AKP iktidarı Terörist
Transkript
AKP iktidarı Terörist
İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR Ana Sayfa (C)urriculum (V)itae AKP İktidarı TERÖRİST Özel Dersler B.A. Yapı Proje Tasarımı Belgeler EMLÂK Felsefe Fotoğraflar Günlük Sosyal Hayat T.C. Adalet Bakanlığı İşkence Sanığı Video Gallery WANTED Web Tasarımı www.cevatcaliskan.com Yapı Ruhsatı İletişim İş Arıyorum COPYRIGHT VE KANUNİ SORUMLULUK SAHİBİ İNTERNET SİTESİ 334 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR WWW.CEVATCALISKAN.NET & WWW.CEVATCALISKAN.COM İnşaat Mühendisi . Yıldız Teknik Üniversitesi . 2010 Ara Ara Facebook YouTube Ana Sayfa » AKP İktidarı TERÖRİST AKP İktidarı TERÖRİST 28 Aralık 2013 tarihinde T.C. Başbakanı hakkında yapılan TV haberlerinde yayınlanan görüntülerde başbakan yandaşları hakkında yaptığı açıklamalarda “silâhlı olmayan kişiler hakkında terörist olduklar hakkında iddilar var” şeklinde açıklama yaptı. Bunun üzerine AKP hükümetinin terörist olduğunu ve terör saldırısı için ateşli silâh veya patlayıcı maddi kullanmasına gerek olmadığını ispatlayan bu sayfayı kurdum. Ayrıca www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com resmi internet sitelerimin içerdiğim tüm bilgiler AKP iktidarının terörist olduğunu ispatlıyor. 2013 senesinde yeni yöntemler ve teknoloji var, ateşli silâhlar ve patlayıcı maddeler kullanılmadan da terörist saldırılar, şiddet eylemleri düzenlenebiliyor. YASAL UYARI Benim adıma ticari veya hukuki işlem yapmış olan vasi, kayyum, vekil var ise bu tür şahısların eylemlerinden haberim olmadığı gibi onların işkence, dolandırıcılık ve gasp ile yargılanmasını sağlamak benim için namus borcu. Avukat Kadriye Tezcan’a 2008/1222 numaralı dava dosyasında vekilim olması için vekâlet vermiştim, vekâletimi kötüye kullandı. Ancak eğer bu dosya haricinde yapmış olduğu bir işlem var ise veya bu dosya kapsamında benim haberim olmayan bir işlem yaptığı ise bu işlemler geçersizdir. Beni değişik şekillerde aşırı yorgunluk yaratacak şekilde sabahın erken saatlerinde cinsel sarkıntılık yapmak suretiyle mastürbasyona zorlayan, 2-3 saat uykuyla yaşatan, açlıktan öldürdükten ve bütün gün saldırıp kesintisiz taciz, sarkıntılıktan sonra beni ayakta duramayacak kadar yoran, insan üstü bir yorgunluk yaratan şerefsizlerin yaptırdığı taraflı savcı, noter, …v.b. işlemleri geçersiz. Halsiz ve ölmüş durumdayken ifadeleri adliye personelleri çıkarlarına uygun şekilde alan Cumhuriyet Savcılarını da T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesine göndermiştim, aynı şekilde yıpratıp “değişik iş kararı” çıkardılar. Bu kararı kabul etmiyorum, savcıların işlemlerinin de, o işlemleri yaptıracak alt yapıyı oluşturan şerefsizlerin yaptığı saldırıları da uluslararası mahkemelere şikâyet edeceğim. 2008/1222 numaralı G.O.P. 2. Asliye Ceza Mahkemesi Kalemi’ne dosyamı incelemek için gittiğimde bana sözlü sarkıntılık yapan kalem memurları “baban yüzünden oldu” şeklinde ben koridorda iken sözlü sarkıntılık yapmış ve düşmanlıklarını belli etmiştiler. Bunun üzerine kendilerine mevcut durumumu, Sultangazi İlçe Emniyetteki polislerle ilgili şikâyetimi ve ikamet 335 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR ettiğim adreste yıpratıldığımı, komşuların saldırısına uğradığımı ve ağır borç yükü altında kasıtlı olarak işsiz bırakıldığımı anlattım. Bu kalem memurlarından biri beni sohbete tutup diğeri dosya numarası sordu. Dosya numarası çok basitti idi. 2008 olayın yılı, 1222 de unutulması imkânsız bir sayı idi, ikisi de hafızamda var idi. Ancak biri benimle konuşmaya başlayıp diğeri sordu, 5 saniyelik bir afallama ve hata yaptı. 2 saniye içinde doğru cevabı verdim. Kalem memuru çıkıp larcivert takım elbiseli kısa saçlı ve saçları grileşmiş orta yaşın üzerinde birini getirdi. Bu kişi saçma laflar etti, hepsinin düşmanlığını bildiğim için kendisini küfürlü şekilde kovdum. Daha sonra karar duruşmasından önce beni sohbete tutan memuru karşıma çıkardılar, koridorda karşımda durdu. Bir laf ettiler, kendisi ile alâkam yok şeklinde cevap verdim, halâ adını ve soyadını bile bilmiyorum. Birkaç dakika sonra çirkin orta yaşlı bir kıro geldi yanıma ve “erkek gibi davrandın” şeklinde bir lâf etti, ne dediğini anlamadım, kendisini adam yerine koymadım ve cevap vermedim. Çok iğrenç bir sarkıntıcı idi. Ancak Sultangazi İlçe Emniyetten davacı olacağım için adliyeye girip çıkarken polisin düşmanlığı ortada idi. Tüm adliye olayı bildiği gibi Kadriye Tezcan’ı da azledeceğim günler önceden biliyordu. Kalem memurlarının ahbabı olan Tezcan hakkındaki azil belgesini dava dosyasına koydum. Böylece üzerimde taşıyıp sorun yaşamayacaktım, dosyayı açıp bakan da böyle bir azil yok diyemeyecekti. 3 adliyenin personeli bana düşman ve yaptıkları işlemlerden sorumlu değil, şikâyetçiyim. Ayrıca o duruşmaya girdiğimde ayaklarımın altı acıyacak kadar, ayakta duramayacak kadar yorgun idim. Murat Otel’de sabaha kadar taciz edilmiş, gürültüyle yıpratılmıştım. Odamdan çıkarken iki tane top sakallı g.tten bacaklı vardı, çıkış kapısını bile şaşırmıştım yorgunluktan. Yani değişik şekillerde insan sağlığının kaldıramayacağı yorgunluk yaratıp işlemler ve dolandırıcılıklar yapıyorlar adliyelerde ve emniyette. Sağlığınız yerinde olsa bile aşırı bir yorgunluğa dayalı dolandırıcılık yapıyorlar. T.C. İstanbul Anadolu adliyesinde günlerdir devam eden hukuk savaşımda (Siyasi gücü ve şeriat gücü olan işverenlerimden, onların parti ve cemaatlerinden, bir valilik memurundan, Sultangazi İlçe Emniyet ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden davacı olmuştum, kesintisiz saldırı altındaydım) günlerce uykusuz ve tehtid altında tutulduktan sonra bana aşırı düzeyde ve sağlığımı bozacak kadar 7/24 sarkıntılık yapan, bir iki holdingi imajlarını batıracak şekilde tazminat ödemelerinden kurtarmak karşılığında servet sözü alan Altmışlılar Sitesi’ndeki komşularım bana “jigolo” diye iftira attıklarını 24 Haziran 2013 tarihinde sözlü sarkıntılık yaparak ve bağırarak yaptılar. Bunun üzerine adliyeye gittim. Özel güvenlik elemanları beni defalarca taciz, tehtid etmişti, adliye sınırları içinde huzurumu bozuyordular. Savcının huzuruna çıkmadan önce asabi davranışlar sergileyen, kendi kendisine konuşuyormuş gibi yapıp bana tehtidler savuran bir özel güvenlik elemanı (boyu kısa, genç, zayıf bayan) var idi. Savcının huzuruna çıktım ve dilekçemi verdim. İfademi alması için kalem memuruna gönderdi. Kalem memuru ifadeyi yazdı, ufak tefek müdahaleler yaptı ifademe ancak hatalı değil, istediği eksikleri kendi çıkarlarına göre ayarlamış, çünkü kendisi bu konuda bilgili, benim hukuk bilgim yok. İfadeyi alırken aynı bayan özel güvenlik elamanı tehtidler savuruyor ve beynimi oyalıyor, bir yandan da kalem memuru ifadeyi alıyor, dostça davranıyor gibi yapıp şekil veriyordu ifadeye. Birkaç gün sonra savcının karşsına çıktım, ek ifade ve kanıt sunmak istedim. Savcı düşmanca davranıp kanıt ve ifadeyi almadı, “olay ortaya çıktı artık” diye konuştu. Namusuma laf ettiği için anasını avradını düz geçtim, işini adam gibi yapmasını söyledim. Kendisine ifadede geçen faşist iddiasının doğru olduğunu ancak faşist olduğumu inkâr ettiğim için değil, işverenimin bana siyasi görüşüm nedeniyle saldırdığı için şikâyetçi olduğumu söyledim. Jigolo iftirasının da kendisinden davacı olmamı engellemek için ikamet ettiğim adresteki komşulara para karşılığında attırdığını, bu komşular haklarımı korumamı ve dava açmamı engellemek için şerefsiz iftiralar attıklarını ve kendi attıkları iftiralara dayalı olarak bana maddi, manevi zarar verdiklerini, bana işkence yaptıklarını anlattım. İlerleyen günlerde savcı hemen tatile çıktı, adliye kendi savcısını kaçırdı benden. Aylar öncesinden şikâyet etmiş olduğum, sonradan ağır ceza mahkemesine göndermiş olduğum karakola yaptırdı soruşturmayı. Evrak memurları da sürekli kazık attı, hiç bir şekilde bilgi eklememe izin vermediler, açık şekilde gasp yaptılar. Son gittiğim sonuç ne olursa olsun ağır ceza mahkemesinde itirazda bulunacağımı, hepsini hapise kapattıracağımı söyledim. Ek olarak getirdiğim evrakları yeni dosyaya koydurdular, yeni dava açtırdılar, ona da yıldırım hızıyla takipsizlik verdiler. Sonradan bütün şehre yaymış şerefsiz kahpe dolandırıcı Ah Kah Pe ve 336 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR kürtçü CHP iftirayı, namusumu geri kazanmak için savunma davası açtığımı falan söylemişler, bu iftiraya dayalı olarak ciğeri beş para etmeyen magandalar bana sarkıntılık etti, tehtid ve hakaretler savurdu. Yani terörist Ah Kah Pe bana resmi yolla iftira attı, bu iftiraya dayalı olarak ömrümü kısalttı. Sonra da beni Beylikdüzü’nde partisinin eski kadın kolları başkanına işe aldırdı ve kadın birkaç defa benim yatmak hakkında sorular sordu, hiç niyetim yoktu, pahalı hayat kadınları ile seks yapan biri olarak onu beğenmedim, sonradan da düşmanı olduğunu belli edip bir ton kavga ve karalama yaptı. Gayet açık ki böyle şerefsizlerden namus kararı çıkarmak üzere dava açmam çok saçma çünkü kendilerinin namussuz olduğunu biliyorum. Namussuzun vereceği namus namussuzluktur. Yani mevzuat gereği pez.vengin elini öpen o.ospu çocuğudur. Ayrıca kendime sürekli iftira atılmasını ve kendimi savunmamı falan bekliyorsalar bu mantığa aykırı, şehirde yüz binlerce kahpe ah kah pe kapçık ağızlısı var ve bunlar bana öyle iftira atacak da, ben kendimi savunacak mışım da, aylarımı günlerimi bu kanıbozukların attığı iftiralardan kurtulmak için harcayacak mışım da. Lan sizin ananız güzel şerefsiz adliye fareleri. Ayrıca iftira davası açtılar, ben çok uğraştım gasp davası açmak için ama şerefsiz savcılık kalemi itleri beni değişik şekillerde huzursuz ve tehtid edip dolandırıyordu. Ben tazminat talebimi red etmedim, dile getirmedim çünkü gasp davası ile ceza mahkemesi başlatmak istiyordum. İfadeyi alan g.tverene de bu durumu açıkça anlattım. Bunlar kendi kendilerine çalıp oynayan çingene. Kendi keyiflerine göre ifade alıp, kendi keyiflerine göre soruşturma açıp, kendi keyiflerine göre soruşturma yapıp, kendi keyfilerine göre karar veriyorlar. Yani orada müştekinin ne istediği önemli değil. Adliyehaneye girdiğin zaman seni zikiyorlar. AKP BELEDİYELERİNDEKİ YOLSUZLUKLARI TEŞHİR EDİNCE : 1. Dış görünüşümü bozdular : Beni ihtiyarlattılar, biyolojik olarak yıprattılar. Kıyafetlerimi yok ettiler, var olanları ailemin kontrolünde tutup kötü kıyafetler ile gezememe neden oldular. Ömür boyu özenle koruduğum gençliğimi ve bedenim yok ettiler. 2. Mesleki bilgimi kullanmamı engellediler, iş bulmama izin vermediler, iş verenlerin bir kısmını kışkırttılar, bir kısmını da korkuttular. Çalışma hürriyetimi gasp ettiler. 3. Saldırıya başlamadan önce kendi çevrelerinden onlarla suç ortağı olacak bankalara borçlandırdılar. Bu borçlara dayalı olarak kesintisiz olarak tehtid ettiler. Sanıklar adına sorgulayıp bilgi aldılar. Telefonda yaptığım konuşmalar sanıklar ve saldırganlar tarafından duyulacak ortamlarda (otel, tramvay, otobüs, lokanta …) olduğu için terörist AKP’ciler düzenli olarak son durumum hakkında rapor aldı. 4. Adliyelere başvurdum, 3 adliyenin sınırları içinde adliye personelinin saldırısına, tehtidlerine maruz kaldım. Adliyeden çıkınca ayakta duramayacak hale geliyordum. Adliyeler soruşturma açmadığı gibi takipsizlik kararını savsakladılar, kalpazanlık yaptılar. Avukat vermediler, sonradan o hale geldi olay ki devletin vereceği avukata güvenmem mümkün değildi. 5. Aç bırakma tehtidi savurdular, beni ıssız bir yerdeki adrese getirip düşmanım olan Bilkent Holding Tepe Özel Güvenlik Şirketine yıprattırdılar, 7/24 süren kesintisiz taciz ve sarkıntılıkla işkence yaptılar, beynim acıyacak kadar eziyet ettiler. 6. İki yıl boyunca tek sayfa kitap okumama izin vermediler, sadece bildiklerimi yazma fırsatım oldu arasıra. 7. Başka yerlerden söylediğim şeyleri plânladıkları ortamlarda kendi istedikleri şekilde söyletip, söylediğim şeyi önceden bilenlere az tarifle ve eksik şekilde söylememi sağladılar. Eksik söylenen kısımlarını kendileri kasıtlı olarak iftira atacak şekilde tamamladılar. Böylece bu iftiralara dayalı olarak saldırılar düzenlediler. Ters suçlamalar yaptılar, yani beni sarkıntılıkla itham edip kendileri saldırıp sarkıntılık yaptılar. Böylece 7/24 süren saldırılara “hukuki uzmanlığı kullanarak suç işlemek 337 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR suretiyle” mesnet hazırladılar. Bu mesnetler labildi. Bu nedenle kurdukları tüm sistem labil bir sistem idi ve her şey benim korkup susmama bağlıydı. 8. Etrafımda olan saldırganları üstün göstermek ve üstün kişi vasfı ile bana ceza verdiklerini iddia etmek için tüm hayatımı kaydırdılar. Karnımı bile doyuracak kadar para kazanmamı engellediler, sorunlar çıkararak elimdeki parayı hızla harcamama neden oldular. Çok güzel kıza aşık oldu deyip hiç umursamadığım metalara dayalı olarak açıklamalar yaptılar, düzenli olarak escortlarla karşılıyordum cinsel ihtiyaçlarımı. Sırf bacak arasında cinsel organı var diye bir çok şerefsiz dolandırıcı kadın hak iddiası altında beni soydu, dolandırdı. Onlara ihtiyacım yoktu. Bu ülkede benden üstün çok zengin, iş adamı, siyasetçi var. Ancak hiç kimse ben üstünüm ve senin efendin, padişahın olarak sana köle muamelesi yapıp ceza veriyorum, paranı çalıyorum, sana işkence yapıyorum, ömrünü kısaltıyorum …şeklinde hareket edemez. Parasına güvenen üniformalı or.spu çocuğuna rüşvet verip beni yıpratamaz. Üstünlükleri anayasal düzende geçersiz, yazılı kanun önünde herkes eşittir. Yazılı olmayan, yani AKP’nin uyguladığı terörist eylemlerde üç kuruşluk itler üstünlük iddiasıyla saldırıyor, çalıp çırpıyor, öldürüyor. Anayasal düzenin değerini biliniz, anayasal düzeni koruyunuz. Kamu Çalışanı Saldırıları ‘nın Anatomisi 1. Her şey bir kamu çalışanı ile aranızda sorun çıkmasıyla başlıyor 2. Önce o an orada, yani sorun yaşadığınız kamu kurumu binasından kaçamazsanız o kurumun sınırları içinde başınıza belâ geliyor 3. Oradan kurtulursanız tutuklanmanızı gerektirecek bir olay yaratıyorlar, ya da hiç bir sebep yokken “karşı çıkamaz ” diye düşünüp tutuklayıp götürüyorlar 4. Eğer bir resmi başvuru yapacak fırsatınız olursa, o zaman asıl işkence ve asıl savaş başlıyor. Sizi o şikâyetin sonucunu alamayacak şekilde yok ediyorlar. Bu durumda rolü olan saldırı birimleri , Kamu kurumunda görev alan özel güvenlik şirketleri Özel güvenlik şirketleri ile ortak hareket eden karakollar, ilçe emniyet müdürlükleri, şubeler Bir değil, çok sayıda siyasi görüşe bağlı sapıkların saldırganları İkamet ettiğiniz adreslerdeki dar gelirli sapık memur aileleri veya hiç çalışmadan dilenci gibi yaşayan varoşlar Adliye personelleri Adliye ve emniyet müdürlükleri ile ortak hareket eden kaymakamlıklar Bu başlıklar altında ayrıntılı açıklamalar yazılacak, fotoğraflar yerleştirilecek… Yukarıdaki saldırı düzeneğinde rüşvet alan veya hakkınızı gasp eden bir memur olduğu zaman diğer memurlar harekete geçiyor ve size “kendilerini üstün görerek” ceza verme adı altında saldırıyorlar. Yani “ben senden üstünüm ve sana ceza verme hakkım var” diyen üç kuruşluk dolandırıcı ve kansız şerefsiz bunlar. Eğer kanunlar uygulanırsa ceza alacak olan kendileridir. Ancak sapık bir propagandaya bağlı olarak kendilerini ceza verene üstün kişiler olarak gösterip canınıza ve malınıza saldırıyor bu üç kuruşluk kansızlar. Üstünlük yalanlarını haklı göstermek için sağlığınıza saldırıp dış görünüşünüzü bozuyorlar, sizi kendilerine denk maganda dış görünüşüne sokuyorlar. Paranızı ve işinizi yok edip kendilerini gelir seviyesi olarak üstün gösteriyorlar. Kendi çevrelerinden fahişe zihniyetli akrabalarını gönderip oynaştırıyorlar, cinsellik üzerine iftiralar atıp sizi sapık ilân ediyorlar. Yani ortada yalan bir üstünlük ve iftira var, her hareketleri hakaret ve kansızlık. 338 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR T.C. İSTANBUL ADLİYELERİNİN PERSONELİNİN SALDIRISINA UĞRADIM DEFALARCA. SAPIK NOTER SALDIRILARINA DA UĞRADIM, OKUMADIĞIM ŞEYLERİ KISKACA ALIP İMZALATAN NOTER DE VARDI. AÇIKÇA YASAL BİR UYARIDA BULUNUYORUM: BENİM ADIMA TİCARİ VEYA HUKUKİ İŞLEM YAPACAK OLAN HERHANGİ BİR VEKİL, KAYYUM, VASİ..VEYA BUNA BENZER BİRİNİ ASLA KABUL ETMEDİM, EĞER ÖYLE BİRİ OLDUĞU İDDİA EDEN VARSA SADECE DOLANDIRICILIK DEĞİL, İŞKENCE CEZASI DA ALACAK. BENİM ADIMA PARA ALAN VEYA VEREN VARSA YAPTIĞI İŞLEMLER GEÇERSİZ OLDUĞU GİBİ ANASINI, AVRADINI VE YEDİ SÜLÂLESİNİ ZİKMEYİ TAAHHÜT EDİYORUM. BU TÜR ŞAHISLARIN VARLIĞINI BİLEN VE BUNA İZİN VEREN CUMHURİYET SAVCILARI MEVCUT İSE BU CUMHURİYET SAVCILARININ DA AVRADINI ZİKMEYİ TAAHHÜT EDİYORUM. BU ŞAHISLAR BOŞUNA DEVLET MEMURUNA HAKARETLE SUÇLAMASIN ÇÜNKÜ SUÇ İŞLEMİŞ OLUYORLAR, SUÇU İŞLEDİKLERİ ZAMAN ASALETLERİNİ VE DEVLETİN VERDİĞİ YETKİLERİ KAYBEDİYORLAR. BU DURUMDA SÖYLEDİĞİM ŞEYLER DEVLET MEMURUNA DEĞİL, ÜÇ KURUŞLUK DOLANDIRICI ORO.PU ÇOCUKLARI İÇİN SÖYLENMİŞ OLUYOR. EĞER GEÇMİŞTE BENİM YERİME İŞLEM YAPMIŞ BİR ŞEREFSİZ VARSA BOŞUNA VESAYETİMİ KISITLAMAK İÇİN MAHKEME AÇMASIN. KURUMUNUZUN GÖREV BÖLGESİ İÇİNDEKİ SUÇLAR İLE İLGİLİ BİLGİ VEREN RESMİ ŞİKÂYET DİLEKÇELERİ – HEPSİ ÜZERİNDE YAZILI OLDUKLARI TARİHTE ÜZERİNDE YAZILI OLDUKLARI KURUMA VERİLMİŞ VE KABUL EDİLMİŞTİR. RESMİ KURMLARIN YAPTIĞI İŞLEMER VE KANITLARIN DAHA AYRINTILI AÇIKLAMALARINI www.cevatcaliskan.net RESMİ COPYRIGHT SİTESİNDE BULABİLİRSİNİZ. T.C. İSTANBUL 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE 09.12.2013 İlgi : Dosya Yıl / No : 2013 / 1381 ile ilgili Bana savunma hakkı vermeden vesayetimin kısıtlanamsından sorumlu olan herkesten davacı ve şikâyetçiyim. T.C. Devletinin resmi internet sitesinde (www.turkiye.gov.tr) yer alan açık bilgiye göre daha önce açılmış olan haksız ve kasıtlı vesayet kısıtlama davalarına itirazlarımda açıkça dava ve şikâyet etmiş olduğum sanıklar benim vesayetimin kısıtlanmasını talep etmiş ve bu talepleri bana savunma hakkı verilmeden kabul edilmiş. Bana daha ayrıntılı, somut bilgi ve kanıt sunmam için süre verilmesini arz ederim, yasaların bana vermiş olduğu savunma hakkımı talep ediyorum. Bu davaların açılmış olduğu adliyelerin personellerini T.C. Adalet bakanlığına şikâyet etmiş olduğum için adliye personeli ve Cumhuriyet savcıları soruşturma kararlarını savsakladı, vermiş olduğum şikâyet dilekçelerinde sanık olan şahısların bana açıkça maddi ve manevi zarar vermesine izin verdiler, can güvenliğimin tehtid edilmesine müdahale etmediler. İnternette düzenli olarak yayın yapmam ve gelişmeleri günü gününe anlatmam nedeniyle sanıklar beni öldüremedi, çok sayıda iftiralar attılar, bu iftiraları mesnet alarak bana maddi ve manevi saldırılar düzenlediler, çalışma hürriyetimi gasp ettiler. BİMER’e yapmış olduğum şikâyetler 7-8 ay sonra Cumhuriyet Savcısına (T.C. Gaziosmanpaşa Adliyesi Ek Hizmet Binası 5. Kat) gönderildi, aynı adliyede açılmış olan vesayet kısıtlama davasında haklarında şikâyetim olan sanıklarla ilgili şikâyet metnim yer alıyor ve bu savsaklama süresi içinde tüm profesyonel, ekonomik, özel hayatım saldırıya uğradı. Sanıkların siyasi ve dini topluluklarda sözü geçen yönetici ve iş 339 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR adamı olmaları nedeniyle binlerce taraftarlarının saldırısına uğradım. Toplumu bana zarar vermesi için ödül adı altında paralar vermeyi taahhüt ederek kışkırttılar. Kesintisiz olarak hakaretlere ve iftiralara maruz kalmam, günde 3saatten fazla uyumama izin vermeyecek şekilde ailem ve sanıklar tarafında kesintisiz tehtid ve taciz altında olmam, 11 Haziran 2013 tarihinde dava etmiş olduğum İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri’nin benimle eğlenerek ve tehtid ederek beni kışkırtması nedeniyle internetteki yayınlarıma ASELSAN tarafından çözümsüz ve durdurulamaz olduğu onaylanmış olan, tamamen benim tasarımım olan terörist saldırı yöntemleri yayarak ülke güvenliğini tehlikeye attım. Bana günlerce işkence yapmıştılar ve ayakta duramayacak kadar çok yıpranmıştım. Aylarca ve yıllarca beni çok sayıda suça bulaştırmaya çalıştılar, suçları işleyenleri ve suç işleyen, beni sanıklar adına tehtid eden işverenlerimi BİMER başvurularımla, adliyelere vermiş olduğum şikâyet dilekçeleri ile ihbar ve şikâyet ettim. Karakollar hiçbir adli vakaya müdahale etmedi, savcılık emri olmadan bir şey yapamayacaklarını söylediler, hiçbir şekilde ihbar veya şikâyet kabul etmediler. Adliye sınırları içinde adliye personelinin tacizi altında yazdığım şikâyet dilekçeleri yetersiz bulundu, savcılar tarafsız davranmadı, kasıtlı olarak hatalı yorumlar yaptılar, tek soruşturma ile sona erecek maduriyetimi sona erdirmek yerine çok sayıda adli vakanın meydana gelmesine izin verdiler. Çok sayıda şikâyet dilekçesi vermeme neden oldular. Her bir olayın diğerlerinden bağımsız olduğunu ve her biri için ayrı şikâyet dilekçesi vermem gerektiğini söyleyerek çok sayıda dava açmama neden oldular ve taraflı davranarak bu davalara takipsizlik verdiler. Elimdeki resmi evrakları çok sayıda dosyaya dağıtmame neden oldular ve bunlar topluca ifade ettikleri anlamı kaybettiler, tüm evrak ve dosyaların birleştirilmesini arz ederim. Kanıt sunmamı ve temel ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar bile para kazanmama izin vermeyen sanıklar bana ömrümü kısaltacak kadar fiziksel ve maddi zarar verdiler, sosyal yardım almaya zorladılar, sosyal yardım aldığım kaymakamlık ve belediyeler beni sorgulayarak aldıkları bilgileri sanıklara destek vermek için kullandılar. T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki başvurumda Maltepe ve Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüklerini ve Kaymakamlıklarını suçladım, şikâyetçiyim. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı olan birimlere defalaca telefonla başvurdum, yüzyüze görüşmeye çağırıp işlem yapmadan defalarca geri gönderdiler, tüm paramı ve zamanımı davalarımla, şikâyetlerimle tükettiler. Kısıtlama talebini kabul eden hakimin kararına savunma hakkımı talep ederek itiraz ediyorum, bu haksız kararı vermiş olduğu için yukarıda numarası ve yılı verilmiş olan dosyanın başka bir hakime verilmesini arz ve talep ediyorum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden şikâyetçi ve davacıyım. Hakkımda açılmış olan 3 vesayet kısıtlama davasının birleştirilmesini arz ederim. İlk iki vesayet kısıtlama davası hakkında sunmuş olduğum resmi şikâyet dilekçelerimde (bu şikâyet dilekçelerimin içerdiği bilgiyi ek olarak veriyorum, biri resmi UYAP sistemine kayıtlı, ikincisini tarayan G.O.P. tevzi bürosu bana herhangi bir belge vermedi, “tarandı” diye kaşe vurdu) kısıtlama talep eden kurumu açıkça suçlamıştım. Sanıklar bu iki dava hakkında bilgi sahibi olmalarına rağmen 3. bir dava açarak bu mahkemede bana savunma hakkı vermeden vesayetimi kısıtlamışlar. T.C. Sağlık Bakanlığı , T.C. Adalet Bakanlığı ve T.C. İçişleri Bakanlığı’ndan davacı olduğum için haksız şekilde vesayetimin kısıtlanmasından sorumlu olanlar hakkında kamu yararına ceza davası açılmasını ve bana kişi başına 50 000 Türk Lirası tazminat ödemelerini arz ederim. Başka bir dava nedeniyle aramızda düşmanlık olan anne ve babama vesayetimi vermek üzere tüm profesyonel ve özel hayatıma saldıran, ikamet ettiğim adreslerde günün 24 saati süren sözlü taciz ve hakaretler ile işkence yapanlardan şikâyetçi ve davacıyım. Resmi kurumlarda görevli özel güvenlik şirketleri (bu özel güvenlik şirketlerinden biri adliyenizde görevli ve adliyenize başvurularım sırasında beni değişik şekillerde taciz eden ve korkutmaya çalışan Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi’dir, kanıt olarak adliyelerdeki güvenlik kamerası görüntülerini sunuyorum ) ve kamu görevlileri ile ilgili suçlamalarım olması nedeniyle girmiş olduğum işyerlerinde beni işverenlerime tethtid ettiren ve iftira ile işten kovduran sanıklardan şikâyetçiyim. Bu işverenler ve işledikleri suçlar hakkındaki ayrıntılı bilgileri 2013 yılı içinde vermiş olduğum şikâyet dilekçeleri sonucunda açılmış olan soruşturmaların dosyalarında mevcut. 2013 yılında vermiş olduğum tüm şikâyet dilekçeleri sonucunda açılmış tüm soruşturma dosyalarının, BİMER başvurularımın, İEM’ne internet 340 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR aracılığı ile yapmış olduğum tüm ihbar ve şikâyetlerin bir araya getirilmesini arz ederim. Bunlar 3 adliyeye çok sayıda dosyaya dağıtılarak bütünlüğü ve anlamı bozulmuştur. Bütün bu adli vakaların sebebi Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli ve rüşvet alan polis memurlarını internette komik duruma düşürecek şekilde teşhir etmem ve İstanbul’da görevli polis memurlarının “ceza veriyoruz” diyerek beni kötü durumlara sokarak ve aç bırakarak işkence yaptırması, dava açmam sonucunda adliye personeli ve özel güvenlik şirketleri ile birlikte hukuki ehliyetimi gasp edecek saldırılar düzenlemesidir. Birleştirilmesini istediğim vesayet kısıtlama davaları ve bunlara itiraz etmem sonucunda resmi yolla dolandırıcılık yapmak için açılmış olan 3. Vesayet kısıtlama davasının bilgileri şöyle: Anne ve babamdan defalarca şikâyetçi olmuş olmama rağmen vesayetimi onlara vermek için soruşturma dosyalarını savsaklayan adliye personeli ve Cumhuriyet savcılarından şikâyetçiyim, bana ikamet ettiğim adreslerde günlerce süren işkence yaparak çalışma hürriyetimi gasp ettiler, boşgezer ve ailesinden para alan başarısız, hasta inşaat mühendisi olarak göstermeye çalıştılar, iş saatlerinde yönetici ve çalışanarın tehtid ve hakaretler savurması ile, beni emniyet mensupları adına tehtid etmeleri ile dikkatimi bozdurup çalışmamı engellediler. Çalıştığım iş yerlerindeki çalışanlar açık şekilde küfür, cinsel ithamlar, şerefsiz hakaretler ile inşaat mühendisi olarak verimli çalışmamı engellediler. Yüzlerine konuşup bu hareketlerini söylediğim zaman inkâr edip bana “saçmalayan deli, yalan söyleyen ve tehtid eden dengesiz” şeklinde ithamlarda bulundular. Bu olay girdiğim her iş yerinde meydana geldi. İş bulamamam için ve avukat ücreti ödeyememem için beni işvernlerimin suçlarını ihbar eden “ispiyoncu, gammaz” diye duyurdular. İşverenlerim ile ilgili açık ihbar ve şikâyetlerim var, işledikleri suçları , elde ettikleri yasadışı gelirleri İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı birimlere şahsen başvurarak ve e-posta göndererek, www.iem.gov.tr resmi internet sitesinde ihbar ve şikâyet göndererek anlattım. Ancak sanık İEM görevlileri olduğu için sanıkların işlemiş olduğu suçları görmezden gelerek beni sanıklara tehtid ettirdiler, maddiyatta dayalı tehtidler savurdular, can güvenliğimi tehtid edecek siyasi kışkırtmalar yaptılar. CHP İl Yönetimi, Süleymancılar Cemaati ve AKP taraftarları resmi internet sitelerim www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com ‘da bu resmi ihbarları yayınlamam nedeniyle bana maddi ve manevi saldırılar düzenledi. Sanıklar çok sayıda işvereni bana attıkları iftiralar (jigolo, sapık, ırkçı, kürt düşmanı, devlete dava açan şerefsiz, masturbasyon sapığı, küçük kız sapığı, din düşmanı, ateist, dolandırıcı, anasını sinkaf ettikleri kişi, şerefini sinkaf ettikleri kişi, karısını sinkaf ettikleri kişi v.b. aşağılık hakeret ve iftiralar ile benin günün 24 saati, haftnın 7 günü yıprattılar) ile kışkırtıp iş bulmamı engellediler, kendi çevrelerinde ve iftiralarında destek verecek, suça bulaşmış iş yerlerine işe aldırttılar. O işyerlerinde maddi tehtid ile ( Sanık olan Tepe Özel Güvenlik Şirketi HSBC bankasında görevli ve o bankanın alacak yönetimi birimi kritik dönemlerde cebimdeki tüm nakiti yok edecek şekilde beni tehtid ediyordu, gelirimi yok eden sanıklara destek vermek için beni sürekli tehtid ediyor ve sorguluyordu. Maltepe Aydınevler Mahallesi’ndeki Ted Rönesans Koleji Şantiye’sine iş verdirterek getirip orada bana saldırı düzenledi çünkü kendileri ilgili şikâyetlerimi sosyal paylaşım sitelerine yıllardır yazıyorum ve bu olay çok kişi tarafından öğrenilmişti, o güvenik şirketini öğrencilik yıllarımda beni kaçırıp işkence yaptırmakla, iftira ile akıl hastanesine kapattırmakla suçluyordum) ve can güvenliğimi tehtid ederek, iftiralar attılar, baskı ve tehtid altında tutarak sanıkların iddialarını kabul ettirmeye teşebbüs ettiler. Ben haklarımdan ve suçlamalarımdan vazgeçmedim. Yapmış olduğum telefon konuşmalarıyla sanıkların yüzüne suçlamalarımı söylemiş ve haklarında vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini defalarca anlatmıştım, kendileri ile ilgili resmi şikâyetim olduğunu ve bu şikâyetimin dosyasının T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde (Soruşturma Yıl/No: 2013 / 78622 ve Soruşturma No : 2013/98392 ve bunlara takipsizlik itirazım olan 2013/ 2 – 4861 ) olduğunu söylemiştim. Sanıklar kendilerini suçladığım için görev ve yetkilerini kendi yasadışı çıkarları için kullanarak beni ikamet ettiğim adresten tehtid ve zorla kaçırıp kısıtlamayı talep eden hastaneye götürmüştü. Sanıklar hakkındaki ağır ceza mahkemesi başvurumu 19 Ağustos 2013 tarihimde yapmıştım, beni o başvurudan 3 gün sonra sonra ikamet ettiğim adrese gelerek kaçırdılar ve akıl hastanesine kendi isteğim dışında kapatarak tehtid altına aldılar, hastane hekimleri meslek ahlâkına yakışmayacak şekilde beni tehtid etti ve 341 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR benimle eğlediler, beni tehtid ve baskı altında tutmak için iftira bir teşhis koydular. Tehtid ile ailemin yanında yaşamaya zorladılar. Tüm maddi imkânlarımı yok ettikleri için sokakta yaşamam mümkün değildi, beni ailemle yaşamaya zorladılar. Beni kaçırmadan önce ikamet ettiğim adreste de günün 24 saati işkence olan sözlü şiddet ve hakaretlere maruz kaldım, beni uykusuz bıraktıkları için ve beynimi acıtacak kadar taciz ettikleri için inşaat mühendisi çalışmalarımı yapamadım. İş için başvurduğum proje büroları ve şirketler benden örnek çalışmalar istedi, tek sayfa okuymadım taciz, tehtid ve işkenceler nedeniyle. Ailem ikamet ettiğim adresteki komşular ile anlaşmalı olarak beni günlerce sözlü tacizler ve suni kavgalar, sözlü şiddet ve sataşmalar ile yordu, günlerce uykusuz bıratı. Annem ve babam karşımda durup her şeyi inkâr ediyor, kavga çıkarıp tutuklatmak için sözlü şiddet ile kışkırtıyor, günlerce eziyet etmiş oldukları için benden fuzuli tehtidler ve hakaretler gasp ediyordular. Annem ve babam yüzüme konuşmuyor, yan odalardan beni tımarhaneye kapattıracaklarını, bana akıl hastası görünüşü kazandırmak için tüm sağlığımı ve vücudumu bozduklarını, beden sağlıma zarar verip “masturbasyoncu olduğunu tespit ettik demek” istediklerini söylüyordular. Onlarla yüz yüze konuştuğum zaman her şeyi inkâr ediyor ve beni kışkırtıyor, evde şiddet olayı yaratmaya ve tutuklatmaya teşebbüs ediyordular. Savcılıklardaki resmi şikâyetlerim savsaklandı. Bu durumda tüm maddi imkânlarımı, çalışma hürriyetimi, hatta geçmişte almış olduğum binlerce lira değerindeki kitaplarımı ve eğitim malzemelerimi kaybettim, her şeyi ziyan ettiler. Kısıtlamayı talep eden hastaneye yatışımı kabul ettiğimi belirten herhangi bir belge imzalamamıştım. Hastane çalışanları sürekli olarak uzaktan sözlü tacizler ve tehtidler beni huzursuz etti. Beni bazen sinirlendirdiler, bazen de ağlattılar. Sorumlu doktorlar akli dengeme iftira atacak şekilde teşhis koydu. Beni tehtidle kontrollere çağırdılar. 5 Aralık 2013 tarihine randevu verdiler, ancak kendileri ile ilgili resmi şikâyetlerimi dile getirdiğim için dava açma hürriyetimi gasp etmek üzerek harekete geçtiler ve yetkilerini yasadışı şekilde kendi çıkarları için kullanarak hakkımda kısıtlama kararı çıkardılar. Anlaşmalı oldukları ve beni kaçırarak hürriyetimi gasp eden ve T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanık olan karakolla anlaşmalı olarak beni aynı hastaneye kapatmaya teşebbüs ettiler, karakolla yapmış olduğum telefon konuşmaları ve resmi şikâyetlerimi yüzlerine vurmam sonucunda sanık devlet hastanesine bilgi verdiler ve sanık hasta beni muayene etmeden kısıtlama talep etti, daha önce kısıtlama kararına gerek olmadığını söylemiştiler. T.C. devlet hastanelerinin özgürlüğünü gasp ettikleri vatandaşlar hakkında sonradan mahkeme açtırmaları ve bu yasadışı davranışlarını haklamalarını şerefsizlik olarak değerlendiriyorum. Mahkemenizin sanık hastaneyi haklı kabul ederse ve vesayetimi kısıtlarsa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından ayrılmayı talep ediyorum, böyle bir şerefsizlik yapacak olan devlete bağlı kalmayı insanlık onuruma yakıştırmıyorum. Açılmış olan bu dava kamu yararına değil, davacı ve şikâyetçi olduğum çok sayıda sanık Türkiye Cumhuriyeti devlet memurunun suçlarını gizlemek, dava açılmasını engellemek amacıyla dava açma hürriyetimi gasp etmektir. Konuyla ilgili özet bilgi ve kanıtlar aşağıda bulunuyor. Hakkımda 3 adet vesayet davası açılmasına sebep olanlardan, bu davaları açtıran devlet memuru ve sivil şahısları dolandırıcılık ve işkence ile suçluyorum, her birinden kişi başına 50 000 Türk Lirası tazminat talep ediyorum. Kanıtlar : 1. Tüm iletişim hatlarımın ve internet profillerimin, resmi internet sitelerimin incelenmesi ilgili birimlerce incelenmesi için izin veriyorum. Telefon hatlarım 0 539 576 03 35 ve 0 537 057 68 68 (geçmişte kullanmış diğer hatları da inceleyebilirsiniz), e-posta adreslerim [email protected] , [email protected] , [email protected] , [email protected] ( geçmişte kullanmış olduğum ve sonradan kaybettiğim [email protected] ) , resmi internet sitelerim www.cevatcaliskan.com ve www.cevatcaliskan.net , sosyal paylaşım sitesi profillerim www.facebook.com/cevatali , www.facebook.com/djevatali zaman sınırlaması olarak incelenirse ortaya somut kanıtlar çıkar. O sitelerdeki videolar ve yazılar yabancı ülkeler tarafından da bilinen ve işkenceyi kanıtlayan bilgiler içeriyor. 342 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR 2. T.C. Anadolu Adliyesi, T.C. Gaziosmanpaşa Adliyesi, T.C. İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde açmış olduğum davalar, bu davalarda adliye personelinin tehtid ve yanıltıcı, dolandırıcı eylemlerini kanıtlayan adliye güvenlik kamerası görüntüleri. 3. Soruşturma sonuçlarının bana tebliği edilmesi sürelerinin normal sürelerin çok üzerinde olması. 4. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Gayrettepe İlçe Emniyet Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü, Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü, Kadıköy Emniyet Müdürlüğü, Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ve bunlara bağlı karakol, polis merkezi ve şubelerine defalarca gitmiş olmama rağmen polis memurlarının değişik bahaneler ve iftiralar ile bana uygulanan işkenceye müdahale etmemiş olmasını, can ve mal güvenliğimi sağlamamış olmasını. 5. T.C. Adalet bakanlığına göndermiş olduğum biri kanıtları içeren iki şikâyet dilekçemi. kanıt olarak sunuyorum. Gerekli görüldüğünde ifademin başvurulmasına, yorum yapılmamasını, somut bilgiler ile hareket edilmesini arz ederim. T.C. İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılmış olan, yukarıda yılı ve dosya numarası verilmiş olan dava kamu yararına değildir, başka dava ve mahkemelerde suçlamış olduğum sanıkların hukuki ehliyetimi gasp ve kendilerine ceza davası açılması amacıyla şikâyet dilekçesi vermemi engellemeye yöneliktir. Bu sanıklar daha önce yalancı ihbarlar ile iki vesayet kısıtlama davası açtılar ve bu davalara itiraz dilekçelerimde açık şekilde kendilerini suçladım, bu itiraz dilekçelerinin metinlerini açık şekilde resmi internet sitelerim www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com ‘da yayınladım. 11 Haziran 2013 tarihinde Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü’nü ve Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğünü suçladım ( Soruşturma No: 2013 / 78622 ) ve görevli cumhuriyet savcıları suçlamamı kendilerine ayrıntılı olarak arz etmeme rağmen hukuk eğitimi almamış olmamdan faydalanarak, kasıtlı olarak yoruma açık eksik ifade vermeme neden oldular. Sanıklar ve soruşturmada taraf tutmakla suçladığım Cumhuriyet savcıları hakkında takipsizlik itiraz dilekçem adliyenizin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde incelenmekte. Adliyenizin personeli beni kesintisiz olarak taciz ederek, yanıltarak, eksik bilgi vererek adliyenizdeki başvurularımı zorlaştırdı, tacizlerle hakkımı aramamam için korkutmaya çalıştı. Gereğinin yapılmasını arz ederim. Saygılarımla, Cevat Çalışkan T.C. Kimlik No: 15055262556 Adres : Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No:18 D:2 Sultangazi İstanbul Tel : 0 537 057 68 68 Resmi internet sitesi : www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com E-posta adresi : [email protected] Ek : Diğer iki vesayet kısıtlama davasına itirazlarımın metinleri ve konuyla ilgili makamlara ve yazılı tarihlerde teslim edilmiş ifade ve ek ifadelerin içerikleri. T.C. İSTANBUL ANADOLU 13. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE 08.11.2013 343 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR Dosya Yıl /No : 2013/776 ile ilgili Yalan ihbar yaparak bu dosyanın açılmasına sebep olanlardan (İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI BAKANLIK BÜROSU 2013/6843 CM) şikâyetçi ve davacıyım. Kendilerinin bana olan düşmanlıklarının sebebi, iftira ile haklarımı gasp etmeye çalışmalarının sebebi ve şikâyetimin gerekçeleri aşağıdadır. İl Özel İdaresine bağlı herhangi bir devlet hastanesine muayene için gönderilmeyi veya kendi rızamla gitmeyi red ediyorum çünkü T.C. Sağlık Bakanlığı açılmış olan bu davada benim hakkımda rapor verecek bir kurum değildir, kendisi bu davada taraftır. T.C. Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerden davacı ve şikâyetçiyim. Kendileri ile ilgili 17.09.2013 tarihli ve 863732 numaralı BİMER başvurum var. Bu dilekçedeki bilgiler ile ilgili somut şahıs ve adres bilgileri, ayrıntılı anlatımlar ekteki Ağır Ceza Mahkemesi’ne takipsizlik itiraz başvurusu dilekçe metninde mevcuttur. Adliyenize başvurarak İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüklerinden şikâyetçi olmam üzerine ve dosyamda geçmişte bazı Cumhuriyet Savcıları’nın benden baskı ve tehtidle ifade aldığını belirten yazılar bulunması nedeniyle soruşturmaları yürüten savcılar adaleti savsakladı ve çok zaman kaybına neden olduktan sonar takipsizlik kararı verdiler. Bu süre içinde tüm maddi imkânlarımı ve çalışma hürriyetimi gasp eden sanıklar günlerce uyumamı, doğru dürüst beslenmemi ve para kazanmamı engellediler. Çok sayıda olay yaratarak ve tehtid, taciz, yıpratmalara devam etmeleri nedeniyle dosyama ek ifadeler koymak için adliyenize geldim. Adliye özel güvenlik şirketi elemanları beni değişik şekillerde taciz ve tehtid ettiler, adliyeyi güvensiz görmem için sürekli gerilim yarattılar. Şehirdeki diğer özel güvenlik şirketlerini kışkırtarak değişik mekânlarda tehtid ve taciz edilmeme neden oldular. Tüm işlemler savsaklanınca kendilerinden şikâyetçi oldum. T.C. Adalet Bakanlığı’na telefon etmem üzerine görüştüğüm memur Başsavcı ile görüşmemi tavsiye etti. Adliye personeli uzun süredir beni tehtid ve taciz ettiği için görevli bayan memur (tesettür giymiş, başörtüsü takmış genç bir bayan) beni değişik şekillerde savsaklayıp başsavcıyla görüştürmeden göndermek için kandırmaya çalıştı. Başsavcı vekilleri ile görüşmeye çalıştım ancak bir başsavcı vekili yardımcısı benden tüm şikâyetlerimi dinlemesine rağmen adliye personelini suçladığım için beni Başsavcı ile görüştürmedi . Dosyalar ve işlemler savsaklanıyor, bu süre içinde maddi ve manevi olarak yıpratılıyor, sürekli taciz altında tutuluyordum ve sebep olarak bazı siyasi grupların saldırısı gösteriliyordu, genellikle yanında çocuk olan kadınları veya yaşlı kadınları kullanıyordular beni tehtid etmek için. 2011 yılında çalıştığım inşaat firmaları ortak ofisinde çok sayıda suç işlendiği için ve beni suça zorladıkları için her şeyi polise ihbar etmiştim ve bu ihbarlarımı resmi internet sitemde yayınlamıştım. Bu nedenle CHP İstanbul İl Örgütü ve Süleymancılar Cemaati ile kavgalıydım. İşverenlerim bu topluklarda görevli ve yönetici idi ve çok sayıda suç işleyerek milyonlarca liralık kazanç elde etmişlerdi. İEM polis memurları kendilerinden şikâyetçi olduğum için uğradığım saldırılara destek veriyor, benim can ve mal güvenliğimi sağlamıyordu. Benim için zamanın önemi büyüktü. HSYK bürosuna (aynı katta bulunuyor) başvurup durumu anlattım, aylardır para kazanmamı engellediklerini ( İnşaat Mühendisiyim, eğer bu olaylar olmasaydı normal şartlar altında gelirim 4000TL civarında olacaktı. Şu an çalışıyorum ancak o kadar para kazanamıyorum çünkü birikmiş borçlarım nedeniyle daha düşük bir ücreti hemen kabul ettim) söyledim. Aynı odada ve odanın kapısında bulunan yukarıda söz ettiğim bayan ve bir özel güvenlik görevlisi, ben görevli memurla konuşurken, kafamı karıştırmak için sözlü tacizde bulunup kafamı karıştırdılar, benden “şerefsiz varoş özel güvenlikçiler” şeklinde lâf etmem için kendileri bu sözü söyleyip etkilemeye çalışıyordular. Hepsi taraf oldukları için ve şikâyetçi olduğum polis memurları ile adliye personeli, memurları uzun zamandır para kazanmamı engelleyen sanıklar oldukları için “varoş memurlar” şeklinde bir ifade kullanarak aramızdaki düşmanlığı ortaya koydum. Beni savsakladıkları için ve orada kendilerini adliye içinde çete kurmakla suçladığım için “tesettürlü kadınları resmi dairelerde işe alarak siyasi çetelerin kurulmasına neden oluyorlar” şeklinde bir ifade kullandığım için siyasi saldırı düzenlediler. O bayan arkamdan “MHP şikâyetçi olmasına izin vermez” şeklinde bir lâf etti. 344 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR Adliye sınırları dışında çok büyük taciz ve tehtidlere maruz kalmama ve maddi imkânlarımın sınırlı olmasına rağmen T.C. Adalet Bakanlığı’na iki defa posta yoluyla başvurmak için elime geçen her para miktarını kullandım. Rahat uyuyabilmek ve dinlenerek sağlığımı korumak için birkaç defa otellerde kaldım, dilekçe metinlerini orada hazırlamaya çalıştım. Adalet bakanlığına iki defa başvurdum. Mahkemenize eksik evrak verilmiş, içinde kanıtlar olan dosyayı savsaklamışlar. Aynı zamanda Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurum da savsaklandı. Dosyam önce adliyeden çalındı . Konuyla ilgili evrak kaybetme davası ( Soruşturma Yıl/No: 2013/129618 - 19.09.2013 – T.C. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı) açtım ancak şikâyet işlemlerimi yaparken beni adliyenizin takipsizlik bürosundan arayarak evrakın onlarda olduğunu söylediler ve orada çok uzun süre savsakladılar evrakı. Adliyeniz sınırları için sürekli taciz ve tehtid edildiğim için, özel güvenlik şirketi sürekli iftira ve suçlama faaliyetleri sürdürüp önce tehtidler ve hakaretler, şikâyet ettikten sonra gülerek alay etme ve kışkırtma şeklinde rahatsız ettiği için başvurumu T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere Bürosu yoluyla yapmıştım ve orada bana iftira atan bir polis memurunun ithamlarına maruz kalmıştım. Aynı gün adliye özel güvenlik şirketi olan Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi aynı dosyada suçlandığı için beni adliye sınırları içinde asılsız suçlamalar ile tedirgin etmeye ve strese sokmaya çalışmıştı. İki yıl boyunca sanal ortamda ( sosyal medya profillerim ve resmi internet sitem http://www.cevatcaliskan.com vasıtasıyla) dini toplulukların üyesi olan ve/veya siyasi partilerde görevli olan iş adamlarının işlemiş olduğu milyonlarca liralık suçları (imza sahteciliği, vergi dolandırıcılığı, rüşvet almak ve vermek, kamu ihalesi yolsuzluğu v.b.) teşhir etmemdir. Resmi internet sitemde il emniyet müdürlüğünün geçmişte suç işlemiş olan polis memurlarının ceza almasını engellemek için bu suçları görmezden gelmesini, sanıklarla suç ortağı olduğunu anlatmış ve yapmış olduğum suçlamaların kanıtlarını ortaya koymuştum. Sanıklar beni maddi ve manevi olarak yıprattı, onlardan davacı olunca ihbar adı altında iftira atıp haklarımı gasp etmek istedi ve bu dava açıldı. Ekte verimiş olduğum iki soruşturmaya ( T.C. İçişleri Bakanlığı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri ile ilgili Soruşturma Yıl/No : 2013/78622 ve T.C. Adalet Bakanlığı İstanbul Anadolu Adliyesi Özel Güvenlik Şirketi ve diğer birkaç özel güvenlik şirketi hakkında Soruştruma Yıl/No : 2013/98392 ) itiraz dilekçemde olaylar ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Bu dilekçenin içeriği ekteki gibidir. Bu soruşturmalar aylarca savsaklanarak bu süre içinde iftiralar attılar, iş bulmamı engellediler ve ikamet ettiğim adreslerde günün 24 saati boyunca beni sinirlendirecek sözlü tacizlerle , ithamlar ile uyumamı ve çalışmamı engellediler. Yaklaşık 10 ay boyunca doğru dürüst para kazanamadım, girmiş olduğum iş yerlerinde iftira ve hakaretlere maruz kaldım. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden şikâyetçi ve davacı olduğum için sanıklar beni “devlet düşmanı, devletten şikâyetçi olan jigolo” gibi hakaret ve iftiralar ile tehtid ve taciz etti. Maddi imkânlarımı yok edince beni aç kalma ve kiramı ödeyemeyerek sokakta kalma tehtidi ile ailemin yanına yerleştirdiler. Anne ve babamdan bu dava ile ilgili şikâyetçiyim, bu dosyada benim lehime ifade vermelerine rağmen onların şahitliklerini kabul etmiyorum çünkü onlar bu davada bir taraftır.Sanıklar hakkında yazdığım yazılar nedeniyle kapatmamı istedikleri resmi internet sitemle ilgili tehtidleri annemin ağızından yapıyordular. Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahıkemesi’nde açmış olduğum adam yaralama davasını ailemin ücretini ödemiş olduğu avukatı azlederek 6 yıl savsaklandıktan sonra kazandım. Ailem bu davada okuldan mezun olmamı ve gelir sahibi olmamı engellediği için ve bu davada sanıkların lehine beni çalışamayacak şekilde taciz ve tehtid ettiği için tazminat talep etmemden ve davacı olmamı engellemeye çalışıyordu ve komşularla birlikte sözlü taciz ve kavgalarla yaklaşık 18 ay uyumamı engellediler. Çok uzun yıllardır annemin akrabaları ile birlikte kavgalar çıkararak eğitimime zarar verdiler, okuldan mezun olmamı engellediler. Onların bu davranışlarından şikâyetçi olduğum için beni dava etmiş olduğum polis memurları ile birlikte anlaşarak ve kendi isteğim dışında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesine yatırıyordular, hastanede tehtid ve baskı altında tutarak taburcu ettikten sonra “şikâyetçi değilim” şeklindeki ifadeleri polis memurlarına baskı altında aldırtıyordular. Senelerdir kendilerinden şikâyetçi olduğum için ekteki dilekçede açıklamış olduğum olaylar meydana geldi. Bütün soruşturmalar savsaklandı, bu arada ikamet ettiğim adreslerde ve çalıştığım iş yerlerinde “devlete dava açan devlet düşmanı” diye itham edilerek baskı ve hakarete maruz kaldım, çalışmam ve uyumam engellendi. Dış 345 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR görünüşüm bozuldu, sağlıklı bir yaşam sürdüğüm için iyi muhafaza etmiş olduğum genç görünümümü yok ederek yaşımı ilerlettiler. Sağlıksız yaşayan insan görünümü yarattılar. Bakırköy devlet hastanesinden şikâyetçiyim ve bu nedenle beni kasıtlı olarak İstanbul’un Anadolu yakasında iş verme bahanesi ile getirip yıpratarak başka bir hastaneye yalan rapor verdirdiler. Elinizde bulunan ve T.C. Adalet Bakanlığı’na göndermiş olduğum dilekçenin içeriği kasıtlı olarak eksik verilmiştir. Bu dilekçeyle beraber çok sayıda resmi evrakın kopyesini ve el yazılarımdan oluşan belgeleri kanıt olarak göndermiştim. Sanıkların beni maddi ve manevi yıprattırması, sürekli tehtid etmesi nedeniyle aynı dilekçenin sadece şikâyet metnini işlemleri hızlandırmak için Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderdim. Sanıklar kısa metni dosyaya koyarak bakanlığın Özel Kalem Dilekçe Bürosu’na göndermiş olduğum dilekçe ve evrakları savsaklıyorlar. Bu süre içinde T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki takipsizliğe itiraz başvuru dosyamı T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere bürosundan çalarak beni başvurumdan iki gün sonra kendi isteğim dışında Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne şiddetle itiraz etmeme rağmen kapatıldım. Suçladığım polis memurları tarafından kaçırıldığımı söylememe rağmen Dr. Fuat adındaki hekim beni hastaneye yatırdı ve orada hasta bakıcıların uzaktan bağırarak yaptığı tacizlerin altında baskı altına alındım. Resmi internet sitemi ve oradaki yazıları biliyordular, bazı devlet görevlileri ve siyasi gruplar hakkımdaki yazılar nedeniyle bana düşman olmuştular. Beni muayene eden Dr. Özgür Aycan Akdur söylediğim hiç bir şeye kasıtlı olarak inanmadı, beni baskı ve tehtid altında tuttu. Uzman Doktor Merih Altıntaş ve diğer hekimler kendi isteğim dışında beni tedavi adı altında, tehtid ve baskı altında tutmak için, kendi amaçlarına uygun teşhis koydular ve tutuklatma tehtidi altında beni kontrollere çağırdılar. Bu yasadışı yatırılışım için sonradan mahkeme emri çıkaracaklarını söyleyerek beni dolandırmaya çalıştılar. Hastaneden çıkınca akli dengemin yerinde olduğunu söyleyip iyi durumda olmamı ilâçlara bağlayarak açılacak olan soruşturmalar için dolandırıcılık yaptılar. Benim akli dengem hastaneye yatırılmadan önce de yerinde idi ancak sanıkları destekleyenler tarafından toplu taşıma araçlarında, ikamet ettiğim dairede ve çalıştığım yerlerde kesintisiz olarak beni sinirlendirip tutuklatmaya, vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini ortadan kaldırmaya çalıştılar. Sürekli stres ve gerilim içinde tuttular ve birkaç yerde küfür ettirdiler, bu küfürleri siyasi diye gösterdikleri saldırılar için kullandılar. Ekteki dilekçede verilmiş olan soruşturmalarda ayrıntılı bilgi mevcuttur. Her yerde taciz ettikleri için oradaki metinlerin içeriğinde bazı hatalar olmasını kanıt olarak gösteriyorum. Davayı açmış olduğum adliyenizde adliye personelinin tehtidlerine ve hakaretlerine maruz kalıyordum. Bu personel bana iftira attırarak yapmış olduğum suçlamalardan kurtulmaya teşebbüs etti, benim hukuki ehliyetimi gasp etmek ve kavgalı olduğum ailemin baskısı ve vesayeti altına veremek istedi. T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan şikâyetçi ve davacıyım, herhangi bir devlet hastanesine muayene için götürülmeyi red ediyorum, kendi isteğimle de gitmeyeceğim. Ayrıca bu olaylar ile ilgili bilgileri ve suçlamaları küfürlü ifadelerle yaklaşık iki yıldır internette, özellikle resmi internet sitem http://www.cevatcaliskan.com’; da yazmış ve teşhir etmiş olmama rağmen, devlet görevlilerine ağır küfürler etmiş olmama rağmen bu internet sitesinin kapatılması için dava açılmamış olmasını kanıt olarak gösteriyorum. Bana iftira atarak bu davanın açılmasına neden olan devlet memurlarında kişi başına 50 bin Türk Lirası tazminat talebimi açmış olduğum evrak kaybetme davası dilekçemde belirtmiştim. Bu davanın Soruşturma Yıl/No : 2013/129618, tarihi 19.09.2013 idi. Gereğinin yapılmasını arz ederim. Saygılarımla, T.C. Kimlik No: 15055262556 Adres : Cebeci Mahallesi 346 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR 2540 Sokak No: 18 D: 2 Sultangazi/ İstanbul Telefon : 0 537 057 68 68 E-posta : [email protected] Ek : T.C. İçişleri Bakanlığı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri ile ilgili Soruşturma Yıl/No : 2013/78622 ve T.C. Adalet Bakanlığı İstanbul Anadolu Adliyesi Özel Güvenlik Şirketi ve diğer birkaç özel güvenlik şirketi hakkında Soruştruma Yıl/No : 2013/98392 ile ilgili takipsizlik itiraz dilekçesinin metni (dilekçedeki kanıtlar kendi dosyası içinde, bu dilekçe ile birlikte vermiyorum). Bu başvurum şu an T.C. İstanbul Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bulunuyor ve aylardır savsaklanıyor. T.C. İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE 19.11.2013 Dosya Yıl /No : 2013/1053 ile ilgili Yalan ihbar yaparak bu dosyanın açılmasına sebep olanlardan (GAZİOSMANPAŞA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI BAKANLIK MUHABERE BÜROSU) şikâyetçi ve davacıyım. Kendilerinin bana olan düşmanlıklarının sebebi, iftira ile haklarımı gasp etmeye çalışmalarının sebebi ve şikâyetimin gerekçeleri aşağıda açıklanmıştır. Bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgiler ve kanıtlar T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyada (dosya ile ilgili evraklar ektedir) mevcuttur, dosyanın incelenmesine devam ediliyor ve sanıklar iftira atarak soruşturma dolandırıcılığı yapıyor, mahkemenin vereceği kararı değiştirmek için bana maddi ve manevi olarak zarar veriyorlar. BİMER vasıtasıyla açtırmış olduğum içişleri ve adalet bakanlıkları soruşturmalarında dolandırıcılık yapmış olan, yani soruşturmaları sanık ilçe emniyet müdürülüklerine ve karakollara yaptırmış olan BİMER görevlileri hukuki ehliyetimi gasp ederek hakkımı aramamı engellemeye çalışıyorlar. Soruşturmalarının çoğunun sonuçları bana bildirilmedi, kavga ederek öğrendiğim sonuçlar da yalan idi. BİMER soruşturmalarının ayrıntılı bilgilerini ekteki soruşturma şikâyet dilekçelerinde bulabilirsiniz, soruşturmaların tarihleri ve numaraları mevcut. T.C. İçişleri Bakanlığı, T.C. Sağlık Bakanlığı ve T.C. Adalet Bakanlığı’ndan şikâyetçi ve davacıyım. Vermiş olduğum şikâyet dilekçeleri sonucunda açılan soruşturmalarda sanıklar beni günün 24 saati ikamet etmekte olduğum adreslerde ve çalıştığım adreslerde kesintisiz olarak taciz ve tehtid ettirerek somut bilgiler ve kanıtlar sunmamı engellediler. Yazmış olduğum dilekçeleri büyük stress ve sinirli bir ruh hali (bana “31 çektin, tüm şehre masturbasyoncu olduğunu duyurduk, faşist, sevdiğin kızı sinkaf ettik, şerefini sinkaf ettik, karını sinkaf ettik, ananı sinkaf ettik” şeklinde lafları aralarında konuşuyormuş gibi yaparak yüzlerce defa söyledikten sonra bu sözleri üzerime almamı sağladılar, buna alınganlık diyerek benimle alay ettiler ve sinirlendirdiler) içinde yazdım ve okumadan teslim ettim çünkü bu dilekçeleri yazmakta olduğum mekânlarda (ikamet ettiğim adres, oteller, hamburgerci, lokanta,v.b. yerler) beni sapıkça takip eden ve taciz eden şahıslar vardı, müşterisi olduğum iş yerleri (Burgerking, Starbucks, MC Donald’s, BİM Market, Saray Muhallebicisi, Hacıoğlu Lahmacun, Simit Sarayları v.b. markaların şubeleri) çalışanları beni açık şekilde tehtid ve taciz ediyor, yazı yazmamı ve okumamı engelliyordurlar. İkamet ettiğim adreslerde 4 saatten fazla uyumama izin vermiyordular. İş bulmamı engellediler ve eğer ilâç tedavisini kabul etmezsem ve İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ile ilgili şikâyetlerimden vazgeçmezsem mühendislik yapmama izin vermeyeceklerini, açlıktan öldüreceklerini söyleyerek tehtidler savurdular. Maltepe Aydınevler Mahallesinde kiralamış olduğum bahçe katı dairesinde ikamet ettiğim dönemde tüm maddi imkânlarımı ve çalışma hürriyetimi gasp ederek elimdeki değerli eşyaları çok düşük fiyatlara satmama neden oldular. Büyük maddi ve manevi zarara uğrattılar. Büyük borç yükü altına sokarak kendilerinden şikâyetçi ve davacı olduğum annem, babam ve kız 347 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR kardeşimle aynı evde yaşamaya zorladılar. Somut bilgiler ekteki dava dosyası içeriklerinde ve evraklarda mevcuttur. İl Özel İdaresine bağlı herhangi bir devlet hastanesine muayene için gönderilmeyi veya kendi rızamla gitmeyi red ediyorum çünkü T.C. Sağlık Bakanlığı açılmış olan bu davada benim hakkımda rapor verecek bir kurum değildir, kendisi bu davada taraftır. T.C. Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerden davacı ve şikâyetçiyim. Aynı şekilde açılmış olan ve T.C. İstanbul Anadolu 13. Sulh Mahkemesi’nde olan dosyadan da şikâyetçi ve davacıyım. Bu iki dava kamu yararına değildir, haklarında şikâyet dilekçesi vermiş olduğum kamu görevlilerinin mahkemede yargılanması için dolandırıcılık yapmak amacıyla açtırılmıştır. İkinci dosyanın bilgileri : Bu dilekçedeki bilgiler ile ilgili somut şahıs ve adres bilgileri, ayrıntılı anlatımlar ekteki Ağır Ceza Mahkemesi’ne takipsizlik itiraz başvurusu (Dosya Yıl/No : 2013/78622) dilekçe metninde mevcuttur. T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’ne başvurarak İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüklerinden şikâyetçi olmam üzerine ve dosyamda geçmişte bazı Cumhuriyet Savcıları’nın benden baskı ve tehtidle ifade aldığını belirten yazılar bulunması nedeniyle soruşturmaları yürüten savcılar adaleti savsakladı ve çok zaman kaybına neden olduktan sonra takipsizlik kararı verdiler. Bu süre içinde tüm maddi imkânlarımı ve çalışma hürriyetimi gasp eden sanıklar günlerce uyumamı, doğru dürüst beslenmemi ve para kazanmamı engellediler. Çok sayıda olay yaratarak ve tehtid, taciz, yıpratmalara devam etmeleri nedeniyle dosyama ek ifadeler koymak için aynı adliyeye gittim. Adliye özel güvenlik şirketi elemanları beni değişik şekillerde taciz ve tehtid ettiler, adliyeyi güvensiz görmem için sürekli gerilim yarattılar. Şehirdeki diğer özel güvenlik şirketlerini kışkırtarak değişik mekânlarda tehtid ve taciz edilmeme neden oldular. Tüm işlemler savsaklanınca kendilerinden şikâyetçi oldum. Adliye özel güvenlik şirketi elemanları ben ifade verirken bile koridorlardan tehtidler savuruyor, savcının huzuruna çıkmadan önce beni tehtid ve tedirgin ediyordular. Adliyedeki özel güvenlik kameralarının kayıtları onların ellerinde olduğu için benzer sahneler yaratarak bu sahnelerde etrafımda dolaşarak şakalar yaptılar, gerçek taciz görüntüleri ile alâkası olmayan görüntüler yarattılar. İkamet ettiğim adreslerde ölüm tehtidleri savuran sanık taraftarları hafta sonları nöbetçi savcıya gitmeme neden oldular, gittiğimde de özel güvenlik şirketi elemanları kafamı karıştıracak şekilde etrafımı sarıp bana hitap ediyor, beynimi durdurup saçma bir söz söylemem için kafamı karıştırıyordular. T.C. Adalet Bakanlığı’na telefon etmem üzerine görüştüğüm memur Başsavcı ile görüşmemi tavsiye etti. Adliye personeli uzun süredir beni tehtid ve taciz ettiği için görevli bayan memur (tesettür giymiş, başörtüsü takmış genç bir bayan) beni değişik şekillerde savsaklayıp başsavcıyla görüştürmeden göndermek için kandırmaya çalıştı. Başsavcı vekilleri ile görüşmeye çalıştım ancak bir başsavcı vekili yardımcısı benden tüm şikâyetlerimi dinlemesine rağmen adliye personelini suçladığım için beni Başsavcı ile görüştürmedi . Dosyalar ve işlemler savsaklanıyor, bu süre içinde maddi ve manevi olarak yıpratılıyor, sürekli taciz altında tutuluyordum ve sebep olarak bazı siyasi grupların saldırısı gösteriliyordu, genellikle yanında çocuk olan kadınları veya yaşlı kadınları kullanıyordular beni tehtid etmek için. 2011 yılında çalıştığım inşaat firmaları ortak ofisinde çok sayıda suç işlendiği için ve beni suça zorladıkları için her şeyi polise ihbar etmiştim ve bu ihbarlarımı resmi internet sitem http://www.cevatcaliskan.com ‘da yayınlamıştım. Bu nedenle CHP İstanbul İl Örgütü ve Süleymancılar Cemaati ile kavgalıydım, ancak sadece resmi yolla şikâyetçi oldum ve onlar bana yasadışı şekilde saldırdı. İşverenlerim bu topluklarda görevli ve yönetici idi ve çok sayıda suç işleyerek milyonlarca liralık kazanç elde etmişlerdi. İEM polis memurları kendilerinden şikâyetçi olduğum için uğradığım saldırılara destek veriyor, benim can ve mal güvenliğimi sağlamıyordu. Benim için zamanın önemi büyüktü. HSYK bürosuna (aynı katta bulunuyor) başvurup durumu anlattım, aylardır para kazanmamı engellediklerini ( İnşaat Mühendisiyim, eğer bu olaylar olmasaydı normal şartlar altında gelirim 4000TL civarında olacaktı. Şu an çalışıyorum ancak o kadar para kazanamıyorum çünkü birikmiş borçlarım nedeniyle daha düşük bir ücreti hemen kabul ettim) söyledim. Aynı odada ve odanın kapısında bulunan yukarıda söz ettiğim bayan ve bir özel güvenlik görevlisi, ben görevli memurla konuşurken, kafamı karıştırmak için sözlü tacizde bulunup kafamı karıştırdılar, benden “şerefsiz varoş 348 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR özel güvenlikçiler” şeklinde lâf etmem için kendileri bu sözü söyleyip etkilemeye çalışıyordular. Hepsi taraf oldukları için ve şikâyetçi olduğum polis memurları ile adliye personeli, memurları uzun zamandır para kazanmamı engelleyen sanıklar oldukları için “varoş memurlar” şeklinde bir ifade kullanarak aramızdaki düşmanlığı ortaya koydum. Beni savsakladıkları için ve orada kendilerini adliye içinde çete kurmakla suçladığım için “tesettürlü kadınları resmi dairelerde işe alarak siyasi çetelerin kurulmasına neden oluyorlar” şeklinde bir ifade kullandığım için siyasi saldırı düzenlediler. O bayan arkamdan “MHP şikâyetçi olmasına izin vermez” şeklinde bir lâf etti. Adliye sınırları dışında çok büyük taciz ve tehtidlere maruz kalmama ve maddi imkânlarımın sınırlı olmasına rağmen T.C. Adalet Bakanlığı’na iki defa posta yoluyla başvurmak için elime geçen her para miktarını kullandım. Rahat uyuyabilmek ve dinlenerek sağlığımı korumak için birkaç defa otellerde kaldım, dilekçe metinlerini orada hazırlamaya çalıştım. Adalet bakanlığına iki defa başvurdum. Mahkemenize eksik evrak verilmiş, içinde kanıtlar olan dosyayı savsaklamışlar. Aynı zamanda Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurum da savsaklandı. Dosyam önce adliyeden çalındı . Konuyla ilgili evrak kaybetme davası ( Soruşturma Yıl/No: 2013/129618 - 19.09.2013 – T.C. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı) açtım ancak şikâyet işlemlerimi yaparken beni T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nin takipsizlik bürosundan arayarak evrakın onlarda olduğunu söylediler ve orada çok uzun süre savsakladılar evrakı.Dosyada kanıt olarak bulunan bir fezlekeyi dosyadan ayırarak sanıklara kimlikleri yeterince açık olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı çıkarttırmışlar. Takipsizlik kararı da bana annem tarafından şantaj ve tehtid altında, kendi rızam dışında kaçırılarak sanık polisler tarafından kapatıldığım Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde bildirildi. Takipsizliğe itiraz süresi dolmadan beni akıl hastanesinden taburcu etmediler. Sebebi hem İEM’nden hem de Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Devlet Hastanesi’nden şikâyetçi olmam ve o hastanenin doktorları tarafından yıllarca tehtid ederek yasadışı şekilde ilâç kullandırtmış olmaları idi. T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi sınırları için sürekli taciz ve tehtid edildiğim için, özel güvenlik şirketi sürekli iftira ve suçlama faaliyetleri sürdürüp önce tehtidler ve hakaretler, şikâyet ettikten sonra gülerek alay etme ve kışkırtma şeklinde rahatsız ettiği için başvurumu (Başvuru No: 2- 4186) T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere Bürosu yoluyla yapmıştım ve orada bana iftira atan bir polis memurunun ithamlarına maruz kalmıştım. Aynı gün adliye özel güvenlik şirketi olan Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi aynı dosyada suçlandığı için beni adliye sınırları içinde asılsız suçlamalar ile tedirgin etmeye ve strese sokmaya çalışmıştı. Beni suçlayan laflar ettiler, iki defa asansörlerde kapalı kaldım, ağır ceza mahkemeleri evrak memurları beni önce 6. , sonra 21., sonra da 8. Ağır ceza mahkemelerine yönlendirerek adliye içinde koşuşturup yorgun düşmeme neden oldular, işlemler bitince ve adliyeden çıktığımda sağ ayağıma felç girecek şekilde zorlanmıştım. Özel güvenlik şirketlerinin ve siyasi grup üyelerinin bana saldırmalarının sebebi iki yıl boyunca sanal ortamda ( sosyal medya profillerim ve resmi internet sitem http://www.cevatcaliskan.com vasıtasıyla) dini toplulukların üyesi olan ve/veya siyasi partilerde görevli olan iş adamlarının işlemiş olduğu milyonlarca liralık suçları (imza sahteciliği, vergi dolandırıcılığı, rüşvet almak ve vermek, kamu ihalesi yolsuzluğu v.b.) teşhir etmemdir. Resmi internet sitemde il emniyet müdürlüğünün geçmişte suç işlemiş olan polis memurlarının ceza almasını engellemek için bu suçları görmezden gelmesini, sanıklarla suç ortağı olduğunu anlatmış ve yapmış olduğum suçlamaların kanıtlarını ortaya koymuştum. Sanıklar beni maddi ve manevi olarak yıprattı, onlardan davacı olunca ihbar adı altında iftira atıp haklarımı gasp etmek istedi ve bu dava açıldı. Somut bilgi ve şahıs kimlikleri ekteki evraklarda mevcuttur. Ekte verimiş olduğum iki soruşturmaya ( T.C. İçişleri Bakanlığı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri ile ilgili Soruşturma Yıl/No : 2013/78622 ve T.C. Adalet Bakanlığı İstanbul Anadolu Adliyesi Özel Güvenlik Şirketi ve diğer birkaç özel güvenlik şirketi hakkında Soruştruma Yıl/No : 2013/98392 ) itiraz dilekçemde olaylar ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Bu dilekçenin içeriği ekteki gibidir. Bu soruşturmalar aylarca savsaklanarak bu süre içinde iftiralar attılar, iş bulmamı engellediler ve ikamet ettiğim adreslerde günün 24 saati boyunca beni sinirlendirecek sözlü tacizlerle , ithamlar ile uyumamı ve çalışmamı engellediler. Yaklaşık 10 ay boyunca doğru dürüst para kazanamadım, girmiş olduğum iş yerlerinde iftira ve hakaretlere maruz kaldım. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden şikâyetçi ve davacı olduğum için sanıklar beni “devlet düşmanı, devletten şikâyetçi olan jigolo” gibi hakaret ve iftiralar ile tehtid ve taciz etti. Maddi imkânlarımı yok edince beni aç 349 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR kalma ve kiramı ödeyemeyerek sokakta kalma tehtidi ile ailemin yanına yerleştirdiler. Anne ve babamdan bu dava ile ilgili şikâyetçiyim, bu dosyada benim lehime ifade vermelerine rağmen onların şahitliklerini kabul etmiyorum çünkü onlar bu davada bir taraftır.Sanıklar hakkında yazdığım yazılar nedeniyle kapatmamı istedikleri resmi internet sitemle ilgili tehtidleri annemin ağızından yapıyordular. Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahıkemesi’nde açmış olduğum adam yaralama davasını ailemin ücretini ödemiş olduğu avukatı azlederek 6 yıl savsaklandıktan sonra kazandım. Ailem bu davada okuldan mezun olmamı ve gelir sahibi olmamı engellediği için ve bu davada sanıkların lehine beni çalışamayacak şekilde taciz ve tehtid ettiği için tazminat talep etmemden ve davacı olmamı engellemeye çalışıyordu ve komşularla birlikte sözlü taciz ve kavgalarla yaklaşık 18 ay uyumamı engellediler. Çok uzun yıllardır annemin akrabaları ile birlikte kavgalar çıkararak eğitimime zarar verdiler, okuldan mezun olmamı engellediler. Onların bu davranışlarından şikâyetçi olduğum için beni dava etmiş olduğum polis memurları ile birlikte anlaşarak ve kendi isteğim dışında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesine yatırıyordular, hastanede tehtid ve baskı altında tutarak taburcu ettikten sonra “şikâyetçi değilim” şeklindeki ifadeleri polis memurlarına baskı altında aldırtıyordular. Senelerdir kendilerinden şikâyetçi olduğum için ekteki dilekçede açıklamış olduğum olaylar meydana geldi. Bütün soruşturmalar savsaklandı, bu arada ikamet ettiğim adreslerde ve çalıştığım iş yerlerinde “devlete dava açan devlet düşmanı” diye itham edilerek baskı ve hakarete maruz kaldım, çalışmam ve uyumam engellendi. Dış görünüşüm bozuldu, sağlıklı bir yaşam sürdüğüm için iyi muhafaza etmiş olduğum genç görünümümü yok ederek yaşımı ilerlettiler. Sağlıksız yaşayan insan görünümü yarattılar. Bakırköy devlet hastanesinden şikâyetçiyim ve bu nedenle beni kasıtlı olarak İstanbul’un Anadolu yakasında iş verme bahanesi ile getirip yıpratarak başka bir hastaneye yalan rapor verdirdiler. T.C. İstanbul Anadolu 13. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne verilmiş olan ve T.C. Adalet Bakanlığı’na göndermiş olduğum dilekçenin içeriği kasıtlı olarak eksik verilmiştir. Bu dilekçeyle beraber çok sayıda resmi evrakın kopyesini ve el yazılarımdan oluşan belgeleri kanıt olarak göndermiştim. Sanıkların beni maddi ve manevi yıprattırması, sürekli tehtid etmesi nedeniyle aynı dilekçenin sadece şikâyet metnini işlemleri hızlandırmak için Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderdim. Sanıklar kısa metni dosyaya koyarak bakanlığın Özel Kalem Dilekçe Bürosu’na göndermiş olduğum dilekçe ve evrakları savsaklıyorlar. Bu süre içinde T.C. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki takipsizliğe itiraz başvuru dosyamı T.C. İstanbul Adliyesi Muhabere bürosundan çalarak beni başvurumdan iki gün sonra kendi isteğim dışında Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne şiddetle itiraz etmeme rağmen kapatıldım. Suçladığım polis memurları tarafından kaçırıldığımı söylememe rağmen Dr. Fuat adındaki hekim beni hastaneye yatırdı ve orada hasta bakıcıların uzaktan bağırarak yaptığı tacizlerin altında baskı altına alındım. Resmi internet sitemi ve oradaki yazıları biliyordular, bazı devlet görevlileri ve siyasi gruplar hakkımdaki yazılar nedeniyle bana düşman olmuştular. Beni muayene eden Dr. Özgür Aycan Akdur söylediğim hiç bir şeye kasıtlı olarak inanmadı, beni baskı ve tehtid altında tuttu. Uzman Doktor Merih Altıntaş ve diğer hekimler kendi isteğim dışında beni tedavi adı altında, tehtid ve baskı altında tutmak için, kendi amaçlarına uygun teşhis koydular ve tutuklatma tehtidi altında beni kontrollere çağırdılar. Bu yasadışı yatırılışım için sonradan mahkeme emri çıkaracaklarını söyleyerek beni dolandırmaya çalıştılar. Hastaneden çıkınca akli dengemin yerinde olduğunu söyleyip iyi durumda olmamı ilâçlara bağlayarak açılacak olan soruşturmalar için dolandırıcılık yaptılar. Benim akli dengem hastaneye yatırılmadan önce de yerinde idi ancak sanıkları destekleyenler tarafından toplu taşıma araçlarında, ikamet ettiğim dairede ve çalıştığım yerlerde kesintisiz olarak beni sinirlendirip tutuklatmaya, vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini ortadan kaldırmaya çalıştılar. Sürekli stres ve gerilim içinde tuttular ve birkaç yerde küfür ettirdiler, bu küfürleri siyasi diye gösterdikleri saldırılar için kullandılar. Ekteki dilekçede verilmiş olan soruşturmalarda ayrıntılı bilgi mevcuttur. Her yerde taciz ettikleri için oradaki metinlerin içeriğinde bazı hatalar olmasını kanıt olarak gösteriyorum. Davayı açmış olduğum adliyenizde adliye personelinin tehtidlerine ve hakaretlerine maruz kalıyordum. Bu personel bana iftira attırarak yapmış olduğum suçlamalardan kurtulmaya teşebbüs etti, benim hukuki ehliyetimi gasp etmek 350 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR ve kavgalı olduğum ailemin baskısı ve vesayeti altına veremek istedi. Ayrıca ekteki soruşturma evraklarının daha kapsamlı ve geniş olanları kendi dosyalarında mevcuttur, evrakların bir kısmını ekte sunuyorum. T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan şikâyetçi ve davacıyım, herhangi bir devlet hastanesine muayene için götürülmeyi red ediyorum, kendi isteğimle de gitmeyeceğim. Ayrıca bu olaylar ile ilgili bilgileri ve suçlamaları küfürlü ifadelerle yaklaşık iki yıldır internette, özellikle resmi internet sitem http://www.cevatcaliskan.com’; da yazmış ve teşhir etmiş olmama rağmen, devlet görevlilerine ağır küfürler etmiş olmama rağmen bu internet sitesinin kapatılması için dava açılmamış olmasını kanıt olarak gösteriyorum. Bana iftira atarak bu davanın açılmasına neden olan devlet memurlarında kişi başına 50 bin Türk Lirası tazminat talebimi açmış olduğum evrak kaybetme davası dilekçemde belirtmiştim. Bu davanın Soruşturma Yıl/No : 2013/129618, tarihi 19.09.2013 idi. BİMER’e yapmış olduğum son başvurunun numarası ektedir ve bu soruşturmada suçladığım Kaymakamlık ve İlçe Emniyet Müdürlüğü açıkça özgürlüğümü gasp etmek ve soruşturma dolandırıcılığı yapmak için davacı olmamı engelledikleri hastaneye sevk etmek istiyorlar. Gereğinin yapılmasını arz ederim. Saygılarımla, T.C. Kimlik No: 15055262556 Adres : Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No: 18 D: 2 Sultangazi/ İstanbul Telefon : 0 537 057 68 68 E-posta : [email protected] Ek-1: T.C. İçişleri Bakanlığı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlükleri ile ilgili Soruşturma Yıl/No : 2013/78622 ve T.C. Adalet Bakanlığı İstanbul Anadolu Adliyesi Özel Güvenlik Şirketi ve diğer birkaç özel güvenlik şirketi hakkında Soruştruma Yıl/No : 2013/98392 ile ilgili takipsizlik itiraz dilekçesinin metni (dilekçedeki kanıtlar kendi dosyası içinde, bu dilekçe ile birlikte vermiyorum). Bu başvurum şu an T.C. İstanbul Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bulunuyor ve aylardır savsaklanıyor. Ek – 2 : Soruşturmalar ile ilgili çok sayıda evrak. Bunlar aslı gibidir ve bir kısmı evrakların aslıdır. T.C. İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA CUMHURİYET SAVCILIĞI’NA 26.12.2013 İLGİ: Soruşturma Yıl/No: 2013/13103 ile ilgili ek ifade, kanıt ve şikâyet. 351 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR Yukarıda yılı ve numarası verilmiş olan soruşturma ile ilgili savcılığınıza ifade verdikten sonraki gün iftira ile işten çıkarıldım. Tehtid edilerek “namus meselesi” adı altında tüm haklarımı almış olduğumu belirten istifa dilekçsi alındı benden. Fiziksel şiddetten korkmuyordum, fiziksel olarak üstündüm. Şahitsiz olduğum için ve kendisi hakkında şikâyet dilekçesi vermiş olduğum İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerin taraflı soruşturmaları ve sürekli tekrarladıkları yasadışı adam kaçırma suçunu tekrar işlemelerinden korkuyordum. İş yerinden ayrıldıktan bir iki saat sonra Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) resmi internet sitesinden iki şikâyet gönderdim. Sanık İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü soruşturmayı sanık Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gönderdi. Toprak Yapı Denetimi Ltd. Şti.(Adresi: Beykoop 1.Bölge 7. Cadde Delta Plaza A2 Blok Kat:14 Da:25 Esenyurt İstanbul Tel: 0 212 853 77 04) isimli iş yerinde kasıtlı olarak işe alındım, işverenim ve işyeri çalışanları iş saatleri içinde bana tehtidler ve hakaretler savurup yüzüme konuşmuyordular. Yüzlerine konuştuğumda bana “saçmalayan deli, asabi mühendis, namusa hakaret eden deli” gibi ithamlarda bulunup işverenlere tehtid ediyordular. Olaylar o işyerinde başlamadığı için toplu taşıma araçlarınde ve ikamet ettiğim adreste işkence düzeyinde taciz ve tehtid edilerek aşırı yorgunluk, yetersiz uyku, cinsel taciz ve tehtidler ile yıpratılmamı, günün 24 saati hiç kesilmeyen sözlü şiddet gibi olayların o işyeleri ilgisini anlayamadım. Birinci ay sonunda işverenim Jale İyem (AKP Kadın Kolları Eski Başkanı) ve Muammer Budak (BBP Esenyurt İlçe Başkanı) laf atma şeklinde tehtidler ve hakaretler savurmaya, daha önce dava etmiş olduğum şahıslar adına beni itham etmeye ve davacı olma hakkımdan vazgçmem için korkutmaya çalıştı. Sürekli değişik sapık hakaretler ve iftiralarda bulunuyorlar, tehtid ediyorlar ve yüzüme konuştuklarında inkâr ediyor, beni itham ediyordular. Şehrin her gittiğim yerde 10 dakika bile durmakasızın beynimi meşgul edecek ve beni strese, sinirli davranışlara sevk edecek şekilde sözlü sarkıntılık, tehtid ve hakarette bulunan sanıkların siyasi destekçisi ve partizanları toplu linç ile “şeriatın gücünü gösterdiklerini” söylediler. Savcılığınıza ifade verdiğim günün akşamı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Gayrettepe Asayiş Ahlâk ve Kumar Büro Amirliği’ne gittim ve biri bana ait olan, diğeri hakkında emin olmadığım (beni başvuru lisetmde yer almıyordu) iki BİMER başvurus ile ilgili ifade verdim. İfade verirken görevli polis memurları ve ifadeyi alan memur aralarında huzurumu bozacak şekilde konuşmalar yaptılar, saatlerce baskı uygulayarak söylediklerimi yazmadılar. İfademin metnine müdahale ettiler, kasıtlı olarak yanlış bilgiler yazdılar. O ifadeyi verdiğim günden önceki gece de beni halâ taciz etmeye devam etmekte olan komşularım (ailemin kiralık dairesi Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No:18 D:2 Sultangazi İstanbul) tarafından sabahın üçüne kadar taciz edilip tehtid edildim. O ifadeyi verirken yorgun düşmüştüm, aşırı bir uyku hali içindeydim ve gözlerimi açamıyordum. Mantığım ve aklım yerindeydi ancak beni uzun süren ısrar, baskı ve huzursuzluk yaratarak ifadeyi kabul etmeyeceğim yalan bilgiler yerleştirdiler imzaladığım metne. Soruşturma suçladığım Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü Gülsuyu Polis Merkezi Güvenlik Büro Amirliği (Komiser Bilâl ve emrindeki komiserler) hakkında idi. İfadeyi verdiğim sırada bulunduğum odanın koridorundan “şirket kusursuz” gibi bir laf atıldı. İfademin alındığı günden birkaç gün önce çalıştığım şirketin personel müdürü Serpil (soyadını bilmiyorum) aynı sözleri (şirket mükemmel, şirketin geçmişi kusursuz, …) ofis içinde yan odalardan atmak suretiyle söylemişti. Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ile ilgili şikâyetlerim 8 Nisan 2013 tarihinden beri BİMER vasıtasıyla T.C. Adalet Bakanlığı’na ve T.C. İçişleri Bakanlığı’na gidiyordu, BİMER’in görevlileri şikâyetleri Sultangazi Kaymakamlığı vasıtasıyla tüm itirazlarıma rağmen kasıtlı olarak o soruşturmaları sanık ilçe emniyet müdürlüğüne yaptırıyordu. Bu soruşturmalar sırasında beni Maltepe ve Beylikdüzü ilçelerine işe alma bahanesi ile götürüp hem çalıştığım iş yerlerinde, hem de ikamet ettiğim adreslerde acımasızca tehtid, taciz ederek, ölümcül tehtid ve namusuma hakaretler savurarak korkutmaya çalıştı. Çalışma hürriyertimi gasp etti, verdiği işlerdeki parayı geç ödetmek suretiyle daha önce kasıtlı olarak borçlandırdığı bankalara tehtid ettirdi (AKBANK, HSBC, Garanti Bankası şubelerinde banka şubesi çalışanları tarafından tehtid edildim, namusuma ve şerefime ağır hakaretler edildi). Adalet bakanlığı 352 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR çalışalarını ilgili bakanlığa şikâyet ettiğim için 3 adliyede (T.C. İstanbul Çağlayan Adliyesi, T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi ve geçmişten beri bana düşman olan T.C. Gaziosmanpaşa Adliyesi çalışanlarının tehtid ve hakaretlerine maruz kaldım. Adliyeler şikâyet dilekçelerimi geciktirerek kalpazanlık yaptı, bu süre içinde ömrümü kısaltacak ve can güvenliğimi ortadan kaldıracak işkence ve karalamaya maurz kaldım. Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Süleymancılar Cemaati gibi gruplar beni tehtid eden işverenim ve onların üyesi olan şahısların suçlarını teşhir ettiğim için, onlar hakkındaki bilgi ve kanıtları resmi internet sitelerim www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com ‘da sunduğum için bana düşman. Bu siyasi grupların saldırılarını onların üyesi ve/veya destekçisi olan polis memurları ve adliye personeli destekliyor. Ayrıntılı bilgiyi ekteki evraklarda ve resmi internet sitelerimde bulunan yazılarda sunuyorum. Bu belge toplam 409 sayfa. Çalışma hürriyetimi gasp edenlerden, işkence ile ömrümü kısaltanlardan, bana maddi ve manevi tehtidler savuranlardan, “şeriatın gücünü gösteriyoruz” şeklinde terörist tehtid savuranlardan şikâyetçi ve davacıyım. Tüm maddi ve manevi zararımın karşılanmasını talep ediyorum. Resmi internet sitelerimde TSK uzmanları tarafından (kendileri ile telefon konuşmaları yaptım, Tel: 0 539 576 03 35 ve 0 537 057 68 68) önlenmesi, durdurulması imkânsız terörist saldırı yöntemleri yayınladım, böylece terörist saldırıların durdurulmasının imkânsız olduğunu ispatladım ve terör suçunun ayrı bir suç kapsamına alınara bu suç için idam cezası kararı çıkarılması için propaganda yaptım. Sayılarımla, Cevat Çalışkan T.C. Kimlik No: 1505526256 Adres: Kendi adresim yok, ailemin adresi: Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No:18 D:2 Sultangazi İstanbul Tel: 0 537 057 68 68 E-posta: [email protected] Resmi internet siteleri : www.cevatcaliskan.net ve www.cevatcaliskan.com T.C. İSTANBUL 3. AĞRI CEZA MAHKEMESİ’NE VERİLMİŞ VE İNCELETİLMİŞ BAŞVURU: KESİNTİSİZ, YANİ HİÇ DURMAYAN SÖZLÜ TACİZ VE TEHTİDLER NEDENİYLE YAZMIŞ OLDUĞUM METNİ OKUMA FIRSATIM OLMADAN SAVCILIĞA TESLİM ETTİM VE BU NEDENLE ÇOK SAYIDA YAZIM VE İFADE HATASI VAR. BUNLAR KESİNTİSİZ SARKINTILIK VE SÖZLÜ ŞİDDETE DAYALI TERÖRÜN KANITI. T.C. İSTANBUL BAŞSAVCILIĞI’NA 19.08.2013 Ben Fikret oğlu Seviye’den olma Cevat Çalışkan , T.C. Kimlik Numaram 15055262556, Siteler Yolu Sokak Altmışlar Sitesi Tunca Apt. No: 20/A (Bahçe Katı) Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul adresinde ikamet ediyorum, telefon numaram 0 537 057 68 68 (eski telefon numaram 0 539 576 03 35) , e- posta adresim [email protected] ( ve [email protected] , [email protected]) , sosyal medya paylaşım profillerim www.facebook.com/djevatali ve www.facebook.com/cevatali , resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com (ve www.cevatca.wordpress.com) , 2010 yılı Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunuyum, İnşaat Mühendisleri Odası Sicil Kayıt Numaram : 85497. Aşağıda haklarında bilgi vermiş olduğum ve kanıtlar sunmuş olduğum ve T.C. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’nda başvurduğum soruşturmaların takipsizsizlik kararlarına itirazımın ilgili ağır ceza mahkemesine gönderilmesi için gereğinin yapılmasını arz ederim. Daha fazla kanıt ve bilgi vermem için süre verilmesini arz ederim. Tüm telefon hatlarımın (daha önce kullanmış olduğum ve kapanmış olan Turkcell hatlarım dahil) , resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ve 353 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR diğer internet profillerimin, e-posta adreslerimin 5 yıl öncesine kadar incelenmesini arz ederim, yer almış olan ve yer alan bilgilerin (yazı , fotoğraf, videolar, bağlantılar, …) kanıt sayılmasını arz ederim. Sanıklar beni kendi iddiaların uygun şekilde yıpratıp iftiralar attılar, eylemleri sonucunda birkaç günlük yemek param kaldı. Kiramı, bankalara borçlarımı ve faturalarımı ödeyemeyecek durumdayım. Şikâyetçi olursam beni aç bırakmakla, dilenci yapmakla tehtid ediyordular. Şikâyetçi olduğum için ve tazminat talebim olduğu için beni aylarca dolandırıp ve maddi imkânlarımı gasp edip maddi yardıma muhtaç bıraktılar. Ben yardıma muhtaç bir fakir değilim, madur bir vatandaşım. Çalışma hürriyetime saldırılmadığı sürece aylık inşaat mühendisi gelirim 3-8 bin Türk Lirası civarındadır. Takipsizlik kararına itirazım şu başlıklardan oluşuyor: 1. I. Takipsizlik kararına itirazım olan soruşturmlar. 2. II. I. Takipsizlik kararına itirazım olan soruşturmlar: 1. Soruşturma No: 2013 / 78622 : İEM Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlü hakkında soruşturma. 2.Soruşturma No : 2013 / 98392 : Beni İstabul sınırları içinde görevli oldukları her yerde ve T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde tehtid ve taciz eden özel güvenlik şirketleri (T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde görevli özel güvenlik şirketi, Tepe Özel Güvenlik Şirketi ve Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi, soruşturma kapsamına alınması gereken Bilge Özel Güvenlik Şirketi ve beni her gittiğim yerde organize suç örgütü gibi tehtid ve taciz eden, zaman ve maddi imkân zararına uğratan özel güvenlik şirketleri ve onların yakınları, destekçileri ) hakkında soruşturma. Bu iki soruşturmaya taraflı davranan ve taraf olan Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker takipsizlik verdi. Adliye personeli ve savcıları beni kışkırtarak ve taciz ederek , düşmanlıklarını sonradan belli ederek şahsi tartışmalar yaratmaya, devlete saygılı bir vatandaş olarak değil, kaba davranışlar sergileyen ve hakaret eden biri olarak itham ederek şahsi düşmanlıklarını iftiraya dayanadırmaya çalıştılar. Suçu tespit edilen görevlilerden davacı ve şikâyetçiyim. III. İtirazlarımın gerekçeleri IV. Ekler 1. 1. T.C. Adalet Bakanlığı Özel Kalem Dilekçe Bürosu ve Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne göndermiş olduğum dilekçenin içeriği. 2. 2. Olaylar ile ilgili belgeler ve bazı belgelerin kopyeleri 3. V. Kanıtlar : 1. 1. Kanıt : Kendi el yazımla aldığım notlar, vakalar ve açıklamaları, tarihleri. 2. 2. Kanıt : Beni taciz ederek mühendislikle veya şikâyet dilekçemi yazacak ve somut bilgi, kanıt sunmamı engellemeye çalışan işyerlerinde yapmış olduğum alışverişlerin alışveriş belgeleri. 3. 3. Dijital bilgi depoları ( 1 adet 1TB ve 1 adet 500GB kapasiteli bilgi deposu) : Tüm profesyonel, özel ve soruşturmalarla ilgili kanıtlar ( yazılar, videolar, fotoğraflar, ayrıntılı açıklamalar, …v.b). Zamanım ve imkânlarım onları düzenlemek için yeterli olmadı, konunun görevlisi tarafından incelenmesi zahmetli olacak). Kamu ihalesi ve diğer özel şirketlerin yolsuzluklarını ve işledikleri suçları da bu kayıtları kullanarak ispatlamanız mümkün. 354 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR Takipsizlik kararına itiraz etmiş olduğum ve T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde açılmış olan soruşturmalar nedeniyle sanık lar ve sanık taraftarları kasıtlı olarak (bazıları gönüllü olarak, bazıları çıkar karşılığında ve bazıları kışkırtılarak ) çok sayıda adli vaka meydana getirdiler ( maddi imkânlarım gasp edildi, hakarete ve iftiraya uğradım, öldürülmekle tehtid edildim, beden sağlığımı bozacak ve ömrümü kısaltacak şekilde sözlü şiddetle günlerce uyumamı engellediler, gittiğim her yerde kesintisiz olarak taciz ettiler ve sinirlenmeme neden olarak yazı yazmamı, yani somut bilgi ve sağlıklı bir dilekçe metni hazırlamamı, mühendislik çalışmalarımı yapmamı ve para kazanmamı engellediler v.b.). Bütün maddi imkânlarımı yok ettiler, çalışmamı engellediler, yandaşlarına işe alma sözü verdirerek savsaklayıp uzun süre işsiz kalmama neden oldular. Çalışma hürriyetimin güvenliği sağlanırsa ve can güvenliğim sağlanırsa daha somut, ayrıntılı bilgiler ve kanıtlar sunabilirim. Ancak ekte vermiş olduğum dijital bilgi depoları (Kanıt 3) ve beni taciz, tehtid eden işyerlerine ait harcamaların belgeleri (Kanıt 2) yeterince kanıt içeriyor ve bunların ilgili makam veya şube tarafından incelenmesini arz ederim. Kendim el yazılarımla tutmuş olduğum notları düzenleme fırsatı bulamadım (Kanıt 1) . Konuyla ilgili şahıslar hakkında ve işverenler hakkındaki daha geniş bilgiyi istenmesi halinde ayrıntılı olarak verebilirim. Bu dolalandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık, can güvenliğimi tehtid ve gasp eylemleri sonucunda soruşturmalar ile ilgili kanıtlarımı ve somut bilgileri sunamadım. Sanıkların beni maddi ve manevi olarak yıpratılarak, kesintisiz olarak tehtid ve taciz altında tutarak kanıtlarımı ve somut bilgilerimi sunmamı engellediklerini kanıtlayan birkaç vaka sunuyorum : 16 Ağustos 2013 tarihinde beni ithamlarla sinirlendirip takipsizliğe itiraz dosyamı hazırlamamı engelleyen ve T.C. İstanbul Adliyesi’ne iş saatleri içinde ulaşmamı engelleyen işyerleri ve şahıslar hakkında aynı adliyede nöbetçi savcılığa başvurarak Soruşturma No: 2013/115062 numaralı tehtid ve hakaret davasını açtım , adliyedeki görevli savcıya başvurarak ifade vereceğim. Bu davayı açmamın nedeni sanıkların ve taraftarlarının çok kalabalık olmaları, gittiğim yerlerdeki özel güvenlik şirketleri ile suç ortaklığı yapıp beni şahitsiz ve kanıtsız bırakmaları , takipsizliğe itiraz süresi içinde itirazımı yapmamı, kanıt sunmamı engelleyerek beni zan altında bırakmaya teşebbüs etmeleri ve beni maddi, manevi zarara uğratmak için sistematik olarak dikkatimi dağıtmaları, sağlığımı yıpratmaya çalışmalarıdır. Bu şikâyetimle ilgili başvurmadan önce kalabalık bir kitle yol boyunca beni sansasyoncu gibi alkışlayıp destekliyormuş rolü yaptı (kötü niyetli olduklarını bildiğim için onları umursamadım) ve adliye Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi elemanları giriş kapısında zorluklar çıkararak ve evraklarımla ilgili sorular sorarak adliyeye girişimi zorladılar, görevli Cumhuriyet savcısına bilgi vererek davayı açtım. Ancak özel güvenlik şirketleri ilerleyen günlerde de devam etti iftira ile tutuklatmaya teşebbüslerinde. Savcılığa başvurumdan sonra aynı günün gecesi Kadıköy Metro istasyonunda, şikâyet dilekçemde kendileri hakkında bilgi vermiş olduğum Fema İnşaat ve Tic. A.Ş. çalışanlarından Gökhan Kaya’yı ( paravan şirketlerin ve o şirketlerin İstanbul Belediyesi’ndeki kamu ihalesi alma işlemlerini yapan, kamu ihalesi usulsüzlüğü için kullanılan, Ferit Rızvanoğlu’na hizmet eden İktisat Fakültesi mezunu. Tel: 0 539 363 90 05 . Dilekçe metnini resmi internet sitemde yayınlamış olduğum için bu dilekçenin içinde yer alan telefon hatları son bir hafta içinde, bazıları daha önce kapatılmış olabilir.) gördüm. Kendisi ile konuşmadım. Çevremdeki insanlar ona tehtid savurmam için beni kışkırtıyordu ve kendilerinden şikâyetçi olduğum Bilge Özel Güvenlik Şirketi elamanları ( Özel güvenlik şirketi elemanları tüm şehre topluca beni karalıyor, bazen onların bu eylemlerine şahit oluyordum, organize suç örgütü gibi beni tehtid ve taciz ediyordular. Bilge Özel Güvenlik Şirketi elemanlarına ile Küçükyalı Metro İstasyonunda ve Kadıköy Metro İstasyonunda defalarca uyarıda bulundum). Ertesi gün, yani 17 Ağustos 2013 Cumartesi günü bütün toplu taşıma vasıtalarında ve gittiğim yerlerde taciz edildikten sonra, aylık net gelirimin aylık ortalama 7-8 bin Türk Lirası olacağı bir iş görüşmesinden dönerken (istenmesi halinde işyeri ve iş hakkında ayrıntılı bilgi veririm. Kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde çalışabilecek ve yapıların depreme dayanıklılığı hakkında rapor hazırlayabilecek yetki ve tecrübeye sahip inşaat mühendisiyim) önce otobüste aynı anda cep telefonları ile konuşmaya başlayan iki bayana doğru döndüm ve ne yapacaklarını merak ettim (sebebi bütün gün boyunca sözlü olarak taciz edilmiş olmamdır), otobüs şoförü telefonla bir yere beni şikâyet etti sadece dönüp baktığım için ve 355 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR kadınlardan biri aynı Kadıköy Metro İstasyonunda karşıma çıktı (yanında bir erkek vardı), metroda önümden geçince önemsemedim ancak beni önceden kışkırtmış olan bu grup Bilge Özel Güvenlik Şirketi elemanlarının gözetimi ile karşıma çıktı. Daha önce Florya Metrobüs durağıda da bir yaşlı adam ile yumruklu kavga eden Akdeniz Güvenlik Şirketi elemanları beni o kavgaya karıştırmaya çalıştı, bir saat geçmeden Çapa tarafında tramvayı durdurup kavga ve tutuklama ayarlamaya çalışmışlardı (06.08.2013) . Kanıt olarak bu mekânlardaki (otobüs , metrobüs, istasyon, vapur iskeleleri v.b.) güvenlik kamerası görüntülerini ve 155 ihbar ve şikâyet hatlarında kendi cep telefonu hatlarımla bu vakaları şikâyet etmiş olmamı, bu şikâyetlerin 155 hattındaki kayıtlarını sunuyorum . Bu vakaların sayısı onlarca ve yüzlerce olduğu için çalışıp para kazanamadım (çalışma hürriyetimi gasp ettiler) , adam kaçırmaya teşebbüs ettiler. İtirazımın gerekçelerinden ve soyut bilgi veremememin, kanıt sunacak zaman ve maddi imkân bulamamın gerekçelerinden biri budur . Görevli savcılar da bu durumdan haberdar idi, ancak taraf olduklarını ve bu duruma suç ortaklığı yaptıklarını bilmiyordum. Aşağıda açıklayacağım bilgilerin kaynağı ve sebebi can güvenliğim için mesleki bilgi resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘a can güvenliğimi sağlamak üzere açık ve net olarak tüm bilgileri ve günlük gelişmeleri yazmam, bunları videolar ve fotoğraflar ile desteklememdir. Sanıkların beni kaçırmakla, öldürmekle ve şiddet uygulamakla tehtid etmesi nedeniyle bu yola başvurdum. T.C. İstanbul Çağlayan Adliyesi’ndeki Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi ve T.C. İstanbul Adliyelerdeki personel , Cumhuriyet savcıları ve İstanbul’daki tüm polis memurları, özel güvenlik şirketleri “toplumsal mutabakat” adı altında kendilerinden tazminat talep etme hakkım olan sanık ve suçlulardan yana taraf olarak düşmanca hareket ettiler ve beni savunmasız bıraktılar. Toplu ulaşım araçlarında beni “toplumsal mutabakatla yok etmeye karar verdiklerini” söyleyerek tehtid ve taciz eden yüzlerce tesettürlü, kara çarşaflı kadın vardı. Savcılıklara başvurup şikâyetçi olmamdan sonra bu “toplumsal mutabakat” konusunu “öldürmek” iken “topluca tımarhaneye kapattırıp tazminat almamı engelleme” olarak gösteremye başladılar. Tacizciler yüzlerce oldukları için ve kesintisiz olarak taciz ve tehtid ettikleri için kanıt yaratacak bir eylemde bulunamadım, vakaların meydana gelmiş olduğu mekânların (İETT otobüsü, metro, tramvay, adliye v.b.) güvenlik kameralarının görüntülerine güvendim. Ancak bir kısmının eşgallerini ve ortaya koyacak şekilde video görüntülerini , fotoğraflarını çektim ve bunlar ekte sunmuş olduğum dijital bilgi depolarında mevcut. Sanık İlçe Emniyet Müdürlüklerine Bağlı karakollar ve ekipler , şehirdeki tüm özel güvenlik şirketi çalışanları topluca suç ortağı oldular. Bu eylemlerinin nedeni meslektaşları hakkında açtırmış olduğum soruşturmalardır (BİMER’in T.C. İçişleri Bakanlığı soruşturmları ve Savcılıkların açmış olduğu soruşturmalar). Olay başladığından beri kimliklerini açık şekilde verebileceğim kişiler “hiç kimse özel güvenlik elemanından şikâyetçi olamaz, hiç kimse avukattan şikâyetçi olmaz…v.b.” şeklinde tehtid savurarak kendi meslek gruplarını kışkırttılar. Beni günlerce savsaklayarak, yanıltarak, işledikleri suçların benzeri ancak suç olmayan olaylar yaratarak, “kendi rızası ile işledik suçları” diyerek resmi kayıtlara geçmemiş ol, savsakladılar ve yıprattılar. Adli vakaların sayısını çoğaltarak ve bana daha geniş bilgileri kendileri vererek “suçun bütünlüğü ilkesi” gereği ek ifadeler vermeme neden oldular, bu ek ifadeleri bana iftira atmak için kullanıp zan altında bıraktılar. Yani fazladan şikâyet dilekçesi vermem için önce ek ifadeler verdirdiler, sonra ek ifade vermemi engelleyerek yeni şikâyet dilekçesi vermem için yönlendirdiler. Suçun bütünlüğü ilkesi gereğince bu ek bilgileri vermeye teşebbüs ettiğimde adliye personeli beni savsaklayıp dolandırıyordu, yeni şikâyet dilekçeleri verdiriyordu. Böylece bana “sürekli şikâyet dilekçesi verip kanıt sunamayan, soyut olaylar anlatan” akli dengesi şüpheli şahıstır” iftirası atarak zan altında bıraktılar, kendi atmış oldukları bu iftirayı mesnet alarak taraf oldukları davaların açılmasını engellediler, takipsizlik kararı vererek dolandırıcılık ve gasp yaptılar. Savunmam olarak başlangıçta adliye personeli ve Cumhuriyet savcılarının asaletine güvenmemi ve daha sonra düşmanlık için suni olaylar yaratmalarını, beni kışkırtmalarını ve düşmanlıklarını belli etmelerini sunuyorum. Bu savcıların kimlikleri açıkça yer alıyor bu dilekçemde. 356 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR İfadelerimi vermiş olduğum savcılıklarda cumhuriyet savcılarının etkisi ve baskısı altında, adliye personelinin ithamlarla, tacizlerle, tehtidlerle, hakaretlerle ve düşmanlıklarını belli ederek yarattığı dikkatsizlik ve yaptığı dolandırıcılık sonucunda vermiş olduğumu, ifadelerin eksik ve yoruma açık ( kendi yorumları ile dolandırıcılık yapmak için adliye özel güvenlik şirketi elemanları ve taşeron firmaların çalışanları beni taciz etti) olduğunu beyan ediyorum, hukuk eğitimi almamış olduğum için ifadelerdeki bazı kelime ve ifadeleri ifadeyi alan Cumhuriyet Savcısının asaletine güvenerek onayladım. Soruşturmalarımla ilgili resmi işlemleri yapan Cumhuriyet savcılarının benim alehimde hareket eden bir taraf olduklarını bilmiyordum. Suçlamalarımın konusu olan adli vakalar nedeniyle tarihini tam olarak hatırlamadığım bir defa savcılığa gitmiştim. Cumhuriyet Savcısının kapısında beni yüzlerce defa taciz etmiş olan, saçları boyalı ( doğal olarak sarışın olmayan) sarışın ve koyu tenli , büyük ihtimalle kürt kökenli ( CHP Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminin destekçileri ile aramda geçmişteki siyasi çalışmalarıma bağlı olan açık bir düşmanlık var) , aynılarından yüzlercesinin beni taciz ve tehtid etmiş olduğu kadınlardan iki tanesi bekliyordu. Savcı beni kaba bir şekilde kovup dinlememişti, kendisinin taraflı davrandığına emin oldum ve kendisi ile tartıştım, Kemal Kılıçdaroğlu’na küfür ettim ve kandırılış bir vatandaş olarak ona oy verdiğimi söyledim, Cumhuriyet savcısının da T.C. Anayasası’nın 6. Maddesini ihlâl ederek görevini CHP’nin çıkarları için kullandığını, taraf olduğunu söyledim. Bu vakadan sonra haftalarca daha yıpratıldım ve savcılığa gidemedim çünkü o cumhuriyet savcısı akla ve mantığa uygun olmayacak şekilde ve kaba sözlerle taraf tutuyordu. Kendisine hayatımın tehlikede olduğunu anlatıyor, bulunduğum adreste ayakta duramayacak kadar çok yıpratıldığımı anlatmaya çalışıyordum. Yanında biri daha vardı, konuyu kendisine anlatmamı söyledi, ancak o şahsın kim olduğunu söylemedi ve kimliğini bana açıklamadı. 05 Yaptığım başvurularda adliye personeli ve özel güvenlik şirketi alehime olan eksik ifade vermeme neden oldular ve Soruşturma No: 2013/83855 ile ilgili ek ifade vermemi engellediler, beni savsaklayarak sanıkların maddi imkânlarımı yok etmesine suç ortağı oldular, sanıkların beni çalışamaz durumda tutacak şekilde kesintisiz taciz etmesini kolaylaştırdılar. Soruşturma No: 2013 / 98392’nin takipsizlik kararını elden tebliği edilemeyeceğini söyleyerek beni yanıltmaya ve savsaklamaya çalışan savcılık kalemi bayan memuru görürsem tanıyabileceğim ve adını bilmediğim bir bayan. Cumhuriyet savcılarının tavsiyesi üzerine yeni şikâyet dilekçeleri vererek şikâyetin bütünlüğünü bozmama neden oldular. Hukuk eğitimim olmadığı için, çalışma hakkımı gasp ettikleri için avukat tutacak param olmadı, bu konuyla ilgili bilgisizliğimden faydalandılar . Bu şikâyet dilekçeleri ektedir. Böylece dava açma ehliyetimi gasp etmeye teşebbüs ettiler, “muhtelif, türlü türlü v.b. “ gibi daha önce hiç kullanmamış olduğum kelimelerin ifadelerimde yer alması için izin vermeme ve sanıkların sayısını eksik söylmeme neden oldular. Aşırı ısrarlardan ( Cumhuriyet Savcısı oldukları için kendileri ile kavga edemiyordum ve medenice konuşarak bir sonuç elde edemiyordum) sonra ve yorgunluk yarattıktan sonra ifade alarak şikâyetlerime şüphe düşürdüler, beni zan altında bıraktılar. Can güvenliğimin sağlanması ve gereğinin yapılmasını arz ederim. Haklarında şikâyette bulunmuş olduğum sanıkların ( Savcılık Soruşturma Numaraları : 2013/ 8878, 2013/98392, 2013/83855, 2013/78622 ve 2013/75904; BİMER Başvuru Numaraları – Tarihleri : 341966 – 08.04.2013 , 348563 – 10.04.2013, 385373 – 25.04.2013, 407556 – 04.05.2013, 424748- 10.05.2013, 463579 – 26.05.2013, 473579 – 30.05.2013, 585612 – 14.05.2013 ve 394635 – 29.04.2013. İkamet ettiğim ve çalıştığım adreslerden telefon hatlarım 0 537 057 68 68 ve 0 539 576 03 35 ile Organize Suçlar Şubesi, Mali Şube ve Terörle Mücadele İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve ilçelerdeki şubeleri ile yapmış olduğum küfürlü kavgalar sonucunda göndermiş olduğum uyarı niteliğindeki ihbarlar da var. ) beni organize bir şekilde maddi ve manevi olarak yıpratıp haklarımı gasp etmelerinin nedeni resmi internet sitemde kanıtlara dayandırıdığım ve iftira ile suçlamayamayacakları, dava açamayacakları suçlamalar ve İEM’ne yapmış olduğum ihbarlardır. Sanıklar ikamet ettiğim adreste beni her günün 24 saati boyunca sözlü şiddet ile taciz ve tehtid ederek uyumamı , çalışmamı engellediler. Savcılığa kendileri hakkında şikâyet dilekçesi verdiğimde canıma ve malıma olan saldırılarını kendi atmış oldukları iftiralara ve 357 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR işkence sayılacak düzeyde, günlerce sinirlerimi ve sabrımı yıprattıktan sonra gasp ettikleri küfürlere dayandırdılar. İnşaat mühendisiyim ancak değil mühendislik çalışması yapmak, ruh ve beden sağlığımı zor koruyacak kadar çok tehtid ve taciz ediliyordum, namusum ve şerefimle ilgili ithamlarla beni taciz eden komşular ve Tepe Özel Güvenlik Şirketi özel güvenlik elemanları ( Ted Rönesans Koleji İnşaatı Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul) sanıklar ve taraftarları beni küfür etmem için kışkırtıyor, bu küfürleri can güvenliğimi tehtid etmek için mesnet olarak kullanıyordular. İkamet etmekte olduğum bölgede görevli Küçükyalı Polis Merkezi ( Tel : 0 216 417 22 45) polis memurları görevlerini yapmayarak ve sanıklara “ispatlama adı altında rahatsız etme” izni vererek beni kesintisiz taciz edip tehtid eden, para karşılığında beni delirtip tımarhaneye kapatacaklarını söyleyen kendilerini tanımadığım ve görmediğim sitedeki komşuların maddi ve manevi saldırısına suç ortağı oldular. Benden önce aynı bahçe katı dairesinde yaşamış olan bir gazeteciye de aynı şeyi yaptıklarını, açlıktan öldürdüklerini söyleyen komşular (Kendilerini tanımıyorum, üst katlardan ve yan binalardan günün 24 saati, 3 saatten fazla uyumamı engelleyecek şekilde kesintisiz taciz ederek çalışma hürriyetimi ve sağlığımı gasp ediyorlar) dava açmamı engellemek için elektriğimi bile kestirdiler, bulunduğum bölgede tüm kafe , kahvehane ve lokantaları “topluca ceza veriyoruz “ diyerek beni taciz ve tehtid etmeleri için kışkırttılar. Taciz eden işyerlerinin fotoğraflarını kanıt olarak ekteki dijital bilgi deposunda sunuyorum . İstenmesi halinde görevli soruşturmacılara daha geniş bilgi veririm. Kanıtlarımı yok etmek için resmi internet sitem ve e-posta adreslerime müdahale edenlerden , giriş şifrelerimi çalıp yazmış olduğum yazıları değiştiren ve silenlerden şikâyetçi ve davacıyım, emniyet müdürlüğünün ilgili şubesinin sanıkların kimliklerini tespit etmesini arz ederim. O yazılarda siyasi partilerde yöneticilik yapmış olan ve kamu kurumlarında görevli, kamu ihalesi müteahhit firma yönetici ve çalışanı sanıklar hakkında vermiş olduğum bilgilerin ihbar sayılmasını, kamu davası açılması halinde şahitliğimin kabul edilmesini , bunların kimlik ve adres bilgilerini benden ayrıntılı olarak almanızı arz ederim. II. İtirazlarımın gerekçeleri : 1. Görevli cumhuriyet savcıları açıkça tehtid ve taciz altında olduğumu, bu tehtid ve tacizlerin sağlığıma zarar verdiğini (onların huzuruna çıktığımda yorgunluktan ayakta zor duruyordum) ve işsiz kalmama neden olduğunu biliyordu, sağlığıma zarar verenleri ve çalışma hürriyetimi tehtid edenleri engellemediler. Adaleti savsaklayarak soruşturmalarda takipsizlik kararı vermek için zemin hazırladılar. Görevli Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker soruşturma dosyasını bir hafta kadar savsakladıktan sonra 20 günlük yıllık izine çıktı, Soruşturma No: 2013/ 78622 nin takipsizlik kararı bana 7 Ağustos 2013 tarihinde elden tebliği edildi, 11 Haziran 2013 tarihinde başvurmuştum. Soruşturma No: 2013 / 98392 bana 12 Ağustos 2013 tarihinde tebliği edildi (savcılık kalemi memuru bayan elden tebliği edilmez diye yalan konuşmasına rağmen ısrarla elden tebliği aldım kararı) ve şikâyet dilekçemi 24 Temmuz 2013 tarihinde vermiştim. Savcının izinde olması ve sanık özel güvenlik şirketlerinin beni sistematik olarak yıpratması ve karalaması, görevli oldukları mekânlarda süreki manevi saldırılara uğramam nedeniyle Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker’in yıllık izinden geri dönmesini bekleyemedim ve Soruşturma No: 2013 / 98392 numaralı şikâyetimi yaptım. İki soruşturma da Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker’e verilmişti. İkisinde de takipsizlik kararı verdi ancak kararın bana tebliği edildiği tarihe kadar yalan konuşan ve sanıklarla suç ortaklığı yapan Küçükyalı Polis Merkezi ve 155 ihbar / şikâyet hattını aradığımda gelen polis memurları beni can güvenliğimi tehlikeye atacak kadar canıma ve malıma saldıran, beni tehtidle ve cebirle “MHP ceza verdi” diyerek akıl hastanesine kapatmaya teşebbüs eden eden sanıklar ile birlikte hareket ettiler. Tüm saldırılara ve gasp için uguladıkları taciz ve tehtidlere rağmen akıl hastanesine gitmeye razı olmadığım için bana akıl hastasına uygun dış görünüş, profesyonel başarısızlık, ekonomik yetesizlk ve sağlık durumu yaratmak için Sultangazi’de ikamet eden ailemin adresinde ( Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No: 18/2 Sultagazi İstanbul) başlayarak ve kesintisiz olarak devam ederek şu an ikamet ettiğim adreste ruh ve beden sağlığıma acımasızca saldırdılar, toplumu kışkırtmak için aşağılık ithamlarda ve hakaretlerde bulundular. Savcılığa verdiğim dilekçeler her zaman tehtid ve baskı altında hazırlandı, adliye içinde beni stres içinde tutarak haklarımı korumamı engellediler. Amaçları kendileri hakkında 358 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR adam kaçırma ve tımarhanede işkence yaptırma suçlamalarımı resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘da ve sosyal paylaşım sitesi facebook’ta yayınlamış olduğum Tepe Özel Güvenlik Şirketi (Adres:Kore Şehitleri Cad. Yüzbaşı Kaya Aldoğan Sok. No:9 Zincirlikuyu/Esentepe/Şişli İSTANBUL Telefon:+90 (212) 267 23 98 Faks:+90 (212) 267 53 64) ile ilgili maduriyetime bağlı tazminat hakkımı gasp etmek idi. 1999 yıllarından itibaren Yıldız Teknik Üniversitemdeki öğrencilik yıllarımda (1995 – 2010) başlayan YTÜ’de görevli bu özel güvenlik şirketinin iftira ve dolandırıcılıkla, YTÜ medikosunda görevli psikiyatri uzmanları ve psikologlarının düşmanca koydukları yalan teşhisler ve devamında tehtid ve baskı altında, beni şantaj altında bırakarak yazdıkları sevkler vasıtasıyla Tepe Özel Güvenlik Şirketi defalarca öğrenim hakkımı ve özgürlüğümü gasp etti. İstenilmesi halinde şahısları açık kimliği, eşgalleri, ikamet ve çalışma adresleri hakkında geniş bilgi verebilirim. Bana bunlar ile ilgili soru sorulmadı. 1. Kesintisiz taciz ve tehtid altıda sadece sağlığımı korumaya çalıştım, daha somut bilgi ve kanıt sunamadım, tüm ekonomik imkânlarımı kaybettiğim gibi borçlarım nedeniyle mahkûm olacak ve evsiz kalacak duruma geldim. Evimde elektrik yok, su iki üç gün içinde kesilecek ve kiramı ödeyecek param yok. Tüm malvarlığım 35 Türk Lirası kadar ve bankalara, farklı kuruşlara on bin liraya yakın borcum var. Aylarca beni yıpratan sanıklar 3 aydır işsiz olmamı beni karalayarak ve ikamet ettiğim adreste sözlü tacizler ile uyumamı engelleyerek sağladılar. Bana “jigolo, pornocu, devlet düşmanı, devletten tazminat isteyen şerefsiz ( suçlamalarımda sanık olan özel güvenlik şirketlerinden ve inşaat firmalarından tazminat talep edeceğim) , başörtülü kıza küfür eden jigolo (beni günlerce ve saatlerce başörtülü kıza sulanıyor şeklinde itham ettiler ve saatlerce tesettürlü kadınların tacizi altında kaldıktan sonra tesettürlü kadınlara ihtiyacım olmadığımı , istediğim zaman fotomodel escort ile cinsel ilişkiye girdiğimi ikamet ettiğim sitenin bekçilerinden biri olan ve adı Mustafa olan sanıklardan birine söyledim, kendisi bir iki saat sonra kapıma gelerek Koralp Attık adında birine mektup geldiğini, o olup olmadığımı sorarak tehtid etti. Genellikle deli saçması kelime oyunları ve davranışlar ile tehtid ettiler beni.), elini sinkaf eden mühendis, polis düşmanı ..v.b.” gibi iftiraları kendileri atarak bu iftiralara dayalı olarak gittiğim her yerde ( ikamet ettiğim adres, yemek yediğim yerler, toplu ulaşım araçları, oteller..v.b.) beni şikâyet dilekçesi yazamayacak ve dikkatimi dağıtacak şekilde taciz ettiler, bu taciz ve tehtidler ile dolaylı olarak haklarımı gasp ettiler. Bu durumu bilen İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcıları beni bu durumdan kurtarmadı, gaspa izin verdiler. Maddi ve manevi olarak zarar gördüm, hukuki ehliyetime ve dava açma ehliyetime iftira atmak için zemin hazılardılar. 2. Bu soruşturmalar T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde açıldı ancak görevli cumhuriyet savcıları ve adliye personeli değişik şekillerde taraf olduklarını ve beni dolandırdıklarını belli ettiler. Eğer gerekli duyulursa bunları açık şekilde anlatabilirim, Gereği görüldüğünde konuyla ilgili ifade vermeyi , kamu davası açılması halinde şahitlik yapmayı arz ederim. a) Kanıt : T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nin güvenlik kamerası görüntüleri ve ekte kanıt olarak bulunan dijital bilgi depolarında bulunan fotoğraf ve video görüntüleri ( Taciz edildiğim mekânların ve tacizcilerin eşgallerini ortaya koyuyorlar). Gerekçe : Adliyenin özel güvenlik şirketi beni sürekli takip altında tutuyor, adliye çalışanlarını bana iftira atmaları için kullanıyordu, sözlü olarak taciz ediyor, kendi kendine söyleniyormuş gibi davranan özel güvenlik şirketi elemanları bu konuşma yöntemini kullanarak beni tehtid ve taciz ediyordu, kışkırtıyordu. Daha sonra tavırlarını değiştirerek aralarında benim hakkımda neşeli konuşmalar yapıyormuş gibi davranmaya başladılar. Böyle konuşmaları ve davranışları dikkate almama onlar neden oldu. Bunu adliye sınırları dışında bu yöntemi kullanarak açıkça tehtid eden ve ithamlarda bulunan yüzlerce yandaşlarının tacizleri ile bu yönteme alıştırarak başardılar. Soruşturma No: 2013/ 83855 ile ilgili başvurumda ilgili müracaat savcısına başvurmadan önce ve ifade verirken sözlü tacizler ve tehtidler ile beni stres içine sokup ifademde eksik olan kısımlara itiraz etmeme neden oldular, kanıtım yok diyerek (İftira davası açılacağı için iftira attıklarını sanıkların bana bağırarak söylemesinden biliyordum, bağırarak bana bunu söylediklerini ispatlayamazdım ancak iftira olduğunu ispatlamam tamamen kolay idi. Soruşturmaların açılmasını savsaklayarak takipsizlik yaratacak şekilde canıma ve malıma, çalışma hürriyetime saldırdılar. Beni sokakta evsiz kalacak hale getirdiler. b) Başbakanlık İletişim Merkezi’ne yapmış olduğum bir başvurunun sonucunda Adalet Bakanlığı’nın açmış olduğu bir soruşturma da aynı adliye tarafından yapılmış, o soruşturmada şikâyet etmiş olduğum 359 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR Cumhuriyet Savcıları hakkındaki 1999 senesine kadar uzanan iddialarım araştırılmış ve bana herhangi bir bilgi verilmemişti. Soruşturma sonucunun o adliye tarafından T.C. Adalet Bakanlığı’na gönderildiğini bir hafta önce öğrendim. O soruşturmada ve ayrıca bu takipsizliğe itiraz dilekçemin konusu olan soruşturmaların ek ifade ve kanıları arasında olan resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ve sosyal paylaşım sitesi facebook ( www. facebook.com/cevatali ) profilimdeki yazılarda da açıkça yıllar önce T.C. Adalet Bakanlığı’na göndermiş olduğum dilekçe sonucunda ifademi alan T.C. Sultanahmet Cumhuriyet Başsavcısı Vekilinin beni tehtid ederek ve baskı altına alarak tamamen boş ve anlamsız, şikâyetimi tam olarak yansıtmayan bir ifade aldığını ve böylece tüm gençlik yıllarımı ve sağlığımı gasp ettiği yazıyordu. c) İki soruşturmaya takipsizlik kararı vermiş olan Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker’in savcılık kalemi görevlisini soruşturma dosyamdan hiçbir evrakın eksilmemesi için uyarıda bulunmuştum, geçmiş yıllarda T.C. Şişli Adliyesi’ndeki bir şikâyetimle ilgili dosya arşivden çalınmış, ben kendi rızam dışında polis memurları tarafından akıl hastanesine götürülüp orada tehtid ve baskı altında bırakılmıştım, maddi ve manevi zarara uğramıştım. Eğitim hayatım zarar görmüş ve üniversitedeki inşaat mühendisliği eğitimim 15 seneyi bulmuştu. Sözkonusu suçlama savcılık kaleminde görevli ve beni tehtid eden, sözlü şiddet uygulayan bayan memurlarlar ile ilgili idi. Bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgiler resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘da mevcuttu ve “faili meçhul cinayetlerin savcılıklardaki evrakların ve şikâyet dilekçelerinin dosyalardan çalınması ile meydana geliyor” diye bir iddiam vardı, bu iddia çok sayıdaki devlet memurunun bana düşman olmasına neden olmuştu. Bu konuyla ilgili daha ayrıntılı yazıları da bu internet sitesinde yayınladığım için çok sayıda devlet memurunun bana karşı düşmanca hareketleri olmuştu. Soruşturmalarda yer alan ve şikâyetçi olduğum adli vakaların açıklaması: 12 Nisan 2011 tarihinde bir inşaat firmaları grubunun ortak ofisinde ( Gerçek sahibinin Sultangazi Belediye Meclis Üyesi Halûk Bozkurt’un (Tel No: 0 533 682 21 64 ) şahıs firması Artun Mimarlık İnşaat , o dönemde iziniz çalışan ve her birinin değeri 15 bin TL olan 120 dosyasının işlemlerini Aka Yapı Denetimi Ltd. Şti. ( www.akayapidenetimi.com) üzerinden gösteren ve sahibi Harun Hasan Öge (Tel No: 0 533 320 93 88) olan ( gerçekte ortak olmayan, resmi işlemler için ortak olarak gösterilmiş olan inşaat mühendisi Kemal Çetiner (Tel: 0 533 371 83 46) ve bir başka firmanın sahibi vardı) olan Pramit Yapı Denetimi Ltd. Şti. aynı ofiste idi. Ofisin adresi Cebeci Mahallesi S Caddesi No: 1 Kat : 5 Sultangazi İstanbul idi.) işe girdim. Meslek hayatıma yeni başlamış olduğum için suçlar işlediklerini ve yasadışı şekilde büyük paralar kazandıklarını geç anladım ve devamında beni tehtid ederek çalışmaya devam etmemi sağladılar, söz verdikleri ücreti ödemediler. Bana asgari işçi ücreti ödediler. Siyasetle ve dinle ilgili baskılar ve istismarlar uygulayarak beni önce nitelikli şekilde dolandırdılar, devamında mafya tehtidi ile çalıtırmaya devam ettiler. Ancak ben Sultangazi Belediyesi’nde kendilerinden rüşvet alarak onlar için yasadışı şekilde görevini kullanan (görürsem tanıyabileceğim ve işledikleri suçları anlatabileceğim) devlet memurlarında korkuyordum. Vergi kaçırma ve imza sahteciliği yapan firma çalışanlarının ( İbrahim Öge (Harun Hasan Öge’nin kardeşi ve şirketin Sultangazi Belediyesi’ndeki “iş takibi” adı altındaki rüşvet trafiğinde önemli rol oynayan radyo sunucusu ve Atatürkçüler hakkındaki ithamlarına bağlı din sömürüsü yapmakla bilinen lise mezunu, Tel : 0 537 527 75 49) ve Emine Toklucu ( Lise mezunu tekniker, Tel : 0 538 304 74 32) suçlarına şahit olarak çalışmaya devam ediyordum (gereği görülmesi halinde benim eserim olan ve 33 tane inşaa edilmiş binaya ait olan statik proje tasarımlarımın ayrıntılı bilgilerini, belediyedeki pafta/ada / parsel numaralarını ve projelerin dijital kayıtlarını sunabilirim) ve benden 2002 yılında yapılmış olan bir Süleymancılar Cemaati 4 bloktan oluşan Sultangazi İlçesi Sanko Sanayi Sitesi’nin yakınındaki (videoları ve resimleri ekteki dijital bilgi depolarında bulunan ) şeriat merkezi binasının sahte projesini istediklerinde bu binanın depreme dayanıksız olduğunu tespit ettim ve can güvenliğini tehtid etmemek için 30 Ocak 2012 tarihinde onları kandırarak kendilerinden kaçtım. 9 Şubat 2012 tarihinde beni arayıp “sağda solda fazla konuşma” diyerek tehtid etmeleri ve çok ağır hakaretler savurmaları nedeniyle internet ortamında durumu soyal paylaşım sitesi facebook profilim www.facebook.com/cevatali ‘de anlattım. Durumu işverenlerimin üyesi/ görevlisi oldukları inanç 360 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR gruplarına ( CHP, Süleymancılar Cemaati,…) anlattım ve kanıtları sundum. CHP 3. Bölge Milletvekili Mustafa Ataş ( Tel : 0 532 549 39 13) ile konuşarak CHP İstanbul İl Yönetimi Binası’nda (Taksim Şişhane Beyoğlu İstanbul) uygun gördükleri bilgisayara kanıtları ve suçlarla ilgili açıklamaların dijital kopyelerini koydum . CHP İstanbul il yönetimi sorunu çözmek yerine bana iş vererek kendi şantajı altına almaya teşebbüs etti. Kabul etmediğim için beni maddi ve manevi olarak yok etmeye, mühendislik yetkimi gasp etmeye teşebbüs etti. Sultangazi CHP İlçe Sekreteri Fevzi Çoban beni değişik şekillerde itham ederek, çok kritik zamanlarda ( G.O.P. 2. Asliye Ceza Mahkemesinde açmış olduğum Soruşturma No: 2008 / 1222 davanın karar duruşmasından önceki akşam) beni tutuklatacak şekilde kışkırtacak alay dolu ithamlarda bulunması ve değişik zamanlarda beni tehtid etmesiyle CHP’den davacı olmaya karar verdim ve bu kararımı İstanbul İl Örgütüne ve Ankara’daki genel merkezine telefonla bildirdim. 2610 TL civarındaki borcu nedenilye kapanmış olan telefon hattım 0 539 576 03 35’in satın aldığım tarihten itibaren incelenmesini arz ederim. CHP yandaşları eğitim kurumları (Bilişim Eğitim Dershanesi Bakırköy Şubesi Ebuzziya Cad. No:37 Bakırköy / İstanbul Telefon: 0212 570 18 80 (Pbx) Faks: 0212 466 08 90 ePosta: [email protected]) , ticari kurumlarda (ekte kanıt olarak sunmuş olduğum dijital kayıtlarda bu işletmelerin fotoğrafları ve videoları mevcut) , işe girdiğim firmalarda (MPI Mühendislik Proje İnşaat Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti. Çilekli Cad. Sedir Sk. No:8 3.Levent / 34330 Beşiktaş – İSTANBUL Tel : (+90 212) 282 72 07(pbx) Faks: (+90 212) 283 59 29 E-posta : [email protected] web adresi : http://www.mpi.com.t , Fema İnşaat ve Ticaret A.Ş. Adres : Süleyman Nazif Sokak 10 / 2 Çankaya / Ankara Telefon : +90 312 441 27 73 Faks : +90 312 441 35 57 E-Posta : [email protected] – İSKİ Genel Müdürlüğü İkinci Binası İnşaatı Şantiyesi Kâğıthane İstanbul , Soğancıoğlu İnşaat Adres : Mehmet Akif Caddesi Denge İş Merkezi No : 22 Kat : 5 Daire : 11 Merter / İstanbul Telefon : 0212 424 28 28 (pbx) 0212 424 28 29 Faks : 0212 592 66 26 E-Mail : [email protected] , [email protected] ve Astas Alçı Dekorasyon Ltd. Şti. Showroom / Atölye: Sanayi M. Sultan Selim C. Aybike S. Cihat İş Merk. No: 22 4.Levent / İstanbul Telefon : +90 212 281 29 17 – 270 10 43 E-Posta : [email protected] – Aydınevler Mahallesi Siteler Yolu Sokak Ted Rönesans Koleji Şantiyesi ( Müteahhit firma Rönesans Holding’e bağlı Rönesans İnşaat) ) haksız yere işten çıkarıldım ve iş göremez iftirasına mesnet oluşturacak olayları ailem (Nüfus dairesi aile kayıt bildirgesi ektedir) , komşularım ve önceki işverenlerim suni olarak yarattı. Yaklaşık iki yıl boyunca ikamet etmiş olduğum adreslerde ( Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No: 18/2 Sultangazi İstanbul ve Altmışlar Sitesi Tunca Apt. No: 20/A Siteler Yolu Sokak Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul , Maltepe Otel Bağdat Caddesi Maltepe İstanbul , Murat Otel Gaziosmanpaşa Meydanı, G.O.P. Adliyesinin tam karşsında idi ve farklı yere taşındı) yoğun bir gürültü ve tacizler altında, tehtid edilerek namusuma, şerefime iftiralar atan şahıslar tarafından kesintisiz yıpratıldım. Yaklaşık iki yıl boyunca CHP taraftarları ve haklarında internet sitemde yazılar yazmış olduğum MHP taraftarları, Sultangazi Belediyesi’ndeki rüşvet trafiğini ve şahit olduğum yolsuzlukları ihbar etmiş olduğum için AKP taraftarları tarafından karalandım, malûlen emekli edilecek şekilde tüm çalışma haklarımı iftiralar ve aşırı yorgunluk yaratarak (çalıştığım ve ikamet etmiş olduğum adreslerde ) gasp ettiler. Bu siyasi partilerin İl ve İlçe merkezleri, Ankara’daki genel merkezleri ile 0 539 576 03 35 numaralı hattımla yapmış olduğum uyarıları, onların tehtid ve ithamları sonucunda yapmış olduğumuz kaba sözlerle dolu tartışmaları telefon hattımı inceleyerek kanıt olarak kabul etmenizi arz ederim. Beni müşteki iken sanık durumuna düşürmek için terörist nitelik taşıyan eylemlerde bulundular, beden ve ruh sağlığıma saldırdılar ve kısa sürede bedenimi yaşlandırdılar. Kesintisiz olarak stres içinde yaşatarak hafızamı zayıflatmaya çalıştılar. Bütün bu durumları internet ortamında yazıyordum, eskiden aramda düşmanlık olan şahıslar ve adam kaçırma, gasp, işkence ile suçladığım devlet memurları hakkındaki iddialarım hayatımı tehlikeye soktu. BİMER ve Savcılıklarda açtırmış olduğum İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı soruşturmaları nedeniyle çok sayıda devlet memuru sanıklara ( Adresleri ve kimlik bilgileri açık olan işveren firmaların yöneticileri ve çalışanları , özel güvenlik şirketi elemanları (görürsem tanıyabileceğim şahıslar) , belediyelerin ve adliyelerin personeli olan memurlar ve diğer sanıklar) beni savsaklayarak ve yanıltarak destek verdi. Eylül 2012 tarihinde İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar şubesine başvurduğumda 2000-2001 senesinde bir komiser ile ilgili şikâyetimle ilgili “şikâyetçi değilim” şeklinde ifadeyi baskıyla, zorla ve 361 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR eğlenerek almış olan polis memuru karşıma çıktı.(Tarih 8,9 veya 10 Eylül 2013 idi. İEM ‘nün İl Yönetim Binası Vatan Caddesi İstanbul’daki çok sayıdaki ziyaretimin kayıtları girişlerimde yapılmıştı). Kendisi ve bana yıllar kaybettirenler ile ilgili şikâyetlerimin ve hukuki mücadelemin hiç bir zaman bitmeyeceğini söyledim. Proje tasarımı yaparak sadece 250-400TL civarında resmi işlem kuruluş masrafı olan bir şahıs firması kuracağımı ve bu şahıs firmasının kuruluş kurallarına göre ismimin bir kısmını içermesi gereketiğini, kuracağım firmanın adının Cevatça ( İngilizce, Bulgarca , Rusça ve diğer diller gibi Cevat’ın diliyle , tarzıyla ve anlayışıyla Cevatça) İnşaat olacağını söyledim. Beni Organize Suçlar Şubesi’ne (altındaki kata ) göndererek konuyu oraya anlatmamı istediler. İhbar ve şikâyetlerimi anlatırken akla mantığa uygun olmayacak “lâiklik neden önemli, neden Cumhuriyetçisin” gibi cevabı açık olan soruları ısrarla ve gereksiz şekilde sorarak duyarlı olmamı istismar ederek sinirlenmeme (şeriatçı işverenimin beni tehtid etmesi ve uzun süre şeriatçı tacizcilerin yıpratmasına maruz kalmam, namusuma ve şerefime ithamlarda bulunmaları beni doldurmuştu) ve sert konuşmalar yapmama neden oldular. Bir haftadan kısa bir süre içinde 4 aylık hastane kontrollerinden birine (14 Eylül 2013) gittim ve o hastane kontrollerine tehtidle, MHP taraftarı Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlisi polis memurlarının defalarca yalan, suni vaka yaratarak, yakınlarımın bana kasıtlı olarak saldırmasıyla (önceki vakalarla ailemi suç ortağı sıfatları ile tehtid ediyor ve şantaj altında tutuyordular) beni kaçırması tehtidine bağlı olarak gidiyorum. Hastanede tedavi adı altında baskıyla ihtiyacım olmayan tıbbi müdahalelere maruz kalmama neden olan yukarıda sözünü ettiğim, şikâyetçi olmuş olduğum, kendisi hakkında “şikâyetçi değilim” şeklindeki ifadeyi cebren aldırtan komiser yardımcısı, Mali Suçlar Şubesi’nde karşıma çıkan polis memuru ve YTÜ’de görevli ( beni kaçırıp bu suça ortak olan) Tepe Özel Güvenlik Şirketi idi. O kontrolde Dr. Erhan adındaki psikiyatri uzmanı benim tüm proje firması kurma çalışmalarımı ( o proje firmasını kursaydım aylık net gelirim 5-8 bin TL civarında olacaktı) durdurmamı sağlayacak şekilde işsiz ve iş göremez diye itham edip hukuki ehliyetimi gasp etmeye teşebbüs etti, Malûlen emekli olmayı kabul etmedim. Bana antipsikotik ilâç yazarak akli dengemin bozuk olmadığını ancak bozulabileceğini , korumaya aldığını söyleyerek iftira attı. Odadan çıktığımda annemle konuşup annemi ağlatacak şekilde tehtid etti ve internette yazmış olduğum yazıları kaldırmazsam kötü şeyler olacağını söyledi. Ülkü ocağı misafirhanesindeki olay……….. Beni senelerdir tehtid ettikleri için 18 Eylül 2012’de tüm eğitim ve projecilik yapma hazırlıklarımı bırakarak İSKİ Genel Müdürlüğü İkinci Binası İnşaatı projesinde müteahhit firma Fema İnşaat Tic. ve A.Ş. de inşaat mühendisi olarak işe başladım. Firma çalışanlarının ( Leyla Ünal Öztürk Tel: 0 536 327 57 67, Mecit Özkal Tel : 0 507 755 74 29, Muzaffer Şakar Tel : 0 555 995 58 52, 0 533 414 02 21, Tanju (Harita Mühendisi ve soyadını hatırlamıyorum) Tel : 0 537 776 91 65 , Ali Kumsar Tel : 0 536 478 29 56, ve diğer çalışanlar , yöneticiler) aşırı baskı ve hakaretlerine maruz kaldım. Son derece uyumlu ve çalışkan olmama rağmen firma çalışanları dolandırıcı olan önceki işverenlerime destek çıktıklarını söyleyip yüzüme konuşmadan firmanın ofisindeki yan odalardan ve koridordan sözlü taciz ve tehtidler (beni kürt mafyasına vereceklerini, öldürteceklerini) ile rahatsız ederek verimli çalışmamı engellediler. Çok fazla iş verip bu işleri onların emriyle yapmadığımı iddia ederek iftira attılar, bana verilen basit işleri yapamayan mühendis olduğumu iddia ettiler. O günlerde ailemle ikamet etmekte olduğum adreste komşuların bir yıla yakın zamandır süren gürültülü hayatları açık tehtid ve tacizlere dönüştü. Beni açıkça tehtid ve taciz ediyordular, gürültüyü kasıtlı olarak yaptıklarını koydular ortaya ve beni 10 yıl yıprattıkların söyleyerek tehtid etmeye başladılar. Ben bu 10 yıl yıpratma tacizine anlam veremedim ve amaçlarını kavrayamadım. Tüm düşmanlarım adına beni tehtid ediyordu tüm komşularım. Biri hariç diğer komşuları (yan binalardaki, arka binalardaki, altımdaki katta) tanımıyordum. Az uykuyla ağır iş yükü altında, yüzüme konuşmadan laf atma ve inkâr etme şeklinde alçak ithamlarda ve hakaretlerde bulunarak, beni tehtid ederek sert davranışlarda ve uyarılarda bulunmama neden oldular. Çok aşağılık ithamlara izin verdiğimi iddia ederek sert konuşarak uyarılarda bulunmama neden oldular. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne ihbarlarda bulunuyordum ancak orada kamu ihalesi dolandırıcılığı olduğuna inandırmıştılar beni, bu durum çok büyük ihtimalle doğru idi. İhalenin gerçek sahibi önemli müteahhit Ferit Rızvanoğlu oraya gizlice geliyor, projenin gerçek müteahhiti olduğunu bilen çok fazla 362 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR kişi yoktu, üniversitede öğretmenim olan İSKİ Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Demir de sadece İSKİ Genel Müdürlüğü sınırları içindeki ihaleyi biliyordu, Sultangazi Belediyesi İnşaatı ihalesinin de Ferit Rızvanoğlu’na ait olduğunu bilmiyordu. İki ihaleye aynı anda hizmet ediyordum. Çok sayıda paravan şirket kurduklarını ve kamu ihalesi dolandırıcılığı yaptıklarını söyleyip beni “gammaz” diye öldürmekle tehtid ediyordular. Şantiye Şefi Ali Kumsar beni “damgalamakla” tehtid ediyor ama neyle itham ettiğini söylemiyordu. Bana referans vererek orada işe alınmama neden olan Sultangazi Belediyesi Proje Müdürlüğü Müdürü Ahmet Çakan (Tel: 0 549 392 92 35) ve Sultangazi Belediyesi Meclis Üyesi , Belediye Başkanı Danışmanı Hayrettin Gürses’e ( Tel : 0 532 275 06 90) şikâyetlerimi ve orada uğradığım saldırıları anlatıyordum. Onlar şahidimdi ancak onların da sanıklardan yana taraf olduklarını tahmin edemedim ve şahitsiz kaldım. Onlar yardım etmeyince Ulusal Parti’de il başkanı olarak görevli Özgür Billur ( Tel : 0 533 413 61 17) ve Bakırköy İlçe Başkan Hasan Fırat ( Tel : 0 534 521 49 42) ile görüşmeye ve kendime şahit yaratmaya çalıştım. İnternette yapmış olduğum araştırmada Ferit Bey diye tanıttıkları ve ihalenin gerçek sahibi olduğun söyledikleri şahsın Ferit Rızvanoğlu olduğunu ve Kamu İhalesi Komisyonu tarafından soruşturulduğunu öğrenmem üzerine firma yöneticileri bana açıkça düşman oldular. Ferit Rızvanoğlu emrindeki bir grup teknik eleman (Hüseyin Karadeniz Tel : 0 531 933 93 21) ve yöneticiyi ( Muzaffer Şakar Tel : 0 533 414 02 21 , 0 555 995 58 52 ; Hüseyin Ceylan Tel : 0 532 297 07 54) onların üzerine kamu ihaleleri almak için kullanıyordu, almış oldukları çok sayıdaki kamu ihalesinin Ferit Rızvanoğlu ile alâkası resmi işlemlerde gösterilmemişti. İşten ayrılmam halinde akıl hastanesi tehtidi altında kalacaktım ve hastane çalışıp çalışmama durumuna bağlı teşhis koymakla tehtid ediyordu. Şantiye çalışanları açıkça şiddet yorumları yapıp ve tehtidler savurarak karşıma hiç bir şey yapmamış gibi davranarak geçiyor ve tepki alıyordular. Bütün bu olayları İEM’ne ihbar ve şikâyet ediyordum ancak ilgili şubeler bana düşman idi. Firma çalışanları da “polis istediği için yaptık” şeklinde laf atarak beni tehtid ediyordular ancak o dönemde İstanbul polisinin düşmanlığını kavrayamamıştım. Polisin bana düşmanlığı Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memurlarından ibaret sanıyordum. Firma çalışanları ve yöneticileri çok uzun zaman boyunca beni taciz ve tehtid ederek kamusal alanda kavga çıkarıp, şahitsiz bırakarak tutuklatma ve hukuki ehliyetimi iftira atarak gasp etmekle tehtid ettiler. 30 Ocak 2013 tarihinde işten çıktım. Şubat 2013’de eğitim çalışmaları yaptım çünkü iki yıla yakın süredir yıpratılacak şekilde ağır iş yükü ve yoğun stres, tehtidler altında çalışmıştım. Tekrar proje tasarım işine girmeye çalıştım. Sertifika programına girmiş olduğum Bilişim Eğitim Dershanesi Bakırköy Şubesi’nde çalışanlar bana iftiralar ve hakaretler savurmaya, derslerde kavgalar ve tartışmalar çıkarmaya başladılar. Fema İnşaat ve Tic. A. Ş. ile iletişim içinde kalarak Microsoft Project bilgisayar yazılımı sertifika programına girmek için bilgi almam için uğraşmama neden oldular. Eğitim danışmanı Gizem Öne (Kızlık Soyadı) her aradığımda rahatsız olmuş gibi davranıyordu ve bana eksik, çelişkili bilgi veriyordu, bazen de hiç bilgi vermiyordu. İşverenlerim sertifika programına gitmem için izin verip vermemek için kararsızmış gibi davranıyordular ve ben o sertifika programının ücretini ödemiştim. Gizem Öne’nin bu kadar abartılı şekilde rahatsız olmuş gibi davranmasını anlamıyordum, dershaneye eğitim için gittiğimde taciz, iftira, hakaret ve ithamlara maruz kaldım. Gizem Öne bana alt kattan laf atarak kendilerinden şikâyetçi olamamam için beni yıprattıklarını söyledi. O dönemde açmış olduğum adam yaralama davasının karar duruşması yaklaşıyordu ve ailemle komşuların tacizleri, tehtidleri acımasız hale gelmişti, polise başvuramıyordum. Dershanenin kafetaryasında görevli kürt kökenli işletmeci bana laf atarak düşmanca davranışlar sergiliyor, daha sonra karşıma geçip incilmiş, kırılmış, zavallı kadın gibi, bana kendisine kötü muamele yapan adam gibi davranıyordu. Ağustos 2012 tarihinde AutoCAD sertifika programı eğitmenini tekniker Murat Gündoğar beni sözlü olarak taciz etmeye, öğrencileri beni karalayarak kışkırtmaya ve hakaret etmeye, bir şey söylediğim zaman bana kendisine hakaret etmiş adam muamelesi yapmaya, kavga çıkarmak için zemin hazırlamaya çalışıyordu. 14 Eylül tarihinde Dr. Erhan bir tekniker ile ilgili şikâyet olduğunu söyleyip bunu beni malûlen emekli etmek için kullanmaya çalıştı. Hangi tekniker olduğunu söylemedi, daha önce ilk işverenimin çok sayıda kişiyle ve yöneticilerin bir kısmı ile ilişkiye giren tekniker/teknisyen bayandan (Eminet Toklucu , Tel : 0 538 304 74 32) tehtidler almıştım. Dershane yönetimine durumu şikâyet 363 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR ettiğimde yönetimin bu durumdan habersiz olmadığını öğrendim. İbrahim Bey adındaki müdür değişmiş, kasıtlı olarak onun yerine Volkan Bey adındaki ( beni ağır ceza hakimi yakınına hakaret eden adam diyerek tehtid eden ) müdür göreve getirilmişti. Telefon konuşmalarımın kayıtları incelenirse kanıta ve bilgiye ulaşabilirsiniz. Çok sayıda taciz ve tehtide maruz kaldığım için tüm olayları İEM’e elektronik posta ve telefonla şikâyet ediyordum, İEM’nün bu adli vakalarda taraf olduğunu bilmiyordum.Hiç bir şikâyetim ve ihbarım dikkate alınmadığı için asılsız ve mantıksız ihbar/şikâyet yapan şahıs olarak zan altında kalmamı sağlamaya çalıştılar. Dış görünüşüm çok bozuldu, çok şişmanladım, cildim bozuldu, evim cehenneme dönüşmüştü, komşular sağlığımı bozacak şekilde tehtid ve taciz etmeye devam ediyordular. Çok sayıda cinsel konuşmayla hormonlarımı etkiliyordular. Ailemin sürekli inkâr edip durumun normal olduğunu söylemesi nedeniyle her şeyi ailemin yüzüne vurdum. Annem ve babam tazminat talebim büyük olduğu için mahkeme için yalan savunma amaçlı iftira attıklarını söyleyip beni sürekli tehtid edip aile içi şiddet iftirası atmak için değişik şekillerde kışkırttılar. BİMER’e 8 Nisan 2013 tarihli 341966 Numaralı başvurum sonucunda T.C. Adalet Bakanlığı ve T.C. İçişleri Bakanlığı soruşturmalar açtı. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak beni tehtid eden ve meslek hayatıma zarar veren, çalıştığım ve eğitim gördüğüm yerlerde zarar görmeme neden olan işverenlerimden şikâyetçi oldum. Ekte kopyesini göndermiş olduğum Fezleke’yi Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne teslim edemedim çünkü hakkında soruşturma açtırmıştım. Yukarıda BİMER başvuru numaralarını vermiş olduğum içişleri bakanlık soruşturmaları sanık Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yaptırıldı ve iddialar soyut bulundu. Bu süre içinde daha fazla yıpratıldım. 11 Nisan 2013 tarihinde Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açmış olduğum Soruşturma No: 2008/1222 dosya numaralı adam yaralama davasını kazandım. Duruşmadan önce sanıklardan biri kendi kendine söylenerek tehtidler savurdu, kişilik bozukluğu olan bu şahıs Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü polis memurlarının yasadışı korumasındaydı ve kendisine açılmış tüm davalarda kanıt yetersizliği nedeniyle tutuksuz yargılanan bir psikopattı ( diğer davalarında müştekiler kaçırılıp kafalarına taşla vurularak yaralanmaktan, bir de resmi kayıtlara geçmeyen ve beni öldüresiye dövdükleri tarihlerde ikamet ettiğim apartmanda esnaf olan bir şahsın bıçaklarla yüzünü parçalamaları suçları vardı) ve açıkça sanıklarla suç ortağı olan annem duruşmaya benim isteğim dışında geldi, duruşmada aramızda bir husumet yokmuş gibi davranıp duruşma sona erdiğinde beni adliyeden 3-5 iri gövdeli polis memuru ile kaçırmaya teşebbüs etti. Hazırlık savcısına durumu anlatıp kurtuldum. Gaziosmanpaşa Murat Otel’de yaşamaya ve iş aramaya devam ettim. Duruşmadan önceki geceyi otelde geçirmiştim, gece otele yerleşen müşteriler beni sabaha kadar gürültü ile rahatsız etti, duruşma için sabah otelden çıkarken uyukluyordum. Çıkış kapısının yerini şaşıracak kadar kötü durumdaydım. Duruşmadan önce sanık ve adliye çalışanları süreki etrafımda dolaşıp anlam veremediğim davranışlar sergilediler. Bir 2. Asliye Ceza Mahkemesi Kalemi memuru bayan önümden geçerek durdu ve kendisini gösterdi (kendisini tanımam, adını bilmem) ve daha sonra kısa boylu ve orta kilolu, esmer ve orta yaşlı bir adam karşıma durarak “erkek gibi davrandın” dedi ancak kendisi ile muhattap olmadım , cevap vermedim, amacının ne olduğunu da bilmiyordum. YTÜ – İnşaat Fakültesi’nde görevli Doç. Dr. Zafer Kütüğ (Tel : 0 532 230 33 48) ile tüm bilgileri paylaşmıştım, tüm olaylar sırasında kendisini arayarak düzenli bilgi vermiştim. Beni Esenyurt’ta çalışmaları olan müteahhit Sait Kutlu (Tel : 0 532 454 88 76) ile tanıştırdı. İşKur vasıtasıyla başvurduğum Soğancıoğlu İnşaat Alçı ve Dekorsyon Ltd. Şti. yöneticisi Fikret Elâgöz, Doç. Dr. Zafer Kütüğ ile aynı gün arayarak ivedi olarak iş görüşmesine çağırdı ve beni işe alacağını söyledi. Duruşmadan önceki günlerde de duruşmadan sonra otelin çevresindeki esnafı kışkırtan şahıslar dolaşıyordu. Duruşmadan önce CHP Sultangazi İlçe Teşkilâtı ile işverenimin tehtid ve hakaretlerine destek vermesi, devamında bu düşmanlığı başka bir olaya bağlama hedefi ile niyetli olmadığım bir gün iftar yemeğine Sultangazi CHP İlçe Sekreteri Fevzi Çoban tarafından çağırıp yemekteki parti üyelerinin ( üç Bulgaristan göçmeni genç) anama hakaret edecek şekilde benimle eğlenmesini ayarlamıştılar. Buradan küfürlü tartışma ile ayrılmıştım. Son iki ay içinde beni sözlü olarak metro, tramvay , sokakta taciz edenler beni “Türkiye düşmanı ilân edip ballı bir şekilde yok ettiklerini” 364 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR söylüyordular. Bunların birkaç tanesinin videosunu çektikten yarım saat sonra Maltepe Gülsuyu Polis Merkezi’ndeki bir komisere göstermiştim. Öğretmenim ve Fikret Elâgöz’ün beni aradığı gün Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı’nda konu ile ilgili dava açmak üzereydim. Beni duruşmadan önce iftira atarak boş gezer ve ailesinin bakımına muhtaç göstermek için profesyonel ve özel hayatımı yok etmiştiler. Beni bana ömür boyu para vermemiş babamın verdiği 20TL haşlık ile yaşayan bakıma muhtaç şahıs olarak göstermeye çalıştılar. Her ay düzenli ödediğim taksitlerimi ödeyemeyecek duruma getirdiler beni. Maddi endişeler ile hemen istedikleri adreslere gittim. Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul’daki Ted Rönesans Koleji şantiyesine ince işlerden sorumlu taşeron firma Soğancıoğlu İnşaat Alçı ve Dekorasyon Ltd. Şti.’nde görevli inşaat mühendisi olarak getirildim. Taşeron firma ve müteahhit firma çalışanları açık şekilde olmasa da aralarında konuşma şeklinde ve uzaktan bağırarak “faşist, inşaat mühendisleri odasına destek çıkıyoruz, şantiyede çalışmanı Bakırköy istedi, kürt kadının namusu için seni öldüreceğim ….v.b.” sloganlar atarak düşmanlıklarını belli ettiler. Bana yoğun baskı uygulayıp tepki almaya çalışıyordular. Çelişkili emirler verip şantiye şefim olan ve Fikret Elâgöz’ün yeğeni olan Emre Üstün ( Tel : 0 530 541 96 33, kendisini bu telefondan arayan ve kimliğini bilmediğim bir şahsın kendisine “Cevat Çalışkan bizi tehtid ediyor “ şeklinde tavır sergilemesini istediğine şahit oldum, aralarındaki konuşmaya kulak misafiri oldum) ile koordineli olarak tüm çalışmalarımı başarısız kıldılar , emrimdeki kalfalar ( Kasım Ada Tel : 0 532 483 40 82 – Komünist olmadığım için ve mühendis geliri ile yaşadığım yüksek hayat standardı nedeniyle bana düşmanlı vardı, bu düşmanlığını belli ediyordu. Hasan Kafla (Soyadını bilmiyorum) Tel : 0 541 436 83 36) uyumsuz davranıyor , hiçbir emrimi ya da müdahalemi kabul etmeden başlarına buyruk davranıp kasıtlı olarak çalışmalarımı baltalıyor, sistematik olarak işverenim Baki Soğancıoğlu’na beni şikâyet ediyodurlar. Bir süre sonra beni iş göremez iftirası ile işten çıkarmaya ve müteahhit firma teknik ofis elemanlarının ve kontrol şeflerinin ( Selçuk Tunç Tel : 0 533 646 94 11 e-posta : [email protected], Nurdan Eğilmez Şapçı e-posta : [email protected] , Meltem Köksal e-posta : [email protected] , Can Gökçe Tel : 0 533 775 71 24) siyasi nedenler ile bana düşman oldukları için baskı uygulamalarını bahane ederek ve bunu benim resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘a bağlayarak beni işten çıkardılar. Müteahhit firma çalışanlarınn siyasi düşmanlığı İMO İstanbul Şubesinde (Adres: Kemankeş Mah. Mumhane Cad. No : 21 Karaköy Beyoğlu İstanbul, Telefon 1: +90 212 2932000 Faks: +90 212 2320912 , o tarihte bu meslek odası Harbiye Şişli İstanbul’da bulunuyordu ) görevli Şube Sekreteri Rezzan Bulut ve kontrol mühendisleri Şirin Hanım (Soyadını bilmiyorum) ve Hasan Ünal, CHP Kılıçdaroğlu yönetimini destekledikleri için ve işverenim Halûk Bozkurt bu siyasi akımda belediye meclis üyesi olduğu için kendisinin suçlarını görmezden gelmekle suçluyordum. Bu meslek odası görevlileri beni 22-24 Şubat 2013 Enerji Kimlik Belgesi Sertifika Kursunda laf atarak ve sonra inkârcı davranışlar sergileyerek tehtid etmiştiler ) baskısını bahane sayarak iftira atan işverenim Fikret Elâgöz ile tartıştım, işten çıkarılışımın gerekçesini ve kesin kararını vermesini bekledim. Şantiyedeki bazı işçiler (yemekhane görevlisi ve ince işler şefi Selçuk Tunç) hiçbir sebep yokken kavga çıkarmaya ve kendilerini tehtid ettirmeye çalıştılar. Yemekhanede çalışan işçi “annesi istedi” diyerek tüm şantiyeyi kışkırttı ve benimle eğlenmeye başlayınca caydırıcı olması açısından kendisini tehtid ettim, kötü örnek olması halinde şantiyede mühendis olarak otoritemi kaybedecektim ancak kendisine herhangi bir zarar vermedim. Aslında “hiçbir şey yapamaz “ diyerek benimle eğlendikleri için kışkırtmaya gelerek dolandırıldım. Selçuk Tunç sürekli uyumsuz davranarak ve Şantiye Şefim Emre Üstün ile ortak çalışarak çalışma programıma müdahale etti ve iş verimimi düşürdüler. Bazı görevlerimi geç yerine getirdim, eksik bilgi verdikleri için tüm işleri baştan yapmak zorunda kaldım. Ben bana iftira atarak işten çıkardıkları için kesin kararlarını bildirmeleri için beklerken onlar benim hakkımda ruh hastası raporu çıkarmışlar , buna destek veren asayiş şube polis memurları ile yüzyüze görüşerek yasadışı bir işlem yapmalarını engelledim ancak bu yasadışı işlemi yasalmış gibi göstermek ve dava açmamı engellemek için ikamet ettiğim sitedeki komşuları ve çalışanları ( Site bekçileri Hüseyin Kartaltaş ve Mustafa, sitenin bahçıvanı orta yaşlı erkek, sitenin bakkalındaki aile) kiralamışlar ve bana işkence sayılacak düzeyde taciz ve sözlü şiddet uyguladılar. 365 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR O şantiyede görevli özel güvenlik şirketi beni öğrencilik yıllarımda kaçıran ve kendisi ile ilgili şikâyetlerimi yaklaşık iki yıldır sanal ortamda dile getirdiğim ve yukarıda kendisinden söz ettiğim Tepe Özel Güvenlik Şirketi idi . Şantiyede görevli özel güvenlik elemanlarından sadece biri destek veriyordu şantiyedeki müteahhit ve taşeron firmaların sözlü taciz ve sözlü şiddetine, şantiye sınırları içinde adli vaka ayarlamaya çalışıyordular. Kürt kökenli bir özel güvenlik görevlisi “kürtler hakkında kötü şeyler yazma” diye bağırıyordu , İSG Uzmanı İbrahim Bey “internette faşist slogan “ diye bağırıyordu. Resmi internet sitem milliyetçi anlayışa uygun yazları içerdiği için ve daha önce başıma gelen her türlü olayı ayrıntılı olarak içerdiği için oradan benimle ilgili geniş bilgiye sahip olmuştular ve o sitede onların alehine bir şey yazıp bana saldırmaları için bahane yaratmak amacıyla her türlü baskı ve uyumsuzluğu sergiliyor, çalışma verimimi düşürüyor ve kışkırtıyordular. Daha sonra özel güvenlik şirketi müdür ve diğer özel güvenlik şirketi elemanları da düşmanlıklarını açıkça belli ettiler. Şehirdeki tüm özel güvenlik şirketlerini kışkırttılar, her gittiğim kamusal alanda veya özel sektöre ait işyerlerinde (Tramvay ve Metrobüslerde, Çağlayan Adliyesi ve İSKİ Genel Müdürlüğü’nde Akdeniz Özel Güvenlik, Metroda Bilge Özel Güvenlik, YTÜ ve çalıştığım şantiyede Tepe Özel Güvenlik ) özel güvenlik şirketi elemanları bana sözlü tacizde bulunuyordu. Müteahhit firma ve şantiye şefim Emre Üstün çelişkili, eksik ve gerçekleştirilmesi imkânsız emirler vererek beni iş için yetersiz iftirası ile işten çıkardılar. Kesin kararı bildirmeleri için bekledim. Firma merkez ofisinden ayrılmdan önce firma yöneticisi Fikret Elâgöz’e küfürlü şekilde uyarıda bulundum ve küfürlü tepki koydum ortaya çünkü beni gizlice tehtid etmiştiler. Bana yapılan saldırıları milliyetçi olmama ve komünist olmamama bağlı göstermişlerdi. Fikret Elâgöz benimle telefonda (telefon numaram 0 539 576 03 35 ve 5 yıl öncesine kadar tüm telefon konuşmalarımın incelenmesine izin veriyorum ve incelenmeleri için arz ediyorum) konuşurken telefonu kapatmadan önce “iş bulamazsın faşist” şeklinde tehtidler savuruyordu. İşten çıkarırken düşman oldukları internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘dan rahatsız olduklarını söylediler, beni telefonla arayan annem de o internet sitesini kapatmazsam aç kalacağımı söyledi. Birkaç gün ekmek ve suyla yaşadım, sosyal yardım için başvurdum, bana borç veren arkadaşlarım ve Doç. Dr. Zafer Kütüğ’nün vermiş olduğu 100TL ile hayatta kaldım. İki defa almış olduğum sosyal yardım ile iş aradım. Bulunduğum adreste yola park edilen araçlar ve daha sonra komşular, devamında tüm Aydınevler Mahallesi ve Maltepe ilçesi halkı sapıkça tehtid etmeye başladı. “Devletten tazminat isteyen şerefsiz “ diyerek ve “işverene hakaret” gibi plânlanmış iftiralar ile bana aylarca maddi ve manevi saldırıları düzenlediler, siyasi nedenler ile bana düşman olan ve sanıkların destekçisi olan şahısların maddi / manevi saldırılarına maruz kaldım. Yaklaşık iki senedir toplu ulaşım vasıtalarında ve gittiğim her yerde Kürt kökenli ve anayasal düzen düşmanı şeriatçı şahıslar tarafından tehtid ve taciz ediliyordum. Sebebi beni işten iftira ile çıkaran müteahhit firmanın şeriatçı siyaset yapan Ilıcak ailesine ait olmasıdır . Taciz ve tehtidler iş için Maltepe ilçesine gittiğim ve Maltepe Otel’e yerleştiğim an başladı. Tüm Maltepe halkı açık şekilde kavga çıkarmak için bahane arıyordu. Yıllardır bana yardımcı olmayan, can ve mal güvenliğimi sağlamayan Terörle Mücadele Şubesi, Organize Suçlar Şubesi ve Mali Suçlar Şubesi ile telefonda konuşuyordum, çelişkili davranışlar sergiliyordular. Bazen beni kurtaracak gibi konuşup bazen de açık şekilde düşmanımı destekleyecek şekilde konuşuyordu telefonuma cevap veren görevli komiserler. Bu nedenle küfürlü kavgalar çıkıyordu aramızda. Beni bulunduğum adreslerde iğrenç ithamlar ve tehtidlerle, tacizler ile kışkırtıp küfüre alıştırmışlardı. Bu olaylar başlamadan önce küfür etmeyi çok kötü ve aşağlık bir davranış olarak görüyordum. Beni Maltepe Aydınevler Mahallesindeki adresime getirmeden önce orada atacakları iftiralara mesnet olacak iftiralar atmıştılar ve oraya gitmemi aylar önceden plânlamıştılar. Cinsel durumumu değiştirdiler, hayatımı ve hukuki ehliyetimi tehtid ederek dava duruşmasından önce bekâretimi bozmama neden oldular. Beni önceki yıllardaki gibi toplu iftira ile kaçırıp işkence yapacaklarını, cinsel hayatımı ve özel hayatımı yok edeceklerine inandım. Buna teşebbüs ettiler ama başaramadılar. Ancak bu nedenle 14 Mart 2013 tarihinde pahalı bir escortla (hayat kadını ile ) ilişkiye girerek bekâretimi 37 yaşında bozdum. Cinsel durumumu değiştirdiler ve beni kasıtlı olarak getirdikleri adreste bu cinsel durum değişikliğini iftiralar atmak için kullandılar. 14 Mart 2013 tarihinde tecrübesiz ve heyecanlı olduğum için sonraki aylarda da 6-7 escortla daha birlikte olmuştum. 366 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR Düşmanlarımın iftira atmak için kullandıkları çirkin, yaşlı, vasat görünüşlü veya genç ama şeriatçı, yobaz kadınlara ihtiyacım yoktu. Ancak daha önceki işyerlerimle ilgili attıkları iftiraları doğru kabul ederek mesnet alıp yeni iftiralar attılar. Bana saldıran Tepe Özel Güvenlik Şirketi’nin öğrencilik yıllarımda Ülkü Ocakları Misafirhanesi’nde beraber ikamet ettiğim ülkücü militanlar ve öğrencileri kullanarak bana iftira atarak koydurduğu iftira teşhisi mesnet alarak komşular çalışmamı ve uyumamı engellediler. Beni yorgun düşürecek kadar tehtid ve taciz ettiler. Geceleri silâh sıkarak ve ölüm tehtidleri savurarak uyumamı engellediler, yorgunluktan işe giremedim, para kazanamadım. Evimdeki eşyalar ve kıyafetler zarar gördü, bir kısmı kayboldu. Evim güvenli değildi, Maltepe Küçükyalı Karakolu MHP’ci site bekçisi ve esnafı ile açık şekilde suç ortaklığı yapıyor, Sultagazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giden içişleri soruşturmasında dolandırıcılık yapmaya çalışıyordular ve başarılı oldular. O soruşturmadaki iddialar soyut bulundu, ifadem bile alınmadı. Bir asayiş polis memurunu (bana davacı olmamam için baskı uygulayan, 2008 yılında açmış olduğum davada sanıklardan rüşvet alarak komiserleri soruşturma yapmamaları kandıran polis memuru) benim babamın arkadaşı sıfatıyla bana şikâyetçi olmamamı söylediği ve benim kabul ettiğimi iddia etmek için bana ömrümde nerdeyse hiç para vermemiş babamı bana bakan kişi olarak gösterip, hiç tanımadığım ve adını bile bilmediğim polis memurunu babamın arkadaşı sıfatıyla saydığımı ve istediklerini yaptığım şeklinde yalan bir iddiaları vardı. Maltepedeki adreste yıpratıldım ve sosyal yardıma muhtaç bırakılınca iddilarına yalan kanıt ayarlamış oldular. Ben bu soruşturmanın sonucunu kabul etmiyorum. Resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘da yazmış olduğum siyasi ve toplumsal yazılar çok sayıdaki siyasi ve dini grubun bana düşman olmasına neden oldu. Bu internet sitesi defalarca saldırıya uğradı ve siteme saldırı düzenleyenler bazı yazıları, belgeleri, fotoğrafları, videoları silindi. Asıl önemli olan beni madur edenlerin taciz, tehtid, dolandırıcılık, gasp, iftira, hakaret gibi suçlarının ayrıntılı tarifleri, yani suçların nasıl işlendiğini ortaya koyan ayrıntılı açıklamaların silinmesi idi. Siyasi grupların saldırı yöntemlerini teşhir ettiğim için site önem kazandı. Bazı resmi başvurularımda resmi inernet sitem www.cevatcaliskan.com ‘daki yazılarımın ihbar sayılmasını arz etmiştim. Bu internet sitesinin önemli olmasının bir değer nedeni de buydu. Sitem saldırıya uğradıkça (topluma açık yerlerde dizüstü bilgisayarımı kullandığım için giriş şifresini çalmışlar defalarca) tüm yazıları defalarca baştan yazdım. İnternet sitemde beni tehtid eden şahıslarla ilgili şikâyetlerimi dile getirerek bana olan düşmanlıklarını anlatıyordum, kanıtlarımı ve güvenlik kuvvetlerine yapmış olduğum ihbarları açıklıyor, resmi belgelerin kopyelerini yayınlıyordum, yapmış olduğum ihbarların tam ve orijinal metnini yayınlıyordum. Bu şekilde can güvenliğimi sağlamaya çalışıyordum. Sanıklar arasında siyasi partilerde görev alan eski işverenlerim, polis memurları ve devlet memurları da vardı. İnternet sitem dava edilmedi, beni maddi ve manevi olarak yıpratarak “seni işsiz bırakacağız, internet sitesini kapatmazsan açlıktan öleceksin” tehtidi savurdular ve aylardır işsizim, borçlarım nedeniyle hakkımda resmi işlem yapılacak. Sosyal yardım alarak ancak temel ihtiyaçlarımı karşıladım, ikamet ettiğim adreste işkence boyutunda olan sözlü şiddet ve tacizler nedeniyle normalin üstünde harcamalar yaparak otellere ve lokanta, kafetarya gibi yerlere para harcamak zorunda kaldım, o yerlerde de sözlü taciz ve tehtidler devam etti. Tüm siyasi kavgalar ve düşmanlıklar suni olarak çıkarıldı, siyasi kavga görünümü yaratılarak yaklaşık 13 yıllık bir zaman dilimi içinde defalarca şikâyet etmiş olduğum bazı devlet memurları ile ilgili devam eden şikâyetlerimi engellemek ve haklarımı gasp ettiler. Sözkonusu devlet memurlarından şikâyetçi olmuştum ve haklarımı gasp etmek için beni defalarca kaçırmıştılar, tehtidle baskı altına almıştılar ve benden “şikâyetçi değilim” şeklindeki ifadeleri cebren, kendi iradem dışına almıştılar. Dava açma hakkım gasp edildi, hukuki ehliyetim saldırıya ve iftiraya uğradı. Şikâyetçi olduğum sanıklar kendi siyasi ve ticari çevrelerini kışkırtarak can ve mal güvenliğime, namusuma saldırdılar. Gittiğim her iş yerinde kendi amaçlarına uygun senaryolar ve bu senaryolara dayalı iftiralar attılar, namusuma ve şerefime saldırarark sert konuşmama neden oldular, beni kabadayı diye yanlış tanıtmaya çalıştılar. İEM’ne karşı vermiş olduğum hukuki savaşı bir kabadayının yasadışı 367 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR saldırısı olarak göstererek beni karalamaya, beni müşteki iken sanık yapmaya teşebbüs ettiler. Sözkonusu şahıslar arasında CHP, AKP, MHP, BDP üyeleri / sempatizanları ve önemli devlet kurumları çalışanları, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü çalışanları vardı. Sanıkların kalabalık olmasının nedeni sosyal paylaşım internet siteleri ve internet ortamında etkili şekilde Ulusalcı siyaset yapmam ve ülkü ocaklarının, ülkücü devlet memurlarının saldırısına uğramam, sol görüşlü olmamama rağmen sağcı grupları kışkırtmalarıdır. Kendi isteğim dışında yıllar sonra beni siyasi kavgalara sokarak anayasal düzeni savunan açıklamalar yapmaya zorladılar. Siyasi çalışmalarıma uzun yıllarca ara vermiştim. 2008 yılında açmış olduğum adam yaralama davası şikâyetimde polis memurlarının hatırlı kişiler (davamda yalancı şahit olan ve yalancı şahitliği ispatlanmış olan Şenol Erdağı milli sporcu Sinan Şamil Sam’ın akrabası idi) için şikâyetimi engellemeye çalışmaları, baskı uygulamaları, ihbarlarımı kabul etmemek için şahsi tartışmalar çıkarmaları ve yüzleri kızarmadan hareket etmeleri sonucunda sanal ortamda (sosyal medya paylaşım sitelerinde) bu polis memurları ile ilgili yazılar yazdım. Bu yazılar bir vatandaşın yasal ve belgelere dayalı şikâyetleri iken sanıklar ve taraftarları şikâyetlerimi siyasi kavgaya dönüştürmek için canıma, malıma ve namusuma saldırıp bu saldırıları kabul ettiğimi iddia ederek beni kışkırttılar. Siyasi açıklamalar yapmayı gereksiz buluyordum çünkü 90 yıla yakın süredir değişmeyen ve gizi oy kullanılarak oy sandığından çıkan bir Cumhuriyet Rejimi vardı. En iyi cevap oy kullananların kendi tercihleri doğrultusunda anayasal düzeni 90 senedir yaşatması idi. Espiri ve yorum yeteneğim nedeniyle etkili yorumlarda bulundum ve anayasal düzen düşmanı ( komünist, şeriatçı, etnik terör yanlısı ) grupları kışkırtmış oldum, ancak beni bu davranışa sanıklar zorladı. Anayasal düzene saldıranlara cevap vermemeyi ihanet olarak gördüğüm için onların saygınlığını azaltan açıklamalar yazmak zorunda kaldım, bu açıklamalar gerçeklere dayalı yasal açıklamalar idi. Aptalca ütopyalarla ve tüm dünyayı ele geçireceğini savunan akla, mantığa aykırı siyasi görüşlerle alay ettim. Kanıt olarak ortaya onların 3-5 milyon kişilik gruplardan oluşutuğunu ve Dünya nüfusunun 7 milyar kişiye yakın olduğunu koydum. Bu açıklamalar suç teşkil etmediği için beni önce Maltepe’deki adresimde öldürmeye teşebbüs ettiler, daha sonra namusumu ve şerefimi karaladılar, maddi gücümü ve profesyonel hayatımı gasp ettiler, hukuki ehliyetime saldırdılar. Bunu beni iki seneye yakın süre ile yeterince uyumamı engelleyecek şekilde taciz ve tehtid ederek, yorgunluk ve sağlık sorunları yaratarak yaptılar. İstanbul’un her ilçesinde, toplu ulaşım araçlarında, işyeri ve kamu / özel sektör kuruluşlarındaki siyasi saldırılar “devletten şikâyetçi olanı toplumsal mutabakatla topluca yok ediyoruz, öldürüyoruz” sloganı ile öldürmeye teşebbüs etmelerinin nedeni dava açabilmem için gerekli imkânları elde etmemi engellemek idi. Bazı sanıkları senelerce dava edemedim, şikâyet ettim, resmi işlemler savsaklanarak yıpratıldım, soruşturmalara fesat karıştırıldı. T.C. İstanbul Anadolu Savcılığı’na başvurarak Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü’nü ikamet ettiğim adreste tehtid edilmeme ve maddi imkânlarımın gasp edilmesine izin vermekle, bulunduğum adreste maddi/manevi olarak yıpratılmam ile ortaya çıkan sonuçların Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde açılmış olan bir İçişleri Bakanlığı soruşturmasında soruşturma dolandırıcılığı için kullanmakla, bölgede görevli polis memurlarının laf atarak ve hakaret edecek tarzda eğlenerek düşmanlarım tarafından maddi, manevi olarak linç edilmeme destek vermekle, beni bir karakoldan diğerine, bir şubeden diğerine göndererek aylarca savsaklamakla suçladım. Maltepe’de görevli polis memurları sürekli olarak beni bir karakoldan diğerine, bir şubeden diğerine gönderip tüm zamanımı paramı tüketiyordular. Şehirdeki tüm özel güvenlik şirketi elemanları “özel güvenlik şirketlerinin gücünü gösteriyoruz, hiç kimse özel güvenlik şirketlerinden davacı olamaz” diyerek beni tehtid ve taciz ediyordu. İkamet ettiğim adresin çevresini bu özel güvenlik şirketleri tarafından korunan işyerleri çevrelediği için şahitsiz kalmıştım. Adliyeler ( Anadolu Adliyesi, Çağlayan Adliyesi) de bu özel güvenlik şirketleri tarafından korunduğu için oralarda da tehtid ve baskı altında kalıyordum, hakarete uğruyordum. Bazı geceler sabaha kadar “seni dilenci yapacağız, açlıktan öldüreceğiz “ diye tehtid edip ertesi gün Anadolu Adliyesi’ne nöbetçi savcılığa gidince giriş kapısında görevli özel güvenlik görevlisi “dilenci” diye laf atıp beni kışkırtıyordu. 368 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR BİMER (8 Nisan 2013 tarihli 341966 numaralı başvuru) vasıtasıyla açılmış İçişleri Bakanlığı soruşturmasını siyasi nedenler ile İEM Organize Suçlar Şubesi’ne göndermek yerine sanık Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gönderen İstanbul Valiliği Evrak Bürosu Memuru’nu suçladım. Daha sonra İEM Organize Suçlar Şubesi’nin bana düşman olduğumu anladım. Şube suçlamalarımı soyut buldu. Sebebi 8-10 Eylül 2012 tarihleri arasındaki bir tarihte İEM Mali Suçlar Şubesi ve Organize Suçlar Şubesi’ne başvurmam ve işverenlerimin benim çalışma hakkımı gasp ettiklerini ve beni öldürmekle tehtid ettiklerini, siyasi kışkırtmalar yaptıklarını şikâyet ettiğimde Mali Suçlar Şubesi’nde karşıma bana düşman olan bir polis memurunun karşıma çıkmasıdır. 2000-2001 yılında Üsküdar Ülkü Ocağı misafirhanesinde ikamet ediyordum ve YTÜ’de görevli Tepe Özel Güvenlik Şirketi tarafından kaçırılıp kendi isteğim dışında cebirle ruh ve sinir hastalıkları hastanesine kapatıldım, orada vücudumdan çok fazla kan alınarak beni halsiz ve güçsüz düşürüp tehtid ve baskı altına aldılar, eğitim hakkımı ve çalışma hakkımı gasp ettiler. Bu durumu o polis memurunun yüzüne vurdum ve ömür boyu şikâyetimden vazgeçmeyeceğimi söyledim. Açmak üzere olan şahıs firmamın adı “Cevatça İnşaat” idi ve bu şahıs firmasında asla rüşvet verilmeyeceğini söyledim, rüşvetçi ve görevini kötüye kullanan devlet memurlarından nefret ettiğimi dile getirdim. Bu açıklamamı ve internet sitemde rüşvet alan devlet memurları ile toplumu güldürecek şekilde alay etmem nedeniyle rüşvet alan devlet memurları beni dava edemedi, ekonomik ve sosyal yıpratma ile, karalama ile yok etmeye çalıştılar. Bu şikâyetime neden olan eylemlerinin sebeplerinden biri de budur. Ayrıca iftira atarak ve davacı olmamı engellemek için ikamet ettiğim sitedeki komşuları kiralayarak benim maddi durumumu gasp eden, adımı karalayıp beni farklı tanıtan , davadan önce beni yıprattıran işverenim Soğancığolu İnşaat ve müteahhit firmadan şikâyetçi olmuştum. Başvurduğum Cumhuriyet Savcıları’na şikâyetlerimi açık şekilde anlattım ve kendilerine vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini taciz ve tethtid altında yazdığımı, ikamet ettiğim adreste ve ilçedeki işyerlerinde taciz edildiğimi, tehtid edildiğimi ve karalandığımı açıkladım. Buna bağlı olarak can güvenliğim olmadığını ve o dilekçeleri çok hızlı ve dikkatsiz yazdığımı (bilgisayarda klavyeyi on parmak yazarak kullandığımı ve çok hızlı hareket ettiğimi) kendilerine açıkladım. İfadelelerimi imzalayacağım an o kadar yorgun düşmüş oluyordum ki ifadeleri görevli Cumhuriyet Savcısı’nın emrindeki savcılık kalemi görevlisine yazdırırken dinlememe güvenerek imzalıyordum. Bazı ifadelerimde adres bilgilerim yanlış yazılmış, birinde ise eğitim durumum hakkında yanlış bilgi var. Verdiğim şikâyet dilekçelerimde benim alehime olacak çok büyük ifade hataları vardı ki sanıkları bunları resmi internet sitemde yayınlamam üzerine suçlamalardan kurtulmak için daha çok dolandırıcılık yapmak için farklı saldırılar düzenlediler. İkamet ettiğim adreste günün 24 saati tacizde bulunuyorlar yerine “… bulunuyorum” şeklinde yanlış bir ifade kullanmam üzerine daha önce kim olduklarını ve yönlerini belli etmeden tehtid ve taciz eden komşular beynimi acıtacak şekilde bağırıp sözlü şiddet uyguladıktan sonra onlara küfürlü şekilde uyarılarda bulunmama neden oldular. İkamet etmekte olduğum binanın üst katlarında oturan ve yüzlerini görmediğim, kim olduklarını bilmediğim komşular taciz edildiklerini savunurak şikâyetçi oldular. Bu durumda benim tüm şikâyetlerimi ve resmi başvurularımı savsaklamak için beni süreki bir karakoldan diğerine gönderen, karakola gönderip şikâyetimi dikkate almayan, karakola gittiğimde anlamadığım laflar ederek daha sonra Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ndeki soruşturmadaki yalan iddiayı doğruladığımı, yani babamın arkadaşı olduğunu iddia ettikleri polis memuru ile arkadaş olduğumu iddia ettiler. Sözkonusu sanık polis ve babam benim yasadışı şekilde cebren akıl hastanesine kapatılmamı üstlenip benim buna izin verdiğimi, yani kendi isteğimle gençliğimi ve sağlığımı harcayacak zararlı yan etkileri olan, iş bulmamı ve çalışmamı engelleyen ilâçlar iddia etmiş. Benim ifademe bile başvurulmadı, üzerinden soruşturma yaptıkları metni bana okutup onaylattmadılar. Elektronik ortamda herkes benim iletişim ve kimlik bilgilerimi kullanarak benim adıma asılsız suçlamalarda veya iddialarda bulunabilir. Bulunduğum ilçedeki halk ve çok sayıda tesettürlü kadın beni linç etemeye çalışıyor, her yerde kavga çıkarmaya çalışıyordular. Sokakta 50 metre yürüdüğümde 5-6 kadının tehtidine ve tacizine maruz kalıyordum. Günün 24 saati tehtid ve taciz altında olduğum için çalışamadım. Dişlerim delik deşik (gerekirse diş röntgeni çektirip kanıtlayabilirim) oldu, bedenimi yıprattılar, biyolojik yaşımı ilerlettiler yani ihtiyarlattılar. İftira için kullandıkları şahıslara yakın ve vasat insan dış görünüşü yarattılar. Ayakta duramayacak haldeydim ve yolda sallana sallana gözlerimi açamayacak şekilde yürüyordum. Gözlerimi 369 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR açmakta zorluk çekiyordum. Beni öldürmekle tehtid ediyordular, “devletten şikâyetçi olduğum için beni topluma öldürttüklerini” söyleyerek maddi ve manevi zarara uğratıyordular, zamanımı çıkardıkları sorunlar için harcamama ve büyük miktarda paralar harcamama neden oldular ve beni bana düşman olan annemin vereceği paraya muhtaç gösterdiler. Annemin ve babamın bana düşman olduklarını ve onlar ile yaşamayacağımı açıkça söylüyordum, kendilerinden şikâyetçi ve davacıydım. Sitedeki komşular ve ikamet ettiğim sitenin çevresini çevrelemiş olan inşaat alanını koruyan (o çevre tamamen izole edilmiş ve şahitsiz bırakıldım) Tepe Özel Güvenlik Şirketi çalışanları geceleri iğrenç ithamlar ve “silâhla vurma, öldürme” tehtidleri ile teslim olup kendi isteğimle tımarhaneye başvurmamı, tazminat ve ceza taleplerinden vazgeçmemi, haklı olduğum için beni yok etmek zorunda olduklarını söylüyerek sözlü şiddetle beni aylarca yıprattılar. İş bulmamı engelleyerek aç bırakacaklarını ve açlıktan öldüreceklerini söyleyip sadece asgari geçimimi sağlayacak kadar para bulmamı ( bazen ailem, bazen de Doç. Dr. Zafer Kütüğ’nün tanıştırdığı mütehhit Sait Kutlu’nu iş çevresi ile iş yaparak para temin ediyordum) ve kredi kartı borçlarımı ödememi engelleyerek 14 bin Türk Lirasına yakın aylardır taksitleri ödenmemiş borçlar nedeniyle dava edilmem durumunu yarattılar. Bu tehtid için Tepe Özel Güvenlik Şirketi’nin (Bilkent Holding’e bağlı bir şirket olduğu için çok sayıda işyeri sahibi ve dar gelirli saldırgan kendilerinden ödül adı altında para alarak beni taciz edip zabıtlar tutturuyor) göreli olduğu, yani müşterisi olan HSBC Bankasının alacak yönetimi biriminin beni tehtid etmesini , ödeme yapacağım dönemlerde ödemeyi yapmadan bir saat önce arayıp kredibilitemi yok etmek için kavga çıkarıp ödeme yapmamı engellemeye çalışıyordu. Banka görevlileri ödeme gücüm olmadığı zaman baskı uygulayıp tehtid ediyor ve benimle alay ediyordu. Bankanın bazı şubelerinde özel güvenlik elemanları beni tehtid ediyordu. Bunu gizlice beni daha önce aylarca alıştırdıkları yöntemle yapıyordular. Üzerine alınma diye bir psikotik bozukluk belirtisi var ve bunu kasıtlı olarak taciz etmek için maske olarak kullanıp, aylarca açıkça ve sapıkça tehtid ettikten sonra sadece kötü niyetlerini belli edip cevap vermeme neden oldular. Yani birçok mekânda açık şekilde taciz ve tehtid edip, aynı yöntemleri hatırlatıp kritik anlardan sorunlar çıkarıp tepki vermeme neden oldular. Savcılığa başvurduktan sonra Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker 20 günlük yıllık izine çıktı, bu süre içinde olayı farklı göstermek için bana cinsel iftiralar attılar, saldırıyı daha önce açıkladıkları gibi para karşılığında değil, cinsel iftralara dayalı aşağalamaya dayalı olarak yaptıklarını iddia etmeye başladılar. 50’den fazla defa 155 polis ihbar ve şikâyet hattını aradım. Polis ve jandarma görevlileri açıkça taraf tuttular. Topluca soruşturma dolandırıcılığı yapmak için haklarımı gasp ettiler, çalışmamı engellediler, bedenimin zarar görmesine ve profesyonel hayatımın yok olmasına neden oldular. Yaklaşık iki yıldır tek bir bilgisayar veya mühendislik kitabını bitirmeme, hatta doğru dürüst uyumam için zaman bulmama izin vermediler. T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde (Kartal / İstanbul) görevli özel güvenlik şirketi, savcılık kalemi ve diğer bölümlerin çalışanları, polis memurları beni savsaklamak için tehtid ve tacizle o adliyeye defalarca gitmeme neden oldular, adliye sınırları içindeki başvurularımı baskı altına aldılar. Açmış olduğum davaların iftira davası olarak ele alınması için ifademi baskı altında vermeme neden oldular, ifadeden önce ve ifade sırasında koridordan tehtidler savurarak ifademi etkilediler. Benim suçlamalarım ceza davası için idi, beni yıpratarak haklarımı gasp ettiler. Adliye çalışanları Başsavcı vekilleri görüşmemi engellediler. Herkese “MHP’ci“ diye tanıtıp “MHP’ye haber verelim, MHP’ci bizden davacı olamaz” şeklinde tehtidler savurdular. Adliyedeki asansörlerde defalarca tehtid edildim, adliye sınırları içinde adli vaka yaratmaya yönelik tacizler ve tehtidlerde bulundular. Asansörde iri gövdeli şahıslar beni kışkırtıp kavga çıkarmaya çalıştılar, beni tehtid ve taciz ederek benimle eğlendiler. Adliyede görevli polis memurları peşimde dolaşarak benim hakkımda yorumlar yapıyor, adliyedeki kafetaryada yemek yedikten sonra ve adliyeden çıktıktan yarım saat sonra ayaklarım yerden kesiliyor, yere basmakta zorluk çekiyordum. Kasıtlı olarak tüm sanıklara destek veren, tek soruşturma yapılması gerekirken beni 4 soruşturma açtırmaya sevk eden, yapmış olduğum açık ve net suçlamalara rağmen benim adliye içindeki özel güvenlik şirketi elemanı ve çalışanlardan oluşan organize suç örgütü tarafımdan yıpratılmamı ve tehtid 370 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR edilmemi engellemeyen Cumhuriyet Savcılarından ve hiç bitmeyen tehtid ve tacizler nedeniyle haftasonlarında başvurduğum ve işlem yapmayan Nöbetçi Cumhuriyet Savcılarından şikâyetçiyim. Müşteki olduğum için çok sayıdaki adli vakada yer alan sanıkların beni yıpratması için sanıkları önemli şahıs olarak gösterip benim hakkımda haksız ithamlarda bulunmalarına destek verip soruşturma ve ispatlama adı altında bana günlerce işkence yaptıran ve sanık yakınlarına linç ettiren, toplumu topluca saldırması için kışkırtan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden şikâyetçiyim. İstanbul sınırları içinde güvenlik kuvvetleri beni açık şekilde yıpratıp haklarımı gasp ettiği için, tüm özel güvenlik şirketlerinin beni tehtid etmesine izin verdiği için can güvenliğimin korunması için bana beden koruması verilmesini, açtığım soruşturmaların ifadelerini tekrar vermem için bana İstanbul Barosundan avukat verilmesini arz ederim. “Aç bırakma” tehtidi savurup her gittiğim iş yerinde tehtid edilmeme ve iftiraya uğramama neden oldukları için, çalışmamı ve iş bulmamı engelledikleri için sanıklardan tazminat talep ediyorum. Tazminat miktarını bilirkişinin tespit etmesini arz ederim. Eğitimime zarar verdikleri için üniversiteden yaklaşık 12 sene geç mezun oldum. Bu süre içinde sistematik olarak baskı ve tehtid altında yaşadım, hakaret ve iftiraya uğradım. Mezun olduktan sonra çalışmamı engellediler, özel ve profesyonel hayatıma iftira atan İEM’nde görevli polis memurlarından ve devamında haklarımı gasp eden adliye çalışanlarından tazminat talep ediyorum. Yapacağınız soruşturmanın sonuna kadar beslenme, barınma, ulaşım ve iş bulmam için bana terör maduru sıfatıyla sosyal yardım verilmesini arz ederim. Sanıklar ikamet ettiğim adreste yazı yazamayacak rahatsız ettikleri için son üç günü Kadıköy Bağdat Otel’de geçirdim. Oradaki çalışanlar beni sözlü olarak taciz etti, odamda iken rahatsız etti ve sataşmalara cevap verip kavga etmem için kışkırttılar. Yapmış olduğum başvurular için gereken kantıları toplamamı ve üst kurumlara başvurmamı engellemeyi hedefleyen sanıklar beni kendi evimde ve yemek yediğim her yerde (İstanbul Simit Saraylarının , Hacıoğlu Lahmacun’un tüm şubelerinde, Burgerking şubelerinde, otellerde ve hatta her markette tehtid ve taciz ediyorlar, hakaretler ile kışkırtıp tutuklanmama neden olacak tepkiler vermeye zorluyorlar ve bunlar kesintisiz olarak günün 24 saati ve her mekânda devam ettiği için dayanılmaz oluyor, bazen sert tepkiler vermek zorunda kalıyorum. Karakollar şikâyetlerimi dikkate almayıp savcılıklara gönderiyorlar, adliyelerde tehtid ve taciz edilerek eksiksiz ifade vermemi engelliyorlar. Şikâyet dilekçelerini yazarken de taciz edildiğim için yanlış ve eksik ifadeler oluyor başvurularımda kullandığım şikâyet dilekçelerinde. Beni uzun süre cinsel ve siyasi tacizlerle yıpratarak savsaklayan sanıklar ( İEM’ne şikâyet etmiş olduğum sanıklar hakkındaki ihbarların orijinal metinlerini ve tarihlerini resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘da yayınladım) davacı olma hakkımı gasp ettiler, takipsizlik verilmesine sebep oldukları gibi bu suçları için görevli Cumhuriyet Savcılarını da kışkırtıp destek aldılar, adiye savcılık kalemleri de bu suça iştirak etti. Suçladığım karakolların, Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı şubelerin, kamu ve özel kuruluşlarının, adliyelerin güvenlik kameralarındaki görüntülerinin kayıtlarını kanıt olarak gösteriyorum. Açılmış olan soruşturmaların savcılıktaki dosyalarında daha geniş bilgi ve açıklamalar, belge ve kanıtlar bulunuyor. Bu belge ve kantıların bir kısmını ekte gönderiyorum. Şikâyetçi ve davacıyım. Saygılarımla, Altmışlar Sitesi Tunca Apt. No: 20/A Siteler Yolu Sokak Aydınevler Mahallesi T.C. Kimlik No: Maltepe / İstanbul 15055262556 0 537 057 68 68 ( 0 539 576 03 35) , [email protected] , www.cevatcaliskan.com, www.facebook.com/cevatali , http://www.facebook.com/djevatali 371 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR Ekler : 1. 1. Kanıtlar : Dijital kayıt depoları , 2 adet ( Birinin kapasitesi 500GB, diğerinin kapasitesi 1TB ) . Bu dijital kayıt depolarında : Son 5 sene içindeki özel, profesyonel ve sağlık durumumla ( vücut ağırlığımındaki değişikliği tespit için yarıçıplak , şahsi kayıtlar) ilgili video ve fotoğraflar. Suçlamalarımda yer alan sanıklar için son derece somut , hatta olağanüstü derecede ayrıntılı bilgi sunan kayıtlar. İşverenlerim ve iş yerleri ile ilgili görüntüler. İlgili birim bu kanıtları incelerse çok önemli istihbarata ulaşabilir.. Çalışmış olduğum firmalardaki çalışmalarım, o firmalardaki yasadışı işlerin dijital kayıtları ve belgelerin dijital görüntüleri, ihbar sayılacak videolar ve fotoğraflar. Daha ayrıntılı açıklama için ifademin görevli şube tarafından alınmasını arz ederim çünkü bu bilgileri gelişigüzel şekilde kopyalanmış ve karışık şekilde bulunuyor, şahsen bilgi ve tarifler vermem gerekiyor. Beni taciz eden şahısların ve taciz edildiğim mekânların ( kafeler, lokantalar, otobüsler, metrolar, tramvaylar, vapurlar, ..v.b.) eşgallerini ortaya koyan video ve fotoğraflar. Mühendislik çalışmalarım ve eğitim için kullanmış olduğum kopye lisanssız yazılımlar, eğitim videoları ve yazılar. İşverenler, takibi yazılım firmalarının şikâyetine bağlı olduğu için ve bu yazılım şirketlerinin şikâyetçi olmadığını varsayarak kopye yazılım kullanıyordurlar. Beni zor durumlarda bırakarak hayatım ve hukuki ehliyetim tehlikede olduğu için bu suçu üstlenmeye zorladılar. Kanıt adı altında beni başka işyerlerinde çalıştırıp vakalar ayarlayarak dolandırdılar, “kendilerine kanıt” adı altında haklarımı gasp ettiler. Bana kademeli olarak bir iş yerinden çıkıp diğerinde daha çok kopye yazılım kullandırttılar. Can güvenliğim olmadığı için ve İEM’ne bağlı polis memurları kendileri ile ilgili açılmış soruşturmalada soruşturma dolandırıcılığı yaparak hayatımı tehlikeye sokmuş oldukları için karşı çıkamadım, komik rakamlar karşılığında çalışarak hayatta kalmaya çalıştım. BİMER’e yapmış olduğum başvurular sonucunda İçişleri Bakanlığı soruşturmalar açmış, bu soruşturmalar sanık ilçe emniyet müdürlüklerinin kendilerine ve suçlamış olduğum İEM şubelerine gönderilmişti. Kendileri hakkında soruşturma yaparak suçlamalarımı soyut bulmuştular . Ben şahsen başvurarak ayrıntılı bilgi, tarif ve hatta kanıt sunmuştum, vermek istediğim bilgi ve kanıtları ısrarla almadılar. Yapmış olduğum tüm ihbarları resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ‘da yayınlayarak İEM’nün taraflı ve taraf olduğunu açıkladım. Özel hayatım ve zevklerimle ilgili sanatsal ve siyasi kayıtlar, siyasi çalışmalarım hakkında kanıtlar, ayrıntılı sanal dünya siyasi çalışmalarım ve siyasi grupları bana düşman eden (anayasal düzen taraftarı Atatürkçü, sağ sol kavgasını, sömürüyü ve dinci istismarı red eden ve bölücü değil, barışçı , yapıcı , sağ duyulu ve ütopyaları komik bulan, Atatürk ilkelerini altı oku birbirine düşman etmeden veya birbirinden ayırmadan savunan ) yazılarım ve çalışmalarım. Önemli siyasi şahsiyetler ile ilgili iletişim bilgilerim de mevcut bu kayıtlarda. Ancak bu kayıtlar gelişigüz şekilde kopyalanmış , maddi imkânlarım ve zamanım tükendiği için düzenleme fırsatım olmadı. 1. 2. Sanık iem birimlerinin iletişim bilgileri: Gülsuyu Polis Merkezi Adres: Esenkent Mah. Nadire Cad. Ege Sok. No:1 Gülsuyu, Maltepe, İstanbul – Asya 40.9248 29.162947 Tel: +90 216 376 58 77, +90 216 427 73 70 İstanbul Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü Adres: Bağlarbaşı Mh., 34844 Maltepe/İstanbul 372 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR Telefon:(0216) 458 5200 İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Adnan Menderes Bulvarı (Vatan Cad.) Hırka-i Şerif Mahallesi No:58 Fatih / İSTANBUL Sultangazi Kaymakamlığı Adres: Cebeci Mahallesi 2467 Sokak No: 1 K: 3 Cebeci 2. Ek Hizmet Binası Sultangazi / İSTANBUL Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü Adres : Cebeci Caddesi. 2467 Sok. No:2 Sultangazi/İSTANBUL Telefon : 0212 476 76 14 , Fax: 0212 476 26 61 Maltepe Kaymakamlığı Adres : Cevizli Mah. Orhangazi Caddesi No: 8 Maltepe / İstanbul (Orhangazi Lisesi Karşısı). Telefonlar: 0 216 441 76 76 Faks : 0 216 441 56 66 e-posta: [email protected] Maltepe Kaymakamlığı İÇ İŞLERİ BAKANLIĞI’NA GÖNDERDİĞİM MESAJ İLT: Yüzünüze türüküyorum TC İçişleri Bakanlığı İller İdaresi İşlemler ŞB MD ([email protected]) 12.12.2013 Kime: [email protected] Bilgi: [email protected] Kimden: TC İçişleri Bakanlığı İller İdaresi İşlemler ŞB MD ([email protected]) Bu iletiyi şu anki konumuna taşıdınız. Gönderme tarihi: 12 Aralık 2013 Perşembe 10:10:13 Kime: [email protected] ([email protected]) Bilgi: [email protected] ([email protected]) 373 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR Cevat ÇALIŞKAN’a ait e-posta konusu nedeniyle iletilmiştir. Bilgilerinize arz ve rica ederim. ________________________________ Kimden: Iller Idaresi Gönderildi: 12 Aralık 2013 Perşembe 09:46 Kime: TC İçişleri Bakanlığı İller İdaresi İşlemler ŞB MD Konu: İLT: Yüzünüze türüküyorum ________________________________ Kimden: Cevat ÇALIŞKAN İnş. Müh. 85497 [[email protected]] Gönderildi: 11 Aralık 2013 Çarşamba 09:34 Kime: Mustesarlik; gsekreter; Ozel Kalem; Iller Idaresi; Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü; Kontrolorler; Kihbi; Dernekler Dairesi Baskanligi; Diab; teftis; sgb; Hukuk Musavirligi; Basin; Bakanlik Musavirligi; Arastirma Etutler Merkezi; İç Denetim Birimi Başkanlığı; Personel; İçişleri Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı; Idari Mali Isler; Bilgi Islem; kefalet; Emniyet Genel Müdürlüğü Konu: Yüzünüze türüküyorum Cevat Çalışkan İnşaat Mühendisi Cebeci Mahallesi 2540 Sokak No: 18 D:2 Sultangazi İstanbul 0 537 057 68 68 [email protected] http://www.cevatcaliskan.com ve http://www.cevatcaliskan.net ( Türkiye Cumhuriyeti güvenlik kuvvetlerinin şerefsiz rüşvetçi ve tazminat vermemek için adam öldüren, işkence yapan ve siyasi kavga süsü vererek adam harcayan yankesici çingene olduklarını anlatan resmi internet sitelerim. 30 bin kişiden fazla bu siteleri ziyaret ederek kanıtlarıyla sizin şerefsizliğinizi gördü) Bakanlığınızdan davacı ve şikâyetçiyim Dava açma hürriyetimi gasp ettiniz ve personel şubenin açmış olduğu soruşturmalarda Size cevap olarak ASELSAN’a vermiş olduğum ve durdurulması imkânsız olduğu ASELSAN uzmanlarınca doğrulanmış olan, jammerı komik ve yüzde yüz etkisiz, hatta jammer kullanmayı tehlikeli kılan ve bazı başka terörist saldırı yöntemlerini internette yayarak verdim. Artık sabotaj ve bombalama eylemleri durdurulamaz, eylemciler yakalanamaz duruma geldi. Temiz toplum temiz bireylerden oluşur, siyasi görüş önemli değil. Şeriat da olsa, komünizm de olsa, monarşi de olsa, Cumhuriyet de olsa şerefli devlet memurları arıyor vatandaş. İSTANBUL’DA KIŞLALAR BİLE KAHPE AH KAH PE AKP’NİN UŞAĞI Şikâyetim Sabit : T.C. İstanbul Adliyeleri Terörist Adliye terörüne cevap tüm adliyelerin güvenliğini yok edecek ve ASELSAN’a onaylatmış olduğum durdurulması imkânsız terörist saldırı tekniklerinin tasarımlarını tüm ülkeye internet yoluyla yaymam. www.cevatcaliskan.net —–> İnternet sitesinde ve ekte gönderdiğim evrakta savcıların tüm şerefsizliklerini okuyabilirsiniz. T.C. İstanbul Adliyeleri şerefsiz dolandırıcı ve terörist. E-posta şifrelerim çalınmış, yeni kurtardım e-posta hesaplarımı. Bu adresten gelen herhangi bir yalanlama mesajını kabul etmeyiniz. Cevat Çalışkan 374 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR İnşaat Mühendisi Siyasi gruplarda görevli işverenlerimi beni suça zorladıkları için ihbar ettim. Onlardan şikâyetçi oldum. Ancak aralarında başbakanımızın arkadaşı olan Ferit Rızvanoğlu da vardı. Kendisine şahsen rapor veren bir inşaat mühendisi olarak çok sayıda kamu ihalesinin gerçek sahibi olduğunu ve bu ihalelerinin kârının maliyetinini üç katı olduğunu biliyordum. Fema İnşaat ve Tic. A.Ş. , Ankas.., İntes Grup… ve daha çok sayıda paravan şirketin gerçek sahibi Ferit Rızvanoğlu ve onun Maltepe, Sultangazi, Beylikdüzü ilçelerindeki AKP belediyeleri, savcılıklar ve adliyeler iki yıl boyunca terör uyguladı. İkamet ettiğim adreslerde kesintisiz olarak taciz ederek ve sarkıntılı yaparak (cinsel ve cinsel olmayan sarkıntılık) kesintisiz olarak, 10 dakika bile rahat bırakmadan sözlü şiddet ile terör uyguladılar. Akbank, Garanti Bankası ve HSBC şubelerinde beni tehtid ettiler, sarkıntılık+iftira+taciz+tehtid şeklinde topluca ruh sağlığımı bozmaya çalıştılar. Ama önce beni büyük bir borç yükünün altına soktular. Irkçı Türk düşmanı tehtidler ve hakaretler savurdular, Türk’ü azınlıkların linç etmesi şeklinde bir sağcı kürtçülük ve solcu kürtçülük propagandası yaptılar, beni ırkçı ilân edip lazların da saldırmasını sağladılar. Aslında hepsi AKP tabanından ve değişik şekillerde vuran saldırganlar idi. Tüm toplu taşıma vasıtalarında, otellerde, yemek yediğim ve gittiğim her yerde sapık bir AKP kitlesi ve kürtçü CHP sapıkları sapıkça tüketiyor sinirlerimi, gittiğim yerler 375 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR belli ve her gittiğim yerde sarkıntılık+iftira+taciz+itham şeklinde bana işkence yapıyorlar. Tüm paramı tükettiler. Çok saygın ve pahalı yerlere gitsem de kurtulamadım. 5 dakika nefes almama izin vermediler. Savcılar kalpazanlık+savsaklama+soruşturma dolandırıcılığı ile beni savunmasız bıraktılar. Kesintisiz tehtid ve taciz uygulayarak ağır ceza mahkemesine başvurumu geciktirdiler. Yazdığım metinleri okuyamadım bile, doğru dürüst ne yazdığımı bilmeden verdim dilekçemi çünkü param ve dayanma gücüm tükenmişti. Adliyedeki başvurumu çalıp beni 2 gün sonra ikamet ettiğim adresten yasadışı bir tutuklama ile kaçırıp beni tehtid edecekleri bir yere kapattılar ve 1 ay kesintisiz tehtid ve tehtide bağlı olarak kendi yalan iddialarını kabul ettirme çalışmasına girdiler. Çok sayıda yalan konuşma, sürekli tehtid ve sürekli eksilen tarifler, daha az konuşarak eksik anlatımlar. Dolandırıcılık için video görüntüleri ve iftira sahneler ayarladılar. Dava dilekçesini çalanları dava edince evrak gayriresmi bir yolla Anadolu adliyesine gönderildi, şikâyet işlemi sırasında telefonla aradılar. Evrak kaçırılmıştı. İşleme koydular, ancak kanıt olan bazı evrakları usulsüz şekilde başka yerlere sevk ettiler, dava dosyasının gücünü yok ettiler. T.C. 3. Ağır Ceza Mahkemesi değişik iş kararı verdi ancak ben bu kararı şerefsiz bir T.C. Devleti AKP iktidarı dolandırıcılığı olarak görüyorum ve bu kararı affetmeyeceğim. 376 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR BİMER’e yaptığınız başvurunuz hakkında ISTANBUL ANADOLU C.BASSAVCILIGI ([email protected]) 20.12.2013 Kime: [email protected] Kimden: ISTANBUL ANADOLU C.BASSAVCILIGI ([email protected]) Bu iletiyi şu anki konumuna taşıdınız. Gönderme tarihi: 20 Aralık 2013 Cuma 11:19:08 Kime: [email protected] T.C. İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Sayı: 2013/1396 20/12/2013 CEVAT ÇALIŞKAN Başbakanlık İletişim Merkezi Başkanlığına göndermiş olduğunuz ve Cumhuriyet Başsavcılığımıza yönlendirilen 19/12/2013 tarih ve 1075996 sayılı başvurunuz şikayetiniz doğrultusunda gereğinin takdir ve ifası için İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Müracaat ve Suçüstü Bürosuna yönlendirilmiş olup, takibini bizzat oradan yapabileceğiniz gibi soruşturma sonucundan ayrıca yasa gereği tarafınıza bilgi verilecektir. Bilgilerinize rica olunur. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Bilgi Edinme Bürosu BİMER’e yaptığınız başvurunuz hakkında ISTANBUL ANADOLU C.BASSAVCILIGI ([email protected]) 10:48 Kime: [email protected] Kimden: ISTANBUL ANADOLU C.BASSAVCILIGI ([email protected]) Gönderme tarihi:18 Aralık 2013 Çarşamba 10:48:43 Kime: [email protected] T.C. İSTANBUL ANADOLU Sayı: 2013/1396 CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI 18/12/2013 SAYIN CEVAT ÇALIŞKAN Başbakanlık İletişim Merkezi Başkanlığına göndermiş olduğunuz ve Cumhuriyet Başsavcılığımıza yönlendirilen 13/12/2013 tarih ve 1056199 sayılı başvurunuz şikayetiniz doğrultusunda gereğinin takdir ve ifası için İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Müracaat ve Suçüstü Bürosuna yönlendirilmiş olup, takibini bizzat oradan yapabileceğiniz gibi soruşturma sonucundan ayrıca yasa gereği tarafınıza bilgi verilecektir. Bilgilerinize rica olunur. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Bilgi Edinme Bürosu BİMER’e yaptığınız başvurunuz hakkında ISTANBUL ANADOLU C.BASSAVCILIGI ([email protected]) 09.12.2013 377 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR Kime: [email protected] Kimden: ISTANBUL ANADOLU C.BASSAVCILIGI ([email protected]) Bu iletiyi şu anki konumuna taşıdınız. Gönderme tarihi: 09 Aralık 2013 Pazartesi 13:31:47 Kime: [email protected] T.C. İSTANBUL ANADOLU BAŞSAVCILIĞI Sayı: 2013/1396 CUMHURİYET 09/12/2013 SAYIN CEVAT ÇALIŞKAN Başbakanlık İletişim Merkezi Başkanlığına göndermiş olduğunuz ve Cumhuriyet Başsavcılığımıza yönlendirilen 04/12/2013 tarih ve 1025300 sayılı başvurunuz şikayetiniz doğrultusunda gereğinin takdir ve ifası için İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Müracaat ve Suçüstü Bürosuna yönlendirilmiş olup, takibini bizzat oradan yapabileceğiniz gibi soruşturma sonucundan ayrıca yasa gereği tarafınıza bilgi verilecektir. Bilgilerinize rica olunur. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Bilgi Edinme Bürosu 378 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR 379 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR 9 ARALIK 2013 TARİHİNDE KANIT VE BİLGİLERİ VERMİŞ OLSAM DA SAVSAKLAMA ŞEKLİNDE KALPAZANLIK YAPIYORLAR ÇÜNKÜ ADLİYENİN KENDİ PERSONELİ SANIK, YANİ SUÇLUNUN ELİNE VERDİM SUÇLAMALARI, HAPİSE GİRME KORKUSUYLA İŞLEME KOYMUYOR VEYA EVRAKI ÇALDI NAMUSSUZLAR. SAVCI ONAYI İLE ALINDI EVRAK AMA SANIK MEMURLAR G.T KORKUSUNDAN, İŞLEME KOYMUŞ OLMALARINA RAĞMEN, BAŞKA PARALEL BİR İŞLEM İLE G.TÜ KURTARMAYA ÇALIŞIYORLAR. ŞURADA BURADA VAKA OLDU, POLİS TUTUKLADI GÖTÜRDÜ, BİLMEM KİM KARAR ÇIKARDI, O YÜZDEN ELİMDE BULUNAN VE BANA HAPİS GETİRECEK BELGEYİ GEÇ İŞLEME KOYDUM AMA BAŞKASI BENİM G.TÜMÜ KURTARDI ŞEKLİNDE İŞLEM YAPIYORLAR. BU NEDENLE OTOBÜS, METROBÜS, LOKANTA, KAFE V.B. YERLERDE “ÖDÜL ALACAĞIZ, MİLYONERLER BİZİ ZENGİN EDECEK” DÜŞÜNCESİYLE ÇAKTIRMADAN LAF ATAN, ANASINA BİRKAÇ BİN LİRA İÇİN SÖVDÜREN KÖPEKLER VAR. Para kazanmamı engelledikleri için anne ve babamın evinde kalıyorum, anne ve babamdan davacı ve şikâyetçiyim. Anne ve babam komşularla birlikte bazen akıl almaz lâflar ve hakaretler, bazen sapık konuşmalarla beni çileden çıkarıyorlar. Konuşma ve tacizleri, sarkıntılıkları 7/24 ve 3 dakika durmadan devam ediyor, küfürlü tepkiler veriyorum. Hiç bir şekilde bir şey okumama, mesleğimi icra etmeme izin vermiyorlar. Beni imzasını satarak zengin olmuş geri zekâlılar ile aynı düzeyde göstermek, üç kuruşluk dolandırıcı kıro bölücüsü Sultangazi CHP’nin imajını kurtarmaya çalışıyorlar. Haklarında soruşturma açtırmış olduğum polisler ifademe başvurmadan yalan soruşturma ile kendi kendilerini namuslu yazmış, benim bir şekilde bu duruma karşı çıkmamdan ve onları hapishane kuşu yapmamdan korkuyorlar. Çare arıyorum, küfür etti diye tımarhaneye kapatacağız diyorlar. Annem adam yaralama davasında şerefsiz yalancı şahit Şenol Erdağı’nın yanında çalışan babam yüzünden, sonradan şerefsiz münafık Harun Hasan Öge’nin binasında çalışmış olduğu için sapık tehtid ve hakaretler ile beni kesintisiz olarak kışkırttı. Bu nitelikli dolandırıcı ve şerefsiz eşkıyalar anasına küfür etme cezası veriyoruz şeklinde hareket eden pislik, ancak benim anam yok ve ana muhabbetine, küfür etti muhabettine dayalı olarak bana zarar verenlerin (sivil, polis, memur..) hepsinin anasını belleyeceğim. Sevsinler anaya sövme davasını, hepsi anası zikilecek adamlar. Burada işkenceden farkı yok bunun, Ah Kah Pe polisleri bu işkenceyi bana yaptırıyor, çok ayrıntılı bilgiye sahip polis ama bu işkenceyi durdurmak işine gelmiyor. Böylece Ah Kah Pe için şeriat reklâmı oluyor. Tek bildiğim şey “kimin gerçek Müslüman olduğunu sadece Allah bilir, insanın içini Allah’tan başkası bilemez” ve çok gördüm her türlüğü puştluğu yapıp da dalga geçen, p.ç gibi eğlenen ama muhterem cemaatçi gibi davrananları. KALABALIK BİR DÜŞMAN LİSTEM VAR 380 İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dosya Yıl/No : 2013/1381 – KANIT: İnternet sitelerindeki YAZILAR 381