IoE ve Endüstri 4.0`ı es geçme lüksümüz yok!

Transkript

IoE ve Endüstri 4.0`ı es geçme lüksümüz yok!
IP Systems Solution Partner
BUSINESSPARTNER
Santral sistemlerinde
profesyonel çözümler...
Kuştepe Mh. Leylak Sk. Nursanlar İş Mrk.
Kat: 6 No: 22 Şişli, İSTANBUL
T +90 212 252 2222 Pbx | +90 850 460 2222
www.ce-sa.com.tr | [email protected]
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
Sayfa
6
TechAnkara Hızlandırıcı
Programı başladı
Ankara Kalkınma Ajansı, girişimcilik
ekosisteminin ve bileşenlerinin
geliştirilmesine yönelik çalışmalarını
hızlandırıyor.
1087
5 - 18 Eylül 2016
IoE ve Endüstri 4.0’ı
es geçme lüksümüz yok!
Sayfa
10
İran ile bilişim fırsatları
İran’da, Türkiye’den ve dünyadan
bilişim şirketleri ile yatırımcılar
biraraya geldi.
Sayfa
Derdiniz
kredi
olmasın
12
Yılmaz Sonışık
Farklı finansal
hizmet sunumları
ve düzenleyici
kurumların
farkındalığı ile
birlikte tüketicinin
kredi olanakları
artıyor.
Haber
Merkezi
Sayfa
2-3
‘Internet of Everything’ (IoE) Teknoloji Platformu’nda, IoE ekseninde ürün ve hizmet
geliştirmeden, yaratıcılığı kullanmaya ve değişen risk algısına kadar birçok başlık detayları
ile tartışıldı. Endüstri 4.0’ın önemli bir ayağını IoE oluşturuyor ve Türkiye’nin Endüstri 4.0
trenini kaçırma gibi bir lüksü yok.
Sayfa
15 DOSYA:
22
GüvenlİkTE
Yenİ Teknİkler
ve Çözüm Yolları
Bilişim güvenliği alanında
yaşanan son gelişmeler
dosya sayfalarımızda.
Hazırlayan:
Haber Merkezi
Enerji sektörü
Vodafone ile yarına hazır
Deha Biodizel, Vodafone’un Locate hizmetini kullanarak
araçlarını uydu üzerinden takip etti. Bu sayede hem iş
sürecini hızlandırdı hem maliyetlerini %20 azalttı.
Vodafone
“Vodafone’la Türkiye’de ilk kez araçlarımızı öyle
büyük yatırımlar yapmadan takip edebiliyoruz.”
Nihal Sözbir Karakuş
Deha Biodizel Genel Müdürü
İşOrtağım
Vodafone Locate, cep telefonları üzerinde GPS aracılığıyla yurtiçi ve yurtdışında konum belirleme özelliği ile lokasyon bilgisi sunabilen web ve mobil tabanlı hizmettir. Kurumsal
ve faturalı aboneliği olan firmalar bu servisi kullanabilir. GPS teknolojisi konum belirleme özelliğini kullanabilmek için firmaya kayıtlı faturalı kurumsal GSM hatlarının 2G ve
3G servislerinin açık olması gerekmektedir. Yurtdışında kullanım için roaming özelliğinin de açık olması gerekir. Detaylı bilgi için: Vodafone Cep Merkezleri ve vodafone.com.tr
BThaber
GÜNDEM
5 - 18 EYLÜL
2016
3
Endüstri 4.0 ve IoE’i
es geçme lüksümüz yok!
Haber Merkezi
2016 yılının beşinci Teknoloji
Platformları toplantısı ‘Internet
of Everything’ (IoE) başlığında
25 Ağustos Perşembe günü
Hilton İstanbul Bomonti’de
gerçekleştirildi. IoE ekseninde
ürün ve hizmet geliştirmeden,
yaratıcılığı kullanmaya ve
değişen risk algısına kadar birçok
başlık etkinlikte katılımcılarla
paylaşıldı. IoE Teknoloji Platformu
toplantısının açılış konuşmasını
yapan BThaber Şirketler Grubu
Başkanı Murat Göçe, zengin
katılımcı ve sponsor yapısı
çerçevesinde IoE’nin potansiyeline
dikkat çekti. Her yıl 5 milyar
mikro işlemci üretildiğini, ama
bunların sadece yüzde 10’unun
bilgisayarda kullanıldığı bilgisini
veren Murat Göçe, geri kalan
mikro işlemcilerin adresinin ise
bu etkinlikte kapsamlı biçimde
ele alınacağını vurguladı. IoE
başlığında güvenlik ve altyapının
önemine dikkat çeken Göçe, şu
uyarıyı yaptı: “İnternet altyapısı,
yeni teknolojileri kaldıracak
güçte değil. Birçok meslek IoE
ile ortadan kalkacak ve eğitim
yapısını bu eksende geliştirmek
şart.” Göçe, yıllar içinde etkinlik
başlığındaki değişimi ise şöyle
tanımladı:
“Eskiden etkinlik sayısı
azdı. 2014 yılından itibaren
bünyemizdeki markalarla siyasi
gündeme ve zorlu ortama
rağmen etkinliklerimize devam
ediyoruz. Ancak 2012 yılından
beri firmalar kendi toplantılarını
düzenliyor ve bu önemli bir sorun.
Aynı zamanda faydası da yok.
Bu nedenle gelin beraber bu
çalışmaları yapalım. Markalara
çağrımız; daha düşük bütçelerle
birlikte çalışmak. Kasım ayında
düzenleyeceğimiz Bilişim Zirvesi’ne
3 binden fazla katılımcı bekliyoruz.
“Dijital Evrim ile Endüstri 4.0”
ana çatısı altında yurtiçinden ve
yurtdışından katılımcılarımız ve
konuşmacılarımız olacak, zengin
bir içerik katılımcılarla buluşacak.”
Veriyi işlemede
IBM felsefesi
IoE Teknoloji Platformu’nda
Göçe’nin ardından söz alan isim
IBM IoT MEA Satış Lideri Dr. İzzet
Yılmaz Önel oldu. Dünya ilginç
bir yere gidiyor, teknoloji hızla
gelişiyor, yazılım ve kodlama
üzerine gelişim ön planda. Bu
tespitlerini, yazılım ve gömülü
sistemlerin önemine dair örnek
olarak gösteren Dr. İzzet Yılmaz
Önel, böylece miktarı git gide
artacak verinin yapısal olmadığına
işaret etti. Bunları işleyip
anlamlar çıkartacak yaklaşımlar
ise kavramsal yaklaşım olarak
tanımlanıyor. Farklı sektörlerde
bu yaklaşımı kullanarak üretimi ve
süreçleri iyileştirdiklerini söyleyen
Önel, sektörel bazda eğilimleri
şöyle anlattı:
“Yazılım ve verinin
değerlendirilmesi önem kazanıyor.
Sigorta ve otomotiv gibi birçok
sektörde bu yenilikler daha da
ön plana çıkıyor. Yani ürünler
karmaşıklaşıyor ve bunların
tasarımında tam uyum için
IBM Continuous Engineering
devreye giriyor. Bu yaklaşım,
küresel bazda ürün ve hizmet
çeşitliliğini destekliyor. İhtiyaç
yönetimi, tasarım, modelleme,
test, sertifikasyon, sahada
çalışma ve verinin toplanması,
bu verinin analizi, geri
beslemenin yorumlanması,
ihtiyaç güncellemesi ve müşteri
beklentilerine yanıt verebilmek
IBM’in bu yaklaşımı ile mümkün
oluyor.”
Sadelik ve farklılık
fark yaratıyor
“IoT’nin Müşteri Deneyimi
Üzerine Etkisi” sunumuyla The
Peppers & Rogers Türkiye Genel
Müdürü Selim Uçer, gelinen
noktada artık herkesin IoT, büyük
veri gibi başlıkları konuşur hale
geldiğine işaret etti. “Eskiden
markalar konuşur insanlar dinlerdi,
ama şimdi tüketici konuşuyor ve
önümüzdeki dönemde nesneler
de konuşmaya başlayacak”
sözleri ile ayrıma dikkat çeken
Selim Uçer, böylece büyük
verinin etkin kullanımının önem
kazanacağını söyledi. Şirketlerin
değer önerilerini değiştirebilmeleri
için de bunun büyük bir fırsat
sunduğuna değinen Selim Uçer,
bu tabloda sadeleştirmenin ve
rekabette farklılaşmanın önemli
olduğunu belirtti. Deneyim ve
ürünle farklılaşma konusunun
şirketlerin önceliği olması
gerektiğinin altını çizen Uçer,
değişimi şöyle detaylandırdı:
“Sayısı giderek artan tüketiciler;
hız ve kişisel sunum istiyor.
Bu tabloda IoT; deneyimle
farklılaşmayı sağlıyor, müşteriyi
tanımayı kolaylaştırıyor, tüm
ürün sürecinin şeffaflığı artıyor,
omnichannel cihaz içindeki
teknoloji ile mümkün olurken,
kullanım bilgisi ve kişinin kullanım
alışkanlıkları da takip edilebiliyor.
Teknolojide iki kritik konu var.
Birincisi servis geliştirme, yani
veriyi anlamlı ve kullanılabilir bir
aksiyona dönüştürmek. İkincisi,
servis geliştirmek için büyük veri
analitiği yapmanız ve bu konuda
uzman olmanız lazım. Büyük veri
başlığında, önce veri ortamını
kurmanız, sonra bunu bir kurum
kültürüne getirmeniz gerek.”
Güvenliğin çerçevesi
genişleyecek
IBM partnerı Ayrotek’ten Teknik
Danışman Onur Dişanlı, IBM bakış
açısıyla IoT teknolojilerine dair
detayları paylaştığı sunumunda,
bu başlıkta beklentilerini, IBM
stratejisini ve öncelikleri anlattı.
Fujitsu Türkiye Satış Öncesi Destek
Direktörü Emin Çalıklı, “Herşeyin
Devamı 4. sayfada
4
BThaber
E-TOPLUM
5 - 18 EYLÜL
2016
Baştarafı 3. sayfada
İnterneti” başlıklı sunumunda
Fujitsu çözümleri hakkında bilgiler
verdi ve şu uyarıları paylaştı:
“Saldırı ve sızmalara maruz
kalan cihaz sayısı artıyor. IoT
cihazlarla sızma olabilir ve Linux
açıklarını kullanan daha akıllı
script’ler var. Kolayca decode
edilebilen cihaz iletişimlerinin
yanında, yeni bir kavram olan
‘ThingsBOT’ hayatımıza girecek
ve sensörler üzerinden bu
uygulamalar kendini gösterecek.”
“Bulut Bilişime Kurumsal
Bakış” sunumuyla Dia Yazılım
Genel Koordinatörü Süha
Onay, girişimciliği destekleme
kültürü ile Türkiye’de
KOBİ’lerin bu destekten nasıl
yararlanabileceğine değindi.
Girişimci ve KOBİ’lere yönelik
türlü destek yapılarına rağmen,
düşünen değil yapanın
kazandığına dikkat çeken Süha
Onay, “Daha az ithalat ve başarılı
girişimler için cesaret önemli.
Buradaki uygulama ihtiyaçlarını
çözme konusunda biz de destek
sunuyoruz” dedi. Süha Onay,
bu ihtiyaçları ve önerilerini şöyle
anlattı:
Bulut, ülke
ekonomisine birçok başlıkta
katkı demek
“İnternet odaklı yazılımlar
gerekiyor ve biz, e-Devlet ve
CRM tarafında bu hizmetleri Dia
bulutundan sunuyoruz. Bu daha
düşük maliyet, daha düşük enerji
kullanımı ve daha az maliyetle
veri güvenliğini beraberinde
getiriyor. Girişimcileri destekleyen
bu yapı, ülke ekonomisine
de fayda sağlıyor. İki temel
konuda; enerji ve teknolojide
dışa bağımlıyız. Oysa bulut
bilişim kullanımı, kurumsal enerji
tasarrufu sağladığı gibi, sunucu
ve ekipman yatırımı ve yenileme
maliyetlerini de en aza indiriyor.
1.7 milyon girişimci KOBİ var ve
sadece 100 bin girişimci KOBİ’nin
bulut kullanımı, enerji, donanım,
yatırım maliyeti gibi başlıklarda
önemli bir avantaj demek.
Sonuçta enerji ve teknolojide
dışa bağımlılığı bulut bilişim ile
azaltabiliriz. Keşke kamu da bulut
bilişim kullanımını teşvik etse.”
‘Tüketmeden önce üretmeyi
öğrenme’ çağındayız
Teknoloji Platformu’nda günün
ilk yarısı, ‘Akıllı Cihazlar Devrimi’
başlıklı panelle noktalandı.
GelecekHane Kurucusu Halil
Aksu’nun moderatörlüğünde
üç genç isim, giyilebilir
teknolojiler üzerine maker Afra
Sönmez, Okan Üniversitesi
VDC Öğretim Üyesi Gizem
Renklidağ ve Raspberry Pi
Türkiye Lideri Ramazan Subaşı,
kendi çalışmaları hakkında bilgi
Dia Yazılım Genel Koordinatörü
Süha Onay
verirken, maker hareketinin
potansiyeli konusunda da
detayları anlattı. “Akıllı her
şey internete bağlanıyor ve
biz de daha yaratıcı çalışmaları
hedefliyoruz” diyerek
GelecekHane yapısını anlatan
Halil Aksu, ekledi: “8 ana
kategoride 24 trend takip ediyor,
iş ve özel hayatı etkileyecek
bu eğilimlerle ilgili araştırmalar
yapıyoruz. Canlı-cansız her
şeyin internete bağlanacağını
düşünüyoruz. Tüketmekten
ziyade, üretmeye ve bu algıyı
yaygınlaştırmaya çalışıyoruz.”
Panelde söz alan Ramazan
Subaşı, Raspberry Pi yapısının
gelişimini, Cambridge’de fon
oluşmasının ardından, yeni
çağın eğitimi odaklı BT cihazının
yapılışını anlattı. “35 dolara
bilgisayar sunan Raspberry Pi, bir
mini canavar” tanımını yapan
Subaşı, şöyle devam etti:
“Sonra daha da ucuzunu
yapmak gündeme geliyor ve
daha küçük, 5 dolarlık Raspberry
Pi 0 isimli bilgisayar ortaya
çıkıyor. Bu tarz ürünler hep vardı,
ama bunlar hem daha ucuz
hem de son kullanıcılara yönelik.
Türkiye’de Pardus ARM ve Pardus
Bulut çalışmaları da var Raspberry
Pi odaklı. Bu açık kaynak deneme
platformu. Prototip ve yetkinlik
için bundan yararlanılabilir.”
Gizem Renklidağ, reklam
ve sanatın birbirinden
ayrıldığını belirterek başladığı
konuşmasında, görsel sanatların
son zamanlarda interaktiviteden
bahseder olduğuna işaret
etti. “Görsel yerine, görünce
etkileşime geçen yapılar önem
kazanıyor” diyen Gizem
Renklidağ, ekledi: “IoT başlığında
mekaniğe elektronik eklenmesi,
etkileşimi de sağlıyor, teknoloji
böylece sanata da giriyor.
Yenilikçi deneyimlerin adresi sanat
ve maker hareketinde yer alanlar
da tüketmeden önce üreten insan
olmaya önem veriyor.”
Yaptığı çalışmaları ‘giyilebilir
elektronik’ olarak tanımlamayı
tercih ettiğini vurgulayan Afra
Sönmez, bunun gerekçesini,
“Akla akıllı saatler geliyor, ama
bizim yaptığımız çalışmaya
elektronik tekstil veya dikilebilir
teknoloji demeyi tercih ediyoruz”
Fujitsu Türkiye Satış
Öncesi Destek Direktörü
Emin Çalıklı
sözleri ile anlattı. Odaklandığı
başlıkları katılımcılarla paylaşan
Afra Sönmez, ABD’li şarkıcı
Katy Perry’nin giydiği, her şeyin
yazılıma bağlı olduğu CuteCircuit
kostümünü, Lady Gaga’nın
en büyük müşterisi olduğu,
İngiltere merkezli Studio XO’nun
mühendislik yetkinliklerine dair
detayları katılımcılarla paylaştı ve
kendi çalışmalarını şöyle anlattı:
“Önce ‘speaker pillow’
geliştirdim ve çocukluğumdan
beri çok sevdiğim dikişi
böylece teknolojik bir yastıkla
buluşturdum. Dantel tekniği ile
LED ördüm ve Electra, giyilebilir
teknolojiler başlığında son projem
oldu. N’olur bu işle ilgilenin.”
Oyunun kuralları değişiyor
Bosch Türkiye IoT ve Sanayi 4.0
Koordinatörü Mustafa Ayhan,
“Akıllı Yaşamda Veri Yönetimi”
başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Sanayi 4.0 vizyonunun temelinde
insan olduğunu belirten Mustafa
Ayhan, “Sanayide artık kas gücü
değil, beyin gücü ön planda.
2011 yılında Almanya’da Sanayi
4.0 kavramının ortaya atılması
ile birlikte kendi fabrikalarımızda
dönüşümlere başladık ve
özellikle üretim alanında ciddi
kazanımlar elde ettik. Bu konuda
elde ettiğimiz tecrübeyi tüm
ekosistemimize de aktarıyoruz”
dedi.“Oyunun Kuralları Nesnelerin
İnterneti ile Değişiyor” başlıklı
bir sunum gerçekleştiren Intel
Türkiye IoT ve Gömülü Sistemler
Teknik Çözümler Müdürü Cem
Vedat Işık da konuşmasında şu
bilgileri verdi: “Günümüzde artık
sensör maliyetleri yarı yarıya
düştü. Bant genişliği ve depolama
maliyetlerinde de ciddi düşüşler
yaşandı ve yaşanmaya devam
ediyor. Bu da nesnelerin interneti
kapsamında yer alan ve alacak
cihazların maliyetlerine doğrudan
etki ediyor. Bu değişimler iş
yapış şekillerini, modellerini ve
süreçlerini doğrudan etkiliyor.
Büyük veri destekli otonom
araçlar, yapay zeka ile öğrenen
makineler, modelleme ve
simülasyon, gelişmiş hizmet
modeli, üç boyutlu baskı,
artırılmış sanal gerçeklik,
drone’lar, hızlı genişband gibi
faktörler dijital dönüşümün
IBM IoT MEA Satış Lideri Dr. İzzet
Yılmaz Önel
temelini oluşturuyor. 2016 –
2020 dönemi, IoT harcamalarının
çok büyük bir sıçrama yapacağı
dönem olacak. Nesnelerin
internetine yatırım yapan
şirketlere baktığımızda bunların
yüzde 94’ünün yatırımlarının
karşılığını aldığını görüyoruz.
2020 yılında her dört kişiden biri
işini robotlara devrederken, 2019
yılında sadece üretimden doğan
veri miktarı 25 ZB’yi bulacak. Veri
analitiği ile elde edilecek olan yıllık
bakım tasarrufunun ise 62 milyar
dolar olacağı tahmin ediliyor.”
Bu dönemde karşılan zorluklara
da değinen Işık, bunları şöyle
sıraladı: Eski yapının korunması,
güvenlik, güvenilirlik, birlikte
çalışabilirlik, BT ile nesnelerin
internetinin entegrasyonu, tutarsız
ve dağınık veri. Işık, bunun için
uçtan uca hazır, eksiksiz ve esnek
yapılara ihtiyaç olduğunu kaydetti.
PTC Türkiye, Yunanistan ve
İsrail Bölge Satış Müdürü Dr.
Bilgehan Baykal da sunumunda
şu bilgileri verdi: “Gelişmiş ülkeler
artık verimliliklerini artıramaz hale
geldiler. Bunun yolunun dijital
dönüşüm ve Endüstri 4.0’dan
geçtiğinin farkına vardılar. Bu
dönüşümü üç aşama olarak
görmek gerekiyor. Anlamak,
gelişmek ve başarmak. Tabii
Türkiye olarak 2023 hedeflerimiz
var ve bu hedeflere ulaşmak için
ülke olarak üretkenlik anlamında
çok ciddi yol almamız gerekiyor.
Büyük kuruluşlar bu konuda
adımlar atmaya başladılar.
KOBİ olarak adlandıracağımız
işletmelerin de bu konuya el
atmalarının zorunlu olduğu bir
döneme giriyoruz.”
Mühendislik ve yazılım iç
içe girdi
Etkinlik kapsamında
gerçekleştirilen “Hayalimizdeki
Akıllı Ürünler Belki 2020’den
Daha da Yakın” başlıklı panelin
moderatörlüğünü Dr. Bilgehan
Baykal gerçekleştirdi. Katılıcılardan
IBM IoT MEA Satış Lideri Dr.
İzzet Yılmaz Önel, “Günümüzde
hemen hemen tüm tesislerde
SCADA sistemleri kullanılıyor. Veri
üretiyoruz ama bu verilerin analiz
edilmesini göz ardı ediyoruz.
Günümüzde mühendislik
ve yazılım iç içe girdi ve bu
IBM partnerı Ayrotek’ten
Teknik Danışman
Onur Dişanlı
yazılımların yönetimi de artık
önemli hale geldi” dedi.
Dijitalis Kurucusu Tolga
Yanaşık da “Endüstri 4.0’a
geçiş konusunda katetmemiz
için gereken daha çok yol var.
Örneğin, veriyi analiz edecek
yapılara henüz yeterince yatırım
yapılmıyor. Akıllı üretimin aklı,
tüm süreçleri optimize etmekten
geçiyor” dedi.
Fujitsu Türkiye Satış Öncesi
Destek Direktörü Emin Çalıklı da
konuşmasında, “Dönüşüm süreci
hala pek çok kurum tarafından
anlaşılmış değil. Endüstri 4.0
büyük bir fırsat ama bu potansiyeli
henüz değerlendiremiyoruz.
Gelecekte tek merkezden
iletişimin olduğu sistemler
gündeme gelecek ve büyük
ölçüde bunları hizmet olarak satın
alacağız” dedi.
Zorlu Holding Enerji ve Bilgi
Teknolojileri Müdürü Bora
Selcanoğlu da konuşmasında şu
bilgileri verdi: “Endüstri 4.0’ın
en büyük yansımalarının olacağı
alanlardan bir tanesi enerji. Hem
farklı kaynaklardan gelen verilerin
toplanması ve analiz edilmesi ile
birlikte önümüzde yeni ufuklar
açılacak. Diğer taraftan bu
gelişmelerin akıllı ev konusunda
da önemli gelişmelerin önünü
açacağını düşünüyoruz.”
Standartlar oluşmalı
Panelin ardından söz alan
Quadro Genel Müdürü Serkan
Gezici, nesnelerin internetinin
sağlık, askeriye, endüstri,
otomotiv, tarım gibi pek çok alanı
etkilediğini belirterek, bu konuya
en çabuk uyum sağlayan sektörün
otomotiv olduğunu kaydetti.
Hem sanayi hem de kişisel yaşam
alanlarında çok ciddi değişimlerin
ortaya çıkacağını kaydeden Gezici,
nesnelerin interneti konusunda
standartların önemli olduğunu ve
konunun hızla gündeme gelmesi
gerektiğini vurguladı.
Etkinliğin son konuşmacısı
olan Sinpaş REIT Sinpaş GYO
Bilgi Teknolojileri Müdürü Hakan
Cem Topal da Türkiye inşaat
sektörünün dünyada ikinci
büyük pazara sahip olduğunu,
BT ile inşaat sektörünün biraraya
gelerek dünyaya yayılan çözümler
geliştirebileceğini söyledi.
6
BThaber
E-TOPLUM
5 - 18 EYLÜL
2016
RASAT, yörüngede 5. yılını tamamladı
Haber Merkezi
Türkiye’de tasarlanıp üretilmiş
olan ilk yerli gözlem uydumuz
RASAT, Dünya etrafında 26
bin 724 tur attı. 11 milyon
metrekarelik alanı tarayan
RASAT, bin 800 şerit görüntüyü
yer istasyonuna aktardı.
TÜBİTAK Uzay Teknolojileri
Araştırma Enstitüsü (TÜBİTAK
UZAY) tarafından, Kalkınma
Bakanlığı desteğiyle Türkiye’de
tasarlanıp üretilmiş olan ilk yerli
gözlem uydusu olan RASAT,
tasarım ömrü 3 yıl olmasına
rağmen yörüngede 5. yılını
başarıyla tamamladı. TÜBİTAK
UZAY’ın, BİLSAT Uydusu’ndan
sonra sahip olduğu ikinci
uzaktan algılama uydusu olan
RASAT, 17 Ağustos 2011
tarihinde Rusya’dan fırlatıldı.
Güneş’e eş zamanlı dairesel
yörüngede, 700 km irtifada
bulunan RASAT Uydusu, 7,5 m
siyah-beyaz, 15 m çok bantlı
uzamsal çözünürlükte süpürçek
(pushbroom) kameraya sahip.
Yeniden ziyaret zamanı ortalama
dört gün olan, üç eksende
kontrol edilebilen RASAT’ın
her bir çerçeve görüntüsünün
boyutları 30 km X 30 km ve
960 km uzunluğuna kadar şerit
görüntü alabiliyor.
Türk mühendisler tasarladı
RASAT Projesi kapsamında,
uydu montaj, entegrasyon ve
test laboratuvarları büyütüldü;
uydu tasarım, üretim ve test
konularında 100’den fazla
uzman yetiştirildi. Tamamı
ülkemizde Türk mühendisler
tarafından tasarlanıp üretilen
milli gözlem uydumuz RASAT
ile Türkiye, uydu teknolojisinde
söz sahibi bir ülke konumuna
gelirken, TÜBİTAK UZAY da,
bir uydu projesinin baştan
sona gerçekleştirilmesini
sağlayabilecek sistem tasarımı ve
entegrasyon yeteneklerine sahip
olduğunu gösterdi. RASAT,
geliştirilen Yüksek Performanslı
Uçuş Bilgisayarı (BiLGE),
100Mbps hızında X-bant Verici
ve Gerçek Zamanlı Görüntü
İşleme (GEZGİN-2) ekipmanları
ile yerli uçuş ve yer istasyonu
yazılımlarını başarıyla çalıştırarak
uzay tarihçesi kazandırdı.
Böylelikle, TÜBİTAK UZAY,
sadece sistem seviyesinde değil
alt sistemler kapsamında da
yetkinliğini ortaya koydu. İlk yerli
gözlem uydusu olan RASAT’ın
yörünge özelliği sayesinde
Dünya’nın her yerinden görüntü
alınabiliyor. RASAT Uydusu’ndan
indirilen ham görüntüler
geometrik ve radyometrik
düzeltmelerin ardından
koordinatlandırma işlemleri
yapılarak GEZGİN Portalı’na
aktarılıyor. RASAT görüntüleri
haritacılık, afet izleme,
ormancılık, kentsel planlama
gibi alanlarda kullanılıyor.
www.gezgin.gov.tr adresinden
GEZGİN Portalı’na bağlanarak;
Çizimle arama, sınırlara göre
arama, yer ismine göre arama,
koordinat bilgisi girilerek
arama, dosya yükleyerek arama
özelliklerini kullanarak istenilen
alana ait görüntüleri hızlı ve
kolay şekilde indirebilir.
TechAnkara Hızlandırıcı Programı başladı
Ankara Kalkınma Ajansı,
girişimcilik ekosisteminin ve
bileşenlerinin geliştirilmesine
yönelik çalışmalarını Ankara’nın
sosyo-kültürel, beşeri ve fiziki
altyapısını da dikkate alarak
geliştiriyor. Sürdürülebilir
kalkınmaya girişimciliğin
geliştirilmesi yoluyla da ivme
kazandırılması ve Ankara’nın
teknoloji markası TechAnkara’nın
güçlenmesi amacıyla, Ankara
girişimcilik ekosistemine
özgün bir model kazandıracak
yeni bir girişim hızlandırıcı
programı Ankara Kalkınma
Ajansı tarafından geliştirildi.
Ankara’nın teknoloji tabanlı
girişimcileri için modellenen
TechAnkara Hızlandırıcı Programı;
5. TechAnkara Proje Pazarı’nın
dereceye giren projeleri için
başlatıldı. 100 yenilikçi proje
sahibi girişimcinin yatırımcılar
ve işadamlarıyla buluştuğu
5. TechAnkara Proje Pazarı,
24 Aralık 2015 tarihinde
Ankara’daki 5 teknoloji
geliştirme bölgesi, 8 organize
sanayi bölgesi, TTGV, TÜBİTAK,
Borsa İstanbul, ATO ve ASO ile
ortaklaşa gerçekleştirildi. 2015
TechAnkara Proje Pazarı’nda yer
alan projeler, 19 değerlendirme
komitesi üyesi tarafından
değerlendirildi, değerlendirme
‘TechAnkara Hızlandırıcı Programı’na
katılmaya hak kazanan proje ve gİrİşİmcİler
2015 TechAnkara Proje
Pazarı projeleri arasından
ilk 10’a girerek TechAnkara
Hızlandırıcı Programı’na
katılım sağlayacak proje
ve firmalar şu şekilde
sıralanıyor:
• ‘Acısız Nokta Atış Yapan
Akıllı Lazer Epilasyon Cihazı’
projesi / Mavilab Lazer
• ‘Grafen ve Grafen
Katkılı Yeni Ürünlerin
sonucunda 10 proje dereceye
girdi. 2015 TechAnkara Proje
Pazarı kapsamında dereceye
giren girişimcilerin teknolojilerinin
ticarileştirme potansiyellerinin
artırılması ve potansiyel
yatırımcılarla buluşturulmasına
yönelik olarak teknoloji ve
projeye özgü bir mentorlük
programıyla ikili iş görüşmelerinin
de organize edileceği bir yurt dışı
programı gerçekleştirilecek. Başta
Avrupa olmak üzere küresel
pazarlara erişim kanallarının
proje bazlı tanımlandırılacağı
programda; girişimcilere stratejik
ortaklık imkânları sunulacak ve
Avrupa’daki yüksek teknoloji
Ticarileştirilmesi’ projesi /
Nanografi
• ‘Holografik Ekran İçinde
3 Boyutlu Eğitim’ projesi /
GFDS
• ‘Kişiye Özel Protezler’
projesi / BTech
• ‘Minimum Maliyet
Maksimum Verim Eksenli
Ortam Isıtıcıları’ projesi /
Bülent Sayar
• ‘Otonom Hareket Destekli
Lojistik Taşıma Robotu’
yatırım olanaklarını daha iyi
anlamaya yönelik tecrübe
kazanımı sağlanacak.
İleri teknolojiye odaklı
destek modelleri
geliştiriliyor
2016 yılı hedefi; bilim,
teknoloji, Ar-Ge ve girişimcilikte
Avrupa lideri olan Berlin EkoSisteminin paydaşlarıyla
sürdürülebilir ticari ve bilimsel
iş birlikleri oluşturmak olan
yurt dışı program, her firmanın
kendine has inovasyon kabiliyeti
gözetilerek tamamlanacak.
Programın son aşaması; küresel
düzeyde en yenilikçi şehirlerden
projesi / Milvus Teknoloji
• ‘Sanal Gerçekliğe Dayalı 3
Boyutlu PACS’ projesi / Sisoft.
• ‘Savunma Sanayine Yönelik
Mekanik Parçaların Vakum
Alçı Kalıba Döküm Yöntemi
ile Üretimi’ projesi / MMS
Savunma
• ‘Virtual Balance (Sanal
Denge)’ projesi / Limatek
• ‘Yüksek Çözünürlüklü
Lazer SLA 3D Yazıcı’ projesi /
Roboton
biri olan Berlin’de Berlin Partner,
Berlin Cleantech, Berlin Teknik
Üniversitesi, Berlin Yunus Emre
Enstitüsü, Gemba Startup
Technology gibi öncü paydaşların
katılımıyla Tech Startup Fair’de
gerçekleştirilecek. Ankara
Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri
Arif Şayık, TechAnkara Hızlandırıcı
Programı’na katılım sağlamaya
hak kazanan girişimcileri tebrik
ederek programın teknoloji
ticarileşme ve değerlemenin
yol haritasını girişimcilere
uygulamalı olarak çizeceğini
belirti. Şayık, “Artan küresel
rekabet sonucunda ülkemizin
rekabetçiliğinin güçlendirilmesi
için yenilikçilik özelliği olan mal
ve hizmet üretimi önem kazandı.
Emek yoğun ve düşük teknolojili
alanlardan katma değeri yüksek
alanlara geçiş yapmamız kalkınma
ekonomimizin temel katalizörü
olacak. Bugün dış ticarette
daha yenilikçi ve teknoloji
yoğun ürünlerin payı artarken
emek yoğun ürünlerin payı
azalmakta. Rekabet gücünü;
Ar-Ge, inovasyon, markalaşma
ve tasarım gibi alanlarda
konumlandırmak gerekiyor. Daha
fazla üretmeye değil daha fazla
katma değeri olan ileri teknolojiye
odaklı destek modellerimizi
geliştiriyoruz. İnovasyon ve katma
değeri yüksek yerli çözümler
üreten firmalarımızın da en
büyük sorununun, ürettikleri
ürünleri ticarileştirme ve pazara
erişme sorunu olduğunu tespit
ettik. Bu kapsamda ilk 10’a
giren firmalarımızın ticarileşme
faaliyetlerine hizmet edebilecek
TechAnkara Hızlandırıcı
Programını başlattık. Bu program
ile teknoloji odaklı girişimcilerimizi
teorik bilgiyle donatmayı değil,
uygulamalı olarak yatırımcıya
ve müşteriye erişim deneyimini
yaşatmayı, süreç boyunca
mentorlük ile desteklenerek
somut sonuçlar elde etmeyi
hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
8
BThaber
E-TOPLUM
5 - 18 EYLÜL
2016
Edip Emil Öymen [email protected]
Web’in yine yıldönümü
WIPO GII 2016
Uluslararası patent ve fikri
hakları koruma kurumu WIPO,
Cornell Üniversitesi ve Fransa
iş yönetimi okulu INSEAD
tarafından hazırlanan Küresel
İnovasyon İndeksi 2016’da
Türkiye 42’inci sırada yer aldı.
Geçen yıl 58’inci sıradaydık.
Bir yıl içinde 16 sıra birden
yükseldik. (Global Innovation
Index)
2012’den beri
yükseliyormuşuz: 74 > 68 >
54 (2014). Ama 2015’te 58’e
inmişiz. Şimdi ise oradan ok gibi
42’ye çıkmışız.
Bu, ciddi açıklama ve
yorum gerektiren, hem de
olumlu gelişmeye medyadaki
iktisatçılarımızdan sadece
Güven Sak değindi. Ama bu
yükselişe şaşmadı, nedenini
araştırmadı. Herkesin
yapabileceği “genellikte” bir
yorumla yetindi: “Türkiye, kendi
meselelerine gömülmüş, küresel
gündemden kopuk bir ülke
filan değildir. Küresel gündemle
birlikte değişmeye çalışan bir
ülke konumundadır...Türkiye,
küresel inovasyon yarışının
dışında kalmış değil, ancak
yarışta kimsenin eli de armut
toplamıyor.” (Dünya,22.08.16)
Öte yandan şu tweeti de attı:
“Türkiye’nin inovasyon sürecinin
küreselleşmesinden ekmek yeme
ihtimali yerlerde sürünüyor.”
(23.08)
Ünlü iktisatçımızın bu iki zıt
görüşü dışında, 58’den 42’ye
fırlamamıza dair başka bir yorum
göremedik.
GII’de geçen yılki ve bu yılki
durumumuza bakarsak, “bir
yılda” ne değişmiş?
İnovasyon Girdisi’nde
71’inciymişiz, 59’a çıkmışız.
İnovasyon Çıktısı’nda
46’ıncıymışız, 37’ye çıkmışız.
İnovasyon Etkinliği oranında
23’üncüymüşüz, 13’e çıkmışız.
Bütün bunlar nasıl olmuş?
Bir uzman anlatırsa, biz de
öğreniriz.
Bu arada, TÜİK Dış Ticaret
İstatistiklerinde (Haziran 2016)
imalat sanayi ürünlerinin, toplam
ihracattaki payını %94.3 olarak
açıkladı. Yüksek teknoloji
ürünlerinin imalat sanayi ürünleri
ihracatı içindeki payı %3.5,
orta yüksek teknolojili ürünlerin
payı %33.4. Bu arada, yüksek
teknolojili ürünlerin imalat sanayi
ithalatı içindeki payı %20,4 oldu.
Netaş CEO’su Müjdat Altay
durumu özetliyor: “Yüksek
teknoloji ürünlerde ithalatımız,
ihracatımızın 5 buçuk katı. Orta
yüksek teknoloji ürünlerinde
ithalatımız, ihracatımızın 2 katı.”
(12.Teknoloji Ödülleri Töreni,
31.05.16)
VR, kozmetik tanıtıyor
Güney Kore’li Innisfree adlı
kozmetik şirketi, ürünlerindeki
hammaddeyi Jeju adlı
bir adadan sağlıyormuş.
Günümüzün eğilimine uygun
olarak organik, doğal, katkısız
maddelermiş bunlar. Kore’nin
güneyindeki en büyük ada
olan Jeju, aynı zamanda Çinli
turistlerin en rağbet ettiği
turizm adreslerinden biriymiş.
Innisfree “iki” veriyi bir araya
getirip mükemmel yenilikçi
bir uygulama yapmış:
Çinlilere Jeju ürününü
Şanghay Disneyland’da
satmak.
Pardon? Şanghay’da
Disneyland mı var? Evet var.
16 Haziran’dan beri!
Innisfree orada kendisine
ofis aramış, bulamamış. Ya
da “bulmuş” da, senaryo
gereği “bulamamış”
gibi yapmış. 4 metreye
4 metre bir dükkancık
tutmuş. Neden senaryo
gereği? Çünkü Innisfree,
Jeju Adası’ndan bu ham
maddeyi nasıl topladıklarını,
nasıl işlediklerini bir VR
uygulamasıyla anlatıyor.
Web yıldönümleri arka
arkaya geliyor. Daha
2014’te, www’nin icadının
25’inci yılıydı (1989).
Şimdilerde ise “ilk” web
sitesinin açılmasının 25’inci
yılı (1991).
Bu ilk siteyi, www
mucidi Tim Berners-Lee,
23 Ağustos 1991’de açtı.
Tim’le birlikte CERN’de
çalışan Amerikalı fizikçi Paul
Kunz, ABD’e döndükten
sonra 12 Aralık 1991’de
oradaki ilk web sitesini
Stanford Üniversitesi’nde
açtı.
Bu bilgileri 1991’de
Türkiye’de bilmiyorduk.
Çünkü Türkiye’de ilk
internet bağlantısı 12
Nisan 1993’te ODTÜ
Bilgi İşlem Dairesi ile
ABD Ulusal Bilim Vakfı
(NSF) arasında sağlandı.
Bizde İnternet Günü
olarak her yıl kutlanıyor.
İlk web sitelerimiz ODTÜ
ve Bilkent’teydi. Ama bu
bilgileri de bugün biliyoruz.
Bağlantının ertesi günü
13 Nisan 1993 tarihli
Hürriyet’te bile buna dair
bir haber çıkmamıştı.
Zaten bir kaç gün sonra
17’sinde Cumhurbaşkanı
Özal aniden ölüverdi,
gündem tamamen değişti.
Türkiye’de bilgisayarın
nimetlerinin farkına
varan, bunları eğitimde
kullanmanın önünü açan
Özal, ne yazık ki interneti
göremeden gitti. Yaşasaydı,
interneti ekonomik
kalkınma için en dinamik
biçimde kullanırdı mutlaka.
Zaman kaybetmezdik.
Zaman kazanırdık.
Çünkü bizde internet
sözcüğünün tek tük
kullanılmaya başlanması
1994’ü buluyor. Hürriyet
gazetesinde 19 Ocak
1994’te Mustafa Kutlay,
“Monitör” adlı bir köşe
hazırlamaya başladı.
Bilgisayar ağırlıklı
yazılarında kısa sürede,
bugünkü internetin babası
olan “telefon ve modemle
Bilgisayarlı Bilgi Bankası’na
bağlanma” uygulamalarını
tanıtmaya başladı:
“Bilgisayarınız varsa ilk
yapmanız gereken yatırım
kesinlikle bir modem
olmalı. 100 Dolarlık bir
harcama ile bilgisayarınızı
odanızdan çıkartıp tüm
dünyaya açmanız işten bile
değil. Modeminiz varsa
BBS’e bağlanarak binlerce
insanla mesajlaşabilir,
bilgi ve program alışverişi
yapabilirsiniz. 1,400 baud
hızında bir modem 1
Megabyte dosyayı 1 saatte
çekiyor. 14,400 baudluk bir
modemle süre 8-9 dakika.”
Kutlay’ın yayınladığı
listeye göre Türkiye’de 32
tane BBS vardı. 8 tanesi
Ankara’da, 20 tanesi
İstanbul’daydı. Demek ki
1993 boyunca ilk internet
meraklıları ortaya çıkmış,
ilk BBS’ler hizmet sunmaya
başlamıştı. 1994 Şubat’ında
Byte dergisi yayınlandı.
İnternet denilen “şey”
dar bir ilgi alanından,
kamuoyunun dikkatine
doğru medya gündemine
girmeye başladı.
1994’te kurumlara ve
firmalara internet hesapları
verilmeye başlandı. İlk
internet servis sağlayıcısı
“tr.net” hizmete girdi.
Gütenberg’in matbaasını
Osmanlı Türkleri 273
yıl gecikmeyle kör topal
benimsemişken internet
kullanımına geçiş daha hızlı
oldu (Dip not: İstanbul,
Selanik, Halep’te Yahudi,
Rum, Ermenilerin 14941729 arasında 37 matbaası
zaten vardı).
Üstelik, pasif bir uygulamayla
da değil, müşteriyi bir
bisiklete oturtarak: Kafasına
VR cihazını takıyor. Müşteri
pedal çevirirken adanın
“üzerinden uçuyor,” sonra
adanın sahiline iniyor,
denizin içine giriyor.
Rengarenk balıklar, turkuaz
bir su. Nefis. Müşteri böylece
Innisfree’nin işlemlerine tanık
oluyor. Bir ürünün tanıtımı
daha nasıl yapılır ki?
Şanghay Disneyland’daki
bu uygulama o kadar dikkat
çekmiş ve beğenilmiş ki
şimdi bunu Hong Kong,
Endonezya, Singapur,
Vietnam ve elbette ki
ABD’e de taşıyayacaklar.
Innisfree’nin referansları
sağlam: Marie Claire dedi
ki: “Bu ‘cool’ uygulamayla
oraya uçmuş oldunuz...
ELLE dedi ki: Şimdiye kadar
gördüğünüz en mükemmel
deneyim, inanın bana!
10
BİLİŞİM DÜNYASI
BThaber
5 - 18 EYLÜL
2016
İran ile bilişim fırsatları
Tanyer Vakili
İran’da, Yazılımcılar ve Teknoloji
İhracatçılar Birliği (Iran’s Union of
Software Exporters’ - “U.I.S.E” )
tarafından bu yıl ilk kez
düzenlen, İran’dan ve dünyadan
bilişim şirketleri ve yatırımcıların
bir araya gelmesi ile gerçekleşen
konferans, “ICT Investment and
Business opportunities in Iran”
adı altında gerçekleştirildi.
12 ülkeden 19
şirketin katıldığı, Gitex ve
CeBIT temsilcilerinin hazır
bulunduğu üç günlük
konferansta, U.I.S.E Başkanı
sayın “ Mohammad Reza
Talaee “nin açılışını yaptığı ve
“Iran in MENA and Region’s
IT” başlığı altında sunduğu
konuşmada, kalkan ambargo
ile birlikte İran’ın bölgede bir
teknoloji gücü olabileceğini
söyledi. Bu kapsamda, İran’daki
bilişim firmalarının, komşu
ülkelerdeki firmalar ile rekabet
haline girmektense, ortak
çalışma, ortak projeler ve
karşılıklı güven ile, bölgesel
firmaların küresel şirketlerle
daha sağlam şekilde rekabet
edebileceğinin altını çizdi.
İran’ın 80 milyonluk bir
pazar olduğunu ve tek başına
Ortadoğu, Kuzey Afrika ve
Orta Asya’nın 400 milyonluk
nüfusunun beşte biri olduğunu
söyledi. Son olarak, yabancı
şirketlerin İran’da yatırım
yapmasını, bütün bölgede
satış yapabilmesini ön görerek
yapması gerektiğini ekledi. Konferansta, İran ICT Başkanı
Yardımcısı Amir Hussein Devanin
de bir konuşma yaptı. Başkan
yardımcısı, İran’ın 5 milyon
dolarlık yatırım ile tamamı bilişim
teknolojileri ve bilişimle donanmış
bir elektronik şehir düzenlemeye
çalıştığını, ayrıca ülkedeki 35
teknoparkın ortaklaşa faaliyet
gösterebileceği bir IOT teknopark
inşaatının, Tahran’ın 40 km
batısındaki Karaj şehrinde
başladığını söyledi.
İran Meclisi’nin İslami
Araştırma Merkezi’nin Başkanı
Dr.Kazem Jalali, artık elektronik
ticaretin normal ticaretin yerine
alması gerektiğini ve İran‘ın bu
konuda öncü ülkelerden biri
olduğunu söyledi. 13 sene önce
yasalaşan elektronik ticaret
yasası’nın 2002 yılında yürürlüğe
girdiğini, ve bankalar dahil, bu
konuda İran’ın güçlü bir altyapısı
olduğunu ve e-ticaret hacmini
yükseltmek için yerli ve yabancı
şirketlerin yatırıma açık altın
fırsatlar olduğunu altını çizdi.
Kazemi, İran da e-sağlığın da
en az e-ticaret kadar cazip bir
yatırım fırsatı olduğunu söyleyip,
İran devletinin elektronik sağlık
dosyalarını hayata geçirmek
adına yoğun şekilde çalıştığını
söyledi. Bu konuda dünyadaki
her ülkenin yaşadığı çelişkiler
olduğunu ve bir vatandaşın
sağlık geçmişini, tedavi şartlar
ve sürecini, kişisel bilgilerini ve
hususi verilerinin koruma altına
alıp, sağlık önlemlerini, sağlık
tedavi süresince, acil durumlar ve
sağlık araştırmaları durumlarında
yasal olarak kullanabileceğini
ekledi.
Konferansta ayrıca, Kültür
Bakanı Fahimi, İran Yatırımcılar
ve Sermaye Dernek Başkanı
Dr Mosevian, Dijital Media ve
ICT Dernek Başkanı Young B.
Choi, Güney Kore ICT Araştırma
ve Geliştirme Merkez Başkan
Yardımcısı Martina Lubon, CEBIT
yetkililerinden Dr. Vincent Olatuji
ve Nijerya ICT Başkanı da birer
konuşma yaptılar.
Konferansta ayrıca, İran’da
yatırıma hazır olan projelerin
listesi, dış yatırımcıların
İran’da yatırım yapma adına
yasaları, projeler için bütçe
hazinesi ve uluslararası
fonlardan yararlanma, özelikle
de İran’da proje yapmanın ve
ucuz ama kaliteli iş gücünden
yararlanmanın getirdiği
fırsatlardan bahsedildi.
Etkinlikte ayrıca, 80 milyon
nüfus sahip İran’da yılda 230
bin mühendisin mezun olduğu
belirtildi. Verilen bilgilere göre
İran’da 76 milyon kayıtlı cep
telefonu sahibi bulunduğu ve
bu rakamın yüzde 72’sinin akıllı
telefon kullandığı belirtildi.
U.I.S.E yetkilileri, bu
birliğin yakın gelecekte,
benzer etkinlikleri İran-Türkiye
şirketlerinin yakınlaşması için
Türkiye’de de organize etmeyi
planladığını ve bu konuda ön
çalışmalarda faaliyet göstermek
isteyen Türkiye’deki firmaların
çalışmaya davet edildiğini
kaydettiler.
Veri kaybı, müşteri kaybı demek
KOBİ’lerin yüzde 60’ı düzenli
veri yedeklemesi yapmıyor. Dış
kaynaklı veri kaybında ise her 3
veriden 1’i müşteri bilgileri. Bu
tür bir kayıp, sadece şirketi ve
çalışanları olumsuz etkilemekle
kalmıyor; müşterileri de önemli
zarara uğratıyor. Buna karşılık,
şirketler Ofisim.com’a üye
olarak, verilerine üst düzey
güvenlik seviyesinde erişebiliyor.
İş sürekliliğini eksiksiz şekilde
sağlamak da önemli ve Ofisim.
com CEO’su Serdar Turan, şu
bilgileri verdi:
“Küçük ve orta ölçekli
işletmelerin yüzde 60’ı düzenli
veri yedeklemesi yapmıyor.
Dış kaynaklı veri kaybında ise
kaybedilen verinin yüzde 36’sı
müşteri bilgileri. Kurumsal
verilerini korumayan şirketler,
müşteri bilgileri ve finansal
verilerini de kaybetme riskiyle
karşı karşıya. Bu tür bir kayıp,
sadece şirketi ve çalışanları
olumsuz etkilemekle kalmıyor,
müşteri bilgileri ve finansal
verilerin de kaybıyla müşterileri
de zarar uğratıyor. Zarar
gören verilerin tekrar geri
getirilememesi durumunda
şirketler, ticari faaliyetlerini
sonlandırmaya kadar
gidebilecek riskler ile karşı
karşıya kalabilirler. Bu nedenle
kurumlar, iş süreçlerine göre
yedekleme sistemleri kurmalı
ve günlük olarak kontrollerini
yapmalı. Kurumlar ve şirketler,
bu temel ihtiyaçlarla veri
depolama çözümlerinde
uygun maliyetli, güvenilir,
hızlı ve esnek çözümlere
odaklanıyorlar.”
2015 Yılı ilk 500 Bilişim şirketi satış gelirlerine göre
49'uncu sırada ve
Sistem Entegratörü kategorisinde
11’inci sırada yer almıştır.
20'nci hizmet yılını kutlayan Destek A.Ş., bilişim dünyasında yeni nesil BT çözümleri
ile gelişmeye ve büyümeye devam ediyor.
Başarımızda katkısı olan
Destek Ailesine, Değerli Müşterilerimize
ve
İş Ortaklarımıza
TEŞEKKÜR EDERİZ
www.destek.as
destekbilgi
@Destekbilg
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Hangikredi.
com, 2006
yılında kuruldu
ve bünyesinde
Kariyer.net,
Handan Aybars Sigortam.
net gibi
alanında önde gelen web
platformlarını barındıran
iLab Holding tarafından
2010 yılında yüzde 100’ü
satın alındı. 2011 sonundan
itibaren 1, 5 yıllık geliştirme
çalışmaları oldu. Hangikredi.
com Genel Müdürü Yılmaz
Sonışık, “Odağımız sadece
müşteri ve tüm yatırımlarımız
da bu yönde ilerliyor” bilgisini
verirken, burada birçok hizmeti
sunduklarını vurguladı. Yılmaz
Sonışık, detayları şöyle paylaştı:
m Hangi ürünler burada
yer alıyor?
Yurtdışındaki modellerde,
öncelikle ya kredi ya sigorta
ile başlıyor, yani finans
ürünlerinden birini seçiyorlar.
Yurtdışında genelde sigorta
daha çok tercih edilir.
Türkiye’de ise kredi önde.
Türkiye’de kredi konusunda
arz ve talep yüksek. Oysa
yurtdışında arz bu kadar
yoğun değil ve kredi verme
süreçleri de daha zor. Örneğin
emeklilere kredi vade sınırı
Türkiye’de 60 aydan 36 aya
düşünce, emekliler ciddi
sıkıntı yaşadı. Belli bir risk
primi ile kredi alıyorsunuz ve
emekli maaşınızla aldığınız bu
krediyi maksimum 36 ayda
ödeyemezsiniz.
m Bu açıdan
baktığınızda, hizmet
sunduğunuz başlıklarda
beklentileriniz neler?
BDDK tarafından yakın
vadede atılacak adımlar var.
Aksiyon başlıklarının birincisi
ihtiyaç kredisi taksitlerinin
36 aydan 48 aya çıkartılması
ve kredi kartı taksit limitinin
yükseltilmesi. Cari açığı
frenlemek için harcamaları
sınırlama çabasıyla satın alma
opsiyonlarını daraltmışlardı.
Bunun sonunda cari açıkta
olumlu gelişmeler görüldü.
5 - 18 EYLÜL
2016
Derdiniz kredi olmasın
Farklı finansal hizmet sunumları ve düzenleyici
kurumların farkındalığı, beraberinde tüketicinin
imkanlarını artırırken, Hangikredi.com’da birçok başlıkta
kaliteli ve güncel sunumları beraberinde getiriyor.
Ama ekonominin sıcak parayla
canlanması lazım. Gerek
Merkez Bankası gerek BDDK
ve ekonomi kurmaylarının
yaptığı açıklama; mevzuat
bazlı sıkıntıları aşacakları ve
bankaların kredi fonlamasında
rahatlaması için bazı aksiyonlar
alacakları yönünde. Bunun
örneği faiz indirimleri. Organik
trafiğimiz 10 Ağustos’tan
itibaren konut kredisinde 5
katına çıktı. İhtiyaç kredisi de
durmadı ve aynı dönemde o
da 1.5 katına ulaştı. Normalde
ihtiyaç kredisi ile ilgili açıklama
yok, ama insanlarda arayış var
ve başvurular da arttı. Bu artışı
ve tüm trafiği gözlemleyebiliyor,
sitede tüm ziyaretçilerin
hareketlerini ölçümlüyoruz.
m Bu size neler katıyor?
Bizi bankalardan ve benzer
platformlardan ayrıştıran unsur
ölçümleme yetkinliğimiz. Her
şeyi ölçümleyerek ve analiz
ederek ilerliyoruz. Misal, en
doğru faizi, en doğru ihtiyaçları
ziyaretçilere sunabilmek için
yeri geldiğinde bankalara
dönüp diyoruz ki, ‘Tüketici
eğilimlerinde bu başlıklar öne
çıkıyor, buna dikkat edin’.
Bu bilgilendirme sonrası
söz konusu ihtiyaca yönelik
Hangikredi.com’a özel ürünler
çıkartabiliyorlar. Böylece biz
bankanın ürününü sunmakla
kalmıyor, içlerindeki bir birim
gibi onların satış-pazarlama
ve CRM süreçlerinde görev
üstleniyoruz.
m Bu görev yapısı nasıl
bir çerçeveye dayanıyor?
BDDK’nın Destek Hizmetleri
Yönetmeliği kapsamında, biz
bankanın pazarlama birimi
gibi çalışıyoruz. Bu da bizi,
Hangikredi.com Genel Müdürü Yılmaz Sonışık
yaptığımız işte banka kadar
yükümlü kılıyor. Mesela konut
kredisinde bizim üzerimizden
başvuru yapıyorsunuz ve
web servis entegrasyonu ile
güvenli kanallar üzerinden
bankanın sistemine entegrasyon
sunuyoruz. Müşteri temsilcileri
otomatik olarak bu verileri
edinerek, müşteriyi arıyor
ve tekliflerini sunuyor ya da
sizi, size en yakın şubeye
yönlendiriyorlar. Her bir banka
kendi içinde bu süreci izlerken,
biz ise tüm bankalara eşit
mesafede durarak bu hizmeti
sunuyoruz. Bu da güçlü veri
tabanımıza dayanıyor. Bu
süreçte en önemli unsur müşteri
ve müşteri memnuniyeti için
bankalara öneriler de yapıyoruz.
m Bu yapıyı tüketici
nezdinde farklı kılan
özellikleri neler?
Birincisi, normalde siz bir
kredi ile ilgili detayları aramak
istediğinizde sitede veya
şubede zaman harcıyorsunuz.
Hangikredi.com yapısında ise
müşterinin tek yapması gereken
vade ve tutarı girip, sonra
tüm bankalarda bunun taksit
PARAMETRELER YAKIN TAKİPTE
“2016 yılının ikinci
yarısındaki gelişmeler
ışığında, hem konut
kredisinde hem ihtiyaç
kredisinde canlanmanın
güçlenerek devamını
bekliyoruz. Şu an için yüksek
maliyetli prestijli konut
projeleri satış kapsamında
müşterilerine sesleniyor.
Emlak Konut ve GYODER’in
yaptığı kampanyalarla
yaklaşık 5 milyar TL’lik
konut satılması planlanıyor.
Ama şu an Türkiye’deki asıl
müşteri kitlesine hitap eden
gayrimenkul projesi pek
yok. Bunu da düşününce,
uzun vadede yıllık yüzde
9’lara inen faiz oranı,
konut projelerine bağlı
kalmadan istediği evi almayı
sağlayarak, çoğu kişiyi
kiracılıktan ev sahipliğine
dönüştürecek. Biz de yılın
kalanında bu konuda çok
mesai harcayacağımızı
düşünüyoruz. Hükümetin son
zamanlarda birçok başlıkta
attığı adımlar sektörel
etkilerini gösteriyor. Bunların
esas olumlu etkilerini
ise 2017’de göreceğiz.
Takipte birçok parametre
var ve bunların hepsi 2017
yılına yön verme gücüne
sahip. Hangikredi.com’un
performansı da bunların
seyrine bağlı olacak.”
ve geri ödeme miktarını, ne
kadar dosya masrafı olduğunu
görmesi ve bunları anında
karşılaştırabilmesi. Mobil
sitemiz var. Vade değişimi ile
sonucu görmek sadece birkaç
saniye. Tüm işlemler, en güncel
banka verileriyle yapılıyor ve
bu verilerde güncellemeler de
sürekli yapılıyor.
m Bankaların, kendi kanal
stratejileri ışığında bu
yapıya bakışları nasıl?
Normal şartlar altında
o bankanın uygulamasını
indirip, böylece sadece o
bankanın verisini görebilir,
uygun bulursanız başvurunuzu
yaparsınız. Bizim sistemde
hepsini karşılaştırdıktan sonra
karar verip dijital sonlandırmayı
gerçekleştirebiliyorsunuz.
Böylece bankalar belli ürün
ve hizmetlerini sadece kendi
platformlarında tüketiciye
sunmakla kalmıyor, bizim gibi bir
iş ortağının üstünden sunarak
kanal sayılarını artırıyorlar.
Neredeyse tüm bankalarla iş
ortaklığımız var, çalışmadığımız
bir banka olsa da müşterilerimizin
çıkarları doğrultusunda faiz
oranlarını sunmaya özen
gösteriyoruz. Türkiye pazarına
yeni finansal girişler oldukça, bu
iş ortakları da artacak.
m Hizmet yelpazesini
genişletme hedefi var mı?
Yeni kategoriler
düşünülüyor, ama önemli
olan yaptığınız işte en iyisi
olmak. Kredi tarafında en
iyisi olduğumuza inanıyor,
hem müşteri hem bankalar
açısından en iyi hizmeti
sunabilmek için mümkün olan
en iyi kadroyu kurmaya ve
GELİR
MODELİNDE
FARKLILAŞMA
“Bankaların yeni
müşteri kazanımı
için ayırdıkları bir
pazarlama bütçesi
vardır. Bankalar
bizi bu noktada
değerlendiriyor, ‘bana
bu rekabet ortamında
müşteri yarattığın için
sana başvuru başına şu
kadar öderim’ diyor,
ama bu, kredinin veya
sigortanın içinden
verilen bir pay değil.
Yani tüketiciler
bizden başvurdukları
zaman ekstra bir
ücret ödemiyorlar
kesinlikle, tam tersine
şubeden daha düşük
faiz oranına ulaşıyorlar.
Rekabet ortamında
bankaların maaş
müşterilerine yönelik
özel faiz oranları verip,
dijital kanallardan daha
iyi tekliflerle müşteri
edinmesi gündeme
gelebiliyor. Böyle bir
imkan yaratabildiğimiz
için bankanın maaş
müşterisi şunu bilmeli:
Buradan hizmet
aldığı zaman kredinin
maliyeti kendisi için
daha ucuz olacak.
Çünkü banka için şube
içindeki kredi sunum
maliyetini devre dışı
bırakıyoruz. Nitekim
biz de sitede kişinin
maaş bankası olup
olmadığını sorup, buna
göre teklif gelmesini
sağlıyoruz.”
sürekliliğini sağlamaya özen
gösteriyoruz. Kullanıcı testleri
yapıyoruz ve ekibimizde 3 tane
UX odaklı çalışan arkadaşımız
var. Müşteriye en iyi hizmeti
en kolay, hızlı ve doğru
sunabilmek önemli.
m Peki ya sigortada ve
internet hizmetlerinde
durum ne?
Hizmetimizin ana odağı kredi
ama sigortada da üç kategoride
hizmet veriyoruz: Zorunlu
trafik sigortası, kasko ve özel
sağlık sigortası. Bu başlıkta
grup şirketi Sigortam.net ile iş
ortaklığı yapıyoruz. Ekosistem
yaratmak ve geliştirmek önemli.
İster kredi, ister sigorta, ister
internet tarifeleri olsun, hizmeti
en iyi sunanları platformumuz
üzerinde toplayıp onları
müşteri ile buluşturuyoruz.
İnternet tarifeleri başlığında
ADSL, fiber gibi ayrımlarımız
kadar, şirketlerin paket
halinde sundukları ürünleri de
içeriyoruz.
15
BThaber
DOSYA
Güvenlikte Yeni Teknikler
ve Çözüm Yolları
5 - 18 EYLÜL
2016
www.bthaber.com
Sütü üfleyerek içen,
yoğurdu adam gibi yer!
Haber Merkezi
Bilişim teknolojilerinin gelişmesi ve
yaygınlaşmasına paralel olarak siber
saldırılar da artıyor. Artık bu saldırılar,
farklı duygulardaki bireylerin kendilerini
tatmin etmek için yaptıkları saldırıların
çok ötesine geçti. Eğer bir bilgisayar
kullanıcısıysanız artık karşınızda
muhtemelen sizden daha akıllı, daha
bilgili ve de kurumsal saldırı yapıları
bulunuyor. Tabii bu yapıların birinci
amacı da para kazanmak yani sizin veya
işletmenizin cebini, kasasını boşaltmak,
varlıklarını ele geçirmek. Verilerin,
bir kurumun en değerli varlığı haline
geldiği günümüzde saldırı ve “soygun”
yöntemlerinin de sürekli arttığını
aklımızdan çıkarmamalıyız.
Güvenlik konusunda birinci
yaklaşımımız farkındalık olmalı. Eğer
bir kurumsanız bu farkındalık en
alt seviyeden en üst seviyeye kadar
tüm çalışanlarda olmalı. İkinci adım,
güvenlik stratejisini oluşturmaktan
geçiyor. Sonraki adımlar, danışmanlık
hizmeti almak, uygun ürünleri seçmek
vs. Bu yazdıklarımızı hemen hemen
her platformda dile getiriyoruz. Zaten
sizler de bunları birçok kez konunun
uzmanlarından duymuşsunuzdur.
Hatta, güvenlik yatırımını yaptığınızı
düşünebilir, kendinizi güvende
hissedebilirsiniz. Ama öyle umulmadık
bir zamanda, umulmadık bir açıktan
darbe yiyebilirsiniz ki yaptığınız tüm
çalışmalar boşa gidebilir. Her geçen gün
farklı hikayeler duyuyoruz ki ağzımız
açık kalıyor. Hem de bu olaylar, hiç de
umulmadık kurumların başına geliyor.
Artık, teknoloji oldukça güvenlik
sorunumuz da olacak. Bunu kesin
olarak önlemenin yolu yok. Tek yol, her
an tetikte olmak…
16
DOSYA
BThaber
Güvenlikte Yeni Teknikler
ve Çözüm Yolları
5 - 18 EYLÜL
2016
Siber suçluların iş alanı genişliyor
Aslında her şeyin giderek
dijitalleşmesiyle birlikte siber
suçluların iş alanları da genişlemiş
oldu ve genişlemeye devam ediyor.
Giderek daha zekice ve daha
yetenekli yazılımlarla sistemlerimize
sızmaya ve paraya dönüşme
imkanı yüksek işler yapmaya
odaklanıyorlar. Hazırladıkları
yazılımları bulaştırmak için de,
son dönemde ağırlıklı olarak,
bizatihi kullanıcının kendisini
kullanıyorlar. Phishing yani
oltalama olarak tanımlanabilecek
metodlarla bilgisayar, tablet ve
akıllı telefon kullanıcılarını ilginç
mesaj ve e-posta eklentileriyle
meraklandırıyorlar, tıklatıyorlar
ve böylece virüsleri sisteme
sızdırtıyorlar. Kullanıcıları
kandırarak virüs bulaştırmak artık
en yaygın bulaştırma şekline
dönüştü.
Siber suçlular, giderek daha zekice ve
daha yetenekli yazılımlarla sistemlerimize
sızmaya ve paraya dönüşme imkanı yüksek
işler yapmaya odaklanıyorlar. Hazırladıkları
yazılımları bulaştırmak için de son dönemde
ağırlıklı olarak, bizatihi kullanıcının
kendisini kullanıyorlar.
Kurumlar da muzdarip
Şirketler de Cryptolocker
yazılımlarından hayli muzdarip.
Kullanıcılar, kendilerine gelen
virüslü mesajları veya kişisel
mailleri işyerindeki bilgisayarında
açtığında, virüslü dosya işyerindeki
sistemlere bulaşıyor. Böylece
bireysel gibi görünen saldırı,
kurumsal bulaşmaya dönüşüyor.
Şirket verilerinin şifrelenmesi,
genellikle daha geniş kayba neden
oluyor.
En büyüt tehdit
korunmamak!
Burada şunu söylemek gerekir;
en büyük tehditlerden biri aslında
virüsler değil, en büyük tehdit
korunmamak. Saldırılar her zaman
olacak, bitmesi mümkün değil.
Ancak bunlara hazırlıklı olmak ve
göğüsleyebilmek önemli.
Maalesef Türkiye’de bu konuda
sıkıntılıyız. Türkiye’de interneti
kullanma alanı, baskın şekilde
sosyal medya ve online oyunlar
üzerine yoğunlaşıyor. Fakat
kullanıcıların önemli bölümü ve
özellikle de gençler, yeterli dijital
koruma yöntemi uygulamadan
siber dünyada yol alıyor. Durum
böyle olunca, yoğun kullanımla
birlikte siber tehditlere uğrama
konusunda ön saflarda yer alan bir
ülke haline geliyoruz.
En popüler saldırı
türü fidye yazılımları
Şifre-fidye yazılımı olarak bilinen
Cryptolocker tarzı yazılımlar, hem
Türkiye hem de tüm dünyada
en öne çıkan saldırı biçimi oldu.
E- posta kutunuza telekom
operatörlerinden gönderilmiş
gibi görünen sahte online fatura
geliyor veya kargonuz var diyerek
bir güncelleme formu gönderiliyor.
Siz merak ederek, ilgili mesajdaki
eklentiyi açıyorsunuz ve bir anda
siz farkında olmadan Cryptolocker
yazılımı bilgisayarınıza bulaşıyor.
Kısa süre sonra verileriniz
şifreleniyor ve ulaşılamaz hale
geliyor. Ardından da ekranınızda
bir mesaj açılıyor ve belli miktarda
para ödemezseniz - ki bu genellikle
400 ile 3 bin Euro arasında
değişebiliyor – verilerinize bir daha
ulaşamayacağınız aktarılıyor.
yayınladı. Bu şifre çözücü hayli ilgi
gördü ve kısa süren içinde binlerce
kişi tarafından indirildi.
Eğer bilgisayar sisteminizdeki
dosyalarınız TeslaCrypt fidye
yazılımın yeni türevleri (V3 veya
V4) tarafından şifrelendiyse ve
şifrelenmiş dosyalarınız .xxx,
.ttt, .micro, .mp3 gibi uzantılar
aldıysa, şu ücretsiz şifre çözme
aracı, dosyalarınıza ulaşmak
adına yardımcı olabilir: http://
download.eset.com/special/
ESETTeslaCryptDecryptor.exe
ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı
Alev Akkoyunlu
Saldırıların neredeyse
yarısı fidye yazılımlarından
oluşuyor
Cryptolocker tarzı yazılımlar yeni
değil ancak son yıllarda olağanüstü
artış olduğunu söyleyebiliriz. Hatta
son 1 yılda zararlı yazılımların
neredeyse yüzde 50’si bu tarz
şifre-fidye yazılımlarından oluşmaya
başladı. Çünkü siber suçlular,
bu yöntemin işe yaradığını fark
etti. Herkesin mutlaka değerli
datası, fotoğrafları, kaybetmek
istemeyeceği dosyaları var, özellikle
de şirketlerin. Üstelik söz konusu
zararlı yazılımı bulaştırmak da
zor olmaktan çıktı. Şaşırtan ve
harekete geçirten bir mesajla
kullanıcı, virüsü kendi eliyle
sistemine bulaştırıyor.
Bulaştıktan sonra
değil, bulaşmadan
önlem alınmalı
Şifrelendikten sonra dosyaların
kurtarılması çok zor. Bu nedenle
önceden önlem almak büyük
önem kazanıyor. Burada;
dosyaları düzenli olarak başka bir
harddiske yedeklemek, güncel bir
güvenlik yazılımı kullanmak ve
her gelen mesajı açmamak gibi
temel önlemler, büyük kayıpların
yaşanmasını önler.
Şifre çözücü yayınladık
Bu arada elbette umut verici
gelişmeler de olmuyor değil. İki ay
kadar önce ESET, Crytpolocker’in
bir türü olan TeslaCrypt’in güncel
türevine karşı bir şifre çözücü
Saldırılara karşı
nasıl korunmalı?
Antivirüs şirketlerinin işi,
değişen ve gelişen saldırılara
karşı savunma mekanizmaları
geliştirmek. Bu konuda da
gayet başarılı olunduğunu
düşünüyorum. Eset’e baktığımızda;
öncelikle güçlü Ar-Ge yapısı
öne çıkıyor. Eset’in 5 kıtaya
yayılmış 9 ayrı araştırma merkezi
var. Bu merkezlerde ve Eset’in
Bratislava’daki genel merkezinde,
tüm dünyada ortaya çıkan yeni
virüsler tespit ve analiz ediliyor ve
hemen buna uygun bir savunma
hattı oluşturuluyor. Tüm Eset
kullanıcılarının sistemleri de
yeni tespit edilen virüslere karşı
güncelleniyor. Fidye yazılımları için
de aynı konu geçerli.
Eset olarak BT sistemleri kullanan
herkese yönelik korunma çözümleri
sunuyoruz. Eset NOD32, Eset
Smart Security ürünlerimizle
bireysel kullanıcıları, Eset Mobile
Security ürünümüzle mobil cihaz
kullanıcılarını ve Eset Kurumsal
Çözümlerimizle de kurumsal
yapılara koruma sağlıyoruz.
Güvenlik yazılımlarımızda
yer alan Bankacılık ve Ödeme
Sistemleri Koruması, Botnet ve
Kimlik Avı Koruması, İstismar
Önleyici, Güvenlik Açığı Kalkanı
ve Gelişmiş Bellek Tarayıcısı gibi
yenilikçi ve özgün uygulamalar,
zararlı yazılımların mükemmel
düzeyde algılanmasına yardımcı
oluyor ve böylece kullanıcıları tüm
dijital tehditlere karşı koruyor.
Depart
Kurumsal
&
Loomis
Türkiye İşbirliği
Bilişim sektöründe değerli iş ortaklarına
katma değerli ve yenilikçi kurumsal
çözümler sunmaya devam eden
“Depart Kurumsal A.Ş, Tente Global Grup
şirketlerinden olup “Dijital Görüntüleme
ve Bilgilendirme Sistemleri, Mobil
Sistemler OT/VT, Tablet PC Çözümleri, İş
Yazılım ve Çözümleri, Enerji Depolama
Sistemleri “ürün gruplarında hizmet
vermektedir.
Depart Kurumsal ile Bixolon Mobil
Yazıcılar Grubu’nda işbirliğine imza
attıklarını dile getiren Loomis Türkiye
Bilgi İşlem ve Operasyon Yöneticisi Burak
Şardağ, Bixolon SPP- R300 serisi yazıcıları
kullanım sonrasında önemli ölçüde zaman
tasarrufu sağladıklarını önemle vurguladı.
Burak Şardağ, bu konuda sorularımızı
yanıtladı:
“BIXOLON MOBİL YAZICILARIMIZ
HIZI, GÜVENİLİRLİĞİ ve
KULLANIM KOLAYLIĞI AÇISINDAN
BİZE ZAMAN TASARRUFU ve
KATMA DEĞERİ SAĞLADI”
Loomis Türkiye
“HEDEFİMİZ PERAKENDEDE
DAHA FAZLA BÜYÜMEK!”
ı Burak Bey, öncelikle bu keyifli
söyleşi için şimdiden teşekkür ederiz.
Bize biraz sektör geçmişinizden ve
Loomis’teki görevinizden bahsedebilir
misiniz?
Ben, Loomis’in Bilgi İşlem ve Operasyon
Yöneticisi olarak görev yapıyorum. 3 yıldır
Loomis Türkiye ailesindeyim. Daha önce
perakende üzerine çalışıyordum.
ı Müşteri profiliniz hakkında bilgi
verir misiniz?
Sizin de bildiğiniz gibi, yaptığımız iş
“değerli lojistiği”. Müşteri profilimizi ise
bankalar, perakendeciler, kuyumcular
ve hatta yakıt firmaları oluşturuyor.
Sektör olarak değerlendirdiğimizde,
örneğin bankacılık stabil bir sektör. Ama
perakendeye baktığımızda, organik olarak
kendi içinde çok hızlı büyüyen bir sektör.
Bu nedenle bizim hedefimiz perakendede
daha fazla büyümek...
ı Loomis’in olmazsa olmazları
nelerdir?
Bizim 3 temel değerimiz var.
Önce insan, insandaki değerimiz ve bu
değerler doğrultusunda sektörde örnek
bir işveren olmak. Ardından servis kalitesi
geliyor. Biz hep bu yaklaşımla hareket
ettik. Bir de dürüstlük var elbette... Bu
noktada, bizim şirket içinde önemli bir
kuralımız var; ya açıkla ya da yapma!
Kısaca açıklayamayacağın hiçbir şeyi
yapma!..
ı Loomis Türkiye, 2016 yılında “Yılın
Filo Yöneticisi” töreninde iki ödül
birden aldı. Size bu başarı ödüllerini ne
getirdi?
Türkiye’de 78 bin kilometre karayolu
olduğunu düşünürseniz, 1.6 milyon
kilometre çok uzun bir yol... Biz,
Türkiye’de 81 il ve yaklaşık 1600 ilçeye
hizmet veriyoruz. Bu ilçelerin tamamına
her hafta gidiyoruz. Ve biliyorsunuz ki,
Türkiye’de karayolu taşımacılığı çok riskli.
Bu noktada, teknolojik olarak öne çıkmak
şart... Bu nedenle araçlarımızı tamamen
yeniledik. Filo yaşımız şu anda ortalama
2.7 ve bütün araçlarımızda bir hız limiti
var. Ayrıca, araçlarımızın tamamında
güvenlik kamera sistemleri var. Artık
sürücülerimizin yaptığı hataları canlı
olarak kontrol odamızdan izleyebiliyoruz.
Kendimizi öne çıkarmak durumundayız.
Bu tabii müşterilerimizin gözünde bizi
farklı bir konuma getiriyor. Bize bu
ödülleri kazandıran da budur...
“BIXOLON mobil
yazıcılarımızla 30 saniyede
irsaliye kesebiliyoruz”
ı Bixolon SPP- R300 fiş etiket
yazıcılarının, özellikle hangi süreçlere
katkı sağladığı ve uygulama alanı
hakkında bilgi alabilir miyiz?
Bixolon mobil yazıcı tarafında yaklaşık
6 ay süren bir test dönemimiz oldu.
Ürünlerini test ettik; sonuç son derece
başarılıydı. Bu ürün bizim için büyük
bir fark yarattı. El terminali olarak
kullandığımız cihazlardan bu ürüne
geçerek, artık fişleri elektronik olarak
kesiyoruz.
Bu kestiğimiz elektronik fişler, öncelikle
bize çok büyük bir zaman kazandırıyor. En
basit örnekle, bir irsaliyeyi elde 1 dakikada
kesiyorsak, bunu Bixolon ile 30 saniyede
yapabiliyoruz... Biz zamanla yarışıyoruz ve
bu ürün bize korkunç bir zaman tasarrufu
yaptırdı..
ı Depart ile ilk tanışmanızı ve
yaptığınız özel işbirliğini anlatır
mısınız?
Depart Kurumsal Satış Yöneticisi Celal
Çiftçioğlu ile 2014 yılında tanıştık. 2015’te
ilk sözleşmeyi yaptığımızda, bu kadar
büyük rakamlar hedeflemiyorduk.
2 yılda almayı taahhüt ettiğimiz adeti,
bir baktık ki 8 ayda 300 adet üzeri mobil
yazıcı almışız. Temin tedarik sürecinde
hiçbir sıkıntı yaşamadık. Birbirimize
karşılıklı güvendik, güzel bir işbirliği yaptık.
Sonuçtan çok memnunuz.
Bugün sektörünün en aktif
şirketlerinden biri olarak kabul edilen
Loomis Türkiye; Adana, Ankara, Antalya,
Aydın, Balıkesir, Bursa, Çorum, Diyarbakır,
Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul,
İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli,
Konya, Malatya, Muğla, Samsun, Sivas,
Tekirdağ, Trabzon ve Van’ın da aralarında
bulunduğu 33 şehirde faaliyet gösteriyor.
Para ve değerli eşya taşıma, işleme,
sayma, ayrıştırma paketleme ve kasalama
hizmetleri, ATM ikmal ve bakım hizmetleri,
değerli küçük paket taşıma hizmeti,
uluslararası hizmetler ve mücevher
fuarlarına yönelik gümrükleme, taşıma
ve kasalama hizmetleri vermenin yanında
alternatif hizmetler adı altında akıllı
kasa çözümü ve elektronik kilit çözümü
sunuyor.
200’den fazla zırhlı araç, 700’ün
üzerinde profesyonel kadrosu ve 38
şubesi ile bugün Türkiye’nin %90’ına
hizmet vermeye devam ediyor.
Kısa vadeli hedefleri farklı şehirlerde
şube sayısını ve zırhlı araç sayısını
arttırmak olan Loomis, son derece büyük
hacme sahip Türkiye nakit döngüsünün
en önemli oyuncularından biri olarak
faaliyetlerine devam etmektedir.
20
DOSYA
Güvenlikte Yeni Teknikler
ve Çözüm Yolları
BThaber
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL
2016
HER ÖLÇEKTE ŞİRKETİN
ÖNCELİKLİ GÜNDEMİ
Siber saldırılar tüm sektörleri
tehdit etmesine rağmen,
araştırmalar bu risklere
sektörlerin gerekli önleyici
tedbirleri almakta yavaş
kaldığını göstermekte. Siber
saldırı riskleri, sektörel değil
işletme ölçeklerine göre
değerlendirildiğinde ise
önümüzdeki tablo biraz daha
ciddileşmekte. Bilgi hırsızlığı,
bilgi sistemlerine yönelik
sabotajlar, çalışanın bilinçsiz
sosyal medya kullanımı, mobil
güvenliğin yönetilmemesi,
siber riskleri her ölçekten
işletmenin yöneticisi için
bir endişe noktası haline
getirdi. Bu saptamayı yapan
Logo Siber Güvenlik ve
Ağ Teknolojileri Genel
Müdürü Dr. Murat
Apohan, gereklilikleri ise
şöyle anlattı:
“Bu durumun
çözülebilmesi ve
yönetilebilmesi için
öncelikli şart elbette riskin
teşhis edilmesine yardım
edecek araçların varlığı.
Hemen ardından da olası
saldırıların aktif bir savunma
ile engellenmesi geliyor.
Bu noktada, küçük ve
orta ölçekli işletmelerin
ihtiyaçlarına cevap
verebilecek siber güvenlik
çözümleri ile kurumsal
yapılarda çözüm oluşturacak
siber güvenlik çözümleri
birbirinden belirgin biçimde
farklılık gösteriyor. Bu
durumda lisans modelleri,
teknolojiler, ürün yaşam
döngüsü yönetimi oldukça
farklılaşmaktadır. Bu
Logo Siber Güvenlik ve Ağ
Teknolojileri Genel Müdürü Dr. Murat Apohan
farklılaşmayı yönetebilmek
için çevik ve güçlü ürün
yönetimi ve Ar-Ge
gerekiyor.”
Şirketler ve markalar
açısından bakıldığında
siber tehditler, pazardaki
repütasyonlarına yönelik
direkt tehditler olarak
görünüyor. Repütasyon
ise insan kaynağı kalitesi
ve invoasyon yeteneği ile
birlikte şirketlerin stratejik
üç bileşeninden biri. “Bu,
elli çalışanlı bir şirket için
ne kadar gerçekse 2000
çalışanlı bir şirket için de o
kadar gerçek ve güncel bir
durum. Ancak elli çalışanlı
bir işletmenin birçok farklı
siber güvenlik paketinden
hangilerine ihtiyacı
olduğunu saptaması,
kalabalık IT departmanlarıyla
desteklenen dev şirketlerin
ihtiyaçlarını saptaması kadar
kolay olmayabiliyor” diyen
Dr. Murat Apohan, atılması
gereken adımlar hakkında
şu bilgileri verdi:
“Bu anlamda küçük ve
orta ölçekli işletmelerin,
rafine ve konsolide siber
güvenlik çözümlerine
yöneldiğini söyleyebiliriz.
Üreticinin proaktif
davranarak ürün geliştirme
aşamasında küçük bir
işletmenin ihtiyaçlarını
enterprise yapıların
ihtiyaçlarından ayırması,
günümüz dünyasına bir
zorunluluk haline gelmiştir.
Küçük işletme sahiplerinin ve
yöneticilerinin siber güvenlik
konusundaki endişelerini
resmi karmaşıklaştırmadan
giderebilmek üzerinde
düşünmek siber güvenlik
argesinin önemli bir
kabiliyeti olmadığı sürece
bu işletmeler risklere
açık yaşamaya devam
edecek ve repütasyondan
insan kaynağına dek pek
çok değerini tehlikede
hissedecektir. Küçük ve
orta ölçekli işletmelerin yani
alt toplamda sektörlerin
siber alanda korunabilmesi
için, kullanım ve yönetim
açısından rafine, ihtiyaçlara
çözüm üretme açısından
zengin çözümlerin uygun
kanallar üzerinden bu
yapılara sağlanması en
büyük gerekliliktir.”
BThaber
Demokrasi ve Bilişim
5 - 18 EYLÜL
2016
DOSYA
21
Siber saldırılar artık cebimizi hedef alıyor
Siber güvenlik gün geçtikçe ciddiyeti
artan bir konu. Hem kullanıcılar hem de
kurumlar açısından bakıldığında siber
güvenlik sorunlarının neden olduğu
zararların boyutu, verinin ve bilginin
değeriyle doğru orantılı olarak artıyor.
Artık neredeyse her bir bireyin dijital
ortamda veri sahibi olduğu günümüzde
herkesin siber güvenlikle ilgili belirli
ölçeklerde tedbir alma zorunluluğu
ortaya çıkıyor. Siber saldırganlar birçok
farklı yöntemle kurbanlarına yaklaşarak
kişisel verilerden finansal verilere
kadar birçok özel veriyi ele geçirmeye
çalışıyorlar. İlk zamanlarda kişisel tatmin
gibi motivasyonlarla hareket eden siber
suçular gün geçtikçe daha çok parasal
motivasyonla hareket etmeye başladılar.
Artık kurumların yanında son kullanıcılar
da para sızdırmayı hedefleyen saldırılara
maruz kalarak ya kredi kartı bilgilerini
kaptırıyorlar ya da fidye yazılımları gibi
programlarla verileri kilitlenerek tekrar
açılabilmesi için para ödemek zorunda
bırakılıyorlar. Bunun yanında son yıllarda
ünlü insanların kişisel cihazlarından
özel hayatlarına yönelik fotoğraf ve
videoların çalınması olayı da kişisel bilgi
güvenliğine dikkat edilmediğinde ortaya
çıkacak sonuçların ne kadar sansasyonel
olabileceğine dair önemli bir örnek olarak
karşımıza çıkıyor.
Bunların yanında siber saldırganların
son dönemde tercih ettikleri en popüler
saldırı yöntemlerine bakıldığında ise fidye
yazılımları, olta saldırıları, online bankacılık
ve kredi kartı dolandırıcılıkları, mobil
tehditler ve zararlı yazılımlar gibi birçok
saldırı çeşidi ev kullanıcılarını hedef alan
tehditler olarak öne çıkıyorlar.
Fidye yazılımları cihazları ve
dosyaları kilitliyor
Fidye yazılımları, kullanıcıların
dosyalarını ve cihazlarını şifreleyip,
bunlara tekrar ulaşabilmek için kişileri
ücret ödemeye zorlayan zararlı yazılımlar.
Türkiye’de en fazla görülen çeşitlerine
bakıldığında ise Cryptolocker karşımıza
çıkıyor. Genellikle sahte e-postalar
üzerinden kullanıcılara yollanan sahte
faturalara saklanıyorlar. Genellikle bir
exe dosyası olan bu sahte faturalara
tıklandığında kullanıcının cihazı kilitleniyor
ve şifreleniyor. Kullanıcı bir kilit ekranıyla
karşılaşıyor ve bu kilidin açılması için şifre
çözücü programı satın almak zorunda
bırakılıyor. Cryptolocker ise kişilerin ya da
kurumların cihazlarıyla birlikte dosyalarını
da ayrıca şifreleyerek erişilemez hale
getiriyor. Kullanıcılar ise karşılaştıkları kilit
ekranında yönlendirildikleri noktalara
ödeme yapmak zorunda bırakılıyor.
Kaspersky Lab’ın 2016 ilk Çeyrek kötü
amaçlı yazılım raporuna göre, bu çeyrekte
bir önceki çeyreğe göre yüzde 14
oranında bir artışla 2 bin 900 yeni fidye
yazılımıyla karşılaşıldı.
Olta saldırılarıyla hesap
bilgileri çalınıyor
Phishing, yani olta saldırısı olarak
da adlandıran siber saldırılar hem ev
kullanıcılarını hem de kurumları tehdit
eden bir başka siber saldırı biçimi. Bu
saldırılar tamamen karşıdaki kişiyi aldatma
esasına dayanan bir yöntem. Saldırının
amacı ise hedefteki kişinin şifrelerini ve
kullanıcı hesaplarını ele geçirmek. Kötü
niyetli kişiler kurumların adını kullanarak
hazırladıkları e-postalarla, kullanıcıları
sahte sitelere yönlendiriyorlar. Orijinal
siteyi taklit eden bu sahte siteleri
gerçeğinden ayırmak için kullanıcıların
çok dikkatli olması gerekiyor. Çoğu
zaman kullanıcılar orijinaliyle neredeyse
aynı arayüzü kullanan bu sitelerin farkını
anlayamıyorlar. Bu sahte siteye kendi
hesaplarına eriştiklerini zannederek
kullanıcı adı ve şifrelerini girdikten sonra
ise bu siber suçluların eline geçiyor. Bu
yöntem Türkiye’de özellikle kullanıcıların
banka hesapları ya da sosyal medya
profillerini ele geçirmek için kullanılıyor.
Finansal motivasyonla hareket eden
siber suçluların sıklıkla başvurdukları
kredi kartı dolandırıcılıkları kullanıcılar
için oldukça önemli maddi zararlarla
sonuçlanabiliyor. Özellikle herkesin ilgi
gösterdiği ürünler için çeşitli kampanya,
fırsat ve indirimler içeren sahte sipariş
sayfalarına yönlendirilen kullanıcılar
sahte alışveriş siteleri üzerinden alışveriş
yaptıklarını düşünerek kredi kartı bilgilerini
kaptırıyorlar. Özel günlerde yollanan
promosyon mesajlarının yönlendirdiği
e-ticaret sayfalarının orijinal sayfa
olduğundan emin olunması kullanıcıları
birçok tehlikeden koruyor.
Sahte uygulamalarla mobil
cihazları hedef alıyorlar
Mobil cihaz kullanımı arttıkça
mobil tehditler giderek daha tehlikeli
hale geliyor. Mobil cihazların işlem
kapasitesinin artmasıyla her yıl
milyonlarca mobil uygulama kullanıcılar
tarafından indiriliyor. Özellikle Android
platformundaki güvenlik problemlerinden
dolayı birçok zararlı yazılım mobil
cihazlara indiriliyor. Akıllı telefon
kullanımının oldukça yaygın olduğu
ülkemizde de zararlı mobil yazılımların
görülme sıklığı giderek artıyor. Özellikle
çok indirilen mobil uygulamaları taklit
etmeye çalışan siber saldırganlar
öncelikle uygulama platformlarının
denetimsizliğinden sonrasında
da kullanıcıların dikkatsizliğinden
faydalanıyorlar. Örneğin çok rağbet gören
bir uygulamanın adına çok benzeyen
bir isimle uygulama markete sundukları
zararlı yazılım kullanıcılar tarafından
indirildiinde akıllı telefondaki birçok bilgi
ele geçirilebiliyor.
Sosyal mühendislik yöntemi
tehlike saçıyor
Facebook, YouTube, Twitter gibi sosyal
ağların kullanımının artışıyla hayatımıza
giren bir başka siber saldırı yöntemi
ise sosyal mühendislik olarak karşımıza
çıkıyor. Yine kişisel bilgileri hedef
alan bu saldırı çeşidiyle siber suçlular,
kullanıcıların sosyal ağlar üzerinde
paylaştıkları bilgileri topluyorlar ve bu
bilgileri kullanarak dolandırıcılık faaliyetleri
yapmaya çalışıyorlar. Bunun yanında
sosyal paylaşım sitelerindeki hesapların
ele geçirilmesi banka hesaplarının ele
geçirilmesinden daha kolay olduğundan
siber saldırganlar için cazip hedefler
olarak öne çıkıyorlar. Saldırganlar
kişininm hesabını ele geçirdikten sonra
arkadaş listesindeki kişilerle aynen kişinin
kendisiymiş gibi temas kuruyorlar.
Dolandırıcılar ele geçirdikleri hesabı
kullanarak inandırıcı bir senaryoyla
bir şekilde güvenlik açısından kritik
bilgileri (kart bilgisi, şifre, telefonunuza
gelen Mobil Onay Kodu, ürettiğiniz tek
kullanımlık şifre vb) almaya çalışıyorlar.
Sonrasında ise bu bilgileri maddi kazanç
elde etmek amacıyla kullanıyorlar.İnternet
ortamında bir kişinin kendisini tanıttığı kişi
olduğundan emin olmak son derece zor
olduğundan, kullanıcıları bu alanda büyük
tehlikeler bekliyor. Sosyal ağlar üzerinde
mümkün olduğu kadar az bilgi paylaşmak
kullanıcıların bu gibi saldırılardan
korunmasına yardımcı oluyor.
22
DOSYA
BThaber
Güvenlikte Yeni Teknikler
ve Çözüm Yolları
29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL
2016
Yeniliklere kurumsal
uyum, güvenli biçimde hız
kazanmalı
Dijitalleşmeyle birlikte
siber güvenlik tehditleri,
saldırıların büyüklüğü ve
sıklığı günden güne artış
gösteriyor. Fidye yazılımları,
DDoS saldırıları, mobil
uygulamalardaki yazılım
zafiyetleri, bulut sistemlerine
yapılan saldırılar, zor tespit
edilen dosyasız zararlı
yazılımlar, hedefli zararlılar,
IoT araçlarının haklanması
gibi birçok saldırı tipi
gelişti ve bu çeşitliliğin
artacağı da öngörülüyor.
Intel Security Türkiye Azerbaycan Bölge Direktörü
İlkem Özar, “Türkiye’deki
kurumların da bu tehditlerle
karşı karşıya kaldıklarını
gözlemliyoruz. Bu saldırılar,
kurumlar için maddi zararın
yanı sıra önemli derecede
itibar kaybına da neden
oluyor. Siber suçların
Türkiye’ye yıllık maliyetinin
resmi rakamlara göre
GSYİH’nin yaklaşık yüzde
0.07’si oranında olduğu
hesaplanıyor. Açıklanmayan
olaylarla beraber, bu
yüzdenin daha da yüksek
olduğu tahmin ediliyor”
bilgisini paylaştı.
Güvenlikle ilgili tehditlerin
büyüklüğü ve sıklığı arttıkça,
kurumsal farkındalık da
artıyor. Kurumlar, olası
bir güvenlik tehdidiyle
karşı karşıya kaldıklarında,
sadece maddi açıdan
zarar görmeyeceklerini;
kurumsal itibarlarının da
zedelenebileceğini biliyorlar.
İlkem Özar, karşılaşılabilecek
sorunları şöyle anlattı:
“Kurumların temel
sorunlarından biri, siber
güvenlik uzmanı olarak
istihdam edilebilecek uzman
sayısının yetersiz olması.
Daha yetkin bir siber
güvenlik iş gücüne duyulan
ihtiyaç tüm dünyada giderek
artıyor. Intel Security ve
Stratejik ve Uluslararası
Araştırmalar Merkezi
(CSIS) tarafından ortak
hazırlanan ‘Hacking the
Skills Shortage’ isimli rapora
göre 2015 yılında sadece
ABD’de siber güvenlik
alanında 209 bin pozisyon
boş kaldı. Üstelik siber
güvenlik pozisyonlarının
yaklaşık yüzde 15’inin 2020
Intel Security Türkiye - Azerbaycan Bölge Direktörü
İlkem Özar
yılına kadar dolmayacağı
tahmin ediliyor. mobil
kullanımla ilgili güvenlik
eksiklikleri de kurumlara
ait verilerin paylaşılmasına
neden olmakta. Dizüstü
bilgisayarlar, cep telefonları,
tabletler kullanarak
işlerimizi internete
bağlanabileceğimiz
her yerden, her an
yapabiliyoruz. Ancak,
eğer güvenlik eksikse,
kontrol edilen bir e-posta,
indirilen bir dosya ya da
tıklanan bir bağlantı, hem
siz hem de çalıştığınız
kurum hakkında önemli
bilgilerin paylaşılmasıyla
sonuçlanabiliyor. Hizmet
verdiğimiz kurumların
çalışanları, mobil cihazlarıyla
ofis dışında güvenli olmayan
bir ağa bağlansalar bile,
Intel Security’nin entegre
güvenlik platformu
sayesinde ağdaki güvenlik
korumasından yararlanmaya
devam edebiliyorlar.”
Teknolojinin hayatımızda
ve iş yapma biçimlerimizdeki
yeri artıkça, güvenlik
riskleri de buna paralel
olarak artıyor. Siber
saldırıların amaçları
değişiyor ve çeşitleniyor.
Her saniye 5 yeni kötü
niyetli yazılımın ortaya
çıktığını görüyoruz. Bireysel
olarak teknolojiye kolay
uyum sağlıyoruz, ancak
bunu kurum düzeyinde de
gerçekleştirebilmek önemli.
“Bu konuda gereklilikleri
uzun zaman önce gördük
ve bu vizyonumuzu
paylaşmaya devam
ediyoruz” yorumunu yapan
İlkem Özar, çalışmalarını
şöyle detaylandırdı:
“Olası riskleri azaltmak
için, tüm kurumlar
güvenlik durumlarını
düzenli olarak gözden
geçirmeli, güncel güvenlik
teknolojilerini kullanmalı,
siber güvenlik konusunda
yetenekli ve deneyimli
uzmanlarla çalışmalı. En
önemli konu ise, güvenlik
konusunda tutarlı bir
strateji oluşturulması
ve operasyonların bu
stratejiye uygun güvenlik
kurallarınca sürdürülmesi.
Kurumların, çalışanlarına
düzenli eğitim vermesi ve
ofis sistemleri kadar ev
sistemlerinin de korunması
önemli. Mobil cihazların
ve bulut platformlarının
da güvenliğinin en iyi
şekilde sağlanması gerekli.
Sunduğumuz entegre
güvenlik sistemleriyle farklı
büyüklükteki kurumlar daha
fazla tehdidi, daha hızlı ve
daha az kaynak kullanarak
çözebiliyor. Veri Koruma
ve Şifreleme, Veritabanı
Güvenliği, Uç Nokta
Koruması, Ağ Güvenliği,
Güvenlik Bilgi ve Olay
Yönetimi (SIEM), Sunucu
Güvenliği ve Web Güvenliği
ürünlerimiz bulunuyor.”
24
BThaber
BTnet.com.tr
5 - 18 EYLÜL
2016
Güneş enerjisini
ucuzlatacak buluş
Xerox PARC’ın geliştirdiği
sıvı alaşımdan çip basan
baskı cihazı, güneş enerjisi
panellerinin daha uygun
maliyetlere üretilebilmesini
sağlayacak. Xerox’un ArGelaboratuvarı Xerox PARC,
baskı cihazlarında kullanılan
mürekkepler gibi sıvı
formda olan ve basıldığında
katılaşarak elektronik bir
devre işlevi görecek çipler
üreten bir baskı cihazı
geliştirdi. ARPA-E’nin Mikro
Ölçekte Optimize Edilmiş
Güneş Pilleri Programı
(MOSAIC) kapsamında
güneş enerjisi panellerinin
daha verimli, hafif ve uygun
maliyetli bileşenlerden
üretilmesinde kullanılacak.
Günümüzde güneş paneli
üretiminde geleneksel silikon
sistemler kullanıldığını ve bu
yöntemin oldukça masraflı
olduğunu söylüyor. Teknoloji
portalına göre bu uygulama
şekli kablo döşeme ve tesisat
kurulum işlemlerinden dolayı
önemli ölçüde gider yaratıyor
ve güneş panellerinin
yaygınlaşmasını önlüyor.
Xerox PARC’ın teknolojisinin
ise daha büyük ölçekte
enerjiyi daha az malzeme,
daha uygun maliyet ve
daha verimli bir şekilde
üretebildiğini söylüyor.
Basılı elektronikler (printed
electronics) konusu üzerinde
uzun yıllardır çalışan Xerox
PARC’ın sıvı bir alaşımdan
elektronik devre basabilen
baskı cihazları, kağıdın
üzerine mürekkep basma
teknolojisine benzer bir
modelle çalışacak. Bu
yazıcıda kullanılacak sıvı
mürekkep, elektronik
devreleri oluşturacak
sıvı formdaki çipler
olacak. İçinde kum tanesi
büyüklüğünde milyonlarca
çip bulunan bu sıvı alaşım,
hafif ve katlanabilir
yüzeylerin üzerine kusursuz
bir şekilde basılarak,
güneş enerjisi üretecek
milyonlarca minik solar
hücrelere dönüşecek. Sıvı
alaşım yazıcıları ile basılacak
elektronik devrelerin
kullanılacağı güneş enerjisi
panelleri ile çok daha fazla
miktarda enerji daha ucuz,
daha uzun ömürlü ve
kolayca üretilebilecek.
Mobil cihaz yönetimi kolaylaşıyor
VMware, cihazların hızlı bir
şekilde düzgün ve sorunsuz
çalışması için tasarlanan basit
bir mobil cihaz yönetimi (MDM)
bulut çözümü AirWatch®
Express’i kullanıcılara tanıttı.
AirWatch Express; cihazların
uygulamalar, e-posta ve WiFi ayarlarının yapılmasını
kolaylaştırırken, veri şifrelemesi
ve güvenliği etkin hale
getiriyor. AirWatch Express,
VMware AirWatch ile aynı
platform üzerine inşa edilmiş,
uygun maliyetli bir MDM
sunuyor. VMware Uç Nokta
Bilişim Ürün Pazarlamasından
Sorumlu Başkan Yardımcısı
Blake Brannon, “AirWatch
Express, teknik bilgi ya da ek
BT ekibe gerek olmaksızın,
kurumları daha fazla mobil
işgücünü destekleyecek şekilde
güçlendiriyor” yorumunu yaptı.
AirWatch Express kapsamlı
kurulumlara ya da eğitimlere
ihtiyaç duyulmayan, uygun
maliyetli ve sezgisel çözüm
olduğu gibi, bulut tabanlı
çözüm sezgisel bir MDM
deneyimi sunuyor ve iOS,
macOS, Android ve Windows
10 sistemleri ile uyumlu
çalışıyor. AirWatch Express;
akıllı telefon, tablet ve dizüstü
bilgisayarlarını iş amaçlı kullanan
çalışanların oluşturabileceği
güvenlik risklerini ön planda
bulunduruyor. AirWatch
Express, kurumsal mobilite
programına giriş niteliğinde
ve daha ileri düzey kullanım
vakalarında bir başka AirWatch
çözümü ile mevcut çözümlerini
yükseltebiliyorlar.
IBM’den Güney Kore’ye yeni veri merkezi
IBM Güney Kore’de yeni bir
bulut tabanlı veri merkezi
açtığını duyurdu. IBM ve SK
Holdings işbirliğiyle açılan
yeni bulut tabanlı veri merkezi
Güney Kore’nin Seul kentinde
hizmete girdi. Bu yeni veri
merkezi ile ülke çapında bulut
altyapısının genişletilmesi
ve kullanıcıların isteklerinin
karşılanması hedefleniyor.
IDC’nin verilerine göre
2015 yılında 445 milyon
dolar büyüklüğünde olan
Güney Kore’deki bulut bilişim
pazarı 2019 yılında 1 milyar
dolara ulaşacak. Kore’deki
bu yeni merkez ise IBM’in
Asya Pasifik Bölgesi’ndeki
dokuzuncu ve tüm dünyadaki
47. bulut tabanlı veri merkezi
olacak. IBM ve SK Holding’in
bölgedeki bulut tabanlı
hizmetleri için bir kaldıraç
etkisi yaratacak olan bu veri
merkezi aynı zaman Koreli
şirketlerin ve girişimlerin
de dijital dönüşümlerini
inovasyonlarını ve küresel
genişlemelerini hızlandırmaları
amaçlanıyor.
IBM’in bulut tabanlı veri
merkezleri ağı kullanıcılara
küresel olarak erişim imkânı
tanırken aynı zamanda
verilerin yerel olarak da
saklanabilmesini mümkün
kılıyor. IBM’in standartlaştırılan
pod tasarımı doğrultusunda
modellenen yeni veri
merkeziyle Kore’ye binlerce
fiziksel sunucu kapasitesi
sağlamanın yanında, gömülü
sistemler, sanal sunucular,
depolama, güvenlik ve ağ
hizmetleri olmak üzere geniş
bir bulut hizmet altyapısı
sunacak.
26
BThaber
BTnet.com.tr
5 - 18 EYLÜL
2016
Samsung’un TV’leri onayı aldı
Gigabit Toplumu
için kodlama eğitimi
Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat,
çocuklara yönelik kod eğitimi için
önemli bir projeye imza atıyor.
Türkiye Vodafone Vakfı çatısı
altında, sürdürülebilir kalkınma
alanındaki başarılı çalışmalarıyla
tanınan Habitat Derneği’nin
işbirliğiyle hayata geçirilecek
“Yarını Kodlayanlar” projesi
kapsamında, İstanbul,
Samsun, İzmir, Kayseri ve
Mardin olmak üzere 5 ilde
yaşları 7-14 arasında değişen
çocuklara kodlama eğitimi
verilecek. Eğitimler, her ilde
yüz çocuğun katılımıyla
gerçekleştirilecek hackhaton’lar
ile sona erecek. Vodafone’un
Türkiye için hedeflediği Gigabit
Toplumu’na giden yolda
önemli bir adım olacak “Yarını
Kodlayanlar” projesiyle, 2 ayda
toplam bin çocuğa ulaşılması
hedefleniyor.
Vodafone’un Türkiye
için hedeflediği Gigabit
Toplumu’na ulaşılmasında
önemli rol oynaması beklenen
proje, Türkiye Vodafone Vakfı
Yönetim Kurulu Başkanı
Hasan Süel ve Habitat
Derneği Başkanı Sezai Hazır’ın
katılımıyla düzenlenen
toplantıda tanıtıldı.
Yarını Kodlayanlar”
projesindeki eğitimlerde,
dünyanın en iyi teknik üniversitesi
Arçelik ve Vestel OLED TV
alanında sıkı bir rekabete
giriştiler. İki marka da eş zamanlı
olarak yaptıkları duyurularda
Türkiye’nin ilk yerli OLED TV’sini
ürettiklerini iddia ettiler. Son
kararı ise tabi ki tüketici verecek.
Tüketici elektroniği alanında
Türkiye’nin çıkardığı en güçlü
markalar arasında olan Arçelik
ve Vestel, OLED TV konusunda
yarışa girdiler. İki şirket de
yaptıkları eş zamanlı duyurularla
Türkiye’nin ilk yerli OLED
TV’sini ürettiğini iddia ediyorlar.
Yeni çıkacak TV’lerin her biri,
piksellerin bağısız birer ışık
olarak tanınan Massachusetts
Institute of Technology’nin
(MIT) çocuklara yönelik
geliştirdiği “Scratch” programı
kullanılacak. Proje için özel
eğitim alan 25 gönüllü eğiticinin
yönetiminde gerçekleştirilecek
4 saatlik kodlama eğitimlerinde
Programlama Nedir, Algoritma
Öğreniyorum, Scratch’e Giriş,
Scratch Hesabı Oluşturmak,
Scratch’e İlk Adım, Scratch
Stüdyosu, Dans Uygulaması,
10 Blokla Uygulama Yapmak,
Kendi Orkestram, Karakterimi
Hareketlendiriyorum, Özel
Taşlar (Fonksiyonlar), Konuşma
Balonları, Sahnelerle Hikayemi
Oluşturuyorum, Labirent Oyunu,
Helikopter Oyunu, Uygulamaya
Eklentiler Yapmak gibi konular
ele alınacak. Proje süresince,
çocuklardaki gelişim ve dönüşüm
Algoritma Beceri Testleri ile
ölçümlenecek.
“Yarını Kodlayanlar”
projesi kapsamında ücretsiz
düzenlenecek eğitimler,
kodlamaya ilgi duyan, 7-14
yaş aralığındaki her çocuğa
açık olacak. Eğitimlerin
sonunda her ilde 100 çocuğun
katılımıyla birer hackhaton da
düzenlenecek.
Samsung Electronics’in tüm
2016 model UHD TV’leri,
Avrupa’daki BT ve tüketici
elektroniği şirketlerince
oluşturulan ortak bir kurul olan
Digital Europe’tan (DE) ultra
yüksek çözünürlüğü ifade eden
‘UHD TV’ belgesini almaya hak
kazandı. Samsung Electronics
Türkiye Tüketici Elektroniği
Satış ve Pazarlama Direktörü
Mert Gürsoy, “Üzerinde
UHD logosunu da taşıyacak
olan bu yeni Digital Europe
belgesinin, müşterilerimize
UHDTV satın alırlarken ekstra
güven vereceğine eminiz”
dedi. 62 kurumsal üye ve 37
ulusal ticaret birliğinden oluşan
DE, Avrupa’da dijital teknoloji
endüstrisini temsil eden en etkili
kurullardan biri olarak kabul
ediliyor. DE tarafından belirlenen
zorunlu standartları karşılayan
2016 SUHD TV serisinden 7
serisi UHD TV’lere kadar tüm
Samsung TV’ler, artık üzerlerinde
Avrupa UHD TV logosunun
yanı sıra Tüketici Teknolojileri
Derneği CTA’nın onay etiketini
de taşıyacak. DE; belgelendirme
Çoklu kamera ile canlı prodüksiyon
Sony MCX-500 “canlı
prodüksiyon cihazı”, küçük
ölçekli çoklu kamera sistemlerine
ihtiyacı duyan kullanıcılara hitap
ediyor. Dört kanallı bir video
anahtarlayıcısı olan MCX-500;
kullanıcılara 4x 3G-SDI, 2x HDMI
ve 2x CVBS dahil dokuz giriş
arasından seçme imkanı tanıyor.
Cihazda başlık yerleştirme için
ekstra RGB girişi de bulunuyor.
MCX-500’e bağlanabilen
cihazlar arasında, XDCAM
veya NXCAM gibi profesyonel
video kameralar ve tüketici
video kameraları bulunuyor.
Diğer işlevleri arasında PinP
ve Keyer yerleştirme işlevleri,
çeşitli geçiş efektleri, XLR dahil
dört kanallı video, beş kanallı
ses girişleri ve maksimum çok
yönlülük için SDI veya HDMI’dan
gömülü ses yer alıyor. Ayrıca
MCX-500, Sony’nin yayın video
anahtarlayıcısı MVS serisinden
alınan, yayın kalitesinde renk
anahtarı algoritması gibi
özelliklere de sahip. Çeşitli
iş akışlarına uyacak şekilde
tasarlanan cihaz, harici bir
kayıt cihazı olmadan AVCHD
formatında canlı görüntüleri
(PGM) kaydedebiliyor; bu da
kullanıcıların kayıt biter bitmez
video kaydını düzenleyebilmesini
OLED TV’de rekabet tavan yaptı
kaynağı olarak çalıştığı OLED
teknolojisini kullanıyor. Eylül
ayında kullanıcılarla buluşması
beklenen OLED TV’ler hakkında
son kararı tabi ki tüketici verecek.
OLED TV’lerin özellikleri ise şu
şekilde:
Arçelik OLED TV: Yeni Arçelik
OLED TV, Organik LED ve 4K
Picture Perfection Teknolojisini
içeriyor. Ayrıca 65 inçlik ekrana,
6,5 mm inceliğe ve metalik
tasarıma sahip. OLED teknolojisi
sayesinde sonsuza yakın kontrast
için bir pikseli, ‘özel olarak tüm
ekranla aynı parlaklık ölçeğini
sunabilen asgari görüntü
çözünürlük unsuru’ olarak
tanımladı.
değerleri elde edilebiliyor. 4K
Picture Perfection Teknolojisi
ile geliştirilmiş Ultra HD
çözünürlüğe sahip Arçelik OLED
TV, aynı zamanda HDR, Wide
Color Gamut, Micro Dimming
özelliklerini de içinde barındırıyor.
Arçelik OLED TV, 3D Sound
teknolojisine de sahip olacağı
belirtiliyor. Vestel OLED TV: Vestel ise
yeni ürettiği yerli OLED TV’sini
2 – 7 Eylül 2016 tarihleri
arasında Berlin’de gerçekleşecek,
Uluslararası Elektronik Ürünler
ve Teknolojileri Fuarı IFA’daki
standında tanıtmaya hazırlanıyor.
Vestel OLED TV, fuarın ardından
Vestel satış noktalarında
tüketicilerle buluşacak. 65 inç
boyutundaki Vestel OLED TV,
içerdiği Pixellence teknolojisiyle
birlikte 3840x2160 piksel UHD
çözünürlük, dâhili 4K uydu alıcısı,
akıllı TV, Bluetooth, Dahili Wi-Fi
ve dahili karasal dijital artırıcı gibi
özelliklere de sahip.
veya dağıtabilmesini sağlıyor.
Ayrıca “USTREAMTM”
entegrasyonu ile kullanıcılar canlı
etkinliklerden kayıtları internet
üzerinden yayınlayabiliyor. Harici
bir PC veya tablet ile uzaktan
kumanda GUI’sini kullanma
seçeneği, az sayıda kişiyle canlı
kayıt için kullanım sunuyor.
MCX-500’ün Ocak 2017’de
piyasaya sürülmesi planlanıyor.
28
BThaber
KARİYER
5 - 18 EYLÜL
2016
Girişimde başarı için
bu adımlar rehberiniz olsun
Hedef farklı da olsa;
herkesin aklı hep tatilde
Kariyer.net’in, çalışanlara ve
işverenlere yönelterek yaklaşık
55 bin yanıt aldığı “Yaz tatili
planları” anketinin sonuçları
açıklandı. Sonuçlar, çalışanların
yıllık izinlerini prosedürler uygun
olduğu müddetçe yoğun olarak
yaz aylarında kullandıklarını
gösteriyor, ancak ankete katılan
çalışanların yüzde 18’inin çeşitli
nedenlerden dolayı yıllık izin
kullanamadıkları da ortaya
çıkarıyor. Çalışanların tatil
planlarını yaparken öncelikleri
ise ‘çalıştıkları kurumun yıllık
izin prosedürleri’. Bu noktada,
işverenlere sorulan “Çalışanlara
yönelik yıllık izin kullanımı
ile ilgili bir prosedürünüz var
mı?” sorusunu yanıtlayanların
yüzde 37’si “Hayır, diledikleri
gibi kullanabiliyorlar”
yanıtını verirken, yüzde 29’u
“Çalışanın pozisyonuna
göre değişebiliyor”, yüzde
20’si “Evet, birer haftalık
periyodlarda kullanabiliyorlar”,
yüzde 10’u “Evet, iki hafta
kesintisiz izne çıkıyorlar”, yüzde
4’ü de “Yarısını yaz, yarısını
kış aylarında kullanıyorlar”
yanıtını verdi. Bu sonuçlar
ışığında, şirketlerin yüzde
63’ü çalışanlarının yıllık
izin kullanımlarına yönelik
prosedürler uygularken,
prosedürün içeriği kurumdan
kuruma değişiklik gösterebiliyor.
Çalışanlara yöneltilen
“Yaz tatilini kaç gün
kullanıyorsunuz?” sorusuna
yanıtlayanların yüzde 32’si “1015 gün” yanıtını verdi. Soruya
cevap verenlerin yüzde 25’i “1
hafta” derken, yüzde 18’i “2
farklı zamanda birer hafta”,
yüzde 18’i “Maalesef iznim
yok”, yüzde 7’si de “Hafta sonu
ile bağlayarak 4-5 gün” yanıtını
verdi. Yaz döneminde birçok
sektörde işlerin yoğunluğunun
azalması ve çalışanların yazlık
bölgelere giderek, şehrin
karmaşasından uzaklaşmak
istemeleri yıllık izinlerin yaz
döneminde planlanmasına
sebep olurken, anketi
yanıtlayanların yüzde 18’i çeşitli
sebeplerle izin kullanamadıkları
için yaz döneminde de
çalışmaya devam ettiği yanıtını
verdi.
Çalışanlara yöneltilen
ve sonunu tamamlamaları
istenen “Benim tatil
planım…” cümlesinde anketi
yanıtlayanların yüzde 28’i
“Deniz, kum, güneş” dedi.
Çalışanların yüzde 25’i “Doğa
ile iç içe tatiller”, yüzde 18’i
“Yeni tatlar yeni kültürler
tanımak” ve yüzde 15’i de
“Tarihi ve turistik geziler”
yorumunu yaptı. Yanıtını
“Kişisel gelişim ve eğitim
programlarına katılmak” olarak
tamamlayanların oranı ise yüzde
14.
Comparex Turkey Microsoft Satış
Direktörü Erkman oldu
Berrak Erkman, Comparex Turkey Microsoft
Satış Direktörü olarak görevlendirildi.
University of Essex Uluslararası İlişkiler
bölümünden yüksek lisans derecesini alan,
iş hayatına ise Microsoft Turkey’de Müşteri
Hizmetleri Temsilcisi olarak başlayan Berrak
Erkman, kariyerinde bilişim sektörünün
Berrak
önde gelen firmalarında Microsoft Ürün
Erkman
Müdürlüğü, Ürün Grup Müdürlüğü ve
Kurumsal Satış Direktörlüğü gibi görevleri üstlendi.
Girişimcilik ve yaratıcılık,
ekonomiyi canlandırmada önemli
bir role sahip. Bu yolda gerekli
olan risk alabilme, esneklik,
yaratıcılık gibi yetkinlikler ise
belirleyici önemde. İnovasyon
ve endüstriyel tasarım çözümleri
şirketi Alfanorm’un Yönetim
Kurulu Başkanı ve Yüksek Mimar
Ateş Öztan, girişimci olmak
isteyen ya da girişimciliğe henüz
yeni adım atmış kişilere rehberlik
edecek noktaları şöyle açıkladı:
1.İş kolunuzu doğru analiz edin:
Başarılı bir işletme sahibi olmak,
iyi bir iş fikrini ve pazarı doğru
analiz etmeyi gerektirir. Girişimde
bulunacağınız iş kolunu ve sektörü
doğru analiz edin. İş planınızı
mevcut gerçekler ve olasılıklar
üzerinden yapın.
2.Kuluçka merkezlerinden
yararlanın: Kuluçka merkezleri;
girişimcileri ve genç şirketleri
yetiştirmek için özkaynak sağlayan
şirket, üniversite ya da diğer
kuruluşlar. Özellikle ofis ortamı,
danışmanlık ve nakit yatırımları
için bu merkezlerden yararlanmak
gerektiğini bilin.
3.Sınırlarınızı bilin: Kendinize
güvenin ama sınırlarınızı da bilin.
Güçlü ve zayıf yanlarınızı masaya
yatırın. Kişisel ve mesleki eksikleri
geliştirme yönünde adımları atın.
4.Maddi getiriye odaklanmayın:
Sadece maddi getirisini düşünerek
bir işe adım atmayın. Dünyayı
daha iyi bir yer haline getirecek
ürün veya hizmetler geliştirmeye
odaklanın.
5.Zamanı doğru yönetin:
Zamanını iyi yönetemeyen
bir girişimcinin başarılı olma
olasılığının da düşük olduğunu
unutmayın.
6.Özgün olun: Taklit edenin bir
değerinin olmadığını bilin. Bunun
yerine, düşünmeye ve yeni çözüm
yolları bulmaya odaklanın.
7.Teknolojiyi takip edin:
Teknolojideki gelişmeleri yakından
takip edin. Ürün ve hizmeti de
müşteri ihtiyaçları ve gelişen
teknolojiler yönünde geliştirin.
8.Rol modellerin deneyimlerini
okuyun: Başarılı rol modellerin,
kendinizi de içinde bulacağınız
başarı ve başarısızlık hikayeleri, size
yol gösterir.
Gelecek nesil üyeleri buluştu
Aile şirketlerinin
kurumsallaşmasını, kârlı ve
sürdürülebilir büyümesini
destekleyerek, ekonomik
kalkınmaya katkıda bulunma
hedefiyle çalışmalar yapan
TAİDER Aile İşletmeleri Derneği
Gelecek Nesil Komitesi’nin
düzenlediği etkinlikte,
sektörlerinde önemli çalışmalara
imza atan şirketlerin, alanlarıyla
ilgili aktif görev almaya hazır
gelecek nesil temsilcileri bir
araya geldi. 150’ye yakın üye
aile şirketi ile toplamda 450
üyesi olan TAİDER tarafından
düzenlenen etkinliklere aile şirketi
sahibi ailelerin 18-40 yaş arası ve
henüz üst yönetimi devralmamış
üyeleri katıldı. 19 Ağustos’ta
Bodrum’da düzenlenen etkinliğin
içeriği; birlikte çalışmanın,
yaratmanın, yakın ilişkiler
kurmanın önemi odağında
tasarlandı. Uluslararası Aile
İşletmeleri Ağı/Family Business
Network International (FBN-I)
tarafından İsveç’te gerçekleşen
E T K İ N L İ K L E R
17-20 Ekim 2016
VMworld 2016 Europe
Fira Gran Via, Barselona
AYRINTILI BİLGİ:
www.vmworld.com/en/europe/
index.html
Gelecek Nesil Zirvesi’nden
aktarımların da paylaşıldığı
etkinlik, açık alan teknolojisi
yöntemiyle gerçekleşen
çalışmayla sona erdi. Öte
yandan, 21-22 Ekim tarihlerinde
İstanbul InterContinental Otel’de
gerçekleşecek 4. TAİDER Ulusal
Aile İşletmeleri Zirvesi’nin gelecek
nesiller özel programında tekrar
bir araya gelecek olan üyeler,
iletişim ve girişimcilik üzerinde
düzenlenecek oturumlarda da
paylaşımlarda bulunacak.
Y U R T D I Ş I
7-10 Kasım 2016
WebSummit
Lizbon, Portekiz
AYRINTILI BİLGİ:
https://websummit.net/
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.
E T K İ N L İ K L E R
6-7 Eylül 2016
7. İstanbul Finans Zirvesi İFS’16
Conrad İstanbul Bosphorus
AYRINTILI BİLGİ:
www.istanbulsummit.com/
program/?lang=trk
29 Eylül 2016
BTvizyon Toplantıları
Adana
AYRINTILI BİLGİ:
http://www.btvizyon.com.tr
6 Ekim 2016
BTvizyon Toplantıları
Ankara
AYRINTILI BİLGİ:
http://www.btvizyon.com.tr
Y U R T İ Ç İ
7-9 Ekim 2016
Maker Faire Istanbul
İTÜ Taşkışla
AYRINTILI BİLGİ:
www.makerfaireistanbul.com/
14-15 Ekim 2016
PM Summit Istanbul 2016
İTÜ Süleyman Demirel Kültür
Merkezi
AYRINTILI BİLGİ:
www.pmi.org.tr/
29-30 Kasım 2016
2. Global SatShow
Haliç Kongre Merkezi, İstanbul
AYRINTILI BİLGİ:
http://globalsatshow.com/
15 Aralık 2016
BTvizyon Toplantıları
Girne
AYRINTILI BİLGİ:
http://www.btvizyon.com.tr
22-23 Kasım 2016
Bilişim Zirvesi’16
Haliç Kongre Merkezi
AYRINTILI BİLGİ:
http://www.bilisimzirvesi.com.tr
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.
30
BThaber
MEKTUP
Yeni bir haftadan merhaba,
Gurur veren bir haberle
açılışı yapıyorum: Işık
Üniversitesi, Geleceğin
Çembersel Çarpıştırıcısı
(Future Circular ColliderFCC) projesi için Avrupa
Nükleer Araştırmalar
Merkezi’ne (CERN) katılımcı
olmuş. Işık Üniversitesi, bu
işbirliği ile dünyanın önde
gelen üniversiteleriyle aynı
platformda araştırmalar
yapacak. MIT, Oxford,
Cambridge gibi üniversitelerin
yanı sıra alanlarında önde
gelen Avrupa, Amerika ve
Asya üniversitelerinden 2 bin
500 çalışanın, 12 binden fazla
araştırmacının olduğu CERN’de
çok sayıda Nobel ödüllü fizikçi
de araştırmalarına devam
ediyor, malumun. Sözün özü,
proje ile Işık Üniversitesi de
dünyanın en önemli buluşlarını
gerçekleştirmeye katkı sağlama
fırsatına kavuşacak.
Devamında yine iyi haberleri
paylaşmak istediğim bir
gündemde sıra: Endeavor
girişimcisi olabilmek için
aday olan reeder, Endeavor
Uluslararası Seçim Paneli’ne
tek aday olarak katılıyor.
Endeavor Türkiye, reeder’i
Boston’da gerçekleştirilecek
Endeavor Uluslararası
Seçim Paneli’ne tek aday
olarak belirlemiş. reeder’in
kurucuları Uygar Saral ile
Sezen Sungur Saral, küresel
iş dünyasının temsilcilerine,
markanın hikayesini ve
vizyonunu anlatacaklar. Yine
bu sayfalarda güzel haberleri
paylaşırım umarım.
Endeavor demişken, 64’üncü
Endeavor Uluslararası Seçim
Paneli’ne seçilen, senin hastası
olduğun Merged! ve 1010!’un
yapımcısı Gram Games’den
yeni bir oyun haberini vermem
gerek sana: Six! AppStore’da
oyun severlerin beğenisine
sunulan Six!’te amaç,
5 - 18 EYLÜL
2016
Girişimlerimiz ile varız
tuğlalarla
örülmüş
kulenin
tepesindeki
altıgen bloğu,
tuğlaları
patlatarak
kenarlardan
düşürmeden
aşağıya indirmek.
Six!, zaman ve hak sınırı
olmadan, ister birkaç
dakika için istersen saatler
boyu eğlence için emrinde.
Kısa tanıtım videosu da
burada: www.youtube.com/
watch?v=8KvDZL9ULSk.
Gelelim etkisi azalsa da acısı
gönlümüzde olan sıcaklar ve
korkulu rüyamız su ihtiyacında.
Bir damla suyun dahi servet
sayılacağı günlere yaklaşırken,
TÜİK istatistiklerine dikkat:
Ulusal ölçekte su kayıp oranı
yüzde 43,6 iken, oluşan
kayıpların ülke ekonomisine
yıllık maliyeti de 6 milyar
TL’den fazla. Orman ve Su
İşleri Bakanlığı bünyesinde,
Altyapı ve Kazısız Teknolojiler
Derneği (AKATED) tarafından
2016
www.bthaber.com
www.linkedin.com/groups/BThaber
twitter.com/bthaber
www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi
Behçet Envarlı
[email protected]
büyük ödülün sahibi olmuş.
Vodafone, ‘360 derece Müşteri
Sadakati’ dalında Platinum
Ödülü almış. Bu ödüle layık
görülmesinde “Avantaj
Cepte” mobil uygulaması,
“Vodafone Red”, “Vodafone
FreeZone” ve “Vodafone
KaraKartal” platformları ile
“Esnaf” programının başarısı
rol oynamış.
Arvato Türkiye de Stevie
Awards’ta 60 ülkeden katılan
ve 15 farklı kategoride yarışan
3 bin 800 şirket arasından
sıyrılıp farklılaştırılmış hizmetler
(BPO) kategorisinde Altın
Ödül ve Yılın Yönetim Ekibi
kategorisinde Bronz Ödül
kazanmış.
Bu arada, Türk Telekom’un
görme engelliler için 2014
yılında geliştirdiği ‘Sesli
Adımlar’ projesi, bu yıl 7’inci
kez sahiplerini bulacak Ethical
Corporation 2016 Sorumlu İş
REKLAM SATIŞ GRUBU
YIL 22
SAYI 1087
5 - 18 EYLÜL
düzenlenecek
Su Kayıp ve
Kaçakları
Türkiye Forumu ve NODIG TURKEY (Altyapı ve
Kazısız Teknolojiler Kongresi)
ile INFRATURK (Altyapı İnşaat
Teknolojileri Makine ve
Malzeme Fuarı) Türkiye’de
altyapı teknolojilerinin ve su
yönetiminin önemi konusunda
farkındalık yaratması adına
önem taşıyacak. MCI Grup
tarafından organize edilen
fuar, 20-23 Ekim arasında
Kocaeli Uluslararası Fuar
Merkezi’nde, takibimizde
olsun.
Sıra yeni nesil için atılan
adımlarda… Vodafone Türkiye,
Sadakat Pazarlamacıları
Derneği tarafından her
yıl ABD’de düzenlenen ve
dünyanın en iyi müşteri
sadakati ödülleri arasında yer
alan Loyalty360 Ödülleri’nde
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi
Bülent Nevres
[email protected]
BThaber Grubu
Yayın Koordinatörü
Ayhan Sevgi
[email protected]
Yazı İşleri Müdürü
(Sorumlu)
Bülent Nevres
[email protected]
Editörler
Handan Aybars
[email protected]
Sedef Özkan (Ankara)
[email protected]
Alp Yaşar Terlemez
[email protected]
Bültenlerinizi
[email protected]
adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Görsel Tasarım
Nevzat Karataş
[email protected]
Mukadder Keskingözler
[email protected]
Satış ve İş Geliştirme Müdürü
Günay Kaya
Satış Grubu
Kutay Göçe
Abdurrahman Koyuncu
Funda Koyuncu (Ankara)
Reklam Rezervasyon
[email protected]
Yönetim Yeri:
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş.
Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza
C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL
Telefon: (0216) 291 13 90
Abone ve Dağıtım
[email protected]
Ankara Ofisi:
Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2
Söğütözü-Ankara
Telefon: (0312) 258 64 24
Faks: (0312) 258 63 02
ISSN 1300-6495
Ödülleri’nde “Sürdürülebilir
İnovasyon” dalında finale
kalmış. Sesli Adımlar; görme
engellilerin havalimanı,
alışveriş merkezi, hastane,
tatil köyü gibi büyük ve
kalabalık alanlarda yardıma
ihtiyaç duymaksızın aradığını
bulmasını sağlıyor, dilerim
yeni bir mektubumda daha
büyük bir başarı haberini de
paylaşırım seninle.
2016 EISA’da (Avrupa
Görüntüleme ve Ses Birliği)
değerlendirmeye alınan
Fujifilm X-Pro2 fotoğraf
makinesi ve FUJINON XF100400mmF4.5-5.6 R LM OIS WR
lens, birincilik ödülüne layık
bulunmuş.
Haftaya noktayı önce bir
sergi ile koyacağım. Anel
Grup tarafından desteklenen
Galeri 5, 16 Kasım’a kadar
Kıvılcım Güngörün’ün ‘Gelişi
Güzel’ başlıklı kişisel sergisine
ev sahipliği yapıyor. Şehrin
yapay, sıkışık, geometrik
formlarıyla doğanın dağınık,
asimetrik ve öngörülemez
halinin çelişkisi üzerine
kurgulanan sergiyi görmek
lazım. Serginin fragmanı
burada: https://youtu.be/Qu5XZDnr6w.
Haftanın finali ise Gözde
Kural’ın yazıp yönettiği ve
dünya prömiyerini bu yıl
40’ıncısı düzenlenecek olan
Montreal Film Festivali’nde
yapacak “Toz”un fragmanı.
İstanbul’dan Afganistan’a
bir yol hikayesini anlatan
“Toz”un başrollerinde Öykü
Karayel, Beran Soysal ve
Muhammed Cangören var.
Filmde, Afganistan sinemasının
oyuncuları Abdul Qadir
Farookh, Haji Gul Aser ve
Masud Ahmadi de yerini
alıyor. https://youtu.be/Qu5XZDnr6w fragman adresi,
takip edelim.
Bu hafta da bu kadar, yeni
bir gündemle yine buluşalım,
Türkiye’nin en köklü bilişim
teknolojileri yayını olan BThaber,
1995 yılından bu yana bilişim ve
teknoloji dünyasındaki en son
haberleri, yenilikleri ve bilgileri
okuyucularına kesintisiz bir
şekilde sunmaya devam ediyor.
Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde
65’i ise finans, otomotiv ve sağlık
gibi farklı sektörlerde yer alan
şirketlerin ve kamu kurumlarının
yöneticilerinden oluşan 7500’ün
üzerinde kişiye ulaşmakta ve
online platformlar üzerinden her
hafta on binlerce kişiye erişim
sağlamaktadır.
BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY
INFORMATION
TECHNOLOGY AND
ECONOMY
NEWSPAPER
The 5th Technology Platforms
meeting of 2016 ‘Internet
of Everything (IoE) was held
on Thursday, August 25th in
Hilton Istanbul Bomonti. Many
titles such as the development
of products and services on the
IoE axis, using creativity and
changing risk perception were
shared with the participants
in the event. Delivering the
opening speech of the IoE
Technology Platform meeting
BThaber Corporate Group
President Murat Göçe drew
attention to the IoE potential in
the framework of sponsors and
participants. Each year, 5 billion
microprocessors are produced,
but only 10% of that is used
in computers said Murat Göçe
and emphasized on that the
rest of the microprocessors
are addressed extensively
in this event. Stating that
security and infrastructure are
significant in IoE, Göçe made
the following warning: “The
internet infrastructure is not
strong enough to support the
new technologies. Many jobs
will be eliminated with IoE and
it is a requirement to improve
the educational structure in line
with this information” Göçe
described the title change of
the events over the years:
“In the past, there were
only a few numbers of events.
Since 2014, we continue
organizing our events with
the brands we own despite
the political agenda and
challenging environment.
However, since 2012, the
companies are organizing their
own conferences and this is an
important issue. It is also not
very beneficial. Therefore, come
and work with us to do this
work together. Our appeal to
the brands is working together
on a lower budget. The ICT
Summit to be held in November
expected to host more than 3
thousand participants. We will
host speakers from Turkey and
abroad on “Digital Evolution
with Industry 4.0” with rich
content.”
IBM philosophy in data
processing
In the IoE Technology
Platform, after Göçe; IBM IoT
MEA Sales Leader Dr. İzzet
Yılmaz Önel took te floor. The
world is moving towards an
interesting place, technology
is developing rapidly; software
and coding development
issues are significant. Showing
We cannot afford to
bypass Industry 4.0 and IoE
these findings as examples of
the importance of software
and embedded systems, Dr.
İzzet Yılmaz Önel pointed
out that the increasing data
will not be structural. The
approaches processing and
extracting meanings are
defined as defined conceptual
approaches. Önel said that
different sectors improved
production processes using
this approach and told about
industrial trends:
“Software and evaluation of
data are gaining importance.
These innovations are even
more important in many
sectors such as insurance and
automotive. So the products
are getting complicated and
for full design compliance, IBM
Continuous Engineering gets
into the picture. This approach
supports a variety of products
and services on a global basis.
Needs management, design,
modeling, testing, certification,
field work and data collection,
analysis of data, interpretation
of feedback, needs update
and responding to customer
expectations are possible with
IBM’s approach.”
Simplicity and
uniqueness create a
difference
With his presentation “IoT
Impact on the Customer
Experience”, The Peppers
& Rogers Turkey General
Manager Selim Uçer pointed
out that everybody is speaking
about titles such as IoT
and big data. “In the past,
brands would speak and
people would listen but now
consumers speak and in the
coming period even things
will speak.” Said Uçer and
claimed that effective usage
of big data will gain even
more importance. In order to
change the value proposition,
it is a great opportunity for
companies according to
Uçer. He also expressed that
simplicity and differentiating
in competition are significant.
Experience and differentiation
with products should be a
priority for companies as stated
by Uçer, he gave details as the
following on the change:
“Increasing numbers of
consumers desire speed and
personal offers. IoT provides
differentiation through
experience, facilitates customer
identification, increases the
transparency of the entire
production process, via
Omni-channel technology,
usage information and
people’s usage habits can
be tracked. There are two
critical issues in technology.
First is service development,
which is transforming data
into meaningful and usable
action. Second is making big
data analysis to improve service
and being an expert on this
subject. In the large data title,
you need to set up the data
environment first, and then
you have to bring it to the
corporate culture.”
Rules of the game are
changing
Bosch Turkey IoT ve Industry
4.0 Coordinator Mustafa
Ayhan made a presentation
titled as “Data Management
in Smart Life”. Stating that
there is human on the basis of
Industry 4.0, Mustafa Ayhan
stated that: “The industry
does no longer care about
muscle power but brain power.
In 2011, with the emerging
of Industry 4.0 concept in
Germany; we have begun to
transform our own factories
and we have made significant
gains in production. We are
transferring the experience
gained in this regard to our
entire ecosystem.”
Presenting a speech titled
“The Rules of the Game are
changing with the Internet of
Things”, Intel Turkey IoT and
Embedded Systems Technical
Solutions Manager Cem
Vedat Işık gave the following
information: “The sensor
costs decreased 50% in our
day and age. The bandwidth
and storage costs also
experienced a serious decline
and continue to decrease. It
has a direct impact on the cost
of devices in the Internet of
Things scope. These changes
are directly affecting the way
of doing business, models
and processes. Factors such as
big data-aided autonomous
vehicles, learning machines
with artificial intelligence,
modeling and simulation,
advanced service model,
three-dimensional printing,
augmented virtual reality,
drones, fast broadband
are the basis of the digital
transformation. 2016 - 2020
period will be the period that
IoT spending will drastically
increase. Looking at the
companies that invest on
Internet of Things, we see that
94% received the return on
investment. One out of every
four people in 2020 will be
transferring their work to the
robots; the amount of data
resulting only from production
in 2019 will be around 25
ZB. The annual maintenance
savings that would be achieved
with data analytics is estimated
to be 62 billion USD.”
Don’t worry about loans
RASAT
completed 5
years in the orbit
Designed and produced in
Turkey, our first domestic
observation satellite RASAT
travelled around the world
26 thousand and 724
times. Scanning an area of
11 million square meters,
RASAT transferred 1.800
strip images to the ground
station. Supported by
TÜBİTAK Space Technologies
Research Institute (TÜBİTAK
UZAY) and Ministry of
Development, designed and
produced in Turkey, our first
domestic observation satellite
RASAT completed 5 years
in the orbit even though its
design lifetime was 3 years.
Turkish engineers’
design
In the scope of the
RASAT project, the satellite
assembly, integration and
testing laboratories were
expanded and more than
100 experts were trained on
satellite design, production
and testing. Turkey became a
significant country in satellite
technology with our national
observation satellite RASAT
designed and produced by
Turkish engineers in Turkey;
while TÜBİTAK UZAY proved
itself with its system design
and integration skills to
complete a satellite project.
RASAT brought in a space
history to Turkey by running
the domestic flight and
ground station software
successfully with developed
High Performance Flight
Computer (BiLGE), 100 Mbps
X-band Transmitter and
Real-Time Image Processing
(GEZGİN-2) equipment. Thus,
TUBITAK UZAY revealed
its competence not only
in system level but also in
sub-systems. First domestic
observation satellite RASAT
can obtain images from
anywhere in the world
thanks to its orbit feature.
The raw images downloaded
from RASAT satellite are
transferred to the GEZGİN
portal right after the
geometric and radiometric
correction processes are
done.
Different financial service
offers and awareness of
regulatory authorities
increase the possibilities for
consumers and Hangikredi.
com (whichloan.com) brings
quality and contemporary
presentations in many titles.
Hangikredi.com was
founded in 2006 and bought
by iLab holding which has
leading web platforms such
as Kariyer.net and Sigortam.
net in 2010. By the end
of 2011, for a year and a
half, they went through
a development phase.
Hangikredi.com General
Manager Yılmaz Sonışık
said that they offer various
services here and added:
“Our focus is our
customers and all investments
are made in this direction.
In the models abroad,
people primarily begin with
either a loan or insurance
service, so they choose one
of these financial products.
Insurance is generally more
preferred abroad. Turkey’s
priority is loans. The supply
and demand on loans are
significantly high in Turkey.
However, the supply is not so
intense overseas and granting
processes are more difficult.
For example, loan term
limit for the retired declined
from 60 to 36 months in
Turkey, and they had serious
troubles. You receive a
loan with a particular risk
premium and you cannot pay
this loan with your salary in
36 months.
There are steps to be
taken in the near future
by BDDK. One of the
action titles are raising the
installment terms for loans
from 36 months to 48 and
the credit card installment
limits. They narrowed
the purchase options for
curbing the current account
deficit with an effort to
limit the spending. As a
result, the current account
deficit experienced positive
developments. However, the
economy should rebound
with cash money. The
Central Bank, BDDK and
economic experts make
announcements regarding
overcoming the troubles
based on legislation and
the actions that will be
taken on banks credit funds
facilitation. The example
would be the interest rate
cuts. Our organic traffic is 5
times higher in housing loans
since August 10th. Consumer
loans did not remain the
same time and increased
1.5 times. Normally, there
are not announcements on
consumer loans, but people
are in search and applications
have increased. We observe
the increase and the traffic
and measure the movements
of all visitors in the website.”
Competition is at peak for OLED TV
Arçelik and Vestel are engaged
in a tight competition in OLED
TV field. In the announcements
they both made, two brands
simultaneously claimed that
they produce Turkey’s first
domestic OLED TV. The final
decision will, of course, be
made by consumers.
Arçelik and Vestel are
among Turkey’s strongest
brands in the electronics
field, and they are in a race
now in the OLED TV field.
The two companies also
claim that they produce
Turkey’s first domestic OLED
TV with the simultaneous
announcements. Each
produced TV will be using
the OLED technology
working with light sources
not connected to pixels. The
final decision will be made
by consumers on OLED TVs
which are expected to meet
the consumers in September.
TechAnkara Accelerator Program began
Ankara Development Agency
improves its projects on
entrepreneurial ecosystem
and components taking
into account Ankara’s sociocultural, human and physical
infrastructure. With the
objective of the improvement
of entrepreneurship
for lending sustainable
development impetus and
strengthening Ankara’s
technology brand TechAnkara,
a new entrepreneurship
accelerator program
providing a unique model
to Ankara entrepreneurship
ecosystem was developed
by Ankara Development
Agency. Modeled for
Ankara’s technologybased entrepreneurs, the
TechAnkara Accelerator
Program was initiated for
the winning projects of 5th
TechAnkara Project Market.
100 innovative project
owner entrepreneurs meet
investors and businessmen
at 5th TechAnkara Project
Market and it is co-organized
by 5 technology development
zones in Ankara, 8 organized
industrial zones, TTGV,
TÜBİTAK, Borsa Istanbul, ATO
and ASO on December 24,
2015. The projects included
in 2015 TechAnkara Project
Market were evaluated by 19
members of the evaluation
committee and 10 projects
were selected at the end
of the evaluation process.
In the scope of 2015
TechAnkara Project Market,
a program abroad with
business meetings on project
based mentorship programs
will be organized for top
projects and entrepreneurs
in order to increase their
commercialization potential
and to bring them together
with potential investors. In
the program, the access
channels to global markets
especially Europe will be
defined and entrepreneurs
will be offered opportunities
for strategic partnerships
and gain experience
that will provide a better
understanding of the
possibilities of high-tech
investments in Europe.

Benzer belgeler

Türkiye`nin en köklü ve rakipsiz bilişim

Türkiye`nin en köklü ve rakipsiz bilişim alanlarında çok ciddi değişimlerin ortaya çıkacağını kaydeden Gezici, nesnelerin interneti konusunda standartların önemli olduğunu ve konunun hızla gündeme gelmesi gerektiğini vurguladı. Etkinliğin...

Detaylı