OLGUSU

Transkript

OLGUSU
Ş.O.
Vet. Fak. Derg. (1993), 9, 1, 72-74
BİR KÖPEGİN OMUZ EKLEMİNDE GÖRÜLEN
OSTEOCHONDRİTİS DİSSECANS OLGUSU
Nuri Yavru 1
Ertuğrul
Sırrı
Elma 2
Avki 3
A Case Report of Osteochondritis Dissecans
In The Shoulder Joint Of o Dog
· Osteochondiritis dissecans is see n in joints
of immature dogs. A 6 month old ma/e Pointer dog, which
has been lamefor 1,5 months, was referred to the Clinical
Science of Veterinary Medicine, University of Selçuk. Clinical
examinations revea!ed that the dog had lameness in the
right shoulder joint. Radiologic films cantirmed that the
lameness related to OCD in the caudo-media/ aspect of the
shoulder joint. The OCD fesian was treated operatively.
Özet: Osteochondritis dissecans köpeklerde gelişme
döneminde görülen, ekleme ilgili bir hastalikt1r. 0/gumuzu
1.5 aydJrtopa/!Jyor şikayeti ile S.Ü. Veteriner Fakültesi Cerrahi
Anabilim Dal1 kliniğine getirilen 6 ayli k, erkek Pointer bir
köpek oluşturuldu. Yapilan sistematik muayene sonucunda
hayvan m sağ articulatio humeri'den kaynaklanan bir tezyana
bağli olarak topalladi ği belirlendi. Çekilen röntgen filminde
ek/em yüzeyinin arka bölümünde osteochondritis dissecans
görüldü. ,1-{asta/ik operatif olarak tamamen sağlt!ldi.
Giriş
Osteochondritis dissecans eklem kıkırdağında
endokondral ossifikasyon bozukluğu ile karakterize
bir gelişme bozukluğu olup, ilk kez 1888'de Konig
tarafı ndan beşeri hekimlikte, 1960'da da Smillie tarafından
veteriner
hekimlikte
rastlanmıştır
(2,11,16).
Hastalık hızla gelişen kı kırdağınaseptik bir nekrozu
olarak kabul edilir ve eklem kıkırdağının epifize ilgili
subkondral kemikten sınırlı olarak ayrılmasıyla karakterize bir sendromdur (2,5, 14). Osteochondritis
dissecans en fazla ağır ve iri yapılı, erken gelişen
4-8 ay yaş grubundaki köpeklerde görülmektedir
(4,6,14). Çoğunlukla Labradors, Alman kurt köpeği,
Alman dog, Setter, Dalmatiens, Pointer ırkı köpeklerde
görülür (2,4,5,6,7,8, 13, 14). Hastalığa erkek hayvanlarda
daha s1k rasianıidığı bildirilmektedir (1 ,6, 11). Köpeklerde
hastalık çoğunlukla art. humeri de (4, 6, 7, 11), seyrek
olarak da art cubiti'de (2,6,7,8), art. coxae'da (6, 10,11 ),
art. gen u' da (2,6,7,11 ,15) ve art. tarsi'de (2,6,7) lokalize
i. Prof. Dr. S.Ü. Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı, Konya.
2. Doç. Dr., S.Ü. Veteriner Fakültesi, Cerrahi Anabilim Dalı, Konya.
3. Araş. Gör., S.Ü. Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı, Konya.
72
olmaktadır.
bildiren
Atiarda ve
sığırlarda
yayınlar bulunmaktadır
da görüldüğünü
(3, 1O, 12, 16).
Osteochondritis dissecans'ın sebebleri henüz tam
olarak açıklığa kavuşturulamamıştır. Genetik faktörler,
büyüme hızı, ağırlık kazanma oluşum üzerine etkilidir.
Beslenmedeaşırı protein ve kalsiyumun etkisi ortaya
konulmuştur. Aşırı kalsiyum ahmına bağlı sekunder
hiperparatiroidizm kı kırdak olgunlaşmasını geciktirir
(2,6). Ayrıca büyüme hormonu vetiroid hormonu epifiz
büyümesini artırır ve osteokondrozun görülmesini
kolaylaştırır (1 ,6). Seksüel hormonlar ve özellikle
androjen hormonu kıkırdak metabolizması üzerine
büyüme hormonu ile aynı etkiye sahiptir (6). Hastalığın
nedenleri arasında henüz gelişmemiş eklem kıkırdağına
etkiyen travmalar, enfeksiyonlar, fazla beslenmeyle
ilgili hiperkalsitonizm, subkondral bölgede işemi,
hormonal dengesizliklerve osteonekrozisi içeren birçok
teori ileri sürülmektedir (1 ,2,5, 13, 14):
Osteochondritis dissecans'ın oluşumu sırasında
artiküler osteokondroz sırasında osteogenez bozulur.
Kondrogenez devam eder. Bunun sonucu eklem
kıkırdağı bazı bölgelerde kalınlaşır. Kıkırdağın beslenmesi sinovial sıvının emilmesiyle gerçekleştiği için
kalıniaşmış bölgede alttaki tabakalar yeterince beslenemez. Buradaki tabaka lokal olarak dejenere olur
ve nekroza uğrar. Işte osteochondritis dissecans bu
kalıniaşmış eklem kıkırdağı bölgesinde meydana gelir.
Fizyolojik hareketler ve mikrotravmalar nekroz olan
bölgede horizontal derin kıkırdak çatlaklannın oluş­
masına neden olur. Eğertravma devam ederse vertikal
çatlaklar ortaya çıkar. Böylece sinovia derindeki
dejenere kıkırdak tabakalanyla temas eder. Bu da
sinovitisin nedenini oluşturur. Neticede eklemde saplı
veya serbest cisim oluşur (2,4,5,6,9, 14).
Osteochondritisde görülen sınırlı subkondral kı kırdak
nekrozunun ortaya çıkmasında subkondral işemiyi
savunan araştırıcılar (5) ise kondrositlerin normal
S. Ü. Vet. Fak. Derg. ( 1993), 9, 1, 72-74
farklılaşma süreçlerinin bozulması sonucu kıkırdağın
kalıniaştığını ve kemik iliğinden gelen damarların bu
kı kırdağa giremerneleri ne bağlı olarakişemi oluştuğunu
ileri sürmektedirler.
Bununla birlikte yapılan araştırmalar (5,13) osteochondritis lezyonlarının en çok ağırlığı taşıyan
eklemlerde, ağırlığın bindiği ve travmaya uğrayan
bölgelerde görüldüğünü ortaya çıkarmıştır. Diğer
bölgeler 5. aya doğru kemikleştiği halde bu bölgeler
8. aya kadar kalsitiye olmamış olarak kalırlar. Böylece
caput humeri'nin diğer kısımları 5. aya doğru kemikleşfiği
halde, lezyonun oluştuğu bölgeler 9. aya kadar dayanıksız olarak kalmaktadır. Bu durum hareketler
sırasında vücut ağırlığının basıncına karşı bu bölgenin
duyarlı olmasına ve gerilmesine neden olmaktadır
(6).
Hastalık
klinik olarak üç dönem gösterir (11 ).
Hastalığın başlangıcı olan ilk 10-15 günde hafiften
orta dereceye kadar değişen bir omuz topallı ğı vardır.
Sistematik muayenede boyuna doğru çekilen ön bacakta
caput humeri'nin arka kısmına lokal basınç yapıldığında
hayvanın reaksiyon gösterdiği anlaşılır. Eklemin
fleksiyonunda bazen ağrı ortaya çıkar. Ekstensiyon
hareketinde krepitasyon hissedilir. Bu dönemde
radyolojik belirtiler görülmediği gibi kas atrofisi de yoktur.
Eklemin punksiyonunda aşırı sinovia ve buna karışmış
kan saptanır.
2. dönem belirtileri 15. günden 1. aya kadar değişen
sürede ortaya çıkar. Bu dönemde de topallı k devam
etmektedir. Ayrıca ekiemi çevreleyen kas gruplarında
atrofi görülür. Palpasyanda eklernde hacim artışı
belirlenir. Radyolojik belirtiler bu dönemde ortaya
çıkmıştır. Radyografi omuz ekieminde medio- lateral
pozisyonda çekilir. Karakteristik tezyon çoğunlukla
caput humeri'nin caudal1/3'ünde bulunur. Radyografi
daima diğer omuz ekieminde de çekilmelidir (6, 11 ).
Röntgen filminde hastalığın başlangıcında kaput
humeri'nin çizgisinde düzensizlik, ileri dönemlerde ise
arka kısmında yassılaşma görülür (7).
Son dönemi içeren daha gecikmiş olgularda eklernde
dejeneratif olaylar, serbest veya ekleme bağlı kı kırdak
parçaları ve sonunda artroza ilişkin belirtiler ortaya
çıkar (4,5,6,11 ,14).
Lezyon her iki eklernde bilateral görülmesine karşın
topallı k bir bacakta ortaya çıkar. Bununla birlikte lezyon
diğer ekiemierde de bulunabilir (4,6,7,13).
Hastalığın tedavisinde medikal yöntemden amaç
zarar görmüş kıkırdağın ayrılmasına engel olarak
yerinde kalmasını sağlamaktır. Bu amaçla eklemin
hareketsizliğini sağlamak, hayvanın ağırlığını eklernden
uzaklaştırmak gerekir (6, 13). Hastalığın tedavisinde
başlangıçta analjezikler, Ca preparatları, Vit. D ve
anabolizanlar verilerek iyileşme sağlanmaya çalışılabilir
(5,14). Medikal sağıtımı izleyen 1 ay sonra radyografi
çekilerek lezyonun durumu incelenir. Ilerleme varsa
artrozun oluşumuna engel olmak için şirurjikal sağıtım
kaçınılmazdır (1 ,5, 14).
Bu olgu kliniklerde gözden kaçması yüzünden seyrek
görülen bir hastalık olması nedeniyle ele alınmıştır.
Olgunun
Tanımı
Takdim edilen olguyu 7.9.1992 tarihinde S.Ü.
Veteriner Fakültesi Cerrahi Kliniğine getirilen 6 aylık,
erkek Pointer ırkı köpek oluşturdu. Hayvan 1-1.5 aydır
topallıyar şi kayeti ile kliniğe getirildi. Yapılan muayenede
topallığın sağ ön bacaktan kaynaklandığı belirlendi.
Aynı ekstremiteye yapılan sistematik muayene sonucu
topallığa neden olan ağrının art. humeri'den köken
aldığı saptandı. inspeksiyonda ise iki regio art. humeri
arasında asimetri belirlendi. Aynı eklemin medio-lateral
yönde çekilen radyografisinde de eklem yüzünün arka
bölümünde lezyon görüldü (Resim 1).
Hayvan sahibinin isteği üzerine operasyona karar
verildi. Hayvana rompun (xylazine hydrochlorid- 2
mgr/kg) ve atropin (atropin sulphate- 0.04 mg/kg)
premedikasyonu yapıldıktan sonra % 5 lik sodyum
pentotal (1 O mg/kg) ile genel anestezi uygulandı.
Hayvan hasta bacağı üstte kalacak şekilde yan
ve bölge operasyona hazırlandı. Omuz ekiemi
üzerinde lateralde yaklaşık 10 cm.'lik yay şeklinde
bir deri ensizyonu yapıldı. Fascia ensizyonundan sonra
m. omotransversus ile m. deltoideus'un pars scapularis
ve pars acromialis'i arasından eklem kapsulasma
ulaşıldı. M. infraspinatus tendosu eklem kapsulünden
ayrıldı ve kapsüllatero-caudal bölgede ensize edildi.
Ekleme lateral yönde ratasyon yaptınlarak lezyon açığa
çıkartıldı. Ayrılmış kı kırdak parçası küretle uzaklaştırıldı
(Resim 2) ve yeri kürete edilerek sağlıklı spongioz
doku açığa çıkarıldı. Eklem içi serum fizyolojik ile
yıkandı. Eklem kapsülü krome katgüt {oo) ile dikildi.
Ayrılan m. infraspinatus tendosu da dikildikten sonra
fascia katgüt ile basit dikişlerle karşı karşıya getirildi.
Yara dudakları arasına kristal penicilline (1.000.000
I.Ü) uygulandı. Deri dikişinden sonra bacak normal
pozisyonunda PVC ile destekli bandaja alındı. Bir hafta
sonra dikişler kaldırıldı. Oluşan collectio-sero- sanguin
sağıtılarak bacak tekrar bandaja alındı. Bir hafta sonra
bu bandaj da kaldırıldı ve kolieksiyenun rezarbe olduğu,
yatırıldı
73
S. Ü. Vet. Fak. Deri?. (1993), 9, 1, 72-74
hayvanın ayağı üzerine bastığı görüldü. iki hafta sonra
yapılan
kontrolde ise
belirlendi.
topallığın
Tartışma
tamamen
geçtiği
ve Sonuç
Literatürlerde (2,4,5,6,7,8,14) hastalığın çoğunlukla
Labrador, Alman kurt köpeği, Alman dog, Setter,
Dalmatien, ve Pointer ırkı köpeklerde görüldüğü bildirilmektedir. Takdim edilen olguyu da Pointer ırkı ·
bir köpek oluşturuldu. Yine literatürlerde (11, 15)
hastalığın genç ve çoğunlukla erkek cinsiyetli köpeklerde görüldüğü işaret edilmektedir. Gerçekten
de sunulan olgu 6 aylık ve erkek bir köpekdi. Lezyonun
bilateral görülebileceğinin ifade edilmesine karşın
(4,6, 7, 13) bu olguda lezyon klinik ve radyolojik olarak
bir eklernde saptandı. Lezyonun bulunduğu eklemin
sağttılmasından sonraki 6 aylık dönemde de hayvan
izlenmesine rağmen av yaptığı halde başka bir eklernde
bozukluğu belirten semptom görülmedi. Hastalığın
tedavisinde bazı araştırıcılar (11) glükokortikoid ile
kombine analjezik kullanılmasını önerdikleri halde
aksini savunanlar (6, 13) glukokortikoidlerin ve analjeziklerin kullanılmasının sakıncalı olduğunu belirtmektedirler. Gerçekten de glukokortikoidler ve
analjezikler eklemdeki mevcut ağrıyı gidererek hayvanın
ekiemi kullanmasına neden olmakta ve lezyonun
ilerlemesine yol açmaktadır.
Sonuç olarak kliniklerde özellikle köpeklerde eki em
hastalığı olarak rasianabilen osteokondritis dissekans
olgusunun dikkatli bir muayene sonucu teşhis edilebileceği ve operatif olarak sağıtılabileceği meslektaşlarımıza duyurulmak istenmiştir.
Şekil
1. Osteokondrilis
retli).
dissekans'ın
radyolojik görünümü (akla
Figure 1. The appearance of Osleochondrilis dissecans (arrow).
74
işa­
Şekil
2. Operasyonla çıkarılan kıkırdak parçasının görünümü.
Figure 2. The appearance of the e xcised cartilage following the sur·
gery.
Kaynaklar
1-Aiexander, J.W. (1985). Orthopedic Diseases. In "Textbook of
Smail Animal Surgery "Vol11 Ed. D.H. Slatterp. 2312-2330, W. B.
Saunders, Philadelphia.
2-Aslanbey. D. (1990). "VeterinerOrtopedi ve Travmatoloji". Maya
Matbaacılık, Ankara.
3-Bertone, A.L., Mcllwraıth, C. W., Power, B.E., Trotter, G.W. and
Stashak, T.S. (1987),. Arthroscopic Surgery for the Treatment of
Osteochondrosis in the Equine Shoulder Joint. Veterinary Surgery,
16,4,303-311.
4-Bree van, H. (1990). Evaluation of the Prognostic Value of Positive
Centrast Shoulder Arthrography for Bilateral Osteochondrosis Lesions
in Dogs. Am. J. Vet. Res., 51, No. 7,1121-1125.
5-Dömmrich, K., Brass, W. und Schebitz, H. (1975). Gelenke, In
"AIIgemeine Chirurgie" Ed. H. Schebitz, und W. Brass, 418-467,
Verlag Paul Parey, Berlin und Hamburg.
6-Guaguere-Lucas, J. (1992). Les Osteochondroses du Chien:Note
1:E tu de Generale. Pratique Medicale et Chirurgicale de L'Animal
de Compagnie, 27, No. 3, 199-208.
7-Guaguere-Lucas, J. (1992). Les Osteochondroses du Chien:Note
2 : Etude Speciale. Pratique Medicale et Chirurgicale de L'Animal
de Compagnie, 27, No. 4, 511·527.
8-Guthrie, S., Plummer, J.M. and Vaughan, L.C. (1992). Aetiopathogenesis of Canine Elbow Osteochondrosis : A Study of
Fragments Removed at Arthrotomy. Research in Veterinary Science,
52, 284-291.
9-Kasa. G. und Kasa, F. (1980). Gelenke In "Praktikum der
Hundeklinik" Ed. H.G. Niemand, 489-513, Verlag Paul Parey, Berlin
und Hamburg.
1O-M iller, C. L. and Todhunter, R. ( 1987). AcetabularOsteochondrosis
Dissecans Ina Fao!. Comeli Vet., 77, 75-83.
11-Nihouannen Le, J.C. (1973). L'Osteochondrite Dissequante
de la Tete Humeraledu Chien. Revue Med. Vet., 124, 7, 9911001.
12-Nixon, A.J. and Spencer, C.P. (1990). Arthrographyofthe Equine
Shoulder Joint. Equine Veterinary Journal, 22 (2), 107-113.
13-Richter, W. (1985). Systemische Skeletterkrankungen. In
"Lehrbuch der Allgemeinen Chirurgie für Tienlrzte" Ed. O. Dietz,
419-440. Ferdinand Enke Verlag, Stuttgart.
14-Schimke, E., Grünbaum, E.G. und Paatsama, S. (1986). Stütz
und Bewegungsapparat, In "Klinik der Hundekrankheiten" Ed. V.
Freudiger, E.G. Grünbaum und E. Schimke, 742-866, Gustav Fischer
Verlag, Jena.
15-Strom, H., Raskov, H. and Ambjerg, J. (1989). Osteochondritis
Dissecans on the Lateral Femoral Trochlear Ridge ina Dog. Journal
of Smail Animal Practice 30, 43-44.
16-Weisbrode, S.E., Monke, D.R. Dodaro, S.T. and Hull, B.L. (1982).
Osteochondrosis, Degenerative Joint Disease, and Vertebral
osteophytosis in Middle-aged Bulls. JAVMA, Vol 181, No. 7,
700-705.