İmam Şâfiî Kur`an`ı 7 yaşında ezberledi

Transkript

İmam Şâfiî Kur`an`ı 7 yaşında ezberledi
İmam Şâfiî Kur’an’ı 7 yaşında ezberledi
Şâfiî mezhebinin öncüsü ve müçtehid imamlarımızdandır. Hicrî 150/Miladî 767 yılında Filistin’in Gazze şehrinde doğdu. Hicri 204 tarihinde
de vefat etti. Dedelerinden biri olan Şâfiî İbn es–Sâib’e nispeten Şâfiî olarak bilinir. Soyu Abd–i Menâf’ta Hz. Peygamber Efendimiz (sas)’in
soyuyla birleşir. Henüz küçük yaşta iken babasını kaybeder.
Fakir bir şekilde yaşayan annesi, oğlunu alıp Mekke’ye gitmeye karar verir. Mekke’de, daha küçük yaşta kendisini ilme veren İmam Şâfiî,
yedi yaşında Kur’ân–ı Kerim’i; on yaşında da İmam Mâlik’in el–Muvatta adlı hadis kitabını ezberlemiş ve on beş yaşına geldiğinde, fetva
verebilecek bir seviyeye ulaşmıştı.
İmam Şafii henüz küçük yaşlardayken Gazze’de ilim tahsil etmeye başlamış ve Kur’an–ı Kerim’i hıfzetmişti. Mekke’ye gelince büyük hadis
üstatlarından Peygamber efendimizin hadislerini ezberlemeye, diğer taraftan da Arapça’yı düzgün ve mükemmel bir şekilde öğrenmeye
başladı. Kırsal kesimlerde korunan fasih Arapça’yı öğrenmek için bir süre çölde Huzeyl kabilesinin arasında yaşadı. On yıl kadar süren çöl
hayatında, dil öğreniminin yanı sıra ok atmayı da öğrendi. Kendisi bu konuda şöyle der: “Çöldeyken himmetim iki şeyde toplanmıştı.
Okçuluk ve ilim. Ok atmakta o kadar maharet sahibiydim ki, on ok atsam hepsi hedefe isabet ederdi.” Bunu söyledikten sonra ilim hususunda
bir şey demeden sustu. Yanında bulunan biri: “Vallahi sen ilimde, okçulukta olduğundan çok daha üstünsün”dedi. Mekke valisinin bir tavsiye
mektubu ile Medine’ye gitti. Burada İmam Mâlik’e el–Muvatta adlı eserinin tamamını arz etti.
Daha sonra tamamen fıkha yönelerek İmam Mâlik’ten Hicaz fıkhını öğrendi. Şâfiî’nin eşsiz kavrayış ve üstün zekâsını müşahede eden İmam
Mâlik, ona şu anlamlı tavsiyede bulundu: “Muhammed! Allah’tan kork, günahtan sakın; çünkü ben senin büyük bir şahsiyet olacağını ümit
ediyorum. Gönlüne Allah’ın koymuş olduğu bu nuru günahla söndürme.”
Medine’de İmam Mâlik’ten fıkıh ve hadis ilmi aldı. Süfyan b. Uyeyne’den, Fudayl b. İyâz ve amcası Muhammed b. Şâfi’ ve diğerlerinden
hadis rivayet etti. İmam Şâfiî, bu arada çalışmak zorunda olduğu için bir süre Yemen’e gitti. Yemen valisi orada kendisine kadılık görevini
tevcih etti. İmam Şâfiî bundan sonra H. 187’de Mekke’de ve 195’te Bağdat’ta İmam Ahmed b. Hanbel (Ö. 241/855) ile buluştu.
Ondan Hanbelî fıkhını ve usulünü, Kur’an’ın nâsih ve mensuhunu öğrendi. Bağdat’ta onun eski mezhebinin esaslarını ihtiva eden “el–Hucce”
adlı eserini yazdı.Sonra H. 200’de görüşlerinin en çok yaygınlaşacağı Mısır’a gitti. İmam Şâfiî, müstakil mutlak müçtehid idi. Hicazlıların ve
Iraklıların fıkhını kendinde toplamıştı. Ahmed b. Hanbel onun için; “Allah’ın kitabı ve Rasûlü’nün sünnetinde insanların en bilgilisi idi. Eli
kalem tutup da, boynunda Şâfiî’nin minneti olmayan kimse yoktur.” demiştir.
Şâfiî mezhebinin usûlü Kitap, Sünnet, İcma ve Kıyas’a dayanmaktadır.
Şâfiî’nin mezhebi; Mısır, Güney Arabistan, Doğu Afrika, Doğu Anadolu, Seylan, Endonezya, Cava, Filipinler, Malaya, Mâveraü’n–Nehir ve
Horasan gibi yerlerde yayılmıştır.
İmam Şâfiî hazretleri, Mısır’da mayasıl hastalığına yakalandı. Aşırı kan kaybından dolayı 20 Ocak 820’ye rastlayan Hicri 204 yılı Recep
ayının son gecesi 54 yaşında vefat etti. Kabri Mısır’da Mukattana Dağı’nın eteğindedir.
13.01.2004
MUSTAFA AYDIN

Benzer belgeler