Gizli kamera

Transkript

Gizli kamera
Gizli kamera
Haluk Şahin
Televizyon haberciliğinde gizli kameranın yeri en çok tartışılan konulardan biridir. Aslında ilk bakışta kolay bir soruymuş gibi görünür. Etik duyarlıklarının
yüksek olduğunu kanıtlamak isteyen kimi televizyon habercileri kategorik
olarak konuşur, “gizli kamera çok ayıptır, asla kullanmayız” türünden şeyler
söylerler. Yıllar önce, bir mesleki dergiye bu konuda açıklama yapan A Takımı
yapımcısı Savaş Ay da aynen böyle demişti. Ay’a göre gizli kamera ayıptı,
çünkü insanları kandırmaya dayanıyordu, ayrıca özel yaşama saygısızlık oluşturuyordu. Haberci işini açıkça yapmalıydı. Kamerayı gizlemeye ne gerek
vardı?
Çok net değil mi? Ancak, Ay bile kısacık açıklamasının sonunda konunun hiç de
o kadar açık olmadığını anlamış olacak ki, şu eklemeyi yapmaktan kendisini
alıkoyamamıştı:
“Biz iki konuya her şeyden daha çok önem veriyoruz. Birincisi, çocuklar,
ikincisi insan sağlığı. En karıncaezmez habercinin bile, çocuklar ya da insan
sağlığı için bir olumsuzluk söz konusu olunca tepkisiz kalması düşünülemez.
İşte bu iki konuda, A Takımı gizli kamera kullanma hakkını saklı tutmak istiyor. Zira burada kullanılacak gizli kameranın bir silah, bir yargısız infaz aracı
değil, bir nefsi müdafaa aracı olacağını düşünüyor” (ÇGD Ankara Bülteni,
1994: 2).
Kısacası Savaş Ay, bu çok tartışmalı konuda kategorik konuşmanın yanlışlığını kısacak açıklamasında gösteriyor. Çünkü diyor: “Belli konularda – çok önemli
Televizyon haberciliğinde etik sorunlar < 191
ve duyarlı konularda -- gizli kameraya ihtiyaç duyulabilir”. Kuşkusuz bu durumlar yalnızca sağlık ve çocuk haberleriyle sınırlı değildir. Ayrıca, sağlık ve
çocuklarla ilgili pek çok konuda da gizli kamera yanlış kullanılabilir. Seçilen
konu kendiliğinden gizli kamera kullanımını haklı göstermez. Dünyanın pek
çok yerindeki örneklerden biliyoruz ki, gizli kamera özellikle soruşturmacıaraştırmacı habercilerin vazgeçilmez meslek araçlarından biridir. Tıpkı, ateşli
silahlar güvenlik güçlerinin meslek araçlarından olduğu gibi. Ve gene tıpkı
onlar gibi, ne zaman, nerede ve nasıl kullanıldığı son derece titizlik gerektiren araçlardır.
Televizyon haberciliği tarihinin en başarılı örneklerinden birçoğunda gizli kamera kullanılmıştır. Ne yazık ki, televizyon haberciliğinin en kara sayfalarından
bazıları da gizli kameranın kötü kullanımından ileri gelmiştir. Gizli kamera,
masum insanların özel yaşam alanına girerek onarımı mümkün olmayacak
zararlar verebileceği için tehlikelidir. İnsan bir yakınının hastane odasında
izinsiz çekilmiş görüntülerini görünce ne hisseder? O kişi, Bülent Ecevit
gibi kamusal kimliği olan bir siyasetçi olsa bile, bir zamanlar yaşandığı üzere,
öfkelere ve tartışmalara yol açar. Ne var ki, yerinde kullanılan gizli kamera, belgelenemediği için süre giden haksızlıkları ve kötülükleri gözler önüne
sererek insanlığa önemli hizmetlerde bulunabilir. Sorun gizli kameranın ne
zaman, nerede, nasıl kullanılacağıyla ilgilidir.
Gizli kamera kullanımını tüm olasılıklarıyla öngörebilmek mümkün olmadığı
halde, dünyanın büyük yayıncılık kuruluşları ve haber kurumları bu konuda
kurallar geliştirmeye çalışmışlardır. Tümünü özetlemek gereken iki kelime
arayacak olursak, bunların “duyarlık” ve “ihtiyat” olduğunu söyleyebiliriz.
Gizli kameranın gerekli olmayan yerlerde kullanılması onun etkiliğini de azaltır.
Açık kameraya konuşmaya razı bir kişiye gizli kamera uygulamanın hiç bir
özrü olamaz. Demek ki, sorulması gereken ilk soru, o haberin gizli kamera
kullanmadan da aynı derecede başarıyla yansıtılıp yansıtılmayacağıdır. Şöyle
de diyebiliriz: Gizli kamera son tercihtir.
İkinci soru ise haberin içeriği ve önemiyle ilgilidir: Bu haber, gizli kamera gibi çok
ihtiyatla kullanılması gereken bir aracın kullanımını hak ediyor mu? Somut
ve büyük bir kamu yararından söz edilebilir mi? Yani, bu haber yayınlanırsa,
yurttaş, demokratik bir toplum içinde yaşamını sürdürmesini kolaylaştıra-
192 > Televizyon haberciliğinde etik
cak kimi bilgileri edinerek aydınlanmış olacak mı? Yoksa yalnızca bir çeşit
röntgencilikle hoşça vakit geçirip, özel ve kimi zaman maraz meraklarını mı
tatmin etmiş olacak?
Nelerin kamu yararı kapsamına girdiği tartışmasını ana yazıda yapıyoruz. Oradaki
temel kavramları, gizli kameraya indirgediğimizde somut durumu sorgulamalıyız. Gizli kamera uygulanacak haber konusu kamusal bir kişilik sahibi
mi, yoksa sıradan biri mi? Nasıl bir kamu çıkarı söz konusu? Bir suç mu işlenmekte? Kamu sağlığı mı tehdit altında? Yapılacak haberin vereceği zarar,
yararından fazla olabilir mi?
Daha da somutlarsak: Açık kamera ile girilemeyen bir ortamda ortaokul öğrencilerine uyuşturucu haplar satıldığı mı ortaya çıkacak? Bir gizli tarikatın törenlerinde çocuklara ya da hayvanlara işkence yapıldığı mı belgelenecek?
Bir işe başvuranların arasında ırksal nedenlerle farklı muamele yapıldığı mı
gösterilecek? Bir hava alanının güvenlik sisteminde vahim boşluklar olduğu
mu gösterilecek?
Sonuçta, bu haberden öğreneceğimizin toplumsal yararı nedir? Bir mankenlik
bürosunun, aslında bir fuhuş merkezi olarak çalıştığının gösterilmesinde gizli
kamera kullanımı belki haklı görülebilir, ancak, bir kez yapıldığı üzere, mankenlerin defilelerin sahne arkasında nasıl soyunup giyindiklerinin gösterilmesinde kamu yararından söz etmek mümkün değildir.
Kamu yararının net ve açık olması, habercinin hukuki sorunlardan korunması için
de zorunludur. Yeni Ceza Yasası’nın 134. maddesi özel hayata ilişkin konularda gizlice kaydedilmiş görüntü ve seslerin yayınlanmasını (ve hatta onların
kaydedilmesini) suç sayıyor. Kamu yararı çok net olarak kanıtlanamazsa,
habercinin de bu maddenin kapsamı içine girmesi ve ceza kovuşturmasına
uğraması olasılığı vardır. Kaldı ki, RTÜK, kamu yararı olduğu açıkça belli olan
bazı haberlerde bile “hukukun üstünlüğü”nün ihlal edildiğini iddia ederek
kanallara ceza uygulamıştır. Kısacası, yurdumuzda gizli çekim konusunda
hukuki durumun son yıllarda Batı demokrasilerindeki düzeyin gerisine düştüğü akılda tutulmalıdır. Gizli kamera konusunda hukuki durumun açıklığa
kavuşturulması bir basın özgürlüğü sorunu olarak ele alınmalıdır.
Gizli kamera özgür basının bir aracıdır. Çünkü bazı durumlarda gerçeklerin ortaya
çıkması ancak gizli kamerayla mümkündür. Çin ve Pakistan’da, kadınlara
Televizyon haberciliğinde etik sorunlar < 193
reva görülen insanlık dışı muameleleri gizli kamerasıyla dünyaya ifşa eden
Sue Lloyd-Roberts “Bu haberleri başka türlü veremezdim.” diyor. “Belgeleyemezdim,” de diyebilirdi. Gizli alınmış da olsa görüntü, yadsınması zor olan
bir belgedir. Ancak, görüntünün bile manipülasyona uğramış olabileceğini
unutmamak gerekir.
Malatya Çocuk Yuvası’nda çocuklara şiddet uygulanması skandalını ortaya çıkaranlar, gizli kamera görüntüleri olmadan istedikleri etkiyi yaratabilirler miydi?
Elbette hayır. Çocuk yuvalarındaki istismar ve şiddet olaylarıyla ilgili pek çok
gazete haberi çıkmış ama değişen bir şey olmamıştı. Çünkü kuru haberler kamu vicdanını etkileyememişti. Malatya haberinin ardından girişilen
reformlar, gizli kameranın nasıl kamu yararına hizmet edebildiğinin açık bir
örneğidir.
Ancak gizli kamera kullanımının, amacı dışına çıkması halinde intihara varan çok
acı sonuçlar yaşandığını da unutamayız. İnsan onuru üzerinde titizlenmeye
değer. Kötü anlamda da, ciddi sonuçları olabilecek bir araçtır gizli kamera.
Bütün bu söylenenler, başkaları tarafından çekilip televizyon habercilerine getirilen gizli kamera görüntüleri için de geçerlidir. Hatta o zaman daha bile
dikkatli olunması zorunludur? Şu sorular mutlaka sorulmalıdır: Bu görüntüler gerçek mi? Sahte ya da kurgulanmış olabilir mi? (Bu gibi durumlarda
“bunlar montaj!” savunmasını az mı duyduk!) Bu kaynak bunları niçin bana
getirildi? Sakın birileri beni kullanmak istiyor olmasın?
Eğer gizli kamera kullanan haberciler, Malatya Çocuk Yuvası haberinde olduğu
gibi “içerden” insanlar kullanıyorlarsa, yani gizli kamera aslında haberci olmayan kişiler tarafından taşınıyorsa, haberci başka etik sorumluluklar da
yüklenmiş demektir. Bu kişilerin can güvenliği nasıl garanti edilecek? Haber yayınlandıktan sonra karşılaşacakları tehlikelere karşı nasıl bir korunma
sağlanacak? Bu kişiler üstlendikleri işin sonuçlarını taşıyacak bilinç ve sorumluluğa sahipler mi? Soruşturmacı gazetecilik tarihinde, kullanılıp kendi
kaderine bırakılmış nice “eleman”a rastlamak, ne yazık ki mümkündür.
Bir zamanlar, gizli kamera ile çekim yapmak teknik uzmanlık, pahalı gereçler ve
uzun hazırlıklar gerektiriyordu. Artık öyle değil. Neredeyse topu iğne başı
büyüklüğünde kamera ve mikrofonlardan gayet net görüntüler çekilebiliyor,
ses kaydı yapılabiliyor. Bunlar kolayca satın alınabiliyor. Dahası, hemen her194 > Televizyon haberciliğinde etik
kesin elindeki cep telefonlarının görüntü kaydedebilme yeteneği var. Cep
telefonlarıyla gizlice çekilmiş görüntülerin yayınlanması halinde ortaya çıkan
olumlu ve olumsuz sonuçları hemen her gün görüyor, tartışıyoruz. Yani günümüzde gizli kamera tartışması, profesyonel etik sınırlarını aşıp bireysel etik
sorunu haline dönüşebiliyor. Bu görüntülerin yayın kuruluşlarına sunulması
halinde sorun katmerleşiyor. Bazen editoryal denetim süzgeçleri de aşılıyor.
İnternet video paylaşım sitelerinin her türlü denetimden uzak olması nedeniyle, mesleki etik bariyerlerini geçemeyen ürkütücü görüntüler, kısa zamanda milyonlarca seyirciye ulaşabiliyor. Irak diktatörü Saddam Hüseyin’in
idam görüntüleri gibi.
Adı üstünde “gizli kamera”nın bir takım yerlere gizlice girmesi, bu yerlerin gerçek anlamda mahremiyet alanları olması olasılığını güçlendiriyor. Bundan
yalnızca soyunma kabinlerini ve yatak odalarını kastetmiyoruz, ama özellikle
cinsellik alanında bu olanağın çok kötü kullanımları olduğunu unutmayalım.
Yalnızca pornografiden söz etmiyorum. Ensest haberleri de bu öbekte yer
alıyor. Her ne olursa olsun, cinsellik ve aile içi suçlamalar içeren görüntülere
karşı fevkalade dikkatli davranılması zorunlu. Orada katmerli bir mahremiyet
bölgesine giriliyor.
Ancak, tüm bu özen ve titizlik, gizli kameradan tamamen vazgeçme ya da onu
kategorik olarak reddetme noktasına varamaz. Ana yazıda da sözünü ettiğimiz gibi, habercinin meslek etiğinden doğan sorumlulukları olduğu gibi
görevleri de vardır. Toplumun bilmesinde yarar olan “doğruları, doğru biçimde söylemek” bu görevlerin başında gelir. Demokrasinin işleyebilmesinin
olmazsa olmaz bir koşulu ve medya özgürlüğünün ana gerekçesidir bu. İşte
bu görev, bazen gizli kameranın kullanılmasını gerekli kılabilir. Dikkatle kullanılmalı.
Kaynaklar
ÇGD Ankara Şubesi Aylık İletişim Bülteni. “Savaş Ay’la Görüşme: Gizli Kamera Çok Ama
Çok Ayıp.” Eylül-Ekim 1994.
Freedom Forum News. “Investigative Stories Require Subterfuge.” 9 Aralık 1996, www.
freedomforum.org.
Televizyon haberciliğinde etik sorunlar < 195

Benzer belgeler

GİZLİ KAMERA - Hukuk Market

GİZLİ KAMERA - Hukuk Market çocuklarla ilgili pek çok konuda da gizli kamera yanlış kullanılabilir. Seçilen konu kendiliğinden gizli kamera kullanımını haklı göstermez. Dünyanın pek çok yerindeki örneklerden biliyoruz ki, giz...

Detaylı