Dergiyi Görüntüle
Transkript
Dergiyi Görüntüle
AYIN MAKALESĠ Hasan Zeki SÜZEN Yeminli Mali MüĢavir KAYBOLAN FATURALAR ĠĢletmelerin faaliyetlerini değiĢik mekanlarda yürütmeleri, basılı kağıt envanterlerinde aksaklıklar ve benzeri nedenlerle baĢta fatura olmak üzere bazı belgeler kaybolmaktadır. Hatta bazı durumlarda defterlerin bile kaybolduğu malumdur. Bilgisayar ortamında defter tutma uygulaması baĢlandıktan sonra artık fiziki kayıplara pek rastlanmıyor. Bu yazımızda faturaların kaybolması halinde vergi uygulaması bakımından alınabilecek önlemlere değineceğiz. 1- Vergi Ġdaresinin Uygulaması: Yazımızın sonunda özetlerini vereceğimiz yargı kararlarının içeriğinden de anlaĢıldığı üzere, yargı kararları idarenin uygulamasını benimsemiĢ durumdadır. YerleĢen uygulamaya göre faturaların kaybolduğu dönemde hesaplanan fatura baĢına ortalama hasılat tutarı kaybolan fatura sayısıyla çarpılarak matrah farkı tesis edilmektedir. Kayıp faturalar, ya mükellefin kendiliğinden bildirmesi ya da idarenin tespiti ile ortaya çıkmaktadır. Hasılat tespiti denetim elemanlarının incelemesiyle yapılmaktadır. Gerçekten kaybolan faturalar muhasebe bakımından hiçbir iz taĢımamaktadır. Dolayısıyle, kaybolduğunun mükellef tarafından, kullanıldığının idare tarafından ispat edilmesi gereklidir. Vergi incelemesinin amacı ödenmesi gereken verginin doğruluğunu tespit etmektir. Dolayısıyle, denetim elemanlarının envanter imalat, randıman hesapları ile kayıp faturalara iliĢkin hasılata ulaĢması beklenir. Öte yandan, vergiyi doğuran olayın esası mükellefle ilgili para ve mal hareketlerini ortaya çıkarmaktır. Bu tespitler yapılmadan aritmetik iĢlemle matrah farkı tesisi varsayımına dayalı matrah farkı yaratmaktan baĢka bir Ģey değildir. 1 2- Mükellefin Yapacağı ĠĢlemler: Faturaların kaybolduğunun anlaĢıldığı tarihe kadar ilk yapılacak iĢ olayın iĢletme içinde düzenlenecek bir tutanakla tespit edilmesidir. Düzenlenen tutanakta iĢletmeyle ilgili muhasebe sorumlusu, sahip veya genel müdür ile satıĢ bölümü sorumlusunun imzaları bulunmalıdır. Tespit tutanağında; kaybolan faturaların seri ve no‟su, gerekli araĢtırmanın yapılmasına rağmen bulunmadığı, gazete ilanının verileceği mahkeme tespiti ve vergi dairesine bildirim konularına yer verilir. Bu iĢlemden sonra bir gazeteye ilan verilmesi gerekiyor. Ġlan metninde kayıp faturaların seri ve sıra no‟su ile adedine yer verilir. Daha sonra tutanak ve gazete ilanıyla birlikte, olayın tutanağa bağlandığı tarihten itibaren (15) günü geçirmeden mahkemeye baĢvurularak tespit davası açılmalıdır. Dava dilekçesinde kayıp faturaların geçersizliği ve zayi belgesi verilmesi talep edilmelidir. Mahkeme kararı alındıktan sonra (lehe veya aleyhe) bir dilekçe ekinde tutanak ve gazete ilanı ile birlikte vergi dairesine bildirimde bulunulur. Önceki bölümde değindiğimiz üzere, dilekçede iĢletmenin ilgili dönemde envanter, randıman, imalat, para ve mal hareketi hakkında ayrıntılı bilgiler verilmelidir. Bu Ģekilde idare tatmin olursa matrah farkı tesisi yoluna baĢvurmayabilir. 3- Vergi Yargısının Kararları: Eski tarihli yargı kararları mükellef lehinedir. Bu kararlarda faturalar seri ve sıra takip etmekle birlikte kaybolan faturaların kullanıldığı konusunda idarece bir tespit yapılmadan varsayıma dayalı vergi tarhiyatı yapılmayacağından bahsedilmektedir. Ayrıca kaybolan faturaların diğer mükelleflerin defterlerine gider olarak kaydedildiği konusunda idarece bir tespit yapılmıĢ olmalıdır. Kayıp faturaları kendiliğinden idareye bildiren mükellefin iyi niyetli olduğunun kabulü gerekir. Kayıp bildiriminin kısa süre içinde yapılmıĢ olması da mükellef lehine değerlendirilmektedir. Daha sonra verilen ve bir kısmı dava dairelerine ait kararlar mükellef aleyhindedir. 2 Bu kararlarda, vergi usul yasasına göre faturaların belli bir sıra takip etmesi ve bu sıraya göre düzenlenmesi, dolayısıyle önceki faturaların da kullanıldığının kabulü gerektiğine değinilmektedir. Ayrıca kayıp faturaların kullanılmadığının ticari örf ve teamüle göre ve diğer ispat vasıtalarıyla mükellef tarafından ispat edilmesi istenmektedir. Konu hakkında verilen bazı yargı kararlarının özeti aĢağıya alınmıĢtır: DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu Tarih : 07.04.2000 Esas No : 1999/441 Karar No: 2000/134 Faturaların Belli Bir Sıraya Göre Düzenlenmesi Cilt halindeki faturalarınbelli bir sıra takip etmesi ve bu sıraya göre düzenlenmesi gerektiğinden, kullanıldığı tespit edilen faturalardan önceki faturaların da kullanıldığının kabulü gerekir. Ġzinsiz bastırılan bir adet faturanın kullanıldığı tespit edildiğinde ve bu husus davacı tarafıdan da kabul edildiğine göre, izinsiz bastırılmıĢ olsa dahi tek faturanın bastılrılması ekonomik ve ticari icaplara uygun olmadığından, kullanıldığı saptanan faturanın izinsiz olarak bastırılan bir cildin içerisindeki fatura olduğu ve numara sırasına göre, söz konusu faturadan önceki faturaların tamamının kullanıldığının kabulü, Vergi Usul Kanununun 3‟üncü maddesinin (B) bendi hükmü gereğidir. Olayda ise söz konusu faturaların basılmadığına ve kullanılmadığına iliĢkin herhangi bir kanıt mevcut olmayıp, durumun özelliğine göre, matrahın belirlenmesinde kullanılan fatura tutarının esas alınmasında da hukuka aykırılık bulunmadığından, aksi yönde verilen ısrar kararında yasal isabet görülmemiĢtir. DanıĢtay Dokuzuncu Daire E. 1998/1351 – K.1999/2096 Özü : Kaybolduğu Bildirilen Faturaların Kullanıldığı Yönünde Bir Tespit Yapılmadan Vergi Salınamaz. Ġstemin Özeti : Yükümlü adına tarh edilen KDV‟nin iptali istemiyle açılan davayı: dosyanın incelenmesinden yükümlünün iĢini terk ettiği, iĢi terk sırasında fatura ve sevk irsaliyesinin kaybolduğu vergi daiaresine bildirildiği, bunun üzerine yapılan vergi incelemesinde inceleme elemanınca davacının kullandığı beĢ adet fatura ile elde edilen hasılatın…… 3 DanıĢtay Dördüncü Daire Tarih : 24.09.1998 Esas No : 1998/1568 Karar No : 1998/3290 VUK Md. 30 Faturaların Kaybolduğunu Kendiliğinden Bildiren Mükellefe Matrah Farkı Bulunamayacağı Bir cilt faturayı kaybettiğini kendiliğinden vergi dairesine bildiren mükellefin, sözkonusu faturaları kullandığı yöününde bir tespit olmadan, kıyas yoluyla matrah farkı bulunamaz. DanıĢtay Dokuzuncu Daire Esas No : 1999/2428 Karar No : 2001/998 Özet : BoĢ olarak kaybolduğu ileri sürülen Fatura cildinin, varsayımla kullanıldığı kabul edilerek bulunan matrah farkı üzerinden cezalı tarhiyat yapılmayacağı Hk. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Tarih : 23.01.2006 Esas : 2005/442 Karar : 2006/365 FATURALARIN ÇALINDIĞININ TESPĠTĠ (BoĢ Faturalar Hakkında Zayi Belgesi Ġstenemeyeceği Davacının 15 Günlük Hak DüĢürücü Süreyi de Geçirdiği Gerekçesiyle Davanın Reddine Karar Verilmesinin Ġsabetsiz Olduğu) FATURALARIN GEÇERSĠZLĠĞĠNE KARAR VERĠLMESĠ TALEBĠ (BoĢ Faturalar Hakkında Zayi Belgesi Ġstenemeyeceği Davacının 15 Günlük Hak DüĢürücü Süreyi de Geçirdiği Gerekçesiyle Davanın Reddine Karar Verilmesinin Ġsabetsiz Olduğu) ZAYĠ BELGESĠ (BoĢ Faturalar Hakkında Ġstenemeyeceği Davacının 15 Günlük Hak DüĢürücü Süreyi de Geçirdiği Gerekçesiyle Davanın Reddine Karar Verilmesinin Ġsabetsiz Olduğu) 4 Ticaret Kanunu Md. 63, 68 Özet : Davacı faturaların çalındığının tespitine ve geçersizliğine karar verilmesini talep ve dava etmiĢtir. Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre, boĢ faturalar hakkında zayi belgesi istenemeyeceği, öte yandan, davacının 15 günlük hak düĢürücü süreyi de geçirdiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Karar : Davacı vekili, müvekkil Ģirketin 14 adet faturayı içerir bir cilt fatura koçanının, Ģirket elemanının otomobili içerisinde 22.12.2003 günü otonun camının kırılarak çalındığını, faturaların kullanılması halinde Ģirketin zarara uğrayacağını ileri sürerek, faturaların çalındığının tespitine ve geçersizliğine karar verilmesini talep ve dava etmiĢtir. Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre, boĢ faturalar hakkında zayi belgesi istenemeyeceği öte yandan, davacının 15 günlük hak düĢürücü süreyi de geçirdiği gerekçesiyle, davanın REDDĠNE karar verilmiĢtir. DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Tarih : 06.07.2006 Esas No : 2006/89 Karar No : 2006/216 (213 sK, VUK Md. 3/B) Kaybolan Faturalar Kaybolan 10 cilt faturadan sonuncu ciltten bazılarının kullanıldığının tespiti halinde sonuncu cildin kullanıldığının kabulü gerekeceği hk. DanıĢtay Yedinci Daire Tarih : 25.06.2001 Esas No : 2000/6998 Karar No : 2001/2354 Kullanılmayan Faturaların Ġbraz Edilememesi Kullanmadığı faturaları ibraz edemeyen mükellef adına takdir komisyonu kararına dayanılarak tarhiyat yapılmaz. Ġstemin Özeti : Akaryakıt istasyonu iĢletmeciliği iĢini terk eden davacı Ģirketin, kullanmadığı 4 cilt faturayı, kaybettiğinden bahisle vergi….. 5 DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Kurulu Esas No : 2005/172 Karar No : 2005/279 Özü : En Son Kullanılan faturadan önceki faturaların da kullanıldığının kabulü gerekir. Ġstemin Özeti : Davacı iĢlemlerinin incelenmesi sonucu bir kısım hasılatını sahte fatura ile belgelendirdiği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak adına resen katma değer vergisi salınmıĢ kaçakçılık cezası kesilmiĢtir. Vergi Mahkemesi kararıyla nakliyecilik faaliyetinde bulunan davacının Anonim ġirketine düzenlenmiĢ olduğu faturayı Vergi Usul Kanunu hükümlerine aykırı bir Ģekilde bastırıldığının tespiti üzerine bu faturanın tek olarak basılamayacağı izinsiz bastırılan faturaların bir cilt olduğu ve bu faturaların numaraları arasında kalan toplam 29 adedin… Yaptığımız çalıĢmada kaybolan faturalarla ilgili bir tebliğ hükmüne ve içtihadı birleĢtirme kararına rastlanmamıĢtır. Böyle önemli bir konuyu Bakanlığın dalgalanmaya bırakmaması gerekir. Ya içtihad birleĢtirme kararının çıkması hızlandırılmalı, ya da bir tebliğ veya iç genelge hazırlanarak konu çözüme ulaĢtırılmalıdır. 6 AYLIK BÜLTEN DĠZĠNĠ Sayı: 77 MART-NĠSAN 2007 Ayda Bir Yayımlanır. Adres: Kıbrıs ġehitleri Cad. Kervan Apt. No:7 Alsancak/ĠZMĠR Yazı DanıĢma ve Okuma Kurulu Hazırlayanlar Ünal AYDIN (YMM) AyĢe AKAY (Yazı ĠĢleri (Genel Yayın Sorumlusu) Sorumlusu) Hasan Zeki SÜZEN (YMM) (Genel Yayın Sorumlusu) BANKA ODAMIZ BANKA HESAP NUMARALARI ġUBE HESAP ġUBE KODU NUMARASI ZĠRAAT BANKASI ALSANCAK 5004 YAPI KREDĠ BANKASI MUSTAFABEY Not: Bültenimizde yayımlanan makaleler olmayıp yazanların kiĢisel görüĢleridir. 7 6969135 65248362 Odamızın görüĢü I- ODAMIZDAN HABERLER + OLAĞAN GENEL KURUL 12 MAYIS’TA YAPILIYOR: Odamızın olağan mali genel kurulu (12 ) Mayıs Cumartesi günü Karaca Otelinde yapılıyor. Genel Kurul gündemi tüm üyelerimize gönderilmiĢtir. Dönem içinde kağıt ortamında ve elektronik ortamda ne kadar haberleĢirsek, haberleĢelim kuvvetli bir katılımla birlikte olmak istiyoruz. Her zaman olduğu gibi genel kurulun ardından kokteyl verilecektir. + 3 MAYIS’TA FAĠK ÖZTIRAK KONUġMACI KONUĞUMUZ : Meslek içi eğitim komitemizin çalıĢmaları çerçevesinde Faik Öztırak (3) Mayıs günü Karaca Oteli salonunda YMM‟ler için bir konuĢma yapacaktır. Kemal DerviĢ döneminde Hazine MüsteĢarı olan Öztırak‟ın konuĢma konusu ülkemizin ekonomik durumu hakkında olacaktır. Üyelerimizden katılım bekliyoruz. + YMM’LERĠN KENDĠNĠ GELĠġTĠRME VE MESLEKĠ SORUNLARI KONULU TOPLANTI: Ġnsan kaynakları Uzmanı ve yönetim danıĢmanı Nihat Akyol ile YMM Ekrem Kayı‟nın konuĢmacı olduğu toplantı Karaca Oteli salonunda yapıldı. Etkinlik Meslek içi eğitim komitesi tarafından düzenlendi. Toplantıya Hesap Uzmanları Izmir Grup BaĢkanı Mehmet Dikici ile Ġzmir SMMMO Oda BaĢkanı Feyzullah Topçu ve DanıĢma Meclisi üyeleri de katıldı. Üylerimizden katılım sayısı (35) idi. Takdir edilirki böyle az bir katılım Odamızın yapacağı sosyal ve teknik etkinliklerde cesaretimizi kırıyor. Ayda bir yarım gün bir araya gelip mesleki ve teknik sorunlarımızı tartıĢmanın hepimize katkısı olacağına inanıyoruz. 8 + EN FAZLA VERGĠ ÖDEYEN ÜYELERĠMĠZ: Vergi Dairesi BaĢkanlıklarının yaptığı açıklamaya göre en yüksek vergi ödeyen (5) üyemiz aĢağıdaki gibidir. Kendilerini tebrik ediyor ve 2007 yılında da bol kazanç diliyoruz. 12345- Turan ÖZTÜRK Ġzzet ÖZER A.Akif ERCAN Ġsmini açıklamıyor Asım GEZER + TAM TASDĠK SÖZLEġME DÖNEMĠ: 2007 yılına iliĢkin sözleĢmeler (2116) adet olarak tamamlandı. Geçen sene yapılan sözleĢme sayısının (2008) olduğunu dikkate alırsak her Ģeye rağmen mükelleflerin tasdik alıĢkanlıklarının devam ettiğini söyleyebiliriz. + SERBETS BÖLGE DAVALARI: Birçok meslekdaĢımızı ilgilendiren serbest bölge davaları DatıĢtay‟dan çıkmaya baĢladı. Bilindiği üzere, serbest bölgedeki iliĢkili firmalar kullanılarak yapılan ihracat ve ithalat iĢlemleri dolayısıyla orada bırakılan karlar örtülü kazanç hükümleri bakımından reddedilmiĢti. Konunun daha iyi izlenmesi bakımından aynı olayın mahkeme ve danıĢtay kararları arka arkaya izleyen bölümlerde verilmiĢtir. + YMM’LERĠN MADDĠ VE MANEVĠ TAZMĠNAT DAVASI AÇMASI: Sorumluluk uygulamasının mevcut haliyle YMM‟leri huzursuz ettiği herkesin malümudur. Bu konuda yıllardan beri yapılan çalıĢmalardan bir netice henüz alınamamıĢtır. Çözümün Kanun değiĢikliği ile bulunacağı anlaĢılmaktadır. 9 En iyi çözümün en azından maddi sorumluluğun alınan ücretle orantısının kurulmasıdır. YMM Oda BaĢkanları toplantısın sürekli gündeminde yer alan bu konunun bir an evvel çözüme kavuĢturulmasını umuyoruz. Bültenimizin izleyen bölümlerinde bir YMM tarafından açılan davanın mahkeme ve danıĢtay kararlarını bulacaksınız. + VEFAT VE BAġSAĞLIĞI: Geçtiğimiz günlerde üyemiz Hüsnü Kızılyallı ve Erdinç Mayacı vefat etmiĢtir. Ayrıca üyelerimizden Ceyhan As‟ın kayınvalidesi, Ġbrahim Güner Bakırlıların annesi, Ġlhan TaĢbaĢ‟ın baldızı vefat etmiĢtir. Vefat edenlere Allahtan rahmet, sevenlerine sabır diliyoruz. Mayıs- Haziran sayısında buluĢmak dileğiyle… 10 ODAMIZA GELEN YAZILAR VERGĠ GELĠRLERĠNĠNĠ ARTIRMANIN YOLLARI Prof.Dr.Adnan GÜLERMAN Yeminli Mali MüĢavir Önce size yıllarca önce yaĢanmıĢ bir olayı anlatmak isterim. Ankara‟da (... ) caddesinde bir hazır elbise mağazasının iyi kazanan sahibi bir de ( ... ) taki ġehir ÇarĢısında ġube açtıktan sonra, ( ... ) da üçüncü mağaza ile geliĢmesini sürdürüyor. Ankara‟ya gelmeden önce bir kasabada yaĢayan bu kimse oradan da evlenmiĢ.Ankara‟ya gelince, kazancının yüksekliğinin etkisi ile bir de evlilik dıĢı iliĢkisi baĢlamıĢ. Ġki evin önünde birer lüks otomobil. Ġki evin çocukları Koleje devam ediyor. Konfeksiyoncu sık sık yabancı atraksiyon gruplarının gösteri yaptığı gazinoda eğlendikten sonra, geceyi bayan sanatçılardan biri ile noktalıyor. Yıl sonunda bilanço çıkıp beyannamesinin düzenlenmesi aĢamasında Mali MüĢaviri ile “Bu yıl hiç kazanmadım”pazarlığına baĢlıyor. Mali MüĢavirin “Bütün bunlar iyi kazanmanı göstermiyor mu?” sorusuna “Devlet benim yediğime içtiğime mi karıĢıyor?” karĢı cevabını verdikten sonra MüĢavirine de “Anlamıyorum yani, Hem sana MüĢavirlik ücreti ödüyorum, hem devlete vergi verdiriyorsun” siteminde bulunuyor. Bana anlatılan yaĢanmıĢ bu olayın benzerlerine meslektaĢlarımın pek çoğu çalıĢma hayatında karĢılaĢmıĢlardır veya bu tür hikayeleri duymuĢlardır.Zaten, beyanname döneminin ardından basına da yansıyan , mesleklere ait kazanç listeleri de , yukarıda naklettiğim olayı doğrular niteliktedir. YaĢantıları oldukça iyi görünen bu meslek sahiplerinin bir yıllık kazançları ve ödedikleri vergiler asgari ücretlinin yıllık kazancı dolaylarında görülmektedir. 11 Yıllar yılı bu karĢısında yapılan sağlanan matrah edileceği beyanatını tablo değiĢmez ve yetkililer de bu tablo denetimleri , bu denetimler sonucunda farklarını anlatarak, denetimlere devam verirler. Sanayiciler ve tüccarlar vergi, prim v.s. olarak yüksek ödemelerden yakınarak , “Bu ödemelerin sonunda elde avuçta vergisini ödeyecek kazanç mı kalır?” demeye getirirler. Aslında bu durum kısır döngüdür. Vergisini yeterince alamayan devlet dolaylı vergileri istihdam vergilerini artırma v.s. gibi önlemlerde Devlet bütçesinin iki yakasını bir araya getirmeye çalıĢırlar. SatıĢ fiĢi verme zorunlu olduğu halde yaptığımız alıĢveriĢlerde sıklıkla fiĢ vermeme, “FiĢ istiyor musunuz?” gibi soruyla karĢılaĢma veya “fiyat fiĢ alırsanız bu kadar fiĢ almazsanız Ģu kadar” hitabıyla karĢılaĢırsınız. 1970‟lerin ilk yıllarını hatırlarım. Ankara‟da Sakarya Caddesindeki bir hırdavatçıdan satın aldığı pensenin parasını ödedikten sonra fiĢ almadan dükkandan çıkan müĢterisinin arkasından tezgahın üstünden atlayarak yetiĢen iĢletmeci bir eli ile müĢterisinin kolundan yakalayıp öteki eli ile satıĢ fiĢini müĢterisinin gözüne sokarcasına “BaĢımı derde mi sokacaksın? Dükkandan fiĢini al çık da sonra fiĢi ne yaparsan yap” diye feryat etmiĢti. ġimdi ise bazı yerlerde, satıĢ fiĢinizi istediğiniz zaman, sanki suç iĢlemiĢ gibi oluyorsunuz. Tarih sayfalarını çevirip günümüze gelindiğinde, gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verildiği aylardan sonra hangi meslek gruplarının ne kadar büyük kazanç gösterip, o ölçüde düĢük vergi ödediklerini okumamız bir alıĢkanlık haline geldi. YaĢadığımız Ģu aylar Gelir ve Kurumlar vergisi beyannamelerinin verilmesi zamanı. Birkaç ay sonra meslek gruplarının yıllık ortalama kazançları ile ödedikleri Ortalama Gelir ve Kurumlar vergilerine ait listeler yer alacaktır. Bu listeler incelendiğinde değiĢen bir durum olmadığı herhalde görülecektir. 12 ĠĢte size önceki yıllarda da sıkça rastladığımız , basında yer alan iki haber baĢlığı, - 4,5 milyon kiĢinin KayıtdıĢı Ġstihdam faturası 16,1 milyar YTL. yi buluyor. - Teknolojik denetime ağırlık veren Gelir Ġdaresi 909 naylon faturacının 4 bin 423 Ģirket Üzerinden 1,2 milyar YTL. tutarında sahte belgeyi ekonomiye enjekte ettiğini belirledi. Birinci haberdeki “kayıt dıĢı” haberinin tutarını kimin ve hangi denklemle YTL. hesapladığını bilmemekle birlikte , nerede 50‟sini bulan vergi ve prim giderlerinin bu kaynağı olduğunu tahmin edebilmek için de ve yüksek istatistik bilmek gerekmiyor. miktar ve parasal cinsinden tutarını ise ücretin yüzde çarpıklığın baĢlıca yüksek matematik Birkaç kiĢi ile dertleĢtiğiniz de, kayıt dıĢı istihdam ile ilgili ilk bilgilere ulaĢabiliyor-sunuz Hatta, pek çok kayıt içi istihdamda da kayıt dıĢılığın mevcudiyetini öğrenmek zor değil, sorunuza karĢılık “Aslında 1000YTL. alıyorum ama patron bordrodaki asgari ücretten gösteriyor. Sigortalı olmada bir kaybımda yok” cevabını alıyorsunuz. KiĢi günü kurtarmaya önem verdiğinden gelecekteki emekli aylığının seviyesini henüz dikkate alamıyor. Ücretteki bu farkı muhasebeleĢtiremeyen iĢ sahibi bu miktarı ya naylon fatura ile ya da satıĢları noksan gösterme v.s. ile kapatabiliyor. Bir kısım insanın paraya, para kazanmaya karĢı zayıflığı ve amacına ulaĢabilmek için kuraldıĢı yollara baĢvurmaktan çekinmediği bir sır değildir. Her ne kadar vergi Dairelerinin duvarlarına yazılan “VergilendirilmiĢ Kazanç Kutsaldır.” Gibi sloganlar bir gerçeği ifade etse de, bu sloganı okuyan vergi mükellefinin bu slogandan ilham alarak vergi beyannamesindeki miktarı hazine lehine değiĢtirdiği yani gerçek kazancını beyan etmeye kalkıĢtığı da görülmemiĢ ve duyulmamıĢtır. 13 Pek çok meselede olduğu gibi burada da denetim önemlidir.Ama, denetimi belli sayıdaki denetim elemanından beklemek de doğru değildir. Senelerce önce bir hesaplama yapmıĢtım: Her seviyedeki denetim elemanın, bir iĢletmenin bir yıllık hesabını ortalama bir haftada denetleyebildiğini varsaydığımda, Türkiye‟deki her mükellefe ancak 21 yılda bir sıra geldiğini bulmuĢtum. Buradan da Ģu sonuca ulaĢmıĢtım; Türkiye‟de denetlenmemek esas, denetlenmek istisnadır. Böyle bir sonuca Ģöyle bir çözüm üretilebilir: Denetim elemanlarının sayısı artırılsın. Bu çözüm teori de doğru olmakla birlikte uygulamada ters sonuçlar verebilmektedir. Çünkü, denetim sonuçlarının getirisi olduğu gibi, denetimin maliyeti de vardır. Ama sadece maliyet karĢılaĢtırmasına dayalı bir denetim kadrosu oluĢturmanın da isabetli bir karar olacağı kanaatinde değilim. Bu takdirde baĢımızı iki elimizin arasına alıp, pop Ģarkıcısı Kayahan gibi “Ben nerede yanlıĢ yaptım” demenin zamanının çoktan geçtiğini idrak etmemiz gerekiyor. Vaktiyle ABD de lisansüstü çalıĢmalarımı yaptığım sırada bir husus dikkatimi çekmiĢti. Ġnsanlar “VatandaĢ” kelimesinden çok “Vergi mükellefi”kelimesini kullanmaktaydılar.Bence bunun anlamı “Devlet, benim ödediğim vergilerle hizmet verebiliyor”idi.Bu yargının sonucu da “Ne kadar çok vergi ödenirse, o kadar çok hizmet alınır”olacaktır. Ama, çevremizde ancak kaçıramadığı kadarının vergisini vermek zorunda kalan kazanç sahiplerinin, hastane, yol , okul v.s. noksanlığından Ģikayet ettiklerini duyarız. Ama “Bu saydığın noksanlıklar hangi parayla karĢılanacaktır?” sorumuzun cevabını alamadığımız gibi “Bu hizmetlerin sağlanmasındaki vergi katkın da gerçeği yansıtıyor mu? Sorusu da cevapsız kalacaktır. Çare yok mu? Olmaz olur mu? Zaman zaman tekrarladığıma bir kez de burada yer vermeliyim: Yapamıyorsan taklit et. 14 Yani yukarıda sözünü ettiğim resmi denetim elemanlarının yanında, aslında iki denetim grubu da bulunmaktadır.Batı‟da en az resmi denetim elemanları kadar aĢağıda belirttiklerim de yetki ve sorumluluk sahibi kılınarak denetim fonksiyonuna destek olabilecek biçimde görevlerini yürütmektedirler. a) Yetkilerini yasalardan alan Yeminli Mali MüĢavirler ve unvanları derecelendirmiĢ olan Mali MüĢavirler . b) Tüketiciler yani vatandaĢlar. Bilindiği gibi Yeminli Mali MüĢavirlerin, Muhasebeci ve Mali MüĢavirlerin yasal haklara kavuĢturulması çalıĢmaları 1950‟lerin ilk yıllarında baĢlatılmıĢ olmasına rağmen 15 yıl kadar önce sonuçlandırıldığı gibi, o günden bu yana da çeĢitli vesilelerle bu yetkiler daraltılarak kuĢa çevrilmiĢtir. Bu geriletmenin nasıl ve ne biçimde gerçekleĢtirildiğine Ģimdilik bu yazımda yer vermeyi uygun bulmamaktayım. Ama, bu yazımı okuyan ilgililerin bu daralmayı bizzat yaĢayarak gördükleri de bilinmektedir. Bunların üstünde , esas ve en yaygın denetim elemanı, tüketiciler olmaktadır. Aileden baĢlayarak her kademe eğitimdeki insanlara bir denetim elemanı ruhu aĢılanmamıĢsa sonucu ulaĢmak zordur.VatandaĢ harcadığı her kuruĢun vergilendirmede etkinliğini takip etmediği takdirde , resmi görevli bir miktar denetim elemanın kayıp ve kaçağın üstesinden gelmede tam baĢarılı olacağı düĢünülmemelidir. Tam bu satırların yazıldığı gün, okul servislerine binen öğrencilerin servis için ne kadar ödedikleri, fatura alıp almadıklarının vergi memurları tarafından incelendiği haberi basında yer aldı. Tabii olarak incelemeye alınması gerekenler sadece okul servisleri değildir. Mesela, a) Hasta rolüne girip özel muayenehaneden çıkarken doktor sekreterinin makbuz verip vermediğini hemen öğrenebildiğiniz gibi, randevu defteri ile makbuzları karĢılaĢtırarak kaçağı bulmak zor olmayacaktır. b) Bir gayrimenkul alıcısı rolünü üstlenip Tapu dairesinin kapısına gidilinceye kadar satıĢ değeri ile tapuya kayıt değeri arasındaki farkı daha yolda öğrenebilirsiniz. 15 c) Ayırt etmeye gerek yok. Hemen bütün meslek, ticaret, sanayi kollarında faaliyet gösterenlerle alıĢveriĢ iliĢkisine girilmesinin sonucunda vergi kaçağının kaynaklarını ve boyutlarını öğrenebilmek zor değildir. KuĢkusuz bütün sorumluluğu denetime yüklemek de haksızlık olur. Buca‟daki küçük bir pazar yerinde sattığı 10-15 yumurta için bile istenilmeden fiĢini veren yumurtacı bütün vergi mükelleflerine örnek olmalıdır. ÇeĢitli vesilelerle gittiğim Batı ülkelerinde yaptığım her alıĢveriĢ için istememe gerek kalmaksızın satıĢ fiĢim bana veriliyordu. Bu alıĢkanlığa kavuĢabilmek için Batılı olmanın gereği yok. Medeni olmak yeter de artar bile. Not ( 1 ) : “iyi kimse lafının üzerine gelir” misali yazımızın tam burasına geldiğimizde Medya‟da 2006 yılı gelir vergisi beyanlarına ait tablolar yayımlandı. “ġark cephesinde değiĢen bir Ģey yok” Ayrıntılara girmeye gerek görmeden sadece iki gazetemizin bir cümlesini buraya almakla yetiniyorum. “Türkiye‟de vergi çarpıklığı bir türlü düzeltilmiyor. ĠĢci ve memurun vergi yükü milyarlarla oynayan zengin tüccarların üstünde seyrediyor. ( Bugün Gazetesi” 19 Mart 2007) Vergiyi iĢci-memur ödüyor. Ağlayan hep esnaf oluyor. ( Sabah 19.Mart .2007) Uzun lafın kısası: Ne vergi vermeyi, ne de vergi toplamayı seviyoruz. Bordro mahkumları da olmasa Devlet bütçesi ne hale gelir, düĢünmek bile istemiyorum.Zaten iĢçi ve memur da vergi ödeyen değil, parası eline geçmeden vergileri kesilen kimseler olarak düĢünmeliyiz. Bu kimseleri de beyan esasına göre vergisini ödeyenler durumuna dönüĢtürsek manzara çok daha vahim olacaktır. Not ( 2 ) Galiba bu yazım gazetelerde yer alan pehlivan hikayelerine benzeyecek ve sonun ne zaman geleceği belli olamayacak. ġimdi de Ġktisadi Kalkınma Vakfının 15-28 ġubat 2007 dönemini kapsayan Bülteni elime ulaĢtı. Bültenin daha ilk bölümünde “Mali Kontrol Faslında Müzakerelerin BaĢlaması Ġçin Ġlk Adım Atıldı” baĢlığından sonra “AB müktesebatına uyum stratejisini sunması ve kara parayla mücadelede eylem planı hazırlanmasını içeriyor” ifadesi yer almakta. 16 Ayrıntısına girmeden Ģu hususu kısaca belirtmeliyim: Müzakerelerin herhangi bir açılıĢ kriteri belirlenmiĢ olsa da, müzakere masasına oturulduktan sonra Vergi Kanunları , Vergi Oranları , tahsilatı , kimlerin vergi mükellefi olduğu v.s. gibi bütün hususların sunumları yapılacak ve uyumun nasıl ve ne zaman gerçekleĢtirileceğinin bilgileri verilecek. Böylece, bu masadan müzakereleri tamamlayarak kalkabilmek için kısa zamanda yapılması gereken pek çok yeni düzenleme olduğu gibi, bu düzenlemelerin kağıt üzerinde kalmaması etkin bir uygulamanın yapılması da gerekmektedir. 17 GÜNDEMĠ DEĞĠġTĠRME GEREĞĠ Temel SavaĢ Vergi Denetmeni Vergicilik arap saçına döndü, birbiriyle bağlantısız kanun maddeleri… Her kanun maddesi kendini diğer maddelerden soyutlamıĢ, adeta isyan etmiĢ, özgürlüğünü ilan etmiĢ. Bu karmaĢa içinde tutsak olmuĢ mali müĢavirler, yeminli mali müĢavirler, maliyeciler… Bir Ģeyi çözdüğünüzü zannedersiniz, biraz sonra bir aykırılık bir baĢka maddede kendini gösterir; iĢin iĢinden sıyrılmak oldukça zordur. Bu iĢin mevzuat yönü ile ilgili bir sıkıntıdır. Hepimizin yoğun iĢleri var. Gün baĢladığında çalıĢmaya baĢlıyoruz, geç vakitlere kadar dünya güzelliklerinden vazgeçiyoruz, ailemize, çocuklarımıza, sevdiklerimize, ayırmamız gereken zamandan fedakarlık ederek çalıĢıyoruz. Diğer taraftan bir baĢka tehlike de kendini göstermekte: Hırs! Kazanma hırsı, daha fazla kazanmak, daha daha kazanmak. HoĢgörüden uzak bir yaĢam. Yalnızca kendini düĢünerek yaĢamak. Einstein, “Ġnsan alçaklığının sınırı yoktur” demiĢ. Ben yine de böyle düĢünenlerden olmak istemiyorum. Hayat çok kısa, yaĢam sınırlı. Bizim dıĢımızda da yaĢayan bir sürü insan var. Onların da istekleri, duyguları, mutlu olabilme özlemleri var. Bir köle olarak dünyaya gelen Epiktetos‟un belirttiği gibi, “Hayat, bir ziyafetten baĢka bir Ģey değildir. Yemek ne kadar sürmüĢse, ziyafet orada biter. Kolun bu sofrada nereye kadar uzanmıĢsa, nasibin o kadardır. Bütün sofraya gelenleri değil, yalnız önüne uzatılan tabaktan kendi hisseni iste.” yetinmeyi bilmek çok önemlidir. Zaman zaman insan kendini sorgulamayı bilmeli, özeleĢtiri yapabilmeli. YaĢam denen Ģu kısacık canlı aralıkta, dıĢımızdaki insanlar için de iyi Ģeyler düĢünmek, bu düĢünceyi eyleme sokabilmek doğru olmazmıydı. 21. yüzyılda insanlık, derinliği olmayan, sığ bir tüketici kimliğine sahip. Dünyadaki teknolojik geliĢme, yalnızca makinelerdeki geliĢmeyi anlatıyor. Etik geliĢmeyi bize beraberinde sunmuyor. Gerçek, samimi insanlık hikayeleri ile ilgilenenlerin sayısı artık bir elin parmakları gibi. 18 Siyasilerin zaman zaman yaptığı gibi gündemi değiĢtirmek gerekiyor. Sizi düĢünmeye, bir düĢünce oyununa davet ediyorum. Gelin bugün hırslarımızdan, doymak bilmez arzularımızdan vazgeçelim, uzaklaĢalım. Hırslı insanı ben “Uygun olmayan bir yolda yüksek süratle otomobil kullanan, önüne çıkan herkesi; dost, yabancı demeden ezip geçen bir insana.” benzetiyorum. Bu sürat bir gün, bir baĢka Ģekilde de olsa, ona da zarar verecek, o da ezilmekten kurtulamayacaktır. Hırs ve güç insanı olumsuz yönde değiĢti rir. ÇalıĢkanlığı hırsla değil de, azimle örtüĢtürmek daha doğru olmaz mı? Ġnsanoğlunun yaĢamında sürekli oynadığı bir oyun vardır. Sürekli daha fazlasını kazanmak, gereksinimlerinden fazlasını elde etmek. Gün gelir, yaĢamın sonuna gelinmiĢ, kazandıklarını harcayamadan yaĢam sona ermiĢtir. Kazanma hırsı ile ilgili alıĢkanlıkları almıĢ baĢını gitmiĢ; ailelerine, çevrelerine, diğer insanlara ayıracakları zamandan çalmıĢlardır. Mal mülkün, yaĢamın akıĢı içindeki değerleri hiçtir. Doğru ve asıl olan dostluklardır. YaĢanan süreçte kötü gün dostlarını zaten kaybetmiĢlerdir. Kendisinden menfaat temin etme çabasında olan iyi gün dostları da, süreç sonunda menfaatleri bittiği için onları terk edeceklerdir. Gerçek dostluklar salt duygusallık temeli üzerine oturursa kalıcı ve doğru olur. KiĢisel çıkarlar veya baĢka nedenler üzerine oluĢturulan dostluklar, bitmeye mahkumdur. Zira çıkar iliĢkisi bittiğinde, doğal olarak dostluk ta bitecektir. Bu olsa olsa bir ortak çıkar için hedefte birlikte yürümedir. Niçin dostların sayısı hep azdır. Gün gelir, muhakkak insanlar çıkar iliĢkisini ön plana çıkarırlar, dostluğun değerini dıĢlayabilirler, iĢte o zaman bu kavram en azından zedelenecektir. Zaman içinde de yitip, gidecektir. Kariyer sahibi olabilmek, bir kurumun baĢında olabilmek, belirli konularda söz sahibi olabilmek, gelir durumunun iyi olması çok önemli midir? Tabi ki önemlidir. Peki; bu özelliklere sahip olabilmek, insanın, insan olabilme özelliklerini yitirmesine sebep olmalı mı? Ġnsan ömrü o kadar kısa ki, insan olmanın faziletlerini yitirmenin ona ne gibi yararı olabilir? Vermek; insanlara sürekli bir Ģeyler vermek, sevgi dolu olmak, ne güzel bir duygudur. Güzel insanları tanımak ve onlara gerekli değeri vermek lazım. Ġnsan ancak büyük, güzel insanları tanırsa hala vaktin geçmediğini, doğru olanı yakalayabileceğini hisseder. Ancak o insanları bulmak zordur. Onlar kıyı da, köĢe de, kenarda beklerler, sayıları her geçen gün azalmaktadır. 19 Canlılar içinde insanın diğerlerinden farkı; geliĢmiĢ beynidir. Tarih içinde Ġnsanoğlu bu farkı da daima kendi bireysel yararı için kullanmıĢtır. Bu kullanım sadece diğer canlılara değil, toplumsal anlamda insanoğluna da zarar vermiĢtir. Yine de; yukarıda belirttiğimiz gibi toplumumuz da, bu kadar çok olumsuzluğun yanında, sayıları az olan duyarlı, çeliĢkilerini yaĢamaktan korkan, olayları objektif değerlendirmeye çalıĢan bir kesim var. GeliĢmiĢ beyni ile insanın, bu avantajını tüm canlılar yararına kullanma gibi bir sorumluluğu olduğunu, bunu baĢarabilmesi halinde ise, tüm dünyanın daha yaĢanası, daha güzel bir yer olacağını düĢünüyorum. DüĢünebilen insan, öncelikle kendi içinde tutarlı, kendine saygılı, kendine eleĢtirel bakabilen biri olmalıdır. Birey; öz güveninin oluĢturulması yanında, kendisi ile ilgili öz saygıyı da yaĢama geçirmede ilkeli olmalıdır. Bunu baĢardığı ölçüde ise; çevresine, içinde yaĢadığı topluma örnek olabilecektir. Ġnsan, kendi içinde tutarlı nasıl olabilir? Ġnsanın baĢta, her Ģeyden önce objektif insani kuralları olmalıdır. Bunu baĢarmak için ise; nitelikli bir düĢünce yapısını oluĢturabilecek, mükemmel beyne sahip olduğumuzu bilmemiz, diğer canlılardan farkımız olan bu ayrıcalığı ise, tüm canlıların lehine kullanmayı istemeyi arzu etmemizle mümkün olacaktır. Her Ģeyden önce insan olmanın sorumluluğunu bilenlerin, doğruluğu genel kabul görmüĢ, objektif genel doğruları olmalıdır. (Dürüstlük, canlı sevgisi, toplumcu düĢünce v.b. değerler ) YaĢamımızda baĢka insanlardan üstün olmak için mücadele içinde olmak yanlıĢtır. Olması gereken; bir önceki halimizden daha üstün bir hale gelmek için çaba göstermemizdir. Aydın insanlar baĢkalarına öykünmemeli kendilerinin önceki hallerini aĢmaya çalıĢmalıdırlar. Bir baĢka ifadeyle insanın kendisi ile yarıĢması doğru olacaktır. Robin S. Sharma “Ferrarisini Satan Bilge” kitabında bir öykü anlatır. “ Çocuk akĢam uyumayı beklerken babası her gün odaya girer, ona gün boyu hangi iyi Ģeyleri yaptığını sorarmıĢ, çocuk hiçbir Ģey yapmadığını söylerse, babası ondan kalkmasını, uyumadan önce sevecenlikle ve karĢılık gözetmeksizin bir iyilik yapmasını istermiĢ. YaĢamında kaç adet evinin, kaç adet otomobilinin veya servetinin olması önemli değildir. YaĢam kaliten yaptığın katkıyla belirlenecektir. 20 Üzerinde durmadan iyilik yapma alıĢkanlığını edinenlerin yaĢamları daha bir anlam kazanacak, zenginlikleri o derece artacaktır. Kendimizi salt birey olarak görmekten vazgeçip, toplumun parçası olarak görmeliyiz.” Yine Sharma aynı kitabında Kral Midas‟ın öyküsünden bahsetmektedir. “ Adam altın’ı o kadar çok seviyormuĢ ki, dokunduğu her Ģeyin altın’a dönüĢmesi için dua etmiĢ. Duaları kabul olduğunda çok sevinmiĢ. Mutluluğu, yemekleri de altın’a dönüĢüp aç kalıncaya kadar sürmüĢ.” Yazımı Hintlilerin bir özdeyiĢi ile bitirmek istiyorum.“ Doğduğumuzda dünya sevinene dek ağlarız. Öldüğümüzde biz mutlu iken ise dünya ağlamalı.” Kalıcı olan bu dünyada anlamlı yaĢayabilmek, yalnızca kendimizin olmadığını, duyguları olan, yaĢam savaĢı veren baĢka insanların da var olduğunu unutmamak, arkamızdan iyi bir insandı dedirtebilmek. Yarın yine kendi iĢlerimizle, vergicilikle boğuĢma günü. 21 ZEKA VE AHLAK ÖZÜRLÜ DÜZENEK : TÜRK VERGĠ SĠSTEMĠ Dr. Mustafa Yuluğ Yeminli Mali MüĢavir Vergi sistemlerinin kamu geliri yaratmak yanında gelir dağılımını değiĢtirmekten üretim, tüketim, yatırım ve istihdam tercihlerini etkilemeye kadar uzanan çeĢitli iĢlevleri vardır. Vergi düzenleri kurulup geliĢtirilirken bütün bu değiĢkenlerin modeller aracılığıyla değerlendirilmesi gerekir. Oysa Ülkemizde vergi yasaları masa baĢında 'mevzuat bilir ' kiĢilerce hazırlanıp değiĢtirilir. Böyle bir durumun da yaĢamı boyunca küçük binalar yapmıĢ bir teknisyenden teknoloji geliĢtirme makro planı hazırlamasını istemekten pek farkı yoktur. Geçenlerde bir gazetede okudum.Vergilemeye iliĢkin bilimsel strateji oluĢturmak için enstitü kuruluyormuĢ. Böylece vergi politikaları ve yasalarının ekonomiye etkileri önceden ölçülecekmiĢ.Buyönde bilimsel araĢtırma ekipleri oluĢturulacakmıĢ (Referans Gazetesi 27 Ģubat 2007 ). Bütün bu zorunlu bilimsel çalıĢmalara, Ģimdiye dek, ne Hükümetler ve ne de Üniversitelerce el sürülmemiĢ olduğu pek güzel vurgulanmıĢ oluyor. Hep söylüyorum. Bizim kuĢak üniversite öğrenimi görememiĢtir. Bir büyük matematikçimizin de belirttiği gibi hepimiz yüksek orta okullardan mezun olduk. Vergi alanında bildiğimiz tek konu dolaylı vergilerin adaletsiz, dolaysız vergilerin adil olduğuydu. Sonradan daha bir üniversiteye benzeyen yurt dıĢı kurumlarda okurken güçlü gruplarca ve fiyatlandırma yoluyla dolaysız vergilerin de ileri ve geriye doğru yansıtıldığını öğrendik. Örneğin ABD'nde büyük Ģirketlerin en çok iki yıl içinde dolaysız vergilerin tümünü halka yüklediklerini araĢtırmalar ortaya koymuĢ. Bütün artan oranlı vergilerin gelir ve servet dağılımını düzeltmekten çok, daha da bozduğu ortada. Yüksek gelir grupları ya yansıtıyor ya da sistemin içine onlar için konan delikler aracılığıyla sıvıĢıyor. Bunun sonucunda Dünyada bir önceki yıl 793 olan dolar milyarderi sayısı geçen yıl 946'ya yükselmiĢ. Yoksulluk ve iĢsizlik pençesinde kıvranan Ülkemizden de 25 kadar mutlu kiĢi bu listeye girmiĢ. Ne kıvanç verici olgu, değil mi... 22 Dolaylı, dolaysız vergiler ile yansıtılma durumu bir arada ele alındığında bütünüyle tersine artan oranlı bir vergi uygulaması ortaya çıkacaktır, kanısındayım. BaĢka deyiĢle, az kazanan çok, çok kazanan az vergi veriyor Ülkemizde. Öte yandan, iyi bir vergi uygulaması her Ģeyden önce ahlaklı ve bilgili bir kamu yönetiminin varlığını gerektirir. Ġstanbul'daki binalarının üçte ikisinin kaçak yapıldığı, hatta ve hatta kaçak otellerin bile inĢa edilebildiği, hazine arazilerinin herkesin gözü önünde mafya tarafından pazarlandığı bir yerde vergi gibi çok daha karıĢık bir uygulama acaba kimler tarafından yapılacak... Kayıt dıĢılıktan yakınan sorumlulara demezmiyiz : Sen önce rüĢvet ve yolsuzluğu önle, Ģimdiye kadarki rüĢvet, yolsuzluk, ayrıca da uyuĢturucu ve kadın ticareti, hırsızlık, mafya vb gelirlerini zaman aĢımını da kaldırarak vergile de sonra konuĢalım... Vergi konusunun bir öteki yüzü de kamu giderleri. Acaba Ülkemizde kaç ihale yolsuzluk kokusu tüttürmeden yapılabiliyor...Kaç kamu inĢaatı hafif bir depremden hasarsız kurtulabiliyor... Maddi ve manevi çıkar gözetmeksizin görevini halkı için hakkıyla yapan acaba kaç kamu, kooperatif, sendika, birlik, dernek, parti ve hatta apartman yöneticimiz var... Sorumlularımızın sorumluluğu konusunu da bir fıkrayla açıklayıp iĢimizi tamamlayalım...Görme özürlü yurttaĢlarımızdan biri dilenirken 'On iki çocuğum var, yardım edin' diye sesleniyormuĢ. Oradan geçen bir baĢka yurttaĢ sormuĢ : ' Bu halinle neden bu kadar çocuk yaptın... ' diye. Yanıt :'Abi, benim ne yaptığımı gördüğüm var mı...' 23 "UFRS" FURYASI MI? RANTĠYE KAPISI MI? Prof. Dr. Recep PEKDEMĠR Uluslararası Finansal Raporlama Dersini gerçekleĢtiriyordum. Bu derste, dersi alan öğrencilerin her biri IASB Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayınlanan standartlardan biri ile ilgili bir çalıĢma yaparak, bu çalıĢmayı sınıfta bulunan diğer öğrencilerle paylaĢma yöntemi uygulanıyordu. Öğrencilerden biri, 2007 yılı baĢından itibaren irili ufaklı bütün iĢletmelerin Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına uyumlu finansal raporlama yapmasının zorunlu olduğundan söz ediyordu ve buradaki zorunluluğu Türk Ticaret Kanunu'nda yapılan değiĢiklikten bahsederek vurgulama yapıyordu. Birden düĢündüm, acaba ben mi atlamıĢtım? Oysa bildiğim kadarıyla Türk Ticaret Kanunu'ndaki beklenen değiĢiklikler henüz kesinleĢmemiĢti ve böyle bir zorunluluk da yoktu. Sonra söz konusu öğrenci ile yaptığımız karĢılıklı söyleĢi sonunda Ģöyle bir durum ortaya çıkmıĢtı: Söz konusu öğrencinin yararlandığı kaynaklarda durum böyle belirtilmiĢti. Bir grup kaynakta konuyla ilgilenenler, Türk Ticaret Kanunu'ndaki olası değiĢiklikleri yasalaĢmıĢ gibi gösteriyor ve topluma böyle aktarıyordu. Diğer bazı kaynaklarda ise TMSK Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından çeĢitli tarihlerdeki Resmi Gazetelerde yayınlanan Türkiye Muhasebe Standartları ile Türkiye Finansal Raporlama Standartlarının 2007 yılı baĢından itibaren tüm iĢletmelerce zorunlu olarak dikkate alınacağından bahsediyordu. Bu çalıĢmada iĢin doğrusunun ne olduğu konusunda bazı düĢüncelere yer verilecek, gerçekten ülkemizdeki tüm iĢletmeleri kapsayan yasal bir zorunluluk söz konusu mudur, yoksa bazı kesimler bu konuyu, acaba bir rant kapısı mı yapmaktadır, gibi sorulara yanıt aranacaktır. II - ENFLASYON DÜZELTMESĠNĠ HATIRLAYALIM Enflasyon muhasebesi diye diye, nihayet 5024 sayılı Enflasyon Düzeltmesi Kanunu'nu 2003 yılının sonunda çıkardık ve 2004 yılında uygulamaya koyduk. Bunu ülke olarak niçin gerçekleĢtirdik? Çünkü bu konu son yıllarda çeĢitli kesimlerce sıkça söz edildi ve 2004 yılından önce bazı kesimlerce özlemle (!) beklendi, bunların sonunda "enflasyon muhasebesi" uygulamaları bilindiği gibi 2004 yılı boyunca etkili oldu. Böylece bazı kesimler çok istedikleri "enflasyon muhasebesi"ni sonunda kavuĢmuĢ ve uygulamıĢ oldular. 24 Ancak öyle bir enflasyon muhasebesine kavuĢtular ki, kavuĢtukları "acaba bekledikleri miydi" veya "getirilen düzenleme beklenen düzenleme miydi" doğrusu bunu ben de Ģahsen henüz anlamıĢ değilim. Genel olarak bir düĢünelim, iĢ dünyasını etkileyen yasal bir değiĢiklik, her zaman bazı kesimler için kazanç, bazı kesimler için kayıp anlamına gelebilmektedir. Bu doğrultuda, 5024 sayılı yasal düzenlemeyle birlikte rant elde eden çeĢitli kesimlerin olmadığını öne sürmek mümkün değildir. Örneğin yazılım firmaları, iĢletme uygulamalarını etkileyebilecek herhangi bir yasal değiĢiklik, onlar için bir nimet kapısı değil midir?. Hemen sürüm güncelleme veya versiyon atlatma gibi konular gündeme gelir ve en basit bir güncelleme yaklaĢık en az 1.000 YTL veya 1 Milyar TL gibi bir yük getirir. Bu kapsamda 500.000 vergi mükellefinin olabileceği varsayıldığında, bu konuda oluĢabilecek potansiyel rant miktarı 500 Milyon YTL veya 500 Trilyon TL olabilmektedir. Ayrıca, yazılımları bünyelerinde geliĢtirilen firmaların yapacakları harcamalar bu tutara dahil değildir. Kitap ve dergi basım evleri ve yayın evleri, bu konudan nasibini alan diğer kesimleri oluĢturabilmektedir. Gerek 5024 sayılı yasal düzenleme olsun, gerek diğer yasal düzenlemelerde olsun, kalın veya ince az sayfalı veya çok sayfalı makale ve kitaplar piyasayı doldurmuĢtur. Hatta bunlardan bazıları konuyla dolaylı ilgisini kurarak, Uluslar arası Muhasebe Standartlan'ndaki, hatta geliĢmiĢ diğer ülkelerdeki durumu da ekleyerek daha kapsamlı çalıĢmalar ortaya koyabilmiĢlerdir, böylece elde edilen rant miktarının tutarı yükseltilebilmiĢtir. Doğal olarak, bu eserlerin ortaya çıkmasında telif hakları da oluĢmuĢ rantların kapsamında yer almıĢtır. Bir kitap için ortalama 30 Milyon TL harcandığı ve 500.000 vergi mükellefinin olabileceği varsayıldığında, en azından KDV hariç 15 Trilyon TL gibi bir rantın oluĢması muhtemel olmuĢtur. Benzer Ģekilde, çeĢitli eğitim ve seminer çalıĢmaları ile ilgili bir piyasa da oluĢmuĢtur. Ortalama bir günlük seminer bedeli KDV hariç 300 Milyon TL'dir. 500.000 vergi mükellefinden bir kiĢinin bu seminerlere katıldığı varsayıldığında, bu konuda oluĢan muhtemel rant miktarı 150 Trilyon TL olabilecektir. KuĢkusuz değiĢiklikler karĢısında bilgi birikimlerinin yazılı, sözlü veya teknolojik olarak değerlendirilip, birikim sahiplerinin kazanç elde etmesi çeĢitli kesimler tarafından normal karĢılanabilir. 25 Ancak, bu olası pastadan pay almak isteyen ve söz konusu yasal düzenlemenin kesinleĢmesinde katkısı olan kamu görevlilerinin ortaya çıkması durumunda, toplum bunları nasıl karĢılar? Bu Ģekildeki bir yaklaĢım, toplumsal iĢ ahlakına ne derece uygun olabilir? III - "UFRS" YENĠ BĠR RANT KAPISI MI? Üzülerek belirtmeliyim ki, Enflasyon Düzeltmesi ile ilgili olarak 2004 yılında oynanan rant elde etme oyunları, gözlemlerime göre, Ģimdilerde UFRS adı altında yeniden sahnelenmeye baĢlandı. Nasıl mı? a) Öncelikle bu konuyu bir rant aracı olarak kullanmak isteyen kesimler, UFRS'nı ülkemiz iĢletmelerine ve konuyla uzaktan veya yakından ilgisi olan kesimlere, bir "zorunluluk" olarak aktarmaya baĢladı. konularda eğitim semineri benzeri çalıĢmalar yapmaya baĢladı. c) Bilen ya da bilmeyen bu konularda kitap, makale vb çalıĢmaları ortaya koymaya baĢladı. d) Bilen ya da bilmeyen bu konularda özellikle küçük ve orta ölçekli iĢletmelerde alternatif finansal raporlama hizmetleri adı altında hizmet vermeye baĢladı. e) Yazılım firmaları, iĢletmecilik ile ilgili yazılımlarının UFRS konularına uyumlu olduğunu öne sürmeye baĢladı ve bazıları konuyla ilgili versiyon çalıĢmalarını çok sıkı bir Ģekilde yürütmeye baĢladı. Tüm bunlar, benim kiĢisel olarak edindiğim izlenimlerim ve gözlemlerimdir. Bilenlerin, konu ile ilgili seminer yapmasına, kitap, makale vb yayınlamasına, iĢletmelere alternatif raporlama hizmeti vermesi asla bir sözüm olamaz. Tabii ki sahip oldukları bilgilerin ve deneyimlerin, baĢkalarına çeĢitli yollarla ve bedeli mukabili aktarılmasına oldukça saygılıyım. Sözüm konu ile ilgili tam bilgiye sahip olmadan konu ile ilgili ahkam kesenlere. Yine sözüm, bilenlerin konuyu, kötüye kullanmalarına, yani rant kapısı haline getirmeye çalıĢanlara. Geçtiğimiz günlerde ülkemizde istanbul Sanayi Odasının büyüklük sıralamasında ilk binde yer alan bir Ģirketi mizin, yine büyük denetim ve muhasebe firmaları arasında yer alan biri tarafından hazırlanmıĢ UFRS uyumlu finansal raporlarına rastladım ve çok ĢaĢırdım. Söz konusu UFRS'na dönüĢtürüldüğü iddia edilen raporlama setinde yer alan Gelir Tablosunda Reeskont Faiz Gideri ve Reeskont Faiz Geliri Hesapları raporlanmıĢtı. Oysa, hatırladığım kadarıyla ve 18 no.lu UMS ve TMS'den anladığım kadarıyla, bu unsurların UFRS'na uyumlu 26 finansal raporlama kapsamında yer almaması gerektiğiydi, (inanıyorum ki, konuyu bildiğini iddia eden kesimler, benim bu konuyu bilmediğimi ya da yanlıĢ bildiğimi de öne süreceklerdir.) Bu konuda bir sonuca varılacak olursa, çeĢitli kesimlerce UFRS, sanki bir rant kapısı gibi kullanılmaktadır. IV - KISACA IASC, IASB, UMS, UFRS, TMSK, TMS ve TFRS IASC International Accounting Standards Committee1, Uluslar arası Muhasebe Standartları Komitesi 1973 yılında ülkelerin muhasebe meslek örgütleri tarafından kurulmuĢ ve ilk toplantısı 29 Haziran 1973 tarihinde Londra'da gerçekleĢtirmiĢtir. Uluslar arası Muhasebe Standartları Komitesi 1973 yılından 2001 yılına kadar bu statüde hizmet vermiĢ ve Uluslar arası Muhasebe Standartlarını yayınlamıĢtır. Bu komite, 2001 yılı baĢından itibaren IASB International Accounting Standards Board Uluslar arası Muhasebe Standartları Kurulu'na dönüĢtürülmüĢtür. lASC'nin Haziran 1973'te kurulmasında Ģu ülkelerin muhasebe meslek örgütleri rol almıĢtır: Avustralya, Kanada, Fransa, Almanya, Japonya, Meksika, Hollanda, ingiltere, irlanda ve ABD. IFAC International Federation of Ac-countants Uluslar arası Muhasebeciler Federasyonu 1977 yılında kurulmuĢ ve 1981 yılında IFAC ve IASC bir anlaĢma imzalayarak, lASC'nin uluslar arası muhasebe standartları hazırlama ve yayınlama konusunda tam yetkili olduğu belirtilmiĢtir. Yine bu anlaĢma ile birlikte IFAC'ın üyeleri aynı zamanda lASC'nin üyeleri durumuna gelmiĢtir. Ancak bu üyelik durumu Mayıs 2000'de sona ermiĢtir. Çünkü IASC, Mayıs 2000'den sonra yeni bir yapılanmaya gitmiĢtir. Bu tarihten sonra IASC bir vakıf statüsüne dönüĢmüĢtür. IASC Vakfı 2, IASB Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu üzerinde ba ğımsız bir kurum olarak faaliyetini sürdürmektedir. 2001 yılı baĢından itibaren IASB, toplum çıkarlarının korunması doğrultusunda, Ģeffaf, karĢılaĢtırabilir, küresel bir Ģekilde uygulanabilen, yüksek düzeyli, anlaĢılabilir finansal raporlamanın gerçekleĢtirilmesine hizmet edecek standartların geliĢtirilmesi ve yayınlanması Ģeklinde hizmet vermektedir. Sonuç olarak, bu kurum ve kuruluĢlar tarafından yayınlanmakta olan önceli IAS International Accounting Standards UMS Uluslar arası Muhasebe Standartları olarak adlandırılan, sonraları IFRS International Financial Reporting Standards UFRS Uluslar arası Finansal Raporlama Standartları olarak adlandırılan standartları hazırlayıp yayınlamaya devam etmiĢtir. Diğer taraftan bu geliĢmelere paralel olarak ülkemizde ortaya çıkan durum ise Ģöyledir. Önceleri, TÛRMOB Türkiye Serbest Muhasebeci Mali MüĢavir Odaları ve Yeminli Mali MüĢavirler Odaları Birliği Yönetim Kurulu Kararı ile oluĢturulan TMUDESK 27 Türkiye Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu tarafından yayınlanan TMS Türkiye Muhasebe Standartları söz konusu idi. Sonraları ise devreye Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu girdi. Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu 3, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa 15.12.1999 gün ve 4487 sayılı Kanunla eklenen Ek-1'inci maddede öngörülen görevleri yerine getirmek üzere kanunla kuruldu ve idari ve mali özerkliğe sahip olan bir kamu tüzel kiĢiliği haline getirildi. Anılan Kanun hükmü uyarınca BaĢbakanlığın ilgili kuruluĢu olan Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu, günümüz itibariyle Maliye Bakanlığı ile iliĢkilendirilmiĢ bulunmaktadır. TMSK'nın temel görevi, 2002 ve sonraki yıllara ait Faaliyet Raporlarında, "denetlenmiĢ finansal tabloların sunumunda finansal tabloların ihtiyaca uygun, gerçek, güvenilir, dengeli, karĢılaĢtırılabilir ve anlaĢılabilir nitelikte olmaları için ulusal muhasebe ilkelerinin geliĢmesi ve benimsenmesini sağlayacak ve kamu yararı için uygulanacak ulusal muhasebe standartlarını saptamak ve yayınlamak" olarak belirtilmiĢtir. TMSK, yukarıda belirtilen temel görevi doğrultusunda 2005 yılı baĢından itibaren UMS Uluslar arası Muhasebe Standartları ve UFRS Uluslar arası Finansal raporlama Standartlarına paralel olarak ve aynı numaraları oluĢturacak Ģekilde TMS Türkiye Muhasebe Standartları ve TFRS Türkiye Finansal Raporlama Standartları Ģeklinde hazırlayıp ve seri olarak Resmi Gazetede yayınlamaktadır. Bunların tümü, Resmi Gazetelerde yayınlandığı Ģekliyle www.tmsk.orq.tr internet adresinden eriĢilebilmektedir. TMSK tarafından hazırlanıp ve birer Tebliğ olarak Resmi Gazetede yayınlanmakta olan TMS'ler ve TFRS'ler, 28/07/1981 tarih ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa 15.12.1999 gün ve 4487 sayılı Kanunla eklenen Ek-1 inci maddesi ile 24/02/2004 tarihli ve 2004/6924 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun ÇalıĢmalarına iliĢkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin (a) bendine dayanılarak hazırlanmaktadır. Dikkat edilirse bu standartların temelinde 2499 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu yer almaktadır. V - MÜġTERĠ TABANLI FĠNANSAL RAPORLAMA VE TMS'LER ve TFRS'LER Kelime anlamıyla rapor, bir durumu tespit eden bir ifade veya belgedir. Rapor tek baĢına statik bir özellik arz eder. Hareket etmedikçe bulunduğu yerde bir veri olarak bekler. Raporun, biri tarafından bir baĢkasına aktarılması ise raporlama kavramını ortaya koymaktadır. Diğer bir ifade ile raporlama dinamik bir özelliğe sahip bir kavramı oluĢturmaktadır. Raporlama birinin 28 diğerine mesaj vermesine hizmet eden bir mekanizmadır. Bu mekanizmanın iki tarafından söz etmek mümkündür: Raporlayan taraf, raporlanan veya raporu alan taraf. Raporlama iĢlemini aynı zamanda bir hizmet olarak kabul etmek de mümkündür. Raporlanan veya raporu alan taraf, aynı zamanda raporun kullanıcısı veya rapordan yararlanan durumundadır, diğer bir ifade ile hizmetten yararlanan durumundadır. Konuyu bir hizmet iĢletmesi örneği ile ilerletmeye çalıĢalım: Bir lokanta olsun. Bu lokanta örneğinde, bir tarafta yemekleri hazırlayıp müĢterilere sunan taraf, lokantanın sahibi ve çalıĢanları, diğer tarafta bu hizmeti satın alan, yemeklerden yararlanan müĢteriler yok mudur? Yine bu hizmet iĢletmesi örneğinde, yemekleri satmalıma durumunda olan müĢterilerin tercihleri ve beğenileri dikkate alınmaz mı? Bir öğle veya akĢam yemeğine odaklanıldığını varsayarsak, kimilerimiz etsiz yemek yemezken, kimilerimiz sadece sebze yemeği ile yetinmez mi? Bu örnekte olduğu gibi, bazı durumlarda müĢteriler tek seçenek ile yetinmek durumundadırlar, bazı durumlarda ise isteklerinin yerine getirilmesini beklerler. Burada sonuç, kim güçlüyse onun dediği olmasıdır. Yukarıdaki örnek dar anlamıyla raporlama için de geçerlidir. Çoğu durumlarda raporu alan güçlüdür ve kendisine nasıl bir raporlama yapılması gerektiği konusundaki kuralları önceden ortaya koyar ve bu doğrultuda raporlamanın yapılmasını ister. Bazı durumlarda ise raporu veren güçlüdür; bu durumda raporu veren ortaya ne koyarsa, raporu alan onunla idare etmek durumundadır. Oysa, günümüz koĢullarında, özellikle finansal raporlama konularında, raporu alanlar, finansal tablo kullanıcıları veya onların adına hareket edenler, diğer biri ifade ile düzenleyiciler ilkeleri ve kuralları önceden ortaya koyar. Bu durumda ülkemizdeki finansal raporlama uygulamalarını Ģöyle bir gözden geçirelim ve konuyu TMS ve TFRS noktasına getirelim. Ülkemiz sermaye piyasasında, finansal tablo kullanıcıları veya finansal raporlama müĢterileri küçük, orta veya büyük, yerli veya yabancı menkul kıymet yatırımcılarıdır. Bunlar, raporu alan ve kullanan olarak, raporlayanlar üzerinde bir otorite veya yaptırım olanakları yoktur. Ancak, toplum çıkarlarının korunması ve toplumun tam olarak bilgilendirilmesi ile görevlendirilen Sermaye Piyasası Kurulu onlar adına çeĢitli düzenlemeleri yapmakla yükümlüdür. 29 Nitekim, ülkemizde menkul kıymetleri sermaye piyasasında iĢlem gören veya belirli bir sayının üzerinde ortak sayısının olduğu iĢletmelerde UMS ve UFRS'dan esinlenerek hazırlanmıĢ muhasebe ve raporlama standartları uygulanmaktadır. Bu konudaki en son yasal düzenleme yanılmıyorsam, 15 Kasım 2003 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede (Sermaye Piyasasında Muhasebe Standartları Hakkında Tebliğ Seri : XI, No: 25) yayınlanmıĢtır 4. O tarihten bu yana bir değiĢiklik veya yenilik olup olmadığını doğrusu tam olarak vakıf değilim! Ülkemiz para piyasalarında yine toplum çıkarlarının korunması açısından finansal tablo kullanıcısı olarak karĢımıza BDDK Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu çıkmaktadır. BDDK etkisi altındaki kurum ve kuruluĢları bağlayacak bir Ģekilde 2 Ekim 2002 tarihinden itibaren Resmi Gaze tede çeĢitli standartları UMS ve UFRS'dan esinlenerek hazırlayıp yayınlamıĢtır. 2 Ekim 2002 tarihinden itibaren bankalar ve BDDK kapsamındaki diğer finansal kurum ve kuruluĢlar, zorunlu olarak, finansal raporlamalarında söz konusu standartlara uygun davranmak durumunda kalmıĢlardır. Nereye kadar? 1 Kasım 2006 tarihine kadar. BDDK 1 Kasım 2006 tarihli Resmi Gazetede yayınlamıĢ olduğu bir düzenleme ile, etkisi altındaki kurum ve kuruluĢlar için muhasebe ve raporlama standartları hazırlayıp yayınlamaktan vazgeçtiğini, bundan önce yayınladıklarından büyük bir bölümünü yürülükten kaldırdığını ve bundan sonra etkisi altındaki kurum ve kuruluĢların TMSK Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayınlanmıĢ ve yayınlanacak olan standartlara zorunlu olarak uyacaklarını belirtmiĢtir. Diğer bir ifade ile TMSK Türkiye Muhasebe Standartlarını ilk tanıyan BDDK Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu olmuĢtur. Bu konudaki düzenlemelerin bir kısmına, ülkemizde bir ilki oluĢturduğu için bu çalıĢmanın sonunda EK - 1 ve EK -2 'de yer verilmiĢtir. Yine para piyasalarında faaliyet gösteren ve iĢletmelerin finansal raporlamaları ile yakından ilgilenen bankalar, finansal kiralama, faktoring kuruluĢları gibi birimleri unutmamak gerekir. Çünkü bunlar aynı zamanda finansal raporlama müĢterisi duru mundadırlar. Ancak bunlar kendilerinden kaynak talep eden iĢletmelerden sadece bağlı bulundukları vergi dairelerine sundukları tescil edilen finansal raporları alıp, bunlar üzerinde ek çalıĢma yapmayı tercih ederler. Dolayısıyla bunların, kendilerine finansal raporlama yapan iĢletmelerden istedikleri herhangi bir ilke, kural veya standart Ģimdilik bulunmamaktadır. 30 En önemli müĢteri kuĢkusuz Maliye Bakanlığı ve buna bağlı faaliyet gösteren birimlerdir. Maliye Bakanlı ve birimleri, devletin payını temsil eden verginin kayba uğramaması için uğraĢ verirler. Bu doğrultuda mevzuat kapsamında kanun hükümleri, yönetmelikler, tebliğler, genelgeler, sirkülerler karĢımıza çıkar. Bunlar Ģimdilik Vergi Usul Kanunu ve diğer Vergi Mevzuatı kapsamında detaylı bir Ģekilde tanımlanmıĢtır. Maliye Bakanlığı gerekli gördüğünde UMS veya UFRS'larını söz konusu mevzuat kapsamına almaktadır. Nitekim Vergi Usul Kanununa eklenen Mükerrer 290. maddesi UMS 17'e paralel bir düzenlemedir. Benzer Ģekilde 5024 sayılı Kanunla Vergi Usul Kanununa eklenen Geçici 25. madde ile Mükerrer 298. madde, UMS 29 paralelinde bir düzenlemedir. Yine bir baĢka örnek Vergi Usul Kanunu 333 sayılı Genel Tebliğ kapsamının UMS ve UFRS'ndan etkilenerek ve faydalı ömür temeline dayanılarak hazırlanmıĢtır. Burada belirtilenlerin dıĢındaki finansal raporlama müĢterileri ise iç müĢterilerdir. Yani, iĢletme sahipleri, iĢletmenin yöneticileri ve çalıĢanlarıdır. Bunlar için UMS ve UFR5 ile hazırlanmıĢ finansal raporlamanın ne derece yararlı olduğu derin araĢtırmalar konusudur. VI - SONUÇ Geldiğimiz noktada ulaĢtığımız sonuçları aĢağıdaki gibi özetlememiz mümkündür: a) Gözlemlerimize göre, içinde bulunduğumuz günlerde ülkemizde UMS, UFRS, TM5, TFRS gibi kısaltmalardan oluĢan kavramlar ve uygulamalar ile ilgili bir furya veya kaos söz konusudur. b) Bu furya veya kaosu, kendi lehlerine çevirmek isteyen ve bunu rant kapısına dönüĢtürmek isteyen çeĢitli kiĢi ve kuruluĢlar söz konusudur. c) Dünyanın her yerinde, sadece vergi dairesine finansal raporlama yapan iĢletmeleri UMS ve UFRS gibi düzenlemeler çok fazla etkilememektedir. Dolayısıyla TMS ve TFRS konusunda iĢletmenin konumu önem kazanmaktadır. Kamu fonlarından yararlanmayan iĢletmeler, sadece vergilerinin hesaplanması ile uğraĢmaya ve bu konuda finansal raporlama yapmaya devam edecekledir. d) Ülkemizde kamu yararına faaliyet göstermek üzere bir kamu tüzel kiĢi ligi olan TMSK Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tesis edilmiĢ ve çalıĢmalarına baĢlamıĢtır. UMS ve UFRS'larına paralel olarak TMS ve TFRS'ler Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiĢtir. Ancak, finansal raporlama müĢterisi durumunda bulunan kesimlerden tespit edebildiğimiz kadarıyla sadece BDDK Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu bu standartlara uygun hareket edileceğini belirtmiĢtir. Yine tespit 31 edebildiğimiz kadarıyla, kendi kuruluĢ Kanunu kapsamında, yani 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında kurulmasına rağmen TMSK tarafından yayınlanmıĢ TMS ve TFRS'ler henüz SPK tarafından tanınmamıĢtır ve etkisi altındaki iĢletmelerin bunlara uygun olarak hareket edeceği topluma duyurulmamıĢtır. Benzer bir davranıĢın henüz Maliye Bakanlığı tarafından ortaya konduğuna rastlanmamıĢtır. Kısa sürede rastlanacağı da tahmin edilmemektedir. e) insan sağlığı ile ilgili olan tıp mesleğinde her hekimin cerrah olması ve ameliyat yapması söz konusu değildir. Benzer Ģekilde, muhasebe mesleğini icra eden meslek mensuplarının tümünün UFRS - TFRS uzmanı olmasına da gerek yoktur; çünkü irili ufaklı tüm iĢletmelerin tümünün UFRS -TFRS kapsamına girmesi beklenmemektedir. Bu durum dünyanın her yerinde böyledir. Bu durumda finansal raporlama yapanların, finansal raporlama yaptıkları müĢterilerinin taleplerini iyi takip etmeleri, UFRS TFRS gibi ilke ve standartlara uygun finansal raporlamanın istenip istenmediğini iyi izlemeleri gerekmektedir. f) TMSK tarafından saptanıp yayınlanan TMS ve TFRS tabii ki bütün finansal rapor kullanıcıları tarafından talep edilmeli ve rağbet edilmelidir. Ancak bu biraz zaman gerektirecektir. Bu süre boyunca söz konusu standartlar, birer rehber olarak, kullanıma hazır bir Ģekilde var olmaya devam edecektir. ******** 4- Bu düzenleme, kapsama giren iĢletmeler için 1/1/2005 tarihinden sonra sona eren ilk ara mali tablolardan geçerli olmak üzere, yayımı tarihinde yürürlüğe girmiĢtir. Özel hesap dönemi olan iĢletmeler için bu düzenlemenin yürürlüğü 1/1/2005 tarihinden sonra sona eren yıllık hesap dönemlerinden sonraki ilk ara mali tablolarından baĢlamıĢtır. Dileyen iĢletmeler, 31/12/2003 tarihinde veya daha sonra sona eren yıllık veya ara hesap döneminden baĢlamak üzere, bu düzenleme hükümlerini uygulamaya baĢlayabilmiĢlerdir. Bu iĢletmeler izleyen dönemlerde de mali tablo ve raporlarını bu düzenleme hükümlerine göre düzenlemek zorunda kalmıĢtır. 1/1/2005 tarihinden önce bu düzenleme hükümlerine göre mali tablo ve rapor düzenlemeye baĢlayan ana ortaklık konumundaki iĢletmelerin hisse senetleri borsada iĢlem gören bağlı ortaklıkları, müĢterek yönetime tabi teĢebbüsleri ve iĢtirakleri ana ortaklıkla eĢzamanlı olarak bu düzenleme hükümlerine tabi hale gelmiĢlerdir. (Mali Çözüm dergisinin Ocak-ġubat/2007 sayısından alınmıĢtır.) 32 MALĠYE BAKANLIĞI Gelir Ġdaresi BaĢkanlığı SAYI :B.07.1.GĠB.0.01.53/5329-824 KONU : 030035 * 04.04.2007 ĠZMĠR VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü) Ġlgide kayıtlı yazınızda, iliniz Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefi …………………. 2006/4,5,6 vergilendirme dönemlerindeki indirimli orana tabi teslimleri nedeniyle yüklendiği ve indirim yoluyla gideremediği KDV iade tutarının, söz konusu dönemlerin toplamı alınarak 2006/6 döneminde verilecek düzeltme beyannamesiyle talep edilip edilemeyeceği, talep edilebilmesi halinde 20.10.2006 tarihli mahsup dilekçelerine istinaden dilekçe tarihi itibariyle mahsup talebinin yerine getirilip getirilemeyeceği hususunda BaĢkanlığımız görüĢünün bildirilmesi istenilmektedir. Bilindiği üzere, usul ve esasları 3065 sayılı KDV Kanununun (29/1) maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak 99 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile belirlenen indirimli orana tabi iĢlemlerden kaynaklanan katma değer vergisi iade alacaklarının yılı içinde mahsuben iadesi uygukmasına iliĢkin olarak 03.082006 tarih ve KDVK-41 2006-7 sayılı KDV Sirkülerinin (1.) bölümünde de açıklamalara yer verilmiĢtir. Ayrıca, ilgi yazınızda belirtilen BaĢkanlığınıza hitaplı 12.10.2006 tarih ve 79471 sayılı yazımızla söz konusu uygulamayla ilgili olarak daha önce BaĢkanlığınıza detaylı bilgi verilmiĢtir. Buna göre, bu uygulama kapsamındaki iade alacağının ait olduğu vergilendirme döneminde mahsubunun talep edilmesi mükellef açısından zorunlu olmayıp, mükelleflerin hak kazandıkları iade miktarım cari takvim yılının sonraki dönemlerinde mahsuba konu edebilmeleri mümkün bulunmaktadır. 33 Ancak, iade tutarının ilgili dönemde değil de sonraki bir dönemde beyannameye dahil edilmek suretiyle mahsuben iade konusu yapılması halinde, iade talep dilekçesinin verilip 99 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (1,4,1.) bölümünde belirtilen belgelerin tamamlandığı tarih itibariyle iade talebi geçerlilik kazanabilecektir. Dolayısıyla,……………………………….2006/4,5,6 vergilendirme dönemlerindeki indirimli orana tabi teslimlerinden kaynaklanan KDV iade tutarının, söz konusu dönemlerin toplamı alınarak 2006/6 donemi ile ilgili olarak verilecek düzeltme beyannamesiyle iade konusu yapılması mümkün olabileceği gibi, geçmiĢe yönelik düzeltme beyannamesi verilmeden bu iade tutarının cari takvim yılının sonraki (2006/6 döneminden sonraki dönemlerine iliĢkin beyannamelerle beyan edilmek suretiyle iade konusu yapılması da mümkündür. Her iki durumda da iade talep dilekçesinin bağlı olunan vergi dairesine verilip eklerin m tamamlandığı tarih itibariyle mükellefin iade talebinin geçerlilik kazanacağı tabiidir. Bu açıklamalar çerçevesinde, mükellefin 2006/4,5,6 vergilendirme dönemlerindeki indirimli orana tabi teslimlerinden kaynaklanan mahsuben iade talebinin, 20,10.2006 tarihli mahsup dilekçelerine istinaden (istenilen belgelerin tamamlanmıĢ olması ve iadeye engel baĢkaca bir durumun bulunmaması kaydıyla) dilekçe tarihi itibariyle yerine getirilmesi mümkün bulunmaktadır. Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim. 34 T.C. MALÎYE BAKANLIĞI Gelir Ġdaresi BaĢkanlığı Denetim ve Uyum Yönetimi Daire BaĢkanlığı Sayı : B.0.07.1.GIB.0.07.3200-41 ....... VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞINA Bilindiği üzere; 20 Sıra Nolu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu Genel Tebliğinde, yeminli mali müĢavirlik tasdik raporlarının bazı illerde meslek odaları vasıtasıyla vergi dairelerine teslimi konusunda Bakanlığımızca gerekli düzenlemelerin yapılabileceği belirtilmiĢtir. Bu konuda evvelce, Bakanlık Makamının 26.06.1996 tarihli Onayı ile Ġstanbul Ġli sınırlan içerisinde bulunan mükelleflere ait tam tasdik raporlarının Ġstanbul Yeminli Mali MüĢavirler Odası tarafından topluca vergi dairelerine teslimi konusunda düzenleme yapılmıĢ ve daha sonra Ankara ve Ġzmir Ġl sınırlan içerisinde bulutlan mükelleflere ait tasdik raporlarının bu illerdeki Yeminli Mali MüĢavirler Odaları aracılığıyla teslimleri Ġçin de aynı düzenleme yapılmıĢ ve uygulama yaygınlaĢtırılmıĢtır. Söz konusu uygulamada; Kurumlar Vergisi Ġstisnası ve Yatırım Ġndirimi konularına iliĢkin tasdik raporları ile içerisinde bu konuların değerlendirilmiĢ olduğu tam tasdik raporlan, 24 Sıra No.lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen sürelerde (Beyanname verme dönemlerinin sonuna kadar veya beyanname verme süresinin bitimini takip eden iki ay içerisinde), yeminli mali müĢavirler tarafından doğrudan vergi dairelerine olduğu gibi yeminli mali müĢavirler odalarına da teslim edilebilmekte, odalara süresinde yapılan rapor teslimleri vergi dairelerine yapılmıĢ sayılmakta ve bu raporlar odalarca iki aylık sürenin bitiminden itibaren en geç 15 gün içerisinde mükelleflerin bağlı bulunduğu vergi dairelerine topluca teslim edilmektedir. Bu uygulamaya iliĢkin olarak BaĢkanlığımıza intikal eden bazı olaylardan; Ġstanbul, Ankara ve Ġzmir Yeminli Mali MüĢavirler Odalarına, bu iller dıĢındaki illerde bulunan mükelleflere ait olarak da ilgili vergi dairelerine intikal ettirilmek üzere rapor teslimlerinin yapıldığı ve söz konusu raporların bir kısmının da, iki aylık sürenin bitiminden sonra vergi dairelerine ulaĢtığı bu durumlarda, mükelleflerle vergi daireleri arasında ihtilaflar meydana geldiği ve bu ihtilafların mükelleflerin mağduriyetlerine neden olduğu anlaĢılmaktadır. 35 Bu itibarla, konuyla ilgili olarak meydana gelmiĢ bulunan ihtilafların ve mükellef mağduriyetlerinin sona erdirilmesi bakımından, Ġstanbul, Ankara ve Ġzmir Yeminli Mali MüĢavirler Odalarına; bu illerin sınırlan dıĢındaki mükelleflere ait olarak süresinde teslim edilmiĢ raporların da süresinde ilgili vergi dairelerine teslim edilmiĢ olduğunun kabul edilmesi ve varsa bu konuda meydana gelmiĢ ihtilafların sürdürülmemesi uygun görülmüĢtür. Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim. 36 DOST BĠRĠKTĠRMEK Berna Sağlam Naipoğlu Hep söylerim cezane törenleri hayatımızın sağlamasıdır diye. Hayat boyunca nasıl bir insan olduğumuzu gösterir. Kalabalık, göz yaĢları, vefat eden kiĢi ile anıların dile gelmesi onun sevilen bir kiĢi olduğunun kanıtıdır. Dost biriktirmek sözünü de bu yüzden çok severim. Ne olduğu, ne kadar parası olduğu değil, ne kadar dostu olduğu insanın en büyük kazancıdır. Vefat gibi son noktaya gelmeden yaĢam içinde de birçok kez dost biriktirebilmiĢmiyiz cevabını alma Ģansımız olur. Bir ihtiyacımız olduğunda, bir bitiĢ veya baĢlangıçta, baĢımıza gelen özel bir durumda gerçek dostlar hemen ortaya çıkar. Yeryüzündeki melekler gibi etrafımızı sarar, bizi sevgiyle kuĢatırlar. Ağırlıklarımız hafifler. Dertlerimiz azalır. Sorunlarımız çözülüverir. Yalnız olmadığımızı anlayıveririz. Dost biriktirmek parayla sağlanamayacak bir zenginliktir. Büyük bir tasarruftur. Özellikle bu son zamanlarda bu konuyu daha net hisseder ve düĢünür oldum. Gerçek dostları; kalabalıklar, tanıĢıklıklar içinden ayırabilme Ģansına sahip olduğum anlarla karĢı karĢıya buldum bazen kendimi. Henüz genç bir yaĢta "dost biriktirebilmiĢ" olmanın ne büyük bir ayrıcalık olduğunu görebilme Ģansına ermeye baĢladım. Bu konuda güzel bir yazı buldum. Dostluk nedir? diye baĢlıyor: Herhalde bir gösteriĢ, birine, aynı cinse, kadmsan erkeğe erkeksen kadına karĢı kendini beğendirme çabası, bir moda, bir gelgeç ruh hali değil. Sempati, ilgi, bağlılık, yüceltme, taçlandırma, sorumluluk duyma, yürekten algılama, bakıĢlarla anlaĢma, ses tonuyla destek verme, kesintisiz iliĢki, kaybolmaz, yitmez, yoktan var olmaz bir duygu. Bunların hepsi bir araya gelip, zaman içinde gıdım gıdım birikerek dostluğun çimentosunu oluĢturuyor. Gazetelerde okuyoruz. TV'lerde seyrediyoruz. Sağda solda konuĢmalarda adı geçiyor. Güzel yemek yeme dostu, edebiyat dostu, Türk Sanat Müziği dostu, çocukların dostu, halkın dostu. Dostluklar nasıl oluĢuyor? Unuttuk. Bu hızlı kent hayatı dostluk duygusunu aklımızdan aldı. Yüreğimizden çaldı. DüĢünür Sokrates'e öğrencileri sormuĢ: 37 Dostluk nedir? Sokrates onlara Ģu yanıtı vermiĢ; "Çocukluğumdan beri arzuladığım bir Ģey vardır. Kimi insan atlan olsun ister, kimi insan köpekleri... Kimisi altını, kimisi de Ģanı Ģerefi; bense bir dostum olsun isterim..." Ġnsan, biriktiren yaratık... Ģan Ģöhret biriktiriyor... Süper zenginse Boğaz'da villa biriktiriyor. Tablo biriktiriyor. Repoda para, kasalarda naftalin kokulu döviz, antika biriktiriyor. Genç ise plak, kaset, CD biriktiriyor. Bazıları da Kuledibi'nde Çukurcuma'ya, Üsküdar'da Eskiciler ÇarĢısı'na, Unkapanı'ndan Horhor'a gidip; antika lambalar, cam ĢiĢeler, eski koltuklar, teĢbihler, tombaklar biriktiriyor. Alimse kitap biriktiriyor. Cahilse kin biriktiriyor. Dost biriktirmeyi içimizde kaç kiĢi deniyor? Evet kabul ediyorum, insan birçok kiĢiyle beraber mükemmel dost olamaz, tıpkı aynı zamanda birçok kiĢiye âĢık olamayacağı gibi....... Fakat cinnete düĢtük. Dost biriktirmeyi unuttuk." Dost tasarruf hesabınızın hergün daha da kabarması dileğiyle…. (13/04/2007 Tarihli Dünya Gazetesinden alınmıĢtır.) 38 MALĠYE BAKANLIĞI ÖZELGELERĠ GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI Ġstanbul Yergi Dairesi BaĢkanlığı Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Usul Müdürlüğü Tarih : 30/05/2006 Sayı : B.07.1.GĠB.4.34.19.02/VUK-1-Mük-257-12202/3972 Konu : YMM ile denetim ve danıĢmanlık sözleĢmesi yapılması halinde Ģirket adına e beyan Ģifresi alınıp alınamayacağı hk. Ġlgi: Tarihsiz dilekçeniz. Ġlgi dilekçenizde, Ģirketiniz muhasebesini kendi bünyenizde tutacağınız ancak denetim ve danıĢmanlık için bir YMM ile sözleĢme yapmak istediğiniz belirtilerek bu sözleĢmeye istinaden Ģirketin adına e beyanname Ģifresi alıp alamayacağınız hususunda görüĢ talep edilmektedir. Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanununun Mük.257'nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, vergi beyannamelerinin ve bildirimlerinin internet ortamında gönderilmesi uygulaması ile ilgili düzenlemeler 340 ve 346 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde yapılmıĢtır. Anılan maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden 346 Sıra No.lu Genel tebliğin "2.Beyannamelerini Elektronik Ortamda Göndermek Zorunda Olanlar" bölümünün ilk paragrafı 357 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği il e "31/12/2005 tarihi itibariyle aktif toplamı 100.000 Yeni Türk Lirasını veya 2005 hesap dönemine ait ciroları toplamı 200.000 Yeni Türk Lirasını aĢan ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi mükellefleri, Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi, kurumlar Vergisi Beyannamesi ve Geçici Vergi Beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorundadırlar." Ģeklinde bu Tebliğin yayımı tarihi itibariyle değiĢtirilmiĢtir. 39 346 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel tebliğinin Beyannameleri Elektronik Ortamda Göndermek Zorunda olanlar baĢlıklı 2'nci maddesinde; Ģu kadar ki bu tebliğ ile beyannamelerini elektronik ortamda verme zorunluluğu getirilen mükellefler dıĢında kalan ve tam otomasyonlu vergi dairelerine bağlı bulunan mükelleflerin de beyannamelerini, 340 ġıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ve 15 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde belirlenen usul ve esaslar dahilinde elektronik ortamda gönderebilecekleri tabiidir, açıklaması yer almaktadır. 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin Beyannamelerini kendileri gönderebilecek mükellefler baĢlıklı IV'ncü maddesinde 3568 sayılı SM, SMMM ve YMM Kanunu uyarınca çıkarılan tebliğlere göre aktif büyüklükleri veya net satıĢ hasılatlarının belli bir tutarın üzerinde olması nedeniyle, beyannamelerini meslek mensubuna imzalatmak zorunluluğunda bulunmayan mükelleflerin istemeleri halinde beyannamelerini elektronik ortamda gönderebilecekleri açıklanmıĢtır. 14/02/2005 tarih ve VUK-15/2005-2/e Beyanname-1 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri/15'in; Beyannamelerini Elektronik Ortamda Doğrudan Kendileri Gönderebilecek Mükellefler baĢlıklı 2'nci maddesinde; belirlendiği üzere; 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 5228 sayılı Kanunla değiĢik mükerrer 257'nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenen esaslar çerçevesinde beyannamelerini elektronik ortamda doğrudan kendileri gönderebilecek mükelleflere ilave olarak, 3568 sayılı Serbest muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu uyarınca çıkarılan tebliğlere göre belirlenen aktif büyüklük ile net satıĢ tutarı ölçüleri Ģartı aranılmaksızın, aĢağıda belirtilen mükelleflerin de istemeleri halinde beyannameleri elektronik ortamda doğrudan kendilerinin göndermesi uygun görülmüĢtür. a)Katma Bütçeli Ġdareler, Ġl Özel Ġdareleri, Belediyeler ve bunlara bağlı iktisadi iĢletmeler, Kamu Ġktisadi TeĢebbüsleri, Devlet ve Kamu Ġktisadi TeĢebbüsleri ĠĢtirakleri, Döner Sermayeli ĠĢletmeler, Özerk KuruluĢlar ile Diğer Kamu Kurumları, b)Noterler, 40 c)Muhasebeye iliĢkin iĢlemleri, iĢletmede bağımlı olarak çalıĢan ve 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almıĢ bulunan meslek mensupları tarafından yerine getirilen mükellefler, d)Herhangi bir hadde ve sınırlamaya tabi olmaksızın, yeminli mali müĢavirlerle tam tasdik sözleĢmesi imzalanmıĢ olan mükellefler, Bu mükelleflerin e-beyanname uygulamasından yararlanabilmeleri için, örneği 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin ekinde (Ek:1) yer alan "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu ve Taahhütnamesi" doldurarak, bağlı bulundukları vergi dairelerine müracaat etmeleri ve buradan kullanıcı kodu, parola ve Ģifre almaları yeterlidir." denilmiĢtir. Diğer taraftan, Maliye Bakanlığı Gelirler Müdürlüğünden alınan 14/03/2005 tarih B.07.0.GEL.0.71/7103-275/12360 sayılı genel yazıda; Genel ve "...3-16/02/1998 tarih .07.0.GEL.0.32/3205-9/5090 sayılı genel yazımızda, 3568 sayılı Kanuna göre Serbest Muhasebecilik veya Serbest Muhasebeci ve Mali MüĢavirlik ruhsatı alan, ancak bağımlı olarak çalıĢanların, bağımlı çalıĢtıkları ve muhasebesinin sevk ve idaresinden sorumlu oldukları mükelleflerin beyannamelerini imzalayacakları belirtilmiĢtir. 15 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde de muhasebeye iliĢkin iĢlemleri, iĢletmede bağımlı olarak çalıĢan ve 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almıĢ bulunan meslek mensupları tarafından yerine getirilen mükelleflerin kullanıcı kodu, parola ve Ģifre alabilmeleri için çalıĢtırdıkları meslek mensubunun kimlik bilgilerini, ruhsat numarasını ve bağlı olduğu meslek odasının adının yer aldığı bir dilekçe ile birlikte "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu ve Taahhütnamesi"ni vergi dairesine verecekleri hususu açıklanmıĢtır. Buna göre; Muhasebeye iliĢkin iĢlemleri iĢletmede bağımlı olarak çalıĢan ve muhasebenin sevk ve idaresinden sorumlu olan 3568 sayılı Kanuna göre serbest muhasebecilik veya serbest muhasebeci mali müĢavirlik ruhsatı almıĢ meslek mensupları tarafından yerine getirilen mükellefler, 41 "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu ve Taahhütnamesi" ile meslek mensubunun kimlik bilgileri, ruhsat numarası ve bağlı olduğu meslek odasının adının yer aldığı dilekçeye meslek mensubunun bağlı olduğu meslek odasından alacağı "Oda Kayıt Belgesi"ni eklemek suretiyle bağlı bulundukları vergi dairesinden kullanıcı kodu, parola ve Ģifre alabileceklerdir." denilmiĢtir. Bu açıklamalar uyarınca YMM ile tam tasdik sözleĢmesi dıĢında yapacağınız denetim sözleĢmesine dayanılarak YMM'in Ģirkete bağımlı çalıĢan meslek mensubu gibi değerlendirilmesi ve VUK Sirküler 15 (c) maddesine göre Ģirketiniz adına Ģifre alınması mümkün bulunmamakta olup, muhasebeye iliĢkin iĢlemlerinizin iĢletmenizde bağımlı olarak çalıĢan ve 3568 Sayılı Kanuna göre ruhsat almıĢ bulunan meslek mensubu tarafından yerine getiriliyor olması halinde meslek mensubunun kimlik bilgilerini ruhsat numarasını ve bağlı olduğu meslek odasının adının yer aldığı bir dilekçe ile birlikte "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu ve Taahhütnamesini vergi dairesine vererek Ģirketiniz adına Ģifre alınması mümkün bulunmaktadır. Ancak, iĢletmenizde bağımlı çalıĢan meslek mensubu olmaması halinde Ģirketiniz adına Ģifre verilemeyeceğinden, Ģirketinizin 357 Sıra No.lu V.U.K. Genel Tebliği'nde belirlenen aktif veya ciro toplamlarına göre (e)beyanname gönderme zorunluluğunuz bulunması halinde her halükarda, bulunmaması halinde ise, istenilmesi halinde 340 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca Elektronik Beyanname Gönderme Aracılık Yetkisi olan ve 3568 sayılı Kanun uyarınca yetki almıĢ olup bağımsız çalıĢan serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müĢavir veya Yeminli Mali MüĢavirler ile sözleĢme yapılmak suretiyle meslek mensubu tarafından (e) beyanname gönderilebileceği tabiidir. Bilgi edinilmesini rica ederim. 42 T.C. GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI Ġstanbul Vergi Dairesi BaĢkanlığı Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü TARĠH : 06.02.2006 SAYI : ÖTV.MUK.B.07.1.GĠB.4.34.17.01.735 KONU Biyoetanol üretimiyle ilgili YMM Raporunun ibraz edileceği vergi dairesi, Ġlgi dilekçenizde, tarım ürünlerini kullanarak kimyevi maddeler üretmek ve ticaretini yapmak faaliyetiyle iĢtigal eden firmanızca üretilen biyoetanolla ilgili olarak YMM tarafından düzenlenecek üretim tasdik raporunun, üretici sıfatıyla KDV yönünden bağlı bulunduğunuz vergi dairesine mi, yoksa harmanlayıcının ÖTV yönünden bağlı olduğu vergi dairesine mi ibraz edileceği hususunda görüĢ talep edilmektedir. Bilindiği üzere, yeminli mali müĢavirler tarafından düzenlenen……………. Raporunun 38. Sıra No.lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu Genel Tebliği'nin atıfta bulunduğu 8 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğinde de belirtildiği üzere; üretici sıfatıyla firmanızın biyoetanol sattığı harmanlayıcıların Özel Tüketim Vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairesine verilmesi gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. 43 T.C. GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI ĠSTANBUL VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü) TARĠH : 10.10.2006 SAYI : KDV.MUK.B.07.1.GĠB.4.34.17.01.YMM.8090 KONU : 2004-2005 yılı 12.dönem teminatsız ve incelemesiz nakden veya mahsuben KDV iadesinden faydalanan firma adına Tam Tasdik Raporu düzenlenmesi halinde incelemeye sevk edilip edilmeyeceği, ………………………MÜDÜRLÜĞÜNE Ġlgi yazınız incelenmiĢtir. Bilindiği üzere, 1999/2 Sıra No.lu Vergi Denetimi ve Koordinasyonu Ġç Genelgesi'nde; "Teminat ve incelemeyi gerektirmeyen nakten veya mahsuben katma değer vergisi iade talepleri ile ilgili olarak aĢağıdaki açıklamaların yapılma¬sı uygun görülmüĢtür. 1-12 dönem teminatsız ve incelemesiz nakden veya mahsuben katma değer vergisi iadesinden faydalanan mükelleflerde, söz konusu 12 dönemden ilgili Bölge müdürlüklerince, Bölge müdürlüğünün bulunmadığı illerde defterdarlıkça belirlenecek yalnızca 1 dönem incelemeye tabi tutulacaktır. 2-12 dönem tamamlanmadan Yeminli Mali MüĢavir Tasdik Raporu veya Bakanlığımız merkez ve taĢra denetim elemanlarınca herhangi bir vergilendirme dönemi için olumlu iade raporu düzenlenmiĢ olması halinde 12 dönemlik periyot, bu dönemden sonra yeniden baĢlatılacaktır. Öte yandan, gerek görülen durumlarda 12 dönemlik periyot beklenilmeden iade talepleri, yapılacak tespit veya geçerli bir gerekçe ile birlikte incelemeye sevkedilebilecektir. 44 3- Tam tasdik sözleĢmesi imzalamayan mükellefler ile merkezi denetim elemanı inceleme limitlerinin altında kalan inceleme talepleri vergi denetmenlerince, belirlenen limitin üzerindeki incelemeler ise merkezi denetim elemanlarınca yapılacaktır. 4- Yeni uygulamanın yürürlüğe girdiği tarihte, eski düzenlemeye göre baĢlatılmıĢ olan incelemelerden, denetim elemanının tamamlanmasında fayda görüldüğü incelemeler sonuçlandırılacaktır. 5- Henüz baĢlanılmamıĢ bulunan incelemeler için bu genelge hükümleri uygulanacaktır. 6- Katma değer vergisi iade iĢlemlerinde nakten iadelere iliĢkin inceleme talepleri için hadler belirlenmiĢ olup mahsup taleplerinin incelenmesi için herhangi bir had belirlenmemiĢtir. Mükelleflerin katma değer vergisi alacağının mahsuben iadesini ve mahsuptan sonra kalan kısmın kendilerine nakden ödenmesini istemeleri mümkündür. Bu durumda nakten talep edilen tutar Bakanlığımızca belirlenen hadleri aĢmadıkça, talep incelemeye sevk edilmeyecektir." denilmektedir. Konu ile ilgili olarak yayımlanan 6 Seri No.lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanun Genel Tebliği'nde; "…………… Mükelleflerin iade talepleri ve buna iliĢkin Yeminli Mali MüĢavir Tasdik Raporları, aynı dönem hesapları incelemeye sevk edilmediği veya incelemeye sevk edildiği halde inceleme elemanınca incelemeye baĢlanılmadığı sürece kabul edilecektir." denilmektedir. Buna göre, teminat ve inceleme gerektirmeyen iade veya mahsup iĢlemlerinde; ……………..henüz incelemeye sevk edilmeyen 2004 ve 2005 yılları için ibraz olunacak YMM Tasdik Raporlarına göre iĢlem yapılması mümkün bulunmaktadır. Diğer taraftan, bu Ģekilde YMM Raporu verilmesi halinde 12 dönemlik periyodun bu dönemden sonra baĢlayacağı tabiidir. Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim. 45 T.C. GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI ĠSTANBUL YERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Tarih : 23.06.2006 Sayı : B.07.1.GĠB.4.34.16.01 /GVK-Geç-69/10014-12535 Konu : 2003 ve 2004 yıllarında yararlanılamayan yatırım indirimi nedeniyle daha sonraki dönemlerde bu indirimden yararlanılıp yararlanılamayacağı hk. Ġlgi (a) ve (d) de kayıtlı dilekçelerinizde; Türk Telekom tarafından temin edilen yerde firmanız tarafından Telekom'a devredilmek üzere yapılan ve yalın mülkiyeti sözleĢmenin herhangi bir sebeple feshine veya sürelerin bitimine kadar Ģirketinize ait olan sözü edilen Ģebekenin yatırım indiriminden yararlanıp yararlanamayacağı ile özel maliyet bedeli olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususu sorulmuĢ olup, ilgi (e) de kayıtlı özelge yazımız ile tarafınıza cevap verilmiĢtir. Bu defa konuyla ilgili olarak tarafınızdan alınan ilgi (f) de kayıtlı dilekçenizde ise; 2003 ve 2004 yılları (yatırım indirimi döneminde) kazancınızın yetersizliğinden dolayı kurumlar vergisi beyannamesinde faydalanmadığınız indirim hakkından daha sonraki takvim yıllarında faydalanıp faydalanamayacağınız hususları sorulmaktadır. Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Ticari ve zirai kazançlarda yatırım indirimi istisnası" baĢlıklı 4842 Sayılı Kanunu'nun 1 'inci maddesiyle 24.04.2003 tarihinden geçerli olmak" üzere yürürlüğe giren 19'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında; "1-Dar mükellefiyete tabi olanlar dahil, ticari veya zirai kazançları bilanço esasına göre tespit edilen vergiye tabi mükellefler (adi ortaklıklar, kollektif ve adi komandit Ģirketler ile kurumlar vergisi mükellefleri dahil) faaliyetlerinde kullanmak üzere satın aldıkları veya imal ettikleri amortismana tabi iktisadi kıymetlerin maliyet bedellerinin %40'ını vergi matrahlarının tespitinde ilgili kazançlarından 46 yatırım indirimi istisnası olarak indirim konusu yaparlar." hükmü yer almakta olup, söz konusu maddenin 2'nci fıkrasında, yatırım indirimi istisnası uygulamasına, istisnaya konu iktisadi kıymete iliĢkin harcamaların yapıldığı yılda baĢlanacağı ve indirilecek tutara ulaĢılıncaya kadar devam olunacağı hüküm altına alınmıĢtır. Aynı maddenin 4'ünçü fıkrasında yatırım indirimi hesaplanmayacak iktisadi kıymetler sayılmıĢ olup, söz konusu fıkranın birinci bendinde "bedeli 5 milyar (2003/6578 sayılı B.K.K. ile 01.01.2004 tarihinden itibaren 6.000.000.000.-TL, 2004/8295 sayılı B.K.K. ile 2005 takvim yılında uygulanmak üzere 10.000.-YTL) liradan az olan iktisadi kıymetler (iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz eden iktisadi kıymetler haddin aĢılıp aĢılmadığının tespitinde bir bütün olarak dikkate alınır)" için yatırım indirimi hesaplanmayacağı hükme bağlanmıĢtır. Öte yandan, Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanununun 34 Sıra No.lu Genel Tebliğinin C/2 "GeçmiĢ Yıllara ĠliĢkin Olarak Yatırım Ġndirimi Ġstisnasından Yararlanılması" baĢlıklı bölümünde; "Vergiye tabi kazanç beyan edilmeyen dönemlerde istisnadan yararlanılması söz konusu olmayacağından yatırım indirimi tasdik raporu ibrazı da gerekmeyecektir. Ancak, kazanç olmaması nedeniyle, geçmiĢ yıllarda yararlanılamayan yatırım indirimi istisnasından, kazancın olduğu ilk yılda yararlanılması nedeniyle geçmiĢ yılları da kapsayan bu yıla ait tasdik raporunun süresinde ibrazı gerekecektir." açıklamalarına yer verilmiĢtir. Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, 2003 ve 2004 takvim yıllarında kazancınızın elveriĢli olmamasından dolayı (Ģebeke iĢinin kurulum aĢamasına kadar yapılan harcama bedellerinin) bu dönemlerde yararlanılamayan yatırım indirimi istisnasından, kazancın yeterli olduğu ilk yılda yararlanılması nedeniyle geçmiĢ yılları da kapsayan bu yıla ait tasdik raporunun süresinde ibrazı halinde Geçici 69. madde hükmüne göre 2008 yılını aĢmamak kaydı ile indirim konusu yapılabilmesi mümkündür. Bilgi edinilmesini rica ederim. 47 T.C. GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI ĠSTANBUL VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Usul Müdürlüğü TARĠH : 10/04/2006 SAYI : B.07.1.GĠB.4.34.19.02/VUK-2/116/2720 KONU : Geçici vergilere mahsuben iade talebinde bulunulan KDV'lerle ilgili YMM KDV iade raporunda olumsuzlukların tespit edilmesi üzerine incelemeye sevk edilmeden ve inceleme sonuçlanmadan mahsup talebinin yok sayılarak cezalı tarhiyatı yapılmayacağı hk. ………………….……………VERGĠ DAĠRESĠ MÜDÜRLÜĞÜNE ĠLGĠ : 07.03.2006 tarih ve………… sayılı yazınız. Ġlgi yazınız ve eki belgelerden; dairenizin ……vergi numaralı mükellefi ……………. San. ve DıĢ Tic. Ltd. ġti.'nin 2003 T.Yılı geçici vergilerini 2003/2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10,11,12 dönemlerine iliĢkin KDV iade alacaklarından mahsubunu talep ettiği, anılan dönemlere iliĢkin YMM KDV Ġadesi Tasdik Raporunun 8.4.2004 tarihli teslim tutanağı ile dairenize teslim edildiği ve mahsubu talep edilen geçici vergilerin 15.04.2004 tarihinde verilen 2003 yılına iliĢkin kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan vergiden mahsup edildiği, daireniz tarafından YMM KDV Ġadesi Tasdik Raporu üzerinde yapılan incelemeler sonucu bazı eksiklikler tespit edilerek 5.5.2004 tarihli yazınızın tebliğ edildiği, YMM'in dairenize 26.7.2004 tarihinde cevabi yazısı üzerine tekrar YMM'e 25.11.2004 tarihli eksiklik yazınızın yazıldığı ve bu yazıda bazı mükelleflerin SMĠYB düzenleme ihtimalleri bulunduğundan ilgili mükelleften alımların tenzil edilmesi veya 4 kat teminat verilmesi halinde mahsup iĢlemlerinin yerine getirileceğinin belirtildiği, yazınız üzerine de YMM'in 30.12.2004 tarihli yazısı ile raporun iĢleme koyulmayarak kendisine iade edilmesini istediği dairenizce de rapor iĢleme koyulmadan aynı gün raporun YMM'e geri verildiği ve durumun KDV Gelir Müdürlüğüne 13.1.2005 tarihli yazı ile 48 bildirildiği, dairenizce YMM Raporunun geri çekilmesi, beraberinde mükellefin geçici vergi mahsup iĢleminin yapılmaması neticesinde ödenmemiĢ durumda olan geçici vergilerin kurumlar vergisinden indirilmiĢ olması nedeniyle mahsup edilen geçici vergiler için 18.10.2004 tarih……….sayılı vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapılarak vergi/ceza ihbarnamelerinin 5.11.2004 tarihinde ödevliye tebliğ edildiği, Mükellef kurumun 10.2.2006 tarihli dilekçesi ile; bahse konu YMM raporu ile ilgili nihai yazıĢmalar ve eksiklikler sonrasında, sorumlu olan alt firmalara iliĢkin faturalar indirilen listesinden çıkartılarak 29.12.2004 tarihinde düzeltme beyannamelerini verdiklerini ve KDV iade alacaklarından vazgeçtiklerini, buna paralel olarak da YMM raporunun 3012.2004 tarihinde iĢlemden çekildiğini belirterek, vergi dairesince iĢlemlerin sürme aĢamasında kesilen vergi ziyaı cezası nedeniyle mağdur olduklarını uzlaĢma talep haklarını kaybettiklerini, mağduriyetlerinin önlenmesi için eski cezaların terkin edilerek raporun iĢlemden çekiliĢ tarihi ve geçmiĢte var olan uzlaĢma haklarının kullanılması yoluyla mağduriyetlerinin önlenmesini talep ettikleri, Hususları belirtilerek, ödevli Ģirketin KDV iadesi YMM raporu (geri çekilen) kurumlar vergisi beyanından sonra 8.4.2004 tarihinde dairenize verildiği göz önüne alındığında dairenize verilmiĢ bulunan mahsup talepli YMM raporu geri iade edilmeden (çekilmeden) önce vergi ceza ihbarnamesinin düzenlenmesi halinin, önceki yapılan iĢlemlerin (vergi ceza ihbarnamesi) düzeltme ile kaldırılarak yeniden cezalı olarak tarhiyat yapılmasını gerektirip gerektirmediği yönünde tereddüt oluĢtuğu belirtilerek konu hakkında görüĢ talep etmektesiniz. Yazınızda; YMM Raporunun geri çekilmesi, beraberinde mükellefin geçici vergi mahsup iĢleminin yapılmaması neticesinde ödenmemiĢ durumda olan geçici vergilerin kurumlar vergisinden indirilmiĢ olması nedeniyle mahsup edilen geçici vergiler için 18.10.2004 tarih sayılı ihbarnameler ile vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapıldığı belirtilmiĢ ise de; yazınız ve eki belgelerden sözkonusu vergi/ceza ihbarnamelerinin YMM KDV iade tasdik raporunun geri çekildiği 30.12.2004 49 tarihinden hatta bazı mükelleflerin SMĠYB düzenleme ihtimalleri bulunduğundan ilgili mükelleften alımların tenzil edilmesi veya 4 kat teminat verilmesi halinde mahsup iĢlemlerinin yerine getirileceğinin belirtildiği YMM'e bildirildiği 25.11.2004 tarihli yazınızdan önce 18.10.2004 tarihinde düzenlendiği ve 5.11.2004 tarihinde tebliğ edildiği anlaĢılmaktadır. Yine yazınız ekinde bulunan mükellef kurumun tebliğ edilen vergi ceza ihbarnameleri ile ilgili 12.11.2004 tarihinde verdiği dilekçesinde; kurumlar vergisinden mahsup edilen geçici vergiler için KDV iade alacaklarından mahsup talepleri olduğu ve YMM raporunun da sunulmuĢ olduğu belirtilerek adlarına tarh edilen vergi ve cezaların terkin edilmesini talep ettikleri dilekçe üzerine iĢlem yapılmadığı ve bu durumun mükellefe bildirilmediği anlaĢılmaktadır. 2001/3 sıra nolu Katma Değer Vergisi Ġç Genelgesinin 4. maddesinde; "Bakanlığımıza yansıyan olaylarda, mahsup iĢleminin zamanında yerine getirilmemesi nedeniyle, mahsup istenen verginin alacaklı vergi dairesince takibine devam edilerek haciz uygulamasına gidildiği ve mükelleflerin haklı Ģikayetlerine yol açtığı anlaĢılmıĢtır. Bu nedenle haklarında mahsup iĢleminin yapılabilmesine engel teĢkil edecek herhangi bir olumsuzluk tespiti bulunmayan mükelleflerin, mahsup talep ettiği vergilerle ilgili olarak cebri tahsilat uygulamasına gidilmemesi gerekmektedir" Ģeklinde açıklama getirilmiĢtir. Diğer taraftan,…………………….………………Gelir Müdürlüğünün 20.11.2003 tarihli ve…………..sayılı tamim yazısının 3. maddesinde; " Mükelleflerin mahsup talepleri ancak inceleme sonucuna göre reddedilebileceğinden, inceleme neticelenmeden mahsup talepleri yok farz edilerek borçların takip iĢlemine baĢlanılarak, ödeme emri düzenlenmemesi, haciz uygulanmaması ve yurt dıĢı çıkıĢ yasağı konulmaması (ancak gerek görüldüğü takdirde 6183 sayılı Kanunun ihtiyati hacize iliĢkin hükümlerinin uygulanabileceği tabiidir.) 50 4. maddesinde "haklarında SMĠYB düzenlediği veya kullandığı konusunda rapor veya tespit bulunan mükelleflerin 87 nolu katma değer vergisi genel tebliği'nin yayım tarihinden (18.06.2003) KDV iade alacaklarını kendi vergi borçlarına veya SSK prim borçlarına mahsup talep etmeleri halinde genel esaslara göre yerine getirilmesi, Ancak, bu Ģekilde mahsup iĢlemi yapılmıĢ olmakla beraber mükelleflerin indirim ve yüklenim listelerinin VEDOP ortamında taranarak, mal veya hizmet alıĢlarının veya ihracatının gerçek olmadığı konusunda bir tespit yapılması halinde konunun incelenmek üzere incelemeye sevk edilmesi, ileride herhangi bir hazine zararına sebebiyet verilmemesi amacıyla 6183 sayılı Kanunun koruma hükümlerinin uygulanması gerekir" denilmektedir. Buna göre; ödevlinin daha önce mahsuben iadesini talep ettiği KDV'leri ile ilgili Vergi dairesine ibraz edilen YMM KDV iade tasdik raporunun tetkiki ile tespit edilen olumsuzluklar üzerine konunun incelenmek üzere incelemeye sevk edilmesi ve inceleme sonucuna göre iĢlem yapılması gerekmekte iken, inceleme neticelenmeden mahsup talepleri yok farz edilerek mahsup talep edilen vergilerin ödenmediğinden indirim konusu yapılmaması gerektiği gerekçe gösterilerek mükellef adına cezalı vergi tarh edilmemesi gerekmektedir. Ġlgi yazınıza konu mükellefinizin KDV iade talebinden vazgeçmesi ve KDV için düzeltme beyannamesi vermesi neticesinde incelemeye sevk edilmediği anlaĢılmakla birlikte dairenizce mükellef kurum hakkında geçici vergilerin ödenmediğinden bahisle cezalı KV tarhiyatının KDV iade talebinden vazgeçildiğinin bildirilmesini takiben yapılması gerekmektedir. Ġhbarnamelerin düzenlendiği tarih itibariyle mesnetsiz olarak cezalı olarak tarh ve tahakkuk ettirilen vergi ve cezaların 213 sayılı VUK'unun 116 ve müteakip maddeleri uyarınca terkin edilerek, iadeden vazgeçildiği tarih itibariyle fazla ve yersiz indirim konusu yapıldığı anlaĢılan geçici vergilerin indirimden reddi ile ziya uğrayan kurumlar vergisinin cezalı olarak ihbarname kuralına göre mükellef adına tarh edilmesi gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. 51 T.C. GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI ĠSTANBUL VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü) TARĠH : 13.04.2006 SAYI : KDV.MUK.B.07.1.GĠB.4.34.17.01.YMM.2950 KONU : 1997 yılına iliĢkin yatırım tutarına kaç yıl süreyle endeksleme yapılacağı ………………………….MÜDÜRLÜĞÜ'NE Ġlgide kayıtlı yazınız incelenmiĢtir. 4842 Sayılı Kanunun 37/1-c maddesiyle 24.4.2003 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılan Gelir Vergisi Kanunu'nun Ek 4. maddesinde, yatırım indiriminin uygulanmasına, yatırım teĢvik belgesinin alındığı tarihte beyanname verme süresi geçmemiĢ hesap döneminden itibaren baĢlanır ve indirimden yararlanılacak miktara ulaĢıncaya kadar devam olunur. Yapılan yatırım harcamalarının ilgili yıl kazancından indirilemeyen kısmı izleyen yıllarda Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre bu yıllar için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınır. (TeĢvik belgesiz yatırımlar bu maddedeki yeniden değerleme hükümlerinden yararlanamaz) ..... hükmü yer almıĢtır. Öte yandan, aynı Kanunun Geçici 43. maddesinde; (4108 Sayılı Kanunun 28I. maddesiyle eklenen 02.06.2005 tarihinden geçerli olmaz üzere) Gelir Vergisi Kanunu'nun bu Kanunla değiĢik Ek 3. maddesi hükümleri 01.01.1994 tarihinden sonra Ek 4. maddesi hükmü 01.01.1995 tarihinden itibaren yapılan yatırım harcamalarına uygulanır. ……………hükmü yer almıĢtır. Diğer taraftan 187 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nin IV-D bölümünde; 52 Gelir Vergisi Kanunu'nun Ek 5. maddesinin birinci fıkrasında, 4108 Sayılı Kanunla yapılan değiĢiklikle, yatırım indiriminde endeksleme uygulaması getirilmiĢtir. Getirilen bu hükümle yatırımcıların ilgili yıl kazancının olmaması veya yeterli kazancının bulunmaması nedeniyle indirilemeyen yatırım indirimi tutarları, Vergi Usul kanunu hükümlerine göre bu yıllar için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanabilecektir. Ancak, bu uygulama, devreden yatırım indirimi tutarı için, indirilemeyen yılı takip eden üç yıl boyunca tatbik edilebilecektir. Buna göre, endeksleme uygulaması, her yıla ait yatırım indirimi tutarlarının indirilemeyen kısmı üç yıllık süreyle ayrı ayrı yapılır ve kayıtlarda yıllar itibariyle izlenir. Ancak, Ek 2. maddenin birinci fıkrasının 4 numaralı bendinde, 4108 sayılı Kanunla yapılan değiĢiklikle getirilen teĢvik belgesiz yatırımlarla ilgili olarak indirilemeyen yatırım indirimi tutarı için endeksleme söz konusu olmayacaktır. Yatırım indirimine iliĢkin endeksleme uygulaması aĢağıda yer alan örneklerle açıklanmıĢtır." denilmiĢ olup, konu hakkında ayrıntılı örnekler tebliğin devamında yer almaktadır. Bu hüküm ve açıklamalara göre, adı geçen mükellefin 1997 yılında yararlanacağı yatırım indirimi tutarının indirilmeyen kısmı için 3 yıl süreyle (1998,1999 ve 2000 takvim yılları) endeksleme yapılması gerekmektedir. 7 Sıra No.lu SM, SMMM ve YMM Kanunu Genel Tebliği'nde; "Yatırım indirimi istisnasına konu teĢkil eden iĢlemlerin yeminli mali müĢavirlere tasdik ettirilmesi ve tasdik raporlarının ilgili yıl hesap dönemi gelir veya kurumlar vergisi beyannameleriyle birlikte verilmesi zorunludur, Yatırım indirimi tasdik raporları, istisnadan ilk defa yararlanılan döneme iliĢkin olarak verilecek gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ile birlikte ilgili vergi dairesine verilecektir. ġayet yatırım bitmiĢ ve yazılan tasdik raporu yatırım harcamalarının tümünü kapsıyorsa, sonraki dönemlerde verilecek beyannamelerde indirim konusu yapılan 53 yatırım indirimi istisnaları için aranmayacaktır" denilmektedir. ayrıca tasdik raporu Konuyla ilgili olarak yayımlanan 24 Seri No.lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu'nu Genel Tebliğine göre; "Bilindiği üzere, Tam Tasdik, Yeniden Değerleme, Kurumlar Vergisi Ġstisnası ve Yatırım Ġndirimi Tasdik Raporlarının Gelir ve Kurumlar Vergisi Beyanname verme dönemlerinin sonuna kadar ilgili vergi dairelerine teslim edilmesi gerekmektedir. Ancak, süre uzatımı yönünde Bakanlığımıza intikal eden talepler ve geçen uygulama süreci dikkate alınarak, tasdik raporlarının daha sağlıklı bir Ģekilde hazırlanabilmesini temin amacıyla bundan böyle Tam Tasdik, Yeniden Değerleme, Kurumlar Vergisi Ġstisnası ve Yatırım Ġndirimi Tasdik Raporlarının beyanname verme süresinin bitimini takip eden iki ay içerisinde Yeminli Mali MüĢavirlerce ilgili vergi dairelerine teslim edilebilmesi uygun görülmüĢtür" denilmektedir. 25 Seri No.lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu Genel Tebliği'ne göre; 1.3. Yatırım Ġndirimi Ġstisnasına ĠliĢkin ĠĢlemler baĢlıklı bölümünde; Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, yatırım teĢvik belgesine bağlı olan ve proje tutarları toplamı 100 milyar lirayı aĢan yatırımları nedeniyle yıl lık beyannamelerinde yatırım indirimi istisnasından yararlanabilmeleri için, yatırım indirimine konu harcamalarını Yeminli Mali MüĢavirlere tasdik ettirmeleri gerekmektedir. Yatırım indirimi tasdik raporları yatırım indirimine konu harcamaların gerçekleĢtirildiği dönemler için düzenlenecektir. Yararlanılacak yatırım indiriminin sadece müteakip vergilendirme döneminde yapılması öngörülen yatırım harcamasına iliĢkin olması durumunda, bu döneme iliĢkin olarak bir tasdik raporu düzenlenmeyecektir. 54 Yatırım harcamasının yapıldığı dönem için düzenlenen tasdik raporunda; -Yatırım indiriminden yararlanabilecek harcama tutarına, -Bir önceki yıl öngörülen yatırım harcaması üzerinden yatırım indiriminden yararlanılmıĢ olması halinde, harcama tutarı da dikkate alınarak öngörülen yatırım indirimi uygulamasının doğruluğuna, -Bu dönem için yararlanılabilecek yatırım tutarına iliĢkin açıklamalara yer verilecektir, indirimi denilmektedir. Yine aynı Tebliğin 1.4. Tasdik ĠĢleminin Yaptırılmamasının Sonucu baĢlıklı bölümünde de; Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227. maddesinin 2 numaralı bendinde, vergi kanunlarında yer alan muafiyet, istisna, yeniden değerleme, zarar mahsubu ve benzeri hükümlerden yararlanılmasını Yeminli Mali MüĢavirlerce düzenlenmiĢ tasdik raporu ibraz Ģartına bağlamaya Maliye Bakanlığı'nın yetkili olduğu belirtilmiĢtir. Ayrıca, söz konusu maddede, 2 numaralı bent hükmüne göre yararlanılması Yeminli Mali MüĢavirlerce düzenlenen tasdik raporu ibrazı Ģartına bağlanan konularda, tasdik raporunu zamanında ibraz etmeyen mükelleflerin tasdike konu haktan yararlanamayacakları belirtilmiĢtir. Dolayısıyla, Yeminli Mali MüĢavirlerce tasdiki zorunlu olan iĢlemlerde tasdik iĢleminin yaptırılmaması halinde mükellefler tasdike konu haklardanyararlanamayacaklardır" denilmektedir. Diğer taraftan, 32 Sıra No.lu SM, SMMM ve YMM Kanunu Genel Tebliği'nin 3- Yatırım Ġndirimi Ġstisnasına ĠliĢkin ĠĢlemler bölümünde; "Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefleri yatırım teĢvik belgesine bağlı olan ve proje tutarları toplamı 250 milyar lirayı aĢan yatırımları nedeniyle yıllık beyannamelerinde yatırım indirimi istisnasından yararlanabilmek için, bu haddi aĢan yatırım indirimine konu harcamalarını yeminli mali müĢavirlere tasdik ettireceklerdir."Ģeklinde açıklama getirilmiĢtir. 55 37 Seri No.lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu Genel Tebliği'ne göre; 1-3568 sayılı Kanun Çerçevesinde Yeminli Mali MüĢavir (YMM) Tasdik Raporu Düzenlenmesi ĠĢlemleriyle Ġlgili Hadler: 1.9. maddesinde; "35 Sıra No.lu Genel Tebliğ'de düzenlenen "yatırım indirimi" iĢlemlerinde, 2004 yılı yatırım harcamaları için 250.000.-YTL olarak uygulanacaktır."Ģeklinde açıklama yapılmıĢtır. Ayrıca, Bakanlık Makamı'ndan alınan 22.04.1998 tarih, 14464 sayılı yazıda; "1998 takvim yılında ve takip eden yıllarda iliniz sınırları içinde bulunan mükelleflere ait Tam Tasdik, Yeniden Değerleme, Kurumlar Vergisi Ġstisnası ve Yatırım Ġndirimi Tasdik Raporları, 24 Sıra No.lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Genel Tebliğinde belirtilen sürelerde Yeminli Mali MüĢavirler tarafından, doğrudan vergi dairelerine teslim edilebileceği gibi, Ġstanbul Yeminli Mali MüĢavirler Odasına da imza karĢılığında teslim edilebilecektir. Odaya teslim edilen raporların en geç 15 gün içerisinde topluca mükelleflerin bağlı bulunduğu vergi dairelerine, oda tarafından görevlendirilecek yetkili elemanlar vasıtasıyla imza karĢılığında teslim edilmesi gerekmektedir." denilmektedir. Buna göre, tasdik raporunun yatırım indirimi istisnasından fiilen yararlanılacak olan hesap dönemine ait gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği tarihe kadar düzenlenerek o döneme iliĢkin (teslim süresi uzatılmıĢsa bu sürenin sonuna kadar) beyanname ile vergi dairesine verilmesi mecburidir. Ancak, yatırım indiriminin mahsup edileceği bir kurum kazancının bulunmaması halinde indirim hakkından yararlanılmayan yıllarda tasdik raporu Ģartı bulunmamakla birlikte izleyen yıllarda indirim hakkından yararlanılması durumunda daha önce rapora bağlanmamıĢ dönemlere ait tüm yatırım harcamalarını kapsayan tasdik raporlarının yatırım indiriminden ilk defa yararlanılacak yıl beyannamesi ekinde vergi dairesine ibrazı gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. 56 T.C. ĠSTANBUL VALĠLĠĞĠ Defterdarlık Katma Değer Vergisi Gelir Müdürlüğü TARĠH: 28/04/2005 SAYI : KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.18.3218 KONU: ÖTV indirilmiĢ yakıt alımına iliĢkin…… dönemine ait YMM Raporunun olmadığı, ... dönem YMM raporunun ise geç ibraz edilmesi …………………………….. Ġlgi sayılı yazıda bahsi geçen ve………yılı içerisinde ÖTV indirilmiĢ yakıt alımından yararlandığı halde süresinde YMM raporu ibraz etmeyen……………..A.ġ. adına YMM…….tarafından ………..döneme ait "Özel Tüketim Vergisi ĠndirilmiĢ Yakıt Alımı'na iliĢkin tasdik raporunun ………….tarihinde dairenize ibraz edildiği ancak, söz konusu mükellefin ……………dönemine' ait Özel Tüketim Vergisi ĠndirilmiĢ Yakıt Alımı'yla ilgili yeminli mali müĢavir tarafından düzenlenen faaliyet raporunun olmadığı, .... döneme ait raporun ise geç ibraz edildiği belirtilerek,…………… tarih ve ………. sayılı yazımız ile incelemeye sevk edilen mükellefin takvim yılı Özel Tüketim Vergisi ĠndirilmiĢ Yakıt Alım Defteri Tasdik Talebi'nin yerine getirilip getirilmeyeceği, konusunda görüĢ sorulmaktadır. 31.12.2003 tarih, 25333 ( 3.M ) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6 Seri No.lu ÖTV Genel Tebliği ile, 01.07.2003 tarih ve 2003/5868 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararın 1 inci maddesinde; Türk Uluslararası Gemi Siciline ve Milli Gemi Siciline kayıtlı, kabotaj hattında münhasıran yük ve yolcu taĢıyan gemilere, ticari yatlara, hizmet ve balıkçı gemilerine miktarı her geminin teknik özelliklerine göre tespit edilmek ve bu akaryakıtı kullanacak geminin jurnaline iĢlenmek kaydıyla verilecek akaryakıtın özel tüketim vergisi tutarı sıfıra indirilmiĢtir. Tebliğin Yakıt Alım Defteri baĢlıklı 2/c bölümünde; 57 Kararname kapsamında deniz yakıtı talep edenlerin, her deniz aracına ait olmak üzere Deniz Ticaret Odası veya liman baĢkanlığı tarafından verilen ve DTO, liman baĢkanlığı ile ilgili vergi dairesince onaylanmıĢ olan bir yakıt alım defteri kullanmak zorunda oldukları açıklanmıĢtır. Yine aynı Tebliğin 4/a bölümünde, Kararmame kapsamında deniz yakıtı kullanan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin (ticari ve zirai kazançları gerçek usulde tespit edilmeyenler hariç), her takvim yılının ilk altı aylık birinci dönemi ve kalan altı aylık ikinci döneminde kullandıkları deniz yakıtı ile gerçekleĢtirdikleri ticari ve zirai faaliyetlerine iliĢkin olarak, yeminli mali müĢavir tarafından düzenlenen faaliyet raporunu, bu dönemleri takip eden ay baĢından itibaren 1 ay içerisinde, KDV mükellefiyetlerinin bulunduğu vergi dairesine verecekleri belirtilmiĢtir. Yeminli mali müĢavir raporlarının 1 aylık süre içinde ibraz edilemeyeceğine iliĢkin olarak deniz yakıtı kullanıcısı ya da yeminli mali müĢavir tarafından makul mazeret bildirilmesi halinde vergi dairesince, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 17. maddesine göre 1 aylık sürenin bir katını geçmemek üzere ek süre verilebileceği açıklanmıĢtır. Bu nedenle, Bakanlık Makamından alınan …….. tarihli onay ile,……………yılının birinci dönemine ait yeminli mali müĢavir faaliyet raporlarının……… tarihine kadar KDV mükellefiyetlerinin bulunduğu vergi dairesine verilmesi halinde, bu raporların yasal süresi içerisinde verilmiĢ rapor olarak değerlendirilmesi uygun bulunmuĢtur. Benzer konuda Bakanlık Makamı'ndan alınan 16.04.2003 tarih 16431 sayılı yazıda; "Dahilde iĢleme izin belgesinde belirtilen süre içinde ihracatını gerçekleĢtirip, söz konusu Yeminli Mali MüĢavir Raporunun süre bitiminden sonra ibraz edilmesinden dolayı, mükellef hakkında vergi dairesince herhangi bir tarhiyatın yapılmadığının tespiti halinde, Yeminli MüĢavir Raporu ile ilgili olarak 83 Seri No.lu Katma Değer vergisi Tebliği'nin 1.4. bölümündeki açıklamalara göre gecikme zammı uygulanmaksızın iĢleme tabi tutulması ve alıcı adına Vergi Usul Kanunu'nun 352/II-7. maddesi uyarınca usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir."denilmektedir. 58 Yine konuyla ilgili olarak Bakanlık Makamı'ndan alınan 17/12/2004 tarihli ve 60934 sayılı yazıda; "Bilindiği üzere, 1.7.2003 tarih ve 2003/5868 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca ÖTV tutarı sıfır olarak belirlenen deniz yakıtı kullanımına iliĢkin usul ve esaslar 31.12.2003 tarih ve 25333 (3. mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği'nde belirlenmiĢtir. Sözü edilen tebliğ gereğince Özel Tüketim Vergisi indirilmiĢ yakıt uygulamasından faydalanacak deniz araçlarına BaĢbakanlık Denizcilik MüsteĢarlığına bağlı, sicil dairesi bulunan liman baĢkanlıkları tarafından her yıl için, en fazla bir yıl geçerli olmak üzere, "Özel Tüketim Vergisi ĠndirilmiĢ Yakıt Alım Defteri" düzenlenmektedir. 2005 yılı uygulamaları için, 13/12/2004 tarihi itibariyle özel tüketim vergisi indirilmiĢ yakıt alım defteri düzenlemeye baĢlanılmıĢtır. Anılan Kararname kapsamında 2004 yılının ilk 6 aylık döneminde deniz yakıtı kullanmıĢ olan deniz aracı donatanları veya varsa kiracılarının, 2005 yılı için yeni yakıt alım defteri talep etmeleri halinde, kendilerinden Denizcilik MüsteĢarlığı tarafından 2004 yılının ilk altı ayına ait yeminli mali müĢavir tarafından düzenlenmiĢ olan faaliyet raporunun bağlı olunan vergi dairesine verildiğine dair belge istenecektir. Buna göre deniz aracı donatanlarına veya varsa kiracılarına, talep etmeleri ve anılan raporu teslim etmiĢ olmaları halinde, bağlı oldukları vergi dairelerince 2004 yılının ilk altı ayına iliĢkin yeminli mali müĢavir faaliyet raporunu verdiklerine dair bir yazı verilmesi gerekmektedir." denilmektedir. 6 Seri No.lu SM, SMMM ve YMM Kanunu Genel Tebliği'nin (B) bölümünde; "Mükellefin iade talepleri ve buna iliĢkin yeminli mali müĢavir tasdik raporları aynı dönem hesapları incelemeye sevk edilmediği veya incele meye sevk edildiği halde inceleme elemanınca incelemeye baĢlanılmadığı sürece kabul edilecektir."denilmektedir. 59 11 Sıra No.lu SM, SMMM ve YMM'lik Kanunu Genel Tebliği'nin 1'inci bölümünde; "Mükellefin ilgili dönem hesapları vergi incelenmesine alınmıĢ ise söz konusu vergi incelemesi tamamlanmadan, inceleme dönemi veya inceleme kapsamındaki konularla ilgili olarak yeminli mali müĢavirlik tasdik sözleĢmesi ve tasdik raporu düzenlenmeyecektir." hükmü yer almaktadır. 22.07.2004 tarih ve 25530 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 36 Seri No.lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu Genel Tebliği'nde konuya iliĢkin düzenlenecek YMM Raporu'nun usul ve esasları açıklanmıĢtır. Bu açıklamalar çerçevesinde, süresinde YMM raporu ibraz etmediği gerekçesiyle incelemeye sevk edilen ancak incelemesi henüz baĢlanılmamıĢ olan veya inceleme elemanınca incelemesine gerek olmadığı belirtilen mükelleflerle ilgili süresinden sonra da olsa ÖTV indirilmiĢ yakıt alımına iliĢkin YMM raporu düzenlettirilerek ibraz edilmesi halinde söz konusu YMM raporlarına istinaden iĢlem yapılması, diğer taraftan VUK'nun 352/II-7..maddesi gereğince usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir. Ancak, hakkında incelemeye baĢlanılmıĢ olan veya incelemesi devam eden mükelleflere iliĢkin ÖTV sıfırlanmıĢ yakıt alımına iliĢkin YMM raporu düzenlenemeyeceğinden daireniz mükellefi AyĢim Yatçılık Turizm A.ġ. hakkında YMM.Nazım Hikmet tarafından düzenlenerek 03.03.2005 tarihinde dairenize teslim edilen YMM raporuna istinaden iĢlem yapılması mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle, onaylanarak mükellefe verilen yakıt alım defterinin geri alınması ve sonraki dönemlerde de ÖTV indirilmiĢ yakıt alımından faydalandırılmaması gerekmektedir. Diğer taraftan, deniz yakıtı kullanıcıları ve dağıtıcılarının, kararnamenin uygulanmasına iliĢkin olarak bu tebliğ ile belirlenen usul ve esaslara uymamaları nedeniyle vergi ziyama sebebiyet vermeleri halinde ziya uğratılan vergi bunlar adına tarh olunarak bu tarhiyata 213 sayılı V.U.K.nun 344. maddesine göre vergi ziyaı cezası uygulanacağı tabiidir. Bilgi edinilmesini rica ederim. 60 T.C. MALĠYE BAKANLIĞI Gelir Ġdaresi BaĢkanlığı Sayı : B.07.1.GĠB.O.01.56/5601-702 Konu : ĠZMĠR YEMĠNLĠ MALĠ MÜġAVĠRLER ODASI Kıbrıs ġehitleri Caddesi No:7 Kervan Apt K:4 D:8 35220 Alsancak/ĠZMĠR Ġlgi: 23.02.2007 tarihli ve 2007/053 sayılı dilekçeniz. Ġlgide kayıtlı dilekçeniz ekinde alınan Saygın Yeminli Mali MüĢavirlik ve Bağımsız Denetim A.ġ.'nin dilekçesinde, banka ve sigorta muameleleri vergisine iliĢkin tereddüt ettikleri hususlar hakkında BaĢkanlık görüĢümüzün bildirilmesi istenilmektedir. Bilindiği üzere, 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 413 üncü maddesi ile Bakanlığımıza yüklenmiĢ olan cevap verme zorunluluğu, mükelleflerin vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddütü mucip konularda Bakanlığımızdan isteyecekleri bilgilere iliĢkindir. Buna göre, banka ve sigorta muameleleri vergisi mükellefi olmayan Saygın Yeminli Mali MüĢavirlik ve Bağımsız Denetim A.ġ.'nin söz konusu dilekçesinde, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun uygulamasına iliĢkin hususlar sorulduğundan bu dilekçe hakkında BaĢkanlığımızca görüĢ bildirilmesi mümkün değildir. Ancak, banka ve sigorta muameleleri vergisi mükelleflerinin, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddütlü konuları bağlı bulunduğu vergi dairesi baĢkanlığına veya BaĢkanlığımıza iletmesi durumunda görüĢ verileceği tabiidir. Bilgi edinilmesini rica ederim. BaĢkan a. Mehmet ERKAN Gelir Ġdaresi Grup BaĢkanı 61 SAYI : GIB.4.34.16.01/KVK-14-6888/6762 KONU : AnlaĢma uyarınca ecza depolarınca firmaya ertesi yıl fatura edilen ciro primlerine ait faturaların cari yılda karĢılık ayırmak suretiyle gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı hk. Ġlaç hammaddeleri ithalatı üretimi ve ilaç satıĢı,konusunda faaliyet gösterdiğini, ecza depoları ile yapılan anlaĢma gereği yıl sonuda tüm yıl boyunca yapılan satıĢlardan belirli oranlarda ciro primi hesaplandığını ve alıcı firmalar (ecza depoları) tarafından Ģirkete (adi ortaklığa) fatura edildiğini ancak hesaplama yıl sonu itibariyle' yapıldığından alıcı firmaların ciro primi bedellerini ertesi yıl fatura edebildiğini belirtip, ciro primlerinin cari yıl satıĢları üzerinden hesaplandığından KarĢılık ayırmak suretiyle gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı sorulmaktadır. Bilindiği gibi, Kurumlar Vergisi Kanununun 13'üncü maddesinde, "Kurumlar vergisi birinci maddede yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır, Safi kurum kazancının tesbitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır...." hükmü yer almıĢtır. Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazancın tarifinin yapıldığı 37'nci maddesinde her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıĢtır. Aynı kanunun bilanço esasında ticari kazancın tesbiti ile ilgili 38'inci maddesinde de," "Bilanço esasına göre ticari kazanç teĢebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve baĢındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce; 1- ĠĢletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir. 2- ĠĢletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur. Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında Vergi Usul. Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükmü yer almaktadır. 62 Bu hüküm gereğince safi kurum kazancının tesbitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 14'üncü maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40'ıncı maddesindeki giderler, hasılattan indirim konusu yapılmaktadır. Yine, Vergi Usul Kanununun 192'nci maddesinin 4'üncü fıkrasında, aktif toplamı ile borçlar arasındaki farkın, müteĢebbisin iĢletmeye mevzu varlığını (öz sermayeyi) teĢkil edeceği belirtilmek suretiyle kazancın tesbitinde tahsil değil, tahakkukun esas alınacağı hükme bağlanmıĢtır. Buna göre, kurum kazancı, ticari kazanç niteliği taĢıdığından ve ticari kazanç gibi tesbit edildiğinden elde etme yönünden tahakkuk esası geçerlidir. Tahakkuk ise gelirin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleĢmesini ifade eder. Bunun için geliri doğuran iĢlemin tekemmül etmesi gereklidir. Ticari faaliyet içerisinde satılan mal veya yapılan bir hizmet bedeli taraflarca belirlenip fatura kesildiğinde gelir veya gider tahakkuk etmiĢ kabul edilir. Bu hüküm ve açıklamalara göre, bir yıla ait satıĢlar üzerinden hesaplanan ve takip eden yıl Ģirkete (adi ortaklığa, fatura edilerek ödenen ciro primleri, fatura düzenlendiği tarihte tahakkuk etmiĢ olacağından tahakkukun yapıldığı yıl kayıtlarına intikal ettirilip, gider olarak yazılabilecektir. 63 SAYI : B.07.1.GĠB.4.35.16.01/176200-ÖZ/ 148-4784 KONU : Serbest muhasebecinin iĢyerinin satın alınması sırasında kullanılan banka kredisi ile ilgili olarak ödenen faizlerin gider olarak indirilip indirilemeyeceği, iĢyeri için yapılacak olan tadilat, tamirat ve mefruĢat giderlerine iliĢkin faturaların gider ya da maliyet unsuru olarak değerlendirilip, değerlendirilemeyeceği ile bu giderlere iliĢkin faturalardaki Katma Değer Vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk. -Serbest muhasebecilik faaliyetinizi daire Ģeklinde satın aldığınız ve iĢyeri olarak kullanacağınız gayrimenkulun satın alınması sırasında kullanılan banka kredisi ile ilgili olarak ödenen faizlerin gider olarak indirilip indirilemeyeceği, - Satın aldığınız iĢyeriniz için yapılacak olan tadilat, tamirat ve mevruĢat giderlerine iliĢkin faturaların gider ya da maliyet unsuru olarak değerlendirilip, değerlendirilemeyeceği, -Yukarıda belirtilen giderlere iliĢkin faturalardaki Katma Değer Vergisinin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususlarına iliĢkin olarak BaĢkanlığımız görüĢünün bildirilmesi talep edilmektedir. Vergi Usul Kanununun 272'nci maddesinde; "Normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dıĢında, gayrimenkulu veya elektrik üretim ve dağıtım varlıklarını geniĢletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderler, gayrimenkulun veya elektirik üretim ve dağıtım varlıklarının maliyet bedeline eklenir. Gayrimenkuller kira ile tutulmuĢ ise veya elektrik üretim ve dağıtım varlıklaının iĢletme hakkı verilmiĢ ise, kiracı veya iĢletme hakkına sahip tüzel kiĢi tarafından yapılan bir ve ikinci fıkralardaki giderler bunların özel maliyet bedeli olarak ayrıca değerlenir. Kiracının veya iĢletme hakkına sahip tüzel kiĢinin faaliyetini icra için vücuda getirdiği tesisata ait giderler de bu hükümdedir." 64 Aynı Kanunun 290'ncı maddesinde ise; "Serbest meslek erbabının amortismana tabi tuttukları tesisat, mefruĢat, demirbaĢ eĢyalarını değerlemede de bu bölümün hükümleri uygulanır." hükümleri yer almaktadır. Yukarıdaki kanun hükümlerinde gayrimenkulun geniĢletilmesinde veya iktisadi kıymetin devamlı olarak artırılması amacıyla yapılan giderlerin gayri menkulün maliyet bedeline ekleneceği belirtilmektedir. Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 68'inci maddesinde, Serbest Meslek Kazancının tesbitinde hangi giderlerin hasılattan indirileceği bentler halinde sayılmıĢ olup, söz konusu maddede, mülkiyeti kendisine ait iĢyerinde faaliyette bulunan serbest meslek erbabının, gayrimenkulü elde etmesi ile ilgili olarak yaptığı borçlanmalar nedeniyle ödenen faizlerin gider olarak indirilebileceğine dair bir hükme yer verilmemiĢtir. Ancak anılan maddenin 1 numaralı bendinde; mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderlerin (ikametgahlarının bir kısmını iĢ yeri olarak kullananlar, ikametgah için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerinin yarısını indirebilirler. ĠĢyeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgahı kendi mülkü olup bunun bir kısmını iĢyeri olarak kullananlar amortismanın yarısını gider yazabilirler.) serbest meslek kazancının tesbitinde hasılattan indirilebileceği hüküm altına alınmıĢtır. Diğer taraftan, Katma Değer Vergisi Kanununun "Vergi Ġndirimi" baĢlıklı 29'uncu maddesinde; "1- Mükellefler, yaptıkları vergiye tabi iĢlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine iliĢkin olarak aĢağıdaki vergileri indirebilirler: 65 a) Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi, ...." hükmüne yer verilmiĢtir. Yukarıda yer alan madde hükmünden de anlaĢılacağı üzere, mükellefler faaliyetlerine iliĢkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak, düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirim konusu yapabileceklerdir. Bununla birlikte, yine aynı Kanunun "Ġndirilemeyecek Katma Değer Vergisi" baĢlıklı 30'uncu maddesinde; "AĢağıdaki vergiler mükellefin vergiye tabi iĢlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tesbitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi." hükmü yer almaktadır. Bu hükümlere göre, sahibi bulunulan ve tamamı iĢyeri olarak kullanılacağı belirtilen gayrimenkulun aktife kayıtlı olması Ģartıyla, söz konusu gayrimenkul için ayrılacak amortismanın tamamının mesleki kazancın tesbitinde gider olarak indirilmesi mümkün bulunmakla birlikte, gayrimenkulun elde edilmesi için kullanılan banka kredisine iliĢkin ödenen faizler ile anılan iĢyeri ile ilgili olarak yapılacak tadilat, tamirat ve mefruĢat giderlerinin maliyet bedeline eklenerek amortismana tabi tutulması ayrıca söz konusu tadilat, tamirat ve mefruĢat giderlerine iliĢkin olarak yüklenilen KDV'nin de hesaplanan KDV'den indirilmesi mümkün bulunmaktadır. 66 Tarih : 18.12.2006*24879 Sayı : B.07.1.GĠB.4.34.16.01/GVK-94/6-b-13136 Konu : Kar dağıtımına bağlı stopaj beyannamesi verildikten sonra alınan kurum karının sermayeye ilave edilmesine iliĢkin ortaklar kurulu kararına istinaden daha önce yapılan tevkifatın düzeltilip düzeltilmeyeceği Ġlgili Kanun ve Madde: GVK-94 T.C. GEIĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI Ġstanbul Vergi Dairesi BaĢkanlığı Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Ġlgide kayıtlı dilekçenizde; ………….Vergi Dairesinin ………..vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, 01/1999-12/1999 dönemine ait kurum karının dağıtılmadığı halde dağıtımı yapılmıĢ gibi sehven stopaj beyanı verildiği, 10.05.2000 tarihinde 0007 kodlu D.K.P. Stopaj vergisinin tahakkuk ettirildiği, 30.04.2000 tarih ve 4 no.lu Ortaklar Kurulu Kararı uyarınca 29-06.2000 tarih ve ... sayılı dilekçe ile sehven verilen beyannamenin düzeltilmesinin talep edildiği, vergi dairesinin söz konusu verginin takipli olarak tahsilini talep ettiği, 04.10.2006 tarih ve .... sayılı düzeltme talep dilekçenize vergi dairesince 12.10.2006 tarih ve .... sayılı yazıyla olumsuz cevap verildiği belirtilerek, gerekli düzeltmenin yapılıp yapılmayacağı hususu sorulmaktadır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/6. maddesinde; "b) (4369 sayılı Kanunun 48'inci maddesiyle değiĢen bent) (1999 hesap dönemi kurum kazançlarından baĢlamak üzere, 1.1.1999 tarihinden geçerli) Kurumlar vergisinden istisna kazançlara isabet eden kısım düĢüldükten sonra, 75'inci maddesinin ikinci fıkrasının 1,2 ve 3 numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından 67 (Karın sermayeye ilavesi kar dağıtımı sayılmaz.) (kurumlar ile gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve muaf olanlara ödenenler dahil), 1) Halka açık anonim Ģirketlerde, 2) Diğerlerinde, ii) Dağıtılsın dağıtılmasın kurumlar vergisine tabi kurumların, Kurumlar Vergisi Kanununun 8'inci maddesinin 1 numaralı bendi dıĢında kalan kurumlar vergisinden müstesna kazanç ve iratlarından, ..." hükmü yer almaktadır. Konu ile ilgili olarak, bağlı bulundu ğunuz Vergi Dairesi'nce tarafınıza gönderilen 12.10.2006 tarih ve 45404 sayılı yazının incelenmesi sonucunda; firmanızın 1999 hesap döneminde elde ettiği kurum karının ortaklara dağıtılması neticesinde tarafınızca düzenlenerek 10.05.2000 tarihinde dairenize verilen muhtasar beyannameye istinaden 1999 hesap dönemi için 3.343.690.000.-TL matrah üzerinden 501.550.000.-TL vergi ile 50.l60.000.-TL fon payı tahakkuk ettirildiği, 29.06.2000tarih ve 40021 sayılı dilekçe ekinde ibraz ettiğiniz 30.04.2000 tarih ve 4 sayılı ortaklar kurulu kararı ile 1999 yılı içeri sinde elde edilen kurum karının dağıtılmayarak 231 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği uyarınca sermayeye eklenmesine oy birliği ile karar verildiği, ancak söz konusu kararın 28.06.2000 tarihinde noter tasdikinin yapıldığı, 29.06.2000 tarih ve 40021 sayılı dilekçe ekinde dairenize ibraz edilerek tarafınızca yanlıĢlıkla verilen muhtasar beyannamenin iptalinin talep edildiği, firmanızın 1999 hesap dönemi kurum karının ortaklara dağıtıldığının kanuni süresinde beyan edildiği, ancak daha sonra ortaklar kurulunun aldığı karar ile kar dağıtımından vazgeçildiği, bu nedenle düzeltme talebinizin yerine getirilmesinin mümkün olmadığı anlaĢılmıĢ olup, vergi dairesince yapılan iĢlemler, BaĢkanlığımızca da uygun bulunmuĢtur 68 T.C. GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLĠĞĠ ĠSTANBUL VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü FSAYI :KDV.MUK.B.07.1. GĠB.4.34. 17.01.12.6730 KONU :Yurt dıĢında mukim sigorta Ģirketine Türkiye’de verilecek muhtelif hizmetler karĢılığı alınan I komisyonların KDV'ne tabi olup olmadığı hakkında 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1/1 maddesine göre Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler vergiye tabi tutulmuĢ, 4. maddesinde hizmet teslim lire teslim sayılan haller ile mal ithalatı dıĢında kalan iĢlemler olarak tanımlanmıĢ ve bu iĢlemlerin bir Ģeyi yapmak, iĢlemek, meydana getirmek, imal etmek, bir Ģeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi Ģekillerde gerçekleĢebileceği belirtilmiĢtir. Kanunun 6/b maddesine göre hizmet ifalarında iĢlemin (hizmetin) Türkiye'de yapılmıĢ sayılması için hizmetin Türkiye'de yapılması veya hizmetten Türkiye'de faydalanılması gerekmektedir. Diğer taraftan Kanunun 11/1-a maddesiyle ihracat teslimleri ve bu teslimlere iliĢkin hizmetler ile yurtdıĢındaki müĢteriler için yapılan hizmetler ve karĢılıklı olmak Ģartıyla uluslararası roaming anlaĢmaları çerçevesinde yurt dıĢındaki müĢteriler için Türkiye'de verilen roaming hizmetleri vergiden istisna edilmiĢtir. Kanunun 12/2. maddeleri uyarınca da bir hizmetin yurt dıĢındaki müĢteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için, 69 Hizmetler yurtdıĢındaki bir müĢteri için yapılmıĢ olmalıdır. - Hizmetten yurtdıĢında faydalanılmalıdır. Hizmet ihracı ile ilgili açıklamalar 17, 26 ve 30 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğlerinde yapılmıĢtır. Hizmet ihracında katma değer vergisi istisnasının uygulanabilmesi için 26 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (k) bölümünde yer alan aĢağıdaki dört Ģartın birlikte gerçekleĢmiĢ olması zorunludur. 1 - Hizmet Türkiye'de yurtdıĢındaki bir müĢteri için yapılmıĢ olmalıdır. 2Fatura veya benzeri nitelikteki belge yurtdıĢındaki müĢteri adına düzenlenmelidir. 3- Hizmet bedeli, döviz olarak Türkiye'ye getirilmelidir. 4- Hizmetten yurtdıĢında yararlanılmalıdır. Ģeklinde açıklanmıĢtır. Ayrıca 30 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin "Hizmet Ġhracı" baĢlıklı (A) bölümünde;…….yurt dıĢındaki firmaların Türkiye'den ithal edecekleri mal ve hizmetlerle ilgili olarak bu firmalara aracılık hizmeti verenlerin, söz konusu hizmetler karĢılığında aldıkları komisyonlar, ihraç edilen mal ve hizmetler yurt dıĢında tüketildiğinden, hizmet ihracı istisnası kapsamında mütalaa edilecektir. Bu istisnanın uygulanmasında 26 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin (k) bölümünde yer alan diğer Ģartların aranılacağı tabiidir" .Ģeklinde açıklanmıĢtır. Buna göre, Türkiye'de geçici süre için bulunanlara yurt içinde sağlık hizmeti verilmesi halinde hizmetten Türkiye'de yararlanılacağından bu hizmetler karĢılığı alınan bedellere KDV uygulanacaktır. Aynı Ģekilde yurt dıĢında yerleĢik sigorta Ģirketinin, Türkiye'de mukim sağlık kuruluĢları ile anlaĢma yapmak suretiyle bu kuruluĢlarca Türkiye'de verilen tedavi hizmetlerinden 70 Türkiye'de yararlanılacağından tedavi bedelinin yurt dıĢında mukim sigorta Ģirketine fatura edilmesinde de KDV hesaplanacaktır. Ancak bu hizmetler karĢılığında sigorta Ģirketinden alınan ve tedavi masrafları olarak kullanılanlar dıĢında kalan bir tutar bulunması yani yapılan aracılık hizmeti karĢılığında yurt dıĢında mukim sigorta Ģirketinden komisyon veya benzeri adlarla herhangi bir bedel tahsil edilmesi halinde ise yabancı sigorta Ģirketine verilen hizmet bedeli olarak hizmetten yurt dıĢında faydalanılacağından yapılan iĢlem KDV'ne tabi olmayacaktır. Bilgi edinilmesini rica ederim. 71 T.C. GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI ĠSTANBUL VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Tarih : 08.08.2006 Sayı : B.07.1.GĠB.4.34.16.01/KVK-8-7176/15403 Konu : 2006 yılında iade edilen 2005 tarihli faturalara ait bedeller ile iskonto tutarlarının 2006 yılında kurumlar vergisi matrahından indirilip indirilemeyeceği hk. …………GRUP MÜDÜRLÜĞÜNE (…………. Müdürlüğü) BaĢkanlığımız………….Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün ………… vergi kimlik numaralı mükellefi ………… Hizmetleri ve Ticaret Ltd.ġti. tarafından………. Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne verilen 29.05.2006 tarihli dilekçede Müdürlüğümüzü ilgilendiren hususlar aĢağıda açıklanmıĢtır. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun e.maddesinin 1. fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiĢ, maddenin 2. fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıĢtır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8.maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu'nun 40.maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir. Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 40.maddesinde "Safi kazancın tespit edilmesi için aĢağıdaki giderlerin indirilmesi kabul edilir" hükmü yer almıĢ ve 1 .fıkrasında "Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin indirilebileceği belirtilmiĢtir. 72 Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler ile kanunlarda tadadi Ģekilde belirlenen giderler dıĢında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderlerdir ve bunlara iĢletme giderleri de denilebilir. Bir masrafın genel gider adı altında masraf yazılabilmesi için yapılmıĢ olması masrafla iĢ arasında açık, güçlü bir illiyet bağının mevcut olması ve masrafın iĢin önemi ölçüsünde yapılmıĢ bulunması gerekir. Bu hüküm ve açıklamalara göre, sağlık iĢletmesine banka ve sigorta Ģirketleri tarafından 2006 yılında iade edilen 2005 tarihli hizmet faturalarına ait bedeller ile iskonto yapılması gerekirken iskontosuz düzenlenen hizmet faturası ile ilgili iskonto bedelinin, Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesinde sayılan giderler kapsamında değerlendirilmemesi nedeniyle, 2006 yılı kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir. Bilgi edinilmesi ile Müdürlüğünüzü ilgilendiren hususların cevaplandırılarak düzenlenecek özelgenin görüĢümüzle birlikte Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü'ne gönderilmesini arz ederim 73 T.C. GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI ĠSTANBUL VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Tarih : 29.06.2006 Sayı:B.07.1.GĠB.4.34.16.01/GVK-Geç.69-12801/13022 Konu : 2006 yılında baĢlanılan ve yapımı devam eden fabrika inĢaatına yapılan harcamalar için yatırım indirimi istisnası uygulanıp uygulanmayacağı hk. …………………./ĠSTANBUL ĠLGĠ : ……………..06.2006 tarihli dilekçeniz. Ġlgide kayıtlı dilekçenizde; 15.11.2005 tarihinde satın aldığınız arsa üzerinde fabrika inĢaatı yapmak üzere Belediyeden 01.03.2006 tarihinde inĢaat ruhsatı aldığınızı ancak fabrika inĢaatında kullanılmak üzere 2005 tarihinde malzeme alımı yaparak ilk yatırım harcamanızı bu tarihte gerçekleĢtirdiğinizi belirterek; 2006 yılında inĢaatına baĢlanılan ve sonraki yıllarda tamamlamayı planladığınız iĢyeri binası (fabrika üretim yeri) için yaptığınız yatırım harcamalarından dolayı Gelir Vergisi Kanununun Geçici 69. maddesi kapsamında 2006, 2007 ve 2008 yıllarında yatırım indirimi istisnasından yararlanıp yararlanamayacağınız sorulmaktadır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 5479 sayılı Kanunun 3'üncü maddesiyle eklenen ve 01.01.2006 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe giren Geçici 69. maddesinde; "Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri;…………………………… b) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mülga 19'uncu maddesi kapsamında 01.01.2006 tarihinden önce baĢlanan yatırımlarla ilgili olarak, yatırımla iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edip bu tarihten sonra yapılan yatırımları,nedeniyle, 31.12.2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre 74 hesaplayacakları yatırım indirimi istisnası tutarlarını, yine bu tarihteki mevzuat hükümleri (vergi oranına iliĢkin hükümler dahil) çerçevesinde sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait kazançlarından indirebilirler. …………….” hükmü yer almaktadır. Buna göre, 01.01.2006 tarihinden önce baĢlanmıĢ olan yatırımlarla ilgili olarak, bu tarihten sonra yapılacak harcamalar belirli Ģartlar çerçevesinde, yatırım indirimi istisnasından yararlanabilecektir. Gelir Vergisi Kanununun 5479 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmadan önceki 19. maddesi kapsamında, 01.01.2006 tarihinden önce baĢlanan, komple yada entegre tesisler gibi tamamlanması belli bir süreci gerektiren yatırımlarla ilgili olarak ve bu yatırımla iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edip, bu tarihten sonra yapılan yatırımlar nedeniyle, 31.12.2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplanacak yatırım indirimi istisnası tutarları, yine bu tarihte yürürlükte bulunan, vergi oranına iliĢkin hükümler dahil mevzuat hükümleri çerçevesinde, sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait kazançlardan indirilebilecektir. Bu hüküm ve açıklamalara göre, Gelir Vergisi Kanununun Geçici 69.maddesinin (b) fıkrası hükümleri 01.01.2006 tarihinden önce baĢlanan, komple yada entegre tesisler gibi tamamlanması belli bir süreci gerektiren yatırımlarla ilgili olarak ve bu yatırımla iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edip, 01.01.2006 tarihinden sonra yapılan yatırımlara uygulanacaktır. Bu durumda 15.11.2005 tarihinde satın aldığınız arsa üzerinde Belediyeden alınan 01.03.2006 tarihli "inĢaat ruhsat" onayından sonra yapımına baĢlanılan fabrika inĢaatı için yapılacak harcamalar nedeniyle Gelir Vergisi Kanununun mülga 19. maddesi kapsamında yatırım indirimi istisnasından faydalanmanız mümkün değildir. Bilgi edinilmesini rica ederim. 75 T.C. GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLĠĞĠ ĠSTANBUL VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Usul Müdürlüğü Tarih : 05/04/2006 Sayı : B.07.1 .GĠB.4.34.19.02/VUK-1/257 /2621 Konu : Ayni ödemelerin VUK'nun 320-323 ve 324 Seri No.lu Tebliğlerine istinaden yapılıp yapılmayacağı hk. ……………………………………………… Ġlgi : 28/02/2006 tarihli dilekçeniz. Dilekçenizde;……………. Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olduğunuzu, Ģirketinizin sahibi bulunduğu iki adet un fabrikasında üretilen unu imalatçı ve ihracatçı sıfatıyla iç piyasaya sattığınızı, aynı zamanda gümrük beyannamesi ile yürürlükteki ihracat mevzuatına uygun olarak ihraç ettiğinizi, imal ettiğiniz un talepleri karĢılayamadığı dönemlerde diğer un fabrikalarından un satın aldığınızı ve karĢılığında buğday satıĢı yaptığınızı, bu türlü satılan mal karĢılığında, mal satın alınması Ģeklindeki ticari iĢlemlerde finansal hareket olmadığı için V.U.K.'nun 320, 323 ve 324 Sıra No.lu Genel Tebliğleri kapsamında nakit ödeme ve tahsilatın söz konusu olmadığını, sözkonusu cari hesapların karĢılıklı mahsup yolu ile kapatıldığını belirterek, Ģirketiniz tarafından yapılan bu iĢlemin tebliğlere aykırı olup olmadığı hususunu sormaktasınız. Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile Bakanlığımıza, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka veya benzeri finans kurumlarınca düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya iliĢkin usul ve esaslarını belirleme yetkisi verilmiĢtir. 76 Bu yetkiye dayanılarak tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluluğunun kapsamı, iĢlem tutarı, baĢlangıç tarihleri ve uygulanma esasları yayımlanan 320-323324 nolu VUK tebliğlerinde düzenlenmiĢtir. Söz konusu tebliğlerde ayrıntılı olarak belirtildiği üzere; Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler, defter tutmak zorunda olan çiftçiler, serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafın kendi aralarında yapacakları ticari iĢlemleri ile nihai tüketicilerden (Türkiye'de mukim olmayan yabancılar hariç) mal veya hizmet bedeli olarak yapacakları 10.000.000.000.-Türk Lirasını aĢan tahsilat ve ödemelerinin ( 1.5.2004 tarihinden sonra 8.000.000.000TL. aĢan tutarlar) banka veya özel finans kurumları ile posta idaresi aracı kılınarak yapılması ve bu kurumlarca düzenlenen dekont veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsiki zorunludur. Tespit edilen tutarın altında kalan tahsilat veya ödemelerin banka veya özel finans kurumları ile posta idaresi aracılığıyla yapılması ihtiyaridir. Yine; Tespit edilen tutarı aĢan avansların da banka veya özel finans kurumları ile posta idaresince düzenlenen belgelerle tevsiki zorunludur. ĠĢletmelerin kendi ortakları ile diğer gerçek ve tüzel kiĢilerle olan ve herhangi bir ticari içeriği olmayan nakit hareketlerinde iĢlem tutarı 8.000.-YTL'yi aĢması halinde de tahsilat ve ödemelerin banka veya özel finans kurumları ile posta idaresince düzenlenen belgelerle tevsiki zorunludur. 8.000.000.0C0.-TL. aĢan mal ve hizmet bedelinin farklı tarihlerde ödenmesi halinde de her bir ödemenin tahsilat ve ödemenin yapılacağı kurumlarca düzenlenen belgelerle tevsiki zorunludur. 77 VUK'nun Mük.257'nci maddesindeki yetkiye dayanılarak 320-323-324 nolu genel tebliğlerle yapılan düzenlemeler ile ticari iĢlemler ve finansal hareketlerin taraflarının izlenmesi ve vergiyi doğuran olayların mali kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Dilekçenizde bahsedildiği üzere; iki firma arasındaki emtia alıĢ ve satıĢlar karĢılığında nakit ödeme ve tahsilat sözkonusu olmadan cari hesapların karĢılıklı olarak mahsup yoluyla kapatıldığı durumda finansal bir hareketten bahsedilemeyeceğinden mahsup yoluyla kapatılan tutarların da banka veya özel finans kurumları ile posta idaresince düzenlenen belgelerle tevsiki de zaten mümkün bulunmamaktadır. Diğer taraftan; mal aldığınız firmalar hakkında SMĠYB kullandığı veya düzenlediği konusunda herhangi bir rapor veya olumsuz bir tespit olmaması, diğer bir ifade ile müteselsil sorumluluk uygulamasını gerektiren bir durum bulunmaması halinde alınan mal bedellerinin mal karĢılığı ödenmesi tek baĢına iadeye engel teĢkil etmemektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. 78 Tarih : 14.09.2006 Sayı : 53/5301-4290 YURT DIġI MASRAF AKTARIMLARINDA KDV Garanti sözleĢmeleri kapsamında yurt dıĢından malzeme, iĢçilik ve yol maliyetlerine iliĢkin olarak yapılan masraf aktarımı iĢlemleri KDV'ye tabi değildir. Ġlgide kayıtlı dilekçenizde, firmanız tarafından gerçekleĢtirilen beko-loder ve ekskavatörler üretimi çerçevesinde yurt dıĢında yerleĢik tedarikçilere garanti kapsamında malzeme, iĢçilik ve yol maliyetlerine iliĢkin olarak yapılan masraf aktarımı iĢleminin katma değer vergisinin konusuna girip girmediği; buna göre düzenlenecek faturalarda katma değer vergisi tahakkuk ettirilip ettirilmeyeceği hususunda BaĢkanlığımız görüĢü talep edilmektedir. Garanti süresi içinde ve garanti belgesi çerçevesinde müĢterilere sağlanan bedelsiz tamir, bakım ve yenileme hizmetleri karĢılığı olan bedel, malın satıĢ fiyatı içinde tahsil edilmiĢ ve vergilendirilmiĢ olduğundan bu hizmetler vergiye tabi bulunmamaktadır. Ġç piyasada garanti sözleĢmeleri kapsamında malın yenisi ile değiĢtirilmesi veya arızanın giderilmesi Ģeklinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi tutulmaması karĢısında, yine garanti sözleĢmeleri kapsamında yurt dıĢından malzeme, iĢçilik ve yol maliyetlerine iliĢkin olarak yapılan masraf ak tarımı iĢlemlerinin de katma değer vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir. 79 DANIġTAY KARARLARI T.C ĠZMĠR 2.VERGĠ MAHKEMESĠ ESAS No : 2005/472 KARAR NO : 2005/1141 DAVALI : KEMALPAġA VERGĠ DAĠRESĠ MÜDÜRLÜĞÜ ĠZMĠR DAVANIN ÖZETĠ: Davacı Ģirketin 2003 takvim yılı hesaplatırım incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporuna istinaden 2003/7-9 dönemi için adına tarh olunan vergi ziyaı cezalı geçici verginin: serbest busede faaliyet gösteren …………. yaptıkları satıĢların düĢük bedellerle yapıldığı, Ģirket ortaklarının aynı kiĢiler olması ve satıĢ bedelinin emsaline göre düĢük bedelle olduğu gerekçesiyle Örtülü kazanç dağıtımı sayılarak cezalı tarhiyatın yapıldığındı geçen Ģirketle kardeĢ kuruluĢlar olmadıklarını, ortakların bir kısmının aynı kiĢiler olmasının yapılan satıĢlar nedeniyle örtülü kazanç dağıtımı yapıldığı anlamına gelmeyeceği, her firmanın ayrı tüzel kiĢiliği bulunduğu, emsal fiyat tespiti yapılmadığı ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir. SAVUNMANIN ÖZETĠ: Davacı firmanın 2003 dönemi hesaplarını serbest belgeler ile yapılan iĢlemler yönünden sınırlı olarak incelenmesi neticesinde, serbest bölgede faaliyet gösteren firmayla ortaklanma aynı yada benzer kiĢiler olduğu, davacı firmanın anılan firmaya düĢük bedelle satıĢ yaparak kârını örtülü kazanç yoluyla dağıttığı ve dönem kârim azalttığı, bu nedenle serbest bölgede faaliyet gösteren firmanın alıĢ ve saçıĢları arasındaki fark üzerinden cezalı geçici vergi tarhiyatı yapılmasının yasaya aykırı olmadığı, davarım reddi gerektiği savunulmuĢtur. TÜRK MÎLLETÎ ADINA 80 Karar veren Ġzmir 2.Vergi Mahkemesince gereği görüĢüldü; UyuĢmazlık, yükümlünün 2003 dönemi hesaplarının incelenmesi sonucu, serbest bölgede faaliyet gösteren firmaya yaptığı Ģansların örtülü kazanç dağıtımı sayılarak yapılan tarhiyatın yasal olup olmadığı hususundan kaynaklanmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 3/B maddesinde; Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya iliĢkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya iliĢkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, Ģu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan Ģahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadî, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bîr durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarara ait olduğu hükme bağlanmıĢtır. Aynı kanunun 30.maddesinde; "re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiĢ vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır." ġeklinde tanımlanmıĢtır. 5422 sayılı: Kurumlar Vergisi Kanununun 17/1 maddesinde; Ģirketin kendi ortaklan, ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kiĢiler, idaresi, murakabesi veya sermayesi bakımlarından vasıtalı vasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kiĢiler ile olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düĢük fiyat veya bedeller üzerinden yahut bedelsiz olarak alım, satım imalat inĢaat muamelelerinde ve hizmet iliĢkilerinde bulunursa, bu hallerde kaĢanem tamamen veya kısmen örtülü olarak dağıtılmıĢ sayılacağı hüküm altına alınmıĢtır. 81 Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 2003 hesaplarının serbest bölgeler ile yapılan iĢlemler yününden sınırlı olarak incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuyla davacı firmanın serbest bölgede faaliyet gösteren …………yaptığı mal satıĢlarının emsaline göre düĢük "bedelle yapıldığı ve Ģirket ortaklarının aynı kiĢiler olması nedeniyle, bu satıĢların örtülü kazanç dağıtımı kabul edilerek, yapılan cezalı vergi tarhiyatın davanın Özeti bölümünde belirtilen nedenlerle dava konusu yapıldığı anlaĢılmıĢtır. Dava konusu iĢlemin dayanağı 27.13.2004 tarih ve GKR-2004-770/35 saydı vergi inceleme raporunda; davacı firmanın serbest bölgede faaliyet gösteren ………………….emtia sattığı, yapılan bu satıĢların emsaline nazaran belirgin fiyat farklılığı içerdiği bir malın emsalinin yine o malın kendi fiyatı olduğu, serbest bölgedeki firmaya satmak yerine doğrudan o firmanın sattığı yerlere satıĢ yapılması halinde daha çok kar etmenin mümkün olduğu malın doğrudan satılması durumunda daha yüksek bedelle satmak imkanı vatken bunun yapılmadığı, Ģirket ortaklarının aynı kiĢiler obuası hususu dikkate alındığında yapılan bu düĢük fiyatla satıĢın örtülü kazanç dağıtımı olduğu sonucuna ulaĢılarak davaya komi eczalı tarhiyatın yapıldığı anlaĢılmaktadır. Yukarıda anılan hususların birlikte değerlendirilmesinde, Türk Ticaret Kanununa göre Ģirketlerin tüzel kiĢiliklerinin bulunduğu ve kiĢilerin farklı Ģirketlere ortak olmalarına engel düzenlemelerin bulunmadığı, imalatçı Armaların, pazarlama iĢi için, ayrı Ģirket kurmaları yada aynı holding bünyesinde imalat, reklam, pazarlama hususunda uzmanlaĢmıĢ ayrı Ģirketler kurmakla yasal engel bulunmadığı örtülü kazanç dağıtımının Ģartlarından olan emsal fiyat araĢtırması yapılmadan, salt ortaklan aynı olduğu gerekçesiyle cezalı tarhiyat yapılamayacağı gibi yapılan incelemede saptanan fiyatların serbest bölgede 82 faaliyet gösteren diğer firmalarca belirlenen fiyatlarla karĢılaĢtırılması dahi yapılmadan dahi yapılmadan varsayıma dayalı olarak örtülü kazanç dağıtımı olduğu sonucuna ulaĢılması dikkate alındığında cezalı tarhiyatta mevzuata uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaĢılmıĢtır. Açıklanan nedenlerle, DAVANIN KABULÜNE, dava konusu vergi ziyaı cezalı geçici verginin terkinine, davacı tarafından karĢılanan algıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davalı idarece davacıya verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen otuz gün içinde DanıĢtay'da temyizi kabil olmak üzere 29.11.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 83 T.C. DANIġTAY ÜÇÜNCÜ DAĠRE Esas NO: 2005/1067 Karar NO: 2006/2580 Temyiz Eden : KemalpaĢa Vergi Dairesi Müdürlüğü-ĠZMĠR KarĢı Taraf : ……………………………….. Ġstemin Özeti : Kazancını ortaklarınca kurulan Ģirkete örtülü olarak dağıttığı görücüyle davacı Ģirket adına 2001 yılı için re'sen salınan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ve fon payına karĢı açılan davada düzenlenen vergj inceleme raporu ila, davacı Ģirketin ortaklan tarafından kurulan ve Ege Serbest Bölgesinde faaliyet gösteren ………………..Tic. A.ġ.'ne sattığı malları, bu sirkatin değer artına hiç bir iĢlem yapmaksızın bir kaç gün Ġçinde yurt dıĢındaki müĢterilerine satmak suretiyle yüzde ondört kar edildiğinin tespit edilmesi üzerine davacı Ģirketin serbest bölgede faaliyet gösteren bu Ģirket üzerinden ihracat yaptığı, böylece Ģirkete transfer ettiği kazanç; ödediği sonucuna varılmak suretiyle cezalı tarhiyat yapıldığının anlaĢıldığı, Türk Ticaret Kanununda imalatçı firmaların pazarlama iĢi için ayrı Ģirket kurmalarına ve gerçek kiĢilerin farklı Ģirketlere ortak olmalarına engel bir hüküm bulunmadığı, dosyanın incelenmesinden tarhiyatın dayanağı Olan inceleme raporunda emsal fiyat araĢtırması yapılmadığı gibi saptanan fiyatların serbest bölgede faaliyet gösteren diğer firmalar tarafından belirlenen fiyatlarla karĢılaĢtırılmasının da yapılmadığının anlaĢıldığı, bu durumda sadece ocakların aynı olduğuna dayanılmak suretiyle kazancın örtülü olarak dağıtıldığı sonucuna varılarak yapılan tarhiyatı yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle kaldıran Ġzmir 2.Vergi Mahkemesinin 29.11.2005 gün ve E:2005/467, K:2005/1138 sayılı kararının; otomotiv sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın ürettiği malla diğer firmaların farklı teknolojiler kullanmak suretiyle ürettiği mallan karĢılaĢtırmanın mümkün olmadığı, bir malın en iyi emsalinin e malın kendisi olduğu ileri sürüterek bozulması istenmiĢtir. 84 Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuĢtur. Tetkik Hakimi : Kutlay Telli DüĢüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen Ġddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düĢünülmektedir. Savcı: Sefer Yıldırım DüĢüncesi : Ġdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyiz incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı Ġdarî Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenleri hiçbirisine uymadığından istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düĢünülmektedir. TÜRK MĠLLETĠ ADINA Hüküm veren DanıĢtay Üçüncü Dairesince iĢin gereği görüĢülüp düĢünüldü; Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçeli yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi karan, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüĢ olup temyiz istemine ĠliĢkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, 11.10.2006 85 DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Kararı Tarih : 24/03/2006 Esas No : 2005/327 Karar No : 2006/55 Konu : Vergi levhasının tasdiki Ġlgili Kanun ve Madde: VUK mükerrer 355 Özet: Mükelleflerin vergi levhalarını 3568 sayılı kanuna göre yetki almıĢ meslek mensuplarına da tasdik ettirebileceklerine dair 272 no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde ve serbest mali müĢavir olan davacının vergi levhasını tasdik ettiği mükelleflere iliĢkin listeyi vergi dairesine vermemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasında yasal düzenlemeye aykırılık bulunmadığı Ġstemin Özeti: Mükelleflerin vergi levhalarını 3568 sayılı Kanuna göre yetki almıĢ meslek mensuplarına da tasdik ettirebileceklerine dair 13.4.1999 günlü ve 23665 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 272 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin iptali ve serbest muhasebeci mali müĢavir olan davacının, vergi levhasını tasdik ettiği mükelleflere iliĢkin listeyi Vergi Dairesine vermemesi nedeniyle Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355 nci maddesi uyarınca adına kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıĢtır. DanıĢtay Dördüncü Dairesi 22.9-2005 günlü ve E:2004/257, K:2005/1583 sayılı kararıyla; dava konusu Tebliğin 5 inci bölümünde kazancı basit usulde tespit edilen mükelleflerin vergi levhaları ile ilgili düzenlemenin yer aldığı, bu düzenleme davacının hak ve menfaatini ihlal eder nitelikte bulunmadığından, bu kısmın iptali isteminde davacının dava açma ehliyeti bulunmadığı, anılan Genel Tebliğin diğer bölümleri davacının hukukunu doğrudan etkileyecek düzenlemeler içerdiğinden, Maliye Bakanlığının söz konusu düzenlemenin idari dava konusu olabilecek nitelikte bir düzenleyici iĢlem olarak nitelendirilemeyeceği yolundaki savunmasının yerinde görülmediği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "vergilendirme" baĢlıklı Birinci Kitabının 5 inci 86 maddesinde "vergi mahremiyetinin" düzenlendiği ve maddenin üçüncü fıkrasında, gelir vergisi mükellefleri (kazancı basit usulde tespit edilenler dahil) ile sermaye Ģirketlerinin her yıl Mayıs ayıbın son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhayı merkezlerine, Ģubelerine, satıĢ mağazalarına iĢ sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görülecek Ģekilde asmak zorunda oldukları, ilan ve levhalara iliĢkin diğer hususların Maliye Bakanlığınca belli edileceği belirtilmek suretiyle mükelleflere vergi levhası asma zorunluluğu getirildiği, aynı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde. Maliye Bakanlığının, mükellef ve meslek grupları itibarıyla muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, Ģekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değiĢiklik yapmaya; bedeli karĢılığında basıp dağıtmaya veya üçüncü kiĢilere bastırıp dağıtmaya veya dağıttırmaya, bunların kayıtlarını tutturmaya, bu defter ve belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz zorunluluğu getirmeye veya kaldırmaya, bu Kanuna göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin tutulması ve düzenlenmesi zorunluluğunu kaldırmaya yetkili olduğu, maddenin üçüncü fıkrasında ise, Maliye Bakanlığının, birinci fıkrada yazılı belge ve tasdik iĢlemini; noterlere, kanunla kurulmuĢ mesleki kuruluĢlara veya uygun göreceği diğer mercilere yaptırmaya, ticari kazançları basit usulde tespit edilen gelir vergisi mükelleflerine özel bir defter tutturmaya ve bu konulara iliĢkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkili bulunduğunun belirtildiği, vergi levhası asma zorunluluğunun vergi sistemimize 2365 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle getirildiği, gerek Vergi Usul Kanununun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, gerekse aynı Kanunun mükerrer 257 inci maddesinde bu uygulamaya iliĢkin usul ve esasları belirleme konusunda da Maliye Bakanlığının yetkili kılındığı, Maliye Bakanlığının da bu konuyla ilgili olarak çeĢitli Genel Tebliğlerle 87 düzenlemeler yaptığı, 142 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile vergi levhalarının tasdikinin mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairelerince yapılmasının öngörüldüğü, dava konusu Genel Tebliğde ise, tasdik döneminin son günlerinde vergi dairelerinin iĢ yükünün artması ve mükellefler açısından gereksiz zaman kaybına yol açıldığı hususu dikkate alınarak, mükelleflerin dilerlerse vergi levhalarını 3568 sayılı Kanuna göre yetki almıĢ ve defterlerini tutan veya beyannamelerini imzalayan ya da tasdik eden serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müĢavir veya yeminli mali müĢavirlere de tasdik ettirebilmeleri olanağının sağlandığı, yukarıda açıklanan Kanun maddeleri gereği bu konuda Maliye Bakanlığının yetkili olduğunun tartıĢmasız olduğu, ayrıca, dava konusu düzenlemede mükelleflerin vergi levhalarını meslek mensuplarına tasdik ettirmeleri hususunda bir zorunluluk bulunmadığı, vergi levhaları eski den olduğu gibi bağlı olunan vergi dairelerine tasdik ettirilebilecekleri, davacı, anılan düzenlemenin Vergi Usul Kanununun 5 inci maddesindeki vergi mahremiyeti ile ilgili düzenlemeye ve 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu'nun 43 üncü maddesinde düzenlenen meslek sırlarının saklanmasına iliĢkin yasağa aykırı olduğunu iddia etmekte ise de, vergi levhası asma zorunluluğunun, Vergi Usul Kanunu'nda öngörülen vergi mahremiyetinin istisnalarından biri olarak aynı Kanunda öngörüldüğü, mükelleflerin vergi levhalarını isterlerse defterlerini tutmak üzere sözleĢme düzenlendikleri veya iĢletmelerinde bağımlı olarak çalıĢan 3568 sayılı Kanuna göre yetki almıĢ serbest muhasebeci veya serbest muhasebeci mali müĢavirlere veya 4 sıra No.lu Genel Tebliğ uyarınca beyannamelerini imzalattıkları meslek mensuplarına veya 18 sıra No.lu Genel Tebliğ uyarınca beyannamelerini tasdik eden yeminli mali müĢavirlere tasdik ettirmelerinde anılan hükümlere aykırılık bulunmadığı, dava konusu Genel Tebliğin 4 üncü bölümünde, tasdik iĢlemini yapan 3568 sayılı kanuna göre yetki almıĢ meslek mensuplarının levhasını tasdik ettikleri mükelleflere ait bilgileri Haziran ayının 25 ine 88 kadar bunların bağlı oldukları vergi dairelerine Vergi Usul Kanununun 149 uncu maddesi uyarınca bir yazı ekinde bildireceklerinin belirtildiği, Vergi Usul Kanununun "Devamlı Bilgi Verme" baĢlıklı 149 uncu maddesinde, kamu idare ve müesseseleri (kamu hizmeti ifa eden kurum ve kuruluĢlar dahil) ile gerçek ve tüzel kiĢilerin vergilendirmeye iliĢkin olaylarla ilgili olarak Maliye ve Gümrük Bakanlığı ve vergi dairesince kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli fasılalarla ve devamlı olarak yazı ile vermeye mecbur oldukları belirtildiğinden, vergi levhalarını tasdik eden meslek mensuplarının, vergi levhasını tasdik ettikleri kiĢilerin ad ve soyadları (tüzel kiĢilerde unvanları) ile vergi kimlik numaralarına iliĢkin bilgileri Haziran ayının 25 ine kadar bunların bağlı bulundukları Vergi Dairelerine bir yazı ekinde bildirmeleri mecburiyetinin getirilmesinde anılan Kanun hükmüne bir aykırılık görülmediği, serbest muhasebeci mali müĢavir olan davacıya, vergi levhasını tasdik ettiği mükelleflere iliĢkin bilgileri ihtiva eden listeyi vergi dairesine vermemesi nedeniyle Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesildiği, vergi levhasını tasdik ettiği mükelleflere iliĢkin bilgilerin davacı tarafından bir liste ile vergi dairesine verilmediğinin ihtilafsız olduğu, Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesinde, bu Kanunun 86, 148, 149,150,256 ve 257 inci mad¬delerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257 inci madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayan (kamu idare ve müesseselerinde bilgi verme görevini yerine getirmeyen yöneticiler dahil) kiĢilere maddede belirtilen miktarda özel usulsüzlük cezası kesileceği, ikinci fıkrasında da bu hükmün uygulanabilmesi için, bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında Kanunun ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesinin Ģart olduğunun belirtildiği, vergi levhalarını tasdik eden meslek mensuplarına, tasdike iliĢkin bilgileri ilgili vergi dairelerine bir yazı ile bildirme 89 yükümlülüğünü getiren ve buna uymayan meslek mensuplarına uygulanacak özel usulsüzlük cezasını belirten düzenleme Resmi Gazete'de yayımlanmıĢ olduğundan, artık Tebliğde belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda yaptırımının ne olacağının meslek mensuplarına ayrıca bir yazı ile bildirilmesine gerek bulunmadığı, Genel Tebliğin 6 ncı bölümünde de yeni bir ceza öngörülmediği, vergi levhasını tasdik ettikleri mükellefleri zamanında Vergi Dairesine bildirmeyen veya eksik bildiren meslek mensuplarının bu zorunluluğa uymamaları durumunda haklarında uygulanacak yasal müeyyidenin Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesinde hükme bağlanan özel usulsüzlük cezası olduğunun belirtildiği, dolayısıyla, Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen, yazılı bildirim koĢulu Genel Tebliğin Resmi Gazete'de yayınlanması suretiyle yerine getirilmiĢ olduğundan, davacının kendisine yasal müeyyideleri de ihtiva eden bir yazı tebliğ edilmediği yolundaki iddiasına itibar edilmediği, bu nedenle davacı hakkında kesilen özel usulsüzlük cezasında anılan Kanun hükmüne aykırılık görülmediği, gerekçesiyle davanın, Genel Tebliğin 5 inci bölümüne yönelik kısmının ehliyet yönünden reddine, Genel Tebliğin diğer bölümlerine ve özel usulsüzlük cezasına yönelik kısmının reddine karar vermiĢtir. Karar yükümlü tarafından temyiz edilmiĢ, tebliğ ile ceza getirilemeyeceği, yasanın özel usulsüzlük cezası için açık bildirim aradığı tasdik iĢlemi hakkında UĢak Vergi Dairesine bildirimde bulunduğunu, ancak EĢme Vergi Dairesine bildirimde bulunmadığı için adına hiçbir tebligat yapılmadan özel usulsüzlük cezası kesildiğini, kesilen cezada ve dayanağı dava konusu tebliğde yasalara uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiĢtir. Savunmanın Özeti: Maliye Bakanlığı tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuĢ, vergi dairesi müdürlüğü tarafından savunmada bulunulmamıĢtır. 90 DanıĢtay Tetkik Hakimi ....'in DüĢüncesi: Davacının temyiz isteminin özel usulsüzlük cezasına yönelik kısmının, Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesinde aranan bildirim Ģartına uyulmadığından kabulü gerektiği, genel tebliğde yasal düzenlemeye aykırılık bulunmadığından, bu kısma yönelik istemin reddi gerektiği düĢünülmektedir. DanıĢtay Savcısı……….'nın DüĢüncesi: UyuĢmazlıkta, mükelleflerin vergi levhalarını 3568 sayılı Kanuna göre yetki almıĢ meslek mensuplarına da tasdik ettireceklerine dair 13.4.1999 günlü ve 23665 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 272. sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin iptali ve serbest muhasebeci ve mali müĢavir olan davacının vergi levhasını tasdik ettiği mükelleflere iliĢkin listeyi vergi dairesine ver¬memesi nedeniyle Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden DanıĢtay Dördüncü Dairesinin 22.9.2005 gün ve E:2004-257, K:2005-1583 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. Temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler temyiz edilen DanıĢtay Dördüncü Daire kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden istemin reddi gerekeceği düĢünülmektedir. TÜRK MĠLLETĠ ADINA Hüküm veren DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüĢüldü: DanıĢtay Dördüncü Dairesinin 22.9.2005 günlü ve E:2004/257, K:2005/1583 sayılı kararı, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuĢ ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiĢtir. Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 24.3.2006 gününde oyçokluğu ile karar verildi. 91 KARġI OY X- Davaya konu yapılan 272 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği, Vergi Usul Kanununun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasına dayanılarak yürürlüğe konulmuĢtur. Dayanılan bu kural; sadece kazanç ve iradı elde eden vergi mükelleflerinin, ilgili vergilendirme döneminde beyan edilen kazanç ve irat tutan ile tahakkuk eden vergi miktarını gösteren vergi levhasını merkez, Ģube, satıĢ mağazası gibi faaliyetin yürütüldüğü iĢ yerlerine asma zorunluluğu ile ilgilidir. Maliye Bakanlığına tanınan yetki de bu sınır içindedir. 272 sayılı Genel Tebliğde ise tanınan yetki dıĢına çıkılarak ve Vergi Usul Kanununun bilgi verme ile ilgili 149 uncu maddesi ile ilgi kurularak, dolaylı biçimde 3568 sayılı Yasaya göre faaliyet gösteren ve kazanç iradı elde edip levha asma zorunluluğu bulunan vergi mükelleflerinin asmaları gereken levhayı onaylayabileceği kabul edilen meslek mensuplarına; levhalarını onayladıkları mükelleflerin isimlerini ilgili vergi dairesine bildirme zorunluluğu öngörülmüĢtür. Meslek mensuplarına hangi konularda zorunluluk getirileceğini düzenleyen mükerrer 227 nci maddeye ve 5 inci maddeye aykırı düĢen 272 sayılı Genel Tebliğinin (4) ve (6) iĢaretli bölümlerinin iptali gerekirken, davanın reddi yolunda verilen Daire kararının her iki hüküm fıkrasının da yeniden karar verilmek üzere bozulması gerektiği görüĢüyle karara katılmıyorum. XX- Temyiz istemine konu olan DanıĢtay Dördüncü Dairesinin 22.9-2005 gün ve K: 2005/1583 sayılı kararında yer alan karĢı oyda yazılı gerekçeye binaen temyiz isteğinin özel usulsüzlük cezası yönünden kabulü gerekeceği oyu ile kararın bu kısmına katılmıyorum. 92 DanıĢtay Dördüncü Daire Kararı Tarih :22/02/2006 Esas No :2005/1332 Karar No:2006/244 Konu :Ceza kesme yetkisi Ġlgili Kanun ve Madde: VUK 365 Özet : Kaçakçılığa iĢtirakten dolayı haklarında inceleme yapılan kiĢi ve kuruluĢların katma değer vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairelerince ceza kesilmesi gerektiği Ġstemin Özeti : Yeminli Mali MüĢavir olan davacının, ....Ġç ve DıĢ Ticaret Sanayi ve Ticaret Limited ġirketi ile ... Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited ġirketi'nin gerçeğe uygun olmayan belge düzenleme fiillerine iĢtirak ettiği ileri sürülerek 1999 yılı için vergi ziyaı cezası kesilmiĢtir. Ġstanbul 2. Vergi Mahkemesi 8.3.2005 günlü ve E:2004/2204, K:2005/321 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında, vergi dairesinin, mükellefi tespit, vergiyi tarh, tahakkuk ve tahsil eden daire olduğu, 2 nci fıkrasında ise, mükelleflerin vergi uygulaması bakımından hangi vergi dairesine bağlı olduklarının vergi kanunları ile belirleneceği, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 43 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında da, katma değer vergisinin, mükellefin iĢyerinin bulunduğu yer vergi dairesince tarh olunacağının öngörüldüğü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergi, resim ve harçlar dan kaynaklanan Devlete ait kamu alacakları hakkında tahsil iĢlemleri ile bu alacakların güvence altına alınması için gerekli diğer iĢlemlerin yapılmasına mükellefin bağlı olduğu vergi dairesinin yetkili olduğu, yetki kuralının takip edilmesi gereken kiĢiye değil, takibin konusu olan verginin mükellefine göre belirlendiği, davacının kurumlar vergisi tasdik raporu düzenleyerek suça iĢtirak, ettiği gerekçesiyle sorumlu tutulduğu kamu alacağının mükelleflerinin ... Ġç ve DıĢ 93 Ticaret DanıĢmanlık Limited ġirketi ile .... Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited ġirketi olduğu, bu Ģirketlerin bağlı olduğu Yenibosna Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün davacı adına ceza kesmeye yetkili bulunduğu, yeminli malî müĢavir olarak tasdik raporu düzenleyen davacının bağlı olduğu Çapa Vergi Dairesi Müdürlüğünce ceza kesilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle vergi ziyaı cezasının kaldırılmasına karar vermiĢtir. Davalı Ġdare, davacının ilgili firmaların gerçekte mal alım satımı yapıp yapmadığını tespit etmek amacıyla gerekli denetimi yapmadığını ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir. Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiĢtir. Tetkik Hakimi 'in DüĢüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düĢünülmektedir. DanıĢtay Savcısı ....'nın DüĢüncesi: Ġdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düĢünülmektedir. TÜRK MĠLLETĠ ADINA Hüküm veren gereği görüĢüldü: DanıĢtay Dördüncü Dairesince Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karĢısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiĢtir. 94 Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, Ġstanbul 2. Vergi Mahkemesinin 8.3.2005 günlü ve E:2004/2204, K:2005/321 sayılı kararının onanmasına 22.2.2006 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARġIOY 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında vergi dairesinin mükellefi tespit eden, vergi tarh eden, tahakkuk ettiren ve tahsil eden daire olduğu, ikinci fıkrasında ise mükelleflerin vergi uygulaması bakımından hangi Vergi Dairesine bağlı olduklarının vergi kanunları ile belirleneceği öngörülmüĢtür. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 106 ncı maddesinde ise gelir vergisinin, mükellefin ikametgâhının bulunduğu mahal vergi dairesince tarh edileceği, Vergi Usul Kanununun 365 nci maddesinde de vergi cezalarının olayların ilgili bulunduğu vergi bakımından mükellefin bağlı olduğu vergi dairesince kesileceği belirtilmiĢtir. Dava konusu olayda yeminli mali müĢavir olan davacının, iki ayrı Ģirketin sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiillerine iĢtirak ettiği „. ileri sürülerek adına vergi ziyaı cezası kesilmiĢtir. Davacı gelir vergisi mükellefi olup Çapa Vergi Dairesi Müdürlüğüne bağlıdır. Kaçakçılığa iĢtirakden dolayı mükellefi olduğu vergi dairesince ceza kesilmesi yukarıda sözü edilen mevcut düzenlemelere uygun bulunmaktadır. Bu itibarla aksi yöndeki mahkeme kararının bozulması gerektiği görüĢüyle karara karĢıyız. 95 T.C. DANIġTAY SEKĠZĠNCĠ DAĠRE Esas No : 2005/4780 Karar No : 2007/162 Temyiz Ġsteminde Bulunanlar : …………. Vekili : Av. Hamdi ġehirlioğlu Cumhuriyet Bulvarı No118/12-Pasaport/ĠZMĠR 2- Maliye Bakanlığı KarĢı Taraf : 1- Maliye Bakanlığı 2- Türkiye Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlerve Yeminli Mali MüĢavirler Odaları Birliği GençlikCad.No:107- ANKARA Vekili : Av.Gülseren ÖmerbaĢ - (Aynı yerde) Ġstemin Özeti : Yeminli Mali MüĢavir olan davacının tasdik yetkisini gerçeğe aykırı olarak kullandığının ………. raporu ile sabit olduğundan bahisle 8 ay süre ile geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası ile cezalandırılmasına iliĢkin iĢlemin iptali istemiyle açılan davada, dava konusu iĢlemi iptal eden Ankara 8. Ġdare Mahkemesinin 27.3.2001 gün ve E:1998/1140 ve K:2001:338 sayılı kararını temyizen inceleyerek onayan ve davalının karar düzeltme talebi reddedilerek kesinleĢmesi üzerine davacı mesleğini icra edemediğinden bahisle 8 aylık döneme iliĢkin olarak 38.678.285.000.-lira maddi ve 10.000.000.000 lira manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılan davada; ortada idarenin ağır hizmet kusuru bulunmadığı anlaĢıldığından, yoruma dayalı bir idari tasarruf nedeniyle davalılar aleyhine maddi tazminata hükmedilmesine gerek olmadığına, manevi tazminat istemine iliĢkin kısmına gelince, davacının da isminin aralarında bulunduğu yeminli mali müĢavirlerin "kara liste" Ģeklinde ülke genelinde yayın yapan bir gazetede haber konusu olması ve bu listenin Maliye Bakanlığınca oluĢturulduğunun belirtilmesi nedeniyle davacının elem ve üzüntü duyduğu, Ģeref ve onurunun 96 zedelendiği göz önünde bulundurulduğunda, olayda davacıya manevi tazminat ödenmesini gerektiren koĢulların gerçekleĢtiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle, duyulan elem ve üzüntü nedeniyle davacıya 2.500,00 YTL manevi tazminat ödenmesine, artan kısmı ile maddi tazminatın tamamının reddine karar veren Ankara 8. Ġdare Mahkemesinin 14.2.2005 gün ve E:2004/1381, K:2005/168 sayılı kararının; davacı tarafından, mesleğini icra edemediğinden gelir kaybına sebep olduğu gibi manevi tazminatın da düĢük takdir edildiği, Maliye Bakanlığı tarafından ise, manevi tazminatın yasal dayanağının bulunmadığı öne sürülerek, 2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemleridir. Savunmaların Özeti :Davacı tarafından, savunma verilmediği, Maliye Bakanlığı ve Türkiye Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirler' ve Yeminli Mali MüĢavirler Odaları Birliği tarafından ise istemin reddi gerektiği savunulmaktadır. DanıĢtay Tetkik Hakimi Talip KAYA'nın DüĢüncesi : Ġstemin kısmen kabul, kısmen reddi gerektiği düĢünülmektedir. DanıĢtay Savcısı Ahmet Yahya ÖZDEMĠR'in DüĢüncesi : idare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düĢünülmektedir. TÜRK MĠLLETĠ ADINA 97 Hüküm veren DanıĢtay Sekizinci Dairesince iĢin gereği görüĢüldü: UyuĢmazlık, Yeminli Mali MüĢavir olan davacının tasdik yetkisini gerçeğe aykırı olarak kullandığının …….. raporu ile sabit olduğundan bahisle 8 ay süre ile geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası ile cezalandırılmasına iliĢkin iĢlemin iptali istemiyle açılan davada, dava konusu iĢlemin iptali üzerine davacının mesleğini icra edemediğinden bahisle 8 aylık döneme iliĢkin olarak 38.678.285.000.-lira maddi ve 10.000.000.000 lira manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte tazmini isteminden doğmuĢtur. Ġdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunması halinde mümkün olup davalı tarafça ileri sürülen hususlar mahkeme kararının, davacının da isminin aralarında bulunduğu yeminli mali müĢavirlerin "kara liste" Ģeklinde ülke genelinde yayın yapan bir gazetede haber konusu olması ve listenin Maliye Bakanlığınca oluĢturulduğunun belirlenmesi nedeniyle davacının olaydan elem ve üzüntü duyduğu, Ģeref ve onurunun zedelendiği göz önünde bulundurulduğunda, olayda duyulan elem ve üzüntü nedeniyle 2.500,00 YTL manevi tazminatın kabulüne iliĢkin kısmında yasal isabetsizlik bulunmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125 maddesinde, idarenin kendi eylem ve iĢlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıĢ; buna uygun bir düzenlemeye 2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Yasasının 2. maddesinde yer verilerek, idari eylem ve iĢlemlerden dolayı kiĢisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından tam yargı davaları açılabileceği hükme bağlanmıĢtır. 98 Kamu idareleri, yapmakla yükümlü oldukları kamu hizmetlerini yürütürken hizmetin ifası esnasında gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler, idarenin bu yükümlülüğü yerine getirmeyerek hizmetin kötü veya geç iĢlemesi veyahut gereği gibi iĢlememesi ve bu yüzden zarara neden olunması halinin idareye bu zararın, hizmet kusuru kriterlerine göre tazmini sorumluluğunu yükleyeceği; bireylerin uğradıkları özel nitelikteki zararların, idari faaliyet ile zarar arasında nedensellik bağının bulunması koĢuluyla tazmin edilebileceği sorumluluk hukukunun genel ilkeleri ve Anayasa gereğidir. Hukuka aykırı iĢlem tesis ederek, yürütmekle görevli olduğu hizmeti kötü iĢleten idarenin, hizmet kusurundan dolayı meydana gelen zararları tazmin etmesi gerektiği bilinen idare hukuku ilkelerindendir. Dava dosyasının incelenmesinden; Yeminli Mali MüĢavir olarak çalıĢırken 8 ay geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası alan davacının, söz konusu disiplin cezasına karĢı açtığı davada, dava konusu iĢlemi iptal eden Ankara 8. idare Mahkemesinin E:1998/1140, K:2001/338 sayılı kararını temyizen inceleyerek onayan Dairemizin 19.11.2002 gün ve E:2001/3938, K:2002/5373 sayılı kararının, davalı idarelerce karar düzeltme isteminde bulunulması sonucunda, Dairemizin 20.11.2003 gün ve E:2003/2392, K:2003/5073 sayılı kararı ile bu istem reddedilerek kararımızın kesinleĢmesi üzerine, 8 ay geçici olarak mesleki faaliyetten alıkonulduğu döneme iliĢkin olarak 38.678.285.000 lira maddi zararın tazmini istemi ile açılan davanın reddedildiği anlaĢılmaktadır. Ġdarenin hukuki sorumluluğunun bir sonucu olan tam yargı davalarındaki amaç, idarenin bir eylemi ya da iĢlemi nedeniyle uğranılan zararın giderilmesidir. Mahkemenin bu türden bir uyuĢmazlığı çözüme bağlayabilmesi için, zararın kesin ve gerçek bir zarar olması, idari hizmetin eksik ya da kusurlu iĢlemesi ile oluĢması, yani nedensellik bağının bulunması ve nihayet miktarının açıkça ortaya konulması 99 gerekmektedir, ilgilisinin zararın varlığını ve miktarını belgeleriyle ortaya koyması gereği tam yargı davasının ön koĢuludur. Ancak, olayın özelliğine göre zarara uğranıldığının kesin ve tespit edilmiĢ bulunması halinde ve miktarının da hesaplanabilir olması durumunda, Mahkemece miktara iliĢkin bir belirleme yapılmalıdır. Aksine bir yaklaĢımla, idari eylem ya da iĢlemin sonucu oluĢan bir zarara uğramıĢ olduğunu ispatlamıĢ bulunan ilgilinin, zarar miktarına yönelik belirleme yapamaması nedeniyle mağduriyetinin devam etmesine sebep olunacak, tam yargı davalarının amacı ve anlamına aykırı bir durum yaratılacaktır. Bu durumun, hukuka ve hakkaniyete uygun olmayacağı da ortadadır. Olayda, Yeminli Mali MüĢavirlik mesleğini icra ederek yaĢamını devam ettiren ve mesleki faaliyetten 8 ay geçici olarak alıkonulmasından dolayı mesleğini icra edemediği sabit olan davacının, söz konusu dönemde elde edeceği gelirden mahrum kaldığı ve mahrum kalınan gelirin Mahkemelerince tespit edilmesinin mümkün olduğu açıktır Bu durumda, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak verilen kararda hukuki isabet görülmemiĢtir. Açıklanan nedenlerle Ankara 11. idare Mahkemesi kararının, manevi tazminata iliĢkin kısmın onanmasına oybirliği ile, maddi tazminata iliĢkin kısmının oyçokluğu ile bozulmasına 22.01.2007 gününde karar verildi. Azlık Oyu (x) : Ġdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından onanması gerekeceği gerekçesiyle Dairemiz kararının kısmen bozmaya iliĢkin çoğunluk kararına katılmıyorum. 100 YARGI KARARLARI T.C. ANKARA 11. ĠDARE MAHKEMESĠ ESAS NO KARAR NO DAVACI VEKĠLĠ DAVALILAR VEKĠLĠ : 2004/1381 : 2005/168 : MEHMET ġENEL ġOHER : Av.Hamdi ġEHĠRLĠOĞLU Cumhuriyet Bulvarı No:118/12 ĠZMĠR : 1-MALĠYE BAKANLIĞI/ANKARA 2-TÜRMOB : Av.Gülseren ÖBERBAġ-Aynı Adreste DAVANIN ÖZETĠ : Yeminli mali müĢavir iken 8 ay mesleki faliyetten alıkoyma cezası alan ve yargı kararı ile cezası iptal edilen, davacı mesleğini icra edemediğinden bahisle, 8 aylık döneme iliĢkin olarak 38.678.285.000 TL maddi ve 10.000.000.000-TL manevi tazminata yasal faizi ile birlikte hükmedilmesini istemektedir. MALĠYE BAKANLIĞI. SAVUNMASININ ÖZETĠ : Tazmini gereken bir zarar bulunmadığı dolayısıyla istemin reddi gerektiği savunulmuĢtur. TÜRMOB SAVUNMASININ ÖZETĠ : Yoruma dayalı bir idari tassarufta bulunulduğu ağır kusur niteliğindeki bir iĢlem olmadığı, varsayımına dayalı tazminat talep edilemeyeceği ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuĢtur. TÜRK MĠLLETĠ ADINA 101 Karar veren Ankara 11.Ġdare Mahkemesince dava dosyası incelenerek iĢin gereği görüĢüldü; Dava, Yeminli mali müĢavir iken 8 ay mesleki faliyetten alıkoyma cezası alan ve yargı kararı ile cezası iptal edilen, davacı mesleğini icra edemediğinden bahisle, 8 aylık döneme iliĢkin olarak 38.678.285.000 TL maddi ve 10.000.000.000-TL manevi tazminata yasal faizi ile birlikte iptali istemiyle açılmıĢtır. T.C. Anayasasının 125. maddesinde idarenin kendi eylem ve iĢlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu, hükmü yer almaktadır. 2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Kanunun 12. maddesinde, " ilgililer haklarını ihlal eden bir idari iĢlem dolayısıyla DanıĢta ya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına baĢvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir iĢlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11‟ nci madde uyarınca idareye baĢvurma hakları saklıdır. " hükmü yer almaktadır. Dava dosyasının incelenmesinden; davacının yeminli Mali müĢavir olarak çalıĢırken, 8 ay geçici olarak mesleki faaliyletten alıkoyma cezası aldığı, disiplin cezasının Ankara 8. Ġdare Mahkemesinin Esas :1998/1140 Karar:2001/338 sayılı kararı ile iptal edildiği, bu kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleĢtiği, 8 aylık cezanın 28.9.1998 tarihinde uygulanmaya baĢlandığı ve uygulamadan dolayı 38.678.285.000-TL zararın tazmini ile birlikte 10.000.000.000-TL manevi tazminata hükmedilmesinin istenildiği anlaĢılmıĢtır. 102 Bir idari iĢlemin yasalara ve hukuka aykırılığı kural olarak hizmet kusuru sayılmakta ise de her aykırılığın tazminat sorumluluğuna yol açmayacağı da idare hukuku ilkelerindendir. Bir iĢlemin herhangi bir yönden yasalara ve hukuk kurallarına aykırı görülerek iptal edilmiĢ olması, hizmet kusurunun varlığını kabule yetmez. ĠĢlemin iptalini gerektiren her hukuki yanlıĢlığın ve aykırılığı kendiliğinden hizmet kusuru olarak niteleme olanağı yoktur. Ġdari iĢlemin yapılması ve uygulanmasında hizmet kusurunun varlığından söz edebilmek için saptanan hukuki sakatlığın ağır ve önemli olması gerekir. Olağan nitelikteki hukuki yanlıĢlık ve aykırılıkların hizmet kusuruna yol açmayacağı açıktır. Bu durumda, ortada idarenin ağır hizmet kusuru ile sakatlanmıĢ bir iĢlem bulunmadığı anlaĢıldığından yoruma dayalı bir idari tasarruf nedeniyle davalılar aleyhine maddi tazminata hükmedilmesine gerek olmadığı kanaatine varılmıĢtır. Davanın, davacının manevi tazminat istemine iliĢkin kısmına gelince; Ġdare hukuku ilkelerine göre manevi tazminata hukmedilebilmesi için, idarenin hukuka aykırı bir iĢlemi veya eylemi sonucu ağır bir elem ve üzüntünün duyulmuĢ olması yada ilgilinin Ģeref ve onurunun zedelemiĢ bulunması veya kiĢinin fizik yapısını zedeleyen, yaĢama ve kazanma gücünün azalması sonucunu doğuran olayların meydana gelmesi gerekmekte olup, davacının da isminin aralarında bulunduğu yeminli mali müĢavirlerin "kara liste" Ģeklinde ülke genelinde yayın yapan bir gazetede yayınlanmıĢ olması ve haber konusu olan listenin davalı Maliye Bakanlığınca oluĢturulduğunun belirtilmesi nedeniyle davacının elem ve üzüntü duyduğu, Ģeref ve onurunun zedelendiği göz önünde bulunduğunda, olayda davacıya manevi tazminat ödenmesini gerektiren koĢulların gerçekleĢtiği kanaatine varılmıĢtır. 103 Öte yandan, manevi tazminatın bir zenginleĢme aracı olmayacağı, duyulan elem ve üzüntüye yönelik olması itibariyle de davacı lehine 2.500. YTL manevi tazminata hukmedilmesi takdiren uygun bulunmuĢtur. YerleĢik DanıĢtay içtihatları uyarınca manevi tazminata faiz yürütülemiyeceğinden dolayı da manevi tazminata yasal faiz talebi uygun görülmemiĢtir. Açıklanan nedenlerle, davanın maddi tazminata iliĢkin kısmının reddine, Manevi tazminat isteminin 2.500.YTL lik kısmının Maliye Bakanlığı yönünden kabulüne, kalan kısmın reddine, aĢağıda dökümü yapılan 197.80YTL yargılama giderinin davanın sonuçlanıĢ biçimine göre takdiren 30.00YTL kısmının davalı Maliye Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına, A.A.Ü.T. uyarınca 3.534.YTL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TURMOB'a verilmesine, 250.00YTL vekalet ücretinin davalı Maliye Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine, artan posta giderinin ve 522.YTL harcın istemi halinde davacıya iadesine, kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde DanıĢtay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 14/02/2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 104 TÜRMOB VE YMM ODALARINDAN GELEN YAZILAR TÜRKĠYE SERBEST MUHASEBECĠ MALĠ MÜġAVĠRLER VE YEMĠNLĠ MALĠ MÜġAVĠRLER ODALARI BĠRLĠĞĠ Tarih : 04.04.2007 Sayı : 2007/03573 ĠZMĠR YEMĠNLĠ MALĠ BAġKANLIĞI'NA MÜġAVĠRLER ODASI ………………. tarafından Maliye Bakanlığı ve Birliğimiz aleyhine, Ġstanbul Yeminli Mali MüĢavirler Odasınca kendisine verilen 8 Ay Geçici Olarak Mesleki Faaliyetten Alıkoyma cezasının Mahkemece hukuka aykırı bulunarak iptal edilmesi ve bu kararın kesinleĢmesi sonucu, bu ceza nedeniyle uğradığı 38.678.285.800.-TL maddi ve 10.000.000.000.-TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılan dava sonucu Ankara 11. Ġdare Mahkemesince verilen 14.02.2005 gün E: 2004/1381, K:2005/168 sayılı kararla "maddi tazminata iliĢkin kısmın reddine, manevi tazminat isteminin 2.500. YTL.lik kısmının Maliye Bakanlığı yönünden kabulüne, kalan kısmın reddine" karar verilmiĢtir. Karar davacı tarafından temyiz edilmiĢ ve DanıĢtay 8. Dairenin 22.01.2007 gün ve E:2005/4780, K:2007/162 sayılı kararı ile Ankara 11. Ġdare Mahkemesi kararının manevi tazminata iliĢkin kısmının onanmasına, maddi tazminata iliĢkin kısmının ise bozulmasına karar verilmiĢtir. 105 Kararın maddi tazminata iliĢkin YMM…………………. Maddi tazminat da gerektiği görüĢü ile bozulmuĢtur. bölümü ödenmesi Birliğimiz tarafından hazırlanacak karar düzeltme dilekçesinde kullanılmak üzere, Yeminli Mali MüĢavir…………….Odanıza nakil tarihi ile nakilden itibaren ibraz ettiği tüm sözleĢme örneklerinin, müĢteri bildirim listelerinin ve adı geçenin mali kazancına karine olabilecek her türlü bilgi ve belgenin ivedi olarak Birliğimize gönderilmesini rica ederiz. Saygılarımızla, Mehmet TĠMUR Genel BaĢkan 106 HUKUK KÖġESĠ Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KURULLARI Nazlı SERTBULUT Avukat ĠĢ Kanununda iĢ Sağlığı ve Güvenliği konusu ayrı bir bölümde, "BeĢinci Bölüm" baĢlığı altında yer almaktadır. Konuya iliĢkin olarak yasa koyucu tarafından bölümün ilk maddesi olan, 11 maddede genel anlamda iĢverenlerin, iĢyerlerinde iĢ sağlığı ve güvenliğini sağlamak, gerekli tüm tedbirleri almak ve gerekli araç ve gereçleri bulundurmak külfetleri, hüküm altına alınmıĢ ve yükümlülükler oldukça geniĢ kapsamlı tutulmuĢtur. iĢte makalemiz konusu olan "iĢ Sağlığı ve iĢ Güvenliği Kurulları" da iĢverenlerin yükümlülükleri arasında yer almakta ve iĢ Yasasının 80. maddesinde hükmünü bulmaktadır. 80. Madde uyarınca, iĢverenler, sanayiden sayılan, devamlı olarak en az elli iĢçi çalıĢtıran ve altı aydan fazla sürekli iĢlerin yapıldığı iĢyerlerinde her iĢveren bir iĢ sağlığı ve güvenliği kurulu kurmakla yükümlüdür. Artıca madde uyarınca, iĢverenler, iĢ sağlığı ve güvenliği kurullarınca, iĢ sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun olarak verilen kararları uygulamakla yükümlüdürler. iĢ sağlığı ve güvenliği kurullarının oluĢumu, çalıĢma yöntemleri, ödev, yetki ve yükümlülükleri ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanmıĢ, 07.04.2004 Tarihli Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe girmiĢ bulunan, "ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmelik" baĢlıklı yönetmelik ile düzenlenmiĢtir. 107 Adı geçen yönetmelik, iĢ sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalıĢmalarda bulunmak üzere iĢ sağlığı ve güvenliği kurullarının hangi iĢyerlerinde kurulacağı ve bu kurulların oluĢumu, çalıĢma yöntemleri, görev, yetki ve yükümlülüklerini belirler. Yönetmeliğe göre; ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kurullarının Kurulacağı ĠĢyerleri; Sanayi, Ticaret, Tarım ve Orman iĢlerinden Sayılan iĢlere iliĢkin Yönetmelik hükümlerine göre; sanayiden sayılan, devamlı olarak en az 50 iĢçi çalıĢan ve altı aydan fazla sürekli iĢlerin yapıldığı iĢyerlerinde her iĢveren bir iĢ sağlığı ve güvenliği kurulu kurmakla yükümlüdür, iĢçi sayısının tespitinde iĢyerinde çalıĢan iĢçilerin tamamı dikkate alınır. iĢverene bağlı, fabrika, müessese, iĢletme veya iĢletmeler grubu gibi birden çok iĢyeri bulunduğu hallerde elliden fazla iĢçi çalıĢtıran her bir iĢyerinde ayrı ayrı birer iĢ sağlığı ve güvenliği kurulması gerekmektedir. ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kurullarının Kimlerden OluĢur? 1) iĢveren veya iĢveren vekili, 2) ĠĢ Kanununun 82 nci maddesi uyarınca iĢ güvenliği ile görevli mühendis veya teknik elemanı, 3) iĢ Kanununun 81 inci maddesi uyarınca görevlendirilen iĢyeri hekimi, 4) insan kaynakları, personel, sosyal iĢler veya idari ve mali iĢleri yürütmekle görevli bir kiĢi, 5) Varsa sivil savunma uzmanı, 6) iĢyerinde görevli formen, ustabaĢı veya usta, 7) 2821 sayılı Sendikalar Kanununun değiĢik 34 üncü maddesi hükmü uyarınca iĢyerinde bulunan sendika temsilcilerinin kendi aralarında seçecekleri kiĢi, iĢyerinde sendika temsilcisi yoksa o iĢyerindeki iĢçilerin yarıdan fazlasının katılacağı toplantıda açık oyla seçilecek iĢçi, 8) Sağlık ve güvenlik iĢçi temsilcisi. 108 Kurulun baĢkanı iĢveren veya iĢveren vekili, kurulun sekreteri ise iĢ güvenliği ile görevli mühendis veya teknik elemandır. Yukarıda yer alan 2, 3, 4, 5. maddelerde sayılan kurul üyeleri iĢveren veya iĢveren vekili tarafından atanırlar. 6. ve 8. maddede belirtilen üye ise, o iĢyerindeki formen, ustabaĢı veya ustaların yandan fazlasının katılacağı toplantıda açık oyla seçilen kiĢidir.6. ve 8. maddede belirtilen üyelerin yedekleri de yine asil üyelerin seçildiği yol ile seçilir, iĢveren tarafından, iĢ sağlığı ve güvenliği kurulu üyelerine ve yedeklerine, kurulun görevlerini yerine getirebilmesini sağlamak amacı ile gerekli eğitimin iĢverence verilmesi sağlanır. Kurulun ÇalıĢma Esasları; iĢ sağlığı ve güvenliği kurulları inceleme, izleme ve uyarmayı öngören bir düzen içinde ve aĢağıdaki esasları göz önünde bulundurarak çalıĢırlar. a) Kurullar en az ayda bir kere toplanır. Toplantının gündemi, yeri, günü ve saati toplantıdan en az kırk sekiz saat önce kurul üyelerine bildirilir. Gündem, sorunların ve projelerin önem sırasına göre belirlenir. Kurul üyeleri gündemde değiĢiklik isteyebilirler. Bu istek kurulca uygun görüldüğünde gündem buna göre değiĢtirilir. b) Ağır iĢ kazası halleri veya özel bir tedbiri gerektiren önemli hallerde kurul üyelerinden herhangi biri kurulu olağanüstü toplantıya çağırabilir. Bu konudaki tekliflerin kurul baĢkanına veya sekreterine yapılması gerekir. Toplantı zamanı, konunun ivedilik ve önemine göre tespit olunur. c) iĢyerinde iĢ sağlığı ve güvenliği açısından kendisinin sağlığını bozacak ve vücut bütünlüğünü tehlikeye sokacak yakın, acil ve hayati bir tehlike ile karĢı karĢıya kalan iĢçi, iĢ sağlığı ve güvenliği kuruluna baĢvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını talep edebilir. Kurul, aynı gün acilen toplanarak kararını verir, bu durumu tutanakla tespit eder ve karar iĢçiye yazılı olarak bildirilir. 109 d) Kurulun olağan toplantılarının süresi toplam olarak ayda yirmi dört saati geçemez. Bu toplantıların günlük çalıĢma saatleri içinde yapılması asıldır. Kurulun toplantılarında geçecek süreler günlük çalıĢma süresinden sayılır. Kurul üyeleri yaptıkları görev dolayısıyla maddi-manevi zarara uğratılamaz. e) Kurul, üyelerin çoğunluğu ile toplanır, kararlar toplantıya katılanların oy çokluğu ile alınır. Oyların eĢitliği halinde baĢkanın oyu kararı belirler. Çoğunluğun sağlanamadığı veya baĢka bir nedenle toplantının yapılmadığı hallerde durumu belirten bir tutanak düzenlenir. f) Her toplantıda, görüĢülen konularla ilgili alınan kararları içeren bir tutanak düzenlenir. Tutanak, toplantıya katılan baĢkan ve üyeler tarafından imzalanır ve gereği yapılmak üzere iĢverene bildirilir, imzalı tutanak ve kararlar sırasıyla özel dosyasında saklanır. g) Toplantıda alınan kararlar gereği yapılmak üzere ilgililere duyurulur. Ayrıca iĢçilere duyurulması faydalı görülen konular iĢyerinde ilân edilir. h) Her toplantıda, önceki toplantıya iliĢkin kararlar ve bunlarla ilgili uygulamalar hakkında baĢkan veya kurulun sekreteri tarafından kurula gerekli bilgi verilir ve gündeme geçilir. ĠĢveren veya ĠĢveren Vekilinin Yükümlülüğü ĠĢveren veya iĢveren vekili, toplantı için gerekli yeri, araç ve gereçleri sağlamakla yükümlüdür, iĢveren veya iĢveren vekili, kurulca hazırlanan toplantı tutanaklarını, kaza ve diğer vakaların inceleme raporlarını ve kurulca iĢyerinde yapılan denetim sonuçlarına ait kurul raporlarını, iĢ müfettiĢlerinin incelemesini sağlamak amacıyla, iĢyerinde bulundurmakla yükümlüdür, iĢverenler, iĢ sağlığı ve güvenliği kurullarında mevzuata uygun olarak verilen kararları uygulamakla yükümlüdür. 110 ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kurulunun Yükümlülüğü ĠĢ sağlığı ve güvenliği kurulları, yapacakları tekliflerde, bulunacakları tavsiyelerde ve verecekleri kararlarda iĢyerinin durumunu ve iĢverenin olanaklarını göz önünde bulundururlar. Kurul üyeleri, görevleri nedeniyle öğrendikleri mesleki tekniklere ve çalıĢma metotlarına iliĢkin sırları gizli tutmak zorundadırlar. Kurullar, iĢ sağlığı ve güvenliğini denetime yetkili iĢ müfettiĢlerinin iĢyerlerinde yapacakları çalıĢmaları kolaylaĢtırmak ve onlara yardımcı olmakla yükümlüdür. ĠĢçilerin Yükümlülüğü ĠĢçiler, sağlık ve güvenliğin korunması ve geliĢtirilmesi amacıyla iĢ sağlığı ve güvenliği kurullarınca konulan kurallar, yasaklar ile alınan karar ve tedbirlere uymak zorundadırlar, iĢçiler, iĢyerinde sağlık ve güvenlik tedbirlerinin belirlenmesi, uygulanması ve alınan tedbirlere uyulması hususunda iĢ sağlığı ve güvenliği kurullarıyla iĢbirliği yaparlar, iĢçiler, uygulamada karĢılaĢtıkları güçlükler hakkında kurula bilgi verirler. Yukarıda konuya iliĢkin yönetmelik kapsamında ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kurullarına iliĢkin getirilen düzenlemelere yer verilmiĢtir. Peki bu düzenlemelere aykırı davranıĢlara iliĢkin yaptırımlar nelerdir; ĠĢ Yasası'nın iĢ sağlığı ve güvenliği ile ilgili hükümlere aykırılık baĢlıklı 105. maddesinde, iĢ güvenliği ile görevli mühendis veya teknik eleman görevlendirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen iĢveren veya iĢveren vekiline beĢ yüzer milyon lira para cezası verilir. (Bu meblağ yıllara göre yeniden değerleme oranınca artırılarak uygulanmaktadır.) 2006 yılı için 748,47.- YTL. olarak uygulanmıĢtır. Yukarıda yer alan açıklamalar yanında; iĢ sağlığı ve güvenliği kurulu ile iĢ sağlığı ve güvenliği uzmanı çalıĢtırma zorunluluğu için 50'den fazla iĢçi çalıĢtırma ve en az 6 gün süren sürekli sanayiye ait bir iĢyeri olması Ģartı aranmakta fakat iĢyeri sağlık birimi kurma külfeti için sadece 50'den fazla iĢçi çalıĢtırma Ģartının varlığı yeterli görülmektedir. 111 SEÇĠLMĠġ BĠR KAÇ GÜZEL YAZI BĠLGĠSAYAR TARĠHĠ Bilgisayarın tarihi M.Ö. 2600 yıllarına dayanır ve cinlilerin bulduğu abaküs le baĢlar, 1617 yılında john napıer' ın napıer çubukları, 1649 yılında blaıse pascal' in bulduğu ve toplama çıkarma yapabilen hesap makinası, 1671 yılında çarpma iĢlemi de yapabilen leıbnız' ın hesap makinası 1786 yılında galvani tarafından bulunan ve dokuma tezgahlarında kullanılan delikli kartlar, biliĢim teorisinin temeli boolean cebiri, 1867 yılında chırıspher sholes' m bulduğu ve klavyenin atası olan daktilo, ıbm firmasının temellerini oluĢturan ve 1890 a.b.d. nüfus sayımlarında da kullanılan ve hoilert' in bulduğu delikli kartlar, 1924 yılında ıbm firmasının bulduğu otomatik sıralı kontrol makinası, 1937 yılında icad edilen mark‟ı (sadece hesap makinasıdır.) 1943 enıac ( ki mark ı den 1.000 kat daha hızlıdır, edvac (veri depolayabilen bir bilgisayar) , 1950 yılında unıvac (manyetik teyp ve veri depolama özelliği vardır.) ile devam eden uzun bir tarihi yolculuktur biliĢim sektörü. Bilgisayarlarda teknoloji olarak 1942 - 1956 yılları arasında vakum tüpleri, 1956 - 1963 yılları arasında transistörler, 1964 - 1971 yılları arasında entegre devreler ve 1971 yılından sonra ise mikro devreler kullanılmıĢtır. Günümüzde ise yapay zekaya sahip olan bilgisayarlar üzerinde nano yongalar bulunan bilgisayarlar üzerinde çalıĢmalar yapılmaktadır yani sizin seyahate çıkacağınızı anlayabilen, internet üzerinden uçak biletinizi alan ve cep telefonunuza check-ın iĢlemleri yapılmıĢ bilet gönderebilen bilgisayarlar. Günümüzde Kullanılan Bilgisayarları 4 Kategoride Sınıflandırabiliriz. 1. Süper Bilgisayarlar: Bunlar önemli kuruluĢlarda kullanılırlar ve çok büyük hesaplama iĢlemlerini saniselerde yapabilirler ve Ģu anda kullandığımız bilgisayarlardan çok daha hızlı ve üzerinde yüzlerce iĢlemciyi aynı anda çalıĢtırabilen bilgisayarlardır. 112 2. Ana Bilgisayar: Kurumsal firmalarda kullanılırlar, bir ana bilgisayar ve bunlara bağlı istemcilerden oluĢurlar. 3. Mini Bilgisayarlar : Ana bilgisayara bağlı ancak daha küçük özelliklere sahip bilgisayarlardır. 4. KiĢisel Veya Mikro Bilgisayarlar : Tek kiĢi tarafından kullanılan bilgisayarlardır, pc, notebook olarakta adlandırılırlar. Bilgisayarlar Bana Göre ġu Atasözleri Ġle Anlatılabilirler; • Ne verirsen elinle oda gider seninle, • Vermeden almak Allaha mahsustur. Yani Ģunu demek istiyorum, bilgisayara verileri girmeden hiç bir bilgi elde edemezsiniz, bilgisayarlar sadece bizlerden daha hızlı iĢlem yapma özelliğine sahiptirler yani bizler kadar akıllı değillerdir, muhakeme özellikleri yoktur, sizin kaç derecede terleyip üĢüdüğünüzü anlayıp klimayı çalıĢtıramazlar mesela, sizin bu verileri girmeniz gerekir. Balık sipariĢinizi verebilirler ama yanında ne içeceğinize karar veremezler. 1990‟ lı yıllarda bilgisayar ağlarındaki hızlı geliĢmeyle birlikte sanal olarak dünyama bir ekrana sığarken, bur değerlendiren firmalar ürünlerini dünyaya pazarlayabilmektedirler. Ülkeler arasındaki fiziksel sınırlar kalkmasıyla birlikte, isteyen ve yeterli altyapıya sahip kiĢi ve kuruluĢlar fırsatları iyi değerlendirebilmektedirler. BiliĢim sayesinde bugün koltuğumuzdan kalkmadan, enerji, zaman ve para harcamadan bir çok iĢimizi yapabilmekteyiz. Devletimiz de e-devlet projesi ile bu duruma ayak uydurmaya çalıĢmakta ve bir kaç yıl öne saatlerce sıra bekleyerek yapabildiğimiz bir çok iĢlemi 3 -5 dakika içinde internet üzerinden yapabilmekteyiz düĢünsenize ithalat departmanı personeli hastalandığında veya iĢe gelmediğinde kâra geçebilirsiniz, nasıl mı? Tüm yazıĢmalarını evinden bilgisayarla yapıyor sizin telefonunuzu, elektiriğinizi ve suyunuzu kullanmıyor çay kahvede içmiyor ama iĢleriniz yürüyor, ufak tefek aksamalar olsada inanın iĢler yolunda gidiyor. Dünyada kıyasıya bir rekabetin yaĢanması, global ekonominin 113 konuĢulduğu bu günlerde, siz isteseniz de istemesenizde, birileri biliĢim teknolojileri sayesinde hızla ilerliyor; dolayısıyla ülkemiz de bu teknolojide istifade etmek suretiyle genç beyinleri harekete geçirip bütün dünyaya hizmetlerini sunmanın yolları aramalıdır. BiliĢimdeki genç nüfusa sahip ülkemiz için bu durum iyi değerlendirildiğinde bir Ģans olarak ortaya çıkmaktadır. Zararın neresinden dönersek kardır mantığıyla, bütün aydınlara, sanatçılara ve toplumu yönlendiren biz sivil toplum kuruluĢlarına ve iĢ adamlarına büyük görev düĢmektedir. Devir ne petrol ne bor devridir. Devir eğitim devridir. Eskiden okuma yazma seferberliği vardı, Ģimdi is bilgisayar öğrenme ve doğru kullanma seferberliği olmalıdır. 114 Yöneticilik Bir Sanattır Büyük Amerikan imalat fabrikalarından birinin yönetim kurulu üyeleri kar ve zarar hesaplarını incelerken, fabrika müdürünün aylığına takılmıĢlar ve bunu bir hayli indirmenin mümkün olabileceğini düĢünmüĢler, içeriden iki kiĢi seçerek fabrika müdürü denen bu adamın neler yaptığını bir görmelerini ve ondan sonra bu konuda karar vermesini kabul etmiĢler. Ġki kiĢilik ekip sabah sessizce fabrikaya gitmiĢ ve fabrika müdürünün odasına girmiĢ. Gördükleri manzara Ģu olmuĢ: Fabrika müdürü elinde kahve fincanı, ağzında piposu, ayaklan masanın üzerinde, etrafa halka halka duman yaymakla meĢgul. Masanın üstünde ne bir dosya, ne bir kağıthiçbir Ģey yok. Bir müddet kendisi ile oradan buradan konuĢan ekip üyeleri, bu müddet zarfında müdürün hiçbir iĢle meĢgul olmadığını ve yalnız birkaç basit telefon konuĢması yaptığını görmüĢler. Ekip üyeleri, böyle basit bir iĢ için verilen yıllık 100.000 doların en az üçte ikisinin kesilmesiyle iyi bir tasarruf sağlanabileceğine karar vermiĢler. Fabrika müdürünü çağırıp, "maaĢını indirme" teklifinde bulunmuĢlar. Tabii fabrika müdürü bu indirmeye razı olmamıĢ ve iĢten ayrılmıĢ. Yeni maaĢla çalıĢmayı kabul eden bir çok istekli arasında bir kiĢi yeni fabrika müdürü tayin edilmiĢ. Üç ay geçtikten sonra idare meclisine gelen imalat istatistiklerinde az, fakat dikkati çekecek kadar bir düĢme baĢlamıĢ, "fabrika müdürü yenidir, tabii bu kadar acemilik olur" demiĢler altıncı ayın sonunda istatistik eğrisi bir hayli düĢmüĢ eski ekip üyeleri, yeni fabrika müdürünü odasında ziyaret etmiĢler. Adamcağız kanter içinde, bir elinde telefon, öteki eli evrak imzalamakla meĢgul, baĢıyla gelenlere oturmalarını iĢaret etmiĢ. Gelen giden o kadar çok ki, adamla doğru dürüst konuĢmaya bile imkan olmamıĢ. Fakat heyetin kanaati Ģu olmuĢ: "Böyle canla baĢla çalıĢan bir adam baĢta olduğu müddetçe endiĢelenmek için hiçbir sebepyoktur, biraz daha bekleyelim." 115 Sene sonu gelmiĢ, her zaman kar eden fabrikanın bilançosu zararla kapanınca, idare meclisi, bir ekip kurmuĢ ve yeni ekip bu sefer, müdürün odasına değil, doğrudan fabrikaya gitmiĢ ve iĢ baĢında bekleyen insanlar görmüĢ, sebebini sormuĢlar aldıkları cevap Ģu olmuĢ: "Özel bir döküme baĢlayacağız, fabrika müdürü ben gelmeden baĢlamayın dedi, biz de bekliyoruz, her halde elektrik atölyesinden bir türlü ayrılmaya vakti olmadı." O sırada gözleri, yaĢlı bir usta baĢına iliĢmiĢ, adamı Ģöyle bir kenara çekmiĢler ve fabrikanın eskiye nazaran daha fena çalıĢmasının sebeplerini sormuĢlar. YaĢlı ustabaĢı içini boĢaltmak ihtiyacını uzun zamandır hissetmiĢ olacak ki: "Baylar demiĢ, eski müdürümüz teferruatla uğraĢmaz, ileriye ait planlar yapar, iĢi bize bırakır, biz de normal zamanlarda onu rahat bırakırdık, içinden çıkamayacağımız olağan üstü bir problemle karĢılaĢtığımızda ona ancak o zaman baĢ vurduk, ve o zaman da bilirdik ki, o bizim bu müĢkülümüzü çözecek tek kiĢidir. O hakiki fabrika müdürü idi. Güler yüzlü idi, piposunu içer, bizle ĢakalaĢır, fakat hepimiz için düĢünürdü. ġimdiki müdür de çok dürüst, iyi niyet sahibi, hatta çok çalıĢkan bir adam. Fakat o hiç birimize inanmıyor, her iĢin kendisi tarafından görülmesini istiyor. Yani o, bizim yerimize ustabaĢılık yapıyor, tabii bizde amele çavuĢu mertebesine düĢüyoruz, haydi neyse buna da aldırmayalım, ama fabrika müdürlüğü boĢ kalıyor. Elinde piposu, ileriyi görmeye çalıĢan, tedbir alan, düĢünen adamın yerinde kimse yok." idare meclisi durumu anlamıĢ ve eski fabrika müdürünü tekrar oraya getirmek istemiĢ. Tabi kolay olamamıĢ. Bir yıllık acı tecrübeden sonra 100.000 dolar yerine ancak 150.000 dolar vererek onu gelmeye razı edebilmiĢler. 116 BĠRAZ DA GÜLELĠM Mutluluğun Sırrı Çocuk dedesine sormuĢ: Dede, Ninem ile kaç yıldır evlisin? 40 yıldır evlat. Peki ama dede, ben sizi hiç kavga ederken görmedim bunun sırrı nedir? Otur evlat anlatayım... Nikahımız kıyıldı. Benim at arabasına ninenin üç,beĢ eĢyasını attık ve bizim köyün yolunu tuttuk. Yolda atın ayağı tökezlendi. 'Bu bir' dedim. Yola devam ederken bir daha tökezlendi, ben yine 'Bu iki' dedim. Köye de epey yolumuz vardı. Bizim atın ayağı bir daha tökezleyince 'Bu üç' dedim ve çektim piĢtovu, atı orada vurdum. Ben atı vurunca baĢladı bana söylenmeye: Biz nasıl gideceğiz. Niye durup dururken atı vurdun. Sende hiç akıl yok mu? Bu eĢyaları nasıl götüreceğiz? Ben de döndüm ninene: "Bu biiirrr" dedim. O gündür bu gündür, gül gibi geçinip gidiyoruz.... 117 ġapkacı ġapka satarak geçinen bir adamın yolu bir gün bir ormana düĢmüĢ. Adam biraz yürüdükten sonra sıcaktan ve yorgunluktan bunalmıĢ, bir ağacın altına oturmuĢ. ġapkalarla dolu sepetini de yere koymuĢ ve uykuya dalmıĢ. Birkaç saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmıĢ. Bir de bakmıĢ ki yanındaki sepet bomboĢ. ġapkalar gitmiĢ. Kafasını kaldırıp ağaca bakmıĢ ki, ağacın dallarında bir sürü maymun, her birinin kafasında adamın Ģapkaları... Adam düĢünmeğe baĢlamıĢ : " Ben Ģimdi ne yapıcam, Ģapkaları bu maymunlardan nasıl geri alacam ? " DüĢünceli bir Ģekilde kafasını kaĢırken bakmıĢ ki, maymunlar da adamın taklidini yapıyorlar, kafalarını kaĢıyorlar. Adam ellilerini havaya kaldırmıĢ, maymunlarda... derken adam ne yapacağını bulmuĢ, kendi kafasındaki Ģapkayı çıkarıp yere atmıĢ, maymunlar da... Adam böylece bütün Ģapkaları geri almıĢ, sepetine koyup yoluna devam etmiĢ. Aradan 50 yıl geçmiĢ... Artık adamın bir torunu varmıĢ, o da dedesi gibi Ģapka satıcısı olmuĢ. Günlerden bir gün onun da yolu aynı ormana düĢmüĢ. Hava yine çok sıcakmıĢ ve genç adam bir ağacın altına oturmuĢ, Ģapkalarla dolu sepetini yanına koymuĢ ve uykuya dalmıĢ... Bir saat sonra uyanmıĢ, bir de bakmıĢ ki sepetin içinde Ģapkalar yok... derken tuhaf sesler duymuĢ, bir de kafasını kaldırmıĢ ki ağacın üstünde bir sürü maymun, hepsinin kafasında birer Ģapka. DüĢünmüĢ..." Dedem yıllar önce bana bir hikaye anlatmıĢtı... ne yapacağımı çok iyi biliyorum..." Adam kafasını kaĢımaya baĢlamıĢ, maymunlar da aynısını yapmıĢlar... adam ellerini havaya kaldırmıĢ, maymunlar da... ve adam gülümseyerek kendi baĢındaki Ģapkayı çıkarmıĢ yere atmıĢ... o anda ağaçtaki maymunlardan biri yere inmiĢ, adamın yere attığı Ģapkayı kapmıĢ, adama da bir tokat atmıĢ ve Ģöyle demiĢ: "Sadece senin mi deden var? " 118 KÜLTÜR VE SANAT KÖġESĠ ÖĞRENDĠM KĠ Öğrendim ki... Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, Gerisini karĢı tarafa bırakırsınız. Öğrendim ki... Güveni geliĢtirmek yıllar alıyor, Yıkmak bir dakika. Öğrendim ki... Hayatında nelere sahip olduğun değil Kiminle olduğun önemli. Öğrendim ki... Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün Ama sonrası için bir Ģeyler bilmek gerek. Öğrendim ki... Kendini en iyilerle kıyaslamak değil Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir. Öğrendim ki... Ġnsanların baĢına ne geldiği değil O durumda ne yaptıkları önemli. Öğrendim ki... Ne kadar küçük dilimlersen dilimle Her iĢin iki yüzü var. Öğrendim ki... Olmak istediğim insan olabilmem Çok vakit alıyor. Öğrendim ki... KarĢılık vermek DüĢünmekten çok daha basit. Öğrendim ki... Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek Hangisi son görüĢme olacak bilemiyorsun. Öğrendim ki... 'Bittim' dediğin andan itibaren Pilinin bitmesine daha çok var. 119 Unuturum Diye Yorma Kendini Unuturum diye yorma kendini Her sevenle beni bir tutamazsın Bu kadar yürekten sevmiĢken seni Öyle kolay değil, unutamazsın Yıllar sonra birgün seni anarsam Kulakların değil, kalbin çınlasın Ardından bakıp da öylece kalan Gözlerimde donmuĢ iki damlasın Ahimin rüzgari üĢütür seni Benden baĢkasına ısınamazsın Yorgun Ģarkılarda anarsın beni Öyle kolay değil, unutamazsın Yıllar sonra birgün beni anarsan Kulakların değil, kalbin çınlasın Ardından bakıp da öylece kalan Gözlerimde donmuĢ iki damlasın 120 KÜÇÜK GÜN IġIĞIM Or jinal Adı: Little Miss Sunshine Yönet men: Jonathan Dayton, Valerie Faris Oyuncular: Abiqail Breslin, Greg Kinnear, Paul Dano, Alan Arkin Senaryo: Michael Arndt Görüntü Yönet meni: Tim Suhrstedt Müzik: Mychael Danna Kurgu: Pamela Martin Tür: Dram - Komedi Süre: 101 Dk. Yapım: 2006 - ABD Dağıt ımcı: Özen Film www.ozenfilm.com.tr Gösterim tarihi: 27 Nisan 2007 Resmi Web Sitesi: www.foxsearchlight.com/ littlemisssunshine/ NEXT Or jinal Adı: Next Yönet men: Lee Tamahori Oyuncular: Nicolas Cage, Julianne Moore, Jessica Biel, Nicolas Pajon Senaryo: Gary Goldman, Jonathan Hensleigh Görüntü Yönet meni: David Tattersall Müzik: Mark Isham Kurgu: Christian Wagner Tür: Aksiyon - Bilimkurgu - Gerilim Süre: 91 Dk. Yapım: 2007 - ABD Dağıt ımcı: Chantier Films www.chant ierfilms.com Gösterim tarihi: 20 Nisan 2007 Fragman: Trailer (24 MB) Resmi Web Sitesi: www.next movie.com 121 38- YMM’LERĠN 2007 Y ILINDA DĠKKATE ALACAĞI HADLER KONU -SM ve SMM‟lerin imzalayacağı beyannameler için sınır -Tam tasdik sözleĢmesi yapılmadan ihracatta KDV iadesi rapor yazma sınırı -Ġndirimli orana tabi mallarda tam tasdik sözleĢmesi yapılmadan rapor yazma sınırı -Yolcu beraberinde satıĢta (ihraç) YMM raporu ile alınabilecek iade sınırı -KDV iadesine karĢıt inceleme sınır DAY ANAĞI 4 Nolu 37 Nolu SMM Tebliği 31 ve 37 Nolu YMM Tebliği HADLER -Net SatıĢ:7.102.000.-YTL 31 ve 37 Nolu YMM Tebliği 465.000.-YTL 31 ve 37 Nolu YMM Tebliği 60.000.-YTL (DıĢ Ticaret ġirketleri Hariç ) 29 ve 37 Nolu YMM tebliği -Stopaj Ġadesi 29 ve 37 Nolu YMM Tebliği 35 ve 37 Nolu YMM Tebliği 32 ve 37 Nolu YMM Tebliği 10 Nolu Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliği 10 Nolu Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliği -Fatura BaĢına: 13.000.-YTL -Bir Mükellefin Aylık AlıĢlar Toplamı: 39.000.-YTL 139.000 -YTL Yatırım Ġndirim Raporu Yazmada Harcama Tutarı -Kurumlar Vergisi Ġstisnaları -Tek Düzene göre ek mali tablo düzenleme alt sınırı -7/A Seçeneğine göre muhasebesini tutacak olanlar -Aktif Top:3.551.000.-YTL 3.551.000.-YTL (Eski Dönemler Dahil) Yatırım Harcaması Tutarı 250.000.-YTL‟nin Üzerinde ise rapor düzenlenecek 130.000.-YTL -Aktif Toplamı: 7.415.800.-YTL -Net SatıĢ Tutarı: 16.479.500 YTL -Aktif Toplamı: 1.235.000-YTL -Net SatıĢ Tutarı: 2.472.000.-YTL 122 AKTÜEL BİLGİLER 1. Perakende satıĢ fiĢi ve yazarkasa fiĢi düzenleme sınırı 01.01.2006 'dan itibaren 520,00 YTL 01.01.2007 'den itibaren 560,00 YTL 2. Amortisman sınırı 01.01.2006 'dan itibaren 520,00 YTL 01.01.2007 'den itibaren 560,00 YTL 3. a) SSK primi hesabında alt sınır 01.01.2006-31.12.2006 aylık alt sınır 531,00 YTL 01.01.2006-31.12.2006 günlük alt sınır 01.01.2007-30.06.2007 aylık alt sınır 17,70 YTL 562,50 YTL 01.01.2007-30.06.2007 günlük alt sınır 01.07.2007-31.12.2007 aylık alt sınır 18,75 YTL 585,00 YTL 01.07.2007-31.12.2007 günlük alt sınır 19,50 YTL b) SSK primi hesabında tavan ücret 01.01.2005 “ “ “ 3.176,70 YTL 01.01.2006-31.12.2006 aylık üst sınır 01.01.2006-31.12.2006 günlük üst sınır 01.01.2007-30.06.2007 aylık üst sınır 01.01.2007-30.06.2007 günlük üst sınır 01.07.2007-31.12.2007 aylık üst sınır 01.07.2007-31.12.2007 günlük üst sınır 3.451,50 YTL 115,05 YTL 3.656,40 YTL 121,88 YTL 3.802,50 YTL 126,75 4. Asgari ücret (Aylık) 01.01.2007-30.06.2007 arası 16 yaĢını doldurmuĢ iĢçiler için 562,50 YTL 16 yaĢını doldurmamıĢ iĢçiler için 476,70 YTL 01.07.2007-31.12.2007 arası 16 yaĢını doldurmuĢ iĢçiler için 585,00 YTL 16 yaĢını doldurmamıĢ iĢçiler için 491,40 YTL 123 5. Kıdem tazminatı öde nmesinde tavan üc ret tuta rı 01.01.2006-30.06.2006 1.770,63 YTL 01.07.2006-31.12.2006 1.857,44 YTL 01.01.2007-30.06.2007 1.960,69 YTL 01.07.2007-31.12.2007 1.988,48 YTL 6. Çocuk yardımı 01.01.2006-30.06.2006 tek çocuk 10,66 YTL Daha Fazla 21,32 YTL 01.07.2006-31.12.2006 tek çocuk 11,19 YTL Daha Fazla 22,37 YTL 01.01.2007’ den itibaren A- SADECE BĠR ÇOC UĞU OLAN AĠLELERDE DÖNEM 0-6 YaĢ Arasında ki Daha Büyük Çocuklara ĠliĢkin Çocuklara ĠliĢkin 01.01.2007-30.06.2007 23,49 11,75 01.07.2007-31.12.2007 23,70 11,85 B- BĠRDEN FAZLA ÇOCUĞU OLAN AĠLELERDE 01.01.2007- 01.07.2007- 30.06.2007 31.12.2007 Arasında (Y TL) Arasında (Y TL) Mevcut iki veya daha fazla çocuktan ikisi veya daha 46,98 47,40 35,24 35,55 23,50 23,70 fazlası 0-6 yaĢ arasında ise Mevcut iki veya daha fazla çocuktan sadece biri 0-6 yaĢ arasında ise Mevcut iki veya daha fazla çocuğun tamamı 6 yaĢtan büyükse 7. ÇalıĢanlara yeme k yardımıyla ilgili istisna sınırı (KDV Ha riç) Günlük 8,80 YTL 124 8. Ve raset ve intikal vergisi tarifesi ile istisna tutarları Matrah Veraset Yoluyla Ġntika lle rde Ġvazsız Vergi Ora nı (%) Ġntika lle rde Vergi Oranı (%) Ġlk 140.000 YTL için 1 10 Sonra gelen 300.000 YTL için 3 15 Sonra gelen 640.000 YTL için 5 20 Sonra gelen 1.290.000 YTL için 7 25 Matrahın 2.370.000 YTL için 10 30 Ġstisna tutarları evlatlıklar dahil f üruğ ve eĢten her birine isabet eden miras hisselerine 89.623 YTL, füruğ bulunmaması halinde eĢe isabet eden miras hissesinde 179.352 YTL olarak belirlendi. Ġvazsız olarak bağıĢ ve hibe Ģeklindeki intikallerde istisna tutarı 2.068 YTL oldu. Ana, baba, eĢ ve çocuklardan ivazsız mal intikali halinde tarifedeki oranların yarısı uygulanır. 9. Tecil faizi oranı aylık (AATUHK md. 48) 10.07.1998-24.01.2000 arası %8 25.01.2000-20.12.2000 arası %4 2.12.2000-30.03.2001 arası %3 31.03.2001‟den itibaren %6 02.02.2002‟den itibaren %5 12.11.2003‟den itibaren %3 04.03.2005‟den itibaren % 2,5 28.04.2006‟ dan itibaren %2 10. Gecikme zammı, gec ikme faizi ve piĢma nlık zammı ora nı aylık (AATUHK Mad.51, VUK Ma d.112) 09.07.1998-20.01.2000 arası % 12 21.01.2000-01.12.2000 arası %6 02.12.2000–28.03.2001 arası %5 29,03,2001‟den itibaren % 10 31.01.2002 „den itibaren %7 12.11.2003 ‟den itibaren %4 02.03.2005‟den itibaren %3 21.04.2006‟ dan itibaren % 2,5 125 11. Konut kiralarında istisna tuta rı 2006 yılı 2007 yılı 2.200,00 YTL 2.300,00 YTL 12- Yatırım indirimi uygulamasında enaz maliyet bede li tutarı 2004 yılı için 2005 “ “ 6.000,00 YTL (KDV hariç) 10.000,00 YTL (KDV hariç) 13. Ek Mali Tabloları Düzenleme Zorunluluğu (10 Seri Nolu Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliği) : YILLAR Aktif Toplamı Net SatıĢla r 2004 yılı için 6.265.242,00 13.922.682,00 2005 “ “ 6.879.200,00 15.287.800,00 2006 “ “ 7.415.800,00 16.479.500,00 * Belirtilen tutarları aşan firmaların ek mali tabloları doldurmaları zorunludur. 14. Beyanname ve bazı belgelerde damga vergisi: 2006 Açıklama 2007 Oran YTL (Binde) Oran YTL (Binde) Kurumlar Vergisi Beyannamesi 26,30 - 28,30 - Gelir Vergisi Beyannamesi 19,70 - 21,20 - Muhtasar Beyanname 13,10 - 14,10 - Katma Değer Vergisi Beyannamesi 13,10 - 14,10 - Belediyelere Verilen Beyannameler 9,80 - 10,50 - SSK Prim Bildirgeleri 9,80 - 10,50 - 13,10 - 14,10 - 26,30 - 28,30 - 15,30 - 16,40 - Gelir Tablosu (Kar/Zarar Cetveli) 7,60 - 8,10 - İşletme Hesabı Özeti (Hülasası) 7,60 - 8,10 - Ücretlerde - 6.0 - 6.0 Avanslarda - 7,5 - 7,5 - 7,5 - 7,5 - 7,5 - 7,5 - 1,5 - 1,5 - 7,5 - 7,5 - 4,5 - 4,5 Diğer Beyannameler(D.V.Bey. Hariç) Gümrük İdaresine Verilen Beyannameler Bilançolar Resmi Dairelere Verilen Makbuz ve İbra Senetlerinde Sözleşmeler, Taahhütnameler ve Temliknameler (Belli parayı ihtiva edenler) Kira sözleşmeleri Kefalet, Teminat ve Rehin Senetleri (Belli parayı ihtiva edenler Akreditif ve Kredi Mektupları 126 2006 Açıklama Oran YTL İhale Kararları 2007 (Binde) - Oran YTL 4,5 (Binde) - 4,5 15. Ge lir vergisi tev kifat ora nla rı (01. 01.2007’ de n itibare n) 1.Serbest meslek ödemelerinde %20 2.Yıllara yaygın inĢaat ve onarım iĢlerinde ödenen istihkak bedelleri üzerinden %3 3.Kira ödemelerinden -iĢyeri kirası- (01.01.2004‟ten itibaren) %20 Vakıflar ve Derneklere ait gayrimenkullerin kiralanması karĢılığında yap. Öd. %20 Kooperatif lere ait gayrimenkullerin kira ödemelerinde %20 4.Çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden; a) Hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için; i) Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlar için %1 ii) (i) alt bendi dıĢında kalanlar için %2 b) Diğer zirai mahsuller için: i) Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlar için %2 ii) i) alt bendi dıĢında kalanlar için %4 5.Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları için gider pusulası karĢılığında yapılan ödemelerden: a) Hurda mal alımları için %2 b)Mal alımları için %5 c)Hizmet alımları (mal ve hizmet bedelinin ayrılmaması hali de bu %10 kapsamdadır. 6.Yararlanılan yatırım indirimi istisnası stopajı (24.04.2003 tarihinden önce alınmıĢ belgeler için) 7.Gayrimenkul ve iĢtirak hissesi satıĢ karının sermayeye ilavesi istisna stopajı (24.04.2003 tarihinden itibaren) 8. Kar dağıtımında (Özel durumlar hariç) Vergiden Müstesna Gündelik Tuta rı Brüt Ay lığı (YTL) 1.044,48 YTL ve fazla ise 33,00 1.036,02 YTL ile 1.044,47 YTL 28,00 arası 932,65 YTL ile 1.036,01 YTL 25,00 arası 801,10 YTL ile 932,64 YTL arası 22,50 641,11 YTL ile 801,09 YTL arası 20,00 641,10 YTL ve daha aĢağısı 19,00 127 %0 %15 16. Vergide n müstesna yurtiçi ha rcırah tutarı Seyahate Gidenin %19,8 17. Vergide n müstesna yurtdıĢı harc ıra h gündeliklerini gösterir ta blo Brüt Ücret Gidilen Ülke A.B.D. Doları 1.044,48 ve 1.036,02 – Yukarısı 1.044,47 Arası 909, 16 – 1.036,01 Arası 641, 11- 909,15 641, 10 Arası ve AĢağısı 163 127 102 98 82 149 117 94 90 76 252 198 158 152 128 153 120 96 92 78 141 111 88 85 72 1.129 884 707 680 572 139 109 87 84 70 141 111 88 85 72 144 113 90 87 74 106 83 67 64 54 Ġrlanda (Euro) 138 108 86 83 70 Ġspanya (Euro) 138 108 86 83 70 1.273 997 798 767 644 266 208 166 160 134 138 108 86 83 70 30.490 23.930 19.160 18.350 15.450 224 176 140 135 114 45 35 28 27 22 141 111 88 85 72 1.096 858 686 660 554 138 108 86 83 70 Almanya (Euro) Avustralya (Avustralya Doları) Avusturya (Euro) Belçika (Euro) Danimarka (Danimarka Kronu) Finlandiya (Euro) Fransa (Euro) Hollanda (Euro) Ġngiltere (Sterlin) Ġsveç (Ġsveç Kronu) Ġsviçre (Ġsviçre Frangı) Ġtalya (Euro) Japonya (Japon Yeni) Kanada (Kanada Doları) K.K.T.C. (YTL) Kuveyt (Kuveyt Dinarı) Lüksemburg (Euro) Norveç (Norveç Kronu) Portekiz (Euro) 72 128 Brüt Ücret Gidilen Ülke 909, 16 – 1.044,48 ve 1.036,02 – Yukarısı 1.044,47 Arası 1.036,01 641, 11- 909,15 641, 10 Arası ve AĢağısı Arası Suudi Arabistan 556 436 348 335 282 138 108 86 35 70 141 111 88 85 72 (Riyali) Yunanistan (Euro) Diğer Ülkeler (A.B.D. Doları) Not: Özel kesimde çalışanların ücret tutarları yüksek olduğundan harcırah olarak genelde I nci sütuna göre hesaplama yapılacaktır. Harcırahlar vergiden istisna olarak on gün için %50 zamlı hesaplanıp ödenebilir. 1) Aylık ücret tutarlarına göre belirlenen gündelik tutarının vergiden istisna edilen tutarı aşmadığı hallerde bu ödemelerden sadece damga vergisi kesintisi yapılacaktır. İstisna tutarı aşan gündelik ödendiği durumda aşan kısım, ücretlinin içinde bulunduğu gelir dilimine karşılık gelen vergi oranı ve damga vergisi dikkate alınarak brütleştirilmek suretiyle gelir vergisi kesintisine tabi tutula caktır. 2) Yurt dışı gündeliklerin YTL cinsinden tahakkuku, yabancı paranın T.C. Merkez Bankasınca ilan edilen döviz satış kuru esas alınarak yapılmalıdır. 3) Yurt dışı seyahatin ilk 10 günü için vergiden istisna gündelik tutarı % 50 zamlı olarak hesaplanacaktır. 4) Birden fazla ülkeyi kapsayan seyahatlerde, her ülke için ilgili olduğu gündelik tutarı kalış süresiyle orantılı olarak dikkate alınmalıdır. 5) Yurt dışında yatacak yer için ödenen ve b elgelendirilen giderlerin, vergiden istisna edilen gündelik tutarının % 40’ını aşması halinde, aşan kısmın % 70’inin ayrıca vergiden istisna edilerek ödenmesi mümkündür. 6) Gündelik verilen personelin yurt içi ve yurt dışı seyahati ile ilgili yemek ve konaklama giderleri ayrıca belge karşılığında kendisine ödeniyor ve bu belgeler gider veya maliyet olarak dikkate alınıyorsa, ödenen gündelik tutarının tamamının vergilendirilmesi gerekir. 129 brütleştirilerek ücret olarak 18. T.C. Merkez Bankası iskonto ve avans ora nla rı Merkez Bankası'nca vadesine en çok üç ay kalan senetler ka rşılığında açılan krediler için 01.01.1990 tarihinden beri iki ayrı faiz oranı tesbit edilmekte olup, yıllık faiz oranları devreler itibariyle aşağıda gösterilmiştir. (Alacak ve borç senetleri reeskontu için) İskonto A vans Oranı (% ) Oranı (% ) (Reeskont İçin) 15.06. 2004 den itibaren 38 42 13.01. 2005 den itibaren 32 35 25.05. 2005 den itibaren 28 30 20.12. 2005 den itibaren 23 25 20.12. 2006 dan itibaren 27 29 Dönemi 19. Geçici vergi oranları Kurumlar Vergisi Mükellefleri Ġçin %20 Gelir Vergisi Mükellefleri Ġçin %15 20. Ge lir vergisi tarifesi (G.V. K. 103 madde): 7.000,00 YTL‟ye kadar 15% 18.000,00 YTL‟nin 7.000 YTL‟si için 1.050 YTL, fazlası 20% 40.000,00 YTL‟nin 18.000 YTL‟si için 3.250 YTL, fazlası 27% 40.000,00 YTL‟den fazlasının 40.000 YTL‟si için 9.190 YTL, fazlası 35% 01.01.2007’de n itibare n 7.500,00 YTL‟ye kadar 15% 19.000,00 YTL‟nin 7.500 YTL‟si için 1.125 YTL, fazlası 20% 43.000,00 YTL‟nin 19.000 YTL‟si için 3.425 YTL, fazlası 27% 43.000,00 YTL‟den fazlasının 43.000 YTL‟si iç in 9.905 YTL, fazlası 35% 130 21. Ġhbar tazminatı hakkı (ĠĢ Ka nunu 17.madde ) Bildirim Süresi 2 hafta Ġhba r Tazminatı 2 haftalık ücret 4 hafta 4 haftalık ücret süresi 1,5 yıldan 3 yıla kadar sürmüĢ iĢçi için 6 hafta süresi 3 yıldan fazla sürmüĢ iĢçi için 8 hafta 6 haftalık ücret 8 haftalık ücret ÇalıĢma Süresi Hizmet Hizmet için Hizmet Hizmet süresi 6 aydan az sürmüĢ iĢçi için Süresi 6 aydan 1,5 yıla kadar sürmüĢ iĢçi 22. Ġzin hakkı (ĠĢ Kanunu Md. 53) Hizmet Süresi Ġzin Ha kkı(*) 1-5 yıl arası(5 yıl dahil) 14 gün 5-15 yıl arası (15 yıl dahil) 20 gün 15 yıl ve fazla 26 gün (*)18 yaĢından küçük ve 50 yaĢından büyük iĢçiler için 20 günden az olamaz. 23. Y ıllar itibariyle 31 Aralık döviz alıĢ USD ve EURO kurla rı Yıllar Dolar (ABD) Euro 2002 1.634.501 1.703.477 2003 1.395.835 1.745.072 2004 1.342.100 1.826.800 2005 1,3418 1,5875 2006 1,4056 1,8515 24. 2006 Yılı Geçici Ve rgi Dönemle ri Ġtiba riyle Efektif AlıĢ Ve Döviz AlıĢ Kurları 31.03.2006 30.06.2006 30.09.2006 31.12.2006 Dövizin Efe ktif Döviz Efe ktif Döviz Efe ktif Döviz Efe ktif Döviz Cinsi AlıĢ AlıĢ AlıĢ AlıĢ AlıĢ AlıĢ AlıĢ AlıĢ 1 USD 1,3418 1,3427 1,6018 1,6029 1,4961 1,4971 1,4056 1,4046 1 EUR 1,6200 1,6289 2,0081 2,0095 1,8951 1,8964 1,8515 1,8502 1 GBP 2,3326 2,3342 2,9046 2,9066 2,7945 2,7965 2,7569 2,7550 131 25. Ye nide n değerleme ora nla rı Yıllar Oran % Yıllar Oran % Yıllar Oran % 1984 37,5 1996 72,8 2006/1 0,39 1985 35,9 1997 80,4 2006/2 2,15 1986 21,7 1998 77,8 2006/3 5,55 1987 29,1 1999 52,1 2006/4 7,80 1988 63,2 2000 56,0 1989 70,4 2001 53,2 1990 55,5 2002 59,0 1991 54,1 2003 28,5 1992 61,5 2004 11,2 1993 58,4 2005 9,80 1994 107,6 2006 7,80 1995 99,5 26. Aylık TEFE, TÜFE ve ÜFE ORANLARI (2005 ve 2006 için % ) Aylar TEFE TÜFE ÜFE ġubat/2005 - 0,02 0,02 0,11 Mart/2005 2,10 0,26 1,26 Nisan/2005 2,20 0,71 1,21 Mayıs/2005 -0,32 0,92 0,20 Haziran/2005 0,34 0,10 - 0,48 Temmuz/2005 -0,25 0,57 -0,74 Ağustos/2005 1,73 0,85 1,04 Eylül/2005 1,65 1,02 0,78 Ekim/2005 0,66 1,79 0,68 Kasım/2005 -2,26 1,40 -0,95 Aralık/2005 -0,22 0,42 -0,04 Ocak/2006 1,96 0,75 1,96 ġubat/2006 0,26 0,22 0,26 Mart/2006 0,25 0,27 0,25 Nisan/2006 1,94 1,34 1,94 Mayıs/2006 2,77 1,88 2,77 Haziran/2006 4,02 0,34 4,02 Temmuz/2006 0,86 0,85 0,86 Ağustos/2006 -0,75 -0,44 -0,75 Eylül/2006 -0,23 1,29 -0,23 132 Aylar TEFE TÜFE ÜFE Ekim/2006 0,45 1,27 0,45 Kasım/2006 -0,29 1,29 -0,29 Aralık/2006 -0,12 0,23 -0,12 27. Y ıllara göre e nflasyon Yıl Toptan EĢya Fiyatla rı (%) Tüketici Fiyatla rı (% ) 2002 30,8 29,7 2003 13,9 18,4 2004 13,8 9,3 2005 4,54 7,72 2006 11,58 9,65 28. Sanayi ve hizmet sektöründe asga ri üc retin seyri Tarih Tutar (Y TL) ArtıĢ % 01.08.1998 47,84 34,90 01.01.1999 78,07 63,20 01.01.2000 109,80 40,60 01.07.2000 118,80 8,10 01.01.2001 139,95 17,90 01.07.2001 146,94 5,00 01.08.2001 167,94 14,20 01.01.2002 222,00 32,60 01.07.2002 250,87 13,00 01.01.2003 306,00 21,90 01.01.2004 423,00 38,20 01.07.2004 444,15 5,00 01.01.2005 488,70 10,03 01.01.2006 531,00 8,65 01.01.2007 562,50 5,87 29. S.S.K. Prim oranları Sigorta Kolu ĠĢç i ĠĢvere n Toplam Payı Payı (%) (%) (%) ĠĢ kazası ve meslek hastalıkları sigortası - 1,5-7 1,5-7 Analık Sigortası - 1 1 Hastalık Sigortası 5 6 11 2 2 4 Hastalık sigortası (Aday, çırak ve öğrenciler için) 133 Sigorta Kolu ĠĢç i ĠĢvere n Toplam Payı Payı (%) (%) 9 11 20 9 13 22 7,5 22,5 30 1 2 4(*) (%) Malulluk, YaĢlılık ve ölüm sigortası Malulluk, YaĢlılık ve Ölüm Sigortası (Yeraltı Maden ĠĢyerlerinde ÇalıĢanlar Ġçin) Sosyal Güvenlik Destek Primi ĠĢsizlik sigortası kesintisi (*) Toplamın içinde %1 ĠĢsizlik sigortası devlet payıdır. 30. G.V.K. md. 76'a göre 2006 y ılı me nkul se rmaye iratlarına uygulanacak indirim (de flatör) oranı ve istisna tuta rı: Ġndirim Oranı Ġstisna Tutarı (YTL) 46,5% 191.089,20 31. SM veya SMMM tarafından imzalanacak beyannamel er 2006 2007 Net SatıĢlara Göre 6.588.000 YTL‟yi aĢmayanlar 7.102.000 YTL‟yi aĢmayanlar Aktif Toplamına 3.294.000 YTL‟yi aĢmayanlar 3.551.000 YTL‟yi aĢmayanlar Göre Yukarıda yer alan tutarlardan herhangi birini aĢan mükellefler beyannamelerini SM ve SMMM‟lere imzalat mak zorunda değildir. Ġstenirse tam tasdik kapsamındadır. 32. Bilanço Hesabı Esasına Göre De fter Tutma Ha dle ri (VUK Md.177) Yıllık ĠĢ Hasılatının BeĢ Yıllık AlıĢların SatıĢla rın Gayrisafi ĠĢ Katı ile Yıllık Yıl Tutarı Tutarı Hasılatı Sat.Tut. Top. 2006 96.000 130.000 52.000 96.000 2007 100.000 140.000 56.000 100.000 33. Basit usule tabi olmanın şartları a) Kira gelirle ri yönünde n (GVK md. 47) BüyükĢehir Belediyelerde Diğer Yörelerde 2006 Yılı Ġçin yıllık 3.500,00 YTL 2007 Yılı Ġçin yıllık 3.700,00 YTL 2006 Yılı Ġçin Yıllık 2.500,00 YTL 2007 Yılı Ġçin Yıllık 2.600,00 YTL 134 b) AlıĢ-satıĢ tutarları yönünden (GVK md. 48) Yıllar Satış AlıĢ ĠĢ Hasılatı ĠĢ Hasılatı-SatıĢ 2006 50.000 YTL 72.000 YTL 25.000 YTL 50.000 YTL 2007 53.000 YTL 77.000 YTL 26.000 YTL 53.000 YTL Not: Basit Usule tabi olmak için bu hadlerin aĢılmaması gerekir. 34. a) Ge nel usulsüzlük cezala rı 2006 2007 Birinc i Birinc i Birinc i Ġkinc i De rece De rece De rece De rece Usulsüzlükler Usulsüzlükler Usulsüzlükler Usulsüzlükler 1- Sermaye Ģirketleri için (YTL) (YTL) (YTL) (YTL) 70,00 40,00 75,00 43,00 46,00 23,00 49,00 24,00 23,00 11,80 24,00 12,70 11,80 6,00 12,70 6,40 6,00 2,90 6,40 3,00 2- Sermaye Ģirketleri dıĢında kalan I. sınıf tüccarlar ve serbest meslek erbabı için 3- II. Sınıf tüccarlar Için 4Yukarıdakiler dıĢında kalıp beyanname usulüyle gelir vergisine tabi olanlar için 5- Kazancı basit usulde tespit edilenler için 135 2006 2007 Birinc i Birinc i Birinc i Ġkinc i De rece De rece De rece De rece Usulsüzlükler Usulsüzlükler Usulsüzlükler Usulsüzlükler (YTL) (YTL) (YTL) (YTL) 2,90 1,60 3,00 1,70 6- Gelir vergisinden muaf esnaf için b) Özel usulsüzlük cezaları 2006 2007 Belgeye eksik yazılan - Fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzu düzenlenmemesi veya eksik tutarlı düzenlenme-si, alınması gerektiği halde alınmaması (VUK md. 353/1) tutarların Belgeye eksik yazılan % 10‟u (asgari ceza tutarların tutarı 129,00 % 10‟u (asgari ceza tutarı YTL‟dir.) 139,00 YTL‟dir.) - (Bir takvim yılı - (Bir takvim yılı içinde her içinde her bir belge bir belge nevine iliĢkin nevine iliĢkin olarak olarak kesilecek toplam ceza kesilecek toplam ceza 64.000,00 YTL) 60.000,00 YTL) - 03.08.2004 tarihinden itibaren 8.000.- YTL aĢan tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik et me zorunluluğuna uymayan mükelleflerden (VUK Mük. Md. 355) (Her birine, her bir iĢlem için, bu (Her birine, her bir iĢlem maddeye göre için, bu maddeye göre uygulanan maktu uygulanan maktu cezalardan cezalardan az az olmamak üzere iĢleme olmamak üzere konu tutarın ) iĢleme konu tutarın ) % 5‟i % 5‟i - Perakende satıĢ fiĢi, yazarkasa fiĢi, giriĢ ve yolcu taĢıma fiĢi, sevk irsaliyesi, taĢıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müĢteri listesi düzenle- meme, bulundurmama ve gerçeğe aykırı bir Ģekilde düzenleme (VUK md. 129,00 YTL 139,00 YTL (Her bir belge için (Her bir belge için her her tespitte 6.000,00 tespitte 6.400,00 YTL bir YTL bir takvim yılında takvim yılında 64.000,00 60.000,00 YTL) YTL) 353/2) - Günü gününe kayıt zorunluluğu olan defterlerin iĢyerinde 129,00YTL bulundurulmaması, vergi levhası asılmaması (VUK md. 353/4 136 139,00YTL 2006 2007 1.1.2005‟ten itibaren 342 Nolu VUK GT) - Tek düzen muhasebe planına uyulmaması (VUK md. 353/6) 2.900,00 YTL 3.000,00 YTL 150,00 YTL 160,00 YTL 460,00 YTL 490,00 YTL 600,00 YTL 640,00 YTL 460,00 YTL 490,00 YTL 1.290,00 YTL 1.390,00 YTL 600,00 YTL 640,00 YTL 290,00 YTL 300,00 YTL - VUK md. 8/5‟de düzenlenen tek vergi numarası ile ilgili mecburiyetlere uyulmaması (VUK md. 353/7) - Belge basım ile ilgili bildirim görevini yerine getirmeyen matbaa iĢlet mecilerine (VUK md. 353/8) - Vergi kimlik numarası ile ilgili bildirim ve ödevleri yerine getirmeyenlere (VUK md. 353/9) - VUK 127/d gereğince ikaza rağmen durmayan aracın sahibi adına (VUK md. 353/10) - Bilgi vermekten çekinenler ile VUK 256, 257 ve mük. 257 nci maddeleri hükümlerine uymayanlar (VUK Mük. Md. 355) 1. sınıf tacirler ile serbest meslek erbabı hakkında 2. sınıf tacirler, defter tutan çiftçiler ile basit usul mükellefleri hakkında Yukarıdakiler dıĢında kalanlar hakkında (342 No.lu VUK GT) 35. Emlak vergisi oranları (EVK Md. 8, 18) BüyükĢehir Bele diye Sınırla rı Ġç in Diğer a) Binalarda (Meskenlerde) Binde 2 Binde 1 b) Binalarda (Diğerlerinde) Binde 4 Binde 2 c) Arsalarda Binde 6 Binde 3 d) Arazilerde Binde 2 Binde 1 137 36. 50 ve daha fazla iĢç i çalıĢtırıla n iĢyerlerinde istihdamı zorunlu olan kiĢile rin oranı (Toplam ora n % 6) (*) 2005 (**) 2006 Özürlü ĠĢçi %3 %3 Eski Hükümlü %1 %1 Terör Mağduru %1 %2 (*)Bu oranlara aykırı davranan iĢveren veya iĢveren vekili çalıĢtırmadığı her özürlü ve eski hükümlü ve çalıĢtırmadığı her ay için (2006 yılında 1.176,72 YTL) 2007 yılında 1.266,00 YTL idari para cezası ile cezalandırılır. (**)2005 yılı için kala n yüzde birlik oran özürlü ve eski hükümlü çalıĢtırma yönünde kullanılır. Ayrıca 50 ve daha fazla iĢçi çalıĢtırılan iĢyerlerinde 1 iĢyeri doktoru çalıĢtırılması zorunludur. 37. ÇalıĢanlara çeĢitli adla rla yapılan ödeme lerde sigorta primi, ge lir vergisi ve damga vergisi kesintile ri ÖDEMENĠN TÜRÜ Asıl Ücret Askerlik Yardımı Aile Yardımı Ayakkabı Bedeli Bayram Yardımı ve harçlığı Çıkan iĢçiye öd. (Kullanmadığı Yıllık Ġzinler Ġçin) Eğitim Öğretim Yardımı Elbise DikiĢ Bedeli Fazla Mesai Giyecek Yardımı (Nakdi) Huzur Hakkı Ġkramiye Ġzin Harçlığı Ġdareci Primi Ġstirahat Yard. (ĠĢverence ödenen) Kıdem Zammı Konut Yardımı (Nakdi) Kardan Hisse Ücret Komisyon ġeklinde Ödenen Ücret Primler SatıĢ Primi TaĢıt (Nakdi) Temettü Ġkramiyesi Toplu SözleĢme Zam Farkları Tabii Afet Yardımı TeĢvik Ġkramiyesi SSK KESĠNTĠSĠ SSK tavanı var Var GELĠR VERGĠSĠ Var Var DAMGA VERGĠSĠ Var Var Belli miktarı aĢan kısma var. (47,00 YTL) Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Yok Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var 138 SSK KESĠNTĠSĠ GELĠR VERGĠSĠ DAMGA VERGĠSĠ Yemek (Nakdi) Belli miktarı aĢan kısma var Var Var Yıllık Ġzin Ücreti ĠĢ Kazaları ile Meslek Has. Primi Yok Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Belli miktarı aĢan kısma var. Var ÖDEMENĠN TÜRÜ Yıpranma Tazminatı YılbaĢı ikramiyesi Yakacak (Nakdi) Çocuk Yardımı Belli miktarı aĢan kısma var. Ġhbar Tazminatı Yok Doğum Yardımı Yok Evlenme Yardımı Yok Yolluk Yok Yemek (Ayni - Ticket, Sodexo vb. ile) Yok Var Belli mik. aĢan kısma var(2 Brüt Ücret) Belli miktarı aĢan kısma var (2 Brüt Ücret) Belli mik. aĢan kıs.var Belli tutarı aĢan kısma var (Fiili çalıĢılan gün sayısı 8,80 YTL KDV hariç) Var Var Yok Var Var Yok (Devlet KarĢılıyor) Yok Yok Giyecek Yardımı (Ayni) Yok Var Var Ġstirahat Yard. (SSK‟ca ĠĢçiye.öd.) Yok Var (Kesintiyi SSK yapar) Var (Kesintiyi SSK yapar) Kasa Tazminatı Konut Yardımı (Ayni) Sağlık Yardımı (Ayni) Yakacak (Ayni) Stajyer Yardımı TaĢıt (Servis) Yemek (Ayni) ĠĢyerinde Avanslar (Geri Ödemeli) Kıdem Tazminatı Ölüm Yardımı Yok Yok Yok Yok Yok Yok Yok Yok Yok Yok Var GVK m.33/9 Var Var Yok Yok Yok Yok Yok Yok Var Var Var Var Yok Yok Yok Var Var Var Çıraklık Ücreti 139 38. V.U.K.’ nun 340, 346, 357 ve 367 sayılı Genel Tebliğle ri uyarınca; * Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükelleflerinden; 31.12.2006 tarihi itibariyle aktif toplamı 50.000 Yeni Türk Lirasını veya 2006 takvim yılına ait ciroları toplamı 100.000 Yeni Türk Lirasını aĢanlar (adi ortaklıklarda belirtilen bu hadler her bir ortak bakımından ayrı ayrı dikkate alınacaktır.) Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesini ve Geçici Vergi Beyannamelerini, * Kurumlar Vergisi mükellefleri ise hiçbir hadle sınırlı olmaksızın Kurumlar Vergisi Beyannamesini ve Geçici Vergi Beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorundadırlar. 39. 06.08.2003’den itiba ren SSK’ya göre uygula nacak idari para cezaları ĠĢyeri Bildirgesinin Yasal Süresi Ġç inde Kuruma Verilmemesi Halinde -Bilanço Esasına Göre Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara 3 aylık asgari ücret -Bilanço Esası DıĢında Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara 2 aylık asgari ücret -Defter Tutmakla Yükümlü Olmayanlara 1 aylık asgari ücret Sigortalı ĠĢe GiriĢ Bildirgesinin Yasal Süresi Ġçinde Kuruma 1 aylık asgari ücret ÇalıĢma Ġzni Olmayan Sigortalının ĠĢe GiriĢ Bildirgesinin Yasal 2 aylık asgari ücret Verilmemesi Süresi Ġçinde Kuruma Verilmemesi Belgelerin Hiç Verilmemesi Halinde, Sigortalı Sayısına 3 aylık asgari ücret Bakılmaksızın Dört Aylık Sigorta Primleri Bordrosunun ĠĢyerine Asılmaması 2 aylık asgari ücret Sosyal Güvenlik Destek Primi Bordrosunun ĠĢyerine Asılmaması 2 aylık asgari ücret Muayene Ġçin Verilmesi Gereken Belgenin Verilmemesi 1 aylık asgari ücret ĠĢyeri Kayıtlarının Kurumca Yapılaca k Yazılı Ġhta ra Rağmen 15 Gün Ġç inde Ġbraz Edilmemesi Halinde: -Bilanço Esasına Göre Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara 12 aylık asgari ücret -Bilanço Esası DıĢında Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara 6 aylık asgari ücret -Defter Tutmakla Yükümlü Olmayanlara 3 aylık asgari ücret 40. De ğer ArtıĢ Kazanç larında Ġstisna Tutarı 2006 6.000,00 YTL 2007 6.400,00 YTL 140 41. Arızi Kazançlarında Ġstisna Tutarı 2006 14.000,00 YTL 2007 15.000,00 YTL Tev kifat Oranlarına Göre Netten Brüt Tuta r Hesaplama Ge nel Formülü Brüt Tutar= Net Tutar/(1-Tevkifat Oranı) Tev kifat Oranı Net Tuta r Brüt Tutar Net Tuta rda n B rüt Tutarı Hesaplama Formülü 1% 100,00 101,01 =Net Tutar/0,99 2% 100,00 102,04 =Net Tutar/0,98 5% 100,00 105,26 =Net Tutar/0,95 10% 100,00 111,11 =Net Tutar/0,90 20% 100,00 125,00 =Net Tutar/0,80 Nisan/2007 Vergi ve Yasal Y ükümlülükler Ta kvimi 02.04.2007 ġubat 2007 Dönemine Ait HaberleĢme Vergisinin Beyanı ve Ödemesi 02.04.2007 2006 Yılına Ait Envanter Defterinin KapanıĢ Tasdiki 02.04.2007 Bağ- Kur Sigortalılarının Mart 2007 Sigorta Primi Ve Sağlık Sigorta Primlerinin Ödenmesi 02.04.2007 2006 Yılına ĠliĢkin Yıllık Gelir Vergisinin 1. Taksit Ödemesi 02.04.2007 SSK (ġubat 2007) Sigorta Primlerinin Ödenmesi 09.04.2007 10.04.2007 10.04.2007 Mart 2007 Dönemi Çeklere Ait Değerli Kağıtlar Vergisi Bildirimi ve Ödenmesi 16-31 Mart Dönemine Ait Petrol ve Doğalgaz Ürünlerine ĠliĢkin Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi 16-31 Mart 2007 Dönemine Ait Noterlerce Yap. Makbuz KarĢılığı Öde. Ait Bildirimlerin Verilmesi ve Ödenmesi 16.04.2007 Mart 2007 Dönemine Ait BSMV Beyanı ve Ödenmesi 16.04.2007 Mart 2007 KKDF Kesintilerinin Bildirimi ve Ödenmesi 16.04.2007 Mart 2007 Dönemine Ait Özel ĠletiĢim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi 16.04.2007 16.04.2007 16.04.2007 Mart 2007 Dönemine Ait Motorlu TaĢıt Araçlarına ĠliĢkin Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi Mart 2007 Dönemine Ait Dayanıklı Tüketim ve Diğer Mallara ĠliĢkin Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi Mart 2007 Dönemine Ait Kolalı Gazoz, Alkollü Ġçecekler ve Tütün Mamullerine ĠliĢkin Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi 20.04.2007 Mart 2007 Dönemine Ait Kat ma Değer Vergisi Beyanı 20.04.2007 Mart 2007 Dönemine Ait Belediyeye Ödenecek Vergilerin 141 Nisan/2007 Vergi ve Yasal Y ükümlülükler Ta kvimi (HaberleĢme Vergisi Hariç) Ġlan ve Vergisinin Beyanı ve Ödenmesi 20.04.2007 20.04.2007 Mart 2007 Dönemine Ait YarıĢma ve ÇekiliĢlerle Futbol Müsabakalarına ve At YarıĢlarına Ait MüĢterek Bahislerle Ġlgili Ġntikal Vergisinin Beyanı ve Ödenmesi Mart 2007 Dönemine Ait Ġstihkaktan Kesinti Suretiyle Tahsil Edilen Damga Vergisi ile Sürekli Mükellef iyeti Bulunanlar Ġçin Makbuz KarĢılığı Ödenmesi Gereken Damga Vergisinin Beyanı 20.04.2007 Mart 2007 Dönemine Ait Kurumlar Vergisi Stopajının Beyanı 20.04.2007 Mart 2007Dönemine Ait Gelir Vergisi Stopajının ve Damga Vergisinin Muhtasar Beyanname ile Beyanı 20.04.2007 Mart 2007 Dönemine Ait ġans Oyunları Vergisi Beyanı ve Ödenmesi 25.04.2007 2006 Yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinin Verilmesi 25.04.2007 25.04.2007 26.04.2007 26.04.2007 1-15 Nisan Dönemine Ait Petrol ve Doğalgaz Ürünlerine ĠliĢkin Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi 1-15 Nisan 2007 Dönemine Ait Noterlerce Yap. Makbuz KarĢılığı Öde. Ait Bildirimlerin Verilmesi ve Ödenmesi Mart 2007 Dönemine Ait Ġstihkaktan Kesinti Suretiyle Tahsil Edilen Damga Vergisi ile Sürekli Mükellef iyeti Bulunanlar Ġçin Makbuz KarĢılığı Ödenmesi Gereken Damga Vergisinin Ödenmesi Mart 2007 Dönemine Ait Muhtasar Beyanname ile Beyan Edilen Gelir Vergisi Stopajının ve Damga Vergisinin Ödenmesi 26.04.2007 Mart 2007 Dönemine Ait Kat ma Değer Vergisi Ödenmesi 26.04.2007 Mart 2007 Dönemine Ait Kurumlar Vergisi Stopajının Ödenmesi 30.04.2007 Mart 2007 Dönemine Ait HaberleĢme Vergisinin Beyanı ve Ödemesi 30.04.2007 2006 Yılına ĠliĢkin Kurumlar Vergisi Ödemesi 30.04.2007 Bağ- Kur Sigortalılarının Nisan 2007 Sigorta Primi Ve Sağlık Sigorta Primlerinin Ödenmesi 30.04.2007 SSK (Mart 2007) Sigorta Primlerinin Ödenmesi 142