primer enürezis nokturna tanılı çocukların annelerinin yaşam

Transkript

primer enürezis nokturna tanılı çocukların annelerinin yaşam
Mustafa Kemal Üniv Tıp Derg
2015; 6(23): 1-7
Doi: 10.17944/mkutfd.22972
ÖZGÜN MAKALE/ORIGINAL ARTICLE
PRİMER ENÜREZİS NOKTURNA TANILI ÇOCUKLARIN ANNELERİNİN YAŞAM
KALİTESİNİN BELİRLENMESİ
Quality of Life of the Mothers of the Children with Primary Nocturnal Enuresis
Beltinge Demircioglu Kilic1, Soner Olmez2, Salih Gencoglan3, Hamit Sirri Keten4, Fazil Avci5, Caner
Olmez6, Selcuk Kardas7, Ekrem Guler8, Dilsad Yildiz Miniksar9, Mustafa Celik10, Mustafa Haki
Sucakli10
1Gaziantep
Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi AD, Gaziantep; 2Samsat İlçe Devlet Hastanesi, Adıyaman; 3Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD, Van; 4Oniki Şubat Toplum Sağlığı Merkezi, Kahramanmaraş; 5Patnos Devlet Hastanesi
Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, Ağrı; 6Gaziantep Üniversitesi Halk Sağlığı AD, Gaziantep; 7Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
Psikiyatri AD, Kahramanmaraş; 8Gazi Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Ankara; 9İnönü Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve
Hastalıkları AD, Malatya; 10Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Aile Hekimliği AD, Kahramanmaraş
ÖZET
ABSTRACT
Amaç: Bu çalışma Primer enürezis nokturna (PEN) tanısı
alan çocuk ve ergenlerin annelerinin yaşam kalitesinin
belirlenmesi amacıyla yapıldı.
Aim: This study aims to determine the quality of life of
mother of children and adolescents diagnosed with primary
nocturnal enuresis (PAN).
Gereç ve Yöntem: Çalışma 15.03.2014-11.05.2014 tarihleri
arasında Gaziantep Çocuk Hastanesi pediatrik nefroloji
polikliniğine başvuran çocuk ve ergenlerin anneleri üzerinde
yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak gerçekleştirildi.
Katılımcılar çalışma öncesinde bilgilendirildi ve onam veren
anneler çalışmaya dahil edildi. Kronik ve psikiyatrik hastalık
tanısı olan anneler çalışmaya dahil edilmedi. Yaşam
kalitesini değerlendirmek için Dünya Sağlık Örgütünün
WHOQOL-Bref Yaşam Kalitesi Ölçeği (WHOQOL-BREF)
kullanıldı. PEN tanısı alanlar ve almayanlar olarak 2 grupta
değerlendirildi. Veriler SPSS 21.0 istatistik paket programı
kullanılarak değerlendirildi. İstatistiksel olarak p<0.05
anlamlı kabul edildi.
Material and method: This study was performed using face
to face interview technique on their mother of children and
adolescents admitted to department pediatric nephrology in
Gaziantep Children Hospital between 15.03.2014 and
11.05.2014. Participants were informed prior to the study
and mothers giving consent were included in the study.
Mothers with chronic and psychiatric diseases were
excluded from the study. WHOQOL-Bref Quality of Life
Scale of World Health Organization was used to assess the
quality of life. Participants diagnosed with PEN and without
PEN were evaluated in two groups. Data were analyzed
using SPSS 20.0 statistical software package. No
statistically significant p<0.05 was considered significant.
Bulgular: PEN hastalarının annelerinin bedensel
23.06±3.46 (p=0.135), sosyal 10.98±2.10 (p=0.645) ve
çevresel 27.49±4.62 (p=0.924) alan puanları şeklinde iken,
kontrol grubunda bedensel 22.62±3.75, sosyal 10.78±2.56
ve çevresel 27.63± 5.03 şeklindeydi. Ruhsal puan hastaların
annelerinde daha fazlaydı (p=0.023). Diğer boyutlar benzer
bulundu. Çalışmamızda PEN tanısı konulan çocukların
annelerinin yaşam kalitesi puanları 3.27±0.68 iken kontrol
grubunun 3.49±0.94 (p=0.156) şeklindeydi.
Results: As scores of mothers of patients with diagnosed
with PEN were evaluated physically 23:06 ± 3.46 (p=0.135),
social 10.98 ± 2.10 (p=0.645) and environmental 27.49 ±
4.62 (p=0.924), in the control group physically 22.62 ± 3.75,
social 10.78 ± 2:56 and environmental scores were 27.63 ±
5:03. Mental scores were higher in mothers of patients
(p=0.023). Other dimensions were found similar. While in
our study quality life scores of mothers of patients diagnosed
with PEN were evaluated 3.27±0.68, 3.49±0.94 (p=0.156) in
control group.
Sonuç: PEN grubu ve kontrol grubunun yaşam kaliteleri
benzer bulundu. Çocuklarda görülen PEN’in çocukların
annelerinin yaşam kalitesini olumsuz etkilemediği görüldü.
Anahtar kelimeler: Primer enürezis nokturna, yaşam
kalitesi, anne
Conclusion: Life quality of both groups were found similar.
We found that the life quality of their mother in children
diagnosed with PEN were not detected negative effect
Key words; Primary nocturnal enuresis, quality of life,
mother
Gönderme tarihi / Received: 01.05.2015 Kabul tarihi / Accepted: 21.08.2015
İletişim: Uzm. Dr. Soner Ölmez, Samsat İlçe Devlet Hastanesi, Adıyaman, [email protected]
Kilic ve ark. 2
GİRİŞ
Kronik stresin psikosomotik hastalıklar ile ilişkili
olduğu ve depresyon-anksiyete bozukluğu gibi
ruhsal hastalıklar açısından risk oluşturduğu
bilinmektedir (1). Enürezisli çocukların anne
babalarında ebeveynlik stresinin artmış olduğu
bildirilmiştir (2,3).
Ülkemizde enürezis nokturna (EN) prevalansına
yönelik yapılan araştırmalar sıklığın %11,6%25,5 arasında değiştiğini göstermektedir (4-8).
Dünya Sağlık Örgütü yaşam kalitesini bireyin
yaşadığı yer, kültür ve değer yargıları içinde,
amaçları, beklentileri, standartları ve kaygılarını
algılayış biçimi, sağlıkla ilgili yaşam kalitesini de
kişinin fiziksel sağlığı, ruhsal durumu, inançları,
sosyal ilişkileri ve çevresi ile olan ilişkilerinin bir
bütünü olarak tanımlar (9).
Enurezis nokturna çocuk ve ailesi için yaşam
kalitesini etkilediği düşünülen bir problemdir.
Son zamanlarda çocuklar üzerindeki yarattığı
psikiyatrik etkiler araştırılmaya başlanmış olsa
da bu çocukların annelerinin yaşam kalitelerinin
ne derece etkilendiğini ortaya koyan çalışmalar
çok az sayıdadır.
Bu çalışmamızda primer enürezis noktürnalı
çocukların annelerinin yaşam kalitelerinin ne
derece etkilendiğini ortaya koymayı amaçladık.
GEREÇ VE YÖNTEM
Bu çalışma 15.03.2014 - 11.05.2014 tarihleri
arasında Gaziantep Çocuk Hastanesi pediatrik
nefroloji polikliniğine başvuran çocuk ve
ergenlerin anneleri üzerinde gerçekleştirildi.
Katılımcılar çalışma öncesinde bilgilendirildi ve
onam veren anneler çalışmaya dahil edildi.
Kronik ve psikiyatrik hastalık tanısı olan anneler
çalışmaya dahil edilmedi. Toplam 122
katılımcının yarısını PEN tanılı hastaların
anneleri (grup 1: Çalışma grubu), diğer yarısını
kontrol grubunda yer alan anneler (grup 2:
Kontrol grubu) oluşturdu. Kontrol grubu için
kendisinde veya çocuğunda herhangi bir
psikolojik sağlık sorunu olmayan ya da üst
solunum yolu enfeksiyonu gibi hafif sağlık
sorunlu çocuğu olan anneler seçildi.
Katılımcılara sosyodemografik verilerini ve
yaşam kalitelerini belirleyen anket uygulandı.
Sosyodemografik veriler olarak; annenin yaşı,
öğrenim durumu, medeni hali, sahip olduğu
çocuk sayısı, mesleği, yerleşim yeri, kronik
hastalığı olup olmadığı gibi sorular soruldu.
Yaşam kalitesini ölçmek için ise Dünya Sağlık
Örgütünün WHOQOL-Bref Yaşam Kalitesi Ölçeği
kullanıldı (10). Bu çalışma için Helsinki
Bildirgesine (Seul, 2008) uygun olarak
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp
Fakültesi Etik kurulundan izin alındı.
WHOQOL-Bref Yaşam Kalitesi Ölçeği: Global
WHOQOL çalışması 1992 yılında, o güne dek
geliştirilen genel amaçlı sağlıkla ilgili yaşam
kalitesi ölçeklerinin batı kaynaklı olması ve
ancak batılı kültürler arasında karşılaştırma
yapmaya olanak tanımaları gerekçesi ile
dünyadaki
çeşitli
kültürler
arasında
karşılaştırma yapmayı olanaklı kılmak amacıyla
başlatılmıştır. WHOQOL ölçeği halen 40’dan
fazla dil ve kültürde geçerli olmak üzere
hazırlanmıştır (10). Dünya Sağlık Örgütünün
WHOQOL grubu tarafından belirlenen yönerge
çerçevesinde
WHOQOL
Türkiye
Grubu
tarafından Türk dilinin ve kültürünün sağlıkla
ilgili yaşam kalitesini uluslararası düzeyde
standardize edecek olan çalışmaya 1995 yılında
Eser ve arkadaşları katılmışlardır. WHOQOL
ölçeğinin WHOQOL-100 (uzun form) ve
WHOQOL-Bref
(kısa form) olmak üzere iki
sürümü mevcuttur. Bu çalışmada hastaların
yaşam kalitesini belirlemek amacı ile Türkler
için Dünya Sağlık Örgütü yaşam kalitesi kısa
formu (WHOQOL Bref TR) kullanılmıştır.
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Dergisi Cilt: 6, Sayı:23, Yıl:2015
Kilic ve ark. 3
WHOQOL-Bref, orjinal ölçekteki (WHOQOL-100)
genel bölümden (fasetten) iki, geri kalan 24
fasetten de birer soru alınarak oluşturulmuş
olan 26 global ve bir de ulusal soru olmak üzere
27 sorudan oluşmaktadır. WHOQOL-Brief, uzun
ölçeğin aksine 4 alan (domain)’dan oluşmuştur,
ayrı ayrı bölümleri (fasetleri) yoktur. Bu form ile
bireylerin genel sağlık ve yaşam kalitesi
(G.S.Y.K) fizik, sosyal, psikolojik ve çevre ile ilgili
iyilik durumları ortaya konulmaktadır. Bu
ölçeğin ülkemizde geçerlilik ve güvenirlilik
çalışması 1999 yılında Eser ve arkadaşları
tarafından yapılmıştır.
İstatistiksel analiz
Verilerin analizi SPSS 21.0 (SPSS, Chicago, IL,
USA) istatistik paket programı kullanılarak
yapıldı. İstatistiksel analizde verilerin ortalama,
frekans ve standart sapma değeri belirlendi. İki
grup arasındaki karşılaştırmalarda değişkenlerin
normal dağılıma uygunluğu Kolmogorov–
Smirnov testi ile analiz edildi. İki grup arasındaki
farklılığı ortaya koymak için student t ve Mann
Whitney U testi kullanıldı. İstatistiksel olarak
p<0.05 anlamlı kabul edildi.
BULGULAR
Hasta grubunu oluşturan 61 PEN tanılı çocuğun
annelerinin yaş ortalaması 30.34 ± 3.43, kontrol
grubunu oluşturan 61 annenin ise yaş
ortalaması 31.77 ± 8.78 olarak bulundu
(p=0.879). Çalışma ve kontrol grubunun yaş
ortalamaları Tablo 1’de gösterilmiştir.
Eğitim
durumları
açısından
katılımcılar
değerlendirildiğinde PEN tanılı çocukların
annelerinin 3’ü (%4.9) üniversite, 5’i (%8.2)
lise, 5’i (%6.6) ortaokul, 42’si (%68.9) ilkokul
mezunuyken 6’sı (%9.8) okuryazar değildi.
Kontrol grubunu oluşturan annelerin ise 7’si
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Dergisi Cilt: 6, Sayı:23, Yıl:2015
(%11.5) üniversite, 8’i (%13.1) lise, 12’si (%19.7)
ortaokul, 29’u (%47.5) ilkokul mezunuyken 5’i
(%8.2) okuryazar değildi. Yerleşim yerlerine
göre hasta grubuna bakıldığında 44’ü il
merkezinde, 13’ü ilçede, 4’ü ise köyde ikamet
etmekteydi. Kontrol grubunun ise 49’u il
merkezinde, 7’si ilçede, 5’i de köyde
yaşamaktaydı. PEN tanılı çocukların annelerinin
oluşturduğu grubun 48’i ev hanımı, 12’si
memur, 1’i serbest meslek sahibiydi. Kontrol
grubunu oluşturan annelerin ise 44’ü ev hanımı,
16’sı memurken 1’i serbest meslek sahibiydi.
Çalışma ve kontrol grupları; meslek (p=0.689),
yerleşim yeri (p=0.357) ve eğitim seviyeleri
(p=0.063) açısından benzer durumdaydı. Veriler
Tablo 2’de gösterilmiştir.
PEN tanılı çocuğa sahip olan annelerin ölçekten
aldıkları bedensel puan ortalaması 23.06±3.46,
ruhsal puan ortalaması 21.68±3.1, sosyal puan
ortalaması 10.98±2.1, çevresel puan ortalaması
27.49±4.62, yaşam kalitesi puan ortalaması
3.27±0.68 ve genel sağlık puan ortalaması ise
3.36±1.19 olarak tespit edildi.
Kontrol grubunu oluşturan annelerin ölçekten
aldıkları puanları incelediğimizde bedensel
puan ortalaması 22.62±3.75, ruhsal puan
ortalaması 20.21±3.91, sosyal puan ortalaması
10.78±2.56,
çevresel
puan
ortalaması
27.63±5.03, yaşam kalitesi puan ortalaması
3.49±0.94 ve genel sağlık puan ortalaması ise
3.67±0.99 olarak belirlendi. Çalışma grubunda
yer alan annelerin bedensel (p=0.135), sosyal
(p=0.645), çevresel (p=0.924), yaşam kalitesi
(p=0.156) ve genel sağlık (p=0.121) puan
ortalamaları kontrol grubu ile benzerlik
göstermekteydi. Ruhsal alan puanı ise çalışma
grubundaki annelerde, kontrol grubundaki
annelere göre anlamlı derecede daha yüksekti
(p=0.023). Çalışma ve kontrol gruplarının bütün
ölçek alt puanları Tablo 3’de gösterilmiştir.
Kilic ve ark. 4
Tablo 1. Hasta ve kontrol grubu yaş ortalaması.
Yaş ortalaması
HASTA GRUBU
KONTROL GRUBU
P*
30.34 ± 3.43
31.77 ± 8.78
0.879
* P<0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.
Tablo 2. Grupların demografik verileri.
Demografik veriler
Hasta grubu
Kontrol grubu
n (%)
n (%)
Yerleşim yeri
0.357
İl
44(72.1)
49(80.3)
İlçe
13(21.3)
7(11.5)
Köy
4(6.6)
5(6.6)
Eğitim düzeyi
0.063
Üniversite
3 (4.9)
7 (11.5)
Lise
5 (8.2)
8 (13.1)
Ortaokul
5 (6.6)
12 (19.7)
42 (68.9)
29 (47.5)
6 (9.8)
5 (8.2)
İlkokul
Okuryazar değil
P*
Meslek
0.689
Ev hanımı
48 (78.7)
44 (72.1)
Memur
12 (19.7)
16 (26.2)
Serbest
1 (1.6)
1 (1.6)
* P<0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.
Tablo 3. Hasta ve kontrol gruplarının ölçek alt grup puanları.
ÖLÇEK ALT GRUP PUANLARI
HASTA
KONTROL
P*
Bedensel puan
23.06±3.46
22.62±3.75
0.135
Ruhsal puan
21.68±3.10
20.21±3.91
0.023
Sosyal puan
10.98±2.10
10.78±2.56
0.645
Çevresel puan
27.49±4.62
27.63± 5.03
0.924
Yaşam kalitesi
3.27±0.68
3.49±0.94
0.156
Genel sağlık
3.36±1.19
3.67±0.99
0.121
* P<0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Dergisi Cilt: 6, Sayı:23, Yıl:2015
Kilic ve ark. 5
TARTIŞMA
Enürezis nokturna (EN) beş yaşından büyük
çocuklarda uyku sırasında tekrarlayıcı nitelikte
istemsiz idrar kaçırılması, bu davranışın üç ay
süreyle en az haftada iki kez ortaya çıkması,
okul ya da sosyal yaşantı ile ilgili sıkıntı nedeni
olması ve bu durumun tıbbi bir hastalığa bağlı
olmaması olarak tanımlanır (11). Doğumdan bu
yana idrar kontrolünün hiç sağlanamamasına
primer enürezis, idrar kontrolü başladıktan ve
en az 6 ay kuru kaldıktan sonra tekrar
enürezisin ortaya çıkmasına ise sekonder
enürezis denir. Gündüz idrar kaçırması olan
hastalar bu grubun dışındadır ve onlarda işeme
disfonksiyonundan söz edilir (12).
Çalışmamızda genel olarak enüretik çocukların
annelerinin
yaşam
kalitesinin
sağlıklı
kontrollerle benzer olduğunu ancak hastaların
annelerinin ruhsal alan alt ölçek puanlarının
düzeyinin daha yüksek olduğunu saptadık.
Enürezis nokturna çocuk ve ebeveyni için stres
oluşturan kronik gidişli bir bozukluktur (13).
Yatak ıslatmanın çocuğun performansına ve
kendilik algısı gelişimi üzerine önemli olumsuz
etkileri bulunmaktadır (14). Genel olarak
ebeveynler ve toplum tarafından çocukların
yatak ıslatmaları 5-6 yaşlarında ortadan
kalkacağı beklenir (15). Birçok ebeveyn bu
durumu iyi tolere etmesine rağmen çocuk
büyüdükçe, çocuğun sorumluluklarını alacak
düzeye ulaşma ve kendi kontrolünü sağlama
yönünde ebeveynin beklentisi artar (16). Düşük
sosyoekonomik düzeyi olan ailelerin, özellikle
de göç etmiş olanların enürezis nokturna
karşısında daha az tolerasyon gösterdiği
bildirilmiştir (17).
Türk kültüründe genel olarak çocuğun bakımı
annenin sorumluluğundadır. Bundan dolayı
annelerin hayat kalitesi bu problemle baş etme
sürecinde etkilenebilir (18). Yatak örtüsü
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Dergisi Cilt: 6, Sayı:23, Yıl:2015
yıkama, uyku kıyafetlerini değiştirme, yatakların
değiştirilmesi gibi önemli ek yüklerin aile
üzerinde zaman, efor ve finansal etkileri
olmaktadır (16,19). Egemen ve arkadaşlarının
2008 yılında Enürezisli ve sağlıklı çocukların
annelerini karşılaştırdıkları çalışmalarında,
enüretik çocukların annelerinin anlamlı
derecede daha düşük yaşam kalitesine ve daha
yüksek depresyon düzeyine sahip olduklarını
bulmuştur (18). Naitoh ve arkadaşlarının mono
semptomatik EN’lı çocuklar ve annelerinde
yaptığı bir diğer çalışmada yaşam kalite
skorlarının EN’lı çocukların annelerinde daha
düşük olduğu, daha yüksek anksiyete
skorlarının olduğu ve depresyon skalasının ise
benzer olduğu gözlenmiştir (20). Yine
Türkiye’den Meydan ve ark.’nın 2012’de yaptığı
benzer bir çalışmada da sosyal işlevsellik
dışındaki diğer alt ölçeklerde anlamlı bir
düzeyde düşüklük, sürekli kaygı puanı ve
ortalama depresyon ölçeklerinin daha yüksek
olduğu bulunmuştur (21). Kılıçoğlu ve ark.’nın
2014’te yaptığı diğer bir çalışmada da nokturnal
enürezis saptanan hastalar ve onların
annelerinin
yaşam
kaliteleri
değerlendirildiğinde tüm alanlarda fiziksel,
ruhsal, sosyal ve çevresel olarak yaşam kalite
skorlarının anlamlı olarak düşük olduğu
saptanmış (2). Bizim çalışmamızda yatak
ıslatmanın enüretik çocuğu olan annelerin
yaşam kalitesi üzerine etkileri incelendiğinde
enüretik gruptaki annelerin yaşam kaliteleri ile
sağlıklı kontrol grubu arasına anlamlı bir fark
olmadığı ve ruhsal alan alt ölçek puan
düzeylerinin daha yüksek olduğunu saptadık.
Bu durumun çalışmamızın örneklem sayısının az
olması ile ilgili olabileceğini düşündük. Aynı
zamanda çalışmanın yapıldığı Gaziantep Çocuk
Hastanesinin sadece merkez değil aynı
Kilic ve ark. 6
zamanda
çevre
il,
ilçe
ve
Suriye
popülasyonundan da hasta kabul ettiği
düşünülürse, çalışmaya alınan hastaların
sosyoekonomik ve kültürel düzeylerinin düşük
olması nedeniyle enürezis nokturnaya bakış
açılarında, bu durumu hastalık olarak
görmemelerinin katkı sağlamış olabileceğini
düşünmekteyiz. Nitekim literatüre baktığımızda
toplumların hastalık kavramına yönelik
algılarının;
sosyoekonomik
ve
kültürel
düzeyleriyle, hastalık dönemleri boyunca
yaşadıkları veya karşılaştıkları deneyimlerle,
duygusal ve davranışsal tepki repertuarlarıyla,
psikopatoloji ve baş etme mekanizmalarıyla
ilişkili olduğunu görmekteyiz (20).
Çalışmamızda enüretik çocukların annelerinin
ruhsal alt ölçek puanlarının kontrol grubundan
anlamı düzeyde yüksek bulduk. Enüretik
çocukların annelerinin ruhsal alan yaşam
kaliteleri sağlıklı kontrollerden daha iyi
olduğunu göstermektedir. Ancak bu durum
enüretik çocukların annelerinde depresyon,
anksiyete gibi ruhsal hastalıkların daha fazla
görüldüğü literatür bilgisiyle çelişmektedir (21).
Nitekim Butler RJ ve ark.’nın 1994 yılında
enüretik çocuklarla ilgili yapmış oldukları
çalışmada, enüretik çocuğu olan annelerin daha
fazla ruhsal problemlere sahip olduklarını
saptamışlardır.
Çalışmamızdaki
örneklem
sayısının az olması ve annelerin yaşam kalite
düzeylerini etkileyen diğer karıştırıcı faktörlerin
bu duruma neden olabileceği düşünülmüştür.
Bu çalışmanın sonuçları enüresiz nokturnalı
çocuğu olan annelerin yaşam kalite düzeyi ile
sağlıklı çocukları olan annelerin yaşam kalite
düzeylerinin
benzer
olduğunu
ortaya
koymuştur. Enürezis nokturnalı çocukların anne
ve babalarında gelişen psikopatolojileri ve
enürezisli çocukların tedavi edilmesi sonucunda
anne babanın yaşam kalitelerinde değişimlerin
belirlenmesi için daha geniş serili uzunlamasına
çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır. Enürezis
nokturna tanılı çocuklarla karşılaşan hekimlerin
bu çocuklarla ilgilenirken aynı zamanda
annelerini de yaşam kaliteleri ve ruhsal
sağlıkları
açısından
değerlendirmeleri,
gereğinde
psikiyatriye
yönlendirmeleri
koruyucu hekimlik açısından önemli olacaktır.
REFERANSLAR
1.
2.
3.
Trad PV. 13 Anxiety, Depression and Psychosomatic
Disorders:
Developmental
Arrhythmias
in
Adolescent Mothers. Adolesc Psychiatry V 20 Ann
Am Soc Adolesc Psychiatry 2013; 20: 179.
Kilicoglu AG, Mutlu C, Bahali MK, Adaletli H, Güneş
H, Duman HM. Impact of enuresis nocturna on
health-related quality of life in children and their
mothers. Journal of pediatric urology 2014; 10(6):
1261-6.
Chang SSY, Ng CFN, Wong SN. Behavioural problems
in children and parenting stress associated with
primary nocturnal enuresis in Hong Kong. Acta
Paediatr 2002; 91(4): 475–9.
4.
5.
6.
7.
Gümüş B, Vurgun N, Lekili M, İşcan A, Müezzinoğlu
T, Büyüksu C. Prevalence of nocturnal enuresis and
accompanying factors in children aged 7-11 years in
Turkey. Acta Paediatrica 1999; 88: 1369-1372.
Oge O, Kocak I, Gemalmaz H. Enuresis: point
prevalence and associated factors among Turkish
children. Turk J Pediatr 2001; 43: 38-43.
Ozkan KU, Garipardic M, Toktamis A, Karabiber H,
Şahinkanat T. Enuresis prevalence and accompaying
factors in school children: a questionnaire study
from southeast Anatolia Urol Int 2004; 73: 149-155.
Serel TA, Akhan G, Koyuncuoğlu HR, Öztürk A,
Doğruer K, Ünal S. Epidemiology of enuresis in
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Dergisi Cilt: 6, Sayı:23, Yıl:2015
Kilic ve ark. 7
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
Turkish children. Scand J Urol Nephrol 1997; 31:
537-539.
Ergüven M, Çelik Y, Deveci M, Yıldız N. Primer
enürezis nokturnada etiyolojik risk faktörleri. Türk
Pediatri Arşivi 2004; 39: 83- 87.
(WHOQOL): position paper from the World Health
Organization. Soc Sci Med 1995; 41: 1403- 1409.
Eser S, Saatli G, Eser E, Baydur H, Fidaner C. Yaşlılar
için Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Modülü
WHOQOL-OLD: Türkiye alan çalışması Türkçe sürüm
geçerlilik ve güvenilirlik sonuçları. Türk Psikiyatri
Dergisi 2010; 21(1): 37-48.
American Psychiatric Association. Diagnostic and
statistical manual of mental disorders. 4th ed.
American Psychiatry Press. Washington DC. 1995;
1537-41.
Neveus T, Lackgren G, Tuvemo T, Hetta J, Hialmas K,
Stenberg A. Enuresis - background and treatment.
Scand J Urol Nephrol 2000; 206: 1-44.
Butler RJ, Redfern EJ, Holland P. Children’s notions
about enuresis and the implications for treatment.
Scand J Urol Nephrol Suppl 1994; 163: 39–47.
Theunis M, Van Hoecke E, Paesbrugge S, Hoebeke P,
Vande Walle J. Self-image and performance in
children with nocturnal enuresis. Eur Urol 2002;
41(6): 660–7.
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Dergisi Cilt: 6, Sayı:23, Yıl:2015
15. Byrd RS, Weitzman M, Lanphear NE, Auinger P. Bedwetting in US children: epidemiology and related
behavior problems. Pediatrics 1996; 98: 414–9.
16. Butler RJ, Brewin CR, Forsythe WI. Maternal
attributions and tolerance for nocturnal enuresis.
Behav Res Ther 1986; 24(3): 307–12.
17. Schulpen TW. The burden of nocturnal enuresis.
Acta Paediatr Oslo Nor. 1997; 86(9): 981–4.
18. Egemen A, Akil I, Canda E, Özyurt B, Eser E. An
evaluation of quality of life of mothers of children
with enuresis nocturna. Pediatr Nephrol 2008;
23(1): 93–8.
19. Schober JM, Lipman R, Haltigan JD, Kuhn PJ. The
impact of monosymptomatic nocturnal enuresis on
attachment parameters. Scand J Urol Nephrol 2004;
38(1): 47–52.
20. Naitoh Y, Kawacuchi A, Soh J, Kamoi K, Miki T.
Health related quality of life for monosymptomatic
enuretic children and their mothers. J Urol 2012;
188(5): 1910-4.
21. Meydan EA, Civilibal M, Elevli M, Duru NS, Civilibal
N. The quality of life of mothers of children with
monosymptomatic enuresis nocturna. Int Urol
Nephrol
2012;
44(3):
655-9.

Benzer belgeler