newsletter

Transkript

newsletter
DAAD Information Center Ankara, Ausgabe 05 | Dezember 2010
newsletter
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Über uns
Hakkımızda
Themen
Über uns
Seite 1
Liebe Leser,
Değerli okuyucular,
Seite 2
es ist uns eine Freude, Ihnen den letzten
Newsletter des DAAD IC Ankara in diesem Jahr
praesentieren zu dürfen. Das wichtigste Ereignis
in den bilateralen Wissenschafts– und
Kulturbeziehungen war sicher die die
Grundsteinlegung der Deutsch-Türkischen
Universitaet durch Praesident Abdullah Gül und
Bundespraesident Christian Wulff im vergangenen Oktober in Istanbul. Eigens zu diesem
bedeutsamen Anlass waren auch die neue
Praesidentin des DAAD, Prof. Dr.-Ing. Dr.
Sabine Kunst, die Generalsekretaerin des
DAAD, Dr. Dorothea Rüland und die
Bundesbildungsministerin Annette Schavan
sowie die Praesidentin des deutschen
Hochschulkonsortiums, Prof. Dr. Rita Süssmuth
angereist. Von türkischer Seite nahmen der
Praesident des türkischen Hochschulrates, Prof.
Dr. Yusuf Ziya Özcan, die Bildungsministerin
Nimet Çubukçu sowie zahlreiche Vertreter des
türkischen Hochschulkonsortiums an den
Feierlichkeiten teil. Auch das 10-jaehrige
Bestehen des DAAD IC Ankara fiel in diesen
Herbst!
Size DAAD IC Ankara’nın bu yılki son haber
bütenini sunabilmekten mutluluk duyarız.
Personalia
Aktuelles
Seite 3
Unsere Stipendiaten
Berichten
Seite 6
Vergangene Veranstaltungen
Seite 8
Landeskundliches
Seite 22
Konular
Hakkımızda
Sayfa 1
Yeni personel
Sayfa 2
Güncel Haberler
Sayfa 3
Bursiyerlerimiz anlatıyor
Sayfa 6
Son etkinlikler
Sayfa 8
Almanya yurtbilgisi Sayfa 22
Impressum
Herausgeber/Yayımlayan:
DAAD IC Ankara
Verantwortlich i.S.d.P/
Sorumlu Kişi:
Frau Dr. Nilgün Yüce
Redaktion/redaksiyon:
Dr. Nilgün Yüce
Ahmet Dalgıçoğlu
Inga Zempel
Gamze Dayı
Anne Rölz
Schon jetzt ein frohes neues Jahr und viel
Spass beim Lesen wünschen wir Ihnen!
İkili bilimsel ve kültürel ilişkilerdeki en önemli konu
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Federal Almanya
Başkanı Christian Wulff tarafından geçtiğimiz
ekimde İstanbul’da Türk-Alman Üniversitesi’nin
temelinin atılması olmuştur.
Bu önemli etkinlik için DAAD’nin yeni başkanı Prof.
Dr.-Ing. Dr. Sabine Kunst, DAAD’nin yeni
Genelsekreteri Dr. Dorothea Rüland, Alman Eğitim
Bakanı Annette Schavan ve Alman Yüksekokul
Konsoryum Başkanı Prof. Dr. Rita Süssmuth de
gelmişti. Türk tarafında YÖK Başkanı Prof. Dr.
Yusuf Ziya Özcan, Milli Eğitim Bakanı Nimet
Çubukço ve çok sayıda Türk Yükesekokul
Konsorsiyum üyeleri de katılmıştır.
Geçtiğimiz sonbaharda DAAD Bilgi ve Danışma
Merkezi’nin 10. yıl dönümünü de kutladık!
Yeni yılınızı şimdiden kutlar, size eğlenceli
okumalar dileriz!
Kontakt/İletişim:
DAAD IC Ankara
Bulvar Palas İş Merkezi
B Blok No. 96—97 Atatürk Bulvarı 141
TR06640 Bakanlıklar/Ankara
Tel.: 00 90 312 419 3554
Fax: 00 90 312 419 35 68
E-Mail:
[email protected]
http://ic.daad.de/
ankara
Dr. Nilgün Yüce
Neşe Özdıker
Ahmet Dalgıçoğlu
Inga Zempel
newsletter >>>>>>
Seite 2
Ausgabe 05 | 2010
Personalia
Inga Zempel
kulturweit-Freiwillige im DAAD IC Ankara
Naechster Bewerbungstermin für ein kurzes
Forschungsstipendium
des DAAD: 15.03.2011
Bewerbungen bitte
beim Kulturreferat der
deutschen Botschaft in
Ankara einreichen!
Bewerbungen um ein
Masterstipendium des
DAAD in Zusammenarbeit mit der Türkischen Erziehungsstiftung: 31.03.2011
Bewerbungen bitte an
die Türkische
Erziehungsstiftung in
Istanbul richten!
Für weitere
Informationen:
DAAD kısa araştırma
bursları için son başvuru tarihi:15.03.2011
Başvurularınızı lütfen
Ankara‘daki Almanya
Büyükelçiliği‘nin kültür
bölümüne gönderiniz!
DAAD‘nin TEV ile ortak
verdiği master bursu
için son başvuru tarihi:
31.03.2011
Başvurularınızı lütfen
Istanbul‘daki Türk Eğitim Vakfı‘na gönderiniz!
Ohne große Sprachkenntnissen aber mit
umso größeren Erwartungen bin ich Ende
Oktober nach einer viel zu langen Verzögerung endlich in Ankara angekommen. Bis
Ende August 2011 werde ich dem DAAD
Informationszentrum tatkräftig zur Seite stehen.
Diesen Sommer habe ich mein dreijähriges
Jura-Studium an der Technischen Universität Dresden abgeschlossen. Da ich mich
während des Studiums auf internationales
Recht spezialisiert habe, war ein Auslandsjahr für mich ein Muss. Deshalb habe ich
mich für eine Bewerbung bei „kulturweit“,
das neue Freiwilligen-programm des Auswärtigen Amtes
in Kooperation mit
der deutschen
UNESCO Kommisssion, entschieden.
Durch „kulturweit“ bin
ich schließlich zum
DAAD IC in Ankara
gekommen.
Seit etwa 2 Monaten
bin ich jetzt in Ankara und ich kann zumindest schon sagen, dass der Spruch, das
Schönste an Ankara sei die Autobahn nach
Istanbul, auf keinen Fall zutrifft. Ich freue
mich auf weitere spannende Monate in der
Tükei und am IC.
Yeni personel
Inga Zempel
DAAD IC Ankara‘da „kulturweit“ gönüllüsü
Uzun bir gecikmenin ardından, çok fazla dil
becerim
olmasa
da,
çok
büyük
beklentilerle, ekimin sonuna doğru, nihayet
geldim Ankara’ya.
Ağustos 2011’in sonuna kadar, ‘DAAD Bilgi
Merkezi’ ne aktif olarak destek olacağım.
Bu yaz, Dresden Teknik Üniversitesi'nde üç
yıllık
hukuk
eğitimini
tamamladım.
Uluslarası Hukuk konusundaki araştırmalarda uzmanlaştığım esnada, yurtdışında
bir yıl geçirmem gerekliydi.
Bu nedenle Dışişleri Bakanlığı’nın yeni
Gönüllü
Programı
olan,
‘Kulturweit”a
başvuruda bulundum.
Alman UNESCO Komisyonu ile işbirliği
içinde karar verildi. Sonunda ‘Kulturweit’
sayesinde ‘Ankara DAAD Bilgi Merkezi’ne
geldim.
Yaklaşık 2 aydır Ankara’dayım ve en
azından Ankara ilgili en iyi şeyin, İstanbul
karayolu olduğu yargısının, kesinlikle doğru
olmadığını söyleyebilirm. Türkiye’de ve Bilgi
Merkezi’nde, bundan sonraki heyecan verici
aylar için çok sevinçliyim.
newsletter >>>>>>
Seite 3
Ausgabe 05 | 2010
Aktuelles
Güncel Haberler
Grundsteinlegung der DeutschTürkischen Universität in Istanbul
İstanbul‘da Türk-Alman Üniversitesi‘nin
temel taşının konulması
Auftaktveranstaltung des DAAD und des türkischen
Hochschulrats / Empfang für türkische DAAD-Alumni
und Partner
DAAD ve YÖK’ün açılış etkinliği / DAAD’nin Türk
Alumnileri ve partnerler için resepsiyon
TAU’nun, ilk etapta 5000 öğrencisi olup ağırlıklı olarak
Die DTU soll zu einer international führenden Forschungsmühen-dislik eğitimi veren, ekonomik çevrelerle işbirliği
Universität mit zunächst
yapan ve aynı zamanda
5.000 Studierenden
kültürel alanda değiş tokuş
heranwachsen, die
için bir platform niteliği
ihren Schwerpunkt in
taşıyan lider bir araştırma
den Ingenieursüniversitesi olması düşüwissenschaften hat und
nülmektedir. Alman yüksekintensiv mit der
okul konsorsyumun başWirtschaft kooperiert,
kanı olan Prof. Dr. Rita
aber auch eine
Süssmuth’un açıklaması
Plattform für den
şöyle: “Bizim için önemli bir
kulturellen Austausch
hedef, hem Avrupai hem
sein soll. "Ein wichtiges
de uluslar arası açıdan
Anliegen", so die
karşılıklı olarak kültürel
Präsidentin des
anlayıştır.” 26 üyeden
deutschen Hochschuloluşan Alman yüksekokul
konsortiums, Prof. Dr.
konsorsyumu akademik işleyişe, öğretime ve TAU’da
Christian Wulff und Abdullah Gül
Rita Süssmuth, "ist uns
Almanca’nın öğretilmesne yönelik katkılar sağlıyor.
das wechselseitige Kulturverstehen im europäischen und
Almanya’nın bu işbirliğe yaptığı katkı Federal Eğitim ve
internationalen Kontext." Das Deutsche
Araştırma Bakanlığı (BMBF) tarafından verilmektedir. 2006
Hochschulkonsortium aus 26 Mitgliedshochschulen leistet
yılının ortalarından bu yana, yükseköğretim alanında ikili
Beiträge zum akademischen Betrieb, zur Lehre und zur
işbirliğinin görünür bir elit projesi olarak bir Türk-Alman
Vermittlung der deutschen Sprache an der DTU. Der
Üniversitesi’nin kuruluşu üzerine yoğun tartışmalar süredeutsche Kooperationsgelmiştir. Bu proje için
beitrag kommt aus
hem Türk hem Alman
Mitteln des Bundeshükümeti tarafından desministeriums für Bildung
teklenen ve uzun yıllara
und Forschung (BMBF).
dayanan çabalar bu yılın
Bereits seit Mitte 2006
nisan ayında TBMM’de
gab es intensive
kuruluş kanunun kabul
Diskussionen über eine
edilmesi ile sonuca
Deutsch-Türkische
ulaşmıştır.
Universität als sichtbares Leuchtturmprojekt der bilateralen
Hochschulkooperation.
Das langjährige Engagement für dieses
Projekt, das soAbdullah Gül und Gattin, Anette Schavan, Nimet Çubukçu, Christian Wulff und Gattin
wohl von der tür-kischen als auch von der deutschen
Regierungsebene unterstützt wird, wurde im April diesen
Jahres mit der Verabschiedung des Gründungsgesetzes
im türkischen Parlament festgeschrieben.
newsletter >>>>>>
Seite 4
Ausgabe 05 | 2010
Zu den Begrüßungsvorträgen des DAADYÖK Symposiums am 22. Oktober ab 10.00
Uhr in der Universität Istanbul waren
Journalisten herzlich eingeladen. Dort
sprachen neben der Bundesbildungsministerin Annette Schavan und ihrer
türkischen Amtskollegin Erziehungsministerin Nimet Çubukçu der Präsident des
türkischen Hochschulrats, Prof. Dr. Yusuf
Ziya Özcan sowie die DAAD-Präsidentin
Prof. Dr.-Ing. Dr. Sabine Kunst. Im
Anschluss an die Eröffnung veranstaltete
der DAAD am 23. Oktober 2010 von 10.00
bis 13.00 Uhr ein Alumnitreffen im
Deutschen Generalkonsulat Istanbul, zu
dem zahlreiche DAAD-Alumni und
Kooperationspartner kamen.
Kontakt:
Beate Schindler-Kovats, DAAD
22 ekimde saat 10.00’dan itibaren İstanbul Üniversitesi’nde yapılan
DAAD-YÖK sempozyumundaki açılış konuşmalarına gezeteciler de
davet edilmişti.
Federal Eğitim Bakanı Annette Schavan’ın yanı sıra Türk
meslektaşı, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, YÖK Başkanı Prof.
Dr. Yusuf Ziya Özcan ve DAAD Başkanı Prof. Dr.-Ing. Dr. Sabine
Kunst da birer konuşma yapmışlardır.
Akabinde DAAD tarafından 23 ekim 2010 tarihinde saat 10.00—
13.00 arasında Almanya Başkonsolosluğu’nda, çok sayıda DAAD
bursiyerinin ve işbirliği yapılan partnerlerin katıldığı bir Alumni
buluşması yapılmıştır.
Detaylı bilgi için:
Beate Schindler-Kovats, DAAD
E-Mail: [email protected]
Unten: Die Leiterin des DAAD IC Istanbul, Dr.
Isabell Aydan Risch, Die Leiterin der Gruppe
Internationale Projekte, Beate Schindler-Kovats,
und die neue Generalsekretärin des DAAD, Dr.
Dorothea Rüland (rechts im Bild).
Aşağıda: DAAD Istanbul müdürü Dr. Isabell
Aydan Risch, DAAD’nin Uluslararsı Projeleri
Bölüm Başkanı Beate Schindler-Kovats ve
DAAD’nin yeni Genelsekreteri Dorothea
Rüland (sağda)
Oben: Die Präsidentin des DAAD, Prof. Dr.-Ing. Dr. Sabine Kunst (rechts im
Bild), mit hochrangigen Vertretern der türkischen Erziehungsstiftung TEV
beim Alumni-Empfang im deutschen General-konsulat in Istanbul am
23.10.2010.
Yukarıda: DAAD’nin Başkanı Sayın Prof. Dr.-Ing. Dr. Sabine Kunst
(resimde sağda) ve Türk Eğitim Vakfı’nın üst düzey temsilcileri
23.10.2010’da Istanbul’daki Alman Başkonsolosluğu’nda DAAD
newsletter >>>>>>
Seite 5
Prof. Dr. Rita Süssmuth bei ihrer Ansprache an die DAADAlumni am 23.10.2010 im detschen Generalkonsulat in
Istanbul.
Sayın Prof. Dr. Rita Süssmuth 23.10.2010’da DAAD Alumnileri’ne
hitaben Istanbul’daki Alman Başkonsolos-luğu’nda kouşurken.
Beim DAAD-YÖK
22.10.2010, DAAD-
Symposium am
YÖK sempozyumunda:
22.10.2010:
Hacettepe
Prof. Dr. Nuran Özyer von
Üniversitesi’nden Prof.
der Hacettepe Universität
Dr. Nuran Özyer ve
in Ankara mit dem neu
Türk-Alman
ernannten
Üniversites’nin yeni
Gründungsrektor der
görevlendirilen kuruluş
Deutsch-Türkischen
rektörü Sayın Prof. Dr.
Universität, Prof. Dr. Ziya
Ziya Şanal (resimde
Şanal (rechts im Bild).
sağda).
DAAD IC Ankara müdürü Dr. Nilgün Yüce, Almanya Büyükelçiliği
Kültür Ataşesi Sayın Petra Kochendörfer ve YÖK temsilcisi Sayın
Prof. DR. Atilla Eriş (sağda).
Die Leiterin des DAAD IC Ankara, Dr. Nilgün Yüce, die
Kulrureferntin der deutschen Botschaft, Petra Kochendörfer, und
der Vertreter des türkischen Hochschulrates, Prof. Dr. Atilla Eriş
(rechts).
newsletter >>>>>>
Unsere Stipendiaten
berichten
Seite 6
Bursiyerlerimiz anlatıyor
Çiğdem Gül, Atatürk Üniversitesi Erzurum
Çiğdem Gül, Atatürk Üniversität Erzurum
Erzurum Atatürk Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı
bölümünde okuyorum.Şu an üçüncü sınıftayım. 2010 yılında
3-26 Ağustos ayında Yüksekokul Bremen'de düzenlenen yaz
kursuna katıldım.Bu yaz kursuna gitmemde DAAD'ın verdiği
bursun önemi benim için çok büyüktür. Çünkü düşünüyorum
da DAAD'ın verdiği bu burs olmasaydı Almanya'ya kendi
imkanlarımla gidemezdim.Almanya'ya gitmem benim için
ulaşılması zor bir hayal olarak kalabilirdi.Aslında bu bursa
başvurduğumda o kadar da umutlu değildim.Ama içimde yine
de küçük bir umut vardı. Ama şunu da biliyordum ki Alman Dili
ve Edebiyatı okuyan bir öğrenci olarak mutlaka Almanya'ya
gitmeliydim.Alman kültürünü yakından yaşayıp görmeliydim.
Ich studiere Germanistik an der Atatürk Universität in
Erzurum. Im Moment bin ich im 5. Semester. Vom 3.26.8.2010 habe ich an einem Hochschulsommerkurs an der
Hochschule Bremen teilgenommen. Dabei war es von
grosser Bedeutung für mch, dass mir dies mit einem
Hochschulsommerkursstipendium des DAAD ermöglicht
wurde. Denn ohne dieses Stipendium waere es mir nicht
möglich gewesen, an einem solchen Kurs in Deutschland
teilzunehmen. Nach Deutschland zu gehen waere für mich
ein schwer erreichbarer Traum geblieben. Als ich mich für
das Stipendium bewarb, hatte ich
eigentlich nicht viel Zuversicht.
Dennoch war eine kleine Hoffnung in
mir. Aber es war mir auch klar, dass
ich als Germanistikstudentin unbedingt
einmal nach Deutschland gehen und
die deutsche Kultur kennen lernen
musste. Und das wichtigste war, dass
ich die Sprache, die ich studierte, sehr
gut lernen und sprechen musste. Jetzt
empfinde ich das Glück und den Stolz,
meine Traeume verwirklicht zu haben.
Dieser Sprachkurs war für mich eine
schöne Gelegenheit, meine
mündlichen Fertigkeiten im Deutschen
zu entwickeln. Dieser Monat hat
wirklich viel dazu beigetragen, meine
Fragen bezüglich der Deutschen zu
Teilnehmer des Hochschulsommerkurses in Bremen Bremen’deki yaz kursu katılımcıları
beantworten. Ich habe in dieser Zeit nur
En önemlisi de okuduğum bölümün dilini en iyi şekilde
Deutsch gesprochen. Ich habe viele Kursteilnehmer auch
öğrenmeli ve konuşmalıydım.Şu an bu hayallerimi
gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu ve gururunu
anderen Laendern in Bremen kennengelernt. Sie kamen
yaşıyorum.Almanca
konuşmam için bu dil kursu benim için
aus Aegypten, Tunesien, Algerien, Russland, Tschechien
güzel bir fırsattı.Bir aylık süre Almanlar hakkındaki sorularımı
und Frankreich. In den Stunden habe ic viel über die
cevaplamamda gerçekten çok etkili oldu.Bu süre içerisinde
Kulturen dieser Laender erfahren. Ich kann für mich sagen,
sürekli Almanca konuştum.Yüksekokul Bremen'de çeşitli
ülkelerden gelen birçok arkadaşla tanıştım.
dass die Kursstunden sehr unterhaltsam und gut waren.
Denn die Themen, die wir durchnahmen, erforderten es,
Kimi Mısır'dan,kimi Tunus'dan,kimi Cezayir'den, kimi
dass wir Deutsch sprachen. Wir hatten von morgens neun
Rusya'dan,kimi Çekoslavakya'dan,kimi Fransa'dan
gelmişti.Derslerde bu ülkelerin kültürlerini öğrenmeye
Uhr bis nachmittags 14.30 Uhr Unterricht. Neben dem
çalıştım.Kendi adıma söyleyebilirim ki derslerim çok eğlenceli
Unterricht gab es Seminare zu verschiedenen Themen, an
ve güzel geçti.Çünkü işlediğimiz konular Almanca
denen ich teilnahm. Es gab Seminare zur Wirtschaft und
konuşmamızı sağlayan konulardı.Sabah dokuzdan iki buçuğa
Geschichte Bremens, zur Handelspolitik der EU, zu
kadar derslerimiz olurdu.Derslerin dışında çeşitli seminerlerde
Stdienmöglichkeiten an der Hochschule Bremen sowie
vardı.Derslerden sonra bu seminerlere de katıldım.
Deutschland und Europa im globalen Wettbewerb. Meinen
Seminerlerin konuları şöyleydi:Bremen'in ekonomisi ve tarihi,
ersten Tag in Deutschland werde ich nie vergessen. Am 1.
Avrupa Birliği'nin ticaret politikası,Yüksekokul Bremen'de
August stieg ich nachts um ein Uhr aus dem Flugzeug und
öğrenim görmek,globalleşen rekabette Almanya ve Avrupa.
Almanya'daki ilk günümü hiç unutamıyorum.Üç Ağustos gece
wartete bis halb fünf Uhr am Flughafen. Dann fuhr ich mit
birde uçaktan indim.Saat beş buçuğa kadar hava alanında
dem Zug zum Bahnhof von Hannover. Da kaufte ich mir
bekledim.Sonra trene binip Hannover istasyonuna
eine Fahrkarte und fuhr weiter nach Bremen. Und
geçtim.Ordan da bilet alıp Bremen istasyonuna gittim.Daha
schliesslich fand ich die Hochschule Bremen mit Hilfe der
sonra da Yüksekokul Bremen'in okulu bulmamız için verdiği
Informationen, die ich vorab bekommen hatte.
bilgilerle Yüksekokul Bremen'i buldum.
newsletter >>>>>>
Ich hatte Glück, denn die Menschen, die ich fragte, waren sehr
hilfbereit. Ich tat den ersten Schritt in die Hochschule. Mein
Herz klopfte wie wild. Ich war aufgeregt, denn ich würde die
Kursleiter und die anderen teilnehmer kennen lernen. Sie waren
alle wirklich sehr nett. Am ersten Tag fand eine
Einstufungsprüfung statt. Es wurden drei Klassen gebildet. Ich
war in der besten Klasse. Als unsere Lehrer die Klassen
bekannt gaben, war ich sehr glücklich.
Die Leiterin der Sprachschule, Uta Kadmani, war sehr
liebenswürdig und hilfsbereit uns gegenüber. Sie half uns bei
allen Problemen. Die Ausflüge und Unternehmungen, die
ausserhalb der Kurszeiten angeboten wurden, waren alle sehr
interessant.Z.B. machten wir am ersten Tag eine Stadtrallye in
Bremen in drei Gruppen. Bei der Willkommensparty am Abend
tanzten wir alle wie verrückt. Auf dieser Party waren ausser den
Sprachkursteilnehmern auch Teil-nehmer der Jura– und
Wirtschaftskurse. Ich lernte sie ebenfalls kennen. Wir gingen
auch einmal zum Bowling. Wir organisierten Discobesuche.
Und Karaoke-Abende. In Gruppen fuhren wir nach Hamburg.
Wir nahmen teil an der Exkursion zu den Autowerken in
Wolfsburg. Aber was mich am glücklichsten gemacht hat war
das gemeinsame Kochen von Gerichten aus der deutschen
Küche mit meinen Kurskameraden. Alle unsere Gerichte hatten
Kartoffeln als Zutat. Aber mehr als das Kochen hat mir das
nette Zusammensein mit meinen Freunden und das staendige
Deutschsprechen etwas bedeutet. Ich habe Fotos von allen
schönen Momenten gemacht. Wenn ich sie jetzt anschaue,
erinnere ich mich an die Zeit mit meinen Freunden und an die
Tage, die ich sehr vermisse. Waehrend des Kurses wohnte ich
in der Wohnung einer Familie.
Ich hatte zwei Mitbewohner aus der Ukraine. Jeder hatte ein
eigenes Zimmer. In der Wohnung gab es alles, was wir
brauchten. Ich hatte mich sehr gefreut, als ich hörte, dass ich
mit zwei anderen zusammen wohnen würde. Denn ich würde
mit ihnen stets Deutsch sprechen. Es waere wirklich langweilig
gewesen, in der Wohnung alleine zu sein. Meine Mitbewohner
und ich unternahmen sehr viel zusammen. Wir kauften
gemeinsam ein, wir aßen gemeinsam, wir entdeckten
gemeinsam die Stadt Bremen. Deshalb habe ich immer noch
viel Kontakt zu ihnen. Glauben Sie mir, ich hatte gar keine Lust,
aus Deutschland zurückzukehren. Denn ich weiss, dass ich
noch viel lernen muss. Deshalb hoffe ich, wieder an einem
solchen Kurs teilnehmen zu können. Um mir dies zu
ermöglichen, werde ich mein Bestes geben.
Seite 7
Çok şanslıydım.Çünkü adresi sorduğum kişiler gerçekten
çok yardımcı oldular.Okula ilk girişimdi.Kalbim küt küt
atıyordu.Heyecanlıydım.
Çünkü yeni hocalarımla ve arkadaşlarımla
tanışacaktım.Hepsi gerçekten çok iyilerdi.İlk gün seviye
belirleme sınavı yapıldı.Üç sınıfımız vardı.Ben en iyi
sınıftaydım.
Öğretmenlerimizce sınıflarımız açıklandığında çok mutlu
olmuştum.Okulun müdüresi Uta Kadmani bize karşı çok
nazik ve yardımseverdi. Problem yaşadığımız bütün
konularda bize yardımcı oldu.Gittiğim okulda derslerin
dışında okulun düzenlemiş olduğu geziler ve etkinliklerin
hepsi birbirinden güzeldi.Örneğin Bremen'deki ilk
günümüzde üç grup olarak şehir turu yaptık.
Akşam buluşma partisinde çılgınlar gibi dans ettik.Bu
partide katıldığım dil kursu dışında hukuk ve ekonomi
kurslarında olan öğrenciler de vardı.Bu kurstaki
arkadaşlarla da tanıştım.Bunun dışında bowling oynamaya
gittik.
Disko turları düzenledik.Karaoke gecesi yaptık.Gruplar
halinde Hamburg'a gittik.Wolfsburg'taki araba şehrine
yapılan geziye katıldık.Ama beni en çok mutlu eden
etkinlik Alman mutfağında arkadaşlarımla birlikte
yaptığımız güzel yemeklerdi.Yemeklerimizin hepsi
patatesten oluşuyordu.Ama benim için önemli olan
yemekten ziyade arkadaşlarımla güzel vakit geçirmem ve
sürekli Almanca konuşmamdı.Yaşadığım tüm güzel
anıların fotoğrafını da çektim.Şimdi durup baktığımda
arkadaşlarımla yaşadığım ve özlediğim günler aklıma
geliyor.
Kursa katıldığım süre içerisinde bir ailenin evinde
kaldım.İki ev arkadaşımda vardı.İkisi de
Ukraynalıydı.Herkesin ayrı odası vardı.Ev içerisinde ihtiyaç
duyabileceğimiz herşey tedarik edilmişti.Aslında iki
arkadaşla evde kalacağımı öğrendiğimde çok
sevinmiştim.Çünkü onlarla sürekli Almanca
konuşabilecektim.
O evde yalnız kalmak gerçekten sıkıcı olurdu.Ev
arkadaşlarımla çoğu şeyi beraber yaptık.Beraber alışverişe
gittik,beraber yemek yedik,beraber Bremen'in altını üstüne
getirdik.Bu sayede onlarla hala görüşebiliyorum.
Almanya'dan dönerken inanın hiç gelmek
istemedim.Çünkü biliyorum ki öğrenmem gereken daha
çok şey var.Bunun için umuyorum ki bunun gibi bir
kursa daha katılabilirim.Bunun için elimden geleni
yapmaya çalışacağım.
Çiğdem Gül
Çiğdem Gül
newsletter >>>>>>
Seite 8
Ausgabe 05 | 2010
Vergangene
Veranstaltungen
Im Rahmen der Kampagne “Deutsch—Sprache
der Ideen” lud der DAAD am 3. Februar 2010 zum
Auftakt einer Alumni-Vortragsreihe ein. Prof. Dr.
Michael Hofmann vom Fachbereich Interkulturelle
Germanistik der Universitaet Paderborn hielt im
Goethe Institut einen Vortrag zum Thema:
„Romantische Rebellion. Feridun Zaimoğlu und die
Tradition der Romantik“. Es erschienen zahlreiche
Alumni, Wisssenschaftler und vor allem auch
Nachwuchswissenschaftler aller deutschsprachiger
Abteilungen in Ankara. Der literaturwissenschaftliche Vortrag von Prof. Dr. Hofmann, der sich
insgesamt eine Woche in Ankara aufhielt und
Gespraeche an den Universitaeten Ankara,
Hacettepe, METU und Gazi führte, stiess auf
grosses Interesse. Die fachlichen Gespraeche
konnten im Anschluss an den Vortrag bei einem
Empfang fortgeführt werden.
Son Etkinlikler
“Almanca—Fikirlerin Dili” kampanyası çerçevesinde
DAAD 3 şubat 2010 tarihinde bir Alumni—sunum
dizisinin başlangıcına davet etti. Paderborn
Üniversitesi kültürler arası Germanistik bölümünden
Prof. Dr. Michael Hofmann Goethe Enstitüsü’nde
“Romatik baş kaldırı. Feridun Zaimoğlu ve Romantizm
çağının geleneği” adlı bir tebliğ sundu.
Çok sayıda Ankaralı Alumniler, bilim adamları ve tüm
Almanca bölümlerinden genç araştırıcılar da etkinliğe
katıldı. Ankara’da toplam bir hafta kalan ve Ankara ,
Gazi, Hacettepe ve ODTÜ Üniversiteleri’nde
temaslarda bulunan Prof. Dr. Hofmann’ın edebiyat
bilimi ağırlıklı sunumu büyük ilgi gördü. Sunumdan
sonra yapılan resepsiyonda blimsel sohbetlere devam
edilebildi.
Prof. Dr. Hofmann am 3.2.2010 im Goethe Institut
newsletter >>>>>>
Seite 9
Am 4. Februar 2010 bot Inga Pohlmeier,
wissenschaftliche Assıstentin bei Prof. Dr.
Hofmann an der Universitaet Paderbornn, einen
Workshop zum Thema “Interkulturelle deutschtürkische Literatur und Filme als Gegenstand im
Deutschunterricht” an. Es waren ausgewaehlte
Multiplikatoren und Alumni aus den
deutschsprachigen Abteilungen in Ankara
anwesend, die sehr angeregt über die Inhalte
diskutierten. Die Veranstaltung stiess insgesamt
auf so grosses Interesse, dass Frau Pohlmeier am
20. und 21. Mai 2010 erneut nach Ankara kam und
drei Workshops an den Universitaeten Ankara,
Hacettepe und METU zum Thema “Schreiben im
interkulturellen Kontext anbot.
4 şubat 2010 tarihinde, Paderborn Üniversitesi’nde
Prof. Dr. Hofmann’ın asistanı olan Inga Pohlmeier
“Kültürler arası Türk-Alman edebiyatının ve filmlerin
Almanca eğitiminde kullanımı” konulu bir workshop
yaptı. Ankara’daki Almanca bölümlerinden seçkin
bilim insanları ve Alumniler bu etkinliğe katıldı ve
konu ile ilgili oldukça canlı sohbetlerde bulundular.
Etkinliğe ilgi o denli büyüktü ki Sayın Pohlmeier 20—
21 mayıs 2010 tarihinde tekrar Ankara’ya gelerek
Ankara, Hacettepe ve ODTÜ Üniversiteleri’nde
“Kültürler arası bağlamda yazma” adlı üç workshop
daha gerçekleştirdi.
Inga Pohlmeier, MA, beim Workshop am 4.2.2010
Vom 15.-20.2.2010 besuchte Iris Fischer,
MA, Erasmuskoordinatorin und
wissenschaftliche Mitarbeiterin des
Fachbereichs DaF an der TU Chemnitz, die
türkische Hauptstadt und führte
Kooperationsgespraeche an der DaFAbteilung der Hacettepe Universitaet und am Fachbereich
Germanistik der Universitaet Ankara. Dort hielt sie am
18.2.2010 im Rahmen einer Alumnivortragsreihe im Rahmen
der Kampagne “Deutsch—Sprache der Ideen” einen Vortrag
zum Thema “Didaktisierungsmöglichkeiten des Deutschen
als Fachsprache”. Neben Alumni aus den deutschsprachigen
Abteilungen nahmen auch zahlreiche Studierende an der
Veranstaltung teil. Insgesamt folgten ca. 120 mit grossem
Interesse den Ausführungen von Frau Fischer.
Chemnitz Teknik Üniversite’de Erasmus Koordinatörü
ve akademik personel olan Irıs Fischer. MA, 15-20
şubat 2010 tarihlerinde Türkiye’nin başkentini ziyaret
etti ve Hacettepe ile Ankara Üniversiteleri’nde
bulunan Almanca Öğretmenliği ve Alman Dili ve
edebiyatı bölümlerinde işbirliğine yönelik temaslarda
bulundu.
Ankara Üniversitesi’nde 18 şubat 2010 tarihinde,
“Almanca—Fikirlerin Dili” kampanyası çerçevesinde
“Almanca’yı meslek dili olarak öğretmeye yönelik
yöntemler” konulu bir tebliğ sundu. Almanca
bölümlerdeki Alumniler’in yanı sıra çok sayıda lisans
öğrencisi de sunumu dinledi. Toplam 120 kişi Sayın
Fischer’in açıklamalarını ilgiyle izledi.
newsletter >>>>>>
Seite 10
Ausgabe 05 | 2010
Vergangene Veranstaltungen
Son etkinlikler
„Deutsch– Sprache der Ideen“
„Almanca – Fikirlerin dili”
Ankara, 1. April 2010. Im
Rahmen der Kampagne
des Auswaertigen Amtes „Deutsch – Sprache
der Ideen“ fand am 1.
April 2010 ein weiterer
Vortrag, ebenfalls im
Goethe-Institut, statt.
Prof. Dr. Ernst Apeltauer
von der Universitaet
Flensburg sprach zum
Thema „Frühkindliche
Prof. Dr. Ernst Apeltauer
Sprachförderung am Beispiel des Kieler Modells“.
Prof. Dr. Apeltauer ist Direktor der Abteilung Deutsch
als Fremdsprache an der Universität Flensburg und
beschäftigt sich u.a. mit dem Erwerb von Zweit- und
Drittsprachen sowie interkultureller Kommunikation
und Erziehung. Ein weiterer Forschungsschwerpunkt
umfasst die zweisprachige Entwicklung bei Vor- und
Grundschulkindern.
Dış İşleri Bakanlığı’nın “Almanca – Fikirlerin dili”
isimli kampanyası çerçevesinde 1 Nisan 2010
tarihinde, yine Ankara’daki Goethe Enstitüsü’nde
bir seminer düzenlendi. Flensburg
Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ernst Apeltauer “Kiel
Modeli örneği üzerinde çocukların erken yaşta dil
konusunda desteklenmesi” hakkında konuştu. Prof.
Dr. Ernst Apeltauer Flensburg Üniversitesi, Yabancı
dil olarak Alman Bölümünün (DaF) başkanı, üzerinde
çalıştığı konular arasında ikinci ve üçüncü dilin
edinimi ile kültürler arası iletişi ve dil eğitimi
bulunmaktadır.
Prof. Apeltauer stellte im Vortrag das von ihm entwickelte Kieler Modell vor. Nachdem in einem Kindergarten ausschließlich Kinder mit Migrationshintergrund angemeldet wurden, die fast keine Deutschkenntnisse besaßen, gab das Jugendamt der Stadt
Kiel 2002 den Anstoß zu einem Modellversuch, der
die türkischen Kinder durch wissenschaftlich begleitete Sprachförderung auf den späteren deutschsprachigen Schulunterricht vorbereiten sollte.
Der Schwerpunkt des Kieler Modells liegt auf der
Förderung der Literalität, um die allgemeine Textkompetenz, Wortschatzgröße und Ausdrucksfähigkeit zu verbessern. Durch Erzählen und Vorlesen
sollen den Kindern positive Erfahrungen vermittelt
werden, die sie zum raschen Erlernen der Zweitsprache Deutsch anregen.
Die Erstsprache steht jedoch mindestens genauso
im Fokus des Modells, da die Kinder in ihrer Muttersprache meist schneller und differenzierter verstehen
können. Die Eltern wurden deshalb gezielt in das
Projekt einbezogen und diesbezüglich geschult.
Das Projekt hatte eine Laufzeit von zweieinhalb Jahren, wobei einige Kinder ein zusätzliches Jahr in der
Grundschule wissenschaftlich begleitet wurden.
Abschließend konnte festgestellt werden, dass sowohl die Kinder als auch die Eltern mehr Selbstvertrauen entwickelt haben. Nach einer Phase des Einhörens und Eingewöhnens nahm der Wortschatz der
Kinder schnell zu und ein bewusster Umgang mit
Sprache wurde erlernt.
Profesör Apeltauer’ in diğer bir çalışma konusu ise
“Ana sınıfı ve ilkokul öğrencilerinde çift dilli gelişim”
üzerinde yoğunlaşmıştır.
Prof. Apeltauer, katıldığı seminerde kendisi
tarafından geliştirilen “Kiel Modeli” ni tanıttı. Kiel
kentinde bulunan bir çocuk yuvasında sadece
Almanca bilgileri olmayan göçmen çocuklarının
kaydedilmesi üzerine Kiel kentinin Gençlik Dairesi
2002 senesinin sonbaharında bir proje başlatıp, Türk
çocuklarının bilimsel dil öğrenme desteği ile Almanca
olarak yapılan okul eğitimine hazırlanmalarını
hedefledi.
Kiel Modeli’nin ağırlık noktası, kelime haznesinin
(yani kavramlar, kapsam ve anlam) daha karmaşık,
söz dizimsel yapıları ve genel metin yeterliği ile ifade
becerisini geliştirilmesi amacıyla (iki)taraflı
desteklenmesi temeline dayanmaktadır. Anlatım,
okuma ve müşterek dikteler ile (çocuklar bakıcıya bir
serüvenlerini anlatıyor; bakıcı çocukların gözleri
önünde bu anlatılanları kalın bir keçeli kalem ile
büyük bir kağıda aktarıyor ve bunu daha sonra
duvara asıyor. Bu yazılanlar ilerleyen günlerde
sabah etkinliklerinde hatırlatmak ve tekrarlamak
amacıyla kullanılıyor) çocuklara olumlu deneyimlerin
aktarılması hedefleniyor. Böylece ikinci dil olan
Almanca’nın öğrenilmesi ve ifade becerilerinin
devamlı olarak geliştirilmesi teşvik edilecek.
Çocuklar ana dillerinde çoğu zaman daha hızlı ve
ayrım yaparak anlayabildikleri ve bu imkanların da
anlam aktarımı amacıyla kullanılması gerektiği için
anadil tıpkı ikinci dil gibi modelin odak noktasında
bulunmaktadır. Bu nedenle ebeveynler de bilinçli
olarak projeye dahil edilmiş ve gerekli eğitime tabi
tutulmuşlar. Böylece interaktif olarak okumayı
öğrenmişler ve (en sevdikleri metinler) evde
çocukları ile birlikte metinleri hazırlayabilmişler.
Daha sonra çocukların bazılarını ilkokulda bir yıl
süreyle izleme ve bilimsel olarak destekleme imkanı
doğmuş. Ve son olarak da gerek çocukların, gerekse
ebeveynlerin kendine güven duygularının geliştiği
tespit edilmiştir.
newsletter >>>>>>
Seite 11
Ausgabe 05 | 2010
Dennoch gab es bei den Kindern, die auch noch im
ersten Schuljahr begleitet wurden, Wortschatzlücken
und Probleme im richtigen Umgang mit der deutschen Grammatik. Dies zeigt, dass Fördermaßnahmen auch in der Grundschule fortgeführt werden
sollten.
Es nahmen
zahlreiche Paedagogen, Wissenschaftler und Studierende der Fachbereiche DaF und Germanistik teil.
Nach dem Vortrag gab es bei einem Empfang in der
Ausstellungshalle des Goethe-Instituts die Möglichkeit, weitere persönliche Gespräche mit Prof. Apeltauer zu führen.
Für weitere Informationen zum Thema:
Ahrenholz, Bernt (Hrsg.):
Deutsch als Zweitsprache – Voraussetzungen und
Konzepte für die
Förderung von Kindern und Jugendlichen mit Migrationshintergrund,
Freiburg 2007, ISBN 978-3-931240-43-1, 294 Seiten, 24,- Euro
Ve son olarak da gerek çocukların, gerekse
ebeveynlerin kendine güven duygularının geliştiği
tespit edilmiştir. Dinleme ve alışma safhasından
sonra çocukların kelime haznelerinin de hızlı bir
şekilde geliştiğini ve her iki dili daha bilinçli
kullandıkları gözlemlenmiştir. Çocuklar dillerini bilinçli
bir şekilde kullanmayı öğrendiler ve (örneğin
okuyormuş gibi yaptıklarında) hatasız konuşmaya
dikkat ettiler. Hata yaptıklarında da çoğu zaman kendi
kendilerine hatalarını düzelttiler. Fakat buna rağmen
1. sınıftaki çocukların kelime haznelerinde ve sözlü
(ile yazılı) kullanıma ilişkin eksiklikler vardı (örneğin
geçmiş zaman, belirtme sıfatı yapıları, “kamçı
kuyruğu” gibi sıra dışı kelime oluşumları) .
Bundan yola çıkarak, destek önlemlerinin ilkokulda da
devam etmesi gerektiğine inanıyoruz.
Sunuma Almanca Öğretmenliği ve Alman Dili ve
Edebiyatı bölümlerinden çok sayıda Eğitimci, Bilim
adamı ve öğrenci katıldı. Sunumdan sonra da
Ankara’daki Goethe Enstitüsü’nün sergi salonunda bir
davet verildi. Bu davet sırasında davetliler Prof. Dr.
Apeltauer ile sohbet etme imkanı buldular.
Prof. Dr. Ernst Apeltauer bei seinem Vortrag im Goethe Institut in Ankara
newsletter >>>>>>
Aus-
Alumni-Vortragsreihe „Deutsch-Sprache der Ideen:
Jörg Bücker, M.A.
Ankara. 27. Mai 2010. Der Sprachwissenschaftler
Jörg Bücker (MA) von der Westfälischen Wilhelms-Universität (WWU) Münster, der im Rahmen einer Erasmus-Dozentur an der Universität
Ankara vom 24.-29. Mai 2010 die türkische Hauptstadt besuchte, hielt am 27. Mai auf Einladung
des DAAD einen Vortrag über
„Entwicklungstendenzen im Gegenwartsdeutschen und Ansätze zu ihrer Erklärung“ in den
Räumen des zentral gelegenen Goethe-Institutes.
Ein ausgewähltes Publikum von Wissenschaftlern
und Lehrkräften des Bereiches Deutsch als Fremdsprache (DaF) der germanistischen Abteilungen der
Universitäten in Ankara folgte den interessanten
Ausführungen des deutschen Sprachwissenschaftlers, der am Beispiel starker Verben und Diskursmarker zwei wichtige Grundannahmen aktueller Erklärungsansätze bei der Analyse von Entwicklungstendenzen im Gegenwartsdeutschen aufzeigte.
Seite 12
Alumniler için sunum „Almanca—Fikirlerin Dili: Jörg
Bücker, M.A.
Ankara, 27 Mayıs 2010. Ankara Üniversitesi‘nde bir Erasmus misafir doçentliği çerçevesinde 24-29 mayıs 2010 tarihleri arasında Münster‘deki Westfaelische Wilhelms Üniversitesi‘nden (WWU) gelerek Türkiye‘nin başkentini ziyaret
eden dilbilimcisi Jörg Bücker (MA), DAAD‘nin daveti üzerine
27 mayısta Alman Kültür Merkezi‘nde „Günümüz Almanca‘daki gelişmeler ve bunları açıklama biçimleri“ konulu bir
sunum yapmıştır.
Yabancı Dil olarak Almanca (DaF) alanında Almanca bölümlerde görev yapan bilim insanları ve öğretim üyelerinden
oluşan seçkin konuklar, Almanca‘daki güçlü fiilleri ve söylem
iaretlerini örnek alarak günümüz Almanca‘daki güncel gelişmelerin analizinde iki önemli temel hipotezi açıklayan Alman
dilbilimcisinin sunumunu izledi.
Daha sonra Sayın Bücker uygulamaya yönelik olarak Münster
Üniversitesi‘nin http://
audiolabor.uni-muenster.de/
daf adlı internet sayfasında
„Yurtdışı Germanistik için konuşulan Almanca“ başlık altında, Almancayı anadili olarak
konuşan Almanların otantik konuşmalarını hem transkript hem
de Almanca dersi için işitsel dosya olarak kullanıma sunduğu
projesini anlattı.
Im Anschluss erläuterte Herr
Bücker das praxisorientierte
Pilotprojekt „Gesprochenes
Deutsch für die Auslandsgermanistik“ des Germanistischen Institutes der WWU
Münster, das auf der Internetseite http://audiolabor.unimuenster.de/daf authentische Kommunikationssituationen deutscher MuttersprachlerInnen als Transkripte und
Audiodateien für den DaFUnterricht zur Verfügung stellt.
Damit soll dem Defizit an Materialien von gesprochenem
Böylece yurtdışındaki Almanca
Deutsch in der Auslandsgerbölümlerin konuşulan Almanca
manistik entgegengewirkt werden. Jörg Bücker, MA, an der Universität Ankara
Interessierte Lehrkräfte und Studiealanındaki materyal ihtiyacı karşılanacaktır. İlgi
rende können sich einen Zugangscode geben lassen
duyan öğretim üyeleri ve öğrenciler bir giriş şifresi temin
und Materialien für ihre Veranstaltungen herunterlaedebilir ve ders için materyaller indirebilir. Sayın Bücker şu
den.
Herr Bücker promoanda „Dil bilgisi ve dilde etkin olma“ konusunda doktora
viert zur Zeit zum Thema „Sprachwissen und
Sprachhandeln“ und besuchte im Rahmen des von
yapmaktadır ve AB tarafından teşvk edilen Erasmus proder Europäischen Union geförderten Erasmusgramı çerçevesinde başkenti ziyaret ederek partner üniverProgrammes die türkische Hauptstadt, um ein einwösite olan Ankara Üniversitesi‘nin Alman Dili ve Edebiyatı
chiges Seminar zum Thema „Gesprochenes Deutsch
bölümünde bir hafta boyunca „Konuşulan Almanca - metot– Methoden und Untersuchungsgegenstände“ im
lar ve araştırma konuları“ adlı bir ders vermiştir.
Fachbereich Germanistik der Partneruniversität Ankara zu leiten. Die Veranstaltung war der letzte Teil
Bu etkinlik aynı zamanda „Almanca—Fikirlerin Dili“ adlı
der DAAD-Alumni-Vortragsreihe zur Kampagne
kampanya çerçevesinde „Dilde değişim“ başlıklı ağırlık
„Deutsch – Sprache der Ideen“ zum Thema
alanında yaz tatilinden önce son etkinlik oldu.
„Deutsche Sprache im Wandel“ vor der Sommerpause
newsletter >>>>>>
Seite 13
Ausgabe 05 | 2010
Vergangene Veranstaltungen
Vortrag über Karl May an der Universitaet Ankara
Den Abschluss der Alumni-Vortragsreihe “DeutschSprache der Ideen” bildete am 6. Oktober 2010 an der
Universitaet Ankara der Vortrag von Dr. Bernd
Schneider aus der Zentrale des Goethe Institutes in
München. Vor ca. 120 Hörern - Alumni aus den
deutschsprachigen Abteilungen, Wissenschaftler,
Doktoranden und Studierenden der Fachbereiche
Germanistik und DaF - stellte Dr. Schneider das
Leben und das Werk des populaeren Schriftstellers
Karl May vor. Der äusserst lebendige und
anschauliche Vortrag, der auch durch zahlreiche Bilder
und Filmausschnitte audiovisuell unterstützt wurde,
fand grossen Anklang unter den Hörern, zumal die
Son etkinlikler
Ankara Üniversitesi’nde Karl May hakkında
sunum
“Almanca—Fikirlerin Dili” adlı Alumni sunumları
dizisinin son sunumunu 6 ekim 2010’da Ankara
Üniversitesi’nde Goethe Enstitüsü’nün merkezinde
görevli olan Dr. Bernd Schneider’in sunumu
oluşturdu.
Almanca bölümlerdeki Alumniler, Almanca
öğretmenliği ve Alman Dili ve Edebiyatı
bölümlerinden bilim insanları, doktora öğrencileri ve
lisans öğrencilerden luşan yaklaşık 120 dinleyicinin
önünde Dr. Schneider popüler yazar Karl May’ın
hayatını ve eserlerini tanıttı. Oldukça canlı ve görsel
işitsel medyalarla desteklenen kolay anlaşılır olan
bu sunum, özellikle de Türkiye’de Karl May
araştırmalarının henüz çok çalışılmamış bir alan
olması nedeniyle dinleyicilerin büyük ilgisini çekti.
Das Interesse der Alumni war gross.
Alumnilerin ilgisi büyüktü.
Dr. Bernd Schneider an der Universität Ankara.
Dr. Bernd Schneider Ankara Üniversitesi‘nde sunum yaptı.
newsletter >>>>>>
Seite 14
Ausgabe 05 | 2010
Kolloquium an der Ankara Universität
Ankara, 21.-22. Oktober 2010. Das
IC lud im Rahmen der Feierlichkeiten zu seinem 10-jährigen
Jubiläum zu einem interessanten Kolloquium an der Ankara
Universität ein.
Über zwei
Tage fanden Vorträge deutscher
und türkischer Referenten zum
Thema „Deutschland als Studienund Forschungsstandort für den
Barbara Frischmuth
wissenschaftlichen Nachwuchs
innerhalb der deutsch-türkischen Hochschulkooperation“
statt. Speziell junge Doktoranden, aber auch Studenten
niederer Semester konnten sich intensiv über das wissenschaftliche Arbeiten in der Deutschen Sprache informieren. Den literarischen Höhepunkt des Kolloquiums
bil-
Als besonderen Gast konnten wir Dr. Eckart Cuntz, Botschafter der Bundesrepublik Deutschland in der Türkei, begrüßen.
Frau Dr. Nilgün Yüce informierte die Gäste über aktuelle Entwicklungen beim DAAD. Frau Dr. Isabell Aydan Risch zeigte
Bilder von der Grundsteinlegung der Deutsch-Tükischen Universität am 20. Oktober 2010 in Istanbul. Kulturell abgerundet
wurde der Abend durch das Violinenspiel von Tanja Teichert,
DAAD Sprachassistentin an der Gazi und an der Ankara Universität
Ankara Üniversitesinde Bilimsel Toplantı
Ankara, 21.-22 Ekim 2010. IC, 10. yıldönümü kutla-malarının
bir parçası olarak, Ankara Üniversitesi'nde ilginç bir bilimsel
toplantı düzenledi. İki gün boyunca Alman ve Türk
konuşmacılar ‘Yükseköğretimde Türk-Alman işbirliği içinde,
genç bilim adamları için bir çalışma ve araştırma alanı olarak
Almanya’ konusu ile ilgili sunumlar yaptılar. Özellikle genç
doktora öğrencileri ve aynı zamanda düşük dönem öğrencileri
Alman dilinde bilimsel çalışmalar hakkında yoğun bir bilgi
alabildiler. Ankara’da Avusturya Büyükelçiliği’nde, Barbara
Frischmuth tarafından yapılan okuma, bilimsel toplantının
edebi zirvesiydi. Avusturya asıllı yazar, 2002 de yayımlanan
‚Entschlüsselung’ adlı romanını okudu. Çay ve elmalı turta ile
yapılan resepsiyonun ardından gece hoş bir şekilde sonlandı.
Ankara Midas Otel’de Mezunlar Resepsiyonu
Barbara Frischmuth im Kreis Ankaraner Germanisten
dete die Autorenlesung von Barbara Frischmuth in der
östereichischen Botschaft in Ankara. Die aus Österreich
stammende Schriftstellerin, die selbst einige Zeit in der
Türkei lebte, las aus ihrem 2002 erschienenen Roman
„Die Entschlüsselung“. Bei anschließendem Empfang mit
Tee und Apfelstrudel fand der Abend einen angenehmen
Alumniempfang in Ankara
Ankara, 5. November 2010. Im November lud das IC
zu einer weiteren Feierlichkeit ein. Das 10- jährige
Jubiläum gab Anlass zu einem Empfang im Dachrestaurant des Hotel Midas Ankara. Etwa 100 hochrangige Gäste aus Wissenschaft, Wirtschaft und Kultur
kamen am Abend des 5. Novembers im Hotel Midas
zusammen. Darunter waren Vertreter des türkischen
Außen- und Bildungsministeriums, der TÜBITAK, der
türkischen Forschungsgesellschaft, sowie Rektoren
verschiedener Universitäten.
Ankara 5 Kasım 2010. IC, Kasım’ da yeni bir kutlama
düzenledi. 10. yıldönüm, Ankara Midas Otelinin çatı
katında bir Resepsiyona vesile oldu. Bilim, ekonomi ve
kültür alanında yaklaşık 100 seçkin konuk, Midas Otel’de, 5
Kasım akşamı bir araya geldiler. Bunların arasında Türk
Dışişleri Bakanlığı’ndan, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan,
TÜBİTAK’dan, Türk araştırma şirketlerinden temsilciler ve
farklı üniversitelerden rektörler vardı. Özel bir konuk olarak,
Türkiye Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçisi Dr Eckart
Cuntz’u ağırlayabildik. Dr. Nilgün Yüce, konuklara DAAD nin
güncel gelişmeleri hakkında bilgiler verdi. Dr Isabell Aydan
Risch,
20
Ekim
2010’da
İstanbul’da
Alman-Türk
Üniversitesinin temel atma törenine ait slâyt gösterimi yaptı.
Bu kültürel akşam Ankara Üniversitesi ve Gazi
Üniversitesi’nde DAAD dil asistanlığı yapan Tanja Teichert’in
Keman dinletisi ile son buldu.
Kollegen vom DAAD IC
Istanbul und aus Ankara
newsletter >>>>>>
Seite 15
Ausgabe 05 | 2010
Praktische Internetseiten
Pratik Internet adresleri
Für Studenten, die in Deutschland studieren
möchten, bietet sich www.study-in.de an.
Diese Internetseite wird durch den DAAD
und das Bundesministerium für Bildung und
Forschung (BMBF) gefördert. Interessierte
erhalten dort Informationen zu Studienfächern und Hochschulen, Stipendien und Finanzierung und Voraussetzungen für ein
Studium in Deutschland. Mit einer Suchmaschine kann nach passenden Studiengängen
gesucht werden. Aber es gibt auch nützliche
Tipps zum Leben in Deutschland, besonders
zu den Themen Wohnen, Kultur und Reisen,
sowie zur medizinischen Betreuung.
Almanya'da yüksek öğrenim görmek isteyen
öğrenciler için www.study-in.de isimli Web
adresi faydalı bilgiler sunmaktadır. Bu sayfa,
DAAD ve Alman Federal Bilim Bakanlığı
(BMBF) tarafından desteklenmektedir. İlgili
öğrenciler bu sayfalardan Almanya'daki üniversiteler, bölümler, burslar, destek imkanları
ve Almanya'da yüksek öğrenim görmek için
gereken şartlar hakkında bilgi alabilirler. Bir
arama makinası ile uygun bölüm aratılabilir.
Ayrıca Almanya'daki yaşam ile ilgili, özellikle
barınma, kültür, seyahat ve sağlık konularında faydalı bilgiler de yer almaktadır.
Für Wissenschaftler eignet sich die Seite
www.research-in-germany.de, die auf eine
Initiative des BMBF zurückgeht. Sie gibt einen Überblick über die deutschen Forschungseinrichtungen, Förderinstitutionen
und wichtige Strategien und Initiativen der
deutschen Forschungspolitik. Für den Aufenthalt in Deutschland gibt es nützliche Hinweise, beispielsweise für die Arbeitserlaubnis, die Wohnungssuche oder über das Sozialversicherungssystem.
Bilim adamları için tasarlanmış sayfanın
adresi www.research-in-germany.de dir ve
Alman Federal Bilim Bakanlığı'nın (BMBF) bir
girişimi olarak hayata geçirilmiştir. Bu sayfada Alman araştırma kurumları, destek kuruluşları ve Alman araştırmacılığının stratejileri
ve girişimleri ile ilgili genel bir bakış sunulmaktadır. Bilim adamları bu web sitesinde,
Almanya'da bulunacakları süre için örneğin
çalışma müsaadesi, barınma ve sosyal güvenlik sistemi gibi konularda faydalı bilgiler
bulabilirler.
Für beide Zielgruppen ist www.fundingguide.de gedacht. Hierbei handelt es sich um
eine Stipendiendatenbank des DAAD. Nach
der Eingabe von Fachrichtung, Herkunftsland
und Status werden die entsprechenden Förderangebote des DAAD und anderer Organisationen für einen Studien- und Forschungsaufenthalt in Deutschland angezeigt.
Her iki hedef grubuna yönelik olan sitenin
adresi www.funding-guide.de dir. DAAD tarafından kurulan bu site bir burs veri bankası
niteliğindedir. Bölüm, ülke ve egitim durumu
ile ilgili bilgiler girildikten sonra DAAD 'nin ve
diğer organizasyonların Almanya'da eğitim
ve araştırma için sundukları destek imkanları
görüntülenmektedir.
Für Studierende: www.study-in.de
Für Forschende: www.research-ingermany.de
Information über Stipendien: www.fundingguide.de
Lisans ve yüksek lisans öğrencileri için :
www.study-in.de
Araştırmacılar için : www.research-in-germany.de
Burslar hakkında bilgi : www.fundingguide.de
newsletter >>>>>>
Seite 16
Ausgabe 05 | 2010
ANZEIGE
Master in Finance
Join us at Ulm University | The German gateway to your future career
Why study Finance in Ulm?

In finance research, Ulm is ranked top 2 among German universities

Program is very quantitative and practical - makes you stand out from the crowd

Beautiful city, lively but safe, top rank in terms of personal well-being. Come and find out why!
Why study Finance?

Financial crisis has shown: experts are needed urgently

Finance is needed not just in banks and insurance but also in industrial and service companies,
governments, consultancy.
Program structure

Two-year program

Key areas: Financial Mathematics + Financial Economics + Mathematics

Flexibility: you can choose to major in Financial Mathematics or Financial Economics

Taught in English. No knowledge of German needed.
Key entry requirements
Bachelor in Mathematics or Economics or other quantitative discipline
More information:
www.uni-ulm.de/msc_finance
Video about Ulm University:
http://www.youtube.com/watch?v=qiBiPp83Fk0
newsletter >>>>>>
Seite 17
Ausgabe 05 | 2010
Adressen
Office of the Counsellor for
British Council and Cultural
Affairs, British Embassy
Karum İş Merkezi İran Caddesi 21 D Blok Kat 5 No 430
Kavaklıdere 06700 Ankara
www.britishcouncil.org.tr
Emine Çarkçıoğlu
Education Projekt Manager –
Vocational Education & Skills
Tel: +90 (0)312 455 3644
Fax: +90 (0)312 455 3636
E-Mail: emine.carkcioglu@britishcouncil.
org.tr
Kulturmittler in Ankara
British Council
Das British Council sieht sich als eine Brücke zwischen den Kulturen und möchte
auch den Dialog zwischen Menschen verschiedener Herkunft fördern. Das kulturelle
Verständnis soll vergrößert werden. Dies soll
erreicht werden durch Besuche in und aus
Großbritannien und verschiedene Projekte.
Es gibt zwei British Council Zweigstellen in
der Türkei. Neben Ankara befindet sich ein
weiteres Büro in Istanbul. Das British Council ist weltweit in etwa 100 Ländern vertreten.
Die Arbeit von British Council Ankara basiert
auf Projektarbeit und nicht auf persönlicher
Beratung. Es findet keine Vermittlung türkischer Studenten nach Großbritannien statt.
Studierende können sich aber im Büro in
Istanbul ausführlich beraten lassen.
Frau Çarkçıoğlu, mit der wir ein Gespräch
führten, ist für das Projekt Skills@Work zuständig, dass von 2007 bis April 2010 lief.
Neşe Özdiker, Emine Çarkçıoğlu und Anne Rölz
im British Council
Dieses Projekt fand in der Region Südosteuropa, der neben der Türkei noch 17 weitere Länder angehören, statt. Ziel war, die
Berufskompetenzen von Auszubildenden
zu steigern.
Mit diese Projekten möchte British Council
das Bewusstsein für Berufs-ausbildungen
und Unternehmens-führung stärken. Im
Allgemeinen soll die Förderung von Berufskompetenzen unterstützt werden, um wirtschaftliches Wachstum und Wettbewerbsfähigkeit zu gewährleisten.
Ankara’da Kültürel Kurumlar
British Council
İngiliz Konseyi, kültürler arası bir
köprü olarak görülüyor ve onlar farklı
kökenden insanlar arası diyaloga
destek olmak istiyorlar. Amaçları, bu
kültürel anlayışı yaygınlaştırmaktır.
Bu, İngiltere’ye veya İngiltere’den
yapılacak olan geziler ve çeşitli
projeler sayesinde gerçekleş-tiriliyor.
Türkiye’de iki tane ‘İngiliz Konsey
Şubesi’ vardır. Ankara’nın yanı sıra,
bir başka ofis de İstanbul’da
bulunmaktadır. İngiliz Konseyi, dünya
çapında yaklaşık 100 ülkede temsil
edilmektedir. Ankara İngiliz
Konseyi’nin görevi, kişisel danışmaya
değil, proje çalışmalarına
dayanmaktadır.
İngiltere’ye giden Türk öğrencilere aracılık
memektedir. Üniversite öğrencileri ancak
İstanbul’daki büroda detaylı olarak
görüşebilirler.
Görüşme yaptığımız Bayan Çarkçıoğlu,
2007 den 2010 Mayıs’ına kadar devam
eden, Skills@Work projesinin
sorumlusuydu.
Bu proje, Türkiye’nin yanı sıra daha 17
ülkenin mensup olduğu Güneydoğu Avrupa
bölgesinde gerçekleşti. Amaç, kursiyerlerin
mesleki becerilerini artırmaktı.
Bu projelerle, İngiliz Konseyi profesyonel
eğitim ve kurumsal yönetim bilincinin
güçlendirilmesini istiyor. Genel olarak,
ekonomik büyüme ve rekabeti garanti etmek
için mesleki becerilerin geliştirilmesi
desteklenmektedir.
newsletter >>>>>>
Ausgabe 05 | 2010
Adressen
CampusFrance
7. Cadde No. 9 /
7Bahçelievler, Ankara
Tel: 0 312 408 82 42
Fax: 0 312 408 82 19
E-Mail:
campusfrance.ankara@if
turquie.org
http://
www.turquie.campusfran
ce.org/
Link zu den Stipendien:
http://
www.campusfrance.org/
fria1004/bourse/
index_en.html#app=781a
&a08f-si=0
CampusFrance
CampusFrance präsentiert die
französische Hochschullandschaft im
Ausland mit über 116 Büros in 88 Ländern.
Neben Istanbul befindet sich in Ankara das
zweite Büro von CampusFrance in der
Türkei. CampusFrance engagiert sich für
eine höhere Mobilität der Forschung und
Bildung. Die Organisationen vermittelt
Partnerschaften zwischen Schulen und
Universitäten. CampusFrance bietet eine
Vielzahl von Stipendien für ausländische
Studierende an. In der Liste werden private
und staatliche Stipendien angegeben. Sie
können unter dem oben genannten Link
findet sich eine Liste der verfügbaren Stipendien. Interessierte erhalten Informationen bei Bildungsmessen oder ganz einfach
über die Homepage.
CampusFrance
CampusFrance 88 ülkede 116’yı aşkın
bürosuyla, yurtdışında Fransızca
yükseköğretim imkanı sunmaktadır. Türkiye’de,
Campus France’ın İstanbul’un yanı sıra,
Ankara’da ikinci bir bürosu bulunmaktadır.
Campus France yoğun bir araştırma ve eğitim
hareketliliği ile ilgilenmektedir. Kuruluşlar,
okullar ve üniversiteler arası ortaklıklara
aracılık etmektedir. Campus France Yabancı
öğrenciler için çok çeşitli burs imkanları sunar.
Listede, özel ve devlet bursları
verilmektedir. Yukarıdaki linkin altında, mevcut
burs listesini bulabilirsiniz. İlgilenenler eğitim
fuarından yada anasayfadan kolaylıkla bilgi
edinebilirler.
Seite 18
Zudem ist CampusFrance regelmäßig an
Schulen und Universitäten vertreten. In
Zusammenarbeit mit dem Kulturzentrum
bietet CampusFrance Sprahkurse an.
Frankreich belegt auf der Weltrangliste der
Länder mit den meisten ausländischen
Studierenden den 3. Platz. Im Studienjahr
2008/ 09 kamen über 2000 türkische
Studenten nach Frankreich, davon waren
200 Stipendianten. Wer in Frankreich
studieren möchte kann zwischen 83
Hochschulen wählen. Um ein komplettes
Studium in Frankreich zu beginnen, gelten
die gleichen Voraussetzungen, wie für
Deutschland. Man muss die ÖSS-Prüfung
für ein vierjähriges Studium bestanden
haben und das Fach muss gleich sein.
Dahası CampusFrance okullarda ve
üniversitelerde düzenli olarak temsil
edilmektedir. Kültür merkezi ile işbirliği içinde,
Campus France dil kursu imkanı sunmaktadır.
Fransa, yabancı öğrencilerin bulunduğu
ülkelerin dünya sıralamasında, 3. sırada yer
almaktadır. 2008/09 öğretim yılında, 200’ü
burslu olmak üzere 2000’i aşkın Türk öğrenci
Fransa’ya gelmiştir. Fransa’da okumak isteyen
öğrenciler 83 üniversite arasında seçim
yapabilirler. Fransa’da tam bir eğitime başlamak
için, Almanya’daki mevcut koşullar geçerlidir. 4
yıllık bir eğitim için kişinin, ÖSS sınavını
başarıyla geçmesi gerekmektedir ve branşı
benzer olmalıdır .
newsletter >>>>>>
Seite 19
Ausgabe 05 | 2010
Alumnivereine in Ankara
Der Begriff „Alumni“ für die Ehemaligen einer Hochschule stammt aus dem Lateinischen und bezeichnet
laut Duden ursprünglich einen Zögling oder Schüler
einer Lehranstalt. Mit einem Alumni-Verein versuchen
schon seit vielen Jahren Hochschulen, Stiftungen und
andere Institutionen im englischsprachigen Raum
sowie in Europa, den Kontakt zu ihren Ehemaligen
aufrecht zu erhalten.
Nach diesem Prinzip werden auch türkische Alumni, die einen Teil ihrer Studienzeit in Deutschland absolviert haben, zusammengeführt. Dabei sind neben der jeweiligen Förderinstitution, wie dem DAAD, vor allem die Erfahrungen in
Deutschland das verbindende Element zwischen den
Alumni. Die Vereine, die nachfolgend vorgestellt werden, möchten aber nicht nur die Mitglieder untereinander vernetzen, sondern auch über eigene Aktivitäten informieren und erhoffen sich von den gemeinsamen Deutschland-Erlebnissen neue Impulse für eine
potentielle Zusammenarbeit.
Bir üniversitenin eski/önceki öğrencileri/üyeleri
anlamında kullanılan “Alumni” kavramı Latince
kökenlidir ve “Duden” e göre bir eğitim kurumunun
öğrencisi anlamına geliyor. İngilizce konuşulan
ülkelerde ve Avrupa’da Üniversiteler, Vakıflar ve diğer
Enstitüler uzun yıllardır Alumni-Dernekleri üzerinden
eski öğrenciler ile ilişkilerini muhafaza etmeye
çalışıyorlar.
Bu prensibe göre eğitimlerinin bir kısmını Almanya’da
tamamlamış olan Türk Alumnileri de bir araya
getiriliyor. Bunun yanında örneğin DAAD gibi destek
sağlayan ilgili kurumun yanı sıra özellikle Almanya’da
yaşanan deneyimler de Alumnileri bağlayan en
önemli unsurlardan birisidir. Aşağıda tanıtılan
derneklerin amaçları sadece üyelerin kendi aralarında
bir ağ oluşturmalarını sağlamak değil, bunun yanı sıra
kendi aktiviteleri hakkında bilgi vermek ve müşterek
Almanya deneyimlerinden söz ederek potansiyel iş
birlikleri için yeni güdüler oluşturmak da hedeflenenler
arasındadır.
Der im Jahr 2002 gegründete Verein der DAADStipendiaten in Anatolien arbeitet dar2002 senesinde Anadolu DAAD
an, sein bisheriges Alumni-Netzwerk mit
Bursiyerleri adı altında kurulan Dernek, şu
rund 25 Mitgliedern neu zu beleben und
ana kadar oluşturulan ve yaklaşık 25 üyesi
weitere Interessenten anzuwerben.
bulunan Alumni ağını geliştirmek ve yeni
Prof. Dr. Bülent Karasözen, seit 2008 Vorüyeler kazanmak amacıyla faaliyetlerini
sitzender des Vereins, gehört selbst zur
sürdürmektedir.
ersten Generation von DAAD2008’den beri Derneğin Başkanı olan Prof.
Stipendiaten und war von 1967 bis 1981
Dr. Bülent Karasözen de DAAD
in Deutschland an der TU Berlin tätig.
bursiyerlerinin ilk neslidir ve 1967-1981
1982 kehrte er in die Türkei zurück und
seneleri arasında Almanya’da, Berlin Teknik
lehrt seitdem an der METU. Danach beÜniversitesi’nde görev yapmıştır. 1982
suchte er mit vom DAAD geförderten Forsenesinde Türkiye’ye geri döndü ve o
Prof. Dr. Bülent Karasözen
schungsaufenthalten 1996 und 2007 die TU Darmtarihten beri ODTÜ de öğretim görevlisi olarak
stadt, sowie bei letzterer Reise die Universität Augsçalışmaktadır. Daha sonra 1996 ve 2007 senelerinde
burg und die TU Karlsruhe. Auch im Rahmen des
DAAD destekli araştırma gezilerine katılmış ve
Programms „Fachbezogene Partnerschaften mit
Darmstadt Teknik Üniversitesi’nde bulunmuştur. Son
Hochschulen in Entwicklungsländern“ knüpfte er zuseyahatinde de Augsburg Üniversitesi ile Karlsruhe
erst 2003-2006 mit der Universität Karlsruhe und
Teknik Üniversitesi’nde çalışmalar yapmıştır.
durch ein andauerndes Projekt seit 2008 mit der TU
“Gelişmekte olan ülkelerdeki üniversiteler ile bölüm
Darmstadt Kontakte zu deutschen Akademikern.
bazında ortaklıklar” isimli program çerçevesinde
Für einen Gedanken- und Ideenaustausch wird nun
öncelikle 2003-2006 yılları arasında Karlsruhe
zu ersten informellen Treffen eingeladen, damit im
Üniversitesi ile ve daha sonra 2008 den günümüze
Herbst eine Konferenz zum Thema "Mobilität in der
kadar Darmstadt Teknik Üniversitesi ile devam eden
Wissenschaft" stattfinden kann. Prof. Karasözen hofft
bir proje ile Alman Akademisyenlerle iletişim
auf reges Interesse der Deutschland-Alumni und ein
kurmuştur. Şimdi fikir ve düşünce alışverişini
amaçlayan ve resmi olmayan ilk buluşmaya davet
breites Spektrum an Diskussionsthemen.
ederek sonbaharda “Bilimde mobilite” konulu bir
konferans düzenlenecektir.
newsletter >>>>>>
Seite 20
Ausgabe 05 | 2010
Für weitere Informationen und Kontaktmöglichkeiten
wurde eine Website (http://www.anadoludaad.org.tr)
geschaffen, die über Neuigkeiten und bevorstehende
Aktivitäten informiert.
Profesör Karasözen Almanya Alumnilerinin büyük bir
ilgi göstereceklerini ümit ediyor ve tartışma
konularının çok yönlü olacağını umuyor.
Daha detaylı bilgi ve iletişim için oluşturulan web
sayfası (http://www.anadoludaad.org.tr) üzerinden
yeni gelişmeler hakkında haberdar olabilir ve yakın
tarihli aktivitelerin duyurularına ulaşabilirsiniz.
Der Verein für Akademiker mit Studienabschluss
in Deutschland (AYÖG) ist eine weitere AlumniEinrichtung mit Sitz in Ankara, die seit
1991 bemüht ist, die deutsch-türkischen
Almanya’da bir mezuniyet derecesi elde
Beziehungen zu fördern und die bestehenetmiş Akademisyenler Derneği (AYÖG)
den Netzwerke auszubauen. Die VorsitzenAnkara merkezli başka bir Alumni
de Frau Prof. Dr. Arzu Oğuz initiierte dafür
kuruluşudur ve 1991’den beri Türk-Alman
mit den 130 Mitgliedern des Vereins Geilişkilerini desteklemek ve mevcut ağı
spräche mit Botschaftsangehörigen und
geliştirmek adına faaliyetlerini
organisierte Vorträge zu aktuellen politisürdürmektedir. Başkan Prof. Dr. Arzu
schen Themen (z.B. EU-Mitgliedschaft
Oğuz bu amaçla 130 üyesiyle birlikte Elçilik
oder internationale Beziehungen), aber
çalışanları ile görüşmeler sağladı ve güncel
auch kulturelle Veranstaltungen, wie
siyasi konularda konferanslar düzenledi
Opern- und Theaterbesuche, sowie ge(örneğin AB Üyeliği veya Uluslararası
meinsame Reisen. Der Verein pflegt auİlişkiler). Bunun dışında opera ve tiyatro
Prof. Dr. Arzu Oğuz
ßerdem die historische Freundschaft und die Beziegösterileri ve çeşitli geziler gibi kültürel etkinlikler de
hungen der beiden Länder durch gemeinsame Prodüzenlediler. Dernek ayrıca her iki ülke arasındaki
jekte deutsch-türkischer Einrichtungen.
tarihi dostluğu ve ilişkileri de Türk-Alman
Frau Oğuz selbst besuchte 1991 zum ersten Mal
kuruluşlarının müşterek projeleri ile sürdürmektedir.
Deutschland, um ein Promotionsstudium in Jura aufDernek Başkanı Arzu Hanım ilk defa 1991 senesinde
zunehmen. Als Stipendiatin des DAAD, der KonradHukuk alanında Doktorasını yapmak amacıyla
Adenauer-Stiftung und des Max-Planck-Institutes hat
Almanya’yı ziyaret etti. DAAD, Konrad Adenauer
sie damals wie heute durch eine Vielzahl von
Vakfı ve Max Planck Enstitüsü’nün bursiyeri olarak o
Vorträgen engen Kontakt zu Deutschland bewahrt.
zamanlar da, günümüzde olduğu gibi, katıldığı çok
AYÖG heißt auch Hochschulabsolventen aus
sayıdaki konferanslar ile Almanya ile olan yakın
Östereich und der Schweiz herzlich willkommen,
bağını muhafaza etmiştir.
AYÖG aynı
damit die Tätigkeiten auf andere deutschsprachige
zamanda Avusturya ve İsviçre’den bir üniversiteden
Länder ausgeweitet werden können.
diploma almış kişileri de kabul ederek, faaliyetlerini
In den nächsten Wochen sind ein Opernbesuch, eine
Almanca konuşulan diğer ülkelerde de yaymayı
Reise nach Safranbolu und Amasra sowie ein Vortrag
hedeflemiştir. Önümüzdeki haftalarda bir opera
über Grundgesetzänderungen und Reformen des
ziyareti ile Safranbolu ve Amasra’ya bir gezi, ayrıca
hukuk alanında Anayasa değişikliği ve reformlar
Rechtswesens geplant.
konulu bir konferans planlanmıştır.
Auch ein Alumni-Verein der Alexander von Humboldt-Stiftung (AvH) befindet sich in Ankara. Dieser
Ankara’da ayrıca Alexander von Humboldt
wurde 1988 gegründet und zählt zurzeit 86 MitglieVakfı’nın (AvH) bir Alumni Derneği de faaliyet
der. Weitere Vereine existieren in Istanbul und Izmir.
göstermektedir. Bu dernek 1988 senesinde kurulmuş
Seit der Wiederbelebung der Stiftung 1953 in Bonn
ve şu an 86 üyeye sahip. Bunun dışında İstanbul ve
wurden rund 400 türkische Wissenschaftler gefördert.
İzmir’de de bu amaçla faaliyet gösteren dernekler
Nach der Wiedervereinigung Deutschlands ging die
mevcut. 1953 senesinde Bonn merkezli derneğin
Zahl der vergebenen Stipendien in der Türkei jedoch
tekrar hayata geçirilmesi ile yaklaşık 400 Türk bilim
stark zurück und es werden zurzeit nicht mehr als ein
adamı desteklenmiştir.
Ancak Almanya’nın birleşmesinden sonra Türkiye için
oder zwei Stipendien pro Jahr vergeben.
verilen bursların sayısında büyük bir düşüş yaşandı
ve şu sıralar yılda sadece 1 veya 2 burs
sağlanabilmektedir.
newsletter >>>>>>
Seite 21
Ausgabe 05 | 2010
Bu nedenle derneğin tek görevi eski bursiyerler ile
Der Verein sieht deshalb seine Aufgabe nicht nur
ilgili networku ve onların Alman partner bilim adamları
darin, das Netzwerk und die Beziehungen der Eheile ilişkilerini sürdürmek değil, aynı zamanda genç
maligen sowie deren deutsche Partnerwissenschaftbilim adamlarını AvH Vakfı üzerinden bilgilendirmek
ler aufrecht zu erhalten und zu pflegen, sondern auch
ve gerektiği durumda başvuru için ihtiyaç duyulan
Nachwuchswissenschaftler über die AvH-Stiftung zu
proje tasarısı ile ilgili olarak danışmanlık yapmak da
informieren und ggf. bei dem für die Bewerbung nötivazifelerinden birisidir. Vakıf tarafından Alexander
gen Projektentwurf zu beraten. Auch eine Schriftenvon Humboldt isimli Kurucusu hakkında kitap
reihe in Form eines Buches über die Person Alexanşeklinde bir yazı dizisi kaleme alınmış ve ilgili web
der von Humboldt wurde vom Verein erstellt und ist
sayfasında yayınlanmıştır.
auf der Website einsehbar.
Die Alumni treffen sich monatlich zu einem gemeinAlumniler her ay birlikte yemek yemek için buluşur
samen Essen oder unternehmen Ausflüveya örneğin Mayıs ayında Karadeniz
ge, wie z.B. im Mai nach Sinop an die
kıyısındaki Sinop’a düzenlenen gezi gibi
Schwarzmeerküste. Geplant sind auch
çeşitli geziler düzenlerler.
monatliche Publikationen, die sowohl
Dernek üyelerinin bilimsel makalelerini ve
wissenschaftliche Artikel als auch Erfahdeneyimlerini içerecek aylık dergilerin
rungs- und Erlebnisberichte der Mitglieyayınlanması da planlama aşamasında.
der umfassen. Der Verein zeigt sich u.a.
Dernek ayrıca önümüzdeki yıl
Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu
auch für die Organisation des 6. internatiodüzenlenecek olan 6. Uluslar arası Ekoloji ve
nalen Symposiums für Ökologie und Umweltthemen
Çevre Konuları isimli sempozyumun organizasyonu
im nächsten Jahr verantwortlich. Außerdem verfolgt
konusunda sorumluluk üstlenmiştir. Ayrıca siyasi
man das Ziel, auf politischer Ebene beratend aktiv zu
düzeyde danışmanlık yaparak aktif olmak ve
werden und unterstützt die Etablierung einer der
Türkiye’de Alexander von Humboldt Vakfı’na benzer
AvH-Stiftung ähnlichen Institution in der Türkei, verbir Enstitü’nün kurulması da hedefler arasındadır. Bu,
gleichbar mit dem Prozess der Schaffung des Yunus
Türk kültür ve eğitim politikasının yurt dışında
Emre Institutes als Sprachrohr der türkischen Kulturyaygınlaştırılmasını amaçlayan Yunus Emre
und Bildungspolitik im Ausland.
Enstitüleri ile kıyaslanabilir.
Der im letztem November zum Vorsitzenden gewählGeçen sene Kasım ayında Başkanlığa seçilen Prof.
te Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu promovierte 1976 an der
Dr. İlhami Kiziroğlu, 1976 yılında Münih’deki LudwigLudwig-Maximilians-Universität in München,
Maximilians-Üniversitesi’nde doktorasını tamamlamış
woraufhin er in die Türkei zurückkehrte und seine bis
ve ardından Türkiye’ye dönüp Hacettepe
heute andauernde Laufbahn als Wissenschaftler und
Üniversitesi’nde bu güne dek süren bilim adamı ve
Hochschuldozent an der Hacettepe Universität
doçentlik kariyerine başlamıştır. 1983 yılında yüksek
startete. 1983 erhielt er das hoch dotierte und
prestijli ve büyük rağbet gören AvH Vakfı’nın bursunu
begehrte Stipendium der AvH-Stiftung, für das er
almaya hak kazanmış ve bu nedenle Münih’e geri
nach München zurückkehrte, bevor er vom DAAD
dönmüş. DAAD bursu almadan önce Almanya’da
gefördert an verschiedenen Universitäten in
bulunan çeşitli üniversitelerde misafir doçent ve
Deutschland als Gastdozent und seit 1988 als
1988’den beri de Profesör olarak görev yapmıştır.
Professor tätig wurde. Weiterhin ist er Mitglied in
Kendisi halen Türk Alman Kültür İşleri Kurulu Derneği
verschiedenen Interessensverbänden und Vereinen,
gibi çeşitli birlik ve derneklere üyedir.
so z.B. im deutsch-türkischen Kulturbeirat.
Anadolu DAAD Bursiyerleri Derneği, AYÖG ve
Der Verein der DAAD-Stipendiaten in Anatolien, AYAlexander von Humboldt Vakfı’nin Alumni Derneği,
ÖG sowie der Alumni-Verein der AvH-Stiftung haben
Alumnileri için tecrübe alışverişini ve ilişkilerin
jeweils ein Portal für ihre Ehemaligen geschaffen, das
sürdürülmesini mümkün kılan birer portal
den Erfahrungsaustausch und die Kontaktpflege eroluşturmuşlar. Tüm kuruluşlar gösterilen büyük
möglichen soll. Alle Institutionen freuen sich über reilgiden oldukça memnunlar ve kendilerine
ges Interesse und stehen für Fragen gern zur Verfüyöneltilecek soruları memnuniyetle cevaplamaya
gung.
hazırlar.
newsletter >>>>>>
Seite 22
Ausgabe 05 | 2010
Landeskunde
Yurt bilgisi
Woher kommt der Weihnachtsbaum?
Noel ağacı nereden geliyor?
Die christliche Welt feiert mit Weihnachten,
Hristiyan alemi 25 Aralık tarihinde Isa
also am 25. 12., das Geburtsfest Jesu.
Peygamber’in doğumunu temsil eden Noel
Dass die Einführung dieses Termins lange
bayramını kutluyor. Bu tarihin bayram olarak
Zeit sehr umstritten war, können wir uns
kutlanmadan önce uzun bir süre büyük
heute nur schwer vorstellen.
tartışmalara yol açmış olmasını düşünmek
Die Christen feiern zu Weihnachten den
bile şaşırtıcıdır. Hristıyanlar bu tarihte Isa’nın
Geburtstag Jesu Christi am 25. 12.
doğum gününü kutlamaktadırlar, ancak Yeni
Allerdings sagen die ersten Texte der
Ahit’e (İncil) ait ilk metinlerde doğumdan pek
Evangelien nichts über die Geburt. Das
bahsedilmiyor. En eski metin olarak bilinen
Markusevangelium, das als der älteste
‘Markus Ahit’i’ vaftız ile başlamaktadır. O
Text gilt, beginnt mit der Taufe. Im
zamanların kültürel merkezi olan Akdeniz
Mittelmeerraum, dem kulturellen Zentrum
Bölgesi’nde kış gündönümü ile ilgili
Bild: Renate Kalloch / pixelio.de
der damaligen Welt, wurden Feste zur
bayramlar kutlanıyordu. Jül Sezar’ ın takvim
Wintersonnenwende gefeiert. Aufgrund eines Fehlers
hesaplamasında yaptığı bir hatadan dolayı 25 Aralık
in der Kalenderberechnung von Julius Caesar hielt
tarihi yılın en kısa günü sanılıyordu. Bu kutlamalara
man den 25. Dezember für den kürzesten Tag des
gösterilen ilgi o denli büyüktü ki, Romalı piskopos
Jahres. Die Attraktion dieser Feste war so groß, dass
Liberius da 354 yılında resmi olarak 25 Aralık tarihini
der römische Bischof Liberius im Jahre 354 ebenfalls
Isa’nın doğum gününü olarak belirlemiştir. Daha
das Geburtsfest Christi offiziell auf den 25. Dezember
sonra Hiristiyan’lara o gün Isa ile birlikte ışığın
legte. Den Anhängern des Christentums wurde
dünyaya geldiği söylenmiştir (lux mundi).
gesagt, dass an diesem Tag mit Christus das Licht in
Hiristiyanlığın doğum kutlaması Roma’dan yayılarak
die Welt gekommen sei ( lux mundi ). Von Rom aus
yavaş yavaş Fransa’ya ve Almanya’ya kadar
verbreitete sich das christliche Geburtsfest sehr
ulaşmıştır. Kutlama bu ülkelerde 8. yüzyılda henüz
langsam auch nach Frankreich und Deutschland.
yaygın değildi. Almanca’daki ‘Weihnachten’ (Noel)
Hier ist es im 8. Jahrhundert noch unbekannt. Die
tanımlaması ilk defa 12. yüzyılda bir şiirde karşımıza
deutsche Bezeichnung „Weihnachten“ taucht
çıkıyor ve burada ‘kutsanmış geceler’ den söz
erstmals im 12. Jahrhundert in einem Gedicht auf ,
ediliyor. Burada kast edilen ve Cermen’ler için
das von den „geweihten Nächten“ sprach. Gemeint
Hristiyanlık öncesi dönemde kutsal olan
waren die Mittwinternächte, die für die Germanen in
‘Mittwinternacht’dır (orta kış geceleri). Cermenler,
der vorchristlichen Zeit heilig waren.Die Germanen
ölülerin bu uzun ve karanlık gecelerde şeytan olarak
glaubten, das die Toten in diesen langen und dunklen
dünyaya geri geldiklerine inanıyorlardı ve bu nedenle
Nächten als Dämonen auf die Erde zurückkehrten
şeytanlara karşı korunabilecekleri sihirli unsurlar
und suchten daher nach magischen Elementen, die
aramaya başladılar. Bazı ağaçların sahip olduğu sivri
sie vor den Dämonen schützen könnten.Ein besonder
yeşil iğnelerin özellikle güçlü bir sihir taşıdığına
starker Zauber ging von den grünen spitzen Nadeln
inanıyorlardı. Bu ağaçların doğadan daha güçlü
mancher Bäume aus. Man sagte sie hätten
oldukları ve kışın dahi yeşil renklerini
besondere Kräfte, da sie stärker waren als die Kräfte
kaybetmediklerinden özel güçler taşıdıkları inancı çok
der Natur und ihre grüne Farbe auch im Winter nicht
yaygındı. Halkın inanışına göre kış yeşili ile korunan
verloren. Im Volksglauben hatten Dämonen, Hexen,
eve şeytanlar, cadılar, hastalıklar ve yıldırım
giremiyordu. Bu nedenle insanlar özellikle Noel ve Üç
Krankheiten und Blitz keinen Eintritt in das Haus,
Evliya Krallar arasındaki dönemde geceleri giriş
wenn es durch Wintergrün geschützt war. Deshalb
hängten die Menschen besonders in den Nächten
kapısının üstüne ve odalara yeşil dallar asılırdı. Evine
zwischen Weihnachten und Drei König grüne Zweige
yeşil dallar asmayanlar korumasızdı. Günümüz
über die Haustür oder auch in Wohnräume. Wer
Almanca’sında halen kendini iyi hissetmeyen bir kişi
keine grünen Zweige hatte, dem fehlte der Schutz.
için, veya bir sorun çözülemediği zaman ‘bir yeşil dala
Noch heute sagt man auf Deutsch über jemanden,
rastlamamak’ (er kommt auf keinen grünen Zweig)
dem es schlecht geht,
tabiri kullanılmaktadır.
newsletter >>>>>>
Seite 23
Ausgabe 05 | 2010
oder wenn man ein Problem nicht lösen kann „er
kommt auf keinen grünen Zweig“.
Aus dem einfachen Wintergrün entwickelte sich bald
ein geschmückter Zweig, danach wurden sogar
ganze Bäume aufgestellt, besser aufgehängt, denn
am Anfang zeigte die Spitze vom Weihnachtsbaum
nach unten! Dieser Brauch war im Süden und
Westen Deutschlands verbreitet. Im Norden und
Osten Deutschlands zündete man dagegen Lichter
und Feuer an, um die bösen Geister zu erschrecken.
Mit der Zeit kamen diese Lichter in Form von Kerzen
an den Baum. QUELLE: www.sueddeutsche.de
Daha sonraları insanlar basit çam dalını süslemeye
başladılar, hatta dal yerine ağaç kullanılmaya
başlandı. Başlarda noel ağacı baş aşağıya tavana
asılırdı! Bu gelenek Almanya’nın güneyinde ve
batısında oldukça yaygındı. Kuzey’de ve Doğu’da ise
kötü ruhları korkutmak amacıyla ışıklar ve ateşler
yakılırdı. Zamanla bu ışıkların yerini ağaçlara
yerleştirilen mumlar almıştır.
Kaynak : www.sueddeutsche.de
Weihnachtsrezept - Zimtsterne
Noel Tarifi - Tarçınlı Kurabiye
Weihnachtszeit ist Plätzchenzeit. Für viele Familien
in Deutschland bedeutet dass, Ausstechförmchen
hervorkramen und das Nudelholz entstauben. Das
Weihnachtsgebäck gehört zum Fest, wie der
Christbaum. Die Plätzchen werden in allen Formen
und Farben gebacken. Der Fantasie sind keine
Grenzen gesetzt. Allerdings dürfen einige Klassiker
aus Omas Backbuch keinesfalls fehlen. So gehören
Zimtsterne auf jeden Naschteller.
Noel zamanı, kurabiye zamanıdır. Almanya‘da
yaşayan birçok aile için bu , kesici kalıpları bulup
çıkarmak ve oklavaların tozunu almak anlamına
gelir. Tıpkı noel ağacı gibi, noel pastası da
bayramın bir parçasıdır.
Kurabiyeler tüm şekil ve renklerde pişirilir. Hayal
gücü sınır tanımaz. Elbette büyükannenizin yemek
kitabından bazı klasikler de eksik edilmez. Bu
yüzden, tarçınlı yıldız kurabiye, her kurabiye
tabağında bulunmaktadır.
İçindekiler:
Zutaten:
3
3 Yumurta akı
Eiweiß
250 g
Puderzucker
400 g
Mandeln, gemahlen
250 g Pudra şekeri
400 g Ince öğütülmüş badem
2 çay kaşığı Tarçın
2 TL Zimt
Zubereitung:
Foto: Stephanie / pixelio.de
Das Eiweiß sehr steif schlagen. Den Puderzucker
dazugeben. Etwa 6 Esslöffel der Masse entnehmen
und kühl stellen .
Zimt und Mandeln unter die restliche Masse heben
un den Teig ebenfalls kühl stellen (ca. 30 Minuten).
Den Teig zwischen Klarsichtfolie ca. 1cm dick ausrollen. Die Sterne mit entsprechenden Förmchen
ausstechen und auf mit Backpapier ausgelegte Bleche legen.
Zum
Schluss werden die Plätzchen sorgfältig mit der gekühlten Eiweißmasse bestrichen.
Die
Plätzchen bei Umluft 120 Grad oder Gasstufe 1 15
bis 20 Minuten backen (ohne Vorheizen).
Kühlen und schmecken lassen!
Hazırlanışı:
Yumurta akı kuvvetlice çırpılır. Pudra şekeri
eklenir. Karışımdan yaklaşık 6 yemek kaşığı kadar
alınır ve buzdolabına koyulur.
Tarçın ve bademler, kalan karışıma ilave edilir ve
hamur aynı şekilde buzdolabına yerleştirilir.
(Yaklaşık 30 dk.)
Folyo arasında hamur yaklaşık 1 cm kalınlığında
açılır. Kalıplarla kurabiyelere şekil verilir ve pişirme
kağıdı ile hazırlanmış tepsiye konulur.
Son olarak, yumurta akı karışımı, kurabiyelere
dikkatlice sürülür.
Kurabiyeler 120 derecede ya da 1 numaralı gaz
seviyesinde, 15-20 dakika pişirilir (önceden
ısıtmadan).
Soğuttuktan sonra afiyet olsun!
newsletter >>>>>>
Seite 24
Ausgabe 05 | 2010
Messeteilnahmen im Frühjahr 2011:
Bahar 2011’de fuar katılımlarımız:
23.03.2011
IEFT Ankara
23.03.2011
IEFT Ankara
37.03.2011
IEFT Konya
37.03.2011
IEFT Konya
28.03.2011
IEFT Eskişehir
28.03.2011
IEFT Eskişehir
30.03.2011
Educatürk Ankara
30.03.2011
Educatürk Ankara
31.03.2011
Akare Antalya
31.03.2011
Akare Antalya
05.04. 2011
Akare Ankara
05.04. 2011
Akare Ankara
Das DAAD Informationszentrum Ankara
DAAD Bilgi ve Danışma Merkezi
wünscht Ihnen
2011 yılınızı
ein frohes neues Jahr 2011!
içtenlikle kutlar!
DAAD IC Ankara
Bulvar Palas İş Merkezi
B Blok No. 96—97
Atatürk Bulvarı 141
TR-06640 Bakanlıklar/Ankara
Tel.: 00 90 312 419 3554
Fax: 00 90 312 419 35 68
E-Mail: [email protected]
http://ic.daad.de/ankara

Benzer belgeler