İMO
nezdinde korsanlık ve denizciler üzerine ve
Korsanlığa Şimdi Son Verin imza kampanyasında
olduğu gibi diğer kuruluşlarla birlikte yürüttüğü
çalışmaların üzerinde yükselmektedir.
Farklı denizcilik ülkelerden gelen travma
uzmanlarını bir araya getiren program, sefer
öncesi eğitim, saldırı korkusu, başarısız bir saldırı
girişimi sonrasını ve esir edilen denizcilerin
serbest bırakılmasını içeren en iyi uygulamalar
politika ve prosedürlerini araştırmaktadır.
ITF’i, önde gelen denizcilik işverenleri
örgütlerini ve sosyal yardım kuruluşlarını içeren bir
yürütme grubu ile birlikte çalışan ITF Denizciler
Vakfı, şu anda bir korsanlık ya da silahlı soygun
olayının ardından denizcilerin ve ailelerinin
tedavisinde en iyi uygulamaların neler olması
gerektiğiyle ilgili önerileri bir araya getirmektedir.
www.itfseafarers.org
1–30 Kasım 2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, Uluslararası
Pazarlık Forumu tarafından tanımlandığı şekliyle Somali Yüksek Risk Bölgesi
Uluslararası Tavsiye Edilen
Geçiş Koridoru (IRTC)
Önceden var olan
Yüksek Risk Bölgesi
Suqutra’nın doğusundan
205 deniz mili uzaklıkta
Yeni Yüksek Risk Bölgesi:
kıyı ile arasında 400 deniz mili
uzaklık bulunuyor
Somali/Kenya sınırının
doğusundan 400 deniz mili
uzaklıkta
Korsanlıkla başa çıkmak –
denizcilere yol göstermek
ITF,
gemi sahiplerini ve hükümetleri
korsanlığa karşı denizcilerin
güvenliği sağlanmasında tam
sorumluluk almaya ve denizcilerin korsanlıkla
yalnız başlarına baş etmek durumda
kalmamalarını sağlamaları konusunda ikna
etmek için yoğun çaba harcamaktadır.
İşverenlerin bakım yükümlülüğü
ITF, gemilerin Aden Körfezi ve Somali
açıklarından sadece olağanüstü durumlarda
geçmeleri gerektiğine inanmaktadır. Saldırı
riski artık o kadar büyüktür ki, denizcileri
bu tehlikenin içine atmak gemi sahibinin
bakım yükümlülüğünü ihlal etmesi
anlamına gelmektedir.
Gemiler bu bölgeden sadece donanma
gemilerinin koruması altındayken ya da eğer
gemi düşük riskli olarak sınıflandırılıyorsa ve
belirli koruma önlemlerine sahipse geçmelidir.
Yüksek Risk Bölgesi sözleşmesi
ITF’in Uluslararası Pazarlık Forumu (IBF) toplu
iş sözleşmesi 4.000 gemiyi kapsamakta ve
mevcut Askeri Harekâtlar Bölgesi’ne ek olarak,
Yüksek Riskli Bölge olarak belirlenmiş bir
bölgeyi de içermektedir. IBF’in Yüksek Riskli
Bölgesi tüm Aden Körfez’ini kapsamakta ve
Somali’nin 400 mil doğusuna uzanmaktadır
(bkz. Yukarıda yer alan harita).
ITF’in IBF toplu iş sözleşmeleri kapsamında
yer alan gemilerde çalışan denizciler,
gemilerin sadece uluslararası donanmaların
devriye gezdikleri Uluslararası Tavsiye
Edilen Geçiş Koridoru’ndan (IRTC) geçtikleri
durumların dışında, Yüksek Riskli Bölge’den
geçmeden önce, masrafları şirket tarafından
karşılanarak ülkelerine geri gönderilmeyi
isteme hakkına sahiptirler.
ITF’in IBF toplu sözleşme kapsamında yer
alan denizciler Yüksek Riskli Bölge’de
seyrederken;
temel ücretlerinin yüzde 100’üne eşit olan
bir ikramiye,
ölüm ya da yaralanma halinde iki kat
tazminat alma hakkına sahiptirler.
Bu ikramiye ve artırılmış tazminat geminin
IRTC’nin içinde mi yoksa dışında mı olduğuna
bakılmaksızın, Yüksek Riskli Bölge’den tüm
geçiş süresini kapsayacak biçimde geçerli
olmaktadır.
Benzer hükümler ITF TCC, ITF standart
sözleşmelerinde ve birçok ulusal toplu iş
sözleşmesinde de yer almaktadır.
ITF Denizciler Bülteni 2011
17
Korsanlık
Denizciler gemilerinin hangi tür sözleşme
kapsamında yer aldığını www.itfseafarers.org
adresini ziyaret edip, “Bir gemiyi arayın”
seçeneğine tıklayarak öğrenebilirler.
Daha iyi çalışma hakları
ITF, IBF görüşmeleri yoluyla, korsanlık
tehlikesiyle karşı karşıya olan denizcilere
sağlanan destek ve korumayı artıran bir toplu iş
sözleşmesine ulaştı. Bu iyileştirmeler 2011
yılında yürürlüğe girecek ve
Tüm IBF gemilerinin, korsan saldırılarını
caydırmak için En İyi Yönetim Uygulamalarını
(aşağıya bakınız) izlemelerini ve korsan
saldırısına uğranılması durumunda denizcileri
desteklemek için acil durum planlarının hazır
bulunmasının sağlanmasını,
Denizcilerin rehin alınmaları durumunda,
ücretlerinin ödenmesinin ve ailelerinin
gelişmeler hakkında bilgilendirilmesinin
sağlanmasını,
Şirketlerin korsanlık eylemleri hakkında
ifade vermesi gereken tüm denizcilerin
ücretlerini ve masraflarını karşılamasının
sağlanmasını içerecektir.
Saldırıları önlemek
ITF korsanlık riskine maruz olan denizcilerin ve
gemilerin korunmasına yönelik olarak En İyi
Yönetim Uygulamalarının (BMP) geliştirilmesine
yardımcı oldu. Bunlar gemilerin saldırıya
uğramasını ve kaçırılmasını önlemek için
şirketlerin ve mürettebatın izlemeleri gereken
prosedürleri ana hatlarıyla özetlemektedir.
Donanma yetkilileri gemilerin korsanlık
açısından yüksek risk altında olduğu kabul
edilen Gönüllü Raporlama Alanı (VRA) içinde
bulundukları sürenin tamamında BMP’yi
izlemelerini tavsiye ediyorlar.
VRA, Süveyş Kanalı’ndan doğuda Hindistan’a
(78°D) ve güneyde Şeysel adaları ve Çagos’a
(10°G) uzanıyor.
Denizcilerin aşağıdaki etkenlerin bir geminin
kaçırılma riskini artırdığını bilmeleri
gerekmektedir:
düşük fribord – özellikle 8m yüksekliğin
altında
düşük hız – özellikle 18 knotun altında
iyi hava – özellikle deniz durumunun 3’ün
altında olduğu durumda
mürettebat ve geminin hazırlıklı olmaması
geminin donanma makamlarına raporlama
yapmaması.
Tam hızı 18 knotun altında olan gemiler
Yüksek Risk Bölgesinin dışında kalmalıdır.
Her gemi için bir risk değerlendirmesi
yapılmalı ve şirketlerin eksiksiz bir acil durum
planı bulunmalıdır. Mürettebata yönelik eğitim
çalışmaları ve tatbikatlar düzenlenmelidir. Acil
durumlar için bir haberleşme planı hazır
bulunmalıdır. Her koşulda, mürettebatın
18
ITF Denizciler Bülteni 2011
TAVSİYE: Somali açıklarında devriye gezen Avrupa Birliği Deniz Gücü tarafından hazırlanmış
olan broşürler.
güvenliği her şeyden önemlidir. Mürettebat
herhangi bir savunma prosedürünü izlerken
kendisini tehlikeye atmamalıdır.
VRA’dan geçen her gemi bölgeye girerken
donanma yetkililerine (UKMTO) bunu rapor
etmeli ve onların talimatları doğrultusunda
hareket etmelidirler.
Korsanlık olaylarını bildirin
Saldırılar ve şüpheli durumlar Uluslararası
Denizcilik Bürosu Korsanlık Raporlama
Merkezi’ne bildirilebilir. 24 saat hizmet
veren korsanlık yardım hattını
(+60 3 2031 0014) arayın ya da şu adrese
e-posta gönderin: [email protected]
Geminin konumu günde en az bir kez rapor
edilmelidir. Rapor veren gemilere korsan
saldırılarını nasıl engelleyebilecekleri
konusunda en yeni tavsiyeler verilecektir.
Bütün gemilerin Uluslararası Tavsiye Edilen
Geçiş Koridorunu kullanmaları gerekmektedir.
İlave gözcüler görevlendirilmelidir. BMP’nin
verdiği tavsiyeler gemi sahiplerini, vardiya
zabitlerinin ve gözcülerin sayısını artırmak için
gemideki mürettebat sayısını artırmayı göz
önünde bulundurmaya teşvik etmektedir.
BMP’nin verdiği tavsiyeler ayrıca geminin
güvenliğinin nasıl sağlanacağı ve korsanların
gemiye çıkmalarının nasıl önleneceği
konusunda da öneriler içermektedir. Aynı
zamanda bir saldırı durumunda mürettebat
için güvenli bir toplanma istasyonu ve bir
sığınak oluşturması konusunda da tavsiyelerde
bulunmaktadır.
Silahlı muhafızların ve ateşli silahların
kullanılması tavsiye edilmemektedir.
En yeni BMP tavsiyelerine
www.itfseafarers.org/deterring-piracy.cfm
adresinden erişebilirsiniz.
Bir korsan saldırısından
sağkurtulmak
Avrupa Birliği Deniz Gücü rehin alınma
durumuyla nasıl güvenli bir şekilde başa
çıkılabileceği konusunda tavsiyelerini
yayımladı. Rehinelerin çoğu, çok uzun
süreyle ve çok zor koşullar altında rehin
tutulabilecek olsalar da, kendilerini
kaçıranlarla işbirliği yapmaları halinde
şiddete maruz kalmamaktadır.
Denizcilerin serbest bırakıldıktan sonra
rehinelik deneyimleri konusunda (ilgili
makamlarla, sendikalarıyla ve şirketleriyle)
konuşmaları ve kendilerine sunulabilecek olan
her türlü tıbbi ve psikolojik yardımı kabul
etmeleri önem taşımaktadır.
Avrupa Birliği Deniz Gücü’nün bu broşürü
Arapça, Çince, İngilizce, Hintçe, Japonca,
Rusça ve Tagalog versiyonları
www.itfseafarers.org/surviving-piracy.cfm
adresinden temin edilebilir.
www.itfseafarers.org
Photos: Alastair Fyfe & Stephen Bruijneel/www.dockwork.be
8 sayfalık çek-al kılavuzunuz
bilgi
İmzalamadan önce dikkatle bakın
ITF’in denizde Yazılı bir sözleşme olmadan gemide
çalışmaya başlamayın.
Asla boş bir sözleşmeyi ya da sizi
bağlayan, açıkça belirtilmemiş ya da
aşina olmadığınız herhangi bir koşul
içeren bir sözleşmeyi imzalamayın.
İmzaladığınız sözleşmenin bir Toplu
İş Sözleşmesine (TİS) atıfta bulunup
bulunmadığını kontrol edin. Eğer
bulunuyorsa, TİS’in içerdiği koşulları
tam olarak anladığınızdan emin olun
ve sözleşmenizle birlikte TİS’in bir
kopyasını saklayın.
çalışmak için bir
iş sözleşmesi
imzalama konusunda
tavsiyeleri
Sözleşmenin süresinin açıkça
belirtilmiş olduğundan emin olun.
Denizde uygun istihdam
koşullarını en iyi şekilde
güvence altına alacak olan tek
şey, ITF onaylı bir toplu iş
sözleşmesini imzalamaktır.
Bunun mümkün olmadığı
durumlar için, size bir kontrol
listesi sunuyoruz.
Çalışacağınız gemiye gitmek için ya da
ülkenize geri gönderilmeniz için
yapılacak harcamaların herhangi bir
bölümünü ödemeniz gerektiğine dair
herhangi bir hüküm içeren bir sözleşmeyi
asla imzalamayın.
Gemi sahibinin ücretinizin herhangi
bir bölümünü vermemesine ya da
içeride tutmasına izin veren bir sözleşmeyi
imzalamayın. Her takvim ayının sonunda,
hak ettiğiniz ücretin size tam olarak
ödenmesi hakkına sahip olmanız gerekir.
Bireysel iş sözleşmesinin her zaman
kimi ek hakları içermeyebileceğinin
farkında olun. Dolayısıyla aşağıdaki
durumlarda ne kadar tazminat ödeneceği
konusunda (tercihen yazılı sözleşme ya da
sözleşme hükmünde bir belge şeklinde)
bir teyit almaya çalışmanız gerekir:
Sözleşme döneminde hastalık ya da
yaralanma halinde
Her zaman için sözleşmenin ödenecek Ölüm halinde (en yakın akrabaya
temel ücreti açıkça belirttiğinden ve
ödenecek tutar)
temel çalışma saatlerinin açıkça
Geminin kaybolması halinde
tanımlandığından (örneğin haftada 40,
Geminin kaybolması nedeniyle bireysel
44 ya da 48 gibi) emin olun. Uluslararası
kayıplar yaşanması halinde
Çalışma Örgütü, temel haftalık çalışma
Sözleşmenin süresinden önce
süresinin azami 48 saat olabileceğini
feshedilmesi halinde.
(ayda 208 saat) belirtmektedir.
Bir sendikaya üye olma, temasa
Sözleşmenin fazla mesainin nasıl ve
geçme, danışma ya da kendi
hangi oran üzerinden ödeneceğini
tercihinizle belirlediğiniz bir sendika
açıkça öngördüğünden emin olun. Temel
tarafından temsil edilme hakkınızı
çalışma süresinin üzerinde çalışılan bütün kısıtlayan bir sözleşmeyi imzalamayın.
saatler için düz bir saatlik ücret ödenmesi
söz konusu olabilir. Ya da ayda garanti
Size imzaladığınız sözleşmenin bir
edilmiş belirli miktarda fazla mesai süresi
kopyasının verilmesini sağlayın ve bu
için aylık sabit bir tutar söz konusu
kopyayı saklayın.
olabilir. Bu durumda garanti edilmiş fazla
mesainin üzerinde çalışılacak her saat için
Sözleşmenizde ülkenize geri
verilecek ücret açıkça belirtilmelidir.
gönderilme masraflarınızın
ILO bütün fazla çalışmalarda ücretin
karşılanacağının belirttiğinden emin olun.
asgari olarak normal saat ücretinin
1,25 ile çarpılarak ödenmesi
Sözleşmenizi feshetmeden önce gemi
gerektiğini belirtiyor.
sahibinin size ne kadar ihbar süresi
tanıması gerektiği dâhil, iş sözleşmenizin
Sözleşmede her ay için kaç fesih koşullarını kontrol edin.
gün ücretli izin hakkına
sahip olduğunuzun açıkça
Şunu unutmayın… içerdiği koşullar
belirtildiğinden emin olun.
her ne olursa olsun, gönüllü olarak
ILO ücretli iznin yılda 30
imzaladığınız herhangi bir
günden az olamayacağını
sözleşme/anlaşma, yargı önünde
belirtiyor (her takvim ayı
çoğu durumda yasal açıdan
için 2,5 gün).
bağlayıcı sayılacaktır.
Sözleşme süresi içinde sadece
geminin sahibinin takdir yetkisini
kullanarak tek yanlı olarak değişikler
yapmasına izin veren bir sözleşmeyi
imzalamayın. Sözleşme süresi içinde
herhangi bir değişiklik ancak tarafların
karşılıklı rızası ile yapılabilmeli.
Q
Alastair Fyfe
Sözleşmede temel ücretin, fazla mesai
ödemelerinin ve izinlerin açıkça ve ayrı
kalemler halinde belirtildiğinden emin olun.
ITF Müfettişleri
MERKEZ
49/60 Borough Road, London
SE1 1DR, United Kingdom
Tel: +44(0)20 7403 2733
Faks: +44(0)20 7357 7871
Teleks: 051 8811397 ITF LDN G
E-posta: [email protected]
Web sitesi: www.itfglobal.org
AFRİKA BÖLGE OFİSİ
PO Box 66540, Nairobi, Kenya
Tel: +254(0)20 444 80 19
Faks : +254(0)20 444 80 20
E-posta: [email protected]
AFRİKA FRANSIZCA OFİSİ
1036 Avenue Dimbdolobsom,
3rd floor ex immeuble CEAO,
11 BP 832, Ouagadougou,
Burkina Faso
Tel: +226(0)50 30 19 79
Faks : +226(o)50 33 31 01
E-posta: [email protected]
Yardıma ihtiyacınız varsa ve
bir elverişli bayrak gemisinde
ya da sendikal sözleşmesi
olmayan bir yabancı bayraklı
gemide çalışıyorsanız,
müfettişlerimizden biri ile
temasa geçin. Eğer bir
müfettişe ulaşamıyorsanız,
ITF merkez ofisinde Eylem
Birimi (Actions Unit) veya size
en yakın ITF ofisi ile temas
edin (bkz. Soldaki kutu).
ALMANYA
Bremen
Susan Linderkamp
Tel: +49(0)421 330 3333
Faks: +49(0)421 330 3366
Cep telefonu: +49(0)151 1266 6006
E-posta: [email protected]
Hamburg
Ulf Christiansen
Tel: +49(0)40 2800 6811
Faks: +49(0)40 2800 6822
Cep telefonu: +49(0)171 641 2694
E-posta: [email protected]
Rostock
Hartmut Kruse
Tel: +49(0)381 670 0046
Faks: +49(0)381 670 0047
Cep telefonu: +49(0)171 641 2691
E-posta: [email protected]
Porto Riko
Porto Riko için ayrıca oluşturulmuş olan
dizine bakın
Seattle
Lila Smith
Tel: +1(0)206 533 0995
Faks: +1(0)206 533 0996
Cep telefonu: +1(0)206 818 1195
E-posta: [email protected]
Jeff Engels*
Tel: +1(0)206 633 1614
Faks: +1(0)206 675 1614
Cep telefonu: +1(0)206 331 2134
E-posta: [email protected]
Tampa
Tony Sasso
Tel: +1(0)321 784 0686
Faks: +1(0)321 784 0522
Cep telefonu: +1(0)321 258 8217
E-posta: [email protected]
ARJANTİN
Buenos Aires
Rodolfo Vidal
Tel/Faks: +54(0)341 425 6695
Cep telefonu: +54(0)911 4414 5911
E-posta: [email protected]
Rosario
Roberto Jorge Alarcón*
Tel/Faks: +54(0)11 4331 4043
Cep telefonu: +54(0)911 4414 5687
E-posta: [email protected]
DANİMARKA
Kopenhag
Morten Bach
Tel: +45(0)33 36 13 97
Faks: +45(0)33 91 13 97
Cep telefonu: +45(0)21 64 95 62
E-posta: [email protected]
ESTONYA
Tallinn
Jaanus Kulv
Tel/Faks: +372(0)61 16 390
Cep telefonu: +372(0)52 37 907
E-posta: [email protected]
FİLİPİNLER
Cebu Şehri
Joselito O Pedaria
Tel: +63(0)32 256 16 72
Faks: +63(0)32 253 25 31
Cep telefonu: +63(0)920 970 0168
E-posta: [email protected]
Manila
Rodrigo Aguinaldo
Tel: +63(0)2 536 82 87
Faks: +63(0)2 536 82 86
Cep telefonu: +63(0)917 811 1763
E-posta: [email protected]
FİNLANDİYA
Helsinki
Simo Nurmi*
Tel: +358(0)9 615 202 55
Faks: +358(0)9 615 202 27
Cep telefonu: +358(0)40 580 3246
E-posta: [email protected]
Kenneth Bengts
Tel: +358(0)9 615 202 58
Faks: +358(0)9 615 202 27
Cep telefonu: +358(0)40 455 1229
E-posta: [email protected]
Ilpo Minkkinen
Tel: +358 (0)9 615 202 53
Faks: +358 (0)9 615 202 27
Cep telefonu: +358 (0)40 728 6932
E-posta: [email protected]
Turku
Jan Örn
Tel: +358(0)9 613 110
Faks: +358(0)9 739 287
Cep telefonu: +358(0)40 523 3386
E-posta: [email protected]
GÜRCİSTAN
Batum
Merab Chijavadze**
Tel: +995(0)222 70177
Faks: +995(0)222 70101
Cep telefonu:
+995(0)77 46 03 11 / 93 26 13 03
E-posta: [email protected]
HIRVATİSTAN
Dubrovnik
Vladimir Glavocic
Tel: +385(0)20 418 992
Faks: +385(0)20 418 993
Cep telefonu: +385(0)98 244 872
E-posta: [email protected]
Rijeka
Predrag Brazzoduro*
Tel: +385(0)51 325 343
Faks: +385(0)51 213 673
Cep telefonu: +385(0)98 211 960
E-posta: [email protected]
Sibenik
Milko Kronja
Tel: +385(0)22 200 320
Faks: +385(0)22 200 321
Cep telefonu: +385(0)98 336 590
E-posta: [email protected]
HİNDİSTAN
Kalküta
Chinmoy Roy
Tel: +91(0)332 459 7598
Faks: +91(0)332 459 6184
Cep telefonu: +91(0)98300 43094
E-posta: [email protected]
Çennai
K Sree Kumar
Tel: +91(0)44 2522 3539
Faks: +91(0)44 2526 3343
Cep telefonu: +91(0)44 93 8100 1311
E-posta: [email protected]
Haldia
Narain Adhikary
Tel: +91(0)332 425 2203
Faks: +91(0)332 425 3577
Cep telefonu: +91(0)94345 17316
E-posta: [email protected]
Koçi
Thomas Sebastian
Tel: +91(0)484 233 8249 / 8476
Faks: +91(0)484 266 9468
Cep telefonu: +91(0)98950 48607
E-posta: [email protected]
Mumbai
Kersi Parekh
Tel: +91(0)22 2261 6951 / 6952
Faks: +91(0)22 2265 9087
Cep telefonu: +91(0)98205 04971
E-posta: [email protected]
Hashim Sulaiman
Tel: +91(0)22 2261 8368 / 8369
Faks: +91(0)22 2261 5929
Cep telefonu: +91(0)9819 969905
E-posta: [email protected]
Visakhapatnam
BV Ratnam
Tel: +91(0)891 2502 695 / 2552 592
Faks: +91(0)891 2502 695
Cep telefonu: +91(0)98481 98025
E-posta: [email protected]
Q Q
ARAP DÜNYASI OFİSİ
PO Box 925875, Amman 11190,
Jordan
Tel/Faks: +962(0)6 569 94 48
E-posta: [email protected]
ASYA/PASİFİK BÖLGE OFİSİ
12D College Lane, New Delhi
110001, India
Tel: +91(0)11 2335 4408/7423
Faks : +91(0)11 2335 4407
E-posta: [email protected]
ASYA ALT-BÖLGE OFİSİ
Tamachi Kotsu Building 3-2-22,
Shibaura, Minato-ku, Tokyo
108-0023, Japan
Tel: +81(0)3 3798 2770
Faks : +81(0)3 3769 4471
E-posta: [email protected]
AVRUPA BÖLGE OFİSİ
European Transport Workers’
Federation (ETF), Galerie Agora,
Rue du Marché aux Herbes 105,
Boîte 11, B-1000 Brussels,
Belgium
Tel: +32(0)2 285 4660
Faks : +32(0)2 280 0817
E-posta: [email protected]
AVRUPA ALT-BÖLGE OFİSİ
21/1 Sadovaya Spasskaya, Office
729, 107217 Moscow, Russia
Tel: +7 495 782 0468
Faks : +7 095 782 0573
E-posta: [email protected]
Web sitesi: www.itf.ru
AMERİKA KITALARI BÖLGE OFİSİ
Avenida Rio Branco 26-11 Andar,
CEP 20090-001 Centro, Rio de
Janeiro, Brazil
Tel: +55(0)21 2223 0410/2233
2812
Faks : +55(0)21 2283 0314
E-posta: [email protected]
Web sitesi: www.itf-americas.org
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ
Appleton
John Metcalfe**
Tel/Faks: +1(0)207 785 4531
Cep telefonu: +1(0)207 691 5253
E-posta: [email protected]
Baltimore
Arthur Petitpas
Tel: +1(0)410 882 3977
Faks: +1(0)410 882 1976
Cep telefonu: +1(0)443 562 3110
E-posta: [email protected]
Cleveland
Michael Baker**
Tel: +1(0)216 781 7816
Faks: +1(0)216 781 7818
Cep telefonu: +1(0)440 667 5031
E-posta: [email protected]
Houston
Shwe Tun Aung
Tel: +1(0)713 659 5152
Faks: +1(0)713 650 8629
Cep telefonu: +1(0)713 447 0438
E-posta: [email protected]
Los Angeles
Stefan Mueller-Dombois
Tel: +1(0)562 493 8714
Faks: +1(0)562 493 7190
Cep telefonu: +1(0)562 673 9786
E-posta: [email protected]
Miami
Hans Saurenmann
Tel: +1(0)321 783 8876
Faks: +1(0)321 783 2821
Cep telefonu: +1(0)305 360 3279
E-posta: [email protected]
Morehead City
Tony Sacco
Tel/Faks: +1(0)252 726 9796
Cep telefonu: +1(0)252 646 2093
E-posta: [email protected]
New Orleans
Dwayne Boudreaux*
Tel: +1(0)504 581 3196 (ext 7)
Faks: +1(0)504 568 9996
Cep telefonu: +1(0)504 442 1556
E-posta: [email protected]
New York
Enrico Esopa*
Tel: +1(0)718 499 6600 (ext 240)
Fax: +1(0)718 832 8870
Cep telefonu: +1(0)201 417 2805
E-posta: [email protected]
Portland
Martin Larson
Faks: +1(0)503 286 1223
Cep telefonu: +1(0)503 347 7775
E-posta: [email protected]
AVUSTRALYA
Fremantle
Keith McCorriston
Tel: +61(0)8 9335 0500
Faks: +61(0)8 9335 0510
Cep telefonu: +61(0)422 014 861
E-posta: [email protected]
Melbourne
Matt Purcell
Tel: +61(0)3 9329 5477
Faks: +61(0)3 9328 1682
Cep telefonu: +61(0)418 387 966
E-posta: [email protected]
Sydney
Dean Summers*
Tel: +61(0)2 9267 9134
Faks: +61(0)2 9267 4426
Cep telefonu: +61(0)419 934 648
E-posta: [email protected]
Townsville
Graham Bragg
Tel: +61(0)7 4771 4311
Faks: +61(0)7 4721 2459
Cep telefonu: +61(0)419 652 718
E-posta: [email protected]
BELÇİKA
Antwerp
Joris De Hert*
Tel: +32(0)3 224 3413
Faks: +32(0)3 224 3449
Cep telefonu: +32(0)474 842 547
E-posta: [email protected]
Marc Van Noten
Tel: +32(0)3 224 3419
Faks: +32(0)3 224 3449
Cep telefonu: +32(0)475 775 700
E-posta: [email protected]
Zeebrugge
Christian Roos
Tel: +32(0)2 549 1103
Faks: +32(0)2 549 1104
Cep telefonu: +32(0)486 123 890
E-posta: [email protected]
BREZİLYA
Paranaguá
Ali Zini
Tel/ Faks: +55(0)41 3422 0703
Cep telefonu: +55(0)41 9998 0008
E-posta: [email protected]
Rio de Janeiro
Luiz de Lima*
Tel: +55(0)21 2516 4301
Faks: +55(0)21 2233 9280
Cep telefonu: +55(0)22 9423 5315
E-posta: [email protected]
Santos
Renialdo de Freitas
Tel/Faks: +55(0)13 3232 2373
Cep telefonu: +55(0)13 9761 0611
E-posta: [email protected]
FRANSA
Dunkirk
Pascal Pouille
Tel: +33(0)3 28 66 45 24
Faks: +33(0)3 28 21 45 71
Cep telefonu: +33(0)6 80 23 95 86
E-posta: [email protected]
Le Havre
François Caillou*
Tel: +33(0)2 35 26 63 73
Faks: +33(0)2 35 24 14 36
Cep telefonu: +33(0)6 08 94 87 94
E-posta: [email protected]
Marsilya
Yves Reynaud
Tel: +33(0)4 91 54 99 37
Faks: +33(0)4 91 33 22 75
Cep telefonu: +33(0)6 07 68 16 34
E-posta: [email protected]
Sen Nazaire
Geoffroy Lamade
Tel: +33(0)2 40 22 54 62
Faks: +33(0)2 40 22 70 36
Cep telefonu: +33(0)6 60 30 12 70
E-posta: [email protected]
GÜNEY AFRİKA
Cape Town
Cassiem Augustus
Tel: +27(0)21 461 9410
Faks: +27(0)21 462 1299
Cep telefonu: +27(0)82 773 6366
E-posta: [email protected]
Durban
Sprite Zungu*
Tel/Faks: +27(0)31 706 1433
Cep telefonu: +27(0)82 773 6367
E-posta: [email protected]
HOLLANDA
Delfzijl
Ruud Touwen*
Tel: +31(0)10 215 1166
Faks: +31(0)10 423 3933
Cep telefonu: +31(0)65 331 5072
E-posta: [email protected]
Rotterdam
Debbie Klein
Tel: +31(0)10 215 1166
Faks: +31(0)10 423 3933
Cep telefonu: +31(0)65 318 2734
E-posta: [email protected]
Aswin Noordermeer
Tel: +31(0)10 215 1166
Faks: +31(0)10 423 3933
Cep telefonu: +31(0)65 333 7522
E-posta: [email protected]
Devamı haritanın arkasında
ITF
Bütün dünyada
denizcilere yardımcı
oluyor
Uluslararası Taşıma
Reykjavik
+354(0)551 1915 U
İZ
avrupa alt-bö
R
kan
bk
Appleton
Vancouver +1(0)604 251 7174
+1(0)207 785 4531
U
Montreal +1(0)514 931 7859
Hamilton +1(0)905U227 5212 U
Seattle U
U Halifax +1(0)902 455 9327
+1(0)206 533 0995
U
abd
Cleveland U
Portland U
New
York
+1(0)718 499 6600 (ext 240)
U
+1(0)216 781 7816
+1(0)503 286 1223
U Baltimore +1(0)410 882 3977
Los Angeles U
+1(0)562 493 8714
New Orleans
U Morehead City +1(0)252 726 9796
+1(0)504 581 3196
Houston U
U
+1(0)713
TampaU
659 5152
+1(0)321 UMiami
784 0686 +1(0)321 783 8876
mek
itf merkezi
R
Rb
avrupa bölge ofisi (etf)
tr
Haifa
+972(0)4 852 4289
U
il
Port Said U R
+20(0)66 322 3131 hkj arap düny a
e
Las Palmas
+34(0)928 467 630 U
et
Manzanillo
+52(0)314 332 8834 U
U
Veracruz
+52(0)229 932 1367
U San Juan +1787(0)783 1755
pr
bf R
U Cartagena +57(0)5 666 4802
afrika fransizca ofisi
njr
pa
Panama City U
+507(0)264 5101
ko
Lagos U
+234(0)1 793 6150
ken
afrika bölge ofisi
R
ITF MERKEZİ
londra
+44 (0)20 7403 2733
br
amerika kitalari bölge ofisi
Santos
+55(0)13 3232 2373U RU Rio de Janeiro +55(0)21 2516 4301
U
Paranaguá +55(0)41 3422 0703
AMERİKA KITALARI BÖLGE OFİSİ
rio de janeiro
+55 (0)21 2223 0410
AVRUPA BÖLGE OFİSİ
brüksel
+32 (0)2 285 4660
ar
Valparaiso U
+56(0)32 221 7727
ŞİLİ
Rosario +54(0)11 4331 4043
U
U Buenos Aires
+54(0)341 425 6695
ga
Cape TownU
+27(0)21 461 9410
U Durban
+27(0)31 706 1433
AVRUPA ALT-BÖLGE OFİSİ
moskova
+7 495 782 0468
ITF Müfettişlerinin iletişim bilgilerinin detaylı listesine şu adresten ulaşabilirsiniz: www.itfglobal.org/seafarers/
Müfettişleri
Q
Q
Q
İS
FİN
n
Gävle Turku
U Sen Petersburg
U Oslo
U U
U
U Stockholm U Helsinki
Tallinn
Porsgrunn
U
U Götenburg
est
U
rus
U
Aberdeen U Stavanger
lv URiga
Helsingborg
dk U
Kaliningrad
South Shields Kopenhag
U
Urus
Liverpool U
Rostock
Hamburg
U Gdynia
İRL U U
Delfzijl U U U USzczecin
Dublin bk
Bremen
hl U
pl
BristolU Tilbury U Rotterdam
U UZeebrugge
U U
b Antwerp
ukr
Dunkirk
a
Le HavreU
Odessa
Novorossiysk
U
USen Nazaire
U
Batum ge
f
U
Trieste
ro
hr
U Konstanta
U
Ravenna
Vigo U
URijeka
U U Sibenik
Bilbao U Marsilya Genoa U
U İ
U Dubrovnik
U Livorno
U Istanbul
Bar Umne
p
U
İSP
Lizbon
Barselona Napoli U
tr
U Taranto
U
yu
U
Valencia
U Pire
PalermoU
U Algeciras
Bergen
cılık İşçileri Federasyonu
rus
ö lge ofisi
Vladivostock
+7(0)423 251 2485
U
Çiba +81(0)50 1291 7326
asya/pasifik bölge ofisi RU
Tokyo +81(0)35 410 8330
j UU
Seul +82(0)2 716 2764
Yokohama +81(0)45 451 5585
UU
UOsaka +81(0)66 612 1004
Inchon rok
U
e-posta: [email protected] Pusan
+82(0)51 469 0401/0294
asi ofisi
asya alt-bölge ofisi
R
U
Mumbai
+91(0)22 2261 6951
Keelung
+886(0)2251 50302 U
tay
Kalküta +91(0)332 459 7598
UTaichung
U
+886(0)2658 4514
U Haldia +91(0)332 425 2203
HİN
UVisakhapatnam
+91(0)891 2502 695
U Manila +63(0)2 536 82 87
Çennai +91(0)44 2522 3539
U
U Cebu City +63(0)32 256 16 72
Tuticorin
Kochi U +91(0)461 2326 519
flp
+91(0)484 233 8249 U
U Kolombo
Port Klang +60(0)12 292 6380
+94(0)11 243 8326 Umal
sgp Singapore +65(0)6379 5666
U
ARAP DÜNYASI OFİSİ
amman
+962 (0)6 569 94 48
U Townsville
+61(0)7 4771 4311
AFRİKA BÖLGE OFİSİ
nairobi
+254 (0)20 444 80 19
AFRİKA FRANSIZCA OFİSİ
ouagadougou
+226 (0)50 30 19 79
avs
Fremantle
+61(0)8 9335 0500 U
U Sydney +61(0)2 9267 9134
ASYA/PASİFİK BÖLGE OFİSİ
yeni delhi
+91 (0)11 2335 4408/7423
Melbourne
+61(0)3 9329 5477 U
yz
ASYA ALT-BÖLGE OFİSİ
tokyo
+81 (0)3 3798 2770
/msg-contacts.cfm
Wellington
+64(0)4 801 7613 U
Aberdeen
+44(0)1224 582 688
Algeciras
+34(0)956 657 046
Antwerp +32(0)3 224 3413
Bar +382(0)30 315 105
Barselona
+34(0)93 481 2766
Batum +995(0)222 70177
Bergen +47(0)55 230 059
Bilbao +34(0)94 493 5659
Bremen +49(0)421 330 3333
Bristol +44(0)151 427 3668
Delfzijl +31(0)10 215 1166
Dublin +353(0)1 874 3735
Dubrovnik
+385(0)20 418 992
Dunkirk
+33(0)3 28 66 45 24
Gävle +46(0)10 480 30 00
Gdynia
+48(0)58 661 60 96
Genoa +39(0)10 25 18 675
Götenburg
+46(0)10 480 31 14
Hamburg
+49(0)40 2800 6811
Helsingborg
+46(0)31 42 95 31
Helsinki
+358(0)9 615 202 55
İstanbul +90(0)216 347 3771
Kaliningrad
+7(0)401 265 6840
Konstanta
+40(0)241 618 587
Kopenhag
+45(0)33 36 13 97
Le Havre
+33(0)2 35 26 63 73
Liverpool
+44(0)151 639 8454
Livorno +39(0)58 60 72 379
Lizbon +351 (0)21 391 8150
Marsilya
+33(0)4 91 54 99 37
Napoli +39(0)81 26 50 21
Novorossiysk
+7(0)861 761 2556
Odessa
+380(0)482 429 901
Oslo +47(0)22 825 835
Palermo +39(0)91 32 17 45
Pire +30(0)210 411 6610
Porsgrunn
+47(0)35 548 240
Ravenna
+39(0)54 44 23 842
Riga +371(0)7 073 436
Rijeka +385(0)51 325 343
Rostock
+49(0)381 670 0046
Rotterdam
+31(0)10 215 1166
Sen Nazaire
+33(0)2 40 22 54 62
Sen Petersburg
+7(0)812 718 6380
Sibenik +385(0)22 200 320
South Shields
+44(0)191 455 1308
Stavanger
+47(0)51 840 549
Stockholm
+46(0)8 791 4100
Szczecin
+48(0)91 423 97 07
Tallinn +372(0)61 16 390
Taranto
+39(0)99 47 07 555
Tilbury
+44(0)20 8989 6677
Trieste +39(0)40 37 21 832
Turku +358(0)9 613 110
Valensiya
+34(0)96 367 06 45
Vigo +34(0)986 221 177
Zeebrugge
+32(0)2 549 1103
ITF Müfettişleri
İNGİLTERE (BÜYÜK BRİTANYA)
Aberdeen
Norrie McVicar*
Tel: +44(0)1224 582 688
Faks: +44(0)1224 584 165
Cep telefonu: +44(0)7768 652 257
E-posta: [email protected]
Bristol
Bill Anderson
Tel/Faks: +44(0)151 427 3668
Cep telefonu: +44(0)7876 794 914
E-posta: [email protected]
Liverpool
Tommy Molloy
Tel: +44(0)151 639 8454
Faks: +44(0)151 346 8801
Cep telefonu: +44(0)7764 182 768
E-posta: [email protected]
South Shields
Neil Keith
Tel: +44(0)191 455 1308 / 1224 582 688
Faks: +44(0)191 456 1309
Cep telefonu: +44(0)7748 841 939
E-posta: [email protected]
Tilbury
Chris Jones
Tel: +44(0)20 8989 6677
Faks: +44(0)20 8530 1015
Cep telefonu: +44(0)7921 022 600
E-posta: [email protected]
Götenburg
Göran Larsson
Tel: +46(0)10 480 31 14
Faks: +46(0)31 13 56 77
Cep telefonu: +46(0)70 626 77 88
E-posta: [email protected]
Göran Nilsson
Tel: +46(0)10 480 31 21
Faks: +46(0)31 13 56 77
Cep telefonu: +46(0)76 100 65 12
E-posta: [email protected]
Helsingborg
Sven Save
Tel: +46(0)31 42 95 31
Faks: +46(0)31 42 95 01
Cep telefonu: +46(0)70 57 49 713
E-posta: [email protected]
Stockholm
Carl Tauson*
Tel: +46(0)8 791 4100
Faks: +46(0)8 212 595
Cep telefonu: +46(0)70 59 26 896
E-posta: [email protected]
Annica Barning
Tel: +46(0)8 454 8405
Faks: +46(0)8 411 6940
Cep telefonu: +46(0)70 57 49 714
E-posta: [email protected]
İTALYA
Cenova
Francesco Di Fiore
Tel: +39(0)10 25 18 675
Faks: +39(0)10 25 18 683
Cep telefonu: +39(0)331 670 8367
E-posta: [email protected]
Leghorn/Livorno
Bruno Nazzarri
Tel: +39(0)58 60 72 379
Faks: +39(0)58 68 96 178
Cep telefonu: +39(0)335 612 9643
E-posta: [email protected]
Napoli
Paolo Serretiello
Tel: +39(0)81 26 50 21
Faks: +39(0)81 56 30 907
Cep telefonu: +39(0)335 482 706
E-posta: [email protected]
Palermo
Francesco Saitta
Tel/Faks: +39(0)91 32 17 45
Cep telefonu: +39(0)338 698 4978
E-posta: [email protected]
Ravenna
Giovanni Olivieri*
Tel: +39(0)54 44 23 842
Faks: +39(0)54 45 91 852
Cep telefonu: +39(0)335 526 8464
E-posta: [email protected]
Taranto
Gianbattista Leoncini
Tel/Faks: +39(0)99 47 07 555
Cep telefonu: +39(0)335 482 703
E-posta: [email protected]
Trieste
Paolo Siligato
Tel/Faks:+39(0)40 37 21 832
Cep telefonu: +39(0)348 445 4343
E-posta: [email protected]
Yokohama
Fusao Ohori
Tel: +81(0)45 451 5585
Faks: +81(0)45 451 5584
Cep telefonu: +81(0)90 6949 5469
E-posta: [email protected]
MISIR
Port Said
Talaat Elseify
Tel/Faks: +20(0)66 322 3131
Cep telefonu: +20(0)10 163 8402
E-posta: [email protected]
KANADA
Halifax
Gerard Bradbury
Tel: +1(0)902 455 9327
Faks: +1(0)902 454 9473
Cep telefonu: +1(0)902 441 2195
E-posta: [email protected]
Hamilton
Mike Given
Tel: +1(0)905 227 5212
Faks: +1(0)905 227 0130
Cep telefonu: +1(0)905 933 0544
E-posta: [email protected]
Montreal
Patrice Caron
Tel: +1(0)514 931 7859
Faks: +1(0)514 931 0399
Cep telefonu: +1(0)514 234 9962
E-posta: [email protected]
Vancouver
Peter Lahay*
Tel: +1(0)604 251 7174
Faks: +1(0)604 251 7241
Cep telefonu: +1(0)604 418 0345
E-posta: [email protected]
NİJERYA
Lagos
Henry Akinrolabu
Tel/Faks: +234(0) 1 793 6150
Cep telefonu: +234(0)803 835 9368
E-posta: [email protected]
Q
İRLANDA
Dublin
Ken Fleming
Tel: +353(0)1 874 3735
Faks: +353(0)1 874 3740
Cep telefonu: +353(0)87 647 8636
E-posta: [email protected]
İSPANYA
Algeciras
José M Ortega*
Tel: +34(0)956 657 046
Faks: +34(0)956 632 693
Cep telefonu: +34(0)699 436 503
E-posta: [email protected]
Barselona
Joan Mas García
Tel: +34(0)93 481 2766
Faks: +34(0)93 298 2179
Cep telefonu: +34(0)629 302 503
E-posta: [email protected]
Bilbao
Mohamed Arrachedi
Tel: +34(0)94 493 5659
Faks: +34(0)94 493 6296
Cep telefonu: +34(0)629 419 007
E-posta: [email protected]
Las Palmas
Victor Conde
Tel: +34(0)928 467 630
Faks: +34(0)928 465 547
Cep telefonu: +34(0)676 057 807
E-posta: [email protected]
Valensiya
Juan Ramón García
Tel: +34(0)96 367 06 45
Faks: +34(0)96 367 1263
Cep telefonu: +34(0)628 565 184
E-posta: [email protected]
Vigo
Luz Baz
Tel/Faks: +34(0)986 221 177
Cep telefonu: +34(0)660 682 164
E-posta: [email protected]
İSRAİL
Hayfa
Michael Shwartzman
Tel: +972(0)4 852 4289
Faks: +972(0)4 852 4288
Cep telefonu: +972(0)544 699 282
E-posta:
[email protected]
İSVEÇ
Gävle
Peter Lövkvist
Tel: +46(0)10 480 30 00
Faks: +46(0)87 23 18 03
Cep telefonu: +46(0)70 626 77 89
E-posta: [email protected]
İZLANDA
Reykjavik
Jónas Gardarsson
Tel: +354(0)551 1915
Faks: +354(0)552 5215
Cep telefonu: +354(0)892 7922
E-posta: [email protected]
JAPONYA
Çiba
Shigeru Fujiki
Tel: +81(0)50 1291 7326
Faks: +81(0)3 3733 2627
Cep telefonu: +81(0)90 9826 9411
E-posta: [email protected]
Osaka
Mash Taguchi
Tel: +81(0)66 612 1004 / 4300
Faks: +81(0)66 612 7400
Cep telefonu: +81(0)90 7198 6721
E-posta: [email protected]
Tokyo
Shoji Yamashita*
Tel: +81(0)35 410 8330
Faks: +81(0)35 410 8336
Cep telefonu: +81(0)90 3406 3035
E-posta: [email protected]
KARADAĞ
Bar
Tomislav Markolovic**
Tel: +382(0)30 315 105
Faks: +382(0)30 341 818
Cep telefonu: +382(0)69 032 257
E-posta:
[email protected]
KOLOMBİYA
Cartagena
Miguel Sánchez
Tel: +57(0)5 666 4802
Faks: +57(0)5 658 3496
Cep telefonu: +57(0)3 10 657 3399
E-posta: [email protected]
KORE
Inchon
Jang Kyoung-Woo
E-posta: [email protected]
Pusan
Sang Gi Gim
Tel: +82(0)51 469 0401 / 0294
Faks: +82(0)51 464 2762
Cep telefonu: +82(0)10 3585 2401
E-posta: [email protected]
Bae Jung Ho
Tel: +82(0)51 463 4828
Faks: +82(0)51 464 8423
Cep telefonu: +82(0)10 3832 4628
E-posta: [email protected]
Seul
Hye Kyung Kim*
Tel: +82(0)2 716 2764
Faks: +82(0)2 702 2271
Cep telefonu: +82(0)10 5441 1232
E-posta: [email protected]
LETONYA
Riga
Norbert Petrovskis
Tel: +371(0)7 073 436
Faks: +371(0)7 383 577
Cep telefonu: +371(0)29 215 136
E-posta: [email protected]
MALEZYA
Port Klang
Rafiq Ramoo**
Tel: +60(0)12 292 6380
Faks: +60(0)37 955 1058
Cep telefonu: +60(0)12 292 6380
E-posta: [email protected]
MEKSİKA
Manzanillo
Honorio Aguilar
Tel/Faks: +52(0)314 332 8834
Cep telefonu: +52(0)1 314 122 9212
E-posta: [email protected]
Veracruz
Enrique Lozano
Tel/Faks: +52(0)229 932 1367 / 3023
Cep telefonu: +52(0)1 229 161 0700
E-posta: [email protected]
NORVEÇ
Bergen
Tore Steine
Tel: +47(0)55 230 059
Faks: +47(0)55 900 152
Cep telefonu: +47(0)90 768 115
E-posta: [email protected]
Oslo
Kurt Inge Angell*
Tel: +47(0)22 825 800
Faks: +47(0)22 336 618
Cep telefonu: +47(0)90 826 926
E-posta: [email protected]
Angelica Gjestrum
Tel: +47(0)22 825 824
Faks: +47(0)22 423 056
Cep telefonu: +47(0)97 729 357
E-posta: [email protected]
Porsgrunn
Truls M Hellenes
Tel: +47(0)35 548 240
Faks: +47(0)35 548 023
Cep telefonu: +47(0)90 980 487
E-posta: [email protected]
Stavanger
Aage Baerheim
Tel: +47(0)51 840 549
Faks: +47(0)51 840 501 / 502
Cep telefonu: +47(0)90 755 776
E-posta: [email protected]
PANAMA
Panama Şehri
Luis Fruto
Tel: +507(0)264 5101
Faks: +507(0)269 9741
Cep telefonu: +507(0)6617 8525
E-posta: [email protected]
POLONYA
Gdynia
Andrzej Koscik
Tel: +48(0)58 661 60 96
Faks: +48(0)58 661 60 53
Cep telefonu: +48(0)602 233 619
E-posta: [email protected]
Szczecin
Adam Mazurkiewicz
Tel: +48(0)91 423 97 07
Faks: +48(0)91 423 93 30
Cep telefonu: +48(0)501 539 329
E-posta: [email protected]
PORTEKİZ
Lizbon
João Pires
Tel: +351 (0)21 391 8150
Faks: +351 (0)21 391 8159
Cep telefonu: +351 (0)91 936 4885
E-posta: [email protected]
PORTO RİKO
San Juan
Felipe García-Cortijo
Tel: +1787(0)783 1755
Faks: +1787(0)273 7989
Cep telefonu: +1787(0)410 1344
E-posta: [email protected]
ROMANYA
Köstence
Adrian Mihalcioiu
Tel: +40(0)241 618 587
Faks: +40(0)241 616 915
Cep telefonu: +40(0)722 248 828
E-posta: [email protected]
RUSYA
Kaliningrad
Vadim Mamontov
Tel: +7(0)401 265 6840 / 6475
Faks: +7(0)401 265 6372
Cep telefonu: +7(0)906 238 6858
E-posta: [email protected]
Novorossiysk
Olga Ananina
Tel/Faks: +7(0)861 761 2556
Cep telefonu: +7(0)988 762 1232
E-posta: [email protected]
Sen Petersburg
Sergey Fishov*
Tel/Faks: +7(0)812 718 6380
Cep telefonu: +7(0)911 096 9383
E-posta: [email protected]
Kirill Pavlov
Tel/Faks: +7(0)812 718 6380
Cep telefonu: +7(0)911 929 0426
E-posta: [email protected]
Vladivostock
Petr Osichansky
Tel/Faks: +7(0)423 251 2485
Cep telefonu: +7(0)423 270 6485
E-posta: [email protected]
ŞİLİ
Valparaiso
Juan Villalón Jones
Tel: +56(0)32 221 7727
Faks: +56(0)32 275 5703
Cep telefonu: +56(0) 9250 9565
E-posta: [email protected]
SİNGAPUR
Singapur
Daniel Tan**
Tel: +65(0)6379 5666
Faks: +65(0)6734 5525
Cep telefonu: +65(0)9616 5983
E-posta: [email protected]
Gwee Duan**
Tel: +65(0)6396 0123
Faks: +65(0)6339 5436
Cep telefonu: +65(0)9823 4979
E-posta: [email protected]
SRİ LANKA
Kolombo
Ranjan Perera
Tel: +94(0)11 243 8326 / 248 3295
Faks: +94(0)11 278 5091
Cep telefonu: +94(0)77 314 7005
E-posta: [email protected]
TAYVAN
Keelung
Huang Yu-Sheng*
Tel: +886(0)2251 50302
Faks: +886(0)2250 61046 / 78211
Cep telefonu: +886(0)933 906 398
E-posta: [email protected]
Taichung
Sanders Chang
Tel: +886(0)2658 4514
Faks: +886(0)2658 4517
Cep telefonu: +886(0)955 415 705
E-posta: [email protected]
TÜRKİYE
İstanbul
Muzaffer Civelek
Tel: +90(0)216 347 3771
Faks: +90(0)216 347 4991
Cep telefonu: +90(0)535 663 3124
E-posta: [email protected]
UKRAYNA
Odessa
Nataliya Yefrimenko
Tel: +380(0)482 429 901 / 902
Faks: +380(0)482 429 906
Cep telefonu: +380(0)503 366 792
E-posta: [email protected]
YENİ ZELANDA
Wellington
Grahame McLaren
Tel: +64(0)4 801 7613
Faks: +64(0)4 384 8766
Cep telefonu: +64(0)21 292 1782
E-posta: [email protected]
YUNANİSTAN
Pire
Stamatis Kourakos*
Tel: +30(0)210 411 6610 / 6604
Faks: +30(0)210 413 2823
Cep telefonu: +30(0)69 77 99 3709
E-posta: [email protected]
Costas Halas
Tel: +30(0)210 411 6610 / 6604
Faks: +30(0)210 413 2823
Cep telefonu: +30(0)69 44 29 7565
E-posta: [email protected]
*ITF Koordinatörü
**ITF temas kişisi
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu
Yardıma mı ihtiyacınız var?
Eğer öyleyse, bu bilgilerle
birlikte bizimle temasa geçin
Yardım istemek için ITF’e başvurduğunuz zaman bize
vermeniz gereken bilgiler şunlardır. ITF Eylemler Birimi,
Deniz Operasyonları Bölümü ile temasa geçmek için,
[email protected] adresine e-posta gönderin ya da şu iki
numaraya faks gönderin: +44 20 7940 9285 ve
+44 20 7357 7871 Aşağıda sizden istenecek bilgilerle
ilgili bir kontrol listesi bulacaksınız:
İletişim bilgileriniz
Adınız (gizli
tutulacaktır)
Sizinle temas
edilebilecek
numara(lar)
Gemideki pozisyonunuz
(örneğin, UG)
Milliyetiniz
Gemiyle ilgili bilgiler
Geminin adı
Geminin türü
Bayrak
IMO numarası
Geminin şu anda
bulunduğu yer
Uğrayacağı bir sonraki
liman + ETA (Tahmini
varış saati)
Mürettebat sayısı /
milliyetleri
Kargo türü /
gemideki miktarı
Gemi sahibinin
adı / işletmeci
Sorun nedir?
Sorunu anlatın
(olabildiğince
ayrıntılı bir
biçimde)
Bu sorunu ne
kadar zamandır
yaşıyorsunuz?
Gemide benzeri
sorunlarla karşılaşan
başkaları da var mı?
(Lütfen ayrıntılı
bilgi verin)
Bu gemide ne
kadar zamandır
bulunuyorsunuz?
Ne tür bir yardım
bekliyorsunuz?
(örneğin, ücretlerin
tahsil edilmesi, eve
geri gönderilme vb.)
Eylem düzenlemeyi
mi düşünüyorsunuz?
Önce bunu okuyun!
ITF, elverişli bayrak gemilerinde
hizmet veren denizcilere, adil bir
ücret almaları ve düzgün bir toplu
sözleşme temelinde çalışmaları için
yardım etmeye kararlıdır.
Denizcilerin bazen yerel
mahkemelerde hukuk yoluna
başvurmaları gerekir. Bazı başka
durumlarda bir gemiye boykot
uygulamak gerekebilir. Farklı
durumlarda farklı eylem biçimleri
geçerlidir. Bir ülkede doğru olan
bir eylem biçimi, başka bir ülkeye
uymayabilir.
İlk yapmanız gereken, ITF’in yerel
temsilcisiyle temasa geçmek olmalı.
Temas için gerekli adres ve telefon
numaralarını bu bültenin orta
sayfalarında bulabilirsiniz. Aynı
zamanda 30. sayfada da bir faks
formu yer alıyor. Herhangi bir eyleme
girişmeden önce yerel temsilciye
danışmalısınız.
Bazı ülkelerde greve gidecek
olursanız ülke yasaları gerçekte sizin
ve arkadaşlarınızın aleyhine
işleyecektir. Bu durumlarda, ITF’in yerel
temsilcisi size konuyu anlatacaktır.
Çok daha fazla sayıda ülkede ise
bir uyuşmazlıktan galip çıkmanın
anahtarı greve gitmektir. Burada
da yerel temsilcinin tavsiyesi çok
değerlidir. Gemi limanda ise, denize
açılmamışsa, grev yapmak birçok
ülkede yasal hakkınızdır.
Her grevde disiplinli hareket
etmeyi, şiddete başvurmamayı ve
birliği korumayı gözetmek gerekir.
Unutmayın, birçok ülkede grev hakkı
yasalar ve anayasa tarafından güvence
altına alınmış temel bir insan hakkıdır.
Ne yapmaya karar verirseniz verin,
harekete geçmeden önce yerel ITF
temsilcileriyle konuşmayı unutmayın.
El ele verdiğimiz takdirde, adalet ve
temel haklar konusundaki savaşı
kazanabiliriz.
ANTİGUA VE BARBUDA
BAHAMA ADALARI
BARBADOS
BELİZE
BERMUDA
BOLİVYA
BURMA/MYANMAR
KAMBOÇYA
CAYMAN ADALARI
COMOROS
KIBRIS
EKVATOR GİNESİ
FRANSA (ikinci sicil)
GÜRCİSTAN
ALMANYA (ikinci sicil)
LÜBNAN
LİBERYA
CEBELİTARIK
HONDURAS
MALTA
MARSHALL ADALARI
JAMAİKA
Elverişli bayraklar
MAURİTİUS ADASI
MOĞOLİSTAN
HOLLANDA ANTİLLERİ
KUZEY KORE
PANAMA
SAO TOME VE PRİNCİPE
SRİ LANKA
ST. VİNCENT VE GRENADİNES
TONGA
VANUATU
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu’nun ELVERIŞLI BAYRAK olarak ilan
ettiği denizcilik bayrakları işte bunlar
Bu bayraklara ek olarak, bazı deniz ticaret sicillerine kayıtlı gemiler, tek tek ele alındığında, bir elverişli bayrak gemisi olarak görülebilir.
ITF HOUSE, 49–60 BOROUGH ROAD, LONDON SE1 1DR TEL: +44 (0)20 7403 2733 FAKS: +44 (0)20 7357 7871 E-POSTA: [email protected] İNTERNET: WWW.ITFGLOBAL.ORG
ITF’in Expo etkinliğinde Denizciler Yılı mesaj panosu özellikle çok büyük ilgi gördü.
ITF’in
Manila’daki
etkinliği büyük
ilgi gördü
D
enizciler 2010 yılının Haziran ayında,
Filipinlerde düzenlenen bir ITF etkinliğine,
Denizciler Yılını kutlamak ve bilgi
alışverişinde bulunmak amacıyla kitlesel bir
katılım gösterdiler.
Manila’daki Luneta Denizciler Merkezi’nde, 23–25
Haziran tarihleri arasında üç gün süreyle düzenlenen
ITF Expo’ya 3.000’den fazla insan akın etti.
Açılışı Filipinler Çalışma ve istihdam Bakanı
Marianito D Roque tarafından yapılan etkinlik,
yerli denizciler sendikaları AMOSUP ve PSU ile
yakın işbirliği içinde gerçekleştirildi. Asya ve
Pasifik Denizcilik Akademisi öğrencileri de
etkinlikte aktif bir rol oynadılar.
Denizciler korsanlığa karşı dilekçeye imza
verdiler, işyerlerinde yaşanan can alıcı sorunlar
hakkında mesajlar yazdılar ve kamera karşısında
yapılan görüşmeler dâhil diğer bir dizi etkinliğe
katıldılar. Bu görüşmelerde denizcilere denizde
yaşam hakkında temel sorular soruldu.
Yapılan görüşmelerin görüntüleri ve ITF Expo
belgeseli için yapılan çekimlerin karışımından
oluşan yaklaşık 10 saatlik bir film çekimi yapıldı.
Ziyaretçilere ücretsiz tıbbi check-up yaptırma
olanağı sağlandı, bilgi yarışmaları ve bir çekiliş
düzenlendi.
Ziyaretçilere aynı zamanda dünya üzerindeki
ITF müfettişlerinin iletişim bilgilerinin kapsamlı
bir listesini içeren Denizcilere Mesaj’ın bir kopyası,
ITF Denizciler Bülteni ve diğer ITF yayınları
da verildi.
Ayrıca, ziyaretçiler sendika üyesi olmanın
yararları, istihdam koşulları ve ITF
sözleşmelerinin kapsamında yer alan
gemilerdeki istihdam ve çalışma koşulları
hakkında bilgi aldılar.
ITF’in denizcilik operasyonlarından Graham
Young, şunları söyledi: “Herkes denizcilerden gelen
olumlu tepkiden son derece memnun oldu. Harika
bir üç gün oldu. Bu başarıyı, benzer olaylar sırasında
diğer bölgelerde de tekrarlamak istiyoruz.”
ITF Expo, Manila’da, Haziran ayında STCW
(eğitim, belgelendirme ve vardiya) Sözleşmesinin
gözden geçirileceği Uluslararası Denizcilik Örgütü
konferansı ile aynı zamanda gerçekleştirilmek
üzere düzenlenmiş olan denizcilikle ilgili birkaç
etkinlikten biriydi.
Videoyu seyretmek için:
www.youtube.com/user/
itfvideos?ob=0#p/u/35/ehgPbISIwMo
Solda: ITF’in ziyaretçilerle dolu olan teşhir standı.
www.itfseafarers.org
ITF Denizciler Bülteni 2011
27
Posta listemizi iptal edeceğiz ve 2012 sayımız için yepyeni bir liste
oluşturacağız.
Bir sonraki sayı için posta listesinde yer aldığınızdan emin olun.
Bu formu bize posta yoluyla (ITF Publications, 49/60 Borough Road,
Londra SE1 1DR, Büyük Britanya adresine) gönderin, [email protected]
adresine e-posta ile yollayın ya da abone olmak için web sitemizde
www.itfseafarers.org/publications.cfm adresini ziyaret edin.
İsim
Adres
E-posta
Milliyet
Pozisyon/işunvanı
Dergiyi şu şekilde almayı tercih ediyorum (bir kutuyu işaretleyiniz):
basılı olarak elektronik olarak Dergiyi hangi dilde almak istediğinizi (tercih sırasına göre) belirtiniz:
1
2
3
Denizciler, bu sizin derginiz: bize onun
hakkında ne düşündüğünüzü söyleyin
Denizciler Bülteni için oluşturulacak odak gruplarından birinde yer
almak ilginizi çeker mi? Eğer derginin geleceği üzerinde söz sahibi
olmak istiyorsanız, lütfen bu formu bize gönderin (bkz. yukarıda yer
alan adres) ya da [email protected] adresine e-posta gönderin.
İsim
Milliyet
İş
E-posta
Cep telefonu
Uluslararası Taşımacılık
İşçileri Federasyonu (ITF)
148 ülkede 41⁄2 milyon
ulaştırma işçisini temsil
eden, ulaştırma
sendikalarının
uluslararası sendikal
federasyonudur. 1896’da
kurulmuş olan federasyon,
sekiz farklı işkolu
temelinde örgütlenmiştir:
denizciler, demiryolları,
karayolu taşımacılığı,
sivil havacılık, limanlar,
iç sularda seyrüsefer,
balıkçılık ve turistik
hizmetler. ITF ulaştırma
işçilerini dünya çapında
temsil eder ve onların
çıkarlarını küresel
kampanyalar aracılığıyla
savunur. ITF, Uluslararası
Sendikalar
Konfederasyonu’yla
(ITUC) bağlaşık 10 Küresel
Sendika Federasyonundan
biridir ve Küresel
Sendikalar grubunun
bir parçasıdır.
Paul Box/reportdigital.co.uk
Denizciler Bülteni’nin bir
sonraki sayısının elinize
geçeceğinden emin olun.
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu
Kaçırmayın!
Turistik yolcu gemilerinde çalışmaya yönelik olarak sendika tarafından düzenlenen seminerlere katılan Endonezyalı stajyerler ve kurs liderleri.
Sendikalar turistik yolcu gemisi
eğitiminin gündeminde yer alıyor
Nina Espeli Allen
Norveç Denizciler Sendikası
Norveç Denizciler Sendikası (NSU) tarafından
bağıtlanmış olan toplu sözleşmeleri kapsamında
yer alan turistik yolcu gemilerinde çalışan
denizcilerin son beş yıldır, kendi toplu iş
sözleşmeleri ve uluslararası denizcilik sektörüne
ağırlık veren sendika eğitim kurslarına katılmaları
mümkün olmaktadır.
Denizciler sendikası Kesatuan Pelaut Indonesia
(KPI) ve ITF’le yakın işbirliği içinde, Endonezya’nın
Bali adasında gerçekleştirilen sendikal farkındalık
seminerleri, denizcilere temel sendikal bilgileri
vermeyi amaçlıyor.
Ama bir o kadar önemlisi, sendikalar bu
seminerlerde, işverenlerle yapılan pazarlıklarla ilgili
girdiler ve denizcilerle sendikalar arasındaki ilişkinin
nasıl güçlendirilmesi gerektiği hakkında düşünceler
dâhil, çok önemli geri besleme de almaktadırlar.
2010 yılında sendikalar üç ayrı seminer
düzenlediler. Yarım günlük bir kadın seminerini
hem erkek hem de kadınlar için düzenlenen temel
bilgiler semineri izledi ve en sonunda, daha önce
temel bilgiler kursunu tamamlamış olan
katılımcılar için bir ileri eğitim semineri vardı.
Seminerlerde denizcilere ITF, KPI ve NSU’nun
yanı sıra Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) ve
Uluslararası Denizcilik Örgütü’yle (İMO) ilgili
bilgiler veriliyor. Katılımcılar ayrıca, toplu iş
sözleşmeleriyle ilgili temel bir kavrayışa da sahip
oluyorlar. Ele alınan diğer konular arasında
kültürel çeşitlilik, taciz ve zorbalık, ayrımcılık ve
uyuşmazlıkları çözüm süreci yer alıyor.
Denizciler gemide meydana gelebilecek çeşitli
durumları örneklendiren rol oynama
“
Bu program o kadar
başarılı oldu ki, NSU onu
yakın gelecekte Güney
Amerika, Karayipler ve
Filipinler gibi bölgeleri
kapsayacak biçimde
genişletmeyi
planlamaktadır.
”
Sendikalar ayrıca seminer sırasında, herkese
birbirleriyle ve KPI ve NSU yetkilileriyle
sosyalleşme ve bağlantı kurma şansı veren bir gezi
de düzenliyorlar.
NSU bu seminerlerin büyük bir önem taşıdığına
inanmaktadır ve bugüne kadar denizcilerden çok
sayıda olumlu tepki aldık. Buna ek olarak,
denizciler sendikalara gemilerde yaşanan genel
sorunlar hakkında değerli bilgiler veriyorlar ve biz
de bunları işverenlerle yaptığımız görüşmelerde
gündeme getiriyoruz.
Seminerler aynı zamanda sendikalara denizcileri
tanıma fırsatını da vermektedir. Daha sonra, gemi
ziyaretlerimizi yaptığımız zaman, katılımcıların
birçoğuyla karşılaşıyoruz ve o denizciler bizleri
seminerlerden tanıdıkları için gemideki çalışma
ortamı ile ilgili önemli bilgileri toplamamızda bize
yardımcı olmayı daha kolay buluyorlar.
Bu program o kadar başarılı oldu ki, NSU onu
yakın gelecekte Güney Amerika, Karayipler ve
Filipinler gibi bölgeleri kapsayacak biçimde
genişletmeyi planlamaktadır. Daha şimdiden,
geçtiğimiz yıl, Haziran ayında, ilk seminerimizi
Hindistan’ın Goa eyaletinde, Hindistan Ulusal
Denizciler Sendikası ve ITF ile yakın işbirliği içinde
düzenlemiş bulunuyoruz.
Hep söylediğimiz gibi: “Bilgiye az sayıda
insanın sahip olması güçken, çok sayıda insanın
sahip olması özgürlüktür.”
Nina Espeli Allen, NSU’nun Miami’deki
bürosunda çalışıyor.
egzersizlerinde yer alıyorlar. Ayrıca katılımcılara
soru sorma ve yorum yapma fırsatı da veriliyor.
Seminerlerin sonunda, öğrenciler ve eşleri yerel
bir örgüt olan Aids Komisyonu (KPA) tarafından
düzenlenen bir HİV/AİDS sunumuna katılmaya
davet ediliyorlar. Bu sunumda, katılımcılar
Bali’deki HİV/AİDS istatistikleri, virüsün nasıl
bulaştığı, nasıl hareket ettiği ve yayılmasının nasıl
önlenebileceği konusunda bilgiler alıyorlar.
Bali seminerlerine 2010 yılında toplam 65
denizci katıldı. Programın 2006 yılında
başlamasından bu yana, seminerlere 234 gemici
–bazıları iki kez olmak üzere- katıldı. Katılımı
teşvik etmek için, gemide çalıştıkları sırada zaten
evlerinden uzakta çok zaman
geçirdiklerinden, denizciler
beraberlerinde ailelerini de
getirmeye davet ediliyorlar.
29
Stephen Bruijneel/www.dockwork.be
Denizcilerin Haklar
Bildirgesi olarak da
bilinen Denizcilik
Çalışma Sözleşmesi,
denizcilerin iş
yaşamlarını her yönüyle
kapsayan gerçek ve
yaptırım gücüne sahip
haklar sağlıyor. PENNY
HOWARD sözleşmenin
yakında yürürlüğe
gireceğini bildiriyor.
Denizcilik Çalışma
Sözleşmesi’ne hangi
ülkeler destek veriyor?
10 ülke tarafından onaylandı:
Bahamalar, Bosna Hersek, Bulgaristan,
Kanada, Hırvatistan, Liberya, Marshall Adaları,
Norveç, Panama, İspanya.
2011 yılının sonuna kadar 17 ülke tarafından
onaylanması bekleniyor:
Arjantin, Avustralya, Brezilya, Şili, Kıbrıs,
Finlandiya, Fransa, Almanya, Fildişi Sahili,
Japonya, Kore, Hollanda, Rusya, İsviçre,
Trinidad ve Tobago, Birleşik Krallık, Amerika
Birleşik Devletleri.
2012 yılının sonuna kadar bir ülke tarafından
onaylanması bekleniyor:
İsveç.
Bir tarih belirlenmemiş olmakla birlikte 14
ülkede ilerleme sağlandı:
Belçika, Danimarka, Yunanistan, Hindistan,
Endonezya, Madagaskar, Nijerya, Filipinler,
Polonya, Singapur, Güney Afrika, Tanzanya,
Türkiye, Ukrayna.
İki ülke tarafından onaylanması olası
görülmüyor:
Meksika, Yeni Zelanda.
Kaynak: ITF üyeleri tarafından, 2010 yılının
Eylül ayında sağlanan bilgiler.
30
ITF Denizciler Bülteni 2011
www.itfseafarers.org
Denizcilik Çalışma Sözleşmesi
Yaptırım gücüne sahip
haklara bir adım kaldı
“
Denizcilerin Haklar Bildirgesi” olan
Denizcilik Çalışma Sözleşmesi (MLC),
2012 yılında yürürlüğe girdiği zaman,
dünya denizcileri yeni haklara sahip olacaklar.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (İLO) bu
sözleşmesi, denizcilerin çok çeşitli alanlarda sahip
olmaları gereken asgari hakları ana hatlarıyla
ortaya koyuyor.
ITF, bu sözleşmenin, 2006 yılında biten bir
süreç olan hazırlık çalışmalarına katıldı. Şimdi, her
ülkenin sözleşmeyi kendi kanunları ve prosedürleri
çerçevesinde nasıl uygulamaya koyacağını gözden
geçirmesi gerekmektedir. Bugüne (2010 yılının
Aralık ayına) kadar sözleşmeyi 10 ülke resmi olarak
onayladı, ama 2011 yılında daha birçok ülkenin de
aynı şeyi yapmaları beklenmektedir.
MLC, küresel denizcilik tonajının yüzde 33’ünü
temsil eden 30 ülke tarafından onaylanacağı
tarihin üzerinden 12 ay geçtikten sonra yürürlüğe
girecektir. Sözleşmeyi onaylamış olan 10 ülke,
dünya gemicilik filosunun zaten yaklaşık olarak
yüzde 46’sını temsil etmektedir.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün uluslararası
çalışma standartları bölümü başkanı Cleo
Doumbia-Henry, 2010 yılının Ağustos ayında,
Meksiko’da yapılan ITF kongresinde bu konuda
sağlanmış olan ilerlemenin altını çizerek, MLC’nin
onaylanma yolunda olduğunu söyledi.
Denizcilik Çalışma
Sözleşmesi:
ne getiriyor
Denizcilik Çalışma Sözleşmesi, ITF ve
üyelerinin uğruna mücadele ettikleri
bir denizci hakları bildirgesidir.
Denizcilere çalışırken temel haklar
ve koruma sağlamaktadır.
MLC denizcilerin;
güvenli ve emniyetli
bir işyerine
adil istihdam koşullarına
insan onuruna yakışan yaşam
ve çalışma koşullarına
www.itfseafarers.org
“
Bu denizcilik
sektörü için iyi
haber – ve dünya
üzerindeki 1,5
milyon denizci
için mükemmel
bir haber.
”
tıbbi bakım, sağlığın
korunması ve sosyal yardım
türünde sosyal güvenceye erişim
olanağına sahip olma haklarının
bulunduğunu söylemektedir.
Sözleşme kapsamlı bir yaptırım
sistemine sahiptir ama sistemin
işleyebilmesi için denizcilerin
sorunları bildirmeleri gerekmektedir.
Bu denizciler sözleşmesinin
temel hükümleri arasında şunlar
yer almaktadır:
Hem denizci hem de gemi
sahibi ya da gemi sahibinin bir
temsilcisi tarafından imzalanmış
olan, gemide insan onuruna yakışan
“‘Haklar bildirgesi’ geçtiğimiz 80 yılı aşkın süre
boyunca denizciler için kabul edilmiş olan 65’ten
fazla uluslararası çalışma standardını bir araya
getiriyor ve güncelleştiriyor,”dedi.
“Yaptırım gücüne” ve uygulama için gerekli
prosedürlere sahip olduğundan, Doumbia-Henry,
MLC’yi yeni bir tür sözleşme olarak tanımladı.
Sözleşmenin yürürlüğe girme olasılığını
memnuniyetle karşılayan, ITF’in denizciler
kolu sekreteri Jon Whitlow şunları söyledi:
“Bu denizcilik sektörü için iyi haber – ve dünya
üzerindeki 1,5 milyon denizci için mükemmel
bir haber.”
Hem ITF hem de İLO, 2011 yılının sonuna
kadar 30 ülkenin MLC’yi onaylamış olacağını
umuyorlar. Bu, MLC’yi daha önceden onaylamış
olan tüm bayrak devletlerinin, liman devletlerinin
ve işgücü arz eden devletlerin onu 2012 yılından
itibaren uygulamaya koymak zorunda oldukları
anlamına gelecektir. Ülkelerin MLC’yi 2012 yılında
yürürlüğe girmesinin ardından onaylamaları
durumunda, sözleşmeyi 12 ay sonra uygulamaya
sokmaları gerekecektir.
MLC’yi daha önceki çalışma sözleşmelerinden
farklı kılan şey, uygulanmasını sağlayacak olan çok
daha iyi hükümlere sahip olmasıdır. MLC’nin bütün
çalışma ve yaşam koşullarını güvence
altına alan bir iş sözleşmesi.
Tam ve iş sözleşmesi ve varsa
yürürlükteki toplu iş sözleşmesine
uygun olarak ödenen aylık ücret.
Herhangi bir 24 saatlik dönemde
14 saat; herhangi bir yedi günlük
dönemde 72 saat çalışma sınırı.
Hastalık, yaralanma, geminin
batması, iflas, geminin satılması
ve benzeri durumlarda, gemi
sahibi bir denizcinin ülkesine
geri gönderilmesinden doğan
masrafları karşılamak zorundadır.
Yaşam alanları ve sosyal tesisler
için – asgari oda boyutları, yeterli
ısıtma, havalandırma, sıhhi
tesisat, aydınlatma ve revir dâhil –
özel şartlar.
Gemide ve limanda sağlık
hizmetlerine çabuk erişim.
ITF’in Denizcilik Çalışma
Sözleşmesi kılavuzu,
“Denizcilerin Haklar Bildirgesi”ni
www.itfseafarers. org/
publications.cfm/detail/23556
adresinden indirin ya da bir kopya
istemek için [email protected]
adresine e-posta gönderin.
Bu kitapçık Çince, İngilizce,
Fransızca, Rusça ve İspanyolca
dillerinde temin edilebilir.
ITF Denizciler Bülteni 2011
31
Denizcilik Çalışma Sözleşmesi
Uluslararası Çalışma Örgütü’nden Cleo
Doumbia-Henry, ITF’in 2010 Meksiko
kongresinde Denizcilik Çalışma Sözleşmesi’ni
hakkında konuşma yapıyor.
bir bölümü (5. Başlık) onun nasıl uygulanacağını
ana hatlarıyla ortaya koymaktadır. Liman devleti
denetim yetkilileri gemilerin MLC’nin standartlarını
karşılamalarını sağlamak için teftişler yapacaklar
ve sorunların bulunduğunu tespit etmeleri
durumunda gemileri tutuklama yetkisine sahip
olacaklar. Paris Mutabakat Zaptı’nın bir parçası
olan liman devletleri (Avrupa Birliği, İzlanda,
Norveç ve Kanada) gemileri MLC’ye göre teftiş
etmek için gerekli kılavuz ilkeleri daha şimdiden
geliştirmeye başladılar bile. Sendikalar, denizciler
ve sosyal yardım kuruluşları bir gemideki
koşullarla ilgili endişelerinin bulunması
durumunda liman devleti denetim müfettişlerine
şikâyette bulunma yetkisine sahip olacaklar.
MLC, içinde ITF’in önemli bir rol oynadığı özel bir
üçlü kurul tarafından izlenecektir. Bir devletin
MLC’yi uygulamasıyla ya da yürürlüğe koymasıyla
ilgili sorunların ortaya çıkması durumunda, ITF bu
durumu kurulun gündemine taşıyabilecek. Bu
kurul ayrıca MLC’nin kurallarının güncelliğini
korumasını sağlamak için, onun bazı bölümlerini
değiştirme yetkisine de sahip olacak.
Sözleşme yürürlüğe girdikten sonra, bütün
ülkelerin gemileri, sözleşmeyi onaylamış olan
bütün ülkelerin limanlarında denetime tabi olacak.
Belirlenmiş olan standartlara uygun olmadıklarının
düşünülmesi durumunda gemiler
tutuklanabilecek.
MLC’nin sonucu olarak yeni haklardan
faydalanacak olan denizcilerin başında turistik
yolcu gemilerinde istihdam edilen denizciler yer
alacaktır. Turistik yolcu gemilerinde çalışan tüm
işçiler “denizci” olarak tanımlanacak ve Denizcilik
Çalışma Sözleşmesi’nin şemsiyesi altında yer
alacak.
Bu, otel, ikram ve geminin işletilmesiyle esas
olarak ilgisi bulunmayan diğer hizmet personelini
kapsamaktadır. Bunun tek istisnası, gemilerde
sadece çok kısa süreler için bulunan gösteri
sanatçılarıdır.
Bu değişikliğin turizm gemisi işçilerine yeni
haklar vermesi gerekmektedir. ITF, birçok turistik
yolcu gemisi işvereninin sözleşmenin öngördüğü
asgari standartlar nedeniyle, turizm gemisi
işçilerine sundukları konaklama olanaklarını
iyileştirmek zorunda kalacaklarını ummaktadır.
Gemilerin bayrak devleti tarafından verilen ve
herhangi bir liman devleti denetimi sırasında ibraz
edilmek üzere gemide bulundurulması zorunlu
olan bir Deniz Çalışma Sertifikası ve Deniz Çalışma
Muvafakatnamesi alarak sözleşmeye uyum
sağlamaları gerekecektir.
Daha fazla bilgi için
www.itfseafarers.org/ILOMLC.cfm
adresini ziyaret ediniz.
KIYI İZNİ
ABD’nde yeni yasa erişimin iyileştirilmesi umutlarını artırırken ITF ilerleme sağlanması için bastırıyor
B
aşkan Barack Obama’nın 2010 yılının Ekim
ayında bir yasa tasarısını imzalamasının
ardından ABD’de denizcilerin kıyı izni hakkı
önemli ölçüde genişletilmiş olacak.
ABD Sahil Güvenlik Yetkilendirme Yasası,
ABD Sahil Güvenlik örgütüne gelecek yıl için
10,7 milyar ABD doları tutarında fon sağlıyor.
Yasa ayrıca kıyıda yer alan tesislerin ve
terminallerin denizcilerin hiçbir ücret ödemeden,
terminalleri üzerinden erişim sağlamalarına
izin verilmesini öngörüyor.
Yasaya göre, tesisler “bu tesiste bulunan bir
gemide görevlendirilmiş olan denizciler için,
kılavuz kaptanların, denizcilerin sosyal yardım
kurumlarının ve emek örgütlerinin
temsilcilerinin, zamanlı bir biçimde, ücretsiz
olarak geçiş yaparak gemiye çıkmalarını ve
gemiden ayrılmalarını sağlayacak bir sistem
sağlamak,” zorundadır.
ITF’in denizciler kolu sekreteri Jon Whitlow şu
yorumu yaptı: “Bu son derece memnuniyet verici
bir gelişme ve denizciler tarafından memnuniyetle
karşılanacaktır. Umarız ki diğer ülkeler de ABD
örneğini izlerler ve Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün
Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi Güvenlik
Kodu’nda yer alan erişimle ilgili düzenlemelerin
32
ITF Denizciler Bülteni 2011
tam olarak uygulanmasını sağlarlar.”
Kıyı izni hakkı, ABD’de 2001 yılında yaşanan
11 Eylül terör saldırılarının ardından dünya
çapında getirilen yeni güvenlik önlemlerinin
baskısı altında bulunuyor. Uluslararası Gemi
ve Liman Tesisi Güvenlik Kodu’nun (ISPS) bir
sonucu olarak, denizciler artık limanlarda sıkı
güvenlik kurallarına tabi oluyorlar. Denizcilerin
liman çevresinde hareket olanakları
–hatta telefon kulübelerine ve sosyal yardım
misyonlarına erişimleri bile- artık büyük ölçüde
kısıtlanmış durumdadır. ISPS altında, ABD
limanlarında vizesi bulunmayan yabancı
denizcilere kıyı izni kullandırılmamaktadır.
Ayrıca vize ve gümrük kontrolleri de,
mürettebatlar çok uluslu hale geldikçe,
diğerlerinden daha fazla kısıtlamaya maruz
kalan, belirli milliyetlerden denizcileri, giderek
daha fazla etkiliyor. Bu, bazı denizciler kıyı
iznine çıkarken, diğer meslektaşlarının gemide
kalmak zorunda olması anlamına gelmektedir.
Aynı zamanda farklı yetkililerin kuralları farklı
şekillerde yorumlamalarından kaynaklanan
sorunlar da bulunmaktadır. Buna ek olarak,
bazı gemi sahipleri, sırf olası sorunlardan
kaçınabilmek adına mürettebatlarının kıyı
izni kullanmasına izin vermemektedir.
Bu sert yeni güvenlik yaklaşımı, denizcilerin
kıyıda yer alan geleneksel sosyal yardım
hizmetlerine erişimini etkilemekte,
yalıtılmışlıklarını artırmakta, sağlıklarına ve
duygusal güvenliklerine zarar vermektedir.
ITF bu güvenlik önlemlerinin denizcilerin
insan haklarına aykırı olduğunu söylüyor ve
temel bir hak olan kıyı iznini korumak için
kampanya yürütüyor.
Uluslararası bir denizci kimlik belgesi
için gündeme getirilmiş olan yeni önerilerin
onaylanması ve uygulamaya konulması
durumunda, kıyı izni hakkı için daha büyük
güvenceler sağlanabilir.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 185 sayılı
Denizcilerin Kimlik Belgesi Sözleşmesi, bütün
gerçek denizcilerin dünya çapında tanınan,
yüksek derecede güvenli bir kimlik belgesi
sahibi olmalarını sağlayarak durumun
iyileşmesine katkıda bulunabilir.
ITF, 185 sayılı Sözleşmenin tam olarak
onaylanması için kampanya yürütmekte ve
denizcilerin kıyı iznine erişimini kendi
uluslararası raporlama sistemi aracılığıyla
izlemektedir.
www.itfseafarers.org
Denizci Hakları Enternasyonali
Dünya
denizcilerinin
neden artık
kendi hukuk
izleme
örgütlerine
ihtiyaçları var
Uluslararası denizcilik alanında uzman
gazeteci Sean Moloney yeni Denizci
Hakları Enternasyonali merkezinin
rolünü anlatıyor.
M
odern denizciler, denizde yaşamın doğal
zorluklarının çok ötesine geçen, çok
çeşitli tehlikelerle yüz yüze geliyorlar.
Artan korsanlık tehdidi, zor durumdaki gemi
sahipleri tarafından başvurulan denizcileri kendi
kaderlerine terk etme uygulamaları karşısında
savunmasız konumdalar ve bir kaza halinde, bu
kazanın denizcilerin gemi sahiplerine olan
yükümlülüklerini yerine getirirken yaşandığının
gösterilebildiği durumlarda bile, suçlu konumuna
düşürülme olasılığıyla karşı karşıya kalıyorlar.
ITF destekli Denizci Hakları Enternasyonali
(DHE), başkalarınca yerine getirilmesi gereken bir
görevi üstlenerek, denizcilerin rolünü netleştirmek
ve desteklemek için, kafa karıştırıcı bir hukuk
bataklığında zorlukla yol almaya yönelik bir girişim
– denizcilerin sahip oldukları yasal korumayı dünya
çapında geliştirmeye adanmış, bezersiz ve ezber
bozan bir kaynak.
Yasal tehdit korkusu
Britanya/Hollanda zabit sendikası
Nautilus International’ın 2010 tarihli bir
anket çalışmasına göre, denizcilerin yüzde
90’dan fazlası yaptıkları işin bir suç
sayılmasından endişe ediyor. Ayrıca sendika
tarafından görüşülen üyelerin üçte ikisi
kendilerine karşı yasal işlem yapılmasından
korktuklarını söylediler.
2010 Eylül’ünün sonunda kurulan ve merkezi
Londra’da bulunan bu yeni merkez, uluslararası
avukat Deirdre Fitzpatrick tarafından murahhas üye
sıfatıyla yönetilecek. Fitzpatrick denizcilik sektörü ve
hukuk dünyasından uzmanların oluşturduğu bir
danışma kurulu tarafından desteklenecek.
www.itfseafarers.org
DHE denizcilerin hak ve çıkarlarını geliştirmeyi
amaçlıyor. DHE, bu hizmeti veren birçok yer olduğu
için denizcilerin davalarına bakmayacak ama dünya
ölçeğinde denizcilerin haklarının ileriye
götürülmesini, korunmasını ve güçlendirilmesini
hedefleyen siyasi, sektörel, kampanyacılık ve
lobicilik gündemlerine katkıda bulunmak için,
stratejik nitelikte hukuki destek sağlayacaktır.
DHE, araştırmanın yanısıra, eğitim ve öğretim
çalışmaları yürütecek, denizcileri ve denizcilere
yasal yollardan yardımcı olmak isteyenleri daha
güçlü kılacak araçları sunacaktır.
Bir hayır kurumu olan ITF Denizciler Vakfı’nın
hibe ettiği kuruluş sermayesi ile finanse edilen
DHE, bağımsız bir kuruluştur. DHE, denizcilerin
korunmasına ilgi gösteren sektördeki bütün sosyal
paydaşlarla işbirliği içinde çalışmaya gayret
gösterecektir. DHE’nin web sitesi 25 Haziran
2011tarihinde, Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün
“Denizciler Günü”nde yayına başlayacak.
“
Denizciler cezai
kovuşturmalar, terk
edilme, korsanlık,
yaralanma ve ölüm,
ödenmemiş ücretler ve
kıyı izni kullanma
konularında sorunlar
yaşıyorlar.
”
Takıma önderlik yapmak
Deirdre Fitzpatrick
(solda) Denizci Hakları
Enternasyonali’nin
murahhas üyesidir.
Fitzpatrick, Londra’da
birkaç yıl süreyle
uluslararası bir hukuk
firmasında çalışmadan
önce, memleketi İrlanda’da avukatlık
eğitimi gördü. 1994 yılında, ITF’te,
hukuk işleri bölümü yöneticisi olarak
göreve başladı.
DHE’ye neden ihtiyaç var?
DF: Denizcilerin karşılaştıkları, sayıları giderek
artan ve daha karmaşık hale gelen çok sayıda
hukuki soruna çözüm bulmalarını sağlayacak
güncel, pratik ve amaca uygun tavsiyelere
ihtiyaçları var. Aynı zamanda hukuki
sorunlarıyla ilgili uzman avukat ve
danışmanlara da ihtiyaçları var.
Bu sorunlar nelerdir?
DF: Bu sorunlar cezai kovuşturmalar, terk
edilme, korsanlık, yaralanma ve ölüm,
ödenmemiş ücretler ve kıyı izni kullanımını
kapsamaktadır.
DHE denizcilerin yaşamlarında ne tür
farklılıklar yaratabilir?
DF: DHE öncelikle bir araştırma merkezi ve
bizler bu araştırmalar yoluyla hukuki
konularda pratik rehberlik hizmetleri vermeyi
planlıyoruz. Bu, her şeyden önce denizciler
sendikalarına ve misyonlarına yardımcı
olacaktır ama aynı zamanda denizcilerin
kendileri için de fayda sağlayacaktır. DHE’nin
ürettikleri denizcilerin haklarıyla ilgilenen
bütün örgütler ve ajanslar tarafından ve bizzat,
özellikle kullanıcı dostu tavsiyeye ihtiyacı olan
denizciler tarafından kullanılacaktır.
Böyle bir rehberliğe neden gerek duyuluyor?
DF: Denizcilik sektöründe işçi hakları,
uluslararası deniz hukuku ve yerel çalışma
yasaları arasında kalan gri bölgenin içinde
kalma eğilimine sahip oldukları için karmaşık
niteliktedir. Dolayısıyla genellikle büyük
zorluklarla dolu bu alanda yol alabilmek için
uzman hukuki yardıma ihtiyaç duyulur.
DHE önceliklerini nasıl belirleyecek ve
günlük olarak nasıl faaliyet gösterecek?
DF: DHE’nin danışma kurulunda sendikaların,
sosyal yardım kuruluşlarının, akademik
kurumların, deniz hukuku avukatlarının ve
gemi sahiplerinin temsilcileri yer alacak.
Bunlar genel öncelikleri belirleyecekler. DHE
personeli, çalışma programını uygulamak için
üniversitelerle ve diğer kurumlarla birlikte
çalışacaktır. Benim dışımda biri Filipinli, biri
İspanyol ve biri de ABD’li/Romen olan üç
araştırmacı var.
ITF Denizciler Bülteni 2011
33
Denizciler ve liman D
işçileri Avrupa’da
‘adil feribotlar’
kampanyasında
birleştiler
ITF’in düzenlediği eylem haftası Avrupa
Birliği’nin feribot politikasında ve
Avrupa’nın denizcilik sektörünün bu önemli
kesimini kapsayan düzenlemelerinde yeni
bir yönelişe ihtiyaç olduğunu vurguladı.
enizciler ve liman işçileri 2010 yılının Eylül
ayında, haksız uygulamaların sona
erdirilmesi için AB’ye harekete geçme
çağrısı yapan kampanya haftasında bir araya
geldiler. Sendikalar, sektördeki eşitsiz çalışma
koşulları ve ücretler nedeniyle ve denizcilere
eğitimli liman işçileri tarafından yapılması gereken
işler yaptırıldığından bu eylem haftasına ihtiyaç
duyuldu açıklamasını yaptılar.
Eylem haftası süresince Belçika, Fransa, İrlanda,
Hollanda ve Birleşik Krallık’tan sendika üyeleri,
yolcu ve kargo feribotlarını hedef alan etkinlikler
düzenlediler. ITF kampanya koordinatörü Norrie
McVicar’ın “insan onuruna yakışırlılık eşiği” olarak
tanımladığı, tüm denizciler için geçerli olacak bir
asgari ücretin belirlenmesiyle birlikte, uygun sağlık
ve güvenlik korumasının sağlanmasını ve liman
işçilerinin işine saygı gösterilmesini talep ettiler.
Hafta boyunca, kampanyaya katılan liman
işçileri mürettebatla, yolcularla ve gemi
sahipleriyle denizcilerin yük istifleme ve bağlama
işlerini yapmaya kalkışmalarının içerdiği
tehlikeleri anlattılar.
Kampanya çalışmaları Stena Line’ın Hollanda’nın
Hook of Holland limanındaki bürosunun önünde
düzenlenen bir yürüyüş ve gösteri ile başladı. Bu
sırada, liman işçileri şirketin İngiltere’deki
Killingholme terminalinde tır şoförlerine yönelik
lobi çalışması yürüttüler.
Birleşik Krallık ve İrlanda’dan heyetler
Hollanda’daki protestoya katılmak üzere Harwich
limanından Stena Britannica’ya binerek yolculuk
ettiler ve feribotta bulundukları sırada mürettebat
ve yolcularla, onlara ITF’in ve feribot
kampanyasında yer alan üyesi sendikaların
çalışmalarını anlatmak ve Stena Line’ın AB üyesi
olmayan ülkelerin yurttaşlarına yönelik tutumu
nedeniyle neden hedef olarak seçildiğini açıklamak
için bir araya geldiler.
A
yrıca, bu feribot şirketini, bir sendika
tarafından temsil edilen tüm işçilerin
haklarına saygı göstermeye çağıran bir
dilekçe için de imza topladılar. Dilekçede iki temel
talepleri yer alıyordu:
34
ITF Denizciler Bülteni 2011
www.itfseafarers.org
Solda: Denizciler ve liman işçileri, ‘adil
feribotlar’ kampanya haftasını Britanya’nın
Hull limanında başlattılar. Yukarıda saat
yönünde: Belçika’nın Zeebrugge limanında
feribotlarda çalışan denizciler ve liman işçileri,
Zeebrugge’de denizcilerin ve liman işçilerinin
ortak toplantısı, Hook of Holland limanında
Stena Line’ın limandaki bürolarının önünde ve
Britanya’nın İmmingham limanında ITF
kampanyasına katılanlar.
Avrupa’da bir feribotta
ya da ro-ro gemisinde
mi çalışıyorsunuz?
Gemide sizden bir liman işçisinin işini
yapmanız istendiği zaman bize bilgi verin.
Geminin adıyla birlikte bunun nasıl, nerede
ve ne zaman olduğunu bize bildirin.
Ayrıca bir gemide çalışıyorsanız ve iş
sözleşmenizin koşullarının kabul
edilebilir standartların altında kaldığına
inanıyorsanız, bizimle temas kurun. Öne
çıkmanın sizi zor durumda bırakabileceğini
düşünüyorsanız bu bilgiyi isimsiz olarak
iletebilirsiniz.
ITF’le +32486123890’a kısa mesaj atarak ya
da [email protected] adresine
e-posta göndererek temas edin.
denizcileri liman işçilerinin işini yapmaya
zorlamaya son verin
tüm denizcileri eşit ve adil bir temelde istihdam
edin.
Aynı gün, İspanyol bandıralı L’Audace
–Belçikalı liman işçileri sendikalarının, Avrupa
limanlarına yanaştığında ve denizdeyken
bağlama işlerini mürettebatın yaptığını bildikleri
bir gemi- Zeebrugge limanına geldi. Bunun
ardından Belçikalı sendikalar liman yetkileriyle
bir araya geldiler, şikâyet başvurusu yaptılar ve
gemi üç gün sonra Southampton limanına
ulaşınca Britanyalı liman işçileri de benzer
girişimlerde bulundular.
Şirket aynı durumun yeniden yaşanmasını
önlemek için sendikalarla görüşmeyi kabul etti.
Eylem haftası sırasında Britanyalı denizciler
sendikası RMT de Stena Line’ın ucuz emek
istihdamı tutumuna karşı –şirket kimi Filipinli
denizcilerine saatte 2 euro ücret ödüyor- güçlü bir
saldırı başlattı.
www.itfseafarers.org
McVicar şunları söyledi: “Stena Line’ı
hedef alan kampanya girişimleri devam edecek
ve ITF üyesi sendikalar aynı politika hedefleri
ile bağlantılı olarak Northlink Ferries,
Seatruck Ferries ve Fastnet Line Ferries’den
de cevap bekliyorlar.
“ITF ve onun Avrupa kolu, ETF (Avrupa
Taşımacılık İşçileri Federasyonu), Avrupa
Komisyonu’nu bir kez daha, 2004 yılında geri
çekilmiş olan Yolcu Feribotları Mürettebat
Donatım Yönergesini yeniden tartışmaya
açmaya çağırıyorlar.”
M
cVicar, Avrupa Birliği’nin 1990’lı yıllarda
yaşanmış olan ve 1000’den fazla can
kaybının ortaya çıktığı Scandinavian Star
ve Estonia felaketlerinden bu yana güvenlik
endişelerini gidermeye yönelik adımları atmakta
başarısız olduğunu açıkladı. 2000 yılında Avrupa
Komisyonu, bu endişelerin bazılarını ele alan bir
yönerge taslağı yayımladı ancak yönerge Bakanlar
Konseyi tarafından engellendi ve 2004 yılında
geri çekildi.
McVicar şöyle devam etti: “Bu kampanyanın
başlatılmış olması, Avrupa Komisyonu’nun,
yolcu hizmetleri için, AB üyesi olan ve olmayan
ülkelerden gemicilere eşit çalışma hakları ve
koşullarını güvence altına alan ve çok dilli ve çok
uluslu mürettebatın istihdamından kaynaklanan
güvenlik endişelerini ele alan bir yönerge
önerisinde bulunmasından bu yana geçen 10 kayıp
yılın yol açtığı hayal kırıklığını yansıtmaktadır.
Gemi sahipleri tarafından yürütülen yoğun lobi
çalışmalarının ardından bu yönerge önerisi
ortadan kaldırıldı.”
McVicar şunları ekledi: “Sonuç, uzun yıllardır
hizmet vermiş olan denizcilerin işten
çıkarılmasıyla birlikte iş kayıplarının damgasını
vurduğu bir on yıl oldu. Bu denizcilerin yerine
birilerinin istihdam edildiği durumda bile, bu
kişiler, birçoğu şu anda bile, her zaman güvenlik
eğitimi almış işçilerin yapması gereken kargo
elleçleme işlerini yapmaya teşvik edilen,
AB üyesi olmayan ülkelerden gelen ucuz
personel oldu.”
Facebook sitemize katılın
Kampanyanın girişimlerden biri de
mevcut sosyal ağ sitelerinin
kullanılmasıdır. Facebook üzerinde bir
“Liman İşçileri Denizciler” sitesi bulunuyor.
Bkz. www.facebook.com/dockers.seafarers.
1,000’den fazla liman işçisi ve denizci daha
şimdiden siteye kaydolmuş durumda. Ayrıca
bir Adil Feribotlar Kampanyası blogu da var;
bkz.: http://fair-ferries.blogspot.com
Belçika ACV Transcom sendikasının denizciler
kolu genel sekreteri Michel Claes, şu yorumu
yaptı: “Denizcilerden, genellikle de Avrupa Birliği
dışından gelenlerden, liman işçilerinin işlerini
devralmaları isteniyor. Bu sosyal dampingdir.
Sendikalar bunu durmaya hazırlar ve gelecekte
gemilerde daha sıkı denetimler
gerçekleştirilecek.”
Sendikalar adil feribotlar kampanyasının 2011
yılında ve sonrasında da devam edeceği
konusunda ısrarlılar. Bundan sonraki kampanya
etkinlikleri, sosyal damping ve denizcilerin yük
elleçleme faaliyetlerinde bulundukları feribot ve
ro-ro şirketleri üzerinde yoğunlaşacak.
G
elecekte yaşanacak olanların bir işareti
olarak, mürettebatının yük elleçleme
işlerini yaptığı görülmüş olan İtalyan
bandıralı Grand Benelux, eylem haftasından birkaç
gün sonra Antwerp limanına yanaştığı zaman gemi
sendikalar tarafından denetlendi. Sendikalar,
Grimaldi Lines mürettebatına sık sık, gemileri hem
denizdeyken hem de liman işçilerinin bulunduğu
limanlara yanaşmışken yük elleçleme işini
yapmaları için talimat verildiğini tespit ettiler.
Şirkete bunun kabul edilemez bir durum olduğu
söylendi ve Büyük Britanya’daki liman işçileri
sendikası Unite’ın yaptığı baskı sonrasında şirket
bu sorunu tartışmak üzere görüşme masasına
oturmayı kabul etti.
ITF Denizciler Bülteni 2011
35
ITF Denizciler Vakfı
Denizcilere
30yıldır
gösterilen
konukseverlik
ULAŞIM:Danimarka’nın Esbjerg
limanında Vakıf tarafından sağlanmış
olan denizciler merkezi minibüsü.
ITF Denizciler Vakfı 1981 yılında
doğdu ve 2011 yılında kuruluşunun
30. yıldönümüne ulaştı. Vakıf nedir ve
30 yıldır denizciler için neler
yapmaktadır? Denizciler bir hayır
kurumuna neden ihtiyaç duyuyor
olsunlar?TOM HOLMER bu sorulara
cevap veriyor.
V
İLETİŞİM: Brezilya’nın Santos limanında ITF’in eş-finansörü
olduğu Stella Maris’ten eve edilen telefon.
ZİYARETLER:Vakfın desteklediği Denizciler
Misyonu’ndan Papaz J Simon Dharmaraj, Hindistan’ın
Tuticorin limanında bir gemiyi ziyaret ediyor.
akıf son 30 yıl boyunca dünyanın dört bir
yanında 91 ülkenin limanlarını ziyaret eden
denizcilere tesisler sağlamak ve hizmet
sunmak için 200 milyon ABD dolarından daha fazla
para harcadı. Bu para binalara, denizcilerin
ulaşımını sağlayan taşıma araçlarına, yeni
denizciler merkezlerine, denizcilerin evleriyle
iletişim kurmalarına yardımcı olmaya ve limanlarda
denizcilerle görüşen ve denizcilerin aileleriyle
çalışan insanların eğitimine harcandı – bunların
hepsi ticari olmayan bir temel üzerinde yapıldı.
ITF Denizciler Vakfı merkezi Birleşik Krallık’ta
bulunan bir yardım kuruluşudur. Vakıf, ITF
tarafından doğrudan bağışlanan fonların yanı sıra,
Vakfın olmaması durumunda ITF’in Birleşik Krallık
hükümetine vergi olarak ödemesi gereken paradan
da yararlanmaktadır. Bunun yerine, bu para
denizcilere yönelik hayır amaçlı hizmetlere
harcanmaktadır.
Tıpkı ITF gibi Vakıf da denizcileri dünya ticaretine
önemli bir katkıda bulunan ve hepimize yaşamımız
için gerekli olan şeyleri sağlayan, profesyonel ve
çalışkan insanlar olarak görmektedir.
Bizler onların haberleşme tesislerine, bir gemi
limana yanaştığı zaman ulaşıma, uzun bir yolculuğun
ardından limanda konukseverlik görmeye ve bir
geminin içinden başka şeyler görmeye olan
ihtiyaçlarını anlıyoruz. Vakfın Denizciler Misyonu,
Stella Maris ve Gemiciler Topluluğu gibi örgütlere
verdiği para kıyıda bu konukseverliğin sağlanmasını
kolaylaştırmaya yardımcı olmaktadır.
Bizler denizde yaşamın, dostlarla ve aileyle temas
bakımından yalıtılmışlık duygusuna neden
olabileceğini anlıyoruz. Denizcilere haberleşme
olanakları sağlamak Vakfın öncelikli alanlarından
biridir. Önümüzdeki beş ila 10 yıl arasında
denizcilerin çoğunun gemilerinden –ister denizde
isterse de limanda olsunlar- aileleriyle ücretsiz olarak
konuşmalarının mümkün olacağını umuyoruz. Bu
artık mümkün ve bazı gemilerde oluyor ama biz bu
olanağı tüm denizcilere sağlamak istiyoruz.
Vakıf gemide denizcilerin haberleşme ihtiyaçları
tam anlamıyla karşılanıncaya kadar, limanlarda
kablosuz internet erişimini iyileştirmek için
çalışacaktır. Bunu, gemi limandayken, gemi
ziyaretçileri aracılığıyla, haberleşmeye yardımcı
olmak için gerekli donanımı gemilere koyarak
ya da limanlara, denizcilerin internete başka bir
donanıma ihtiyaç duymaksızın, doğrudan kendi
dizüstü bilgisayarlarını kullanarak
bağlanabilecekleri kablosuz internet alanları
kurulması için gerekli yatırımları yaparak
gerçekleştireceğiz.
Çok sayıda denizci limanlarda sağlanan
ulaştırma hizmetine hâlâ ihtiyaç duymaktadır. Bazı
gemi sahipleri geminin limanda olduğu sürede
denizcilere bir araç sağlamaktadır. Ama şu anda
bunlar çok küçük bir azınlığı oluşturmaktadır. Gemi
limana yanaşmışken denizcilerden giderek daha
fazla iş yapmaları istendiğinden, kıyı iznini
kullanmak daha güç hale gelmiş olsa da,
denizcilerin gemiden inmelerinin esenlikleri
bakımından gerekli olduğu hâlâ kabul
edilmektedir. Vakfın bu olanağı olabildiğince çok
sayıda denizciye sağlayacak olan taşıt araçlarına
büyük miktarda para koymaya devam ediyor
olmasının nedeni işte budur.
Vakıf, denizcilerin mesleklerinin gerektirdiği
işleri yaptıkları sırada, bilmedikleri ve denizcilerin
içinde bulunduğu durumu anlamayan bir hukuk
sistemi tarafından cezalandırıldıkları yerde,
denizcilerin suçlu konumuna düşürülmelerinden
kaynaklanan sorunlarla ilgili olarak yardım
sağlayabilmek için diğer örgütlerle birlikte
çalışmaktadır. Bizler bu tür durumlarla karşı
karşıya kalmış olan denizcilere yardımcı
olmaya çalışıyoruz.
V
akıf aynı zamanda denizcilerin sağlıklarıyla
da ilgilenmektedir. Denizcilerin Sağlık
Bilgilendirme Programı gibi programlar
aracılığıyla, denizcilerin sağlığına katkı sağlayacak
mesajları gemilere ulaştırmaya ve bunların sektör
tarafından kabul edilmesini sağlamaya kaynak
aktardık. Bu malzemeler posterler, DVD’ler,
broşürler ve el kitaplarından oluşmaktadır. Bizler
bu malzemeleri ayrıca denizcilerin temel eğitim
yoluyla sağlıklı beslenmelerinin ve hastalıklara
(sıtma, kalp hastalığı, HİV vb.) karşı korunmalarının
önemini anlayan işverenlere ve uluslararası
kuruluşlara da ilettik.
Bizler yeni bir ülkeye gelen denizciler için kara ile
bağlantılarını sağlayacak olan daha fazla sayıda
gemi ziyaretçisine sahip olma yolunda yoğun çaba
gösteriyoruz; denizcilerin ve denizcilerle çalışan
sosyal yardım görevlilerinin neye ihtiyaç
duyduklarını görmek için araştırma yapıyoruz.
Bizler limanları denizciler için daha iyi yerler haline
getirebilmek için de çalışıyoruz.
Vakfın yürüttüğü çalışmalar içinde hangilerini
beğendiğinizi ve gelecekte ne yapmamızı
istediğinizi bize iletin. İletişim için: [email protected]
adresine e-posta gönderin ve web sitemizi ziyaret
edin: www.itfglobal.org/seafarers-trust
Tom Holmer ITF Denizciler Vakfı’nın idare
müdürüdür.
www.itfseafarers.org
Wikimedia Commons
Deepwater Horizonsondaj kulesi
felaketi 2010 yılında 11 can
kaybının meydana gelmesinden
ve Meksika Körfezi’ni mahveden
petrol kirliliğinden sorumluydu.
Platform önde gelen elverişli
bayrak devletlerinden biri olan
Marshall Adaları siciline
kayıtlıydı. Kule 20 Nisan’da
patladığı sırada mülkiyeti
Transocean’a aitti ve BP
tarafından kiralanmış
durumdaydı. ABD Kongre üyeleri
Transocean’u, ABD sicili yerine,
elverişli bayrak devletinin siciline
kayıt olarak ABD Sahil
Güvenliğinin daha sıkı güvenlik
standartlarından kaçınmaya
çalışmakla suçladılar.
Yeniden olabilir
Meksika, derin
kara sularında
petrol ve gaz
rezervlerine
yönelik arama ve
çıkarma işlemlerini kararlı
bir biçimde sürdürüyor –
ama bunu sektörde çalışan
işçiler için gerekli teknik
eğitimi vermeden yapıyor.
Ana Lilia Pérez (resimde
görülen kişi), sonucun
2010 yılında Meksika
Körfezi’nde yaşanan
BP’nin Deepwater Horizon
patlamasına benzer
felaketler olabileceği
uyarısını yapıyor.
www.itfseafarers.org
P
emex’in (Petroleos Mexicanos) Meksika
Körfezi’nde yüzeyden 500 metreden daha
derine inerek ham petrol çıkarmasını
öngören bir enerji programına onay verilmesinin
üzerinden yaklaşık olarak iki yıl geçti. Ne var ki,
zaten yüksek risk grubunda olan bir sektörde, en
tehlikeli kategorisinde yer aldığı düşünülen bu tür
bir faaliyette görev alacak personel için gerekli
eğitim programları düzenlenmiş değil.
Pemex yöneticileri önerilerini Meksika federal
meclisine sundukları zaman, üretimin bu yeni
aşaması için insan kaynaklarının hazırlanmasının
acil bir ihtiyaç olduğunu söylediler. Delme işlemleri
başlamış ve özel şirketler tarafından işletilecek
olan dört kule yakında faaliyete geçecek olduğu
halde bu konuda hiçbir adım atılmadı.
Bu şekilde devam edilmesi BP’nin Deepwater
Horizon felaketinden çok daha ciddi kazalara
neden olabilir. Bu, 2010 yılının Ağustos ayında,
Meksiko’da, ITF’in kongresinin bir parçası olarak,
sektördeki işçilerin sorunlarını tartışmak için bir
araya gelmiş olan offshore sektörü temsilcilerinin
görüşüdür.
Derin denizlerde üretim deneyimi olan Norveç,
Birleşik Krallık ve Brezilya’dan uzmanlar Pemex’in
faaliyetlerini taşeronlar aracılığıyla yürüttüğü sığ
sularda bile güvenlik sorunlarını aşmayı
başaramamış olduğu sonucuna vardılar. Ve temel
sorunun yolsuzluk olduğunu öne sürdüler.
ITF’in offshore çalışma kolu başkanı Norrie
McVicar şunları söyledi: “Pemex’le çalışan
şirketler çok düşük kalite ve güvenlik
standartlarıyla çalışıyorlar, çünkü işlerin
Meksika’da böyle yürüdüğünü, işlerin Pemex’te
böyle yürüdüğünü söylüyorlar. Sektör
toplantılarında, birçok kişi, diğer ülkelerde kabul
görmeyecek olan yolsuzluk içeren uygulamalara
uyum göstermeye zorlandıklarından şikâyet
ediyorlar. Ancak, bu tür şeylerin derin deniz
operasyonlarında olmasına izin verilemez.
İşçilerin yaşamları, çevre ve Pemex’in varlıkları
tehlike altında bulunuyor.”
ITF yöneticiler, Meksika Enerji Bakanlığı (SENER)
ve Çalışma ve Sosyal Yardım Bakanlığı (STPS)
temsilcileri ile yaptıkları bir toplantının ardından,
konuyla ilgili endişelerini açıkça dile getirdiler.
ITF’in Amerika Kıtaları bölge sekreteri Antonio
Rodríguez Fritz toplantıyla ilgili olarak, “Meksika
petrol sektöründe elverişsiz çalışma koşullarıyla
ilgilenmedikleri ya da bundan endişe duymadıkları
bizim için çok açıktı,” açıklamasını yaptı.
Deneyimsizliğin bedeli
İsviçre firması Transocean’a ait olan ve BP’ye
kiralanan Deepwater Horizon petrol kulesinde
yaşanan kaza, sadece 11 İşçinin ölümü, patlamanın
ve kulenin batırılmasının maliyeti ve Mississippi
Nehri’nin güney doğu ağzında 64 km çapındaki
bir alana 4,9 milyon varil miktarında petrol sızmış
olması nedeniyle değil, ama aynı zamanda BP’nin
sektördeki en iyi eğitim ve güvenlik standartlarına
sahip olduğu düşünüldüğü için uluslararası
petrol sektöründe alarm zillerinin çalmasına da
neden oldu.
ITF Denizciler Bülteni 2011
37
Offshore
“
Norrie McVicar göre, denetim raporları kazaya
katkıda bulunmuş olan ikisi teknik ve diğer beşi
insan unsurundan kaynaklanan yedi etkene dikkat
çekti. (79’u Transocean, yedisi BP ve 40’ı diğer
şirketler tarafından istihdam edilen) 126 işçinin
yeterli eğitimi yoktu. “İşçilere, sorunları
belirleyebilme ve onlarla ilgili karar alabilme,
riskleri yönetebilme ve zaman içinde bunları
düzeltme becerisine sahip adamakıllı bir iş sağlığı
ve iş güvenliği kurulu sağlanmamıştı.”
McVicar şunları ekliyor: “Bazıları bu kazayı insan
hayatının kaybı açısından görüyor: başkaları
ekolojik etkilerine bakıyor. Bizler bu kazaya
Meksika’da önümüzdeki günlerde neler
olabileceğini gösteren bir örnek olarak bakıyoruz.
Sektörde, özellikle de yolsuzluğa batmış olan
Campeçe Havzası’nda yaşanan ciddi sorunlar
nedeniyle, bu tür bir kazanın yeniden yaşanması
kuvvetle muhtemeldir.”
‘Maliyetleri
azaltma’ işçilere
tulum, cop, kask,
bot ve gözlük gibi
temel güvenlik
ekipmanlarının
bile verilmemesini
içermektedir.
”
38
Julio Cesar Hernández
Maliyetleri azaltmanın bedeli
ITF Denizciler Bülteni 2011
Deepwater Horizon kazası petrol sektöründe
–tümü şirketlerin kârlarını artırmak için yapılanmaliyet azaltma çalışmaları ile ilgili uygulamalara
dikkat çekti.
Meksikalı emek araştırma merkezi CERL (Centro
de Estudios de Reflexión Laboral) birçok şirketin
uzman personel yerine ucuz işgücü istihdam
ettiğini ve donanımlarının bakımını yaptırmayı
ihmal ettiklerini iddia ediyor.
Pemex’in taşeronları ve alt-taşeronları,
özellikle hemen hemen hiçbir denetimin
bulunmadığı açık denizlerdeki petrol alanlarında,
işte bu şekilde faaliyet göstermektedir.
“Maliyetleri azaltma” işçilere tulum, cop, kask,
bot ve gözlük gibi temel güvenlik ekipmanlarının
bile verilmemesini içermektedir. Maliyetleri
azaltmak adına çocuklar ve Pemex’in 2007 yılının
Ekim ayında, Meksika Körfezi’nde meydana gelen
ve 21 işçinin ölümüne neden olan Usumacinta
sondaj kazasında olduğu gibi, iş hakkında hiçbir
bilgisi olmayan insanlar da dâhil, ucuz işgücü
istihdam edilmektedir.
Sonuç, sık sık yaşanan kazalar olmaktadır.
Kazaların üzerini örten resmi gizlilik perdesi
nedeniyle kaybedilen insan hayatlarının maliyetini
ve finansal kayıpları hesaplamak mümkün değildir.
Tüm bunlar ITF’in, 2009 yılında Uluslararası
Çalışma Örgütü’ne ve Meksika’da SENER, STPS ve
Pemex temsilcilerinin durumu iyileştirme sözünü
verdikleri bir toplantıya sunulan, “Campeçe
Havzası, Emek Sömürüsünün Paradigması” başlıklı
raporunda belgelenmektedir.
Aradan bir yıl geçtikten sonra, ITF durumda bir
değişiklik olmadığını söyledi; Antonio Rodríguez
Fritz “mevcut koşullar altında derin denizlerde
faaliyet gösteren herkes işçileri, sektörü ve çevreyi
tehlikeye atacaktır,” uyarısında bulundu.
Denizlerdeki akıntılar yapıları hareket ettirmekte
ve boru ve sondaj ekipmanlarında titreşimlerin
yaşanmasına neden olmaktadır.
Yüzey, deniz yatağı ve sondaj yapılmış alanlar
arasındaki sıcaklık farklılıkları, çıkarılan sıvıların
pompalanmasını zorlaştırmaktadır. Sıcaklığın çok
düşük olması, kuyuyu kaplayan tüplerin
tutturulması için kullanılan çimentonun
özelliklerini değiştirebilmektedir.
Sondaj sırasında, anormal bir basınçla ortaya
çıkan, kontrol edilmesi güç gaz ve su akıntıları vardır.
İnsanlar bu derinliklerde sağ kalamayacakları
için, sualtındaki altyapının bakım ve denetiminin
robotlar kullanılarak yapılması zorunludur.
Campeçe Havzası’nın sığ sularında bile güvenli ve
etkin bir biçimde gerçekleştirilemeyen bir operasyon
olan, sondaj kulelerindeki işçilerin transferi gibi
gündelik işler, kusursuz bir lojistik gerektirmektedir.
Teknelerin ve uçakların içinde bulundukları kötü
durum ve 2010 yılının Ağustos ayında batan
Seba’an’ın suya indirilmesi vakasında olduğu gibi, bu
tür ekipmanı kiralayan taşeronların ehliyetsizliği
nedeniyle, işçiler bir felaket korkusu içinde yaşıyorlar.
Peki, ya…?
ITF’ten Norrie McVicar, ekonomisi büyük ölçüde
petrol gelirlerine bağlı olan Meksika gibi bir ülke
için, “hükümetin yolsuzluğa son verilmesine
önayak olması ve yönetim, iş sözleşmeleri ve
çalışma koşullarının düzenlenmesi alanlarında
daha fazla şeffaflık sağlaması gerektiği”nin giderek
daha açık hale geldiğine inanıyor. Bunun olmaması
durumunda, “sektörün derin denizdeki gelişimi bu
sorunlara ışık tutacaktır,” diyor.
McVicar’a mevcut eksiklikler giderilmeden derin
denizlerde arama ve çıkarma çalışmalarının devam
etmesi durumunda ne olacağını sorduk. “Ne
olacağı çok açık. Bu durum Meksika’nın ana
sanayinin çökmesine neden olacaktır. Petrolün sığ
sularda, düşük maliyetlerle bulunduğu ve
çıkarıldığı ucuz petrol günleri gerilerde kaldı.
“Hidrokarbonların tüketiminin sürdüğü bir
bağlamda, daha maliyetli olan ve daha gelişmiş
teknolojileri ama aynı zamanda sıkı güvenlik ve
eğitim standartlarını ve ayrıca işçiler için de adil
çalışma koşullarını gerektiren, derin sularda arama
ve çıkarma çalışmalarına girişmek gerekmektedir.
“Bunun sebebi, kanıtlanmış olduğu şekilde, BP
kazası gibi kazalarda insan faktörlerinin de rol
oynuyor olmasıdır.”
ITF’in hazırladığı “Bulanık Sularda Petrol:
Meksika’nın offshore petrol sahalarında
sendikal haklar için mücadele etmek” başlıklı
videosunu seyretmek için:
www.youtube.com/watch?v=NAOsU2moVpE
Bu makalenin daha uzun bir versiyonu ilk olarak
Meksikalı haber dergisi Contralíneain’ın Eylül 2010
tarihli sayısında çıktı. Ana Lilia Pérez ödüllü bir
araştırmacı gazetecidir.
www.itfseafarers.org
Justin Tallis/reportdigital.co.uk
İfşaoldu:
yasadışıbalıkçıteknelerindeki
insanhaklarıihlalleriskandalı
Balıkçılık sektörü
K
işyerlerindeki en
orsan balıkçılık faaliyetlerine genellikle en
düşük standartlarda çalışma koşulları ve
yaygın taciz haberleri damgası vurmaktadır.
Çevresel Adalet Vakfı (EJF) tarafından yürütülen ve
ITF tarafından desteklenen araştırmalar sektörün
IUU (yasadışı, bildirimsiz ve kontrolsüz) kesiminde
faaliyet gösteren balıkçı teknelerinde,
mürettebatın kölelik benzeri koşullarda
çalıştıklarını ve her gün sömürü ve tacize maruz
kaldıklarını belgeleriyle kanıtladı.
“Ne yapacağını bilemez bir halde: yasadışı
balıkçı teknelerinde İnsan Hakları ihlalleri”
başlığını taşıyan yeni bir raporda, EJF bu insan
hakları istismarlarını ifşa ediyor ve elverişli
bayrakların kötü amaçlı kullanımı dâhil,
uluslararası düzenlemelerin bulunmayışının,
korsan balıkçılık yapanlara bu istismarları
sözcüğün tam anlamıyla dokunulmazlık içinde
sürdürmelerine nasıl izin verdiğini belgeleriyle
ortaya koyuyor.
Sömürü ve taciz
IUU teknelerde işçilerin maruz kaldıkları dehşet
verici ve çoğu kez yasadışı muamele finansal
sömürüyü; yetersiz tıbbi bakım, gıda ve
konaklamayı; yetersiz gemi güvenliğini; sözlü ve
fiziksel tacizi; hapsedilmeyi ve terk edilmeyi
kapsamaktadır. En kötü vakalar Uluslararası
Çalışma Örgütü’nün (İLO), fiziksel hapis, zor
kullanma, kimlik belgelerinin alıkonması ve
ücretlerin ödenmemesi de dâhil olmak üzere, zorla
çalıştırma tanımlarına uygun düşmektedir.
IUU gemilerde çalışan gemicilerin
yumruklandıkları, metal çubuklarla dövüldükleri,
uykudan mahrum bırakıldıkları, yiyecek ve su
verilmeden hapsedildikleri, yaralanmalarının
ardından çalışmaya zorlandıkları ve en kötü şiddet
vakalarının cinayetle sonuçlandığı bildirilmektedir.
Seyahat belgelerine genellikle zorla el konulmakta
ve bunlar sahiplerine iade edilmemektedir; aynı
zamanda terk edilme vakalarının yaşandığı da
bildirilmektedir. Adil ve taahhüt edilmiş olan
miktarda ödeme yapılmaması, özellikle “acentelik
www.itfseafarers.org
kötü istismar
örneklerinden
bazılarına ev
sahipliği
yapmaktadır.
Bu durum,
bu istismar
uygulamalarını
elverişli bayraklar
altında
gerçekleştirilen
yasadışı balıkçılıkla
bağlantılandıran
bir raporda gözler
önüne seriliyor.
harçları” kesilmesi ve sözleşme süresinin sonunda
ücretin ödenmeyerek içeride tutulması yaygın
olarak görülen uygulamalardır.
İşe alınan gemiciler bu “harçları” ödemek için
varsayılan aylık ücretlerinin birkaç katını ödemek
durumunda kalabilmekte ve birkaç yıl boyunca
hiç para almadan çalışan balıkçılar olduğunu
gösteren örnekler bildirilmektedir. Bu insanların
çoğu gelişmekte olan ülkelerden geliyorlar,
genellikle okuma yazma bilmiyorlar, iş
olanaklarının çok sınırlı olduğu kırsal bölgelerden
alınıp istihdam ediliyorlar ve korsan bir balıkçı
teknesinde ve denizde çalışmaya başladıkları
zaman neyle karşılaşacakları konusunda hiçbir
fikirleri bulunmuyor.
EJF’nin araştırmaları Batı Afrika açıklarında
faaliyet gösteren korsan balıkçı tekneleri üzerinde
yoğunlaşmış olsa da, sorun küresel boyutta bir
sorundur. “Ne yapacağını bilemez bir halde”
raporu, ITF ve Birleşmiş Milletler’in İnsan Ticareti
ile Mücadeleye İlişkin Örgütler Arası Projesi
tarafından sağlanan çeşitli örnekleri de içeren,
vaka incelemeleri sunmaktadır. Bu vaka
incelemeleri, Güney-Doğu Asya, Pasifik, Hint
okyanusları ve hatta Antarktika gibi çok farklı
bölgelerde yasadışı balıkçı teknelerinde çalışan
mürettebatın maruz kaldığı sömürüye ışık
tutmaktadır.
ITF’in denizciler kolundan Rossen Karavatçev,
yasadışı “korsan” balıkçı teknelerinde yaşanan
insan hakları ihlallerini ifşa etmeye yönelik EJF
girişimini memnuniyetle karşıladı. “ITF, IUU
balıkçılık ile gerçek gemi sahiplerinin gizlenmesine
izin veren ve ahlaki değerleri hiçe sayan
işletmecilerin düzenlemelerden kurtulmalarını ve
balıkçıları istismar etmelerini kolaylaştıran elverişli
bayrakları kullanan tekneler arasında ayrılmaz bir
bağ olduğunu her zaman savuna geldi. Bizler
devletlerin sorumluluklarını ciddiye almaları ve IUU
balıkçılığın kökünün kazınmasını mümkün hale
getirmeleri gerektiğine inanıyoruz.”
ITF Denizciler Bülteni 2011
39
Balıkçılık
Korsan balıkçılık faaliyetleri bu insan hakları
ihlallerini, uluslararası toplumun balıkçı
teknelerinde asgari güvenlik ve çalışma koşullarını
oluşturmayı amaçlayan düzenlemeleri onaylamakta
tamamen başarısız kalmasının bir sonucu olarak
sürdürebilmektedir.
Bu durum bayrak devletleri tarafından mevcut
düzenlemeleri uygulamaya koymada gösterilen
zafiyetle birleşince, gemi sahipleri teknenin
çürüyerek denize açılmaya elverişsiz hale gelmesine
izin verebilmekte ve gerekli güvenlik donanımı
sağlamaktan kaçınabilmektedir. Balıkçılık
teknelerindeki çalışma koşullarını ele alan
düzenleyici çerçeveler uluslararası toplum tarafından
kabul edilmediği, onaylanmadığı ve gerektiği şekilde
uygulanmadığı için, esas olarak korsan balıkçı
teknelerinde çalışan işçileri koruyacak herhangi bir
yasal çerçeve bulunmamaktır.
Elverişli bayrakların rolü
Elverişli bayrakların IUU balıkçılık tekneleri
tarafından kullanılması da büyük bir sorun olarak
tespit edilmiştir. Elverişli bayrak devletleri kendi
bayraklarını taşıyan gemilerde balıkçılık ve çalışma
yasalarının uygulanmasını sağlayacak kapasite
ve iradeye genellikle sahip değildir ve dolayısıyla
yakalanma ve cezalandırılma riskini asgariye
indirerek IUU balıkçılık yapanların faaliyetlerini
kolaylaştırmaktadır.
Elverişli bayrakların elde edilmesi herkesin
bildiği gibi hızlı, kolay ve ucuzdur ve bu da korsan
teknelere, yetkililerden kaçabilmek için bir
sezonda bayraklarını ve isimlerini birkaç kez
değiştirme olanağını vermektedir. Paravan
şirketler, ortak girişimler ve gizli sahipler
tarafından desteklenen elverişli bayraklar, yasadışı
bir biçimde balık avlayan ve mürettebatını
sömüren gerçek gemi sahiplerinin yerlerini
belirlemeyi ve bunları cezalandırmayı son derece
zor hale getirdiğinden, IUU balıkçılıkla mücadele
çabalarını ciddi biçimde sınırlandırmaktadır.
EJF’nin raporu, gemicilerin sömürülmesini ortadan
kaldırmaya ve uluslararası düzenlemelerin onların
hızla çoğalmalarına olanak sağlayan eksikliklerinin
giderilmesine yönelik uluslararası müdahaleyi
desteklemenin bir aracı olarak, elverişli bayrakların
balıkçılık teknelerinde (ve bağlantılı balıkçılık destek
gemilerinde) kullanımının yasaklanması için çok
güçlü bir gerekçe sunmaktadır. EJF ayrıca
mürettebata yapılan muamele, mürettebatın eğitimi
ve tekne güvenliğini ele alan mevcut İLO
ve Uluslararası Denizcilik Örgütü sözleşmelerinin
bütün kıyı devletleri tarafından onaylanması ve
uygulanması çağrısı da yapmaktadır.
“Ne yapacağını bilemez bir halde”
başlıklı raporun tam metnine şu
adresten ulaşabilirsiniz:
www.ejfoundation.org/page682.html
BALIKÇILIK SEKTÖRÜNDE ÇALIŞMA SÖZLEŞMESİ
S
endikalar, ITF’in 2010
kongresinde hükümetleri
Uluslararası Çalışma
Örgütü’nün 188 sayılı
Balıkçılık Sektöründe
Çalışma Sözleşmesi’ni
onaylamaya ikna etmek
için daha fazla çaba
gösterilmesinin gerekli
olduğu konusunda fikir
birliğine vardılar.
Sözleşme İLO’nun
balıkçılık sektöründe,
esas olarak da büyük
balıkçılık teknelerinde
çalışma koşullarına yönelik
mevcut enstrümanlarının
çoğunu birleştiriyor
ve güncelleştiriyor.
Sözleşmenin yürürlüğe
girme süreci başlamadan
önce, sekizi kıyı devleti
olmak üzere, 10 ülke
tarafından onaylanması
gerekiyor. Bugüne kadar,
sözleşmeyi sadece bir ülke
onaylamış durumda.
40
Bu arada, 2010 yılının
Ekim ayında Avrupa
Birliği’nde deniz balıkçılığı
için sektörel sosyal diyalog
komitesi paydaşları olan
ITF’in Avrupa kolu, ETF ve
Europêche, İLO’nun 188 sayılı
sözleşmesinin AB hukukuna
aktarılması için bir sosyal
taraflar anlaşmasının
müzakerelerine başladılar.
Burada amaç gemilerdeki
yaşam ve çalışma koşullarını
iyileştirmek ve Avrupa’daki
tüm balıkçılık
profesyonellerinin eşit
muamele görmelerini
güvence altına almak olduğu
kadar, aynı zamanda İLO üyesi
üçüncü ülkelerin de
sözleşmeyi mümkün olduğu
kadar kısa bir süre içinde
onaylamaya teşvik etmektir.
Balıkçılık Sektöründe
Çalışma Sözleşmesi, balıkçılık
sektörü çalışanlarını korumak
için standartlar belirlemek
ITF Denizciler Bülteni 2011
üzere, 2007 yılında kabul
edilmiştir. Sözleşme balıkçılara:
denizde daha ileri düzeyde
iş güvenliği, iş sağlığı ve tıbbi
bakım olanaklarını ve hasta ya
da yaralı balıkçıların karada
bakımının sağlanmasını
sağlık ve güvenlikleri için
yeterince dinlenebilmelerini
bir iş sözleşmesinin
sağladığı korumadan
yararlanabilmelerini
diğer işçilerle aynı sosyal
güvenlik korumasına sahip
olmalarını sağlamayı
amaçlamaktadır.
Ayrıca şartların
sağlanmasına yönelik ve
yaptırım öngören tedbirleri
de bulunmaktadır.
Uzun sefere çıkmış olan
büyük balıkçı tekneleri,
balıkçıların güvenlik ve
sağlıkları için tehlikeli olan
koşullarda çalışmamalarını
sağlamak için yabancı
limanlarda denetlenebilirler.
Christian Roos
Sendikalar işçi hakları için bastırıyor
Konteynır güvenliği
Kutular
ne kadar
güvenli?
“
Azami brüt ağırlığı
aşmak, konteynır
limanda
elleçlenirken ya
da bir gemiye
istiflendiği zaman
–özellikle ağır
konteynırlar
daha hafif
olanların üzerine
yerleştirildiğindetehlikeli durumlar
yaratabilmektedir.
”
Frank Leys
ITF liman işçileri kolu sekreteri
Ulaştırma sektöründe çalışan hemen herkes,
özellikle de denizciler, liman işçileri, karayolu ve
demiryolu işçileri konteynırlarla uğraşmaktadır.
Son yıllarda kaza haberlerinde bir artış yaşanmış
olmasına rağmen, konteynır güvenliğine hak
ettiği ilgi gösterilmemektedir. ITF ve üyesi
sendikalar ulaştırma sektöründe yer alan
herkesin konteynır güvenliğini artık öncelikli bir
konu haline getirmesini istiyorlar.
Konteynırlar kapalı birimler olduğundan,
içlerinde ne olduğunu hiç kimse görmemektedir.
Dolayısıyla içindekilerin iyi bir biçimde istiflenip
istiflenmediğini, bağlanıp bağlanmadığını ve
konteynırın ağırlığının ne olduğunu kontrol
etmemiz mümkün olmamaktadır.
Durumun böyle olması ulaştırma işçileri için,
örneğin konteynırları kaldırmakla ve onları
gemilere yüklemekle sorumlu ya da onları deniz
yoluyla bir limandan diğerine taşımak zorunda
olan ulaştırma işçileri için tehlikeli olabilir.
Denizcileri ve liman işçilerini temsil eden
sendikaların Uluslararası Çalışma Örgütü’ne
konteynırlarla ilgili çok sayıda kural ve
düzenlemenin neden sürekli olarak göz ardı
edildiğini ya da uygulanmadığını araştırması için
baskı yapıyor olmalarının nedeni budur.
Konteynırları düzenleyen Uluslararası
Denizcilik Örgütü (İMO) düzenlemelerine
uyuluyor olsaydı, sendikaların endişe duymak
için hiç bir nedenleri olmazdı.
Bunun yerine, tehlikeli malların ve maddelerin
beyan edilmemesi de yaygın bir uygulama olarak
karşımıza çıkmaktadır. Benzer şekilde,
manifestolarına göre boş olması gereken ama
kontrol edildiğinde ağırlıkları 20 tonu aşan
konteynırlarla da devamlı olarak karşılaşmaktayız.
Doğru ağırlık
Ağırlık önemli bir konudur. Konteynırın
gerçek ağırlığı genellikle ona eşlik eden
evrakta belirtilen ağırlıkla uyuşmamaktadır.
Azami brüt ağırlığı aşmak, konteynır limanda
elleçlenirken ya da bir gemiye istiflendiği zaman
–özellikle ağır konteynırlar daha hafif olanların
üzerine yerleştirildiğinde ya da gemideki
konteynırların toplam ağırlığı istifleme planında
gösterilenden daha büyük olduğunda- tehlikeli
durumlar yaratabilmektedir.
ITF, konteynır güvenliği konusunda harekete
geçilmesini sağlamak için, ulaştırma sektöründeki
tüm önemli paydaşlarıyla birlikte çalışmaktadır.
Bunların arasında nakliyatçıları, gemicilik
şirketlerini, liman ve rıhtımları, karayolu ve
demiryolu işletmecilerini temsil eden uluslararası
kuruluşlar yer almaktadır. Bizler aynı zamanda,
sendikalar konteynır ulaştırma zincirindeki en zayıf
halkayı –güvenli olmayan konteynırların neden
olduğu kazaların kurbanı olabilen o işçileri- temsil
ettiklerinden, uluslararası sendikal hareketle de
yakın bir işbirliği içinde çalışıyoruz.
ITF Denizciler Bülteni 2011
41
Konteynır güvenliği
Yeterince
düzenleme var
Konteynır taşımacılığına ilişkin Uluslararası
Denizcilik Örgütü düzenlemeleri:
Konteynır Güvenliği Hakkında
Uluslararası Sözleşme
Yükün İstifi ve Emniyete Alınmasına Dair
Güvenlik Uygulamaları Kuralları
Uluslararası Denizcilik Tehlikeli
Maddeler Kodu
Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Kirlenme
Olaylarına Karşı Hazırlıklı Olma, Müdahale ve
Denizde İnsan Hayatının Güvenliği
Sözleşmesi
İşbirliği Protokolü
Paketlenmiş Biçimde Deniz Yoluyla
Taşınan Zararlı Maddelerle Kirliliğin
Önlenmesine Dair Kurallar
Kirlilikten Doğan Sorumlulukla İlgili
Sözleşmeler.
Konteynır taşımacılığı konusunda var olan
diğer uluslararası düzenlemeler şunlardır:
WCO (Dünya Gümrük Örgütü) Gümrük
Sözleşmesi; UNECE (Birleşmiş Milletler
Avrupa Ekonomik Komisyonu) TIR Karneleri
Himayesinde Uluslararası Eşya Taşınmasına
Dair Gümrük Sözleşmesi; UNECE Dayanıksız
Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşınması
Sözleşmesi; Kargoda Sorumlulukla İlgili
Sözleşmeler ve UNECE DG (Tehlikeli
Maddeler) Yönetmeliği.
42
ITF Denizciler Bülteni 2011
Konteynır güvenliğinin ihmal edildiğinin bir
belirtisi kazalarla ilgili kapsamlı istatistiklerin
bulunmayışıdır; tek kelimeyle bu istatistikî
veriler uluslararası ya da ulusal düzeyde
toplanmamaktadır.
Elimizde bulunan veri ciddi kazalarla ilgili
çok sayıda anekdota dayalı kanıttan ibarettir.
Ve bir de İMO’nun 2008 tarihli, tehlikeli içeriğe
sahip konteynırların yüzde 5’inin kusurlu
olduğunu tespit etmiş olan bir araştırması
bulunmaktadır. Bu, insanın kanını donduracak
şekilde, verili herhangi bir anda içinde tehlikeli
madde bulunan 15.000 kusurlu konteynır
bulunduğu anlamına gelmektedir.
Araştırmanın bulguları
Birleşik Krallık’ta taşımacılık şirketlerine yönelik
olarak daha yakın zamanda yapılmış olan bir
araştırma bu şirketlerin sadece yüzde 15’inin yük
paketlemesinde İMO ve İLO kılavuz ilkelerini
kullandıklarını saptadı. Bunların yüzde yetmiş
yedisi bu kılavuz ilkelerden haberdar bile değildi!
Bu araştırmanın sonuçları, konteynırların
birçok durumda gerektiği gibi eğitilmemiş ve
uygun kural ve düzenlemelerden habersiz insanlar
tarafından yüklendiğine dair rahatsız edici eğilime
işaret etmektedir.
Konteynır güvenliğinin ulusal ve uluslararası
otoriteler tarafından uygulanası için daha fazla
çaba göstermenin yanı sıra, ITF konteynırların
paketlenmesi ve taşınmasına ilişkin berrak bir
sorumluluk zincirinin oluşturulmasını da talep
etmektedir.
Bu, bir kazanın sonrasında ihmalkâr
taraflardan hesap sorulmasına ve işçilerin
ülkelerine geri gönderilme masraflarından ve
tazminat ödemelerinden sorumlu tutulmalarına
olanak sağlayacaktır.
“
Bu araştırmanın
sonuçları,
konteynırların
birçok durumda
gerektiği gibi
eğitilmemiş ve
uygun kural ve
düzenlemelerden
habersiz insanlar
tarafından
yüklendiğine dair
rahatsız edici
eğilime işaret
etmektedir.
”
www.itfseafarers.org
DENİZ
KAZALARI
Denizciler
–şunları bilin!
Geminizin bir deniz kazasına karışması
durumunda, eğer bir soruşturma yapılırsa
ve/veya kazanın ardından bir Devlet tarafından
gözaltına alınırsanız, bu durumda size adil
bir biçimde davranılmasını güvence altına
alan, uluslararası yol gösterici ilkeler
bulunduğunu bilin.
Bu yol gösterici ilkeler, IMO/ILO’nun Deniz
Kazası halinde Denizcilere Adil Davranılması
üzerine Yol Gösterici İlkeleri’dir.
Bu yol gösterici ilkeler denizcilere liman
ve kıyı devleti, bayrak devleti, denizcinin
devleti ve gemi sahipleri tarafından adil bir
biçimde davranılmasını gerektirmektedir.
Bu yol gösterici ilkeler altında sahip
olduğunuz haklarınızı bilmeniz önem
taşıyor, böylece bir deniz kazasının
ardından sorgulanmanız veya gözaltına
alınmanız durumunda ne yapacağınızı ve
çıkarlarınızı nasıl koruyacağınızı bilirsiniz.
Geminizin karıştığı bir deniz kazası ile ilgili olarak
sorgulanmanız durumunda:
Eğer gerekli olduğunu düşünüyorsanız, liman, kıyı veya
bayrak Devletinin sorgu görevlilerinin sorularına cevap
vermeden veya bunlara herhangi bir açıklamada bulunmadan önce, bunlar gelecekte bir ceza kovuşturmasında
veya herhangi bir adli kovuşturmada size karşı kullanılabileceğinden bir avukata danışın
Tavsiye ve yardım almak için şirketinizle ve/veya
sendikanızla temasa geçin
Size sorulan her şeyi tam olarak anladığınızdan emin olun
Eğer anlamadığınız bir şey varsa:
• yetkililerden sorgulamayı durdurmalarını isteyin
• eğer gerekiyorsa bir çevirmenin yardımını isteyin
İlk olarak kendi çıkarlarınızı korumanız önem taşımaktadır.
Dolayısıyla şirketinizin, sendikanızın veya avukatınızın verdiği
tavsiyeler doğrultusunda hareket edin ve daha önemlisi bilgi
vermeniz tavsiye edildiğinde sorguyu yapanlara karşı açık sözlü
davranın.
Bir deniz kazasından sonra haklarınızı koruyun
Adil Davranış Yol Gösterici İlkeleri’ni okuyun
Haklarınızı bilin
Eğer şüpheniz varsa, danışın!
Adil Davranış Yol Gösterici İlkeleri’yle ilgili daha fazla bilgiyi şu
adresten edinebilirsiniz: www.itfglobal.org/fairtreatment veya
www.marisec.org/fairtreatment

Benzer belgeler

Haklarımızla kumar oynamak

Haklarımızla kumar oynamak sendikaların denetiminden kaçınmak için elverişli bayraklara geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir. Bu kampanyanın iki ...

Detaylı

denizcilik çalışma sözleşmesi yürürlüğe giriyor

denizcilik çalışma sözleşmesi yürürlüğe giriyor şekilde hareket etmeleri durumunda, bu, sanayileşmiş dünyada mal fiyatları üzerinde önemli bir etki yaratacaktır ve kamuoyunun kendi yaşamlarının denizlerde çalışan insanlara ne kadar bağlı olduğun...

Detaylı

Gemiciliğin krizi denizciler için ne anlama geliyor?

Gemiciliğin krizi denizciler için ne anlama geliyor? sendikaların denetiminden kaçınmak için elverişli bayraklara geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir. Bu kampanyanın iki ...

Detaylı

Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu

Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu kampanyasına onay veren organ- tarafından belirlenmiş olan standartların altında kalmayan koşullar üzerinde anlaşmaya varılmasına çalışmaktadırlar. Son yıllarda ITF, Uluslararası Pazarlık Forumu iç...

Detaylı

Denizcilik Çalısma Sözlesmesi: su ana kadar her sey

Denizcilik Çalısma Sözlesmesi: su ana kadar her sey taşımacılığı, sivil havacılık ve turistik hizmetler. ITF ulaştırma işçilerini dünya çapında temsil eder ve onların çıkarlarını küresel kampanyalar ve dayanışma aracılığıyla savunur. ITF DENİZCİLE...

Detaylı