CASE OF OBERSCHLICK v. AUSTRIA No. 2_TRx

Transkript

CASE OF OBERSCHLICK v. AUSTRIA No. 2_TRx
CONSEIL
DE L’EUROPE
COUNCIL
OF EUROPE
COUR EUROPÉENNE DES DROITS DE L’HOMME
EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS
MAHKEME (DAĐRE)
OBERSCHLICK - AVUSTURYA DAVASI
(Başvuru no. 20834/92)
KARAR
STRASBOURG
1 Temmuz 1997
OBERSCHLICK - AVUSTURYA KARARI
1
© Avrupa Konseyi/Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi, 2012. Bu çeviri,
Avrupa Konseyi’nin insan haklarına destek Fonu’nun desteğiyle
hazırlanmıştır
(www.coe.int/humanrightstrustfund).
Mahkeme’yi
bağlamamaktadır. Daha fazla bilgi için, bu belgenin sonunda bulunan
yazarın telif hakkı ile ilgili kısmı okuyabilirsiniz.
© Council of Europe/European Court of Human Rights, 2012. This
translation was commissionned with the support of the Human Rights Trust
Fund of the Council of Europe (www.coe.int/humanrightstrustfund). It does
not bind the Court. For further information see the full copyright at the and
of this document.
© Conseil de l’Europe/Cour européenne des droits de l’homme, 2012. La
présente traduction a été effectuée avec le soutien du Fonds fiduciaire pour
les
droits
de
l’homme
du
Conseil
de
l’Europe
(www.coe.int/humanrightstrustfund). Elle ne lie pas la Cour. Pour plus de
renseignements veuillez lire l’indication de copyright/droits d’auteur à la fin
du présent document.
2
OBERSCHLICK - AVUSTURYA KARARI
Oberschlick - Avusturya davasında (no. 2)1,
Đnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına Đlişkin Sözleşmenin
("Sözleşme") 43. Maddesi (mad. 43) ve B Mahkemesi Kuralları'nın ilgili
hükümlerine2 göre aşağıdaki hakimler,
Sayın R. RYSSDAL, Başkan,
Sayın Thór VĐLHJÁLMSSON,
Sayın F. MATSCHER,
Sayın C. RUSSO,
Sayın A. SPĐELMANN,
Sayın R. PEKKANEN,
Sayın J.M. MORENĐLLA,
Sayın M.A. LOPES ROCHA,
Sayın P. KURĐS,
ve ayrıca Yazı Đşleri Müdürü Sayın H. PETZOLD, ve Yazı Đşleri Müdür
Yardımcısı Sayın P.J. MAHONEY’den
oluşan Daire olarak toplanan Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi,
21 Mart ve 25 Haziran 1997'de kamuya kapalı olarak müzakere ettikten
sonra son bahsedilen tarihte kabul edilen aşağıdaki kararı vermiştir:
USUL YÖNTEMLERĐ
1. Dava, Mahkeme'ye, 18 Mart 1996 tarihinde, bir Avusturya vatandaşı
olan Bay Gerhard Oberschlick ("başvuru sahibi") tarafından, Sözleşmenin
32. Madde 1. paragrafı ve 47. Maddesinde (mad. 32-1, mad. 47) belirtilen
üç aylık süre içerisinde havale edilmiştir. Dava, 15 Eylül 1992'de Bay
Oberschlick tarafından Madde 25 (mad. 25) gereğince Avusturya
Cumhuriyeti'ne karşı Avrupa Đnsan Hakları Komisyonu'na (“Komisyon”)
sunulan bir başvurudan (no. 20834/92) kaynaklanmıştır.
Bay Oberschlick’in Mahkeme'ye başvurusu, Avusturya tarafından
onaylanan, Sözleşmenin Protokol No.9 (P9) ile değişik 48. Maddesine
(mad. 48) dayanmaktadır. Başvurusunun amacı, davanın olgularının,
Sözleşmenin 10. Maddesi (mad.10) kapsamındaki yükümlülüklerin davalı
1
Dava numarası 47/1996/666/852’dir. Đlk numara davanın, ilgili yıl içerisinde (ikinci
numara) Mahkeme'ye havale edilen davalar listesindeki sırasını gösterir. Son iki numara,
davanın Mahkeme'nin kuruluşundan bu yana baktığı davalar listesindeki sırası ve
Komisyon'a yapılan başvurulardan kaynaklanan davalar listesine tekabül eden yerini
gösterir.
2
2 Ekim 1994 tarihinde yürürlüğe giren B Mahkemesi Kuralları, 9 numaralı Protokol'le
(P9) bağlı bulunan bütün Devletlerle ilgili davalar için geçerlidir.
OBERSCHLICK - AVUSTURYA KARARI
3
Devlet tarafından ihlalini ifşa edip etmediği hakkında bir karara
varılmasıydı.
2. 28 Haziran 1996'da Mahkeme'nin Đnceleme Heyeti davanın dikkate
alınmasını reddetmemeye ve davayı incelenmesi için Mahkeme'ye sunmaya
karar verdi (Sözleşmenin 48. Madde 2. paragrafı) (mad. 48-2).
3. B Mahkemesi Kuralları, 35. Kural 3(d) paragrafı uyarınca yapılmış
olan incelemeye cevaben başvuru sahibi, duruşmalarda yer almak istediğini
belirtti. 29 Ağustos 1996'da Mahkeme Başkanı kendisine, zabıt tutulması
sırasında bir avukat yardımıyla davasını sunma izni verdi, buradan avukatın
kendisini duruşmada temsil etmesi gerekeceği anlaşılmıştır (Kural 31 parag.
1). Aynı gün Başkan, Almanca kullanmaları için de kendilerine izin verdi
(Kural 28 parag. 3).
4. Oluşturulacak Daire, görevi gereği seçilmiş Avusturya uyruklu hakim
Bay F. Matscher (Sözleşmenin 43. Maddesi) (mad. 43) ve Mahkeme
Başkanı Bay R. Ryssdal'dan (Kural 21 parag. 4 (b)) oluşmaktadır. 7
Ağustos 1996'da, Yazı Đşleri Müdürü huzurunda Başkan, kura ile diğer yedi
üyenin yani, Bay Thór Vilhjálmsson, Bay R. Macdonald, Bay C. Russo,
Bay A. Spielmann, Bay J.M. Morenilla, Bay M.A. Lopes Rocha ve Bay L.
Wildhaber'in (Madde 43 Sözleşmenin sonunda ve Kural 21 parag. 5) (mad.
43) adlarını çekti. Daha sonra yedek hakimler Bay R. Pekkanen ve Bay P.
Kuris, davanın ilerleyen safhalarına katılamayan Bay Wildhaber ve Bay
Macdonald'ın yerini aldı (Kural 22 parag. 1 ve Kural 24 parag. 1).
5. Daire Başkanı olarak (Kural 21 parag. 6), Bay Ryssdal, Yazı Đşleri
Müdürü aracılığıyla hareket ederek, Avusturya Hükümeti ("Hükümet")
Temsilcisi, başvuru sahibinin avukatı ve Komisyon Delegesi'yle
duruşmaların düzenlenmesi konusunda görüştü (Kural 39 parag. 1 ve Kural
40). Sonuçtaki karara uygun olarak Yazı Đşleri Müdürü, 13 Ocak 1997'de
başvuru sahibinin ve 7 Şubat 1997'de de Hükümet'in dilekçelerini teslim
aldı. 11 Mart1997'de Komisyon önündeki işlemlere ilişkin, Başkan'ın
talimatları doğrultusunda Yazı Đşleri Müdürü tarafından istenen dosyayı
oluşturdu.
6.
Başkan'ın kararına uygun olarak duruşma, 20 Mart 1997'de,
Strazburg’daki Đnsan Hakları Binası'nda halka açık olarak gerçekleşti.
Mahkeme öncesinde bir hazırlık toplantısı yaptı.
Mahkeme huzurundakiler:
(a) Hükümet adına
Bay W. OKRESEK, Uluslararası Đlişkiler Dairesi Başkanı,
Anayasa Dairesi,
Federal Başbakanlık,
Vekil,
Bay S. BENNER, Ceza Đşleri ve Af Dairesi Başkanlığı,
Federal Adalet Bakanlığı,
Danışman;
(b) Komisyon adına
Bay L. LOUCAĐDES,
Delege;
(c) başvuru sahibi adına
OBERSCHLICK - AVUSTURYA KARARI
4
Bay H. TRETTER,
Avukat,
Bay G. OBERSCHLĐCK,
Başvuru sahibi.
Mahkeme Bay Loucaides, Bay Tretter, Bay Okresek, Bay Benner ve Bay
Oberschlick'in konuşmalarını dinledi.
OLGULARA ĐLĐŞKĐN
I. DAVANIN KOŞULLARI
7. Viyana'da yaşayan bir gazeteci olan Bay Oberschlick, söz konusu
tarihte Forum dergisinin editörüydü.
8.
7 Ekim 1990'da Ulrichsberg eteklerindeki bir "barış kutlaması"
(Friedensfeier) sebebiyle Avusturya Özgürlük Partisi (Freiheitliche Partei
Österreichs - FPÖ) lideri ve Karintia Bölge Valisi (Landeshauptmann) Bay
Haider, Đkinci Dünya Savaşı'na katılan "asker kuşağı”nın rolünü yücelten bir
konuşma yaptı. Konuşmasında, Alman ordusunda olanlar da dahil olmak
üzere tüm askerlerin barış ve özgürlük için savaştıklarını ve bu nedenle
insanların, o neslin "iyi" ve "kötü" askerleri arasında ayırım yapmak yerine
bugünün demokratik refah toplumunu kurup inşa ettikleri için hepsine
minnettar olması gerektiğini söyledi. Bay Haider daha sonra kendi görüşüne
göre tüm Đkinci Dünya Savaşı'nda ölenleri kötüleyen bir Avusturyalı yazarı
eleştirdi ve şöyle devam etti:
"Bayanlar ve baylar, demokraside fikir özgürlüğü doğal karşılanır ancak, insanların,
kendileri şimdi demokrasi ve özgürlük içerisinde yaşayabilsinler diye başkaları
hayatlarını tehlikeye atmasaydı asla sahip olamayacakları bu manevi özgürlük
üzerinde hak iddia ettikleri yerde fikir özgürlüğü sınırlarına ulaşır."
9. Bu konuşmanın tamamı Forum'da yeniden yayınlandı ve başvuru
sahibi ve yukarıda bahsedilen Avusturyalı yazar tarafından yorumlandı. Bay
Oberschlick’in "P.S.: ‘Trottel’ statt ‘Nazi’" ("Not: `Nazi’ yerine `Aptal’")
başlıklı yazısı şöyleydi:
"Jörg Haider'la ilgili olarak öncelikle bir Nazi olmadığını belirteceğim ancak ikinci
olarak, o bir aptaldır. Bunu şu şekilde doğrularım: [L.] [...] beni Nazi olarak anılmanın
Jörg Haider için bir avantaj olduğuna tamamen ikna etti. Bu yüzden arkadaşlarımdan,
bu son derece haklı nedenden dolayı o tanımlamayı kullanmaktan kaçınışımı
bağışlamalarını istiyorum.
...
[Haider] kendi nazarında, fetih savaşları [Raubkrieg] başlatma Hitler’ci özgürlüğü
adına Üçüncü Reich'in onurlu üniforması [Ehrenkleid] içinde hayatlarımızı tehlikeye
atmak için meşrulaştırıcı iyi şansı [legitimierende Glück] olmayan ve nihai çözümü
dayatmayan bizleri yadsırken, [ve bizi yadsırken] "siyasi özgürlük" şöyle dursun,
'tamamen "manevi" fikir özgürlüğü üzerinde hak iddia etme' hakkı ve bizzat
OBERSCHLICK - AVUSTURYA KARARI
5
kendisinin hiçbir zaman SS veya Alman ordusunun [Wehrmacht] şerefli üniforması
içerisinde hizmet etme iyi şansı olmaması, bu nedenle de Avusturyalıların büyük
çoğunluğuyla birlikte kendisini de özgürlükten faydalanmaktan muaf tuttuğu için,
benim gözümde, bir aptaldır."
10. 26 Nisan 1991'de Bay Haider, Viyana Bölge Ceza Mahkemesi'nde
(Landesgericht für Strafsachen - "Bölge Mahkemesi") başvuru sahibine
karşı hakaret (üble Nachrede) ve aşağılama (Beleidigung) davası açtı.
Ayrıca, derginin ilgili sayısına derhal el konulması ve yargı kurumunun
duyurusunun Forum'da yayınlanması kararı çıkartılması için de başvurdu.
11. 30 Nisan 1991'de mahkeme duyurunun yayınlanması için yapılan
başvuruya izin verdi ancak, 21 Mayıs 1991'de Bay Oberschlick bu karara
itiraz etti.
12. 23 Mayıs 1991'de mahkeme başvuru sahibini Ceza Kanunu'nun 115.
Maddesi (aşağıdaki paragraf 19'a bakınız) gereği Bay Haider'e hakaretten
suçlu buldu ve yirmi günde 200 Avusturya Şilini (ATS) ödemeye, bunun
olmaması halinde on gün hapis cezasına çarptırdı. Mahkemeye göre, Trottel
kelimesi bir hakaretti (Schimpfwort) ve yalnızca bir küçümseme olarak
kullanılabilirdi (Herabsetzung); bu nedenle de hiçbir zaman objektif bir
eleştiride kullanılamazdı (sachliche Kritik). Kararın yazılı nüshasında
mahkeme, Forum'un ilgili sayısının toplatılması emrini verdi.
13.
30 Ağustos 1991'de başvuru sahibi karar aleyhine temyiz
(Berufung) başvurusunda bulundu. Sunumunda, mahkeme söz konusu
ifadeyi Bay Haider'e karşı bir hakaret olarak ele almıştı, çünkü hangi
bağlamda kullanıldığını göz ardı etmişti. Eğer mahkeme makalenin
tamamını ve fikir yürütme tarzını dikkate almış olsaydı, şikayette bulunulan
terimin, Bay Haider'in konuşmasında kendisini fikir özgürlüğünden mahrum
bırakmış olduğu bulgusu sonucuna hizmet ettiği için, doğrulanmış olduğunu
fark edecekti.
Bay Oberschlick, ayrıca Forum'un ilgili sayısına el konulması emrinin
karar verildiğinde çıkartılmadığından da şikayetçi oldu.
14. 16 Eylül1991'de başvuru sahibi duruşma kaydının düzeltilmesi ve
ilavelerin yapılmasını talep etti.
15. 18 Ekim 1991'de Bölge Mahkemesi kaydın bir kısmını düzeltti ve
başvuru sahibi tarafından talep edilen daha fazla değişikliği konu dışı
olduğu gerekçesiyle reddetti. 10 Aralık'ta karara itiraz (Beschwerde) etti.
16. Bu arada, 5 Aralık 1991'de, Bölge Mahkemesi kararını düzeltti ve
Forum'un toplatılması emrini karardan çıkarttı.
17. 18 Mart 1992'de Viyana Temyiz Mahkemesi (Oberlandesgericht),
başvuru sahibinin Bay Haider tarafından başlatılan yasal işlemlerle ilgili
duyurunun yayınlanması emrine itirazını reddetti (yukarıdaki paragraf 11'e
bakınız). Aynı gün Temyiz Mahkemesi duruşma kaydını düzeltme kararına
yapılan itirazı kabul edilemez olarak ilan etti (yukarıdaki paragraf 15'e
bakınız).
6
OBERSCHLICK - AVUSTURYA KARARI
18. 25 Mart 1992'de Temyiz Mahkemesi Bölge Mahkemesi'nin kararını
onayladı, ancak günlük para cezası oranını 50 ATS'ye indirdi (yukarıdaki
paragraf 12'ye bakınız).
Söz konusu kelimenin makalenin başlığında görülmesi dikkat çekmiştir.
Ancak, sadece başvuru sahibi tarafından yazılan satırları değil, Bay
Haider'in konuşması ve beraberindeki yorumları da Forum'da okuyan birisi
Bay Oberschlick'in konuşmacıyı, kendi görüşüne göre, konuşmasında
kendisini ve Avusturya'nın büyük çoğunluğunu fikir özgürlüğünden
yararlanmaktan mahrum bıraktığından "aptal" olarak nitelendirdiğini
anlayabilirdi. Bunu yapmayanlar, Trottel kelimesini Bay Haider'in
kelimelerinden
çıkartılabilecek
sonuçla
değil,
kendi
şahsıyla
bağdaştırabilirdi. Bu nedenle kabul edilebilir nesnel eleştiri (die Grenze
sachlich zulässiger Kritik) sınırlarını aşan bir hakaret boyutuna ulaşmıştı ve
Bay Oberschlick bunun farkında olmalıydı. En azından, Bay Haider'in
beyanatının sonuçlarını aptal olarak tanımlayabilirdi (vertrottelt).
Kuşkusuz, eleştiriye açık görüşleri destekleyen politikacılar, özellikle
sert saldırılara, hatta kişisel olanlara bile maruz kalacaklarını kabul etmek
zorundadırlar. Ancak, fikir özgürlüğü hakkı, siyasi münazaralardaki esasın
tartışılmasının yerini alan hakaretlere yol açmamalıdır. Şahsen
kışkırtılmadığı sürece bir politikacının hakarete başvurması, aynı şeyi
kendisini kötüleyenlerin de yapmasını haklı çıkarmaz. Sözleşmenin 10.
Maddesini (mad.10) birine hakaret etme hakkına dayanak olarak almak
siyasi münazaranın değerinde genel bir düşüşe (generelle Verrohung) neden
olur.
I. ĐLGĐLĐ ĐÇ HUKUK
19. Ceza Kanununun ilgili hükümleri aşağıdaki gibidir:
Madde 111
"1. Bir kimseyi üçüncü kişilerin gözünde itibarsız bir karaktere sahip olmakla veya
şeref ve ahlaka aykırı tutum almak veya davranışta bulunmakla ve onu itibarsız
kılacak veya küçük düşürecek şekilde alenen suçlayan bir kimse, altı aya kadar hapis
veya para cezasına mahkûm olur ...
2. Bu suçu basılı araçlarla veya kamunun geniş bir kesiminin bu hakareti
öğrenmesini sağlayacak başka bir şekilde yayan bir kimse, bir yıla kadar hapis veya
para cezasına mahkûm olur....
3. Beyanın doğruluğunun ispat edilmesi halinde, beyanda bulunan kimseye ceza
verilmez. Birinci fıkrada tanımlanan fiili işleyen kimsenin, beyanının doğru olduğunu
farz etmesi için yeterli sebep bulunduğunu ortaya koyan şartların varlığı halinde de
sorumlu tutulmaz."
OBERSCHLICK - AVUSTURYA KARARI
7
Madde 115
"1. Toplum içinde veya başkalarının huzurunda üçüncü bir şahısı aşağılayan, alay
eden, inciten veya incitmekle tehdit eden bir kimse, bir başka hüküm uyarınca daha
ağır bir cezaya çarptırılmadığı sürece, üç aya kadar hapis veya para cezasına mahkûm
olur ...
3. Sırf bir başka şahısın davranışından kaynaklanan öfkeyle o şahısı bulunduğu
şartlar altında mazur görülebilir bir şekilde aşağılayan, alay eden, inciten veya
incitmekle tehdit etmeyi kendisine fırsat bilen bir kimsenin, öfkesinin, özellikle onu
kışkırtan olaydan bu yana geçen zaman içerisinde ortalama bir şahıs için anlaşılabilir
olup olmadığına dair bir savunması olmalıdır."
KOMĐSYON ÖNÜNDEKĐ ĐŞLEMLER
20.
Komisyon'a yaptığı 15 Eylül 1992 tarihli başvurusunda (no.
20834/92) Bay Oberschlick, mahkumiyetinin Sözleşmenin 10. Maddesine
(mad. 10) aykırı olduğunu ve Avusturya mahkemelerince uygulanan
prosedürün 6. Maddenin (mad.6) ihlali olduğunu iddia etti.
21. 6 Nisan 1995'te Komisyon (Birinci Daire) Madde 10 (mad. 10)
uyarınca yapılan şikayetlerle ilgili başvuruyu kabul edilebilir buldu ve
başvurunun kalanını kabul edilemez ilan etti. 29 Kasım 1995 (Madde 31)
(mad. 31) tarihli raporunda, bu hükmün (mad. 10) ihlaline ilişkin görüşünü
on dörde karşı bir oyla açıkladı. Komisyon görüşünün tam metni bu karara
ek olarak sunulmuştur 3.
MAHKEMEYE SON SUNUMLAR
22.
Hükümet dilekçesinde Mahkeme'den "Bay Oberschlick'in
Sözleşmenin 10. Maddesine (mad. 10) dayandırdığı gibi bir haklar ihlali
olmadığına karar vermesini" istedi.
23.
Başvuru sahibi dilekçesinde Mahkeme'den "Avusturya'nın
kendisini cezai bir suçla mahkum ederek Sözleşmenin 10. Maddesini (mad.
10) ihlal ettiğine karar vermesini" istedi.
3
Uygulamaya yönelik nedenlerle, söz konusu ek sadece kararın nihai basılı nüshasında yer
alacaktır (Hüküm ve Karar Raporları 1997-IV'de), ancak Komisyon raporunun bir sureti
yazı işleri müdürlüğünden temin edilebilir.
8
OBERSCHLICK - AVUSTURYA KARARI
YASALAR BAKIMINDAN
I. SÖZLEŞMENĐN 10. MADDESĐNĐN (mad. 10) ĐHLALĐ ĐDDĐASI
24.
Bay Oberschlick kendisini hakaretten suçlu bulan kararların,
Sözleşme'nin;
"1. Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak kamu makamlarının
müdahalesi olmaksızın ve ulusal sınırlarla kısıtlanmaksızın, bir görüşe sahip olma,
haber ve düşünceleri elde etme ve bunları ulaştırma özgürlüğünü de içerir. Bu madde
(mad.10) Devletlerin radyo yayıncılığını, televizyon ve sinema işletmeciliğini izne
bağlamasına engel değildir.
2. Bu özgürlüklerin kullanımı, görev ve sorumlulukları da beraberinde getirdiği için
ulusal güvenlik, ülke bütünlüğü veya kamu güvenliği, suç veya düzensizliğin
önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması, başkalarının itibar ve haklarının
korunması, gizli bilgilerin ifşa edilmesinin önlenmesi, yargının yetki ve tarafsızlığının
korunması amacıyla, demokratik bir toplumda gerekli bulunan ve hukukun öngördüğü
formalitelere, şartlara, kısıtlamalara ve cezalara tabi tutulabilir."
şeklinde sunulan 10. Maddesiyle (mad.10) güvence altına alınan ifade
özgürlüğü hakkını ihlal ettiğini savundu.
25. 23 Mayıs 1991'de Viyana Bölge Mahkemesi tarafından verilen
(yukarıdaki paragraf 12'ye bakınız) ve Viyana Temyiz Mahkemesi
tarafından 25 Mart 1992'de onaylanan (yukarıdaki paragraf 18'e bakınız)
mahkumiyeti, tartışmasız bir şekilde ifade özgürlüğünden faydalanmaya bir
"müdahale" teşkil etti.
Mahkeme huzurunda bulunanlar, bu müdahalenin "yasayla öngörüldüğü"
- Ceza Kanunu'nun 115. maddesi (yukarıdaki paragraf 19'a bakınız) - ve 10.
Madde 2. paragraf (mad. 10-2) çerçevesinde amacının "başkalarının itibar
veya haklarını" korumak olduğu konusunda da anlaşmışlardır.
Sözlü tartışma müdahalenin bu amaca ulaşmak için "demokratik bir
toplumda gerekli" olup olmadığı sorusunu ele aldı.
26. Başvuru sahibinin sunumunda Trottel (aptal) kelimesi tesadüfen
kullanılmamıştı; hem Bay Haider'in konuşmasındaki iddiaların ne kadar
ölçüsüz olduğuna halkın dikkatini çekebilecek, hem de o sayıdaki makalede
kendisinin eleştirisini özetleyebilecek tek kelime buydu. Hem kelimeler
hem de tonlama Bay Haider ve okuyuculara, Ulrichsberg'deki kelimelerinin
konuşmacının kendisini ve birçok vatandaşı fikir özgürlüğü hakkından
mahrum bırakacak kadar mantıksız, makul olmayan ve tehlikeli olduğunu
göstermek için seçilmişti. Durum böyleyken, zamanın Karinthia Bölge
Valisi olan ve hatta Eyalet Şansölyesi pozisyonu için muhtemel bir aday
olarak görülen bir şahsın fikirlerine karşı insanları geniş çaplı olarak
uyarmak kamunun yararınaydı. Özetle, Trottel kelimesi, ortalama bir
okuyucunun da görebileceği gibi konuşmacının kendisine değil,
söylediklerine yöneltilmişti.
OBERSCHLICK - AVUSTURYA KARARI
9
27. Komisyon sayıdaki kelimenin hakaret olarak değerlendirilebileceğini
kabul etti, ancak davanın koşullarında ve özellikle Bay Haider tarafından
ifade edilen görüşlere istinaden böyle olduğu görüşündeydi, başvuru
sahibinin mahkumiyeti kendisinin ifade özgürlüğünden yararlanmasıyla
orantısız bir müdahale sergiliyordu.
28.
Hükümet, söz konusu mahkumiyetin Bay Oberschlick'in Bay
Haider'i eleştirisiyle değil sadece Trottel kelimesinin kullanımıyla ilgili
olduğuna dikkat çekti. Bir görüşün ifade edilmesinden çok uzak biçimde,
yalnızca bir bireyi toplum içerisinde kötülemek ve küçültmek için
kullanılmış bir hakaretti. Saldırılan şahıs, kışkırtma amaçlı aşırı görüşleri
savunmuş olsa da bu, demokratik bir toplumda kabul edilemezdi. Siyasi
tartışmada asgari düzeyi sağlamak için, bazı temel kurallara uyulması
gerekiyordu. Toplumun siyasal gelişimine hiç bir olumlu katkıları
bulunmadığından hakaretler, iftiralar ve saldırgan dil Sözleşme kapsamında
genel, sınırsız bir korumadan faydalanamazdı. Daha ziyade misilleme
arzusunu harekete geçirerek ortamı zehirlemekteydiler. Kendi çıkarları
doğrultusunda, demokratik bir toplum böyle bir tırmanmaya müsamaha
gösteremezdi.
29. Mahkeme, Sözleşme'nin 10. Maddenin 2. paragrafına tabi olmak
üzere yalnız uygun olarak alınan veya zararsız olarak görülen ya da önemsiz
bulunan “bilgiler” veya “fikirler” için değil, aynı zamanda rencide eden,
utandıran veya rahatsız edenler için de geçerli olduğunu tekrar eder.
Bu ilkeler basın açısından büyük önem taşımaktadır. Konulan sınırları
aşmaması gerekirken, diğerlerinin yanı sıra, "başkalarının itibarının
korunması" için görevi yine siyasi konular ve genel ilgi alanları üzerine
bilgi ve fikir vermektir.
Kabul edilebilir eleştirinin sınırlarıysa kamusal sıfatıyla hareket eden bir
siyasetçi için özel bir şahısa göre daha geniştir. Siyasetçi, kaçınılmaz ve
bilinçli olarak kendisini her kelimesi ve icraatı ile hem gazetecilerin hem de
geniş anlamda halkın yakın incelemesine maruz bırakır ve özellikle kendisi
eleştiriye açık kamu açıklamaları yaptığında daha büyük ölçüde hoşgörü
sergilemelidir. Şahsi sıfatıyla hareket etmediğinde bile itibarının korunması
hakkına kesinlikle sahiptir, ancak ifade özgürlüğüne yönelik istisnaların
daraltılarak yorumlanması gerektiğinden, bu korumanın koşullarının siyasi
konuların açık şekilde tartışılması çıkarlarına karşı dengelenmesi gerekir
(bakınız, özellikle, 23 Mayıs 1991 tarihli Oberschlick - Avusturya (no. 1)
kararı, Seri A no. 204, s. 25-26, parag. 57-59 ve 19 Aralık 1994 tarihli
Vereinigung demokratischer Soldaten Österreichs ve Gubi - Avusturya
kararı, Seri A no. 302, s. 17, parag. 37).
30. Mahkeme Bay Oberschlick'in Bay Haider'i, Forum'da yayınladığı
makalenin başlığında ve içerisinde Trottel ifadesiyle tanımlayarak hakaret
etmekten mahkum olduğuna dikkat çeker. Bölge Mahkemesi kelimenin
kendisinin hakaret edici olduğunu ve sadece kullanımının mahkumiyeti
haklı çıkarmak için yeterli olduğunu kabul etti (yukarıdaki paragraf 12'ye
10
OBERSCHLICK - AVUSTURYA KARARI
bakınız). Viyana Temyiz Mahkemesi, ne makaleyi ne de Bay Haider'in
konuşmasını ve üstüne yapılan yorumları okumamış olan okuyucuların
kelimeyi, Bay Haider'in söyledikleri ile değil kendi şahsıyla
ilişkilendirebilecekleri için söz konusu kelimenin, sırf makalenin başlığında
görülmesi gerçeğinin bile hakaret edici olduğu görüşünü savundu
(yukarıdaki paragraf 18'e bakınız).
31. Mahkeme buna katılmaz. Bu bağlamda, huzurunda itiraz edilen
yargı kararlarının, başvuru sahibinin makalesi ve içinde yazıldığı şartlar da
dahil olmak üzere tüm davanın ışığında değerlendirilmesi gerektiğine dikkat
çekmek ister. (yukarıda belirtilen Oberschlick (no. 1) kararı, s. 26, parag.
60'a bakınız).
Bunların en önemlisi, Bay Oberschlick'in makalesinde değindiği Bay
Haider'in konuşmasıdır. Bay Haider, öncelikle Đkinci Dünya Savaşı'nda
hizmet veren tüm askerlerin, hangi tarafta savaşmış olurlarsa olsunlar, barış
ve özgürlük için savaştıkları ve bugünün demokratik toplumunun kurulması
ve inşasına katkıda bulunduklarını iddia ederek, ve ikinci olarak da yalnızca
savaşta hayatlarını tehlikeye sokanların fikir özgürlüğünden faydalanma
hakkına sahip olduklarını ileri sürerek açık bir biçimde kışkırtıcı olma ve
bunun sonucunda güçlü tepkiler uyandırma niyetindedir.
32.
Bay Oberschlick’in makalesiyse, söz konusu konuşma ve Bay
Haider'in söylediklerine tepki gösteren bir yazarın makalesiyle birlikte
basılmıştı. Başvuru sahibi makalesinde, yirmi satır gibi bir bölümde, neden
Bay Haider'in söylemlerinin kendisini Nazi yerine Trottel olarak
tanımlamak üzere kışkırttığını kısaca açıklamıştı - başlıca nedeni
konuşmasında Bay Haider'in kendisini herhangi bir fikir özgürlüğünden
faydalanmaktan yoksun bırakmasıydı.
33. Mahkemenin görüşüne göre, başvuru sahibinin makalesi, özellikle
de Trottel kelimesi, kesinlikle tartışmalı olarak değerlendirilebilirdi, ancak
başvuru sahibi bunlarla ilgili olarak, Bay Haider'in kendisi kışkırtıcı olan
konuşmasından elde edilmiş tarafsız şekilde anlaşılabilir bir açıklama
yaptığı için gereksiz bir kişisel saldırı teşkil etmemişlerdi. Dolayısıyla Bay
Haider'in konuşmasıyla kışkırtılan siyasi tartışmanın parçalarıydılar ve
gerçekliği kanıtlanabilir olmayan bir görüş boyutuna ulaşmışlardı. Ancak,
böyle bir görüş özellikle de herhangi bir gerçeklik dayanağı olmadığından
aşırıya kaçabilirse de, yukarıda belirtilen hususlar ışığında bu durumda
böyle değildi (bakınız, en son karar olarak, 24 Şubat 1997 tarihli De Haes
ve Gijsels - Belçika kararı, Hüküm ve Karar Raporları 1997-I, s. 236,
parag. 47).
34.
Bir siyasetçiye kamuoyunda Trottel demenin onu rencide
edebileceği doğrudur. Mevcut davada ise, kelime Bay Haider tarafından
harekete geçirildiği bilinen öfkeyle orantısız görülmemektedir. Makalenin
Mahkeme'nin onaylamaması gereken tartışmalı tonuna gelince, Madde
10'un (mad. 10) açıklanan düşünce ve bilgilerin sadece özünü değil, aynı
zamanda iletme biçimlerini de koruduğu hatırlanmalıdır (bakınız, diğer
OBERSCHLICK - AVUSTURYA KARARI
11
kararlar arasında, yukarıda belirtilen Oberschlick (no. 1) kararı, s. 25, parag.
57).
35. Sonuç olarak, Mahkeme, başvuru sahibinin ifade özgürlüğünü
kullanması konusunda müdahalenin gerekli olduğunun kanıtlanmadığı
görüşündedir.
Bu nedenle, Madde 10 (mad. 10)’un ihlali gerçekleşmiştir.
II. SÖZLEŞMENĐN 50. MADDESĐNĐN (mad. 50) UYGULANMASI
36. Sözleşme’nin 50. maddesi şöyledir:
"Mahkeme, Yüksek Sözleşme Tarafının adli makamları veya diğer makamları
tarafından verilen bir kararın veya alınan bir tedbirin tamamen ya da kısmen bu
Sözleşmeyle üstlendiği yükümlülüklere aykırı olduğu sonucuna varırsa, ve bu
Sözleşme Tarafının iç hukuku, bu karar veya tedbirin sonuçlarını kısmen tazmin
etmeye imkan veriyorsa ve gerekiyorsa, zarara uğrayan tarafa adil bir tazminat
ödenmesine hükmedebilir."
A. Maddi zarar
37. Bay Oberschlick Viyana Temyiz Mahkemesi tarafından başvuru
sahibinin ödemesi emri verilen para cezası ve Bay Haider'in mahkeme
harçları ve hukuki temsil maliyetlerinin karşılanması adına maddi zarar
olarak 23,394.80 Avusturya şilini (ATS) istedi (yukarıdaki paragraf 18'e
bakınız).
38. Hükümet bir ihlal olduğu bulgusuna katıldı. Komisyon Delegesi
herhangi bir görüş beyan etmemiştir.
39. Söz konusu toplamların başvuru sahibi tarafından ödenmesi yanlış
mahkumiyetinin doğrudan bir sonucu olduğundan Mahkeme iddiayı haklı
buldu.
B. Maliyet ve masraflar
40. Bay Oberschlick, Sözleşme kurumları ve ulusal mahkemelerde yasal
olarak temsil edilmesinin maliyet ve masraflarına ilişkin olarak 194,998.84
ATS istemiştir.
41. Hükümet eğer bir ihlal bulunursa 132,000 ATS ödemeyi kabul etti.
Komisyon Delegesi herhangi bir görüş beyan etmemiştir.
42. Mahkeme, hakkaniyet esasına dayanarak bu başlık altında başvuru
sahibine 150,000 ATS vermiştir.
OBERSCHLICK - AVUSTURYA KARARI
12
C. Temerrüt faizi
43. Mahkemenin elindeki bilgilere göre mevcut kararın verildiği tarihte
Avusturya’da geçerli yasal faiz yıllık % 4’tür.
BU SEBEPLERLE MAHKEME,
1.
Yediye iki oyla Sözleşmenin 10. Maddesinin (mad. 10) ihlalinin
olduğuna;
2. Oybirliğiyle
(a) davalı Devletin başvuru sahibine üç ay içerisinde maddi tazminat
olarak 23,394 (yirmiüç bin üçyüzdoksandört) Avusturya şilini ve 80
(seksen) groşen ve maliyet ve masraflar için 150,000 (yüzelli bin) şilin
vermesine;
(b) anlaşmaya kadar geçen yukarıda bahsedilen üç aylık süresinin
bitiminden itibaren yıllık faiz oranı % 4 olan gecikme faizinin
ödenmesine karar verir.
3. Oybirliğiyle adil tazmine ilişkin diğer taleplerinin reddine karar verir.
Đngilizce ve Fransızca olarak Strasbourg’daki Đnsan Hakları Binası’nda
halka açık duruşmada 1 Temmuz 1997 tarihinde verilmiştir.
Rolv RYSSDAL
Başkan
Herbert PETZOLD
Yazı Đşleri Müdürü
Sözleşmenin 51. Maddesi 2. paragrafı (mad. 51-2) ve B Mahkemesi
Kurallarının 55. Kural 2. paragrafı gereğince Bay Matscher'la kendisine
katılan Bay Thór Vilhjálmsson'ın muhalif görüşleri bu karara eklenmiştir.
R. R.
H. P.
OBERSCHLICK v. AUSTRIA JUDGMENT
DISSENTING OPINION OF JUDGE MATSCHER,
JOINED BY JUDGE THÓR VILHJÁLMSSON
13
HAKĐM MATSCHER'LA
HAKĐM THÓR VILHJÁLMSSON'IN MUHALĐF GÖRÜŞÜ
(Çeviri)
Daire'nin çoğunluğunun muhakemesi ya da ulaştığı sonuca katılamam.
Bir yanda eleştiri ve değer yargısı, diğer yanda hakaret arasındaki temel
ayırımı göz ardı etmişlerdir; ilk ikisi Sözleşmenin 10. Maddesince (mad. 10)
güvence altına alınan ifade özgürlüğü kapsamındayken, hakaret bu
kapsamda değildir.
Bay Oberschlick ve Forum'un, 7 Ekim 1990 tarihinde Karintia'da
Ulrichsberg'deki geleneksel eski askerler birleşmesinde Bay Haider'in
konuşmasındaki söylemlerini sert bir şekilde eleştirme özgürlüğü vardı.
Ayrıca, Bay Haider'in o durumda söyledikleri, askeri gelenekleri sürdüren
tüm Avrupa ülkelerinde bu tür toplantılarda konuşmacıların genellikle
söyledikleriyle esas itibariyle aynıydı.
Ancak, Bay Oberschlick basitçe eleştiride bulunmamış, kendisine Trottel
(aptal) diyerek Bay Haider'e yönelik kaba hakaretler savurup daha da ileri
gitmiştir. Đşleri farklı şekilde sunmak için dahice bir girişime rağmen,
ortalama bir okuyucu Bay Oberschlick'in sözlerini Bay Haider'le alay
etmeye yönelik bir hakaret olarak anlamış olmalıdır.
Hakaretin dile getirildiği bağlamın, bir tahrik veya tahkire anında bir
tepki olarak yapılması dışında hiçbir önemi yoktur (Avusturya Ceza Kanunu
115. Madde 3. paragrafının altında yatan düşünce budur). Durum burada
böyle değildi. Bay Haider'in söyledikleri 7 Ekim 1990 tarihindeki
birleşmeden en geç bir gün sonra kamu tarafından öğrenilmiş ve Bay
Oberschlick söz konusu makalesini 1991 Mart'ına yani olaydan beş ay
sonrasına kadar yayınlamamıştır.
Bir siyasetçi için bu tür bir hakaret hakkında bir şikayette bulunmanın
akıllıca olup olmadığını merak edebiliriz. Ancak, eğer ilgili şahıs (ister
siyasetçi ister sıradan bir vatandaş olsun) rencide edilmiş hissediyorsa, bunu
yapma hakkına sahiptir. Buna göre Avusturya mahkemeleri, Avusturya
Ceza Kanunu 115. Madde 3. paragrafında tanımlandığı şekliyle hakaret
suçu gerçekleştirildiğinden, Bay Oberschlick'i suçlu bulmalıydı. Dahası,
Bay Oberaclick'e uygulanan para cezası (1,000 ATS) önemsiz olmasa da
küçüktü.
Bu görüş açısından bakıldığında kararın 33. paragrafında belirtilen
gerekçeler, yalnızca değer yargılarına uygulandıklarından ve bir hakaret asla
bir değer yargısı olamayacağından geçerli değildirler.
Son olarak, Sözleşmenin 10. Maddesinin (mad. 10) amacı, benim
görüşüme göre, gerçek fikir alışverişine imkan tanımaktır, ciddi gerekçeler
sunmak için gerekli niteliklere sahip olmayan, adına layık bir fikir
alışverişine katkıda bulunmadan potansiyel okuyucuyu çekmek için tahrik
ve gereksiz hakarete başvuran ilkel, dördüncü sınıf gazeteciliği korumak
değildir.
14
OBERSCHLICK - AVUSTURYA KARARI
HAKĐM MATSCHER'LA
HAKĐM THÓR VILHJÁLMSSON'IN MUHALĐF GÖRÜŞÜ
© Avrupa Konseyi/Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi, 2012.
Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi’nin resmi dilleri Fransızca ve
Đngilizce’dir. Bu çeviri, Avrupa Konseyi’nin insan haklarına destek
Fonu’nun desteğiyle hazırlanmıştır (www.coe.int/humanrightstrustfund).
Mahkeme’yi bağlamamaktadır ve Mahkeme, kalitesi konusunda herhangi
bir sorumluluk kabul etmemektedir. Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi
içtihatlarının veritabanı olan HUDOC üzerinden (http://hudoc.echr.coe.int)
veya HUDOC’un bildirdiği başka veritabanları üzerinden yüklenebilir.
Davanın isminin tamamen yazılması, yukarıdaki telif hakkıyla ilgili
ifadelerin kullanılması ve insan haklarına destek Fonu’na referans yapılması
şartıyla ticari olmayan amaçlarla kullanılabilir. Bu çevirinin tamamını veya
bir kısmını ticari amaçlarla kullanmak isteyen herkesin, bu durumu
belirtilen adrese bildirmesi rica olunur: [email protected].
© Council of Europe/European Court of Human Rights, 2012.
The official languages of the European Court of Human Rights are English
and French. This translation was commissionned with the support of the
Human
Rights
Trust
Fund
of the
Council
of Europe
(www.coe.int/humanrightstrustfund). It does not bind the Court, nor does
the Court take any responsibility for the quality thereof. It may be
downloaded from the HUDOC case–law database of the European Court of
Human Rights (http://hudoc.echr.coe.int) or from any other database with
which the Court has shared it. It may be reproduced for non–commercial
purposes on condition that the full title of the case is cited, together with the
above copyright indication and reference to the Human Rights Trust Fund.
If it is intended to use any part of this translation for commercial purposes,
please contact [email protected].
© Conseil de l’Europe/Cour européenne des droits de l’homme, 2012.
Les langues officielles de la Cour européenne des droits de l’homme sont le
français et l’anglais. La présente traduction a été effectuée avec le soutien
du Fonds fiduciaire pour les droits de l’homme du Conseil de l’Europe
(www.coe.int/humanrightstrustfund) Elle ne lie pas la Cour, et celle–ci
décline toute responsabilité quant à sa qualité. Elle peut être téléchargée à
partir de HUDOC, la base de jurisprudence de la Cour européenne des
droits de l’homme (http://hudoc.echr.coe.int), ou toute autre base de
données à laquelle HUDOC l’a communiquée. Elle peut être reproduite à
des fins non commerciales, sous réserve que le titre de l’affaire soit cité en
entier et s’accompagne de l’indication de copyright ci–dessus ainsi que de la
référence au Fonds fiduciaire pour les droits de l’homme. Tout personne
souhaitant se servir de tout ou partie de la présente traduction à des fins
commerciales
est
invitée
à
le
signaler
à
l’adresse
suivante: [email protected].

Benzer belgeler

CASE OF OTTOPREMINGERINSTITUT v

CASE OF OTTOPREMINGERINSTITUT v © Avrupa Konseyi/Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi, 2012. Bu çeviri, Avrupa Konseyi’nin insan haklarına destek Fonu’nun desteğiyle hazırlanmıştır (www.coe.int/humanrightstrustfund). Mahkeme’yi bağlama...

Detaylı