PDF İndir

Transkript

PDF İndir
Müslüman kardeşim! Aşağıda okuyacağın sapık iddialar tarikatçıların meşhur ve bilinen ve
hepsi tarafından kabul edilen “üçler, yediler, kutup ve gavs” inançları hakkında kendileri
tarafından ortaya konulmuş görüşlerdir. Bu sapık iddiaların İslam inançlarıyla uyuşması
imkânsızdır. Hiçbir Müslüman’ın bu sapık iddiaları kabullenmesi de mümkün değildir. Şimdi
tamamı hurafe olan bu batıl ve sapık iddiaları ibret nazarı ile okuyalım:
“Üstün hizmet sayılan kutuplar kutbu olma görevi Allah tarafından her asırda tek
değerli zata verilir. Tek ki-şiye havale edilir. Tek kişiye bırakılır. Bundan sonra o
kimse yüce Subhan’ın lutfu ile Allah’ın halifesi olur. Açıkçası iki cihanın yönetimi
bizzat kendisine ihsan edilir.
Onları dilediği gibi yönetir. En büyük Gavs olan zata gelince… Bu değerli zat
kutuplar kutbunun emrin-dedir. Bu zat da, her ne kadar muktedir, yönetme yetkisinde güçlü olsa da destur almadan ne dil oynatabilir ne de bir şeye el atabilir.
İzinsiz karışmaz. İlk kutup tabir olunan zata gelince… Diğer kutupların ilki
demektir.
Buraya kadar anlatılan zatlar halk arasında: ‘Üçler’ diye anlatılan zatlardır. Yani
ilki kutuplar kutbu, ikicisi en büyük gavs, üçüncüsü de ilk kutuptur.
Anlatılanlardan başka yediler kırklar diye anlatılan zatlar dahi vardır. Bunlarında
her biri kutup olup ancak, Allah’ın ihsanı ile kutuplar kutbuna hizmetçi
olmuşlardır. Bunların her biri, haline göre bir yere memur edilmiştir.
Mesela: ilk kutup Bağdat, Şam, Halep beldelerde tasarruf ederler. Diğer kutuplar
da hallerine göre birer ikişer yerde tasarruf ederler. Oraları yönetirler. Hatta
kâfirlerin ülkelerini dahi yönetirler. Ancak bunların tasarrufu, yönetimi kutuplar
kutbunun emri ile olmaktadır. Zira kutuplar kutbunun tasarrufu dışında kalan iki
cihan içinde hiçbir şey yoktur. Bütün eşyayı, bütün eh-lullahı kuşatmıştır. İki
cihanda iyi kötü her ne olursa o-nun bilmesi, dilemesi, kalbinin hareket etmesi ile
olur. O anlarda, memurları gereken ne ise onu yaparlar.” [Bakınız: MİFTAHU’LKULUB/KALPLERİN ANAHTARI. Sayfa: 83-84, Yazarı: Şemseddin Nuri Nakşibendî.
Tercüme: Abdulkadir Akçiçek Yayınevi: Huzur Yayınevi. Tel-Fax: (0212) 513 50 57–513 01
71]
Evet Müslüman kardeşim! Bu inançlar hiç İslam ile uyuşabilir mi? Peygamberimiz sallallahu
aleyhi ve sellem’in kendisi ile savaştığı Mekke müşriklerinin i-nançları bile Allah’ın adına
yemin olsun ki bu kadar sapıkça değildi. Bu sapık iddialara ve yalanlara yalnızca Rabbimiz
Allah tebâreke ve teâlâ’nın şu buyrukları ile cevap veriyoruz:
Bu dosya www.tevhidvesirk.com sitesinden indirilmiştir.
“Onlar ancak sizin ve babalarınızın taktığı kuru isimler-dir. Allah onlar hakkında
hiçbir delil indirmemiştir. On-lar yalnız zanna ve nefislerin hevasına uyuyorlar.
Halbuki onlara Rab’leri tarafından yol gösterici gelmiştir.” (Necm Sûresi-23 Bak:
Elmalılı Meali)
“De ki: “Onlara isimler verip durun bakalım. Siz Allah’a yeryüzünde bilmediği bir
şeyi mi haber vereceksiniz? Yoksa anlamı olmayan kuru bir laf mı? Doğrusu küfre
sapanlara kendi oyunları güzel gösterildi de yoldan saptırıldılar. Allah her kimi
saptırırsa, artık onu yola getirecek kimse yoktur.” (Ra’d Sûresi-33 Bak: Elmalılı
Meali)
“Allah’ın yanı sıra o taptıklarınız, sizin ve atalarınızın uydurduğu birtakım kuru
isimlerden başka bir şey değil-dir. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir.
Hüküm ancak Allah’a aittir. O, size, kendisinden başka-sına tapmamanızı emretti.
İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” (Yusuf Sûresi-40
Bak: Elmalılı Meali)
219 total views, 1 views today
Bu dosya www.tevhidvesirk.com sitesinden indirilmiştir.