Cuma namazına soruşturma
Transkript
Cuma namazına soruşturma
GÜNEÞ ECZANESÝ YIL:4 SAYI:833 35 YKR 10 ÞUBAT 2009 SALI Buzdolabý daðýtýmý Erdoðan'ýn isteði Solun kalesi" olarak bilinen illerde seçmen tercihi son yýllarda giderek sað partilere kayarken, bu konumunu koruyan ve halen AKP’nin milletvekili çýkaramadýðý tek il olan Tunceli, geçen yýl kiþi baþýna yapýlan bütçe harcamasý tutarýna göre sýralamada 81 il içinde birinci sýrada yer aldý. Maliye Bakanlýðý verilerine göre, geçen yýlýn tümünde 225 milyar 967.5 milyon TL olarak gerçekleþen merkezi yönetim bütçe harcamalarýnýn 140 milyar 525.7 milyon TL’sini "merkez"den yapýlan ödemeler, 85 milyar 441.8 milyon TL’sini ise illere yapýlar harcama oluþturdu. 7’DE Cuma namazýna soruþturma Sakarya’da kalp krizi geçiren hastaya þoförünün cuma namazýnda olmasý nedeniyle ambulansýn geç gittiði iddialarý üzerine Saðlýk Bakanlýðý soruþturma baþlattý. Bakanlýk ayrýca, Urfa’da yaralý bir gencin sedyeden düþürülmesi olayýný da inceleyecek. Saðlýk Bakanlýðý’ndan yapýlan açýklamada, Sakarya’da kalp krizi geçiren bir hastaya, ambulans þoförünün cuma namazýnda olmasý sebebiyle ambulansýn geç gittiði yönündeki iddialarýn soruþturulacaðý belirtildi. Açýklamada ayrýca, Þanlýurfa’da yaralý olarak getirildiði Harran Üniversitesi Týp Fakültesi Hastanesi’nde, hastanýn sedyeden düþürüldüðü yönündeki iddialarýn da araþtýrýlacaðý, her iki konuda da Bakan Recep Akdað’ýn talimatý ile ivedilikle soruþturma baþlatýldýðý ifade edildi. Soruþturma sonuçlarýnýn daha sonra kamuoyu ile paylaþýlacaðý belirtilerek, olayda ihmali görülenler hakkýnda gerekli yasal iþlemin yapýlacaðý kaydedildi. 7’DE Cesetleri 10 gün Kederli dizelerin sahipleri sonra bulundu! Sararmýþ sayfalardaki Kýrýkkale'de emekli saðlýk memuru ve eþi, sobadan sýzan karbon monoksit gazýndan zehirlenerek yaþamýný yitirdi. Yaklaþýk 10 gün önce öldüðü tahmin edilen çiftin cesetleri yakýnlarý tarafýndan bulundu. 6’DA þiirlerle, eski, artýk içinde oturaný kalmamýþ evleri birbirine benzetiyorum. Etrafýný sarmaþýklar kaplamýþ, tahtalarý kararmýþ evlerin sahipleri nerededir þimdi? Ya da kiracýlarý? Ya o evi inþa edenler, yövmiyeleriyle baþka bir ev kuranlar? kitap yapraklarýndaki þiirlerin sahipleri nerede? Daha bilinmez olaný bulmak için soralým: o þiire kiracý olanlar? Bir dizeye yazýlan adlarýyla hafýzalarýmýza kazýnan, ama kendileri gizlenen kahramanlar? Þiirlerin sahiplerini, kalemi tutaný biliriz de onlara ilham verenler sadece birer isimdir. Bazen bizim yârimizin adý olur onun ki. 5’DE Ecz. Tel: 441 29 45 Ev Tel: 441 25 02 Dean Baker Bankalarý rasyonelleþtirme zamaný Köþe yazýsý 4’DE Ziya adnan Borç bataðýnda Köþe yazýsý 2’DE Ahmet Tulgar Yazdan önce Köþe yazýsý 3’DE Patates ithal edilmesine tepki Nevþehir Ziraat Odasý Baþkaný Recep Tunç, milyonlarca ton patatesin depolarda çürüdüðü Türkiye'ye, yurtdýþýndan patates ithal edilmesine Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý'nýn engel olmasý gerektiðini söyledi. 3’DE Karýncalar konuþuyor Ýngiliz bilim insanlarý araþtýrmalarýna dayanarak, karýncalarýn yuvalarýnýn içinde konuþtuðunu ifade ediyor. 8’DE 2 10 Þubat 2009 Salý Ziya adnan Borç bataðýnda Gazete baþlýklarýnýn Davos hadisesine kilitlendiði zamanlarda. Kimileri ‘oh oldu, iyi oldu, yiðidim aslaným’ tadýnda. Kimileri, Davos yiðidinin Peres’e ‘ayar verirken’ ölçüyü kaçýrdýðýnda, Filistin üzerinden yaklaþan Belediye seçimlerinde, son zamanlarda hayli itibar kaybetmiþ partisine siyasi rant saðladýðýnda. Takýldýðým, “Sesinin benden çok yüksek çýkmasý bir suçluluk psikolojisinin gereðidir” cümlesi. Bizim diyarlarda hep en yüksek sesle konuþanýn kendisi olduðunu unutmuþ olsa gerek Baþbakan. “Üç çocuk yapýn, ama gazete okumayýn”, ‘Ananý da al git burdan’ cümlelerini de. Madýmak otelinin yakýlýþýnda, Deniz Feneri yolsuzluðunda, Amerikan askerleri Irak topraklarýný bombalarken ayni delikanlý, Kasýmpaþalý duruþu beklerdik kendisinden oysa. Filistinli çocuklarýn ölmesine gösterdiði isyaný, kendi ülkesindeki hastanelerde ölen bebekler içinde göstermesini beklerdik. Adý binbir þaibeye bulanmýþ belediye baþkanlarýnýn karþýsýnda aslan gibi dikilmesini, hesap sormasýný beklerdik. Ama nafiledir bekleyiþ. Neticede tekbirler eþliðinde ozanlarýný yakan ülkenin, kendi saflarýnda olmayan herkese saldýrmayý adet haline getirmiþ Baþbakanýdýr kendisi. Tribünlere oynamak iyidir hoþtur ama herkesin önce kendi evinin önünü süpürmesi gerekir. ••• Ülke olarak, gazýmýzýn bu vesileyle topluca alýndýðý zamanlarda, spor sayfalarýnda futbol kulüplerimizin borç bataðýnda olduðu, Türkcell Süper Lig"de mücadele eden 18 kulübün kesinleþen haciz ve icra borçlarýnýn, 88 milyon 845 bin 937 TL"ye ulaþtýðý haberleri. Ligde en çok haciz ve icra borcu bulunan kulüp, 37 milyon 648 bin 271 TL ile Kocaelispor olurken, üç Ýstanbullu arasýnda en çok haciz ve icra borcu bulunan kulüp Galatasaray. Sarýkýrmýzýlýlar, 33 milyon 328 bin 410 TL ile en borçlu 2. kulüp konumunda. Fenerbahçe"nin borcu 1 milyon 488 bin 510 TL, Trabzonspor"un ise 2 milyon 312 bin 466 TL. Ligde yer alan diðer takýmlardan ise Antalyaspor"un 2 milyon 231 bin 535 TL, Bursaspor"un 2 milyon 378 bin 348 TL, Denizlispor"un 988 bin 87 TL, Eskiþehirspor"un 2 milyon 916 bin 271 TL, Gaziantepspor"un 3 milyon 213 bin 518 TL, Konyaspor"un 162 bin 618 TL ve Ankaragücü"nün de 2 milyon 177 bin 899 TL borcu bulunuyor Ancak bunca borca raðmen, transfer dönemlerinde yabancý futbolculara çuval dolusu parayý saçmaktan çekinmiyor kulüplerimiz. Bir tarafta borç bataðýna gömülmüþken, diðer yanda har vurup harman savuruyor. Örneðin Galatasaray, 2007 senesinin Haziran ayýnda, Schalke 04 takýmýndan Lincoln Cássio’yu 4.5 milyon Euro karþýlýðýnda 4 seneliðine transfer etti. 22 Ocak 1979 doðumlu Brezilya’lý oyun kurucu, sakatlýklarla geçen 1.5 sezonda sadece 32 maçta forma giydi. Galatasaray, bu sezonun Þampiyonlar liginin ön eleme turunda pek vasat bir takýma elendi gitti. Oysa yýldýz oyuncu dediðin takýmýný böyle maçlarda sýrtlamalý. Ve geçtiðimiz günlerde, Sivas deplasmanýndan puansýz dönerken Galatasaray, kulüp tarihinin en baþarýlý golcüsü Hakan Þükür, bu maça gelmeyen Lincoln’un geçtiðimiz sezon Konyaspor deplasmanýnda da gitmedigini, takýmýn diðer oyuncularýnýn buna tepki gösterdiðini anlattý uzun uzun. Galatasaray’da yaþanan bu olaylarýn otorite boþluðu yüzünden ortaya çýktýðýný, yabancýlara fazla tolerans gösterildiðini dile getirdi.. ‘Biz milli takýmlara giderdik, gece 3’te geri döner ertesi sabah idmana çýkardýk. Ama onlar ya uçak bulamaz ya geç kalýr. Çok para kazanýyor olabilirler, illa oynayacaklar diye bir kaide yok. Ben de Avrupa’da çok para kazandým ama oynatmadýlar.’ ••• Türk futbolunda þimdilik es geçilmiþ olmasýna raðmen, UEFA’nýn tüm ülkelerin futbol federasyonlarýna yayýnladýðý genelge de yazýlan, borcu olan kulüplerin en üst liglerde oynayamayacaðý gerçeði. Geliþmiþ ülkelerin futbol federasyonlarý, bu meseleye önem verirken, bizim federasyonumuz ne yazýk ki borçlarý ve icraalarý görmezden geliyor. Gün geliyor kulüplerin vergi borçlarý afediliyor, gün geliyor hazine arazileri takýmlara tahsis ediliyor. Ýþin hazin tarafý, milyonlarca dolarý bir transfer sezonunda saða sola saçan kulüplerimiz, hala dernekler yasasýna baðlý olarak denetleniyor. ••• Futbolun beþiðinde, Leeds United FC, Kuruluþ tarihi 1919, maçlarýný 40,242 kapasiteli Eland Road stadýnda oynuyor. Otuz bine yakýn kombine biletli taraftarý var. Renklerý beyaz ve sarý. Ýngiltere Þampyonluk kupasýný müzesine, en son 1991 -1992 sezonunda olmak üzere üç kez götürdü. Bir kez Kral kupasýný kazandý Ýngiliz futbolunun köklü kulübü. Formasýný giymiþ ünlü futbolcular arasýnda Eric Cantona, Ian Rush, Brian Clough, Terry Venables. Mayýs 2007’de mali tablosundaki açýk nedeniyle 10 puaný silindi ve üçüncü lige düþtü. Uzun süren legal tartýþmalardan sonra, sezona eksi 15 puanda baþlamasý kararlaþtýrýldý. Sezon sonunda oynanan play-off maçýnda Doncaster Rovers takýmýna 1-0 yenilerek bir üst lige terfi hakkýný kaçýrdý. Bu maçý 90 bine yakýn taraftar izledi. Bu yazýnýn yazýldýðý saatlerde Coca Cola 1. ligde (Premier ligin iki altý) 7. sýrada. Luton Town FC, Geçmiþi Leeds United kadar parlak olmasa da, kökleri hayli eski. Kuruluþ tarihi 1885. Maçlarýný 10,885 kapasiteli Kenilworth Road stadýnda oynuyor. 1982 – 1992 seneleri arasýnda Ýngiltere birinci liginde mücadele etti. 1986-1987 sezonunda ligi 7. bitirdi, ki tarihinin en yüksek lig basamaðýdýr. Borçlarý yüzünden son yýllarda sýk sýk icraalýk olan kulüp, 2008 -2009 sezonuna eksi 30 puanda baþladý. Bu yazýnýn yazýldýðý saatlerde League Two da (Premier ligin üç altý) sonuncu sýrada. Evinde en son oynadýðý ve 2-1 kaybettiði Bury maçýný 5,545 taraftar izledi. Örnekleri çoðaltmak mümkün (bkz * Bournemouth FC). Ýngiltere futbol federasyonu, borçlu, icraalýk kulüplerin canýný fena yakýyor, kimsenin güzünün yaþýna bakmadan. Bizde ise iþbilmez ellerde borç bataðýnda yüzen, düzenli olarak denetlenmeyen, çiftlik tadýnda yönetilen kulüpler UEFA kriterlerini þimdilik pek önemsemiyor... Birgün Fiþlemede yeni dönem baþlýyor Takipsizlik ve beraat kararýnýn kesinleþmesinin ardýndan sanýklar hakkýnda poliste tutulan ‘sabýka’ kayýtlarý yok edilecek. Polis fiþlediði kiþilere ‘kaydýnýz silindi’ bilgisini gönderecek Kiþilere ait parmak izi, fotoðraf gibi verilerin kullanýlmasý ve silinmesine iliþkin esaslar yeniden düzenlendi. Bugün gazetesinin haberine göre polis tarafýndan þüphelilerden alýnan parmak izi, fotoðraf gibi verilerin kullanýlmasý ve silinmesine iliþkin esaslar yeniden düzenlendi. Ýçiþleri Bakanlýðý'nca 81 il emniyet müdürlüðüne gönderilen genelgeye göre, parmak izi kayýtlarý ancak hakim, mahkeme veya cumhuriyet savcýsýnýn istemi üzerine verilebilecek. Somut bir vakaya iliþkin olarak yazýlý talep edildiði takdirde verilerin onaylý bir örneði gönderilecek. Parmak izi veya fotoðraf kayýtlarýnýn bir soruþturma ya da kovuþturma kapsamýnda talep edilmesi halinde, yazýlý istenecek. Kayýtlarýn tamamý veya bir kýsmý toplu halde hiçbir kurum, kuruluþ, kiþi veya birimlere verilemeyecek. Bilgiler paylaþýlacak Interpol, Eurodoc, Europol- Sirene uygulamalarý çerçevesinde uluslararasý suçlarla mücadele kapsamýnda, karþýlýklýlýk ilkesine uygun olarak verilere iliþkin bilgiler ülkeler arasýnda paylaþýlabilecek. Emniyet Olay Yeri Ýnceleme ve Kimlik Tespit Þubeleri'nde saklanan fotoðraf ve parmak izi verilerinin hangi amaç doðrultusunda kullanýlacaðýna da açýklýk getirildi. Buna göre, kimlik tespiti, kimlik tetkiki ve veri doðrulama iþlemleri, suçun önlenmesi, suçun aydýnlatýlmasý, diðer olaylarla irtibatýnýn araþtýrýlmasý, daha önce iþlenmiþ suçlarla karþýlaþtýrýlmasý, kimliklendirmeye dönük iþlemler ile insan veya doðal kaynaklý felaketlerde kimlik tespiti amacýyla kullanýlabilecek. Hakim isterse kayýt silinecek Bakanlýk, kayýtlarýn kullanýlmasýnýn yaný sýra hangi hallerde imha edileceðini de belirledi. Kesin hükme baðlanmýþ suçlarla ilgili olarak alýnan parmak izi ve fotoðraf kayýtlarý, ilgili hakkýnda takipsizlik, beraat veya ceza verilmesine yer olmadýðý yönünde karar verilip kesinleþmesi halinde, hakim veya mahkemenin isteði ile kayýtlar silinebilecek. Ýlgilinin þahsi müracaatý veya baþka görevliler ya da makam tarafýndan istemde bulunulmuþ olmasý da kayýtlarýn silinmesi için yeterli kabul edilecek. Parmak izi kayýtlarý silinecek Parmak izi ve fotoðraf kayýtlarý iptal edildikten sonra tutanaða baðlanacak. Kayýt silme iþleminin sonucundan ilgili kiþi bilgilendirilecek. Parmak izi ve fotoðraflar, kovuþturmaya yer olmadýðý kararýna itiraz süresinin dolmasý, itirazýn reddi, ceza verilmesine yer olmadýðý kararý verilip kesinleþmesi halinde de imha edilecek. Ýçiþleri Bakanlýðý, il emniyet müdürlüklerine verilerin gizliliðine iliþkin tedbirlerin alýnmasý gerektiðini de bildirdi.Verilen bilgi ve kayýtlarýn kullanýlmasýnýn hukuki sonuçlarý, belgeyi alan ya da kullanan makam, birim ve personelin sorumluluðunda olduðuna genelgede dikkat çekildi. Radikal YEREL YÖNETÝMLERE SOL BAKIÞ Seçimler yaklaþtý. Sol’un inandýrýcý olmasý yerel seçimlere nasýl baktýðý ile de ilgili. Yerel seçimlere “soldan bakýþ” a fikri katký oluþturmasý düþüncesi ile gazetemiz de yayýnlanmak üzere yazýlarýnýzý bekliyoruz. Gönderdiðiniz yazýlarý bu sayfada yayýnlamaya baþladýk. Göndermeyi düþündüðünüz yazýlarýnýnýzý bilgisayar ortamýnda yazmanýz önemli. Yazýlarýnýzý [email protected] elektronik postasýna gönderebilirsiniz. HACIBEKTAÞ BELEDÝYE BAÞKANI NASIL OLMALIDIR? •Katýlýmcý,çoðulcu,þeffaf,denetlenebilir, halkýn belediyede söz, karar ve yetki sahibi olacaðý bir yönetim anlayýþýný temel alan, •Belediye hizmetlerinde gelir düzeyi düþük kesimleri koruyan, •Tarafsýzlýk, dürüstlük ve kararlýlýk içinde olan, •Çalýþmalarda plan ve programa dayalý bir anlayýþ sergileyecek, kaynak israf etmeyecek •Belediye bütçesini, gelir ve giderleri detaylý olarak belirli dönemlerde halka duyuracak, •Çalýþmalardan herkesi haberdar etmeye çalýþacak, þeffaf bir yönetim sergileyecek, •Yetkiyi halkýn doðrudan yönetime ve kararlara katýlýmýný temin edecek þekilde toplumsallaþtýrýlacak, •Meclis toplantýlarýný ve gündemi önceden halka duyurularak halkýn toplantýlara katýlýmýný saðlayacak ve toplantýlarda görüþ bildirmelerini temin edecek, •Ýhaleleri halka açýk yapacak ve anýnda hoparlörlerden halka dinlettirecek, •Ýhalelerde tercih mekanizmasýný kesinlikle iþletmeyecek, sadece Hacýbektaþ’ýn çýkarlarýný gözeecek, •Ýhalelerin sonuçlarýný çeþitli yollarla halka duyuracak, •Her yýl sivil toplum kuruluþlarý, partiler vb. örgütlerin katýlýmýyla bir Hacýbektaþ kurultayý toplayacak, •Belirli dönemlerde kahve toplantýlarý düzenlenerek genel gidiþat hakkýnda bilgi ve görüþ alýþ-veriþinde bulunacak, •Belediye çalýþmalarýyla ilgili olarak Hacýbektaþ halkýnýn gözlem ve deðerlendirmesini almak amacýyla kamuoyu araþtýrmasý yapacak, •Hacýbektaþ’ýn belirlenen merkezi noktalarýnda ‘’duvar panolarý’’ kurarak ve bu panolarda ihaleler, bütçe, harcamalar vb konularda halka bilgi sunacak, halkýn deðerlendirmelerinin yazýlmasýný temin edecek, •Belediyeye seçimle iþ baþýna gelen belediye baþkaný ve meclis üyelerinin göreve baþladýðý andan itibaren mal beyannamesi vereceði, •Kaynak tüketen deðil, kaynak yaratan bir anlayýþ sergilenyecek, •Belediyede yetkinin tekelleþmesi yani “beni halk seçti, ben ne dersem o olur” felsefesi yerine, yönetimi belediye çalýþanlarýyla paylaþarak karar noktalarýnda yönetime katkýlarýný saðlayacak, •Belediye hizmetlerinin halka ulaþtýrýlmasýnda hizmetin en iyi þekilde ve adil olarak sunulmasýna azami titizlik gösterecek, •Turizmdeki gerilemenin ekonomik hayata dair olumsuz etkilerinin giderilmesine yönelik turizmi teþvik amaçlý nitelikli yatýrýmlarýn desteklenmesi, tanýtým ve reklam sayesinde daha fazla turistin ilçemize çekilmesini hedefleyen, •Hacýbektaþ’ta yaþayan herkesin yerli yabancý ayrýmý olmadan kardeþçe bir arada yaþadýðý bir kent olmasýný temel ilkesi edinecek, •Bu ilkeler doðrultusunda , tüm kurumlar (dernek,sendika, birlik,kanaat önderleri, odalar ve düþünce yakýnlýðý olan siyasi partilerle yerel yönetim seçimlerinde birlikte eþit koþullarda hareket etmek isteyen belediye baþkaný ile meclis üyelerinin secilmesi HACIBEKTAÞ KAMUOYU’NUN ÖZLEMÝDÝR... 10 Þubat 2009 Salý Su haktýr sattýrmayacaðýz Ahmet Tulgar [email protected] Özgürlük ve Dayanýþma Partisi’nin geçen hafta bugün yapýlan konferansýndan çýkan aritmetik ya da politik sonucu tartýþmayý particilik erbabýna býrakýyor, ‘bir yaþantý olarak konferans-kongre’nin sosyolojik açýdan, hem Türkiye ölçeðinde bir sosyoloji hem de parti sosyolojisi açýsýndan ne ifade ettiðini kendimce yorumlamaya çalýþýyorum. Burada. Malumunuzdur, hatta belki de maðdurusunuzdur ki konferans-kongre öncesi süreç hayli gerilimliydi. Bana öyle yansýdý. Baþkalarýna da öyle yansýmýþ olmalý ki ciddi ciddi tatsýzlýk bekleniyordu, tatsýzlýk çýkmasýný bekliyor, kaygýlanýyordu kimi dostlar. Þükür ki olmadý böyle bir þey. Her ‘vital’, her yaþayan toplulukta olacak kadar oldu her ne olduysa. Partinin yeni genel baþkaný Hayri Kozanoðlu’nun konferans akþamý kendisine, “Þimdi artýk ÖDP’de aþk kaybetti, devrim kazandý diyebilir miyiz?” sorusunu yönelten televizyon muhabirine verdiði, “Aþk konusunda bana, devrim konusunda Ufuk Hoca’ya haksýzlýk yapmayýn” cevabýndan ve Ufuk Uras’ýn ertesi gün partililere yazdýðý mektuptan yayýlan incelik ÖDP’de sularýn artýk durulacaðýnýn, en azýndan bunu isteyenlerin azýmsanmayacak kadar olduðunun bir iþaretiydi. Peki, ÖDP’lilerin onca gerilimle, onca elektrik yüküyle, onca kaygýyla geldikleri bir konferansý böylesine güzel tamamlamýþ olmalarýný saðlayan neydi? Parti disiplini mi? Sanmýyorum. 12 Eylül öncesinin örgüt disiplinini tanýyan biri olarak ben bu tür bir örgüt ya da parti disiplini görmüyorum, saptamýyorum ÖDP’de, ki bence çok da hoþ böyle Yazdan önce olmasý. Hep böyle kalsýn. Bence o gün o salonda bir irade hissedildi. Duyumsandý. Kabul edildi. Ve ona göre davrandý herkes. “Nereden biliyorsun?” diye soracak olanlara mesleðimin gazetecilik olduðunu, mümkün mertebe en fazla kiþiyle konuþmanýn ise önemli bir gündelik faaliyetim olduðunu hatýrlatýrým. Evet, aynen öyle oldu. Salondakiler parti çeperinden baþlayarak geniþleyen halkalar þeklinde yayýlan ve en saðdaki solun hemen saðýna kadar bile uzanan bir kamuoyunca dikkatle izlendiklerini biliyordu. Bunun orada bilinmesi, fark edilmesi bile ÖDP’nin bütün handikaplara raðmen hâlâ ne kadar dýþa dönük, ne kadar hayatýn içinde bir topluluk olduðunu gösterdi o gün. Zaman zaman vehmedildiði gibi içe kapanmaya hiç de niyetli olmayan ÖDP, bütün felaket çýðýrtkanlarýnýn beklentilerini boþa çýkardý iþte demokratik kamuoyunu ve emek cephesini ‘tabii iradesi’, ‘uzlaþýlmýþ hakemi’ kabul ederek. Evet, þimdi bu geniþ kamuoyu; ÖDP’yi, henüz kendisi üye olma, hatta oy verme kývamýna gelmemiþ olsa da bir umut addeden, pazar akþamý henüz daha sonuç açýklanmadan rahatlayan, zaten sonucu pek de önemsemeyen, merak da etmeyen, çok geniþ, tahmin ettiðinizdenettiðimizden çok daha geniþ bu topluluk yani, ÖDP’den Türkiye Solu’nun ve Türkiye Toplumsal Formasyonu’nun önemli meselelerine el atmasýný bekliyor. Bunu yaz sýcaðýndan önce bekliyor. Þimdiden. Birgün Patates ithal edilmesine tepki Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Nevþehir Ziraat Odasý Baþkaný Recep Tunç, milyonlarca ton patatesin depolarda çürüdüðü Türkiye'ye, yurtdýþýndan patates ithal edilmesine Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý'nýn engel olmasý gerektiðini söyledi. Nevþehir Ziraat Odasý Baþkaný Recep Tunç, yaptýðý açýklamada, Nevþehir ve Niðde illerinin Türkiye'nin yýllýk patates ihtiyacýnýn yüzde 41'lik bir bölümünü karþýlayan iller olduðunu belirterek, bu illerdeki depolarda þu an yaklaþýk 2 milyon ton patatesin çürümeye terk edildiðini kaydetti. Üreticilerin kilosunu 30 kuruþa ürettikleri patatesi 20 kuruþa satmakta zorlandýklarý bir dönemde Türkiye'ye yurtdýþýndan patates getirildiðini kaydeden Tunç, bunun engellenmesi gerektiðini savundu. Tunç, "Dünyanýn en önemli patates üreticilerinden biri olan ülkemize maalesef son dönemlerde yurtdýþýndan patates ithal ediliyor. Üreticilerin depolarýnda patatesler çürümeye terk edilir ve bizlerin yurtiçinde patatesin tüketiminin arttýrýlmasý ve ihracýnda teþvik çalýþmalarý yaparken, böyle bir dönemde bunu yaþamamýz son derece üzüntü verici. Türkiye'nin þuanda yurtdýþýndan patates ithal etmesini gerektirecek bir durum yok, kendi üreticilerinin ürettikleri patatesler depolarda dururken yurtdýþýndan Türkiye'ye patates girmesine izin vermek son derece yanlýþ" dedi. Türkiye'de þu anda üreticilerin 20 ila 30 kuruþ arasýnda patateslerini satabildiklerini, ancak yurtdýþýndan gelen patateslerin büyük marketlerde 1.70 TL'den satýldýðýna dikkat çeken Nevþehir Ziraat Odasý Baþkaný Recep Tunç, bu durumdan üreticilerle birlikte vatandaþlarýnda ekonomik olarak büyük zarar gördüklerini ifade etti. Büyük marketlerin niçin böyle bir uygulamaya gittiklerine bir anlam veremediklerini söyleyen Tunç, "Türkiye'deki üreticilerimizin durumu ortadayken, kredi borçlarýný ödeyebilmek ve yeniden ekim yapabilmek için çýrpýnýrken, sanki bunlarýn üreticilere bir kastý var. Hem ülkemizin dövizlerini yurtdýþýna savuruyor hem de vatandaþlarýn daha ucuza patates yemelerini engelliyor. Bir yanda 20-30 kuruþa satýlmak için depolarda bekleyen Türk üreticilerinin patatesleri bir yanda ise yurtdýþýndan ithal edilen ve kilosu 1.70 TL'den satýlan patates. Arada daðlar kadar fark olmasýna karþýn kalite yönünden hiçbir fark yok. Bu konuda bölge milletvekillerimiz ile birlikte Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý'nýn gerekli giriþimlerde bulunarak tedbir almasýný istiyoruz" diye konuþtu. kent haber EGE Çevre ve Kültür Platformu’nun (EGEÇEP) Ýkinci Bileþenler Kurultayý, Tepekule Kongre Salonu’nda yapýldý. ‘Su haktýr sattýrmayacaðýz’ ana temasý ile toplanan kurultayýn ilk günü yapýlan konuþmalarda, yerel seçimler ve Dünya Su Forumu ile ilgili masajlar verilirken, ikinci gün daha çok platformun örgütsel sorunlarý görüþüldü. EGEÇEP, her yýl vermeyi planladýðý ‘Yaþam Savunusu Ödülü’nün ilkini, ‘yurttaþlarýn su hakkýna ulaþýmý noktasýnda gösterdiði çabalar ve çevre konusundaki duyarlýlýðý’ gerekçeleri ile Dikili Belediye Baþkaný Osman Özgüven’e verdi. Özgüven ise kurultayda yaptýðý konuþmada, 10 tona kadar suyu bedava verdiði için hakkýnda açýlan Sayýþtay soruþturmasýný anlatarak, “Dikili’de ekmeði bir gün ücretsiz bir gün ücretli daðýtýyoruz. Ulaþým bedava, buralardan bir dava açmadýlar. Su olayý baþka bir þey çünkü. Bergama’daki altýn madeninde 270 bin kiþinin kullandýðý suyu kullanarak altýný öðütüyorlar. Marttaki seçimlerden de baþarý ile çýkarsak, Dikili’de þiþe suyu kullandýrmayacaðýz. Herkese membaa kalitesinde içme suyunu evine kadar götüreceðiz” diye konuþtu. Türkiye su krizinin ortasýnda Atama yapmayan 41 vali'ye suç duyurusu MÝLLÝ Eðitim Bakanlýðý"nýn (MEB), Türkiye genelinde geçici olarak görevlendirilen idareci kadrosunun asaleten atanmasý için 81 ile gönderilen genelgeye raðmen, açýk bulunan yöneticilik kadrolarýný duyuruya çýkarmamasý gerekçesiyle, 41 ilin valiliði ve il milli eðitim müdürlüðü hakkýnda suç duyurusunda bulunuldu. Türk Eðitim-Sen Genel Baþkaný Ýsmail Koncuk, 25 bin civarýnda vekâleten ve geçici görevlendirilen yönetici bulunduðunu, bunun eðitimi olumsuz etkilediðini savunarak, þunlarý kaydetti: ""Valilere tanýnan inisiyatifler kötüye kullanýlmaktadýr. Türkiye Cumhuriyeti Devleti eyaletlerden oluþan federatif bir devlet deðildir. Bu nedenle merkezi hükümet tarafýndan verilen tüm talimatlarýn 5442 Sayýlý Ýl Ýdaresi Kanunu gereðince valiler tarafýndan yerine getirilmesi gerekmektedir."" Türk Eðitim-Sen Genel Baþkaný Koncuk, açýk bulunan yöneticilik kadrolarýný ilan etmeyen illerin, ""Adýyaman, Afyonkarahisar, Amasya, Antalya, Ardahan, Artvin, Bartýn, Batman, Burdur, Çanakkale, Çankýrý, Çorum, Diyarbakýr, Düzce, Giresun, Iðdýr, Isparta, Karabük, Karaman, Kars, Kýrþehir, Kilis, Kütahya, Malatya, Mardin, Nevþehir, Ordu, Osmaniye, Samsun, Siirt, Sinop, Þanlýurfa, Þýrnak, Tekirdað, Tokat, Trabzon, Tunceli, Uþak, Van, Yozgat ve Zonguldak"" olduðunu ileri sürdü. Birgün SATLIK DAÝRE Toki II. Etap I. Blok 22 Nolu daire Satýlýktýr. Tel:05354998560 Kurultayda gerçekleþtirilen ‘Dünden Bugüne Su Politikalarý’ konferansýnda konuþan Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür, insanlýðýn gerçekten de büyük bir su krizi yaþadýðýný söyledi. Öngür, “Suyun yerine baþka hiçbir þeyi koyamazsýnýz. Ciddi þekilde su krizi yaþanýyor. Çünkü artýk kýt, yeterince ulaþýlamýyor, kirletildi ve sermaye el koydu” diye konuþtu. Öngür, dünyadaki yararlanýlabilir tatlý su miktarýnýn 2 bin yýldýr deðiþmediðini belirterek, “Oysa bu süre içinde dünya nüfusu 33 kat arttý. Bugün 1 milyar insan tatlý suya ulaþamýyor. Dünya nüfusunun 5’te biri suyun yetersiz olduðu yerlerde yaþýyor. Günde 3 bin çocuk kirli sudan ölüyor. BM raporlarýna göre Avrupa’da 11 milyar dolarlýk dondurma yeniyor. Oysa bütün dünyada temiz suya ulaþým ve kanalizasyon için 9 milyar dolar yetiyor” diye konuþtu. Türkiye’nin su krizinin tam ortasýnda olduðunu kaydeden Öngür, “Kiþi baþýna tüketilen su miktarý 1430 m3/yýl. Dünya ortalamasý ise 7 bin 600 m3/yýl. Türkiye’de 50 yýlda sulak alanlarýn yarýsý yok edildi. Bunun yýkýcý etkisi de görülmeye baþlandý. Ekosistemle oynamanýn insana bedeli çok aðýr oluyor” dedi. Ülkenin bütün yeraltý suyu kaynaklarýnda tükenme yaþandýðýný belirten Öngür, “Kentlerde milyonlarca insana yeterli, temiz su saðlanamýyor. Toplumsal emeðe el koyan sýnýflar, sudan da artý deðer elde etmeyi, bunu bölüþmeyi bir hak sayýyor. Su artýk bir ‘ortak varlýk eriþimi bir insan hakký’ olmasý gereken varlýk deðil, bir ‘hammadde, bir ürün, bir mal’ olarak anýlmak isteniyor” diye konuþtu. Kurultayýn öðleden sonraki bölümünde ise ‘Kýþladaðý’na Aðýt’ ve ‘Kozak’ýn Çamlarý’ konulu görsel sunumlar gerçekleþtirildi. Kurultayýn ikinci gününde de aðýrlýklý olarak, platformun örgütsel konularý tartýþýldý. (Ýzmir/EVRENSEL) GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ. Sos. Yar. ve Day. Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý Milli Eðitim Müd. Halk Eðitim Müd. Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. Tapu Sicil C.Savcýlýðý Adliye Adliye Kütüphane H.B.V Kültür Merkezi Müze Turizm Danýþma Emniyet Amirliði Karakol Amirliði Jandarma Ýlçe Tarým Lise Kýz Meslek Lisesi Mal Müdürlüðü Kadastro Karaburna Belediye Kýzýlaðýl Belediye PTT. T.M.O. Türkiye Ýþ Bankasý Ziraat Bankasý Þoförler Cemiyeti Esnaf Odasý Tarým Kredi Koop. TEDAÞ Çiftci M.K.Baþkanlýðý Rýfat Kartal Huzurevi Sulucakarahöyük Gzts Taþýyýcýlar koop Nevþehir Seyahat Þanal Seyahat Mermerler Seyehat Dergah Taksi Duraðý Terminal Taksi Huzurevi 441 30 09 441 34 10 441 39 77 441 31 01 441 31 02 441 37 44 441 30 16 441 30 48 441 30 10 441 35 20 441 30 15 441 36 32 441 32 49 441 35 38 441 35 38 441 30 18 441 30 19 441 33 94 441 30 22 441 36 87 441 26 97 441 36 66 441 38 08 441 30 20 441 37 74 441 31 08 441 30 56 441 35 37 453 51 30 455 61 29 441 35 55 441 30 11 441 35 00 441 33 26 441 30 74 441 37 42 441 32 76 441 31 42 441 36 80 4413338 441 39 47 441 20 06 441 30 43 441 33 59 441 21 73 441 25 25 441 27 97 441 33 38 ARAÞTIRMA 10 Þubat 2009 Salý Bankalarý rasyonelleþtirme zamaný Dean Baker Gayrimenkul köpüðü zenginliðinden 8 trilyon dolar kayýp sürecindeyiz. Bu kaybýn çoðu ev sahipleri tarafýndan üstlenilse de, bunun sadece % 10’luk kýsmý bankalara tahakkuk etse, bu da 800 milyar dolara denk gelecek. koyuyor. Konuyla ilgili birçok tahmin çalýþmasý olabilir ve çýkan rakamýn doðru tahmin aralýðýnda olup olmadýðý küçük bir þüphe taþýyabilir. Medyadaki sýzýntýlar, bankalarýn, vergi ödeyenlerin dolarlarý ile bir diðer yardýmý daha içlerine çekeceklerini iþaret ediyor. Bu sefer ki geçen Ekim ayýnda yuttuklarýndan 350 milyar dolar daha fazla olacak gibi. Obama yönetiminde ismini vermeyen yetkililerinden sýzanlara göre bu para banka yönetici ve ortaklarýna ilave destek sunacak Gayrimenkul köpüðü zenginliðinden 8 trilyon dolar kayýp sürecindeyiz. Bu kaybýn çoðu ev sahipleri tarafýndan üstlenilse de, bunun sadece % 10‘luk kýsmý bankalara tahakkuk etse, bu da 800 milyar dolara denk gelecek. Ek olarak bankalar ticari gayrimenkul köpüðüne destek için 3 trilyon dolarý kredi olarak verdiler. Eðer bu spekülatif kredilerin üçte biri kötü hale dönüþürse ve bunlarýn da yarýsýna bankalar zarar olarak maruz kalýrsa, bu da bir baþka 500 milyar dolar eder. Her birine 200 er milyar dolar da kredi kartý, araç kredileri, KOBÝ kredilerini ekleyin, ki krediyi alanlar ev varlýklarýný dayanak olarak kullanamadýklarýndan her zamankinden daha zayýf durumlar, 2 trilyon dolarlýk aralýða ulaþýrsýnýz. Bu 2 trilyon dolarlýk kayýp, sadece 1.4 trilyon dolar olan ve büyük bölümü yok olmakta olan "itibar"dan oluþan banka sermayesi ile karþýlaþtýrýlýr. Diðer bir deyiþle, bankacýlýk sisteminin kayýplarý bankacýlýk sisteminin sermayesini kesinlikle büyük ölçüde aþmak üzeredir. Ýþte bu nedenledir ki bankalar cüzdanlarýmýza göz diktiler. Eðer kötü banka güzegahýndan gidersek ve kötü aktiflere çok fazla para ödersek; o zaman vergi mükellefleri verimli bir þekilde, aksi takdirde mahvolacak/yok olacak olan, Banka ortaklarý ve büyük maaþ kesintisi ya da iþten çýkarmalarla karþýlaþmak durumunda kalacak olan Banka yöneticilerine mali destek saðlamýþ olur. ama bankalarýn finansal krizini ayný þekilde çözmeyebilecek. Baþka ifade ile, bankalar daha fazlasý için gelmeye devam edebilecek. Dedikodusu çýkan plan, devletin yüzlerce milyar dolarlýk kötü borcu bankalardan satýn alýp, bunlarý bir "kötü bankaya" yerleþtirmesi için. Kötü banka daha sonra bu varlýklarý, özel alýcýlara, hangi fiyatý alabilirse tekrar satacak. Bu tür bir planýn en temel sorunu, devletin kötü varlýklar için olmasý gerekenden daha yüksek bir ödeme yapmasýný gerektirmesidir. Eðer Citigroup, Bank of America ve geri kalan bankalara, sadece varlýklarýnýn ederini ödersek, bu durumda hepsi iflas edeceklerdir. Bu varlýklar üzerinden muazzam zararlara maruz kaldýlar. Eðer bu zararlarý sahiplenmiþ olsalardý, bu birçoðunun sermayelerini yok ederdi, tümüyle olmasa bile, ülke içindekileri... Goldman Sachs ve Nouriel Roubini tarafýndan ortaya konulan güncel tahminler, bankacýlýk sektörünün birikmiþ zararlarýnýn 2 trilyon dolar civarýnda olduðunu ortaya Ancak durum daha da kötüleþebilir. Kötü banka güzergahýnýn bankalarýn sorunlarýný çözmede yeterli olacaðýný düþünmek için hiçbir neden yoktur; en azýndan 1. aþamada çünkü bankalar bütün kötü aktiflerini tasfiye edemeyebilirler. Söz konusu bankalarýn 8 trilyon dolarlýk bir gayrimenkul köpüðünü görememiþ olan insanlar tarafýndan yönetildiðini hatýrlamak çok önemlidir. Banka yöneticilerinin halen daha tam anlamýyla sorunlarýnýn ciddiyetini anlamamýþ olmalarý muhtemeldir. (Ayný þey kötü banka tasarýmcýlarý Maliye Bakaný Tim Geitthner ve Ulusal Ekonomi Danýþmaný Larry Summers için de söylenebilir) Kredilerinin bir çoðu henüz kötü hale gelmedi. Örneðin, hala mevcut olan sualtý mortgage‘larý (teminat deðeri kredinin kalan bakiyesini karþýlamayan). Söz konusu kredilerle ilgili kötü haberler, ev sahipleri açýktan satýþ yapmak zorunda kalacaklarý zaman ortaya çýkacak. Bahsedilen satýþlar Bankalara kredi baþýna 100.000 dolar ya da daha fazla zarar býrakabilecektir. Bunun anlamý, bu plan altýnda yaratýlan ‘kötü banka‘lar, sürekliliði olan bir iþ haline gelmek zorunda kalacak ve gelecekteki birkaç sene Bankalarýn döküntüleri/deðersiz eþyalarý için daha fazla vergi mükellefinin dolarlarý alýnmak zorunda kalacak. ‘N‘ harfinden kaçmak için ‘banka rasyonalizasyonu‘ olarak adlandýrýlabilecek basit bir alternatif var. Söz konusu senaryoda, hükümet müflis bankalarýn mülkiyetlerini alacak. Bu piyasaya müdahale deðil, piyasanýn kendisidir. Ýflas eden bankalar sektör dýþýna çýkacak, ancak ekonomi için önemlerinden dolayý, iflas muamelesine maruz kalmalarýna yýllarca izin vermeyeceðiz. Tüm bunlar hem finansal sistemin daha çabuk düzeltilmesine izin verecek hem de banka kreditörlerine daha adil davranýlmasýný saðlayacak. Ilk olarak, iflas eden kuruluþlarýn ortaklarý kendi zararlarýný yemek zorunda kalacaklar. Buna karþýlýk, þu an uygulamada olduðu þekilde bankalarýn tüm borçlarýnýn 100%‘ünü de tasfiye etmek istemeyiz. Hükümet halihazýrda mevduatlarýn çoðuna garanti veriyorsa da, tahvil ve kambiyo senetlerine, taahhüt ettikleri kredi temettü Swaplarýna (CDS) ve diðer türev ürünlere garanti vermiyor. Eðer hükümet bütün müflis bankalarýn mülkiyetlerini hemen alýrsa, yeknesak bir politika uygulayabilir. Örneðin, bonolarýn %90‘ýný tasfiye edebilir ya da sadece tüm CDS yükümlülüklerini temerrüde karþý sigortalattýrmýþ olan gerçek sahiplerine ödeyebilir. Borçlarýný ödeyemeyecek hale geldiklerinde Bankalarý buna sahip çýkmaya zorlamak, banka rasyonalizasyonu, bankalarýn baþarýsýz olmalarýnýn akabinde bankalara cezalandýrýcý hükümler uygulayabilir ve kayýplarýndan dolayý alacaklýlarýn banka yöneticilerini þahsen sorumlu tutmalarýna izin verir. Söz konusu kurallar bankacýlarý daha fazla doðru söylemeye yönlendirecektir. Kýsaca, banka rasyonalizasyonu ekonomi için kötü banka planýndan hem çok daha adil hem de daha iyidir. Keþke gayrimenkul köpüðünü kaçýran insanlar bile bu gerçeði görmeye zorlanabilse. *Bu makale 02.02.2009 tarihinde ‘The Guardian Unlimited‘de yayýmlanmýþtýr. 10 Þubat 2009 Salý Kederli dizelerin sahipleri Rengin Arslan Haluk Oral, almýþ iðneyi eline kazmýþ kuyuyu. Onlarca þairin içine kim bilir kaç taþ attýðý o kuyudan neler çýkmamýþ! Melih Cevdet Anday’ýn, Tohum þiiri onun Garip akýmýndan kopuþunun da ilanýdýr... Lavina öyle bir kadýn ki, Özdemir Asaf’ýn dizelerine girme hakkýný bir tek o kazanmýþ. Dahasý var, adýna þiir yazdýrmýþ! Lavinia’nýn sadece Asaf’ýn deðil, yakýndan tanýdýðýmýz baþka aydýnlarýn hayatýnda da önemli bir yeri varmýþ Sabahattin Eyuboðlu, Orhan Veli ve Sait Faik (soldan saða). Sararmýþ sayfalardaki þiirlerle, eski, artýk içinde oturaný kalmamýþ evleri birbirine benzetiyorum. Etrafýný sarmaþýklar kaplamýþ, tahtalarý kararmýþ evlerin sahipleri nerededir þimdi? Ya da kiracýlarý? Ya o evi inþa edenler, yövmiyeleriyle baþka bir ev kuranlar? Peki, sararmýþ kitap yapraklarýndaki þiirlerin sahipleri nerede? Daha bilinmez olaný bulmak için soralým: o þiire kiracý olanlar? Bir dizeye yazýlan adlarýyla hafýzalarýmýza kazýnan, ama kendileri gizlenen kahramanlar? Þiirlerin sahiplerini, kalemi tutaný biliriz de onlara ilham verenler sadece birer isimdir. Bazen bizim yârimizin adý olur onun ki. Örneðin Nâzým’ýn Piraye’si, Attilâ Ýlhan’ýn Müjgan’ý, Cemal Süreya’nýn Üvercinka’sý veya Özdemir Asaf’ýn Lavinia’sý... Meraklý okurun kaçýnýlmaz sorusu beliriyor þimdi: Peki onlar kim? Þiirin sahibi bellidir, ama þiirin köklerinde derin uykusundaki bu kederli hecelerin bir araya getirdiði Üvercinkalar ancak o meraklý okurun soru soracaðý, gerçeðe varmak için iðneyle kuyuyu kazacaðý aný beklemektedir. Doðan Hýzlan’ýn sevdiðim yakýþtýrmasýyla bir ‘edebiyat arkeoloðu’ Haluk Oral, almýþ iðneyi eline kazmýþ kuyuyu. Ýyi ki de kazmýþ. Onlarca “deli”nin þairin- içine kim bilir kaç taþ attýðý o kuyudan neler çýkmamýþ! Özdemir Asaf’ýn Lavinia’sý çýkmýþ bir kere. Hani Asaf’ýn “Adýný gizleyeceðim, sen de bilme” dediði Lavinia. Melih Cevdet’in Tohum þiiri, Ahmet Arif’in Hasretinden Prangalar Eskittim kitabýndaki þiirlerin her yeni baskýsýnda uðradýðý deðiþimlerÖ. Baþka ne mi? Nâzým’ýn Kurtuluþ Savaþý Destaný, Orhan Veli ve Yahya Kemal arasýnda yaþandýðý rivayet edilen tartýþma mesela ya da Ahmet Arif’in o incelikli ruhunun arkadaþýna imzaladýðý bir kitap. “Caným dost, caným kardaþ...” Melih Cevdet Anday’ýn, Tohum þiiri onun Garip akýmýndan kopuþunun da ilanýdýr. Mehmed Kemal’in 1948’de sadece bir sayý çýkarabildiði dergide yayýmlanan þiir, polisin de dikkatini çeker. Mehmed Kemal bu yüzden sorguya çekilir. Þiirdeki ‘deli fiþek’ ifadesinin altý çizilmiþtir. Daha sonra Melih Cevdet bir þiir kitabý nedeniyle Ýstanbul Aðýr Ceza Mahkemesi’ne çýkarýldýðýnda tümden ele alýrlar þiirini. Þiirin son dizeleri belki de o zaman yapýlan muamelenin ‘gerekçesidir’: (...) Kim bilecek... Kapalý kutu Ama bulut yaðmur bulutu Gelir kararýr neredeyse Tohum altta nefes nefese Kulaðý gök gürültüsünde. Ahmed Arif’in tek þiir kitabý Hasretinden Prangalar Eskittim’ e almadýðý Akþamüstü isimli þiiri de bu dergide yer alýr. Derginin yayýn hayatýna devam edememesinde Tohum’a “suç ortaðý” dizeler onunkilerdir: (...) Rüsva olmuþ ellerin emeði Manþetlerde kilometre kilometre yalan Sallanýr durur. Haluk Oral’ýn edebiyat tarihimizin gizli sayfalarýndan aktardýðý hikâyelerden belki de en ilginci Lavinia’ya ait. Lavina... Öyle bir kadýn ki, Özdemir Asaf’ýn dizelerine girme hakkýný bir tek o kazanmýþ. Dahasý var, adýna þiir yazdýrmýþ! Lavinia’nýn sadece Asaf’ýn deðil, yakýndan tanýdýðýmýz baþka aydýnlarýmýzýn hayatýnda da önemli bir yeri olduðunu öðreniyoruz. Üstelik kendisi de þiir yazmaktadýr. Haluk Oral’ýn kitabýna, elyazýsýyla yazýlmýþ þiirler, kitaplarýn ilk baskýlarýnýn kapaklarý da eþlik ediyor. Edebiyat tarihini anlatan bir sergide yol alýr gibi çeviriyorsunuz sayfalarý. Tohum þiirinin, Lavinia’nýn kendi yazdýðý þiirin, Orhan Veli’nin Efsane’sinin elyazýsý nüshalarý yer buluyor kitapta. Orhan Veli’den söz açmýþken, Sere Serpe þiirinin hikâyesine deðinmeden geçmeyelim. Sait Faik Orhan Veli’yle yaptýðý bir söyleþide en çok sevdiði þiirini okumasýný ister. Orhan Veli’nin dilinden dökülen dizeler “hangisini okuyacaðýný bir müddet kestirememiþ” görünse de, “Sere Serpe”ye aittir iþte... Tevfik Fikret’i anlamak Þiirin yazýldýðý yer Sabahattin Eyüboðlu’nun evi, þiire sebep ise Bella isminde genç bir kýzdýr. Yahudi kýzý Bella, “ismine” ve liseyi henüz bitirmemesine raðmen Ýsmet Ýnönü’nün talimatýyla Hasanoðlu Köy Enstitüsü’nde ders vermek üzere görevlendirilir. Orhan Veli ona bu þiiri yazýp uzattýðýnda ise, liseyi bitirmek için ders çalýþmaktadýr “sere serpe”. 1946 seçimlerinden sonra ise ismi, Meclis’e verilen bir soru önergesinde geçmektedir. Hükümete, “liseyi bitirmemiþ bir Yahudi kýzýnýn para mukabilinde Hasanoðlu Yüksek Köy Enstitüsü’nde ders verip vermediði” sorulmaktadýr. Ýþine son verilecektir. Orhan Veli’nin Bella’ya düþes ismini takmasýný ve Veli’nin cenazesi kaldýrýlýrken “bir köþede aðlayanlardan” biri olduðunu da Oral’ýn kitabýndan öðreniyoruz. Orhan Kemal’in þiirden romana geçiþini, Nâzým Hikmet’in yol göstericiliðini de buluyoruz sayfalarýn arasýnda. Orhan Kemal’in Nâzým’a hapishanedeyken okuduðu ilk þiir, ortasýnda ustanýn þu cümlelesiyle bölünecektir: “Kâfi kardeþim, kâfi... Bir baþkasýna lütfen.” Bu sözlerden aylar sonra bir baþka þiirini okur Orhan Kemal, Bir Beyrut Hikâyesi. Bu þiirini okumaktayken Kemal, Nâzým müdahalelerde bulunur ve okuma sona erdiðinde yepyeni bir þiir çýkar ortaya. Nâzým daha sonra öyle över ki Orhan Kemal’i, Memet Fuat’a yazdýðý bir mektupta, “Mamafi, mesela A. Kadir yahut Orhan Kemal, yahut Dinamo ve daha bazý genç þairlerimiz var ki hem dil, hem teknik hem muhteva bakýmýndan Fikret’ten de ileridirler” der. Nâzým’ýn burada genç þairler için bir kýstas olarak koyduðu Tevfik Fikret için söylediklerini de bir parantez açarak hatýrlamakta fayda var. Bugünün geçmiþe mesafeli duran þairlerinin kulaðýna küpe olacak nitelikte: “Fikret’i anlamadan, Fikret’i okumadan bugün þiir yazanlar varsa bunlara acýrým”. Orhan Karaveli de Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeði isimli kitabýnda, Nâzým’ýn þu sözlerine yer vermiþti: “Fikret yaþadýðý devirde, bulunduðu muhitte en iyi ve en ileri ne olmak mümkünse onu olmuþtur.” Orhan Kemal’in þairliðine dönersek... Orhan Kemal’in Bir Beyrut Hikâyesi þiiri “büyük olasýlýkla Nâzým Hikmet’in de yardýmýyla” 1941 yýlýnda yayýmlanýr. Ancak Kemal’in düzyazýya geçiþi de Nâzým Hikmet teþvikiyle olur. Orhan Kemal’in bir roman baþlangýcýný tesadüfen bulmasýyla... Haluk Oral’ýn kitabýnda þiir hikâyelerini okurken, baþka hikâyeleri de okuyacaksýnýz. Þevket Rado’nun, Ahmet Haþim’in O Belde isimli þiirini sadeleþtirmesinin hikâyesini okurken, Rado ve Ahmet Muhip Dranas dostluðuna tanýklýk edeceksiniz örneðin... Necip Fazýl Kýsakürek’in Kaldýrýmlar þiirinin hikâyesi sizi, Paris yýllarýna götürecek. Orhan Veli-Yahya Kemal ‘iliþkisini’ okurken Halim Þefik’in hikâyesi çalacak kapýnýzý. Haluk Oral’ýn kitabý ciddi, büyük emek ve zaman gerektiren bir çalýþma. Bazý zamanlar þiirlerin dizelerinin ‘otopsiye’ maruz kalmasýna üzülürüm. Yine de, onlarýn yaratýldýklarý ortamlarý bilmeyi; þairi, dizeleri yazarken hayal etmeyi, yazýlaný kuru kuruya okumaya tercih ederim. Oral bu çalýþmasýyla meraklý okura hayal dünyasýnda yarenlik edecek onlarca elyazýsý þiir, onlarca kitap kapaðý ve onlarca ‘gerçek’ sunuyor. Þimdi sýra bu þiirleri kiracýlarý eþliðinde yeniden okumakta. ÞÝÝR HÝKÂYELERÝ Haluk Oral Ýþ Bankasý Kültür Yayýnlarý 2008 166 sayfa 17 TL. Radikal 10 Þubat 2009Salý Hürfikir Gazetesi’nin Onuru Erciyes Sakarya'dan darbe yedi Sulucakarahöyük/ KIRKLARELÝ Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi, Kýrklareli GSÝM tarafýndan düzenlenen “Kýrklareli’de Spor” konulu fotoðraf Yarýþmasý’nda ödülleri kaptý. Kýrklareli GSÝM tarafýndan Ocak ayý içerisinde tertip edilen ve 3 Þubat'ta düzenlenen törenle ödülleri verilen 2008 Spor Fotoðraf Yarýþmasý'nda Hürfikir Gazetesi Yazý Ýþleri Müdürü Fýrat Çalýþkan ödüle layýk görüldü. Kýrklareli Valisi Hüseyin Avni Coþ, AKP Kýrklareli Ýl Baþkaný Ahmet Ýbrikçi, Ýl Gençlik ve Spor Müdürü Ata Karataþ, Ýl Milli Eðitim Müdürü Halil Ecevit, Halkbank Kýrklareli Þube Müdiresi Nesibe Geçit, Kýrklareli Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatifi Baþkaný Hasan Kiraz, Karayollarý Þube Þefi Alaattin Koç, Ýl Saðlýk Müdürü Mehmet Bilgin, Ýl Çevre ve Orman Müdür Vekili Önder Pakdemir, Ýl Kültür ve Turizm Müdür Vekili Naci Gürbüz, Ticaret Borsasý Baþkaný Turhan Altýntel ve Ýbarhim Baykal(Genel Sekreter),Tarým Müdür Vekili Mehmet Özcan, Hürfikir Gazetesi Ýmtiyaz Sahibi Mahir Altan'ýn da hazýr bulunduðu ödül töreninde, kurumlar katýlým ve baþarý belgesi Hürfikir Gazatesi adýna Haber Müdürü Vahit Ýþbaþaran'a takdim edildi. kent haber Cesetleri 10 gün sonra bulundu! Sulucakarahöyük/ KIRIKKALE Kýrýkkale'de emekli saðlýk memuru ve eþi, sobadan sýzan karbon monoksit gazýndan zehirlenerek yaþamýný yitirdi. Yaklaþýk 10 gün önce öldüðü tahmin edilen çiftin cesetleri yakýnlarý tarafýndan bulundu. Edinilen bilgiye göre, olay, Gündoðdu Mahallesi Eski Samsun Karayolu Caddesi Sirkeci Duraðý yakýnýndaki evde meydana geldi. Geçtiðimiz aylarda Hacý Hidayet Doðruer Kadýn ve Çocuk Hastanesi'nden emekli olan Þahin Acar ile eþi Türkan Acar'dan haber alamayan yakýnlarý, eve gelerek kapýyý çilingire açtýrdýlar. Ýçeriye giren vatandaþlar, karý ile kocanýn cesediyle karþýlaþtý. Yakýnlarý, durumu polise bildirdi. Polis ve Olay Yeri Ýnceleme ekiplerinin incelemelerinin ardýndan savcý da evde inceleme yaptý. Acar çiftinin yaklaþýk 10 gün önce zehirlendikleri belirlendi. Kýzýnýn yüzünü 1 aydýr görmediðini söyleyen Türkan Acar'ýn babasý Hacý Ýbrahim Doðan, "Kýzýmla 15 gün önce telefonla görüþtüm. Eþinin hasta olduðunu ve Ankara'ya gideceklerini söyledi. Aradan 15 gün geçmesine raðmen haber alamayýnca kýzýmýn evine gittim. Kapý kapalýydý. Ardýndan çilingir getirip kapýyý açtýrdým. Kýzým ile damadýmýn cesediyle karþýlaþtým." þeklinde konuþtu. Cesetler, otopsi için Ankara Adli Týp Kurumu'na gönderildi. kent haber Ölçü ve tartý aletlerinin beyanýný bu ay sonuna kadar yaptýrýn Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Nevþehir Belediyesi tarafýndan periyodik olarak muayene yapýlmasý gereken ölçü ve tartý aletlerine sahip iþletme sahiplerinin Þubat ayý sonuna kadar dilekçe mahiyetindeki bildirimlerini, Nevþehir Belediyesi Ölçü ve Tartý Memurluðuna vermeleri gerekiyor. Milli Ekonominin ve ticaretin gereklerine ve kamu yararýna uygunluk saðlanmasý açýsýndan her türlü ölçü ve tartý aletlerinin doðru ve ayarlý bir þekilde kullanýlabilirliðinin gerçekleþtirilmesi amacýyla uygulamaya konulan 3516 sayýlý Ölçü ve Ayar Kanunu gereðince , Nevþehir’ li esnaflarýn Þubat ayý içerisinde periyodik muayenesinin yapýlmasý gereken ölçü ve tartý aletlerine iliþkin dilekçe ile bildirimlerde bulunmalarý için yasal olarak esnaflara tanýnan süre Þubat ayý sonunda bitiyor. Bildirimde bulunan mükelleflerin ,beyanlarý çerçevesinde ölçü ve tartý aletleri önümüzdeki günlerde Nevþehir Belediyesi Ölçü ve Tartý memuru tarafýndan damgalanacak. Bu nedenle mükelleflerin, herhangi yasal bir iþlemle karþý karþýya kalmamalarý için,belirtilen süre içerisinde Nevþehir Belediyesi Ölçü ve Ayar Memurluðuna müracaat etmeleri gerekiyor. Kent haber aðlara göndererek, kendisinin ve takýmýnýn ikinci golünü kaydetti. 2-0 Sulucakarahöyük/ KAYSERÝ Bank Asya 1. Lig'de son sýrada bulunan Sakaryaspor, kendi sahasýnda Kayseri Erciyespor'u 2-0 maðlup etti. MAÇTAN DAKÝKALAR 14. dakikada sað kanattan ceza sahasýna giren Okan'ýn içeriye ortasýnda Ferdi'nin altýpas içine indirdiði topu Özgürcan kafayla aðlara gönderdi. 1-0 37. dakikada topla ceza sahasýna giren Okan'ýn plase vuruþunda kaleciden seken top üst direkten oyun alanýna döndü. 75. dakikada Burak'ýn pasýyla topla buluþan Özgürcan, plase bir vuruþla topu STAT: Adapazarý Atatürk HAKEMLER: Mustafa Öðretmenoðlu xx, Uygar Bebek xx, Sedat Etik xx SAKARYASPOR: Atilla xx, Serkan xxx, Levent xxx, Okan xx (Burak dk. 70 xx), Mustafa Sevgi xxx, Abdülhavit xx (Erhan dk. 77 x), Görkem xx (Ýlhan dk. 58 xx), Ferdi xxx, Abdoulaye xx, Mustafa Aydýn xx, Özgürcan xxx YEDEKLER: Erol, Cisse, Hasan, Süleyman TEKNÝK DÝREKTÖR: Engin Ýpekoðlu KAYSERÝ ERCÝYESPOR: Gökhan xx, Turan x (Taner dk. 64.x), Kemal xx, Erdinç xx, Adem xx, Evren xx, Ali Çamdal x (Ali Aliyev dk. 46 xx), Ramazan xx, Köksal xx, Kenan xx (Ýlker dk. 77 x), Bikoko x YEDEKLER: Kaya, Ümit, Fatih, Çaðatay TEKNÝK DÝREKTÖR: Mustafa Uður GOLLER: Özgürcan (dk. 14 ve 75) SARI KARTLAR: Özgürcan, Mustafa Aydýn (Sakaryaspor), Kenan, Evren (Kayseri Erciyespor) kent haber Sahte kozmetik ürünlere dikkat! Sulucakarahöyük/ ANKARA Refik Saydam Hýfzýssýhha Merkezi Baþkaný Doç. Dr. Mustafa Ertek, 2008 yýlýnda analize gelen bin 796 kozmetik numuneden 118'inin uygun, bin 678'inin uygun olmadýðýnýn tespit edildiðini bildirdi. Ertek yaptýðý açýklamada, piyasada satýlan sahte ürünlerin ciltte tahriþ, kýzarýklýk, kaþýntý ve döküntüye, hatta ciddi boyutlarda alerjik sorunlara neden olabileceði uyarýsýnda bulundu. Ertek, Türkiye'de kozmetik ürünlerin analizinin Saðlýk Bakanlýðý'na baðlý Refik Saydam Hýfzýssýhha Merkez Baþkanlýðý tarafýndan yapýldýðýný hatýrlatarak, kozmetik numunelerin piyasa kontrolü, þikayet, satýn alma ve özel analiz amacýyla kendilerine geldiðini kaydetti. 2007 yýlýnda analize gelen bin 278 kozmetik numuneden 406'sýnýn uygun, 872'sinin uygun olmadýðýný belirten Ertek, 2008 yýlýnda ise analize gelen bin 796 kozmetik numuneden 118'inin uygun, bin 678'inin uygun olmadýðýnýn tespit edildiðini açýkladý. x Ertek, "Numuneler yapýlan inceleme sonucunda bir takým nedenlerden dolayý uygun bulunmamýþtýr. Sahte kozmetik ürünlerin bir çoðunda, özellikle likit yapýsýnda olanlarýn içinde asýlý duran yabancý maddelere rastlanmakla birlikte esanslarýnýn orijinallerinden farklý faz tenkil ettikleri saptanmaktadýr. Sahte ürünler ciltte tahriþe, hassasiyet, kýzarýklýk, kaþýntý ve döküntüye, hatta ciddi boyutlarda alerjik sorunlara neden olabilmektedir. Sahte olduklarý düþünülen parfüm ve benzeri ürünlerde fazla miktarda metanol saptanmýþtýr. Daha önceki yýllarda kozmetik laboratuvarlarýna gönderilmiþ olan kolonyalarda da yüksek oranda metanol tespit edilmekteydi. Metanollü kolonyalarýn içilmesi ciddi görme bozukluðu, körlük, kusma, karýn aðrýsý, böbrek yetmezliði, koma ve hatta ölüm vakalarýna sebebiyet verdiði kanýtlanmýþtýr"uyarýsýnda bulundu. Saðlýk Bakanlýðý'nýn sistemli bir piyasa gözetimi ve denetimi sayesinde kolonyalarda metanol kullanýmýnýn ciddi þekilde denetim altýna alýndýðýný ifade eden Ertek, þöyle devam etti: "Sahte saç bakým ürünlerinin ise ciddi boyutlarda saç dökülmelerine sebebiyet verdiði görülmüþtür. Bu tür sahte ürünlerin çevre saðlýðýna da ciddi etkileri vardýr. Çevre kirliliði yanýnda sprey þeklinde kullanýlan baþta deodorant ve diðer kozmetiklerin içerdikleri maddelerin atmosferde ozon tabakasýný tahrip ettiði bilinmektedir. Bütün bunlar dikkate alýndýðýnda biz tüketicilere önemli görevler ve sorumluluklar düþmektedir. Kullanýlarak tüketilen kozmetik ürünlerin ambalajlarýnýn çöpe atýlmadan önce bir daha kullanýlmayacak duruma getirilmesi büyük önem taþýmaktadýr." Ertek, kozmetik ürün satýn alýrken dikkat edilmesi gereken hususlarý þöyle sýraladý: "- Þüpheli ürünleri almamalýyýz. - Büyük þehir ve sayfiye yerlerindeki pazar yerlerinde kontrolsüz satýlan ürünleri almamaya özen göstermeliyiz. - Satýn alacaðýmýz kozmetiklerin özellikle dýþ ve iç ambalajlarýnýn temiz, üzerindeki yazýlarýn düzgün ve okunabilir olmasýna, ambalaj üzerinde yer almasý yönetmelik açýsýndan gerekli olan içeriði, miktarý, saklama koþullarý, son kullanma tarihi veya açýldýktan sonraki kullaným süresinin yazýlmýþ olmasýna dikkat etmeliyiz. - Cam þiþeli ürünlerin, görülebiliyorsa içindeki sývýlarýn berrak ve homojen olmalarýna, kaliteli camdan ve kapak sistemlerinin çalýþýr durumda olmasýna özen göstermeliyiz." kent haber 7 10 Þubat 2009 Salý Buzdolabý daðýtýmý Tuzla'da 119’uncu Erdoðan'ýn isteði iþ cinayeti de iþlendi dün olduðu gibi bugün de temel sorun olmaya devam ediyor.Ýþ cinayetleri karþýsýnda sorunun esasý eðitimsizlik, yoðun üretim ve yer darlýðýný gerekçe gösteren Dok Gemi –Ýþ ve tersane patronlarýna bir kere daha soruyoruz: 17 bin iþçiye eðitim verdik diyordunuz, bugün üretimin yarý yarýya düþtüðünü söylüyorsunuz (nitekimde öyledir) peki ard arda yaþanan bu iþ cinayetlerini nasýl açýklayacaksýnýz" denildi. *** Direðe çýkan tekniker akýma Yaklaþan yerel seçimler öncesi "seçim rüþveti" iddialarý ve valiliðin bedava beyaz eþya daðýtýmýyla gündeme gelen Tunceli’nin, 2008 yýlýnda da nüfus baþýna en çok bütçe harcamasý yapýlan il olduðu belirlendi. "Solun kalesi" olarak bilinen illerde seçmen tercihi son yýllarda giderek sað partilere kayarken, bu konumunu koruyan ve halen AKP’nin milletvekili çýkaramadýðý tek il olan Tunceli, geçen yýl kiþi baþýna yapýlan bütçe harcamasý tutarýna göre sýralamada 81 il içinde birinci sýrada yer aldý. Maliye Bakanlýðý verilerine göre, geçen yýlýn tümünde 225 milyar 967.5 milyon TL olarak gerçekleþen merkezi yönetim bütçe harcamalarýnýn 140 milyar 525.7 milyon TL’sini "merkez"den yapýlan ödemeler, 85 milyar 441.8 milyon TL’sini ise illere yapýlar harcama oluþturdu. Geçen yýl aldýðý toplam 310.9 milyon TL’lik bütçe harcamasý ile 81 il içinde 63’üncü sýrada yer alan Tunceli’nin nüfusa oranla harcama tutarýnda ise birinci sýrada yer aldýðý belirlendi. Her dersimli’ye ortalama 3.500 TL Adrese Dayalý Nüfus Kayýt Sistemi’ne göre Tunceli’nin 2008’de 86 bin 449 olan nüfusu ve anýlan yýl yapýlan 310 milyon 935 bin TL’lik bütçe harcamasý dikkate alýndýðýnda, devletin geçen yýl her bir Tunceliliye ortalama 3.597 TL harcadýðý belirlendi. Bu da iller bazýnda en yüksek kiþi baþýna bütçe harcamasý tutarýný oluþturdu. Devlet, Tunceli’den geçen yýl toplam 36.1 milyon TL tutarýnda da bütçe geliri elde etti. Buna göre bir Tuncelilinin yarattýðý ortalama bütçe geliri 2008’de 418 TL olarak gerçekleþti. Bundan arýndýrýldýðýnda, devletin bir Tuncelili yurttaþ için yaptýðý “net” harcamanýn 3 bin 179 lira olduðu belirlendi. Kiþi baþýna düþen net bütçe harcamasýnda da Tunceli tüm iller arasýnda birinci sýrada yer aldý. Kiþi baþýna net bütçe harcamasý tutarýnda Tunceli’yi 2.518 TL ile yine yoksul illerden Hakkari, 1.543 TL ile Erzurum, 1.473 TL ile Þýrnak, 1.454 TL ile Elazýð, 1.428 TL ile Van, 1.413 TL ile Bingöl, 1.341 TL ile Erzincan, 1.269 TL ile Siirt ve 1.239 TL ile Bayburt izledi. Vergisi küçük, ödemesi büyük Türkiye’nin en yoksul illeri arasýnda yer alan Tunceli’nin geçen yýl yarattýðý bütçe geliri toplamda yüzde 0.02’lik bir paya sahip. Ýl’in bütçe toplam bütçe harcamalarýndan aldýðý pay da yüzde 0.14’le yine düþük düzeyde. Ancak Tunceli’nin yarattýðý bütçe gelirinin, aldýðý bütçe harcamasýnýn neredeyse onda biri düzeyinde olmasý, bütçeden aldýðý kiþi baþýna net harcama tutarýný yüksek çýkarýyor. Toplam pastada çok küçük bir paya sahip olsa da Tunceli’nin vergisine en sadýk iller arasýnda yer aldýðý dikkati çekiyor. Uzun yýllardýr vergide tahakkuk/tahsilat oraný en yüksek iller arasýnda yer alan Tunceli, 2008’de de 4’üncü oldu. Geçen yýl vergi tahsilatýnýn tahakkuka oranýnda Kocaeli yüzde 95.75’le birinci olurken, bu ili yüzde 91.57 oranýyla Ýstanbul, yüzde 91.44’le Ýzmir ve yüzde 89.53’le Tunceli izledi. Birgün Alýnmayan iþ güvenliði tedbirleri 1 iþçinin daha ölümüne neden oldu. Kaza, Tuzla Özel Tersaneler Bölgesi"nde bulunan Dentaþ Tersanesi"nde bir geminin inþaasý sýrasýnda meydana geldi. Gemide ambar kapaklarýnýn arasýnda kalan Selim Sevgili(30) isimli taþeron firma iþçisi aðýr þekilde yaralandý. Sevgili, olay yerine çaðrýlan ambulansla hastaneye götürülüren yolda hayatýný kaybetti. Sevgili"nin cenazesi Tuzla Devlet Hastanesi morguna kaldýrýldý. Sevgili"nin evli ve 2 çocuk sahibi olduðu öðrenildi. Dentaþ Tersanesi daha önce "Çalýþanlarýnýn hayatý için ciddi ve önlenemez tehlikelere yol açacak olan, baþta parlama ve patlama tehlikesi olmak üzere malzeme düþmesi, yüksekten düþme ve elektrik akýmýna maruz kalmaya yönelik tehlikeler" olduðu gerekçesiyle bir süreliðine kapatýlmýþtý. Limter-Ýþ"ten yapýlan açýklamada, "Tersanelerde yaþam hakkýmýz Cuma namazýna soruþturma Kriz vurdu, üretim 7 yýl sonra ilk kez daraldý Sanayi üretimi Aralýk’ta yüzde 11.9’la beklentilerin altýnda geriledi. 2008’de üretim yüzde 0.4’le 7 yýl sonra yýllýk bazda ilk kez daraldý. ÝSTANBUL - Ekonomik büyümenin öncü göstergesi niteliðindeki sanayi üretimi Aralýk ayýnda da düþüþünü sürdürdü. Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK) verilerine göre, sanayi üretimi Aralýk’ta sanayi üretimi yüzde 11.9 azaldý. CNBC-e anketinde üretimin yüzde 15.3 düþmesi bekleniyordu. NTV-MSNBC kapýldý ISPARTA"da enerji nakil hattýnda bakým yapan tekniker, elektrik akýmýna kapýlarak öldü. Alýnan bilgiye göre, TEDAÞ"ta görev yapan 21 yaþýndaki tekniker Bekir Yýldýz, Kuleönü beldesi giriþindeki bir fabrikaya baðlý enerji nakil hattýnda kontrol yapmak istedi. Direkte çalýþýrken elektrik akýmýna kapýlan Yýldýz, olay yerinde hayatýný kaybetti. Yýldýz"ýn cesedi, çalýþma arkadaþlarý tarafýndan direkten indirildi. Yaklaþýk bir yýldýr TEDAÞ"ta görevli olduðu belirtilen Yýldýz"ýn cenazesi, Süleyman Demirel Üniversitesi Týp Fakültesi Hastanesi Morguna kaldýrýldý TEDAÞ Müdürlüðü yetkilileri, direkte yapýlacak çalýþma için hatta elektrik verilmediðini, Yýldýz"ýn ölümüne neden olan elektrik akýmýnýn nasýl oluþtuðunun araþtýrýlmasý için bilirkiþi tarafýndan inceleme baþlatýldýðýný kaydetti Birgün Sakarya’da kalp krizi geçiren hastaya þoförünün cuma namazýnda olmasý nedeniyle ambulansýn geç gittiði iddialarý üzerine Saðlýk Bakanlýðý soruþturma baþlattý. Bakanlýk ayrýca, Urfa’da yaralý bir gencin sedyeden düþürülmesi olayýný da inceleyecek. Saðlýk Bakanlýðý’ndan yapýlan açýklamada, Sakarya’da kalp krizi geçiren bir hastaya, ambulans þoförünün cuma namazýnda olmasý sebebiyle ambulansýn geç gittiði yönündeki iddialarýn soruþturulacaðý belirtildi. Açýklamada ayrýca, Þanlýurfa’da yaralý olarak getirildiði Harran Üniversitesi Týp Fakültesi Hastanesi’nde, hastanýn sedyeden düþürüldüðü yönündeki iddialarýn da araþtýrýlacaðý, her iki konuda da Bakan Recep Akdað’ýn talimatý ile ivedilikle soruþturma baþlatýldýðý ifade edildi. Soruþturma sonuçlarýnýn daha sonra kamuoyu ile paylaþýlacaðý belirtilerek, olayda ihmali görülenler hakkýnda gerekli yasal iþlemin yapýlacaðý kaydedildi. Anka Sakarya’da kalp krizi geçiren hastaya þoförünün cuma namazýnda olmasý nedeniyle ambulansýn geç gittiði iddialarý üzerine Saðlýk Bakanlýðý soruþturma baþlattý. Bakanlýk ayrýca, Urfa’da yaralý bir gencin sedyeden düþürülmesi olayýný da inceleyecek. Saðlýk Bakanlýðý’ndan yapýlan açýklamada, Sakarya’da kalp krizi geçiren bir hastaya, ambulans þoförünün cuma namazýnda olmasý sebebiyle ambulansýn geç gittiði yönündeki iddialarýn soruþturulacaðý belirtildi. Açýklamada ayrýca, Þanlýurfa’da yaralý olarak getirildiði Harran Üniversitesi Týp Fakültesi Hastanesi’nde, hastanýn sedyeden düþürüldüðü yönündeki iddialarýn da araþtýrýlacaðý, her iki konuda da Bakan Recep Akdað’ýn talimatý ile ivedilikle soruþturma baþlatýldýðý ifade edildi. Soruþturma sonuçlarýnýn daha sonra kamuoyu ile paylaþýlacaðý belirtilerek, olayda ihmali görülenler hakkýnda gerekli yasal iþlemin yapýlacaðý kaydedildi. Birgün Bakan, gerçeðin farkýnda mý? Kyoto Protokolü’nün Meclis’te onaylanmasýnýn ardýndan, dünyanýn en çok sera gazý salýmý yapan ülkeleri arasýnda yer alan Türkiye’nin iklim konusunda masum ülkelerden biri olduðunu söyleyen Çevre ve Orman Bakaný Veysel Eroðlu çevrecileri kýzdýrdý... Özlem Zorcan Ankara Çevre ve Orman Bakaný Veysel Eroðlu’nun, Kyoto Protokolü’nün Meclis’te onaylanmasýný izleyen süreçte Türkiye’nin iklim konusunda masum ülkelerden biri olduðu yönündeki sözleri çevrecileri kýzdýrdý. Konuyla ilgili açýklama yapan Greenpeace Türkiye sözcülerinden Yeþim Aslan, “Bakan gerçeðin ne kadar farkýnda?” diye sordu. Bakan Eroðlu’nun Kyoto Protokolü gündemdeyken nükleer enerjiden söz etmesini de eleþtiren Aslan, “Kyoto rejimi içinde nükleer enerji yok. Bunun en önemli kanýtý nükleer endüstrinin büyük çabalarýna karþýn ‘Temiz Kalkýnma Mekanizmasý’ dahilinde nükleer enerjiye yer verilmemiþ olmasý” dedi. Türkiye’nin dünyanýn en çok sera gazý salýmý yapan ülkeler arasýnda bulunduðunu vurgulayan Aslan, “Çevre Bakanlýðý eski tip bir kalkýnmacýlýðýn sözcülüðünü yapmak yerine Türkiye’ye iklim dostu bir yol haritasý çizmeli. Düþük karbon ekonomisine geçiþ için senaryo çalýþmalarý yapmak ilk adým olabilir” diye konuþtu. Aslan, Kyoto Protokolü’nün sona erip yeni taahhüt döneminin baþlayacaðý 2012 yýlýna kadar düþük karbon ekonomisi benimsenmezse Türkiye’nin bir sonraki taahhüt döneminde çok zor durumda kalacaðýný vurguladý. "Santral planlarý iptal edilmeli" Sera gazý salýmýnýn yüzde 84’ünün fosil yakýtlara dayalý enerji politikalarýndan kaynaklandýðýný ifade eden Aslan, þunlarý kaydetti: “Söz konusu politikalardan vazgeçilmemesi durumunda Türkiye 2020’de Avrupa’nýn en çok salým yapan ikinci ülkesi olacak. Bir an önce enerji verimliliði çözümlerine yatýrým yapýlmalý, kömürlü termik santrallar tamamen kapatýlmalý. Dünya ekonomik krizden yeþil bir ekonomiye geçerek çýkmayý tartýþýrken kömür gibi geri kalmýþ bir yakýtta diretilmesi anlaþýlýr deðil. Hükümet yeni termik santral planlarýný iptal etmeli, yenilenebilir enerjiye yönelik hedefler koyarak istihdam ve ekonomik canlýlýk yaratmalý.” *** ‘2B Yasasý Türkiye ormanlarý için yok oluþtur’ TürkÝye’nin birçok ilinden gelen Peyzaj Mimarlýðý öðrencileri Meclis’ten geçen ‘orman vasfýný yitirmiþ arazilerin satýþýný öngören 2B Yasasý’nýn bir ‘yok oluþ’ yasasý olduðunu belirtti. Peyzaj Mimarlar Odasý Genel Merkezi’nde düzenlenen basýn toplantýsýnda konuþan Çukurova Üniversitesi öðrencilerinden Dicle Çimenser, yasanýn Cumhurbaþkaný tarafýndan onaylandýðýný hatýrlatarak, “Hükümet yasayla Anayasa’ya karþý hile yapýp, ‘2B talaný’ný kolaylaþtýrýyor” dedi. Çimenser, söz konusu yasayla ormanlarýn sýnýflandýrma iþlerinin 70 yýldýr bu görevi yerine getiren ‘Orman Kadastro Komisyonlarý’ndan alýnarak ormancýlýk öðretimi görmemiþ ‘Tapu Teknisyenleri’ne devredildiðini belirtti. Orman, yerel seçim malzemesi Dicle Çimenser, “Krizler ülkesi haline getirilen Türkiye, içine çekildiði ekonomik ve sosyal darboðazdan ulusal deðerlerin ranta açýlmasýyla çýkamaz. Ýç ve dýþ borçlarýn faizleri kamu kaynaklarýnýn sermaye ve talana açýlmasýyla ödenemez. Bu durum sorunlarýn ertelenmesinden baþka bir anlama gelmiyor. 2B Yasasý ile Anayasa’da açýkça yasaklanmasýna karþýn, yerel seçimler öncesi ormanlarýmýz siyasi propaganda aracý olarak kullanýlmak isteniyor” diye konuþtu. Deðiþikliðin onaylanmasý ile yaklaþýk 485 bin hektarlýk 2B arazisinin devlet eliyle orman dýþýna çýkarýldýðýný ifade eden Çimenser, þunlarý kaydetti: “Bu alanlarýn yaklaþýk 60 bin hektarý tamamen yerleþim alanýna dönüþmüþ durumda. Kalanýn yaklaþýk 110 bin hektarý mera, 300 bin hektarý tarým arazisi ve diðer geri kalaný da çeþitli þekillerde kullanýlýyor. Günümüzde orman varlýðý hýzla azalýrken 2B alanlarýn orman vasfýný geri kazandýrmaya yönelik bir çaba gösterilmemesinin ve mevcut iþgalleri meþrulaþtýrmaya yönelik yasal düzenlemeler yapýlmasýnýn masum bir amacý olmadýðý açýk.” Zehra Þahindokuyucu Ankara Birgün Karýncalar konuþuyor Ýngiliz bilim insanlarý araþtýrmalarýna dayanarak, karýncalarýn yuvalarýnýn içinde konuþtuðunu ifade ediyor. Ýngiliz gazetelerinde yer alan habere göre, yuvalarýn içine minyatür mikrofon ve hoparlör yerleþtiren araþtýrmacýlar, kraliçe karýncanýn iþçi karýncalara yönelmiþ sesini kaydedip tekrar çaldý. Oxford Üniversitesi’nden Jeremy Thomas, kraliçe karýncanýn sesini hoparlör aracýlýðýyla yuvaya verdikleri zaman iþçi karýncalarýn antenleri havada ve çeneleri açýk saatlerce hareketsiz savunma durumunda beklediklerini kaydetti. Ünlü Ýngiliz bilim insaný Thomas, “Araþtýrmanýn en önemli keþfi, deðiþik seslerin karýnca kolonisinde deðiþik tepkilerine yol açmasý” yorumunda bulundu. Araþtýrma Science dergisinde de yayýnlandý. Birgün Hayvanlar için yakýn geçmiþe uzanan bir baþlangýç Bütün hayvanlar nereden gelmektedir? Yeryüzünde hayvanlarýn olmadýðý zamanlara iþaret eden fosil kayýtlarý 540 milyon yýl önceki Kambriyan Patlamasý’na dek uzanmaktadýr, ardýndan her þekilde ve büyüklükte binlerce yaratýk ortaya çýkmýþtýr. Bu sorun Charles Darwin’den baþlayarak bilimcileri bir buçuk asýrdan daha uzun bir süredir rahatsýz etmektedir. Fakat bugün, zekice bir dedektiflik çalýþmasý ile araþtýrmacýlar kayýp atlarýmýzý ortaya çýkardýlar. Bir paleontoloðun bakýþ açýsýyla erken dönemdeki hayvanlarýn sorunu vücutlarýnýn sert parçalardan yoksun olmasýdýr. Kemik, gaga, týrnak ya da kabuk gibi yapýlara sahip olmayan bu süngerimsi canlýlar hiçbir zaman jeolojik kayýtlara geçemezler. Bu durum evrimsel biyologlarýn iþini güçleþtirmektedir. Tüm Kambriyan canlýlarýnýn en azýndan on milyonlarca yýldýr doðal seleksiyona tabi olduklarý bilinmektedirler. Öyleyse bu canlýlardan kalan izler nerededir? Bu sorunun yanýtý arkalarýnda býraktýklarý eþsiz moleküllerde yatmaktadýr. California Üniversitesi’nden organik jeokimyacý Gordon Love önderliðindeki araþtýrma ekibi 24-IPC adý verilen böyle bir moleküle odaklandýlar. 24-IPC modern süngerleri de içeren bir aileye ait olan ve hayvanlarýn soy aðacýndaki köklerden biri olduðu düþünülen Demospongiae adýndaki bir sünger tarafýndan üretilmektedir. Darwýn’in dediði gibi... Araþtýrmacýlar Arabistan Peninsula’da Umman Petrol Geliþtirme þirketi tarafýnda çýkarýlan eskiden kalma 30 kadar toprak çekirdeðine ulaþmýþlardýr. Çekirdekler tortul tabakalar içermekte ve neredeyse uzun, küresel buzul çaðýnýn sonuna, 635 milyon yýl öncesine uzanmakta ve Kambriyan Patlamasý’nýn olduðu dönemleri de kapsamaktadýr. Çekirdeklerin 24-IPC ile etkileþen ve miktarýnýn belirlenmesini saðlayan kimyasal maddelerle çeþitli iþlemlere tabi tutulmasýnýn ardýndan Nature dergisinin bu haftaki sayýsýnda yayýmlanacaðý üzere, en eski kýsýmlarýnda bile yüksek miktarda 24-IPC olduðunu tespit ettiler. Bu bulgu hayvanlarýn kökeninin Kambriyan Patlamasý’ndan en az 100 milyon yýl öncesine uzandýðýný göstermektedir. Sonuçta fosil kayýtlarýnýn da gösterdiði gibi hayvanlar yeryüzünde olaðanüstü bir þekilde birden bire deðil, Darwin’in öne sürdüðü gibi yavaþ yavaþ ortaya çýkmýþlardýr. Bulgular bir gizemi çözerken bir diðerini arttýrýyor gibi görünmektedir: Hayvanlarýn kökenini 100 milyon yýl geriye çekmek, onlarýn baþlangýcýný Kartopu Yeryüzü olarak adlandýrýlan ve dünyanýn tamamen buzlarla örtülü olduðu düþünülen döneme yerleþtirmek demektir. Eðer bu doðruysa Demospongiae günümüzde olduðu gibi görece ýlýk sularda deðil son derece çetin koþullarda ortaya çýkmýþtýr. Love bunun mümkün olduðunu, süngerlerin Kartopu Yeryüzü döneminden bile önce geliþmiþ olabileceklerini ve soylarýný sürdürmeye yetecek miktarda süngerin yaþamaya devam etmiþ olabileceðini söylemektedir. Dartmouth Üniversitesi’nden paleobiyolog Kevin Peterson araþtýrmanýn heyecan verici olduðunu, hepimizin süngerlere uzanan köklerimizin izini sürebileceðimizi belirtmektedir. Birgün