Bir kız çocuğu çığlığı

Transkript

Bir kız çocuğu çığlığı
20 YKR
YIL: 1 SAYI: 65
II. Enternasyonalin 1910'daki
Kongresi'nde Clara Zetkin'in
önerisiyle Uluslararasý Emekçi
Kadýnlar Günü olarak ilan
edildi.1910 yýlýndan baþlayarak
8 Mart tüm dünyada kadýnlar için
özel bir anlam taþýdý. Kadýnlarýn
baþkaldýrýsýný simgeledi, birlikte
bir güç olmanýn, dayanýþmanýn
anlamýný bugünlere taþýdý.1960'lý
yýllara dek sosyalistlerin kutladýðý
bir gün olan ,1960'lý yýllarda
yükselen feminizmin etkisiyle
tüm kadýnlarýn, sadece emekçi
olarak deðil, hayatýn tüm
alanlarýnda, yaþanan ortak
ezilmiþliði ve mücadeleyi
simgeleyen bir gün olarak
08 MART 2006 ÇARÞAMBA
kutlanýyor. Birleþmiþ Milletler
de 1975'te bugünü "Dünya
Kadýnlar Günü" olarak ilan
etti.
Gazetemizin bu günkü sayýsý,
4. sayfadaki dizi yazý dýþýnda
Hacýbektaþlý kadýnlar
tarafýndan yazýlan ve gazetemize
ulaþtýrýlan yazýlarla çýktý.
Bir kýz çocuðu çýðlýðý
Ben büyüdüðümde
“ÝNSAN” gibi
yaþayacaðým bir
“DÜNYA” istiyorum....
Çok yakýnda bir gün,
Çok yakýnda bir gün,
Aðýr uykulardan
uyanacaksýnýz.
Zor kapýlarý açacaksýnýz.
ÝNSAN gibi yaþayacaksýnýz.
3’DE
Dr. Ali Yaman
3
4.SAYFADA
8 Mart ve Kadýn
Bu gün 8 Mart'ýn içini
boþaltmak isteyen, gerçek
amacýndan saptýran
ülkemizde ve dünyada bir
çok kadýn hareketi
bulunmaktadýr. Kadýnýn
sorunlarý ayaðý yere
basmayan ne feminist
hareketlerle, ne de küçük
burjuva anlayýþlarla ortadan
kaldýrýlabilir.
Leyla Kýndýþ’ýn
yazýsý 5. sayfada
Kadýn olduðumuz için
Ýkinci cins sayýlmadan yaþamak
istiyoruz,
Toplumda kadýný ezen,
baðýmlýlaþtýran, ikincil plana
iten anlayýþý yok etmek
istiyoruz,
Artýk yaþamýmýz boyunca
gelenek, görenek, dinsel ve
yasalardan kaynak bulan
eziyet ve haksýzlýklar altýnda
ezilmek istemiyoruz.
Kadýn erkek eþitliðine
Layýktýr kadýnlarýmýz
Gülünce güller açar
Çiçektir kadýnlarýmýz
Hem anadýr hemi yar
Kadýnsýz olmaz bahar
Barýþtan yanadýr onlar
Bütün kadýnlarýmýz
Dostluk sevgiden yana
Huzur verirler insana
Minnet borçluyuz atama
Bütün kadýnlarýmýz
Deste der bizden size
Ýþte geldik göz göze
8 Mart Kadýnlar Günü
Kutlu olsun hepinize
Deste Yaðýz
Erkek Egemen
Toplumda Kadýn
Yüksel Özçelik
3’DE
Özgür KADIN’dan Özgür TOPLUM'a
Ýki insan düþünün, biri kadýn,
biri erkek, doðduklarýnda çýplak
bedenlerindeki tek fark
biyolojiktir. O iki insana
toplumsal, siyasal, kültürel rolleri
Kadýnlarýmýz
çoktan yüklenmiþtir. Kadýna
verilen roller tamamen erkeðe
tabidir.
Rukiye Çoban 3’DE
Emekli öðretmen
8’DE
NÖBETÇÝ ECZANE
HACIBEKTAÞ ECZANESÝ
Ecz. Tel: 441 35 62
Ev Tel: 441 31 75
2 GÖRÜÞLER
08 Mart 2006 Çarþamba
Ýktidarlarýn korkusu iktidarsýz kalmak
Bedia Eðer
Kadýn olmak
güneþ nasýl ýþýmak,
ýrmak nasýl akmak ve
kuþ þakýmak zorundaysa,
ben de savaþmak zorundayým.’
Clara ZETKÝN
(II. Enternasyonal toplantýsýnda 8 Mart ‘ýn Dünya Emekçi Kadýnlar
Günü olarak kutlanmasýný öneren kadýn)
Evet savaþmak;
Hukuk karþýsýnda yarým insan sayýlmaya,toplum
içinde eksik etek gözüyle bakanlara karþý savaþmak.
Evde, iþte, sokakta hakim olan erkek egemen
düþünceye karþý,
Savaþlarda evlat acýsýný yaþatanlara, tecavüzlere,
yýkýmlara karþý savaþmak.
Bizi sokaða çýkma özgürlüðümüzden kýsýtlayanlara
karþý savaþmak.
Adýna namus dedikleri, sevmenin ölümle
cezalandýrýldýðý töre cinayetlerine karþý,
Haksýz bir savaþ sonrasý köylerimizden edilip göçe
zorlayanlara karþý savaþmak.
Erkeðinin kaburga kemiðinden yaratýldýðýný düþünen
karanlýk beyinlere karþý savaþmak.
Bedenimize, kimliðimize, emeðimize hükmedenlere
karþý savaþmak,
Kýsacasý iktidarýn her türüne karþý savaþmak.
Biz kadýnlar hayatýn her alanýnda var olmamýza
raðmen kendi yaþamýmýza iliþkin kararlarda çoðu zaman
bizim dýþýmýzdakilerin belirleyici olduðu bir yaþamý
üstleniyoruz. Bizler dünyanýn her yerinde sessizce
kabullenmeye zorlanan ,sesi çýkmayan ve haklarýndan
mahrum, özgürlükleri ellerinden alýnmýþ,ayrýmcýlýðýn
ve þiddetin çok çeþitli biçimlerine maruz kalan
kadýnlarýz.
Bizim özgürleþmemiz demek ;
Dünyaya kendi gözleriyle bakmak,ona kendi
elleriyle dokunmak,kendi sesini bulabilmek,sözlerini
kendisi seçebilmek ve yüzyýllardýr baþkasý tarafýndan
yönetilmiþ olmak yüzünden derisinin içine iþlemiþ olan
o maskeyi söküp atmaktýr.
Hayatýna elleriyle þekil vermek,onurlarýyla yaþamak
isteyenler ;çoðaltmak ve yaþatmak için nice 8 Mart
‘larda yan yana, omuz omuza olmak dileðiyle.
Çok Önemli Not:Doðum günü kesin bilinmediði
için biz dört yýldýr onun doðum gününü 8 Mart ‘da
kutluyoruz.O 54 yýllýk hayatýna,yaþadýðý sýkýntýlarýn
suskunluðunu da ekleyerek her yýl çoðalýp bir o kadar
da azalýyor. O içimizden biri. O bir emekçi kadýn. O
kim mi?
O benim ANNEM. O’ na uzun ve saðlýklý bir ömür
diliyor, O’nun þahsýnda tüm emekci kadýnlarýn kadýnlar
gününü kutluyorum.
Elif Ýpek
Bugün 8 Mart dünya emekçi kadýnlar
günü. Bu günün önem ve ve
ehemmiyetine (!) uygun ne yazabilirim
ki? ... Kim için?... ne için?.... Böylesine
umutsuz ve karýþýk ruh hali içindeyken,
kýzýmýn resmine takýldý gözüm.... “Bir
þeyler deðiþmeli.” dedim. Kendi kendime.
O bir þeylerin deðiþmesi için, bir
yerlerden tutmalý ve “bir þeyler”
yapmalý...... Belki kaplumbaða hýzýyla,
belki iðneyle kuyu kazmak gibi bir þey.
Ama mutlaka yol alýnýyor ve alýnacaktýr
da....
Ta ki ne zaman evde, iþte, çarþýda,
pazarda, sokakta kadýnlar cinsiyetinden
dolayý cinsel, fiziksel, psikolojik,
þiddetten kurtulurlar o zamana kadar....
Ta ki ekonomik, sosyal, siyasal her alanda
tam eþitlik saðlanýr o zamana kadar ....
Yüzyýllardýr toplumun en küçük
biriminden en geniþ birimlerine kadar
iktidarý elinde bulunduran güçler hep
baskýyý ve þiddeti iktidarlarýna kalkan
etmiþlerdir. (O iktidarlar ki hep erkek
egemen iktidarlardýr.)
Yönettikleri toplumun
aydýnlanmasýný, düþünmesini,
öðrenmesini, üretmesini istemiþlerdir.
Ýktidarlarý için hep tehlike arz etmiþtir,
toplumun aydýnlanmasý. Þöyle bir
düþünün, evde, iþ yerinde, ülkende,
dünyada eðer iktidarlarýn çizdikleri
sýnýrlarýn dýþýna çýkarsan, eðer onlar gibi
düþünmüyorsan, eðer özgürlük diyorsan,
demokrasi ya da hak – hukuk diyorsan....
karþýnda baskýnýn ve þiddetin her çeþidini
görmen mümkündür. Bunun nedeni ise
korkudur.
Ýktidarý elinde bulunduranlar, bütün
gücü ellerinde tutmak isterler. Kolay
kolay býrakmak istemezler saltanatlarýný;
tahammülleri yoktur farklýlýklara,
demokrasiye ve özgürlüklere .... Bu
tahammülsüzlük onlarý bazen içinden
çýkýlmaz hallere sokar, saldýrganlaþtýrýr
ve tipik davranýþlar sergilerler, ülkesinin
çiftçisin, esnafýna ya da iþ yerinde ki
çalýþanýna, evindeki karýsýna. vs. vs.....
Evet iktidar gücünü elinde tutanlar,
korkaktýrlar ve zalimdirler. Örneðin evde
kocalarýmýz geminin dümenini hiçbir
zaman býrakmak istemezler; hele bir ele
geçirmeye kalkýþ. Beynimizin
gramajýndan baþlayýp nerede bitirirler
Allah bilir...
Bazen çok üzülüyorum onlarýn bu
iktidar hallerine ... “Fazla üzerlerine gidip
çileden çýkaramamak” gerekir diye
Kazanda yemek, tarlada ekmek,
beþikte bebek.
Bunlarýn hepsi EMEK !
SATILIK DAÝRELER
DOSTELLÝ SÝTESÝ ve BARIÞ SÝTESÝ’nde
SATILIK DAÝRELER
Ali Çetih 441 38 41 - 0532 697 32 37
düþünmüyor da deðilim hani...
Onlar ki evimizin, ailemizin,
yurdumuzun ve yuvamýzýn bölünmez
bütünlüðü için, dýþ güçlerin ve yerli iþ
birlikçilerinin hain komplolarýna ve
çirkin emellerine karþý diþleriyle
týrnaklarýyla çalýþýrlar. Her ne kadar
tepemize vuracak ta olsa, bizi medeni
aileler seviyesine çýkarmak için gecelerini
gündüzlerine katarlar. Bizim gibi küçük
beyinli, zavallý yaratýklarý yola getirmek
için çýrpýnýr dururlar. Çabalarý boþuna
bizi yola getiremeyecekler.... Ve
iktidarlarýnýn korkulu kabusu olacaðýz;
taki evlerimizin, ülkemizin ve dünyanýn
her köþesinde özgürlük, eþitlik ve
demokrasi þarkýlarý söyleninceye kadar.
Sevgilerimle
GEREKLÝ TELEFONLAR
Kaymakam
Kaymakamlýk Yazý Ýþ.
Sos. Yar. ve Day.
Özel Ýdare
Nüfus
Belediye Baþkaný
Milli Eðitim Müd.
Halk Eðitim Müd.
Askerlik Þubesi
Kapalý Spor Salonu
Devlet Hastanesi
Ýlçe Saðlýk Grup Bþk.
Tapu Sicil
C.Savcýlýðý
Adliye
Adliye
Kütüphane
Müze
Turizm Danýþma
Emniyet Amirliði
Karakol Amirliði
Jandarma
Ýlçe Tarým
Lise
Kýz Meslek Lisesi
Mal Müdürlüðü
Kadastro
Karaburna Belediye
Kýzýlaðýl Belediye
PTT.
T.M.O.
Ziraat Bankasý
Þoförler Cemiyeti
Esnaf Odasý
Tarým Kredi Koop.
TEDAÞ
441 30 09
441 34 10
441 39 77
441 31 01
441 31 02
441 36 51
441 30 16
441 30 48
441 30 10
441 35 20
441 30 15
441 36 32
441 32 49
441 30 18
441 35 38
441 30 18
441 30 19
441 30 22
441 36 87
441 26 97
441 36 66
441 30 52
441 30 20
441 37 74
441 31 08
441 30 56
441 35 37
453 51 30
455 61 29
441 35 55
441 31 42
441 33 26
441 30 74
441 37 42
441 32 76
441 31 42
HABER
08 Mart 2006 Çarþýmba
Dünya emekçi kadýnlar günü
Rukiye Çoban
Özgür KADIN’dan
Özgür TOPLUM'a
Ýki insan düþünün, biri kadýn, biri erkek, doðduklarýnda
çýplak bedenlerindeki tek fark biyolojiktir. O iki insana
toplumsal, siyasal, kültürel rolleri çoktan yüklenmiþtir.
Kadýna verilen roller tamamen erkeðe tabidir. Ataerkil
toplum yapýsýnýn baþýndan bu yana “Kadýn” erkeðin bakýþ
açýsýndan, ona göre tanýmlanmýþtýr. Kadýn ile erkek arasýndaki
biyolojik farklýlýðýn toplumsal farklýlýklara dönüþtürüldüðü,
eþitsizliklerin efendisi olma gücünü göstererek, egemen
olmak isteyen erkek, kadýný deðiþik rollerle kalýplaþtýrýp
tanýmlamýþ, onlara ad vermiþtir. Yani kadýnlarýn nasýl
olmalarý ve nasýl olmamalarý gerektiðini erkek egemenliði
belirlemiþtir. Kadýn melek olabildiði gibi þeytan da
olabilmiktedir. Bu belirlemelerin standartlarýný erkekler
yaratmýþtýr. Ataerkil anlayýþa göre kadýn doða harikasýdýr,
çocuk doðurur, büyütür, erkeðinin damak tadýna uygun
yemekler yapar, bedenini onun beðenisine uygun kýlýklara
sokup sunar. (Evin içinde, okullarda kýz çocuklarýnýn
eðitimlerinin temeli bunlar deðil midir?)
Bu anlayýþýn kökeninde kadýný geliþiminden korku
yatmaktadýr. Ýþte bu noktada erkek egemenliðinin koyduðu
sýnýrlar çerçevesinde yaþayan kadýn, “iyi kadýn” olarak
nitelendirilir. O sýralarýn dýþýna çýktýðýnda ise þeytan, cadý,
fahiþe, yada feminist gibi nitelemelerle damgalanýr,
aþaðýlanýr. Sonuçta kadýný nesneleþtiren bu anlayýþ,
günümüzde bizim toplumuzda da (deðiþik eðitim kültür
yapýlarýna göre) kadýný ayný bakýþ açýsýyla ifade etmektedir.
Toplumumuzda hala kadýna “kaþýk düþmaný, saçý uzun aklý
kýsa, eksik etek” nitelemeleri egemenliðini korumaktadýr.
Ýþte bu anlayýþtýr ki; kadýný tepeden týrnaða kara çarþafa
belemiþ, “Ýslamiyet” adýna yola çýkýp, yobazlýk tohumlarý
ekerek, insana dair, paylaþýma, güzelliðe dair ne varsa yok
etmeye çalýþmýþ, “kadýnýn yeri mutfaktýr" diyecek kadar
acizleþmiþtir. Diðer taraftan kadýnýn bedenini süsleyip
püsleyip, bacaðýný - baldýrýný açýp, bir eþya gibi kullanmýþ,
milyarlarýna milyar katmanýn aracý yapmýþtýr. Ve kadýn,
erkeðin gözüne bakan, her türlü baskýlanmaya boyun eðen,
mutluluðu erkeðinin istediði gibi kadýn olmakta bulan,
erkek cinsine tabi bir cins haline sokulmuþtur. Toplumsal,
siyasal alandan soyutlanmaya, tüketim aracý gibi
kullanýlmaya ve düþünmemeye itilmiþtir. Oysa bu güzellikler,
sýkýntýlar, özgürlükler kadýn - erkek iki kiþi arasýnda
paylaþýlýp, her ikisinede bu paylaþýmda “eþit pay”
verildiðinde bu günkü dünyayý daha yaþanasý bir dünya
yaparýz.... Ýnsanlar arasýndaki eþitsizlikler yok edildiðinde
ancak toplumsal aydýnlýðý yakalamýþ oluruz.
Önce beyinlerimizdeki zinzirleri kýralým, sonra bizleri
kuþatan toplumsal, siyasal, geleneksel kalýplardan kurtulalým.
Kadýnýyla erkeðiyle eþit özgür ve barýþ içinde mutlu bir
yaþam isteyelim. Ýnsanlarýn kadýn - erkek diye ayrýlmadýðý,
ezilmediði sömürülmediði insanca yaþayabileceði
toplumlarýn yaratýcýsýnýn yine biz insanlarýn olacaðýný bilerek
isteyelim. Kadýn haklarýný insan haklarýndan ayýrmadan
isteyelim.
Gücümüzü, sesimizi, yüreðimizi birleþtirelim......
DERMAN ELLERÝMÝZDEDÝR........
Dünya emekçi kadýnlar günü
Kadýn olduðumuz için
Ýkinci cins sayýlmadan yaþamak
istiyoruz,
Toplumda kadýný ezen, baðýmlýlaþtýran,
ikincil plana iten anlayýþý yok etmek
istiyoruz,
Artýk yaþamýmýz boyunca gelenek,
görenek, dinsel ve yasalardan kaynak
bulan eziyet ve haksýzlýklar altýnda
ezilmek istemiyoruz,
Toplumun bize yüklediði aile, anne
gibi rollerden kurtulmak istiyoruz.
Dýþarýda çalýþsak ta çalýþmasak ta ev
iþlerinden, çocuk bakýmýndan
sorumlu tutuluyoruz ve emeðimiz
yok sayýlýyor. Bizi hayattan dýþlayan,
belirli alanlara hapseden toplumsal
anlayýþa karþý çýkýyoruz.
Kadýn cinselliðinin pornografi, sanat
ve kitle iletiþim araçlarýndan bir meta
olarak kullanýlmasýný istemiyoruz.
Egemen erkek ahlaký ve uygulanan
çifte standartlar sonucunda cinselliði
sýnýrlanan ve aþaðýlanan hep biz
kadýnlar oluyoruz. Cinselliðimiz
fuhuþta satýn alýnýyor. Evlilik dýþýnda
gayrimeþru sayýlýyor ve evlilik içine
hapis olunuyor.
Namuslu – namussuz, bekar – evli –
dul, kýz – kadýn, diye
bölümlendirilerek kimliklerimiz
belirli kalýplara göre tanýmlanýyor
ve eziliyoruz.
Evde, sokakta ve iþ yerinde cinsel tacize
uðruyoruz. Yaþ,
eðitim ve sýnýf farký
olmaksýzýn pek
çoðumuz dayak
yiyor ve
aþaðýlanýyoruz.
Sosyal, ekonomik ve
hukuksal alanlarda
erkek vesayetinden
çýkýp bedenimize,
cinsiyetimize,
emeðimize ve
kimliðimize sahip
çýkmak istiyoruz.
Kamusal alanýn her
kesiminde, karar mekanizmalarýnda
var olmak ve yeteneklerimizi
geliþtirecek olanaklara kavuþmak
için çaðdaþ, laik, cinsiyetçilikten
uzak bir eðitim istiyoruz.
Sorunlarýmýzýn bilincindeyiz, çözüm
gücünü de kendimizde buluyoruz.
Tüm kadýnlarý dayanýþmaya ve
mücadeleye çaðýrýyoruz.
Ben büyüdüðümde, ikinci cins
sayýlmadan yaþamak
istiyorum.
Ýnsanlarýn, cinsiyetlerine,
dillerine, dinlerine göre
ayrýlmadýðý bir dünya
istiyorum.
Barýþ ve özgürlük dolu bir
gelecek istiyorum.
Ben büyüdüðümde,
düþüncelerimden dolayý
hapsedilmek istemiyorum.
Ülkemin, daðlarýnda, köylerinde
kan akýtýlmasýn istiyorum.
Çocuklar aç kalmasýn; anneler
çocuklarýna bakabilmek için
TUTULMA
2006
ÝTHAL
ASTROSOLAR GÜNEÞ GÖZLEM
GÖZLÜKLERÝ
BÝLGÝ *SÝPARÝÞ* ÝLETÝÞÝM
(BÖLGE TOPTAN SATIÞI)
ALÝ ÇETÝN
Tel&Fax: 0384 441 3841
GSM: 0532 697 3237 - 0505 240 5225
e-mail: [email protected]
Dünya emekçi
Eylül Çiðdem
Bir kýz çocuðu çýðlýðý
GÜNEÞE ÇIPLAK GÖZLE BAKMAYIN
3
Hatice Þahingöz
bedenlerini satmak zorunda
kalmasýn.
Ben büyüdüðümde..... Ben
büyüdüðümde ......
Yoksulluðun, sefaletin ve
korkunun olmadýðý .....
Gerici eðitimin, ýrkçýlýðýn
olmadýðý bir ülke istiyorum..
Ben büyüdüðümde “ÝNSAN”
gibi yaþayacaðým bir
“DÜNYA” istiyorum....
Çok yakýnda bir gün,
Çok yakýnda bir gün,
Aðýr uykulardan uyanacaksýnýz.
Zor kapýlarý açacaksýnýz.
ÝNSAN gibi yaþayacaksýnýz.
4 ARAÞTIRMA
08 Mart 2006 Çarþamba
3
Dr. Ali Yaman
Þimdi Cem ve Kültür merkezleri olarak
faaliyet gösteren eski Bektaþi Tekkelerine
örnek olarak Ýstanbul Göztepe’deki Þahkulu
Sultan Dergahý ve Ýstanbul Kazlýçeþme’deki
Eryek (Erikli) Baba Dergahý verilebilir.
Bugün Ýstanbul’da 20’ye yakýn Cem Kültür
Merkezi bulunmaktadýr. Bunlardan bazýlarý
þunlardýr: Karaca Ahmet Cemevi, Þahkulu
Sultan Cemevi, Eryek (Erikli) Baba Cemevi,
Baðcýlar Cemevi, Okmeydaný Cemevi,
Yenibosna Cemevi, Ýkitelli Cemevi, Gazi
Cemevi, Sarýgazi Cemevi, Kartal Cemevi,
Kaðýthane Cemevi, Alibeyköy Cemevi, Tuzla
Aydýnlýköy Cemevi, Yenidoðan Cemevi,
Gürpýnar Cemevi, Haramidere Cemevi,
Maltepe Cemevi. Burada adlarý
sayýlanlardan Karaca Ahmet Sultan,
Þahkulu Sultan, Eryek Baba ve Garip Dede
ayný zamanda Alevilerce büyük saygý
gösterilen Erenlerden olduklarýndan ve bu
yerlerde türbeleri de bulunduðundan daha
fazla ziyaret edilmektedirler. Aleviler bu
Cem Kültür merkezlerini inanç merkezleri
olarak görmekte ve artýk dinsel ibadetler,
cenaze iþleri ve saz/semah kurslarý gibi
Aleviliðin önemli gelenekle baðlantýlý
hizmetleri de Cemevlerinde yapýlmaktadýr.
Bu Cem Kültür merkezlerinde dinsel
hizmetleri görmek üzere gönüllü veya maaþlý
olarak görev yapan Dedeler ve cenaze
hizmetlerini yerine getiren Alevi hocalar da
bulunmaktadýr. Bazýlarý inþaat aþamasýnda
olan bu kurumlarýn en büyük problemi
nitelikli insan gücü eksikliðidir. Dergahlarýn
ve cemevlerinin dinsel ve kültürel
hizmetlerinde görev alacak Dedeler,
saz/semah kurs hocalarý ve diðer hizmet
sahipleri bulmak ve yetiþtirmek konusunda
büyük sorunlarý vardýr. Bunun için gerek
Türkiye’de gerekse Avrupa’da Dedelerin ve
hizmet sahiplerinin yetiþtirilmesi konusunda
kurslar açýlmasý konusunda çeþitli
giriþimlerin varlýðý bilinmektedir. Bütün
bunlara raðmen düzenli, yeterli ve sürekli
bir eðitim yapýlanmasý kurulamamýþ
durumdadýr. Alevi inanç ve kültürüne iliþkin
donanýma sahip bulunmayan ve zaten böyle
bir amaç için de planlanmamýþ olan Ýmam
Hatip Liselerinin ve bunlarýn devamý
niteliðindeki yüksek öðrenim kurumlarý olan
Ýlahiyat Fakülteleri’nin varlýðýna karþýn
Alevilerin benzeri kurumlaþmalardan yoksun
olmasý da ayrý bir eleþtiri konusudur.
Alevilere göre ya inanç hizmetlerini görecek
kiþileri yetiþtirmek üzere Ýmam-Hatip
Liseleri benzeri benimseyebilecekleri eðitim
kurumlarý kurulmalý veya bu liseler ve
Ýlahiyat Fakülteleri yeniden yapýlandýrýlarak
Alevileri de kapsayacak þekilde bir öðretim
kadrosu ve müfredata kavuþturulmalýdýr. Bu
konuda gerek Alevilerin gerekse Sünnilerin
kendi arasýnda görüþ birliði bulunmamakta,
þimdilik varolan statükonun devam ettiði
görülmektedir.
Cemevlerinin yasal açýdan
durumlarý da pek net deðildir.
Fiilen Cemevleri olarak
bilinen bu yerler bir dernek
veya vakýf bünyesinde
iþlevlerini sürdürmektedir.
Yasalar Cami dýþýnda
“Cemevi” diye bir mekâný
ibadethane olarak
tanýmamakta ve bu ad altýnda
bir mekânýn yapýmý için yasal
olarak izin alýnamamaktadýr.
Ancak 1990’lardan bu yana
bu durumun böyle olduðu
bilinmesine karþýn siyasetçiler ve devlet
adamlarý bu cemevlerinin açýlýþlarýna
katýlmaktan geri durmamýþlardýr. Hemen
hemen her siyasi partiye mensup siyasiler
Cemevlerini ziyaret etmekten geri
durmamýþlardýr. Bu yerler yasalardan dolayý
baþka adlar altýnda açýlabilmektedir.
(Yaman, 2000: 206-207) Yasalar ve üst
düzey Devlet adamlarýnýn bu konudaki farklý
yaklaþýmlarý dikkat çekicidir. Avrupa Birliði
ve ABD’nin Türkiye ile olan iliþkileri
çerçevesinde Alevilik konusunu da gündeme
getirmeleri ve bu konuda hazýrladýklarý
raporlar çerçevesinde dernek/vakýf
baþkanlarý ile görüþmeleri, hükümetin
yapýlacak deðiþiklikleri Avrupa Birliði
zorlamasýyla yapmayý düþünmesi de oldukça
dikkat çekicidir. Bana göre bu gidiþ oldukça
sakýncalý olup meselenin Türkiye’deki
taraflarý arasýnda çözülmesi gerekmektedir.
Bu konularýn çözümünde varolan bu olgularý
dikkate alarak, herkes üzerine düþeni yerine
getirmelidir. Gerek Aleviler, gerek Sünniler
gerekse devlet kurumlarý Cem evleri
konusunu doðru anlamalý ve bu sorunu bir
þekilde çözümlemelidir.
Cem evleri ile ilgili bir baþka sorun ise
çeþitli gruplarýn veya aktörlerin onu kendi
çýkarlarý doðrultusunda kullanma
çabalarýdýr. Bu çabalar da hiç þüphesiz
Cemevlerinin kamu oyundaki imajýný
etkilemektedir. Bu çabalara daha önce
Almanya’da yayýnlanan Alevilerin Sesi
Dergisi’nde de dikkat çekmiþtim. Bunlarý
da açýkça ortaya koymak lazýmdýr. Bu
çabalar 1. Siyasiler, 2. Çeþitli ideolojik
örgütler, 3. Yazýlý ve görsel medyadaki kimi
çevreler olarak özetlenebilir. Þimdi sýrasýyla
bunlarý inceleyelim.
1. Siyasiler: Gerek çeþitli partilere
mensup siyasiler, gerekse bürokratik çevreler
zaman zaman Cem evlerinin yöneticileri ile
baðlantý kurarak özellikle seçim
zamanlarýna yönelik oy hesaplarý
yapmaktadýrlar. Bazý siyasete girmeye
meraklý dernek/vakýf/cemevi yönetici veya
üyeleri de bunu teþvik edebilmektedirler.
Aslýnda dünyanýn her yerinde inanç
kurumlarý da olsa insan unsurunun olduðu
yerde devreye siyaset girebilmektedir. Bu
gayet doðaldýr. Ancak durum Alevi inanç
kurumlarý olunca bu durum bir imaj
zedeleyici unsur olarak görülebilmektedir.
Benim önerim bu sýkýntýlarý gidermek için
siyasilerin Cem evlerinde bu yerlerin kuruluþ
amaçlarý dýþýnda faaliyetlerine dikkat etmek
ve bu kurumlarda görevli kiþi ve yöneticilerin
buralarý bir siyasete atlama aracý olarak
görmelerinin önüne geçmektir. Siyasetin
yapýlacaðý zeminler farklýdýr. Bu ayrýmý
açýkça ortaya koymak zorundayýz. Bu
faaliyetler sendikalar, siyasal partiler ve
diðer sivil toplum kuruluþlarýnda
yapýlmalýdýr. Cem evleri mutlaka siyasetten
uzak tutulmak zorundadýr.
(SÜRECEK)
BÝLÝM -KÜLTÜR - SANAT
08 Mart 2006 Çarþamba
5
Uluslararasý Emekçi Kadýnlar Günü
1857. Dünya Kadýnlar Günü'nün ortaya
çýkýþý hakkýnda üç ayrý görüþ var:
Birinci görüþe göre, 1857'de New
Yorklu dokuma iþçisi kadýnlar,
düþük ücretleri, on iki saatlik iþ
gününü ve artan iþ yükünü protesto
etmek için bir gösteri yürüyüþü
yaptýlar. Polis þiddet kullanarak
yürüyüþü daðýttý.
Ýkinci görüþe göre, Amerikalý kadýnlar
8 saatlik iþgünü ve kadýnlarýn
siyasal haklarý için mücadele
ederken, Þubat 1908'de Manhattanlý
iplik iþçisi kadýnlarýn grev yapmasý
ve polisin yine þiddet kullanmasýdýr.
Üçüncü görüþ, 1909'da New Yorklu
dokuma iþçisi kadýnlarýn iþten
çýkarýlmalarý protesto etmek için
fabrikayý iþgal etmeleri, çýkan
yangýnda 129 kadýnýn hayatýný
Clara Zetkin
kaybetmesidir.
Baþlangýcý hangi olay olursa olsun,
bu mücadelenin anýsýna, II.
Enternasyonalin 1910'daki
Kongresi'nde Clara Zetkin'in
önerisiyle Uluslararasý Emekçi
Kadýnlar Günü olarak ilan
edildi.1910 yýlýndan baþlayarak 8
Mart tüm dünyada kadýnlar için
özel bir anlam taþýdý. Kadýnlarýn
baþkaldýrýsýný simgeledi, birlikte
bir güç olmanýn, dayanýþmanýn
anlamýný bugünlere taþýdý.1960'lý
yýllara dek sosyalistlerin kutladýðý
bir gün olan ,1960'lý yýllarda
yükselen feminizmin etkisiyle tüm
kadýnlarýn, sadece emekçi olarak
deðil, hayatýn tüm alanlarýnda,
yaþanan ortak ezilmiþliði ve
mücadeleyi simgeleyen bir gün
olarak kutlanýyor. Birleþmiþ
Milletler de1975'te bugünü
"Dünya Kadýnlar Günü" olarak
ilan etti.
Zaman iz býraksýn
Leyla Kýndýþ
Boþuna geçmesin saatlerin
Öyle dakikalarý, saniyeleri tasarrufla
8 Mart ve Kadýn
Alman kadýn hareketi önderlerinden Clara
Zetkin'in 1910 yýlýnda yaptýðý öneri ile 8 Mart Dünya
Emekçi Kadýnlar günü olarak ilan edilmiþ ve
kutlanmaya baþlanmýþtýr.
8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar günü'nün yalnýz
kadýnlar günü olarak algýlanmasýný kapitalizmin
sömürü çarklarý içinde, ezilen emekçi kadýnlara
yapýlacak bir haksýzlýk olduðunu düþünüyorum. 8
Mart, emekçi kadýnýn sömürüye karþý verdiði
mücadeleyle simgeselleþtirdiði gündür.
Bu gün 8 Mart'ýn içini boþaltmak isteyen, gerçek
amacýndan saptýran ülkemizde ve dünyada bir çok
kadýn hareketi bulunmaktadýr. Kadýnýn sorunlarý ayaðý
yere basmayan ne feminist hareketlerle, nede küçük
burjuva anlayýþlarla ortadan kaldýrýlabilir.
Kadýnýn toplumda ikinci sýnýf insan konumuna
düþmesi mülkiyet kavramýnýn ortaya çýkýþý ile doðru
orantýlý olduðu bilinmektedir. Ýlkel toplumda insanlar
bir biriyle eþit konumda iken, kadýn toplumun en
etkin üyesi, söz sahibiyken (bolluðun,bereketin
simgesi ana tanrýça) mülkiyetle birlikte geliþen sýnýflý
toplumlarla birlikte kadýnda bir mülk olarak
görülmeye baþlanýr.
Elbette kadýn bu dýþlanmayý, aþaðýlanmayý,
horlanmayý Hiçbir dönemde kolay kabul etmemiþtir.
Köleci düzene karþý tarihte bilinen en büyük köle
isyaný olan Spartaküs ayaklanmasýnda Spartaküs'ün
yanýnda köle kadýnlarýn olmadýðýný kimse söyleyemez.
Her dönemde kadýn ezilenlerin yanýnda isyan
bayraðýnýn altýnda yerini almýþtýr, alacaktýr. 8 mart
bunun en güzel örneklerinden birisidir.
Ýnsanlar arasý ayrýmcýlýðýn ortadan kalkmasý, kadýn
erkek eþitsizliðini de ortadan kaldýracaktýr. Buna
ulaþmak ise insan haklarý ve demokrasinin gerçek
anlamda yaþama geçirilmesi için verilecek
mücadeleyle mümkündür.
Kullan ki,
Yarýn için dün ne yaptým diye
Kendini sorgulama.
Kaybetmeden her anýný
Dolu dolu yaþa ki, uykularýn kapuzsuz,
Rüyalarýnla dolsun.
Gökyüzü görünmüyorsa, yataðýndan,
Sabahýn ilk güneþi düþmemiþse gözüne.
Zaman geçmek bilmiyorsa hücrende
Zamanla unutacaksýn hücre duvarlarýný
Ve ýslak küf kokusu odalarýný
Sen yinede dolu dolu yaþa gününü
Geceleri karanlýk çöktüðünde gönlünde.
Düþüncelerin ýþýk olacak, yarýnýna.
Vücudunda iþkence izleri.
Zaman iz býrakýr, ellerinde
Sen öyle kullan ki ellerini
Ýzmarit sönmüþ vücudunu dünya
Bilsin tanýsýn.
Ve öldüðün zaman bu kim diye unutulmasýn
Ölümün iz býraksýn zamanýn sonsuzluðunda.
Naciye Demir
29/ 12 / 1996
Cinsiyeti ve bakýþý
'erkek' olan düzenden
KADIN HAKLARI
beklenir mi?
1943. Ýsmet Ýnönü 7. TBMM'yi
açtý ve yeniden cumhurbaþkaný
seçildi.
1951. Adnan Menderes hükümeti
istifa etti. Bir gün sonra II.
Menderes hükümeti kuruldu.
1955. Türkiye'nin ilk kanserle
savaþ dispanseri açýldý.
1956. Ýzmir'de Demokrat Parti
tarafýndan düzenlenen
mitingde konuþan Baþbakan
Menderes, basýný eleþtiren bir
konuþma yaptý. "Bu gazeteler
demokrasi devriminin matbuatý
olmak vasfýna sahip deðildir"
dedi.
1957. Siyasal Bilgiler Fakültesi
eski dekaný Turhan Feyzioðlu,
Türk Hukuk Kurumu'ndaki
konferansýnda " Meþrutiyati
takip eden birkaç yýl ve
Demokrat Parti iktidarýnýn ilk
yýllarý hariç, basýn hürriyete
hasret kalmýþtýr " dedi.
1975. Ýstanbul'da Osmanbey'deki
Dostlar Tiyatrosu'nda Ýlerici
Kadýnlar Derneði (ÝKD) 'nin
kuruluþ çalýþmasýný yürüten
kadýnlarýn giriþimiyle ilk kez
kamuya açýk bir kutlamasý
düzenlendi. 400-500 kadýnýn
katýldýðý toplantýda, Kadýnlar
Günü'nün anlam ve önemi
üzerine konuþmalar yapýldý,
þiirler okundu.
1979. Cumhurbaþkaný Fahri
Korutürk, Türk Silahlý
Kuvvetleri'ne iliþkin tartýþmalar
üzerine "Silahlý Kuvvetlerimizi
her türlü politika dýþýnda
tutmaya büyük bir dikkat ve
özen göstermek hepimizin
baþta gelen görevi olmalýdýr"
dedi.
Ýngiliz Genelkurmay Baþkaný'nýn
davetlisi olarak Ýngiltere'de
bulunan Genelkurmay Baþkaný
Orgeneral Kenan Evren
kendisine yöneltilen bir soru
üzerine, Türk polis ve
jandarmasýnýn görev ve
yetkilerini belirleyen yasal
düzenlemelerin yetersiz
olduðunu ve ilgililer tarafýndan
gözden geçirilmesi gerektiðini
söyledi.
1984. 8 ilde olaðanüstü hal
uygulanmasý ile ilgili
"Olaðanüstü Hal Yönetmeliði"
Resmi Gazete'de yayýmlanarak
yürürlüðe girdi.
Yunanistan Türk savaþ gemilerinin
bir Yunan Destroyerine ateþ
açtýðý iddiasý ile Ankara'daki
büyükelçisini geri çaðýrdý.
Geliþmeler üzerine Türkiye de
Atina büyükelçisine ülkeye
dönme talimatý verdi.
1987. Kadýn Çevresi Yayýncýlýðýn
çýkarttýðý Feminist dergisi
yayýna baþladý. Sahibi ve yazý
iþleri müdürlüðünü Handan
Koç'un yaptýðý derginin baþlýca
yazarlarý.Ayþe Düzkan,
Handan Koç, Minu, Defne,
Filiz k., Serpil, Gül, Sabahnur,
Vildan, Stella Ovadis idi.
Dergi, Mart1990'da yayýn
hayatýna son verdi.
1988. Yeni Gündem dergisi yazý
iþleri müdürü 7,5 yýl hapse
mahkum oldu.
1992. Dünya Kadýnlar Günü
nedeniyle Ýstanbul ve Adana'da
düzenlenen kutlama
yürüyüþlerine polis müdahale
etti, bazý kadýnlar dövüldü, iki
kadýn yaralandý, 8 kadýn
gözaltýna alýndý.
Bugün Doðanlar:
1895. En ünlü Güney Afrikalý
kadýn þairlerden Juana de
Uruguayan Ibarbourou.
1902. Karakter rolleriyle ünlü siyah
Amerikalý televizyon filmleri
oyuncusu Louise Beavers.
1945. 20. yüzyýl sonlarýnda yeni
izlenimici sanat akýmýnýn önde
gelen kiþiliklerinden biri olan
Alman ressam Anselm Kiefer.
Bugün Ölenler
1869. Fransýz besteci Hector
Berlioz.
1944. Romancý Hüseyin Rahmi
Gürpýnar Heybeliada'daki
evinde zatürreeden.
1948. Kendi bulduðu hastalýða adý
verilerek dünya týp literatürüne
geçen, deri ve zührevi
hastalýklarý uzmaný Ordinaryüs
Profesör Hulusi Behçet
Ýstanbul'da.
1959. Cumhuriyet dönemi
hikayecilerinden Bekir Sýtký
Kunt.
1977. Hikayeci Fikret Ürgüp
Ýstanbul'da. .
1980. Türkiye'nin önde gelen
felsefecilerinden Nusret Hýzýr
Ýstanbul'da.
Duyuru
Hacýbektaþ Çok Programlý Lisesi ve Kýz Meslek Lisesi öðrencilerinin
yarýþacaðý “Kim 50YTL ister” adlý Yarýþma Programý düzenlenecektir.
Yarýþma ayný Kim 500 BÝN YTL ister formatýndadýr. Ödül kazanan
öðrencilere para ödülü verilecektir. Ödüllere sponsor olmak isteyen
kiþiler, kuruluþlar aþaðýdaki telefona baþvurabilirler. Sponsorlarýn
reklamlarý yarýþma arasýnda ve giriþ kapýsýnda yapýlacak ayrýca bir
teþekkür yazýsý da liste halinde bu gazetede yayýnlanacaktýr. (Sponsorlarýn
desteklerini bekliyoruz.) Yardýmlarýnýz için þimdiden teþekkür ederiz.
Hacýbektaþ Çok Programlý Lise öðretmenleri:
Zekine Öztürk, Sedat Han
Tel: 0544 620 71 00
Okul Tel: 0(384) 411 30 08
Bu ilan Suluca Karahöyük gazetesinin katkýlarýyla yayýnlanmaktadýr.
6
08 Mart 2006 Çarþamba
Ýlkay Ýlkim Kahraman
Atatürk Ýlköðretim Okulu 5/B
Dünya Kadýnlar Günü
Annelerimize hayatta çok iþ düþer. Bulaþýktý
yýka, çamaþýrdý ütüle her þey anneye bakar. Evde
anneler çocuklarýna bakar, babalara da haksýzlýk
etmeyelim babalarda eve tabii ki de katkýsý vardýr.
Babalarda eve ekmek getirirler. Anneler kutsaldýr,
eskiden kadýnlar daha aþaðýlanýrken þimdi ise
kadýnlar artýk iþ sahibidirler. Yurdumuzda kadýnlara
daha çok deðer veriliyor. Eskiden kadýnlara seçme
ve seçilme hakký verilmiyordu, o zaman sadece
erkeklere veriliyordu. O zaman erkekler kutsaldý.
Þimdi ise seçme seçilme hakký veriliyor kadýnlara,
ayrýca iþe girebiliyor, çalýþýyor artýk kadýnlarýmýz.
Þimdi ise hayatýmýzda kadýn ve erkeklerimiz
eþitlendi. Ve bir düþünün kadýnlar olmasaydý ne
kadar hayatýmýz kötü olurdu?
Þimdi ise hem kadýnlarýmýz hemde
erkeklerimiz çalýþýyorlar. Günlük yaþantýmýzda
da biliyoruz ki kadýnlarýn ne kadar kutsal olduðunu
ondan programlar düzenler 8 Mart Dünya Kadýnlar
Günü’nü kutlarýz.
Çocuklar sorarým sizlere; sizleri kim karnýnda
taþýdý 9 ay, kim hazýrlamýþtýr sizin yemeðinizi, siz
uyurken kim örtmüþtür üstünüzü, kim istemiþtir
sizin hastalanmadan bir yaþam sürmenizi, sorarým
sizlere. Tabii ki de annelerimiz. Sakýn annem beni
sevmiyor diye düþünmeyiniz. Sizi annelerinizden
daha iyi düþünecek ve sevecek kimse yoktur.
Annelerin görevlerini saymakla bitiremeyiz.
Unutmayýnýz ki kadýnlar kutsaldýr ve de cennet
analarýn ayaklarýnýn altýndadýr.
Kafandaki
türbaný deðil,
töre cinayetlerine
giden kurbaný koru.
“8 Mart Dünya Kadýnlar
Günü’nü kutlarýz”
HACIBEKTAÞ - CHP Hacýbektaþ
Ýlçe Baþkaný Bayram Ayvazoðlu,
yayýnladýðý bir mesajla 8 Mart Dünya
Kadýnlar Günü’nü kutladý. Bayram
Ayvazoðlu’nun mesajý þöyle:
“Tüm dünyada ve ülkemizde
kadýnlarýn hala ikinci sýnýf insan
sayýlmasý hala namus cinayetleri
dolayýsýyla binlerce kadýnýn
öldürülmesi devam etmektedir.
Ülkemizi yöneten AKP iktidarý
kadýnlarýmýzý ortaçað karanlýðýna
hapsetme düþüncesini tüm kamuoyu
önünde Haremlik – selamlýk
uygulamalarla ortaya koymaktadýrlar.
Kadýný bir insan deðilde bir obje
olarak gören anlayýþ ayný zamanda
Bizim kadýnlarýmýz
..................................
Ve kadýnlar
bizim kadýnlarýmýz:
korkunç ve mübarek elleri,
ince, küçük çeneleri, kocaman
gözleriyle
anamýz, avradýmýz, yarimiz
ve sanki hiç yaþamamýþ gibi ölen
ve soframýzdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve daðlara kaçýrýp uðrunda hapis
yattýðýmýz
kendi siyasi çýkarlarý uðruna
kadýnlarýmýzý kullanmaya Anadolu
kadýnýný yüzyýllardýr kullandýðý baþ
örtüsünü Cumhuriyet devrimlerine
karþý bir baþkaldýrý bir karþý duruþ
olarak kullanma niyetleriyle artarak
devam etmektedir. Ama þunu
unutmamalýlardýr ki kurtuluþ
savaþýnda cephede sýrtýnda top tüfek
mermi taþýyarak canýyla, diþiyle
savaþan kadýnlarýmýz. Bu ülkenin orta
çað karanlýðýna hapsedilmesine asla
izin verilmeyecektir. Tüm
kadýnlarýmýzýn 8 Mart Dünya
Kadýnlar Günü’nü kutlar, barýþ, sevgi
ve özgürlük dolu bir dünya dilerim.”
ve ekinde, tütünde, odunda ve
pazardaki
ve karasapana koþulan
ve aðýllarda
ýþýltýsýnda yere saplý býçaklarýn
oynak, aðýr kalçalarý ve zilleriyle bizim
olan
kadýnlar,
bizim kadýnlarýmýz.
................................
Nazým Hikmet
Kadýnlarýmýz
O kadýnlar bizi doðurup büyüten
Büyütüp de bu günlere getiren
Hiç durmadan bir þeyleri üreten
Hem hanýmsýn, hem kadýnsýn, anasýn
Emektarsýn, fedakarsýn, yaransýn
Hem evdesin, hem fabrikada, tarlada
Sýrtta bebe, azýk elde yaylada
Delik çarýk, yýrtýk þalvar olsa da
Hem hanýmsýn, hem kadýnsýn, anasýn
Nasýr tutmuþ eller kilim dokuyor
Birde tutmuþ yanýk türkü okuyor
O gül teni vallah toprak kokuyor
Hem hanýmsýn, hem kadýnsýn, anasýn
Emektarsýn, fedakarsýn, yanarsýn.
Birde bað, bahçeye vermiþtir emek
Kýzgýn güneþ vurmuþ terliyor tek tek
Emeðinin karþýlýðýný ah verebilsek
Hem hanýmsýn, hem kadýnsýn, anasýn
Emektarsýn, fedakarsýn, yanarsýn
Düðün dernek olur sende gidersin
Yýlda bir kez kutnu, kumuþ giyersin
Kaderine küser boyun eðersin
Hem hanýmsýn, hem kadýnsýn, anasýn
Emektarsýn, fedakarsýn, yaransýn
Yorulmuþtur bir of çeker derinden
Rüzgar esti saçýnýn bin telinden
Solmaz yeter þu çektiðin dilinden
Hep hanýmsýn, hem kadýnsýn, anasýn
Emektarsýn, fedakarsýn, yanarsýn.
Solmaz Akakalýn
Sahibi: Hacýbektaþlýlar A.Þ. adýna Naci Özçelik Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü: Aydýn Þimþek Genel Yayýn Yönetmeni: Osman Çoban
Yönetim Yeri: Çarþý içi Esnaf Kefalet Koop. binasý kat: 2 Hacýbektaþ/ Nevþehir Tel-Faks: 0384 441 39 47
E-mail: [email protected] Þirket e-mail: [email protected] E-groups: [email protected] Web:
www.hacibektaslilar.com Baský: Hacýbektaþlýlar A.Þ. Matbaasý Bala Mah. Bektaþ Efendi Sk. No: 38 Hacýbektaþ
Tel-Faks: 0384 441 29 16 Pazar günleri yayýnlanmaz. Yayýn Türü: Yerel Süreli Yayýn
Akþam yaðýþlý
En Yüksek 0C 13
En Düþük 0C 5
Rüzgar Hýzý 28,20 km/s
Rüzgar Yönü Güney
Nem
42 %
Çið Noktasý -1 0C
Erkek Egemen Toplumda Kadýn
Yüksel Özçelik
Solmaz Akalýn
Emekli öðretmen
Kadýn haklarý, toplumlarda erkek
egemenliðine iliþkin geleneksel anlayýþa
hep ters düþmüþtür. Bu yüzden de
bütünüyle ele alýnmasý gereken insan
haklarý yetersiz kaldýðýndan "Kadýnýn insan
haklarý" ný gündeme getirme ihtiyacý
duyulmuþtur.
Kadýn, her yerde her durumda
öncelikle insan olduðunu, herkesle eþit hak
ve özgürlüklere sahip olduðunu anlatmaya
çalýþmýþ durmuþtur.
Bunu söylerken durumunun farkýnda olan,
cesareti olan kadýndan söz ediyorum.
Öte yandan eðitim fýrsatý
verilmemiþ,çevrenin ve evdeki erkeklerin
baskýsý sonucu haklarýnýn ve birey oluþunun
farkýna varamamýþ veya susmuþ, elinden
bir þey gelmeyen kadýn kaderine boyun
eðmiþtir.
Yani kadýn, eðitim görmüþ,baba evinde
demokratik bir ortamda yetiþtirilmiþse,
toplumda bütün haklarýný kullana bilen
mutlu bir birey olmuþ mudur?
Dünyanýn neresinde olursa olsun
kadýnýn eðitim, aile hayatý, çalýþma hayatý,
þiddet, ekonomik sýkýntý, özgürlük gibi
konulur da kaderi hemen hemen ayný. Geri
kalmýþ ve geliþmekte olan toplumlarda
daha yoðun ve çarpýcý biçimde yaþanýyor.
Kadýnýn sosyal, toplumsal, çalýþma
hayatý, nedeni durumuyla ilgili yeni yasalar
çýkarýldý, düzenlemeler yapýldý. Bunlar,
belki hala yetersiz ama durduk yere de
çýkmadý.
Çeþitli kadýn dernek ve kuruluþlarýnýn
(Mor çatý, Uçan süpürge, Kadýnýn Ýnsan
Haklarý Derneði gibi) yýllar süren çabasý,
sokaklarda seslerini duyurmaya çalýþan
kadýnlarýn feryatlarý sonucu ve biraz da
AB hatýrýna birtakým yasal düzenlemeler
yapmak zorunda kalýndý.
Örneðin,bundan
böyle kadýn çalýþmak
için kocasýndan izin
almak zorunda deðil.
Ne iyi, ne güzel.
Üretimin içinde
olmak,aile bütçesine
katkýda bulunmak
kimseye zarar vermez.
Anlaþýlmasý zor
olan þu; Kadýn evde çalýþýrken kocasýndan
izin almak zorunda deðildi, aksine birinci
görevi ev kadýnlýðýdýr.
Hiç bir
karþýlýðý olmayan bu görevi sabah kentler
de saat altýda,kýrsalda daha erken baþlar.
Yemek, çocukbakýmý,
çamaþýr-bulaþýk, temizlik, örgü-dikiþ;
köydeyse üstüne üstlük bað-bahçe,
hayvancýlýk.. Akþam olunca ertesi gün için
hazýrlýk yapýlýr,herkesten sonra yatýlýr.
Hafta sonu tatili, yýllýk izin, iþlerden
yakýnma, yorulma, kolay kolay hastalýktan
yatma gibi haklarý yoktur. Bu iþlerden biri
aksarsa ortalýk karýþýr. Bütün bunlar ücretsiz
olduðu gibi belki de daha hafif bir iþte
çalýþýp gelen eþini de rahat ettirip hoþ
tutmak zorundadýr.
Bu bütün evler iþler için,her statüdeki
kadýn için ve erkek için geçerlidir. Belki
dozu deðiþir.
Üretimin içinde doðrudan yer alan
erkeðe, evde üreten kadýnýn emeði, katkýsý
yok sayýlýr. Evdeki bu iþleri dýþarýdan
birinin ðelipte ücretle yaptýðýnýn hesap
edelim.
Gündelik temizlik 30-40 YTL, çocuk
bakýmý aylýk 250- 300 YTL, köylerde bað
bahçe için ýrgat parasý... Bunlarý aylýða
dökersek en iyimser þekliyle ortalama
2.000 YTL eder.
Yani ev kadýnlýðý iþsizlik deðildir. Ev
Kadýnlarýmýz
kadýnlýðý aðýr bir meslektir.. Kadýn dýþarýda
da üretime katýlýyorsa, eþinin ve
çocuklarýnýn evdeki aðýrlýðý daha çok
paylaþmasý gerekir. Kadýn dört duvarýn
ötesinde de varlýðýný sürdürebilmeli. Buna
fýrsat tanýnmalý.
Kadýnýn her alanda insan haklarýný
kullanabilmesi için sivil toplum örgütlerinin
ve ülkeyi yönetenlerin erkek eðemen
anlayýþtan ve uygulamalarýndan sýyrýlmasý
gerekir.
Her alanda daha çok kadýn, daha çok
eþitlik ve özgürlük demektir.. Yoksa çýkan
yasalarýn, kanunlarýn uygulayýcýsý erkek
eðemen anlayýþ olursa, hayata geçirilmesi,
kadýnlar tarafýndan kullanýlmasý zor olur,
her þey havada kalýr.
Cumhuriyetle birlikte Türkiyeli
kadýnlar bazý haklarý dünyanýn birçok
ülkesinden daha önce kazanmýþlardýr, ama
kadýna þiddet ve mevcut yasalara direnme,
reddetme eðilimi hep varlýðýnýn
sürdürmüþtür.
Kadýn-erkek toplumun tüm
bireylerinin dayanýþma, anlayýþ ve
birbirlerinin haklarýna- özgürlüklerine saygý
göstereceði günler dileðiyle 8 MART
DÜNYA KADINLAR GÜNÜ'MÜZ
KUTLU OLSUN.
Her yýl 8 Mart dünya kadýnlar gününü kutlarýz. Acaba neden,
niçin, niye? Kadýnlarýmýzýn deðer ve kýymetini bilmemiz için
illede böylesi özel günlerimi beklememiz gerekiyor. Þöyle
konunun özüne inecek olursak, yýllar öncesine dönüp
baktýðýmýzda, kýrsal yönlerde yaþanan kadýnlarýn özgürlüklerinin
kýsýtlanmasý, hep ezilerek kölelik muamelesinin yapýlmasý nedeni
ile haklarýný savunmasýný býrak, konuþmaktan bile korkar
haldelerdi. Eþitlik istiyoruz. Buda kadýnlarýn en doðal ve gerçek
haklarý, ama þu bir gerçeðinde hepimiz farkýndayýz ve biliyoruz,
eþitlik nasýl saðlanacak. Kýrsal kesimlerde yaþayan vede hayat
þartlarýnýn verdiði zorluklardan, dolayý büyük kentlerde yaþamaya
çalýþan kadýnlarýmýzýn kimileri fabrikalarda, kimileri ise tarla,
bað, bahçe iþlerinde gece gündüz, soðuk sýcak demeden, evinin
ekonomisine katký, çocuklarýna bir tabak sýcak yemek ve eþinin
omuzlarýna binen geçim zorluðunun yükünü birazcýkta olsa
azalta bilmek amacýyla yýlmadan, usanmadan ve o nasýr tutmuþ
eller eskimiþ elbisesi delinmiþ ayakkabýsýyla, günlerce, haftalarca
vede aylarca idare ederde yinede þikayet etmezler hayatlarýndan,
etseler de deðiþen bir þey olmayacaktýr ya, ah o analar ve o
kadýnlarýmýz.
Madalyonun diðer yüzüne bakacak olursak, gününü gün eden
lüks içinde abartýlý ve gösteriþli hayat süren senin ve benim
ürettiklerimizi tüketen villalarda yaþayan mini eteði, boyasý
pudrasý günlerini her gün bir barlar ve kokteyllerde, gazinolarda
geçirenler, diðer yanda alýn teriyle ekmeðini kazanmaya çalýþan
yaþam mücadelesi veren kadýnlarýmýzsa, onlara alay konusu olup
ve küçümsenirler, buda yetmemiþ gibi kendileri zevki, sefa
sürerken, temizlikçi kadýn ya da hizmetçi adýný vererek üç beþ
kuruþa kendilerine kul ederler. O zaman soruyorum nerede adalet
nerede eþitlik.
Bizler 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü’nün anlamýný lüks
villalarda yaþayanlara mý soralým yoksa açlýkla savaþ veren ve
hayatta kalabilmek mücadele eden kadýnlarýmýza mý soralým.
Tüm kadýnlar eþit haklara sahipse o zaman bu eþitsizlik niye?
Kadýn fedakardýr, üretkendir ve emektardýr, bunlarý hiç kimse
göz ardý edemez. Kadýnlar yeri gelir gelir çocuklarýna ana, yeri
gelir evinin erkeði, yeri geldiðinde de, erkeðinin kadýnýdýr,
kadýnlarýmýz ne bir köle, ne bir hizmetçi nede mahkumdur, ve
kadýnlarýn, haklarýný savunma, söz hakký vede kendilerini ifade
edebilmeleri içinde gerek toplum gerekse, eþleri tarafýndan
desteklerin verilmesi ve dýþlanmamasý görüþündeyim. Doða
bizlere öyle bir güzellik sunmuþ ki, kadýn erkeði, erkekte kadýnýn
tamamlayýcýsýdýr. Vede bir baþarýlý erkeðin arkasýndan kadýnýn,
baþarý bir kadýnýn arkasýnda da erkeðin olduðunu bilmemiz
gerekiyor galiba.
Nice kendini ifade etmiþ ve her birinin ayrý meslek dallarýnda
sesini yükseltmiþ kadýnlarýmýzda var. Onun için eðer baskýlardan
kurtulup daha modern bir aile yaþantýsý istiyorsak vede özlüyorsak
her þeyin kendi elimizde olduðunu söylememe gerek yoktur
herhalde. Ve bende buradan tüm kadýnlarýmýzýn 8 Mart Dünya
Kadýnlar Günü’nü sadece bir gün için deðilde tüm yaþantýlarý
boyunca saðlýk, mutluluk, barýþ ve baþarý getirmesini diliyorum.

Benzer belgeler

güneş eczanesi - Hacibektaslilar

güneş eczanesi - Hacibektaslilar her köþesinde özgürlük, eþitlik ve demokrasi þarkýlarý söyleninceye kadar. Sevgilerimle

Detaylı

halk bülten pdf 49 için tıklayınız

halk bülten pdf 49 için tıklayınız II. Enternasyonalin 1910'daki Kongresi'nde Clara Zetkin'in önerisiyle Uluslararasý Emekçi Kadýnlar Günü olarak ilan edildi.1910 yýlýndan baþlayarak 8 Mart tüm dünyada kadýnlar için özel bir anlam t...

Detaylı

Anneler ve Kızlar: Unless Romanı`nda Kadın Dayanışmasının

Anneler ve Kızlar: Unless Romanı`nda Kadın Dayanışmasının olabilmiktedir. Bu belirlemelerin standartlarýný erkekler yaratmýþtýr. Ataerkil anlayýþa göre kadýn doða harikasýdýr, çocuk doðurur, büyütür, erkeðinin damak tadýna uygun yemekler yapar, bedenini o...

Detaylı