The Stolen Bride(deWarenne Dynasty #8)
Transkript
The Stolen Bride(deWarenne Dynasty #8)
The Stolen Bride(deWarenne Dynasty #8) by Brenda Joyce The Stolen Bride (De Warenne Dynasty - 8) by Brenda Joyce O'Neill erkekleri asabîdir , O'Neill erkeklerinin -ki buna De Warenne erkekleri de dahil - karşı cins üzerinde müthiş bir çekim gücü vardır , O'Neill erkekleri çapkındır , O'Neill erkekleri aşkından geberse yine de sevdiğini belli etmez , O'Neill erkekleri kendi başlarına çorap örmede master yapmıştır ve son olarak da O'Neill erkeklerine aşık olan kızcağızların vay haline zira kızla birlikte olup sonra da terk etmek gibi bir huyları vardır . Allah bunların analarına sabır versin ... Sean O'Neill da tıpkı ağabeyi Devlin gibi tipik bir O'Neill erkeği . Bu deli oğlan aşağı yukarı dört yıl ortadan kayboldu , başını sokmadığı bela , ayağının takılmadığı taş kalmadı . The Prize kitabından da hatırlayacağınız gibi Sean tam bir İrlandalı . Onun bu İngiliz hakimiyetine karşı başkaldırışı bu kitapta başına çok bela açtı . Cinayetle , vatan hainliğiyle suçlandı , kanun kaçağı duruma düştü ,karısı öldü , oğlu kayboldu , peşine epey manyak takmayı başardı ve bütün bunlar olurken de Eleanor de Warenne' a köpek gibi aşıktı . Eleanor cephesinde de burum vahim , zira kızcağız Lizzie-vâri ( Elizabeth Anne Fitzgerald ) bir aşkla Sean'ı yıllarca bekledi , bekledi , bekledi .... Tam da kızı bir İngilizle nişanladılar ki Sean ortaya çıkıverdi . Bizim kız bu deli oğlana aşık tabii , Sean'ı görünce nişan mişan hak getire , attı kendini sevdiceğinin kollarına . Ama Sean bu , illa ki O'Neill olduğunu belli edecek - '' Ben pis herifin tekiyim , benden sana hayır gelmez , '' diye mırın kırın etti . Kudurdum sinirden , aldım Sean'ı karşıma konuştum - ''oğlum'' , dedim '' insan sevdiğini başkasına yâr ederi mi '' dedim ama ıııh, inadı da inat yani bu oğlanın . Eeee Eleanor , sevdiceğini kurda kuşa yem eder mi ki ? Etmez tabii , bütün ağabeylerini seferber etti Sean'a yardım etsinler diye . Asabî erkeğim , Devlin'im duruma hemen el attı, yüreğim pır pır etti vallahi . Aye Captain , Aye ! Ehem... Tabii diğer süper üçlü de ondan geri kalmadı . Ah , bu ailenin erkekleri ıııh, inadı da inat yani bu oğlanın . Eeee Eleanor , sevdiceğini kurda kuşa yem eder mi ki ? Etmez tabii , bütün ağabeylerini seferber etti Sean'a yardım etsinler diye . Asabî erkeğim , Devlin'im duruma hemen el attı, yüreğim pır pır etti vallahi . Aye Captain , Aye ! Ehem... Tabii diğer süper üçlü de ondan geri kalmadı . Ah , bu ailenin erkekleri beni öldürecek ... Ayyy ... Ama Sean , Elle 'i terk ederken, '' seninle evlenmeyeceğim , '' derken ağlamadım , vallahi ağlamadım , gözüme çöp kaçtı .... Üslûbum da bir miktar lâkayleşti fakat yazarın üzerimdeki etkisi bu . Onu okuyunca kendimi sebepsiz bir mutluluk hâlet-i rûhiyyesine gark olmuş halde buluveriyorum . Bizim deli oğlanın nâmı temize çıkınca tabii akıl da başa dank etti . Gitti Eleanor'un nişanlısını aldı karşısına konuştu . '' Oğlum bak ben bu kızı köpekler gibi seviyorum afedersin , o da beni seviyor , sen bir aradan çekil kurban olayım , '' dedi , tabii bu şekilde demedi ... Sinclair de naif adam , aşktan anlıyor, epey mücadele etmişti Elle 'i vermemek için fakat nihayetinde bıraktı ki mutlu olsunlar . Ben de mutlu olduklarını kendi gözlerimle gördüm rahatladım . Ha bu arada Sean'ın oğluşu ölmemiş , çekirdek aile oluverdiler birden ama çekirdek olarak kalacaklarını sanmam zira Sean niyeti epey bozdu :) |İlk iki çıkan kitapları daha güzeldi sanki.Hikaye güzel bir tek takıldığım Sean'ın devamlı kızarması,o kızardıkça ben sinir oldum:))Bir erkeğe ne bileyim yakıştıramadım yada şimdiye kadar bu tarzda bir karakter okumamıştım.Sean gitmiş yerine bambaşka biri gelmiş diyeceksiniz nedenini de okurken zaten anlayacaksınız. Eleanor zaten her zamanki gibi cüretkârdı:)beni şaşırtmadı hiç,sanki o erkek olmalıydı Sean da bayan karakter,okurken devamlı bunu deyip durdum.Kısacası beğendim ''ama'' hep vardı:)Her şeye rağmen yer yer çok eğlendiğim diyaloglarda oldu özellikle Eleanor'un abileri.Merakla beklemekte olduğum Cliff bakalım onun hikayesi nasıl:)|Not bad, not bad. I'm finding I don't care for sucky tortured heroes - I'd rather they were just bastards who needed the love of good woman like me, or in other words, an alpha. They can be tortured, but they still need to be strong. I did like the writing, and the storytelling -- I'd read more of this series. Oh, the other thing that I liked was that you couldn't really tell it was part of a series! It stands by itself. What a nice change.|Orjinal Adı The Stolen Bride De Warren Dynasty Serisinin 8.Kitabı Goodreads Puanı 5/3,70 Beninim puanım 5/5 daha yüksek bir puan olsa onu verecektim... Her yönden mükemmel bir kitapdı..Elimden bırakamadım müthiş idi...Çeviriden kesinlikle rahatsız olmadım su gibi aktı gitti. kitap..Burada Müge Kocaman Özçelik'e teşekkür ediyorum..Pegasus Yayınlarına da .. Serinin bu kitabını da bitirdikten sonra O'Neil erkeklerinin tam bir baş belası konusunda benimle hem fikir olanlar çok olacaktır diyorum..Çünkü Devlin O'Neil beni nasıl deli etti ise Sean O'Neil'inde hiç farkı yoktu bana göre..Her ne kadar amacı daha soylu da olsa.. Bazen mutluluk yanı başımızdadır.Yapmamız gereken başımızı yukarılardan aşağıya indirmektir..Sean O'Neil için de durum tam da böyle idi.Elanor DE Warren ile üvey kardeştiler ama hiç bir kan bağları yoktu..Bazen aile olmak için kan bağı gerekmez bile..Çocuklukları birlikte geçmişti..Ailenin tüm erkekleri tarafından çok sevilen Elanor ile Sean'in arasında o özel bağ hep vardı..Çocukken çok iyi bir arkadaş dost,ağabey kardeş ilişkisi sonradan değişime uğramıştı..Ama bu öyle hemen olmamıştı.. Bu bağı hep inkar eden Sean idi..Elanor'un ona olan aşkını hiç sakınmamış ,saklamamıştı..Sean onu hep korumuş kollamıştı..Ama en büyük acıları Elle'ye yine kendisi çektirmişti..Onu yıllarca beklemişti..Öyle ki Sean'in evden ayrılışının üzerinden 4 koca yıl geçtiği halde kendisinden tek bir haber bile alamamışlardı.. Çok acı çeken Elanor'un aklı başına geldiğinde başka bir erkek ile nişanlanmaya karar verse ,o erkek ne kadar mükemmel olursa olsun gönül ferman dinlemez sözü tam da bu durum içindi..Yine de nişanlandı...Evlenmesini bir kaç. gün kala Sean O'neil geri döndü..Bir kanun kaçağı neredeyse evrim geçirmiş olarak.. Geçen dört yıl onun için hiç de kolay geçmemiş iki yılını neredeyse bir çukurda tıkılı olarak geçirmişti..Ailesinden ayrı kaldığı dönem içinde başına gelmeyen neredeyse kalmamıştı..Hapisten kaçtıktan sonra tam Amerika'ya gidecekken Elanor'un evleneceğini duyduktan sonra onu sarmalayan özleme daha fazla direnemeyerek aile ocağına dönüp ailesini özellikle Elanor'u uzaktan görmek istemişti..Ama bu özlem onu yakıyordu..Gizlice görüp de geri dönmek o kadar da kolay değildi.. Çok güzeldi daha sayfalarca yazarım bu romanın güzelim hikayesini..Bana hissettirdiği en güzel şey ise aile olmanın güzelliğini kötü günlerde hep birlikte tek yürek olmanın anlamını bu hikaye çok güzel yansıtıyordu..Bir de O'Neil erkeklerinin inanılmaz inatçılığı..Devlin O'Neil'i aratmadı diyebilirim Sean O'Neil ..Bu sıra dışı aileyi okumayı çok Çok güzeldi daha sayfalarca yazarım bu romanın güzelim hikayesini..Bana hissettirdiği en güzel şey ise aile olmanın güzelliğini kötü günlerde hep birlikte tek yürek olmanın anlamını bu hikaye çok güzel yansıtıyordu..Bir de O'Neil erkeklerinin inanılmaz inatçılığı..Devlin O'Neil'i aratmadı diyebilirim Sean O'Neil ..Bu sıra dışı aileyi okumayı çok özlemişim..Serinin sonraki kitabı Cliff De Warren'in..Karizmatik De Warren erkeğinin..Tyrell şu an favorim..O'Neil erkeklerinin gazabı beni sinir etse de..Okuyun...Tavsiyemdir.. |An excellent read. I would actually give this one 4.5 stars but that wasn't possible so I stuck with the 4. It would have been a 5, but the heroine was annoying at times, forgiving in some ways and unforgiving to the point of petty in others. It's easily dismissed, however, because from the first page your gripped by the history of these two characters and their undeniable connection. The Hero/Heroine have grownup together and I love that the author writes in many of their memories and shared moments from the past. It enhances the drama and really make you beleive that these two characters are in love. I adorned the Hero, although not my favourite of all time, he was stellar and had immense passion in several scenes.