Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru

Transkript

Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
[1]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
[2]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
0666
SORU ve CEVAP
(TEK İMAM İKİ MEZHEP)
Hüseyin
www.mezheplerittifaki.com
Diyarbakır-2013
[3]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
MİZANPAJ
Aksa Grafik
0412. 224 22 26
BASKI:
Zekisan Matbaa ve Kırtasiye
0412. 226 71 79
[4]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
Hz. MUHAMMED (s.a.v.)
Abdullah ile Âmine’nin evliliğinden M. 20 Nisan 571 Pazartesi günü Mekke’de
doğdu. Üstün insan anlamına gelen Muhammed ismini dedesi Abdulmuttalib koydu.
Kur’ân-ı Kerim’de bu isim geçer. Diğer Kutsal Kitaplarda aynı manaya gelen Ahmet ismi
ile anılır. Künyesi Ebu’l Kasım’dır. Süt annesi Halime, süt kardeşi Şeyma, süt babası
Haris’tir. Sütannede dört yıl kalmıştır. Şakk-ı Sadr veya Şerh Sadr bu esnada olmuştur. Altı
yaşında annesiyle Medine’ye dayılarının yanına ve babasının kabrini ziyarete gitmiştir.
Dönüşünde annesi Âmine Hatun Ebva köyünde vefat etmiştir. Ümmü Eymen onu Dedesi
Abdulmuttalib’e emanet etmiştir. Sekiz yaşında Abdulmuttalib vefat edince, Amcası EbuTalib’in himayesinde kalmıştır.
TİCARİ HAYATA ATILMASI:
Ebu-Talip ve eşi Fâtıma, Muhammed’e çok iyi baktılar. 8-13 yaşlarında ticari hayata
amcasıyla başladı. Suriye ve Yemen’e ticaret maksadıyla gitti. Bahira adındaki bir Rahib
Ebu Talib’i uyararak, O’na dikkat etmesini tavsiye etti.
FİCAR HARBİNE KATILMASI:
Gençlik döneminde bu savaşa sadece amcalarına atılan okları toplayarak yardım
etmek şeklinde katılmıştır. Hiç ok atmamış ve kan dökmemiştir.
HILFU’L FUDUL BOYKOTU:
Başta Ebucehil olmak üzere bazı art niyetli tüccar, Mekke girişinde dışarıdan gelen
tacirlere kötü muamele ediyorlardı. Bu tür çirkin olaylarda haksızlığı önlemek için bir
direniş yapılmıştı. Hz. Muhammed bu direnişe de katılmıştır.
Mİ’RAÇ:
Recep ayının 26-27 gecesinde 621 yılında olmuştur ve şu hükümler teşri kılınmıştır:
1- Allah’a hiçbir surette şirk (ortak) koşmayınız. İslam akidesinin esası budur. 2Anaya, babaya hürmet ve itaat ediniz. 3- Hısım ve akrabanın, fakir ve yoksulların,
yolcuların, gurbette kalmış kimsesizlerin haklarını veriniz. 4- İsraf etmeyiniz. 5Çocuklarınızı geçim derdinden dolayı öldürmeyiniz. 6- Zinaya yaklaşmayınız. 7- Haksız
yere kimseyi öldürmeyiniz. 8- Yetimlere iyi muamele ediniz. 9- Verilen sözü tutunuz. Ahde
vefa gösteriniz. 10- Ölçü ve tartıda doğruluğa dikkat ediniz. Eksik ölçüp, noksan
tartmayınız. 11- Bilmediğiniz bir şeyin ardına düşüp körü-körüne onu takip etmeyiniz.
Araştırınız. 12- Yeryüzünde kibir ve gurur taslayarak yürümeyiniz.
[5]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
HZ. HATİCE İLE EVLENMESİ:
Asil, zengin ve iffetli bir insan olan Hatice’nin ticaret işlerine yardım ediyordu. Hz.
Hatice ile evlendi ve mutlu bir aile hayatını paylaştılar. Bu evlilikten Abdullah, Kasım,
Zeynep, Rukiye, Ümmügülsüm, Fatma adında çocukları dünyaya geldi.
KÂ’BE HAKEMLİĞİ:
Sel ve yangınlarla harap olan Ka’be tamir ediliyordu. Sıra Hacer-i Esved’in
konmasına gelince bu şeref paylaşılamaz olmuştu. Kabe’ye ilk gelenin hakemliğinde bu
problem çözümlenmeliydi. Ve o gelen Hz. Muhammed’di. Bir yaygı üzerine konan taş
bütün kabile reislerince duvar hizasına kaldırılmış, Hz. Muhammed de mübarek eliyle onu
yerine yerleştirmiştir.
PEYGAMBERLİK VE İLK VAHİY:
610 yılında Hira Nur Mağarası’nda Ramazan ayının Kadir gecesinde “Oku” emriyle
ilk Vahiy gelmiştir. İlk Müslümanlar: Hz. Hatice, Hz. Ebu bekir, Hz. Zeyd ve Hz. Ali’dir.
HABEŞİSTAN’A HİCRET:
615 yılında Cafer-i Tayyar başkanlığında 1. defa 105 kişilik bir Müslüman muhacir
Habeşistan’a hicret etmiştir.
MÜSLÜMANLARIN BOYKOT EDİLMESİ:
Miladi 617-620 yıllarında 3 yıl süre ile Şi’b-i Ebi Talib mevkiinde Müslümanlar zorla
boykota tabi tutulmuştur. Bu esnada peygamberimizin eşi Hz. Hatice ve amcası Ebu Talip
vefat etmişlerdir. Bu seneye hüzün yılı denir.
TAİF’E YOLCULUK:
Peygamberimiz Mekke’ye 2 günlük mesafedeki Taif’e giderek, İslam’ı orada yaymak
istemiştir. Ancak şehre sokulmamış üstelik taşlanarak geri dönmüştür.
[6]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
AKABE BİATI:
M. 621 yılında Rebiül-evvel ayının 12. Gününde Mekke’den Medine’ye 8-10 günlük
bir yürüyüşle gerçekleşmiştir. İlk mescit Kuba köyünde yapılmış, Peygamberimiz daha
sonra Sa–limoğulları yurduna geçerek ilk Cuma namazını burada kıldırmıştır.
MEDİNE DÖNEMİ:
Peygamber Efendimize Medine’de yerleşmesi için bir arsa üzerine Mescid-i Nebi inşa
edilerek bitişiğinde de odalar yapıldı. 10 Dinara 2 yetim çocuktan satın alınan bu arsaya
temeli taş, duvarları kerpiç, direkleri hurma ağacı, çatısı hurma dallarından ve zemin çakıl
üzerine kum ile kaplanarak bugünkü Mescid-i Nebevi’nin ilk hali gerçekleştirildi. (M. 623)
629’da minber ve mihrap yapılmış, 630 yılında iç aydınlatması sağlanmıştır.
İLK EZAN: 623 yılında okunmuş, 624 yılında da kıble değişmiştir.
İLK SERİYELER:
Küçük askeri birliklere Seriyye denir.
1- Hz. Hamza başkanlığındaki Seriye 30 kişi idi,
2- Ubeyde B. El Haris Seriyyesi 60 kişi,
3- Sa’d B. Ebi Vakkas Seriyyesi 10 kişi,
4- Abdullah B. Cahş Seriyyesi 8 kişi idi.
BEDİR SAVAŞI (624):
Ebu Sufyan Başkanlığındaki 1000 deveden oluşan kervanın basılacağı bahanesi ile
savaş çıkmıştır. Bedir mevkiinde Kureyş müşrikleri ile Medineli Müslümanlar arasında
olmuştur. 312 kişi Peygamber ordusu, 1000 kişi müşrik ordusu idi. Bu savaşta
Müslümanlardan 14 şehit, müşriklerden 70 ölü vardı. En önemli sonucu esirlerden okumayazma bilenler, okuma yazma bilmeyen Müslümanlara okuma-yazma öğretirlerse serbest
kalacaklardı.
UHUD SAVAŞI:
625 yılında 3000 kişilik müşrik ordusu Medine’ye hücum etti. 700 kişilik İslam
ordusu Hz. Peygamberin komutanlığında Uhud Mevkiinde meydan muharebesi yaptı.
Peygamber–imizin kesin talimatına uyulmaması sonucu kazanılan zafer, bir ara şaşkınlık
yarattı. Müslümanlardan 70 Şehit, Müşriklerden de 20 ölü vardı. Hz. Hamza Şehit
edilmişti.
[7]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
MUSTALİK SAVAŞI VE MAUNA FACİASI:
Medine civarındaki kabileler zaman zaman din öğrenmek için öğretmen talep
ediyordu. 10 kişilik Kur’an öğretmeni Adl ve Karre kabilelerine Kur’an öğreticisi olarak
giderken ani bir saldırıya uğradılar. Bu saldırı sonucu 7’si orada şehit edildi. 3’ü de
Mekke’de işkence ile öldürüldüler. 626 yılındaki bu faciaya Mauna kuyusu yakınlarında
olduğu için Mauna faciası denir. Mustalik Savaşı ise Medine’ye cephe alan Mustalik
Yahudileri gizliden gizliye Mekke’ye yardım ve ajanlık yapıyordu. Peygamberimiz 1000
kişilik bir orduyla ani bir baskın yapıp düşmanı dağıttı. 5000 koyun, 2000 deve ve 700 de
esir alındı. Hz. Aişe’ye “İFK” iftirası bu savaşta atıldı.
HENDEK SAVAŞI (626):
Selman-ı Farisi’nin teklifi ile Medine’nin etrafında 5 km. uzunluğunda (4.5 m – 9m)
genişliğinde bir hendek kazıldı. 10.000 kişilik Müşrik ordusu 27 gün süre ile Medine’ye
taarruz için bekledi. Müslümanlardan 6 şehit, Müşriklerden 8 ölü ile perişan bir vaziyette
Müşrikler dağılıp geri döndü.
HUDEYBİYE BARIŞI (6 NİSAN 628):
Umre yapmak ve anayurdu ziyaret etmek müjdesini alan Müslümanlar yanlarına hafif
silahlar alarak Mekke’ye yürüdüler, ancak istenen olmadı. Bir anlaşma imzalanarak 1 yıl
sonra gerçekleştirilmek üzere karar verildi. Ancak anlaşma şartları Müslümanların
tamamıyla aleyhine idi. Şerden hayır doğdu…
MEKKE’NİN FETHİ (1 OCAK 630):
Arabistan’da Mekke ve Taif dışında hemen hemen bütün kabileler İslam’ı seçmişti.
Mekke ticaret yollarının kesilmesi, Müslüman Arap kabilelerinin Mekke’yi dışlaması,
bunun yanında Peygamberin amcası Hz. Abbas’ın Mekke’deki İslami faaliyetleri
Mekke’nin fethini kolaylaştırmıştı. 10.000 kişilik İslam ordusu Mekke’yi muhasara etti.
Mekke’nin reisi Ebu Süfyan, Hz. Abbas ile buluşarak Peygamberimizle görüşme istedi.
Netice olarak kan dökülmeden Mekke feth edildi. Kâbe’deki putlar kırıldı. Topluca namaz
kılındı ve Umre yapıldı.
HUNEYN SAVAŞI:
Aynı yıl Taif yolu üzerinde Huneyn Vadisinde büyük bir harf oldu. 12.000 kişilik
İslam ordusu dağıldı. Peygamberimiz tek başına harp meydanında kalakaldı. Onu gören Hz.
[8]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
Ali, Hz. Abbas, Hz. Ebubekir hemen korumak için etrafını sardılar. İlahi bir yardım gün
gibi aşikardı. Birdenbire manevi bir ordu takviyesiyle talih Müslümanlara güldü. Çok
ganimet ve esir alındı. Peygamberimizin süt kardeşi Şeyma da esirler arasındaydı.
Peygamberimiz kendisine çok iltifat etti ve serbest bıraktı. Bunu gören Huneyn’liler toptan
Müslüman oldular. Peygamberin izni ile esirleri iade edildi. Malları dağıtıldığı için iade
edilemedi.
TAİF MUHASARASI:
Aynı savaşın uzantısı gibidir. Sağlam surlarla çevrilidir. Muhasara gücüne sahip
olmayan İslam ordusu muhasarayı kaldırmak zorunda kalmıştır. Daha sonra Taif toptan
İslam’ı seçmiştir.
VEDA HACCI (NİSAN 632):
Peygamberimizin ilk ve tek haccıdır. İslam’ın prensipleri burada tamamlanmıştır.
Peygamberimizin de vefatının yaklaştığı hissedilmiştir Ve Peygamberimiz: “Ey Ashabım!
Sözlerimi iyi dinleyin; belki burada bir daha tekrar buluşamayabiliriz” diyerek onlara veda
ediyordu.
PEYGAMBERİMİZİN HASTALIĞI, ÖLÜMÜ VE DEFNİ (8 Haziran 632):
Peygamber efendimiz, hacdan dönünce ilk iş olarak Uhud şehitlerini ziyaret etti.
Onlara dua etti. Başında ağrı ve şiddetli ateş nöbetleri geliyordu. Bir seferinde “Allah
kulunu dünya ile kendisi arasında muhayyer kıldı. Kulu da O’na kavuşmayı tercih etti.”
buyurdu. Bir başka gün, “Ey insanlar, benim öleceğimi düşünüp telaşa kapılacağınızı
duydum. Fani dünya hangi peygambere kaldı ki, bana kalsın. Biliniz ki, ben Rabbim’e
kavuşacağım; siz de bana kavuşacaksınız. Buluşacağımız yer, Kevser Havuzu’nun
kenarıdır. Orada benimle buluşmak isteyenler ellerini, dillerini günahtan çeksinler.”
Buyurdu. 5 gün sonra da Hz. Ebubekir’in namaz kıldırmasını emretti. Çok hâlsiz ve
bitkindi. Hz . Âişe’nin odasında onun kucağında 8 Haziran 632 günü öğle ile ikindi arası
ruhunu teslim etti. Hz. Ali yıkadı, Hz. Ebubekir namazını kıldı. Bütün Müslümanlar,
hanımlar ve köleler de dahil cenazesinde hazır bulundu. Öldüğü yere, Hz. Âişe’nin odasına
defnedildi. Hak kendisinden razı oldu. Mevla bizi de şefaatine nail eylesin… Amin!...
[9]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SORULU - CEVAPLI FIKHÎ KONULAR
‫بسم ﷲ الرحمن الرحيم‬
‫رب العالمين والصالة والسالم علي رسولنا محمد وعلى اله وصحبه اجمعين‬
‫الحمد‬
Allah’ın takdiridir ki Türkiye’nin her bölgesindeki cami ve mescitlerde Hanefi
ve Şafii Müminler aynı imama uyarak namaza dururlar. Bu cema’atlerde Tekbirler
alınırken ellerin, şahadet getirilirken parmakların, selam verilirken başların beraber
hareket etmesi herkesçe arzu edilmektedir. Ama ne hikmettir ki bu ahenk için
gösterilen çabalar hep sonuçsuz kalmıştır. Bir zaman islam âleminin veliyyü’l Emri
olan Harun Reşit, döneminin en büyük alimi İmam Malik’e fermanvari bir mektup
yazmış ve mektubunda “El-Muvatt’a adlı hadis kitabını çoğaltıp İslam diyarına
göndermesini ve herkesin onunla amel etmesini emredelim” demiştir. İta’ati vacip
olan o emirin teşebbüsü temenniden öteye geçememiştir.
Çevremizde Maliki ve Hanbeli mezhebi mensupları bulunmadığından yalnız
Hanefi ve Şafii mezheplerinin ihtilaf noktalarını özetleyip “EVET ve HAYIR” ile
cevaplandırılabilecek sualler haline getirmek ve “bu bapda ihtilaf bu kadardır”
burada yazılı olmayan bütün meselelerde “ittifak vardır” diyerek mümin
kardeşlerimize özellikle imamlarımıza “ihtilaf telaşına kapılmayınız ve biliniz ki
bildiğiniz mezhepte hüküm ne ise kardeş mezhepte de aynıdır” güvenini vermek
amacıyla bu kitapcık yazılmıştır. Bu kitapcıkta yazılanlardan ziyade
yazılmayanların ittifaki oldukları vurgulanmaktadır. İleride hocalarımızın bu metod
üzerine daha geniş ve faydalı eserler yazacaklarını umarak konuya girmeden önce
11 esası zikretmekte fayda görüyorum.
En Çok İstifade Edilen Önemli Kaynaklar şunlardır:
Reddü’l-Muhtar (İbn-i Abidin)
Tuhfetü’l - Muhtac (İbn-i Hacer)
El-İhtiyar (Abdullah El Musili El Hanefi)
El Mezahibü’l - Erba (Abdurrahman-i Ceziri)
[10]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
AÇIKLANMASI UYGUN GÖRÜLEN ON BİR ESAS
ESAS-1: İTTİFAK - İHTİLAF
İttifak, dini teferruatta aynı görüşte birleşme ve onu paylaşma anlamını
verirken; ihtilaf, aynı görüşte ters düşmek ve onu paylaşmamak anlamını ifade
eder. Yani ikisi zıt anlamlı kelimelerdir. Fıkhî meselelere bakıldığı zaman bazen
ittifakın, ihtilaf şeklinde yansıdığı görülmektedir, işte buna dikkat etmek gerekir.
Bunun sebebi ise, ifade veya te’amül ya da tercih farklılığıdır.
Örnek 1: Şafii metin kaynaklarında, “İmam, rükuda veya son celsede iken,
mescide giren birinin iltihakı için rükuunu veya son celsesini uzatabilir.”
denilmektedir. Hanefilerde ise, “uzatamaz” deniliyor. Ama konuyu detaylı ele alan
metin şerhlerine bakıldığında, her iki mezhebin de görüşünün aynı olduğu görülür.
Zira Hanefiler;
“ 1- Gelen kişi içeriye girmişse,
2- Şahıslar arasında fark gözetilmiyorsa,
3- Uzatma fazla olmazsa, Hayra katkı olduğu için imam rükuunu veya son
celsesini uzatabilir” diyorlar. Şafiiler de aynı şartlarla aynı görüştedirler.
Örnek 2: Hanefi metinlerinde “satranç oynamak haramdır” diye yazılıyor.
Şafii metinlerinde ise, “haram değildir” deniliyor. Detaylara inen kimi şerhlerde
ise Hanefiler: Satranç :
1- Vazgeçilmez müptelalık bir hal almamışsa,
2- Vaciplerin terkine sebep olmuyorsa,
3- Galip ile mağlup arasında kumar oluşturmuyorsa, oynamasında bir beis
yoktur.” diyorlar. Şafiiler de, “belirtilen üç olumsuzluktan biri söz konusu olursa,
satranç oynamak haram olur” diyorlar. Bundan anlaşılıyor ki her iki mezhebin de
görüşü bu konuda aynıdır.
Oyunlarla ilgili Şafii’lerin metodolojik bir kuralı vardır. O da şudur: “Zihni
jimnastik sağlayıp ferasetin gelişimini sağlayan oyunları oynamak, belirtilen üç
şartla helaldir. Ekseni, şans ve talih gibi oyunlar abesle iştigal olduğu için
haramdır.”
Te’amül farklılığına bir örnek: Şafiilerin bulunduğu bölgelerinde cenaze
namazı caminin içinde kılınır; Hanefi bölgelerinde ise yağmurda, çamurda bile
caminin dışında kılınır. Oysa her iki mezhebin de bu konuda fıkhi hükmü aynıdır.
[11]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
Tercih farklılığına bir örnek: Şafii mezhebinde vitir namazı vacip değildir.
Hanefi mezhebinde de Ebu Yusuf ve Muhammed’in tercihi böyledir. Bunun gibi
Şafiilerin de “Vitir namazı vaciptir” diyen mercuh bir kavli vardır. Vel’hasıl her
mezhebin temel görüşü mukabilinde kardeş mezhebin asıl görüşüne uygun bir yan
görüşü de vardır.
İttifak ve vifak rahmettir. Ya ihtilaf ne olur? (Bakınız 2. Esasa)
Aslında bu konu incelendiğinde ihtilaf noktaları o kadar az görülür ki, “ihtilaf
yoktur” dense abartı olmaz. Ama ne fayda ki kendimizi, amiyane hareket etmek
zorunda görüyoruz. Çünkü mezhepler arasında yüzeysel bir ihtilaf sürüp gidiyor.
ESAS-2 : MUHTELİF – MUHALİF (ÇEŞİTKEN - KARŞIT)
{‫“ }اختالف االمة رحمة‬Ümmetin ihtilafının rahmettir” ifadesi bir eserdir, yani
hadis değildir, bir fakihin sözüdür. Evet füru’attaki tercih ihtilaf-ı ümmet için bir
vüs’attır, bir rahmettir. Mesela: Hanefi bir bayanın refakatinde kocası veya bir
erkek mahremi yok ise Şafii mezhebine taklit ederek hacca gider. Şafii bir bayan da
velisiz olarak Hanefi mezhebine takliden kendi ifadesiyle iki şahit huzurunda nikâh
akdini kıyar. Eğer bu söz haber ise ki öyle bir görüş de vardır şekli şöyledir:
{‫“}اختالف أمتي رحمة‬Ümmetimin ihtilafı rahmettir” (*) İhtilaf, mezhepler
muhalefeti anlamında değildir, çünkü o asırda mezhep yoktu. Ancak ümmetin
fertleri yekdiğerine halef olacak. Muhtelif {‫افواجا‬
} ümmetin çeşitli kavimlerden
ً
oluşup ittifak etmesi, mozaik oluşturması bir zenginliktir, bir rahmettir
anlamındadır. Hilaf ve muhalefet çelişme ile çekişmenin bulunduğu yerde ne
rahmet olur ne de ümmet. Çelişkili bir söz hâşâ hadis olamaz. Hz. Ali - Muaviye,
Emin - Memun, Osmanlı - Arap çekişmesi ümmeti içten kemirmedi mi? Aklın yolu
birdir. İttifak, itilaf yekvücut olmak rahmettir. İhtilaf ise felakettir.
(*)
Hadis kitaplarında hadis olarak geçmektedir. Evet dediğin gibi mezhepler ihtilafi değil. Fakat
ictihat ve düşünce ihtilafı kast edilmiştir. Çünkü bütün ilerleme ve gelişmeler fikir hürriyetine
dayanmaktadır. Fikir hürriyetinin bulunmadığı bir toplumun kör bir taklit ve taassupla bir yere
varması mümkün değildir. Bundan dolayı Peygamber (s.a.) bu fikir hürriyetini ümmetine rahmet
saymıştır. İbrahim AZARKAN
[12]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
ESAS-3: TAKVA - FETVA
Mezhepler arasında takva ve fetva terazisi kurulmalı ve takva tercih
edilmelidir. Takva hem Hanefi hem Şafi’i mezhebine riayet etmektir. Bu riayet ve
cem-i mezahip her iki mezhebin de tavsiye ettiği ve {‫ }خروجا ً من الخال ف‬dediği bir
menduptur. Dindar bir Hanefi, Şafii’nin caiz görmediği bir ibadetle iktifa etmez,
keza dindar bir Şafii Hanefi’nin haram gördüğü tilki ve kirpi etini yemez. Ancak
ikisine birden riayet etme imkanı olmayan çelişkili yerlerde herkes kendi
mezhebine riayet eder, o da yüzeyseldir. Abdestte enseyi mesh etmek gibi…
İmam Fahreddin-i Razı'ye “Sorumluluğu büyük olan imamlığa neden razı
olduğunu” sormuşlar. O da, “Me’mum olup Fatiha’yı okusaydım Hanefi’ye,
okumasaydım Şafii’ye muhalif düşerdim. İmam iken her ikisine de muvafık olurum
diye imam olmayı tercih ettim” demiştir. Abdestte başın asgari kısmını mesh etmek
Şafii’nin fetvasıdır, çeyreğini mesh etmek Hanefi’nin fetvasıdır, hepsini mesh
etmek ise her dört mezhebin ittifakı ve takvasıdır.
ESAS-4: İMAM - İ’TİMAM
{‫" }انما االمام ليؤت ّم به‬İmam ancak kendisine uyulması için imamdır" denmiştir.
iktida i’timamı yani imama uymayı gerektirir fakat imamın mezhebine girmeyi
gerektirmez. Mezhebi muhalif bir imama iktida eden cema’atlerimiz kendi
mezheplerinin adabını uygularlar. O anda imamın mezhebinin şeraitini uygulamaya
hazırlıklı olmaları tasavvur edilemez. Ama imamımız hazırlıklı olmalıdır,
cema’atin namazına halel verecek ahvalden kaçınmalıdır. Bu riayet ağır bir külfet
değil, kendi mezhebinin azimetidir, yani imam kendi mezhebinin ruhsatlarına
inmezse, azimetleri uygularsa kardeş mezhep mensubu olan cema’atin namazına
halel gelmez. “Canım cema’at mi imama uyar, imam mı cema’ate uyar” deyip
riayetten sıyrılmak ya ta’assup, ya inkâr veya cehalettir. İmamlarımız bu
hastalıkların üçünden de münezzehtir.
ESAS -5: RUHSAT – AZİMET
Kendi mezhebinin azimet ve ihtiyatını yerine getiren herkes kardeş mezhebe
uygun düşer. cema’atinde Şafii bulunan Hanefi bir imamın her rekâtta besmeleli bir
Fatiha okuması hem kendi mezhebinin azimeti hem riayetin gereğidir. Ama
tekbirlerde el, şahadette parmak kaldırmak gibi mendublerde herkes kendi
mezhebine uyar. Ne imamın riayetine ne me’mumun tabiiyetine halel verir. Şafii
bir imamın Hanefi’ye takliden bunları terk etmesinde beis yoktur.
[13]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
ESAS-6: HÜSN-İ ZANN
{‫“ }ان بعض الظن اثم‬Zannın bir çoğu günahtır” ayeti mucibince İmamlarımız
hakkında iyi düşünmek lazımdır, şekk ve şüpheler namazımıza halel vermez. Şafii
bir imamın gusülde mazmaza yapmaması, abdestte başının çeyreğinden az mesh
etmesi, kandan, kusmadan dolayı abdestini tazelememiş ihtimalini beslemeyelim.
Keza Hanefi bir imamın da abdestte riayyet etmediği şüphesi veya Fatiha’da
besmele çekmediği ihtimali Şafii cema’atin namazına halel vermez.
Dikkat: Ey Hanefi imam, sesli namazlarda ikinci rekâta kalktığında bir
besmele miktarı sessizlik geçirmeden kıyama kalkar kalkmaz hemen El’hamdu’ya
başlar ve son iki rek’âttaki kıyamın bir Fatiha sığmayacak kadar kısa ise Şafii
cema’atın hüsn-ü zannına mahal kalmaz. {‫“ }إتقوا مواقع التھم‬zann yaratacak
durumlardan sakının” denmiştir. “Cemaat imama uyar” sözü doğrudur ama, eğer
imam imamlığını bilirse “imama uyulur” demek hakkına haiz olur. İmamın namazı
hem kendi mezhebine hem cema’atın mezhebine göre sahih olmalıdır. Her iki
mezhep de bunu şart koşuyor. Yoksa cema’atın namazı fasit olur, Vebal…
ESAS-7: TAKLİD - ZARURET
Taklit için zaruret kaydı yoktur. {‫“ }االضرورات تبيح المحظورات‬Zaruri haller
sakıncali işleri mubah kılar” yani durup dururken zaruret olmadan da taklit
yapılabilir. Çünkü zaruri hallerde ne mezhep kalır ne taklit, ne hüküm ne haram.
Taklidin iki amacı vardır:
1. Bir konuda bir mezhebin görüşü daha faydalı olur, o mezhebe uyulur.
Şafii’lerin fitreyi buğday olarak değil Hanefi’ye uyup, para olarak vermeleri gibi ve
Hanefi’lerin haraciye arazide ektikleri ekinler konusunda Şafii’ye uyup (öşür)
toprak mahsullerinden fakirlere pay vermeleri gibi.
2. Bir konuda bir mezhebin görüşü daha kolay olur, ona taklit edilir. Yaralı,
bereli, sargılı bir Şafii’nin abdestte ve teyemmümde Hanefi’yi taklit etmesi ve
dişleri kaplı bir Hanefi’nin gusülde Şafii’yi taklit etmesi ve genç Hanefi’nin sıhri
(kayınlık) mahremiyette Şafii mezhebini kabullenmesi gibi. (Bkz. Nikah,
Mahremler Babına).
Evet, taklit için bazı şartlar ileri sürülmüştür. 1. Her mezhepten kolayını
seçmemek. 2. Bir meselede müte’addit mezhepleri uygulamamak. 3. Telfik
yapmaktan kaçınmak gibi. Ama bu şartların hepsi de çelişkiye düşüp mezheplerin
dışına çıkmamak, melez bir mezhebi ihdas etmemekte birleşir ki buna taklit
denmez, telfik denir, o da caiz değildir. Mesela: başının tamamını mesh etmemiş
bir Hanefi veya bir Şafii’nin Maliki’ye uyarak köpeğin yaladığı bir seccade
üzerinde namaz kılması caiz olamaz. Evet, taklidin asıl amacı ya takvadır veya
fetva ve kolaylıktır. Ama çelişen iki kolay kullanılamaz.
[14]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
ESAS- 8: TEVFİK – TELFİK
Mezheplerin takvaya dair görüşlerini bir araya getirip muvafakat etmek,
abdestli bir Şafii’nin burnunun kanamasından dolayı “Abdestim hak bildiğim
Hanefi mezhebine göre bozulmuştur.” diyerek abdest alması taklitten ziyade
tevfiktir. Keza abdestli bir Hanefi’nin elinin içi tenasül uzvuna değdiği için Şafii’ye
ters düşmemek amacıyla abdest alması da mezhepler birleşimidir, tevfik ve takva
gereğidir. Ama her iki olayı geçiren abdestli bir kimse, birinde Şafiye, diğerinde
Hanefi’ye uyarım diyerek namaza durması taklit değil tefliktir, o her ikisinde de
abdestsizdir. Bir misal daha; mürtet olan bir Hanefi İslam’a dönüp iddetinin
bitmesini beklemeden baldızıyla evlenirse ve Şafii’ye göre “eski eşim de raciyyedir
onu da nikâhlı eşim olarak kabul ederim” derse iki kız kardeşi aynı anda, aynı
kişinin nikâhı altında cemettiği için her iki mezhebin de dışına çıkar ve meali açık
olan ayete ters düşer. Ama iddet bitmeden İslam’a dönen mürtet, bir Şafii
mezhebine göre “eski nikahım devam etse ve eşim raciyye ise de Hanefi mezhebine
göre bainedir, eski nikâhın hükmü kalmamıştır” diyerek yeni bir nikâh akdi kıyarsa
tevfik ve takvayı uygulamış olur. (*)
ESAS -9: İCTİHAD – TAKLİD
{ ‫ }ال مذھب للعوام‬veya {‫}العامي ال مذھب له‬Avam için muayyen mezhep yoktur. o
halde taklide ne gerek var? Bu asırda Müctehit mi var ki taklit etsin. Hayır,
asrımızın Müslümanları mezheplerin delillerini araştırıp hak gördükleri mezhebi
seçmiş değiller, ancak doğup büyüdükleri veya yaşadıkları bölgede uygulanan
mezhebe göre ibadetlerini kısmen öğrenip eda ediyorlar. Çelişkiye düşmemek
kaydıyla yaptıkları ibadet ve muamelat hangi mezhebe uygun düşerse sahihtir.
(*)
TECDİD-İ İMAN ve NİKÂH: Bazı camilerimizde Cuma akşamları bu isim altında yapılan tövbe
ve istiğfar, amentü ve şahadet elbette ki bir takva gereğidir, duadır, zikirdir, tövbedir. Buna tecdid-i
iman tabiri uygun gelirse de tecdid-i nikâh diye bir ibadet yoktur. Evli bir kimsenin ağzından bir
küfür kelimesi çıkmış olabilme ihtimali nikâhı gidermez ki tazelesin. O ihtimal şekke, nikâh ise yakine
dayalıdır. Şekk yakini iptal etmez. Bu ihtimale binaen talak fetvasını verenlerin kulakları çınlasın.
Ancak riddet tahakkuk etmiş ise nikâh gider. Şafiiolan sözlü veya fiili olarak ricat ederek eski
nikâhına devam eder. Hanefi olan ise nikâhını tazeler. Yani yarı baine haline gelmiş eşiyle idde
bitimini beklemeden (çünkü idde sahibi odur) ve araya hülleci girmeden iki şahit huzurunda yeni bir
mehr-i misil ve yeni bir nikâh akdi ile nikahını tazeler. Eğer Hanefi bu işlemi yapmadan Şafii’ye
uyarak ricat ederse bu fetvadır. Şafii, Hanefi’ye uyup bu işlemi yaparsa takvadır. İmamın dua ve
amentüsüne âmin demekle nikâh tazelenmez. Fakat Hanefi mezhebinde bir kişi nikâh veya herhangi
bir akdin her iki tarafını temsil eder. Bunu bilen kişi eşinden vekalet almış ise ve bu esnada şahitlik
amacıyla yanında oturan iki kişiye duyuracak bir sesle “kendime asaleten, karıma vekaleten” icap ve
kabulü yaparsa işte böylece tecdid-i iman esnasında nikahını tazeleme sırrına nail olur.
[15]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
Hatta verdikleri hüküm ve fetvalar da hiç bir mezhep mensubu tarafından
reddedilemez. Yani Hanefiler ne kadar Hanefi iseler o kadar da Şafii’dirler.
Şafii’ler de öyledir. Bize Şafii veya Hanefi demek yerel, sun’i ve yüzeysel bir
tabirdir. Filhakika mezhepler arasında ihtilaf yoktur. İhtilaf varsa da bize muayyen
bir mezhep yoktur ki diğer bir mezhebe geçmemiz tasavvur edilsin ve buna taklit
veya nakl-i mezhep densin ve taklidin şartları aransın. Taklit ancak muctehitler için
tasavvur edilebilir. Taklit amelin başında ve esnasında caiz olduğu gibi amelden
sonra da caizdir ve vak’atü-lfetva ve vaka’atu-lhaldir. Şafii mezhebinin birinci
adamı Muhammed Bin İdris(r.a), Ebu Hanife’nin mezarına yakın bir yerde sabah
namazını kılmış. Çok önemli gördüğü ve terkinden dolayı nedben secde gerekir
dediği konutu o imamın ictihadına saygı göstererek mezardaki o müteveffa imama
takliden terk etmiştir. Yine mezhebinin ikinci adamı Yakup Ebu Yusuf (r.a)
hamamda yıkanıp Cuma namazını imam olarak kılmış, sonra hamamın
havuzcuklarında ölü fare ve dışkısının bulunduğunu öğrenince ne kendi namazını
iade etmiş ne de cema’ata gelin taklit edin demiştir. Sadece -biz de Medineli
kardeş–lerimizin kulleteyn hakkındaki kavline temessük ederiz- demekle
yetinmiştir. İşte müctehidin yaptığı taklid-i badel-amel budur. { ‫} تقليد بعد العمل‬
ESAS-10: KALE - KİYLE
{... ‫} قال الله وقال الرسول‬
Yüce dinimizin sırat-ı müstakimi, asıl yolu birdir, akla uygundur. Aklın yolu
bir olduğu gibi hak yol da birdir, akılların birikiminden oluşan ilim mahsulünün
reddetmediği bir yoldur. Yoksa herkesin aklına göre çizeceği değişik yollar
değildir. İşte o ana caddenin paralelinde derece derece söylentilere düşmek de o
caddeye ters düşmekten iyidir. Hak yola meydan okumak, ona isyan etmekten ise
şer-i kileye hatta şer-i (hile) ye skandal anlamında değil. Şeri’atta dolaylı bir yol,
bir çare bulmaya çalışıp ona tutunmayı istemek daha iyidir. Bu yollara
başvuranlara hâşâ “Allah’ı aldatmaya mı çalışıyorsunuz” demek yanlıştır. Bu
müminlerde Allah korkusu vardır ki kitabına uydurmaya çalışırlar. Yanlış
anlaşılmasın, "bunlar iyidir" deyimi yerinde olmayabilir. “Şeri’ata düpedüz isyan
etmeye cür’et göstermek bu yollara başvur–maktan daha fenadır” deyimi daha
yerinde olur. O ümitlere misal vereyim. Hz. Eyyüp (as)’a dendi ki: eline bir demet
sap al da onunla vur, böylece yeminini yerine getir. Süpürge vuruşu Iskat devrinde
azı çok gibi tekrarlamak, bankada mevduatı olan bir Hanefi’nin faizini alırken
“burası dar’ül küfürdür” demesi, aynı durumda olan bir Şafii’nin “malum meşrut”
gibi değildir. Ben faiz şartını koşmadım, konuşmadım pazarlığı şifahi olarak
yapmadım, faiz tek taraflı olarak oluşmuştur. “El-ihsan-ü bil-ihsan”dır demesi
[16]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
gibi. Şafii usullerinde bilinen bir şey şart koşulan gibi değil. Hanefi usullerinde ise
malum bir şey konuşulmamışsa da şart koşulmuş gibidir. Mesela: borcunu öderken
fazla vermeyi adet edindiği bilinen bir kimseye ödünç verenin bu adetinden haberi
varsa fazla para alması haramdır. Keza muhtaç olan bir kimsenin arabasını peşin
100 TL’ye alıp va’deli olarak ona 150 TL’ye satmak ki buna (Bey’ül’ine Le’ine)
denir, haramdır. (*)
ESAS-11: MÜFTİ - MÜSTEFTİ
{‫“ }المفتي يفتي علي مذھبه ال علي مذھب المستفتي‬Müftü, müsteftinin mezhebine göre
değil, kendi mezhebine göre fetva verir.” kavramı asrımızda geçerliliğini
yitirmiştir, çünkü fetva ehli kalmamıştır. Ancak sail-nakil vardır. cema’at sual eder
imam kitaptan nakleder. Allah’a şükürler olsun ki imamlarımız mensup oldukları
mezhebin fıkhi konuları hakkında geniş bilgiye sahiptirler. Fakat kardeş mezhep
mensuplarının sordukları suallere onların mezhebine göre verecekleri cevapta
zorluk çekerler. Cahilane bir cesaretle onları başından savarcasına bir cevap
vermekten hocalarımız münezzehtir. Alimane bir cevap vermek için geniş
müktesebata sahip olmayan imamlarımız, kardeş mezhep kitaplarını araştırıp Şafi
bir cevap bulmaları büyük bir çaba gerektirir. Her ne kadar mezhepler arasında
gerçek bir ihtilaf yoktur, ve biz avamız, her mezhep için mukallidiz, bizim sahip
olduğumuz bir mezhep yoktur ki diğer bir mezhebe uymamıza nakl-ı mezhep
densin ve taklit şartları aransın diyerek bu zorluktan sıyrılmaya çalışsak da te’amül
öyle değildir. Bariz bir ihtilaf cereyan ediyor; ikmimize Hanefilik kimimize Şafiilik
yakıştırılmış. Bu ihtilaf şahadet parmağımıza kadar işlemiştir. Şahadet kelimesini
Hanefiler abdühu ve rasulühü ile bitirirler. Şafiler rasulüllah ile hitam ederler.
İmamlarımız cema’atlerinin suallerine cevap vermek için nakil tercümanlığında
zorluk çekerler. İşte bu risalecikte bu iki kardeş mezhep arasında ihtilaf noktalarını
hasretmek ve “bunların dışında ihtilaf yoktur” diyerek o tabuyu kırmak
amaçlanıyor. Yani okuyucuya şöyle bir güven veriliyor. Bu bapta bu sualler
dışında her hangi bir sual ile karşılaşırsan ihtilaf telaşına kapılma. Bil ki bildiğin
mezhepte hüküm ne ise kardeş mezhepte de aynıdır. Bu açtığım çığır ve yöntemde
inşallah hocalarımız daha faydalı kitaplar yazarlar.
(*)
Faizciliği teşvik eder - Ahmet YALAR
[17]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
TAHARET
Her şeyde asl olan taharettir. Necis olduğu kesin olarak bilinmeyen her şey
tahirdir. Necisler sayılıdır. Canlı olarak domuz bil ittifak necistir. Cansız necisler
sarhoşluk veren sıvı maddeler ve kan taşıyan canlıların leş ve bozuk fuzulatında
münhasırdır. Sair maddeler Tahir’dir.
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
1
Canlı olarak yalnız domuz mu necistir?
1
Domuz, köpek ve bunların temiz bir hayvanla
çiftleşmesinden meydana gelen melez yavrularda
ses, tip ve şekillerine bakılmaksızın necis midir?
HAYIR
EVET
2
İnsan ölüsü yıkanmadan önce de temiz midir?
HAYIR
EVET
3
İnsan, balık ve çekirge dışında kanlı kansız her
canlının ölüsü “af ve zaruret” hariç necis midir?
HAYIR
EVET
3
Akacak kadar kan taşımayan canlıların ölüsü de
çekirge ve balık ölüsü gibi temiz midir?
EVET
HAYIR
4
Muhterem insan ve necis domuz hariç, kesime
elverişli olan her hayvanın temiz kısmı şer’i
kesimle temiz mi kalır ?
EVET
HAYIR
4
Eti yenmeyen hayvana kesimin hiç tesiri yoktur.
Kesilmişi de murdarı gibi necis midir?
HAYIR
EVET
5
Domuz hariç her çeşit hayvanların cildi
tabaklamakla temiz olur mu?
EVET
HAYIR
5
Domuz, köpek ve bunların başka bir hayvandan
olan melezleri dışında mı deriler tabaklamakla
temiz olur?
HAYIR
EVET
6
Şer’i usulle boğazlanmadan ölen hayvanın
(domuz hariç) yün ve boynuz gibi kuru kısımları
temiz midir?
EVET
HAYIR
[18]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
6
Şer’i usulle boğazlanmadan ölen eti yenen kara
hayvanlarının ve ister kesimle ister kesimsiz ölen
etleri yenmeyen hayvanların kuru kısımları da
(yün, pabuç boynuz gibi) necis midir?
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
{‫ }النظافة من اإليمان‬Günah, necaset, kötü düşünce ve
davranışlardan sakınıp temizlenmek imanın
gereğidir
7
İnsan menisi de diğer meniler gibi necis midir?
8
Köpek, domuz ve melezleri hariç bütün canlıların
teri göz, ağız ve burun salyası; ağızlarının
müteneccis olduğu kesin olarak bilinmiyorsa
yiyecek ve içecek artıkları da temiz midir?
HAYIR
EVET
8
Eti yenmeyen bütün kara canlıların teri, (merkep
hariç) ağız, burun ve göz yaşları dolayısıyla su
artıkları da necis midir?
EVET
HAYIR
9
Geviş getiren ve necaset yiyen hayvanların; içki
içen insanların ağızları ancak su ile temizlenir.
Gözden kayıp olup su ile temizlenmiş olabilecek
kadar zaman geçmedikçe su artıkları ve ağızları
müteneccis midir?
HAYIR
EVET
9
İnsanın ve eti yenen hayvanların ağızları su ile
yıkanmazsa da tükürükleri ile de temiz mi olur?
EVET
HAYIR
10
Evcil tavuk ve kazların dışında etleri yenen
güvercin, serçegillerin ve eti yenen yabani
kuşların dışkıları temiz midir?
EVET
HAYIR
10
Af konusu hariç her dışkı necis midir?*
HAYIR
EVET
**
Taharet asıldır. Aslını bilmediğimiz ilaç, gıda ve diğer mustahzarat tahirdir, diğer ihtimaller
vesvesedir.
** Helal ve Tahir ya tam (‫ )طيب‬temizdir, dağ pancarı ile kaynak suları gibi veya tam Tahir (‫)طيب‬
değil, zamanımızın ma’aşları ve kullanılmış su gibi.
[19]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
NECİS OLAN ŞEYLER
HANİFİ
ŞAFİİ
HANİFİ
ŞAFİİ
HANİFİ
ŞAFİİ
HANİFİ
ŞAFİİ
HANİFİ
ŞAFİİ
HANİFİ
ŞAFİİ
H
H
H
H
H
E
E
H
E
H
H
H
H
ÖLÜSÜ
H H H
H
H
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
H
H
E
H
E
H
E
E
E
H
E
H
E
H
E
H
H
E
H
H
H
H
E
E
H
E
H
E
H
E
H
H
E
H
H
H
H
E
E
H
E
H
E
H
E
HANİFİ
ŞAFİİ
ÖLÜSÜNÜN TÜY
VE BOYNUZ GİBİ H H H
KISMI
CANLI VE
BOĞAZLANMIŞ
OLANIN TÜY
H H H
TELEK BOYNUZ
GİBİ KISMI
KOPARILIRSA
BOĞAZLANMIŞIN
H H H
HAM CİLDİ
DOMUZ
ETİ YENİLMEYEN
CANAVAR OLMAYAN
KATIR VE MERKEP
GİBİ HAYVANLAR
ETİ YENEN DİĞER
CANLILAR
ŞAFİİ
H
YIRTICI
CANAVARLAR
GÜVERCİN VE
SERÇEGİLLER
HANİtFİ
H
(H)
HAYIR
KÖPEK VE TAHİR BİR
HAYVANDAN OLAN
ONUN VE DOMUZUN
MELEZ YAVRULARI
AKAR KANI
OLMAYAN
HAYVANLAR
ŞAFİİ
H H H
(E)
EVET
BALIK VE
ÇEKİRGE
CANLISI
NECİS
MİDİR ?
İNSAN
HANİFİ
NECİS OLUP
OLMADIĞI
ÖLÜSÜNÜN
HAM CİLDİ
H
H
H
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
DABAKLANMIŞI
H
H
H
H
E
E
H
H
E
E
H
E
H
H
H
H
CANLISININ AĞIZ
BURUN VE GÖZ
YAŞLARI VE TERİ
H H H
H
H
H
H
H
H
H
E
E
E
E
E
H
E
H
CANLISININ A
H H H
H
H
H
H
H
H
H
E
E
E
E
E
H
E
H
CANLISININ
H H H
H
H
H
E
E
E
E
E
E
E
E
H
H
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
E
YUMURTASI
H
H
H
H
MENİSİ
E H H
H
E
E
DIŞKISI
E E H
H
E
E
[20]
H
H
H
E
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SULAR
Çok olan durgun suya ve ister çok ister az olan akar suya bir necis karışırsa o
suyun kokusu, tadı ve rengi gibi vasıflarını değiştirecek miktardan az ise bil-ittifak
(Şafii’nin kadim kavlına göre) o su müteneccis olmaz. Az olan durgun su ise
necasetin düşmesi ile necasetin miktarına bakılmadan (af hariç) müteneccis olur.
Suyun çokluğu ve azlığı mezheplere göre değişir.
Şöyle ki:
SUAL
1
1
Durgun suyun yüz ölçümü 36 metre kareden az ise o su
az sayılır ve necasetin girmesi ile müteneccis olur mu?
Durgun suyun miktarı kulleteyn(60 cm3)den az
değilse yüz ölçümüne bakılmaz çok su sayılır, ve
karışan necaset onun vasıflarını değiştirecek kadar
çok değilse temiz ve temizleyici kalır mı ? (Silindir
ise çapı 48, derinliği 96 cm. dir.)
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
Kuyu suyu kullananların Şafii’ye uymaları tavsiye edilir.
2
2
3
4
Su dışındaki sıvı maddelerde de çokluğun bir
ayrıcalığı var mıdır?
Suyun dışındaki sair sıvılarda da çokluk ve akar
olmanın hükmü geçerli midir? Üzümü sıkan kişinin
ayağından çıkan kan akar derecedeki şıraya katılıp
vasıflarını değiştirecek miktardan az ise o şıra temiz
midir?
Bitkilerin kendiliğinden çıkan suları ile abdest alınır
mı ve (bir kavle göre) necaset giderilir mi?
Mutlak suya karışan temiz ve vasıfsız madde, mesela:
kokusu gitmiş duru gül suyu müst’amel su gibi ve
cünüp bir kimsenin yıkanmaya başlarken elini su kabına
daldırması ve yıkama esnasında bedeninden damlayan
damlaların kaptaki suya katılması halinde o katkı suyun
yarısını teşkil etmedikçe o su temizleyici midir?*
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
**
{... ‫وأنزلنا الحديد‬..... ‫}وأنزلنا من السماء ماء‬Beşerin icat kudreti yoktur, buluş hüneri vardır, beşeri aşan
her şey semavidir. Onun için bu ayetlerde, suyu ve demiri indirdik buyrulmuştur.
[21]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
4
Bu katkı ile suyun orantısına bakılmaz ve o katkı
normal vasıflı kabul edilir. Eğer suyun ismini
değiştire-cek kadar çok ise mesela: o suya şerbet
veya ayran gibi bir isim takılıyorsa o su
temizleyiciliğini yitirir mi?
HAYIR
EVET
5
Domuz, köpek ve başka bir hayvandan olan
melezlerinin necis ettikleri toprak yedi defa yıkanır.
Necis ettikleri şey eğer toprak değilse bir kez suya
temiz toprak katılır ve altı defa duru su ile mi
yıkanır?
HAYIR
EVET
NECASETİN İZALESİ
Necaseti gideren asıl madde sudur. Fakat on dört yöntem daha vardır ki
ihtilaflıdır.
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
1
Su: Domuz, köpek ve melezlerinin necaseti ile
müteneccis olan bir şey toprakla değil, yalnız su ile
yıkanırsa temiz olur mu?
EVET
HAYIR
1
Domuz veya köpek necaseti ile müteneccis olan şey
bir defa temiz toprak katılmış su ile altı defa da duru
su ile yıkanırsa mı temiz olur?
HAYIR
EVET
2
Sıvılar: Sudan başka sıvılar eğer temiz, yağsız ise ve
kiri giderirse, necaseti izale eder mi ?
EVET
HAYIR
3
Değiştirme: Şaraba tuz vs. katarak onu sirkeye
dönüştürmek onu temiz eder mi ?
EVET
HAYIR
3
Ancak şarap kendiliğinden sirkeleşirse mı temiz kalır ?
HAYIR
EVET
4
Dabak: İnsan cildi muhterem olduğu için, domuz
cildi necis olduğu için hariç tabaklamaya elverişli her
hayvan derisi tabaklamakla temiz olur mu?
EVET
HAYIR
4
Köpek ve domuz ile köpeğin melezlerinin derisi
domuz cildi gibi tabak taharetinden yararlanamaz
necis kalırlar mı?
HAYIR
EVET
[22]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
5
Toprak: Necis zemine toprak serpilse o zemin temiz
olur mu?
EVET
HAYIR
6
Kaynatma: Süt, pekmez ve bal gibi maddelere
necaset karışmışsa yüz ölçümleri 362 m’den az ise üç
defa kaynatılıp önceki gramajına düşürmekle temiz
olur mu?
EVET
HAYIR
7
Isıtma: Necis çamurdan imal edilen çanak-çömlek
ısıtma ile temizlenir mi?
EVET
HAYIR
8
Silmek: Saydam maddeler silinirse temiz olur mu?
EVET
HAYIR
9
Kazımak: Ayakkabı ovalama, sürtme yolu ile tahir
olur mu? (Cenaze namazlarında uygulanır. Şafiiler taklit edebilir.)
EVET
HAYIR
10
Kurumak: Yer ve yerde sabit olanlar kurumakla
tahir olur mu?
EVET
HAYIR
11
Akmak: Necis olmuş az suya temiz su eklenir ve
üstünden taşar akarsa tahir olur mu?
EVET
HAYIR
12
Değişim: Bir canlı tuza düşüp tuzlanırsa, tezek yanıp
kül olursa tahir olur mu?
EVET
HAYIR
13
Tasarruf: Bir kısmı necis olmuş pamuk
atılırsa(makinadan geçirilirse), bir avuç kadar necis
olmuş buğday yığınından bir avuç veya daha fazla
buğday çıkarılırsa, yarısı necis olmuş bir libas veya
seccadenin yarısı yıkanırsa necasetin kalması yakini
olmaktan şüpheli olmaya düşer ve taharet asıl olduğu
için temiz olur mu?
EVET
HAYIR
13
Bu durumlarda necasetin yakinen kalması değil
yakinen kalkması için hepsini yıkamak mı lazım?
HAYIR
EVET
14
Boğazlamak: Boğazlamak yalnız eti yenen
hayvanlara mı mahsustur?
HAYIR
EVET
14
Domuz hariç bütün hayvanlarda boğazlamanın tesiri
var mıdır?
EVET
HAYIR
[23]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
15
İstinca: Taş ve benzerleri ile yapılan istincada
necaset mahalli temiz olur mu ?
15
Su ile yapılmayan istincada necaset mahalli tahir
olmaz, ancak namaz için (ma’fuv anh) geçerli olur
mu ?
HAYIR
EVET
16
Sütten başka henüz bir şey yemeyen erkek çocuğun
idrarının isabet ettiği yere su serpilirse temiz olur
mu?
HAYIR
EVET
17
Necis suda pişirilen buğday, nohut, hatta et necaseti
içine cezp etmez, çünkü necaset kesiftir. Pişen nohut
vs. nin şişmesi cezp ettiği sade su olmuştur. Dış tarafı
müteneccistir. Yıkanırsa temiz olur mu ?
EVET
HAYIR
18
Misli (buğday arpa) gibi ölçüye tartıya gelen kuru
maddenin bir kısmı necis olmuşsa o müteneccis
miktar çıkarılıp satılsa, hibe edilse, taksim edilse
necasetin her hangi bir kısmında kaldığı yakinen
bilinmediği için bütün kısımlar taharet asıl
olduğundan temiz sayılır mı?
EVET
HAYIR
19
Leğendeki temiz suya müteneccis çamaşır vs. atılırsa
(varit) denen çamaşır (mevrut) denen suyu da necis
eder. Ama o çamaşır leğene konsa üzerine varit
olarak temiz su dökülürse temiz olur mu? Ve necis
ıslak çamaşır temiz ipe serilse ipi de necis eder, ama
ıslak temiz çamaşır necis ipe serilse o çamaşır temiz
kalır mı?
EVET
HAYIR
19
Varit – Mevrut arasında necaset geçişi iki taraflıdır,
her iki takdirde de o çamaşır necis mi kalır?*
HAYIR
EVET
(
*) Cünüp bir kimse az olan bir suya girerse, Hanefilerce üç görüş vardır:
1) Cenabeti kalkar, bedeni de temiz su da temizdir.
2) Cenabeti kalkar, bedeni de temiz ama su necistir.
3) Cenabeti kalkmaz, bedeni de necistir su da.
(**)(**) Bilünmeyen bir tarafı necis olmuş, seccade veya hububat yığınından o miktar yıkansa veya
çıkarılsa Hanefilerce necasetin kalması kesin olmadığı için Tahir olur. Şafiilerce necasetin kalkması
tahakkuk etmediği için necis kalır.
[24]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
ABDEST
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
1
Abdestin birinci farzı olan yüz yıkamasına başlarken
kişinin kalbinde bu işlemi abdest niyeti ile yaptığının
geçmesi farz mıdır ?
HAYIR
EVET
1
Başlı başına bir ibadet olan abdestin sevabını almak
için niyet şarttır. (*) {...‫ }انما االعمال بالنيات‬Ameller
ancak niyyetlere göre değer alır. Kişi temizlenmek
veya serinlenmek amacı ile abdest uzuvlarını yıkayıp
mesh etmişse abdestli sayılır. Namaz gibi abdest
gerektiren bütün ibadetlerini bu abdest ile eda
edebilir mi ?
EVET
HAYIR
2
Gusül yaparken zımnen hasıl olan abdestte tertip
aranmaz, ama müstakil abdestlerde tertibe riayet
etmek farz mıdır?
HAYIR
EVET
2
Abdestte malum tertip farz değil müstehap mıdır?
EVET
HAYIR
3
Başın sınırındaki az bir cildin veya bir iki tüyün
mesh edilmesi abdest için kafi midir?
HAYIR
EVET
3
Başın en az dörtte birini mesh etmek mi lazımdır?
EVET
HAYIR
4
Kulak meshi için yeni bir su almak sünnet midir?
HAYIR
EVET
5
Abdestteki mesihleri de üçer defa tekrarlamak sünnet
midir?
HAYIR
EVET
6
Abdest alırken enseyi mesh etmek bid’a mıdır?
HAYIR
EVET
7
Abdest suyunu havlu ile kurulamak mendup mudur?
EVET
HAYIR
8
Aynı avuçtan hem ağza hem buruna su almak daha
mı evladır?
HAYIR
EVET
(*)
Sıhhat ve sevap arasında (Telazum) yoktur, yek diğerine bağlı değildir. Yani sahih bir ibadet
sevapsız olabilir. Keza fasit veya batıl bir ibadet sevap vesilesi olabilir. Yanlış anlaşılmasın, bile bile
fasit bir ibadete kalkışmak haramdır. Riya ibadetin ana sebebi ise o ibadetin sevabını giderir ama o
ibadetin güzelleştirme sebebi ise asıl sevap kalır, güzelleşme sevabı gider. Nifak, eğer itikadi değil
ameli ise kısmen zarar verir. Müminin yalnız iken önemsemediği adap ve nevafile camide ve halk
içinde titizlikle riayet etmesi ne riya, ne de nifaktır. Kötü örnek olmaktan kaçınmak ve töhmet altına
girmekten sakınmaktır ve meşrudur.
[25]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
ABDESTİ BOZAN HALLER
1
1
1
1
2
SUAL
a) Rük’ulu, sücutlu namazda kahkaha ile gülmek,
b) Ağız dolusu veya kanlı, irinli kusmak,
c) Mu’tad (2) yolların dışında bedenin her hangi bir
yerinden akabilecek miktarda kan ve irin gibi necis
maddelerin çıkması abdesti bozar mı?
Adı geçen hallerden dolayı abdest tazelemek kardeş
mezhebe ters düşmemek bakımından ‫}خروجا من‬
{‫ الخالف‬müstehap mıdır?
a) Erkek veya kadının(diş, tırnak ve tüy hariç) kanın
dolaştığı bedeninin her hangi bir yeri hem cinsi
olmayanın kan dolaşan bedeninin her hangi bir
yerine bilerek veya bilmeyerek değerse( çocuk hariç)
ve baldız gibi aralarındaki nikah yasağı ebedi değilse
her ikisinin de abdesti bozulur mu?
b) Elin ayası ile kendi avret organına veya başkasının
(erkek, kız, mahrem, namahrem diri, ölü, felçli, anlı,
büyük, küçük ön veya arka) avret organına
dokunmak abdesti bozar mı?
Kardeş mezhebe riayet etmek elbette ki mezhebin
önemli bir tavsiyesidir ? (İmamlar için mecburi
midir)
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
EVET
HANİFİ
EVET
ŞAFİİ
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
GUSÜL
1
1
2
2
[26]
SUAL
Gusül’de ağız ve buruna su almak vacip midir?
Abdestte olduğu gibi gusülde de mazmaza (ağız
çalkalamak) ve istinşak (buruna su almak)sünnet midir?
Gusül’e başlarken niyet etmek farz mıdır?
Serinlenmek için yıkanan veya ihtiyarı dışında suya
düşen cünüp kimsenin cenabeti kalkar, ancak abdestte
olduğu gibi guslün sevabına nail olmak ve kardeş
mezhep görüşüne riayet için niyyet sünnet midir?
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
3
4
4
5
5
SUAL
Bir kimse hayvan, küçük çocuk veya insan ölüsü ile
cima’a edip menisi akmazsa gusül vacip olur mu?
Cima’sız meni çıkmasından dolayı guslün vacip olması
için meninin yerinden lezzetle ayrılması şart mıdır?
Hastalık gibi herhangi bir sebepten dolayı meninin
çıkması lezzetsiz de olsa guslü gerektirir mi?
İhtilam olduğunu hatırlamayıp çamaşırında ıslaklık
bulan ve meni midir mezi midir diye şüpheye düşen
bir kimseye gusül vacip midir?
Şüpheyle gusül vacip olmaz, ama şüphe durumunda
güsul müstehap mı olur?
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
TEYEMMÜM
Teyemmüm suyun yokluğu, yetersizliği veya kullanımı zararlı olduğunda
alınır.
1
1
2
2
3
3
SUAL
Yeryüzünün yanıp kül haline gelmeyen (kireç,
mermer, tozlu, tozsuz) her maddesi ile teyemmüm
yapılabilir mi?
Yalnız tozlu toprakla mı teyemmüm yapılır?
Namaz vakti girmeden önce yapılan teyemmüm ile
namaz kılınabilir mi?
Her farzın vakti girdikten sonra mı o farz için bir
teyemmüm almak lazımdır?
Bir kimse kendi tecrübesi ile veya ilmine güvendiği
bir doktorun raporu ile suyu kullanmanın zararlı
olduğunu bilirse abdest yerine teyemmüm alması
caiz midir?
Suyu kullanmanın sakıncalı olduğu kendi
tecrübesiyle veya güvendiği müsluman bir tabibin
haberi ile bilen kimsenin suyu bırakıp teyemmüm
alması caiz olur mu?*
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
* (*)
Cenabetten yıkanmayan Nusayrılar Şafiilerce ömür boyu cünüptürler. Hanefilerce her yıkanmada
cenabetleri kalkar ama niyet etmedikleri için sevabını alamazlar.
(**) Abdesti bozan ihtilaflı sebepler: Hanefiler, kan, kusma, kahkaha. Şafiiler, karşı cinse dokunmak,
galiz avreti ellemek.
[27]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
4
4
5
5
6
7
7
8
8
[28]
SUAL
Sefere çıkmakla günahkar olan bir kimse su
yokluğundan dolayı teyemmümle kıldığı namazlar
zimmetinden kalkar mı?
Bir kimse çıktığı günah seferinde namazları kasren
veya cem’an kılmak ve gerektiğinde teyemmüm
almak gibi seferi ruhsatlardan yararlanamaz.
Teyemmümle kıldığı bu namazları bil’ahara abdestli
olarak iade etmesi lazım mıdır?
Aşırı soğuktan dolayı gusül yerine teyemmüm alıp
namaz kılan cünüp bir kimsenin o namazları iade
etmesi lazım mıdır?
Soğuk suyun büyük zarar vereceğine inanan bir
kimse abdest veya gusül yerine teyemmüm alıp vakit
hürmeti için namaz kılması vaciptir. Ancak daha
sonra bu namazları iade etmesi lazım mıdır?
Tekrarı meşru olmayan bayram ve cenaze
namazlarını kaçırmamak için su varken de
teyemmüm alınır mı?
Hem abdest hem teyemmüm almaktan aciz olan bir
kimse vakit hürmeti için namaz kılar, Fatiha’dan
başka bir şey okumaz. Özrü geçince de o namazları
iade eder mi?
Böyle biri ne Fatiha okur ne de namazın içindeki
tesbihatı yapar, sadece şekli bir namaz kılar. İade
değil de bu namazları kaza mı eder?
Bir teyemmüm ile ancak bir farz namaz kılınır,
cenaze namazı ve sünnetlerde serbesttir. Ama ikinci
bir farzın vakti girince ikinci bir teyemmüm alması
gerekli mi?
Teyemmüm bozulmadıkça istediği kadar farz ve
nafileleri kılabilir mi?
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
YARA VE YAKI
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
1
a) Yaralı, sargılı olan bir kimse hem abdesti hem
teyemmümü bir arada alır mı?
1
b) Hiçbir kimse hem abdesti hem de bedeli olan
teyemmümü bir arada yapmakla mükellef değildir.
Eğer uzuvlarının çoğu su kullanmağa müsait değilse
teyemmüm alır, yoksa abdest alınır, imkan nispetinde
yara ve sargı üzerine mesh mi yapar ?
EVET
HAYIR
1
c) Yaralı, sargılı ve yakılı yer ister az olsun ister çok
abdest alınır ve yaralı yere sıra gelince teyemmüm
yapılır. Cünüp ise istediği zaman mı teyemmüm
yapar?
HAYIR
EVET
2
a) Bu özürlünün iade edeceği herhangi bir namaz var
mı?
HAYIR
EVET
2
b) c şıkkında adı geçen özürlü hem abdest (veya
gusül) yapmış hem de her bir farz için bir teyemmüm
yapmış iken özrü kalkınca aşağıdaki hallerde kıldığı
namazları iade mi edecektir?
HAYIR
EVET
1 - Açık yara üzerinde af miktarını aşan bir irin veya kan var ise,
2 - Özür teyemmüm uzvunda ise mutlaka,
3 - Özür teyemmüm uzvunda değil de(ayak gibi)abdest uzvunda ise fakat
abdestsiz iken sarılmışsa,
4 - Özür bedenin başka bir yerinde olup cünüp veya adet halinde haize iken
sarılmış ise,
5 - Sargı gerekenden fazla yer kapsamış ise, Şafii’lerin bu konuda Hanefi’ye
uymaları tavsiye edilir.*
*(
*) Şafilerce mazur olan kimse hem abdest hem teyemmüm alır, hem de namazını iade etmekle
mükelleftir. Hanefilerce abdest asıldır. Teyemmüm bedeldir, ya o veya o, iade de hiç yoktur.
[29]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
HAYIZ VE NİFAS
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
1
Hamile kadının gördüğü kan hayız vasıflarına uygun
ise hayız mıdır ?
HAYIR
EVET
1
Hamile ve 55 yaşını doldurmuş yaşlı kadının kanları
hayız kanlarına uygun değilse, hatta hamilenin ki
uygun da olsa istihaze mi (hastalık) sayılır?
EVET
HAYIR
2
Hayzın en az müddeti 3 gün en çoğu 10 gün müdür?
EVET
HAYIR
2
Hayzın en az müddeti 24 saat ve en çoğu 15 gün
müdür?
HAYIR
EVET
3
Nifasın en az müddeti bir lahza, en çoğu 60 gün
müdür?
HAYIR
EVET
3
Nifas sıfır olabilir ve en çoğu 40 gün müdür?
EVET
HAYIR
4
İki hayız arasında en az 15 günlük temizlik süresinin
geçmesi lazımdır. Nifas ile hayız arasında da bu
müddetin geçmesi şart mıdır?
EVET
HAYIR
4
Nifas’tan önceki hayız (ki hamilenin kanı hayız
sayılır) ile nifas arasında ve 60 gününü doldurmuş
nifas ile sonra ki hayız arasındaki 15 günlük temizlik
süresinin geçmesi şart değil mi?
HAYIR
EVET
5
Kanama süresi hayzın azami süresi olan 10 günü
geçerse veya iki kan arasında temizlik süresinin
asgarisi olan 15 günden az bir zaman geçerse istihaze
(hastalık) mı sayılır?
EVET
HAYIR
5
Kanamalar arasında 15 gün temizlik süresi geçmezse
veya kanamaların toplamı 15 günü geçerse mi
istihaze sayılır?
HAYIR
EVET
6
Hayız veya nifas kanı, süresini doldurup kesilirse
cima helal olur mu?
EVET
HAYIR
6
Ancak gusül veya gusül yerine teyemmüm yapacak
durumda olan mazura (özürlü) ise teyemmüm
yaptıktan sonra mı cima helal olur?
HAYIR
EVET
[30]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
İSTİHAZE
1
1
2
2
3
3
4
4
5
SUAL
Kanamaları hayız kurallarına uymayan kadınlar:
1) Mübtedi’e: İlk hayız gören kız.
2) Mu’tade: Adet sahibesi olup adetini hatırlayan
bayan,
3) Mütehayyire: Adetini unutmuş istahaze hastası
olmak üzere üç kısım mıdır?
Mübtedie ve mu’tada ya mümeyyizedir veya
değildir. O zaman mustahazalar beş kısmamı ayrılır?
1. Mümeyyize Mübtedie
2. Gayri-Mümeyyize Mübtedie
3. Mümeyyize Mu’tade
4. Gayri-Mümeyyize Mu’tade
5. Mütahayyire
a) Mübtedie, mümeyyize ise yani kuvvetli kanı zaif
kandan ayırabiliyorsa ve kuvvetli kan hayız süresini
aşmıyorsa zaif kan da temizlik süresinden az değilse
kavi kan hayız, zaif kan temizliktir.
b) Mübtedie, mümeyyize değilse her ayın 1 günü
(24) saatı hayız, 29 günü de temizlik mi sayılır?
Temyizin(kanın zaifini ve kuvvetlisin anlamak)
kavinin, zaifin hiç bir tesiri yoktur. Her iki takdirde
mübtedie için her ayın 10 günü hayız 20 günü de
temizlik mi sayılır?
Mu’tade, Mümeyyize ise kavi kanı hayız, zaif olanı
temizlikir. Mümeyyize değilse eski adetini mi
uygular?
Her iki takdirde de mu’tade eski âdetini mi uygular?
Mütehayyire: İhtiyat edemezse Şafii’ye göre zordur.
Mercuh bir ictihada dayanır ve gayri mümeyyize
mübtedie gibi her ayın bir günü mü hayız sayılır?
Aynı ictihada göre her ayın 10 günü mü hayız
sayılır?
Mustehaza ve sair özürlüler her farz namaz için yeni
bir abdest alır ve sargıyı de değiştirir mi?
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
[31]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
5
Sargıyı değiştirmeden her vakitli farz namaz için
yeni bir abdest mi lazımdır?
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
Ayni abdest ve aynı sargıyla müte’addit nezr ve kaza
EVET
namazları kılınabilir mi?
Bunların her biri için işlemin yenilenmesi mi lazım?*
HAYIR
6
Hasta olan bu Şafii’lerin Hanefi’ye taklit etmeleri tavsiye edilir.
6
HAYIR
EVET
AYAKKABI MESHİ
1
1
2
3
4
4
5
5
(
SUAL
Kişi sağ ayağını yıkayıp sağ mestini giyer sonra sol
ayağını yıkayıp sol mestini giyerse de o mestler
üzerine mesh yapılabilir mi?
Ancak her iki ayağını yıkayıp abdestini
tamamladıktan sonra mestlerini giymişse mi o
mestler üzerine mesh yapar?
Mestte üç küçük ayak parmağı miktarından az delik
varsa da mesh yapabilir mi?
Teyemmümle namaz kılan mazur (mazeretli) bir kişi
özrü geçince abdest almaya başlarsa, teyemmümlü
iken giydiği mest üzerine mesh yapabilir mi?
Mesh’in ayağın üstünde ve en az üç küçük el
parmağı kadar olması şart mıdır?
Adı mesh olsun miktarı ne olursa olsun ve ayağın
neresi olursa olsun kafi midir?
Çıktığı seferle günahkar olan bir kimse mesela:
borçlarını ödemeyip alacaklılardan izin almadan
sefere çıkan veya boş gezen bir kimse de 72 saate
kadar mesh yapabilir mi?
Mukim gibi ancak 24 sa’at mi mesh ederler?
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
*) Adeti karışık olan kadın kendine bir mezhep tercih etsin. Hanefilerce ayda 10 günü hayızdır,
Şafiilerc bir günü hayızdır.
[32]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
6
6
SUAL
Mukim olarak mest giymiş bir kimse sefere çıkarsa
mukim iken mesh yapmış olsa da 72 sa’atini
tamamlayabilir mi?
Eğer mukim olarak mesh yapmışsa sefere de çıkarsa
onun mesh müddeti 24 saat midir?
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
NAMAZ VAKİTLERİ
1
1
2
3
3
4
4
SUAL
Yatsı vakti batıdaki kırmızı şafağın batmasıyla mı
olur?
Yatsı vaktinin kırmızı şafaktan sonra ki beyaz
şafağın kararmasıyla olduğu racih bir görüş müdür?
Sabah namazını aydınlığa tehir etmek müstehap
mıdır?
Namaz için kerahet vakitleri üçtür:
1- Güneş doğarken,
2- Güneş batarken,
3- Güneş semayı ortalarken,
Bu vakitlerde her namaz kılınabilir; ancak adı ve
sebebi olmayan mutlak nafile namaz kılmak mı
mekruhtur?
Kerahet vakitleri beştir. Adı geçen bu üç ağır kerahet
vakitlerinde o günün sabah ve ikindi farzları ve Cuma
günü gün ortası hariç hiçbir namaz kılınmaz.
Bu üç vakte ilaveten iki hafif kerahet vakti vardır. Biri
şafaktan ağır kerahet başlamasına kadar sabah farzı ve
sünneti hariç diğeri ikindi farzı kılındıktan ağır kerahet
başlamasına kadar geçen zaman dilimleridir. İşte bu iki
hafif kerahet vaktinde yalnız nafile kılmak mekruh olur
diğer namazlar serbest midir ? Sabah ve ikindi
kerahetleri hafif başlar ağır biter, ikişer bölümdür
Namazlar iki kısma ayrılır; ya farz veya sünnet
midir?
Namazlar üç kısımdır. Ya farz, ya vacip
(vitir ve bayram gibi) veya sünnet midir?*
*(
*){‫ }نوروا بالفجر فإنه أعظم لألجر‬Sabah namazını aydınlığa te’hir etmenin sevabı daha büyüktür.
[33]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
EZAN
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
1
Ezan da terci (şahadeti sirren tekrarlamak) sünnet
midir?
2
İkamet ezanın aynısı ile kad kamet midir?
2
İkamet ezanın yarısına mı yakındır?
HAYIR
EVET
3
Şafaktan önce bir ezan okumak sünnet midir?
HAYIR
EVET
3
Tahrimen mekruh mudur?
EVET
HAYIR
4
Ezan okuyanın erkek olması şart mıdır?
HAYIR
EVET
5
İkametten sonra vesile duasının okunması sünnet
midir?
HAYIR
EVET
6
Müezzin ikamet ederken camiye giren bir kimse
oturur ve cema’atle mi kalkar?
EVET
HAYIR
6
Kılacağı namaz tahiyyetül-mescit yerine de geçsin
diye ayakta mı bekler?
HAYIR
EVET
7
Müezzin hayyehles’sealah deyince imam da cema’at
de kalkarlar mı?
EVET
HAYIR
7
Cemaat ikamet bitince mi kalkar?
HAYIR
EVET
MAHREMLER
Dört mezhebin ittifakıyla mahremler şunlardır :
1- Usul ve sonsuz usulün ilk furuu (sulbi velet).
2- Son usulün (ebeveyn) sonsuz furuu.
3- Eşlerin sonsuz usul ve furuu.
4- Sonsuz usul ve furuun eşleri.
Ancak süt nedeniyle olan mahremiyet sübutunda ihtilaf vardır. Şöyle ki
Hanefi ve Maliki’ye göre bir defa, Şafii ve Hanbeli’ye göre beş defa süt alınırsa
mahremiyet sabit olur. Hakeza Hanefi’ye göre zina, fahiş nazar ve mess’in
mahremiyete tesiri vardır. Şafii’ye göre yoktur.
[34]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
Süt meselesinde iki aileyi karıştırmamak lazımdır. Emen taraf çocuğun
şahsidir. Süt ondan aşağıya akar. Ailesine sirayet etmez. Lakin emziren tarafta
ailenin her ferdi vardır. Dolaylı vasıf verilmemelidir. Mesela: Kardeşe dede torunu
dersen, kaynanaya kayın baba eşi dersen süt - nesep arasında farklar ve istisnalar
meydana gelecektir, düz vasıf verirsen istisnasız süt de nesep gibidir.
Usul : Doğuran ve emziren atalar ve annelerdir.
Furu : Kişinin çocukları ile ebediyete kadar onlardan doğan çocuklardır.
Sulbi Velet : Kişinin çocuklarıdır (torunlar sulbi evlat değildir)
Süt mahremiyetini ifade eden bir vecize
{Emenin emzirene nefsi haram Emzirenin emene küllü haram}
Mehdi OKÇU
SUAL
1
Süt emen çocuğun yaşı 2 seneyi geçerse sütün tesiri
miter mi? {‫}و ﺣﻤﻠﻪ و ﻓﺼﺎﻟﻪ ﺛﻼﺛﻮن ﺷﻬﺮا‬
30= 24+ 6
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
(İki tam yıl) mealindeki ayet sınırlandırır.
2
İki tam yıl mealindeki ayet validenin emzirme ücretini
sınırlandırır. Ama sütün tesiri iki buçuk seneye kadar
{‫وﻓﺼﺎﻟﻪ ﺛﻼﺛﻮن ﺷﻬﺮا‬... ‫}وﺣﻤﻠﻪ‬devam mı eder?
30
3
Ölünün sütünü emmek mahremiyete sebep olur mu?
4
Süte bol su katılıp çocuğa içirilirse tesir eder mi?
[35]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
Şahsın
N
Dede ve ninesinin veya
birinin
N
KAYIN
EBEVEYNİ
N
N
N
N/S
N/S
N
N
N
N
N
N
N
N
M/D
Üvey Veledinin
ÜVEY EBEVEYNİ
N
Ebeveynin veya birinin
Veledinin
KARDEŞİ
EŞİ
TORUNU
ÜVEY VELEDİ
: DOĞUM
: SÜT
: MAHREM
: NAMAHREM
VELEDİ
D
S
M
N
EBEVEYNİ VEYA
BİRİ
DEDE-NİNESİNİ
VEYA BİRİNİN
MAHREMLER CETVELİ
M/D
N
N
N
N
N
N
N
N
N
N
N
N
N
N
N
N
N/S
Torununun
M/D
Eşinin
N/S
N
Kardeşlerinin
N
M/D
Üvey ebeveyn veya birinin
Kayın ebeveyn veya birinin
[36]
N
N
N
N
N
N
N
N
N
N
N
N
N
N
N
N
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
NAMAZIN ŞARTLARI
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
1
Erkeğin diz kapakları avrete dahil midir ?
EVET
HAYIR
2
“Kadının ayaklarının üst kısmı namaz için avret
değildir” diyen bir rivayet var mıdır ?
EVET
HAYIR
3
Ağır necaset ve galiz avretin açık kısmı eğer bir
dirhem miktarını geçmezse namaz sahihtir, ve hakeza
hafif avretin açık kısmı ve hafif necasetin bulunduğu
uzvun dörtte birinden az ise namaz sahih midir?
EVET
HAYIR
3
Avretin ve necasetin galizi ve hafifi fark etmez, eğer
af miktarını geçerse azı da çoğu da namazı bozar mı
?
HAYIR
EVET
4
Avretini örtecek kadar temiz libas bulamayan bir
kimse açık avretle mi namaz kılacaktır?
HAYIR
EVET
4
Varsa necis libasla avretini örtmesi mi lazım?
EVET
HAYIR
5
Kendi ictihadıyla bir tarafa doğru namaz kılan bir
kimsenin namaz içinde ictihadı değiştikçe yön
değiştirir, bu ittifakidir. Ama namazda iken kıblenin
başka cihette olduğunu kesin olarak öğrenirse de yine
o cihete dönüp namazını mı tamamlar?
EVET
HAYIR
5
Namazda kıblesinin yanlış olduğunu öğrenen kişi
namazdan çıkıp, yeniden doğru tarafa mı namazını
kılar?
HAYIR
EVET
6
Kıbleyi kendi ictihadıyla seçip namazını bitiren bir
kimse yanlışlığını öğrenirse kıldığı namazını tekrar
iade etmesi lazım mıdır?
HAYIR
EVET
7
Temiz ve necis elbiseler karışmış ise ictihatla biri
seçilir ve onunla namaz kılınır. Ama temiz ve necis
su kapları karışmışsa çoğunluk aranır. Eğer çoğu
temiz ise ictihatla biri seçilir ve onunla abdest alınır
yoksa teyemmüm mü yapılır?
EVET
HAYIR
[37]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
7
Sularda da elbise de olduğu gibi çoğunluk aranmaz.
İctihatla biri seçilir ve onunla abdest alınır mı?
HAYIR
EVET
8
Kişinin üzerindeki gömleğin yakası geniş ise kendi
avretini görebilirse namazı sahih midir?
EVET
HAYIR
9
Erkeğin namaz ve nazar avreti aynı mıdır?
EVET
HAYIR
9
Namahrem kadınlar nazarında erkeğin bütün bedeni
avret midir?
HAYIR
EVET
10
Kadının namazda ve namahrem erkekler ile gayri
müslime kadınlar nazarında eli yüzü hariç bütün
bedeni avrettir. Ama mahrem erkekler ve müslime
kadınlar nazarında yalnız diz - göbek arası mı
avrettir?
EVET
HAYIR
10
Kadının namaz için eli – yüzü hariç, namahrem
erkekler nazarında eli – yüzü dahil bütün bedeni
avrettir. Ve mahrem erkekler ile gayri Müslime ve
ahlaksız Müslime nazarlarında kadının hem diz –
göbek arası hem de göbekten yukarı sırt, karın,
göğüsün bir kısmı da avret mi sayılır?
HAYIR
EVET
HANİFİ
ŞAFİİ
NAMAZIN NAZMI (DÜZENİ)
SUAL
1
Tekbir alırken ellerin baş parmakları kulakların
yumuşağına değdirmek evla mıdır?
EVET
HAYIR
2
Kadınlar tekbir alırken ellerini erkeklerden az mı
kaldırırlar?
EVET
HAYIR
3
Eller: 1- İftitah tekbiri ile 2- kunut tekbiri ile 3bayram tekbirleri ile kaldırılır. Hacda da 4 defa mı
kaldırılır?
EVET
HAYIR
[38]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
3
Kunut hariç yukarıda sayılan yerlerde eller kalkar ve
onlara ilaveten 1- her rekât’ın rükuuna eğilirken 2itidal’a kalkarken 3- birinci cülustan üçüncü rekât’a
kalkarken ve cenaze namazı tekbirlerinde yine eller
kaldırılır mı?
HAYIR
EVET
4
Erkekler ellerini göbeğin aşağısında, kadınlar
göğüslerinde mi bağlarlar?
EVET
HAYIR
4
Erkek olsun kadın olsun eller göğüs ile göbek
arasında mı bağlanır?
HAYIR
EVET
5
Bayram tekbirleri arasında elleri bağlamak sünnet
midir?
HAYIR
EVET
6
İftitah duası {‫"}سبحانك‬Sübhaneke" mi?
EVET
HAYIR
6
İftitah duası{‫“ }وجھت‬Veccehtü” mü?
HAYIR
EVET
7
Muktedi tekbir aldığı zaman imam sirren veya cehren
kıra’ate başlamış ise iftitahı terk mi eder?
EVET
HAYIR
7
İmam kıra’ata başlamış ise de eğer muktedi hem
iftitahi hem Fatiha’yı okuyup rük’uda imama
yetişeceğini biliyorsa iftitah duasını okur, yoksa
iftitahla zaman geçirmez hemen Fatiha’ya başlar ve
Fatihasını bitirmemişse de imamla rük’u eder mi?
HAYIR
EVET
8
Müekked olmayan birleşik dört rekâtlık nafilenin
üçüncü rekâtında iftitah okunur mu?
EVET
HAYIR
9
Mesbuk bir kimse, imamın selamından sonra kendi
namazının baş tarafını kılar, binaen aleyh iktida
ederken sübhanekeyi okumamışsa imamın
selamından sonra kıldığı rekatın başında hem iftitahı
hem euzü-besmeleyi hem de sureyi okuyacak mı?
EVET
HAYIR
9
Mesbuk bir kimse imamın selamından sonra kendi
namazının sonunu kılar dolayısıyla iftitah ve zammı
sureyi okur mu?
EVET
HAYIR
10
Her namazın her rekâtının kıratına başlarken euzü
okunur mu?
HAYIR
EVET
[39]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
10
Yalnız namazların birinci ve nafilenin üçüncü
rekâtında mı euzü okunur?
EVET
HAYIR
11
Her namazın her rekâtın da Fatiha okumak farz
mıdır?
HAYIR
EVET
11
Fatiha okumak her namazın her rekâtın da vaciptir.
Ancak farzların üçüncü ve dördüncü rekâtların da
sünnet midir?
EVET
HAYIR
12
Fatiha’nın başında sessiz besmele okumak sünnettir,
sesli okunsa mekruh mudur?
EVET
HAYIR
12
Besmele Fatiha’dan bir ayettir. Fatiha’nın farz
olduğu her rekâtta besmele de farzdır, sesli veya
sessiz okunuşu da Fatiha’ya bağlı mıdır?
HAYIR
EVET
13
Zamm-ı sure başında besmele okumak bil ittifak
mekruh değildir. Hatta bir kavle göre sünnet midir?
EVET
HAYIR
13
Surenin başındaki besmele de o surenin bir ayetidir.
Surenin hükmüne mi bağlıdır?
HAYIR
EVET
14
Me'mum euzü, besmele, Fatiha ve sureyi okumaz
imamın sesini duymazsa da susar mı?
EVET
HAYIR
14
Me'mum hepsini de okur mu?
HAYIR
EVET
Kail: İmam Muhammed ‫(جمع وتوفيق‬Makul bir görüşe göre me’mum cehride susar,
sırride okur)
15
16
16
17
17
[40]
Sesli rekâtlarda me’mum Fatihasını okusun diye
imam sessiz zikir ve kıratla meşgul olur, daha sonra
mı sureye başlar?
İmam, me’mum ve münferit sessiz mi amin derler?
Cehri namazlarda imam sesli olarak amin der,
me’mum da sesli olarak imamın aminine iştirak mı
eder?
İmamın cehri rekâtlarda besmeleli Fatiha’yı ve sureyi
sesli okuması, sırrilerde sessiz okuması sünnet midir?
Cehrilerde imamın sesli okuması ve sırrilerde
imamın ve münferidin sessiz okuması vacip midir?
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
18
18
19
19
20
20
21
21
22
23
23
24
24
Farz namazın üçüncü ve dördüncü rekâtları hariç her
namazın her rekâtında zammı sure okumak vacip
midir?
Her namazın ilk iki rekâtında zammı sure sünnet
midir?
Rüku ve secdede tesbihi üç defa tekrarlamak
sünnetin sevabına nail olmak için şart mıdır?
Rüku ve secdede Tesbihi bir defa söylemekle
sünnetin asli hasıl olur, üç defa tekrarlamak kemal ve
ekmeli midir?
İmam “semiallah” der, me’mum da Rabbena … mı
der?
Her ikisi de her ikisini mi söyler?
İmam rük’u veya son celsede iken camiye giren biri
için namazını uzatması sünnet midir?
Eğer gelen kişi caminin içine girmişse imam da
şahıslar arasında fark gözetmezse ve aşıri uzatmazsa
ki bu şartlar Şafiilerde de geçerlidir. Yine de imamın
uzatması ne sünnettir ne de mekruhtur, hayra yardım
ettiği için sevap mıdır? (*)
Rük’udan i’tidale tam dikilmek ve duraklama
yapmak ve hakeza celse ve secdelerde tadil-i erkan
yapmak farz mıdır? Yapılmazsa namaz batıl mıdır?
Vitir namazının son rekâtında konut okumak vacip
midir?
Sabah namazının ikinci rekâtında ve Ramazanın son
yarısında vitir namazının son rekâtında kunut
okumak sünnet midir?
Vitir namazının son rekâtında rükudan önce eller
kaldırılarak bir tekbir alınır ve eller bağlanır ve konut
okunur, sonra rüku mu yapılır?
Kunut i’tidalde eller duaya açılarak mı okunur?
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
(*)
Çünkü herhangi bir amelin sünnet veya mekruh olması için delil lazımdır. Her iyi amele sünnet,
her nahoş fiile mekruh denilmez.
(**) Şafiiler camiye selam olan herhangi bir namazı fevren kılmalıdır. Hanefiler bir namaz kılınsa
yeterlidir derler. Seher ve sahurda sala ve uzun ezanlarla çocuk ve mazurları ürkütmeyi mubah
sanmak zamanenin musibetlerindendir.
(***){‫}ال صالة إال بفاتحة الكتاب‬Fatiha suresi okunmaksızın kılınan namaz muteber değildir. Hanefilere
göre İmam cema’atın mümessilidir. Onun fatihası cemaat için de geçerlidir.
[41]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
25
25
26
26
27
28
28
29
30
30
31
31
32
32
33
33
34
[42]
Kunutun asli {... ‫} اللھم انا نستعينك‬Allahümme inna
nesteinuke dir. Allahümm’ehdini’yi eklemek de bir
fazilet midir?
Kunütun aslı {‫ }اللھم اھدني فيمن‬Allahümm’ehdini …
dir. Allahümme inna nesteinuke yi eklemek bir kemal
mıdır?
Secdeye kapanan kimsenin başı iftitah tekbirinde
olduğu gibi iki eli arasında mı olur?
Gerek intikal tekbirlerinde gerekse secdelerde olsun
eller omuzların seviyesinde mi olur?
Namaz kılanın alnına inmiş sarık veya üzerinde ki
elbisenin bir köşesi üzerine secde yapılır mı?
Secdede iki ayaktan birinin bir tek parmağının ucu
kıbleye yönelikse namaz sahih midir?
Racih bir kavle göre secdede en az her ayaktan bir
parmağın kıbleye yönelmesi şart mıdır?
İki secde arasındaki celse ve o celsenin tadil-i
namazın birer rükünleri midir?
Birinci rekâttan ikinciye ve üçüncü rekâttan
dördüncü rekâta kalkarken iftiraş şekli oturup kısa bir
istirahat celsesi yapmak ve ellere dayanarak kalkmak
bir kavle göre sünnet midir?
Öyle bir celse yoktur ve kuvvetliler ellerini
dizlerinden önce mi yerden keserler?
İbni Mesud’un rivayet ettiği ettehiyyatü lil’lahi
vesse… {‫} التحيّات والصلوات‬olan Teşehhüt mü
okunur?
İbni Abbas’ın rivayet ettiği malum teşehhüt mü okunur?
Birinci teşehhüt de yalnız peygambere salat sünnet midir?
Nafile namaz hariç birinci teşehhüt de salavat yoktur.
Eğer yapılsa ki kısa bir rükün kadar sürer, sehiv
secdesi mi lazım gelir?
Teşehhütler cülusunda şahadet parmağı (illallah) ile
kaldırılır ve selama kadar öyle devam mı eder?
Mu’temed bir kavle göre teşehütte parmak (la) lafzı
ile kalkar (illa) lafzı ile de iner mi?
Mesbuk kimse ve sehiv secdesi yapacak olanlar hariç
son celsede Şafiilerce malum olan teverrük oturuşu
bir kavle göre sünnet midir?
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
34
35
35
36
36
37
37
Son celsede de diğer celselerde ki gibi iftiraş oturuşu mu yapılır?
Me'mum, imamla beraber mi selam verir?
Me'mum imamın iki selamından sonra mı selam verir?
Tesbihat son sünnetten sonra mı yapılır?
Son sünnetten önce mi yapılır?
Teamül ihtilafı {‫}ما عليه العمل‬
Teşehhüt miktarı oturmuş bir kimse namaza aykırı
bir hale girerse namazı bitmiş mi olur?
Selam namazın bir rüknüdür. Selam vermeden
namazı ifsat eden bir durum hasıl olursa kalkıp yeni
baştan o namazı kılmak mı lazım?*
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
CEMAAT İLE NAMAZ KILMAK
1
1
SUAL
Cema’atle namaz kılmak beş vakit farzlarında
sünneti müekkededir. Cenaze ve teravih
namazlarında sünnetül kifayedir. Cuma ve bayram
namazlarında şarttır. Ramazan vitrinde mustehapdır.
Sair namazlar da mekruh mudur?
Cema’atle namaz kılmak:
a) Cuma namazında farzdır.
b) Bayram namazlarında şart değildir. Ancak diğer
namazlar gibi sünnettir. Bayram namazı münferit olarak da
kılınabilir.
c) vakit namazlarında sünnet-i müekkededir.
d) imam ve me’mumun namazları iade değilse ve
yekdiğerinin ayni ise sünnettir.
e) İmam ve me’mumun namazları iade ise cumadan
sonraki Zühr-i ahir gibi Şafiilerin bir kısmı uyguluyor veya
imam ve me’mumun namazları değişik olup nazımları aynı
ise mesela: teravih kıldıran imama uyup kazaya niyet
etmek gibi bu cema’at sünnet değil fakat caizdir.
f) imam ve me’mumun namazlarının nazımları da değişik
ise mesela cenaze namazını kıldıran bir imama uyup sabah
namazına niyet etmek caiz değildir. Me’mumun namazını
ifsat eder mi?
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
(
*) Şafii olan İmam sabah namazında kunutu okursa Hanefi cemaat ya iştirak eder veya susar.
[43]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
2
2
3
3
4
4
5
5
6
7
8
9
10
(
SUAL
Cenaze namazı hariç kadınların kendi aralarında
cema’atle namaz kılmaları mekruh mudur?
Eğer bir mahzur yoksa kadınların kendi aralarında
cema’atle namaz kılmaları sünnet midir ?
İmamın hali me’mumun halinden zaif ise, mesela:
imam mazur me’mum sağlam ise veya imam nafile
kılıyorsa me’mum farz kılıyorsa iktida caiz midir?
Özürsüz cema’at özürlü imama uyabilir. Ancak
imam o namazı iade edecek kadar özürlü ise veya
ümmi ise veya namazının fasit olduğu malum ise ona
uyularak kılınan namaz fasit midir?*
Namaz içinde imamın namazının fasit olduğu
anlaşılırsa cema’at namazdan çıkar ve yeni baştan
namazını tam olarak mı kılar?
İmamdan ayrıldıktan sonra kalan rekâtlarını mı
tamamlar?
Namaz bittikten sonra imamın namazının herhangi
bir sebepten dolayı fasit olduğu kesin olarak
anlaşılırsa cema’at namazını iade mi eder?
Ancak imamın kadın veya kafir olduğu anlaşılırsa
cema’at namazını iade eder. Fesat sebebi başka bir
şey ise cema’atin kıldığı namaz sahih sayılır mı?
Cuma ve cema’atlerde henüz baliğ olmamış
mümeyyiz bir çocuk imam olabilir mi?
Cema’atin imamla aynı hizada durması mekruh
mudur?
Namazını münferit olarak kılan bir kimsenin önünde
başka bir münferit namaza dursa veya bir cema’at
kurulsa namaz esnasında onlara iktida etmesi caiz
midir?
İmam selamından sonra mesbuk kimsenin kıldığı
rekâtlarda o mesbuka iktida etmek caiz midir?
Namazın içinde sebepsiz olarak imamdan ayrılmak
mekruh ise de sahih midir?
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
*) Halife Harun dedesinin rivayetine göre teşehhütün okunmasını emretmişti; vefatı ile emri kalktı
denilmiştir.
[44]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
11
11
12
13
14
15
SUAL
a) “Cenaze namazı hariç” aynı namazda aynı imama
uyan kadın, erkeklerin hizasında durursa a) eğer
imam, kadınları niyet etmemişse kadının namazı fasit
midir?
b) Eğer imam kadınları niyetine katmışsa kadının
sağı, solu ve arkasındaki üç erkeğin namazları mı
fasittir?
Cema’at adabına aykırıdır. Lakin her takdirde
herkesin namazı sahih midir?
Cami dışında hatta 40 zirai geçen büyüklükte olan
camilerde imam-me’mum arası veya safların
arasında yol, ırmak veya iki saf sığacak kadar boşluk
varsa geridekilerin namazı fasit midir?
Büyük camilerde külliyesi ve bölmeleri de dahil
imam-me’mun ve saflar arası için sevap bakımından
sınırlama vardır, ama cevaz bakımından sınırlama
yoktur. Aradaki boşluk vs. büyük de olsa iktida caiz
midir? (*)
Cami bölümleri arasında kapalı ve kilitli de olsa
kıble cihetinde değilse de bir kapının bulunması
iktida için yeterli midir?
Ev bölümleri arasındaki kapının açık ve kıble
cihetinde olması şarttır ve ittifakidir, ama sahalarda
imam-me’mum veya safların arasında ırmak da varsa
yol da varsa boşluğun üç yüz zirai geçmemesi
halinde iktida caiz midir?
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
(*)
Cema’atin iki sevabı vardır. Birincisi bire 27, ikincisi müminlerin arasında yek diğerine yansıyan
faziletlerdir. Mekruhlar da iki kısımdır. Namaz mekruhları ve cema’at mekruhları. Lüzumsuz boş
mesafe bırakmak gibi cema’at mekruhları işlenirse cema’atin büyük sevabı gider. Çok şükür ki ikinci
sevabı kalır. Bu da azımsanmayacak bir nimettir. Ne yazik ki öteden beri müezzin mahfilleri ya
yüksektir veya müezzin tek başına durur. Veya son safdan mesafeli olur. Büyük camilerde aralıksız
namaz kılanlar vardır. Adı üzerinde (mescit) secde yeridir. Ne hafızın ne de müezzinin yeridir. Ama
müezzin ikametten önce üç ihlas okuması, sesli tesbihat yapması hafızın nağmesi, mevlithanın sayhası
kapıda bağırarak “boş geçmeyin” diyenin cema’ati utandırması vs. bunlar neyin nesidir. Başkasının
parası ile cami yaldızlamanın, camilerde bağırma ve dilenmenin haram olduğunu yazmayan kitap var
mı? ... ‫ انا‬...‫حسبنا ﷲ‬
[45]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
16
17
17
18
19
19
19
20
20
[46]
SUAL
Eğer imam camide ise camideki boşluk sayılmaz.
Caminin arka duvarı ile dışarıdakiler arasındaki boş
mesafe üç yüz zirai 62 cm x 300 geçmedikçe iktida
sahih midir?
İftitah Tekbiri ve Selam dahil namazın herhangi kavli
veya fi’ili bölümüne me'mum imamdan önce veya
sonra başlarsa da eğer o bölümün bir kısmında
imamla buluşursa beraberlik sevabına nail olur mu?
Cema’at imamdan önce iftitah tekbirine veya selama
başlarsa namazı batıldır. İmamdan önce diğer ahvale
başlarsa beraberlik faziletini mi yitirir?
Münferiden hatta cema’atle namazını kılmış bir
kimse başka bir cema’atle ikinci bir defa aynı namazı
iade etmesi sünnet midir?
İmam bila ihtiyar bir hades geçirirse yerine hemen
bir halef mi lazımdır?
Halefin imam yerine geçmesi menduptur. Yoksa
cema’at kendi namazına münferiden devam eder.
Ancak cumanın birinci rekâtında iseler cema’atten
birinin imam yerine haleflik yapması şart mıdır?
Halef her namazda mı lazımdır?
İmam son cülusu yaptıktan sonra sehven fazla rekâta
kalkarsa cema’at onu bekler.
a) Eğer secde yapmadan geri oturursa hep beraber
sehiv secdesini yapar ve selam verirler.
b) Eğer imam fazla rekâtın secdesini yaparsa cema’at
selam verir.
İmam ise (münferit de öyledir.) altıncı bir rekât ekler
hem farzını kılmış olur hem revatıp sayılmayan iki
rekât nafile kılmış olur mu?
Her iki şıkta cema’at ya selam verir veya imamı
bekler beraber sehiv secdesini yapar selam verirler.
İmam ise (münferit de öyle) tam dikildikten sonra
geri dönmez rekâtını tamamlar altıncıyı eklemez
sehiv secdesini yapar farzını kılmış mı olur?
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
21
21
22
22
23
23
SUAL
İmam son cülusa oturmadan fazla rekâta kalkarsa
cema’at oturup onu bekler.
a) Fazla rekâtın secdesini yapmadan geri dönerse hep
beraber sehiv secdesi yapar. Selam verirler.
b) İmam secdeyi yaparsa cema’atin namazı fasit olur.
İmam ise (münferit de) rekâtlarını çiftleştirir. Namazı
nafileye dönüşür. O da cema’at gibi farzını yeniden
mi kılacaktır?
Hiçbir kimsenin farzı fasit değildir. Yine cema’at ya
selam verir veya imamı bekler imam da başka rekât
eklemez hep beraber sehiv secdesini yapar selam mı
verirler?
Münferiden namaza durmuş bir kimsenin yanında
cema’at için ikamet edilse eğer birinci rekâtın
secdesini yapmamışsa namazını keser ve cema’ate
uyar. Eğer secde yapmışsa iki rekât kılar, selam verir
ve cema’ata uyar mı?
Tek rekât (buteyra) da caiz olduğu için (tek
reka’t’tan selam verir) ikilemez mi ? (*)
Eğer münferit üçüncü rekâtın secdesini yapmışsa
farzını tamamlar ve öğle ile yatsı namazı ise ki
bunlardan sonra nafile kılınır, nafile olarak mı imama
uyar?
Hangi namaz olursa olsun o cema’atle tekrarlayabilir
mi?
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
(* )Şafiilerin üç görüşü Hanefilerce yadırganır:
1- Sabah namazındaki kunut duası
2-Amden de olsa besmelesiz kesilen hayvanın etinin helal oması
3- (Butyta)dedikleri tek reka’tli vitir namazı ile nafile kılanın cema’ata yetişmek için
tek reka’atta namazını kesmesi ve sehven kakılan beşinci reka’te altıncı reka’t eklemeden
selam verebilmesi. *
(
*) Mü’min namazını cema’atla da kılmışsa başka bir cemaatla da tekrar kılabilir, onların dualarına
iştirak eder. Fatiha’da {‫أستعين‬-‫ }أعبد‬yerine {‫ نستعين‬-‫}نعبد‬tabiri bunu öğütler.
‫ُدعَايِنْ تَه إِي ِدي قَبُو ْل نَا بِتِن‬
ْ‫گ ْرتِنَا تَه ِژ َحرا ِمى بِتِن‬
ِ ‫“ } ُكو ُگوش ْت‬Haramdan beslenirsen duaların kabul olmaz”
mealindeki Üstad’ın uyarısı tasavvufudur. Umutsuzluk kaynağı değildir. Rumuzlarından biri
başkasına iyilik yap ki haram yemediğin ağızları sana dua etsinler. Unutulmamalıdır ki duanın
[47]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
KAZA NAMAZI
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
1
Vitir namazı geçmişse kaza edilmesi vacip midir?
1
Vitir namazı da vakitli bir sünnettir. Diğer vakitli
sünnetler gibi onun da kaza edilmesi mendup mudur?
HAYIR
EVET
1
Geçmiş sünnetler kaza edilmez. Ancak sabah namazı
geçmiş ise ve aynı gün öğleden önce kaza edilirse
revatibi ile birlikte kaza edilir, ve öğleden önceki
sünnetin farzdan sonra kılınabilmesi, kaza olarak
değil sırası bozulmuş ama vaktinde kılınan bir namaz
mıdır ?
EVET
HAYIR
2
Kazaya kalan namazlar beşten fazla değilse,
kazalarında tertibe riayet etmek vacip midir?
EVET
HAYIR
2
Mendup mudur?
HAYIR
EVET
3
Kaza borcu olan bir kimse revatip, tespih vs. nafile
namazları kılabilir mi?
EVET
HAYIR
3
Namazı kaza etmek ömrlük değil fevridir. Binaen
aleyh kazası olan bir kimsenin yaşam zaruretleri
dışındaki zamanını kazalarına hasretmesi farzdır. Bu
farzı terk etmek hatta vaktini müekked sünnetlerle
geçirmesi haram mıdır?
HAYIR
EVET
4
Seferde geçen dörtlü farzlar hazarda kaza edilirse, iki
rekât olarak mı kılınır?
EVET
HAYIR
kabulü matlubun verilmesinden ibaret değildir. Dualar da tesbih, tehlil gibi sevap defterimize geçer.
Kılcal dualar paylaşılır, halat haline gelir, ortakların çoğalması ile kristaller gibi yek diğerine
yansıyarak nurları çoğalır. Bilindiği gibi maneviyatı üstün kılan üç belirgin fark vardır.
1) Ortakların çoğalması ile hisseler azalmaz, çoğalır. Bu güneşin altında Adem, Havva veya yedi
milyar insan yaşar, ısı ve ışığında ne fark vardır.
2) Hırsızlar, zorbalar inanç, siyasi görüş ve idealleri zorladıkça bunlar netleşir, çalınmaz, alınmaz.
3) İlim ve irfan harcandıkça artar, meleke olur.
[48]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
4
Seferde geçen namazlar seferde kaza edilse iki,
hazarda kaza edilse dört rekât olarak mı kılınır?
5
Geçmiş sırri bir namaz gece kaza edilirse veya cehri
bir namaz gündüz kaza edilirse de namazın asıl vasfı
muteberdir. Sırri sırren cehri de cehren mi kaza
edilir?
EVET
HAYIR
5
Namazın kaza edildiği vakit muteberdir. Gece kaza
edilen namazlar cehri, gündüz kaza edilenler sırri mi
olur?
HAYIR
EVET
6
Başlanmış nafile namaz kesilirse en az iki rekât
olarak kaza edilmesi vacip midir?
EVET
HAYIR
6
Başlanmış fakat tamamlanmayan nafilenin
niyetlendiği gibi kaza edilmesi mendup mudur?
HAYIR
EVET
7
Mürtet bir kimse İslam’a dönerse, riddet süresinde
geçirdiği namazları kaza eder mi?
HAYIR
EVET
7
Mürteddin idde bitimine kadar nikahı devam ettiği
gibi ameli de yanmaz askıya alınır. Son nefesine
kadar ne zaman İslam’a dönerse ameli geçerlidir.
Dolayısıyla o meşum sürede geçirdiği namazları da
kaza mı eder?*
HAYIR
EVET
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
NAMAZI BOZAN HALLER
1
1
SUAL
a) Namazda amden veya sehven iki harflik bir
konuşma (sehven verilen selam hariç) namazı ifsat
eder mi?
b) Eğer musalli namazda olduğunu unutarak
konuşursa o konuşma altı kelimeyi aşmadıkça
namazı sahih midir?
(*) Efendimiz namazı tamamlamadan sehven selam vermiş ve {‫}لم تقصر و لم أنس أ كما يقول ذو اليدين‬
demiş ve namazı yenilememiş, devam ederek tamamlamıştır.
[49]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
2
3
3
3
4
4
5
5
5
SUAL
Sesli okuyabilmek için veya sesini güzelleştirmek
için boğazını temizlerken çıkardığı sesten iki harf
anlaşılırsa namaz fasit olur mu?
a) Me'mum kıra’ata takılmış olan imamının önünü
açarsa her ikisinin de namazları bil ittifak sahihtir.
Ama imam me'mum olmayan birinin ikazına uyarsa
namaz fasit olur mu?
b) İmam veya me'mum veya münferit bir musalli
başka birinin kıra’atını hatırlatırsa namazı fasit olur
mu?
c) Eğer hatırlatma kasdı ile beraber zikir kasdı da
varsa namazı sahih kalır mı?
a) Bir musalli başkasının “Allah veya Muhammed”
demesi üzerine sena ve salat okursa veya içeri
girmek isteyene (girin…) mealindeki ayeti okursa
namazı fasit olur mu?
b) Eğer zikir niyetini de taşıyorsa namazı sahih
midir?
a) İnsanlardan da istenebilecek bir dua, mesela:
(Allah’ım bana bir elma ver) gibi bir dua namazı
fesada götürür mü?
b) “Allah sana rahmet etsin” gibi birine hitap ederek
yapılırsa o dua namazı bozar mı?
c) Namaz içinde iken birinin "önündeki safta boşluk
var oraya geç" emrine uymak namazı bozar mı?
Namaz mekruhlarında önemli bir ihtilaf yoktur.
[50]
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SEHİV SECDESİ
1
1
2
2
3
3
3
4
4
4
4
5
5
SUAL
Secde sebebi hasıl olursa secde yapmak vacip midir?
Sehiv secdesi sünnet midir?
Sehiv secdesi: selamdan önce iki secde yapılır ve
hemen selam mı verilir?
Sağa selam verilir iki secde yapılır. Tekrar teşehhüt
okunur ve selam mı verilir?
Namazda farz, vacip ve sünnet vardır. Sehiv secdesi
farzın tehiri, vacibin terk veya tehiri dolayısı ile vacip
mi olur?
Namazda vacip yoktur. Sünnetler (ebat) büyük ve
(hey’at) küçük olarak iki kısımdır. Ebadın terkinden
ve bilmeyerek namaza aykırı bir halın husulünden
dolayı sehiv secdesi sünnet mi olur?
Namaza aykırı hal küçükse secde gerekmez. Bu
ittifakidir. Ama büyükse amdi de sehvi de secde ile
telafi edilemez, namazı bozar mı ?
Terki veya fiili secdeyi gerektiren bir hal kasten de
yapılsa sehiv secdesi sünnet olur mu? (*)
Adı üzerinde sehiv için yapılır amdi hal ya muaf veya
müfsit midir?
Namaza ecnebi olan hal üç kısımdır. Ya büyüktür
amdi de sehvi de namazı bozar veya küçüktür ve
muaftır. Veya orta boyludur. Amdi namazı bozar
sehven yapılanı secde ile mi tedarik edilir ?
Orta boylunun amdi gibi sehvi de müfsit midir?
Fatihayı sehven ka’dede okuyan sehiv secdesi yapar.
Lakin teşehhüdü sehven kıyamda okuyanın namazı
fasit olur mu?
Her iki durum da sehiv secdesini mi gerektirir?
HANİFİ
EVET
HAYIR
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
(*)
Örneğin, sabah kunutu kasten okunmamışsa yine de secde ile cebredilir.
*) Hanefilerce bu secde adı üzerinde sehivleri telafi eder. Şafiilerce (‫ )ت َعمدا‬kasten yapılan
noksanlarda da sehiv secdesi yapılır.
(
[51]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
TİLAVET SECDESİ
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
1
Tilavet secdesi vacip midir?
EVET
HAYIR
1
Tilavet secdesi sünnet midir?
HAYIR
EVET
2
Tilavet secdeleri 14 adettir ve mushaflarımızda yazılı
olan yerler midir?
EVET
HAYIR
2
Tilavet secdelerinin adeti 14’tür, ama sad suresindeki
secde şükür secdesidir. Hac Suresinin sonunda,
mushaflarımızda işaretlenmemiş bir tilavet secdesi
var mıdır?
HAYIR
EVET
3
Tilavet secdesi: Ayağa kalkılır, bir tekbir alınır ve
secdeye varılır. İkinci bir tekbirle kalkılır ve öylece
mi biter?
EVET
HAYIR
3
Tilavet secdesi: Oturulan yerde eller kaldırılarak bir
iftitah tekbiri alınır. İkinci bir tekbirle secdeye varılır.
Üçüncü bir tekbirle kalkılır ve sağa-sola selam mı
verilir?*
HAYIR
EVET
(
*) (Elimam) mushafı kıyamete kadar dokunulmazlığını sürdürecektir. Hatta imla ihmallerine kalem
ve silgi değmemiştir. Örneğin { ‫ أُولَئِ َك‬- ُ‫ َعلَ ْيه‬- ‫} تِ ْلقَائِي‬. Ancak matbaa mizanpajı “Hanefi-Maturidi”
resmiyetine uyarlanmıştır. Örneğin: Hatim duasında sevap devri niyaz edilir. “Şafii Eş’ari” ise
okuma sevabını kimseye hibe veya hediye edemezler, nurunun İslam alemine saçılmasını diler ve
{‫}مثلثواب‬derler..
2) Sad suresi secdesi nakş edilmiş hac suresinin son secdesi işaretlenmemiştir.
3) Fatiha suresinin iki defa nazil olmuş yedi ayetlik bir sure olduğu sabit olduğundan eski
matbaaların bir kısmı Elimam dışındaki bazı Mushaflara dayanarak birinci “‫ ”عليھم‬den sonra bir
yarım yıldız nakş ettiler, daha sonraki matbaalar hiçbir besmeleye vermedikleri bir rakamı
Fatiha’nın besmelesine verdiler ve dolaysıyla ayetlerin adedi matbu ve murakkam Mushaflarda 6234,
İbni Kesir (‫ )إبن كثير‬6000, Kurtubi 6226 der. Besmeleler ve kırattan kalkmış olan ayetler Fatiha
sonundaki ayet gibi uzun ayetlerin bitişik iki ayet olma ihtimali kunut ile “Muavvizeteyn” son iki
sureye ilişkin söylentiler.
Galatı meşhur 6666 rakamını kutsallaştırmıştır. Kapağımızdaki 0 (sıfır) binlerce ittifakı, rakamlar
ihtilafı simgeler.
[52]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
ŞÜKÜR SECDESİ
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
1
Cami müşterek bir namazgâhtır. Caminin sergi ve
seccadeleri kimseye sütre olamaz. Binaenaleyh
musalli eğer önünden geçilecek bir noktada namaza
durmuş ise sorumluluk ona aittir, namazının
hurmetini o bozmuştur, kimseyi camide hapis etmeye
hakkı yoktur. Önünden geçen kimseleri mesul
tutamaz, hiç kimseyi geçmekten engelleyemez, bil
ittifak mesuliyet tamamen ona aittir. Cami dışında
herhangi bir yerde namaza duran bir kimsenin kendi
sağında veya solunda dikili veyahut çizili bir sütre
edinmesi ve başka geçit varsa önünden geçenleri
asgari bir işaret veya hareketle engellemesi sünnet
midir?
HAYIR
EVET
1
Namazın önünden geçeni engellemek ruhsat mıdır?
EVET
HAYIR
Ypılışı: Tilavet secdesi gibidir.
Hükmü: Sünnettir.
1
Sebebi: a) Bir nimetin husulü,
b) Bir musibetin zevali, c) Bir musibetzedeyi
görmektir.
O musibetzede masum ise onun gıyabında yapılır,
suçlu ise bir fitneye mahal vermemek şartıyla uyarı
mahiyetinde onun karşısında şükür secdesi yapılır
mı?
2
Şükür secdesi sünnet değil, mendupdır ve tilavet
secdesi gibi iki tekbir arasında mı yapılır?
SÜTRE
[53]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
CUMA NAMAZI
1
1
2
2
2
3
3
4
4
5
5
6
*
SUAL
Cuma namazı ancak sultanın veya vekilinin izin
verdiği cami ve mekânlarda mı kılınır?
Şeriatı uygulayan bir sultan varsa da Cuma namazı
için izin şart değildir. Müslümanlar cumanın diğer
şeraiti dâhilinde cuma namazlarını kılabilirler mi?
Darü’l-İslam küffar tarafından işgal edilse veya
müteğallibler tarafından şeriat rafa kaldırılıp
uygulanmaz hale gelirse daru’l-küfre dönüşür mü?
Günümüzde iş başındakilerin izni zaten geçersizdir,
aranmaz. Müslümanlar kendi imamlarını seçip Cuma
namazlarını kılabilirler mi? Cuma namazı için
cumayı kılanların kararı yeterli midir?
Daru’l-İslam küffar veya müteğallibe bir taife tarafından
idare edilirse de daru’l-küfre dönüşmez, daru’l-İslam mi
sayılır?
Cuma namazı için 3 kişi yeterli midir?
İmam dâhil yerli ve namazları sahih kırk kişinin
bulunması şart mıdır?
Cumayı kıldıran imamın selamından önce Cuma ile
mükellef olan bir kimsenin öğle namazına başlaması
mekruh mudur?
Bu kişinin namazı fasit midir?
Cuma kılınan şehir içinde öğle namazını cema’atle
kılmak herkes için mekruh mudur?
Cuma mükellefi olmayanlar için hatta cuma
fevtinden sonra cuma mükellefleri için de her yerde
öğle namazını cema’atle kılmak sünnet midir?
İhtiyaçtan dolayı da olsa bir şehirde üçten fazla
cumalar kılınsa Zuhr-ı ahiri (normal öğle namazı)
kılmak bir kavle göre mendup, diğer bir kavle göre
vacip mi olur?*
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
Zuhr-i Ahir: Farz şaraiti ile kılınan edası farz olmayan bir namazdır, ihtiyaten kılınabilir.
Cuma mükellefinin içerideki ezandan sonra yaptığı akitler geçerlidir, ama günahkar olur.
[54]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
6
7
7
8
8
9
9
10
11
11
12
12
13
13
SUAL
Bir şehirde ihtiyaçtan fazla yerlerde cumalar kılınsa
ve hangisinin daha önce selam verdiği bilinmezse bir
kavle göre öğle namazını kılmak farz mı olur?
İmamın selamından önce hatta sehiv secdesinden
sonraki cülusta da olsa cema’ate yetişen bir kimse iki
rekâtını tamamlar ve cumaya yetişmiş sayılır mı?
Son rekâtın rükuünü imamla yapan bir mesbuk iki
rekât olarak cuma namazını tamamlar. Ama son
rekâtın rükundan sonra iktida eden bir kimse cumaya
niyet eder; fakat imamın selamından sonra öğle
namazı olarak dört rekât mı kılacaktır?
Yolda cuma namazını kılacağını sanmayan bir
kimsenin cuma günü zaruret olmadan fecrinden
sonra sefere çıkması haram mıdır?
Ancak öğle vakti girdikten sonra cuma namazını
kılmadan sefere çıkmak mı haram olur?
Herhangi bir zikir hutbe olabilir mi?
Hutbenin beş rüknü vardır. Hamd, salat, ayet, vasiyet
ve dua mıdır?
Hatibin minbere çıkıp dönünce cema’ate selam
vermesi sünnet midir?
Hutbe esnasında sükut etmek vacip midir?
Hutbe esnasında sükut etmek sünnettir, ancak
peygamberimizin adı geçince sirren salavat getirmek
ve imamın duasına âmin demek de süküt mu sayılır?
Hatip minberde iken camiye giren bir kimse hafif
olarak iki rekât tahiyyet kılabilir mi?
Hatip minbere çıkınca her türlü namaz kesilir mi?
Cumalarımızın te’amülünde dört ilk sünnet, iki Cuma
farzı, dört son sünnet, dört öğle, iki rekat da vakit
sünneti olmak üzere 16 rekât mı kılınır?
Dört ilk sünnet, iki cuma, dört Zühre (bir kısım
camilerimizde cema’atle) dört son sünnet olarak 14
rekât mı kılınır?
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
[55]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SEFERİ NAMAZ
SUAL
1
Asgari üç günlük mesafe olan 90 kilometrelik bir
sefere çıkan bir kimse belediye hududu dışına çıkınca
seferidir, ve dört rekâtlık farzları iki rekât olarak
kılması vacip midir?
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
Çünkü namazın aslı iki rekâttır.
1
Hazarda ve seferde namazın aslı dört rekâttır. Eğer
sefer mesafesi iki gönlük ise kısaltma ruhsattır, eğer
üç günlük veya daha fazla ise kısaltmak yine vacip
değil evla mıdır?
2
Eğer yolcu kimse kasır azimetini ihlal edip bu
farzları dört rekât olarak kılarsa birinci teşehhüt
cülusu yapmışsa namazı sahihtir. O cülusu
yapmamışsa namazı fasit midir?
2
Kasr etmek azimet değil ve her iki takdirde de
namazı sahih midir?
3
Sefere çıkması haram olan bir kimse dini bir kolaylık
olan sefer "namazları kasır, cem, oruç tutmamak,
Cuma’yı kılmamak, kurban ve mesh gibi
ruhsatlarından yararlanabilir mi?
EVET
HAYIR
4
Yolcu kimse dört reka’tlik farzın edasında mukim
olana uyarsa dört rekat kılacaktır. Ama seferde
kazaya kalmış dört reka’tli namazı kaza ederken
mukim imama uyamaz. Çünkü onun farzı iki rekat
olarak zimmetinde kesinleşmiştir, dört rekata
dönüşemez. İmamın birinci oturuşu imam için sünnet
veya vaciptir. Ama yolcu kişi için son oturuştur ve
farzdır. Kuvvetliyi zayıfa tabi kılmak cema’atin
şartlarına aykırı mıdır?
EVET
HAYIR
4
Seferde geçen dört rekatlık farzı seferdeyken kaza
eden yolcu kimse iki veya dört rekat olarak kılmakta
serbesttir ve edada olduğu gibi kazada da mukime
uyması caiz midir?
HAYIR
EVET
[56]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
5
Yolcu kimse, bir yerleşim yerinde 15 gün kalmaya
kesin niyet ederse oraya vardığında mukim mi
sayılır?
5
Yolcu kimse, bir yerde dört gün kalmaya kesin
niyetli ise orada mukim mi sayılır?
6
Yolcu kimse, gittiği yerleşim yerinde işinin ne zaman
bitip evine döneceğini bilmiyorsa ve işinin 15
günden az bir müddette biteceğini umuyorsa ömür
boyu orada kalırsa yine seferi midir?
EVET
HAYIR
6
Yolcu kimse, her zaman 4 günden aşağı bir müddette
döneceğini umuyor ve bu iş uzarsa 18 güne kadar
seferidir, ondan sonra mukim mi sayılır?
HAYIR
EVET
7
Yolcu kimse, öğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsıyı
takdim veya te’hir ederek birleştirebilir mi?
HAYIR
EVET
7
Ancak arafat’ta ikindiyi takdim, Müzdelife’de
akşamı te’hir suretiyle mi birleştirebilir?*
EVET
HAYIR
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
1
Farzlar iki kısımdır. 1. Sahih ve sarih delil ile sabit
olan itikadi farzlar ki inkârı küfürdür. 2. Sıhhati veya
sarahati kesin olmayan ameli vacipler. İşte vitir
namazı bu türden olup vacip midir?
EVET
HAYIR
1
Vitir namazı sünnetlerin en müekkedi midir?
HAYIR
EVET
2
Kazalar tertibinde vitir de diğer farzlar gibi midir?
EVET
HAYIR
3
Vitir namazı bir tahrime ve bir selam arasında üç
rekâtlık bir namaz mıdır?
EVET
HAYIR
VİTİR
(*) Namazı birleştirmekte Hanbeli’ye taklit etmek terk etmekten iyidir.
[57]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
3
Vitir namazı en az bir, en çok 11 rekâtlık bir
namazdır. Ve Hanefilerin cevaz vermediği (buteyra)
bir tahrime ve bir selam arasında tek rekâtla biten
namaz mıdır?
HAYIR
EVET
4
Vitir namazının son rekâtında zamm-ı sureden sonra
eller kaldırılarak bir tekbir alınır ve bilinen kunut
duası veya herhangi bir dua okunarak mı kılınır?
EVET
HAYIR
4
Yalnız Ramazan ayının son yarısında sabah
namazında olduğu gibi vitrin son rekâtında da kunut
duasını okumak sünnet midir?
HAYIR
EVET
5
İmam kunutu cehren okur me'mum da sena kısmını
okur ve dua kısmına amin mi der?
HAYIR
EVET
5
İmam, me'mum ve münferit herkes konutu sırren mi
okur?
EVET
HAYIR
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
TERAVİH
SUAL
1
Teravih namazının ikişer rekât kılınması vacip
midir?
1
Teravih namazını dörder rekât kılmak bazı
imamlarımızın yöresel alışkanlığından ileri gelir.
Hanefi fıkhına göre ikişer rekât kılmak daha mı
evladır?
EVET
HAYIR
2
Kazası olan kimse teravih kıldıran imama uyarak
kaza namazlarını kılabilir mi? (*)
HAYIR
EVET
(*)
Teravih kıldıran imama uyarak kaza kılmak ki Şafiilerde sünnet kılan imama farz kılan kimse
uyabilir. İmam iki rekât başında selam verir. Kaza kılan kalkar namazının kalanını tamamlar. Hatta
imamın ikinci ikiliye başlamasını beklemeden kalkmışsa namaz esnasında imama uyma niyeti ile
tekrar cema’ate girebilir. Ve akşam namazı kazası ise 3. Rekâta iştirak edebilir.
(**) Namazları birleştirmekte hanbeliye taklit etmek terk etmekten iyidir.
[58]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
BAYRAM NAMAZI
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
1
Cuma namazını kılmakla mükellef olan kişilere
bayram namazı vacip midir?
1
Sünnet midir?
2
Cemaatle kılınması şart mıdır?
2
Mina’daki hacılar hariç cema’atle kılınması
sünnettir. Münferit olarak da kılınabilir mi?
3
Ramazanın 30. günü öğleden sonra bayram olduğu
anlaşılırsa bayram namazı ancak ertesi gün öğleden
önce mi kaza edilecektir?
3
İstenilen zaman kaza edilir mi?
4
Kurban bayramı namazı özürlü olarak gecikirse 3.
güne kadar kılınabilir. Mazeretsiz geciktirilmesi
mekruhtur. Yine de üçüncü güne kadar kılınır mı?
EVET
HAYIR
5
Bayram namazının diğer namazlardan olan farkı
1. rekâtta kıraatten önce, 2. rekâtta kıraatten sonra
üçer tekbir midir?
EVET
HAYIR
5
1. rekâtta kıra’attan önce 7 tekbir, 2. rekâtta yine
kıra’attan önce 5 tekbir mi alınır?
HAYIR
EVET
6
1. Hutbe 9 tekbir, 2.hutbe 7 tekbirle mi başlar?
HAYIR
EVET
6
Diğer hutbelerden farksız hutbe mi okunur?
EVET
HAYIR
7
Her farz namazdan sonra bir defa teşrik tekbiri
getirmek vacip midir?
EVET
HAYIR
7
Her farz namazdan sonra bir defa teşrik tekbiri
getirmek sünnet midir?
HAYIR
EVET
8
Teşrik tekbiri iki defa {‫ }ﷲ اكبر‬ile mi başlar?
EVET
HAYIR
8
Teşrik tekbiri üç defa{‫ }ﷲ اكبر‬ile mi başlar?
HAYIR
EVET
[59]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
NAFİLE NAMAZLAR
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
1
Öğle namazından önce müekked revatib dört rekâttır.
Sonraki revatib iki rekâttır. Cuma günü dört rekât mı
olur?
EVET
HAYIR
1
Cuma dahil her gün öğle namazı farzından önce iki
müekked iki de nafile kılınır. Farzdan sonra da aynı
mıdır?
HAYIR
EVET
2
Sünnet ve nafile namazları (teravih ve evvabin hariç)
gece de olsa bitişik dörder rekât olarak kılmak daha
mı evladır?
EVET
HAYIR
2
Teravihi ikişer rekât kılmak şarttır. Diğerleri de
ikişer kılmak evla mıdır?
HAYIR
EVET
3
Yatsı namazından önce dört rekât nafile var mıdır?
EVET
HAYIR
3
Hem akşam hem yatsı namazından önce ikişer rekat
nafile var mıdır?
HAYIR
EVET
4
Bir selam ile kılınan dört rekâtlık müekked
sünnetlerin üçüncü ve dördüncü rekâtlarında
Fatiha’dan sonra yalnız sure vardır. Fakat nafilelerde:
a) Birinci teşehhütde salat
b) Üçüncü rekâtın başında sübhaneke, euzu besmele
ve sure, dördüncüde de zamm-ı sure mi vardır?
EVET
HAYIR
4
Bunların hiç birinde bunların hiç biri yoktur. Dörtlü
farzlar gibi mi kılınır?
HAYIR
EVET
5
Salatud’duha namazının azı dört rekâttır. Çoğu için
sınır yok mudur?
EVET
HAYIR
5
Salatud’duha namazının azı iki, kemalı sekiz, Ekmeli
on iki rekât mıdır ?
HAYIR
EVET
6
Evvabin bir selam ile kılınan altı rekâtlık bir namaz
mıdır?
EVET
HAYIR
6
Asgarisi iki rekat, kemali altı, ekmeli 20 rekâttır ve
ikişer rekât olarak mı kılınır? (*)
HAYIR
EVET
(*)
12 Rekâtlık Regaip ve 100 rekâtlık Berat namazları bid'a olup, tesbih, tahiyye, teheccüt
abdest vs. neva fil namazlarında ihtilaf yoktur.
[60]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
HASTA
1
1
2
2
3
SUAL
Ayakta duramayan bir kimse namazını oturarak,
oturamayan yatarak ve başıyla işaret ederek kılar.
Onu da yapamıyorsa kaşı ile gözüyle işaret eder, onu
da yapmazsa kalbinden icra ederek mi namaz
kılacaktır?
Namazını edası için başıyla dahi işaret yapamayan
kimse ne eliyle ne gözüyle ne de kalbiyle namaz
kılamakla mükellef değildir. İyileşince de beş
farzdan fazla kaza etmesi vacip değildir, yalnız beş
farzı kaza etmesi vacip midir?
Oturarak namaz kılan bir kimse namaz esnasında
iyileşip ayağa kalkabilirse kalkar ve namazının kalan
kısmını tamamlar; lakin işaretle kılan bir kimse
kalkar ve yeni baştan tam bir namaz mı kılmalıdır?
Biraz önce bahsi geçen her iki takdirde de kişi kalkar
namazının kalan kısmını mı tamamlar?
İşaretle namaz kılana sağlam biri iktida edebilir mi?
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAVF (KORKU NAMAZI)
Korku, nöbet, rasat namazı Ebu Yusuf’a göre yoktur.
1
(*)
SUAL
İmam namazın yarısını kılınca cema’at selam
vermeden nöbete gider, nöbettekiler gelir bekleyen
imama uyarlar. İmam selam verince 2. grup selam
vermeden nöbete gider, 1. grup gelir namazının kalan
kısmını lahik olarak bitirir. Sonra 2. grup döner
namazının kalanını mesbuk olarak mı tamamlar?*
Mazur kişi eğer oturup secde yapabiliyorsa sandalyede kıldığı namaz batıldır. Vaizler uyarmalıdır.
[61]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
1
2
2
SUAL
Tehlike kıble cihetinde ise imam her bir taifeye tam
bir namaz kıldırır. İmam iki defa namaz kılmış olur
veya hep beraber namaza dururlar. İmam eğilince bir
taife ayakta bekler, imam kalkınca rüku’ ve secdesini
yapar imama kavuşur. Tehlike başka cihette ise
imam bir taifeye namazın yarısını kıldırır. cema’at
mufarekât eder namazını bitirir ve nöbete gider. Öbür
grup gelir bekleyen imama uyar ve mesbuk olarak
namazını tamamlar. Ve eğer imam selam vermemişse
beraber selam mı verirler?
Korku şiddetinde işaretle namaz kılınır, ve hiçbir
hareket o namazı bozmaz her türlü hareket muaf mı
olur?
Şiddetli korku halindeki namaz esnasında binite
binmek, yürümek ve silah kullanmak namazı bozar
mı?
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
İSTİSKA (YAĞMUR) NAMAZI
1
1
SUAL
Yağmur için topluca duaya çıkılır ve özel bir namazı
yoktur. Ancak o esnada nafile kılınabilir mi?
Yağmur namazı için dış elbise ters çevrilir, bayram
namazı gibi cema’atle iki rekât namaz kılınır ve
sonrasında hutbe okunur mu?
HUSUF - KÜSUF (AY-GÜNEŞ TUTULMASI)NAMAZI
1
1
[62]
SUAL
Ay veya güneş tutulmasında yetkili imam varsa
cema’atla, yoksa münferiden iki rekât namaz mı
kılınır?
Her hangi bir imam cema’ata ikişer rükulu ve ikişer
kıyamlı iki rekât namaz kıldırır ve hutbe de mi okur ?
Münferit de olur. Bu namazın her bir rekâtında iki
rüku ve iki kıyam mı vardır?
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
CENAZE NAMAZI
1
1
1
2
2
3
3
4
5
5
6
6
7
SUAL
Cenaze namazında 1. Tekbirden sonra sübhaneke,
2. Tekbirden sonra salavat, 3.Tekbirden sonra dua,
4. Tekbirden sonra selam mı verilir?
Birinci tekbirden sonra Fatiha okunur diğerleri ayni
midir?
Eğer cenaze namazında fatiha dua niyetiyle okunsa
mekruh değil. Kıra’at niyetiyle okunsa mekruh mu olur?
Yalnız birinci tekbirde mi eller kaldırılır?
Cenaze namazının her tekbirinde eller kaldırılır ve
bağlanır mı?
İmam cenazenin göğsü hizasında mı durur?
Cenaze kadın ise imam göğüs hizasından daha
aşağıda durur. Erkekse başının hizasında durur ve
cesedin çoğu imamın sağında olsun diye başının
doğuya doğru konulması evla mıdır ?
Cenazenin gıyabında namazı kılınır mı?
Namazı kılınmadan bir cenaze defnedilmişse üç güne
kadar veya bozulmayınca kadar mı namazı kılınabilir?
Aradan seneler de geçmişse ölümü tarihinde namaz
kılmaya ehil olanlarca onun cenaze namazı kılınabilir mi?
Cenaze namazını kıldırmak evvela akrabalarının
hakkıdır. Daha sonra ulu’lemrin yetkili kıldığı
imamın hakkı mıdır?
Ulu’lemir akrabadan önce mi gelir?
Sultan veya veli-akraba cenaze namazını kılmışsa
(cema’atle kılınmışsa) hiç bir kimse nafile olarak o
namazı kılamaz. Eğer sultan dışında birileri
kılmışlarsa, veli- akraba tekrar kılabilirler mi?*
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
(*) Hz. Peygamber (as) giyaben Necaşi’nin cenaze namazını kımıştır. Hanefi ve Malikilere göre bu
onun zatına hastır.
[63]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
7
8
8
9
10
11
11
12
12
13
14
14
15
15
[64]
SUAL
Cenaze namazını her kim kılmışsa tekrar kılamaz.
Ama kılmayanlar ölüm tarihinde namaz ehli iseler
cenazenin bozulduğu kesinleşmedikçe münferiden
veya cema’atle kılabilirler mi?
Yağmur ve çamur gibi bir durum yoksa cenaze
dışarıda da olsa cami içinde namazının kılınması
mekruh mudur?
Mendup mudur?
İnsan, hayvan veya taşıtla taşınmakta olan cenazenin
namazı kılınır mı?
Yıkanması lazım olmayan dünya şehidinin cenaze
namazı da farz-ı kifaye midir ?
Ölümü kesin olan bir cesedin küçük bir parçası
bulunsa yıkanıp kefenlenerek namazı kılınır mı?
Ancak cesedin yarısından fazlası veya başıyla yarısı
bulunsa mı bunlar yapılır ?
Şeri’atı hakim kılmak için küffarla çarpışıp, harp
darbeleri ile harp sahasında ölen akil, baliğ, Tahir
kimse yıkanmadan kanıyla, kanlı elbisesi ile mi defn
edilir ?
Bir kimse harp sahasından taşınsa da harp bitmeden
ölse ve temiz değilse, cünüp veya haiz bayan da olsa,
yine kanlı elbiseyle mi gömülür, yıkanmadan mı
gömülür?
Zulmen öldürülen ve katlı dolayısıyla diyet lazım
gelmeyen bir maktul da bu hükme dâhil midir?
Geçerli nikah üzere olan eşlerden biri ölünce diğeri
onun cenazesini yıkayabilir mi?
Erkek karısını yıkayamaz, ama boşanmayan veya
rac’iyye iddesinde olan bir kadın kocasını yıkayabilir
mi?
Cenazeyi yıkayacak hemcinsi yoksa veya cenazenin
cinsiyeti müşkül ise teyemmümle mi defnedilir?
Teyemmüm evladır, lakin mahremler yekdiğerini ve
müşkülü de her iki cinsin yıkaması da caiz midir?
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
16
17
17
18
18
SUAL
Cenaze kıbleye tevcih edilmeden defnedilmişse ve
henüz bozulmamışsa kabr açılıp tevcih edilmeli
midir?
Cenaze geçerken ayağa kalkmak müstehap mıdır?
Cenaze geçerken ayağa kalmak mekruh mudur?
Cenaze tabutunun arkasından yürüyerek ibret almak
evla mıdır ?
Cenaze tabutunun önünden yürüyerek ona duayla
şefa’at dilemek, arkasında yürümekten daha mı
evladır?
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
ISKAT
Iskat kelimesi ne Hanefi ne de Şafii kaynaklarında geçer. Ancak fidye,
keffaret ve zekât Kuran-ı Kerim’de geçe, ama ölülere değil dirilere hitap eder. Iskat
üç şartla vacip olur. (*)
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
1
1- Hayatta iken mali vecibelerle mükellef olacak
kadar varlıklı olup vecibelerini yapmamış olmak.
2- Miras bırakmak.
3- Vasiyette bulunmak mı?
EVET
HAYIR
1
Iskatın vücubu için 1. ve 2. Şart mevcut ise 3. Şart
olan vasiyet yok ise de mirasın re’sü’lmalından mi
ıskat verilir? (Bkz. - Oruç sual 16, Zekât sual 4)
HAYIR
EVET
1
Iskatı verirken "hocam al şu ıskatı hallet" deyip
hocayı paraya yenik düşürmek ve en az töhmet
altında bırakmak, fakirleri çağırıp gururlarını rencide
etmek, vebalı hocaya aittir demek yerine; on fakirin
cebine eşit veya farklı olarak gizlice bir miktar para
bırakmak en doğru yol mudur?
EVET
EVET
(
*) Namazın keffareti için ne delil vardır ne de kıyas. (Ö.N.B. İlmihali, Sf. 207)
Zekât mükellefi ölürse terekesinden zekât çıkarılmaz varislere miras olur. (Ö.N.B. İlmihali, Sf. 291)
(
**) Hanefiler tabutu kabrin kıblesine koyarlar, meyyiti yatay olarak kabre indirirler. Şafiiler ise
tabutu mezarın ayak tarafına bırakırlar, meyyiti dikey olarak kabre indirirler.
[65]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
İskat için miktar yoktur. Vitirle beraber bir aylık namaz 180 fitre eder veya
yeminin çarpımı 100 + 61, keffaret: 161 fitre (v.s.) rakamları vermek ve fitreyi de
Diyanet’in tavsiye ettiği yüksek fiyattan hesaplamak asılsızdır. Bu iş yaslının haleti ruhiyyesini istismar etmektir, sahtekarlıktır, haramdır.
Devir, 40 Yasin, hatim, mevlid, helva, senelik hatim, 54. Gecesi, Tehlil Hatmi
(v.s.) ne vacipdir ne de sünnettir. Peygamberimiz (a.s.) hiçbir akrabası için bunları
yapmamış ve hiçbir akrabası da onun için böyle bir şey yapmamıştır. Bunlar
bölgesel örf ve adetlerdir.
Fakir kimseler bu işleri toplumda gururuna yedirmemek ve riyadan dolayı
yaparlar, aile efradına sıkıntı ve kısıntı verirler. Borçlarını zamanında ödeyemezler,
günahkar olurlar; alanlar da haram yemiş olurlar, paranın gözü kör olsun.
Zenginler için zikrolunan bu işler hayrat ve hasenattır. İyiliğin adı, tavanı ve
israfı olmaz, yapılan iyilik suya da atılsa balık bilmezse halık bilir. İsrafda hayr
olmadığı gibi hayırda da israf yoktur.
DEVİR
Veli emanet değil ödünç olarak kadınlardan hulliyat alır ve ölünün ömrü
ibadetlerle çarpılır, korkunç bir meblağ meydana gelir. Bu devir meblağı bulmak
için üç şekilde yapılır.
1- Bir fakir 9 fakirin vekâletini alır ve o altın kesesini veliden alıp ona hibe
eder, tekrarlar en son velide kalır.
2- On fakire keffaret verme vekâleti verilir, veli para kesesini onlardan birine
verir, o da diğerine verir, o da diğerine derken sonunda veliye hibe edilir.
3- Veli on kişilik fakir halkasının ortasında oturur ve devir için hazırlanan
meblağı birine verir, hibe olarak geri alır, tekrar öbürüne verir. Böylece devir işi
sona erince sonunda hulliyyat veli olanda kalır ve sahiplerine iade eder, fakirlere
bir şeyler vererek helalleşir.*
*(
*) Sağımızdaki melekin sevap defteri 4 sütundur:
1) Cazip bir harama fırsat bulmuş iken sakınma sütunu
2) Farz veya sünnet, mali veya bedeni ibadet sütunu. Bu iki vazifenin kaderi, barajı, santrali Allah’a
aittir. Elimize anahtar olarak cüz-i ihtiyar verilmiştir. Dokunduğun zaman kaderiler gibi suyu,
elektriği icat ettim diyemediğin gibi cebriler gibi hiçbir şey yapmadık, kader yaptı da diyemeyiz.
3) Herhangi bir musibete duçar olma durumu.
4) Başka kimselerden manevi gönderiler sütunu. Bu iki sütunda seçenek ve emeğimiz yoktur, tamamen
Allah’ın ihsanıdır. Taziyelerde musibetzedeye v merhuma bu iki sütundan dua ederiz. Müteveffanın
[66]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
ORUÇ
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
1
Farz olan her oruç için niyyetin geceleyin getirilmesi
şart mıdır ?
HAYIR
EVET
1
Ancak Ramazan kazası, keffaret ve belirsiz nezr
oruçlar için mi niyyetin gece yapılması şartı aranır?
EVET
HAYIR
2
Ramazan edası, muayyen nezir ve nafile oruç için
gece niyyet edilmemişse de gündüz öğleye kadar
orucu bozan bir şey yapmamışsa mutlak bir oruç
niyeti yeterli midir?
EVET
HAYIR
2
Bu cevaz yalnız nafileye mi mahsustur?
HAYIR
EVET
3
Sahura kalkıp sahur yemeğini yemek oruç için niyet
sayılır mı?
EVET
HAYIR
3
Ancak oruç için sahur yediği aklından geçerse veya
şafak sökmüş olabilir diye yemeği içmeyi terk ederse
yeterlidir, yoksa o gün oruca devam eder ve daha
sonra bir gün kaza mı edecektir?
HAYIR
EVET
3
Ancak sahur yemeğini yerken oruç tutmamaya
kararlı ise o zaman sahur niyet sayılmaz o günü kaza
mı edecektir?
EVET
HAYIR
4
Bayram ve teşrik günleri oruç tutmak haram ve fasit
midir?
HAYIR
EVET
4
Haramdır ama bir nezre tesadüf ederse geçerli midir?
EVET
HAYIR
önüne artık ne haram ve ibadet ne de musibet gelir. Ancak 4. Sütunu kıyamete kadar açıktır. Burada
iki soru akla gelebilir:
a) Taziyelerde okunan Fatiha’nın kaynağı var mıdır? El cevap: Müminlerin ezbere bildiği hem kuran
hem dua olan Fatiha ile duaya başlamak seleflerimizce ananeleşmiştir, sünnete mütemaşi
(paralel)dir, sünnete zıt bir bid’at değildir.
b) Kıraatın sevabı ölüye ulaşır mı? El cevap: Bedeni ibadetlerde vekalet, vasiyet, velayet olmaz.
Ancak, vefatı okumaya vesile olur. Okuma anında kalblerde hatırlanır nurlanır. Ona ve İslam alemine
yansıma yolu ile birer tam Fatiha ulaşması niyaz edilir.
(**) Orucunu yememeye kararlı olan bir kimse akşamleyin yarınki oruca özel bir niyet getirmemiş ise
de orucu sahihtir.
[67]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
5
Ramazan başında ve sonunda hilali gördüm diyen tek
şahit eğer hür, erkek, adil ve reşit biri ise hava açık
da olsa şahadeti yeterli midir?
HAYIR
EVET
5
Açık havada birkaç kişinin hilali görmesi lazımdır,
ama hava muhalefetinde tek şahit köle de olsa kadın
da olsa yeterli midir?
EVET
HAYIR
6
Şaban’ın 29. Gününde hilalin görüldüğü dedikodusu
dolaşırsa veya hava kapalıysa ertesi gün şekk günü
mü olur?
HAYIR
EVET
6
Hava kapalıysa şekk günü olmaz, Şaban'dan mı
sayılır?*
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
Şek günü orucu
a) Ramazan niyetiyle tutmak tahrimen mekruhtur.
7
b) Ramazan ise Ramazan, değilse nafile olsun
niyetiyle tutmak tenzihen mekruhtur.
c) Nafile niyetiyle tutmak mendupdur. Her üçünde de
Ramazan yerine geçer, ancak Ramazan değilse oruç
değilim tereddüttü içinde ise niyetsiz mi sayılır?
7
Şekk günü oruç tutmak haramdır ve Ramazan'dan
sayılmaz, ancak kaza, virt ve nezr mesabesinde mi
tutabilir?
İSTİSHAB: Asıldır.
Şüpheli zaman, önceki zamandan sayılır. Şüpheli imsak orucu bozmaz, şüpheli
iftar orucu bozar.
8
Otuz günlük Ramazan tutulmuş ve hava açık olduğu
halde ay görülmezse oruca devam mı edilir?
8
Bu durumda eğer geçerli şahadetle Ramazan
başlamışsa bayram mı yapılır?
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
(*) Orucunu yememeye kararlı olan bir kimse akşamleyin yarınki oruca özel bir niyet getirmemiş ise
de orucu sahihtir.
[68]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
9
Nafile olarak tutulup bozulan orucu kaza etmek vacip
midir?
EVET
HAYIR
9
Nafile namazda olduğu gibi bozulan nafile orucun da
kaza edilmesi mendup mudur ?
HAYIR
EVET
10
Şaban’ın son bir-iki günü (virt hariç) oruç tutmak
mekruh mudur?
EVET
HAYIR
10
Şaban’ın son yarısında (virt hariç) oruç tutmak
mekruh mudur?
HAYIR
EVET
11
Doğu-batı bölge-kıta hilal için değişir mi?
HAYIR
EVET
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
İTİKAF
SUAL
1
Adanmış itikâf’ta oruç tutmak şart mıdır?
2
İtikâf bir günden az bir sürede olabilir, oruçlu olmak
şart değildir. Camiye ilk girişte her kes için itikâfa
niyet edip o sünnetin sevabına nail olması tavsiye
edilmeli midir?
HAYIR
EVET
2
Üç büyük camiden (Haremeyn ve Kudüs) birinde
itikâf yapmayı nezr eden bir kimse başka camide
yapabilir mı?
HAYIR
EVET
[69]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
ORUCU BOZAN HALLER
Oruç özel bir niyetle belli bir zaman diliminde karın ve kadın şehvetini terk
etmek olduğuna göre orucu bozan da bu ikisinden biridir.
1
2
3
4
5
5
6
7
8
9
9
[70]
SUAL
Vacip bir guslü ve mübalağasız mazmazayı yaparken
içine su kaçıran bir kimsenin orucu bozulur mu?
Oruçlu bir kimseye cebren bir şey yutturulursa orucu
bozulur mu?
Kulak da göz gibi yarı açık menfez olduğu için
kulağına su kaçan hatta yağsız damla damlatılan bir
kimsenin orucu sahih midir?
Bir ucu bir oruçlunun karın boşluğuna girmiş diğer
ucu dışarıda olan bir cisim orucu bozar mı?
Adaleye veya damara zerk edilen ilaç sızma yoluyla
karın boşluğuna geçiyorsa da İmameyn’e göre aynen
beden tüylerinin kökündeki menfezciklerden su
sızması gibi orucu bozmaz ve fetva da bu görüşe
göredir. Ancak imamın hilafına ihtiyaten bu işi iftar
sonrasına bırakmak evla mıdır?
Adaleye veya damara ilaç zerki oruca halel vermez
ve sağlık önemine binaen zamanında mı yapılır?
Oruçlu kimse, dişleri arasında kalan ve bir nohuttan
az olan nesneyi gündüz yutarsa orucu bozulur mu?
Ağız dolusundan az bir istifra orucu bozar mı?
Oruçlunun öğleden sonra misvak kullanması mekruh
mudur?
Ramazan edasında sahih olan orucunu bozup sonra
cinsel ilişkiye geçen erkek ve kadına keffaret vacip
olmaz. Ama orucunu başka bir şekilde bozmadan
re'sen cinsi temasta bulunan erkeğe keffaret mi lazım
gelir?
Sahih olan Ramazan edasını mazeretsiz olarak gıda
veya ilaç almak veya cinsi ilişkide bulunmak
suretiyle bozan kadın veya erkek eğer oruca
geceleyin niyyet etmişse ve kadın bu işe rıza
göstermişse her ikisine de keffaret mi lazım gelir?
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
ORUCA DAİR ÖZÜRLER
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
1
Doktorun teşhisinden veya kendi tecrübelerinden
sancılarının gündüz başlayacağını ve orucunu
bozmak zorunda kalacağını bilen bir kimsenin gece
oruca niyet edip sancılar başlamayınca imsak etmesi
vacip midir?
HAYIR
EVET
2
Tabibin bilgisine ve garazkar olmadığına kana’at
getirerek gerçeği söylediğine inanırsa gayri müslüm
de olsa tavsiyesine dayanarak iftar etmek caiz midir?
HAYIR
EVET
2
Ancak Müslüman tabibin teşhisi mi bu konuda
geçerlidir?
EVET
HAYIR
3
Hamile ve emzikli bayan ister kendi sıhhati için ister
bebek ve cenin sıhhati için iftar eder. Güne gün kaza
mı edecek?
EVET
HAYIR
3
Bebek sıhhati için ise fidye de mi verirler?
HAYIR
EVET
4
Gemi kaptanı, uçak pilotu ve otobüs şoförü gibi
mesleği hep yolculuk olan kimse, seferin diğer
ruhsatları gibi oruç tutmama ruhsatından da istifade
eder mi?
HAYIR
EVET
4
Ancak meşakkat varsa mı iftar edebilir?
EVET
HAYIR
5
Şafaktan sonra sefere çıkan bir kimse orucunu cima
ile bozarsa keffaret lazım gelir mi?
HAYIR
EVET
6
Nezr oruç için tayin edilen günleri Ramazan kazası
niyetiyle tutmak hem nezr hem kaza yerine geçer mi?
HAYIR
EVET
6
Kaza yerine geçer adağını daha sonra tutması mı
lazımdır ?
EVET
HAYIR
7
Özürlü veya özürsüz olarak kazaya kalan oruçların
kaza zamanı geniş midir?
EVET
HAYIR
8
Özürsüz oruç tutmayan bir kimsenin hayatta fidyesi
yoktur. Ama vefatından sonra ıskat adı altında
(terekesinden) vasiyet etmemişse de çıkarılır mı?*
HAYIR
EVET
(
*) Her ayda oruç tutmak sünnet ve sevaptır. Üç aylar orucu da sevaptır. Ama özel bir sünnet
değildir.
[71]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
FİDYE
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
9
Hastalık veya sefer ruhsatına dayanarak oruç
tutmamış ve kazaya imkân bulmadan ve vasiyet de
etmeden ölen bir kimsenin terekesinden fidye alınır
mı?
HAYIR
EVET
10
Orucu kaza edecek tâkattan umudunu kesmiş olan
yaşlı hayatta iken fidye verecek durumu varsa
bil’ittifak fidye verecektir. Ama kronik hastalığı olan
bir kimsenin (Allah’tan ümit kesmez) de hayatta iken
fidye vermesi caiz midir?
HAYIR
EVET
11
Fidye miktarı bir fitre midir?
EVET
HAYIR
11
Bir fitrenin dörtte biri midir?*
HAYIR
EVET
12
Özürlü veya özürsüz Ramazan’ı tutmamış ve kaza
etme imkânını bulduğu halde kaza da etmemiş ta ki
üzerine Ramazanlar geçmiş ise, geçen Ramazanlar
adedince fidyesi tekerrür eder mi?
HAYIR
EVET
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
KEFARET
SUAL
13
Bir kimse bir günün keffaretini ödemeden ikinci bir
gün kefareti mucib bir iş işlerse (Tedahül) yani
keffaretler iç içe geçer ne kadar çoğalırsa çoğalsın
tek bir keffaret mi verecektir?
13
Keffaret ta’addüt eder, yani günler adedince
keffaretler mi gerekir?
14
Hayatta fidye vermek yalnız yaşlıya mı mahsustur?
14
Hayatta fidye vermek: 1- Yaşlıya, 2- Kronik hastaya,
3- Bebek sıhhati için oruç tutmayan anaya, 4- Kaza
etmeden Ramazanlar geçiren kimseye vacip mi olur?
[72]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
14
Keffaret, hayat vecibesidir. Fidye ise yaşlı hariç
özürlü olarak Ramazan’ı eda etmeyip kaza imkânı
bulduğu halde kaza da etmeyip fidye verilmesini
vasiyet eden miras bırakan terike sahibinin vefat
vecibesidir. Vasiyete mi bağlıdır?
EVET
HAYIR
15
Keffaret, fidye, zekât ve nezr gibi kul tarafından dava
edilemeyen Allah’ın mali hakları vasiyet
edilmemişse terekeden cebren alınmaz, sakıt mı olur?
EVET
HAYIR
İşte “Allah hakkı af edilir, kul hakkı af edilmez.” deyimi bundan kaynaklanır.
Âhiret ile ilgisi yoktur. Allah dilerse şirk hariç hem kendi hakkını hem kul hakkını
af eder.
15
Allah’ın bu hakları kul hakkı gibi vasiyete bağlı
değildir. Terekenin resul malından (Cebren) yani
yetim, deli, gaip ve rıza göstermeyen varis varsa da
eğer terekede bu hakların var olduğu kesin olarak
biliniyorsa varis hakkı değildir. Müstahaklara
verilmesi vacip midir?
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
Tereke dağıtım tertibi:
1- Çalıntı gasp, fasit akitle satın alınmış ayniyat
sahiplerine verilir.
16
2- Cenazenin gerekli techizatı.
3- Zimmetindeki kul alacağı.
4- Keffaret, fidye, zekât gibi Allah hakkı.
5- Kalanın üçte birini geçmeyen sahih vasiyet.
6- Varisler midir?
16
Allah hakkı vasiyet edilmişse vasiyet sırasına ve
hükmüne girer. Yoksa 4. Sıra yoktur. Varisler 5. mi
olur? (*)
(İşte ıskat meselesinin kaynağı)
(* )
1) Ayniyat, 2) Techizat, 3) Kul borçları, 4) Vasiyetler, 5) Varisler
[73]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
ZEKÂT
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
1
Maliki malum olan malın sahibi çocuk da olsa deli de
olsa zekâtı farz mıdır?
HAYIR
EVET
1
Çocuk ve delinin malından fitre ve öşür çıkarılır.
Ama zekât ancak reşitlerden mi alınır?
EVET
HAYIR
2
Mal sahibi mürtet olarak geçirdiği zamanın zekâtını
vermekle mükellef midir?
HAYIR
EVET
3
Muayyen kişilere vakfedilen malın üşür ve zekâtı
vacip mi olur?
HAYIR
EVET
4
Zekât, malın farzıdır. Onun için vakıf, çocuk, deli ve
ölünün malından alınır. Mesela bir tüccar eve 40
milyar getirip "Zekât-senem dolmuştur, yarın bu
paranın zekâtını vereceğim" derse ve o gece vefat
ederse
1 milyarı zekâttır. Varislere haramdır. 39’unu mu
paylaşırlar.
HAYIR
EVET
4
Zekât zimmetin farzıdır. Geçen misaldaki baba o
paranın zekâtını başka bir hesaptan da ödeye bilirdi.
Ölenin zimmeti namaz ve oruçtan beri olduğu gibi
hac ve zekâttan bera’etini almıştır. Varisleri o kırk
milyarın tamamını mı paylaşırlar?
EVET
HAYIR
5
Alacaklar ya kuvvetlidir veya zayıftır. Kadının
alacağı mihr-i müeccele zekât farz olur mu?
HAYIR
EVET
5
Alacağın zayıfı da kuvvetlisi de alındığı zaman
geçmiş yılların zekâtını vermek farz mıdır ?
(Hanefi’ye taklit edilir, yoksa zekât onu bitirir.)
HAYIR
EVET
5
Borçlu tüccarın borcu elindekini aşarsa da
elindekinin tamamının zekâtını vermekle mükellef
midir?
HAYIR
EVET
5
Tüccar borcunu düşürür. Kalan malı nisabı bulursa
onun zekâtını mı verir?
EVET
HAYIR
[74]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
6
Zekât senesinin başında nisap miktarı olan zekata
tabi bir mal, sene içinde nisaptan düşer de sene
sonunda tekrar nisabı bulursa o senenin zekâtı farz
mıdır?
EVET
HAYIR
6
Nisabın sene boyu devam etmesi lazımdır. Yoksa
ikinci bir defa nisaba vardığı zaman yeni bir sene
başı mı sayılır?
HAYIR
EVET
7
Mükellefin elinde nisap miktarı bir mal varsa ve sene
içinde aynı cinsten eline her ne suretle bir miktar
daha mal geçerse sene sonunda hepsinin zekâtını mı
verecek?
EVET
HAYIR
7
Sene içinde elde edilen mal eğer elindeki malın kârı
(kazancı) veya meyvesi veya yavrusu ise evet. Ama
hibe, miras gibi başka bir kaynaktan gelmişse eldeki
malın zekâtıyla birlikte onun zekâtını vermek lazım
gelmez. Nisap ise ona ayrı bir sene mi kurulur?
HAYIR
EVET
8
Sanatkârın sanat icrasında kullandığı malzemenin
meblağı nisabı bulur ve senesi dolarsa zekâtı farz
mıdır?
HAYIR
EVET
8
Sanatkârın kullandığı malzeme yok olup karşılığında
ayrı bir bedel alınmazsa (çivi iplik boya gibi) zekâtı
yoktur. Ama bedeli alınırsa (kapı kolu astar vs.) gibi
o ticarete geçer, zekâtı bil’ittifak farzdır. Bu iki tür
malzeme arasında fark var mıdır?
EVET
HAYIR
9
Kadının ziynet eşyası yakut ve pırlanta gibi değerli
taşlardan ise mablağı ne olursa olsun ev eşyası
sayılır. Fitre ve kurban mükellefiyeti ve başkasının
zekâtına müstehak olması bakımından zenginlik
unsuru sayılmaz. Ama altın ve gümüşten olan ziynet
eşyasının mablağı nisabı bulursa zekâtı farz mıdır?
EVET
HAYIR
9
Kadına ait olan ziynet eşyası altın ve gümüşten de
olsa kadının onun varlığından haberi varsa, hiç
takmıyorsa da aşırı israflı (bir kilogramlık halhal
gibi) değilse zekâtı yok mudur?
HAYIR
EVET
[75]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
10
Mülkünde veya mevat (hazine malın)da metal bir
maden bulan kimse beşte bir zekatini verir, kalanı
onun mudur?
EVET
HAYIR
10
Bulunan maden altın veya gümüş değilse hepsi mi
onundur?
HAYIR
EVET
10
İslami olup olmadığı mechul mamul bir hazine bulan
bir kimse yine beşte birini mi verir?
EVET
HAYIR
10
Bulunan hazine altın veya gümüş ise miktarı nisap
ise ve küffarı olduğu kesin ise beşte biri verilir.
Yoksa (buluntu) hükmüne mi tabidir?
HAYIR
EVET
11
Altın ve gümüş tab'an ticaridir. Fi’ilen ticareti
yapılmazsa da depolama(piyasadan çekmek)anlamını
taşır ve stok yapılmasın, insanların yararına
çalıştırılsın diye her sene zekâtını vermek bil’ittifak
farzdır. Ancak kadının ziyneti müstesna mıdır?
HAYIR
EVET
11
İstisna yoktur. Kadının ziyneti de olsa kenzdir ve
nisap dan düşünceye kadar her sene zekâtını vermek
farz mıdır?
EVET
HAYIR
12
Zekât, fitre vs. verirken şifahen söylemeyip fakiri
rencide etmeden niyet etmek, hatta zekâtı ana maldan
ayırırken niyet etmek bil’ittifak yeterlidir. Ancak o
malı başka bir niyetle fakire vermişse o ayniyat
fakirin elinde mevcut olduğu müddetçe ona zekât
niyetini getirmek geçerli midir?
EVET
HAYIR
12
Ancak o ayniyatı fakirin elinden alıp bu kez zekât
niyetiyle ona vermesi mi lazımdır?
HAYIR
EVET
Bil’ittifak zenginin fakirden alacağı ayin(hazır mal)değil de deyn(fakirin
zimmetinde bir borç) olsa zekâttan sayamaz, ancak fakire Zekât niyetiyle para verir
ve alacağını onun elinden alır. Kur'an-ı Kerim’de zekât için infak (harcama) ita'm
(yedirme) değil i’ta(mülkken vermek)emr olunmuştur. Kurs çocuklarına zekât
toplayan hocalar talebelerden veya zekât sahiplerinden vekalet almışlarsa da
talebelere mülken vermedikleri, talebe onu kendi ihtiyariyle özel ihtiyaçlarına
harcayamadığı için zekât yerine geçmez. (*)
(*)
Keffaret de (it’am olarak) geçer. Onu pişirip yedirmek caizdir. Ama zekatı mülken vermek lazımdır.
[76]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
13
Zekata tabi bir malın bulunduğu yerde müstehak
varsa başka yere zekâtı nakletmek caiz midir?
EVET
HAYIR
13
Eğer başka yerdeki müstahak daha muhtaç veya
akraba ise kerahetsiz nakledilir. Yoksa kerahetle mi
gönderilir?
EVET
HAYIR
14
İslam’a teşvik edilen mü’ellefetü’lkulup, Ebu Bekir
(r.a) devrinden beri kalkmış mıdır?
EVET
HAYIR
14
Kıyamete kadar devam mı eder?
HAYIR
EVET
15
Zekât tek bir kişiye verilebilir mi?
EVET
HAYIR
15
En az üç kişiye mi verilir?
HAYIR
EVET
16
Her çeşit zekât, öşür, fitre ve keffaret yerine bedel
verilebilir mi?
EVET
HAYIR
16
Bedel vermek caiz değildir. Hububatının zekâtını
(öşrünü) para olarak vermek isteyen Şafii çiftçiler ve
ticaret zekâtını eşya, gıda vs. olarak vermek isteyen
Şafii esnaf Hanefi’yi mi taklit etmelidir?
HAYIR
EVET
17
Zekât sahibi kendi usul, füru ile eşi hariç diğer
akrabalarına zekâtını verebilir mi?
EVET
HAYIR
17
Nafakasıyla mükellef olduğu hiç bir kimseye hatta
uşağına veremez, ama kadın kocasına verir mi baba
Reşit oğluna verir mi?
HAYIR
EVET
18
Nafakası zengin akrabasına veya kocasına ait olan
fakirlere zekât vs. verilir mi?
EVET
HAYIR
18
Ancak kifayetini alamazsa mı başkasından zekât
alabilir?
HAYIR
EVET
(**) Altın ve gümüş olmayan kadın hülliyatı ihtiyaçtır, zenginlik (lüks) sayılmaz. Şafiilerce nakdeyn
de aynıdır.
[77]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
ÖŞÜR
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
Öşür vücubunda ekici (tohum sahibi ) muteberdir.
Yarıcı maraba ve arazinin öşürüye veya haraciye
HAYIR
EVET
19
oluşu nazara alınmaz tohum sahibi Müslüman ise
öşür mü vacip olur?
Haraciye olan araziyi Müslüman da ekerse haraç mı
EVET
HAYIR
19
alınır?
Aslında araziler beş kısımdır. Öşürüye, haraciye
mevate, miriye ve memlukedir. Ama kadastro
kanunundan sonra bu taksim tarihe gömülmüştür.
EVET
HAYIR
20 Devletin kullandığı arazi miriyedir. Vatandaşın
elindeki arazi öşürüyedir: Hanefi bölgelerinde hala
da arazimiz haraciyedir. Vergisini veriyoruz deyip
çok zaif bir fetvaya devam edilebilir mi?
Arazi eski vasfını kayıp etmiştir ve tamamen zekâta
tabidir. Çünkü devlet millete araziyi kullanmak ve
işletmek amacıyla değil mülk olarak vermiştir,
vatandaş işletmezse de devlet artık elinden almaz,
HAYIR
EVET
20 hatta devletin ihtiyacı olduğunda vatandaştan satın
alıyor. O halde arazinin eski vasfı ne olursa olsun
zekâtını vermek ve arazide de diğer mallarda olduğu
gibi miras hükmünü {‫ }للذكر مثل حظ االنثيين‬uygulamak
şart mıdır?
Öşür: arazinin geliri sayılan her türlü üründen ve
EVET
HAYIR
21
(İmama göre) nisap mablağı aranmadan mı verilir?
Öşür yalnız hurma, üzüm ve (kut)senelik zahire
HAYIR
EVET
21
olabilecek maddelerinden nisabı bulursa mı çıkarılır?
Vergiler bila-ihtiyar kesilir ve zekât müstehaklarına
EVET
HAYIR
22 taksim edilmez yine de zekât sayılabilir diyen bir
ictihat var mıdır?
Tüccar, mevcut malını pazarlara çıkarıp rahatlıkla kaça satabilirse o değer
üzerinden zekâtını verir. Onun alışı veya satış fiyatı muteber değildir, piyasa
muteberdir.
Zekât, sadaka, ıskat alan kişi, eğer veren kişinin onu alim veya salih veya
nasip veya muhtaç sandığı için verdiğini biliyorsa ve o sanıldığı gibi değilse ki
hiçbir kimse "Ben Salihim” diyemez almak haramdır. (Cilt 3. s. 121, Muğni)
[78]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
Kadastro kanunundan önce miras taksiminde arazi babanın malı değildir,
devletindir. Devlet nazarında kız – erkek eşittir denir ve yarı yarıya bölünürdü.
Ama şimdi arazi de miras hükmüne dâhil olmuştur. Kızları mahalle baskısı altına
alıp mirastan mahrum bırakmak ne kadar haram ise, kızların da kanuna dayanarak
şer’i haklarından fazlasını almaları haramdır.
FİTRE
1
1
2
2
3
4
4
5
5
6
6
(*)
SUAL
Fitre Ramazanın son gününün akşamıyla vacip olur.
O gece doğan çocuğun fitresi yoktur. Vefat edenin
fitresi var mıdır?
Fitre bayram şafağıyla vacip olur. O gece ölenin
fitresi yoktur, yeni doğanın fitresi var mıdır?
Fitre Ramazan’dan önce müeccel olarak ve
bayramdan sonra da eda olarak verilir mi?
Fitre Ramazana girmeden verilmez ve bayram günü
güneş battıktan sonra ancak kaza olarak mı verilir?
Kişi kendi fitresi ve reşit olmayan çocuklarının
fitresiyle bil’ittifak mükelleftir. Ancak hür hizmetkâr,
zevce, fakir ebeveynin fitreleri ile de mükellef midir?
Bölge halkının ekseriyetle asıl zahire olarak
kullandığı madde ne ise ki bizim ülkede buğdaydır.
Onun bedeli, un, bulgur, dövme vs. fitre olarak
verilemez ancak ekilebilir sağlamından mı verilir?
Buğday, arpa, hurma üzüm veya bunların bedelini
fitre olarak vermek serbest midir? (Şafiiler bedelde
hanefi’ ye taklit ederler).
Fitrenin buğdaydan olan miktarı yarım sa'dır, 1. 680
gr. diğer maddelerden tam sa’ mıdır?
Hepsinden de tam bir Medine sa’dir ki buğdaydan
2.240 gr. mıdır? (*)
Günlük ihtiyacından fazla bir şey bulan her mükellef
fitre vermeli midir?
Fakirler fitre vermez, yalnız her iki sınıf zengin de
fitreyi vermeli midir?
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
Hanefi: 3 avuç x 560 gr. = 1,680 gr. buğday. Şafii: 4 avuç x 560 gr. = 2,240 gr. buğday.
[79]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
FAKİRLİK SINIRI
Varlık bakımından insanlar üç fakir, iki zengin olarak beş sınıftır.
1. Fakir: Zarurette olana helal -haram kalmaz. Can havliyle haram yer.
2. Fakir: Günlük ihtiyacını temin edemeyendir, dilenebilir.
3. Fakir: Yıllık ihtiyacını temin edemeyendir, zekât alabilir. (**)
4- Zengin kimse: Asli ihtiyaçlarından ziyade zekata tabi maldan nisaba malik
olan kimsedir ki zekât fitre ve kurban vermekle mükelleftir.
5- Zengin asli ihtiyacından ziyade zekata tabi olmayan mala sahip kimse gibi
fitre ve kurban vermekle mükelleftir.
Asrımızda tatbiki olarak hacc tekrarlandığı için hacc babı kaleme
alınmamıştır.
KURBAN
Kurbanlar dokuz kısımdır:
SUAL
Kurban hür, mukim ve zengin sayılan kimsenin
bayram günlerinde kestiği udhiyye ailece etinden
1
yerler ve kesilmesi vacip midir?
Etinden yerler bir evde yaşayanlara sünnetü’l-kifaye
1
midir?
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
HER İKİ MEZHEBİN İTTİFAKI İLE
KURBAN
(2) Şer’an Hanefilere göre vacip, Şafiilere göre sünnet olan udhiyye kesmeyi
kasten ve şifahen(vücubu ifade eden cümlelerle)adamak ve bayram günlerinde
kesmekle adak haline gelen kurban (etinden yemezler)
(**)
Hanefilerde zengin fitre verir, fakir alır. Diyanet bol keseden tavsiyelerde bulunur. Ama Şafii
bölgesinde kalabalık nüfusa sahip olan yoksul halk için o rakam geçersizdir. 2.240 gr buğdayın
bedeli ne ise bedel verme konusunda Hanefi’ye takliden vermek yeterlidir.
(***) Vacip olmadığı halde vacip sanılıp verilen her şey alıcıya haramdır. Nisaba varmayan üzüm
zekatı ve mirassız, vasiyetsiz iskat gibi.
[80]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
(3) Kurban günlerinde kesilmesi vacip veya adanmış lakin daha sonra kesilen
udhiyye kazası (etinden yemezler) (*)
(4) Fakir kimsenin bayram günlerinde udhiyye niyeti ile aldığı kurban kasten
adanmamışsa da şer’an adak sayılır, etinden yemezler.
(5) Misafirin ve fakirin (adağa takılmayan) kestikleri udhiyyeyi yerler.
(6) Meyyitin vasiyeti üzerine velisinin kestiği (veli ve nafakasındakiler yemezler.
(7) Ölen kimsenin vasiyeti yok iken velisinin kesip sevabını ona bağışladığı
udhiyye ve arafelik yerler. (*)
KURBET
(8) Bayram günleri dışında "hastam şifa bulursa bana nezr olsun veya Allah için
vacibim olsun" gibi sözlü ve vücubu ifade eden açık ifade üzerine kesilen
kurbet (adak olur etinden yemezler.)
(9) “Hastam şifa bulursa veya oğlum askerden gelirse bir kurban keseceğim" ifadesi
üzerine kesilen kurbet (mev'ude olur etinden yerler.)
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
2
Udhiyye şeraitini taşımayan küçük bir kuzu veya bir
horoz kesmeyi veya mevlit okutmayı adamak geçerli
bir nezir sayılır mı?
HAYIR
EVET
2
Cinsinden farz bulunmayan bir ibadeti adamak nezir
olmaz, ancak vacip kısmı bulunan udhiyye, oruç,
namaz gibi ibadetlerin nafilesini kendi zimmetine
vacip kılmak anlamındaki nezirler mi geçerlidir?
EVET
HAYIR
i(*)
Kurban kesmekten asıl amaç insanları cömertliğe alıştırmaktır . Kurbanın iki faydası vardı:. 1- Eve bolluktur.
2- Dışarıya iyiliktir. Kurban kesip hepsini yemek, dışarıya hiç vermemek nasıl sevapsız geliyorsa, fakirin kestiği
kurbandan evdekilerin mahrum kalması daha da beter ve hayırsız bir iştir.
Halkımızın kültüründe (nezr) şer’i adama yoktur, va’ad vardır. Va’ad edilen kurbana halk dilinde adak dense de
menzure değildir. Etinden yemeleri için fetva ve taklit yollarını göstermek lazımdır.
Udhiyye kavramında vakit vardır, vakitli bir ibadettir. Ama nimetin şükrü ve belanın def’i için kesilene kurban
dense de udhiyye değildir. Zaman ve mekanla mukayyed olmaz ve udhiyye şartları aranmaz, bu ikisini
karıştırmamak lazım. Kurban, Burak, akika adak vs. ayıralım , karıştırmayalım.
i(*)
Haşiye: Bazı bölgelerde ölüler adına arefe günü bir kurbetlik kesilir ve halk dilinde ona Arefelik Kurban
denir.
[81]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
2
Cinsinden farz yoksa da haram olmayan herhangi bir
şeyi adamak geçerli bir nezir mi sayılır?
HAYIR
EVET
3
Kurban kesme zamanı bayramın birinci günü güneşin
doğup iki rekât namaz ve iki hutbe miktarı zaman
geçtikten sonra başlar ve dördüncü günün akşamına
kadar devam mı eder?
HAYIR
EVET
3
Kurban kesme zamanı fecir (şafak)la başlar ve
üçüncü günün akşamıyla biter, ancak bayram namazı
kılınan yerlerde namazdan sonra mı kurban
kesilmelidir?
EVET
HAYIR
4
Kurbanlık hayvanın kulağının yarısından az bir parça
kesilmişse udhiyye olabilir mi?
EVET
HAYIR
5
Kitabi bir kimsenin kestiği et bil’ittifak yenir, ama
ibadet olan udhiyyeyi onlara kestirmek vacip veya
sünnet yerine geçer mi?*
EVET
HAYIR
6
Sığır ortaklarından bir kısmı gayr-i müslim veya
ticaret amaçlı ise kurbanı niyet eden ortakların
hisseleri udhiyye sayılır mı?
HAYIR
EVET
7
Kurban kesmenin hikmeti kişiyi cömertliğe
alıştırmak ve aileye bolluk yaratmaktır. Etinden hiç
sadaka verilmezse de kurban sayılır mı?
EVET
HAYIR
7
Kurban kavramında sadaka vardır, asgari bir iki
lokma sadaka olarak vermek şart mıdır?
HAYIR
EVET
*
Hanefiler ibadetlerde önceliği islama, muamelatta insana verirler. Hastanın oruç tutamaması, suyu
bırakıp teyemmüm alması ve kıble tayini konularda gayr-ı müslimin teşhisini reddederler. Lakin
hayati konular ile muamelatta gar-ı müslimin şehadetini kabul ederler. Hatta –Zekat ibadettir ama
fitre harclıktır, onlara da verilebilir- diyorlar. Şafiiler ise: -İbadetin bir tarafında Allh vardır, af ve
musamaha galiptır- diyerek gayr-ı müslimin şehadetini kabul ederler. Ama -muamelatın her iki
tarafında da insan vardır, keşmekeş yeridir- diyerek onların ve hatta fasık müslumanların şehadetini
reddederler. Bu cimri mulahazayı inceleyerek mükellefin fitre, zekat ve kefarette zahire yerine para ve
sair verilmesini caiz görmüyorlar.
[82]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
‫علي شاة فال يكون نذ ًرا‬
(‫)ابن العابدين‬
‫ ولو قال‬،‫} لو قال إن شفيت فعل ّي شاة اذبحھا ال يلزمه شيء ألنه وعد‬
‫ضا‬
ً ‫اي‬
{‫ الن األضحية ليست بفرض‬،‫الن الذبح ليس من جنسه فرض‬
AKİKA
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
1
Çocuğun 7. Doğum günü sağ kulağında ezan, sol
kulağında ikamet okuyup ismin şudur demek ve
saçını tıraş edip ağırlığı kadar altın tasadduk etmek
ve udhiyye gibi bir akika kesmek sünnet-i müekkede
midir?
HAYIR
EVET
1
Müstahap mıdır?
EVET
HAYIR
2
Akika kesmek çocuğun buluğuna kadar mı devam
eder?
EVET
HAYIR
2
Akika sünneti ömür boyu devam eder ve çocuğun
ölümünden sonra da kesilmesi sünnet midir ?
HAYIR
EVET
3
Erkek çocuğu sünnet etmek vacip midir?
HAYIR
EVET
3
Erkek çocuğu sünnet etmek sünnetü’l-hüda mıdır?*
EVET
HAYIR
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
1
İkrah (zorlama)altında olanın telaffuz ettiği talak vaki
olur mu?
EVET
HAYIR
1
İkrah, sarhoşluk, (bir görüşe göre kasıtlı da olsa)
cinnete varan aşırı hiddet hallerindeki talaklar vaki
olmaz ve bu haller mazeret mi sayılır ?
HAYIR
EVET
2
Mürtet bir kimsenin eşi baine mi olur? *
EVET
HAYIR
NİKAH VE TALAK
(
*) İnsanımızın niyeti hem yemek hem tasadduk etmektir, sahibinin asla yemeyip istifade etmemesi
garip bir fetvadır.
(*)
BAİNE:Eski nikahı kesin olarak gitmiş bayan eş demektir ve iki çeşittir. Birinde hülle, diğerinde
direk olarak eski kocasıyla yeni bir nikah akdiyle evlenebilendir.
[83]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
2
Mürted’in zevcesi raciyye midir?
HAYIR
EVET
3
Her kadının nikahını ancak erkek olan velisi veya
hakim veya hakem mi kıymalıdır ?
HAYIR
EVET
3
Kadın kendi nikahını bizzat kıyabildiği gibi birine
vekalet vererek de nikahını kıydırabilir. Hatta fuzuli
biri onu birine nikah etmişse kadın icazet ederse o
nikah sahih midir ?
EVET
HAYIR
4
Kadın kendi nikahını kıyamadığı gibi başkasının
nikahını velayeten veya vekaleten de kıyamaz hatta
nikah şahitliği de ret mi edilir?
HAYIR
EVET
4
Kadının velayeti, vekaletive şahadeti makbul mudur?
EVET
HAYIR
5
Bakirenin babası veya dedesinin kıydığı nikaha eğer
şartları dâhilinde yapılmışsa itiraz hakkı var mıdır?
EVET
HAYIR
5
a) Nikâhı kıyan veli ve şahitler fasık olsalar,
b) Konuşulan mehir emsal mehrinden az olsa
c) Müslüman erkekle Kitabiye bayanın nikâh
şahitleri kitabi olsalar
d) Erkek evlat velayeten anasının nikahını kıysa
bayan itiraz etmezse bu nikâhlar sahih midir?
EVET
HAYIR
6
Nikah akdin’de talakın kadın yetkisinde olmasını şart
koşmak geçerli midir?
EVET
HAYIR
7
Zina, mess(dokunma),nazar mevcut nikahı bozar mı? (*)
EVET
HAYIR
7
Bunlar ne mevcut nikaha ne de yapılacak nikaha
halel vermezler. Nikahlar sahih mi sayılır?
HAYIR
EVET
RACİYYE: Eski nikahı askıya alınmış idesi bitmeden yeni bir nikah akdine gerek yoktur. Kocasına
dönebilen bayandır.
(*) Kaynanaya (…) veya şehvetle, uyanışla fahiş mes veya haya uzvunun mudevverine nazar edenin
eşi ebediyen ona haram olur. Eğer o kadın analığı veya gelini ise babasının ve oğlunun nikahları
gider. Yabancı ise onun mahremleriyle evlenemez. (Bu konuda Şafii ye taklid edilmeli)
(**) Tehdit altında yapılan yemin, talak ve bono-senet gibi belgelere atılan kabul imzaları
geçersizdir.
[84]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
8
Belediye nikahının dinimize göre geçerli olması için
“di” li geçmiş zaman deyimi lazımdır. Yani – kabul
ediyor musun- yerine “Kabul ettin mi” demek şart
mıdır ve imam nikahı adı altında ikinci bir nikah
akdine lüzum yoktur. Bu nikah şeria’ta uygun mudur ?
EVET
HAYIR
8
Kadın ifadesiyle yapıldığı için geçersizdir. Velinin
ifadesiyle bu nikahı tekrar kıymak mı lazımdır?
HAYIR
EVET
Erkek ve kız evlada babayı evlendirmek vaciptir, anayı evlendirmek vacip
değildir. Zevceye özel bir ev vermek vaciptir, kuması veya başkasıyla oturmaya
zorlanamaz, Zevce ebeveynine gitmekten alıkonamaz. Zevcenin ebeveyni haftada
bir defa, diğer mahremleri en az senede bir defa kocasına ait olan meskende
kızlarını ziyaret etmeleri kocası tarafından men edilemez.
YEMİN
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
Yeminler üç kısımdır.
1- Lağv yemin: “valla yiyeceksin, valla yapacaksın”
gibi ifadedir. Bunun ne günahı var ne de keffareti.
1
2- Kat’i yemin: Yapabileceği bir şeyi “vallahi yarın
yapacağım” deyip yapmazsa keffaret gerektirir.
3- Bilerek yalan yere “Vallahi dün böyle yaptım”
gibi gamus yemin günahtır. Ama keffaret
gerektirmez mi?
1
Ğamus yeminin de keffareti vacip midir?
HAYIR
EVET
2
Zanna dayalı bir yemin yanlış çıkarsa keffaret vacip
olur mu?
HAYIR
EVET
3
Zorlama altında yapılan yeminin gereği yerine
getirilmediği takdirde keffaret vacip olur mu?
EVET
HAYIR
3
Zoraki yaptırılan yemin, talak vs. geçersiz mi sayılır?
HAYIR
EVET
[85]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
NEZR (ADAK)
1
2
2
2
(*)
SUAL
Adamak lisan ve kelime işidir. Niyetle ve vücubu
gerektirmeyen ifadelerle adak olmaz, va’at olur, ifası
vacip olmaz, Müstahap olur. Halkımız genellikle
adama ifadesini kullanmaz. “Hastam iyileşirse bir
kurban keserim” gibi deyimleri ya kalbinden geçirir
veya telaffuz eder. Bu va’atte udhiyye şeraiti aranmaz.
Zaman ve mekan (falan türbede keserim) tayini
geçersizdir. Sahibi etinden yiyebilir, küçük ve sakat
hayvan da kesebilir, bedel de verebilir. O halet-i
ruhiyyedeki niyyetlerini gerçekleştirmek ona vacip
değildir, ama ifa ederse elbette ki sevap kazanır. Bu
ittifakidir, ama cinsinden vacip olmayan hayrat ve
hasenatı “cami yapmak, mevlit okutmak gibi”
kelimesi kelimesine adarsa vacip bir nezir olur mu? (*)
Hadd-i zatında haram olan (içki, zulüm) gibi bir fiili
adamak nezir olamaz, ama ibadet olduğu halde başka
sebepten dolayı haram olan “Üzerinde kaza olan
Şafii'nin bayram namazını adaması” gibi bir nezir
geçerli midir?
Bayram günü oruç tutmayı veya abdestsiz namaz
kılmayı adayan bir kimse başka bir gün oruç tutar ve
abdestli namaz mı kılar?
Haramlık ister zati olsun ister dolaylı olsun hiçbir
haram adanamaz mı?
‫ شافعي‬. ‫الينعقد نذر الحرام سواء كان حراما لذاته او حراما لغيره‬
[86]
HANİFİ
ŞAFİİ
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
VASİYYET
1
2
2
2
3
3
SUAL
{‫ من عمل صالحا فلنفسه‬- ‫} التزر وازرة وزر أخرى‬
“Hiç bir kimse bir başkasının vebalını yüklenmez ve
iyilik işleyenin iyiliği sadece kendi nefsinedir”
kur’ani ifadelerin yanı sıra bir mümin yaptığı
ibadetin sevabını başkasına devredebilir mi?
Ancak o ibadeti yaparken mesela kurbanı keserken
veya kur’an okurken;
1- Onu kalbinde bulundurmak
2- Sonunda ona dua etmek.
3- Kabri başında okumak gibi dolaylı yollarla mı
yararlanacağı umulur? (Büceyremi, 1. Cilt 497.s )
Dirilerin ölüler için yaptıkları hayrat ve hasenatın
onlara vasıl olacağı kesinlik ifade etmeyen haber-i
vahit zayıf hadisle rivayet edilmiştir. (İbni Abidin, c.
3) O hadis’e binaen hatım dualarında hasıl olan
sevabı falancaya hediye ettik denir mi?
Elimizde kesin delil olmadığı için ve kendimizi
sevap dağıtacak seviyede addetmediğimiz için ancak
o sevabın bir mislini falancalara vasıl eyle diye mi
niyaz ederiz?
{‫ وان ليس لالنسان اال ما سعي‬- ‫} ونكتب ما قدموا وآثارھم‬
Meyyitin sevap defterinin dirilerinden gelecek dua
vs. sütunu açıktır. Ama günah defteri tamamen
kapanmıştır o halde kötü bir kuruma veya kötülükte
harcayacağını bildiği kişilere mal vasiyet etmek veya
üzerinde ağıt yakılmasını vasiyet etmek açtığı kötü
çığırda başkaların yürümesi onun günahlarına
eklenmez. Yalnız o haram çığır ve vasiyetten hayatta
iken yaptığı için mi sorumludur ? {...‫}من سنّ سنّة‬
Terğib ve ve terhibdir.
Vasiyet hayat günahıdır. Ama kötü çığırın ölümden
sonra da ekleneceğinden de mi korkulur?
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
[87]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
4
4
5
5
6
6
7
7
(*)
Vasiyetler:
1- Vacip vasiyet: Emanetlerin ve borçların edası.
2- Müstehap: Varislerin durumu iyi ise
{‫ }الحيف في الوصية من الكبائر‬zimmetindeki Zekât ve
keffaretlerin edası ve hayrat.
3- Kötülükte harcanacak kurum ve kişilere vasiyet
haram mıdır?
Zimmetinde biriken zekât ve keffaretlerin var olduğu
kesin olarak biliniyorsa ve techizatından ve kul
alacağından fazla bir miras bırakmışsa vasiyetlerden
önce r’esul-maldan mı verilir ? (Bkz. Oruç, Soru/16)
Mülkiyet devri mümkün olmayan bir şey vasiyet
edilemez. Kişi kendi cenazesini veya bir uzvunu
vasiyet edemez. Ama bunun dinen haram olduğuna
dair açık bir delil olmadığı için hüküm verilmez.
İmamın r.a. prensiplerine göre tevakkuf mu edilir?
İbaha asıl olduğu için mubah mı sayılır?
Vasiyet ancak vasiyet edileni teslim alabilecek
kişilere yapılır. Ölüye, türbeye, vasiyet
yapılamayacağı gibi kendi mezarının abideleşmesi
için kendi mülkünde de olsa vasiyet yapmak geçersiz
midir? (*)
Kendi mülkünde ise fetva verenler var mıdır?
Kefen, defin, nakil, mezar yapımı kubbe ve kabri
üzerinde veya onu niyet ederek kendisine kuran
okuyana yapılan vasiyetler geçersizdir. Çünkü kıraat
için her hangi bir şey alınırsa ücret hükmüne geçer ve
haram sayılır mı ? { ‫( } المعلوم كالمشروط‬El-İhtiyar c. 5.
s. 84)
Okuyana vasiyyet etmek veya hediye vermek ücret
sayılmaz. Şart koşulmayan bir (malum meşrut) gibi
olmadığı için o vasiyeti ve hediyeyi almak mubah mı
görülmüştür ? { ‫} ليس المعلوم كالمشروط‬
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
Kabristanlarımız vakıf şartlarına haiz değil ancak musebbeledir. Yani halkça, devletçe,
belediyelerce fisebilillah amme yararına bırakılmıştır. Onlarda mezar yaptırmak hem t'ebid
(abideleştirme) hem de tazyik geleceklere daraltma nedenleriyle caiz değildir.
[88]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
8- Varislere vasiyet verilmez. Çünkü hisselerinden fazla kalan yine onlara
verilir. Ancak karı ve kocaya sehimlerinden fazla verilmediği için eğer başka varis
yoksa vasiyet geçerlidir.
9- Ölüm döşeğinde varislerin bir kısmına yapılan hibe veya alacak ikrarı da
vasiyet gibi geçersizdir. Başkasına ise vasiyet sayılır ve sülüsten verilir.
Bölgemizde genç bayanlarla evlenen yaşlı zenginlerin bir kısmı başka varisleri
olduğu halde eşine veya çocuğuna ölüm döşeğine düşmeden tarla, bağ, daire hibe
edip teslim – tesellüm işini yapar ve tapusunu verirler. Bu hükmen (kazaen)
kazinin hükmüne göre geçerli ise de diyaneten haramdır. Mirası beyan eden ayetler
açık ve sarihtir.
FARAİZ
Mirası beyan eden ayetler açık ve sarihtir. Bu nedenle mezhebler miras
konusunda ihtilafa düşüren ictihadi meseleler bulamamışlar. Yalnız iki meseledeki
ihtilaf ilmidir. Uygulamadan kalkmıştır şöyle:
1
1
2
2
(*)
SUAL
Miras yiyen sınıflar sıra ile
a) Sehim sahipleri, b) Nesebi asaba
c) Sebebi asaba (azat eden), d) Azat edenin asabaları
e) Tekrar sehimlilere vermek., f) Zevi’lerham
g) Sözleşmeliler, h) İspatsız ikrar yakınlığı
j) Sülüsü geçen vasiyyetler k) Muntazam beytül mal
mıdır?
Miras müstahakları
a) Sehim sahipleri, b) Nesebi asaba
c) Azat eden, d) Beytü’l mal
e) tekrar sehimliler, f) Varis olmayan akraba
g) Amme yararı mıdır?
Varis olan dede, kardeşleri mahrum mu bırakır? (*)
Dedenin üç seçeneği vardır. Ya tüm mirasın
1- %6 Südüsünü alır veya sehimlerden artanın
2- %3 sülüsünü alır.
3- Veya bir kardeş mi sayılır?
HANİFİ
ŞAFİİ
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
EVET
Mutemet kavle göre Ebu Yusuf’un ictıhadı Şafii gibidir.
[89]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
Görülüyor ki muntazam beytü’l mal ile zevi’lerham tertibinde ve dede ile
kardeşler ictima’ında ihtilaf vardır. Asrımızda muntazam beytü’l mal, ve azat etme
olayı bulunmadığı için ve dede meselesinde Ebu Yusuf'a uyulduğu için bu iki
ihtilaf da uygulanamaz. İstisnasız bir ittifak vardır.
MUAMELAT
Akitler:
a) Lazim (Dönüşü olmayan
b) Caiz (Muhayyer)
c) Batıl (Oluşmamış)
d) Fasit (Eksik)
Zamanımızda akitler batıl ve fasittir, çok şükür mubahtır, faiz değildir.
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
1
Meclis ve üç günlük, cayma şartı esnasında satılan
maldaki artılar satıcıya mı aittir?
EVET
HAYIR
2
Köpek ve tezek gibi necisleri satmak caiz midir?
EVET
HAYIR
3
İnsan sütünü satmak caiz midir?
HAYIR
EVET
4
Ama ve çocuğun akitleri sahih midir?
HAYIR
EVET
5
Defolu da çıkarsa satılan mal geri alınmaz şartı
geçerli midir?
EVET
HAYIR
6
Henüz sabit olmamış alacağa ve meçhul bir hakka
kefil olmak geçerli midir?
EVET
HAYIR
7
Meçhul veya inkar edilen hak için yapılan sulh
geçerli midir?
EVET
HAYIR
8
Mürtehin elinde rehine telef olursa onun alacağından
mı gider?
EVET
HAYIR
9
Davacı davalının rızası olmadan vekil tutabilir mi?
EVET
HAYIR
10
Vekilin müvekkili aleyhinde itirafı geçerli midir?
EVET
HAYIR
[90]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
SUAL
HANİFİ
ŞAFİİ
11
Asil vekili azl ederse vekile tebliğat ulaşmadıkça
vekilin yaptığı icraat geçerli midir?
HAYIR
EVET
12
Şuf’a hakkı fevri midir?
HAYIR
EVET
13
Şuf’atul civara (hududdaş’a) şuf’a hakkı var mıdır?
EVET
HAYIR
14
Araba ve değirmen gibi bölünemeyen müşterek
mallarda şuf’a hakkı var mı?
EVET
HAYIR
15
Tek şahit ve davacının yemini ile hükmedilir mi?
HAYIR
EVET
16
Her iki tarafın şahitlikleri varsa kimin davası zahire
uygun ise, örneğin mal elinde ise ona mı hükmedilir?
HAYIR
EVET
17
Bir hayvan bir insana saldırırsa o da o hayvanı
öldürse sahibine kıymetini öder mi?
EVET
HAYIR
18
Karı koca yek diğeri lehindeki şahitlikleri geçerli
midir?
HAYIR
EVET
19
Kasap kasten besmele çekmezse kestiği yenir mi?
HAYIR
EVET
20
Gırtlak başla kesilmemiş ise o et yenir mi?
EVET
HAYIR
21
Başıboş hayvanın yaptığı zararı sahibi ödemeli
midir?
HAYIR
EVET
22
Baği (haksız yere hak olan) devlet reisine baş
kaldıran öldürürse kısasa ölüm cezasına çarptırılır
mı?
HAYIR
EVET
23
Kişi hibe ettiği eşyayı geri alabilir mi?
EVET
HAYIR
24
Ancak valid mi veledine hibe ettiği şeyi alabilir?
HAYIR
EVET
[91]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
‫مسائل شتّي‬
MUHTELİF MESELELER
1- Helal olmak, caiz olmak, Tayyib olmak, Tahir olmak ve masum olmak aksi
ispatlanmadıkça asıldır.
Bir şeye haram, necis veya günahtır demek için kat’i delil lazımdır. Faize kar
demek ne kadar yanlış ise kâra faiz demek de o kadar yanlıştır. Taksitli satışa faiz
demek, selem satışına tefecilik demek, tüccarın başka yerden getirdiği malın
stokuna ve müstahsilin ürettiği malın hemen satışa arz etmemesine karaborsacılık
demek ve tüccarın elindeki malın değer kazanmasına Ğıbın (aşırı kazanç) demek
yanlıştır.
BEY’- RİBA
2- Ticarette ya mal hazır para hazırdır, veya mal hazır para veresiyedir, veya
para hazır mal sipariştir. (selem) üçü de helaldir. Pazarlık safhasında çok şıkları
ileri sürmek ve neticede akdi tek şık üzerinde kararlaştırmak ne faizdir nede
tefeciliktir. Elbette ki kar amaçlıdır. Zarar tehlikesi artıkça kar oranı yükselir, ama
daha sonra gecikme zammı, v’ade farkı almak haramdır. (*)
3- Hukuk, kanun, şüphe, fesat, geri işlenmez. Mesela: Namazda selamdan
sonra kıble yanlışlığı, imamın abdesti gibi şüpheler o bitmiş namaza fesat vermez.
Mesela: ödünç alıp hayratı yaptıktan sonra o borcu haramdan ödemek o hasenatı
ifsat etmez. Mesela: meşru bir akitle alınan bir malın bedelini haramdan ödemek o
eşyayı haram etmez. Mesela: Hz. Ömer hilafetinin üçüncü senesinde (tek celsede
üç talak gider) hükmü önceki talaklara geçmemiştir. Mesela: Hz. Ömer’in
(Müşerrekede) söylediği
{‫ }ذلك علي ما حكمنا وھذا علي ما نقضي‬bu seneki hüküm geçen seneki meseleye
geçmez.) sözü. (**)
(*)
4. Meseleye bak.
(**)
Müşerreke: Kızlı erkekli çocukları olan bir dul kadın, ikinci kocaya gitmiş ve çocuklar
doğurmuştur. Büyük kızı evlenmiş ve ölmüştür, altmış altın miras bırakmıştır. Otuz’u bir lahzacık
kocasına, on’u anasına, yirmi’si üvey kardeşlerine verilmiş. Öz kardeşleri ise mahrum kalmıştır.
Bir sene sonra böyle bir mesele vaki olmuş ve öz kardeş “Bırak babamızı, anamız bir değil mi ‫ھب ان‬
‫"ابانا كان حمارا السنا من ام واحد‬demiş. Hz. Ömer siz de üvey kardeşlerinize ortaksınız demiştir. Geçen
seneki mahrum huzura çıkmış Hz. Ömer o meşhur sözünü söylemiş ve adamı redd etmiştir.
[92]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
4- Para değerini artırır veya yitirirse alacaklıların alacağı ne ise o dur. Ancak
Ebu Yusuf’un son kavline göre günün değerine göre alır. İtlafat ve tazminatlar
elbette ki şer’i mi'yar olan altınla orantılı olarak alınır. Yani 40 yıl önce değeri 40
TL olan birinin danasını öldüren kişi hacca gitmek için helalleşmek isteyince
dananın o günkü değeri bir Reşat altını ise bir Reşat altını ödeyecektir.
5- İbadetler:
a) Farz: delili sahih ve sarih olandır.
b) Vacip: delilin sıhhat veya sarahati kesin olmayandır. İmam Şafii
‫ } { إذا تطرق اليه االحتمال بطل به االستدالل‬demiş ve mezhebinde bu kısmı sünnet
saymıştır.
c) Sünnet: Çoğu zaman peygamberin s.a.v yaptıklarıdır.
d) Müstahap: Peygamber a.s. gah yapmış gah terk etmiştir.
e) Mendup: Peygamberin a.s. ara sıra yaptıklarıdır.
Sünnet-ül Huda: Ezan gibi islamda Şiar-Sembol olanlardır.
Sünnet-üz Zevaid: Peygamberimizin a.s. davranışları.
Farzın terki haramdır, diğerlerin terki mekruhtur, cezası yoktur. Terkler sünnet
değildir; yani peygamberimiz kravat takmamıştır. Kravat takmamak sünnet
değildir.
ŞEFA’AT
6 –{ ‫ شفاعتي الھل الكبائر من امتي‬- ‫} من لم يات بسنتي لم ينل شفاعتي‬
Farzı terk edene şefaat vardır. Sünneti terk edene yok mudur?
Elcevap: ya sünnet İslam yolu demektir. (Şefa’at-ı uzma) genel şefa’ata her
Müslüman dâhildir. Ama İslam'a girmeyenler mahrumdur, veya şefa’at iki
kısımdır. Genel ve özel: Sakal bırakanlar için özel bir şefa’at yapılırsa matruşlar
(tıraş olanlar) mahrum kalır.
7- {‫ }اقرا بسم ربك الذي خلق‬Kendini oku demektir. Cibril a.s. yazılı bir şey
getirmemiş ki onu oku desin. Demek her şeyden önce İnsan kendini okumalı; ne
imişim, ne oldum, ne olacağım, hangi iyilik benim malımdır ki onu minnet edeyim,
karşıdan gelen kötülüğü kendi içimde işleyip iyiliğe çevirebilirmiyim de!. Karşıya
bakıp okuyacak bir şey arama!. Kainat kitabından önce yaratıldığın aşılanmış
yumurtaya bak. { ‫} إدفع السيئة بالحسنة‬
[93]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
8-‫} { اتق شر من احسنت اليه‬Sakın iyilik yapma, kötülük göreceksin demek midir?
Haşa haşa. Şayet bir kötülük görürsen sakın iyiliğini kesme, minnet etme sevabının
tümünü âhirette alacağına sevin. Gelmeyene git, vermeyene ver demektir.
9- Ar damarın patlamışsa her şey sana mubahtır.‫{ إذا لم تستح فاصنع ما شئت‬
}demek midir ? Haşa. Eğer yapacağın işin seni dünyada ve âhirette
utandırmayacağını biliyorsan yap demektir.
10- Ilımlı İslam, Radikal İslam, Amerika’nın hezeyanıdır. Çağdaş, çağdışı,
asri tutucu, ukalalarımızın sayıklamasıdır.
11- Necis: suda yaşayan balık ve necaset yiyen hayvanların eti, sütü ve
yumurtası necaset kokmazsa helaldir. Kesim şekli ve keseni belli olmayan
hayvanın eti helaldir.
İslam dini akıl dinidir. Ama her akıl bir İslam yolunu çizerse insanlar adedince
İslamlar meydana gelecektir. İslam dini akıllar mahsulü olan ilme uygundur.
Akılların stop ettiği yerde vahiy başlar. Haşır gibi aklın eremediği gaipleri
bildirmiş.
12- KERAMET
Olağanüstü harikalar dört kısımdır.
1. Sihir
2. İrhasat
3. Mucizat
4. Keramet
Kerametin en çok tartışılan keşif kolu İlm-i bi’lgayb değil ki ayete ters düşsün.
Zann-ı galibin isabetidir. Yakini ifade etmez kadı keşfine dayanarak hüküm
veremez. İşte tasavvuf ve ilim erbabının ittifak noktası budur. Anlaşmazlık
yersizdir. Ya ifrattır veya tefrittir.
13- Alem-i ğaybde habbe kubbe gibi görünebilir. İnceliklerini tasdik etmek
vacip değildir. Tamamını tekzip etmek de caiz değildir. Risale-i nurda geçen iki
çobanın hikayesine bak. Kaval, süt, altın doğrudur. Ama deniz değil çanaktır.
Köprü değil kavaldır.(*)
(*)
Ehl-ı dıl iki çoban çanağa süt sağmışlar ve “kapların üstünü kapatın kapak yoksa en az bir çubuk
koyun" mealindeki manidar hadise uyarak çanağın üstüne kaval koymuşlar. Biri uykularmış, diğeri
onun burnundan bir hayali sineğin çıkıp kavaldan geçerek geven (çalı) arasına girdiğini tahayyül
eder. Uyuyan kişi uyanınca “rüyamda bir süt denizi üstündeki ahşap köprüden geçerek bir ormana
girdim ormandaki mağarada bir hazine buldum” demiştir. Ertesi gün kazma getirmişler geven
içindeki çatlağı kazmışlar ve bir miktar altın bulmuşlar.
[94]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
14 – Kur’anın zahiri ve batını vardır demek ve şeri’at cevizin kabuğudur.
Tarikat içidir hakikat yağıdır benzetmesini yapmak yanlıştır. Zahir ve batın aynıdır,
ancak yapılan ibadet ya içten gelir veya tekellüf olur; Zahiri: Ali yatağından
gönülsüzce sabah namazına kalkar. Batını: Veli gönüllü kalkar, ikisi de aynı
namazı kılmak zorundalar. Manevi ve batını ayrı bir namaz yoktur. Zahiri: Ali
zekât verdiği zaman terler, batını: Veli serinlenir Ali yemeye içmeye iştahlıdır,
Veli oruç tutmaya.
İhlası kendi dergahlarına tahsis eden ve başkası hakkında aşağıdaki Arapça
uyarıyı tekrarlayıp helak dellallığını yapan sözde Ebu Bekrilere sormazlar mı
“Acaba Ebu Bekir (r.a.) servetini mi fakirlere dağıttı veya fakirlerden servet mi
topladı?”. O nasırlı öpülesi üst ellerde riya ne arar, riya varsa alıcı alt ellerdedir.
Oruç tutan halkın, odasında namaz kılan işçinin ne riyakârlığı vardır. Muhlis değil
mi bunlar? İslam ma’dut birkaç hüdavendigarami gelmiştir el insaf.
{ ‫} ھلك العالمون اال العالمون وھلك العالمون اال العاملون وھلك العاملون اال المخلصون والمخلصون علي خطر عظيم‬
CİN VARDIR, CİNDARLIK YALANDIR
15- Cinler vardır. Ama bir İnsan hiç bir zaman bir cinn’e bir tokat atmadığı
gibi insandan daha aciz olan Cinn de insana çarpmaz. Yahudilikten kalma cindar,
cebimize inancımıza ve hekime gitmemize çarpar.
16- Kar haddi, Zekât hesabı, ve ğıbn-i fahiş, malın alış ve satış fiyatına göre
değil çünkü arz talep bozulması, etki, tepki, devalı- o in’ikas piyasayı belirler.
Piyasa hükmüne göre satış yapılmalı ve zekât verilmelidir. Değer katlanırsa onun
rızkıdır, düşerse onun kaderidir. Sabit ise kârın sermayenin 1/3 geçmemesi evladır.
17- Akitlerde para tayin edilmez. Yani müşteri bu lira ile bana şu seccadeyi sat
derse satıcı seccadeyi değiştiremez, ama alıcı o lirayı cebine koyup, başka lira
verebilir. Binaen aleyh(akdi fiz zimme)olur. Ödeme daha sonra yapılır. Haram
paradan ödeme yapılsa da akit meşrudur. Seccade mubahtır, üzerinde namaz
kılınır.
Haramlık malı ayniyatta mıdır zimmette midir? El değiştirilen malın zekâtı ve
haramlığı ikinci elin zimmetine geçer mi ? Elcevap: haram günahı zimmettedir
ancak haramlığını bilen zimmetlere de sirayet eder fakat haram ayniyat yıpratılır
veya cinsine katılırsa haramlık ayniyattan çıkar birinci zimmete kalır. Teselsül
etmez. Lakin seccade çalınırsa bilen değişik ellere geçerse de haramdır.
[95]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
18- Meşru bir alacağı hırsızın çaldığı, zorbanın gasp ettiği haram maldan
almak haramdır ve haram ikinci zimmete geçer. Ancak çağımızda muayyen bedel
ticareti yoktur. Zimmet ticareti yapılır ve haramlık kesilir.
19- Borçlunun elindeki malın çoğu haram ise ücret, alacak. Vs. meşru alışveriş bedelini ondan almak mekruhtur. Eğer helal haram karışık ise besbelli bir
haram ekseriyeti yok ise çağımızın genel durumu gibi meşru alış-veriş helaldır.
20- Dar-ül küfür de kumar, faiz caiz midir ? Hanefi: EVET – Şafii: HAYIR
(Ebu Yusuf de Şafii gibi hayır der.)
21- Alacaklı borçlunun malını bulursa kendiliğinden hakkını alabilir mi?
Hanefi: HAYIR – Şafii: EVET
22- Eğer bulduğu mal alacağının cinsinden değilse alamaz. Ancak Şafii’ye
taklit ederse veya alacağının cinsinden ise alır. Borçlu temerrüt ederse kefilden
alınan hak ve yalancı şahitten alınan zarar bedeli helaldir.
Taksitli ticaretin pazarlama safhasındaki şıkları vardır. Ama akit safhası tek
şıklı olur ve helaldir.
23- Alıcı ve satıcının terazilerinden önce Allahın rızası şarttır. Faizde, rüşvette
muvaza’ada terazi vardır, ama Allahın rızası yoktur.
24- Tedbir almak ve dört aydan önce cenini aldırmak her iki mezhepte caizdir.
(İhya, İbni Abidin)
Evlatlık almak gayr-i meşrudur. Ailenin mahremi varisi olamaz. Başka
varislerin hakkını ona yedirmek büyük zülümdür.
25- Kirvelik, kan kardeşliği, kan vermek uzuv vermek akrabalığı intaç etmez.
AKRABA NİKÂHI
26- Yakın akraba evliliği test edilmelidir. Yoksa doğacak çocuklar arızalı
olabilir. {‫(} قال صلي ﷲ عليه وسلم ال تنكحوا القرابة القريبة فان الولد يخلق ضاوبا‬Muğni 3.cilt
s.128)
Fatime (r.a.) babasının amcasının oğlu ile evlenmiştir. İlk derece değil.
Peygam–ber a.s. in Zeynep’le evlenmesi çocuk beklenmezken vaki olmuştur.
27- Peygamberimizin (s.a.v.)’in gençliği geçtikten sonra çok eşliliği, dinimizin
nisaiye öğretmenlerine olan ihtiyacından dolayı vaki olmuştur. İstisnaidir zatına
hastır. El hazer El hazer.
Kadınların şikayetçi olduğu aşağıdaki,
[96]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
1. Çok eşlilik (kuma)
2. Boşama
3. Miras
Hakları eğer erkeklerce istismar edilmezse üçü de kadınların lehinedir.
TA’ADDÜD-I ZEVCAT
28- Kur'anın bazı ayetlerini zaman tefsir eder. Denizlerin alt ve üst dalgaları,
tatlı ve acı suları kaptan gusto keşfi ile tefsir edildiği gibi ekin zekâtının biçim günü
verilmesinin biçerdöver makinesinin icadı ile tefsir edildiği gibi. Kuranın çok
eşlilik yasağı da medeni kanun zamanına kalmıştır. Şöyle ki;
Sure: Nisa, Ayet: 3, Adalet yoksa tek eş.
Sure: Nisa, Ayet: 129, Adalet yoktur.
Mantıktaki kesin netice veren kaziye-i istisnaiyenin neticesi (tek eş). Ama aç
dulların çokluğu, gelenek, ve muktedirlerin nefsani duyguları” birinci adaletin
hukuki, ikinci adaletin kalbi olduğu siyak ve sibaktan anlaşılıyor" dedirtmiş. Çok
eşlilik yasağı perdelenmiş medeni kanundan önceki çokeşlilere dil uzatmak
haddimiz değil, hüküm açık olmadığı için mazurdurlar yaptıkları meşrudur.
Ancak Kur’anın mucizesi olan medeni kanunun tek eşlilik tefsiri bu perdeyi
aralamıştır. Kur'anın çokeşliliği yasakladığı açıklanmıştır, zaruret yoksa haramdır.
Zaruret her yasağı mubah kıldığı gibi bu yasağı da mubah kılar ve evine bakamaz
duruma düşen evin hanımını boşamadan kapı dışı etmeden hem ona hem evine
bakacak bir kumanın eve alınması hanımın lehinedir. {‫}انما الضرورات تبيح المخظورات‬
BOŞAMA
29- Kadının da erkeği boşama, nikahı feshetme yetkisi vardır. Ama neden
erkeğe nispeten biraz kısıtlıdır.
El cevap: Hukukta kadın-erkek eşittir, ama ses, sakal, iç duygular bakımından
yaratılış farkı inkar edilemez. Kadın naziktir, duygusaldır, her vesile ile kocasını
boşayıp pişman olabilir tiynettedir. Kısıtlama kadını hor görmek için değil kadının
ve ailenin lehinedir.
[97]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
MİRAS
30- Mirasın bazı meselelerinde kadın erkek kadar hatta daha fazla alır. Ancak
babadan kalan tek evi yıkmak hem kadının hem erkek kardeşinin aleyhindedir.
Yarın kadın kovulursa nereye sığınacaktır? Kadın sığınma evleri her zaman her
yerde var mıdır? Kadın evlenirken mehir alacaktır nafakasını kocasına
yükleyecektir. Baba–sından kalan altı liranın iki lirasını alıp bir lirasını erkek
kardeşinde hayat sigortası olarak bırakması adil değil mi?
31- Kız kardeşin kanuna dayanarak o lirayı alması ne kadar haram ve zulüm
ise erkek kardeşin de onun mahalle ve töre baskısı altında hakkını almaktan
utandığından yararlanarak hakkını vermemesi de o kadar haram ve zulümdür.
HARAMDA ŞİFA YOKTUR
32- Haram; haramlık vasfını taşıdığı müddetçe şifa unsuru olamaz, ama hayat
ve şifa yalnız ona bağlandığı zaman o vasfını kayıp eder. Helal hatta vacip vasfını
alır. Mesela boğazında kalan lokmayı geçirmek için içkiden başka bir mayi
bulamayana o içki helal olur hatta vacip olur, yoksa intihar etmiş olur.
GIYBET
33- Çok kötü olan gıybetin de hükmü değişebilir. Mesela; hilekâr biriyle
ortaklık teşebbüsünde bulunan bir kimseyi uyarmak amacıyla o hileci kimsenin
gıybetini yapmak caizdir, hatta eğer danışma varsa bu gıybet vaciptir.
YALAN
Bu haramın da caiz ve vacip halleri vardır. Mesela hakkımızı zalimden
korumak için yalan söylemek caizdir. Başkasının hakkını korumak için yalan
söylemek vacip olur. Doğruyu söylemek haram olur. Başkasının hakkından ferağat
edemeyiz, ama kendi hakkımızdan fedakârlık yapıp doğruyu söyleyebiliriz.
Abdulkadir GEYLANİ k.s. çocuk iken şakilerin karşısında altınlarının yerini
söylememesi caiz iken doğru–luğu tercih etmesi sebavetin de kırk haraminin
tövbesine mürşit olmasına inanıyorsan serbestsin.
34- Zaman değişirse hüküm de değişir mi?
[98]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
Kur'an ve sünnetin hükmü değişmez, sadece Kur'’an ve sünnete muhalif
olmayan örf ve adetlere dayalı hükümler eğer zamanla örf ve adet değişirse ki buna
(örfi-tari) denir. Racih görüşe göre o hüküm de değişir.
İSLAM VE KÖLELİK
35- İslam'ın yayılmaya başladığı asr-ı saadette köle alış-verişi ticaretin bel
kemiğini teşkil ederdi ve insanlar özellikle köleler serbest yaşamda kendi hayatını
devam ettirecek kut'u-layemutu kazanacak kadar iş bulamazdı ve esirler hakkında
üç yöntem uygulanırdı.
1- Ölüm,
2- Köle etme,
3- Fidye alıp salıverme.
İslam o barbar 1. ve 2. yöntemi bırakıp bedava veya mübadele ve fidye
mukabilinde salıvermeyi tesis etmiştir. {‫}فإما منًا بعد وإما فدا ًء‬
Ve birçok keffaretle köle azat etmeyi vacip kılmıştır. {köle azat etmek
cehennemden azat olmaktır }diyerek muhalif mefhumla elindekini azat etmeyenin
ateşle cezalandırılabileceğini ima etmiş ve hayatı şartlarında hur insanlarla aynı
seviyede olduklarını beyan ederek tamamen kalkmasını kainatın tekamül ve
tedricine bırakmıştır.
Asrımıza ulaşan hak davetinin üzerine biz Müslümanlar bir duman haline
geldiğimiz için evlatlarımız ve tüm muasırlarımızın fatret ehli sayılmalarını
Allah’tan dileriz.
36- Eğer Hadis ise Peygamberliğe hitap eder. { ‫} لوالك لوالك لما خلقت االفالك‬
{Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım.}
Evet: Öğretmenler olmazsa okulları, doktorlar olmazsa hastaneleri yapmak ne
kadar abes ise, rehber peygamberler de olmazsa kâinatı yaratmak o kadar manasız
olur.
37- (Vatan sevgisi imandandır) { ‫} حب الوطن من االيمان‬
Eğer Hadis ise el-vatandan Adem atamızın ana vatanı olan Cennet murat
olmalıdır. Çünkü inançsızlar da bülbüller de vatanlarını severler, ama Cennete
inanıp onun yoluna girmek elbette ki iman işidir.
38- HAKEM vakasında “Hüküm Allah’ındır” { ‫ } ان الحكم اال‬diyenlere Hz.
Ali (r.a) “Hak kelimeden batıl amaçlanır” { ‫ } كلمة حق اريد بھا الباطل‬buyurmuştur.
[99]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
Hariciler hakem olayında “Hüküm Allah’ındır” mealindeki ayeti Hz. Ali’nin
aleyhinde gevelemişler; bu hak kelimeyi batıl muradlarına kullanmışlar. Hz. Ali de
o meşhur sözünü söylemiştir. Vaizlerin iyi niyetle sarf ettikleri abartılı sözleri
fasıklar kötü emellerinde tezvir ederler.
VAİZ- “İçki içen kırk gün imansız olur” der.
KADI- “Şahit, ispat yoktur” der. Ona had uygulamaz.
DİYANET’en- “O ne imansızdır ne de günahsız.”
HAKEZA- (Namaz kötülüğü yasaklar) yerine { ‫} ان الصالة تنھي عن الفحشاء‬
VAİZ- “Alıkoyar” der. Ve gıybet yapan oruçluyu ağzı bağlı mahluka benzetir
ki cema’at namazına, diline dikkat etsin.
FASIK- Namazı ve orucu terk edip terk ettirmek için ayni kelimeyi bahane
edip “böyle namaz ve oruç boşunadır” der.
39- İmanın esasları yekdiğerinin şart ve meşrutu, lazım ve melzumudur, biri
düşerse diğer beşi de düşer. Mesela: Vahiy Meleği’ne inanmayanın Kur’ân’a
inanması, Kur’ân’a inanmayanın Peygamber’e inanması tasavvur edilemez. Ama
İslam esasları müstakildir; olumlusu kazanç sütununa, olumsuzu zarar sütununa
işlenir. Biri diğerine halel vermez. Mesela: “Namazın bir rüknu zekât vermektir.
Bir şarttı da münkerattan sakınmaktır.” denilmez. Orucun bir rüknü namaz
kılmaktır bir şarttı da gıybetten sakınmaktır denmez, ama va’azda mübalağa etmek
caizdir.
40- Spralin takmak suretiyle gebeliği önlemek caiz midir, bu hacmi devamlı
taşıyan kadının guslü ve orucu sahih olur mu?
Cevap: Evet, caizdir ve o kadının her ibadeti de sahihtir. İslam dini evliliğe,
iffet ve namusu korumağa, bekası için insan nesline çok büyük ehemmiyet
vermektedir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Evleniniz, çoğalırsınız. Çünkü
ben kıyamet günü diğer ümmetlere karşı sizlerle iftihar edeceğim.”
İmam Şafii (r.a.) rivayet etmiştir.
İffet konusunda Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Ey gençler, evlenme
gücü–ne (mali ve bedeni iktidara) sahip olan evlensin. Çünkü o (evlenme) göz ve
namusu korur; gücü (maddi durumu) yetmeyen kimse, oruç tutmaya gayret etsin.
Çünkü oruç onu kötülüklerden meneder.
Bir gün Peygamber (s.a.v.) Ukkaf adlı zata soruyor ve diyor ki:
- Ey Ukkaf zevcen var mı? (Cüz’i bir mehir vererek nikah akdiyle helal
olmuş kadın). Ukkaf:
[100]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
-
Hayır.
- Cariyen de yok mudur? (Yüklü bir bedel ödeyerek Mevlalık akdiyle helal
olmuş kadın).
-
Hayır.
-
Sıhhat ve maddi durumun iyi midir?
-
Evet, Allah’a şükür.
- Öyle ise şeytanların arkadaşlarındansın. Eğer Hristiyanların Rahiplerinden
isen git onlara iltihak et; yok eğer bizden isen yaptığımızı yap. Evlenmek bizim
sünnetlerimizdendir.
Bakınız sıhhat, servet ve iffet yerinde ise evlenmek, dolayısıyla çoğalmak,
çocuk sahibi olmak sünnettir. Farz veya vacip değildir ki terki haram olsun. Eğer
sağlıkla ilgili bir sorun varsa veya çevrede haya kalmamışsa veya mübah kazanç
yetmezse evlenmeyi önleme tedbiri olarak orucu emreden Peygamber (s.a.v.)
evlenmenin ürünü olan çoğalmayı emreder mi? Peygamber (s.a.v.) zamanında azl
(gebelik önlemi) yapan ashaplarını men etmemiştir.
Şafii, İhya kitabında İmam Gazali, Hanifi, Dürrü’lmahtar kitabında İbni
Abidin hamile kalmamak için tedbir almanın caiz olduğunu yazmışlardır.
Sualin ikinci şıkkı da şöyle: Gusülde yıkanması gereken bedenin dış kısmıdır.
Spralin içerde olduğu için guslün sıhhatine mani değildir. Hatta takıldığı zaman
erkek tanasül uzvu olmadığı için gusul gerektirmez, cünüp etmez.
Oruca gelince: Oruçlu kimsenin karın veya kafa boşluğuna dışarıdan ve açık
bir menfezden cisim alınırsa o günün orucu bozulur, ama spralin daha önce içeriye
alın–mışsa tıpkı sahurda yenen yemek gibidir, orucu bozmaz.*
(
*) Halkımıza enjekte edilegelen –ya din ya halk- kronik bir hastalık, bir basiret bağlanması, bir akıl
tutulması haline gelmiştir. Halkımızın Cuma ve cemiyetlerinin –hem din hem halk- panzehiri ile iki
yakamız bir araya gelir inşallah. 12/12/2012
[101]
‫‪Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru‬‬
‫‪ -1‬ھذا عند ابي حنيفة‪.‬‬
‫‪ -2‬ويحكم ابو يوسف لھا بجھاز مثلھا‪.‬‬
‫‪ -3‬وجعله محمد للزوج حيا ولورثته ميتا‪.‬‬
‫‪ -4‬وقال زُفر يقسم الصالح لھما بينھما‪.‬‬
‫‪ -5‬وعنه ان المتاع كله نصفان وھو قول الشافعي ومالك‪.‬‬
‫‪ -6‬وقال ابن ابي ليلي‪-‬الكل للرجل ولھا ثياب بدنھا‪.‬‬
‫‪ -7‬وقال الحسن البصري‪ -‬الكل لھا وله ثياب بدنه‪ .‬درر الحكام ‪-‬ج‪- 2-‬ص‪342 -‬‬
‫ رجل زوج إبنته وج ّھزھا فماتت فزعم أبوھا أن ما دفع إليھا من الجھاز أمانة ولم يھ ْبه لھا وإنما‬‫أعاره منھا فالقول قول الزوج وعلي األب البينة‪ ،‬ألن الظاھر شاھد للزوج‪ ،‬ألن في الظاھر أن األب إذا زوج‬
‫إبنته يدفع إليھا بطريق التمليك‪ .‬إال إذا كان اإلعارة عرفا ً في بلدھم فيصدق األب‪.‬‬
‫ )بعث اليھا شيئا( ثم اختلفا ) فقالت ھدية وقال مھر فالقول له( مع يمينه ان لم يكن لھا بيّنة النه‬‫المملك فكان اعرف بجھة التمليك كما لو انكر التمليك اصال كما إذا قال أودعتك ھذا الشيئ فقالت بل وھبته‬
‫لي الن الظاھر شاھد له اال فيما ھُيﱢ َئ لالكل( كالخبز واللحم المشوي فالقول فيه قولھا‪.‬‬
‫ خطب بنت رجل وبعث اليھا شيئا ولم يزوجھا أبوھا فما بعث للمھر يستر ّد قائما أو ھالكا وإن تغيّر‬‫باإلستعمال‪ ،‬ألنه المسلﱢط علي ملكه اذ ھي معاوضة ولم تت ّم فجاز االسترداد ‪ .‬وكذا كل ما بعث ھدية وھو‬
‫قائم دون الھالك والمستھلك‪- .‬درر ‪-‬ج‪-1 -‬ص‪348 -‬‬
‫ ثم ذكر الخالف في المرأة مع زوجھا إذا اجتمع بعملھما اموال كثيرة فقيل ھي للزوج وتكون المرأة‬‫معينة له إال إذا كان لھا كسب علي حدة فھو لھا‪ ،‬وقيل الكل بينھما نصفان ‪ .‬ابن العابدين ‪-‬ج‪- 3-‬ص‪540 -‬‬
‫صح إقتدائھا وإن لم ينوھا اإلمام‪ .‬إبن العابدين ‪-‬ج‪-1-‬ص‪387-‬‬
‫ لو اقتدت المرأة غير محاذية ألحد ّ‬‫ دفع المال للسلطان الجائر لدفع الظلم عن نفسه وماله وإلستخراج حق له ليس برشوة يعني في حق‬‫الدافع‪ .‬ابن العابدين ‪-‬ج‪272-6-‬‬
‫‪ -‬من صلّي أو تصدّق يُرائي به الناس ال يُعاقب بتلك الصلوة وال يُثاب بھا ‪ .‬ابن العابدين‬
‫]‪[102‬‬
‫‪Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru‬‬
‫ ال يجب علي الزوج تطليق الفاجرة‪.‬‬‫ الكذب مباح الحياء حقه ودفع الظلم عن نفسه‪ ,‬وواجب فيما إذا إختفي معصوم من ظالم يريد ايذائه‬‫او سئله عن وديعة يريد أخذھا‪ .‬ابن العابدين‬
‫ يكره االكتحال يوم عاشوراء الن يزيد وابن زياد إكتحال بدم حسين ذلك اليوم‪.‬‬‫ ال يجوز ضرب ولد الح ّر بأمر أبيه‪ ,‬وال يضرب المعلّم بغير اليدوال فوق ثالث‪.‬‬‫ يحرم استعمال القرآن في بذلة الكالم وقيل يكفر كما إذا رأي شابة فقال )كواعب أترابا( وكره قول‬‫الداخل ) يا ﷲ( لِيَتَ َھيّئوا له وان اجتمع القصدان يعتبر الغالب كما اعتبر في نظائره‪.‬‬
‫ فان المقلﱢد ينجو بتقليد واحد منھم ) اي أئمة المذاھب( في الفروع وال يجب عليه الترجيح‪.‬ابن‬‫العابدين ‪ -‬ص‪270 -‬‬
‫يستحب خضاب الشَعر واللحية بغير السواد ‪.‬‬
‫‬‫ّ‬
‫ تحرق الكتب او تدفن والقرآن يدفن كاالنبياء ‪.‬‬‫ من تم ّكن من دفع النائبة عن نفسه فھو حسن‪.‬‬‫ وجاز بيع عصير عنب ممن يعلم انه يتخذه خمرا‪ ...‬كبيع المغنية والنطوح والخشب لمن يتخذ منه‬‫المعازف ‪ ...‬وجاز تعمير الكنيسة وحمل خمر ذ ّمي ‪ ...‬وإجارة بيت ليباع فيه الخمر‪ .‬ابن العابدين ‪-‬ج‪-6-‬‬
‫ص‪251 -‬‬
‫ من كان خياطا فأمره رجل ان يتخذ له ثوبا علي ذي الفساق يكره له ذلك‪.‬‬‫ إختلف الزوجان في متاع البيت سواء قام النكاح ( بينھما )اوال( وادّعي كل منھما ان المتاع كله له‬‫وال بينة لھما )فالقول لكل منھما فيما يصلح له( يعني ان القول فيما يصلح للرجال كالعمامة والسالح‬
‫ونحوھا قول الزوج مع يمينه بشھادة الظاھر له ‪ .‬وفيما يصلح للنساء كالدرع وثيابھن وحليّھن ونحوھا‬
‫قول المرأة مع يمينھا الن الظاھر شاھد لھا ) والقول له( اي للرجل )فيما يصلح لھما ( كالفرش واالمتعة‬
‫واالواني الن المرأة وما في يدھا في يد الرجل ‪ .‬واذا تنازع اثنان في شيئ وھو في يد احدھما كان القول له‬
‫‪ .‬كذا ھنا‪.‬‬
‫اال إذا ساكنھافي بيتھا فاليد لھا ھذا إذا كانا حيّين فان مات احدھما فالمشكل للح ّي بيمينه ( اذ ال يد للميت‬
‫فبقيت يد الح ّي بال معارض وھذه ھي المسبّعة‪:‬‬
‫]‪[103‬‬
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
İNDEKS
SAYFA NO.
HZ. MUHAMMED (S.A.V.) ..........................................................................5
SORULU - CEVAPLI FIKHÎ KONULAR ..................................................10
ESAS-1: İTTİFAK - İHTİLAF .....................................................................11
ESAS-2 : MUHTELİF – MUHALİF (ÇEŞİTKEN - KARŞIT) ...................12
ESAS-3: TAKVA - FETVA .........................................................................13
ESAS-4: İMAM - İ’TİMAM .......................................................................13
ESAS -5: RUHSAT – AZİMET ...................................................................13
ESAS-6: HÜSN-İ ZANN .............................................................................14
ESAS-7: TAKLİD - ZARURET ..................................................................14
ESAS- 8: TEVFİK – TELFİK ......................................................................15
ESAS -9: İCTİHAD – TAKLİD ...................................................................15
ESAS-10: KALE - KİYLE ...........................................................................16
ESAS-11: MÜFTİ - MÜSTEFTİ ..................................................................17
TAHARET ....................................................................................................18
NECİS OLAN ŞEYLER...............................................................................20
SULAR .........................................................................................................21
NECASETİN İZALESİ ................................................................................22
ABDEST .......................................................................................................25
ABDESTİ BOZAN HALLER ......................................................................26
GUSÜL .........................................................................................................26
TEYEMMÜM...............................................................................................27
YARA VE YAKI ..........................................................................................29
HAYIZ VE NİFAS .......................................................................................30
İSTİHAZE ....................................................................................................31
AYAKKABI MESHİ....................................................................................32
[104]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
NAMAZ VAKİTLERİ .................................................................................33
EZAN ............................................................................................................34
MAHREMLER .............................................................................................34
MAHREMLER CETVELİ ...........................................................................36
NAMAZIN ŞARTLARI ...............................................................................37
NAMAZIN NAZMI (DÜZENİ) ...................................................................38
CEMAAT İLE NAMAZ KILMAK..............................................................43
KAZA NAMAZI ..........................................................................................48
NAMAZI BOZAN HALLER .......................................................................49
SEHİV SECDESİ .........................................................................................51
TİLAVET SECDESİ ....................................................................................52
ŞÜKÜR SECDESİ........................................................................................53
SÜTRE ..........................................................................................................53
CUMA NAMAZI .........................................................................................54
SEFERİ NAMAZ .........................................................................................56
VİTİR ............................................................................................................57
TERAVİH .....................................................................................................58
BAYRAM NAMAZI ....................................................................................59
NAFİLE NAMAZLAR ................................................................................60
HASTA .........................................................................................................61
HAVF (KORKU NAMAZI).........................................................................61
İSTİSKA (YAĞMUR) NAMAZI.................................................................62
HUSUF - KÜSUF (AY-GÜNEŞ TUTULMASI)NAMAZI.........................62
CENAZE NAMAZI......................................................................................63
ISKAT...........................................................................................................65
DEVİR ..........................................................................................................66
ORUÇ ...........................................................................................................67
[105]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
İTİKAF .........................................................................................................69
ORUCU BOZAN HALLER .........................................................................70
ORUCA DAİR ÖZÜRLER ..........................................................................71
FİDYE...........................................................................................................72
KEFARET ....................................................................................................72
ZEKÂT .........................................................................................................74
ÖŞÜR ............................................................................................................78
FİTRE ...........................................................................................................79
FAKİRLİK SINIRI .......................................................................................80
KURBAN .....................................................................................................80
AKİKA .........................................................................................................83
NİKAH VE TALAK.....................................................................................83
YEMİN .........................................................................................................85
NEZR (ADAK) .............................................................................................86
VASİYYET ..................................................................................................87
FARAİZ ........................................................................................................89
MUAMELAT ...............................................................................................89
MUHTELİF MESELELER ..........................................................................92
BEY’- RİBA .................................................................................................92
ŞEFA’AT ......................................................................................................93
12- KERAMET .............................................................................................94
CİN VARDIR, CİNDARLIK YALANDIR .................................................95
AKRABA NİKÂHI ......................................................................................96
TA’ADDÜD-I ZEVCAT ..............................................................................97
BOŞAMA .....................................................................................................97
MİRAS ..........................................................................................................98
HARAMDA ŞİFA YOKTUR ......................................................................98
[106]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
GIYBET ........................................................................................................98
YALAN ........................................................................................................98
İSLAM VE KÖLELİK .................................................................................99
[107]
Hanefi – Şafii İttifakı / 0666 Soru
M. HÜSEYİN FERHANDİ
M. Hüseyin Ferhandi 1937 yılında Silvan’ın Ferhand köyünde
doğmuştur. M. Yahya Ferhandi ve talebesi M. Said Tağıki’den ders
almış, daha sonra M. Şemseddin Çiçek’in ve Seyda Abdüssemed
Ferhandi ve talebeleri Kaplan ile M. Hadi Harabbazını’den ders aldı.
İnsanların aya ayak bastığında “Bu olay dinimizce normaldir”diye
Silvan Gazetesi’nde yazıları yayınlanmıştır. 1973 yılında M. Uyanık’ın
çağrısına icabet edip resmi imamlık ve Hadi Küçük ile beraber Küçük
Mescid Medresesi’nde ders vermeye devam etmiştir. 1978’de dört ilk’e
damga basmıştır.
İlk-1: Görevli ve fahri imamların her ayın birinci günü Karabehlül
Medresesi’nde toplanıp fetvalar birliği için istişare yapmalarını
sağlamıştır.
İlk-2: Mezarlarda Kürtçe Telkin okumuştur.
İlk-3: Merkezi camilerin kürsülerinde Kürtçe tercümeli vaaz
vermiştir.
İlk-4: Kalıblaşmış hutbeleri bırakıp ezbere irat ettiği hutbelerde
mahalli meselelere değinerek (Nehcül’enam, v.s.)’den Kürtçe mısraları
minbere taşımıştır.
Kaymakam M. Baydar 1979 yılında “Vaazında Kürtçe ifadelere yer
vermiştir” diye M. Hüseyin Ferhandi’yi Diyanet’e bildirmiş. Şikayet
üzerine Ferhandi, Sivas’ın Karayakup Köyü’ne sürülmüş, oradan
Hatay’ın Ziyaret Köyü’ne ve en son İskenderun Merkez Sanayi Camii’ne
geçmiş. Yerel basın-yayınlara katılıp Hanefi ve Şafii hocaların istişare
merkezi haline gelen M. Hüseyin Ferhandi 1990 yılında emekli olmuştur.
İLETİŞİM:
Hüseyin EKER
Tlf: 0537. 889 68 15
DİYARBAKIR
[108]

Benzer belgeler