Mevcut Durum ve 2013 Yılı Vizyonu - EÜTF TEAD

Transkript

Mevcut Durum ve 2013 Yılı Vizyonu - EÜTF TEAD
Türkiye’ de Tıp-Sa÷lık Bilimleri Alanında E÷itim
ve ønsan Gücü Planlaması
“Mevcut Durum ve 2013 Yılı
Vizyonu”
Prof. Dr. Ülkü BAYINDIR
Doç. Dr. Halil øbrahim DURAK
Tıp - Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi Baúkanlı÷ı
ùubat 2008
Türkiye’ de Tıp-Sa÷lık Bilimleri Alanında E÷itim
ve ønsan Gücü Planlaması
y Türkiye’ de Uzman Hekim ønsan Gücü Mevcut Durum ve 2013 Yılı Vizyonu
y Türkiye’ de Pratisyen Hekim ønsan Gücü Planlaması ve Mezuniyet Öncesi Tıp E÷itimi:
Mevcut Durum ve 2013 Yılı Vizyonu
y Türkiye’ de Hemúirelik E÷itimi ve ønsan Gücü Planlaması: Mevcut Durum ve 2013 Yılı Vizyonu
y Türkiye’de Ebe ønsan Gücü Mevcut Durum ve 2013 Yılı Vizyonu
y Türkiye’de Diúhekimi E÷itimi ve ønsan Gücü Planlaması: Mevcut Durum ve 2013 Vizyonu
y Türkiye’de Eczacılık E÷itimi ve ønsan Gücü Planlaması Mevcut Durum ve 2013 Vizyonu
y Türkiye’de Veteriner Hekimlik E÷itimi ve ønsan Gücü Planlaması Mevcut Durum ve 2013 Vizyonu
y Türkiye’de Tıp-Sa÷lık Bilimleri Alanında Lisansüstü E÷itim ve ønsan Gücü Planlaması:
Bologna Süreci ile Uyumlandırma
“Mevcut Durum ve 2013 Yılı
Vizyonu”
Prof. Dr. Ülkü BAYINDIR
Doç. Dr. Halil øbrahim DURAK
Tıp - Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi Baúkanlı÷ı
ùubat 2008
Tıp-Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi Türkiye’ de Tıp-Sa÷lık
Bilimleri Alanında E÷itim ve ønsan Gücü Planlaması Uzman
Hekim Çalıúma Grubu
Türkiye’ de Uzman Hekim ønsan Gücü
Mevcut Durum ve
2013 Yılı Vizyonu
KASIM 2007
Prof. Dr. Mustafa Meliko÷lu
Prof. Dr. Okan Özcan
Prof. Dr. Tolga Da÷lı
Prof. Dr. Tümer Çorapçıo÷lu
Prof. Dr. Serhat Ünal
Yrd. Doç. Dr. Mehtap Türkay
Yrd. Doç. Dr. Kemal Alimo÷lu
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi
Gülhane Askeri Tıp Akademisi
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi
Giriú
Bugüne kadar sa÷lıkta insangücü planlaması için birkaç yöntem geliútirilmiú olup
bunların birbirlerine üstünlükleri oldu÷u gibi bazı kısıtlılıkları da bulunmaktadır. Aúa÷ıda bu
yöntemler tanımlanmaktadır:
Planlama Yöntemleri
1. Nüfusa göre planlama; (sa÷lıkta insangücü / nüfus); Sayısal planlamanın ön planda
oldu÷u kaba, ancak en kolay uygulanan yöntemdir. Ülke içinde insan gücünün co÷rafi ve
kurumsal da÷ılımını planlamaz. Her ülkenin sa÷lık örgütlenmesi, kültürü, ekonomik sistemi
farklıdır ve kendine özgüdür. Bu nedenle de her ülke kendi planlamasını kendi yapmalıdır.
Nüfusa göre hekim sayısı standart oldu÷u zaman, ülkelerarasındaki koúul farklılıkları
nedeniyle iúsiz hekimlerin sayısı giderek artmaktadır. Örne÷in Türkiye ile karúılaútırıldı÷ında
hekim sayısı 2-3 kat yüksek olan Avrupa Toplulu÷u ülkelerinde iúsiz hekimlerin sayısı
giderek artmasına ra÷men (Almanya gibi), aynı sorun Türkiye ile karúılaútırıldı÷ında 2-3 kat
eksik olan ülkelerde de iúsiz hekimlerin sayısı artmıútır (Hindistan, Pakistan gibi).
2. Gereksinim Yöntemi (need based approach); Dünya Sa÷lık Örgütü tarafından 1980
yılında tanımlanmıútır. Ancak son yıllarda özellikle Amerikalı bilim adamları tarafından yeni
parametreler eklenerek iú yükü tabanlı olarak isimlendirilmeye baúlanmıútır.
Gereksinim yöntemine göre hesaplamada kullanılan formül DSÖ tarafından aúa÷ıdaki gibi
belirlenmiútir.
Risk altındaki
X
toplum
Sa÷lıkta ønsangücü =
kiúi baúına
verilen yıllık
ortalama hizmet
X
hizmet
verilen
yüzde*
X
muayene için ayrılan
süre (kiúi baúına)
yıllık mesai süresi (saat)
3. Hedef Yöntemi; Süreli bir yöntemdir. Acil sa÷lık sorunları için ya da öncelikli sa÷lık
sorunları için yapılır. Örne÷in; 0 - 6 yaú çocukların aúılanabilmesi için gereken sa÷lık
personeli sayısı ya da bir ilde askere alınacak erkeklerin tümünü 15 gün içinde
muayene edebilecek personel sayısı gibi.
4. Talep Yöntemi; Toplumun sa÷lık hizmetlerine olan talebi dikkate alarak yapılır.
Gelecekteki talep projeksiyonu yapılır ve bunun üzerinden hesaplamalar yapılır.
Ancak iyi ve düzenli bilgi toplamayı gerektirir. Sa÷lık hizmeti kullanım bilgileri,
2
sosyal gruplara göre farklılıklar bilinmelidir. Do÷ru projeksiyonlar yapılmalı ve
konunun uzmanları ile multidisipliner yaklaúımla do÷ru hesaplamalar yapılmalıdır.
Amaç; Raporun hazırlanmasının temel amacı, 2015 yılında ülkemizdeki olması beklenen ve
ihtiyaç duyulan uzman hekim sayılarını belirleyebilmektir.
1. Yöntem
Bu raporda gereksinim yöntemi dikkate alınarak hesaplamalar yapılmıútır. Ancak
ileriye dönük projeksiyonlar için varolan hizmet kullanımı ve nüfus dikkate alınmıú ve talep
yöntemi de özellikle uzman hekim ihtiyacı hesaplamalarında kullanılmıútır.
Yöntemde birkaç basamak kullanılmıútır. Bu basamaklar sırasıyla;
1. Hekim arzı (2015): 1991 yılı baz alınmıú ve 1991 sonrasında her yıl için hem nüfus
hem de hekim sayıları artıú oranları hesaplanmıútır. Sa÷lık Bakanlı÷ı verilerine göre
1991 yılından sonra yıllar içerisinde 1 uzman hekim baúına düúen pratisyen hekim
sayısı giderek azalmıútır (Tablo 1). Bu nedenle hesaplamaların öncelikle hekim artıú
oranı üzerinden yapılması planlanmıú, ancak uzman hekim baúına düúen pratisyen
hekim sayısının azaldı÷ı göz önüne alınmıú, 2007 (bu yıl verileri de Sa÷lık
Bakanlı÷ından temin edilmiútir) yılından sonra tıp fakültelerinden mezun olan
pratisyen sayısı üzerinden hesaplanmıútır. Tıp Fakültelerinden mezun olan ö÷renci
sayısı 4000 ile 4500 arası de÷iúmektedir. Bu nedenle yıllık mezun sayılarının
ortalaması alınmıú ve ortama 4261 pratisyen hekimin mezun oldu÷u varsayılmıútır.
Çünkü her yıl artan hekim sayısı (uzman + pratisyen hekim) ortalama mezun olan
ö÷renci kadar olmalıdır. Bir yıl içerisinde ortalama 4261 pratisyen hekim mezun
olurken, ortalama 2685 hekim uzman olmaktadır. Ancak uzmanlık ö÷rencileri için
açılan kadroların yıllar içerisinde arttı÷ı düúünüldü÷ünde, ileri ki yıllarda mezun olan
pratisyen hekim kadar araútırma görevlisi uzmanlı÷ını alacak, uzman/pratisyen hekim
dengesi bozulacaktır. E÷er durum Yüksek Ö÷renim Kurulu østatistiklerindeki gibi
devam ederse Tablo 1’de verilen pratisyen hekim sayısı ileriki yıllarda giderek
azalacak, bu karúın uzman hekim sayısı artacaktır.
2. Hasta sayısı (Birinci basamaktan ikinci basama÷a sevk): Sa÷lıkta dönüúüm yasası
ile oluúturulmaya çalıúılan aile hekimlerinin kapı tutucu (sevk zincirin baúı, gatekeeper) konumları dikkate alınmıú ve bunun üzerinden hesaplama yapılmıútır. Olması
gereken sevk oranı %15 olarak belirlenmiútir. Bu oran belirlenirken yasa dikkate
alınmıútır. Yasaya göre bu oranı aútı÷ı durumlarda, örne÷in sevk oranı %15-20 olan
3
bir aile hekiminin maaúından %1 oranında, %20-25 sevk oranına sahip bir hekimin
maaúından %2 oranında %25’in üzerinde sevk oranına sahip bir hekimin maaúından
ise %5 oranında kesinti yapılacaktır. Zaten bu yasa çıkmadan önceki 2000-2007 yılları
arasındaki zaman diliminde birinci basamaktan ikinci basama÷a sevk oranları da
ortalama olarak yine %15 civarındadır.
3. Gerekli uzman hekim sayısı: Bu basamakta ise var olan durum dikkate alınarak
ileriye dönük projeksiyonlar yapılmıú ve gereksinim ve talep yöntemleri bir arada
kullanılarak 2015 yılındaki gerekli uzman hekim sayısı hesaplanmıútır. øleriye dönük
projeksiyonlarda halen mevcut olan talebin 2015 yılında da büyük bir de÷iúikli÷e
u÷ramayaca÷ı varsayılmıútır. Bunun nedeni ise yasada aile hekimlerine her ne kadar
kapı tutucu konumu verilmiúse de do÷rudan II. basamak sa÷lık hizmetlerine baúvuru
halinde hastalardan alınacak ek para miktarı 7-10 YTL gibi küçük bir miktar
belirlenmiú olmasından dolayı, sa÷lık hizmeti kullanımı açısından var olan
alıúkanlıklarda bir de÷iúim olmayacaktır. Üstelik Türkiye’de herhangi bir sa÷lık
sorununda I. basama÷a baúvuru oranı kırsal alanda %41, kentsel alanda %14
oranındadır. Yani kentsel alanda herhangi bir sa÷lık sorununda toplumun %86’sı
do÷rudan II. basamak sa÷lık hizmetlerine baúvurmaktadır. Yeni gelecek yasada bu
oranı düúürmeyi amaçlamamaktadır.
Hesaplamalarda kullanılan parametreler;
x
Türkiye’nin nüfus artıú hızı binde 18,3’dür ve bir kiúi yılda 3 kez sa÷lık hizmetini
kullanmaktadır.
x
Bir hastanın muayenesi için ayrılan süre birinci basamakta 20dk, uzman hekimler için
30 dakikadır.
x
Sevk oranı %15 olarak kabul edilmiútir
x
Poliklinik hastaları için hekim ihtiyacı= yıllık poliklinik sayısı x kiúi baúına ayrılan
süre / yıllık mesai süresi
x
Poliklinikte geçirilen süre yaklaúık 7 saattir.
x
Poliklinikler için yılık hekim çalıúma süresi 220 gün, yatan hastalar için ise 365
gündür.
x
II. basama÷a baúvuran hastaların ortalama %4.4’ü yatırılmaktadır.
x
Hastaneler için kapasiteli kullanım oranı(KKO) %60’tır.
x
Bir uzman hekim 10 yataktan sorumludur.
4
x
Yatan hasta için hekim ihtiyacı= (Gerekli yatak sayısı* x KKO/10) x 2**
* Gerekli Yatak
Sayısı
Yatan hasta sayısı x (yatak iúgal günü ortalaması + yatıú aralı÷ı)
=
365 gün
** gece ve gündüz vardiyaları nedeniyle 2 ile çarpılmaktadır.
x
Türkiye’de yatak iúgal günü ortalaması 5, yatıú aralı÷ı ise yine 5 gündür.
2. Bulgular
3.1 Hekim arzı (2015): 1991 yılı nüfusu 57.3 milyon, genel pratisyen sayısı 37.276 ve uzman
hekim sayısı 15.988’dir. Bu yıla ait uzman hekim baúına düúen nüfus 3.584’dür. Aúa÷ıdaki
Tablo 1’de 1991 yılından 2007’ye kadar olan yıllardaki hekim sayıları Sa÷lık Bakanlı÷ı’ndan
alınan sayılardır. Nüfus projeksiyonları ise Türkiye østatistik Kurumu’na aittir. 2000 yılından
sonra Türkiye binde 18,3 ile en düúük nüfus artıú hızına sahip olmuútur ve daha sonraki yıllara
ait projeksiyonlar bu nüfus artıú hızı dikkate alınarak yapılmıútır. Yine 2006 yılına dek
pratisyen, uzman hekim sayısı alınmıú ve yıllık artıú oranı ortalama %6.5 bulunmuútur. Ancak
2006’dan 2007’ye geçerken uzman hekim sayısındaki artıú %22 civarında görünmektedir. Yıl
sonu raporlarıyla kesin rakamlar elde edildi÷inde bu artıúın bir miktar düúece÷ini
beklemekteyiz. Bu yüksek orandaki artıú bir yıla özgü olup, mecburi hizmet yasası nedeniyle
yasa çıkmadan süresi dolan her asistanın uzman yapılmasıyla ortaya çıkmıú olabilir. Ancak
sadece bununla da bu derece büyük bir artıúı açıklamak mümkün de÷il gibi görünmektedir.
2006- 2007 yılı uzman hekim sayısındaki artıú nedeniyle yıllık uzman hekim ortalamasının
eskisi gibi %6.5 olaca÷ını varsayarak yapılacak ileriye dönük projeksiyonun gerçe÷i
yansıtmayaca÷ı düúünülmüú ve mezun olan pratisyen hekim sayısı üzerinden uzman hekim
sayıları belirlenmiútir.
Buna göre 2015 yılında olması beklenen uzman hekim sayısı
71.665’dir (Tablo 1).
5
Tablo 1: 1991 yılı baz alınarak ileriye yönelik yapılan projeksiyona göre olması beklenen
Pratisyen ve Uzman hekim sayıları (yıllara göre)
Yıl
Nüfus
(milyon)
Genel
Uzman
Uzman baúına
Pratisyen&
Hekim
düúen nüfus
1991
57,3
37.276
15.988
3.584
1992
58,5
40.469
16.516
3.542
1993
58,8
43.512
17.538
3.353
1994
61,1
46.977
18.855
3.241
1995
61,4
49.551
19.798
3.101
1996
62,6
49.410
21.537
2.907
1997
62,6
50.206
23.453
2.669
1998
64,7
51.961
25.383
2.549
1999
65,8
55.148
26.840
2.452
2000
67,4
56.032
29.085
2.317
2001
68,3
60.705
30.252
2.258
2002
69,3
61.766
32.037
2.163
2003
70,2
64.864
34.150
2.056
2004
71,1
68.107
37.160
1.913
2005
72,1
71.512
38.236
1.886
2006*
72,9
75.088
41.041
1.776
2007**
73,8
70.407
50.085
1.473
2008
74,7
71.983
52.770
1.415
2009
75,6
73.559
55.455
1.363
2010
76,5
75.135
58.140
1.315
2011
77,3
76.711
60.825
1.271
2012
78,1
78.287
63.510
1.229
2013
78,9
79.863
66.195
1.192
2014
79,7
81.439
68.880
1.157
2015
80,5
83.015
71.565
1.125
2020
84,3
84.591
74.250
1135
*2006 yılı Sa÷lık Bakanlı÷ı’nın gerçekleúmesini bekledi÷i rakamlarıdır, &Genel pratisyen sayılarına
araútırma görevlileri dahildir.
** 2007 yılı sonrasındaki rakamlar tıp fakültelerinden mezun olan pratisyen sayısı üzerinden hesaplanmıútır.
Tıp Fakültelerinden mezun olan ö÷renci sayısı 4000 ile 4500 arası de÷iúmektedir. Bu nedenle yıllık mezun
sayılarının ortalaması alınmıú ve ortama 4261 pratisyen hekimin mezun oldu÷u varsayılmıútır. Bir yıl
içerisinde 4261 pratisyen hekim mezun olurken, ortalama 2685 hekim uzman olmaktadır.
Kaynaklar : Sa÷lık Bakanlı÷ı Yataklı Tedavi Kurumları Yıllı÷ı. www.saglik.gov.tr Eylül 2007’de
eriúilmiútir (2006). YÖK østatistikleri 2001-2006
(TUøK) Yaú ve Cinsiyete göre Nüfus østatisti÷i (2005)
6
3.2 Hasta sayısı (Birinci basamaktan ikinci basama÷a sevk): 2015 yılı için beklenen nüfus
89,0 milyon olup, her 2.500 kiúiye bir Aile Hekimi düúerse 35.600 Aile Hekimine gereksinim
olacaktır. 2000-2007 yılları arasındaki yıllık poliklinik sayıları ve artıú oranları göz önüne
alınarak yapılan tahmine göre 2015 yılında ikinci basamakta yatan hasta sayısı
8.178.067olacaktır (tablo 2).
Tablo 2: Yıllara Göre Poliklinik sayıları ve sevk oranları
Yıllar
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
ū
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2020
Nüfus
(milyo
n)
67,8
69,0
70,3
71,5
72,9
74,2
75,6
77,0
78,4
79,8
81,2
82,8
84,3
85,8
87,4
89,0
97,5
Türkiye’de
kiúi baúına
sa÷lık
hizmetinden
yararlanma
oranı
2,3
2,4
2,5
2,7
2,3
2,9
3,1
3,3
3,0
3,0
3,0
3,0
3,0
3,0
3,0
3,0
3,0
I. Basamak Sa÷lık Kuruluúları&
II. Basamak Sa÷lık
Kuruluúları é
Poliklinik
Sevk
Sayısı
Sevk
Oranı
(%)
Poliklinik
Sayısı*
Yatan
Hasta
Sayısı
51.436.891
58.142.436
55.844.883œ
66.505.376
74.487.182
84.170.516
95.112.683
107.477.331
235.200.000
239.400.000
243.600.000
248.400.000
252.900.000
257.400.000
262.200.000
267.000.000
292.500.000
7.213.586
8.396.362
9.319.456
14.388.936
10.841.930
12.204.725
13.791.339
15.584.213
35.280.000
35.910.000
36.540.000
37.260.000
37.935.000
38.610.000
39.330.000
40.050.000
43.875.000
14,0
14,4
16,7
21,6
14,5
14,5
14,5
14,5
15
15
15
15
15
15
15
15
15
102.667.724
105.794.119
120.268.687
124.317.359
128.544.149
132.914.650
137.566.662
142.243.929
147.080.222
152.080.949
157.251.701
162.598.258
168.126.598
173.842.902
179.753.560
185.865.181
227.154.459
5.075.170
5.290.024
5.508.263
5.736.517
6.440.800
7.011.514
7.764.651
6.258.733
6.471.530
6.691.562
6.919.075
7.154.323
7.397.570
7.649.087
7.909.157
8. 178.067
9.994.796**
&
: Sa÷lık Bakanlı÷ı Temel Sa÷lık Hizmetleri østatistik Yıllı÷ı (2005)
:Sa÷lık Bakanlı÷ı Tedavi Hizmetleri østatistik Yıllı÷ı (2004)
* :özel hastaneler dahil
œ
:2002 yılı baúı itibariyle sa÷lık ocaklarında döner sermaye uygulamasının baúlamasına ba÷lı olarak poliklinik
sayısı azalmıú olabilir. Baúlangıçta birinci basamak poliklinik sayısındaki azalma ve ikinci basamaktaki ani
yükselme bu görüúü destekliyor gibi görünmektedir. Ancak döner sermaye uygulaması devam etmesine ra÷men
takip eden yıllarda birinci basamak poliklinik sayısındaki belirgin artıú bu görüúü desteklememektedir. Ayrıca
ileriki yıllarda ikinci basamaktaki yüksek poliklinik sayılarını idame ettiren de birinci basamaktan gelen sevkler
gibi görünmektedir.
ū
: 2008 yılından sonraki tüm hesaplamalar beklenenler üzerinden yapılmıútır
** Türkiye’de uzun yıllardır ikinci basamakta poliklinik sayısının %4.4’ü yatırılmakta olup, bu oranın 2020
yılına dek korunaca÷ı varsayılmıútır.
é
7
3.3 Gerekli uzman hekim sayısı (2015);
Poliklinik Hizmetleri için Gerekli olan Uzman Hekim Sayısı
Gereksinim: (risk altındaki toplum x kiúi baúına verilen hizmet x hizmet verilen yüzde* x
muayene için ayrılan süre) / yıllık mesai süresi
* Gereksinim hesaplamasında toplumun tamamı hizmet alacak kabul edildi÷i için bu oran
%100 alınır
Uzman Hekim sayısı : [40.050.000 X 3 X 1 x 30/60] / 220 X7 = 39.009 (Pratisyenlerin Kapı
tutucu konumu var sayılarak hesaplanan uzman hekim sayısı)
Sa÷lık Hizmeti Kullanımı Üzerinden; varolan düzenin devam etmesi durumunda gerekli
olan uzman hekim sayısı:
Poliklinik hastaları için hekim ihtiyacı= yıllık poliklinik sayısı x kiúi baúına ayrılan süre (saat)
/ yıllık mesai süresi (saat)
[185.865.181 X 30/60] /220 X7 = 60.345
Yatan Hasta için Gerekli olan Uzman hekim sayısı
2015 yılı yatan hasta sayısı : 8. 178.067
Her hasta ortalama 5 gün yatıyor
Türkiye’de yatıú aralı÷ı 5 gün
KKO : %60
Gerekli yatak sayısı : [8.178.067 X 10] /365 : 224 057 ve bu yatakların %60'ı kapasiteli
kullanılıyor (134.434), bir hekim ancak 10 yata÷a bakabilir buradan 13.443 gündüz, 13.443
gece olmak üzere 26.886 uzman hekime ihtiyaç var
Toplam Uzman Hekim sayısı = 26.886 + 60.345: 87.231
Tüm hastaların birinci basama÷a baúvurusu halinde ve sevk oranının %15 olması durumunda;
Gerekli uzman hekim sayısı = 26.886 + 39009: 65.895
Branúlara Göre Uzman Hekim øhtiyacı (2015)
8
Yatan Hasta
- 2015 yılında gerekli olan yatak sayısı: 224.057 (E÷er bugünkü kapasiteli kullanım oranı ve
yatıú aralı÷ı de÷erleri aynı kalırsa)
-KKO’nın 2015 yılında da %60 olaca÷ı varsayılırsa, 134.434 yatak kapasiteli olarak
kullanılacaktır.
- Halen mevcut olan branúlara göre servis yatak sayısı oranının 2015 yılında da geçerli olaca÷ı
varsayılırsa bu yatakların %13.3’ü øç Hastalıkları (Endokrinoloji, Nefroloji, Hematoloji,
Gastroenteroloji, tıbbi Onkoloji dahil), %10.2’si Kadın Hastalıkları ve Do÷um, %10’u Genel
Cerrahi ve %8.2’si Çocuk Hastalıkları’na ait olacaktır.
- Her bir hekim 10 yataktan sorumlu olacaktır.
- Buradan yola çıkarak yapılan hesaplamalara göre:
- øç hastalıkları yatan hasta için gerekli olan uzman hekim sayısı
(134.434x13.3/100)x0.10= 1788 (gündüz) ve 1788 (gece)= 3576 uzman hekim
- Kadın Hastalıkları ve Do÷um yatan hasta için gerekli olan uzman hekim sayısı
(134.434x10.2/100)x0.10= 1371 (gündüz) ve 1371 (gece)= 2742 uzman hekim
- Genel Cerrahi yatan hasta için gerekli olan uzman hekim sayısı
(134.434x10/100)x0.10= 1344 (gündüz) ve 1344 (gece)= 2688 uzman hekim
- Çocuk Hastalıkları yatan hasta için gerekli olan uzman hekim sayısı
(134.434x8.2/100)x0.10= 1102 (gündüz) ve 1102 (gece)= 2204 uzman hekim
Poliklinik
Elimizde branúlara göre poliklinik sayılarının da÷ılımını gösteren veriler bulunmamaktadır.
Bu nedenle branúlara göre poliklinik sayılarının ileriye dönük projeksiyonunu yapmak
mümkün olmamaktadır.
Genel
1. Hekim Arzı Üzerinden;
Mevcut artıú oranı ve hekime olan talep göz önüne alınarak 2015 yılı için tahmin edilen
uzman hekim arzı 71.665’dir. Halen mevcut uzman hekimlerin branúlara göre da÷ılım
oranının 2015 yılında da benzer olaca÷ı varsayılırsa uzman hekimlerin %9.2’si øç hastalıkları
(Endokrinoloji, Nefroloji, Hematoloji, Gastroenteroloji, tıbbi Onkoloji dahil), %8.6’sı Kadın
Hastalıkları ve Do÷um, %8.5’i Çocuk Hastalıkları ve %8’i Genel Cerrahi alanında çalıúıyor
olacaklardır. Buradan yola çıkarak yapılan hesaplamalara göre:
- øç hastalıkları uzman hekim sayısı: 71.665 x 9,2/100 = 6593 hekim
9
- Kadın Hastalıkları ve Do÷um uzman hekim sayısı: 71.665 x 8,6/100 = 6163 hekim
- Çocuk Hastalıkları uzman hekim sayısı: 71.665 x 8.5/100 = 6092 hekim
- Genel Cerrahi uzman hekim sayısı: 71.665 x 8.0/100:= 5733 hekim
2. Uzman Hekim Gereksinimi Üzerinden;
Gereksinim yöntemi ile toplam uzman hekim sayısı 87.231’dir. Yine mevcut uzman
hekimlerin branúlara göre da÷ılım oranları kullanıldı÷ında
- øç hastalıkları uzman hekim sayısı: 87.231 x 9,2/100 = 8025 hekim
- Kadın Hastalıkları ve Do÷um uzman hekim sayısı: 87.231 x 8,6/100 = 7502 hekim
- Çocuk Hastalıkları uzman hekim sayısı: 87.231 x 8.5/100 = 7414 hekim
- Genel Cerrahi uzman hekim sayısı: 87.231 x 8.0/100:= 6978 hekim
2.1 Aile hekimlerinin kapı tutucu konumları sa÷lanabilirse, uzman hekim gereksinimi
65.895’dir. Bu varsayım üzerinden;
- øç hastalıkları uzman hekim sayısı: 65.895 x 9,2/100 = 6062 hekim
- Kadın Hastalıkları ve Do÷um uzman hekim sayısı: 65.895 x 8,6/100 = 5667 hekim
- Çocuk Hastalıkları uzman hekim sayısı: 65.895 x 8.5/100 = 5601 hekim
- Genel Cerrahi uzman hekim sayısı: 65.895 x 8.0/100:= 5272 hekim
Yukarıdaki açıklamalar Tablo 3’de gösterilmektedir.
10
Tablo 3: Farklı Yöntemlere Göre Uzman Hekimlerin Dört Temel Branúa Göre
Da÷ılımları
Branúlar
Tüm branúlar
øç Hastalıkları
Kadın-Do÷um
Çocuk Hastalıkları
Genel Cerrahi
Branúlar
øçerisindeki
Oranları (%)
9,2
8,6
8,5
8,0
Grup 1
Grup 2
Grup 3
71.665
6.593
6.163
6.092
5.733
87.231
8.025
7.502
7.414
6.978
65.895
6.062
5.667
5.601
5.272
Grup 1: Tıp Fakültelerinden mezun olan hekim ile uzmanlık ö÷rencilerinin yıllık mezun
sayıları ortalamaları üzerinden hesaplanmıútır.
Grup 2: Gereksinim ve talep yöntemlerine göre hesaplanan 2015 yılında olması gereken
uzman hekim sayısı
Grup 3: Tüm hastaların birinci basamaktan elenerek geldi÷i ve sevk oranının %15 oldu÷u
varsayıldı÷ında hesaplanan 2015 yılında olması gereken uzman hekim sayısı
4. Tartıúma
4.1 Gelecekteki tahmini hekim sayısının (arzının) hesaplanması
Bu raporda mevcut hekim arzı ve bu arzın son 15 yıl içerisindeki de÷iúimleri göz önüne
alınarak gelecekteki (2015) hekim sayısı tahmin edilmeye çalıúılmıútır. Öncelikle hekim arzını
belirlerken sadece sayıyı bilmek yeterli olmayıp, bir birim oluúturmak gerekir. Çünkü
hekimlik unvanına sahip ama hiç hekimlik yapmayan, yarım gün hekimlik yapan ve tam gün
hekimlik yapan 3 kiúi bu hesaplamalarda 3 kiúi olarak geçse de gerçekte yapılan iú göz önüne
alındı÷ında 1,5 kiúi olarak kabul edilmeleri gerekir. Dolayısıyla mesai saatleri ve düzenleri
göz önüne alınarak bir birim oluúturup o birim cinsinden hekim arzını ifade etmek gerekir. Bu
raporda böyle bir birim oluúturulmamıútır. Hekim arzı bu raporda göz önüne alınmayan pek
çok faktörden etkilenir, bu faktörler ne kadar çok bilinip göz önüne alınırsa o kadar gerçe÷e
yakın projeksiyon yapmak mümkün olacaktır. Hekim arzı üzerine etkili olabilecek faktörler:
-
Kadın hekimlerin artıúı: Kadınlar, do÷um ya da aile bireylerinin sa÷lık bakımı gibi
nedenlerle erkeklere göre daha kısa süre çalıúmaktadır.
-
Hekim iúgücünün yaúlanması: Giderek yaúlanan toplum gibi hekim grubu da giderek
yaúlanmakta ve yaúlı hekimler daha az mesai yapmaktadır.
11
-
Çalıúma úartları, sistem de÷iúiklikleri: Yasalar, ekonomik úartlar ve sa÷lık
sistemindeki de÷iúiklikler hekimlik mesle÷ine ve bazı uzmanlık alanlarına olan ilgiyi
azaltır ya da arttırabilir.
-
Aktivite oranları: Hekimlik dıúı iúlerde çalıúan hekim sayısı artarsa hekim sayısı
de÷iúmese de hekim arzı düúer
-
Yaúam tarzı de÷iúiklikleri: øleride hekimler daha az çalıúıp kendilerine daha çok
zaman ayırmak isterse hekim arzı düúer
-
Verimlilikteki de÷iúiklikler: Özellikle teknoloji sayesinde iú verimlili÷i artarsa az
sayıda hekimin çok iú yapması mümkün olabilir.
4.2 Gelecekteki gerekli hekim sayısının hesaplanması
- Bu raporu hazırlarken gelecekteki ihtiyaç duyulacak hekim sayısını tahmin etmede yaúanan
en büyük zorluk, uzmanlık dernekleri tarafından bildirilmiú iú tanımlarının yoklu÷u olmuútur.
Bir branú uzmanının hangi iúleri, ne kadar zamanda yaptı÷ı net olarak bilinirse o zaman
hizmet alması beklenen topluma gereken hekim sayısını daha do÷ru tahmin etmek mümkün
olacaktır.
- Bu raporda sadece hasta bakım hizmetleri göz önüne alınarak hesaplamalar yapılmıú olup,
laboratuar hizmetleri, ameliyat vs. gibi müdahaleler ve e÷itim faaliyetleri dikkate alınmamıútır.
-
Branúlara göre yıllık poliklinik sayılarına ve bu sayıların yıllar içerisinde gösterdi÷i
de÷iúime yönelik veriler elde bulunmadı÷ından, bu raporda poliklinik hizmetleri için gerekli
hekim sayısı ancak gereksinim yöntemiyle hesaplanabilmiú, var olan talebin gelece÷e
projeksiyonu yapılamamıútır.
- Ülkemizde hekime olan talebin en önemli belirleyicisi ekonomik koúullar ya da bir sa÷lık
güvencesinin olup olmamasıdır. Halkın refah düzeyindeki de÷iúiklikler ya da Genel Sa÷lık
Sigortası benzeri uygulamalarla hekime olan baúvuru ve bundan do÷an talep de÷iúebilir.
- Halen genç bir nüfus yapısına sahip olsak da zaman içerisinde tıpkı batı ülkelerinde oldu÷u
gibi giderek yaúlanan bir nüfus mozai÷ine sahip olmamız beklenmektedir. Bu durumda
yaúlıların hekimlik hizmetlerini daha fazla kullandı÷ı düúünülürse, hem hekime olan talepte
bir artıú, hem de yaúlı nüfusa hizmet veren sektörde çalıúacak insan gücü gereksiniminde bir
artıú beklenebilir.
- Sa÷lık sigortalarının yaygınlaúması ile sunulan sa÷lık hizmetlerinin daha fazla denetlenmesi
ve bu sayede gereksiz hizmetlerin elenmesi mümkün olabilir. Bu durumda yapılacak iú
azalaca÷ı için hekime olan talep de azalabilir.
12
Kaynaklar
1.Hornby. P ,Ray D.K , Shipp P. J, Hall T.L . Guidelines for health manpower planning
WHO 1980 Geneva
2. Palas O'Brien L, Birch S, Baumann P. A, Murphy G. T, Integrating workforce planning
human resources and service planning. Human Resources for health development Journal
(HRDJ) 2001; 5 (1-2),2-16.
3. Fülöp T, Roemer M.I. Reviewing Health manpower development. A methods of
improving national health system. WHO 1987 Geneva
4. Shipp PJ. Workload indicators of staffing need (WISN) A manual for implementation
WHO. 1998 Geneva.
5. Council on Graduate Medical Education. Physician workforce policy guidelines for the US
2000-2020. 2005, USA
6. Türkiye østatistik Kurumu Nüfus projeksiyonları. www.tuik.gov.tr A÷ustos 2007 de
eriúilmiútir.
7. Sa÷lık Bakanlı÷ı 2001-2006 arası Temel Sa÷lık Hizmetleri ve Yataklı Tedavi Kurumları
Yıllı÷ı. www.saglik.gov.tr. Eylül 2007’de eriúilmiútir.
8. YÖK istatsitikleri 2000-2006. www.OSYM.gov.tr Aralık 2007’de eriúilmiútir
13
Tıp-Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi Türkiye’ de Tıp-Sa÷lık
Bilimleri Alanında E÷itim ve ønsan Gücü Planlaması
Pratisyen Hekim Çalıúma Grubu
Türkiye’ de Pratisyen Hekim
ønsan Gücü Planlaması ve
Mezuniyet Öncesi
Tıp E÷itimi: Mevcut Durum ve 2013
Yılı Vizyonu
ùUBAT 2008
Prof. Dr. Figen Doran
Prof. Dr. Nural Kiper
Doç. Dr. H.øbrahim Durak
Dr. S. Elif Törün
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
øÇøNDEKøLER
KISALTMALAR .................................................................................................3
1.GøRøù .................................................................................................................4
1.1.Genel Bilgiler.......................................................................................................4
1.2. Türkiye’de Sa÷lık ønsan Gücü Çalıúmaları.......................................................10
1.3. Amaç .................................................................................................................14
2. YÖNTEM........................................................................................................15
3. BULGULAR...................................................................................................17
3.1. Hekimlerin görev ve sorumlulukları.................................................................17
3.2. Hekim Sayısı.....................................................................................................18
3.3. Hekim østihdamı................................................................................................24
3.4. Türkiye’de Mezuniyet Öncesi Tıp E÷itiminin Durumu....................................27
4. SONUÇ VE ÖNERøLER ..............................................................................47
5. KAYNAKLAR ...............................................................................................53
2
KISALTMALAR
DSÖ
Dünya Sa÷lık Örgütü
DPT
Devlet Planlama Teúkilatı
MEB
Milli E÷itim Bakanlı÷ı
ÖSYM
Ö÷renci Seçme ve Yerleútirme Merkezi
SB
Sa÷lık Bakanlı÷ı
SHMYO
Sa÷lık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu
SøGP
Sa÷lık ønsan Gücü Planlaması
TSH
Temel Sa÷lık Hizmetleri
TÜøK
Türkiye østatistik Kurumu
YÖK
Yüksekö÷retim Kurulu
TUS
Tıpta Uzmanlık Sınavı
MÖTER
Mezuniyet Öncesi Tıp E÷itimi Raporu
ÇEP
Çekirdek E÷itim Programı
TSBEK
Tıp-Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi
TEGED
Tıp E÷itimini Geliútirme Derne÷i
ADNKS
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi
EÜTF
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
ÖZE
Ö÷retim üyesi Zaman Eúde÷eri
3
1.GøRøù
1.1.Genel Bilgiler
Sa÷lık hizmetlerinin toplumdaki herkese hakkaniyetle, etkin, kaliteli ve ulaúılabilir
úekilde sunulması temel amaçtır. Bu amacın gerçekleútirilebilmesinin en önemli
koúullarından biri, gerekli niteliklere sahip yeterli sayıda insan gücünün do÷ru
zamanda, do÷ru yerde temin edilmesidir. Sa÷lık insan gücünün yapısı ile toplumun
sa÷lık göstergeleri arasında do÷rudan pozitif bir iliúki oldu÷u çeúitli çalıúmalarda
gösterilmiútir (Anand and Barnighausen 2004; Hongoro and McPake 2004).
Sa÷lık insan gücü ya da di÷er adıyla sa÷lık iúgücü, kamu veya özel sektörde her tür
sa÷lık hizmetini üreten personelin tamamını kapsar.
DSÖ, Sa÷lık insan gücünü
hizmet niteli÷ine göre beú ana kategori altında ve e÷itim düzeyine göre 29 grupta
sınıflamıútır. Sa÷lık insan gücünün hizmet niteli÷ine göre beú ana kategorisi; 1)
Kiúilere yönelik hizmet sunanlar (hekim, diú hekimi, hemúire, ebe v.b), 2) Laboratuar
hizmeti sunanlar, 3) Çevreye yönelik hizmet sunanlar (veteriner hekim, çevre sa÷lık
teknisyeni, v.b), 4) Sa÷lık alanında uzmanlaúmıú destek personel (hastane idarecisi,
tıbbi sekreter, v.b), 5) Genel hizmet verenlerdir (úoför, veri kayıt elemanı, vb.) (Özsarı
1994).
Bir ülkede, sa÷lık hizmet sunumundaki temel amaca ulaúılabilmesi için “sa÷lık insan
gücünün geliútirilmesi” gereklidir. Sa÷lıkta insan gücü geliútirilmesi süreci; co÷rafi,
ekonomik, sosyal ve kültürel özellikleri tanımlı bir bölgede yaúayan bir toplumun,
mevcut sa÷lık gereksinimlerinden yola çıkarak, bu gereksinimlerin karúılanmasını
içeren, kısa, orta ve uzun vadeli bir süreçte ortaya çıkabilecek di÷er gereksinimleri de
öngörerek, toplumun sa÷lık düzeyini iyileútiren, hakkaniyetli, kaliteli, ulaúılabilir ve
maliyet-etkin sa÷lık hizmetlerini sunabilecek sa÷lık insan gücünün (sistemin hizmet
kapasitesi ve özellikleri, di÷er iúgücü ve sa÷lık çalıúanlarının arasındaki iliúkileri ve
ba÷ımlılıklarını göz önünde tutarak) a) planlanması, b) üretimi (seçimi, e÷itimi, v.b)
ve c) yönetimi (istihdam) ile ilgili tüm eylemler olarak yeniden tanımlanabilir (DSÖ
1996; O'Brien-Pallas, Birch et al. 2001).
Sa÷lık insan gücü geliútirilmesi kavramı altında bu noktaya gelinmesi 1940’lardan bu
yana hedefleri ve oda÷ı farklı, bazı noktalarda iç içe geçen sekiz fazlık bir süreç
4
sonucunda ortaya çıkmıútır (DSÖ 1990). Bu süreçler tarihsel durumları, odak ve
hedeflerine göre ùekil 1 ‘de gösterilmektedir.
Faz
Hedef / Odak
1
Personelin sayısını artırmak
2
Personelin e÷itim düzeyini
yükseltmek
3
Ulusal e÷itim standartları
4
Co÷rafi da÷ılımı düzeltmek, çok
amaçlı yardımcı sa÷lık personeli
5
Ulusal düzeyde planlama
6
Personel verimlili÷i
7
Hizmet-personel entegrasyonu
8
Koordine edilmiú hizmet ve insan
gücü geliúimi
1940
1950
1960
1970
1980
1990
ùekil 1. Tarihsel süreçte sa÷lık insan gücü geliútirme çalıúmalarındaki hedef ve
odaklar
Gelinen en son noktada sa÷lık insan gücü / kaynakları geliútirilmesi sürecinde
planlama, e÷itim ve yönetiminin birlikte düúünülmesi gereklidir (DSÖ 1990).
Bu alanların içeri÷i úöyle özetlenebilir:
Planlama, makro ve mikro planlamayı içerir ve insan gücü arz ve gereksinimini,
insan gücü da÷ılımını, personel standartlarını, görev tanımlarını, görev gerekliliklerini
(hizmetin sunulabilmesi için gerekli bilgi ve beceriler) belirler ve denetim yapısını
kurar. Etkin bir planlama süreci; a) mevcut durum analizi, b) tahmin, c) politika
belirleme ve önceliklendirme süreçlerini içinde barındırmalıdır (Öktem 1990).
E÷itim, hizmeti sunacak insan gücü kategorisini (sa÷lık meslek grupları ve mesleksel
yetkinlikleri), çalıúma koúullarını ve ortamını tanımlar, e÷itim programları (personelin
temel e÷itimi ve sürekli e÷itimini içeren) düzenler ve yürütür, programların kabul ve
kredilendirilmesini sa÷lar.
5
2000
Yönetim ise, iúe alma ve personel seçme, denetim, izleme, performans
de÷erlendirmesi, ücretlendirme, terfi, motivasyon/teúvik ve kariyer geliúimi konularını
kapsamaktadır (Özsarı 1994).
Dünyada, bir ülkede ya da bölgede sa÷lık insan gücünün kaç kiúi olması gerekti÷ine
yönelik “altın standartlar” mevcut de÷ildir. Bununla birlikte 2006 Dünya Sa÷lık
Raporu’nda, sa÷lık alanında Birleúmiú Milletler Milenyum Geliúme Hedeflerine
ulaúılabilmesi için 1.000 kiúi baúına minimum 2.3 sa÷lık çalıúanın (hekim, hemúire ve
ebe) olması gerekti÷i, bu hesapla dünyada 2.4 milyon hekim, hemúire ve ebe açı÷ı
oldu÷u, di÷er sa÷lık çalıúanları ile birlikte bu açı÷ın 4.3 milyona çıktı÷ı tahmin
edilmekte ve bu açı÷ın özellikle sahra altı Afrika ülkelerinde göze çarptı÷ı ifade
edilmektedir (DSÖ 2006).
Sa÷lık insan gücü planlamasında aúa÷ıda verilen dört temel yaklaúım altında farklı
model, yöntem ve teknikler kullanılmaktadır.
1. Gereksinimlere dayalı yaklaúım (needs-based)
Bu yaklaúım gelecekteki gereksinimlerin öngörülmesi ve bu gereksinimler
do÷rultusunda verimli ve etkin bir sa÷lık hizmeti sunulabilmesi için gereken sa÷lık
insan gücü sayısı ve niteliklerinin belirlenmesini amaçlar ve üç temel varsayıma
dayanır.
a) Bütün sa÷lık gereksinimleri karúılanabilir ve karúılanmalıdır.
b) Gereksinimleri karúılamayı hedefleyen maliyet-etkin yöntemler tanımlanabilir
ve uygulanabilir.
c) Gereksinimlerin düzeyine ba÷lı olarak sa÷lık hizmeti kaynaklarından
yaralanılabilir.
Bu yaklaúımın temel zayıflıkları sa÷lık sektörü ve di÷er sektörler arasındaki iliúkiyi
öngörmeyiúi ve tanımlanan gereksinimlerin her úart altında karúılanamayacak
oluúudur. Gereksinimler toplumların özellikleri ve dinamiklerine ba÷lı olarak
de÷iúkenlik gösterir.
2. Kullanıma dayalı yaklaúım (utilization-based) (arza dayalı yaklaúım olarak da
ifade edilebilir)
6
Bu yaklaúım altında nicelik, çeúitlilik ve mevcut kaynakların nüfusa da÷ılımı
gelecekteki gereklilikleri saptamada temel alınır. Sa÷lık insan gücü kullanım düzeyi
toplumun demografik profiline ba÷lı olarak
üretilen alt gruplara özgü ortalama
oranlarla ifade edilir (örn. hekim baúına düúen 0-5 yaú çocuk sayısı, hemúire baúına
düúen nüfus, ebe baúına düúen 15-49 yaú kadın v.b)
Bu yaklaúım da geçerlili÷i tartıúılabilecek aúa÷ıda verilen üç temel varsayıma
dayalıdır.
a) Sa÷lık hizmetlerinin mevcut düzeyi, çeúitlili÷i ve da÷ılımı uygundur.
b) Toplumun demografik özelliklerine ba÷lı olan sa÷lık gereksinimleri gelecekte
de aynı kalacaktır.
c) Toplumun gelecekteki demografik profili, var olan trendler ve sa÷lık
göstergeleriyle tahmin edilebilir.
Burada karúılaútırmalı sa÷lık sistemleri alanında önemli bir uzman olan Milton
Roemer’ in
“Arz varsa hasta da vardır” kuralını hatırlamak gerekir. Roemer,
sigortalı bir toplumda yeni eklenen her yata÷ın doldu÷unu saptamıú ve kendi adıyla
biline bu yasa arza dayalı yaklaúımlara yeni bir bakıú açısı getirmiútir
(Milton
Roemer, National Health Systems of the World. Volumes 1 and 2. Oxford University
Press, 1993 New York).
3. Etkin talebe dayalı yaklaúım (effective demand-based)
Bu yaklaúımın altında gereksinimlere dayalı yaklaúımın dayandı÷ı epidemiyolojik
ilkelerin yanı sıra ekonomik de÷erlendirmeler de devreye girmektedir. Böylece tüm
gereksinimlerin karúılanamayabilece÷i kabul edilmektedir. Bu yaklaúımı kullanarak
yapılacak bir planlamanın ilk adımı, gelecekteki sunulacak sa÷lık hizmetlerini finanse
edebilecek ekonominin büyüklü÷ünü tahmin etmektir. Bu öngörü daha sonra sa÷lık
hizmetine ayrılacak finansmana dönüútürülür.
4.Simülasyon modelleri
SøGP’nın nasıl yapılması gerekti÷i konusunda üstteki yaklaúımları bir araya getiren
“simülasyon modelleri” bir cevap oluúturma potansiyeli göstermektedir. Bazı
uzmanlar yukarıda sözü edilen bu üç yaklaúımı bir araya getirerek dinamik çerçeveler
oluúturmuúlardır. 1990’ların ikinci yarısında DSÖ tarafından oluúturulan ve
7
ülkemizin de arasında bulundu÷u bazı ülkelerde alan uygulamaları ile test edilen
“HRH Planning Toolkit” de böylesi bir zemine oturmaktadır.
Simülasyon;
a) Sa÷lık düzeyleri ve riskleri ile iliúkili olarak ilgili nüfusun özelliklerini
(gereksinimlere dayalı faktörler)
b) Hizmet kullanımı ve sa÷lık insan gücü hareketlerini -emeklilik, göç , yeni
katılan vb.- (kullanıma dayalı faktörler)
c) Sa÷lı÷a ayrılacak kaynaklara etki edebilecek ekonomik, sosyal, durumsal ve
politik faktörleri (etkin talebe dayalı faktörler)
d) Farklı özellikler üzerinden yetiútirilecek insan gücünün sa÷lık hizmeti
sistemine etkisi ve üretece÷i çıktıları hesaba katmaya çalıúır.
Simülasyon güçlü bir yöntemdir ve gereksinim öngörülerinden yola çıkarak elde
edilecek etki ve sonuçları optimize etmek için kullanılır (O'Brien-Pallas, Birch et al.
2001).
Dünyada sa÷lık insan gücü planlama çalıúmalarında yaúanan deneyimler aúa÷ıdaki
maddelerle özetlenebilir;
a) genelde çalıúanlar arası iliúkiler ve iúbirli÷i göz ardı edilmekte kısmi
yaklaúımlar kullanılmakta (farklı hizmet kategorilerinin ayrı ayrı planlanması),
b) ço÷u ülke merkezi bir yaklaúımla gerekli sayılar üzerinde çalıúmayı tercih
etmekte
ancak
çalıúanların
uygun
da÷ılımına
yönelik
bir
dikkat
gösterilmemekte,
c) planlama çabalarının var olmasına ra÷men ço÷u ülkede insan gücü açı÷ı ve
fazlalı÷ı zaman döngüleri yaúanmakta; farklı ülkeler açı÷ı kapatmak için
yabancı hekim çalıútırma, tıp fakültesi ö÷rencilerinin kontenjanları artırma,
hizmet sunum özelliklerini de÷iútirme gibi yöntemler kullanmakta,
d) sa÷lık çalıúanlarının performans yönetimi sıklıkla yapılamamakta, zayıf
yönetim, sistematik sürekli e÷itim ve akreditasyonun yoklu÷u göze
çarpmaktadır (Bloor and Maynard 2003).
Bir ülkede sa÷lık insan gücünün mevcut durumu analiz edildikten sonra geliútirmeye
yönelik planlama süreci için nicelik, çeúitlilik (diversity / skills mix), nitelik
(yetkinlikler) gibi farklı dinamiklerden kaynaklanan olası durumlar ve eylemlerle bu
8
eylemlerin etkileri, DSÖ’nün 2006 Raporunda ùekil 2. de verildi÷i gibi
kavramsallaútırılmaktadır (DSÖ 2006).
SAöLIK
øNSANGÜCÜ
BøLEùøMøNø
ETKøLEYEN
DøNEMøKLER
Sa÷lık gereksinimleri
Demografi
Hastalık yükleri
Epidemiler
DURUMLAR
Sınırlı açık
OLASI
EYLEMLER
øNSANGÜCÜ
GELøùTøRøLMESøNDE
BEKLENEN ETKøLER
-Ö÷renci sayısını artırmak
-E÷itim süresini kısaltmak
YETERLø SAYI
SAYI
Büyük açık
-Yeni e÷itim kurumları açmak
-E÷itim kurumları arası
bölgesel iúbirli÷ini artırmak
-Hizmetin ulaúmadı÷ı yerden
Sa÷lık sistemleri
Maliyet
Teknoloji
Kullanıcı tercihleri
Hizmet verilen ba÷lam
øú ve E÷itim ortamı
Kamu reformu
Küreselleúme
Da÷ılım sorunu ö÷renci almak
ÇEùøTLøLøK
-Hizmet ulaúmayan yerde e÷itim
vermek
Homojenlik
-Hizmeti kullanmayan grupların
desteklenmesi
-E÷itim sırasında düzenlemek
Eksik
-Yeni kurumlar ve perspektifler
-Ulusal, uluslarası networkler
YETKøNLøKLER
Verimsiz
-De÷erlendirme ve sertifikasyon
-Akreditasyon, lisans
GELøùTøRøLMøù
ÇEùøTLøLøK
YETKøNLøKLERøN
KAPSANMASI
*Dünya Sa÷lık Raporu 2006’dan uyarlanmıútır
ùekil 2. Sa÷lık insan gücü geliútirme sürecinde karúılaúılan durumlar ve olası
çözümler
Özet olarak; makro planlama perspektifinden bakıldı÷ında dünya deneyimleri
göstermektedir ki bazı ülkelerde (özellikle 3. dünya ülkeleri olarak sınıflanan grupta)
sa÷lık insan gücü sürekli yetersiz, di÷er ülkelerde ise insan gücü eksikli÷i ve fazlalı÷ı
döngüsü içinde süreçler yaúanmaktadır (Dreesch, Dolea et al. 2005). Sa÷lıkta insan
gücü planlaması, personel arzı ve gereksinimi arasındaki dengeyi kuracak stratejiler
geliútirilmesi esasına dayanır, farklı yaklaúım ve yöntemler kullanılabilir. Yaklaúım ve
yöntemlerin dayandı÷ı varsayımlar, gereken veriler, maliyet ve yanıt aradıkları sorular
birbirinden farklıdır. Bir ülkede sa÷lık insan gücü ile ilgili farklı sorunlara farklı
çözümler üretmek gereklidir.
9
1.2. Türkiye’de Sa÷lık ønsan Gücü Çalıúmaları
Ülkemizde Sa÷lık insan gücü planlamalarına iliúkin politika ve stratejiler; makro
düzeyde Devlet Planlama Teúkilatının (DPT) yapmıú oldu÷u 5 yıllık (2006 yılı
itibariyle 7 yıllık) kalkınma planlarında sektörel olarak, mikro düzeyde ise Sa÷lık
Bakanlı÷ı (SB) tarafından yürütülen faaliyetlerde insan kaynakları planlamasına
yönelik hedefler olarak yer almıútır. Gereksinim duyulan sa÷lık personelinin
yetiútirilmesi ve istihdamı konusunda koordinatörlük görevi 3359 Sayılı Sa÷lık
Hizmetleri Temel Kanunu ve ilgili yönetmeliklerle SB’na verilmiútir (Akda÷ 2007).
Sa÷lık insan gücü planlaması ile ilgili çalıúmalar Refik Saydam döneminde (19231945) baúlamıútır. Bu dönemdeki çalıúmalar özellikle sa÷lık personelinin sayısında
sa÷lanan hızlı artıúla dikkati çekmektedir. Ardından gelen Demokrat Parti (19501960) döneminde, sa÷lık insan gücü yetersizli÷ini giderecek önlemler alınmasının
öncelikli bir konu olması, hazırlanan Milli Sa÷lık Programı Etüdü’nde sa÷lık insan
gücü planlamasına yönelik olarak her bölge için gerekli sa÷lık personelinin yerinde
yetiútirilmesi için okulların açılması ve açılanların geniúletilmesi do÷rultusunda
kararların alınmıú oldu÷u görülmektedir (Özsarı 1994).
Ancak bu dönemde de
çabalara karúın önemli bir ilerleme sa÷lanamamıútır (Fiúek 1991). 1960 yıllarında
baúlayan Beú Yıllık Ulusal Kalkınma Planları dönemine geçildi÷inde her dönemde
sa÷lık insan gücü hedefleri farklı yöntemlerle belirlenmiú fakat hiçbir dönemde
hedefler tutturulamamıútır. Bu planlarda sa÷lık insan gücüne yönelik tanımlanan
hedefler çok genel kalmıú ve planlamadan çok politika belirleme niteli÷inde olmuútur
(Özsarı 1994).
Ulusal Sa÷lık Politikasının oluúturulması amacıyla 1992 yılında düzenlenen Birinci
Ulusal Sa÷lık Kongresinde, sa÷lık insan gücü çalıúma grubunda “sa÷lık insan gücü
ana planının hazırlanması ve Türkiye’nin 20 yıllık projeksiyonunun yapılması” kararı
alınmıú, Sa÷lık Bakanlı÷ı, Sa÷lık Projesi Genel Koordinatörlü÷ü, Sa÷lık ønsan Gücü
Geliútirme Bölümü tarafından sa÷lık insan gücü planlaması konusunda bazı
çalıúmalar yapılmıútır. Bu çalıúmalar kapsamında sa÷lık insan gücü planlamasına
yönelik olarak, pratisyen hekimleri de kapsamak üzere sa÷lık personeli ile ilgili
bilgileri içeren veri tabanları hazırlanmıú, mevcut durum analizi yapılmıú ve sa÷lık
insan gücü arz ve ihtiyaç projeksiyon modelleri oluúturulmuútur. Dünya Sa÷lık
10
Örgütü tarafından geliútirilmiú, planlamacılara ve politika belirleyicilere yardımcı
olacak bir makro planlama aracı olan sa÷lık insan gücü arz ve ihtiyaç projeksiyon
modelleri yazılımı sektöre tanıtılmıú ve kullanımı ile ilgili e÷itim programları
yapılmıútır. Mikro düzeyde planlama araçlarının geliútirilmesine yönelik olarak da,
Dünya Sa÷lık Örgütü tarafından geliútirilmiú “iú yüküne dayalı personel ihtiyacı
saptama” yönteminin Türkiye'de uygulama çalıúmaları ve buna ba÷lı olarak iú yüküne
dayalı personel standartları geliútirme çalıúmaları yürütülmüútür (Türkay, Özcan et al.
1996). Bu çalıúmanın sürdürüldü÷üne iliúkin bir bilgiye ulaúılamamıútır.
1993 yılında Sa÷lık Bakanlı÷ı Sa÷lık Projesi Genel Koordinatörlü÷ü tarafından
“Türkiye’de Sa÷lık ønsan Gücü: Mevcut Durum Raporu” adlı rapor hazırlanmıú ve
1996 yılında bu rapor, hazırlandı÷ı tarihten itibaren sa÷lık insan gücü geliútirme
çalıúmalarına iliúkin geliúimin ortaya konması ve sa÷lık insan gücünün durumu ile
ilgili bilgilerin güncelleútirilmesi amacıyla yenilenmiútir.
Daha öncekilerden farklı bir yapıda ve daha uzun vadeli bir perspektifle hazırlanan
IX. Kalkınma Planı’nında (2007-2013), VIII. Plan döneminde sa÷lık personeli sayısı,
yatak sayısı ve kullanım oranları, bebek ölüm hızı, aúılama gibi göstergelerde
iyileúmeler
kaydedildi÷i,
ancak
henüz
istenen
düzeye
ulaúılamadı÷ı
ifade
edilmektedir. IX. Planın Sa÷lık Alanı ve ønsan gücü ile ilgili tespitleri ve öngörüsü
aúa÷ıya özetlenerek alınmıútır (TBMM 2006).
“245. Hekim baúına düúen nüfus sayısı, 2000 yılında 792 iken 2005 yılında 715’e
düúmüú olmakla birlikte halen, AB ortalaması olan 288’in oldukça gerisinde
kalmıútır. AB ülkelerinde 8,8 olan yüz bin kiúiye düúen tıp fakültesi mezunu sayısı
ülkemizde bu dönemde 7,5’ten 6,1’e düúmüútür. Bu durum, geliúmiú ülkeler ile
aramızdaki farkın daha da açılmasına neden olmaktadır.
246. Sa÷lık hizmetleri sunumunun bölgesel ve kent-kır düzeyindeki dengesizli÷i devam
etmektedir. Sosyo-ekonomik geliúmiúlik seviyesi en düúük 10 ilde yatak baúına düúen
nüfus sayısı en yüksek 10 ildekinin 2,5 katı iken, doktor baúına düúen nüfusta söz
konusu il grupları arasındaki fark 4 kata kadar çıkmaktadır.
247. Birinci basamaktaki altyapı, personel ve kalite yetersizlikleri ile sevk zincirinin
etkin çalıútırılamaması, hastaların hizmet maliyetleri daha yüksek olan ikinci ve
üçüncü basama÷a yönelmesine sebep olmakta ve oluúan yı÷ılmalar hastanelerin
11
hizmet kalitesini düúürmektedir. 2000-2004 döneminde sa÷lık oca÷ı imkanlarının
geliútirilmesi ve mobil sa÷lık hizmeti uygulaması ile bu alanda önemli iyileúmeler
sa÷lanmasına ra÷men, yataklı tedavi kurumlarında verilen poliklinik hizmetlerinin
yüzde 95’i ayakta tedavi hizmetlerinden oluúmaktadır.
248. VIII. Plan döneminde sa÷lık hizmetlerine eriúimin kolaylaútırılması, hizmet
kalitesinin artırılması, Sa÷lık Bakanlı÷ının planlama ve denetleme rolünün
güçlendirilmesi, sa÷lık bilgi sistemlerinin geliútirilmesi, akılcı ilaç ve malzeme
kullanımının sa÷lanması, genel sa÷lık sigortası sisteminin oluúturulması amacıyla
Sa÷lıkta Dönüúüm Programı baúlatılmıútır. Bu kapsamda sevk zincirinin etkinli÷inin
artırılması amacıyla aile hekimli÷i pilot uygulamaları sürdürülmektedir. Ayrıca,
sa÷lık hizmet sunumu ve finansmanının birbirinden ayrılması amacıyla kamuya ait
tüm hastaneler Sa÷lık Bakanlı÷ı çatısı altında toplanmıú ve sa÷lık hizmetlerine
eriúimde önemli iyileúmeler sa÷lanmıútır. Performansa dayalı ek ödeme uygulaması
ile personel motivasyonu ve verimlilikte iyileúmeler sa÷lanmıú, kamuda çalıúan tam
zamanlı uzman hekimlerin oranı beú kat artırılmıútır. Hizmetlerin standardizasyonu
ve bilgi sistemlerinin etkin kullanımına yönelik çalıúmalar baúlatılmıú olmakla
birlikte, hastanelerin mali ve idari özerkli÷e kavuúturulması ihtiyacı devam
etmektedir.
249. Toplam sa÷lık harcaması 2000 yılında GSYøH’nın yüzde 6,6’sından 2005 yılında
yüzde 7,6’sına ulaúmıútır.
Ayrıca Plan’da, 2006 yılındaki nüfus 73 milyon kiúi olarak verilmiú ve 2013’te bu
sayının 79 milyona çıkaca÷ı, yıllık do÷al artıú hızının binde 12,4’ ten 10,1’e düúece÷i,
do÷uúta beklenen yaúam süresinin uzayaca÷ı, genç nüfus oranın azalıp, nüfusun
giderek yaúlanaca÷ı tespitlerine yer verilmiútir.
Bu çerçevede sa÷lık hizmetleri ile ilgili sayısal hedefler;
-Hekim sayısının 103.150’den (2006), 120.000 e çıkarılması
-Hekim baúına düúen nüfusun 707’den, 658’e düúürülmesi
-Tıp fakültelerine yeni kayıt sayısının 4.800’den 7.000’e çıkarılması olarak
verilmektedir.
Sa÷lık sisteminin etkinleútirilmesi baúlı÷ı altında ise;
603. Sa÷lık hizmetlerine eriúim olanaklarının iyileútirilmesi için altyapı ve sa÷lık
personeli ihtiyacı karúılanacak ve ülke genelindeki da÷ılımları dengelenecektir.
Eriúimi kolaylaútıracak genel sa÷lık sigortası sistemi hayata geçirilecektir.
12
604. Sa÷lık personeli açı÷ının giderilmesi için e÷itim programlarının kontenjanları
artırılacaktır. Sa÷lık e÷itiminin kalitesi, ö÷rencilerin temel sa÷lık hizmetlerine yönelik
becerilerini artıracak úekilde geliútirilecek, ülke gereksinimlerine ve uluslararası
standartlara uygun bir yapıya kavuúturulacaktır. Ayrıca, sa÷lık çalıúanlarının
niteli÷inin iyileútirilmesi amacıyla hizmet içi e÷itimler artırılacaktır.
606. Baúta birinci basamak hizmetleri olmak üzere sa÷lık hizmetlerinin kalitesi
altyapı ve personelin niteli÷inin geliútirilmesi ile artırılacaktır. 2008 yılı sonu
itibarıyla aile hekimli÷i hizmet modeli tüm illere yaygınlaútırılacaktır.
607. Daha verimli iúletilmelerinin sa÷lanması ve hizmet kalitelerinin artırılması
amacıyla, hastaneler idari ve mali açıdan kademeli olarak özerkleútirilecektir.
608. Hizmet kalitesinin artırılması amacıyla hizmet sunumuna ve personele iliúkin
ulusal standartlar belirlenecek, sa÷lık birimlerinin akreditasyonu için gerekli sistem
oluúturulacaktır.
609. Sa÷lık Bakanlı÷ının planlayıcı, düzenleyici ve denetleyici rolü güçlendirilecektir.
610. Özel sektörün sa÷lık alanında yapaca÷ı yatırımlar teúvik edilecektir.
611. Önleme tedaviden önce gelir ilkesine uyarak kaynakların tahsisinde, baúta
bulaúıcı hastalıklar ve anne-çocuk sa÷lı÷ı olmak üzere önlenebilir hastalıklar,
gıda,tüketici ve çevre sa÷lı÷ı alanlarına yönelik koruyucu sa÷lık hizmetlerine öncelik
verilecektir.
612. Sevk zincirinin etkin iúletilmesi ve bilgi sistemlerinin yaygın olarak kullanılması
ile hastanelerde hizmet verilmesi kolaylaútırılacak ve sa÷lık harcamalarının kontrolü
sa÷lanacaktır.
613. ølacın akılcı kullanımının sa÷lanması için sa÷lık personelinin ve halkın
bilinçlendirilmesi sa÷lanacaktır. ølaç ve tıbbi cihazların kalitesini, kullanımını ve
bunlara
yönelik
harcamaların
etkinli÷ini
kontrol
edecek
mekanizmalar
oluúturulacaktır.
614. Koruyucu sa÷lık alanında çalıúan personelin sayısı ve niteli÷i artırılacak, gerekli
altyapı ihtiyacı karúılanacak ve halkın koruyucu sa÷lık hizmetleri ile sa÷lıklı yaúam
biçimleri hakkında bilinçlendirilmesi sa÷lanacaktır.
615. Uluslararası kriterlere uygun sa÷lık veri tabanı oluúturulacaktır.
Görüldü÷ü gibi IX. Plan’da da sa÷lık insan gücü konusu daha öncekilerde oldu÷u
gibi genel bir politika belirleme düzeyinde ele alınmaktadır.
13
1.3. Amaç
Ege Üniversitesi Rektörü ve Tıp-Sa÷lık Bilimleri Konseyi Baúkanı Prof. Dr. Ülkü
Bayındır’ın önerisi ve 26.05.2006 tarihli Konsey toplantında alınan karar gere÷i,
oluúturulan
çalıúma
grubunun
amacı;
Toplumumuzun
sa÷lık
hizmeti
gereksinimlerinin nitelikli bir úekilde karúılanması amacıyla ülkemizin AB
perspektifini de içeren bir bakıú açısıyla sa÷lık insan gücünün geliútirilmesi için
birinci basamakta çalıúan hekim (pratisyen hekim / aile doktoru) iúgücüne ve
e÷itimine dair;
1. bilgi ve verileri derleyerek özet bir durum saptaması yapmak,
2. durum saptaması eúli÷inde 2013 yılı için gereken nicelik ve niteliklerin
öngörüsünü yapmak,
3. nicelik ve nitelik hedeflerine ulaúma yollarını önermektir.
14
2. YÖNTEM
Bu çalıúmanın amaçlarına ulaúmak için kullanılan temel yöntem doküman analizidir.
Dokümanlarda yer alan veri ve bilgileri uygun úekilde birleútirebilmek, yorumlamak
ve anlaúılır úekilde ifade edebilmek için giriú kısmında verilen genel bilgiler
do÷rultusunda ülkemizdeki, hekim insan gücünün sayısal durumu, nitelikleri, e÷itimi
ve istihdamı baúlıklarında bir derleme yapılmıú, genel öneriler eklenerek rapor
oluúturulmuútur.
Analiz sürecinde aúa÷ıdaki kaynaklar kullanılmıútır.
ƒ
Sa÷lık Bakanlı÷ı yayınları
ƒ
Yüksek Ö÷retim Kurulu yayınları
ƒ
Türkiye østatistik Kurumu yayınları
ƒ
Devlet Planlama Teúkilatı yayınları ve kalkınma planları
ƒ
Türk Tabipleri Birli÷i yayınları
ƒ
Dünya Sa÷lık Örgütü kaynakları
ƒ
OECD kaynakları
ƒ
Dergilerde yayınlanmıú bireysel makaleler
ƒ
Kitap ve rapor bölümleri
Mevcut durumun saptanmasında anlık bir kesitin ötesinde geçmiúe do÷ru 7-10 yıllık
tarihsel bir süreç içerisinde gösterge ve verilerdeki de÷iúimin izlenmesi hedeflenmiú,
durum saptaması yapılacak alanlar ve alt baúlıkları, ulaúılabilen veri ve bilgiler
çerçevesi de göz önüne alınarak belirlenmiú ve analiz özelden genel do÷ru
geliútirilmiútir.
Çalıúma sürecinde yaúanan aúa÷ıdaki kısıtlıklar nedeniyle hekim insan gücü sayısı,
da÷ılımı ve istihdamına dair daha ayrıntılı bir durum saptaması ve özel öneriler
geliútirilmesi mümkün olamamıútır.
15
1. Veri kısıtlılı÷ı: Alana dair hemen tüm veriler Sa÷lık Bakanlı÷ı kaynaklıdır.
TÜøK, DSÖ, OECD kaynaklı veriler 2005 yılı sonrasını kapsamamaktadır.
2.
Veri güvenirli÷i: Kaynaklarda ülkemizdeki hekim sayısı ile ilgili olarak aynı
yıllar için farklı rakamlar verilmektedir. Hangi rakamın do÷ru oldu÷unu
belirlemek eldeki olanaklarla mümkün de÷ildir. Benzer úekilde 2008 yılı
baúında açıklanan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre ülke
nüfusu yaklaúık 3.000.000 kiúi daha az görünmekte, bu bilgi eski veri ve
projeksiyonları tümüyle de÷iútirmektedir.
3. Planlama metodolojinin karmaúıklı÷ı: Makro ve mikro düzeyde planlama
yapmak için gerek DSÖ, gerek di÷er akademik ve kamu kurumları farklı
metodolojiler önermektedirler. Hepsinin ortak paydası ço÷ul disiplinli ve çok
taraflı uzun soluklu planlama süreci öngörmeleridir. Oysa bu çalıúma grubu
sadece Tıp Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi tarafından belirlenen sınırlı sayıda
akademisyen üyeden oluúmaktadır.
16
3. BULGULAR
3.1. Hekimlerin görev ve sorumlulukları
Türkiye’de pratisyen hekimler, birinci basamak sa÷lık hizmetlerinde görev almak
üzere tıp fakültelerinde altı yıllık mezuniyet öncesi e÷itim programlarında yetiútirilen
hekimlerdir. Uzman hekimlerse yataklı tedavi kurumlarında hizmet almak için Tıpta
Uzmanlık Sınavı’na girip kazandıktan sonra 3-6 yıl uzmanlık e÷itimini tamamlayan
hekimlerdir.
Ülkemizde hekimlik mesle÷inin yetkinlikler çerçevesini belirleyen ilk düzenleme 14
Nisan 1928 gün ve 863 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlü÷e giren Tababet
ve ùuabatı San’atlarının Tarzı øcrasına Dair 1219 no’lu Kanun’dur (Tıp Meslekleri
Uygulamalarına Dair Yasa). 1219 sayılı yasa göre uzman ve pratisyen hekimler için
önemli bir yetkinlik ayrımı öngörmemektedir. Di÷er önemli düzenleme 1961 yılında
çıkarılan 224 Sayılı Sa÷lık Hizmetlerinin Sosyalleútirilmesi Hakkındaki Kanun’dur.
Bu kanuna göre nüfusa dayalı, yaygın, sürekli, entegre, kademeli, il içinde bütün ve
katılımlı sa÷lık hizmeti ilkeleri çerçevesinde, sa÷lık evleri-sa÷lık ocakları-ilçe ve il
hastaneleri úeklinde bir yapılanmaya gidilmiú, uygulama 1963 yılında Muú øli’nden
baúlatılarak, beúer yıllık kalkınma planları kapsamında, 1984 yılına kadar tüm illerde
kademeli olarak yaygınlaútırılmıútır. Sosyalleútirme yasası ile “Temel Sa÷lık
Hizmetleri” ve “ekip” kavramları ile tanıúılmıútır. Sosyalleútirme yasasına göre
sa÷lık birimleri, en küçük yerleúim birimi bazında sa÷lık ocakları ve sa÷lık evlerinden
oluúmaktadır. Sa÷lık ocaklarının (dolayısıyla pratisyen hekimin lideri oldu÷u ekibin)
baúlıca görevleri toplumda sık olarak görülen sa÷lık sorunlarından korunma ve
bunların tedavisi, ba÷ıúıklama, ana ve çocuk sa÷lı÷ı hizmetleri, aile planlaması, halkın
sa÷lık e÷itimi, çevre sa÷lı÷ı, hasta bakımı ve sa÷lıkla ilgili istatistiklerin
toplanmasıdır. Anlaúıldı÷ı üzere 224 sayılı yasada pratisyen hekimlerin yetkinlikler
çerçevesi, görev ve sorumlulukları daha açık olarak belirlenmiútir. En son olarak SB
tarafından 2003 yılında baúlatılan “Sa÷lıkta Dönüúüm” programı çerçevesindeki
henüz pilot uygulama aúamasında olan düzenlemeler pratisyen ve uzman hekimlerin
görev ve sorumluluklarını ciddi biçimde de÷iútirmeyi hedeflemektedir (Akda÷ 2007).
Özetle ülkemizde en eskisi yaklaúık Cumhuriyet ile yaúıt olmak üzere Kanun, Kanun
Hükmünde Kararname, Tüzük, Yönetmelik ve Genelgelerden oluúan ve sayıları bine
17
yaklaúan çok geniú bir Sa÷lık Mevzuatı bulunmaktadır. Bu mevzuat sa÷lık
personelinin görev tanımlarına, yapacakları iúlere, çalıúma úartlarına, özlük haklarına
ve sorumluluklarına iliúkin bir çok düzenleme içermektedir. Her geçen gün bir yeni
düzenleme ile sayı artmaktadır.
Ülkemiz için genelde sa÷lık mesleklerinin, özelde
ise hekimlerin yetki ve sorumluluklarını düzenleyen mevzuatın aúırı karmaúık oldu÷u,
izlenmesi hemen hemen mümkün olmadı÷ı, buna ra÷men eksiklikler bulundu÷u,
sürekli olarak yönetmelik, yönerge ve genelgelerle eksikliklerin kapatılmaya
çalıúıldı÷ı, ço÷u konuda sa÷lık meslekleri arası yetki karmaúasının yaúandı÷ı
söylenebilir.
Özetle, ülkemizdeki sa÷lık politika ve uygulamaları ile toplumun sa÷lık
gereksinimleri do÷rultusunda, uzman ve pratisyen hekimlerin görev yetki ve
sorumlulukları ile iú tanımlarının anlaúılır bir úekilde sadeleútirilip yeniden
düzenlenmesi gereklidir.
3.2. Hekim Sayısı
Türkiye’de pratisyen ve uzman hekim sayılarının durumu ve yıllar içindeki geliúimi
ile ilgili olarak farklı kaynaklarda farklı sayılar verildi÷i göze çarpmaktadır.
Kaynakların ço÷u SB verilerinden yola çıkmakta, hekimleri uzman ve pratisyen
olarak ayırmadan toplam sayı olarak vermektedir. IX. Plan’da da bu yaklaúım göze
çarpmaktadır. Öte yandan kaynaklarda nüfusa oranlanmıú veriler, 1.000 kiúiye düúen
hekim, 10.000 kiúiye düúen hekim ya da hekim baúına nüfus úeklinde farklı formüllere
verilmektedir. Bu rapordaki analizde sayılarla ilgili veriler de SB kaynaklarından
alınmıútır. Ulaúılabilen SB kaynaklarındaki sayılar ve hekim baúına düúen nüfuslar
Tablo 1.’de verilmektedir.
18
Tablo 1. Türkiye’de Hekim ve Pratisyen Hekim Sayıları * (1997-2007)
Yıllar
Hekim Sayısı
Hekim
baúına
nüfus
Pratisyen Hekim
Sayısı 
Pratisyen
Hekim
Baúına
Nüfus
Pratisyen
Hekim
(%)
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
73.609
869
41.118
1556
55,9
77.344
842
43.155
1509
55,8
81.898
809
45.134
1468
55,1
85.117
792
47.053
1433
55,3
90.757
755
48.550
1411
53,5
95.190
731
51.530
1350
54,1
97.663
725
51.200
1383
52,4
104.226
691
50.882
1415
48,8
107.347
670
50.702
1420
47,2
97.796 / 112.000**
746/ 651**
47.733 / 51.000**
1529
48,8 / 42,6**
98.634 / 117.000 ** 750/602***
48.212 / 51.000**
1534 / 462***
48,9 / 41,1***
*Kaynak: Sa÷lı÷a Bakıú (2007) SB Personel Genel Müdürlü÷ü cetvellerindeki aktif hekimler.
 Uzmanlık ö÷rencileri sayıya dahildir.
**2006 ve 2007 Nüfus verisi TÜøK østatistik Göstergeler (1923-2006) raporundan alınmıútır. Sayılar ve oranlar,
TUS Kontenjanları ve tıp fakültesi mezun sayıları göz önüne alınarak hesaplanan rakamlardır.
***Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne göre Ülkemizin Aralık 2007 Nüfusu 70.58 milyon tabanına bölünen
rakamdır.
Tablo 1.de görüldü÷ü gibi toplam hekim sayısı 2005 yılına dek her yıl 3.100-6.500
arasında ortalama olarak 4.200 kiúi artmıútır. Bu veri Tablo 3.’te verilen ÖSYM
istatistiklerine dayalı tıp fakültesi mezun sayıları ile tutarlıdır. ùöyle ki; bu dönemde
yıllık ortalama mezun sayısı 4.545 olarak gerçekleúmektedir. Aradaki 345 kiúilik fark,
emeklilik, ölüm, iúten ayrılma gibi nedenlerle insan gücü havuzundan çıkıúa
atfedilebilir. 2006-2007 yıllarında ise SB verileri farklı bir tabandan alındı÷ı için
hekim sayılarında düúme görülmektedir. Aynı veritabanından alındıkları için Sa÷lık
Bakanlı÷ı (Akda÷ 2007) ve TÜøK verileri birbiri ile uyumludur. Ancak, kamu, özel,
üniversite ve di÷er kurumların verilerinin nasıl toplandı÷ı ve birleútirildi÷i verilerin
alındı÷ı metinlerde açıkça tanımlanmamıútır.
2006 ve 2007 yılları için yaklaúık hekim sayısını bulmak için en son güvenilir veri
kabul edilen 2005 verisinden yol çıkılarak tıp fakültesinden mezun ö÷renci sayılarının
ortalaması hekim sayılarına eklenmiú ve ülkemizde 2006 yılında 112.000, 2007
yılında ise yaklaúık 117.000 hekim oldu÷u hesaplanmıútır.
19
Tablo 1.’den elde edilen bir di÷er bulgu da 2004 yılından sonra tüm hekimlerin içinde
uzman hekimlerin oranının pratisyen hekim oranının üstüne çıktı÷ıdır. Gerçekten de
Tablo 2.’de görülece÷i gibi tıp fakültesi son sınıf ö÷rencilerinin sayısına ulaúmayan
TUS kontenjanları 2000, 2001, 2002 ve 2003 yıllarında giderek artmıú ve
2006’da6.618, 2007 yılında ise 6.182 olarak gerçekleúmiútir. 2000-2007 yılları
arasında TUS’da 42.099 uzmanlık ö÷rencisi kontenjanı açılmıútır.
TUS
kontenjanlarında bu artıú, uzmanlık e÷itimine yeni baúlayan sayılarında bir artıú
olarak karúımıza çıkmaktadır. Tablo 2 ve 3’de de görüldü÷ü gibi kontenjan-yeni kayıt
farkının giderek açılması nedeniyle, bu artıú ancak 2006 yılında tıp fakültesi mezun
sayısı ile eúitlenmiú, 2007’de ise uzmanlık e÷itimine yeni baúlayan ö÷renci sayısı
5.262’ ye çıkarak tıp fakültesi yeni mezun sayısını aúmıútır.
Özetle 2006 yılında pratisyen olarak mezun olanlarla, uzmanlı÷a baúlayan ve di÷er
sebeplerle insan gücü havuzundan çıkanların sayılarının toplamı eúitlenmiú (uzmanlık
ö÷rencisi dahil aktif pratisyen hekim sayısı 51.000’de hemen hemen sabitlenmiú),
2007 yılından itibaren uzmanlık ö÷rencileri çıkarıldı÷ında ülkemizde birinci
basamakta çalıúan ve çalıúabilecek pratisyen hekim sayısı azalmaya baúlamıútır.
Tablo 2. 2000-2007 Döneminde Uzmanlık Ö÷rencileri
(yeni kayıt-toplam ö÷renci sayısı-mezunlar) ve TUS Kontenjanları
Uzmanlık Ö÷rencisi*
TUS
Kontenjanı**
Yıllar
Mezun
Yeni kayıt
Ö÷renci
Toplam
Üniversite
SB
2000
2.263
3.871
2001
2.588
12.318
3.527
2.203
1.324
4.050
2002
2.558
13.454
3.693
2.424
1.269
4.645
2003
2.408
14.148
4.040
2.394
1.646
4.123
2004
2.939
15.892
4.121
2.817
1.304
6.097
2005
3.588
17.010
4.810
2.577
2.233
6.513
2006
2.448
17.017
4.376
2.753
1.623
6.618
2007
19.070
5.262
3.234
2.208
6.182
18.792
29.829
42.099
Toplam
14.793
4.261
5.131
Ortalama 2.685
Kaynaklar
* Yüksekö÷retim østatistikleri Kitapları (2000-2007 www.OSYM.gov.tr)
** ÖSYM TUS kılavuzları
*** Sa÷lık Bakanlı÷ı
20
Tablo 3. 2000-2007 Döneminde Tıp Ö÷rencileri (yeni kayıt-toplam ö÷renci
sayısı-mezunlar)
Tıp ö÷rencisi
Mezun Ö÷renci Yeni kayıt
2000
5.023
2001
4.832 31.325
4.589
2002
4.616 30.821
4.666
2003
4.249 30.771
4.803
2004
4.344 31.179
4.999
2005
4.347 31.659
4.979
2006
4.406 32.166
4.869
2007
32.781
5.018
33.923
Toplam 36.362
4.846
Ortalama 4.545 31.529
Yıllar
Kaynak: Yüksekö÷retim østatistikleri Kitapları (2000-2007 www.OSYM.gov.tr)
Her üç tablo de÷erlendirildi÷inde öncelikle ülkemizde hekim baúına düúen nüfusun en
büyük ihtimalle 602 (70.500.000 / 117.000) oldu÷u ya da 1.000 kiúiye 1,7 hekim
düútü÷ü söylenebilir. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne (ADKNS) göre ülkemiz
nüfusu tahmin edilenden yaklaúık 3 milyon kiúi daha az çıktı÷ı (TÜøK 2007) ve hekim
sayısına dair verilerin çapraz kontrolle düzeltildi÷i koúulda görüldü÷ü gibi IX.
Kalkınma Planı hedefinde, 79 milyon nüfusa göre 2013 yılı için öngörülen ‘bir
hekime 658 kiúi düúmesi’ hedefi 2007 yılında aúılmıú durumdadır. Hatta seçmen
kayıtlarında yer alan 18 yaú üstü grubun sayısının ADKNS verilerindeki aynı yaú
grubundaki sayıdan yaklaúık 5.000.000 kiúi az oldu÷u, dolayısıyla gerçek nüfusun
70,5 milyondan aúa÷ıda olabilece÷i ifade edilmektedir (Arpa 2008). ADKNS
sonuçları açıklandıktan sonra TÜøK nüfus projeksiyonlarını veri tabanlarından
kaldırmıútır ancak kaba bir hesapla 2008-2013 yılları eski projeksiyon verilerinden
yola çıkarak projeksiyon nüfusundan her yıl için 3 milyonluk bir azaltma olanaklı
görünmektedir. Bu çerçevede 2013 yılına dek nüfusumuzun her yıl yaklaúık 800.000900.000 kiúi artmasıyla, 2008’de 71,7 milyon, 2009’da 72,6 milyon, 2010’da 73,4
milyon, 2011’de 74,2 milyon 2012’de 75,1 milyon ve 2103’te yaklaúık 76 milyon
olaca÷ı ön görülebilir.
Hekim insan gücü yetiútirilmesi ile ilgili mevcut durum devam etti÷i takdirde 7 yıl
içerisinde 30.000 hekim daha iúgücüne eklenecektir. Bu durumda, 2013 yılı sonunda
21
en kötü ihtimalle ülkemizde 1 hekime 528 kiúi ya da di÷er bir deyiúle 1.000 kiúiye 2
hekim düúecektir. Pratisyen hekim, uzman hekim ya da toplam hekim baúına düúen
nüfus için genel geçer herhangi bir standart yoktur. OECD ülkelerindeki durum
Tablo 4.’te ilgili kaynaktan aynen alınarak verilmiútir (OECD 2007).
Tablo 4. OECD ülkelerinde Sa÷lık Harcamaları ve Kaynaklar
Toplam
Harcama
GSYøH %
Kamu
Harcaması
2005 1995 2005
Australia
Akut bakım
Aktif
MRG birimi
yata÷ı1
hekimler2
1.000
Kiúi Baúına
Toplam
1.000 kiúiye
Milyon kiúiye
kiúiye
USD PPP
içinde %
düúen
düúen
düúen
1995 2000- 05 2005 1995 2005 1995 2005 1990 2005 1990 2005 1995
Ortalama
yıllık
Toplam içinde büyüme
oranı
%
Sa÷lık
Harcaması
ølaç
Harcaması
9.5
8.0
67.5
66.7
4.4 3128 1738 13.3
11.2
3.6
4.8
2.7
2.2
4.2
2.9
Austria 10.2
9.8
75.7
71.5
1.7 3519 2250 11.6
9.1
6.1
7.5
3.5
2.2 16.3
7.4
Belgium 10.3
8.2
72.3
78.5
..
16.7
4.4
5.2
4.0
3.3
6.6
3.3
3.6 3326 2057 17.7
13.8
2.9
4.0
2.2
2.1
5.5
1.4
3.1
1.0
.. 3389 1830
Canada
9.8
9.0
70.3
71.4
Czech Republic
7.2
7.0
88.6
90.9
.. 1479
Denmark
9.1
8.1
84.1
82.5
.. 3108 1843
Finland
7.5
7.5
77.8
75.6
France 11.1
9.9
79.8
Germany 10.7 10.1
76.9
7.5
Greece 10.1
915 25.1
25.1
5.7
8.6
3.6
2.7
8.9
9.1
3.1
4.1
3.6
2.9 10.2
..
5.1 2331 1429 16.3
14.1
2.9
4.3
2.4
2.0 14.7
4.3
78.6
.. 3374 2065 16.4
16.0
3.7
5.2
3.4
3.1
4.7
2.1
81.6
1.3 3287 2225 15.2
12.9
6.4
8.3
3.4
2.8
7.1
2.3
42.8
52.0
5.6 2981 1250
..
15.7
3.8
..
4.9
3.4 13.2
..
Hungary
8.1
7.3
70.5
84.0
8.7 1337
685 29.2
25.0
5.5
7.1
3.0
2.8
2.6
1.0
Iceland
9.5
8.2
82.5
83.9
3.6 3443 1853 13.3
13.4
..
4.3
3.7
2.8 20.3
7.5
Ireland
7.5
6.7
78.0
71.8
7.1 2926 1211 10.9
10.5
2.8
3.2
2.8
2.0
..
..
Italy
8.9
7.3
76.6
70.8
2.4 2532 1562 20.1
20.7
3.3
6.2
3.8
3.8 15.0
2.6
Japan
8.0
6.9
81.7
83.0
2.1 2358 1546 19.0
22.3
8.2 12.3
2.0
1.7 40.1 18.8
Korea
6.0
4.1
53.0
35.7
8.7 1318
33.5
6.5
2.7
1.6
0.8 12.1
3.9
Luxembourg
8.3
5.6
90.6
92.4
8.9
12.0
5.2
..
2.5
2.0 11.0
2.4
Mexico
6.4
5.6
45.5
42.1
3.2
388 21.3
..
1.0
1.0
1.8
1.0
1.3
..
Netherlands
9.2
8.3
62.5
71.0
4.3 3094 1821 11.5
11.0
3.1
3.8
3.7
2.5
5.6
3.9
New Zealand
9.0
7.2
78.1
77.2
5.4 2343 1244 12.4
14.8
..
..
2.2
1.9
3.7
2.7
Norway
9.1
7.9
83.6
84.2
3.1 4364 1892
9.0
3.0
3.8
3.7
2.6
..
..
Poland
531 27.3
.. 5352 2032
675
6.2
5.5
69.3
72.9
..
417 28.0
..
4.7
6.3
2.1
2.1
2.0
..
Portugal 10.2
7.8
72.7
62.6
.. 2033 1096 21.9
23.6
3.0
3.4
3.4
2.8
3.9
2.8
Slovak
Republic
7.1
5.7
74.4
91.7
.. 1137
543 31.9
..
5.0
..
3.1
..
4.3
..
Spain
8.2
7.4
71.4
72.2
.. 2255 1193 22.9
19.2
2.6
3.6
3.8
..
8.1
2.7
Sweden
9.1
8.1
84.6
86.6
3.7 2918 1733 12.0
12.3
2.2
4.1
3.4
2.9
..
6.8
Switzerland 11.6
9.7
59.7
53.8
2.6 4177 2571 10.4
10.0
3.6
6.5
3.8
3.0 14.4 12.4
Turkey
7.6
3.4 71.4 70.3
United
Kingdom
8.3
7.0
87.1
83.9
United States 15.3 13.3
45.1
45.3
5.8
867
9.1
586
187
.. 2724 1384
.. 31.6 2.0
2.0 1.5 0.9
3.0
0.6
5.4
..
..
15.3
3.1
..
2.4
1.6
4.4 6401 3656 12.4
8.9
2.7
3.7
2.4
2.1 26.6 12.3
Kaynak:OECD in Figures 2007 > Demography and health > Health spending and resources
1.
2.
..
The definition of "acute care" beds may vary from one country to the other. Cross-country
variations should therefore be interpreted with caution.
Data for Belgium, Denmark, France, Luxembourg and United States include physicians
working in industry, administration and research. The Czech Republic, Mexico and Norway
report full time equivalents (FTE) rather than headcounts. Ireland and Netherlands provide
the number of physicians entitled to practise rather than only practising physicians.
Not available or not applicable.
22
Sa÷lık Bakanlı÷ı’ndan alınan verilere göre, ülkemiz, OECD 2007 raporunda 1.000
kiúiye düúen 1,5 hekimle listede en alt sırada görünmektedir. 2007 yılı verisi ile bu
sayı 1,7’dir ve yukarıda ifade edildi÷i gibi 2013 yılında mevcut ö÷renci sayısı
sürdürüldü÷ü, takdirde güncellenmiú nüfus projeksiyonu ile bakılırsa 1.000 kiúiye 2
hekim düúecektir.
OECD verisinde bu sayılar 1990-2005 karúılaútırmalı verilmektedir. Buna göre her ne
kadar ülkemiz en alt sırada görünse de 15 yılda bu oranı 0,9 dan 1,5’e (aslında 1,7)
yükseltmiútir. Böyle bir geliúme hiçbir ülkede yaúanmamıútır. Öte yandan ülkemiz
kiúi baúına sa÷lık harcaması rakamları açısından da en alt sıradadır. Meksika ve
Polonya dıúında hem tüm ülkelerle kıyaslandı÷ında en az 2 katlık bir fark
görünmektedir.
Özetle, ülkemizde yeni e÷itim kurumlarını hızla açmayı ya da di÷er ülkelerden hekim
getirmeyi gerektirecek bir “büyük hekim açı÷ı”ndan
bahsetmek uygun de÷ildir.
Üstelik henüz ö÷renci almayan 10 fakülte ö÷renci almaya baúladıklarında, nüfusun
2050’ye do÷ru 100.000 civarında
sabitlenece÷i öngörüsünden de hareketle 2013
sonra ülkemizdeki hekim sayısı katlanarak artacak ve 1.000 kiúi baúına düúen sayı çok
daha aúa÷ıya inecektir. Bununla birlikte ülkemizde Uzman / Pratisyen Hekim oranı
pratisyen hekimler aleyhine oranı 1/1 in altına düúmüú ve giderek uzmanlar lehine
bozulmaktadır. Amerikan Mezuniyet Sonrası E÷itim Konseyi (COGME) ABD’deki
uzmanlaúma e÷ilimini görerek, 1992 yılında, birinci basamak sa÷lık hizmetlerinde
insan gücü açı÷ının önüne geçmek için, uzman/genel pratisyen oranının % 50/50
oranında tutulmasını önermiútir (COGME 1992). Ülkemizdeki çabaları, bozulan bu
dengeyi yeniden kurmak üzerine yo÷unlaútırmak ve buna göre planlama yapmak
do÷ru olacaktır.
23
3.3. Hekim østihdamı
Ülkemizde hekimlerin istihdam edildikleri en büyük yapı Sa÷lık Bakanlı÷ı’dır.
Ardından üniversiteler, di÷er kurumlar ve özel sa÷lık kurumları gelmektedir.
Türkiye'deki Yataklı Tedavi Kurumlarının øl Bazında Çalıúmaları ve Bazı Göstergeler
østatistik Yıllı÷ı 2006 ‘ya göre, ülkemizde 1995 yılında Sa÷lık Bakanlı÷ı, SSK,
Üniversite ve di÷er kurumlarda toplam 19.798 uzman hekim istihdam edilirken bu
sayı 2006 yılında 41.041’e çıkmıú ve bunların 23.808’i SB (%58), 10.447’si
Üniversiteler (%25) ve geri kalanı (%17) di÷er kurumlarda (Özel, Dernek-Vakıf,
Belediye, Yabancı ve Azınlık
hastaneleri) istihdam edilmektedir. Silahlı
kuvvetlerdeki hekim sayıları buna dahil de÷ildir (SBYTHGM 2006). SB tarafından
istihdam edilen pratisyen hekim sayısına bakıldı÷ında; pratisyenlerin 15.020’si
(3.530’u kırsal ve 11.490’ı kentsel alanda olmak üzere) sa÷lık ocaklarında, 723 ‘ü 112
acil yardım ve kurtarma hizmetlerinde, 787’si AÇSAP merkezlerinde, 502’si Verem
Savaú Dispanserlerinde, 67’si Kanser Erken Teúhis ve Tarama Merkezlerinde, 24’ü
merkez teúkilatta ve 11’i sıtma savaú dispanserlerinde olmak üzere, toplam 17.134
pratisyen hekim Temel Sa÷lık Hizmetleri Genel Müdürlü÷ü tarafından istihdam
edilmektedir (SBYTGM 2006). Ayrıca hastanelerde çalıúan 7.783 pratisyenin de
(SBYTHGM 2006) bu sayıya eklenmesiyle SB tarafından istihdam edilen toplam
pratisyen hekim sayısının 24.917 oldu÷u görülecektir. Bu sayıya 2006 sonu itibarı ile
SB hastanelerinde uzmanlık e÷itimi gören 7.528 hekim dahil de÷ildir. Sonuçları 2007
yılı içinde duyurulan “Sa÷lık Bakanlı÷ına ba÷lı hastanelerde aktif çalıúan hekim
sayısı” çalıúma raporuna göre SB kurumlarında çalıúan pratisyen sayısı 26.328 ve
uzman sayısı 24.408 olarak verilmektedir (Generalo÷lu 2007).
Sa÷lık Bakanlı÷ı Personel Genel Müdürlü÷ü Tabip Unvanlı Personel için 2007 yılı
Personel Da÷ılım Cetveli’ne göre, tüm Türkiye’de SB sa÷lık kurumlarında istihdam
edilecek 31.625 pratisyen hekim gereksinimi vardır (SBPGM 2007). Buna karúılık
bu sayı uzman hekimler için 27.708’dir (SBPGM 2007).
Dolayısı ile bu rakamlar eúli÷inde bakıldı÷ında SB kurumlarında yaklaúık 5.000 ila
6.500 pratisyen, 3.000 ila 4.000 uzman hekim açı÷ı göze çarpmaktadır.
24
Öte yandan, mecburi hizmet ve sözleúmeli personel istihdamı uygulamalarıyla her ne
kadar kısmi bir iyileúme sa÷lansa da ülkemizde halen hekim baúına düúen nüfus
açısından en kötü ille en iyi il arasında uzman hekimler için 4,8 kat, pratisyenler
içinse 2,6 katlık bir co÷rafi da÷ılım sorunu vardır (Akda÷ 2007). SB, birinci basamak
sa÷lık kurumlarında çalıúmak üzere yetiútirilmiú pratisyen hekimlerin yaklaúık üçte
birini hastanelerde çalıútırmaktadır. Bu durum kurumlar arası da÷ılım sorununu iúaret
etmektedir.
Hekimlerin özlük hakları, maaú ve ücretlendirme, hizmet içi e÷itim, atama-nakil ve
terfi gibi istihdam koúullarına kısaca de÷inmek gerekirse (ki bu konu baúlı baúına
büyük bir çalıúma gerektirmektedir), çeúitli çalıúmalarda da gösterildi÷i gibi a÷ır
sorunlar oldu÷u, ücretler arası uçurumun ortaya çıktı÷ı, hekimlerin zorunlu hizmet,
TUS gibi çalıúma motivasyonunu olumsuz etkileyen süreçlerden geçtikleri ve sürekli
mesleksel geliúimlerine önem verilmedi÷i görülmektedir (Soyer 1993; Hamzao÷lu
and Özcan 2005; Kılıç 2007).
Pratisyen hekimlerin istihdam koúulları birinci basamak sa÷lık hizmetlerinin sunumu
ile do÷rudan iliúkilidir. biraz daha açmak gerekirse, Birinci basamak hizmetlerin
sunumu ile ilgili iki temel model vardır. Birinci modelde hizmet, ba÷ımsız olarak özel
muayenehanesinde çalıúan ve yanında istedi÷i sayı ve nitelikte personel çalıútıran
hekimler tarafından sunulur. Kamu ve özel sa÷lık sigortası sistemlerine özgü olan bu
model Ulusal Sa÷lık Sistemi ülkelerinden øtalya ve øngiltere’de de uygulanır. økinci
modelde ise hizmet, kamu sa÷lık merkezlerinde maaú karúılı÷ında kamu personeli
olarak çalıúan hekimler ve sa÷lık çalıúanları tarafından sunulur (Soyer and Öcek
2007)
Birinci Basamak Hekimi Uzmanlı÷ı / (solo practice)
øngiltere, øtalya, Hollanda, Finlandiya, øsveç, Norveç, øzlanda ve Yunanistan’ın dahil
oldu÷u bir grup ülkede birinci basamak sa÷lık hizmetleri sadece genel pratisyenler
tarafından sunulur. Buna karúın, Almanya ve ABD gibi kamu veya özel sigorta sistemi
uygulanan ülkelerin büyük bölümünde uzmanlar da özel muayenehane açarak birinci
basamak hizmeti sunabilirler. Portekiz ve øspanya ise özel bir gruptur. Çünkü bu
ülkelerde kamu sa÷lık merkezlerinde genel pratisyenlerle birlikte uzmanlar da çalıúır.
Ama bunun nedeni Ulusal Sa÷lık Sistemine görece kısa bir zaman önce geçmiú olan
25
bu iki ülkenin birinci basamak temeline dayalı bir sistem için yeterli sayıda genel
pratisyene sahip olmamaları nedeniyle bu açıklarını dahiliyeciler ve pediatristler ile
kapatmalarıdır (Soyer and Öcek 2007).
Hekim merkezli hizmet / Çok disiplinli ekip tarafından sunulan hizmet
Kamu sa÷lık merkezlerinde hekim çok disiplinli birinci basamak ekibinin pek çok
üyesinden sadece biridir. Bu ekipte, ebe, hemúire, çevre sa÷lı÷ı teknisyeni, tıbbi
sekreter, sosyal çalıúmacı, psikolog, diú hekimi, eczacı ve fizyoterapist gibi di÷er
sa÷lık çalıúanları da yer alır. Birinci basamak ekibine farklı sa÷lık profesyonellerinin
katılımı, sosyal, psikolojik ve tıbbi bilgi ve becerilerinin ortak kullanımını, bunun
sonucunda da hastalara yönelik hizmet çerçevesinin geniúletilmesini, sorunların
kapsayıcı bir bakıú ile de÷erlendirilmesini, hastane sevklerinin azalmasını, bakımın
kesintisizli÷ini, entegre hizmet sunumunu, hizmet tekrarlarının önlenmesini ve
maliyetlerin azalmasını sa÷lar. Ekip çalıúması hekimlerin aúırı iú yükünü önleyerek
hasta bakımına daha fazla zaman ayırmalarına olanak verirken, hekim dıúı sa÷lık
çalıúanları ile daha rahat iletiúim kurabilen hastaların sa÷lık hizmetlerinden daha
kolay yararlanabilmelerini sa÷lar. Bunlara ek olarak, ekip içinde çalıúan hekim dıúı
sa÷lık çalıúanlarının meslek memnuniyetleri daha yüksek, iúe yabancılaúma düzeyleri
ise çok daha düúüktür. Avrupa’da bugün çok disiplinli ekip çalıúmasına büyük bir
yönelim yaúanmakta, øspanya, Birleúik Krallık, Finlandiya, øspanya ve Portekiz’de
ekip çalıúması ulusal politikalar aracılı÷ıyla teúvik edilmektedir. Fakat bu noktada
ekip çalıúmasının ne oldu÷unun daha do÷rusu ne olmadı÷ının açılmasında yarar
vardır. Sa÷lık çalıúanlarının birlikte çalıúmaları ekip çalıúması yaptıkları anlamına
gelmez. Ekip çalıúması, ortak amaçları, herkesin kendi rolünü ve ekipteki di÷er
kiúilerin rol ve becerilerini anlamasını ve de÷er vermesini gerektirir. Ekip
çalıúmasının gerçekleúmesi için birinci basamak çalıúanlarının meslek e÷itimi de ekip
çalıúması ilkelerine göre düzenlenmelidir. Ayrıca ekip üyelerinin istihdam tipleri
farklı oldu÷unda, örne÷in bazıları sözleúmeli bazıları kadrolu veya bazıları ayrı bir
kuruma, örne÷in taúeron úirkete ba÷lı ise ekip çalıúması zor olabilir (Soyer and Öcek
2007).
Özel hekim muayenehanelerinde hizmet hekim merkezlidir, di÷er sa÷lık çalıúanları
sadece yardımcı personel niteli÷indedir. Hekim ile di÷er çalıúanlar arasında istihdam
tipi ve gelir düzeyi bakımından önemli farklar bulunmaktadır. Bugün giderek daha
fazla sayıda özel hekim bir araya gelerek oluúturdukları özel kliniklerde iúi ve
26
olanakları paylaúmakta ve bu uygulama grup prati÷i olarak adlandırılmaktadır. Grup
prati÷i hekimlere önemli düzeyde esneklik sa÷lamakta ve tek çatı altında hastaların
gereksinimleri için gerekli olanakların sayısını yükseltmekte, hekimlerin genel
pratisyenli÷in alt alanlarında grup içindeki di÷erlerine göre daha yetkin olmasını ve
bunu hastaların faydasına kullanabilmesine olanak sa÷lamaktadır. Bununla birlikte
grup prati÷i çok disiplinli ekip çalıúması ile karıútırılmamalı ve hizmetin çerçevesinde
bir farklılık yaratmadı÷ı unutulmamalıdır (Soyer and Öcek 2007).
Sonuç olarak hekim istihdamı o ülkedeki egemen “sa÷lık politikasına” ve bu politika
do÷rultusunda hayata geçirilen hizmet, örgütlenme ve finansman modellerine sıkı
sıkıya ba÷lıdır. Bu açıdan bakıldı÷ında gerek kalkınma planları gerekse SB
raporlarından eúitlikçi bir perspektifle, co÷rafi özellikler ve yetkinlikler çerçevesinde
uygun da÷ıtılmıú insan gücü ile sa÷lık hizmeti sunumunun gereklili÷i ve hedeflendi÷i
her durumda ifade edilmiú, ancak politikaların uygulanmasında 80’li yıllardan bu
yana özel sektörü destekleyen, uzmanlı÷ı özendiren, sa÷lık de÷il “hastalık” merkezli,
kamuyu bu alanda daha geri çekmeyi hedeflemiú reform süreçleri ve politikalar
yürütülmüútür.Bu ba÷lamda, tam istihdam, uygun ücret ve özlük haklarını gözeten bir
istihdam politikasına gereksinim oldu÷u açıktır
3.4. Türkiye’de Mezuniyet Öncesi Tıp E÷itiminin Durumu
“Birinci basamak hekiminin e÷itimi birinci basama÷ın baúarısını belirler. Çünkü
birinci basamak hizmetleri, toplum sa÷lı÷ı ile ilgili özel bir sorumluluk taúıyan,
toplumun gereksinimlerine yönelik hizmet sunan, klinik kararlarını hastanın içinde
yaúadı÷ı toplum ve çevre ile ilgili bilgileri kullanarak veren, hastalık yönelimli de÷il,
bütüncül ve sa÷lı÷a odaklı bir bakıú açısına sahip olan bir hekim tipi gerektirir. Bu
nedenle birinci basamak hekimlerinin e÷itimi, birinci basama÷a uygun içerikte
planlanmalı ve birinci basamakta gerçekleúmelidir. A÷ırlıklı olarak üçüncü basamak
hastanelerinde gerçekleúen mezuniyet öncesi ve sonrası tıp e÷itiminde ise ö÷renciler
genellikle toplumda çok az rastlanan ve çok farklılaúmıú bir aúamada olan
hastalıklarla karúılaúırlar ve üçüncü basamak hastanelerinden çıkıp toplumda
çalıúmaya baúladıklarında ciddi bir hastalıkla karúılaúma olasılı÷ını abartma
e÷iliminde olurlar”
Barbara Starfield. Primary Care: Balancing Health Needs, Services and Technology. New York:
Oxford University Press. (1998)
27
Ülkemizde tıp e÷itimin genel hedefi “iyi bir birinci basamak hekimi-pratisyen hekim”
yetiútirmektir (Sayek, Kiper et al. 2006). øyi bir pratisyen hekimin mezuniyet
aúamasında kazanması gerekenler; klinik, laboratuar ve uygulamalı becerilerde
yetkinlik, hastalıkların tanı, tedavi ve izleme sürecinde hasta için gerekli
incelemelerin planlanması ve sonuçların de÷erlendirilmesi, tedavisi ya da
yönlendirilmesi, sa÷lıklılı÷ın sürdürülmesi ve hastalıklardan korunma için gerekli
giriúim ve önerileri yapabilecek düzeyde bir bilgi ve anlayıú düzeyi ile bütün bu bilgi
ve becerileri sürekli geliútirme ve güncelleme için gereken bilgiye ulaúma ve
kullanma becerileri, bilgi ve becerisini mesle÷inde en etkin kullanması için gereken
iletiúim becerileri olarak sayılabilir (GMC 1993; Durak 2000; Core Committee 2002).
Tıp fakülteleri ve daha geniú kapsamda sa÷lık çalıúanlarını yetiútiren kurumlar
toplumun sa÷lık gereksinimleri için yeterli ve uygun hizmeti verme sorumlulu÷unu
üstlenebilecek insan gücünün yetiúmesi amacını taúımaktadır. Bu amaç do÷rudan, bu
kurumların toplumsal sorumlulu÷unu ortaya koymaktadır. Tıp fakülteleri tıbba ait
bilimsel bilgiyi üretir ve paylaúır, kullanır, ö÷retir; bu ba÷lamda araútırma, hizmet ve
e÷itim tıp fakültelerinin üç temel iúlevi olarak kabul edilmektedir. Tıp fakülteleri,
varlık nedenleri olan bu iúlevleri nedeniyle bilim, sa÷lık ve e÷itim alanlarıyla
do÷rudan iliúkilidir ve tıp e÷itimi de bu alanlara ait kavramsallaútırmalarla
úekillenmektedir.
Üniversitelerarası Kurul Tıp-Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi tarafından ùubat
2002’de yayınlanan Ulusal Çekirdek E÷itim Programı’nda, pratisyen hekim e÷itim
süreci için gerçek anlamda ilk kez mesleksel yetkinlikler çerçevesi önerilmiútir. Buna
göre mezuniyet öncesi tıp e÷itim programının mezunlarına hangi çerçevede (hastalık,
semptom, durum) hangi bilgi, beceri düzeyinde yetkinlik kazandırmaları gerekti÷i
önerilmektedir. Bu öneri bir gereksinim üzerinden do÷muútur. Gerçekten de
ülkemizde tıp e÷itimi, dünyada da oldu÷u gibi hedefinden e÷itim yöntemine ve
ortamına, sınanmasından programlanmasına uzanan pek çok de÷iúimi ve
sorunu
içinde barındırmaktadır.
Türkiye’de tıp fakültelerindeki e÷itime iliúkin sorunlar 1991 yılında Türkiye Büyük
Millet Meclisi Araútırma Komisyonu tarafından yayınlanan raporda kamuoyuna
sunulmuú ve tıp fakültelerinden mezun olan hekimlerin ülke gereksinimlerine yanıt
verecek donanımda yetiúmedikleri gerçe÷i yo÷un bir úekilde dile getirilmeye
28
baúlanmıú, (TBMM 1991) izleyen farklı çalıúmalar ve raporlarda bu nokta tekrar
vurgulanmıútır (Durak 2000; Sayek, Kiper et al. 2006).
TTB, 1997 yılından bu yana iki yılda bir “Mezuniyet Öncesi Tıp E÷itimi Raporu”
yayınlamaktadır. Tüm tıp fakültelerine gönderilen bir anketle toplanan veriler zaman
serisi úeklinde analiz edilmekte ve Türkiye Tıp E÷itimi ortamı ile paylaúılmaktadır.
Türk Tabipleri Birli÷i Mezuniyet Öncesi Tıp E÷itimi Raporu; posta yoluyla
gönderilen bir anket aracılı÷ı ile tıp fakültesi dekanlarının bildirimlerine
dayandırılarak bir farkındalık yaratmak, aynı zamanda yıllar içindeki geliúimi ve
de÷iúimi ilgili platformlara taúıma amacıyla iki yılda bir yayınlanmaktadır.
Bu bölümde tıp fakültelerinin sayısından baúlayarak genel bir analiz yapılacak,
cumhuriyet döneminde tıp e÷itimine genel bir bakıúa ek olarak son 10 yıldaki
mezuniyet öncesi tıp e÷itimi ortamında yaúanan dinamizm kronolojik bir sırayla
verilip geniú açıdan bir foto÷raf ortaya konmaya çalıúılacaktır.
29
Cumhuriyet Döneminde Mezuniyet Öncesi Tıp E÷itimi ile ølgili Geliúmeler
Cumhuriyet döneminde ülkemizde mezuniyet öncesi tıp e÷itimindeki geliúmeler dört
döneme ayrılabilir.
1. 1970 öncesi dönem- geleneksel tıp e÷itimi,
Genç Türkiye Cumhuriyeti, østanbul Üniversitesi Çapa Tıp ile baúladı÷ı yolculu÷unu
di÷er bölgelere yayma hedefi gütmüú ve büyük illerde birer tıp fakültesi açarak
(Ankara Tıp 1945, Ege Tıp-øzmir 1955, Hacettepe Tıp -Ankara 1963, Dicle TıpDiyarbakır 1966, Atatürk Tıp-Erzurum 1966, Cerrahpaúa Tıp -østanbul 1968, Erciyes
Tıp-Kayseri 1968) tıp fakültelerini ülke geneline yaymaya çalıúmıútır. Bu dönemde,
ABD Case Western Reserve Üniversitesi modelini kullanarak “entegre e÷itim”le
hekim yetiútiren Hacettepe Tıp Fakültesi dıúındaki tüm tıp fakültelerinin e÷itim
modeli 1910’da Flexner Raporu ile zemini oluúan disiplin temelli geleneksel tıp
e÷itimi modelidir.
2. 1970-1996 Nicelik artırımı dönemi
Nüfusun hızlı artıúı, köyden kente göçler, siyasi iktidarların tutumları, sa÷lık hizmeti
talepleri gibi ülkenin demografik, siyasal ve sosyokültürel yapısındaki dinamiklerin
hızlı de÷iúimi, özelde “hekim sayısı” genelde ise bu hekimleri e÷itilecek “tıp
fakültelerinin sayısının” arttırılması úeklinde hayata geçirilmiútir. 1970’de 8 olan
ö÷rencisi olan fakülte sayısı 1996’da
33’e çıkmıútır (Sayek, Kiper et al. 2006).
Uzman / pratisyen hekim oranları 2/1 den 1/1’ de÷iúmiútir. Bu dönemde ayrıca 3
ciltlik TBMM Tıp E÷itimi Raporu hazırlanmıú ve yayınlanmıútır (Durak 2000).
3. 1996-2006 – Nitelik geliútirme dönemi
Bu dönem, ö÷renci almayan fakültelerin ÷renci almaya baúlamadı÷ı, fakülte ö÷renci
kontenjanlarında hafif bir daralma oldu÷u, verilen e÷itimin niteli÷ini geliútirmeye
yönelik olarak tıp fakülteleri ve farklı kurumlar tarafından ortaya konan çabaların
gündeme geldi÷i, fakültelerin verdikleri e÷itimleri iyileútirmeye baúladıkları dönem
olarak tarif edilebilir (Durak 2006). Tıp e÷itimi ba÷lamında, bu dönemde tıp
fakülteleri ve di÷er farklı kurumların çaba ve inisiyatifleri kronolojik olarak úöyle
özetlenebilir:
30
1997 -
TTB tarafından ilk Mezuniyet öncesi Tıp E÷itimi Raporu Yayınlandı
(MÖTER 1997)
-Ülkenin ilk Tıp E÷itimi Birimi Ege Üniversitesi’nde kuruldu
-Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinde Probleme Dayalı Ö÷renme Modeli
ile e÷itime baúlandı
-Tıp Fakültelerinde beceri laboratuarları kuruldu ve e÷itim verilmeye baúlandı
-Beú tıp fakültesinde eú zamanlı olarak “e÷itici e÷itimi” programları baúlatıldı
1998 -ølk ulusal Tıp E÷itimi Kongresi Ankara Tıp ev sahipli÷inde düzenlendi.
1999 -YÖK, dört tıp fakültesinde Tıp E÷itimi Anabilim Dalı Kurulmasını, ve Tıp
E÷itimi’nin Doçentlik alanı olarak ihdas edilmesini onayladı
-Tıp E÷itimini Geliútirme Derne÷i (TEGED)kuruldu
-Alandaki ilk akademik dergi olan “Tıp E÷itimi Dünyası” østanbul Üniversitesi
tarafından yayınlanmaya baúlandı
2000 - MÖTER 2000 yayınlandı
2001 -økinci Ulusal Tıp E÷itimi Kongresi TEGED tarafından øzmir’de yapıldı.
2002 -TSBEK tarafından Ulusal Çekirdek E÷itim Programı yayınladı ve YÖK
tarafından fakültelere önerildi.
-“E÷itim Programı Geliútirme” baúlıklı ilk ulusal Tıp E÷itimi Sempozyumu
øzmir’de yapıldı.
-MÖTER 2002 yayınlandı
2003 -TSBEK’te Ulusal Tıp E÷itimi Akreditasyonu ile ilgili çalıúmalar baúlatıldı.
2004 -Üçüncü Ulusal Tıp E÷itimi Kongresi Urfa’da yapıldı.
-MÖTER 2004 yayınlandı
-øki tıp fakültesinde simüle hasta ile e÷itim programı baúlatıldı
2005 -Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin DPT destekli “Tıp Fakültesi E÷itim
Programı Geliútirmede Öncelikli Sa÷lık Sorunlarının Belirlenmesi” baúlıklı çalıúma
raporunu
yayınladı
-“Program De÷erlendirme” baúlıklı ikinci ulusal Tıp E÷itimi Sempozyumu
øzmir’de yapıldı.
2006 -Dördüncü Ulusal Tıp E÷itimi Kongresi Adana’da yapıldı.
-Ege Üniversitesi’nde Tıp E÷itimi Doktora programı baúlatıldı
31
-TSBEK tarafından “Sa÷lık ønsan gücü ve E÷itimi Mevcut Durum ve 2013 yılı
Vizyonu” çalıúması baúlatıldı
2007 -“Mezuniyet Sonrası Tıp E÷itimi” baúlıklı üçüncü ulusal Tıp E÷itimi
Sempozyumu
Ankara’da yapıldı.
-Tıp Dekanları Konseyi kuruldu
- Tıp Dekanları Konseyi tarafından “Ulusal Tıp E÷itimi Akreditasyonu
Yönergesi” oluúturuldu ve “Ulusal Tıp E÷itimi Akreditasyon Komitesi”
kuruldu.
4. 2007 ve sonrası
IX. Kalkınma planı tıp fakültelerine alınan ö÷renci sayısının 7.000’e çıkarılmasını
hedeflemektedir. Bu sayı mevcut kontenjanın en az % 45 artırılması anlamına
gelmektedir. Öte yandan özellikle Sa÷lık Bakanlı÷ı, “ülkede hekim açı÷ı oldu÷u”
söylemini sürekli gündemde tutmakta, açı÷ın kapatılması için yeni tıp fakültelerinin
açılmasının ve mevcut fakültelerin kontenjanlarını artırmaları için belirli bir kamuoyu
yaratılmaya çalıúılmaktadır.
Tıp fakültesi sayısı
1933 yılında tek bir tıp fakültesi olan ülkemizde, bu sayı 1970’de dokuza, 1980’de
19’a, 1990’da 25’e ve 2000’de 47’ye çıkmıútır (Sayek, Kiper et al. 2006). Ardından
göreceli bir yavaú artıúla bugün 58’e ulaúmıútır (bu fakültelerden 48’i ö÷renci
almakta, beúinin ö÷rencisi farklı fakültelerde e÷itim görmektedir).
Ö÷renci ve e÷itici sayıları
2006-2007 ö÷retim yılında tıp fakültelerinde 32.781 tıp ö÷rencisi, 11.830 uzmanlık
ö÷rencisi e÷itim görmekte, 4.075’ i profesör, 1.811’i doçent ve 2.257’si yardımcı
doçent olmak üzere toplam 8.143 ö÷retim üyesi görev yapmaktadır (ÖSYM 2007).
1996 yılında ise bu rakamlar sırasıyla, 2.272 profesör, 1.470 doçent ve 1.469 yardımcı
doçent olmak üzere toplam 5.211 ö÷retim üyesi ile 33.456 tıp ö÷rencisidir (Sayek,
Kiper et al. 2006).
32
Tıp fakültelerine alınan ö÷renci sayısı, 1975’lerde 2.000 civarında iken, 1985’te en üst
noktası olan 5.540’ a ulaúmıú, bu dönemden sonra hafif bir azalma e÷ilimi olsa da
2006-2007 e÷itim ö÷retim yılında tıp fakültelerine yeni kayıtlanan ö÷renci sayısı
5.108’dir (ÖSYM 2007). 2007 ÖSYS kılavuzunda yer alan tıp fakülteleri için toplam
ö÷renci kontenjanı ek yerleútirmeler ve yabancı uyruklu ö÷renciler hariç 4.794’tür.
Bu sayılar üzerinden de÷erlendirildi÷inde; ülkemizde 1996 yılında bir ö÷retim
üyesine ortalama 6 tıp ö÷rencisi düúerken bu sayı 2007’de 4’e inmiútir. 2007 yılında
bir ö÷retim üyesine 1,5 uzmanlık ö÷rencisi düúmektedir. 1996 yılında ülkemizde 33
tıp fakültesi ö÷renci alırken 2007’de bu 48’e çıkmıútır. Tıp fakültesi sayısı hızla,
e÷itici sayısı ise orta düzeyli bir ivme ile artarken ö÷renci sayısında hafif bir düúme
görülmektedir.
E÷itici ve ö÷renci sayıları ile ilgili durumun daha net anlaúılabilmesi için aúa÷ıda bir
örnek olgu verilmiútir.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Ö÷renci Sayısı ve Kapasitesi
Bilindi÷i gibi tıp e÷itimi giderek amfilerin kullanıldı÷ı (ö÷rencilerin hepsi birada iken
ders anlatılan ortamlar) bir e÷itim olmaktan çıkmakta, tıp fakülteleri daha küçük
gruplarda (3-15 kiúi), gerçek ortamlarda uygulama a÷ırlıklı e÷itim verilen ö÷renci
merkezli e÷itim verilen fakültelere dönüúmektedirler. 1970’lerden bu yana
e÷itimbilimdeki geliúmelere ve mezunlara kazandırılması gereken yetkinlik
profillerindeki de÷iúime dayanan bu durum, pek çok tıp e÷itimi dokümanında da
tespit edilmiú durumdadır. Dolayısıyla mikro planlamada sadece ö÷retim üyesi sayısı
ya da fiziksel altyapıya ba÷lı bir de÷erlendirme yapmak uygun de÷ildir. Bir tıp
fakültesine alınacak ö÷renci sayısı belirlenirken, fakültenin derslik, hasta yata÷ı,
kütüphane, e÷itim laboratuvarları, gibi altyapı olanakları ile ö÷retim üyesi ve di÷er
sa÷lık personeli (sadece sayı de÷il özellikleri de) yanı sıra o fakültede yürütülen
e÷itim programının özellikleri, fakültenin e÷itim ö÷retimdeki hedefleri, fakültenin
hizmet ve araútırma yükü de dikkate alınmalıdır.
Aúa÷ıda ö÷retim üyesi ve e÷itim programının özelliklerinden hareketle ve var olan
altyapı olanaklarla, yasal düzenlemeler çerçevesinde (ki var olan altyapı fakülte
yönetimi ve ö÷retim üyelerinin büyük özverisi sayesinde halen yeterlidir) Ege
33
Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne her yıl alınabilecek
ö÷renci sayılarına iliúkin
alternatifleri olan bir hesap tablosu sunulmaktadır. Analiz için kullanılan kavram ve
açıklamalar ayrıca verilmiútir.
Tanımlar
ÖZE (Ö÷retim üyesi zamanı eúde÷eri) ing. FTE: Faculty time equivalent
Bir ö÷retim üyesinin bir yıl içindeki çalıúma saatleri toplamı 1 birim kabul edilen
de÷erdir. Ülkemiz için bu de÷er yaklaúık 200 gün (resmi izin ve tatiller dahil) ya da
1600 saattir.
Ders Saati: Tıp fakültesi e÷itim programında yer alan ders saatlerinin toplamı. Di÷er
tüm fakülteleri gibi Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi E÷itim Programı da teorik dersler,
laboratuvar pratikleri ve uygulamalı derslerden (beceri, alan, hasta baúı uygulama,
nöbet, poliklinik çalıúması v.b) oluúmaktadır.
Analiz nasıl yapıldı?
E.Ü.Tıp Fakültesi, sınıf birincileri ve yabancı ö÷rencilerin de katılımı ile her yıl yeni
300 ö÷renci almaktadır. E÷itim programı 8.000 saattir. Bu yükün 3500 saati klinik
öncesi dönem (1,2,3. sınıflar) ve 4.500 saati de klinik dönemdedir (4,5 ve 6. sınıflar).
Temel Tıp Bilimlerinde 1i kısmi zamanlı olmak üzere toplam 77, Klinik Tıp
Bilimlerinde 269 tam zamanlı ve 109 kısmi zamanlı olmak üzere toplam 378, genel
toplamda 455 ö÷retim üyesi çalıúmaktadır. Buna göre E.Ü. Tıp fakültesi için Temel
Tıp Bilimleri 76,5 ÖZE ve Klinik Tıp Bilimlerinde ise 323,5 ÖZE iúgücü (e÷itim,
araútırma ve hizmet için) olmak üzere toplam 400 ÖZE bulunmaktadır.
Öte yandan 2547 sayılı yasaya göre ö÷retim üyelerinin görevi e÷itim araútırma ve
hizmettir. Ö÷retim üyesinden her birine eúit oranda zaman ayırması (%33) beklenir.
Fakat özellikle son dönemde tıp fakültelerinde finans kaynaklarının genel bütçeden
döner sermayeye do÷ru kaydırılması söz konusudur. Bu durum tıp fakültelerinde daha
fazla hizmet üretme ve para kazanma yönünde bir baskı yaratmakta ve ö÷retim üyeleri
hizmet a÷ırlıklı bir görev anlayıúına itilmekte, kadro ve yeniden yapılanmalar
öncelikle hizmet üretimi üzerinden úekillenmektedir. EÜTF’ de teorik ve yasal olarak
34
e÷itime ayrılması gereken ÖZE 400x0,33=133,2 dir. Yıllardır hükümetlerin
finansman açmazı ile tıp fakültelerini hizmet a÷ırlıklı çalıúmaya itmesinin,
fakültemizde 133,2 düzeyindeki
e÷itime ayrılması gereken ÖZE’yi ne oranda
etkiledi÷ini kestirmek güç olmakla birlikte oldukça düúürdü÷ünü söylemek yanlıú
olmaz. Öte yandan özellikle Klinik Bilim Dallardaki ö÷retim üyeleri zamanlarının bir
bölümünü tıpta uzmanlık ö÷rencileri, Temel Bilimlerdekiler ise doktora ve yüksek
lisans e÷itiminde kullanmaktadırlar. Her ne kadar bu oranı ülkemiz için kesin olarak
tespit etmek mümkün olmasa ve içinde bir taraftan hizmet üretimi yer alsa da
mezuniyet sonrası e÷itimin önemli düzeyde bir zaman gerektirdi÷i yadsınamaz.
Ayrıca EÜTF ö÷retim üyeleri üniversitedeki di÷er sa÷lık çalıúanı yetiútiren okullarda
da ders vermektedirler. Bu dersler bazı ana bilim dallarının toplam ders saatlerinin
yarısını kaplamaktadır. Bir di÷er nokta da tüm bu ders, e÷itim ve sınavlar için hazırlık
zamanının hangi kapsamda de÷erlendirilece÷idir. Belki hasta baúında yürütülen
e÷itim için ö÷retim üyesinin ciddi zaman alan bir hazırlık yapması gerekmez ama bir
amfi dersi, beceri oturumu için ders notu, föy, slayt gibi e÷itimde kullanılacak di÷er
materyalin hazırlı÷ı için ciddi bir zamana gereksinim duyulmaktadır.
EÜTF için klinik öncesi ve klinik dönemde var olan ö÷retim üyesi iúgücünün
akademik alanda uluslararası bir birim olarak kabul görmüú ÖZE (FTE) zemini
üzerinden yapılan analizinde, e÷itim programının sadece küçük ve büyük grup
e÷itimlerine ayrılan oranları de÷iútirilerek, birisi gerçek durumu gösteren 5 farklı
model için ÖZE gereksinim ortaya konulmuútur.
Tabloda yer alan hesaplamalar için aúa÷ıdaki ön koúul ve varsayımlar temel
alınmıútır.
1-Bir amfi dersi için gereken ö÷retim üyesi çalıúma zamanı (hazırlık, anlatım ve soru
hazırlama) 1,5 saat,
Bir beceri ya da laboratuvar oturumu için gereken ö÷retim üyesi çalıúma zamanı
(hazırlık, uygulama, geribildirim, sınav) 2 saat,
Bir hasta baúı uygulama dersi için gereken ö÷retim üyesi çalıúma zamanı 1 saat olarak
alınmıútır.
2- Ö÷retim üyelerinin mezuniyet sonrası e÷itime ve di÷er okullara anlattıkları dersler
için ayırdıkları zaman dikkate alınmamıútır, toplam ÖZE ’nin %33’ ü (400*0.33)
35
133,2 ÖZE EÜTF’nin mezuniyet öncesi e÷itimde kullandı÷ı
iúgücü olarak
de÷erlendirilmiútir.
3- Her sınıfta 300 ö÷renci oldu÷u varsayılmıú (ki 280- 360 arasında de÷iúmektedir)
ve %10 baúarısızlık oranı nedeniyle gereken ek ders yükü hesaba katılmamıútır.
4- Laboratuvar oturumları için sınıf 4’e (75 kiúilik gruplar-ideali 30-50), beceri
oturumları için 20’ye (15’er kiúilik gruplar-ideali 8-12), hasta baúı klinik e÷itimler
için 60’a (5’er kiúilik gruplar-ideali 1-3) ayrılmıútır.
36
Tablo 6. EÜTF Klinik dönem e÷itimi için alternatif e÷itim stratejilerine göre ÖZE durumu
Klinik Dönem (4,5,6. sınıf)
Programdaki
Teorik dersler
Hastabaúı klinik uygulamalar
Beceri oturumları
ders saati
(4500)
Grup
Oranı
Grup
Oranı Grup
Yük
Yük
Oranı (%)
Yük
sayısı
(%)
sayısı
(%)
sayısı
Model 1
50
6
20250
50
60
135000
0
0
0
Model 2
40
6
16200
60
60
162000
0
0
0
Model 3
30
6
12150
70
60
189000
0
0
0
Model 4
20
6
8100
80
60
216000
0
0
0
Model 5
20
6
8100
80
100
360000
0
0
0
Tablo 5. EÜTF Klinik öncesi dönem e÷itimi için alternatif e÷itim stratejilerine göre ÖZE durumu
Klinik Öncesi Dönem (1,2,3. sınıf)
Programdaki
Teorik dersler
Laboratuvar uygulamaları
Beceri oturumları
ders saati
(3500)
Oranı Grup
Oranı
Grup
Oranı
Grup
Yük
Yük
Yük
(%)
sayısı
(%)
sayısı
(%)
sayısı
Model 1
100
1
5250
0
0
0
0
0
0
Model 2
60
1
3150
20
4
5600
20
20
28000
Model 3
50
1
2625
25
4
7000
25
20
35000
Model 4
40
1
2100
30
4
8400
30
20
42000
Model 5
40
1
2100
30
8
16800
30
30
63000
155250
178200
201150
224100
368100
Toplam Ders
yükü
3500
36750
44625
52500
81900
Toplam Ders
Yükü
25,5
25,5
25,5
25,5
25,5
Mevcut
23,3
2,5
-2,4
-7,3
-25,7
Fark
97,0
111,4
125,7
140,1
230,1
Gereken
107,8
107,8
107,8
107,8
107,8
Mevcut
10,8
-3,6
-17,9
-32,3
-122,3
Fark
Ö÷retim üyesi zaman eúde÷eri
(ÖZE)
2,2
23,0
27,9
32,8
51,2
Gereken
Ö÷retim üyesi zaman eúde÷eri
(ÖZE)
37
Tablolardan da anlaúıldı÷ı gibi, fakültenin e÷itiminde uluslararası ve ulusal temel
dokümanların da önerdi÷i biçimde hekimin yetkinlik alanlarının hepsinde belirli düzeyde
bilgi, beceri ve tutum kazandırmak için sunması gereken ö÷renci merkezli e÷itimin (küçük
gruplarda, gerçe÷e yakın düzeneklerde, deneyime dayalı ve interaktif) oranı arttıkça ö÷retim
üyelerine düúen iú yükü ve eme÷in düzeyi artmaktadır.
Her iki tabloda da model 4, EÜTF’deki gerçek durumu yansıtmaktadır. Buna göre her yıl 300
yeni ö÷renci alan EÜTF’ de temel bilimlerde e÷itime ayrılmıú 7,3 ÖZE (22 ö÷retim üyesi) ve
klinik bilimlerde 32,3 ÖZE (97 ö÷retim üyesi) açı÷ı vardır. Toplamda 119 kiúilik bu açı÷a
ra÷men EÜTF’de 2001 yılından itibaren yenilenen ve daha fazla küçük grup e÷itimine yer
verilen programın nitelikli bir úekilde sürdürülmesi ve geliútirilmesi için yönetim ve ö÷retim
üyeleri bütün gayretleri ile çalıúmaktadır.
Tıp Fakültelerinin e÷itim altyapı ve olanakları
TTB’nin 1997 ve 2006 raporlarına göre ö÷renci alan tıp fakültesinin e÷itim altyapı ve
olanakları karúılaútırılmalı olarak Tablo 7.’de verilmiútir.
Tablo 7. Ö÷renci Alan Tıp Fakültelerinin E÷itim Altyapı ve Olanaklarındaki De÷iúim
(1996 ve 2007 kıyaslaması)*
E÷itim altyapı ve olanakları
1.Laboratuvarlar
Temel Bilimler
Patoloji
Anatomi
Multidisipliner
Beceri
Bilgisayar
Simüle Hasta
2.Kütüphane
3.Klinik e÷itim ortamları
Hastane Binası
Acil Servis
Halk Sa÷lı÷ı Bölgesi
Di÷er kurumların hastaneleri
4.Anabilim Dalları
Tıp E÷itimi
Adli Tıp
Tıbbi Etik
1996 (33 fakülte)
Var (%)
2006 (46 fakülte)
Var (%)
Fark
(%)
94
97
85
0
54
0
88
54
26
100
68
78
86
7
100
-40***
-71***
15
68
78
32
7
12
90**
82
48
?
100
100
?
28
10
18
?
?
8**
64**
56**
63
85
63
55
21
7
* TTB MÖTER, 1997, 2000, 2006’dan uyarlanmıútır.
**2000 yılı verisidir (39 fakülte)
***Anabilim Dallarına ba÷lı e÷itim laboratuarları birleútirilerek multidisipliner laboratuarlar kurulmuútur.
38
Bu verilerden yol çıkılarak, 1996-2006 yılları arasındaki dönem, ö÷renci alan tıp
fakültelerinin e÷itimle ilgili altyapı ve olanaklarını güçlendirmeye odaklandıkları bir süreç
olarak ifade edilebilir.
Tıp Fakültelerindeki Mezuniyet Öncesi Tıp E÷itimi Programları
Yine 1996- 2006 yılları arasındaki nitelik geliútirme çabalarına ba÷lı olarak ülkemizdeki tıp
e÷itim programlarının genel yapısındaki de÷iúim irdelenecek olursa, ö÷rencilerin disiplinlerin
konu alanlarının di÷erlerinden ba÷ımsız olarak, e÷itimin ilk yıllarında kalabalık amfilerde
anlatılması, klinik dönemlerde ise hastanede gösterilip yaptırılmasına dayanan geleneksel
olarak nitelendirilen programlardan, bilgi ve becerilerin daha bütünlüklü, ilgili disiplinlerin
iúbirli÷i içinde ö÷rencileri de aktif olarak sürece dahil eden program tiplerine
(entegre,
probleme dayalı, karma, baúvuru nedenlerine dayalı) bir geçiú süreci yaúanmaktadır.
1980’li yıllarda entegre e÷itim modeli ile 19 fakülteden sadece birinde e÷itim verilirken, bu
oran 1997’de %68 e çıkmıútır. Daha fazla ö÷retim üyesi iúgücüyle
ö÷renmeyi olumlu
etkileyecek yöntem ve tekniklerin kullanıldı÷ı di÷er modeller de entegre e÷itim modeli ile
birlikte ele alındı÷ında, tüm bunların dıúında kalan geleneksel e÷itim modelini uygulayan
fakülte oranı 2006 yılında %12 ye inmiútir (Sayek, Kiper et al. 2006).
Tıp fakülteleri tarafından benimsenme ve kullanılma oranı gittikçe artan bu
e÷itim
programlarının iúleyiúi geleneksel modele göre daha fazla e÷itici iúgücünü gerektirmektedir .
Buna karúılık tıp fakülteleri, hizmet, araútırma, e÷itim yarıúmacı hizmet alanlarının baskısı
altındaki e÷itici iúgücünü ö÷renci sayılarını azaltma yoluna giderek uygun kullanmaya
çalıúmıútır.
2013 ve sonrası için dünyada ve ülkemizdeki mezuniyet öncesi tıp e÷itimine dair öngörü ve
öneriler
Bu bölümde ülkemiz için öngörülere dair söylenebilecekler oldukça net ve kısadır. Henüz
ö÷renci almayan fakültelerin ö÷renci almaya baúlamaları ve ö÷renci alan fakültelerin bir
miktar kontenjan artırımı yapmalarına ba÷lı olarak tıp fakültelerine alınan ö÷renci sayısının
artaca÷ı kesinli÷inin dıúında, bir önceki bölümde aktarılan zemin çerçevesinde, pozitivist
paradigma argüman ve yöntemleri ile ülkemiz tıp e÷itiminde gelecekteki de÷iúim sürecinin
“öngörülemez” oldu÷u söylenebilir.
39
Toplumun sa÷lık gereksinimleri için yeterli ve uygun hizmeti verme sorumlulu÷unu
üstlenebilecek insan gücünün yetiútirilmesi, tıp fakülteleri ve daha geniú kapsamda sa÷lık
çalıúanlarını yetiútiren kurumların temel amaçlarından birisidir. Bu nokta yakın ve uzak
gelecekte de÷iúmeyecektir. Tıp fakülteleri tıbba ait bilimsel bilgiyi üretir ve paylaúır; kullanır;
ö÷retir; bu ba÷lamda araútırma, hizmet ve e÷itim tıp fakültelerinin üç temel iúlevi olarak kabul
edilmektedir. Bu üç iúlevin özellikleri, a÷ırlıkları de÷iúse de ki e÷itimin yo÷un bir hizmet
baskısı altında oldu÷u, bu baskının yakın gelecekte de÷iúmeyece÷i fark edilebilmektedir- bu
üç iúlev do÷rudan, tıp fakültelerinin toplumsal sorumluluklarını ortaya koydukları için
yerlerine yenilerinin konulmayaca÷ı söylenebilir. Varlık nedenleri olan bu iúlevleri nedeniyle
tıp fakülteleri, bilim, sa÷lık ve e÷itim alanlarıyla do÷rudan iliúkilidir ve tıp e÷itimi de bu
alanlara ait kavramsallaútırmalarla úekillenmektedir. Tıp fakültelerinin ve tıp e÷itiminin,
toplumsal sorumluluklarını yerine getirebilmesi ya da baúka bir deyiúle kendi toplumlarının
ihtiyaçlarına katkıda bulunabilmesi, bu üç alanı etkileyen de÷iúiklik ve geliúmelerin
görülebilmesi ve bunlara paralel ortaya çıkan gereksinimlerin de÷erlendirilebilmesi ile
mümkün olabilir.
Tıp e÷itiminde de÷iúime gereksinim olup olmadı÷ı sorusu günümüzde güncelli÷ini ve
geçerlili÷ini yitirmiútir ve belki de bu soru açık bir biçimde sorulmadan cevabı, son yıllarda
tıp e÷itiminin hedefleri, içeri÷i ve kullanılan yöntemlerde yapılan de÷iúikliklerle ortaya
çıkmıútır. Di÷er bir deyiúle, de÷iúimin gereklili÷i kendisini de÷iúimin baúlamasıyla
göstermiútir. Bu noktada yanıtlanması gereken di÷er bir soru nasıl bir de÷iúim ile karúı
karúıya oldu÷umuz sorusudur. Tıp e÷itimindeki de÷iúimi sadece yöntem ya da içerikte
yapılan/yapılacak olan de÷iúikliklerle sınırlı biçimde ele almak pratik ve kolay anlaúılır
olmasına karúın, de÷iúimin ruhunu ve yönünü anlamak ve do÷ru de÷erlendirebilmek için sı÷
bir yaklaúım olarak nitelenebilir. Bu çerçevede ülkemizde yaúanmakta olan de÷iúim süreci
içerik ve yöntem ekseni dıúında sa÷lık, bilim ve e÷itim alanlarındaki köklü kavramsal
de÷iúiklikler, var olan duruma iliúkin de÷iúim nedeni olarak ortaya çıkan itirazlar ve yeni
kavramsallaútırmalar çerçevesinde ele alınmalıdır. Paradigma de÷iúikli÷i olarak adlandırılan
böylesi köklü de÷iúikliklerden etkilenen tıp e÷itiminde de paradigma de÷iúikli÷inden söz
etmek yanlıú olmayacaktır.
Günümüzdeki de÷iúimi anlamak ve açıklamak için tıp e÷itiminin tarihsel süreci
incelendi÷inde üç dönemden söz edildi÷i görülecektir: 1- Flexner öncesi dönem (1910
öncesi), 2- Flexner dönemi (1910–1970), 3- 1970 sonrası. Yaygın olarak kullanılan ve kabul
gören bu saptamaya göre Flexner Raporu’nun (1910) ilk dönüúüm için bir dönüm noktası
40
oldu÷u açıktır. Tıp e÷itiminde de÷iúim açısından ilk temel dönüm noktası olarak anılan bu
rapor içeri÷i ve önerdi÷i de÷iúiklikler dıúında taúıdı÷ı sembolik anlam ile birlikte ele
alınmalıdır.
Flexner Raporu ve Tıp E÷itimi’nde De÷iúim
Tıp e÷itiminde yol açtı÷ı bu köklü de÷iúimi, Flexner Raporu’nun (Flexner 1910) bir teknik
de÷erlendirme raporu olarak sahip oldu÷u gücüyle açıklamak mümkün de÷ildir. Flexner
öncesi dönem olarak adlandırılan 1910 öncesine baktı÷ımızda tıp e÷itiminde de÷iúimi zorunlu
kılan geliúmeleri bilim, e÷itim ve sa÷lık alanında görmek mümkündür.
17. yüzyılda Batıda Rönesans ile baúlayıp, 18.yüzyılda bir entelektüel dönüúüm olarak ortaya
çıkan Aydınlanma, Batı toplumlarında bilim, sa÷lık, e÷itim gibi tüm sosyal kurumlara ait yeni
kavramların ortaya çıkmasına yol açmıútır. Akıl ve bilimin ilerlemenin aracı olarak görüldü÷ü
bu yeni anlayıú, nesnel, evrensel ve tek bir gerçeklik bilgisinin akıl ve deney yoluyla
edinilebilir oldu÷unu savunan epistemolojik konuma sahiptir. Bu anlayıú do÷rultusunda
nedensellik, nesnellik, genellenebilirlik gibi kavramlar bilim için belirleyici kavramlar
olmuútur. Aydınlanma düúüncesi, e÷itim alanında ise epistemolojik konumuna uygun bir
biçimde, analitik soyutlama ile mantıksal çıkarıma ve mevcut bilginin aktarılmasına vurgu
yapmıú ve ö÷renmenin ö÷retme ile gerçekleúece÷ini temellendirmiútir. Hakikatin mutlak
kayna÷ının bilim oldu÷u, tek ve nesnel bir gerçeklik oldu÷u inancı, e÷itimin merkezine
bilimsel bilgiyi ve bunu ö÷retecek/aktaracak olan uzman/e÷iticiyi yerleútirmiútir. Bu anlayıú
do÷rultusunda, bilgi alan ve biçimlerini belirleyen disiplinler kendi konu ve alanlarını kesin
çizgilerle belirlemiú, konu alanları disiplinlere göre birbirinden tamamen ayrılmıútır.
Bilimsel do÷runun varlı÷ına ya da ona bir úekilde ulaúılabilece÷ine yönelik “mutlak inanç”,
hastalıkla ilgilenme görevinin söz konusu bilgiye ulaúabilecek kurumlara devredilmesiyle
sonuçlanmıútır (Man and Balcı 2006). ùehirlerde büyük hastanelerin kurulması, hastaların
yatırılarak tedavi edilmesi Aydınlanma Ça÷ıyla birlikte 18. yüzyılın sonlarında olmuútur
(Terzi, Saçaklıo÷lu et al. 2002). “Bilimsel bilginin” 18. yüzyılla birlikte hızla yaygınlaúmaya
baúlaması, o güne kadar gündelik hayatın sıradan bir prati÷i olan sa÷lık hizmetlerinin hastane
gibi profesyonel kurumlara devredilmesini tetikleyen en önemli unsurdur (Man and Balcı
2006). Aydınlanma ile birlikte bilginin referansının de÷iúmesi hem de ulus devlet kavramının
ortaya çıkması ile insan bedeninin sa÷lı÷ına bakıú kökten de÷iúmiútir. Çünkü ulus devlet ile
birlikte artık belirli bir sınır içinde yaúayan nüfusun sa÷lı÷ı siyasi otoriteyi daha fazla
ilgilendirmeye baúlamıútır. Bu ba÷lamda, hastalık da de÷iúen bilgi paradigmasına uygun bir
úekilde nesnel olarak belirlenebilir belirtilere göre tanımlanır olmuútur (Man and Balcı 2006)
41
Bu dönemde tıp tarafından bir makinaya benzetilen insan bedeni, e÷itimde de bu anlayıúla ele
alınmıú, morbid anatomi ve otopsi tıp e÷itimine girmiú ve ortaya çıkan hastalıklar, lineer
nedensellik iliúkisi içinde sabit, görülebilir, tanımlanabilir durumlara göre kategorize edilerek
açıklanmıútır (Pauli, White et al. 2000). 19. yüzyılda bilim alanındaki geliúmelere paralel
olarak tıpta deneysel yöntemler ve istatistik kullanılırken, fizyoloji, patoloji, bakteriyoloji
laboratuvarları tıp alanında araútırmanın temel ortamları olmaya baúlamıútır (Pauli, White et al.
2000).
Bilim, e÷itim ve sa÷lık alanında yukarıda kısaca özetlenen tüm bu de÷iúme ve geliúmeler tam
bir toplumsal de÷iúmenin farklı yansımalarıdır. Tüm sosyal kurumlarıyla birlikte bu toplumsal
de÷iúim modernizmi ve modern toplumu meydana getirmiútir.
Bilim, e÷itim ve sa÷lık alanındaki bu geliúmelere karúın 20. Yüzyılın baúlarında ABD’de tıp
e÷itiminin sistemsiz, denetlenemeyen ve daha çok ticari amaçlı kurumlar aracılı÷ı ile
yürütüldü÷ü göze çarpmaktadır.
Bu dönemde ABD’de yürütülen tıp e÷itiminin standart
programı, laboratuvar ve klinik çalıúmaların çok az oldu÷u, ö÷rencilerin hastalarla nadiren
karúılaútı÷ı iki ayrı dönemde verilen dörder aylık derslerden oluúmaktaydı ve mezun
olabilmek için belli bir ücretin ödenmiú olması yeterli sayılmaktaydı(Ludmerer 2001)., 20.
Yüzyılın baúında Amerika Birleúik Devletleri’nde var olan tıp e÷itiminin, bu dönemde
filizlenip geliúmekte olanmodernizmin bilim, e÷itim ve sa÷lık alanındaki kavramlarıyla hiçbir
biçimde ba÷daúmadı÷ını ve geliúmekte olan modern toplumun sa÷lık hizmeti ihtiyaçlarını
karúılayabilecek hekimler yetiútirmekten uzak düútü÷ünü görmek mümkündür.
1847 yılında kurulan American Medical Association (AMA), 1901 yılında, hekimlik e÷itimini
ve mesle÷ini kurallara ba÷lamıú ve 1904 yılında da bu kurum içinde Tıp E÷itimi Konseyi
(CME) kurulmuútur. AMA, 1908 yılında Carnegie Vakfı’ndan Amerika’daki tüm tıp
fakültelerini incelemek üzere bir çalıúma yapmasını istemiútir. Carnegie Vakfı bu inceleme
için Abraham Flexner’i görevlendirmiútir. 1909 yılında çalıúmasına baúlayan Flexner, 155 tıp
fakültesini ziyaret etmiú ve 1910 yılında Flexner raporu olarak bilinen tıp e÷itimi raporunu
tamamlamıútır.
Flexner Raporu tıp e÷itiminin, bilimsel, toplumsal, örgütsel ve ekonomik, yasal, e÷itsel
pozisyonunu de÷iútirmiútir. Raporun tıp fakülteleri ve tıp e÷itimi üzerindeki etkileri úöyle
özetlenebilir:
x
Bilimsel bilgi, pozitivist bir yaklaúımla tıp e÷itiminde egemen olmuútur. Tıp
fakülteleri
e÷itimin
yanında
bilimsel
araútırma
görev
ve
sorumlulu÷unu
üstlenmiúlerdir.
42
x
Gelece÷in hekimlerini yetiútirme ve bilimsel araútırma ba÷lamında tıp e÷itiminin
toplumsal sorumlulu÷u sorgulanmıú ve tıp okulları ile toplum arasında bir toplumsal
anlaúma yapılmasına neden olmuútur. Kamunun ve farklı kurumların tıp okulları için
kaynak sa÷laması, tıp okullarının da buna karúılık toplumsal sorumluluklarını yerine
getirmeleri öngörülmüútür. Tıp okullarının gelir getiren ticari iúletme niteli÷i ortadan
kaldırılmıútır.
x
Tıp fakülteleri bireylere ait olan otonom kurumlar olmaktan çıkmıú, üniversitelere
ba÷lı bilimsel akademik kurumlar haline dönmüútür. ‘E÷itim hastaneleri’ kavramı tıp
e÷itimine girmiútir.
x
Tıp fakültelerinin faaliyet gösterebilmeleri ve bu faaliyetlerini sürdürebilme koúulları
yasalarla belirlenmiútir.
x
Usta-çırak modeli yerine bilimsel bilginin tam gün çalıúan ö÷retim üyeleri tarafından
didaktik yöntemlerle ö÷rencilere aktarılması temel ö÷retim yöntemi olarak
benimsenmiútir. Önceleri, hekimlerin hastane dıúı günlük pratikleri sırasında verilen
klinik e÷itim, hastalıkların tanı ve tedavisini ö÷retmek üzere sistematik olarak
hastanelerde verilmeye baúlanmıútır. E÷itim programında temel bilimlere geniú yer
verilmiú ve ‘bilimsel bilgi’ a÷ırlıklı bir içerik meydana gelmiútir.
Raporda yer alan eleútiri ve önerilere, raporun yarattı÷ı etkiye daha geniú bir açıdan
bakıldı÷ında bu raporun aslında, tıp e÷itimi ba÷lamında dönemin özelliklerine uygun biçimde
inúa edilen modernizmi ifade etti÷ini görmek mümkündür. Bu raporla beraber yirminci
yüzyılın ilk yarısında egemen olan tıp e÷itimi anlayıúının arka planını bilim alanında
pozitivizm, sa÷lık alanında biyomedikal yaklaúım, e÷itim alanında davranıúçı ekol
úekillendirmiútir.
Flexner Raporu’nun etkisinin sadece tıp e÷itimi süreciyle sınırlı oldu÷u düúünülmemelidir.
Rapor, hekim iúgücü politikalarını da etkilemiútir; 1900 yılında 100.000 nüfusa düúen hekim
sayısı 175 iken, 1930 yılında bu sayı 125’e düúmüútür. Niceliksel olarak kendini sayılarla
gösteren bu de÷iúim, aslında beraberinde hekimlerin sahip olması gereken yetkinlikler
ba÷lamında da niteliksel bir dönüúüme yol açmıútır (Grumbach 2002).
Günümüzde Tıp E÷itiminde De÷iúim
1970’li yıllara gelinceye kadar tıp e÷itimi kendisini biçimlendiren bilim, e÷itim ve sa÷lık
alanlarındaki temel paradigmalar çerçevesinde devam etmiútir. 1920’lerde artık olgunlaútı÷ı
43
kabul edilen tıp okulları bu dönemden sonra büyük bina ve teknolojik alt yapıya sahip
merkezler haline gelmiútir. E÷itim hastaneleri akademik tıp merkezlerine dönüúmüú, bilimsel
kapasiteleri geniúlemiútir. Tıp okulları için sa÷lık hizmetleri anlamındaki toplumsal
sorumlulukları ile e÷itim ve bilimsel araútırma arasında kırılgan bir denge ortaya çıkmıútır.
Hastalar bir e÷itim ve araútırma malzemesi olarak görülmeye baúlanmıú, araútırma ve e÷itime
ayrılan çaba ve zaman sa÷lık hizmetinin geri planda kalmasına neden olmuútur. Özellikle
ikinci dünya savaúına kadar olan dönemde akademisyenler, kendilerini öncelikle araútırmacı
ve e÷itici rolleriyle tanımlamıúlardır (Ludmerer 2001).
Ludmerer’e göre uygulanan sa÷lık politikaları ile bu durum økinci Dünya Savaúı’ndan sonra
tersine dönmeye baúlamıú, özel sa÷lık sigortası uygulamasıyla üniversite hastanelerinde
hizmet, araútırma ve e÷itimin önüne geçmiútir. 1950’lere kadar üniversite hastanelerinde
klinik hizmetler, e÷itim ve araútırmanın altındayken 1965 sonrasında bu kurumların finans
kayna÷ı hizmet temeline dayandırıldı÷ı için hizmet ön plana geçmiú; tıp e÷itimi, finans
baskısı altında kendi toplumsal sorumlulu÷unu kaybetme noktasına gelmiútir. Bu dönem
Amerikan tıp e÷itiminin klinik ça÷ı olarak adlandırılmaktadır (Ludmerer 2001). Bilimsel
araútırmalar akademisyenlerin planladı÷ı ve yürüttü÷ü araútırmalar olmaktan çok, sa÷lık
alanında faaliyet gösteren özel úirketler tarafından planlanıp yapılmaya baúlanmıú,
akademisyenler bu araútırmalara katılmıúlardır; tıp fakülteleri toplum tabanlı geniú alan
araútırmalarını terk etmiúlerdir.
Dünyada tıp e÷itiminin de÷iúen koúullara ve gereksinimlere paralel olarak geliútirilmesi
gereklili÷i 1970’li yıllarda belirginleúmeye baúlamıútır (Özvarıú and Sayek 2005). Bu dönemde
tıp e÷itiminde de÷iúime gerekçeleri, sürdürülmekte olan tıp e÷itimine yönelik eleútiri ve
itirazlar üç temel baúlık altında úöyle sıralanabilir:
1- Tıp bilimi sa÷lık ve hastalık üzerinde kontrolsüz bir iktidar yaratmıútır ve bu iktidar sa÷lık
hizmetlerini oldu÷u kadar, tıp e÷itimini ve hekimlerin profesyonel kimlik geliúimini do÷rudan
etkilemektedir. Tıpta biyomedikal yaklaúım egemen olmuú tıp bilimi giderek insancıl özünü
kaybetmiútir.
2- Sa÷lık hizmetleri ve tıp e÷itiminde, sa÷lı÷ın korunması ve geliútirilmesi yaklaúımı göz ardı
edilerek tedavi edici yaklaúım ön plana geçmiútir. Sa÷lık alanında toplumlarda var olan derin
eúitsizliklere karúın sa÷lık meta haline getirilmiú; toplumun öncelikli sa÷lık sorunlarını
dikkate almayan hizmet ve e÷itim anlayıúı yerleúmiútir.
3- Bilgideki hızlı artıú da dikkate alındı÷ında, e÷itim programlarının yüklü içerikleri ve ezbere
dayalı, e÷itici merkezli ö÷retim yöntemleri etkisiz ve yetersizdir. E÷itim hastanelerinde
44
verilen tıp e÷itimi, toplumun öncelikli sa÷lık gereksinimlerini tanıyıp, sorunları çözebilen
hekimler yetiútirmede yetersiz kalmaktadır.
Bu üç baúlıkta özetlenen temel itiraz ve eleútiriler sırasıyla, tıp e÷itimini do÷rudan ilgilendiren
üç temel alan ile iliúkilidir: bilimsel paradigma, sa÷lık ve sa÷lık hizmetlerine ait
kavramsallaútırma, ö÷renme/ö÷retme strateji ve yöntemleri, e÷itim örgütlenmesi.
Teknolojideki ilerlemeler, demografik de÷iúiklikler, sa÷lık politikaları, sosyal ve ekonomik
geliúmeler bu üç alanı do÷rudan etkileyerek tıp e÷itiminde de÷iúim tartıúmalarını gündeme
getirmiútir. Bu itirazların 1970’lerde ortaya çıkması tesadüf de÷ildir. 1970’li yıllar bu üç alana
ait temel paradigma de÷iúikliklerinin ortaya çıktı÷ı dönemdir. Geç kapitalist dönem olarak
adlandırılan bu dönemde, bilimde pozitivizme yönelik eleútirilerle beraber, sa÷lık alanında
biyopsikososyal model öne sürülmüú ve e÷itimde konstrüktivist anlayıú ortaya çıkmıútır. Tıp
e÷itimi alanında uluslar arası kuruluúların (AMEE–1972; WFME–1972; The Network–1979),
hekimlerin sa÷lık hizmeti ile ilgili yükümlülükleri ve tıp e÷itiminin yönünün ve tıp
fakültelerinin sorumluluklarını tanımlayan uluslar arası belgelerin (Alma Ata–1978; Rancho
Mirage–1987; Edinburgh–1988) bu dönemde ortaya çıkıúı da tesadüfi de÷ildir.
Tüm bu tartıúma ve geliúmeler tıp e÷itimine, ‘ö÷renci merkezli e÷itim’, ‘aktif e÷itim’,
‘probleme-dayalı e÷itim’, ‘topluma-dayalı e÷itim’, ‘yetkinlik alanları’, ‘entegrasyon’,
‘multidisipliner e÷itim’ kavramlarıyla taúınmıútır.
Hastane kliniklerine ve yüksek teknolojiye odaklanana tıp e÷itimine gelen eleútiriler, çevresel,
sosyal ve psikolojik faktörlerin sa÷lık üzerindeki etkisinin tıp e÷itimi tarafından göz ardı
edildi÷ini öne sürmüútür. Dünyada de÷iúen dengeler, sa÷lıkta eúitsizlikler ile ekonomik,
kültürel, renk, ırk gibi herkesin sa÷lı÷a ulaúmasını engelleyen faktörlerin ö÷renciler tarafından
bilinmesi ve e÷itim programlarında bu konuların iúlenmesi 1980’li yıllardan sonra tıp e÷itimi
tartıúmaları arasında yer almıútır. Herkes için sa÷lık ilkesini benimseyen ve toplumun farklı
kesimlerinin ihtiyaçlarının farkında olan, bu ihtiyaçların giderilmesinde sa÷lık insan gücü
yetiútirilmesi önem kazanmıútır. E÷itimi sadece hastanelerde de÷il, toplumun içinde ve birinci
basamak sa÷lık kurumlarında da yürüten yeni yaklaúımlar ortaya çıkmıú; topluma dayalı ya da
toplum yönelimli tıp e÷itimi ile sosyal ba÷lamda hastayı bütünlük içinde ele alma yaklaúımı
benimsenmeye baúlanmıútır.
Tıp e÷itiminde yetkinlikler ile e÷itimin iliúkilendirilmesi 1980’li yıllarda olmuútur. E÷itimde
sadece bilgi, beceri, tutum gibi ayrı alanda tanımlanan hedefler, yetkinlik alanlarında
tanımlanmaya baúlamıútır. Profesyonalizm, iletiúim becerileri, ‘collaborator’, ‘manager’ gibi
yeni yetkinlik alanları hekimlik uygulamaları ve sa÷lık hizmeti sunumunda eleútiri konusu
45
olan eksikliklerin giderilmesi amacıyla tıp e÷itimi kapsamında ele alınmaya baúlanmıútır.
Önümüzdeki dönemde ülkemiz gündemine giren bu kavramların daha da geliútirilece÷i,
e÷itim programlarına aktarılabilecekleri öngörülebilir
Günümüzde tıp fakülteleri sorunlu bir durum ile karúı karúıya kalmıútır. Flexner döneminde
hastanelere taúınan tıp e÷itimi, günümüzde tıp fakültesi hastanesi klinikleri içine
hapsedilmiútir. Flexner’in e÷itim ve araútırma sorumlulu÷u yükledi÷i tıp fakülteleri
günümüzde, ileri teknolojiye dayalı tedavi edici hizmet veren kurumlara dönüúmüútür.
Flexner Raporuyla ticari iúletme niteli÷inden çıkarılan tıp fakülteleri artık finansal kaygıların
etkisi ve kontrolü altında yeniden ticari iúletmeler haline dönüúmüúlerdir. Kısa vadede bu
noktadan tekrar e÷itim kurumlarına dönüúmeleri olanaklı de÷ildir.
Öncelikle tıp e÷iticilerine dair bir insan gücü planlaması yapılmadan gelecek hekim
nesillerinin toplumun sa÷lık hizmeti ihtiyacını karúılaması mümkün de÷ildir. Tam gün çalıúan
fakülte ö÷retim üyelerinin sayısı, gerçekten e÷itimle ilgili ö÷retim üyesi sayısı, e÷itimin
kültürel ortamı, gizli müfredat gibi tıp e÷itiminin bilinen ancak tartıúılmayan kör noktaları
artık ele alınmak zorundadır. Tıp e÷itiminde reforma karúı dirençlerin ve isteksizli÷in
anlaúılması epistemolojik kavramlara daha yakından bakmakla mümkün olacaktır.
Tıp e÷itiminin úimdiki konumundan, gelecekteki bilimsel bilgi, de÷erler ve eti÷in birleúimiyle
úekillenmiú bir tıp e÷itimine dönüúmesi ihtiyacı do÷muútur. Sadece e÷itim programları ve
ö÷retim yöntemlerini, sınama tekniklerini tartıúarak ve de÷iútirerek bu dönüúümü
gerçekleútirmek mümkün olmayacaktır. Tıp fakülteleri, bilim üreten ve paylaúan kurumlar
olarak katı pozitivist anlayıú ve sa÷lık hizmeti veren kurumlar olarak biyomedikal yaklaúıma
sahipken, bu ikisinden çok farklı bir epistemolojik kökene sahip oluúturmacı (konstrüktif)
e÷itim felsefesi ile hareket etmeleri gerçekçi görünmemektedir.
Tıp e÷itiminde de÷iúim, e÷itimin kapsamını, yapısını ve kültürel iklimini de÷iútiren bir
paradigma de÷iúikli÷i olarak de÷erlendirilmelidir. ølerleyen teknoloji, artan bilgi, de÷iúen
dünya karúısında hekimlik, toplumsal sorumlulu÷una sahip çıkmak zorundadır Hümanizmini
kaybeden tıp insancıl de÷erleri bir an önce tekrar kazanmalıdır. Artık bilim adamı olmak
doktor olmak için yeterli de÷ildir. øyi bir doktor olmak için daha fazlası gereklidir.
46
4. SONUÇ VE ÖNERøLER
Ülkemizde yeni e÷itim kurumları açmayı ya da di÷er ülkelerden hekim getirmeyi gerektirecek
bir “büyük açık” tan bahsetmek uygun de÷ildir. Ülkemizde co÷rafi, kent ve kırsal geliúmiúaz geliúmiú gibi bölgesel özellikler zemininde ve uzman-pratisyen oranlarında olmak üzere
ciddi bir da÷ılım sorunu vardır. Bu sorunlar farklı yöntem ve düzenlemelerle aúılmaya
çalıúılmıú ancak gereken iyileúme sa÷lanamamıútır.
Ülkemizde úu an, mezuniyet öncesi e÷itim sınırlı bir nitelik geliúimi içinde olsa da genel
olarak ilgili paydaúlar arası eúgüdüm olmadı÷ından “amfiler, hastane, uygulama
laboratuarları” arasına sıkıúmıú ancak kurtulmaya çalıúan bir görünümdedir. Genelde sa÷lık
meslekleri, özelde pratisyen ve uzman hekimler arasında iú tanımı, görev ve hizmet
sorumlulukları net olarak düzenlenmedi÷i için “iú prensibinin” mesleki e÷itim boyutuna
(uygulamalı, hizmet verilecek toplumun gereksinimleri do÷rultusunda ve hizmet ortamında,
gereken yetkinlikleri hedef alarak) dönüútürülmesi gerçek anlamı ile yapılamamakta, e÷itim
daha çok “akademik bilgi ve uygulamaların ö÷retilmesi” úeklinde kalmaktadır. Her ne kadar
mezuniyet öncesi e÷itimin amacı birinci basamakta çalıúacak pratisyen hekim yetiútirmek olsa
da, çalıúmalar ve sayısal trendler eúli÷inde mezunların profili, mezunların akademik bilgi ve
üçüncü basamak hastanede çalıúma yetkinleri ile donanmıú, uzman olup e÷itim aldıkları
kurumlardakine benzer úekilde kentlerde ve hastanelerde çalıúmak isteyen hekimler (hemen
hemen tek tip) oldu÷unu desteklemektedir. De÷iúen tıp e÷itimi paradigmaları çerçevesinde
yavaúça dönüúen tıp e÷itimi sistemimiz, özellikle birinci ve ikinci basmak sa÷lık kurumları ile
toplumun içinde, toplumun gerçek gereksinimlerine hizmet edecek
nitelikli hekimler
yetiútirecek bir büyük dönüúümü yaúamalı, bu amaçla tüm paydaúlar bir araya gelmelidir.
Toplumun sa÷lık gereksinimlerini karúılamak sadece çok sayıda hekim yetiútirmek anlamına
gelmemektedir. Yetkinlik alanları, gereksinim duyulan sa÷lık hizmetlerinin neler oldu÷u
yeniden tanımlanmalıdır; gereksinim duyulan sa÷lık hizmetleri ile uyumlu tanımlanmıú
yetkinlikler, iúgücünün üretkenli÷i ve esnekli÷inin geliútirilmesinde önemli bir etkiye sahip
olacaktır. Daha üretken, daha esnek, sa÷lı÷ın korunması ve geliútirilmesi yönünde tüm sa÷lık
çalıúanlarıyla birlikte verilecek bir sa÷lık hizmeti için tıp e÷itiminde paradigma de÷iúikli÷ine
ve bütünlüklü bir sa÷lık insan gücü planlamasına ihtiyaç vardır. Tıp fakültelerine alınacak
ö÷renci sayıları ile ilgili olarak istihdam, e÷itim kurumları ile hekim örgütünün eúgüdümünde
makro (ulusal düzeyde) ve mikro (fakülte düzeyinde) planlama yapılması gereklidir. Makro
planlama için toplumun sa÷lık hizmetine duydu÷u gereksinim ve bu gereksinimin özellikleri,
o ülkede var olan sa÷lık sistemi ve sistemin kullanım özellikleri, ülkenin sa÷lık hedefleri ana
47
parametrelerdir. Bu parametrelerin üzerinde dikkatle durulması gereken onlarca de÷iúik alt
parametresi bulunmaktadır. Ülkemizde bu ana ve alt parametreler üzerinden bir hesaplama
hiçbir zaman yapılmamıútır. Makro planlamayı sadece hizmet verilecek nüfusun sayısı ve
yıllar içindeki de÷iúimi üzerinden ya da baúka ülkelerin hekim baúına düúen nüfus oranlarını
yakalamak úeklinde bir yaklaúım do÷ru de÷ildir.
Ülkemizde pratisyen hekim istihdam eden en büyük yapı, sa÷lık insan gücüne dair verilerin
en büyük üretici ve tüketicisi Sa÷lık Bakanlı÷ı’dır. Üniversiteler, özel sektör, di÷er kamu
kurum ve kuruluúları, silahlı kuvvetler, vakıflar da pratisyen hekim istihdam etmektedir. Daha
önceden net bir sorumlusu olmayan ve kalkınma planları döneminde DPT’ye verilen
ülkemizde insan gücü planlama sorumlulu÷u, 03.02.2006 tarihli resmi gazetede yayımlanarak
yürürlü÷e giren 5450 sayılı kanunla, Sa÷lık Bakanlı÷ı, Sa÷lık E÷itim Genel Müdürlü÷ü,
Sa÷lık ønsangücü Planlaması Daire Baúkanlı÷ı’nın görevi olarak tanımlanmıútır. Sa÷lık
ønsangücü E÷itim sorumlulu÷u ise YÖK, MEB ve Sa÷lık Bakanlı÷ı arasında paylaúılmaktadır.
Buradan hareketle “Türkiye’de Sa÷lık Bakıú 2007” (Akda÷ 2007) kitabından özetlenerek
alınan ülkemizdeki
sa÷lık insan gücüne dair saptamalar de÷erlendirildi÷inde SB’nın
sorunların ve yapılması gerekenlerden bazılarının farkında olmadı÷ını söylemenin mümkün
olmadı÷ını ifade etmek gerekir.
“Ülkemizde Ulusal Sa÷lık Politikası belirlenmesi amacıyla DPT, SB, E÷itim Kurumları ve
ilgili sektör tarafından çalıúmalar yürütülmektedir. Ulusal düzeyde yapılan, DPT ve Türk
Sanayicileri ve øú Adamları Derne÷i (TÜSøAD) tarafından gerçekleútirilen “Sekizinci
Kalkınma Planı Sa÷lık Hizmetlerinde Özel øhtisas Raporu”, “Dokuzuncu Kalkınma Planı” ve
“Sa÷lıklı Bir Gelecek; Sa÷lık Reformu Yolunda Uygulanabilir Çözüm Önerileri” adlı
çalıúmalar sa÷lık hizmetlerinde kalitenin artırılması ve önceliklerin belirlenmesi amacıyla
gerçekleútirilmiú çalıúmalardır. Söz konusu çalıúmalarda sa÷lık sektöründe mevcut durum ve
sorunlar ortaya koyulmuú, önemli sektörel strateji ve çözüm önerilerine yer verilmiú, sa÷lık
insan gücünde öncelikli olarak üzerinde durulması geren iki temel sorun ortaya konulmuútur.
Bu sorunlar, insan gücünün ülkenin mevcut ihtiyaçlarına uygun sayıda ve sa÷lık sistemine
uygun olarak e÷itilememesi, e÷itimli sa÷lık insan gücünün ise çeúitli nedenlerde dolayı
oluúan bölgelerarası dengesiz da÷ılımı olarak vurgulanmıútır. Sa÷lık insan gücü
planlamasının nüfusa dayalı olarak yapıldı÷ı ve bu planlama úeklinin meslekler arası,
kurumlar arası ve bölgelerarası dengesiz da÷ılıma yol açtı÷ı tespit edilmiútir. Bu durumun
insan gücü kapasitesinin etkili kullanılamamasına ve istihdam sorunlarına neden oldu÷u
48
vurgulanmıú, çözüm önerisi olarak da insan gücünün DSÖ’nün öngördü÷ü gibi ihtiyaca
yönelik (istek+ihtiyaç+nüfus+hedef) ve iú yükü yöntemlerine göre planlanması gereklili÷i
belirtilmiútir. Yine aynı çalıúmalarda izleme-de÷erlendirme ve denetleme mekanizmasındaki
aksaklıkların,
mevzuat
yetersizliklerinin,
e÷itim
ve
istihdam
politikalarındaki
sık
de÷iúikliklerin hizmet sunumundaki istikrarı olumsuz etkiledi÷inden söz edilmiútir. Sa÷lık
politikası düzeyinde en önemli öncelik olarak SB’nin rol ve sorumluluklarının yeniden
düzenlenmesi; SB’nin hizmet üreten bir kuruluú olmaktan çıkarılıp sa÷lık politikalarını
belirleyen, bunları izleyen ve hizmet kalitesini denetleyip hizmetlerde standardizasyonu
gözeten bir kurum haline dönüútürülmesi gereklili÷i vurgulanmıútır. Bu çalıúmalarda
de÷inilen bir baúka konu da ülke genelinde mezuniyet öncesi ve sonrası sa÷lık e÷itim
kurumlarının akreditasyon, yeterlilik ve e÷itim standardizasyonun sa÷lanmasının ve her
basamaktaki sa÷lık mesle÷ine ait sürekli e÷itim ihtiyaçlarının giderilmesinin gereklili÷idir.
Sözü edilen çalıúmalarda, sa÷lık insan gücü planlamasının gerek e÷itim gerekse istihdam
alanlarında ihtiyaca yönelik yapılması ve sa÷lıklı kamu politikasını geliútirecek mekanizmalar
kurulmasında sektörler arası iúbirli÷inin gereklili÷ine yer verilmiú, sa÷lık sektöründe görev
alan personelin motivasyonunun arttırılmasının, bilgi ve beceri ile donatılmasının önemi
belirtilmiútir. Tüm geliúmiú ülkelerde oldu÷u gibi sa÷lık hizmetlerinde koruyucu sa÷lık
hizmetlerine a÷ırlık verilerek, bu yöndeki tüm çalıúmaların desteklenmesinin ve bu ba÷lamda
aile hekimli÷i sisteminin ülkemiz koúullarına uygun olarak hayata geçirilmesinin
gereklili÷inden bahsedilmiú, SB’nın denetleme ve planlama rolünün artırılmasının gereklili÷i
vurgulanmıútır.”
Bununla birlikte SB yine aynı kitapta, mecburi hizmet, sözleúmeli personel alımı, nakil ve
atamaların esaslarının oluúturulması gibi geliútirdi÷i istihdam perspektifli çözüm yollarını da
úöyle ifade etmektedir.
“SB; sa÷lık hizmetlerinin yurt düzeyinde eúit bir úekilde verilebilmesi için yeterli sayıda ve
nitelikte insan gücünün istihdamı, bölgelerarası dengesizliklerin azaltılması ve sa÷lık
kurumlarının doluluk oranlarının artırılması konularındaki faaliyetlere önemle yer vermiútir.
Son yıllarda yürütülen etkili politikalarla sa÷lık sisteminde önemli geliúmeler yaúanmıútır.
Ülke genelindeki sa÷lık personeli doluluk oranları incelendi÷inde hekim ve hekim dıúı sa÷lık
personeli istihdamında sorunlar oldu÷u görülmektedir. Küçük yerleúim bölgelerinde, yeterli
sayı ve nitelikte uzman hekim bulundurabilmek oldukça güç olmaktadır. Ülke genelinde
yaúanan bölgelerarası dengesizlik ve istihdamla ilgili sorunları çözmek amacı ile Sa÷lık
49
Bakanlı÷ı Personel Genel Müdürlü÷ü (SBPGM) ; yeni “Atama ve Nakil Yönetmeli÷i” ile
bölgeler, hizmet grupları ve hizmet puanı kriterlerini belirleyerek personel nakillerini objektif
bir esasa ba÷lamıú, mazeret durumları için daha sıkı bir denetim sistemi getirmiútir.
10 Temmuz 2003 tarih ve 4924 sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleúmeli
Sa÷lık Personeli Çalıútırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
De÷iúiklik Yapılması Hakkında Kanun gere÷ince doktorlara mecburi hizmet getirilmiú, ihtiyaç
duyulan personelin, gerekli olan bölgede isteyerek çalıúmasını sa÷lamak amacı ile sözleúmeli
personel alımı gerçekleútirilmiútir. 2004 yılında yapılan de÷iúikliklerle iller geliúmiúlik
endeksine göre bölgelere, bölgeler de personel durumuna göre gruplara ayrılmıú ve atama ve
nakillerde personel da÷ılımı ülke ihtiyaçları gözetilerek düzenlenmiútir
Bunun yanı sıra 22 Mart 2006 tarih ve 64284 sayılı yazı ile Maliye Bakanlı÷ı ’na (MB)
açıktan vekil ebe/hemúire atanması yönünde izin baúvurusu yapılmıú, 2006 yılı için 3.000 ve
2007 yılı için 2.473 olmak üzere toplam 5.473 vekil ebe/hemúire ataması için izin alınmıútır.
Bu do÷rultuda personel açı÷ı bulunan sa÷lık ocaklarında öncelikle ebe istihdamına, bu
úekilde yeterli sayıda müracaat bulunmaması halinde hemúire istihdamına gidilmiútir.
.(..)
SB, verilen sa÷lık hizmetlerinin daha etkin, süratli, verimli bir úekilde sunulması için tesis
kurmak ve bu tesisleri cihazlarla donatmanın yanı sıra en önemli faktörün insan oldu÷u
düúüncesiyle, döner sermaye uygulaması yoluyla taúra kuruluúlarında görev yapan sa÷lık
çalıúanlarının gelirlerini arttırarak, motivasyonunu ve hizmette verimlili÷ini artırmayı
amaçlamıútır.
Bakanlık Merkez personelinin sosyal haklarında iyileútirilmeler yapılmıú, merkez ve taúra
personeli arasındaki ikilem asgariye indirilmiú, personel motive edilerek hizmette verimlilik
sa÷lanmıútır. Ayrıca performans ve kalite ile ilgili çalıúmaları kurumsallaútırmak ve sürekli
hale getirmek amacıyla Strateji Geliútirme Baúkanlı÷ı’nda “Performans Yönetimi ve Kalite
Ölçütleri Geliútirme Dairesi” kurulmuútur.
SB kendi perspektifinden hareketle istihdam üzerinden çözümler geliútirmeye çalıúmaktadır.
Ülkemizde mecburi hizmet, sözleúmeli çalıúma, standart kadro gibi istihdam üzerinden
çözümler denenmiú ve baúarılı olamamıútır. Aile hekimli÷i ise daha önceden gündeme
getirilmiú ancak úu anki boyutunda bir uygulamaya ulaúamamıútır. SB koordinatörlük yetkisi
çerçevesinde çözüm önerileri geliútirirken sadece TÜSøAD gibi sanayi ile ilgili kuruluúların
50
raporlarına de÷il, insan gücü yetiútirilmesi ve istihdamı ile do÷rudan ilgili üniversiteler ve
sa÷lık meslek örgütlerinin bilgi belge ve deneyimlerini de referans almalıdır. Öncelikle e÷itim
kurumları ve meslek örgütlerinin, sa÷lık çalıúanlarının deste÷ini almayan, geniú bir
platformda tartıúılmayan, iyi hazırlanmıú bir plana dayanmayan hiçbir çözüm önerisinin
gerçek çözüm olamayaca÷ını, politikalar do÷ru ifade edilse bile uygulamalarda farklı yönlere
gidildi÷ini (örne÷in sa÷lıkta özel sektörün son otuz yıldır desteklenmesi) görmek gereklidir.
Ayrıca sa÷lık insan gücü planlamasında tek boyutlu bir perspektifle sadece hekim ya da
sadece hemúire gibi hizmet grupları tek tek de÷il, bütüncül bir planlanma gereklidir.
Ülkemizde böylesi bir sa÷lık insan gücü planlaması; hizmeti sunan, insan gücünü oluúturan,
e÷iten ve istihdam eden (Sa÷lık Bakanlı÷ı , üniversiteler, hekim örgütleri, uzmanlık dernekleri
v.b) kurumlar, hizmeti alanlar (hastalar, sivil toplum örgütleri v.b), hizmeti finanse edenlerin
(hükümet, iúveren örgütleri) temsil edildikleri bir iúbirli÷i ile yapılmalı ve en azından;
1. Gereksinimlere dayalı
a. Mevcut sa÷lık gereksinimleri saptanmalı
b. Gelecekteki gereksinimler ön görülmeli
c. Hizmet sunumu ve sa÷lık hizmeti talebi ile ilgili trendler analiz edilmeli
2. Kullanıma dayalı
a. Nüfus projeksiyonları yapılmalı (demografik özelliklere göre ayrıútırılmıú)
b. Bu nüfusa hizmet verecek sa÷lık sisteminin özelliklerinin tanımlanmalı
(tercihen kamu tarafından ekip hizmeti olarak üretilen, genel vergilerle finanse
edilen genel sa÷lık sigortası çerçevesinde topluma sunulan kapsamlı ve çok
düzeyli koruyucu, tedavi edici ve esenlendirici sa÷lık hizmeti )
c. Sa÷lık insan gücünün mevcut durumu ve hareketlili÷i iyi tanımlanmıú olmalı
d. Sa÷lık insan gücünün görev tanımları, iú analizleri, motivasyonu, üretece÷i
hizmetin etkisi öngörülmeli
e. Sa÷lık insan gücü yetiútiren kurum kapasiteleri belirlenmeli ve görev
tanımlarına göre kapasite ve e÷itim programları öngörülmeli
f. Temel sa÷lık göstergeleri için gerçekleútirilebilir hedefler saptanmalı
3. Etkin talebe dayalı
a. Ülkenin sa÷lı÷a ayırabilece÷i finansman belirlenmeli
b. AB perspektifinin sa÷lık hizmet sistemi ve sa÷lık insan gücünün e÷itimi
sürecine etkileri iyi analiz edilerek planda yer almalıdır.
51
Ayrıca plan, kent-kır, sosyoekonomik koúullar, geliúmiúlik düzeyi gibi faktörlere göre
ülkemizi temsil eden bir örneklemde bu faktörleri içeren simülasyon modelleri oluúturan,
faktörlerdeki de÷iúmelere ba÷lı olarak geliúecek sonuçları da içeren, mutlak de÷erler yerine
alt-üst sınır aralıkları çerçevesinde optimum hedeflerden yola çıkan bir modelleme ile kontrol
edilip, incelikle ayarlanıp revize edilmelidir.
52
5. KAYNAKLAR
Akda÷, R. (2007). Türkiye'de Sa÷lı÷a Bakıú 2007. Ankara, T.C Sa÷lık Bakanlı÷ı,Refik
Saydam Hızısıhha Merkezi Baúkanlı÷ı.
Anand, S. and T. Barnighausen (2004). "Human resources and health outcomes: cross-country
econometric study." The Lancet 264: 1603 - 1609.
Arpa, Y. (2008). 5 milyon seçmen eksik mi yazıldı? NTV-MSNBC
(http://www.ntvmsnbc.com/news/433984.asp). østanbul.
Bloor, K. and A. Maynard (2003). Planning human resources in health care: Towards an
economic approach.An International comparative review. Ottawa, Candian Health Services
Research Foundation.
COGME (1992). Third Report: Improving Access to Health Care Through Physician
Workforce Reform: Directions for the 21st Century (http://www.cogme.gov/pubs.htm),
Council on Graduate Medical Education.
Core Committee, I. (2002). "Global minimum essential requirements in medical education."
Medical Teacher 24(2): 130-135.
Dreesch, N., C. Dolea, et al. (2005). "An Approach to Estimating Human Resource Requierements to
Achieve the Millennium Development Goals." Health Policy and Planning 20(5): 267-276.
DSÖ (1990). Coordinated health and human resources development. Technical report series
801. Geneva, World Health Organization.
DSÖ (1996). HRH/96.2 Review on Development and Application Human Resources for
Health Applications Tools;First Experiences, Lessons, Perspectives. D. o. H. R. f. Health,
WHO.
DSÖ (2006). The World Health Report 2006: Working together for health. Geneva, WHO.
Durak, H. (2006). A closer look at Medical Education and Health Care in Turkey. Newsletter:
SHE Communicates
(http://www.unimaas.nl/default.asp?template=werkveld.htm&id=W02LP102GRGTB57U7O2
5&taal=nl). Maastricht-Hollanda. October 2006.
Durak, H. ø. (2000). Mezuniyet Öncesi Tıp E÷itiminde Mesleksel Beceri E÷itimi ve Ege
Üniversitesi Tıp Fakültesinde 1997-1999 Yılları Arasında Birinci Sınıf Ö÷rencilerine Verilen
Modüler Beceri E÷itiminin Ö÷renciler Tarafından De÷erlendirmesi. Sa÷lık Bilimleri
Enstitüsü Halk Sa÷lı÷ı AD. øzmir, Ege University.
Fiúek, N. (1991). "Sa÷lık Yönetimi, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinde Sa÷lık Politikaları, Prof. Dr.
Nusret Fiúekᩬin Kitaplaúmamıú Yazıları - I." Toplum ve Hekim(48):
http://www.ttb.org.tr/n_fisek/kitap_1/13.html (26 Aralık 2007 tarihinde ulaúıldı).
53
Flexner, A. (1910). Medical Education in the United States and Canada. NewYork, Carnegie
Foundation for the Advancement of the Teaching: 1-363.
Generalo÷lu, M. (2007). Septio÷lu: Ö÷retim üyesi yeterli, daha çok ö÷renci
yetiútirebiliriz. MediMagazin (http://www.medimagazin.com.tr/septioglu-ogretim-uyesiyeterli-daha-cok-ogrenci-yetistirebiliriz-h-44447.html). Ankara. 07.05.2007.
GMC (1993). Tomorrow's doctors: recommendations on undergraduate medical education.
London, GMC.
Grumbach, K. (2002). "Fighting hand to hand over physician workforce policy." Health Affairs
21(5): 13-27.
Hamzao÷lu, O. and U. Özcan (2005). Türkiye Sa÷lık østatistikleri 2006. Ankara, TTB.
Hongoro, C. and B. McPake (2004). "How to bridge the gap in human resources for health."
The Lancet 364: 1451 - 1456.
Kılıç, B. (2007). "Türkiye için Sa÷lık ønsangücü Planlaması ve østihdam Politikaları." Koruyucu Hekimlik
6(6): 501-514.
Ludmerer, K. (2001). The Development of American Medical Education from the Turn of the
Century to the Era of Managed Care <http://www.case.edu/artsci/wrss/documents/wrs200102ludmerer_002.pdf> (eriúim 07.07.2008). Western Reserve Studies Symposium.
Man, F. and A. Balcı (2006). Postmodern Dönemde Modern Bir Pratik Olarak Sa÷lık. V.
Uluslararası Bilgi Kongresi. Kocaeli.
O'Brien-Pallas, L., S. Birch, et al. (2001). Integrating Workfroce Planning, Human Resources
and Service Planning. Geneva-Switzerland, DSÖ.
OECD (2007). OECD in figures 2007, OECD.
Öktem, K. (1990). Türkiye'de ønsangücü Planlamasının Bakanlık ve Ba÷lı Kuruluúlarda
Uygulanması. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara, Hacettepe Üniversitesi. Yüksek Lisans
Tezi.
ÖSYM (2007). Ö÷renci Seçme ve Yerleútirme Merkezi 2006-2007 Ö÷retim Yılı Yüksek
Ö÷retim østatistikleri, ÖSYM.
Özsarı, H. (1994). Türkiye'de Sa÷lık ønsangücü Planlaması Ve Sa÷lık Bakanlı÷ında Bir
Uygulama. Sa÷lık Bilimleri Enstitüsü. Ankara, Hacettepe Üniversitesi. Sa÷lık Kurumları
Yönetimi Bilim Uzmanlı÷ı Tezi.
Özvarıú, ù. and ø. Sayek (2005). "Tıp e÷itiminde de÷iúim." Hacettepe Tıp Dergisi, 36: 65-74.
Pauli, H., K. White, et al. (2000). "Medical Education, Research, and Scientific Thinking in the 21st
Century (Part One of Three)." Education for Health 13(1): 15-25.
Sayek, I., N. Kiper, et al. (2006). Turkish Medical Association Undergraduate Medical
Education Report 2006. Ankara, Turkish Medical Association.
54
Sayek, I., N. Kiper, et al. (2006). Türk Tabipleri Birli÷i Mezuniyet Öncesi Tıp E÷itimi Raporu
2006. Ankara, Türk Tabipleri Birli÷i.
SBPGM (2007). Sa÷lık Bakanlı÷ı Personel Genel Müdürlü÷ü Tabip Ünvanlı Personel
için 2007 yılı Personel Da÷ılım Cetveli
(http://personel.saglik.gov.tr/prt_tabibler_2007_PDC.htm). Ankara, Sa÷lık Bakanlı÷ı. 2008.
SBPGM (2007). Sa÷lık Bakanlı÷ı Personel Genel Müdürlü÷ü Uzman Tabipler için 2007
yılı Personel Da÷ılım Cetveli (http://personel.saglik.gov.tr/uzm_tabibler_2007_PDC.htm).
Ankara, Sa÷lık Bakanlı÷ı. 2008.
SBYTGM (2006). Türkiye'deki Yataklı Tedavi Kurumlarının øl Bazında Çalıúmaları ve Bazı
Göstergeler
østatistik Yıllı÷ı 2006, SBYTGM.
SBYTHGM (2006). Türkiye'deki Yataklı Tedavi Kurumlarının øl Bazında Çalıúmaları ve
Bazı Göstergeler
østatistik Yıllı÷ı 2006, SBYTGM.
Soyer, A. (1993). Dünyada ve Türkúye'de Sa÷lık Personelinin Temel Sorunları. Ankara, TTB.
Soyer, A. and Z. Öcek (2007). Türkiye'de Birinci Basamak Sa÷lık Hizmetleri Birikimimiz: 2000-2004 Türkiye Foto÷rafı.
Ankara, TTB.
TBMM (1991). Türkiye'de Tıp E÷itimi Ö÷renci Boyutu. Ankara, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Araútırma Komisyonu.
TBMM (2006). Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013). Resmi Gazete-01.07.2006. Ankara.
Mükerrer.
Terzi, C., F. Saçaklıo÷lu, et al. (2002). 2020 yılında Türkiye'de Tıp E÷itimi. 2000-2020
Sürecinde Nasıl Bir Dünya, Türkiye, Sa÷lık, Tıp Ortamı Öngörülebilir; Oluúturulabilir?
Ankara, Türk Tabipleri Birli÷i: 157-195.
TÜøK (2007). Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'ne Göre 2007 Sonu itibarı ile Türkiye
Nüfusu. TÜøK Bülteni. Ankara, Türkiye østatistik Kurumu. 2008.
Türkay, F., S. Özcan, et al. (1996). ønsangücü Geliútirme. Ankara, Sa÷lık Bakanlı÷ı Sa÷lık Projesi Genel
Koordinatörlü÷ü.
55
Tıp-Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi Türkiye’ de Tıp-Sa÷lık
Bilimleri Alanında E÷itim ve ønsan Gücü Planlaması Hemúirelik
Çalıúma Grubu
Türkiye’ de Hemúirelik E÷itimi ve ønsan
Gücü Planlaması: Mevcut Durum ve
2013 Yılı Vizyonu
OCAK 2008
Prof. Dr.Gülseren Kocaman
Dokuz eylül Üniversitesi Hemúirelik Yüksekokulu
[email protected]
Prof. Dr.Ümit Sevi÷
Erciyes Üniversitesi Sa÷lık Yüksekokulu,
[email protected],
Prof. Dr. Gülümser Kubilay
Hacettepe Üniversitesi Sa÷lık Bilimleri Fakültesi,
[email protected]
1
øÇøNDEKøLER
TABLOLAR DøZøNø ............................................................................................................... 4
ùEKøLLER DøZøNø ................................................................................................................. 5
KISALTMALAR...................................................................................................................... 6
ÖZET......................................................................................................................................... 7
1.SAöLIK øNSANGÜCÜ VE HEMùøRE PLANLAMA YAKLAùIMLARI .................... 8
1.1.Türkiye’de Hemúire ønsangücü Planlama Çalıúmaları ............................................. 8
1.2.Hemúire østihdam Kriterleri ve Türkiye’deki Uygulamalar.................................... 11
1.3.Hemúirelik ønsangücü øle ølgili Çalıúmalar................................................................ 12
2.TÜRKøYE’DE HEMùøRE øSTøHDAMI .......................................................................... 14
2.1.Hemúire ønsangücü ile ølgili Mevcut Durum ............................................................. 14
2.2. Hemúire øúgücünün Sayısal Geliúimi ......................................................................... 14
2.3. Hemúirelerin Kurumsal ve Co÷rafi Da÷ılımı............................................................ 15
2.4. Mevzuat ve 2002-2007 Döneminde østihdam Politikaları........................................ 18
3.ÇALIùMA KOùULLARI VE YASAL DURUM ............................................................. 20
4.TÜRKøYE’DE HEMùøRELøK EöøTøM SORUNLARI VE ÇÖZÜM ARAYIùLARI 21
4.1.De÷iúen Sa÷lık Sisteminde Hemúirenin Rolü ve E÷itimi........................................... 21
4.2.Hemúirelik E÷itimi Uluslararası Normları ................................................................ 22
4.3.Türkiye’de Hemúirelik E÷itiminin Tarihçesi............................................................. 24
4.4.Hemúirelikte Yüksekö÷renim...................................................................................... 26
4.5. Hemúirelikte Lisansüstü E÷itim................................................................................. 29
4.6. Türkiye’de Hemúirelik Lisans E÷itim Programlarını øyileútirme Çalıúmaları ..... 29
4.7. Sonuç ............................................................................................................................ 30
5. HEMùøRELøK ALANINDA LøSANS EöøTøMø VEREN OKULLARIN 1997-2007
YILLARI ARASINDA 10 YILLIK DURUMU ................................................................... 31
5.1.Yöntem .......................................................................................................................... 31
5.2. Fizik ve E÷itim Olanakları ......................................................................................... 32
5.3. Yönetici Profili............................................................................................................. 36
5.4. E÷itici Durumu ............................................................................................................ 37
6.HEMùøRE ARZ VE GEREKSøNøM PROJEKSøYONU (2007-2013)........................... 42
6.1.Yöntem .......................................................................................................................... 42
6. 2. Bulgular....................................................................................................................... 43
6.2.1. Konu øle ølgili Toplantı ve Görüúme Sonuçları ................................................. 43
6.2.2. Arz Projeksiyonu.................................................................................................. 43
2
6.2.3.øhtiyaç Projeksiyonu (2007-2013) ........................................................................ 46
6.2.3.1. Nüfusa Göre Tahmin .................................................................................... 46
6.2.3.2. Hekim Sayısına Göre Tahmin...................................................................... 46
6.2.3.3. Standart Kadro Ve Yatak Sayılarına Göre Tahmin.................................. 47
6.3. Hemúire Arz ve øhtiyacının Kıyaslanması ................................................................ 47
7.SONUÇ VE ÖNERøLER .................................................................................................... 49
KAYNAKLAR........................................................................................................................ 51
3
TABLOLAR DøZøNø
Tablo 1.2. Hemúirelik Yüksekokullarına Alınması Gereken Ö÷renci Sayıları
Tablo 2.1. Türkiye’de Hemúire Sayısı ve Bir Hemúireye Düúen Nüfusu (1995-2007)
Tablo 2.2. Sa÷lık Bakanlı÷ı Hemúire Sayıları øle ølgili bazı Veriler (2007)
Tablo 2.3. Türkiye’de Aktif Olarak Çalıúan Hemúire Sayılarının Kurumlara Da÷ılımı
Tablo 2.4. Bölgelere Göre Sa÷lık Ocakları Hemúire Kadroları Doluluk Oranı (%) ve
Hemúire Baúına Düúen Ortalama Nüfus, Türkiye
Tablo 2.5. Hemúirelerin Co÷rafi Bölgelere Göre Da÷ılımı, 2003
Tablo 4.1. Sa÷lık Bakanlı÷ı Hemúirelik Okulları
Tablo 4.2. Hemúirelik Yüksekokulları ve Di÷er Yüksekokul Programları
Tablo 5.1. SYO’lar ve HYO’ları Uygulama Alanlarının Yeterlili÷i
Tablo 5.2. SYO ve HYO Fizik Olanakları
Tablo 5.3. SYO’ları ve HYO’larında Tepegöz ve Projeksiyon Yeterlili÷i
Tablo 5.4. . SYO’ları ve HYO’larında Bilgisayar Yeterlili÷i
Tablo 5.5. SYO’ları ve HYO’larında Kitap ve Süreli Yayın Yeterlili÷i
Tablo 5.6. SYO’ları ve HYO’larında Temel Tıp Laboratuar Olanakları
Tablo 5.6/A. Sa÷lık Yüksekokulları Ö÷renci Olanakları
Tablo 5.6./B. Hemúirelik Yüksekokulları Ö÷renci Olanakları
Tablo 5.7/A. Sa÷lık Yüksekokulları Ö÷retim Elemanı Olanakları
Tablo 5.7/B. Hemúirelik Yüksekokulları Ö÷retim Elemanı Olanakları
Tablo 5.8. 2000-2007 Yılları Arası SYO’ları ve HYO’ları Müdür Unvanları
Tablo 5.9. 2000-2013 Yıllarında SYO’ları VE HYO’ları Ö÷renci ve Ö÷retim Elemanı
Artıúı
Tablo 5.10. 2007-2015 Yıllarında SYO’ları Ve HYO’ları Ö÷renci ve Ö÷retim
Üyesi/Dr.Ö÷retim Görevlisi Tahmini
EK Tablo 5.1. Hemúirelikte Lisans E÷itimi Veren Yüksekokullarda Ö÷retim Elemanı
Durumu ve Ö÷retim Elemanı Baúına Düúen Ö÷renci(1/20 oranı ile) Sayılarının Da÷ılımı
Tablo 6.1. HYO-SYO Mevcut (2003-2008) ve Önerilen (2008-2013) Kontenjanları ve %8
Kayıp Oranına Göre Beklenen Mezun Sayıları
Tablo 6.2. Hemúirelik ve Sa÷lık Yüksekokulları ile Sa÷lık Meslek Lisesi Toplam Mezun
Sayıları
Tablo 6.3. Yeni Mezun ve Mevcut Hemúire Sayılarına Göre Hemúire Arz Tahminleri
(2007-2013)
Tablo 6.4. Nüfusa Göre Hemúire øhtiyacı
12
15
15
16
16
17
24
27
32
33
33
34
34
34
35
35
36
36
36
39
39
40
44
44
45
46
4
ùEKøLLER DøZøNø
ùekil 2.1. øllere Göre Hemúire-Ebe baúına Düúen Nüfusun Kıyaslanması 2002-2006
17
ùekil 6.2.Nüfusa Göre Hemúire Arz ve øhtiyaç Karúılaútırılması (2007-2013)
47
5
KISALTMALAR
DPT
Devlet Planlama Teúkilatı
HUÇEP
Hemúirelik Ulusal Çekirdek E÷itim Programı
HYO
Hemúirelik Yüksekokulu
MEB
Milli E÷itim Bakanlı÷ı
ÖSYM
Ö÷renci Seçme ve Yerleútirme Merkezi
SB
Sa÷lık Bakanlı÷ı
SHMYO
Sa÷lık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu
SML
Sa÷lık Meslek Lisesi
TSH
Temel Sa÷lık Hizmetleri
TÜøK
Türkiye østatistik Kurumu
YÖK
Yüksekö÷retim Kurulu
6
ÖZET
Bir hemúire tahmin çalıúması olan bu raporda, 2007-2013 yılları için hemúire arz ve ihtiyaç
durumu belirlenmiútir. Bu çalıúmada sunulan sonuçlar, hemúire arz ve ihtiyaç projeksiyon
modellerine dayalıdır. Hemúire arzı, mevcut hemúire, yeni mezun ve kayıp verilerinin
kullanıldı÷ı standart yöntemle hesaplanmıútır. Hemúire ihtiyacının tahmini nüfusa, hekim
sayısına ve kadro standartlarına göre yapılmıútır. Çalıúmanın temel niyeti hemúirelik
e÷itiminin planlanması ile ilgili oldu÷u için, hemúirelik lisans e÷itimi veren yüksekokulların
durumu kapsamlı bir çalıúma ile grup üyelerinden Prof.Dr.Ümit Sevi÷ tarafından
de÷erlendirilmiú ve bu raporda ayrı bir bölüm olarak yer almıútır. Çalıúmadan elde edilen
sonuçlar aúa÷ıda özetlenmiútir:
x Kalkınma planlarında hemúire arz ve ihtiyaç verileri, hiçbir dönemde hemúire sayısı
için belirlenen hedeflere ulaúılamadı÷ını göstermektedir. Bu çalıúmanın sonuçları da,
projeksiyon yapılan 2013 yılına kadar kısmi bir düzelme sa÷lansa da, hemúire arzının
yetersizli÷ini koruyaca÷ını, hemúire açı÷ı sorununun bu yedi yıllık dönemde de
çözülemeyece÷ini göstermektedir.
x Hemúire arzı açısından durum: Yüksekö÷renimdeki e÷itim alt yapısı yeterince
desteklenmedi÷i
için ö÷renci
kontenjanları
talebi
karúılayacak
kadar
arttırılamamaktadır. Yüksekö÷renimdeki bu açık meslek liselerine ö÷renci alınarak
kapatılmaya çalıúılmaktadır.
x Hemúire ihtiyacı açısından durum: øhtiyaç, arzdan daha hızlı bir artıú göstermektedir.
Bunun nedenleri, hastanelerde yatan hasta profilinin de÷iúmesi ve yatan hastaların
hemúirelik bakım ihtiyaçlarının artması, yo÷un bakım yatak sayılarının artması ve özel
hastane sayılarındaki hızlı artıú olarak özetlenebilir.
x Hemúirelerin sayısal yetersizlikleri ve yanlıú istihdamları yanı sıra co÷rafik
da÷ılımlarında da dengesizlikler vardır. Dengesiz da÷ılım sorunun çözümlenmesi için
uygulanan istihdam politikalarının yarattı÷ı iú güvencesi ve ücretlendirmede eúitsizlik
sorunları hemúirelerin motivasyon ve iú doyumunu olumsuz etkilemektedir.
Hemúirelerin iúten ayrılma niyetleri yüksektir ve iúten ayrılmaların ana nedeni çalıúma
koúullarıdır.
x Bugünkü ö÷renci kontenjanlarının 2008-2009 ö÷retim yılına kadar devamı, 2009-2010
ö÷retim yılından itibaren ikiúer yıllık dönemlerde her yıl kontenjanlarda 500 artıú ile
2013 yılında yüksekokullarda 7.000 kontenjana ulaúılması; çalıúan hemúirelerden
yıllık ayrılma oranının %3, kayıtlanan ö÷rencilerden kayıp oranının %8 olması
durumunda; on bin nüfusa 24 hemúire hesabıyla 2013 yılı için hemúire arzının
135.717, ihtiyacının 189.496, hemúire açı÷ının 53.779 olaca÷ı tahmin edilmiútir.
Hekim/hemúire oranı (2/1) ve kadro standartlarına göre yapılan tahminlerde bu açık
daha da büyümektedir.
x Ö÷renci-ö÷retim üyesi standardı 20/1 olarak benimsendi÷inde, 2013 yılında
yüksekokullarda 7000 kontenjana ulaúılabilmesi için gereken ilave ö÷retim üyesi
sayısı 790’dır. Her yıl 113 ö÷retim elemanına doktora e÷itimi ve kadro deste÷i
gerekmektedir.
x Çalıúmanın sonuçlarına göre, yeterli sayı ve nitelikte hemúire yetiútirmek için e÷itici
kadrolarının arttırılması; sayıları yetersiz olan hemúirelerin uygun biçimde istihdamı
ve mezunların hemúirelik dıúı alanlara kaymaması için çalıúma koúullarının
iyileútirilmesi önerilmiútir.
7
1.SAöLIK øNSANGÜCÜ VE HEMùøRE PLANLAMA YAKLAùIMLARI
ønsangücü planlaması, örgütün mevcut ve gelecekteki amaçlarını baúarabilmek için, do÷ru
zaman ve yerde, do÷ru nitelik ve nicelikte insana sahip olmak için giriúti÷i eylemlerin tümünü
içerir (Özsarı, 2007). ønsangücü planlaması, personel arzı ve ihtiyacı saptandıktan sonra bu
ikisi arasındaki dengeyi kuracak stratejiler geliútirilmesi esasına dayanır. Sa÷lık insangücü arz
ve ihtiyaç tahmininde kullanılmak üzere çeúitli yaklaúımlar önerilmektedir. Bu yöntemlerin
dayandı÷ı varsayımlar, gereken veriler, maliyet ve yanıt aradıkları sorular birbirinden farklıdır
(Dreesch et al, 2005; Taranto&Özcan, 1995).
Arz, belirli bir zaman dilimi içinde hizmet vermeye hazır bulunan iúgücü olarak
tanımlanmaktadır. Personel arzını saptamak için gerekli olan veriler úunlardır: sektörde aktif
olarak çalıúan personel sayısı, personel kayıpları (ölüm, emeklilik, istifa, baúka mesleklere
geçme, vb), mevcut okullardan mezunların sayısı. Gelecekteki personel arzını saptamak için,
eldeki mevcuda, okullardan mezun olacakların eklenmesi ve ölüm, emeklilik ve istifa gibi
nedenlerle oluúacak kayıpların çıkarılması gereklidir. Güvenilir arz verileri için mevcut
personel ve mezuniyet kayıtlarına gereksinim vardır (Türkay ve ark, 1996).
Sa÷lık insangücü ihtiyacının saptanmasında de÷iúik yöntemler kullanılmaktadır. Bunlar,
ihtiyaca dayalı, kullanıma dayalı, sa÷lık iúgücünün nüfusa oranına ve hedeflere yönelik
yaklaúımlardır. øhtiyaç belirleme yaklaúımlarında gereken veriler úunlardır: mevcut ve hedef
yılda planlanan sa÷lık kurumları, bu kurumların standart kadrosu, e÷itim ve idari hizmetlerde
çalıúan personel sayısı ve artıú hızı ile özel sektörde çalıúan personel ve artıú hızıdır (WHO,
2006; Dreesch et al, 2005).
1.1.Türkiye’de Hemúire ønsangücü Planlama Çalıúmaları
Sa÷lık hedeflerine ulaúmak için, sa÷lık planlamacılarının ve karar vericilerin en önemli
konularından birisi de belirlenen hedeflere ulaúmak için gerekli olan insan kaynaklarının
tanımlanmasıdır. ønsan kaynakları planlaması karmaúık bir süreçtir. Türkiye’de gerçek
anlamda hiçbir zaman ulusal hemúire iúgücü planlaması yapılmamıútır.
Refik Saydam Dönemi (1923-1945): Sa÷lık insangücü yetersizli÷inin önemli bir sorun oldu÷u
bu dönemde 1927 yılında ülkemizde hemúire sayısı 139’dur. Hemúire, ebe gibi sa÷lık
personeli yetiútirilmesi konusunda Sa÷lık Bakanlı÷ı çaba harcamamıútır. Bu dönemde
Kızılay’ın hemúire okulu ve østanbul Tıp Fakültesi’nin ebe okulundan baúka e÷itim kurumu
yoktur. Milli E÷itim Bakanlı÷ı köy enstitüleri programı içinde köy ebesi ve köy sa÷lık
memuru yetiútirmiútir. Köy Enstitüleri kapatılınca bu kaynak da ortadan kalkmıútır.
Demokrat Parti Dönemi (1950-1960): Bu dönemde, hemúire ve ebe yetersizli÷ini giderecek
önlemler alınması öncelikli bir konu olmasına karúın önemli bir ilerleme sa÷lanamamıútır
(Fiúek, 1991).
8
Beú Yıllık Ulusal Kalkınma Planları dönemine geçildi÷inde her dönemde sa÷lık insan gücü
hedefleri farklı yöntemlerle belirlenmiútir. Kalkınma planlarında yer alan hemúire arz ve
ihtiyacı ile ilgili veriler aúa÷ıda özetlenmiútir.
I.Beú Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967): 1962 yılında kabul edilen Birinci Beú Yıllık
Kalkınma Planı’nda hemúire e÷itimi ve sayılarının artırılması planlanmıútır. Hastanelerde bir
hemúireye 11 yatak, Sa÷lık Bakanlı÷ı Hastanelerinde bir hemúireye 35 yatak düúmektedir.
1955 yılında bir doktora 0.22 hemúire düúerken, bu oran 1962’de 0.40’dır.
II. Beú Yıllık Kalkınma Planı (1968-1972): Hemúire yetersizli÷inin devam etti÷i bu dönemde
bir doktora 0.44 hemúire düúmektedir. Hemúire-ebe-sa÷lık memuru toplamı 1963’de
13.700’den, 1965’de 14.900’e (%9) yükselmiútir. Yapılan araútırmalara göre SSYB
hastanelerinde 50 yata÷a, SSK hastanelerinde 35 yata÷a, özel sektörde 65 yata÷a bir hemúire
düúmektedir. Bu kalkınma planında belirtilen hemúire arz ve açı÷ı verileri Tablo 1.1’de
gösterilmiútir.
Tablo 1.1. økinci Beú Yıllık Kalkınma Planında Yıllara Göre Hemúire Arz ve Açık
Tahminleri
Yıllar
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1977
1982
Arz (bin kiúi)
4.7
4.8
5.1
5.4
5.7
5.9
7.0
8.1
Açık (bin kiúi)
3.3
3.7
5.2
7.0
9.5
12.3
31.4
48.9
III. Beú Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977): Bu dönemde, sa÷lık insangücü ihtiyaçları mevcut
sa÷lık kurumları, üçüncü ve dördüncü plan dönemlerinde yataklı tedavi kurumlarında
yaratılacak ek yatak kapasiteleri ile sosyalizasyon hizmetlerinin kapsamında öngörülen
hedefler dikkate alınarak hesaplanmıútır. Hemúire yetersizli÷inin devam etti÷i bu dönemde,
özellikle sosyalizasyon bölgelerinde hemúire istihdam sorunu çözülememiútir. Hemúire ve
hemúire yardımcısı sayısı 1962’de 1.600’den, 1972’de 8.800’e yükselmiútir. Hemúire baúına
düúen nüfus 18.600’den 4.200’e düúmüútür. Bu geliúmelere ra÷men planlanan hedeflerin
gerisinde kalınmıútır. Doktor baúına düúen hemúire sayısı 1962 yılında 0.17; 1971’de 0.55’dir.
Bu planda ihtiyaç tahmini 1977 için 1.200, 1982 için 2.200’dür. Sa÷lık okulları sayısı 2. plan
hedefleri üstüne çıkmasına karúın ihtiyaç tam olarak karúılanamamıútır. 1973-1974 ö÷retim
yılında sa÷lık okulları liseye dönüútürülmüútür.
IV. Beú Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983): 1977 yılı için hemúire ve hemúire yardımcısı
sayısı 17.600’dür. 1973-1974 yıllarından itibaren sa÷lık meslek liseleri sayısındaki artıúa
karúın, yetersiz kalmıú ve plan hedeflerinin çok gerisinde gerçekleúmiútir. Bu dönemde 1983
9
yılı için yapılan tahminler úöyledir: arz- 38.100; ihtiyaç- 55.750. øhtiyaç, plan döneminde
yaratılacak ek yatak kapasitesi ile sosyalizasyon hizmetlerinin kapsamında öngörülen hedefler
dikkate alınarak hesaplanmıútır.
V. Beú Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989): Hemúire yetersizli÷i dikkate alınarak yapılan
de÷erlendirmede, arz yetersizli÷i görülen meslekler arasında ebe ve hemúireler birlikte
de÷erlendirilmiútir. Bu planda 1989 yılı hedefleri úöyledir (bin kiúi): 1989 için mevcut 62.0;
ihtiyaç 75.5, 1989 hedefi 112.0.
VI. Beú Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994): Altıncı kalkınma planında hemúirelikle ilgili
de÷erlendirme ve planlar úunlardır:
•Etkin bir sa÷lık insangücü e÷itimi ve planlaması çalıúmasına baúlanacaktır Personelin ve
hizmetlerin yurt düzeyine dengeli da÷ılımını sa÷layacak düzenlemeler yapılacaktır.
• Hemúire açı÷ının giderilmesi amacıyla baúlatılan tamamlama programları ihtiyaç duyulan
yeni dallar ilave edilerek devam ettirilecektir.
Altıncı planda ebe-hemúire insan gücü birlikte de÷erlendirilmiú ve úu sayısal hedefler
belirlenmiútir:
Ebe-hemúire (bin kiúi): 1989 mevcut 63.800; 1994 hedef 83.276, ihtiyaç 154.0.
Bir ebe-hemúireye düúen nüfus 1989- 859; 1994 hedefi 736.
VII. Beú Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000): Sa÷lık insangücü sayısındaki önemli geliúmelere
ra÷men, istihdam ve yurt düzeyinde da÷ılım ile ilgili sorunlar devam etmiútir. Açık
kapatılamamıú, dengeli da÷ılım sa÷lanamamıútır. Hemúirelik e÷itiminin liseye
temellendirilmesi ve Sa÷lık Bakanlı÷ı Sa÷lık Meslek liselerinin kapatılarak üniversitelere
devredilmesi bu dönemde gerçekleútirilmiútir.
Yedinci planda hemúire sayısı ile ilgili beklenen geliúmeler úöyledir:
Hemúire arz ve ihtiyaç projeksiyonu (bin kiúi):
1995- arz 69.0; ihtiyaç 140.4
2000- arz 104.0; ihtiyaç 176.6
Bir hemúire baúına düúen nüfus: 1994- 994; 2000- 647
VIII. Beú Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005): Sekizinci Beú Yıllık Kalkınma Planı Hemúire
arz ve ihtiyaç projeksiyonu úu úekildedir (bin kiúi): 2000 yılı için arz 71.0, ihtiyaç 172.8; 2005
yılı için arz 77.1, ihtiyaç 212.8.
IX. Beú Yıllık Kalkınma Planı (2007-2013): Son kalkınma planında, sa÷lık insangücü
açısından önceki plan hedefleri itibariyle geliúme kaydedildi÷i ancak istenen düzeye
ulaúılamadı÷ı belirtilmiútir. Bu planda hemúirelerle ilgili sayısal hedefler yoktur.
Kalkınma planlarının ço÷unda hemúire projeksiyonları olmakla birlikte, bu tahminler ço÷u
zaman yatak sayılarına göre yapılmıútır. Kalkınma planlarının özetlenen sonuçlarından da
anlaúılaca÷ı gibi hiçbir dönemde hemúire sayısı için belirlenen hedeflere ulaúılamamıútır.
10
Sa÷lık Bakanlı÷ı, norm kadro çalıúmaları da tedavi hizmetlerinde yatak sayısına, temel sa÷lık
hizmetlerinde nüfusa göre yapılmaktadır.
1.2.Hemúire østihdam Kriterleri ve Türkiye’deki Uygulamalar
Kamu sektörü a÷ırlıklı ve merkezden yönetilen sistemlerde genellikle nüfusa ve
hastanelerdeki yatak sayılarına dayalı kadro normları kullanılarak istihdam yapılmaktadır. Öte
yandan özel sektörün a÷ırlıklı oldu÷u sistemlerde sektördeki arz-talep dengeleri kurumlarda
çalıúacak personel sayısını belirlemektedir. Nüfus ve yatak sayılarına dayalı istihdam
kriterlerinin bir adım ötesi iúyüküne dayalı istihdam kriterlerinin kullanılması;
desentralizasyonun daha yaygın oldu÷u sistemlerde ise performans indikatörlerini kullanarak
personel sayısının daha esnek bir úekilde kontrol edilmesidir (Türkay ve ark, 1996).
Ulusal Sa÷lık Politikasının oluúturulması amacıyla 1992 yılında düzenlenen Birinci Ulusal
Sa÷lık Kongresinde, sa÷lık insangücü çalıúma grubunda “sa÷lık insangücü ana planının
hazırlanması ve Türkiye’nin 20 yıllık projeksiyonunun yapılması” kararı alınmıútır. Sa÷lık
Bakanlı÷ı, Sa÷lık Projesi Genel Koordinatörlü÷ü, Sa÷lık ønsangücü Geliútirme Bölümü
tarafından sa÷lık insan gücü planlaması konusunda bazı çalıúmalar yapılmıútır. Bu çalıúmalar
kapsamında sa÷lık insan gücü planlamasına yönelik olarak, hemúireleri de içermek üzere
sa÷lık personeli ile ilgili bilgileri içeren veri tabanları hazırlanmıú, mevcut durum analizi
yapılmıú ve sa÷lık insan gücü arz ve ihtiyaç projeksiyon modelleri oluúturulmuútur. Dünya
Sa÷lık Örgütü tarafından geliútirilmiú, planlamacılara ve politika belirleyicilere yardımcı
olacak bir makro planlama aracı olan sa÷lık insangücü arz ve ihtiyaç projeksiyon modelleri
yazılımı sektöre tanıtılmıú ve kullanımı ile ilgili e÷itim programları yapılmıútır. Mikro
düzeyde planlama araçlarının geliútirilmesine yönelik olarak da Dünya Sa÷lık Örgütü
tarafından geliútirilmiú “iúyüküne dayalı personel ihtiyacı saptama” yönteminin Türkiye'de
uygulama çalıúmaları ve buna ba÷lı olarak iúyüküne dayalı personel standartları geliútirme
çalıúmaları bu kapsamda yürütülmüútür (Türkay ve ark, 1996). Hastanede çalıúan hemúireler
için aktivite standartları belirlenmiú ancak iúyüküne dayalı hemúire ihtiyacı belirleme
çalıúmasının sürdürüldü÷üne iliúkin bir bilgiye ulaúılamamıútır.
Hemúire planlaması ve istihdamı ile ilgili son düzenlemeler: Türkiye'de Sa÷lık Bakanlı÷ı
personelinin istihdamı için 1979 yılında, nüfus oranları ve yatak sayılarına dayalı kadro
normları kullanılmaya baúlanmıútır. Bu normlar gereksinimlere göre güncellenmektedir.
Sa÷lık Bakanlı÷ı personelinin atama ve nakilleri ile ilgili son yönetmelik de÷iúikli÷i,
24.06.2006 tarihinde yapılmıútır; kadro normlarının belirlenmesi ve atamalarda yönetmelik
ekinde bulunan Personel Da÷ılım Cetveli ilkeleri kullanılmaktadır (SB, 2006c). Son olarak,
Sa÷lık Bakanlı÷ı içinde sa÷lık insangücü planlama yapma sorumlulu÷u, 26.01.2006 tarih,
5450 sayılı kanunla Sa÷lık Bakanlı÷ı, Sa÷lık E÷itim Genel Müdürlü÷ü, Sa÷lık ønsangücü
Planlaması Daire Baúkanlı÷ı’nın görevi olarak tanımlanmıútır (SB SEGM, 2006).
11
1.3.Hemúirelik ønsangücü øle ølgili Çalıúmalar
Taranto, Y., Özcan, S. (1995) Sa÷lık Meslek Liselerinin Yüksekokula Dönüútürülmesi ve
Bu Okullara Alınacak Ö÷renci sayılarının Belirlenmesine Yönelik Projeksiyon
Çalıúmaları
Sa÷lık Bakanlı÷ı, Sa÷lık Projesi Genel Koordinatörlü÷ü Birinci Sa÷lık Projesi kapsamında
gerçekleútirilen bir hemúirelik tahmin çalıúmasıdır. 1995 yılında sa÷lık meslek liselerinin
hemúirelik bölümlerine ö÷renci alınması durdurulmuú ve 71 lise Sa÷lık Bakanlı÷ı ile YÖK’ün
yaptı÷ı bir protokol ile yüksekokula dönüútürülmek üzere üniversitelere devredilmiútir. Devir
kararının alınmasından kısa bir süre önce, hemúire arz ve ihtiyacını belirlemek üzere 20 yıllık
dönemi (1993-2013) kapsayan bu projeksiyon çalıúması yapılmıútır. Bu çalıúma, Dünya
Sa÷lık Örgütü tarafından geliútirilmiú bir makro modelin bilgisayar yazılımı kullanılarak
hazırlanmıútır. Çalıúma, sa÷lık sisteminin geçmiúteki e÷ilimleri dikkate alınarak ve mevcut
sistemin devam edece÷i varsayımına dayalı olarak gerçekleútirilmiútir. Hemúirelik ve Sa÷lık
Yüksekokullarının Hemúirelik bölümüne alınması gereken yıllık ö÷renci sayıları için elde
edilen sonuçlar Tablo 1.2’de gösterilmiútir.
Tablo 1.2. Hemúirelik Yüksekokullarına Alınması Gereken Ö÷renci Sayıları
Yıllar
1993-1997
1998-2002
2003-2007
2008-2012
Hemúirelik Ö÷renci Sayısı
11.875
8.124
9.000
10.000
2013-2017
11.000
Kaynak: Taranto,&Özcan, 1995
Raporda, sektördeki mevcut e÷ilimler devam etti÷i takdirde bu ö÷renci sayısının belirlenen
ihtiyacı karúılamaya yeterli olmayaca÷ı belirtilmiú ve konu ile ilgili olarak úu iki öneriye yer
verilmiútir: 1)Baúarı oranını arttırmak, yani alınan ö÷rencilerden büyük bir yüzdesinin mezun
olmasını sa÷lamaktır (raporda hemúirelik için belirlenen baúarı oranı %78’dir) 2)Personel
kayıplarını azaltmak: hemúirelerin ölüm, emeklilik, iú de÷iútirme ya da çalıúmayı bırakma gibi
nedenlerle sektörden ayrılma oranı %9 olarak belirtilmektedir. Hemúireler için kayıp oranları
%5’e düúürüldü÷ü ve baúarı oranı %90 oldu÷u takdirde, 2013 yılı için hemúire arzının
129.097, hemúire ihtiyacının 139.058 olaca÷ı, hemúire açı÷ının 9.961 olaca÷ı tahmin
edilmiútir. Raporda mevcut e÷ilimlerle istihdama ayrılan kayna÷ın personel artıúı oranında
artmasının mümkün olmadı÷ı belirtilmektedir (Taranto&Özcan, 1995). Gerçekten de
istihdama ayrılan kaynakların sınırlanması ve kamu kadrolarında küçülme politikası
nedeniyle Sa÷lık Bakanlı÷ı kendi mezun etti÷i hemúireleri bile istihdam etmekte güçlük
çekmiútir.
12
Ülker S ve ark. (2001) Türkiye’de Hemúirelik: Temel Mesleki E÷itim øle ønsangücüne
øliúkin Sorunlar Ve Çözüm Önerileri
Sa÷lık ve hemúirelik yüksekokullarının de÷erlendirildi÷i ve 2005 yılı için hemúire ihtiyacı
tahmininin yapıldı÷ı bu çalıúmada nüfus, kadro kıstasları, fiili yatak sayısına göre yapılan
tahmin çalıúmalarında hemúire ihtiyacının 2005 yılı için 10.000-40.0000 arasında de÷iúti÷i
sonucuna varılmıútır. Çalıúmanın gerçekleútirildi÷i 2001 yılında mezun olmuú ve atanmamıú
hemúireler ile yeni mezun olacakların 2005 yılı için tahmini sayısı ise 45.000’in üzerindedir.
Bu raporda, hemúire, sa÷lık memuru ve ebe grubunda mevcut iúsiz sayısının 70.000 dolayında
oldu÷u tahmin edilmiútir. Sa÷lık personeli konusunda yaúanan sorunun bir istihdam sorunu
oldu÷u; mevcut personelin da÷ılım ve kullanımının da uygun bir úekilde yapılmadı÷ı
belirtilmiútir. Öte yandan mevcut ekonomik politikalar ve personel politikalarının kısa
vadede düzelmeyece÷i ve mezun sayısındaki artıúın iúsiz sayılarında artıúla sonuçlanaca÷ı
vurgulanmıútır (Ülker ve ark, 2001).
13
2.TÜRKøYE’DE HEMùøRE øSTøHDAMI
2.1.Hemúire ønsangücü ile ølgili Mevcut Durum
Hemúire yetersizli÷i, çok boyutlu bir dünya sorunudur ve altında yatan nedenler gözardı
edilmektedir. Gelece÷e dönük etkili bir hemúire planlaması için politikacıların, yöneticilerin
ve araútırıcıların birlikte çalıúmasına gereksinim vardır. Ülkemizde konu ile ilgili güvenilir
veriler yoktur ve ileri sürülen farklı düúünceler görüú sahiplerinin yaúadıkları çevre ile sınırlı
olmaktadır. Bunlardan birisi, hemúirelerin kötü da÷ılım ve planlamasının yetersizlikten daha
önemli bir sorun oldu÷u görüúüdür. Gerçekten de sınırlı hemúire iúgücü hemúirelik dıúı iúlerde
(sekreterlik, teknisyenlik, laborantlık, kayıt vb.) görevlendirilmektedir. Konu ile ilgili son
örnek, fizyoterapist eksikli÷inin hemúireler aracılı÷ıyla giderilmesine iliúkindir. Bakanlık
hastanelerine 3 Ocak 2008 tarihinde “fizik tedavi kliniklerinde çalıúan hemúirelerin,
rehabilitasyon hizmetinin kalitesini artırmak amacıyla hizmet içi e÷itimden geçirilmesi”
konusunda bir genelge gönderilmiútir.
Hemúire arzı açısından durum: Yüksekö÷renimdeki e÷itim alt yapısı yeterince
desteklenmedi÷i için ö÷renci kontenjanları talebi karúılayamamaktadır. Yüksekö÷renimdeki
bu açık meslek liselerine ö÷renci alınarak kapatılmaya çalıúılmaktadır. Hemúireler, çalıúma
koúullarının olumsuzlu÷u nedeniyle ya hemúirelik dıúı alanlara kaymakta ya da erken yaúta
emekli olmaktadırlar.
Hemúire ihtiyacı açısından durum: øhtiyaç arzdan daha hızlı bir artıú göstermektedir. Bunun
nedenleri, hastanede yatan hasta profilinin de÷iúmesi ve yatan hastaların hemúirelik bakım
ihtiyaçlarının artması, yo÷un bakım yatak sayılarının artması ve özel hastane sayılarındaki
artıú olarak özetlenebilir.
2.2. Hemúire øúgücünün Sayısal Geliúimi
Türkiye'de sa÷lık insan gücü arzının mevcut durumunu de÷erlendirirken sa÷lık insan gücünün
sayısal geliúimini de incelemek gerekir. Tablo 2.1’de 1995 yılından baúlayarak hemúirelerin
sayısal geliúimi gösterilmiútir. Sadece SB kadrolarına 2004 yılından bu yana 14.134 hemúire
ataması yapılmıú (Mollahalilo÷lu ve ark, 2007) olmasına karúın toplam hemúire ve bir
hemúireye düúen nüfus sayısında bir artıú olmamıútır. Bunun nedeninin, ayrılmalara
(emeklilik, istifa, vb.) ve özel sektörde çalıúan hemúirelerin kamuya geçmelerine ba÷lı olaca÷ı
düúünülmektedir.
14
Tablo 2.1. Türkiye’de Hemúire Sayısı ve Bir Hemúireye Düúen Nüfusu (1995-2007)
Yıl
Hemúire sayısı
Nüfus
Bir Hemúireye Düúen Nüfus
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007***
64.243
64.526
67.265
69.146
70.270
71.612
75.879
79.059
82.246
82.616
83.926
80.068
81.106
61.532
62.667
63.823
65.001
66.200
67.420
68.365
69.302
70.231
71.152
72.065
72.974
73.875
958
971
949
939
942
942
901
877
854
861
859
911
911
Kaynak: Mollahalilo÷lu ve ark (2007)
*Türk Silahlı Kuvvetleri, Kızılay, Hıfzıssıhha Merkezi Baúkanlı÷ı, SB Merkez Teúkilatında kadrolu olarak
çalıúan personel ve di÷er Bakanlık ve vakıflarda görev yapan sa÷lık personeline iliúkin veriler dahil de÷ildir.
*** Sa÷lık Bakanlı÷ı tarafından Mayıs 2007’de istihdam edilecek 9234 hemúire dahil de÷ildir
Kadro doluluk oranı ile ilgili bir de÷erlendirme yapmak için Sa÷lık Bakanlı÷ı ile ilgili bazı
veriler Tablo 2.2’de gösterilmiútir. Sa÷lık Bakanlı÷ı kadro standartlarına göre 2007 için, SB
hastaneleri için kadro doluluk oranı %35’dir. En iyi bölgelerde bile kadro doluluk oranı ancak
%50’ye ulaútı÷ı, genellikle %20-30 oldu÷u bildirilmektedir. Bu veriler Sa÷lık Bakanlı÷ı
kadroları ile ilgili olmakla birlikte üniversite hastanelerinde de, özellikle son dönemlerde
yapılan kadro kısıtlamaları nedeniyle benzer bir durum söz konusudur.
Tablo 2.2. Sa÷lık Bakanlı÷ı Hemúire Sayıları øle ølgili bazı Veriler (2007)
SB hemúireleri:
Standart: 177.066
Mevcut: 62259
Aktif: 61066
Standart dahilinde mevcuda göre ihtiyaç: 114.807
Kadro doluluk oranı: %35
Kaynak: SB Personel Genel Müdürlü÷ü, Nisan 2007b
2.3. Hemúirelerin Kurumsal ve Co÷rafi Da÷ılımı
Kurumsal da÷ılım: Hemúire insan gücü konusunda ele alınması gereken di÷er boyutlar
dengeli da÷ılım ve uygun istihdamdır. Sa÷lık insangücünün sayısal durumu kadar, sa÷lık
hizmetleri veren kurumlara nasıl da÷ıldı÷ı da önemlidir. Sa÷lık Bakanlı÷ı Nisan 2007
verilerine göre toplam hemúire sayıları ve sa÷lık kurumlarına da÷ılımı Tablo 2.3’de
gösterilmiútir (2007b). Hemúireler a÷ırlıklı olarak kamu sektöründe (%87.3) hizmet
vermektedir.
15
Tablo 2.3. Türkiye’de Aktif Olarak Çalıúan Hemúire Sayılarının Kurumlara Da÷ılımı
øl toplam- SB
øl toplam-Üniversite
øl toplam- Özel
øl toplam (SB+üniversite)
SB+Üniversite+Özel
61050
9700
10254
70750
81004
Kaynak: SB Personel Genel Müdürlü÷ü, Nisan 2007.
Sa÷lık Ocaklarında Hemúire østihdamı
Sa÷lık ocaklarında hemúireler için standart kadro 43.560; mevcut 11.715 ve kadro doluluk
oranı %27’dir (SB, 2004b). Bölgelere göre sa÷lık ocaklarında kadro doluluk oranı Türkiye
ortalaması %27’dir. Kadro dolulu÷u en düúük bölge Karadeniz (%22), en yüksek bölge
Ege’dir (%37). Sa÷lık ocaklarında hemúire baúına düúen nüfusun en düúük oldu÷u bölge Ege
(3.021), en yüksek oldu÷u bölge Marmara’dır (8.192) (SB, 2004b; SB, 2006b). Tablo 2.4’de
gösterilen bu veriler, hemúirelerin temel sa÷lık hizmetlerinde istihdamının da yetersiz
oldu÷unu ortaya koymaktadır.
Tablo 2.4. Bölgelere Göre Sa÷lık Ocakları Hemúire Kadroları Doluluk Oranı (%) ve
Hemúire Baúına Düúen Ortalama Nüfus, Türkiye
Bölgeler
Marmara Bölgesi
Ege Bölgesi
Akdeniz Bölgesi
øç Anadolu Bölgesi
Karadeniz Bölgesi
Do÷u Anadolu Bölgesi
Güneydo÷u Anadolu Bölgesi
Türkiye
Sa÷lık Ocakları Hemúire
Kadrosu Doluluk Oranı
(%)*
24
37
27
24
22
28
29
27
Hemúire Baúına Düúen
Ortalama Nüfus**
8.192
3.021
5.090
4.977
3.944
5.012
7.004
5.092
Kaynak: SB Temel Sa÷lık Hizmetleri Genel Müdürlü÷ü Çalıúma Yıllı÷ı 2004*; 2006**
Co÷rafi da÷ılım:
Ülke genelinde nüfus/hemúire oranları incelendi÷inde, 2007 yılı Sa÷lık Bakanlı÷ı verilerine
göre 911 kiúiye bir hemúire düútü÷ü görülmektedir. Türkiye'de di÷er sa÷lık insangücünde
oldu÷u gibi hemúirelerin bölgelerarası ve kır-kent da÷ılımında dengesizlikler vardır. Sa÷lık
Bakanlı÷ı kaynaklarında, sa÷lık personelinin bölgelerarası dengesizli÷ini gidermek için
getirilen uygulamalar sonrasında 2002 ve 2006 yılları arasında bazı geliúmeler sa÷lanmakla
birlikte hemúireler için bazı illerde istenen düzeyde da÷ılıma ulaúılamadı÷ı belirtilmektedir.
En iyi ve en kötü durumda olan bölgeler arasındaki hemúire-ebe baúına düúen nüfus
kıyaslandı÷ında 2002 yılında 7,9 katlık farkın, 2006 yılında 4,5’e düútü÷ü bildirilmektedir.
16
øllere göre hemúire baúına düúen nüfustaki de÷iúim ùekil 1’de gösterilmiútir (Mollahalilo÷lu
ve ark, 2007).
ùekil 2.1. øllere Göre Hemúire-Ebe baúına Düúen Nüfusun Kıyaslanması 2002-2006
(Mollahalilo÷lu ve ark, 2007, s. 220)
Hemúirelerin co÷rafi bölgelere göre da÷ılımı Tablo 2.5’de gösterilmiútir. Hemúirelerin
%23’4’ü Marmara bölgesinde istihdam edilirken; Güney Do÷u Anadolu Bölgesinde bu oran
ancak %5.1’dir. Bir hemúireye düúen nüfus 619 ile Ege Bölgesinde en düúük düzeyde; 1.451
ile en yüksek Do÷u Anadolu Bölgesindedir (SB, 2004a).
Tablo 2.5. Hemúirelerin Co÷rafi Bölgelere Göre Da÷ılımı, 2003
Hemúire Sayı (%)
Marmara
Ege
Akdeniz
øç Anadolu
Karadeniz
Do÷u Anadolu
Güney Do÷u Anadolu
Toplam
19.291 (%23.4)
13.554 (%16.5)
9.791 (%11.9)
18.433 (%22.4)
11.477 (%13.9)
5.527 (%6.7)
4.173 (%5.1)
82.246
Bir Hemúireye
Düúen Nüfus
953
619
929
692
729
1451
1254
854
Kaynak: SB APK Baúkanlı÷ı, Sa÷lık østatistikleri, 2004.
Co÷rafi da÷ılımdaki dengesizli÷in nedenleri arasında sa÷lık kurum ve kuruluúlarının
da÷ılımındaki dengesizli÷in yanı sıra sosyo-ekonomik ve bölgesel koúullar da belirleyici
17
olmaktadır. Sa÷lık insan gücünü istihdam eden kuruluúlarda belirli bölgelerde bir yı÷ılma
oldu÷u için, sa÷lık insangücünde de benzeri bir yı÷ılma olmaktadır. Yerleúim yerlerinin
geliúmiúlik düzeyi azaldıkça, nüfus/sa÷lık personeli oranlarında artıú görülmektedir. Sa÷lık
hizmetlerine en çok gereksinim olan bölgelerde bu hizmetleri sa÷layacak insan gücü ve
altyapı bulunmamaktadır (Türkay ve ark, 1996).
Türkay ve arkadaúlarının, 1996 yılında hazırladıkları ønsangücü Geliútirme raporunda co÷rafi
da÷ılımı dengelemek açısından úu politikaların izlendi÷i belirtilmiútir: 1) Sa÷lık personeli
sayısını arttırmak: Bu uygulama sa÷lık personelinin iúlevleri, iúyükleri ve kalitesi göz önüne
alınmadan yapıldı÷ından, istenilen sonucu vermemiútir. 2) Zorunlu hizmet : Bu politika bir
dereceye kadar baúarılı olmuú, fakat sorunu tümüyle çözememiútir. Yatılı Sa÷lık Meslek
Lisesi hemúirelik ö÷rencileri için daha önceki yıllarda mevcut olan zorunlu hizmet
uygulaması, geliúmiúlik düzeyi düúük olan bölgelerdeki açı÷ı kapatmak amacıyla
uygulanmasına karúın co÷rafi da÷ılım dengesizli÷i her dönemin sorunu olmuútur. Bu politika
hizmet kalitesi ve sa÷lık personelinin iú doyumu ile ilgili sorunlar yaratmıútır. Ö÷renci
sayısındaki hızlı artıúla birlikte zorunlu hizmet uygulaması arza dayalı bir istihdam stratejisine
yol açmıútır. Zorunlu hizmet uygulaması 1995 yılında tümüyle kaldırılmıútır. Yeni mezun
hemúirelerin Sa÷lık Bakanlı÷ı'nda istihdamı için sınav sistemi getirilmiútir (Türkay ve ark.
1996). Adalet ve Kalkınma Partisi’nin hemúirelik istihdam sorununa yaklaúımı ve
düzenlemeleri aúa÷ıda açıklanmıútır.
2.4. Mevzuat ve 2002-2007 Döneminde østihdam Politikaları
Sa÷lık Bakanlı÷ı bölgelerarası dengesizlik ve istihdamla ilgili sorunları çözmek amacı ile
yeni “Atama ve Nakil Yönetmeli÷i” ile bölgeler, hizmet grupları ve hizmet puanı kriterlerini
belirleyerek, personel nakilleri için bir denetim sistemi uygulamaktadır. 24 Haziran 2006
tarihli Resmi Gazete yayınlanan Sa÷lık Bakanlı÷ı Atama ve Nakil Yönetmeli÷inde De÷iúiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Personel Da÷ılım Cetveli (PDC) kriterleri yayınlanmıútır.
Personel Da÷ılım Cetveli-PDC: Ücret veya maaúları genel bütçeden karúılanmak suretiyle
istihdam edilen mevcut Bakanlık personelinin kadro ve pozisyonlarının unvan ve branúlar
itibariyle önceden belirlenen ilkelere göre illere ve hizmet birimlerine da÷ılımı sonucu ayrı
ayrı olarak belirlenen ve her yıl yenilenen kadro ve pozisyon sayısıdır (2006c).
10 Temmuz 2003 tarih ve 4924 sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde
Sözleúmeli Sa÷lık Personeli Çalıútırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde De÷iúiklik Yapılması Hakkında Kanun gere÷ince sözleúmeli personel alımı
gerçekleútirilmiútir. 2004 yılında yapılan de÷iúikliklerle iller geliúmiúlik endeksine göre
bölgelere, bölgeler de personel durumuna göre gruplara ayrılmıú ve atama ve nakillerde
personel da÷ılımı ülke ihtiyaçları gözetilerek düzenlenmiútir. 2006 yılı için 3.000 ve 2007 yılı
için 2.473 olmak üzere toplam 5.473 vekil ebe/hemúire ataması için izin alınmıútır. Bu
do÷rultuda personel açı÷ı bulunan sa÷lık ocaklarında öncelikle ebe istihdamına, bu úekilde
yeterli sayıda müracaat bulunmaması halinde hemúire istihdamına gidilmiútir. Kalkınmada
öncelikli bölgelerde yaúanan sa÷lık personeli sıkıntısını gidermek amacı ile uygulanan
18
sözleúmeli sa÷lık personeli alımıyla, özellikle hekim dıúı sa÷lık personeli açısından 5. ve 6.
bölge illerinde önemli sayıda istihdam sa÷lanmıútır (Mollahalilo÷lu ve ark, 2007).
Sa÷lık Bakanlı÷ı, on yılı aúkın süredir azalan personel bütçesi ve kamu kadroları ile ilgili
olarak, özellikle de hemúire kadrolarında yaúanan sıkıntı nedeniyle de÷iúik istihdam
yöntemlerine yönelmiútir. Sa÷lık Bakanlı÷ı tarafından çıkarılan çeúitli kanunlarla oluúturulan
istihdam düzenlemeleri úunlardır (Ekinci, 2007):
1)657 sayılı Kanunun 4/A maddesine tabi ücretleri Genel Bütçeden karúılanan kadrolu Devlet
Memurları,
2)209 sayılı Kanun çerçevesinde Döner Sermaye teúkilatında istihdam edilen ve ücretleri
döner sermayeden karúılanan 657 sayılı Kanunun 4/A maddesine tabi Devlet Memurları,
3)4924 sayılı Kanuna tabi ücretleri Genel Bütçeden karúılanan Sözleúmeli Sa÷lık Personeli,
4)181 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 3’üncü Maddesi çerçevesinde ücretleri
genel bütçeden veya döner sermayeden karúılanmak suretiyle 657 sayılı Kanunun 4/B
Maddesine tabi olarak çalıúan sözleúmeli personel,
5)657 sayılı Kanunun 4/B Maddesine tabi olarak çalıúan ve ücretleri Genel Bütçeden
karúılanan sözleúmeli personel,
6)657 sayılı Kanunun 4/C Maddesine tabi olarak istihdam edilen ve ücretleri Genel Bütçeden
karúılanan geçici personel,
7)4857 sayılı øú Kanununa tabi olarak istihdam edilen ve ücretleri Genel Bütçeden karúılanan
daimi iúçiler,
8)657 sayılı Kanunun 86. Maddesine göre ücretleri Genel Bütçeden karúılanmak suretiyle
istihdam edilen vekil Ebe ve Hemúireler,
9)Ücretleri Kurumlarından Karúılanmak suretiyle 2547 sayılı Kanunun 38 veya di÷er
maddeleri çerçevesinde Sa÷lık Bakanlı÷ında görevlendirilenler ile di÷er kurumlardan SB’na
vekâleten atama veya görevlendirme suretiyle çalıúan personel.
Bu düzenlemelerle, personelin dengeli da÷ılımı da amaçlanmakla birlikte, bu kadrolarda
çalıúan hemúirelerde iú güvencesi ve ücretlendirme açısından eúitsizlik sorunları yaúanmakta;
bu da iú doyumu ve motivasyonu olumsuz yönde etkilemektedir.
19
3.ÇALIùMA KOùULLARI VE YASAL DURUM
Olumsuz çalıúma koúulları ve bu koúulların hemúire yetersizli÷ine katkıları bir dünya
sorunudur. Genellikle gere÷inden az sayıda hemúirenin çalıúması nedeniyle güvenli bakım
sunulamamaktadır. Bu durum hem hasta bakım kalitesini hem de hemúirelerin fiziksel ve
psikolojik sa÷lı÷ını etkilemektedir. Kabul edilemez çalıúma koúulları nedeniyle, dünyada da
hemúireler erken emekli olmakta ya da baúka mesleklere yönelmektedirler (Scott-Findlay et
al., 2002; ICN, 2007).
Ülkemizde, mevcut hemúire yetersizli÷i halen çalıúmakta olan hemúirelerin çalıúma
koúullarını daha da zorlaútırmaktadır. Ülkemizde yapılan bir çalıúma, hemúirelerin mesle÷i
bırakmalarının ana nedenleri arasında ilk sırayı (%41) çalıúma koúullarının aldı÷ını
göstermektedir (U÷ur, 2008). Yapılan çalıúmalar hemúirelerde iúten ayrılma niyetinin yüksek
oldu÷unu, sa÷lık çalıúanları içinde iú doyumu en düúük, tükenme düzeyi en yüksek meslek
grubu oldu÷unu göstermektedir (Çimen, 2000; Erigüç, 1994; Erigüç ve Kavuncubaúı, 1996;
Toraman ve ark., 1997; Özaltın, 1997; Erdo÷an, 1997). Kamu sektöründe çalıúan
hemúirelerin iú doyumu ve motivasyon eksikli÷i sorunu yapılan araútırmalarla da
desteklenmektedir. Konu ile ilgili araútırmalar, özellikle kamu sektöründe çalıúan
hemúirelerin iú doyumu ve motivasyon eksikli÷i sorununu; bunlara yol açan faktörlerin
“mesleki geliúme, sürekli e÷itim ve ilerleme olanaklarının kısıtlılı÷ı, rol ve görev
tanımlarındaki belirsizlikler, çalıúma ortamlarındaki stresörlerin fazlalı÷ı, vb.” oldu÷unu
ortaya koymaktadır (Baykal ve Serezli, 1999; Yüksel, 2002; Söylemez, Sur, Cebeci, 2005;
Güneú, 2007; Yürümezo÷lu, 2007).
Hemúireleri olumsuz etkileyen di÷er önemli bir faktör de ücretlendirmedir. Özel sektörde ya
da üniversitelerde sözleúmeli kadrolarda ve özellikle asgari ücretle çalıúmak zorunda kalan
hemúirelerde iúdevir hızı çok yüksektir. Sa÷lık Bakanlı÷ı hastanelerinde ise performansa
dayalı ücretlendirme bir çok sorunun yaúanmasına ve memnuniyetsizli÷e neden olmaktadır.
Hemúireleri iúte tutmak için yeni ücret ve çalıúma koúullarını iyileútirme stratejilerinin
ivedilikle geliútirilmesine gereksinim vardır.
Mayıs 2007’de hemúirelik yasasının revize edilmesi ile hemúire unvanının lisans mezunlarına
verilece÷i karara ba÷lanmıútır (Hemúirelik Kanunu, 2007). Ancak Sa÷lık Bakanlı÷ı,
yüksekö÷retime alınan ö÷renci sayısının ihtiyacı karúılamayaca÷ı gerekçesi ile MEB’e ba÷lı
meslek liselerine 5 yıl süreyle ö÷renci alınmasını ek madde olarak yasaya koymuútur.
De÷iútirilen Hemúirelik Yasasının 4. maddesi hemúirenin görev, yetki ve sorumluluklarının
tanımlanmasına iliúkin yönetmeliklerin Sa÷lık Bakanlı÷ı tarafından çıkarılaca÷ını hükme
ba÷lamıútır. Ancak geçen yedi aylık sürede sadece hazırlanan bir taslak için öneriler
toplanmıútır. Meslek örgütümüz olan Türk Hemúireler Derne÷inin hazırladı÷ı yönetmelik
genel esasları ve ortak çalıúma önerilerine Sa÷lık Bakanlı÷ından yanıt gelmemiútir.
20
4.TÜRKøYE’DE HEMùøRELøK EöøTøM SORUNLARI VE ÇÖZÜM ARAYIùLARI
Gülseren Kocaman, Dokuz Eylül Üniversitesi Hemúirelik Yüksekokulu
Daha önce yayınlanmıú olan (Hemúirelikte Araútırma Geliútirme Dergisi, Özel BaskıGeniúletilmiú 2. baskı, s:119-150. 2004) bu makale, bazı güncellemeler yapılarak ve
özetlenerek aúa÷ıda sunulmuútur.
Bu makalede de÷iúen sa÷lık sisteminde hemúirenin rolü, hemúirelik e÷itimi uluslararası
normları, ülkemizdeki hemúirelik e÷itiminin tarihsel geliúimi ile e÷itimde yaúanan sorunlar ve
yapılan iyileútirme çalıúmaları ele alınmıútır.
4.1.De÷iúen Sa÷lık Sisteminde Hemúirenin Rolü ve E÷itimi
Hemúireler, özellikle son 30 yıldır uluslararası ve ulusal belgelerde, sa÷lık sistemindeki
sorunların çözümünde kilit personel olarak tanımlanmaktadır. Bu beklentinin yaúama
geçirilememesinin nedeni, sa÷lık sisteminde yaúanan úu temel sorunların do÷ru
tanılanamaması ya da çözümlenememesi ile ilgilidir:
x Büyük ölçüde tıbba, hastalı÷a ve tedavi modeline dayalı olan sa÷lık sistemi, sa÷lık
sorunlarının çözümünde baúarısızdır. Tedaviye dayalı hizmet modellerinin önemli
sa÷lık sorunlarının çözümünde baúarısız oldu÷u bilinmektedir. Sa÷lık sisteminin temel
insangücü olarak tanımlanan hemúireler de hasta bakımına odaklanmaktadır. Ço÷u
zaman sayı ve nitelik olarak yeterli olmadıkları için bunu da baúarıyla yerine
getirmeleri engellenmektedir.
x Sa÷lık sistemine hemúireli÷in katkısı tam olarak anlaúılamamıútır. Bu katkının hasta
bakımı ile sınırlı oldu÷u düúünülmektedir. Oysa sa÷lık evde, okulda, fabrikada yani
insanın yaúadı÷ı ve çalıútı÷ı yerde baúlar. Hemúireler do÷umdan ölüme, insanın oldu÷u
her yerde hizmet sunmalıdır. Çalıútıkları yer neresi olursa olsun hemúirelerin önceli÷i
ailedir, ailenin sa÷lı÷ının geliúimidir ve toplumun geliúimine katkıdır. Hemúirelerin bu
katkıyı sa÷lama potansiyeli vardır. Bu potansiyelin kullanımı hemúirelik e÷itim ve
hizmetlerinin iyi ve do÷ru planlanmasına ba÷lıdır. Planlamalar iyi olmadı÷ı sürece
performans düúük olacak, hem hemúireler hem de hizmeti alan halk mutsuz olacak ve
zarar görecektir.
x Sa÷lık hizmetlerinde maliyetlerin artması nedeniyle, sa÷lık sektörü maliyet etkili
uygulamalara yönelmektedir. Dünyada oldu÷u gibi ülkemizde de yaúanan, sa÷lık
sistemini ve onun önemli bir insan gücü unsuru olan hemúirelik hizmetlerini etkileyen
de÷iúiklikler úunlardır: sa÷lık hizmetlerinde teknoloji kullanımında artıú, bilgi
teknolojilerindeki hızlı geliúme, evde bakım talebinde artıú, kronik hasta sayısında
artıú, yaúlı nüfusta artıú. Sa÷lık bakım hizmetleri ülkemizde de daha karmaúık ve güç
bir hizmet olmaya baúlamıútır. Kliniklerde yatan hastalar kompleks bakım
gerektirmekte, hastanelerin yo÷un bakım yatak sayıları artmakta, gündüz
hastanelerinin sayısı artmakta, hastaların hastanede yatıú süreleri kısalmaktadır.
Geçmiúte hastanede yatarak tedavi olan hastaların büyük bölümü artık tedavilerini
evde sürdürmektedir. Bu geliúmeler, evde bakım hizmetlerinin kurumsallaúmasını
zorunlu hale getirmiútir. Hastaların erken taburcu olmasının hemúirelik açısından
21
x
anlamı, bu hastaları daha kısa sürede e÷itmek ve evde bakımlarına hazırlamaktır.
Hemúirelerden daha uzmanlaúmıú ve verimli çalıúma beklenmektedir. Hastanede
çalıúan hemúireler geçmiúe kıyasla úimdi daha yo÷un, daha stresli ve bilimsel temelli
çalıúmak durumundadırlar.
Sa÷lık sisteminde yaúanan de÷iúiklikler ba÷lamında hemúirelere de, di÷er sa÷lık
disiplinlerinde oldu÷u gibi, kazandırılması gereken beceriler úunlardır: uzmanlaúma,
sosyal beceriler, sa÷lık teknolojilerini kullanma becerileri, bilgi teknolojilerini
kullanma becerileri, yönetim becerileri. Hemúirelerin bu yeni geliúmelere ve yeni
rollerine uyum sa÷lamaları ve sa÷lık hizmetlerine kendilerinden beklenen katkıyı
sa÷layabilmeleri için bilgi ve beceri donanımlarının yeterli olması gerekmektedir.
Hemúirelerin yeni rolleri eleútirel düúünme ve problem çözme becerilerinin de
geliúmiú olmasını gerektirmektedir. Tüm bu beceriler, kuúkusuz yüksek ö÷renim
sürecinde kazanılabilecek türdendir. Hemúirelerin, sa÷lık ekibinin etkili bir üyesi
olarak yetiútirilmesi e÷itim kurumlarının sorumlulu÷udur.
4.2.Hemúirelik E÷itimi Uluslararası Normları
Dünya Sa÷lık Örgütünün (DSÖ), 1978 yılında yayınladı÷ı Alma-Ata Deklerasyonu’ndan bu
yana sa÷lı÷ın iyileútirilmesinde hemúire ve ebelerin katkısının önemi vurgulanmaktadır.
Dünya sa÷lık asamblelerinde (1989, 1992, 1999) ve Sa÷lık 21 dokümanında bu katkının
güçlendirilmesi konusunda üye ülkelere ça÷rı yapılmıútır. Bu katkı sadece hasta bakımını
de÷il aynı zamanda sa÷lı÷ın korunması ve geliútirilmesini de içermektedir. Viyana’da 1988
yılında yapılan Avrupa Hemúirelik Konferansı’nda, hemúirelerin, de÷iúen sa÷lık gündemi
do÷rultusunda etkili olabilmeleri için e÷itim ve uygulamalarının yeniden yapılandırılması ve
düzenlenmesi konusunda karar alınmıútır. Ülkemizin de Sa÷lık Bakanlı÷ı düzeyinde katıldı÷ı
ve imza koydu÷u, økinci Avrupa Hemúirelik ve Ebelik Konferansında yayınlanan Münih
Deklerasyonu’nda, hemúirelik e÷itimini do÷rudan ilgilendiren kararlar úunlardır: hemúirelik
e÷itiminin lisans ve lisansüstü programlarda yürütülmesi; uygulamaların kanıta ve bilgiye
dayalı olması için araútırmaların desteklenmesi, sa÷lı÷ı geliútirme hizmetlerinde yer almak
üzere rollerinin geniúletilmesi (WHO, 2000; Munich Declaration, 2000).
Hemúirelik E÷itimi øçin Dünya Sa÷lık Örgütü Avrupa Bölge Stratejileri
Avrupa Birli÷i normlarını da esas almak üzere bir DSÖ uzman grubu tarafından hazırlanan,
hemúirelik ve ebelik e÷itim stratejileri raporunda, hemúire/ebe e÷itim programı konusunda
benimsenen temel ilkeler aúa÷ıda özetlenmiútir (WHO, 2000):
Hemúireler toplumun sa÷lık gereksinimlerini karúılayabilecek ve beklenen kalitede hizmet
verecek úekilde e÷itilmelidir.
x Hemúirelik hizmetleri ve e÷itimi insanların yaúadı÷ı/çalıútı÷ı her yerde olmalıdır.
x Hemúire okullarına giriú orta ö÷renimden sonra ve üniversite giriúe eú de÷er
olmalıdır.
x E÷itim programı 3 yıldan az olmamalıdır.
x Mezuniyetlerinde üniversite derecesine sahip olmalıdır.
x E÷itimleri sırasında hemúire gibi çalıúmamalı; di÷er üniversite ö÷rencileriyle aynı
statüde olmalıdır (teorik ve uygulama).
22
x
x
x
x
Tek düzey hemúire/ebe olmalıdır.
Müfredat, araútırmaya-kanıta ve beceriye dayalı olmalıdır.
Kazanılan beceriler, hem toplumda hem de hastanedeki uygulamaları kapsamalıdır.
Avrupa Konseyi Direktifleri (77) minimum standartlar olarak kabul edilmelidir (Bu
direktifler halen gözden geçirilmektedir).
x Temel e÷itim, profesyonel geliúme ve e÷itimin temelini oluúturmalı, ileri
uygulama/e÷itime/uzmanlı÷a hazırlamalıdır.
x Üniversitelerdeki hemúirelik okulları ve uygulama alanları resmi olarak akredite
edilmiú olmalıdır.
x Hemúire okulunun müdürü uzman bir hemúire olmalıdır.
Hemúirelik e÷itimi (teorik ve uygulama) uzman hemúireler tarafından yürütülmelidir.
x Hemúire e÷iticiler :
o Üniversitede ö÷retmenlik yapmak için gerekli diploma derecesine sahip
olmalıdır.
o Araútırmaya dayalı e÷itim yapabilecek, ö÷renim ve de÷iúim stratejilerini
(teorik/uygulama) yerine getirebilecek becerilerle donanmıú olmalıdır.
x Verece÷i dersin uzmanı olmalıdır.
x En az iki yıl ilgili alanda çalıúmıú olmalıdır.
x Uygulamaların gözetiminden sorumlu olmalıdır. Bu sorumluluk klinik
rehberlerle paylaúılmalıdır.
x Di÷er alanlardan hemúirelik e÷itimine katkıda bulunacak olan disiplinler (tıp-sosyal
bilimler, vb.) kendi konularında uzman olmalı ve kendi ülkesinde üniversite ö÷retim
elemanı olabilme özelliklerine sahip olmalıdır.
x Okulların alt yapısı ve olanakları yeterli olmalıdır.
Hemúirelik müfredatında yapılması önerilen düzenlemeler úunlardır:
x Müfredat programı yeterlili÷e dayalı olmalı ve yapı, süreç ve sonuç unsurları
bütünleútirilmiú bir úekilde hazırlanmalıdır. Programda konular uygun bir úekilde
sıralanmalı, teori ve uygulamaya yeterince yer verilmelidir; ö÷renci merkezli ö÷retim
yöntemleri kullanılmalı ve e÷itim programı ö÷renciye uygulamada yeterli olacak
becerileri kazandırmalıdır.
x Müfredatın içeri÷i, ülkenin sa÷lık gereksinimleri, demografik ve sosyo kültürel
özelliklerine uygun olacak úekilde araútırmaya ve kanıta dayalı olmalıdır.
x E÷itim ve de÷erlendirme, ö÷renme teorilerine dayalı olmalı, e÷iticinin destekleyici,
ö÷rencinin aktif rolde oldu÷u ö÷renme ortamları oluúturulmalıdır. Anlatımlar sınırlı
olmalı, ö÷rencinin aktif katılımını sa÷layan seminer, tartıúma oturumları, probleme
dayalı ö÷renim, proje çalıúması gibi yöntemler kullanılmalı, bilgi teknolojilerini
içermek üzere uygun teknolojik araçlar kullanılmalıdır.
x Teori ve uygulamanın de÷erlendirilmesi de, ö÷renci merkezli yaklaúıma uygun olmalı,
yeterlili÷e dayalı de÷erlendirme yapılmalıdır.
x Ö÷renme ve de÷erlendirme süreçleri ö÷rencinin “ö÷renmeyi ö÷renmesine” yardımcı
olmalı ve úu alanlarda odaklanmalıdır:
o bakım alanların gereksinimlerine uygun sistematik ve kanıta dayalı bakım,
o ön yargısız bakım yaklaúımları geliútirme,
o araútırıcı bakıú kazanma,
o analitik ve eleútirel düúünme,
o planlama, problem çözme ve öncelik belirleme becerileri,
o bilgi teknolojilerini kullanma becerisi,
o toplumu de÷erlendirme,
o acil durumları yönetebilme,
23
x
x
o yaúam kurtarma becerileri,
o ekip çalıúması, iúbirli÷i içinde çalıúabilme,
o liderlik becerileri,
o kara verme becerileri.
Müfredatın bütünü belli aralıklarla de÷erlendirilmelidir. Objektif de÷erlendirme
yapabilmek için müfredatın ölçülebilir e÷itimsel standartları ve sonuçları açıkça
belirlenmelidir. De÷erlendirme süreçlerine ö÷renciler de katılmalıdır.
Uygulama alanları e÷itim için uygun standartlara sahip olmalıdır.
4.3.Türkiye’de Hemúirelik E÷itiminin Tarihçesi
Ülkemizde hemúirelik Cumhuriyet dönemine kadar, hastabakıcılık kursları almıú hanımların
verdikleri bakımla sürdürülmüú, 1920 yılında Amerikan Hastanesi içinde bir okul açılmıútır.
Ülkemizin ilk ulusal hemúirelik okulu olan, aynı zamanda ülkemizde hemúirelik e÷itiminin
geliúimine öncülük eden bir çok e÷iticinin mezun oldu÷u, Kızılay Hemúirelik Okulu 1925
yılında e÷itime baúlamıútır. Bu bölümde, ülkemizdeki hemúirelik politikalarını, hemúirelik
e÷itimi aracılı÷ıyla da büyük ölçüde belirleyici olan; ülkemizin hekim dıúı sa÷lık personelinin
%80’ini yetiútiren, Sa÷lık Bakanlı÷ı’na (SB) ba÷lı okullardaki hemúirelik e÷itimi ele
alınmıútır. Bu nedenle di÷er kurum ve kuruluúların açtı÷ı hemúirelik okullarından söz
edilmemiútir. Sa÷lık Bakanlı÷ı’na ba÷lı, ortaokul ve lise düzeyindeki hemúirelik e÷itim
kurumları tarihsel olarak Tablo 1’de verilmiútir (Erefe, 1998; Kum, 1985; Özden, 1995;
ùentürk, 1977; Ülker, 2002; Veziro÷lu ve ark., 1992).
Tablo 4.1. Sa÷lık Bakanlı÷ı Hemúirelik Okulları
1946 Sa÷lık Bakanlı÷ı’na ba÷lı ilkokul sonrası üç yıllık hemúirelik okulları
1957- 1979 Hemúire yardımcısı ve köy ebesi yetiútiren, ilkokul sonrası 1.5 yıl süreli sa÷lık
okulları- 1967 yılında ö÷renim süresi 3 yıla, 1967 yılında 5 yıla çıkarılmıútır
1958 Ortaokula dayalı dört yıl süreli hemúirelik okulları
1986-1990 Lise mezunlarına açılan 18 aylık tamamlama programları- mezunlara meslek lisesi
diploması verilmiútir
1989 Ebe ve hemúire yetiútiren lise sayısı 85 (büyük yerleúim yerlerinde)
1989 -1991 Sa÷lık meslek lisesi sayısı 326 (okulların %67’si ilçe merkezlerinde)
1992 SB’nın “sa÷lık e÷itimini yeniden yapılandırma projesi” baúlatıldı
1996 SML SYO dönüútürülmek üzere YÖK’e devredildi, SML ö÷renci alımı durduruldu
2001 Sa÷lık meslek lisesi hemúirelik bölümlerine ö÷renci alımı baúlatıldı -25
2004 Sa÷lık meslek liseleri Milli E÷itim Bakanlı÷ına devredildi
2005 SML’ye ö÷renci alımı durduruldu
2007-2008 SML’ye beú yıl devam etmek üzere ö÷renci alınmaya baúlandı
SB, kendi tedavi kurumlarında hemúire gereksinimini karúılamak için ilk hemúirelik okulunu
1946 yılında açmıútır. Hemúirelik okulları liseye eúde÷er olduktan sonra, bu okullarda meslek
derslerine de yer verilmiútir. Hemúirelik meslek liselerinde 1996 yılına kadar 2300 saat
meslek, 2200 saat kültür dersleri verilirken; 2001 de düzenlenen yeni programda 4704 saat
meslek, 1728 saat lise dersleri verilmeye baúlanmıútır (Ülker, 2002).
24
Kurulan sa÷lık meslek liselerinin e÷itici gereksinimini karúılamak üzere 1961 yılında Sa÷lık
Bakanlı÷ı tarafından Gevher Nesibe Sa÷lık E÷itim Enstitüsü açılmıútır.
Sa÷lık meslek liseleri, uzun yıllar yatılı e÷itim vermiú ve mezunları zorunlu hizmet nedeniyle
de aynı sektörde kalmıútır. SB, yüksekokul mezunu hemúireler için kadro açmamıú, ancak
meslek lisesi mezunu olarak kurumda çalıúan ve sonradan yüksekokulu bitiren hemúireler bu
sektörde var olabilmiútir.
Belli dönemlerde, çok önemli bir görev üstlenerek ülkenin hemúire gereksinimini karúılayan
bu okullar, belli dönemlerde de dönemin siyasi tercihlerinden payını almıútır. Politik
kaygılarla, özellikle 1989-1991 yıllarında meslek lisesi sayısını 85’den 326’ya çıkaran,
ilçelerde hiçbir alt yapısı olmadan okullar açan (Özden, 1995) bir anlayıúı baúka úekilde
açıklamak mümkün de÷ildir. Bu kararları alırken, her zaman hemúire ihtiyacı gerekçe olarak
gösterilmiúse de, plansız okullaúma hızı hem kalitesiz bir e÷itim, hem de bu mezunları iúe
alamamakla sonuçlanmıútır. Lise mezunlarına meslek diploması verilmek üzere 1989 yılında
açılan 18 aylık e÷itim programları da Sa÷lık Bakanlı÷ı’nın hemúirelik ve hemúirelik e÷itimine
bakıúını gösteren di÷er bir uygulamadır.
Sa÷lık Bakanlı÷ı’nın 1992 yılında gerçekleútirdi÷i 1. Ulusal Sa÷lık Kongresinde belirlenen
hedefler do÷rultusunda “sa÷lık e÷itimini yeniden yapılandırma projesi” baúlatılmıú; ülkemizin
gereksindi÷i hemúire ve ebe e÷itiminin üniversitelerde yapılmasına karar verilmiútir. Bu
konuda 1995-2000 yıllarında yaúanan geliúmeler úöyledir: Yüksek Sa÷lık ùurası 185/1 sayılı
kararı (Mayıs 1995), Bakanlar Kurulu kararı (Kasım 1996) ve YÖK ile Sa÷lık Bakanlı÷ı
arasında yapılan protokolle (Kasım 1996), ulusal ve uluslararası kararlar temel alınarak,
Sa÷lık Bakanlı÷ı’na ba÷lı Sa÷lık Meslek Liseleri, lisans e÷itimine dönüútürülmek üzere
üniversitelere devredilmiútir. Yüksek Sa÷lık ùurası (Ekim 2000) ve Sa÷lık E÷itim ùurasında
(Kasım 2000) hemúire-ebe-sa÷lık memuru e÷itiminin yeniden SB tarafından verilmesi kararı
alınmıútır (SB, 1995; SB, 2000).
Sa÷lık Bakanlı÷ı’nın, 2001 yılında meslek liselerinin hemúirelik bölümüne yeniden ö÷renci
almaya baúlama gerekçesi, sa÷lık yüksekokullarına alınan ö÷renci sayısının ülkemizin
hemúire-ebe-sa÷lık memuru ihtiyacını karúılamayacak olmasıdır. Bakanlık yetkililerinin,
hemúirelik e÷itimini lise düzeyinde sürdürme gerekçelerinden birisi de, yüksekokul
mezunlarının kırsal bölgelere ve geliúmemiú illere gitmedikleri savıdır. Oysa bu konuda
yaúanabilecek sorun yüksek ö÷renimli di÷er kamu görevlilerinden farklı de÷ildir.
SB, 1996-1997 yılında üniversitelere devretti÷i; hemúire, sa÷lık memuru ve ebe e÷itimi
yapan Sa÷lık Yüksekokullarında verilen e÷itimin niteli÷ini eleútirmiú ve alınan ö÷renci
sayılarının gereksinilenin altında oldu÷unu ileri sürerek; 2001 yılında 25 sa÷lık meslek
lisesinin hemúirelik bölümüne 684 ö÷renci alarak lise düzeyinde e÷itimi yeniden baúlatmıútır
(SB, 2001). SB, üniversitelerde yapılan e÷itimi nitelik ve nicelik yönünden sorgulamıú ve
ebe/hemúire/sa÷lık memuru e÷itimini, sekiz yıllık temel e÷itim sonrası dört yıllık bir e÷itimle
25
kendisi yeniden vermeye baúlamıútır. Bu e÷itimin, Avrupa Birli÷ince belirlenen normlara
uygun oldu÷u ileri sürülmüútür. Sa÷lık Bakanlı÷ına ba÷lı sa÷lık meslek liseleri 2004 yılından
itibaren Milli E÷itim Bakanlı÷ı’na devredilmiú; 2005 yılında ö÷renci alımı durdurulmuú;
güncellenen Hemúirelik Yasasına konulan (3.05.2007) bir ek madde ile 2007-2008 ö÷retim
yılından itibaren beú yıl süreyle olmak üzere, SML’nin hemúirelik bölümlerine yeniden
ö÷renci alınmaya baúlanmıútır.
Bu dönemde, sa÷lık yüksekokullarındaki e÷itimin kalitesini eleútiren ve uyguladı÷ı “8+4”
modelinin, Avrupa Birli÷i normlarına uygun oldu÷unu ileri süren SB’nın yeterli e÷itim alt
yapısına sahip olmadı÷ı da bilinmektedir. Sa÷lık E÷itimi Genel Müdürlü÷ü tarafından
hazırlanan raporda da belirtildi÷i gibi, bu tarihte e÷itimlerini sürdürdükleri 326 sa÷lık meslek
lisesinde okuyan ö÷rencilerin % 50’si e÷itime elveriúsiz okullarda ö÷renim görmüútür
(Özden, 1995). Yeniden ö÷renci almaya baúlayan Milli E÷itim Bakanlı÷ının hemúirelik
bölümü eski hemúirelik ö÷renci kontenjanları 3.000 dolayında iken; 2007-2008 ö÷retim
yılında, 280 sa÷lık meslek lisesinin 200’üne 7.749 ö÷renci alınmıútır (MEB, 2007). Hiçbir
hazırlık yapılmadan ve ço÷unlu÷u uygulama alanlarının kısıtlı oldu÷u yerleúim yerlerinde
açılan bu okulların e÷itim kalitesinin de yetersiz olaca÷ı açıktır.
4.4.Hemúirelikte Yüksekö÷renim
Türkiye’de hemúirelikte yüksek ö÷renimin 50 yıllık bir geçmiúi vardır. E÷itim ve planlama
açısından mesleki gelece÷ini belirleme ve sa÷lık hizmetlerinin iyileútirilmesi konusunda
gerekli katkıyı sa÷lama olgunlu÷una eriúmiútir. Birçok Avrupa ülkesinden daha fazla birikime
sahip olan akademisyen hemúireler bu potansiyellerini kullanmakla yükümlüdürler.
Ülkemizde hemúirelikte yüksek ö÷renim, 1955 yılında Ege Üniversitesi Hemúirelik
Yüksekokulu ile baúlamıútır. Tablo 4.2’de görüldü÷ü gibi Hemúirelik Yüksekokullarının
sayısı 40 yılda ancak 10’a ulaúabilmiútir. Hemúirelikte yüksek ö÷renimin yaygınlaúmamasının
nedenlerinden birisi kuúkusuz ülkemizin en büyük sa÷lık sektörü olan Sa÷lık Bakanlı÷ı’nda
yaúanan hızlı okullaúma, yüksekokul mezunları için kadro açılmaması ve sa÷lık sektörünün
yüksek ö÷renimli hemúire talebindeki sınırlılıktır. Di÷er bir neden, yüksekokulların YÖK
yasasına dek Tıp Fakültelerine ba÷lı olmalarıdır. Hacettepe Üniversitesi HYO 1972’de,
di÷erleri 1982 yılında rektörlü÷e ba÷lı yüksekokul statüsünde kavuúmuútur. Bu döneme kadar,
bu okulların yöneticileri hekimler olmuú, hemúire akademisyenler di÷er disiplinlerden ve bir
anlamda üniversiteden izole bir yapı içinde var olmuúlardır. Rektörlüklere ba÷lanma,
yüksekokul müdürlerinin hemúire olması ve 1972 yılında baúlayan doktora programlarıyla
birlikte akademik kadroları geniúlemeye baúlamıútır. Sa÷lık insangücü politikaları yanı sıra,
hemúire e÷itici kadroları da sayısal olarak yüksekokulların sayısını arttıracak potansiyele
ulaúamamıútır. Sa÷lık yüksekokullarının açılmasından sonra hemúirelik ve hemúireli÷e
eúde÷er e÷itim yürüten sa÷lık memurlu÷u programları ile birlikte 2002 yılında 92’ye ulaúan
hemúirelik lisans programlarının sayısal da÷lımı úöyledir: Toplam 43 üniversitede 72 SYO
(66 hemúirelik, 16 sa÷lık memurlu÷u) ve 10 HYO (ÖSYM, 2002). Hemúirelik yasasındaki
de÷iúiklik (02.05.2007) nedeniyle sa÷lık memurlu÷u programları hemúirelik programına
dönüútürülmüútür. Yeni üniversitelerin açılmasıyla birlikte 2007-2008 akademik yılında
hemúirelik lisans programlarının da÷ılımı úöyle olmuútur: 78 üniversitede 68 sa÷lık
26
yüksekokulu, 11 hemúirelik yüksekokulu ve dört (4) sa÷lık bilimleri fakültesi vardır ve
toplam hemúirelik ö÷renci kontenjanı 5757’dir (ÖSYM, 2007).
Tablo 4.2. Hemúirelik Yüksekokulları ve Di÷er Yüksekokul Programları
Hemúirelik Yüksekokulları (HYO)
1955- Ege Üniversitesi HYO
1961-Hacettepe Üniversitesi HYO
1961- østanbul Üniversitesi Florence Nightingale HYO
1977- Atatürk Üniversitesi HYO
1982- Cumhuriyet Üniversitesi HYO
1985- GATA Hemúirelik Yüksekokulu
1993- Marmara Üniversitesi ve Baúkent Üniversitesi HYO
1994-Dokuz Eylül Üniversitesi HYO
1995-Gazi Üniversitesi HYO
Di÷er programlar
1985- Üniversitelere ba÷lı önlisans hemúirelik programları, 6 dönem (70 iúgünü)
1991- Açık Ö÷retim Fakültesi ön lisans programı (hemúirelik, sa÷lık memurlu÷u, ebelik,
sa÷lık teknisyenli÷i mezunlarına); 1999’da programa ö÷renci alımı durduruldu
1992- 53 SML’nin Sa÷lık Hizmetleri Meslek Yüksekokuluna dönüúümü
1996- Sa÷lık Yüksekokulları açıldı
1996- SHMYO hemúirelik önlisans programlarına ö÷renci alınması durduruldu
Kaynak: (Erefe, 1998; Kum, 1985; ÖSYM, 2002; Özden, 1995; ùentürk, 1977; Ülker, 2002; Veziro÷lu ve ark.,
1992).
Hemúirelik önlisans programları, YÖK’ün öngörüsü ile ara insangücü yetiútirmek üzere, altı
dönemi kapsayan bir program olarak Sa÷lık Hizmetleri Meslek Yüksekokullarının (SHMYO)
bir programı olarak açılmıútır. Sa÷lık Bakanlı÷ı ile yapılan bir protokolle 1992 yılında 53
sa÷lık meslek lisesi, SHMYO’na dönüútürülmek üzere üniversitelere devredilmiútir.
Hemúirelik önlisans programları, 1996 yılında hemúirelik e÷itiminin lisans düzeyinde
yapılması kararından sonra ö÷renci alımını durdurmuútur.
Açık ö÷retim hemúirelik önlisans programı, 1991-1992 ö÷retim yılında SB ve Anadolu
Üniversitesi iúbirli÷i ile baúlatılmıútır. Daha sonra yapılan bir yönetmelik de÷iúikli÷i ile
hemúirelik dıúı bölümlerden de ö÷renci kayıtları yapılmıútır (Erefe, 1998). Bu programdan bu
güne kadar 30.302'si hemúire, 12.169'u ebe ve 4.099'u tekniker olmak üzere toplam 46.570
personel mezun olmuútur (TBMM, 1999). Bu programların, hemúirelerin maaú ve
derecelerinde iyileúme sa÷lama, e÷itim gereksinimine yanıt verme gibi yararları olsa da
mesleki geliúimlerine katkısı bilinmemektedir. Hemúirelik Yasasında yapılan de÷iúiklikler
(3.5.2007) sonrasında, önlisans diploması olan hemúireler için, ça÷daú e÷itim teknolojileri ile
güçlendirilmiú uzaktan e÷itim destekli bir lisans tamamlama programı açılması konusu
hemúire e÷iticilerin gündemine gelmiú ve bir hazırlık komisyonu kurulmuútur.
Ülkemizde de÷iúik düzeylerde yürütülmekte olan hemúire e÷itiminin, yalnızca üniversitelerde
yapılabilece÷i konusunda alınan kararlar uyarınca SB ve YÖK Baúkanlı÷ı arasında
27
gerçekleútirilen protokolle 79 sa÷lık meslek lisesinin binaları bütün donanımı ile birlikte
YÖK’e devredilmiútir. 175. YSù kararı, bu e÷itimin SB tarafından yürütülmesini öngörmüú;
ancak dönemin Sa÷lık Bakanı’nın tercihi ile e÷itimin YÖK tarafından yapılmasına karar
verilmiútir (Özden, 1995). Hemúirelik liselerine ö÷renci alınmaya baúlanmıú olsa da, bugün
hemúire e÷itiminin büyük ölçüde üniversitelere dayalı olmasında bu tercih belirleyici
olmuútur.
SB’nın 2001-2002 ve 2007-2008 ö÷retim yıllarında, meslek liselerinin hemúirelik bölümlerine
ö÷renci alma kararı, hemúire e÷iticiler tarafından e÷itimde bir geriye dönüú olarak
de÷erlendirilmiútir. Hemúire e÷iticilerin konuya yaklaúımı, 2001 yılında YÖK ve üniversiteler
tarafından da desteklenmiútir. Ayrıca YÖK Baúkanlı÷ı, yüksekokulların profilini ortaya koyan
bir çalıúma yapmak üzere bir grup hemúire ö÷retim üyesini görevlendirmiútir. Üniversitelere
da÷ıtılan ve YÖK web sayfasında (http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/raporlar.htm) tam
metni bulunan “Türkiye’de hemúirelik: temel mesleki e÷itim ile insangücüne iliúkin sorunlar
ve çözüm önerileri” konulu bu çalıúmadan elde edilen en önemli sonuç e÷iticilerin nitel ve
nicel sorunlarıdır (Ülker ve ark, 2001). Araútırma verilerinin toplanmasından bu yana geçen
sürede, yüksekokullarda özellikle e÷itici sayısı konusunda iyileúmeler sa÷lanmakla birlikte,
devam eden sorunları da yansıtması açısından sonuç ve önerilerin bir bölümü özet olarak
aúa÷ıda sunulmuútur.
Sa÷lık Yüksekokulları (Toplam 72):
Yönetici ve e÷itici: Sa÷lık Yüksekokulu yöneticilerinin 17’si (%23.6) hemúiredir. Toplam 511
kadrolu hemúire e÷iticinin, e÷itim düzeylerine göre da÷ılımı úöyledir: ö÷retim üyesi 44
(%8.9), lisans mezunu 180 (%35.2), yüksek lisans e÷itimine devam eden ya da bitiren 216
(%42.3), doktora e÷itimine devam eden ya da bitiren 72 (%14.2). E÷iticilerinin tümü lisans
mezunu olan 12 yüksekokul vardır. Sa÷lık Yüksekokullarının 44’ünde (%61.1) hemúire
ö÷retim elemanı sayısı 8’in altındadır. Bir e÷iticiye 20’den fazla ö÷renci düúen SYO sayısı
54’dür (%75).
E÷iticilerin e÷itim olana÷ı: Aynı il ya da üniversitede hemúirelikte lisansüstü e÷itim olana÷ı
bulunan SYO sayısı 13’dür.
Toplam Ö÷renci sayısı: 15.428
Uygulama alanları: Aynı ilde üniversite hastanesi bulunan 33 SYO vardır.
Sa÷lık Yüksekokullarının e÷itim alt yapılarını de÷erlendirmek üzere e÷itici, uygulama
olanakları vb bazı ölçütlere göre yapılan de÷erlendirmede; belirlenen minimum standartları
karúılama açısından SYO’nın 24’ü iyi, 36’sı orta ve 12’si yetersiz olarak de÷erlendirilmiútir.
Hemúirelik Yüksekokulları (Toplam 10)
Yönetici-e÷itici: HYO’larının tümünde yöneticiler hemúiredir. Toplam 135 ö÷retim üyesinin
da÷ılımı úöyledir: 33 profesör., 43 doçent., 59 yardımcı doçent. Bir ö÷retim üyesine düúen
ö÷renci sayısı 8-27 arasında de÷iúmektedir.
Ö÷renci: Toplam ö÷renci sayısı: 3089 Son 10 yılda: lisans mezunu 5605; yüksek lisans
mezunu 461; doktora programı mezunu 126’dır.
Bu raporda Sa÷lık Yüksekokullarında e÷itimin iyileútirilmesi için sunulan öneriler úunlardır:
1.Birden fazla SYO bulunan üniversitelerde yüksekokulların merkez kampusta toplanması- bu
düzenleme mevcut kaynakların akılcı kullanımı yanı sıra e÷itici profilinde ve e÷itim
olanaklarında iyileúme sa÷layacaktır.
28
2.HYO’larının lisansüstü e÷itim potansiyellerinden yararlanılması.
3.HYO’larının lisansüstü kontenjanlarının arttırılıp, lisans kontenjanlarının azaltılması.
4.E÷iticilerin sayısal yetersizli÷i için kısa vadeli önlemler alınması.
5.E÷itici sayısı yetersiz olan sa÷lık yüksekokullarına ivedilikle kadro deste÷i sa÷lanması.
6.Lisansüstü e÷itimi olmayan e÷iticiler için yo÷unlaútırılmıú programlar, yaz okulları,
uzaktan e÷itimle desteklenmiú programlar hazırlanması.
7.Eúde÷er e÷itim yapan hemúirelik ve sa÷lık memurlu÷u bölümlerinin birleútirilmesi.
8.Hemúire ö÷retim üyesi bulunan yüksekokullarda yöneticilerinin meslek mensubu olması.
9.YÖK, SB ve DPT’nın yapaca÷ı ortak bir çalıúma ile ülkemizin sa÷lık insangücü
gereksiniminin saptanması ve ö÷renci kontenjanlarının verilere dayalı olarak planlanması.
10.Yüksekokul mezunu hemúirelerin SB sa÷lık kuruluúlarında, özellikle birinci basamak
hizmetlerde görev alabilmeleri için kadro düzenlemelerinin yapılması.
4.5. Hemúirelikte Lisansüstü E÷itim
Ülkemizde hemúirelikte lisansüstü e÷itim, 1968 yılında hemúirelikte bilim uzmanlı÷ı
programlarının açılması ile baúlamıútır. Ülkemizde ilk hemúirelikte doçentlik 1972 ve ilk
profesörlük 1978’de gerçekleúmiútir (Kum, 1985). Sa÷lık yüksekokullarının sayısındaki hızlı
artıú paralelinde hemúirelik yüksek lisans programları da son yıllarda artmıútır. Hemúirelik
bilim uzmanlı÷ı programlarının sayısı 30’a ulaúmıútır. Hemúirelikte bilim doktorası
programları 1972 yılında açılmıútır ve hemúirelik doktora programı sayısı (9) dokuzdur.
Hemúire ö÷retim üyesi sayısı 300’ün üzerindedir.
4.6. Türkiye’de Hemúirelik Lisans E÷itim Programlarını øyileútirme Çalıúmaları
Hemúirelik lisans e÷itiminin iyileútirilmesi için 1985 yılından itibaren pek çok çalıúma
yapılmıú ve son on yılda hemúirelik lisans programlarında önemli de÷iúiklikler
gerçekleútirilmiútir. Entegre e÷itim programı uygulamaya baúlayan yüksekokullar úunlardır:
Dokuz Eylül Üniversitesi, Baúkent, GATA, Cumhuriyet, Erciyes, Kocaeli ve Ege
Üniversitelerinin hemúirelik lisans programları.
Hemúirelik ulusal çekirdek e÷itim programı çalıúmaları (HUÇEP) 2002-2003: Çekirdek
program, farklı disiplinlerde yer alan konuları, tüm ö÷rencilerde ortak bir temel oluúturmak
üzere, belli baúlıklar altında bir araya getirmek ve bunu deneyimler ve toplumun beklentileri
ile ba÷daútırarak programa yerleútirmektir (Dicle, 2001). Çekirdek program (ÇP), bütün
ö÷rencilere temel e÷itimin sonunda kazandırılması gereken bilgi, beceri ve tutumları tanımlar;
güvenli bakım verecek mezunlar yetiútirmek ve müfredatlarda aúırı bilgi yükleme sorununu
çözmek için bir çerçeve oluúturur. Çekirdek program statik de÷ildir; yaúanan de÷iúimlere göre
güncelleútirilmesi gerekmektedir. Ülkemizdeki hemúirelik e÷itimi için bir standart
oluúturulmasını sa÷lamak amacıyla, HUÇEP komisyonu, Üniversitelerarası Kurul Tıp-Sa÷lık
Bilimleri E÷itim Konseyi tarafından 2002 yılında oluúturulmuútur. Hemúirelik Yüksekokulu
müdürlerinden oluúan bu komisyon ülkemizde hemúirelik e÷itim programlarında yer alması
gereken konuları, Avrupa Birli÷i normlarını da göz önüne alınarak belirlemiútir. Hemúirelik
ve Sa÷lık Yüksekokulları e÷iticilerinin görüúleri alınarak oluúturulan ÇP, 11 Nisan 2002
tarihinde yapılan konsey toplantısında kabul edilmiútir. Üniversitelerarası Kurul tarafından
onaylanan hemúirelik çekirdek müfredatı 20 Mart 2004 tarihinde tüm yüksekokullara
tanıtılmıútır.
29
4.7. Sonuç
Türkiye’de hemúirelik e÷itimi önündeki engeller yavaú da olsa aúılmaya devam etmektedir.
Hemúirelik e÷itim programlarında de÷iúim gereksinimi son yıllarda artmıú ve her düzey
e÷itimde iyileútirme çalıúmaları ivme kazanmıútır. Hemúirelik lisans programı sayısında
hazırlıksız ve hızlı artıú e÷iticileri e÷itim kalitesi konusunda kaygılandırmakla birlikte; bu
sorunlar, yapılan çalıúmalar, hemúirelik okullarının oluúturaca÷ı yeni a÷larla aúılabilir
niteliktedir. Yüksekokulların sayısında artıúı, kaliteli e÷itime dönüútürmek tüm e÷iticilerin
sorumlulu÷u olmalı; mezun sayılarındaki artıú da büyüme ve güçlenme fırsatı olarak
de÷erlendirilmelidir. Hemúirelik e÷itiminin tümüyle üniversitelere devredilmesiyle, farklı
e÷itim düzeylerindeki hemúirelerin aynı görev ve sorumluluklara sahip olması gibi benzeri
olmayan bir karmaúanın giderilmesinin ilk adımı ancak 2007 yılında atılabilmiútir. Hemúirelik
e÷itiminin lisans düzeyinde olması konusunda Hemúirelik Yasasında yapılan de÷iúikli÷in
ülkemizde hemúireli÷in geliúimini hızlandırabilmesi için uygun stratejilerin ivedilikle
geliútirilmesine ve hayata geçirilmesine gereksinim vardır.
30
5. HEMùøRELøK ALANINDA LøSANS EöøTøMø VEREN OKULLARIN 1997-2007
YILLARI ARASINDA 10 YILLIK DURUMU
Ümit SEVøö, Erciyes Üniversitesi Sa÷lık Yüksekokulu
Bu çalıúma, Yüksekö÷retim Kurulu tarafından Türkiye’de sa÷lık personelinin durumunu
ortaya koymak için baúlatmıú oldu÷u sa÷lık insan gücü çalıúması kapsamında yapılmıútır.
Bu çalıúmanın amaçları:
1. On yıllık süre içinde hemúirelikte lisans e÷itimi veren Sa÷lık Yüksekokullarının(SYO)
ve bu süre içinde Hemúirelik Yüksekokullarının (HYO) alt ve üst yapı yönünden
geldi÷i noktayı belirlemek,
2. Sa÷lık ve Hemúirelik Yüksekokullarının bazı özelliklerine göre 2001 yılı ile son 5
yılın bir kıyaslaması yapılarak gelinen noktayı ortaya koymak,
3. Ö÷retim elemanı durumunu ve ihtiyacını ortaya koymak,
4. Hemúire iú gücü ihtiyacını göz önünde bulundurarak ve yüksekokulların e÷itim
olanaklarına göre alabilece÷i ö÷renci sayılarını belirleyebilmek. (yüksekokulların
alması gereken örgenci sayısını tahmin etmek),
5. Ö÷retim elemanı durumuna göre mezuniyet sonrası e÷itim verebilecek yüksekokulları
belirlemektir.
5.1.Yöntem
Bu çalıúmada, lisans e÷itimi veren tüm yüksekokullar araútırma kapsamına alınmıútır (Sa÷lık
Yüksekokulu, Hemúirelik Yüksekokulu ve Sa÷lık E÷itim Fakültesi’nin hemúirelik bölümü).
Hemúirelikte lisans e÷itimi veren tüm yüksekokullara; 2001 yılında “Türkiye’de Hemúirelik”
çalıúması kapsamında yüksekokullardan toplanan veriler için hazırlanan anket formu
gönderilmiútir. Bu formun kullanılma nedeni hem yüksekokullar hakkında detaylı bilgi
toplamak, hem de yüksekokulların ilk beú yılı ile bir kıyaslama yapabilmektir. Ancak toplam
84 yüksekokuldan 13’ü doldurulması gereken ankete yanıt vermedi÷i için de÷erlendirmeye
71 yüksekokul alınmıútır (üç yüksekokulda sadece ebelik bölümü bulunmaktadır). Ebelik
bölümü ayrı de÷erlendirildi÷i için bu çalıúma içine alınmamıútır. Yüksekö÷retim Kurulu
sa÷lık memurlu÷u e÷itimi veren bölümleri hemúirelik e÷itimi ile birleútirdi÷i için burada
sa÷lık memurlu÷u bölümünün verileri ayrı belirtilmemiú hemúirelik bölümünün verileri içinde
yer almıútır. SYO’ları ve HYO’larında geliúimi gösterebilmek
için ayrı olarak
de÷erlendirilmiútir.
Hemúirelikte lisans e÷itimi veren yüksekokulların, 4’ü (%4.9) Sa÷lık Bilimleri Fakültesi
bünyesinde hemúirelik bölümü, 66’sı (%81.5) Devlet Üniversiteleri bünyesinde sa÷lık
yüksekokullarında hemúirelik bölümü, 4’ü (%4.9) vakıf üniversitelerinde, 7’si (%8.7) devlet
üniversitelerinde hemúirelik yüksekokulu adı altında e÷itim vermektedir.
2001 yılında bir HYO fakülte bünyesinde faaliyet gösterirken 2007 de üç HYO ve bir SYO
Sa÷lık Bilimleri Fakültesi bünyesine alınmıútır. Bu okullardan biri vakıf üniversitesi 3’ü
31
devlet üniversitesinde faaliyet göstermektedir. Vakıf üniversitelerinde e÷itim yapan
hemúirelik yüksekokulu sayısı 4’e yükselmiútir.
Yüksekokulların %11.8’i 1955-95 e÷itim ö÷retim yılında, %67.6’sı 1996-97 e÷itim ö÷retim
yılında, %20.6’sı 1998-2006 yılları arasında e÷itimlerine baúlamıútır. 2006 yılında e÷itime
baúlayan yüksekokul, Bilim Üniversitesi bünyesindeki HYO’dur.
5.2. Fizik ve E÷itim Olanakları
Yüksekokulların % 36.8’i üniversitelerin merkez kampuslarının bulundu÷u illerde kampus
içinde, 48.5’i aynı ilde merkez kampus dıúında, %8.8’i aynı ilin ilçesinde, %5.9’u merkez
kampus dıúında di÷er bir ilde ve tamamı kendi binasında e÷itim görmektedir. Yeni
üniversitelerin açılması ile daha önce merkez kampus dıúında baúka illerde bulunan okullar
kampusun bulundu÷u il içine yer alması ile bu sayı hızla düúecektir (örne÷in Giresun, Çorum,
Kırúehir, Nevúehir gibi). Ancak bu illerde tıp fakültesi ve üniversite hastanelerinin olmaması
nedeni ile e÷itim ve uygulama olanaklarının yeterli hızda geliúemeyece÷i unutulmamalıdır.
SYO ve HYO’ları için uygulama alanlarının yeterlili÷i incelendi÷inde SYO’larının %64.5’i
üniversite hastanelerinin, %42.9’u devlet hastanelerinin, %44.2’si sa÷lık grup
baúkanlıklarının, %48.1’i do÷um evlerinin uygulama için yeterli oldu÷unu belirtmiútir.
SYO’larından kısıtlı sayıda bir bölümü, sayılan tüm bu sa÷lık kurumlarından yeterince
yararlanamadı÷ını bildirmiútir. Kısmen yeterli ve yetersiz uygulama olana÷ı oldu÷unu belirten
SYO’larının merkez kampus dıúında ve küçük kentlerde olması da anlamlıdır. Olanakların
daha fazla oldu÷u büyük kentlerde faaliyet gösteren HYO’larının hemen tamamı sa÷lık
kurumlarının uygulama için yeterli oldu÷unu belirtmiúlerdir. Özellikle hemúirelik
yüksekokullarının tıp fakültesi ve üniversite hastanesinin bulundu÷u üniversitelerde açılmıú
olması e÷itim ve uygulama olanaklarını daha yeterli hale getirmiútir (Tablo 5.1)
Üniversite hastaneleri dıúında uygulamalar için bölgedeki tüm resmi ve özel sa÷lık
kurumlarının kullanılması memnuniyet vericidir.
Tablo 5.1. SYO’lar ve HYO’ları Uygulama Alanlarının Yeterlili÷i
Yeterlilik Durumu
Yeterli
Kısmen yeterli
Yetersiz
Üniv. Hst.
SYO
HYO
64.5
90.9
32.3
9.1
3.2
-
Devlet Hst.
SYO
HYO
42.9
88.9
37.5
11.1
19.6
-
Sa÷. Grp. Búk
SYO
HYO
44.2
100.0
34.6
21.2
-
Do÷umevi
SYO
HYO
48.1
75.0
44.1
25
7.4
-
SYO’larında 2000 yılı de÷erlendirmesine göre teorik derslik ve özellikle ö÷rencilerin mesleki
becerilerini geliútirebilecekleri uygulama odalarının yeterlili÷i yönünden olumlu bir geliúme
gözlenmektedir. Ancak halen SYO’larının %30.0’ında teorik derslik ve %36.7 sinde
mesleksel beceri laboratuarının kısmen yeterli olması, her iki dersli÷in (teorik %6.7, beceri
laboratuarı %18.8)
yetersiz olması yüksekokullarda fizik olanaklar geliútirilmeden
kontenjanların artırılmasına ba÷lanabilir. HYO’larının %54.5’i teorik derslik ve %36.4’ü
mesleksel beceri laboratuarını kısmen yeterli olarak bildirmesi de bu okullarda da
32
kontenjanların fizik olanaklardaki de÷iúimden daha hızlı bir úekilde artmasına ba÷lanabilir
(Tablo 5.2).
Tablo 5.2. SYO ve HYO Fizik Olanakları
Yeterlilik Durumu
Yeterli
Kısmen yeterli
Yetersiz
Teorik Derslik
SYO
HYO
63.3
45.5
30.0
54.5
6.7
0.0
Mesleksel Beceri Lab.
SYO
HYO
45.0
63.6
36.7
36.4
18.4
0.0
E÷itim Araçları: Yüksekokullarda bu gün ö÷retimde en yaygın kullanılan tepegöz,
projeksiyon makinesi gibi görsel-iúitsel e÷itim malzemelerinin yeterlili÷i araútırıldı÷ında
tepegöz olmayan okul bulunmamaktadır; projeksiyon olmayan okul %1.7’dir. Bilgiye eriúim
olanaklarına bakıldı÷ında hem ö÷retim elemanlarının (yetersiz %8.3) hem de ö÷rencilerin
(yetersiz %10.0) bilgisayar kullanım olanakları memnuniyet verici bir düzeydedir.
Bilgisayarların ço÷unlu÷u internete ba÷lıdır. Toplam bilgisayarların %86.0’sı, ö÷retim
elemanlarının bilgisayarlarının %73.7’si, ö÷renci bilgisayarlarının %91.2’si internete ba÷lıdır.
Bu olanaklar HYO’larında; tepegöz yetersiz okul yok, projeksiyon yetersiz okul %11.1’dir.
Yetersizliklerde en önemli etkenin ö÷renci kontentenjanlarının artıúı ve yetersiz bütçeden
kaynaklandı÷ı düúünülebilir.
SYO’larının
hemen
hemen
tamamında
okul
kütüphanesi
bulunmamaktadır.
Kütüphanesi/kitaplı÷ı bulunan yüksekokullar Türkçe ve yabancı kaynak kitap yönünden
yetersiz olduklarını belirtmiúlerdir. Üniversite kütüphanelerinin de hemúirelik alanında
Türkçe, yabancı kitap ve süreli yayınlar yönünden yetersiz oldu÷u ifade edilmiútir. Az sayıda
da olsa kütüphanesinde kitap ve süreli yayını olmayan okul bulunmaktadır. Elektronik
ortamda literatür tarama olana÷ı yeterli okul %50.92’dur. Bu sayı kısmen yeterli okullarla %
61.1’e çıkmaktadır. HYO’larının %81.8’i elektronik ortamda literatür tarama olana÷ına
sahiptir (Tablo 5.3, Tablo 5.4, Tablo 5.5).
Ö÷rencilerin uygulama becerilerini geliútirmek için kullanılması gereken maketler tüm
okullarda bulunmakla birlikte; sayılarının yeterli hale gelmesi kısıtlı mali olanaklarla uzun
zaman alaca÷ı söylenebilir. Ancak maketlerin çeúitlili÷i tüm okullarda yeterlili÷e dayalı
e÷itime önem verildi÷inin bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
Tablo 5.3. SYO’ları ve HYO’larında Tepegöz ve Projeksiyon Yeterlili÷i
Yeterlilik Durumu
Yeterli
Kısmen yeterli
Yetersiz
Yok
SYO
64.9
28.1
7.0
-
Tepegöz
HYO
66.7
33.3
-
Projeksiyon
SYO
HYO
40.4
55.6
33.3
33.3
24.6
11.1
1.7
-
33
Tablo 5.4. . SYO’ları ve HYO’larında Bilgisayar Yeterlili÷i
Yeterlilik Durumu
Yeterli
Kısmen yeterli
Yetersiz
Ö÷renci Bilgisayarı
SYO
HYO
35.1
66.7
40.4
33.3
24.6
-
Ö÷retim.Bilgisayarı
SYO
HYO
52.6
66.7
38.6
22.2
8.8
11.1
Toplam bilgisayar
SYO
HYO
40.4
66.7
50.9
22.2
8.8
11.1
Tablo 5.5. SYO’ları ve HYO’larında Kitap ve Süreli Yayın Yeterlili÷i
Türkçe kit.
Yeterlilik
Durumu
SYO
HYO
Yeterli
Kısmen yeterli
Yetersiz
yok
25.0
21.7
21.7
31.6
90.9
9.1
-
Yabancı kit.
SY
O
25.0
21.7
18.3
35.0
HYO
Türkçe
süre.der.
SYO
HYO
90.9
9.1
-
3.6
5.4
53.6
37.4
33.3
22.2
44.5
-
Yaban.sür.der
.
SYO HYO
5.3
14.0
50.9
29.8
36.4
36.4
27.32
-
Elek.lite. tar.
SYO
HYO
50.9
10.2
1.7
37.2
72.7
9.1
18.2
-
Temel tıp dersleri ile ilgili laboratuar olanakları 2000 yılına göre olumlu yönde bir de÷iúim
göstermemiútir. laboratuar olanakların azaldı÷ı hatta kısıtlandı÷ını söylemek yanlıú olmaz
(Tablo 5.6).
Tablo 5.6. SYO’ları ve HYO’larında Temel Tıp Laboratuar Olanakları
Yeterlilik Durumu
Yok
Yeterli
Kısm.yet.
Yetersiz
Anatomi
SYO
HYO
31.0
18.0
40.0
45.4
20.0
18.2
8.4
18.2
Fizyoloji
SYO
HYO
50.0
18.2
18.3
45.5
21.7
18.2
10.0
18.2
Biyokimya
SYO
HYO
46.7
36.4
20.0
36.4
23.3
18.2
10.0
9.1
Mikrobiyoloji
SYO
HYO
36.7
27.3
23.3
36.4
26.7
18.2
13.3
18.2
Ö÷renciler için sosyal olanaklar:
Ö÷rencilerin yemekhane, kantin, yurt, spor alanları gibi temel sosyal gereksinimlerinin on
yıllık süre içinde büyük ölçüde tamamlanması en azından bu gereksinimlerin kısmen yeterli
hale gelmiú olması beklenirdi. Ancak özellikle yüksekokulların %27.9’unda yurt olmadı÷ının
bildirmesi barıma konusunda halen ciddi bir sıkıntının oldu÷unu göstermektedir. Yemekhane
ve kantini yok ya da yetersiz olan okul sayısı (yemekhane %15.0, kantin %8.3 gibi) düúük bir
sayıda da olsa önemli bir ihtiyacın halen yeterince karúılanamadı÷ını göstermektedir.
Ö÷renciye yönelik sosyal tesisin bulunmadı÷ı okul sayısının fazla olması (%53.5) yeni
kurulan üniversitelerin bu ihtiyaçlara öncelik verememesinden (Yozgat, Çorum, Kırúehir gibi)
ya da fizik ve sosyal olanaklar göz önüne alınmadan ö÷renci kontenjanlarının artırılmasından
kaynaklandı÷ını söylemek yanlıú olmaz.
34
Okulların küçükte olsa bir bölümünde halen ö÷rencinin uygulamaya çıkmadan önce
üniformasını giyinebilece÷i bir giyinme odası bulunmamaktadır (SYO %35.0, HYO %36.4).
Bu olanakların hemúirelik yüksekokullarında daha iyi oldu÷u söylenebilir. Olanakların yeterli
oldu÷unu bildiren okul sayısında görülen bu azalma kontenjan artırımına ba÷lanabilir. (Tablo
5.6/A-B).
Tablo 5.6/A. Sa÷lık Yüksekokulları Ö÷renci Olanakları
Olanaklar
Giy.oda
Konf.s.
Yemek
Kant.
Yurt
Spor
Sos.t.
Yok
2000
20.8
32.8
8.3
11.1
12.5
12.5
37.5
2007
35.0
33.3
15.0
8.4
27.9
25.0
53.5
Yeterli
2000
2007
41.7
30.0
41.3
38.4
82.0
63.4
62.5
58.3
70.8
51.8
55.6
40.0
47.2
25.0
Kısmen Yeterli
2000
2007
29.2
30.0
19.9
20.0
9.7
18.3
23.6
30.0
13.5
16.8
22.2
23.3
9.7
11.7
Yetersiz
2000
2007
8.3
5.0
6.0
8.3
3.3
2.8
3.3
3.2
3.5
9.7
11.7
5.6
10.0
Tablo 5.6./B. Hemúirelik Yüksekokulları Ö÷renci Olanakları
Olanaklar
Giy.oda
Konf.s.
Yemek
Kant.
Yurt
Spor
Sosyal te.
Yok
2000
27.3
36.4
9.1
9.1
9.1
18.2
2007
36.4
22.3
36.4
18.2
36.4
45.5
27.3
Yeterli
2000
2007
45.4
36.4
36.3
63.6
90.9
63.6
72.7
63.6
72.7
45.5
63.6
36.4
54.5
36.4
Kısmen Yeterli
2000
2007
9.1
9.1
9.1
18.2
18.2
9.1
9.1
18.2
18.2
27.3
36.4
Yetersiz
2000
2007
18.2
18.2
18.2
9.1
9.1
9.1
9.1
9.1
-
E÷itimci için sosyal olanaklar:
E÷itici için çalıúma odası olmayan kurum yok. Ancak SYO’larının % 11.8 inde yetersiz
oldu÷u bildirmiútir. Az sayıda da olsa çalıúma odasının yetersizli÷i ö÷retim elemanının
verimli çalıúmasını olumsuz yönde etkileyecektir. Ö÷retim elemanın uygulamaya çıkarken
formasını giyebilece÷i ayrı bir giyinme odası ile konferans salonu yetersiz veya olmayan
yüksekokul sayısı sırası ile %38.4, %63.3’dür. Yüksekokulların %58.3’ünde lojman,
%55.5’inde sosyal tesis, %43.3’ünde spor alanı yoktur. Bu ve benzeri sosyal olanakların
bulunması ö÷retim elemanlarının öncelikle bölgeyi tercih etmesinde ve sonra da sürekli
kalması açısından önemli bir unsurdur.
Faaliyete baúlamasından bu güne kadar 10 yıllık bir süre geçmesine ra÷men sosyal
olanaklarda bir çok eksi÷in olması okulların yeni kurulan üniversiteler içinde yer almasından
kaynaklanmaktadır. Hemúirelik yüksekokulları bu yönden sa÷lık yüksekokullarına göre daha
avantajlıdır; 2000 yılı verileri ile kıyaslandı÷ında daha iyi durumdadır (Tablo 5.7/A-B).
35
Tablo 5.7/A. Sa÷lık Yüksekokulları Ö÷retim Elemanı Olanakları
Olanaklar
Giy. oda
Konf.sal.
Yemek
Kant.
Loj.
Spor
Sos.
Çalıú.oda.
Yok
2000
35.8
32.8
16.4
17.9
68.7
26.9
50.7
-
Yeterli
2000
2007
46.7
23.4
41.3
43.0
73.2
65.0
65.7
53.3
5.9
3.3
47.7
30.0
35.8
25.0
66.7
60.5
2007
60.0
36.7
26.7
30.0
58.3
43.3
55.5
-
Kısmen Yeterli
2000
2007
11.9
13.3
19.9
18.6
10.4
6.7
14.9
15.0
14.9
20.0
20.9
20.0
13.3
13.3
26.7
27.7
Yetersiz
2000
2007
5.6
3.3
6.0
1.7
1.6
1.5
1.7
10.5
18.3
4.5
6.7
3.0
6.7
13.9
11.8
Tablo 5.7/B. Hemúirelik Yüksekokulları Ö÷retim Elemanı Olanakları
Olanaklar
Giy.oda.
Konf.sal.
Yemek
Kan.
Joj.
Spor
Sos.
Çal.oda.
Yok
2000
36.4
36.4
27.3
18.2
81.8
36.4
18.2
0..0
2007
36.4
18.2
27.3
18.2
54.5
45.5
9.1
0.0
Yeterli
2000
2007
36.3
36.4
36.3
72.7
72.7
63.6
54.5
63.6
54.5
18.2
27.2
36.4
54.5
63.6
45.4
54.5
Kısmen Yeterli
2000
2007
9.1
18.2
9.1
9.1
0.0
9.1
18.2
18.2
18.2
27.3
18.2
18.2
18.2
27.3
27.3
14.3
Yetersiz
2000
2007
18.2
9.1
18.2
0.0
0.0
0.0
9.1
0.0
9.1
0.0
18.2
0.0
9.1
0.0
27.3
8.5
5.3. Yönetici Profili
SYO müdürlerinin %58.3’ü profesör, %10’u doçent,%25.0’i yardımcı doçent, %6.7’si
ö÷retim görevlisidir. Müdür unvanlarında 2000 yılına göre olumlu bir de÷iúim oldu÷u
gözlenmiútir. HYO müdürlerinin tamamı hemúire ve unvanı profesördür (Tablo 5.8).
SYO müdürlerinin meslekleri yönünden da÷ılımına bakıldı÷ında %40.4’ü hemúire, 26.3’ü
doktor, %33.5’i ise di÷er meslek gruplarındadır (biyolog, veteriner,orman mühendisi v.b.).
2000 ile kıyaslandı÷ında hemúire lehine olumlu bir geliúme oldu÷u söylenebilir. Ancak halen
farklı meslek gruplarından yönetici olması ö÷retim üyesi sayısında yetersizli÷in devam
etmesinden kaynaklanmaktadır. Di÷er meslekten yöneticilerin dıúında hemúire yöneticilerin
tamamı SYO’larının kadrosundadır.
Tablo 5.8. 2000-2007 Yılları Arası SYO’ları ve HYO’ları Müdür Unvanları
Yıllar
2000
2007
Prof..
SYO HYO
27.8
63.6
58.3 100.0
Doç.
SYO HYO
22.2
27.3
10.0
0.0
Unvanlar
Yrd.Doç.
SYO HYO
38.9
9.1
25.0
0.0
Ö÷t. Gör.
SYO HYO
9.7
0.0
6.7
0.0
Di÷er
SYO HYO
1.4
0.0
0.0
0.0
36
Yüksekokulların %93.0’ünde bir müdür yardımcısı bulunmaktadır. Müdür yardımcılarının
%75.9’u hemúiredir. Unvanlarına bakıldı÷ında, %46.6’sı ö÷retim görevlisi, %39.7’si yardımcı
doçent, %5.2’si doçent, %3.4’ü profesördür. økinci.’ bir müdür yardımcısı bulunan
yüksekokul sayısı %69.0 dur. Bu müdür yardımcılarının da %74.4 ü hemúiredir. økinci müdür
yardımcılarında da en fazla %60.5 ile ö÷retim görevlisi, %27.9 ile yardımcı doçent, %4.7
doçent ve %2.3 profesör bulunmaktadır. Bu sayılar tamamında hemúirelik bölümü bulunan
yüksekokullarda meslekten bir yöneticinin bulunması açısından olumlu bir de÷iúimdir.
Yardımcı yönetici profilinde 2000 verilerine göre meslek unvanı yönünden olumlu bir artıú
gözlenmektedir.
5.4. E÷itici Durumu
SYO kadrosunda oldu÷u belirtilen ö÷retim üyelerinin % 45.1’i hemúiredir. Bu sayı
HYO’larında % 87.6’dır. Bu durum SYO’larında birden fazla bölümün olması ve kısıtlı
kadroların di÷er bölümler arasında paylaúılmasının bir sonucudur. Nitekim benzer farkı
ö÷retim görevlilerinde de görmek mümkündür. SYO’larında toplam ö÷retim görevlisinin %
71.8’i hemúiredir. HYO’larda bu sayı % 93.5 e çıkmaktadır. 2000 verileri ile kıyaslandı÷ında
önemli bir geliúme oldu÷u görülür. SYO’larında görev yapan toplam hemúire e÷iticilerin
%11.7’si ö÷retim üyesidir. HYO’larda ise %18’i ö÷retim üyesidir. Ö÷retim üyelerinin
%60.7’si, ö÷retim elemanlarının ise %28’i HYO’lardadır.
Hemúire e÷iticilerin lisansüstü e÷itim durumları incelendi÷inde, araútırma görevlileri,
ö÷retim görevlisi ve okutmanlar zor ve kısıtlı olanaklarla bilim uzmanlı÷ını hemúirelik ya da
temel tıp bilimleri alanında yaptıkları anlaúılmaktadır. Doktora programını bitiren veya
doktora programına devam eden sayısı düúüktür (araútırma görevlisi %30.4, ö÷retim görevlisi
%14.2). Ö÷retim elemanlarından, araútırma görevlisinin %16.3’ü, ö÷retim görevlisinin
%27.3’ü lisans mezunudur. Doktoraya devam eden veya bitiren sayıları her iki grupta da
düúüktür. (doktoraya devam eden araútırma görevlisi %23.9, bitiren %6.5, ö÷retim görevlisi
doktoraya devam eden %7.8, bitiren %6.0 dır). HYO’larında, doktoraya devam eden
araútırma görevlisi %41.7, bitiren %6.8, ö÷retim görevlisi doktoraya devam eden %9.3,
bitiren %12.7 dir. Ö÷retim elemanı yetiútirmede ciddi bir problem oldu÷u görülmektedir.
Hemúirelik e÷itiminde uygulamalı e÷itim yapan ve ö÷renci ile birebir uygulamayı yürütmesi
beklenen ö÷retim elemanları baúına düúen ö÷renci sayısına bakıldı÷ı zaman, uygulamalı
e÷itimler için benimsenen 15 ö÷renciye bir ö÷retim elemanı standardının çok altındadır. Bir
ö÷retim elemanına 20 ö÷renci oranı ile hesaplandı÷ında; SYO’larında ö÷retim üyesi baúına
124.4, ö÷retim elemanı baúına ise 28.6 ö÷renci düúmektedir. Tüm ö÷retim elemanı baúına
ö÷renci sayısı ise 23.5 dir. HYO’larında bu oran istenen düzeye çok yakın oldu÷u
söylenebilir. Ö÷retim üyesi baúına 21.0, ö÷retim elemanı baúına 19.2 ö÷renci düúmektedir.
HYO’larında durum iyi gibi görünse de tüm okulların durumunu gösteren bu rakamlar
ö÷retim elemanının yetersizli÷ini gözler önüne sermektedir. Toplam ö÷retim elemanında
görülen bu açık ö÷retim üyesi ve doktoralı ö÷retim görevlisi açısından bakıldı÷ı zaman had
safhaya çıkmaktadır. (Ek Tablo I). Bu durumda acilen ö÷retim elemanı yetiútirmek için
37
çalıúmaların hızlandırılması gerekmektedir. Yüksekokulların ö÷retim elemanı sayısı ve
e÷itimi di÷er yüksekokullara göre daha iyi olan okulların ö÷retim elemanı yetiútirmek üzere
lisan üstü çalıúma baúlatmaları gerekmektedir.
Halen Ege, Dokuz Eylül, Marmara, Hacettepe, Atatürk Üniversiteleri, GATA Hemúirelik
Yüksekokulları, østanbul Üniversitesi Florence Nıgtingale HYO ve Erciyes Üniversitesi
Atatürk Sa÷lık Yüksekokulu ile kısıtlı alanda da olsa Cumhuriyet Üniversitesi Hemúirelik
Yüksekokulu doktora e÷itimlerine devam etmektedirler. Bu yüksekokulların yanı sıra ö÷retim
elemanı sayısı ve ö÷retim elemanının e÷itimi di÷er yüksekokullara göre daha iyi olan úu
yüksekokulların iúbirli÷i yaparak doktora programı açabilecekleri düúünülmüútür: Gazi
Üniversitesi HYO, Ankara Üniversitesi Sa÷lık Bilimleri Fakültesi Hemúirelik Bölümü,
østanbul Üniversitesi Bakırköy SYO, Baúkent Üniversitesi Sa÷lık Bilimleri Fakültesi
Hemúirelik Bölümü, Akdeniz Üniversitesi Antalya SYO, Mersin Üniversitesi SYO, Mu÷la ve
Fethiye SYO, Kocaeli ve Sakarya SYO. Bu okullarda halen yüksek lisans programı
yürütülmektedir.
Sonuç olarak, hemúirelikte lisans e÷itimi veren yüksekokullar merkez kampus içinde,
ço÷unlu÷u kendi binalarında e÷itim yapmaktadır. E÷itim alanlarının yeterlili÷i ilk beú yıla
göre olumlu geliúme göstermiútir. Ancak uygulama alanlarını, teorik derslik, beceri
laboratuarlarının yetersiz oldu÷unu belirten okullar bulunmaktadır. E÷itim araç gereçlerinde
olumlu geliúme gözlenmiútir. Literatüre ulaúım ilk beú yıla göre hem kolaylaúmıú hem de daha
fazla okul bu olana÷a kavuúmuútur. Hem ö÷retim elemanı hem de ö÷renci sayısında artıú
sosyal olanakları ö÷renci ve ö÷retim elemanı için kısıtlı ya da yetersiz hale getirmiútir.
Yüksekokullarda yöneticilerin, özellikle müdür yardımcıları ve bölüm baúkanlarının
meslekten olması ve ço÷unlu÷unun ö÷retim üyesi olması 10 yılın en önemli geliúmesidir.
E÷itici kadrosunda da hem ö÷retim üyesinde hem de ö÷retim görevlisi ve araútırma
görevlisinde ilk beú yıla göre çok olumlu geliúme gözlenmesine ra÷men halen istenen bir
ö÷retim elemanı baúına düúen ö÷renci sayısına ulaúılamamıútır.
2000 yılı verileri ile karúılaútırıldı÷ında geçen 7 yıllık sürede ö÷retim elemanında 2.1 kat artıú
olmuútur. Bu artıú ö÷rencide 1.3 kattır (Tablo 5.9). Ö÷renci sayısında bu oranda ki artıú bile
okullardaki e÷itim, fizik ve sosyal olanakları zorlamaktadır. Yedi yıllık dönem içinde ö÷retim
elemanında ö÷renciye göre yaklaúık bir kat fazla bir artıú görülmektedir ancak bu artıú
baúlangıçtaki açı÷ı kapatmaya yetmemiútir. Halen yüksekokullarda önemli bir ö÷retim
elemanı açı÷ı bulunmaktadır (bir ö÷retim elemanına 20 ö÷renci oranı ile yapılan hesaplamada
bu açık 207 dir). Bu açık ö÷retim üyesinde daha büyük boyutlardadır. Özellikle bazı okullarda
ö÷renci sayısı fazla olmasına ra÷men hemúire ö÷retim üyesi olmadı÷ı gibi yeterli elemanı
ö÷retim elemanı da yoktur (Ek TabloI). Ancak ö÷retim elemanlarının yetiútirilebilmesi ve bu
açı÷ın kapatılabilmesi için; yeterli ö÷retim üyesi bulunan yüksekokullar ile ö÷retim üyesi
güçlerini birleútirebilecek bölge üniversitelerinin mezuniyet sonrası e÷itimi, özellikle doktora
programlarını açmaları gerekmektedir. Hemúire gereksiniminin karúılanabilmesi için
38
kontenjanlar artırılırken ö÷retim elemanı gereksinimini de unutmadan paralel bir artırım
yapılmalıdır.
2013-2014 ö÷retim yılında okulların kontenjanı 7000’e çıkarsa mevcut ö÷renci sayısı yaklaúık
(kayıplarla birlikte) 26.000 olacaktır. Bir ö÷retim elemanına 20 ö÷renci üzerinden yapılacak
bir hesaplamada 2013-2014 ö÷retim yılında 1300 ö÷retim üyesi/ doktoralı ö÷retim görevlisine
gereksinim olacaktır. Bu gün 526 olan ö÷retim üyesi+doktoralı ö÷retim görevlisi arasında
yedi yıllık süre içinde sadece %3’lük bir kayıp olaca÷ı varsayılırsa yedi yıl içinde 790
ö÷retim üyesi/doktoralı ö÷retim görevlisine gereksinim olacaktır. Bu da her yıl için 113
doktoralı eleman yetiútirilmesi anlamına gelmektedir (Tablo 5.10). “Ebe ønsan Gücü”
çalıúmasında ebe personelde ihtiyaç fazlası oldu÷u belirlenmiútir. Bu durumda özellikle ebelik
kriterlerini karúılayamayan okullarda ebelik bölümleri kapatılarak yerine hemúirelik
bölümlerine ö÷renci alımı yapılabilir.
Tablo 5.9. 2000-2013 Yıllarında SYO’ları VE HYO’ları Ö÷renci ve Ö÷retim Elemanı
Artıúı
Yıllar/ö÷renciö÷rt.elemanı
2000
2007
7 yıllık artıú
Ö÷retim üyesi
Ö÷retim elemanı
Ö÷retim.üye+ö÷ret.elem
Ö÷renci
44
318
7.2
468
755
1.6
512
1073
2.1
15354
19596
1.3
Tablo 5.10. 2007-2015 Yıllarında SYO’ları Ve HYO’ları Ö÷renci ve Ö÷retim
Üyesi/Dr.Ö÷retim Görevlisi Tahmini
Yıllar
2007-2008
2008-2009
2009-2010
2010-2011
2011-2012
2012-2013
2013-2014
2014-2015
SYO/HYO
5757
5757
6000
6000
6500
6500
7000
7000
Ö÷ret üye/Dr. ö÷t.gör.(%3 kayıp)
510
623
736
849
962
1075
1188
1301
39
EK Tablo 5.1. Hemúirelikte Lisans E÷itimi Veren Yüksekokullarda Ö÷retim Elemanı
Durumu ve Ö÷retim Elemanı Baúına Düúen Ö÷renci(1/20 oranı ile) Sayılarının Da÷ılımı
Dr. ö÷retm
.görev.
y.lisanslı
ö÷retim
elemanı
Lisanslı
ö÷retim
elemanı
1.2.3.4.
sınıf
ö÷renci
sayısı
Ö÷retm.üy
e/örenci
Ögretim
elemanı/
ö÷renci
Ö÷ret.ele./ö
÷renci
1.Abant Bolu
2.Adıyaman
3.Aydın
4.Afyon
5.A÷rı
6.Ahi Evran
7.Antalya
8.Aksaray
9.Ankara Cebeci
10.Amasya
11.Artvin
12.Atatürk
13.Erzurum
14.Balikesir
15.Bandırma
16.Baúkent
17.Bitlis
18.Bozok
19.Manisa
20.Sivas HYO
21.Sivas SYO
22.Çanakkale
23.Çankırı
24.Çukurova Adana
25.Diyarbakı
26.Dokuz Eylül HYO
27.Kütahya
28.Düzce
29.Ege HYO
30.Ege SYO
31.Ödemiú
32.Erciyes
33.Erzincan
34.Eskiúehir
35.Fırat
36.Gazi HYO
37.Gaziantep
38.Tokat
39.Giresun
40Hacettepe
41.Haliç
42.Harran
43.Hitit
44.ønönü
45.Bakırköy
46.Florence
47.Bilim
48.Kafkas
49.K.Maraú
50.Trabzon
51.Karaman
52.Kastamonu
53.Kocaeli
Ö÷rt.üye.
Yüksekokul Adı
1
1
7
1
5
7
1
19
4
5
9
13
2***
1
2
18
1
30
12
1
6
3
10
3
1
17
2
2
3
8
35
3
2
3
3
3
2
5
5
7
1
7
3
1
1
4***
1
6
12
39
8
1
13
4
2
7
2
1
7
1
2
2
8
10
1
-
6
1
2
6
1
1
1
2
12
3
5
1
2
3
9***
8
3
7
4
13
6
8
8
3
13
1
1
8
11
6
8
10
2
5
6
4
4
6
11
1
11
4
10
1
4
1
1
7
1
15+8Akseki
3
3
6
1
3
3
1
1
13
2
2
5
5
1
3
1
5
2
4
4
2
2
1
1
7
1
5
1
-
135
163
188
257
123
242
394
201
245
170
150
324
259
176
136
141
160
171
276
343
Ebe**
144
230
234
173
300
338
136
655
87
177
165
211
308
405
272
297
174
180
409
246
163
167
356
262
504
10
672
131
340
182
221
176
13.5
32.6
62.7
19.8
17.6
121
14.1
50.3
40.8
34.0
25.0
24.9
25.9
22.0
27.2
20.1
53.0
24.4
171
24.5
14.4
38.3
18
19.2
12
35.3
15.1
13.9
7.9*
10.4
11.8
42.2
38.5
33.8
20.9
29.7
15.8
25.7
34.1
27.3
20.4
27.8
44.5
18.7
21.9
5
672
16.4
28.3
36.4
44.2
17.6
12.3
27.2
18.8
19.8
17.6
80.7
11.9
50.3
18.9
28.3
25
10.1
18.5
22
27.2
11.8
53
24.4
27.6
12.7
-13.1
38.3
15.6
19.2
7.0
35.3
13.6
8.5
3.8*
9.8
8.3
42.2
23.7
33.8
11.8
22.8
14.5
25.7
14.1
22.4
16.3
27.8
32.4
11.9
8.7
2
224
16.4
22.7
36.4
44.2
13.5
135
163
29.9
242
78.8
35
170
17.1
64.8
28.2
30.7
26.4
144
117
16.7
136
21.8
7.25*
177
27.5
102.7
27.2
99
174
24.1
123
81.5
118.7
32.8
14.4
3.3
336
113
58.7
40
54.Kilis
55.Mardin
56.Koç HYO
57.Marmara
58.Burdur
59.Mersin
60.Mu÷la
61.Fethiye
62.Hatay
63.Muú
64.Tekirda÷
65.Kırklareli
66.Nevúehir
67.Ni÷de
68.Samsun
69.Ordu
70.Pamukkale
71.Sakarya
72.Konya
73.Akúehir
74.Siirt
75.Sinop
76.Isparta
77.Edirne
78.Ufuk HYO
79.Uluda÷
80.Uúak
81.Van
82.Zongulda
83.Gülhane
84.Zeynep-Kamil
Toplam
Bilgi yok
8
21
9
2
5
1
2
1
2
4
2
Bilgi yok
1
3
3
1
4
9
9***
318
-
7
-
3
8
1
2
1
3
1
4
1
-
5
7
7
3
2
6
2
4
4
9
7
1
11
2
14
3
8
2
9
1
6
1
6
2
2
4
1
3
1
-
3
1
3
3
4
8
5***
208
1
3
3
4
4
4
3
1***
364
3
9
2
6
1
3
2***
183
188
161
99
265
483
226
344
182
131
149
170
276
162
170
221
189
291
232
283
122
403
150
185
182
90
435
250
249
343
386
Ebe**
19596
12.4
12.6
25.1
172
36.4
162
110.5
189
145.5
58
141.5
150
60.7
30
250
62.3
42.9
26.9
12.4
11.1
69
45.2
43
20.2
16.4
24.8
28.3
30.7
20.3
34
15.8
47.25
16.2
33.2
31.5
61
37.5
12.3
30.3
30
33.5
50
35.6
85.8
35.1
61.6
25.9
26.9
6.2
5.9
69
16.1
34.4
13
16.4
24.8
28.3
30.7
18
34
13.8
37.8
14.6
21.1
25.7
61
30
12.3
20.2
15
33.5
41.7
22.6
85.8
19.3
-17.8
* hemúirelik programına ö÷renci almıyor. Ebelik programı devam ediyor.
** ebelik programı var.
***ebelik programının ö÷retim elemanları toplama alınmamıútır.
41
6.HEMùøRE ARZ VE GEREKSøNøM PROJEKSøYONU (2007-2013)
6.1.Yöntem
A.Verilerin toplanması: Projeksiyon çalıúması için gereken veriler çeúitli kaynaklardan elde
edilmiútir:
Veri Kaynakları:
a. TÜøK, DPT, MEB, YÖK, ÖSYM, SB verileri. Sa÷lık Bakanlı÷ı verileri, SB’nın Personel
Da÷ılım Cetveli da÷ılım ilkelerine göre hazırladı÷ı (SB 2006c) listelerden Nisan 2007
tarihinde özel görüúme ile (2007b) elde edilmiútir.
b. Bu tahmin çalıúması için gerçekleútirilen HYO-SYO durum de÷erlendirme araútırması.
c. Konu ile ilgili di÷er araútırmalar.
d.Konu ile ilgili toplantılar ve görüúmeler: yataklı tedavi kuruluúları hemúire yöneticileri,
yüksekokul yöneticileri.
B.Arz tahmini: 2007-2013
Hemúire arzının, yeni mezun hemúirelerle ilgili bölümü, yüksek ö÷renime alınan ö÷renci
sayısı ile beú yıl süreyle Milli E÷itim Bakanlı÷ı sa÷lık meslek liselerine alınacak ö÷renci
sayılarına göre hesaplanmıútır. Yüksekokullardaki kayıp sayısı yapılan bir pilot çalıúma ile
%8 olarak belirlenmiú ve her yıl için kayıtlanan ö÷rencilerin mezun sayılarının hesabı bu
oranda bir azaltma ile hesaplanmıútır. Meslek liselerinde ayrılma oranlarına iliúkin bir veri
olmadı÷ı için kayıt yaptıran ö÷renci kadar mezun verilece÷i varsayılmıútır.
Yüksekokullarda yıllara göre ö÷renci sayısını arttırma ölçütü olarak e÷itici/ö÷renci oranı
kullanılmıútır. Bu oran için geliúmiú ülkelerde kabul gören oran 10-15 ö÷renciye bir e÷itici
úeklindedir. Ancak ülkemiz için bu oranın mümkün olamayaca÷ı düúünülerek 20/1 oranının
esas alındı÷ı bir yükseltme önerilmesi benimsenmiútir.
Hemúire sayıları, Sa÷lık Bakanlı÷ı 2007 Nisan verileri ile Haziran 2007’de açılan 9234
hemúire kadrosu verilerine göre hesaplanmıútır (2007a). øúsiz hemúirelerin sayısına
ulaúılamadı÷ı için hemúire arz verileri aktif olarak çalıúan hemúirelere göre yapılmıútır.
C.øhtiyaç tahmini: 2007-2013
a.Nüfusa dayalı tahmin: Halen aktif olarak çalıúan hemúire sayısına göre ülkemizde on bin
nüfusa düúen hemúire sayısı 12.2’dir. Bu oran AB ülkelerinde 60 dolayındadır. Hekim sayısı
ve sa÷lık göstergeleri açısından ülkemize benzerlik gösteren Meksika’da bu sayı 24’dür. Bu
çalıúmada her iki orana göre hemúire ihtiyacı tahmini yapılmıútır (Mollahalilo÷lu, 2007).
b.Hekim sayısına dayalı tahmin: Dünyada kabul gören oran 2 hekime bir hemúire úeklindedir.
Bu çalıúmada hekim sayısına dayalı hesaplamada bu oran kullanılmıútır.
c.Kadro standartlarına göre tahmin: Bu yaklaúımda, Sa÷lık Bakanlı÷ı’nın Personel Da÷ılım
Cetveli ilkeleri esas alınarak, yine Bakanlık tarafından belirlenen standart kadro hesaplamaları
kullanılmıútır. Hemúire norm kadrolarına göre yapılan hesaplamada DPT’nin 2013 yılı için
belirledi÷i yatak sayısındaki artıú da göz önüne alınmıútır (DPT, 2006).
42
Bu çalıúmada iú yeri hemúireli÷i, okul hemúireli÷i ve sosyal hizmet kurumlarındaki
hemúirelerin sayılarına ulaúılamadı÷ı için tahmin çalıúmalarında bu gruplara yer
verilmemiútir.
D.Arz ve ihtiyacın kıyaslanması: Yukarıda belirtilen hemúire arz ve ihtiyaç verileri 2007-2013
yılları için karúılaútırmalı olarak sunulmuútur.
6. 2. Bulgular
6.2.1. Konu øle ølgili Toplantı ve Görüúme Sonuçları
Bu bölümde, Ankara ølindeki kamu ve özel hastanelerin hemúire yöneticileri; hemúirelik ve
sa÷lık yüksekokulları yöneticilerinin çeúitli toplantılarında yapılan de÷erlendirmeler
do÷rultusunda elde edilen sonuçlar özetlenmiútir.
Yönetici hemúirelerin görüú birli÷inde oldu÷u önemli sorunlar úunlardır:
x Mezunların sayı ve nitelik olarak yetersizli÷i;
x Erken emeklilik,
x Hemúirelik dıúı alanlara kayma,
x Çalıúma koúulları ve ücret düúüklü÷ü nedeniyle yatak baúı hemúireli÷ine isteksizlik,
x Hemúirelerin hemúirelik dıúı alanlarda görevlendirilmeleri,
x østihdam sorunları (kamu kadrolarının açılmaması),
x Özel hastane ve üniversite hastanelerinde yüksek ayrılma hızları.
Yüksekokul yöneticilerinin e÷itim kalitesi ve ö÷renci kontenjanları konusunda görüúleri:
x Düzenleme yapılan Hemúirelik Yasasında ve hazırlıkları yapılan yönetmeliklerde,
hemúire ve hemúirelik görevlerine ça÷daú tanımlamalar getirilmekle birlikte; gerek
yüksekokullarda gerekse meslek liselerinde e÷itici sayı ve nitelikleri ile di÷er alt yapı
özellikleri kaliteli mezunlar yetiútirmeye elveriúli de÷ildir.
x E÷itim alt yapısında yeterli iyileútirmeler yapılmadan ö÷renci kontenjanları
arttırılmamalıdır.
x Lisansüstü e÷itim programlarına alınan ö÷renci sayıları arttırılmalıdır.
x Yasada, lisansüstü e÷itim alan hemúirelere uzman unvanı verilmesi de karara
ba÷lanmakla birlikte yakın bir gelecek için uzman hemúirelerin sayısı sınırlı olacaktır.
6.2.2. Arz Projeksiyonu
Bu bölümde mevcut hemúire ve yeni mezun sayılarına göre 2007-2013 dönemi için hemúire
arz tahmini yapılmıútır.
Hesaplamada kullanılan varsayımlar úunlardır:
x Yüksekokulların yıllık ö÷renci kontenjanlarından mezun oluncaya kadar %8 kayıp
olaca÷ı,
x Meslek liselerine beú yıl süreyle ö÷renci alınaca÷ı ve ö÷renci kontenjanlarının sabit
kalaca÷ı, bu grup ö÷rencilerden kayıpların olmayaca÷ı,
43
x
x
Yüksekokulların ö÷retim elemanı sayılarında iyileútirme yapılmak üzere 2009-2010
ö÷retim yılından itibaren ikiúer yıllık dönemlerde her yıl ö÷renci kontenjanında 500
artıú ile 2013-2014 ö÷retim yılında 7000 kontenjana ulaúılaca÷ı,
Yıllık hemúire kayıp oranının %3 olaca÷ı.
Tablo 6.1. HYO-SYO Mevcut (2003-2008) ve Önerilen (2008-2013) Kontenjanları ve %8
Kayıp Oranına Göre Beklenen Mezun Sayıları
Yıllar
2003-2004
2004-2005
2005-2006
2006-2007
2007-2008
2008-2009
2009-2010
2010-2011
2011-2012
2012-2013
2013-2014
HYO/SYO Kontenjan
4683*
4789*
4764*
5212*
5757*
5757
6000
6000
6500
6500
7000
%8 Kayıp
---------------------------417
461
461
480
480
520
520
560
Mezun Sayısı
---------------------------4309
4406
4383
4795
5296
5296
5520
5520
*Kaynak: ÖSYM (2001-2007)
Hemúirelik ve Sa÷lık Yüksekokulları mezun sayılarının hesaplanmasında ÖSYM ö÷renci
kontenjanı verileri kullanılmıútır. 2006-2007 mezunları, 2003-2004 ö÷retim yılında kayıtlanan
ö÷renciler oldu÷u için, Tablo 6.1’de kontenjan ve mezun verileri 2003-2004 yılından itibaren
verilmiútir. Kayıt olan ö÷rencilerden ayrılma oranı Ülker ve arkadaúlarının (2001)
çalıúmasında %8.59 olarak saptanmıútır. Ayrıca, bu oranda bir de÷iúiklik olup olmadı÷ını test
etmek için yapılan pilot bir çalıúmada da ö÷renci ayrılma oranı %8 olarak bulunmuútur. Bu
çalıúmada da her yıl kayıt olan ö÷rencilerden mezun oluncaya kadar %8 kayıp olaca÷ı
varsayımı ile yapılan hesaplama sonucunda yıllara göre yüksekokullardan beklenen mezun
sayıları Tablo 6.1’de gösterilmiútir.
Tablo 6.2. Hemúirelik ve Sa÷lık Yüksekokulları ile Sa÷lık Meslek Lisesi Toplam Mezun
Sayıları
Mezuniyet yılı
2006-2007
2007-2008
2008-2009
2009-2010
2010-2011
2011-2012
2012-2013
2013-2014
2014-2015
2015-2016
2016-2017
2017-2018
HYO/SYO Mezun
4309
4406
4383
4795
5296
5296
5520
5520
5980
5980
6440
6440
SML Mezun*
1992
2888
--------7749
7749
7749
7749
7749
-------------
Toplam Mezun
6301
7294
4383
4795
13045
13045
13269
13269
13729
5980
6440
6440
*Kaynak: MEB, 2007
44
Sa÷lık Meslek Liselerine son iki yıldır ö÷renci alınmamıú olması nedeniyle 2008-2009 ve
2009-2010 ö÷retim yılında liseler mezun vermeyecektir. Bu yıl yeniden açılan ve beú yıl
süreyle ö÷renci alacak ö÷rencilerin bu yıl için kontenjanları 7.749’dur ve bu sayının sabit
kalaca÷ı varsayılmıútır. Yüksekokullardaki, kayıplar göz önüne alınarak hesaplanan yıllık
mezun sayıları ile meslek liselerinin kayıp olmadan verece÷i varsayılan mezun sayıları
toplanarak toplam mezun sayıları elde edilmiútir (Tablo 6.2)
Tablo 6.3. Yeni Mezun ve Mevcut Hemúire Sayılarına Göre Hemúire Arz Tahminleri
(2007-2013)
Yıllar
Yeni mezun (1)
Hemúire – %3 kayıp (2)
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
Toplam
6301
7294
4383
4795
13045
13045
13269
62132
93.340 (yıl sonu mevcut hemúire)
99.641-2.989=96.652
103.946-3.118=100.828
105.211-3.156=102.055
106.850-3205=103.645
116.690-3500=113.190
126.235-3787=122.448
Yıllık arz
1+2
99.641
103.946
105.211
106.850
116.690
126.235
135.717
Hemúire arzının hesaplanmasında, baúlangıç yılı olan 2007 yılı hemúire sayısı úu verilerle
hesaplanmıútır: Sa÷lık Bakanlı÷ı, üniversiteler ve özel hastanelerde aktif olarak çalıúan 81.106
hemúire (Mart 2007); Haziran 2007’de Sa÷lık Bakanlı÷ı tarafından iúe alınan 9234 hemúire;
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli E÷itim Bakanlı÷ında çalıúan yaklaúık 3.000 hemúire olmak
üzere toplam 93.340. Ülkemizde iúsiz hemúire oldu÷u söylenmesine karúın, bu konuda veri
olmaması ve mezunlarımızdan topladı÷ımız verilerde iúsizlik sorununun saptanmaması
nedeniyle hesaplamalarda iúsiz hemúireler hesaba katılmamıútır. Ayrıca sosyal hizmetler ve
iúyeri hemúirelerinin sayılarına ulaúılamadı÷ı için bu gruplar da hemúire arz verilerinde yer
almamaktadır. Hemúireli÷e eúde÷er sa÷lık memurlu÷undan mezun olanların ne kadarının
hemúire olarak istihdam edildi÷i bilinmemesi ancak gözlemlerimize göre az sayıda olmaları
nedeniyle mevcut hemúire sayısına sa÷lık memurları dahil edilmemiútir.
Her yıl mevcut hemúire sayısından %3 kayıp çıkarılarak, bu sayıya yeni mezun sayısının
eklenmesi ile 2007-2013 yılları için yapılan hemúire arz tahminleri Tablo 6.3’de
gösterilmiútir. Taranto ve Özcan’ın (1995) çalıúmasında hemúirelerde yıllık kayıp oranı %9
olarak tahmin edilmiútir. Bu konuda güncel ve güvenilir bir veriye ulaúılamaması nedeniyle;
bu çalıúma için bazı kurumlardan yıllık ayrılma oranları konusunda alınan verilere dayalı
olarak %3’lük bir kayıp olaca÷ı varsayılmıútır. Sonuç olarak, 2007-2013 döneminde, ö÷renci
kontenjanlarından kayıp oranı %8, hemúirelerden kayıp oranı %3 oldu÷u takdirde 2013
yılında hemúire arzının 135.717 olaca÷ı tahmin edilmiútir (Tablo 6.3).
45
6.2.3.øhtiyaç Projeksiyonu (2007-2013)
6.2.3.1. Nüfusa Göre Tahmin
Nüfusa göre hemúire tahmini eski bir yöntem olmakla beraber, di÷er yöntemlerin kullanılması
için gereken verilerin bulunmadı÷ı durumlarda kullanılabilen kolay bir yöntemdir. Ayrıca
ülkemizde sa÷lık sektöründe yeniden yapılanma sürecinin baúında olunması nedeniyle,
gelecek yedi yıl için sa÷lık hizmetlerindeki geliúmeleri ve buna dayalı hemúire ihtiyacını
tahmin etmek bugünkü bilgilerimizle mümkün olmamıútır. Sa÷lık hizmetlerinin yeniden
yapılandırıldı÷ı bu geçiú döneminde, uluslararası karúılaútırmalarda kullanılan on bin nüfusa
düúen çalıúan hemúire sayısının ihtiyaç projeksiyonunda kullanılmasının uygun bir yöntem
olaca÷ı düúünülmüútür. Nüfusa göre tahmin, mevcut durum ve olması hedeflenen orana göre
yapılmıútır. Nüfusa göre tahmin, TÜøK nüfus projeksiyonu esas alınarak, mevcut oranın (on
bin nüfusa 12.2 hemúire) devamı ve bu oranın arttırılması (on bin nüfusa 24 hemúire)
senaryolarına göre yapılmıútır.
Üyesi olmak üzere çalıúmaların yürütüldü÷ü AB ülkelerinde on bin nüfusa düúen hemúire
sayıları úöyledir: DSÖ-Avrupa: 67.9; AB: 70.0; Avrupa B+C ülkeleri: 64.1. Ülkemizde ise
2007 itibariyle on bin nüfusa düúen hemúire sayısı 12.2’dir (Mollahalilo÷lu, 2007). Görüldü÷ü
gibi nüfusa dayalı bir yaklaúımla ülkemizde hemúire sayısı AB ülkelerinin beú kat altındadır.
øhtiyaç tahmininin, Avrupa bölge ortalaması (ya da do÷u Avrupa) düzeyine göre yapılması
gerçekçi olmayaca÷ı için; mevcut durumun iki katına (Meksika gibi) göre; yani on bin nüfusa
24 hemúire olarak tahmin yapılmıútır. Her iki oran için nüfusa göre hemúire ihtiyacı
projeksiyon verileri Tablo 6.4’de gösterilmiútir. Nüfus hemúire oranının mevcut durumu
koruması halinde 2013 yılı için hemúire ihtiyacı 96.328; on bin nüfusa 24 hemúire olması
durumunda ihtiyaç 189.496’dır.
Tablo 6.4. Nüfusa Göre Hemúire øhtiyacı
Yıllar
Nüfus*
(mil)
73.875
2007
74.766
2008
75.643
2009
76.505
2010
77.340
2011
78.156
2012
78.957
2013
*Kaynak: TÜøK
Mevcut orana göre
hemúire ihtiyacıon bin nüfusa 12.2
90.127
91.215
92.284
93.336
94.355
95.350
96.328
On bin nüfusa 24 oranına
göre hemúire ihtiyacı
177.300
179.438
181.543
183.612
185.616
187.574
189.496
6.2.3.2. Hekim Sayısına Göre Tahmin
Ülkemizde toplam hekim sayısı Sa÷lık Bakanlı÷ı raporlarında (2007) 98.669; Tıp ve Sa÷lık
E÷itim Konseyi Hekim ønsangücü Çalıúma gruplarında 134.000 olarak bildirilmiútir. Bu iki
veriye göre bir hekime 2 hemúire olarak hesaplandı÷ında; hemúire ihtiyacı 2007 yılı için
197.338- 268.000; 2013 için tıp fakültelerine alınan ö÷renci sayılarına göre 252.538-332.000
arasında de÷iúmektedir. Dokuzuncu kalkınma planında hekim sayısı 2006 için 103.150; 2013
46
hedefi 120.000 olarak belirtilmiútir (DPT 2006). DPT hekim hedefine göre 2013 yılı için
hemúire ihtiyacı 240.000’dir.
6.2.3.3. Standart Kadro Ve Yatak Sayılarına Göre Tahmin
Bu bölümde yapılan hesaplamalarla ilgili veriler úunlardır:
Yatak sayısı (DPT): 2006- 197.170; 2013- 236.600
SB yatak sayısı (2006): 192.685
Toplam hemúire (2007): 93.340
Sa÷lık Bakanlı÷ı- Nisan 2007 hemúire standart kadro verileri (2007b): Standart: 177.066;
Mevcut: 62.259.
Standart dahilinde mevcuda göre ihtiyaç: 114.807
Doluluk oranı: %35
Bu verilere göre tahmin:
DPT verilerine göre 2013 yılına kadar yatak sayısında artıú ~ %20’dir. SB, (PDC göre) 2007
hemúire kadro standardı 177.066; yatak sayısında %20 artıú ile sadece SB için 2013 hemúire
ihtiyacı yaklaúık 200.000’dir. Di÷er sektörlerde çalıúan hemúire sayısı (2007) 20.000; %30
artıú ile 6000= 26.000. 2013 yılı için toplam ihtiyaç 226.000 olarak hesaplanmıútır. (iú
sa÷lı÷ı, okul hemúireli÷i, sosyal hizmet alanları, vb. hariç).
6.3. Hemúire Arz ve øhtiyacının Kıyaslanması
Nüfusa göre hemúire arz ve ihtiyaç tahminleri 2007-2013 yılları için karúılaútırmalı olarak
ùekil 6.2’de sunulmuútur.
200
180
160
140
120
100
80
60
40
20
0
2007
2008
hemúire arz
2009
2010
2011
onbin nüfusa 12
2012
2013
onbin nüfusa 24
ùekil 6.2.Nüfusa Göre Hemúire Arz ve ihtiyaç Karúılaútırılması (2007-2013)
Tahmin yaklaúımlarımıza göre hemúire-nüfus oranının bugünkü oranını koruması durumunda
2013 yılı için hemúire açı÷ı sorunu olmadı÷ı gibi fazlalık oldu÷u anlaúılmaktadır. Ancak bu
oranın yetersiz oldu÷u, herkes tarafından bilinmekte ve kabul edilmektedir. Hemúire ihtiyacı,
47
on bin nüfusa 24 hemúire olarak hesaplandı÷ında ise 2013 yılı için hemúire arzı 135.717,
ihtiyacı 189.496’dır; yani 53.779 hemúire açı÷ı vardır. Mevcut hekim sayısının (134.000)
yeterli oldu÷u varsayımı ile, hekim/hemúire oranının 2/1 olması durumunda 2007 yılı için bile
hemúire ihtiyacı 264.000’dir. Sa÷lık Bakanlı÷ı kadro standartlarına göre 2013 için hemúire
ihtiyacı 226.000 ve kadro açı÷ı 90.283 olarak hesaplanmıútır.
48
7.SONUÇ VE ÖNERøLER
Hemúirelikte nitel ve nicel yetersizlik ülkemiz için önemli bir sorundur. Bu raporda elde
edilen sonuçlar, hemúire insangücünün sayısal yetersizli÷inin tüm zamanların sorunu
oldu÷unu, sa÷lık sisteminde yaúanan de÷iúimin, hemúirelerin çalıúma koúulları ve ücretlerine
olumsuz yansımaları nedeniyle bu sorunlarda artma potansiyelinin yüksek oldu÷unu
göstermektedir. Di÷er önemli bir sorun da sayıca az olan hemúirelerin meslek dıúı alanlarda
görevlendirilmeleridir. Bu çalıúmada elde edilen sonuçlar, projeksiyon yapılan 2013 yılına
kadar, kısmi bir düzelme sa÷lansa da hemúire arzının yetersizli÷ini koruyaca÷ını, hemúire
açı÷ı sorununun bu yedi yıllık dönemde çözülemeyece÷ini göstermektedir.
Daha fazla ö÷renci alınması sorunu çözer mi?
Mevcut koúullarda kontenjan arttırılması okulların olanakları açısından mümkün de÷ildir.
Hemúirelik okullarındaki kontenjanların arttırılması ancak iyi yetiúmiú e÷itici sayısının ve
bütçelerinin arttırılması ile olasıdır. Yüksekokullar úu anda bile hem kadro hem de aday
bulunamaması nedeniyle e÷itici açı÷ı kapatılamamaktadır. E÷iticilerde de erken emeklilik
önemli bir sorundur. Kontenjan arttırılamamasının bir di÷er nedeni de klinik uygulama
alanlarının sınırlılı÷ıdır. Uzman e÷itimci ve derslik olanakları yeterli olsa da yüksekokullar
kontenjan artırmaya sıcak bakmamaktadır. Çünkü hemúire ö÷renci sayısındaki artıú nedeniyle
sadece hemúire okulları de÷il, di÷er derslerin verilmesi de (ortak zorunlu dersler, yabancı dil
dersleri, temel bilim dersleri, vb.), ö÷renci destek hizmetleri ve bilgi teknoloji hizmetleri,
ayrıca laboratuar gerektiren (anatomi, fizyoloji, vb.) dersleri de sorun olmaktadır. ølave
laboratuar alanı oluúturmak bir çok üniversite için sorundur.
øzlenen sa÷lık politikaları nedeniyle Sa÷lık Bakanlı÷ı kendi mezun etti÷i hemúireleri bile
istihdam etmekte güçlük çekmektedir. østihdama ayrılan kaynak sınırlılı÷ı geçmiú on yılın
sorunu oldu÷u gibi gelecek için de potansiyel bir sorun olarak görülmektedir. Bu sorunun
devam edece÷i öngörüsüyle alınacak ö÷renci sayılarının belirlenmesinde, e÷itim alt
yapısındaki yetersizliklerin giderilmesindeki yavaúlık da göz önüne alınarak, ö÷renci
kontenjanlarını arttırmada, e÷itimin niteli÷ini zorlamayacak ama büyük bir yetersizli÷e de yol
açmayacak bir plan yapılması uygun olacaktır.
Hemúire iúgücü planlaması açısından mevcut durum ve di÷er sorunlar úöyle özetlenebilir:
E÷itim sorunları
x E÷itim alt yapısında ve e÷itim kalitesinde yetersizlikler- fiziksel kapasite, ö÷retim
elemanı ve e÷itim materyali yetersizlikleri.
x Sa÷lık yüksekokullarının sayısının ve alınan ö÷renci sayılarının 1996 yılında hızla
artırılması, ö÷retim elemanında aynı oranda artıú sa÷lanamaması ile e÷itim kalitesinde
ciddi sorunlar ortaya çıkmıútır ve sorunlar büyük ölçüde devam etmektedir. Sa÷lık
yüksekokullarının tamamına yakınında ö÷retim üyesi ve doktoralı ö÷retim elemanı
açı÷ı vardır.
x Araútırma görevlisi kadrolarının yüksekokulların gereksinimlerinin çok altında olması,
ve lisansüstü e÷itim veren okulların sayıca azlı÷ı ö÷retim elemanlarının
yetiútirilmesinde önemli ölçüde sıkıntı yaratmaktadır.
østihdam sorunları
x Hemúire insangücü konusunda iki temel konudan birisi sayısal ve niteliksel olarak
yetersizlik, di÷eri de co÷rafi ve kır/kent da÷ılımında dengesizlik ve istihdam
sorunlarıdır.
x Geliúme düzeyi düúük bölgelerde çalıúmayı özendirici önlemler yeterli de÷ildir.
49
x
Sayıca az olan hemúirelerin hemúirelik dıúı alanlarda görevlendirilmesi önemli bir
istihdam sorunudur.
Mesleki sorunlar
x Hemúirelik personelinin, e÷itim düzeyinin ve mesleki örgütlenmesinin yetersiz olması
nedeniyle, profesyonel statüsü istenilen düzeyde de÷ildir.
x østihdam politikaları, iú güvencesinin olmaması, çalıúma koúullarının yetersizli÷i,
performansa dayalı ödeme sistemleri, ücretlendirme sorunları, ücret ve terfinin
performansla iliúkilendirilmemiú olması motivasyon ve iú doyumunu olumsuz
etkilemektedir.
x Görev, yetki ve sorumlulukları düzenleyen mevzuatın hazırlanması geciktirilmektedir.
x Sürekli e÷itimin yetersizli÷i ve özlük haklarına yansıtılmasıyla ilgili bir düzenleme
yoktur.
Sorunların yol açaca÷ı olası sonuçlar:
x Düúük performans ve düúük hizmet kalitesi,
x Meslekten ayrılmalarda, erken emeklilikte artma,
x Hemúireli÷in, geliúmiú ülkelerde halen yaúanmakta oldu÷u gibi, gençler tarafından
tercih edilen bir meslek olmaması.
Öneriler
E÷itimle ilgili öneriler
x Ö÷renci kontenjanlarının, Devlet Planlama Teúkilatı, Yüksekö÷retim Kurulu ve
Sa÷lık Bakanlı÷ının iúbirli÷i ile yapacakları insangücü planlarına dayalı olarak
belirlenmesi,
x E÷itici ve alt yapı yetersizliklerinin giderilmesi,
x Doktora programı olan yüksekokulların lisansüstü programlarına daha fazla ö÷renci
alabilmeleri için lisans ö÷renci kontenjanlarının belirli bir süre azaltılması,
x Yüksekokullara araútırma görevlisi ve ö÷retim üyesi kadrolarının tahsis edilmesi:
2013 yılında yüksekokullarda 7000 kontenjana ulaúılabilmesi için gereken ilave
ö÷retim üyesi sayısı 790’dır. Her yıl 113 ö÷retim elemanı için doktora e÷itimi ve
kadro deste÷i gerekmektedir.
x Lisansüstü e÷itimin yaygınlaútırılması için bölge üniversitelerinin ve geliúmiú
üniversitelerin (e÷itici ve altyapı olanakları yönünden) iúbirli÷i yapması,
x Lisansüstü e÷itimi olmayan ö÷retim elemanları için e÷itici e÷itimi programları
açılması.
Çalıúma koúulları ile ilgili öneriler
x Hemúirelerin verdi÷i hizmete ve aldı÷ı e÷itime uygun ücretlendirilmesi,
x Hizmetiçi e÷itim ve sürekli e÷itim olanakları sa÷lanması, e÷itimlerinin
kredilendirilmesi ve bu kredilerin ücretlerine yansıtılması ve yükselme ölçütü olarak
da kullanılması,
x Az geliúmiú ve kırsal yörelerde çalıúmanın özendirilmesi için gerekli önlemlerin
alınması,
x Hemúireli÷in profesyonel geliúiminin sa÷lanmasını destekleyecek bir örgütlenmenin
gerçekleútirilmesi.
x Mezunların hemúirelik dıúı alanlara kaymamaları için çalıúma koúullarının
iyileútirilmesi.
50
KAYNAKLAR
Baykal Ü, Serezli S. (1999). Hemúirelerin øú Doyumu Düzeylerinin Araútırılması, VII. Ulusal Hemúirelik
Kongresi Bildirileri, 22-24 Haziran, 1999, Erzurum.
Çimen M. (2000). Türk Silahlı Kuvvetleri Sa÷lık Personelinin Tükenmiúlik, øú Doyumu, Kuruma Ba÷lılık ve
øúten Ayrılma Niyetlerine øliúkin Bir Alan Araútırması, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Sa÷lık Bilimleri
Enstitüsü, Yayınlanmamıú Doktora Tezi, Ankara.
Dicle O (2001) Çekirdek Müfredatın Hazırlanması: Dokuz Eylül Uygulaması. DEÜTF Dergisi Özel Sayı:Aktif
E÷itim, 7-10.
Dreesch N. et al. (2005). An Approach to Estimating Human Resource Requierements to Achieve the
Millennium Development Goals, Health Policy and Planning, 20(5):267-276.
DPT. (1962). Birinci Beú Yıllık Kalkınma Planı
DPT. (1967). økinci Beú Yıllık Kalkınma Planı
DPT. (1973). Üçüncü Beú Yıllık Kalkınma Planı. DPT Yayım No: 1272
DPT. (1979). Dördüncü Beú Yıllık Kalkınma Planı. DPT Yayın No: 1664
DPT. (1985). Beúinci Beú Yıllık Kalkınma Planı. DPT Yayın No: 1974
DPT . (1989). Altıncı Beú Yıllık Kalkınma Planı. DPT Yayın No: 2174
DPT. (1995). Yedinci Beú Yıllık Kalkınma Planı.
DPT. (2006). Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013).
Ekinci N. (2007). Sa÷lık ønsangücü Planlaması Yöntemleri, Sa÷lık Yöneticileri Derne÷i I.Ulusal Sa÷lık
Kuruluúlarında ønsan Kaynakları Yönetimi Sempozyumu, 23 Kasım 2007, Antalya.
Erigüç G. (1994). Hastanelerde Personelin øúle ølgili Tutumları, Personel Devri, Ankara øli Örne÷i. Hacettepe
Üniversitesi Sa÷lık Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamıú Doktora Tezi, Ankara.
Erigüç G, Kavuncubaúı ù. (1996). Hemúirelerin øúten Ayrılma E÷ilimine Nedensellik Yaklaúımı. Hacettepe
Üniversitesi Hemúirelik Yüksekokulu Dergisi, 3 (2), Temmuz- Aralık, s.32-42.
Erdo÷an H. (1997). Hemúirelikte øú Doyumu øle øúten Ayrılma Düúüncesi Arasındaki øliúki. Uluslararası
Katılımlı V. Ulusal Hemúirelik Kongresi, 2-4 Temmuz, øzmir.
Erefe ø. (1998). Türkiye Hemúireli÷inin Tarihçesi (Ülker, S, ed, Lemon paketine Giriú, Lemon hemúirelik e÷itim
materyali içinde) SB Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlü÷ü, Yayın no: 600, Ankara,
Fiúek N. (1991). Sa÷lık Yönetimi, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinde Sa÷lık Politikaları, Prof. Dr. Nusret
Fiúek’in Kitaplaúmamıú Yazıları – I, http://www.ttb.org.tr/n_fisek/kitap_1/13.html.
Güneú N. (2007). Bir Üniversite Hastanesinde Çalıúan Hemúirelerin øú Doyumlarını Etkileyen Etmenlerin
øncelenmesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sa÷lık Bilimleri Enstitüsü, Hemúirelikte Yönetim Yüksek Lisans Tezi,
øzmir.
Hemúirelik Kanunu (2007), Hemúirelik Kanununda De÷iúiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete,
2.5.2007.
HUÇEP (2003), Hemúirelik Ulusal Çekirdek E÷itim Programı, GATA Basımevi, Ankara.
ICN- Internationa Council of Nurses (2007) Positive Practice Environments: Quality Workplaces-Quality Patient
Care, Infromation and Action Toolkit, (http://www.icn.ch/indkit.htm).
51
Kum E. (1985). Hemúirelikte Akademik Çalıúma, Temel ve Mezuniyet Sonrası E÷itim. I Ulusal Hemúirelik
Kongresi Bildirileri, øzmir, 1-8.
Milli E÷itim Bakanlı÷ı (2007), http://sdb.meb.gov.tr/istatistik.html.
Mollahalilo÷lu S. (2007). Türkiye Sa÷lıkta ønsan Kaynakları Analizi, Sa÷lık Bakanlı÷ı Hıfzısıhha Mektebi
Müdürlü÷ü (2007), Sa÷lıkta ønsan Kaynakları Politika Oluúturma Çalıútayı, 24-28 Nisan 2007, Ankara.
Mollahalilo÷lu S, Hülür Ü, Genço÷lu A, Alkan E, Özkan ù, Ekinci Ü, Pınar E. (2007). (Mollahalilo÷lu S. ve
ark. ed.) Sa÷lık Sektöründe ønsan Kaynakları Planlaması, Türkiye’de Sa÷lı÷a Bakıú 2007, BÖLÜM 6, 210, T.C.
Sa÷lık Bakanlı÷ı, Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Baúkanlı÷ı, Hıfzısıhha Mektebi Müdürlü÷ü, 2007.
Munich Decleration (2000). Nurses and Midwives: A Force for Health, EUR/00/5019309/6-00600, 17 June
2000.
O’Brien-Pallas L. (2002). Where to from here? Canadian Journal of Nursing Research, 33(4), 3-14.
ÖSYM, Ö÷renci Seçme Ve Yerleútirme Merkezi 2000-2001 Ö÷retim Yılı Yüksekö÷retim østatistikleri, Süreli
Yayınlar, http://www.osym.gov.tr.
ÖSYM, Ö÷renci Seçme Ve Yerleútirme Merkezi 2001-2002 Ö÷retim Yılı Yüksekö÷retim østatistikleri, Süreli
Yayınlar, http://www.osym.gov.tr.
ÖSYM, Ö÷renci Seçme Ve Yerleútirme Merkezi 2002-2003 Ö÷retim Yılı Yüksekö÷retim østatistikleri, Süreli
Yayınlar, http://www.osym.gov.tr.
ÖSYM, Ö÷renci Seçme Ve Yerleútirme Merkezi 2003-2004 Ö÷retim Yılı Yüksekö÷retim østatistikleri, Süreli
Yayınlar, http://www.osym.gov.tr.
ÖSYM, Ö÷renci Seçme Ve Yerleútirme Merkezi 2004-2005 Ö÷retim Yılı Yüksekö÷retim østatistikleri, Süreli
Yayınlar, http://www.osym.gov.tr.
ÖSYM, Ö÷renci Seçme Ve Yerleútirme Merkezi 2005-2006 Ö÷retim Yılı Yüksekö÷retim østatistikleri, Süreli
Yayınlar, http://www.osym.gov.tr.
ÖSYM, Ö÷renci Seçme Ve Yerleútirme Merkezi 2006-2007 Ö÷retim Yılı Yüksekö÷retim østatistikleri, Süreli
Yayınlar, http://www.osym.gov.tr.
ÖSYM (2002). Yüksekö÷retim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu, Ankara.
ÖSYM (2007). Yüksekö÷retim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu, Ankara.
Özaltın H. (1997). Türk Silahlı Kuvvetlerinde Görev Yapan Muvazzaf Tabip ve Ordu Hemúirelerinin øú
Doyumlarının Analizi. Gülhane Askeri Tıp Akademisi Sa÷lık Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamıú Yüksek
Lisans Tezi, Ankara.
Özden M. (1995). Lise Sonrası Ebelik ve Hemúirelik E÷itimi Hakkında Rapor, Sa÷lık Bakanlı÷ı Sa÷lık E÷itimi
Genel Müdürlü÷ü, Ankara.
Özsarı H. (2007). Sa÷lık ønsangücü Planlaması Yöntemleri, Sa÷lık Yöneticileri Derne÷i, I.Ulusal Sa÷lık
Kuruluúlarında ønsan Kaynakları Yönetimi Sempozyumu, 23 Kasım 2007, Antalya.
Sa÷lık Bakanlı÷ı (1995). 185/1 Sayılı Yüksek Sa÷lık ùurası Kararı.
Sa÷lık Bakanlı÷ı (2000). Sa÷lık E÷itimi Genel Müdürlü÷ü’nün Yüksek Sa÷lık ùurası Sunumu. 20 Ekim 2000,
Ankara.
Sa÷lık Bakanlı÷ı (2001). SB Sa÷lık E÷itimi Genel Müdürlü÷ü 2001-2002 E÷itim Ö÷retim Yılı Sa÷lık Meslek
Liseleri Ö÷renci Seçme ve Yerleútirme Kılavuzu, Ankara.
52
Sa÷lık Bakanlı÷ı (2001). Araútırma,Planlama ve Koordinasyon Kurulu Baúkanlı÷ı;Sa÷lık østatistikleri 2001,
(http://www.saglik.gov.tr).
Sa÷lık Bakanlı÷ı (2004a). Araútırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Búk. Sa÷lık østatistikleri, 2004.
Sa÷lık Bakanlı÷ı (2004b). Sa÷lık Bakanlı÷ı Temel Sa÷lık Hizmetleri Genel Müdürlü÷ü Çalıúma Yıllı÷ı, 2004.
Sa÷lık Bakanlı÷ı SEGM (2006). Sa÷lık E÷itim Genel Müdürlü÷ü, (www.saglik.gov.tr/SEGM).
Sa÷lık Bakanlı÷ı (2006a). Yataklı Tedavi Kurumları østatistik Yıllı÷ı, 2005.
Sa÷lık Bakanlı÷ı (2006b) Temel Sa÷lık Hizmetleri Genel Müdürlü÷ü Çalıúma Yıllı÷ı, 2006.
Sa÷lık Bakanlı÷ı Atama ve Nakil Yönetmeli÷i (2006c). http://personel.saglik.gov.tr
Sa÷lık Bakanlı÷ı Personel Genel Müdürlü÷ü (2007a). 2007 Yılı Sözleúmeli Personel østihdamı, 30.05.2007.
Sa÷lık Bakanlı÷ı Personel Genel Müdürlü÷ü (2007b). Aktif Çalıúan Personel Çalıúması, Nisan 2007.
Scott-Findlay S, Estabrooks CA, Cohn D, Pollock C. (2002). Nursing Human Resource Planning in Alberta:
What Went Wrong? Policy, Politics, & Nursing Practice, 3 (4), 348-357.
Söylemez D, Sur H, Cebeci D. (2005). Hemúirelerin øú Doyumu øle ølgili Bir Metaanaliz Çalıúması, Hastane
Yönetimi Dergisi, Nisan- Mayıs –Haziran: 34-41.
ùentürk SE. (1977). Hemúirelik Tarihi. Ar Basım Yayım, østanbul.
TBMM Tutanak Dergisi (1999). 14 Aralık 99 TBMM Tutanak Dergisi 21. Dönem, 2. Yasama Yılı, 33. Birleúim,
14 Aralık1999, 2. Sayfa.
Taranto Y, Özcan S. Sa÷lık Meslek Liselerinin Yüksekokula Dönüútürülmesi ve Bu Okullara Alınacak Ö÷renci
Sayılarının Belirlenmesine Yönelik Projeksiyon Çalıúmaları, Sa÷lık Bakanlı÷ı, Sa÷lık Projesi Genel
Koordinatörlü÷ü Birinci Sa÷lık Projesi, TSH/øGG/I-05/001, 1995.
Toraman A ve ark. (1997). Uzmanlık Ö÷rencisi Hekimler ve Hemúireleri Hastaneye Ba÷layan – Uzaklaútıran
Faktörler- GATA Bülteni, 39 (4), s.443-448.
TÜøK, Nüfus østatistikleri ve Projeksiyonları, http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do
Türkay F, Özcan S, Taranto Y, Koç Y, Veziro÷lu A., Akbay K, ønsangücü Geliútirme (øgg), Sa÷lık Bakanlı÷ı
Sa÷lık Projesi Genel Koordinatörlü÷ü Birinci Sa÷lık Projesi Bölüm, Doküman No: TSH/øGG/I-05/001, 1996.
U÷ur A. (2008). Hemúirelerin Mesleklerini Bırakma Nedenlerinin øncelenmesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sa÷lık
Bilimleri Enstitüsü, Tamamlanmamıú Bilim Uzmanlı÷ı Tezi, øzmir.
Ülker S ve ark. (2001). Türkiye’de Hemúirelik: Temel Mesleki E÷itim øle ønsangücüne øliúkin Sorunlar ve
Çözüm Önerileri, (http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/raporlar.htm).
Ülker S (2002). Türkiye’de Hemúirelik E÷itimi. Free Movement of Persons- Workshop, European CommissionDG Enlargement TAIEX Office, 9-13 sep, Ankara, Turkey.
Veziro÷lu A ve ark. (1992). Türk Hemúireli÷inin ve Ebeli÷inin Konumu, Florence Nightingale Hemúirelik
Yüksekokulu Yayını, No: 2, østanbul.
WHO (2000). Nurses And Midwives For Health: A Who European Strategy For Nursing And Midwifery
Education. EUR/00/5019309/15- 0053, 25 Jan 2000.
WHO (2006). Human Resources for Health in the WHO Euoropean Region, WHO Reginoal Office for Europe,
Copenhagen (www.who.euro.int).
53
Yüksel ø. (2002). Hemúirelerin øú Doyum Düzeyini Ayırt Edici øú Doyum Ö÷elerinin Diskiriminat Analiziyle
Belirlenmesi, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 3(1):67-78.
Yürümezo÷lu H. (2007) Yataklı Tedavi Kurumlarında Çalıúan Hemúirelerin øú Doyumları ve Hastaların
Hemúirelik Hizmetinden Memnuniyeti, Dokuz Eylül Üniversitesi Sa÷lık Bilimleri Enstitüsü, Hemúirelikte
Yönetim Yüksek Lisans Tezi, øzmir.
54
Tıp-Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi Türkiye’ de Tıp-Sa÷lık
Bilimleri Alanında E÷itim ve ønsan Gücü Planlaması Ebe ønsan
Gücü Planlama Grubu
Türkiye’de Ebe ønsan Gücü
Mevcut Durum ve 2013 Yılı Vizyonu
OCAK 2008
EBE øNSAN GÜCÜ
‘Mevcut Durum ve 2013 Yılı Vizyonu’
EBE øNSAN GÜCÜ PLANLAMA GRUBU
ÇALIùMA RAPORU
Raporun Hazırlanma Gerekçesi:
Tıp Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi’nin iste÷i üzerine Tıp Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi
tarafından oluúturulan bir komisyonca hazırlanmıútır.
Raporu Hazırlayanlar
Prof. Dr. Ümit SEVøö (Koordinatör)
Erciyes Üniversitesi Atatürk Sa÷lık Yüksek Okulu Kayseri
Yrd.Doç. Dr. Mürüvvet BAùER (Üye)
Erciyes Üniversitesi Atatürk Sa÷lık Yüksek Okulu Kayseri
Yrd. Doç. Dr. Handan GÜLER (Üye)
Cumhuriyet Üniversitesi Sa÷lık Yüksek Okulu Sivas
Yrd. Doç. Dr. Mine YURDAKUL(Üye)
Mersin Üniversitesi Sa÷lık Yüksek Okulu Mersin
II
øÇøNDEKøLER
Sayfa No
øÇ KAPAK ………………………………………………………………………………… II
øÇøNDEKøLER ……………………………………………………………………………..III
KISALTMALAR ………………………………………………………………………….IV
TABLOLAR DøZøNø………………………………………………………………………..V
GRAFøKLER ……………………………………………………………………………….V
1.GøRøù………………………………………………………………………………………1
1.1. VERøLER……………………………………………………………………………1
2. TÜRKøYE’DEKø EBELøK HøZMETLERø ………………………………………….......2
3. TÜRKøYE’DEKø EBELøK EöøTøMø ……………………………………………………6
4. EBE øNSAN GÜCÜ PLANLAMASI ……………………………………………………10
4.1. Birinci Basamak Sa÷lık Hizmetleri øçin Toplam Nüfusa Göre Projeksiyon…...........10
4.2. økinci Basamak Sa÷lık Hizmetleri øçin Yatak Sayısına Göre Projeksiyon ………….11
4.3. Birinci Basamak Sa÷lık Hizmetleri øçin 15-49 Yaú Grubu Kadın Nüfusa
Göre Projeksiyon ………………………………………………………………….....12
5. SONUÇ VE ÖNERøLER………………………………………………………………….13
6. KAYNAKLAR…………………………………………………………………………....14
III
KISALTMALAR
SB: Sa÷lık Bakanlı÷ı
YÖK: Yüksek Ö÷retim Kurulu
TUøK: Türkiye østatistik Kurumu
DPT: Devlet Planlama Teúkilatı
ÖSYM: Ö÷renci Seçme ve Yerleútirme Merkezi
OECD: Ekonomik øúbirli÷i ve Kalkınma Teúkilatı
SSK: Sosyal Sigortalar Kurumu
TSH: Temel Sa÷lık Hizmetleri
SO: Sa÷lık Oca÷ı
SE: Sa÷lık Evi
DSÖ: Dünya Sa÷lık Örgütü
ICM: Uluslararası Ebeler Birli÷i
AB: Avrupa Birli÷inin
AÇSAP: Ana Çocuk Sa÷lı÷ı ve Aile Planlaması
SYO: Sa÷lık Yüksek Okulları
AD: Anabilim Dalı
T.C: Türkiye Cumhuriyeti
IV
TABLOLAR DøZøNø
Sayfa No
Tablo 1. Sa÷lık Göstergeleri …………………………………………………………………2
Tablo 2. Demografik Göstergeler ve Nüfusun Seçilmiú Yaú Gruplarına Göre Da÷ılımı…….2
Tablo 3. Ebelerin Çalıútıkları Kurumlar……………………………………………………...3
Tablo 4. Ebe Sayısının Yıllık Artıú Oranı…………………………………………………...3
Tablo 5. Sa÷lık Bakanlı÷ı Hastanelerinin Ebe Sayısında Geliúme …………………………..3
Tablo 6. Bölgelere Göre Ebe Da÷ılımı (2002) ve Sa÷lık Ocakları (SO) ve Sa÷lık Evlerinde
(SE) Çalıúan Ebe Sayıları Ebe Baúına Düúen Ortalama Nüfus……………………..4
Tablo 7. Sa÷lık Oca÷ında Çalıúan Ebelerin Doluluk Oranlarının Kır-Kent veya Yerleúim
Yeri Özelli÷ine Göre Da÷ılımı ……………………………………………………..4
Tablo 8. Bölgelere Göre Ebesi olmayan Köy Sa÷lık Evi Sayısı……………………………..5
Tablo 9. Sa÷lık Ocaklarında Riskli Kiúi øzleme ve Do÷umlar……………………………….5
Tablo 10. Sa÷lık Ocaklarında Yapılan Poliklinik, Laboratuar, Do÷um ve øzleme Hizmetleri
ile ølgili Bazı Göstergelerin Bölgelere Göre Da÷ılımı……………………………..5
Tablo 11. Sa÷lık Ocaklarında ve Sa÷lık Evlerinde Çalıúan Ebe Baúına Düúen Yıllık
Ortalama Poliklinik ve øzlem Sayılarının Bölgelere Göre Da÷ılımı……………...6
Tablo 12. Ebelik Bölümlerindeki Ö÷renci Sayılarının Sınıflara Göre Da÷ılımı……………...9
Tablo 13. Ö÷renci Ö÷retim Elemanı Oranı…………………………………………………..9
Tablo 14. Ebelik Kökenli Ö÷retim Elemanlarının Mezuniyet Sonrası E÷itimleri……………9
Tablo 15. Toplam Nüfusa ve Yatak Baúına Düúen Ebe Sayısına Göre 2013 Yılı Beklenen ve
Olması Gereken Ebe sayıları………………………………………………………11
Tablo 16. 15-49 Yaú Kadın Nüfusa ve Yatak Baúına Düúen Ebe Sayısına Göre 2013 Yılı
Beklenen ve Olması Gereken Ebe sayıları………………………………………...12
Tablo 17. 2013 Yılı Ebe Projeksiyonu……………………………………………………….13
GRAFøKLER
Grafik 1. Sa÷lık Bakanlı÷ı Hastanelerinde Yapılan Do÷um Sayıları (Bin kiúi) 2001-2005…6
V
1. GøRøù
Tıp Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi’nin iste÷i üzerine hazırlanmıú olan bu raporda,
Türkiye’de Tıp Sa÷lık Bilimleri Alanında E÷itim ve ønsan Gücü Planlanması ‘Mevcut Durum ve
2013 Yılı Vizyonu’ ana baúlı÷ı altında oluúturulan çalıúmalar yer almaktadır.
Raporun hazırlanmasında literatür taraması yapılmıú, genel istatistikler, sa÷lık istatistikleri
ile Sa÷lık Bakanlı÷ı Personel Da÷ılım Cetvelinden yararlanılmıútır. Ayrıca çalıúmanın planlama
sürecinde yapılması düúünülen Sa÷lık Yüksek Okulları Alt ve Üst Yapı Belirleme Çalıúması ile
Ebelik Bölümü Ö÷rencisi Maliyet Çalıúması tamamlanmıútır. Hazırlanan raporda aúa÷ıda
belirtilen kurumların verileri ve kaynaklardan yararlanılmıútır:
ƒ
Sa÷lık Bakanlı÷ı (SB)
ƒ
Yüksek Ö÷retim Kurulu (YÖK)
ƒ
Türkiye østatistik Kurumu (TUøK)
ƒ
Devlet Planlama Teúkilatı (DPT)
ƒ
Ö÷renci Seçme ve Yerleútirme Merkezi (ÖSYM)
ƒ
Araútırmalar
ƒ
Hemúirelik / Sa÷lık Yüksekokulları Alt ve Üst Yapı De÷erlendirme çalıúması
ƒ
Ebelik Ö÷rencisinin Maliyetini Belirleme Çalıúması
Ebe insan gücünün planlanması amacıyla ulaúılan veriler ve istatistikler ile bunların
do÷rultusunda 2013 yılında beklenen ve olması gereken ebe sayılarına iliúkin elde edilen sonuçlar
aúa÷ıda yer almaktadır.
1.1. VERøLER
Türkiye’de yaúayan insanların beklenen yaúam süresinin Ekonomik øúbirli÷i ve Kalkınma
Teúkilatı (OECD) ortalamasının yaklaúık on yıl altında olması Türkiye’nin toplum sa÷lı÷ında
istendik düzeyin çok altında kaldı÷ını sergilemektedir. Anne ve çocuk ölümleri gibi göstergelerde
de Türkiye orta gelirli ülkeler arasında en yüksek de÷erlere sahiptir.
Türkiye nüfusunun sa÷lık düzeyinin iyi olmamasının birçok nedeni vardır. Sa÷lık
hizmetlerinin sunumunun yetersiz olmasının yanı sıra bu hizmetlerden faydalanılmasında da
nüfusunun farklı katmanları arasında büyük eúitsizliklikler bulunmaktadır. Özellikle hizmetlere
ulaúabilirlikte ülkenin do÷usu ve batısı ile kentsel ve kırsal kesimi arasında büyük farklılıklar
vardır. Bunların dıúında insan kaynakları politikası eksikli÷i de birçok soruna yol açmaktadır.
1
Özellikle mevcut personelin hem co÷rafik olarak hem de farklı kurumlar arasındaki dengesiz
da÷ılımı kalite ve kantite sorunlarını do÷urmaktadır.
Beú Yıllık Kalkınma Planı sa÷lıkta insan kaynakları politikalarındaki ana yönelimlerin
temelini oluúturmaktadır. VIII. Plan döneminde sa÷lık alanında; Sa÷lık personeli sayısı, yatak
sayısı ve kullanım oranları, bebek ölüm hızı, aúılama gibi göstergelerde iyileúmeler
kaydedilmiútir. Bununla beraber, henüz istenen düzeye ulaúılamamıútır. Dokuzuncu Plan
döneminde sa÷lık hizmetlerine eriúimin önemli göstergeleri olan yatak ve hekim sayısı ile
bunların nüfusa oranlarında iyileúmeler öngörülmektedir.
Tablo 1. Sa÷lık Göstergeleri
Bebek Ölüm Hızı (Binde)
Toplam Do÷urganlık Oranı
Do÷uúta Hayatta Kalma Ümidi (Yıl)
2000
28.9
2.27
70.4
2005
23.6
2.19
71.3
Kaynak: Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013) 1 Temmuz 2006 – Mükerrer Resmî Gazete Sayı : 26215.
Tablo 2. Demografik Göstergeler ve Nüfusun Seçilmiú Yaú Gruplarına Göre Da÷ılımı
Toplam Nüfus, Yıl Ortası, Milyon Kiúi
Yıllık Do÷al Artıú Hızı, Binde (1)
Toplam Do÷urganlık Hızı, Çocuk Sayısı
Bebek Ölüm Oranı, Binde
Do÷uúta Hayatta Kalma Ümidi, Yıl
Kadın
Erkek
Toplam
Nüfusun Üç Ana Yaú Grubu øtibarıyla Yüzde Da÷ılımı
0-14
15-64
65+
2006
73.0
12.4
2.18
22.6
2013
79.0
10.1
2.07
18.5
74.0
69.1
71.5
74.8
69.9
72.3
28.1
66.0
6.0
25.3
68.2
6.5
(1) Göçleri kapsamamaktadır.
Kaynak: Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013) 1 Temmuz 2006 – Mükerrer Resmî Gazete Sayı : 26215.
2. TÜRKøYE’DEKø EBELøK HøZMETLERø
Sa÷lık için insan kaynakları sa÷lık hizmetlerinin en yaúamsal parçasıdır. Sa÷lık
hizmetlerinde çalıúan önemli meslek gruplarından birisi olan ebelerin Tablo 3’de çalıútıkları
kurumlara göre da÷ılımları yer almaktadır.
Tablo 3. Ebelerin Çalıútıkları Kurumlar
2
Toplam
Ebe baúına düúen
ortalama nüfus
41.158 1
37.709 1
921
1813 1
1665 1
2
2
3278
34.665
1653 3
376743
18073
4
5
1690
43.065
2.0166
= 43.065 + 2.016 + 169 + 448 + 1415
41.513 3,7
47.113
Sa÷lık Bakanlı÷ı
Sayı
Yüzde
Sosyal
Sigortalar
Kurumu
(SSK)
Üniversite
Di÷er
Özel
112 1
165 1
1359 1
169 3
448 3
1415 3
Kaynak: 1 MoH Health Statistics, Research, Planning and coordination council, 2002.
2
TSH 2004 Çalıúma Yıllı÷ı
3
SB (2004), “Sa÷lık østatistikleri, 2003”.
4
http://www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_id=255
5
SB.(2007),Türkiye’de Sa÷lı÷a Bakıú 2007.
6
SSK Çalıúma Raporu 2004.
7
http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=6&ust_id=1
Tablo 4. Ebe Sayısının Yıllık Artıú Oranı
1995
39.551
1996
38.945
1997
40.230
1998
41.059
1999
41.271
2000
41.590
2001
41.158
Kaynak: MoH Health Statistics, Research, Planning and coordination council, 2002.
Tablo 5. Sa÷lık Bakanlı÷ı Hastanelerinin Ebe Sayısında Geliúme
2002
12.392
Sa÷lık Bakanlı÷ı Hastanelerinin Ebe Sayısında Geliúme
2003
2004
2005
12.191
12.961
16.000
2006
15.000
Kaynak:Yataklı Tedavi Kurumları 2006 østatistik Yıllı÷ı.
Ülkemizde bölgelere göre ebe da÷ılımı incelendi÷inde; personelin co÷rafi da÷ılımlarında
geniú ölçüde eúitsizlikler oldu÷u görülmektedir. Daha az geliúmiú bölgelerde ebe baúına düúen
kiúi sayısı di÷er bölgelere göre daha fazladır. Sa÷lık personeli arasında en eúit da÷ılmıú grup
ebeler olmakla birlikte, bu grupta bile 2 kata kadar çıkan bölgesel farklılıklar vardır. østanbul’da
çalıúan ebe sayısı Bingöl’dekinin 2 katı kadardır.
3
Tablo 6. Bölgelere Göre Ebe Da÷ılımı (2002) ve Sa÷lık Ocakları (SO) / Sa÷lık Evlerinde
(SE) Çalıúan Ebe Sayıları ve Ebe Baúına Düúen Ortalama Nüfus
Bölgelere Göre Ebe Da÷ılımı2
Bölgeler
Marmara
Ege
Akdeniz
øç Anadolu
Karadeniz
Do÷u Anadolu
Güneydo÷u
Anadolu
Türkiye
Ebe1
(%)
27
45
32
27
25
32
27
Ebe Sayısı
8832
7886
6663
7059
5694
3438
2307
31
41.879
Bölgelere Göre SO ve SE
Çalıúan Ebe Da÷ılımı1
Ebe
baúına
Ebe
baúına
düúen
düúen
ortalama
ortalama nüfus Ebe Sayıları
nüfus
2116
3469
5408
1180
4476
2080
1386
4007
2305
1709
3262
3699
1459
3074
2713
1846
2043
3107
3121
1373
5167
1699
21.704
3278
Kaynak: 1 TSH 2004 Çalıúma Yıllı÷ı
2
SB (2004), “Sa÷lık østatistikleri, 2003”.
Tablo 7. Sa÷lık Oca÷ında Çalıúan Ebelerin Doluluk Oranlarının Kır-Kent veya Yerleúim
Yeri Özelli÷ine Göre Da÷ılımı
Yıllar
2000
2001
2002
2003
2004
Yerleúim
Kent SO
Kır SO
Toplam SO
Kent SO
Kır SO
Toplam SO
Kent SO
Kır SO
Toplam SO
Kent SO
Kır SO
Toplam SO
Kent SO
Kır SO
Toplam SO
Ebe %
72.8
52.7
64.8
30.8
12.7
21.3
28.7
45.4
12.4
10.3
2.7
8.2
10.3
2.7
8.2
Kaynak: TSH 2004 Çalıúma Yıllı÷ı
4
Tablo 8. Bölgelere Göre Ebesi olmayan Köy Sa÷lık Evi Sayısı
Bölgeler
Köy SE Sayısı
Ebesi olmayan Köy SE
Sayısı
%
964
1020
624
1047
1887
1416
718
7676
623
616
332
750
1093
1169
518
5101
65
60
53
72
58
83
72
66
Marmara
Ege
Akdeniz
øç Anadolu
Karadeniz
Do÷u Anadolu
Güneydo÷u Anadolu
Türkiye
Kaynak: TSH 2004 Çalıúma Yıllı÷ı
Tablo 9. Sa÷lık Ocaklarında Riskli Kiúi øzleme ve Do÷umlar
øzlem ve Muayene Sayısı
Do÷umlar
Gebe
Lohusa
Bebek
(0-11 ay)
Çocuk
(1-5 yaú)
Toplam
Do÷um
Hastanede
yapılan do÷umlar
Ebe Yardımıyla
yapılan do÷umlar
2.923.203
1.091.688
5.817.352
6.907.229
606.457
541.202
27.275
Kaynak: TSH 2004 Çalıúma Yıllı÷ı
Tablo 10. Sa÷lık Ocaklarında Yapılan Poliklinik, Laboratuar, Do÷um ve øzleme Hizmetleri
ile ølgili Bazı Göstergelerin Bölgelere Göre Da÷ılımı
Kiúi baúına
ortalama
Poliklinik
sayısı
Poliklinik
Kiúi baúına
ortalama
sayısı
Sevk
hızı
Bebek
(0-11
ay)
baúına
ort.
øzleme
sayısı
Çocuk
(1-6
yaú)
baúına
ort.
øzleme
sayısı
Gebe
baúına
ort.
øzleme
sayısı
Lohusa
baúına
ort.
øzleme
sayısı
Sa÷lık
personeli
yardımı
olmadan
yapılan
do÷umlar
0.93
1.56
1.18
1.05
1.22
0.66
0.63
0.11
0.21
0.13
0.20
0.12
0.13
0.11
13.26
12.57
12.66
14.11
14.66
26.52
20.50
3.20
7.37
5.30
5.05
4.78
3.68
1.96
0.72
1.74
1.44
1.43
1.54
1.62
1.02
1.38
4.37
2.86
2.51
2.38
1.68
0.84
0.52
1.68
1.01
0.90
0.89
0.65
0.35
0.87
1.82
3.13
2.52
2.66
19.02
15.14
1.05
0.15
14.56
4.28
1.27
2.15
0.80
4.77
Bölgeler
Marmara
Ege
Akdeniz
øç Anadolu
Karadeniz
Do÷u Anadolu
Güneydo÷u
Anadolu
Türkiye
Kaynak: TSH 2004 Çalıúma Yıllı÷ı
5
Tablo 11. Sa÷lık Ocaklarında ve Sa÷lık Evlerinde Çalıúan Ebe Baúına Düúen Yıllık
Ortalama Poliklinik ve øzlem Sayılarının Bölgelere Göre Da÷ılımı
Bölgeler
Ebe baúına düúen
yıllık ort. Gebe izlem
sayısı
Ebe baúına düúen
yıllık ort. lohusa
izlem sayısı
Ebe baúına düúen yıllık
ort. bebek izlem sayısı
Ebe baúına düúen
yıllık ort. çocuk
izlem sayısı
130
146
129
167
113
122
117
135
49
56
46
60
42
47
49
50
302
245
240
336
226
267
274
268
271
232
260
381
291
471
573
318
Marmara
Ege
Akdeniz
øç Anadolu
Karadeniz
Do÷u Ana.
G.Do÷u Ana.
Türkiye
Kaynak: TSH 2004 Çalıúma Yıllı÷ı
Grafik 1. Sa÷lık Bakanlı÷ı Hastanelerinde Yapılan Do÷um Sayıları (Bin kiúi) 2001-2005
687
700
600
532
533
483
465
500
400
300
200
100
0
2001
2002
2003
2004
2005
Kaynak: Yataklı Tedavi Kurumları 2006 østatistik Yıllı÷ı
3. TÜRKøYE’DEKø EBELøK EöøTøMø
Dünya Sa÷lık Örgütü (DSÖ)’ nün tanımına göre ebe, gebelik sırasında do÷umda
ve do÷umdan sonra gerekli bakım ve danıúmanlı÷ı sa÷lamak, normal do÷umları kendi
sorumlulu÷unda yaptırmak, yeni do÷anın bakımını ve aile planlaması danıúmanlı÷ı yapmak
üzere e÷itilmiú kiúidir.
Uluslararası Ebeler Birli÷i (ICM)’in tanımına göre ise ebe, usulüne uygun olarak
tanınmıú bir ebelik e÷itim programına kabul edildikten sonra, bu programı baúarıyla
tamamlayan ve yasal olarak mesle÷ini icra etmek için gerekli nitelikleri kazanan kiúidir.
6
Avrupa Birli÷inin (AB), aralarında ebelerin de bulundu÷u 7 mesle÷in “Mesleki
Niteliklerin Karúılıklı Tanınması”nın sa÷lanmasına yönelik, 30 Eylül 2005 tarihinde AB’nin
Resmi Gazetesinde yayımlanan 2005/36/EC sayılı “Mesleki Niteliklerin Karúılıklı Tanınması
Direktifi”nde nitelikleri belirtilen “Ebelik E÷itimi Müfredatı” ile DSÖ ve ICM’ in ebelik
tanımı bütünüyle örtüúmektedir.
AB Ülkeleri ile Ülkemizde Ebelik ö÷rencisinden mezuniyet öncesi beklenen kriterler;
-
En az 100 do÷um öncesi muayeneyi de içerecek úekilde gebe kadınlara danıúmanlık
yapmak,
-
En az 40 gebe kadına bakım vermek ve izlemini yapmak,
-
En az 40 do÷umun ö÷renci tarafından yapılması ; do÷um yapan kadın sayısı eksikli÷i
nedeniyle bu sayıya ulaúılamıyorsa bu sayı ancak ö÷rencinin 20 tane daha do÷uma
yardım etmesi koúulu ile minimum 30’ a indirilebilir.
-
Makat do÷uma aktif katılmalıdır. Makat do÷um mümkün olmadı÷ı takdirde
simülasyon yapılarak çalıúılmalıdır,
-
Epizyotomi uygulamak ve dikiú atmak, bu teorik bilgi verme ve klinik prati÷i içerir.
Dikiú prati÷i epizyotomi sonrası veya basit perianal yırtılmalara dikiú atılmasını içerir.
Gerekirse bu durum simülasyon úeklinde yapılır,
-
Gebelik veya do÷um yada do÷um sonrası dönemde risk altında olan 40 kadına bakım
vermek ve izlemek,
-
En az 100 lohusayı (do÷um sonrası dönemdeki anne) ve sa÷lıklı yenido÷an bebe÷i
izlemek ve bakımını vermek (muayene dahil),
-
Özel bakım gerektiren, prematüre, postmatüre, düúük do÷um a÷ırlıklı veya hasta
bebekler dahil olmak üzere yeni do÷an bebek gözlemi ve bakımı,
-
Jinekolojik ve obstetrik patolojisi olan kadınların bakımı,
-
Tıbbi
teorik
ve
cerrahi alanlarda bakımın içinde yer almak. Bunun için gerekli e÷itim,
bilgi ve
klinik uygulamayı içermelidir.
Ülkemizde Ebelik E÷itiminin Amacı;
YÖK’ün 17.07.1997 tarih ve B.30.0.EÖB.0.00.03-02.02 /1342 sayılı yazısında, ebelik
e÷itiminin amacı aúa÷ıdaki úekilde belirtilmiútir:
x
Gebelik tanısı koyarak gerekli muayeneleri yapan, do÷um öncesi anneyi ve fetüsü izleyen
ve bakımını yapan,
x
Do÷um anında annenin bakımını yapan, fetüsü izleyip normalden sapmaları belirleyen,
x
Normal do÷umları yaptıran, gerekli hallerde epizyotomi yapan,
7
x
Acil durumlarda makat do÷um yaptıran,
x
Anne ve yenido÷andaki anormal durumları belirleyen, gerekti÷inde plasentayı elle
çıkarabilen ve uterus kontrolü yapabilen,
x
Yenido÷anın bakım ve izlemini yapan,
x
Annenin do÷um sonu dönemde bakım ve izlemini yapan, riskli durumlarda sevk eden,
x
Jinekoloji ve obstetri alanındaki patolojik vakaların bakımını yapan,
x
Aile planlaması uygulamalarına katılan,
x
Gebelikte dahili ve cerrahi sorunların bakımını yapan ebeler yetiútirmektir.
Ebelik bakımı; gebelik öncesi dönemden do÷um sonrası döneme kadar anne ve
yenido÷anın bakımının yanısıra koruyucu önlemleri, anne ve bebekte anormal durumları
saptamayı, tıbbi bakımda yardımda bulunmayı ve gerekti÷inde acil yardım önlemlerinin
alınmasını da kapsar. Ayrıca çalıúma alanları göz önünde bulunduruldu÷unda özellikle, Ana
Çocuk Sa÷lı÷ı ve Aile Planlaması (AÇSAP) konuları a÷ırlıklı olmak üzere yaúam boyu kadın
sa÷lı÷ının temel izleyicisi olarak ebelerin görev yaptı÷ını görmekteyiz. Ebenin, sadece
kadınlara de÷il aileye ve topluma da sa÷lık e÷itimi verme ve danıúmanlık yapma gibi önemli
bir sorumlulu÷u vardır. Anne–babalı÷a hazırlık amacıyla verilen do÷um öncesi e÷itimden,
jinekoloji, aile planlaması ve bebek bakımına kadar uzanan sorumluluklar da ebenin görevleri
içinde yer alır.
Ülkemizde Sa÷lık Meslek Liselerinde sürdürülen Ebelik e÷itimi 1996 yılında Bakanlar
Kurulu Kararı ile üniversitelere devredilmiútir. Ülkemizde YÖK’e ba÷lı 29 Üniversite
bünyesinde yer alan Sa÷lık Yüksek Okulları (SYO) ve Sa÷lık Bilimleri Fakültelerinin Ebelik
bölümlerinde ebelik lisans e÷itimi verilmektedir. Bunun yanı sıra lisans e÷itimini tamamlayan
ebeler, ebelik yada farklı anabilim dalında yüksek lisans yapabilmektedir. Ebelik biliminin
geliúmesinde önemli bir yere sahip olan lisans üstü e÷itim çok az üniversite tarafından
verilmektedir. 2000 yılında Sa÷lık Bilimleri Enstitüsü bünyesinde Ebelik Anabilim Dallarının
kurulması
ile
baúlayan
ebelik
yüksek
lisans
e÷itimi
sadece
4
üniversitede
verilmektedir.Ülkemizde ebelikte doktora veren program mevcut de÷ildir.
Yirmi dokuz üniversitede e÷itimi sürdürülen Ebelik Bölümlerinde yeterli sayıda
(toplam 23 kiúi) doktora / yüksek lisans ve lisans mezunu ebe olmadı÷ından e÷itim daha çok
kadın sa÷lı÷ı ve do÷um hemúireli÷i alanında yetiúmiú hemúireler tarafından yürütülmektedir.
8
Tablo 12. Ebelik Bölümlerindeki Ö÷renci Sayılarının Sınıflara Göre Da÷ılımı, 2007
Hazırlık
1
2
3
4
Toplam
77
1131*
1107
1184
1521
5020
* 2007-2008 E÷itim ö÷retim dönemindeki ebelik bölümlerinin kontenjanı 164 kiúi artırılarak, birinci sınıflarda
1444 kiúiye çıkartılmıútır.
Tablo 13. Ö÷renci Ö÷retim Elemanı Oranı
Toplam
Ö÷renci Sayısı
Ö÷retim
Üye*
Sayısı
5020
191
*Hemúirelik bölümü ö÷retim üyeleri dahil
Ö÷renci
Ö÷retim
Üyesi*
Toplam
Ö÷retim
Elemanı*
Ö÷renci /
Ö÷retim
Elemanı*
Ö÷renci / Ebe
Ö÷retim
Elemanı*
26.3
556
9.0
218
Tablo 14. Ebelik Kökenli Ö÷retim Elemanlarının Mezuniyet Sonrası E÷itimleri
E÷itim Durumu
Lisans mezunu
Ebelik Anabilim Dalı (AD) Yüksek Lisans Mezunu
Tıp Fakültesi Halk Sa÷lı÷ı AD Yüksek Lisans Mezunu
Do÷um-Kadın Sa÷lı÷ı ve Hastalıkları Hem.Yüksek Lisans Mezunu
Hemúirelik AD Yüksek Lisans Mezunu
Tıp Fak. Histoloji- Embriyoloji AD Yüksek Lisans Mezunu
Tıp Fak. Tıbbi Biyoloji AD Yüksek Lisans Mezunu
Tıp Fak. Halk Sa÷lı÷ı AD Yüksek Lisans Ö÷rencisi
Do÷um-Kadın Sa÷lı÷ı ve Hastalıkları Hemúireli÷i Doktora Ö÷r.
Toplam
Sayı
5
4
4
3
3
1
1
1
1
23
Yüzde
21.7
17.4
17.4
13.0
13.0
4.3
4.3
4.3
4.3
100.0
Ebelik Ö÷rencisinin Maliyeti:
Erciyes, Cumhuriyet ve Mersin Üniversitesi SYO Ebelik Bölümü ö÷rencilerinin
e÷itimleri boyunca ailesi ve
devlete olan maliyetini belirlemeye yönelik olarak yapılan
çalıúma sonucuna göre ebelik bölümünden 4 yılda mezun olan bir ö÷rencinin;
{ Ailesine maliyeti: 16.300 YTL,
{ Devlete maliyeti: 7.370 YTL
{ Toplam maliyet: 23.670 YTL. olarak hesaplanmıútır.
9
4. EBE øNSAN GÜCÜ PLANLAMASI
Bir ülkenin kalkınmasında insan gücü planlaması kilit rol oynar. ønsan gücünün en
önemli parçalarından birisi de sa÷lık insan gücü olarak kabul edilmektedir. Sa÷lıkta ønsan
Gücü Planlaması Co÷rafi, ekonomik, sosyal ve kültürel özellikleri tanımlı bir bölgede yaúayan
bir toplumun, mevcut sa÷lık gereksinimlerinden yola çıkarak, bu gereksinimlerin
karúılanmasını içeren; kısa, orta ve uzun vadeli bir süreçte ortaya çıkabilecek di÷er
gereksinimleri de öngörerek, toplumun sa÷lık düzeyini iyileútiren maliyet-etkin sa÷lık
hizmetlerini sunabilecek sa÷lık insan gücünün üretimi, kullanılması ve yönetimi ile ilgili tüm
eylemlerin sistematik olarak koordine edilmesi için plan yapmaktır.
Anne ve çocuk sa÷lı÷ının geliútirilmesi, korunması, do÷um öncesi, do÷um ve do÷um
sonrası bakımın sa÷lanmasında görevleri olan ebe insan gücünü belirlemek hizmetin kalitesi
açısından oldukça önemlidir.
Bu çalıúmada Ebe ønsan Gücü Planlaması I.Basamak sa÷lık hizmetleri için, ebe baúına
düúen nüfus (nüfus / ebe sayısı), ebe baúına düúen 15-49 yaú kadın nüfus (15-49 yaú kadın
nüfus / ebe sayısı) ve II.Basamak sa÷lık hizmetleri için ise ebe baúına düúen yatak sayısı
(yatak sayısı / ebe sayısı) dikkate alınarak yapılmıútır.
4.1. Birinci Basamak Sa÷lık Hizmetleri øçin Toplam Nüfusa Göre Projeksiyon
TUøK tarafından 2013 yılında nüfusun 78.957.000 olaca÷ı projeksiyonu yapılmıútır.
Toplam ebe sayısı = 47.113
2007 yılında mezun olan ebe sayısı= 1521 oldu÷undan
Mevcut ebe sayısı: 47.113+ 1521 = 48.634
%5 kayıp (iúten çıkma. emeklilik) olaca÷ı varsayıldı÷ında 2013 yılında 46.202 ebenin görev
yapaca÷ı düúünülebilir.
2013 yılına kadar mezun olabilecek ö÷renci sayısı: 6822+492 (kontenjan artıúı) = 7314
%5 kayıp olaca÷ı varsayıldı÷ında 6948 ebe 2013 yılında mevcutlara katılacaktır.
2013 yılı ebe projeksiyonu : 46.202 +6948= 53.150
2013 yılında 53.150 ebenin görev yapaca÷ı projeksiyonu yapıldı÷ında bir ebe baúına 1486
kiúinin düúece÷i hesaplanmaktadır.
Ülkemizde sa÷lık hizmetleri nüfusa göre örgütlendi÷inden ve 2500 nüfusa 1 ebe istihdam
edilmesi gerekti÷i düúünüldü÷ünde 31.582 ebenin birinci basamak sa÷lık kuruluúlarında
çalıúmasına gereksinim vardır.
10
4.2. økinci Basamak Sa÷lık Hizmetleri øçin Yatak Sayısına Göre Projeksiyon
SB Hastanelerindeki Ebe sayısı = 15 bin (Yataklı Tedavi Kurumları 2006 østatistik Yıllı÷ı)
Di÷er hastanelerdeki (SSK+Üniversite+Özel+Di÷er) ebe sayısı: 4048
Toplam=19.048
SB’na ba÷lı Do÷um ve Çocuk Hastanelerinde çalıúan hemúire ve ebe sayısı 6281 kiúidir. Bu
hastanelerin yatak sayısı 19.976 kiúidir. Mevcut úartlar altında do÷umevinde çalıúan hemúire
ve ebeye 3.2 yata÷ın düútü÷ü hesaplanmaktadır.
5 yatak baúına bir ebenin düúmesi gerekti÷i düúünülecek olursa do÷umevlerinde çalıúan ebe
sayısının 3.995 olması gerekti÷i ve 6281-3905= 2286 ebe fazlalı÷ı oldu÷u görülmektedir.
2500 nüfusa bir ebe (31.582) ve 5 yatak baúına bir ebe (3.995) düútü÷ü zaman ise;
31.582 + 3995 = 35.577
53.150 – 35.577 = 17.573
2013 yılına gelindi÷inde 17.573 ebenin gereksinim fazlalı÷ı oluúturaca÷ı hesaplanabilir.
* 2500 nüfusa bir ebe ve 5 yatak baúına bir ebe düútü÷ünde 2013 yılına gelindi÷inde
17.573 ebenin gereksinim fazlası oldu÷u hesaplanmaktadır.
Ayrıca SB Hastanelerindeki Ebe sayısı 15 bin ancak hemúirelerle birlikte
do÷umevlerinde çalıúan ebe sayısı 6281 kiúidir. Yaklaúık 10 bin ebenin di÷er kliniklerde
hemúire iúlevi gördü÷ü de göz ardı edilmemeli. Bu durumda hesaplanandan yaklaúık 10 bin
daha fazla ebe yataklı tedavi kurumlarında görev yapmaktadır.
Tablo 15. Toplam Nüfusa ve Yatak Baúına Düúen Ebe Sayısına Göre 2013 Yılı Beklenen
ve Olması Gereken Ebe sayıları
Mevcut ebe sayısı
47.113
2007 yılında mezun olan ebe sayısı
1521
Toplam
48.634
%5 kayıpla 2013’te görev yapacak ebe sayısı
46.202
2013 yılına kadar %5 kayıpla mezun olabilecek ö÷renci sayısı
6948
2013 yılındaki toplam ebe projeksiyonu
53.150
2
2013 yılında olması beklenen nüfus
78.957.000
Birinci basamakta çalıúması gereken ebe sayısı
31.582
3
S.B. Hastanelerindeki Ebe sayısı
15.000
S.B. Do÷um ve Çocuk Hastanelerinde çalıúan hemúire ve ebe sayısı
6281
5 yatak baúına bir ebenin düúmesi halinde olması gereken ebe sayısı
3.995
Birinci basamakta çalıúması gereken ebe + 5 yatak baúına bir ebenin
35.577
düúmesi halinde olması gereken ebe sayısı
2500 nüfusa bir ebe ve 5 yatak baúına bir ebe düútü÷ünde
17.573 ebe fazlalı÷ı
Kaynak: 1 S.B.(2007),Türkiye’de Sa÷lı÷a Bakıú 2007.
2
http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=39&ust_id=11
3
SB Yataklı Tedavi Kurumları 2006 østatistik Yıllı÷ı
11
4.3. Birinci Basamak Sa÷lık Hizmetleri øçin 15-49 Yaú Grubu Kadın Nüfusa Göre
Projeksiyon
TUøK tarafından 2013 yılında 15-49 yaú grubu kadın nüfusun 21.442.000 kiúi olaca÷ı
projeksiyonu yapılmıútır.
2013 yılında 53.150 ebenin görev yapaca÷ı projeksiyonu yapıldı÷ında bir ebe baúına 403
kadının düúece÷i hesaplanmaktadır.
2500 kadın nüfusa 1 ebe düúecek olursa 8577 ebenin birinci basamak sa÷lık kuruluúlarında
çalıúmasına gereksinim vardır.
5 yatak baúına bir ebenin düúmesi gerekti÷i düúünülecek olursa do÷umevlerinde çalıúan ebe
sayısının 3995 kiúi olması gerekmektedir.
8577+ 3995 = 12.572 yada
2013 yılı için 53.150 ebenin görev yapaca÷ı düúünüldü÷ünde;
2500 nüfusa bir ebe ve 5 yatak baúına bir ebe düútü÷ünde ise 2013 yılına gelindi÷inde 40.578
ebe fazlalı÷ı olaca÷ı hesaplanabilir.
Tablo 16. 15-49 Yaú Kadın Nüfusa ve Yatak Baúına Düúen Ebe Sayısına Göre 2013 Yılı
Beklenen ve Olması Gereken Ebe sayıları
Mevcut ebe sayısı
47.113
2007 yılında mezun olan ebe sayısı
1521
Toplam
48.634
%5 kayıpla 2013’te görev yapacak ebe sayısı
46.202
2013 yılına kadar %5 kayıpla mezun olabilecek ö÷renci sayısı
6948
2013 yılındaki toplam ebe projeksiyonu
53.150
2013 yılında olması beklenen 15-49 yaú kadın nüfus
2
21.442.000
2500 kadın nüfusa 1 ebe düúerse birinci basamakta çalıúması
8577
gereken ebe sayısı
3
S.B. Hastanelerindeki Ebe sayısı
15.000
S.B. Do÷um ve Çocuk Hastanelerinde çalıúan hemúire ve ebe sayısı
6281
5 yatak baúına bir ebenin düúmesi halinde olması gereken ebe sayısı
3.995
Birinci basamakta çalıúması gereken ebe + 5 yatak baúına bir ebenin
12.572
düúmesi halinde olması gereken ebe sayısı
2500 kadın nüfusa bir ebe ve 5 yatak baúına bir ebe düútü÷ünde ise
40.578 ebe
fazlalı÷ı
Kaynak: 1 SB (2007),Türkiye’de Sa÷lı÷a Bakıú 2007.
2
http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=39&ust_id=11
3
SB Yataklı Tedavi Kurumları 2006 østatistik Yıllı÷ı
12
Tablo 17. 2013 Yılı Ebe Projeksiyon Sonuçları
2500 nüfusa bir ebe ve 5 yatak baúına bir ebe düútü÷ünde
17.573 ebe fazlalı÷ı
2500 (15-49 yaú) kadın nüfusa bir ebe ve 5 yatak baúına bir ebe
düútü÷ünde ise
40.578 ebe fazlalı÷ı
5. SONUÇ VE ÖNERøLER
Ebe ønsan Gücü Çalıúma Grubunun yaptı÷ı analiz sonucuna göre ülkemizde hizmet
veren ebelerin sayısal olarak çok oldu÷u görülmektedir. Ebeler, gebelik sırasında do÷umda
ve do÷umdan sonra gerekli bakım ve danıúmanlı÷ı sa÷lamak, normal do÷umları kendi
sorumlulu÷unda yaptırmak, yeni do÷anın bakımını ve aile planlaması danıúmanlı÷ı yapmak
gibi görevleri oldu÷undan birinci basamak için yapılacak olan projeksiyonda 15-49 yaú kadın
nüfusa göre yapılan hesaplamanın dikkate alınması uygun olacaktır. Ebeler ikinci basamakta
özellikle Do÷umevlerinde ve do÷umla ilgili kliniklerde görev almaları gerekti÷inden,
halihazırda bahsi geçen bu yerlerdeki ebe sayılarının olması gerekenin üzerinde oldu÷u da
tespit edilmiútir. Bu ba÷lamda ikinci basama÷ın ebe gereksinimi olmadı÷ı, hatta ebenin görev
alanı dıúında di÷er kliniklerde hemúire gibi çalıútırıldı÷ı düúünüldü÷ünde düzenleme
yapılırken bu hususa dikkat edilmesi gerekmektedir.
Bu çalıúma sonucunda Birinci basamakta da ebe fazlalı÷ı oldu÷u hesaplanmakla birlikte suni
bir ebe açı÷ı oldu÷u da görülmektedir. Bu bakımdan ebelerin bölgeler arasında uygun úekilde
da÷ıtılmadı÷ı, büyük úehirlerde yada il merkezlerinde a÷ırlıklı çalıútırıldı÷ı sonucuna varmak
mümkündür.
Dolayısıyla uygun da÷ılım yapılması yoluyla ebe açı÷ı olan yerlerin sorunu
giderilmekle birlikte ebe e÷itimi veren bölümlerde de düzenleme yapılması gerekmektedir. Bu
bakımdan ö÷retim elemanı açı÷ı çok olan, fiziki olarak donanımını tamamlayamayan ve
Avrupa Birli÷i kriterleri do÷rultusunda ebe olma mezuniyet kriterlerini yakalayamayan SYO’
da ö÷renci alımının durdurulması uygun bir yaklaúım olacaktır.
13
KAYNAKLAR
1. Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013). 1 Temmuz 2006 – Mükerrer Resmî Gazete
Sayı : 26215.
2. Health at a Glance: OECD Indıcators - 2005. Edition – ISBN-92-64-012621 © OECD
2005.
3. Ministry of Health of Turkey. Health Statistics 2002. Research, Planning and
Coordination Council. Yayın no: 653, Ankara, 2003.
4. Hamzao÷lu O, Özcan U. Türkiye Sa÷lık østatistikleri 2006. Birinci Baskı, Türk Tabipleri
Birli÷i Yayınları. Ankara, 2005.
5. T.C. Sa÷lık Bakanlı÷ı. Temel Sa÷lık Hizmetleri Genel Müdürlü÷ü Çalıúma Yıllı÷ı
2006. Ankara, 2007.
6. T.C. Sa÷lık Bakanlı÷ı. Temel Sa÷lık Hizmetleri Genel Müdürlü÷ü Çalıúma Yıllı÷ı
2004. Ankara, 2005.
7. Ministry of Health of Turkey. Turkey Health Report. Publication No: SB-HM-2004 / 01.
Ankara, 2004.
8. T.C. Sa÷lık Bakanlı÷ı. Sa÷lık østatistikleri, 2003. Ankara, 2004.
9. T.C. Baúbakanlık Türkiye østatistik Kurumu. østatistiksel Tablolar, Sa÷lık Personeli (online). http://www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_id=255
10. T.C.Sa÷lık Bakanlı÷ı. Türkiye’de Sa÷lı÷a Bakıú 2007. Eds. Mollahalilo÷lu S.ve ark.
Bölük Ofset Matbaacılık, Ankara, 2007.
11. T.C. Sa÷lık Bakanlı÷ı.Yataklı Tedavi Kurumları 2006 østatistik Yıllı÷ı. Ankara, 2007.
12. T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu. 2004 Yılı Çalıúma Raporu. Ankara, 2004.
13. T.C. Baúbakanlık Türkiye østatistik Kurumu. østatistiksel Tablolar, Yataklı ve Yataksız
Sa÷lık Kurumları (on-line). http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=6&ust_id=1
14. Sevi÷ Ü. Sa÷lık Yüksek Okulları Alt ve Üst Yapı Belirleme Çalıúması. 10.Yılında
Sa÷lık Yüksek Okulları Toplantısı, 16 Temmuz 2007, Antalya.
15. Baúer M, Sevi÷ Ü. (2007). Erciyes Üniversitesi Sa÷lık Yüksek Okulu Ebelik Bölümü
Ö÷rencisi Maliyet Çalıúması.
16. Güler, H. (2007). Cumhuriyet Üniversitesi Sa÷lık Yüksek Okulu Ebelik Bölümü
Ö÷rencisi Maliyet Çalıúması.
17. Yurdakul M. (2007). Mersin Üniversitesi Sa÷lık Yüksek Okulu Ebelik Bölümü
Ö÷rencisi Maliyet Çalıúması.
18. T.C.
Baúbakanlık
Türkiye
østatistik
Kurumu.
østatistiksel
Tablolar,
Nüfus
Projeksiyonları (on-line). http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=39&ust_id=11.
14
19. Ebelikte Ulusal Çekirdek E÷itim Programı. Ankara, 2006.
20. O'brıen Brıen-Pallas L, Baumann A, Donner G, Tomblın Murphy G, Lochhaas
Lochhaas-Gerlach J & Luba M. (2001). Forecasting models for human resources in
health care. Journal of Advanced Nursing; 33(1):120-129.
21. Özcan A. Yi÷it R. Sa÷lık Yüksekokulları ve ølk Yıllarındaki Nicel Durumları. C.Ü.
Hemúirelik Yüksekokulu Dergisi; 2000: 4 (2).
22. Yıldırım H.H. Sa÷lık ønsan Gücü Planlaması Panelinden øzlenimler ve Saptamalar:
Bilimsel
Dayanaktan
Yoksun
Bir
Tartıúma!...
(14
Mart
2007).
(on-line).
http://www.absaglik.com
15
Tıp-Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi Türkiye’ de Tıp-Sa÷lık
Bilimleri Alanında E÷itim ve ønsan Gücü Planlaması Diúhekimli÷i
Çalıúma Grubu
Türkiye’de Diúhekimi E÷itimi ve ønsan
Gücü Planlaması:
Mevcut Durum ve 2013 Vizyonu
TÜRKøYE’DE DøùHEKøMø EöøTøMø VE øNSAN GÜCÜ PLANLAMASI:
MEVCUT DURUM VE 2013 VøZYONU
øÇøNDEKøLER:
1.
GøRøù
2.
TÜRKøYE’DE DøùHEKøMø EöøTøMø VE øNSAN GÜCÜ PLANLAMASINDA
MEVCUT DURUM
2.1. DøùHEKøMø øSDøHDAMI
2.2. DøùHEKøMLERøNøN DAöILIMI
3.
DøùHEKøMø EöøTøMø
3.1. MEVCUT DURUM
3.2. EöøTøM PROGRAMLARI
3.2.1. AB’NE UYUM VE AKREDøTASYON
4.
TÜRKøYE’DE AöIZ VE Døù SAöLIöININ DURUMU
5.
MESLEKø POLøTøKALAR VE MEVZUAT
6.
TÜRKøYE’DE DøùHEKøMø EöøTøMø VE øNSAN GÜCÜ PLANLAMASINDA
ÖNERøLER
1
1. GøRøù
Türkiye’de Tıp-Sa÷lık E÷itim Konseyi sa÷lık alanında geliútirilecek insan gücü, e÷itim ve hizmet
politika ve planlarında daha fazla etkin ve aktif tutum sergilemek amacıyla bir çalıúma ve üretim
süreci baúlatmıútır. Buna yönelik olarak Diúhekimli÷inde mevcut durum de÷erlendirmesi ve 2013
yılı odaklı bir planlama önerisi geliútirilmesi üzerinde çalıúmalar baúlamıútır. Bu doküman,
Diúhekimli÷i alanında var olan Diúhekimi sayısı, yardımcı personel ve e÷itim kurumlarının
durumlarının de÷erlendirilmesini içermektedir. Ayrıca Türkiye’,deki a÷ız diú sa÷lı÷ı durumuna
ait veriler ve 2013 yılına hedefli ihtiyaç durumlarının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Türkiye’de
sa÷lık hizmetleri açından 2013 yılı hedeflerinde verilere dayanan insan gücü planlaması yaparak
toplumun kültürel, sosyal, ekonomik ve hastalık profiline uygun hizmetlerin sa÷lanması
önerilmektedir.
DøùHEKøMø øSDøHDAMI
2.1.
2005 verilerine göre Türkiye genelinde ortalama 21.000 diúhekimi aktif olarak çalıúmaktadır
(Tablo1).
Diúhekimi insan gücü durumunun saptanmasına yönelik çalıúma Türk Diúhekimleri Birli÷i
kaynakları üzerinden yürütülmüútür. Veriler 2005 yılına aittir. Bilgilere http://tdb.org.tr
adresinden ulaúılabilmektedir.
Türkiye’ de diúhekimli÷i hizmetlerinin örgütlenmesi tüm dünya ülkelerinde oldu÷u gibi a÷ırlıklı
olarak muayenehane temeli üzerinde olmuútur. Ayrıca kamuda çalıúan diúhekimlerinin ço÷u
kamudaki çalıúma saatlerinin dıúında muayenehanelerde çalıúmaktadır.
Tablo 1: Türkiye mesle÷ini aktif olarak yapan diúhekimlerinin da÷ılım tablosu
SERBEST
KAMU+SERBEST
KAMU
(Oda Üyesi - Muayenehanesi
yok)
KAMU
(Oda Üyesi de÷il)
13.611
2.139
1.183
3.218
TOPLAM *
20.151
MSB ÇALIùAN
DøùHEKøMLERø
673
GENEL TOPLAM
20.824
*Milli Savunma Bakanlı÷ı'nda gö revli 673 diúhekimi
(2002 yılı SSK østatistik Yıllı÷ından alınmıútır.) dahill
de÷ildir.
2
Diúhekimlerinin yaklaúık %73’ünün serbest olarak çalıúmakta oldu÷u görülmektedir (Tablo 2,
ùekil 1). Kamuda çalıúan diú hekimlerinin ise % 20’ si Sa÷lık Bakanlı÷ı’nda çalıúmaktadır.
Mayıs 2005 yılı itibarı ile Türkiye’de A÷ız ve Diú Sa÷lı÷ı hizmetleri:
x
x
x
o 2 Diú Hastanesi
o 35 Müstakil A÷ız ve Diú Sa÷lı÷ı Merkezi,
o 101 Hastane bünyesinde Diú Tedavi ve Protez Merkezi, ile
yürütülmektedir.
Tablo 2: Diúhekimlerinin çalıúma úekillerine göre da÷ılımı
SERBEST
13.611
KAMU+SERBEST
2.139
KAMU
(Oda Üyesi - Muayenehanesi
yok)
ÇALIùMAYAN DøùHEKøMø
(Odalara kayıtlı)
1.183
1.293
TOPLAM (TDB Üyesi)
18.226
KAMU
(Oda Üyesi de÷il)
3.218
TOPLAM *
21.444
MSB ÇALIùAN
DøùHEKøMLERø
673
*Milli Savunm a Bakanlı÷ı'nda görevli 673
diúhekimi (2002 yılı SSK østatistik Yıllı÷ından
alınmıútır.) dahil de÷ildir.
GENEL TOPLAM
22.117
3
ùekil 1: Diúhekimlerinin çalıúma durumlarına göre da÷ılım grafi÷i
Türkiye genelinde diúhekimlerinin %60’ı erkektir. Yaú aralıklarına göre bakıldı÷ında genç
diúhekimlerinde cinsiyet da÷ılımının benzer oldu÷u, ileri yaú gruplarında ise kadın diúhekimi
oranının daha düúük oldu÷u görülmektedir (ùekil 2).
ùekil 2: Diúhekimlerinin yaú ve cinsiyete göre da÷ılımları
4
DøùHEKøMLERøNøN DAöILIMI
Türkiye genelinde diúhekimlerinin illere göre da÷ılım Tablo 3’te görülmektedir. østanbul’da 2010
kiúiye bir diúhekimi düúmektedir. Bu oran, øzmir’de 1731/1, Tokat’da 20 295/1, ùanlıurfa’da ise
46 926/1 úeklindedir. TDB istatistiklerine göre ülke nüfusunun %47.11’i son bir yıl içinde,
%12.5 ise hayatı boyunca hiç diúhekimine gitmemiútir.
Tablo 3: øllere göre 2005 yılı diúhekimi da÷ılım tablosu
øL
ADANA
ADIYAMAN
AFYONKARAHøSAR
AöRI
AKSARAY
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARDAHAN
ARTVøN
AYDIN
BALIKESøR
BARTIN
BATMAN
BAYBURT
BøLECøK
BøNGÖL
BøTLøS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENøZLø
DøYARBAKIR
DÜZCE
EDøRNE
ELAZIö
ERZøNCAN
ERZURUM
ESKøùEHøR
GAZøANTEP
GøRESUN
GÜMÜùHANE
HAKKARø
HATAY
Krm. Top. Serbest DøùH. SAYISI
168
27
42
19
27
18
1415
110
8
20
73
77
13
14
8
13
16
13
19
16
137
39
19
37
60
148
17
27
50
22
175
76
60
18
18
7
64
356
12
61
6
38
28
1382
575
2
13
192
193
19
29
1
19
5
11
43
50
528
110
13
69
235
58
44
66
43
25
38
165
106
34
8
1
193
524
39
103
25
65
46
2797
685
10
33
265
270
32
43
9
32
21
24
62
66
665
149
32
106
295
206
61
93
93
47
213
241
166
52
26
8
257
5
IöDIR
ISPARTA
øSTANBUL
øZMøR
KAHRAMANMARAù
KARABÜK
KARAMAN
KARS
KASTAMONU
KAYSERø
KIRIKKALE
KIRKLARELø
KIRùEHøR
KøLøS
KOCAELø
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANøSA
MARDøN
MERSøN
MUöLA
MUù
NEVùEHøR
NøöDE
ORDU
OSMANøYE
RøZE
SAKARYA
SAMSUN
SøøRT
SøNOP
SøVAS
ùANLIURFA
ùIRNAK
TEKøRDAö
TOKAT
TRABZON
TUNCELø
UùAK
VAN
YALOVA
YOZGAT
ZONGULDAK
TOPLAM
14
104
869
678
51
19
16
11
30
73
44
22
18
6
67
209
31
61
91
22
102
50
9
24
21
38
22
21
46
190
16
17
97
39
16
34
43
75
8
28
27
12
36
43
6540
5
83
4625
1107
80
31
33
10
39
153
28
63
22
3
260
296
50
75
170
26
258
200
5
30
16
47
48
39
150
192
5
24
35
50
2
153
63
118
4
48
26
39
25
104
13611
19
187
5494
1785
131
50
49
21
69
226
72
85
40
9
327
505
81
136
261
48
360
250
14
54
37
85
70
60
196
382
21
41
132
89
18
187
106
193
12
76
53
51
61
147
20151
6
Türkiye’de do÷umda yaúam beklenti süresi 68 yaú ve üstü olarak kabul edilmektedir. Buna göre,
Türkiye’de diúhekimli÷i hizmetlerinin kullanılabilirlili÷ine göre olması gereken diúhekimi
sayısına ait tahminleme ùekil 3’te görülmektedir. 2003 yılında diúhekimine gitme sıklı÷ı yılda
0.7 kez iken gereken diúhekimi miktarı 15 123 olarak hesaplanmakta ve yeni mezun olacak
diúhekimleri ile birlikte varolacak sayı 18 900 olarak bildirilmektedir. ùekil 3’ten de anlaúılaca÷ı
gibi varolan diúhekimi sayısı, diúhekimine gitme sıklı÷ının artması göz önüne alındı÷ında dahi
fazladır.
30000
26500
25000
20800
20000
18900
15123
26500
23765
19012
16410
gereken dt
15000
varolan dt
10000
5000
0
1
1=20 03 yılı sıklık 0.7/yıl
2
3
4
2= 2005 yılı sıklık 0.8/yıl 3=20 10 yılı sıklık 1/yıl
4= 2010 yılı 1.5/ yıl
ùekil 3: Nüfusa göre yıllık diúhekimine gitme sıklı÷ı de÷erlendirilerek hesaplanan tahmini
diúhekimi gereksinimi
ùekil 4’de ise 1993 yılı ile 2002 yılları arasında nüfus artıúı ve diúhekimi artıú oranı arasındaki
iliúki görülmektedir. Buna göre diúhekimi artıúı ülkenin nüfus artıú hızından daha fazla olup,
özellikle 2000 yılında diúhekimi sayısında önemli bir artıú oldu÷u kaydedilmektedir.
ùekil 4: 1993 yılı ile 2002 yılları arasında nüfus artıúı ve diúhekimi artıú oranı
7
3. DøùHEKøMLøöø EöøTøMø
3.1. MEVCUT DURUM
Türkiye’de özellikle 1990 yılından itibaren yeni diúhekimli÷i fakültelerinin açılması hızlanmıútır.
Hiçbir plan ve program olmaksızın, fakültelerin teknik ve fiziki alt yapıları hazırlanmadan ve
ö÷retim elemanları yetersiz olarak açılan fakültelerin ciddi sorunları bulunmaktadır. Bu olumsuz
durum 8. Beú Yıllık Kalkınma Planı Özel ihtisas raporunda e÷itim kurumlarının kapasitelerine
yönelik kararların 4-6 yıl gibi uzun sürede sonuç vermesi dikkate alınarak, sa÷lık alanında insan
gücü planlamasında gelece÷e yönelik planlamaların yapılması gerekti÷i vurgulanmıútır. Bir
diúhekimli÷i ö÷rencisinin devlete maliyeti 5bin $d ır. Buna ailenin harcamaları da katıldı÷ında
pahalı bir e÷itimden geçen diúhekimlerini mezun olduktan sonra da zor úartlar beklemektedir.
Türkiye’de bugün 19 adet Diúhekimli÷i Fakültesi bulunmaktadır. Bunlar, bulundukları úehirlere
ve kuruluú yıllarına göre alfabetik olarak úu úekilde sıralanabilir:
Ankara Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(Ankara)
(1964)
Atatürk Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(Erzurum)
(1971)
Baúkent Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(Ankara)
(1999)
Çukurova Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(Adana)
(1993)
Cumhuriyet Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(Sivas) (1996)
Dicle Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(Diyarbakır) (1993)
Ege Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(øzmir)
(1968)
Erciyes Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(Kayseri)
(2001)
Gazi Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(Ankara)
(1982)
Gaziantep Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(Gaziantep)
(2006)
Hacettepe Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(Ankara)
(1963)
østanbul Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(østanbul)
(1908)
Karadeniz Teknik Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(Trabzon)
(2003)
Kırıkkale Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(Kırıkkale)
(2002)
Marmara Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(østanbul)
(1962)
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(Samsun)
(1993)
Selçuk Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(Konya)
(1987)
Süleyman Demirel Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(Isparta)
(1995)
Yeditepe Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi
(østanbul)
(1996)
Ülkemizde 19 Diúhekimli÷i Fakültesinden Kırıkkale Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi’nde
lisans e÷itimine henüz baúlanmamıútır. Gaziantep Üniveristesi Diúhekimli÷i Fakültesi ise yeni
kurulmuútur.
Fakültelerin ö÷retim üyeleri ve ö÷rencilere sa÷lanan ekipman olarak de÷erlendirilmesi Tablo
5‘de görülmektedir. Bu aç ıdan bakıldı÷ında, yeni açılan Fakültelerde ö÷retim üyesi açı÷ı ciddi
8
boyutlardadır. Fakülte sayısının artması ö÷retim üyesi açı÷ını ve yetiúmiú eleman azlı÷ını daha da
artıracaktır. Eski Fakültelerin maddi olanakları ekipmanın eskimiú olması nedeni ile kısıtlı
kalabilmektedir. Yeni Fakülteler ekipman ve donanım açısından daha avantajlı olabilmektedir.
østatistiksel de÷erlendirmelerde 1970 yılından günümüze Türkiye’de nüfus artıú hızında düúüú
dikkati çekmektedir. Halkın alım gücünün her geçen gün düúmesi sonucu diúhekimli÷i
hizmetlerinin alımı da düúmektedir. Bu durumda sa÷lık çalıúanları ve kullanıcıları durumdan
olumsuz etkilenmektedir. Buna karúılık, 1990’lı yıllardan itibaren diúhekimli÷i fakülteleri hızla
ço÷almıú ve yetiúen diúhekimi sayısının artıúı ile diúhekimi artıú oranı %6 ile nüfus artıú oranını
geçmiútir. Görüldü÷ü gibi, koruyucu diúhekimli÷i hizmetlerini organize etmeden, diúhekimine
gitme alıúkanlı÷ını geliútirmeden sadece diúhekimi sayısını artırmak a÷ız ve diú sa÷lı÷ı
sorunlarını çözmeyecektir.
Tablo 5: Diúhekimli÷i Fakültelerinin e÷itim úartlarının de÷erlendirilmesi
FAKÜLTE ADI
ùehir
Ankara Üniv.D.F.Ankara
Atatürk Üniv.D.F.Erzurum
Baúkent Üniv.D.F.Ankara
Cumhuriyet Üniv.D.F.Sivas
Çukurova Üniv.D.F.Adana
Dicle Üniv.D.F.Diyarbakır
Ege Üniv.D.F.øzmir
Gazi Üniv.D.F.Ankara
Hacettepe Üniv.D.F.Ankara
østanbul Üniv.D.F.østanbul
Marmara Üniv.D.F.østanbul
19 Mayıs Üniv.D.F.Samsun
Selçuk Üniv.D.F.Konya
S. Demirel Üniv.D.F.Isparta
Yeditepe Üniv.D.F.østanbul
Ö÷retim
Ö÷renci
Ünit
Ö÷renci Sayısı
198
Ö÷retim
Üyesine
Düúen
Ö÷renci
Sayısı
6,7
Üyesi
Sayısı
Sayısı
85
573
33
Ünit Baúına
Düúen
272
117
8,2
2,6
2
-----
17
-----
---
16
160
100
10
1,8
12
184
25
15,3
7,8
26
171
87
6,5
2,3
75
607
211
8,0
3,2
79
487
160
6,1
3,5
75
560
191
7,4
3,3
108
768
265
7,1
3,3
48
567
72
11,8
8,5
20
210
74
10,5
3,1
30
301
127
10,0
2,6
16
180
58
11,2
3,4
24
266
100
11,0
2,9
3,3
9
3.2 EöøTøM PROGRAMLARI
Diúhekimli÷i sa÷lık çalıúanları içinde edinilen mesleki bilginin yanı sıra el becerisi e÷itimi de
gerektiren bir daldır. E÷itiminde hedef:
1. Bilgi kazanılması
2. Beceri geliútirilmesi
3. Bunların davranıúa dönüútürülmesidir. Tüm bunlar ile sonuçta hedeflenen, mesleki
baúarıdır.
3.2.1. AB’YE UYUM VE AKREDøTASYON
Avrupa Birli÷i, bütünlük çalıúmaları içinde e÷itim bütünlü÷ü konusunda çeúitli komisyonlar
kurmuútur. Bu amaçla, DentEd 1997 yılında çalıúmalarına baúlamıú ve 3 evrede Avrupa
Birli÷i’nde e÷itimin ortaklaúmasına yönelik bir hareket planı hazırlamıútır. Buna göre son evre
2004-2007 yıllları arasında ECTS kredilerinin belirlenmesini içermektedir. Bugün ülkemizde pek
çok fakülte ECTS kredi sistemine geçmiútir.
Son yıllarda diúhekimli÷i e÷itiminde yetiúen diúhekiminin profili ve yeterlilik alanları yeniden
gözden geçirilmektedir. Öncelikle yapılması gereken var olan fakültelerin ülke içi norm
birli÷inin saplanmasıdır. Ülkemizde genel olarak benimsenen yeterlilik alanları úu úekilde
sıralanabilir.
Diúhekimini Yeterlilik Alanları:
1. Profesyonellik: Ana yeterlilik alanıdır. Profesyonel davranıú, etik, töre ve yargı bilgileri
2. øletiúim ve kiúiler arası etkileúim
3. Bilgi toplama, eleútirel düúünme
4. Klinik bilgi toplama
5. Tanı ve tedavi planlaması
6. A÷ız sa÷lı÷ının korunması
7. Sa÷lı÷ın yaygınlaútırılması
Avrupa Birli÷i, mezunların e÷itimini belgelemek amacıyla ortak bir diploma oluúturma
çalıúmaları içindedir. Ülkemizde ise bazı fakültelerde bu, diploma eki úeklinde bir belge ile
sa÷lanmaktadır. Diploma eki, üniversiteler tarafından diploma yanında verilen tamamlayıcı bir
belgedir.
4. TÜRKøYE’DE AöIZ VE Døù SAöLIöI DÜZEYø
Türkiye’deki a÷ız diú sa÷lı÷ı düzeyine ait veriler, 1988 yılında 5 ilde yapılan çalıúma ve 2004
yılında Hacettepe Üniversitesi Diúhekimli÷i Fakültesi ve Sa÷lık Bakanlı÷ı ile birlikte yürütülen
Türkiye A÷ız Diú Sa÷lı÷ı Profili çalıúması verilerine dayanmaktadır (Tablo 6). Bunlar dıúında
ülkenin çeúitli úehirlerinde yapılmıú bölgesel veriler de bulunmaktadır.
10
Tablo 6: Diú çürü÷ü açısından DSÖ 2000 yılı hedefleri ve Türkiye çalıúması sonuçları (1988,
2004)
1988
2004
2000 DSÖ
HEDEFLERø
6 yaú
çürüksüz
%15
%30.2
%50
12 yaú
DMFT
2.7
1.9
<3
18 yaú
tüm diúli
15-19 yaú %43
15 yaú %83.3
%85
35-44 yaú
diúsizlik
% 2.74
% 2.6
%50 azaltılmalı
65-74 yaú
diúsizlik
% 75
% 48
%25 azaltılmalı
Bu veriler de÷erlendirildi÷inde, 12 yaú DMFT de÷erinin Dünya Sa÷lık Örgütü’nün (DSÖ) 2000
yılı hedeflerine uydu÷u fakat diú çürü÷ü açısından di÷er hedeflere ulaúılamadı÷ı görülmektedir.
Tablo 7: Periodontal hastalıklar açısından DSÖ 2000 yılı hedefleri ve Türkiye çalıúması sonuçları
(1988, 2004)
1988
2004
2000 DSÖ
HEDEFLERø
18 yaú
sa÷lıklı 3 sekans (CPI=0)
15-19 yaú
%67.22
15 yaú
%78.0
%90
35-44 yaú
sa÷lıklı 3 sekans (CPI=0)
%14.32
%33.9
%75
65 + yaú
Derin cep varlı÷ı (CPI=4)
% 18.75
% 11
%10’u
geçmemesi
Periodontal sa÷lık açısından Türkiye geneline ait veriler Tablo 7’de görülmektedir. 2004 Türkiye
çalıúmasında, CPI indeksi ve ataúman kaybı ölçümleri DSÖ’nün önerileri do÷rultusunda 15 yaú
ve üzerinde yapılmıútır. 15 yaúta periodontal dokuları sa÷lıklı olan bireylerin prevalansının
%55.5 oldu÷u saptanmıútır. 2004 yılı çalıúmasına göre, diú fırçası olmayanların prevalansı hala
yüksektir. Bu oran 5 yaú çocuklarında %21.1, 12 yaúına % 9.4, 15 yaúında %8.5, 35-44 yaú
grubunda %14.5 ve 65 yaú üstünde %38.4 olarak bulunmuútur.
11
5. MESLEK POLøTøKALARI VE MEVZUAT
Sa÷lık Bakanlı÷ı verilerine göre,1999 yılının ikinci yarısından itibaren ülkemizin a÷ız ve diú
sa÷lı÷ı standartlarının yükseltilmesi ve tüm bireylerin diú hekimli÷i hizmetlerinden
yararlandırılması için artan nüfus ve geliúen tıbbi teknoloji paralelinde, mevcut a÷ız ve diú sa÷lı÷ı
merkezlerinin iyileútirilmesi, yeni a÷ız ve diú sa÷lı÷ı merkezlerinin açılması ve bir standart
kazanmaları amacıyla çalıúmalar sürdürülmektedir.
Ülkemizde diúhekimli÷inde Ortodonti ve Çene Yüz Protezi alanlarında olmak üzere 2 uzmanlık
dalı vardır. 2002 yılında çıkan yasayla uzmanlık sayısı 5’e çıkarılmıútır. Ancak Danıútay bu
yasayla ilgili olarak yürütmeyi durdurma kararı vermiútir. Halen Diúhekimli÷inde Uzmanlık
Tüzü÷ünün oluúturulması ile ilgili olarak Danıútay nezdinde baúta Sa÷lık Bakanlı÷ı olmak üzere
ilgili meslek birlikleri çalıúmalarını sürdürmektedir.
3575 sayılı Kanun ile de÷iúik 1219 sayılı Tababet ve ùuabatı Sanatlarının Tarzı øcrasına Dair
Kanun uyarınca, Sa÷lık Bakanlı÷ınca açılan sınavlarda baúarılı olanlara diú protez teknisyenli÷i
meslek belgeleri verilmeye baúlanmıú ve bugüne kadar 3169 kiúiye diú protez teknisyenli÷i
meslek belgesi verilmiútir.
Yine aynı Kanun’un 10 uncu maddesi uyarınca Sa÷lık Bakanlı÷ınca çıkarılması gereken Diú
Protez Laboratuarları Yönetmeli÷i, 09.08.2000 tarihli ve 24135 sayılı Resmî Gazete ’de
yayınlanarak yürürlü÷e girmiútir. Bu Yönetmelik uyarınca, diú protez laboratuarlarına ruhsat
verilmeye baúlanmıú olup, bugüne kadar 105 adet diú protez laboratuarı ruhsatlandırılmıútır.
3308 Sayılı Çıraklık ve Meslek E÷itim Kanun’u kapsamına, diú protez teknisyenleri de dahil
edilip, bu Kanun kapsamında de÷erlendirilmesi ve Milli E÷itim Bakanlı÷ı’nca belge verilmesi
sebebiyle yetki karmaúası yaúanmakta olup; konu, Bakanlıklar arasında yürütülen görüúmeler ile
çözümlenmeye çalıúılmaktadır.
Vatandaúların, a÷ız ve diú sa÷lı÷ı merkezleri hakkındaki úikayetleri de÷erlendirilmekte ve ayrıca
ihbar edilen sahte diúçiler hakkında gerekli yasal takibatların yapılması için adlî m erciiler
nezdinde giriúimlerde bulunulmaktadır.
Hastane bünyesinde faaliyet gösteren a÷ız ve diú sa÷lı÷ı merkezleri ile diú polikliniklerine
standart getirilmesi amacı ile isim de÷iúikli÷ine gidilmesi; böylece anılan birimlerin
modernizasyonu ile hizmet birimlerinin sayı ve kalite olarak yeterli hale getirilmesi
hedeflenmekte olup; bu ünitelerin, günümüz teknolojisine uygun tıbbîcihazlar ve yeti úmiú insan
gücü ile desteklenmesi ve sa÷lık hizmetlerinden faydalananlara kaliteli, ça÷daú diú hekimli÷i
hizmeti verilmesinin sa÷lanması için çalıúmalara hız verilmiútir.
Avrupa Birli÷i mevzuatına uyum faaliyetleri do÷rultusunda diú hekimlerinin serbest dolaúımı ile
ilgili mevzuatın uyumlaútırılması konusunda Genel Müdürlükte çalıúmalar baúlatılmıú olup,
Yüksek Ö÷retim Kurulu ile gerekli iúbirli÷i sa÷lanmıútır.
Di÷er yandan, øl Gezi Raporları do÷rultusunda, Sa÷lık Bakanlı÷ına ba÷lı birimlerde yürütülen
a÷ız ve diú sa÷lı÷ı çalıúmalarının veri kontrolleri yapılmıú ve kamu kaynaklarının etkin
kullanılması konusunda büyük mesafeler alınmıútır.
12
Ünit Kapasite durumlarına göre a÷ız ve diú sa÷lı÷ı merkezleri ihtiyaç programı hazırlanmıútır.
Böylece a÷ız ve diú sa÷lı÷ı merkezlerinin gerek idarî ve gerekse teknik yap ılanmalarına açıklık
getirilmiú ve iúleyiú kolaylı÷ı sa÷lanmıútır.
A÷ız ve diú sa÷lı÷ı hizmetlerinin, nitelik ve niceli÷inin artırılması için Sa÷lık Bakanlı÷ına ba÷lı
kurum ve kuruluúlarda mevcut diú hekimi ve diú teknisyeni ile ünit sayısının artırılması ve
mevcut cihazların günün teknolojisine uygun hale getirilmesinin sa÷lanması, ayrıca diú hekimi
atamalarının öncelikle ünit bulunan yerlere yapılması konularında Sa÷lık Bakanlı÷ı ilgili
birimleriyle koordineli çalıúılmaya devam edilmektedir.
81 øl Sa÷lık Müdürlü÷ü A÷ız ve Diú Sa÷lı÷ı ùube Müdürlerine ve Bakanlı÷ımız yataklı tedavi
kurumlarında çalıúan diú hekimlerine hizmet içi e÷itim verilmesi planlanmakta; ancak bu
düúünce finansman ve mekan problemi sebebiyle henüz hayata geçirilememiú bulunmaktadır.
Sa÷lık Genel Müdürlü÷ü tarafından,
x
x
x
A÷ız ve diú sa÷lı÷ı merkezlerinin sayı ve kalite olarak artırılması ve koruyucu a÷ız ve diú
sa÷lı÷ı hizmetlerinin etkili olarak verilebilmesi için gerekli çalıúmalar sürdürülmektedir.
A÷ız ve diú sa÷lı÷ı merkezleri ile ilgili çalıúmalar, mevcut sorunlar ve çözümleri
konularında, øzmir E÷itim Diú Hastanesi ile A÷ız ve Diú Sa÷lı÷ı Merkezleri
Baúhekimlerinin katılımı ile Samsun ilinde bir toplantı yapılmıútır.
A÷ız ve diú sa÷lı÷ı merkezleri yerinde denetlenmektedir.
Milli E÷itim Bakanlı÷ı’nca verilen Diú Protezcili÷i Ustalık ve Kalfalık Belgelerine sahip olan
kiúilerin ma÷duriyetlerinin giderilmesi amacıyla, Kanun Tasarısı Tasla÷ı hazırlanmıú, Hukuk
Müúavirli÷i görüúü do÷rultusunda 1219 sayılı Kanun de÷iúikli÷i çalıúmalarını sürdüren Temel
Sa÷lık Hizmetleri Genel Müdürlü÷üne, bu çalıúmalara eklenmek üzere gönderilmiútir.
6. TÜRKøYE’DE DøùHEKøMø EöøTøMø VE øNSAN GÜCÜ
PLANLAMASINDA ÖNERøLER
Ankara’da toplanan 2002 Sa÷lık Kurultayı raporuna göre, ülkemizde a÷ız ve diú sa÷lı÷ı ile ilgili
sorunlar en önemli halk sa÷lı÷ı sorunları içinde önemli bir yere sahiptir. A÷ız, diú ve diú etlerine
ait hastalıklar ülkemiz bireylerinin % 96’sını etkilemektedir. Buna ra÷men, a÷ız diú sa÷lı÷ı
hizmetleri sa÷lık hizmetleri içine entegre edilememiútir. A÷ız ve Diú sa÷lı÷ı Hizmetleri Sa÷lık
Bakanlı÷ında üç ayrı genel müdürlük bünyesinde yürütülmekte, diúhekimleri hizmetlerini
düzenleyip kontrol eden ba÷ımsız bir birim bulunmamaktadır. Bakanlık içerisinde de de÷iúik
birimler arasında iúbirli÷i ve iletiúimin olmaması gerçekçi bir politikanın saptanmasında ve
uygulamasında zorluk çıkarmaktadır. Tüm kamu kurumlarında diúhekimlerinin özlük hakları
istenilen düzeyde de÷ildir. Diúhekimleri kamu alanında yeterli istihdam alanına sahip de÷illerdir.
Ülkemiz genelinde diúhekimi co÷rafi da÷ılımı dengeli de÷ildir. øhtiyaç ve talebe göre kamuda
özellikle koruyucu hekimlik alanında çalıúacak diúhekimlerinin sayısının artırılmasına gerek
vardır.
13
Kendi döner sermayelerini kullanma hakkına sahip az sayıdaki A÷ız ve Diú Sa÷lı÷ı Merkezleri ve
Fakülteler dıúındaki birimlerde altyapı ve fiziki koúullar aynı standartta olmadı÷ı gibi tıbbi
cihazlarla ilgili bakım, onarım, yenileme hizmetleri de yetersizdir.
Diúhekimli÷i branúlarında uzman hekim kavramı do÷ru temellere oturtulmamıú ve yetiúmeleri
konusunda standartlar oluúturulmamıútır. Mezuniyet sonrası diúhekimi e÷itimi ve yardımcı
personel yetiútirilmesine yönelik programlar hazırlanmalı ve etkinlik sürekli olarak
de÷erlendirilmelidir.
Devletin sorumlulu÷unda olması gereken koruyucu a÷ız ve diú sa÷lı÷ı hizmetleri ülkemizde
sunulamamaktadır. Genel sa÷lık sigortası konusunda yapılan çalıúmalar a÷ız ve diú sa÷lı÷ı
uygulamaları konusunda tam bir sonuca ba÷lanamamıútır. Kamuda a÷ız ve diú sa÷lı÷ı
hizmetlerinin birinci basamak örgütlenmesinde koruyucu hizmetler son derece sınırlıdır ve klinik
hizmetleri vermeye ve sevk mercii olarak çalıúmaya devam etmektedir. A÷ız diú sa÷lı÷ı
bilgilerinin toplumun geneline yayılması ve bilgilerin yaúam tarzı úekline getirilmesi amacı ile
tüm sa÷lık çalıúanları, ö÷retmenler ve özellikle çocukların e÷itimine a÷ırlık verilmesi
gerekmektedir. E÷itime yönelik materyal hazırlanmalı, Milli E÷itim Bakanlı÷ını katılımı
sa÷lanmalı ve ülke genelinde medya deste÷i alınarak geniú kitlelere ulaúılmalıdır.
Sa÷lık çalıúanları, doktorlar, ebe ve hemúireler çok sayıda kiúi ile karúılaútıkları için a÷ız diú
sa÷lı÷ı bilgilerini aktarmak ve do÷ru úekilde bireyleri yönlendirmek açsından e÷itimde önemli bir
yere sahiptir. Nitekim, sa÷lık oca÷ında çalıúan ebe ve hemúirelere a÷ız diú sa÷lı÷ı konusunda
verilen e÷itimin etkinli÷i bilimsel olarak da gösterilmiútir. Tıp ve hemúirelik e÷itiminden
baúlayarak bu bilgilerin sa÷lık çalıúanlarına verilmesi toplumun genel a÷ız diú sa÷lı÷ı durumunu
olumlu etkileyecektir.
Sonuç olarak, koruyucu a÷ız diú sa÷lı÷ı hizmetleri devletin sorumlulu÷unda olmalı ve belirli yaú
gruplarında a÷ız ve diú kayıtları tutulmalı, periyodik aralıklarla bilimsel verilerin ıúı÷ı altında
koruyucu uygulanmalı, bu uygulamaları yürütebilecek insan gücü yetiútirilmelidir. Tedavi
hizmetlerine yönelik kamuda çalıúan diúhekimleri etkin bir úekilde organize edilmeli ve kamunun
tedavi talebini karúılayamadı÷ı durumlarda serbest hekimden hizmet satın alınabilmelidir.
14
Tıp-Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi Türkiye’ de Tıp-Sa÷lık
Bilimleri Alanında E÷itim ve ønsan Gücü Planlaması Eczacılık
Çalıúma Grubu
Türkiye’de Eczacılık E÷itimi ve ønsan
Gücü Planlaması
Mevcut Durum ve 2013 Vizyonu
1
GøRøù
Günümüzde geliúen teknoloji ve hizmet anlayıúındaki farklılaúmalar, tüm dünyada
oldu÷u gibi ülkemizde de eczacının rolünün de÷iúmesine neden olmuútur. Eczacılık hizmetleri
artık ilaç ve sa÷lık ürünlerinin üretilmesi, topluma ulaútırılması gibi klasik hizmetlerden ibaret
de÷ildir.
Özellikle son yıllarda, Doktor-Hasta-Eczacı üçgeninde yer alan Eczacılara, ilaç ve
hastalıklarla ilgili olası ve gerçek problemlerin tanımlanması, çözümü ve önlenmesi gibi
konularda önemli sorumluluklar yüklenmiútir.
Bu düúünceden hareketle, Dünya Sa÷lık Örgütü, Avrupa Birli÷i Uluslararası Eczacılık
Federasyonu, Avrupa Eczacılık Fakülteleri Birli÷i baúta olmak üzere gelece÷in eczacısını
yetiútirmek için ilaç merkezli e÷itimin yanında, hasta merkezli bir e÷itimi de ön görmektedir.
Tüm bu geliúmeler, Eczacılık e÷itim ve ö÷retiminde yeni düzenlemelere gidilmesi
zorunlulu÷unu getirmiú, ülkemizde de Eczacılık e÷itim ö÷retimi 2005-2006 yılından
baúlayarak 5 yıla çıkarılmıú, e÷itim ö÷retim programlarında günün koúullarına ve Avrupa
Birli÷i standartlarına göre düzenlemeler yapılmıú ve bu uygulama tüm Eczacılık
Fakültelerinde baúlamıútır.
1- Türkiye’de Eczacılık E÷itimi ve ønsan gücü Planlamasında Mevcut Durum
1.1 Eczacı østihdamı
1.1.1 Sayı ve Nitelikler
Türk Eczacıları Birli÷i verilerine göre ise, ülkemizde Ocak 2007 yılı itibariyle yaklaúık
27.000 eczacı bulunmaktadır. Bunların 23.000 kadarı serbest eczacı olarak çalıúmaktadır. Geri
kalanı ise baúka iúlerle u÷raúmaktadır veya emeklidir.
Eczacıların % 82 si eczane açmakta, ancak eczanelerin de % 37 si, nüfusun % 27 sinin
yaúadı÷ı üç büyük ilde toplanmıú bulunmaktadır.
Eczane baúına düúen kiúi sayısının büyüklü÷üne göre ilk on il sırasıyla Hakkari, Van,
Muú, Bitlis, ùırnak, A÷rı, Mardin, Kars, Erzincan ve Yozgat’tır. Eczane baúına düúen kiúi
sayısının en az oldu÷u on il ise sırasıyla Mu÷la, øzmir, Ankara, Denizli, Eskiúehir, Aydın,
Antalya, østanbul, Burdur ve Balıkesir’dir. Eczane sayısının en fazla oldu÷u 10 il sırasıyla
østanbul, Ankara, øzmir, Antalya, Bursa, Konya, Adana, Mersin, Balıkesir ve Manisa’dır.
Eczane sayısının en az oldu÷u 10 il sırasıyla Tunceli, Bayburt, Ardahan, Hakkari,
Gümüúhane, Kilis, Bingöl, Artvin, Kars, I÷dır ve Bitlis’tir. Eczacı baúına düúen nüfusun en az
oldu÷u iller özellikle Ege ve Trakya bölgelerinde, en çok oldu÷u iller ise Do÷u ve Güneydo÷u
Anadolu Bölgelerinde yer almaktadır.
Kaynak: Türkiye’de Eczacılık ønsan Gücünün De÷erlendirilmesi ve Eczane Da÷ılımları,
T.E.B Akademisi Yayınları Prof.Dr.Gülbin ÖZÇELøKAY-Uzm.Ecz.Halil TEKøNER 2007).
2
Türkiye’de eczacıların 2006 yılı itibariyle çalıúma alanlarına göre da÷ılımı Tablo I’ de
verilmiútir.
TABLO I- TÜRKøYE’DE ECZACILARIN SAYILARI VE ÇALIùMA ALANLARINA
GÖRE DAöILIMI
(KAYNAK: Serbest Eczacıların Sa÷lık Sistemine Katkısı: Avrupa Deneyimi T.E.B 2006)
ÇALIùMA ALANI
Serbest Eczacı
Kamu Eczacısı
Ecza Deposu
økinci Eczacı
ølaç Sanayi
øúsiz/mesle÷ini yapmayan/emekli
YÜZDE
% 79.3
% 8.62
% 1.38
% 1.72
% 2.07
% 6.90
Dünya Sa÷lık Örgütü’nün 2007 yılında yayınladı÷ı, Türkiye’nin de içinde yer aldı÷ı Avrupa
ülkelerindeki toplam eczacı istihdamı ile ilgili da÷ılım, Tablo II’de gösterilmektedir:
TABLO II – AVRUPA ÜLKELERøNDE ECZACI øSTøHDAMI
(KAYNAK: GLOBAL PHARMACY WORKFORCE AND MIGRATION REPORT 2007)
ÇALIùMA ALANI
Akademik
Eczane
Hastane
Endüstri
Ruhsatlandırma (Regulatory)
Satıú-Pazarlama
Di÷er
De÷erlendirme dıúı
YÜZDE
% 0.88
% 70.83
% 7.46
% 4.35
% 0.34
% 0.59
% 6.25
% 9.51
Aynı yayında Avrupa’daki ülkelere göre karúılaútırmalı da÷ılım (%) tablosu ise aúa÷ıda
verilmiútir:
3
TABLO III- AVRUPA’DA ECZACI øSTøHDAMI DAöILIMI (%)
(KAYNAK: GLOBAL PHARMACY WORKFORCE AND MIGRATION REPORT 2007)
Türkiye
øsviçre
Portekiz
Malta
Norveç
Italya
Irlanda
Izlanda
Macaristan
øngiltere
Almanya
Fransa
Finlandiya
Danimarka
Çek
Cumhuriyeti
Avusturya
Çalıúmayan
SatıúPazarlama
Bakanlık
Di÷erleri
Sanayii
Hastane
Serbest Eczane
Akademik
Araútırma
4.17
17.23
8.45
0.00
26.38
0.00
0.00
11.08
0.00
29.53
11.18
0.47
0.00
15.13
0.03
2.47
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
25.95
7.53
0.30
0.00
0.00
0.00
0.00
0.59
0.00
0.43
0.00
0.00
4.79
0.00
1.00
3.51
0.57
0.00
0.00
0.00
2.41
9.21
1.42
0.00
0.00
12.03
0.00
0.00
0.00
11.00
9.73
6.90
7.03
0.00
11.40
21.08
0.00
5.02
2.40
3.09
6.90
0.00
14.46
0.00
5.00
25.95
10.23
3.25
0.00
4.95
9.04
44.74
1.09
6.21
1.30
7.91
0.00
18.30
0.00
10.00
6.22
6.83
14.95
3.37
6.68
6.02
7.24
5.36
84.75
77.94
58.83
0.00
80.45
0.00
68.00
35.41
65.62
44.00
85.45
76.50
59.04
17.76
82.87
0.00
0.00
5.89
0.00
8.38
0.00
5.00
4.32
2.33
0.95
0.00
0.00
2.41
5.92
3.68
5.29
0.00
0.00
0.00
0.00
5.29
89.42
0.00
Tablo III de görüldü÷ü gibi Türkiye’ye ait bazı veriler Türk Eczacıları Birli÷i’nin verileri ile
(Tablo1) uyuúmamaktadır.
Ülkemizde eczacılarla ilgili olarak Türk Eczacıları Birli÷i ve DøE kayıtlarına göre di÷er bazı
veriler Tablo IV ve Tablo V’de verilmiútir.
TABLO IV- TÜRKøYE’DE ECZACILARLA øLGøLø ÇEùøTLø VERøLER
(KAYNAK: Serbest Eczacıların Sa÷lık Sistemine Katkısı: Avrupa Deneyimi
T.E.B 2006)
VERø
TEB Üyesi Eczacı
Eczacı Baúına Düúen Nüfus
Eczane Baúına Düúen Nüfus
Kadın eczacı oranı
Eczanede çalıúan kiúi sayısı
Üç büyük kentteki eczanelerin oranı
Marmara Bölgesindeki eczanelerin oranı
Yılda ortalama mezun sayısı
Yılda ortalama açılan eczane sayısı
Yılda ortalama kapanan eczane sayısı
SAYI
29.000
3.260
24.000
% 53
2.4
% 40
% 32
1000
900
30
4
TABLO V- TÜRKøYE’DE SAöLIK PERSONELø BAùINA DÜùEN Køùø SAYISI (2004
YILI VERøLERø)
Hekim
Eczacılık
Diú Hekimli÷i
Hemúirelik
Sa÷lık Memuru
Ebe
691
2928
3924
872
1248
1690
Türkiye ve Avrupa Birli÷i ülkelerinde bulunan eczacı sayıları Tablo VI’ da verilmiútir.
TABLO VI- AVRUPA BøRLøöø ÜLKELERøNDEKø TEMEL ECZACILIK VERøLERø
(KAYNAK: Serbest Eczacıların Sa÷lık Sistemine Katkısı: Avrupa Deneyimi
T.E.B 2006)
Ülke
Nüfus
Serbest
Eczane
Sayısı
Serbest
Eczacı
Sayısı
Eczane
Teknisyenleri
Ve Kalfaları
Sayısı
Avusturya
Belçika
Bulgaristan
Hırvatistan
Kıbrıs
Çek
Cumhuriyeti
Danimarka
Estonya
Finlandiya
Fransa
Almanya
Yunanistan
Macaristan
ørlanda
øtalya
Letonya
Litvanya
Lüksemburg
Malta
Hollanda
Norveç
Polonya
Portekiz
Romanya
Slovakya
Slovenya
8.040.000
10.310.000
7.845.500
4.430.000
710.000
10.190.000
1.162
5.256
4.400
930
435
2.107
4.623
9.700
5.400
2.420
435
5.550
5.380.000
1.356.000
5.200.000
59.340.000
82.440.000
11.000.000
10.200.000
3.900.000
56.990.000
2.350.000
3.480.000
440.000
400.000
16.105.000
4.550.000
38.240.000
10.407.000
22.573.000
5.380.000
2.000.000
327
307
800
22.697
21.305
9.300
2.050
1.230
16.808
909
675
79
225
1.707
502
9.693
2.759
4.600
1.070
260
840
757
1.345
47.502
46.140
9.400
4.597
2.139
33.000
1.434
2.195
332
756
2.334
1.807
22.000
5.122
8.500
3.000
689
4.521
5.074
4.200
1400
10
5.000
Serbest
Eczacı
Baúına
Düúen
Kiúi
Sayısı
1.739
1.063
1.453
1.831
1.632
1.836
Serbest
Eczane
Baúına
Düúen Kiúi
Sayısı
5.819(6.919)
1.962
1.783
4.763
1.632
4.836
2.568
554
2.430
19.829
81.974
NA
7.240
698
16.000
1.425
1.734
NA
NA
13.023
4.307
70.000
4.196
18.000
2.200
433
6.405
1.791
1.063
1.249
1.787
1.170
2.219
1.823
1.727
1.639
1.585
1.325
529
6.900
2.518
1.738
2.019
2.656
1.793
2.903
16.453
4.417
6.500
2.614
3.870
1.183
4.976
3.171
3.391
2.585
5.156
5.570
1.778
9.435
9.064
3.945
4.044
4.907
5.028
7.692
5
øspanya
øsveç
øsviçre
Türkiye
øngiltere
AB ortalaması
41.837.984
8.940.000
7.350.000
65.000.000
58.920.000
18.085.120
20.098
870
1.650
22.000
10.463
5.302
33.385
417
4.290
24.115
21.871
10.388
32.325
2.366
8.745
44.000
NA
1.253
2.419
1.713
2.695
2.694
2.166
2.082
10.276
4.455
2.955
5.631
5.105
Tablodan görüldü÷ü gibi Türkiye’de nüfus baúına düúen eczacı sayısı Avrupa Birli÷i
ülkelerine göre alt sıralardadır.
Dünyada eczacı baúına düúen nüfus açısından asgari bir sayı zaten tanımlanmamıútır.
Eczacı sayısı her ülkenin bölgesel gereksinimlerine göre úekillenmektedir. Bu bölgesel
gereksinimler, nüfusa ve özelliklerine, hastalık sıklı÷ına, ekonomiye, piyasa koúullarına,
eczacıya verilen rollere ve yetkilere, sa÷lık sistemine ve kullanılan teknolojiye göre
de÷iúkenlik göstermektedir.
Geliúmiú ülkelerde eczacılar, ülkelerin ihtiyaçları ve iç dinamikleri do÷rultusunda
çalıúma alanlarına yönlendirilebilmektedir. Fransa’da yapılan bir çalıúmada, eczacıların % 39
u eczane sahibi, % 35 ise bu eczanelerde yardımcı eczacı olarak çalıúmaktadır. %11 i
Biyolojik bilimlerde araútırmacıdır, % 6’sı ise hastane eczacısı olarak çalıúmaktadır. Sanayide
çalıúanların oranı ise % 5’dir. Eczacıların %2 si ecza depolarında istihdam edilmiútir. Geri
kalan % 2 oranındaki eczacılar mesleklerini ülke dıúında yürütmektedirler. (KAYNAK:
Pr.Chantal FINANCE Nancy Université The Bologna process and Pharmacy education in
France 2007).
Avrupa Birli÷i ve dıúındaki bazı ülkelerde 2006 yılı verilerine göre 100.000 kiúiye
düúen eczacı sayıları Tablo VII da görülmektedir.
TABLO VII- DÜNYADA ECZACI DAöILIMI (100.000 kiúi baúına)
(KAYNAK: Pharmacist Working www.worldmapper.org, Alphonsine 2006)
ÜLKELER
Almanya
Andorra
Angola
Arnavutluk
Avustralya
Azerbaycan
Belçika
Beyaz Rusya
Bosna Hersek
Bulgaristan
Çad
Çek
Cumhuriyeti
Danimarka
Ermenistan
Estonya
Finlandiya
2003
2004
58.11
97.51
35.45
59.98
22.37
-
2005
57.97
96.52
-
61.13
20.88
29.38
9.52
-
58.12
96
-
-
29.65
7.88
-
54.99
55.59
65.3
3.92
57.33
155.11
65.99
4.14
62.63
-
0.21
61.65
20.73
29.48
9.47
114
0.42
56.29
4.44
-
2006
-
112
6
Fransa
Gürcistan
Hırvatistan
Hollanda
øngiltere
ørlanda
øspanya
øsrail
øsveç
øsviçre
øtalya
øzlanda
Japonya
Kazakistan
Kıbrıs
Kırgızistan
Kore
Letonya
Litvanya
Lüksemburg
Macaristan
Madagaskar
Malta
Mauritius
Moldova
Cumhuriyeti
Monako
Montenegro
Norveç
Özbekistan
Polonya
Portekiz
Romanya
Rusya
Federasyonu
San Marino
Senegal
Slovakya
Slovenya
Sırbistan
Somali
Tacikistan
TFYR
Makedonya
Türkiye
Türkmenistan
Ukrayna
Ürdün
Yunanistan
106.24
8.41
52.86
19.32
107.43
6.18
54.38
16.79 -
-
85.07
85.23
67.36
88.16 -
-
68.17
-
70.84
62.24
114.78
96.45
60.35
91.33
98.09
-
61.87
86.07
101.06
69.69
14.85
3.15
82.73 51.01
-
200.71
52.67
15.75
59.93
3
58.07 89.46
5.98
7.79
-
51.73
41.07
24.94
1669
61.75
3.16
98.33
4.8
8.06
-
48.97 42.46 24.8
-
10.34 15.74
191
-
0.82
24.41
-
43.12
-
15.86
34.59
19.82
49.68
-
-
-
-
0.10
-
33.83
-
116
81.22
16.61
58.91
3
66.02
85.27
5.87
7.95
203
79.83
-
0.98
219.08
73.46
-
208.59
-
108
70.23
82.45
50.59
-
66.95
-
121
103.18
19.16
2.76
69.19
115
130
77.19
19.67
3.13
-
-
111.55
5.77
55.83
-
314
7
Eczacı sayıları ve istihdamı ile ilgili bulunabilen tüm kaynaklar incelendi÷inde, kaynaklar
arasında büyük farklılıklar göze çarpmaktadır.
1.1.2- Çalıúma Koúulları, Ücret ve Özlük Hakları
1.1.2.1- Kamuda Çalıúan Eczacılar
Sa÷lık Bakanlı÷ı ve Çalıúma Bakanlı÷ı Merkez ve Taúra Teúkilatları, Emekli Sandı÷ı,
Devlet Hastaneleri, Belediye Hastaneleri, Silahlı Kuvvetler ve Üniversitelerde çalıúan eczacı
sayısı, Türk Eczacıları Birli÷i kayıtlarına göre 2006 yılı için 2500 civarındadır.
Kamuda çalıúan eczacıların, özellikle kamu hastanelerinde çalıúanların çalıúma
koúulları, ücret ve özlük hakları, di÷er kamu kurumlarının büyük bölümünde oldu÷u gibi
yetersizdir. Bununla birlikte 2006 da hastane eczacıların çalıúma koúulları ve ücretlerinde bazı
iyileútirmeler yapılmıútır. Buna ra÷men hastane eczacıları mesleki bilgilerini kullanamamakta,
ancak giren-çıkan ilaç ve tıbbi malzemelerle ilgili sayısal verilerle u÷raúarak bir tür istatistik
memuru iúlevini yapmaktadırlar.
1.1.2.2- Özel Sektörde Çalıúan Eczacılar
ølaç Sanayi, Ecza Depoları, özel hastaneler ve ikinci eczacı olarak eczanelerde çalıúan
eczacı sayısı yaklaúık olarak 1500 civarındadır. ølaç Sanayinde sadece 600 eczacının çalıúıyor
olması dikkat çekicidir. ølaç Sanayinde yaklaúık 20.000 kiúinin çalıútı÷ı dikkate alındı÷ında bu
sayının azlı÷ı daha da belirginleúir.
1.1.2.3- Serbest Olarak Çalıúan Eczacılar
Türk Eczacıları Birli÷i verilerine göre, Türkiye’de 2007 yılında, 23.000 civarında
eczane sahibi eczacı bulunmaktadır. Bu eczanelerin 80 tanesi mesul müdürle çalıúmaktadır.
Türkiye’de eczane baúına düúen nüfus 3000 civarındadır. Eczanelerin bölgelere göre
da÷ılımı dengesizdir. Toplam eczanelerin % 40’ı üç büyük ilde olup, yine toplam eczanelerin
% 32’si Marmara Bölgesindedir. Eczane da÷ılımındaki bu dengesizli÷in nedenleri arasında
sosyal, ekonomik, kültürel etkenlerin yanı sıra mevzuat da sayılabilir. Yürürlükteki 6197
sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun, serbest eczane açılıúlarına herhangi bir
kısıtlama getirmemektedir.
1.2- Eczacılık E÷itim-Ö÷retimi
Türkiye’de eczacılık e÷itim-ö÷retimi, Lisans düzeyinde, 5 yıl (10 yarıyıl) süreyle
yaptırılmakta ve mezunlarına “eczacı” unvanı verilmektedir.
2006 yılında Türkiye’de e÷itim-ö÷retim yapan 1 i vakıf üniversitesinde olmak üzere
13 Eczacılık Fakültesi bulunmaktadır. Eczacılık Fakültelerine her yıl yaklaúık 950 ö÷renci
kaydolmakta ve 850 ö÷renci de mezun olmaktadır. 2006-2007 ö÷retim yılında Eczacılık
Fakültelerindeki toplam ö÷renci sayısı 4573 dür.
8
Türkiye’deki Eczacılık Fakülteleri ve bulundukları úehirler aúa÷ıda gösterilmiútir:
1- Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi – Eskiúehir
2- Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi – Ankara
3- Atatürk Üniversitesi Eczacılık Fakültesi –Erzurum
4- Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi –øzmir
5- Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi – Kayseri
6- Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi – Ankara
7- Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi – Ankara
8- ønönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi – Malatya
9- østanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi – østanbul
10- Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi – østanbul
11- Mersin Üniversitesi Eczacılık Fakültesi – Mersin
12- Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi – østanbul
13- Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi - Trabzon
1.2.1- Ö÷retim Elemanı
2006 yılı itibarıyla Eczacılık Fakültelerine toplam 780 ö÷retim elemanı
bulunmaktadır. Ö÷retim elemanının en çok oldu÷u fakülte Hacettepe Üniversitesi Eczacılık
Fakültesi iken en az oldu÷u fakülte ise Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’dir.
Ö÷retim üyesi baúına düúen ö÷renci sayısının en az oldu÷u fakülte Hacettepe Üniversitesi
Eczacılık Fakültesi, en çok oldu÷u fakülte Atatürk Üniversitesi Eczacılık Fakültesidir. Derslik
sayısı en fazla olan fakülte Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi iken, en az olanı ise
ønönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesidir.
Türkiye’de Eczacılık Fakültelerinde 2007 yılı itibariyle 219 profesör, 89 doçent ve 117
yardımcı doçent olmak üzere toplam 425 ö÷retim üyesi ile 33 ö÷retim görevlisi, 14 uzman ve
310 araútırma görevlisi bulunmaktadır.
TABLO VIII- ECZACILIK FAKÜLTELERøNDE BULUNAN ÖöRETøM ELEMANI VE
LøSANS ÖöRENCø SAYILARI (2006)
Fakülte
Prof.
Doç.
Yrd.Doç.
Ö÷r.Gör.
Uzm.
Arú.Gör.
Anadolu
Ankara
Atatürk
Ege
Erciyes
Gazi
Hacettepe
ønönü
østanbul
Marmara
Mersin
Yeditepe
Karadeniz
Teknik
TOPLAM
11
48
2
17
1
36
45
1
28
19
4
10
12
11
3
13
2
15
10
1
9
7
3
3
16
4
4
19
1
9
10
4
15
23
9
8
1
7
1
3
3
6
9
2
2
1
3
1
1
4
3
1
-
18
50
10
53
5
32
60
3
42
23
6
8
219
89
118
33
14
310
Lisans
Ö÷renci
385
635
146
585
63
511
443
122
763
482
137
350
4623
9
Bu tablonun incelenmesi ile ülkemizde eczacılık e÷itim-ö÷retimi yapılan bazı
Eczacılık Fakültelerinde yeterli ö÷retim elemanı bulunmadı÷ı açıkça görülmektedir. Bu
Fakültelerin yeni kuruldukları bilinmektedir. Ancak, her türlü alt yapı ve ö÷retim elemanı
ihtiyaçları giderilmeden bu Fakültelere ö÷renci alınması do÷ru olmamıútır.
Zira bazı Eczacılık Fakültelerinde ö÷renci ve/veya araútırma laboratuarlarının eksik
oldu÷u görülmektedir. Bazı fakültelerde konferans salonu, kütüphane, ö÷renci kantini,
yemekhane veya bilgisayar odası bulunmamaktadır.
1.2.2 Ö÷renciler
Yıllar itibariyle ülkemizde Eczacılık Fakültelerini kazanan ö÷rencilerin genel olarak
ÖSS puanları yükselmektedir. Bu durum, eczacılı÷ın günümüzde iúsizlik sorunu olmayan
mesleklerden biri olması ve hem kamu hem de özel sektörde çalıúma imkanlarının
bulunmasından kaynaklanmaktadır. Mezunların % 80-85’inin eczane açtı÷ı da bilinmektedir.
Kuruluú aúamasını tamamlayamamıú Eczacılık Fakültelerindeki ö÷renciler hem
e÷itim-ö÷retim hem de sosyal ve kültürel açıdan, di÷er geliúmiú eczacılık fakülteleri
ö÷rencileri ile karúılaútırıldı÷ında büyük farklılık olaca÷ı açıktır. Ayrıca bu ö÷rencilerin
barınma ve günlük ihtiyaçlarını karúılamada da zorluk çekece÷i bilinmektedir.
1.2.3- E÷itim Programları
Üniversitelerin E÷itim-Ö÷retim Yönetmelikleri, Çerçeve Yönetmeli÷e uygun olarak
Üniversite Senatolarınca hazırlanmaktadır. Eczacılık Fakülteleri de ba÷lı oldukları
Üniversitelerin E÷itim-Ö÷retim Yönetmeliklerine uymak zorundadırlar.
2005-2006 E÷itim-Ö÷retim yılında 5 yıllık programa geçen Türkiye Eczacılık
Fakültelerinde ortak çekirdek e÷itim-ö÷retim müfredatı uygulanmaktadır. Ancak,
Fakültelerimizin e÷itim-ö÷retim kadrolarının aynı olmaması nedeniyle çekirdek müfredatta
yer alan derslerde bazı de÷iúikliklere neden olmuútur. Açılan zorunlu ve seçmeli dersler
Anabilim Dallarının sorumlulu÷unda olup derslerin konu ve içerikleri Anabilim Dalları
tarafından belirlenmektedir. Bu durum fakülteler arasında bazı teorik ve pratik dersler ile
seçmeli derslerde ve stajlarda saat ve içerik yönünden farklılıklara yol açmıútır.
1.2.4- Avrupa Birli÷ine Uyum ve Akreditasyon
Türkiye’deki Eczacılık Fakülteleri, Avrupa Birli÷ine Üye Ülkelerdeki Eczacılık
Fakülteleri ile e÷itim-ö÷retim uyumunu sa÷lamıú durumdadır. Avrupa Birli÷ine üye ülkelerin
Eczacılık Fakülteleri programları arasında, hatta aynı ülkenin çeúitli Eczacılık Fakültelerinin
e÷itim-ö÷retim programları arasında farklılıkların bulundu÷u dikkate alınırsa, Ülkemiz
Eczacılık Fakültelerinin bu alanda kat etti÷i yol çok büyük bir önem taúımaktadır. Nitekim
bazı Eczacılık Fakültelerimizin ö÷rencileri Erasmus-Sokrates gibi programlar çerçevesinde
AB üyesi ülkelerde 1-2 yarıyıllık ö÷renim için gönderilebilmektedir. Bu ö÷renciler genel
olarak baúarılı olmaktadır.
Eczacılık Fakültelerinin akreditasyonu için Avrupa’da herhangi bir kuruluú
bulunmamaktadır.
10
1.3- Eczacılık Politikaları ve Mevzuat
1.3.1- Eczacılık Politikaları
ølaç ve eczacılık politikaları bir ülkenin genel Sa÷lık Politikası içinde yer alan önemli
bir alandır. Son yıllarda Avrupa Birli÷ine Uyum Çalıúmaları çerçevesinde, Sa÷lık
Politikalarında çeúitli düzenleme ve iyileútirme çabaları vardır. Ancak bu çalıúmaların süratle
tamamlanarak uygulamaya geçilmesi gerekmektedir.
1.3.2- Eczacılık Mevzuatı
Son yıllarda Avrupa Birli÷i Müktesebatına uyum çerçevesinde Sa÷lık Bakanlı÷ında
çalıúmalar yapılmaktadır. Ancak bu çalıúmalar henüz tamamlanabilmiú ve uygulamaya
konulabilmiú de÷ildir. Bu konudaki en büyük engel eczacılıkla ilgili 1953 yılında çıkarılan
6197 sayılı yasanın günün koúullarını yerine getirmekten uzak olmasıdır. Di÷er taraftan,
Eczacılar ve Eczaneler hakkındaki bu yasada, yapılan de÷iúiklikler pek çok yetki ve görevin
eczacıdan alınarak baúka bazı meslek mensuplarına verilebilece÷i endiúesi yaratan hükümler
içermektedir. Bu durumda, eczacıların sahip oldu÷u pek çok yasal yetki ve sorumluluklar
Avrupa Birli÷i Müktesebatı ile çeliúen bir úekilde baúka meslek mensuplarıyla paylaútırılmaya
çalıúılmaktadır. Bu durumda, eczacılıkla ilgili olarak yapılmaya çalıúılan Avrupa Birli÷ine
uyum mevzuat çalıúmaları önemli ölçüde göstermelik kalabilecektir.
Oysa 6197 sayılı yasa, konuya taraf olan her kesimin görüúleri alınarak çok titiz bir
úekilde hazırlanmalıdır.
11
TÜRKøYE’DE ECZACILIK EöøTøMø VE øNSANGÜCÜ PLANLANMASINDA
ÖNERøLER
Eczacı østihdamı ve Özlük Hakları
Eczacı istihdamında bugün için önemli bir sorun yaúanmamaktadır. Eczacılık
mesle÷inin istihdam alanları serbest eczaneler, hastaneler, ilaç ve kozmetik endüstrisi, ilaç
da÷ıtım kanalları, Sa÷lık Bakanlı÷ına ba÷lı ilaç ve eczacılık alanına yönelik hizmet veren
kamu kurum ve kuruluúları olarak genelleútirilebilir. Ancak mesle÷in eczane eczacılı÷ı
dıúındaki di÷er alanlarda istihdamı sınırlı sayıdadır. Bu konuda kısa, orta ve uzun
dönemler için çözüm sa÷layacak önlemler alınmadı÷ı takdirde eczacı istihdamı bir
problem olarak önümüze çıkacaktır.
Bu nedenle, ülkemizde sa÷lık sistemi içerisinde eczacıya verilen yetki ve roller geliúen
ve de÷iúen eczacılık hizmetleri çerçevesinde yeniden gözden geçirilmeli ve toplumun
sa÷lık düzeyinin yükseltilmesinde sa÷lık personeli olarak eczacıdan, geliúmiú ülkelerdeki
gibi, etkin bir úekilde yararlanma olanakları araútırmalıdır. Bu görev tanımının
yapılmasından sonra eczacı istihdamı ile ilgili gelece÷e dönük do÷ru ve gerçekçi
kestirimlerin yapılabilmesi mümkün olacaktır.
Di÷er yandan, her kesimde çalıúan eczacıların her türlü özlük haklarının tam olarak
verilmesi gerekir. Ülkemiz eczacıları, Avrupa Birli÷i Üyesi Ülkelerinde oldu÷u gibi
uygun çalıúma koúulları yanında hak ettikleri yetki ve de÷eri beklemektedir.
Eczacı sayısı ve Nitelikleri
Yeni eczacılık fakülteleri açma çalıúmaları oldu÷u bilinmektedir. Bu durumda
2013 yılı projeksiyonunu bilimsel olarak görme imkanımız kısıtlı kalmaktadır.
Bugünkü durumu de÷erlendirecek olursak; Ülkemizde mezun veren 12 eczacılık
fakültesinde 2007 yılı itibariyle kayıtlı ö÷renci sayısı 4600 civarında olup, yıllık mezun
sayısı da yaklaúık 900 civarında olacaktır.
2013 yılına kadar Eczacılık Fakültesi sayısı ve kontenjanlarının sabit kalaca÷ı
varsayılarak yapılabilecek bir projeksiyonda, 2013 yılında Türkiye’deki eczacı sayısının
37.000 e çıkabilece÷i, eczane sayısının ise yaklaúık 29.000 olabilece÷i hesaplanabilir.
Oysa ülkemizde çalıúma alanlarına ve nüfusa göre ihtiyaç duyulan eczacı sayısının
gerçekçi olarak belirlenmesi gerekir. Ayrıca eczacılık hizmetlerinin aksamadan
yürütülebilmesi ve Avrupa Birli÷i standartları dikkate alındı÷ında günümüzdekinden çok
daha fazla sayıda ve alanlarda uzmanlaúmıú eczacıya ihtiyaç olacaktır.
% 80 civarında eczacının eczane açtı÷ı ülkemizde 17.000 çalıúanı bulunan ølaç
Sanayinde sadece 600 kadar eczacının çalıútı÷ı bilinmektedir. O halde mezunların ilaç
sektörüne yönlendirilerek, eczacının ilacın rafa ulaúacak hale getirilmesinde de daha etkin
rol alması sa÷lanmalıdır.
Zira eczacılar, ilaç endüstrisinin üretim, ar-ge, yönetim ve pazarlama alanlarında
çalıúabilecek donanıma sahip bir mesle÷in mensuplarıdırlar. Yeni eczane açılmasının daha
katı kurallara ba÷lanmasıyla, eczacıların eczane açma dıúındaki alanlarda mesleklerini
yürütmeye yönlendirilmesi mümkün olabilir”. ølaç endüstrimiz, eczacılık fakültesi
ö÷rencilerinin sektörde çalıúmayı ciddi bir alternatif olarak de÷erlendirmesi gerekti÷ini ve
sektörün pek çok alanında eczacı istihdamına açık olduklarını vurgulamaktadır. Eczacılık
e÷itiminin 5 yıla çıkarılmasıyla ö÷rencilere eczane, hastane ya da endüstri eczacılı÷ı
12
alanlarında uzmanlaúma olana÷ı sa÷lanmasının mezunları eczane eczacılı÷ı dıúındaki
alanlara yönlendirilmesinde etkili olması beklenmektedir.
Dünyada Sa÷lık Sistemindeki geliúmeler, eczacılık hizmetlerinin de yeniden
düzenlenmesini gerektirmiútir. Bunun sonucu olarak Farmasötik Bakım ve Klinik
Eczacılık Hizmetleri ön plana çıkmıútır. Her iki hizmet açısından bilimsel donanıma sahip
eczacılarımızdan sa÷lık sistemi içinde gerek eczanelerde gerekse hastanelerde do÷ru ve
etkin bir úekilde yararlanmak toplum sa÷lı÷ı ve sa÷lık ekonomisi açısından önem
taúımaktadır.
Ayrıca da tedavi harcamalarında büyük yer tutan ilaç harcamalarının (2005 yılı
itibariyle %34) akılcı ilaç kullanımı politikalarının oluúturulmasında eczacının
öngörülemeyen etkinli÷i ve rolünün büyüklü÷ü kabul edilerek eczacıdan ilaç otoritesi
olarak yararlanmanın bir devlet politikası olarak benimsenmesi gerekmektedir.
Eczacılık E÷itim-Ö÷retimi
Avrupa Birli÷i’ne girme sürecinde ülkemizde eczacılık e÷itim kalitesi AB
ülkelerindeki düzeye gelmiútir. Di÷er taraftan eczacının niteli÷inin arttırılması amacı ile
Fakültelerimizde verilen e÷itim ve ö÷retimin kalitesinin sürekli olarak iyileútirilmesi ciddi
bir hedef olmalıdır.
Avrupa Birli÷i’nin 16 Eylül 1985 tarih ve 85/432/EEC sayılı direktifi gere÷i, eczacılık
e÷itimi kalite güvencesi açısından taúıması gereken standartlara göre yeniden
düzenlenerek 5 yıla çıkartılmıútır. Eczacılık ve tıp alanındaki yeni geliúmeler nedeniyle,
e÷itim programlarının moleküler biyoloji, biyoteknoloji, gen tedavisi, enformasyon
teknolojisi, farmasötik bakım ve klinik eczacılık alanlarını da kapsayacak úekilde
yenilenmesi öngörülmüútür. Ayrıca Avrupa Komisyonu Eczacılık E÷itimi Tavsiye
Komitesi, FIP ve WHO’nun tanımladı÷ı ça÷daú eczacının taúıması gereken nitelikleri
kazandırmaya yönelik yeni ders ilaveleri de yapmıútır. Ö÷renciler, yenilenen zorunlu ve
seçmeli derslerin yanında, 5. yılda serbest eczane, hastane eczacılı÷ı ve ilaç sanayinde
eczacılık gibi konularda yönlendirme programları do÷rultusunda dersler alacaklar ve bir
mezuniyet ödevi hazırlayacaklardır. Dolayısıyla eczacılar, kamu, hastane ve ilaç
sanayinde daha donanımlı olarak görev yapabileceklerdir.
E÷itim kalitesini sürekli yükseltme çalıúmaları devam etmeli, 2013 yılı hedef alınarak
yeni eczacılık fakülteleri asla açılmamalı hatta makul bir sürede geliúimini
tamamlayamayan eczacılık fakülteleri kapatılmalı veya co÷rafi olarak uygun alanlar
arasında birleútirilmelidir. Türkiye’de eczacı olabilmek için eczacılık fakültelerini tercih
eden gençlerin sayısı her yıl giderek artmaktadır. Mezun eczacıların % 80 üzerinde serbest
eczane tercihi nedeniyle, bu durum mevcut eczaneleri zor duruma sokaca÷ı gibi, yeni
açılacak eczaneleri, varlıklarını sürdürememe sorunuyla yüz yüze bırakacaktır.
Yeni açılan ve geliúmekte olan eczacılık fakültelerine deneyimli ö÷retim
üyelerinin sa÷lanması için ciddi özendirici önlemler alınmalıdır. Ö÷retim üyelerinin kalite
ve sayı yönünden yetersiz oluúu, eczacılık e÷itim ve ö÷retimi açısından dolayısıyla da
eczacılık mesle÷inin saygınlı÷ı açısından ciddi bir tehdit oluúturmaktadır. Bu açı÷ın
giderilmesi için ö÷retim üyesi yetiútirilmesi için doktora programlarından mezun ö÷renci
sayısının artırılması gerekir. Bu nedenle eczacılık fakültelerinin özellikle sa÷lık bilimleri
enstitüsü baúta olmak üzere ilgili enstitülerle uyumlu iúbirli÷i gerekmektedir.
Bu amaçla Yüksek Ö÷retim Kurulu tarafından “Ö÷retim Üyesi Yetiútirme”(ÖYP)
programı baúlatılmıútır. Bu programla, yeni açılan fakültelerin araútırma görevlileri
geliúmiú fakültelerde do÷rudan doktora çalıúmalarına baúlayabilecek ve doktoralarının
tamamlanmasının ardından, kendi fakültelerinde yardımcı doçent olarak görev
yapabileceklerdir. Geliúmekte olan üniversitelerin bu programa özendirilmesi bu
13
üniversitelerimizdeki e÷itim-ö÷retim ve araútırma faaliyetlerinin istenen düzeyde
sürdürülmesine önemli katkılar sa÷layacaktır.
Eczacılık Fakültelerinin kontenjanları her e÷itim-ö÷retim yılında yeniden
de÷erlendirilmeli ve gereksinimler, fiziksel altyapı ve ö÷retim elemanı sayısına göre
belirlenmelidir. Yüksek kontenjanlar mutlaka düúürülmelidir. Geliúmiú fakülteler
araútırmaya ve lisansüstü e÷itim ve ö÷retime yönlendirilmelidir. Yüksek Ö÷retim
Kurulu’nun da bu konuya titizlikle yaklaúması gerekmektedir.
Eczacılık Fakültelerinde son yıllarda görülen önemli bir sorun ise Fakültelerde
akademisyen olarak çalıúmak isteyen eczacıların sayısının her geçen gün azalması ve
Anabilim Dalları kadrolarının daha çok baúka meslek mensupları tarafından doldurulmaya
çalıúılmasıdır. Bu nedenle özlük hakları ve kadro gibi konularda (örne÷in 50/d yerine 33
kadrolarının verilmesi ve ücretlerin artırılması gibi) tedbirler alınarak, eczacıların
üniversitelerde de çalıúmaları özendirilmelidir.
Böylece aynı zamanda sadece Eczacılık Fakültelerinde mevcut olan Anabilim
Dallarına eczacı kökenli kiúilerin Araútırma Görevlisi olarak girmek üzere baúvurmaları
da sa÷lanabilecektir. Ayrıca ö÷retim elemanlarının günün koúullarına göre kendilerini
yetiútirmeleri amacıyla yurt içi ve yurt dıúı bilimsel etkinliklere katılabilmeleri için maddi
destek sa÷lanmalı ve ücretleri, Avrupa Birli÷i’ne üye ülkelerdeki ücretler düzeyine
çıkarılmalıdır.
Klinik eczacılı÷ın giderek daha çok önem kazanmaya baúladı÷ı günümüzde, eczacılık
lisans e÷itiminde klinik eczacılı÷a daha çok yer verilmesi, lisansüstü e÷itimde ise,
hastanelerin çeúitli kliniklerinde görev yapabilecek uzman klinik eczacı yetiútirilmesi
amacına yönelik programların ivedilikle enstitüler bünyesinde oluúturulması gerekir.
Eczacılık Fakültelerinde araútırma projelerinin ve üretilen bilginin gerekli yerlere
iletilebilmesi için özel sektör ve kamu sektörü ile daha yakın iliúkiler kurulmalıdır.
Araútırmaların desteklenmesi konusunda sanayi ile iúbirli÷i olanaklarının arttırılması
sa÷lanmalıdır. Araútırma projelerinin hazırlanması, yürütülmesi ve harcamalar konusunda
bürokrasi azaltılmalıdır.
2.2.2. Altyapı Olanakları
Yeni kurulan ve hali hazırda ö÷rencisi olmayan eczacılık fakültelerinde ciddi altyapı
sorunları vardır. Fakülte kütüphaneleri yerli ve yabancı kitap ve dergiler açısından
zenginleútirilmeli, ö÷rencilere sürekli açık internet hizmeti sunulmalıdır. Ö÷rencilerin
barınma, e÷itim ve di÷er giderleri için burs ve kredi gibi imkanlar arttırılmalı, ö÷renciler
spor ve güzel sanatlar ve di÷er sosyal çalıúmalar için teúvik edilmelidir.
Üniversitelerin bütçeleri tespit edilirken Eczacılık Fakültelerinin e÷itim ve
araútırmalarına ayrılacak payların artırılması, Eczacılık Fakültelerinin geliúmesine katkıda
bulunacaktır. Zira bünyesinde Eczacılık Fakültesi bulunduran Üniversitelerin yurt dıúı
yayınlarının büyük ço÷unlu÷u Eczacılık Fakültelerinin yayınlarından oluúmaktadır.
Eczacılık Fakülteleri arasında ortak projeler yürütülebilmesi için fakülteler
iúbirli÷ine gitmeli ve gereksiz harcamalardan kaçınılmalıdır. Bu nedenle Fakültelerde
merkez laboratuarlarının kurulması da zorunlu bir hale gelmiútir.
2.2.3. Eczacılık Politikaları ve Mevzuat
2013 vizyonu dikkate alınarak, ilgili kurumlar tarafından ülkemizin eczacı ve
uzman eczacı ihtiyacı gerçekçi ve net olarak belirlenmelidir.
Avrupa Birli÷i mevzuatı ülkemiz açısından büyük önem taúımaktadır. Eczacılık,
Avrupa Birli÷i’nde oldu÷u gibi ülkemizde de hak etti÷i yere getirilmelidir.
14
Eczane açmak isteyen eczacıların, eczanelerini ihtiyacın fazla oldu÷u bölgelerde
açmaları özendirilmeli, gerekirse eczane açılıúında düúük faizli kredilerle il
merkezlerindeki yo÷unluk azaltılmalıdır.
Eczacıların istihdamını arttıracak uygun mevzuat düzenlenerek yeni çalıúma alanları
geliútirilmesi çok önemlidir. Klinik eczacılık uygulamaları bu konuda bir örnek olabilir.
Hastanelerde eczacı, hekime ilacın kullanımı sırasında dozu, yan etkiler, etkileúimleri
konusunda yardımcı olabilir. Farmakoterapi e÷itimi almıú eczacılar hipertansiyon, diyabet
ya da yaúlı bakım merkezlerinde çalıúabilirler. Bu úekilde farmasötik bakım hizmetleri
verilebilir.
Ülkemizde ça÷daú eczacılık hizmetlerinin en iyi biçimde uygulanabilmesi için
gerekli mevzuat de÷iúikliklerinin süratle yapılması gerekir. Örne÷in, eczacıların geri
ödemelerdeki zorlukları, eczane sınırlamaları, ikinci eczacı olarak çalıúma ile ilgili
hükümler kısa zamanda yürürlü÷e girmelidir. Bu amaçla, eczacılıkla ilgili yasa ve
yönetmeliklerin konuya taraf olan kesimlerin görüúleri de dikkate alınarak, yeniden
düzenlenerek uygulamaya geçirilmesi sa÷lanmalıdır.
Prof.Dr.Seçkin ÖZDEN
KOORDøNATÖR
Prof.Dr.Ahmet BAùARAN
Prof.Dr.Turhan BAYKAL
15
KAYNAKLAR:
1- Türkiye’de Eczacılık ønsan Gücünün De÷erlendirilmesi ve Eczane Da÷ılımları, T.E.B
Akademisi Yayınları Prof.Dr.Gülbin ÖZÇELøKAY-Uzm.Ecz.Halil TEKøNER 2007).
2- Serbest Eczacıların Sa÷lık Sistemine Katkısı: Avrupa Deneyimi
(T.E.B 2006).
3- GLOBAL PHARMACY WORKFORCE AND MIGRATION REPORT 2007
PART I: WORKFORCE DESCRIPTION. International Pharmaceutical Federation (FIP).
4- Pr.Chantal FINANCE Nancy Université The Bologna process and Pharmacy education in
France 2007.
5- Pharmacist Working www.worldmapper.org, Alphonsine 2006.
6- Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunda De÷iúiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
Tasla÷ı, 6197 Sayılı Kanun.
7- A. Bayraktar, Serbest Eczanelerde Klinik Eczacılık Uygulamaları, 8. Ulusal Eczacılık
Kongresi, 2006).
8- European Health For all database (HFA-DB)
World Health Organization Regional office For Europe
http://data.euro.who.int/h Fadb
9- Devlet østatistik Enstitüsü. Nüfus Projeksiyonu 2006.
16
Tıp-Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi Türkiye’ de Tıp-Sa÷lık
Bilimleri Alanında E÷itim ve ønsan Gücü Planlaması Veteriner
Hekim Çalıúma Grubu
Türkiye’de Veteriner Hekimlik E÷itimi
ve ønsan Gücü Planlaması
Mevcut Durum ve 2013 Vizyonu
øÇøNDEKøLER
1 TÜRKøYE’DE VETERøNER HEKøMLøK EöøTøMø VE øNSAN GÜCÜ
PLANLAMASINDA MEVCUT DURUM -------------------------------------------------------------------- 2
1.1 VETERøNER HEKøM øSTøHDAMI --------------------------------------------------------------------------- 2
1.1.1 SAYI VE NøTELøKLER --------------------------------------------------------------------------------------- 2
1.1.2 ÇALIùMA KOùULLARI, ÜCRET VE ÖZLÜK HAKLARI -------------------------------------------------- 5
1.1.2.1 Kamuda Çalıúan Veteriner Hekimler ----------------------------------------------------------------- 5
1.1.2.1.1 Tarım ve Köyiúleri Bakanlı÷ı (TKB) --------------------------------------------------------------- 5
1.1.2.1.2 Belediyeler --------------------------------------------------------------------------------------------- 5
1.1.2.1.3 Sa÷lık Bakanlı÷ı --------------------------------------------------------------------------------------- 6
1.1.2.1.4 Di÷er Kamu Kuruluúları ------------------------------------------------------------------------------ 6
1.1.2.2 Özel Sektörde Çalıúan Veteriner Hekimler----------------------------------------------------------- 6
1.1.2.3 Serbest Olarak Çalıúan Veteriner Hekimler ---------------------------------------------------------- 7
1.2 VETERøNER HEKøMLøK EöøTøMø ------------------------------------------------------------------------- 7
1.2.1
ÖöRETøM ELEMANI -------------------------------------------------------------------------------------10
1.2.2
ÖöRENCø --------------------------------------------------------------------------------------------------11
1.2.3
EöøTøM PROGRAMI --------------------------------------------------------------------------------------12
1.2.4 AB’NE UYUM VE AKREDøTASYON-----------------------------------------------------------------------13
1.3 MESLEKø POLøTøKALAR VE MEVZUAT ------------------------------------------------------------------15
1.3.1 MESLEK POLøTøKALARI-----------------------------------------------------------------------------------15
1.3.2 MESLEKø MEVZUAT ---------------------------------------------------------------------------------------15
1.3.2.1 Gıda Mevzuatı-------------------------------------------------------------------------------------------16
1.3.2.2 Yem Mevzuatı-------------------------------------------------------------------------------------------16
1.3.2.3 Zootekni ve Sun'i Tohumlama ------------------------------------------------------------------------17
1.3.2.4 Çevre ve Veteriner Hekimlik--------------------------------------------------------------------------18
1.3.2.5 Meslek Yasası -------------------------------------------------------------------------------------------18
2 TÜRKøYE’DE VETERøNER HEKøMLøK EöøTøMø VE øNSAN GÜCÜ
PLANLAMASINDA ÖNERøLER-----------------------------------------------------------------------------19
2.1 VETERøNER HEKøM øSTøHDAMI --------------------------------------------------------------------------19
2.1.1 SAYI VE NøTELøKLER --------------------------------------------------------------------------------------19
2.1.2 ÇALIùMA KOùULLARI, ÜCRET VE ÖZLÜK HAKLARI -------------------------------------------------20
2.2 VETERøNER HEKøMLøK EöøTøMø ------------------------------------------------------------------------21
2.2.1 EöøTøM PROGRAMLARI, EöøTøCø SAYISI VE ÖZELLøKLERø --------------------------------------------22
2.2.2 VETERøNER FAKÜLTELERøNøN ALTYAPI OLANAKLARI -----------------------------------------------23
2.3 MESLEKø POLøTøKALAR VE MEVZUAT ------------------------------------------------------------------23
1
Giriú
Dünya’da bilginin üretilmesi, saklanması ve kullanılmasında sa÷lanan geliúmeler,
ekonomik ve sosyal yapılarda de÷iúime neden olmuú; bireylerin mesleki rolleri ve sunumu da
yeni boyutlar kazanmıútır. Bu küresel de÷iúimin ülkemize yansıması da; hem veteriner
fakültelerinde e÷itimin yapısı ve kalitesinin artırılması hem de kamu veteriner hekimlik
hizmetlerinin etkin ve kaliteli sunumu konularında da yeni açılımların gereklili÷ini ortaya
çıkarmıútır.
Türkiye’de veteriner hekimlik e÷itimi, veteriner hekim planlaması genel istihdam
politikasının bir parçası olarak düúünülmelidir. Kamu ve özel sektörün mevcut durumu kısa,
orta ve uzun dönemde, bu çerçevede ele alınıp ileriye dönük olarak de÷erlendirilmelidir.
Veteriner hekimli÷i insan hekimli÷inden ayıran en önemli fark, (pet hayvanları hariç)
u÷raútı÷ı süjenin aynı zamanda iktisadi bir mal olmasıdır. Veteriner Hekimlik; hekimlikle
birlikte teknik (Zootekni), teknolojik (Gıda Kontrolü ve Teknolojisi) ve ekonomik bilgi
birikimine sahip meslek olarak tanımlanabilir. O nedenle veteriner hekim; mesle÷ini icra
ederken insan ve hayvan sa÷lı÷ını koruma yanında, gıda güvenli÷i, hayvan refahı, hayvan
ıslahı ve yetiútiricili÷ine yönelik faaliyetlerin bilimsel kurallara uygunlu÷unu temin etmek ve
bu hizmetlerin iktisadilik prensibi içinde yapılmasını sa÷lamak zorundadır.
Müzakere sürecine girdi÷imiz Avrupa Birli÷i’nde hayvan sa÷lı÷ı kuralları ile gıda
güvenli÷i, hayvan refahı konuları yeni bir korumacılık úekli olarak artan bir önem
kazanmıútır.
1
Türkiye’de Veteriner Hekimlik E÷itimi Ve ønsan Gücü Planlamasında Mevcut
Durum
1.1
1.1.1
Veteriner hekim istihdamı
Sayı ve nitelikler
Türkiye'de
Cumhuriyeti
döneminde
1935-2007
yılları
arasında
Veteriner
Fakültelerinden 21.852 veteriner hekim mezun olmuútur.
Aktif-çalıúır ve Aktif-çalıúan veteriner hekim sayıları hakkında kesin veri
bulunmamaktadır. Buna karúın, çeúitli kaynaklardan sa÷lanan verilere göre yapılan
de÷erlendirmelerde 13.000- 13.500 arasında aktif-çalıúır halde veteriner hekim bulundu÷u;
2
aktif-çalıúan veteriner hekim sayısının 10.000- 10.500 arasında oldu÷u; iúsiz veteriner hekim
sayısının ise 2800 dolayında oldu÷u bildirilmektedir.
Türkiye’de Veteriner Hekimlerin çalıúma alanlarına göre yaklaúık da÷ılımı Tablo 1'de
verilmiútir.
Tablo 1 Türkiye’de Veteriner Hekimlerin Sayıları ve Çalıúma Alanlarına Göre Da÷ılımı
Çalıúma Alanı
Kamu
Tarım ve Köyiúleri Bakanlı÷ı
Yerel Yönetimler *
Sa÷lık Bakanlı÷ı
Çevre Bakanlı÷ı
Adalet Bakanlı÷ı
Orman Bakanlı÷ı
TAEK
Türk Silahlı Kuvvetleri
Milli E÷itim Bakanlı÷ı (Ö÷retmen)
EBÜAù
Tarım øúletmeleri Genel Müdürlü÷ü
Üniversiteler
Özel Sektör
Gıda Sektörü
ølaç Sektörü
Yem Sektörü
Özel Veteriner Hekim Muayenehane, Klinik ve Hastaneleri
Di÷erleri
DøE, Emniyet, Tübitak, Kendi øú Yapanlar
øúsiz
Toplam
Not: Vefat**
Emekli**
* Kadro sayısıdır (Tahminen 1000 istihdam)
** Tahmini
Sayısı
2600
2476
32
3
4
2
12
60
535
78
74
1121
750
245
70
1950
400
2791
17.377
2720
1465
Türkiye ve AB ülkelerinde bulunan veteriner fakülteleri, alınan ö÷renci sayıları, yıllık mezun
veteriner hekim sayıları ile ülkelere göre veteriner hekim sayıları da Tablo 2'de gösterilmiútir.
3
Tablo 2 Türkiye ve AB Ülkelerinde Veteriner Fakülteleri ve Veteriner Hekim Sayıları
Ülke
Fakülte
Sayısı
Ö÷renci
sayısı
Veteriner
Hekim Sayısı
Almanya
5
6.506
24.660
Avusturya
1
2.500
2.626
Belçika
2
3.000
4.567
Danimarka
1
736
2.372
Finlandiya
1
390
1.030
Fransa
4
2.033
15.583
Hollanda
1
1.185
4.078
øngiltere
6
2.740
14.401
ørlanda
1
375
2.078
øspanya
10
11.279
17.047
øsveç
1
671
1.722
øtalya
13
8.761
19.016
Lüksemburg
90
Portekiz
4
1.754
2.372
Yunanistan
2
671
2.300
Toplam
52
41.329
113.942
Türkiye*
17
7.499
18.927
*2005-2006 E÷itim-Ö÷retim Yılı verilerine göre hazırlanmıútır.
Yıllık Mezun Sayısı
974
200
100
600
100
950- 1.000
Hayvan Sayısı Hekim
(BBHB)
Baúına
Düúen
Hayvan
Sayısı
(BBHB)
16.779.460
680
3.154.462
1.201
3.388.797
742
2.986.776
1.259
1.174.000
1.140
22.383.500
1.436
5.293.580
1.298
14.623.925
1.015
7.722.800
3.716
12.167.200
714
1.971.783
1.145
8.979.300
472
196.590
2.184
2.344.260
988
2.206.538
959
105.372.972
925
10.000.000
555
Tablo 2’de görülece÷i gibi, AB ülkelerine göre Türkiye’de veteriner fakültesi sayısı
fazladır.
Avrupa ülkelerinden Avusturya, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, ørlanda ve
øsveç'te 1, Belçika ve Yunanistan'da 2, Fransa ve Portekiz'de 4, Almanya'da 5, øngiltere'de 6,
øspanya'da 10 ve øtalya'da 13 (Bunlardan 6 tanesinin kapatılması kararı alınmıútır) veteriner
fakültesi bulunurken Türkiye'de, bir tanesi ikinci e÷itim de yapan (Yüzüncü Yıl), 17’si aktif
olarak e÷itim yapan 19 veteriner fakültesinin bulunması gerçekten düúündürücüdür.
Son yıllarda açılan, gerek ö÷retim elemanı gerekse fiziki alt yapı bakımından önemli
eksikleri bulunan fakültelerde e÷itimin sürdürülmesindeki ısrarın, uluslar arası e÷itim kalite
kriterleri dikkate alındı÷ında veteriner hekimlik e÷itimine büyük ölçüde zarar verece÷i
düúünülmektedir.
Geliúmiú ülkelerde veteriner hekimler ülkelerin iç dinamikleri do÷rultusunda çalıúma
alanlarına yönlendirilmektedir. Bu ba÷lamda Türkiye'de çalıúma alanlarına göre veteriner
hekim gereksinimi ilgili kuruluúlar ve meslek örgütleri tarafından kesin olarak belirlenmelidir.
4
1.1.2
Çalıúma Koúulları, Ücret ve Özlük Hakları
1.1.2.1 Kamuda Çalıúan Veteriner Hekimler
1.1.2.1.1 Tarım ve Köyiúleri Bakanlı÷ı (TKB)
Bakanlı÷ın merkez ve taúra teúkilatı, kontrol ve araútırma enstitüleri, tahaffuzhane ve
gümrük veteriner müdürlüklerinde veteriner hekim istihdam edilmektedir. Hayvan sa÷lı÷ı ve
ıslahıyla ilgili hizmetlerin yerine getirilebilmesi için mevcut veteriner hekim ve veteriner
sa÷lık teknisyeni sayısı yetersizdir; TKB' de yaklaúık 2600 (450 idari + 2150 hizmet)
veteriner hekim ve 2800 dolayında veteriner sa÷lık teknisyeni çalıúmaktadır. TKB' ye
1989'dan beri 2006 yılına kadar yatay geçiúler dıúında yeni veteriner hekim istihdamına
gidilmemiútir. 2006 yılında 516 Veteriner Hekim ve 525 Veteriner Sa÷lık Teknisyeni
alınmıútır. Bu durumun do÷al bir sonucu olarak bakanlı÷ın merkez ve taúra teúkilatları ile
kontrol ve araútırma enstitülerindeki veteriner hekim sayısı önemli ölçüde azalmıú, veteriner
hekimler hayvancılık sektörüne yönelik görevlerini etkin olarak yapamaz duruma
getirilmiútir. Bir yandan özellikle veteriner kontrol ve araútırma enstitülerinin maddi yönden
özendirici-teúvik edici olmaması di÷er yandan uzmanlık e÷itiminin verilememesi sonucu bu
kurumlara yeterli sayıda veteriner hekim ve uzman veteriner hekim temini güçleúmiútir.
Veteriner hekimler Türkiye'deki di÷er kamu kurumlarının büyük bir bölümünde
oldu÷u gibi Tarım ve Köyiúleri Bakanlı÷ı'nda da yetersiz ücretle çalıúmaktadırlar.
1.1.2.1.2 Belediyeler
Belediyelerde, 1580 sayılı yasanın getirdi÷i veteriner hekim istihdam etme
zorunlulu÷u, yeni düzenleme ile ortadan kaldırılmıútır. Bu kurumlarda veteriner hekimler gıda
ve gıda ile ilgili iúletmeler (kombina, mezbaha, gıda üretim ve hazırlama yerleri gibi),
veteriner halk sa÷lı÷ı ve özellikle kuduz olmak üzere, salgın hayvan hastalıklarının
kontrolünde çalıúmaktadırlar. 2006-2007 yılı rakamlarına göre Türkiye'de 557 kırmızı et ve
89 beyaz et kesimhanesi mevcuttur. 2000 yılı verilerine göre 803 olan belediye
mezbahalarından úartları uymayanlar kapatılmıútır. Yerel yönetimlerin elinde 2476 veteriner
hekim kadrosu bulunmakla birlikte, belediyelerde istihdam edilen veteriner hekim sayısının
1.000 civarında oldu÷u tahmin edilmektedir.
5
1.1.2.1.3 Sa÷lık Bakanlı÷ı
Veteriner hekimler Sa÷lık Bakanlı÷ı'nda 190 ve 181 sayılı KHK' ler gere÷i a÷ırlıklı
olarak Hıfzıssıhha enstitülerinde, øI Sa÷lık Müdürlüklerinin Gıda ve Kontrol birimleri ile
hastanelerde
veya
laboratuvarlarda
mikrobiyoloji
ve
biyokimya
uzmanı
olarak
çalıúmaktadırlar. 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 9. maddesinde veteriner hekim
istihdamı zorunlu kılınmakta ise de Sa÷lık Bakanlı÷ı'ndaki sebebi anlaúılmayan yaklaúımlar
sonucu kanunla ilgili madde hükümleri uygulanmamaktadır.
Gıda kontrolü ve denetimi konularında sorumluluk de÷iúik bakanlık ve kuruluúlar
arasında da÷ıtılmıútır. ønsan sa÷lı÷ını koruyucu bu kurumlar arası eúgüdümü sa÷lamakla
yükümlü olan Sa÷lık Bakanlı÷ı içerisinde, AB normlarında bir örgütlenme veya yetkilendirme
bulunmamaktadır.
1.1.2.1.4 Di÷er Kamu Kuruluúları
Çevre Bakanlı÷ı, Orman Bakanlı÷ı, Yaban Hayati Koruma Dairesi, Türkiye Atom
Enerjisi Kurumunda di÷er meslek gruplarına göre çok az sayıda veteriner hekim bulunmakta
ve gerek kadrolu, gerekse sözleúmeli statüde çalıúan veteriner hekimlerin özlük haklarında
sorunlar bulunmaktadır.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde veteriner hekimler sa÷lık sınıfına dahil olup, yasaların
veteriner hekimlere tanıdı÷ı yetkileri hem halk sa÷lı÷ı hem de gıda kontrolünde eksiksiz
kullanabilmektedirler.
Tarım øúletmeleri Genel Müdürlü÷ü ve Et ve Balık Ürünleri A.ù. (EBÜAù)'nde ise
hizmetin etkin olarak sürdürülmesini sa÷layacak yeterli sayıda veteriner hekim istihdam
edilmemektedir.
1.1.2.2 Özel Sektörde Çalıúan Veteriner Hekimler
Özellikle et ve süt ürünleri iúletmeleri olmak üzere, ilaç ve yem sanayii ile tavukçuluk,
besi et sanayi ile süt sı÷ırcılı÷ı ve süt sanayi entegrasyonlarında veteriner hekim istihdam
edilmektedir. Sözü edilen iú yerlerinde yaklaúık 1100 dolayında veteriner hekim
çalıúmaktadır. Mevzuata göre zorunlu olmasına ra÷men, bu iúletmelerin önemli bir kısmında
veteriner hekim istihdam edilmemektedir. Bunlardan veteriner hekim istihdam eden bir kısım
6
iúletmelerde ise hizmetin etkin ve tarafsız olarak yerine getirilmesinde ciddi yasal ve idari
boúluklar bulunmaktadır.
1.1.2.3
Serbest Olarak Çalıúan Veteriner Hekimler
Son yıllarda bir yandan Türkiye'de hayvan popülasyonu içinde kültür ırkı ile
melezlerinin oranının yükselmesi, di÷er yandan özellikle büyük yerleúim yerlerinde pet
hayvancılı÷ının da geliúim göstermesi serbest veteriner hekim sayısının hızla artmasına neden
olmuútur.
Kuúkusuz TKB'nin 1989'dan beri yeni veteriner hekim istihdam etmemesi bazı
hizmetlerin (suni tohumlama) kısmen özelleútirilmesi veya bu hizmetlerin (bulaúıcı
hastalıklarla mücadele gibi) gerçekleútirilmesinde serbest veteriner hekimlerden de
yararlanılması, serbest veteriner hekimli÷inin önemini ve cazibesini artırmıútır.
Ülkemizde "Veteriner Hekim Muayenehane ve Poliklinik Yönetmeli÷ine göre
TKB'den ruhsatlı yaklaúık 2350 Serbest Veteriner Hekim Muayenehanesi bulunmaktadır. Son
yıllarda bu rakamın önemli miktarda arttı÷ı ifade edilebilir. Sözü edilen muayenehanelerin
1950'si kendi hesabına çalıúan özel-serbest, kalanı da 657 sayılı kanuna göre kamuda (TKB ve
belediyeler) çalıúan veteriner hekimlere aittir.
1.2
Veteriner Hekimlik E÷itimi
Türkiye'de
veteriner
hekimlik
e÷itim-ö÷retimi,
lisans
düzeyinde,
veteriner
fakültelerinde, 5 yıl (10 yarıyıl) süre ile yaptırılmakta ve mezun olanlara "Yüksek Lisans
Diploması" adı altında "Veteriner Hekim Unvanı" verilmektedir.
Türkiye’de
e÷itim-ö÷retim
faaliyetlerini
sürdüren
veteriner
fakültelerinin
kuruluúlarından bu güne kadar verdikleri toplam mezun sayılarına ait veriler Tablo 3’de
sunulmuútur.
7
Tablo 3 Türkiye'de E÷itim-Ö÷retim Yapan Veteriner Fakülteleri ve Mezun Sayıları*
Üniversite
Adnan Menderes
Ankara**
Atatürk
Dicle
Erciyes
Fırat
Harran
østanbul
Kafkas
Kırıkkale
Kocatepe
Mehmet Akif Ersoy
Mustafa Kemal
OnDokuz Mayıs
Selçuk
Uluda÷
Yüzüncü Yıl
Toplam
Bulundu÷u øI
Aydın
Ankara
Erzurum
Diyarbakır
Kayseri
Elazı÷
ùanlıurfa
østanbul
Kars
Kırıkkale
Afyon
Burdur
Hatay
Samsun
Konya
Bursa
Van
Kuruluú Yılı
1993
1842
1997
1993
1995
1970
1995
1972
1985
1995
1997
1996
1995
2003
1982
1978
1982
Mezun Sayısı
243
7327
56
199
205
3165
145
4308
738
95
216
217
81
0
1831
2028
1005
21859
*2006-2007 E÷itim-Ö÷retim yılı sonundaki mezun sayıları dahildir.
**1935 yılından sonraki mezun olanlar dahil edilmiútir.
Görüldü÷ü gibi kuruluú tarihi itibariyle en fazla mezun vermiú olan fakülteler sırasıyla
Ankara, østanbul, Fırat, Uluda÷ ve Selçuk Veteriner Fakülteleridir.
8
Tablo4- 2001-2002 Yılında Avrupa Ülkeleri ve Türkiye’de Ülke Nüfusuna Göre
Veteriner Ö÷renci ve Veteriner Hekim Sayılarının Karúılaútırılması
Ülke
Fakülte
Sayısı
Avusturya
Belçika
Çek Cumhuriyeti
Finlandiya
Fransa
Almanya
Yunanistan
Macaristan
ørlanda
øtalya
Hollanda
Norveç
Polonya
Portekiz
Romanya
1
2
1
1
4
5
2
1
1
13
1
1
4
5
4
Slovakya
Slovenya
øspanya
øsveç
øngiltere
Türkiye
Türkiye(2006-2007)
1
1
9
1
6
16
17
Vet.
Ö÷renci/
Ö÷renci/ Vet.Hek./
Ö÷renci
Hekim Ülke
Veteriner ÜlkeNüfusu
Sayısı
Sayısı
Nüfusu(x1000) Hekim
(x1000)
2056
3456
0,252
0,59
0,425
3383
5841
0,329
0,51
0,569
659
3800
0,064
0,17
0,369
371
1517
0,071
0,24
0,293
2038 19.316
0,034
0,11
0,309
6541 30.282
0,079
0,21
0,365
1422
5830
0,134
0,24
0,549
471
3939
0,050
0,13
0,389
398
2119
0,105
0,18
0,558
7995 19.606
0,139
0,45
0,340
1050
4783
0,066
0,21
0,305
56
1857
0,012
0,03
0,414
3752 10.086
0,089
0,34
0,260
1743
3235
0,174
0,53
0,324
3317
8355
0,148
0,39
0,373
826
321
11209
391
2859
6500
7499
3578
1216
17.047
1745
19.638
14.244
18.000
0,152
0,159
0,280
0,044
0,048
0,090
0,102
0,23
0,21
0,64
0,22
0,19
0,45
0,41
0,631
0,651
0,260
0,196
0,249
0,197
0,250
Tablo 4’de görüldü÷ü gibi, ülke nüfusuna göre veteriner ö÷renci sayısı ve veteriner hekim
sayıları karúılaútırıldı÷ında; ülke nüfusu ülkemize yakın olan Almanya, Fransa, øngiltere’de
10-15 milyon nüfusa bir Veteriner Fakültesi bulunurken, Türkiye’de 4.5 milyon nüfusa bir
Veteriner Fakültesi bulunmaktadır. Ancak, øtalya ve øspanya gibi Akdeniz ülkelerindeki oran
bize yakındır. Di÷er yandan her 1 milyon kiúide Almanya’da 79, Fransa’da 34, øngiltere’de
48, Türkiye’de 90, 2006-2007 yıllarında ise 102 Veteriner Fakültesi ö÷rencisi düúmektedir.
Yine her 1 milyon kiúide Almanya’da 365, Fransa’da 309, øngiltere’de 249, øtalya’da 240,
øspanya’da 260, Türkiye’de 197 Veteriner Hekim bulunmaktadır. Türkiye’deki sayı di÷er
ülkelere göre düúük görülürse de geçen 4 yılda bu oran 250’ye yükselmiútir. Bu da
Türkiye’deki Veteriner Fakültelerinin çoklu÷u yanında birço÷unun son 10-15 yılda kurulmuú
9
olmasından ileri gelmektedir. Çünkü son yıllarda bu sayı hızla artacak ve önümüzdeki 10
yılda di÷er ülkeleri çok kısa sürede geçecektir.
Veteriner hekimli÷i e÷itim ve ö÷retimi konusunda sürekli çalıúma yapan uluslararası
kuruluúlar "Bir Veteriner Fakültesinin Açılma Koúullarını" saptarken minimal düzeyi
gözetmekte; bunun yanında, e÷itim-ö÷retimin izlenmesini ve de÷erlendirilmesini de
öngörmektedirler. Bu amaçla alt yapı, insan gücü, e÷itim ve ö÷retimin niteli÷i açısından
ölçütler konulmuútur.
Yeni fakültelere gereksinim duyuldu÷unda, ö÷retim üyesi/ö÷renci oranı; yıllık
araútırma ve yayın sayısı; ö÷renci baúına düúen klinik, laboratuvar, dershane vb alanların
yüzölçümleri; kütüphane koleksiyonu ve ö÷retim üyelerinin nitelikleri de göz önünde
tutulmaktadır.
1.2.1
Ö÷retim Elemanı
Türkiye’de veteriner fakültelerinde 2007 Yılı itibariyle 359 profesör, 258 doçent ve
337 yardımcı doçent olmak üzere toplam 954 ö÷retim üyesi ile 135'i doktoralı 341 araútırma
görevlisi bulunmaktadır.
Tüm sınıflarında ö÷rencisi bulunan veteriner fakültelerinde ö÷retim üyesi: ö÷renci
oranı 1:5.22 ile 1:24.83 arasında de÷iúmektedir (Tablo 4). Bu konuda EAEVE, yeni açılan
veteriner fakülteleri için ö÷retim elemanı: ö÷renci oranını 1:5 olarak önermektedir. Eski
veteriner fakülteleri için ise öngörülen 1:7.5 veya daha düúük "yeterli', 1:7.5- 15 "yetersiz', 1:
>15 "kabul edilemez' úeklindedir (Evaluation of Veterinary Training in Europe: Standart
Operating Procedures, 2000).
10
Tablo 5 Veteriner Fakültelerinde Bulunan Ö÷retim Elemanı ve Ö÷renci Sayıları (2007)*
Fakülte
Profesör
Doçent
Adnan Menderes
15
15
Afyon Kocatepe
5
13
Ankara
86
19
Atatürk*
3
5
Dicle
2
2
Erciyes
9
10
Fırat
43
24
Harran
2
10
Istanbul
46
36
Kafkas
14
30
Kırıkkale*
4
10
Mehmet A. Ersoy
3
7
Mustafa Kemal*
2
8
Selçuk
55
22
Uluda÷
38
22
Yüzüncü Yıl
25
19
**OnDokuz Mayıs
7
6
Toplam
359
258
*. Bütün sınıflarında ö÷renci bulunmamaktadır.
Yrd. Doç.
20
36
3
20
19
22
24
22
10
22
9
26
20
13
10
23
38
337
Dr.
8
2
18
2
0
1
12
8
29
17
8
1
3
12
10
4
0
135
Ara .Gör.
7
26
17
10
4
6
11
7
24
14
15
1
1
8
32
17
6
206
Ö÷renci
330
280
951
278
190
323
661
250
887
502
226
236
191
798
528
647
209
7499
Ö÷renci
/Ö÷retim Üyesi
Sayısı
6.6
5.18
8.80
9.92
8.26
7.87
7.26
7.35
10.64
8.60
10.82
6.55
7.36
8.86
9.38
9.65
5.09
** 1., 2., 3.ve 4. sınıflar mevcut
*Ö÷renci/Ö÷retim Üyesi oranı EAEVE’ nin Ön gördü÷ü standartlara göre yapılmıútır
Ö÷retim üyesi: ö÷renci oranları incelendi÷inde, geliúmiú birçok fakültemizin bile
EAEVE tarafından öngörülen "yetersiz" sınıfında bulundu÷u; yeterli sınıfına girenlerin ise az
sayıda ö÷renci almalarına ve bütün sınıflarında ö÷renci bulunmamasına ba÷lı oldu÷u
görülmektedir. Bunun yanı sıra bu fakültelerde deneyimli ö÷retim elemanı sayılarının da
azlı÷ı bir gerçektir. Keza, geliúmiú fakültelerde bulunan ö÷renci sayısının fazlalı÷ı da bu oranı
etkileyen olumsuz bir faktör olarak söylenebilir.
1.2.2
Ö÷renci
1993 yılında veteriner fakültelerini kazanan ö÷rencilerin ülke genelinde ÖSS sınav
sonuçları yüzdelik dilimi %13- 22 arasında iken, 1997'de bu dilim %33-65, 2000 yılında ise
%35-60.4 arasında gerçekleúmiútir. 2005 yılında ise bu oran %22.22-39.49 olarak
belirlenmiútir.
11
Tablo 6 ÖSS Sonuçlarına Göre Veteriner Fakültelerine Kabul Edilen Ö÷rencilerin
%'lik Dilimleri.
2005 yılı Verileri
Minimum Puan
Baúarı Sırası(0.8)
309.608
75230
305.359
83460
315.604
63641
303.293
87740
302.638
89957
306.125
81369
300.223
94429
300.909
94429
313.442
67390
296.461
103764
306.038
81369
308.148
77200
304.513
85570
307.294
79319
311.329
71295
298.891
99043
293.002
111189
309.487
75230
Üniversite
Adnan Menderes
Afyon, Kocatepe
Ankara
Atatürk
Dicle
Erciyes
Fırat
Harran
østanbul
Kafkas
Kırıkkale
Mehmet Akif Ersoy
Mustafa Kemal
Selçuk
Uluda÷
Yüzüncü Yıl
Yüzüncü Yıl (2. E÷itim)
OnDokuz Mayıs
"ÖSS baúvuru kitapçı÷ı
2006 yılı Verileri
Minimum Puan
Baúarı Sırası(0.8)
271.031
74172
265.774
84750
265.098
84750
266.040
82900
266.859
82900
262.192
90145
262.067
90145
276.592
65917
257.768
97686
265.747
84750
267.738
80957
279.510
61434
265.644
84750
267.632
80957
273.771
70828
260.075
93372
256.354
98938
269.502
77484
Küçük yerleúim merkezlerinde açılmıú fakültelerin ö÷rencileri, baúta kütüphaneler
olmak üzere, aydın bir kiúili÷in geliúimi için gerekli sosyal ortamdan uzak kalmıúlardır. Öte
yandan, ö÷rencinin yaúamını sürdürebilmesi ve e÷itim-ö÷retim gereçlerini karúılayabilmesi
için gereksinim duydu÷u burs ve krediler, günün koúullarına göre, çok düúük düzeyde
kalmıútır.
1.2.3
E÷itim Programı
Türkiye'deki
veteriner
fakülteleri
üniversitelerin
bünyelerinde
yer
almıú
bulunmaktadır. Üniversiteler, YÖK' e ba÷lı olduklarından e÷itim-ö÷retime esas teúkil eden
yönetmeliklerini Yüksek Ö÷retim Kanununa uygun olarak hazırlanan "Çerçeve Yönetmeli÷i"
uyarınca düzenlemektedirler.
Veteriner fakülteleri de ba÷lı oldukları üniversitelerin çerçeve yönetmeliklerindeki
hükümlere uymak zorundadırlar. Türkiye'de veteriner fakülteleri arasında farklılıklar gösteren
ulusal bir müfredat vardır. Fakülteler arasındaki iletiúim, Tıp ve Sa÷lık Bilimleri E÷itim
Konseyinde
Dekanların
oluúturdu÷u
Veteriner
Bilimleri
E÷itim
Konseyi
ile
gerçekleútirilmektedir. Kurumun müfredat de÷iúikli÷i kurum bünyesinde organize olan
e÷itim-ö÷retim koordinasyon kurulu, ana bilim dalı baúkanlarının önerisi ve fakülte kurulu ile
12
üniversite senatosunun onayıyla kabul edilmektedir. Açılacak dersler ana bilim dallarının
sorumlulu÷undadır. Konular ve ders içerikleri ana bilim dalları tarafından belirlenmektedir.
Veteriner fakültelerindeki yüklü müfredatın bir kısmı da meslek dıúı derslerden
dolayıdır.
1.2.4
AB’ne uyum ve akreditasyon
Yüksek ö÷retimde e÷itimin kalitesi, bilginin ça÷daú, sürekli yenilenen ve de÷iúime
açık olması ile mümkündür. Bu nedenle, e÷itim programlarını oluúturan ana unsurların ve
hedeflere ulaúmada kullanılan yöntemlerin belli aralıklarla gözden geçirildi÷i bir
de÷erlendirmenin yararları yadsınamaz.
Ö÷rencilerin baúarıları, mezun sayısı, iú bulabilen mezun sayısı, mezunların çalıútıkları
iú yerleri gibi sistem çıktıları ile sistem süreci iliúkilendirilerek sa÷lanacak geri bildirimler ile
sistemin iyileútirilmesi sa÷lanabilir.
Ayrıca, küreselleúen bir dünyada, Avrupa Birli÷i (AB) ile entegrasyon politikalarını
benimsemiú olan ülkemizin, e÷itim kurumlarının da entegrasyona uygun bir hale getirilmesi,
bu süreçte önemli aúamalardan birisidir.
Üniversitelerin, hem e÷itim ö÷retim ve akademik üretkenlik gibi temel iúlevlerini
nitelikli bir biçimde yerine getirebilmeleri, hem de AB için entegrasyonlarının mümkün
olabilmesi için, "nitelik güvencesi”ni sa÷lamaları önemli bir gerekliliktir. E÷itimde nitelik
güvencesi ise üniversitelerin benimseyece÷i, de÷erlendirme ve akreditasyon yöntemlerinin bir
arada kullanılması ile mümkündür. Ulusal ve uluslararası akreditasyon, sadece kalite
güvencesini elde etmek için bir amaç de÷il, aynı zamanda ça÷daú e÷itimi yakalamak ve
korumak için gerekli de÷iúimleri belirlemekte yararlanılabilecek bir araç olarak da
düúünülmelidir.
Uluslararası alanda veteriner hekimli÷i e÷itimi ve ö÷retiminin standardizasyonu
konusunda baúlıca üç kuruluú çalıúmalar yapmaktadır. Bunlar, Dünya Veteriner Hekimleri
Birli÷i E÷itim-Ö÷retim Komitesi (WVA-CVE), AB Veteriner Hekimli÷i E÷itim-Ö÷retim
Danıúma Komitesi (EU-ACVT) ve Avrupa Veteriner Hekimli÷i E÷itim Kurumları Birli÷i
(EAEVE) dir. Bu üç uluslararası kuruluú, e÷itim-ö÷retim çalıúmalarında iletiúim a÷ı
oluúturmuú ve e÷itim-ö÷retime temel oluúturacak temel standartları saptamıútır. Bunlar
aúa÷ıdaki çerçevede özetlenebilir:
· Veteriner hekimli÷i e÷itim ve ö÷retiminin amacı ne olmalıdır?
13
· Bu amacı gerçekleútirmek üzere hangi düzeyde e÷itim-ö÷retim yapılmalıdır?
· Veteriner hekimli÷i e÷itim kurumunun açılabilmesi için aúa÷ıdaki minimal gereksinimler
sa÷lanmıú mıdır?
a. Alt yapı açısından: Bina, laboratuvar, derslik, klinikler, hastane, fakülte çiftli÷i,
kütüphane, teknik ve teknolojik donanım.
b. ønsan gücü olarak: Yönetici, e÷itici, yardımcı kadro sayısı ve niteli÷i, ö÷renci seçimi,
sayısı ve niteli÷i.
c. E÷itim-ö÷retim niteli÷i açısından: Toplam ders saati ve bunun teorik/pratik oranı;
okutulması zorunlu dersler ile bunların saatleri; ö÷renci: ö÷retim üyesi oranı; ö÷renci:
yardımcı eleman oranı; kliniklere gelen hayvan sayısı; mezbaha, gezici klinik, alan
uygulamaları ile staj olanakları. Ulusal ve uluslararası veteriner hekimli÷i kuruluúları ve
meslekî örgütlerle iliúkiler oluúturulmuú mudur? E÷itim kurumunun kendi içinde ve ilgili
kuruluúlarla ortak oluúturdu÷u e÷itim-ö÷retim, izleme-de÷erlendirme-geliútirme komisyonkomiteleri var mıdır? Ders programları ve konuların içerikleri veya kredilendirme açısından
ülke içi e÷itim kurumları arasında ve yabancı kurumlar arasında kredi transfer sistemi veya
yatay geçiú standartları-koúulları saptanmıú mıdır?
Akreditasyon kısaca, dünya ve özellikle AB standartlarına göre kabul edilebilir ya da
AB standartlara uygun bir ö÷retim amacıyla ilgili fakültelerin yapılanma, donanım,
kadrolaúma ve araútırma çalıúmaları için yeterlilik düzeyi anlamına gelmektedir
Türkiye deki Veteriner Fakültelerinden Ankara, østanbul, Uluda÷, Selçuk, Fırat,
Erciyes, Yüzüncü Yıl, Harran, Mustafa Kemal, Adnan Menderes, Kafkas Üniversiteleri
Veteriner Fakülteleri Avrupa Veteriner E÷itim Kurumları Birli÷i (EAEVE) nin üyesidirler. Bu
Fakültelerden Ankara, østanbul, Selçuk, Uluda÷ ve Fırat Üniversiteleri Veteriner Fakülteleri
akreditasyon ile ilgili ziyaret geçirmiúlerdir. Bunlardan ilk dört Fakültenin sundukları
özde÷erlendirme raporları Brüksel’de toplanan EAEVE Ortak E÷itim Komitesince kabul
edilmiútir. Nisan 2007 tarihinde Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi EAEVE ve FVE nin
ortak e÷itim komisyonu (JEC) tarafından AB kriterlerini yerine getiren Fakülte olarak
kurumsal akredite olan Türkiye deki ilk veteriner Fakültesi unvanını almıútır.
14
1.3
1.3.1
Mesleki politikalar ve mevzuat
Meslek Politikaları
Hayvancılık batı ülkelerinde "Animale Industrie" ile ifade edilen önemli bir üretim
sektörüdür. AB mevzuatına göre "Çiftlikten Sofraya Kadar Veteriner Hekim Denetimi”
öngörülmektedir.
Türkiye'de 1985 yılında TKB tarafından baúlatılan ve sürdürüle gelen bir
"reorganizasyon" ile bilimsel gerçekler ve mesleki etik de÷erler göz ardı edilerek, hem
veteriner hekimlerin kadro unvanlarından "Hekim" kelimesi tamamen keyfi olarak çıkarılmıú,
hem de bitkisel ve hayvansal üretim fonksiyonel bazda ele alınarak, kontrol ile gıda güvenli÷i
birlikte de÷erlendirilmiú; Bakanlı÷ın merkez ve taúra teúkilatları birleútirilmiútir.
Belirtilen uygulama ile TKB' nın merkez ve taúra teúkilatlarının yapısı dünyadaki
geliúmiú ülkelere ve ülkemiz gerçeklerine uymayan bir yapıya dönüútürülmüútür. Bu
uygulamalar veteriner hekimlerin yasaların kendilerine verdi÷i yetkilerini kullanamaz hale
gelmelerine neden olmuútur. Böylece, kamuda sektörel hizmet bütünlü÷ü kaldırılmıú,
hayvancılıkta "Veteriner Hekim Otorite" olmanın gere÷i olan yetki ve sorumluluklar
bürokratik çarklar arasında erozyona u÷ramıútır.
Hepsinden önemlisi 1936 yılında imzalanan uluslararası Cenevre Anlaúması dikkate
alınarak çıkarılan 3203 sayılı yasanın 9. maddesine göre, “Veteriner Hizmetlerinin
Do÷rudan Bakana Ba÷lanması” zorunlulu÷u nedeniyle kurulan Veteriner øúleri Genel
Müdürlü÷ü ile taúra teúkilatları olan øI Veteriner Müdürlükleri ve ølçe Hükümet Veteriner
Hekimlikleri kaldırılmıútır.
Oysa, bugün üye olmak için çaba harcadı÷ımız AB'nin mevzuatına göre de kamuda
idari yapılanmada, do÷rudan Bakana ba÷lı, bütçesi, personeli, taúra örgütüne kadar tamamen
ba÷ımsız bir yapı öngörülmektedir.
1.3.2
Mesleki Mevzuat
Son yıllarda AB mevzuatına uyum çerçevesinde Bakanlıkta birtakım çalıúmalar
yapılmaktadır. Ancak, bu çalıúmalar sonunda ortaya çıkan durum, veteriner hekimlik
açısından her ne kadar olumlu bir geliúme olarak görülmekle birlikte gerçekte ve mevzuat
uygulanması noktasında, veteriner hekimlerin sahip oldu÷u birçok yasal yetki ve
15
sorumluluklar AB müktesebatıyla çeliúen bir biçimde baúka meslek mensuplarıyla
paylaútırılmaya çalıúılmaktadır.
Hayvan Islahı Kanunu ile veteriner hekimlerin yasal yetki ve sorumlulu÷unda olan
konular ortadan kaldırılmaya çalıúılmıú, ıslahla ilgili suni tohumlama dahil birçok konu
veteriner hekim dıúında herkesin yapabilece÷i sıradan bir uygulama konumuna getirilmeye
çalıúılmaktadır.
Mevzuat çalıúmalarındaki di÷er bir yanlıúlık AB mevzuatına uyum çalıúmalarında
yaúanmaktadır. Sonuç olarak AB mevzuatına temelde uyum yerine, göstermelik uyum
çalıúmaları yapılmaktadır.
1.3.2.1 Gıda Mevzuatı
Pek çok ülke zoonozlarla savaú hizmetlerinin yürütülmesini, toplumun sa÷lıklı ve
kaliteli beslenmesini sa÷lamak amacıyla, devlet örgütlenmelerinde, Gıda Kontrolü ve
Veteriner Halk Sa÷lı÷ı Kuruluúlarını oluúturmuúlardır. Bunu WHO ve FAO çeúitli
raporlarında üye ülkelere tavsiye etmektedirler.
Türkiye’de gıda kontrolüne iliúkin kurumların çok sayıda olması, aralarında
koordinasyon bulunmaması, merkezde ve taúrada iyi örgütlenmemesi ve yeterli uzman
personel çalıútırmaması yanında sektörde kavram ve yetki kargaúası yaratılması gıda kontrolü
hizmetlerinin önemli ölçüde aksamasına neden olmaktadır.
1995 yılında 560 sayılı "Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun
Hükmünde Kararname" ve 5179 sayılı "...560 sayılı KHK de De÷iúiklik Yapılması Hakkında
Kanun" yürürlü÷e konulmuútur. KHK ile Sa÷lık Bakanlı÷ının ve Belediyelerin bazı yetkileri
alınarak Tarım ve Köyiúleri Bakanlı÷ına verilmiútir. Gıda kontrolü konusunda Tarım ve
Köyiúleri Bakanlı÷ı yetkili kılınmıútır. Bu konuda gerçekte daha da yetkili olması gereken
yerel yönetimlerin ise yetkili olup olmadı÷ı belli de÷ildir. Oysa bu durumun Avrupa Birli÷i
müktesebatı açısından ciddi bir çeliúki yarattı÷ı unutulmamalıdır.
1.3.2.2 Yem Mevzuatı
ønsan ve hayvan sa÷lı÷ının korunması ve devamlılı÷ının güvence altına alınmasında,
yeterli ve dengeli beslenme yanında, tüketilen gıdaların insan ve hayvan sa÷lı÷ı için güvenilir
olması gerekmektedir. Bunu sa÷lamaya yönelik olarak, "Çiftlikten Sofraya" gıda güvenli÷i
16
temel alınmıútır. Bu koúul, veteriner hekimlerin görev ve sorumlulu÷unu AB mevzuatı
çerçevesinde daha da artırmıútır.
Gıda güvenli÷ine iliúkin yapılan de÷erlendirmelerde, ilk akla gelen, hayvansal kökenli
gıdalar olmaktadır. Çünkü, gıdalara iliúkin yaúanan sorunların yaklaúık %90’ı hayvansal
kökenli gıdalardan kaynaklanmaktadır. Geliúmiú batı ülkelerinde, bu durumun önemi çok iyi
algılandı÷ından, gerekli yasal düzenlemeler yapılarak uygulamaya konmuútur. Hayvansal
kökenli gıdaların, çiftlikten sofraya kadar geçen bütün aúamalarda kontrol ve denetimi
veteriner hekime yaptırılmaktadır. Bu yönden ülkemizdeki duruma baktı÷ımızda son yıllarda
bazı olumlu yasal düzenlemeler yapılsa da, Bakanlıkça yeterli sayıda veteriner hekim
istihdam edilmemesi hizmetin etkinli÷ini azaltmaktadır.
Hayvansal kökenli gıdaların güvenli÷i, hayvanlara yedirilen yemlerden baúlamaktadır.
Bu nedenle, hayvan sa÷lı÷ı ve refahından do÷rudan, insan sa÷lı÷ından ise dolaylı olarak
sorumlu olan veteriner hekimler, hayvanlara yedirilen her türlü yem maddesini bilmek ve
denetlemek durumundadır. Çünkü; zararlı olan bazı maddelerin yemlerle hayvansal dokulara,
hayvansal ürünlerle ve böylece insanlara geçti÷i bilinmektedir. Son yıllarda görülen BSE
hastalı÷ı, dioksin krizi ve antibiyotiklere karúı oluúan dirençlilik, hayvan yemlerine iliúkin
yaúanan en somut örneklerdir.
1.3.2.3 Zootekni ve Sun'i Tohumlama
Cumhuriyetin ilanıyla her konuda oldu÷u gibi, hayvanlarımızın ıslahı ve üretimi için
"Haralar (Hayvancılık øúletmeleri), ønekhaneler, Zootekni Araútırma Enstitüleri ve Kurumları,
Devlet Üretme Çiftlikleri, Laboratuarlar ve Tarım øúletmeleri Genel Müdürlü÷ü gibi kurumlar
oluúturulmuútur.
Bu kuruluúlar hayvanlarımızın ıslahı ve üretimi için, yıllardır gerekli çabayı göstermiú,
muhtelif yerlerde çiftlikler, bo÷a ve koç depoları açılarak faaliyetlerini sürdürmüúlerdir.
Ülkemiz, dünya hayvan varlı÷ı bakımından ön sıralarda olmasına ra÷men, verim
bakımından istenilen düzeye ulaúamamıútır. Son yıllarda, çeúitli nedenlerden dolayı hayvan
sayılarında da önemli azalmalar olmuútur.
Geliúmiú ülkelerde hayvancılıkla ilgili yetiútirme, ıslah vb iúler, ço÷unlukla yetiútirici
birliklerince organize edilmektedir. Bizde de benzer amaçla, 4631 sayılı kanuna dayalı olarak
çıkartılan "Islah Amaçlı Yetiútirici Birliklerinin Kurulması ve Hizmetlerine Ait Yönetmelik"
17
hükümlerine göre, 45 ilde øI Birlikleri, Ankara'da da Merkez Birli÷i kurularak, Bakanlı÷ın da
deste÷iyle bu kuruluúlar çalıúmalarına baúlamıútır.
Bu konuda Türkiye'nin de÷iúik bölgelerinde sun'i tohumlama laboratuarları, aúım
durakları açılmıú, 1995 yılından itibaren de özel sektör çalıúmalara baúlamıútır. Halen kamu
sektöründe iki laboratuar, yetiútirme birliklerine ait bir laboratuar, özel sektöre ait üç
laboratuar olmak üzere 6 laboratuarla çalıúmalar sürdürülmektedir.
Seksen yılı aúkın ıslah ve sun’i tohumlama çalıúmalarında elde edilen baúarı yetersiz
bulunmaktadır. Baúarı düzeyinin düúüklü÷ünün önemli bir nedeni ise hükümetlerin izledi÷i
hayvancılıkla ilgili politikasızlık, kamu örgüt yapısı ve bu alanda uzman veteriner hekim ve
sun’i tohumlama teknisyeninin yeterli sayıda bulunmamasıdır.
1.3.2.4 Çevre ve Veteriner Hekimlik
2872 sayılı Çevre Kanununun ilgili maddelerinde belirtilen hususları, içerik itibarı ile
veteriner hekimli÷in yapması gereken fiilleri barındırmaktadır. Çevre Bakanlı÷ı tarafından
hazırlanan hayvanları koruma kanununda uygulayıcı ve söz sahibi meslek organlarının
belirtilmedi÷i gözlenmiútir. Bu durum kanunun AB mevzuatı ile uyum sa÷lamasını
önlemektedir. Bakanlık ve øI Müdürlüklerinde kurulması tasarlanan "øI Hayvan Koruma
Kurulları" ile kanunun 20. maddesinde belirtilen "Denetim" organlarında Çevre Bakanlı÷ı
bünyesinde bulundurulması gereken veteriner hekimlerin idari yapılanmasına ait kadroların
bulunmaması eleútiriye açıktır.
1.3.2.5 Meslek Yasası
6343 sayılı "Veteriner Hekimli÷i Mesle÷inin øcrasına, Veteriner Hekimleri Birli÷i ve
Odalarının Teúekkül Tarzına ve Görece÷i øúlere Dair Kanun"la veteriner hekim odalarının
görev ve yetkileri belirlenmiútir. 1954 yılından beri uygulamada olan bu yasa, günümüz
koúullarında yetersiz kalmaktadır.
Türkiye’de Veteriner Hekimlikle ilgili sorunların ça÷daú anlamda çözümü yeni yasal
düzenlemelerle mümkün olabilecektir. 1982 Anayasasıyla etkisizleútirilen sivil toplum
örgütleri, Avrupa Birli÷i sürecinde etkili olacak önemli yapılanmalardır. Dolayısıyla kendi
yasasını güncelleútirmiú Veteriner Hekimli÷i Örgütü, kilit noktalardan kabul edilen veteriner
hekimli÷in Avrupa Birli÷i sürecinde ülkemiz için önemli bir role sahip olabilecektir.
18
2
Türkiye’de Veteriner Hekimlik E÷itimi Ve ønsan Gücü Planlamasında Öneriler
2.1
Veteriner hekim istihdamı
Veteriner hekim istihdamında
karúılaúılan sorunlar kısa ve uzun dönemde
çözümlenebilecek sorunlar olarak ele alınabilir. Bunlar kısaca e÷itim ve ö÷retimde yapılacak
iyileútirmeler baúlı÷ı altında; kalite-sayı iliúkisi ve hizmet içi e÷itim çalıúmalarıdır. Di÷er
taraftan kamu örgütlenmesinde yapılacak bir reorganizasyon (sektörel örgütlenme) ve
veteriner hekimli÷i meslek icrasına iliúkin güncel ve ça÷daú yasal düzenlemeler ile veteriner
hekim istihdamının geliútirilmesi sa÷lanabilir.
Avrupa Birli÷i’ne üyelik sürecinde; gerek AB mevzuatına, gerekse son dönemlerde
Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaúması çerçevesinde hayvan sa÷lı÷ı, gıda güvenli÷i, hayvan
refahı gibi konularda alınan kararlara uyumda Türkiye, özellikle hayvancılıkta ve hayvansal
ürünler ticaretinde ciddi sorunlarla karúılaúacaktır.
Türkiye’nin hayvan hastalıkları açısından üçüncü dünya ülkesi görünümünden süratle
çıkması gerekmektedir. Bu çerçevede Tarım ve Köyiúleri Bakanlı÷ındaki kamu veteriner
hizmetlerinin etkin ve süratli bir úekilde sunumu ve hayvan hastalıklarıyla kontrol ve
eradikasyon programlarının baúarıyla uygulanması için AB benzeri bir idari yapılanmayla
birlikte TKB Merkez ve taúra teúkilatlarında gerekli ve yeterli sayıda veteriner hekim
istihdamına gidilmesi zorunludur.
2.1.1
Sayı ve nitelikler
Mevcut veteriner fakültelerinin kontenjanları ve istihdam iliúkisini ortaya koyabilme
açısından yeterli istatistiki veri bulunmaması, bu konuda sa÷lıklı bir çalıúmayı ve
de÷erlendirmeyi olanaksız kılmaktadır. Ancak mevcut 1999- 2007 yıllarına ait veteriner
hekim sayısı ve veteriner fakültelerinin kontenjanları dikkate alınarak yapılan projeksiyonda
2013
yılına
gelindi÷inde
Türkiye’de
veteriner
hekim
sayısının
32.000’i
aúaca÷ı
hesaplanmıútır(ùekil 1).
19
19
99
20
00
20
01
20
02
20
03
20
04
20
05
20
06
20
07
20
08
20
09
20
10
20
11
20
12
20
13
Sayı
35000
30000
25000
20000
15000
10000
5000
0
Yıllar
ùekil 1 Türkiye’de Veteriner Hekim Sayısı Tahmini(1999-2013)
Ülkemizde çalıúma alanlarına göre gereksinim duyulan veteriner hekim sayısının gerçekçi bir
yaklaúımla belirlenmesi gerekir. Bu belirlemede, baúta meslek örgütleri olmak üzere, di÷er sivil toplum örgütleri,
üniversiteler, devletin ilgili kurumları birlikte çalıúmalıdır.
Hayvansal üretimle ilgili hizmetlerin aksaksız yürütülebilmesinde ve AB mevzuatına uyum sa÷lamada
bugünkünden çok daha fazla sayıda ve çeúitli alanlarda uzmanlaúmıú veteriner hekime ihtiyaç vardır.
Di÷er taraftan mezun veteriner hekim sayısındaki artıúlar ve biriken sorunlara ra÷men fakültelerde
verilen e÷itim ve ö÷retimin kalitesinin sürekli artırılması hedeflenmelidir.
2.1.2
Çalıúma Koúulları, Ücret ve Özlük Hakları
Baúbakanlı÷ın görevde yükselme yönetmeli÷i gerekçe gösterilerek birçok veteriner hekim önceden
kamuda istihdam edildi÷i kadro (ö÷retmen, memur vb.) nedeniyle mesle÷i dıúında iúler yapmak zorunda
bırakılmakta ve veteriner hekimlerin yararlandı÷ı hakları da alamamaktadır. Bu durumun düzeltilmesi için
gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Kamuda çalıúan veteriner hekimlerin her türlü özlük haklarının (fiili hizmet zammı, arazi tazminatı vb.)
tam olarak verilmesi gerekir. Belediyelerde görev alan veteriner hekimlerin çalıúma koúulları TKB' de
çalıúanlarla aynı olup, belediyeler de taúra teúkilatı konumundadır. Bu itibarla bakanlık taúra teúkilatlarında
çalıúan veteriner hekimlerin faydalandı÷ı her bir yıllık hizmet karúılı÷ı iki aylık yıpranma süresi hakkından
belediyelerde görev yapan veteriner hekimlerin de yararlanması sa÷lanmalıdır.
Türkiye'de veteriner hekimler AB veteriner hekimleri kadar hak, yetki ve de÷er beklemektedirler.
Üniversitelerde akademik çalıúmalarda görev alacak yetenekli araútırmacıların özendirilmesi için, özel sektör ve
20
benzer sorumluluklar taúıyan di÷er kamu personeli ile eúde÷er olacak úekilde ücret ve maaú düzenlemelerinin
yapılması gerekmektedir.
2.2
Veteriner Hekimlik E÷itimi
AB'ye girme sürecinde olan ülkemizde Veteriner Fakültelerindeki e÷itim kalitesinin AB ülkelerindeki
düzeye çıkarılması zorunludur. Aksi takdirde meslek olarak AB'ye girmenin baúta serbest dolaúım olmak üzere
olası avantajlarından yararlanma söz konusu olamayacaktır. Kaldı ki AB, yalnız ülkemizden mezun olan
veteriner hekimlerin serbest dolaúımı için e÷itimin kalitesinin AB standartlarında olmasını istememekte,
Türkiye’den mezun olanların kontrol etti÷i hayvansal gıdaların AB de dolaúımı ve ülkemize gelen AB
vatandaúının burada yiyece÷i gıdayı kontrol eden veteriner hekimin e÷itiminin kaliteli olmasını hedeflemektedir
Bu çerçevede;
-Öncelikle fakülte kontenjanlarını azaltma, e÷itimin kalitesini yükseltme olanakları araútırılarak, 2013
yılını hedef alacak úekilde fakülte sayıları azaltılmalı veya co÷rafi olarak uygun olanlar arasında birleútirmeler
yapılmalıdır. Yeni fakülte açılıúlarına bir bütün halinde karúı çıkılmalı, YÖK ve Milli E÷itim Bakanlı÷ı nezdinde
giriúimlerde bulunulmalıdır.
-Veteriner Fakültelerinin fiziki altyapı, ö÷retim elemanı olanakları gibi faktörler göz önüne alındı÷ında
mevcut kontenjanlarının yüksek oldu÷u görülmektedir.
-Veteriner fakültelerindeki ö÷renci kontenjanları fakültelerin alt yapı olanaklarıyla uyumlu seviyelere
çekilmeli, geliúmiú fakülteler araútırma ve lisansüstü e÷itime yönlendirilmelidir.
-Orta ö÷retim ö÷rencilerine veteriner hekimli÷i mesle÷inin daha etkili olarak tanıtılması, mezuniyet
sonrası olanakların açıklanması yolunda çalıúmaların yapılması ile veteriner fakültelerine daha nitelikli ö÷renci
akıúı sa÷lanmalıdır.
Fakültelere kaliteli ö÷renci kabulü kadar verilen e÷itim-ö÷retim kalitesinin de artırılmasında;
-Uygulamalı e÷itim-ö÷retime a÷ırlık verilmelidir.
-Fakülte kliniklerine gelen hayvan sayısı ve çeúidinin artması sa÷lanmalıdır.
-Çiftlik, úehir içi ve kırsal kesimde stasyoner klinik, gezici klinik gibi uygulama alanları ile uygulama
laboratuvarları oluúturulmalıdır.
-Uygulamalı bilim dallarında ö÷rencilerin beceri kazanmaları ve teorik bilginin olabildi÷ince uygulama
sırasında verilmesi gereklidir.
-Araútırma projelerinin ve üretilen bilgilerin gerekli yerlere iletilebilmesi için kamu ve özel sektörle
daha yakın iliúkiler kurulmalıdır.
-Araútırma destekleme konusunda üniversite-sanayi iúbirli÷iyle özel sektörün deste÷i sa÷lanmalıdır.
-Araútırma için daha fazla maddi kaynak sa÷lanmalı ve projelerin hazırlanması, yürütülmesi
aúamalarında ve harcamalar konusunda bürokrasi azaltılarak yürütücülere daha fazla yetki ve sorumluluk
verilmelidir.
21
-Laboratuvar ve kliniklerde çalıúacak teknisyen, laborant ve hayvan bakıcılarının yeteri sayıda istihdam
edilmesi için uygun kadrolar sa÷lanmalıdır.
-Fakülteler, bakanlık ve meslek örgütleri tarafından hazırlanacak yönetmeliklere uygun olarak veteriner
hekimlerin belirli aralıklarla meslek-içi e÷itime ya da sürekli e÷itime alınmaları sa÷lanmalıdır.
-Veteriner hekimlere yaklaúık 25 yıldır etkili bir úekilde uzmanlık e÷itimi verilememekte, bunun
eksikli÷i kamuda ve özel sektörde önemli derecede hissedilmektedir. Bu itibarla tüm veteriner hekimleri
kapsayacak úekilde veteriner hekimli÷i uzmanlık e÷itimi baúlatılmalıdır.
-Üniversitelerde veteriner hekimlik e÷itiminde koruyucu hekimli÷e önem verilmelidir.
2.2.1
E÷itim programları, e÷itici sayısı ve özellikleri
Veteriner hekimli÷i e÷itimi için verilen derslerin içeri÷inde koordinasyon sa÷lanarak gereksiz
tekrarlardan kaçınılmalı, derslerde güncel konu ve yenilikler özellikle seçilerek aktarılmalı, sahada problem
çözümüne yönelik ö÷retime a÷ırlık verilmeli, teorik dersler ça÷daú olanaklardan yararlanılarak daha cazip,
izleyenleri sıkmayan ve daha fazla ö÷retici nitelik içerir hale dönüútürülmelidir.
Bunun yanı sıra özellikle Amerika ve Avrupa veteriner fakültelerinde yeni uygulanmaya baúlanan
"probleme dayalı e÷itim" sistemleri benimsenmeli ve ö÷rencilerin de aktif olarak derslere katılmalarına ve
konuları araútırmalarına olanak sa÷lanmalıdır. Ayrıca, dersler fakülteler arasında minimal düzeyde (en azından
isim ve veriliú yılı) benzerlik göstermeli ve yatay geçiúlerde uygunluk ve böylece e÷itimin kalitesinde de bir
ölçüde denetim sa÷lanmalıdır.
Uygulamalı e÷itimin ayrılmaz bir parçası ö÷renci stajları, daha çok uygulama úansı bulunan, kamuya ve
özel sektöre ait çiftlikler, özel veteriner hekimler, hayvansal üretim ve teknoloji ile u÷raúan sanayi
kuruluúlarında, tüm e÷itim ö÷retim süresi boyunca yürütülerek daha etkin uygulama yapma úansı sa÷lanmalıdır.
Böylece fakülte bünyesinde yaptırılan uygulamaların önemli bir kısmı hem nicelik hem de nitelik yönünden
zenginleútirilebilir.
Her türlü mesleki bilgiye ulaúmak, ulusal ve uluslar arası iletiúimi sa÷lamak için yabancı dilin önemi
yadsınamaz. Bu ba÷lamda veteriner fakültelerinde müfredat programlarına mesleki yabancı dil derslerinin
alınması hedeflenmelidir.
Yeni ve geliúmekte olan fakültelere deneyimli ö÷retim üyelerinin temini veya ders vermelerinin
sa÷lanması, bu amaçla özendirici önlemlere baúvurulması halen ele alınması gereken önemli bir çıkıú yolu
özelli÷ini korumaktadır. Geliúmekte olan fakültelerin kadrolu elemanlarının da yurt içinde ve dıúında kendilerini
geliútirmelerine olanak sa÷lanmalıdır.
Geliúmiú fakültelerle geçici de÷iúim yoluyla görev yapmaları önerisi
bir yaklaúım olarak düúünülebilir.
Ö÷retim üyelerinin kadro ve ücret sorunları e÷itim-ö÷retimi dolaylı olarak etkileyen di÷er bir önemli
faktördür. Uzun yıllar boyunca büyük emeklerle yetiúen ö÷retim üyelerinin düúük gelir düzeyleri, onları ek iúler
ve ek ders ücretlerinin yükselmesi çerçevesinde bir takım olumsuz yaklaúımlara itmektedir. Ö÷retim üyelerinin
e÷itim-ö÷retim ve araútırma görevlerini daha rahat yerine getirebilecekleri bir gelir düzeyine kavuúturulmaları
konusu da ivedilikle ele alınmalıdır.
22
2.2.2
Veteriner Fakültelerinin altyapı olanakları
Yeni kurulmuú fakültelerde alt yapı ve araç-gereç yetersizli÷i nedeniyle ço÷u kez kapsamlı proje
yapılması zorlaúmaktadır; projelerin alt yapı yönünden de destek görmesi ve var olan bazı ekipmanın ortak
kullanıma açılması ile bu sorunun önüne geçilebilir. Bu konuda veteriner fakülteleri bünyesinde bulunan
cihazların ortak kullanımı önerilebilir.
Yeni kurulmuú veya geliúimini tamamlayamamıú fakültelere merkezi planlama ile ö÷retim üyesi deste÷i
sa÷lanmalı ve daha çok lisans e÷itimi görevi verilmelidir.
Yeni kurulan fakültelere her ana bilim dalında en az bir ö÷retim üyesi oluncaya kadar veya 5 yıl süreyle
ö÷renci alınmamalıdır.
Geliúmesini tamamlamıú birçok fakültede donanım ve aletler güncelli÷ini yitirmiú durumdadır; alt yapı
projelerinin öncelikle desteklenmesi ya da demirbaú alımları için bütçe olanakları sa÷lanmalıdır.
Fiziki alt yapı, ö÷retim elemanı ve teknik personel sorunu mutlaka çözümlenmelidir. Bu amaçla yeni
kurulan Fakültelere geçiú, zorlama yerine teúvik edici olanaklar sa÷layarak cazip hale getirilebilir ve fiziki alt
yapıdaki eksiklikler araútırma projeleri ile desteklenebilir
E÷itime yardımcı kaynaklar yönünden fakülte kütüphaneleri yerli ve yabancı kitap yönünden
zenginleútirilmeli, ö÷rencilere açık internet kafeleri kurulmalı ve on-line bilimsel dergilere yıllık abonelik yolu
ile evrensel bilginin tamamlanması ivedilikle sa÷lanmalıdır.
Ö÷renci barınma, e÷itim ve di÷er giderleri için burs, kredi gibi maddi imkanlar arttırılmalıdır.
Fakülte kapsamındaki uygulama-araútırma çiftliklerinin modernizasyonu, materyal bakımından
zenginleútirilmesi, farklı amaçlar için kullanılmak üzere deneme ünitelerinin ve laboratuvarlarının kurulması ve
zenginleútirilmesi gerekmektedir.
Projeler için gereksiz ya da çok yakındaki baúka bir birimden sa÷lanabilecek donanımın satın alınması
engellenmeli, merkezi laboratuvar oluúturmalıdır.
Proje kapsamında doktora ve doktora sonrası araútırma elemanı ve teknik personel çalıútırılmasına
olanak sa÷lanmalıdır.
2.3
Mesleki politikalar ve mevzuat
Ülkemizde çalıúma alanlarına göre gereksinim duyulan veteriner hekim sayısı gerçekçi bir úekilde
belirlenmelidir. Bunda, baúta meslek örgütleri olmak üzere, di÷er sivil toplum örgütleri, üniversiteler, devletin
ilgili kurumları birlikte çalıúmalıdır.
AB mevzuatı veteriner hekimlik mesle÷i açısından son derece önemlidir. Veteriner Hekimlik mesle÷i
AB’nde oldu÷u gibi hak etti÷i yere Türkiye’de de gelebilmelidir
Devlet, veteriner hekimlik hizmetlerinde denetleme ve kontrol görevini etkin olarak yerine getirmelidir.
23
Kamuda çalıúan veteriner hekimlerin kadro unvanları “Veteriner Hekim” olarak düzeltilmeli ve her
türlü özlük hakları tam olarak verilmelidir.
Koruyucu veteriner hekimlik ve hayvan sa÷lı÷ı hizmetlerinin sunulmasında hizmet veren serbest
veteriner hekimler ve bu alanda hizmet veren özel sektör kuruluúları ile veteriner ihtisas dernekleri
desteklenmelidir.
Önümüzdeki dönemde AB sürecinde ülkemizde birçok mevzuat de÷iúikli÷i yaúanacaktır. Bu geliúmeleri
göz önüne alarak Tarım ve Köyiúleri Bakanlı÷ı yanında Sa÷lık, Çevre ve Orman, øçiúleri Bakanlıkları Veteriner
Fakültelerinin konuya iliúkin görüúlerini alarak gereken uyum çalıúmalarını süratle gerçekleútirmek zorundadır.
Türkiye’de veteriner hizmetleri ile buna ba÷lı mevzuat en kısa sürede çıkarılarak etkin bir úekilde
uygulanmalıdır. Özellikle AB mevzuatlarına uygun “Veteriner Çerçeve Kanunu” çalıúmaları en kısa sürede
tamamlanmalıdır.
Ankara Üniversitesi
Veteriner Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. øbrahim BURGU
Fırat Üniversitesi
Veteriner Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. H. Basri GÜLCÜ
Uluda÷ Üniversitesi
Veteriner Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Hasan BATMAZ
østanbul Üniversitesi
Veteriner Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Muammer UöUR
Selçuk Üniversitesi
Veteriner Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Zafer DURGUN
24
Tıp-Sa÷lık Bilimleri E÷itim Konseyi Türkiye’ de Tıp-Sa÷lık
Bilimleri Alanında E÷itim ve ønsan Gücü Planlaması Bologna
Süreci ile Uyumlandırma
Türkiye’de Tıp-Sa÷lık Bilimleri
Alanında Lisansüstü E÷itim ve ønsan
Gücü Planlaması: Bologna Süreci ile
Uyumlandırma
ALT ÇALIùMA GRUBU: Sa÷lık Bilimleri Yüksek Lisans ve Doktora E÷itimi
Prof. Dr. Gül GÜNER
Prof. Dr. Hakan S. ORER
Prof. Dr. Sulhiye YILDIZ
Dokuz Eylül Üniversitesi Sa÷lık Bilimleri Enstitüsü
Hacettepe Üniversitesi Sa÷lık Bilimleri Enstitüsü
Ankara Üniversitesi Sa÷lık Bilimleri Enstitüsü
Giriú..................................................................................................................................................... 3
Amaç ve Hedefler ........................................................................................................................... 3
Çalıúma Grubunun Yapısı ve øzlenen Çalıúma Programı................................................................ 4
Ara Raporlar................................................................................................................................ 5
Çalıútaylar ................................................................................................................................... 5
Anketler....................................................................................................................................... 5
Sa÷lık Bilimleri Enstitüleri Müdürler Toplantıları Sonuç Bildirgeleri ....................................... 6
Sa÷lık Bilimlerinde Lisansüstü E÷itimin Türkiye ve Avrupa Birli÷i’ndeki Genel Durumu............... 6
Türkiye’de Lisansüstü E÷itimin Yasal Çerçevesi ........................................................................... 6
Türkiye’deki Durum........................................................................................................................ 8
Ö÷renci Sayıları ........................................................................................................................ 12
Ö÷retim Üyeleri ........................................................................................................................ 14
Programlar................................................................................................................................. 15
Temel Sorunlar.......................................................................................................................... 17
Avrupa Birli÷indeki Durumun ve Varılmak østenen Hedeflerin De÷erlendirilmesi: .................... 21
Avrupa’da Doktora E÷itiminin Mevcut Organizasyonu ........................................................... 21
Doktora Ö÷rencilerinin Durumu ............................................................................................... 22
Aktarılabilir/Jenerik Beceri E÷itimi .......................................................................................... 22
Araútırma Ortamı ...................................................................................................................... 23
Doktora Programlarının Süresi.................................................................................................. 23
Tam/Yarı Zamanlı Doktora E÷itimi ...................................................................................... 24
Doktora Programlarına Ö÷renci Kabulü ................................................................................... 24
Danıúmanlık, øzleme ve De÷erlendirme.................................................................................... 25
Danıúmanlık .......................................................................................................................... 25
1
øzleme ve De÷erlendirme ...................................................................................................... 25
Doktora Tezi øçin Ön Koúullar.................................................................................................. 26
Tez Savunması .......................................................................................................................... 26
Mezunlarının øzlenmesi............................................................................................................. 27
Dolaúım, Avrupa’da øúbirli÷i ve Ortak Doktora Dereceleri ...................................................... 27
Uluslararası Hareketlilik, Kurumlar ve Sektörlerarası øúbirli÷i ............................................ 27
Ortak Doktora Programları.................................................................................................... 28
Geliúme ve De÷iúimleri Belirleyecek Temel E÷ilimler ve øtici Güçler .................................... 29
Türkiye’de Lisansüstü E÷itimin Paydaúlar Tarafından De÷erlendirilmesi ................................... 32
Anket Sonuçları......................................................................................................................... 33
Ö÷retim Üyeleri/Danıúmanlar veya Enstitü Yöneticileri: ..................................................... 33
Lisansüstü Ö÷renciler............................................................................................................ 34
Sa÷lık Bilimleri Alanında øúverenler, Yöneticiler ve Sektör................................................. 35
Genel De÷erlendirme ............................................................................................................ 35
Çalıútay Sonuçları ..................................................................................................................... 38
1. Çalıútay.............................................................................................................................. 38
2. Çalıútay.............................................................................................................................. 39
Müdürler Toplantıları Sonuç Bildirgeleri.................................................................................. 39
Sonuç ve Öneriler.......................................................................................................................... 42
Kaynaklar ...................................................................................................................................... 44
Ekler .............................................................................................................................................. 45
2
Giriú
Amaç ve Hedefler
Her alanda global rekabetin sürdü÷ü ve bilgi toplumuna geçiú sürecinin yaúandı÷ı günümüzde,
iletiúim teknolojilerinin yaygınlaúması ve artan uluslararası ö÷renci dolaúımı yüksek ö÷retimin
de÷erini artırmaktadır. Yüksek ö÷retim içinde, lisansüstü e÷itim, özellikle doktora e÷itimi, bilimsel
araútırmanın da önemli bir parçası olarak kabul edilir ve ülkelerin geliúmiúlik düzeyini gösteren bir
ölçüt olarak de÷erlendirilir. Ülkemizin bu alanda geri kalmaması ve rekabet gücünü artırabilmesi
için kurumsal anlayıú de÷iúikli÷i yapmanın kaçınılmaz oldu÷u gerçe÷inden yola çıkan bu raporda,
sa÷lık bilimleri alanında lisansüstü e÷itim ve insan gücü planlaması ele alınmıútır. Lisansüstü e÷itim
bilimsel araútırma ve bilgi üretimi bakımından anahtar bir konudur. Uzun yıllardan beri ilk defa
içinde bulundu÷umuz dönemde Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu kararı ile araútırma ve
geliútirmeye ayrılan gayri safi milli hasıla payının 2010 yılına kadar % 2’ye yükseltilmesi ve ar-ge
etkinliklerinde bulunan personel sayısının 2023 yılına kadar 40 000 kiúiye çıkarılmasının
hedeflenmesi bu çerçevede önemli bir fırsattır (1) . Sözü edilen bu fırsatın en iyi úekilde
de÷erlendirilmesi üniversitelerin de÷iúimi yönlendirecek ve gelece÷e iliúkin beklentileri
karúılayabilecek bir yapılanma içinde olmasına, konjonktürün iyi yorumlanmasına ve objektif
olarak de÷erlendirilmesine ba÷lıdır. Yüksekö÷retim Kurulu tarafından hazırlanan “Türkiye’nin
Yüksekö÷retim Stratejisi” (2) adlı raporun stratejik hedeflerin belirlendi÷i bölümünde 2005-2025
yılları arasında her beú yılda sırasıyla yıllık ortalama 3500, 7000, 11500 ve 15500 doktora derecesi
verilmesi öngörülmüútür. Raporun hazırlandı÷ı 2006 yılı itibariyle toplam doktoralı mezun sayısı
2680 oldu÷una göre, öngörülen artıú beúer yıllık dönemlerde sırasıyla %30,6, %100, %64,29 ve
%34,78 oranlarında olmaktadır. Bu sayılara ulaúılabilmesi için halen uygulanmakta olan e÷itim ve
bilim politikalarında radikal de÷iúiklikler yapılması gereklidir. Nitekim, Türkiye Bilimler
Akademisi tarafından yayınlanan bir raporda son on yıl içinde doktora programlarından mezun
olanların sayısının artırılamamasının kaygı verici oldu÷u belirtilmiútir (3) .
Bu aúamada hedef sadece doktora derecesine sahip elemanların sayısını artırmak de÷il, aynı
zamanda “kaliteli” doktora sayısının artırılması olmalıdır. Yapılacak düzenlemeler do÷al olarak
e÷itim programlarının paydaúları ve kurumsal yapılar ile ilgilidir. Bu ba÷lamda, ö÷retim üyesinin
niteli÷i (araútırma performansı v.b) ve sayısı, ö÷rencinin niteli÷i (yabancı dil, akademik baúarı v.b),
çalıúma koúulları, kurumsal altyapı ve finans kaynakları (ö÷renci ve araútırma için ayrı ayrı finansal
destek) hep bir arada sorgulanmalıdır. Nitekim bu sorgulanma Avrupa çapında da yo÷un olarak
3
sürdürülmektedir. Avrupa’dan 29 ülkenin e÷itim bakanı 1999 yılında Bologna’da toplanarak, kamu
düzeni ve istikrarı koruyarak demokratik toplum yapısını güçlendirebilmek için e÷itimin ve
e÷itimde iúbirli÷inin önemini vurgulamıú ve ortak bir Avrupa Yüksek Ö÷renim Alanı kurabilmek
için çalıúmalara baúlanması yönünde bir bildirge yayınlamıútır. Bu bildirge ile Avrupa çapında
yüksek ö÷retim sektörünün uyumlandırılması hedeflenmekte, ö÷rencilerin, araútırıcıların ve
akademisyenlerin yanı sıra, bilimsel araútırma ortamının bütünleútirilmesi ile her türlü hizmetin ve
malzemenin serbest dolaúımı da sa÷lanmaya çalıúılmaktadır. Bakanlar düzeyinde toplanan kurul,
kıyaslanabilir derecelerin uyumlandırılarak diploma eki uygulamasının baúlatılmasını, e÷itimde iú
yükü ölçümü için de, Avrupa kredi transfer sistemi (ECTS-AKTS)’nin oluúturulmasını
kararlaútırmıútır. Avrupa Birli÷i üyesi olan ve olmayan çok sayıda ülke tarafından imzalanan
Bologna Bildirgesi, imzalandı÷ı günden bu yana, seri konferanslarla durumun izlenmesi ve rapor
edilmesi esasına dayalı bir “süreç” haline gelmiútir (4) .
Bu rapor, Avrupa Birli÷i ülkelerinde lisansüstü e÷itim konusunda mevcut durum ve e÷ilimleri
de÷erlendirerek, Bologna süreci çerçevesinde Türkiye’deki durumun bir saptamasını yapmayı ve
sa÷lık bilimleri alanına uygulanabilecek önerileri belirlemeyi amaçlamıútır.
Çalıúma Grubunun Yapısı ve øzlenen Çalıúma Programı
Tıp-Sa÷lık E÷itimi Konseyi tarafından 26 Mayıs 2006 tarihinde görevlendirilen çalıúma grubu,
Ankara, Dokuz Eylül ve Hacettepe Üniversiteleri Sa÷lık Bilimleri Enstitü Müdürleri, Prof Dr. Rıfat
Vural, Prof. Dr. Gül Güner ve Prof. Dr. Hakan S. Orer’den oluúturulmuú, Nisan 2007 tarihinde
Ankara Üniversitesi SBE Müdürlü÷üne Prof. Dr. Sulhiye Yıldız’ın atanmasıyla Prof. Dr. Rifat
Vural gruptan ayrılmıútır.
4
Ara Raporlar
Çalıúma grubu iki ara rapor hazırlamıútır:
x
ølk ara rapor Prof. Dr. Gül Güner, Prof. Dr. Hakan S. Orer ve Prof. Dr. Rıfat Vural
tarafından 22 Aralık 2006 tarihinde Ankara Üniversitesi’nde yapılan Tıp-Sa÷lık E÷itimi
Konseyi toplantısında sunulmuútur.
x
økinci ara rapor, Prof. Dr. Gül Güner, Prof. Dr. Hakan S. Orer ve Prof. Dr. Sulhiye Yıldız
tarafından 19 Ekim 2007’de Ege Üniversitesi’nde yapılan Tıp-Sa÷lık E÷itimi Konseyi
toplantısı sırasında sunulmuútur.
Çalıútaylar
Ara rapor döneminde, iki adet Çalıútay düzenlenmiútir:
x
Birinci çalıútay 26-28 Nisan 2007’de yapılan Türkiye Üniversiteleri 19. Sa÷lık Bilimleri
Enstitüsü Müdürler toplantısında (Çukurova Üniversitesi) iki oturumda gerçekleútirilmiútir.
Birinci oturumda Prof. Dr. Gül Güner ve Prof. Dr. Öge Çetinkaya moderatörlü÷ünde
“Sa÷lık Bilimlerinde Lisansüstü E÷itimin Kalitesi Nasıl Geliútirilebilir?”; ikinci oturumda
ise Prof. Dr. Hakan Sedat Orer ve Prof. Dr. Cemal Eronat moderatörlü÷ünde “Sa÷lık
Bilimleri’nde ønsan Gücünün Planlanması” konuları tartıúılmıú ve öneriler belirlenmiútir.
x
økinci çalıútay, 3-5 Mayıs 2007’de Tıp E÷itimi Geliútirme Derne÷i (TEGED) tarafından
düzenlenen Mezuniyet Sonrası Tıp E÷itimi Sempozyumu (Ankara Üniversitesi) sırasında
“Sa÷lık Bilimlerinde Lisansüstü E÷itimin Kalitesi Nasıl Artırılabilir” baúlı÷ı ile Prof. Dr.
Gül Güner ve Prof. Dr. Rıfat Vural moderatörlü÷ünde gerçekleútirilmiútir.
Anketler
Çalıúma grubu lisansüstü e÷itimi de÷erlendirmek amacıyla Türkiye çapında bir anket çalıúması
gerçekleútirmiútir. Bu kapsamda aúa÷ıda belirtilen üç farklı anket hazırlanarak da÷ıtılmıútır.
x
Enstitü müdürlükleri, ö÷retim üyeleri ve danıúmanların lisansüstü e÷itime yönelik
de÷erlendirme ve beklentileri. Ankete 1749 kiúi katılmıútır.
x
Ö÷rencilerin lisansüstü e÷itime yönelik de÷erlendirme ve beklentileri. Türkiye’deki
vakıf ve kamu üniversitelerine ba÷lı Sa÷lık Bilimleri Enstitüleri’nde ö÷renim gören, ders
veya tez aúamasında olan 2078 Yüksek Lisans ve Doktora ö÷rencisi ankete yanıt vermiútir.
5
x
Sa÷lık sektörü iúverenlerinin lisansüstü mezunlara yönelik de÷erlendirme ve
beklentileri. Türkiye’deki kamu ve vakıf üniversite hastaneleri ile devlet hastaneleri ve
özel hastaneler, özel tıp merkezleri, ilaç üreticileri ve medikal firmalarda görev yapan
rektör,
dekan,
yüksek
okul
müdürü,
baúhekim/medikal
direktör,
hastane
yöneticisi/koordinatör, ö÷retim elemanı, iúveren veya iúveren temsilcisi düzeyinde 965 kiúi
katılmıútır.
Anketler, Dokuz Eylül Üniversitesi Sa÷lık Bilimleri Enstitüsü’nde, sosyal bilimler uzmanlarının
deste÷i ile hazırlanmıú ve Türkiye sa÷lık bilimleri enstitü müdürlüklerine gönderilmiútir. Sa÷lık
bilimleri enstitüleri tarafından gerekli ba÷lantılar kurularak anketler ilgililere doldurtulmuú ve
Dokuz Eylül Üniversitesi’ne geri gönderilmiútir. Burada Enstitü Müdürü Prof. Dr. Gül Güner
gözetiminde, sosyal ve sa÷lık bilimcilerden oluúan bir ekip tarafından anket formları
de÷erlendirilmiútir. østatistiksel analiz, Ö÷r. Gör. Dr. Nevzat Devebakan tarafından yapılmıútır.
Sa÷lık Bilimleri Enstitüleri Müdürler Toplantıları Sonuç Bildirgeleri
Türkiye üniversiteleri sa÷lık bilimleri enstitüleri müdürlerinin 1989’dan beri her yıl yaptı÷ı
toplantılarında sa÷lık bilimlerinde yürütülen lisansüstü e÷itimin niteli÷inin geliútirilmesi,
uygulamalarda birlik sa÷lanması hedeflenmiútir. 25-27 Nisan 2007’de 19’uncusu yapılan bu
toplantılarda tartıúılan ve her toplantı sonrasında Yüksekö÷retim Kurulu’na ortak görüú olarak
iletilen konular özet liste olarak rapora eklenmiútir.
Sa÷lık Bilimlerinde Lisansüstü E÷itimin Türkiye ve Avrupa
Birli÷i’ndeki Genel Durumu
Türkiye’de Lisansüstü E÷itimin Yasal Çerçevesi
2547 sayılı yüksek ö÷retim kanunu’nun 3/f maddesi gere÷ince Enstitü, üniversitelerde ve
fakültelerde birden fazla benzer ve ilgili bilim dallarında lisansüstü e÷itim-ö÷retim, bilimsel
araútırma ve uygulama yapan bir yüksek ö÷retim kurumudur. Aynı kanunun 3/t maddesinde
lisansüstü e÷itim; yüksek lisans, doktora ve tıpta uzmanlık e÷itimi olarak üçe ayrılmaktadır. Yüksek
lisans ve doktora e÷itimi esas olarak E÷itim, Fen, Sa÷lık ve Sosyal Bilimler Enstitülerince
yürütülmektedir. Tıpta uzmanlık e÷itimi ise, ‘Üniversite Akademik Teúkilat Yönetmeli÷i’nin 11.
maddesi gere÷ince tıp fakültelerinin sorumlulu÷undadır.
6
Sa÷lık Bilimleri Enstitüleri, tıp, eczacılık, diú hekimli÷i, veteriner hekimlik, hemúirelik, fizyoterapi
ve rehabilitasyon, beslenme ve diyetetik, çocuk geliúimi, spor bilimleri alanlarındaki lisansüstü
e÷itimi yürütmekten sorumludur.
Enstitüler tarafından yürütülen lisansüstü ö÷retim, yüksek lisans ve doktora programlarından oluúur.
økinci lisansüstü ö÷retim programlarında sadece tezsiz yüksek lisans e÷itimi yürütülebilir, bu
programlarda doktora ve tezli yüksek lisans e÷itimi yapılamaz.
Yüksek Lisans Programı: En az dört yıl süreli bir yüksekö÷retim kurumundan lisans diploması ya
da buna eúde÷er bir derece almıú olanların, bu e÷itim üzerine en az üç ve en çok altı yarıyıl süreyle
yapacakları ö÷renim, bilimsel araútırma ve uygulama faaliyetlerini kapsar. Yüksek lisans
programları tezli ya da tezsiz olabilir.
Doktora Programı: Yüksek lisansa veya hazırlık sınıfları hariç, en az 10 yarıyıl süreli Tıp, Diú
Hekimli÷i, Eczacılık ve Veteriner Fakülteleri diplomasına, 4 yıllık Eczacılık ve Fen Fakülteleri
mezunlarının ise yasalara göre bir laboratuvar dalında kazandıkları uzmanlı÷a dayalı en az altı en
çok oniki, lisans derecesi ile kabul edilenler için on yarıyıl süreli bir programdır.
Doktora tezi úu üç koúuldan en az birini sa÷lamak zorundadır:
x
Bilime bir yenilik getirme,
x
Yeni bir metot geliútirme,
x
Bir metodu yeni bir alana uygulama.
7
Türkiye’deki Durum
Türkiye’de Sa÷lık Bilimleri Enstitülerine iliúkin veriler YÖK ve ÖSYM tarafından derlenmektedir.
Enstitüler her yıl ö÷renci sayılarını ayrıntılı olarak ÖSYM’ye bildirmektedir. Ö÷retim programların
açılmasına izin veren merci olan YÖK ise programlar ve anabilim dallarına ait verileri
ùe kil 1: Progra m la rın Ala nla ra Da ÷ılım ı (% )
FT R
1%
S po r B ilim le ri
4%
D i÷e r
2%
D iú He k im li÷i
12%
He m ú ire lik
11%
Ec za cılık
11%
V e te rine rlik
16%
Tıp
43%
derlemektedir. Ancak, programların açılması sürecinde hazırlanan dosyalar periyodik olarak
güncellenmemekte, dolayısıyla son durum ve programların nasıl bir geliúim gösterdi÷i takip
edilememektedir. Ayrıca, bu kaynaklarda biriken veri, sistematik bir do÷rulama sürecinden
geçmemektedir. Bu duruma bir de, enstitü programlarının sık sık de÷iútirilmesi ve yeni üniversiteler
ve programların açılması gibi veri yapısını de÷iútiren etmenler eklenince güncel verilerin
toplanması ancak enstitülerle bire bir iletiúime geçmek suretiyle olabilmektedir.
8
Tablo 1: Sa÷lık Bilimleri Enstitüsü Bulunan Üniversiteler
Sıra
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
Tüzel
Yapı
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
Üniversite
ABANT øZZET BAYSAL ÜNøVERSøTESø (BOLU)
ADNAN MENDERES ÜNøVERSøTESø (AYDIN)
AFYON KOCATEPE ÜNøVERSøTESø (AFYON)
AHø EVRAN ÜNøVERSøTESø (KIRùEHøR)
AKDENøZ ÜNøVERSøTESø (ANTALYA)
ANADOLU ÜNøVERSøTESø (ESKøùEHøR)
ANKARA ÜNøVERSøTESø (ANKARA)
ATATÜRK ÜNøVERSøTESø (ERZURUM)
BALIKESøR ÜNøVERSøTESø (BALIKESøR)
BOZOK ÜNøVERSøTESø (YOZGAT)
CELAL BAYAR ÜNøVERSøTESø (MANøSA)
ÇUKUROVA ÜNøVERSøTESø (ADANA)
CUMHURøYET ÜNøVERSøTESø(SøVAS)
DøCLE ÜNøVERSøTESø (DøYARBAKIR)
DOKUZEYLÜL ÜNøVERSøTESø (øZMøR)
DUMLUPINAR ÜNøVERSøTESø (KÜTAHYA)
DÜZCE ÜNøVERSøTESø (DÜZCE)
EGE ÜNøVERSøTESø (øZMøR)
ERCøYES ÜNøVERSøTESø (KAYSERø)
ERZøNCAN ÜNøVERSøTESø (ERZøNCAN)
ESKøùEHøR OSMANGAZI ÜNøVERSøTESø (ESKøùEHøR)
FIRAT ÜNøVERSøTESø (ELAZIö)
GAZø ÜNøVERSøTESø (ANKARA)
GAZøANTEP ÜNøVERSøTESø (GAZøANTEP)
GAZøOSMANPAùA ÜNøVERSøTESø (TOKAT)
GøRESUN ÜNøVERSøTESø (GøRESUN)
GÜLHANE ASKERø TIP AKADEMøSø (ANKARA)
HACETTEPE ÜNøVERSøTESø (ANKARA)
HARRAN ÜNøVERSøTESø (ùANLIURFA)
HøTøT ÜNøVERSøTESø (ÇORUM)
øNÖNÜ ÜNøVERSøTESø (MALATYA)
øSTANBUL ÜNøVERSøTESø (øSTANBUL)
KAFKAS ÜNøVERSøTESø (KARS)
KAHRAMANMARAù SÜTÇÜ øMAM ÜNøVERSøTESø
(KAHRAMANMARAù)
KARADENøZ TEKNøK ÜNIVERSøTESø (TRABZON)
KIRIKKALE ÜNIVERSITESI (KIRIKKALE)
KOCAELI ÜNIVERSITESI (KOCAELI)
MARMARA ÜNIVERSøTESø (øSTANBUL)
MEHMET AKøF ERSOY ÜNøVERSøTESø (BURDUR)
MERSIN ÜNIVERSITESI (øÇEL)
MUSTAFA KEMAL ÜNøVERSøTESø (HATAY)
NAMIK KEMAL ÜNøVERSøTESø (TEKøRDAö)
ONDOKUZ MAYIS ÜNøVERSøTESø (SAMSUN)
Aktif
X
X
X
Veri Elde
Edilen
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
9
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
KAMU
VAKIF
VAKIF
VAKIF
VAKIF
VAKIF
VAKIF
VAKIF
VAKIF
ORDU ÜNøVERSøTESø (ORDU)
PAMUKKALE ÜNøVERSøTESø (DENøZLø)
RøZE ÜNøVERSøTESø (RøZE)
SELÇUK ÜNøVERSøTESø (KONYA)
SÜLEYMAN DEMIREL ÜNøVERSøTESø (ISPARTA)
TRAKYA ÜNøVERSøTESø (EDøRNE)
ULUDAö ÜNøVERSøTESø (BURSA)
YÜZÜNCÜYIL ÜNøVERSøTESø (VAN)
ZONGULDAK KARAELMAS ÜNøVERSøTESø (ZONGULDAK)
ACIBADEM ÜNøVERSøTESø (øSTANBUL)
BAùKENT ÜNøVERSøTESø (ANKARA)
FATøH ÜNøVERSøTESø (øSTANBUL)
HALøÇ ÜNøVERSøTESø (øSTANBUL)
øSTANBUL BøLøM ÜNøVERSøTESø (øSTANBUL)
MALTEPE ÜNøVERSøTESø (øSTANBUL)
UFUK ÜNøVERSøTESø (ANKARA)
YEDøTEPE ÜNøVERSøTESø (øSTANBUL)
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
10
Bu raporda, enstitülerden do÷rudan sa÷lanan 2007 yılı verileri ile 2001-2006 yılları arasında ÖSYM
tarafından toplanan veriler kullanılmıútır. Yüksekö÷retim Kurulu’nun 2006 yılına ait kayıtlarına
göre, halen 51’i kamu üniversitelerinde olmak üzere 59 üniversitede Sa÷lık Bilimleri Enstitüsü
kurulmuútur (Tablo 1). Bu enstitülerden 47 tanesi aktif olmakla birlikte, bazılarında ö÷renci
bulunmamaktadır. Bu çalıúmada aktif durumdaki 41 enstitüye ait veriler kullanılmıútır. 2007 yılı
ùekil 2: Alanlara Göre Ö÷renci Da÷ılımı (%)
Fizik Tedavi ve
Di÷er
Rehabilitasyon
3%
2%
Spor Bilimleri
9%
Diú Hekimli÷i
15%
Eczacılık
12%
Hemúirelik
14%
Veterinerlik
15%
Tıp
30%
itibariyle, ülke genelinde 41 enstitüde sürdürülen 1165 programın %80’lik kısmını tıp, veterinerlik,
eczacılık ve hemúirelik alanları oluúturmaktadır (ùekil 1).
11
Ö÷renci Sayıları
Tablo 2: Yıl Ortası Yüksek Lisans ve Doktora Ö÷renci Sayıları
2001-02
2002-03
2003-04
2004-05
FøZøK T.
HEMùøRELøK
SPOR B.
Døù HEK.
ECZACILIK
TIP
VETERøNER
TOPLAM
YL
121
487
440
38
428
882
297
3044
DR
46
209
197
1017
298
1095
645
3611
YL
116
625
460
65
500
997
378
3510
DR
39
250
195
1092
283
1071
647
3675
YL
108
647
486
57
548
1073
460
3796
DR
46
239
206
1165
324
1055
591
3732
YL
122
652
526
68
543
1097
503
3951
DR
53
269
210
1207
338
1075
637
3889
2005-06
YL
132
723
732
57
605
1248
541
4496
DR
76
277
253
1248
352
1274
749
4330
Sa÷lık bilimleri alanında e÷itim gören yıl ortası lisansüstü ö÷renci sayısı 2001-2006 döneminde
6600’lerden 9000’ler civarına yükselmiútir. Yüksek lisans ö÷rencileri %51, doktora ö÷rencileri %49
olarak birbirlerine çok yakın oranlardadır (Tablo 2). Toplam ö÷renciler içinde tezsiz yüksek lisans
programlarına kayıtlı olanların oranı %6’dır. Lisans ö÷rencileri ile karúılaútırıldı÷ında, lisansüstü
ö÷rencilerin oranı %5’in altındadır. Var olan úekli ile Türk yüksek e÷itimi daha çok lisans e÷itimine
yönelmiú durumdadır. Ayrıca, sa÷lık bilimlerinde, lisansüstü e÷itimin önemli bir bölümünü tıpta
uzmanlık programları oluúturmaktadır. Bu programlara yerleútirilen hekimler 2005-06 ders yılında
19070 kiúidir. Bunlardan 6624’ü üniversite hastanelerinde e÷itim görmektedir. Her yıl mezun olan
tıpta uzmanlık ö÷rencisi sayısı 2500-3000 civarındadır. Baúka bir de÷iúle, sa÷lık bilimlerinde
mezun olan bir doktora ö÷rencisine karúılık 4 uzman tıp doktoru yetiútirilmektedir (Tablo 3).
Tablo 3: Doktora ve Tıpta Uzmanlık Programlarından Mezun Olanlar
2001-02
2002-03
2003-04
2004-05
2005-06
FøZøK TED.
6
13
14
2
7
HEMùøRELøK
17
15
51
42
47
SPOR BøLøM.
20
27
31
22
28
Døù HEK.
123
114
154
153
215
ECZACILIK
23
38
35
41
32
TIP
135
115
170
145
135
VETERøNER
63
75
138
91
83
TOPLAM DOK.
400
408
609
523
556
TIPTA UZM
2558
2408
2939
3588
2448
Gerek yüksek lisans gerekse doktora programlarından mezun olmadan ayrılanların oranı yüksektir.
Birinci yılın sonunda ayrılma, yüksek lisans için %34, doktora için %37 gibi yüksek oranlardadır.
Bu oran eczacılık, tıp ve veteriner hekimlik alanlarında özellikle doktorada %48,5’e varmakta, fizik
tedavi ve rehabilitasyon, diú hekimli÷i ve hemúirelik alanlarında ise ortalama %17,5’e düúmektedir
(Tablo 4).
12
Sa÷lık bilimleri lisansüstü ö÷rencilerinin üniversite içindeki temsillerine yönelik ayrı bir yapılanma
yoktur, lisans ö÷rencileri ile birlikte ö÷renci temsilcileri konseyinde temsil edilmektedirler.
TABLO 4: Sa÷lık Bilimlerinde Lisansüstü Ö÷renci Sayıları
YENø KAYIT
2001-02
2002-03
2003-04
FøZøK TED.
44
51
53
HEMùøRELøK
231
304
263
SPOR BøLøM.
188
235
247
Døù HEK.
214
306
269
ECZACILIK
234
283
303
TIP
580
697
671
VETERøNER
236
310
384
TOPLAM
1859
2348
2363
DEVAM EDEN
2001-02
2002-03
2003-04
FøZøK TED.
167
155
154
HEMùøRELøK
696
875
886
SPOR BøLøM.
637
655
692
Døù HEK.
1055
1157
1222
ECZACILIK
726
783
872
TIP
1977
2068
2128
VETERøNER
942
1025
1051
TOPLAM
6655
7185
7528
AYRILAN
2001-02
2002-03
2003-04
FøZøK TED.
4
7
8
HEMùøRELøK
32
53
73
SPOR BøLøM.
82
88
91
Døù HEK.
41
68
49
ECZACILIK
52
119
96
TIP
210
291
267
VETERøNER
105
167
148
TOPLAM
559
865
779
MEZUN
2001-02
2002-03
2003-04
FøZøK TED.
34
57
45
HEMùøRELøK
103
109
176
SPOR BøLøM.
99
127
111
Døù HEK.
127
122
165
ECZACILIK
117
124
134
TIP
312
319
332
VETERøNER
110
121
202
TOPLAM
968
1043
1257
2004-05
63
277
226
235
299
619
361
2272
2004-05
175
921
736
1275
881
2172
1140
7840
2004-05
10
69
73
48
91
243
139
717
2004-05
30
192
113
163
148
390
173
1337
2005-06
64
329
310
291
330
808
454
2736
2005-06
208
1000
985
1305
957
2522
1290
8826
2005-06
6
71
61
46
123
187
149
687
2005-06
41
217
138
242
159
432
186
1524
Yüksek lisans programlarındaki ö÷rencilerden araútırma görevlisi kadrosuna atananların oranı 200106 döneminde %13,8’den %5,7’e düúmüútür. Doktora programlarındaki araútırma görevlilerinin
oranı ise %40-50 düzeyindedir (Tablo 5).
13
Tablo 5: Araútırma Görevlisi Kadrosunda Bulunan Sa÷lık Bilimleri Enstitüsü Ö÷rencileri (%)
Kadrolu YL
2001-02
2002-03
2003-04
2004-05
2005-06
FøZøK TED.
19.01
15.52
19.44
14.75
9.85
HEMùøRELøK
10.06
16.80
16.85
11.50
8.16
SPOR BøLøM.
14.55
11.96
11.52
8.94
5.87
Døù HEK.
15.79
4.62
1.75
1.47
0.00
ECZACILIK
12.85
15.40
12.41
9.02
5.79
TIP
14.97
16.85
10.81
8.02
7.13
VETERøNER
9.09
9.52
6.52
3.98
3.14
TOPLAM
13.76
12.95
11.33
8.24
5.71
Kadrolu Dr
2001-02
2002-03
2003-04
2004-05
2005-06
FøZøK TED.
56.52
66.67
78.26
81.13
72.37
HEMùøRELøK
40.19
40.40
46.03
47.96
53.07
SPOR BøLøM.
44.67
39.49
53.88
54.29
45.85
Døù HEK.
43.85
43.59
39.31
36.04
32.21
ECZACILIK
42.62
41.34
39.51
45.86
49.43
TIP
32.24
33.52
32.70
33.12
32.65
VETERøNER
33.18
34.47
34.69
37.52
29.51
TOPLAM
41.90
42.78
46.34
50.96
45.01
Kaynak: ÖSYM
Ö÷retim Üyeleri
Sa÷lık bilimlerinde lisansüstü e÷itim yapan kurumlarda 5600’ü aúkın ö÷retim üye ve görevlisi
bulunmaktadır (Tablo 6). Bunların %48’i profesör unvanlıdır. Araútırma düzeyi ile iliúkili olması
nedeniyle, profesör baúına düsen doktora ö÷rencisi sayısı 1,5’tir. Bu rakamlardan da anlaúılaca÷ı
gibi, akademik hiyerarúi ters piramit úeklinde yapılanmıútır.
Bir di÷er önemli husus da ö÷retim üyelerinin yurt içi da÷ılımıdır. Son yıllarda üniversitelerin yurt
sathına yayılmıú olmasına ra÷men halen ö÷retim üyelerinin yaklaúık yarısı Ankara-østanbul-øzmir
üniversitelerinde bulunmaktadır.
14
Tablo 6: Sa÷lık Bilimleri Lisansüstü Programlarına Katılan Ö÷retim Üye ve Görevlisi Sayıları
Yardımcı
Ö÷retim
Lisansüstü e÷itim alanı
Profesör
Doçent
Doçent
Görevlisi
TOPLAM*
Fizik Tedavi ve
Rehabilitasyon
25
21
14
6
66
Hemúirelik
110
48
171
39
368
Spor Bilimleri
56
20
142
70
288
Diú Hekimli÷i
482
214
223
84
1003
Eczacılık
225
94
92
30
441
Tıp
1382
590
474
136
2582
Veteriner Hekim.
313
237
219
7
776
TOPLAM
2649
1238
1353
411
5651
*:
Sayılar Enstitülerden anket yoluyla elde edilmiútir (2007).
Profesör unvanlı ö÷retim üyelerinin kendi alanlarındaki toplam ö÷retim elemanları içindeki payı
%53 ile eczacılıkta en yüksek, %19,4 ile spor bilimlerinde en düúüktür. Profesör oranı, ilgili e÷itim
alanında geliúim süreci için bir “olgunluk” ölçütü olarak alınabilir.
Programlar
Sa÷lık bilimlerinde lisansüstü program sayıları yıllar içinde artma e÷ilimi göstermektedir (Tablo 7).
2001-2006 döneminde, tüm programlarda yıl baúına ortalama %5,4 oranında artıú görülmüútür.
2005-06 döneminde 41 enstitüde toplam 1023 lisansüstü program kaydedilmiútir. Var olan
veritabanlarında yüksek lisans ve doktora programları ayrı ayrı sayılmamıútır. Dolayısıyla bu sayı,
yalnızca yüksek lisans ya da doktora derecesine yönelik olanların yanında, her ikisini birarada veren
programları da içermektedir. Program sayılarındaki artıú, fizik tedavi ve rehabilitasyon, hemúirelik
ve veteriner hekimlikte %8’in üzerinde, yani ortalamadan daha hızlı gerçekleúmiútir. Bu
programlardan mezun olan ö÷renci sayısındaki artıú da ortalamanın üzerindedir. Diú hekimli÷i,
eczacılık ve tıp alanlarında program sayıları 5 akademik yıl boyunca %3,75 ila 5,31 arası artıú
göstermiútir. Bu alanlardan sadece diú hekimli÷inde mezun sayısı artıú oranı (%19,6) ortalamanın
üzerindedir.
15
FøZøK TED.
HEMùøRELøK
SPOR BøLøM.
Døù HEK.
ECZACILIK
TIP
VETERøNER
TOPLAM
Kaynak: ÖSYM
Tablo 7: Sa÷lık Bilimlerinde Lisansüstü Program Sayıları
2001-02
2002-03
2003-04
2004-05
18
20
20
19
72
84
91
90
40
40
43
47
102
112
123
124
81
88
89
92
357
385
370
385
124
130
149
157
829
896
923
984
2005-06
24
102
50
125
95
412
173
1023
Programların e÷itim ve araútırma potansiyelleri sistematik olarak de÷erlendirilmemektedir. Program
açabilmek için YÖK tarafından belirlenen bir dizi ölçüt olmakla birlikte, bir kez açıldıktan sonra,
programların kriterlere uygun e÷itim yapıp yapmadı÷ı izlenmemektedir. Ö÷renci sayıları takip
edilmekle birlikte, uzun süre mezun vermeyen programların akîbeti bilinmemektedir. Yeni
üniversitelerin kuruldu÷u ve ö÷retim üyesi hareketlili÷inin yüksek oldu÷u bir ortamda, dar bir
akademik kadroyla kurulan programlar, ö÷retim üyelerinin bir kısmını kaybettikten sonra atıl
duruma düúebilirler. Temel tıp bilimleri alanlarında lisansüstü e÷itim uzmanlık programlarıyla
birarada verilmektedir. Her iki sistemin giriú koúulları farklıdır ve ö÷retim hedeflerinin neler oldu÷u
tam olarak belli de÷ildir. Bu ikili e÷itim doktora programlarına olan talebi etkileyebilir. Ayrıca, bu
alanda uzmanlık e÷itiminin baskın olması ile, doktoranın gerektirdi÷i bilimsel araútırma ölçütlerini
sa÷lamadan doktoraya denk bir derecenin verilmesi bir anlamda temel tıp bilimlerinde bir çeúit
“dilüsyona” yol açabilir.
Tablo 8: ATIF øNDEKSLERøNE GøREN YAYIN SAYISI*
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
FTR
1
8
20
26
19
19
22
15
HEMùøRELøK
8
8
9
21
38
50
60
85
SPOR BøL.
0
5
5
7
12
21
20
12
Døù HEK.
72
86
165
189
232
251
248
265
ECZACILIK
185
237
321
306
380
404
500
517
TIP**
536
665
1082
1349
1667
1860
2175
1893
VETERøNER
115
191
348
434
478
541
536
467
*
SCI-Extended, SSCI ve AHCI kapsamında ilgili alana ait fakülte ve yüksek okul adresli
yayınlar
**
Anatomi, Biyofizik, Biyokimya, Farmakoloji, Fizyoloji, Halk Sa÷lı÷ı, Histoloji-Embriyoloji,
Mikrobiyoloji, Tıbbi Biyoloji anabilim dalları adresli yayınlar de÷erlendirmeye alınmıútır.
16
Tablo 9: YAYINLARA ALINAN ATIF SAYISI*
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
FTR
2
3
2
12
12
16
39
48
HEMùøRELøK
6
7
26
18
23
55
108
170
SPOR BøL.
6
10
14
11
13
30
31
33
Døù HEK.
186
226
334
476
677
980
1215
1678
ECZACILIK
1060
1173
1868
2139
2550
3653
3912
4792
TIP**
1228
1672
2280
3373
4148
6260
7341
8960
VETERøNER
129
174
301
438
546
1010
1131
1472
*
SCI-Extended, SSCI ve AHCI kapsamında ilgili alana ait fakülte ve yüksek okul adresli
yayınlar
**
Anatomi, Biyofizik, Biyokimya, Farmakoloji, Fizyoloji, Halk Sa÷lı÷ı, Histoloji-Embriyoloji,
Mikrobiyoloji, Tıbbi Biyoloji anabilim dalları adresli yayınlar de÷erlendirmeye alınmıútır.
2000-07 döneminde SCI-Extended, AHCI ve SSCI veritabanlarına giren yayın sayıları ve alınan
atıflar Tablo 8 ve 9’da verilmektedir. Yayın sayıları 2000 yılından itibaren kararlı bir artıú
göstermektedir. 2006 yılında mezun baúına en fazla yayın 16,11 ile tıp temel bilimlerinde, en düúük
ise 0,71 ile spor bilimlerindedir. 2007 yılı için, profesör baúına yayın sayısında ise 2,3 ile eczacılık
en fazla, spor bilimleri 0,21 ile en az yayına sahip bulunmuútur. Spor bilimleri programlarının yeni
kurulan üniversitelerde ve nispeten daha dar ö÷retim kadrosuyla kuruldu÷u gözönüne alınmalıdır.
Bu durum daha çok yukarıda iúaret edilen “olgunluk” düzeyiyle iliúkilidir. Yayın performansı
bakımından en baúarılı bulunan eczacılıkta 2000-2006 döneminde mezun sayısında %35,9 artıú
olmuútur.
Temel Sorunlar
Sa÷lık bilimlerinde lisansüstü programları fen ve sosyal bilimlere göre, hem anabilim dalı hem de
program sayıları bakımından daha zengindir. Bu durum, programların bilim alanlarına göre de÷il,
daha çok meslek dallarına göre tanımlanmıú olmasından kaynaklanmaktadır. Tıp, eczacılık ve
veteriner fakülteleri olan birçok üniversitede temel bilim programları (anatomi, fizyoloji,
biyokimya, mikrobiyoloji gibi) ayrı kurulmuútur. Özünde aynı olan ve hepsi tıbbi temel bilimler
altında daha kapsayıcı olarak ele alınması gereken bilim dalları bu úekilde fragmante hale
getirilmekte ve programlar bir anlamda anabilim dalları içine hapsedilmiú olmaktadır. Bu tip
bölünmeler anabilim dallarının birbiri ile iliúki kurmaması ve ortak bir platform oluúturmamaları
nedeniyle ortaya çıkan ve aberan sayılması gereken bölünmelerdir. Öyle ki, aynı dalda e÷itim gören
farklı
anabilim
dalı
ö÷rencileri
birbirlerini
tanımamakta,
iúbirli÷i
ve
etkileúme
úansı
bulamamaktadır.
17
Sa÷lık bilimlerinde lisansüstü e÷itime olan talep alanlara göre farklılık göstermektedir. Bazı
alanlarda (mesleklerde) gerek yüksek lisans, gerekse doktora daha çok bir uzmanlık e÷itimi olarak
kabul edilmektedir. Programlar ders a÷ırlıklıdır. Sadece bir ö÷retim üyesi olan programlarda bile
ondan fazla ders bulunmaktadır. Bu nedenle, özellikle hemúirelik, diú hekimli÷i, veteriner hekimlik
gibi uygulamalı alanlarda lisansüstü e÷itim adeta tıpta uzmanlık benzeri bir karakter kazanmıútır.
Dolayısıyla, bu tip bir dönüúümün oldu÷u alanlarda bir statü artıúı beklentisi oldu÷undan baúarı
oranı yüksektir. Terk oranlarına bakıldı÷ında bu durum daha iyi anlaúılabilir (Tablo 10).
Tablo 10: 2001-2006 Dönemi Birinci Yıl Sonunda Programdan Ayrılma Oranları (%)
Yüksek Lisans
Doktora
FøZøK TEDAVø VE REHABøLøTASYON
17.26
14.29
HEMùøRELøK
26.34
18.26
SPOR BøLøMLERø
36.42
34.02
Døù HEKøMLøöø
39.56
19.86
ECZACILIK
38.81
40.09
TIP
33.59
47.32
VETERøNER HEKøMLøK
42.37
58.17
TOPLAM
34.02
37.16
Ayrılma oranı=100x(yeni girenler/bir yıl sonra ayrılanlar)
Ayrılanlar içine baúarısız olanlar ve di÷er sebeplerle iliúi÷i kesilenler de dahildir.
Kaynak: ÖSYM
Fizik tedavi ve rehabilitasyon, hemúirelik ve diú hekimli÷inde ayrılma oranları özellikle doktora
düzeyinde en düúüktür. Bu alanlarda lisansüstü e÷itimin uzmanlıkla eú anlamlı olarak anlaúıldı÷ı
dikkate alınmalıdır. Nitekim program konuları da bu durumu yansıtacak úekilde daha çok uygulama
a÷ırlıklıdır. Birçok program úu anki durumu itibariyle sadece Türkiye’ye özgü hale gelmiútir ve
temel araútırma alanlarıyla iliúkileri kopuktur. Bu durum da program sayısını artırmaktadır. Örne÷in
diú hekimli÷inde her anabilim dalı için özel bir doktora programı kurulmuútur: periodontoloji, diú
hastalıkları ve tedavisi, gibi. Bu alanlar ayrı bilim dalları olmakla birlikte temel araútırma alanı
olmaktan çok uygulamaya yöneliktir ve bu programların AB ve ABD üniversitelerinde doktora
düzeyinde eúde÷erleri bulunmamaktadır. Avrupa Birli÷i ülkelerinde, diú hekimli÷i alanında sadece
ortodonti ve maksilofasiyal cerrahi dallarında uzmanlık e÷itimi verilmektedir. Doktora programları
temel tıp programları ile aynıdır. Diú hekimli÷ine özgü araútırmaya dayalı doktora programları ise
“oral biyoloji”, “oral patoloji” gibi “genel” baúlıklar altında toplanmıútır. Hemúirelik ve fizik tedavi
ve rehabilitasyon da geniú anlamda tıp bilimi içinde yer almakta ve doktora programları olarak aynı
tıpta uzmanlık gibi uygulamaya yönelik programlar yürütmektedir. Diú hekimli÷inde oldu÷u gibi,
hemúirelikte
de
doktora
programları
özellikle
ABD’de
bilimsel
araútırma
temelinde
yürütülmektedir. Bu tip programlar sadece hemúirelik (nursing), rehabilitasyon, tedavi hizmetleri
gibi isimler taúırlar ve ülkemizde oldu÷u gibi anabilim dallarına özgü de÷ildirler. Bu alanlarda
18
ileride klinik uzmanlı÷a (profesyonel derece) yönelik programlar da geliútirilebilir. Ancak bu
durumun tıp alanında oldu÷u gibi doktoraya denk “ayrı uzmanlık dallarının” kurulmasıyla
sonuçlanabilece÷i unutulmamalıdır. Hemúirelik gibi uygulamaya dayalı yardımcı sa÷lık personelini
ilgilendiren alanlarda doktora düzeyinde e÷itimin nasıl olması gerekti÷i sadece Türkiye’de de÷il,
Avrupa ve Kuzey Amerika’da da tartıúılan konular arasındadır. Klinik doktora, profesyonel doktora
(Professional PhD), uygulamalı doktora (Applied PhD) gibi alternatif mesleki geliúim yolları
øngiltere baúta olmak üzere bazı Batı ve Orta Avrupa ülkelerinde denenmektedir. Ancak üzerinde
henüz fikir birli÷i oluúmamıútır. Ülkemizde de Sa÷lık Bakanlı÷ı nezdinde bu tip doktora
derecelerinin unvan karúılı÷ı yoktur. Örne÷in diú hekimli÷i’nde klinik a÷ırlıklı doktora yapanların
statüsü, di÷er diú hekimleri ile aynıdır.
Tıp alanına özgü uygulamalardan biri de yan dal uzmanlıkları dıúında kalan alanlarda (pediatrik
otoimmün hastalıklar, hepatoloji gibi) ABD’de yaygın úekilde uygulanan “clinical fellowship”
uygulamasına alternatif olarak kurulan klinik tezli/tezsiz yüksek lisans programlarıdır. Bu
programlar da gerek ögrenci kabulü ve kadroya atama, gerekse alınan derecenin Sa÷lık
Bakanlı÷ı’nda karúılı÷ının olmaması ve zorunlu hizmet uygulamaları nedeniyle sorunların yaúandı÷ı
programlardır.
Özellikle tıp ve veteriner hekimlik alanında, programlardan ayrılma oranı yüksek bulunmuútur. Bu
duruma yol açan sebepler 5 ana baúlık altında incelenebilir:
1. Doktora ö÷rencilerinin yarıdan ço÷unun kadrolu olmamaları ve maddi destek eksikli÷i
nedeniyle, bir iú bulduklarından tercih yapma durumunda kalmaları.
2. Tıp Fakültesi mezunu doktora ö÷rencilerinin gelecekte Sa÷lık Bakanlı÷ı tarafından uzman
sayılmama kaygısı nedeniyle, TUS sistemine yönlenerek doktorayı bırakmaları.
3. Yeterli øngilizce ö÷renimi olmadan doktoraya baúlayanların, baúarısız olmaları nedeniyle
e÷itimi bırakmaları (bu durum, YÖK tarafından doktoraya giriúte en az 55 ÜDS puanı alma
önkoúulu ile büyük ölçüde aúılmıútır).
4. Yarı zamanlı olarak doktora yapmak isteyenlerin orta vadede programı sürdürememeleri.
5. Askerlik tecili yaptırabilmek gibi di÷er nedenlerle doktoraya baúlayanların, kendilerince
uygun gördükleri (daha iyi iú koúulları bulmaları ile vb.) zamanda iliúiklerini kesmeleri.
Genel olarak Türkiye’deki lisansüstü, özellikle de doktora e÷itimi, akademik kariyer yapma hedefi
olanların tercih etti÷i yoldur. Ne var ki, açık bir iú pazarı olmadı÷ından, yani üniversiteler arası
eleman istihdamının düúük olmasından dolayı çok dar bir çerçevede iúletilmektedir. Vakıf
19
üniversiteleri dıúında kalan kamu üniversitelerinde kendi mezunlarını tercih etme (inbreeding) ve
programları güçlendirmek amacıyla yetiúmiú eleman “transferi” yerine kendi yetiútirdiklerini iúe
alma úeklinde gerçekleúen bu süreç, uzun vadede yukarıda sözü edilen “e÷itim programlarının
anabilim dallarında hapsolması” süreci ile birleúerek serbest bir iú pazarının oluúmasını da
engellemektedir. Bu durumu daha da a÷ırlaútıran bir dıú etmen, ö÷retim üyelerinin gelir düzeyinin
e÷itim süreci ve rekabet dikkate alındı÷ında zahmete de÷meyecek –ya da cazip görünmeyecekmiktarlarda olmasıdır.
Giriú koúullarıyla ilgili sorunlar da programlara olan talebi etkileyebilmektedir. Özellikle yabancı
dil ö÷renmedeki yetersizlik, doktora gibi uluslararası bilim camiasına entegre olması beklenen bir
ö÷renci için son derece engelleyici olabilir. Doktora aúamasına gelen bir ö÷rencinin mutlaka
øngilizce e÷itimini ileri bir seviyeye çıkarması sa÷lanmalıdır. Var olan uygulamalar daha çok giriú
aúamasında çıtayı yükseltmek úeklindedir, oysa e÷itim süresince de ö÷rencinin yabancı dil (özellikle
øngilizce) e÷itimine devam etmesi program içi performansını artıracaktır.
Üniversiter sistem içinde lisansüstü e÷itim sadece “e÷itim” baúlı÷ında ele alınmaktadır. Halbuki
doktora daha çok araútırma baúlı÷ında ele alınmalıdır. Rutin bir araútırma programı olmayan
kurumda doktora tezi yapılmamalıdır. Araútırma e÷itim amacıyla yapılırsa, araútırma kültürü
geliúemez. Oysa az sayıda örnek dıúında birçok anabilim dalında bilimsel araútırma ya sadece tez
için yapılmaktadır, ya da yürütülen araútırma projeleri ile tezler arasında iliúki kurulmamaktadır. Bu
da elde edilen tezlerin büyük problemleri çözmekten uzak olmasına yol açmakta, bilim dünyası ile
entegrasyonu güçleútirmektedir. Bu úekilde tez adeta “bir bilimsel araútırma tatbikatı”na
indirgenmiú olmaktadır. Oysa doktora e÷itiminin bir çıktısı mezun ise di÷er çıktısı da tezdir.
Lisansüstü programların cazibesinin artırılması uzun vadede son derece önemli stratejik bir konu
olarak ele alınmalıdır. Bu konu gerek ülke çapında gerekse üniversite içinde mutlaka bilim
politikası ile birlikte de÷erlendirilmelidir.
Sa÷lık bilimlerinde doktoralı mezunların istihdamını artıracak yeni iú alanlarının kurulması bir
yana, sadece var olan e÷itim programlarının ve anabilim dallarının güçlendirilmesi için çok sayıda
yetiúmiú elemana gerek vardır. ùimdiki mezuniyet hızıyla devam edilmesi durumunda, açı÷ın
kapatılması için çok uzun yıllar gerekecektir.
20
Avrupa
Birli÷indeki
Durumun
ve
Varılmak
østenen
Hedeflerin
De÷erlendirilmesi:
Bologna Süreci øzlem Grubu (Bologna Follow-Up Group-BFUG) sorumlulu÷unda 2006 yılında
Avrupa Üniversiteler Birli÷i (European University Association-EUA) tarafından baúlatılan,
“Doktora Programları Projesi”ne Türkiye’den Hacettepe Üniversitesi katılmıútır. Aúa÷ıdaki bölüm,
Avrupa genelinde doktora e÷itiminin yapısı, doktora ö÷rencileri ve araútırmanın finansmanı gibi
önemli konuları içeren proje sonuç raporundan özet olarak aktarılmıútır. Bunun yanısıra, Lizbon ve
Berlin Bildirgelerinin de ilgili kısımları ile daha önce EUA tarafından sonuçlandırılan projelere ait
raporlar de÷erlendirilmiútir. (4-8)
Avrupa’da Doktora E÷itiminin Mevcut Organizasyonu
Avrupa ülkelerinde doktora e÷itiminden sorumlu üç farklı yürütücü bulunmaktadır:
x
Danıúman
x
Fakülte ya da bölüm,
x
Doktora/Yükseklisans/Araútırma okulları (Enstitüleri)
Tablo 11’de yürütücülerin niteli÷ine göre doktora programlarının Avrupa ülkelerinde da÷ılımı
görülmektedir.
Tablo 11. Avrupa Ülkelerinde Doktora E÷itiminin Yapısı
Program Yürütücüsü
Ülkeler
Danıúman (1)
Bosna-Hersek, Gürcistan, Karada÷, Kıbrıs RK, Malta
Fakülte/Bölüm (2)
Estonya, Hırvatistan, øspanya, Litvanya
Doktora/Yükseklisans/Araútırma okulları,
Fransa, Türkiye, Lihtenútayn
Enstitüler (3)
1 ve 2 Birlikte
Andora, Avusturya, Belçika (Flaman), Çek Cumhuriyeti, øzlanda,
Letonya, Polonya, Romanya, Rusya, Slovakya, Yunanistan
2 ve 3 Birlikte
øtalya, Norveç
1 ve 3 Birlikte
Belçika (Fransız) ve Hollanda
1, 2 ve 3 Birlikte
Almanya, Arnavutluk, Danimarka, Ermenistan, Finlandiya, øngiltere ve
øskoçya, øsveç, øsviçre
Kaynak No. 6’dan alınmıútır.
Birçok ülkede birden çok sistem bir arada yürütülmektedir.
21
Doktora Ö÷rencilerinin Durumu
Tablo 12. Avrupa Ülkelerinde Doktora Ö÷rencilerinin Kadro Durumu
Durum
Ülke
Kadrosuz
Çek Cumhuriyeti, Estonya, Gürcistan, øngiltere ve øskoçya, ørlanda,
øtalya, øzlanda, Letonya, Rusya
Kadrolu
Bosna-Hersek, Danimarka, Hollanda
Kadrolu/kadrosuz karıúık
Almanya, Andora, Arnavutluk, Avusturya, Belçika, Ermenistan,
Finlandiya, Fransa, Hırvatistan, øspanya, øsveç, øsviçre, Kıbrıs RK,
Lihtenútayn, Litvanya, Malta, Norveç, Polonya, Romanya, Slovakya,
Türkiye, Yunanistan
Kaynak No. 6’dan alınmıútır.
Aktarılabilir/Jenerik Beceri E÷itimi
Doktora ö÷rencileri, kendi alanları dıúında, aúa÷ıda belirtilen konularda da ayrıca yeterlilik
kazanmıú olmalıdırlar.
Zorunlu olarak alınması önerilen “Temel araútırma becerileri”:
x
araútırma metodolojisi ve teknikleri
x
araútırma yönetimi
x
veri analizi ve sunumu
x
problem çözme
x
bilimsel yazma ve yayımlama, øngilizce akademik yazım
x
bilimsel etik ve fikri mülkiyet hakları.
Seçmeli olarak alınması önerilen “Aktarılabilir (jenerik) kiúisel ve mesleki beceriler”:
x
yazım ve iletiúim becerileri
x
networking ve takım çalıúması
x
malzeme/insan kaynakları ve finansal yönetim
x
liderlik
x
zaman yönetimi
x
kariyer yönetimi-iú görüúmeleri, vb
22
E÷itim daha çok kısa-süreli sunum ve seminer blokları ya da yaz okulları úeklinde
düzenlenmektedir. Ülkemizde oldu÷u gibi, bazı Avrupa ülkelerinde de ö÷retim üyesi olarak
yetiútirilen doktora ö÷rencilerinin e÷itim planlama dersleri alması zorunludur.
Araútırma Ortamı
Üniversitelerde “kritik kütle” oluúturacak sayıda doktora ö÷rencisinin bir arada etkileúece÷i úekilde
bir e÷itim ve araútırma ortamı kurulmalıdır. Bunun yanısıra, kurum çapında araútırma düzeyi
mükemmel olmalı ve uluslararası etkileúim sa÷lanmalıdır.
Disiplinler-kurumlar ve uluslararası aktif araútırma gruplarının ve bunlar tarafından oluúturulan
a÷ların en geniú katkısı ile yüksek kalitede araútırma ve e÷itim yapılabilir. Doktora adayları
araútırma gruplarının içine alınmalıdır; araútırma camiasının bir üyesi olmaları sa÷landı÷ında,
ö÷rencilerin motivasyonu ve performansları artmaktadır. Doktora düzeyinde, “araútırma yoluyla
e÷itim” (e÷itim için araútırma de÷il) hedeflenmelidir. Bu yaklaúım, doktora adaylarına karmaúık
problem çözme, bilgiyi derleme, iletiúim a÷ı kurma, takım çalıúması yapma, iletiúim, zaman ve
proje yönetimi, risk yönetimi gibi aktarılabilir becerilerin yanı sıra kendi alanında derinleúme
sa÷lamakta ve meslek ufuklarını geniúletmektedir.
Doktora Programlarının Süresi
Tam zamanlı bir doktora e÷itiminin üç yılda tamamlanabilmesi olanaklı görülmemektedir. EUA
Doktora Programları sonuç raporunda, katılımcı üniversiteler, üç yıllık süreyi kısa bulmuúlardır.
Üniversiteler, bilimsel etik standartları koruyarak, kaliteli bir doktora e÷itimini sürdürülebilmek ve
ö÷rencileri gecikmeden mezun edebilmek için, doktora e÷itiminin kadro ve mali kaynaklarla
desteklenen dört yıllık bir sürede yapılabilece÷inde birleúmiúlerdir. Tez çalıúmaları için iki buçuk
yıllık bir süre yeterli kabul edilmektedir. Mültidisipliner programlarda, ilgili alanlarda
derinleúebilmek için, kural olarak en az dört yıl süre benimsenmelidir. E÷itim süresi alandan alana
da farklılık gösterebilir. Laboratuvar deneylerinden elde edilecek verilere ba÷lı ya da uzun-süre
izlem gerektiren araútırmaların kısa sürede bitirilemeyece÷i gözönüne alınmalıdır.
Doktora süresi, ister istemez o alana aktarılan mali kaynakla da iliúkilidir. Avrupa genelinde burslar
ve destekler ço÷unlukla üç yıl ile sınırlıdır. Doktora çalıúmalarının ortalama süresi dört yıl
oldu÷undan, birçok aday geçimini baúka bir iú bularak sa÷lamaktadır. Bu nedenle, örne÷in
øngiltere’de, Mühendislik ve Fizik Bilimleri Araútırma Konseyi doktora e÷itiminin süresini üçbuçuk yıla çıkarmıútır.
23
Tam/Yarı Zamanlı Doktora E÷itimi
Doktora e÷itimi, adayın baúka iúte çalıúması durumunda, yarı-zamanlı olarak sürdürülebilir.
øngiltere ve yeni AB üyesi ülkelerde, doktora adaylarının ço÷unlu÷u yarı-zamanlıdır. Yarı-zamanlı
e÷itim, tam-zamanlı e÷itimden daha uzun süre gerektirir (genellikle 5-6 yıl). Avrupa’da de÷iúen
demografik yapının sonucu olarak ve Lizbon hedefleri do÷rultusunda, doktora e÷itimi “yaúam boyu
ö÷renme”nin bir parçası olarak görülmektedir. Ancak bu, yarı-zamanlı doktora ö÷rencileri için, hem
e÷itimin düzenlenmesi, hem de süresi yönünden daha fazla “esneklik” gerektirir. Süre sorununu
aúmak ve yetenekli ö÷rencilerin araútırmalarına devam edebilmelerine olanak tanımak açısından,
bazı üniversiteler, yüksek lisansın birinci yılından sonra doktoraya baúlama olana÷ını getirmiúlerdir.
Bu durumda, doktoraya devam edecek ö÷renciler için, yüksek lisans programı bir anlamda doktora
programının hazırlık evresi olarak kabul edilmektedir.
Doktora Programlarına Ö÷renci Kabulü
Kabul koúulları üniversiteler ve ülkeler arasında de÷iúmektedir. Ço÷unlukla yarıúmaya dayanan
de÷iúik ö÷renci seçim yöntemleri vardır:
x
Giriú sınavları ve/veya mülakat
x
Yüksek lisans derecesi ve iyi bir transkipt (giriú sınavı olmaksızın)
x
Müracaatta, yayımlanmıú bir makale (dergi makalesi ya da kongre bildirisi)
x
Özgeçmiú + araútırma proje önerisinin savunulması
Yüksek lisans derecesi (ya da eúde÷eri) doktora e÷itimine giden tek yol de÷ildir; ancak en yaygın
yoldur. Mesleki nitelikler ve araútırma deneyimi adayların seçiminde rol oynayabilir. Üniversiteler,
giderek artan bir oranda yabancı dil bilgisini önkoúul olarak istemektedir. øngilizce büyük sıklıkla
tercih edilmektedir.
Genelde seçim, bir araútırma/doktora komitesi/kurulu veya danıúman veya danıúman grubu
tarafından yapılmaktadır. Adaylar ya kendi araútırma önerilerini getirmeli ya da danıúman(lar)ının
önerilerini alarak projeyi oluúturmalıdır. Adayın seçimi, yeteneklerine, ilgisine, motivasyonuna,
araútırma projesinin önem ve yenilikçi özelli÷ine ve de yeterli mali kayna÷ın bulunmasına ba÷lıdır.
Adayın araútırma projesi ile danıúmanının araútırma deneyimi arasında net bir uyum olması
istenmektedir. Özel sektörün projeye dahil olması durumunda, araútırma koúulları, fikri mülkiyet
hakları ve yayın politikası üzerinde net bir anlaúma yapılmalıdır.
24
Bazen doktora adayları, tezin tamamlanması açısından, dar bir alanda daha az riskli bir araútırma
konusuna yönlendirilebilirler. Bu yaklaúım yenilikçili÷i, bilimsel geliúmeyi ve disiplinlerarası
iúbirli÷ini engeller. Birçok üniversite, fakülteler/bölümler arasında iyi-yapılandırılmıú iúbirlikleri
çerçevesinde okullar/merkezler (enstitüler) kurarak disiplinlerarası araútırmayı desteklemektedir.
Danıúmanlık, øzleme ve De÷erlendirme
Danıúmanlık
Danıúmanlık yapabilmek için aranan kriterler ile danıúmanların görev ve sorumlulukları yönetmelik
ve yönergelerde tanımlanmıú olmalıdır. Danıúmanlarda, tezin yapıldı÷ı konuya iliúkin yaygın bir
bilgi ve araútırma deneyimine sahip olmak, tercihan Avrupa ve/veya uluslararası projelerde
çalıúmak ve araútırma gruplarına katılmak aranan özellikler arasındadır. Avrupa ülkelerinin
ço÷unda, danıúman olarak sadece kadrolu doktoralı ö÷retim üyeleri (profesör ya da doçent)
atanabilir. Danıúmanlar, adayın biliúsel ve kiúisel geliúimini yönlendirebilecek becerilere sahip,
ö÷rencilerin e÷itim ve kariyer gereksinimlerinin farkında olmalıdır. Doktora adaylarının e÷itim
sürecini de÷erlendirmek açısından izlem raporlarının düzenli olarak de÷erlendirilmesi de önem
taúımaktadır. Bu bakımdan, sorumluluklarını hatırlatmak üzere, bazı üniversiteler danıúmanlar için
el kitabı, uygulama esasları ve yönergelerini basılı olarak hazırlamıúlardır. Bu tip uygulamalar
özellikle øngiltere ve øskoçya üniversitelerinde çok geliúmiútir.
EUA projesinde, danıúmanlar için özel e÷itim programlarının (kurs, sertifika gibi) zorunlu olması
görüúü a÷ırlık kazanmıútır. Yüksek kalitede danıúmanlık hizmeti verilmesinin üniversite çapında
güvence altına alınması tüm üniversite yönetimlerinin görevleri arasındadır.
øzleme ve De÷erlendirme
Genelde her ö÷rencinin zamanını nasıl geçirdi÷i ve belli bir sürede elde etti÷i sonuçlar, 2-3 ayda bir
danıúmanı tarafından izlenerek de÷erlendirilmekte ve tez izleme/araútırma komitesine (ya da
eúde÷er bir akademik kurula) geliúme raporu úeklinde sunulmaktadır. Bu konuda geliútirilen iyi
uygulamalar arasında úunlar bulunmaktadır:
x
Aday ile danıúmanın yaptı÷ı programlı (randevulu) toplantılar, her ikisi tarafından ayrı ayrı
kayıda geçirilerek arúivlenmektedir.
x
Danıúman dıúarıda bırakılarak oluúturulan bir kurul düzenli toplantılar yaparak ö÷rencinin
geliúimini de÷erlendirmektedir.
25
x
Adaydan, doktora programı, e÷itim ve danıúmanlık konularında sistematik geri bildirim
alınmaktadır.
x
Yakınma ve dilekler sistemi ile gerekti÷inde danıúmanı de÷iútirebilmek için idari
mekanizmalar geliútirilmektedir.
Düzenli bir izleme ve de÷erlendirme sisteminin kurulması, ortaya çıkan sorun ya da sıkıntıların
erken dönemde saptanmasını olanaklı hale getirir. De÷erlendirme úekli nasıl olursa olsun, kriterler
ö÷renciye açık ve úeffaf biçimde açıklanmıú olmalı ve de÷erlendirme iúlemlerinin çıkar iliúkisi
olmayan üçüncü kiúilerce yapılması sa÷lanmalıdır.
Doktora Tezi øçin Ön Koúullar
Doktora tezi doktora e÷itiminin odak noktası ve doktora adayının ba÷ımsız araútırma performansı
ve yetkinli÷inin bir göstergesidir. Tez için temel önkoúul, yapılan araútırmanın kendi alanında yeni
bir bilgi veya bir yenilik getirmesidir. Tez, özgün bir araútırma olmalı ve alanında kuramsal bilgi ve
literatür üretmelidir. Tez (ya da tezin bir bölümü) hakemli bir dergide ya da kitapta yayımlanabilir
nitelikte olmalıdır. Ancak, dergilerin çalıúmayı yayına kabul etmesi uzun zaman aldı÷ından, adaylar
sure bakımından sıkıntıya girmektedir. Birçok üniversitede tez savunması, adayın araútırmasının en
az bir kısmını yayınlanmıú olması ile mümkündür. Hakemli dergilerde yayımlanması istenen
makale sayısı bir’den beú’e kadar çıkmaktadır. Birçok üniversitede tez savunmasından önce,
adayların bir bilgi sınavından, bazı üniversitelerde yabancı dil sınavından ve/veya bunu da içine
alan kapsamlı bir doktora sınavından geçmesi beklenmektedir. Yine birçok üniversitede aday,
çalıúmanın (tezi) bizzat kendisi tarafından yapılmıú oldu÷una dair bir taahhütname de
imzalamaktadır. Doktora adayının araútırma grupları içinde çalıúması durumunda, üniversitelerin,
gerek doktora adayının, gerekse araútırma grubunun di÷er üyelerinin fikri mülkiyet haklarını
güvenceye almak için ortak-yazarlık kurallarına uygun çözümler getirmesi gerekmektedir.
Tez Savunması
Genelde tez savunması dinleyicilere açık olup, ilgili duyuru savunmadan en az on gün önce
yapılmalıdır. Avrupa ülkelerinin ço÷unlu÷unda sıklıkla bu úekilde uygulama olup, yalnızca øngiltere
ve øskoçya’da dinleyicilere kapalı, ço÷u kez bir iç ve bir dıú üyeden oluúan iki kiúilik jüri önünde
sözlü sınav olarak gerçekleúir.
Tez iki ya da üç hakem tarafından yazılı olarak de÷erlendirilir. Tez savunma sınavının jürisi,
hakemler de dahil olmak üzere, içeriden ve dıúarıdan profesörlerden oluúur. Tez savunma sınavı
26
jürisine danıúmanın girmesi tartıúmalı bir konudur. Bazılarında girmesi, di÷er bazılarında ise
girmemesi kural gere÷idir. De÷erlendirmenin uluslararası bir güvenceye sahip olabilmesi için en az
bir üyenin ülke dıúından olması istenir. Bu tür bir uygulama, pahalı olmasına ra÷men, Avrupa
çapında doktora kalitesinin iyileútirilmesine katkı yapabilir.
Savunmada önce, aday tarafından tez çalıúması sunulur. Daha sonra jüri ile aday karúılıklı soruyanıtlarla tartıúır. Karar, gizli oyla verilir ve sonuç ilan edilir. Tez savunmasının nasıl
derecelendirilece÷i ülkeler arasında farklılık gösterir.
Mezunlarının øzlenmesi
Doktoralı mezunların mesleki kariyerlerinin izlenmesi birçok üniversite için gerçekleútirilmesi güç
bir hedeftir. Oysa, hem programların verimlili÷i ve yenilikçili÷ini, hem de mezunların edindikleri
becerileri gerçekte nasıl kullandıklarını bir arada de÷erlendirebilmek için kariyer geliúiminin
izlenmesi gereklidir. Ne var ki, çok sınırlı sayıda Avrupa üniversitesinde bu iú sistematik úekilde
yapılmaktadır. Örne÷in, Barcelona (øspanya) Autonoma Üniversitesi doktora mezunlarının
izlenmesi için bir interaktif web sitesi kurmuútur (http://idea.uab.es/graduates.htm). St. Etienne
(Fransa) Jean Monnet Üniversitesi ise “Doktora Okulu øzlem Laboratuvarı” adlı bir uygulama
geliútirmiútir. Burada amaç, doktoralı mezunların kariyerleri hakkında veri toplamak ve doktora
programlarının zayıf ve kuvvetli yönlerini saptamaktır.
Dolaúım, Avrupa’da øúbirli÷i ve Ortak Doktora Dereceleri
Ö÷renci dolaúımı birçok üniversitede doktora e÷itiminin bir parçasıdır. Halen, Avrupa içinde
dolaúımı kısıtlayan yasal, idari, mali, kiúisel ya da kültürel engeller mevcuttur. Özellikle, doktora
süresinin üç yılla sınırlanması gibi idari uygulamalar, ö÷rencilerin ülke dıúına araútırmaya
gitmelerini engellemektedir.
Uluslararası Hareketlilik, Kurumlar ve Sektörlerarası øúbirli÷i
Baúarılı bir ö÷renci de÷iúim programı, uluslararası ve kurumlararası düzeyde iyi organize olmuú
yakın bir iúbirli÷ine ba÷lıdır. Ne var ki, ö÷renci dolaúımı ya da “hareketlili÷i” her zaman bir “artı
de÷er” ve kariyer geliúiminin bir parçası olarak algılanmaz, hatta bazen, danıúmanlar ö÷renci
hareketlili÷i konusunda katı ve olumsuz bir tutum takınırlar. Hareketlilik tabii ki kendi baúına bir
amaç de÷ildir, ancak, ö÷rencilerin araútırma deneyimlerini artırdı÷ı ve kurumlar arasında daha yakın
iúbirli÷i kurulmasını sa÷ladı÷ı sürece stratejik bir araç olarak da kabul edilmelidir. Hareketlili÷in
27
desteklenmesi araútırma grupları arasında iliúkiyi ve iúbirli÷ini artırmakta ve yüksek kalitede ortak
araútırma ve doktora programlarının geliútirilmesine fırsat yaratmaktadır.
Hareketlilik yalnızca uluslararası de÷il, aynı zamanda, sektörlerarası da olmalıdır. Bazı üniversiteler
“endüstriyel doktora” alanında yadsınamayacak deneyim kazanmıúlardır. Bu programlarda aday,
genellikle, bir sanayi projesinde çalıúmakta ve danıúman olarak biri üniversiteden, di÷eri sektörden
olmak üzere iki kiúi atanmaktadır.
Ortak Doktora Programları
Uluslararası hareketlilik ve kurumlararası iúbirli÷i, ortak doktora programları kurulması ve ortak
diploma dereceleri verilmesiyle sonuçlanabilir. Ancak, ço÷u kez, doktora derecelerinin
“uluslararasılaúması” demek olan bu programlar, ortak bir müfredat olmaksızın, kurumlararası ve
uluslararası hareketlilik ve iúbirli÷ine dayanmaktadır. Ortak doktora programları, genelde bazı ölçüt
ve ilkelere dayandırılmaktadır:
x
ølgili kurumların yakın iúbirli÷i ile hem e÷itim, hem de araútırmada ortak bir program
(müfredat) geliútirilmelidir.
x
Ortaklar e÷itime baúlamadan önce, müfredat, dolaúım ilkeleri, takvim, süre ve kalite
güvencesi konularında mali ve di÷er hususları içeren bir protokol imzalamalıdır.
Ortak doktora programlarından mezun olanlar farklı ortaklık tiplerini yansıtan farklı süreçlerden
geçerek diplomalarını almaktadır:
x
Adayın kayıt oldu÷u üniversiteden bir doktora diploması + adayın uluslararası
hareketlili÷ini tanımlayan bir sertifika
x
Çift-danıúmanlık ve “çift-doktora derecesi”. Rektörler tarafından imzalanan karúılıklı bir
protokol uyarınca e÷itim ve araútırma dönemleri her iki üniversitede de paylaútırılarak
geçirilir, ortak jüri ile tek bir tez savunmasından sonra, “çift diploma” verilir.
x
Ortak tek diploma. Koordine eden ve en az iki baúka üniversite tarafından imzalanır; ilgili
ülkelerin e÷itim sistemleri bu diplomayı kendi diplomaları ile denk sayarlar.
x
Tek bir Avrupa Doktora diploması konusunda henüz fikir birli÷i sa÷lanamamıútır.
28
Geliúme ve De÷iúimleri Belirleyecek Temel E÷ilimler ve øtici Güçler
Yukarıda genel itibariyle özetlenen durum ıúı÷ında, doktora e÷itiminde karúılaúılan esas sorunun, bu
e÷itimin artı de÷erini yükseltmek oldu÷u sonucuna varılabilir. østihdam alanlarının üniversite
ö÷retim üyeli÷i ile neredeyse sınırlı olması ve tez araútırmalarının önemli bilimsel sorunları çözmek
yerine daha çok diploma almaya yönelik olması nedeniyle ülkemizde bu e÷itime olan talep
istenildi÷i kadar yüksek de÷ildir. Doktoranın özü araútırma yoluyla e÷itimdir. Baúka bir de÷iúle
doktora e÷itimi, yeni bilgi üretilmesi yoluyla baúkalarının e÷itilmesi ve elde edilen bilgi ve
becerinin ticaret ve sanayiide yaratıcılık için kullanılmasıdır. Bu e÷itim sonunda “ba÷ımsız”
araútırma yapabilen iú gücü yetiútirilmesi hedeflenmelidir. Doktoralı mezunların bilinmeyenle
karúılaúma, bilginin süzülüp çıkarılması ve sentez edilmesi sürecinde yaratıcı (inovatör) çözümler
bulabilen, farklı perspektiften bakıúları bir araya getirerek yeni stratejiler geliútirebilen, yüksek
düzeyde iletiúim, “networking” becerilerine sahip, zamanı ve kaynakları iyi kullanan, toplam kalite,
kriz ve risk yönetimleri konularında donanımlı kiúiler olması gerekir. Bu niteliklerde insan gücü
yetiútirilmesi dünya çapında ele alınan kritik bir konudur. Berlin Bildirgesi (2003)’nde, gelece÷in
“sanayii ötesi bilgi toplumu”nun gereksinimi olan doktoralı araútırıcıların yetiútirilmesi sürecinde,
hükümetlerin toplumun ihtiyacı, teknolojik, toplumsal ve kültürel geliúimi için bilimsel araútırmanın
oynadı÷ı rolü ve anlamını kendi halklarına iyi anlatması gerekti÷i vurgulanarak, multidisipliner
araútırmaların desteklenmesi, doktora süresince ve doktora sonrası araútırıcıların dolaúımının
artırılması ve üniversiteler arası daha sıkı iúbirli÷inin kurulması kararlaútırılmıútır. Herkesin
üzerinde fikir birli÷i yaptı÷ı husus, doktora e÷itiminin mutlaka araútırmanın yapıldı÷ı yerde
yapılmasıdır. Tez için araútırma yapılmasından çok, araútırma içinde tez yapılması sa÷lanmalıdır.
Ancak bu úekilde ö÷retim sürecine bir yatırım gözüyle bakılması sa÷lanabilir.
Doktoralı mezunların yukarıda belirtilen nitelikleri kazanabilmesi için üniversitelerde yüksek
kalitede bir e÷itim ve araútırma ortamının yaratılması gereklidir. Ayrıca, mezunlarda bulunması
gereken özellikler ve tez 2004 yılında Dublin’de Avrupa Komisyonu tarafından tanımlanan ö÷renim
çıktıları ile örtüúmelidir.
Doktora ö÷rencileri, hem ö÷renim basamaklarının son aúamasındaki bir ö÷renci, hem de yeni
bilginin üretilmesine katkısı olan ve araútırıcılık mesle÷ine adım atan bilim çalıúanıdır. Bu nedenle,
doktora adaylarının, çalıúma ve yaúam koúullarının iyileútirilmesine ve sosyal güvencelerinin
sa÷lanmasına da önem verilmelidir. E÷itim sürelerinin baúka nedenlerle uzamasına izin
verilmemeli, doktora için geçen sürenin 4 yılı aúmaması sa÷lanmalıdır.
29
Doktora ö÷rencilerinin yukarıda sayılan özelliklere sahip olabilmesi için genel nitelikli bir beceri
geliútirme ya da “aktarılabilir beceri” e÷itimi alması gerekti÷i açıktır. Bu derslerin yanına alan
dersleri de eklenebilir, ancak ders döneminin bir yıldan uzun olmaması ve olabildi÷ince ders ile
araútırmanın birlikte yürütülmesi EUA projelerinde önerilmiútir. Jenerik beceriler olarak; bilim
kuramı ve araútırma eti÷i, bilimsel araútırma ve metodoloji, ö÷retim (didaktik seminerler), sunum
teknikleri, iletiúim becerileri ve ekip çalıúması, yabancı dil (özellikle ingilizce dilinde akademik
yazıúma), proje yürütücülü÷ü ve araútırma projelerine baúvurma teknikleri, patent hakkı konularına
a÷ırlık verilmesi istenmektedir. Doktoranın gereksiz yere a÷ır bir ders yükü ile doldurulması uygun
de÷ildir. Dolayısıyla, sözkonusu derslerin –en azından bir bölümünün- doktora aúamasından önce
alınması gerekti÷ini savunanlar da bulunmaktadır. E÷itim uzmanları, doktora derslerinin modüler ve
daha çok yaparak ö÷renmeye dayalı olması gerekti÷i konusunda birleúmektedirler.
Danıúmanla ö÷rencisi arasında usta-çırak iliúkisi benzeri bir iliúki vardır. Bu sürecin birden fazla
danıúmanla yürütülmesi ve doktora adaylarının seçkin danıúmanlar tarafından yönlendirilmesi önem
taúımaktadır. Danıúman seçiminde, danıúman adayının, ulusal ve uluslararası projeleri, yayınları,
özellikle doktora tezlerinden üretti÷i yayınlar, aldı÷ı patent ve akademik ödüller, sanayi ile iúbirli÷i
yaparak yürüttü÷ü projeler, uluslararası araútırma merkezleri veya üniversiteler ile ortak çalıúmaları
ve iúbirli÷i önem taúımaktadır. Bunun yanısıra, ders yükü ve araútırma ve danıúmanlı÷a ayırabilecek
zaman miktarı da dikkate alınmalıdır.
Doktora programlarına baúvuran adayların en baúından itibaren bilimsel projelere katılması
gereklidir. Tez konularının orijinal ve ürüne dönük olması, konuların çerçeve programlarda (FP6,
FP7 gibi) veya ulusal araútırma politikalarında (Vizyon 2023 gibi) yer alan temel araútırma
konularından seçilmesi, tezlerin uygulamaya aktarılabilecek nitelikte veya stratejik araútırma
alanlarında yapılması önerilmektedir. Araútırmaların multidisipliner, sanayi ile ve uluslararası ortak
çalıúmalar olarak yürütülmesi tercih edilmelidir.
Avrupa çapında yürütülen projelerde tez savunma jürisinde en az iki farklı kurumdan 2 jüri adayının
bulunması ve seçilen jürilerin çalıúma alanları ve özgeçmiúlerinin tez çalıúması ile örtüúmesi
gerekti÷i genellikle kabul edilmektedir. Adayın de÷erlendirilmesinde, tezden türetti÷i yayınlar,
katıldı÷ı sempozyum ve kongreler, e÷itim programları ve çalıúma alanına yönelik güncel uygulama
faaliyetleri dikkate alınmalıdır. Kararlarda kurum dıúından gelen jüri üyelerinin görüúleri daha
a÷ırlıklı olmalıdır.
Doktora ö÷rencilerinin, çalıúmaları süresince ders ve tez aúamasında “Erasmus” veya “Marie Curie”
gibi hareketlili÷i artırıcı programlar kapsamında en az birer yarıyıl baúka ülkedeki bir akademik
30
kurum, araútırma enstitüsü veya özel sektör araútırma biriminde çalıúması veya ders alması da EUA
projelerinde önerilen hususlardandır. Tez çalıúmalarının uluslararası düzeyde ortak danıúmanlı
olarak yürütülmesi ve tez çalıúmasının bir bölümünün en az 6 ay süre ile ikinci danıúmanın
bulundu÷u bir laboratuvarda gerçekleútirilmesi uygun görülmektedir. Önerilen uygulamalardan biri
de “Avrupa Doktoru” unvanıdır. Tez çalıúmalarını 9 aydan uzun süre yurtdıúında yapan, tezini ana
dili dıúında farklı bir Avrupa dilinde yazan ve savunan ö÷renciler bu unvanı almaya hak kazanır.
Ayrıca, savunma sınavında en az iki farklı ülkeden jüri üyesi bulunmuú olmalıdır.
Üniversitelerin performans de÷erlendirmesinde, danıúman atama ölçütleri, danıúmanların yetki ve
sorumlulukları, kurumun toplam kalite politikası, jenerik becerilerin geliútirilmesi çabaları,
mezuniyet sonrası ilk 6 ay içinde mezunların iú bulma olanakları, programların amaç ve hedefleri ile
Dublin kriterlerinde yer alan ö÷renim çıktılarının örtüúme oranları, uluslararası düzeyde yürütülen
ortak danıúmanlı tezler, tez kaynaklı yayınlara alınan atıflar ve patent baúvuruları gibi yenilikler
öncelikle dikkate alınmalıdır.
Ülkelerin doktoralı mezun sayısı ile refah düzeyi do÷ru orantılıdır. OECD verilerine göre kiúi
baúına yüksek gelir düzeyine sahip øskandinav ve Batı Avrupa ülkelerinde 100 kiúi baúına düúen
doktoralı mezun sayısı, Türkiye’den yaklaúık 10 kat daha fazladır. Doktora düzeyinde e÷itim
alanların oranına bakıldı÷ında ise, Türkiye’de %0.2 olan oran yukarıda sözü edilen grupta %2,2’ler
mertebesindedir (OECD Education Database, Mayıs 2000). Sadece bu rakamlar bile ülkemizdeki
doktoralı mezun sayısının artırılması gerekti÷ini göstermektedir ama, artıúın sa÷lanabilmesi için
sadece e÷itim programlarının ve ö÷renci sayısının artması yeterli de÷ildir; beraberinde en geniú
anlamda araútırma ve geliútirme etkinliklerinin hem üniversiteler hem de sanayii alanında artırılması
gerekmektedir. Doktora ö÷rencileri ile aktif araútırıcılar arasında yakın bir iliúki ve etkileúim
kurulmalıdır.
Lisansüstü e÷itimin kaltesini artırmak için enstitü bünyesinde yapılabilecek di÷er iyileútirmeler
arasında danıúmanlık kalitesinin artırılması, izolasyon ve içe kapanmanın önlenmesi ile etik tutum
kazanma konusunda uygulamalar geliútirilmesi sayılabilir. Bu ba÷lamda enstitülerin esas görevi
kalite güvencesini sa÷lamak olmalıdır.
31
Türkiye’de Lisansüstü E÷itimin Paydaúlar Tarafından De÷erlendirilmesi
Ülkemizde sa÷lık bilimleri alanında sektörün ve üniversitelerin gereksinim duydu÷u ça÷daú bilim
insanları, etkin akademisyenler ve mesle÷inde yetkin olup bilgi ve becerisini farklı alanlara
uygulayabilen sa÷lık insan gücünün yetiútirilmesinde sa÷lık bilimleri enstitülerinin yaúamsal
misyonu bulunmaktadır. Bu enstitülerin verdikleri lisansüstü e÷itimin kalitesi, sürdürülen
araútırmaların niteli÷i, gerek ö÷retim üyelerinin, gerekse ö÷rencilerin beklentilerini karúılaması gibi
konular ülkemizde araútırma ve geliútirmeye açık olan ve mutlaka desteklenmesi gereken
konulardır.
Di÷er taraftan lisansüstü e÷itim veren kurumlar ile mezun edilen insan gücünü istihdam eden sa÷lık
hizmetleri sektörü arasında etkin bir iúbirli÷i ile sektörün beklentilerinin e÷itime yansıması;
ülkemizin ihtiyaç duydu÷u ve sa÷lık ekonomisine katlı sa÷layacak nitelikli, dünya standartlarına
uygun insan gücünün yetiútirilmesi açısından anahtar bir rol oynayacaktır.
Sa÷lık Bilimleri alanında ça÷daú, mesle÷inde yetkin, bilgi ve becerisini farklı alanlara
uygulayabilen, multidisipliner çalıúmaya yatkın, uluslararası standartlarda araútırma yapabilecek
ve/veya hizmet verebilecek lisansüstü mezunlarının yetiútirilmesi konusunda görev, yetki ve
sorumlulu÷u veya katkısı olan ilgili kiúi, kurum ve kuruluúlar (paydaúlar) Tablo 13’de sunulmuútur.
Sa÷lık bilimleri enstitüleri paydaúlarından “hizmet alanlar” grubunun görüú ve beklentilerini
yansıtan veriler, Türkiye genelinde 2007 yılında düzenlenen anket çalıúması ile düzenlenen
çalıútaylardan elde edilmiútir.
32
Tablo 13: SAöLIK BøLøMLERø ENSTøTÜLERø PAYDAù MATRøSø
TEMEL
HøZMET
ÇALIùAN
PAYDAù
ORTAK
ALANLAR
Ö÷renci
+
Enstitü Araútırma Görevlileri
+
+
Ö÷retim Üyeleri
+
+
ødari Personel
+
Mezunlar
+
Enstitü Anabilim Dalları
+
+
Rektörlük
+
Fakülteler
+
Yüksekokullar
+
Enstitüler
+
Di÷er SB Enstitüleri
+
Bilimsel Araútırmalar Birimi
+
Üniversite AB/Diú øliúkiler Ofisi
+
Teknokent ve benzeri üniversite-sanayi kuruluúları
YÖK/ÜAK
+
DPT
TÜBøTAK / TÜBA
Baúbakanlık/ Bakanlıklar
+
Üniversiteler
+
Yasama ve Yargı Organları
+
Sivil Toplum Örgütleri
+
Askeri Kuruluúlar
+
Yabancı Ülke Temsilcilikleri
Uluslararası Örgütler
+
Sanayi Kuruluúları
+
STRATEJøK
ORTAK
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Anket Sonuçları
Anketlerin uygulandı÷ı gruplar:
x
Enstitü yönetimleri, ö÷retim üyeleri ve danıúmanlar
x
Ö÷renciler
x
Sa÷lık sektörü iúverenleri
Verilerin analizinde SPSS 13.0 Programı kullanılmıú, güvenilirlik düzeyi P<0,05 olarak alınmıútır.
Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiklerden yararlanılmıútır.
Ö÷retim Üyeleri/Danıúmanlar veya Enstitü Yöneticileri:
Katılımcıların %70’i ülkemizde yeni bir lisansüstü e÷itim modeline ihtiyaç oldu÷unu, %73’ü
enstitülerde görev alan danıúmanların “danıúman e÷itim kursu” almalarının sa÷lanması gerekti÷ini,
%65’i doçentli÷e baúvuru önkoúullarından biri olan üç geniúletilmiú SCI yayınına ek olarak, doktora
tezinden en az bir yayının istenmesi gerekti÷ini, %73’ü Sa÷lık Bilimleri Enstitü Müdürlerinin
33
üniversite yönetim kurullarında asil üye olarak bulunmaları gerekti÷ini, %86’sı lisansüstü
ö÷rencilere araútırma görevlisi olarak kadro olanakları sa÷lanması gerekti÷ini, %88’i üniversitelerin
bilimsel araútırma birimlerince desteklenen projelerden ö÷renciye maddi destek sa÷layacak yasal
düzenlemelerin yapılması gerekti÷ini, %90’nı Lisansüstü e÷itim sonrası ö÷rencilere doktora sonrası
araútırma (Post-doc) imkanı sa÷lanması gerekti÷ini düúünmektedir. Ö÷retim üyelerinin %84.8’i
mültidisipliner dersler, %82.2’si mültidisipliner programlar açılması gerekti÷ini benimsemektedir.
Uluslar arası komisyonlarda belirlenen danıúman sorumlulukları ve danıúman atama kriterlerinin
hayata geçirilmesini destekleyenlerin oranı, %78.1’dir.
Lisansüstü Ö÷renciler
Katılımcı ö÷rencilerin %40’ı bir buluú/icat yapmak, %72’si akademisyen olmak, %40’ı kamu
görevlisi olarak verimlili÷ini artırmak, %28’si özel sektörde çalıúma potansiyelini artırmak
amacıyla lisansüstü e÷itime baúlamıútır.
Ö÷rencilerin %33’ü enstitünün lisansüstü e÷itime giriú sınavını (mülakat vb.) kolay buldu÷unu,
%85’i lisansüstü programa kabul edilmede jüri üyelerinin adil davrandı÷ını, %80’i derslerin mesleki
amaçlarına uygun konular içerdi÷ini, %70’i derslerin güncel konular içerdi÷ini, %70’i ö÷retim
üyelerinin derslere zamanında baúladı÷ını ve bitirdi÷ini, %76’sı ö÷retim üyelerinin ders dıúında
araútırmaya teúvik etti÷ini, %72’si ö÷retim üyelerinin konuyu sistematik bir úekilde sundu÷unu,
%90’nı ö÷retim üyesine ders dıúında da ulaúabildi÷ini, %82’si ö÷retim üyelerinin sınav ve ödevleri
de÷erlendirmede adil oldu÷unu düúünmektedir.
Ö÷rencilerin %25.6’sı ba÷lı bulundu÷u üniversite dıúından ö÷retim üyelerinin de ders verdi÷ini,
%30.5’i de üniversite dılında çalıúma alanı ile ilgili ders alabildi÷ini belirtmektedir.
Ö÷rencilerden %80’ni e÷itimi süresince DPT/TÜBøTAK gibi kurumlara proje sunmadı÷ını
belirtirken, bu süreçte ilgili kurumlara proje sunanların oranı %15’tir.
Ö÷rencilerin %72’si danıúmanının tez çalıúmaları konusunda yetkin oldu÷unu,
%38’i tez konusunu tamamen kendisinin seçti÷ini, %11’i baúka bir danıúmanla çalıúmayı tercih
etti÷ini, %77’si danıúmanının akademik anlamda yeterli oldu÷unu, %58’i tezinin bilimsel de÷erinin
yüksek oldu÷unu, %65’i tezinin toplumsal fayda sa÷laması açısından bir fırsat yarattı÷ını
düúünmektedir.
Ö÷rencilerden iú bulamadı÷ı için lisansüstü e÷itime devam etme kararı alanların oranı %6, gelecekte
özel sektörde çalıúmak isteyenlerin oranı %20, gelecekte akademisyen olmak istedi÷inden
34
lisansüstü e÷itim yapma kararı alanların oranı %74’tür. Lisansüstü e÷itim sonrasında da iú bulma
kaygısı olanların oranı %30’dur.
Ö÷rencilerin sadece %10’nu Türkiye’nin mevcut e÷itim politikalarının bilimde yenili÷e yol açtı÷ını
düúünürken benzer úekilde katılımcıların sadece %8’i Türkiye’nin bilim ve kalkınma ile ilgili etkin
bir devlet politikası oldu÷unu düúünmektedir.
Sa÷lık Bilimleri Alanında øúverenler, Yöneticiler ve Sektör
øúverenler, yöneticiler ve sektörden, kurumlarının bilim uzmanına (Yüksek Lisans Mezunu-MSc)
ihtiyacı oldu÷unu düúünenlerin oranı % 75.1, bilim doktoruna (Doktora Mezunu-PhD) ihtiyacı
oldu÷unu düúünenlerin oranı ise %73.7’dir. Lisansüstü mezunlarının kurumlarına ciddi katkılar
sa÷layaca÷ını düúünenlerin oranı % 82.8’dir. Kurumlarının ihtiyaç duydu÷u alanlarda mezun veren
lisansüstü programların enstitülerde mevcut oldu÷unu belirtenlerin oranı % 53.1, yeni lisansüstü
programlara ihtiyaç oldu÷unu düúünenlerin oranı da %64,4’dür. øúverenler, yöneticiler ve sektör,
lisansüstü mezunların yabancı dil düzeylerinden genelde memnun olmadıklarını belirtmektedirler
(%81.8). Lisansüstü mezunların teorik olarak bilgi sahibi olmalarına ra÷men, pratikte
kurumlarına/sektöre sa÷layaca÷ı faydalar konusunda kaygıları olanların oranı %29.6’dır.
Mezunların bilimsel yayın konusunda yeterli oldu÷unu düúünenlerin oranı %30.7, bilimsel olarak
yeterli olduklarından endiúe duyanların
oranı ise %30.7’dir. Üniversite-sektör iúbirli÷inin
geliútirilmesi, % 67.9 oranında istenmektedir. Üniversitelerin kendilerini sektöre tanıtma yönünde
baúarılı oldu÷unu, sektörün ancak %20.7’si düúünmekte olup %20.7’si, üniversitelerin bu alanda
gayretli olduklarını düúünmektedir. %85.3, üniversite-sektör iúbirli÷inden yana olup %84.0’ı, bu
iúbirli÷inin ciddi katkılar sa÷layaca÷ına inanmaktadır.
Genel De÷erlendirme
Sa÷lık Bilimlerinde lisansüstü e÷itim, gerek ö÷retim üyelerinin araútırma ve e÷itim etkinliklerini
beslemesi, gerekse ülkenin üst-düzey e÷itim, sa÷lık yöneticisi, sa÷lık alanında araútırıcı, sa÷lık
endüstrisi sektörlerinde kalifiye üst-düzey AR-GE elemanı ve di÷er istihdam ihtiyacını karúılaması
yönünden büyük önem taúımaktadır.
Anket sonuçlarına göre, ülkemizin bilim ve kalkınma politikalarının gözden geçirilmesi ve
netleútirilmesi, e÷itim politikalarının bilimde yenilikçili÷i destekleyecek úekilde revizyonu
gerekmektedir.
35
Lisansüstü ö÷rencilerin ço÷unlu÷u, “akademisyen” olmak için bu e÷itimi almaktadır. E÷itim
programları da bu yönde destek vermektedir. Avrupa Birli÷i’ndeki uygulamalara paralel olarak,
sanayi ve endüstri sektörünün beklentilerini karúılayan, bu sektörlerin e÷itime katılmasına olanak
veren ortak “endüstriyel” doktora programları açılmasının, uygulamaya yönelik (translasyonel)
araútırmaya ve tez projelerine geçiúin, ülkemizde endüstri ve sanayinin geliúmesine katkıda
bulunaca÷ı beklenmektedir. Bu atılımların yapılabilmesi açısından, üniversite-sanayi arasındaki
iletiúimin ve iúbirli÷inin güçlendirilmesine, ihtiyaca yönelik yeni programlar açılmasına gereksinim
vardır.
Lisansüstü ö÷rencilerin bir bölümünde yabancı dil eksikli÷i, mezunları istihdam eden sektörce
belirtilmiútir. Buna ek olarak, bu sektör, mezunların bilimsel yeterliliklerine inanmakla birlikte,
bilimsel yayın yapma potansiyellerinin geliúmesi gerekti÷ini düúünmektedir. Bu konuyu
desteklemek üzere, ö÷retim üyelerinin kalitesinin, araútırma potansiyellerinin
artırılması
gerekmektedir. Ö÷retim üyelerinin araútırma ve yayın olanaklarının artırılması, yurtdıúı bilimsel
etkinliklere katılımlarının desteklenmesi, yararlı olacaktır.
Ülkemizde lisansüstü e÷itim için yeni bir yaklaúıma ihtiyaç vardır. Mültidisipliner, disiplinlerarası
ve transdisipliner yeni lisansüstü programların açılması, ö÷rencilerin üniversite dıúından ders
almalarının sa÷lanması, derslere üniversite dıúından, konunun uzmanı ö÷retim üyelerinin davet
edilmesi, yurt-içi ve yurt-dıúı destek-burs fonlarının daha etkin kullanımı, gerek ö÷rencilerin
gerekse, ö÷retim üyelerinin hareketlili÷inin artırılması, tezlerin kalitesinin artırılması ve tezlerin
yayımlanmasının desteklenmesi, lisansüstü e÷itimin kalitesini çarpıcı biçimde yükseltebilir.
E÷itimin odak noktasının tez oldu÷unun açık biçimde vurgulanması, ders döneminin kısaltılarak
tezin öne alınması hatta doktora e÷itiminin tez ile baúlayabilmesi düúünülebilir. Elde edilen veri
kalitesinin
artırılması
amacıyla
ö÷rencilere
tez
çalıúmalarında
“veri-kayıt
defteri
(laboratuvar/araútırma defteri)” tutma alıúkanlı÷ı kazandırılması gereklidir. Bu ve bunun gibi
“jenerik” beceri e÷itimi ve uygulamaları hızla geliútirilmelidir. Ayrıca, tez araútırmalarına altyapı
sa÷layacak araútırma merkezlerinin kurulması ve tezlerin yürüyen araútırmalarla iliúkilendirilmesi
tez kalitesini artıracak giriúimler arasındadır.
Lisansüstü e÷itim yapan ö÷rencilerin önemli bir bölümü (%40) maddi destekten yoksundur.
Üniversitede araútırma görevlisi olarak istihdam edilen ö÷rencilerin dıúında kalanlar da, gerek
derslere, gerekse tez araútırmalarına yeterli zaman ayıramamaktadır. Bu açıdan, üniversite
tarafından desteklenen projelerde, TÜBøTAK projelerinde oldu÷u gibi, ö÷renci istihdamına olanak
verecek yasal düzenlemelerin yapılması önem taúımaktadır. Ayrıca, mezunların akademik kariyer
36
planlamasında önem taúıyan “post doktoral” kadrolar için yasal düzenlemelerin yapılması
gerekmektedir. Mezunların büyük bölümü, meslek yaúamlarını Türkiye’de sürdürmek istemektedir.
Bu açıdan, iú olanaklarının, sayısının ve kalitesinin artırılması, Sa÷lık Bakanlı÷ı’nda yüksek lisans
ve doktora mezunlarına uygun kadroların bulunması, mezunların istihdamlarına ve dolayısıyla
beyin-göçünü azaltmaya katkıda bulunacaktır. Doktora e÷itimi yapan tıp fakültesi mezunlarının,
uzmanlık yapanlarda oldu÷u gibi, zorunlu hizmetlerinin ertelenmesi, özellikle programa olan talebi
ve mezun kalitesini artıracaktır.
Ö÷renciler genel olarak ö÷retim üyelerinden memnundurlar. Ancak, ö÷rencilerin bir bölümünün
danıúmanları ile sorunları oldu÷u gözlenmektedir. Ö÷rencilerin danıúmanlarını seçme haklarının
bulunması için yasal düzenlemelerin yapılması yarar sa÷layacaktır. Dokuz Eylül örne÷inde oldu÷u
gibi, aday ö÷rencinin, önce projesi olan bir danıúman ile anlaúarak programa baúvurması, ö÷rencidanıúman iliúkisine olumlu katkılar sa÷layabilir. Danıúmanlık yapabilmek için ö÷retim üyelerinde
belirli ölçütler aranmalıdır. Bu ölçütler, üniversite senatoları tarafından belirlenmelidir.
Danıúmanların e÷itiminden sorumlu oldukları lisansüstü ö÷renci sayısı da sınırlandırılmalıdır. Halen
birçok üniversitede bu sayı doktora için 3, yüksek lisans ve doktora birlikte en fazla toplam 5
ö÷renci olarak saptanmıútır. Ayrıca, ö÷retim üyelerinden gelen öneriler göz önüne alındı÷ında, ülke
çapında “danıúmanlık” kurslarının düzenlenmesi düúünülmelidir. Danıúmanlar ö÷rencileri ile
düzenli olarak kayıtlı ve randevulu toplantılar düzenlemeli, enstitüler de bu süreci takip etmelidir.
Yapılan anketlerde, tüm bu de÷iúimin ve iyileúmenin sa÷lanabilmesi için, enstitü müdürlerinin
lisansüstü e÷itimin yürütülmesinde görev yapan üst kurumlarla ba÷lantısının güçlendirilmesi
gerekti÷i vurgulanmakta, enstitü müdürlerinin üniversite yönetim kurulunda asil üye olmaları ve
“Tıp-Sa÷lık E÷itim Konseyi’ne katılmaları önerilmektedir.
37
Çalıútay Sonuçları
1. Çalıútay
1. Oturum
“Sa÷lık Bilimlerinde Lisansüstü E÷itimin Kalitesi Nasıl Geliútirilebilir?” sorusuna yanıt aranan ilk
oturumda;
x
E÷itim Programlarının Çeúitlili÷i
x
Bologna Sürecine Uyum-Mobilite
x
Derslerin Düzenlenmesi
x
Danıúmanlık Kriterleri-Sorumlulukları
x
Tezlerin kalitesi-yayınlanabilirli÷i
x
E÷itimin Akreditasyonu alt baúlıklarında tartıúmalar yapılmıútır.
Özellikle kalite ile ilgili olarak aúa÷ıdaki konular üzerinde fikir birli÷i sa÷lanmıútır:
x
Ö÷retim üyeleri için e÷itim tekniklerini geliútirmeye yönelik e÷itimlerin baúlatılması,
x
E÷itimin de÷erlendirilmesinin, yazılı ve sözlü geri bildirimler yoluyla sürekli yapılması
bunun ö÷retim üyelerinin, ö÷rencilerin ve e÷itim programının de÷erlendirilmesi úeklinde üç
grupta gerçekleútirilmesi,
x
Toplam kalite e÷itiminin ve uygulamalarının geliútirilerek, yurtiçi ve yurt dıúı akreditasyona
yönelik çalıúmaların gerçekleútirilmesi.
2. Oturum:
“Sa÷lık Bilimleri’nde ønsan Gücünün Planlanması” irdelenmiútir.
Tartıúılan Baúlıklar:
x
Lisansüstü e÷itimde görev alan ö÷retim üyelerinin kadro gereksinimi
x
Post-doktoral kadrolar
x
Lisansüstü ö÷rencilerin kadro-burs gereksinimleri
x
Mezunların istihdam olanakları konuları tartıúmaya açılmıútır.
38
Üzerinde genel olarak anlaúılan konu baúlıkları úöyledir:
x
Özellikle mültidisipliner programların sa÷lıklı yürütülebilmesi amacıyla, Enstitülere
ö÷retim üyesi kadrolarının verilmesi;
x
Enstitülerin araútırma potansiyelinin yükseltilmesine yönelik Enstitü araútırma görevlisi
kadrolarının artırılması; ayrıca, doktora mezunlarından kaliteli olanlardan yararlanabilmek
amacıyla, yurt-dıúında uzun bir süredir varolan ”post-doktoral” kadroların sa÷lanması;
x
Mezunların üniversitelerde, kamu kuruluúlarında ve özel sektörde istihdamına yönelik
tanıtım çalıúmalarının yapılması; özellikle Sa÷lık Bakanlı÷ı’nda istihdam edilen yüksek
lisans ve doktora mezunlarının unvanlarının tanımlanarak, statülerine uygun kadroların
verilmesinin sa÷lanması;
2. Çalıútay
Tıp e÷itiminin bütünlü÷ü dikkate alınarak planlanan Mezuniyet sonrası tıp e÷itimi sempozyumunda
tıpta uzmanlık, yüksek lisans ve doktora e÷itimi boyutları ilk kez birarada de÷erlendirilmiútir.
Sempozyumda düzenlenen çalıútayda; tıpta yüksek lisans ve doktora e÷itimi tartıúılmıútır.
Çalıútay Sonuç Bildirgesi
x
Mezunların istihdamı ve ö÷rencilerin e÷itimleri süresince mali ve sosyal güvenceleri
sa÷lanmalıdır.
x
Doktora e÷itimi, üniversitelerimizin öncelikli politikaları arasında yer almalıdır.
x
Doktora e÷itimi, araútırma merkezli (tez odaklı) yaratıcı düúünceye sahip, orijinal bilgi
üreten ça÷daú bilim insanlarının yetiútirilmesine odaklanmalıdır.
x
Tezlerin kalitesi artırılmalı ve SCI kapsamında yayınlanabilir nitelikte olmalıdır.
x
Ulusal ve uluslararası düzeyde ortak programlar ve ortak tez çalıúmaları desteklenmelidir.
x
Danıúmanların verimlili÷inin artırılmasında, uluslararası düzeyde yayın ve araútırma
performansları göz önünde bulundurulmalı ve danıúman becerilerinin geliútirilmesine
yönelik programlanmıú danıúmanlık becerileri kurslarının uygulanmalıdır.
Müdürler Toplantıları Sonuç Bildirgeleri
Sa÷lık Bilimleri Enstitü Müdürleri toplantılarında YÖK’e sunulması kararlaútırılan konu
baúlıkları aúa÷ıda verilmektedir. Sa÷lık bilimleri alanında daha iyi lisansüstü e÷itim koúulları
sa÷layabilmek için:
39
x
Yüksekö÷retim Kurulu’nda “Merkezi Lisansüstü E÷itim Konseyi” oluúturulmalı
x
Tıp-Sa÷lık E÷itim Konseyi’nde enstitülerin temsil düzeyinin artırılması ve sürekli bir
çalıúma grubu oluúturulmalı
x
Üniversite Yönetim Kurullarında Enstitü Müdürleri tabii üye olmalı
x
Enstitülere ö÷retim üyesi kadroları verilmeli, bu kadrolar enstitü içinde bazı çekirdek
derslerin verilmesi amacıyla kullanılmalı
x
E÷itim programları gözden geçirilerek (kredi sistemi, mültidispliner dersler, vb.) Avrupa
programları ile uyumlu hale getirilmeli
x
Doktora ders süresi kısaltılarak teze daha çok zaman ayrılmalı. Zorunlu ders azaltılmalı,
seçmeli dersler ve uygulama saatleri artırılmalı
x
Doktora tezleri anabilim dalında yürütülen di÷er araútırma projeleriyle entegre edilerek,
ö÷rencilerin tez projesine yönelik çalıúmalara daha erken baúlaması teúvik edilmeli
x
Doktora tezlerinin savunma sınavından önce atıf indekslerinde yer alan dergilerde yayına
kabulü zorunlu olmalı
x
Programlar için Türkiye çapında çekirdek e÷itim programı oluúturulmalı
x
Ö÷rencilerin mümkün oldu÷u ölçüde baúka anabilim dallarından ders almaları sa÷lanmalı
x
Her düzeyde geribildirim anketleri uygulanmalı. Bu iú için gerekli altyapı kurulmalı
x
Ö÷renciler araútırma ve bilim eti÷i, metodoloji, bilim felsefesi, istatistik gibi dersleri
üniversal olarak almalı
x
Danıúmanlık standartları belirlenmeli, danıúman görev tanımı yapılmalı ve bu konular
yönetmeliklerde yer almalı. Danıúman atamaları belli ölçütler içinde yapılmalı
x
Danıúmanlık e÷itimi verilmeli, bu konuda kurs programları geliútirilmeli
x
Tezlerde ilgili etik kurul onayı aranmalı
x
35. Madde ile atananların denetimi yapılmalı
x
Doktora danıúmanlı÷ı için en az Doçent unvanlı ö÷retim üyesi görevlendirilmeli
x
Yurtiçi ve yurtdıúı ö÷renci hareketlili÷i artırılmalı. Ö÷rencilerin kurum dıúı en az bir ay staj
yapması sa÷lanmalı
40
x
Araútırma görevlisi kadroları artırılmalı
x
Lisansüstü tezlerde ikinci danıúmanın geliúmiú bir üniversiteden seçilmesi teúvik edilmeli
x
Ulusal ve uluslararası ortak danıúmanlı tezler teúvik edilmeli
x
Enstitüler arası iletiúim güçlendirilmeli ve bir enstitüler web sayfası kurulmalı
x
Enstitü içinde kalite yönetimi ve strateji geliútirme birimleri oluúturulmalı. Derslerin
planlanması, ders faaliyetlerinin izlenmesi, ölçme ve de÷erlendirme kalite yönetim
sistemiyle yapılmalı.
x
Mültidisipliner dersler enstitüler tarafından koordine edilmeli
x
Doktora tezlerinin üniversitelerin araútırma birimlerince desteklenmesi sa÷lanmalı
x
Tez konuları TÜBøTAK tarafından belirlenen önceliklere göre saptanmalı
x
Doktoraya baúlayan tıp fakültesi mezunlarının mecburi hizmetleri e÷itimlerinin sonuna
ertelenmeli
x
Doçentlik sınavı baúvuru dosyalarında tezden kaynaklanan en az bir yayın yapma
mecburiyeti getirilmeli
x
Üniversitelerde lisansüstü ö÷renci temsilcili÷i ayrı bir yapılanma olmalı. Ö÷renci
temsilcileri enstitü yönetim kuruluna katılmalı
x
Danıúman ö÷retim üyesi baúına düúen ö÷renci sayısı sınırlandırılmalı
x
Ö÷retim üyesi yetiútirme programları desteklenmeli
x
Enstitülere ba÷lı merkezi araútırma laboratuvarı kurulmalı
x
Bologna sürecine uyum için her programın ö÷renim çıktıları belirlenmeli
x
Disiplinlerarası programlar tasarlanmalı ve sanayii ile iúbirli÷i geliútirilmeli
x
Uzmanlı÷a yönelik e÷itimin doktora ile yapılıp yapılmayaca÷ı sorgulanmalı
x
Mezunlarla iletiúim devam ettirilmeli
41
Sonuç ve Öneriler
Türkiye Sa÷lık Bilimleri Enstitü Müdürleri toplantılarında tartıúılarak YÖK’e önerilen konularla,
Avrupa genelinde tartıúılan konular ve öneriler birbirlerine çok benzemektedir.
Üniversitelerimize ö÷retim üyesi yetiútirme, ulusal ve uluslararası araútırma alanlarının etkin bir
katılımcısı olma, endüstri ve hizmet sektörüne istihdam sa÷lanması ve sorunlara bilimsel çerçevede
çözüm üretilebilmesinin giriú kapısını doktora e÷itimi oluúturmaktadır. Ülkemizin bu alanda gerek
doktoralı insan gücü ve gerekse kalitesi belli noktalara ulaúmıútır; ancak, bugün gelinen aúama ile
yetinmeyip e÷itim ve ö÷retim programlarının yapısının güçlendirilmesi ve istihdam edilebilir mezun
sayısının artırılması zorunludur. Bu alandaki ileri ülkelerin düzeyine eriúilmesi ve onlarla rekabet
edebilmemiz için, ülkemizde mevcut e÷itim programlarının dünya dinamikleriyle de÷iúen amaç ve
hedefleri sa÷laması ve bunu da özellikle araútırma odaklı e÷itim ile yapması gereklidir. Bu aúamada
ulaúılması istenen hedeflerin çok iyi belirlenmesi bir zorunluluktur. Bunlar arasında, gerek
üniversite gerekse endüstri ve hizmet sektörünün ihtiyaçlarına yanıt verecek yeni derslerin açılması
ve ders kataloglarının oluúturularak AKTS karúılıklarının hesaplanması gereklidir. Sözü edilen
düzenlemeler Batı Avrupa ve Kuzey Amerika örnekleri ile bire bir karúılaútırılarak yapılabilir.
Di÷er hedefler ise úu úekilde sıralanabilir:
Doktora programına katılan ö÷rencilerin alması gerekli olan kredilerin bir kısmının farklı
disiplinlerden alması sa÷lanmalıdır. Bilindi÷i gibi úu an sürdürülmekte olan doktora programında
ö÷renci farklı disiplinlerden çok az sayıda (en az bir ders) ders almakta bu durumda ö÷rencinin
farklı açılımlarda karar verme, becerisini artırma ve bilgiyi yayma konusunda yetersiz kalmasına
neden olmaktadır.
Enstitüler, lisansüstü e÷itim ve araútırma alanlarında disiplinlerarası akademik bir çevre yaratmalı,
farklı faküllte ve araútırma grupları arasında karúılıklı iletiúim ve de÷iúimi yönlendirmeli, mezuniyet
sonrası kariyer geliútirme yönetimi konularında çalıúmalar yürütmeli ve doktora programlarının
amaç ve hedeflerini uluslararası standartları dikkate alarak belirlemelidir. Bilim ve araútırma odaklı,
kariyer geliútirmeye ve jenerik becerileri güçlendirmeye yönelik yeni dersler (metodoloji, etik,
istatistik, liderlik, iletiúim, proje yönetimi vb.), yer yer blok dersler açılmalıdır. Gerekti÷inde
ülkemizden ve yurt dıúından uzmanlar ders, kurs ve seminerler için davet edilmelidir. Her bakımdan
ö÷retim elemanı ve ö÷renci hareketlili÷i desteklenmeli, uluslararası ö÷renci sayısı artırılmalıdır.
42
Bazı alanlarda program ve derslerin yürütülmesinde uzaktan e÷itim sistemleri ve teknolojilerinin
kullanılması yaygınlaútırılmalıdır.
Lisansüstü e÷itimin kalitesini artırmak için enstitü bünyesinde yapılabilecek di÷er iyileútirmeler
arasında danıúmanlık kalitesinin artırılması, izolasyon ve içe kapanmanın önlenmesi ile etik tutum
kazanma konusunda uygulamalar geliútirilmesi sayılabilir. Bu ba÷lamda enstitülerin esas görevi
kalite güvencesini sa÷lamak olmalıdır. Enstitüler bu amaçla kalite güvencesi ve kalite yönetim
sistemleri geliútirmeli ve uygulamalıdır.
Sa÷lık bilimleri lisansüstü programlarının ülkemizin gereksinimlerine göre çeúitlendirilmesi önem
taúımaktadır. Yüksek lisansın önemli bir amacının meslekte yetkinlik oldu÷u göz önüne alınarak,
tezli ve tezsiz yeni yüksek lisans programları açılmalıdır. Uzmanlı÷a yönelik e÷itim daha çok
yüksek lisans düzeyinde ele alınmalı, doktora ise bilimsel araútırma ile bütünleútirilmelidir.
Mültidisipliner
iúbirli÷ini
destekleyecek
ve
konuların
entegrasyonunda
etkili
olacak
“disiplinlerarası-enstitülerarası” yeni yüksek lisans ve doktora programlarının açılması (medikal
informatik, biyomekanik, sinirbilim, medikal fizik, sa÷lıkta kalite geliútirme ve akreditasyon gibi)
özendirilmelidir.
Programların açılmasında kaliteyi ve rekabeti artıracak ilkeler belirlenmeli ve bunlara uyulması
konusunda titiz davranılmalıdır. Yüksek lisans ve doktora e÷itimlerinde amaç ve hedeflere uygun,
açık ve seçik ölçütler getirilmeli, bu ölçütlerin e÷itimin sürdürülmesi sırasında sa÷lanıp
sa÷lanmadı÷ı da düzenli olarak takip edilmelidir. Yüksek lisans e÷itimi daha çok bir araútırma
ortamına giriú aúaması olarak kabul edilir. Doktora ise bizzat araútırmanın yapıldı÷ı dönem
olmaktadır. Bu nedenle, üniversitelerde lisansüstü e÷itim programlarının açılmasında araútırma
düzeyinin ayrıca de÷erlendirilmesi, belli düzeyde araútırma faaliyeti olmayan kurumlarda lisansüstü
e÷itimi verilmesinin önlenmesi gereklidir. Ülkemizin gereksinim duydu÷u özellikle doktoralı
mezunların yetiútirilmesinde geliúmiú araútırma altyapısı bulunan ve uluslararası düzeyde araútırma
yapılan üniversitelerin kapasitesi artırılmalı, geliúmekte olan üniversiteler ile ÖYP, ÖYEP gibi
ö÷retim üyesi yetiútirme programları uygulanarak akademik kadrolar yetiútirilmelidir.
43
Kaynaklar
1.Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu Onikinci Toplantısı: Geliúmelere øliúkin De÷erlendirmeler ve
Kararlar. (2005). Ankara: TÜBøTAK.
2.Türkiye'nin Yüksekö÷retim Stratejisi. (2007). Ankara: Yüksekö÷retim Kurulu.
3.Türkiye'de doktora e÷itiminin durumu üzerine görüúler. (2006). Ankara: Türkiye Bilimler
Akademisi.
4.Reichert, S.,Tauch, C. (2005). Trends IV: European Universities Implementing Bologna.
Brussels: European Universities Association.
5.Developing an internal quality culture in European universities. Report on the quality culture
project 2002-03. (2005). Brussels: European Universities Association.
6.Doctoral Programmes in Europe's Universities: Achievements and Challenges. Report Prepared
for European Universities and Ministers of Higher Education. (2007). Brussels: European
Universities Association.
7.Lisbon Declaration. Europe's Universities Beyond 2010: Diversity with a Common Purpose.
(2007). Brussels: European Universities Association.
8.Chambaz, J., Biaudet, P.,Collogne, S. (2006). Developing the doctorate. E. Froment, J. Kohler, L.
Purser & L. Wilson (Ed.). EUA Bologna Handbook: Making Bologna Work. Stuttgart:
Raabe Academic Publisher
Prof.Dr. Gül GÜNER
Prof.Dr. Hakan S.ORER
Prof.Dr. Sulhiye YILDIZ
(Dokuz Eylül Üniversitesi)
(Hacettepe Üniversitesi)
(Ankara Üniversitesi)
44
Ekler:
1.
Sa÷lık Bilimlerinde Lisansüstü E÷itimin; Enstitü Yönetimleri-Ö÷retim Üyeleri, Ö÷renciler
ve Sa÷lık Sektörü øúverenleri Tarafından De÷erlendirilmesi Raporu
2.
Sa÷lık Bilimlerinde Lisansüstü E÷itimin; Enstitü Yönetimleri-Ö÷retim Üyeleri, Ö÷renciler
ve Sa÷lık Sektörü øúverenleri Tarafından De÷erlendirilmesi Anketleri
3.
ÖSYM Tarafından Verileri Derlenen Sa÷lık Bilimleri Enstitüsü Programları ve Veri Elde
Edilen Akademik Yıllar
4.
Sa÷lık Bilimleri Enstitüleri Programları Ve Ö÷retim Üyesi-Ö÷renci Da÷ılımları (Enstitü
Müdürlüklerinden 2007 Yılı øçin Do÷rudan Alınan Veriler)
45

Benzer belgeler