İzleme Raporu - Vakıflar Genel Müdürlüğü

Transkript

İzleme Raporu - Vakıflar Genel Müdürlüğü
DÜNYA
VAKIFLAR
KONFERANSI
İZLEME
RAPORU
EKİM 2013
ANKARA
Dünya Vakıflar Konferansı
GİRİŞ
Bu
oturumların
dışında
Açılış
Konuşmaları
ve
Açılış
Oturumu
gerçekleştirilmiş ve alanlarında dünyada söz
sahibi akademisyen ve saygın çatı kuruluşların
temsilcilerinin
tecrübe
paylaşımında
bulunmalarına imkan tanınmıştır.
Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü
olarak vakıf ve benzeri kavramların farklılık ve
benzerliklerinin ele alındığı, vakıflarla ilgili
teorik bilgiler ile dünyadaki vakıfların teknik
deneyimlerinin paylaşıldığı, kurumumuzun bu
anlamda küresel kurumlarla işbirliği içinde
olduğu Dünya Vakıflar Konferansı 23 - 24 Eylül
2013 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilmiştir.
ABD’den Güney Afrika’ya, İngiltere’den
Zimbabwe’ye Suudi Arabistan’dan Almanya’ya
dünyanın pek çok farklı ülkesinden vakıf
konusunda araştırmalar yürüten bilim
insanlarının, vakıflar alanında faaliyet gösteren
devlet kurum ve kuruluşları ile çatı
kuruluşların üst düzey temsilcilerinin, yerel ve
uluslararası alanda aktif çalışan önemli vakıf
temsilcilerinin oluşturduğu 42 kişi konuşmacı
olarak katılmış, bilgi ve deneyimlerini
paylaşmış ve karşılıklı fikir alışverişi
çerçevesinde program yürütülmüştür.
Bu amaçla gerçekleştirilen Dünya
Vakıflar Konferansı aşağıdaki başlıklar
çerçevesinde gerçekleştirilmiştir:
1) Vakıf kavramının tanımlanması
Vakıflarla ilgili terimlerin karşılaştırılması
ve
2) Vakıfların yasal statüleri ve Vakıflarla ilgili
yasal düzenlemeler ve uygulamalar
3) IRTI ve Kuveyt Evkaf İdaresi önderliğinde
hazırlanan İslami Vakıflar Yasası
4) Dünya üzerinde farklı bölgelerdeki
Vakıfların ulusal ve uluslararası faaliyetleri
5) Vakıfların ve Vakıf benzeri örgütlerin ülke
ekonomisine etkileri ve katkıları
6) İslam
ülkelerinde
uygulamaları
çağdaş
vakıf
7) Hayırseverlik
8) Türkiye’de vakıf Sistemi ve Yeni Vakıflar
1
Dünya Vakıflar Konferansı
Dünya
Vakıflar
Konferansı’nın
açılış konuşmacılarından ilki olan, Avrupa
Vakıflar Merkezi (EFC) Başkanı Dr. Gerry
AÇILIŞ KONUŞMALARI
Salole
konuşmasında
öncelikle
görev
yaptığı kurum hakkında bilgi vermiş ve
Avrupa’nın büyük küçük bütün vakıflarını
Avrupa Vakıflar Merkezi Başkanı
barındıran kurumun aynı zamanda Latin
Amerika
Dr. Gerry SALOLE
gibi
farklı
vakıfları
bünyesinde
belirtmiştir.
Dr.
bölgelerden
Salole
de
topladığını
vakıflar
için
beraberce çalışmanın tam zamanı olduğunu
Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü
vurgulayarak
Prof. Dr. Ahmet AKGÜNDÜZ
devam
ettirdiği
konuşmasında bugüne kadar filantropiye
dar çerçeveden yaklaşıldığını ve farklı
hayırseverlik
ve
vakıf
anlayışlarının
dikkate alınmadığını belirtmiştir. Kurum
olarak sadece Avrupa ve Amerika’da
geçerli olan vakıf ve vakfetme anlayışlarını
ele aldıklarını ve bunun yanlış olduğunu,
bu vakıf anlayışının dünyadaki yegâne
anlayış
olmadığını,
farklı
vakıf
tecrübelerinin de bulunduğunu ve artık
yeni yaklaşımların elzem olduğunu ifade
etmiştir.
Konuşmacı vakıflar konusunda bazı
paradokslardan
bahsetmiştir.
Bunlar;
vakıfların dini ve ekonomik boyutlarının
işin sadece bir kısmı olduğu, vakıfların
aynı zamanda şahsi tatmin ve gurur gibi
motivasyonlara da dayandığı, bununla
beraber vakıfların esnek yapıları sayesinde
çok çabuk değişebilmeleridir - ki bu
2
Dünya Vakıflar Konferansı
yönleri vakıfları çok güçlü ve önemli
ve
kılmaktadır-.
vakıfları tanımlamak için kullanıldığını
Konuşmacı
diğer
bir
paradoksu ise şöyle izah etmektedir; daha
Caferilerde
olan
borcumu
düşüncesinin
Prof.
ödüyorum”
yattığı
sınıfından
kurdukları
insanların
vakıflar
öne
konu
çalışırken
ise
vakıfları
onların
anlamda tartışılması gereken önemli bir
çıkmaya
başlık olarak dikkat çekmiştir. Şafii ve
Hanbelîlerde vakfın gayesinin daima hayra
anlamaya
tahsis olduğu, bu ekollerde vakfeden
nasıl
Müslüman da zimmî de olsa havra, kilise,
tanımladıklarının önemli olduğudur. Bu
Tevrat
noktada Dr. Salole konuşmasında batıda
geçersiz
vakıfların kendilerine verdikleri isimlerden
böyle
bir
yapılmasının
farklı
vakıf
ve
İncil’e
kabul
yapılan
edildiği
vakıfların
belirtilmiştir.
Maliki hukukçuları ise kilise ve havralara
(trust-foundation) bahsetmiştir. Dr. Salole
konuşmasını,
Akgündüz’ün
fıkıh ekollerine göre ele alınmış geniş
ortaklaşa
kendilerini
Dr.
vakıflarda “gaye” meselesi de yine farklı
başlamıştır. Dr. Salole’nin değindiği bir
başka
geçici
konuşmasının ikinci kısmını teşkil eden
vakıflar
çoğunluktayken günümüzde daha düşük
gelir
tabirinin
izah etmiştir.
önceleri zenginlerin kurduğu ve temelinde
“topluma
habs
vakıf
toplantının
yapılmasında
benimsemişlerdir.
kültürleri
iki
Bunlardan
görüşü
ilkinde
kiliselere zimmîlerce yapılan vakıfların
arasında köprüler kuracağından bahisle
caiz olduğu öne sürülürken, bazı kesimler
sonlandırmıştır.
ise
bu
durumun
caiz
olmadığını
Açılış konuşmacılarının ikincisi olan
belirtmişlerdir. Hanefî hukukçulara göre
Rotterdam İslam Üniversitesi rektörü Prof.
ise vakfın gayesinin külli bir vasıfla fakir
Dr. Ahmet Akgündüz konu olarak vakıf
talebeler ve ilim talebeleri için yapılacak
terminolojisini seçtiği konuşmasının ilk
olması
kısmında vakıf kurma işlemine ait üç
düşüncenin de temelinde “ibadullah”, yani
kavramın; vakıf-habs-sadakanın üzerinde
Allah’ın
durarak farklı fıkıh ekollerine göre bu
düşüncesinin bulunduğu şeklinde izah
kavramlara verilen anlamları irdelemiştir.
edilmiştir. Cami, çeşme, köprü gibi kamu
Bu bağlamda Prof. Dr. Akgündüz Maliki
hizmeti yapan kurumlarda olduğu gibi
ve Şafii hukukçuların “vakıf” yerine
umumi ihtiyaçların giderilmesinde gayenin
“habs”
ettiklerini
“kurbet” (Allah rızasının kazanılması)
vurgulamıştır. Yine Caferilerin habs ile
anlayışına hizmet olarak görüldüğü ve
vakfı aynı manada kullandıklarını belirtmiş
bunun da Hanefi ekolünü benimseyen
tabirini
tercih
3
ilkesinin
benimsendiği,
kullarının
bu
yararlanması
Dünya Vakıflar Konferansı
Osmanlı sultanlarının kurmuş oldukları
vakıflar için meşruiyet sağladığı ifade
edilmiştir.
Prof.
Dr.
Akgündüz’ün
konuşmasının sonunda “vakıf” kavramının
günümüzde çeşitli ülkelerde kullanımına
yönelik
bir
değerlendirmeye
yer
verilmiştir. Şöyle ki, İngiltere ve benzeri
devletlerde kullanılan “charitable trust”
kavramının İslam hukukunda kullanılan
vakıf kavramına benzediği ancak, onunla
aynı yapıyı ifade etmediği belirtilmiştir.
Amerika’da vakıf kelimesinin karşılığı
olarak kullanılan “foundation” kavramının
da, “te’sis” kavramının karşılığı olabileceği
tespiti yapılmıştır. Amerika örneğinden
seçilen Rockefeller Vakfı da Osmanlı’dan
ilham alınarak kurulan vakıflar arasında
zikredilmiştir. Bu bağlamda, Amerikan
etkisinde kalınarak bazı Haliç Devletleri
tarafından ve ülkemizde de 1926 sonrası
benimsenen “müessese” kavramının doğru
bir kullanım olmadığı ve “vakıf” teriminin
kullanılması gerektiği vurgusu ile konuşma
sonlandırılmıştır.
Bu çerçevede, Prof. Dr. Akgündüz
tarafından
Amerika’da
çizilen
“hayır”
ve
Avrupa
amaçlı
ve
kurulan
vakıflar ile İslâmi vakıfları birbirinden
ayıran keskin çizginin konu üzerine çalışan
akademisyenlerce tartışılması ve farklı
platformlarda
yeniden
ele alınmasının
gerekli olduğu değerlendirilmektedir.
4
Dünya Vakıflar Konferansı
Dünya
Vakıflar
Konferansı’nın
açılış oturumunda, oturum başkanı Prof.
Dr.
Murat
takdimini
AÇILIŞ OTURUMU
Çızakça
yaparak
konuşmacıların
sunum
konuları
hakkında bilgi vermiştir. Prof. Dr. Lester
Salamon, Amerika Birleşik Devletleri John
Hopkins
Üniversitesi’nde
öğretim
Prof. Dr. Lester SALAMON
görevlisidir ve aynı zamanda John Hopkins
John Hopkins Üniversitesi (A.B.D)
Üniversitesi Siyaset Çalışmaları Enstitüsü
“Hayırseverliğin Yeni Sınırları”
bünyesinde
kurulan
Çalışmaları
Merkezi’nin
yürütmektedir.
bankalar
Sivil
Tolum
başkanlığını
Sunumunda, “hayırsever
olarak
vakıflar”
şeklinde
Prof. Dr. Üstün ERGÜDER
adlandırdığı yeni aktörler ve yeni araçların
TÜSEV (TÜRKİYE)
sosyal amaçlı faaliyetlerin finansmanındaki
yeri ve önemi ile ortaya çıkan yeni vakıf
“ Vakıfların Değişen Rolü”
tipinin hayır işlerine yönelik kaynaklarını
harekete
geçirecek
önerilerinden
bahsetmiştir. Prof. Dr. Üstün Ergüder,
Dr. David LYNN
Türkiye
Üçüncü
başkanıdır
Wellcome Trust (İNGİLTERE)
ve
Sektör
Vakfı’nın
sunumunda
vakıfların
değişen rolü ile sivil toplumu besleyen
“ Vakıflar: Bir Farklılık Yaratmak”
bağışçılık kültürünün önemine değinmiştir.
Son
konuşmacı
Wellcome
Dr.
Trust’ta
David
Stratejik
Departmanı’nın
LYNN,
Planlama
başkanlığını
yürütmektedir. Sunumunda, İngiltere’de
kurulan Wellcome Trust’nın faaliyetleri
hakkında bilgi vermiştir. Dolayısıyla, açılış
oturumunda genel olarak, günümüz vakıf
anlayışındaki
yeni
oluşumlar
yaklaşımlar
örnekleriyle
ve
birlikte
yansıtılmaya çalışılmış ve vakıfların hayır
işlerine yönelik faaliyetlerinin daha iyi ve
5
Dünya Vakıflar Konferansı
kapsamlı nasıl olabileceğine dair öneriler
öneminden
sunulmuştur.
konuşmasının sonunda yeni hayırseverlik
önerilere yer vermiştir. Bunun için daha
Prof. Dr. Lester Salamon, sunumunda,
iyi bir tanıtım ve teşviklendirme ile halka
sosyal amaçlı aktivitelerin finanse edilmesi
açılmak ve daha iyi yatırım sermayeleri
açısından global bir devrim yaşandığına ve
oluşturmak
bu devrimin birçok fırsatı da beraberinde
vurgu
yapmıştır.
Salamon,
anlayışının gelişim kaydetmesi için bazı
Açılış oturumunun ilk konuşmacısı
getireceğine
bahsetmiştir.
suretiyle
anlayışını
Klasik
yeni
hayırsever
yansıtan
vakıfları
güncelleştirmek.
dönem uygulamaların bir yansıması olan
hibelerin artık çok popüler olmadığı,
İkinci konuşmacı Prof. Dr. Üstün
bunun yerine ikraz, kredi garantörleri,
Ergüder’in
bonolar ve tahvil gibi finans dünyasında
vakıfların değişen rolü ve sivil toplumu
çok bilinen ancak hayırseverlik için çok
besleyen bağışçılık kültürü oluşturmuştur
yeni
kısıtlı
ve bu minvalde vakıfların Osmanlı’dan
geçireceğini
günümüze tarihsel süreci, Cumhuriyet
savunmuştur. Yatırım sermayesini sosyal
sonrası kurulan yeni vakıfların mevcut
amaçlı faaliyetlere kanalize etmek ve bu
durumu ve bu süreçte dünyada gelişen
suretle yeni gelir kaynakları yaratmak
farklı modellerden bahsetmiştir. Ergüder,
gerektiğine vurgu yapmıştır.
Salamon,
sunumunun başında başkanlığını üstlendiği
ayrıca geleneksel hayırseverlik anlayışı ile
TÜSEV hakkında bilgi vermiştir. 1993
yeni
arasındaki
yılında dönemin önde gelen vakıf ve
belirgin farklara da değinmiştir. Geleneksel
dernekleri tarafından kurulan TÜSEV’in
hayırseverlik
ve
amacı üçüncü sektörün yasal, mali ve
işlevsel alt yapısını geliştirmek ve bu
olan
araçların
kaynaklarını
harekete
hayırseverlik
vakıflar
vakıfların
anlayışı
anlayışında
odak
bireyler
noktası
iken,
yeni
hayırseverlik
anlayışında
ikraz,
kredi
garantörleri,
bonolar
ve
tahvil
yönde
sunumunun
sosyal
yatırım
ilişkiler geliştirmektir.
gibi
çeşitlilik arz eden yatırım kaynakları söz
yatırım
konusudur.
kültürünün
Eski sistemde kar amacı
ana
alanında
ve
temasını
uluslararası
Örneğin, sosyal
ülkemizde
gelişmesi,
bağışçılık
ülkemizde
yokken yeni yaklaşımda sosyal amaçların
bulunmayan yeni modellerin tanıtılması ve
sürdürebilirliği
bunlarla ilgili farkındalık yaratılması ile
ve
kalıcı
olmalarını
sağlamak için az da olsa kar etme kaygısı
ilgili
olduğunu belirtmiş ve yeni hayırseverlik
Ergüder, Türkiye’nin köklü bir vakıf
yaklaşımında sonuç odaklı faaliyetlerin
geçmişine sahip olmasının nedenlerinden
6
çalışmalar
gerçekleştirmektedir.
Dünya Vakıflar Konferansı
birinin de, kültürümüzün bir parçası haline
dayalı
gelen hayırseverlik olgusu olduğunu, ancak
katkıda bulunmayı ve evrensel ölçekte
bunun tüm dünyada stratejik bağışçılığa
araştırmalar
doğru
geliştirmeyi
yöneldiğini
Hayırseverlik
belirtmiştir.
dendiğinde
ihtiyaçları
politikaların
için
formülleşmesine
yeni
politikalar
hedeflemektedir.
hayırseverliğin
ve
Lynn,
yardım
amaçlı
gidermek üzere yapılan, dini motivasyonu
yatırımlarda değişimin önemine vurgu
ağır basan ve genellikle tek seferlik
yaparak konuşmasını sonlandırmıştır.
bağışlar akla gelmektedir. Stratejik bağış
Sonuç olarak, açılış oturumunun
ise sorunların çözümünde stratejik hedef
belirleyerek
uzun
süreli
ana
sürdürebilir
çeken
vakıfların
sağlıklı
değişim
ve
ve
oluşturmuştur.
Salamon’un
amaçlı faaliyetlerin finansmanında ortaya
uzun vadeli kaynak aktarımını öngören
bağışçılık
kavramında
sunumundan çıkan sonuca göre, sosyal
sürdürebilir bir ortamda çalışmaları için
stratejik
vakıf
işleyişinde meydana gelen dünya ölçekli
bağışlardır. Ergüder, bu bağlamda kaynak
sıkıntısı
temasını
çıkan yeni yatırım modelleri yeni bir vakıf
anlayışının
tipinin ortaya çıkmasında önemli roller
yaygınlaştırılması gerektiğini savunmuştur.
üstlenecektir. Ergüder’in sunumunda öne
Son konuşmacı Dr. David Lynn,
çıkan
öneriler
daha
gidermek
Trust’ın
geleneksel bağışlar yerine sürdürebilir
hakkında
bilgi
tek
ihtiyaçları
sunumunda İngiltere’de kurulan Wellcome
faaliyetleri
üzere
çok
seferlik
vermiştir. Wellcome Trust, ileri seviyede
bağışçılık
biomedikal ve tıbbî araştırmalar yapan
gerektiği yönünde olmuştur. Dolayısıyla,
kişileri desteklemek suretiyle insan ve
vakıfların sürdürülebilir stratejik bağışçılık
hayvan sağlığında olağanüstü gelişmeler
kanalıyla daha çok sürdürülebilir hizmet,
kaydetmeyi hedefleyen dünya çapında bir
sosyal adaleti gerçekleştirme gibi alanlara
yardım kuruluşudur. Politik ve ticari
kayması gerekmektedir. Vakıfların çağdaş
menfaatlerden bağımsız olan Wellcome
yönetim modeline geçmesi ve modern
Trust hem İngiltere’de hem de birçok
finansal araçları kullanması gerekmektedir.
düşük ve orta gelirli ülkelerde değişim için
Lynn’in
katalizör görevi üstlenmektedir. Son beş
kuruluşlarının gerek faaliyetlerinde gerekse
yılda, Afrika’da en çok yardım yatırımları
yardım amaçlı yatırımlarında değişime
gerçekleştiren İngiltere’deki en büyük
odaklanılması
yardım
ortamda bunun gerçekleştirilmesi gerektiği
kuruluşlarından
bir
tanesidir.
Wellcome Trust, araştırmacıların kanıta
anlaşılmıştır.
7
anlayışının
yapılan
sunumundan
ile
ulusal
yerleştirilmesi
ise
ve
yardım
evrensel
Dünya Vakıflar Konferansı
Dünya Vakıflar Konferansı’nın ilk
1.OTURUM
oturumunda; dünyada farklı adlarla anılan
“Vakıf Kavramının Tanımlanması ve
“vakıf”
Vakıflarla İlgili Terimlerin
olgusunun
genel
çerçevesi
çizilerek, teoriye ve uygulamaya yönelik
Karşılaştırılması”
farklı yaklaşımlar değerlendirilmiştir.
Dr. Rupert Graf STRACHWITZ;
“vakıf”ın Akdeniz kültürünün ortak bir
Dr. Rupert Graf STRACHWITZ
özelliği
(ALMANYA)
olduğunu
vurgulayarak,
uygulamada Roma, Anglo-Sakson, Avrupa
ve İslam hukuklarında kültürel çeşitlilikten
“Vakıf Nedir? Tarihi ve Kültürler arası Bir
kaynaklanan
Bakış”
farklılıklar
olduğunu
belirtmiştir. Vakıfların salt kamu yararını
gözetmeyip
Abdullah Omar Issa MDALA (MALAVİ)
bir
ailenin
menfaati
doğrultusunda idare edilebileceğini ifade
etmiştir. Ona göre vakıf; verme, hatırlanma
“Vakıf Kavramını Tanımlamak”
ve
kişinin
iradesini
başka
insanlara
yansıtmasının bir aracıdır. Bu aracın
varlıklarının maddi olabileceği gibi bir
Khaled SUKKARIEH (AVUSTRALYA)
düşünce de olabileceğini belirtmiştir. Son
“Batı Dünyasındaki ve Müslüman
tahlilde vakfın süreklilik adına esnek bir
Toplumlardaki Evkaf, Vakıf ve Trust
yapıda olması gerekliliğine değinmiştir.
Modellerinin Karşılaştırılması”
Abdullah
Omar
Issa
MDALA;
Türkiye'deki vakıf geçmişinin eskilere
Saad bin Mohammad AL-MOHANNA
dayandığını,
(SUUDİ ARABİSTAN)
Afrika
ve
Malavi’de
vakıfların farklı hedeflere sahip olduğunu
ve bu hedeflerin başında da halkın refah
“Vakfı, Vakıf Yapan Özellikler”
seviyesinin
yükseltilmesinin
geldiğini
belirtmiştir. Malavi’de vakıfların kamu ve
Prof. Dr. Usama ALANI (IRAK)
özel vakıflar olmak üzere iki ayrı koldan
faaliyet gösterdiğini ifade ederek bağışçılar
“İslami Vakıf Bağışlarının (Bağış
vakfına değinmiştir. Vakıf için ortak bir
Faaliyetlerinin), Vakıf (Kurum) Kültürüyle
tanımlama
Korunması”
8
yapmanın
zor
olduğunu,
Dünya Vakıflar Konferansı
Malavi'de vakfın inançlar ve değerler
ihtisas sahibi kişilerden oluşan kurul
temelinde yönetildiğini eklemiştir.
oluşturulması,
Khaled
sağlayacak
SUKKARIEH;
“vâkıf”ın
Avustralya'da yeni bir kurum olarak evkaf
vakfın
çalışmalar
özgür
sürekliliğini
yapılması
olması
ve
konularına
değinmiştir.
kelimesinin yaygın kullanılmadığı, “trust,
foundation” gibi kurumlar ile “waqf”
Sonuç
olarak,
vakıf
olgusunun
arasında farklılıklar olduğunu esas olanın
temelinde birtakım ortaklıkların olduğu
Allah
olduğunu
açıktır; fakat vakıf tanımındaki esas zorluk
sürdürülebilirliği
kültürel çeşitlilik, dini pratikler ve tarih
rızasını
vurgularken;
kazanmak
evkafın
adına kısa, orta ve uzun vadeli programlar
içinde
geliştirmek suretiyle kavramsallaştırılması
değişikliklerden kaynaklanmakta, bu da
ve
uygulamada
markalaştırılmasının
gerekliliğine
dikkat çekmiştir.
Saad
bin
Mohammad
sürdürebilmesi
AL-
artırılarak
yaygınlaştırılması
ve devletin de vakıflara katkısı olduğunu
değerdir.
anlatmıştır. Konuşmada, vakfın şahsi veya
siyasi bir amaç gütmemesi gerektiği ve
kalkınma planlarının gerekliliği ile vakıf
ekonomisine dikkat edilmesi hususlarına
vakfın
karakteristik
özellikleri arasında "tüzel" ve "bağımsız"
olma özellikleri ön plana çıkarılmıştır.
ayrıca
farklılıkları
idari
ortaya
vâkıfın
adına
“markalaşmak
biri iken vakıf kurumunun popülaritesinin
edinen kuruluşlar olarak vakıfların devlete
Konuşmacı
ve
gerektiği” görüşü dikkat çeken tekliflerden
ve hayır işlemek adına yardımı amaç
yapılırken,
toplumsal
çıkarmaktadır. Vakıf kurumunun varlığını
MOHANNA; Allahın rızasını kazanmak
vurgu
yaşanan
iradesine
saygının vakfın sürekliliğini sağlayacağını
belirtmiştir.
Prof. Dr. Usama ALANI; vakıfların
kanunla korunması, vakfın yönetiminin
şeffaf olması, mali kayıtların tutulması,
yargı denetiminin oluşturulması, her alanda
9
vakıf
görüşü
kurmanın
de
kayda
Dünya Vakıflar Konferansı
Dünya Vakıflar Konferansı’nın 2.
Oturumu
‘Hayırseverlik’
başlamıştır.
Oturum
ismi
başkanı
ile
Husain
BENYOUNIS konuşmacıların takdimini
yaparak sunum konuları hakkında bilgi
2.OTURUM
vermiştir.
“HAYIRSEVERLİK”
İlk
konuşmacı
Rawaa
Nancy
ALBILAL, Amerika Birleşik Devletleri
Rawaa Nancy ALBILAL (AMERİKA
BİRLEŞİK DEVLETLERİ)
Vakıf
Merkezi
geliştirmeden
“Vakıf Hayırseverlik Sistemi – Bizi
Bağlayan Değer”
yardımcısıdır.
(Foundation
Center)
sorumlu
başkan
Sunumunda
Vakıf
Merkezi’nin vakıf bilgi sistemi alanındaki
çalışmalarından
toplumlarının
Ashahadu ASALI (ZİMBABVE)
ve
doğu
ile
hayırseverlik
batı
duygusunu
ortak bir değer olarak paylaştıklarından
“Sosyal ve Ekonomik Problemlerle
Mücadelede Vakıf Kurumlarının Rolü”
bahsetmiştir.
İkinci konuşmacı Ashahadu ASALI
Zimbabwe’den
Martyn EVANS (İSKOÇYA, BİRLEŞİK
KRALLIK)
Sunumunda
konferansa
sosyal
problemlerle
“Hayırseverliğe Öncülük, 100 Yıllık”
katılmıştır.
ve
ekonomik
mücadelede
vakıf
kurumlarının rolünden ve Zimbabwe ve
diğer Güney Afrika Kalkınma Topluluğu
ülkelerinin
şu
an
ve
gelecekteki
durumundan bahsetmiştir. Son konuşmacı
Martyn EVANS İskoçya’dan konferansa
katılmıştır. Sunumunda Birleşik Krallıkta
faaliyet
Vakfı’nın
gösteren
The
çalışmalarından
Carnegie
ve
UK
Birleşik
Krallık’ta Vakfın hayırseverliğe yaptığı
100 yıllık öncülükten bahsetmiştir. Bu
oturumun genel olarak amacı hayırseverlik
duygusu ile yapılan vakıf faaliyetlerinin
dünyamıza kazandırdıklarını anlatmaktır.
10
Dünya Vakıflar Konferansı
Rawaa Nancy ALBILAL yaptığı
çalışma
sunumda doğu toplumlarının kullandığı
vakıf
sisteminin
batı
toplumlarındaki
vakfı, bir varlığın tüketimini hayırseverlik
temelinde korumaya yönelen yapı olarak
Doğu ve batı toplumlarını ve hatta tüm
tanımlamıştır. Vakfın başlangıçta bir emlak
insanlığı, hayırseverlik duygusunun ve
veya emlak topluluğundan ibaretken daha
muhtaç olana yardım etme güdüsünün
sonraları nakit temelinde de vakıflar ortaya
birleştirdiği ifade edilmiştir. Peygamber
çıktığını belirtmiştir. Vakıfların, özellikle
efendimizden bu yana vakıf ruhunun
Zimbabwe gibi diğer GAKT ülkelerinde
korunduğunu “Peygamberimiz döneminde
sosyal ve ekonomik sorunların çözümünde
Medine’de temiz su bulmak çok zordu. Bu
satılmaktaydı.
su
yüksek
fiyattan
İşte
bu
ortamda
rol
Peygamberimiz bir su kuyusu vakfederek
soruna hayırseverlik duygusu ile çözüm
olmuştur.”
açıklamıştır.
diyerek
İşte
örnek
bu
bir
kutsal
okuryazarlığın
olmaması
ve
imkânlarından
uyuşturucu
getirdiği
kullanımı,
sorunlar,
enerji
katkı
sağladıklarını
ayrıca
küçük işletmeleri mikro finans yoluyla
destekleyerek ekonominin gelişmesine ve
büyümesine
olumlu
etkileri
olduğunu
belirtmiştir.
çalıştığını, Amerika’dan 25.000 ve diğer
Martyn EVANS, The Carnegie UK
ülkelere ait olanlarla toplam 100.000
bir
yoksunluk,
çözümüne
konusunda
küresel bir vakıf bilgi sistemi oluşturmaya
ortak
erişimden
eğitim
bakımına
bu tür sosyal ve ekonomik sorunların
Amerika’da Vakıf Merkezi isimli kurumun
verilerinin
işsizlik,
konularda vakıfların etkin roller üstlenerek
çalışmalar yürüttüğünden bahsetmiş, ayrıca
vakfın
sağlık
yaparak;
kıtlıkları ve iş alanlarında azalma gibi
üzere Afrika, Meksika ve Hindistan gibi
su
vurgu
yoksulluk,
savaşların
örneğe
temiz suya erişim sorununa çözüm olmak
vakıfların
oynayabildiklerine
yoksunluk,
olayla
dayanarak, dünyada 780 milyon kişinin
ülkelerde
yardımcı
Ashahadu ASALI yaptığı sunumda
temelinde benzer olduğunu vurgulamıştır.
temiz
bulmasına
olunduğundan bahsetmiştir.
hayırsever bağış uygulamalarına duygu
yüzden
alanları
Vakfının Birleşik Krallık’ta 100 yıllık bir
havuzda
toplandığını belirtmiştir. Vakıfların diğer
hayırseverliğe
faaliyetlerine ait verilerin toplandığı bu
etmiştir. Bu vakfın kraliyet şartına sahip ve
bilgi sistemi ile yararlanıcılara, bağışçılara
hükümetten
ve
verilebilmekte
devletten kopuk bir halde olmadığını
olduğundan ve bu sistemin vakıfların ortak
belirtmiştir. Vakfın İngiltere ve İrlanda
politikacılara
bilgi
öncülük
bağımsız
ettiğini
olduğunu
ifade
fakat
topraklarında 600’den fazla kütüphane
11
Dünya Vakıflar Konferansı
kurduğunu ve temel olarak rolünün; cesur
tüm
deneyler yapmak, ortaklıklar yürütmek,
oluşturulması
ekonomi üzerinde olumsuz etki yapmamak
yararlanıcılar, başvuranlar ve faaliyetlerle
olarak sıralamıştır. Cesur deneylere örnek
ilgili bu bilgileri oluşturulan ortak havuza
olarak, vakfın Birleşik Krallık’ta kasaba
aktarılarak vakıfların ortak çalışması teşvik
merkezlerindeki küçük ölçekli dükkânların
edilmelidir. İkinci konuşmacının sunum
ekonomik canlılığını yitirdiğini tespit edip
sonucuna göre ise sosyal ve ekonomik
harekete
kasabası
sorunların çözümünde hükümetler veya
seçilerek cesur bir deney yapıldığını, bu
devletler tek sorumlu olarak görülmemeli,
deneyde gençlerin birikimleri ve enerjileri
sivil toplum ve sivil toplumun en önemli
kullanılarak oluşturulan en iyi 10 fikrin
parçası olan vakıfların bu konularda tüm
seçildiğini,
projelerle
ülkelerde faaliyet gösterebilmesinin önü
kasabadaki dükkânların büyük alışveriş
açılmalıdır. Son konuşmacının sunum
merkezleri
olmasının
sonucuna göre vakıflar sadece nakdi sosyal
anlatmıştır.
yardımlarla ilgilenmemeli ve girişimcilik,
Ortaklıklara örnek olarak; gazeteciliği
belirli sektörlerin geliştirilmesi, geleceğe
geliştirme projesinde gazetecilerle birlikte
dönük yerel ve ulusal yatırımlar gibi
çalışıldığından, ekonomi üzerinde olumsuz
konularla
etki yapmamak için ise firmaların kar ettiği
sunumların
alanlara dikkat edilerek bu alanlardaki
faaliyetlerine temel oluşturan hayırseverlik
faaliyetleri
kriterler
duygusu tüm dünyanın ortak bir değeri
Vakfın
olarak benimsenmeli ve bu değer çağdaş
geçtiğini,
seçilen
yüzünden
engellenmeye
test
bu
yok
çalışıldığını
için
belirlendiğinden
başarı sağladığı
sonucunda
bir
belli
bahsedilmiştir.
alanlardaki
hayırseverliğin
tecrübeler
formülünün
yaratabilmek için servet, düşünce ve
zamanın birlikte kullanılması gerektiği
görüşü paylaşılmıştır. ( servet + düşünce +
zaman = etki)
Sonuç olarak, hayırseverlik isimli
bu oturumda sunumlardan belli neticeler
İlk
bir
iç
bilgi
gerekmektedir.
da
sistemi
Ayrıca
ilgilenmelidir.
sonucuna
göre
Tüm
vakıf
vakıfçılık anlayışıyla birleştirilmelidir.
oluşturulduğu ve bu formüle göre etki
çıkarılmıştır.
vakıfların
konuşmacının
sunumundan çıkan sonuca göre dünyadaki
12
Dünya Vakıflar Konferansı
Oturumun ilk konuşmacısı olan
Andrew
BROWN,
İngiltere
Kilisesi
Temsilciliği’nin bir hayır kurumu olarak
kilisenin
3. OTURUM
ihtiyaçlarını
tespit
edip
çalışmalarına destek vermeyi amaçladığını,
“DÜNYA ÜZERİNDE FARKLI
BÖLGELERDEKİ VAKIFLARIN
ULUSAL ve ULUSLARARASI
FAALİYETİ”
İngiliz parlamentosu da dahil olmak üzere,
farklı kişi ve kurumlarca atanan bir
mütevelli heyetine sahip olan kurumun
devlet ve özel sektörden önemli yetkililerle
güçlü bir iletişim ve işbirliği içinde
Andrew BROWN (İNGİLTERE)
olduğunu ifade etmiş olup kurumun 5,5
“ Kilisenin Temsilcileri ve İngiliz
Kilisesine Sağladıkları Katkılar”
milyar sterlin değerindeki portföyünün
yönetiminde, risksiz ve etik bir yatırım
politikası izlenerek daha stabil bir gelir
Z. Abedien CAJEE ( GÜNEY AFRİKA
CUMHURİYETİ)
yapısının hedeflendiğine dikkat çekmiştir.
“Müslüman Azınlık Toplulukları
Vakıflarının Büyümesi ve Gelişimi-Güney
Afrika”
misyonunun yayılabilmesi adına, özellikle
Harcamalarında en büyük kalemin, kilise
mahrumiyet bölgelerindeki din adamları ve
ibadethanelere yapılan maddi yardımların
oluşturduğunu
belirtip,
güçlü
bir
performans için herkesin ne iş yaptığının
Antonio NICOLETTI ( İTALYA)
tam olarak bilincinde olması bakımından
“Sosyal Sermaye, Kültürel Miras ve Fon
Yaratmak: Güney İtalya’dan Zetema
Vakfı’nın Tecrübesi”
yönetişimin
önemli
olduğuna
ve
sürdürülebilirlik açısından her üç yılda bir
harcamaların
gözden
geçirildiğine
değinmiştir.
Raffaele VITULLI, Paolo
MONTEMURRO (İTALYA)
İkinci konuşmacı olan Z. Abedien
“Vakıflar için Yeni Bakış Açıları- Avrupa
Birliği ve Toplumsal Yenilenme”
CAJEE,
Güney Afrika
Cumhuriyetini
referans alarak Müslüman azınlıklarda
vakıfların
gelişiminden
bahsetmiştir.
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin %1,5'ini
oluşturan Müslüman toplumun varlığının
17. yüzyıla kadar uzandığını, azınlık
13
Dünya Vakıflar Konferansı
Müslümanların
tarihinde
ilkinin
önemli
Matera’nın uzun bir dönem
yaşanan
köle
depresyonun ardından Unesco tarafından
ikincisinin
bir dünya mirası olarak ilan edilişinin
Müslümanlarının
hikayesini anlatmıştır. 20. yüzyılın ilk
ülkeye gelmesi ve vakıf müessesesini
yarısına kadar kötü yaşam koşullarının
taşımaları, üçüncü dalganın ise Nelson
hüküm sürdüğü ve sonradan koruma altına
Mandela'dan sonra özgürlüklerin artması
alınan bölgenin “insanların mağaralarda
ve
ibadethanelerinin
yaşadığı yer” olarak tanımlanması sonucu
çoğalması olduğunu söylemiştir. 2000
İtalya’daki ana akımın bu şehri “ulusal bir
yılından
ayıp” olarak adlandırdığından söz etmiştir.
dalgadan
olarak
ülkeye
1860'larda
Müslümanların
üç
gelmeleri,
Hindistan
Müslümanların
itibaren
vakıflarının
"trust"
ülkede
yani
Müslüman
"kar
amacı
1959’da bu yaklaşıma karşı konuya farklı
gütmeyen şirket" modelini benimsedikleri
bir perspektifle yaklaşan bir kültürel
ve yönetim organlarının belirginleştiği
akımının ortaya çıktığını ve bu akımın
üzerinde
durulmuştur.
Konuşmacı,
geçmişlerini daha iyi anlamak amacıyla
vakıflarının
durumlarını
gerçekleştirdiği
Müslüman
araştırmalar
sonucunda
iyileştirmek için vakıf fonlarıyla yatırım
yeraltında unutulmuş mağara kiliselerine
yapılmasını
desteklemek,
toplumsal
ulaşılmasının
gönüllülüğü
ve
anlayışını
değiştirdiğini
adalet
Matera’nın
ifade
kaderini
etmiştir.
1998’de
geliştirmek, medyada farkındalık yaratmak
İtalya’nın güneyinde Zetema Vakfı’nın bu
amacıyla baskı enstrümanları oluşturmak,
akımın etkisiyle çalışmalara başladığını;
araştırma-geliştirme ekibi kurmak gibi
ulusal anlamda önemli ortakları olan
yenilikçi hamlelere ihtiyaç duyulduğuna
vakfın, projelerinden yaklaşık 4 milyon
değinmiş;
euro kazandığını ve keşfettikleri terk
ayrıca
mevzuat,
eğitim,
yönetişim ve insan kaynaklarıyla ilgili
edilmiş
yapıların
eksikliklere dikkat çekmiştir. Son olarak
yaptığını
belirtmiştir.
hedeflerinin "Vakıf Cennetleri" yaratmak
oluşturmasının yanı sıra gençleri sanata
olduğu ve uluslararası bir Evkaf Kalkınma
yönlendirmeye
Konseyi'nin
kaynakları
paylaşımında
toplumlar
önemli
arası
bilgi
olacağı
Üçüncü konuşmacı olan Antonio
bulunan
çalıştığını
bir
Son
İtalya’da
Vakfın
güç
ve
unsuru
müzeler
yerel
olarak
yorumladığını ifade etmiştir.
vurgulanmıştır.
NICOLETTI,
restorasyonlarını
konuşmacılar
Raffaele
VITULLI ve Paolo MONTEMURRO,
ve
Avrupa Birliği yaklaşımının toplumların
dünyanın en eski şehirlerinden biri olan
birlikte
14
çalışabilecekleri
bir
zemin
Dünya Vakıflar Konferansı
oluşturmayı
hedeflediğinden
söz
Türk
Cumhuriyetleri'nden
etmişlerdir. Ortak bir hedef doğrultusunda
temsilcilerinin
birlikte çalışma fırsatının değerlendirilmesi
gözlemlenmiştir.
gerektiğini vurgulamış, sahip olunan tüm
araçların ve yeni teknolojilerin bir arada
kullanılmasıyla
toplumun
daha
iyi
koşullarda yaşamasını sağlayacak sosyal
yeniliğin
gerçekleşebileceği
üzerinde
durmuşlardır. Bunun için de kültürel
mirasın
ve
geleneksel
değerlerin
iyi
korunması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
2014-2020 sürecini kapsayan yeni AB
programında,
araştırma
ve
yenilikçi
yaklaşımlara önem verildiğine değinilmiş
olup ayrıca, “Yaratıcı Avrupa” adını
taşıyan
yeni
bir
önerinin
Komisyonu’na
Avrupa
sunulacağından
bahsedilmiştir.
Sonuç olarak, İngiliz Kilisesi'nin
özerkliğe yakın idari ve mali yapısının
Türkiye’de uygulanabilirliği araştırılabilir.
Türkiye'nin vakıf geçmişinden edindiği
tecrübelerin vakıfçılık alanında uyguladığı
plan ve projelerin gelişme ihtiyacı içindeki
toplumlara aktarılmasının gerekli olduğu
değerlendirilmektedir.
Ulusal
bir
ayıp
olarak görülen bir şehrin dünya mirasına
dönüşme
hikayesinin
Türkiye'de
ilgi
bekleyen pek çok eser ve bölgenin akıbeti
için
yararlı
bir
örnek
teşkil
ettiği
düşünülmektedir. Son olarak, konferansın
kapsayıcılığının belirginleşmesi ve vakıf
kültürünün paylaşımı adına Orta Asya
15
bulunması
vakıf
gerekliliği
Dünya Vakıflar Konferansı
Oturumda, Prof. Dr. Hüseyin HATEMİ
başkanlığında yürütülen oturumda, ülke
ekonomilerine
4. OTURUM
önemli
katkıları
olan
vakıflara yeni kaynaklar yaratılması, vakıf
“VAKIFLARIN ve VAKIF BENZERİ
ÖRGÜTLERİN ÜLKE EKONOMİSİNE
ETKİLERİ ve KATKILARI”
gelirlerinin arttırılıp yönetilmesi, kaynak
artırımı ve bunların önündeki engellerin
belirlenmesi
konularının
yanı
sıra
vakıfların güvenirliği ve yeni kaynak
yaratma açısından oldukça önemli olan
Prof. Dr. Necdet SAĞLAM (TÜRKİYE)
hesap verilebilirlik ve finansal raporlama
“Vakıflarda Finansal Raporlama ve Hesap
Verilebilirlik
ilkeleri üzerine genel bir değerlendirme
yapılmıştır.
İlk
Ass. Prof. Abdallah TARAK (BAE)
konuşmacı
Prof.
Dr.
Necdet
SAĞLAM; bir mal/ varlık topluluğu olan
“Vakıflar ve İç Kaynaklı, İçsel Gelişme:
Alternatif Çözümler”
vakıfların
kaynaklarını
toplumun
ve
kullandığını;
kamunun
bu
nedenle
vakıfların gelir ve giderleri ile varlıklarının
Reazul KARIM (BANGLADEŞ)
muhasebeleştirilmesinin
raporlanmasının
“Hayırsever Bağışların Genişlemesinde
Para Vakıflarının Günümüze Uyarlanması”
sıra
vakıfların
işlemlerinin
finansal
vakfedenlerle
paylaşılmasının
Abdullah EKİNCİ(TÜRKİYE)
yanı
ve
ve
ilgili
son
devletle,
taraflarla
derece
önemli
olduğunu belirtmiştir. “Finansal raporlama,
“Geçmişten Günümüze Vakıfların
Ekonomi Üzerindeki Etkileri ve Bir Finans
Yönetim Modeli Olarak Para Vakıflarının
Günümüze Uyarlanması”
hesap verilebilirlik kavramları ile bu
kavramların ön şartı olan şeffaflık ile
güven ve kamuyu aydınlatma arasındaki
ilişki üzerinde duran Sn. Sağlam Osmanlı
Devleti’nde vakıfların, gelir ve giderlerinin
Husain BENYOUNIS (YENİ
ZELANDA)
kaydedilmesinde takip edilen yöntemlere,
günümüz Türkiye’sindeki uygulamalara ve
“Vakıf Sektörü Mühendisliği”
yasal
düzenlemelere
değinerek
hayır
kurumları/kar amacı gütmeyen kuruluşlar
için
16
dünyada
uygulanmakta
olan
Dünya Vakıflar Konferansı
uluslararası
finansal
muhasebe
raporlama
standartlarını
Günümüzde
ve
için halkına samimi olarak hizmet etmek
açıklamıştır.
finansal
isteyen
samimi
yöneticilere
ihtiyaç
olduğuna ve yeni finansal ve ticari
raporlamalarda
karşılaşılan sorunlara değinen Sn. Sağlam
ürünlerin
özellikle
sorununun acilen çözülmesi gerektiğini
tarihi
ve
kültürel
miras
varlıklarının raporlanması sorunu üzerinde
önündeki
helallik
kavramı
belirtmiştir.
durmuştur.
Son konuşmacı Husain BENYOUNIS;
İkinci konuşmacı olarak söz alan
Yeni Zelanda’da hayata geçirilen, sadece
Reazul KARIM, Bangladeş’te temel olarak
kurbanların, post ve kemik gibi atılan
vakıfların mallarının yönetiminde ve gelir
ürünlerinin
elde etmede yaşanan sıkıntılar sonucu
edilen gelirlerin bir vakfa aktarıldığından,
ortaya çıkmış olan vakıfların nakit ile
bu
kurulması
kurulduğundan ve uzun vadede bu sistemin
temeline
dayanan
sistemi
değerlendirilmesinden
gelirler
ile
bir
vakıf
tanıtmıştır. Bu sistem ile Bangledeş’te
dünya
hayır işleri için kitlesel katılımlar ile
getirilebileceğinden bahsetmiştir.
önemli
fonlar
oluşturulduğunu,
mikro
EKİNCİ,
kaynağın
tarihsel
olan Abdullah
olarak
Zelanda’da
Osmanlı’da
vakıfların
olmuştur.
kullandıkları
sistemlere, eski vakıfların toplum içinde
olma
usullerine,
katılım
bankalarının
kullanmakta olduğu finansal ürünlere,
günümüz finans kurumlarının aşırı kar
baskısının
sonuçlarına,
vakıf
finansmanının üretim sistemlerine olan
etkisine,
geçmişten
günümüze
vakıf
akarlarına, ticaretin fıkha uygunluğunun
tesisinin
önemine
yönetimi
ve
açısından
Bangladeş’te
Yeni
hayata
geçirilen uygulamaları görmek faydalı
vakıfların etkinliklerine, ekonomik faaliyet
gösteren
hale
özellikle vakıflarda kaynak yaratma ve bu
belirtmiştir.
konuşmacı
uygulanabilir
çiftliği
Oturum genel olarak verimli geçmiş,
finansmanın önemli boyutlara geldiğini
Üçüncü
genelinde
elde
değinmiştir.
Konuşmasının bitiminde bugün karşılaşılan
olumsuz yaklaşımları ortadan kaldırmak
17
Dünya Vakıflar Konferansı
Dünya
Vakıflar
Konferansının
ikinci günü 24 Eylül 2013’de saat 10.45’de
başlayan
5.Oturumunun
başlığı:
“Vakıfların Yasal Statüleri ve Vakıflarla
İlgili
Yasal
Düzenlemeler
Uygulamalar”dır.
5. OTURUM
“VAKIFLARIN YASAL STATÜLERİ ve
VAKIFLARLA İLGİLİ YASAL
DÜZENLEMELER ve UYGULAMALAR”
Dr.
Rupert
ve
Graf
STRACHWITZ’ın
başkanlığında
yürütülen
M.
bu
oturumda,
Hisham
DAFTERDAR ve Prof. Dr. Hüseyin
HATEMİ vakıflar ile ilgili hukuki konuları
ele alırken Av. İlhan AHMET ise Batı
Trakya’daki azınlık vakıflarının hukuki
M. Hisham DAFTERDAR (BAHREYN)
sorunlarına değinmiştir.
“Bağış ve Vakıf Kuruluşları İle İlgili Yasal
Konular”
M.
öncelikle
üzerindeki
Prof. Dr. Hüseyin HATEMİ
(TÜRKİYE)
Vakıfların;
Hisham
vakıfların
DAFTERDAR
ülke
etkilerine
mülkiyetinde
ekonomisi
değinmiştir.
bulundurduğu
mallar, yerine getirdiği kamu hizmetleri ve
“Türkiye’deki Vakıf Kurumunun Hukuki
Açıdan Genel Görünümü”
elde ettiği vakıf serveti ile bulunduğu ülke
ekonomisine büyük katkılar sağlayarak
ulusal refahın bir bölümünü oluşturduğunu
Av. İlhan AHMET (YUNANİSTAN)
belirtmiştir. Bu yönü ile vakıfların sadece
“Yunanistan Batı Trakya’da Var Olan
Osmanlı Türk Vakıflarının Hukuki Statüsü
ve Fiili Durumu”
dini bir olgu olmaktan çıkarak artık
piyasanın da ilgisini çekmekte olduğunu
vurgulamış, devlet teşkilatının bir parçası
olmamasına rağmen hitap ettiği sosyal
genişlik ve elde ettiği sosyal sonuçlar ile
toplumsal fayda sağladığını eklemiştir.
Vakıflarda sürdürülebilir karlılık konusuna
değinirken de vakıfların bir kazanç kapısı
olarak görülüp görülemeyeceği olgusunu
sorgulamıştır. Vakıfların artan ekonomik
boyutu ile birlikte donörler, yararlanıcılar,
18
Dünya Vakıflar Konferansı
gönüllüler, finansörler, çalışanlar, yerel
açılmasını da olumlu gelişmeler arasında
topluluklar,
saymıştır.
hükümet
ve
medya
gibi
gruplarının etkisi altında kaldığını da
Av. İlhan AHMET konuşmasında,
belirtmiştir.
Prof.
Batı Trakya'da dini ve milli bir azınlık olan
Dr.
Hüseyin
HATEMİ
Türk azınlığına ait Osmanlı döneminde ve
konuşmasına vakıf kavramını açıklayarak
sonrasında kurulmuş
başlamıştır. Vakıf kavramının temelinde
antlaşması sonrasında yaşadığı problemleri
sadaka olgusunun yattığını ve sadaka
ele
kavramının bağışlamadan oldukça farklı
Antlaşmasının 45. maddesi ile getirilen
olduğunu belirterek sadakanın kurbet kastı
“paralel yükümlülük” konusuna değinerek,
ile yapıldığını kurbetin ise, dinî bir kavram
bu
olarak, Allah'a yakınlaştıran her türlü
getirilmemiş olmasına rağmen 1967 yılına
iyiliği anlattığını ifade etmiştir. 1926
kadar vakıf mütevellilerinin Müslüman
yılında Türk medeni kanununun kabulü ile
cemaat tarafından seçildiğini aktarmıştır.
vakıf kelimesinin terk edilip yerine tesis
Sonraki
kelimesinin getirildiği bilgisini paylaşan
Yunan yetkililer tarafından atanmasına ve
konuşmacı; esasında tesisin kelime anlamı
herhangi bir vakıf envanteri çalışmasının
olarak vakıf/vakfetme kavramlarını bire bir
yapılmadığına ve şu an vakıfların devlete
karşılamadığını, vakıf kavramının İslam
borçlandırılmış ve ipotekli olduğuna dikkat
hukuku açısından kurbet kastını içerdiğini
çekmiştir. 2008 yılında çıkarılan yasa ise
ve gerçek anlamda hayrı, karşılıksız olarak
Ahmet’e
Allah sevgisi kazanmayı amaçladığını
vakıflarının sorununu çözmemektedir.
eklemiştir.1967
yılında
yapılan
gereken
vakıf
Genel
değişiklik
gayrimüslim
konulmuş
son
dönemde
cemaat
mallarına
iade
olarak
yerine
mütevellilerinin
Müslüman
olarak
azınlık
konferans
Türkiye
konumu
ve
hakkında
yaptıkları değerlendirmelerin katılımcılar
ve
için yararlı olduğunu düşünüyoruz.
yaşanan
vakıflarının
vakıf
müessesesinin
Yunanistan’daki
yeniliklerin devam etmekte olduğunu ifade
ederken
tam
Lozan
zaman dilimi içerisinde konuşmacıların
Müdürlüğü olduğunu belirten Hatemi,
yapılması
göre
çerçevede
programının yoğunluğu sebebiyle, kısıtlı
düzeltilmiştir. Şu anda tüm eski vakıfların
Vakıflar
süreçte
Sonuç
tekrar girmiş ve bu şekilde yanlışlık
temsilcisinin
Bu
yükümlülüğün
yeni
değişiklik ile de vakıf kelimesi kanuna
yasal
almıştır.
vakıfların Lozan
el
yolunun
19
Dünya Vakıflar Konferansı
İslam ülkelerindeki çağdaş vakıf
uygulamalarının
değerlendirildiği
Dr.
6. OTURUM
Layachi FEDDAD başkanlığında yapılan
“İSLAM ÜLKELERİNDE
6. oturumda İslam ülkelerindeki vakıflar,
batı
ÇAĞDAŞ VAKIF UYGULAMALARI”
kültüründeki
benzeri
kurumlarla
karşılaştırmalı olarak ele alınmış, İslami
sosyal yardım sisteminde vakıfların rolü
üzerinde
Yard. Doç. Dr. Hüseyin ERTUÇ
(TÜRKİYE)
durulmuş,
sivil
toplum
hareketlerinin ve yeni vakıf anlayışının
“İslam Hukuk Tarihinde Vakıflar ile Batı
Kültüründeki Benzeri Kurumların
Karşılaştırılması”
İslam
dünyasına
sağlayacağı
katkılar
belirtilmiş ve bu konular bağlamında genel
olarak vakıfların işlevleriyle ilgili bilgiler
verilmesi amaçlanmıştır.
Dr. Ali Asghar SAEIDI (İRAN)
İlk konuşmacı Prof. Dr. Hüseyin
“İslami Sosyal Yardım Sisteminde
Vakıfların Rolü”
Ertuç, vakıf kurumunun tohumlarının Hz.
Muhammed
döneminde
atıldığını,
Selçuklular döneminde ivme kazandığını,
Osmanlılar
Senajid ZAJIMOVIC (BOSNA
HERSEK)
döneminde
ise
vakıf
kurumlarının zirvede olduğunu belirtmiştir.
Diğer
“Sivil Toplum Hareketinin ve Yeni Vakıf
Anlayışının İslam Dünyasına MaddiManevi Sağlayabileceği Katkılar”
medeniyetlerdeki
vakıf
uygulamalarına da değinen Ertuç, tüm
medeniyetlerde
vakfın
temelini
dini
duyguların oluşturduğuna vurgu yaparak,
dini duygular göz ardı edilirse vakıfların
Yıdı WADI (ZİMBABVE)
gelişemeyeceğini söylemiştir. Konuşmada
“Bir Vakfın İşlevi
ayrıca vakıfların bağımsızlığının önemi
üzerinde de durulmuştur.
İkinci konuşmacı Dr. Ali Asghar
Saeidi ise konuşmasına İran’daki vakıf
etkinliklerinin geniş bir resmini sunacağını
söyleyerek başlamıştır. Saeidi’ye göre
20
Dünya Vakıflar Konferansı
İran’da dini liderler vakıf gibi kurumları
Son konuşmacı Yidi Wadi ise vakıf
halkla yakın temas sağlamak amacıyla
fikrinin 3 dinin de özünde var olduğunu
kullanmışlar, yardım dağıtımını bu amaçla
söylemiş ve vakfın işlevleri noktasında iki
organize etmişlerdir. İran’da devrim öncesi
önemli ilke olduğuna vurgu yapmıştır.
ve sonrası vakfın konumunun değişiklik
Birincisi, genel yasal ilkedir ve bu ilkeye
gösterdiğini
iki
göre vakıf ibadet temelli bir anlayışla ve
dönemde de vakfın hesap verilebilirliğinin
ibadet edercesine idare edilmeli, eğitim ön
olmadığını, diğer taraftan her iki dönemde
planda
de vakıfların İslam ideolojisinin gelişimine
insanlar tarafından paylaşılan değerlerin
hizmet ettiğini söylemiştir. Saeidi’ye göre
göz önünde tutulması zorunluluğudur.
belirten
Saeidi,
her
iki teorik nokta çok önemlidir. Birincisi,
vakıflarda
esneklik
ruhu
perspektif
Senajid
Zajimovic, dar gelirli topluma yardımın
İslam inancının bir parçası olduğuna vurgu
Bosna
ve
Hersek’teki duruma dikkat çekmiş, gelir
kaynakları
azalsa
da
vakıfların
faaliyetlerinin zorluklara rağmen devam
ettiğini söylemiştir. Avusturya istilası ile
bölgedeki
vakıfların
büyük
sıkıntılar
yaşadığını, Sırplarla yapılan savaş ve
sonrası
dönemde
ise
bu
sıkıntıların
arttığını, vakıfların büyük darbe aldığını
belirtmiştir.
Zajimovic
ayrıca
vakfın
işleyişi noktasında vakfı yöneten kurulların
vakıf
emlâkını
ortaya
değerlendirilmektedir.
konuşmasında,
iyi
tüm
vakıf uygulamaları hakkında faydalı bir
bulundurulmasıdır.
yaptığı
ise
katkılarıyla İslam ülkelerindeki çağdaş
yükümlülüklerin her zaman göz önünde
konuşmacı
İkincisi
Sonuç olarak, tüm konuşmacıların
olmasının
gerekliliği, ikincisi ise farklı hak ve
Üçüncü
tutulmalıdır.
değerlendirmesi
gerektiğini, bağımsız kurulların vakıfları
yönetmesinin de daha etkili olacağını
vurgulamıştır.
21
konulduğu
Dünya Vakıflar Konferansı
Dünya
Vakıflar
Konferansının
ikinci günü 24 Eylül 2013’de saat 14.45’de
7. OTURUM
başlayan 7.Oturumunun başlığı: “IRTI ve
“IRTI ve KUVEYT EVKAF İDARESİ
ÖNDERLİĞİNDE HAZIRLANAN
İSLAMİ VAKIFLAR YASASI”
Kuveyt
Evkaf
İdaresi
Önderliğinde
Hazırlanan İslamî Vakıflar Yasası”dır.
Davut
Gazi
Benli’nin
başkanlığında
yürütülen bu oturumda, Dr.
Dr. Layachi FEDDAD (SUUDİ
ARABİSTAN)
Layachi
Feddad, Muhammed Ramazan ve Cuma elZırkî IRTI ve Kuveyt Evkaf İdaresi
“Rehber Vakıf Kanunu”
Önderliğinde Hazırlanan İslamî Vakıflar
Yasası’nın hazırlanış süreci ve amacı
Prof. Dr. Mohammed RAMADAN
(MISIR)
hakkında bilgi vermiş; Prof. Dr. Murat
“Rehber Vakıf Kanunu”
eleştirel ve aynı zamanda yapıcı tavsiyeleri
Çizakça ise söz konusu kanun hakkında
de
barındıran
bir
değerlendirmede
bulunmuştur.
Prof. Dr. Gouma AL-ZRIQI (LİBYA)
Oturumun
“Rehber Vakıf Kanunu”
ilk konuşmacısı
Dr.
Layachi Feddad; taslak yasanın hazırlanma
süreci hakkında bilgi vereceğini belirtmiş
Mansour Khalid AL-SAQABİ
(KUVEYT)
ve diğer detayların Muhammed Ramazan
“Rehber Vakıf Kanunu”
ifade etmiştir. Feddad daha sonra mensubu
ve Cuma el-Zırkî tarafından açıklanacağını
olduğu İslam Kalkınma Bankası hakkında
bilgiler
Prof. Dr. Murat ÇİZAKÇA
(MALEZYA)
vermiş
ve
İslam
Kalkınma
Bankası’nın vakıflar açısından önemini
vurgulamıştır. Feddad, taslak yasanın fıkıh
“IDB/IRTI ve Kuveyt Evkaf İdaresi
Tarafından Hazırlanan Vakıf Kanunu
Üzerine Eleştirel Bir Değerlendirme”
kitaplarındaki
zamanda
hükümlerin
anlaşıp
hazırlandığını
modern
uygulanması
belirtmiştir.
için
Feddad
amaçlarının İslam ülkelerine rehberlik
etmek olduğunu vurgulayarak sözlerine
devam etmiş; bu amaçla İslam ülkelerinde
22
Dünya Vakıflar Konferansı
vakıflar hakkındaki kanunların toplandığını
Bir Değerlendirme başlıklı konuşmasında
ve neticede taslak yasanın ortaya çıktığını
söz konusu taslak yasaya eleştirel bir
söyleyerek konuşmasını bitirmiştir.
şekilde yaklaşmaya çalışmıştır. Çizakça
Oturumun
Muhammed
İslam
ikinci
Ramazan;
hukukunun
yasanın klasik anlamda İslamî vakfın
konuşmacısı
ana
kuruluş
yasanın
taslak
yönüyle
coğrafyasının
taslağın
bölgesel
tüm
benimseyen bu yasa, devlet müdahalesine
de
İslam
durum
kişiliği olması gerektiğine vurgu yapan
kanunun bu hususta hükümler içermesini
farkların dikkate alındığının altını çizen
eksiklik olarak değerlendirmiştir. Taslak
Ramazan, bu kanunun sadece bir vakfın
yasanın 1, 3 ve 7 sayılı ekleri ise Çizakça
nasıl kurulacağı meselesiyle değil; idaresi
tarafından önemli ve yararlı yenilikler
işleri ve mal varlığı hususlarıyla da ilgili
olarak nitelendirilmiştir.
sözlerini
tamamlamıştır.
Sonuç olarak şunları söylemek
Oturumun
el-Zırkî;
üçüncü
taslak
mümkündür: Kanaatimizce Dünya Vakıflar
konuşmacısı
yasanın
Konferansı’nın
temel
işleyişini
hizmetlerin
yerine
sağlayarak
hayrî
getirilmesini
temin
yaratmıştır.
Zırkî,
vakfın
Oturumu,
başlığı
Oturumun
konusu
olan
“Vakıflar Yasası”nın içeriğine dair verilen
bilginin
etmek olduğunu belirterek konuşmasına
başlamıştır.
7.
sebebiyle katılımcılarda büyük beklentiler
hükümler içerdiğini ve amacının vakfın
temel
Özellikle
çeken Çizakça, ayrıca vakıfların tüzel
yasanın hazırlanmasında ülkeler arasındaki
Cuma
hazırlamaktadır.
vakıf kurucusu haline geldiğine de dikkat
yapısı olduğunu ifade etmiştir. Taslak
belirterek
zemin
Türkiye, Kuveyt ve Malezya’da devletin
ve
ihtiyaçlarına cevap verebilecek esnek bir
olduğunu
ettiğini
Çizakça’ya göre klasik vakıf uygulamasını
görüşlerine bağlı kalınmadığını vurgulamış
bu
kabul
belirterek konuşmasına başlamıştır. Fakat
kaynaklarından
hareket ettiğini ve sadece bir mezhebin
ve
muamelesini
oldukça
gözlemlenmiştir.
vâkıfın
Vakıflar
vefatından sonra da varlığını ve faaliyetini
yüzeysel
Oturum
Yasasının
üzerine
kaldığı
sonucunda
derinlikli
tartışmalar yapılmıştır. Dr. Adnan Ertem
sürdürmesini de yasanın bir diğer amacı
Türkiye’deki uygulamalara ilişkin katkıda
olarak ifade etmiştir.
bulunmuş, bu tartışmanın oturuma olumlu
Oturumun dördüncü konuşmacısı
yansıdığı gözlemlenmiştir.
Prof. Dr. Murat Çizakça; IRTI ve Kuveyt
Evkaf İdaresinin Vakıf Kanunu Üzerinde
23
Dünya Vakıflar Konferansı
Burhan
ERSOY
başkanlığında
Türkiye'de bulunan yeni vakıfların kendi
öznel sorunlarının yanı sıra dünya vakıflar
deneyimi
8.OTURUM
içindeki
yerini
belirlemeye
odaklanan oturumda katılımcılar kendi
deneyimlerinden
“TÜRKİYE’DE VAKIF SİSTEMİ VE
YENİ VAKIFLAR”
aldıkları
vizyon
ile
Türkiye'de vakıfların sosyal, ekonomik ve
kültürel yansımaları üzerinde durmuşlardır.
Vakıfların genel sorunlarının tartışıldığı
Prof. Dr. Saffet TÜZGEN
oturumda mali sorunlar ve vakıfların
“ Bezmialem Vakıf Üniversitesi”
toplumsal
işlevleri
kaynaklanan
ile
mevzuattan
sorunlara
konuşmacılar
tarafından dikkat çekilmiştir.
Prof. Dr. Musa DUMAN
“ Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi”
İlk konuşmacı olan Prof. Dr. Saffet
TÜZGEN'in
"
Bezmialem
Vakıf
Üniversitesi" başlıklı sunumunda, bir vakıf
İlhan ÜTTÜ
üniversitesi
“ Elginkan Vakfı”
olarak
değerlendirilen
Bezmialem Vakıf Üniversitesi tanıtılmış,
üniversitenin faaliyetleri, Vakıflar Genel
Tevfik Başak ERSEN
Müdürlüğü ile ilişkileri ve kurucu vakıflar
“Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı”
hakkında bilgiler verilmiştir. Dünya'da ve
Türkiye'de vakıf üniversiteleri hakkında
sunulan sayısal veriler ile Türkiye'de Vakıf
Erman TUNCER
Üniversitesi
geleneğinin
henüz
olgunlaşmadığını göstermiştir. Konuşmacı
“Birlik Vakfı”
üniversitelerin uluslararası öğrenci kabulü
ve bu alandaki ihtiyaçlarını verilerle ortaya
Ayhan OGAN
koyarak
“Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı”
açısından
Türkiye'nin
cazip
vurgulamıştır.
bir
Eğitim
piyasası
ülke
olduğunu
Sunumda
konuşmacı;
Türkiye'de eğitim piyasasının aktörlerinin
bu konuda daha fazla çalışma yapmalarının
mümkün olduğunu vurgulamıştır.
24
Dünya Vakıflar Konferansı
İkinci konuşmacı olan Prof. Dr.
alarak, vakıf uygulamalarının uluslararası
Musa DUMAN'ın " Fatih Sultan Mehmet
ve yerel durumu üzerine çeşitli eleştirel
Vakıf Üniversitesi" başlıklı sunumunda,
değerlendirmelerde
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi de
Türkiye'de vakıflar üzerine elde bulunan
bir
olarak
niceliksel bilgilerin gerçeği yansıtmadığını,
tanıtılmış,
Yeni vakıfların Türkiye'de çok düşük
üniversitenin faaliyetleri, Vakıflar Genel
sayıda olduğu belirtilmiştir. Yeni kurulan
Müdürlüğü ile ilişkileri ve kurucu vakıflar
vakıf sayılarının büyüme hızının çok düşük
hakkında bilgiler verilmiştir. Üniversitenin
olduğu görüşü savunularak bu durumun
2010 yılından bu yana geçirdiği dönüşü
sebepleri üzerine yorumlar yapılmıştır.
anlatmış
Buna
Vakıf
Üniversitesi
değerlendirilmiş,
ve
üniversite
üniversitenin
bölümlerini
konuşmasında tanıtmıştır.
Üçüncü
konuşmacı
Elginkan
konuşmacı
Türkiye
yeni
vakıflarının sorunlarının kaynağı olarak;
olan
mevzuat,
İlhan
Vakfı’
mali
durum,
fonlar,
vergi
muafiyetleri ve teşvikler, vakıfların kendi
ÜTTÜ'nün " Elginkan Vakfı" başlıklı
sunumunda,
göre
bulunmuştur.
vizyon
nın
eksiklikleri
ve
yetersizlikleri,
sektörün başat aktörü olan Vakıf Genel
tarihçesinden bahsedilerek farklı bir vakıf
Müdürlüğü'nün
yapısına sahip olan vakfın bir model olarak
yapacak
tanıtımı yapılmıştır. Elginkan vakfının
bir
sektöre
yapıda
pozitif
katkı
olmamasını
göstermiştir.
kurucusu olan aile ve vakfın akarına
dönüşen aile şirketi modeli tanıtılmıştır.
Beşinci konuşmacı olan Erman
Vakfın tarihinden bu yana gerçekleştirdiği
Tuncer
faaliyetler tanıtılmış ve gelecek vizyonu
deneyiminden yola çıkarak Türkiye'de
dinleyicilere
Vakfın
bulunan vakıfların sosyolojik, idari ve mali
alanında
sorunlarını ele almıştır. Türkiye'de tarihsel
mevcut olan problemlerinin çözümü için
ve sosyolojik olarak vakıf fikrinin tekrar
istikrarlı bir şekilde eğitim programlarına
topluma kazandırılması gerektiğini, İslam
verdiği destek ile bu desteğin vakıf
dininin vakıf, hayır ve iyilik kavramları ile
kuruluşu ve amaçları açısından önemi
toplumun ihtiyaç duyduğu motivasyonu
vurgulanmıştır.
sağlayacağı ifade edilmiştir. Cumhuriyetin
Türkiye'nin
sunulmuştur.
nitelikli
işgücü
başlıklı
Vakfı
edildiğini bunun sonucu olarak halkın
Başak ERSEN " Türkiye Üçüncü Sektör
(TUSEV)"
Birlik
ilk yıllarından itibaren vakıfların ihmal
Dördüncü konuşmacı olan Tevfik
Vakfı
sunumunda,
vakıf fikrinden uzaklaştığı ve bu kavrama
sunumunda
inancını yitirdiği iddia edilmiştir. Güncel
Türkiye'de Vakıfların çeşitli sorunlarını ele
25
Dünya Vakıflar Konferansı
olarak vakıfların, devletin yapamadığı
Sonuç
olarak
konferansın
8.
temel konularda faaliyetler göstermesi
oturumunda Türkiye' de Vakıf Sistemi ve
gerektiği belirtilmiştir.
Yeni
Son konuşmacı olan Ayhan OGAN
sunumunda, Türkiye'de bulunan vakıfların
faaliyet alanlarının yakın siyasal tarih
açısından geçirdiği dönüşümler ve bu
dönüşümlerin
Türkiye'de
siyasal
girişimlerin vakıfları bir aygıt olarak görüp
açacak
şekilde vakıfları birer siyasi ifade kanalı
olarak kurup tesisleştikleri ifade edilmiştir.
Türkiye
Gönüllü
(TGTV)'nin
hakkında
güncel
Teşekküller
politik
gerçekleştirdiği
Türkiye'de
vakıf
eksiklikleri
eleştirilmiş
çıkmıştır.
ileri
sonucu olarak 1980’li yıllardan itibaren
yol
sunumlarda
sisteminin
ve
çeşitli
öneriler
sahip
olmaması,
olarak eleştirilen konular olarak ortaya
sürülmüştür. Yine farklı bir eğilimin
uzaklaşmasına
dayanan
Türkiye'de vakıf sisteminin eksiklikleri
koruma ve güvenceye alma stratejisi içinde
amacından
deneyimlerine
etkin bir şekilde mal olmayışı genel olarak
sınıfların siyasal krizlere karşı mallarını
veya
vakıflarının
süre giden vakıf çalışmalarının topluma
siyasi krizlerin etkisi ile orta ve üst
grupların
farklı
kültürünün tarihsel bağlarından kopmuş ve
ardından 1980 yılından itibaren yaşanan
toplumsal
alınmıştır.
mevzuattan kaynaklanan sorunlar, vakıf
yıllarında vakıfların ihmal edilmesinin
gittikleri
ele
Türkiye'nin
muafiyetlerine
değişimleri ele almıştır. Cumhuriyetin ilk
yoluna
konusu
getirilmiştir. Vakıfların daha fazla vergi
bulunan
vakıfların faaliyetlerinde yarattığı temel
vakıflaşma
Vakıflar
Vakfı
konular
faaliyetler
anlatılmıştır. Türkiye'nin vakıf sektöründe
doğru adımlar atabilmesinin vakıfların
siyasal alandan uzaklaşarak hayır amacına
odaklanacakları klasik vakıf modeline
dönmelerine bağlı olduğu görüşü ileri
sürülmüştür.
26
Dünya Vakıflar Konferansı
hayırseverlik” olgusunun ihtiyaç analizi
niteliği taşıdığını göstermiştir.
SONUÇ
İslam
ülkelerindeki
vakıflar
mevzuatının
değişiklik
göstermesi,
uygulamaların farklı nitelikte olması ve
İslam Vakıflar Yasasının vakfedenin
iradesinin tesisi noktasından tüzel kişiliğin
oluşumuna ve bu kişiliğin “varlık” olarak
ne anlama geldiğinden uygulamalarına
kadar tartışma konusu olması, hem sürecin
yeniden yapılandırılması hem de Türkiye
tecrübesinin aktarımı açısından değerli bir
fikir alışverişine neden olmuştur.
Dünya Vakıflar Konferansı, temel
olarak dünyanın farklı coğrafyalarında
yaşayan toplumların kendine özgü
yapılarının
doğal
sonucu
olarak
yardımlaşma olgusunun etrafında gelişen,
Türk toplumunda genel ifadesiyle “vakıf”
olarak adlandırılan kurumsal yapının ne
ölçüde farklı tanımlandığını bu farklılığa
bağlı ne tür uygulamaları gerçekleştirdiğini
ve gelecekte nelere ihtiyaç duyduğunu
ortaya koymuştur.
Afrika kıtasının kendine özgü
ihtiyaçlarından doğan vakıf kurumlarının
yapısından dünyadaki ve Türkiye’deki
azınlık
vakıflarına,
Avrupa
kilise
vakıflarından Amerika’daki ekonomik
girişimcilik vakıflarına kadar vakıf
kurumunun ekonomik, sosyal ve kültürel
alana dair uygulamalarının ve buna bağlı
olarak ortaya çıkan ihtiyaçların ifade
edildiği konferansta, vakıf alanının
denetleyicisi
ve
mazbut
vakıfların
mütevellisi konumunda olan Vakıflar
Genel Müdürlüğünün ve genel olarak Türk
vakıflarının dünyanın neresinde olduğu
değerlendirilmiş; kültürlerarası iletişim ve
diyaloğa katkı sağlanmış, bireysel ve
kurumsal olarak işbirlikleri gündeme
gelmiştir.
Konferansta
“vakfın”
kavram
olarak her toplumun tarihi macerasının
farklı olması, hatta aynı dine mensup farklı
geleneklerinden dolayı değişik pratiklere
sahip olması nedeniyle muhtelif şekillerde
tanımlanarak değişik uygulamalara sahip
olageldiği
gerçeği
vurgulanmıştır.
Vakıfların esnek ve değişken varlığının bir
anlamda kamu kurumlarının statik
yapısının alternatifi olacak derece hareketli
olduğu dile getirilmiş, bu tespitin olumlu
sonuçları üzerine çıkarımlar yapılmıştır.
Kavramsal
olarak
uzmanların
ve
akademisyenlerin bu farklılar üzerine daha
fazla tartışmasının gerekliliği konferansın
en çok vurgulanan sonuçlarından biri
olmuştur.
Hayırseverliğin
yeni
araçlar
edinmesi ve güncel ihtiyaçlara cevap
verebilecek yeni bir biçime taşınması
gerekliliğinin
“hayırseverlik”
çalışmalarının temel önceliğini teşkil ettiği
vurgulanmıştır.
Hayırseverlik
çalışmalarının küresel bir organizasyon
haline getirilmesi için gereken araçların
neler olabileceği üzerine tartışmalar
yapılmış olması konferansın “küresel
Dünya
ekonomisinin
giderek
küreselleşmesi ve bu olgunun yarattığı
ekonomik refahın getirdiği dayanışma ve
işbirliği ortamında yeni araçlar ve ortak
bilgi bankaları oluşturulmasının gerekliliği
ön plana çıkmıştır. Bu ihtiyacın küresel
nitelik taşımasından dolayı Türkiye’nin
kendi tarihi tecrübesinden yola çıkarak,
vakıf ve bağışçılık alanında hem teorik
hem de pratik alanda katkı sağlamasının ve
kendi
vakıf
deneyimini
dünyaya
27
Dünya Vakıflar Konferansı
tanıtmasının
görülmüştür.
gerekliliği
açıkça
Türkiye’de tüzel kişilik olarak
faaliyette olan vakıflar ve hayırseverlik
alanındaki eksikliklerin tartışıldığı Dünya
Vakıflar Konferansı, özellikle fon yaratma
ve fon kullanımı alanında tüzel kişiliklerin
devletle olan ilişkisi ve bu ilişkiden doğan
ihtiyaç alanlarının ayrıca ele alınması
gerekliliğini ortaya çıkmıştır.
Pelin GİRGİNOK
Vakıf Uzmanı
Naciye ALTAŞ
Vakıf Uzmanı
Mahir POLAT
Vakıf Uzmanı
Mehmet YILDIRAN
Vakıf Uzmanı
Cansel ALTIOK HERDEM Vakıf Uzmanı
Şerife MEMİŞ
Vakıf Uzmanı
Özgen ÖZCAN
Vakıf Uzmanı
Aykut ÇAĞLAK
Vakıf Uzmanı
Özge HASÖZDEMİR
Vakıf Uzman Y.
B. Kağan İSMAİLOĞLU Vakıf Uzman Y.
İnci Ayça APAK
Vakıf Uzman Y.
Saliha AYDOĞAN
Vakıf Uzman Y.
Faruk YAVUZ
Vakıf Uzman Y.
Ahmet AFŞAR
Vakıf Uzman Y.
Ahmet KASAP
Vakıf Uzman Y.
Hatice ÇOBAN
Vakıf Uzman Y.
Tülay AYDIN
Vakıf Uzman Y.
Sevilay KOSİF
Vakıf Uzman Y.
Oğuzhan YILDIZ
Vakıf Uzman Y.
Gül DURSUN
Hazırlayanlar:
Vakıf Uzmanı
Vakıf Uzman Y.
Taner KARADAYI Vakıf Uzman Y.
Ayrıca
Dünya
Vakıflar
Konferansı’nın periyodik olarak farklı bir
ülkede gerçekleştirilmesinin gerekliliği
vurgulanmış
ve
Evkaf
Kalkınma
Konseyinin kurulması teklifi getirilmiştir.
Nilgün ÇEVRİMLİ
Buket AYCAN
Tuğba CEBECİ BENLİ Vakıf Uzman Y.
28
Vakıf Uzman Y.

Benzer belgeler