ünite 6

Transkript

ünite 6
6 BİLGİSAYAR AGLARI
(LAN, WAN ve Internet)
Bilgisayar ağı birden çok bilgisayar
sisteminin (kişisel veya çok kullanıcılı
olabilir) herhangi bir yolla birbirlerine
elektriksel olarak bağlanması ve bir
protokol (üzerinde önceden anlaşılan
kurallar topluluğudur) altında iletişimde
bulunmasını sağlayan bir yapıdır. Ağın
geliştirilmesindeki ana amaç, farklı yerlerde
bulunan kaynakların, ağa bağlı olan tüm kullanıcılar tarafından ortaklaşa kullanılmasını
sağlamak; böylelikle birim maliyeti azaltarak kişisel çalışma ortamından grup çalışması
ortamına geçmektir. Bunu gerçekleyebilmek için de veri aktarımına gerek duyulur.
Canlılar çok eski zamanlardan beri, birbirleriyle haberleşmek
gereği duymuşlardır. Kızılderililerin dumanla, yerlilerin tam
tam sesleriyle ve beyazların güvercinle haberleşmesi, bu
gereksinimi uzun süre çözmüştür. Ancak sürekli gelişen
teknoloji, insanların haberleşme gereksinimlerini farklı
yöntemlerle gidermesini sağlamaktadır. Yine haberi eşme
gündemde, ancak duman yerini bilgisayar
haberleşmesi almıştır.
Çok kullanıcılı bilgisayar yalnız başına bilgisayar ağı
oluşturmaz, kişisel bilgisayar da çok kullanıcılı bilgisayar da
ağda yalnızca birer düğümdür.
Bilgisayar haberleşmesi, bu konunun en genel adıdır. Bilgisayarlar, birbirine yakınsa,
doğrudan seri giriş çıkışlar veya uzaksa, modemler aracılığıyla telefon şebekesi
üzerinden birbirlerine bağlanabilir; birbirlerine doğrudan veri aktarımında
bulunabilirler. Ancak, bu tür haberleşme bilgisayar ağını oluşturmaz. Bilgisayar ağında,
kurallar topluluğunu gösteren bir protokol vardır. Bu protokol uyarınca, bilgisayarlar
birbirleriyle iletişimde bulunabilir.
Kısaca, bilgisayar ağı, bilgisayar haberleşmesinin bir alt konusudur. İşyerimizde veya
evimizdeki bir bilgisayara, bir modem bağlayarak, yine bilgisayarına modem bağlamış
olan bir arkadaşımıza, telefon hattı üzerinden, doğrudan telefon numarasını kullanarak
veri aktarabiliriz. Buna, noktadan noktaya (point-to-point) bilgisayar haberleşmesi
denir. Burada herhangi bir protokol yoktur. Ancak, yine telefon hattı üzerinden bir
bilgisayar ağına da bağlanabiliriz. Bu durumda bilgisayar ağının bir düğümü (node,)
1
oluruz. Ağın kurallarına uyarak, veri alış verişinde bulunabilir ve ağda bulunan
kaynaklardan yararlanabiliriz.
Bilgisayar ağı denilince, akla, üç beş bilgisayarın bağlı olduğu küçük boyutlu bir ağdan
tutun da, binlerce bilgisayarın bağlı olduğu büyük boyutlu bir ağ gelebilir. Bir işyerinde
bulunan birkaç tane (veya daha fazla,) bilgisayar, birbirleriyle bağlanarak küçük
boyutlu bir ağ oluşturabilir. Bu, yerel bilgisayar ağı (Local Area Network, LAN) olarak
adlandırılır. Bunun için özel kablolara ve ek donanıma gerek vardır. Bağlantı düzeninin
(topology) nasıl olacağı, hangisinin seçilmesi gerektiğini, ağdan beklenen trafik
yoğunluğu ve ağın kurulacağı ortam belirler. Birçok türde yerel bilgisayar ağı (LAN)
vardır, bunların kaldırabileceği trafik yoğunlukları farklı olup kullandıkları protokolar
da değişiktir. Dünyamızda, binlerce bilgisayarın, ve hatta, yerel bilgisayar ağlarının bile
bağlı olduğu büyük boyutlu yüzlerce ağ vardır. Bunlar geniş alan ağları (Wide Area
Network, WAN) olarak adlandırılır; birine bağlanıp oradaki kaynakları ve sunulan
hizmetleri kullanmak, birçok açıdan yarar sağlar. Telefon hatlarının dünya üzerindeki
dağılımı düşünüldüğünde, bunun ne kadar büyük bir olanak olduğu hissedilebilir.
Her ne kadar, günlük yaşamımızda, ağ sözcüğü örümceği; o da yeniliğe karşı kapalı,
kendi içinde kalan, çevresiyle etkileşimde bulunamayan insanları çağrıştırsa da, bilgisayar ağı bunun tam tersi anlama gelir
Bilgisayar ağına bağlanmak, çevresinde veya çok uzaklarda bulunan kaynaklardan,
başkalarının birikimlerinden yararlanmak ve kendi birikimlerini başkalarına sunmak
olanağı verir. Ancak böyle olursa, evrensel başarılara ulaşılır...
Geniş alan ağlarının, yani WAN’ların en büyüğü Internet olarak adlandırılan ağdır.
Ağların ağı olarak ta adlandırılan Internet’e, birçok yerel alan ağı (LAN) ve geniş alan
ağı (WAN) bağlıdır; bunlar bir araştırma merkezinin ağı olabileceği gibi bir ticari
kuruluşun ağı da olabilir. Artık Internet üzerinden bir ticari kuruluşun hizmet
makinasına bağlanmak ve siparişte bulunmak; bir araştırma merkezinin veya
2
üniversitelerin hizmet makinalarına bağlanmak ve orada
yapılan çalışmaları sorgulamak sıradan bir iş olmuştur.
Günümüzde, Internet’in sunduğu hizmetleri kullanmadan
bilimsel çalışma yapmak, artık zorlaşmıştır. Birçok
üniversitenin veya araştırma kurumunun veri tabanına,
kütüphanesine erişmek ve orada tarama yapmak; ağda
bulunan elektronik kitapları almak; tartışmalara katılmak,
artık olağan işler haline gelmiştir...
6.1. Yerel Alan Ağları (LAN)
Yerel ağlar küçük boyutludur, genelde, işyerlerindeki
bilgisayarların kendi aralarında haberleşmesi ve bazı veri
parçalarının ortaklaşa kullanılması için kurulur. Örneğin,
bütün müşterilere ait yerinin tek bir disk sistemi üzerinde
tutulduğu bir sigorta şirketinde, ağa bağlı bütün bilgisayarlar (düğümler) aynı disk’e erişerek işlemlerini yaparlar; yani kaynak paylaşımı
vardır. Böyle bir durumda ağ kullanılması kaçınılmazdır. Benzer şekilde, ağa bir yazıcı
bağlanarak bütün bilgisayarlardan çıkış alınması sağlanabilir. Böylelikle, disketlerle
dosya taşınmasına gerek kalmadan işler kolayca yapılır. Örneğin, yazıcı ortaklaşa
kullanılır.
Yerel alan ağlarında bilgisayarların birbirlerine bağlanmasını gösteren topolojiler, ağda
kullanılacak yazılım ve donanımı belirler. Temelde, ortak yol (common bus), halka
(ring) ve yıldız (yar) olarak adlandırılan 3 tür topoloji vardır.
a) Ortak Yol : Ortak yolda bütün
düğümler aynı hatta bağlıdır, yol,
aynı anda bir düğüm tarafından
kullanılabilir. Yani, aynı anda,
yalnızca bir düğüm diğer bir
düğüme veya bütün düğümlere veri
gönderebilir. Hangi düğümün yolu
kullanacağını, yolun nasıl ele geçirileceğini erişim yöntemi belirler. Örneğin,
NOVELL NetWare’de kullanılan erişim yönteminde veri göndermek isteyen bütün
düğümler, rasgele zamanlarda veriyi yola çıkarırlar. Aynı anda veya bir zaman
dilimi içinde birden çok bilgisayar veriyi yola çıkarırsa, çatışma (collision) oluşur.
Oluşan bu çatışma bilgisayarlar tarafından anlaşılır ve rasgele bir süre bekleyerek
3
yeniden verisini yola çıkarırlar. Ne zaman çatışma olmazsa, veri karşı tarafa
aktarılmış olunur. CSMA/CD erişim yönteminin kullanıldığı bütün ağlarda, durum
böyledir. Eğer, bunun kullanıldığı ağlarda veri aktarım trafiği yoğunsa, her düğüm
sürekli veri göndermek istiyorsa, çatışmalar artacağından başarım ~aktarım hızı~
oldukça düşer. Olumlu yanı, ana makine dışındaki düğümlerden birinin devre dışı
kalması, diğerlerini etkilememesidir
b) Halka: Halka ağlarda, bilgisayarlar birbirlerine halka biçiminde bağlıdır. Yol
halka biçimindedir. Yolu kimin
kullanacağını, yolda dolaşan bir jeton
(Token) belirler; jetonu ele geçiren
düğüm, onu yoldan çekip, yola verisini
koyar. Göndereceği veri bittiğinde,
ilgili jetonu yola yeniden koyar. Aynı,
düğüm tekrar veri göndermek isterse,
jetonu ele geçirene kadar bekler. Bu,
jetonlu halka (Token ring) yöntemi
olarak anılır. Veri akışı tek veya iki yönlü olabilir. Bu tür bağlantının olumlu yanı,
yoğun trafikte bile başarımın düşmemesidir. Bu nedenle, ağın başarımı önceden
hesaplanabilir. Olumsuz yanıysa, düğümün bir devre dışı kaldığında, ağın
etkilenmesidir; gerçi bu sorunda çözülmektedir.
c) Yıldız: Yıldız ağlarda, bilgisayarlar
merkezdeki bir anahtarlama düğümüne
yıldız biçiminde bağlıdır; ortada hakem
görevini üstlenen bir düğüm vardır. Bu tür
ağın olumlu yanı basitliğidir. Olumsuz
yanıysa, merkezdeki düğüm bozulduğunda
tüm ağın devre dışı kalması ve iletişim
kesilmesidir.
4
Ortak yolda, yolu kimin ele geçireceği belirleyen erişim yöntemi için, yalnızca
CSMA/CD kullanılmaz. Ortak yol kullanılan bazı ağlarda, aynı halkada olduğu gibi bir
jeton kullanılır. Jetonu ele geçiren veri gönderme hakkına sahip olur; aksi durumda
beklemelidir. Bu, jetonlu yol (Token bus.) yöntemi olarak adlandırılır. Bu birkaç tane
çocuğun istop oynamasına benzer; top kimdeyse, yol ona aittir; topu istediği kişiye
atabilir Yani, veriyi istediği kişiye gönderebilir.
Bir yerel alan ağında, göz önüne alınması gereken en önemli üç nokta, ağın aktarım
hızı (başarımı), belirli bir süre içinde her düğüme yola erişim hakkının verilmesi ve
ağın maliyetidir. Bir işyerinde LAN kurulacaksa, bütün bunlar, önceden
değerlendirilmeli ve ona göre seçim yapılmalıdır.
Ağ, yalnız başına donanımdan oluşmaz, yazılım da gerekir. Bir yerel alan ağı için,
en azından kişisel bilgisayarlar,
bilgisayara takılan arabirim kartı (haberleşme kartı),
arabirim kartları arasında bağlantıyı sağlayan kablo ve
gerekli yazılım paketi
olmalıdır. Daha sonra fiziksel bağlantıların yapılması ve yazılım yüklenmesi ve
kullanıcıların tanımlanması gerekir.
Uygulamada, yerel alan ağları için hazır program paketleri ve onlara ait donanım
parçaları vardır. Bunlardan en yaygın olarak bilineni NOVELL Netware’dir;
ETHERNET diye adlandırılan protokol kullanılır.
5
6.2. Geniş Alan Ağları (WAN)
Bilgisayarların (düğümlerin) coğrafi
konumunu gösteren ağ topolojileri,
yerel alan ağları ve geniş alan ağları
olarak ikiye ayrılır. Yerel alan ağları
bir firma veya bir fakülte ile sınırlıdır.
Halbuki, geniş alan ağları (Wide Area
Network, WAN,) birbirinden uzak
sistemlerin (ki bunlar yalın bilgisayar
da olabilir, bir bilgisayar ağı da
olabilir) birbirine bağlar. Bu tür
ağlarda bazı merkezlerin işlem
yeteneği diğerlerine göre fazladır ve
daha az yetenekli merkezler bunlara
işlenmek üzere veri gönderirler.
Örneğin, bazı merkezlerde büyük
boyutlu matris işlemleri için vektor
işlemcisi vardır. Diğer düğümler bu merkeze matrisleri ve işlem türünü ağ üzerinden
göndererek hizmet isteğinde bulunurlar; sonuçlar, yine ağ üzerinden, ilgili düğüme
gönderilir.
Geniş alan ağlarında, WAN’larda, bilgisayarların birbirine bağlantısını gösteren iki
temel topoloji kullanılır. Biri hiyerarşik. diğeri örgü topolojisidir. Hiyerarşik topolojide,
yönetim sorumluluğu farklı düzeylerde olan makinalar, sorumluluk düzeylerine göre
sıralanarak, birbirine bir ağaç yapısında bağlanır; ağacın kökünde sorumluluğu en
yüksek olan makine, yapraklarda ise sorumluluğu en az olan makine bulunur. Örgü
topolojide, geometrik bir desen görülmez. Bilgisayarlar, ağa en uygun yerden bağlanır;
bu bazen en yakın yer, bazen maliyeti en düşük olacak yerdir. Bu şehirleri birbirine
bağlayan karayollarının kuş bakışı görülmesine benzer; yol haritasına bakılınca da aynı
şey görülür. İşte bu, yolun topolojisidir.
Dünyada birçok WAN kullanımdadır; bunlardan en çok bilinenlerden biri Internet
diğeri de EARN’dür. EARN (Europe Academic Research Network) Avrupa ülkelerinde
bulunan bilimsel ve araştırma kurumlarının bağlanabileceği bir geniş alan ağıdır.
Geniş alan ağlarında, bilgisayar sistemlerinin (düğümlerin) birbirine bağlanması
genelde telefon şirketinin (kurumunun) sağladığı bir ortamdan yapılır. Bu, kimi
durumda günlük yaşamda kullanılan telefon aygıtlarının bağlandığı şebeke; bazen de
veri haberleşmesi için özel olarak kurulan şebeke hattı olmaktadır.
Türkiyede telefon şirketi de, özel olarak veri haberleşmesinin yapılacağı ve TURPAK
(Türki ve Paket Anahtarlarnalı Veri Şebekesi) olarak adlandırdığı bir şebeke kurmuştur.
6
Bu şebeke üzerinden veri aktarımı yapıldığında, ücret aktarılan bit miktarına göre
belirlenmektedir; tabii ki, sabit aylık ücreti de var! Bağlantı için telefon şebekesi
kullanıldığında birim zaman için ücret ödenirken, TURPAK şebekesi kullanıldığında
aktarılan bit miktarı için ücret ödenir. TURPAK yalnızca geniş alan ağına bağlı bilgisayar sistemleri için kullanılmaz; istenirse, iki bilgisayar arasında veri aktarımı için de
kullanılır.
6.3. Noktadan Noktaya Haberleşme
İki bilgisayar arasında, hiçbir protokole bağlı kalmadan veri aktarımı yapılabilir; birinin
disk’inden diğerinin diskine dosya aktarımı kolayca yapılabilir. Bu işleme noktadan
noktaya haberleşme denir. Eğer iki bilgisayar yeteri kadar yakınsa seri kablo üzerinden,
uzaksa modem aracılığıyla telefon şebekesi üzerinden bağlanabilir. Telefon şebekesi
günlük yaşamda konuşma için kullanılan şebeke olabileceği gibi veri aktarımı için özel
şebeke de olabilir. Türkiye’de veri aktarım için özel şebeke vardır. (TURPAK). Bunu
kullanmak için ayni telefonda olduğu gibi abone olunmalıdır.
İki bilgisayar birbirine yakınsa, arada modem olmadan, doğrudan bilgisayarların seri
giriş çıkış birimleri, seri kablo bağlantısı (RS-232 standardı) kullanılarak birbirine
bağlanabilir. Daha sonra seri iletişim olanağı sunan bir program yardımıyla dosya veya
alt alanlar diğer bilgisayara, olduğu gibi aktarılabilir. İki bilgisayar arasında kullanılan
seri bağlantı kablosu en azından 3 hat gerektirir; yani, ‘null’ modem bağlantısı
gerektirir.
Bilgisayarlar arasında, seri bağlantı yapıldıktan sonra, iletişimi sağlayan bir program
çalıştırılır. Seri dosya aktarımı sağlayan, hazır, birçok program vardır.
Modem, sayısal bilgiyi telefon hattı üzerinden aktarılacak biçimde elektriksel işarete
dönüştüren (veya tersini yapan) bir aygıttır. İlgili programıyla beraber kullanılması
oldukça kolaydır. Telefon hattı üzerinden noktadan noktaya haberleşme yapılırken,
kullanılan modemin birim zamanda aktarabileceği bit miktarı (bps*), gelecek telefon
faturasındaki ücreti belirler! Yavaş hızlarda aktarım yapıyorsa, hattı daha fazla işgal
edeceği için kabarık fatura gelir 14400 bps’in altında aktarım hızı olan modemler artık
pek fazla kullanılmamaktadır.
7
7 INTERNET
7.1. Internet nedir?
Internet, birçok bilgisayar sisteminin birbirine bağlı olduğu, dünya çapında yaygın
olan ve sürekli büyüyen bir iletişim ağıdır.
Internet, insanların her geçen gün gittikçe artan "üretilen bilgiyi saklama/paylaşma
ve ona kolayca ulaşma" istekleri sonrasında ortaya çıkmış bir teknolojidir. Bu teknoloji
yardımıyla pek çok alandaki bilgilere insanlar kolay, ucuz, hızlı ve güvenli bir şekilde
erişebilmektedir. İnternet’i bu haliyle bir bilgi denizine, ya da büyükçe bir kütüphaneye
benzetebiliriz. Internet’e, bakış açımıza bağlı olarak farklı tanımlamalar da getirebiliriz :
Internet,1997 sonu itibarıyla 100,000,000’u aşkın insanın kendi arasında etkileştiği,
bilgi değiş-tokuşu yapabildiği ve kendi yazısız kuralları olan büyük bir topluluktur. Bu,
internetin sosyal yönüdür.
Pek çok yararlı bilginin bir tuşa basmak kadar yakın olduğu dev bir kütüphanedir.
1997 sonu itibarıyla, 20,000,000’u aşkın bilgisayarın bağlı olduğu çok büyük bir
bilgisayar ve iletişim ağıdır.
Kişilerin değişik
konularda fikirlerini serbestçe
söyleyebilecekleri ortamlar
barındıran bir demokrasi
platformudur.
Evden alış-veriş, bankacılık
hizmetleri, radyo-televizyon
yayınları, günlük gazete
servisleri vb gibi uygulamaları
ile aslında internet aynı
zamanda bir hayat
kolaylaştırıcıdır.
Tüm bu tanımların
arakesitinde yer alan ise
8
"Bilgiye Ulaşım ve Onu Paylaşım, sonrasında da elde edilen bilgiyi kullanım" dır.
Sonuç olarak, Internet, önümüzdeki yıllarda üretilecek bilgilerin dolaşım
sistemidir. Ticari boyutunun da ortaya çıkmasıyla yaşamla daha çok iç içe geçmeye
başlamıştır. Internet farklı bir ortam, farklı bir uzay. Kendi, yazılı olmayan, kuralları
olan; kendi toplumu olan bambaşka bir uzay. Klasik yaşama biçimlerini, değer
yargılarını değiştiren; hayatımıza yeni kavramlar, yeni uğraşlar getiren bir şey.
Hayatımızı etkiliyor. Hem de çok fazla bir biçimde.
Internet'in etkilerini görmek ve onu hissetmek sanırım çok daha kolay.
Hayatımızda normal şartlarda yaptıklarımızı göz önüne getirelim ve Internet'in bunları
nasıl değiştirdiğini; bunlara nasıl yeni anlamlar yüklediğini gözlemleyelim. Belki
bazılarımız için daha az (ya da hiç), bazılarımız için daha çok (ya da aşırı çok)
etkilenmeler olacaktır. Ancak gerçek olan, önümüzdeki yıllarda (2000'e girerken)
Internet olgusu her yönüyle bizimle olacak ve hayatımızda onunla ilintili pek çok şey
yapıyor olacağız (Ağ üzerinden alışverişler, uçak/tren rezervasyonları, günlük
gazetelere erişim, bilimsel dergileri okumak gibi.)
7.2. TCP/IP nedir?
"Bilgi Ağı" üzerindeki bilgi iletimi ve paylaşımı bazı kurallar dahilinde
yapılmaktadır. Bu kurallara kısaca "internet protokolleri", ya da TCP/IP protokoller
ailesi denir. TCP/IP (Transmission Control Protocol/Internet Protocol), bilgisayarlar ile
veri iletme/alma birimleri arasında organizasyonu sağlayan, böylece bir yerden diğerine
veri iletişimini olanaklı kılan pek çok veri iletişim protokolüne verilen genel addır. Bir
başka değişle, TCP/IP protokolleri bilgisayarlar arası veri iletişiminin kurallarını koyar.
Bu protokollere örnek olarak, dosya alma/gönderme protokolü (FTP, File Transfer
Protocol), Elektronik posta iletişim protokolü (SMTP Simple Mail Transfer Protocol),
TELNET protokolü (Internet üzerindeki başka bir bilgisayarda etkileşimli çalışma için
geliştirilen *login* protokolü) verilebilir. Adını sıkça duyduğumuz WWW ortamında
birbirine link objelerin iletilmesini sağlayan protokol ise Hyper Text Transfer Protocol
(HTTP) olarak adlandırılmaktadır. TCP/IP protokolü aynı zamanda, diğer iletişim
ağlarında da kullanılabilir. Özellikle pek çok farklı tipte bilgisayarı veya iş
istasyonlarını birbirine bağlayan yerel ağlarda (LAN) kullanımı yaygındır.
7.3. Internet'e kimler dahildir?
Kaç tane bilgisayar Internet'e bağlıdır? Kaç Kişi Internet Kullanıyor?
Bütün dünya üzerinde Internet'e; üniversiteler, araştırma enstitüleri, kamu
kuruluşları, pek çok ticari kuruluş vb gibi değişik yerler bağlıdır ve İnternet'e bağlı
bilgisayar sayısı 25,000,000 civarında tahmin edilmektedir. (1997 sonundaki durum) Bu
9
sayı her gün süratle artmaktadır. Ortalama Internet kullanıcısı sayısının ise, 100,000,000
'un üzerinde olduğu tahmin edilmektedir (1997 sonlarındaki durum). Internet iletişim
ağına bağlı bir bilgisayarın bir tek kullanıcısı olabildiği gibi, birden çok (bazen yüzlerce,
binlerce) kullanıcısı da olabilir. Kişisel bilgisayarlar ve evden bağlantılar tek kullanıcılı
internet bağlantılarına örnek olarak verilebilirler. Öte yandan, aynı anda birden çok
kullanıcının erişebildiği ve kullandığı daha çok "unix" işletim sistemi ile çalışan orta ve
büyük boy sistemler de çok kullanıcılı internet bağlantı örnekleridir.
7.4. Internet ne sunar?
Internet'i bir "iletişim ağı" olarak tanımladıktan ve bu ağ üzerinde bilgi dolaştığını
belirttikten sonra, İnternet’in bu altyapı üzerinde neler sunduğunu tahmin etmek aslında
o kadar da güç değil. Bu "iletişim ağı"nın içinde bulunan her hangi iki bilgisayar
arasındaki en temel işlem çift yönlü bilgi aktarımıdır. Burada bilgiden kasıt,
bilgisayarlardan birinde bulunan bir dosya, bir bilgisayar programı ya da bir mesaj
olabilir.
Internet, teknik olarak, TCP/IP protokolü ile desteklenen pek çok servis sunar.
Örnek olarak, Internet erişimi olan bir kullanıcı, eğer kendisine yetki verilmişse,
Internet’e bağlı diğer herhangi bir bilgisayardaki bilgilere erişebilir, onları kendi
bilgisayarına alabilir, kendi bilgisayarından da Internet erişimi olan başka bir
bilgisayara dosya/bilgi gönderebilir. Bu özellik, dosya transfer protokolü olarak bilinir.
Benzer şekilde, internet üzerindeki kullanıcılar birbirlerine elektronik posta
gönderebilirler. Bu da, posta iletim protokolü olarak bilinir.
Internet, değişik protokoller aracılığı ile, insanlara "bilgiye erişim" olanakları sunar.
Yani, internet yardımıyla "her çeşit" bilgiye erişebilirsiniz.
İçerik bakımından, Internet’in sundukları bazen insan hayal gücünü zorlayacak
boyutlara varmaktadır. Vizyondaki filmlerin kısa tanıtımlarını kolayca evimizdeki
ekrana taşıyabilir ya da Amerikan Kongre Kütüphanesi’nde tarama yapabiliriz. Tübitak
arşivine bağlanıp(www.tubitak.gov.tr) Bilim ve Teknik dergilerinin yeni ve eski
sayılarını tarayabilir, yazıları okuyabiliriz. Ya da, Hacettepe Üniv.'ne uzanıp o anki
Beytepe Kampüsü sıcaklıklarını grafiksel olarak görebiliriz. Başka bir örnek olarak,
katılmak istediğimiz bir bilimsel toplantıya bildirimizi Internet üzerinden gönderebiliriz.
Örnekleri arttırmak mümkün; Nasa servislerine (www.nasa.gov) bağlanıp, son uydu
fotoğraflarını tarayabiliriz; ya da Şiir arşivlerine bağlanıp şiirler okuyabiliriz. Son
yıllarda geliştirilen World Wide Web (WWW, Web) temelli internet araçları ile bilgiye
ulaşım daha da kolaylaşmış ve ulaşılabilecek bilgiler ve sunulan servisler miktar ve çeşit
olarak artmışlardır. İnternet'in sundukları; onu kullananların istekleri, hayal güçleri ve
gelişen İnternet teknolojisi ile hep çoğalmaktadır.
Internet, bilgiye ulaşmayı kolaylaştırmak için değişik 'bilgi arama/tarama'
yöntemleri de sunar. Internet'in sundukları çok geniştir ve bu kadar bilgi arasında,
bilinçsiz bir kullanımla, insan yolunu çok kolay kaybedebilir.
10
Protocol
baglantı
türünü
belirler
Server
Web
sunucusunun
alan adı
Path
dosyaların
hangi dizinde
kayıtlı
olduğunu ...
Resource
kaynak
dosyanın tam
adıç
URL http://www.yahoo.com/help/shop/shop-01.html
7.5. Internet adresi nedir? Domain ismi ve IP numarası ne
demektir?
İnternet'e bağlı her bilgisayarın kendine özgü bir adresi vardır. Domain Name
System (DNS) olarak adlandırılan hiyerarşik bir isimlendirme sistemi ile (Internet
adresi), internete bağlı bilgisayarlara ve bilgisayar sistemlerine isimler verilir. DNS de,
bir TCP/IP servis protokolüdür. DNS, 'host' olarak adlandırılan internete bağlı tüm
birimlerin yerel olarak bir ağaç yapısı içinde gruplandırılmasını sağlar. Bu şekilde,
bütün adreslerin her yerde tanımlı olmasına gerek kalmaz. Örnek olarak, itu.edu.tr
altında, ehb.itu.edu.tr, onun altında da, titan.ehb.itu.edu.tr vb seklinde dallanmış bir çok
adres olabilir.
Her bir internet adresine 4 haneli bir numara karşılık gelir. a.b.c.d seklindeki bu
numaralara IP (Internet Protocol) numaraları denir. burada, a,b,c ve d 0-255 arasında
değişen bir tam sayıdır. (32 bit adresleme sistemi). Örnek olarak titan.ehb.itu.edu.tr için
bu numara 160.75.27.250 'dir.
Her internet adresinin ilk kısmı bulunduğu domain'in network adresini, son kısmı ise
makinenin (host) numarasını verecek şekilde ikiye bölünür. Bir bilgisayar ağında
bulunan makinelerin miktarına göre makine numarası için ayrılan kısmın daha büyük
veya daha küçük olması gerekebilir. Değişik ihtiyaçlara cevap verebilmesi açısından IP
adresleri aşağıdaki şekilde gruplaşmıştır.
Class A network adresleri 1.0.0.0 adresinden 127.0.0.0 a kadar olan aralığı kaplarlar.
Her networkte kabaca 1.6 Milyon makine bulunabilir
Class B network adresleri 128.0.0.0 adresinden 191.255.0.0 adresine kadar olan
aralıktadır: 16065 network adresi ve her networkte kabaca 65500 makine bulunabilir
Class C network adresleri 192.0.0.0 adresinden 223.255.255.0 adresine kadar olan
aralıktadır. Her biri 254 makineden oluşan yaklaşık 2 milyon network adresi barındırır.
11
Class D 224 ve 254 arasında kalan adresler herhangi bir newtwork tanımlamazlar,
ileri kullanımlar için rezerve edilmişlerdir.
Bu domain adreslerinin dağıtımı NIC (Network Information Center) tarafından yapılır,
daha sonra her domain sahip olduğu adresi kendi ihtiyaçlarına göre parçalayarak
dağıtabilir. (Son zamanlarda,sınırlı sayıdaki internet adres uzayının bitebileceği
düşüncesi ile, yeni bir adresleme stratejisine doğru da gidilmektedir. önümüzdeki
yıllarda, yeni tip IP adreslerinin (128 bit) ortaya çıkacağını bekleyebiliriz.)
Bu IP numaralarına (domain adreslerine) karşılık düşen bir makine ismi de
bulunur. Bu sayede makinelerin isimleri daha kolay akılda kalır. Her domain'de o
domaine ait IP numaraları ile bu isimler arasında geçişi sağlayan bir servis (Domain
Name Service) bulunur. Bu servis aynı zamanda diğer domain'lere ait isimleri ilgili
DNS'lere sorarak öğrenir.
Örneğimize geri dönecek olursak. Istanbul Teknik Universitesi bir Class B
network numarasına sahiptir. (160.75.0.0) .itu.edu.tr domaininde bulunan tüm IP
numaraları 160.75. ile başlar. Bilgi İşlem Merkezi bu numarayı yerel ağlara dağıtmıştır.
Elektronik-Haberleşme Bölümü domain'i ne (160.75.27.0) numarası verilmiştir. burası
da ehb.itu.edu.tr olarak tanımlanmıştır. Bu network içerisinde yer alan makinaların
hepsi 160.75.27. numarası ile başlar, söz gelimi bu network'de yer alan titan ismi verilen
makinenin IP numarası 160.75.27.250 --> titan.ehb.itu.edu.tr şeklindedir.
Dikkat edilirse bir host numarası 1 den 254 e kadar 254 farklı değer alabilir. Zira
0 ve 255 bu numaralandırmada özel anlamlar içerirler. 0, network'u tanımlarken 255 de
o network'teki tüm hostları tanımlar.
127.0.0.1 adresi ve 127.0.0.0 Network'u test ve geliştirme için kullanılır.
127.0.0.1 adresi her makinanın kendisini tanımlar buraya gönderilen her şey, sanki bir
başka network'ten geliyormuş gibi makinanıza geri dönecektir. Bu sayede herhangi bir
network bağlantısı olmadan bazı denemeler yapılarak network yazılımları
geliştirilebilir.
DNS, ayrıca, İnternet adresini nümerik adrese çevirir. Domain'ler hiyerarşik
DNS adresleme sistemi içindeki farklı yapıları temsil ederler. Her domain kendi içinde
bağımsız bir topluluktur. Doğal olarak, herkes kafasına göre gelişi güzel internet
domain ismi ve IP numarası alamaz. Network Information Center (NIC)'e bunun için
başvurmak gerekir. Aksi taktirde karmaşayı siz düşünün!!!
7.6. Internet üzerinde istediğimiz bilgiler nasıl yerlerine
ulaşıyorlar ?
Internet'e bağlı her network şu veya bu şekilde kendisine bağlantı sağlayan bir servis
sunucusuna veya kuruma bağlıdır. Bu birleşme yerlerinde birden çok bağlantısı bulunan
router'lar bulunur. Bu düğüm noktalarında düğümün belirli kollarında hangi
networklerin bulunduğuna dair bilgiler (ya routerlar arası haberleşme protokollerinden
12
ya da sabit tanımlamalardan) yer alır. Bu tanımlara ek olarak bir de default route tanımı
bulunur, düğümde tanımlı bulunmayan adresler oraya yönlendirilir.
Tüm haberleşme ortalama olarak 100 ila 1000 Byte arasında yer alan bilgi paketleri
şeklinde gerçekleşir. Her paketin başında nereden gönderildiği (IP adresi) ve nereye
gönderildiği yer alır. Paketin içeriği kullanılan haberleşmeye göre büyük farklılıklar
gösterir. Bu sayede, örnek olarak bir mail, üzerinde adres bulunan küçük paketler
halinde düğümden düğüme atlayarak geçer.
Bu yapı çerçevesinde, "bilgiyi isteyen" (istemci) ve "bilgiyi gönderen" (sunucu) iki ana
noktadan bahsedebiliriz.
İstemci (bilgiyi isteyen) bilgisayar, bu isteğini protokollerde belirtilen bazı kurallar
dahilinde istediği bilginin olduğu bilgisayara (Sunucu) bildirir. Bu iki bilgisayar
arasında bilginin geçtiği/yönlendirildiği başka bilgisayarlar da vardır.
7.7. Internet adreslerinde görülen kısaltmalar ne anlama
gelir?
Internet'e bağlı kuruluşlar değişik gruplara ayrılabilir ve bir kuruluşun domain
adresi, o kuruluş hangi gruba dahilse ilgili kısaltmayı bazı istisnalar dışında mutlaka
içerir. Ayrıca, ülkelerin 2 harfli tanıtım kodları da (Amerika Birleşik Devletleri ve
Kanada çıkışlı adreslerin çoğu ve geniş bir kitleye servis sunan bazı birimler dışında)
adresin sonuna eklenir. Internet adresi, eğer özel amaçlı bir servise (ftp, gopher, www
gibi) aitse, genellikle, bu durum, adresin başında kullanılan bir kısaltmayla verilir.
aşağıdaki liste, adreslerde kullanılan bazı kısaltmaları ve ne anlama geldiklerini
göstermektedir:
Gov
edu
Org
com
mil
net
ac
:
:
:
:
:
:
:
Hükümet kuruluşları
Eğitim kurumları (üniversiteler gibi)
Ticari olmayan, kar amacı gütmeyen kuruluşlar
Ticari kuruluşlar
Askeri kuruluşlar
Servis Sunucuları (Internet Servis Sağlayıcıları gibi)
Akademik kuruluşlar (bazı ülkelerde edu yerine kullanılmaktadır)
13
int
ftp
www :
:
uluslararası organizasyonlar, kuruluşlar
:
FTP Arşiv Sitesi (ön ek)
World Wide Web Sitesi (bazen web de kullanılır) -ön ek-
Bazı ülke kısaltmaları : tr:Türkiye, jp:Japonya, uk:Ingiltere, it:İtalya, ch:Isviçre,
ca:Kanada, ru:Rusya, id:Endonezya, nl:Hollanda, de:Almanya, fr:Fransa, il:İsrail,
no:Norveç, se:İsveç, fi:Finlandiya, gr:Yunanistan, hr:Hırvatistan, yu:Yeni Yugoslavya,
br:Brezilya, bg:Bulgaristan
Örnek domain adresleri : hokudai.ac.jp (jp=Japonya), bilkent.edu.tr (tr=Turkiye),
oak.oakland.edu, servis.net.tr, www.microsoft.com, ftp.netscape.com, tubitak.gov.tr,
garbo.uwasa.fi (fi=Finlandiya, www.nato.int (Nato).
Genel olarak bu sınıflamaya uyulsa da, bazi domain adlarında daha farklı sözcük
grupları da olabilir ( rl.ac.uk (uk=Ingiltere), www2.itu.edu.tr gibi). Özellikle .com
domain-lerindeki sıkışmadan dolayı, yeni global domain adları oluşturma çalışmaları
1997 ortalarında tamamlanmıştır. Yeni kullanıma açılan alan adları şunlardır :
arts
firm
info
nom
rec
stor
web
:
:
:
:
:
:
:
Sanat ve kültür ile ilgili siteler
Ticari Firmalar
Bilgi servisi sunan siteler
Kişisel domainler için kullanılan adresler
Eğlence siteleri
Alışveriş merkezleri, ticari ürün satılan yerler
www ile ilgili servis sunan siteler
7.8. Internet’te Bilgiler Hangi Hızlarla İletilir?
Band genişliği, bir iletişim ortamının
taşıyabileceği bilgi miktarını gösteren bir ölçüdür.
Söz gelimi, ses iletimi için band genişliği,
iletilebilen en yüksek ve en düşük frekanslar
arasındaki farktır (Hertz). Bilgisayarlar arası
haberleşme için de benzer şekilde, band genişliği,
saniyede iletilen bit sayısı ile verilir.
Internet'teki bilgi iletim hızları çeşitlilik
gösterir. Bilgisayarları ve değişik ağları birbirine
bağlayan hatlar, kablo (çoğunlukla fiber optik), uydu ya da radyo link (yakın birimler
için) bağlantılı olabilir. Internet’te hat hızı, saniyede iletilen "bit" sayısı ile (bps, bit/san)
ölçülür. Söz gelimi, 64 kilobit/saniye hızındaki bir hat saniyede 64kbit=65556 bit
iletebilir. Bu da, ideal şartlarda, yaklaşık 8 kilobyte/saniye hızına denk gelmektedir. Söz
gelimi, böyle bir hat ile, tam kapasite kullanımında, 1 Megabyte'lık bir dosya yaklaşık 2
dakikada iletilecektir. Bir birimin, bağlantılarında kullanabileceği en fazla hıza "Band
Genişliği" denir. 64kbit/saniye bant genişliği olan bir hattı aynı anda 10 birime
kullandırırsak, buna göre hızımız, en fazla hızın ortalama %10'una kadar düşer.
14
Günümüzde bağlantı hızları 9.6kbit/saniyelerden (modem bağlantısı)
100Megabit/saniyelere kadar geniş bir aralıkta değişmektedir. Yurt dışındaki
bağlantılarda, tipik hızlar, yaklaşık 5-10 Megabit/saniyeler mertebesinde iken, bu oran
ülkemiz için, 64Kbit/san-2Mbit/saniyeler mertebesindedir.
Bir hattın bant genişliğinin ne kadarının kullanıldığı, o hattın doluluk oranını
verir. Eğer 64kbit/san lik bir hat, 1 saat boyunca, %100 çalışırsa; 3600*64kbit 'lik veri
aktarımı yapması gerekir. Gerçekte ne kadar veri aktardığını bulup bu iki sayıyı
birbirine oranlarsak, hattın, o saat için doluluk oranını bulmuş oluruz. Bunu 1 ay
boyunca yaparsak, hattın 1 ay boyunca ortalama % kaç doluluk oranı ile çalıştığını
tespit edebiliriz. Doluluk oranı ne kadar fazlaysa, o hattı kullananların veri aktarımları
da o kadar yavaşlar.
Aşağıdaki tablo, herhangi bir ağ üzerindeki bilgisayarların ve internet üzerinde
bilgisayarlar ve bilgisayar sistemlerininin birbirleriyle haberleşmesinde kullanılan bazı
standart bağlantı hızlarını göstermektedir (orijinali : http://www.whatis.com ).
Ülkemizdeki (özellikle internet için) bağlantı hızları aşağıdaki tanımlamalardan biraz
uzaktır.
İletim
Teknolojisi
Hız
İletimin
Sağlandığı
Fiziksel Ortam
Kullanıldığı Yerler
Normal Telefon
Hattı
14.4 - 56 Kbps
Bakır Tel
Evden bağlantılarda ve
bazı küçük ölçekli
işletmelerde
Frame Relay
üzerinde
56Kbps
56 Kbps
Çeşitli
Çeşitli işyerleri
ISDN
Basic Rate (BRI) :
64 - 128 Kpbs
Primary Rate (PRI)
: 23 tane 64-Kbps
kanal ve 1 kontrol
kanalı üzerinden
1.544Mbps e kadar
BRI : Twistedpair
PRI : T-1 hattı
BRI: Hızlı ev
bağlantıları ve küçük
ölçekli işyerlerinde
PRI: Orta ve büyük
ölçekli
işyerlerinde/şirketlerde-
IDSL
128 Kbps
Twisted-pair
Hızlı ev bağlantıları ve
küçük ölçekli
işyerlerinde
Dijital Uydu
Bağlantısı
(DirecPC)
400 Kbps
Elektromanyetik
dalgalar
Hızlı ev bağlantıları ve
küçük ölçekli
işyerlerinde
Frame relay
56 Kbps - 1.544
Mbps
Twisted-pair ya da
koaksiyel kablo
Şirketlerdeki yerel
ağlarla Internet Servis
Sağlayıcıları arasındaki
bağlantılarda
1.544 Mbps
Twisted-pair ya da
fiber optik kablo
Büyük şirketlerin
internet servis
sağlayıcılarına
bağlantılarında
T-1 (DS1)
15
E-1 (DS1)
T-1C (DS1C)
T-2 (DS2)
2.048 Mbps
Twisted-pair ya da
fiber optik kablo
T-1 hatları için Avrupa
ülkelerinde kullanılan
standart
3.152 Mbps
Tisted-pair ya da
iber optik kablo
Büyük şirketlerin
internet servis
sağlayıcılarına
bağlantılarında
6.312 Mbps
Twisted-pair ya da
fiber optik kablo
Büyük şirketlerin
internet servis
sağlayıcılarına
bağlantılarında
ADSL
1.544 - 8 Mbps
Twisted-pair
Mevcut telefon
altyapısı üzerinden ev,
küçük işyeri ve orta
büyüklüklü şirketlerin
internet bağlantılarında
E-2
8.448 Mbps
Twisted-pair ya da
fiber optik kablo
4 tane E-1 sinyali taşır
Kablo Modem
512 Kbps - 52
Mbps
Koaksiyel kablo
(genellikle Eternet
kullanır);
Ev, işyeri ve okulların
bağlantılarında
Ethernet
10 Mbps
10BASE-T
(twisted-pair);
10BASE-2 ya da 5 (koaksiyel
kablo); 10BASE-F
(fiber optik)
Yerel Ağlarda (LAN)
kullanımı çok
yaygındır.
E-3
34.368 Mbps
Twisted-pair ya da
Fiber Optik
16 E-l sinyali taşır
Koaksiyel Kablo
Internet Servis
sağlayıcılarının internet
omurgasına
bağlantılarında
51.84 Mbps
Fiber Optik
Internet Servis
sağlayıcılarının internet
omurgasına
bağlantılarında
Fast Ethernet
100 Mbps
100BASE-T4
(twisted pair);
100BASE-TX
(koaksiyel kablo);
100BASE-FX
(fiber optik)
10 Mbps ethernet
kartlarına sahip
bilgisayarlar bir Fast
Eternet kullanan LAN'a
bağlanabilir.
FDDI
100 Mbps
Fiber Optik
Büyük şirketlerdeki ya
da servis
T-3 (DS3)
OC-1
45 Mbps
16
sağlayıcılarındaki daha
geniş ölçekli LAN'larda
T-3D (DS3D)
135 Mbps
Fiber Optik
ISP to Internet
infrastructure
Smaller links within
Internet infrastructure
E4
139.264 Mbps
Fiber Optik
4 E3 kanalı taşır
Bu hat üzerinde aynı
anda 1920 kişi
birbirleriyle konuşabilir
(ses haberleşmesi)
OC-3/STM-1
155.52 Mbps
Fiber Optik
Büyük şirket
omurgaları, Internet
Omurgası
E5
565.148 Mbps
Fiber Optik
4 E4 kanalı barındırır.
Bu hat üzerinde aynı
anda 7680
kişi birbirleriyle
konuşabilir (ses
haberleşmesi)
OC-12/STM-4
622.08 Mbps
Fiber Optik
Internet Omurgası
Gigabit
Ethernet
1 Gbps
Fiber Optik (ve 25
metreye kadar
bakır tel)
10/100 Mbps hızlarıyla
birbirine bağlı iş
istasyonları ve
bilgisayar ağları
GigaBit Eternet
switchleri yolyla
haberleşebilir.
OC-24
1.244 Gbps
Fiber Optik
Internet Omurgası
SciNet
2.325 Gbps (15
OC-3 hattı)
Fiber Optik
Part of the vBNS
backbone
OC-48/STM-16
2.488 Gbps
Fiber Optik
Internet Omurgası
STM-64
10 Gbps
Fiber Optik
------
OC-256
13.271 Gbps
Fiber Optik
-------
7.9. ISDN Nedir?
ISDN (Integrated Services Digital Network), özellikle normal telefon hatları (ve
diğer bazı ortamlar) üzerinden daha yüksek hızlı entegre ses (analog) ve veri (dijital)
aktarılmasını sağlayan bir dizi iletişim protokolüne verilen addır. ISDN'de, her iki uçta
17
da, modemin dışında, bazı özel adaptörler kullanmak gerekir. Bu şekilde, 64kbps ve 128
kbps gibi hızlara (normal hatlar üzerinden) çıkmak münkün olmaktadır.
ISDN'de iki temel seviye hızı vardır : (1) Basic Rate (2) Primary Rate. Her iki
seviyede de, iki farklı tip kanal bulunur : B (bearer) kanalları (sayıları birden çok
olabilir) ve D (delta) kanalı (1 tane). B kanalları, her türlü ses, veri vb taşırlar. D kanalı
ise iletişimde kullanılacak kontrol ve yönlendirme bilgilerini taşır. "Basic Rate" seviyesi
daha çok evden kişisel kullanımlar ve küçük şirketlerin kullanımları için tasarlanmıştır
ve iki tane 64Kbps B kanalı ile 1 tane 16Kbps D kanalı içerir. Ulaşılabilecek en yüksek
hız 128 Kbps olmaktadır. "Primary Rate" seviyesi ise, daha yoğun kullanımlar için
tasarlanmıştır ve 23 tane 64Kbps B kanalı (Avrupa için 30 tane) ve 1 tane 64Kbps D
kanalı içerir. Ulaşılabilecek en yüksek hız ise yaklaşık 7 Mbps e kadar çıkar.
Yeni geliştirilen BISDN (Broadband ISDN) teknolojisi ise, Frame Relay'a bir
alternatif olarak düşünülebilir. ISDN kullanımı (özellikle evden kişisel bağlantılarda)
önümüzdeki yıllarda çok daha fazla yaygınlaşacağa benzer.
7.10. Proxy Servisleri Nedir?
Proxy servisi, internet üzerindeki yerel bir ağ (ya da internete bağlı bir
bilgisayar) ile, dış dünya arasındaki ilişkiyi sağlayan bir yardımcı geçiş (gateway)
sistemidir. İki amaç için kullanılabilirler :
Bir proxy servisi (sunucusu), sizin adınıza (proxy'nin kelime anlamı VEKİL'dir)
sizden aldığı "internet'ten bilgi alma" isteklerini yürütür ve sonucu yine size iletir.
Ancak, aynı anda, bu bilgilerin bir kopyası da (cache),bu proxy sunucusu üzerinde
tutulur ve bir dahaki erişimde kullanıcının istediği bilgiler doğrudan ilgili siteden değil
de, proxy servisinden gelir; dolayısıyla, iletişim daha hızlı olur. Internet'e erişim için
mutlaka bir proxy servisine ihtiyaç yoktur, ancak, size en yakın bir servis noktasındaki
proxy servisini kullanmanız, internet erişiminizi bir hayli hızlandıracaktır. Özellikle
evinizden modemle internete erişiyorsanız, proxy servislerini kullanmanız
performansınızı arttırır. Çünkü, istediğiniz bilgileri, dış bağlantı hızı daha fazla olan
proxy bilgisayarı sizin adınıza alır, siz de kişisel bağlantınızla bu bilgilere daha hızlı
erişmiş olursunuz.
Firewall-güvenlik sistemlerinin kullanıldığı yerlerde, kullanıcıları çıkışları tek
bir makine üzerinden olabilir. Bu durumda proxy servis makinesi sadece bir aracı olarak
çalışır.
Proxy servisi kullanmanın avantajı çoktur. Herhangi bir siteden istediğiniz bir
bilgi (web sayfası, ftp dökumanı vb) eğer kullandığınız proxy servisinde henüz
depolanmamışsa, bu bilginin olduğu siteden alınır ve size iletilir. Ancak, daha sonra
başka bir kullanıcı (ya da siz) aynı dökümanı/bilgiyi istediğinizde, ilgili döküman/bilgi
proxy servisinde depolandığı (cache) için, doğrudan oradan size iletilir ve erişiminiz de
çok daha hızlı olur.
18
Proxy servisleri, uluslararası internet bağlantılarındaki yoğunluğu azaltmak,
erişimleri hızlandırmak ve ağı daha etkin kullanmak için çok yararlı araçlardır.
Türkiye'deki bazı Proxy servisleri ve (Temmuz 1997 itibarıyla) ilgili port numaraları
şunlardır :
• Turnet Ankara : http://proxy1.turnet.net.tr:8080
•
Turnet İstanbul : http://proxy2.turnet.net.tr:8080
•
Turnet İzmir : http://proxy3.turnet.net.tr:8080
•
ODTÜ : http://www-proxy-for-tr.metu.edu.tr:5580
•
Ege Üniv. : http://proxy.ege.edu.tr:8080
•
İTÜ : http://proxy.itu.edu.tr:8080
•
EMU : http://proxy.emu.edu.tr:8080
Istanbul'daki Turnet'e bağlı servis sağlayıcılarından hizmet alanların Turnet
Istanbul, Ankara Turnet üzerinden çıkan Internet Servis sağlayıcılarından hizmet
alanların Turnet Ankara; İzmir' bölgesindeki Turnet'e bağlı İnternet Servis
Sağlayıcılarından hizmet alanların Turnet İzmir Proxy servislerini kullanmaları en iyi
performansı verecektir. Ulusal Akademik Ağ kullanıcıları ise, kendi durumlarına göre,
ODTÜ ve Ege servislerini kullanmalıdırlar.
Yukarıdakilerin dışında, birçok kuruluşun kendi özel proxy servisleri vardır.
Size en yakın proxy servisini kullanmanız çoğunlukla en iyi sonucu verir. Bu yüzden,
intrenet servisini aldığınız yerin proxy servisini öğrenin ve kullanmaya çalışın. Önemli
proxy servislerin bir zincir oluşturarak ortak kullanımına yönelik çalışmalar
yapılmaktadır.
7.11. Internet Society (Internet Grubu) Nedir?
Internet Society (IS), 1992'de kurulan ve amacı internet ile ilgili gelişimler, yeni
çalışmalar için bir nevi yol göstericilik olan, kar amacı gütmeyen (non-profit) bir
kuruluştur. IS, Internet ile ilgili teknik çalışmaları yönlendiren ve denetleyen Internet
Architecture Board (IAB)'un çalışmalarını destekler. IAB'nin aktivitelerinden bir diğeri
de, TCP/IP konusunda çalışmalar yapan Internet Engineering Task Force (IETF) tır.
IAB'nin diğer aktiviteleri arasında, Ağ Teknolojileri ile ilgili çalışmalar yapan Internet
Research Task Force; IP adreslerinin verilmesi ile ilgili çalışmalar yapan Internet
Assigned Numbers Authority; ve DNS ile ilgili konularda çalışan Internet Registary
grubu gösterilebilir.
Internet Society web adresi : http://www.isoc.org . Buradan ilgili bütün linklere
ulaşılabilir.
19
7.12. Internet Kullanım Etiği
Ağ üzerindeki her kullanıcının, servisleri, sistemleri kullanmaları konusundaki
sorumluluklarını fark etmeleri önemlidir. Kullanıcı, ağdaki her servise ulaştığında
yaptığı hareketlerden sorumlu olmak zorundadır.
"Internet" ya da kısaca "Net" , tek bir ağ değildir, hatta bir birinde ayrı protokollere,
yapılara sahip binlerce irili ufaklı ağların toplamıdır. Internet'teki bilgi akışı, bir çok
değişik ağ'dan gelip geçmekte, ulaşacağı yere öylece varmaktadır. Bu yüzden, her
kullanıcının, kendi bölgesindeki ağ yükünü dengede tutması gerekmektedir.
Bir ağ kullanıcısı olarak, başka bilgisayar ağlarına ulaşmanıza izin verilmiş olabilir. Her
ağın kendine ait sorumlulukları, kuralları ve yasakları vardır, Ağ üzerindeki izin
verilmiş işlemler, bu ağdaki sorumlular tarafindan her zaman izlenebilecek şekilde
tasarlanmıştır. Fakat, bir yerde izin verilen bir hareket , başka bir ağda yasaklanmış
olabilir. Bu kuralları bilmek ve bunlara uymak, kullanıcının sorumluluğundadır. Sunu
unutmayın ki, izin verilen hareketleri kötü yönde de "YAPABİLİRSİNİZ" , ama
yapmanız gerekmez.
Ağ'ın, özellikle Internet'in kullanımı, bir ayrıcalıktır, bir "hak" değildir. Bu
ayrıcalık, istenildiği zaman, kötüye kullanım ya da başka sebeplerle, elinizden alınabilir.
Bu kötüye kullanım, bir sistemdeki gizli bilgileri hileli yollarla almak, kötü, anlaşılmaz
mesajlarla diğerlerini rahatsız etmek, sistemin kaynaklarını kullanıp sistemi
yavaşlatmak, ardarda mesajlar postalayarak başkalarının e-posta kutularını doldurmak,
ağ üzerinde yasalarla belirlenmiş kuralların dışına çıkmak vs vs olarak sayılabilir.
Bulunduğunuz ağ'ın durumuna göre, disiplin cezasından işten çıkarılmaya; hesabınızın
silinmesinden hapse kadar cezalara carptırılabilirsiniz.
Bilgisayar Ahlakı Üzerine 10 Altın Kural
• Kesinlikle, bilgisayarı, başkalarına zarar vermekte kullanmayın.
•
Kesinlikle, bilgisayarla, başkalarının işine mani olmayın.
•
Kesinlikle, başkalarının dosyalarını karıştırmanın yollarını aramayın.
•
Kesinlikle, bilgisayarı hırsızlık yapmakta kullanmayın.
•
Kesinlikle, bilgisayarı yalancı şahitlikte, sahte delil hazırlamada kullanmayın.
•
Kesinlikle, sahibinden izinsiz başkalarının bilgisayar kaynaklarını kullanmayın.
•
Kesinlikle, başkalarının fikirlerini bilgisayarla çalıp kendinize mal etmeyin.
•
Kesinlikle, sosyal içeriğini düşünmeden bir program yazmayın.
•
Kesinlikle, bilgisayarı, saygı ve ilgi göstermeksizin kullanmayın.
•
Bu kuralların orijinalinin bulunduğu yer : ftp://ftp.unm.edu/ethics/netiquette
20
7.13. Internet'in Sosyal Boyutu
Yaygın bir görüşe göre internet, kişilerin sosyal yaşamlarında olumsuz etkilere
sahiptir. Gerçek dünyadan farklı bir ortamda, "sanal dünyada, insanlar arası ilişkiler
değişmektedir. Bu bir bakıma doğru. Çoğu durumda birbirleri ile etkileşen insanlar bir
internet adresi, bir e-mail adresi vb gibi. Öte yandan internet, kişiler arasındaki mesafe,
yaş, cinsiyet, ırk, kültür vb gibi gerçek dünyada önemli olabilecek pek çok özelliği de
ortadan kaldırmaktadır.
Yerinden alışveriş, yerinden bankacılık, hatta işe gitmeden evden çalışma vb gibi
kullanımlar insanın sosyal yaşamını etkileyebilecek unsurlardır.
7.14. Internet'in Ticari Boyutu
Internet'in 1990'ların başlarından itibaren bu kadar yaygınlaşmasının en temel
nedenlerinden birisi ve belki de en önemlisi "para kazandırabilecek potansiyele sahip"
bir imkan olmasıdır. Bu iletişim ağına bağlı bilgisayarlar yolu ile alışverişler
yapılabilmekte, borsa/bankacılık işlemleri yerine getirilebilmektedir. Bu haliyle
internet'in "ağ teknolojisi" kimliğinin yanında bir de "medya" özelliğinden söz
edebiliriz. Internet artık ciddi reklam paralarının dönmeye başladığı ve şirketlerin
ürünlerini pazarladığı bir ortam haline gelmeye başlamıştır.
7.15. INTERNET’İN KISA TARİHİ
Tanımını yaptık, artık Internet’in doğuşuna bir göz atabiliriz. Yukarıda bahsettiğimiz
ağların birleşmesinin dışında Internet’in doğuş hikayesinin başka yönleri de var.
Internet, soğuk savaş yıllarının getirdiği endişe ile temelleri atılmış bir ağ. İlk olarak
ortaya çıkış yeri Amerika. Internet’in tarihini kronolojik sıraya göre bir açalım.
1969’da ilk kez Amerika’da İleri Düzey Savunma Araştırma Projeleri Kurumu
(DARPA- Defence Advanced Research Project Agency) çeşitli askeri araştırmaları
desteklemek amacı ile uzaktaki bilgisayarlarını birbirine b ağlamayı düşünmüş. Bu
bilgisayar ağının olası bir savaş ya da karışıklığa karşı tek bir merkezden yönetilmeyen
yani çok önemli bir ana bilgisayar merkezine sahip olmadan, birbirinden bağımsız
çalışabilen bilgisayarların ağı olması istenmiş. Böylece stratejik önemi olan bir
bilgisayar olmadığından, bilgisayarlardan biri devre dışı kaldığında, diğerleri
etkilenmeden çalışmalı ve veri alışverişinin devamlılığı sağlanmalıydı.
21
Projenin ilk ayağı California’daki üç ayrı bilgisayarla, Utah’daki bir bilgisayarın
bağlanmasıyla sonuçlandı. Sonraları bu ağa askeri amaçlı olmayan üniversiteler ve
eğitim kurumları katıldı.
1973 yılında ağın ismindeki “D”, yani “Savunma” ismi kaldırılıp, bu ağa ARPANET
denmeye başlandı. ARPANET ’e Amerika’nın her yerinden bağlantılarla hızlı bir
gelişme gözlendi. Sonraları Amerikan ordusu sivil bir kimliğe bürünerek bu ağdan çıkıp
Mit-net adıyla yeni bir ağ kurdu.
ARPANET’e bağlı bilgisayarlar aynı tip ve özellikte makineler değillerdi. Kendi
aralarında TCP/IP adı verilen bir protokole uygun olarak konuşmaya başladılar. Sık
olarak duyacağınız bu protokolün açılımı ise, Transfer Kontrol Protokolü ve Internet
Protokolüdür. Aynı protokolü kullanarak, farklı sistemler birbirleriyle anlaşabilir ve veri
alış verişinde bulunabilirler.
ARPANET’in hızla büyümesiyle beraber sorunsuz çalışma oranı düştü. Bunun üzerine
NSF (National Science Foundation) kamu yararına çalışması için 5 adet süper
bilgisayarı ARPANET’e ulaşılacak bir biçimde devreye soktu. Ancak bu bilgisayarlar
verimli kullanılamadı. NFS bu işe yeniden el attı ve daha kuvvetli bir yapılandırma ile
NFSNET’i devreye soktu. 1990 yılında ise ARPANET bütünüyle kaldırıldı.
Amerika’da kurulan özel ağlar ve ağ iskelet yapıları, yavaş NFSNET’teki yükü
üzerlerine almaya başladılar. Sonunda Internet özel ağların da katılmasıyla doğmuş oldu
ve hızla büyüyerek bugünkü durumuna ulaştı.
Şimdi ise Internet, milyonlarca kullanıcısı olan en büyük bilgisayar ağı. Çünkü binlerce
ağ ona bağlı. Üstelik Internet’e bağlanmak isteyenlerin ardı arkası kesilmiyor.
22
8 Elektronik Posta
8.1. e-mail (e-posta) nedir?
Bilgisayar ağlarının oluşturulma nedenlerinden
biri, kişilerin, bir yerden diğerine (hızlı ve güvenli bir
şekilde) elektronik ortamda mektup gönderme ve
haberleşme isteğidir. e-posta (electronic mail, eposta), bu amaçla kullanılan servislere verilen genel
addır. Internet ve diğer ağlar üzerinde kullanılan pek
çok e-posta sistemleri vardır. SMTP (Simple Mail
Transfer Protocol, TCP/IP protokolu), IBM PROFS
(Professional Office System), SNADS (SNA
Distributed Systems), VaxMail bunlardan bazılarıdır. Son zamanlarda, farklı sistemler
arasında e-posta gönderilmesini sağlamak için X.400 isminde bir mesajlaşma protokolü
de bazı merkezlerde (özellikle Avrupa ve Kanada) kullanılmaktadır.
e-posta, başlangıçta sadece düz yazı mesajlar göndermek amacıyla geliştirilmişken,
1995'li yıllardan sonra geliştirilen tekniklerle, e-posta içinde kompozit yapıların (resim,
ses, video, html dokümanları, çalışabilir program vb) kullanımı mümkün hale gelmiştir.
Ancak, henüz tüm e-posta programları bu tip formatları desteklememektedir.
e-posta'nın kullanım yerlerinden biri de, "e-posta tabanlı bilgi alma" servisleridir.
"on-line" tarama yapmak yerine, bir e-posta mesajı içinde gerekli komutları vererek
tarama yapmak ve sonuçları yine e-posta ile istemek bazı durumlarda çok kullanışlıdır.
e-posta, üyelik tabanlı bilgi servislerinde de yaygın olarak kullanılan bir servistir.
23
8.2. e-posta adresi nedir?
Birisine bir mektup gönderdiğinize göre bu mektubun gideceği bir geçerli adres
olmalı. Elektronik ortamda bu adres, "e-mail (e-posta) adresi" olarak adlandırılır.
Bir elektronik posta adresi iki kısımdan oluşur. Örnek olarak aşağıdaki adresi alalım:
[email protected]
@ işaretinin sol tarafında bulunan kamil, kullanıcı adıdır. Sağ taraftaki kısım ise, o
kullanıcının hangi servis sağlayıcıda kayıtlı olduğunu gösterir. Dolayısıyla siz bu adrese
bir elektronik posta gönderdiğinizde, önce o servis sağlayıcıya ulaşır ve orada
göndermiş olduğunuz posta, kamil isimli kullanıcının posta kutusuna bırakılır.
Şimdi bu adres çözümlemesinin nasıl yapıldığına bir göz atalım. Adresin sağından
başlarsak, beş kısma ayrıldığını görürüz: as, mozart, emu, edu, ve tr,
En sondaki “tr” kısaltması, bu alanın Türkiye’de kayıtlı bir kuruluş tarafından
kaydettirildiğini gösterir. “edu” ise bu kuruluşun eğitimsel olduğuna işaret eder. Adresin
bu kadarının çözümlenmesi şu şekilde gelişir: Internet üzerinde bütün bu kayıtların
takip edildiği ve sürekli üzerindeki bilgilerin tazelendiği çeşitli sunucular mevcuttur.
Bunlar, bir adresin temelini oluşturan alan uzantılarının (edu gibi) ve ülke uzantılarının
(tr gibi) kayıtlarını tutarlar. Bütün bu sunucular birbirleriyle ve servis sağlayıcılar da
bunlarla temas halinde çalışırlar. Dolayısıyla bir e-posta gönderilirken, verilen adres
servis sağlayıcının sunucusunda kayıtlı bilgilerden itibaren araştırılmaya başlanır. Tüm
uzantıları teker teker çözümlenip son nokta olan ana adrese gelindiğinde, kullanıcı adı
aranıp bulunup posta bırakılır ve işlem tamamlanmış olur.
Ülke uzantıları, genelde o alanın hangi ülkede olduğuna işaret eder. Fakat, bu,
Türkiye’yi ele alacak olursak, Türkiye’deki her alanın sonunda illa ki “tr” uzantısı
olacağı anlamına gelmez.
8.3. 3. Adresini bildiğim birisine nasıl e-posta gönderirim?
Bunun için öncelikle bir mail gönderme programına ihtiyacınız var. Sözgelimi, eposta adresi [email protected] olan bir kişiye e-posta göndermek istiyorsunuz.
24
Kullandığınız işletim sistemine bağlı olarak aşağıdakine benzer komutlar vererek mail
ortamına geçebilirsiniz :
mail [email protected]
Bundan sonra, geriye sadece mailinizi göndermek kalıyor. Bu da kullandığınız mail
programına göre değişiklik gösteren bir işlem.
Günümüzde kullanılan e-posta programları, genellikle can sıkıcı yazı diyalogları
yerine, hoş görünümlü grafik arabirimlerle e-posta kullanımını/gönderilmesini oldukça
kolaylaştırmışlardır. Aşağıda, Windows 95 altında kullanılan EUDORA (sürüm 2.54,
freeware) isimli e-posta programında, yeni bir mail göndermek istediğinizde karşınıza
gelen ekran görüntüsü var:
Burada görüldüğü gibi, iş sadece gerekli yerleri doldurmak ve boş sayfaya e-posta
mesajını yazarak göndermekten ibaret !!!
25
Günümüzde kullanılan çoğu e-posta programları (unix için pine, elm; pc için
Eudora, Pegasus Mail, E-Mail Connect, Windows Messaging; Netscape Mail gibi)
benzer kullanıcı arabirimleri ve kullanım kolaylıkları sunarlar.
8.4. e-posta programlarında görülen kısaltmalar
Bütün bu ibareler, e-postanın baş kısmıda (header) yer alır ve gönderilen e-posta ile
ilgili bir takım "gönderme bilgileri"ni içerir.
From: alanında, e-posta'yı gönderen kişinin e-posta adresi (ve gerekli olmasa bile,
Adı, Soyadı) yer alır.
To: alanında, e-posta'yı göndereceğimiz kişilerin e-posta adresleri yer alır.
Gönderilecek kişi sayısı 1'den fazlaysa adresler aralara virgül konarak (bazı sistemlerde
bir boşluk bırakılarak) yazılır.
Subject: alanına, e-posta içeriğine uygun çok kısa bir tanım yazılır. (Acil, toplantı
duyurusu, Çok hastayım, Beni hemen ara vb gibi)
Cc: alanına, e-postanın kopyasını başka bir kişiye ya da kişilere (genellikle, e-posta
içeriği ile 2. dereceden ilgili kişiler olabilir) göndereceksek, onların adresleri yazılır. (Cc
: Carbon Copy)
Bcc: Cc ile aynı. Yalnız, maili alan kişiler To: ve Cc: alanlarındaki bilgileri
görebilmelerine karşın, Bcc: alanındaki bilgileri göremezler (Bcc: Blind Carbon Copy).
Bazen, size gelen bir iletiyi bir başkasına aynen iletmeniz gerekebilir. Bunu
sağlayan mekanizma, mailin baş kısmında "Forward:" şeklinde görülür. Kullandığınız
e-posta programları, standart olarak, bir maili başkasına "aynen gönderme"
seçeneklerini size sunarlar. Elektronik postaların baş kısmında daha değişik alanlar da
vardır.
26
Gönderilen her e-posta için, orijinal bir bir mesaj numarası üretilir. Her e-posta'nın
mesaj numarası (Message ID) diğerinden kesinlikle farklıdır. Message ID'ler, özellikle,
news feed'lerinin iletimlerinde önemlidir. Aşağıda, Eudora ile e-posta yazarken
karşımıza gelen örnek bir mesaj alanı ve ilgili tanımlamalar görülmektedir. Diğer eposta programları da benzer kullanıcı ara yüzleri sunmaktadırlar.
8.5. Nickname nedir?
Nickname (alias, Takma Ad), uzun ve karmaşık e-posta adresleri yerine sizin
belirlediğiniz akılda kalan bir takım takma adlar tanımlamanıza verilen genel addır.
Örnek olarak, [email protected] adresine karşılık olarak “kamil” diye bir
nickname tanımlarsanız bundan böyle kullanıcı ismi yerine sadece “kamil”
yazabilirsiniz. Nickname tanımlama prosedürü kullanılan mail programının bir
parçasıdır ve sistemden sisteme ufak değişiklikler gösterebilir. Ayrıca mail programına
göre de değişir.
27
8.6. Signature (Imza) Nedir? Nasıl kullanılır?
Signature (imza), gönderdiğimiz her e-postanın sonuna otomatik olarak konulan,
içeriği önceden hazırlanmış dosyalardır. Imza dosyaları, kullanılan e-posta programının
bir parçasıdır. Kullandığınız e-posta programının seçenekleri arasında (eğer
destekliyorsa) imza hazırlama/otomatik olarak e-posta sonuna ekleme servisleri vardır.
İmza dosyalarında, genellikle, kişinin adı-soyadı, e-mail adresi, (varsa) web adresi,
posta adresi, telefon/faks numaraları bulunur. İmza dosyalarında, birtakım "veciz"
sözlere de rastlanmaktadır. Bunlar da, kişinin ilgisine göre, bir şarkının nakaratı, bir ata
sözü vb olabilir. Bir e-posta ahlak kuralı olarak, eğer kullanıyorsanız, imza dosyalarınızı
fazla uzun tutmamaya çalışın (En fazla 4-5 satır).
İmza desteği veren e-posta programlarına, Eudora, pine ve Pegasus Mail örnek
olarak verilebilir.
8.7. Folder (Notebook) nedir?
e-posta kullananların karşılaştıkları en büyük sorunlardan biri de farklı kişilerden
gelen maillerin birbirine karışmadan organizasyonunu nasıl sağlayacaklarıdır.
Kişilerden gelen mailleri farklı dosyalarda tutma ve indeksleme sistemleri modern eposta programlarının ayrılmaz parçaları olmuşlardır. Bunu sağlayan yapılara "folder"
(bazı sistemlerde "notebook") adı verilir. Sözgelimi [email protected] 'den
gelen tüm mailleri Orhan_inc, bu kullanıcıya giden tüm mailleri ise Orhan_out isimli
"folder" larda tutarsam bunların organizasyonunu daha rahat yapmış olurum. Bazı mail
programları folder içinde başka folder-lar tanımlanmasına da müsaade edebilirler. Çok
iyi folder desteği veren e-posta programlarına unix için pine, Mac ve Windows için
Eudora, Windows için Pegasus Mail, ayrıca Netscape 2.x e-posta servisi örnek olarak
verilebilir.
28
8.8. Attachment (eklenmiş dosya) nedir?
Normal e-postalarla birlikte, eğer istenirse, bir dosya da bu postanın sonuna
eklenerek gönderilebilir. Bu, genellikle, "eklenecek" dosyanın adının e-postanın baş
kısmında "Attahment:" şeklindeki bir alana yazılmasıyla olur. Eklenen dosya düz yazı
yanında resim, ses, program vb içeren "binary" dosyalar da olabilir. Maili alan kişi, eğer
kullandığı e-posta programı destekliyorsa, gönderilen dosyayı yerel diskine saklayabilir.
Eklenmiş dosya kullanımı, mail programlarının bir özelliğidir. Standart bir şekilde
hemen hemen tüm e-posta programları bu kullanımı desteklemektedir.
8.9. Gönderilen e-postanin yerine ulaşmadan geri
dönmesi.
Öncelikle adresi kontrol edip mail göndermeye çalıştığınız yerin sistem
sorumlusuna sormalısınız. Aşağıdaki bilgiler size bir miktar yol gösterecektir.
e-posta gönderdiğiniz kişinin adresini yanlış yazmışsınızdır ya da o kişinin kullanıcı
numarası iptal edilmiştir. Geri dönen e-postanın başında 'No such local user', 'user
unknown' gibi satırlar görürsünüz. Bu durumda, önce adresi kontrol edin. Eğer doğruysa
demek ki e-posta gönderdiğiniz kişinin kullanıcı numarası kapanmıştır. Kullanıcı
numarasını doğru ama @ işaretinden sonra gelen kısmı yanlış yazmışsanız alacağınız
hata mesajı 'host unknown' ya da benzeri bir şey olacaktır. Gene adresi iyi bir kontrol
edin. Gerçekten yanlış yazmış olabilirsiniz. Eğer bu kısım da doğruysa 2) maddesine
geçin..
Kullandığınız DNS servisindeki bir hata yüzünden gönderdiğiniz adres
çözümlenememişse, 'host unknown' mesajı ile mailiniz geri dönebilir. Bu, muhtemelen
geçici bir hatadır. Gelen mailin başında bu durumda ilgili uyarıyı ('host unkonown')
görürsünüz. Bir müddet sonra yeniden gönderin. Uzun süre bu hata devam ediyorsa
sorumlu kişileri arayıp problemi iletin ya da eğer yapabiliyorsanız başka bir Name
server tanımlayın (SLIP/PPP türü kişisel bağlantılarda bu kolay).
29
SMTP servisi kötü performanslı hatlar yüzünden maili gönderememektedir ve size
durumu açıklayan bir mail göndermiştir. Gelen mailin başında genellikle, mailin
gönderilemediği ama önümüzdeki zamanlarda tekrar gönderilmeye çalışılacağı yazılıdır.
8.10. e-posta ne kadar güvenli?
Ne yazık ki, e-posta için tam güvenli diyemeyiz. e-posta bir yere ulaşırken pek çok
domain'den geçebilir ve buralarda bazı
potansiyel 'suç işlemeyi seven kişiler'
mailleri durdurup içeriğine bakabilir.
Binlerce ağ arasında böyle kişiler her
zaman vardır. Bu yüzden, gizli bilgiler
içeren mailleri (kredi kartı numaraları,
şifre vb) e-posta ile göndermeyin.
İkinci olarak, mailiniz herhangi bir
sebeple yerine ulaşamamışsa
NORMAL OLARAK size geri
dönmesi gerekir. Normal olarak dönmesi gereken dağıtılmayan mailler NORMAL
OLMAYARAK bazen cyberspace'in karanlıklarına gömülebilir.
Ayrıca, size gelen maillerin 'From:' kısmında gördüğünüz adres ve isim aslında o
maili gönderen kişiye ait olmayabilir. Onunla uzaktan yakından ilgisi bile
bulunmayabilir. Bazı mailler programları bu çeşit e-posta başlıklarını mail gönderen
kişinin kolayca değiştirmesine olanak tanımaktadır.
Internet'teki güvenlik problemleri, ticari kullanımının artmaya başladığı 1995'lerden
sonra ciddi olarak ele alınmaktadır. Bununla paralel olarak, yakın gelecekte, daha
güvenli e-mail servislerinin olabileceğini umabiliriz.
30
8.11. e-posta gönderirken dikkat edilecek noktalar var mı?
e-posta, internet servisleri arasında en yaygın kullanılanıdır. Kullanımda bazı
noktalara dikkat etmek gerekir:
Adresler ve İsimler :
Eğer kullandığınız mail programı izin veriyorsa, kendi isminizin e-posta mesajınızın
başında çıkmasını temin edin.
Gerçek isim ve gerçek e-posta adresi kullanın.
e-posta göndereceğiniz kişinin adını da, eğer kullandığınız mail programında böyle
bir seçenek varsa, mutlaka yazın. Söz gelimi,
[email protected] yerine [email protected] (kamil kutoğlu)
şeklinde bir bilginin e-postanın başında çıkması daha tercih edilir. Böylece, eğer
kullanıcı adını yanlış yazmışsanız, e-postanızın gittiği yerdeki postmaster, gerçek
kullanıcı adından, e-postanın kime gönderildiğini anlayabilir.
Konu (Subject) kullanımı:
Öncelikle gönderilen maillerin Subject (Konu) kısmını boş bırakmayıp doldurmak
çok faydalıdır. Özellikle listelere gönderilen maillerde buna dikkat etmek gerekir.
'Subject:' alanına yazacaklarınız, mailinizin içeriğine uygun anahtar kelimeler ve kısa
bir tanım olabilir.
e-posta'nızın ne hakkında olduğunu belirten "konu" satırına mail ile alakasız şeyler
yazmayın.
Size gelen postalara yanıt verirken, eğer gelen içerik dışında şeyler içeren bir cevap
yazacaksanız (özellikle listelerden gelen e-postalarda bu çok önemli) cevap verdiğiniz
mailin konu adında da gerekli eklemeler ya da düzeltmeler yapmayı unutmayın.
31
Mesajın Uzunluğu, İçeriği ve Formatı :
Mesajınızı, karşılıklı yazışmanın içeriğine uygun uzunlukta tutun. Gerekmedikçe,
uzun e-postalar hazırlamayın. Konuşmadan farklı olarak, e-posta haberleşmelerinde yazı
kullanıldığı için, özellikle listelere gönderilen iletilerde, içeriği çok kolay
kaçırabilirsiniz. Bu da e-postanızın okunmasını zorlaştırır.
e-postanızın içeriğini, "Subject" (konu) alanına yazdıklarınız kapsamında tutun.
Aynı e-postada başka bir konudan da bahsedecekseniz, bunu ikinci bir e-posta ile ayrıca
verin.
e-postalarınızda, sadece büyük harf kullanmayın. Türkçe harfler yerine geçmek
üzere, ç,ü,ö,ğ,ı gibi harfler yerine cümle ortalarında C,U,O,G,I vb kullanmayın. Bu tip
yaklaşımlar sadece okumayı zorlaştırmaktadır. Böyle e-postaların sonuna kadar aynı
dikkatte okunamadıklarından da emin olun.
e-postalarınızda mutlaka düzgün cümleler kurun. Sözcükleri tam yazın. Aksi halde,
gönderdiğiniz e-posta kafa karıştırmaktan öteye gitmeyecek ve anlaşılmayacaktır. eposta iletişiminin hızlı olması, yazarken çala-kalem ve dikkatsiz olmamızı gerektirmez.
Özellikle listelere, tartışma gruplarına o anki kızgınlığınızla oturup alel-acele
yanıtlar göndermeyin (flame mails). Bu tip e-postalar, çoğunlukla, gönderildikten
hemen sonra çok ters tepkilere yol açar ve genellikle gönderen de, "keşke
göndermeseydim" der.
Mail programınız bazı formatlama seçenekleri sunabilir (yazıyı italik, koyu renk,
renkli yapma, e-posta içinde animasyonlar, resimler, ses vb kullanma gibi). Ancak,
gelecekte bu değişecekse de, günümüzde kullanılan e-posta programlarının büyük bir
çoğunluğu sadece düz yazıyı anlayabilmektedir. e-posta gönderdiğiniz kişinin
kullandığı mail programının bu tip formatları desteklediğinden emin olmadan bu tip
özel formatlı mesajlar göndermeyin.
e-postalarınızda kredi kartınızın numarası gibi bazı özel bilgileri yazarken dikkatli
olun. Unutmayın ki, e-posta hala çok güvenli değil. Birisi, e-postanızın içine bakabilir
32
ve bazıları için geçerli kredi kartı numaraları, bankadaki para gibidir. Kötü sürprizlerle
karşılaşabilirsiniz.
Yanıtlar :
Size gelen mesajlara yanıt yazarken, orijinal mesajdan gerektiği kadarını da
cevabınıza ekleyin. e-posta gönderen kişi, yazdığı birçok mesaj arasında içeriği kolayca
hatırlayamıyor olabilir. Özellikle yanıtlarınızı gelen mesajın ilgili yerlerinin hemen
altına yazarsanız içeriği de tutturmuş olursunuz. Günümüzde kullanılan hemen hemen
tüm e-posta programları, cevaplarda orijinal mesajın da e-postanın sonuna otomatik
olarak getirilmesine olanak tanırlar.
e-postanıza, orijinal mesajdan MÜMKÜN OLDU?UNCA AZ VE GEREKTİ?İ
KADAR ekleme yapın. Unutmayın ki, aynı mesaja yanıt veren tüm kişiler orijinal
mesajı silmeden olduğu gibi kendi e-postalarına eklerlerse, 5-6 tekrar sonra durum
oldukça can sıkıcı olmaya başlar. Hiç kimse, 100 satırlık bir orijinal mesajı e-postasına
ekleyip sonuna da 2 kelimelik, "Aynı fikirdeyim" şeklinde bir mesajı görmek istemez.
Bu konuda çok dikkatli olmak lazım.
Mesajınızı nereye gönderdiğinize dikkat edin. Aynı listeye üye bir arkadaşınızın
mailini alınca ona "özel" yazdığınız bir mesajı çok kolayca "yanlışlıkla" doğrudan
listeye gönderebilirsiniz. Listelere gönderilen "özel mesajlar" liste üyelerince (haklı
olarak) pek hoş karşılanmaz.
İmza Kullanımı :
Her zaman , "imza" kullanmaya özen gösterin. İmza dosyalarınızda, Isminiz ve eposta adresiniz dışında size ulaşmak için diğer alternatif yolları (web sayfası adresi,
telefon fax gibi) da verebilirsiniz. Bazı durumlarda, e-postalar "gateway" ler arasından
geçerken mailinizin başlığındaki size ait bilgiler eklenmeyebilir ve maili alan kişinin,
maili gönderen kişi hakkındaki tek bilgisi mail sonunda kullandığınız imza bilgileri ile
olabilir.
33
Imzalarınızı "mümkün olduğunca kısa" tutun. 4 ila 7 satır arası normal uzunluk
kabul edilir. Çok uzun imzalar, özellikle liste ve haber gruplarına gönderilen mesajlarda,
çok tepki çeker.
Imza alanlarında, kişisel bilgiler yanında bazı "fazladan" satırlar da kullanılabilir.
Buralara, genellikle, atasözleri, özlü ibareler, şarkı nakaratı, bir şiirden alıntı, değişik
konularda mesajlar vb yazılır. Öncelikle bunlar çok uzun olmamalı. 5,000 kelimelik bir
metni kimse bir e-postanın arkasında imza olarak görmek istemez. Bunun yanında,
mailinizi okuyanlar için "tahrik edici" olabilecek mesajlar, yaşadığınız yere has ve
başka yerlerde hiçbir anlamı olmayan bazı ibareler vb gibi mesajları imzalarınızda
kullanmamaya özen gösterin.
Mail programınız destekliyorsa, birden fazla imza dosyası oluşturup, değişken bir
şekilde farklı ortamlar için farklı imzaların kullanılması bazı sorunlarınızı çözebilir.
Genel : Elektronik posta, diğer insanlarla haberleşme ve bilgi alma amacıyla
kullanılır.Bu yüzden, insanlarla olan diğer ilişkilerde olduğu gibi, e-posta ile iletişimde
de bazı noktaları akılda tutmakta fayda var.
Birisine, ya da bir gruba/listeye bir konu hakkında soru sorduğunuzda "lütfen"
demeyi unutmayın. Sizin için birisi yanıt yazmış, sorununuzla ilgilenip çareler üretmeye
çalışmışsa, bir mail ile ilgili kişiye "teşekkür ederim" demeniz herhalde sizi yaralamaz.
Günlük yaşamlarında son derece nazik olan pek çok insan, elektronik haberleşme
ortamlarında bambaşka oluveriyorlar. Oysa, ortamlar farklı da olsa, hem gerçek hayatta
hem de elektronik haberleşme yaparken ilişkide bulunduklarımız "insan".
Sorularınıza hemen cevap beklemeyin. Mailinizi gönderdikten 10 dak. sonra bir
yanıt alamayıp "kimsenin sizi önemsemediğini" düşünmeyin. İnsanlara biraz zaman
tanıyın.
Eğer mail ile bir soru soruyorsanız, çok açık ve sade bir biçimde sorununuzu tanıtın.
Gerekli tüm bilgileri verin. Söz gelimi, "Netscape programım çalışmıyor, neden?"
şeklinde bir sorunun anlamsızlığını bir düşünün.
34
Elektronik posta, insanlarla iletişim amacını taşır. Bir mail yazdığınızda
göndermeden önce bir kere okuyun ve kendi kendinize "ben bu maili alsaydım ne
yapardım, reaksiyonum ne olurdu?" diye sorun. Unutmayın ki, yazdığınız bir cümle
öyle kalmak zorunda değil. Göndermeden önce değiştirebilir, anlamını daha iyi
pekiştirebilirsiniz. Yazılı anlatımım sözlü anlatıma karşı bu üstünlüğünü kullanın.
Diğer :
Hayatınızda hiç görmediğiniz kişilere mail yazarken kullanılan hitaplarda anlatımda
vb dikkatli olmak lazım. Bu da bir e-posta ahlakıdır.
e-postanızı her gün kontrol edin ve postalarınızı, limitinizi aşacak kadar sistemde
tutmayın
Gereksiz mesajları okuyunca silin, çünkü e-posta kutusunda durması, sisteme
gereksiz disk alanı harcatacaktır.
e-posta kutunuzda duran mesajları, minimum sayıda tutun.
İleride başvurmak için saklayacağınız mesajları, kendi disk bölgenize, ya da sistem
dışına (kendi PC'nize vb) aktarın.
Hiç bir zaman e-postanızın, sadece siz ve gönderdiğiniz kişi tarafından
okuyabileceğini zannetmeyin, telefonda söyleyemeyeceğiniz şeyleri, e-posta ile de
göndermeyin.
Başkalarının eline geçince, sizi zor durumda bırakabilecek bilgileri e-posta ile
göndermeyin, (ya da, akşam haberlerinde yer almayı göze alin :) .
e-postanızı uzun sure okuyamayacağınız durumlarda, üye olduğunuz listelerden
kaydınızı sildirin, çünkü bunların çoğu çok sayıda mesajlarla posta kutunuzu
dolduracaktır.
35
Başkalarını rahatsız edecek, tehdit, küfür, eşek şakası işleri için de e-postayı
kullanmayın.
İçeriğini anlamadığınız, nerden geldiği belli olamayan mesajları, acilen silin.
Disk alanındaki dosyaları bilmek ve bunlarla ilgilenmek te kullanıcının
sorumluluğundadır.
Dosyaları, özellikle başka yerlerden getirdiğiniz dosyaları, virus taramasından
geçirmeden çalıştırmayın.
8.12.POP3 nedir? Ne gibi avantajlar sağlar?
Pek çok e-posta sistemlerinde SMTP yanında ikinci bir servis daha vardır : POP
(Post Office Protocol). POP servisinin işlevini ikiye ayırarak anlatmak daha uygun:
Standart SMTP, size bir mail gönderildiğinde bu maili, gideceği yere ulaşana dek
yönlendirerek iletir (routing). Eğer mailin son varış noktasına ulaşılamıyorsa (bağlantı
kopukluğu) SMTP daha sonraki bir zamanda (1 saat sonra vb) aynı maili tekrar
göndermeye çalışır. Eğer uzunca bir süre sonra mail hala gönderilememişse size bir hata
maili ile birlikte mailinizi geri gönderir. Bunun önune geçmek için kullanılan sisteme
POP (ya da şu anki haliyle POP3) adı verilir. POP3 servisi bir posta kutusu vazifesi
görür ve gelen maillerin gideceği yere aktarılması yerine bu kutuda tutulmasına olanak
tanır. Daha sonra, kullanıcı bu POP servisine bağlanıp kendi maillerini kendi sistemine
aktarır.
İkinci kullanım, mantık olarak yukarıdaki ile aynı olmasına rağmen işlevsel olarak
farklıdır. Bu internet- kişisel bağlantılarında karşımıza çıkar. Evden, işyerinden yapılan
SLIP/PPP türü bağlantılarda size gelen mailleri almak ve okumak için POP3'ü
36
destekleyen e-posta programlarının (Eudora, Netscape mail gibi,) kullanılması çok
büyük avantajlar sağlar. Bu şekilde, makinanızı açmadan posta kutunuzdaki tüm
mailleri kısa surede alır; sonra bağlantıyı kapatır ve maillerinizi okursunuz (off reader).
İsterseniz cevaplar yazar, daha sonra tekrar slip/ppp bağlanarak maillerinizi SMTP
servisiniz üzerinden gönderebilirsiniz. Böyle bir kullanım size çok büyük zaman
kazandırır.
8.13. e-posta içinde Türkçe karakter kullanımı....
Türkçe'de, her dilde olmayan bazı özel karakterler var (noktalı C, noktalı O vb
harfleri gibi). Türkçe karakterleri mail yazışmalarınızda kullanırken bunu okuyacak
kişilerin klavyelerinin ve sistemlerinin bu karakterleri anlamayabileceğini göz önüne
almalısınız. Hatta bu özel karakterler karşı sistemde kontrol karakteri olarak
algılanabilmekte ve bu da zaman zaman kotu sonuçlar doğurabilmektedir. Bu yüzden eposta yazışmalarında standart ingilizce klavyedeki harflerin kullanılması hala çoğu
durumda bir zorunluluktur.
Türkçe karakterlerle dolu mail, bilgisayar sistemi "Türkçe" desteklemeyen birisinin
çivi yazısı gibi olacak ve okunamayacaktır. Bu yüzden, özellikle listelere, tartışma
öbeklerine ve yurt dışındaki adreslere gönderilen maillerde Türkçe karakterler
kullanmaktan kaçınmalısınız. Bunun Türkçe'yi sevmekle/sevmemekle bir ilgisi yok. Bir
unicode sistemi tam standartlaşıp oturmadan ve sistemlerde yaygınca desteklenmeden
bunu yapmak yarardan çok zarar verebiliyor. Ancak, maili gönderdiğiniz kişinin e-posta
programının ve bilgisayar sisteminin gönderdiğiniz iletideki Türkçe karakterleri
görüntüleyebileceğinden %100 eminseniz, kullanmanızda bir sakınca yok.
37
8.14. e-posta ile gelen iletilerden sistemime virüs bulaşır
mı?
Bu soruya günümüzde kolayca "hayır" demek ne yazık ki tam mümkün değil. eposta programları ve protokoller çok gelişti.Ama gene de, e-mail ile virüs bulaşmasının
çok çok zor olduğunu söyleyebiliriz. Öncelikle,
Sadece düz yazı içeren bir e-postayı okumakla sisteminize virüs filan bulaşmaz.
Eğer aldığınız e-posta ile birlikte bir "attachment (eklenmiş dosya)" varsa (eklenmiş
dosya, herhangi bir çalıştırılabilir (executible) dosya olabilir), mailinizi okuyup gelen
dosyayı diskinize saklamakla "o dosya virüslü dahi olsa" yine virüs bulaşmaz. Tabii,
eklenmiş dosyayı çalıştırırsanız ve o dosya da virüslü ise, sisteminize virüs bulaşabilir.
Bu tamamen sizin sorumluluğunuz.
Yıllar içinde mail programları bazı özel tekniklerle, mail içine "doğrudan
çalıştırılabilir kod" ekleme olanağı vermektedir. Daha çok yeni olan bu kullanım, tüm
potansiyel virüs saldırılarına açıktır. Dolayısıyla, size gelen bir maili okumadan önce,
"konusuna" ve "kimden gönderildiğine" ayrıca "uzunluğuna" bakıp ona göre bir karar
verebilirsiniz. Kullandığınız mail programı, maili okumak için açtığınız anda aslında bir
program olan ilgili kod çalışmaya başlayabilir.
8.15. Yazışmalarda sıkça görülen enteresan
karakterler
İşte bir başka klasik daha!!! Bu ve benzeri onlarca sembol, Internetçe'nin temel
sözcükleri. [Meraklısına, Internetçe diye bir dil yok. Bu sözcüğü ben uydurdum :-) ].
Çoğu durumda duyguları sözlerle ifade etmek zordur. Kızgınlık, sevinç, üzüntü,
şaşkınlık, vb gibi durumlar içinde olduğumuzda bunu, genellikle, yüz ifadelerimizle
(vücut dili, mimik) ifade ederiz. Peki ya ayni duyguları bizi görmeyen dünyanın öbür
38
ucundaki birisine nasıl göstereceğiz? Ne yapalım ki çok sevindiğimizi/üzüldüğümüzü
anlatabilelim?
Bir resim/grafik bir sözcüğe bedel derler ya, ne kadar da doğru!!! Yıllar içinde,
standart ascii karakterler kullanarak (Ascii Art, harflerle yapılan sanat) böyle durumları
anlatan kısaltmalar türetilmiştir. Grafik ortamların bilgisayar dünyasına uzak/yabancı
olduğu zamanların (1980'ler) ürünü bu kısaltmalar gerçekten Internet dünyasında çok
tutmuştur. Bu kısaltmalar on binlerce kişi tarafından kullanılır ve siz de bunları
gördüğünüzde sakın şaşırmayın. Bu kısaltmalar, çoğunlukla, doğrudan duyguları ifade
etmektedirler, (hem de başarılı bir şekilde). Elektronik postalarınızda, ağ sohbetlerinizde
(talk, irc gibi ortamlarda) bunları kullanın. Çok faydalı olduklarını göreceksiniz.
:-) veya :)
gülmek/gülümsemek
:-}
sırıtmak (biraz alaylı -grin)
:-)))))
kahkahayla gülmek
*-)
öpmek
:-( veya :(
üzüntülü olmak
:'-(
ağlamak
:-(((((
çok üzülmek
:-o
sürpriz!! (şaşırmak)
;-)
göz kırpmak
:-D
sırıtarak gülmek
gözlerini açmak
:-X
ser veririm, sır vermem
8-)
(meraktan/şaşkınlıktan)
Tablodaki ilk işareti, yani :-) saat ibreleri yönünde 90 derece çevirin; ne gördünüz?
Burada, : gözleri, - burnu, ) ise dudakları göstermektedir. Diğer işaretleri de saat ibreleri
(bazen de tersi) yönünde 90 derece çevirin; anlamlara uygun yüz ifadeleri ile
karşılaşacaksınız. Eğer daha başka sembol var mı diyorsanız, işte size daha uzun bir
liste. Buraya "tık" layın, karşınızda olacak.
8.16. e-posta filtreleme
Evet, bunu yapabilirsiniz. Bazı e-posta programları (Pegasus Mail, Eudora Pro, EMail Connect gibi) oldukça esnek filtreleme mekanizmalarına sahiptirler. Size gelen eposta iletilerinin baş kısmındaki (header) bazı bilgilerden (Subject, From, To, Cc
bilgileri gibi) yola çıkarak, filtreleme yapabilirsiniz. Filtreleme 2 aşamalıdır:
39
Filtrelenecek mesajın tanınması (genellikle header bilgilerinden yararlanılarak)
Bu mesaj ile ilgili ne gibi bir işlem yapılacağının verilmesi (bunlar genellikle;
mesajı silmek, geri iade etmek, bir başkasına aynen iletmek, özel bir dizine kopyalamak
vb. şeklinde olabilmektedir)
Örnek olarak, eğer belirli bir kişiden gelen e-posta iletilerini hiç okumak
istemiyorsanız, e-posta programınızda "From:" kısmı ile ilgili o kişinin adını ve e-mail
adresini verdiğiniz bir kural (rule) tanımlarsınız. Daha sonra da, bu kurala uyan tüm
iletileri silmek istediğinizi belirtirsiniz. Böylece, bu tip iletiler ile e-posta programınız
karşılaştığında, otomatik olarak onu silecektir. Aşağıda, Pegasus Mail'in filtreleme
sistemi görülmektedir. (Pegasus Mail, http://www.windows95.com/apps/ 'den "Mail
Utilities seçilerek alınabilir). Burada, [email protected] 'den gelen iletileri
okumadan silmek istediğimizi belirtiyoruz.
8.17. Dünya Üzerinde Bedava e-posta servisi veren siteler
Başta söylendiği gibi, e-posta kullanmak için (daha doğrusu size e-posta
gönderilebilmesi için) bir e-posta adresinizin olması lazım. Internet servis
sağlayıcılarının hepsi de, servis verdikleri kişilere e-posta servisi veriyorlar. Ancak, eğer
isterseniz, kendinize bedava yeni e-posta adresleri alabilirsiniz!! Bir ömür boyu size
BEDAVA E-POSTA adresi vermeyi taahhüt eden siteler ortaya çıkmaya başladı.
Özellikle bir ISS'den servis alıyorsanız, sözleşmeniz bittiğinde hesabınız (e-posta hesabı
da) iptal oluyor. Başka bir ISS ile çalışmak istemeniz durumunda da aynı şey söz
konusu. Bedava e-posta servisi veren siteler ise, bu sakıncaları ortadan kaldırabilir.
Ancak, bu sitelerin geçmişleri çok yeni ve 1996 sonlarına doğru ortaya çıktılar. Şu an
ömür boyu servis taahhüdü yapıyorlar ama hala insanın kafasında bazı soru işaretleri
kalabiliyor. Web erişimi olan herhangi bir bilgisayar ile e-postalarınızı
okuyabiliyorsunuz. Bu siteler, reklam gelirleri ile para kazandıklarını söylüyorlar ve tam
gizlilik garantisi veriyorlar (?). Özellikle ABD'de bu tip servislerin kullanım sıklıkları
artmakta. Şu an sayıları az. Aşağıda bu servislerin kısa bir listesini bulacaksınız. İlgili
web sitesine bağlanıldığında gerekli açıklamalar ve yardım ekranları geliyor. Hepsinde
40
de, kendinize bir kullanıcı adı (username) ve şifre (password) seçiyorsunuz. (Genellikle)
Web erişimi ile e-postalarınızı okuyabiliyorsunuz.
NetAddress : http://www.netadress.com
HotMail : http://www.hotmail.com
GeoCities : http://www.geocities.com
Juno : http://www.juno.com/
BigFoot : http://www.bigfoot.com/
Star Mail : http://www.starmail.com/
PeMail : http://www.pemail.net/
Lajolashores : http://www.lajollashores.com/
Prensip olarak, bulunduğunuz yerden bir e-posta adresi almanız en doğru olanı.
Yukarıda bahsedilen servisleri kullanmada dikkatli olmanız lazım. Buradan alınan bir eposta adresine ait kişisel bilgilerin doğruluğu tamamen kişinin beyanına kalıyor.
Çoğunlukla da, zaten bir e-posta adresi olan kişiler 2. bir taneyi bu yolla (bazen 3. ve 4;
hatta 5.ci) alıp, gerçek olmayan isimlerle listelere, tartışma öbeklerine vb yazılar
gönderebiliyorlar. Önümüzdeki aylarda, bu tip servislerin güvenliği ve adreslerin ne
kadar gerçekçi olduğu oldukça tartışılacağa benzer.
8.18.Elektronik postanin avantajları
Elektronik postanın birçok avantajı var. Bunların başında çok hızlı iletilebilmesi
geliyor. Tabii sadece normal postaya oranla değil. Genelde salt metin kullanıldığı için,
bilgiler fazladan herhangi bir işleme gerek duyulmadan daha hızlı bir şekilde
iletilebiliyor. Hızlı olmasının yanı sıra, güvenli bir iletişim olanağı sağlaması da avantajlardan biri. Belli bir kişiye gönderilen bir postayı, kullanıcı ismi, parola gibi o kişiye
özel bilgileri bilmiyorsanız, okuyabilmeniz olanaksız gibi bir şey.
Elektronik postanın en önemli özelliklerinden biri de istenildiği zaman
kullanılabilmesi. Bir arkadaşınıza elektronik posta gönderebilmeniz için, arkadaşınızın
bilgisayarının açık olması gerekmiyor. Siz istediğiniz zaman postanızı
gönderebiliyorsunuz. Bu posta arkadaşınız için ayrılmış yerde depolanıyor ve
arkadaşınız istediği zaman bağlanıp onu alıyor. Yani bildiğiniz posta kutusunun aynısı.
41
9 World Wide Web Nedir?
WWW, Web, ya da W3
(World Wide Web), yazı,
resim, ses, film, animasyon gibi
pek çok farklı yapıdaki verilere
kompakt ve etkileşimli bir
şekilde ulaşmamızı sağlayan
bir çoklu hiper ortam
sistemidir. Hiper ortam, bir
dokümandan başka bir
dokümanın çağırılmasına
(navigate) olanak sağlar (iç içe
dokümanlar). Bu ortamdaki her
veri (object), başka bir veriyi
çağırabilir (link). Link, aynı
doküman içinde başka bir yere
olabildiği gibi, fiziksel olarak
başka bir yerde (internet
üzerindeki herhangi bir
makinada) de olabilir. Bütün bu
farklı yapıdaki veriler uygun
bir standart ile bir arada kullanılıp bir Web Listeleyicisinde (Web Browser)
görüntülenebilir. Web'in diğer bir işlevi de, öteki bazı internet servislerini kendi
içerisinde barındırmasıdır (ftp, gopher, news, wais gibi).
Web uygulamaları (Web sayfaları),Web Listeleyicilerinde (Browser, Gezgin,
Tarayıcı) görüntülenir. Web sayfaları, başka sayfalara ve değişik türden verilere hiper
42
linkler içermektedir. Buralara fare ile tıklayarak, başka sayfalara, oradan da başka
sayfalara geçeriz. Bu aslında çok basit bir bilgiye ulaşım modeli. Web Sistemleri,
kullanılan platformdan bağımsızdır. Bir Macintosh, Pc ya da Unix Web Listeleyicisi aynı
sayfaları, aynı şekilde alırlar. Sayfaların alındığı Web Servisleri de farklı bilgisayar
platformlarında olabilir. Web Listeleyicileri ve Web Servis Sağlayıcı Ortamlar hemen
hemen tüm dünyada her yerde vardır ve global olarak kullanımları üstel bir şekilde
artmaktadır.
Web yapısının bu kadar çok kabul görmesinin bazı sebeplerini sıralamak
gerekirse :
•
Her şeyden önce Web, açık bir sistem. Platform, bilgisayar, işletim sistemi vb
bağımlı değil.
•
Web üzerinden pek çok bilgi kaynağına kolayca erişilebilir.
•
Web uygulamaları geliştirmek ve bunları kullanıma sunmak çok kolay. Çoğu
durumda, uzmanlık gerektirmiyor ve fazla bilgisi olmayan birisi bile Web
sayfaları dizayn edip kullanıma sunabilir.
•
Web ortamları artık son derece dinamik. Java ve ActiveX kullanarak, tamamen
konfigüre edilebilir client (istemci) uygulamaları geliştirmek mümkün. Java
kullanarak, söz gelimi bir firma, ürün tanıtımları için, dinamik bir şekilde
kendiliğinden oluşan uygulamalar yaratabilir ve sayfa içerikleri kendiliğinden
değişebilir.Bir kullanıcı, isteğine bağlı bir şekilde, bağlandığı bir veri tabanından
bilgileri istediği gibi farklı gruplarda isteyebilir (client side corporation).
•
Aranılan bilgilere, birtakım tarama mekanizmaları (Search Engines) sayesinde
kolayca ulaşılabilir.
Klasik Web tanımı böyle. 1996'dan sonra, Web'in başka bir işlevi daha ortaya
çıktı : Web aslında bir işletim sistemi!! Birbirine bağlı bilgisayarlar arasında veri
43
paylaşımı için kuralları olan, iyi bir grafik ara birimli bir işletim sistemi. Şu an bile, Web
ara yüzü ile, sabit diskimizdeki dosyalar arasında gezinebiliriz. Tıpkı, başka
bilgisayarlardaki sayfalar arasında gezindiğimiz gibi. Web ara yüzlü işletim sistemleri
konusunda ciddi araştırmalar var.
9.1. HTTP ve HTML Nedir?
Web'in en ilginç yönlerinden biri de çok basit olmasıdır. Bir Web dökümanına
ulaştığımızda her şey 4 ana fazda gerçekleşir: (1) Bağlantı (2) Ne istediğimizin web
servisine iletilmesi (3) Cevap (4) ilgili sayfaya yapılan bağlantının kesilmesi. Bu ana
safhalar, web üzerinde iletişimin kurallarını tanımlayan bir protokolü oluştururlar. Bu
protokole de, Hyper Text Transfer Protocol (HTTP) denir. Bağlantı safhasında, web
erişiminde kullanılan bir web listeleyici (browser, web client), ilgili bilginin olduğu web
servisine bağlanır. Bu servislere HTTP servisleri de denir. Bağlantı sağlandıktan sonra
web istemci programımız http servisine "ne istediğini" bildirir. Bu "istek",ileride
görüleceği gibi, "http", "ftp", "e-mail" gibi bazı protokol kurallarını içerir ve bu işlemlere
genel olarak "navigate" de denir. Bu isteği alan http servisi de, istediğimiz işlemi yapar
ve cevabı bize gönderir. Biz de gelen cevabı web istemci programımızda görürüz. Eğer
istek gerçekleştirilemiyorsa bir hata mesajı ile karşılaşırız. Son safhada ise, http servisine
yaptığımız bağlantı kesilir.
Web Listeleyicileri, "navigate" işlemini HTML (Hyper Text Markup Language)
denen bir programlama dili yorumlayıcısı kullanarak yaparlar. HTML, ana hatları SGML
(Standard Generalized Markup Language) ile belirlenmiş bir doküman formatlama
dilidir. Bu dil, daha çok, yazılı bir dokümanı formatlamak ve bir objeden başka bir objeye
linkler sağlamak ile ilgili komutlar içerir. HTML, HTTP ve ilgili diğer protokolleri
kullanabilmek için renkli ve güzel kullanıcı ara yüzleri hazırlamamızı olanaklı kılar. En
son standart, HTML 3.2 'dir (1997 başı). HTML ve Web'in gelişimi ve standartlar ile
ilgili her türlü bilgi WWW Consortium, http://www.w3.org/pub/WWW adresinden
44
alınabilir. Ayrıca, CSS'nin HTML'yi kısaca tanıtan bölümüne gidip dil hakkında daha
ayrıntılı bilgiler bulabilirsiniz.
Son yıllarda, HTML içinde, salt doküman formatlama dışında işler yapan CGI,
Java, JavaScript gibi unsurlar da kullanılmaktadır. Ayrıca, 2.0'dan sonraki sürümlerde,
tablo kullanımı, doldurulabilir form kullanımı, frame vb gibi pek çok yenilik göze
çarpmaktadır.
9.2. URL nedir?
URL (Unform Resource Locators), Web Browser'lar içinden bir web servisine ya
da diğer bazı internet servislerine yönlendirme yapılabilmesini sağlayan bir komut
formatıdır. URL'ler bir bakıma, internet üzerinde erişebileceğimiz servisleri belirtmek,
tanımlamak için kullandığımız adreslerdir. Web Browser içinden 'Open URL' ya da
'Open Location' şeklinde bir seçenek üzerinden uygun URL satırları verilerek, Web, FTP,
news, gopher, wais, telnet erişimi yapılabilir. unix için lynx kullanarak, bu URL'ler bir
parametre gibi verilir (lynx <URL satırı>) ya da ilk sayfadan GO seçilir. URL satırlarının
genel formatı :
<servis>://<adres>[:port_numarası]/<dizin>/dosya_adı
şeklindedir. <servis> yerine web için http; gopher için gopher; wais için wais;
haber grupları için news; telnet için telnet yazılmalıdır. Aşağıda bazı örnek kullanımlar
gösterilmiştir.
Web Erişimi : http://www.tubitak.gov.tr/form/index.html ;
http://www.metu.edu.tr/METU/CC/OL/atlas.html http://www.itu.edu.tr
http://www.itu.edu.tr/FAC/AER/AER/AER.HTML
Gopher : gopher://gopher.itu.edu.tr:70/11/inet-turkey ;
gopher://gopher.bilkent.edu.tr
45
News : news:comps.os.linux
FTP : ftp://ftp.metu.edu.tr/pub/mirrors/cica/winsock (anonymous FTP) ;
ftp://akgul:[email protected] (xxx yerine sifre gelmeli) (ftp için, file://... şeklinde
bir kullanım da mümkün).
Netscape Navigator, msie gibi bazı programlar, web adreslerini, http:// ön eki
yazmadan da kabul etmektedirler.
URL satırlarına dikkat edilirse, http, gopher, news ve ftp şeklinde tanıtıcı
kelimeler URL satırlarının başına gelmektedir. Bunlar, bağlanılacak servise yapılacak
bağlantı türünü (ftp, telnet, web gibi) belirtir. //'dan sonra gelen ise, bağlanılacak makina
adı ve istediğimiz bilginin dizin/dosya adı bilgisidir.
Web erişiminde, browser tarafından görüntülenen hiper ortam dosyalarının
uzantısı .html ya da htm'dir. Eğer browser tarafından listelenecek html doküman ismi
verilmezse, o web servis sağlayıcısına ait ilk giriş sayfası gelir. Buradan uygun linkler
takip edilerek istenilen bilgilere kolayca ulaşılabilir. gopher erişiminde de eğer sadece
gopher servis sağlayıcısının adresi verilmişse karşımıza o servisin Ana Gopher Menüsü
çıkacaktır.
9.3. Web ile bu kadar farklı veri yapısı nasıl bir arada
kullanılabilir?
Web sistemlerine erişimi sağlayan programlar (Web Listeleyicisi, Browser) artık
çoğunlukla grafik tabanlıdır (GUI) ve çoklu hiper ortamı oluşturan bileşenler (linkler)
üzerine gelip fare ile bir kere tıklatma ile ilgili veriler ekranda görüntülenir. Hiper
dokümanlar bazı anahtar kelimeler ya da cümleler ile birbirlerine bağlıdır. Ekrana gelen
bir doküman içinde başka dokümanlara, ya da internet üzerindeki başka bilgisayarlardaki
dokümanlara linkler varsa bu kısımlar normal yazıya göre daha farklı renkte, tarzda
görünür. Bu alanlara fare ile tıklamak ilgili bilgiyi ekrana listelemek için yeterlidir. Gelen
bilgi üzerinde de başka verilere/dokümanlara linkler olabilir. Hiper dokuman olarak
hazırlanan dosyaların uzantısı ".htm" ya da ".html" dir.
46
Burada önemli nokta, kullanıcı, her bir verinin/dokümanın tam olarak nerede
olduğunu bilmek zorunda değildir. Yukarıda anlatıldığı gibi, dokümanlara linkler
olabileceği gibi resimlere, hareketli görüntülere (film), ses dosyalarına, resimlere de
linkler olabilir. Önemli diğer bir nokta da, link olunan doküman aynı merkezde
olmayabilir, aksine dünyanın diğer ucunda internete bağlı başka bir bilgisayarda da
olabilir. Web Listeleyicileri bilgilerin e-mail ile başka kullanıcılara aktarılmasına olanak
ta tanırlar.
Web Sistemlerinin en önemli işlevlerinden birisi de, FTP, News, Gopher gibi
diğer bazı servislere doğrudan erişim sağlamalarıdır. Söz gelimi, News kulanımı, artık
Web Listeleyicilerinin önemli bir kısmı olmuş ve programla tam entegre hale
gelmişlerdir.
9.4. Web Sayfası nedir?
Web istemcisinin (Netscape, lynx, msie gibi), bir Web Servisine bağlandıktan
sonra tek seferde transfer ettiği kompozit tüm verilerden oluşan html sayfasıdır.. Bu
sayfadaki bilgiler kompozittir, çünkü hem grafik/resim bilgileri, hem normal text, hem
ses, hem başka merkezlere ve başka dokümanlara linkler olabilir. Bu, o web servisinin
bağlandığımızda gelen ilk sayfası ise, "home page" olarak da adlandırılır. home page'ler
için dosya adı genellikle "default.html" ya da "index.html" olmaktadır. Aşağıdaki şekilde,
Bir web sitesi ve içindeki hiyerarşik hiperlink mimarisi görülmektedir. Burada,
hiperlinkli her bir doküman, yukarıda tanımını yaptığımız veri yapılarından herhangi
birisi olabilmektedir.
47
9.5. Dosyaların yerel diskete saklanması.
Web'de gezinirken karşılaştığımız bağlantıların (link) bazıları birtakım
programlara, ya da dokümanlara olabilir. Normal şartlar altında, bir bağlantı (link) fare
ile seçildiğinde, ilgili linkten gelen bilgiler öncelikle web listeleyicinizin ekranına
gelmeye çalışır. Söz gelimi, .GIF uzantılı bir resim dosyasına bağlantı (link) varsa ve biz
bu bağlantıyı belirten yolu seçmişsek (üzerine gelip fare ile tıklayarak) normal olarak
browser o reisimi ekrana görüntülemeye ve eğer tanımlanmışsa, bir yardımcı uygulama
ya da plug-in kullanmaya çalışır. Bu dosyayı diske saklamak için, Netscape ve msie
kullanıyorsak, üzerine gelip klavyedeki SHIFT tuşuna basılı durumda iken SOL fare
tuşunu tıklatırsak ilgili doküman diske saklanacaktır. Mosaic'te 'Load to Local Disk'
şeklinde bir seçenek te bulunmaktadır. Bu seçilerek tüm transferlerin diske olması da
sağlanabilir. Bu kurallar, hem FTP hem de HTTP için geçerlidir.
48
9.6. Off-Line Browsing.
Bağlandığım bir sayfayı herzeyi ile kaydedip, daha sonra buraya bağlanmadan
kaydettiğim sayfayı listeleyebilir miyim. Bu mümkün. Bir sayfayı, daha sonra aynen
listelemek için, sayfadaki tüm hiperlink objeleri (resim/ses vb) kaydetmeli ve her objenin
link bilgisini, objeleri sakladığınız kendi makinanızdaki dizin bilgileri ile
değiştirmelisiniz (yerel kopya/local copy). Ayrıca, sayfayı HTML formatında
kaydetmelisiniz. Normal olarak her web listeleyicisi, yüklenen sayfanın HTML olarak
yerel diske kaydedilmesine olanak tanır. Ancak, bu yöntem doküman içindeki resimcik
ve diğer benzeri objeleri kaydetmeyecektir.
Bütün bunları el ile tek tek yapmak çok zahmetli. Bağlandığınız sayfaların yerel
kopyalarını çıkaran yardımcı araçlar var. Netscape için, eğer Gold sürümünü
kullanıyorsanız, sayfa yüklendikten sonra "Edit" tuşuna basarsanız, ilgili sayfa "Netscape
Editör" ortamına gelir ve tüm linkler otomatik değişerek sayfayı ve bileşenlerini (tüm
objeleri) diskinize saklayabilirsiniz. Daha sonraki bir zamanda, File menüsünden "Open
File" ile ilgili HTML dosyasını çağırabilirsiniz. (Netscape Navigator Gold 3.01 sürümü,
"frame" içeren sayfaları editör ortamına getiremiyor). Ayrıca, yine Netscape için,
"Netscape Power Pack 2.0" (http://home.netscape.com/comprod/powerpack.html ) paketi
içinde yer alan Netscape SmartMarks daha esnek bir yapı içinde dokümanların yerel
kopyalarını çıkarmanızı sağlamaktadır.
Netscape 4.x kullanıyorsanız, sayfa yüklemesi bittikten sonra, "File" menüsünden
Edit Page (ya da bir frame içindeyseniz "Edit Frame") seçilerek ilgili sayfayı 3.x'e benzer
şekilde bir editör ortamına getirebilir, sonrasında da diskinize saklayabilirsiniz.
Web listeleyicileri, ziyaret edilen sitelerle ilgili aldıkları her şeyi "Cache" adı
verilen bir geçici disk alanında tutarlar. Bu alanları analiz edip ziyaret ettiğiniz sayfaları
tekrar alan bazı programlar mevcut. Bunların en meşhurlarından birisi UnMozify.
Programın hem Netscape hem de MSIE için sürümleri var ve Win'95/NT altında
çalışıyor. Raksnet Tucows (http://tucows.raksnet.com.tr/tucows) yansısından alabilirsiniz.
49
Bunların dışında, bir web sayfasını "her şeyiyle" alıp diskinize saklayan 3. parti
programlar da var. Tucows arşivinde, Web Browsers ile ilgili kısımlarda birkaç tane
bulabilirsiniz. Win'95/NT için Web Downloader isimindeki programı
http://www.saransk.sitek.net/pages/arny adresinden alabilirsiniz. Program bedava
(freeware).
10 Evden Internet Bağlantısı nedir?
Bana ne kazandırır?
Bu bölümde, daha çok kişisel bilgisayarlar (PC) taban olmak üzere evden/iş yerinden
internet servisleri kullanmanın yolları, ülke içinde bu amaçla servis veren yerler ve kişisel
bağlantı için gereken yazılım/donanım hakkında bilgiler verilecektir.
Evinizdeki/işyerinizdeki bilgisayardan yapacağınız internet bağlantısı, fazla lafa gerek
yok, internet'i evinizin rahatlığında kullanmanızı sağlayacaktır. Kendi kişisel
bilgisayarınız ise, bağlandığınız süre içinde, internet'e bağlı bir bilgisayar olacaktır.
10.1. Internet’e evden erişim.
Evimdeki bilgisayardan Internet'e nasıl erişebilirim? Bunun için gerekli donanım, yazılım
ve tahmini maliyet nedir? Evet, evinizdeki bilgisayarınızdan internete kişisel bağlantı
yapmanız mümkün. Bunun için;
10.1.1. Gereken donanım:
•
Bilgisayar (PC/Macintosh vb)
•
Harici (External) ya da Dahili (Internal) Modem
•
Telefon hattı
Gerekli yazılım (bilgisayar programı):
50
•
SLIP/PPP türü bir bağlantı için gerekli her türlü yazılım bedava temin edilebilir.
Windows95, NT, OS/2 gibi işletim sistemleri, PPP bağlantı için gereken desteğe
sahiptirler ve ilave bir program gerekmez.
•
Standart internet servislerini (web, ftp, telnet vb) kullanabilmeniz için gereken
bazı programlar
10.1.2. Diğer gereksinimler:
•
Eğer sadece dial-up bağlantı imkanınız varsa, dial-up bağlantı yapabileceğiniz,
internete bağlı bir merkez ve bağlandığınızda, orada kullanabileceğiniz bir
kullanıcı numarası (account) ya da,
•
slip/ppp türü bağlantıları destekleyen civarınızdaki bir internet servis sağlayıcısı
(internet provider). Kişisel bağlantılar için servis sağlayıcıya belirli bir ücret de
vermeniz gerekebilir.
10.1.3. Modem Nedir?
Modemler, standart telefon hatlarını kullanarak, farklı yerlerdeki bilgisayarlar
arasında bağlantı yapılmasını sağlayan aygıtlardır. Bu şekilde, bir bilgisayardan diğerine
veri aktarımı yapılabilir, ya da özel bazı protokoller ile, internet servisleri kullanılabilir.
Telefon hatları, normal şartlarda, sadece ses iletebilir. Modemler, bilgisayarlardaki dijital
bilgiyi öncelikle ses sinyallerine (analog sinyal) dönüştürürler (MOdulation). Bu
sinyalleri alan karşı taraftaki modem ise, analog sinyalleri ters dönüşümle bilgisayarların
kullandığı dijital bilgiye dönüştürür (DEModulation).
Modemlerin hızları, 1 saniyede iletebilecekleri bit sayısına göre sınıflandırılır.
2400, 9600, 14400, 28800 ve 33600 bps (bit per second -saniyede iletilen bit sayısı),
günümüzdeki tipik dial-up modem hızlarıdır. Söz gelimi, 14,400 bps bir modem ile
saniyede, kabaca, 14400/8 = 1800 byte , ya da yaklaşık olarak 1.8kbyte bilgi iletilebilir.
Modemlerin hızları, telefon hatlarının gürültü düzeyi ile doğrudan ilişkilidir. Gerçek hız,
her zaman teorik olandan daha azdır.
51
Modemlerin çoğu, özel bazı sıkıştırma protokolleri ile, düzyazı (ascii) veri
aktarımlarında teorik hız limitlerinin 4 katına kadar hızlara çıkabilirler.
ISDN adaptörleri ile, normal telefon hatları kullanarak, modemlerin hızı 128Kbps
seviyelerine çıkabilir. Ancak, bunun için her iki uçta da ISDN desteğinin olması gerekir.
1997 başlarından itibaren 56K hızında modemler duyuruldu. Ancak, bu konuda
yerleşmiş bir standart (1997 Ekim sonu itibarıyla) henüz yok. Bu yeni teknoloji ile, eğer
bulunduğunuz yer ile Servis sağlayıcınız arasında telefon bağlantısı tamamen dijital ise
(ya da en çok 1 kez analog-dijital dönüşüm varsa) ve servis sağlayıcınızda bu modemleri
destekleyen gerekli donanım varsa, o zaman 33.6K modemlere göre veri alma hızı
%80'lere varan oranlarda artabilmekte. Ancak, bu modemlerle veri gönderme yine 33.6K
ile gerçekleşmekte. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırmaya göre, bu
ülkedeki telefon hatlarının ortalama %60 ila %80 i 56K destekliyormuş. Ülkemizde Ekim
1997 itibarıyla 56K desteği veren servis sağlayıcı yok.
Günümüzde kullanılan modemler (dial-up modemler) iki türlüdür. Dahili
(internal) ve harici (external). Dahili modemler daha çok PC/Dos/Windows dünyasında
yaygındır ve bilgisayarımızın BUS sistemine takılan bir kart olarak satılırlar. Harici
modemler ise, bilgisayarımızın seri iletişim portlarından birine takılan, ve kendi güç
kaynağı olan bir cihazdır.
Modemlerle ilgili konularda tartışmaların yapıldığı bir liste var. Buraya üye
olmak için : [email protected] adresine sub modem-l <isim-soyisim> komutunu bir eposta mesajı ile göndermeniz yeterli.
Modemler konusunda oldukça ayrıntılı FAQ dokümanlarına
http://www.staff.uiuc.edu/~markz/modem.txt ve http://www.cis.ohiostate.edu/hypertext/faq/usenet/modems/top.html adreslerinden ulaşılabilir.
52
10.1.4. Hangi ISS daha iyi? Hangi kriterlere göre ISS
seçimi yapmalıyım?
İşte en zor soru. Aşağıdaki bilgiler size, İSS seçiminde, bir miktar yardımcı
olacaktır :
•
Ücreti ne kadar? Öğrenci/öğretim üyesi/grup vb gibi özel indirimleri var mı?
Peşin ödemede indirim yapıyor mu? Ne yazık ki, İSS'lerin talep ettikleri ücretler
arasında bazen inanılmaz farklar var. Bu konuda dikkatli olmak gerek. Kişisel bir
görüş olarak (/OG/), fiyatların çok pahalı olduğunu söyleyebiliriz. Bu da, aslında,
ülkemizdeki telekomünikasyon hizmetinin çok pahalı olması ve rekabetin çok az
olması ile orantılı. Önümüzdeki yıllarda, İSS ücretlerinin çok daha az miktarlarda
olacağını bekleyebiliriz.
•
Modem servis telefonları normal şehir içi hat ve ücretli mi? Yoksa, sabit ücretli,
sınırsız kullanımlı 822-li hatlara açık mı? (aylık 30 saat ve üzeri bağlantılar için
mutlaka 822-li hatlar üzerinden servis veren bir İSS tercih etmelisiniz. Böylece,
aylık 10 dolar sabit bir ücret ödeyip, buna karşılık hiç ekstra telefon ücreti
ödemiyorsunuz).
•
İSS'nin kaç tane kullanıcısı, ve kaç tane modemi var? Modem başına düşen
kullanıcı sayısı nedir? Kullanıcı başına düşen bağlantı hızı nedir ? (bps ). Çok
kullanıcısı, ama az modemi olan bir İSS'den servis alıyorsanız, sıkça meşgul çalan
modem telefonlarına da hazırlıklı olmalısınız. İSS'nin, mutlaka, kullanıcı sayısına
göre yeterli modemi olmalı. Genellikle, modem başına düşen kullanıcı sayısı için,
10 civarı (ya da altı ?) iyi bir rakam. Modem hızları için de, İSS'nin sahip olduğu
modemler 28,800/33,600 bps hızında ise, hatlar izin verdiği müddetçe, şu anki en
yüksek hızlardan bağlantı yapabilirsiniz.
•
İSS'nin bağlantı dış dünya ile (internet) hızı ne? İSS'lerin bağlantı hızları 64kbps
ile 1Mbps arasında değişmektedir.
•
Kullanıcılarına hangi servisleri veriyor?
o
internet eğitimi, ücretsiz kurulum (?) ve kurulum paketi
o
kişisel web sayfası servisi
53
o
ücretsiz telefon destek hattı
o
yerel haber grupları ve tartışma listeleri desteği/servisi
o
e-posta servisi ve e-posta adresi
o
ilave e-posta adresleri (?)
o
Kullanıcılarına özel servisler ve programlar (?)
o
Diğer
•
Ödemelerinizi 1-2 gün geciktirirseniz hemen sözleşmenizi iptal mi ediyor?
•
Başka bir İSS ile anlaşırsanız e-postalarınızı belirli bir süre yeni adresinize
aktarma garantisi veriyor mu? Aynı şekilde, böyle durumlarda, web sayfanızı da
bir süre aktif tutma garantisi veriyor mu?
•
Bulunduğu adres coğrafi olarak size yakın mı? (Özellikle Türk Telekom bölge
uygulamasına geçtiğinde bu durum daha da önemli olacaktır).
Özellikle, size sağlayacağı servisleri iyi analiz edin. Internet kullanımı sadece
web'de gezinti yapmaktan ibaret değildir. Özellikle, servis sağlayıcınızın size "news"
desteği, kişisel web sayfası desteği ve ücretsiz telefon desteği sağlaması önemli. Eğer
mümkünse, mutlaka birkaç günlük deneme kullanımı alın
54

Benzer belgeler

İnternet Semineri - Erciyes Üniversitesi | İnşaat Mühendisliği Bölümü

İnternet Semineri - Erciyes Üniversitesi | İnşaat Mühendisliği Bölümü • Elektronik posta (e-posta, e-mail) Internet üzerinde, bilgisayarlar ve bu bilgisayarları kullanan kişiler arasında bilgi (mektup) gönderilmesini sağlayan bir internet servisidir. • e-posta, en ço...

Detaylı