Dosya indir :elazig-ili-kentsel-atiksularinda-organik-kirlilik
Transkript
Dosya indir :elazig-ili-kentsel-atiksularinda-organik-kirlilik
T.C. FIRAT ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ ELAZIĞ ĐLĐ KENTSEL ATIK SULARINDA ORGANĐK KĐRLĐLĐK YÜKÜNÜN BELĐRLENMESĐ Yunus AYDIN Tez Yöneticisi Prof. Dr. Bülent ŞEN YÜKSEK LĐSANS TEZĐ SU ÜRÜNLERĐ TEMEL BĐLĐMLERĐ ANABĐLĐM DALI ELAZIĞ,2009 1 T.C. FIRAT ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ ELAZIĞ ĐLĐ KENTSEL ATIK SULARINDA ORGANĐK KĐRLĐLĐK YÜKÜNÜN BELĐRLENMESĐ Yunus AYDIN Yüksek Lisans Tezi Su Ürünleri Temel Bilimleri Anabilim Dalı Bu tez, …………………. tarihinde aşağıda belirtilen jüri tarafından oybirliği / oy çokluğu ile başarılı / başarısız olarak değerlendirilmiştir. Danışman: Prof. Dr. Bülent ŞEN Üye: Yrd. Doç.Dr. Feray SÖNMEZ Üye: Yrd. Doç.Dr. Nuri ÇAKMAK Bu tezin kabulü , Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu’nun ……../……./ 2009 tarih ve ………..sayılı kararıyla onaylanmıştır. ……………. Enstitü Müdürü 1 TEŞEKKÜR Bu tezin konu seçiminde ve çalışmalarımda yardımını esirgemeyen danışman hocam Prof. Dr. Bülent ŞEN’e teşekkürü bir borç bilirim. Tez çalışması esnasında yardımlarını esirgemeyen Dr. Özgür CANPOLAT’a, araştırma imkanlarından faydalandığım Su Ürünleri Fakültesi Dekanlığı’na ve Temel Bilimler Bölüm Başkanlığı’na çok teşekkür ederim. Ayrıca çalışmalarım esnasında manevi desteğinden ve özverisinden dolayı eşim Hilal AYDIN’a teşekkür ederim. 1 ĐÇĐNDEKĐLER ĐÇĐNDEKĐLER …………………………………………………………... ŞEKĐLLER LĐSTESĐ………………………………………………………. TABLOLAR LĐSTESĐ…………………………………………..…..... ….. KISALTMALAR LĐSTESĐ ………………………………………………. ÖZET……………………………………………………………………... ABSTRACT………………………………………………………………. 1.GĐRĐŞ………………………………………………………………….… 2. LĐTERATÜR BĐLGĐSĐ………………………………………………..… 3. MATERYAL VE METOD …………………………………………..…. 3.1. Materyal …………………………………………………………. … 3.1.1. Çalışma alanı ve özellikleri………………………………………… 3.1.2. Çalışma alanının iklimsel özelliği ……………………………. …… 3.2. Numune alımı ……………………………………………………….. 3.3. Analiz Metotları ……………………………………………………... 3.3.1. Askıda Katı Madde Analizi ………………………………… …. 3.3.2. Biyokimyasal Oksijen Đhtiyacı Analizi ……………………………. 3.3.3. Kimyasal Oksijen Đhtiyacı Analizi ………………………………... 3.3.4. Amonyak Azotu Tayini ……………………………………... . …. 3.3.5. Yağ ve Gres Analizi ………… 3.3.6. Fekal Koliform, Total Koliform ve Escherichia coli analizleri……… 4. BULGULAR ……………………………………………………………. 4.1. Debi ………………………………………………………………. ... 4.2. Sıcaklık ……………………………………………………………… 4.3. Çözünmüş Oksijen……………………………………………………. 4.4. pH ………………………………………………………………….. 4.5. Biyokimyasal Oksijen Đhtiyacı (BOĐ) …………………………………. 4.5.1. BOĐ Organik Madde Yükü………………………………………... 4.6. Kimyasal Oksijen Đhtiyacı (KOĐ) …………………………………….. 4.6.1. KOĐ Organik Madde Yükü……………………………………….. 4.7. Askıda Katı Madde (AKM) …………………………………………. 4.7.1. Askıda Katı Madde Yükü ...………………………………………. 4.8. Amonyum Azotu ...………………………………………………....... 4.8.1. Amonyum Azotu Yükü ………………………………………........ 4.9.Yağ ve Gres ………………………………………………………... 4.10.Fekal Koliform, Total Koliform ve Escherichia Coli ……………. … 5. TARTIŞMA VE SONUÇ ………………………………………………. KAYNAKLAR …………………………………………………………… ÖZGEÇMĐŞ ……………………………………………………………… I Sayfa No I II III IV V VI 1 4 8 8 8 9 11 11 11 12 13 14 14 15 19 19 20 22 23 24 25 26 27 28 29 29 31 31 31 35 43 45 SEKĐLLER LĐSTESĐ Sayfa No Şekil 3.1. Çalışma istasyonlarının yerlerini gösteren harita…………. ……….. 9 Şekil 4.1. Aylara göre istasyonlardaki debi değişimi……................................ 20 Şekil 4.2. Aylara göre istasyonlardaki sıcaklık değişimi ……….. …………... 21 Şekil 4.3. Aylara göre istasyonlardaki çözünmüş oksijen değişimi……………. 22 Şekil 4.4. Aylara göre istasyonlardaki pH değişimi ………………………….. 23 Şekil 4.5. Aylara göre istasyonlardaki biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOĐ) değişimi…………………………………………………………………….. Şekil 4.6. Aylara göre istasyonlardaki kimyasal oksijen ihtiyacı (KOĐ) değişimi. 24 26 Şekil 4.7. Aylara göre istasyonlardaki askıda katı madde (AKM) değişimi ….. 28 Şekil 4.8. Aylara göre istasyonlardaki amonyum azotu değişimi …………….. 30 Şekil 4.9. Aylara göre istasyonlardaki yağ ve gres değişimi……………………. 32 II TABLOLAR LĐSTESĐ Sayfa No Tablo 3.1. Elazığ iline ait meteorolojik veriler ……………………… ……... Tablo 3.2. Kirlilik durumuna göre alınacak numune hacmi ve faktörü…………. Tablo 3.3. ĐMVĐC testi değerlendirme şeması (FDA/BAM,2002) …………. Tablo 3.4. Tüp sayı tablosu (FDA/BAM,2002) ………………………. ……. Tablo 4.1. Atık su debisi miktarı (m³/gün) ………..………………. ……….. Tablo 4.2. Kişi başı günlük atık su debi miktarı (L/N.gün) …………………... Tablo 4.2. Atık suyun sıcaklık durumu (°C) …………………………………. Tablo 4.3. Atık suda tespit edilen oksijen konsantasyonu (mg/L) ……………… Tablo 4.4. Atık suda tespit edilen pH değerleri ………………………………. Tablo 4.5.Atık suda belirlenen biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOĐ) değerleri (mg/L) …………………………... ………………………………………. 10 12 17 18 19 20 21 22 23 24 Tablo 4.6 Atık suda biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOĐ)’na göre organik madde yükü(kg/gün) …………………………………………………… 25 Tablo 4.7 Atık suyun biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOĐ) ‘na göre kişi başı organik madde yükü (g/N.gün)…………………………………………….. 25 Tablo 4.8 Atık suda belirlenen kimyasal oksijen ihtiyacı (KOĐ) değerleri (mg/L) 26 Tablo 4.9 Atık suyun kimyasal oksijen ihtiyacı (KOĐ)’na göre organik madde yükü (kg/gün)…………………………………………………. …………. 27 Tablo 4.10 Atık suyun kimyasal oksijen ihtiyacı (KOĐ) ‘na göre kişi başı organik madde yükü (g/N.gün) ……………………………………………… 27 Tablo 4.11 Atık suda belirlenen askıda katı madde (AKM) değerleri (mg/L) …. Tablo 4.12 Atık suda belirlenen askıda katı madde yükü (kg/gün)…………... Tablo 4.13 Atık suda kişi başı askıda katı madde yükü (g/N.gün) ………….. Tablo 4.14. Atık suda tespit edilen amonyum azotu değerleri (mg/L) …………. Tablo 4.15 Atık suda tespit edilen amonyum azotu yükü (kg/gün)…………….. Tablo 4.16. Atık suda belirlenen yağ ve gres değerleri (mg/L) ….………………. Tablo 4.17 Atık suda tespit edilen yağ ve gres yükü (kg/gün)…….…... …….. Tablo 4.18Atık sudaki Escherichia coli değerleri (EMS/mL) ………… …….. Tablo 4.19 Atık sudaki fekal ve total koliform değerleri (EMS/mL) ……….. Tablo 5.1 Tipik kişi başına katkı olarak esas alınmış evsel atıksu kirletici karakteristikleri (Akal,1998) ……………………………………………... 28 29 29 30 31 31 32 33 33 35 III KISALTMALAR LĐSTESĐ BOĐ KOĐ SKKY E.N. DSĐ DPT AKM EMS FDA BAM APHA AOAC OECD Biyokimyasal Oksijen Đhtiyacı Kimyasal Oksijen Đhtiyacı Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği Eşdeğer Nüfus Devlet Su Đşleri Devlet Planlama Teşkilatı Askıda Katı Madde En Muhtemel Sayı Food and Drug Administration Bacteriological Analytical Manual American Public Health Association Association of Offical Analytical Chemist Organisation for Economic Co-Operation and Development IV ÖZET Yüksek Lisans Tezi ELAZIĞ ĐLĐ KENTSEL ATIK SULARINDA ORGANĐK KĐRLĐLĐK YÜKÜNÜN BELĐRLENMESĐ Yunus AYDIN Fırat Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Su Ürünleri Temel Bilimleri Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Bülent ŞEN Yıl: 2009, Sayfa: 45 Bu çalışmada, Elazığ Kenti ve Elazığ Kenti kanalizasyon sistemine bağlı olan beldelerin evsel atık sularında organik maddelerden, miktarı koliform ve E.coli’den kaynaklanan kirliliğin mevsimsel (ekim, ocak, nisan, temmuz ayları) olarak incelenmiştir. Araştırma kapsamında atık suyun debi, sıcaklık, çözünmüş oksijen (ÇO), biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOĐ), kimyasal oksijen ihtiyacı (KOĐ), amonyum azotu, yağ ve gres, askıda katı madde, total koliform, fekal koliform ve Escherichia coli parametreleri incelenmiştir. Araştırma neticesinde debi 40.711-52.170 m³/gün, BOĐ 60,4-540 mg/L, KOĐ 242,4-812 mg/L, AKM 65-388 mg/L, amonyum azotu 0,93-2,1 mg/L, yağ ve gres 32-54,4 mg/L aralıklarında, fekal koliform, total koliform ve Escherichia coli değerleri hepsi için 1100 EMS/mL ‘den daha büyük miktarlarda tespit edilmiştir. Yapılan hesaplamalar doğrultusunda arıtılmadan sucul ortama verilecek atık suyun günlük ortalama meydana getireceği yükler 12.343 kg/gün BOĐ , 27.135 kg/gün KOĐ, 11.541 kg/gün AKM, 71 kg/gün amonyum azotu ve 2.031 kg/gün yağ ve gres olarak hesaplanmıştır. Yıllık ortalama meydana getirecekleri yükler ise 4.505 ton/yıl BOĐ, 9.904 ton/yıl KOĐ, 4.212 ton/yıl AKM, 25 ton/yıl amonyum azotu, 741 ton/yıl yağ ve gres olarak hesaplanmıştır. Anahtar Kelimeler: Organik kirlilik, BOĐ, KOĐ, AKM, Amonyum azotu, Yağ ve gres, Fekal Koliform, Total Koliform, E.coli, Evsel atıksu, Elazığ V ABSTRACT Masters Thesis The Organic Pollution Load of the Urban Sewage Water of Elazığ City Yunus AYDIN Fırat University Science Graduate School Fisheries Basic Sciences Supervisor: Prof. Dr. Bülent ŞEN Year: 2009, Page: 45 In this study, the level of pollution in the domestic sewage water of Elazığ City originated from organic matters, coliform bacteria and Escherichia coli has been investigated monthly (October, January, April, July). In the coverage of the study values belonging to the parameters of the flow rate, water temperature, dissolved oxygen (DO), biochemical oxygen demand (BOD), chemical oxygen demand (COD), ammonium nitrogen, oil and grease, suspended solid matters, total coliform, fecal coliform and Escherichia coli in the sewage water have been measured and/or analysed. The values for the above mentioned parameters have been determined within the following ranges; the flow rate 40.711-52.170 m3/day, BOD 60,4-540 mg/L, COD 242,4-812 mg/L, suspended solid matters 65-388 mg/L, ammonium nitrogen 0,93-2,1 mg/L, oil and grease 32-54,4 mg/L . The values for all fecal coliform, total coliform and E. coli have been determined in quantities more than 1100 EMS/mL. In accordance with the calculations performed, the daily average loads of the raw sewage water were found as follows; 12,343 kg/day for BOD, 27,135 kg/day for COD, 11,541 kg/day for suspended solid matters, 71 kg/day for ammonium nitrogen and 2,031 kg/day for oil and grease. The annual loads have been calculated as 4,505 tons/year for BON, 9,904 tons/year for CON, 4,212 tons/year for suspended solid matters, 25 tons/year for ammonium nitrogen and 741 tons/year for oil and grease. Keywords: Organic Pollution, BON, CON, Suspended Solid Matters, Ammonium Nitrogen, Oil and Grease, Fecal Coliform, Total Coliform, Escherichia coli, Domestic Sewage Water, Elazığ. VI 1.GĐRĐŞ Tüm canlılar canlılıklarını devam ettirebilmek için suya bağımlıdır. Dünyadaki suyun % 97,6 sı okyanus ve denizlerde tuzlu su olarak bulunmaktadır. Okyanuslar 3,6x108 km² alan kaplamakta ve 13x108 km³ su içermektedir. Her yıl okyanuslardan 3,8x1014 ton su buharlaşarak atmosfere karışır. Ancak yağmur her zaman buharlaşma olan yere yağmaz. Kutuplarda ve buzullarda bağlanmış olan su ise dünyada insanların bulmak için çağlar boyu savaş verdikleri, toplumların gelişmesinde temel etken olarak geçmişte pek çok uygarlığın çöküp yok olmasına da neden olmuştur. Su kaynakları giderek azalmakta, su sorunuyla karşılaşan toplumların oranı giderek artmaktadır. Dünyanın yaklaşık dörtte üçünü kapsayan su için kıt sözcüğünün kullanılması yadırgatıcı olabilir. Ancak, giderek yeraltı su tablasının seviyesi düşmekte, yüzeysel ve yeraltı su kaynaklarının kirlilik oranı artmaktadır. Buna göre, insanın kullanabileceği su dünyadaki toplam suyun yalnızca % 0.5' ini oluşturur. Yeraltı suyu, topraktaki nem, akarsular ve göller, hepsi bu oranın içindedir. Her yıl göllerde ve akarsularda yaklaşık 0,63x1014 ton su buharlaşır. Yağışlarla yeryüzüne yılda yaklaşık 3,5xl04 ton su ulaşır. Kutuplardaki buzullar kapladıkları l,5x107 m²’ lik alanla yeryüzünde en büyük tatlı su deposunu oluştururlar. Yeryüzünde kullanılacak suyun sınırlı olması ve teknolojinin ilerlemesiyle insanların su ihtiyaçlarının artmasından dolayı buzullardan ve deniz suyundan tatlı su eldesi çalışmaları uzun yıllardan beri devam etmekte, ancak çok pahalı olan bu yöntemlerden sınırlı olarak yararlanılabilmektedir (Güler,1997). Türkiye’nin kullanılabilir toplam su miktarının 110 milyar m³/yıl olduğu belirtilmiştir (DSĐ, 2001). Mevcut su kaynaklarımız öncelikli olarak tarımda sulamada, ikinci olarak içme ve kullanma suyunda ve son olarak da endüstriyel faaliyetlerde kullanılmaktadır. Sulama suyu kullanımındaki aşırı miktar, çoğunlukla salma sulama sisteminin kullanımından kaynaklanmaktadır. Evlerde, tarımda ve endüstride kullanılan su ise kirlenmiş olarak ortama verilir. Bu suyun ortama arıtılmadan verilmesi başta alıcı su ortamları olmak üzere çevresel kirliliğe neden olmaktadır (DPT,2001). Gerçekten kullanılabilir su kaynakları giderek azalmakta ve su sorunuyla karşılaşan toplumların oranı giderek artmaktadır. Ayrıca giderek yer altı su tablasının seviyesi de düşmektedir. Kişi başına düşen kullanılabilir su potansiyelinde; dünya ortalaması 7.600 m³/yıl, Asya ortalaması 3.000 m³/yıl, Batı Avrupa ortalaması 5.000 m³/yıl, Güney Amerika ortalaması 23.000 m³/yıl ve Afrika ortalaması 7.000 m³/yıl iken Türkiye’de bu miktar 1.735 m³/yıldır. Türkiye, kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı bakımından diğer bazı ülkeler ve dünya ortalaması ile karşılaştırıldığında su sıkıntısı bulunan ülkeler arasında yer aldığı görülmektedir (DPT,2001). Mevcut büyüme hızı, su tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörlerin etkisiyle su 1 kaynakları üzerine olabilecek baskıları tahmin etmek mümkündür. Dolayısıyla Türkiye’nin gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynaklarını çok iyi koruyup, akılcı kullanması gerekmektedir. Gerçekten toplumun yapısı değişip kentleşme ve endüstrileşme süreci geliştikçe, su kaynaklarının çok yönlü kullanımı artmakta ve karmaşık bir hal almaktadır. Örneğin, toplumların yaşama düzeyi yükseldikçe kişi başına kullanılan su miktarı arttığı gibi, teknolojik gelişmeye bağlı olarak etkileri henüz bilinmeyen birçok kirletici de sulara karışmaktadır. Bunun sonucunda su kaynaklarının sulama, su ürünleri, dinlenme ve spor gibi amaçlarla kullanılabilirliği azalmaktadır (URL 2). Đnsanlar ihtiyaçları için su kaynaklarından aldıkları temiz suları kullanırlar ve doğaya kullanılmış su olarak iade ederler. Kullanılmış sular arasında ise en önemli yeri evsel atık sular tutmaktadır. Evsel atık su konutlardan, okul, hastane, otel gibi küçük işletmelerden kaynaklanan insanların günlük normal yaşam faaliyetlerindeki ihtiyaç ve kullanımları nedeniyle oluşan sulara denir. Evsel suların takriben %90-99’u su olup %1-5’lik kısmı organik ve inorganik maddeleri ihtiva etmektedir. Evsel atık sular; banyodan, mutfaktan ve tuvaletten gelen sulardan ibarettir. Tuvaletlerden gelen sular mutfak ve banyodan gelen sulara nazaran fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak daha kirli ve içeriğindeki katı maddeler daha fazladır (Yılmaz, 1998). Evsel atık sular gerçekten alıcı su ortamları için çok önemli kirlilik kaynaklarıdır. Evsel atık sular içindeki organik ve anorganik maddeler, alıcı su ortamındaki kirleticilerin büyük ve önemli bir kısmını oluştururlar. Ayrıca bazı endüstriyel atıkların büyük bir kısmı da bozulabilir, kararsız organik maddelerdir. Endüstriyel sıvı atıklar daha fazla organik kirletici kaynağıdırlar. Bu kirlilikler; fabrikanın atık suyunda bir işlem yaparak atık suyu serbest bırakma şeklinde olabileceği gibi, herhangi bir işlem yapmadan direkt olarak su kaynağına verilmesi şeklinde olabilir. Endüstriyel organik atıklar arasında gıda işlemi yapan fabrikalar, bira endüstrisi, süthane, mezbaha, tabakhane, tekstil ve kağıt yapım fabrikaları çok önemli yer tutmaktadır. Doğa, ölü bitki ve hayvanlardan gelen organik maddeleri özellikle bitkiler tarafından kullanılabilecek ve biyolojik yaşamın devamı için gerekli kararlı maddelere dönüştürürler. Bu dönüşüm için gerekli oksijen ortamdaki serbest oksijenden sağlanır. Bu nedenle herhangi bir ortamdaki organik kirlilik yükü, biyokimyasal dönüşüm için gerekli olan serbest oksijen miktarının bir fonksiyonu olarak ölçülebilir. Endüstriyel ve evsel atık sular içerdikleri organik maddeler yüzünden deşarj oldukları alıcı su ortamlarında organik madde miktarının sürekli olarak artmasına neden olurlar. Su içerisinde mikroorganizmalar için besin olarak rol oynayan organik madde miktarı, besin olarak kullanılacak olan miktardan fazla olduğu zaman ise ortamda organik kirlenme başlar. Bu durumun aynı şartlarda devam etmesi durumunda ortamdaki organik madde kirliliği sürekli artar. Organik madde kirliliğinin artması ise, ortamda mikroorganizmaların sayıca artmasına ve 2 daha fazla serbest oksijenin organik maddenin parçalanması işlemi sırasında mikroorganizmalar tarafından kullanılmasına yol açar. Bu durum ise, ortamdaki serbest oksijen miktarının giderek azalmasına ve sonunda tamamen tükenmesine neden olur. Sonuçta serbest oksijenin yokluğunda ortaya çıkan toksik gazlar yüzünden ortamdaki başta hayvansal organizmalar olmak üzere bütün canlıların yaşamı olumsuz etkilenir. Anlaşıldığı üzere, organik madde kirliliği ortaya çıktıkları ekosistemler için büyük tehlike arz etmektedir. Bu nedenle organik madde kirliliğinin canlıların yaşam alanlarını teşkil eden bütün ekosistemlerde düzenli takip edilmesi gerekmektedir. Özellikle büyük miktarlarda organik madde içeren evsel atık suların deşarj edildiği göller gibi durgun su karakterindeki alıcı su ortamlarında organik maddelerden kaynaklanan kirliliğin ciddi bir şekilde takip edilmesi gerekmektedir. Elazığ il merkezinin kentsel atık sularının tamamı kollektörler ve kanallar vasıtasıyla bir arıtma tesisine gelmekte ve iki kademeli bir arıtımdan sonra Kehli Çayı’na deşarj edilmektedir. Kehli Çayı’na boşalan tasfiye edilmiş atık sular ise Uluova bölgesinden Keban Baraj Gölü’ne karışmaktadır. Bu tez çalışmasında arıtma tesisine gelen Elazığ il merkezinin kentsel atık sularının taşıdığı organik madde miktarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak organik madde yükünün hesaplanması amaçlanmıştır. Ayrıca kentsel atık suların bakteriyolojik yönden incelenmesi de tezin konuları arasında yer almıştır. Bu kapsamda kentsel atık sular içinde fekal koliform, total koliform ve Escherchia coli miktarları belirlenmiştir. Bu tez, Fırat Üniversitesi Bilimsel Araştırma Fonu (FÜBAP) tarafından 1584 No’lu proje olarak desteklenmiştir. 3 2. LĐTERATÜR BĐLGĐSĐ Yerleşim yerlerinde yoğun nüfus artışı, endüstrileşme, tarım sektöründeki gübre ve ilaç kullanımındaki artışlar, hayvansal ürünlerin üretimini temin için kurulan dev çiftlikler ve tesisler çevreye büyük bir kirlilik olarak geri dönmektedir. Bu sebeple geleceğe daha yaşanabilir bir ortam bırakmak için kirlilik unsurlarının iyi tespit edilerek, alıcı ortamlara verilmeden önce neler yapılması gerektiği konusunda birçok araştırmalar yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. Alıcı su ortamına pis su toplama şebekesi ve atık toplama sistemlerinden geçmeden ulaşan tüm kentsel atıklar kontrol edilemeyen kirlilik kaynaklarını oluştururlar. Kontrol edilemeyen kaynaktan alıcı su ortamına kirletici taşınması genellikle değişiktir. Bu taşıma yağmur suları ve kentte oluşan diğer yüzeysel akışlarla olur. Kentsel kaçakların bileşenleri belli ki çok değişken olup; bunlar atık sıvı, köpek dışkısı, askıda madde, ağır metaller ve mevsimsel olarak yol tuzlama çalışmalarındaki tuzu içerebilir. Bu yüzey akarların özelliği çok değişken olmakla beraber BOĐ değeri 7.700 mg/L gibi yüksek değerler kaydedilmiştir (Ellis ve Walesh, 1989). Anlaşıldığı üzere, kaçak olarak doğrudan akarsulara akan lağımların meydana getirdiği kirlilik, kirlenmemiş bir nehire hızlı bir drenaj olacağından şiddetli olabilir. Ayrıca karayolları üzerinde trafik yoğunluğunun olduğu yerlerdeki su kaynaklarında kirliliğe neden olabilecek unsurlar da oldukça fazladır. Bu tür yolların kenarında bulunan birikinti sular yoğun bakteriyel tabakasına sahip olup genellikle oksijenden yoksundur. Đngiltere ve Galler Ülkesi’nde lağım ihtiva eden atık suların büyük bir kısmı nehirlere salınmakta bir kısmı ise doğrudan denizlere deşarj edilmektedir. Benzer davranışlar gelişmiş dünya ülkelerinin tipik bir özelliğidir. Herhangi bir işlemden geçmeden su kaynaklarına deşarj edilen lağım suları tüm dünyada hala önemli bir problemdir. Gerçekten dünyadaki hastalıkların üçte birinin yetersiz ve sağlıksız suların kullanımı sonucunda oluştuğu rapor edilmiştir (Mason, 1991). Bu nedenle milyonlarca insana sağlıklı su temin etmek öncelikli şart olmalıdır. Kentsel alanlarda özellikle yoğun hava kirliliği yaşanan dönemlerde ortaya çıkan rüzgarlı ve/veya fırtınalı durumlarda evlerden, fabrikalardan kaynaklanan katı maddeler kirlilikle sonuçlanabilir. Fabrika atıkları ve lağım suyu atıkları arıtma tesislerinde arıtılsa bile, San Francisco ve Kaliforniya’daki kimyasalların %70’inin günlük insan aktivitelerinden kaynaklanan araba metalleri ve yağı ile çimler için kullanılan kimyasalların, kanalizasyon sistemine girmeden fırtınanın/yağmurun neden olduğu yüzey akışlarla doğrudan su kaynaklarına karıştığının mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiği ileri sürülmüştür. Ayrıca yağmur sularının oluşturduğu kentsel akışlar kanalizasyon sistemine karışacak yol izleyebileceği gibi, 4 doğrudan yakın çevredeki nehirlere ve derelere akabileceği için, lağım sistemlerinde fırtına süresince aşırı yüklenmeler olabildiği rapor edilmiştir (Ellis ve Walesh, 1989). Çiftlik atık suları özellikle son yıllarda yoğunlaştırılmış çiftlik hayvanları yetiştiriciliği artan kirlilik problemi oluşturmaktadır. Đngiltere’nin kuzeybatısındaki süt üreten bir işletme günde 600.000 insanın üreteceği lağım miktarını 84.000 büyükbaş besleyerek Torridge Nehri’ne vermektedir. Hayvan ve insan lağımları karşılaştırıldığında hayvan sulu çamurlarında BOĐ 20.000 mg/L, insanların arıtım görmemiş lağım suyunda ise ortalama BOĐ’nin 250 mg/L olduğu görülmektedir. Özellikle kışın büyükbaş hayvanların katı yiyecekleri kısmen mayalanmış yemlerdir. Herhangi bir arıtım işleminden geçmemiş yem alkolü lağımı 200 kat daha fazla kirlilik unsuruna sahiptir. Bütün çiftlik kirliliği olaylarının yarısı, yem atıkları tarafından meydana getirilmektedir (Mason, 1991). 1978-1985 yılları arasında Đngiltere ve Galler Ülkesi’nde çiftlik kirlilik olayı sayısının ikiye katlandığı rapor edilmiştir. 1988-1992 periyodunda Đngiltere’de organik çiftlik lağımı kirliliği tüm kirliliğin %20’sini içerdiği hesaplanmıştır. Ağustos 1994’te Cornwall'da bir süt besiciliği çiftliğinden nehire gelen akıntı ve bu nehir suyunun bir balık çiftliğinde kullanılması nedeniyle 100.000 olgulaşmamış alabalık yumurtası ölmüştür. Çok yoğun ve makineleşmiş sebze üreticiliği de kirlilik sebebidir. Makineleşmiş bezelye hasadı, özellikle bezelye yeminin akarsulara deşarjı mevsimsel bazı problemlere neden olabilir. Böyle bir atık suyun BOĐ’si ise 15.000 mg/L’ ye kadar yükselebilmektedir (Mason, 1991). Arkadiusz ve diğerleri (2007) tarafından 1997-2000 yılları arasında Polonya’da Dabie Gölü’nde ve bu göle su taşıyan Batı Odra ile Doğu Odra Nehirleri’nde yapılan organik madde tespiti çalışmalarında 6 adet istasyon kurulmuştur. Đstasyonlardan mevsimsel olarak örnekler alınmış ve alınan su örneklerindeki kimyasal oksijen ihtiyacı (KOĐ) değeri 10,0-49,2 mg/L arasında, biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOĐ) değeri ise 1,1-7,4 mg/L arasında bulunmuştur Ülkemizde su kirliliği ile ilgili çalışmalar son yıllarda sayıca oldukça artmıştır. Bu çalışmalar ülkemizin çeşitli bölgelerindeki yüzey su kaynaklarında değişik zamanlarda gerçekleştirilmiştir. Topkaya ve Şen (1992), Keban Baraj Gölü ötrofikasyonu deşarj sınır konsantrasyonlarını belirledikleri çalışmada, Keban Baraj Gölü’ne giren besin maddesi yüklerini N için evsel atık sular 9,48 g/m2 göl yüzeyi, yıl tarım 0,93 g/m2 göl yüzeyi,yıl, hayvancılık 5,80 g/m2 göl yüzeyi,yıl ve toplam 16,28 g/m2 göl yüzeyi,yıl olarak belirlemişlerdir. P için ise evsel atık sular 1,14 g/m2 göl yüzeyi, yıl tarım 0,11 g/m2 göl yüzeyi,yıl, hayvancılık 2,76 g/m2 göl yüzeyi,yıl ve toplam 4,61 g/m2 göl yüzeyi,yıl olarak tespit etmişlerdir. Ünlü ve diğ. (1998), tarafından Elazığ Organize Sanayi Bölgesi’ndeki atık su incelenmiştir. Çalışma sonucunda; pH 7.43-7.48, KOĐ 330-390 mg/L, BOĐ 271-304 mg/L, 5 askıda katı madde 184-193 mg/L, yağ ve gres 69-71 mg/L aralıklarında tespit edilmiştir. Bulunan değerler kg cinsinden günlük yük olarak değerlendirilmiş ve KOĐ olarak atık yük 33-39 kg/gün, BOĐ olarak atık yük 27.1-30.4 kg/gün, askıda madde olarak atık yükü 0.184-0.193 kg/gün ve yağ ve gres olarak atık yükü 0,069-0,072 kg/gün olduğu belirtilmiştir. Şen ve diğ. (1999), Hazar Gölü’ne taşınan bitki besin maddeleri ve organik madde miktarlarını araştırmışlardır. Çalışma sonucunda Zıkkım Deresi ile göle taşınan yıllık bitki besin maddesi ve organik madde miktarlarını müsaade edilebilir sınırlar içerisinde olduğunu tespit etmişlerdir. Ünlü ve Uslu (1999) tarafından Elazığ Hazar Gölü’nün su kalitesi çalışmasında gölün fiziksel, kimyasal ve bakteriyolojik olarak incelenmesi için DSĐ tarafından 4 yıl boyunca belli peryotlarla örnekler alınmıştır. Analiz sonuçları ötrofikasyon sınır değerleriyle karşılaştırılmış ve göl suyunun kalite kriterlerinin genel olarak 1. ve 2. sınıf suların özelliğinde olduğu belirtilmiştir. Yonsel ve diğ. (1999), Đstinye Deresi’nin Đstanbul Boğazı’na taşıdığı kirlilik yükünü tespit etmek için aldıkları su örneklerinde pH, sıcaklık, tuzluluk, fosfat, nitrit ve nitrat anyonları, askıda katı madde, toplam organik karbon ve mikrobiyolojik değerlerini incelemişlerdir. Pilot bölgede yapılan bu çalışma neticesinde bölgenin yoğun bir kirlilik yüküne maruz kaldığı belirtilmiştir. Solak ve diğ. (2002) tarafından Muğla Akçay’da Haziran 2001 ile Eylül 2002 tarihleri arasında aylık olarak 6 istasyondan alınan su örneklerinde Bacillariophyta dışındaki algler incelenmiş ve araştırma sonucunda Akçay’daki 2. istasyonda organik kirliliğe rastlanıldığı bildirilmiştir. Microcyctis aeroginosa’nın ortamdaki baskınlığında organik kirliliğin yanında, su sıcaklığının da etkili olduğu düşünülmüştür Yılmaz (2004), Bodrum Đlçesi Mumcular Kasabası’nda bulunan Mumcular Baraj suyunun fiziksel ve kimyasal özelliklerini araştırdıkları çalışmada; beş istasyondan her ay su örnekleri alınmış, elde edilen değerler (minimum, maksimum, ortalama) şeklinde bulunmuştur. Alınan örneklerde su sıcaklığı, pH, fosfat, sülfat, klorid, asit bağlama kapasitesi, toplam sertlik, toplam alkalinite, kalsiyum, magnezyum, konduktivite, amonyum, buharlaşma kalıntısı, seki disk, turbidite, renk ve BOĐ5 (ALA-6,6-1,8 mg/L) parametrelerine bakılmıştır. Sonuçta baraj göl suyunun ılıman, iyi sayılabilecek bir kalitede olduğu, önemli bir kirlilik probleminin olmadığı belirtilmiştir. Verep ve diğ. (2005) tarafından Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Trabzon ve Rize illerine sınır olan Đyidere’nin su kalite parametrelerini belirlemek için 4 istasyondan su örnekleri alınmıştır. Yedi aylık ölçümlerde ortalama su sıcaklığı 7,20 ºC, BOĐ5 2,40 mg/L, pH 7,50, elektriksel iletkenlik 57,60 µS/cm, çözünmüş oksijen 11,10 mg/L ve akış hızı 2,10 m/sn olarak 6 tespit edilmiştir. Sonuçta Đyidere’nin 1. sınıf su kalitesinde olduğu, herhangi bir kirlilik unsurunun olmadığı belirtilmiştir.. Özdemir ve diğ. (2007), tarafından Muğla ili Dalaman Çayı üzerinde kurulu olan Bereket Hidroelektrik Santrali Baraj Gölü’nün su kalitesi ve balık faunasının belirlenmesi için bir çalışma yapılmıştır. Su sıcaklığı, pH, elektriksel iletkenlik, klorür, çözünmüş oksijen, nitrat, toplam sertlik ve fosfat parametreleri incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar dikkate alındığında Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği’ne göre baraj gölü sıcaklık, pH, klorür, fosfat değerleri bakımından 1. sınıf, nitrat değeri bakımından müsaade edilebilir sınırlar içerisinde ve toplam sertlik bakımından “yumuşak sular” sınıfına dahil edilmiştir. Baraj gölünde önemli bir kirliliğin olmadığı belirtilmiştir. Ankara Çayı’nda Kazancı ve Girgin (1996) tarafından Nisan 1991-Kasım 1992 tarihleri arasında organik kirliliğin biyolojik indikatörü olan Oligochaeta türleri ile örneklemelerin fiziksel ve kimyasal parametrelerini karşılaştıran bir çalışma yapılmıştır. 7 3. MATERYAL VE METOT 3.1. Materyal 3.1.1. Çalışma Alanı ve Özellikleri Çalışma yeri olan Elazığ Đli Doğu Anadolu Bölgesinin güneybatısında, Yukarı Fırat Bölümünde yer almaktadır. Yüzölçümü 8.455 km2 si kara, 826 km2 si baraj ve doğal göl alanları olmak üzere toplam 9.281 km2’dir. Denizden yüksekliği 1067 metre olan Elazığ, yeryüzü şekilleri açısından topraklarını dağlık alanlar, platolar ve ovalar oluşturmaktadır. Đl sahası, 40º 21' ile 38º 30' doğu boylamları, 38º 17' ile 39º 11' kuzey enlemleri arasında kalmaktadır. Bu çerçeve içinde şekil olarak kabaca bir dikdörtgene benzeyen Elazığ ili topraklarının doğu-batı doğrultusundaki uzunluğu yaklaşık 150 km kuzey-güney yönündeki genişliği ise yaklaşık 65 km. civarındadır. Coğrafi konumu itibariyle, Doğu Anadolu Bölgesini batıya bağlayan yolların kavşak noktasında bulunmaktadır. Đli, doğudan Bingöl, kuzeyden Keban Baraj Gölü aracılığıyla Tunceli, batı ve güneybatıdan Karakaya Baraj Gölü vasıtasıyla Malatya, güneyden ise Diyarbakır illerinin arazileri çevrelemektedir. Đl sınırları içindeki en önemli akarsu Fırat ve kollarıdır. 86 km2 yüzölçümü olan Hazar Gölü, il merkezine 30 km mesafededir. Elazığ ili ayrıca Keban, Karakaya, Kralkızı ve Özlüce gibi önemli baraj gölleri ile çevrilidir (URL 4). Bu çalışmada, Elazığ ili ve kanalizasyon sistemine bağlı beldelerinin atık su kirlilik yükünü tespit etmek için 2 adet istasyon seçilmiştir. 1.istasyon Elet Et Kesim Fabrikası atık sularının kanalizasyona karışmadan önceki bir yer olup; sadece Elazığ Đlinin kentsel atık su yükünü ihtiva etmektedir. 2. istasyon ise Elazığ ili kanalizasyonu ile birlikte Organize Sanayi, Yazıkonak Beldesi, Yurtbaşı Beldesi ve Akçakiraz Beldesi atık sularının geldiği yer olan arıtma tesisi girişidir (Şekil 3.1). Atık su arıtım tesisi, Elazığ ili ve beldelerinin atık sularını arıtmak için kurulmuş bir tesistir. Tesiste kısmen arıtılan sular Kehli Deresi’ne deşarj edilir. Kehli Deresi arıtma tesisi sularını aldıktan yaklaşık 3 km sonra Keban Baraj Gölü’ne akmaktadır. Elazığ ili konumu itibari ile çok göç alan illerden biridir. Çalışmanın yürütüldüğü tarih itibariyle Elazığ il merkezi 319 381 kişilik nüfusa sahiptir. Ayrıca Elazığ arıtma tesisine atık su veren Yurtbaşı Beldesi 7 486, Yazıkonak Beldesi 7 922, Akçakiraz Beldesi 6 688 kişilik nüfusa sahiptir. Böylece 1. istasyondaki kirlilik yükü hesapları, yalnız Elazığ nüfusu olan 319 381 kişi üzerinden yapılmıştır. 2. istasyondaki kirlilik yükü hesapları ise beldelerle birlikte 341 477 kişilik nüfusa göre yapılmıştır. 8 Şekil 3.1 Çalışma istasyonlarının yerlerini gösteren harita 3.1.2. Çalışma Alanının Đklimsel Özelliği Geçmişte karasal iklimin hüküm sürdüğü Elazığ, yapılan ve yapılmakta olan barajların etkisi ile ılıman bir iklime geçiş yapmıştır. 9 Çizelge 3.1 Elazığ iline ait meteorolojik veriler (URL 3) Uzun Yıllar Đçinde Gerçekleşen Ortalama Değerler (1975 - 2006) ELAZIG Ortalama Sıcaklık (°C) Ortalama En Yüksek Sıcaklık (°C) Ortalama En Düşük Sıcaklık (°C) Ortalama Güneşlenme Süresi (saat) Ortalama Yağışlı Gün Sayısı Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık -0,6 0,6 5,5 12 16,9 22,6 27,3 26,6 21,3 14,2 6,8 1,8 3 5 10,9 17,8 23,3 29,3 34,2 33,9 29,3 21,3 12,2 5,3 -3,6 -3,2 0,7 6,3 10,3 14,8 19,1 18,7 14 8,5 2,7 -1,1 2,8 4,1 5,6 6,9 9,3 11,8 12,5 11,9 11 7,2 4,8 2,4 11,8 11,5 12 12,4 11,1 4,1 2,1 1,7 2,6 7,5 9,2 11,9 Uzun Yıllar Đçinde Gerçekleşen En Yüksek ve En Düşük Değerler (1975 - 2007)* En Yüksek Sıcaklık (°C) 12,2 17,3 26,4 30 34,4 37,2 42,2 40,1 37,8 31,7 21,8 15,2 En Düşük Sıcaklık (°C) -16,5 -19,4 -17 -5,8 0 6,7 6,7 11 1 -1,5 -15,2 -17,7 10 Tablo 3.1 de görüldüğü gibi en fazla yağış ilkbahar aylarında gerçekleşmektedir. En düşük sıcaklıklar ocak ayında, en yüksek sıcaklıklar ise temmuz ayında kaydedilmiştir. Kasım ayından başlamak üzere kış ayları boyunca don olabilir. Hatta nisan ayında bile don tehlikelerine rastlanmıştır. Yaz ayları son yıllarda çok kurak geçmekte sıcaklıklar bazı günler 40 ºC’nin üzerine çıkmaktadır. Son yıllardaki yağışların azlığı nedeniyle Keban Baraj Gölü su seviyesi düşmüştür. 3.2. Numune Alımı Elazığ ilinin atık sularını arıtma tesisine taşıyan kolektör 200 cm çapındadır. 1. istasyon açık olan bir rögardır. Açık olan bu rögardan bir kova sarkıtılmış ve kolektörden geçen atık sudan, 2. istasyondan ise atık suların arıtma tesisine girdiği noktadan numuneler alınmıştır. Çalışma Ekim 2007- Temmuz 2008 tarihleri arasında yürütülmüştür. Örnekler mevsimsel olarak Ekim 2007, Ocak 2008, Nisan 2008 ve Temmuz 2008 aylarında ve saat 10:30 ile 11:30 saatleri arasında alınmıştır. BOĐ, KOĐ, askıda katı madde, amonyak azotu, yağ ve gres analizleri için 5 L’lik kap, koliform ve E.coli analizleri için 250 ml’lik steril cam kaplar kullanılmıştır. Numune alımı sırasında kaplar önce alınacak atık su ile çalkalanmış, daha sonra kaplar atık suyla doldurulmuştur. Alınan su örnekleri, hiç bekletilmeden analizleri yapılmak üzere Elazığ Đl Kontrol Laboratuarı’na götürülmüştür. Atık su örneklerindeki pH, pH NEL 890 cihazı ile, sıcaklık termometre ile, çözünmüş oksijen DO2 Meter 9071 cihazı ile ölçülmüştür. Atık su debisi ise 1. istasyonda tespit edilememiş, 2. istasyonda da arıtma tesisi kayıtlarından alınmıştır. 3.3. Analiz Metotları Elazığ Đl Kontrol Laboratuarı’nda yaptırılan analizler için kullanılan metotlar aşağıda verilmiştir. 3.3.1. Askıda Katı Madde Analizi Pens kullanılarak 103°C’de 1 saat kurutulmuş filtre kağıdı, desikatörde soğutulup darası alınır. Süzme tertibatına yerleştirilir ve vakum uygulanır. Belirli hacimde numune geçirilir. Numune kabı 10 ml saf su ile yıkanır. Pens ile filtre kağıdı alınır ve kurutma kabına konur. 103 °C’de 1 saat kurutulur. Desikatörde soğutulup tartımı alınır. Đki tartım arasındaki fark askıda katı madde miktarı olarak belirlenmiştir (APHA, 1995). 11 3.3.2. Biyokimyasal Oksijen Đhtiyacı Analizi OXĐTOP cihazı ile BOĐ ölçümü basınç farkı ölçümü tekniğine dayanmaktadır. Bu basınç farkı ölçümü elektronik basınç sensörü ile yapılmaktadır. Sıcaklıkları yaklaşık olarak 1520°C olan numunelerin ölçümleri; numunenin, numune şişesine ve sonrasında inkübatöre konulmasına müteakip en az 1 saat en fazla 3 saat içerisinde ölçülmeye başlar. Normal olarak evsel atıklar toksik maddeler ihtiva etmediği için ve içinde yeterli besleyici tuzlar ve uygun mikroorganizmalar ihtiva ettiği varsayıldığı için hiçbir seyreltme işlemine gerek duyulmaksızın ölçümü yapılabilir. Tablo: 3.2 Kirlilik durumuna göre alınacak numune hacmi ve faktörü Analiz edilecek suyun tahmini Numune Ölçüm kirliliğine göre yandaki tabloya göre Hacmi Aralığı Faktör numune alınır. Eğer kirli bir suda (ml) (mg/L) ölçüm yapılacaksa o suyun fazla 432 0-40 1 miktarda biyolojik oksijene ihtiyacı 365 0-80 2 olacağı için numune miktarı az, temiz 250 0-200 5 suda ölçüm yapılacaksa az miktarda 164 0-400 10 biyolojik oksijene ihtiyacı olacağı için 97 0-800 20 fazla miktarda numune alınır. 43,5 0-2000 50 22,7 0-4000 100 Numune dolu olan şişe çalkalanır. Manyetik karıştırma çubuğu numune şişesine konur. Numune şişesinin üstüne plastik kılıf yerleştirilir. Plastik kılıfın içine 2 adet NaOH tableti konur. Ancak tabletin numuneyle temas etmemesine dikkat edilmelidir. OXĐTOP numune şişesinin üzerine yerleştirilir. S ve M tuşlarına 2 saniye kadar aynı anda basılır. Ekranda (--00) görülünceye kadar S ve M tuşlarına basılı tutularak hafızadaki değerler sıfırlanır. Numune inkübatöre konur. Herhangi bir anda o anki değeri görmek için numune şişesi inkübatörden çıkarılarak OXĐTOP üzerindeki S tuşuna 1 saniye kadar basılır. S tuşuna her basışta ekranın sol tarafında gün sağ tarafında BOĐ5 değeri görülür. Tablo 3.2’ deki gibi numune şişesine konulan numune miktarına göre okunan değerler tabloda belirtilen katsayılara göre çarpılır ve netice BOĐ5 olarak bulunur (APHA, 1995). 12 3.3.3. Kimyasal Oksijen Đhtiyacı Analizi Kimyasal Oksijen Đhtiyacı tayininde reaktifler: Standart potasyum bikromat çözeltisi, sülfürik asit çözeltisi, standart demir amonyum sülfat çözeltisi, ferroin belirteç çözeltisi ve civa sülfattır. Örnek kabı iyice karıştırılarak 20 ml si 250 ml’lik silifli erlene aktarılır. Örneğin KOĐ‘nin yüksek olduğu tahmin ediliyorsa daha az bir hacim alınır. Damıtık suyla 20 ml’ye tamamlanır. Erlene birkaç damla temiz kaynama taşı 0,4 gr civa sülfat konur. Erleni soğutarak ve çalkalayarak azar azar 5 ml gümüşlü sülfürik asit reaktifi konur. Bu adımda civa sülfatın tamamı çözünmelidir. 10 ml standart potasyum bikromat çözeltisi konur ve karıştırılır. Erlen soğutucuya takılır soğutma suyu açılır. Soğutucunun üst ağzından 25 ml gümüşlü sülfürik asit reaktifi yavaşça boşaltılır. Asit reaktifi konulurken bir yandan da erlen çalkalanıp karıştırılır. Soğutucunun tepesine ters çevrilmiş bir beher kapatılır. Isıtıcı açılır, kademeli olarak yükseltilerek 5 dakika en yükseğe getirilir. Erlenin içindekiler geri soğutma altında 2 saat süreyle kaynatılır. Reaksiyon sırasında soğutma suyu çıkışının fazla ısınmamasına dikkat edilmelidir. Isıtıcı kapatılarak kaynamanın tamamen durması beklenir. Az miktar suyla soğutucunun içi ve şilifi erlenin içine yıkanır. Erlene 60 ml kadar saf su konur, ağzına bir beher kapatılarak oda sıcaklığına soğutulur. 2-3 damla ferroin belirteci konur. Standart demir amonyum sülfat çözeltisiyle mavi yeşilden kırmızı renge kadar titre edilir (APHA, 1995). Şahit: Örnekler dışında bir erlene de 20 ml saf su ile reaktifler konularak bir şahit hazırlanır ve yukarıdaki bütün işlemlerden geçirilir. Demir Amonyum Sülfat Ayarı: Bir erlene 10 ml standart bikromat çözeltisi konur, damıtık suyla yaklaşık 100 ml ye seyreltilir. Erlen çalkalanarak azar azar 30 ml derişik sülfürik asit (gümüşlü sülfürik asit reaktifi değil) eklenir. Ferroin belirtecine karşı standart demir amonyum sülfatla titre edilir. Standart demir amonyum sülfat çözeltisinin normalitesi N=2,5/ demir amonyum sülfat sarfiyatı. Hesaplama: (a-b)*N*8000 KOĐ (mg/L) =-------------------Örnek(ml) a: Şahidin demir amonyum sülfat sarfiyatı b: Örneğin demir amonyum sülfat sarfiyatı N: Demir amonyum sülfat çözeltisinin normalitesi 13 3.3.4. Amonyak Azotu Tayini Amonyak azotu tayini için gerekli reaktifler; nessler reaktifi, amonyum klorür stok çözeltisi, standart amonyum klorür çözeltisi, sodyum hidroksit çözeltisi, Potasyum tartarat çözeltisi, çinko sülfat çözeltisidir. Standart Eğrinin Çizilmesi: Standart amonyum klorür çözeltisinden 0-0,2-0,5-1,0-2,12,5-3,0-3,5-4,0-4,5-5,0-6,0 ml alınarak saf su ile 50 ml’ye tamamlanır. Böylece 0-0,002-0,0050,01-0,02-0,025-0,03-0,035-0,04-0,045-0,05-0,06 mg amonyak azotu serisi hazırlanmış olur. Bu çözeltinin her birine 1 ml nessler çözeltisi konur. 10-30 dakika sonra 425 nµ’de spektrofotometrede okuma yapılır. 100 ml numuneye 1 ml çinko sülfat çözeltisi konur. Đyice karıştırılır ve pH değeri 2 N NaOH ile 10,5 ‘e ayarlanır. Tekrar iyice karıştırılır, birkaç dakika bekletilip süzülür. Đlk 25 ml atılarak 50 ml numune alınır. 1-2 damla potasyum tartarat çözeltisi ve 1 ml nessler çözeltisi konur ve okuma yapılır. Bulunan değer standart eğriye uygulanarak mg amonyak azotu bulunur. Standart eğrideki ml N değerinin 20 ile çarpımı numunedeki N oranını vermektedir (AOAC, 1990). 3.3.5. Yağ ve Gres Analizi Kullanılan Araç ve Gereçler: Soksalet cihazı, vakum pompası, bucher hunisi (12 cm), su banyosu, kartuş, filtre kağıdı, ipek bez. Reaktifler: HCl ,Hekzan ,Diatom-silika Geniş ağızlı bir cam şişeye 1 litre civarında örnek alınır. Daha sonra örnek hacminin belirlenebilmesi için örneğin şişedeki düzeyi işaretlenir. Örnek pH 2 ‘nin altına düşecek kadar asitlenir (genellikle 5 ml HCl yeterlidir). Bucher hunisinin içine önce ipek bez, sonra filtre kağıdı konur ve ıslatılır. Vakum kullanılarak 100 ml süzme yardımcısı, süspansiyondan geçirilir. 10 ml saf suyla 3 kez yıkanır. Su damlası kesilene kadar vakum uygulamaya devam edilir. Asitlenmiş örnek, hazırlanan filtreden süzülür. Su damlası kesilene kadar vakum uygulamaya devam edilir. Pense kullanılarak filtre kağıdı bir saat camı üzerine alınır. Đpek bezin kenarına yapışan maddeler kağıdın üzerine aktarılır. Hekzanla ıslatılmış adi filtre kağıdı parçalarıyla örnek kabının içi ve bucher hunisindeki yağ filmleri ve katı madde parçaları alınır, kağıt parçaları da saat camındaki filtre kağıdının üzerine konur. Filtre kağıdının üzerindeki kağıt parçalarıyla birlikte kıvrılır ve bir özütleme 14 kartuşunun içine konur. Kompozit örnekler yağ ve gres tayini yapmak gerektiğinde tayinin yapılacağı örnek parçası, hacim ölçümü ve asitleme içine mezür yerine işaretlenmiş geniş ağızlı bir behere alınmalıdır. Böylece cidara yapışan yağ ve katı maddelerin kartuşa aktarılması kolaylaşmış olur. Dolu kartuş 103 °C’de 30 dakika kurutulur. Ağzına kadar cam yünü doldurulur. Ekstraksiyon balonu tartılır. Bir soksalet aygıtında hekzan kullanılarak, saatte 20 sifon hızla 4 saat özütleme yapılır. Süre ilk sifonlamadan başlar.(Hekzan miktarı ısıtıldığında balonda bir miktar hekzan kalacak şekilde ayarlanmalıdır). Hekzan soksalet balonu su banyosunda 70°C de damıtılır. Balon 15 dakika buhar banyosu üzerinde kurutulur. Son bir dakika da içinden vakum yardımıyla hava geçirilir. Tam 30 dakika süreyle desikatörde soğutulur ve tartılır (APHA, 1995). Hesaplama: (A-B)*1000 Yağ ve Gres (mg/L) = -----------------Örnek Hacim (ml) A : Balon +Yağ ve gres ağırlığı (mg) B : Balon darası (mg) 3.3.6. Fekal Koliform, Total Koliform ve Escherichia coli Analizleri Koliform grubu bakteriler, Enterobacteriaceae familyası içinde yer alan, fakültatif anaerob, gram negatif, spor oluşturmayan, 35°C de 48 saat içinde laktozdan gaz ve asit oluşturan, çubuk şeklindeki bakterilerdir (URL 1). Metodun Prensibi; koliform grubu bakterilerin laktoz fermentasyonu sonucu oluşturduğu katı besi yerindeki pembe renkli kolonilerin ya da durhaym tüpleri bulunan sıvı besi yerinde gaz oluşumu gözlenen tüplerin doğrulanması esasına dayanır (FDA/BAM,2002). Alet ve Ekipmanlar: Otoklav, Sterilizatör (160±5°C), Đnkübatörler (35±1°C), Mikroprosesli su banyosu (44,5±0,2 °C, 45,5±0,2 °C), analitik teraziler (0,01 g hassasiyette), su banyosu (80-100°C), stomacher, pH metre, bunzen beki, steril bıçak, pens, spatül, tüp karıştırıcı, plastik steril petriler (15x90 mm), otomatik pipet ve steril pipet ucu, cam tüpler, erlen, beher, mezür, mikrodalga, koloni sayacı. Kullanılan Besi Yerleri: Maksimum Recovery Diluent,Violet Red Bile Agar (VBRA),Laury Tryptose (LTS) Broth,EC Broth, Brillant Gren Laktose Bile (BGLB) Broth, Levine’s Eosine- Methylene Blue (L-EMB) Agar. 15 Kullanılan Biyokimyasal Besi Yerleri: Đndol Besi Yeri, Kovacs Ayıracı, Mr-Vp Broth, Metil Kırmızısı Ayıracı, Koser’s Cytrate Broth, Nütrient Agar. EMS Yöntemine Göre: 25 ml örnek 225 ml (ya da numune miktarı x 9 dilisyon sıvısı) maksimum recovery dilüent ile gıda mikrobiyolojisi laboratuar kurallarına uygun olarak homonize edilir. Böylece 10-1’lik dilüsyun hazırlanır. Đçerisinde dürham tüp bulunan 10 ml LST broth tüplerden 3-3-3 şeklinde 9 adet hazırlanır (3 tüp metodu). Her tüpe 10-1,10-2,10-3’lük dilüsyondan 1 ml inoküle edilir. Bakteri yoğunluğu fazla bekleniyor ise dilüsyon sayısı artırılabilir. Bu tüpler 35±1°Cde 48±2 (24+24) saat inkübasyona bırakılır. Gaz oluşumu gözlenen tüpler pozitif sonuç olarak değerlendirilir. Su ve kabuklu deniz ürünü numunelerinde 5-5-5 şeklinde kullanılır (5 tüp metodu) (FDA/BAM,2002). a) Koliform Bakteri Analizi: Gaz oluşumu gözlenen LST tüplerinden durham tüpü bulunan 10 ml Brillant gren laktoz broth tüplerine öze ile inokülasyon yapılır.35±1°C de 48±2 saat inkübe edilir. Gaz oluşumu gözlenen tüpler koliform bakteri için pozitif sonuç olarak değerlendirilir. Sonuç olarak gaz veren tüpler kaydedilir ve EMS tablosuna göre sayısal değerlendirme yapılarak koliform sayısı belirlenir. (FDA/BAM,2002). b) Fekal Koliform Analizi: Gaz oluşumu gözlenen LST tüplerinden dürham tüpü bulunan 10 ml EC broth tüplerine öze ile inoküle edilir. 48±2 saat 45,5±0,2°C de su banyosunda inkübe edilir. Su ve kabuklu deniz ürünlerinde ise 44,5±0,2°Cde su banyosunda inkübasyona bırakılır. Gaz veren tüpler pozitif kabul edilir. Bu tüpler fekal koliform sayısını belirtir. Gaz veren tüpler kaydedilir ve EMS tablosuna göre sayısal değerlendirme yapılarak fekal koliform sayısı belirlenir. (FDA/BAM,2002). c) E.coli Analizi: Fekal koliform analizinde gaz veren EC broth’lu tüplerden L-EMB agar petrilerine öze geçirilir. 35±1 °C de 24±2 saat inkübe edilir (FDA/BAM,2002). E.coli için karakteristik koloniler 2-3 mm çapında küçük siyah merkezli, metalik yeşil, parlak renkli kolonilerdir. d) E.coli Biyokimyasal Doğrulama Testleri: EMB agarda karakteristik E.coli kolonilerinden teşhis için tek koloni alınarak nutrient agara geçirilerek 35°C de 24±2 saat inkübasyonla zenginleştirme yapılır. Bu zenginleştirilen kolonilere ĐMVĐC testi uygulanır. Đndol Testi: Đndol besiyeri olan sıvı besi yerine zenginleştirdiğimiz karakteristik kolonilerden öze ile geçilir. 35°C de 24±2 saat inkübe edilir. Đnkübasyon için kontrol, test için de tüp konulmalıdır. Đnkübasyon sonrası tüpüne 0,5 ml kovacs ayıracı damlatılarak karıştırılır. Tüpteki sıvı karışımın yüzey kısmında pembe-kırmızı bir halka oluşursa indol pozitif kabul edilir. 16 Metil-red (MR) ve voes- proskauer (VP) Testi: MR-VP broth besi yerine zenginleştirdiğimiz karakteristik kolonimizden öze ile inoküle edilir. 35°C de 48±2 saat inkübe edilir. Đnkübasyon sonrası aseptik koşullarda inkübe edilen sıvı besi yerinden 1 ml alınarak VP testi ve geri kalan kısma da MR testi uygulanır. MR testi: Kontrol ve kültür konmuş tüplere 5-6 damla Metil-red damlatılarak tüpler çalkalanır.Parlak kırmızı renk oluşursa test pozitiftir. VP testi: Đnkübasyon sonu 1 ml kültür bulunan tüplere 0,6 ml naftol solüsyonu 0,2 ml KOH solisyonu katılarak çalkalanır. 10-15 dakika içinde sonuç okunur. Pozitif tüpler 5 dakika içinde parlak kırmızı renk verirler. Sitrat testi: Zenginleştirilmiş karakteristik kolonilerden öze ile sitra besi yerine inoküle edilir.35 °C de 96 saat inkübe edilir. Đnkübasyon sonucu negatif kültürlerde üreme görülmezken, pozitif kültürlerde üreme ve besi yerinde mavi renge dönüşüm gözlenir. Tablo 3.3. ĐMVĐC testi değerlendirme şeması (FDA/BAM,2002). Tip Đndol Metil-red VogesProskauer Citrat E. coli Biotip 1 + + - - E. coli Biotip 2 - + - - Hesaplama: Koliform bakteri sayısı için Brillant gren laktoz broth gaz oluşturan tüp sayısı EMS tablosuna bakılarak yazılırken, E. coli sayısı için EC. Broth da gaz veren tüplerden EMB ve ĐMVĐC testlerini pozitif verenlerin tüp sayısı tablosu (Tablo 3.4)’na bakılarak yazılır. 17 Tablo 3.4. Tüp sayı tablosu (FDA/BAM,2002) 0,1-0,01-0,001 ml ‘lik dilisyonlardan 1’er ml miktarlar kullanılarak üç tüp metoduna göre her ml'deki En Muhtemel Sayı (EMS) Cetveli 0,1 0,01 0,001 EMS/ml 0,1 0,01 0,001 EMS/ml 0,1 0,01 0,001 EMS/ml 0,1 0,01 0,001 EMS/ml 0 0 0 <3 1 0 0 3,6 2 0 0 9,1 3 0 0 23 0 0 1 3 1 0 1 7,2 2 0 1 14 3 0 1 39 0 0 2 6 1 0 2 11 2 0 2 20 3 0 2 64 9 1 0 3 15 2 0 3 26 3 0 3 95 43 0 0 3 0 1 0 3 1 1 0 7,3 2 1 0 15 3 1 0 0 1 1 6,1 1 1 1 11 2 1 1 20 3 1 1 75 0 1 2 9,2 1 1 2 15 2 1 2 27 3 1 2 120 0 1 3 12 1 1 3 19 2 1 3 34 3 1 3 160 0 2 0 6,2 1 2 0 11 2 2 0 21 3 2 0 93 0 2 1 9,3 1 2 1 15 2 2 1 28 3 2 1 150 0 2 2 12 1 2 2 20 2 2 2 35 3 2 2 210 0 2 3 16 1 2 3 24 2 2 3 42 3 2 3 290 0 3 0 9,4 1 3 0 16 2 3 0 29 3 3 0 240 0 3 1 13 1 3 1 20 2 3 1 36 3 3 1 460 0 3 2 16 1 3 2 24 2 3 2 44 3 3 2 1100 0 3 3 19 1 3 3 29 2 3 3 53 3 3 3 >1100 18 4. BULGULAR Araştırma süresince Elazığ kentsel atık suyunun kirlilik durumunu ortaya koyacak önemli kirlilik parametrelerinin analizleri sonucunda elde edilen veriler ayrı ayrı değerlendirilmiştir. 4.1.Debi Elazığ Đli’nin ve beldelerinin toplam atık su debisi, ikinci istasyondaki arıtma tesisi kayıtlarından alınmıştır. Kayıtlar 24 saat esası ile toplam günlük debi miktarını vermektedir. Birinci istasyondaki debi değerleri ise ikinci istasyondaki toplam nüfusa denk gelen debi ile orantılanarak Elazığ ili atık su miktarı hesaplanmıştır. Aylık debi değişimleri Tablo 4.1 ve Şekil 4. 1’de verilmiştir. Debi değerleri dikkate alındığında ekim ayında 1. istasyonda 38.076 m³/gün, 2. istasyonda 40.711 m³/gün, ocak ayında 1. istasyonda 48.310 m³/gün, 2. Đstasyonda 51.653 m³/gün, nisan ayında 1. istasyonda 48.739 m³/gün, 2. istasyonda 52.170 m³/gün, temmuz ayında ise 1.istasyonda 43.948 m³/gün, 2. istasyonda 47.000 m³/gün olarak hesaplanmıştır. Bu değerler ışığında en düşük değerin ekim ayında, en yüksek debi değerinin de nisan ayında olduğu görülmüştür. Ocak ve nisan aylarındaki yüksek değerler yağışlardan ve kar sularının erimesinden kaynaklanmaktadır. Tablo: 4.1. Atık su debi miktarı (m³/gün). 1.Đstasyon 2.Đstasyon Ekim 38.076 40.711 Ocak 48.310 51.653 Nisan 48.739 52.170 Temmuz 43.948 47.000 1.ĐSTASYON 60.000 2.ĐSTASYON Debi (m3/gün) 50.000 40.000 30.000 20.000 10.000 0 EKĐM OCAK NĐSAN TEMMUZ AYLAR Şekil 4.1. Aylara göre istasyonlardaki aylık debi değişimi. Elazığ il nüfusuna göre aylar bazında kişi başı hesaplanan debi (L/N.gün) değerleri Tablo 4.2’de görülmektedir. Tablo 4.2. Kişi başı günlük atık su debi miktarı (L/N.gün) AYLAR DEBĐ Ekim 119 Ocak 151 Nisan 152 Temmuz 137 4.2. Sıcaklık Sıcaklık ölçümleri termometreyle yapılmış olup, sıcaklık değişimleri Tablo 4.2 ve Şekil 4.2’de gösterilmiştir. Sıcaklık değerleri ekim ayında 1. istasyonda 22 °C, 2. istasyonda 23 °C, ocak ayında 1.istasyonda 16 °C, 2. istasyonda 15°C, nisan ayında 1. istasyonda 18 °C, 2. istasyonda 18.5 °C, temmuz ayında 1. istasyonda 18 °C, 2. istasyonda 19 °C olarak ölçülmüştür. Sıcaklık değerleri ekim ayında 23 °C ile en yüksek, ocak ayında 15 °C ile en düşük değerde ölçülmüştür. Mevsimsel bazda da sıcaklıklar arasında belirgin bir farklılık görünmemektedir. Atık sular kapalı sistemle geldiği için dış ortam sıcaklıklarından önemli ölçüde etkilenmemişlerdir. Meteoroloji verilerine göre Elazığ Đli ekim ayı sıcaklık ortalaması 14.2 °C iken atık su sıcaklığı birinci istasyonda 22 °C, ikinci istasyonda 23 °C’dir. Ocak ayı ortalama hava sıcaklığı -0,6 °C iken, atıksu için birinci istasyonda 16 °C, ikinci istasyonda 15 °C ‘dir. 20 Nisan ayı ortalama hava sıcaklığı 12 °C olurken, atıksuda birinci istasyonda 18 °C, ikinci istasyonda 18,5 °C olarak ölçülmüştür. Temmuz ayı sıcaklık ortalaması 27,3 °C iken, birinci istasyonda 18 °C, ikinci istasyonda 19 °C ‘dir. Tablo 4.2. Atık suyun sıcaklık durumu (°C). 1. Đstasyon 2 .Đstasyon Ekim 22 23 Ocak 16 15 Nisan 18 18,5 Temmuz 18 19 1. Đstasyon 25 2 .Đstasyon Sıcaklık 20 15 10 5 0 Ekim Ocak Nisan Temmuz AYLAR Şekil 4.2. Aylara göre istasyonlardaki sıcaklık değişimleri (°C). 21 4.3. Çözünmüş Oksijen 1.ve 2. istasyonlarda çözünmüş oksijen konsantrasyonunun 1,3-2,8 mg/L arasında değiştiği tespit edilmiştir (Tablo 4.3).Çözünmüş oksijen ekim ayında 1. istasyonda 1.3 mg/L, 2. istasyonda 1.7 mg/L; ocak ayında 1. istasyonda 2 mg/L, 2. istasyonda 2.5 mg/L; nisan ayında 1. istasyonda 2.1 mg/L, 2. istasyonda 2.4 mg/L; temmuz ayında 2.3 mg/L, 2. istasyonda 2.8 mg/L olarak ölçülmüştür. 1. istasyonun kapalı sistem oluşu nedeniyle çözünmüş oksijen değerleri açık olan 2. istasyona göre daha küçük değerlerde ölçülmüştür. Çözünmüş oksijen değişimleri mevsimsel olarak ve istasyon bazında Tablo 4.3 ve Şekil 4.3’de görülmektedir. Tablo 4.3. Atık suda tespit edilen çözünmüş oksijen konsantrasyonu (mg/L). 1. Đstasyon 2. Đstasyon Ekim 1,3 1,7 Ocak 2 2,5 Nisan 2,1 2,4 Temmuz 2,3 2,8 1. Đstasyon 3 Çözünmüş Oksijen (mg/L) 2. Đstasyon 2,5 2 1,5 1 0,5 0 Ekim Ocak Nisan Temmuz AYLAR Şekil 4.3. Aylara göre istasyonlardaki çözünmüş oksijen değişimi Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’ne göre 3 mg/L’den küçük çözünmüş oksijen değerine sahip sular, 4. kalite sulardır. Örneklerimizin tümünden alınan çözünmüş oksijen sonuçları 3 mg/L’nin altındadır. 22 4.4. pH Atık sularda pH değeri ekim ayında 1. istasyonda 9.2, 2. istasyonda 9.5; ocak ayında 1. istasyonda 8.4, 2. istasyonda 8.2; nisan ayında 1. istasyonda 8.5, 2. istasyonda 8.6; temmuz ayında 1. istasyonda 8.9, 2. istasyonda 9.2 olarak belirlenmiştir (Tablo 4.4). pH değerleri mevsimsel olarak birbirlerine yakın olmakla beraber ocak ve nisan aylarında daha düşük değerde olduğu görülmektedir. Aylık pH değişimleri Şekil 4.4’de gösterilmiştir. Tablo 4.4. Atık suda tespit edilen pH değerleri. 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim 9,2 9,5 Ocak 8,4 8,2 Nisan Temmuz 8,5 8,9 8,6 9,2 1.Đstasyon 10 2. Đstasyon 9,5 pH 9 8,5 8 7,5 Ekim Ocak Nisan Temmuz AYLAR Şekil 4.4. Aylara göre istasyonlardaki pH değişimi 23 4.5.Biyokimyasal Oksijen Đhtiyacı (BOĐ) Mevsimsel ve istasyonlara göre BOĐ değerlerinin değişimi Tablo 4.5 ve Şekil 4.5’de verilmiştir. Analiz sonuçlarına göre BOĐ değerleri, ekim ayında 1. istasyonda 508 mg/L, 2. istasyonda 427 mg/L; ocak ayında 1. istasyonda 76 mg/L, 2. istasyonda 67 mg/L; nisan ayında 1. istasyonda 40,1 mg/L, 2. istasyonda 60,4 mg/L; temmuz ayında ise 1. istasyonda 654 mg/L, 2. istasyonda 540 mg/L olarak ölçülmüştür. BOĐ değerlerinin ocak ve nisan aylarında düşük olduğu tespit edilmiştir. Biyolojik Oksijen Đhtiyacı (BOĐ) (mg/L) Tablo 4.5. Atık suda belirlenen biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOĐ) değerleri (mg/L). 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim 508 427 Ocak 76 67 Nisan 40,1 60,4 Temmuz 654 540 700 1.Đstasyon 2. Đstasyon 600 500 400 300 200 100 0 Ekim Ocak Nisan Temmuz AYLAR Şekil 4.5. Aylara göre istasyonlardaki biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOĐ) değişimi 24 Saatçi ve diğ. (1998), Elazığ Đli Atık Su Arıtma Tesisi’nde yaptıkları çalışmada; arıtma tesisi giriş suyu BOĐ değerlerinin 188-390 mg/L arasında, arıtma tesisi çıkış suyundaki BOĐ değerlerinin ise 125-190 mg/L arasında olduğunu tespit etmişlerdir. Değerler bizim çalışmamızdaki 60,4-540 mg/L değerlerine yakındır. 4.5.1 BOĐ Organik Madde Yükü Atık su debi (Tablo 4.1) değerleri dikkate alınarak istasyonlara ve aylara göre BOĐ5 cinsinden organik madde yükü hesaplanmış ve elde edilen sonuçlar Tablo 4.6’da verilmiştir. Biyokimyasal Oksijen Đhtiyacına göre organik madde yükü 1. istasyonda 1.954-28.741 kg/gün, 2. istasyonda ise 3.151- 25.380 kg/gün olarak hesaplanmıştır. Her iki istasyonda da en yüksek değerler temmuz ayında, en düşük değerler ise nisan ayında edilmiştir. Tablo 4.6 Atık suda biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOĐ5)’na göre organik madde yükü (kg/gün). 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim 19.342 17.383 Ocak 3.671 3.460 Nisan 1.954 3.151 Temmuz 28.741 25.380 BOĐ5 ve istasyonlara denk gelen nüfus miktarları kullanılarak aylar itibari ile günlük kişi başı organik madde yükü Tablo 4.7’deki gibi hesaplanmıştır. Nüfusa göre kişi başı biyokimyasal oksijen yükü (Tablo 4.7) 1. istasyonda 6 -90 gr/N.gün, 2. istasyonda 9-74 gr/N.gün olarak hesaplanmıştır. Tablo 4.7 Atık suyun biyokimyasal oksijen ihtiyacına (BOĐ5) göre kişi başı organik madde yükü (g/N.gün). 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim 61 51 Ocak 12 10 Nisan 6 9 Temmuz 90 74 25 4.6. Kimyasal Oksijen Đhtiyacı (KOĐ) Aylara göre istasyon bazında KOĐ değişimi Tablo 4.8 ve Şekil 4.6’da verilmiştir. KOĐ değerleri dikkate alındığında ekim ayında 1. istasyonda 720 mg/L, 2. istasyonda 752 mg/L; ocak ayında 1. istasyonda 404 mg/L, 2. istasyonda 525 mg/L; nisan ayında 1. istasyonda 161,6 mg/L, 2. istasyonda 242,4 mg/L, temmuz ayında 1. istasyonda 1.037 mg/L, 2. istasyonda 812 mg/L olarak belirlenmiştir. Tablo 4.8 Atık suda belirlenen kimyasal oksijen ihtiyacı (KOĐ) değerleri (mg/L) 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim 720 752 Ocak 404 525 Nisan 161,6 242,4 Temmuz 1037 812 Kimyasal Oksijen Đhtiyacı (KOĐ) (mg/L) 1200 1.Đstasyon 2. Đstasyon 1000 800 600 400 200 0 Ekim Ocak Nisan Temmuz AYLAR Şekil 4.6. Aylara göre istasyonlardaki kimyasal oksijen ihtiyacı (KOĐ) değişimi Saatçi ve diğ. (1998) tarafından Elazığ ili Atıksu Arıtma Tesisi’nde yapılan çalışmada; arıtma tesisi giriş suyu KOĐ değerinin 630-940 mg/L arasında, arıtma tesisi çıkış suyundaki KOĐ değerinin ise 320-560 mg/L arasında değiştiği tespit edilmiştir. Değerler bizim çalışmamızdaki 242,4-812 mg/L değerlerine yakındır. 26 4.6.1 KOĐ Organik Madde Yükü Atık su debi (Tablo 4.1) miktarlarına ve KOĐ (Tablo 4.8) değerleriyle aylara göre hesaplanan günlük KOĐ organik madde yükü Tablo 4.9 da verilmiştir. Buna göre; KOĐ olarak organik madde yükünün 1. istasyonda 7.876-45.574 kg/gün, 2. istasyonda ise 12.646-38.164 kg/gün arasında değişim gösterdiği tespit edilmiştir. Her iki istasyonda da en yüksek KOĐ değerleri BOĐ’de olduğu gibi temmuz ayında, en düşük değerler ise nisan ayında gerçekleşmiştir. Tablo 4.9. Atık suyun kimyasal oksijen ihtiyacı (KOĐ)’na göre organik madde yükü (kg/gün). 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim 27.414 30.614 Ocak 19.517 27.117 Nisan 7.876 12.646 Temmuz 45.574 38.164 Nüfus değerleri ve istasyonlara göre KOĐ organik madde yükü değerleri kullanılarak yapılan hesaplamalar sonucunda elde edilen günlük kişi başına düşen KOĐ organik madde yükü miktarı Tablo 4.10’da verilmiştir. KOĐ değerlerine göre kişi başı organik madde yükü 1. istasyonda 25-142 gr/N.gün, 2. istasyonda 37-112 gr/N gün arasında hesaplanmıştır. Tablo 4.10. Atık suyun kimyasal oksijen ihtiyacı (KOĐ)’na göre kişi başı organik madde yükü (g/N.gün). 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim 85 90 Ocak 61 79 Nisan 25 37 Temmuz 142 112 Kimyasal Oksijen Đhtiyacına göre organik madde yükü çoğunlukla 2. istasyonda daha yüksek çıkmıştır. 27 4.7. Askıda Katı Madde (AKM) Đstasyonlara göre aylık askıda katı madde değişimleri Tablo 4.11 ve Şekil 4.7’de verilmiştir. Askıda katı madde konsantrasyonu; ekim ayında 1. istasyonda 231 mg/L, 2. istasyonda 65 mg/L, ocak ayında 1. istasyonda 338 mg/L, 2. istasyonda 237 mg/L, nisan ayında 1. istasyonda 190 mg/L, 2. istasyonda 250 mg/L, temmuz ayında 1. istasyonda 410 mg/L, 2. istasyonda 388 mg/L olarak belirlenmiştir. Askıda Katı Madde (mg/L) Tablo 4.11 Atık suda belirlenen askıda katı madde (AKM) değerleri (mg/L). 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim 231 65 Ocak 338 237 Nisan 190 250 Temmuz 410 388 450 1.Đstasyon 400 2. Đstasyon 350 300 250 200 150 100 50 0 Ekim Ocak Nisan Temmuz AYLAR Şekil 4.7. Aylara göre istasyonlardaki askıda katı madde (AKM) değişimi 28 4.7.1 Askıda Katı Madde Yükü Atık su debi (Tablo 4.1) ve askıda katı madde (Tablo 4.11) değerleri kullanılarak aylara göre hesaplanan askıda katı madde yükleri Tablo 4.12’de gösterilmiştir. Askıda katı madde yükü 1.istasyonda 8.795-18.018 kg/gün, 2. istasyonda 2.646-18.236 kg/gün olarak tespit edilmiştir. Askıda katı madde yükü temmuz ayında en yüksek, ekim ayında en düşük seviyededir. Tablo 4.12. Atık suda belirlenen askıda katı madde yükü (kg/gün). 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim 8.795 2.646 Ocak 16.328 12.241 Nisan 9.260 13.042 Temmuz 18.018 18.236 Đstasyonlar bazında nüfus değerleri ve askıda madde günlük yükü kullanılarak yapılan hesaplamalar sonucunda elde edilen kişi başı günlük askıda katı madde yükü Tablo 4.13’de gösterilmiştir. Askıda katı madde kişi başı yükü; 1.istasyonda 28-56 gr/N.gün, 2.istasyonda 8- 53 gr/N.gün olarak belirlenmiştir. Tablo 4.13. Atık suda kişi başı askıda katı madde yükü (g/N.gün). 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim 28 8 Ocak 51 36 Nisan 29 38 Temmuz 56 53 4.8. Amonyum Azotu Amonyum azotu büyük oranda organik azot içeren bileşiklerin deaminasyonu ve ürenin hidrolizi sonucunda meydana gelmektedir. Amonyak azotu konsantrasyonu, yüzey ve yeraltı sularında 10 µg/L’den atık sularda 30 mg/L’ye kadar değişen aralıklarda bulunabilmektedir (URL 5). Amonyum azotu değerlerinin mevsimsel ve istasyonlara göre değişimi Tablo 4.14 ve Şekil 4.8’de verilmiştir. 29 Đstasyonlardan alınan örneklerin analizleri neticesinde amonyum azotu konsantrasyonu ekim ayında 1. istasyonda 0,84 mg/L, 2. istasyonda 0,93 mg/L, ocak ayında 1. istasyonda 0,59 mg/L, 2. istasyonda 1.06 mg/L, nisan ayında 1. istasyonda 1.27 mg/L, 2. istasyonda 1.78 mg/L, temmuz ayında 1. istasyonda 2.3 mg/L, 2. istasyonda 2.1 mg/L olarak ölçülmüştür. En düşük değerin ocak ayında, en yüksek değerin ise temmuz ayında olduğu belirlenmiştir. Tablo 4.14. Atık suda tespit edilen amonyum azotu değerleri (mg/L). 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim 0,84 0,93 Ocak 0,59 1,06 Nisan 1,27 1,78 Temmuz 2,3 2,1 1.Đstasyon Amonyum Azotu (mg/L) 2,5 2. Đstasyon 2 1,5 1 0,5 0 Ekim Ocak Nisan Temmuz AYLAR Şekil 4.8. Aylara göre istasyonlardaki amonyum azotu değişimi 30 4.8.1. Amonyum Azotu Yükü Atık su debi (Tablo 4.1) ve amonyum azotu (Tablo 4.14) değerleri kullanılarak hesaplanan günlük amonyum azotu yük miktarları Tablo 4.15’de gösterilmiştir. Amonyum azotu yükü 1. istasyonda 29-101 kg/gün, 2. istasyonda 38-99 kg/gün aralığında tespit edilmiştir. Tablo 4.15..Atık suda tespit edilen amonyum azotu yükü (kg/gün). 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim 32 38 Ocak 29 55 Nisan 62 93 Temmuz 101 99 4.9.Yağ ve Gres Yağ ve gres konsantrasyonlarının aylara ve istasyonlara göre değişimi Tablo 4.16 ve Şekil 4.9’da verilmiştir. Analiz sonuçlarına göre yağ ve gres değerleri ekim ayında 1. istasyonda 86.6 mg/L, 2. istasyonda 43 mg/L, ocak ayında 1. istasyonda 53.2 mg/L, 2. istasyonda 41.6 mg/L, nisan ayında 1. istasyonda 20 mg/L, 2. istasyonda 32 mg/L, temmuz ayında ise 1. istasyonda 101 mg/L, 2. istasyonda 54.4 mg/L olarak ölçülmüştür. En düşük yağ ve gres değeri nisan ayında, en yüksek değeri ise temmuz ayında tespit edilmiştir. Tablo 4.16. Atık suda belirlenen yağ ve gres değerleri (mg/L). 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim 86,6 43 Ocak 53,2 41,6 Nisan 20 32 Temmuz 101 54,4 31 1.Đstasyon 120 2. Đstasyon Yağ ve Gres (mg/L) 100 80 60 40 20 0 Ekim Ocak Nisan Temmuz AYLAR Şekil 4.9. Aylara göre istasyonlardaki yağ ve gres değişimi Atık su debi, yağ ve gres değerleri kullanılarak yapılan hesaplama sonucunda aylara göre yağ ve gres yükü Tablo 4.17’de verilmiştir. Yağ ve gres yükünün; 1. istasyonda 974–4.439 kg/gün, 2. istasyonda 1.669-2.557 kg/gün arasında değişim gösterdiği tespit edilmiştir. Tablo 4.17. Atık suda tespit edilen yağ ve gres yükü (kg/gün). 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim 3.297 1.751 Ocak 2.570 2.148 Nisan 974 1.669 4.439 2.557 Temmuz 4.10. Fekal Koliform, Total Koliform ve Escherichia coli Suda görülen dışkı koliformlarından E .coli lağım suyunun karıştığı sularda toplam koliformdan daha iyi bir indikatördür. Đnsan dışkısında daima yüksek sayıda E.coli vardır. Bu bakteriler diğer koliformlardan daha kolay ayırt edilebilirler. Salmonella gibi hastalık yapan organizmaların sayısı ve E.coli sayısı arasında direkt ilişki kurulmaktadır. Yüzme sularındaki indikatör bakteri yoğunluğu ile yüzücülerde görülen bağırsak hastalıkları (kusma, diyare, mide ağrısı ve buna bağlı ateş) arasında doğrudan bir ilişki vardır. 32 Sıcak sularda çoğalabildiğinden sıcak iklimlerde dışkı kirlilik indikatörü olarak E. coli kullanıldığında dikkatli çalışılması gerekir. Kesinlikle hiçbir dışkı bakterisi 44°C ‘de gelişemez ve tembellik gösterir. Dolayısıyla kriter olarak E. coli özdeşliği kullanılır (Mason,1991). Atık su örneklerinin analizleri sonucu elde edilen E. coli miktarı Tablo 4.18’de verilmiştir. E. coli miktarı, analiz yapılan aylarda ve bütün istasyonlarda 1100 EMS/mL değeri ile en yüksek düzeydedir. Tablo 4.18. Atık sudaki Escherichia coli değerleri (EMS/mL). 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim >1100 >1100 Ocak >1100 >1100 Nisan >1100 >1100 Temmuz >1100 >1100 Koliform bakteriler gram negatif, negatif oksitlenme, 44,5°C’de laktoz mayalayabilen sporsuz çubuklardır. Geçmişten beri toplam koliform sayımı dışkı kirliliğinin bir indikatörü olarak kullanılmaktadır (Mason,1991). Dışkı streptokokları da dışkı kirlenmesi indikatörleri olarak kullanılabilirler, hayvan ve insan kaynaklı streptokoklar arasındaki farkı görmek mümkündür. Streptococcus faecalis insan bağırsağında dominant streptokoktur. Ancak diğer hayvanların bağırsağındakine oranla nispeten azdır. Dışkı streptokoklarının oranı dışkı koliformlarına oranı (FC/FS oranı) suya bulaşım olduğunun bir göstergesi olarak kullanılabilir. FC/FS oranının 4’ten büyük olması insan kaynaklı bir kirlenmenin göstergesidir. Bu oran 0,7’den daha düşük bir oranda ise, hayvanlardan kaynaklanan kirlenme olduğunu gösterir (Mason,1991). Atık su örneklerinin analizleri sonucunda fekal koliform ve total koliform miktarları 1100 EMS/ mL’den daha yüksek değerlerle, en yüksek düzeyde tespit edilmiştir (Tablo 4.19). Tablo 4.19. Atık sudaki fekal ve total koliform değerleri (EMS/mL). 1.Đstasyon 2. Đstasyon Ekim >1100 >1100 Ocak >1100 >1100 Nisan >1100 >1100 Temmuz >1100 >1100 33 Koliform grubu mikroorganizmaların hepsi dışkı kökenli değildir. Bu grupta bulunan bakterilerden normal florası insanların ve sıcak kanlı hayvanların alt sindirim sistemleri olanlar "fekal koliform" olarak tanımlanmakta ve bunlar fekal kontaminasyonun bir göstergesi olarak kabul edilmektedirler. Koliform grup içinde fekal koliform olarak tanımlanan bakterilerin büyük çoğunluğunun E. coli olduğu bilinmektedir. Grubun diğer üyeleri toprak ve bitki kökenli olabilmektedir. Herhangi bir örnekte E. Coli ’ye ve/veya fekal koliform bakterilere rastlanması oraya doğrudan ya da dolaylı olarak dışkı bulaştığının ve yine bağırsak kökenli Salmonella ve Shigella gibi primer patojenlerin de olabileceğinin bir göstergesidir. Bu nedenle hiçbir gıda maddesinde, içme ve kullanma sularında, denizlerde ve göllerde E. coli ve fekal koliform bulunmasına izin verilmezken, bazı gıdalarda belirli sayıda koliform bakteri bulunmasına izin verilebilmektedir (URL 1). 34 5. TARTIŞMA VE SONUÇ Elazığ evsel atık sularının ve kanalizasyona bağlı beldelerinin meydana getirdiği kirlilik yükünün tespiti için iki ayrı istasyondan örnekler alındı. 1. istasyon Elazığ ilinin kirlilik yükünü, ikinci istasyon ise Elazığ iline ilaveten Yurtbaşı, Yazıkonak ve Akçakiraz beldelerinin kirlilik yükünü vermektedir. 2. istasyon, ayrıca Kehli Deresi’ne ve dolayısıyla Keban Baraj Gölü’ne akacak kirlilik yükünü de içermektedir. Kuzey Amerika’da belediye su kullanımı ve nihai atık su debisi yaklaşık olarak küçük yerleşim bölgelerinde 280 L/N.gün, esas olarak büyük endüstrileşmiş belediye yerleşim bölgelerinde de 900 L/N.gün civarındadır (Akal ve Yonar, 1998). Türkiye’de de bu değerler 90250 L/N.gün olarak kullanılmaktadır. Ancak debi değerleri günden güne değişmektedir. Evsel atık suların kalitesi yerel, ticari ve endüstriyel ürünlerin oranıyla ve sisteme giren endüstriyel atıkların özellikleriyle değişir (Akal ve Yonar, 1998). Yerleşim bölgelerinden gelen atık sulardaki kirletici konsantrasyonları, eğer su kullanımı biliniyorsa kişi başına tüketimden yaklaşık olarak hesaplanabileceği belirtilmiştir. Kişi başına esas alınmış evsel atık su karakteristikleri Tablo 5.1 ‘de verilmiştir. Tablo 5.1 Tipik kişi başına katkı olarak esas alınmış evsel atıksu kirletici karakteristikleri (Akal ve Yonar,1998). Parametre Kişi Başına Değer (g/gün) Konsantrasyon (mg/L) BOĐ5 76 190 AKM 90 225 KOĐ 128 320 Akal (1998)’ın ülkemiz için belirttiği 90 - 250 L/N.gün değerine göre; Elazığ ili nüfusu olan 319.381 kişinin meydana getirdiği atık su debisi 28.744 - 79.845 m³/gün arasında olmaktadır. Bu değerler gerçek ölçümle karşılaştırıldığında (Tablo 4.1) 38.076 - 48.739 m³/gün aralığında olup ülkemiz için belirtilen değerler arasında olduğu görülmektedir. Akal (1998)’a göre; 2. istasyon debisini içeren Elazığ ili, Yazıkonak, Akçakiraz ve Yurtbaşı Belde nüfuslarının toplamı 341.477 kişi olup, bu nüfusa denk gelen debi 30.73285.369 m³/gün aralığında hesaplanır. 2. istasyon debi değerleri olan 40.711-52.170 m³/gün debi değerleri, hesaplamadaki debi değerleri arasında yer almaktadır. Böylece Akal ve Yonar (1998)’ın ülkemiz için verdiği 90-250 L/.gün değeri ile yapılan debi hesaplamaları, gerçek debi değerlerine yakın değerlerdir. 35 Elazığ ili için kişi başı atık su debisi 119-152 L/N.gün şeklindedir. Akal ve Yonar (1998)’ın ülkemiz için belirlediği debi değerleri açısından değerlendirildiğinde kişi başı günlük atık su üretiminde Elazığ ilinin orta düzeyde olduğu görülmektedir. Atık suların debi değerleri dikkate alındığında en yüksek debi miktarlarının ocak ve nisan aylarında olduğu belirlenmiştir. Bu aylardaki yüksek debiler, Tablo 3.1 deki meteorolojik verilerden de anlaşıldığı gibi, muhtemelen en fazla yağışın bu aylarda olmasından kaynaklanmıştır. Analiz sonuçlarına göre günlük kişi başına BOĐ5 değerleri ekim ayında 1. istasyonda 61 g/N.gün, 2. istasyonda 51 g/N.gün, ocak ayında 1. istasyonda 12 g/N.gün, 2. istasyonda 10 g/N.gün, nisan ayında 1. istasyonda 6 g/N.gün, 2. istasyonda 9 g/N.gün, temmuz ayında 1. istasyonda 90 g/N.gün, 2. istasyonda 74 g/N.gün olarak hesaplanmıştır. Bu araştırmada belirlenen kişi başına günlük BOĐ5 değerleri (6-90 g/N.gün), Akal ve Yonar (1998)’ın belirttiği BOĐ5 değerine (76 gr/N.gün) yakındır. Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği’nin 32. maddesinde evsel nitelikli atık su kaynaklarından doğrudan ve/veya kentsel arıtma tesislerinden arıtılmış olarak çıkan suların alıcı ortama deşarjında organik madde miktarının bir belirteci olan BOĐ ’in 100.0000 fazla nüfus için 6.000 kg/gün olması istenmektedir. Ortama verilecek arıtılmış veya arıtılmamış atık sulardaki BOĐ organik madde yükü hesaplamaları 2. istasyondaki 60.4- 540 mg/L aralığındaki değerlere göre yapılmıştır. Bu değerler doğrultusunda BOĐ organik madde yükü 3.151-25.380 kg/gün değerleri arasındadır. Yönetmeliğin, eşdeğer nüfusu 100.000’den fazla ve 6000 kg/gün BOĐ organik madde değeri, atık suların direkt sucul ortama verilmesi durumunda ekim ve temmuz ayları döneminde oldukça yüksek miktara ulaşmaktadır. Elazığ Đli Arıtma Tesisi’nin arıtma verimiyle ilgili Saatçi ve diğ. (1998) tarafından yapılan çalışmada tesis verimliliği BOĐ bakımından % 23-51 arasında bulunmuştur. % 51 tesis verimliliği baz alınarak günlük BOĐ organik madde yükü hesabı yapıldığında; ekim ayında 8.517 kg/gün, ocak ayında 1.695 kg/gün, nisan ayında 1.544 kg/gün, temmuz ayında 12.436 kg/gün olur. Dört ayın aritmetik ortalaması alındığında ise ortalama BOĐ organik madde yükü 6.048 kg/gün olarak hesaplanmıştır. Bu hesap doğrultusunda yılda 2.207 ton BOĐ organik maddenin yükünün Kehli Deresi’ne akıtılacağı, buradan da Keban Baraj Gölü’ne ulaşabileceği anlaşılmaktadır. Atık suyun arıtma tesisinde herhangi bir işlemden geçmeden Kehli Deresi’ne verilmesi durumunda günlük ortalama BOĐ organik madde yükü 12.343 kg olur. Bu değer Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği evsel nitelikli atık su kaynaklarından doğrudan ve/veya kentsel arıtma tesislerinden arıtılmış olarak çıkan suların alıcı ortama deşarjında istenen 6.000 kg/gün miktarını aşmaktadır. Yıllık ortalama BOĐ organik madde yükü ise 4.505 ton olarak hesaplanır. 36 Alıcı ortama konu olan 2. istasyon BOĐ5 değerleri ekim ayında 427 mg/L, ocak ayında 67 mg/L, nisan ayında 60,4 mg/L, temmuz ayında 540 mg/L’dir. Arıtma tesinin BOĐ organik madde arıtım verimliliği, Saatçi ve diğ.(1998) tarafından yapılan çalışmada tespit ettikleri % 51’lik oran üzerinden yapılacak hesaplamada; alıcı ortama verilecek BOĐ organik madde değerleri ekim ayında 209 mg/L, ocak ayında 33 mg/L, nisan ayında 30 mg/L, temmuz ayında 264 mg/L olur. Nüfusu 100.000’den fazla olan yerleşim yerlerinin alıcı ortama deşarj standartlarında BOĐ değeri 40 mg/L olarak verilmektedir. Bu değerlere göre alıcı ortama verilecek BOĐ organik madde sınır değerleri ekim ve temmuz aylarında aşılmaktadır. Yapılan analiz sonuçlarına göre Kimyasal Oksijen Đhtiyacının, 161.6-1037 mg/L arasında değişim gösterdiği tespit edilmiştir. KOĐ değerinin günlük olarak meydana getirdiği yük ekim ayında 1. istasyonda 27.414 kg/gün, 2. istasyonda 30.614 kg/gün, ocak ayında 1. istasyonda 19.517 kg/gün, 2. istasyonda 27.117 kg/gün, nisan ayında 1. istasyonda 7.876 kg/gün, 2. istasyonda 12.646 kg/gün, temmuz ayında 1. istasyonda 45.574 kg/gün, 2. istasyonda 38.164 kg/gün olarak hesaplanmıştır. Arıtım işleminden geçmeden sucul ortama verilecek bu atık su, günlük olarak ortalama 27.135 kg KOĐ organik madde yükü meydana getirecektir. Günlük kişi başına KOĐ değerleri, ekim ayında 1. istasyonda 85 g/N.gün, 2. istasyonda 90 g/N.gün, ocak ayında 1. istasyonda 61 g/N.gün, 2. istasyonda 79 g/N.gün, nisan ayında 1. istasyonda 25 g/N.gün, 2. istasyonda 37 g/N.gün, temmuz ayında 1. istasyonda 142 g/N.gün, 2. istasyonda 112 g/N.gün olarak hesaplanmıştır. Günlük kişi başı KOĐ değerleri 25-142 g/N.gün aralığında olup, Akal ve Yonar (1998)’ın belirttikleri 128 gr/N.gün değerine yakındır. Çalışmamız sonucunda deşarja konu olacak 2. istasyondaki KOĐ değerleri 242.4-812 mg/L aralığındadır. Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği’ne göre nüfusu 100.000’den fazla olan yerleşim yerlerinin evsel atık su deşarj sınırı KOĐ için 120 mg/L’dir. Saatçi ve diğ. (1998), Elazığ Đli Arıtma Tesisi’nin KOĐ organik madde yükünün arıtma verimliliği ile ilgili yaptıkları çalışmada tesisin arıtım verimliliğini % 40-49 aralığında tespit etmişlerdir. Çalışmaya göre Elazığ Đli Atıksu Arıtma Tesisi’ne giren atık sulardaki KOĐ organik madde yükünün ancak % 40-49 ‘u arıtılabilmekte, % 51-60 oranındaki KOĐ organik madde yükünün Kehli Deresi’ne deşarj edildiği belirtilmektedir. Tesisin KOĐ organik madde arıtım verimliliğinin % 49 olduğu kabul edilerek bir hesap yapılırsa; ekim ayında 15.613 kg/gün, ocak ayında 13.830 kg/gün, nisan ayında 6.450 kg/gün, temmuz ayında 19.463 kg/gün organik madde yükü alıcı ortama verilecektir. Dört mevsimin aritmetik ortalaması alındığında günlük organik madde deşarjı 13.840 kg/gün şeklinde olur. Yıllık olarak alıcı ortama verilen KOĐ organik madde yükü ise 5.052 ton/yıl olarak hesaplanır. Eğer atık su arıtma tesisine verilmeden direkt sucul ortama deşarj edilirse yılda ortalama 9.904 ton KOĐ organik madde yükü, Kehli Deresi’ne oradan da Keban Keban Baraj Gölü’ne akar. 37 Alıcı ortama konu olan 2. istasyon KOĐ değerleri ekim ayında 752 mg/L, ocak ayında 525 mg/L, nisan ayında 242,4 mg/L, temmuz ayında 812 mg/L’dir. Tesisin KOĐ organik madde arıtımı bakımından verimliliği Saatçi ve diğ.( 1998) ‘ne göre % 49 kabul edilirse; alıcı ortama verilecek KOĐ organik madde değerleri ekim ayında 383 mg/L, ocak ayında 268 mg/L, nisan ayında 124 mg/L, temmuz ayında 414 mg/L olur. Nüfusu 100.000’den fazla olan yerleşim yerlerinin alıcı ortama deşarj standardı KOĐ organik madde yükü değeri bakımından 120 mg/L olarak verilmektedir. Bu değere göre, KOĐ organik madde tesis verimliliği % 49 olursa bütün aylarda sınır değer olan 120 mg/L değerinin aşıldığı görülmektedir. Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği göller, bataklıklar ve baraj haznelerinin ötrofikasyon kontrolü sınır değerleri dikkate alındığında rekreasyon amaçlı göllerde kimyasal oksijen ihtiyacı (KOĐ) sınır değeri 3 mg/L, çeşitli amaçlar için kullanılan göller için ise sınır değer 8 mg/L olarak belirtilmiştir. Bu değerler ışığında, alıcı ortama konu olan 2. istasyon KOĐ değerlerine bakıldığında oldukça yüksek değerler görülmektedir. Ötrofikasyon sınır değerlerine ulaşmak için arıtma tesisinde KOĐ’nin % 99’undan fazlasının arıtılması gerekmektedir. Atık sularda yapılan ölçümler sonucunda pH değerleri 8,2-9,5 aralığında bulunmuştur. Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği’nde nüfusu 100.000’den fazla olan evsel atıkların ortama deşarjlarında pH sınır değerleri 6-9 aralığında verilmiştir. Ayrıca sucul canlılar için uygun yaşam ortamı için pH aralığının 6-9 arasında olması istenmektedir. Bu sınır değerleri, ekim ayında 9,5, temmuz ayında 9,2 ile aşılmıştır. Herhangi bir işleme tabi tutulmadan ortama verilecek olan bu sular Yönetmeliğe aykırı değerlerde olup; ortamdaki su canlılarına olumsuz etkiler yapacaktır. Çözünmüş oksijen konsantrasyonu, Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği’nde belirtilen kıta içi su kaynaklarının sınıflarına göre kalite kriterlerinde 3 mg/L’den küçük değerler 4. sınıf yani en kalitesiz su olarak değerlendirilmektedir. Bu araştırmada 2. istasyonda çözünmüş oksijen değerlerinin, 1,7-2,8 mg/L arasında değişim gösterdiği tespit edilmiştir. Herhangi bir işlem yapılmadan ortama verilecek bu sular doğal ortamdaki su kalitesini olumsuz yönde etkileyerek su canlılarının toplu ölümlerine neden olabilirler. Bir ortamdaki amonyum azotu oranının yüksekliği o bölgeye atık su karışımının habercisi olabilir. Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği’nde kıta içi su kaynaklarının sınıflarına göre kalite kriterlerinde amonyum azotu için 2 mg/L’den büyük değerler 4.sınıf kalitede sular olarak değerlendirilir. Bu araştırmada ise 2 mg/L amonyum azotu sınır değeri sadece temmuz ayında aşılmıştır. Arıtma tesisinde arıtım işleminden geçmeden sucul ortama verilecek bu atık suyun meydana getireceği amonyum azotu yükü günlük 71 kg, yıllık 25 ton olarak hesaplanmıştır. 38 pH değerindeki 1 puanlık artış bile iyonize olmamış amonyumun etkisini 10 kat artırır. pH ın 8,5 ten büyük olduğu değerler amonyum azotundaki amonyak yüzdesinin artışıyla birlikte hızlı bir toksisiteye neden olur (Uslu ve Türkman, 1987). Dolayısıyla amonyum azotu ve pH değerleri birlikte ele alınmalıdır. Sucul ortamlardaki amonyum azotunun etkisini minimuma indirmek için arıtma tesisinde tam bir nitrifikasyon işlemi gerçekleştirilmelidir. Askıda katı maddenin meydana getirdiği kirlilik yükü ekim ayında 1. istasyonda 8.795 kg/gün, 2. istasyonda 2.646 kg/gün, ocak ayında 1. istasyonda 16.328 kg/gün, 2. istasyonda 12.241 kg/gün, nisan ayında 1. istasyonda 9.260 kg/gün, 2. istasyonda 13.042 kg/gün, temmuz ayında 1. istasyonda 18.018 kg/gün, 2. istasyonda 18.236 kg/gün olarak hesaplanmıştır. Askıda katı madde analiz sonuçları 2. istasyonda 65-388 mg/L aralığında bulunmuştur. Arıtma tesisinde askıda katı maddenin % 60 oranındaki arıtımı hesabıyla birlikte AKM değerleri 26-155 mg/L arasında değişecektir. Su Kirliliği Yönetmeliği’nin 100.000 nüfustan daha fazla nüfusu olan yerleşim yerlerinin evsel atık su deşarj izninde belirtilen askıda katı madde üst sınırı 40 mg/L’dir. Bu sınır değer, atık suyun herhangi bir işlemden geçirilmeden alıcı ortama verilmesi durumunda bütün aylarda aşılmaktadır. Askıda katı maddenin % 60 oranında arıtıldığı düşünülürse Yönetmeliğe göre bu sınır değer ocak, nisan ve temmuz aylarında aşılmaktadır. Herhangi bir arıtma işleminden geçmeden alıcı sucul ortama verilecek bu atık suyun; günlük ortalama olarak 11.541 kg, yıllık olarak ta 4.212 ton askıda katı madde yükü meydana getireceği hesaplanmıştır. Günlük kişi başına düşen askıda katı madde yükü, ekim ayında 1. istasyonda 28 g/N.gün, 2. istasyonda 8 g/N.gün, ocak ayında 1. istasyonda 51 g/N.gün, 2. istasyonda 36 g/N.gün, nisan ayında 1. istasyonda 29 g/N.gün, 2. istasyonda 38 g/N.gün, temmuz ayında 1. istasyonda 56 g/N.gün, 2. istasyonda 53 g/N.gün şeklinde hesaplanmıştır. Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği göller, bataklıklar ve baraj haznelerinin ötrofikasyon kontrolü sınır değerlerinde rekreasyon amaçlı göllere askıda katı madde sınır değeri 5 mg/L, çeşitli amaçlar için kullanılan göller için ise sınır değer 15 mg/L olarak belirtilmiştir. Buna göre arıtma tesisine verilen atık suya ait askıda katı madde değerleri % 99 oranında arıtılmadığı takdirde, yılın her ayında ötrofikasyon sınır değerleri aşılmaktadır. Askıda katı maddeler, fotosentez yapan organizmalar için gerekli olan ışığı azaltırlar. Ayrıca dibe çökerek sucul ortamın karakteristik özelliklerini değiştirirler. Bir çok omurgasız hayvan için uygun olmayan ortamlar meydana getirdikleri gibi çoğu zaman toksik amonyak da içerirler. Sucul ortamlarda bu denli olumsuz etkilere neden olan askıda katı maddeler arıtma tesisinde tamamen arıtılmalıdır. 39 Yağ ve gresin günlük yükü, ekim ayında 1. istasyonda 3.297 kg/gün, 2. istasyonda 1.751 kg/gün, ocak ayında 1. istasyonda 2.570 kg/gün, 2. istasyonda 2.148 kg/gün, nisan ayında 1. istasyonda 974 kg/gün, 2. istasyonda 1.669 kg/gün, temmuz ayında 1. istasyonda 4.439 kg/gün, 2. istasyonda 2.557 kg/gün olarak hesaplanmıştır. Yağ ve gres yükü 1. istasyonda 974-4.439 kg/gün, 2. istasyonda 1.669-2.557 kg/gün aralığında bulunmuştur. Arıtma tesisinin yağ ve gres bakımından verimliliği % 60 kabul edilirse; ekim ayında 700 kg/gün, ocak ayında 859 kg/gün, nisan ayında 667 kg/gün, temmuz ayında 1.022 kg/gün yağ ve gres alıcı ortama verilir. Yıl ortalaması alınırsa bu değer 812 kg/gün olur. Yılda alıcı ortama 296 ton yağ ve gres karışımı gerçekleşir. Arıtma tesisinde işleme tabi tutulmadan sucul ortama deşarj edilecek bu atık suyun meydana getireceği yağ ve gres yükü ortalama olarak günlük 2.031 kg, yıllık 741 ton olarak hesaplanmıştır. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nde belirtilen 0.5 mg/L’den fazla yağ ve gres miktarı, 4. sınıf kalitede suyu işaret etmektedir. Analizler sonucunda ortaya çıkan yağ ve gres miktarları 2. istasyonda 20-54.4 mg/L şeklindedir. Atık sulardaki yağ ve gresin arıtma tesisinde %60 oranında temizlenmesi varsayımı ile birlikte yine de doğal ortama 8-24.8 mg/L aralığında değişen yağ ve gres verilecektir. Bu da doğal su kaynaklarının su kalite kriterleri açısından kötüleşmesine neden olacaktır. Yağ ve gres öncelikle kanalizasyon sistemlerinde diğer atıkları tutarak sistemlerde tıkanıklara yol açmaktadırlar. Yağ ve gresin suda ayrışması zor olduğundan girdikleri ortamdan kolayca gitmezler. Anaerobik parçalanmaya karşı dirençlidirler. Çamur içerisindeki çürükçüllerde aşırı köpüklenmeye neden olarak bunların aktivitelerini engellerler ve böyle çamurların arazide kullanım kalitesini düşürebilirler. Biyolojik arıtım yapan tesislerde bakteri aktivitelerini engellediğinden arıtım sularında BOĐ ve KOĐ miktarlarının artışına neden olurlar. Bu nedenle yağ ve gresin atık sularda olması istenmez. Yağ ve gresin atık sulara verilmemesi konusunda halkın bilinçlendirilmesi gerekir. Yağ ve gresin ayrı bir atık gibi değerlendirilerek toplanması ve lavabolardan kanalizasyon suyuna karıştırılmaması en doğru yol olacaktır. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nde belirtilen bakteriyolojik parametrelerden fekal koliform 20 EMS/ mL’den büyük, total koliform 1000 EMS/mL’den büyük değerlerde kirlenmiş sular, 4. sınıf olan en kalitesiz su özelliğini göstermektedir. Analiz sonuçlarımıza göre fekal ve total koliform değerlerimiz 1100 EMS/mL’den daha büyük değerde çıkmıştır. Su kalite kriter değerleri bazında, analiz sonuçlarımıza göre fekal koliform değerleri her mevsimde oldukça yüksek çıkmıştır. Bu değerlerin arıtma tesisinde azaltılmadan ortama verilmesi neticesinde sucul ortamlarda büyük bir biyolojik kirlilik meydana gelecektir. 40 Đnsan dışkı koliformu olan E.coli, tüm istasyon ve tüm aylardaki analizlerde 1100 EMS/mL ‘den daha yüksek bir değerde çıkmıştır. Arıtma tesisinde E.coli’den temizlenmeyen atık sular, Kehli Deresi’ne oradan da Keban Baraj Gölü’ne karışacaktır. E.coli karışmış olan sulara temas eden insanlarda kusma, diyare, yüksek ateş vs. gibi rahatsızlıklar görülebilir. Ayrıca Kehli Deresi’nin Keban Baraj Gölü’ne karıştığı bölgeye yakın yerlerden tarım için sulama suyu kullanımı mevcuttur. Bu sularla yetiştirilen tarımsal ürünler, halk sağlığını tehdit edebilir. Ayrıca arıtma tesisi çıkış sularının akıtıldığı Kehli Deresi’nin Keban Baraj Gölü’ne ulaştığı (baraj gölünün çekildiği) yerlerde tarım yapanlara rastlanmaktadır. Yüksek oranda koliform bakterileri içeren bu ortamlarda yapılacak tarım engellenmelidir. Aksi takdirde bu bölgelerden elde edilen tarım ürünleri halk sağlığını tehdit edebilir. Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği göller, bataklıklar ve baraj haznelerinin ötrofikasyon kontrolü sınır değerlerinde rekreasyon amaçlı göller ve çeşitli amaçlarla kullanılan göller için toplam koliform sınır değeri 1000 EMS/100 mL olarak belirtilmiştir. Buna göre 2. istasyondaki her ay gerçekleşen 1100 EMS/mL’den büyük değer, gerek rekreasyon ve gerekse çeşitli amaçlar için kullanılan göllerin ötrofikasyon sınır değerleri için oldukça yüksek değerlerdir. Böyle bir atık suyun % 99 oranında koliformlardan temizlenerek alıcı ortama verilmesi gerekir. Atık su arıtım tesisleri ön arıtma ve ikincil arıtma ünitelerini içermektedir. Ön arıtma bölümünde, arıtma tesisinde tıkanmalara neden olacak büyüklükte kaba organik ve inorganik maddeleri atık sudan ayıran ızgaralar, arıtma tesislerinde kolayca çökebilen ve kanallarda, borularda, çökelme havuzlarında tıkanmalara neden olan, pompalarda aşınmalara yol açan kum, çakıl vs. şeyleri tutan kum tutucular, atık suyu pompalayan terfi ünitesi yer alır. Ayrıca bu bölümde atık suyu çamur ve çökelmiş atık suya ayırmaya yarayan ön çökeltme havuzları da bulunur. Ön çökeltme havuzlarında askıdaki katı maddenin % 50-70’i ve BOĐ’nin % 25-40’ı uzaklaştırılabilir. Ön çökeltme havuzlarında suyun bekletilme süresi 1,5-2,5 saat arasında değişmektedir. Đkincil arıtma ünitesi, ön arıtma metotları ile uzaklaştırılamayan çözünmüş ve kolloidal organik maddelerin uzaklaştırıldığı arıtma basamağıdır. Çözünmüş ve kolloid organik maddeler basit çökeltme metotları ile arıtılamayacağı için, bu maddelerin çökelebilen katılara dönüştürülmesi gerekmektedir. Söz konusu dönüşüm bu maddeler ile mikroorganizmaları (bakteriyi) bir araya getirmekle gerçekleşir. Mikroorganizmalar çözünmüş ve kolloid maddeler üzerinde beslenirken büyürler ve çoğalırlar bu arada da çözünmüş ve kolloid maddeleri de çökelebilen katılar haline dönüştürürler. Đşte ikincil arıtım yöntemleri bu işlemleri gerçekleştiren biyolojik prosesler ve gerekmesi durumunda kullanılan son çökeltme tanklarını içerirler. Ön 41 arıtma ünitelerinden geçirildikten sonra atık su stabilizasyon havuzlarına alınır. Temel prensip sisteme dışarıdan enerji vermeden (havalandırma yapmadan) doğal ortamda arıtımın gerçekleştirilmesidir. Sistemin avantajları, aşırı derecede basit ve işlemin güvenilebilirliğinden kaynaklanmaktadır. Doğal arıtma neticesinde oluşan çamur miktarı diğer atık su arıtma yöntemlerine kıyasla çok daha azdır ve oluşan çamur stabil halde olduğu için ayrıca bir çamur arıtım işlemine tabi tutmaya gerek yoktur. Bununla birlikte, doğal arıtma yavaş cereyan ettiğinden büyük havuz hacimlerine ihtiyaç vardır. Đklimin ise sıcak olması gerekir. Sonuç olarak çalışmamız neticesinde elde ettiğimiz veriler yüksek değerlere sahiptir. Bu değerlerin minimuma indirilerek doğal ortama verilmesi için tesiste ikincil arıtım ünitesinin işlevsellik kazanması gerekmektedir. Aksi takdirde yukarıda belirtildiği gibi yalnız birincil arıtım üniteleri ile yüksek olan değerlerin çok azı bertaraf edilebilmektedir. Bu da tam olarak temizlenmemiş atık suların doğal ortamlara deşarjı anlamına geliyor. Konutlardan veya yerleşim bölgelerinden kaynaklanan ve insanların yaşam süreçlerinde ihtiyaç ve kullanımları nedeniyle oluşan evsel atık sular kanalizasyon yardımı ile yerleşim dışındaki bir alıcı ortama boşaltılır. Kullanılmış suyla birlikte alıcı su ortamlarına karışan maddeler sucul ekosistemlerin fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini değiştirerek su kirliliğini meydana getirirler. Üretimi artan evsel atık sular tabiatın özümleyebileceği miktarı aşmış ve diğer faydalı kullanımları engelleyecek bu durumu önlemek için evsel atık suları uzaklaştırmadan önce arıtma zorunluluğu doğmuştur. Bundan dolayı atık sular uygun şekilde arıtıldıktan sonra alıcı ortama verilmelidir. 42 KAYNAKLAR Akal, S.K.,Yonar, T., 1998,Evsel Atıksuların Su Kaynakları Üzerindeki Olumsuz Etkilerini Önleme Teknikleri,I.Atıksu Sempozyumu,Kayseri,77 s AOAC,1990, Official Methods of Analysis 15 th Ed., Association of Official Analytical Chemists, Washington, DC, USA APHA (American PublicHealth Association), 1995, Standart Methods for the Examination of Water and Wastewater, American Public Health Association, Washington,DC Arkadiusz, N., Jacek K., Agnieszka, T., 2007, Organic Pollution of Lake Dabie Waters in 19972000, Electronic Journal of Polish Agricultural Universities, Volume:10, Đssue:3 DPT, VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Yayın No: DPT: 2555, ÖĐK:571 FDA,2002, U.S. Food and Drug Administration Güler, Ç., Çobanoğlu, Z., 1997, Su Kalitesi, Çevre Sağlığı Temel Kaynak Dizisi No: 43, Ankara, Sayfa: 7 Kazancı,N. ve Girgin S., 1996, Organik kirlilik biyoindikatörü olan Oligochaeta türlerinin Ankara Çayı’nda dağılımı ve biyolojik izlemede kullanımı, Tr.J. of Zoology, 22(1998), 8387 Mason,C.F., 1991, Biology of Freshwater Pollution, London, 48-52 OECD, Türkiye Çevre Politikaları, Paris, 1992. istatistik Bülteni 1999 Verileri, 2001 Devlet Su Đşleri Genel Müdürlüğü Haritalı Özdemir, N., Yılmaz F., Yorulmaz, B., 2007, Dalaman Çayı üzerindeki Bereket Hidro- Elektrik Santralı baraj gölü suyunun bazı fiziko-kimyasal parametrelerinin ve balık faunasının araştırılması, Ekoloji Dergisi, 16, 62, 30-36 Saatçi Y., Cuci Y.,Cici M.,1998, Elazığ Atık Su Arıtma Tesisi’nin Keban Baraj Gölü su Kalitesine Etkisi, I.Kayseri Atıksu Sempozyumu, Kayseri,331 s SKKY , 2004, Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği (31 Aralık 2004), Sayı: 25687 Çevre Yayınları ,Cilt:114,Sayılar:1-3,Mart 2006,Sayfa:391-417 Solak, N., C., Barlas, M., Papuçcu, K., 2007, Akçay’ın (Büyük Menderes-Muğla) Bacillariophyta dışındaki epilitik algleri, Ekoloji Dergisi, 16, 62, 16-22 Şen, B., Özrenk, F., Alp, M.T., Ercan, Y., Yıldırım, Y., A., 1999, Study on The Amount of Plant Nutrients and Organic Matters Carried into the Hazar Lake (Elazığ-Türkiye), Journal of the Meditterranean Scientific Association of Environmental Protection (FEB), 8, 272-279 Topkaya, B.,Şen, B., 1992, Keban Baraj Gölü Ötrofikasyonu Deşarj Sınır Konsantrasyonlarının Tespiti, XI. Ulusal Biyoloji Kongresi, Elazığ, 239-252 43 Uslu, O. Ve Türkman, A., 1987, Su kirliliği kontrolü, T.C. Başbakanlık Çevre Genel Müdürlüğü Yayınları Eğitim Dizisi 1, Ankara Ünlü A., Hasar H., Đpek U., 1998, Elazığ Organize Sanayi Bölgesi Atık Sularının Karakterizasyonu , I.Kayseri Atıksu Sempozyumu, Kayseri,380 s Ünlü, A. Ve Uslu,G.,1999, Hazar Gölü’nde su kalitesinin değerlendirilmesi, Ekoloji Dergisi, 8,32,7-13 Verep, B., Serdar O., Turan D., Şahin C., 2005, Đyidere(Trabzon)’nin fiziko-kimyasal açıdan su kalitesinin belirlenmesi, Ekoloji Dergisi, 14, 57, 26-35 Yılmaz,H.R. ve Đleri,R., 1998 ,Evsel atıksuların fiziksel arıtımında yeni bir sistemi, I. Atıksu Sempozyumu Bildiri Kitabı,Kayseri, 32 s yaklaşım bant Yılmaz,F.,2004, Mumcular Barajı (Muğla-Bodrum)’nın fiziko-kimyasal özellikleri, Ekoloji Dergisi, 13, 50, 10-17 Yonsel F, Bilgin C, Gülşen C., Đstinye Deresinin Đstanbul Boğazına Taşıdığı Kirlilik.UKMK-IV Bildiri Kitabı 2. Cilt S, 769-774, 4-7 Eylül 2000, Đstanbul Üniversitesi Avcılar-Đstanbul ISBN: 975-404-615-8 URL 1: www.orlab.net/mikrobiyoloji/210011201.pdf URL 2: www.cedgm.gov.trdosyacevreatlasisu URL 3: www.dmi.gov.tr URL 4: www.elazig.gov.tr/ URL 5: www.ins.itu.edu.tr/cevre/labor/dokuman/Foyler/AZOT.pdf 44 ÖZGEÇMĐŞ 1972 tarihinde Elazığ’da doğdum. Đlk ve orta öğrenimini Elazığ’da tamamladım.1990 Yılında Fırat üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’ni kazandım.1994 yılında bu bölümden mezun olarak Su Ürünleri Mühendisi unvanını aldım.1997 yılında memuriyet hayatına Bingöl’de başladım. 2006 yılında Su Ürünleri Fakültesi Temel Bilimleri Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans öğrenimime başladım. Şu an Elazığ Đl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nde Su Ürünleri Mühendisi olarak görev yapmaktayım. Yunus AYDIN 45