2009 Ekim - türk eczacıları birliği

Transkript

2009 Ekim - türk eczacıları birliği
ISSN 1301-5060
HABERLER
Sayı
TEB
Türk Eczacıları Birliği'nin 2 Aylık Yayın Organı • Eylül - Ekim 2009
05
İSTANBUL
Dünya Eczacıları İstanbul’da
Eczacılık Mesleği ve Etik
Sağlıkta Dönüşüme Hayır
Yayın Türü: Süreli Yayın
İÇİNDEKİLER
SAHİBİ
Ecz. Erdoğan ÇOLAK
Genel Başkan
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Ecz. Hilmi ŞENER
II. Başkan
MERKEZ HEYETİ
Ecz.Erdoğan ÇOLAK
Ecz.Hilmi ŞENER
Ecz.Özgür ÖZEL
Ecz.Ali ASLAN
Ecz.Mukaddes HARMANCI
Ecz.Şevket KAYA
Ecz.İsmail BAŞDİL
Ecz.Mustafa SAK
Ecz. Nevin TAŞLIÇAY
Ecz.Erdal İŞBAKAN
Ecz.Arzu BEYKOZ
BAKIŞ
Ecz. Erdoğan ÇOLAK
3
DİYALOG
Ecz. Hilmi ŞENER
4
13. BAŞKANLAR DANIŞMA KURULU TOPLANTISI
Ecz. Neşe Kılınç MERCAN, Ayşen YALMAN
5
DÜNYA ECZACILARI BİRARADA
Ecz. Hilmi ŞENER, Ayşen YALMAN
14
ECZACILIK MESLEĞİ VE ETİK
YAYIN SEKRETERİ
Ayşen YALMAN
REDAKSİYON
Dönsel COŞAR
Doç.Dr. Selen YEĞENOĞLU
ECZANE BULUNMAYAN YERLERDE İLAÇ HİZMETİ
Uzm. Ecz. Esra YANTURALI
KAPAK VE SAYFA TASARIMI
Tekin TEKİNER
25
BU HAREKET DÜNYAYA İLAÇ GİBİ GELECEK
TEB AR-GE Birimi
Atakan ADALI
Fersa Ofset Tesisleri
Baskı Tarihi: 02 Aralık 2009
YÖNETİM YERİ VE YAZIŞMA
Willy Brandt Sokak No: 9
Çankaya / ANKARA
Tel: 0.312 409 81 00
YAYIN KOŞULLARI
Dergideki yazılar dengi adı gösterilerek yayımlanabilir.
yazılardaki görüşlerden yazarın kendisi sorumludur. Dergi
üyelere ücretsiz gönderilir. Yayınlanması istenilen yazıların,
bilgisayarda Word programı ile yazılması ve yazıların orijinal
çıktısı ile birlikte disketinde gönderilmesi teknik açıdan kolaylık
sağlayacaktır.
TEB Haberler Dergisi hakkındaki şikayetlerinizi,
memnuniyetinizi ve önerilerinizi iletebilmek için;
Türk Eczacıları Birliği
Willy Brandt Sokak No: 9 Çankaya / ANKARA adresine,
[email protected]
e-posta adresine yazabilir ya da
0312 409 81 09’a faks çekebilirsiniz.
26
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜME HAYIR
BASKI
Ostim 36. Sokak No: 5/C-D
Yenimahalle - ANKARA
Tel: 0312 386 17 00 (pbx)
www.fersaofset.com
24
MODERN FARMASÖTİK TEKNOLOJİ KİTABI ÖDÜL ALDI
REKLAM SORUMLUSU
Ayşen YALMAN
21
28
BİZDEN HABERLER
Ecz. Berna SELÇUK, Ecz. Esin YAVUZ
31
HERKES İÇİN E-SAĞLIK SEMPOZYUMU
TEB AR-GE Birimi
34
BARIŞA DAİR
Berivan VARGÜN
36
DÜNYADA NEVAR NEYOK
Sevim ÖZDEMİR
38
GÜNCE
Ecz. Meriç KALAYCIOĞLU
41
BASINDA TEB
Basın Bürosu
45
Bakış
Uzun ve zorlu bir dönemi geride bırakıyoruz. İki
yıllık zaman dilimi yalnızca örgütlerimiz ve bu
örgütlerde görev alan kişiler için değil; tek tek her meslektaşım açısından da yorucu ve yıpratıcı bir süreç oldu.
Bunun farkındayız.
Bizler bugüne kadar yaşanan gelişmeleri her türlü olumlu ve olumsuz yönü ile sizlerle paylaşmaya azami özen
gösterdik. Elbette ki bu görevlerde sorunları çözmek için
bulunuyoruz ancak diğer yandan da hep birlikte örgütlerimizin politika üretim sürecini de farklılaştırmaya çalışan
bir yaklaşım çerçevesinde hareket ettik. Bu, yaklaşımın
temelinde yönetim ve karar alma mekanizmalarında daha
fazla fikrin söz sahibi olabilmesini sağlamak bulundu. Bizler tüm sırça köşkleri yıkarak, daha fazla dinleyerek, daha
fazla kendimizi anlatarak yürümeyi tercih ettik. Bu kimilerince daha fazla zaman ve emek gerektiren bir yöntem olması dolayısıyla eleştirilebilir ve bir düzeyde de doğrudur
da. Ancak bizler amaca ulaşan her yolun, her adımın, her
sözün kısacası yürüdüğümüz yolun kendisinin de amaçlarımız kadar önemli olduğuna, en az o kadar emek sarf
etmeye değer olduğuna samimiyetle inanıyoruz. Çünkü
hayat göstermektedir ki; doğru araçlarla yürünmeyen yollar, istenen amaca yaklaştırmaz.
Ancak bireyler, hele ki kurumlar için kültürel kodları değiştirmek, daha da ötesi siyaset yapma alışkanlıklarını bugünden yarına değiştirmek çok zorlu bir süreç. Bizler dikte etmeyi değil diyalog kurmayı, bireyi değil örgütlülüğü
yüceltmeyi, farklılıkları ezmeyi değil bir arada yaşamayı
öncelik saydık. “Dinle küçük insan!” demek yerine birlikte öğrenmeye ve birlikte üretmeye açtık zihinlerimizi.
Elbette dünya bizim merkezimizde dönmüyor. Bu süreçte
yaşadığımız birçok sorunun temelinde daha bütünlüklü
politikalar olduğunun farkına varmamız, doğru analizler
yapabilmemiz için gerekli bir zemindir. Sağlık, özel olarak
eczacılık alanı bir yeniden yapılandırma süreci içerisinde. Bu altüst oluş yalnızca biz eczacıları değil, tüm diğer
sağlık çalışanlarını ancak daha da önemlisi sağlık hizmetinden faydalanan tüm vatandaşlarımızı etkiliyor. Bu gerçeklik elbette sorunlarımızı çözme konusunda herhangi
bir bahane/gerekçe olamaz, ancak eleştiri ve alternatif
politika üretirken gözetilmesi gerekir.
Bunca tedirgin olmamız boşuna değilken, korku ve tedirginlik oldukça insani bir duyguyken, bizlerin, yine de, bu
hissiyatı bir güçlenme stratejisine dönüştürmekten başka
çaremiz yok. Hayatı korkularımıza ve tedirginliklerimize
karşı yeniden örmeliyiz. Çünkü tek başına korku bizleri
atalete sürükler. Bizler irili ufaklı sorunlarımızdan da, bu
sorunların müsebbibi insan ya da kurumlardan da korkmak yerine, umutla mücadele etmeyi önümüze koyuyoruz. Birlikte tökezleyerek, yara alarak da olsa yürüdüğümüz yolun, tek başına ulaşılacak zaferlerden daha değerli
olduğu bilinci ile.
Bizler, bugüne kadar yalnızca bizim üzerimizden
kurumumuzun yıpratılması girişimlerine müsamaha
göstermedik; çünkü biliyoruz ki kişiler geçici kurumlar
ise kalıcıdır. Bugüne gelirken bizleri eleştirileri, katkıları,
emekleri ile destekleyen her meslektaşıma tek tek
teşekkür etmek isterim. Bu iki yıllık süreç tüm sevabı
ve günahı ile bu süreci birlikte ören, sorumluluk almış
kişilerin eseridir elbette. Neler yaşandığını hep birlikte
tartışacağımız bir Kongre var önümüzde. Önümüzdeki
Kongre’nin mesleğimizin ve örgütümüzün demokrasi
kültürüne yaraşır bir atmosferde gerçekleşeceğine şüphe
duymuyorum. Şimdiden yegane temennim; sonuçları ne
olursa olsun, kişilerin değil fikirlerin, yalnızca geçmişin
değil geleceğin tartışıldığı; tüm tedirginliklerimize inat
hayallerimizi ve umudumuzu birlikte ördüğümüz bir
Kongre süreci geçirmek.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Eczacılık alanının en temel aktörlerinden kamu ile ilişkimiz sürekli bir gerginliğin konusu oldu. Sürekli değişen
mevzuatlar, yeni düzenlemeler, her gün değişen uygulamalar…Bizler mesleğimizin 20 yıl sonra gelmesini hayal
Ecz. Erdoğan ÇOLAK
Başkan
TEB HABERLER
D
eğerli Dostlarım,
ettiğimiz, ortak aklın ürünü eczacılığı hayata geçirmeye
çalışırken, günlük mücadeleler fazlaca emeğimizi ve zamanımızı aldı. Diğer yandan sokağa çıktığımda, farklı illere gittiğimde, ailemle bir araya geldiğimde, komşularımla
konuşurken…Kısacası her yerde ve herkeste tedirgin bir
ruh hali olduğunu görmek mümkün. Yalnızca yeni uygulamalardan dolayı değil ki; artık hepimiz yeni bir virüsün
çıkıp hayatımızı alt üst etmesinden de, yediğimiz içtiğimiz
ürünlerin bizde ne tür etkiler bıraktığı konusunda da, trafiğin muhtelif “canavarları”ndan da, yüzyıllık ormanlarımız
yine bir günde kül olacak diye de, hepsinin ötesinde artık
çocuklara bırakacak bir dünyamız kalmayacağından da
tedirgin oluyoruz. Hepimizin ruh hali tedirgin. Ne fiziksel
ne de psikolojik sağlığımız konusunda yarınımızı göremiyoruz…
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
Sevgili Meslektaşlarım,
3
Diyalog
Değerli Meslektaşlarım,
Türk Eczacıları Birliği 36. Büyük Kongre’de görevlendirdiği
Merkez Heyeti, eczacılık mesleğinin bu döneme kadar
görülmemiş boyuttaki sorunlar yumağı ile karşı karşıya kaldı.
Sorunların böylesi büyük boyut kazanmasında hükümetin 5
yıldır uygulamaya çalıştığı sağlıkta dönüşüm programı ile küresel
kriz ve bütçe açığının artmasının büyük etken olması yanında,
yeni eczacılık fakültelerinin açılması gibi popülist politikaların
izlenmesi, gelecekte mesleğimizi daha büyük sorunların
beklediğinin göstergesidir.
İçinde bulunduğumuz süreçte, ilacın % 90 alıcısı olan kamunun,
sağlık harcamalarını aşağı çekmeyi temel hedef olarak görmesine
rağmen uyguladığı politikalar, kamunun sağlık harcamalarını
azaltmak yerine artırmıştır. Sağlıkta tasarrufun doğru olmadığını
haykırmamıza rağmen, uygulanan politikaların gelinen noktada
başarıya ulaşmadığı gerçeği göz ardı edilerek, alınan sözde
tasarruf tedbirleri eczaneleri büyük bir açmaza sürüklemektedir.
Eczanelerin finans kaynağı olarak görülmesi ve fiyat düşüşlerinin
getirdiği sermaye erozyonu mesleğimizin asli görevi olan sağlık
danışmanlığı hizmetini veremez duruma getirmiştir!
4
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
Anayasal bir meslek Birliği olan TEB Merkez Heyeti, AB
ülkeleri arasında en yüksek eczane sayısına sahip ülkemizde
yeni eczacılık fakültelerinin açılmaması ve mevcutların
kontenjanlarının düşürülmesi için her fırsatta ve ilgili her
kurum nezdinde girişimlerini sürdürmüş ve sürdürmeye devam
etmektedir. Diğer taraftan 6197 sayılı yasamızın olmazsa
olmazlarımızla güncel hale getirilmesi, temel hedeflerimiz
arasındadır. Bu sorunlar yumağı, örgütümüzü 21 Aralık 2008’de
örneği az görülen mitinge götürmüştür. Bu ise katılımcı
ve kolektif düşünce ile örgüt gücünün önemini çok somut
olarak ortaya koymuştur. Eczacı-eczacı ortaklığı gündemden
çıkarılmıştır. Sayın Sağlık Bakanı 6197 sayılı yasanın örgüt
görüşü aksine değişikliğini TBMM’ye taşımayacakları konusunda
açık taahhütte bulunmuştur. Kamuda eczacı istihdamının sayısı
uzmanlık dahil artırılmıştır. Bu dönemde yapılan protokoller
ve revizyon ile uzun yıllar sonra, yaklaşık 10.000 eczane sıfır
iskonto ile SGK sözleşmesi imzalamıştır. Kademeli karlılıkla ilk
dilimin karlılığı artırılmıştır. Haksız sözleşme fesihleri hatırlanırsa,
protokollerdeki cezai hükümlerin hafifletildiği görülecektir.
İlaç firmaları ile ticari iskonto (%4 ve %7’ler) ve vadeler konusu
uzun mücadele sonunda eczanelerimiz lehine kazanıma
dönüştürülmüştür. Üzülerek ifade etmek gerekir ki, bu defa
da 18 Ekim 2009 kararnamesi ile kamu kurum iskontolarının
artırılmasıyla yeni bir açmazla karşı karşıya bırakıldık! Eczacının
ciro düşüşüne bağlı kayıpların giderilmesi henüz sonuçlanmadı.
Ancak stoklardan kaynaklanan fiyat farkının karşılanması
sağlanacaktır. Reçete başına meslek hakkını almak temel
hedeflerimiz arasındadır.
Mesleğimizin diğer önemli sorunu olan muvazaa konusunda,
Temmuz 2009’da yayımlanan muvazaa genelgesinden
sonra, Bölge Eczacı Odaları’nın görüşü aksine bir tek ruhsat
verilmediğini belirtirsem, çok önemli bir kazanımın içinde
olduğumuzun değerlendirmesini sizlere bırakıyorum. Hele
odalarımızın bu konuda devre dışı bırakıldığı bir dönemde!
TEB İktisadi İşletmesi’nin (İthal İlaç Birimi) 12 yıllık geçmişinde
görülmemiş biçimde ekonomik verimliliğe ve üstün hizmet
anlayışına taşındığını ise söylemekten gururlandığımı belirtmek
isterim.
Majistral tarifenin güncellenmesinin her yıl sorun olmaktan
çıkarılması ise basit gibi görülen ancak bir grup meslektaşımızın
sıkıntılarını bertaraf edecek bir kazanımdır.
Değerli meslektaşlarım, geçtiğimiz ay içerisinde eşdeğer ilaç
genelgesi yayınlandı. Bilimsellikten uzak, birbirinin eşdeğeri
olmayan ilaçların eşdeğer olarak kabul gördüğü bu uygulamayı
reddettik. Sağlık Bakanı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı’yla görüşmeler yaptık, basın açıklamaları yaptık.
Konunun vahametini hem Bakanlıklarla hem de kamuoyuyla
paylaştık. Çok geçmeden uygulamadan geri adım atıldı ve
genelge yayımlandıktan sonraki uygulamaya geri dönüldü.
Yine Türk Eczacıları Birliği’nin anında gösterdiği bir refleks,
üst düzey bir çabayla bir yanlıştan daha dönülmüş oldu. Öte
yandan, biliyorsunuz her fırsatta dile getiriyoruz; bu dönem
içerisinde reçetelerin sıralı dağıtımıyla ilgili çabalarımız sonuç
vermişti. Geçtiğimiz Şubat ayında, hastanelerde ve odalarımızda
kurduğumuz bu sistemi ortadan kaldıracak uygulamanın
yürütmesini durdurma için Danıştay’a açtığımız dava lehimize
sonuçlanmıştı. Merkez Heyeti’ndeki arkadaşlarımla birlikte
buradaki gayretlerimiz de görmezden gelinemez. Hepimizin
yüreklerine su serpen, bir nebze de olsun elimizi güçlendiren bir
gelişme daha var ki, iki cümleyle hafızalarınızı tazelemek isterim.
Geri ödemelerimizin avans uygulamasıyla %90’ını alabiliyorduk,
şimdi bu sorunu da çözdük. Artık %100’ünü yani tamamını
alabiliyoruz.
Değerli dostlarım, görüldüğü gibi rakamsal olarak belki uzun ama
bizim için çok kısa olan bu hizmet döneminde ne çok karara
imza atmışız. Zaman, bizim için bazen yetersiz kaldı. 24 saate
bir 24 saat daha eklemek istediğimiz günleri yaşadık. Kazanılmış
her zaferi, sizlere duyururken hissettiğimiz duyguları yeniden,
yeniden yaşamak için; bir sonraki meseleyi çözmek üzere vakit
kaybetmeden adımlar attık. Her gün önümüze yeni bir buz dağı
çıktı. Sizler bunun suyun üzerindeki kalan kısmını gördünüz
ama bizler sorunu kaynağında yaşadık. Bizim de elbette
umutlarımızın tükendiği zamanlar oldu. Ama böyle zamanlarda
hep bizlere umut dolu gözlerle bakan binlerce meslektaşımızı
hatırladık. Çünkü biz gücümüzü hep sizden aldık. Yolumuzu hep
sizler aydınlattınız. Bundan sonra da yolumuzu yine hep birlikte
aydınlatacağımız umudunu taşıyorum.
Hoşça kalın, mutlu kalın.
Ecz. Hilmi ŞENER
II. Başkan
TEB Haberler Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
TOPLANTI
Ecz. Neşe KILINÇ MERCAN
Ayşen YALMAN
TEB 36. DÖNEM
13. BAŞKANLAR
DANIŞMA KURULU TOPLANTISI
07.10.2009
ECZ. ERDOĞAN ÇOLAK
TEB GENEL BAŞKANI
ama sanayicilerin yeni bir hamlede bulunması durumunda bunları tekrar değerlendirebileceklerini
ifade etmesine rağmen, 18 Eylül’de bu Kararname
Arkadaşlar, 18 Eylül tarihinde yayımlanan Kararname ve Tebliğler,
bizi 21 Aralık sürecine tekrar geri
döndürmüş durumda. Türkiye’nin iktisadi, siyasi,
sosyal sorunları yanında dünyanın yaşadığı bir krizle
beraber gerçekten olağanüstü bir süreçten geçtiğimizi vurgulamakta yarar var. Yine hep birlikte bu zor
sürecin üstesinden gelmeye çalışacağız.
ve Tebliğler Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Sağlık Bakanıyla 17 Eylül’de yaptığımız toplantıda,
(tabi onun öncesinde de Bakanlarla ve bürokratlarla yapmış olduğumuz toplantılarda bir meslek
hakkı verilmesi noktasındaki taleplerimizi sürekli
yineliyorduk) şöyle bir şey ifade etti: muayene ücretlerinin %55’i maaşlardan kesiliyor, %45’i eczanelerden tahsil ediliyor, bu tahsil edilen muayene
ücretlerinden, meslek hakkı adı altında size bir
pay verelim dedi, biz de hemen anında bu öneriyi reddettik. Dedik ki; biz 21 Aralık’ta bir miting
yaptık. Bu mitingde tahsildar olmayacağımızı söyledik. Muayene ücretlerinin tahsildarlığını yaparak
buradan bir meslek hakkı almayı ahlaki bulmuyoruz. Biz bir meslek hakkı istiyoruz. Bu meslek hakMuayene ücreti tahsildarlığıyla ilişkilendirilerek
verilecek bir meslek hakkını kabul etmeyeceğimizi söyledik. Daha sonra Sağlık Bakanıyla iki defa
daha görüşme yaptık. Reçete başına bir meslek
hakkı olabileceğini bunu teknik olarak çalışmak
gerektiğini ifade ettik ve İlaç Eczacılık Genel Mü-
TEB HABERLER
kı ancak reçete başına bir meslek hakkı olabilir.
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
18 Eylül’den önce ilaç fiyatlarının ve sağlık harcamalarının verdiği açıktan dolayı, İlaç Sanayicileriyle
devletin bir dizi görüşme yaptığını biliyorduk. Sanayiciler beş Bakanın önderliğinde, bir global bütçede
uzlaşmak için masaya oturdular. Yaklaşık dokuz
görüşme yapıldı. Ama, Sanayiciler son toplantıda
uzlaşamadan masadan ayrıldı. Dolayısıyla, hükümet bir dizi tedbiri de o günlerde aldı. Sanayicilerin
toplantıyı terk ettiğini duyduğumuz zaman Sağlık
Bakanını, Çalışma Bakanını ve bürokratlarını ziyaret
ettik. Ciddi tedbirler alabileceklerini, ama alınabilecek tedbirleri şimdi konuşmak istemediklerini, çünkü daha tartışma halinde olduklarını söylediler. 17
Eylül’de Sağlık Bakanını İstanbul’da ziyaret ettiğimizde de çok ciddi önlemler üzerinde durduklarını,
5
TOPLANTI
dürlüğüyle de bu konuyla ilgili de 4–5 defa toplantı
cak, talep kaybı orta kesimdeki eczanelerimizi etki-
yaptık. Arkadaşlarımız da hem bunu mevzuatta ne-
leyecek, muayene ücretleri hastalarla bizi yeniden
reye koyabiliriz hem neleri talep edebiliriz diye ba-
karşı karşıya getirecek ve kamu kurum iskontoları
kıyorlar.
nedeniyle taşıdığımız yük biraz daha artacak. Bir
başka sıkıntı da biraz önce söylediğim gibi, bundan
Biliyorsunuz, Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına
sonra ilaç fiyatlarının artmayacak olmasıdır. Yani
Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Ba-
serbest eczaneler açıldıkça alanın daha da darala-
kanlar Kurulu Kararı ile ilaç fiyatları yeniden radikal
cağını belirlememiz gerekiyor.
bir biçimde düşürüldü. Şimdi burada başka bir şey
daha var arkadaşlar, biliyorsunuz daha önce sapta-
Bu on günlük süreçte, 3 defa Sağlık Bakanını, 2
nan dönemsel Avro değerinde 30 gün süre ile %5
defa Çalışma Bakanını, 1 defa Sosyal Güvenlik Ku-
değişiklik olması durumunda, bu tablo ilaç fiyatla-
rumu Başkanını, 3–4 defa Genel Sağlık Sigortası
rına yansıtılıyordu. Yeni düzenleme ile, “Dönemsel
Genel Müdürünü, 3–4 defa İlaç Eczacılık Genel Mü-
Avro Değer Bandı” tanımlaması yapıldı ve 30 günlük
dürünü ve 2 defa da Çalışma Bakanının müsteşarı-
süre 90 güne çıkartıldı. Dönemsel Avro değer ban-
nı ziyaret ettik. Burada alınan önlemlerin çok ciddi
dına göre, bundan sonra Avro’daki değişiklik yüzde
olduğunu, 1,5 katrilyonluk tasarrufla başlayıp 2,4
15’ten fazla olursa ilaç fiyatları değişebilecek. Bu
katrilyon civarında bir tasarruf elde etmeye çalış-
da demek oluyor ki, ilaç fiyatları bundan sonra de-
tıklarını, bunun IMF raporlarına göre 3,3 katrilyon,
ğişmeyecek. Böylelikle Türkiye en ucuz ülke konu-
ama kimilerine göre hesaplanmayan olgulardan do-
muna gelmiş olacak.
layı 4 katrilyon civarında bir rakama geleceğini ifade
ettik. Yeniden bir masaya oturulabilir mi konusunu
O yüzden değerli arkadaşlar bir strateji geliştirirken
gündeme getirdik ve bu şekilde bir düşünceleri ol-
bunları mutlaka göz önünde bulundurmamız gere-
duğunu öğrenmemiz üzerine Sanayicilerle de birkaç
kiyor. Birincisi, eczacı karlılığının sadece ilaç fiyat-
defa görüşme yaptık. Sanayiciler de kendi araların-
larına bağlı olmaktan çıkarılmasının bir yöntemini
da çok da fazla uzlaşır bir pozisyonda değildi. Dün
geliştirmemiz gerekiyor. İkincisi de daralan pazarda
akşam (06.11.2009) ortak toplantı yaparak Sağlık
eczane sayısını sınırlandırmamız gerekiyor. Bunu,
Bakanlığına bir öneriyle birlikte gittik. Burada 60-
şunun için söylüyorum geçen yıl 20.000 TL’nin al-
60’in gerçekten çok müthiş bir düşüş sağlayacağını
tında ciro yapan 6300 eczane varken, bu rakam
bunun % 73’ler civarına çekilmesi gerektiğini ifade
8000 civarına çıkmış, en üst dilimde de geçen sene
ettik. Buradan sağlanacak tasarruf bir katrilyon ci-
2400 eczane varken bu rakam da 1700 civarına
varında, 20 yıllıklara dokunulmaması gerektiğini,
düşmüş. Bu veriler, pazara yeni giren eczanelerin
orijinal ve yerli ayrımı yapmadan da %11’e ilave ola-
pazardan pay kaptığını gösteriyor. Hükümetin ya
rak %4’lük bir kamu kurum iskontosunun yapılması-
da Bakanların deyimiyle . Türkiye’de her şey %6
nın daha adil olacağını ifade ettik. Ayrıca, uzun uzun
civarında küçülürken ilaç sektörü %15’in üzerinde
kamu kurum iskontolarından yaşadığımız sıkıntıları
bir büyüme geçekleştirmiş. Ama bu büyüme mes-
aktardık.
6
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
lektaşlarımıza eşit olarak yansımamış. Burada en
önemli unsur hem gelenlerin sayısı hem de bunun
Arkadaşlar, meslek hakkını, yapmış olduğumuz gö-
adaletli bir biçimde dağıtılmamasıdır.
rüşmelerdeki tüm bürokratlara, bakanlara, herkese
anlatmaya çalıştık. Çünkü, ilaç fiyatlarındaki düşüş
Değerli arkadaşlar, şimdi bu değişikliklerin bizi nasıl
devam ettiği sürece bizim buradan bağımsız bir şey
etkileyeceğine bakıp onun üzerinden de doğru poli-
almamız gerekiyor. Onu da meslek hakkıyla özdeş-
tikalar geliştirmemiz gerekiyor. Fiyat düşüşleri doğ-
leştirebiliriz. Bu krizi böyle bir fırsata dönüştürebili-
rudan ciro kaybına yol açacak, düşüş aynı zamanda
riz. Böyle bir kapı aralığımız da var. Bunu da birlikte
stok erimesi sağlayacak, ama vergi giderimiz arta-
değerlendirmelerinize sunmak istiyorum.
TOPLANTI
Değerli arkadaşlar burada gerçekten 6197’yi de
değerlendirmemiz gerekiyor. Biliyorsunuz, eczacılık
fakültesi sayısı 17’ye çıktı ve temel sorunlarımızdan birisi, her yıl binin üzerinde eczane açılmasıdır.
Bunu biz gündeme almadığımız sürece bu Yasanın
çıkma şansı yok. 6197’nin meclise gitmesinde tabi
ki riskler var, ama bizim de bir gücümüz var. Bu gücümüzü her alanda kullanabiliriz diye düşünüyoruz.
Onun için, bunu da enine boyuna bir tartışmamız
lazım. Çünkü sorunlarımızı öteleyerek yol alma şansımız yok.
Müdürlüğü tarafından yayımlanan bir Genel Yazıda
yer alıyor, ancak firmalar çoğu zaman buna uygun
hareket etmiyor. Bu nedenle, 45 günlük geçiş süresi İlaç Fiyat Kararnamesine alınmalı ve yasal güvencesi sağlanmalıdır. Meslek hakkına gelince, işte 3
kuruş 5 kuruş gibi söylemler oldu. Sayın Başkanın
ifade ettiği gibi, meslek hakkının hem İlaç Fiyat Kararnamesinde hem 6197 Sayılı Yasada yer alarak
bir yasal güvencesinin oluşturulması, önümüzdeki
yıllarda hem protokol görüşmelerinde hem ilaç fiyat
düşüşlerinde pazarlık unsuru haline getirilmesi açısından son derece önemlidir.
ECZ. A.SEMİH GÜNGÖR
İSTANBUL ECZACI ODASI BAŞKANI
ECZ. TUNCAY SAYILKAN
İZMİR ECZACI ODASI BAŞKANI
İstanbul Ecza Koop’un 1 aylık satış
cirosu üzerinden yaptığı bir çalışma var. Yaklaşık 3347 kalem ilaç
bu fiyat indirimlerinden etkilenmeyecek. Geriye
kalan 2500 kalem civarında ilaç bu indirimlerden
etkilenecek. Rakamsal olarak bakıldığında, etkilenemeyeceklerin sayısı fazla görünse bile, TL olarak
bakıldığında, muaf olan ilaçların tutarı diğerlerine
nazaran %22’de kalıyor. Yani, ilaçların %78’inde
fiyat düşüşü TL bazında yaşanacak ve ciro olarak
düşüş oranı %23’leri bulacak. Bunun da eczane cirolarına oranı %18’den aşağı olmayacak. Yani ayın
birinde her birimiz %18 fakirleşmiş olacağız. Bunu,
Türkiye’de zayıf, orta, güçlü, adını ne koyarsanız koyun hiçbir eczane kaldıramaz.
Bugünkü toplantının gündemi, sanayi iskontoları
ve fiyatlardaki düşüşle sınırlı olur diye düşünürken,
karşımıza bir de 6197 çıktı. 6197, bugünün gündemi değil. Eğer başımıza bir iş gelirken 6197 apar
topar önümüze getiriliyorsa önemli bir sorunla da
karşı karşıyayız demektir.
Şimdi hükümetin politikalarından
bahsettik, sağlıkla ilgili plansız
uygulamalardan bahsettik, ben
de bir şey anlatmak istiyorum. FIP Kongresinin
açılış günü, İstanbul’da Cengiz Celayir, 5 Bakanla
olan görüşmelerinin bir kısmını özetledi. Yani, 18
Eylül’den 13 gün önce işin çok tatsız bir yere gittiğini, jenerik oranının %70 ve kamu kurum iskontolarının %18 diye dayatıldığını, ancak ilaç firmalarının
kabul etmediğini, işin tehlikeli bir yere gittiğini ve
örgütümüzün müdahale etmesi gerektiğini söyledi.
Şimdi bazı arkadaşlar bu işlere girmeyelim, aracı olmayalım diyor, ama bizim olmadığımız ortamda da
Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmalarının yaptığı
görüşmelerde çok iyi biliyorum ki günah keçisi yine
biz olacağız. Eğer bu ülkenin bu işi bilen insanları
olarak, ortada ayrılmış bir bütçe varsa, bunun doğru
kullanılmasıyla ilgili de bize düşen bir görev varsa
onu yapmak durumundayız.
ECZ. BURHANETTİN BULUT
45 günlük geçiş süresinin mutlaka
İlaç Fiyat Kararnamesi’ne girmesi
gerekir. Çünkü 45 günlük süre biliyorsunuz, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel
Takip ediyorum, son dönem yazılarımızda krizden dolayı böyle
oldu diyoruz. Ama buradaki temel
sorun siyaset, siyasetin bizzat kendisi. Çünkü siyaset son beş yıldır sağlıkta dönüşüm diye bir projeyi
hayata geçirdi. Dedi ki ey vatandaşım, SSK’lım artık
TEB HABERLER
ECZ. OĞUZ EKİNCİOĞLU
ANKARA ECZACI ODASI BAŞKANI
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
ADANA ECZACI ODASI BAŞKANI
7
TOPLANTI
ilacınızı eczanelerden alın. Özel hastane ile devlet
hastanesini birbirinden ayırmayın. Aile hekimlerine
ücretsiz gidin. Ama 18 Eylül’de ne yaptı? Sağlıkta
devrimi sağlıkta darbeye çevirdi. Bu bir darbedir.
Sadece eczacıya yönelik değil halka da, hekime de
yönelik bir darbedir. Bu yüzden, süreci hükümete
karşı kullanmamız gerekiyor. Eczanelerimizi kapatabiliriz, sözleşmemizi de feshedebiliriz. Ama mutlaka
meslek odalarıyla doğru düzgün bir kamuoyu oluşturmamız, bunu halka anlatmamız gerekiyor. Yani,
biz bugün nasıl dağıldıysak, suçlu kim diye arıyorsak
vatandaş da arıyor. Halkın oyunu alan iktidar, bunun karşılığını vermek zorundadır.
ECZ. HARUN KIZILAY
rüp sıtmaya razı mı olacağız yoksa sonuna kadar
direnecek miyiz? Eğer sıtmaya razı olacaksak neler
yapılabilir? Artık kamu kurum iskontolarının muhasebeleştirilerek zarar gösterilmesi ve bunun eczacının ödeyeceği vergiye yansıtılması gibi bir şey
yapılabilir. Geçiş süresinin uzatılmasıyla birlikte,
artı 13 iskontoyla ilaç alınabilir. Bu şekilde zarar biraz daha azaltılabilir. İlaç iadeleri, ilaç alınmaması
konuşuluyor. Ne kadar iade yapılırsa yapılsın, ne
kadar az ilaç alınırsa alınsın tabi ki eczaneler sıfır
stokla çalışamazlar. Çünkü kamu hizmeti veriyorlar.
Ecza depoları Yönetmeliğinde değişiklik yapılabilir,
minimum stokla çalışan eczanelere destek vermek
için nöbetçi ecza deposu uygulamasına geçilebilir
diye düşünüyoruz.
KONYA ECZACI ODASI BAŞKANI
8
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
Biz şu anda ilaç fiyat kararnamesinde yapılan değişiklikler, fiyat
düşmeleri, kamu iskotalarının yükseltilmesi vs. uğraşıyoruz, gelecek yıl bununla tekrar uğraşmak gibi bir durumla karşı karşıya geleceğiz. Burada yapılması gereken iş bana göre, ilaç fiyatlarıyla ilgili yasal düzenleme talep etmemiz. Dün
akşam ben Tiran’da bir eczaneye gittim. Bana bir
kitap gösterdi eczacı. Kitapta ilaçların gelme koşulları çok güzel bir şekilde yazılmış. Kaç para fark çıkıyor, ne oluyor hiç bilgisayarından bakmadan eczacı
bunu hastaya gösterebiliyor. Demek ki, orada çok
fazla değişmiyor bu ilaç koşulları ama biz biliyorsunuz her on beş günde bir yeni ilaç düzenlemeleriyle
karşılaşıyoruz. İlaç Fiyat Kararnamesi’ne ilişkin net
düzenlemenin yapılması lazım, bu ilaç fiyat kararnamesinin değişikliğinde bizim zararımız 490 trilyon
veya 460 trilyondan biraz fazla diye düşünüyorum.
Benim temel düşüncem İlaç Fiyat Kararnamesi’yle
ilgili bizim karşılaştığımız sorun burada kalmayacak
önümüzdeki yıl tekrar böyle bir sorunla karşılaşacağız.
ECZ. ARMAN ÜNEY
SAMSUN ECZACI ODASI BAŞKANI
Şimdi, iki şekilde düşünmemiz
gerekiyor, Başkanımızın konuşmasında belirttiği gibi ölümü gö-
UZM. ECZ. KIVANÇ ATMACA
BURSA ECZACI ODASI BAŞKANI
Şimdi buralarda bir takım kararlar
alıyoruz, almaya da devam edeceğiz. Günlük çözümlerle devam ediyoruz. Bizim bunlara artık ihtiyacımız yok. Radikal,
somut, aynı zamanda akılcı, uygulanabilir kararlar
almak zorundayız. Bir oda başkanım çok güzel ifade
etti, buradaki 51+11’in üzerinde çok büyük bir sorumluluk var dedi. 24 bin eczacının geleceğinin yanı
sıra, 70 milyon insanın sağlığıyla, ilaca ulaşımıyla ilgili çok önemli bir sorumluluk var. Peki, niye sadece
bu salonlar içerisindeki birkaç saatlik toplantılarla
tüm bu alanı şekillendirmek zorunda olduğumuzu
düşünüyoruz. Defalarca deklare ettik. İlaç ve eczacılık alanının tüm paydaşlarıyla beraber bunları
tartışmalıyız.
ECZ. İRFAN DEMİRCİ
GAZİANTEP ECZACI ODASI BAŞKANI
Bir şeyi yıllardır yanlış yapıyoruz.
Kamu planlaması yapılıyor, buna
karşı çıkışlarımız, hep eczacının
daha çok kar elde etme, daha çok para kazanma
hırsı gibi anlaşılıyor. Artık biraz, sağlığın diğer bileşenleriyle beraber sağlıkta dönüşüme bakmamız,
biraz da buraya vurmamız lazım. Yanımızdaki insan-
TOPLANTI
Özellikle muayene ücreti konusunda halkı yanımıza almamız lazım.
Halka, Türkiye’deki reçete ortalamasının 27 TL civarında olduğunu, hasta katılım
payı ve muayene ücretiyle birlikte reçetenin yaklaşık yarısına yakın bir kısmını hastanın ödediğini,
bunun sosyal devlete uygun olmadığını, ayrıca devletin kendisine ait olan sağlık ocaklarını ve devlet
hastanelerini özel bir ticari işletme olarak kullandığını, bunun hizmetini vatandaşa sattığını söylememiz lazım.
ECZ. SİNAN ÖZÇELİK
DİYARBAKIR ECZACI ODASI BAŞKANI
Mesleğimizin nereye gittiğini hepimiz biliyoruz. Pasif eylemlerle
sesimizi duyuramayacağımızı gördük. Hükümet resmen eczacıyla dalga geçiyor.
Artık sonuç alıcı eylemler yapmamız gerektiğini düşünüyorum ve bunu da afişler asarak, vitrinlerimizi
karartarak ifade edemeyeceğimizi düşünüyorum.
Eczanelerimizi kapatmamızın zamanı gelmiştir.
Çünkü, sonuç almanın sadece ve sadece vatandaştan geçtiğini düşünüyorum. Bizler eczanelerimizi
kapatmalıyız. Vatandaş sokağa çıkmalı, bağırmalı,
çağırmalı, birileri neden böyle diye sormalı ve bize
de, kendimizi hükümete, devlete anlatma şansı
doğmalı. Aksi takdirde herhangi bir sonuç alamadığımızı görüyorum.
ECZ. AHMET ÖZÇAVUŞOĞLU
KAYSERİ ECZACI ODASI BAŞKANI
Sağlık Bakanlığıyla, Çalışma Bakanlığıyla rasyonel ilaç tüketimiyle
ilgili çalışma yapmalıyız. Madem
ECZ. SABİH TEKİN ÇAĞLAR
TRABZON ECZACI ODASI BAŞKANI
Kamu kurum iskontosu %24’e çıkacak ilaçların listesinin bir an
önce oluşturulması gerekiyor. Kararnamenin istisnaları belli olmuş,
depolarla, kooperatiflerle beraber bunları oluşturup
biran önce internet sitesinde yayınlamamız ve eczacımızın da buna göre defans oluşturması gerekiyor.
İki Tebliğ ve Kararnamenin eczacılık alanında ve
sağlık alanında oluşturduğu daralmanın ekonomik
verilerinin saptanması gerekiyor. Bugün bunu ilaç
firmaları hesaplamış, ilaç firmalarının, sektörde %23
civarında daralma olacağı yönünde bir öngörüleri
var. Ama bu rakam bizim için de geçerli midir değil
midir bunu paylaşmamız lazım.
Trabzon Eczacı Odası olarak birinci hedefimiz
6197’nin sınırlandırmayla beraber çıkmasıdır. İkincisi de meslek hakkının kesinlikle 6197 sayılı Yasada yer almasıdır. Rakam bugün için önemli değildir,
bu prestijdir, mevzidir.
ECZ. UFUK BEKİR ERSÖZ
TEKİRDAĞ ECZACI ODASI BAŞKANI
Devletle sanayi bir şekilde anlaşırlar, bizim burada aracı olmamamız
lazım. Bunun dışında, Türk Eczacıları Birliği olarak ne yapabiliriz,
bunu birkaç başlık altında toparladım. Öncelikle,
eczacı istihdamı çok önemli, her sene 1240 eczacımız mezun oluyor ve bunların %90’ı eczane açıyor.
Bunun önüne geçmek için, kesinlikle 6197’ye sınırlamayı koymamız gerekir, ikinci seçenek olarak da
TEB HABERLER
ECZ. CİHAN DİNÇ
ANTALYA ECZACI ODASI BAŞKANI
devlet ilaçta tasarrufun yolunu arıyor, bunlardan bir
tanesi rasyonel ilaç kullanımıdır. Bu ülkede maalesef birçok ilaç çöpe atılıyor. Bir tablet içilip kutunun
tamamı, bir ölçek içilip şurubun kalan kısmı çöplerde yok olup gidiyor. Ayrıca koruyucu hekimliğin
vazgeçilmez unsuru olan aşı üretimini tartışmalıyız.
Bu ülkede aşı üretimiyle beraber gelecek koruyucu
hekimliğin de ilaçta ciddi tasarruf getireceğini düşünüyorum.
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
ları, Kurumları genişletmemiz lazım. Özellikle muayene katılım paylarının tahsili konusunda verdiğimiz
mücadelede diğer sivil toplum örgütlerinin desteğini rahatlıkla alabiliriz.
9
TOPLANTI
ciroya dayalı eczacılık sistemini bir an önce uygulatmaya çalışmamız lazım. İlaç fiyat kararnamesinde
eczacı karlılığının arttırılması ve daha ucuz eşdeğer
diyoruz ki meslek hakkı 6197’nin içinde olsun mu,
ilaç verildiğinde, eczacıya bundan pay verilmesi ta-
lek hakkı, 6197 Sayılı Yasanın içine konulamaz.
lep edilmelidir.
6197 Sayılı Yasa tek tutanağınız. Onu, meslek hakkı
olmasın mı, 30 kuruşa razı olalım mı, olmayalım mı?
Arkadaşlar, meslek hakkı burada tartışılmaz. Mes-
için parçalattırırsanız yarın karşı çıktığımız eczacıUZM.ECZ. BÜLENT KÖSE
eczacı ortaklığı önümüze gelir.
MALATYA ECZACI ODASI BAŞKANI
Bakın bizi neler bekliyor? Merkez
ECZ. NEJDET BAYIK
ŞANLIURFA ECZACI ODASI BAŞKANI
Heyeti bu konuda, vergi kaçakçısı
değiliz, sağlık çalışanıyız diye bir
Sağlık politikalarında, yönlendirilen
basın açıklaması da yapmıştı. Bu sefer bu olayın en
ve ezilen konumundan çıkmamız,
büyük sıkıntılarından bir tanesini envanter kayıpla-
sağlık politikalarını belirleyen, yön
rıyla yaşayacağız. Bunun da karşılığını hazırlamamız
veren konumuna gelmemiz gerekiyor. Nasıl olacak
gerekiyor. Bu defa, 4 yıldır yapmadığımız bir şeyi
derseniz? Yakın zamanda, bu IMS raporlarını alarak
yapalım. 30.10.2009’da ya da bu iş 3 Kasım’da uy-
hangi ilaçlar, hangi haftada, ne kadar satılıyor diye
gulanacaksa 2 Kasım’da, eczaneler ellerindeki malı
bir çalışma yaptık. İnanıyorum ki bu raporlar, belki
depolara mevcut satış koşullarıyla fatura etsin. Bir
Sağlık Bakanlığında da kayıtlı, ama dikkatlerini çek-
gün sonra depolar aynı malı yeni şekliyle bize fatura
miyor. Ülkemizde ilaç israfı var, rasyonel ilaç kulla-
etsinler. Bu ilk etaptaki kamu kurum iskontosunda-
nımı yok. Bu konuda, Bakanlığın önüne çok ciddi
ki farklılığı ve eczacının fiyat düşüşlerinden kaynaklı
rakamlar koymamız gerekiyor. İlaçta israfın azaltıl-
kaybını, stok kaybı dediğimiz şeyi ortadan kaldırır.
ması gerekiyor, bu sağlanmazsa, rasyonel ilaç kullanımına geçilmezse şişen sağlık faturaları otomatik
ECZ. HÜSEYİN ŞİMŞEK
MERSİN ECZACI ODASI BAŞKANI
10
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
Konuşan Oda Başkanlarıma katılıyorum, gerçekten dehşet verici
bir ilaç fiyat kararnamesiyle, dehşet verici iki Tebliğle karşı karşıyayız. Peki, bunların
yanında bizi önümüzdeki süreçte bekleyen tehlikeler neler? Tamamen atlıyoruz ya da unutuyoruz bir
karekod uygulaması gündemimizi her an etkiliyor.
Stok affı var. Uzun süredir talep ettiğimiz stok affının alınması için bir çaba harcamamız gerekiyor.
Şimdi oluşacak fiyat düşüşlerinin de stok affına
yansıtılması için bir çaba harcamamız gerekiyor.
ECZ. AYŞENUR ÖZDEN
KASTAMONU ECZACI ODASI BAŞKANI
Şu anda, meslek hakkını burada
tartışmakla büyük bir yanlış yapıyoruz, Alelacele tartışıyoruz ve
olarak eczacıya sıkıntı olarak geliyor. Bu konuda
bizim çok ciddi çalışma yapmamız gerekiyor.
ECZ. MEHMET GÖNENÇ
HATAY ECZACI ODASI BAŞKANI
Yayımlanan Kararname ve Tebliğleri değerlendirdiğimizde, eczane
açısından gerçekten çok vahim
bir tablo ortaya çıkıyor. Bu anlamda yürüyeceğimiz
yolu çok iyi belirlememiz gerekiyor. Devlet sağlıktaki tasarruf yapma konusunda bir zorunluluk hissediyor. Bu bizce de doğru, buna karşı durmak mümkün
değil, ancak bu tasarrufun nasıl olacağı konusunda
alternatif önerilerimizin olması gerekiyor. Şu anda
sürdürülen diyalog son derece uygun, ancak bu diyalog süresi boyunca bir sonuç alınamaması durumu için bir eylem planı hazırlamamız gerekiyor.
TOPLANTI
ECZ. M.ARİF YILMAZ
MUĞLA ECZACI ODASI BAŞKANI
Eczanelerdeki ürünlerin bir gün
dahi olsa iade edilip tekrar geri
alınmasının mümkün olmadığını
vurgulamak istiyorum. Daha önce firma iadelerinde
bu sıkıntıyı yaşadık. 6197 Sayılı Yasanın bu karambol içerisinde gündeme getirilmesini pek uygun görmüyorum. Sağlıktaki harcamaların kısılması noktasında eskiden beri eczacı üzerinden gidiliyor. İşin
özünde, eczacı önüne gelen reçeteyi karşılamakla
mükellef olan bir mesleğin mensubudur, reçeteyi
düzenleyen kişi değildir. Sayın Sosyal Güvenlik Bakanı, Sağlık Bakanı ve Maliye Bakanı lütfen dönüp
bu belgeleri düzenleyen kişileri bir incelemeye alsınlar.
ECZ. KAZIM MELİH KÖKEN
AFYON ECZACI ODASI BAŞKANI
Bugünkü gündemin dışında konuşmak istediğim bir konu var. Eczacının saygınlığının, vatandaş nezdindeki durumunun bir kez daha gündem edilmesi,
bununla ilgili ne yapılabileceği konusunda çalışma
yapılmasını talep ediyorum. Çünkü, halkın aklında,
ECZ. HASAN BUMİNHAN YAVUZ
AKSARAY ECZACI ODASI BAŞKANI
Önümüzdeki sürecin, 21 Aralık eylemini gerçekleştirmemize sebep
olan olaylardan daha ağır olduğunu düşünüyorum. Muayene ücreti konusunda 21
Aralık’ta ne dedik? Muayene ücreti bizim için yük,
üzerimizden kaldırılsın dedik. Özel hastanelerde yapılan muayenelerin üzerimizden kaldırılmasını üyelerimize bir başarı olarak anlattık ama şimdi bunun
yanında bir de hediye olarak emeklilerin muayene
ücreti tahsili geldi. Ama bunun dışında da bu konu
da mücadelemizi biraz daha agresif devam ettirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu tahsilât işinden
tamamen kurtulmalıyız.
ECZ. N.JALE KARAATA
ÇANAKKALE ECZACI ODASI BAŞKANI
Sorunlarımızın boyutu ve sayısı
çok fazla, bugünkü gündemimiz
muayene ücretleri ve de ilaç fiyatlarında meydana gelecek düşüşler. Sorunlarımızı
açık açık burada dile getirdik. Öncelikle uzlaşma
zemininde bir arayış, arkasından da eylemlilik olmasından yanayız. Çünkü, çok büyük bir operasyon
geçirdik ve ne yaparsak yapalım vatandaşa haklılığımızı anlatamayız. Eczacı yine parası için kepenk
kapattı diye bir algıyla karşılaşma durumumuz söz
konusu olacak. Ama yine de her zaman örgütümüzün alacağı kararların arkasında olacağız.
TEB HABERLER
Bu süreci, aşağı yukarı 4 yıldır değişik kurumlarla hep birlikte yaşıyoruz. Hepimizin izlediği yol da aşağı
yukarı aynı, bir dizi görüşmeler yapılıyor, toplantılar
yapılıyor, bunlara karşı gerekirse eylemler yapılıyor.
Ama sonuç da golü yiyen hep biz oluyoruz. O zaman
bir taktik değişikliğine gitmemiz gerektiğine inanıyorum. Demin Başkanım bahsetti, bir sürü eczane
açılıyor. Eczane açılımlarını sınırlandırmamız gerekiyor Önümüzde, kamu kurum iskontosu sorunumuz
var, kesinlikle ve kesinlikle bundan kurtulmamız gerekiyor. Muayene ücretlerini tahsil etmemizin hiçbir
mantıklı tarafı yok. Muayene ücretinden de kurtulmamız gerekiyor.
ilaçların fiyatlarının sürekli arttığı, elimizde sürsarj
makineleriyle ilaçlara fiyat bastığımız günler var. Fiyat düşüşleri ile ilgili verdiğimiz tepkinin sebebinin,
daha çok para kazanmak olduğunu düşünüyorlar.
Bu yüzden, mesleki sorunlarımızı dile getirirkenki
metodumuzda; karlılık, eczacının kazancı ve fiyat
üzerinden yapılan bir takım söylemler yer almamalıdır. Daha çok toplum sağlıyla ilgili, eczacının birinci
basamaktaki sağlık danışmanlığıyla ilgili, rasyonel
ilaç kullanımıyla ilgili söylemler kullanırsak eczacının kamuoyu nezdinde azalmış olan itibarını düzeltiriz.
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
ECZ. ADİL TOSUNER
BALIKESİR ECZACI ODASI BAŞKANI
11
TOPLANTI
ECZ. UĞUR AKKUŞ
SİVAS ECZACI ODASI BAŞKANI
2000’li yıllardan beri bir ileri bir
geri adım atmaya alıştık. Sürekli
savunma durumundayız, mevzilerimi korumak ya da kaybettiklerimizin bir kısmını almak adına sürekli bir çaba
içerisindeyiz. Artık mesleğimizle ilgili, mesleğimizi
geliştirecek durumlarla ilgili, kendimizi, üyelerimizi
bilgilendirmeye zaman ayırma konularından uzağız.
Devlet giderek sağlıkta masrafların arttığını, pazarın
büyüdüğünden bahsediyor. Aslında pazarı büyüten
kendisi. Sağlıkta değişim adı altında savunduğumuz
ve üzerimize çok büyük bir yük binen ve şu ana kadar da binmeye devam eden sistemde, hastanelere
performansa dayalı ödeme yapan sağlık sistemi,
sağlıktaki bu durumun sebebidir.
ECZ. MEHMET ALİ DURMAZ
TOKAT ECZACI ODASI BAŞKANI
Kamu
kurum
iskontosunun
%24’lere çıkmasıyla eczanelerimiz
%7’ye yakın taşıma kaybı yaşayacak. Şimdi 50 milyarlık ciro yapan
bir eczanede, bunun %10’unu masrafların oluşturduğunu düşünürsek devlete yaptığımız iskontoyla
beraber %21 iskonto yapacağız ki, bugün depoların
bile %8–10 karlarla ayakta duramadığı bir ortamda
eczacılık %4 ya da %5 karlılıkla kesinlikle ayakta duramaz.
ECZ. M. EMİN BEYAZ
12
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
BATMAN ECZACI ODASI BAŞKANI
Kamu kurum iskontoları ne pahasına olursa olsun tamamen eczacının sırtından kaldırılmalıdır.
Firmalar, hükümete ne veriyorsa
versinler, bu aracı olma durumundan kurtulmamız
lazım. İkincisi, İlaç Fiyat Kararnamesi değişikliği biz
eczacıları etkilemeyecek bir şekilde, ilgili firmalar
ve depolar üzerinde yürüsün deniyor. Bunun da
mücadelesi verilsin. Ama, tam bu sırada 6197 Sayılı Yasaya meslek hakkı konulması konusu bir sus
payı olarak ortaya çıktı. Onlar da, 18 Eylül’de yayınlamış oldukları Kararname ve Tebliğlerle abartıya
kaçtıklarını, hesabı karıştırdıklarını gördüler. Tepkiyi
yatıştırmak adına da 6197’yi gündeme getirdiler ve
meslek hakkını konuşmaya başladılar. Reçete başı
meslek hakkının konuşulacağı zemin bence, şu
andaki Kararnameyle ilgili verilecek mücadeledeki
zemin değildir.
ECZ. ŞEFKAT GÜLER
ÇORUM ECZACI ODASI BAŞKANI
Bir kere, kamu kurum iskontoları
kesinlikle bizim üstümüzden kaldırılmalı. Bu işi, devletle ilaç firmaları
kendi aralarında halletsinler. Muayene ücreti yükünü de eczacılarımızın taşımaması
gerektiğini düşünüyoruz. 6197 Sayılı Yasada eczanelerin sınırlandırılması çok doğru bir yaklaşım,
bunun için çaba vermeliyiz.
ECZ. ZEKİ ÖZGEN
OSMANİYE ECZACI ODASI BAŞKANI
2 ay süreyle firmalara karşı, 51
eczacı odasıyla birlikte yürüttüğümüz, netice alıp birlikte sevindiğimiz ve bir bayram arifesinde 1
Ekim’de yürürlüğe girecek sağlıkta tasarruf paketiyle birlikte bayram hediyelerimizi almış olduk. Neden
1 Ekim? 5510 Sayılı GSS Kanununu yürürlük tarihinin yıl dönümü. Sağlık harcamalarının arttığı ve
artacağı göz önünde tutulursa, kamunun ilaca ödediği miktarı azaltmak için ilk akla gelen yine eczacı
olmuştur. Sağlık harcamalarının arttığı bir dönemde, elbette ki bu kadar tasarruf tedbirleri eczacıya
yüklenmesin. Ama bunun ötesinde hükümetin almış
olduğu ve bir takım tasarruf tedbirlerine elbette ki
bizler de katılıyoruz ama bu eczacılardan çıkmasın.
Türk Eczacıları Birliği’nin ve odalarının almış olduğu
her türlü karara Osmaniye Eczacı Odası her türlü
desteği verecektir.
ECZ. HARUN LEKESİZ
YOZGAT ECZACI ODASI BAŞKANI
Sayın Başkanım konuşmasında,
sanayiyle hükümet arasında arabuluculuk vazifesi üstlendiklerini ifade etti. Sanayinin talebini Türk Eczacıları Birliğinin
dillendirmesini doğru bulmuyorum. Önerimiz, oluşacak kaybın telafisi için mutlaka meslek hakkının getirilmesidir. Bununla birlikte, eşdeğer ilaç verebilme
TOPLANTI
TEB GENEL SEKRETERİ
IMS’de depolarla ve burada AR-GE
birimimizdeki bu konuda iyi yetiştirdiğimizi düşündüğümüz, tam da
iki aylık bir süreçte Pfizer ve Servier eylemlerinde iyice yetişen arkadaşlarla gece gündüz bu konuyu çalışıyoruz. Elimizde şu anda fiyatı bu
kararnameye göre düşecek her bir ilacın eski fiyatı
ve düşecek yeni bir fiyatı, 1787 kalem ilacın toplam
dökümü var. Bugün bu dökümler elimizde ve her bir
kutudaki tek tek kutu başına ne kadar zarar olacağı
var. Bunların ortalama düşüşü %25’e denk geliyor.
Ama pazara ne kadar düşüleceğini biraz önce konuştuk. Sanayinin istediği her türlü iyileştirmenin
karşısında bunun bizim zararımızı ne noktaya taşıyacağı hesap olarak ortada. Bazı ilaçların eczaneye
yaratacağı zarar bu kadar diye yetkililere anlattık,
bunu değiştirmeye karar verdiler. Bakanlara anlattık, bizim damla küçülmeye tahammülümüz yok.
Biz elimizden çıkan bütün gücümüzle karşı çıkarız
çünkü Pazar büyürken biz büyümedik. Bu noktada
da bir kendimizi izahta sıkıntımız olduğunu düşünmüyorum. Biz rakamlara hakimiz ama daha dinamik
ve küçük bir ekiple de bu işleri sürekli çalışıp bu
zararın mutlaka telafini isteyeceğiz. Bunun da telafi yolu olarak meslek hakkını görüyoruz. Bence bu
makama, bu örgütte gelebilecek çok daha yetenekli
arkadaşlar var ama bugün burada biz varız, inanın
büyük biz özveriyle gece gündüz çalışıyoruz. Yani
bir örgüt kendi gençlerini, kendi dinamiklerini, kendi büyüklerini, kendi çalışanlarını, kendi seçtiklerini
de bu kadar demoralize etmemeli. Ben burada şunu
bekliyorum ya 5-6 tane arkadaşım desin ki ben gerekirse 10 gün burada yatar kalkarım hep beraber
çalışalım. Gelin şu konuda bir şeyler yapın. Hakikaten buna ihtiyacımız var. Gücümüz de yerinde
moralimiz de yerinde her şey tamam. Ben hiç de
inanmıyorum devletin bu yaptıklarına karşın bu örgütün teslim olacağına ama akıl almaz bir biçimde
birbirimizin moralini bozuyoruz. Bun inanıyorum ki,
hep beraber olursak meslek hakkı da alırız. Bu 51
ECZ. ERDOĞAN ÇOLAK
TEB GENEL BAŞKANI
Geldiğimiz nokta şu; kamu kurum
ıskontalarıyla ilgili bir adım atabiliriz. Bu görüşmelerin sonucunda
çıkarttığımız şey budur. Bu adımın
boyutu ne olur? Bunu önümüzdeki birkaç günlük,
bir haftalık, on beş günlük süreç gösterecek. Ama
burada önemli bir şey var. Tarihsel bir şey var. Oda
meslek hakkı ifadesinin çok küçük de olsa bir karara bağlanmasıdır. Bizim buradaki zararımızı büyük
ölçüde telefi edecek bir şeydir ve süreçte buradan
herhangi bir zarar olmayacak bir şeydir. Her şeyden arındırılmış bir şeydir ve her yıl üzerine bir şey
koyabileceğimiz somut, elle tutulur bir olgu haline dönüşmüştür. Onun için geldik buraya, bunları
tartışmak için geldik. Bunun için diyalog sürecimiz
devam ediyor. Çözemezsek sizi elbette bir daha
çağıracağız. Görüşmelerimiz devam ediyor Çözemiyorsak karşılığını vereceğiz elbette. Burada hiç
kimse farklı bir şey söylemedi. Herkes bir tavır konulması noktasında. Burada bir komisyon kuralım,
burada gönüllü arkadaşlarımız varsa hemen kuralım
komisyonu. O arkadaşlarla bizler de oturup çalışalım. Komisyon hem yapılacakları planlasın hem de
müzakere sürecinde birlikte hareket edelim, meslek hakkını ete kemiğe büründürecek bir komisyon
olsun. Diğer görüşmelere de bu arkadaşlarımızı
katalım diye düşünüyorum. Şu cümlelerle bitirmek
istiyorum. Gerçekten yoğun gündemlerimiz var.
Hepimizin yoğun gündemleri var. Türkiye sancılı ve
inanılmaz bir süreçten geçiyor Türkiye ve herkes bu
süreçten etkileniyor. İşte dün sağlık hizmetini, ilaç
hizmetini bedava alan insanlar, birinci basamakta
bile Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen aykırı bir
karar alındı. Anayasa’da birinci basamak sağlık
hizmetlerinden ücret alınamazdı. Bunu tersine çevireceğiz tabi, tüm bunlarla ilgili birlikte yol almamız
gerekiyor. Biz de Merkez Heyeti olarak, bu başkanlar danışmadan aldığımız önemli noktaları birlikte
değerlendirelim, takvimleyelim bir deklarasyona
dökelim ve sizinle de bunu hemen hızlı bir biçimde
paylaşalım. Katılımınız için tekrar teşekkür ederiz
arkadaşlar.
TEB HABERLER
ECZ. ÖZGÜR ÖZEL
eczacı odası başkanımız ve bu Merkez Heyetimiz,
20 yıl sonra şu tarihten itibaren Türkiye’de bir meslek hakkı aldığı için eczacılar tarafından minnetle
anılacak. Hepinize teşekkür ediyorum.
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
yetkimizi kullanmak suretiyle, SUT’ta ve Protokolde
yapılacak değişiklikle reçetede yazılı bir ilaç yerine,
daha ucuz eşdeğerinin verilmesi halinde, aradaki
farkın yarısını eczacının alması sağlanmalı.
13
FIP
Ecz. Hilmi ŞENER
Ayşen YALMAN
U
luslararası Eczacılık Federasyonu (FIP) Kongresi, Türk Eczacıları Birliği’nin ev sahipliğinde
İstanbul’da gerçekleşti. 69 uncusu düzenlenen Kongreye, dünyanın 125
farklı ülkesinden ve Türkiye’den yaklaşık 5
bin eczacı, 200 konuşmacı katıldı. Eczacılık
alanındaki dünyanın en büyük organizasyonu olan FIP, her yıl başka bir ülkede Kongre
düzenleyerek, ortak sorunlar için çözüm üretiyor, geleceğe ışık tutuyor. Birliğimizin 3 yıllık bir çalışmayla gerçekleştirdiği Kongre’nin
bu yılki konusu ise; “Dünya Hasta: Kim Sahip
Çıkacak?” oldu.
ruz. Mesleğimiz ve sağlık alanı açısından, önemi
tartışmasız böylesine güzel bir organizasyonun
İstanbul’da gerçekleştiriliyor olmasının, kongrenin
evrensel vizyonu ile birebir uyumlu olduğuna inanıyorum. O nedenle, İstanbul’un doğu ve batı arasında
bir köprü olduğunu söylemeyeceğim sizlere. Bizim
mesleğimizin doğusu ve batısı yok. Amacımız, dünyanın neresinde olursa olsun, hasta sağlığını iyileştirmek. İşte bu ortak hedef, bizleri bugün bir araya
getiriyor. Sadece şunu ifade etmek isterim ki; ana
tema olarak bugüne kadar hasta sağlığı konusunda
aldığımız yolun sonuçlarının bir muhasebesinin yapılacağı bu kongrenin, İstanbul’da olmasından büyük bir onur duyuyoruz. Sağlık profesyonelleri olan
bizler, uzunca bir zamandır sadece hastalarımıza
ilaç sunmanın ötesinde, sorumluluklarımız olduğu-
3-8 Eylül 2009 tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kır-
nun bilincindeyiz. Hastalara hizmet vermekle, genel
dar Kongre Merkezi’nde düzenlenen Kongre’nin
toplum yararı için çalışmanın birbirinden ayrılmaz
açış konuşmasını FIP Başkanı Kamal Mıdha yaptı. 2
olduğu gerçeğinin farkındayız. İnanıyoruz ki; bir
bin kişinin katıldığı açılış töreninde konuşan Mıdha,
mesleği yücelten, onun toplum nezdindeki saygın-
bu yıl İstanbul’da ve Türkiye’de olmaktan son derece mutlu olduklarını belirterek, Kongre’nin dostluk
ve barış dolu görüntülerle sonlanmasını istediklerini
iletti. Mıdha, dünyanın dört bir yanından gelen ec-
14
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
zacılara ise; “Hoşgeldiniz, bize güç verdiniz” dedi.
Mıdha’nın ardından ev sahibi olan Türk Eczacıları
Birliği Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak bir konuşma yaptı. Çolak özetle şunları söyledi: “Tarihin gizemli dehlizlerinde gezerken bugünün sürprizleriyle
her an karşılaşabileceğiniz bir şehirde, İstanbul’da
sizleri selamlamaktan büyük mutluluk duyuyoEcz.Erdoğan Çolak
FIP
Kamal Mıdha
metropolde, Asya’da, Afrika’da, gelişmiş dünyada,
yalnız olmadıklarını ve aynı ulvi amaca hizmet ettiklerini, tüm dünyaya aynı anda duyuracak ve kader
birliğimizi güçlendirecek bu sembolik günün, bizleri
daha da yakınlaştıracağını; fiziksel mesafeleri ortadan kaldıracağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Çolak’ın bu önerisi FIP tarafından da kabul edildi.
Bundan böyle 25 Eylül “Dünya Eczacılar Günü” olarak kutlanacak.
lığı ve işlevidir. Mesleğimizin meslek olarak işlevini
arttırmak için bir şeyler yaparken, toplum yararına
da hareket ettiğimizi biliyoruz.
Ecz. Erdoğan Çolak’ın ardından Sağlık Bakanı
Prof.Dr. Recep Akdağ da bir konuşma yaparak,
dünyanın neresinde olursa olsun eczacıların ve devletin en önemli görevinin tedaviye ve ilaca ihtiyacı
olan insanlara, gerekli ilacı yeterince ve zamanında
ulaştırmak olduğunu söyledi. Dünyadaki eczacıların, Türkiye’de böylesine önemli bir organizasyonu
Öte yandan TEB Başkanı Çolak, 25 Eylül gününün
gerçekleştirmiş olmalarından büyük onur duyduğu-
“Dünya Eczacılar Günü” olarak kutlanması yönün-
nu belirten Bakan Akdağ, “Türkiye’de ilaç ücretle-
de bir öneri getirerek; “Bizler, belki de hizmetimizin
rinin neredeyse tamamı Genel Sağlık Sigortası ve
evrenselliğinin en iyi temsil edildiği coğrafyalardan
Devlet imkanlarıyla ödeniyor. Bunun dünyada da
birisi olan İstanbul’da ve ilk bitkisel drogları insan-
böyle olmasını arzuluyorum” dedi.
lığın hizmetine sunan Galenos’un memleketinde
yapılan 69 uncu Dünya Kongresi’nin, tüm dünya
eczacılarına bir Dünya Eczacılık Günü armağan etmesini canı gönülden arzuluyoruz. Bu nedenle, bu
kongrede FIP’in 1912’deki kuruluşu olan 25 Eylül
gününü Dünya Eczacılık Günü olarak kutlama kararını hep birlikte almak istiyoruz. Biz Türkiyeli eczacılar, ilk bilimsel eczacılık okulunun açıldığı 14
Mayıs’ları 170 yıldan beridir kutluyoruz. Mesleki
birlik ve dayanışmamızın doruğa çıktığı bu günlerin
sayısını artırmak, dünya eczacılarının dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar; bir köyde, büyükşehirde,
ÖDÜL TÖRENİ
Konuşmaların ardından FIP Üstün Hizmet Ödülü
Hollanda’dan Gretie Rolf Von Den Baumen’e, Üstün
Çalışma Ödülü İngiltere’den Collin R. Hitchings’e,
Farmasötik Çalışmalarda Ömür Boyu Başarı Ödülü
Brezilya’dan Dr. Jaldo De Sousa Santos’a, Host Madsen Ödülü Japonya’dan Prof. Dr. Yuichi Sugiyama’ya,
Fellows Ödülü Hollanda’dan Dr. Dirk Maarten Barends, İsviçre’den Dr. Michel Buchman, Amerika’dan
Prof. Stanley Shaw, Almanya’dan Prof. Martin Schulz
ve Hollanda’dan Dr. Dick Tromp’a verildi.
TEB HABERLER
25 EYLÜL DÜNYA ECZACILAR GÜNÜ
Recep Akdağ
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
Eczacılık mesleğinin son yıllarda genel olarak toplumsal yararın korunması bakımından da işlevi
genişliyor. Kronik hastalık bakımından, doğal felaketlerde ilaç ve eczacılık hizmeti vermeye, çevre
sağlığının korunmasından evde bakıma kadar, pek
çok alanda eczacılık mesleği mensupları, artık daha
aktif olarak çalışıyor. Birleşmek başlangıçtır, birliği
sürdürmek gelişmedir, birlikte çalışmak başarıdır.
Dünya çapında başarılı bir mesleğin mensupları;
hepiniz tekrar hoş geldiniz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
15
FIP
Gala Yemeğinde FIP Başkanına bir plaket verildi
Ödüllerin sahiplerine takdim edilmesinin ardından,
Shaman Dans Grubu’nun Anadolu ezgileriyle bezenmiş gösterisi büyük bir ilgiyle izlendi.
Kongrenin ikinci gününden itibaren sunumlar ve
paneller yapıldı. “Türkiye’deki Serbest Eczacılıkta
Mevcut Olan Eğilimler” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Türk Eczacıları Birliği Denetleme Kurulu
Başkanı Ecz. Şerif Boyacı, Türkiye’de eczacılık mesleğiyle ilgili yürürlükte bulunan yasa ve yönetmelikler ile ilgili bilgi verdi. Yabancı konukların büyük
bir merakla dinlediği sunumda Boyacı ayrıca, Türk
Eczacıları Birliği’nin organizasyon yapısından ve eczacılık fakültelerinin durumundan da söz etti.
Shaman Dans Grubu’nun gösterisi
herkes tarafındn çok beğenildi
16
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
PANELLER, SUNUMLAR VE ÇALIŞTAYLAR
Toplam 6 gün süren Kongre’nin ilk gününde çeşitli
konularda eğitimler ve çalıştaylar yapıldı. Kongre
çerçevesinde “Eczacılık Uygulamasında Yenilikçiler Forumu” başlıklı eğitim gerçekleştirildi. Ayrıca
“Eczanelerde Kalite Çalışması Tecrübeleri”, “Eczanelerde Kalite Çalışmaları İçin Uluslararası İşbirliği”,
“İlaç Bilgi Hizmetlerini Geliştirme”, “Dünyada ve
Türkiye’de Farmakovijilans Uygulamaları” başlıkları
başta olmak üzere mesleği ilgilendiren hemen her
konuda çalıştaylar düzenlendi.
“Dünya Hasta: Kim Sahip Çıkacak?” başlığıyla düzenlenen Kongre’nin üçüncü gününden itibaren
önemli sunumlar yapıldı. Dünyanın dört bir yanından gelen uzman kişiler, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin sağlık alanında başta ilaca erişim
olmak üzere yaşadığı sorunları ve çözüm yollarını
aktardı. Almanya’dan Nina Griese, “İlaçlarla İlgili
Sorunlara ve Bu Sorunlara Örnekler” başlıklı konuşmasında; ilacını dozu, kullanımı ve yan etkileri konusunda eczacılara büyük görevler düştüğünü belirtti.
Yanlış ilaç kullanımı konusunda dünyadaki hemen
herkesin önemli sıkıntılar yaşadığına dikkat çeken
Griese, “Her 5 hastadan biri ilaçlarla ilgili mutlaka sıkıntı yaşıyor. Bunu en aza indirgemek tabiî ki
eczacıların görevleri. Bu sebeple eczacıların danış-
FIP
Kongre’ye dünyanın dört bir yanından katılım oldu.
için projeler üretmeleri gerekir. Eczacıların ayrıca
kendi ülkelerindeki karar mekanizmalarını harekete
geçirmek için baskı unsuru olmaları ve hasta sağlığının korunması için teşvik etmeleri gerekir.”
Japonya’dan Türkiye’ye gelen Hıtoshi Sasakı: “Kişiye Özel İlaç Kullanımı” başlıklı sunumunda ilaçlarla
ilgili sorunların çözümünün, farmakoloji ile genetik
arasında ilişki kurmaktan geçtiğini; genetik mutasyonların ilaçlara gösterilen tepkilerde farklılıklar
yarattığını söyledi. Genetiğin kişiye özel ilaç üretiminde farmakolojiye yön verdiğinin altını çizen Sasakı, kişiye özel ilaç araştırmalarında klinik değeri
olan verilerin öne çıkarılması gerektiğini savundu.
“Eczanelerde Farmakogenetik Uygulamalar” başlıklı bir sunum yapan Hollanda’dan Vera Dener; bu
TEB HABERLER
Kongre boyunca, 6 ayrı salonda, aynı anda yapılan
sunumlardan en ilgi çekenlerden bir tanesi, Hans
Hogerzeil’in sunumuydu. Dünya Sağlık Örgütü İlaç
Direktörü Hans Hogerzeil “Gelişmiş Ülkelerin Sağlık
Alanında Karşılaştığı Sorunlar” başlıklı sunumunda
özetle şöyle söyledi: “Bizler FIP ve WHO olarak sağlık alanındaki sorunları ortadan kaldırabilmek için
birlikte hareket ediyor, birçok proje üretiyoruz. Zaman içinde gördük ki, özellikle gelişmemiş ülkelerdeki eczacıların, ülkelerindeki sağlık sorunlarına etkisi büyük. Bu nedenle eczacıların sorumluluklarının
farkında olarak hareket etmesi, sağlığı düzeltmek
“Ecza Depoculuğunun Geleceği"
konulu panele ilgi büyüktü.
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
manlık görevleri çok kritik bir noktada. Buna herkesin son derece dikkat etmesi gerekir” dedi. Toplantılara Brezilya ekibiyle birlikte katılan Carlos Vidotti, geçiş ülkelerinde ve gelişmekte olan ülkelerin
sağlık alanındaki sorunlarını aktardı. Vidotti, “Hanta
Virüsü, Sars Virüsü, Kuş ve Domuz Gribi Virüsleri,
Tüberküloz ve Sıtma Virüsleri ile HIV Virüsü halen
dünyayı tehdit ediyor. Bu nedenle, birinci basamak
sağlık hizmetleri ve ilaca güvenli şekilde ulaşımını
sağlanması büyük önem taşıyor. İlaçların doğru kullanımı ile dünya üzerinde 30 binden fazla kişinin bu
hastalıklardan korunması mümkün. Ancak ne yazık
ki bu tip hastalıklarda, devletler yeterince araştırma
yapmıyor, zayıf kalıyor. Bu tip bulaşıcı ve salgın riski
olan hastalıklardan korunmak bir devlet politikası
haline getirilmeli ve hastalığı yok etmek için sağlık
hizmeti ücretsiz olmalı” dedi.
17
FIP
ancak bunların maliyeti şu an için
çok yüksek” dedi.
alanda çok sayıda çalışma yapıldığını, ancak bilimsel kanıt sayısının yetersiz olduğunu söyledi. Dener,
“bu araştırmaların maliyeti çok yüksek, bu nedenle
yetersiz kalıyor” dedi. Dener’den sonra kanser ilaçlarıyla ilgili araştırmaları anlatan Avustralyalı Ross
Mckinon, artık kanser hücrelerine direkt etki eden
ilaçların kullanıldığını belirterek, “kişiye özel tıbbın
kanser alanında daha geliştiğini söyleyebiliriz. Artık
kişinin kanser rahatsızlığına göre uygun ilaç geliştirilerek klinik çalışmalar daha iyi tasarlanmış oluyor.
Bu tip tedavinin bir kısmı Avustralya’da onaylanmış
durumda. Çok sayıda ilaç FDA tarafından onaylandı
18
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
Kongre’nin açılışına 2 bin davetli katıldı.
Kongre’nin önemli sunumlarından
bir tanesi de bilenen ve uygulananlar arasındaki farkları ortaya koyan
oturumdu. ABD’den katılan Lıyle
Bootman konuşmasını ekonomik
sonuçlar üzerine yaptı. Bootman,
bilinçsizce ilaç kullanmanın önemli
ekonomik kayıplara neden olduğunu vurgulayarak, “sadece bunu yönetmek için benim ülkemde hastanelerde profesyoneller çalıştırılıyor”
dedi. Bootman bu tip kontrollerin ekonomiye etki
edeceğini, daha çok verim alınacağını belirterek,
hatalı kullanım ve advers etkilerin maliyeti azaltacağını söyledi. Yapılan bir araştırmaya göre, ilaçlarla
ilgili sorunların neredeyse yüzde 70’inin önlenebilen sorunlar olduğunu kaydeden Bootman, “doğru
adımlar atılırsa çok ciddi tasarruflar sağlanabilir,
bazı hastalıklar önlenebilir” dedi. Yine ABD’den
katılan Lisa Gersema ise, eczacıların hasta odaklı
çalışması gerektiğini, sadece bilmenin yeterli olmayacağını, uygulamada da eczacılara büyük görevler
FIP
düştüğünü söyledi. Gersema ayrıca, eczacılık fakül-
Eczacılar olmazsa sistem çökebilir. Bu nedenle ec-
telerinin eğitimlerinde, bu değerlere önem verilmesi
zacıların hesap verebilirliklerinin önemli olduğunu
ve teknolojik altyapılarının iyi kurulması gerektiğini
ve bu konuda çalışmalar yapılması gerektiğini dü-
savundu. Serbest eczacılık uygulamalarıyla ilgili bilgi
şünüyorum” dedi.
veren Danimarka’dan Charlotte Rossing, ülkesinde
hasta kılığına girip eczanelerin verdikleri danışman-
Kongre’de Avrupa Adalet Divanı’nın eczacılar ile
lığı denetlediğini söyledi. Eczacıların verdikleri da-
ilgili verdiği karar da tartışıldı. Kararı son derece
nışmanlık hizmeti karşılığında devletten belirli oran-
olumlu bulan dünya eczacıları; eczacıların bundan
larda ödeme alabildiklerini belirtti. Rossing ayrıca,
sonra daha dikkatli olmaları ve halka yaygın sağlık
ülkesinde danışmanlık için bir kılavuz bulunduğunu
ve sosyal hizmetler sunmaları gerektiği görüşünde
ve bu kişilerin diğer sağlık çalışanlarıyla işbirliği için-
birleştiler.
çok önem verildiğini, bu şekilde hastaların tedavilerinin çok daha kolay olduğunu söyledi. Kanada’dan
Derek Jorgenson, ülkesinde ilaç değerlendirme ve
danışmanlık hizmetinin yeterince yaygın olmasına
rağmen eczacıların yeteri kadar değer görmediğini
ifade etti. Eczacıların danışmanlık görevi için bir
bedel almadığını söyleyen Jorgenson, “eczacılar bedel almadıkları için hesap vermiyorlar. Yani bir hata
yaptıklarında onlardan hesap sorulmuyor; çünkü bu
iş için bedel almıyorlar. Oysa eczaneler de, hekim
ve hemşireler kadar önemli bir görevi yürütüyorlar.
“Türkiye’de Ecza Depoculuğunun Geleceği”
“Türkiye’de Ecza Depoculuğunun Geleceği” başlıklı panel de Kongre’nin en çok ilgi çeken bölümleri
arasındaydı. Moderatörlüğünü TEB Genel Sekreteri
Ecz. Özgür Özel’in yaptığı panelde, Selçuk Ecza Deposu Genel Müdürü Sonay Gürgen, Hedef Alliance
Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak ve TEKB
Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit konuşma yaptılar.
Özel, ecza depoculuğunun gelişme dönemini içeren
bir sunum yaptı. Sonay Gürgen ise, 1958 yılında
kurulan ve bugüne kadar devam eden Selçuk Ecza
Deposu’nun öyküsünü anlattı.
TEB HABERLER
ise, kendi ülkesinde eczacının danışmanlık görevine
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
de çalıştığının altını çizdi. ABD’den Jill Martin Bone
19
FIP
Gürgen, yaşanan krizin depoculuğu da vurduğunu
belirterek, “Selçuk Ecza Deposu, İMKB ve SPK tarafından denetlenen şeffaf bir yapıdır” dedi.
Ethem Sancak ise konuşmasında, Hedef Alliance’ın
yapısını anlattı. Sancak, ürünleri eczacıların ayağına kadar getirmenin neredeyse mümkün olmadığı
dönemlerde bunu yapabilen nadir depolardan olduklarını ve bunun da kendilerini büyüttüğünü ifade
etti. Sürsajı kaldırdıktan sonra atağa geçtiklerinin
altını çizen Sancak, dünyanın çeşitli ülkelerinde ve
Türkiye’deki depolarında yaklaşık 15 bin çalışanlarının olduğunu söyledi.
Sancak’ın ardından söz alan Abdullah Özyiğit ise,
kooperatifçiliğin geçmişini, geleceğini ve önemini
vurgulayan bir sunum yaptı. Özyiğit, 70’li yıllardan
itibaren kooperatifçiliğin geliştiğini belirterek, “krizlerden bizler de etkileniyoruz. Ancak bunu örgüt-
lenerek aşabiliyoruz. 2001 yılında yeniden yapılanarak TEKB çatısı altında hareket ettik, bugünlere
geldik. Kooperatifler, eczacılar için çok anlamlı yapılardır. Çünkü eczacının sahibi olduğu dağıtım kanalı kooperatiflerdir. Eczacıyı ve derdini çok daha
iyi anlar” dedi.
Toplam 6 gün süren Kongre boyunca, hasta güvenliğinden eczacının görevlerine, dünyadaki ilaç ve
eczacılık alanlarındaki gelişmelerden hastaya özel
çözümlere ve farmakogenetik çalışmalara kadar
sağlık alanındaki ve hastaları ilgilendiren hemen her
konuya değinildi. Katılımcılar, “Türk konukseverliğine yakışır bir organizasyon” olarak ifade ettikleri
Kongre’den, son derece memnun bir şekilde ayrıldılar.
Bizler de bu organizasyonların öneminin farkında
bir örgüt olarak, ufkumuzu genişletecek, bizleri
yeniliklerle buluşturacak bilimsel kongreler yapmaya devam edeceğiz.
20
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
Dünyadaki eczacılık örgütü yöneticilerine Dolmabahçe Sarayı’nda Gala Yemeği verildi.
DOSYA
ECZACILIK MESLEĞİ
ve ETİK
Doç. Dr. Selen YEĞENOĞLU
Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık İşletmeciliği Anabilim Dalı
B
aşlığı bir iki saniye önce okudunuz. Yazdık-
zacılık etiği ve mevzuatı” veya sadece “eczacılık
larımı okumadan önce sizden ricam önce-
etiği/deontolojisi” ya da “eczacılık mevzuatı” baş-
likle eczacılık eğitiminiz ve mesleğimiz üze-
lıklı derslere sahip olan fakültelerin sayısı -eczacılık
rine bir düşünmeniz… Bir film şeridi gibi eczacılık
eğitiminin süresi uzadığı halde- ne yazık ki bir elin
fakültesine adım attığınız andan itibaren olan geliş-
beş parmağını geçmiyor. Hal böyle olunca da gerek
meler, yoğun ders programınız, stajlarınız, bitmek
yazılı gerek görsel medyada meslektaşlarımıza ait
tükenmek bilmeyen sınavlarınız, en sonunda mezu-
etik bir bozulma duyduğumuzda çok üzülmekle bir-
niyetiniz ve eczacılığın oldukça çok seçenekli olan
likte elden fazla bir şey gelmiyor.
dallarından birinde uzmanlaşmanız… Aldığımız eğitim (ki yazıyı okuyanların büyük bir bölümü dört yıllık eğitim sonucu eczacılık diplomalarını aldılar) ne
zorlu bir eğitimdi hatırlayınız. Tıbbın ve fen bilimlerinin temel konularından başlayarak, mesleki dersleri
görmemiz, uygulamalarıyla haşır neşir olmamız.
Eğitimimiz şu an beş yıllık bir süreci kapsıyor. Yani
bu demektir ki dört yıldan sonra gelen sonuncu yılda da yine mesleki dersler ve stajlar daha da bir
yoğun ve dört yılı pekiştiren biçimde eczacılık eğitimi tamamlanıyor. Bütün bu yoğunluk içinde acaba
eczacılık etiği, deontoloji kuralları, güncel yaşamda
karşılaşılan etik vakalara dayalı problem çözümlemeleri eğitimde ne derece ağırlıklı acaba?
sinin bu olduğunu düşünmekteyim: Eczacılık eğiti-
hiçbir etik sorun yaşanmıyor” gibi bir iddiada bulun-
minde etik başlıklı derslerin bulunmaması. Bu konu-
mak çok büyük bir iyimserlikten öteye gitmeyen bir
lara hakim hocaların bizzat derse girerek, eczacılığa
sav olur kanımca. Ancak bunda eğitimde eczacılık
aday öğrenciye etkileşimli ders verilmemesi sonucu
etiği ve mevzuatı konularına hiç yer vermiyor olmak
etik değerlerden uzak hareket eden meslektaşlara
bu savın ne yazık ki doğrulanmamasında önemli bir
rastlamak maalesef ki hep olası olacak. Dolayısıyla
rol oynuyordur diye düşünüyorum. Ülkemizde “ec-
mesleğimizde etik kuralları çiğneyen meslektaşları-
TEB HABERLER
İçinde yaşadığımız toplumda “eczacılık alanında
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
Mesleğimizde etik bozulmaların nedenlerinden biri-
21
DOSYA
mızın olmamasını istiyorsak, biz eğitimci eczacılara ve/veya fakülte yönetiminde bulunup, eğitimde
söz sahibi olan diğer meslektaşlarımıza çok önemli
görevler düşmektedir. Belki diyebilirsiniz ki, eczacı
meslek eğitiminde görmediği etik konularının eksikliğini meslek içi eğitimlerle de giderebilir. Evet, tabii bu da mümkündür. Ancak çok önemli olduğuna
inandığım bir atasözümüz var: “Ağaç yaşken eğilir”
atasözü. Öğrencilik yıllarında- hele ki üniversite yılları- öğrenilen bilgiler hayatta kolay kolay unutulmuyor. O nedenle eczacılık etiğinin ülkemizdeki tüm
eczacılık fakültelerinde öğrenciye mutlaka verilmesi
gereken bir ders başlığı olduğunu düşünüyorum.
Bu temel eğitim sonrasında elbette meslek içi eğitim programlarıyla ve mesleğimizin farklı branşlarında çalışan eczacılarımızın katılımıyla örnek olaylar
ve etik sorunlara çözüm yolları çok daha anlaşılır
ve akılda kalıcı bir biçimde pekişebilir. Aslında mesleğimizdeki etik bozulmalar sırf eczane eczacılığına
da özgü değildir. Akademik eczacılıkta, ilaç endüstrisinde, hastane eczacılığında, sağlık bakanlığına
bağlı kamu kurumlarında çalışan eczacılar arasında da etik sorunlara veya bozulmalara rastlamak
mümkündür. Ama elbette meslektaşlarımız (diğer
Eğitimin yanı sıra, etik davranışları kazanmanın bir
diğer yolunun, mümkün olduğunca eczacılık mesleğini layıkıyla yapan meslektaşlarla ve meslek örgütleriyle haşır neşir olmaktan geçtiğini düşünmekteyim. Zira eczacılık fakültesinde öğrenciyken, bir
grup sınıf arkadaşımla, çok sık Ankara Eczacı Odası
ve Türk Eczacıları Birliği’ne gittiğimi hatırlarım. Tabii
bir şansım da eczane eczacılığı stajımı, mesleğini
çok iyi yapan, yaşına rağmen idealistliğinden hiçbir şey kaybetmeyen, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nin eski mezunlarından ve eczanesine
eczacılık branşlarıyla karşılaştırıldığında) çok büyük
bizzat ismini verdiği Eczacı İbrahim Bilir’in eczane-
oranda eczane eczacılığı alanında çalıştıklarından,
sinde yapmak olmuştur. Majistral ilaç hazırlamanın
daha çok kamuya yansıyan ve medyada yer alan
inceliklerini, öğrencilik yıllarında fakültemdeki ho-
etik dışı haberler genellikle eczane eczacıları için
calarımdan öğrenmenin yanı sıra, İbrahim Amca’nın
olmaktadır.
eczanesinin laboratuarında titizlikle hazırladığımız
reçeteleri hiç unutamam. Bununla birlikte eczanesi-
Bunların arasında sahte kupürler, faturalar, sahte
ne gelen 7’den 70’e herkese aynı ilgiyi, sevecenliği
ilaçları kanunsuz bir biçimde üretip satmak gel-
göstermesi…
22
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
mektedir. Bunun yanı sıra eczaneden verilen yanlış
ilaçlar - ki kimi zaman hastanın hayatını da tehdit
Eczanesinden çıkanların reçetedeki her kalem ilacı
eder bir boyuta ulaşabilir ilaç hataları- da bir diğer
nasıl kullanacaklarını, saklayacaklarını, advers etki
mesleki etik sorundur. Aslında bu gibi haberler bir
gördüklerinde ne yapmaları gerektiğini en iyi şekil-
yandan eczacılık etiği ve meslek kurallarını anlatan
de kendisinden öğrenmiş olmaları anılarımda tap-
biz eğitimciler için de materyal oluşturmaktadır.
taze yaşıyor.
Çünkü, yazılı ve görsel medyada yer alan bu tür
haberleri genelde fakültemde okuyan öğrenciler de
Ankara Eczacı Odası 80’li yılların sonlarında (bu
en az benim kadar ilgi ve ibretle takip ettiklerinden,
yıllar benim Hacettepe Üniversitesi Eczacılık
karşılıklı tartışma ve doğru, etik olan davranış biçi-
Fakültesi’ndeki lisans yıllarımdır) Konur Sokak’ta
mini belirlemeye çalışma hem onlara hem de bana
bir apartmanın giriş katında ve Türk Eczacıları Bir-
çok şey kazandırmaktadır.
liği de Farabi Sokak’ta şimdikinden daha ufak bir
DOSYA
olup eczacılığın değişik dallarında mesleğini yapan
öğrencilerimizin hala hafızalarındadır şüphesiz.
Çünkü, mektup hem çok dokunaklıydı hem de mektubun hemen ardından muvazaayı detaylı biçimde
Sayın Şener’in vurgulaması öğrencilerimin konuyu
iyice kavramasını sağladı.
binada hizmet vermekteydi. Ancak her iki meslek
örgütüne de gittiğimizde son derece sıcak ve ilgiyle karşılandığımız hala hafızamda capcanlıdır. Belki
mesleğe ilişkin pek çok bilgiyi de bu meslek örgütlerinde öğrenmişizdir. Çünkü, periyodik olarak TEB
mesleğe ilişkin seminerler düzenler, kimi zaman
Türk kimi zaman da yabancı bilim adamlarını davet
ederek, mesleğe ilişkin ufkumuzu genişleten konuşmalar yaptırırdı.
1988 yılında sonbaharın sonlarına doğru, yine
TEB’in çıkardığı bir bültene hocam Prof. Dr. İsmail Üstel ile birlikte hazırlamış olduğumuz bir yazıyı
dergi editörüne vermek için Türk Eczacıları Birliği’ne
Eğitim, örnek alınacak meslektaşlar ve meslek örgütleri eczacıların etik davranmasında, onlara hangi
gitmiştim. Orada karşılaştığım bir eczane eczacısı
davranışın olması hangi davranışın olmaması gerek-
muvazaalı bir eczaneyi beş yıl kadar işletmek duru-
tiğinde yol göstericidir. Ancak kişinin kendi benli-
munda kaldığını (muhtemelen maddi sıkıntı yaşadı-
ği, vicdanı, mesleğini ve insan hayatını ne derece
ğı için), bu süre sonunda da maliyeciler tarafından
önemsediği de etik bozulmaların önüne geçilmesin-
yakalandığını anlatmıştı. Adamcağızın muvazaa
de veya etik dışı davranışların oluşmasında etkilidir.
yüzünden başına gelmeyen dert kalmamıştı. Anlayacağınız daha derste başlık olarak muvazaa konu-
Biz eczacılara düşen (mesleğin hangi branşında
sunu görmeden, canlı örneğini bizzat muvazaa kur-
çalışıyor olursak olalım) mesleğin şeref ve haysiye-
türlü hayal bile edemezdim eminim.
Bundan altı yıl kadar önce de öğrencilerime muvazaa konusunu anlatmasını, Türk Eczacıları Birliği II.
tine aykırı davranışlardan her zaman kaçınmaktır.
Unutmamalıyız ki yaptığımız bir kusurlu, etik dışı
hareketin veya davranışın tüm meslektaşlarımıza
ve mesleğimize olumsuz biçimde zarar vermesi söz
konusudur. Bundan da daha önemlisi şudur ki; al-
Başkanı Sayın Ecz. Hilmi Şener’den rica etmiştim.
dığımız o zorlu eczacılık eğitimini bir kalemde silip
Onun amfideki öğrencilerime yine muvazaa yü-
atacak, toplumun gözünde mesleği ve kendimizi
zünden neredeyse hemen her şeyini kaybetmiş bir
sıfırlayacak biçimde etik doğruların dışına çıkmak
meslektaşımıza ait okuduğu mektup, şimdi mezun
hiçbir menfaate değmez.
TEB HABERLER
Muvazaanın başa nasıl dertler açabileceğini başka
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
banı meslektaşımızın kendi dilinden dinlemiştim.
23
PROTOKOL
ECZANE BULUNMAYAN
YERLERDE İLAÇ HİZMETİ
Uzm. Ecz. Esra YANTURALI
T
.C. Sağlık Bakanlığı ile Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti arasında, “Eczane Bulunmayan Yerleşim Bölgelerinde Yaşayan Halka Yerinde İlaç
Teminine İlişkin Protokol” imzalandı.
Sosyal Güvenlik Kurumu ile Birliğimiz arasında 2008
yılı Protokolü imzalanması sürecinde, Protokole dahil
edilmesi ve eczanelerden dönüşümlü olarak karşılanacak reçeteler kapsamına alınması önerilen “Eczane
olmayan yerleşim bölgelerinde, sigortalı ve hak sahiplerine ait reçeteler” ile ilgili uygulama, öncelikle Birliğimiz Merkez Heyeti ve Protokol komisyonu tarafından
değerlendirilerek gerekli çalışmalar yapıldı. Yapılan
değerlendirmelerin ardından 2008 Yılı Protokolü 3.7
maddesi “g” bendi kapsamına alındı. İlk kez Manisa
Eczacı Odası tarafından başlatılarak Adıyaman Eczacı
Odası tarafından da başarı ile sürdürülen uygulamanın
olumlu sonuçları, Birliğimiz ve Sağlık Bakanlığınca her
iki ilimizde değerlendirilerek, sistemin tüm Türkiye geneline yaygınlaştırılması kararlaştırıldı.
24
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
Birliğimiz tarafından Sağlık Bakanlığı nezdinde yapılan
girişimler neticesinde, ilk olarak 01.07.2009 tarihinde
Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Başkanlığında başlatılan Protokol çalışmaları sürecinde TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Mukaddes Harmancı görev aldı.
Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Dr.Seracettin
Çom ve Genel Müdür Yardımcısı Dr.Halin Ekinci ile yapılan bir dizi görüşme sonucunda, Birliğimiz tarafından
hazırlanan protokol taslağı üzerinde gerekli düzenlemeler yapıldı.
Türk Eczacıları Birliği’nin, ilaç ve sağlık hizmeti sunan
tüm eczanelerimiz arasında gelir adaletinin sağlanması ve bu suretle eczacılık hizmetinin toplumsal yararının artırılması amacıyla üzerinde uzun bir süredir
çalıştığı Protokol 36.Dönem Merkez Heyeti tarafından
sonuçlandırıldı. Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti
Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ile Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Uzm.Dr.Turan BUZGAN tarafından
18.09.2009 tarihinde imzalanarak yürürlüğe girdi.
Konu 25.09.2009 tarih ve 4250 sayılı yazımız ile Bölge
Eczacı Odalarına duyuruldu.
Protokol; Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında imzalanan 2009 yılı
Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin İlaç
Teminine İlişkin Protokolün ve Maliye Bakanlığı ile
Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti arasında imzalanan Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokolün 3.7.
maddesi, 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanununun
39/j maddesi hükmüne istinaden düzenlendi.
5258 sayılı Kanun gereği aile hekimliği uygulamasına
geçilen illerin eczane bulunmayan bölgelerinde, Bakanlıkça aile hekimliği sözleşmesi yapılan veya yerine
görevlendirilen hekimler ile aile hekimliği uygulaması
olmayan illerde Bakanlığa bağlı sağlık ocağı hekimleri ve gezici sağlık hizmeti veren diğer hekimlerce, bu
bölgelerde yaşayan ve kapsam dahilindeki kişilere
yerinde sağlık hizmeti verilmesi sırasında düzenlenecek reçete muhteviyatı ilaçların, sözleşmeli eczaneler
tarafından bu protokol dahilinde belirlenen sıralı dağıtım sistemi usul ve esasları çerçevesinde karşılanması
hükme bağlandı..
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunun
14 ve 15 inci maddelerinde; belediyelere, tabiplere,
veterinerlere, ziraat işletmeleri veya çiftlik veya sanayi müesseselerine, belirli şartların varlığı halinde
ecza dolabı veya eczane açma hakkı tanınmaktadır.
Tabipler tarafından söz konusu kanun hükümlerinden
faydalanılarak, ülkemizin eczane bulunmayan bölgelerinde çok sayıda ecza dolabı açılmıştır. Bu protokol ile
ilacın gerçek uzmanı eczacıların, eczane bulunmayan
bölgelerde yaşayan halka fiilen ilaç temin etmesinin
yolu açılmış ve eczacılık hizmetinin tamamen, mesleğin gerçek sahipleri olan eczacılar tarafından yürütülmesi hedeflendi.
Birliğimiz tarafından, sağlık hizmeti sunumunu yaygınlaştırmak, meslektaşlarımız arasında etik bozulmayı
engellemek ve kamu yararı gözetilerek halk sağlığına hizmet etmek amacıyla oluşturulan sıralı dağıtım
sistemleri ile ilgili olarak, uygulamaya ilişkin şart ve
usullerin belirlenmesinde Bölge Eczacı Odalarımız yetkilendirildi.
ECZACILIK AKADEMİSİ
MODERN
FARMASÖTİK TEKNOLOJİ
KİTABI ÖDÜL ALDI
KİTABA TÜBA ÖDÜLÜ
Bu arada, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA)’nin
2009 Yılı Üniversite Ders Kitapları Telif ve Çeviri Eser
Ödüllerini kazananlar belirlenmiş ve Doğa, Mühendislik, Sağlık ve Sosyal Bilimler alanında toplam 13
kitap Telif ve Çeviri Eser Ödülü’nü kazanırken, 12
kitap Kayda Değer Eser Ödülü’ne (Mansiyon) layık
bulunmuştur.
TÜBA, Eylül 1993’te yürürlüğe giren 497 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile kurulmuştur. Kurucu üyelerin Başbakan tarafından atanması, ilk genel kurulun
oluşturulması, başkan ve akademi konseyinin seçilmesi, başkanın atanması sonuçlandırıldıktan sonra
Akademi, 7 Ocak 1994’te ilk çalışmalarına başlamıştır. TÜBA yasası gereği, Başbakana bağlı, tüzel kişiliği
olan, bilimsel, idari, mali özerkliğe sahip bir kurumdur. TÜBA Türkiye’de tüm bilim alanlarında; araştırmaları, bilimci kişiliğini, araştırıcılığı özendirmek, bu
alanlarda emeği geçenleri onurlandırmak, gençleri,
bilim ve araştırma alanına yöneltmek, Türkiye’deki
bilimcilerin ve araştırmacıların toplumsal statülerinin
yükseltilmesi ve korunmasına çalışmak ve bilim ve
araştırma standartlarının uluslararası düzeye çıkartılmasına yardım etmek amaçlarını güden bir kurumdur. Bu nedenle TÜBA’nın vermiş olduğu ödüller bilimsel alanda oldukça büyük öneme haizdir. Bu kapsamda “Modern Farmasötik Teknoloji” isimli kitabın
Kayda Değer Eser Ödülü’nü (Mansiyon) almaya layık
bulunması akademik ve bilimsel çevreler tarafından
memnuniyet ve gurur verici bulunmuştur. TÜBA’nın
verdiği bu ödüllerin, 5 Aralık 2009’da, Ankara’da yapılacak törenle takdim edileceği bildirilmiştir.
TEB HABERLER
Öğrenciler temel konularda türkçe kaynak bulmakta
oldukça zorluk çekmektedirler. Diğer bazı sınırlı sayıdaki Türkçe kaynaklar da öğrenciye yönelik olmaktan
daha çok, bilimsel olup bilim dallarına katkı sağlayan kitaplardır. 483 sayfa olarak hazırlanan “Modern
Farmasötik Teknoloji” kitabı, öğrencilerin her zaman
başvurabileceği Türkçe bir kaynak olmasının yanında,
güncel bilgilerle donatılmış; öğrencilerin kolay anlayıp,
kavrayabileceği bir şekilde hazırlanmış bir kitaptır.
Kitap, öğütme, karıştırma, kurutma, süzme, sterilizasyon, koligatif özellikler, fazlararası denge ve faz
kuralı, difüzyon, önformülasyon, reaksiyon kinetiği ve
stabilite, temel farmakokinetik, çözeltiler, yüzeylerarası özellikler, kolloidler, emülsiyonlar, süspansiyonlar,
aerosoller, deriden emilim ve deriye uygulanan yarı
katı preparatlar, supozituvarlar, vajinal ilaç sistemleri,
reoloji ve biyofarmasotik konularını içeren 22 bölüm
içermektedir. Kitap, öğrenci kitabı olmasının yanı sıra
eczane, kamu ve ilaç sektöründe çalışan eczacıların
da konular ile ilgili bilgilerini geliştirme ve güncelleme ihtiyacına da destek verecek şekilde hazırlanmış
olması ile dikkat çekicidir. Kitabın bölümleri, konu ile
uzun zamandan beri çalışan, bu konularda yayınları ve
deneyimleri olan öğretim üyeleri tarafından hazırlanmıştır. Kitap Eczacılık Fakültesi öğrencileri, Türk İlaç
Sanayi üyeleri, eczacılar ve konularla ilgili bilgi edinmek isteyen herkes tarafından hızla tüketildiğinden
Ocak-2009’da ikinci baskısı gerçekleştirilmiştir.
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
G
azi Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı öğretim üyeleri
Prof. Dr. Nevin Çelebi, Prof. Dr. Füsun Acartürk, Prof. Dr. İlbeyi Ağabeyoğlu, Prof. Dr. Tanver Doğanay, Prof. Dr. Tuncer Değim, Doç. Dr. Sevgi Takka,
Doç. Dr. Zelihagül Değim ve Doç. Dr Figen Tırnaksız
2007 yılında Türk Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi yayını olarak “Modern Farmasötik Teknoloji” isimli
Eczacılık fakültesi öğrencilerine yönelik bir ders kitabı
hazırlamışlardır. İçerdiği konularla ilgili güncel bilgileri içeren bu kitap, eczacılık fakültesi öğrencileri için
bir eksikliği gidermiştir. Mevcut kitaplar oldukça eski
baskılardır ve hali hazırda hemen hepsinin baskısı tükenmiştir.
25
PROJE
BU HAREKET
DÜNYAYA İLAÇ GİBİ GELECEK
TEB AR-GE Birimi
M
iadı dolmuş ilaçların etkin ve yaygın bir
lerinde uygulanmaktadır. Bazı sistemler ülke düze-
şekilde imha edilmesinin koşullarının ya-
yinde iken, bazıları ise yerel ya da mahalli düzeyde
ratılmadığı günümüzde bu ilaçlar bir yan-
olabilmektedir.
dan akılcı olmayan ilaç kullanımı, çocuklarda kazai
zehirlenmeler, ilaç-ilaç etkileşimleri gibi nedenlerle
Ülkemizde konuya ilişkin ilk çalışma olarak, 2008
toplum sağlığını olumsuz bir şekilde etkilerken, öte
yılında EDAK Ecza Kooperatifi’nin 5 ay gibi kısa bir
yandan bu ilaçların imha edilmelerindeki tek yol
süre pilot olarak uygulamış olduğu “Miadı Geçmiş
olan, bu kimyevi maddelerin çöplere bilinçsizce atıl-
Ürünleri Toplama Kampanyası” gösterilebilir. Söz
ması ve lavabolara dökülmesi eylemleri çevre sağlı-
konusu kampanya çerçevesinde 330.000 kutu ilaç,
ğını da doğrudan etkilemektedir.
120 varil sıvı ilaç EDAK üyesi eczacılardan prosedürlere uygun bir şekilde toplanarak, depolanmış,
Zira artık zehir niteliği kazanmış bu ilaçlar yeral-
ayrıştırma işleminden sonra bertaraf edilmek üzere
tı su kaynaklarının ve dolayısı ile toprağın kimyevi
imha tesisine gönderimi sağlanmıştır.
maddelerle kirletilmesinin koşullarını oluşturmaktadır. Su sistemlerimizde mevcut farmasötikler, artık
Söz konusu bu kampanyanın ışığında, Türk Ecza-
çevre ve insan sağlığı açısından çok ciddi sonuçlara
cıları Birliği uzmanlarının ve EDAK adına Ecz. Şule
varabilecek seviyelere gelmiş olup, alarm vermek-
İlkkurşunlu’nun katılmış olduğu çalışmalarla ana
tedir. İnsan nüfusunun artması ve giderek yaşlan-
hatları çizilen Evsel Atık İlaç Toplama ve Bertaraf
ması atık ilaçların çevreye olan tehditlerinin her ge-
Projesi, İzmir Eczacı Odası ile yapılan çalışmalar-
çen gün daha da artmasına neden olmaktadır. Söz
la revize edilmiş ve Mart 2009’da İzmir Kalkınma
konusu atıkların bu zararlı etkilerini yok edebilecek
Ajansı’ndan İzmir ilinde pilot proje olarak uygulan-
veya azaltabilecek yöntemler geliştirilmesi oldukça
mak üzere hibe desteği almaya hak kazanmıştır.
acil bir önem taşımaktadır.
26
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
İzmir Eczacı Odası yürütücülüğünde, Ege ÜniversiToplumda kullanılmayan ilaçların sayısını azaltmak
tesi Eczacılık Fakültesi, T.C. Sağlık Bakanlığı İlaç
ve bu durumla bağlantılı olan sorunları ortadan kal-
ve Eczacılık Genel Müdürlüğü ve EÇEV’in ortağı,
dırmak ihtiyacı konusunda bir mutabakat söz konu-
EDAK’ın iştirakçisi olduğu, Türk Eczacıları Birliği’nin
sudur. Kullanılmayan ya da miadı dolmuş olan ilaç-
ortaklığında ve eşfinansörlüğünde yürütülen proje-
ların serbest eczaneler aracılığı ile toplanması ve
nin amacı evlerde kullanılmayan veya miadı dolan
yok edilmesi sistemi, organizasyon biçimleri farklı
atık ilaçların eczanelerde kurulan özel bir sistem
olsa da hemen hemen tüm Avrupa Birliği üye ülke-
aracılığı ile geri toplanması ve imha ettirilmesidir.
PROJE
“Dünyaya ilaç gibi gelecek”
Belediyesi tarafından sağlanan mekanda hizme-
sloganı ile yola çıkılan pro-
Merkezi’nden elde edilen veriler ve ilaçlarını ecza-
je ile bir yandan, söz konu-
te başlayan Atık İlaç Ayrıştırma ve Veri Toplama
nelere getiren hastalar tarafından doldurulan anketlerden elde edilecek verilerle ülkemizde akılcı ilaç
su ürünlerin yaşam döngüsü
kullanımına ilişkin ilkelerin ve politikaların geliştiril-
içerisinde etkin rol oynayan
ilişkin detaylı bilgiye www.atikilac.com adresinden
tüm paydaşlarda, yaygın bir
mesine katkı sağlanmaya çalışılmaktadır. (Projeye
ulaşılabilir.)
kampanya ve eğitim yolu ile
İzmir ilinde pilot olarak uygulanmaya başlanan Evsel
farkındalık oluşturmaya ça-
de pilot olarak uygulamasına geçilmesi ile birlikte,
lışılırken, diğer taraftan bu
Atık İlaç Toplama ve Bertaraf Projesi’nin İzmir ilinproje ortağı ve eşfinansörü olarak projede yer alan
Türk Eczacıları Birliği’nin projenin Türkiye geneline
bireylere çözümün bir parça-
yaygınlaştırılması adına başlatmış olduğu savunu-
sı olabilmeleri, miadı dolan
Ekim 2009 tarihinde T.C. Çevre ve Orman Bakanlı-
veya artık kullanmadıkları
tüm tarafların dahil olduğu ilk toplantı gerçekleşti-
culuk çalışmaları sonuçlarını vermeye başlamış, 16
ğı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü başkanlığında
ilaçlarını güvenli bir şekilde
rilmiştir. Türk Eczacıları Birliği, İlaç İşverenler Sen-
ev ortamlarından uzaklaştı-
bertarafını gerçekleştiren Ekolojik Enerji Şirketin-
rabilmeleri için imkan sağ-
genelinde atık ilaç toplama sistemi kurulması için
lanmaktadır.
dikası, Türkiye İlaç Sanayi Derneği ve atık ilaçların
den yetkililerin katılımda bulunduğu toplantıda, ülke
sistemin işleyişini belirleyecek bir yönetmeliğin hazırlanması için çalışmalar başlatılmıştır.
İzmir’in çeşitli semtlerinde
toplum ve çevre sağlığına
verdikleri önemin göstergesi olarak eczanelerini
aynı zamanda atık ilaç toplama noktalarına dönüştü-
konu hakkında bilinçlendirmeye çalışmaktadırlar.
Ayrıca, eczanelerden toplanan atık ilaçların geçici
olarak depolandığı, Buca
TEB HABERLER
aynı zamanda hastalarını
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
ren 170 gönüllü eczacımız
27
EYLEM
“Vatandaşın cebinden, sağlık çalışanının emeğinden tasarruf olmaz’’
sloganıyla yola çıktık, soluğu Kadıköy’de aldık.
SAĞLIKTA
DÖNÜŞÜME
HAYIR!
28
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
“
Atakan ADALI
EYLEM
1
8 Ekim 2009’da saatler 13.00’ü gösterdiğinde Kadıköy, ‘SAĞLIKTA DÖNÜŞÜME HAYIR’ diyen sağlık emekçileriyle beyazlara bü-
ründü. Türk Eczacıları Birliği olarak biz de “Sağlıkta
dönüşüm masalı’’nın sona erdiğini ve artık gerçeklerle yüzleşme vaktinin geldiğini düşünen; İstanbul
Eczacı Odası, Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Diş Hekimleri Odası, İstanbul Veteriner Hekimleri Odası,
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Dev
Sağlık-İş Sendikası’nın yanında yer aldık.
İskele Meydanı’na akın eden 10 bin yürek, tek ağızdan ‘Sağlığımız emeğimiz mesleki onur için’, ‘Sağlığımız ve emeğimizden vazgeçmeyeceğiz’, ‘Hastaneler
işletme çalışanlar ücretli köle değildir’,’Vatandaşın
cebinden sağlık çalışanının emeğinden tasarruf
olmaz’ diye haykırdı. Sesini yetkililere duyurmaya
çalıştı. Sağlık hizmetinin herkesin hakkı olduğuna
ve satın alınacak bir hizmet olmadığına inanan işçisinden emeklisine, öğretmeninden öğrencisine
toplumun her kesiminden vatandaşlar da sağlık
rine öncelik verilmesi ile ilgili haklı taleplerimizi dile
getirdik.
emekçilerinin yanında saf tuttu; hafta sonunu sıcak
Türkiye’nin dört bir yanından gelen Konya,
evlerinde geçirmek yerine, bizimle omuz omuza ve-
Samsun, Bursa, Eskişehir, Diyarbakır, Isparta-
rerek sloganlarımıza eşlik etti.
Burdur,
Tekirdağ,
Malatya,
Kocaeli,
Edirne,
yöneticilerine, Marmara Üniversitesi Eczacılık
gücünü gösterme fırsatını bulduğu bu coşku dolu
Fakültesi öğrencilerinin de destek vermesi, eczacı
günde, eczacılar olarak vatandaşların ilaç dahil bü-
dayanışmasının ulaştığı boyutları gözler önüne
tün sağlık ihtiyaçlarının genel bütçeden karşılanma-
serdi. Geleceğin genç eczacı adaylarını yanımızda
sı, katkı payı, ilave ücret, fark ücreti ve benzeri tüm
görmek, Türk Eczacıları Birliği olarak yarınlara daha
ödemelerin kaldırılması, koruyucu sağlık hizmetle-
da umutla bakmamızı sağladı.
TEB HABERLER
Sağlık emekçilerinin taraflı tarafsız herkese örgütlü
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
Kırklareli ve Batman Eczacı Odası başkanları ve
29
EYLEM
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak: Türkiye’de tüm alanlarda olduğu gibi,
sağlık alanında da ciddi bir erozyon yaşanıyor. Türk Eczacıları Birliği
olarak vatandaşın, sağlık emekçilerinin kaybını haykırmak için bugün
yeniden alanlara geldik. Eczacılar olarak amacımız, sağlık hizmetlerinin
paralı olmasını önlemek ve eczacıların bu dönemi en az zararla
atlatabilmesini sağlamaktır. Meydanı dolduran binlerce sağlık emekçisi
bu çabalarımızın boşuna olmadığının açık bir kanıtıdır. Artık yeter, bu
sese kayıtsız kalmasınlar.
TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel: Genel sağlık sigortasının
hayata geçirilmesi hem hastalar için hem sağlık çalışanları için
yıkım niteliğindedir. Bu yıkıma karşı, geçmişte olduğu gibi gelecekte
de sesimizi her platformda yükseltmeye devam edeceğiz. Bugün
bu özgürlük alanında hem eczacılarımızın hem de hastalarımızın
sıkıntılarını dile getirerek; uygulanan politikalardan bir an önce
vazgeçilmesi gerektiğini ifade etmeye çalışıyoruz.
İstanbul Eczacı Odası Başkanı Ecz.Semih Güngör: Eylemlerimiz
eczacının temel, mesleki ve ekonomik sorunları çözülene kadar
devam edecek. Bu bir uyarıdır. Bu yalnızca eczacıların değil, bütün
sağlık emekçilerinin uyarısıdır. Hükümetin uygulamaya geçirdiği
sağlıkla ilgili uygulamaların vatandaşı ve sağlık çalışanlarını yok
ettiğini artık birilerinin görmesi gerek. Bugün burada sadaka değil,
30
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
hakkımız olanı istiyoruz.
Aynı saatlerde düzenlenen Avrasya
Maratonu nedeniyle kapanan yollara ve
bardaktan boşanırcasına yağan sağanak
yağmura rağmen, İskele Meydanı’nı
hıncahınç dolduran 10 bin sağlık emekçisi
eylemin ardından, sağlıklı bir Türkiye
adına, istekleri yerine getirilinceye kadar,
yeniden meydanlarda buluşmak üzere
alandan ayrıldı.
BİZDEN HABERLER
BİZDEN HABERLER
Ecz.Berna SELÇUK
Ecz.Esin YAVUZ
Türk Eczacıları Birliği’nin, ilaç ve sağlık hizmeti
sunan tüm eczanelerimiz arasında gelir adaletinin
sağlanması ve bu suretle eczacılık hizmetinin toplumsal yararının artırılması amacıyla üzerinde uzun
bir süredir çalıştığı “Eczane Bulunmayan Yerleşim
Bölgelerinde Yaşayan Halka Yerinde İlaç Teminine
İlişkin Protokol” 18.09.2009 tarihinde, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ile Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Uzm.
Dr.Turan BUZGAN tarafından imzalanarak yürürlüğe
girmiştir.
5258 sayılı Kanun gereği aile hekimliği uygulamasına geçilen illerin eczane bulunmayan bölgelerinde
Bakanlıkça aile hekimliği sözleşmesi yapılan veya
yerine görevlendirilen hekimler ile aile hekimliği
uygulaması olmayan illerde Bakanlığa bağlı sağlık
ocağı hekimleri ve gezici sağlık hizmeti veren diğer hekimlerce, bu bölgelerde yaşayan ve kapsam
dahilindeki kişilere yerinde sağlık hizmeti verilmesi
sırasında düzenlenecek reçete muhteviyatı ilaçlar,
sözleşmeli eczaneler tarafından bu protokol dahilinde belirlenen sıralı dağıtım sistemi usul ve esasları
çerçevesinde karşılanacaktır.
Birliğimiz tarafından, sağlık hizmeti sunumunu yaygınlaştırmak, meslektaşlarımız arasında etik bozulmayı engellemek ve kamu yararı gözetilerek halk
sağlığına hizmet etmek amacıyla oluşturulan sıralı
dağıtım sistemlerinin en kısa sürede hayata geçirilmesi çok büyük önem taşımaktadır.
MUVAZAA İLE MÜCADELEDE YENİ BİR DÖNEM
Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü
tarafından 01.07.2009 tarihinde, eczacı odalarının
Genelgenin yayımından sonra İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü başkanlığında TEB Genel Sekreteri ile
Genel Müdürlük ve Türk Eczacıları Birliği avukat ve
eczacılarından oluşan toplam 6 kişilik bir komisyon
oluşturulmuş; komisyon toplantılarında, toplantıda
dosyası görüşülecek olan eczacının kayıtlı bulunduğu ve muvazaa kanaati bildirmiş Eczacı Odalarından
birer yöneticinin de hazır bulunması kararlaştırılmıştır.
Bu komisyon bugüne kadar 06.08.2009,
20.08.2009 ve 10.09.2009 tarihlerinde olmak üzere üç kez toplanmış, bu toplantılarda görüşülen 21
dosyanın tamamı için oybirliği ile muvazaa kararı
verilmiştir. Bu dosyaların hepsi, ilgili Bölge Eczacı
Odaları tarafından muvazaa kanaati bildirilmekle
birlikte İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ruhsat düzenlenme kararı alınan ve oluşan görüş ayrılığı nedeniyle 2009/40 sayılı Genelge gereğince değerlendirilmek üzere Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel
Müdürlüğü’ne gönderilen dosyalardır.
Komisyon toplantıları sonrasında İlaç ve Eczacılık
Genel Müdürlüğünce, ilgili İl Sağlık Müdürlüklerine
yazılı bildirimde bulunularak, dosyalar hakkında alınan kararlar bildirilmiş; böylece, Bölge Eczacı Odaları tarafından muvazaalı kanaati oluşan eczanelerin
açılmaması sağlanmıştır.
TEB HABERLER
NİNE İLİŞKİN PROTOKOL” İMZALANDI
etkinliği ve muvazaa ile mücadele konusunda Odalarımız ve Birliğimiz açısından son derece önemli
olan, İlaç, Eczacılık Müdürlüğü ile eşgüdüm içinde
çalışmaya, muvazaa ile birlikte mücadeleye olanak
tanıyan 2009/40 sayılı Genelge yayımlanmıştır.
Bu Genelge, Birliğimizin web sayfasında “YENİ BİR
DÖNEM” başlığı ile duyurulmuş, genelgenin yayımlandığı tarihten bu yana sürdürülen çalışmalar da
muvazaa ile mücadele açısından yeni bir dönemin
başladığını açık bir şekilde göstermiştir.
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
“ECZANE BULUNMAYAN YERLEŞİM BÖLGELERİNDE YAŞAYAN HALKA YERİNDE İLAÇ TEMİ-
31
BİZDEN HABERLER
Bu yeni dönemi İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü ve Türk Eczacıları Birliği muvazaalı eczane açılışlarına ve mevcut muvazaalı eczanelere karşı bir seferberlik durumu olarak nitelemekte ve konuya ilişkin
tüm üyelerimizin katkı ve çabalarını beklemektedir.
EŞDEĞER İLAÇ UYGULAMASI İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİK YAPAN 2009/120 SAYILI GENELGENİN İLGİLİ MADDELERİNİ SÜRESİZ ERTELEYEN 2009/125 SAYILI GENELGE YAYIMLANDI
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından
yayımlanan 12.10.2009 tarih, 2009/120 sayılı
Genelge ile eşdeğer ilaç uygulaması tanımı değiştirilmiş, ayrıca, Angiotensin Reseptör Blokörleri, Osteoporoz tedavisinde kullanılan ilaçlardan
rosiglitazon+metformin kombinasyonu gibi bazı ilaç
gruplarının reçeteye yazım ve geri ödenme koşullarında değişiklikler yapılmıştır.
32
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
Genelge ile yapılan düzenlemeler hakkında derhal
ilgili Bakanlıklara görüşme talebimiz sunulmuş;
13.10.2009 tarihinde, Merkez Heyetimiz Sağlık
Bakanı Sayın Prof.Dr.Recep Akdağ ile bir görüşme
yapmıştır. Görüşmede, Genelge ile yapılan düzenlemelerin yaratacağı olumsuz tablo ve mağduriyetten
büyük endişe duyduğumuz ifade edilmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 2009/120
Sayılı Genelge ile yaptığı düzenlemelerin bilimsel
dayanaktan yoksun ve ülke gerçekleri ile uyumsuz
olması nedenleriyle, uygulamada karşılaşılacak sorunlar ve sıkıntılar, Birliğimizin 16.10.2009 tarihinde Yayımladığı Basın Açıklaması ile kamuoyu ve basın mensupları ile paylaşılmıştır. Bu basın açıklamasının basında geniş yer bulması sonrasında Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer Dinçer, Türk
Eczacıları Birliği Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ile telefon görüşmesi yaparak kendisini, Genelge ile ilgili
bir değerlendirme için Sosyal Güvenlik Kurumu ve
Sağlık Bakanlığı yetkililerinin bir araya geleceği bir
toplantıya davet etmiştir.
2009/120 Sayılı Genelgede yer alan değişiklik
ve düzenlemelerin değerlendirilmesi amacıyla, 19
Ekim 2009 Pazartesi günü Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Sayın Emin Zararsız başkanlığında bir
toplantı gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıya, Sosyal
Güvenlik Kurumu yetkilileri, Sağlık Bakanlığı İlaç ve
Eczacılık Genel Müdürü ve vekilleri, Türk Eczacıları
Birliği yetkilileri ve üç kuruluşun davet ettiği bilim
adamları katılım sağlamıştır. Toplantıda, eşdeğerlik kavramında yapılan yeni düzenleme ile bazı ilaç
gruplarının reçeteye yazım ve geri ödenme koşulları
ile ilgili olarak yapılan değişiklikler değerlendirilmiştir.
Toplantı sonunda, Türk Eczacıları Birliği’nin, “eşdeğer ilaç uygulaması” tanımında, konunun ilgili taraflarıyla görüşülüp değerlendirilmeksizin değişiklik
yapılmasının, son derece yıkıcı sonuçlar yaratacağı
tezi üzerinde mutabakat sağlanmış; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Emin Zararsız tarafından; konunun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer
Dinçer’e arz edileceği ifade edilmiştir. Genelgede
yer alan ve uygulamada hastalar açısından büyük
mağduriyet yaratacağı değerlendirilen, ilgili uzman
hekim tarafından reçete edilme zorunluluğu gibi düzenlemeler ile ilgili olarak; ülkemizdeki ilgili uzman
profili ve bu hekimlerin ülke genelinde il ve ilçelerdeki dağılımı göz önünde bulundurularak yeniden
düzenleme yapılması konularında görüş birliğine
varılmıştır.
Konu hakkında, Sosyal Güvenlik Kurumu internet
sitesinde yayımlanan, 12.10.2009 tarih 2009/125
sayılı Genelge ile SUT ve eklerinde 2009/120 sayılı
Genelge ile yapılan düzenlemelerden Anjiyotensin
Reseptör Blokörleri, Eşdeğer ilaç uygulaması ile
ilgili maddeler olmak üzere, Genelge eklerinin uygulamasının süresiz olarak ertelendiği ve uygulamanın 12.10.2009’dan önceki haliyle devam edeceği
bildirilmiştir.
FIP 69 UNCU DÜNYA KONGRESİ İSTANBUL’DA
YAPILDI
Uluslararası Eczacılık Federasyonu (FIP) 1912 yılında kurulmuş olan ve dünya çapında 80 ülkeden
122 üye kuruluşa ve 4000 adet bireysel üyeye sahip yaklaşık iki milyon eczacıyı temsil eden; eczacı ve eczacı bilim insanlarının şemsiye örgütüdür.
Her yıl bir üye ülkede düzenlenen FIP Kongresi,
bu yıl 3-8 Eylül 2009 tarihleri arasında Türk Ecza-
BİZDEN HABERLER
cıları Birliği’nin ev sahipliğinde Lütfi Kırdar Kongre
Merkezi’nde başarıyla gerçekleştirilmiştir.
yapmak üzere, 7 Ekim 2009 tarihinde Ankara’da
toplantı düzenlemiştir.
Kongrenin ana teması olan “İlaç Kullanımında Hasta
Sonuçlarının Sorumlulukları”nın yanında Eczacılık
Bilimleri, Eczacılık Uygulamaları (Serbest Eczacılık,
Hastane Eczacılığı, Askeri Eczacılık ve diğer), Eczacılık Eğitimi, Akılcı İlaç Kullanımının Geliştirilmesi,
İlaç ve Bilgi kalitesinin Geliştirilmesi ile ilgili sunumlar gerçekleşmiş, bu sayede eczacılarımız bütün
dünyadan gelen meslektaşları ile bir araya gelerek
görüş alış verişinde bulunabilme ve ülkemizin durumunu karşılaştırabilme fırsatı bulmuştur.
KÜÇÜK KADINLAR DİZİSİ HAKKINDA
Türk Eczacıları Birliği 36.Dönem Merkez Heyeti,
tarafından 34 üncü Olağan Kongre kararı uyarınca, eczanelerde yayın yapacak, hasta bilgilendirme
amaçlı bir tematik kanal oluşturulması ve bu kanalda
yer alacak programların, kapalı devre yayın ile tüm
eczanelerden yayımlanması için medya kuruluşları
ile sürdürülen görüşmeler sonucunda, “eczanelerde
görüntülü ekran” kullanılması uygulamasından, tüm
eczanelerimizin eşit koşullarda yararlanması ve uygulama kapsamında yapılacak yayınların Türk Eczacıları Birliği denetiminde gerçekleşmesini sağlamak
amacıyla, bu sektörün en büyük paydaşlarından Digitürk ve Mobilvizyon ile sözleşme imzaladı.
Sözleşme kapsamında, TEB, MOBILVISION ve DIGITURK işbirliği ile eczanelerde kurulacak olan LCD
ekranlar üzerinden, 7/24 televizyon kanalı kapalı
devre yayın iletecektir. Eczanelerin kapanış saatinden sonra ise, LCD ekranlar dışarıya yönlenerek
nöbetçi eczane bilgilendirme ekranı olarak kullanılacaktır. Bu saatten sonra kanal hasta bilgilendirmeye yönelik bir sağlık kanalı olarak Digitürk üzerinden yayınını sürdürecektir.
ONÜÇÜNCÜ BAŞKANLAR DANIŞMA KURULU
TOPLANTISI YAPILDI
Türk Eczacıları Birliği ve 51 Eczacı Odası, 18 Eylül
2009 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Tebliğler ve İlaç Fiyat Kararnamesi ile ilgili değerlendirme
Yapımcı Ayşe Durmaz, yasalara aykırı bir eylemin
diziye konu edilmesini istemediğini, senaryo üzerinde gerekli düzeltmeyi yapabileceklerini belirtmiş,
dizinin senaryosu ve eczanede çekilen bölümleri
hakkında geniş bilgi vermiştir. Görüşmede, Birliğimizin, muvazaalı eczane işletmenin yasadışı bir eylem olduğunun vurgulandığı bir ek sahne çekilmesi
ve bu şekilde toplumun bilinçlendirilmesine de hizmet edilmesi önerisi uygun bulunmuştur.
Birliğimizin girişimleri ile senaryosu değiştirilen dizinin ilerleyen bölümlerinde, eczacı olmayan bu kişiler tutuklanarak cezaevine gönderilmişlerdir.
Birliğimiz tarafından, insan sağlığı, mesleğimiz ve
meslektaşlarımız ile ilgili olarak yapılmaya çalışılan
her türlü yanlışlığa sonuna kadar karşı duruş sergilemekte ve yapılan yanlışlıkların derhal düzeltilmesi için çaba sarf etmekteyiz. Bugüne kadar olduğu
gibi, bundan sonra da, sağlık hizmeti sunan meslektaşlarımız ile halkımız arasındaki ilişkinin zedelenmesine hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz.
TEB HABERLER
İMZALANDI
Yeni sezon ilk bölümde, bir eczacının diploması
kullanılarak açılan eczanenin eczacı olmayan kişiler tarafından işletildiği vurgulanmakta, dizideki bir
karakter tarafından, bu eczane paravan olarak kullanılarak uyuşturucu ticareti, organ kaçakçılığı gibi
kirli işler yapılmaktadır. Dizinin yapımcısı Ayşe Durmaz (D Productions) ile irtibata geçilerek kanunen
bir eczanenin sahibi ve sorumlu müdürünün eczacı
olması gerektiği, eczacı ile anlaşarak eczacı olmayan kişiler tarafından eczane açılması ve işletilmesinin yasal olmadığı izah edilmiş, yasalara göre suç
olan bu konunun bir televizyon dizisinde olağan bir
olaymış gibi işlenmesinin yanlışlığı ifade edilmiştir.
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
DİGİTÜRK VE MOBİLVİZYON İLE SÖZLEŞME
Kanal D’de yayımlanan “Küçük Kadınlar” isimli dizinin yeni sezon ilk bölümünde bir eczanede yaşanan
olaylar ve dizi replikleri, Birliğimize ulaşan tepkiler
nedeniyle inceleme altına alınmıştır.
33
SEMPOZYUM
TEB AR-GE Birimi
A
vrupa Birliği (AB) ve Türkiye arasında Sivil Toplum Diyaloğunun Güçlendirilmesi
Meslek Örgütleri Hibe Programı kapsamında 01.07.2008 tarihinde Merkezi Finansman ve İhale Birimi ile imzalanan sözleşmenin
ardından uygulamasına başlanılan “Herkes İçin ESağlık” Projesi Final Sempozyumu 1-2 Ekim 2009
tarihlerinde Farabi CK Hotel’de gerçekleştirilmiştir.
34
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
Avrupa Birliği Eczacılık Grubu’nun (PGEU) ortaklığında yürütülmekte olan Herkes İçin E-Sağlık
Projesi’nin genel hedefi Avrupa müktesebatının benimsenmesi sürecinde e-sağlık ve e-reçete alanlarında, ulusal katılım ortaklığı uygulamasına yönelik
kapasitenin güçlendirilmesi ve gelecekteki genişleme sürecinde ortaya çıkabilecek fırsat ve zorluklar
açısından ulusal düzeyde farkındalık yaratılmasıdır.
Bu hedefe ulaşmak ve bir dizi özel hedefi gerçekleştirmek için bu bir buçuk yıllık süreçte birçok faaliyet gerçekleştirilmiştir. Gerek sağlık alanının tüm
paydaşları, gerek elektronik sağlık uygulamalarının
yürütülmesinden sorumlu kişiler gerekse eczacılar
için oldukça önemli bilgiler edinilmesini sağlayan
bu süreçte çeşitli yayınlar Türkçe’ye çevrilmiş olup,
ülke çalışma ziyaretleri ile farklı ülke modellerinin
yerinde izlenmesi ve değerlendirilmesi sağlanmıştır.
Projenin son safhasında, farklı ülke örnekleri konusunda Türkiyeli paydaşları bilgilendirmek, Türkiye’de
süre giden e-sağlık alanındaki çalışmaları değerlendirmek ve bununla birlikte Türkiye’deki güncel
gelişmeler ve tartışmalar konusunda Avrupa’dan
gelen uzmanların da katılımı ile bilgi paylaşımını
arttırarak bir diyalog köprüsü kurulmasına yardımcı
olmak amacıyla iki gün süreli Proje Final Sempozyumu gerçekleştirilmiştir. Yaklaşık 125 katılımcının
ilgi ile takip ettiği iki günlük sempozyum süresince İtalya’dan Fedefarma Palermo Başkanı Marina
Lo Casto, İtalya’da sürdürülmekte olan elektronik
sağlık uygulamaları ve ilaç takip sistemi konusunda katılımcıları bilgilendirmiştir. İngiltere’den
Gareth Jones Birleşik Krallık’taki elektronik reçeteleme konusundaki çalışmaları ve iyi örnekleri,
özellikle İngiltere’nin konuya ilişkin çalışmalarının
oldukça eski tarihli olması ve bu nedenle gelişmiş
olması dolayısıyla oldukça detaylı bir sunum ile
aktarmıştır. Elektronik reçeteleme ile konunun bir
diğer kritik boyutu olan tedavi kayıtları konusunda
SEMPOZYUM
İTS sürecinin eczanelerde nasıl yaşanacağına ve
karşılaşılacak zorluklara ilişkin bir sunum yapan
Ecz. Caner Eryol ise ITS’nin eczanler için ne anlama geleceğine dair bilgi ve görüşlerini aktarmıştır.
Son olarak Bolu’da uygulanmakta olan Akıllı Kart
uygulaması hakkında bir sunum gerçekleştiren TEB
Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Arzu Beykoz, Türkiye’ye
yaygınlaştırılması planlanan Akıllı Kart uygulamasında gelinen noktada karşılaşılan sorunlara dikkat
çekmiş ve çözüm önerileri hakkında bilgilendirmede bulunmuştur.
Türk Eczacıları Birliği, Avrupa Birliği müktesebatına
uyum çalışmalarını büyük bir dikkatle takip etmekte ve kendi alanına yönelik araştırma, inceleme ve
değerlendirme faaliyetlerini yürütmektedir. Sağlık
sisteminin elektronik bir veritabanının oluşturulmasında, eczacılar kilit konumdaki sağlık personelleri arasındadır. Elektronik reçeteleme uygulaması
devreye girdiğinde yaşanacak bu değişimin birincil
muhatabı 26.000 üyesi ile Türk Eczacıları Birliği olacaktır. Bu nedenle Türk Eczacıları Birliği’nin konuya
son derece hâkim olması gerekmektedir. Bu proje,
Birliğin diğer ülke örneklerini yakından tanımasını
sağlayarak kapasitesini güçlendirmesine ve elektronik sağlık uygulamaları ile ilgili düzenlemelere
daha etkin katılmasına yardımcı olacaktır.
TEB HABERLER
Sempozyumda ayrıca Türkiye’deki uygulamalar konusunda farklı paydaşlar sunumları ile katılımcılar
ise soru ve yorumları ile değerli katkılar sunmuşlardır. Sağlık Bakanlığı adına İdari ve Mali İşler Daire
Başkanı Dr. Ünal Hülür Türkiye’de elektronik sağlık
uygulamaları konusunda ne tür gelişmeler yaşandığını genel hatları ile aktarmıştır. E-sağlık uygula-
maları kapsamında sürecin bir diğer önemli boyutu
olan İlaç Takip Sistemi konusunda Türk Eczacıları
Birliği Denetleme Kurulu Başkanı Ecz. Şerif Boyacı,
sistemin teorik ayaklarını özetleyerek katkı sunmuşlardır.
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
Slovakya’nın içinden geçtiği süreci ve yaşanılan
deneyimleri Slovak Eczacılar Odası, Avrupa İlişkileri
Sorumlusu Stefan Krchnak aktarmıştır. Macaristan
Ulusal Sağlık Fonu İdaresi, Geri Ödeme Enformasyon Dairesi Başkanı Dr. Gergely Zajzon ise sempozyum katılımcılarını Macaristan’daki sağlık sistemi
ve e-sağlık uygulamaları konusunda bilgilendirmiştir. Projemizin ortağı Avrupa Birliği Eczacılık Grubu
adına aynı zamanda proje asistanı olarak aldığı görevle projenin sürdürülmesinde önemli katkılar sunan Ivana Silva hem PGEU’nun e-sağlık konusundaki çalışmaları hakkında detaylı bilgi sunmuş hem de
CALLepSO Projesi Eşbaşkanlığı sıfatı ile bu önemli
proje hakkında detaylı bilgi sunmuştur.
35
Berivan VARGÜN
1
Eylül’ün Birleşmiş Milletler tarafından Dünya
Barış Günü olarak ilan edilmesinin üzerinden
onca yıl geçmesine rağmen dünyanın her
yerinde savaşın, çatışmanın, terörün, kinin, açlığın
yoksulluğun ve yoksunluğun izleri var. On binlerce
insanın yaşamını yitirdiği, sakat kaldığı, evsiz, yurtsuz bırakıldığı bir gerçek.
36
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
Almanya’nın Polonya’yı 1 Eylül 1939 yılında işgal
etmesiyle başlayan 2. Dünya Savaşı’nın ardında elli
iki milyon ölü, milyonlarca yaralı, harabe haline gelmiş kentler kaldı ve geçmişin acılarını göz önüne
sermek için savaşın başlangıç tarihi olan “1 Eylül”
Dünya Barış Günü olarak ilan edildi. Aradan geçen
onca zamana rağmen evrensel barışın kurulmasına
yönelik mücadeleler verilse de bugün inkar edilemez bir gerçek, savaş.
Savaşın korkunçluğu ise sadece yaşamların yitirilmesi ile sınırlı değil. Binlerce insanın sakat kalması,
yerini, yurdunu, toprağını terk etmeye zorlanması,
özellikle kadınların ve çocukların tecavüze uğraması, savaşı yaşamış, mağdur olmuş insanların, savaş
mağdurlarının travmaları, barışın bir ütopya olarak
insanlığın karşısında durduğunu gösteriyor. Özellikle savaş sanayinin gün geçtikçe büyümesi, -verilere göre dünyada barış için harcanan her 1 Dolara
karşılık, silahlanmaya 2000 Dolar harcanılmaktademokrasi ve insan hakları adı altında savaşın, ça-
www.undp.org.tr
tışmanın, silahın, yeniden ve yeniden üretimi, her
koşulda silahlanmayı meşrulaştıran düşüncelerin
“yaşamak için mecbursun” düşüncesiyle birleşmesi, barışın ancak eşit ve insanca yaşanılacak bir
dünyada mümkün olacağını unutturdu.
İnsan hakları ihlallerinin, insanlığa karşı işlenen
suçların ve dünya kaynaklarının sömürülmesini
amaçlayan politikaların bile demokrasi ve insan
hakları temellerine dayanılarak meşrulaştırılmaya
çalışılması, barış için verilecek mücadelelerin ve
barış için atılacak adımların ne kadar gerekli ve ne
kadar önemli olduğunu göstermekte… Bir tarafta
temel insan haklarının ve evrensel yaşam hakkının
savunuculuğu yapılmaya çalışılırken diğer taraftan,
sorunlara barışçıl çözümler aramak yerine, farklı
olana karşı baskı, şiddet ve yok sayma politikalarıyla çözümler üretmeye çalışmak, şiddet ve baskı
içeren tüm yöntemleri düzen ve eğitim aracı olarak
kullanmak günümüz dünyasının ikilemi.
Bölgesel savaş yaşanılan ülkelerdeki kaosun artması çok kimliklilik ve çok kültürlülük anlayışının göz
ardı edilerek, ötekileştirme politikalarının insanların
en hassas değerleri üzerinden gün geçtikçe daha
fazla üretilmesi, dünya üzerinde kurulabilecek barışa olan inancı da sarsmakta. Egemenlerin kendi çıkarları doğrultusunda daha güçsüz olanı yok
sayması, kendi gibi olmayanı her koşuldan yoksun
GÜNCEL
www.istanbulbarosu.org.tr
Barış, savaş, ötekileştirme ve sağduyudan bahsetmişken; Türkiye’de de özellikle 29 Temmuz’da
İçişleri Bakanı Beşir ATALAY’ın toplumun tüm kesimlerine yönelttiği “Kürt sorununa çözüm sürecine
katılın” çağrısı ve bir model oluşturma çabası içine
girildiği, gündemin birinci maddesi olarak karşımızda durmaktadır. Kamuoyunda ilgiyle karşılanan bu
çıkış, sorunun tespiti ve çözümü için çeşitli kesimlerden eleştirileri, yadsımaları, desteği, inkarcılığı,
kabullenmeyi de beraberinde getirdi. Bu çağrıya
yöneltilen en fazla eleştiri; bir çözüm beklentisi içerisindeki kesimin beklentilerinin sınırlarına geldiği
ortadayken, aceleyle atılmış her adımın, aceleyle
başlatılmış bir çözüm ve model arayışının kimseye
fayda getirmeyeceği, hatta ortamı daha da gereceği
ve insanları giderek daha da radikalleştireceği üze-
www.hurriyet.com.tr
Bu ortamda empati duygusunun geliştirilmesi için
herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Toplumu daha
da gererek ayrılıkçı etnik milliyetçiliği kışkırtmak
için sarf edilen çaba amacına ulaşmamalı. Birlikte
yaşama kültürünün baltalanmaya çalışılarak geri
dönülemez sonuçların oluşmasını sağlayan etkenlerin ortadan kaldırılması son derece önemlidir. Bu
sürece gösterilen tepkiler ve protestoların kimi çevrelerce kullanılarak Türk ve Kürt etnik çatışmasına
dönüştürülmek istendiği ortadadır. Birbirlerine kan
bağı ve kültürel değerlerle bağlanmış insanları ayrıştırmak ve birbirlerine kırdırmaya çalışmak ta bir
çeşit terörizmdir. İnsan ancak karşısındakini anladığında ya da anlayabilmek için samimi çaba sarf
ettiğinde, barışın evrensel varlığını hatırladığında ve
hatırlattığında sorunu çözecektir. Böylece ayrılıkçılık tohumları ekmek isteyenler amaçlarına ulaşamayacak ve halkı provoke etmeyeceklerdir. Binlerce
insanın yaşamını alt üst eden, hem bölge halkının
hem de Türkiye genelinin yaşamında travmalara
sebep olan terörün ortadan kalkması için herkesin
üzerine düşeni yapması gerektiğini tekrar vurgulamak gerekiyor. Şiddetin bir hak arama aracı olarak
kullanılmasının ne kadar yanlış olduğu ve ortak kültür varlığımızı yok ettiği gün gibi ortadayken acılara
yeni acıların eklenmemesi ve özlemi duyulan barışın
inşası için sağlam ve ortak aklın EVET diyebileceği
adımların atılması gerekmektedir.
TEB HABERLER
Şiddet ve saldırının bir hak aracı olarak sergilenmediği bir dünya hepimizin özlemi, yok etmeye,
görmezden gelmeye dayalı politikaların hiçbir zaman yarar getirmediği ve barışı sağlayamadığı gün
gibi ortada. Birlikte yaşama kültürünün hangi etnik
kökenden, hangi dinden, hangi mezhepten, hangi
düşünceden olursa olsun tüm insanların özgür ve
hakları yönünden, eşit doğdukları inancıyla inşa
edilmesi, öteki diye ayrılanın farklılığının, bir yabancılaşma ve uzaklaşma unsuru olarak değil, anladıkça aşılabilecek, kültürel zenginliğin parçaları olarak
yorumlanması, farklıya ait olanın yaşama katkı koyan değerler olabileceğinin bilincine varılması, yitirilen hoşgörüyü görmemizi sağlayacaktır. Sorunların
insan hakları temelinde ve hukukun üstünlüğüne
inanılarak çözülmeye çalışılması yitirilen sağduyunun kazanımı açısından da bir adım olacaktır.
rineydi. Bulunacak çözüm modelinin hem beklentilere yanıt vermesi hem de toplumun tüm kesimlerinin ortak akılla sahipleneceği bir model olması
barışa olan inancımızı yineleyecektir.
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
bırakması, özellikle görmezden gelmesi güç ilişkilerinin yansıması olarak karşımıza çıkmakta.
37
DÜNYADA NE VAR NE YOK
Sevim ÖZDEMİR
Endülüslü Hemşireler Reçete Yazıyor
38
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
İspanya Endülüs’te, sadece doktorların ve diş hekimlerinin reçete yazabileceğini söyleyen 2006 yılına ait ilaç
yasasının 77.1 numaralı maddesinin neden olduğu karışıklığı ortadan kaldıran ve hemşirelere de reçete yazma
yetkisi veren bir karara imza atıldı.
Hemşireler Genel Konseyi Başkanı Máximo González
Jurado, karara ilişkin değerlendirmesinde; “Hemşireler
her gün reçete yazmayla aynı düzeyde olan farmakolojik kararları da içeren binlerce müdahale gerçekleştiriyorlar” dedi. Bu müdahaleler pansuman yapmak, aşı
yönetimi ve bakım altındaki yatalak hastalara analjezik
vermeyi içermektedir. Konsey İspanya’daki hemşirelerin her gün 200 farklı ilaç yazdıklarını belirtiyor. Sağlık
sistemi bunun farkındaydı fakat hemşirelerin reçete
yazma yetkileri için somut yasal düzenlemelerin olmaması bazı durumlarda hemşirelerin yasalara aykırı hareket etmelerine neden oluyordu.
Eylül’de yürürlüğe giren bu yeni kararname ile birlikte
reçeteli ilaçların yanı sıra laksatifler, analjezikler ve
anti-inflamatuarları da içeren 96 reçetesiz ilaç, steril
bandaj ve sargı bezi gibi sağlık ürünleri için hemşirelerin siparişleri resmen geçerli kılınıyor. Bu siparişler dok-
torlardan çok hemşirelerle ilişkide olan, kronik hastalığı
olan ve/veya evde bakım gerektiren hastalar için özellikle faydalı olacak. Bölgesel bakanlık bu uygulamanın
diğer bir avantajının ise siparişlere karşılık gelen ürünlerin doktorların yazdığı ürünlerle aynı biçimde ödenek
yardımından yararlanacak olması olduğunu söyledi.
PGEU-Temmuz-Ağustos Raporu
Jenerik İkamesi Artmaya Başladı
Sigma Pharmaceuticals’ın başkanı Elmo de Alwis’e
göre 2010 itibariyle eczacıların verdiği reçeteli ilaçların yarısından fazlası jenerikle ikame edilen ilaçlardan
oluşacak.
Sigma Başkanı ve İdari Müdürü Elmo de Alwis, firmanın
ilk yarıyıl sonuçlarını açıkladığı brifingde; “jenerik piyasasının iki etmenin sonucu olarak 2010 itibariyle ikiye
katlanacağı”nı söyledi. Bu etmenlerden birincisi patentsiz gelen yeni ürünler, diğeri, piyasada orijinalden jeneriğe geçiş oranındaki mantıksal artış. Alwis: “Jenerikler,
değeri eczacılara ulaştırmanın kilit bir parçasıdır. Jenerikler eczacıya artan kar sağlar ve eczacılar tarafında
orijinalden jeneriğe geçiş oranının artması konusunda
açık bir istek söz konusudur. Bu geçiş çok kısa sürede
DÜNYADA NE VAR NE YOK
15.09.2009
İsveç’te Apoteket’in Sonu
Devlete ait Ulusal İsveç Eczaneleri Korporasyonu’nun
(Apoteket) eczacılık sektöründeki 39 yıllık hakimiyeti 1 Temmuz 2009’da resmen sona erdi. Halihazırda
Apoteket tarafından işletilmekte olan eczanelerin yarısından fazlasının satışı 2009 sonbaharında da sürüyor
olacak. Artık yeni eczaneler de açılabilecek; örneğin,
Celesio, Tıbbi Ürünler Ajansı (MPA) tarafından onay
verilir verilmez yeni eczaneler açacağını doğruladı ve
uzun erimde amacının ülke çapında 100 eczane açmak
olduğunu belirtti. Bu eczaneler Apoteket eczanelerinin
özelleştirilmesi sonucu alınmış eczaneler olmayacak.
Özel eczaneler açılıp işler hale geldikten sonra revize
edilmiş marjinler de yürürlüğe konacak.
Pharma, Pricing and Reimbursement, Ağustos 2009,
Sayı 14, no.8
OTC Endüstrisi Reçeteli PSE’ye Karşı Kampta
Yer Alıyor
Mark Gertskis
Öksürük ve soğuk algınlığı ilaçlarının illegal ilaç üretiminde kullanımını durdurmak için bu ilaçları yeniden
sınıflandırmaya ilişkin (Psödoederfin’i [PSE]’yi reçeteli
kategoriye almak gibi) OTC üreticileriyle süren tartışma,
New South Wales (NSW) Polisini destekleme planları
üzerine hafta sonu ana akım medyada yer alan yanlış
bildirimlerle alevlendi.
İlaç bölümü yöneticisi Başkomiser, Detektif Nick
Bingham tarafından bu tip planların olduğu yalanlansa
da, söz konusu iddiaya Eczacılar Birliği ve Avustralya
Kendi-Kendine İlaç Tedavisi Endüstrisi’nden (ASMI’dan)
itirazlar geldi.
ASMI başkanı Juliet Seifert, “ASMI, metamfetamin üretiminde psödoefedrin temelli ürünlerin kullanımını önlemede eczacılara yardımcı olması için geliştirilen STOP
Projesi altında psödoefedrin illegal kullanımını önlemeye yönelik çalışmalarda NWS Polisiyle birlikte çalışıyor”
ve “durumun kontrol dışı olduğu yönünde bir gösterge
yok” dedi.
http://www.pharmacynews.com.au/article/
otc-industry-joins-opposition-of-script-onlypse/502734.aspx
20.10.2009
EGA Başkanı Gorka: İhale Sistemleri Ekonomik Jenerik İlaca Erişimi Baltalıyor
EGA Başkanı Eric Gorka, Montreal’deki 12. Uluslararası
Jenerik Farmasötik Birliği Konferansında yaptığı sunumda; “İhale yöntemi hastaların uzun erimde jenerik ilaca
erişimlerini baltalıyor ve hükümetlerin acilen fiyatlandırma ve geri ödeme önlemleri kısa erimli fiyat azaltımlarının ötesine geçmeleri gerektiğini görmeleri gerekiyor”
dedi.
Mr. Gorka, her zaman var olan bir şirketin herhangi bir
ürünle tamamıyla kaybetme riskine, örneğin şirketin bir
“ya hep ya hiç” ihale sürecinde kaybetmesi durumunda olduğu gibi, işaret ederek ihale sistemlerinin Avrupa
jenerik ilaç endüstrisinin sürdürülebilirliğini etkileyen
kilit meselelerden biri olduğunu vurguladı. Dolayısıyla
“başarılı” ürünün fiyatı, “başarısız” ürünün geliştirilme
ve stok maliyetini karşılamak zorunda olacağından
ihale sistemi, fiyatlarda artışla sonuçlanacaktır. Mr.
Gorka ayrıca ihale sisteminin, şirketleri ihale piyasasının dışına iteceğini ve böylece jenerik ilaca erişimin ve
bu ilaçların ülke ve hastalar için sağlayacağı tasarrufun
sınırlanacağını belirtti.
Mr. Gorka, hastalar açısından çok daha ekonomik olan
jenerik ilaca erişimi sağlamanın yolunun ihale sistemi
değil AB Komisyonu’nun yaptırdığı farmasötik sektörü
araştırmasında* yer verilen tavsiyeler olduğunu belirtti.
http://www.egagenerics.com/pr-2009-10-02.htm
02.10.2009
Araştırmaya ilişkin daha fazla bilgiye http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=IP
/09/1098&format=HTML&aged=0&language=EN&
guiLanguage=en bağlantısından ulaşabilirsiniz.
*
TEB HABERLER
http://www.pharmacynews.com.au/article/generic-substitution-set-to-rise/498417.aspx
Hem Başkomiser Detektif Bingham hem de Birlik daha
ziyade STOP Projesini her NSW Eczanesinde zorunlu
hale getirmeyi savundular ancak PSE’yi reçeteli olarak
yeniden düzenlemeye ilişkin Yeni Zelanda’da yakın zamanda alınan emsal bir karar mevcut. Kararla birlikte
Yeni Zelanda Hükümeti bu ayın başında ilaçta sahteciliği kontrol etmenin bir yöntemi olarak söz konusu ilacı
reçeteli kategorisine aldı.
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
%40’tan %60’a yükselecek ve bu eczane için karlı bir
gelir kaynağı olacak” dedi.
39
DÜNYADA NE VAR NE YOK
AFP Benin’deki ‘Sokak Eczanelerini’ İnceliyor
Agence Framce-Presse, Benin’deki “ilaç” bölgesi olan
Adjegounle’yi değerlendiriyor. Haber servisi bazıları
“sokak eczaneleri”ndeki ilaçları satarak ailelerine destek oluyorlarsa da bir tıbbi teze göre Nisan 2007 ile
Haziran 2008 arasında kayıtlara geçen en az 250 ölüm
ve 340 kronik hastalık vakasının bu ilaçlarla ilişkilendirildiğini yazdı. AFP, “sahte ilaç ağının yoksulları veya
Afrika’da ve başka yerlerde ilacın içeriğine çok az ya
da hiç etken maddenin konmamasını engelleyecek bir
ilaç denetim sisteminin olmamasını kötüye kullanmakla suçlandığını” belirterek hükümetin enformel sektörü
engellemekte zorlandığını vurguladı. Fransa’nın bir önceki Cumhurbaşkanı Jacques Chirac yakın zaman önce
lanmasını ve acetaminofen içeren OTC ilaçlara daha
dikkat çekici güçlü uyarı etiketleri konulması zorunluluğunun getirilmesini önerdi. Heyet ayrıca, piyasadaki
erişilebilir OTC formülasyonlarının yalnızca 325-mg’lık
olması ve 500-mg’lık formülasyonun da reçeteye tabi
tutulmasının yanı sıra maksimum acetaminofen dozunun 2.600 mg’ye düşürülmesi tavsiyelerinde bulundu.
Bir çok reçetenin erişilebilirliği ve her dozda önemli
miktarda acetaminofen içeren –sadece analjezikler
değil öksürük, soğuk algınlığı ve grip ilaçları da dahilOTC ilaçlar düşünülürse hastanın günlük maksimum
doza kazara ulaşması kolaylaşabilir. Hidorkodon ve
acetaminofen formülasyonlarının yaklaşık on yıldır en
çok verilen 10 ilaç arasında olması hastanın zarar görmesi olasılığını arttırmaktadır.
“bu tip sahte ilaçların, farmasötiklerin yaygınlaşmasını
önlemeye yönelik çalışma yönünde dünya çapında siyasi liderler arasında bir farkındalık” yaratmak için bir
girişim başlattı.
Bu anlamda hastanelerde ve pratisyenlerde farkındalığın arttırlması için aşağıdaki önlemler öneriliyor:
-
Bilgisayarda ilaç siparişi giriş sisteminin tekil ajanlar ve kombine ürünlerin her bileşeni için maksimum doz ve ilaç duplikasyonu uyarılarını sağladığından emin olmak.
-
Reçeteleri olası bir toksik doza yol açacaksa,
onaylanan aralıklarda alınabilecek gerekli siparişleri de belirterek, doktorları uyarmak. Yönetilmesi
gereken bileşim tabletlerinin sayısını arttırmak yerine narkotik dozunu arttırmak gibi alternatif tedaviler önermek.
-
acetaminofen zehirlenmesinin tehlikeleri ve bu ilacın bir çok OTC’de bulunuyor olması konularında
ve özellikle de acetaminofen içeren reçeteli ilaçlar
yazıldığında veya verildiğinde hastaları acetaminofen hakkında eğitmek. Hastaların acetaminofen ve
diğer etken maddeler için OTC ilaçların prospektüslerini kontrol etmenin önemini anlamalarını ve
bunu nasıl yapacaklarını bilmelerini sağlamak.
-
Hastaları düzenli olarak ya da ihtiyaç olduğunda
kullandıkları bütün reçeteli, reçetesiz ilaçlar ve bitkisel ve besinsel ürünlerin günlük listelerini tutmaları ve bakım zamanlarında bu listeyi doktorlarla
paylaşmak konusunda teşvik etmek.
http://www.medicalnewstoday.com/articles/167623.php
16.10.2009
Acetaminofen’in Ne Kadar Tehlikeli Olabileceğine Dair Bir Değerlendirme
Acetaminofen’in güvenli ve yaygın bir kullanımı olsa
da terapi geçişleri sırasında ciddi biçimde hasar gören
osteoartrit ve romatoid artrit hastaları kasten ya da
kazara bu ilaçtan aşırı miktarda alabilirler. Bu nedenle,
karaciğer yetmezliği ve ölüme neden olabilecek acetaminofen zehirlenmesi riski bütün pratisyenlerin aklında
olmalıdır.
Eczacıların dahil olması gerekiyor
Reçeteleyenler bilinçli bir biçimde toksik dozda acetaminofen yazmazlar fakat hastanın daha az acı çekmesini isteyen doktorlar hastaya gereksinim duyduğu
rahatlığı sağlamak için analjezik dozunu arttırabilirler.
Reçeteleyenler acetaminofenin ürün bileşeninin ya da
40
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
günlük minimum toksin ya da kronik dozunun farkında
değillerse çok geç olana kadar sorunu anlamayabilirler.
Çalışmalar, acetaminofen alırken karaciğer zehirlenmesi gelişen hastaların çoğunluğunun ilacı tavsiye edilen
günlük maksimum 4 g dozdan fazla aldıklarını gösterdi.
Pharmacy Today-Eylül 2009
Acetaminofen aşırı doz vakalarının sayısını azaltmak
için bir FDA heyeti, acetaminofen/hidrokodon (Vicodin
https://www.imirus.com/
gibi) ve acetamonifen/oksikodon’un (Percocet) yasak-
tmp/2114/1925/1001/pm2114.pdf
GÜNCE
Ecz. Meriç KALAYCIOĞLU
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Birol
AYDEMİR’i makamında ziyaret ettiler.
1 Eylül 2009-Salı
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, 2. Başkan Ecz.Hilmi ŞENER, Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, Merkez
Heyeti Üyesi Ecz.Mustafa SAK, Ecz.Nevin TAŞLIÇAY
ve Denetleme Kurulu Üyesi Ecz.Ahmet Cemal TOPLU, 3-8 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek olan FIP Kongresine Cumhurbaşkanı Abdullah
GÜL’ü davet etmek üzere bir ziyaret gerçekleştirdiler.
>
>
>
2 Eylül 2009-Çarşamba
TEB Merkez Heyetinin referans olarak belirlediği, serbest
eczanelerin ilaç alımlarındaki vadelerin en az 90 gün ve
ticari iskontonun da eşdeğerleri bulunanlara en az % 7,
bulunmayanlara ise en az % 4 olarak uygulanması konusunu görüşmek üzere, Deva Holding Genel Müdürü Philip
HASS ile TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, İstanbul’da
bir görüşme gerçekleştirdiler.
3 Eylül 2009-Perşembe
Vade ve ticari iskonto konularını görüşmek üzere, TEB
Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, Bilim İlaç Yönetim Kurulu
Başkanı Bülent KARAAĞAÇ ve Genel Müdür Erhan BAŞ
ile İstanbul’da bir araya geldi.
>
Bilimsel olarak eczacılık alanının en büyük organizasyonlarından biri olan Uluslararası Eczacılık Federasyonu (FIP) yıllık kongresi 3–8 Eylül tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde Türk Eczacıları
Birliği’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Kongre’ye
2.500’ü yabancı ülkelerden 700’ü Türkiye’den olmak
üzere toplam 3.200 kişi katıldı.
Çeşitli ülkelerden 250’ye yakın konuşmacının yapmış
olduğu sunumlarda ise; ilaç ve eczacılık alanındaki
genel eğilimler ve farklı eczacılık uygulamalarında
yaşanan spesifik değişimler ile ülke deneyimleri hakkında bilgi ve deneyimlerin aktarılması mümkün oldu.
>
>
10 Eylül 2009-Perşembe
>
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, 2. Başkan Ecz.
Hilmi ŞENER ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL,
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, 2. Başkan Ecz.Hilmi ŞENER ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, SGK
GSS Genel Müdürü Hasan ÇAĞIL ile bir görüşme gerçekleştirdiler.
S.B. İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’nde Muvazaa
hakkında yapılan toplantıya, TEB Genel Sekreteri Ecz.
Özgür ÖZEL, TEB Hukuk Danışmanı ve dosyaları görüşülen Odaların yöneticileri katıldılar.
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve 2. Başkan Ecz.
Hilmi ŞENER, SGK Başkanı M.Emin ZARARSIZ’ı makamında ziyaret ettiler. Ardından SGK Yönetim Kurulu
Üyesi Fatih ACAR ile de bir görüşme gerçekleştirildi.
Astra Zeneca İlaç Firması yetkilileri, TEB 2. Başkanı
Ecz.Hilmi ŞENER ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL’i
ziyaret ettiler. Ziyarette ilaç alımları esnasında eczanelere uygulanmakta olan ticari iskonto ve vade konuları görüşüldü.
14 Eylül 2009-Pazartesi
>
>
9 Eylül 2009-Çarşamba
Vade ve ticari iskontoların TEB Merkez Heyetinin belirlemiş olduğu şekilde uygulanması konusunu görüşmek üzere, TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve 2. Başkan Ecz.
Hilmi ŞENER, Astra Zeneca Ticaret Satış Müdürü Kubilay
KIZILDENİZLİ ile İstanbul’da bir araya geldiler.
TİSD Genel Sekreteri Kemalettin AKALIN, firmalar
tarafından vade ve ticari iskontoların, TEB Merkez
Heyetinin belirlemiş olduğu şekilde uygulanması konusunu görüşmek üzere, TEB Başkanı Ecz.Erdoğan
ÇOLAK’ı ziyaret etti.
11 Eylül 2009-Cuma
3 -9 Eylül 2009-Perşembe
>
Merck Serono ve Bayer İlaç Firması yetkilileri, TEB
Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve 2. Başkan Ecz.Hilmi
ŞENER’i ziyaret ettiler. Ziyarette ilaç alımları esnasında eczanelere uygulanmakta olan ticari iskonto ve
vade konuları görüşüldü.
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, Sağlık Bakanı Prof.Dr. Recep
AKDAĞ’ı makamında ziyaret ettiler. Ziyarette devletin global bütçeye geçmesi sonrasında yaşanması
muhtemel görünen ilaç fiyat düşüşlerinin eczacıya
getireceği zarara dikkat çekildi.
TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Arzu BEYKOZ, Sağlık Bakanlığı ve SGK yetkilileri, Bolu İlinde devam eden Akıllı Kart pilot uygulamasının içinde yer alan e-reçete uygulamalarını yerinde
incelemek amacıyla Bolu İline gittiler.
15 Eylül 2009-Salı
>
>
TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür ÖZEL, Dev-Sağlık İş,
SES, Diş Hekimleri Birliği ve TTB’nin de bulunduğu
Genel Sağlık Sigortası ve Sağlık Reformları konulu
toplantıya katıldı.
İzmir Eczacı Odası’nın yürüttüğü ‘’Evsel Atık İlaçların
Toplanması ve Bertarafı Projesi”nin tanıtım ve basın
TEB HABERLER
>
Bayer İlaç Firmasının üst düzey yetkilileri olan Oğuz
MÜLAZIMOĞLU ve Kenan BÜYÜKSUNGUR, TEB
Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve 2. Başkan Ecz.Hilmi
ŞENER’i ziyaret ettiler. Ziyarette Bayer İlaç Firmasının
ilaç alımları esnasında eczanelere uygulamış olduğu
ticari iskonto ve vade konuları görüşüldü.
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
>
41
GÜNCE
toplantısına katılan TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, bir konuşma yaptı.
16 Eylül 2009-Çarşamba
>
>
Sanofi Aventis Genel Müdürü Olive GILEN, TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve 2. Başkan Ecz.Hilmi
ŞENER’i ziyaret etti. Ziyarette ilaç alımları esnasında
eczanelere uygulanmakta olan ticari iskonto ve vade
konuları görüşüldü.
SGK yetkililerinin katılımı ile Karekod ve İlaç Takip
Sistemi hakkında yapılan toplantıya, TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür ÖZEL katıldı.
28 Eylül 2009-Pazartesi
Hükümetin sağlık harcamalarında önemli tasarruflar yapılmasını planladığı “Orta Vadeli Program” çerçevesinde
alınan tedbirleri değerlendirmek üzere, TEB Başkanı Ecz.
Erdoğan ÇOLAK, 2.Başkan Ecz.Hilmi ŞENER ve Denetleme Kurulu Başkanı Ecz.Şerif BOYACI, S.B. İEGM Genel
Müdür Yard. Dr.Saim KERMAN ile bir görüşme gerçekleştirdiler.
29 Eylül 2009-Salı
>
17 Eylül 2009-Perşembe
>
>
>
TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, Başbakanlık Yatırım
Ajansı Genel Koordinatörü Banu AGOVA ile bir görüşme gerçekleştirdiler.
Roche İlaç Firması yetkilileri, TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER’i ziyaret etti. Ziyarette ilaç alımları esnasında eczanelere uygulanmakta olan ticari iskonto ve
vade konuları görüşüldü.
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve Genel Sekreter
Ecz.Özgür ÖZEL, Sağlık Bakanı Prof.Dr.Recep AKDAĞ ile devletin global bütçeye geçmesi sonrasında
yaşanması muhtemel görünen ilaç fiyat düşüşlerinin
eczacıya getireceği zarara dikkat çekmek üzere bir
görüşme daha gerçekleştirdiler.
18 Eylül 2009-Cuma
T.C. Sağlık Bakanlığı ile Türk Eczacıları Birliği arasındaki,
“Eczane Bulunmayan Yerleşim Bölgelerinde Yaşayan Halka Yerinde İlaç Teminine İlişkin Protokol” Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Uzm.Dr.Turan BUZGAN ve TEB
Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK’ın katıldıkları imza töreni ile
hayata geçirildi.
24 Eylül 2009-Perşembe
>
42
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
>
>
TEB Merkez Heyeti ve ilaç sanayi, ecza depoları,
ecza kooperatiflerinin yöneticilerinin katılımıyla TEB
Merkez Binası’nda bir toplantı gerçekleştirilerek,
18.09.2009 tarihinde yayımlanan Tebliğ ve Kararnameler değerlendirildi.
18.09.2009 tarihinde yayımlanan Tebliğler ile ilaç
fiyatlarında yapılması planlanan düşüşlerin eczaneler üzerinde yaratacağı olumsuz etkiye dikkat çekmek ve yapılması gerekenleri konuşmak üzere TEB
Başkanı Ecz. Erdoğan ÇOLAK, Genel Sekreter Ecz.
Özgür ÖZEL ve Denetleme Kurulu Başkanı Ecz.Şerif
BOYACI, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer
DİNÇER’i makamında ziyaret ettiler.
26 Eylül 2009-Cumartesi
TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER ve Denetleme Kurulu
Üyesi Ecz.A.Cemal TOPLU, Ankara Eczacı Odası’nın Olağan Genel Kuruluna katıldılar.
Protokol revizyonu ve SGK ile çözümlenemeyen sorunları görüşmek üzere TEB Başkanı Ecz.Erdoğan
ÇOLAK ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, SGK GSS
Genel Müdürü Hasan ÇAĞIL’ı makamında ziyaret ettiler.
Aynı gün TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür ÖZEL, TTB,
Diş Hekimleri Birliği, SES ve Dev-Sağlık İş Sendikasınca düzenlenen Genel Sağlık Sigortasının geldiği
son noktanın değerlendirildiği basın açıklamasına
katıldı.
30 Eylül 2009-Çarşamba
>
>
TEB koordinatörlüğünde ilaç sanayi, ecza depoları ve
ecza kooperatiflerinin katılımı ile ilaç fiyatlarında yaşanacak düşüşler ve bu düşüşler sonrasında eczacıyı
zarara uğratmayacak önlemlerin alınması için yapılması gerekenlerin tartışıldığı bir toplantı düzenlendi.
Türk Demokrasi Vakfı tarafından gerçekleştirilen,
toplum, sağlıklı birey ve demokrasi konulu toplantıya
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve Genel Sekreter
Ecz.Özgür ÖZEL katıldılar.
1 Ekim 2009-Perşembe
>
>
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, Türk Eczacıları Birliği
Merkez Heyeti adına, Orta Vadeli Program’ın sağlıkta
tasarruf öngören maddelerinden olan ve 1 Ekim’de
yürürlüğe giren yeni muayene ücretleri ile ilgili olarak
bir basın açıklaması yaptı.
Mustafa Nevzat İlaç Firması Satış Pazarlama Direktörü Dr.Ferran DİNÇ, TEB 2.Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER’i
makamında ziyaret etti.
1-2 Ekim 2009-Perşembe-Cuma
Avrupa Birliği finansmanı ile Türk Eczacıları Birliği ve Avrupa Birliği Eczacılık Grubu (PGEU) ortaklığında yürütülmekte olan “Herkes İçin E-Sağlık” Projesi Kapanış Sempozyumu Ankara’da düzenlendi. Sempozyum süresince İngiltere, İtalya, Slovakya ve Yunanistan’dan gelen uzmanlar
kendi ülkelerindeki e-sağlık uygulamaları konusunda bilgi
verirken, Türkiye’de sürdürülen çalışmalar ile PGEU’nun
konuya ilişkin genel çalışmaları irdelendi.
GÜNCE
2 Ekim 2009-Cuma
>
TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, Basel İlaç, İbrahim Ethem ve Ali Raif İlaç Firması yetkilileri ile, ilaç alımları esnasında eczanelere uygulanmakta olan ticari iskonto ve
vade konularını görüştü.
>
5 Ekim 2009-Pazartesi
>
>
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, 2. Başkan Ecz.Hilmi ŞENER ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, AİFD,
TİSD, Selçuk Ecza, Hedef Ecza ve TEKB’nin üst düzey
yetkilileri ile bir toplantı gerçekleştirdiler. Toplantıda,
18.09.2009 tarihinde yayımlanan Tebliğ ve İlaç Fiyat
Kararnamesi sonrasında yaşanacak ilaç fiyat düşüşlerinden kaynaklı zararlar hakkında yapılması gerekenler tartışıldı.
TEB Merkez Heyeti, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer DİNÇER’i makamında ziyaret ederek, geçmişe dönük olarak SGK Provizyon Sisteminden çıkan
muayene katılım paylarının, kişinin eczaneye ilk müracaatında eczane aracılığı ile tahsili uygulamasının
eczacılarımız ve vatandaşlarımız açısından yaşattığı
sorunlara değindiler, bu uygulamanın sonlandırılmasını talep ettiler.
7 Ekim 2009-Çarşamba
13 Ekim 2009-Salı
>
>
>
>
8 Ekim 2009-Perşembe
>
9 Ekim 2009-Cuma
TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, İ.E. ULAGAY İlaç Firması Genel Müdürü Önder SEVDİK ile bir görüşme gerçekleştirdi.
12 Ekim 2009-Pazartesi
>
>
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, Merkez Heyeti
Üyesi Ecz.Nevin TAŞLIÇAY ve Denetleme Kurulu Üyesi Ecz.A.Cemal TOPLU, eczane denetimleri hakkında
görüşme yapmak üzere Gelir İdaresi Daire Başkan
Yard. Mustafa GÜNEŞ’e bir ziyaret gerçekleştirdiler.
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, Sağlık Bakanlığı
İlaç ve Eczacılık Genel Müdür Yard. Saim KERMAN
ile “Meslek Hakkı” konusunda bir görüşme gerçekleştirdi.
SGK yetkilileri ile birlikte Provizyon Sistemi, İlaç Takip Sistemi ve Protokol revizyonu hakkında Sosyal
Güvenlik Kurumu’nda gerçekleştirilen toplantıya TEB
Genel Sekreteri Ecz.Özgür ÖZEL ve teknik heyet katıldılar.
TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, Basel, Schering
Plough ve Glaxo Smith Kline İlaç Firması yetkilileri ile,
ilaç alımları esnasında eczanelere uygulanmakta olan
ticari iskonto ve vade konularını görüştü.
14 Ekim 2009-Çarşamba
18 Eylül 2009 tarihinde yayımlanan Tebliğler ve İlaç Fiyat
Kararnamesi ile ilgili değerlendirme yapmak üzere, 51
Eczacı Odasının Başkan ve yöneticilerinin katılımı ile TEB
Merkez Binasında 13. Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı düzenlendi.
TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER ve Denetleme Kurulu
Üyesi Ecz.A.Cemal TOPLU, eczanelere yapılan vergi denetimleri konusunda görüşme yapmak üzere Gelir İdaresi
Başkan Yard. Adnan ERTÜRK’ü ziyaret ettiler.
Atık ilaçların toplanması hakkında geliştirilmesi
düşünülen yöntemin görüşülmesi amacıyla Çevre
Bakanlığı’nda yapılan toplantıya, TEB Genel Sekreteri
Ecz.Özgür ÖZEL ve Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Nevin
TAŞLIÇAY katıldılar.
>
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, 2. Başkan Ecz.Hilmi ŞENER, Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, Konya
Eczacı Odası Başkanı Uzm.Ecz.Harun KIZILAY ve Yozgat Eczacı Odası Başkanı Ecz.Harun LEKESİZ, Sağlık
Bakanı Prof.Dr.Recep AKDAĞ’ı makamında ziyaret
ederek, meslek hakkının gerekliliği konusundaki görüşleri aktardılar. Ardından aynı konu Sağlık Bakanlığı
İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Mahmut TOKAÇ ve
Genel Müdür Yardımcısı Saim KERMAN ile de görüşüldü.
TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER ve Genel Sekreter
Ecz.Özgür ÖZEL, sağlık alanında alınan tasarruf tedbirleri neticesinde uygulamaya konulan ve koyulacak
olan düzenlemelerin eczacıya getireceği zararı görüşmek ve TEB’in meslek hakkı konusundaki taleplerini iletmek üzere AKP Malatya Milletvekili Ecz.Öznur
ÇALIK’ı makamında ziyaret ettiler.
TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER ve Denetleme Kurulu Üyesi Ecz.A.Cemal TOPLU, YÖK Üyesi Prof.
Dr.Yekta SARAÇ’ı makamında ziyaret ederek, yurt
dışından alınan eczacılık diplomalarına YÖK tarafından sınavsız denklik verilmesi konusunda Birliğimizin
hassasiyetlerini belirttiler.
16 Ekim 2009-Cuma
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve 2. Başkan Ecz.Hilmi
ŞENER, AİFD, TİSD, Selçuk Ecza, Hedef Ecza ve TEKB’nin
üst düzey yetkilileri ile bir toplantı gerçekleştirerek, sağlık
TEB HABERLER
6 Ekim 2009-Salı
TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, Ali Raif İlaç Firması
yetkilisi ile ilaç alımları esnasında eczanelere uygulanmakta olan ticari iskonto ve vade konularını görüştü.
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, Hacettepe Üniversitesi
Eczacılık Fakültesinin 2009-2010 Eğitim-Öğretim yılı açılışına katıldı.
TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, GSK İlaç Firması
yetkilisi Sedat TABAK ve ardından Schering-Plough
Genel Müdürü Muhittin BİLGÜTAY ile bir görüşme
gerçekleştirdi.
43
GÜNCE
alanında alınan tasarruf tedbirleri neticesinde uygulamaya konulan ve koyulacak olan düzenlemelerin eczacıya
getireceği zararın telafisi konusunu görüştüler.
ŞENER, Genel Sekreter Ecz.Özgür ÖZEL, Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Mukaddes HARMANCI ve Denetleme
Kurulu Üyesi Ecz.A.Cemal TOPLU ile bir görüşme gerçekleştirdiler. Ardından aynı konu ile ilgili olarak SGK
İlaç ve Tıbbi Malzeme Mevzuatı Daire Başkanı Hanefi
GÖK de Birliğimize bir ziyarette bulundu.
18 Ekim 2009-Pazar
İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Veteriner Hekimleri Odası, SES
ve Dev Sağlık-İş tarafından İstanbul Kadıköy’de düzenlenen ve Sağlıkta Dönüşüm Programının protesto edildiği
mitinge TEB Merkez Heyeti de katılım göstererek destek
verdi.
27 Ekim 2009-Salı
>
19 Ekim 2009-Pazartesi
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, Konya Eczacı Odası
Başkanı Ecz.Harun KIZILAY, GATA Farmakoloji AD Öğretim Üyesi Prof.Dr.İ.Tayfun UZBAY ve TEB Hukuk Danışmanları, SGK tarafından hiçbir bilimsel gerçekliğe uymaksızın, yayımlanan bir Genelge ile yürürlüğe konulmak
istenen “Eşdeğer İlaç” listelerinin iptal edilmesinin gerekliliği konusunu görüşmek üzere SGK Başkanı M.Emin
ZARARSIZ’ı ziyaret ettiler.
20 Ekim 2009-Salı
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve Genel Sekreter Ecz.
Özgür ÖZEL, sağlık alanında alınan tasarruf tedbirleri neticesinde uygulamaya konulan ve koyulacak olan düzenlemelerin eczacıya getireceği zararı görüşmek ve konu
hakkında hazırlanan bilgi dosyasını sunmak üzere CHP
Genel Başkanı Deniz BAYKAL’ı ziyaret ettiler.
>
>
>
22 Ekim 2009-Perşembe
>
>
>
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, Genel Sekreter
Ecz.Özgür ÖZEL ve Merkez Heyeti Üyeleri Ecz.Arzu
BEYKOZ ile Ecz.Mustafa SAK, sağlık alanında alınan
tasarruf tedbirleri neticesinde uygulamaya konulan
ve koyulacak olan düzenlemelerin eczacıya getireceği zararı görüşmek ve konu hakkında hazırlanan bilgi
dosyasını sunmak üzere MHP Grup Başkanvekili Oktay VURAL’ı ziyaret ettiler.
Ardından aynı heyet Mecliste CHP ve MHP’li bazı milletvekilleri ile görüşerek, bilgi dosyasını kendilerine
verdiler.
TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür ÖZEL ve Av.Gökhan
PEKCAN, Sosyal Güvenlik Kurumunda gerçekleştirilen Protokol revizyonu görüşmelerine katıldılar.
44
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
23 Ekim 2009-Cuma
>
>
TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, İbrahim Ethem ve
Boehringer İlaç Firması yetkilileri ile ilaç alımları esnasında eczanelere uygulanmakta olan ticari iskonto
ve vade konularını görüştü.
SGK GSS Genel Müdürü Hasan ÇAĞIL, Birliğimiz İthal İlaç Birimi ile ilgili olarak TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi
>
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK ve TEKB Başkanı
Ecz.Abdullah ÖZYİĞİT, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Cevdet ERDÖL ile görüşerek, sağlıkta yapılmak
istenen tasarrufun eczacıya getireceği zarara dikkat
çektiler ve konu hakkında hazırlanan bilgi dosyasını
sundular.
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, sağlık alanında alınan tasarruf tedbirlerinin eczacıya getireceği zararı
görüşmek ve konu hakkında hazırlanan bilgi dosyasını sunmak üzere Hazine Müsteşarı İbrahim Halil
ÇANAKÇI’yı ziyaret etti.
TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür ÖZEL, kamunun aldığı
kararlar neticesinde ilaçlarda yaşanacak fiyat düşüşleri sonrasında eczacıların yaşayacağı stok zararlarının telafisi konusunda Hedef, Selçuk ve TEKB’nin üst
düzey yetkilileri ile İstanbul’da bir görüşme gerçekleştirdi.
TEB Saymanı Ecz.Ali ASLAN, Sağlık Bakanlığı Strateji
Geliştirme Başkanı Mehmet ATASEVER’i makamında
ziyaret ederek, Sağlık Bakanlığı Personelinin ve Yeşil
Kartlı hastaların ilaç bedellerinin eczanelerin hesaplarına yatırılmasında yaşanan aksaklıkları dile getirdi
ve bir an evvel bu ödemelerin çıkartılması konusunda
gerekenin yapılmasını istedi.
TEB Saymanı Ecz.Ali ASLAN, Sağlıkta Dönüşüm Programı hakkında TTB’nde gerçekleştirilen basın toplantısına diğer meslek örgütlerinin temsilcileri ile birlikte
katılım gerçekleştirdi.
28 Ekim 2009-Çarşamba
TEB 2. Başkanı Ecz.Hilmi ŞENER, Merkez Heyeti Üyesi
Ecz.Nevin TAŞLIÇAY ve Ankara Eczacı Odası Başkanı Ecz.
Oğuz EKİNCİOĞLU, AKP Grup Başkanı Salih KAPUSUZ’a
bir ziyaret gerçekleştirerek, sağlık alanında yapılacak
tasarruf neticesinde eczacının uğrayacağı zarara dikkat
çektiler.
31 Ekim 2009-Cumartesi
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan ÇOLAK, 2. Başkan Ecz.Hilmi
ŞENER ve Merkez Heyetinin bazı üyeleri Van Eczacı Odası Hizmet Binası açılışına katıldılar.
BASINDA TEB
Hazırlayan: Basın Bürosu
HABERTÜRK “SAĞLIK HABERLERİ” 12.09.2009
HABERTÜRK “HABER MASASI” 13.10.2009
Uluslararası Eczacılık Federasyonu’nun 69’uncu
Kongresi İstanbul’da yapıldı. TEB Başkanı Ecz.Erdoğan
Çolak, katılımcıların kongrede altı gün boyunca ilaç ve
eczacılık konusunda güncel ve önemli sonuçları tartıştığını belirtti.
Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, yıl
sonunda prospektüsün yerine geçecek olan kullanma
talimatı ile ilgili telefon bağlantısı gerçekleştirdi. Çolak, vatandaşın yeni uygulamayla ilaç konusunda artık
daha bilinçli davranacağını söyledi.
NTV “GÜNÜN İÇİNDEN” 18.09.2009
NTV “GECE BÜLTENİ” 16.10.2009
STV HABER “HABERLER” 18.09.2009
KANAL A “ANA HABER” 16.10.2009
SES TV “ANA HABER” 18.09.2009
ULUSAL “ANA HABER” 16.10.2009
TRT-2 “HABERLER” 19.09.2009
NTV “AKŞAM HABERLERİ” 16.10.2009
Sağlık Bakanlığı ve Türk Eczacıları Birliği’nin imzaladığı
protokol ile eczane bulunmayan köylerde ve kasabalarda sağlık ocakları tarafından yazılan ilaçları, anlaşmalı eczaneler tarafından temin edilebilecek.
TGRT “HABER” 18.10.2009
KANAL 24 “MODERATÖR” 18.09.2009
Türk Eczacıları Birliği, bilimsellikten uzak yeni eşdeğer
ilaç uygulamasına tepki gösterdi. Açıklamada, aynı
kimyasal alt grupta bulunan farklı etken maddeleri
içeren ürünlerin eşdeğer ilaç kabul edilemeyeceği
vurgulandı.
STV HABER “SON DURUM” 18.09.2009
TV8 “HABERLER” 19.09.2009
KANAL B “BUGÜN CUMARTESİ” 19.09.2009
HABERTÜRK “SAĞLIK HABERLERİ” 17.10.2009
TRT-TRT GAP “TBMM HABER” 22.10.2009
Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Ecz. Erdoğan
Çolak, sağlıkta tedavi katılım payına getirilen zamlarla ilgili görüşlerini paylaştı. Çolak, katılım paylarının
vatandaşın sırtında büyük bir yük olduğunu hatırlattı
ve eczacıların tahsildar olmadığını bir kez daha vurguladı.
KANAL B “ANA HABER” 29.09.2009
Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel,
sağlıkta dönüşüm programı kapsamında uygulanmaya
başlayan Genel Sağlık Sigortası’nın yıldönümü nedeniyle açıklama yaptı. Özel, GSS’nin 10 bin eczacıyı
batma noktasına getirdiğine dikkat çekerek; ‘Eczacılar sermayedar değildir’ dedi.
NTV “GÜNÜN İÇİNDEN” 01.10.2009
Türk Eczacıları Birliği, sağlıktaki katkı payındaki artışı
durdurmak için dava açtı.
SGK eşdeğer ilaç listesini yeniledi, eczacılar yarın yürürlüğe girecek yeni liste için Danıştay’a itirazda bulunacak.
ULUSAL “ANA HABER” 20.10.2009
Türk Eczacıları Birliği’nin tepkisiyle, Sosyal Güvenlik Kurumu yeni eşdeğer ilaç genelgesini geri çekmek zorunda
kaldı.
HABERTÜRK “1.GÜN” 22.10.2009
Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, domuz gribi ve aşısı ile ilgili telefon bağlantısıyla değerlendirmelerde bulundu. Çolak, salgından korunmak
için aşının tek başına yeterli bir önlem sayılamayacağının altını çizdi ve halk sağlığını korumak için Birlik
olarak sorumluluklarını yerine getirme kararlılığında
olduklarını söyledi.
HABERTÜRK “HABERLER” 27.10.2009
Canlı yayına katılarak Domuz Gribi hakkında bilgi veren TEB Genel Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, virüsle ilgili ciddi tedbirler alınması gerektiğini söyledi. Çolak,
kişisel hijyene dikkat edilmesi ve tüketicilerin sağlık
elemanlarının söylediklerine riayet etmesi gerektiğini
belirtti.
TEB HABERLER
KANAL B “HABERLER” 19.09.2009
ULUSAL “ANA HABER” 19.10.2009
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TRT-1 “ANA HABER” 18.09.2009
45
46
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
TEB HABERLER
BASINDA TEB
TEB HABERLER
Eylül - Ekim 2009 - Sayı: 5
BASINDA TEB
47

Benzer belgeler