İşçi - Köylü - Özgür Gelecek

Transkript

İşçi - Köylü - Özgür Gelecek
Kriz, baflbakan› geçti,
bizi geçmedi!
Uzmanlar ekonomik kriz ve onun etkisiyle
yükselmekte olan iflsizli¤in, önümüzdeki süreçte
de artaca¤›n›, krizin y›llara varan etkileri olaca¤›n› belirtiyorlar. Bu öngörüye sahip olmak için
ekonomist veya akademisyen olmaya da gerek
yok. Halk›n yaflad›klar›na bakmam›z yeterli ve en
sa¤lam veri de bu olacakt›r. Bir yandan açl›k ve
yoksulluk s›n›r› vb. araflt›rmalara iliflkin çarp›c› ve-
riler aç›klan›rken, di¤er yandan egemenlerin
gündeminde rant kap›s› yerel seçimlerden
baflka bir fley yok.
‹flçi-köylü Gazetesi olarak, yaflanan kriz ile
birlikte artmakta olan iflsizlik ve halk›n sorunlar›na iliflkin söylefliler gerçeklefltirdik. ‹stanbul
Aksaray’da “iflçi pazar›” ve Tophane’de bulunan ‹fiKUR önünde emekçilerle görüfltük.
Görüfltü¤ümüz iflçi, emekçi ve ifl arayan iflsizlerin
anlatt›klar› rakamlar›n so¤uk yüzünden ç›kart›p
gerçeklerle yüzlefltiriyor. ❐ Sayfa 10
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
‹flçi-köylü
[email protected]
Say›:
36
*6-19 Mart 2009 *Fiyat›: 1.50 TL *ISSN: 1307-878X
Düzen partilerine oy yok!
fiafl›rt›c› olmayan bir seçim dönemi daha, al›fl›lagelmifl argümanlar, iddialar,
benzer sloganlar, vaat ve suçlamalar ile sürüyor. Bir yandan birbirinin pisli¤ini
ortaya serme gayreti içinde, düzenin elbirli¤iyle teflhirine soyunulurken rejimin esaslar› ve özü konusunda tam bir mutabakat gösteriliyor.
Di¤er yandan düzenin difllileri tam rand›manla çal›flmaktad›r. Tuzla Tersaneleri’nde seri katliam 120. kurban› olarak Cemil Akgül ile hapishaneler son
bir y›lda tedavisi engellenerek ifllenen 39. cinayet neticesinde hasta tutsak Hasan Kert’i ölüme göndermifltir. ‹flsizlik konusunda TÜ‹K 16 fiubat’ta yeni bir
çal›flma yay›nlam›fl ve buna dayanarak yap›lan gerçekçi bir tespitle, reel iflsiz
nüfusun 6.3 milyon, oran›n ise yüzde 26’lara yükseldi¤ini kesinlefltirmifltir.
Seçim atmosferi her ne kadar kitleleri içine çekse de egemen s›n›flar aç›s›ndan esas s›k›nt› ekonomik krizin sosyal boyutlar›yla birlikte giderek a¤›rlaflacak faturas›d›r. Beklenen sosyal-siyasal patlamalar›n, asl›nda kendi beyinlerinde patlayaca¤›n›n bilincinde olan egemen s›n›flar, topyekun ve çok yönlü
sald›r›lar›n start›n› çoktan vermifllerdir.
fiimdi bu topyekun sald›r›lar› bofla ç›karman›n ve öfkemizi egemen s›n›flar›n beyninde patlatman›n zaman›d›r. Mart ay›n›n yüklü gündemleri ile birlikte
Emekçi Kad›nlar Günü’nde yükselecek mücadele bayra¤›n›, 12 ve 16 Mart’lardan Newroz’a do¤ru geliflecek bir hatta tafl›yarak, yalanlar›na kanmad›¤›m›z›,
krizin faturas›n› ödemeyece¤imizi gösterelim…
Direnen kad›nlar....
Deri-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› için ifllerinden at›lan
iflçiler mücadelelerine kararl›l›kla devam ediyorlar. Baflta
iflçilere “üç befl çapulcu” gözüyle bakan patron, hiç ummad›¤› flekilde uluslararas› boyuta ulaflan bir muhalefeti
karfl›s›nda görünce o “üç befl çapulcu” dedi¤i kesim gözünde bir anda büyüyüverdi.
S›n›fsal Yaklafl›m
Son düzlükte, sonsuz
enerjiyle
❐Sayfa 3
M
Y
K
✘ Yüzleflme
BOTAfi kuyular›n›n
aç›lmas›yla bafllar
’90’l› y›llarda lambalar kapat›ld›ktan sonra söylenebilen gerçeklerle
yaflayan bölge insan›n›n sesi bugüne
kadar F›rat’›n bat›s›na geçemedi.
Ancak bugün Ergenekon operasyonuyla herkesin bildi¤i gerçekleri
direkt failleri taraf›ndan dile getirilir
oldu. Ancak kaç›r›p iflkence tezgâhlar›ndan geçirdikleri, sokak ortas›nda infaz ettikleri, asit kuyular›nda
kaybettikleri binlerce insan›n aç›k
adres vererek aç›lmas›n› istedi¤i
BOTAfi kuyular›, Adalet Bakan›
Mehmet Ali fiahin’in gündemine henüz girmifl de¤il! ❐Sayfa 6
yerden..
Krizin faturas› egemenlere!
C
Tuzla, bir emekçi bölgesi olman›n
yan› s›ra, çeflitli illerden de yo¤un
göç alan bir bölge. Deri ve Tersane
iflkollar›n›n a¤›rl›kl› olarak bulundu¤u
bölgenin giderek artan sorunlar› flu
s›ralar, sadece krize ba¤l› iflsizlik ve
bunun getirdi¤i yoksullu¤un ve sefaletin derinleflmesi de¤il. Birçok yoksul bölgede görülen ve özellikle de
gençli¤i hedef alan yozlaflma, Tuzla’n›n birçok mahallesinde bafll›ca sorunlardan biri olmay› sürdürüyor.
Sayfa 2
❐S
anneleri kald›klar›
Krizin faturas›n›n ödetilmeye çal›fl›ld›¤›
iflçi ve emekçiler, iflten atmalara, ücretsiz izinlere hay›r demek ve örgütlenme
hakk›na sahip ç›kmak için direniyor!
Yalanc›n›n mumu yats›ya
da kalmad› ❐Sayfa 2
karfl› tek yumruk
✘ Cumartesi
DESA Türkiye’de efline az rastlan›r bir flekilde, etkisini
ülke s›n›rlar› d›fl›na tafl›yabilen bir direnifle sahne oluyor flu
günlerde. Öyle ki, Mart ay›n›n ilk haftas›ndan bafllayarak
uluslararas› eylem günleri düzenlenecek. ‹spanya, Fransa,
‹talya ve ‹ngiltere’de pefli s›ra eylemler düzenlenecek. Gerek ulusal gerekse uluslararas› boyutta oldukça etki yaratan DESA direnifline flöyle bir bakt›¤›m›zda mücadelelerinde kararl› ve militanca duran ve say›lar› topu topu 45 iflçiyi görürüz. O halde bu direnifli farkl› k›lan yanlar olmal›. Bu
etkiyi anlamak aç›s›ndan DESA direniflçilerinin kimlerden
olufltu¤una bakmak gerekiyor. ❐Sayfa 12
‹flçi-köylü’den
✘ Yozlaflmaya
Emekçinin gündemi
S›n›f çal›flmas› ve
demokrasi iliflkisi...
❐Sayfa 4
Pusula
Pratik duruflumuz
sürecin gerçekli¤ine
yan›t olmal›d›r
❐Sayfa 11
13 Mart 1999 tarihinde 200.
Haftada ara verilen Cumartesi eylemleri 2000-2001 y›llar›nda tutsak
yak›nlar›yla yeniden gündeme gelmiflti. Galatasaray Lisesi bu kez de
her Cumartesi F tipi hapishanelere,
tecride karfl› mücadelede “evlatlar›m›z› öldürtmeyece¤iz” diyen
tutsak yak›nlar›n›n eylem alan› olmufltu.
Bugün de ‹HD ‹stanbul fiubesi’nin yeniden biraraya getirdi¤i Cumartesi Anneleri ara verdikleri eylemlerine kald›klar› yerden, 201.
Haftadan itibaren devam ediyorlar.
Diyarbak›r, ‹stanbul, Ankara,
‹zmir gibi illerde sokaklara ç›kan
kay›p yak›nlar› kay›plar›n›n ak›betinin aç›klanmas›n› istiyor.
❐Sayfa 7
Evrensel Bak›fl
Kuflatma geniflleyerek
sürüyor
❐Sayfa 13
‹flçi-köylü 2
Yaflam›n içinden
6-19 Mart 2009
‹flçi-köylü’den
Ayd›nl› ve fiifal› gençler,
yozlaflmaya karfl› tek yumruk oldu!
Tuzla, bir emekçi bölgesi olman›n yan› s›ra, çeflitli illerden de yo¤un göç alan bir bölge. Deri ve Tersane iflkollar›n›n a¤›rl›kl› olarak bulundu¤u bölgenin giderek artan sorunlar› flu s›ralar, sadece krize ba¤l› iflsizlik ve bunun getirdi¤i yoksullu¤un ve sefaletin derinleflmesi de¤il. Bölgedeki
birçok mahalle ayn› zamanda “Kentsel Dönüflüm Projesi”
kapsam›nda, y›k›m tehdidi ile karfl› karfl›ya. Ancak buradaki mahallelerin sorunlar› elbette sadece bunlarla s›n›rl› de¤il. Birçok yoksul bölgede görülen ve özellikle de gençli¤i
hedef alan yozlaflma, Tuzla’n›n birçok mahallesinde bafll›ca
sorunlardan biri olmay› sürdürüyor.
- Evet, Tuzla Gençlik Evi Derne¤i…
Yoz kültür gençleri
köreltiyor,
geliflmelerini engelliyor!
etmesi de, gençlerin örgütlenmesine
yönelik tahammülsüzlü¤ü ortaya
koyuyor.
Tuzla s›n›rlar› içinde bulunan Ayd›nl› ve fiifa mahallelerinin gençleri,
kendilerine yönelik yozlaflt›rma
sald›r›lar›n› fark etmekte ve buna karfl›
tav›r almakta gecikmemifller. Bu yönlü
çabalar, ilk önce Ayd›nl›l› gençler aras›nda ortaya ç›km›fl.
Bunun ötesinde nas›l bir hedefle ele
al›nd›¤›n› ve de gençlerin yozlaflma karfl›t› faaliyetlerinin ayr›nt›lar›n› ise, çal›flmalar›n Ayd›nl› aya¤›nda yer alan arkadafllar›m›z›n, gecede fiifal› gençlerle
yapt›¤› ve baflka bölgelerdeki gençlere
de örnek olmas› amac›yla, afla¤›da yay›nlad›¤›m›z görüflmeden ö¤renelim.
‹lk etapta birkaç gencin biraraya gelerek bafllatt›¤› çal›flmalar, önceleri etraftan tepki alm›fl, kendi deyimleri ile.
Baflar›ya ulaflaca¤›na kimse inanmam›fl.
Ama onlar “üzerimizde oynanan
oyunlar› bofla ç›karal›m” fliar›na sar›lmaya devam etmifller ve çabalar›n›n
karfl›l›¤›n› almakta gecikmemifller.
‹lk bafllarda bir elin parma¤›n› geçmeyen say›larla yapt›klar› toplant›lara
kat›lanlar›n say›s›, k›sa sürede onlarla
ifade edilmeye bafllam›fl. Ve ard›ndan
Tuzla Gençlik Evi’nin kurulufluna karar verilmifl. Gençler flimdi bofl zamanlar›nda burada toplanarak, sorunlar›n›
tart›fl›yor, çözüm yollar› ar›yor ve önlerine bir dizi faaliyet koymaya çal›fl›yorlar.
Ayd›nl›l› gençlerin, “gençli¤imizi
körelten, geliflimini engelleyen
yoz kültürdür” diyerek bafllatt›¤› çal›flmalar, bir süre sonra fiifa Mahallesi’nin gençlerince de örnek al›nm›fl ve
benzer çabalar burada da gündeme gelmifl.
Her iki mahallenin gençlerinin ayn›
amaçla hayata geçirilen çabalar›, geçti¤imiz günlerde ortak bir etkinlikte etekemi¤e büründü.
fiifal› gençler de Ayd›nl›’daki arkadafllar›n›n yolundan giderek, onlar da
gençleri yoz kültüre karfl› örgütlemek
üzere bir dernek açmaya karar verince, Tuzla Gençlik Evi’nin organize etti¤i
bir gece düzenlenmesi gündeme gelmifl. Ayd›nl›l› gençler, gecede deneyimlerini paylaflmay› da ihmal etmediler ve
geceye gönderdikleri mesajda flöyle dediler: “ …Tuzla ilçemizde, gençli¤imiz üzerinde oyunlar oynanmaktad›r. Bizler biraraya gelerek, buna bir çözüm yolu oluflturmak,
birbirimizi ayd›nlatmak, gençli¤imizi, her gün giderek kirlenen
çevreden, kötü al›flkanl›klardan
uzak tutman›n, ancak ve ancak
hep birlikte örgütlenerek, ben de¤il biz diyen bir durufl sergileyerek ve birlikte mücadele ederek
mümkün olabilece¤ini düflündük.”
21 fiubat’ta yap›lan ve özellikle de
gençli¤in yo¤un bir ilgi gösterdi¤i ve
“Kötü Al›flkanl›klara Karfl› Tuzla
Gençlik fiöleni” ad› alt›nda düzenlenen gece, hem örgütlenmenin daha genifl kesimlere duyurulmas›, hem de
aç›lmas› düflünülen derne¤in maddi-manevi alt yap›s›n› oluflturmas› gibi hedefleri de kapsayacak içerikte ele al›nm›fl.
Gece bittikten sonra polisin gençleri
kimlik kontrolü vb. biçimlerde taciz
- fiöleni düzenlemekteki amaçlar›n›z ve beklentileriniz nelerdir?
- Amac›m›z tek yumruk olup, sorunlara bireysel de¤il de topluluk halinde müdahale etmek. Çünkü bugüne kadar bireysel çal›flmalar›m›zla sesimizi
duyuramad›k ve de böyle devam edersek duyuramayaca¤›m›z›, deneyerek de
çok iyi anlad›k ve böyle bir çal›flma yürütme gere¤i hissettik. Bundan çok
memnunuz. Asl›nda flu an fiifa’da tam
bir kurum de¤iliz. fiimdilik bir tiyatro
çal›flmas› yürütüyoruz. fiifa’da ba¤›ml›l›¤a yönelen bir yo¤unlu¤un oldu¤unu
zaten görüyorduk ve gittikçe artt›¤›n›
gördük. Art›k müdahale edilmesi gerekti¤ini düflündük ve müdahale ettik.
Daha önce de müdahale etmifltik, ama
bireysel çal›flmalar sonuç vermedi. fiu
an ilk etapta bu tür çal›flmalar›m›zla net
bir tav›r sergiliyoruz. Ve tam bir sonuca ulaflamasak da, olumlu bir yönde
ilerliyoruz.
- fiölenden sonra fiifa’da dernek
kurmay› düflünüyor musunuz?
- Evet. Zaten amac›m›z kurumsallaflmak, Tuzla Gençlik Evi Derne¤i’nin
bir flubesini açmak. Yani bu gecede
sa¤lad›¤›m›z gelirle bir dernek açmay›
hedefliyoruz.
- Neden dernek kurma gereksinimi duyuyorsunuz?
- Derne¤i kurarkenki amac›m›z,
önümüzdeki sorunlara karfl› birleflik bir
durufl sergilemek. Bunun için böyle bir
çal›flma yapma gere¤i duyduk ve ço¤unlu¤un gençlerden olufltu¤u bir toplant› yapt›k. Herkesin bu sorunlara duyars›z kalmak istemedi¤i konufluldu. Biz
kendi gelece¤imiz için bu çal›flmalara
gereksinim duyduk.
-Çal›flmalar›m›zda olumlu yönde
ilerliyoruz dediniz, bir örnek verebilir misiniz?
- Ba¤›ml› arkadafllar› zorlayarak bu
çal›flmalar›m›za dahil ettik. Enerjilerini
bu yönde harcamalar› için ön çal›flma
yapt›k. fiimdi hem arkadafllar›m›z memnun hem de biz bu gençleri kazand›¤›m›z için memnunuz. Bu bizim için bir
ilk ad›md›. Ve biz inan›yoruz ki sadece
bu ad›mla kalmay›p daha büyük ad›mlar
da ataca¤›z.
- fiöleni kimler düzenliyor?
- Mimar Sinan Mahallesi’ndeki gençlik inisiyatifi çal›flmas› sonucu ortaya ç›kan bir flölen. Bu dönemdeki yozlaflmaya kirlenmeye karfl› ayakta duran, mücadele eden gençler düzenledi. Ayr›ca
bir de Ayd›nl› ve Konafll›’daki arkadafllar da destek sundu.
- Bu flöleni düzenleyenlerin bir
ismi var m›?
- Mahalle iflçilerin-emekçilerin
yo¤un oldu¤u bir yer mi? Ayr›ca insanlar geçimini nas›l sa¤l›yor ve mahalle en çok nerelerden göç alm›fl?
- % 90’› iflçi. Bir kesim deri iflçisi,
bir kesim tersane, büyük bir kesimi de
iflsiz. Yani buras› emekçilerin bulundu¤u bir mahalle ve bunun için de insanlar geçimini eme¤ini pazarlayarak sa¤l›yor. En çok göç ald›¤› yerler ise, Bingöl, Tunceli, Erzincan, Çank›r›, Giresun, Kars ve Trabzon.
- Peki mahallede yozlaflma ne
zaman bafllad›, ne zamand›r daha
da artt› ve bu art›fl› neye ba¤l›yorsunuz?
- Mahallede yozlaflma hep vard› zaten. Ama son 5-6 y›ld›r daha da artt›
ve bu süreçte kendini fazlas›yla göster-
meye bafllad›. Biz bu art›fl›n nedenini
en baflta da tekelleflmenin artmas›nda
görüyoruz. ‹flyerlerinin tekelleflmesi, iflsizlik, yoksulluk. Art›fl› tetikleyen en
önemli faktörler bunlar.
-Yozlaflmay› kimler tafl›yor mahalleye?
- Devletin etkisi var. Zaten en büyük sebep devlet. Onlar›n izledikleri
politikalar nedeniyle bu haldeyiz.
- Halk bu çal›flmalar›n›za nas›l
tepki veriyor?
- Tabi ki ilk çal›flma yürüttü¤ümüzde olumlu tepkiler ald›k diyemeyiz.
Çünkü ilk çal›flmalar›m›z bireysel olarak bafllad›. Ve bireysel olarak bir fleyler yapamayaca¤›m›z› anlay›nca, bir toplant› sonucu, toplu hareket etmeye karar verdik. Tek oldu¤umuzda tepkiler
al›yorduk, d›fllan›yorduk. Toplant› sonras› ald›¤›m›z kararlarla 1 iken 5 olduk
ve flimdi 100’ü geçtik. Ve art›k tek
yumruk olduk. fiimdi herkes olumlu
bak›yor ve çal›flmalar›m›z› destekliyorlar.
- Dernekleflme vb. örgütlenmelerle yozlaflman›n önüne geçilebilir
mi?
- Biz geçece¤imize inan›yoruz. Ancak tabi ki kökten çözümün yolu devrimdir, zaten bunun baflka alternatifi de
yoktur.
- Mahallede “Kentsel Dönüflüm
Projesi” kapsam›nda bir y›k›m sorunu oldu¤unu da biliyoruz. Hatta geçen y›l y›k›ma karfl› ciddi bir direnifl
yaflanm›flt›. Y›k›mlara karfl› nas›l bir
önlem ve çözüm düflünüyorsunuz?
- Bir bütün olarak mahalle halk›yla
birlikte tek vücut olup karfl› duraca¤›z.
- Son olarak söylemek istedi¤iniz
bir fley var m›?
-Biz bireysel hiçbir çaban›n bir sonuca varmad›¤›n› gördük. Sorunlar›n
karfl›s›nda durmak istiyorsak toplu, tek
vücut olarak hareket etmek gerekti¤ini
anlad›k. Diyece¤imiz fley; hep birlikte
hareket edersek, bir fleylerin karfl›s›nda
durabiliriz. Biz bu çal›flmalar›m›zla herkese örnek olmak istiyoruz ve herkesi
dernek çal›flmalar›m›za bekliyoruz.
(Ayd›nl› ‹K okurlar›)
Yalanc›n›n mumu
yats›ya da kalmad›
Pratik, gerçeklerin a盤a ç›kmas›n› sa¤lar. Yan›lt›c›,
aldat›c› olan her fley, gerçe¤in tokad›yla oldu¤u gibi ortaya ç›kar. Ve prati¤in a盤a ç›kard›¤› gerçeklerin gücü
karfl›s›nda ikiyüzlülü¤ün, yalanlar›n yön verdi¤i hiçbir
politikan›n gelece¤i olmaz. Di¤er bir anlat›mla aldatma
ve yalanlar›n ömrü uzun olmaz. Ama tüm bunlar üzerinde infla edilen politikalar›n kitleler üzerinde yaratt›¤›
olumsuz etkiler de görmezden gelinemez. Bu etkileri
zay›flatmak, kitlelerin gerçekleri görmesini sa¤lamak
için sürekli bir devrimci prati¤e, ajitasyon-propaganda faaliyetine ihtiyaç vard›r.
AKP’nin son dönemdeki Kürt, Alevi “aç›l›mlar›”,
TRT 6 vb. “ad›mlar›” yukar›daki anlay›fl çerçevesinde
ele al›n›p de¤erlendirilmelidir. Ahmet Türk”ün Grup
Toplant›s›’nda Kürtçe yapt›¤› konuflma, sistemin AKP
vas›tas›yla uygulamaya koydu¤u “Kürtçe üzerindeki
yasaklar›n kalkt›¤›” yalan›n› herkesin görmesini sa¤lad› ve egemenlerin ikiyüzlülü¤ünü belgeledi. K›sacas›
yalanc›lar›, yalanlar›yla bafl bafla b›rakt›. Öyle ya! Bir
yanda Kürtçe yay›n yapan TRT 6 öte yanda di¤er bir
TRT kanal›nda Kürtçe konufltu diye konuflmas›n›n yay›nlanmas› kesilen Ahmet Türk. Bir yanda miting alanlar›nda bir kelime de olsa Kürtçe konuflan Tayyip, di¤er
yanda Kürtçe konuflmalardan dolay› mahkemelik olan
gazeteciler, politikac›lar vb.
Kürt sorununa yaklafl›mda bu inkarc› zihniyet daha
pervas›zca sürdürülmektedir. AKP Kürt illerinde seçim
propagandas› için Kürtçe afifller as›yor, kendi Kürdünü
yaratmak için açt›¤› TRT 6 kanal›nda sürekli Kürtçe yay›n yap›yor. Burada önemli olan devletin kanal›nda yap›lan resmi yay›na ra¤men, hala Kürt dili üzerindeki
bask›lar›n devam ettirilmesi gerçe¤idir. Bu demektir ki;
devletin amac› Kürt dili ve kültürü üzerindeki bask›lar›
kald›rarak bu konuda özgür bir ortam›n yarat›lmas› de¤ildir. Tam tersine yap›lmak istenen, “tek devlet, tek
millet” ›rkç› yaklafl›m›n›n Kürt dili arac›l›¤›yla yay›lmas›d›r. Deyim yerindeyse bir taflla iki kufl vurulmaya çal›fl›l›yor. Yani TRT 6’yla “özgürlük” demagojisi alt›nda
›rkç› politikalar sürdürülmek isteniyor.
TRT 6’y› tek bafl›na bir seçim yat›r›m› olarak alg›lamak da yetersiz bir kavray›flt›r. TRT 6 genel olarak
Kürt ulusunun hakl› ve meflru mücadelesini sistem içine endeksleme politikas›n›n bir parças›d›r. Egemen s›n›flar d›flta Irak Kürtleri ile iliflki gelifltirme çabas›n› sürdürürken, içte de bu ve benzeri “ad›mlarla” Kürt Ulusal Hareketi’ne karfl› bir kuflatma hareketi gelifltirmeye
çal›flmaktad›r. Üniversitelerde Kürt dili ve edebiyat› bölümleri aç›lmas› yönündeki çabalar da sürdürülen bu
ikiyüzlü politikalar›n bir parças›d›r. K›sacas› yerel seçimler sonras›nda AKP hükümeti ne TRT 6’y› kapatacak ne de baz› üniversitelerde açmay› düflündükleri
Kürt dili ve edebiyat› bölümlerinin aç›lmas›ndan vazgeçecektir. Çünkü izlenen bu politikalar hükümetlerin
politikas›n› aflan sistemin genel ç›karlar› do¤rultusunda
belirlenen politikalard›r. Dolay›s›yla soruna daha genifl
bir pencereden bakmal›y›z.
Hedeflenen bu karfl› devrimci politikalar›n
arkas›nda yatan gerçekleri genifl y›¤›nlara tafl›ma konusunda asgari düzeyde görevlerimizi yerine getirmeliyiz. Yerel seçimler vesilesiyle kitlelerin
politikaya ilgilerinin daha da artt›¤› bu dönemde sistem
ve burjuva-feodal partilerin ikiyüzlü siyasetlerini teflhir
etmek için ortaya ç›kan bu f›rsatlar› en aktif flekilde de¤erlendirme göreviyle yüzyüzeyiz. Bu görevi yaln›z devrimci ve yurtsever adaylar› destekledi¤imiz bölgelerde
de¤il, çal›flmalar›m›z›n oldu¤u her alanda yürütmeliyiz.
Yay›nlar›m›z›, bildirilerimizi en genifl kesimlere iletmeye, yeni güçlerle iliflkiler kurmaya çal›flmal›y›z. Yani
mevcut somut sorun üzerinde uzun vadeli bir çal›flman›n planlar›n› yürütme perspektifiyle hareket etmeliyiz.
Propaganda-ajitasyon faaliyetlerimizde hem bölgelerin
somut durumunu hem de tüm sorunlar aras›ndaki iliflkiyi do¤ru tarzda kurarak yürütmeliyiz. Egemen s›n›flar›n neden gündem de¤ifltirmeye çal›flt›klar›n›, halk›n
gerçek gündeminden uzak sorunlar üzerinde daha çok
f›rt›na kopard›klar›n› anlafl›l›r bir dille ortaya koymaya
çal›flmal›y›z.
Seçim çal›flmalar› sürecinde baz› alanlarda ortak
platformlar içinde olmam›z, hedeflerimize uygun bir çal›flma yürütmemizin önünde engel de¤ildir. Propagandaajitasyon faaliyetlerinde serbestlik ilkesine uygun davranmal›y›z. Tabi bunu yaparken ortakl›¤›n üzerinde yükseldi¤i zemini zay›flatacak tutumlardan uzak durmal›y›z.
Fakat her halükarda tüm ezilenlerin, tüm emekçilerin
yaflad›¤› sorunlar›n ortakl›¤›, birlikte mücadele etmeleri
gerekti¤i zorunlulu¤u üzerinde durmal›y›z. Pratik çal›flmalarda, tüm güçlerimizi ve yak›n çeperimizde duran
güçleri harekete geçirme çabas› içine girmeliyiz. Mart
ay›n›n takvimsel etkinlikleri de dikkate ald›¤›m›zda daha
aktif, daha militanca bir çal›flman›n gereklili¤i ortadad›r.
Hepimiz görevlerimize bu sorumluluk bilinci çerçevesinde yaklaflmal›y›z.
‹flçi-köylü 3
Politika-yorum
6-19 Mart 2009
Topyekün sald›r›lara karfl›, topyekun direnifl!
Egemen s›n›flar aras›ndaki, “fillerin tepiflmesi” olarak nitelendirilecek kap›flma, h›z
kesecek gibi görünmüyor. Daha dün can-ci¤er kuzu sarmas› olan ve ayn› çanaktan yiyenler, karfl›s›ndakinin ne kadar kirli çamafl›r› varsa ortaya dökmek için adeta birbiriyle
yar›fl›yor.
Bunun en son örne¤i, Do¤an Medya Grubu ile AKP aras›nda yaflanan kap›flmada kendini gösterdi. Özünde Do¤an Medya’n›n ihalelerinin önünün kesilmesi ve AKP yandafllar›na verilmesi vb. ç›kar iliflkilerinin zedelenmesi yatt›¤› söylenen kap›flmada, henüz
“mutlu sona” gelinmifl de¤il!
Son 10-15 y›ld›r hükümete gelenlerle ve
bir bütün olarak da devletle yak›n iliflkiler kurarak, özellikle de, neredeyse TSK’n›n sözcülü¤üne soyunup, “Mehmetçik Bas›n” görevinin hakk›n› vermeye çal›flarak, ülkenin en
zenginleri s›ralamas›nda en üstlere ç›kmay›
“baflarm›fl” olan Do¤an ailesi, elbette bu ba-
direyi de atlatacakt›r! Bunun sinyalleri ise daha flimdiden al›nmaya bafllad› bile.
Do¤an Grubu’na ait Radikal Gazetesi,
AKP ile kap›flman›n t›rmanma e¤ilimi gösterdi¤i günlerde “önemli” bir transfer gerçeklefltirdi. Ad› Akif Beki olan bu transfer, belli
ki uzun vadeli düflünülerek ve de “zedelenen
iliflkileri” yerli yerine oturtmak amac›yla gerçeklefltirilmiflti. Çünkü bilenler bilir ki, Akif
Beki Erdo¤an’a yak›nl›¤› bilinen ve uzunca süre hükümetin bas›n sözcülü¤ünü yapm›fl, yeri geldi¤inde Erdo¤an’a kendini siper etmifl
bir kifliliktir. Ve bu iliflkisi hala sürmektedir
ve belli ki Do¤an grubuna gelifli de daha çok
bir “arabulucu” bir misyonuyla olmufltur.
Nitekim Beki bu misyonunu hiç vakit
kaybetmeden oynamaya bafllad› ve Erdo¤an’a “güzellemeler” yapt›¤› yaz›lar›, Radikal’de kendine ayr›lan köflede kaleme almakta gecikmedi. Bu yaz›larda ise ifli Erdo¤an’›
“ezilenlerin gönüllü sözcüsü” yapmaya kadar
vard›rd›.
Kürt düflmanl›¤› ortak payda
Ne Kürtçe kanal›n aç›lmas›n›n ne de
hala devam eden “sosyal yard›mlar”›n, Kürtleri aldatmaya yetmeyece¤i, her kesimden yap›lan kamuoyu
yoklamalar›ndan da art›k çok net anlafl›lm›fl bulunuyor.
Seçimler-kriz-egemen s›n›flar aras› kap›flma ortam›nda, yine egemen s›n›flar cephesinde ve de onlar›n sözcülü¤üne soyunanlarda,
tarihsel olarak de¤iflmeyen en belirleyici ortak paydan›n, iflçi-emekçi düflmanl›¤›n›n yan›
s›ra, Kürt düflmanl›¤›nda s›n›r tan›mama oldu¤unu görüyoruz. Yine ›rkç›-floven dalgan›n
da, bu ortak paydan›n t›rman›fl›na paralel olarak, olanca h›z›yla t›rmand›r›ld›¤›na flahit oluyoruz.
S›n›fsal Yaklafl›m
SON DÜZLÜKTE, SONSUZ
ENERJ‹YLE
fiafl›rt›c› olmayan bir seçim dönemi, al›fl›lagelmifl üslup ve argümanlar,
dosya ve iddialar, benzer tema ve sloganlar, vaat ve suçlamalar ile sürmektedir. Yine büyük bir riyakârl›k, seviyesizlik, yalan ve sahtekârl›k sergilenmekte, birbirinin pisli¤ini ortaya serme gayreti içinde düzenin elbirli¤iyle
teflhirine soyunulmakta ama rejimin
esaslar› ve özü konusunda tam bir
mutabakat ile hassas bir durufl gösterilmektedir. Deniz Feneri ya da Mehmet Sevigen olay›ndaki “çok etik de¤il de de¤il” örne¤inde kristalleflti¤i
üzere yolsuzluk, soygun ve rüflvet rezilli¤i karfl›l›kl› olarak alabildi¤ine kafl›n›rken, Ahmet Türk’ün Meclis gurubunda Kürtçe konuflmas›na karfl› ortak linç cephesi kurulmufltur.
Di¤er yandan düzenin difllileri tam
rand›manla çal›flmaktad›r. Tuzla tersanelerinde seri katliam 120. kurban›
olarak Cemil Akgül’ü, hapishaneler
son bir y›lda kasti tutumdan 39. cinayet neticesinde PKK’li hasta tutsak
Hasan Kert’i ölüme göndermifltir. Ar›zal› durumlar da yaflanmaktad›r. Farkl›
niyetle kald›r›lan tafllar kendi ayaklar›na düflmektedir. “Sözde” itirafç›lara,
kontrgerillan›n katliamlar›n› deflifre etme bak›m›ndan “sözde” bakan (Adnan
Ekmen) ve milletvekilleri eklenmifl; intihar etmek, kontra flefleri (Behçet
Oktay) için “gelenek” haline gelmifltir…
Seçim atmosferi her ne kadar kitleleri içine çekse de egemen s›n›flar
aç›s›ndan esas s›k›nt› ekonomik krizin
sosyal boyutlar›yla birlikte giderek
a¤›rlaflacak faturas›d›r. Sanayi üretimindeki çöküfl, imalat sektöründe fazlas›yla kendisini gösteriyordu. Ocak
ay›nda TÜ‹K taraf›ndan saptanan rakamlar son 18 y›l›n en düflük oranlar›n› ortaya koydu. Geçen y›la göre yüzde 16.5 oran›nda meydana gelen düflüflte yüzde 78.3 oran›nda talep yetersizli¤inin rol oynad›¤› aç›kland›. Bir
baflka çarp›c› veri tar›mda a盤a serildi.
TZOB (Türkiye Ziraat Odalar› Birli¤i)’nin aç›klamas›na göre, 2008’de
traktör üretimi yüzde 26, sat›fllar›
yüzde 39 azalm›flt›r. Ayn› dönemde
(fiyat› yüzde 98–154 pahal›laflan) gübre kullan›m› da yüzde 30 azalma göstermifltir. Nihayet iflsizlik konusunda
TÜ‹K 16 fiubat’ta yeni bir çal›flma yay›nlad› ve buna dayanarak yap›lan gerçekçi bir tespit, reel iflsiz nüfusun 6.3
milyon, oran›n ise yüzde 26’lara yükseldi¤ini kesinlefltirmifl oldu.
Tayyip Erdo¤an iflsizli¤e çözüm getirme flanslar›, daha do¤rusu niyetleri
olmad›klar›n› Baykal ve Bahçeli’ye seçim meydanlar›ndan “çözüm öneriniz
varsa aç›klay›n, derhal yerine getirelim”
Ancak bu t›rman›fl›n merkezinde duran
Kürt düflmanl›¤›, ayn› zamanda birbiriyle çeliflen tutumlar› da gizlenemez biçimde ortaya
sermekte, “kendine serbest, baflkalar›na yasak” zihniyetinin teflhir olmas›n› da beraberinde getirmektedir.
Seçimlerin neredeyse art›k, “varl›k-yokluk derecesinin ölçütü” olarak ele al›nmas›,
tüm pratiklerin de buna uygun gerçeklefltirilmesi ise, bu süreçte böyle bir tablonun ortaya ç›kmas›n› kaç›n›lmaz k›lmakta.
“‹ktidara giden yolda her fley mübah” anlay›fl› içinde ele al›nan bu pratikler bilindi¤i gibi, Kürtçe kanal›n aç›lmas› ile bafllay›p, Kürt
illerinde “sosyal yard›m” ad› alt›nda eflya da¤›t›m›na varm›flt›. Ancak ne Kürtçe kanal›n
aç›lmas›n›n ne de hala devam eden “sosyal
yard›mlar”›n, Kürtleri aldatmaya yetmeyece¤i, her kesimden yap›lan kamuoyu yoklamalar›ndan da art›k çok net anlafl›lm›fl bulunuyor.
Egemen s›n›flar›n ve onlar›n temsilcilerinin, iktidar olma u¤runa halk düflmanl›¤›n›
nerelere vard›rd›klar›n›n da teyidi olan bu
yaklafl›mlar›n sürdü¤ü günlerde, egemenler
cephesinde hayli “s›k›nt›” yaratacak olan bir
baflka geliflme yaflan›yor ve bu geliflme bir
kez daha, “Kürt aç›l›m›”n›n sahtekarl›¤›n› ortaya koyuyordu.
Kürt düflmanl›¤›n›n egemen s›n›flar›n tüm
kesimlerinde ne kadar üst boyutlarda bir seyir izledi¤i, Ahmet Türk’ün mecliste yapt›¤›
Kürtçe konuflman›n yaratt›¤› infial üzerinden
gözler önüne seriliyor, “Kürtçe aç›l›m” balonu da asl›nda böylece sönüyordu.
“Kürtçe konuflulacaksa onu da ancak ben
konuflurum ya da izin verdi¤im kadar konufltururum” olarak özetlenebilecek bir durumun varl›¤› art›k gizlenemiyordu.
Ayn› günlerde Diyarbak›r’› ziyaret eden
Erdo¤an ise, civar il ve ilçelerdeki afliretlerin
ve AKP örgütlülüklerinin, gerek para vererek
gerekse feodal vb. ba¤lar›n bask›s›yla tafl›d›¤›
“haz›r k›talara” hitaben konuflmakla yetiniyordu. “Sahibinin sesi medya” ise , “Erdo¤an
kalabal›k bir kitleye hitaben konufltu” derken, hem bu gerçekli¤i hem de Diyarbak›r’›n
yerli halk›n›n ve de esnaf›n›n bu ziyarete hiç
mi hiç ra¤bet etmedi¤ini, esnaf›n kepenk kapatarak halk›n ise seçim mitingine kat›lmayarak, gereken cevab› verdi¤ini gizlemek için
özel bir çaba sarf ediyordu.
diye pervas›z bir üslupla aç›klarken,
önümüzdeki dönemde yaflanacak daha
zorlu günlerin haberini de vermifl olmaktad›r. Türk devletinin, Obama’n›n
789 milyar dolar “kurtarma” paketi
ile azg›n sömürü cenderesine sokmak
suretiyle iflsizli¤e el atmas› fleklinde
geçici “çözümler” üretme flans› da
yoktur. Reel sektörler, ucuz iflgücünü
istihdam edecek kapasiteyi, tüketici
talebindeki büyük düflüfl nedeniyle
gösterebilecek durumdan yoksun hale
gelmifltir. fiubat sonu rakamlar› bu konudaki düflüflün sürdü¤ünü ve enflasyondaki yükselifli frenledi¤ini göstermektedir (TZOB, 01.03.09). Onlar›
desteklemeye, IMF’den seçim sonras›
al›nacak kredi de yeterli olmayacakt›r.
Zira IMF’nin hem öncelikleri farkl›
hem de verece¤i yard›m miktar› s›n›rl›d›r.
Birkaç ay önce seçimlerden birinci
parti olarak ç›kamazsa b›rakaca¤›n›
söyleyen Tayyip, art›k yüzde 47’yi aflma iddias›yla hareket eder noktaya
gelmifltir. Yürüttükleri kampanyan›n
baflar›l› oldu¤una getirdikleri kanaat ve
kitlelere “güven” afl›lama bak›m›ndan
AKP di¤erlerinden yine birkaç ad›m
önde gitmektedir. Ülkenin her yöresine flu veya bu biçimde gidebilen, meydanlarda miting yap›p kitle toplayan
tek parti konumundad›r. Bu yüzden
di¤erlerini hakir görme ve yukar›dan
konuflarak alayc› biçimde taciz etme
tutumuyla “puan” toplamaktad›r.
Hükümet, parlamento ço¤unlu¤u
ve belediyelerin ezici bölümünde yönetimleri elinde bulundurman›n avantajlar›yla yüklenmek, AKP’nin iflini yine
kolaylaflt›rmaktad›r. Ocak 2009’da
(51.701 bin TL), 2007 y›l›n›n toplam›
(55.580 bin TL) kadar “sosyal”
Kitleler “açl›kla terbiye edilmek” isteniyor
Genel seçimler aç›s›ndan bir güven oylamas› niteli¤i tafl›d›¤› defalarca dile getirilen
yerel seçim atmosferindeki geliflmeler, ortal›¤› toza-dumana katarken, emekçi y›¤›nlar
aç›s›ndan hayati denebilecek meseleler ise,
bu toz duman aras›nda, bir kez daha unutturulmaya/geçifltirilmeye çal›fl›l›yor, hatta yok
say›lmak isteniyor.
Oy istemek için önlerinde türlü taklalar
at›lan iflçi ve emekçi y›¤›nlar›n, her geçen gün
daha derin bir yoksullu¤a itilerek, “açl›kla
terbiye edilmeye” çal›fl›lmas›, iflsizler ordusuna kat›lanlar›n say›s›n›n gün be gün 盤 gibi
büyümesi, açl›k s›n›r›n›n alt›nda maaflla çal›flanlar›n bile art›k kendini “mutlu az›nl›k” olarak hissetmeye bafllamas›, gündemin en gerilerine ötelenmeye devam ediyor.
‹flçi ve emekçi y›¤›nlar›n en temel haklar›
her geçen gün daha boyutlu sald›r›larla ellerinden al›n›rken, bu sald›r›lar uzunca zamand›r birçok ifl kolunda haklar› gasp edilen
emekçiler taraf›ndan, daha çok da kendili¤inden geliflen iflgal vb. radikal eylemlerle cevaplanmaktad›r. Sar›-reformist sendikal önderliklerin ise, emekçilerin hak alma mücadelelerini, sistemi hedefleyen, s›n›fsal zeminde bir
mücadeleye kanalize etmek yerine, iflçi ve
emekçilere, yapt›klar›n›n “hukuksuz” oldu¤u
vb. yönlü telkinlerde bulunarak, bu mücadeleleri pasifize etmeyi sürdürdüklerine flahit
olunmaktad›r.
Sahte s›n›f önderleri misyonlar›n› oynuyor
Bu sözde “s›n›f önderlerinin”, emekçilerin mücadelesini bo¤maya dönük pratiklerini
son dönemde biraz daha ileri tafl›yarak, art›k
aç›k aç›k sermayenin sözcülü¤ünü yapmakta
oldu¤unu görmekteyiz.
Son günlerde hayli art›fl gösteren bu yönlü aç›k pratiklerden biri, 25 fiubat’ta tersanelerde Dok Gemi-‹fl öncülü¤ünde gerçeklefltirilen ve özünü tersane patronlar›na devlet
yard›m› talebinin oluflturdu¤u eylemde görülmüfltür.
Bir di¤er pratik ise, Tekstil-‹fl Genel Baflkan› R›dvan Budak taraf›ndan sergilenmifltir.
Budak 27 fiubat’ta bir televizyon kanal›nda
amaçl› yard›mlarda bulunulmufltur.
2008 toplam› ise 427.619 bin TL’dir.
Bu seçim yat›r›mlar› ve rüflvetleri, fonlara yans›yan boyuttaki rakamlard›r.
Yine de bu seçimler aç›s›ndan esas
muharebe alan› konumundaki üç büyük kent ile Kürdistan bak›m›ndan
AKP’nin durumu 2007’ye göre daha
iyi bir görüntü vermemektedir.
Ancak toplamdan hedeflerine büyük oranda ulaflarak ç›kaca¤› ve yoluna devam için “vize” alaca¤› kesin görünmektedir. Sorun, daha önce de
vurgulad›¤›m›z gibi, Kürt illerindeki
hesaplaflmaya yönelik kampanyan›n
önemi ile genel olarak sürecin görevleri ve s›n›f mücadelesinin gerekleri
do¤rultusunda konumlanmay› baflarabilmektedir. Hat›rlatmaya gerek yok
ki yerel seçimler yoluyla belli mevzilerin elde edilmesi, kimi deneyler vas›tas›yla devrim mücadelesine önemli kazan›mlar sa¤lanmas› ve deneyimler biriktirilmesi için yürütülecek çal›flmalar
yads›nmamaktad›r.
Komünistler, ilerici, yurtsever ve
devrimci güçlerin yürüttü¤ü seçim faaliyetleri cephesinde de flafl›rt›c› olmayan geliflmeler yaflanmaktad›r. Baz›
bölge, mahalle ve ilçelerde olumlu-ilkeli ittifak ve eylem birlikleri kurulur,
güçlü dayan›flma örnekleri verilir, birlikte kampanyalar yürütülürken, kimi
alanlarda küçük hesaplarla eylem birlikleri kurulamam›fl, ayn› nedenle, kurulan birlikler bozulabilmifltir. Benzer
durum hemen her dönem oldu¤u üzere, daha çapl›/merkezi düzeyde oluflturulan seçim ittifak›n›n bafl›na da gelmifltir.
Yerel seçimlere iliflkin tavr›m›z›
aç›klad›¤›m›z yaz›da,“Kemalist kli¤in terkisine yedeklenen revizyonistlerden, sos-
“kriz” konulu bir programa kat›larak, bafltan
sona sermayeyi ac›nacak pozisyonda ve krizin gerçek ma¤duru olarak gösterdi¤i ve devletin sermayeye acil olarak destek vermesi
gerekti¤i yönlü bir konuflma yapm›fl ve krizin
bedelini gerçek ödeyenlerin ve hala da ödettirilmeye çal›fl›lanlar›n iflçi-emekçiler oldu¤unun gizlenmesi çabalar›na, kendinden beklenen katk›y› sunmufltur.
Bunda elbette flafl›lacak bir fley yoktur ve
benzer pratikler, yine benzer durufllara sahip
olan çok say›da sendikal önderlik taraf›ndan,
hatta konfederasyonlar›n yönetimleri düzeyinde hayata geçirilmektedir.
Çünkü gidiflat en az egemen s›n›flar kadar
onlar› da korkutmaktad›r. Emperyalistler ve
onlar›n her türden uzant›lar›, küresel mali/siyasal krize ba¤l› olarak tüm dünyada sosyalsiyasal patlamalar yaflanmas›n›n an meselesi
oldu¤unun fark›ndalar. Bunu hem kendileri
hem de ideologlar› art›k s›kça dillendirmekteler ve buna dönük “önlemlerin” daha üst
seviyelere ç›kar›lmas›na dönük çabalar içindeler. Bu patlamalar›n ba¤›ml› ülkelerdeki
fliddetinin daha üst boyutlarda gerçekleflmesinin, ihtimalden de öte olmas›, hem bu ülkelerdeki hakimiyetleri tehlikeye girecek olan
emperyalistleri hem de onlar›n yeminli uflakiflbirlikçilerini kara kara düflündürmektedir.
fiu s›ralar ayn› kara düflünceler içinde
olan Türkiye egemen s›n›flar› ve de onlar›n
temsilcili¤ine soyunanlar da, tehlikeyi bertaraf etmenin aray›fl› içindeler.
Bunun içindir ki, TSK’n›n, hükümetin ve
de sistemden ç›kar› olan tüm kesimlerin, aralar›ndaki kap›flmalar› ertelemeleri ve baflta
ilerici-devrimci güçler olmak üzere, tüm toplumsal muhalefete dönük, -iflçi ve emekçi y›¤›nlar› da daha genifl içine alacak- topyekun
ve çok yönlü bir sald›r›ya geçmeleri kaç›n›lmazd›r.
Beklenen sosyal-siyasal patlamalar›n, asl›nda kendi beyinlerinde patlayaca¤›n›n bilincinde olanlar, topyekun ve çok yönlü sald›r›lar›n start›n› çoktan vermifllerdir. fiimdi bu
topyekun sald›r›lar› bofla ç›karman›n ve yoksul y›¤›nlar›n öfkesini egemen s›n›flar›n beyninde patlatman›n zaman›d›r. Bunun yegane
yolu ise, egemenlerin topyekun sald›r›lar›na
karfl›, emekçi y›¤›nlar›n topyekun direniflini
örgütlemekten geçmektedir!
yal-flovenizmle malul oportünistlere kadar bir dizi parti ve çevrenin “emperyalizme karfl› olma, Kürt sorununa duyarl›l›k ve askeri vesayete tav›r” ekseninde
baz› devrimci, yurtsever ve ilerici çevrelerle bir araya gelmesi ve DTP’ye aç›ktan
destek sunmas› her fleye karfl›n olumludur. (…) Güçbirli¤i ‹ttifak›’n›n geçmifl y›llarda düflülen k›s›r çekiflmelere kurban
gitmeden, oluflturduklar› platform ve destek hatt›ndan kopmadan süreci tamamlamas› yararl› olacakt›r.” fleklinde görüfl
ve temennilerimizi belirtti¤imiz üç ayl›k süreci olan “proje” daha ilk ay›nda
çat›rdamaya bafllam›fl ve yar› yola gelmeden büyük oranda iflasa sürüklenmifltir.
Bunun temel nedeni, zemin ve koflullarda aranmal›d›r. ÖDP, EMEP,
TKP gibi partiler ile benzeri gruplar
her nas›lsa imzac›s› olduklar› böyle bir
platform üzerinde bir bak›ma en çok
bu kadar ayakta kalabileceklerini kan›tlam›fllard›r. Bunda ola¤an d›fl› bir
durum yoktur. Kriz koflullar›, Kürt
ulusunun isyanc›-direniflçi dinamizmi
ile buluflacak bir iflçi-emekçi hareketini henüz ortaya ç›karamam›flt›r. Rüzgâr›n kuflatmad›¤›, sürüklemedi¤i durumda, ak›ma karfl› koymak ve egemen s›n›flara direnmek kolay de¤ildir.
Bu konuda en tutars›z ve sorunlu çevrelerin ismi geçen yap›lar oldu¤u bilinmektedir. Ba¤›ms›z/tarafs›z tutum tak›nma ad›na, esas olarak bat›da
CHP, Kürdistan’da AKP’ye kan tafl›ma anlam›na gelen tav›rlar, özellikle
ittifaka dâhil olduktan sonra “iyi niyet”
ve “hesap hatas›”n› sorgulatan bir
noktay› iflaret etti¤i için, özel olarak
sorgulanmaya muhtaçt›r.
Bu ittifaka öznel de¤erlendirmelerde bulunmak suretiyle oldu¤undan
farkl› misyonlar biçen kimi devrimci
yap›lar fena halde yan›lmaktad›r. Süreç
yaln›zca s›n›f›n dinamiklerindeki yoksunluk aç›s›ndan de¤il, Kürt ulusal hareketinin yaklafl›m›ndaki sorunlar nedeniyle de belli eksikler ve zaaflarla
birlikte yol almaktad›r. Bu hususlar
do¤ru biçimde tespit edilmeden, baflka bir deyiflle nesnel durum gerçekçi
bir biçimde tahlil edilmeden yap›lacak
de¤erlendirmeler kitlelerde yanl›fl
beklenti ve hayallerin yay›lmas›na
hizmet eder ki bundan en büyük zarar› görecek olan mücadelenin bizzat
kendisidir.
Son düzlü¤e Mart ay›n›n yüklü
gündemiyle girilmifl olmas›, devrimci
görevlerin yerine getirilmesinde
avantajlar›n katsay›s›n› büyütmektedir. Emekçi Kad›nlar gününde yükselecek mücadele bayra¤›, 12 ve 16
Mart’lardan Newroz’a do¤ru geliflecek bir hatta tafl›narak, yürütmekte
oldu¤umuz kampanya faaliyetinin çok
daha etkin ve kal›c› sonuçlar getirmesinde belirleyici rol oynayacakt›r.
Bunun için k›r-flehir bütün bölgelerde
ve iflçi, semt, gençlik bütün faaliyet
alanlar›nda, seferber edilebilecek bütün güçlerimiz ve olanaklar›m›zla sürece yüklenmek, gündemleri ana çerçevenin içerisine ustal›kla yedirerek çal›flma yürütmek gerekmektedir.
Önemli f›rsatlar›yla, tarihsel
dönem itibar›yla günün getirdikleri, gücümüz ne olursa olsun
muazzam bir hareket yaratma
ve müthifl bir potansiyeli a盤a ç›karma flans› yaratm›flt›r. Bunu
de¤erlendirmek, yaln›zca bizim
elimizdedir, bize ait bir ifltir,
unutulmamal›, ihmal edilmemelidir…
‹flçi-köylü 4
Çok
özel
‹flçi/köylü
6-19 Mart 2009
Bu haberi baflka hiçbir yerde okuyamazs›n›z!
“Çal›k Grubu kanunsuzluk yap›yor”
Evet, okuyamazs›n›z, ama biraz kula¤›n›z›
kabart›rsan›z duyabilirsiniz. Nereden mi? Her
Cumartesi, ‹stiklal Caddesi’nde meflaleli yürüyüfller düzenleyen grevci gazetecilerden.
Yolunuz düflerse, Sefaköy’deki, Balmumcu’daki, ATV-Sabah binas› önündeki bas›n emekçilerinden de duyabilirsiniz...
Bu haberi “okunamaz” k›lanlara gelelim.
2007 y›l›nda Türkiye Gazeteciler Sendikas›’nda örgütlenerek, hak arama mücadelesine
giren, Turkuaz Dergi Grubu’nda çal›flan bas›n emekçisi dostlar›m›z anlat›yor.
Gündüz, sohbetimiz esnas›nda, grev süreçlerini bafl›ndan itibaren aktar›yor. ATV ve
Sabah’a TMSF el koymadan önce, k⤛t üzerinde çok fazla flirketin oldu¤unu ve bunun da
örgütlenmeyi engelledi¤ini söylüyor. “Yan›n›zdaki masada oturan arkadafl›n›z baflka bir flir-
Medya patronlar› kendilerine
Centilmen
Do¤an, Çal›k, Ciner vb. medyan›n tekelci patronlar› aras›nda imzalanan bir “centilmenlik” anlaflmas› oldu¤unu anlat›yor, ATV-Sabah grevindeki dostlar›m›z. Grevdeki Foto Muhabiri Arzu Gündüz: “Bütün medya patronlar›n›n kendi aralar›nda yapm›fl olduklar› bir ‘centilmenlik’ anlaflmas› var. Bu anlaflmaya göre, medya
patronlar›n›n herhangi birisinin ifl yerinden, özellikle sendikal nedenlerden ötürü iflten at›lan bir
iflçiyi, di¤er medya patronu kesinlikle ifle almayacak. Biz Çal›k Grubu’nda çal›fl›rken iflten at›ld›k, Do¤an Medya’da çal›flam›yoruz, çünkü bu
durum büyük patronlar›n ‘centilmenliklerine’
ters düflüyor.” Dolay›s›yla da bu grevin haberini
yay›nlamalar›n› beklemek de anlams›z olur.
kette çal›fl›yor, asl›nda ayn› iflyerindesiniz”
fleklinde anlat›yor durumu.
Bu çok parçal› flirketler grubu TMSF’nin el
koymas›yla birlikte, grevcilerin de dedi¤i gibi,
bir durgunluk sürecine giriyor. Bu f›rsattan yararlanan bas›n emekçileri, ATV ve Sabah’ta örgütleniyorlar. ‹lk olarak ATV salt ço¤unlu¤u
sa¤l›yor ve yetkiyi al›yor. Sonras›nda Çal›k
Grubu’na sat›lmas›yla birlikte, Çal›k, Turkuaz
Dergi Grubu’nu tek flirket çat›s› alt›nda top-
Bas›n emekçileri
yaln›z de¤ildir!
25 fiubat Çarflamba günü, gazetemiz ‹flçi-köylü’nün de aralar›nda bulundu¤u, devrimci ve sosyalist bas›n emekçileri olarak, ATV ve Sabah Gazetesi’nin Balmumcu’da bulunan binas› önünde, grevlerini sürdüren
TGS (Türkiye Gazeteciler Sendikas›) üyelerine, dayan›flma ziyareti gerçeklefltirdik.
Gazetemiz ‹flçi-köylü, At›l›m, Devrimci Demokrasi, Yürüyüfl, Kald›raç, K›z›l Bayrak, Odak, Proleter Devrimci Durufl ve Sosyalist Barikat emekçilerinin yer ald›¤› ziyarette “Atv-Sabah’ta grev var, bas›n emekçileri yaln›z de¤ildir” yaz›l› pankart aç›ld›.
Devrimci bas›n emekçileri ad›na bir konuflma yapan Erdal Bektafl, yaflanan ekonomik krizin faturas›n›n iflçi ve
emekçilere ödetilmeye çal›fl›ld›¤›n›, iflçilerin grevlerinin
medya tekelleri taraf›ndan sansürlendi¤ini, devrimci bas›n
olarak iflçilerin emekçilerin sesi olmaya devam edece¤imizi dile getirdi.
(‹flçi-köylü çal›flanlar›)
luyor. TGS’nin ATV ve Sabah’ta T‹S (Toplu ‹fl
Sözleflmesi) yetkisi oldu¤u için, kanunlara göre otomatikman, tek flirket çat›s›nda toplanan,
Turkuaz Dergi Grubu’nun tamam›nda yetki sahibi olmas› gerekli. Ancak, Çal›k Grubu
bu duruma itiraz ederek, “sadece ATV’yi kapsar” iddias›yla mahkemeye baflvuruyor. Gündüz’ün anlat›mlar›na göre, Çal›flma Bakanl›¤›
bir yandan oyalarken, di¤er yandan da
Çal›k Grubu taraf›ndan, “say›lar› yetersiz” fleklinde itirazlarla dava açarak,
süreç uzat›l›yor. Al›fl›k oldu¤umuz patron oyunlar› çerçevesinde bafllayan
T‹S görüflmeleri, bir süre sonra t›kan›yor. Bir taraftan sendika ile pazarl›k
yapan Çal›k, di¤er yandan çal›flanlara,
“centilmence” bask›lar›n› sürdürerek,
sendikadan istifa etmeye zorluyor.
Patronun sözcülerinden Ahmet
Tezcan, yap›lan son görüflmelerde,
“grev karar›n› tek tarafl› olarak kald›r›n, ondan sonras›na bakar›z” dedikten sonra,
bir daha görüflme olmuyor. Tabi sendika bu
durumu kabul etmiyor, çünkü tek tarafl› grev
karar›n› kald›rmak demek, sendikan›n yetkisinin düflmesi anlam›na geliyor.
Ne kadar yanl› haber, o kadar ekmek!
Gündüz, gazetecilerin haberlerini bahsedildi¤i gibi özgür bir flekilde yapamad›klar›n›, istenmeyen bir haber yap›ld›¤›nda geri çekildi¤i-
“Amac›m›z T‹S imzalamak”
Örgütlenme düflüncesinin, yaflanan mesleki
“erozyon” ile do¤du¤unu belirten Güç, “Hak
ve özgürlükleri kazanman›n yolu örgütlenmekten geçer. Örgütlü oldu¤umuz zaman tek bafl›m›za baflaramayaca¤›m›z fleyleri baflarabiliriz.”
(‹stanbul)
Türkiye Gazeteciler Sendikas› Genel Baflkan› Ercan Özipekçi ile görüflerek, genel duruma iliflkin bilgi ald›k. Özipekçi, Çal›flma Bakanl›¤›’na baflvurduklar›nda TMSF’nin itirazlar› oldu¤unu, aç›lan davalar› kazand›klar›n› ve yetkiyi ald›klar›n› anlat›yor.
17 Aral›k 2008 tarihinde al›nan grev karar›n› uygulamak için, 60 günlük yasal sürenin tamam›n› kulland›klar›n›, sorunu masa bafl›nda
çözmek için çaba harcad›klar›n› ifade ediyor. 13
fiubat günü fili olarak greve ç›kt›klar›n› belirten
Özipekçi, “Sendikaya üye olmayanlardan bile
istifalar geldi” fleklinde bask›lar›n boyutuna dikkat çekiyor.
Greve ç›kan iflçilerin iflten at›lmas›n›n anayasay› ihlal etmek oldu¤unu vurgulayan Özipekçi, bu kanunsuzlu¤a karfl›n dava açt›klar›n› ifade
etti.
Özipekçi, 10 kiflinin greve ç›kmas›n›n patronda bir “rahatlama” yaratt›¤›n›, ancak geliflen
destekler ile birlikte yan›ld›klar›n› fark ederek
rahats›z olmaya bafllad›klar›n› anlat›yor.
Sefaköy ‹flyeri Temsilcisi U¤ur Güç,
Sinema Dergisi’nde Görsel Yönetmen
olarak çal›fl›yor ve 18 y›ld›r gazetecilik yap›yor.
Grev ATV’de
(g)izlenir!
21 fiubat Cumartesi günü grev önlükleri, dövizleri ve meflalelerle Tramvay
Dura¤›’nda toplanan bas›n emekçileri, alk›fl
ve ›sl›klar eflli¤inde sloganlar atarak yürüyüfle geçti. Galatasaray Lisesi önüne meflalelerle yürüyen gazetecilere, ‹stiklal Caddesi boyunca halk da alk›fllarla destek verdi.
Lise önünde yap›lan aç›klamay› TGS ‹flyeri Temsilcisi U¤ur Güç okudu. Güç iki
y›l öce anayasal haklar›n› kullanarak sendikalaflt›klar›n›, ço¤unlu¤u sa¤lad›klar›n› ve
Turkuaz’da toplu sözleflme yetkisi ald›klar›n›, ancak patronun iflçileri sendikadan istifa
ettirmek için birçok yola baflvurdu¤unu,
bunun karfl›s›nda greve ç›kmaya karar verdiklerini dile getirdi.
Yürüyüfl boyunca “Bu haberi baflka
hiçbir yerde okuyamazs›n›z” fleklinde
konuflmalar ve ajitasyonlar eflli¤inde
“Grev Gazetesi” da¤›t›ld›.
(‹stanbul)
Procter&Gamble iflçileri greve gitti
Gebze Organize Sanayi içinde faaliyet gösteren Procter&Gamble Tüketim Mallar› Afi’de, Eylül 2008’den bu yana
süren T‹S görüflmeleri t›kan›nca, sendika grev karar› ast›. Böylece
D‹SK’e ba¤l› TÜMKA’n›n (Türkiye Tüm Ka¤›t Selüloz Sanayi ‹flçileri Sendikas›) örgütlü oldu¤u iflyerinde
çal›flan iflçiler, 19 fiubat itibariyle greve
ç›kt›lar.
Grevdeki iflçiler, görüflmelerin, patronun ilk alt› ay için % 0, ikinci alt› ay
içinse % 2 zam teklifi üzerine t›kand›¤›n›
ve patronun flu süreçte tüm patronlar›n
yapt›¤› gibi, kriz bahanesine sar›ld›¤›n›
söylüyorlar.
Grevdeki iflçilere sendikalardan ve
çeflitli iflyerlerinden destek ya¤makta gecikmedi. Grevdeki iflçileri yaln›z b›rak-
mama ad›na yap›lan destek ziyaretlerinden biri de, grevin 8. günü
olan 26 fiubat’ta gerçekleflti. D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi’nin yan› s›ra, Lastik-‹fl, Genel-‹fl, Nakliyat-‹fl ve E¤itim-Sen üye
ve yöneticileri taraf›ndan gerçeklefltirilen ziyarette, grevdeki iflçilere dönük konuflmalar yap›larak, krize de¤inildi.
Brisa ve Pireli üretime ara
verdi
Di¤er taraftan, patronlar›n kriz bahaneli uygulamalar›na her gün yenileri ekleniyor. Kocaeli
Alikahya beldesinde kurulu bulunan Risa ve Pireli fabrikalar› da kriz bahanesine s›¤›narak,
buralarda örgütlü olan Lastik-‹fl Sendikas›’n›n da
onay›yla, üretimi durdurma karar› ald› ve toplam 2 bin 200 iflçiyi bir hafta izne ç›kard›.
(Kartal)
Açl›k grevindeki iflçilere sald›r›
‹zmir Büyükflehir Belediyesi, kadrolu ifl
talebiyle 2 aya yak›n süredir Belediye binas› önünde açl›k grevinde olan Vira-Kürflat
tafleron iflçilerinin taleplerine gözlerini kapatmaya, kulaklar›n› t›kamaya devam ediyor. 7 Ocak 2009’da iflçiler sözleflmelerinin yenilenmesi ve kadrolu çal›flma talepleriyle dönüflümlü açl›k grevine bafllam›fl ve
çeflitli eylem ve etkinlikler ile de taleplerini sürekli yinelemifllerdi.
‹flçilerin bu direnifli görmezden gelin-
Emekçinin gündemi
S›n›f çal›flmas› ve demokrasi iliflkisi...
Demokrasi sorununu kavramada,
ülkemizde demokrasi mücadelesinin ve
demokratik kitle örgütlerinin önemi konusunda çeflitli yanl›fllarla karfl›lafl›yoruz.
Özellikle iflçi s›n›f› ve emekçiler içerisinde yürütülen çal›flmalar›n, baflka bir deyiflle s›n›f çal›flmas›n›n demokrasi mücadelesiyle iliflkisinde birbiriyle çeliflik görüfller tafl›yoruz.
Ülkemiz siyasi yönetiminin faflist
karakteri hemen hepimizce biliniyor.
Ülkemizde faflizmi yaratan ve besleyen
unsurlar›n bafl›nda; emperyalizme ba¤›ml› güçsüz ve geri bir ekonomik yap›n›n varl›¤› ile baflta Kürt ulusu olmak
üzere, ezilen ulus ve ulusal topluluklar
üzerindeki inkarc› siyasetiyle Türk ege-
ni aktar›yor. Gündüz, “Patronun istemedi¤i bir
haber yaparsan›z sizi iflten atabilir. Bas›n özgürlü¤ü diye bir fley yok” sözleriyle yaflad›klar›n› dile getiriyor.
men s›n›flar›n›n flovenizmi bulunur. Bu
temel gerçeklerde ciddi de¤iflimler olmad›kça ülkede demokrasinin varl›¤›ndan söz edilemeyece¤i aç›kt›r. Onun
kadar aç›k di¤er bir nokta da ülkemizde gerçek anlamda bir demokrasinin
gelifliminin Demokratik Halk Devrimi
mücadelesinden ba¤›ms›z olamayaca¤›d›r. Özlüce söyleyecek olursak; ülkemizde demokrasi sorunu bir devrim
sorunudur. Dolay›s›yla en ufak bir demokratik kazan›mdan bir bütün demokrasi mücadelesine dek her türlü
mücadeleye devrim perspektifinden
bakmak ve gerekli önemi vermek s›n›f
siyasetinin vazgeçilmez bir gere¤idir.
Konunun teorik k›sm› bu kadar net-
meye devam ediyor, ancak so¤uktan ve
ya¤murdan korunmak için üstlerine gerdikleri naylon çad›r ve di¤er eflyalar› hala
birilerinin gözlerinden kaçm›yor. Geçti¤imiz günlerde Belediye’nin “görüntü ve
çevre kirlili¤i yarat›l›yor” flikayeti ile iflçilerin naylon çad›r›na ve eflyalar›na el konulmufl, ard›ndan da direnifli bitirmeleri söylenmiflti. Yaflanan bu müdahalenin bir benzeri de 24 fiubat 2009 akflam› 21.00 civar›nda tekrarland›.
ken pratik faaliyetimizde ayn› netlikte
hareket etti¤imizi söyleyemeyiz. ‹flçi ve
emekçiler içerisindeki çal›flmam›z›, onlar›n hak ve talep mücadelesini devrim
mücadelesiyle ba¤lant›l› düflündü¤ümüzü ifade etsek de bu noktada sol ve kestirmeci yaklafl›mlara sahibiz. Demokratik hak ve kazan›mlar› art›rmay›, her
türlü (s›n›fsal, ulusal, dinsel, cinsel…)
bask› karfl›s›nda ülkede bir bütün demokrasiyi gelifltirme konusunda yeterince duyarl› ve aktif de¤iliz. Durum
böyle olunca, demokrasi sorununu devrim sorunu olarak kavramada da tutars›zl›klar tafl›d›¤›m›z anlafl›l›r. Bu kavray›fl
e¤er demokratik hak mücadelesini pratikte küçümseme sonucunu do¤uruyorsa teorimizle prati¤imiz aras›ndaki çeliflki aç›kt›r. Oysa bizim flu an özelikle kavramam›z gereken fley; her türlü demokratik mücadele ve kazan›m›n devrime
hizmet edece¤i, onu gelifltirece¤i gerçe-
¤idir. Lenin’in sözleriyle ifade edecek
olursak; “…demokrasi yaln›zca s›n›f savafl›m›n› daha do¤rudan, daha genifl, daha aç›k, daha belirgin hale getirir. Gerek
duydu¤umuz fley de budur. (…) Yönetim sistemi daha demokratik hale geldikçe iflçiler, musibet kayna¤›n›n, hak
eksikli¤i de¤il, kapitalizm oldu¤unu daha
iyi anlayacaklard›r…”
‹flçi ve emekçiler içerisindeki faaliyetimize iliflkin “s›n›f çal›flmas›” yürütmek
ile “demokratik çal›flma” yürütme/demokratik mücadele verme konular›nda
ilginç(!) baz› karfl›tl›klar kuruldu¤unu görüyoruz. Yer yer bunlar›n karfl› karfl›ya
konuldu¤una tan›k olsak da esas›nda demokratik çal›flmay› talide b›rakan, hatta
küçümseyen yaklafl›mlar göze çarp›yor.
Bu durum tam da ülkemizdeki komünist
ve devrimcilerin temel zafiyetlerinden
birine iflaret etmektedir. Demokratik
alanlar›n önemsenmeyerek küçük bur-
Ayn› gerekçe ile gelen polis iflçilerin so¤uktan korunmak için kulland›klar› naylon
çad›ra ve di¤er eflyalar›na el koydu ve fiili
güç kullanarak iflçileri gözalt›na almak istedi.
Vira-Kürflat tafleron iflçileri yaflanan bu
sald›r›y› 25 fiubat günü Belediye önünde
yapt›klar› bir bas›n aç›klamas› ile protesto
etti. ‹flçiler ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan
Özkan K›l›ç, tüm bask›lara ra¤men mücadelelerinde sonuna kadar kararl› olduklar›n› duyurdu.
(‹zmir)
juva reformistlere b›rak›lmas›, kitleselleflme konusunda yaflad›¤›m›z sorunlar›n
da önemli bir aç›klamas› niteli¤indedir.
Daha kötü olan ise bu olumsuz gerçekli¤in “do¤ru” kabul edilmesi, “s›n›f çizgisinin” bir gere¤i san›lmas›d›r.
‹flçilerin politik e¤itiminde sadece
u¤rad›klar› ekonomik bask›lara dayal›
bir ajitasyon ve propagandan›n onlara
s›n›f bilinci tafl›maya yetmeyece¤ini biliyoruz. Ülkedeki her türlü bask› ve
eflitsizli¤inin teflhirinin yap›larak
iflçi s›n›f›n›n tutarl› ve kararl› bir
demokrasi ruhuyla e¤itilmesi, burjuvaziye karfl› savafl›m›nda s›n›fa
gerekli olan temel bir niteliktir.
Özelikle de bizimki gibi ülkelerde bu
çok daha geçerlidir. Demokrasi bilinci
geliflmemifl, kendi s›n›f sorunlar› da dâhil
toplumsal sorunlara bütünlüklü bakamayan bir iflçi s›n›f›n›n ekonomizmin,
reformizmin ve flovenizmin etkisinden
‹ncirlik’te
askerlere k›yak,
iflçilere k›y›m!
Adana ‹ncirlik Hava Üssü’ndeki villa inflatlar›nda çal›flan iflçiler maafllar›n› istiyor.
25 fiubat günü Adana ‹fiKUR
önünde biraraya gelen iflçiler
“Ücret hakt›r gasp edilmez” yaz›l› pankart açarak
bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi.
‹flçiler, ABD’li Tusek flirketine çal›flan tafleron Makyal-Erka isimli firmadan 4 ayd›r maafllar›n› alamad›klar›n›,
Ocak ay›nda ücretsiz izne ç›kar›ld›klar›n› dile getirerek tafleron firmalar›n suçu birbirlerine att›klar›n› söylediler.
Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan 5 km yürüyerek MakyalErka firmas›n›n önüne gelindi.
Bas›n aç›klamas› yapmak isteyen iflçileri flirketin güvenlik
çal›flanlar› engellemek istedi
ancak iflçiler buna ra¤men
eylemi gerçeklefltirdi. ‹flçilerin
avukat› ‹smail Hakk› Atav firma yetkilileriyle görüfltü. Yap›lan aç›klamada iflçiler haklar›n›
alana kadar mücadele edeceklerini belirtti. (H. Merkezi)
kurtulabilmesi mümkün de¤ildir. Bu nedenle iflçi ve emekçilere demokrasi bilincinin yerlefltirilmesi kadar onlar›n demokratik mücadeleler ve çal›flmalar içerisinde e¤itilmesi mücadelemiz için stratejik bir öneme sahiptir.
‹flçi s›n›f› teorisinde aç›kt›r ki demokrasi; eflitlik anlam›na gelir. Biz bunu
nihai olarak s›n›flar›n ortadan kald›r›lmas› olarak anlar ve fliar ediniriz. Bu anlamda demokrasi ya da eflitlik fliar›n›n
çal›flmalar›m›z aç›s›ndan önemi tart›flmas›zd›r. Di¤er yandan biz, demokrasinin biçimsel bir eflitlik anlam›na geldi¤ini de biliriz. En geliflkin demokraside
dahi s›n›flar›n henüz ortadan kalkmad›¤›, tam ve gerçek bir eflitli¤e ulafl›lamad›¤› do¤rudur. Fakat unutulmamal›d›r
ki; özünde biçimsel bir eflitlik anlam›na
gelen demokrasi hayata geçti¤indedir
ki, ancak o zaman gerçek eflitli¤in de
yolu aç›lm›fl olacakt›r.
Asil Çelik patronu iflçilerle oynuyor!
Bursa Orhangazi ilçesinde kurulu olan
Asil Çelik Sanayi Tic. A.fi.’de toplu ifl sözleflmesi görüflmelerinin sonuçsuz kalmas›n›n ard›ndan 30 Ocak 2009 tarihinden beri grevde olan Asil Çelik iflçileri, tüm zorluklara karfl›n mücadelelerini sürdürüyor. Ancak Asil
Çelik patronu da bofl durmuyor. Kriz sürecini kendi lehine çevirmek için 24 fiubat günü
sendikay› görüflmeye ça¤›rarak, s›f›r zam teklifini yineledi.
Birleflik Metal-‹fl Sendikas›, Asil Çelik iflçilerinin aileleri ve Orhangazi halk›ndan yüzlerce kifli ile birlikte 24 fiubat günü Orhangazi
Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› yaparak, patronun oyunlar›n› ve uzlaflmaz tutumunu protesto etti. Kitle ad›na Birleflik Metal-‹fl Genel
Sekreteri Selçuk Göktafl’›n yapt›¤› aç›klamada “Biz zaten yoksuluz, bizim yoksullu¤umuzu kimse kullanmaya kalkmas›n” dedi. ‹flçiler sloganlar atarak halaylarla eylemde yerini
ald›.
Eylemin ard›ndan grevdeki iflçilerin grevle
“Bak postac›
yürüyor!”
Haber-Sen Genel Merkezi 25-27 fiubat’ta
PTT emekçilerinin sorunlar›n› kamuoyuyla
paylaflmak ve kendilerine yönelik sald›r›lar›
protesto etmek amac›yla “Bak Postac› Yürüyor” fliar›yla iki koldan Ankara’ya yürüdü.
25 fiubat’ta ‹stanbul’da bafllayan yürüyüfl
Gebze, Kocaeli’den sonra 26 fiubat günü Bursa’ya ulaflt›. Genç Osman PTT önünde karfl›lanan yürüyüfl kolu Bursa’n›n merkezi caddelerinde bildiri da¤›tt›. Saat 12.00’de Timartaflpafla otobüs duraklar›nda toplanan PTT
emekçileri, Heykel PTT önüne kadar alk›fl ve
sloganlarla yürüdü. Burada KESK MYK üyesi
Akman fiimflek ve Haber-Sen Bursa fiube
Baflkan› Orhan Çak›r birer konuflma yaparak AKP hükümetinin sald›r› politikalar›n›
elefltirdi. Yürüyüfl kolu aç›klaman›n ard›ndan
Eskiflehir’e hareket etti.
Birçok bölgede yürüyüfller ve bas›n aç›klamalar› ile sorunlar›na dikkat çeken posta
emekçileri son olarak Abdi ‹pekçi Park›’nda
biraraya gelerek “Bak postac› geliyor hesap soruyor”, “Köle de¤il postac›y›z”,
“PTT halk›nd›r sat›lamaz” sloganlar›n›
hep birlikte hayk›rd›lar.
“Kefalet sand›¤›ndaki paralar›m›z
geri ödensin”, “Angarya çal›flt›r›lmaya
son” yaz›l› dövizler tafl›yan PTT emekçileri
sorunlar›n›n çözülmesini isteyerek PTT Genel Müdürlü¤ü’ne yürüdüler.
Burada bir konuflma yapan Haber-Sen genel baflkan› Ali Y›lbafl›, postac›lar›n y›ll›k ve
bayram izinlerini kullanamad›¤›n›, özellefltirmelerle çal›flma koflullar›n›n a¤›rlaflt›¤›n› dile
getirdi.
PTT emekçileri daha sonra son uyar›
mektuplar›n›
gönderdi.
(H. Merkezi)
ilgili düflüncelerini gazetemizle paylaflmak istedik:
- Sizi greve getiren süreçle ilgili düflüncelerinizi bizimle paylafl›r m›s›n›z?
Hüseyin Gül: Biz bu greve toplu sözleflmede patronun uyuflmazl›k tutumu ve s›f›r
zam dayatmas›ndan dolay› gittik. 8 y›l önce
Asil Çelik kamuya aitti. Özellefltirildikten sonra dördüncü toplu sözleflme süreci yafl›yoruz.
‹lk toplu sözleflmede s›f›r zamma imza att›k,
ikinci toplu sözleflmede greve gittik. Üçüncü
toplu sözleflmede yine grev aflamas›ndan döndük. Dördüncü toplu sözleflmede yine patronun uzlaflmaz tutumundan dolay› grevdeyiz.
Patronu masaya ça¤›rd›¤›m›zda gelmiyor, geldi¤inde s›f›r zamla geliyor. Yani bizimle dalga
geçiyor. Patronun bu tutumu biz iflçilerin birlikteli¤ini olumlu yönde etkiliyor. Çünkü patronun art niyetli oldu¤unu görüyoruz. Ekonomik krizin had safhada oldu¤u bir dönemden
geçiyoruz. Ama bu zor dönem söz konusu olsa bile hakk›m›z› almak için sonuna kadar
22 Aral›k 2008’den bu yana grevde olan
Sinter iflçilerine verilen destek her geçen
gün büyüyor. Hukuksal mücadelelerini de
sürdüren ve açt›klar› davalardan birinin duruflmas› geçti¤imiz günlerde görülen Sinter
iflçilerine verilen bu yo¤un destek, sadece
ülke s›n›rlar›n› de¤il, uluslararas› alan› da
kapsam›fl bulunuyor.
‹flçilere uluslararas› destek veren sendikalardan biri de Alman Metal ‹flçileri
Sendikas› (IGM) oldu.
26 fiubat günü Sinter iflçilerini ziyaret
eden IGM üyeleri, burada yapt›klar› konuflmalarda, enternasyonal dayan›flman›n güçlendirilmesi ça¤r›s› yapt›lar.
Ziyaret s›ras›nda bir konuflma yaparak,
küresel kriz koflullar›nda iflçiler aras›ndaki
dayan›flman›n art›k bir zorunluluk haline
geldi¤ini belirten IGM Uluslararas› Dayan›flma Sözcüsü Klavas Trignetz, kendilerinin de dayan›flmay› büyütmek için yo¤un
bir çaba içinde olduklar›n› vurgulad›.
Sinter iflçilerinin direniflinin baflar›ya
ulaflmas› için bir tak›m görüflmeler yapt›klar›n› da belirten Trignetz, bu giriflimlerin,
Sinter Metal’in ifl yapt›¤› fabrikalarla görüflmeler fleklinde sürdü¤ünü belirtti. Sendikal
haklar için verilen mücadelenin ayn› flekilde
Almanya’da da sürdü¤ünü söyleyen Trignetz, örne¤in BMW ve Daimler Cruze
fabrikalar›nda haklar› gasp edilen iflçiler için
yo¤un bir çal›flma içinde olduklar›n› aç›kla-
d›. Birleflik Metal-‹fl yöneticilerinin de kat›larak, konuklara teflekkür niteli¤inde konuflmalar yapt›¤› ziyaret s›ras›nda hep bir
a¤›zdan ve s›k s›k “Sinter iflçisi yaln›z
de¤ildir”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”
sloganlar› at›ld›. Ziyaret alk›fllar aras›nda
son buldu.
(Kartal)
120 yetmez, daha fazla öldürün
Tersanelerde krizle birlikte yaflanan iflçi k›y›mlar›n›n yan›s›ra, ifl cinayetlerinin de
ard› arkas› kesilmiyor. Son iki ay içinde
peflpefle gelen ifl cinayetlerine, 20 fiubat’ta
bir yenisi daha eklendi. Böylece Tuzla Tersaneleri’nde ifl cinayetlerine kurban giden
iflçi say›s› 120’ye ulaflt›.120. ifl cinayetinin
kurban› ise Cemil Akgül adl› tersane iflçisi oldu. Bir kez daha ifl güvenli¤ine dönük
tedbirlerin yetersizli¤i nedeniyle yaflanan
bu son ifl cinayeti ise, 22 fiubat’ta yap›lan
bir eylemle protesto edildi. Limter-‹fl Sendikas›’n›n örgütledi¤i eylemde, Cemil Akgül’ün yaflam›n› yitirdi¤i Çiçek Tersanesi
önüne siyah çelenk b›rak›ld›.
Ö¤len saatlerinde gerçeklefltirilen eylemde “120 Yetmez, Daha Fazla Öldürün” yaz›l› bir pankart aç›ld› ve Tersane
okurlar›n›n yapt›¤› eylemde
“Direnifl! Grev! ‹flgal! S›n›f
kinimiz büyüyor” yaz›l›
pankart aç›ld›.
22 fiubat Pazar günü Gazi Mahallesi Partizan olarak dünyan›n birçok ülkesini sar›p sarmalayan yaflad›¤›m›z co¤rafyada da kendisini
yak›c› bir flekilde hissettiren ekonomik krize
yönelik Fevzipafla Caddesi Dörtyol’da bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik.
“Direnifl! Grev! ‹flgal! S›n›f kinimiz
büyüyor” yaz›l› Partizan imzal› pankart›m›z›
açarak gerçeklefltirdi¤imiz bas›n aç›klamas›nda; krizin egemenler taraf›ndan yarat›ld›¤› ve
faturas›n›n zorla emekçi halka mal edilmeye
çal›fl›ld›¤› ifade edilerek, halk›n kendi öz so-
grevde kararl›y›z.
- Çal›flma koflullar›n›z› anlat›r m›s›n›z?
- Ben 15 senedir burada çal›fl›yorum. 8 sene önce, özelleflmeden önce üretim 180 bin
tondu. Özellefltikten sonra üretim 400 bin
tona ç›kt›. 1800 derece ateflin içinde çeli¤e
flekil veriyoruz, art› iflçilik maliyeti % 10’dan %
6’ya düfltü. Sürekli var olan haklar›m›z› da elimizden almaya çal›fl›yorlar. Bu grev de zaten
bize dayat›lan bu kölece çal›flma koflullar›ndan
dolay› ortaya ç›kt›.
Ahmet Güllü: Arkadafl›n anlatt›¤› gibi biz
flu an ma¤duruz. Patronun bask›s› tutumundan ve verilen sözlerin yerine getirilmemesinden dolay› ma¤duruyuz. Özelleflip güzelleflece¤iz diye bu hallede düfltük. Rekor düzeyindeki üretim yapan bir yerde, bir de bir kriz
bahanesi ile kesildi. Bu arada ücretler de zaman›nda ödenmemeye baflland›. Tafleronlarda
çal›flan arkadafllar iflten at›ld›. Onlar da ma¤dur edildiler. Biz hükümete derdimizi nas›l, ne
flekilde iletebiliriz? Zaten adamlar iflçi s›n›f›n›
yok say›yorlar. 8 senedir hükümetler iflçi
lehine bir yasa ç›karmad›lar, hep sermayeye yönelik yasalar
ç›kar›yorlar. Tuzla’da
yaflanan olaylar ortada. ‹nsana sayg› yok,
eme¤e sayg› yok. Yine s›f›r zam dayatmaya çal›fl›yorlar.
Yalç›n Sevimli:
Ben de 22 y›ld›r Asil
Çelik’te çal›fl›yorum.
Fabrika özellefltirildikten sonra süreç
bizim aleyhimize h›zla
geliflti. Burada çal›flan iflçinin patron için hiç
önemi yok. Bu nedenle birinci suçlu devlet,
ikinci suçlu da patrondur. Biz iflçiler olarak bu
fabrika devlet elindeyken de çok fazla bir fley
istemedik. Fabrikay› alan kifliden de çok fazla
bir fley istemedik. Biz sadece insanca yaflayabilecek bir ücret talep ettik. Onun için insanca haklar›m›z› alana kadar direnece¤iz. Yoksa
insanl›¤›m›z› yitirece¤iz.
(Bursa)
Sinter direnifliyle uluslararas› dayan›flma
Gazi Mahallesinde Partizan
Grev, direnifl,
iflgal!
‹flçi-köylü 5
‹flçi/köylü
6-19 Mart 2009
runlar›n›n d›fl›na itilerek Ergenekon yalanlar›yla meflgul edildi¤i söylendi.
Ayr›ca “yaklaflan yerel seçimlerle eli kanl› faflistler oy avc›l›¤›na ç›karak asl›nda daha
çok katliam, iflkence, y›k›m, yoksulluk ve yozlaflmay› getireceklerini ifade etmektedirler”
denildi.
Aç›klamada ayr›ca, çürümüfl düzene karfl›
örgütlü yaflam› ve s›n›f mücadelesini gelifltirmenin önemi belirtilerek yaklaflan bahar
ay›nda isyan atefllerini büyütmek için 8
Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü, 12 Mart
Gazi katliam›nda Partizan saflar›nda hesap
sormaya ça¤r› yap›lm›flt›r. Aç›klama s›ras›nda
“Zafer direnen emekçinin olacak”,
“Birlik mücadele zafer” sloganlar› at›ld›.
(Gazi Mahallesi Partizan okurlar›)
önünde bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamay›, Limter-‹fl Genel Sekreteri Kamber
Sayg›l› yapt›. Tersanelerde iflten ç›kar›lanlar›n en baflta da ifl güvenli¤i uzmanlar› oldu¤unu da söyleyen Sayg›l›, aç›klamas›n› “bu
olumsuz tabloya 2.5 ay içerisinde 7 arkadafl›m›z›n ifl cinayetine kurban gitmesi eklendi” diyerek “iflçi say›s›n›n azalmas› ile bir iflçinin üzerindeki ifl yükü artm›fl ve iflçiler
bitkin düflürülmüfltür” fleklinde konufltu.
Dok-Gemi ‹fl patronlara
destek eylemi yapt›
Tersane patronlar›n›n, patron yanl›s›
duruflu nedeniyle tersanelerde örgütlenmesi için yo¤un destek verdi¤i Dok-Gemi
‹fl, bu deste¤i karfl›l›ks›z b›rakmad›!
25 fiubat günü tersanelerde sözde kriz
bahaneli bir eylem örgütleyen sar› sendika,
eylemde devletin patronlara kriz deste¤i
yapmas›n› talep etti.
Sedef Tersanesi önünde ve ö¤len yemek paydosu saatlerinde yap›lan eyleme,
bu tersanede çal›flan iflçiler kat›l›rken, eyleme tersanenin beyaz baretli, yani patron
temsilcisi çal›flanlar›n›n da yo¤un bir kat›l›m
sa¤lad›¤› gözlendi.
Türk-Metal Sendikas› ve Yol-‹fl Sendikas› temsilcilerinin de kat›ld›¤› eylemde,
Türk-‹fl Bölge Baflkan› Faruk Büyükkucak
bir konuflma yapt›.
Eylemde yap›lan konuflmalarda ifl cinayetlerine neredeyse hiç de¤inilmeyip, bir-iki
k›sa vurguyla geçifltirilirken, devletin sektöre sahip ç›kmas› gerekti¤i dile getirildi.
(Kartal)
Sald›r›lar› geri püskürtmek,
örgütlenmekle mümkündür!
Binlerce emekçiyi yak›ndan ilgilendiren
Toplu ‹fl Sözleflmesi görüflmeleri, birçok iflkolunda bafllam›fl bulunmakta. T‹S görüflmelerini sürdüren iflkollar›ndan biri kamu sektörüyken, bir di¤eri de Deri iflkolu. Deri ifl
kolunda süren T‹S görüflmeleriyle ilgili Deri‹fl Genel Baflkan› Musa Servi’yle görüfltük.
Servi, ilk önce küresel mali krizin gölgesinin, kaç›n›lmaz olarak T‹S görüflmelerine
de yans›d›¤›n› söyledi. Ayr›ca iflveren cephesinin, uzunca zamand›r gerçeklefltirdi¤i hak
gasplar›n›n ç›tas›n›, bu görüflmelerle birlikte
daha da yükseltme e¤iliminde oldu¤unu aktar›yor.
‹flverenlerin bu yöneliminin çal›flanlar
cephesindeki yans›mas›n›n ise birçok ifl kolunda, yeni haklar elde etmekten ziyade,
mevcut haklar› koruma e¤ilimi olarak otaya
ç›kt›¤›n› vurguluyor. Ancak kendilerinin bu
yönlü bir e¤ilimde olmad›klar›n›, yeni haklar
elde etme çabalar›n›n T‹S görüflmelerinde
de sürdü¤ünü belirtiyor.
‹flverenler derideki T‹S süreci daha bafllamadan, geçti¤imiz Aral›k ay›ndan bafllayarak, kriz var, iflçiler, ikramiye, sosyal haklar
gibi haklar›ndan taviz vermeli yönlü yaklafl›m›n› her vesileyle dile getirmeye bafllam›fl.
Bugüne kadar yap›lan iki T‹S oturumunda da,
böyle bir fleyi kabul etmeyeceklerini aç›klam›fllar. Yapt›klar› temsilciler toplant›s›nda
ise, durumu temsilcilere aç›p, önümüzdeki
süreçte grevde dahil, bir dizi eyleme haz›rl›kl› olunmas› gerekti¤ini söylemifller.
Servi son olarak, derideki T‹S görüflmelerinin sürdü¤ünü ve nas›l bir sonuç ç›kaca¤›n› önümüzdeki sürecin gösterece¤ini söylüyor ve “süreçteki kapsaml› sald›r›lar› geri
püskürtebilmenin tek yolu, sadece sendikal
alanda de¤il, s›n›f önderlerinin yaflam›n her
alanda iflçi-emekçi y›¤›nlar› örgütleyip, harekete geçirmesiyle mümkündür” diye cevapl›yor. (Kartal)
Asil Çelik iflçileri tüm
s›k›nt›lara ra¤men direnifllerine
devam edeceklerini belirterek
“zaten onlar›n gözünde iflçi
s›n›f›n›n bir önemi yok”
diyorlar.
Resmi tefecilik
üreticinin
ümü¤ünü s›k›yor!
Son günlerde TMO (Toprak Mahsülleri
Ofisi)’nin üreticiden alm›fl oldu¤u ürünün
ücretini 15 gün içinde ödeyece¤ini bildirmesi ve 60 gündür ödememesi ile üretici
“iki arada bir derede” kalm›flt›r. Tüccarlara güvenmeyen köylüler, devlet kurumu
diye güvendikleri TMO’nun ücretlerini
vermemesi ile tüccardan fark›n›n olmad›¤›n› bu vesile ile ö¤rendiler. 2008 y›l› içinde
de ayn› prati¤i sergileyen TMO, sadece
m›s›r de¤il, f›nd›k vb. ürünlerinde ödemesi
için 25 günlük bir süre vermifl ve yine geciktirmifltir. Geciken her ödeme üretici
bankan›n kredi faizine maruz kalmakta ve
alaca¤›n›n ortalama iki kat bir borç ile karfl› karfl›ya kalmaktad›r. (H. Merkezi)
Devrimci güçlerden
mücadele ça¤r›s›
Bir süre önce Ankara’da Partizan,
Al›nteri, BDSP, DHF, ESP, Odak ve Kald›raç’tan oluflan devrimci bileflenler, Ankara yerelinde sendika flubelerini, emek ve
kitle örgütlerini biraraya getirip krizin iflçi
ve emekçiler üzerindeki etkisine; iflten atmalara, yoksullaflt›rmaya, zamlara ve emperyalist yasalara karfl› birleflik güçlü bir
mücadele örmek için çal›flmalara bafllam›flt›. Bu çal›flmalar dâhilinde çeflitli sendika,
platform ve siyasi partilerle görüflen devrimci yap›lar gerçeklefltirdikleri bir bas›n
aç›klamas›yla konuya iliflkin görüfllerini deklarasyon fleklinde kamuoyuna aç›klam›flt›.
Bu kapsamda süreci tart›flmaya açmak ve
güçlendirmek amac›yla 18 fiubat günü
“Kriz ve mücadele” konulu bir panel
gerçeklefltirildi. Panel öncesinde bileflenler
ad›na yap›lan konuflmada süreçten k›saca
bahsedilip as›l mücadelenin krizdeki düzene
karfl› verilmesi gerekti¤i vurguland›.
Ekin Sanat Merkezi’nde gerçeklefltirilen panele konuflmac› olarak Gazi Üniversitesi Ö¤retim Görevlisi Yüksel Akkaya,
Tez Koop-‹fl Genel E¤itim Dan›flman›
Volkan Yarafl›r ve SES üyesi Yusuf Özden kat›ld›.
‹lk konuflmay› yapan Yüksel Akkaya,
kapitalizmin tarihsel gelifliminden, girdi¤i
süreçlerden, kriz ve bunal›mlardan bahsetti. “K›rsal nüfusun yo¤un oldu¤u Türkiye’de
köylüler krizden en fazla etkilenecek kesimlerdir” diyen Akkaya, tam da bu süreçte k›r yoksullar›n›n örgütlenmesi gerekti¤ini söyledi.
Daha sonra sözü alan SES üyesi Yusuf
Özden, genel olarak sendikal çal›flmadan
bahsetti. Özden sendikalar›n süreci karfl›layabilecek durumda olmad›¤›n› ve iflçilerin
gerisinde kald›¤›n› söyledi, yap›lan ifl b›rakma, iflgal ve direnifl eylemlerinde sendikalar›n eylemi örgütleyicisi de¤il k›smen destekçisi konumunda kald›¤›n› vurgulad›.
Son konuflmac› Volkan Yarafl›r; iflçilerin fabrika iflgal ve direnifllerini örnek
gösterdi, s›n›f›n mesaj›n› verdi¤ini devrimcilerin bu mesaja do¤ru cevap vermesi gerekti¤ini söyledi. (Ankara)
‹flçi-köylü 6
Denge Azadi
Yüzleflme BOTAfi’›n
aç›lmas›yla bafllar
’90’l› y›llarda lambalar kapat›ld›ktan sonra söylenebilen gerçeklerle
yaflayan bölge insan›n›n sesi bugüne
kadar F›rat’›n bat›s›na geçemedi.
Geçmek isteyenlerin de ak›beti suda
yitip gitmek oldu. Ancak bugün,
TC’nin özellikle bölgeye yönelik
planlar çerçevesinde yeniden yap›lanmaya gitmek zorunda kalmas›yla
“eski”yi tasfiye etme çabas›n›n ürünü olan Ergenekon operasyonuyla
herkesin bildi¤i gerçekleri direkt failleri taraf›ndan dile getirilir oldu. Dalga dalga estirilen operasyon furyas›
zaten bilinen eli kanl› katillerden
devlet ad›na “hesap sorma” gibi söy-
‹HD’den DTP’ye
yönelik
sald›r›lara tepki
‹HD ‹zmir fiubesi yöneticileri yapt›klar› bir bas›n toplant›s› ile çeflitli illerde DTP’nin seçim bürolar›na yönelik sald›r›lara karfl›, yerel yönetim seçimlerinin adil ve demokratik bir ortamda yap›labilmesi için yetkilileri gerekli tedbirleri almaya ça¤›rd›.
24 fiubat günü ‹HD ‹zmir fiubesi’nde konuyla ilgili bas›n aç›klamas›n›
‹HD ad›na flube yöneticilerinden Av.
Canan Uçar yapt›. Uçar, DTP’nin
seçim bürolar›na yönelik birçok yerde
tafll›, molotofkokteylli sald›r›lar oldu¤una dikkat çekerek, yetkili makamlar›n bu sald›r›lar› münferit ve vatandafl
hissiyat› olarak niteleyerek hiçbir önlem almad›¤›n› söyledi ve DTP’ye yönelik sivil gibi görünen ve resmi olarak
yürütülen tüm bu sald›r›lar›n hükümetten güç almaks›z›n yap›lamayaca¤›n› belirtti.
Bas›n toplant›s›n›n ard›ndan söz
alan ‹zmir Birlikte Baflaraca¤›z Platformu Büyükflehir Belediye Baflkan Aday›
Av. Arif Ali Cang› da, Adalet Bakan› Mehmet Ali fiahin’in “hükümetle
ters düflenler projeleri için deste¤i Ankara’dan alamaz” sözünü
hat›rlatarak, DTP üzerindeki bask›lar›n fiahin taraf›ndan itiraf edildi¤ini belirtti. (‹zmir)
lemlerle “demokrasi bilincinin gelifltirilmesi” fleklinde kan›ksat›lmaya çal›fl›l›rken yüksek sesle söylenmek zorunda kal›nanlar hala devam eden
devlet terörünün bir parças›n› sundu. Sunulan k›sm› da ulusal/devrimci
bilinci geliflen bir halk›n yüzy›llard›r
inkâr ve imha politikalar›yla yok edilmesi çabalar›n›n kanl› bilânçosunun
tablosu oldu. “Yakalanan”, “ele geçirilen” Ergenekon elemanlar› ne hikmettir ki klasörlere s›¤mayacak “itiraflar”da bulunarak piflmanl›klar›n›
dile getiriyor. Kaç›r›p iflkence tezgâhlar›ndan geçirdikleri, sokak ortas›nda infaz ettikleri, asit kuyular›nda
kaybettikleri binlerce insan›n aç›k
adres vererek aç›lmas›n› istedi¤i
BOTAfi kuyular›, Adalet Bakan›
Mehmet Ali fiahin’in gündemine henüz girmifl de¤il!
Kaybedilen binlerce insan›n fi›rnak’ta bulunan BOTAfi asit kuyular›n›n içerisine at›ld›¤›n› “itiraf” eden J‹TEM itirafç›s› Abdulkadir Aygan
ve Ergenekon flarlatan› Tuncay
Güney’in aç›klamalar›n› “yeterli delil” olarak kabul etmesinin “hukuken” mümkün olamayaca¤›n› söyleyen fiahin için, ak›beti “bilinmeyen”
binlerce insan›n varl›¤› yeterli bir kan›t oluflturmuyor olsa gerek! Öldürürken hukukun olmad›¤› Kürt illerinde, hukuk “aray›fl›na” giren fiahin’in aç›klamalar›, devletin Ergenekon ad›yla ortaya serilenin, bahsedildi¤i gibi yüzleflme olmad›¤›n›n aç›k
bir ispat› niteli¤indedir. Ergenekon
operasyonuyla devletin kendi kendisinden hesap soramayaca¤›n› iyi bilen Kürt halk› ödenilen bedellerin
hesab›n› soracak olan›n yaln›zca kendisi olaca¤›n›n bilinciyle bafllatt›¤› süreci devam ettirmekte kararl›. Y›llar
süren ac›l› bekleyifllerinin son bulmas›, her kap› çal›n›fl›nda bekledikleri haberi alamaman›n yaflatt›¤› tedirginlikleri, kelimelerle ifade edileme-
yen duygular›n› paylaflmak için bir
mezar isteyen aileler ‹HD ile birlikte
aray›fllar›n› savc›lar› harekete geçirmekle sürdürdü.
2 fiubat’ta faili meçhul cinayetlerde yaflam›n› yitirenlerin ilk elden adresi olarak gösterilen Diyarbak›r J‹TEM Grup Komutanl›¤›’n›n ‹çkale’deki eski binas›na giderek buradaki hücreleri inceleyen aileler, hücre
bölümlerinde yap›lan iflkencelerin izlerini bas›na gösterdi. Duvarda sallanan ve “ask›” olarak adland›r›lan iflkence aletlerinin hâlâ durdu¤u Diyarbak›r J‹TEM Grup Komutanl›¤›’n›n çevresi yeniden düzenlese de,
o dönemin izleri silinemiyor.
18 fiubat’ta Silopi Cumhuriyet
Baflsavc›l›¤› BOTAfi Karadeniz Elektrik Rafinerisi’nde inceleme bafllatt›.
‹ncelemeye al›nmayan kay›p yak›nlar› ve DTP Silopi ‹lçe Baflkan› Süleyman fiavluk ise rafineri önünde incelemelerin sonlanmas›n› bekledi.
Gözalt›na al›nd›ktan sonra katledilen yüzlerce kiflinin BOTAfi’ta asit
kuyular›na at›ld›¤› iddialar›na karfl›
kuyular›n bir an önce aç›lmas›n› ve
sorumlular›n yarg›lanmas›n› isteyen
kay›p yak›nlar› ise 23 fiubat 2009
tarihinde Silopi’deki BOTAfi kuyular›n›n önüne giderek bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. ‹HD MYK üyeleri ile ‹HD bölge temsilcileri, kuyular›n aç›lmas› için ilk olarak Silopi
Cumhuriyet Baflsavc›l›¤› ile görüflmek istedi. Görüflme talebini önce
reddeden Cumhuriyet Baflsavc›s›,
daha sonra toplant›s› oldu¤unu ve
kendisi ile görüflülmesi için önceden
bir dilekçenin yaz›lmas› gerekti¤ini
söyleyerek görüflmeyi yapmad›. Baflsavc› ile görüflemeyen ‹HD’liler BO-
Amed’de Cumartesi eylemleri
10 y›l aradan sonra ‹HD’nin ça¤r›s›yla
bafllayan Cumartesi Eylemleri’nin 5.si Kofluyolu Park› Yaflam An›t› önünde gerçeklefltirildi. “Failler ve silahlar bulundu, kay›plar
nerede!” kampanyas› çerçevesinde yap›lan
bas›n aç›klamas›nda bir kay›p ailesi, yak›n›n›n
kaybedilifl sürecini anlatt›. ‹HD flube yöneticileri, Bar›fl Anneleri ‹nisiyatifi ve kay›p ailelerinin kat›ld›¤› aç›klama 10 dakikal›k oturma eyleminin ard›ndan “Kay›plar bulunsun, hesap sorulsun”, “fiehit namirin” sloganlar›yla sonland›.
Aç›klaman›n ard›ndan Diyarbak›r ‹HD
fiube Baflkan› Muharrem Erbey, ‹HD öncülü¤ünde geliflen Cumartesi Eylemleri süreci ve bu konu özgülünde baflka çal›flmalar›n›n
olup olmayaca¤›yla ilgili sorular›m›za yönelik
flunlar› söyledi;
“’90’l› y›llarda J‹TEM’in bölgedeki cinayetleri, Bolu Komando Tugay›’n›n k›rsal alanda
de¤iflik bölgelerde insanlar› kurfluna dizip daha sonra yakmak suretiyle öldürmesi vb.
olaylar zaten bizim gündemimizdeydi. O y›llarda burada ço¤unlu¤u J‹TEM olmak üzere
hizbi-kontra veya di¤er karanl›k güçlerce öldürülen sendika yöneticileri, sivil toplum örgütü temsilcileri, ayd›nlar ve yazarlara iliflkin
olarak ‹HD önemli çal›flmalar yürüttü. ‹ç hukukta bunlara iliflkin dava süreçlerini takip etti. Hukuk Komisyonumuz 100’den fazla olay›
‹nsan Haklar› Mahkemesi’ne tafl›d› ve bunlar
Türkiye’nin mahkûmiyetiyle sonuçland›.”
Erbey ayr›ca tüm bu giriflimlerin yarg›n›n
ba¤›ms›z olmad›¤›n› ve Türkiye’nin bir hukuk
devleti olmad›¤›n› bir kez daha gösterdi¤ini,
tafl atan çocuklara 23 y›l ceza veren zihniyetin bu olaylar›n üstüne gitmemesinin de bunu
kan›tlad›¤›n› belirtti. Ayn› zamanda Diyarbak›r Cumhuriyet Baflsavc›s›’n›n kay›plarla ilgili
suçlamalara yönelik olarak: “Böyle bir fley
yok, kan›tlayabilirseniz bana bir yer gösterin,
kazay›m” demesinin ard›ndan fiube Baflkan›
olarak bizzat kendisinin, tan›klara, ailelerin
beyanlar›na ve Ergenekon itirafç›lar›n›n itiraflar›na dayanarak kaz›lmas›n› istedikleri yerleri gösterdiklerini; ancak baflsavc›dan ald›klar›
cevab›n “ben bu kurumu tan›m›yorum” oldu¤unu ifade etti.
J‹TEM itirafç›s› Abdülkadir Aygan’›n itiraflar›ndan sonra ‹HD Genel Merkezi olarak
Cumartesi eylemlerinin bafllamas›yla ilgili
ça¤r›da bulunduklar›n› ve “Failler ve silahlar
bulundu, kay›plar nerede” kampanyas› çerçevesinde kay›plar›n ak›betinin a盤a ç›kmas› ve
faillerin yarg›lanmas›n› talep ettiklerini belirten Erbey, BOTAfi kuyular›n›n aç›lmas›yla ilgili giriflimlerinin sonuç verdi¤ini ve kuyular›n
kaz›lmaya bafllad›¤›n› ancak havan›n ya¤›fll› olmas›ndan dolay› kaz›ma flimdilik ara verildi¤ini de ifade etti. (Amed ‹K okurlar›)
Dünya Anadil Günü
Kürt dili, özgür
Kürtlerle özgürleflir
21 fiubat Dünya Anadil Günü ‹stanbul’da Kürt Enstitüsü ve TZPKurdi üyeleri taraf›ndan yap›lan aç›klama ile kutland›.
‹HD ‹stanbul fiube binas›nda yap›lan
aç›klamaya, ‹stanbul Kürt Enstitüsü ve
TZPKurdi yöneticileri Mülaz›m Özcan,
Mevlüt Aykoç, Xunav Altun ve ‹HD
Yöneticisi Engin Do¤ru kat›ld›. Türkiye’deki temel sorunlardan birinin de
“Anadil sorunu” oldu¤unu belirten Engin Do¤ru, Kürtçe’nin Cumhuriyetin kuruluflundan bu yana bir problem olarak görüldü¤ünü, aç›l›m söylemlerine ra¤men
6-19 Mart 2009
Türkiye’de Kürtçe probleminin tüm yak›c›l›¤›yla devam etti¤ini aktard›. ‹stanbul Kürt
Enstitüsü Yöneticisi, Mülaz›m Özcan da, insanl›¤›n kat› asimilasyoncu, inkârc› ulus-devletler dönemini geride b›rakt›¤›n› ifade ederek, tehditlerin artmas› ile halklar›n kendi
dillerine ve kültürlerine sahip ç›kma bilincinin geliflti¤ini söyledi.Kürtlerin son birkaç
y›ld›r anadilde e¤itim talebi için sokaklarda
oldu¤unu vurgulayan Özcan, “Dünya Anadil
Günü anadilini anas›n›n ak sütü gibi do¤al bir
hak olarak gören ve seven herkese kutlu olsun. Anadili annelerin ak sütü gibi temiz ve
tatl›d›r. Kürt dili özgür Kürtlerle özgürleflir.
Art›k yeter, ana dilimiz de resmi dil olsun”
dedi. (‹stanbul)
TAfi önünde bas›n aç›klamas› yapt›.
“Ölüm kuyular› aç›ls›n”, “Ölülerimizin kemikleriyle yüzlefleceksiniz”, “Ergenekon’un anas› Tansu
Çiller babas› kim?”, “Kay›p tarihin
delikanl› yoldafllar›” pankartlar› aç›larak, kay›plar›n foto¤raflar› tafl›nd›¤›
aç›klaman›n ard›ndan BOTAfi kap›s›
önünde 10 dakikal›k oturma eylemi
yap›ld›.
18 y›lda 4 bin kifli “yok” oldu
T‹HV’in raporuna göre, 1991
y›l›ndan 2008 y›l›na kadar Türkiye’de yaflanan faili meçhul cinayetler 4 bin 122 kifliye ulaflt›.
T‹HV’in düzenli tuttu¤u ve bir bölümü geçen Ergenekon operasyonu bafllad›¤› zaman “çal›nan” rapora göre, 1993 y›ll›, 696 kifli ile
en fazla faili meçhul cinayetin yafland›¤› y›l olurken, T‹HV’in kay›tlar›n› tutmaya bafllad›¤› 1990 y›l›
ise, 23 kifli ile faili meçhul cinayetlerin en az yafland›¤› y›l oldu. Ancak bu say› bir sonraki y›l 5 kat›na ç›karak, 1991’de 150 kifli’ye
ulaflt›. Çat›flmalar›n gittikçe artt›¤›
1992 y›l›nda, yine faili meçhul cinayetler bir önceki y›l› 5 katlayarak, 663 kifliye ulaflt›. Faili meçhul
cinayetlerin do¤ura ç›kt›¤› dönem
ise 1993 y›l›nda oldu. Tansu Çiller’in baflbakan oldu¤u 50. hükümet döneminde, Türkiye tarihinin
en fazla failli meçhul cinayetinin
yafland›¤› y›l oldu. Genelkurmay
Baflkanl›¤›n› Orgeneral Do¤an
Gürefl’in de görev bafl›nda oldu¤u
dönemde faili meçhul cinayet say›s› 696’ya ulaflt›.
1994’te T‹HV raporlar›na göre, 605 faili meçhul cinayet ifllen-
di. Yine bir sonraki y›l, faili meçhul cinayetlerin say›s›nda nispetten bir azalma yafland›¤› ve kay›plar›n say›s› 299 kifliye geriledi. Ancak bir sonraki y›l yani 1996 bu
say› tekrar 314’e ç›kt›. Genelkurmay Baflkan› ‹. Hakk› Karaday›
dönemi boyunca faili meçhuller
yaflanmaya devam ederken, 1997
y›l›nda 215 kifli ve 1998 y›l›nda
168 kifli, 1999 y›l›nda 170 kifli,
2000 y›l›nda 128 kifli ve 2001 y›l›nda 118 kifli failli meçhul cinayete kurban gitti. Karaday›’dan sonra göreve gelen Hüseyin K›vr›ko¤lu’nun Genelkurmay Baflkanl›¤› döneminde ise, 2002 y›l›nda 94
kifli faili meçhul cinayete giderken, 2003 y›l›nda 84 kifli daha öldürüldü. Genelkurmay Baflkan›
Hilmi Özkök’ün görev yapt›¤›
2004, 2005 ve 2006 y›llar›nda 248
kifli faili meçhul cinayet sonucu
öldürüldü. ‹smi fiemdinli olay›nda
gündeme gelen Genelkurmay
Baflkan› Yaflar Büyükan›t döneminde de ise görev yapt›¤› iki y›l
içinde 152 kifli failli meçhul cinayetlerde hayat›n› kaybetti. Toplam 4 bin 122 faili meçhul cinayetin % 90’› bölgede gerçekleflti.
Kad›n da olsa çocuk da olsa
tutukland›lar
çaplar›nda “önlemler” alm›flt›.
PKK lideri Abdullah Öcapolisin atm›fl oldu¤u gaz bomlan’›n uluslararas› bir kompBuna ra¤men çocuklar›n
bas›n›n gözüne isabet etmesi
loyla yakalanarak Türkiye’ye
derslere girmeyerek eylemsonucu 16 yafl›ndaki ‹.fi. sol
getirilmesinin 10. y›ldönümünlerde yerini almas› Çevik
gözünü kaybetti. Hastanelerin
Kuvveti oldukça k›zd›rm›fl
de baflta bölge illeri olmak
kabul etmedi¤i ‹.fi. Diyarbak›r
olacak ki h›rslar›n› yafllar› 11üzere pek çok yerde protesto
Dicle Üniversitesi T›p Fakül17 aras›nda de¤iflen onlarca
eylemleri yap›ld›. Genç-yafll›,
tesi’nde gözünden ameliyat
çocu¤u ceplerinde misket, elkad›n-çocuk binlerce insan›n
olduktan sonra tedavisi yap›llerinde çamur oldu¤u için baÖcalan’a özgürlük talebiyle
madan taburcu edildi. Gözüne
y›lt›ncaya kadar döverek
ç›kt›¤› sokaklar her 15 fiuisabet eden gaz bombas›n›
gözalt›na ald›lar. Sokakta baflbat’ta oldu¤u gibi yang›n yerisaklayan ‹.fi.’nin ailesine pone döndü. Diyarlisler ise olayda arkabak›r,
Batman,
dafllar›n›n att›¤› tafllar
Hakkari, Adana,
sonucu gözünden yaraMersin, fi›rnak, Siland›¤›n› gördüklerini
irt, ‹stanbul vd. ilsöylediler. Yemek yilerde yap›lan proyemeyen ve konuflatesto eylemlerine
mayan ‹.fi. polis korkuizin verilmeyerek
sundan geceleri uyuyaç›kan çat›flmalarda
m›yor.
yüzlerce insan göBatman’da yap›lan
zalt›na al›narak ifleylemi izleyen Epilepsi
kencelerden geçirilhastas› Sedat Ekmen
di, hakaretler edilip
yüzde 65 engelli rapoyaraland›.
ru olmas›na ald›r›lma15 fiubat’› yas
dan gözalt›na al›narak
1
5
fi
u
b
a
t
g
ö
s
t
e
r
i
l
e
r
i
n
e
k
a
t
›
l
a
n
h
e
r
k
e
s
i
n
ilan eden Kürtlerin
tutukland›. Ekmen’le
anadilde e¤itim hakbirlikte gözalt›na al›evleri bas›larak terör estiriliyor...
k›, kay›plar›n bulunnan 80 kifliden 40’› tumas›, ‹mral› Hapistukland›. Yerlerde sühanesi’nin kapat›lmas› vb. yönlayan, karakolda devam eden
rüklenen analar›n da bulundulü taleplerinin de yer ald›¤› eyiflkenceler, durumlar› a¤›rla¤u tutuklananlar içerisinde 4
lemlere izin vermeyen valilikfl›nca hastaneye kald›r›l›ncaya
de çocuk var.
ler polisin “orant›l› güç” kulkadar devam ederken çocukAyn› görüntülerin yafland›lanma hakk›n› savunarak sözlar ç›kar›ld›klar› mahkemeler¤› Adana ve Mersin’de de göde diye tan›mlad›klar› halk›n
de tutukland›lar.
zalt›na al›nan 76 kifliden 40’›
“can ve mal güvenli¤ine herçocuk. Adana’da ço¤unlu¤u
fi›rnak ‹dil’de yap›lan eyhangi bir zarar gelmesini önleçocuk olmak üzere 24 kifli tulemde gözalt›na al›nan Mehdi”. Ancak bilanço bunun
tukland›. Çocuklar›n tutuklanmet Fidan’›n kulak zar› pattam tersini gösteriyor.
mas›na ceplerinden oyun oylat›ld›¤› halde tedavi edilmedi.
Yine burjuva-feodal mednad›klar› misketlerin ç›kmas›
Polis korkusundan doktorun
ya taraf›ndan eylemlerde
ve ellerindeki çamurlar gerekrapor yazamad›¤› Fidan, savc›kullan›l›yorlar denilen çoçe gösterildi. 15 fiubat protesn›n sordu¤u sorular› duymacuklar çat›flmalarda ön saflartolar›na kat›lanlar›n hala evlemas›na ve cevap verememesidaki yerini al›rken 15 fiurine bask›n düzenlenmekte ve
ne ra¤men tutuklanarak Midbat’tan günler önce haz›rl›kla“kad›n da olsa çocuk da olsa”
yat M Tipi Hapishanesi’ne
ra bafllayan polis çocuklara
evleri da¤›t›larak gözalt›na
gönderildi. Yine ‹dil’de evinin
“zarar gelmemesi” için çoal›nmakta ve tutuklanmaktabahçesinde çal›fl›rken 15 fiucuklara flirin görünerek kendi
d›r. (H. Merkezi)
bat protestolar›na sald›ran
‹flçi-köylü 7
Halk›n gündemi
6-19 Mart 2009
Cumartesi Anneleri kald›klar› yerden devam ediyor
’90’l› y›llar, Türkiye’de, Türkiye
Kürdistan›’nda 12 Eylül sonras› geliflen toplumsal muhalefeti ve Kürt
Ulusal Hareketi’nin mücadelesini bast›rmak için yarg›s›z infazlar›n, iflkencelerin, “kendisinden bir daha haber al›-
namad›” diye bafllayan gözalt›nda kay›p haberlerinin s›k s›k yafland›¤› y›llard›. Özellikle Türkiye Kürdistan›’nda yo¤unlaflan bu sald›r›lar, katliamlar, bizzat TSK’ya ba¤l› Özel Harp
Dairesi taraf›ndan yürütülmüfl, operasyonlarda binlerce kifli katledilmifl,
kaybedilmifltir.
Bir süredir yürütülen Ergenekon
davas› çerçevesinde yap›lan kimi itiraflar, bizzat J‹TEM taraf›ndan yap›lan
katliamlarla kontrgerilla-devlet-ordu
gerçekli¤ini yeniden gündeme tafl›d›.
Özellikle J‹TEM üyesi itirafç› Abdülkadir Aygan’›n kay›plardan baz›lar›n› J‹TEM’in öldürüp gömdü¤ünü belirtmesi ve gömülen yerleri aç›klamas›
üzerine yap›lan araflt›rmalarda ’90’l›
y›llarda “kaybedilen” baz› kiflilerin ke-
mikleri bulunmufltu.
T. Kürdistan›’nda kaç›r›larak katledilenlerin adresi olarak gösterilen
Diyarbak›r J‹TEM Komutanl›¤›’n›n
çevresi ve özellikle Silopi’deki BOTAfi kuyular›na iliflkin Abdülkadir Ay-
gan’›n itiraflar› zaten y›llard›r bilinen
gerçekli¤in, bir de katillerin kendi dillerinden ifadesi oldu; “J‹TEM’e giren
canl› ç›kmazd›. Kuflkuland›klar›m›z›, suçlu olsun, olmas›n J‹TEM’e
çeker, sorgular, infaz ederdik. Sonra da yola atard›k…”
Bu itiraflar, yüzlerce katliam›n, s›k
s›k tekrarlanan bin operasyonun sadece küçük bir bölümü elbette. Silopi
Cizre Karayolu üzerinde bulunan BOTAfi ve di¤er tesislere ait arazilerde
yer alan asit kuyular›na birçok insan›n
at›ld›¤›, oralarda toplu mezarlar›n oldu¤u ’90’l› y›llardan bu yana bölge halk›n›n gündeminde. Buralarda toplu
mezarlar›n oldu¤u yönünde çok somut deliller oldu¤u halde kay›p yak›nlar›n›n araflt›rma yap›lmas› yönünde
y›llard›r yapt›klar› baflvurular da hep
geri çevrilmiflti.
“Silahlar yetmez, sorumlular yarg›lans›n”
Bütün bu geliflmeler, y›llard›r mücadele yürüten kay›p ailelerini yeniden
harekete geçirdi. Ergenekon’un asl›nda devletin kendisi oldu¤unu söyleyen
kay›p yak›nlar› baflta Türkiye Kürdistan› olmak üzere birçok ilde eylem yaparak kay›plar›n bulunmas›, sorumlular›n
yarg›lanmas›n› istiyor. Daha önce ’9599 y›llar› aras›nda ‹stanbul’da her hafta
Cumartesi günü Galatasaray Lisesi
önünde “Kay›plar bulunsun, kaybedenler yarg›lans›n” diyerek 200
hafta eylem yapan kay›p aileleri, yap›lan kaz›lar sonucu ortaya ç›kan silahlar›, J‹TEM’in katliamlar›na iliflkin çok somut yap›lan itiraflar üzerine 9 y›l aradan sonra kald›klar› yerden devam
ederek 201. Haftadan itibaren “Silahlar yetmez, kay›plar bulunsun,
sorumlular yarg›lans›n” diyorlar.
T›pk› Arjantin’de kendilerine Plaza
De Mayo Analar› diyen, kaybolan k›zlar›n›, o¤ullar›n› arayan analar, anneannelerin May›s Meydan›nda kay›plar›
için yürüttükleri mücadele gibi ülkemizde de kay›p aileleri mücadelelerini
’95 y›l›n›n May›s ay›nda her Cumartesi
Galatasaray Meydan›’na tafl›m›flt›.
12 Mart 1995’te Gazi Direniflinin
ard›ndan Hasan Ocak’›n 21 Mart’ta
gözalt›na al›narak 55 gün sona iflkence edilmifl bedeninin kimsesizler mezarl›¤›nda bulunmas› üzerine di¤er kay›plar›n da bulunup sorumlular›n yarg›lanmas› talebiyle periyodik eyleme
bafllad›lar. Her hafta Cumartesi günü
saat 12.00’de bir araya gelen kay›p aileleri Cumartesi Anneleri olarak Galatasaray Lisesi’ni mücadelenin bir
mevzisi haline getirdiler. Her Cumartesi Galatasaray Lisesi’nin önü kay›p
ailelerinin, tutsak yak›nlar›n›n, devrimci, demokrat ve yurtseverlerin
randevu yeri olmufltu art›k. Her hafta
bir kayb›n tan›t›ld›¤› ve ak›betinin soruldu¤u eylem, zamanla kitleselleflmifl,
uluslararas› kamuoyuna da tafl›nm›fl,
yurtd›fl›nda gelen heyetleri de konuk
etmeye bafllam›flt›.
Demokrasi mücadelesinde önemli bir mevzi haline gelen Cumartesi
eylemleri, ‹stanbul’un d›fl›nda baflta ‹zmir Konak Meydan›, Ankara Yüksel
Caddesi olmak üzere di¤er illere de
yay›lmaya bafllam›fl, buralar eylemlerin merkezi haline gelmiflti. Bütün
bunlar› hazmedemeyen devlet, çareyi
bu eylemleri yasaklamakta buldu ve
kolluk güçlerini, köpeklerini ailelerin
üzerine salmaktan çekinmedi. Özellikle son 7 ay boyunca aral›ks›z her
hafta sald›r›ya u¤rad› ana, baba, efl,
kardefl ve çocuklar… Yerlerde sürüklendiler, copland›lar, gözalt›na
al›nd›lar, tutukland›lar. Bütün bunlara
ra¤men üç kifli de olsa, tek kifli de olsa her Cumartesi ‹stiklal Caddesi’ne
ç›kabilmenin türlü yollar›n› arayan
Cumartesi Anneleri daha Galatasaray
Lisesi’ne ulaflmadan caddeye ç›kar
ç›kmaz, hatta kimi zaman dernekte
gözalt›na al›nmaya bafllam›flt›.
13 Mart 1999 tarihinde 200.
Haftada ara verilen Cumartesi eylemleri 2000-2001 y›llar›nda ise tutsak
yak›nlar›yla yeniden gündeme geldi.
Galatasaray Lisesi bu kez de her Cu-
Yüzlerce kez sordular; “Katiller nerede?”
Kaybedilen yak›nlar›n› aramak
için yola ç›kan Cumartesi Anneleri,
204. kez Galatasaray Meydan›’nda
oturma eylemi yapt›.
21 fiubat’ta ayn› saatte ayn› yerde buluflan kay›p yak›nlar› bu kez ‹HD Elaz›¤ fiube Baflkan› Avukat Metin Can ve
‹HD Üyesi Doktor Hasan
Kaya’n›n ak›betini sorarak,
“J‹TEM’i korumaktan vazgeçin” ça¤r›s›nda bulundu.
“Failler belli kay›plar
nerede” pankart›n› açarak bir
süre oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri’ne destek
vermek için eyleme kat›lan Devlet
Tiyatrolar› Sanatç›s› Seray Gözler, aç›klamay› yapt›. Gözler, Metin
Can ve Hasan Kaya olay›n›n J‹TEM
mensubu Abdulkadir Aygan’›n itiraflar›nda da anlat›ld›¤›na dikkat çe-
kerek, “Ancak devlet bugüne
kadar hiçbir fley yapmad›” dedi.
Cumartesi Anneleri, 28 fiubat
2009 tarihinde de 205. kez Galata-
saray Meydan›’ndayd›. Kaybedilenlerin foto¤raflar›n› tafl›yan kay›p yak›nlar›, “Failler belli kay›plar
nerede?” yaz›l› pankart tafl›d›. Cumartesi Anneleri’nin eylemine Bingöl’den gelen kay›p yak›n› Fatma
Hasta tutsaklara tahliye öldükten sonra veriliyor
Ergenekon soruflturmas› kapsam›nda tutuklanan katiller yaflad›klar›
“sa¤l›k sorunlar›” dikkate al›narak
GATA’ya sevk ediliyor, tedavisinin
yap›lmas›n›n hapishane koflullar›nda
mümkün olmayaca¤› yönünde düzenlenen raporlar sonucunda da tek
tek sal›veriliyorlar. fiener Eruygur,
Hurflit Tolon gibi isimlerin tahliyesinden sonra 24 Mart 2008’de tutuklanan ‹flçi Partisi Genel Baflkan
Yard›mc›s› olan Ferit ‹lsever akci¤er kanseri bafllang›c› oldu¤u gerekçesiyle 29 A¤ustos 2008’de tahliye
edilmiflti. Tahliyesinden sonra yap›lan tetkiklerde ise kanser olmad›¤›
ortaya ç›km›flt›. En son Veli Küçük’ün de hastaneye kald›r›ld›¤›n›
ö¤renince tahliye ihtimalini düflün-
Sivas’ta sald›r›lar
sürüyor
Sivas’ta geçti¤imiz aylarda aralar›nda gazetemiz okurlar›n›n da
bulundu¤u 7 ö¤renci keyfi gerekçelerle tutuklanm›flt›. Ard›ndan ö¤rencilerin eylemlerine destek verdikleri ve sendika binalar›na ald›klar› belirtilen KESK’e ba¤l› E¤itimSen Sivas fiube Baflkan› Önder
Do¤an ile Ba¤›ms›z Tafl›mac›l›k
Sendikas› (BTS) Sivas fiube Baflkan›
Necat Sezginer de gözalt›na
al›nd›.
Sivas Emniyet Müdürlü¤ü’ne
götürülen sendikac›lar›n ifadelerinin al›nmas›n›n ard›ndan gece geç
saatlerde Numune Hastanesi Acil
meden edemiyor insan.
Devlet için kurflun s›kan bu
“onurlu kahramanlar” için h›zl› iflleyen süreç devrimci ve yurtsever tutsaklar için ölümle sonuçlan›yor. Acilen tahliye edilerek tedavileri sürdürülmedi¤i takdirde ölümcül sonuçlarla karfl›lafl›lmas› kaç›n›lmaz olan
19 tutsak için yap›lan tüm giriflimlerden ise halen olumlu bir sonuç al›nabilmifl de¤il.
En son karaci¤er kanseri olan ve
tahliye edilmesi için kampanyalar
bafllat›lan Ali Çekin Siirt Hapishanesi’nde 29 Temmuz 2008 tarihinde
77 yafl›nda öldü(rüldü)kten sonra d›flar› ç›kabilmiflti. Baflta ‹HD ve TUYAB olmak üzere hasta tutsaklar›n
bir an önce tahliye edilmesi için düServisi’ne getirilerek, sa¤l›k kontrolünden geçirildi. Sa¤l›k kontrolünün ard›ndan sendika baflkanlar›
Erzurum’daki yetkili Cumhuriyet
Savc›l›¤›’na götürüldü.
Konuyla ilgili aç›klama yapan
KESK’li emekçiler Bask› ve Sald›r›lara Karfl› Örgütlenme Komisyonu;
“Ekonomik ve politik krizde bo¤ulan faflizm, emekçilerin örgütlenmesine karfl› sald›r›larla ayakta kalmaya
çal›fl›yor. Faflizmin öfkesi ne tarafa
yönelirse hepimiz oraday›z. Baflta
KESK olmak üzere, tüm sendikalar›,
demokratik kitle örgütlerini ve tüm
emek örgütlerini sald›r›lara karfl›
tepkilerini dile getirmeye, dayan›flma eylemlerini örgütlemeye ça¤›r›yoruz” dedi. (H. Merkezi)
zenledi¤i kampanya devam ederken
yeni bir ölüm haberi de 17 fiubat
2009’da Diyarbak›r D Tipi Kapal› Hapishanesi’nden geldi.
“PKK’ye üye olmak ve üye kazand›rmak” gerekçesiyle 2.5 y›l önce tutuklanarak Diyarbak›r D Tipi
Kapal› Hapishanesi’ne konulan ve
hapishanende kan kanserine yakalanan Hasan Kert, hastal›¤›n›n ilerlemesi üzerine 15 gün önce Ankara
Numune Hastanesi’ne sevk edildi.
Hastanede yap›lan tüm müdahalelere ra¤men Kert’in yaflam› burada
son buldu.
10 çocuk babas› 43 yafl›ndaki Hasan Kert, 19 fiubat 2009 tarihinde
binlerce kiflinin kat›l›m›yla memleketi fi›rnak’›n Silopi ‹lçesi’nin Çardakl›
köyünde topra¤a verildi.
Araçlarda Kert’in dev posteri ve
foto¤raflar›n tafl›nd›¤› cenaze Çardakl› (Xîrboê) Köyü’nde binlerce
kifli taraf›ndan karfl›land›. Kad›nlar›n
yo¤unlukta kat›ld›¤› cenaze töreninde cenaze köyün mezarl›¤›nda topra¤a verildi ve demokrasi mücadelesinde yaflamlar›n› yitirenlerin an›s›na bir dakika sayg› duruflunda bulunuldu. DTP Silopi ‹lçe Baflkan› Süleyman fiavluk yapt›¤› konuflmada
“Ölümlerin sorumlusu AKP’dir”
dedi.
Hapishanede bir kifli daha yaflam›n› yitirdi
Bu haberin ard›ndan bir ölüm haberi daha gazetemiz yay›na haz›rlan›rken geldi. fi›rnak’›n Cizre ilçesinde 1.5 y›l önce "Örgüte yard›m ya-
martesi F tipi hapishanelere, tecride
karfl› mücadelede “hücrelere izin
vermeyece¤iz”, “evlatlar›m›z› öldürtmeyece¤iz” diyen tutsak yak›nlar›n›n eylem alan› oldu.
Bugün ‹HD ‹stanbul fiubesi’nin yeniden bir araya getirdi¤i Cumartesi
Anneleri ara verdikleri eylemlerine
kald›klar› yerden 201. Haftadan itibaren her hafta bir kay›p dosyas›n› aç›klamaya ve katillerin teflhirini yapmaya
devam ediyor. Kay›plar mücadelesinde daha önce de önemli bir ifllevi olan
bu eylemler, bugün daha da çarp›c›
bir flekilde a盤a ç›kan devletin katliamc› yüzünün teflhir edilmesi aç›s›ndan desteklenmeli daha da güçlendirilmelidir.
takl›k" iddias›yla tutuklanarak Mardin E Tipi
Kapal› Hapishanesi’ne
konulan, 1.5 ay önce de
Diyarbak›r D Tipi Kapal›
Hapishanesi’ne
gönderilen böbrek yetmezli¤i ve hipertansiyon rahats›zl›¤› olan Beflir Özer yaflam›n› yitirdi. Özer’in cenazesi
memleketinde defnedildi. (H. Merkezi)
PSKAD Yakac›k fiubesi’ne
sald›r› protesto edildi
Toplumsal muhalefete dönük sald›r›lar›n artt›¤› her dönemde oldu¤u gibi,
›rkç›-floven dalgaya paralel olarak yükselifle geçen sald›r›lar, çok say›da kurumu hedef almay›
sürdürüyor.
Bu sald›r›lardan
nasibini alan kurumlardan biri de, Yakac›k’ta bulunan Pir
Sultan Abdal Kültür ve Dayan›flma
Derne¤i oldu.
“Kimli¤i belirsiz” kifli veya kifliler,
22 fiubat gecesi derne¤e dönük bir sald›r› gerçeklefltirdiler. Can ve mal kayb›na yol açmayan, ancak halk muhalefetini sindirmeye dönük oldu¤u çok aç›k
olan bu sald›r›, derne¤e dönük gerçeklefltirilen ilk sald›r› de¤il. Daha önceki
dönemlerde de “h›rs›zl›k süsü” verilen
benzer sald›r›lara maruz kalan derne¤in
üyeleri, bu sald›r›lar› protesto eden bir
eylem gerçeklefltirdi.
24 fiubat akflam saat 19.00’da yap›lan eylemde
“Bask›lara ve
Sald›r›lara Boyun E¤meyece¤iz” pankart›
açan dernek üyeleri ve eyleme
destek vermek
için gelen kitle
ad›na bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamada, dernek olarak, baflta inanç özgürlü¤ü ve kültürel haklar olmak üzere,
demokrasi, insan haklar› ve özgürlükleri mücadelesi içinde yer al›nd›¤› ve al›nmaya devam edilece¤i vurguland›. Eylem at›lan sloganlarla sona erdi.
(Kartal)
Morsümbül de kat›ld›. Oturma
eylemi s›ras›nda k›sa bir konuflma
yapan Morsümbül, 18 yafl›ndaki o¤lu Hüseyin Morsümbül’ün 12 Eylül
Askeri Darbesi’nden 1 hafta
sonra Bingöl’deki evlerinden
dönemin askeri komutan› Dursun K›vrak taraf›ndan gözalt›na
al›nd›¤›n› söyledi. Morsümbül’ün konuflmas›n›n ard›ndan 5
dakikal›k sessiz oturma eylemi
yap›ld›. Oturma eylemi s›ras›nda bu haftan›n kay›p hikâyesini
1995 y›l›nda ‹stanbul’un Avc›lar
ilçesinde ailesinin gözü önünde
kaç›r›ld›ktan sonra kendisinden
bir daha haber al›namayan Fehmi
Tosun’un k›z› Jiyan Tosun okudu.
Tosun gözalt›nda kaybedilenlerin
dosyalar›n›n Ergenekon soruflturmas› kapsam›na al›nmas›n› istediklerini belirtti. (‹stanbul)
Devrimci tutsaklar
yaln›z de¤ildir!
Hapishanelerde disiplin
cezalar› ad› alt›nda devam
eden keyfi uygulamalarla tutsaklar› sindirme politikas›
sürüyor. Revir baflvurular›
geri çevrilerek kötü koflullar
içinde tutsaklar hastal›klar›
ile baflbafla b›rak›lmakta ve
hastal›k süresince birçok sald›r›ya da maruz kalmaktalar.
Hasta tutsaklar için
‹HD’nin bafllatm›fl oldu¤u
“Tutsaklara
mektup
kampanyas›” eylemlerinin
12.si 19 fiubat Perflembe günü ‹stanbul, ‹zmir, Diyarbak›r, Elaz›¤ ve Ankara’da yap›lan bas›n aç›klamalar› ile
gerçeklefltirildi. Bu aç›klamalarda Bak›rköy L Tipi Kad›n
Kapal› Hapishanesi’nde bulunan Hediye Aksoy ile Elaz›¤
E Tipi Kapal› Hapishanesi’nde bulunan Yusuf Kaplan’a mektup gönderildi.
Hapishanelerdeki sa¤l›k
sorunlar›n› kamuoyuna ve
yetkili makamlara anlatmak
için böyle bir kampanya bafllatt›klar›n› aç›klayan ‹HD
üyeleri, hapishanelerdeki hak
ihlallerinin olmad›¤› söylemlerinin tamamen kand›rmaca
oldu¤unu belirterek kamuoyuna seslendiler.
(H. Merkezi)
‹flçi-köylü 8
Politika-gündem
6-19 Mart 2009
“Tar›ma haks›zl›k” etmeyelim,
henüz “ölmedi”!
Tar›m Kongresi
Geçti¤imiz aylarda Tar›m ve
Köy ‹flleri Bakan› M. Eker kat›ld›¤›
bir toplant›da “tar›m›n ölmedi¤i”ni, “tar›ma haks›zl›k yap›ld›¤›”n› dile getiriyordu, tar›m politikalar›na yönelik gelen elefltirilere yan›t olarak. Tar›m Bakan›
kuflkusuz ki devekuflu rolü oynamak ya da pembe dünyalarda dolaflmaktan çekinmeyebilir.
Her 50 saniyede bir köylünün iflas etmesinden yüzü k›zarmayabilir. Bu onun s›n›fsal duruflunun
gere¤ini yerine getirdi¤inin ifadesidir. Tar›mda yaflanan sorunlar›n
esas kayna¤›n› “arazilerin çok
küçük olmas›” fleklinde yorumlayan Bakan, her geçen y›l daha
da artan d›fla ba¤›ml›l›¤› ve sorunlar›n esas kayna¤›n›n emperyalist
politikalar oldu¤unu görmezden
geliyor. Fakat tar›mda yaflananlar, madalyonun her iki
yüzünü de gösteriyor.
telik tafl›yor. Neredeyse her y›l
zeytin hasad› döneminde emperyalist flirketler ve yerli iflbirlikçileri taraf›ndan zeytinya¤› ithalat›
gündeme getirilerek, zeytin al›m
fiyatlar›na bask› uygulan›yor. Bu
y›l 1 milyon 100 bin ton zeytin
üretimi olaca¤› söyleniyor. Bunun
160 bin tonu ile zeytinya¤› üretilece¤i belirtiliyor. Zeytinya¤› iç
tüketiminin 60 bin ton, ihracat›n
ise 40 bin ton oldu¤u ülkemizde
bu y›l zeytinya¤› üretiminde 60
bin ton üretim fazlas› olacak. Geçen y›ldan kalan 20 bin ton stok
da eklendi¤inde bu rakam 80 bin
tonu bulacak. Haliyle stokta fazlas›yla zeytinya¤› bulunuyorken; ithalat yapmak ya da gündeme getirmek için hiçbir neden yoktur.
Fakat stokta fazlas›yla zeytinya¤›
Her ne kadar tar›mda hem
sektörel bazda hem de tar›msal
üretimde pembe tablolar çizilmeye çal›fl›lsa da, at›lan ad›mlar,
ç›kar›lan yeni y›k›m yasalar› gidiflat›n rengini gösteriyor. Bugün
tar›msal üretimde hemen her
üründe ciddi s›k›nt›lar, sorunlar
yaflan›yor. Bu ürünlerin içinde,
ülke ekonomisine ciddi katk›
sa¤layacak tar›m ürünleri (f›nd›k,
tütün, fleker pancar› vs.) bulunurken, üretimde dünya s›ralamas›nda belli bir yere sahip olan
ürünler de yer al›yor. Türkiye
dün pamuk üretimi dünya s›ralamas›nda 5. s›rada yer al›rken, izlenen emperyalist politikalar sonucu bugün 7. s›raya gerilemifltir.
Son 8 y›lda -ki bu AKP hükümetinin dönemine denk geliyorpamuk ekim alan› yüzde 33 oran›nda daralm›flt›r. Bu daralma sonucu pamuk üretimi iç tüketimi
karfl›layamaz konuma getirilmifltir.
Bugün iç tüketimi karfl›layacak
ekim alan› ve verimli arazi varken
tüketim için gerekli olan pamuk
ithal ediliyor. Bu durum giderek
pamukta d›fla ba¤›ml›l›¤› art›r›rken, di¤er yandan pamuk üreticisini olumsuz etkiliyor. Üreticiye
karfl› ithalat bir tehdit unsuru olarak kullan›l›p hem taban fiyatlar›
düflük aç›klan›yor hem de üretici,
kötünün iyisine mecbur b›rak›l›yor. Üretici üretti¤i ürünün
maliyetini karfl›layamazken,
emperyalist flirketler kârlar›na kâr kat›yor.
Pamuk üretimindeki sorunlar,
hemen hemen di¤er ürünlerde
yaflanan sorunlarla da benzer ni-
olmas›na ra¤men ithalat yaygaras›
kopart›l›yor. Kopart›lan bu yaygaran›n amac› gün gibi ortadad›r.
T›pk› pamukta oldu¤u gibi
zeytin üretiminde de ç›karlar› gözetilen emperyalist flirketler ve onlar›n yerli iflbirlikçilerinin kâr›d›r.
fieker pancar› üretiminde yaflananlar da “tar›ma haks›zl›k”
edilmedi¤ini aç›kça gösteriyor.
Dünyan›n en büyük tatland›r›c›
üreticisi olan ABD flirketi Cargill’in ç›karlar› do¤rultusunda fleker pancar› üretiminde her geçen
y›l kotalar düflürülüyor. Kota fazlas› üretim yapan üreticinin ürünü
al›nm›yor, hiçbir masraf› da karfl›lanm›yor. Ayr›ca fleker pancar›
üreticilerinin al›m güvencesi olan
fleker fabrikalar› özellefltiriliyor.
Tamam›yla emperyalist flirketlere
devrediliyor. Hem kotalar›n düflürülmesi, hem de fleker fabrikalar›-
Tar›m sektöründe yaflat›lan s›k›nt›lar, so runlar üreticilere az geliyormufl gibi ç›kar›lan yasalarla emperyalist flirketler destekle niyor. Bu flirketler karfl›s›nda hiçbir güvencesi ve devlet deste¤i olmayan köylüler sa vunmas›z b›rak›l›yor. Kendi imkânlar›yla
ya da tefecilere borçlanarak üretim yapan
köylüler giderek yoksullafl›yor ve topra¤›ndan koparak büyük flehirlere göç ediyor.
n›n özellefltirilmesi demek; fleker
pancar› ve fleker üretiminin emperyalist flirketlerin tekeline b›rak›lmas› demektir. Haliyle fleker
pancar› üreticisinin de emperyalist flirketlerin insaf›na terk edildi¤ini anlamak için uzman olmaya
gerek kalm›yor.
Yeni y›k›m yasalar›
yolda…
Tar›m ürünlerinde yaflat›lan bu s›k›nt›lar, sorunlar
üreticilere az geliyormufl gibi
ç›kar›lan yasalarla emperyalist flirketler destekleniyor.
Bu flirketler karfl›s›nda hiçbir güvencesi ve devlet deste¤i olmayan
köylüler savunmas›z b›rak›l›yor.
Kendi imkânlar›yla ya da tefecile-
re borçlanarak üretim yapan köylüler giderek yoksullafl›yor ve
topra¤›ndan koparak büyük flehirlere göç ediyor.
Son y›llarda tar›mda gerçekleflen küçülmelere ra¤men M. Eker
obezlerle ilgilenip demeçler veriyor, “tar›m›n ölmedi¤ini”,
“da¤›t›m” sorunu oldu¤unu sözlerine ekliyor. Bu, Tar›m Bakan›’n›n hiçbir fley bilmedi¤inin, z›rcahil oldu¤unun de¤il aksine bilinçli bir politikay› hayata geçirdi¤inin göstergesidir. Eker, bu konuda üzerine düflen vazifeyi yerine getirirken, partisi AKP de ülke
tar›m›n› emperyalist tekellerin istem ve ihtiyaçlar›na uygun hale
getirmek için canh›rafl bir çaba
sarf ediyor.
Bunun son örne¤i AB ‹lerleme
Raporu’nda ülke tar›m›na yönelik
getirilen elefltirilerdir. Bu elefltiriler AB’ye üye olma kapsam›nda
de¤il, ülke tar›m›n›n Ortak Tar›m
Politikas› (OTP)’na uyumlu hale
getirilmesi kapsam›nda de¤erlendirilmelidir. Bilindi¤i gibi OTP, AB
emperyalistlerinin kendi ç›karlar›
do¤rultusunda oluflturduklar› bir
politikad›r. AB’li emperyalistler
bizim gibi yar›-sömürge ülke tar›m›na getirdikleri elefltirilerle AKP
hükümetinden OTP’ye uygun
ad›mlar›n at›lmas›n› istiyor. AKP
hükümeti de AB’ye üye olma
“sevdas›na” AB emperyalistlerinin
isteklerini yerine getirmek için
tereddüt etmiyor. Ulusal Program Tasla¤› ad› alt›nda ülke tar›m›n›, OTP’ye uygun hale getirmek için yeni taahhütlerde bulunuyor.
Ülke tar›m›ndaki yap›sal sorunlara yama yaparak veya geçici “çözümler” sunarak sorunlar› geçifltirme gayretinde olan AKP
hükümeti, emperyalist
politikalarla tar›m› kalk›nd›raca¤›n› söylüyor. Bu
söylemlerin beylik laflardan ibaret oldu¤unu köylüler, tarlada kalan ürünlerinden çok iyi biliyor.
Emperyalist politikalar›n
tar›m› çökertti¤ini Denizli-Gözler Beldesindeki
üreticiler, daha önce tütüncülük yapt›klar›n›, bölgede tütüncülü¤ün bitirilmesiyle kekik üretimine
bafllamak zorunda kald›klar›n›, bugün kekik üretiminde de durumun kötü
oldu¤unu belirtiyorlar.
Görüldü¤ü gibi emperyalist
politikalar do¤rultusunda dayat›lan uygulamalarla ne sorunlar çözülüyor ne de bugüne kadar çözülmüfltür. Çünkü bunlar› yaparken esas al›nan tar›mdaki sorunlar›n çözümü de¤il, emperyalist flirketlerin ç›karlar›n›n korunmas›d›r.
AKP hükümetinin bugüne kadarki
icraat› da bu olmufl, ülke tar›m›n›
emperyalist flirketlerin dünya pazarlar›nda satabilece¤i ürünlerinin
üretildi¤i bir bahçe haline getirmifltir. Ülke tar›m›n›n gelifltirilmesi rekabet gücünün yükseltilmesi,
altyap›s› oluflturularak teknolojik
geliflime paralel modernize edilmesi yönünde at›lmas› gerekirken, AKP hükümeti tam tersi tar›m› çökerten politikalar izliyor.
Bu politikalar sonucu tüm sübvansiyonlar kald›r›lm›flt›r. Sözleflmeli üretim, düflük taban fiyat›,
kota uygulamas›na geçilmifltir. Tar›mda flirketleflme h›zland›r›lm›flt›r. Devlet deste¤inden yoksun
olan, hiçbir güvencesi olmayan,
küçük üretim yapan köylülük yok
olmakla yüz yüze getirilmifltir.
Köylüler yaflad›klar› bu sorunlar etraf›nda bir araya getirilmeli,
bu sorunlar›n as›l kayna¤› gösterilmelidir. Çeflitli örgütlülükler
(dernek, sendika vb.) oluflturulmal›, var olanlar daha aktiflefltirilmelidir. Küçük üreticiyi emperyalist politikalar karfl›s›nda ayakta
tutacak güç, hakl› ve meflru olan
örgütlü mücadelesidir.
köylüyü te¤et geçti
Türkiye Ziraatç›lar Derne¤i
(TZD) taraf›ndan 19 fiubat Perflembe günü Ankara Gürkent
Otel’de gerçeklefltirilen Tar›m
Kongresi’ne Tar›m ve Köy ‹flleri
Bakan› Mehmet Mehdi Eker, eski cumhurbaflkan› Süleyman Demirel, çok say›da meslek örgütü
temsilcisi ve köylüler kat›ld›. Saat
10.00’da bafllayan ve gün boyu süren kongrede bankalar›n, Tar›m
Kredi Kooperatiflerinin, zirai kurulufl ve iflletmelerin sorun, istek ve
önerileri tart›fl›l›rken köylülerin sorunlar› “unutuldu”. Tar›m ve Köy
‹flleri Bakan›, sorunlar›n› dile getirmek için söz almak isteyen köylüleri “yok öyle usul” diyerek uyard›.
Kongrenin aç›l›fl konuflmas›n›
TZD Baflkan› ‹brahim Yetkin
yapt›. Yetkin; kriz ve dalgalanmalar›n en geç ancak en fazla tar›m sektörünü etkiledi¤ine de¤indi. Son
y›llarda tar›mda istihdam›n artmas›na ra¤men krizden dolay› ürüne
yönelik talepte azalma oldu¤unu
söyleyen Yetkin, tar›m sektörünün
bu krizden en az zararla ç›kabilmesi için yetkililerin acil önlem almas›
gerekti¤ini vurgulad›.
Yetkin’in ard›ndan kürsüye ç›kan Mehdi Eker, tar›m›n makineleflme ve teknik geliflmelerle birlikte önemli bir sektör haline geldi¤ini
belirterek, finansal krizin bu alanda
kendini henüz tam olarak hissettirmedi¤ini iddia etti. Eker, tar›msal
verimin düflmesinin, köylünün üretemez, ekip biçemez hale gelmesinin, Türkiye’nin tar›m ürünlerinde
ithalata yönelerek d›fla ba¤›ml› hale
gelmesinin tek nedeni olarak
1997’de yaflanan “kurakl›¤›” gösterdi.
Eker, Türkiye tar›m›nda ’97 y›l›na kadar üç y›l üst üste önemli bir
büyüme yafland›¤›n› ancak sonras›ndaki gerilemenin nedeninin ’97
kurakl›¤› oldu¤unu savundu. “Son
dört y›lda tar›ma en fazla biz
destek verdik” diyen Eker “m›s›r
üretiminde iki milyon ton art›fl yaflanm›flt›r, m›s›r iki milyon tondan
dört milyon tona ç›km›flt›r” dedi.
Ayr›ca çeltik üretiminin de 360 bin
tondan 760 bin tona ç›kt›¤›n› ekleyen Eker, bunun bir rekor oldu¤unu savundu. Köylüye kredi olanaklar› da sunduklar›n› ifade eden
Eker, Ziraat Bankas›’n›n 8 milyar
300 milyon lira kredi fonu oluflturdu¤unu bundan bir milyon köylünün yararland›¤›n›, kredilerde düflük faiz sübvansiyonlar› uyguland›¤›n› söyledi.
“Çiftçiye yönelik 21 destekleme projesi gelifltirdik” diyen Eker; mazot deste¤i, tar›m sigortas› deste¤i, sertifikal› tohum ve
fidan uygulamas› ve üretimde prim
uygulamas›n›n bunlardan birkaç›
oldu¤unu aç›klad›.
Tar›mda uygulanan taban fiyatlar› ve kotalar yüzünden sürekli zarar eden ve üretemez hale gelen,
iyice yoksullaflan köylünün durumunu görmeyen, tar›mdaki gerilemeyi “kurakl›kla” aç›klayan bakan
Eker’e salonda bulunan köylüler
tepki gösterdi. Üretici kan a¤larken “Türk tar›m›n›n ve çiftçisinin durumu daha iyiye gidi-
yor” diye Eker’i protesto eden
Veysel M›hl› isimli köylü “kömür
da¤›tt›¤›n›z› söylüyorsunuz, ben
kömür istemiyorum, ifl verin. Biz
bir evde on alt› kifli yafl›yoruz, yard›m ediyoruz diyorsunuz, hiçbir
yard›m›n›z› görmedik” dedi. Bu¤day ve nohut üreticisi oldu¤unu
belirten Erdal Yerden isimli köylü ise bakana “Çiftçiyi destekledik,
flu kadar verdik diyorsunuz, ben ald›¤›m› bilirim” dedi ve bakan›n söylemlerinin inand›r›c› olmad›¤›n›,
destek görmediklerini ifade etti.
Kongrenin ö¤lenden sonraki
program›, PANKOB‹RL‹K, TAR‹fi
Pamuk Birli¤i, Marmarabirlik ve
ALARA tar›m yöneticilerinin, flekerpancar›, pamuk, zeytin ve meyvecilik üretimindeki sorunlar ve
çözüm yollar› üzerine sunumlar›yla
bafllad›. Sonras›nda AB’den gelen
konuflmac›lar›n kat›l›mc› oldu¤u
“Avrupa Birli¤i ve Tar›m” konulu
panel düzenlendi.
“Devlet bizi de¤il biz
devleti destekliyoruz…”
“Tar›ma en fazla biz destek verdik” diyen Eker’i rakamlar yalanl›yor. Tar›m Kanunu’nun 21. maddesi “Bütçeden ayr›lacak kaynak,
gayri safi milli hâs›lan›n yüzde
Tar›m Kongresi’nde
Tar›m ve Köy ‹flleri Bakan›, sorunlar›n› dile
getirmek için söz almak
isteyen köylüleri “yyok
öyle usul” diyerek
uyard›.
birinden az olamaz” derken hükümet 2009 y›l› bütçesinden tar›msal destek olarak sadece 5.5 milyar
YTL ay›r›yor. Yani hükümetin belirledi¤i tar›msal destek miktar›n›n
milli gelire oran› % 0.49 (binde 49).
Bu da kanunla belirlenmifl olan %
1’in yar›s› bile de¤il. 2009 y›l›nda
toprak iflleme, ekim, ilaçlama, sulama, hasat, nakliye vb. iflleri için 9.5
milyar YTL mazot kullanmak zorunda kalan köylünün tüm bu ifllerini
yaparken sadece mazot için ödeyece¤i toplam vergi miktar› 5.12 milyar iken tar›ma ayr›lan destek 5.5
milyar. Mazota, tohuma ve gübreye
yap›lan zamlar da tar›m üreticisinin
belini büküyor. Kompoze gübrede
% 154, ürede % 123, amonyum nitratta % 122, amonyum sülfatta %
112 oranlar›nda zam yap›ld›. Tar›m
üreticisinin % 0.49’luk destek oran›yla ayakta kalamayaca¤›n› söyleyen
Çiftçi Sendikalar› Konfederasyonu
yapt›¤› aç›klamada “‹laç, gübre, vb.
al›rken, mal›m›z› satarken ödedi¤imiz KDV, ayr›ca stopaj ad› alt›nda
kesilen vergiler, ürünümüzü satarken çeflitli fonlar ad› alt›nda di¤er
verdi¤imiz vergiler yan›nda tüketici
olarak ihtiyaçlar›m›z› karfl›larken
ödedi¤imiz dolayl› vergilerimizle
gerçekte biz devleti destekliyoruz”
dedi.
(Ankara)
‹flçi-köylü 9
Politika-gündem
6-19 Mart 2009
Abant’tan Hewler’e Kürt Sorununa
emperyalist “çözüm”
A. Öcalan’›n yakalanarak Türkiye’ye getiriliflinin 10. Y›ldönümü
olan 15 fiubat’ta yine özellikle T.
Kürdistan› illeri savafl alan›na döndü, protestolara kat›lan binlerce
Kürt, devletin sopas›yla hizaya sokulmak istendi. Bu, 10 y›ld›r her
15 fiubat’ta yaflanan ve kazanan›n
kesinlikle gaz bombas›, cop, panzer, silah sahiplerinin olmad›¤›
protestolard›. Bu muharebelerin
zaferinden söz edilecekse çocu¤uyla, yafll›s›yla, genciyle, kad›n› ve
erke¤iyle serhildanlara kat›lan
Kürt halk›n›n onuru ve direniflinden söz etmek gerekir.
lar›na bakmak, Platform’u daha iyi
anlamay› sa¤layabilir. Zira Platform, bu toplant›da tüm meseleyi
“anadilde e¤itim” ve “ekonomik
kalk›nma” üzerine kurmufl ve “her
türlü fliddeti mutlak olarak reddederek”, “yöre insan›n›n” fleref ve
haysiyetlerinin hak ettikleri gibi
yüceltilmesi dileklerinde bulunmufltu. Yani bildi¤imiz liberallerin
“Kürt sorunu yoktur, bölgenin ekonomik geri kalm›fll›¤›”
sorunu vard›r söylemine duygusal
tiratlar eflli¤inde “anadilde e¤itim”
meselesi eklenerek “farkl›l›k” ortaya konmufltur.
Di¤er yandan bu y›l 15 fiubat
tarihinde yine Kürt meselesi ile ilgili bir baflka geliflme yafland›.
Abant Platformu 18. Toplant›s›n› Kürdistan Bölgesel Yönetiminin baflkenti Hewler’de (Erbil)
“Kürt sorunu: Bar›fl› ve Gelece¤i Birlikte Aramak” bafll›¤›
alt›nda 15-16 fiubat tarihlerinde
gerçeklefltirdi. Zamanlaman›n di¤er bir yan› da Ulusal Hareket’in
gündeme getirdi¤i “Kürt Ulusal
Konferans›” öncesine denk gelmesiydi. Yani planlanan konferans›
bofla düflürme kayg›s›n› da yabana
atmamak gerekir. Abant Platformu denilen ve bugün özellikle
Kürt meselesinde devletin (bugün
AKP’nin. Nitekim Platformun tüm
toplant›lar›n›n koordinatörlü¤ü
AKP’li devlet bakan› Mehmet Ayd›n taraf›ndan yap›lm›fl) “thinkthank” kuruluflu olarak çal›flan bir
bileflim. Ayn› Abant Platformu
geçti¤imiz y›l 4-8 Temmuz tarihlerinde Abant’ta gerçeklefltirdi¤i seminerin sonuç bildirgesi üzerine
13 Eylül’de Diyarbak›r’da tart›flma
yürütece¤ini aç›klam›fl ancak Diyarbak›r Halk ‹nisiyatifi’nin (ki bu
seminerin ‹lkbahar aylar›nda Diyarbak›r’da yap›lmas›na ve Abant’a
tafl›nmas›na neden olan da benzer
aç›klamalar›yd›) uyar›s› sonucu iptal etmek zorunda kalm›flt›. ‹nisiyatif, uyar›s›n› flu gerekçeler ve
sözlerle ifade ediyordu: “Fetullah
Gülen cemaati ve AKP nerede
‘düflkün’ ve ‘kaçk›n’ bir Kürt varsa,
yan›na almaya ve sahte bir Kürt
oluflumu yaratmaya çal›fl›yor.
Dünyan›n hiçbir yerinde bir sorun,
muhataplar›na ra¤men çözülememifltir. Kürt halk› ve onun temsilcisi olan siyaset kendi yol haritas›n› çizmifltir ve demokratik özerklik ilkesini benimsemifltir. AKP’nin
temel anlay›fl› ‘Kürtler flöyle dursun, biz onlar›n sorunlar›n› çözeriz’ diyor. Bu nedenle, baflta AKP
olmak üzere, onlar›n iflbirlikçi yan
kurulufllar›n› uyar›yoruz. Ve hiçbir
onurlu Kürt’ün, Abant Platformu
benzeri tart›flmalara kat›lmamas›
gerekti¤ini bir kez daha belirtiyoruz. Bunu organize eden kesimleri
de uyar›yoruz ve Diyarbak›r’a gelmemeleri gerekti¤ini hat›rlat›yoruz. Tersi bir durumda her türlü
meflru eylem hakk›n› Kürtler gelifltirecektir.”
Ancak bu benzeflmeden yola
ç›karak Abant Platformunu ve
“gelifltirdi¤i” fikirleri yabana atmamak gerekir. Zira F. Gülen cemaatinin bireysel bir ilgisi de¤ildir
mesele.
Ve böylece Abant Platformu,
ne semineri ne de sonuç bildirgesi
toplant›s›n› Diyarbak›r’da yapabiliyordu.
Cemaatin Kürt ilgisi
Abant Platformu’nun Hewler’deki toplant›s›na geçmeden
önce 2008’deki toplant›n›n sonuç-
Toplant›n›n yerinin özelli¤i de
bu noktada takip edenlere ipucu
verir niteliktedir. Zira geçti¤imiz
y›l Ba¤dat’ta bir araya gelen ABD,
Irak ve TC yetkilileri bir tak›m ortak kararlara imza atm›fllar ve
Kürt Ulusal Hareketi’nin tasfiyesi
üzerine ortaklaflm›fllard›. Bu ortakl›¤›n en aç›k sonucu K›fl aylar›nda ABD’nin istihbarat› ve Ba¤dat
kukla yönetiminin (ve de Kürdistan Bölgesel Hükümetinin) göz
yummas›yla gerçeklefltirilen ancak
yine de Ulusal Hareket karfl›s›nda
hezimetle sonuçlanan s›n›r ötesi
operasyonlar olmufltu. ‹flbirlikçi
Kürt yönetimi bu süreçte s›n›rlar›na müdahale edilmesine ve sivil
bölgelerin bombalanmas›na karfl›
bir-iki göstermelik ç›k›fltan öteye
gidememiflti/gitmemiflti. Bu ittifak
düflünüldü¤ünde, yan› s›ra Irak
Kürdistan›’ndaki Bölgesel Yönetimle TC’nin görüflmeleri s›klaflt›rmas› hesaba kat›ld›¤›nda meselenin
cemaati (tüm gücüne karfl›) çokça
lahs›zland›r›lmas› olan bu Manifesto ile Kürt ulusunun Kendi Kaderini Tayin Hakk›’n›n emperyalist
plan ve projelere devredilmesi
amaçlan›yor.
Barzani’nin güvenli ¤inde toplant›
Tekrar Abant Platformu’na
dönecek olursak; Hewler’deki
toplant›ya kat›lanlara bir göz atmak gerekir. F. Gülen’in Platform
taraf›ndan düzenlenen toplant›lara
ilk kez mesaj gönderdi¤i Hewler
Toplant›s›, Platformun Yönetim
Kurulu ad›na konuflan Mümtazer
Türköne’ye (kendisi eski MHP’li
olup, efli AKP milletvekilidir) “bugüne kadar yap›lan 18 toplant›n›n
en önemlisi”. Toplant›ya Türkiye’den 100’e yak›n akademisyen,
yazar ve siyasetçi kat›larak bu
öneme uygun davrand›. Irak’tan
ise 40’a yak›n kat›l›mc› haz›r bulundu. Barzani yanl›s› olarak tan›nan HAKPAR’›n Genel Baflkan›
Bayram Bozyel ve eski baflkan›
Sertaç Bucak’›n toplant›ya kat›lmamas› düflünülemezdi zaten. AKP,
son anda milletvekillerinin toplant›ya kat›lmas›n› engellerken “sözcülü¤ünü” yapan Zaman, Star ve
Taraf gazetelerinin a¤›r toplar›n›n
orada bulunmas› da yeterli gelmifltir. Taraf, özellikle Genelkurmay’a
yönelik sivri diliyle Kürt halk›n›n
yan›nda yer al›yor ve demokrasi
k›l›c› oldu¤unu iddia ediyor olsa da
Kürt meselesine ABD’ci “çözüm”
içindeki misyonu da a盤a ç›k›yordu. Kürt illerinde ücretsiz da¤›t›lan
ve Kürt halk›n›n orduya yönelik
nefret ve tepkisini kullanarak prim
yapan Taraf Gazetesi’nin hiç de
masum bir demokrasi havarisi olmad›¤›n› ve büyük plan›n küçük
ama etkin bir parças› oldu¤unu bir
kez daha görüyoruz bu toplant›
sayesinde. Yurtd›fl›ndaki yaflam›n›
da eklemeden geçmeyelim. Y.
Çongar’›n birçok gizli-aç›k ba¤lant›s› iddialar› ortada dolafl›rken, kendisinin de yak›n dostum dedi¤i Lehigh Üniversitesi Uluslararas› ‹liflkiler Bölümü Baflkan› Henry J. Barkey’in Obama’ya sundu¤u Kürt raporu tart›fl›l›yor. Bu raporun daha
önce Bush’a sunulan rapordan
farkl› olarak tüm Kürt parçalar›n›n
yer ald›¤› ifade ediliyor ve ciddi bir
dil fark› göze çarp›yor. Geçti¤imiz
haftalarda Washington’da düzenlenen ve “Kürdistan Üzerine Çat›flmay› Önleme” bafll›¤›n› tafl›yan
konferansa kat›lan Barkey, k›saca
Irak’ta federalizmin güçlendirilmesini talep ediyor ve Kürtler’in merkezi hükümete ra¤men kendi kendilerini yönetmelerinden söz ediyormufl. Ancak Barkey, bunun Türkiye’nin deste¤i olmadan gerçekleflemeyece¤ini de söylüyormufl. K›sacas› Barkey, Türkiye’nin Barzani
lehine Irak’a müdahil olmas›n› istiyormufl. Nitekim Irak Kürdistan›’ndaki Bölgesel Yönetimin son
Öcalan’›n Türkiye’ye getiriliflinin 10. y›ldönümünde, 15
fiubat’ta T. Kürdistan› illerinde devlet terörü yaflan›rken, Abant Platformu ayn›
tarihte Hewler’de Kürt sorununa sözde çözümü tart›fl›yordu. Benzer bir tarih örtüflmesi Platformun kurulu flunda da var. Abant Platformu Öcalan’›n Suriye’den
ç›kmaya zorland›¤› tarihte
kuruluflunu ilan etmiflti...
aflt›¤› görülebilir. Ulusal Hareketi
silahs›zland›rma (yani tasfiye etme) plan› çerçevesinde yürütülen
çal›flmalar sonucu önümüzdeki ay
Türkiye, ABD ve Irakl› yetkililerden oluflacak “üçlü komuta merkezi”nin faaliyete geçecek olmas›
da yine ayn› plan›n bir parças› olarak gündeme giriyor. Meselenin
bir de gündemde olan ve bölgedeki Kürt partilerinin kat›laca¤› bir
konferansta “Kürt Silahs›zlanma Manifestosu”nun yay›mlanmas› yan› var. Esas›nda PKK’nin si-
b›rak›p, demokrasi mücadelesi için
“bedel ödeyen”, “mahkemelerde
sürünen” Y. Çongar han›m da, gazetenin mali masraflar›n› karfl›lamak için gece-gündüz ç›rp›nan Ahmet Altan da ne yapt›klar›n› gayet
iyi biliyordur. ‹çlerinde bir-iki iyi
niyet sahibi olsa da nihayetinde
örne¤in mesele devrimcilik, silahl›
mücadele oldu¤unda en hafifinden
küçümseme, i¤renme, alay etme
ifadeleri yap›fl›yor köflelerine.
Taraf’› bir tarafa b›rakmadan
önce bas›na yans›yan bir ayr›nt›y›
Irak seçimlerinde istedi¤i sonucu
alamam›fl olmas› (kimileri bunu hezimet ifade ediyor), ABD’nin
Irak’tan çekilmesinin gündemleflti¤i
durumda flu anda derin tart›flmalar
yaflad›¤› merkezi hükümetle karfl›
karfl›ya kalacak olmas› iflbirlikçi
Kürtleri TC ile uzlaflmaya iten en
önemli faktörler aras›nda yer al›yor. Ancak meselenin esas yönünün ise ABD’nin bu iki ufla¤›n› planlar› do¤rultusunda bir arada tutmak üzerine kurulmufl oldu¤unu
söylemek abart›l› olmayacakt›r.
“Sahi biz toplant›y›
nerede yap›yorduk?!
Meselenin Abant Toplant›s›yla
ilgisi ise bu noktada daha bir netlefliyor. Ancak bu toplant›ya Irak
Kürdistan›’ndan kat›lanlar Türkiye’den kat›lanlar aras›nda derin
bir bak›fl farkl›l›¤› oldu¤unu söylemek gerekir. Toplant› sürecinde
bu daha bariz olarak ortaya ç›km›flt›r. Zira toplant›da tart›flmalar›n özellikle ilk gün toplant›n›n
yap›ld›¤› yerin ad› konusunda t›kand›¤›n› ö¤reniyoruz. Hem toplant› için Kürdistan Bölgesel Hükümetinin topraklar›na gideceksin hem de gitti¤in yerin ad›n›
söylemekten imtina ederek Kuzey Irak, Irak’›n Kuzeyi gibi çocukça ifadelerle inkârc› yaklafl›mlarla bu ad› a¤z›na almayacaks›n.
Üstelik de konumuz, Kürt
Sorunu iken ve birlikte bar›fl›
ve gelece¤i ararken! Herkesin
gözünün önünde var olan ve ad›
herkesçe bilinen bir gerçekli¤i
yok saymak konusunda TC kadar
pervas›z baflka bir devlet var m›d›r acaba? Varsa da bu kadar
aç›ktan yapacak kadar ahmak m›d›r? Genifl bir araflt›rma konusu
bu. Ancak Kürt sorununu “çözmeye” giden kafilenin TC’nin inkârc› politikalar›n› da çantalar›nda
götürmüfl olmalar› herkese komik gelmiyor mu?
Yine de meseleyi bir isimlendirme anlaflmazl›¤›ndan ibaret
görmek s›¤l›k olur. Zira düne kadar Kürtler kart-kurt’ken “birden” televizyonlar aç›l›p, imha-inkâr ve asimilasyon politikalar›nda
ders verebilecek bir devletin baflbakan› yar›m yamalak da olsa
Kürtçe konuflabiliyorsa, yar›n
öbür gün Kürdistan’a da Kürdistan diyebilirler. Mesele emperyalizmin politikalar› içinde yer almak ve bu do¤rultuda hareket
etmekse tüm tabular› y›kabilecek
kadar da dirayetlidir “bizim” yöneticilerimiz ve sözcüleri!
‹lk günün fiyaskosundan ve
kat›l›mc›lar›n kendilerini evlerinde gibi hissetmelerine neden olan
“Erbil güzellemelerinden” hariç,
toplant›n›n bir sonuç bildirgesi
dahi ç›karamamas› flafl›rt›c› olmasa gerek. Muhataplar›n bulunmad›¤› bir toplant›yla sorunu çözmek istemek eni sonu “edilen güzel sözler”, “iyi niyetli temennilerle” kardefl kentten ayr›lmay›
getirmifltir. Ve tabi ayn› gün T.
Kürdistan› illerinde insanlar›n
üzerine gaz bombalar› ya¤d›r›l›rken, insanlar›n gözleri kör edilirken, kad›nlar yerlerde sürüklenirken kapanan gözler Hewler’in
güzelliklerini nas›l görmüfllerdir,
bu da ayr› bir konu…
Hewler’de baflar› m›
hezimet mi?
Tüm bu anlat›mlara karfl›n
Abant Platformunun bu toplant›s›n›n baflar›s›zl›kla sonuçland›¤›n›
söylemek, bafltan beri anlatmaya
çal›flt›¤›m›z büyük plan› görmemek demektir. Zira bu toplant›
önemli, ancak plan›n (yani PKK’yi
silahs›zland›rmak ve tasfiye etmek, hatta daha ötesinde Ortado¤u’ya yeniden bir flekil vermek) sadece bir parças›d›r. Geçmiflte Sovyetler Birli¤i’ne karfl›
oluflturulan Yeflil Kuflak Projesinin bir benzerinin Kürt Ulusal
Sorununda zaten epey bir süredir
›s›t›ld›¤›n› söylemek mümkün. Bugün için nas›l ki Ortado¤u projelerinde TC’ye AKP eliyle “Il›ml›
‹slam”, “Demokrat ‹slamc›” etiketleriyle misyon biçiliyorsa,
Kürt meselesinde de yine AKP
eliyle ‹slami de¤erler üzerinden
bir “çözüm” aran›yor. 29 Mart’ta
yap›lacak yerel seçimler de bu
aray›flta önemli bir gösterge olacak. Bu seçimlerle de Ortado¤u’nun yaramaz çocu¤u Kürt
Ulusal Hareketi’ne karfl› etki alan›n› görmek mümkün olacak.
Tarihsel bir süreçten geçti¤imiz do¤rudur. Ad› yasakl› bir ülkenin insanlar›n›n dilinde üstelik
de resmi televizyon bir kanal
açabilirken, baflbakan› Kürtçe
konuflurken,
hatta
Ahmet
Türk’ün meclisteki Kürtçe konuflmas› belli çevreler d›fl›nda en
az›ndan kendilerine lay›k bir tarzda (1991’deki DEP milletvekillerinin ak›betini hat›rlayal›m) tepki
uyand›rmam›flken, Genelkurmay
da bu senaryo içindeki yerini al›rken ve bu duruma göre flekillenirken her fleyin eskisi gibi olaca¤›n› iddia etmek anlams›zd›r. Bugün, dünkünden daha büyük,
kapsaml› ve genifl bir tasfiye hareketiyle karfl› karfl›ya olundu¤unu söylemek gerekir. Bu harekete karfl› belirleyici unsur ise Kürt
halk› ve Ulusal Hareketi’nin tavr›
olacakt›r.
‹flçi-köylü 10
Söylefli
6-19 Mart 2009
“Kriz Baflbakan’› geçti, bizi geçmedi
- Siz kriz tart›flmalar› ile ilgili neler
Uzmanlar ekonomik kriz ve onun etkisiyle yükselmekte olan iflsizli¤in, önümüzdeki süreçte de artaca¤›n›, krizin y›llara varan
etkileri olaca¤›n› belirtiyorlar.
Bu öngörüye sahip olmak için ekonomist
veya akademisyen olmaya da gerek yok. Halk›n yaflad›klar›na bakmam›z yeterli ve en sa¤lam veri de bu olacakt›r.
Bir yandan açl›k ve yoksulluk s›n›r› vb.
araflt›rmalara iliflkin çarp›c› veriler aç›klan›rken, di¤er yandan egemenlerin gündeminde
rant kap›s› yerel seçimlerden baflka bir fley
yok.
‹flçi-köylü Gazetesi olarak, yaflanan
kriz ile birlikte artmakta olan iflsizlik ve halk›n sorunlar›na iliflkin söylefliler gerçeklefltirdik. ‹stanbul Aksaray’da “iflçi pazar›” ve
Tophane’de bulunan ‹fiKUR önünde
emekçilerle görüfltük.
‹fiKUR’un kapanma saatlerine kadar gelen- gideni eksik olmuyor. ‹lk olarak Levent
Y›lmaz’a yöneltiyoruz sorular›m›z›.
- Kendinizi tan›t›r
m›s›n›z?
Levent Y›lmaz:
Aç›k Ö¤retim’de okuyorum, ayn› zamanda
çal›fl›yorum. Geçinmek
zorunday›m sonuçta. 5
ay özel bir flirkette çal›flt›m bilgisayar üzerine, iflten ç›kar›ld›m.
Ben de ‹fiKUR’a baflvurdum. Kriz söylentilerinden sonra daha
çok toplu ç›karmalar
oldu. Biz evde 5 kifliyiz.
Benim en az›ndan kendi masraflar›m› karfl›lamam gerekiyor. Krizin te¤et geçti¤ine
inanm›yorum. Bat›’dan Do¤u’ya kadar
herkes etkilendi. Bunu
herkes görüyor. Daha
önce çal›flt›¤›m 2–3 yer
olmufltu. Hiç böyle zorlanmam›flt›m.
Zenginlere bir fley olmad›
Lise ça¤lar›nda ifl arayan bir genç dikkatimizi çekiyor ve onunla sohbete bafll›yoruz.
- Kendiniz tan›t›r m›s›n›z? Kriz sizi nas›l etkiledi?
Emre Çelik: Esenler’de oturuyorum. 17
yafl›nday›m. Mardin K›z›ltepeliyim. Ben, babam, abim çal›fl›yoruz. Abim askere gidecek.
fiu an çal›flt›¤›m ifl yerinin verdi¤i maafl çok
az. Otel iflinde çal›fl›yorum. Tabi otel ifli de
durgun, flu an krizde. Ben de baflka bir ifl ar›yorum. Borçlar›m›z birikti. Üst üste y›¤›ld›.
Kriz bizi çok fena etkiledi. Bence kriz hiç te¤et geçmedi. ‹lk bizi vurdu. Zenginleri, Baflbakan’› vurmad›. Param olsa beni de vurmazd›. Kriz daha gelmeden biz etkilendik. Babam
tek çal›fl›yordu. Bakt›k olmuyor. Ben de okulu b›rakmak zorunda kald›m. Param olsa ben
de okurdum.
***
Devletin yetkili a¤›zlar› “krizden etkilenmeyece¤iz” demeçleri verse de hemen
her ailede birkaç iflsiz oldu¤u bir gerçek.
Ferhat Tosun da ailesinde yayg›n iflsizlik
olanlardan biri.
- Nas›l geçiniyorsunuz?
Ferhat Tosun; Otogar’da hamall›k yap›yorum. Millet çal›flmay›nca yolculuk yapm›yor. Bizim de iflimiz olmuyor. Eflya tafl›yam›yoruz. Ayda 600 lira kira veriyorum. Tafl
çatlasa 650–700 lira kazan›yorum. Babam da
nakliyecilik yap›yor. Onun da hiç ifli yok. Burada duranlar›n ço¤u iflsiz, 2 tane kardeflim
var, okuyorlar. Amcam iflsiz. Aç, susuz bekliyor. Ba¤c›lar’da oturuyorum. Kriz psikolojik de¤il, buna kat›lm›yorum.
Kriz en çok kad›nlar›
vuruyor
Seçimlerin yaklaflmas› ile birlikte bafllayan “aç›l›m” furyas›, gündemi yo¤un bir flekilde meflgul eden iflsizlik tart›flmalar›na da
s›çrad›.
CHP Genel Baflkan› Deniz Baykal, büyük bir kurtar›c› edas› ile iflsizli¤e ve krize
yönelik bir “çözüm reçetesi” önerdi. Seçim
propagandas› kokan bu “aç›l›ma” göre; otomotiv ve dayan›kl› tüketimde KDV’nin 6 ayl›¤›na kald›r›lmas›, kur politikas›n›n gevfletilmesiyle ihracatç›n›n hareket alan›n›n geniflletilmesi, prim, sigorta, vergide 10’ar puan
indirim yap›lmas›, bankalar›n kredi verebilmesi için Kredi Garanti Fonu oluflturulmas›
öngörülüyor.
Baykal’›n bu ç›k›fl› Amerika’n›n yeniden
keflfinden öte bir anlam tafl›m›yor. Öyle ki
sözü edilen önerilerin hepsi flu an AKP hükümeti taraf›ndan zaten uygulan›yor.
CHP’nin bu noktada yeni bir fley söyledi¤i
‹flsizlik intihar ettirdi!
‹zmir’in Karaba¤lar ilçesi Yeflilyurt
semtinde oturan 2 çocuk babas› inflaat iflçisi 58 yafl›ndaki Nuri Çakar yaklafl›k 6
ayd›r ifl bulamad›¤› için girdi¤i bunal›m sonucu, efli ve çocuklar›n›n evde olmad›¤› s›rada kendisini yakt›. Yak›nlar›n›n 6 aydan
bu yana iflsiz olmas› nedeniyle s›k›nt›lar yaflad›¤›n›, kredi kart› borcu oldu¤unu ve
ekonomik sorunlar nedeniyle intihar etti¤ini dile getirdikleri Çakar’›n cesedi eve
gelen o¤ullar› taraf›ndan bulundu. Babas›n›n uzun bir süredir iflsiz oldu¤unu ve bu
nedenle kimseyle konuflmad›¤›n› anlatan
o¤lu M.Ç, “Bir y›l öncesine kadar babam›n
ifli çok iyiydi. ‹flleri bozulmaya bafllad›ktan
sonra, içine kapanmaya bafllad›. Bizimle,
yok. As›l mesele ise bu önlemlerin hepsi iflsizleri, emekçileri de¤il sermayenin ç›karlar›n› koruyor ve onlara kaynak aktar›m› yap›yor. Bu aç›klamalar ülkeyi AKP’den kurtararak düzlü¤e ç›karma nutuklar› atan CHP’nin
özünde AKP’den farkl› bir icraat›n›n olmayaca¤›na iflaret ediyor. Tayyip Erdo¤an’›n buna
karfl›l›k aç›klamalar› ise CHP’den afla¤› kal›r
de¤il; “‹flsizli¤e çaresi olan varsa aç›klas›n, yapamazsam siyaseti b›rak›r›m.”
K›sacas› iflsizli¤e biz de çare bulamay›z
siz de!
“Kriz 2001’den daha
büyük olacak!”
Dünya Bankas› Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, Active Academy taraf›ndan
düzenlenen 3. Risk Yönetimi Zirvesi’nde
Türkiye’de k›sa zamanda büyümenin yavafl-
do¤ru dürüst konuflmaz olmufltu… Bunun
hesab›n› kim verecek? Kimlerden hesap
soraca¤›z? Bilmiyorum” diye konufltu.
Evini su bas›nca...
Bir kriz intihar› haberi de ‹stanbul Küçükçekmece’den geldi. Üç çocuk babas›
emekli gardiyan ‹smail Aral (47), çat›da
çamafl›r ipiyle kendisini asarak intihar etti.
Seyyar arabas›yla temizlik deterjanlar› satan
Aral’›n Alt›nflehir’de bulunan, yol alt›nda ve
alt yap›s› olmayan iki katl› evi son iki haftad›r ya¤›fl nedeniyle su bask›n›na u¤rad›. Evindeki mobilyalar› kullan›lamaz hale gelen
Aral’›n morali bu duruma oldukça bozuldu
ve belediye yetkililerine müracaat etti. Ancak yerel yönetimlerden bekledi¤i ilgiyi göremeyen ‹smail Aral çat›ya çamafl›r ipini
ba¤lay›p kendini ast›.
(H. Merkezi)
‹brahim Ceyhan: Malatyal›y›m. Memleketin de¤iflece¤ine inanm›yorum. Kendimi
bildim bileli böyleyiz. 8 senedir ‹stanbul’day›m. Kriz herkesi etkiledi. Tansu Çiller’de
Mesut Y›lmaz’da kriz varsa ben kafam› keserim. Ben bir tatl› sat›yorsam flimdi 3’e 4’e
bölüyorlar. ‹flsizlik alabildi¤ine gitmifl. Normalde 70–80 tane sat›yorsam yar› yar›ya
düfltü. Bu gidiflatla düzelece¤ine inanm›yorum.
***
Tafl› topra¤› ‹stanbul’a de¤iflik illerden
gelen emekçiler krizle birlikte ifl bulmakta
✔ Yüzde 72.6’s› erkek.
✔ Yüzde 59.4’ü lise alt› e¤itimli.
✔ Yüzde 26.6’s› bir y›l ve daha uzun süredir ifl ar›yor. ‹flsizler s›kl›kla (yüzde 29.8) “efldost” vas›tas›yla ifl ar›yor.
✔ Yüzde 86.5’i (2 milyon 592 bin kifli) daha önce bir iflte çal›flm›fl.
✔ Daha önce bir iflte çal›flm›fl olan iflsizlerin yüzde 46.7’si “hizmetler”, yüzde 25’i “sanayi”, yüzde 18.8’i “inflaat”, yüzde 9.5’i ise
“tar›m” sektöründe çal›flm›fl.
“iflçi pazar›”na gidiyoruz. ‹flsizlerin ifl aramak
bul’a gelenlerden.
Canan Tekin: Biz kendimiz ç›kt›k iflten,
cinsel taciz nedeniyle. 48 yafl›nday›m, aflç›y›m
ve iki çocu¤um var. F›nd›kzade’de bir ifl yerinde çal›fl›yordum, 70 yafl›na yak›n bir patronum vard›, onun tacizine u¤rad›m. Ben, k›z›m ve muhasebe bölümünde çal›flan bir arkadafl›m›z daha iflten ç›kt›k. Maddi ve manevi tazminat davas› açt›k. fiimdi kriz ortam›nda iflsiz kald›k, ifl de bulam›yoruz. Hasta bak›c›s›, yat›l›, ev temizli¤i gibi bir sürü ifle bak›yorum ama bulam›yorum, “40 yafl›n üstünde alm›yoruz” diyorlar.
Canan abla ile sohbetimizin ard›ndan ‹fiKUR’un yak›nlar›ndaki say›sal loto bayisinin
önünde uzanan kuyruk dikkatimizi çekiyor.
Emekçiler umudu flans oyunlar›nda ar›yor.
‹brahim amca da bunlardan biri.
çal›fl›yorsunuz?
Yaflanan kriz ile birlikte gün afl›r› duydu¤umuz iflçi ç›kartmalar›na bir yenisi de Ege
Çelik Fabrikas›’nda eklendi. ‹zmir’in Alia¤a
ilçesinde kurulu bulunan Ege Çelik Fabrikas›’ndan 314 iflçi yaflanan kriz bahane gösterilerek iflten ç›kart›ld›.
Fabrikada çal›flan iflçilere bir süredir a¤›r
çal›flma koflullar› ve ayr›ca ücretsiz izin gibi
hak gasplar›na raz› olmalar› dayat›l›yor ve bunu reddetmeleri halinde iflten ç›kart›lacaklar›
söyleniyordu. Son olarak Ege Çelik patronu
iflçilere “Dünyada ve ülkemizde yaflanan
ekonomik kriz fabrikam›z› da etkile-
Kurumun aç›klad›¤› verilere göre iflsizle-
ayr›l›p Aksaray Fuar Otel’in yan›nda kurulan
- ‹fiKUR’a ne için geldiniz, anlat›r m›s›n›z?
‹flsizler ordusuna
314 kifli eklendi
Hizmet sektöründe iflsizlik
rin,
için topland›¤› iflçi pazar›nda da ifller kesat.
lay›p, iflsizli¤in artaca¤›n› belirterek,
“2001’deki krizden daha büyük bir
kriz yaflanacak” sözlerini sarf etti.
Ülkemizi bekleyen gelece¤e iliflkin “toplumu
ayd›nlatan” Ulrich Zachau, her fleyin alt› ay içinde herkes için, Türkiye
için de dramatik flekilde
de¤iflti¤ini söyledi ve “Bu
sadece risk de¤il art›k
gerçek...” ifadesini kulland›. Daha düflük ekonomik büyüme olaca¤›n›,
istihdam s›k›nt›s› yaflanaca¤›n›, iflsizli¤in artaca¤›n›
ve 2001 krizinden daha
büyük bir kriz yaflanaca¤›n› söyleyen Ulrich Zachau, 2009 ve 2010’da
iflsizli¤in rekor k›raca¤›n› aç›klad›.
Sözü edilen tabloya göre genç iflçilerin
dörtte biri iflsiz kalacak. Ve bunun önünü almak da mümkün olmayacak!.
Türkiye ‹statistik Kurumu (TÜ‹K) Kas›m
2008’de önceki y›l›n ayn› dönemine göre iflsiz
say›s›n›n 645 bin kifli artt›¤›n› aç›klad›. Buna
göre iflsiz say›s› 2 milyon 995 bin kifliye yükseldi.
545 kifli sadece Kas›m ay›nda bir iflte çal›fl›rken iflsiz kald›. Genç nüfusta iflsizlik oran›
da yüzde 20’den yüzde 23.9’a yükseldi.
Kentlerde de k›rsalda da iflsizlik oran›
yüzde 2.2 artt›; kentte yüzde 14.2’ye, k›rsalda
ise yüzde 9.3’e yükseldi
büyük zorluk çekiyor. ‹fiKUR’un önünden
‹flsizlik en çok da kad›nlar› etkiliyor. Krizin olmad›¤› dönemlerde bile ifl bulmakta
zorlanan emekçi kad›nlar›n ifli biraz daha
zor. K›z› ile birlikte ‹fiKUR’a baflvuran Canan
Tekin’le kriz ve yaflad›klar› üzerine sohbet
ediyoruz.
Baykal, Amerika’y› yeniden keflfediyor!
Buz da¤›n›n
görünen yüzü!
söyleyeceksiniz? Kriz halk› nas›l etkiledi?
Buraya sabah›n erken saatlerinde gelen insanlar ifl olmad›¤› için erkenden ayr›lm›fl. Urfa’dan ‹stanbul’a gelen fiemsilhak Macer T.
Kürdistan›’ndan çal›flmak umudu ile ‹stan- Nerelisiniz? Kaç y›ld›r ‹stanbul’da
fiemsilhak Macer: Urfa’l›y›m, 95’den
beri ‹stanbul’da oturuyorum. Deri sektöründe çal›flt›k. Daha sonra ifller bozulmaya ve
durmaya bafllay›nca iflsiz kald›m. fiimdi ise 15
günde bir ifle gidiyorum. Krizden önce ifller
s›f›rdayd›, krizle birlikte ifller s›f›r›n da alt›na
indi. Belediyeden ifl istedi¤imizde bizi özel
sektöre veriyor. Özel sektör de seni alt› ay
çal›flt›r›p bir ay sigortal› gösteriyor. Anlayaca¤›n›z vatandafl› ma¤dur ediyor. Bir senedir
iflsiziz. Burada amele iflleri var. A¤ustos’tan
Küçük iflyerleri a¤›rl›kta
Yine TÜ‹K verilerine göre ayn› dönemde
istihdam edilenlerin,
✔ Yüzde 73.5’i erkek.
✔ Yüzde 59.5’i ücretli, maafll› ve yevmiyeli, yüzde 27.5’i kendi hesab›na ve iflveren, yüzde 13’ü ücretsiz aile iflçisi.
✔ Yüzde 59.5’i “1-9 kifli aras›” çal›flan›
olan iflyerlerinde çal›flmakta.
✔ Yüzde 3.1’inin ek bir ifli vard›r. Yüzde
4.3’ü mevcut iflini de¤ifltirmek veya mevcut
ifline ek olarak bir ifl aramakta.
bu yana bu ifllerde de düflüfl var. Bu yüzden
ülkeyi terk etmeyi düflünüyorum.
(‹stanbul)
Felaket senaryosu çizen Zachau’nun çözüm paketi ise hiç de sevimli görünmüyor:
Daha esnek, yar› zamanl› ifllerle istihdam› art›rmak. Yani sendikal örgütlülü¤ün olmad›¤›, daha yo¤un ve dizginsiz bir sömürünün yafland›¤› bir çal›flma yaflam›… Bi-
ze önce ölümü gösteren sonra da s›tmaya
raz› etmeye çal›flan Ulrich Zachau, baklay›
a¤z›ndan ç›kararak niyetini de ortaya koyuyor. Emperyalistler daha fazla sömürü ve
daha örgütsüz bir toplum istiyor.
mifltir, ben de bu yüzden bu s›k›nt›y›
aflana kadar ücretsiz izin ve di¤er uygulamalar› kabul ediyorum” içerikli dilekçeler haz›rlayarak imzalatmak istemifl, ancak iflçilerin bir k›sm› bu dilekçeyi imzalamay› reddetmiflti. Dilekçeyi imzalamayan iflçilere son
uyar› olarak ise haz›rlanan dilekçeyi imzalamad›klar› takdirde 2 gün içersinde iflten ç›kart›lacaklar›n› söylenmiflti. Bu uyar›n›n üzerinden 2 gün geçmesinin ard›ndan 314 iflçi,
yaflanan krizden zarar görmeden ç›kmaya yönelik uygun görülen “çözüme” uymad›klar› ve
çözüm yolu b›rakmad›klar› gerekçesi ile
19.02.2009 tarihinde iflten ç›kart›ld›.
Ege Çelik’te 2001 krizinde de benzer hak
gasplar› yaflanm›fl, birçok iflçi iflten ç›kart›lm›flt›.
(‹zmir)
Sosyal güvence yok, kad›n
istihdam› yerinde say›yor
Çal›flmas›na ra¤men bir sosyal güvenlik
kurumuna üye olmayanlar›n oran› yüzde 44.5.
Önceki y›la göre az bir düflüfl gerçekleflse de
özellikle tar›m sektöründe 10 kifliden dokuzu
sosyal güvenlikten yoksun çal›flt›r›l›yor.
Halen her dört kad›ndan sadece biri çal›fl›rken erkeklerde iflgücüne kat›l›m oran› yüzde 71. E¤itim seviyesi yükseldikçe bu eflitsizlik de kapan›yor; yüksekö¤renim mezunu kad›nlar›n yüzde 71’i erkeklerinse yüzde 89’u
çal›fl›yor.
TÜ‹K’in bu aç›klamalar›n› yorumlayan iktisatç› Mustafa Sönmez’in Bianet’te yay›nlanan analizlerine göre, TÜ‹K’in aktif olarak ifl
aramayanlar› dahil etmemesi nedeniyle, gerçek iflsizlik oran› aç›klananlar›n üzerinde. Sönmez’e göre iflgücü olarak saptanan 24.3 milyonun içinde yer almayan, “iflgücü” say›lmayan, gerçekte ise önemli bir k›sm› iflsiz say›lmas› gereken 3 milyonu aflan nüfustur. Bu nüfusun “iflgücü” olarak tan›mlanmamas›, gerçek iflsizli¤in boyutlar›n›n görülmesini de engelliyor.
Sönmez; gerçek iflsiz say›s›n› görmek için,
3 milyona yaklaflan aç›k iflsizlere, “umudunu
yitirmifl”, “ifl aramayan, ifl bulursa çal›flacak”, “mevsimlik”, “eksik istihdam”
bafll›klar›ndaki iflsizlerin de eklenmesi gerekti¤ine dikkat çekerek, önümüzdeki süreçte sanayide daralma yaflanaca¤›n› ve iflsizlik art›fl›n›n hizmet sektörüne de yans›yaca¤› bunun
da iflsizlik rakamlar›n› önemli oranlarda art›raca¤›n› belirtiyor.
Krizin ülke gündemine girdi¤i ilk
günleren bu yana TÜ‹K kamuoyuna
birçok konuda araflt›rmalar›n› aç›klad›.
TÜ‹K’in araflt›rmalar› uzmanlar taraf›ndan giderek daha fazla sorgulan›r hale geldi. TÜ‹K’in aç›klad›¤› rakamlar
gerçek iflsizli¤in küçük bir boyutunu
göstermekte.
Baflbakan Tayyip Erdo¤a’n›n bütün
dünyay› derinden sarsan kriz için “Bizi
te¤et geçecek” sözleri ne kadar gerçekçi ise TÜ‹K’in aç›klamar› da o kadar
inand›r›c› ama bu haliyle dahi tüyler
ürpertici!
‹flçi-köylü 11
Kavga okulu
6-19 Mart 2009
Newyork’tan Karadeniz’e bir direnifl ezgisi;
Vard›k, var›z, varolaca¤›z!
Yükseklerde bir y›ld›z yitip gittikçe
Bizde bir militan ölümsüzleflir
Kas›rgada yal›m alm›fl bir k›l›ç
adab›nda
Tarihin sat›r bafllar›na
‹zinsiz olarak düfleriz
Yok olmak denince böyle biliriz
Spartaküs’ten beri böyle ölürüz
Yare yar
A¤›zlarda tek fliar
Hep t›rman›r›z
.....
Ayfer Celep
Kemal Tutufl
8 Mart 1857’de ABD’nin Newyork
flehrinde on binlerce kad›n iflçi sömürüye ve zulme baflkald›rd›.
‹flçi kad›nlar yüzy›llard›r ezilen, hor
görülen kad›nlar›n birikmifl öfkesi ile geleceklerini istiyordu. Onlar› sömüren,
kölece çal›flt›ran ve insan yerine koymayan patronlardan ve onlar›n düzeninden
hesap soruyordu. Yüzy›llarca köle olarak sat›lan, bir eflya muamelesi gören
kad›nlar kapitalizmle birlikte ücretli köleler olmufllard›. Ancak her fleye ra¤men yine de toplumun en fazla bask›
gören, ayr›mc›l›¤a u¤rayan kesimini
oluflturuyorlard›. K›sacas› kad›n›n kaderinde de¤iflen çok bir fley de olmam›flt›.
‹flte, emekçi kad›nlar›n karanl›klar içindeki bu dünyas›n› ayd›nlatan bir ›fl›k parlad› Newyork’ta.
Kad›nlar, “Biz de var›z” diyerek sözünü söylüyor, geleceklerine kendisi yön vermek istiyordu.
Dokuma iflçisi kad›nlar, gelece¤e yürünecek yeni bir yol aç›yordu. Bundan sonra kad›nlar›n kurtulufluna gidenler bu ›rmaktan
akacakt›. Her yeni bafllang›ç gibi
bunun için de büyük bir bedel
ödenmeliydi. ‹flçi kad›nlar›n gelecek düfllerine dikkatleri çeken bu
iflaret fifle¤i yine kad›nlar›n bedeni
ile yanacakt›. Emekçi kad›nlar›n özgürlük, insanca bir yaflam iste¤ine zalimlerin yan›t› t›pk› atalar› gibi korkunç oldu. 129 kad›n kapat›ld›klar› fabrikada
can verdi. Özgürlük kavgas› can istiyordu. Emekçi kad›nlar gerekeni yapmaktan çekinmediler. Buzu k›rd›lar ve ard›llar›na yeni ufuklar açarak ölümsüzler
kervan›na kat›ld›lar.
Tohum topra¤a bir kere düflmüfltü
art›k ötesi zaman ifliydi. Bunun için çok
beklemeye de gerek kalmayacakt›. Aradan birkaç y›l geçmeden di¤erleri de
yola düflmüfltü. Tohum filizlenmifl kar›
deliyordu art›k. Newyork’lu dokuma
iflçilerinin kavgas› bütün dünyay›
saracak, gökyüzünü fethe ç›kanlara rehber olacakt›. Yar›na, güzel
günlere sevdal› yürekler bu ateflten beslenecekti.
8 Mart’ta düflen
üç Partizan yürek ...
Yine bir 8 Mart ve yine iyi ile kötünün, güzel ve çirkinin, eski ile yeninin
karanl›k ve ayd›nl›¤›n cenge durdu¤u bir
an.
Kufllar, a¤açlar, çiçekler susmufl,
Pusula
Pratik duruflumuz sürecin
gerçekli¤ine yan›t olmal›d›r
Kavramak, uygulamakt›r. Uygulamak, kavray›flta derinli¤i, pratikte
yöntem zenginli¤ini ve daha da
önemlisi mücadelede ›srarl› bir çabay› zorunlu k›lar. Devrimci çaba, devrimci cesaret, sorunlar›n çözümü
için at›lacak ilk ad›md›r. Her sürecin ihtiyaç duydu¤u kadro ve
militanlar›n yarat›lmas› için, var
olan zaaflar› do¤ru tespit etmek
önemlidir. Söz gelimi, bugün
aç›s›ndan faaliyetçilerimizde en göze
çarpan olumsuz özelliklerden biri,
görevlerimizi yerine getirmede gereken özveri ve fedakarl›¤› göstermememizdir. Bunun temelinde tabiî ki
ideolojik sorunumuz vard›r ve sorunlar›n çözüm için pratik ad›mlar
gerekir. Bu ad›mlar›n at›lmas›n› sa¤layacak olan da parti ruhunun yeniden kazan›lmas›d›r.
Bugün s›n›f düflmanlar›m›z iktidarlar›n› sürdürmek için iflgaller, baflta iflçi s›n›f› olmak üzere, tüm ezilen
halklara ve uluslara karfl› her türlü
bask› ve sömürü politikas›n› uygula-
mada hiçbir s›n›r tan›m›yorlar. Yani,
s›n›fsal ç›karlar› için yap›lmas› gerekeni yap›yorlar. Peki bizler, kendi s›n›fsal ç›karlar›m›za uygun bir durufl
sergiliyor muyuz?
Demokrasi, ba¤›ms›zl›k ve sosyalizm mücadelesini yürüten militanlar›
koflullar›n zorlu¤una, sorunlar›n a¤›rl›¤›na bakmadan her flart alt›nda kazanma bilincine sahip olmal›d›r. E¤er
devrimci militanlar baz› görevlerin
yerine getirilmesinin imkans›z oldu¤una inan›rlarsa, orada zaten kaybedilmifl demektir. Çünkü; böylesi bir
düflünüfl tarz›, böyle bir kavray›fl, do¤al olarak tüm planlar›n›, tüm enerjisini kazan›lamayaca¤› hesaplar› üzerine yapar. Tüm gerekçeler buna uygun olarak üretilir. Oysa öngörülen
görevlerin yap›labilece¤i özgüvenine
sahip olmak ise; tüm planlar›n, hesaplar›n kazanma sürecine hizmet
edecek tarzda yap›lmas›n› sa¤lar.
Devrimci bir prati¤in sergilenmesi,
bir problemin çözülmesi için önce
kafada kazanmak-çözmek gerekir
yeryüzü üç karanfilin toprakla buluflmas›na tan›k olmakta. Newyork’lu emekçi
kad›nlar›n yakt›¤› atefli da¤lar›n doruklar›ndan tafl›yanlar bu defa ölümün kuca¤›nda. Gelece¤e tafl›nan bir ›fl›k olsun
diye bedenini vermekten çekinmeyenler bu defa namlular›n hedefinde, düflman›n pususuna düflen üç Partizan,
Newyork’lu kad›n iflçilerin kavgas›na
harç olan, insan›n insan taraf›ndan sömürülmedi¤i, analar›n ve çocuklar›n a¤lamad›¤›, özgür bir dünya için yola ç›kanlar da¤lar›n yücesinden selaml›yor
iflçi kardefllerini. Newyork’ta yükselen
isyan ateflleri Karadeniz da¤lar›nda alazlan›yor. Tokat Çöre¤ibüyük köyü
tarihsel anlam› olan bir cenge tan›k oluyor. Üç Partizan emekçi
kad›nlar›n özgürlük kavgas›n› köylü kad›nlara, ezilenlere tafl›mak
için yola koyulmuflken topra¤a düflüyor.
Yüzy›llar önce emekçilerin yüre¤ine
ekilen umut tohumlar› sahiplerinin kanlar› ile sulan›yor.
Karadeniz da¤lar›nda umudun türküsünü söyleyen üç Partizan, a¤›r bir
sürecin tüm zorluklar›na ra¤men dimdik ayakta.
8 Mart’›n tarihsel anlam›na denk
düflen bir Partizan’›n sesi yank›lan›yor
koyaklarda. “F›rt›nalar içinde b›çak
s›rt›nda” örnek bir yaflam ile kavgay›
ard›llar›na devrediyor Ayfer Celep.
Kad›n›n zincirlerini k›rarak özgürleflmesinin en güzel örneklerinden, bir komutan, kavgaya özgürlü¤e sevdal› bir Partizan selaml›yor dünya emekçi kad›nlar›n›. Kad›n›n mücadele içinde sorumluluklar alarak geliflebilece¤ini, inisiyatif
alabilece¤ini ve önder nitelikler kazanabilec¤ini gösterdi Ayfer Celep. Emekçi
kad›nlara zulümden baflka bir fley
vaad etmeyen bu düzene baflkald›ran bir kad›n. Halk düflmanlar›ndan, ihbarc›lardan hesap soran bir
komutan.
Yaflam› yoksulluk içinde binbir zorluklar içinde geçmifl Münire Sa¤d›ç’ta
ses buluyor isyan 盤l›klar›. Abisi, yoldafl› Yaflar Sa¤d›ç’›n özlemlerini, kavgas›n›
yükleniyor zay›f bedeni ile. Sessiz, derinden, gürül gürül akan bir ›rmak misali yata¤›na s›¤m›yor. Partizanlarla içi-
esprisinin anlam› da bu olsa gerek.
Bu genel anlay›fl› bugün baz› komiteler veya bireyler flahs›nda somutlaflt›rmaya çal›flt›¤›m›zda birçok
pratik görev karfl›s›nda hesaplar›n
tersten yap›ld›¤›na tan›k olabiliriz.
“Olmaz”, “çok zor”, “sürece b›rakmak laz›m”, “bunun için adam gereklidir” vb. gerekçeler dizisini ço¤altmak mümkündür. Elbette ki burada
imkans›z olan görevlerden söz etmiyoruz. Bilakis yap›labilecek yani imkanlar dahilinde olan ama yaflanan k›r›lmalar›n yaratm›fl oldu¤u özgüvensizlikten dolay› imkans›z olarak alg›lanan görevlerden söz ediyoruz.
Daha da olumsuz olan durum, imkans›zl›k konusunda insanlar›n kendi
kendilerini ikna etmesi ve mevcut gidiflatla kavgal› de¤il, bar›fl›k olarak yaflamas›d›r. Kavgadan kast›m›z mevcut
tablonun de¤ifltirilmesi için ortaya
konulan devrimci çabad›r.
Olmazlar› olur k›lmak için, proleter ideolojiye, temsil etti¤i s›n›f›n gücüne güvenmek flartt›r. E¤er güçlü
bir ideolojik donan›ma, siyasal yetkinlik ve tarih bilincine sahip olunmazsa, emperyalist-kapitalist sistem
ve onlar›n uflak tak›m›n›n yaratt›¤›
ideolojik kirlenmelere karfl› ne sa¤l›kl› bir mücadele yürütülebilir ne de
ezilen genifl y›¤›nlar›n kafalar›nda ya-
Kenan Demir
çe onlardan
biri olma hayali ile büyüyor Münire
Sa¤d›ç. Emekçilerin kurtuluflu, özgürlü¤ü
ad›na sade, mütevazi bir miras
b›rak›yor ard›llar›na.
1857’de erkek iflçilerle ayn› kaderi, umudu paylaflan ve
ayn› düflleri kuran emekçi kad›nlar yine yoldafllar› ile birlikteydi.
Haks›zl›¤a,
zulme Münire Sa¤d›ç
gencecik yafl›nda tav›r koyan Kemal Tutufl, 8
Mart’›n s›n›fsal özünü, kad›n-erkek mücadelenin ortakl›¤›n› hayk›r›yordu düflman›n surat›na. Genç
yafl›na ra¤men zorlu süreçlerin insan›
oldu¤unu ortaya koyuyordu prati¤i ile.
Hukuk Fakültesi’ni kazanmas›na ra¤men emekçilerin kurtulufl kavgas›na daha fazla katk› sunmak bilinci ile solu¤u
da¤larda alarak, kad›n yoldafllar› ile birlikte düzene meydan okuyanlardand›.
Karadeniz halk›n›n ba¤r›na kök salan Partizanlar 8 Mart Dünya Emekçi
Kad›nlar Günü’nde kavgay› büyütmenin
ad› oldular. Onlar fabrikalarda,
atölyelerde, eme¤i gasp edilen,
töre-namus k›skac›nda can çekiflen, solu¤u, iradesi yok say›lan
emekçi kad›nlar›n yükselen sesi
oldular.
Onlar, kad›nlar›n kurtuluflunun mücadelede, özgürlü¤ün bedel ödemeye
cesaret etmekte oldu¤unu ö¤retti.
Emekçi kad›nlar›n yaflad›¤› ›st›raplardan
kurtuluflunun örgütlü bir yaflam oldu¤unu, mücadele edilmeksizin hiçbir fleyin kazan›lamayaca¤›n› gösterdi.
1857’de dokuma iflçilerinin, kad›nerkek el ele yaratt›¤› gelenek 8 Mart
1999’da yine omuz omuza bir mücadele ile bir tu¤la daha örüldü.
rat›lan soru iflaretleri do¤ru bir tarzda giderilebilir.
Yine demokrasi, ba¤›ms›zl›k ve
sosyalizm mücadelesini k›sa tarihsel
dönemlere hapsetmek, erken zafer
beklentileri içine girmek, bu gerçekleflmeyince de örgütlü yaflamdan,
ezilenlerin mücadele cephesinden
uzaklaflmak, gereken dönüflümü sa¤layamayan, sürece uygun olarak kendini sürekli yenilemeyen küçük burjuvalar›n ifli olabilir. Ama gerçek proleter devrimciler, mücadelenin uzun
ve k›sa süresine bakarak tutum belirlemezler. Çünkü onlar, insanl›k tarihinin s›n›f mücadelesi tarihi oldu¤unun bilincindedirler. Ve dolay›s›yla s›n›flar› ad›na her koflulda dövüflmeyi
bir görev olarak alg›larlar. Devrimcili¤in bir yaflam tarz› oldu¤u esprisinin
pratik karfl›l›¤› da bu olsa gerek. Bu
ifadeyi söylem olmaktan ç›kar›p içsellefltirmek olmazsa olmazd›r.
Bu yönlü tart›flmalarda derinleflip, ileri düzeyde bir bilinç s›çramas›
yarat›lamazsa, yenilgi ve gerileme süreçlerinde emperyalist burjuvalar›n
kiral›k kalemflörleri, genifl y›¤›nlar›n
mücadele bilinçlerini karartmak için
her türlü demagojiye baflvururlar.
Nitekim bu kiral›k beyinler, s›n›f savafl›m›n› inkar eden uyduruk teorilerle tarih sahnesinde yer almakta
Kavgada
ölümsüzleflenler
2 Mart 1970 tarihinde
Erzincan’da dünyaya gelen
Kenan Demir, ilkö¤renimini burada tamamlad›ktan sonra ailesi ile birlikte
‹sviçre’ye yerleflir.1989 y›l›nda mücadele ile tan›flan
Kenan Demir, 1994 y›l›nda
darbecili¤e karfl› tav›r koyanlardand›. Basel’de yerel
faaliyet yürüten ve çal›flkanl›¤›, dürüstlü¤ü ile tan›nan Kenan Demir, 5 Mart
1998’de bir görev için gitti¤i alanda karfl›-devrimci
asalak bir çetenin sald›r›s›
sonucu flehit düfltü
Kader Özgül K›l›ç
1974 y›l›nda Dersim
Hozat Türktaner köyünde
dünyaya gelen Kader Özgül K›l›ç, mücadeleye yak›n
bir ortamda büyüdü. 1993
y›l›nda gerillaya kat›ld›. Kader Özgül K›l›ç (Y›ld›z) 1
Mart 1994’te Dersim Çemiflgezek’te düflmanla girdi¤i çat›flmada flehit düfltü.
H›d›r Y›ld›z
1968 Dersim Hozat
Amutka köyü Gefltek
mezras›nda dünyaya gelen
H›d›r Y›ld›z, yoksulluktan
kaynakl› ilkokulu bitiremeden ailesi ile birlikte hayvanc›l›k yapmaya bafllad›.
‹lk kez 14 yafl›nda bir komflusunun evinde Partizanlarla tan›fl›r. Gerilla ile iliflkisi zaman içinde derinleflir. Bir gün yak›n köylerde
ç›kan çat›flmada Ali Karada¤, Aziz Süer ve Murat
Diri’nin destans› direnifllerine tan›k olur. Bir süre
milislik yapan H›d›r Y›ld›z,
17 yafl›nda solu¤u da¤larda
al›r. 17 Mart 1985’te H›d›r
Y›ld›z’›n da aralar›nda bulundu¤u birlik bir görev
için gittikleri Hozat’a ba¤l›
Mistiken köyünde düflman
pususuna düfler. Çat›flmada yaralanan H›d›r Y›ld›z,
gecikmediler. Elbette ki s›n›f düflmanlar›m›z›n tüm çarp›tmalar›na
ra¤men ezen ve ezilenler aras›ndaki
savafl›m fliddet ve bar›flç›l yöntemlerle, örgütlü ve kendili¤inden kitle
hareketleriyle sürüyor. En sessiz süreçler dahi içinde bir hareketi, bir
çat›flmay› bar›nd›r›yor. Baflka türlü
de olamaz. Çünkü; tarihin ilerleyifli
z›tlar›n karfl›l›kl› savafl›m›n›n ürünüdür. Dolay›s›yla her ne gerekçeyle
olursa olsun, s›n›f mücadelesinden,
örgütlü yaflamdan yan çizenler, devrimcilerin yanl›fl bir yolda oldu¤unun
de¤il, bu insanlar›n zorluklarla savaflma cesaretine sahip olmad›klar›n›n
kan›t› olabilir.
Hiç kimse, baflar›s›zl›klar›, kiflisel
sorunlar› böylesi onurlu bir mücadelenin önüne ç›karma hakk›na sahip
de¤ildir. Bu faktörleri gerekçe gösterip, ezilenlerin hakl› ve meflru mücadelesinin d›fl›na ç›kma, seyirci kalman›n s›n›f mücadelesi aç›s›ndan pratik
bir de¤eri yoktur. Yanl›fllar› düzeltmek, baflar›s›zl›klar› baflar›ya dönüfltürmek için kurtulufla do¤ru akan
nehrin içinde olmak gerekir. K›y›da
kalarak ak›nt›lara dair fetva verenlerin sözleri hafif kal›r. Hafif söylemlerin dinlenme ve de¤ifltirme gücü zay›f olur. Oysa koflullar bize dinletme ve de¤ifltirme gücü yük-
yoldafllar›n›n onu almak istemelerine karfl›l›k birli¤in
güvenli¤ini düflünerek bu
talebi reddeder. Operasyondan bir sonuç alamayan düflmana yaral› olarak
tutsak düfler. H›d›r Y›ld›z’›
hemen sorguya çeken düflman hiçbir yan›t alamay›nca onu kurfluna dizer.
Niyazi Gündo¤du
1956 y›l›nda Sivas’›n
Hafik ilçesinde dünyaya
gelen Niyazi Gündo¤du
mücadele ile ‹stanbul’da
tan›fl›r. Bir süre Okmeydan› Kültür Ve Dayan›flma Derne¤i’nin (OkDer) baflkanl›¤›n› yürütür.
’77’de tutuklan›r. Hapishaneden ç›kar ç›kmaz askere
al›n›r. Askerden sonra
memleketine dönen Niyazi Gündo¤du, 16 Mart
1983’te gözalt›na al›narak
bir gün sonra iflkencede
katledilir.
Mustafa Akda¤
19 Mart 1982’de Almanya’da geçirdi¤i trafik
kazas› sonucu flehit düfltü.
Binali Yi¤it
Do¤um yeri olan Dersim Pülümür’de zalim toprak a¤as› Ali fian A¤a’n›n
topraklar›ndan kaçarak ailesi ile birlikte Konya’ya
yerleflen Binali Yi¤it, bu
kaç›fl›na önderlik eden Kali Baba’dan (Kali Durmufl)
derin bir flekilde etkilenir.
Onun yi¤itli¤i, fedakarl›¤›,
zulme baflkald›r›s› Binali
Yi¤it’in toprak a¤as›na karfl› duydu¤u nefretle birleflir. Ekonomik nedenlerle
Almanya’ya gitmek zorunda kalan Binali Yi¤it,
AT‹F’in örgütlenmesinde
büyük çaba sarf eder.
Almanya’dan memleketine dönerken 12 Mart
1979’da fiereflikoçhisar’da
geçirdi¤i trafik kazas›nda
yaflam›n› yitirir.
sek olan söylemleri dayat›yor.
Yaz›m›z›n girifl bölümünde ifade
etti¤imiz gibi, pratik duruflumuz sürecin gerçekli¤ine yan›t olmal›d›r. Di¤er bir söylemle, sürecin zorluklar›yla savaflacak militan bir flekillenifl ve
zihinsel tembelli¤i yads›yan, bilimsel
inceleme yöntemini kavrayan politik
bir kimlik. Tüm bu nitelikler kan
ve ter içinde kazan›l›r.
Di¤er önemli bir nokta ise; sürecin zorluklar› ve bu zorluklar›n getirdi¤i a¤›r sorumluluklar› dikkate alarak faaliyetçilerimizin içine düfltükleri eksiklikleri giderme temelindeki
elefltirilerimizde yap›c› ve yol gösterici ve daha da önemlisi birlefltirici bir yol izlemeliyiz. Yine gelen
elefltirilere karfl› yaklafl›mda da ayn›
sorumlu tutumu benimsemeliyiz.
Sorumluluk yüklü elefltiriler,
koflullar› hesaba katan, düflündüren ve düflündürdükçe de¤iflime sevk eden elefltirilerdir.
Elbette ki tüm yetersizlikler devrimci e¤itimle, s›n›f bilincimizi sürekli yükseltme çabas›yla afl›l›r. Dolay›s›yla devrimci pratik üzerinde yo¤unlaflmak temel bir görevdir. Sürece yaklafl›mda ve bize dayatt›¤› görevleri yerine getirmede her zaman
bu sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz.
‹flçi-köylü 12
Gö¤ün yar›s›
Direnen
kad›nlar
Deri-‹fl Sendikas›’na üye olduklar›
için ifllerinden at›lan iflçiler mücadelelerine ayn› kararl›l›kla devam ediyorlar. Baflta iflçilere “üç befl çapulcu” gözüyle bakan patron, hiç ummad›¤› flekilde uluslararas› boyuta
ulaflan bir muhalefeti karfl›s›nda görünce o “üç befl çapulcu” dedi¤i kesim gözünde bir anda büyüyüverdi.
DESA Türkiye’de efline az rastlan›r bir flekilde, etkisini ülke s›n›rlar›
d›fl›na tafl›yabilen bir direnifle sahne
oluyor flu günlerde. Öyle ki, Mart
ay›n›n ilk haftas›ndan bafllayarak uluslararas› eylem günleri düzenlenecek.
‹spanya, Fransa, ‹talya ve ‹ngiltere’de
pefli s›ra eylemler düzenlenecek. Gerek ulusal gerekse uluslararas› boyutta oldukça etki yaratan DESA direnifline flöyle bir bakt›¤›m›zda mücadelelerinde kararl› ve militanca duran
ve say›lar› topu topu 45 iflçiyi görürüz. O halde bu direnifli farkl› k›lan
yanlar olmal›. Bu kadar say›da direnen iflçinin yaratt›¤› etkiyi anlamak
aç›s›ndan DESA direniflçilerinin kimlerden olufltu¤una bakmak gerekiyor. Ve bu direniflin yarat›c›lar›
ve büyüteni olan kad›nlar›n direniflini özellikle ifllemekte ya-
rar var.
DESA direnifli hem Düzce hem
de Sefaköy olmak üzere iki fabrikada
devam ediyor. Bu direniflin simgesi
haline gelen Emine Arslan Sefaköy’de, di¤erleri ise Düzce’de fabrika
önünde direnifllerine devam ediyorlar. Bir anne olan Emine Arslan’›n tek
bafl›na fabrika önünde direnifle geçmesi birçoklar›n› sarst› elbette. Emine Arslan dosta ve düflmana mesaj›n›
iletmeyi baflarabildi birçok yandan.
Emine Arslan’›n mücadelesi sadece deri iflçilerinin mücadelesi olmaktan ç›kt› ve tüm ezilenlerin sesi
olmay› baflarabildi. Bu manada Arslan’›n direnifli sadece DESA direnifli
olmaktan da ç›km›fl durumda. Kendi
deyimiyle “kafesteki kufl” olan
Emine’nin özgürlü¤e do¤ru
ç›rpt›¤› kanatlar› sadece bir iflçinin mücadelesi de¤il ayn› zamanda bir kad›n›n da özgürlük
mücadelesi anlam›na geliyor.
Emine’nin mücadelesi, toplumsal
eme¤in içerisinde kad›nlar›n rollerinin giderek artt›¤› modern sanayide
iki kat ezilen kad›n›n mücadelesi ayn›
zamanda.
Onu tek bafl›na direnmeye itebi-
lecek nedenlerin bafl›nda kad›n olmas› yat›yor. ‹flçi bir kad›n olmas› yat›yor. ‹flte sadece bir kad›n›n yapabildi¤i ve elinden geldi¤i kadar›yla verdi¤i
mesaj bu oldu. O da direnmekti. Tek
bafl›na da olsa sonuna kadar mücadele etmeyi ye¤ tuttu. ‹flte herkesi sarsan ve bu sistemin de¤iflmesinde
hemfikir olan herkes için sorgulanmaya yol açan mesele de bu oldu.
“Bir kad›n tek bafl›na direniyor”
cümlesi zihinlerde yer ald›kça, hat›rland›kça, Emine Arslan ›srarla ve ›srarla devam ederek biricik ç›k›fl yolunu gösterdikçe bizlere karamsar olmamay›, kendisinin umudunu kaybetmedi¤ini, umudumuzu kaybetmemiz
gerekti¤ini, beklemeyi de¤il harekete
geçmek, dayan›flma içerisinde olmak,
mücadele etmek gerekti¤ini sözleriyle de¤il yapt›klar›yla gösterebildi.
Emine Arslan söylemeye kalksa, methiyeli sözcükleri birbiri ard›na s›ralasa de¤iflen pek bir fley olmazd›, gündelik hayat›n› yaflayan birçok insan
için. Ama o, bu gündelik hayat›n içindeki birçok insana farkl› bir mesaj
vermeyi baflard›. Türkiye’nin en büyük deri firmas›n›n patronunun uykular›n›n kaçmas›na neden olan Emine Arslan elinden geleni yap›yor.
Onun için on çevik kuvvet otobüsü
gelse de tek bafl›na direnirken yan›
bafl›na, o buna ald›r›fl etmiyor. Sadece Emine de¤il elbette. Düzce’deki Eminelerin mücadelesi
de onunkinden farkl› de¤il kesinlikle. Orada da Emineler ayn›
kararl›l›kla mücadelelerine devam ediyorlar.
Kad›nlar›n bu direniflte etkileri
tart›fl›lmaz bir durumda. Kad›nlar›n
ço¤u muhafazakar bir kültürden gelmelerine ra¤men, kapal› giyinen baflörtülü kad›nlar, ileri diye görülen
bafl› aç›k birçok kad›ndan daha ileride koflarken, flekilcili¤e aldananlara
da mesaj› yolluyorlar. Baflörtülü kad›nlar için “neden dirensinler?” sorusu, yerini “nas›l direniyorlar?”a b›rak-
6-19 Mart 2009
m›fl durumda. Efllerinden dayak yiyerek, efllerinden boflanmay› göze alarak, aile bask›s›ndan kaçarak, flehrin,
valinin, emniyetin, polisin, komutanl›¤›n, jandarman›n tüm bask›lar›na ra¤men direnifle geliyorlar baflörtülü kad›nlar. Hem de direniflteki erkek iflçilerden daha kararl› bir flekilde yürütüyorlar. Tek bafl›na bir erkek iflçinin
direnifle geçmesinin çok daha zor oldu¤u, kendi içinde erke¤in seçeneklerini ço¤altabilece¤i ama bir kad›n
iflçi için seçeneklerin çok daha az oldu¤u hatta tek bir yeri iflaret etti¤i
koflullar içerisinde direniyor kad›n
DESA iflçileri. ‹ki cins aras›ndaki toplumsal eflitsizli¤in mücadele boyutuyla direnifle yans›tt›¤› göstergeler bunlar. Mücadelenin kad›ns›z olmayaca¤›n›, devrime giden yolda kad›nlar›n,
Paris Komünü’ndeki kad›nlar›n, Sovyet ve Çin Devrimi öncesi kad›nlar›n
canla baflla mücadelesini, özgürlü¤e
daha azimle koflmas› da do¤al bir sonuç.
Son dönemlerde iflçi direnifllerinin bir bir patlak verdi¤i, fabrika iflgallerinin gerçekleflti¤i günümüzde
mücadelede kad›nlar›n ön saflarda
yer tutmas› iflaret etti¤imiz noktalar›n sadece DESA özgülünde yaflanmam›fl oldu¤u, aksine direniflin oldu¤u her alanda kad›n iflçilerin benzer
flekilde davrand›¤›n› görebiliyoruz.
Kad›n sorununun esasl› bir flekilde ele al›nmas› gerekti¤i ve bu de¤erlendirmeler sonucunda kad›n örgütlenmesine giden politikalar›n ve araçlar›n bu sayede gelifltirilebilece¤i aç›k.
(Bir ‹K okuru)
Yorumsuzlar
❑ Küçük yaflta evlendirilen kad›nlar›n dram hikayelerine bir
yenisi daha eklendi. fianl›urfa’da neredeyse çocuk yaflta
evlendirilen 17 yafl›ndaki Han›m Demirdil, Karaköprü
beldesinde oturdu¤u evin 4.
kat›ndan atlayarak yaflam›na
son verdi. Han›m Demirdil’in
annesi Fadile Demirdil, k›z›n›n
ailenin iste¤iyle 14 yafl›nda iken
görücü usulü ile niflanland›¤›n›
belirterek, 17 yafl›nda ise evlendi¤ini ve 6 ay evli kald›¤› efli
Ahmet Özkaya ve ailenin di¤er
fertlerinin fliddetine maruz kald›¤›n› söyledi. K›z›n›n maruz
kald›¤› fliddet nedeniyle kendilerine s›¤›nd›¤›n› da dile getirdi.
K›z›n›n intihar edebilece¤ini hiç
tahmin etmedi¤ini söyleyen anne Demirdil, k›z›n›n gelenek ve
göreneklerin kurban› oldu¤unu
belirterek, “bizde afliretçilik
yasalar› geçerli, bir kad›n evlendikten sonra art›k baba evine dönmesi yad›rgan›yor” diye
konufltu.
❑ Dersim’de bir kad›n gördü-
Bacca’ya kaç kifli
tecavüz etti?
Dünya bar›fl›na dikkat çekmek için ‹talya’n›n
Milano kentinden Tel Aviv’e gitmek üzere 8
Mart’ta yola ç›kan ve 31 Mart günü Gebze’de tecavüz edilerek öldürülen ‹talyan sanatç› Pippa
Bacca’ya tecavüz etmekten yarg›lanan Murat Karakufl, ifadesini de¤ifltirerek, “Tehditle cinayeti
üstlendim. 3 kifli beni bay›lt›p Bacca’y› öldürmüfl”
dedi.
Kocaeli 1. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen
davan›n 5 duruflmas›na “A¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet
hapis cezas›” istemiyle
yarg›lanan tek san›k MuP i p p a B a c c a d ü n - rat Karatafl (39), Pippa
Bacca’n›n ablas› müflteki
ya bar›fl›na dikkat
Antonia Giuseppina Beçekmek için ‹tal atrice Pasgualina Di Maya’n›n Milano
rineo ve avukat› Mehkentinden Tel
met Eke kat›ld›. DuruflA v i v ’ e g i t m e k ü z e - mada, Adli T›p Raporu’na göre Bacca’ya birre 8 Mart’ta yola
den fazla kiflinin tecavüz
ç›km›flt›...
etti¤i konusunda DNA
örneklerine rastlanmas›n›n ard›ndan daha önce suçunu itiraf eden Karakufl, ifadesini de¤ifltirdi. Karatafl ifadesinde “Pippa
Bacca’y› yolda gördüm. Elinde Ankara yazan tabela bulunuyordu. Kendisini arabama ald›m, otobana
ç›kt›k, daha sonra tünele girdik. Arkam›zdan bir
minibüs geliyordu, selektör yap›nca durduk. Minibüsten inen ve ellerinde tabanca olan 3 kifli yan›ma
geldi. Gözümü açt›¤›mda ormanl›k alandayd›m.
Bacca’da ç›plak vaziyette yat›yordu, a¤z› burnu kan
içindeydi, ölmüfltü. Olay üzerime kalmas›n diye cesedini çal›l›klara b›rakt›m” dedi. Karatafl’›n tutuklulu¤unun devam›na karar veren mahkeme heyeti,
duruflmay› erteledi.
Mahkeme sonucu konuflan Bacca’n›n avukat›
Mehmet Eke ise, san›¤›n ifadesini de¤ifltirmesini
de¤erlendirerek, “Adli T›p raporunun gösterdi¤i
hususlar ›fl›¤›nda bir tak›m giriflimlerimiz oldu. Adli T›p raporu çok detayl› bir rapordur. Herkesin
dikkate almas› gereken bir evrakt›r. Biz bu evraka
güveniyoruz. San›k bafltaki ifadelerinin tam tersi
ifade vermeye bafllad›. Mahkemenin hüküm vermesini engelleyecek, geciktirecek ifadeler de¤il.
Ak›ldan mant›ktan uzak sözler, inand›r›c› senaryolar de¤il” diye konufltu. (H. Merkezi)
8 Mart Dünya Emekçi
Kad›nlar Günü vesilesiyle,
sendikalarda kad›nlar›n durumu üzerine, Türkiye Gazeteciler Sendikas› ‹stanbul
fiube Baflkan› Rüya Özkalkan’dan, görüfllerini ald›k.
- Sendikalar›n yönetim organlar›ndaki kad›n say›s› ne yaz›k ki çok düflük. Kad›n çal›flanlar›n yo¤un oldu¤u iflkollar›nda
örgütlenmifl sendikalarda da
durum farkl› de¤il. Bankac›l›k,
turizm, e¤itim, büro-ticaret ve
bas›n gibi belirli iflkollar› ve
sektörlerde çal›flan kad›n say›s›nda hissedilir bir art›fl yaflanmas›na karfl›n, bu art›fl, kad›nlar›n sendikal örgütlerdeki temsiline ne yaz›k ki yans›m›yor. ‹flyeri temsilcili¤i ve k›smen de
flube yönetimlerinde kad›nlar
olsa da daha ileri yöneticilik
kademelerinde kad›nlar› görmek zor. KESK d›fl›nda konfederasyonlar›n yönetim kurullar›nda ise kad›n üye yok. Kad›n
çal›flanlar konfederasyon yönetimlerinde temsil edilmiyor.
Türk-‹fl, D‹SK ve Hak-‹fl’e
üye sendikalar aras›nda genel
baflkan› kad›n olan sendika
yok. Çal›flma Bakanl›¤›’na kay›tl› 96 sendikadan yaln›zca üçünün baflkan› kad›n. Sendikalar›n
Kad›nlar
ve sendikalar…
yönetim kurullar›nda da kad›nlar›n temsili son derece sembolik düzeyde: Türk-‹fl’e ba¤l›
sendikalardan yaln›zca Hava-‹fl
2 ve Türkiye Gazeteciler Sendikas›’nda 1 kad›n genel merkez yönetim kurulu üyesi var.
D‹SK’e ba¤l› 5 sendikada 11
kad›n yönetici bulunurken
Hak-‹fl’e ba¤l› sendikalar›n genel merkez yönetim kurullar›nda ise hiç kad›n üye yok.
Kamu çal›flanlar› sendikalar›nda durum görece daha iyi.
Ama üç kamu çal›flanlar› sendikalar› konfederasyonu içinde
yaln›zca KESK üyesi sendikalarda kad›n genel baflkan görüyoruz.
Türkiye Gazeteciler Sendikas›’nda ise genel merkez yönetim kurulunda yaln›zca bir
kad›n üye bulunuyor. fiubeler
düzeyinde bakt›¤›m›zda ise ‹stanbul flubesinde 4 kad›n, An-
Her Cumartesi DESA’day›z
DESA Direnifliyle Dayan›flma ‹stanbul Kad›n
Platformu, DESA Deri’de iflten at›lan, Emine Arslan
ile dayan›flma eylemlerine devam ediyor. 21 fiubat Cumartesi günü, DESA’n›n ‹stiklal Caddesi’ndeki ma¤azas› önünde buluflan kad›nlar, iflçi ve sendika düflman› DESA ürünlerini boykot etme ça¤r›s›n› yineledi.
DESA ma¤azas› önünde, Platform ad›na aç›klama yapan Canan Ar›, krizi bahane eden DESA patronunun
özellikle sendikal› iflçileri, en baflta da kad›nlar› iflten att›¤›n› ifade etti. Ar›, Düzce’deki fabrikada hamile kad›nlar›n dahi 12 saat çal›flt›r›ld›¤›n› söyledi. Aç›klaman›n ard›ndan kad›nlar, DESA patronunu uyarmak amac›yla
ma¤aza önüne ayakkab›lar b›rakt›.
(‹stanbul)
kara flubesinde 1 kad›n üye bulunurken ‹zmir ve Adana flubelerimizde kad›n üye yok.
Kad›n›n toplumsal yaflamdaki temel rolünün efl ve anne
olarak tan›mlanmas›, kad›nlar›n
çal›flma yaflam›na kat›lmalar›n›
engellemekle kalm›yor, ayn›
zamanda çal›flma yaflam›ndaki
konumlar›n›n belirleyicisi oluyor. Çal›flma yaflam›nda daha
çok ev içi rollerin devam› olan
hizmet sektörüne yönlendirilen kad›nlar, bu alanlarda ço¤unluk olufltursalar bile yönetim kademelerinde görev alma
konusunda birçok engelle karfl›lafl›yor. Kad›nlar›n genel olarak iflgücüne kat›l›m oran›n›n
düflüklü¤ü, e¤itim olanaklar›ndan yeterince yararlanamamas›
gibi etmenler kad›nlar›n sendikal haklar›n› kullanma konusundaki tav›rlar›n› ve sendikal
kat›l›mlar›n› da olumsuz yönde
etkiliyor. Sendikal etkinliklerde
ve örgütlenmede kad›nlar›n
göz ard› edilmesi, kad›na iliflkin
geleneksel yarg›lar›n sendikalarda da sürüyor olmas›, do¤al
olarak kad›nlar›n sendikadan
uzak durmalar›na yol açabiliyor. Sendikalara üye olsalar da
yönetim kademelerinde yer
bulam›yorlar ve erkek egemen
yap›lar haline gelen sendikalar
kad›nlar için, içinde bulunulmas› zor yap›lar oluyor.
Dünya Emekçi Kad›nlar
Günü, belki bu sorunlar›n
bir kez daha ele al›nmas›
ve irdelenmesi için bir vesile olabilir ama art›k konuflup öneri üretmekten
eyleme geçmek, flimdiye
kadar ileri sürülen önerileri prati¤e dökmek gerekir
diye düflünüyorum.
YDG’den Emine Arslan’a ziyaret
Yeni Demokrat Gençlik (YDG), 24 fiubat günü Sefaköy’de direniflini sürdüren DESA iflçisi Emine Arslan’› ziyaret etti. YDG’liler burada yapt›klar› aç›klamada k›sa bir süre önce DESA
iflçileri ile dayan›flma amaçl› küçük çapta
bir yard›m kampanyas› bafllatt›klar›n› ve
bugün de bu kampanyan›n ilk ziyaretini
gerçeklefltirdiklerini belirttiler.
Bu kampanyan›n, iflçiler ile ö¤renci
gençler aras›nda yaflanan yabanc›l›¤›n giderilmesi ve gençli¤in de bu mücadele
saflar›nda yer almas› için küçük ama
önemli bir ad›m oldu¤unu vurgulad›lar.
(‹stanbul)
¤ü fliddet sonucu gözünden oldu. Ev kad›n› olan Elif Özdemir, evlendikten sonra efli taraf›ndan bask›ya ve fliddete
maruz kald›. Tek bafl›na iki erkek çocu¤unu büyüttü. Eflinden boflanan Özdemir, büyük
emeklerle büyüttü¤ü 19 yafl›ndaki o¤lunun fliddetine maruz
kald› ve sol gözünü tamamen
kaybetti. O¤lunun iki gün sonra askere gidece¤ini belirten
Özdemir, “Büyük o¤lum yan›m›zda de¤il. Ben küçük o¤lumu
askere u¤urlamaya haz›rlan›rken, o da beni bu hale getirdi”
dedi.
Üzmez “avratlarla” u¤raflmayaca¤›n› aç›klad›
Geçti¤imiz haftalarda duruflma ç›k›fl›nda kendisine flemsiye ve yumurta
atan kad›nlardan flikayetçi olmayaca¤›n›
söyleyen Hüseyin Üzmez, “Avratlarla u¤raflmam, korktuklar› için bir
daha gelmezler” diyerek yüzsüzlü¤ünü bir kez daha ortaya serdi.
Üzmez flöyle dedi; “Bunlar›n bana
yapt›klar›, benim için önemli de¤il. Önemli olan memleketim. Bunlar Anayasay› çi¤niyor, toplant› ve gösteri yürüyüflleri kanununa muhalefet ediyorlar. Anayasa onlara
fikirlerini beyan etme hakk› verir ama vatandafla hakaret, sald›rma ve tehdit hakk› vermez. Bunlar onu yap›yorlar. Pankart
aç›p sövüyorlar söylüyorlar. ‘Seni yaflatmay›z’ diyorlar. Ben flimdi onlarla m› u¤raflay›m, avratlarla m› u¤raflay›m? fiikayetçi olmak istemiyorum. Onlarla ne u¤raflaca¤›m Allah aflk›na! Yaflananlardan korktuklar› için art›k bundan sonraki duruflmaya
geleceklerini düflünemiyorum.”
Hat›rlanaca¤› gibi Üzmez, 10 fiubat’taki duruflmas›na kat›lmak için Adliye’ye gelirken Bursa Kad›n Platformu
üyeleri taraf›ndan pankart ve slogan
at›larak protesto edilmiflti. Üzmez duruflma sonras› Adliye’nin arka kap›s›ndan ç›kmak isterken, bu kez kad›nlar›n
yumurtal› ve flemsiyeli protestosuyla
karfl›laflm›flt›.
Guadeloupe’dan Martinique’e,
Martinique’ten Réunion’a...
Guadeloupe’da haftalard›r süren
genel grev, aday› adeta felç etmifl durumda. Okullar, benzin istasyonlar› ve
büyük marketler kapal›; elektrik yok,
tüm kamu sektörü durgun... “fiehirlerde, kasabalarda ve köylerde,
iflçiler, köylüler, ö¤retmenler ve
tüm emekçiler, sokaklar› iflgal
edin” ça¤r›s›yla biten grev bildirgesinin 146 taleple birlikte yay›nland›¤›ndan bu yana Guadeloupe sokaklar› isyanc›lar›n sesiyle yank›lanan yürüyüfllerle inledi. “Bu sorun bugünün sorunu de¤il, tarihsel bir sorundur”
diye itiraf eden devlet yetkilileri, “tarihsel sorunlar›n do¤urabilece¤i sonuçlar› göz önünde tutarak” adaya silahl› kuvvetlerini y›¤m›flt›. LKP Kolektifi (Vurgunculara Karfl› Toplanma Kolektifi) sözcüsü ve bir sendika baflkan› Elie Donota, 15 fiubat
Pazar günü “gün gelecek Guadeloupe’lular yürümekten b›kacaklar” diyerek öfkenin düzeyine dikkat
çekmiflti. Bu, grevin yeni bir aflamaya
geçti¤inin ilan›yd›. Ertesi günün flafa¤›
söktü¤ünde, direniflçiler Pointe-à-Pitre’e yak›n bulunan Gosier ekonomik
ve ticari merkezine giden ana yollar›
barikatlarla kapatt›lar.
Nitekim genel grev, 27. günü olan
16 fiubat Pazartesi sabah› çevik
kuvvetlerle ilk çat›flmas›n› yaflad›. Yollarda barikat kuran grevcilere karfl›,
Baflbakan Fillon’un “geçifl özgürlü¤ünü sa¤lamak için göreve” direktifine uyan çevik kuvvet 8 stratejik
barikat noktas›na sald›rd›. Sald›r›da
80’in üzerinde gözalt› yafland› ve bunlardan 15’i hala tutuklu. Grev dalgas›n›n bafllang›c›ndan itibaren yer alan
sendika temsilcisi Alex Lollia, polis
fliddetinden hastanelik oldu. Akflama
do¤ru hastaneden ç›kan Lollia, Vali’nin “grevcilerin taflla sald›rmalar›
üzerine polisler kendilerini korumak
durumunda kald›lar” yalan›n› teflhir
ederken bir kez daha alt›n› çizerek ifade etti: “Kavgam›z sürecek...”
Devlet yetkililerinin
“sa¤duyu” ça¤r›lar›na
Guadeloupe halk› kulak
vermiyor. Gece boyunca
araçlar yak›larak barikatlar oluflturuldu, çevik
kuvvetle fliddetli çat›flmalar yafland›. Elie Donota,
yapt›¤› aç›klamada, “devletin fliddeti bizim fliddete baflvurmam›z› teflvik
ediyor. Devlet, sorunu bu flekilde
çözemez. Ancak hangi yönteme zorlan›rsak zorlanal›m, meflru gördü¤ümüz taleplerimizin karfl›lanmas› için
verdi¤imiz mücadelenin de bir o kadar meflru oldu¤u herkes taraf›ndan
bilinmelidir” diyerek devleti sa¤duyu-
‹syan yarg›lanamaz!
Aral›k isyan› esnas›nda veya sonras›nda yap›lan eylemler sonucu gözalt›na al›nan ve tutuklananlarla dayan›flma için, 14 fiubat 2009 Cumartesi günü Atina ve Selanik’te eylemler gerçeklefltirildi. Atina eylemi, içinde birçok parti ve demokratik kurumun bulundu¤u “Aç›k Komite” taraf›ndan organize
edildi.
Kitle
saat
13.00’te Propilea Meydan›’nda toplanmaya
bafllad›. Polisin yo¤un
“güvenlik” önlemi ald›¤›
eylemlere en kitlesel
kat›l›m› anarflist grup
olan ‹ktidar Karfl›t› Hareket gerçeklefltirdi.
YKP(M-L) de pankart› ve kitlesi
ile eylemde yerini ald›. Bildirilerde ön
plana ç›kan ortak nokta ise “isyan›n
yarg›lan›p tutuklanamayaca¤›,
tutuklu olanlar›n derhal serbest
b›rak›lmas›” oldu. Kitle Meclis’e
do¤ru yürüyerek, devlet ve mahkeme terörünü protesto etti. Meclis’e
ulafl›lmas› ile bir süre beklendi. K›sa
bekleyiflin ard›ndan kitle
tekrar bafllang›ç noktas›na do¤ru yürüyüfle devam etti. Bu s›rada polisin kortejlerin etraf›nda
belirmesi üzerine kitle
hep bir a¤›zdan “Polis
yürüyüflten d›flar›”
slogan›n› att›. Bunun
üzerine polis, yeniden
ara sokaklara çekilmek
zorunda kald›. Yürüyüfl meydana ulafl›lmas› ile son buldu. Geride kalan
anarflist gruplar bir süre polisle çat›flt›ktan sonra da¤›ld›lar.
(Yunanistan ‹K okurlar›)
Evrensel Bak›fl
Kuflatma geniflleyerek sürüyor
Emperyalist iflgal savafllar›n›n ve de
eski Do¤u Blo¤u ülkelerdeki “renkli
devrimlerin” en büyük finansörlerinden biri olan George Soros, geçti¤imiz günlerde küresel krizle ilgili bir
aç›klama yapt› ve krizden ç›kman›n yak›n gelecekte mümkün olmad›¤›n› söyledi. Bu krizin geçti¤imiz yüzy›l›n bafllar›nda yaflanan krizden daha a¤›r oldu¤unu vurgulamay› da ihmal etmeyen
Soros, art›k gizlenemez bir gerçek halini alan flu itirafta bulundu: “Dünya finans sisteminin iflas›na flahit olmaktay›z!”
‹flas eden elbette salt finans sistemi
de¤il. Gerçek iflas bir bütün olarak, emperyalist-kapitalist sistemde yaflanmaktad›r. Bunun içindir ki, sistem sahipleri
ve uzant›lar›, sömürü-ya¤ma sisteminin
yeniden organize edilmesine dönük
hummal› bir çaba içine girmifllerdir.
Bu oldukça “zorlu” çaban›n baflar›-
‹flçi-köylü 13
Dünyadan
6-19 Mart 2009
ya ulaflma flans›n›n, sistemin zorba yüzünü yeni bir makyajla kaplamadan oldukça düflük oldu¤unun ise fark›ndalar.
Ancak dünya emekçi halklar›, bundan birkaç on y›l önce bafllayarak, 90’l›
y›llar boyunca daha da yo¤un bir biçimde hayata geçirilen “Yeni Dünya Düzeni” ve “Küreselleflme” makyaj›n›n
nas›l k›sa sürede döküldü¤üne flahit olmufllard›. Uzunca y›llar sistemin gerçek
yüzünü maskelemeye hizmet eden bu
kavramlar›n yerini, halklara karfl› topyekun savafl›n ad› olan “Terörle Mücadele” konseptinin almas› uzun sürmedi ve emperyalist-kapitalist sistemin, katliamc›-ya¤mac›-talanc› yüzü
tüm ç›plakl›¤› ile tekrar a盤a ç›kt›.
Emperyalistler, sistemin krizinin
gözle görülür biçimde derinleflti¤inin
en güçlü sinyallerinin de al›nd›¤› 2000’li
y›llar›n bafl›ndan itibaren, askeri sald›rganl›k politikalar›na daha s›k› sar›lma
Frans›z sömürgelerinde
direnifl büyüyor!
ya ve ak›ll›ca hareket etmeye ça¤›rd›.
Di¤er yandan, b›rakal›m “sa¤duyu”nun sa¤lan›p sa¤lanmamas›n›, Guadeloupe’u kas›p kavuran
direnifl atefli Fransa’n›n di¤er sömürgelerine de yans›d›. Guadeloupe gibi Karaibler’de bulunan Martinique adas› ile Afrika’n›n güney do¤usundaki Réunion adas›nda da tepki
büyüyor.
11. felç gününe giren Martinique’deki grevciler, 85 benzin istasyonundan sadece 28’ini aktif halde tutturuyorlar. Geçti¤imiz hafta sonu açmak
isteyen küçük istasyonlar› uyaran ve
tekrar kapatt›ran grevciler, adadaki
geliflmelere vak›f ve hakim olduklar›n›
göstermifl oldular. Yine Fort-DeFrance’da (Martinique baflkentinde)
27 bin kiflinin (bu rakam Martinique
adas›ndaki di¤er kat›l›mlara k›yasla ol-
dukça büyüktür) hayat pahal›l›¤›na
karfl› sokaklara inmesi Denizafl›r›
Devlet Bakan› Yves Jégo’yu tedirginlefltirdi. Jégo, buna karfl›l›k 39 maddeli bir teklifte bulundu. Sendikalar, her
bir madde için bir de¤ifliklik önergesiyle karfl›l›k verdiler. Adada en çok
tepki çeken, 1978’de oluflan ba¤›ms›zl›kç› hareketin önderi Alfred Mariejeanne’in ihanetidir. Öyle ki Mariejeanne, devletin, Bakan Jégo’nun ve
patronlar›n k›smi düzeyde geri ad›m
att›klar› bir ortamda “yeni” bir ça¤r›
yapt›, ça¤r›s›nda dile getirdi¤i talepler
bölgedeki UMP’nin (hükümette olan partinin) milletvekilinin ayn›s›yd›. Bu da
devlet yetkililerinin durumunu güçlendirdi ve görüflmelerde flantaj olarak
kullan›ld›.
Ayn› dalgan›n Réunion’da sergilenmesi, bir an
önce sorunun çözülmesi
için hareket edilmesi gerekti¤ini hat›rlatm›fl oldu.
Bunun üzerine, 27 günden
beri sessizli¤ini koruyan Cumhurbaflkan› Sarkozy, 18 fiubat’ta Guadeloupe’›n grev temsilcileriyle görüflece¤ini duyurdu. Yaln›z 17 fiubat’ta Guyana’dan gelen haber, 18 fiubat’ta Guadeloupe’daki grev temsilcileriyle de¤il, do¤rudan tüm Denizafl›r› Devlet
temsilcileriyle görüflme yapaca¤›n› duyurdu. Öyle ki Frans›z Guyanas›’nda,
bir kolektif oluflturuldu¤unu ve hayat
pahal›l›¤›na karfl› greve gidilece¤ini duyuran ça¤r› yay›nland›.
Emperyalist Frans›z devletinin bu
sorunlar karfl›s›ndaki kayg›s› sürpriz
de¤ildir. Zira 17 fiubat’ta Denizafl›r›
Devlet Bakan› Yves Jégo’nun “hayal
kurulacak bir durum yok. Bu sorunu çözmek, kriz sorununu
çözmek anlam›na gelmez” cümlesi ülkenin girdi¤i ç›kmaz› ifade etmektedir. Yine ayn› kabineden baflka
bir yetkili, ayn› gün devlet radyosunda
sarf etti¤i flu sözler dikkati yumuflak
bir dille emperyalist karakterli bir
devletin ç›karlar›na çekiyordu: “Bunlara taviz verilse, yar›n bizden ba¤›ms›zl›klar›n› isteyecekler. Haydi diyelim
ki istediler! Bu, halk›n iradesini temsil
etmiyor ve bu durum kimsenin yarar›na olmaz zaten. Birincisi bu. ‹kincisi,
talep özgürlü¤ünü tafl›mak ve bu hakk›n› kullanmak devletimizi kamuoyu
karfl›s›nda iflgalci ilan etmeyi gerektirmez. Bu taraf›m›zdan hofl görülmemelidir ve hükümetimizin tedbirlerini bu
temelde anlay›flla karfl›lamak gerekir.”
fiu bir gerçek ki ezen devlet bürokrasisi bunu anlar, ancak bask›ya
maruz kalanlar devlet bürokratlar› de¤il, yoksul halklard›r. Onlar ise bunu
anlamazlar ve anlamayacaklar.
Berlin Havaalan›’nda uyar› grevi
Berlin Havaalan› personelinin 23 fiubat günü
gerçeklefltirdi¤i uyar› grevi, hava trafi¤ini alt-üst etti.
Greve havaalan› itfaiyesi çal›flanlar› da kat›ld›. Sabah
saat 6.00 ile 9.30 aras› gerçeklefltirilen uyar› grevi nedeniyle uçaklar›n inifl ve kalk›fllar› yap›lamad›. Grev
300 havalan› çal›flan›n› kapsayan T‹S görüflmelerinde
uzlaflmaya var›lamamas› üzerine gerçeklefltirildi.
ihtiyac› duydular. Baflta Ortado¤u olmak üzere, Afrika ve daha birçok bölgede, iflgallerin yan› s›ra, karfl›tl›klar k›z›flt›r›ld› ve bölge ülkeleri iç savafllar›n
efli¤ine getirildi.
Ancak askeri sald›rganl›k politikalar›na dayal› bu pratikler, emperyalist-kapitalist sistemin düze ç›kmas›n› getirmedi/getiremedi. Ve sistemin krizi bugünkü noktaya, yani içinden ç›k›lmaz bir
düzeye ulaflt›.
‹flte yüzünü yeni bir makyajla kaplama zorunlulu¤unu do¤uran da sistemin
krizinde ulafl›lan bu düzey oldu. Makyaj›n ise elbette buna en fazla ihtiyaç duyan güce yap›lmas› gerekiyordu. Ve bu
güç tabii ki ABD emperyalizminden
baflkas› de¤ildi.
ABD emperyalizmi son y›llarda
halklar nezdinde yerle bir olan ve halklar›n düflmanl›¤›n› art›ran imaj›n›, Obama ile yenileyerek, dünya halklar›n› aldatma girifliminde yeni bir evre bafllatm›fl oldu. Baflta AB emperyalistleri olmak üzere, di¤er emperyalist güçler ve
de emperyalizmin tüm uzant›lar› ise,
koro halinde, bu aldatmacadaki yerlerini almakta gecikmediler. Fakat tüm bu
çabalar, yap›lan makyaj›n, yüze sürülen
✔
Maoistler hapishane
inflaat›n› havaya uçurdu
Hindistan’›n Bihar Eyaletine yaklafl›k 150 Maoist gerilla, inflaat halindeki hapishanenin duvarlar›n› havaya uçurdu. Edinilen bilgilere göre, Maoistler inflaat› süren hapishaneye gelerek içeride çal›flan iflçileri d›flar› ç›kard›, tüm
iflçilerin d›flar› ç›kmas›yla hapishane duvar› bombalama
suretiyle y›k›ld›. Hapishane inflaat›n›n tamamen y›kan
Maoistler, sald›r›n›n ard›ndan olay yerini terk ettiler. Polis bölgede operasyon bafllat›rken, Maoistlerin iki gün
önce de, hapishaneye gidecek olan yolu infla eden araçlar› yakt›klar› duyuruldu. (Kaynak; Solun Do¤usu)
yeni renkte savafl boyalar› oldu¤unun
ortaya ç›kmas›n› engelleyemedi. Ve
Obama’n›n kimli¤inde cisme bürünen yalanlar bir bir a盤a ç›kmaya bafllad›.
Bu süreçte imaj yenilemeye dönük
öne ç›kan argümanlar›ndan (yalanlar›ndan) biri de, iflgal savafllar›nda esir al›nanlar›n tutuldu¤u Guantanamo’nun
kapat›laca¤› yönlü oland›.
Buran›n kapan›p-kapanmayaca¤›
tart›flmalar› sürdü¤ü günlerde, Guantanomo’da tutulan esirlerin avukatlar› bir
aç›klama yap›yor ve müvekkileri üzerindeki iflkence ve bask›lar›n, Guantanamo kapat›lacak söylemlerine paralel
olarak daha da üst seviyelere ç›kt›¤›n›
söylüyorlard›. Bu bask› ve iflkencelerin
baz›lar›n› ise, tutsaklar›n kol ve bacaklar›n›n k›r›lmas›, açl›k grevindekilere
dönük zorla beslenmenin daha yo¤un
bir biçimde hayata geçirilmesi vb. uygulamalar olarak getiriyorlard›.
‹flgallerin ürünü iflkence hapisanelerine dönük bir di¤er aldatmaca ise,
Irak’taki Ebu Garip Hapishanesi
özgülünde yaflanmakta. Hapishane bilindi¤i gibi, bundan birkaç y›l önce burada iflgal güçleri taraf›ndan yap›lan in-
sanl›k d›fl› iflkencelerin görüntüleriyle
gündeme gelmiflti.
Irak kukla rejimi “Ba¤dat Merkez Hapishanesi” ad› alt›nda yeniden aç›lan hapishaneye iliflkin verdi¤i
bilgilerde, hapishanede, mahkumlar›n
kullan›m›na sunulan, bilgisayar, kitapl›k, spor aletleri ve daha bir dizi donan›mdan söz ediyor.
Ebu Garip ve Guantanamo özgülünde yaflananlar, asl›nda tüm dünyadaki hapishaneler gerçe¤inin de bir yans›mas›d›r. Hapishaneler sistem sahipleri
aç›s›ndan, geçmifle oranla daha bir
önem kazanm›flt›r. Gerek emperyalist
ülkelerde gerekse ba¤›ml› ülkelerde,
hapishane say›s› önemli ölçüde artt›¤›
gibi, koflullar› da giderek a¤›rlaflmaktad›r. Çünkü hapishaneler tarih boyunca
sistem muhaliflerini sindirmenin-teslim
alman›n, alamad›¤›n› ise en vahfli yöntemlerle imha etmenin en önemli araçlar› olagelmifllerdir.
Sisteme muhalif olanlar›n say›s› ise
tüm dünyada h›zl› bir yükselifl göstermektedir. Bunun içindir ki, tüm hapishaneler kapasitesinin çok çok üzerinde
doludur. Bunlar›n mimari yap›lar› ise
birbiriyle ortak özelliklere sahiptir. Bu
FRANSA
Üniversite ö¤rencileri, hükümetin yapmak istedi¤i reformlara
karfl› ç›kan ö¤retim görevlilerine
destek vermek amac›yla, Paris’te
bulunan Sorbonne Üniversitesi’ni iflgal ettiler. 18 fiubat gecesi
gerçekleflen iflgale kat›lan 200 ö¤renci, daha sonraki saatlerde polis
zoruyla üniversiteden d›flar› ç›kar›ld›. Üniversite ö¤rencileri ve ö¤retim görevlileri, ayn› zamanda iflgalin gerçekleflti¤i gün Paris’te 30
bin kiflinin kat›ld›¤› bir yürüyüfl düzenlemifllerdi.
✔
‹TALYA
‹talyan hükümetinin, Lampedusa Adas›’nda bulunan “Göçmen
Karfl›lama Merkezi”ni “Kimlik
Belirleme ve S›n›rd›fl› Merkezi”ne dönüfltürme çabalar›, adada
bulunan mültecilerin isyan›na neden oldu. ‹syan s›ras›nda göçmen
merkezi yanarken, polisle çat›flmalar yafland› ve 60 kifli yaraland›.
Mülteci ayaklanmas›, 107 Tunuslu
mültecinin s›n›rd›fl› edilece¤inin
aç›klanmas›n›n ard›ndan geliflti.
‹flgal savafllar›n›n ve de eperyalist ya¤ma ve talana ba¤l› olarak
yoksulluk ve sefaletin dünya ölçe¤inde art›fla geçmesi, baflta Afrika
ülkeleri olmak üzere, birçok ülkeden insan› mültecili¤e zorlamakta,
mülteci olmak üzere ülkesini terk
etmek zorunda kalanlar›n say›s›
her geçen gün artmakta. Labpedusa Adas› da bu art›fltan pay›n›
al›rken, sadece geçti¤imiz y›l adaya gelen mülteci say›s›n›n, önceki
y›llara oranla % 32’lik bir art›fl
göstererek, 32 bini geçti¤i bildirilmekte.
✔
Kamuda grev
Kamu çal›flanlar› da, 25 fiubat’ta, Almanya genelinde kamuda süren T‹S görüflmeleri kapsam›nda
birçok ilde, greve gittiler. Greve binlerce kamu çal›flan› kat›l›rken, greve gitmeleri yasak olan devlet
memurlar›n›n da eylemlere yo¤un kat›l›m sa¤lad›¤›
gözlendi.
Di¤er taraftan, iflyerleri tasfiye edilmek istenen
Opel otomobil farikas›n›n ve yine Opel’in ba¤l› oldu¤u Amerikan General Motor’un çal›flanlar›, iflten ç›kar›lma tehdidine karfl› kitlesel eylemler gerçeklefltirdiler. Avrupa’n›n birçok kentinde gerçeklefltirilen
eylemlere binlerce iflçi kat›l›rken, Almanya/ Rüsselheim’da yap›lan eyleme 15 bin Opel çal›flan› kat›ld›.
Dünyadan
k›sa k›sa
‹RLANDA
‹rlanda’n›n baflkenti Dublin, 21
fiubat’ta, 1980’lerin bafl›ndan bu
yana gerçeklefltirilen en kitlesel
eyleme sahne oldu. Yaklafl›k 200
bin emekçi, hükümetin küresel
krizle birlikte hayata geçirmeye
çal›flt›¤› uygulamalar› protesto etmek için soka¤a ç›kt›.
‹rlanda Sendikalar Birli¤i’nin (ICTU) ça¤r›s› ile gerçeklefltirilen eylem, hükümetin kamu çal›flanlar›n›n maafllar›nda % 7 oran›nda bir kesinti yapmak istemesine karfl› ç›kman›n yan› s›ra, küresel krizle birlikte birbiri ard›na
patlak veren kredi skandallar›n›
protesto etmeyi de içermekte.
ortak özelli¤in ad› “yüksek güvenlik”tir.
“Yüksek Güvenlik” kavram›n›n önemi, egemen s›n›flar aç›s›ndan özellikle
de son y›llarda hayli artm›flt›r. Zirvelerde, yapt›klar› iç-d›fl ziyaretlerde de öne
ç›kan “Yüksek Güvenlik”, asl›nda
duyduklar› “yüksek güvensizlik” hissinin ürünüdür.
Çünkü mali ve siyasal krize paralel
olarak ald›klar› hiçbir önlemin ve de
baflvurduklar› hiçbir aldatmacan›n kendilerini ezilen halklar›n öfkesinden koruyamayaca¤›n›n çok iyi fark›ndalar.
T›pk›, tüm dünyay› aç›k bir hapishaneye çevirmeye ve böylelikle halklar› kuflatmaya çal›fl›rken, gerçekte kendilerini halklar›n kuflatmas› alt›na hapsettiklerinin ve bu kuflatman›n her geçen gün
geniflleyerek sürdü¤ünün fark›nda olduklar› gibi!
Halklar›n kuflatmas›n› fark›nda olmalar›n› sa¤layan geliflmeler ise somut
yans›mas›n›, ezilen halklar›n dünyan›n
dört bir yan›nda sisteme karfl› verdikleri ulusal-sosyal kurtulufl mücadelelerinin yükseliflinde, iflçi ve emekçi y›¤›nlar›n, emperyalist metropolleri felç
eden grev vb. eylemlerinde bulmaktad›r!
‹flçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
6-19 Mart 2009
8 Mart’ta inad›na isyan, inad›na özgürlük
1857 y›l›nda ABD’nin Newyork flehrinde
bir tekstil fabrikas›nda çal›flan 40 bin dokuma
iflçisi kad›n, insanca bir yaflam amac›yla greve
ç›kt›.12 saatlik çal›flma süresine ve ücretlerin
düflük olmas›na tepki gösteren kad›nlar sokaklara döküldü. Emekçi kad›nlar›n talebini
kabul etmeyen burjuvazi, bununla yetinmeyerek fabrikan›n kap›lar›n› iflçilerin üzerine
kapatt›. Bu s›rada ç›kan yang›n büyük bir katliama dönüflür. Yang›na ra¤men kap›lar› açmayan patronlar ço¤u kad›n 129 iflçiyi katleder. Erkek iflçilerle birlikte omuz omuza mücadele eden ve bunun bedelini yaflamlar› ile
ödeyen kad›n iflçiler için bu olay, haf›zalarda
unutulmaz bir iz b›rak›r.
‹flçilerin bu onurlu mücadelesi büyük
yank› uyand›r›r. Gerçeklefltirilen cenaze törenine 100 binden fazla insan kat›l›r. Emekçi
kad›nlar›n mücadelesi giderek büyümektedir. 1908 y›l›nda Newyork’ta 15 bin kad›n iflçi çal›flma saatlerinin k›salt›lmas›, ücretlerin
yükseltilmesi, oy hakk› ve do¤um izni için eylem yapar.
Tarihe düflülen bu not unutulmayacakt›.
26-27 A¤ustos 1910’da Danimarka’n›n Kophenang kentinde toplanan 2. Enternasyonal Uluslararas› Sosyalist Kad›nlar
Konferans›’nda Alman Sosyal Demokrat
Tarihten
k›sa k›sa...
☛ 18 Mart 1871’de Paris Komünü kuruldu. Komün 2 milyonluk Paris’te tarihin ilk iflçi devletinin nüvesi say›labilecek
bir prati¤e giriflti. Zorunlu askerlik kald›r›ld›, fabrikalar iflçiler taraf›ndan yönetildi. Frans›z burjuvazisinin Komün’e
düzenledi¤i sald›r›da 50 bin Parisli katledildi.
☛ 10 Mart 1879’da ‹stanbul Yap› iflçileri greve ç›kt›.
☛ 10 Mart 1965 tarihinde Zongul-
Partisi önderlerinden Clara Zetkin taraf›ndan yap›lan öneri ile tekstil iflçisi kad›nlar›n
mücadelesine atfen 8 Mart’›n “Dünya
Emekçi Kad›nlar Günü” olarak kutlanmas›na karar verilir. 1857 y›l›nda Newyork’ta yaflam›n› kaybeden kad›n iflçilerin
mücadelesi böylece onurland›r›l›r. 1921’de
Moskoava’da gerçeklefltirilen 3. Uluslararas›
Kad›nlar Konferans› ile de 8 Mart’ta kutlanmas›na karar verilir.
Kophenang karar›ndan sonra 8 Mart ilk
kez 19 Mart’ta Avusturya, Danimarka, Almanya ve ‹sviçre’de kutland›. Emekçi kad›nlar alanlarda; oy verme, seçme seçilme, meslek edinme ve mesleki e¤itim görme haklar›n› istediler. 1917 y›l›nda Rus emekçi kad›nlar
“Ekmek ve bar›fl” için grev yapt›lar. 1. ve
2. Emperyalist Paylafl›m Savafllar› s›ras›nda
kutlanmas› birçok ülkede yasaklanan 8 Mart,
1960’l› y›llardan itibaren yeniden kitlesel bir
flekilde kutlanmaya baflland›.
Türkiye’de 1870’lerde kad›nlar söz hakk›, e¤itim hakk›, aile içinde sayg›n bir yer
edinme hakk› için mücadele etmeye bafllad›lar. Paylafl›m savafl› y›llar›nda kad›nlar üniversitede okuma, devlet dairelerinde memur,
fabrikalarda iflçi olarak çal›flma hakk›n› kazand›. Bu y›llarda kad›nlar oy hakk› için mü-
cadeleyi yükseltiyordu.
Ancak kad›nlar›n bu mücadelesi Cumhuriyetin kurulmas› ile birlikte fliddetli engellerle karfl›laflt›. Kad›n hareketi Cumhuriyet
Halk F›rkas›’n›n kontrolü alt›nda giderek
ezildi ve Kemalist bir karaktere büründürüldü. 1960’l› y›llara kadar Türkiye’de ciddi bir
kad›n hareketi göze çarpmaz iken bu y›llardan itibaren yükselen kitle hareketleri
emekçi kad›nlarda da bir uyan›fl› beraberinde
getirdi. 8 Mart ilk defa 1975 y›l›nda alanlarda kutland›.
16 Aral›k 1977 tarihinde Birleflmifl Milletler Genel Kurulu 8 Mart’›n “Dünya Kad›nlar Günü” olarak kutlanmas›n› kabul etti. 8
Mart’› tarihsel özünden kopararak ve Newyork’lu kad›n iflçilerin yaflad›klar›na de¤inmeden, emekçi kad›nlar›n sermayeye, yoksullu¤a ve sömürüye karfl› mücadelesinin bir simgesi oldu¤u gerçe¤ini çarp›tarak tüm dünyada “Kad›nlar Günü” olarak kutlanmaya
baflland›.
Emekçi kad›nlar›n mücadelesine engel
olamayan burjuvazi, bugünü tüm kad›nlar›n
günü ilan ederek çarp›tmaktad›r. Kad›nlar›n
yaflad›¤› sorunlar›n kayna¤› olarak sistemi
görmeyen bu bak›fl aç›s› hakim k›l›nmaya çal›fl›lmaktad›r. S›n›fsal zemininden kopuk bir
flekilde, kad›n kimli¤i üzerindeki bask›lar öne
ç›kar›larak “kad›n olma” temelinde tüm kad›nlara ça¤r› yap›lmaktad›r.
Oysa bugün dünyada ezilen, eme¤ine el
konulan, ana dilini konufltu¤u için bask›lara
maruz kalan tüm kad›nlar de¤il emekçi kad›nlard›r. Fabrikalarda düflük ücretle çal›flt›r›lan, feodal de¤er yarg›lar›n›n a¤›na hapsedilen, cinsel sömürüye maruz kalan emekçi kad›nlard›r. ‹flgallerde tecavüze u¤rayan, öldürülen, “namus” ad›na yüzüne kezzap at›lan egemen s›n›f mensubu kad›nlar de¤il emekçi kad›nlard›r. Kürtçe konufltu¤u için
polisin, askerin gardiyanlar›n
k›sacas› devletin fliddetine maruz kalan emekçi Kürt kad›nlar›d›r. Emekçi kad›nlar›n bu mücadelesi ayn› zamanda eme¤in
özgürleflme mücadelesinin de
önemli bir parças›n› oluflturmaktad›r. Bunun yolu ise
emekçi kad›nlar› da içine alan
emperyalist-kapitalist sistemin
ülkemizdeki temsilcilerine kar-
dak’ta 1.500 maden iflçisi greve ç›kt›.
☛ Anadolu Ajans› çal›flanlar› 10 Mart
1969’da greve ç›kt›.
☛ 20 Mart 1971’de Batman’da miting
yapan köylüler “aç›z” diye ba¤›rd›.
☛ 16 Mart 1977’de Beyaz›t Meydan›’nda faflistler taraf›ndan at›lan bomba
sonucu Hukuk ve ‹ktisat Fakültesi’nde
okuyan 7 T‹P’li ö¤renci yaflam›n› yitirdi,
52 ö¤renci yaraland›.
☛ 13 Mart 1982’de TKEP üyesi Seyit
Konuk, Necati Vardar ve ‹brahim Ethem Coflkun iki kifliyi öldürdükleri iddias› ile ‹zmir Buca Kapal› Hapishanesi’nde idam edildi.
☛ 7 Mart 1983’te Zonguldak Kandilli
Armutçuk’taki maden oca¤›nda büyük
bir grizu patlamas› oldu. Bu s›rada
Ocak’ta 406 iflçi bulunmaktayd›. Kazada
102 iflçi öldü.
☛ 16 Mart 1988’de Halepçe kasabas›na Irak Devlet Baflkan› Saddam Hüseyin’in emri ile kimyasal gaz at›ld›.
ABD’nin himayesinde Kürt halk›na karfl› giriflti¤i bu sald›r›da Saddam Hüseyin,
5000 kifliyi katletti.
☛ 21 Mart 1992’de fi›rnak ve Cizre’de
Ortado¤u halklar›n›n direnifl ve isyan
günü Newroz’da soka¤a ç›kan Kürt halk›n›n üzerine atefl aç›ld›. 57 kifli katledildi.
☛ 12 Mart 1995’te Alevi inanc›ndan
emekçilerin gitti¤i üç kahve
otomatik silahlarla tarand›. Bir kifli öldü,
20 kifli yaraland›. Sald›r›y› düzenleyenler
gasp ettikleri taksinin floförünü öldürerek taksiyi atefle verdi. Olay› protesto etmek amac›yla biraraya gelen Gazi halk›,
karakola do¤ru yürüyüfle geçti. Polis kitlenin üzerine atefl açt›. Ertesi gün yapt›klar› eylemlerle sald›r›lar› protesto eden
Gazi halk›n›n üzerine polis yine atefl açt›. Aç›lan atefl sonucu 15 kifli polis kuruflunu ile öldürüldü. Yüzlerce kifli yaraland›. Sald›r›lar› protesto etmek amac›yla Ümraniye 1 May›s Mahallesi’nde toplanan kitlenin üzerine aç›lan atefl sonucu
4 kifli yaflam›n› kaybetti.
8 Mart emekçi kad›nlar›n günüdür!
fl› mücadele etmekten, bu düzene isyan etmekten geçmektedir.
Son y›llarda daha s›k gündeme gelen 8
Mart’lar›n “erkeklerin kat›l›m›” ile veya “erkeksiz” kutlanmas› tart›flmas› da bu çerçevede ele al›nmal›d›r. Ayr›flma noktas› “erkeklerin kat›l›m›” sorununu aflan bir içeri¤e sahiptir. Söz konusu olan “erkeksiz” ya da “karma” tart›flmas› de¤il 8 Mart’›n devrimci, s›n›fsal özünden kopar›lmak istenmesidir. 8 Mart
emekçi kad›nlar›n, emekçi erkeklerle, elele,
omuz omuza sömürüye zulme, her türlü
bask›ya karfl› sermayeye, egemenlere isyan
bayra¤›n› dalgaland›rd›¤› gündür.
Katliam› gerçeklefltirenlerin J‹TEM
elemanlar› oldu¤u, Ergenekon operasyonlar› s›ras›nda kamuoyuna aç›kland›.
☛ 20 Mart 2003 tarihinde ABD Irak’›
bombalayarak iflgale bafllad›. ABD iflgali
ile geçen 6 y›l içinde 4.5 milyon Irakl› evsiz, 5 milyon çocuk yetim kald›, 1 milyonu aflk›n insan öldürüldü. Tüm bunlara
ra¤men Irak halk›n›n ABD’ye karfl› yürüttü¤ü direnifl sürüyor.
☛ TKP/ML militanlar› Gazi katliam›n›n 4. y›ldönümü olan 12 Mart 1998’de
katliam›n hesab›n› sormak amac›yla
Ümraniye MHP il binas›n› bombalad›.
Kültür-Sanat
Irkç› Sar› Gelin’in iç yüzü
“Sar› Gelin, Ermeni meselesinin iç yüzü” filminin Milli E¤itim Bakanl›¤› taraf›ndan (MEB) ilkö¤retim okullar›nda izletildi¤i ortaya ç›k›nca yüzlerce duyarl› insan
Baflbakan’a gönderdikleri mektupla
filmin gösteriminin durdurulmas›n›
istedi.
Yönetmenli¤ini ‹smail Umaç
ve Ahmet Çelenk’in yapt›¤› “belgesel” film yay›nlan›r yay›nlanmaz
birçok kifliden hakl› bir tepki toplad›. ‹flte gazetelere yans›yan bir örnek; Doktor Serdar Kaya, 11 yafl›ndaki k›z›na okulda izlettirilen
“Sar› Gelin”in çocu¤unun psikolojisini olumsuz yönde etkilemesi nedeniyle film hakk›nda Üsküdar
‹HD’den
protesto
‹HD ‹stanbul fiubesi üyeleri,
“Sar› Gelin Belgeseli”ni protesto
etti. Taksim Postanesi önünde biraraya gelen ‹HD’liler, “M.E.B’in
çocuklar›m›za fliddet ve düflmanl›k afl›layan ‘Sar› Gelin
Belgeseli’ genelgesi geri çekilmelidir” pankart› tafl›d›.
Kitle ad›na aç›klamay› okuyan
‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Gülseren Yoleri, uzmanlar›n çocuklar›n
Cumhuriyet Savc›l›¤›’na suç duyurusunda bulundu. Kaya, “K›z›ma
tüm insanlar›n kardefl oldu¤unu telkin etti¤im halde, k›z›m›n psikolojini bozan, kin ve düflmanl›¤› ortaya
ç›karan bu belgeselin k›z›m› emanet
etti¤im okul taraf›ndan gösterilmesi, ailem aç›s›ndan sald›r› niteli¤i tafl›maktad›r” dedi.
Soyk›r›m› kabul etmeyen ve as›l
soyk›r›m›n Ermeni çeteleri taraf›ndan Türklere yap›ld›¤›n› savunan
resmi görüfl her f›rsatta bu gerçe¤i
Türk ve dünya kamuoyuna “bilimsel araçlar” ve “belgelerle” kan›tlamak için ç›rp›n›p dururken, nefret,
düflmanl›k ve ›rkç›l›kla dolu tezlerini
ilkö¤retim okullar›na kadar götürdü.
duygusal ve zihinsel geliflmelerinde
büyük tahribatlara neden olaca¤›n›
belirtti¤i belgeselin yaklafl›k 12 milyon ö¤renciye izletilece¤ini vurgulad›. DVD’de toplu mezarlar, kemikler, a¤layan yafll› insanlar ve onlar›n a¤z›ndan anlat›lan fliddet olaylar›na yer verildi¤ini belirten Yoleri, “Bu belgeseli izleyen çocuklarda
kal›c› düflmanl›k, kin duygular› geliflebilecektir” dedi.
Yap›lan aç›klaman›n ard›ndan
‹HD yöneticileri konuya iliflkin taleplerinin yer ald›¤› mektubu, Taksim Postanesi’nden MEB’e gönderdi.
(‹stanbul)
Sar› Gelin, Ermeni çetelerinin
1915 y›l›ndan önce Türk köylerini
basarak insanlar› vahflice öldürdüklerini, evleri yak›p mallar›na el
koyduklar›n› anlat›yor. Konuflmac›lar eflli¤inde toplu halde ya da
teker teker öldürülmüfl insanlar›n
görüntüleri yer al›yor. “Belgesel”,
soyk›r›m konusundaki tezlerine
1980 sonras›nda ASALA’n›n Türkiye’de ve Avrupa’da Türk vatandafllar›na ve konsolosluk yetkililerine yönelik eylemleriyle bafll›yor. 7
A¤ustos 1982 tarihinde Esenbo¤a
Havaalan› sald›r›s›, kanlar içinde
yerde yatan insanlar›n görüntüleri
Ermeni teröristlere lanetler okunarak gösteriliyor. Filmin, “Türk soyk›r›m” tezini kan›tlamak için neden
1980 sonras›ndaki eylemlerden yola ç›kt›¤›ilerleyen k›sm›nda anlafl›l›yor. Asl›nda belgesel denemeyecek
bu film, ›rkç› ideolojiyi sosyo-psikolojik bir paradigmayla, izleyenlere afl›lamaya çal›fl›yor. Masum insanlara yönelik silahl› eylemleri
kimsenin kabul edemeyece¤i, lanetleyece¤i gerçe¤i, Esenbo¤a ve
Paris Orly Havaalan› gibi sivil insanlar›n zarar gördü¤ü ve ASALA taraf›ndan gerçeklefltirildi¤i iddia edilen eylemin kan ve gözyafl› görüntüleriyle bafllay›p biraz daha gerilere giderek Taflnak Sutyun örgütünün Türklere yönelik “iflkence ve
katliamlar›”na, buradan da mesele-
nin göbe¤ine; Ermeni ulusunun Osmanl› despotlu¤una baflkald›r›fl›na
gelip oturuyor. Ermeniler, Osmanl›n›n dara düflmesini f›rsat bilip huzursuzluk ç›kar›p ayaklanmalar tertip etmifllerdi! Ayaklanmac›lar›n
önderleri yakalan›p zindanlara at›l›rken “belgesele” göre, bu ayaklanmalar s›ras›nda bir tek kiflinin burnu bile kanamad›! Belgeselin iddialar› bununla da s›n›rl› de¤il. 1. Emperyalist Paylafl›m Savafl› s›ras›nda
Osmanl› Devleti Ermeni bölgelerindeki halka zarar gelmemesi için
güvenlik önlemleri alm›fl, Ermenilere Türk halk›ndan daha fazla önem
verilmifl!
Tehcir konusunda ise “belgesel”de flöyle deniliyor; “Osmanl›
devleti, Rus iflgali alt›nda bulunan
bölgelerde yaflayan Ermenilerin savafltan etkilenmemeleri için tedbirler ald›. Yer De¤ifltirme ve ‹skân
Kanunu ile Ermeniler, Osmanl›n›n
en güzel flehri Halep’e yerlefltirildi-
ler.” Oysa resmi ideoloji
kendi tezleriyle çelifliyor.
“Soyk›r›m yalan, onlar
kendili¤inden öldüler”
deyip bu tehcir s›ras›nda
“on binlerce Ermeninin
salg›n hastal›ktan öldü¤ü”
tezi de unutulmufl olmal›!
“Ermeni çetelerinin
cinayetlerini” anlata anlata bitiremeyen Sar› Gelin,
1980’den sonra Ermenilere karfl› oluflturulan bafl›n›
Abdullah Çatl›’n›n çekti¤i
cinayet timlerinin eylemlerinden hiç bahsetmiyor.
Cebine para konulup Avrupa’ya gönderilen Çatl› ve ekibi
burada Türk ‹ntikam Tugaylar›
ad›yla Ermeni ve Kürt vatandafllar›na yönelik say›s›z bombalama, suikast eylemi gerçeklefltirmiflti. Ermeni komünist Nubar Yal›myan’›n da 5 Kas›m 1982 tarihinde
ayn› ekip taraf›ndan öldürüldü¤ü
Ergenekon iddianamesinde yer alm›flt›.
Bu derecede ›rkç›, faflizan, halklar› kin ve düflmanl›kla mayalamaya
çal›flan Sar› Gelin, Milli E¤itim Bakanl›¤› talimat›yla ilkokul ö¤rencilerine izlettiriliyor. Üstelik gelen tepkiler üzerine da¤›t›m› durdurulan
belgesel ile ilgili yap›lan aç›klama da
tüyler ürpertici… fiöyle ki MEB,
Genelkurmay taraf›ndan haz›rlanan
filmin asl›nda tarih ö¤retmenleri
için haz›rland›¤›n›, 2008’deki üç hizmet içi seminerde tarih ö¤retmenlerinin “materyali e¤itim aç›s›ndan
nas›l kullanabilecekleri hususunda
bilgilendirildi¤ini” söyledi.
30. y›ldönümünde
TAR‹fi direnifli
TAR‹fi direniflinin 30. y›ldönümünde ‹zmir 78’liler Derne¤i, Konak Metro içinde
direnifl haberlerinin ve foto¤raflar›n›n yer ald›¤› bir sergi açt›.
TAR‹fi’te devlet eliyle yaflama geçirilmeye
çal›fl›lan faflist kadrolaflmaya karfl› iflçiler direnifle geçmifl, 22 Ocak 1980’de devlet asker
ve polis ile direnifli k›rmak için iflçilere arama
ad› alt›nda büyük bir sald›r› bafllatm›flt›. Yaflanan sald›r› sonucu 50 iflçi yaralanm›fl, 600 iflçi
gözalt›na al›nm›fl, sald›r›n›n ard›ndan TAR‹fi
iflçileri, ifl ve can güvenli¤inin sa¤lanmas›, gözalt›na al›nan iflçilerin serbest b›rak›lmas› talepleriyle yeniden direnifle geçmifllerdi. ‹zmir
78’liler Derne¤i, Halkevleri, D‹SK Birleflik
Metal-‹fl ‹zmir fiubesi, KESK ‹zmir fiubeler
Platformu taraf›ndan düzenlenen “TAR‹fi etkinlikleri” kapsam›nda aç›lan sergide de ‹zmir’de, 1980’in Ocak ve fiubat ay›nda yaflanan TAR‹fi direniflinin sürdü¤ü günlerde ç›kan gazete manfletleri ve foto¤raflar› yer ald›.
‹zmir 78’liler Derne¤i aç›lan sergide direniflin yo¤un bir mücadele sonucu kan ile bast›r›ld›¤›n› bir kez daha hat›rlatarak, sergiyi açmalar›n›n amac›n›n gelecek nesillere geçmiflte
yaflananlar› ö¤retmek, hat›rlatmak oldu¤unu
söyledi. (‹zmir)
‹flçi-köylü 15
Gençlik/okur
6-19 Mart 2009
YDG 19. Kongresi: “Anti-emperyalist
mücadeleyi yükseltelim!”
AT‹K-Yeni Demokratik Gençlik iki günlük
kongre ile bir dönemi daha geride b›rakt›.
Merkezi olarak 19.’sunu geride b›rakan
YDG’nin gündeminde uluslararas› planda ticarileflen e¤itim sistemi vard›. Toplam 43 delegeden 42’sinin yan›s›ra çok say›da dinleyicinin
kat›ld›¤› 19. kongrede bu alana iliflkin yo¤un
tart›flmalar yafland›.
Delege tespiti ve sayg› duruflu ile bafllayan
kongrede divan seçiminin ard›ndan “Paras›zDemokratik E¤itim Hakk› ve YDG’yi
Büyütmek ‹çin; Enternasyonal-Birleflik
Mücadeleyi Gelifltirelim!” konulu siyasi
taslak yaz›s› tart›flmaya sunuldu.
Taslak üzerinde yap›lan tart›flmalarda
önerge ve elefltirilerin yan› s›ra; Bologna projesi ile sunulan e¤itim projesinin önümüzdeki
süreçte de ele al›nmas›, arka plan›n›n halk
gençli¤i içerisinde daha fazla teflhir edilmesi
gerekti¤i vurguland›. Genelde tüm gençli¤i ilgi-
lendiren bu sorun karfl›s›nda özelde Türkiyeli
göçmen gençli¤e yönelmek gerekti¤i vurguland›.
Birçok delege taraf›ndan dile getirilen bir
di¤er sorun ise, YDG’nin salt ö¤renci gençli¤e
yönelik politik aç›l›mlar sunmas› oldu. Meslek
bu eksikli¤in önümüzdeki süreçlerde giderilmesi gerekti¤i üzerinde duruldu.
Oldukça uzun süren tart›flmalar›n sonucunda, yaz›l› önergeler do¤rultusunda oylamalar yap›larak birinci gün son erdi. Birinci günün sonunda Grup Mozaik taraf›ndan bir
AT‹K-Yeni
Demokratik Genç lik iki günlük
kongre ile bir
dönemi daha
geride b›rakt›.
liselerinde kay›tl›, iflçi veya iflsiz gençli¤e yönelik perspektif sunulmamas›na vurgu yap›ld› ve
dinleti sunuldu. Coflkulu halaylar›n ard›ndan
ilk gün bitirildi.
‹kinci gün yap›lan tart›flmalar›n ard›ndan,
18. Dönem Merkezi Yürütme Kurulu taraf›ndan faaliyet raporu sunuldu. Bir y›ll›k faaliyetin
de¤erlendirilmesinin yap›ld›¤› gündem maddesinde merkezi faaliyetlerin yan›s›ra, örgütsel
durum ve YDG’nin bas›n yay›n politikas› ele
al›nd›. Anti-emperyalist mücadelenin yükseltilmesinin önemi üzerinde duruldu.
Tart›flmalar neticesinde, her y›l geleneksel
olarak yap›lan gençlik kültür-sanat festivaline
iliflkin bir komisyon oluflturuldu. Yine YDG
yay›n organ› olan Solution dergisi redaksiyon
kurulu yeniden belirlendi.
Yap›lan önergeler do¤rultusunda, NATO’nun 60. y›l kutlamalar›na karfl› örgütlenen
eylemliliklere merkezi kat›l›m›n sa¤lanmas› ve
YDG’ye ait bir slogan da delegelerin oylar› ile
belirlenmifl oldu. Kongrede ayr›ca bir tüzük
maddesi yenilenerek, ülke gençlik komitelerinin bileflen tan›mlamas› eklendi.
Kongre’ye AT‹K Konseyi, UPOTUDAK,
Yeni Kad›n, Birkar-Gençli¤i, ADGH ve Red
Block’tan temsilciler kat›larak mesajlar›n› sundular. ‹ki gün yaflanan yo¤un tart›flmalar›n ard›ndan kongre at›lan sloganlarla sona erdi.
(AHM-AT‹K Haber Merkezi)
Özgürlük gezginlerinin
öyküsü…
S›n›f savafl›m›n›n en zor koflulda eflitsiz dengesiz yürütüldü¤ü alanlardand›r gerilla alan›. Bu
alanda yaflam kendine özgü çetin, sert ve zorlu
özellikler gösterir. Dolay›s›yla burada faaliyet
yürüten özgürlük savaflç›lar›n›n kiflilik özellikleri ve nitelikleri de savafl alan›ndaki özelliklere
uygun olarak flekillenir.
Do¤a ve iklim koflullar› en baflta yenilmesi,
alt edilmesi gereken zorluklar ve engellerdir.
K›fl›n zorlu ve so¤uk koflullar›, bahar›n bol ya-
¤›fll› ve nemli ortam›, yaz›n a¤›r s›cak ve bunalt›c› koflullar› bafll› bafl›na afl›lmas› gereken birer
engel olarak gerilla yaflam›n›n önünde durur. ‹klimsel koflullar›n sertli¤i ve zorlu¤uyla birlikte
do¤a koflullar›n›n sertli¤i bafll› bafl›na birer “do¤al” engel olarak durur gerilla yaflam›nda. Ancak her fley kendi z›dd›n› ba¤r›nda tafl›r. Do¤an›n ve iklimsel koflullar›n sert ve zorlu yap›s› birer h›rç›n engel olarak orta yerde duruyorsa
her mevsimin kendine özgü eflsiz güzelli¤i ve
avantajlar› da z›t bir özellik olarak mevcuttur.
Her bir kar›fl gerilla savafl topra¤› ayn› zamanda geçmifle ait tarihsel dokunun gizemli s›rlar›yla doludur. Ma¤aralar, terk edilmifl köyler,
y›k›nt› halindeki evler, eski köprüler, çeflmeler,
y›k›k kiliseler geçmiflin farkl›, ulusal dokunun say›s›z izlerini tafl›r. Her bir kar›fl toprak, geçmiflin tarihsel mozai¤ini yans›t›r. Her bir yafll› ç›nar a¤ac›, ifllenmifl kaya parças› sonu belli olmayan yaz›lmam›fl aflklar›n, dile gelmeyen sevgilerin gizli s›rr› olur. Do¤aya ait bütün canl› hayvanlar (vahfli ve evcil kufllar, yabani hayvanlar)
adeta yaflam›n zorluklar› içinde eflsiz güzellikler
olur. Yeflilin, kahverengi ve grinin onlarca tonu
ve inceli¤i do¤an›n mevsimlik örtüsü olur.
Süreç içinde gerilla do¤a ve tarihin
do¤al bir parças› ve onun vazgeçilmez
hayran› haline gelir. Do¤a ve tarihin derinliklerini keflfetmek, onlar hakk›nda bilgiye sahip
olmak gerillan›n güçlü bir tutkusu olur. Topra¤a ve gökyüzüne en yak›n yaflamd›r gerilla yaflam›, ayn› zamanda halka da en yak›n yaflamd›r.
Her bir yafll›-genç, kad›n-erkek, çoluk-çocuk
yaflam› farkl› renkteki kültürel-inançsal dokunun ayr› özelliklerini bar›nd›r›r. Kap›s› çal›nan
her bir köy evi, halka ait önemli bilgilerin birer
parças›n› tafl›r. U¤ran›lan her bir köy ayn› zamanda bölgenin tarihsel-toplumsal özellik parças›n› tafl›r. Bundand›r ki at›lan her bir ad›m, yan›ndan geçilen her bir kaya parças›, ç›nar ve incir a¤ac› halk›n ac›s›n› ve çilesini sus-pus ba¤r›nda saklar. Ac›s›n› ve çilesini saklad›¤› gibi kendi
özgürlük gezginlerini, gerillay› da s›r gibi
saklar. Ça¤dafl özgürlük gezginleri olan gerilla
tarihe ve halka ait ac› ve çile dolu s›rlar› a盤a
ç›kartarak kendi kurtulufl yolunun güzergâh›
yapmaya çal›fl›r. Ac›s› derin, çeliflkisi keskin
olan halk›n yaflam güzergâh›, gerillan›n
“ Birlikte olursak, gelece¤imizi
kazanabiliriz!”
de de¤inen Arslan, düzen partilerinin böylesi dönemlerde oy avc›l›¤› yapt›klar›na vurgu yaparak,
bunlar›n art›k kitlelere güven vermedi¤inin alt›n› çizdi.
Arslan konuflmas›n›, “birlikte
olursak aflamayaca¤›m›z hiçbir sorun yoktur, güç olursak, birlikte
olursak, kazanabiliriz” sözleriyle
noktalad›.
Sar›gazi’de (yeni ad› Sancaktepe) bir süre önce faaliyetlerine
bafllayan Munzur Kültür Derne¤i, 1 Mart tarihinde bir dayan›flma gecesi yaparak, bölge halk›n›n karfl› karfl›ya bulundu¤u, yoksulluk, sefalet, yozlaflma ve y›k›m
tehdidine karfl› birlik ve dayan›flma ça¤r›s› yapt›. Munzur’u yaflanmaz k›lmak ve de insans›zlaflt›rmak amac›yla hayata geçirilmeye
çal›fl›lan çevre katliam›na karfl› bir
durufl sergilemeyi de içeren geceye oldukça yo¤un bir kat›l›m oldu.
Akflam saat 19.00’a do¤ru
bafllayan gecede ilk olarak, devrim ve demokrasi flehitleri an›s›na
bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›.
Ard›ndan, dernek yönetim kurulu
ad›na söz alan Necati Arslan,
gecenin önem ve anlam›na dair
bir konuflma yapt›. Konuflmas›na,
memleketlerinden, köy yakma ve
boflaltmalar gibi, çeflitli nedenlerle geldiklerine de¤inerek bafllayan
Arslan, konuflmas›na, kendilerini
burada da, iflsizlik, yoksulluk, yozlaflma, kentsel dönüflüm gibi a¤›r
sorunlar›n karfl›lad›¤›n› söyleyerek devam etti. Seçim sürecine
Etkinlik program›, tan›klar›n
Dersim katliam›n› anlatt›¤› bir sinevizyonla devam etti. Oldukça
coflkulu geçen gecede, P›nar
Sa¤, Metin Kahraman, Cevdet Ba¤ca, Grup Donan, Aliyar Nihan da sahne alarak, birbirinden güzel ezgiler seslendirdiler. Özellikle de P›nar Sa¤, ‹brahim Kaypakkaya’y› anmaya ve seçim sürecinde düzen partilerini
teflhir etmeye dönük konuflmalar›yla kitlenin yo¤un ilgisiyle karfl›land›.
Geceye, seçimlerde aday olan
Arif Sa¤ gibi isimler de kat›larak,
konuflma yapmak istediler. Ancak
hiçbir adaya konuflma yapt›r›lmayaca¤›n› ö¤renince, k›sa süre kalarak, salondan ayr›ld›lar. (Kartal)
savafl ve direnifl güzergâh› olur. Onun en
fazla u¤rak yeri olur yoksul Kürt damlar›. Yoksul köy ve zorlu da¤ yaflam› gerillan›n vazgeçilmez yaflam› olur. Onu solur, onu düflünür,
onun kurtulufl yolunu örgütler. Ve onu bu mücadelenin gerçek sahibi yapmaya çal›fl›r. Bu mücadeleyi örgütlerken düflman› gözetlemeyi, izlemeyi asla akl›ndan ç›karmaz. Düflman faktörü
gerilla yaflam›n›n önemli a¤›rl›¤›n› oluflturur.
Onun so¤uk solu¤unu, sinsi nefesini her zaman
hisseder. Ona yabanc› ve duyars›z kalamaz, t›pk› yoksul ve çile dolu yoksul halka duyars›z kalmad›¤› gibi. Gerillan›n duyars›z ve ilgisiz kalamayaca¤› birbirine z›t iki kutbun bir bafl›nda halk,
di¤er bafl›nda düflman vard›r.
Sömüren ve sömürülen, bask› ve zulüm uygulayan bask› ve zulme maruz kalan iki z›t güç;
Halk ve düflman. Bu iki temel güç gerillan›n
en fazla ilgi alan›n›, düflünsel içeri¤ini oluflturur.
Sömürü ve zulümden kurtulufl mücadelesi
say›s›z zorluklarla ve ciddi engellerle doludur.
Gerilla mücadelesinin zorluklar› ve engelleri sadece düflman faktörünün eflitsiz dengesiz güçle
ilgili olmas›ndan de¤ildir. Ayn› zamanda do¤aya
Antep’te polis
terörü
Sanayinin en yo¤un oldu¤u ve iflçi s›n›f›n›n
en çok sömürüldü¤ü bölgelerden biri Antep’tir. Son dönemde krizi bahane olarak
gösteren patronlar, iflçi emekçi s›n›f›na sald›r›lar›n› en had safhaya ç›karm›flt›r. ‹flçi ve emekçi s›n›f›n›n isyanlar› büyürken, yeni direnifller
boy verirken devrimci ö¤renciler bu süreci
devrimin lehine çevirmek için çal›flmalar›n›
s›klaflt›rm›fllard›r. ‹flçi s›n›f›na ve ezilen halk›m›za devrimci bilinci tafl›mak u¤runa her türlü
fedakarl›kta bulunan ö¤renciler, bunu yaparken sermayenin bekçileri taraf›ndan bir çok
tehdit ve kötü muameleyle karfl›lafl›yoruz. Genellikle psikolojik olarak bask› kurmaya çal›flan
sermayenin bekçileri okul idaresiyle iflbirli¤i
yapmay› da ihmal etmiyor. Biz ise ‹flçi-köylü
okurlar› olarak hiçbir bask› ve gözda¤›n›n bizi
y›ld›rmayaca¤›n› söylüyoruz.
Antep ‹flçi-köylü okurlar› olarak diyoruz
ki; devrimci ö¤rencilere yap›lan tehditler ve
gözda¤›na karfl› saflar›m›z› s›klaflt›ral›m. Burjuvazin›n ve sistemin her geçen gün büyüyen
korkusunu kabusa çevirmek için devrimci ö¤renciler olarak iflçi ve emekçi s›n›f›n›n yan›nda
gerek politik gerekse teorik anlamda var olan
bütün devrimci bilincimizi pratikte göstererek
flu anda içinde bulundu¤umuz krizi derinlefltirerek devrim olanaklar› için mücadele edelim.
(Antep ‹K okurlar›)
ba¤l› ve onsuz asla olmayan, onsuz düflünülmeyen zorlu ve engelli yaflamd›r. Saatlerce bazen
günlerce yürünen yollar, bazen hiç dinlenmeden, bazen k›sa aral›klarla verilen molalarla bitmek bilmeyen engebeli araziler. Afl›lmas› gereken geçit vermez sarp da¤lar, h›rç›n nehirler,
uçurum dolu dar patikalar… Ya¤mur alt›nda,
kar içinde çamurlu tozlu yollar… ‹z yapmadan,
ses ç›karmadan, görüntü vermeden geçilmesi
gereken bol ›fl›kl› çevresi ayd›nlat›lm›fl karakol
görüntülü patikalar. Bazen çobanlara bile görünmeden, alçak yoksul köy daml› ›fl›klar›na,
çoban fenerlerine tak›lmadan dostlara bile selam vermeden geçilen/geçilmesi gereken köy
yollar›, patikalar…
Ancak zorluklarla dolu bu yaflam nas›l ki bütünü de¤ilse gerillan›n ayn› zamanda anlat›lmaz
düzeyde özgürdür onun onur ve direnç doludur öyküsü. Ne kadar zorluysa bir o kadar
da kolayd›r. Ne kadar zorluysa bir o kadar onurlu ve sayg›nd›r. Ne kadar zorluysa bir o kadar ve hiçbir yaflamda var olmayacak kadar özgürdür.
(Dersim’den bir gerilla)
Yaflamlar›m›z on bin dolardan de¤erlidir!
Ça¤›m›z›n sundu¤u birçok teknolojik ve bilimsel geliflme yaflam›m›z›n vazgeçilmez birer parças› haline gelmifltir.
Ancak bu geliflmeler ve teknolojiye
ulaflman›n da bir bedeli olacakt›r elbette. Bilgi, bilim ve teknoloji egemenlerin
elinde bulundurduklar› ve bedelini ödemeden faydalanman›n, ulaflman›n imkâns›zlaflt›¤› bir noktada durmaktad›r.
Yaflad›¤›m›z co¤rafyada bu gerçekli¤in
yans›malar› daha farkl› ve çarp›k bir geliflim seyri izlemektedir.
1990’lar›n ortalar›ndan itibaren yaflam›m›za giren cep telefonlar› bizler
için günlük yaflam› kolaylaflt›ran, iletiflimde 盤›r açan birer arac› ifade etti ilkin. Ancak gelinen aflamada bizlerin yerini tespit eden, özel yaflanlar›m›z›n baflkalar› taraf›ndan takip edilmesini kolaylaflt›ran, daha da kötüsü mezarlar›m›z›
kazan birer canavara dönüfltü. Örne¤in
daha iyi hizmet vermek kapsama alan›n›
ve etkisini güçlendirmek için yaflad›¤›m›z flehirlerin yüksek mahallelerinde
mantar gibi birçok baz istasyonu türedi.
Yüksek binalar›n çat› ve duvarlar› çeflitli büyüklük ve çaptaki antenlerle doldu.
Yaflad›¤›m›z mahalle ve evler yerel birer
nükleer santrale dönüfltü. Radyasyon
dalgalar› hepimizi etkilemeye ve garip
bir flekilde kanser vakalar›nda ve buna
ba¤l› ölümlerde az›msanmayacak oranda art›fllar görülmeye baflland›.
Bu gerçekler ›fl›¤›nda halk aras›nda
oluflan tepkilerden dolay› baz istasyonlar› gizlice kurulmaya ve bina sahiplerine hat›r› say›l›r y›ll›k kiralar ödenmeye
bafllad›. Bahsetti¤imiz baz istasyonlar›ndan bir tanesi de semtimizde kuruldu. Baz istasyonunun gelmesinin ard›ndan ayn› binada yaflayan ve baz istasyonuna yak›n olan binalarda yaflayan üç
kifliye kanser teflhisi konuldu. Bu da
yetmezmifl gibi baflka bir operatör ayn›
binaya baz istasyonunu gizlice kurdu.
Halk aras›nda yaflanan ve giderek artan
tedirginlik bu gidiflata bir dur demek
için bizleri harekete geçirdi. ‹lk olarak
bu sorun üzerine Kocasinan Mahallesi’nde yaflayan ve bu duruma tepkili
olan mahalle sakinleriyle bir toplant›
gerçeklefltirdik. Toplant›da mücadele
biçimlerinin neler olabilece¤i üzerine
tart›flt›k. Bu sorun özgülünde bir halk
komitesi oluflturduk. ‹lk olarak ifle baz
istasyonlar›n›n nas›l geri dönülmez zararlara neden olaca¤›n› anlatan bir bildiri haz›rlay›p da¤›tmayla bafllad›k. Bu
bildiriyle birlikte tek tek kap› kap› dolaflarak bildirimizi insanlara ulaflt›rd›k
ve mücadeleye davet ettik. Ayn› zamanda imza föyleri oluflturduk ve imza
kampanyas› bafllatt›k. Bu çal›flmay› bir
kampanya tarz›na dönüfltürerek ilerleyen günlerde daha da yo¤un ve aktif bir
çal›flmaya dönüfltürece¤iz.
(So¤anl›-Kocasinan Mahalleleri ‹K
okurlar›)
Gazi Katliam›n›
Anma Program›:
✔ 10 Mart, saat 20.00’de Cemevi’nde panel
✔ 11 Mart, saat 14.00-20.00 aras› Gazi Nalbur Dura¤›’nda sokak etkinli¤i, ayn› gün saat 20.00’de Nalbur Dura¤›’ndan bafllayarak taranan kahveye
devam edecek yürüyüfl ve sinevizyon ve sergi gösterimi
✔ 12 Mart sabah saat 08.00’de temsili Alibeyköy Mezarl›¤› ziyareti. Saat
9.30’da Nalbur Dura¤›’na karanfil b›rakma, saat 10.00’da Eski Karakol’da yürüyüfl için toplanma, 11.00’de yürüyüfl ve mezarl›kta bas›n aç›klamas›
Gazi 12 Mart Platformu (Partizan, BDSP, DTP, ESP, PDD,
DHF, DH, MB PLTF)
BÜROLAR
Umut Yay›mc›l›k ve Bas›m Sn. Ltd. fiti.
‹flçi-köylü
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mh.
‹mam Murat Sk. No: 8/1 Aksaray-Fatih/‹stanbul
Tel: (0212) 521 34 30 Faks: (0212) 621 61 33
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL
Bask›: SM Matbaac›l›k Adres: Çobançeflme Mh. Sanayi Cad.
Altay Sk. No: 10 A Blok Yenibosna Bahçelievler ‹stanbul
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
Tel: 0212 654 94 18
Kartal: ‹stasyon Cd. Dörtler Ap. No: 4/2 Tel: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60
Ankara: S›hh›ye Mh. Süleyman S›rr› Sk. Yunt Ap. No: 19/7 Çankaya Tel: (0312) 430 67 65 Cep: 0 543 453 89 84
‹zmir: 856 Sokak, No: 48/203 Kemeralt› Konak, Tel: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03
Malatya: Dabakhane Mh. Turgut Temelli Cd. Bar›fl ‹flhan› Kat: 3 No: 94
Erzincan: Ordu Cd. Ordu ‹flhan› Kat: 3 Tel: (0446) 223 67 18 Cep: 0 536 697 94 19
Bursa: Selçuk Hatun Mh. Ünlü Cd. Sönmez ‹flsaray› Kat: 2 No: 185 Heykel, Tel: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98
Mersin: Silifke Cd. Çavdaro¤lu ‹flhan› Kat: 3 No: 1/8 Cep: 0 545 685 25 27
Avrupa Büro: Weseler Str 93 47169 As-Druck Duisburg-Almanya Tel: 0049 203 40 60 958 Faks: 0049 203 40 60 959
Seçimler yerel, yalanlar evrensel!
Devlet AKP a¤z›yla
aldatmaya
devam ediyor
Yerel seçimlere bir aydan az bir süre kalm›flken, egemenler bölgede ve bilhassa Amed’de AKP eliyle temsilini buluyor. Yeni “aç›l›m”lar eflli¤inde yeni bir
aldatmaca ata¤› bafllat›l›yor. fiüphesiz
her yeni hamle, seçime dönük bir
yat›r›m anlam›na gelse de bununla
s›n›rl› olmad›¤› aç›k. Hamleler özellikle zamanlama aç›s›ndan yerel seçimlere yat›r›m ifllevi görüyor. Devlet, Kürt
ulusal sorununda “yeni” bir sürecin iflaretlerini çoktan vermifltir. Bu “yeni”lik,
elbette fliddetin geri plana at›laca¤› anla-
m›na gelmiyor. Faflizmin fliddeti sürecek, ancak savafl taktiksel bir zenginlik
kazanacak sadece. Görünen odur ki, süreç, daha güçlü aldatmaca ve manipülasyon araçlar› devreye sokularak iflletilecektir.
TRT 6’n›n 24 saat -akademik dilden
uzak olsa da- Kürtçe yay›na bafllam›fl olmas›, üniversitelerde Kürdoloji Enstitü
ve bölümlerinin kurulacak olmas› faflizm
aç›s›ndan “büyük bir ad›m” olarak de¤erlendirilebilir. Elbette bu hamle, sadece Kürt dilinin gelifliminin önündeki engelleri dahi kald›rmaya yetmez. Keza
böyle bir hedeften söz etmek mümkün
de¤ildir. Nitekim, özgün e¤itim kurumlar›nda, Kürtçe’nin
anadil olarak müfredata dahil edilmesi
mevzu bahis de¤ildir.
Halen hapishanelerde
Kürtçe konuflulmas›,
yaz›flmalarda kullan›lmas› çeflitli flekillerde
engellenmektedir.
Halen seçim propagandas›nda
Türkçe’den baflka bir dilin
kullan›lmas› yasakt›r.
Ancak bu haliyle bile,
devlet kendisini iffla
etmifltir. Kürtçe ko-
nuflulmas›n› bölücülük olarak lanse edip,
bat› illerinde linçleri örgütleyen bu devletin samimi olmamas› bir yana, meseleye iliflkin argümanlar›n›n da bir safsatadan ibaret oldu¤u görülmüfltür.
Kürt sorunu aç›s›ndan en etkili olabilecek di¤er bir hamle de, Ergenekon
operasyonuyla beraber yeniden gündemleflen kay›plar ve “faili meçhuller”
iken devlet, bu konuda da ikiyüzlülü¤ünü aç›ktan sergilemektedir. Mesele devrimcileri, yurtseverleri tutuklamak
olunca, olanca çevikli¤ini sergileyen yarg› mekanizmas›, BOTAfi kuyular›n›n
aç›lmas›n› bile ancak 15 y›l sonra savc›l›k düzeyinde gündemine alm›fl bulunmaktad›r. TC yarg›s›n›n adalet anlay›fl›n›n flüpheye yer vermeyecek derecede
yerlerde sürünüyor olmas›, soruflturman›n ne kadar güdük ele al›naca¤›n›n
bariz iflaretidir. Sahnelenen senaryo tamamen devleti aklamaya dönük olacakt›r. ‹flkenceyi, gözalt›nda katletmeyi
münferit sayan devlet, insanl›k d›fl› bütün icraatlar›n›, kendinden ba¤›ms›z göstermeye çal›flt›¤›, sözde kontrol edilemez bir çeteye yükleyerek aklanmaya
çal›flman›n, güven tazelemenin derdine
düflmüfltür.
29 Mart yerel seçimleri, Kürt sorununda girilen yeni süreç bak›m›ndan büyük önem tafl›maktad›r. Egemen sistem
Dersimliler AKP’nin beyaz
eflya da¤›t›m›n› protesto etti
Bursa Tuncelililer Kültür ve Dayan›flma Derne¤i 22 fiubat Pazar günü Setbafl› Mahfel Cafe
önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla AKP’nin elektriksiz, susuz köylere yapt›¤› beyaz eflya yard›m›n›
protesto etti. Dernek üyeleri “Zam, zulüm, iflkence; Kömür, buzdolab›, kanepe; ‹flte AKP”
pankart›n› açarak “Suyu olmayan köye çamafl›r
makinesi elektri¤i olmayan köye buzdolab›
iflte sosyal devlet mant›¤›”, “Dersim halk› sat›l›k de¤ildir”, “Dersim onurdur, onuruna sahip
ç›k” yaz›l› dövizler açt›. Kitle ad›na bas›n metnini
okuyan Dernek Baflkan› Özkan Arslan “Seçimlerden seçime sosyal devlet söylemiyle karfl›m›za ç›kanlar bu seçimlerde de suyu olmayan köye çamafl›r makinesi elektri¤i olmayan köye buzdolab› vererek sosyal devlet mant›¤›n› ortaya koymufllard›r”
dedi. Bas›n aç›klamas› sloganlar eflli¤inde sona erdi.
Ayn› gün akflam saatlerinde AKP bakan ve belediye baflkan›n›n Tuncelililerin de yo¤un olarak yaflad›¤› Teleferik semtine Akça¤layan Derne¤i
Cemevi taraf›ndan davet edildi¤ini ö¤renen Tuncelililer Kültür ve Dayan›flma Derne¤i yöneticileri
bunun üzerine teleferik semtine giderek toplant›ya
kat›ld›. Burada söz alan Dernek Baflkan› Özkan Arslan konuflmas›nda “Dersim’i, Dersim insan›n› sat›n
almak için elinizden geleni yap›yorsunuz. Ama alamayacaks›n›z” dedi. Ve ard›ndan da toplant› terk
edildi.
(Bursa ‹K okurlar›)
Partizan okurlar› Dersim’de
bildiri da¤›tt›
Dersim’de yerel seçimlerle ilgili bildiri
da¤›tan Partizan okurlar› aç›klamada
emekçi halk›n gündelik yaflam›n›n her geçen gün daha da çekilmez hale geldi¤i, ancak bunu görmezden gelen AKP hükümetinin emekçilere % 3 gibi komik rakamlarla ifade edilen zam yapt›¤›, özellefltirmelere h›z verdi¤i ve ard›ndan da yüzsüzce
“kriz psikolojiktir” vb. söylemlerde bulundu¤una vurgu yap›larak “yaflam›m›z›n daha
da çekilmez hale geldi¤i flu günlerde, Mart
ay›nda gerçekleflecek olan yerel seçim sürecine dair yaflan›lan tart›flmalar tüm yak›c›l›¤› ile devam etmektedir” denildi.
“AKP hükümetinin ‘Dersim’i istiyorum’ aç›klamas›ndan sonra harekete geçerek Valilik arac›l›¤›yla kömür yard›m›,
flimdi de beyaz eflya da¤›t›larak halk›n yaflad›¤› yoksulluktan faydalanarak düflkünlefltirilip, dilencilefltirilerek sadaka kültü-
C
M
Y
K
rüne al›flt›r›p onurunu sat›n alman›n hesab›n› yapmaktad›r” fleklinde devam eden
bildiri “bizler biliyoruz ki hakim s›n›flar
çok yo¤un bir çaba içerisine girerek Dersim’i ele geçirmek istemektedirler. Bunun
için Dersim’de AKP ve CHP gericili¤ini
devreye sokmakta ve bu gerici güçlere
her türlü deste¤i sunmaktad›rlar. Mevcut
sürecin gerçekli¤inden hareketle parçal›
bir duruflun hakim s›n›flar›n yo¤un deste¤iyle AKP ve CHP gerici¤inin ifline yarayaca¤›n› görmeliyiz. Hakim s›n›flar›n Kürt illerinde AKP flahs›nda tek güç olarak DTP
karfl›s›na ç›kmas› anlaml›d›r. AKP’de cisimleflen imha ve inkar siyasetine karfl›
Kürt halk›n›n onurlu direnifline kay›ts›z
kalmak, sadece sözde bir destek sunmak
soruna dair samimi bir pratik olmayacakt›r. Kürt halk›n›n her türlü demokratik talebini bask›, zulüm ve iflkence ile sustur-
aç›s›ndan mesele, tek bafl›na bölgede
birkaç belediye kazanman›n oldukça
ötesindedir. Bölgede AKP, DTP’yi geçmelidir ki, devletin bölge halk› üzerinde
meflrulu¤u sa¤lanabilsin. Böylelikle Kürt
ulusunu temsil iddias›n› tafl›yan DTP özgülünde Kürt Ulusal Hareketi’nin nüfuz
alan› daralt›ls›n.
Devlet, Kürt sorununda halka gitmeyi ciddi bir flekilde ele alacakt›r. Bilmektedir ki, önce halk› kazanmak gerekiyor. Ancak sistemin halka verece¤i
hiçbir fley yoktur. Bilakis halktan alaca¤›
vard›r ki, bunun için de onu kand›rmay›
tercih edecektir. Elinde ciddi bir ekonomik çözüm paketi olmamas›na ra¤men,
egemen s›n›f temsilcileri, ›srarla Kürt
sorununu yoksulluk ve e¤itimsizli¤e ba¤lamaktad›r. Üstelik bunun propagandas›
yap›l›rken, yoksullu¤umuzun yegane sebebinin bu köhnemifl düzen oldu¤unu
unutturmaya çal›fl›yorlar. Yoksullu¤umuzu katmerlefltiren ekonomik-ticari
politikalar› kendilerinin hayata geçirdi¤ini unutturmaya çal›fl›yorlar. Diyelim ki,
Kürt sorunu, salt ekonomik bir sorundur. Öyle olsa bile, bu devlet gerçekten
halk için nerede proje gelifltirmifltir ki,
Kürt illerinde gelifltirsin! Elbet, aldatmaya devam edecek onlar. Kazanan ise
gerçekleri halka anlatanlar olacak.
(Bir ‹K okuru)
“Sadaka de¤il,
topra¤›m›za dönmek
istiyoruz”
Dersim köy dernekleri, Dersim’de siyanürle alt›n aramay›,
köy boflaltmalar› ve köye geri dönüfllere konan engelleri protesto etmek için 16 fiubat Pazartesi Ankara’ya gelerek ‹çiflleri Bakanl›¤›’yla görüfltü.
Ankara Tunceliler Derne¤i önünde toplanan Dersimliler
“Sadaka de¤il, topra¤›m›za geri dönmek istiyoruz”
pankart›n› aç›p buradan Yüksel Caddesi’ne do¤ru yürüyüfle
geçti. Kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› Mercan Yar›mkaya Köyü
Derne¤i Baflkan› Sevgi Çaresiz okudu. Çaresiz, terörle mücadele ad› alt›nda köylülere uygulanan ambargonun köylüleri
ciddi maddi zararlara u¤ratt›¤›na de¤inerek, bu nedenlerden
ötürü köylerini terk etmek zorunda kald›klar›n› belirtti.
Seçilen heyetin ‹çiflleri Bakanl›¤›’yla görüflmesinden sonra
tekrar dernek binas›na yürüyen kitle eylemini burada sonland›rd›. Eyleme Munzur Çevre Derne¤i, Ziyaret Köyü Derne¤i, Mercan Yar›mkaya Köyü Derne¤i, Hanufla¤›, Topuzlu ve Sö¤ütlü Köy Dernekleri, Karatafl Köyü Derne¤i,
Yenikonak Köyü Derne¤i, Gemlik Tuncelililer Derne¤i,
Gebze Tuncelililer Derne¤i, Gevizlidere Köy Derne¤i kat›l›m sa¤lad›. (Ankara)
maya çal›flan hakim s›n›flar kendi aras›ndaki it dalafl›n› bir kenara b›rakarak Kürt illerinde AKP isminde tereddütsüzce anlafl›yorlarsa, bu sald›r› dalgas›na karfl› Kürt
halk›n›n destans› direnifline sessiz kalmak
‘baflkan aday›’ tart›flmas›yla aç›klanacak bir
durum de¤ildir.
Biz Partizan olarak devrimci sorumlulu¤umuz gere¤i Kürt halk›n›n her türlü
demokratik talebini bast›rmaya çal›flan,
imha ve inkar› dayatan devlet ve onun
temsilcisi olan bütün düzen partilerine
karfl› Dersim’de yerel seçimlerde DTP ile
birlikteyiz” fleklinde sona eriyor. Yine bir
aç›klama yapan Partizan okurlar› “Demokratik Haklar Federasyonu(DHF),
Dersim Demokratik Halk Dayan›flmas›
ad› alt›nda çal›flma yürüterek yerel seçimlere ba¤›ms›z aday ile girme karar› alm›flt›r. Yürüttükleri seçim çal›flmalar›nda kendilerinin Partizan oldu¤unu ya da Partizan’›n da kendilerini destekledi¤ini ifade
eden aç›klamalarda bulunmaktad›rlar.
DHF ya da DDHD’nin bu tutumu devrimci bir yaklafl›m tarz› de¤ildir. Kendilerine
ait olmayan bir ismi kullanmalar› faydac›
bir yaklafl›md›r” dediler.
(Dersim Partizan)
Konak’ta aday da yok,
oy da
Malatya’da merkeze ba¤l› belde
iken al›nan kararla mahalle yap›larak
merkeze ba¤lanan Konak Beldesi’nde
yaflayan halk bir yürüyüfl ve miting
yaparak bu durumu protesto etti.
AKP’yi protesto etmek için mahallenin her yerine siyah bayrak asan halk,
yerel seçimler de oy kullanmayacaklar›n› ve aday ç›karmad›klar›n› belirttiler. Halk›n görüflü al›nmadan yap›lan
bu düzenleme ile kendilerine sunulacak hizmetlerden yararlanamayacaklar›n›, emlak vergilerinin artaca¤›,
otobüs seferlerinin aksayaca¤›n› ve
inflaat ruhsatlar›n›n da fiyat›n›n artaca¤›n› söyleyen halk tepkilerini dile
getirirken bile jandarman›n buna engel oldu¤unu belirtti. (Malatya)
Bahçelievler’de
çal›flmalar sürüyor
*18 fiubat Çarflamba gecesi So¤anl›’daki seçim irtibat
büromuza faflistlerce sald›r›ld›.
Büromuzun camlar› k›r›larak tahrip edildi. Bu sald›r› üzerine, bölgemizde bulunan devrimci, demokrat ve ilericiler ile
birlikte Perflembe günü saat13.00’te bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik. DTP, ESP, Köz, Partizan, May›s’ta Yaflam Kooperatifi ve Halkevi’nin bulundu¤u bas›n aç›klamas›na yaklafl›k
200 kifli kat›ld›. Bahçelievler DTP’den bir arkadafl›n konuflmas›n›n ard›ndan Belediye Baflkan Aday› Ayfle Yeter söz alarak, bu sald›r›n›n Kürt halk›na yönelik oldu¤unu, kad›nlar, devrimci, demokrat ve ilericileri sindirme amac›yla yap›ld›¤›n› belirtti. Yeter’in ard›ndan DTP 3. Bölge milletvekili Sebahat
Tuncel de bir konuflma yaparak “bizler buradan gitmeyece¤iz,
seçim çal›flmam›z› yürütece¤iz” dedi. Tuncel’in konuflmas›n›n
ard›ndan bas›n aç›klamas› sona erdi.
Gerginlik mahallemizde dinmedi. Akflam saatlerinde köfle
bafllar›nda toplanan faflistler, saat 22.00’de, 150-200 kiflilik bir
grup oluflturarak, Türk bayra¤› aç›p, sloganlar eflli¤inde büromuz önünde yürüdüler.
(So¤anl› Partizan)
* 22 fiubat Pazar günü, Birlikte Kazanaca¤›z Platformu’nun Bahçelievler seçim irtibat bürosu aç›l›fl› gerçeklefltirildi.
Aç›l›fl, yerel sanatç›lar›n kat›l›m›yla ve çekilen halaylarla
bafllad›. Birlikte Kazanaca¤›z Platformu ad›na yap›lan konuflman›n ard›ndan Bahçelievler Belediye Baflkan Aday› Ayfle
Yumli Yeter söz ald› ve mevcut yerel yönetim anlay›fl›n› elefltirerek, halk›n iradesiyle yönetilen, demokratik bir yerel yönetim oluflturacaklar›n› ifade etti. Yeter’in ard›ndan, DTP ‹stanbul Büyükflehir Belediye Baflkan Aday› Ak›n Birdal da
bir konuflma yaparak Yeter’e destek ça¤r›s› yapt›.
Partizan’dan Duygu Kaçmaz’›n sunuculu¤unu yapt›¤› aç›l›fl, Ozan Reber ve Koma Awaza Gunda’n›n verdi¤i müzik
dinletisi eflli¤inde devam etti.
Aç›l›fl›n bitti¤i s›ralarda, ara sokakta toplanan bir grup sivil
faflist, çevik kuvvet polisleri taraf›ndan k›flk›rt›larak provokasyon yarat›ld›. Faflistler ellerinde, sopa, demir çubuk ve tafllarla
›rkç› sloganlar atarak küfür etmeye bafllad›lar. Polisin alk›fl tuttu¤u k›flk›rtmalara, aç›l›fla kat›lan gençlerin cevap vermesi üzerine çat›flma ç›kt›. Polis seçim bürosuna biber gaz› atarak ortam› iyice gerginlefltirdi. Bunun üzerine ara sokakta da¤›lan faflistler, cadde üzerinde bir kere daha toplanarak yürüyüfl yapmak istedi. Yap›lan görüflmeler sonucunda faflistler da¤›t›ld› ve
çat›flma sona erdi. Çat›flman›n sonras›nda ve sonras›ndaki günde, bu durumu bahane eden polis, seçim bürosunun önündeki
bekleyiflini ve seçim bürosuna giren ç›kan› “koruma” ad› alt›nda takip etmeyi sürdürdü. So¤anl› Meydan›’nda iki çevik kuvvet
arac› ve bir panzerini sürekli olarak bekleten polis seçim bürosuna gelmek istenler üzerinde ürkütücü bir gürünüm oluflturuyor ve insanlar›n gelip gitmesini engelliyor. Böylece seçim bürosundan, çevredeki halk› yal›tmay› amaçl›yorlar. (‹stanbul)
DTP Mezitli seçim
bürosuna sald›r›
Mersin DTP, Mezitli seçim bürosuna gece yap›lan sald›r›y› k›namak amac›yla 25 fiubat 2009 tarihinde bas›n aç›klamas› yapt›. Mezitli seçim bürosuna düzenlenen bu sald›r›n›n 2. kez yafland›¤› sald›r›n›n provokasyon ortam› yaratmak
amaçl› yap›ld›¤› belirtildi. Toplumun düflünce özgürlü¤ü oldu¤u, bu tarz eylemlerin demokratik anlay›fl› zedeledi¤ivurguland›. DTP’nin de düflüncelerini siyasi bir parti olarak belirtebilece¤i, bu seçimlerde kimin kazanaca¤›n› halk›n kendisinin seçim sand›klar›nda verece¤i vurguland›. Aç›klamaya
Mersin Büyük fiehir DTP Belediye Baflkan aday› Alaaddin
Erdo¤an, Akdeniz Belediye Baflkan aday› M. Faz›l Türk,
Toroslar Belediye Baflkan Aday› Filiz Y›lmaz da kat›ld›.
(Mersin)

Benzer belgeler