Üzüm Yemek ve Bağcı Dövmek

Transkript

Üzüm Yemek ve Bağcı Dövmek
T
BLOKNOT
YAÐMUR ATSIZ / Köln
“Avrupa bizi
istemiyor!” diskuru
palavradýr.
Zîrâ “AVRUPA” diye
bir þey yokdur.
Avrupa içinde muhtelif
fikirler ve cereyanlar
vardýr. Týpký TÜRKÝYE diye bir þey
olmadýðý gibi.
Râbian Türk Diplomasisi’nin ustaca hamlesi sâyesinde Brüksel nihâyet
Kýbrýs’la baðlantýlý olarak sâdece Türkiye’nin deðil
kendinin de mükellefiyetleri olduðu gerçeðini, kerhen de olsa, kabûl etmek zorunda kalmýþdýr.
Üzüm Yemek
ve Baðcý Dövmek
ürkiye ile AB arasýndaki iliþkilere dâir
tartýþmalar yine cehâlet ve münâferet arasýndaki
bulanýk çizgide sürüp gidiyor. Ama bu bir raks
deðil bir deve güreþi. Çirkin bir itiþme. Bu
arada objektivitenin gümbürtüye gitmesi ise
kimsenin pek umurunda deðil. Çünki
“Ýstemezükçüler Koalisyonu” için maksad
üzüm yemek deðil baðcý dövmek.
O baðcý da AKP Hükûmeti. Bambaþka sebeblerden ötürü bu hükûmetden hoþlanmamaklýðýma,
hattâ bu yönetimi tehlikeli bulmaklýðýma raðmen
sýrf hakkâniyet gereði onu savunmak da benim
gibi birtakým (Lenin’in tâbiriyle) “yararlý ahmaklar”a
düþüyor.
Zarar yok! Târihe dipnotu düþüyoruz ki ieride
Türkiye’nin yüce menfaatleri hangi sefil ve ufak
menfaatler uðruna bozuk para misâli harcanmak
istenmiþ bilinsin. Hangi statükocular hangi câhilleri
peþlerine takýp sürüklemiþler nihan kalmasýn…
Kalmasýn ki rahmetli arkadaþým Uður Mumcu’nun o
hârikulâde söyleyiþiyle “bilgi sâhibi olmadan
fikir(!) sâhibi olanlar” bir kere daha galebe çalma-sýn, çalamasýn ve böylece evladlarýnýn ve
torunlarýnýn bedduâlarýný alarak kabir azâbý
çekmesin!!!
DÝREKDEN DÖNEN TOP
AB’nin Aralýk 2006 Zirvesi’nde Türkiye’yle baðlantýlý olarak alýnan kararlar gerçi Türkiye bakýmýndan
bir zafer deðildir ama bir hezîmet hiç deðildir.
Daha ziyâde Türk Hâriciyesi’nin, maalesef yine
AKP Hükûmeti yüzünden biraz gecikmeli olarak,
nefis bir çalýmý sonucu topun direkden dönmesidir.
Bu bir.
Ýkincisi Güney Kýbrýs’ýn öyle sanýldýðý üzere AB
içinde herkese her istediðini yaptýrabileceði “bâtýl
îtýkâdý”nýn doðru olmadýðý böylece ortaya çýkmýþdýr. Bâzý yerli çokbilmiþlerimizin zanný hilâfýna
AB içinde Güney Kýbrýs’dan yaka silkenlerin sayýsý
gitgide artmakdadýr.
Sâlisen böylece en iz’ansýzlarýmýzýn dahî (EÐER
NÝYETLERÝ VARSA!!!) anlayabilecekleri üzere
Þimdi sekiz fasýlda tarama sürecinin askýya
alýnmasý ise pratikde hiçbir mânâ ifâde etmez, çünki
geriye kalan 26 fasýl, daha en az dört yýl müzâkereye yetecek kadar malzeme saðlamaktadýr. Taramasý biten fasýllarýn resmen kapatýlmayacaðýna dâir
hükün ise, Kýbrýs konusunda anlaþmaya baðlandýðýna ve Türkiye, Kuzey Kýbrýs’ýn izolasyonu
sona erer ermez deniz ve hava limanlarýný Güney
Kýbrýs’a açacaðýna göre, top yine Brüksel’dedir.
Görüldüðü üzere Burhan Felek’in o efsânevî mahalle kahvesindeki mütekaaidler gibi incelemeden etmeden “Yandýk, kül olduk, Türkiye
satýldý!!!” kabîlinden feryâd ü fýgaan yersizdir,
mesnedsizdir.
ASIL PROBLEM
Türkiye’nin Brüksel ve AB’ye tam üyelik
müvâcehesinde yüzyüze bulunduðu asýl problemler, MODERN bir devlet olmanýn gerektirdiði
GAYRIKAABÝL-Ý FRÂGAT þartlara iliþkindir ki
bunlarýn baþýnda da, GÖSTERMELÝK DEÐÝL
GERÇEK, fikir hürriyetinin saðlanmasý, azýnlýklardan GASBE-DÝLEN vakýf mallarýnýn iâdesi,
GAYRIMEÞRÛ bir kararla kapatýlan Heybeliada
Ruhban Okulu’nun tekrar açýlarak tamâmiyle bizim
olan ve Cennet-mekân Fâtih Sultan Mehmed
Han tarafýndan CÝHANÞÜMULLÜÐÜ (Ökümenik
olduðu) tasdîk edilen Patrikhâne’ye YENÝDEN
Türkiye’de ve bizim gözetimimiz altýnda eleman
yetiþdirmek imkânýnýn saðlanmasýdýr.
Gerisi palavradýr!!!
Unutulmasýn ki Türkiye’nin Avrupa’da; Ýngiltere,
Ýtalya, Ýspanya, Portekiz, Ýsveç gibi kudretli dostlarý
da vardýr ve hattâ Yunanistan’daki bir nebze aklý
baþýnda politikacýlar bile Türkiye’nin tam üyeliðini
istemekdedirler, zîrâ “Kulüb”e alýnmayan bir
Türkiye’nin Batý Trakya’da, Ege’de ve Doðu Ak-
deniz’de baþlarýna nasýl bir belâ olacaðýný gayet iyi
müdrikdirler.
Baþýnda iç politika derdleri olmasaydý Baþkan Jacques Chirac bile Türkiye konusunda baþka bir
tutum içerisinde bulunurdu.
Bilgi sâhibi olmadan fikir sâhibi olanlar farkýnda
deðil ama son Zirve’de Almanya Baþbakaný Bayan
Angela Merkel’i (bir papazýn kýzý olarak Türkiye’ye
çok özel sebeblerden dolayý karþýdýr!) frenleyerek
karar metninin çok daha aðýr ifâdelerle çýkmasýný
önleyen, o “Türk Düþmaný” îlân etdikleri Chirac’dýr. Üstelik o Fransa, vaktiyle “Avrupalý
deðil!” gerekçesiyle(!) Ýngiltere’yi bile BÝR DEÐÝL
ÝKÝ DEFÂ veto etmiþ bir Huysuz Virjin’dir…
**
Ýsterseniz þöyle baðlayalým:
Mütekaaidler kahvehânesinde atýp tutmak tadlýdýr
ama tadýnda býrakmak kaydýyla…