PDF ( 4 )

Transkript

PDF ( 4 )
Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi
Yıl:2014, C:6, S:1, s. 141-157
International Journal of Alanya Faculty of Business
Year:2014, Vol:6, No:1, s. 141-157
Geçiş Ekonomilerinde Sektörel Büyümenin Yabancı Banka Girişlerine
Etkisini Belirlemeye Yönelik Bir Uygulama (1990–2010)1
An Application to Analyze The Impacts of Sectoral Growth on Foreign Bank Entries in Transition
Economies (1990–2010)
Mustafa ÜNVER
Yrd. Doç. Dr., Gümüşhane Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü ([email protected])
ÖZ
Anahtar Kelimeler:
Yabancı Bankalar,
Geçiş Ekonomileri,
Yabancı Sahipliği,
Sektörel Büyüme,
Uluslararası
Bankacılık
Dünya ekonomilerinde yabancı sahipliği bankacılık sisteminde de kendini göstermiştir. İstikrarlı bir ekonomi
için güçlü ve rekabetçi bir bankacılık sistemi gereklidir. Geçiş ekonomilerinin bankacılık sektörünün
gelişiminde yabancı bankalar önemli bir rol almıştır. Bu çalışma; geçiş ekonomilerinde sektörel büyüme
değişkenlerinin yabancı banka girişlerine etkisini araştırmaktadır. Bu çalışmanın farkı; yabancı banka
girişlerinin belirleyicilerinden olan Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYİH) değişkeninin sektörel biçimde
incelenmesidir. Bu çerçevede yabancı banka girişlerinin belirleyicileri arasında; tarım, sanayi ve hizmetler
sektörü GSYİH büyüme değişkenleri modele dâhil edilmiştir.
Çalışmada 27 geçiş ekonomisinin 1990–2010 döneminde Panel Veri Analizi yapılmıştır. Elde edilen
sonuçlara göre kontrol değişkenleri; toplam nüfus büyüme oranı, kişi başına düşen kredi miktarı ve doğrudan
yabancı yatırımın GSYİH içindeki payı pozitif yönlü ve istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar vermiştir.
Bununla birlikte; toplam krediler içindeki yerine getirilmeyen kredilerin payı ve enflasyon oranları yabancı
Sektörel Büyüme
banka girişleri üzerinde negatif yönlü ve istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar vermiştir. Sadece döviz kurları
istatistiksel olarak anlamsız sonuçlar vermiştir. Sanayi sektörü GSYİH büyümesi, hizmetler sektörü GSYİH
büyümesi değişkenlerinin yabancı banka girişleri üzerinde pozitif yönlü ve istatistiksel olarak anlamlı bir
etkisi bulunmuştur. Diğer taraftan; tarım sektörü GSYİH büyümesi değişkeninin yabancı banka girişleri
üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi bulunamamıştır.
ABSTRACT
Kewwords:
Foreign Banks,
Transition
Economies, Foreign
Ownership, Sectoral
Growth, International
Banking
Foreign ownership has standed out in banking sectors of world economies. Substantial and competitive
banking system is required for a stable economy. Foreign banks have played an important role in
development of banking sector in transition economies. This paper investigates the effects of sectoral growth
variables on foreign bank entries in transition economies. This paper’s difference is to search sectoral
determinants of foreign bank entries for sectorel Gross Domestic Product (GDP) variables. In this context,
paper has two main models that include agriculture, industry and service sectors of GDP as determinants of
foreign bank entries.
This study uses Panel Data Analysis for 1990–2010 period in 27 transition economies. According to results,
control variables that are total population growth rate, credit per capita and the ratio of foreign direct
investment to GDP have been shown to be positevly and statistically significant related to foreign bank
entries. On the other hand, the ratio of non-performing loans to total loans and inflation rates have
significantly negative sign on foreign bank entries. Exchange rates is only found statistically insignificant
among all control variables. GDP growth of industry sector, GDP growth of service sector, have had a
significantly positive impact on foreign bank entries. Conversely, GDP growth of agriculture sector haven’t
been a significantly effect on foreign bank entries.
1. GİRİŞ
Bankaların kuruldukları yerlere, nasıl organize olduklarına veya bu bankaların sahiplik farklılıklarına bakılmaksızın;
bankalar herhangi bir ekonomik sistemde genel olarak üç temel fonksiyonu yerine getirme eğilimini gösterir. Bunlardan
birincisi; bankalar bulundukları ülkelerin ödemeler sisteminde önemli bir rol oynar ve aynı zamanda bu ödemeler
sisteminde bir takas merkezi olarak hizmet verir. İkincisi; bankalar kredi verenler tarafından piyasaya sürülen hakları,
1
Bu çalışma 2012 yılında Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde “Geçiş Ekonomilerinde Sektörel Büyüme ve
Sektörel İstihdamın Yabancı Banka Girişlerine Etkisini Belirlemeye Yönelik Bir Uygulama (1990–2010)” ismiyle kabul edilen
Doktora tezinden oluşturulmuştur.
ÜNVER
mevduat sahipleri ve alacaklıların ellerinde tutmak için istekli oldukları haklara doğru bir transferi gerçekleştirir. Son
olarak üçüncü fonksiyon; bankalar bir ekonomide kredi tahsisi fonksiyonunu değerlendirme, fiyatlandırma ve denetleme
mekanizmalarını bankacılık sektörü içinde sağlar (Megginson, 2005: 1932).
Bu bankacılık fonksiyonlarının yanı sıra son dönemlerde ortaya çıkmış olan gelişmeler, bankacılık işlemlerinin
gerçekleştiği bölgeler arasında yoğun etkileşimlerin oluşmasına neden olmuştur. Telekomünikasyon ve bilgisayar
teknolojilerindeki gelişmeler, liberalleşme ve güvenlik, hisse senedi ve küresel döviz kuru piyasalarını bütünleşmiş hale
getirmiştir. Hisse senetleri, gelecek işlemler, opsiyonlu işlemler, takas işlemleri, mal piyasası işlemleri ve para işlemleri
gibi farklı tipteki ticari araçlar ve farklı ülkelerdeki toplumlar birbirileriyle daha yakın ilişkili bir hale gelmiştir. Aynı
zamanda birbirleriyle ilişkili bu araçlarda ticaret, gerileyen reel dünya ekonomisinden çok daha hızlı bir şekilde
büyümüştür. Küresel sermaye piyasaları; ölçek, kapsam ve kontrol açısından genişlemeye devam etmektedir. Bu piyasalar
arasındaki ilişkiler; sermaye akışı güvenliğinin genişlemesi ve çoğu ülkede kullanılan engelleyici politikaların kaldırılarak,
piyasa ekonomisine girmeye karar vermelerinden dolayı daha güçlü şekilde büyüme göstermiştir. Bankalar; küresel
sermaye piyasalarına katılmak için yerli ve yabancı müşterilerine hizmetler sağlayarak bankacılık sektöründe küresel olarak
başarılı olmaya çalışmıştır. Oluşan sistem, uluslararasından çok küresel bir yapıda bulunmaktaydı. Çünkü sermayenin iki
uluslu akışından, karmaşık finansal araçların çok uluslu değişimlerine doğru aniden bir geçiş yapılmıştı (Hullachain, 1994:
209).
Dünya genelinde yaşanan bu gelişmeler, sosyalist ekonomik sistemden liberal ekonomik sisteme geçmiş olan geçiş
ekonomilerinin spesifik politik tarihinden dolayı da analizini daha ilginç hale getirir. Bankacılık sektörünün yabancı
sahiplik yapısının değerlendirilmesi; ekonomilerin strateji ve politikalarının gözden geçirilmesine neden olmuştur. Geçiş
ekonomileri diğer piyasa ekonomileri ile karşılaştırıldığında, merkezi planlama politikalarının çok daha uzun bir dönem
devam ettiği görülmüştür. Merkezi planlama politikasındaki bu özellik; onların bankacılık sektörünün yapısını önemli
biçimde şekillendirmesinden dolayı gelişmekte olan ekonomilerin bankacılık sektöründen ayrılmaktadır (Papi ve
Revoltella, 1999: 4). Geçiş ekonomilerindeki bankacılık sektörleri kendi eşdeğerliğinde bulunan diğer gelişmekte olan ve
sanayileşmekte olan ülkelerin bankacılık sektöründen bakıldığında da farklılık gösterir. Bu farklılık, geçiş ekonomilerinin
bankacılık sektöründeki varlıklarının çok yüksek bir oranda yabancı bankalar tarafından tutulmasından kaynaklanmaktadır.
Geçiş ekonomilerinin bankacılık sektöründeki yabancı katılımı, geçişin yaşandığı yıllardan şimdiye kadar keskin bir şekilde
artış göstermiştir (Bonin vd., 2005: 32). Diğer taraftan; geçiş ekonomilerinin diğer ülkelerden ayrılmasında en önemli
farklılık; sosyalist ekonomik yapı ve kurumlardan piyasa ekonomik yapı ve kurumlarına derin bir şekilde dönüşümün
gerçekleştirilmesidir. Bu dönüşüm sırasında ticari bankalar önemli bir rol oynamıştır. Bu ekonomilerin bankacılık sektörü
bu süreç sırasında üç aşamayı gerçekleştirmiştir. Birinci aşamada; büyük oranı devlet girişimcilerine verilen kamu
bankalarının kredilerinin artışı sonucu oluşan yüksek miktarlarda devlete yük olacak şekilde silinmesi sürecidir. İkinci
aşamada; problemli olan bu kamu bankalarının özelleştirilmesi için genel olarak yabancı banka yatırımcıları tercih
edilmiştir. Son olarak üçüncü aşamada; büyük oranda özel girişimcilere artan düzeylerde kredi sağlama hizmetinin dâhil
edildiği, gelişmiş bir bankacılık sektöründe olması gereken standart bankacılık hizmetleri gerçekleştirilmeye başlamıştır.
Geçiş ekonomilerinde yaşanan bu süreçler ülkeden ülkeye farklı zamanlarda gerçekleşmiş olsa da bu sıralama tüm geçiş
ekonomilerinde yaşanmıştır (Cottarelli vd., 2005: 85).
1999 yılında kamu bankaları özellikle gelişmekte olan ekonomilerde yaygın bir şekilde yüksek paylara sahip olmuşturlar.
Fakat 1980’li yılların sonundan itibaren zaman içinde kamu bankalarının istikrarlı şekilde piyasa paylarının düşüşe geçtiği
görülmüştür. Kamu bankaları merkezi sisteme sahip olmayan ekonomilerden çok sosyalist ekonomilerin bankacılık
sektöründe daha yüksek bir piyasa payına sahiptir. 1917 yılından sonra; Sovyetler Birliğinde gelişen kumanda ve kontrolcü
sosyalist sistemde, bankalar devletin ekonomiyi kontrolünde ve kredi dağılımında bir araç olarak kullanılmaktaydı. Bu
sistem, 2. Dünya Savaşından sonra CEEC ekonomilerine de zorla dayatılmıştır. Daha sonra bu ülkeler 1989 yılında kendi
bağımsızlıklarını kazandıktan sonra özelleştirme politikalarına başlamıştır (Megginson, 2005: 1933). Örnek olarak
uluslararası bankacılık; artış gösteren sermaye akışları, DYY ve uluslar arası ticaretten dolayı 1960’lı yıllardan bu yana
hızlı bir şekilde artış göstermiştir. Uluslar arası bankalar ise; finans piyasasındaki liberalleşme ve giriş bariyerlerinin
ortadan kaldırılmasından sonra 1990’lı yılların başlangıcından bu yana geçiş ekonomilerinin bankacılık sektöründe aktif
şekilde bulunmuştur. Günümüzde yabancı bankalar, CEEC’lerde bulunan toplam banka öz kaynaklarının %50’sinden
fazlasına sahip bulunmaktadır (Uiboupin, 2005: 3).
Küreselleşmenin tamamen kendini kabul ettirdiği ve hissettirdiği günümüzde, küreselleşmenin ekonomik anlamdaki en
görülebilir örneklerinden birisi yabancı bankacılık sektöründeki gelişmelerdir. Yabancı bankacılık sektöründeki son
gelişmeler, özellikle geçiş ekonomilerinin finans sektöründe yabancı bankaların sektör içindeki paylarını arttırdığını
göstermektedir. Geçiş ekonomileri kısmen zorunluluktan kısmen ise dünya konjonktürünün etkisiyle yabancı banka
girişlerine izin vermiş, aynı zamanda son dönemlerde yabancı bankaların kendi bankacılık sektörüne girişlerini sağlayacak
uygulamaları hayata geçirmiştir. Dolayısıyla geçiş ekonomilerinin yabancı bankaları kendi bankacılık sektörüne çekmesini
sağlayan değişkenlerin araştırılması önemli bir etkendir. Literatüre bakıldığında yabancı banka girişlerinin bir ekonominin
bankacılık sektörüne giriş belirleyicilerinin yoğun şekilde araştırıldığı görülmektedir. Bu çalışmada; yabancı bankaların
geçiş ekonomilerine neden giriş yapmak isteyecekleri konusuna odaklanılmıştır. Bu bağlamda GSYİH değişkenleri sektörel
açıdan düşünüldüğünde üç temel sektör olan tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerinin yabancı banka girişlerini nasıl, hangi
yönde ve hangi şiddette etkilediği araştırılmaktadır. Daha açık şekilde ifade edilmesi gerekirse; tarım, sanayi ve hizmetler
sektörlerindeki GSYİH büyüme değişkenlerinin yabancı banka girişlerine olan etkileri bu çalışmanın temel problemini
oluşturmaktadır. Dolayısıyla; bu çalışma yabancı bankaların bir ekonomiye neden girmek isteyeceklerini mevcut literatürü
142
ULUSLARARASI ALANYA İŞLETME FAKÜLTESİ DERGİSİ 6/1 (2014)
daha da genişleterek yeni sonuçlara ulaşmayı amaçlamaktadır. Mevcut literatür incelendiğinde, yabancı banka girişlerinin
giriş yaptığı ekonomiye olan etkileri üzerinde çalışmalara fazlasıyla rastlanmaktadır. Bu çalışmaların hiçbiri aldıkları
makro değişkenleri sektörel olarak modellerine dâhil etmemiştir. Literatürde hiç çalışılmayan bir konu olan geçiş
ekonomilerinde sektörel çerçevedeki değişkenlerin kurulacak modele dâhil edilmesi çalışmanın önemini ve spesifikliğini
ifade etmektedir. Bu çalışmanın bu konudaki açığı kapatması amaçlanmaktadır.
Bu çalışmanın ikinci bölümünde; kullanılan değişkenler literatür yardımıyla tanıtılacaktır. Üçüncü bölümde; çalışmada
kullanılan model ve yöntem ifade edilecektir. Dördüncü bölümde ise; çalışmanın bulguları ekonometrik ve istatistikî
tablolar desteğiyle açıklanarak sonuçların yorumlanması ve beşinci bölümde sonuç kısmı ile çalışma son bulacaktır.
2. ÇALIŞMADA KULLANILAN DEĞİŞKENLERİN LİTERATÜR YARDIMIYLA TANITILMASI
Mevcut literatürde yabancı banka girişlerinde en çok kullanılan 2 farklı değişken olan; yabancı banka varlıklarının toplam
bankacılık sektörü içindeki payı ve yabancı banka sayısının toplam banka sayısı içindeki payı değişkenleri kurulacak
modellerde bağımlı değişken olarak kullanılacaktır. Bağımsız değişkenler ise; çalışmanın asıl konusu olan sektörel büyüme
değişkenleri ve literatürde yabancı banka girişlerinin belirleyicisi olarak kullanılan diğer değişkenler modele dâhil
edilecektir. Literatürde yabancı banka girişlerinin belirleyicisi olarak kullanılan diğer değişkenler; spesifik değişkenler
(şehirleşme oranı ve nüfus artış büyümesi), finansal değişkenler (borç verme faiz oranı ile mevduat faiz oranı farkı, toplam
krediler içindeki yerine getirilmeyen kredilerin payı ve kişi başına düşen kredi miktarı) ve makroekonomik değişkenler
(enflasyon, DYY miktarının GSYİH içindeki payı ve döviz kurları) modellere dâhil edilecektir.
Tablo 2.1. de çalışmada kullanılacak değişkenlerin sembolleri, bu sembollerin tanımları ve değişkenlerin kaynakları ifade
edilmektedir.
Tablo 2.1. Modele Dâhil Edilen Değişkenlerin Tanımlamaları ve Kaynakları
Değişken Adı
Değişkenin Tanımlanması
Değişkenin Kaynağı
A
Bankacılık sektöründeki toplam varlıklar içindeki yabancı banka varlıklarının payı
EBRD
B
Bankacılık sektöründeki toplam banka sayısı içindeki yabancı banka sayısının payı
EBRD
GDPAG
Tarım sektörü GSYİH miktarındaki yüzde büyüme
UNECE
GDPIN
Sanayi sektöründeki GSYİH miktarındaki yüzde büyüme
UNECE
GDPSER
Hizmetler sektörü GSYİH miktarındaki yüzde büyüme
UNECE
URBANIZATION
Toplam nüfus içindeki şehir nüfusunun yüzde oranı (Şehirleşme oranı)
WDI
POPGROWTH
Toplam nüfustaki büyüme oranları
WDI
SPREAD
Bankaların borç verme faiz oranı ile bankaları mevduat faiz oranları arasındaki fark
IFS
NPL/TOTALOAN
Toplam banka kredileri içindeki yerine getirilmeyen kredi miktarının payı
EBRD
CREDITPERCAPITA
Kişi başına düşen kredi miktarı
WDI
INFLATION
Tüketici fiyatlarındaki yıllık yüzde değişim
WDI
FDI
Doğrudan yabancı yatırımlarının GSYİH içindeki payı
WDI
EXCHANGE
Yerel paraların, Amerikan dolarına karşılık gelen döviz kuru
IFS
Bağımlı Değişkenler
Bağımsız Değişkenler
a)Sektörel Değişkenler
b) Spesifik Değişkenler
c) Finansal Değişkenler
d) Makro Değişkenler
143
ÜNVER
2.1. Bağımlı Değişkenler
A: Bankacılık sektöründeki toplam varlıklar içindeki yabancı banka varlıklarının payı. Bu değişken EBRD’den elde
edilmiş olup şu şekilde formüle edilmiştir:
A
Bankacılık Sektöründeki Yabancı Banka Varlıklarının Değeri
Bankacılık Sektöründeki Toplam Varlıklarının Değeri
A değişkeni, yabancı bankaların bir ekonominin bankacılık sektöründeki mevcut varlıklarının payını ifade etmektedir. Bu
değişken yabancı bankaların giriş yaptıkları ekonomilerdeki aktiviteleri göstermesinden dolayı, yabancı banka girişleri
olarak da ifade edilebilir (Avkıran, 2006: 289; Dopico ve Wilcox, 2001: 305).
Yılmaz vd. (2009), 1990–2006 yılları verilerini kullanarak geçiş ekonomilerinde yabancı banka girişlerinin ekonomik
krizler üzerine etkilerini incelediği çalışmalarında bir ekonominin bankacılık sektöründeki yabancı banka varlığını ifade
etmek amacıyla A değişkenini bağımsız değişken olarak kullanmıştır.
Clarke vd., (2006), 35 gelişmekte olan ve geçiş ekonomilerini kapsayan çalışmalarında yabancı banka girişlerinin bir
ölçüsü olarak A değişkenini bağımsız değişken olarak modellerini dâhil etmiştir.
Ramchander vd., (1999), 1984-1995 yılları verilerini kullanarak; beş gelişmiş ekonominin (Kanada, Fransa, Almanya,
Japonya ve İngiltere) uluslararası bankalarının Amerikan bankacılık sektörüne girişlerinin belirleyicilerini incelediği
çalışmasında, yabancı banka girişlerinin ölçüsü olarak A değişkenini bağımlı değişken olarak kullanmıştır.
B: Bankacılık sektöründe bulunan toplam banka sayısı içerisindeki yabancı banka sayısının payı. Bu değişken EBRD’den
elde edilmiş olup şu şekilde formüle edilmiştir:
B
Bankacılık Sektöründeki Yabancı Banka Sayısı
Bankacılık Sektöründeki Toplam Banka Sayısı
B değişkeni, yabancı bankaların bir ekonominin bankacılık sektöründeki mevcut payını ifade etmektedir. Bu değişken
yabancı bankaların giriş yaptıkları ekonomilerdeki aktiviteleri göstermesinden dolayı, yabancı banka girişleri olarak da
ifade edilebilir (Avkıran, 2006: 289; Dopico ve Wilcox, 2001: 305).
Magri, Mori ve Rossi (2005), 1983–1998 yıllarını kapsayan çalışmasında 22 OECD ülkesinden İtalyan bankacılık
sektörüne giriş yapan yabancı bankaların giriş yapmalarının nedenlerini belirlemeye çalışmıştır. Bu çalışmada yabancı
banka girişinin ölçüsü olarak B bağımlı değişken olarak kullanılmıştır.
Horen (2007), 1988-1995 yıllarını kapsayan veriler ile gelişmekte olan ekonomilerin bankacılık sektörüne yabancı banka
girişlerinin belirleyicilerini araştırdığı çalışmasında yabancı banka girişlerinin bir ölçüsü olarak B değişkenini bağımsız
değişken olarak kullanmıştır.
2.2. Bağımsız Değişkenler
Çalışmanın bu alt bölümünde panel veri analizine dâhil edilen bağımsız değişkenler ifade edilecektir. Bağımsız
değişkenler; sektörel değişkenler, spesifik değişkenler, finansal değişkenler ve makro değişkenler olarak ifade edilmiştir.
2.2.1. Sektörel Değişkenler
Çalışmaya dâhil edilen bu alt bölümde modellerde kullanılan sektörel değişkenler olan; sektörel büyüme değişkenleri
açıklanacaktır. Sektörel değişkenler literatürdeki diğer çalışmalarda kullanılan değişkenlerinden farklılığı göstermektedir.
Örneğin; literatürde büyüme değişkenleri yabancı banka girişlerinin belirleyicileri arasında incelenmiştir. Fakat literatürde;
sektörel büyüme değişkenleri geçiş ekonomilerinde yabancı banka girişlerinin belirleyicileri arasında incelenmediğinden
dolayı bu çalışmanın orijinalliğini gösteren bağımsız değişkenler olarak göze çarpmaktadır.
2.2.1.1. Sektörel Büyüme Değişkenleri
GSYİH değişkeni en yaygın olarak kullanılan makroekonomik göstergelerden bir tanesi olup bir ekonomi içindeki toplam
aktivitenin ölçüsüdür (Pasiouras ve Kosmidou, 2007: 228). GSYİH’nin yabancı banka girişinin bir belirleyicisi olarak
literatüre bakıldığında farklı sonuçlara ulaşılmıştır. Gelişmiş ekonomilerin düşük büyüme oranları, bu ekonomilerin
bankacılık sektöründe hizmet veren bankaların düşük karlılığa sahip olmaları, gelişmiş ekonomilerden büyüme oranı
yüksek olan ekonomilere doğru yönelmelerine neden olmuştur (Aysan ve Ceyhan, 2008: 95; Minh To ve Tripe, 2002: 346;
Williams, 1998: 218).
Havrylchyk ve Jurzyk (2006: 14), 1995–2003 verileri ile geçiş ekonomilerinde yabancı bankaların karlılıklarını incelediği
çalışmasında, yabancı bankaların giriş yaptıkları ekonomilerin GSYİH’ deki sert dalgalanmaların, yabancı bankaları kendi
ülkelerindeki güçlü sermaye yapılarından dolayı yerli bankalara kıyasla daha az etkilediğini ifade etmiştir. Ayrıca bu
çalışmada; yabancı bankaların ekonomik daralma dönemlerinde daha çok kar elde ettikleri ifade edilerek, bunun iki
nedenden kaynaklandığını ifade etmektedir. Bunlardan birincisi, ekonomik daralma döneminde artan faiz oranlarının
yüksek faiz gelirleri aracılığıyla karlılığı artırmasıdır. İkincisi ise; yabancı bankaların konjonktüre göre kullandıkları kayıp
144
ULUSLARARASI ALANYA İŞLETME FAKÜLTESİ DERGİSİ 6/1 (2014)
kredi önlemi mekanizmalarının bulunmasıdır. Sonuç olarak bu çalışmada yabancı bankaların bir ekonominin bankacılık
sektörüne girmek için o ekonominin ekonomik daralma dönemlerini tercih ettiği ifade edilmektedir.
Buch (1999), 1981–1998 yılları arası dönemi göz önüne alarak; Alman bankalarının yabancı ülkelerin bankacılık sektörüne
girişlerinin belirleyicileri üzerine yaptığı çalışmasında, uluslar arası Alman bankalarının yabancı ülke bankacılık sektörüne
girişi ile giriş yapacakları ekonomilerin GSYİH büyümeleri arasında pozitif işaretli ve istatistiksel olarak anlamlı bir
sonuca ulaşmıştır.
Moshirian ve Laan (1998: 36) yaptığı çalışmasında ekonomik büyüme ile yabancı banka varlıkları arasında pozitif ve
anlamlı bir ilişki bulmuştur. Ve ekonomik büyüme oldukça iç piyasadaki kredi talebinin arttığını söyleyerek, yabancı
bankaların ekonomik büyümesi yüksek olan bu ülkelere giriş yapacağını ifade etmiştir.
Yamori (1998: 115) çalışmasında Japon finans kurumlarının yabancı piyasalara girmelerinin nedenlerini incelediği
çalışmasında GSMH (Gayri Safi Milli Hâsıla)’deki değişimi bağımsız değişken olarak kullanmıştır. Ayrıca bu değişken
Japon finans kurumlarının giriş yapacakları ekonominin uzun dönemde karlılığı arttıracağı düşünülerek modele dâhil
edilmiştir. Bu model sonuçlarına göre; Japon finans kurumları GSMH’ deki yüksek büyümeye sahip olan ekonomilerin
finans sektörüne daha az giriş yaptığını ifade etmiştir.
Moshirian ve Laan (1998), 1985–1995 verilerini kullandıkları çalışmalarında Amerika, İngiltere ve Almanya bankacılık
sektöründeki yabancı varlıklarının belirleyicilerini araştırmıştır. Bu çalışmada ekonomik büyümenin, yabancı bankaların
başka ülkelerin bankacılık sektörüne girişlerinde ve varlık paylarını arttırmalarında ana belirleyici olduğunu ifade ederek
ekonomik büyüme ile yabancı bankaların diğer ülkelerdeki bankacılık sektörü varlıkları arasında pozitif ve anlamlı bir
ilişki elde etmiştir.
Horen (2007), gelişmekte olan 102 ekonominin bankacılık sektörüne yabancı banka girişlerinin belirleyicileri üzerine
yaptığı çalışmasında 2000–2004 yılları verileri kullanılmış ve ekonomik büyüklüğün yabancı banka girişlerinde pozitif
işaretli ve anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna istatistiksel olarak ulaşmıştır.
Claessens vd., (2001), 1988-1995 yılları verilerini kullanarak gelişmiş ve gelişmekte olan 80 ülke için yabancı banka
girişlerinin giriş yapılan bankacılık sektörüne etkileri üzerine yapmış olduğu çalışmasında, ekonomik büyüme oranları ile
bankacılık sektörünün net karları arasında pozitif işaretli ve istatistiksel olarak anlamlı bir sonuca ulaşılmıştır. Sonuç olarak
ekonomik büyüme bankacılık sektöründeki karlılığın bir göstergesidir.
Molyneux ve Seth (1996), 1987–1991 verileri ile Amerika’daki yabancı bankaların karlılığının belirleyicileri üzerine
yapmış olduğu çalışmasında, yabancı bankaların giriş yaptığı ekonomilerin GSYİH büyüme oranlarını modellerine talep
değişkeni olarak dâhil etmiştir. Bu çerçevede GSYİH büyümesi yüksek olan ekonomilerin bankacılık sektöründeki
müşterilerinin kredi ve diğer bankacılık sektörü araçlarına olan talebinin büyük olacağı ifade edilmektedir. Bu çalışmadaki
model sonuçlarına göre; yabancı bankaların karlılık düzeyleri ile yabancı bankaların giriş yaptıkları ekonominin büyüme
oranları arasında pozitif işaretli ve istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç elde edilmiştir.
Bertus vd., (2008), 153 ülkede yabancı banka girişlerinin belirleyicilerini araştırdığı çalışmasında ekonomik kalkınmanın
bir göstergesi olarak ekonomik büyümenin yabancı banka girişlerine etkisini ölçmek için ekonomik büyüme değişkenini
modellerine dâhil etmiştir. Sonuç olarak ekonomik büyüme ile yabancı banka girişleri arasında pozitif işaretli ve
istatistiksel olarak anlamlı bir sonuca ulaşmıştır.
Peria vd., (2005), 1985-2000 verileri ile yabancı bankaların giriş yaptıkları ekonomilerden alacaklarındaki değişim
miktarlarını incelediği çalışmasında, giriş yapılan ekonominin büyüme oranı ile yabancı bankaların giriş yaptıkları
ekonomiden alacakları arasında pozitif işaretli ve istatistiksel olarak anlamlı bir sonuca ulaşmıştır. Dolayısıyla giriş yapılan
ekonomilerdeki ekonomik büyüme arttıkça, yabancı bankaların giriş için nedeni artmaktadır.
GDPAG – Bu değişken, GSYİH içindeki Tarım sektörü payının yıllar itibariyle yüzde olarak büyüme oranını ifade
etmektedir. GDPAG değişkeni, ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşmasını ortadan kaldırmak için 2005 Satın alma Gücü
Paritesi (PPP) ve fiyatları dikkate alınarak Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) tarafından Çıktı
Yaklaşımı (Output Approach) ile oluşturulan yıllık bir indeksin yüzde büyüme verilerini ifade etmektedir. Bu indekste
2005 yılı indeksi 100 olarak sabitlenmiştir.
GDPIN - Bu değişken, GSYİH içindeki Sanayi Sektörü payının yıllar itibariyle yüzde olarak büyüme oranını ifade
etmektedir. GDPIN değişkeni, ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşmasını ortadan kaldırmak için 2005 PPP ve fiyatları
dikkate alınarak UNECE tarafından Çıktı Yaklaşımı ile oluşturulan yıllık bir indeksin yüzde büyüme verilerini ifade
etmektedir. Bu indekste 2005 yılı indeksi 100 olarak sabitlenmiştir.
GDPSER - Bu değişken, GSYİH içindeki Hizmetler Sektörü payının yıllar itibariyle yüzde olarak büyüme oranını ifade
etmektedir. GDPSER değişkeni, ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşmasını ortadan kaldırmak için 2005 PPP ve fiyatları
dikkate alınarak UNECE tarafından Çıktı Yaklaşımı ile oluşturulan yıllık bir indeksin yüzde büyüme verilerini ifade
etmektedir. Bu indekste 2005 yılı indeksi 100 olarak sabitlenmiştir.
2.2.2. Spesifik Değişkenler
POPGROWTH - Bu değişken, toplam nüfustaki yıllık yüzdelik artışı ifade etmektedir. POPGROWTH değişkeni Dünya
Bankası’nın WDI verilerinden elde edilmiştir. Gelişmiş ülkelerin uluslar arası bankaları ellerindeki fazla kaynaklardan
145
ÜNVER
dolayı, bu kaynakları yurtdışında karlı gördükleri ekonomilere kaydıracaktır. Uluslar arası bankalar giriş yapacakları
ekonomilerin kar fırsatlarını araştırırken dikkat edecekleri değişkenlerden bir tanesi de o ülkenin nüfusudur. Bir
ekonominin nüfusunun yüksek olması o ekonominin potansiyel müteşebbis ve tüketicilerinin fazla olduğunu
göstermektedir. Bu durum ise, o ekonominin bankacılık sektöründeki kar fırsatlarını ise arttırmaktadır (Magri vd., 2005:
1304-1305). Aysan ve Ceyhan (2008: 95) çalışmasında Türkiye’nin bankacılık sektörüne yabancı bankaların giriş
nedenlerinden birisi olarak nüfustaki artışa dikkat çekmektedir.
Bodenhorn (2008) 1837–1857 verilerini kullandığı çalışmasında yerli-yabancı banka ayırımı yapmadan New York şehrine
banka girişlerinin belirleyicilerini ifade etmektedir. Bu çalışmada, nüfus büyümesindeki artış ile banka girişleri arasında
pozitif ve anlamlı bir ilişki elde edilmiştir.
2.2.3. Finansal Değişkenler
SPREAD - Bu değişken, bankaların yıllık borç verme faiz oranları ile bankaların yıllık mevduat faiz oranları arasındaki
farkı ifade etmektedir. Borç verme faiz oranları ve mevduat faiz oranları verileri IMF’nin istatistik birimlerinden biri olan
Uluslar arası Finansal İstatistiklerin (IFS) internet sitesinden elde edilmiştir.
SPREAD = Bankaların Yıllık Borç Verme Faiz Oranı - Bankaların Yıllık Mevduat Faiz Oranı
Ramchander vd., (1999: 54), çalışmasında beş gelişmiş ekonominin (Kanada, Fransa, Almanya, Japonya ve İngiltere)
bankacılık sektöründeki yabancı bankaların Amerikan bankacılık sektörüne giriş nedenlerini 1984-1995 verileri ile
incelemiştir. Bu çalışmada, SPREAD değişkeni arttıkça yabancı bankaların kar elde etme olasılığının arttığını ifade
edilmiştir. Dolayısı ile daha küçük SPREAD oranındaki bankalar, daha yüksek SPREAD oranı olan ülkelerin bankacılık
sektörüne giriş yapacaktır. Diğer taraftan yüksek SPREAD oranları bankaların kredi faiz gelirleri aracılığı ile karlarını
arttırmalarına rağmen, yerine getirilmeyen kredi miktarlarının arttığı durumda yabancı bankaların riskini arttıran bir durum
söz konusu olacaktır. Dolayısıyla bu değişkenin beklenen işareti literatüre bakıldığında pozitif olmakla beraber, negatif bir
işaret de beklenebilmektedir.
Mutinelli ve Piscitello (2001), 1989–1999 verileri kullanılarak 98 uluslar arası İtalyan bankanın 46 ekonominin bankacılık
sektörüne girişi üzerine yaptıkları çalışmalarında SPREAD değişkenini giriş yapılacak ekonominin avantajlarının bir
göstergesi olarak modellerine dâhil etmiştir. Ve sonuç olarak SPREAD değişkeni ile İtalyan bankalarının yabancı ülkelerin
bankacılık sektörüne girişi arasında pozitif işaretli ve istatistiksel olarak anlamlı bir sonuca ulaşmıştır.
Magri vd., (2005) 22 OECD ekonomisinin bankacılık sektöründe bulunan uluslar arası bankalarının İtalya bankacılık
sektörüne girişlerinin belirleyicilerini 1983-1998 verileri ile araştırdığı çalışmalarında, SPREAD değişkenini modellerine
bağımsız değişken olarak koymuştur. Bu değişkeni, uluslar arası bankaların kar etme potansiyelini yükselten bir unsur
olarak ifade etmişlerdir. Bu çalışmada; İtalya’nın bankacılık sektörüne yabancı girişi ile SPREAD değişkeni arasında
pozitif ilişkili ve istatistiksel olarak anlamlı bir sonuca ulaşılmıştır.
NPL/TOTALOAN - Bu değişken, toplam banka kredileri içindeki yerine getirilmeyen kredilerin (NPL) payı olarak ifade
edilmektedir. Bu değişkenin verileri EBRD’den elde edilerek şu şekilde formüle edilmiştir:
NPL / TOTALOAN
Yerine Getirilmeyen Krediler Toplamı
Toplam Banka Kredileri Toplamı
Bu değişken, bankalar için kredi riskini ifade etmektedir. Yerine getirilmeyen krediler aracılığı ile yüksek kredi riskiyle
karşılaşan bankalar kredi oranlarını arttırarak bu riskle mücadele etme yolunu tercih edebilir. Artan kredi oranları ise, net
varlık sahiplerinin bankadan riske karşı korunma taleplerine neden olmaktadır. Net varlıklar, toplam varlıklar içerisindeki,
banka hisse senedi büyüklüğünü ifade etmektedir. Net varlıkların payının yüksek olması ise bankaların maliyetlerini
arttırmaktadır (Peria ve Mody, 2004: 519).
Islam (2003: 53–54) Bahreyn, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde yerli ve yabancı bankaların performansını
karşılaştırdığı çalışmasında, yerine getirilmeyen kredileri bankacılık sektörünün varlık kalitesi ile ilişkilendirerek yerine
getirilmeyen kredilerdeki artışın, bankacılık sektörünün varlık kalitesini düşürdüğünü ifade etmiştir.
CREDITPERCAPITA - Bu değişken, bankacılık sektörünün yurtiçinde verdikleri net kredi miktarının toplamının, ülke
nüfusuna bölünmesiyle elde edilen kişi başına düşen kredi miktarını ifade etmektedir. Bu değişkenin oluşturulması için
ihtiyaç duyulan, bankacılık sektörünün yurtiçinde verdiği net kredi miktarı ve nüfus verileri Dünya Bankası’nın WDI
verilerinden elde edilmiştir. Net banka kredileri toplamı değişkeni her geçiş ekonomisinin kendi yerel para cinsinden ifade
edilmiştir. Ve şu şekilde formüle edilmiştir:
CREDITPERCAPITA
Net Banka Kredileri Toplamı
Nüfus Miktarı
Magri vd., (2005), 1983-1998 yıllarını kapsayan çalışmasında 22 OECD ülkesinden İtalyan bankacılık sektörüne uluslar
arası bankaların yabancı banka olarak girişinin belirleyicisi olarak İtalyan bankacılık sektöründe kişi başına düşen kredi
miktarını bağımsız değişken olarak modele dâhil etmiş ve pozitif işaretli, istatistiksel olarak anlamlı bir sonuca ulaşılmıştır.
146
ULUSLARARASI ALANYA İŞLETME FAKÜLTESİ DERGİSİ 6/1 (2014)
Gelişmiş finansal sitemlere sahip olan ekonomilerdeki bankalar, karlarını arttırmak ve yurtiçinde bulunan kaynakları
değerlendirmek amacıyla yurtdışına yönelmektedir. Bu bankalar bankacılık sektöründeki fırsatları çok olan ekonomilere
doğru genişlemektedir. Bu fırsatların göstergelerinden birisi de kişi başına düşen kredi miktarıdır. Kişi başına düşen kredi
miktarının düzeyi o ekonominin finansal sektörünün kalkınmışlığının bir göstergesi olarak ifade edilmektedir. Uluslar arası
bankalar kişi başına düşen kredi miktarının arttığı ekonomileri kar potansiyeli yüksek ekonomiler olarak görmektedir
(Magri vd., 2005: 1304-1305). Dolayısıyla geçiş ekonomilerinin bankacılık sektöründe kişi başına düşen kredi miktarı
arttıkça uluslararası bankaların bu ekonomilere giriş olasılığı artacaktır. Sonuç olarak modelde kişi başına düşen kredi
miktarının beklenen işareti pozitif olacaktır.
2.2.4. Makro Değişkenler
INFLATION - Bu değişken, tüketici fiyatlarındaki yıllık yüzde değişimleri ifade etmektedir. INFLATION değişkenin
verileri Dünya Bankası’nın internet sitesinde bulunan seçilmiş WDI veri setinden elde edilmiştir.
Ramchander vd., (1999), 1984-1995 yılları verilerini kullanarak; beş gelişmiş ekonominin (Kanada, Fransa, Almanya,
Japonya ve İngiltere) uluslararası bankalarının Amerikan bankacılık sektörüne girişlerinin belirleyicilerini incelediği
çalışmasında, yabancı bankaların yüksek enflasyonun bulunduğu ekonomilerin bankacılık sektörlerinden uzak durduklarını
ifade etmiştir. Enflasyonun daha düşük aynı zamanda daha istikrarlı olduğu ekonomilerin bankacılık sektörüne giriş
yaptıklarını ifade etmiştir. Bankacılık sektöründe dar kredi piyasasının bulunması yüksek faizler aracılığı ile enflasyonu
arttıracaktır. Ayrıca kredi piyasasının yetersiz olduğu ekonomilerin bankacılık sektörüne yabancı bankalar giriş yapmak
istemeyecektir. Dolayısıyla yabancı banka girişleri ile enflasyon arasında negatif yönlü bir ilişki beklenmektedir.
Enflasyon oranları, faiz oranları ile ilişkili olduğundan dolayı bankalar için yüksek enflasyon ekonomik istikrarsızlığın bir
göstergesidir. Yüksek enflasyonun olduğu dönemlerde kredi talebinde bulunanlar özellikle de uzun dönem kredilerden
uzaklaşacaktır. Dolayısıyla istikrarsız ve yüksek faiz oranları bankacılık sektörü ve yabancı banka varlığı için olumsuz bir
durumdur (Clarke vd., 2006: 779 ve 785).
Pasiouras ve Kosmidou (2007), 1995–2001 verilerini kullanarak AB’deki 15 ekonominin bankacılık sektöründeki yerli ve
yabancı bankalarının karlılığını etkileyen faktörleri incelediği çalışmasında, enflasyon değişkenini makroekonomik
şartların ve finansal yapının bir özelliğini yansıttığı için modellerine dâhil etmiştir. Ve enflasyonla ilgili olarak iki yapıdan
bahsetmiştir. Burada enflasyon ile banka performansı arasındaki ilişkinin, enflasyonun beklenen mi yoksa beklenmeyen mi
olduğuna göre değişiklik gösterdiğini ifade etmiştir. Eğer enflasyon oranı beklenen bir enflasyon ise, faiz oranlarının
anında uyarlanacağını ve sonuç olarak da banka gelirlerinin maliyetlerinden daha fazla bir artışa neden olarak banka
karlılığını pozitif yönde etkilemektedir. Eğer enflasyon beklenmeyen bir enflasyon ise, bu faiz oranlarının daha yavaş
uyarlanacağını göstermektedir ki, banka maliyetleri banka gelirlerinden daha hızlı bir artışa neden olacaktır. Bu ise banka
karlılığı ile negatif bir ilişkiyi ifade etmektedir (Pasiouras ve Kosmidou, 2007: 228). Sonuç olarak bu çalışmada yabancı
banka karlılığı ile enflasyon arasında negatif işaretli ve istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç elde edilmiştir.
FDI – Bu değişken, DYY’nin GSYİH içindeki yüzde payını ifade etmektedir. FDI değişkeni ile ilgili veriler Dünya
Bankası’nın internet sitesinde bulunan seçilmiş WDI veri setinden elde edilmiştir. Bu değişken şu şekilde formüle
edilmiştir:
FDI
Doğrudan Yabancı Yatırımları
100
GSYH
Magri vd., (2005), 1983-1998 yıllarını kapsayan çalışmasında 22 OECD ülkesinden İtalyan bankacılık sektörüne giriş
yapan yabancı bankaların giriş yapma nedenlerini belirlemeye çalışmıştır. Bu çalışmada İtalyan bankacılık sektörüne
uluslar arası bankaların yabancı banka şekliyle girişinin belirleyicisi olarak İtalya’daki toplam DYY İtalyan GSYİH’ sine
oranını bağımsız değişken olarak kullanmıştır. FDI değişkeninin beklenen işareti pozitif yönlü olarak ifade edilmiş olup,
pozitif ancak istatistiksel olarak anlamsız bir sonuca ulaşılmıştır. Dolayısıyla GSYİH içindeki DYY payı arttıkça yabancı
banka girişlerinin olasılığında bir artış beklenmektedir.
Ramchander vd., (1999: 53), beş gelişmiş ekonominin (Kanada, Fransa, Almanya, Japonya ve İngiltere) bankacılık
sektöründen Amerikan bankacılık sektörüne yabancı banka girişinin belirleyicilerini 1984-1995 verileri ile çalışmalarında
araştırmıştır. Bu çalışma da, FDI değişkenini yabancı banka girişlerinin önemli bir belirleyicisi olduğu ve yabancı
bankaların kendi ülkelerindeki müşterilerinin yurtdışına yaptıkları yatırımlardan dolayı müşterilerini takip ederek, doğrudan
yatırım yaptıkları ülkelerin bankacılık sektörüne giriş yaptıklarını ifade etmiştir. Yabancı bankaların giriş yapacakları
ekonomide yabancı yatırımların artmasını ekonomiye olan güven olarak algıladıklarını söylemiştir. Bu çalışmada, FDI
değişkeni beş ekonominin uluslar arası bankalarında pozitif işaretli ve İngiltere dışındaki ekonomilerin uluslar arası
bankaları için istatistiksel olarak anlamlı bir sonuca ulaşılmıştır.
Konopielko (1999: 474), çalışmasında yabancı bankaların Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyetinin bankacılık
sektörüne giriş nedeni olarak FDI değişkenini modeline dâhil etmiştir. Sonuç olarak, sadece Polonya bankacılık sektörüne
girişin DYY değişkeni ile pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki elde edilmiştir.
147
ÜNVER
Fisher ve Molyneux (1996), 1980-1989 verilerinin kullanıldığı çalışmalarında Londra bankacılık sektörüne yabancı banka
girişlerinin belirleyicilerini araştırmıştır. Bu çalışmaya göre, İngiltere’ye Avrupa’dan giriş yapan DYY miktarı ile
Avrupa’daki yabancı bankaların Londra bankacılık sektörüne girişi arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki elde etmiştir.
Leung vd., (2003: 21), Şanghay bankacılık sektörünün karlılığının yabancı banka girişlerine etkisi üzerine yapmış olduğu
çalışmada, Şanghay’ın toplam direk yabancı sermaye miktarını, Şanghay’daki iş fırsatlarının artması aracılığı ile bankacılık
sektörünün karlılığının artmasının beklendiğini ifade etmiştir. Karlılığın artmasını ise yabancı banka girişleri için bir etken
olarak yorumlamıştır. Çalışmada Şanghay ekonomisine giren toplam direk yabancı sermaye miktarı ile yabancı banka
girişleri arasında pozitif işaretli ve istatistiksel olarak anlamlı bir sonuca ulaşılmıştır.
EXCHANGE – Bu değişken, 1 Amerikan Dolarının 27 ülkenin her bir yerel para birimine karşılık gelen döviz kurunu ifade
etmektedir. EXCHANGE değişkeninin verileri IMF’in istatistik birimlerinden biri olan IFS’in internet sitesinden elde
edilmiştir.
Yabancı bankalar giriş sırasında önemli miktarda yabancı parayı, bu para genellikle Amerikan dolarıdır, giriş yapılan
ekonomiye sokar. Yerli para değer kaybettiğinde, yabancı bankalar yerli bankaların kontrolünü ellerinde tutmak için motive
olur. Çünkü yabancı bankalar ellerindeki yabancı para ile daha fazla varlığa sahip olacaktır. Ayrıca yerli para değer
kaybettiğinde, giriş yapan yabancı banka yerli para değer kaybettiği sürece elde ettiği karları kendi ülkesine geri
gönderdikleri miktarı azaltmak ve giriş yaptığı ekonomide yeni yatırımlarını arttırmak isteyecektir. Çünkü yabancı bankalar
böyle davranarak döviz kuru kayıplarını minimum düzeyde tutmuş olacaktır. Diğer taraftan giriş yapılan ekonominin yerli
parası yabancı para karşısında değerlenirse, yabancı bankanın giriş yapılacak olan ekonominin bankacılık sektöründe elde
edeceği varlık payı düşecektir (Hryckiewicz ve Kowalewski, 2010: 224).
Ramchander vd., (1999: 53), çalışmasında dolar cinsinden döviz kurunu yabancı bankalar açısından incelemiş ve iki şekilde
yorumlamıştır. Birinci durumda yerli paranın Amerikan Dolar karşısında değer kaybetmesinin kısa dönemde yabancı
bankaların maliyetlerine olumsuz yansıyacağını ve ikinci durumda yerli paranın Amerikan Doları karşısında değer
kaybetmesinin uzun dönemde yabancı bankaların gelecek karlarını arttıran bir unsur olduğu ifade edilmiştir. Dolayısıyla
döviz kurundaki bir artış, kısa dönemde yabancı banka girişleri için cezp edici değilken, uzun dönemde döviz kurundaki
artış yabancı banka girişlerini cezp edici bir şekilde etkileyecektir.
Dolayısı ile bizim çalışmamızda yabancı bankaların girişi ile ilgili olarak EXCHANGE değişkeninin beklenen işareti
muğlâk bir durum oluşturmaktadır. Çalışmada çıkan sonuca göre Geçiş Ekonomilerinin kısa dönem ve uzun dönem için
hangi tercihi yaptıkları sonucuna varılacaktır. Dolayısıyla EXCHANGE değişkeninin kısa dönemde beklenen işareti negatif
iken uzun dönemde pozitif olarak beklenmektedir.
Tablo 2.2. Literatürde Yabancı Banka Girişlerinin Belirleyicilerini İnceleyen Çalışmalar
Yazarlar
Uygulanan Yer
Uygulanan
Yıllar
Uygulanan
Yöntem
Sonuç
Magri, Mori
ve
Rossi
(2005)
22 OECD ülkesindeki uluslar arası
bankaların
İtalyan
bankacılık
sektörüne giriş nedenleri
1983–1998
Tobit ve Panel
Tobit Yöntemi
Kişi başına düşen kredi miktarı, nüfus
artışı ve SPREAD oranları pozitif işaretli
ve istatistiksel olarak anlamlı; FDI
değişkeni negatif işaretli ve istatistiksel
olarak anlamsız
Buch (1999)
Alman uluslar arası bankalarının 37
ekonominin bankacılık sektörüne
giriş nedenleri
1981–1998
Panel
Veri
Analizi, CrossSection,
Regresyon
Analizi
ve
Korelâsyon
Analizi
GSYİH, SPREAD ve FDI değişkenleri
pozitif işaretli ve istatistiksel olarak
anlamlı; Döviz kuru değişkeni negatif
işaretli ve istatistiksel olarak anlamsız
Peria,
Powell
Hollar
(2005)
Kanada, Fransa, Almanya, Japon
İspanyol ve İngiliz uluslar arası
bankalarının,
Latin
Amerika
bankacılık sektörüne giriş nedenleri
1985–2000
Regresyon
analizi
GSYİH değişkeni pozitif
istatistiksel olarak anlamlı
148
ve
işaretli
ve
ULUSLARARASI ALANYA İŞLETME FAKÜLTESİ DERGİSİ 6/1 (2014)
Yamori
(1998)
Japon uluslar arası bankalarının
dünya genelindeki giriş nedenleri
1951–1994
Regresyon
Analizi
GSYİH ve döviz kuru değişkenleri negatif
işaretli ve istatistiksel olarak anlamsız
Claessens,
DemirgüçKunt
ve
Huizinga
(2001)
80 gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin bankacılık sektörüne
girişlerin nedenleri
1988–1995
Regresyon
Analizi
GSYİH ve enflasyon değişkenleri pozitif
işaretli fakat istatistiksel olarak anlamsız
Wright
(2002)
Avustralya bankacılık sektörüne
yabancı banka girişlerinin nedenleri
1988–1992
Regresyon
Analizi
FDI değişkeni pozitif
istatistiksel olarak anlamlı
Marashdeh
(1994)
Malezya bankacılık sektörüne
yabancı banka girişlerinin nedenleri
1980–1990
Regresyon
Analizi
FDI değişkeni negatif ve pozitif işaretli ve
istatistiksel olarak anlamsız
Bertus,
Jahera
Jr.,
Yost (2008)
153
ekonominin
bankacılık
sektörüne girişlerin belirleyicileri
2000–2004
Tobit yöntemi
GSYİH ve enflasyon değişkenleri negatif
işaretli fakat istatistiksel olarak anlamsız
Moshirian ve
Laan (1998)
Amerika, İngiltere ve Almanya
bankacılık sektöründeki yabancı
varlıklarının belirleyicileri
1985–1995
Regresyon
Analizi
FDI ve GSYİH değişkenleri pozitif işaretli
ve istatistiksel olarak anlamlı
Bodenhorn
(2008)
New York bankacılık sektörüne
banka girişlerinin belirleyicileri
1837–1857
Negatif
Binomial
Regresyon
Analizi
Nüfus artışındaki büyüme ve şehirleşme
oranı değişkenleri pozitif işaretli ve
istatistiksel
olarak
anlamlı;
sanayi
sektöründeki ve hizmetler sektöründeki
istihdam düzeyleri pozitif işaretli fakat
istatistiksel olarak anlamsız
Konopielko
(1999)
Üç Merkezi Avrupa ülkesinin
(Polonya, Macaristan ve Çek
cumhuriyeti)
…-…
Regresyon ve
Logit Analizi
FDI değişkeni sadece Polonya’da pozitif
işaretli ve istatistiksel olarak anlamlı;
Macaristan ve Çek Cumhuriyetinde ise,
anlamsızdır.
Ramchander,
Reichert ve
Jayanti
(1999)
Beş gelişmiş ekonominin (Kanada,
Fransa, Almanya, Japonya ve
İngiltere) uluslar arası bankalarının,
Amerikan bankacılık sektörüne
girişlerinin belirleyicileri
1984–1995
Regresyon
Analizi
FDI değişkeni beş ekonominin uluslar
arası bankalarında pozitif işaretli ve
İngiltere dışındaki ekonomilerin uluslar
arası bankaları için istatistiksel olarak
anlamlı,
işaretli
ve
Döviz kuru değişkeni, beş ekonominin
uluslararası bankalarında negatif işaretli ve
İngiltere ve Almanya dışında ki
ekonomilerin uluslar arası bankaları için
istatistiksel olarak anlamlı
SPREAD değişkeni, Fransa ekonomisinin
uluslar arası bankaları dışında negatif
işaretli ve istatistiksel olarak da Fransa
ekonomisinin uluslar arası bankaları
dışında anlamlı
Focarelli ve
Pozzolo
(2001)
Lüksemburg dışındaki 29 OECD
ülkenin
bankacılık
sektörüne
yabancı girişinin belirleyicileri
1994–1997
yıllarının
ortalaması
Probit Modeli
Enflasyon değişkeni negatif işaretli ve
istatistiksel olarak anlamlı
Fisher
ve
Molyneux
(1996)
Londra
bankacılık
yabancı
banka
belirleyicileri
sektörüne
girişlerinin
1980–1989
Regresyon
Analizi
FDI değişkeni pozitif
istatistiksel olarak anlamlı
Horen
(2007)
Gelişmekte olan 102 ekonominin
bankacılık sektörüne yabancı banka
2000–2004
yıllarının
Tobit Model
GSYİH değişkeni pozitif
istatistiksel olarak anlamlı
işaretli
işaretli
ve
ve
149
ÜNVER
girişlerinin belirleyicileri
Leung,
Young
Rigby
(2003)
ve
Şangay
bankacılık
yabancı
banka
belirleyicileri
ortalaması
sektörüne
girişlerinin
1990–2000
Cox Regresyon
Modeli
FDI değişkeni pozitif
istatistiksel olarak anlamlı
işaretli
ve
ve
110
ekonominin
bankacılık
sektörüne
yabancı
banka
girişlerinin belirleyicileri
1999
Cross-Sectional
Regresyon
Analizi
Nüfus değişkeni pozitif, GSYİH ve NPL
değişkeni negatif işaretli ve tümü anlamsız
Hryckiewicz
ve
Kowalewski
(2008)
Merkezi
Avrupa
ülkelerinin
(Polonya,
Macaristan,
Çek
Cumhuriyeti
ve
Slovakya)
bankacılık sektörüne yabancı banka
girişlerinin belirleyicileri
1994–2004
Poisson
Regresyon
Analizi
Döviz kuru değişkeni negatif işaretli ve
istatistiksel olarak anlamlı; GSYİH
değişkeni ve Enflasyon değişkeni pozitif
işaretli ve istatistiksel olarak anlamlı
Miller
Parkhe
(1998)
ve
32
ekonominin
bankacılık
sektörüne, Amerikan yabancı banka
girişlerinin belirleyicileri
1987–1995
Panel
analizi
Mutinelli ve
Piscitello
(2001)
46
ülkenin
uluslar
arası
bankalarının
İtalya bankacılık
sektöründeki 98 yabancı bankanın
giriş belirleyicileri
1989–1999
Negatif
Binomial
Regresyon
Modeli
Dopico
Wilcox
(2001)
Veri
FDI değişkeni, pozitif
istatistiksel olarak anlamlı
işaretli
ve
FDI, SPREAD, Döviz Kuru ve Nüfus
değişkenleri pozitif işaretli ve istatistiksel
olarak anlamlı
Tablo 2.2. literatürde yabancı banka girişlerinin belirleyicilerini inceleyen çalışmalar, uygulanan bölge, uygulanan yıllar,
çalışmada uygulanan analiz yöntemi ve analiz sonuçları ifade edilmiştir. Literatürde yabancı banka girişlerinin
belirleyicileri olarak farklı modellere dâhil edilen değişkenler; bu çalışmada kullanılan modellere dâhil edilerek literatür ile
uyumluluklarının karşılaştırılmasında faydalı olacağı düşünülmektedir.
Tablo 2.3. Modelde Kullanılan Değişkenlerin Tanımlayıcı İstatistikleri
Değişkenler
150
Gözlem Sayısı
µ
σ
min
max
Bağımlı Değişkenler
A
B
411
440
42,480
0,374
34,4883
0,2538
0
0
151,3
0,9230
Bağımsız Değişkenler
a)Sektörel Değişkenler
GDPAG
GDPIN
GDPSER
356
356
336
3,486
3,686
5,292
35,9993
10,9511
10,6603
-34,9794
-65,1821
-28,8990
650
49,8
125,1286
b)Spesifik Değişkenler
URBANIZATION
POPGROWTH
563
567
56,426
0,020
12,3367
1,0991
26,4
-6,6788
75,2
3,7325
c)Finansal Değişkenler
SPREAD
CREDITPERCAPITA
NPL/TOTALOAN
398
441
415
18,408
183332,4
27,3522
67,2137
622836,7
205,731
-72,4
-347437,2
0
1064, 297
7981889
3015,6
d) Makro Değişkenler
EXCHANGE
FDI
INFLATION
446
511
417
11800
5,4433
85,9151
44692,66
17,3587
408,6834
0,5763
-32,1956
-8,5158
466376
348,1892
5244,197
ULUSLARARASI ALANYA İŞLETME FAKÜLTESİ DERGİSİ 6/1 (2014)
µ, σ, min ve max ifadeleri sırasıyla; ortalama, standart sapma, değişkenin minimum değeri ve değişkenin maksimum
değerini ifade etmektedir. Çalışmada panel veri analiziyle yapılacak verilerin tanımlayıcı istatistikleri yukarıda bulunan
Tablo 2.3.’de gösterilmiştir.
3. KURULAN MODEL VE YÖNTEM
Bu çalışma, literatürde bulunan bankacılık sektörüne yabancı banka girişinin belirleyicilerini geçiş ekonomileri için
geliştirmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada 1990–2010 yılları arasını kapsayan 27 geçiş ekonomisi verileri kullanılarak panel
veri analizi yapılacaktır. Bu 27 geçiş ekonomisi Tablo 3.1. da görüldüğü gibi şu şekilde sıralanabilir: Arnavutluk,
Azerbaycan, Beyaz Rusya, Bosna Hersek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Ermenistan, Estonya, Gürcistan, Hırvatistan,
Kazakistan, Kırgızistan, Letonya, Litvanya, Macaristan, Makedonya, Moldova, Özbekistan, Polonya, Romanya, Rusya,
Sırbistan, Slovakya, Slovenya, Tacikistan, Türkmenistan, Ukrayna. Dolayısı ile bağımlı ve bağımsız değişkenlerin dâhil
edildiği 27 ülkenin her biri için 1990–2010 dönemi verilerine ulaşılmıştır. Diğer bir deyişle, bu çalışmada kullanılan panel
veri çalışması 27 yatay kesit birimi ve 21 yıllık bir zaman dönemi ile modellendirilmiştir.
Tablo 3.1. Modele Dâhil Edilen 27 Geçiş Ekonomisi
Arnavutluk
Hırvatistan
Polonya
Azerbaycan
Kazakistan
Romanya
Beyaz Rusya
Kırgızistan
Rusya
Bosna Hersek
Letonya
Sırbistan
Bulgaristan
Litvanya
Slovakya
Çek Cumhuriyeti
Macaristan
Slovenya
Ermenistan
Makedonya
Tacikistan
Estonya
Moldova
Türkmenistan
Gürcistan
Özbekistan
Ukrayna
Çalışmada kullanılacak panel veri analizi iki farklı bağımlı değişken ve iki ayrı model için şu şekilde ifade edilecektir:
MODEL:
Ait
0i
5
+
GDPAGit +
1
2
POPGROWTH it +
9
INFLATIONit +
GDPINit +
6
10
3
SPREADit +
FDI it +
GDPSERit +
7
URBANIZATIONit +
4
NPL / TOTALOANit +
8
CREDITPERCAPITAit
EXCHANGEit + uit
i = 1, 2,.......,27
11
t = 1, 2,.......,21
Bit
0i
5
+
GDPAGit +
1
POPGROWTH it +
9
INFLATIONit +
2
GDPINit +
6
10
3
SPREADit +
FDI it +
GDPSERit +
7
URBANIZATIONit +
4
NPL / TOTALOANit +
8
CREDITPERCAPITAit
EXCHANGEit + uit
i = 1, 2,.......,27
11
t = 1, 2,.......,21
Burada i , i ’inci yatay kesit birimi veya i ’inci ülkeyi ve t ise, t ’inci yılın zaman dönemini ifade etmektedir. Çalışmada
27 ülkenin tümü farklı olarak yıllık zaman dönemlerine sahip olduklarından dolayı dengesiz panel analizi kullanılmıştır.
4. ÇALIŞMANIN BULGULARI
Çalışmada modele dâhil edilen A ve B bağımlı değişkenleri olan yabancı banka girişleri ölçülerine sektörel büyüme
değişkenlerinin etkisi ve yönü panel veri analizi ile Tablo 4.1. da analiz edilmiştir.
151
ÜNVER
Tablo 4.1. Geçiş Ekonomilerinin Bankacılık Sektörüne Yabancı Banka Girişlerinin Sektörel Büyüme Belirleyicilerinin Panel Veri Analiz Sonuçları (Bağımlı değişkenler: A ve B)
Bağımsız Değişkenler
GDPAG
GDPIN
GDPSER
Model 1A
-0,0090
0,041 5
[0,828]
0,6152
0,1998
[0,002]***
0,1919
0,1521
[0,208]
Model 1B
Model 2A
Model 2B
-0,0000
0,0002
[0,816]
0,0045
0,0010
[0,000]***
0,0029
0,0008
[0,001]***
-0,0104
0,0428
[0,807]
0,0000
0,0002
[0,910]
Model 3A
0,6703
0,1962
[0,001]***
Model 3B
Model 4A
Model 4B
Model 5A
Model 5B
-0,0160
0,0365
[0,662]
-0,0001
0,0002
[0,603]
0,0058
0,00 09
[0,000]***
0,2870
0,1504
[0,057]*
0,0040
0,0008
[0,000]***
POPGROWTH
8,4313
2,4766
[0,001]***
0,0538
0,0141
[0,000]***
-0,8408
0,1259
[0,000]***
0,0000
0,0000
[0,372]
-0,0051
0,0006
[0,000]***
0,0000
0,0000
[0,000]***
SPREAD
NPL/TOTALOAN
CREDITPERCAPITA
INFLATION
FDI
0,5533
0,2369
[0,020]**
0,0019
0,0013
[0,141]
284
0,2445
0,0000
12,96
0,0000
294,12
0,0009
18,64
fixed
297
0,3460
0,0000
32,91
0,0000
772,47
0,7159
2,11
random
EXCHANGE
Gözlem sayısı
R2 (within)
F Testi Olasılık Değeri
F Değeri
LM Testi Olasılık Değeri
LM Testi Ki-Kare Değeri
Hausman Testi Olasılık Değeri
Hausman Testi Ki-Kare Değeri
Kullanılan Yöntem
299
0,0463
0,0000
10,22
0,0000
234,59
0,0000
46,77
fixed
315
0,127
0,0000
22,94
0,0000
706,12
0,646
1,66
random
311
0,0002
0,0000
9,07
0,0000
231,50
0,0422
4,13
fixed
336
0,0000
0,0000
18,56
0,0000
626,19
0,2974
1,09
random
311
0,0393
0,0000
9,95
0,0000
245,23
0,0378
4,32
fixed
336
0,1048
0,0000
20,85
0,0000
685,39
0,7115
0,14
random
302
0,0130
0,0000
9,94
0,0000
241,17
0,0000
45,44
fixed
318
0,0687
0,0000
21,59
0,0000
681,46
0,3655
0,82
random
Tabloda bold semboller katsayıları, italik semboller standart sapmaları ve köşeli parantezli semboller anlamlılık düzeylerini göstermektedir. *, ** ve *** sembolleri sırasıyla; %10, %5 ve %1’i
göstermektedir.
152
ULUSLARARASI ALANYA İŞLETME FAKÜLTESİ DERGİSİ 6/1 (2014)
Tablo 4.1’in devamı
Bağımsız Değişkenler
GDPAG
Model 6A
-0,0156
0,3739
[0,676]
Model 6B
-0,0001
0,0002
[0,438]
GDPIN
Model 7A
0,4748
0,2038
[0,021]**
Model 7B
0,0030
0,0011
[0,007]***
Model 8A
0,5095
0,1954
[0,010]***
Model 8B
SPREAD
NPL/TOTALOAN
CREDITPERCAPITA
10,8903
2.9122
[0,000]***
-0,1269
0,1032
[0,220]
-0,8151
0,1319
[0,000]***
0,0000
0,0000
[0,234]
0,0487
0,0167
[0,004]***
-0,0015
0,0005
[0,011]**
-0,0048
0,0007
[0,000]***
0,0000
0,0000
[0,000]***
11,2463
3,1515
[0,000]***
-0,0886
0,1012
[0,382]
0,0000
0,0000
[0,099]*
0,0535
0,0182
[0,004]***
-0,0009
0,0005
[0,098]*
0,0000
0,0000
[0,000]***
INFLATION
FDI
EXCHANGE
0,0000
0,0000
[0,682]
0,0000
0,0000
[0,989]
Gözlem sayısı
R2 (within)
F Testi Olasılık Değeri
F Değeri
LM Testi Olasılık Değeri
LM Testi Ki-Kare Değeri
Hausman Testi Olasılık Değeri
Hausman Testi Ki-Kare Değeri
Kullanılan Yöntem
266
0,2292
0,0000
10,47
0,0000
142,42
0,0000
139,57
fixed
273
0,3075
0,0000
25,20
0,0000
426,43
0,0000
30,35
fixed
0,9556
0,2580
[0,000]***
0,0042
0,0014
[0,005]***
285
0,1582
0,0000
8,55
0,0000
87,62
0,0073
14,01
fixed
297
0,2188
0,0000
21,09
0,0000
407,04
0,0004
20,48
fixed
0,0000
0,0000
[0,136]
-0,0076
0,0048
[0,113]
1,0321
0,2627
[0,000]***
0,0000
0,0000
[0,181]
290
0,1251
0,0000
8,88
0,0000
162,30
0,0001
23,20
fixed
Model 9B
Model 10A
Model 10B
0,0043
0,0010
[0,000]***
GDPSER
POPGROWTH
Model 9A
0,0000
0,0000
[0,000]***
-0,0000
0,0000
[0,007]***
0,0042
0,0015
[0,006]***
0,0000
0,0000
[0,121]
309
0,2274
0,0000
23,43
0,0000
629,51
0,0000
358,08
fixed
0,2685
0,1428
[0,061]*
9,7635
2,7557
[0,000]***
0,0036
0,0008
[0,000]***
0,0735
0,0163
[0,000]***
-0,0049
0,0047
[0,296]
1,0122
0,2498
[0,000]***
0,0000
0,0000
[0,193]
-0,0000
0,0000
[0,028]**
0,0048
0,0014
[0,001]***
0,0000
0,0000
[0,240]
285
0,1444
0,0000
10,27
0,0000
197,75
0,0000
39,17
fixed
300
0,2109
0,0000
24,92
0,0000
624,98
0,0725
8,58
fixed
0,2377
0,1465
[0,106]
11,8113
3,1315
[0,000]***
-0,1465
0,0972
[0,133]
0,0032
0,0008
[0,000]***
0,0661
0,0184
[0,000]***
-0,0012
0,0005
[0,027]**
0,9913
0,2486
[0,000]***
0,0051
0,0014
[0,000]***
283
0,1373
0, 0000
9,42
0,0000
133,42
0,0000
60,22
fixed
292
0,1713
0,0000
19,98
0,0000
361,87
0,0102
13,22
fixed
Tabloda bold semboller katsayıları, italik semboller standart sapmaları ve köşeli parantezli semboller anlamlılık düzeylerini göstermektedir. *, ** ve *** sembolleri sırasıyla; %10, %5 ve %1’i
göstermektedir.
153
ÜNVER
Tablo 4.1. de ilk aşamada bağımlı değişkenler olan A ve B değişkenleri; Model 1A ve Model 1B’de, GDPAG, GDPIN ve
GDPSER sektörel GDP değişkenlerinin tümü analiz edilmiştir. Model 1A‘da; GDPAG ve GDPSER sektörel
değişkenlerinde istatistiksel olarak anlamsız bir sonuca ulaşılmıştır. Model 1A’da GDPIN sektörel değişkeni istatistiksel
olarak %1’de anlamlı bir sonuç vermiştir. Diğer taraftan; Model 1B‘de; sadece GDPAG sektörel değişkeninde istatistiksel
olarak anlamsız bir sonuca ulaşılmıştır. Model 1B’de GDPIN ve GDPSER sektörel değişkenleri istatistiksel olarak %1’de
anlamlı bonuçlara ulaşılmıştır. Sonuç olarak; Model 1A’da; sadece GDPIN değişkeni A bağımlı değişkeni üzerinde pozitif
etkili iken; Model 1B’de; GDPIN ve GDPSER sektörel değişkenleri B değişkenini pozitif yönlü ve istatistiksel olarak
anlamlı düzeyde etkilemektedir.
Model 2A-2B, Model 3A-3B ve Model 4A-4B; GDPAG, GDPIN ve GDPSER sektörel değişkenleri tek değişkenli bir
analizi gerçekleştirmiştir. Burada amaç ise; diğer değişkenler dâhil edilmediğinde, sektörel GSYİH değişkenlerinin yabancı
banka girişlerine salt etkilerinin ne olacağını öğrenip diğer modeller ile karşılaştırılmasının yapılmasıdır. Birinci olarak;
Model 2A’ya dikkat edildiğinde; tek başına GDPAG sektörel değişkeninin A değişkeni üzerine istatistiksel olarak Model
1A’daki gibi anlamlı bir etkisinin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Model 2B’ye dikkat ettiğimizde; tek başına GDPAG
sektörel değişkeninin B değişkeni üzerine istatistiksel olarak Model 1B’deki gibi anlamlı bir etkisinin olmadığı sonucuna
ulaşılmıştır. İkinci olarak; Model 3A’yı incelediğimizde; tek başına GDPIN sektörel değişkeni A değişkenini istatistiksel
olarak Model 1A’daki gibi anlamlı ve pozitif etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Model 3B’yi incelediğimizde; tek
başına GDPIN sektörel değişkeni B değişkenini istatistiksel olarak yine Model 1B’deki gibi anlamlı ve pozitif etkisinin
olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Üçüncü olarak; Model 4A’yı incelediğimizde; tek başına GDPSER sektörel değişkeni A
değişkenini istatistiksel olarak Model 1A’daki gibi anlamlı ve pozitif etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Model 4B’yi
incelediğimizde ise; tek başına GDPSER sektörel değişkeni B değişkenini istatistiksel olarak yine Model 1B’deki gibi
anlamlı ve pozitif etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Tablo 4.1.’in geri kalan modelleri incelendiğinde, bir karşılaştırma daha yapıldığı görülmektedir. Buna göre; tek değişkenli
olarak modele dâhil edilen GDPAG, GDPIN ve GDPSER gibi sektörel GSYİH değişkenleri, yabancı banka girişlerinin
belirleyicileri olan literatürde analiz edilmiş diğer değişkenler ile birlikte bir modele dâhil edilmiştir. Burada amaç bu
modellerde elde edilen sonuçların literatür ile ne kadar uyumlu olup olmadıklarının araştırılmasıdır. Bu çok değişkenli
modeller incelendiğinde; sektörel GSYİH değişkenlerinin tek değişkenli olarak modele dâhil edildiği durumdaki gibi
sonuçlara ulaşıldığı görülmektedir. Dolayısıyla Model 5A-5B’den Model 10A-10B’ye kadar yapılmış olan çok değişkenli
modellerin sonuçlarında, GDPAG sektörel GSYİH değişkeni hem A hem de B yabancı banka giriş değişkeni üzerinde
istatistiksel olarak anlamsız sonuçlar vermiştir. Diğer taraftan; bu çok değişkenli modellerde GDPIN ve GDPSER sektörel
GSYİH değişkenleri, önceki tek değişken olarak modellere dâhil edildiği gibi A ve B yabancı banka girişleri üzerinde
istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar vermiştir. Dolayısıyla literatürde kullanılan değişkenlerle modele dâhil edildiğinde de
bu sonuçlara ulaşılması GDPIN ve GDPSER değişkenlerinin A ve B değişkenleri üzerindeki etkisi konusunda daha
sağlamlaştırıcı bir etkisi olduğu söylenebilir.
Model 5A-5B’den Model 10A-10B’ye kadar yapılmış olan çok değişkenli modellerin kurulması ile bu çalışmada kullanılan
modellerin literatür ile uyumluluğunun test edilmesi amaçlanmıştır. Böylece bu çalışmanın orjinalliğini ve farklılığını
gösteren sektörel GSYİH değişkenlerinin literatür ile uyumluluğu ve sağlamlığının kontrol edilmesi düşünülmüştür. Tablo
4.1.’deki sonuçlara göre; POPGROWTH değişkeni ile hem A hem de B yabancı banka girişi değişkeni üzerinde literatür ile
paralel olarak pozitif işaretli ve istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar vermiştir. SPREAD değişkeni incelendiğinde; bağımlı
değişkenlerden birisi olan A değişkeni ile istatistiksel olarak anlamsız, fakat B bağımlı değişkeni ile negatif işaretli ve
istatistiksel olarak anlamlı bir sonuca ulaşılmıştır. NPL/TOTALOAN değişkeni ise; A ve B bağımlı değişkenleri üzerinde
negatif işaretli ve istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir. Yine CREDITPERCAPITA bağımsız değişkenini
incelediğimizde; A bağımlı değişkeni üzerinde Model 7A’daki neredeyse anlamsız sonuç dışında istatistiksel olarak
anlamsız fakat B bağımlı değişkeni üzerinde pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar vermiştir. INFLATION
değişkeni; A bağımlı değişkeni üzerinde istatistiksel olarak anlamsız ve B bağımlı değişkeni üzerinde negatif işaretli ve
istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç vermiştir. Literatürde geniş şekilde yabancı banka girişi belirleyicilerinden birisi olan
DYY değişkeni ise; A ve B bağımlı değişkenleri üzerinde pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç vermiştir. Son
olarak EXCHANGE bağımsız değişkeni; bağımlı değişkenler olan A ve B değişkenleri üzerinde herhangi istatistiksel
olarak anlamlı sonuçlar vermemiştir.
5. SONUÇ
Sosyalist sistemden liberal sisteme geçmeyi planlayan geçiş ekonomileri; yetersiz kaynaklarını geliştirmek ve piyasaya
ekonomisine sorunsuz geçmek için yabancı kaynaklara ihtiyaç duymuştur. Bu geçiş ekonomilerinin bazıları yabancı
yatırımlara sınırsız serbestlik sağlarken bazıları ise kontrollü serbestlik sağlamışlardır. Literatürde görüldüğü kadarıyla
piyasa ekonomisine daha sonra geçiş yapan ekonomiler daha sıkıntılı dönemler yaşamıştırlar. Geçiş ekonomilerinde ilk
aşamada uluslar arası faaliyetlerde bulunan firmalar giriş yapmış ve giriş yapılan ülke ekonomisi ile bütünleşmeye
başlamıştır. İlk aşama dönemlerinde yurtdışından giriş yapan yabancı firmalara karşı bir direnme söz konusu olmuştur.
Fakat yabancı sermayeye olan ihtiyaç ile küresel ve bölgesel konjonktürel deneyimler yabancılara olan bu ön yargının son
20 yılda azalmasına neden olmuştur. Dünya ekonomilerinde meydana gelen liberalleşme hareketi, yeni bir piyasaya girmek
için azaltılan korumacılık ve dünya piyasalarının birbirleriyle daha bütünleşmiş olması nedeniyle bankacılık sektörlerinde
154
ULUSLARARASI ALANYA İŞLETME FAKÜLTESİ DERGİSİ 6/1 (2014)
yabancı banka aktivitelerinin de artmasına neden olmuştur. Gelişmiş ekonomilerin düşük büyüme oranları, bankacılık
sektörlerindeki düşük karlılık yabancı bankaların yurtdışı bankacılık sektörlerine doğru yönelmelerine neden olmuştur.
Geçiş ekonomilerinin bankacılık sektörlerinde 1990’lı yılların başlarından itibaren gelişmiş ülke bankacılık sektörlerinden
artan biçimde yabancı banka girişleri olmuştur. Yabancı bankalar bankacılık aktivitelerinde bulundukları kendi merkezi
ekonomilerinin bankacılık sektörlerinde ki yüksek rekabetçi, düşük karlı bankacılık ortamından müşteri potansiyeli yüksek
alternatif piyasalara yönelmeyi tercih etmiştirler.
Yabancı banka girişlerinin; bankacılık sektörü ve bunun bir sonucu olarak makroekonomik yapıya olan olumlu etkileri
literatür de oldukça yoğun şekilde çalışılmıştır. Literatür incelendiğinde; yabancı bankalar giriş yaptıkları ekonomilere
ekonomik büyüme, faiz oranları, enflasyon ve DYY gibi değişkenleri pozitif yönde etkilediği görülmektedir. Bunun
yanında yabancı banka girişleri giriş yapılan ekonominin bankacılık sektörüne rekabetçi bir ortamın oluşturulması ve
bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılıp istikrarlı bir biçime dönüştürülmesi gibi yapısal etkileri de bulunmaktadır.
Aynı zamanda yeniden yapılandırılma sürecinin tamamlanması; hükümetlerin banka fonlarını etkin olmayan yatırım ve
harcamalara yöneltilmesini de engelleyici bir özelliğe sahiptir. Dolayısıyla geçiş ekonomileri genel olarak yabancı banka
girişlerine olumlu bakmış ve bazı geçiş ekonomilerinin bankacılık sektöründeki toplam banka varlıkları içerisindeki
yabancı banka varlık payı %80’in üzerinde olmaya devam etmektedir.
Literatürde yabancı banka girişlerinin belirleyicileri konusu geniş şekilde çalışılan bir araştırma konusudur. Bu çalışma
geçiş ekonomilerinde yabancı banka girişlerinin belirleyicileri konusuna odaklanmıştır. Bu çalışmanın orjinalliğini gösteren
literatürde çalışılan belirleyicilerden farklılığı; geçiş ekonomilerinde GSYİH büyüme değişkenlerinin tarım, sanayi ve
hizmetler gibi sektörel biçimde modele dâhil edilmesidir. Dolayısıyla bu çalışmada; tarım, sanayi ve hizmetler
sektörlerinden hangisinin büyüme oranı yabancı banka girişlerinde daha etkili olduğu sorununa odaklanılmıştır. Çalışma da
panel veri analizinde tarım, sanayi ve hizmetler sektörünün büyüme değişkenlerinin bağımsız değişken olduğu model
incelenmiştir. Ayrıca bu model de yabancı banka girişinin ölçümünde iki adet bağımlı değişken kullanılmıştır. Bu bağımlı
değişkenler; bankacılık sektöründeki toplam banka varlıkları içerisindeki yabancı banka varlıklarının payı ve bankacılık
sektöründeki toplam banka sayısı içindeki yabancı banka sayısı payıdır.
Model sonuçlarına göre; tarım sektörü GSYİH büyüme oranının yabancı banka girişine herhangi bir etkisi bulunamamıştır.
Sanayi sektörü GSYİH büyüme oranının ve hizmetler sektörü GSYİH büyüme oranının yabancı banka girişi üzerine pozitif
bir etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca sonuçlara göre; yabancı banka girişi üzerinde sanayi sektörü GSYİH
büyüme oranının etkisi, hizmetler sektörü GSYİH büyüme oranının etkisinden daha fazla olduğu görülmüştür. Birinci
modelde literatürde kullanılan değişkenlerde modellere dâhil edilmiştir. Geçiş ekonomilerinde toplam nüfusun büyüme
oranı, kişi başına düşen kredi miktarı ve DYY miktarının GSYİH içerisindeki payının yabancı banka girişleri üzerinde
istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif yönlü bir etkisi bulunmaktadır. Diğer taraftan; bankaların borç verme faiz oranı ile
bankaların mevduat faiz oranları arasındaki farkın, toplam banka kredileri içerisindeki geri dönüşü olmayan kredilerin payı
ve tüketici fiyatlarındaki yıllık yüzde değişim oranı ile yabancı banka girişi üzerinde istatistiksel olarak anlamlı ve negatif
yönlü bir ilişki elde edilmiştir. Çalışmanın ilk modelinin sonuçlarına göre geçiş ekonomilerinde; döviz kurları ile yabancı
banka girişleri arasında istatistiksel olarak bir ilişki bulunamamıştır.
KAYNAKÇA
AVKIRAN, Necmi K., (2006), “Developing Foreign Bank Efficiency Models for DEA Grounded in Finance Theory”, Socio-Economic
Planning Sciences, Vol: 40, Eskişehir, pp: 275-296.
AYSAN, Ahmet Faruk ve CEYHAN, Şanlı Pınar, (2008), “Globalization of Turkey’s Banking Sector: Determinants of Foreign Bank
Penetration in Turkey”, International Research Journal of Finance and Economics, Vol: 15, pp: 90–102.
BERTUS, Mark, JAHERA JR, John S. ve YOST, Keven, (2008), “A Note on Foreign Bank Ownership and Monitoring: An International
Comparison”, Journal of Banking & Finance, Vol: 32, pp: 338-345.
BODENHORN, Howard, (2008), “Free Banking and Bank Entry in Nineteenth-Centry New York”, Financial History Review, Vol: 15
(2), pp: 175–201.
BONIN, John P., HASAN, Iftekhar ve WACHTEL, Paul, (2005), “Bank Performance, Efficiency and Ownership in Transition
Countries”, Journal of Banking & Finance, Vol: 29, pp: 31-53.
BUCH, Claudia M., (1999), “Why Do Banks Go Abroad? Evidence from German Data”, Kiel Working Paper, No. 948.
CLAESSENS, Stijn, DEMIRGUC-KUNT, Aslı ve HUIZINGA, Harry, (2001), “How Does Foreign Entry Affect Domestic Banking
Markets?”, Journal of Banking & Finance, Vol: 25, pp: 891–911.
CLARKE, George R.G., CULL, Robert ve PERIA, Maria Soledad Martinez, (2006), “Foreign Bank Participation and Access to Credit
Across Firms in Developing Countries”, Journal of Comparative Economics, Vol: 34, pp: 774-795.
COTTARELLI, Carlo, ARRICCIA, Giovanni Dell’ ve HOLLAR, Ivanna Vladkova, (2005), “Early Birds, Late Risers, and Sleeping
Beauties: Bank Credit Growth to the Private Sector in Central and Eastern Europe and in the Balkans”, Journal of Banking
& Finance, Vol: 29, pp: 83–104.
DOPICO, Luis G. ve WILCOX, James A., (2001), “Openness, Profit Opprotunities and Foreign Banking”, Journal of International
Financial Markets, Institutions and Money, Vol: 12, pp: 299-320.
155
ÜNVER
FISHER, A. ve MOLYNEUX, P., (1996), “A Note on the Determinants of Foreign Bank Activity in London Between 1980 and 1989”,
Applied Financial Economics, Vol: 6, pp: 271-277.
FOCARELLI, Dario ve POZZOLA, Alberto Franco, (2001), “The Patterns of Cross-Border Bank Mergers and Shareholdings in OECD
Countries”, Journal of Banking & Finance, Vol: 25, pp: 2305–2337.
HAVRYLCHYK, Olena ve JURZYK, Emilia (2006), “Profitability of Foreign and Domestic Banks in Central and Eastern Europe: Does
the Mode of Entry Matter?”, LICOS Centre for Transition Economics, Discussion Paper No: 166.
HOREN, Neeltje Van, (2007), “Foreign Banking in Developing Countries; Origin Matters”, Emerging Markets Review, Vol: 8, pp: 81–
105.
HRYCKIEWICZ, Aneta ve KOWALEWSKI, Oskar, (2010), “Economic Determinates, Financial Crisis and Entry Modes of Foreign
Banks into Emerging Markets”, Emerging Markets Review, Vol: 11, pp: 205–228.
HRYCKIEWICZ, Aneta ve KOWALEWSKI, Oskar, (2008), “Economic Determinants and Entry Modes of Foreign Banks into Central
Europe”, Wharton Financial Institutions Center Working Paper, No: 08–08.
HUALLACHAIN, Breandan O., (1994), “Foreign Banking in the American Urban System of Financial Organization”, Economic
Geography, Vol: 70 (3), pp: 206-228.
ISLAM, Mazhar M., (2003), “Development and Performance of Domestic and Foreign Banks in GCC Countries”, Managerial Finance,
Vol: 29 (2/3), pp: 42-72.
KONOPIELKO, Lukasz, (1999), “Foreign Banks’ Entry into Central and East European Markets: Motives and Activities”, PostCommunist Economies, Vol: 11 (4), pp: 463–485.
LEUNG, M. K., YOUNG, T. ve RIGBY, D., (2003), “Explaining the Profitability of Foreign Banks in Shanghai”, Managerial and
Decision Economics, Vol: 24, pp: 15-24.
MAGRI, Silvia, MORI, Alessandra ve ROSSI, Paola, (2005), “The Entry and the Activity Level of Foreign Banks in Italy: An Analysis
of the Determinants”, Journal of Banking & Finance, Vol: 29, pp: 1295–1310.
MARASHDEH, Omar, (1994), “Foreign Banks Activities and Factors Affecting Their Presence in Malaysia”, Asia Pasific Journal of
Management, Vol: 11 (1), pp: 113–123.
MEGINSON, William L., (2005), “The Economics of Bank Privatization”, Journal of Banking & Finance, Vol:29, pp: 1931-1980.
MILLER, Stewart R. ve PARKHE, Arvind, (1998), “Patterns in the Expansion of U.S. Banks’ Foreign Operations”, Journal of
International Business Studies, Vol: 29 (2), pp: 359–389.
MINH TO, Huoung ve TRIPE David, (2002), “Factors Influencing the Performance of Foreign-Owned Banks in New Zealand”, Journal
of International Financial Markets, Vol: 12, pp: 341–357.
MOLYNEUX, Philip ve SETH, Rama, (1996), “Foreign Banks, Profits and Commercial Credit Extension in the United States”, Federal
Reserve Bank of New York Research, Paper No. 9628.
MOSHIRIAN, Fariborz ve LAAN, Alex Van Der, (1998), “Trade in Financial Services and Determinants of Banks’ Foreign Assets”,
Journal of Multinational Financial Management, Vol: 8, pp: 23–38.
MUTINELLI, Marco ve PISCITELLO, Lucia, (2001), “Foreign Direct Investment in the Banking Sector: The Case of Italian Banks in
the ‘90s”, International Business Review, Vol: 10, pp: 661–685.
PAPI, Luca ve REVOLTELLA, Debora, (1999), “Foreign Direct Investment in the Banking Sector: A Transitional Economy
Perspective”, Centro Studi Luca D’agliano Development Studies Working Papers, No: 133.
PASIOURAS, Fotios ve KOSMIDOU, Kyriaki, (2007), “Factors Influencing the Profitability of Domestic and Foreign Commercial
Banks in the European Union”, Research in International Business and Finance, Vol: 21, pp: 222–237.
PERIA, Maria Soledad Martinez ve MODY, Ashoka, (2004), “How Foreign Participation and Market Concentration Impact Bank
Spreads: Evidence from Latin America”, Journal of Money, Credit and Banking, Vol: 36 (3), pp: 511–537.
PERIA, Maria Soledad Martinez, POWELL, Andrew ve VLADKOVA-HOLLAR, Ivanna, (2005), “Banking on Foreigners: The
Behavior of International Bank Claims on Latin America, 1985-2000”, IMF Staff Papers, Vol: 52 (3), pp: 430-461.
RAMCHANDER, Sanjay, REICHERT, Alan ve JAYANTI, S V, (1999), “The Determinants of Foreign Bank Involvement in U.S.
Banking Markets”, Managerial Finance, Vol: 25 (7), pp: 48–65.
UIBOUPIN, Janek, (2005), “Short-Term Effects of Foreign Bank Entry on Bank Performance in Selected CEE Countries”, Working
Papers of Eesti Pank, No: 4.
WILLIAMS, Barry, (1998), “A Pooled Study of the Profits and Size of Foreign Banks in Australia”, Journal of Multinational, Vol: 8,
pp: 211–231.
WRIGHT, April, (2002), “The Impact of Competition on the Operations of Foreign Banks in Australia in the Post-Deregulation Period”,
Journal of International Financial Markets, Institutions and Money, Vol: 12, pp: 359–375.
YAMORI, Nobuyoshi, (1998), “A Note on the Location Choice of Multinational Banks: The Case of Japanese Financial Institutions”,
Journal of Banking & Finance, Vol: 22, pp: 109–120.
156
ULUSLARARASI ALANYA İŞLETME FAKÜLTESİ DERGİSİ 6/1 (2014)
YILMAZ, Rasim, KABASAKAL, Ali ve KOYUNCU, Jülide Yalçınkaya, (2009), “Foreign Bank Presence and Banking Crises in
Transition Economies”, Anadolu International Conference in Economics (EconAnadolu 2009), pp: 1–20.
157

Benzer belgeler