Aile İçi Eğitim Çocuğun anne-babadan aldığı iki şey vardır: Sevgi ve

Transkript

Aile İçi Eğitim Çocuğun anne-babadan aldığı iki şey vardır: Sevgi ve
Aile İçi Eğitim
Çocuğun anne-babadan aldığı iki şey vardır: Sevgi ve Eğitim. Sevgi; kabullenme, koruma
ve sevecenlik gibi bütün olumlu duyguları içerir. Eğitim ise; öğretilen her şeyi, verilen
bilgileri, becerileri, yasakları, kuralları, inançları, değer yargılarını, görgü kurallarını ve
insanın sosyalleşmesi için gerekli olan tüm toplumsal değerleri kapsar. Bir çocuğun
eğitime ilk adım attığı yer aile ortamıdır. Kendisine ve çevresine değer veren,
yaptıklarının sorumluluğunu alabilen, olumlu benlik algısına sahip bireylerin yetişmesinde
ailenin rolü yadsınamaz. Sevgi ve şefkat insan ruhunun üretebildiği en gönül okşayıcı
duygulardır. Sevgi, övgü ve takdir insana değerli olduğu duygusunu verir; değerli
olduğunu hisseden insan da çevresine değer verir. Çocuğun kişiliğine saygı duyan, onu
anlamaya çalışarak dinleyen ve kendini yönlendirmesi yolunda fırsat veren anne-baba,
çocuğun gelişimine önemli katkıda bulunmuş olur.
Anne-babanın ve ailenin diğer bireylerinin çocukla olan iletişim şekli ve etkileşimi,
çocuğun aile içindeki yerini belirler. Çocuğa yöneltilen davranış ve ona karşı takınılan
tavır, ilk yaşantıların örülmesinde büyük önem taşır. Çünkü çocuğa karşı takılan her tavır,
söylenen her söz, onun oluşmakta olan kişiliğine bir tuğla daha koymak demektir.
Dünyaya saf ve temiz bir fıtrat üzere, emanet olarak gelen çocuğun kişiliğinin
şekillenmesi, öncellikle, anne ve babanın eliyledir.
Çocuk, sosyal birey olmayı öğrenirken aynı zamanda özdeşim kuracağı bir modele
gereksinim duyar. Kişilik oluşumu için gerekli olan özdeşim, büyük olasılıkla aile içindeki
yakın bir üye ile gerçekleşir. Bu dönemde çocuk için, kullanılan hal dili çok önemlidir.
Çünkü, çocuklar anne babanın ne söylediğinden ziyade, nasıl söylediğine odaklanırlar.
Çocukta istendik davranışın yerleşmesi isteniyorsa öncellikle çocuğa o davranış
sergilenmelidir. Bir gönül insanının dediği gibi, "Doğru sözün yanında doğru hareket çok
mühimdir. Sözlerinin çocukları üzerinde nüfuzunu arzu eden bütün babalar ve anneler,
söylemek istedikleri şeyleri evvela kendileri kemal-i hassasiyetle yaşamalı sonra onu
başkalarından istemelidirler." Burada hemen akla, İmam-ı Azam ile ilgili herkesin de çok
iyi bildiği bir menkıbe gelir. Menkıbe kısaca şöyledir: Bal yemesi kendisine zararlı olan bir
çocuk, ailesi tarafından İmam-ı Azam Hazretlerine getirilir ve bal yememesi konusunda
çocuğa nasihat etmesi istenir, imam-ı Azam çocuğu şimdi götürmelerini kırk gün sonra
getirmelerini tavsiye eder. Kırk gün sonra çocuk getirildiğinde İmam-ı Azam çocuğa bir
daha bal yememesini tavsiye eder. Aile, çocuk ilk getirildiği gün neden bunu
söylemediğini sorunca, İmam-ı Azam çocuğun ilk getirildiği gün kendisinin de bal
yediğini, bu nedenle yaptığı bir şeyin yapılmamasını istemenin çocuk üzerinde tesir
etmeyeceğini belirtmiştir. Anlaşıldığı üzere eğitim, doğrulan söyleyerek davranış
oluşturma değil, istenen davranışın yerleşmesi için o doğrulan yapmaktır. Peki aile
içerisinde çocuğa karşı takınılan tutumlarda dikkat edilmesi gereken hususlar neler
olmalıdır?
Anne-Baba Arasındaki Tutarlılığın Sürekli Olması:
Anne ve baba kendi aralarında ve kendi içlerinde tutarlı olmalı, ortak kararlar
çerçevesinde hareket etmeli ve bunun sürekliliğini sağlamalıdırlar. Aksi durumda çocukta
iki davranıştan birisini gösterme eğilimi oluşur. Çocuk ya anne baba arasında bocalar,
kararsızlık yaşar, ya da kendisi de aynı tutarsızlıkları sergileyen bir birey olur.
Çocuğa Verilen Eğitimin ile Sevginin Dozunun İyi Ayarlanması:
Sevginin aşırısı, eğitimin ise gevşekliği yani 'Çocuğu hoş gör, yaptıklarını boş ver;
çocuktur her şeyi yapar; onun her dediğini yapın; ona sevgi verin yeterlidir" şeklinde
yüzeysel ve asılsız Öğretilerden oluşan bir anlayış çocuğun, aileye bağımlı, kendi başına
kararlar alamayan, sorumluluk duygusundan yoksun bireyler olarak yetişmesine neden
olur. Bunun tam aksi durumda ise yani, sıkı eğitimin ve yetersiz sevginin olduğu ortamda
yetişen çocuklar ilerde ya pasif, içine kapanık ya da agresif ve saldırgan davranışlar
gösterirler. En olumlu tutum, temel gereksinimleri en uygun biçimde karşılayan, kişide
kendi kendisini doyurabilme yetisi geliştiren, özdenetimi ve özgüveni artıran sevgi ve
eğitim gibi iki temel öğeyi en sağlıklı biçimde ve oranda içinde bulundurandır. Annebabaların çocuklarına yönelik tutumlarının sağlıklı olması, büyük ölçüde onların kendi
içlerinde barışık, dengeli, huzurlu ve birbirlerine karşı sevgi dolu ve saygılı olmalarına
bağlıdır.
Çocuğun Eğitiminden Sorumlu Olan Diğer Kişilerle Fikir Alışverişinde
Bulunulması:
Çocukların iyi bir kişilik yapısına kavuşmaları, toplumların güveni ve güçlü olan genç
kuşakların toplumların gelecekte vereceği sorumluluklara umutla hazırlanabilmeleri için
ailenin çocuğun eğitiminden sorumlu olan kişilerle de bağlantı içinde olması ve aynı
çizgide yol alması gerekir. Çocuğun eğitiminde aileden sonra en önemli kişiler
öğretmenlerdir. Bu doğrultuda ailenin çocuğun öğretmenleri ile sürekli diyalog halinde
olması gerekmektedir.
Unutulmamalıdır ki; dünün çocukları bugününün gençliğine, yarının
ebeveynliğine adaydırlar. Çocuğa dün ve bugün verilen eğitim, yarının
eğitimcisinin eğitim modeli olacaktır.
Hilal GÜLTEKİN
Muş Bilim ve Sanat Merkezi
Psikolojik Danışman
( Sevgili Danışmanım Dergisi 4. Sayı)

Benzer belgeler

DANA VE DÜVELERİN BAKIMI VE BESLENMESİ Danaların ve

DANA VE DÜVELERİN BAKIMI VE BESLENMESİ Danaların ve büyürler. Günde ortalama 750 gram canlı ağırlık artışı kazanırlar. Onun için bu dönemde proteince zengin yemlerle beslenmeleri gerekir. Yazın merası bulunan yerlerde damızlık dişilerin altıncı ayda...

Detaylı