MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp

Transkript

MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:52
Page 1
BAÞLARKEN
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:52
Page 2
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
1983
2
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:52
Page 3
Kendini Gerçekleþtirmiþ Bir Ýnsan
Olarak Mehmet Turgut
Dr. Turhan YÖRÜKÂN (TÜRK YURDU)
Aðustos 2006
M
ehmet Turgut'un kiþilik yapýsýný
incelerken kullanacaðýmýz kendini gerçekleþtirme (self-actualization)
kavramý, ilk defa Kurt Golstein tarafýndan Der aufbau des organismus (1934), sonradan 1939 yýlýnda Ýngilizce'ye The Organism adýyla
çevrilmiþ olan kitabýnda kullanýlmýþtýr. Bu kavramý kiþilik psikolojisinin temel kavramlarýndan biri hâline getirenler ise On Becoming
a Person (1961) ve Carl Rogers on Personal Power (1977) adlý kitaplarýyla Carl Ransom Rogers ile aþaðýda görüleceði üzere, Abraham
Maslow olmuþtur. Kendini gerçekleþtirme, bir kimsenin "olabileceðini olmasý" için sahip olduðu eðilimi veya arzuyu ifade etmektedir.
Rogers, kendini gerçekleþtirme kavramýnýn yanýnda veya onun yerine bazý hâllerde kiþisel büyüme veya geliþme kavramýný da kullanmaktadýr. Ona göre açlýk, cinsellik, güvenlik ve baþarý sâikleri (güdüleri), tek bir nihaî sâik olan kiþisel büyümenin farklý veçhelerini oluþturmakta ve doðal bir nitelik olarak, canlý organizmanýn genetik
karakterini belirleyen, büyümeyi, ilerlemeyi saðlayan sâiktir.
Maslow da Rogers gibi, konuya çok daha fazla bir katkýda bulunarak, Motivation and Personality (1954,1970,1987), Toward a
Psychology of Being (1962) ve The Farther Reaches of Human
Nature (1971) adlý kitaplarýyla, organizmanýn, kendisini koruyan,
kendisini yönlendiren, kendisini idare eden ve doðuþtan sahip olunan organismic bir deðerlendirme sürecine, bedenî bir bilgeliðe
sahip olduðuna inanmaktadýr. Maslow'a göre insanýn içinde bulunan
bu eðilim, zayýf veya kuvvetli olarak, var olmakta devam etmekte ve
sürekli bir þekilde gerçekleþmek, ortaya çýkmak için bir baskýda
bulunmaktadýr. Bu da benliðin kendini kuvveden fiile çýkarmasý,
insanýn kendi kendisini gerçekleþtirmesi için bir zemin oluþturmaktadýr.
3
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:52
Page 4
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Bize göre bu sâiktir ki, Mehmet Turgut'un kiþilik yapýsýný anlamamýza yardýmcý olacaktýr. Bu sâiktir ki, Mehmet Turgut'u yönlendirmiþ, zor þartlar altýnda gerçekleþmiþ bir öðrenim hayatýna raðmen, "adam olacak çocuk" konumuna yükseltmiþ, fýrsatlarý deðerlendirmesine vesile olmuþtur. Yine bu sâiktir ki 1975 yýlýnda bir
enfarktüs, 1982 yýlýnda geç kalýndýðý zaman tehlikeli olabilecek bir
kolon ameliyatý, 2002 yýlýnda bir by-pass ve kalp anevrizmasý ameliyatý geçirmesine, 2008 yýlýnda yapýlmýþ olan bir operasyonla
göðsünde bir kalp pili taþýmasýna raðmen, onu yýlmaz ve yorulmaz
bir insan hâline getirmiþtir. Bu rahatsýzlýklarýnýn bir kýsmýný aktif
politikanýn içerisinde iken, hattâ bakanlýk yaparken geçirdiði hâlde,
yapmak istediklerini, hayatýný hiçe sayarcasýna yapmaya devam
etmiþtir.
Ne var ki son on gün içerisinde geçirdiði bir akciðer enfeksiyonuna yenik düþerek ve masasýnýn üzerinde baskýya hazýrlamaya
çalýþtýðý iki yeni kitap býrakarak, 01.07.2009 tarihinde hayatýný kaybetmiþtir. Þimdi, Ankara Gölbaþý Mezarlýðý'nda 1 ada, 278 parseldeki
kabrinde yatmakta ve sevenlerini üzüntüye boðmaktadýr.
Abraham Maslow'a göre, temel ihtiyaçlar, baþka bir ifadeyle
temel sâikler, en basit veya ilkel olandan en geliþmiþ ve karmaþýk
olana doðru bir hiyerarþik düzen içerisinde bulunurlar. Bir önceki
ihtiyaç tatmin edilmedikçe, diðerleri kendilerini ön plâna çýkarmazlar. Bu hiyerarþik düzen içerisinde en temelde bulunan biyolojik
ihtiyaçlarý sýrasýyla güvenlik, baþkalarýyla iliþki kurma, sevme ve
sevilme gibi ihtiyaçlarý bünyesinde toplayan ait olma ve sevme ihtiyacý ile insanýn kendisini sevmesi, kendisini yeterli, iþinin ehli,
kabiliyetli ve etkili bulmasýný saðlayan kendine-güven ihtiyacý takip
eder. Holistik görüþlerinin yanýnda hümanist bir kiþilik görüþü de
benimsemiþ olan Maslow'a göre bu hiyerarþik düzenin en üst
tabakasýný oluþturan temel ihtiyaç, kendini gerçekleþtirme ihtiyacýdýr; bu, insanýn kendisini, saklý güçlerini, potansiyellerini
geliþtirmesi, kuvveden fiile çýkarmasý ihtiyacýdýr. Kendi kendisini
gerçekleþtiren bir insan, kendisinin, kendi güçlerinin farkýnda olan,
kendisini tanýyýp onu olduðu gibi kabul eden, sosyal olarak tepki
göstermesini bilen, yaratýcý, spontane davranýþlarda bulunan, yerine
göre açýk olan, tavýr olarak meydan okumasýný bilen, mücadeleci bir
insandýr. Bu baðlamda olmak üzere, Mehmet Turgut, parlâmenterlerimiz arasýnda, dik durmasýný bilen, gazetelerde manþet olmuþ "Benim
adým Mehmet Turgut" sözü ile üstün karakter özelliði göstermiþ olan;
4
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 5
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
bakan olarak binlerce insana iþ imkâný saðlamýþ olmanýn yanýnda,
yaptýklarýndan daha önemli bir özellik olarak, uydu olmamýþ, gerektiðinde direnmesini, tavýr koymasýný bilmiþ bir politikacýdýr.
Maslow, kendini gerçekleþtirme kavramýnýn içeriðini belirlemek
için iki temel araþtýrma yapmýþtýr. Biyografik yazýlara dayanarak
Abraham Lincoln, Thomas Jefferson, George Washington. Eleanor
Roosvelt, Martin Luther King, Malcolm X, Spinoza, Albert
Schweitzer, Albert Einstein, Jane Addams, William James, Aldous
Huxley, Pablo Casals, Aldai Stevenson, Camille Pissaro gibi pek çok
ünlü insanýn davranýþ kalýplarýný ince bir araþtýrmaya tâbi tutmuþtur.
Maslow, ünlü kiþiler arasýndan bir seçme yaparken, seçtiði kimselerin herhangi bir nevrotik eðilime, psikotik bir kiþilik yapýsýna
veya psikoza mâruz kalmamýþ olmasýna dikkat etmiþ, bu kimselerin
kendilerini gerçekleþtirmek açýsýndan nasýl bir çaba sarf etmiþ olduklarýna önem vermiþtir. Bu þahýslarýn hayatlarýný geniþ ve derinlemesine bir incelemeye tâbi tuttuktan sonra, elde ettiði sonuçlara dayanarak belirlediði kiþilik özelliklerini 3000 kolej öðrencisi üzerinde
deneyerek, kendi kendisini gerçekleþtirmiþ olanlarla olmayanlar
üzerinde Roschach Testi, Murray'ýn Thematic Apperception Testi,
Serbest Çaðrýþým Tekniði gibi psikolojik teknikler uygulamanýn
yanýnda, derinlemesine mülâkatlar da yaparak, bu kimselerin kendi
kendilerini geliþtirme konusunda ne derece baþarý gösterdiklerini
ortaya koyan bir temel karakteristikler envanteri ortaya koymuþtur.
Mehmet Turgut'un bu temel karakteristiklerin hemen hepsine
sahip bir insan olduðunu görmekteyiz. Mehmet Turgut, göreceðimiz
üzere, Maslow'un inceleme yaptýðý kimselerde gördüðü biçimde, ben
merkezli, kendine yönelik bir insan olmaktan çok, karþýlaþtýðý problemlere yönelik bir insan olmuþtur. Hatýrlayamayacak kadar küçük
yaþta kaybettiði annesine yöneltebileceði sevgisini baþkalarýna,
genelde bu ülkenin insanlarýna yöneltmiþ, onlar için çalýþmýþtýr.
Güçlü bir sosyal duygu geliþtirmiþtir. Bu temel yönelme ile de hayatýnýn Misyonunu, geniþ sosyal problemlerin çözümüne adamýþtýr.
Ýnsanlarla aynîleþmiþ; onlarýn duygu ve düþüncelerine yakýn olmaya
çalýþmýþtýr; onlarýn acýlarýný paylaþmýþtýr. Eþi Türkân Turgut'a, Adalet
Partisi Kadýn Kollarý Genel Sekreteri olarak çalýþmýþ bir kimse olan
Ediz Terim imzasýyla gönderilen bir taziye mektubunda ifade edildiði
þekilde, herkesin "kale gibi arkasýnda duran", baþlarý sýkýþtýðý zaman
yardýmlarýna koþan bir insan olmuþtur. Mehmet Turgut hem sevmiþ
hem de sevilmeyi istemiþ bir kimsedir. Nitekim, yukarda sözü geçen
5
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 6
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
o ünlü kiþiler gibi, insanlar tarafýndan sevilsin istemiþtir. Para
peþinde koþmadan ülkesini sevmiþ, ülkesinin insanlarýndan olmuþ;
ülkesine ve insanlarýna yabancýlaþmamýþtýr.
***
Bir köylü ailenin çocuðu olarak 1929 yýlýnda dünyaya gelmiþ
olan Mehmet Turgut, yakýn bir köyde bulunan 3 sýnýflý bir okulda
okuduktan sonra, orta ve lise tahsilini birtakým sýnavlar kazanarak,
iftihar listelerine girerek ve parasýz yatýlý bir öðrenci olarak; üniversite öðrenimini, Sümerbank'tan kazandýðý bir burs ile mecburî
hizmet yüklenerek tamamlamýþtýr. Sýnavýný kazandýðý Ýstanbul
Teknik Üniversitesi'ne kaydýný yaptýrmak üzere geldiði zaman, Ergun
Göze'nin H.O.Tercüman'da, 15.05.2005 tarihinde yayýmladýðý bir
sohbet yazýsýnda ifâde ettiði üzere, kendisininki gibi, parasýz yatýlý
öðrencilerin giydiði kýsalmýþ pantolonundan dolayý yakýnlýk duyduðu bir insanla, Ýdris Yamantürk'le tanýþmýþ ve onunla olan
arkadaþlýðýný da ölünceye kadar sürdürmüþtür. Yamantürk'le birlikte
milliyetçi derneklerde görev almýþ, kendi özel iþini kurmuþ, daha
sonra da iþ yerini kapatarak siyasî hayata atýlmýþtýr. Doðup büyüdüðü
yerleri, köyünü, ora insanlarýný hiç unutmamýþtýr. Dört dönem milletvekili olmuþ, üç defa da bakanlýk yapmýþtýr. Siyaseti býraktýktan
sonra, Türkiye Ýþ Bankasý da dahil olmak üzere, bazý kuruluþlarýn
yönetim kurulu baþkaný olarak çalýþmýþtýr. Pek çok kimsenin gösteremeyeceði bir çaba harcayarak, teknik bir adam, bir makine yüksek
mühendisi olmasýna raðmen, sosyo-ekonomik konularda kendisini
yetiþtirmiþ, Türkiye Yazarlar Birliði "Yýlýn Yazarý Ödülü" ile "Millî
Kültür Hizmet ve Þeref Armaðaný" kazanmýþ kitaplarý da dâhil olmak
üzere, 24 kitap yazmýþtýr. Böylece kendi potansiyelini gerçekleþtirmiþ
nâdir insanlardan biri olmuþtur. Bütün bunlarý, Kurt Lewin ve
arkaþlarýnýn kimlik psikolojisine kazandýrdýklarý bir yaklaþým olarak
ümit seviyesi ve baþarý seviyesi arasýnda herhangi bir uyumsuzluk
yaþamadan gerçekleþtirmiþtir.
Mehmet Turgut, 1960 - 1962 yýllarý arasýnda çeþitli yayýn organlarýnda yayýmladýðý yazýlarýndan bir seçme yaparak Dostluða Dair
(1966) adýyla küçük bir kitap yayýmlamýþ; "politikanýn eþiðinde"
kendi temel yönelmesini belirleyen bu küçük kitabýn "Önsöz"ünde
ileri sürdüðü "Fikirlerin büyük ekseriyetinin, bugün de ve hattâ yarýn
da söylenebilecek fikirler olduðuna" iþaret ederek, 17.03. 1961 tarihinde yayýmladýðý "Politikada Cesaret ve Karakter" adlý yazýsýnda,
6
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 7
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
insanýn "Baskýlardan kurtulup cesaret ve metanetle doðru bulduðu,
kabul ettiði bir fikri ve inandýðý bir davayý savunmasý hakikaten zordur ve büyüklük ister. Bilgi ister, samimiyet ve fedakârlýk ister.
Ayrýca, politikada cesaretin devamlý, insicamlý ve hakikî bir cesaret
olabilmesi için baþka bir vasýfla, baþka bir ruhî hasletle birlikte
bulunmasý icap eder. Bu vasýf, saðlam karakterli olmaktýr… Cesaret,
karakter adý verilen ve insanýn manevî varlýðýný teþkil eden
dürüstlük, ciddiyet, iman saðlamlýðý, samimiyet, azim ve sebat gibi
ruhî vasýflara çok sýký bir biçimde baðlýdýr", demektedir.
"Türkiye'mizde, politik hayatýmýzda hakikî cesaret gösterecek, susma
ve konuþma anlarýný iyi tayin edecek ve zamanýnda göstereceði örnek
bir hareketle tarihin seyrini rahatça deðiþtirebilecek insanlara"
ihtiyaç olduðunu söyleyerek, Batý tarihinin böylesine cesur ve kritik
anlarda en doðru hareketi yapmýþ insanlarla dolu olduðuna iþaret
etmektedir (ss.17-19).
Mehmet Turgut, 19.04.1961 tarihli "Sevmek ve Sevmemek" adlý
yazýsýnda, "Nerede sevgi, nerede tolerans, nerede merhamet varsa,
orada dostluk, huzur ve saadet vardýr. Bir cemiyette saadet ve huzurun ilk þartý, fertler ve zümreler arasýnda sevgi, müsamaha ve adâlet
duygusunun yerleþmesidir. Kin, nefret ve intikam hislerinden ancak
felâketler doðar" diyerek, "Ýnsanlarýmýzý sevelim… Kalplerimizi
bizim gibi düþünmeyenlere de açmasýný bilelim. Ýnsanlarýn bir kýsmýna karþý duyulan sevgi, bizi bencilliðe ve kýskançlýða götürmesin";
10.Kasým 1961 tarihli "Politika ve Yalan" yazýsýnda "Hiç þüphe yok ki
politikada yalan ve yalancýnýn memlekete verdiði zarar, cemiyette
herhangi bir ferdin verdiði zarardan binlerce defa daha büyüktür"
(s.27) demekte, 1971 yýlýnda yayýmlanmýþ olan Türkiye'nin Geleceði
adlý kitabýnda "Politika ve Cesaret" ve "Politika ve Yalan" bölümlerinde, bugün için de mânidar olabilecek açýklamalar yapmaktadýr.
16.08.1961 tarihinde yazdýðý "Onlar" adlý yazýsýnda ise "Dün yerlerde
yuvarlanarak ölçüsüzce övdüðüne, bugün gayet yüksekten bakarak
insafsýzca söven" yandaþlardan bahsederken "Her fikir için kiralýk
kalemler, her istikamete karþý yanar-döner vicdanlar, her devir için
satýlýk þahsiyetler onlarýn arasýnda. Her parti, her teþekkül ve her zihniyet için kuvvetli olduðu müddetçe meddahlýk onlarda…" (s.49)
diyerek, bugün, her zamandan daha çok örneklerine rastladýðýmýz
"onlar" için de bir þeyler söyleme ihtiyacýný duymuþtur.
Mehmet Turgut, 23.08.1961 tarihli "En Önemli Mesele" adlý
yazýsýnda, bugün için çok büyük önemi bulunan bir uyarýda bulunarak,
7
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 8
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Türkiye'nin temelleri atýlýrken dikkat edilecek hususlarýn baþýnda, istikbalde milletimizin birtakým kin, nefret ve düþman gruplar hâlinde
parçalara bölünmesini önlemek olduðunu söylemektedir (s.56).
Bu sözleriyle Maslow'un ünlü kiþileri gibi henüz 33 yaþýndayken
bile fikirleri olgunlaþmýþ bir ahlâk reformcusu, bir sosyal felsefeci
gibi düþünmüþ ve hareket etmiþtir. Halktan gelmiþ ve halký unutmamýþ olan bu insan, bütün hayatý boyunca, söylediklerine, yazdýklarýna ve icraatýna baðlý kalmýþ; düþüncelerini ve eylemlerini kiþiliðinin bir parçasý hâline getirmiþtir. Gün yüzüne çýkardýðý kiþiliðini,
baðlý kaldýðý bu fikirlerin ýþýðýnda þekillendirmiþtir. Mehmet
Turgut'un Türkiye'nin Geleceði adlý kitabýný tanýtmak için Hasan
Pulur'un 13.12.1983 tarihinde yazdýðý bir yazýda ifade ettiði üzere,
"Bazý politikacýlar vardýr ki biz onlarý Millet Partililere benzetiriz,
1950 yýllarýnýn Millet Partililerine… Sadýk Aldoðan gibi, Fuat Arna
gibi, Saadet Kaçar gibi… Bunlar inanç insanlarýdýr, politikada en
önemli þartlardan ve vasýtalardan biri olduðu söylenen esneklik,
bunlarda yoktur. Bu insanlar, inançlarýndan ne pahasýna olursa
olsun, hiç fedakârlýk yapmazlar. Böyle inanmýþlardýr, böyle gideceklerdir. Ýnandýklarýný, doðruluðuna inandýklarýný mutlaka söyleyeceklerdir… Ne zamana, ne de zemine bakmadan söyleyeceklerdir. Ýþte
Mehmet Turgut da bize göre bu politikacýlardan biridir. Türkiye'nin
Geleceði’ni bu duygular içinde okuduk", demektedir.
Muammer Yaþar, Yeni Asýr’da, 24.12.1981 tarihinde yazdýðý bir
yazýda Mehmet Turgut'un, hiçbir zaman iç siyasî geliþmeler karþýsýnda inandýðý ilkelerden taviz vermek istemediðini söylemektedir.
Kenan Kurt'un Sabah’da 28.12.1981 tarihinde yazdýðý bir yazýda
ifade ettiði üzere, Bakan'ýn odasýna gelip ondan taviz koparmak
isteyenlere de Mehmet Turgut'un cevabý "hayýr" olmuþtur, demektedir. Adý da böylece "Olmaz Mehmet"e çýkmýþtýr. Murat Cemal, Yeni
Tanin’de 26.12.1981 yýlýnda yazdýðý bir yazýda, yazýsýný þu satýrlarla
sonlandýrmaktadýr: "Mehmet Turgut'u tanýyanlar, bu kiþinin, hayatýnýn hiçbir safhasýnda, inancýnýn dýþýnda dostlarýna yardýmcý
olmayacaðýný ve olmadýðýný iyi bilirler", demektedir. Þemsi Kuseyri,
Yeni Asýr Gazetesi’nde, 28.12.1981 tarihinde yazdýðý bir yazýda,
hissî ya da politik yönden, karþýtlarý ile yandaþlarýnýn birleþtiði
husus, "Genç devlet adamýnýn dürüst, kendi felsefesiyle icraatýnda
tutarlý olmasý idi. Bu yüzden Mehmet Turgut samimî muarýzlarý
arasýnda da saygý gördü", demektedir.
8
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 9
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Ödüllü Japon Mucizesi ve Türkiye (2001) adlý kitabý ile Dün,
Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si (2005) adlý kitabýnda ayrýntýlý
olarak ele aldýðý bir konu olarak, Osmanlý Ýmparatorluðu'nu yýkýp
parçalayan güçlerin, bugün daha iyi imkânlarla, daha deðiþik metotlarla ve yeni ve deðiþik hesaplarla ve yandaþlarýyla karþýmýza çýktýklarýndan, fýrsat kollamakta olduklarýndan endiþe ederek, herkesi
dikkatli olmaya davet etmektedir. Ayrýca süre gelen kutuplaþmalardan, suiistimallerden, yandaþ kayýrmalarýndan þikâyet etmektedir.
Atatürk'ün "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözünün yanlýþ ve kasýtlý
yorumlanmasýna tepki göstererek, Atatürk'ün bu sözle, 20. Yüzyýlýn
baþýnda, 20. Yüzyýlýn üniter devletlerindeki vatandaþlýk kavramýný
dile getirdiðini söyleyerek, "Türkiyelilik" sözünün birtakým mantýk
oyunlarýyla ülkenin bütünlüðüne yönelik daðýtýcý bir söylem olduðuna iþaret etmektedir. Etnik grup sayýlarýný hatalý bir þekilde arttýrarak
bir beka problemiyle ülkeyi karþý karþýya getirenlerin amaçlarýnýn
incelenmesi gerektiðine dikkati çekmektedir.
Türkiye'nin Geleceði ve Bask Modeli (1994), ''Doðu Raporu''
(1996) gibi kitaplarýnýn yanýnda, diðer yazýlarýnda ve bazý parti
baþkanlarýna ve gazete köþe yazarlarýna gönderdiði yazýlarda, Kürt
probleminin nasýl hem ülke, hem Kürt vatandaþlarýmýzýn aleyhine
kullanýlmak istendiðini anlatmaya çalýþmýþtýr. Güngör Mengi, Vatan
Gazetesi'nde, 05.07.2009 tarihinde yazdýðý, "Turgut'un Hesabý"
baþlýðýný koyduðu ve "Cumhuriyetin seçkin devlet adamlarýndan birini kaybettik" diye devam ettiði yazýsýnda, Mehmet Turgut'un "Ülkeyi
yönetenlerin ufuksuzluk ve dirayet noksanlýðý yüzünden
bölücülerde, gerçekçi olmayan tehlikeli hayaller ve beklentiler"
yarattýðýna iþaret etmiþ olmasýný doðru bulmakta ve yapýlan politik
hatalara dikkat çekmektedir. Avni Özgürel'in, Mehmet Turgut'un
ölümü münasebetiyle Radikal'de 05.07.2009 tarihinde yazmýþ
olduðu bir yazýda belirtmiþ olduðu gibi, onun nasýl öze yönelik bir
milliyetçilik yapmýþ olduðuna iþaret etmektedir. Özgürel,
"Altmýþlarýn ikinci yarýsýnda Hamdullah Suphi Tanrýöver'in baþkanlýðýný yaptýðý Türk Ocaklarý'nda baþlayan dernekçilik maceramýn
bana kazandýrdýðý 'aðabeyler' halkasýnýn yüzük taþýydý Mehmet
Turgut. Sanayi Bakanýydý tanýdýðýmda… On beþ günde bir, cumartesi veya pazara denk getirip biz yeni yetme milliyetçilerle bir araya
gelip sohbet ederdi. Ne baþkalarý gibi harcýâlem, antikomünizm
nutku, ne sulusepken hamaset dinledim ondan. Türkiye'nin kalkýnma meselesi, genç kuþaðýn halký tanýmasý zarureti, eðitim… Derdi
9
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 10
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
buydu", demektedir. Anlaþýlacaðý üzere, Mehmet Turgut, icraatýyla,
konuþmalarýyla, hiç þüphe götürmeyecek þekilde, Maslow'un ünlü
devlet adamlarý kadar milliyetçidir, bu ülke için özveri ile ve kendisini hasta edecek derecede çalýþmýþtýr. Çocukluðundan bu yana
yaþadýðý zor þartlara raðmen, ülkesinden memnundur, onunla
barýþýktýr ve onu bilinçli bir þekilde sevmektedir.
Özgürel'in belirttiði þekilde, hem etrafýna telkinlerde bulunmuþ,
hem de uygulamalarýyla örnek olmuþtur Mehmet Turgut. Kendini
gerçekleþtirmiþ insanlarýn sahip olduðu bir özellik olarak araç ve
amaçlar arasýnda belirgin bir ayýrým yaparak çoðunlukla amaçlara
ulaþtýran araçlarý kullanmayý tercih etmiþtir; bu bakýmdan hýzlý ve
pratiktir ve bireysel tavýr olarak da oldukça fazla denebilecek bir
yaratýcýlýða sahiptir. Mehmet Turgut'un Türkiye'nin Geleceði, özellikle de Japon Mucizesi ve Türkiye, Dün, Bugün ve Geleceðin
Güçlü Türkiye'si adlý kitaplarýyla Türkiye Nasýl Kalkýnýr (2007) adlý
son kitabý, sürekli bir þekilde, Türk toplumunun neden geri kaldýðý
konusunun bir tahlilini yaparak, içinde bulunduðumuz gerilikten
kurtulmanýn yolunun neler olabileceðini, araç ve amaç konularýný
iþlemektedir. Bir teknik adam olarak gözlemlerine ve uygulamalarýna
ek olarak, sosyal ilimler alanýnda yayýmlanmýþ binlerce kitaptan
oluþan kitaplýðýndan da yararlanarak çözüm yollarý üretmiþtir.
Kitaplýðýnda bulunan her tarafý çizilmiþ ve notlandýrýlmýþ bu ihtisas
kitaplarýný okuyarak deðerlendirmek ve onlardan sosyo-ekonomik
politika kararlarý çýkarmak, ancak kendisini yetiþtirmiþ, kendisini
yetiþtirmeye, gerçekleþtirmeye adamýþ bir insanýn harcý olmak
gerekir.
Yaratýcý bir insan olarak, özellikle Sanayi ve Teknoloji
Bakanlýklarý yaptýðý dönemlerde, daha önce yazdýðým yazýlarda
belirttiðim üzere, sayýp dökmenin bir hayli yer tutacaðý yatýrýmlara
imza atmýþtýr. Çimento sýkýntýsýnýn giderilmesinde, inþaat demirinin
karaborsadan kurtarýlmasýnda, üretiminin arttýrýlarak þeker
ithalâtýnýn önlenmesinde, otomotiv, özellikle de otomobil sanayinin
kurulmasýnda ve Bursa'da binlerce kiþiye iþ imkâný saðlanmasýnda,
otomotiv sektörünün tâli problemlerinin halledilmesinde, daha da
önemli olarak küçük sanayi sitelerinin ve organize sanayi bölgelerinin kurulup yaygýnlaþtýrýlmasýnda, bu suretle sanayi kuruluþlarýnýn memleket sathýna yayýlmasýnda, genel bir ifade ile
söyleyecek olursak, sanayi sektörü kalkýnma hýzýnýn % 12 üzerine
çýkmasýnda ve yýllarca ayný seviyede kalmasýnda, ithal mallarýn
10
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 11
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
tamir ve bakýmýný saðlayan garanti belge uygulamasýnýn hayata geçirilmesinde büyük emeði geçmiþ bir insandýr.
Mehmet Turgut'un Türkiye'nin kalkýnmasýndan bahseden,
çözüm yollarý gösteren kitaplarýndan bahsettiðim ve Türkiye
Günlüðü dergisi (Bahar 2006) ile Mehmet Turgut'un Türkiye Nasýl
Kalkýnýr (2007) adlý kitabýnýn baþýna koyduðum "Entelektüel Bir
Politikacý Olarak Mehmet Turgut" adlý yazýlarýmda dile getirdiðim
hususlarý burada tekrar sergilemeye çalýþmayacaðým. Burada
Mehmet Turgut'un Japonya, Osmanlý Ýmparatorluðu ve Türkiye
arasýnda yaptýðý karþýlaþtýrmalarda beliren ve Maslow'un kendini
gerçekleþtiren kiþilerde tekrar tekrar görünür hâle geldiðini söylediði,
"Gelenekçilik" denen bir kiþilik özelliðine sahip olmasýndan bahsetmek istiyorum. Mehmet Turgut, aradýðý gelenekçiliði Japon kültür
hayatýnda bulmuþtur. Bu, ona göre "modernleþme" ye aykýrý bir yaklaþým deðildir. Bu sebeple "çýkýþ yolu" ararken, "kalkýnma" yerine
"Batýlýlaþma" politikasýnýn yanlýþlýðýna ýsrarla iþaret etmiþtir. Dýþ güçlerin yönlendirmesiyle alýnacak politik kararlarýn bizleri bir hedefsizliðe sürükleyeceðini ýsrarla dile getirmiþtir. Yazdýklarýný, Batý'ya ve
Batýlýlara düþman olalým, Batý'ya arkamýzý dönelim diye yazmamýþ;
Japonya gibi millî deðerlerimizi koruyarak kalkýnalým istemiþtir.
Israrla ve özenle Türk kültürünün özünü teþkil eden tarih, dil, sanat,
din, örf ve âdetlere sahip çýkmýþ, korunmasý gerekli olanlarý korumaya yönelik faaliyetleri desteklemiþ, bütün gücüyle bu yönde
çalýþmýþ ve çalýþacak olanlara destek olmuþtur. Türk Hereke Halý ve
Dokuma Fabrikasý'ný, uzun ihmaller sonucu çökmek üzere olan
Yýldýz Seramik Fabrikasý'ný yeniden çalýþýr hâle getirmiþ; kullanýlan
motiflerin tekrar varlýk kazanmasýný saðlamýþtýr. Bugün bu tesisler
tekrar ihmale uðramýþ olsa da Türk Millî Sanatýný dünyaya tanýtmada önderlik etmiþtir.
Mehmet Turgut, parlâmenterlik dönemi insanlarýnýn "iyi" ve
"kötü" diyebileceðimiz yanlarýný ele alan Siyasetten Portreler, Siyasetten Sahneler (1991) ve Siyasetten Kesitler (1993) adý ile üç kitap
yayýnlamýþtýr. Bu kitaplarýnda, pek çok insanýn gizli kalmýþ birtakým
yönlerini isimlerini zikretmeden açýklamaya çalýþmýþtýr. Ne var ki bu
tarz yazýlmýþ kitaplarda anlatýlan olaylar dolayýsýyla söz konusu
edilen insanlar, gündemde olduklarý ve unutulmadýklarý zaman bilinmektedir. Ben, Mehmet Turgut'un kibarlýk etmeyip daha açýk
olmasýný isterdim. Çeþitli baskýlarý bulunan ve Türkiye Yazarlar
Birliði'nin "Yýlýn Yazarý" ödülüne lâyýk gördüðü Siyasetten Sahneler
11
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 12
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
adlý kitabýnda Mehmet Turgut, yalan-dolan ile halký kandýrmaya
yönelik davranýþlara sahip kiþiler hakkýnda son derece küçültücü,
çözdükçe çözülmeye devam eden birtakým olaylarý ve kiþilerarasý
iliþkileri sergilemeye çalýþmýþtýr. Mehmet Barlas, Sabah Gazetesinde
24.03.1990 tarihinde yazdýðý bir yazýda, Siyasetten Portrelerden
bahsederken, isimler zikredilmemekle birlikte, bazý þahýslarý tanýyýp
isimlerini vererek, bu kitabýn, "Ýbret dolu sayfalardan oluþmuþ bir
çalýþma" olduðunu söylemektedir.
Bazý kimseler onu "acýmasýz" bir insan olarak niteleyebilir. Pek
çok iþe yaramaz, zamanýnda iþinin baþýnda bulunmayan bürokratý
ikâz etmiþ veya iþine son vermiþtir. Dürüst, çalýþkan ve ehil kimseleri
ise her ne pahasýna olursa olsun korumuþ ve kollamýþtýr. Birlikte
çalýþtýðý insanlardan önce iþinin baþýnda bulunan bu insan,
gazetelere manþet olan birtakým denetimler de yapmýþtýr. Ýstanbul
Sirkeci'deki Sümerbank binasýna ve Ereðli Demir Çelik Fabrikalarýna
yaptýðý baskýnlar sonunda uyguladýðý disiplin cezalarý uzun bir süre
hafýzalardan silinmemiþtir. Mehmet Turgut acýmasýz bir insan mýdýr?
Hayýr. Daha önce onun ne derece üstün bir sosyal duyguya sahip
olduðundan bahsetmiþtik. O da her kendini gerçekleþtirmiþ insan
gibi disiplinlidir. Ona iþinde sert, ahbaplýðýnda çok tatlý olan bir
insan demek yerinde olur. Mehmet Turgut, amacýna ulaþabilmek,
ülkesine istediði þekilde faydalý olabilmek için kendisine baðlý personel üzerinde sýký bir denetim uygulamýþtýr. Bunu, kendi kiþiliði ve
deðerler sistemi ile tutarlý olmak için yapmýþtýr.
Bu yazýmýzda, Mehmet Turgut'un doðrudan doðruya ve dolaylý
bir þekilde bilinen ve sezilen kiþilik özelliklerini, karþýlaþtýrmalý bir
metot izleyerek ve teorik bir zemine oturtarak belirginleþtirmeye
çalýþtýk. Bu kýymetli devlet adamýný deðerlendirmekte ne derece
baþarýlý olduðumu bilmiyorum. Umarým baþarýlý olmuþumdur.
12
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 13
Entelektüel Bir Politikacý Olarak
Mehmet Turgut'un Türkiye'nin
Kalkýnmasý Üzerine Yazdýklarý
Dr. Turhan YÖRÜKÂN (TÜRKÝYE GÜNLÜÐÜ)
Bahar 2006
M
ehmet Turgut, kendisinin bir vesile ile ifâde ettiði üzere,
Kilis'in Gökmusa köyünde, toprak damlý, toprak tabanlý,
taþ duvarlý, yemeklerin ocakta piþtiði, aydýnlatmanýn gaz lâmbasýyla
yapýldýðý, camsýz pencereli bir evde doðmuþtur. Yaþadýðý köyde
ilkokul bulunmadýðý için, kendi köyüne en yakýn köy olan Lohan
köyündeki üç yýllýk okula gitmiþtir. Okul, tek öðretmenli, üç sýnýfýn
bir arada ders gördüðü bir okuldur ve Mehmet Turgut, Gökmusa
köyünden bu okula, yaðmurda, çamurda, dere tepe aþarak giden üç
çocuktan biridir. Yaþadýðý köy hayatý, bugün sadece Güney Doðu'da
deðil, Türkiye'nin pek çok yerinde, Ankara'da bile rastladýðýmýz kerpiç duvarlý, toprak damlý, okulsuz dað köylerinde sýk sýk gözlemlediðimiz bir manzaradýr. Bu bakýmdan, Avrupa Birliði'nin sadece
Güney Doðu'da görmek istediði geliþmemiþliði, bütün Orta ve Doðu
Anadolu'da görmek mümkündür. Mehmet Turgut, bu yüzden Avrupa
Birliði'nin yanlý tutumuna, ön plâna çýkarmaya çalýþtýðý ayrýmcýlýða
ve buna âlet olan politikacýlara ve sözüm ona aydýn kesime karþý tepkilidir. Bu tepkisini, yeri düþtükçe hemen bütün kitap ve yazýlarýnda
dile getirmiþtir.
Mehmet Turgut, Lohan köyündeki üç sýnýflý okulu iki yýlda
bitirdikten sonra, ilkokulun dördüncü ve beþinci sýnýflarýyla ortaokulu Kilis'te bir akrabasýnýn yanýnda okuyarak; lise öðrenimini ise
Diyarbakýr'da ve Yozgat'ta devlet bursu kazanarak ve iftihar listelerine geçerek tamamlamýþtýr. Ýstanbul Teknik Üniversitesi Makine
Mühendisliði Bölümü'nü, Sümerbank bursuyla ve mecburî hizmet
yüklenerek bitirmiþtir. 1958 yýlýnda serbest iþ hayatýna atýlýncaya
kadar, önce Sümerbank Malatya Mensucat Fabrikasý'nda, daha sonra
da EÝE Ýdaresi Genel Müdürlüðü'nde çalýþmýþtýr. Bu devlet görevleri
sýrasýnda ve daha sonraki serbest iþ hayatý döneminde edindiði tecrübeler, milletvekili ve bakan olarak, Türkiye'nin kalkýnma problemleri
konusunda kendisine bir yol haritasý çizmek bakýmýndan yardýmcý
13
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 14
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
olmuþtur. Belli bir hedefe ulaþmak, Türkiye'nin kalkýnmasýnda söz
sahibi olmak için politikaya atýlmak gerektiðine karar verip, iþ yerini
kapatarak Adalet Partisi kurucu üyeleri arasýna katýlmýþtýr. Bu partiden, gidiþlerini beðenmediði ve bunu çeþitli vesilelerle dile getirdiði
için Süleyman Demirel ve yandaþlarý tarafýndan, ayný düþünce sahibi
olan çok sayýdaki arkadaþýyla birlikte ihraç edilmiþ, daha sonra ise
Demokratik Parti'nin kurucularý arasýna katýlmýþtýr.
Bir devre Afyonkarahisar, üç devre Bursa milletvekilliði yapmýþ
olan Mehmet Turgut'un Türkiye'nin kalkýnma politikalarýna fiilen
yaptýðý katký, Þubat 1964-1965 devresinde Suat Hayri Ürgüplü
Kabinesi'nde Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný olarak görev yapmaya
baþlamasýyla gerçekleþme yoluna girmiþtir. Süleyman Demirel
Kabinesinde 1965-1969 yýllarý arasýnda, dört yýl Sanayi Bakaný; 1977
yýlýnda bir müddet politikadan ayrýldýktan sonra da, 1981-1983 yýllarý arasýnda Bülent Ulusu Kabinesi'nde Sanayi ve Teknoloji Bakaný
olarak görev yapmýþtýr. Özellikle sanayi bakanlýklarý döneminde,
sayýp dökmenin bir hayli yer tutacaðý önemli yatýrýmlara imza
atmýþtýr…
14
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 15
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut, makale ve röportajlarýnýn dýþýnda 22 kitap yayýmlamýþtýr. Su Türbinleri, Türkiye'nin Enerji Problemi, Kalkýnma ve
Beþ Yýllýk Plân, Türkiye'nin Geleceði, Çýkýþ Yolu, Tüsiad Raporlarý
ve Türkiye Ekonomisi ve bu yazýmýzda kýsaca tanýtmaya çalýþacaðýmýz son iki kitabý, Türkiye Ýþ Bankasý Kültür Yayýnlarý arasýnda
2001 yýlýnda çýkmýþ olan Japon Mucizesi ve Türkiye (ki, Türkiye Millî
Kültür Vakfý tarafýndan "Millî Kültür Þeref Armaðaný" ile ödüllendirilmiþtir) adlý kitabý ile Dün,Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si (Ýstanbul; Boðaziçi Yayýnlarý, 2005) adlý kitabý, Türkiye'nin
kalkýnma problemleri ile ilgili eserleridir. Siyasetten Portreler,
Siyasetten Sahneler (Türkiye Yazarlar Birliði tarafýndan 1991 yýlý
"Yýlýn Yazarý" ödülüne lâyýk görülmüþtür), Gap'ýn Sahipleri, Türkiye
Gerçeði ve BASK Modeli ile Döne Döne Düþünmek ve Doðu Raporu
adlý kitaplarý ise, yalanlarýn, politik hile ve tutarsýzlýklarýn dile getirildiði; Kýbrýs ve Kürt Problemi, Avrupa Birliði ve benzeri konularda,
sonuçlarý düþünülmeden söylenmiþ ve basiretsizlik örneði olarak,
Atatürk'ün deyimiyle "Dalâlet, hattâ hýyanet" içersinde olmayý içerecek
kadar vahim olan politik kararlarýn ve dil sürçmelerinin gözler önüne
serilmesiyle ilgili kitaplardýr...
15
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 16
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut, bugün köþesine çekilmiþ olmakla birlikte,
büyük bir heyecanla ve inançla, kuvvetli millî duygularla, yine
ülkesinin ilerlemesi için faydalý olacaðýna inandýðý, genelde ve
sonuçta milliyetçi olan görüþlerini kaleme almaya devam etmektedir.
Kýsaca tanýtmaya çalýþacaðýmýz ve edindiði zengin tecrübelerini
aktardýðý son kitabý, ülkemizin satýþa çýktýðý bu dönemde, aklýmýzý
baþýmýza toplamamýz için önemli ip uçlarý vermekte; uyarýlarda
bulunmaktadýr.
Mehmet Turgut, "Batý'yý tanýmadan, Batý'nýn ve Batýlýlarýn bulunduklarý yere nasýl ve neden geldiðini araþtýrýp öðrenmeden ve kendi
deðerlerimizden þüphe ederek tatbikine giriþtiðimiz yanlýþ
Batýlýlaþma politikasýnýn" bizi getirmiþ olduðu noktayý, yayýmladýðý
son iki kitabý olan Japon Mucizesi ve Türkiye ile Dün, Bugün ve
Geleceðin Güçlü Türkiye'si adlý kitaplarýnda çok ayrýntýlý bir þekilde
ele alýp incelemektedir. Birinci kitabý, büyük boy 585 sahife, ikinci
kitabý ise, gene büyük boy XIX-1046 sahifedir. Birinci kitabýnda
Japonlarýn ne yolla ilerlediklerinin bir tahlilini yaparken, bizim
neden geri kaldýðýmýzýn bir sunuþunu da yapmakta; ikinci kitabýnda
ise, içinde bulunduðumuz gerilikten kurtulmanýn yollarýnýn neler
16
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 17
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
olabileceðini vermeyi amaçlamaktadýr. Bu teþhis ve tedavi yollarýnýn
geçerliliðini de, okuduðu toplam olarak 32 sahife tutan bir kaynakça
ile dört dönem milletvekilliði, üç defa bakanlýk yaparken gösterdiði
duyarlýlýk ve baþarý ile özel sektörde çalýþýrken ve yönetim kurulu
baþkanlýklarý yaparken edindiði geniþ tecrübeye dayandýrmaktadýr.
Japonlarýn benimsemediði bir davranýþ þekline iþaret ederek, bir
ülke , "Her þeyi Batý'dan alýp Batý hayranlýðý içersinde kendi kendisini kaybederse aþaðýlýk duygusundan kurtulabilir mi? Kendi kimliðinden þüphe eder duruma gelmez mi, kendisine olan güven duygusunu
kaybetmez mi?" diye sormakta; Atatürk'ün ölümünden hemen sonra
bu büyük liderin fikirlerinden uzaklaþtýkça kalkýnma yerine
Batýlýlaþma sloganýyla kiþiliksiz bir politika uyguladýðýmýza, hâlâ
uygulamaya çalýþtýðýmýza iþaret etmektedir. Ona göre, bu badireden
kurtulabilmek için atýlacak ilk adým, toplumun millî kültürünü meydana getiren temel unsurlarý tanýmak, sevmek, benimsemek ve bunlardan faydalanmayý prensip edinmek; ikinci adým, eðitim ve öðretim
sistemini millî kültür temeli üzerine oturtmak; üçüncü adým ise,
geleceðe giden yolda, ilmi rehber ve teknolojiyi metot olarak kabul
etmek olmalýdýr. Yani Mehmet Turgut'a göre yeni bir kalkýnma modeline ihtiyaç vardýr. Nitekim, Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü
Türkiye'si adlý kitabýnýn Önsöz'ünde, kitabýný yazma amacýnýn
"Geleceðin güçlü Türkiye'sinin millî ve çaðdaþ deðerler ýþýðýnda ele
alýnýp yaratýlabileceðine inanmak ve inandýrmak", olduðunu söylemektedir.
Mehmet Turgut, bu son eserinde, Türk kavramý ile ilgili tartýþmalara deðinirken, "Mozaik kültür uydurmasý ve Türkiyelilik veya
Türkiyeli olma saptýrmasý gibi kavram ve iddialara sahip olmak
nerede ise moda oldu… Telâffuzu bile güç olan þu Türkiyelilik
kavramýna bir bakalým. 'Ne mutlu Türküm diyene' sözü veya
kavramýyla Atatürk daha 20.yüzyýlýn baþýnda, kimlik bakýmýndan en
saðlam, en doðru ve en önemli kavram olan millî aidiyeti ferdî iradeye dayandýrmakla en akýlcý ve saðlam yolu bulmamýþ mý? Bu,
21.yüzyýlda ve daha sonraki yýllarda da yeri ve deðeri olacak ve kullanýlacak bir mânâ taþýmýyor mu? Bu toplayýcý kavramý bir yana atýp
birtakým daðýtýcý mantýk oyunlarýnýn üzerinde durup arkasýndan
nelerin çýkabileceðini neden düþünmüyoruz?" (s.955) diyen Mehmet
Turgut, "Ne mutlu Türküm diyene" sözünün, yanlýþ ve kasýtlý olarak
tefsir edilmekte olduðuna iþaret etmektedir. Ona göre, bu sözde
Türklerin dýþýndaki gruplarýn, özellikle Kürtlerin varlýðýný inkâr
deðil, memlekette baþka gruplarýn da var olduðunun kabulü vardýr.
17
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 18
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
"Atatürk , bu sözüyle 20.yüzyýlýn baþýnda, 20.yüzyýlýn üniter devletlerindeki vatandaþlýk kavramýný açýklamak istemiþtir ki, bu
doðrudur. Tatbikatta da öyle olmuþtur" (s.992), demektedir. Biz de,
Mehmet Turgut'un bu yerinde yorumlamasýný birkaç örnekle takviye
edecek olursak, diyebiliriz ki, Fransýz kendisine Fransalý; Ýspanyol,
Ýspanyalý; Ýtalyan, Ýtalyalý; Alman, Almanyalý; ve Japon, Japonyalý
demeye kalkmýyor. Japonya'nýn dýþýndaki ülkelerin hepsi Avrupa
Birliði ülkeleridir ve içlerinde pek çok etnik grup barýndýrmalarýna
raðmen, hiç kimse onlarýn bu millî kimliklerine dil uzatmaya kalkmamaktadýr.
Bu yazýmýzda, Mehmet Turgut'un söz konusu ettiðimiz iki
kitabýnýn içindekileri, bölüm bölüm tanýtma cihetine gitmeyeceðiz.
Toplam olarak 1650 sahife tutan bu kapsamlý kitaplarý söz konusu
tarzda bir tanýtmaya tâbi tutmak, yoðun ve hacimli bir yazý yazmayý
gerektirecektir. Bu kitaplarýn her bölümü tarihî, sosyolojik, ekonomik
ve çeþitli ilmî bulgulara dayanýlarak alýnmýþ politik kararlarla
zenginleþtirilmiþtir. Ýstanbul Teknik Üniversitesi'nden bir makine
yüksek mühendisi olarak, yani bir teknik adam olarak mezun olmasýna raðmen kendisini geliþtirmiþ ve yenilemiþ olan Mehmet Turgut,
kullandýðý kaynaklardan da anlaþýlacaðý üzere, tarih, sosyoloji ve
ekonomi ile ilgili kitaplarý, usta bir sosyal ilim adamý gibi deðerlendirmiþ ve düþünce sistemi içersinde belli yerlere oturtmayý baþarmýþtýr. Gerek Japon Mucizesi ve Türkiye adlý, gerekse Dün, bugün
ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si adlý kitabýnda, bugün Türkiye'nin
fikir hayatýnda sözü geçen þöhretlere karþý yönelttiði eleþtiriler ve
ortaya koyduðu bakýþ açýsý, onun teknik adamlýðý, politikacýlýðý
yanýnda sosyal ilimlere olan vukufunun da bir kanýtýdýr. Ýkinci
kitabýnýn Geleceðin Güçlü Türkiye'si adlý son bölümünü okumak,
yazarýmýzýn baþarý derecesini ölçme bakýmýndan bir karþýlaþtýrma
yapma imkâný verecektir.
Mehmet Turgut'a göre, Osmanlý Ýmparatorluðu'nun son dönemleri ve Türkiye için söz konusu olduðu üzere Batý, istismar eden veya
tahakküme kalkan bir güç olarak, toplumlarýn hayatlarýný, çalýþmalarýný, tarihlerini deðiþtirerek, geleceðini saptýrarak onlara kendi
isteði doðrultusunda bir yön vermiþ ve vermeye devam etmektedir.
Hâkim güçler tarafýndan unutturulan, deðiþtirilen, aþaðýlaþtýrýlan
tarih þuurunda doðrular ortadan kaldýrýlmýþ; deðiþikliklerin çoðu
uydurma temeller üzerine oturtulmuþ, bunun sonunda da bu
toplumlar kendilerine güven hissini yitirmiþ, aþaðýlýk kompleksi içersine sürüklenmiþlerdir. Kültürleri yozlaþmýþ; önce fertlerin, sonra da
18
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 19
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
toplumun kimliði hakkýnda þüpheler uyandýrýlmýþtýr. Geçen 250-300
yýllýk devrede, uyguladýklarý ve hak olarak saydýklarý yöntemlerle,
köle ticaretinin ustasý, korkunç ve tiksindirici sömürgeci zihniyetin
mucidi ve tatbikatçýsý olmuþlardýr. Siyahlarý köleleþtirmiþler;
Amerikan Yerlileri'nin neslini kurutmuþlar; Doðulu toplumlarý afyon
müptelasý hâline getirmiþler; soykýrým uygulamýþlar; insanlarý göçe
ve din deðiþtirmeye zorlamýþlardýr. Bugün de bu eski tutumlarýndan,
hem de insan haklarý kisvesi altýnda, vazgeçmiþ deðillerdir.
Mehmet Turgut'un kitaplarýnda, Batý'nýn geri kalmýþ ve
geliþmekte olan ülkelere uyguladýðý bu aþaðýlayýcý ve istismar edici
politikanýn çeþitli örneklerini bulmaktayýz. Bu bakýmdan, onun
Japon Mucizesi ve Türkiye adlý kitabýný dikkatle incelemekte,
Japonlarýn Japonluklarýný ve kendilerine olan saygýlarýný yitirmeden
nasýl küresel bir güç hâline geldiklerini ve diðer Uzak Doðu ülkelerine örneklik ettiklerini gözlemekte fayda vardýr. Ona göre Japonlar,
Batý'yý iyi okumuþlardýr; kendilerini Batýlýlarýn gözüyle deðil, kendi
gözleriyle görmeye çalýþmýþlardýr. Batý'nýn kalkýnýrken yaptýklarýný
öðrenmiþler, sonra da onlarý geçmeye çalýþmýþlardýr. Türkler olarak
bizler ise, imparatorluðumuzu kaybetmemize raðmen, geriye dönüp
bundan kendimize ders çýkarmayý becerememiþizdir. "Ne kendimizi,
ne de Batý'yý anlamada baþarýlý olamadýk. Kendimize yabancýlaþmadan Batý'dan neyi alýp deðiþtireceðimizi bilemedik", demektedir.
Yazarýmýz, Japon Mucizesi ve Türkiye adlý ödüllü kitabýnda, iki
ülkenin geliþme politikalarýnýn uygulanmaya baþladýðý hemen
hemen ayný dönemden bu yana, bizim neden yerimizde saydýðýmýzýn
acýklý öyküsünü çok ayrýntýlý bir þekilde gözlerimizin önüne sermektedir.
Mehmet Turgut, Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si
adlý kitabýnýn "Önsöz"ünde, kitaplarýnda yazdýklarý için, "Bunlarý
Batý'ya ve Batýlýlara düþman olalým ve Batý'ya arkamýzý dönelim diye
yazmýyorum", demektedir. Ona göre, kalkýnma yerine Batýlýlaþma
politikasý, bizi bugünkü çýkmazlarýn içine sürüklemiþtir. Batý'yý
doðru anlamanýn, meselâ, Avrupa Birliði'ne girmenin ne getirip ne
götüreceðini bilmenin gerekliliðine iþaret eden Mehmet Turgut,
eðitim ve öðretim sistemimizin yanlýþ temeller üzerine oturtulmuþ ve
hedefsiz olduðunu vurgulamakta ve dýþ güçlerin yönlendirmesiyle
bu tutumun bizi parçalanmaya götüreceðinden endiþe etmektedir.
Nitekim, kendilerine "Ýnternational" demelerine raðmen, bir zamanlarýn kültür otarþisi uygulayan komünist ülkeler bile, bütünlüklerini
koruyabilmek için "milliyetçi" olmuþlardýr; bu fikirden bir nebze uza19
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 20
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
klaþmak bile, onlarýn parçalanmalarý için yeterli olmuþtur. Bugün de,
istisnasýz her ülke, açýkça söylememekle birlikte milliyetçidir; kendi
ülkesinin bütünlüðünü ve menfaatlerini koruma peþindedir. Öyle ki,
bu fikre sahip olarak yaþamak, o ülkelerin âdetâ varlýk sebebini oluþturmaktadýr. Bu baðlamda Mehmet Turgut da, ülkesinin bütünlüðü
ve refahý için çalýþmakta olan bir insandýr ve yazdýklarýna bu açýdan
bakmak gerekir.
Mehmet Turgut'un kitaplarýný anlamaya yardýmcý olacak kiþilik
oluþmasýna kýsaca iþaret ederek, genel havasýný vermeye çalýþtýðýmýz
Japon Mucizesi ve Türkiye ve Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü
Türkiye'si adlý kitaplarý, hacimli ve yüklü kitaplar olmalarý sebebiyle
peþ peþe okunmasý güç kitaplardýr. Ancak, akýcý bir üslûpla yazýlmýþ
olan bu kitaplarý, düþündürücü ve dikkatle okunmaya deðer bulduðumuzu gönül rahatlýðý ile söyleyebiliriz. Mehmet Turgut, bu kitaplarýnda, icrâ mevkiinde edindiði, Türkiye'nin gerçekleri açýsýndan
kazandýðý zengin tecrübesini, kapsamlý bibliyografik bilgisiyle yoðurarak, üzerinde titizlikle durmamýz gereken birtakým çözüm yollarý
önermektedir. Belki, daha da önemli bir husus olarak, bu iki kitabýyla, aktif siyasetten çekilmiþ, teknoloji üretmekten, yatýrým yapmaktan
ve teknik bir adam olmaktan vazgeçmiþ olsa bile, bu kitaplarýyla eski
heyecanýný koruyan bir insan olarak, bu heyecanýný genç nesillere
geçirmek istemiþtir.
Mehmet Turgut'un söz konusu iki kitabýnda ileri sürdüðü çeþitli
görüþleri ifade etme tarzý hakkýnda bir fikir vermek amacýyla kitaplarýndan alacaðýmýz sýnýrlý sayýda metinle, özellikle, önem verdiði bir
konu olarak eðitim ve öðretim aðýrlýklý kýsa metinlerle tamamlamaya
çalýþalým.
"Japonya'da bu eski ve yeni çatýþmasýnda çok önemli bir tezat
görülmekte idi. Bu tezadýn üzerinde durmakta fayda görmekteyiz.
Çünkü ayný problemler ve ayný hâdiseler Türkiye'de de görülmüþtür.
Ve hâlâ bütün þiddeti ile devam etme temayülündedir; Japonya'daki
duruma göre, Amerikalýlara dost olan politik organlar, politik
makamlarý iþgal edenler ve idarenin eðitim otoriteleri, Amerikan
öncesi eðitime dönmek istedikleri için, gerici olarak vasýflandýrýlýyorlardý; Mac Arthur eðitim sisteminin devamýný isteyenler ise, içlerinde komünistler, isyancýlar, Ýmparator'u tahkir edenler ve eski öðretmenlere her türlü hakareti reva görenler olduðu hâlde, ilerici olarak
görülüyor ve öyle isimlendiriliyordu. Anarþinin, huzursuzluðun ve
karýþýklýðýn vasýtasý hâline gelen bu sonuncular, ilerici oluyor ve
eðitim reformunun Amerikalýlar tarafýndan yapýlmýþ olduðunu
20
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 21
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
unutarak bir taraftan bu reformu müdafaa ediyor, diðer taraftan da
sokaklarda, "Yankee go home" diye baðýrýyorlardý." (Japon Mucizesi
ve Türkiye, s.206).
"Muhafazakâr veya eski eðitim sistemine dönmek isteyenler,
yani milliyetçiler, sistemdeki bütün bozukluklarý, Amerikalýlarýn
eðitim ve öðretim sistemine getirdikleri ve Japon kültürüne yabancý
olan prensiplerde buluyorlardý. Bu prensipler, Japon kültürüne
yabancý olan prensipler, Japon kültürü ile olduðu kadar, bu kültürün
bir parçasý olan Japon örf ve âdetleri ile de çatýþma hâlinde idi.
Ýmparator'un küçümsenmesi, polis kuvvetlerine karþý saygýnýn azalmasý, eski vatanperverlik ve disiplin ruhunun azalmasý, bu çatýþmanýn sadece görüntüleri idi. Japonya'da istikrar çok önemli bir
hâdise idi. Japonlar tarihleri boyunca devlette istikrarý esas
almýþlardý. Ýmparator'un þahsýnda saygý gösterilmesi gereken otorite,
devlet idi. Bu bakýmdan, Ýmparator'un tahkir edilmesi basit hâdise
deðildi, çok önemli idi ve pek çok þeyi yýkmakta idi. Buna asla
müsamaha edilmemesi gerekirdi. Millî eðitim sisteminin buna meydan vermesi, gelecek için çok büyük kötülükler saklýyordu; anarþiye,
iç savaþa ve devleti yýkmaya kadar gidebilecek kötülükler. Bütün
bunlar düþünülerek eðitim ve öðretimde savaþ öncesine dönüldü
veya reformun getirdiði ve sebep olduðu çatlaklar kapatýlarak,
yaralarýn sarýlmasýna gidildi." (Japon Mucizesi ve Türkiye, s.207)
"Japon karakter ve þahsiyetinin özünü veya temelini Japonluk
ruhunun teþkil ettiðini birçok kere tekrar etmiþ bulunuyoruz.
Japonluk ruhu ise, Japon tarihini iyi bilmek ve ona saygý duymak,
Japon kültürünü iyi bilmek ve onu benimsemek, Japon dilini iyi
bilmek ve onu güzel konuþmak ve hem bunlara, hem de Japon
insanýna saygýlý olmaktýr. Japonlar daima geçmiþlerine bütünüyle
büyük deðer verirler, öyle ki, Japonya'da faziletli ve adil olabilme, bir
insanýn hem ecdadýný, hem de çaðdaþlarýný içine alan geniþ ve
karþýlýklý borçluluk münasebetlerinde kendi yerini idrak etme derecesine baðlýdýr. Bu anlayýþa göre, tarih olan her þey saygýya deðer
olarak kabul edilir. Tarihe saygý son derece önemli ve tarih þuuru son
derece yüksektir. Onlar için Meiji devri ne ise ve ne kadar tarih ise,
Tokugava devri de odur ve o kadar tarihtir ve her ikisine de saygý
duyulur. Adalarýn tarihini teþkil eden her devre önemlidir. Tokugava
ve Meiji dönemleri gibi, Tokugava'dan önceki devir ile Meiji'den sonraki devir arasýnda da bir fark kabul edilmez ve hepsine saygý duyulur. Japonlarýn tarih þuurunu çok iyi anlayan ve çok doðru olarak
tespit eden, meþhur Fransýz yazar ve devlet adamý André Malraux
21
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 22
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
þöyle demektedir:
'Japonlar çok doðru ve haklý olarak, tarihini unutan bir milletin
çökeceðine ve gururlarýný kaybeden toplumlarýn mutlaka yýkýlacaðýna inanýrlar' ". (Japon Mucizesi ve Türkiye, s.243.)
"Evet, geriye dönüp bütün geçmiþi yeni baþtan düþünüp bir vicdan muhasebesi yaparak, Meiji devri ve Ýkinci Dünya Savaþý sonrasý
Japonya'nýn yaptýklarýný da göz önüne alarak silkinip kendimize
gelme, millet ve devlet olarak ilelebed yaþama azmi ile dünyadaki
müstesna yerimizi en kýsa zamanda alma kararýný verme noktasýndayýz.
Millî ve manevî deðerlerimize, daha açýðý, millî kimliðimiz ve öz
karakterimize sarýlýp ayaða kalkmanýn ve millî gücümüzü bütün
ihtiþamý ile ortaya koymanýn zamanýdýr. Millî Mücadele'de ilk defa
saðlanmýþ olan millet-devlet birliði ve millet-ordu birleþmesi yeniden
ve en kýsa zamanda mutlaka saðlanmalýdýr. Bu birlik ve birleþme,
kaynaþýp bütünleþme hâline gelmeli ve daha da ileri götürülerek,
eðitim ve öðretimde, özellikle de terbiyede aile-okul-mabet ve kýþla
arasýndaki kopukluklar, her yönü ile giderilmeli ve bütün terbiye
müesseseleri arasýnda gerekli denge saðlanmalýdýr.
Bunlarýn hepsinin, geçmiþimiz, zamanýmýz ve geleceðimiz göz
önüne alýnarak, millî deðerlerimiz, millî ideallerimiz ve millî iddialarýmýz bir potada kaynatýlýp oluþturularak, yeni ve her þeyi ile millî
bir eðitim politikasý ve tatbikatý sayesinde yapýlabileceðine inanmaktayýz. Milletimizin düþünce, yaþayýþ ve çalýþma bakýmýndan, yepyeni
bir inanç, birlik duygusu, çalýþma azmi, heyecan ve gayretin içine
sokulmasýna, belli ve millî hedeflere yöneltilmesine ihtiyaç vardýr ve
bunun her an mümkün olduðuna da inanmaktayýz."(Japon Mucizesi
ve Türkiye, ss.577-578.)
"Eðitim ve öðretimin bu temel hedefe ulaþabilmesi için, gençlerimize, milletimizin, memleketimizin geçmiþi, bugünü ve geleceði
arasýnda köprü kurmak veya köprü olmak þuurunun kazandýrýlmasý
gerekir. Aksi takdirde hem fertlerin, hem toplumun kimliksiz, kiþiliksiz ve daðýnýk bir yýðýn hâline gelmesi önlenemez. Toplum, ortak
deðerlerden mahrum bir kuru kalabalýk olur, fert ise içgüdüleri ile
hareket eden þuursuz bir canlý…
Özellikle globalleþmeye ve devletlerarasý siyasî ve ekonomik birlik veya topluluklara karþý kültürüne sarýlýp sahip olmak ve
coðrafyasýný korumak bugünün devletlerinin temel prensipleri
hâline gelmiþtir. Çünkü, bir devletin, kültürüne sahip olup ona
dayanmadan geliþip güçlenmesi ve sýnýrlarýný kontrol altýnda tutup
22
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 23
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
coðrafyasýna hâkim olmadan var olmasý mümkün deðildir." (Dün,
Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si,s.928.)
"Bugün Türk toplumunda olmayan ve toplumun fertleri arasýnda çok az bulunan bir histir güven hissi. Biz yýllardan beri devletle
millet arasýnda, iktidarlarla millî kuruluþlar arasýnda, toplumun
deðiþik gruplarýyla ve fertlerinin birbiri arasýndaki güven hissini kaybettik. Kalkýnmamýzda, bunalýmlarýmýzda, huzursuzluðumuz ve iç
çatýþmalarýmýzda bunun rolü büyüktür, problemlerimizi çözecek
devlet adamlarýnýn yetiþmemesinde, yetiþenlerin politikada tutunamamasýnda bunun rolü önemlidir.
Demokratik sistemde sýk sýk görülen kesintiler, koalisyonlarýn
istikrarsýz siyasî ve ekonomik politikalarý, ekonomik krizler, hýzlý
enflasyon, çarpýk þehirleþme, ahlâkî ve kültürel þoklar ve toplumun
hemen bütün kademelerinde yaþanan bunalýmlar, bu hissin erimesini, bazý konularda ortadan kalkmasýný âdeta körüklemiþtir. Bugün
aileler, yakýn akrabalar ve uzun yýllarda kurulan dostluklar arasýnda
bile güven hissi büyük sarsýntý geçirmektedir. Ýnsanlarýn birbirine,
hattâ en yakýnlarýna karþý saygý, sevgi, itimat ve sadakat gibi hisleri
erozyona uðramýþ bulunuyor. Yani, herkes topluma, devlete, millî
23
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:53
Page 24
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
kuruluþlara ve birbirine karþý güvensizlik içinde. Bu durumda fertler
hemen hemen yalnýz kalmýþ, her þeyi tek baþýna düþünmeye, kendi
içinde müzakere etmeye, anlaþmaya ve dava etmeye itilmiþ veya
mahkûm edilmiþ durumda. Bu suretle de deðiþik kademelerdeki gruplar ve pek çok fert, bulanýk bir psikolojik þoka sürüklenmiþ bulunuyor." (Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si, s.942.)
"Bugün Türkiye'de düþünenler elbette yok deðil, ama düþünmesi
gerekenler, devlet adamlarý, aydýnlar, bürokratlar, üniversite ve
medya mensuplarý düþünmeme krizi içinde bulunmaktadýrlar. Bu
kriz ise ciddiyetsizlik, bilgisizlik ve neme lâzýmcýlýk zihniyetinin
oluþmasýný saðlamaktadýr. Unutmayalým, dünyada düþünebilme ve
her konuyu ciddî bir þekilde muhakeme edebilme sonucunda meydana gelen deðiþme, geliþme, globalleþme ve ekip çalýþmasý, etik
temel prensipler hâline gelmiþtir.
Bu, yeni de deðildir. Meselâ, yüzlerce yýl önce Martin Luther, bu
prensiplere sahip olan kimseleri, milletlerin zenginliði olarak görmüþ
ve þöyle demiþtir:
'Bir ülkenin zenginliði, ne gelirlerinin bolluðuna, ne savunma
araçlarýnýn gücüne, ne de umumî binalarýnýn güzelliðine baðlýdýr. Bir
ülkenin zenginliðini teþkil eden þey, okumuþ, yetiþmiþ, düþünen ve
karakter sahibi insanlarýnýn sayýsýdýr. Ülkenin gerçek yararý, baþlýca
gücü ve hakikî zenginliði bundadýr.' " (Dün, Bugün ve Geleceðin
Güçlü Türkiyesi, s.956.)
"Bize göre, bütün bunlar göstermektedir ki, her konuda olduðu
gibi kalkýnmamýzý da AB'ye göre deðerlendirmek ve AB'ye giriþimize
baðlamak son derece yanlýþtýr. AB'ye girsek de girmesek de
Türkiye'nin problemlerini Türk milleti ve Türk devlet adamlarý çözecektir. AB'nin bizi varlýða boðacaðý, herkesi zengin edeceði, herkesin
iþ bulup çoluk çocuðunun geleceðinin garantiye baðlanacaðý iddialarý yanlýþ, hattâ yalandýr. Bunlarý kabul etmek ve kalkýnmamýzý,
AB'ye girmeyecekmiþ gibi düþünmek mecburiyetindeyiz." (Dün,
Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiyesi, s.1022.)
24
06.09.2010
10:54
Page 25
Birlikte Yaþanan
Bir Hayattan Kesitler
KISIM I
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
26
Page 26
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 27
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut'u Kaybetmenin Acýsýyla
Türkân TURGUT
13.07.2009
Güç geldi bu ayrýlýk bana, hem de çok güç.
Demek kader denen þey buymuþ!
Hiç düþünmemiþtim sonbaharý, kýþý,
Hep böyle sürüp gidecek sanmýþtým baharý, yazý,
Gerçekler ise acý veriyor insana.
Hazin ama, posta kutusu bomboþ artýk.
Biliyorum, o açmaya yetiþemediðim
Telefonlar da giderek çalmaz olacak.
Kapý zili þaþýrýp kalacak suskunluðuna ve
Siyah deri koltuk boþ kaldýðýna yanacak,
Televizyon ise hüznünü yaþayacak
O eski coþkulu evimizin.
Seyrine doyamadýðýmýz orkide de
Döktü bütün çiçeklerini.
Yazýk ki çalýþma masasý sessiz ve
Ümitsiz bir bekleyiþte,
Kitaplar da mahzun duruyor yerlerinde.
Yarým kalmýþ yazýlar, çizilerek okunan kitaplar
Hüzün veriyor insana.
27
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 28
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Ve birlikte yürüdüðümüz yollarda
Ne neþ'e var, ne coþku, ne de sevinç;
Yokluðunun sesi duyuluyor etrafta.
Artýk geleceðe atýlan adýmlar suskun!
Sanki dünya durdu, ümitler bitti,
Mutluluk nerelere gitti?
Güvendi bize güç veren, ümit veren
Sevgiydi yolumuzu þenlendiren,
Ve saygý besliyordu birliðimizi.
Nasýl oldu da düzen bozuldu birden!
Üzgünüm, hüzünlüyüm.
Teselli nedir bilmiyor gönlüm
Ve mânâsýz geliyor günler, geceler,
Gözlerimden akan yaþlarýn dýþýnda.
28
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 29
Mehmet Turgut'un Köyünde Kýrk Gün
Türkân TURGUT
A
nlatacaklarým, tarihçi Faruk Sümer'in Oðuzlar (Türkmenler, 1992, ss.145-146) adlý kitabýnda bahsettiði Musabeyli
kazasýna yerleþtirilmiþ 500 çadýrlýk Türkmen boyundan bir grup
olarak, geniþ ailesiyle birlikte bölgeye yerleþmiþ bulunan gök (mavi)
gözlü, Musa adlý bir Türkmen'in, bir büyük büyük dedenin adýyla
anýlan Gökmusa köyü ile evliliðimizin ilk seyahati olarak bu köye
yaptýðým yolculuk ve köyünden hiç kopmamýþ olan Mehmet
Turgut'un burayla ilgili olarak anlattýðý, benim de bu köyde kýrk gün
boyunca yaþadýðým olaylarla ilgili olacaktýr.
Nasýl olmuþtu, nasýl karar vermiþtik hatýrlamýyorum ama, günün
birinde kendimi köye gitme hazýrlýðý içinde buluvermiþtim. Aslýnda
merak da etmiyor deðildim. Çünkü o köy Mehmet Turgut'u temelde
eðiten, yetiþtiren, karakterinin özünü belirleyen bir çevreydi,
dolayýsýyla önemliydi. Aza kanaati, tok gözlülüðü, fedakârlýðý, memleketi için canýný seve seve vermeðe hazýr olmayý orada öðrenmiþti,
aldýðý böyle bir ilk eðitim sonucu olarak da, ileriki yýllarda kafasý hep
köy problemleri ile hep memleket meseleleri ile meþgul olacak, hep
hal çareleri arayacaktý. Günü geldiðinde gücü yettiðinde bazen fabrika kurulmasýný saðlayacak, bazen köylere su getirilmesine, okul veya
yol yapýlmasýna önayak olacaktý. Kitaplarýnda da bu sevda dile getirilecek, hep "Türkiye'nin Geleceði" konu edilecek, hep "Çýkýþ Yolu"
aranacak ve daima "Geleceðin Güçlü Türkiye'si" hayal edilecekti.
Ayrýca memleket meseleleri üzerinde "Döne Döne Düþünmek" gerektiði vurgulanacak, "Dostluða Dair" düþünceler ele alýnacaktý.
Mehmet Turgut köyünden bahsederken yüzü aydýnlanýr, keyiflenir, konuþtukça konuþurdu; yaz tatillerinde köye gittiðini, bazen
orakla ekin biçtiðini, ekin demetlerini eþeðin sýrtýna yüklerken hayvanýn ona yaptýðý oyunu, ekin demetini üzerine tam yüklerken
kaçýverdiðini anlatýr, durumu görenlerin gülüþtüklerinden, ileri geri
konuþtuklarýndan da söz ederdi. Bu iþlerin dýþýnda harman
dövdüðünü, zaman zaman sýcaktan bunaldýðýný, hayvanlarý sürerken
arada sýrada bir baþka dövende - orada dövene cercer deniyor - har29
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 30
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
man döven, güzel gözlü çapkýn bakýþlý bir köylü kýzý ile bakýþtýklarýný, beni kýskandýrýrcasýna anlatýrdý. Yýllar geçmiþ olduðu hâlde
hâlâ o gözleri, o aný hatýrladýðýna göre çok etkilenmiþ olmalýydý ve
ben bu olayý hýnzýrlýk edercesine parmaðýma dolamýþtým; o masum
bakýþý, o etkileniþi nasýl olduysa aðzýndan kaçýrdýðýna onu yazýk ki
piþman etmiþtim.
Mehmet Turgut, bu gibi aðýr, zaman zaman da zevkli iþlerin yaný
sýra evlerinin altýndaki bir odada amca çocuklarýyla birlikte dokuma
tezgâhlarýnda kumaþ dokuduðundan da söz ederdi. Yaptýðý bu iþten
gurur duyar ve bana keyifle anlatmaya çalýþýrdý. Daha sonraki bir
dönemde, Sanayi Bakaný olarak eline imkân geçtiðinde, daha
doðrusu yaz tatillerinde yaþadýðý bu tecrübenin bir bakýma unutulmaz hatýralarýnýn ýþýðýnda, Osmanlý'dan kalan bir geleneðin devamý
olan, halý, ipek perdelik, döþemelik kumaþ dokuyan Hereke, Ýpek ve
Halý Fabrikasý'ný geliþtirmek üzere ele almýþ, böylece köyünde
yaþamýþ olduðu o tecrübe ve heyecan dolu günleri, bakanlýðý sýrasýnda hayata geçirmiþti.
Onun en büyük mutluluðu köyünden bahsetmekti. Her þeyi
unuturdu köyü söz konusu olunca. Zeytinlikleri, evlerde hazýrlanan,
tarlalarda ayran eþliðinde yenen, içi çökelekli veya cevizli üzümlü
sýkma adýndaki yiyecekleri anlatýrdý. Fýstýk aðaçlarýndan, onlarýn
bakýmýndan söz ederdi. Yarýya kadar topraða gömülen, býçaðý vurunca ikiye ayrýlýveren, son derece lezzetli karpuzlarýn kuzu gibi yattýðý
tarlalardan, lezzetli üzüm veren baðlardan, koca kazanlarda kaynatýlarak elde edilen pekmezden, cevizli sucuk, muska ve pestillerden söz ederdi. Zeytinyaðý çýkarýlan, iptidaî fabrikalar diyebileceðimiz "mahsere"leri gözlerimde canlandýrmaya çalýþýr, küfelerle,
çuvallarla taþýnan zeytinlerin buralarda sýkýlmak üzere sýra beklerken kýzýþtýðýný, küflendiðini, elde edilen yaðýn acýdýðýný üzülerek
anlatýr, sonraki günlerde ise köylünün daha modern imkânlarla
temiz, lezzetli zeytinyaðý elde edebildiðine, mallarýný daha iyi fiyatlarla satabildiðine þükreder ve sevinirdi. Halbuki bir zamanlar, ilk
veya ortaokul talebesiyken, büyük amcasýyla birlikte akþam hava
kararýnca yola çýkýp, sabah namazýnda ulaþabildikleri Antep Hali'ne
15-20 deve yükü kavun karpuz götürdüklerinde, satýlan kavun
karpuzun parasýyla ancak devecinin ve haldeki kabzýmalýn parasýný
ödeyebildiklerini, amcasýnýn üzgün ve mahzun, malý satan kabzýmala; "Hiç olmazsa, þu çocuða bir ekmek arasý helva yedireyim, 25
kuruþ da bana kalsýn" dediðini, köylünün malýnýn hiç para etmediðini, o zamanlar arkadaþlarýyla damdan aþaðýya, bayýra doðru kavun
30
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 31
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
karpuz atma yarýþý yaptýklarýný, bazen gülerek bazen hüzünlenerek
anlatýrdý. O artýk kavun karpuz atma yarýþý yapan, eþeðin sýrtýna bir
ekin demetini yüklemek gücünden mahrum olan, zayýf naif bir
ortaokul veya lise talebesi deðildi, tam tersine pek çok zorluðu geride
býrakmýþ, ideallerine kavuþmuþ ve yüksek makine mühendisi olmuþtu. Daha sonralarý da öðrenme, yenilenme ve geliþme arzularýný hep
canlý tutmuþ, biri yattýðý yastýðýn altýnda, diðeri masasýnda veya en
kolay ulaþabileceði bir yerde durmak üzere, haftada birkaç kitap
okuma alýþkanlýðýný edinmiþti. Çok hýzlý okuyan biriydi, okuduklarýný da, beni þaþýrtýrcasýna o güçlü hafýzasýna sanki nakþediyordu.
Yýllar geçse de, nerede ne okuduðunu hemen hatýrlar ve
kütüphanesinde elini attýðý anda aradýðý kitabý buluverirdi. Zamanýný
asla israf etmemiþ, hem kendisi hem de çevresi için verimli, faydalý
bir ömür sürmenin yaný sýra prensiplerinden, inandýklarýndan da
asla taviz vermemiþti. Köyünün okulunu ve ilerde anlatacaðým o
çamurlu, engebeli toprak yolunu, Afrin çayý üzerindeki köprüyle birlikte yaptýrabilecek güce, mevkie ulaþtýðýnda ise, bu iþleri büyük bir
heyecan içinde baþarmýþ, ayrýca kendi imkânlarýyla sevgili köyünü
camisiz býrakmamýþ, böylece iç dünyasý huzura kavuþmuþtu.
Köy onun gurur kaynaðýydý. Kimse köye köylüye lâf söyleyemezdi, aksi takdirde bir kartal oluverirdi. Kiminle tanýþýrsa tanýþsýn,
kiminle görüþürse görüþsün, Kilis'e baðlý Gökmusa köyü hemen
ortaya atýlýr, köy ve problemleri mutlaka söz konusu edilirdi. Köyünü
öyle anlatýrdý ki, yýllar önce Ýstanbul Teknik Üniversitesi'ne
kaydedilirken birbirlerini ilk defa gören, tanýþýp canciðer arkadaþ
olan ve ileriki yýllarda isim yapmýþ ve Mehmet Turgut için, "O,
Gökmusa köyünden Meclisin önüne gelmiþ bir ibret dersidir" diyen
önemli iþ adamlarýndan Sayýn Ýdris Yamantürk, esprili bir þekilde
bana hitaben, "Anlattýðý köy zannedersin ki Paris, Londra yengeciðim. Ne yani, bildiðimiz köylerden biri bu mübarek yer" diye,
dolaylý bir þekilde Mehmet Turgut'a takýlýrdý. Onun gözünde bütün
köyler, köylüler mübârekti. Onlarýn geçim derdi, yolu, suyu, okulu ve
saðlýk meseleleri hiç aklýndan çýkmadý; bu meseleler devamlý
kafasýný kurcaladý.
Evliliðimizden ancak üç dört sene sonra beni köyüne götürebilmiþ, köylüleriyle tanýþtýrabilmiþti. O sýralarda serbest hayata yeni
atýlmýþ ve çok çalýþýyordu; zaman onun için gerçekten kýymetliydi.
Ben de Ankara Atatürk Erkek Lisesi'nde Ýngilizce öðretmeni olarak
görev yapýyordum, yaz tatilinden istifade ederek bu yolculuðu
gerçekleþtirecektik.
31
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 32
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Evvelâ uçakla Elâzýð'a, çünkü orada iþi vardý, sonra da Antep'e
gitmiþtik. O, yoðun iþ sebebiyle köye gitmeden hemen geri dönecekti, ben Antep'te kayýnpederimin evinde misafir olarak kalacaktým ve
pek çok kimseyle tanýþmýþ olacaktým. Böylece ilk haftayý Antep'te,
ikinci haftayý ise köye gidip köylülerle geçirecek, insanlarý tanýyacak
ve köy hayatýný yaþamýþ olacaktým. Bu durum tabiî olarak bende
merak uyandýrýyor ve heyecanýmý kamçýlýyordu.
Mehmet Turgut'un beni Antep'te býrakýp geri döndüðü günün
gecesi gençler saz çalarak bana güzel bir müzik ziyafeti çekmiþlerdi;
hem çalýyor hem söylüyorlardý. Ýçlerindeki on-on bir yaþlarýnda olan
bir çocuk ise o kadar içten ve coþkulu çalýp söylüyordu ki, gözlerim
yaþarmýþtý. Onlar benim yalnýzlýk duygusuna kapýlmamam, garipsememem için ellerinden geleni yapýyordu. Beni ise hislendiren
onlarýn sarf ettikleri bu içten gelen gayretti. Birkaç kiþi hariç, hemen
hemen herkesi ilk defa görüyor ve aramýzda bir sýcaklýðýn oluþmasý
için gayret gösteriyordum. Zannederim onlar da benden memnun
kalmýþtý. Boþ zamanlarýmda, hediye olarak götürdüðüm kumaþlardan
onlara elbiseler de dikiyordum.
Artýk köye gitme zamaný gelmiþti. Geri kalan bir haftayý da
Mehmet'in dilinden düþürmediði Gökmusa Köyünde geçirecektim,
sonra da o gelecek ve köy hatýralarýyla dolu olarak Ankara'ya
dönecektik.
Kapýya bir otomobil geldi, köye gidecek olanlar, baþta ben,
kayýnpederim, eþi ve bir amca çocuðu, içine doluþtuk ve yola koyulduk. Memnun mesut köy yoluna geldiðimizde büyük bir þaþkýnlýk
yaþadým, çünkü o yolda arabanýn gitmesine imkân yoktu; eðri büðrü,
engebeli, ancak yayalarýn gidebileceði cinsten bir yoldu bu köy yolu.
Araba yola devam etmeye çalýþýyordu. Ama, bir saða bir sola yatýyor
ve devrileceðinden korkuyordum. "Ýnelim, yürüyelim" dedim; köye
gelinini bir özel araba içinde götürmeyi plânlayan kayýnpederim bu
fikre pek sýcak bakmadý. Sonunda, büyük zorluk ve tehlikeler
atlatarak, içi irili ufaklý taþlarla dolu, suyu azalmýþ, geniþçe bir dere
kenarýna geldik. Acemi olduðu kesin olan þoför, hiç düþünmeden
arabayý dereye sürdü. Birkaç metre gidebilmiþtik ki, arabanýn
arkasýndan "küt" diye bir ses geldi; benzin deposu delinmiþ ve akan
benzin dere sularýna karýþmýþ, arabamýz da ancak derenin karþý
kýyýsýna geçebilmiþti. Çaresizlik içinde kalmýþtýk. Arabaya,
sürücüsüne acýmýþtým ama, ne yalan söyleyeyim, saðýmýzýn solumuzun kýrýlýp yaralanma tehlikesini atlatmýþ olmaktan dolayý sevinmiþtim. Þimdi köye kadar yürüyecektik, yolumuz ise oldukça uzun32
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 33
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
du. Kayýnpederim bu iþe çok üzüldü. Ama, ben mutlu idim ve uçarcasýna köye doðru yürüyordum.
Köy engebeli bir arazi üzerine kurulmuþ, tipik bir Anadolu
köyüydü. Yollar, avlular yer yer sanki kaldýrým taþlarýyla döþenmiþ
gibiydi. Pek çok Anadolu köyünde görüldüðü þekilde, irili ufaklý
evler birbirine yakýn olarak inþa edilmiþti. Köy içinde göze hitap
eden, çarpýcý cinsten aðaç, çiçek v.s. pek yoktu ama, çevre, zeytinlikler ve baðlarla çevriliydi; ceviz ve incir aðaçlarý da göze çarpýyordu.
Kýþýn suyu bol, coþkuyla akan ve baharda çevresini yeþile boyayan, yazýn ise azalan suyunu köylülerin tarlalarýna çektiði ve
Mehmet'in bir zamanlar arkadaþlarýyla birlikte içine girip çamurlu
sularýnda yüzmeye çalýþtýðý, iki köyün sýnýrlarýný belirleyen Afrin
çayý, ayrýca kekliklerin uçuþtuðu, susuzluðunu giderdiði, gençlerin
ise keklik avlama fýrsatýný yakaladýklarý Keklik Pýnarý o bölgeye renk
ve canlýlýk katýyordu.
Köyü tanýdýkça Mehmet'in zaman zaman bana anlattýðý pek çok
þeye þahit oluyordum. Kýþýn normal olarak yavaþ seyreden, koþuþturmadan uzak olan köydeki hayat, yazýn fazlasýyla hýzlý akýyordu ve
pek çok iþin yaný sýra baðlardan toplanan üzümler kurutuluyor,
pekmez yapýlýyor veya Mehmet'in severek yediði, bölgenin meþhur
sucuðuna, muskasýna, pestiline dönüyordu; bazen de Kilis Þarap
Fabrikasýna gönderiliyordu.
Sonbahar ise genelde köylerde düðünlerin yapýldýðý, halaylarýn
çekildiði mevsimdir. Ve ben bu köyde, þans eseri olarak, gözüne
sürmesini çekmiþ, altýnýný, gümüþünü takmýþ, göz kamaþtýran
bindallýsýný sýrtýna geçirmiþ olan, keyifli, neþeli köy kadýnlarýnýn da
iþtirâk ettiði, davullu zurnalý ve halaylý bir köy düðününe de þahit
olacaktým; bu vesileyle Mehmet'in köy havalarýný duyduðu, özellikle
davul zurna eþliðinde çekilen halaylarý gördüðü zaman ki, heyecanýný hatýrlayacak ve ona hâk verecektim.
Misafir kalacaðým ev, üç amcadan ortanca olanýn eviydi. Alt
katta büyük bir oda vardý, burada devamlý yanan ocakta yemek piþiyor, ekmek piþiriliyordu; çoðu zaman yemek de burada yeniyor ve
sohbete dalýnýyordu. Üst katta büyük bir sofa ve oda vardý. Esas sohbet köþesi orasýydý. Yatacaðým yatak da hazýrdý ve çarþaflar ilk defa
benim için kullanýlacaktý.
Ýnsanlar beni oturtacak yer bulamýyordu. Sevgi ve saygý seli
içinde kendimden geçmiþ olduðum bir sýrada, sohbet ettiðimiz
33
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 34
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
sofaya, saçý baþý ak pak olmuþ, yaþlý bir adam giriverdi. Saðdan soldan konuþulduktan sonra, karýsýndan söz açýlýnca, "Ölecek, bekliyorum, akþama sabaha göçer" dedi. Bu sözler karþýsýnda hem korkmuþ,
hem de çok þaþýrmýþtým. Ne diyordu bu adam? Kendi kendime
karýsýnýn hastalýðýnýn ne olduðunu düþünürken, ev sahibem, evin
mutlak hâkimi, çekip çevireni Yeter Yenge, bana hitaben, "Gelin! Hep
beraber hastayý bir görüp gelelim" deyiverdi. Nutkum tutulmuþtu. Ya
sâri bir hastalýksa diye düþündüm. Anneciðimin sözleri aklýma geldi
ve onun yanýma koyduðu soðuk algýnlýðýna iyi gelen sülfamitlere,
sýtma tedavisinde kullanýlan kinine güvenerek ve de Allah'a sýðýnarak, ölmek üzere olan hastayý ziyarete gittim. Hastayý bir odada
ararken, merdivenle çýktýðýmýz bir damda, göðsü baðrý rüzgâra karþý
açýk olarak, yatakta yatarken buldum. Þaþkýnlýktan ne yapacaðýmý
þaþýrmýþtým. Elimi alnýna koyduðum zaman ateþten yandýðýný fark
ettim. Hemen damdan inmesini, içerde yatmasýný söyleyerek eve geri
döndüm ve annemin yanýma koyduðu sülfamitlerden ve kininlerden
bir miktar alarak, hastanýn yanýna koþtum. Bu ilâçlarýn ona iyi geleceðini düþünüyordum; çünkü hasta birkaç gün önce, pek çok köy
hanýmýnýn yaptýðý gibi, yýkanacak çamaþýrlarý, kabýný kacaðýný bir
hayvana yükleyerek, oldukça uzakta bulunan, üstü açýk, etrafý duvarlarla çevrili "Don Ocaðý" denilen yere, su baþýna gitmiþ, orada hem
çamaþýr yýkamýþ, hem yýkanmýþ, kaplarýný da su ile doldurarak her
þeyi hayvana yükleyip, yürüyerek evine dönmüþtü. Bu hikâyeyi
duyar duymaz hastalýðýnýn soðuk algýnlýðý olduðu kararýna varmýþtým; sonralarý, baþta Mehmet'in devamlý hasretini çektiði, 23
yaþýnda, gencecik, tüberkülozdan ölen sevgili annesi olmak üzere,
birçok kadýnýn ayný þekilde, o üstü açýk Don Ocaðý'ndan dönerken
üþütüp zatürree, sonra da Tüberkülozdan öldüðünü öðrenecektim.
Soðuk algýnlýðýndan ateþlendiði þeklindeki kanaatim kuvvetlendikten
sonra, evvelâ annemin yaptýðý gibi, yedi sekiz kinini (alkol yoktu)
ispirtoda ezip erittim ve hastanýn bütün vücuduna, özellikle eklem
yerlerine sürdüm, sonra da sülfamiti içirdim, "Dört saat sonra yine
geleceðim ve ikinci ilâcý içireceðim" dedim. Ýçmeme ihtimâli çok
kuvvetli olduðu için de ilâcý hastaya teslim etmiyordum. Dört saat
sonra Yeter Yenge ile hastanýn evine tekrar gittik. Evde karýsýnýn
ölümünü bekleyen yaþlý koca oturuyordu; ortalýkta dolaþan bir de
genç haným vardý. Hasta hâlâ ateþliydi ve devamlý inliyordu. Kocasý
ise, "Ah bu inleme yok mu, beni öldürüyor" diye þikâyet ediyor, hasta
ise umursamazcasýna, hiç kaidesini bozmuyordu; iniltiler muntazam
aralýklarla düþen su damlalarý gibi kocasýnýn beyninde yankýlanýyordu.
34
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 35
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Etrafta dolaþan, kýzlarý olduðunu düþündüðüm genç hanýmýn en
dikkat çeken yaný saçlarýydý. Gümüþ simlerle örülmüþ, mavi boncuklarla birbirine baðlanmýþ, belki on beþ, belki yirmi ince örgülü saç,
beline kadar uzanýyordu. Hýzlý hýzlý hareket ederken saçlarý beline
vuruyor ve onu cazibeli hâle sokuyordu. Dört saat sonra mutlaka
içirmesi gereken ilâcý ona uzatýrken, gözüm, ortasýnda kalýn bir direk
bulunan, çadýr tipli, tek göz odadan ibaret olan evin diðer köþesindeki yataða takýldý. Hastaya veda ederken ve ilâcýný mutlaka içmesi
gerektiðini söylerken, o fasýlasýz inliyordu. Dýþarý çýktýðýmýzda kýzlarý
olduðunu sandýðým genç kadýnýn hastanýn kumasý olduðunu
öðrenecek ve þaþkýnlýktan dilim tutulacaktý. Zavallý hastanýn
muntazam aralýklarla inleyiþi kulaklarýmda çýnlýyor, iki metre ilerdeki yatakta yatacak olan genç kadýnla yaþlý kocasýný huzursuz eden
inleyiþlerini içimden alkýþlýyordum.
O gece hastanýn içinde bulunduðu þartlarý gözlerimin önünde
canlandýrýrken, ayrýca faydalý olabildim mi diye düþünürken uyuyup
kalmýþým. Sabah erkenden ilâç saatini geçirmeden kalktým ve yine
Yeter Yenge ile yola koyulduk. Gittiðimde hastanýn ateþi biraz
düþmüþtü ama, kendisi hem ayný tempoyla inliyor, hem de çok hasta
olduðunu söylüyordu. Üzülmüþtüm. Ýlâcýný içirdikten sonra kocasýna, "Bu ilâçlarla biraz olsun iyileþmesi gerekirdi. Ýyileþmediðine göre
hemen bir hastaneye götürün" dedim.
Biz Yeter Yenge ile birlikte, üzgün eve döndük. Benim yapabileceðim baþka bir þey yoktu. Oturmuþ pencereden yola bakýyordum;
hastaya faydalý olamadým diye biraz caným sýkýlmýþtý. Birden gözlerime inanamadým, aradan henüz iki üç saat bile geçmemiþti ki,
kaldýðým eve doðru gelen bir yolcu vardý yolda ve o benim iyileþtirmeye çalýþtýðým hastaydý. Hastane lâfýný duyar duymaz canlanývermiþ
olmalýydý. Eve girdi, bana yaklaþtý, mütebessim, "Sað ol gelin, beni
iyileþtirdin" dedi ve teþekkür olarak da, beli baðlý, büzgülü
entarisinin göðüs kýsmýna doldurduðu sucuk, muska, pestil, nar,
ceviz, badem, kýsaca evde bulabildiði yenebilecek cinsten bir kýsým
yiyeceði, o terli göðsünden bir bir çýkarýp ortaya koydu. Daha ben,
"Buyurun" demeden, çocuklar hepsini kapýþýverdi. Ben de hatýr için
bir iki ceviz kýrýp yiyebilmiþtim.
Köyde yaþadýðým olaylarý anlatýrken Mehmet büyük bir zevkle
dinlerdi, hele kumalardan ve yaþlý kocalardan kýzgýnlýkla
bahsederken, ileri geri konuþurken, çok nadir duyduðum kahkahalarýndan birini atýverir ve ýþýldayan gözlerle "Yaz bunlarý yaz"
derdi. Bilmem ki onu etkileyen, keyiflendiren bu olaylar baþkalarýný
35
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 36
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
nasýl etkiler, ne ifâde eder. Ama ben þimdi onun sözlerini bir vasiyetmiþ gibi kabul ediyor ve hatýrladýðým kadarýyla köyde yaþadýðým ve
unutamadýðým bazý olaylarý kýsa da olsa yazmaya çalýþýyorum.
Nedense köyde bana yürümek yasaktý. Adým Ýstanbullu Gelin'di
ve bir yerden bir baþka yere giderken mutlaka ata binmem gerekiyordu. Ben ise o güne kadar hiç ata binmemiþtim, düþüp bir yerimi kýrmaktan korkuyordum. Herkes sabah erkenden tarlalara, özellikle
zeytin toplamaya gidiyordu, ben ise evde Yeter Yenge ile kalýyor,
ekmek yapýp piþirirken, yemek yaparken onu seyrediyordum. Bir de
okuma yazma bilmeyen birkaç gence okuma yazma öðretmiþtim ki,
beni gördükleri zaman hâlâ teþekkür etmektedirler; yazýk ki kýzlardan bu konuda hiç talep gelmemiþti.
Bir gün kayýnpederime, "Baba beni yediriyor, içiriyorsun, sonra
da yürümeme müsaade etmiyorsun, kilo alýyorum, oðlunuz beni
beðenmeyecek" dedim. Ýri yarý, alýmlý bir hanýmý olan kayýnpederim;
"Get!" dedi. "O ne anlar kadýn kýsmýndan". Bu söz beni olduðu kadar,
anlattýðým zaman Mehmet'i de çok güldürmüþtü.
Günler geçiyordu... 15 gün, 20 gün, 25 gün geçti, ne gelen vardý,
ne de bir haber; Mehmet Turgut ortalýkta yoktu. Merak ediyordum,
ailemin de beni merak ettiðini düþünüyordum. Zaman zaman kafam
kýzýyor, onu beklemeden çekip gideyim diyordum, fakat beni oturtacak yer bulamayan, rahat etmem, memnun olmam için ellerinden
geleni yapan o güzel insanlara kýyamýyordum. Mehmet'i köylüler
bekliyordu, ben bekliyordum, o gelince kuzular kesilecek, þenlik
yapýlacaktý. Öyle bir an geldi ki, ben artýk onu, geliþini, gidiþini
düþünmez olmuþ, köye, köylülere iyice alýþmýþtým ve yolunu
gözlemiyordum; kayýnpederimin de hoþgörüsüne sýðýnarak, onlarla
beraber tarlalara gidiyor, dostlar alýþveriþte görsün kabilinden zeytin
topluyordum. Fakat kýrk gün sonra, Mehmet'in beni alýp götürmek
üzere Antep'e geri geldiði ilk gün, yemeyip içmeyip hemen, "Baban
Ýstanbullu Gelin'e zeytin toplatmýþ" diye dedikodu yapanlar olacaktý.
Meðer kayýnpederim baþýna geleceði biliyormuþ da beni ondan evde
tutuyor, yürütmüyor, iþ yaptýrmýyormuþ.
Zeytin toplamak için yaptýðýmýz bu gidiþ geliþlerde orta yaþlý bir
hanýmýn devamlý beni gözlediðini, yaklaþmak istediðini, daha
doðrusu bana bir þeyler söylemeye çalýþtýðýný fark ettim. Hemen yanýna gittim ve derdini anlamaya çalýþtým. Evli kýzýnýn yüzünü leke basmýþ, bir ilâç bilip bilmediðimi öðrenmek istiyordu. Kýzýný getirmesini, onu görmek istediðimi söyledim. Çok zayýftý, sararýp solmuþ bir
36
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 37
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
çehreyle ve kucaðýndaki çelimsiz bir oðlan çocuðuyla çýktý geldi
zavallý kýzcaðýz. Ona iyi beslenmesini, özellikle köyde çok bol olan
pekmez yemesini tavsiye ettim. Aklýmca kilo alýrsa cildi daha parlak
ve þeffaf olacaktý; "Yumurtayý sütü de unutma" dedim. Ayrýca o
zaman adýný bildiðim tek leke ilâcý, Çil Fazýl Ýlâcý idi. Antep'e giden
bir þahsa rica ettim, ondan bir kutu aldýrdým; ilâcý vermek için Yeter
Yenge ile birlikte evlerine gittiðim zaman ise gözlerime inanamadým.
O evde de bir baþka genç kadýn etrafta koþuþturup duruyordu. Esmer,
al yanaklý, taþý sýksa suyunu çýkaracak cinsten bir genç kadýndý
gördüðüm haným. Benim o gördüðüm, sararýp solmuþ genç kadýnýn
kocasý, karþý köylerin birinden kaçýrmýþtý onu ve kuma olarak getirmiþti bu eve; dolayýsýyla dünyasý kararmýþ, kendisinden geçmiþ, bir
deri bir kemik hâle gelmiþti zavallý kýzcaðýz.
Bu ve benzeri olaylarýn dýþýnda beni çok üzen bir baþka olay da,
bir kadýnýn dünyaya getirdiði beþ çocuðun da, daha bebekken ishal
olup ölmesiydi. Þimdi elindeki altý aylýk olan altýncý çocuk da ishal
olmuþtu, ne yapacaðýný bilmiyordu. Ben ise, yazýk ki annemden, saðdan soldan duyduklarýmla ancak ona yardýmcý olmaya çalýþýyordum.
Pirinci piþirip hafif tuzlu ve þekerli olarak suyunu içirmesini, özellikle de çocuðu susuz býrakmamasýný, içeceði suyu kaynatmasýný
tavsiye ettim. O tam tersini yapýyormuþ o güne kadar; sonra o
çocuðun ölmediðini öðrenecek ve çok sevinecektim.
Köylerimizin, köylülerimizin, özellikle köy kadýnlarýnýn kaderi
bu mu, böyle mi olacaktý diye düþünüp hüzünlenecektim. Benden,
büyüklerinden gördüðü, saðdan soldan duyduðu kadarýyla faydalý
olmaya çalýþan, biraz aklýný kullanabilen benden medet umuyordu
insancýklar. Simsiyah Kazan Karasý (kazanýn dýþýnda biriken is)
sürülmüþ olan, yara bere içindeki oðlan çocuðunun acýyla bakan gözlerini ise hâlâ unutamadým. Onun için iþe yarar ümidiyle yaralarý
yýkamak üzere Oksijenli Su, sonra da yaraya sürülecek olan
Dermojen adýndaki bir merhemi aldýrmýþtým ama, çocuðun iyileþip
iyileþmediðini bilmiyorum. Bütün bu anlattýðým insanlar kadersiz
kimselerdi. Ýleriki günlerde kâh hüzünlenir, kâh gülerdik Mehmet'le
konuþurken bu konularý.
Köyde günler gelip geçiyor ve Mehmet'ten hâlâ ne bir ses, ne bir
nefes geliyordu. Artýk köyleri gezmeye karar vermiþtim. Ýlk gideceðim köy, büyük görümcemin köyüydü; uzak olduðunu ve ata binmek zorunda olduðumu söylüyorlardý. Biraz bozulmuþtum ama,
onlara boyun eðdim. Ýyi huylu bir at getirdiler, bir de þalvar geçirdim
ayaðýma; binek taþýna basarak ata bindim. Görümcem ve eþi (Allah
37
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 38
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
rahmet eylesin) muhafýz olarak iki yanýmda gidiyorlardý, düþecek
olursam beni, mümkün olursa tabiî, tutacaklardý. Adý Karataþ olan,
uçsuz bucaksýz, kayalýk bir arazinin ortasýndan gidiyorduk. Sanki
gökten kafa büyüklüðünde taþ yaðmýþtý etrafa; düþtüðüm takdirde ne
kafam kalýrdý, ne kolum ne de bacaðým. Bir müddet muhafýzlarla yola
devam ettim. En çok þaþýrdýðým, nasýl oluyordu da hayvan bu kayalýk
arazide basacak bir yer bulabiliyordu; hiç zorluk çekmiyor, týkýr týkýr
yürüyebiliyordu. Yolun yarýsýna gelince, daha rahat edebileceðimi
söyleyerek dizginleri elime verdiler ve ben ilk defa, kendi kendime o
kayalýk arazide, dizginler elimde ama, göstermemeye çalýþtýðým
korkular içinde ata binmiþ oldum. Bu köyde de çok güzel geçti günler; adetâ bir düðün havasý esiyordu etrafta. Ýnsanlar pek bakýmlý,
keyifli ve yakýþýklýydý. Yalnýz kümesten her gün birer birer, baðýra
çaðýra yakalanarak tencereye giren tavuklar intizar etmiþ olmalýlar ki,
uzun zaman bir daha o köye gidemedim.
Yaz bitiminde korkular içinde gelip geçtiðim o uçsuz bucaksýz
taþlýk arazinin bahar mevsimindeki hikâyesini duyduðum zaman ise,
þaþkýnlýðýmý gizleyememiþtim; çünkü o taþlýk arazi, köylünün "Daða
çýkmak" olarak deðerlendirdiði, hemen hemen her mevsim - kar
yaðdýðý zamanlar hariç - hayvanýný otlamaya çýkardýðý, özellikle
baharda, bol yaðmur yaðdýðý zamanlarda, diz boyu yoncayla
kaplanan, yer yer çiðdemlerle, zerrinlerle renklenen, kuzukulaðý,
pazý gibi ot çeþitleriyle insanlarýn mutfaðýna hizmet eden, bölge
halkýnýn ise zaman zaman ve yer yer taþýný temizleyip toprak elde
ettiði bir yayla olduðunu öðrenecektim. Tam kýrk gün geçmiþti ki,
Mehmet'in baba köyüne geldiði haberini bir amcaoðlu getirdi.
Evvelâ, "Gitmiyorum, benim rahatým iyi bu köyde" diyerek çalým
atmaya kalktým, sonra da kuzu kuzu ayný ata binip Gökmusa köyüne,
o taþlý yayladan geçerek gittim. Artýk rahatlýkla ata binebiliyordum.
Gittiðimde Mehmet, gözleri ýþýl ýþýl köylülerinin arasýnda oturuyordu. Herkes memnundu. Kendilerinden biri, ilk defa okumuþ ve yüksek makine mühendisi olarak köyüne gelmiþti ve kimse onun ileriki
yýllarda, kendileri de dâhil, sayýsýz insana iþ sahasý açabilecek bir
devlet adamý olabileceðini aklýndan bile geçiremiyordu. Hâlbuki o,
ileriki hayatýnda, köyde karþýlaþtýðý problemleri ülkesinin problemleri olarak görecek ve politik hayata atýldýðý zaman eline geçen fýrsatlarý hep bu problemleri çözmek için deðerlendirecek ve memleket
çapýnda yaþanan sýkýntýlarý gidermeye çalýþacaktý.
Köye döndüðümde, onun hemþehrileri arasýnda, gözleri ýþýl ýþýl,
memnun mesut oturduðunu görünce, ilk olarak içimden sitem etmek
38
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 39
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
geldi ama, kýyamadým; o kadar mutluydu ki. Onun için kuzular
kesilmiþ, yemekler yapýlmýþtý; bir düðün havasý esiyordu etrafta.
Bana, "Attan niye indin gelin! Kayýnpederinden bir þey isteyecektin"
dediler. Böyle bir âdetin olduðunu daha önce söylemedikleri için bir
hayli sitem ettim. Daha sonra da baðýþlanan bir dut aðacýný bir þey
sanýp attan iniveren bir gelinin hikâyesini gülerek dinleyecektim.
Saatler ilerlerken yeni bir köy yolculuðunun hazýrlýðý yapýlýyordu; Mehmet'in ninesini ziyarete gidecektik. Artýk ata binmekten ürkmüyordum. Bir ara Mehmet beni bir kenara çekti ve þunlarý söyledi;
"Dikkat et! Ata binerken düþersen milât olur; 'Çocuk gelinin düþtüðü
gün doðdu' veya 'Gelin düþmeden önce doðdu' gibi." Bu sözden sonra
ya düþersem diye içimi daha büyük bir korku kapladý. Düþüp saðýmýn
solumun kýrýlmasýný düþünmüyordum da milât olmaktan çekiniyordum. Yine ayný at, o sakin hayvancýk beni Mehmet'in ninesinin
köyüne kazasýz belâsýz ulaþtýrdý, oradan da arabalara binebileceðimiz
bir baþka köye taþýdý. Ankara'ya döndüðümüzde sitemlerle karþýlandýysak da, yakýnlarýmýz gördüklerimizle, yaþadýklarýmýzla keyiflenmekte gecikmediler.
Ýþinin çokluðu ve haberleþme vasýtalarýnýn kýsýtlý olmasý yaný
sýra Mehmet'in beni 40 gün aramama sebeplerinden biri de, "Karýsýný
arýyor" dedirtmemek içinmiþ. Bunu duyduðum zaman þaþkýnlýktan
ne yapacaðýmý, ne söyleyeceðimi bilemedim ve sonra, askere gidip de
köye yolladýðý mektupta, ahýrdaki sarý ineðe kadar herkesin hatýrýný
sorup soruþturan, karýsýna bir selâm dahi yollayamayan askerciðin
çaresizliði geldi aklýma. Mehmet de o köyün insanýydý, onlarýn
arasýndan çýkmýþtý, elbette ayný düþünce kalýbý içinde olacaktý. Ne
köyünü, ne köylülüðünü, ne de akrabalarýný unuttu. Aklý hep onlarla meþguldü, elinden geldiði kadar hemen hemen hepsine yardýmcý
oldu, birlik ve beraberlik içinde yaþamalarýný saðlamaya çalýþtý.
Çocuklarýný okutabilecekleri imkânlarý hazýrladý onlara ve genç nesil
þimdi mühendis, doktor, avukat, bankacý, sigortacý, öðretmen, polis
v.s. olarak memlekete hizmet etmektedir. Cennetin en güzel köþesinden, yaptýklarýný, yetiþtirdiklerini, bizleri seyrettiðine inanmak istiyorum.
Nur içinde yatsýn.
39
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 40
Mehmet Turgut'un Yaptýðý
Dýþ Seyahatler
Türkân TURGUT
B
u yazý serisinde ikinci olarak ele alacaðým konu, Mehmet
Turgut'un yaptýðý dýþ seyahatlerdir. O, bu seyahatlerde bazen
çok duygulanýr,
bu duygu ve heyecan içinde, memlekete
döndüðünde gecikmeden kâðýda kaleme sarýlýr, durmadan, dinlenmeden duygularýný, düþüncelerini, edindiði intibalarý yazardý. Bu tip
seyahatlerinden biri de, Baþbakan Süleyman Demirel baþkanlýðýnda,
heyet hâlinde yapýlmýþ olan Rusya gezisi, özellikle Çarlýk Rusya'sýnýn
yýllar boyunca soyduðu, Sovyetler Birliði'nin de geri kalanlarý
sömürdüðü Taþkent'e yapýlan ziyaretti. Genel olarak, yaptýðý seyahatlerde gördüklerini, yaþadýklarýný memleketimiz þartlarýyla
karþýlaþtýrýr, kimi zaman keyiflenir, kimi zaman da üzüntüye
kapýlýrdý.
Sanayi Bakaný olarak iþtirak ettiði bu seyahatte Moskova,
Leningrad, Kiev, Taþkent, Semerkant ve Bakü gibi büyük þehirleri
gezmiþler, çeþitli intibalarla memlekete dönmüþlerdi. Fakat Mehmet
Turgut'un en çok etkilenmiþ olduðu þehir Taþkent olmalýydý ki,
döndüðünde hiç vakit kaybetmeden, seyahati boyunca küçük bir
deftere yazmýþ olduðu notlardan da istifade ederek, Taþkent'e Doðru
adlý kitabýný, bir hafta gibi kýsa bir zaman içinde yazývermiþti.
Mehmet Turgut seyahatten döndüðünde his ve heyecan içindeydi. Gördüklerini, duyduklarýný anlattý, anlattý, esas olan hisleriydi.
Konuþurken duygu yüklü kelimeler aðzýndan çýkýyordu. Taþkent
diyor, Taþkent halký diyor, ellerinde çiçeklerle ve Türk bayraklarýyla
misafirlerini hava alanýnda karþýlayan Taþkentlilerden, onlarýn heyecanýndan, kendi duygularýndan, o asýrlar sonrasý özlem dolu kucaklaþmadan söz ediyordu. Zaman zaman hüzünlendiklerinden, sefâlet
içinde olduklarýndan, zenginlikleri olduðu hâlde sömürülüþlerinden
bahsediyordu. Düþünce ve duygularla o kadar doluydu ki, hemen bir
köþeye çekilip, dýþ dünya ile ilgisini kesip bu seyahat boyunca
yaþadýðý duygularý, acý tatlý ne hissettiyse, ne yaþadýysa, bir baþka
ifâde ile o hasret dolu kucaklaþmayý hemen yazmak istiyordu.
40
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 41
Gerçekten de kendisini kimsenin bulamayacaðý bir mekânda, özellikle Taþkent'te, o heyecan dolu, o coþkulu saatlerin geçtiði Taþkent'te
yaþadýklarýný, gördüklerini bir hafta içinde, yerinden hiç kalkmadan,
yazdý yazdý ve sonunda Taþkent'e Doðru adlý, his dolu, yer yer acý
dolu, zaman zaman da güzelliklerin aktarýldýðý bir hatýra kitabý
baskýya hazýr oldu. Bu kitap öyle güçlü duygularýn mahsulüdür ki, o
günlerde sayfalara dökülen satýrlar, hiçbir deðiþikliðe uðramadan,
olduðu gibi matbaaya gitmiþ ve kýsa zaman içinde basýlarak insanlarýn istifadesine, beðenisine sunulmuþ, fazlasýyla ilgi görmüþtür;
hakkýnda methiyeler yazýlmýþ ve tekrar tekrar basýlmýþtýr. Kitabý kim
okuduysa Mehmet Turgut kadar duygulanmýþ, hislenmiþ, sanki
Taþkent'te uçaktan inildiði zamanki karþýlama törenini yaþamýþ, o
halkýn Türk'e olan özlemini hissetmiþ, sömürülen bir memleket
insanýnýn ruh hâlini yaþayarak, yazarýn satýrlarý arasýnda onlarýn
41
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 42
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
mahzunluðuna, kimsesizliðine, sömürülüþlerine þâhit olmuþtur.
Mehmet Turgut gördüklerini, yaþadýklarýný o kadar canlý anlatmýþ, o kadar güzel mânâlandýrmýþtý ki, onun baktýðýný iyi gören,
meseleleri iyi bilen bir kimse olduðu kanaati, kitabý okuyan pek çok
kimsede yaygýnlaþmýþtý ve pek çok kimse onun aydýn bir Türk milliyetçisi olduðunda hem fikirdi. Onda demokrasiye olan inanç, insan
sevgisi, Türklük þuuru güçlüydü, yazdýklarýnda bu duygularý
hissedebilir, gözünüzden yaþlar boþanabilir. Mehmet Turgut da
kitabýnýn önsözünde, heyecanla yazdýðý, en çok sevdiði, her okuyuþta ayný heyecaný duyduðu bölümün Taþkent bahsi olduðunu söylemektedir, zaman zaman onun da gözlerinin dolduðuna þahit
olmuþumdur.
Taþkent'e Doðru adlý kitabýn yazýldýðý 29 Kasým 1969 yýlýndan
bu yana geçen bunca zamana raðmen Mehmet Turgut adýnýn duyulmasýyla Taþkent'e Doðru adlý kitabýn hatýrlanmasý onu çok memnun
ediyordu. Bir gün Memorial Hastanesi doktorlarýndan Nöroloji Prof.
Naci Karaaðaç'a muayene için baþ vurduðumuzda doktorun, "Siz
Taþkent'e Doðru adlý kitabýn yazarý Mehmet Turgut musunuz? Ben o
kitabý talebeyken okumuþ ve çok beðenmiþtim, hâlâ kütüphanemde
durmakta. Bir iki hafta sonra Taþkent'e gideceðim, tekrar okumak için
çýkarýp masama koydum. Çok güzel bir kitaptý" þeklindeki sözleri
Mehmet Turgut'u hem þaþýrtmýþ hem de gerçekten çok memnun
etmiþti. Kýrk yýl gibi bir zaman sonra dahi kitap hâlâ aranýyor ve
okunuyordu. Bu durumdan o kadar memnun olmuþtu ki, muayene
sýrasýnda saðlýk þikâyetlerini bile unutmuþ, doktorla kitap üzerinde
konuþmaya dalmýþtý. Ayný durum, son hastalýðý sebebiyle Memorial
Hastahanesine yatmadan hemen hemen bir ay önce, kalbine takýlan
pil kontrolü yaný sýra, genel bir dahili kontrolden de geçmek
düþüncesiyle gittiði ve çok sevdiði, ayný zamanda güvendiði, memleket meselelerine karþý olan duyarlýlýðýný takdir ettiði Memorial
Hastahanesi doktorlarýndan sayýn Doç. Dr. Kâni Gemici'yle de, daha
önce hediye ettiði Japon Mucizesi ve Türkiye adlý kitabý üzerinde
öyle tatlý bir sohbet koyultmuþlardý ki, Mehmet Turgut yine kendisini, þikâyetlerini unutmuþ ve doktorun yanýndan memnun mesut,
sýkýntýlarýný dile getirmeden ayrýlmýþtý.
Önemli seyahatlerinden bir diðeri de iþ adamlarýyla birlikte yaptýðý Japonya seyahatiydi. Japonya hakkýnda yazýlmýþ olan kitaplarý
okumuþ, özellikle Amerikalý Kültür Antropoloðu Ruth Benedict'in
yazmýþ olduðu, birinci baskýsý 1965 yýlýnda yapýlmýþ olan, benim
Türkçe'ye çevirdiðim (Türkiye Ýþ Bankasý Kültür Yayýnlarý, 3.baský,
42
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 43
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
1994) ve Japon kültür örneklerini veren The Chrysanthemum and
the Sword (Kýlýç ve Krizantem) adlý eseri okuduktan sonra Japonya'yý ve Japonlarý daha fazla merak eder olmuþtu. Batý'nýn da Japonya'yý merak ettiðini, ilgilendiðini, Amerika'nýn ise onu tek rakip
olarak gördüðünü biliyordu. Gidip görmek ona çok þey kazandýracak,
oradaki çalýþma temposuna, araþtýrma azmine, idealizmine þahit olacaktý.
Japonlar, bir milletin var olabilmesi için ilmin, teknolojinin ve
ekonominin önemini biliyor, millî tarih, millî kültür, millî terbiye ve
ruh ile de manevî yanlarýný destekliyordu. Bu hususlar ise Mehmet
Turgut'u çekiyor, fazlasýyla ilgilendiriyordu.
Mehmet Turgut Japonya seyahatinden duygu ve düþüncelerle
dolu olarak dönmüþtü. Onlar Batý'dan tekniði almýþlar, millî deðerlerle de hayatlarýný yoðurmuþlardý. Heyecan içinde Japon Mucizesi ve
Türkiye adlý kitabýný yazmaya baþladý. Bu kitapta, Japonya ile
Türkiye'yi tarih boyunca karþýlaþtýrýyor, Japon ve Türk halký üzerinde
duruyordu; büyük emek ve gayret sonunda, beðenilen, deðerlendirilen önemli bir kitap ortaya çýktý.
Birgün Mehmet Turgut'la birlikte gittiðimiz bir kokteylde
karþýlaþtýðýmýz Ýstanbul Japon Konsolosunun sözleri de bizleri etkilemiþti. Konsolos, konsolosluk duvarlarýna asýlan Türk ve Japon
köylüsünün resimlerinden bahsediyor, iki halk arasýndaki benzerliklerden söz ediyordu: "Ýki halkta da kadýn çocuðunu sýrtýnda taþýr,
erkeðinin arkasýndan yürür, evin reisine, büyüðüne saygýda kusur
etmez, kayýnvalide iki toplumda da söz sahibidir, iki toplumda da yer
yataðýnda yatýlýr ve eve girerken ayakkabýlar çýkarýlýr. Bunlarýn dýþýnda Japoncada 'su', 'yer', 'gök' gibi Türkçe kelimeler vardýr. Kýsaca siz
ve biz ayný kökten gelen, fakat birimiz doðuya, diðerimiz batýya gittiðimiz ve deðiþik dinleri kabul ettiðimiz için birbirimizden ayrý
düþmüþüz. Biz Japonlar olarak bu konuya önem veriyor ve araþtýrma
yapýyoruz ama, sizlerde hiçbir hareket yok," diyordu; konsolosun
sözlerinde biraz da sitem vardý.
Bu sözleri duyduðumuz zaman tuhaf bir mutluluk duyduðumuzu hatýrlýyorum ve konsolosun sözlerini, bizde de bir araþtýrma
yapýlýr ümidiyle pek çok yerde tekrarlamýþýzdýr.
Japon devlet adamlarý, teknikte ne kadar geri kaldýklarýný,
18.yüzyýlda Batýlý tüccarlarýn buharlý gemilerle ve ateþli silâhlarla
donanýmlý olarak limanlarýna gelip ticaret yapmak istedikleri,
Japonlarýn ise onlarý geliþmemiþ silâh ve gemilerle baþarýsýz bir þek43
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 44
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
ilde kovmaya çalýþtýklarý zaman anlamýþlardý. Bu durumu hazmetmek Japonlar için kolay deðildi, onlarýn Japonluk ruhu ve samurai
gururu incinmiþ, yaralanmýþtý.
Özellikle Meiji Devri devlet adamlarý bu konu üzerinde durmuþ
ve Prens Ýto, Japonya'nýn önünde duran problemleri tartýþmak üzere,
Markiz Kido'yu 1880'lerde Ýngiliz sosyolog ve filozofu Herbert
Spencer'e göndermiþ, Spencerde Japon örf ve âdetlerine baðlý kalarak
sanayide, ekonomide ve teknolojide ilerleme saðlanmasý fikrini ileri
sürmüþtü. Meiji devlet adamlarý bu fikri benimsemiþ ve bu yolda
ilerlemiþlerdi. Bu dönemde pek çok Meiji devlet adamý, millî baþarý
uðruna mallarýný satýp devlet adýna yatýrýmlar yapmýþtý. Mehmet
Turgut bu konu üzerinde hayranlýkla ve takdir hisleriyle durmuþ ve
örnek olur düþüncesiyle, bu husus üzerinde fikir yürütmüþtü.
Japonlar, Japonluk ruhunu ve samurai gururunu körü körüne
okþamak yerine, en kýsa zaman içinde, devamlý olarak Batý'ya, Batý
örf ve âdetlerini, modasýný, kýsaca yaþayýþ tarzýný öðrenmek için deðil
de, ekonomisini ve teknolojisini, ilmî çalýþmalarýný öðrenmek için
çok sayýda insan yollamýþ ve bu insanlar yeterince çalýþýp bilgi
edindikten sonra, memleketlerine kesinlikle geri dönmüþ ve
Japonluk ruhu ve samurai gururu uðruna görüp öðrendikleri her þeyi,
yine bu uðurda vatanlarýnda çalýþýp Japonya'nýn ilerlemesine
yardýmcý olmuþlardýr.
Ýkinci Dünya Savaþý sonrasýnda da Japonlar zedelenen Japonluk
ruhunu ve kýrýlan samurai gururunu mutlaka tamir etmek gerektiðini biliyordu; bunun için de savaþmak yerine ekonomide ve teknolojide Amerika'yý geçmeyi hedeflemiþlerdi; bu konuda mutlaka baþarýlý
olmalýydýlar, samurai gururu bunu gerektiriyordu.
Adý, Yaþlý Gök Gürültüsü mânâsýna gelen dev Honda firmasýnýn sahibi de, Mehmet Turgut'a yaptýðý resmî bir ziyarette: "Amerika
ekonomik bakýmdan bizden üstün ve teknolojide bizden ileri idi. Bu
sayede de savaþta bizi yendi ve bizim samurai gururumuz büyük
yara aldý. Ancak Japonluk ruhu ve samurai gururu hayatýmýzda
büyük rol oynar. Bir þeye karar verdik mi Japonluk ruhu ve samurai
gururu imdadýmýza yetiþir ve gücümüz kat kat artar; biz Amerika'yý
mutlaka geçeceðiz, inanýn buna," þeklinde konuþmuþtu ve Mehmet
Turgut, "Zaman geçmiþ, 1980'lerin baþlarýndan itibaren Japonya
ekonomi ve teknoloji ile ilgili hususlarda, kalkýnmýþ memleketler
arasýnda ön saflarda yer almýþtý," demektedir Japon Mucizesi ve
Türkiye adlý kitabýnda ve ona göre Japonlar, Japonluk ruhu ve samu44
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 45
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
rai gururunu tatmin yolunda zirvelere ulaþmýþlardýr.
Mehmet Turgut'un yaptýðý dýþ seyahatlerinden bir diðeri de, iþ
adamlarýyla birlikte gittiði Güney Kore idi. Bu seyahatten biraz durgun dönmüþtü. Bunca olay, karýþýklýk yaþamýþ olan Kore'de gördüðü
geliþme onu bir hayli düþündürüyordu. Batý'nýn Doðu'dan korkmasý
boþuna deðildi; Batý, Çin'den, Japonya'dan ve Kore'den korkuyordu.
Bir münevver Alman hanýmefendisinin üzüntü içinde söylediði gibi,
Batý gençliði dejenere olmuþ, tembelleþmiþ ve uyuþmuþtu. Hâlbuki
Doðu'daki gençlik yeni uyanmýþ, büyük bir açlýk içinde önüne geleni
yutmaya çalýþýyordu. Kore de Japonya'yý, Çin'i örnek almýþtý; çalýþýyor, didiniyor, kendisini kabul ettirmeye, millî duygularý
güçlendirmeye çalýþýyordu. Bu çalýþma, didinme sonrasý olsa gerek,
bugün Güney Kore sokaklarýnda dolaþan sayýsýz yerli araba arasýnda
tek tük yabancý malý olan arabaya rastlanmaktadýr. Bunun yaný sýra
bütün dünya bugün Kore elektronik sanayiinin hâkimiyeti altýna girmiþtir.
Kore heyetiyle bir görüþme...
45
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 46
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Pakistan Cumhurbaþkaný Ziya Ül-Hak’la...
Bu seyahati ile ilgili fazla bir þey anlattýðýný pek hatýrlamýyorum
ama, 1982 yýlýnda Pakistan'da yapýlan Ýslâm ülkeleri sanayi bakanlarý
toplantýsý ile ilgili ufak bir hatýrasý önemliydi. Bu toplantýya, Türkiye
Sanayi Bakaný ve arkadaþlarýyla birlikte Kuzey Kýbrýs Türk
Cumhuriyeti'nin Sanayi Bakaný ve beraberindeki arkadaþý da davetli
olarak iþtirak etmiþti. Konferans baþlamýþ, bütün Ýslâm devletleri
delegeleri yerlerini almýþtý. Bir aralýk Filistin delegesi kürsüye çýkýp,
Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti'nin dünya devletleri tarafýndan
tanýnmamýþ olmasý sebebiyle, konferansa iþtirak eden delegesinin
salonu terk etmesini istemiþti. Bu istek, bu fütursuzca takýlan tavýr
zamanýn Sanayi Bakaný olarak orada bulunan Mehmet Turgut'a,
þüphesiz ekibine de çok aðýr gelmiþ olacaktý ki, Mehmet Turgut,
ekibiyle birlikte derhal ayaða kalkarak, kürsüye yürümüþ ve "Kuzey
Kýbrýs Türk Cumhuriyeti delegesi salonu terk ederse, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti temsilcileri olan bizler de derhal salonu terk
ederiz" diyerek, kürsüden söylenen söz için özür dilenmesini
istemiþti. Bu istek kabul edildikten sonra ancak Türk heyeti sakinleþtirilebilmiþ ve toplantýya devam edilebilmiþti. Mehmet Turgut'un
kürsüde yaptýðý bu konuþma, ekibinin ve kendisinin takýndýðý bu
tavýr, ciddî ve vatansever bir Türk politikacýsýna ve ekibine yakýþan,
yerinde ve örnek alýnacak bir davranýþtý.
46
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 47
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut bu olayý anlatýrken, "Bir Ýslâm ülkesi delegesi bu
sözleri söyledi, böyle bir talepte bulundu" diye hayýflanýrdý. Bu olay
onun içini yakmýþtý ve Pakistan seyahati ile ilgili olarak bu olayýn
dýþýnda baþka hiçbir þey anlatmamýþtý. Türklerin ve diðer Ýslâm
ülkelerinin Filistin'in baðýmsýzlýðý için mücadele verdiði ve ona
destek olduðu bir dönemde, Filistin delegesinin takýndýðý bu olumsuz tavýr, gerçekten vahim bir dýþlama, gerçeði söylemek gerekirse,
bir satýlmýþlýk örneðiydi.
Mehmet Turgut dýþ ülkelere yaptýðý seyahatleri de gezmek
görmek, gönül eylemek için yapmamýþtýr, o, oralardan memleketine
hep ne götürebilir, bu seyahatlerden milletçe nasýl faydalanýlabilir
diye düþünmüþ ve bu düþüncenin etkisi ile edindiði intibalarý kitap
hâline getirmiþ, fikir yürütmüþtür. Yabancý olsun yerli olsun, tarih
daima ona ibret levhalarý sergilemiþ ve onlardan milletçe ders almak
yoluna zevkle ve heyecanla girmiþtir.
Zaman olmuþ Amerikan tarihine, Jefferson'a uzanmýþ, zaman
olmuþ Japonya'ya, Meiji devrine ve o devrin devlet adamlarýna el
atmýþ, bazen de Avrupa'ya, Rusya'ya uzanmýþ, çoðu zaman da, pek
çok konuda Türk tarihine baþvurmuþtur.
Yazmayý plânladýðý, günlük olaylardan da ilham aldýðý konular
üzerinde çalýþýrken Mehmet Turgut hep heyecanlanmýþ, saati,
yemeði, uyumayý, dinlenmeyi unutmuþ, devamlý yazmýþ ve zaman
içinde yazdýðý sayfalar dolusu bir kitap elinde, odasýndan çýkarak
beni þaþýrtmýþtýr. Son yazdýðý kitabý ise ne zaman yazýp tamamladýðýný hatýrlayamýyorum desem yeridir. Bu kitabýn konusu ile ilgili
olarak o kadar dolu ve konsantre olmuþtu ki, son noktayý koyduktan
sonra ancak saðlýðýný kaybetmeye baþladýðýnýn biraz olsun farkýna
varmýþ ve "Bir doktora gitsem iyi olacak" demiþti ama, yine durmamýþ, millî meseleler üzerine, özellikle "Kürt Problemi" üzerine
yazýlar yazmýþ ve yazdýklarýný parti baþkanlarýna ve yazarlara,
ölümünden bir ay kadar önce, bir yardýmý dokunur ümidi ile yollamýþ, dolayýsýyla saðlýðý ile ilgili olarak zaman kaybetmiþti; sonunda
ise ne o ne de ben, ne olduðunu anlayamadan, o acý sonu yaþadýk. O,
her zaman yazdýklarý ile bütünleþir, kendinden geçerdi. Hastanede
yatarken bile son kitabý üzerinde çalýþmayý plânlamýþtý. Þimdi içim
acý çýðlýklarla dolu olarak onu hasretle anýyorum ve düþüncelerinin,
temennilerinin yaþayacaðýna inanarak teselli buluyorum.
47
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 48
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut'la Hayatýn Ýçinden
Türkân TURGUT
M
ehmet Turgut deðiþik özellikleri olan bir kimseydi; sabahlarý
erken kalkar, iþine ayný saatte ve erken giderdi. O kadar dakikti ki, iþ çevresindeki kimseler birbirlerine, "Saatinizi ayarlayabilirsiniz"
derdi ve verdiði randevular sabah saat yedi buçuk ile sekizde baþlardý.
Bu erkenci tutumuna ayak uydurmada güçlük çeken Özel Kalem'deki
sekreter hanýmlar bir gün, samimiyetime güvenerek bana: "Bakan Beyi
evde biraz oyalamaya çalýþsanýz. Sabahlarý yetiþmekte çok güçlük
48
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 49
çekiyoruz. Yarým saat
olsun geciktirebilirseniz
bizim için çok iyi olur,"
þeklinde bir ricada bulunmuþlardý. Ben de
Mehmet Turgut'a sabahlarý biraz olsun oyalayabilmek için ortaya bir
jimnastik aleti çýkarmýþ
ve âleti kullandýrarak
onu oyalamaya çalýþmýþtým. Mehmet Turgut'u
oyalamaya çalýþmýþtým
ama, her sabah saat altýda kalkan Mehmet
Turgut, o âleti kullanabilmek için sabahlarý daha erken kalkmaya
baþlamýþ ve iþine yine ayný saatte gitmeye devam etmiþti. Bu durum
karþýsýnda sekreter hanýmlardan, baþaramadýðým için özür dilemiþ ve
bu iþten benim de zararlý çýktýðýmý sözlerime ilâve ederek, karþýlýklý
gülüþmüþtük.
Bir gün eve misafir gelmiþti. O gün de Mehmet Turgut yeni bitirmiþ olduðu bir kitabýn önsözünü yazmayý plânlamýþtý. Fakat misafirleri
býrakýp odasýna çekilmeyi, yazýsýný orada yazmayý uygun bulmamýþ olacaktý ki, kalemini kâðýdýný alarak, misafirlerin yanýnda ve yemek
masasýnda bir þeyler yazmaya baþladý. Tabiî olarak herkes konuþuyordu, televizyon da açýktý; ben ise az çok durumu bildiðim için büyük bir
gayretle misafirleri oyalamaya çalýþýyordum. Bir müddet sonra,
Mehmet Turgut yazýsýný tamamlamýþ ve sohbete iþtirak etmiþti. "Ne
yazdýn Allah aþkýna" diye sorulunca da, biten kitabýnýn önsözünü
yazdýðý þaþkýnlýk içinde anlaþýlmýþtý. O kadar konuþma, gülüþme ve ses
arasýnda önsöz gibi önemli bir yazýyý yazacak kadar konsantre olmasý
herkesi þaþkýna çevirmiþti. Bu þekilde konsantre olma alýþkanlýðý belki
de devamlý yatýlý okullarda ve yurtlarda, kalabalýk ve gürültülü mekânlarda çalýþmak zorunda kalmasý sonucu geliþmiþ bir kabiliyet olsa
gerekti. Konsantre olduðu zaman gerçekten dýþ dünyaya açýk olan
bütün kepenkleri indirir, sadece kendi dünyasý ile baþ baþa kalýrdý.
Belki de böyle bir kabiliyeti geliþtirmiþ olmasý sebebiyledir ki, okullarda iftihar listelerine geçmiþ ve Teknik Üniversite gibi zor bir üniversiteyi sene kaybetmeden bitirebilmiþti.
Mehmet Turgut ilk bakan olduðu dönemde o kadar idealist bir
49
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 50
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
tutum içine girmiþti ki, benim kýrmýzý plâkalý arabaya hiçbir þekilde
binmemi istemiyordu. Aslýnda bu konuda anlaþýyorduk; ben de
kendimde devlet malýný kullanma hakkýný göremiyordum. Zamanla
bazý zorluklarla karþýlaþmaya baþlamýþtýk. Meselâ eþiyle Türkiye'ye
gelen bir misafir bakaný, benim de havaalanýna gidip Mehmet Turgut'la
birlikte karþýlamam gerekiyordu ve taksiyle gidiþ geliþler bazý zorluklara
sebep oluyordu. Bir seferinde, bir yabancý devlet baþkaný þerefine
Meclis'te verilen, smokin ve uzun etek giyilmesi mecburî olan bir
yemeðe gidiþimiz hem çok zor, hem de komik olmuþtu. Saðýmýzdan
solumuzdan resmî arabalar gelip geçiyor, polis ise taksi içinde oturan
bizlere geçme izni vermiyordu. Sonunda kendisini tanýtan ve Meclise
zorlukla ulaþabilen Mehmet Turgut ve ben bu gibi resmî yemek ve yerlere giderken o resmî arabayý kullanmak mecburiyetini kabul etmek
zorunda kalmýþtýk.
Bu anlattýklarým Mehmet Turgut'un iþine baðlýlýðýný, bu konudaki
ciddiyetini, devlet malýna karþý gösterdiði hassasiyeti belirtmek açýsýndan önemlidir. Bir de o konsantre olma alýþkanlýðý her zaman beni
þaþýrtmýþtýr ve yazmaya konsantre olduðu bir konuyu, bir kitabý, kýsa bir
zaman içinde tamamlamadan asla rahat edememiþ, gece gündüz
çalýþmýþtýr.
Mehmet Turgut, politika hayatý boyunca acý tatlý pek çok olay
yaþamýþtýr. Bu olaylardan bazýlarý bizleri ciddî bir þekilde üzmüþ,
bazýlarý hüzünlenmemize sebep olmuþ, bir kýsmý ise aklýmýza her
geliþinde güldürmüþ, keyiflendirmiþtir. Ýlk olarak üzücü olanlarý,
hüzün duyduklarýmýzý bir kenara býrakýp, keyiflendiðimiz olaylardan
birini anlatmak istiyorum:
Bir gün sabah erkenden, saat altý veya yedi civarýnda, kapý çalýndý.
Bu erken saatte çalýnan kapý zilinin sesine oldukça alýþýktým. Seçim bölgesinden olsun, Mehmet Turgut'un kendi memleketinden olsun, iþ için,
hastalýk münasebetiyle tedavi için gelenler eksik olmazdý.
Kapýyý açtýðým zaman üç kiþiyle karþýlaþtým; Antep'ten geliyorlardý.
Biri þu an ismini hatýrlayamadýðým bir köyün muhtarýydý; kayýnpederimin selâmý olduðunu söyledi; yanýndakiler de yardýmcýlarýydý, hemen
içeri aldým. Mehmet Turgut'la bir iþlerinin olduðunu öðrenince de,
"Yazýk ki Mehmet Turgut seyahatte" dedim. Hâlbuki onlar Mehmet
Beyle görüþüp hemen dönmeyi plânlamýþlardý. Görüþüp konuþamayacaklarýný anlayýnca üzüldüler. Üzüntülerini biraz olsun hafifletebilmek
için hemen kahvaltý hazýrladým, elimden gelen ikramý yaptým, sonra da
dertlerini anlamaya çalýþtým. Bana büyük bir ciddiyetle okuryazar olup
50
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 51
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
olmadýðýmý sordular. "Eh fena deðil, okuryazarým" dedim. "Öyleyse
kalemi kâðýdý al gel ve otur" diye komut verdi muhtar. "Siz söyleyin
aklýmda tutarým" dediysem de, iþini saðlama almak istercesine, kâðýt
kalem almamda ýsrar etti. Dediklerini yaptým ve bana isteklerini dikkatle yazdýrdý: köylerine bir cami yaptýrmýþlar, fakat camiin etrafýný çevirecekleri duvar için çimento kalmamýþ, onu da Mehmet Turgut'tan istiyorlar.
Muhtar: "Bu iþi kesin yaptýracaksýn" dedi. "Ben söylerim ama, o bir
Antep erkeðidir, kadýn sözüyle hareket etmez; kendisinin bileceði iþ"
dedim. Muhtar, "Yok" dedi, "Eðer sen istersen bu iþi mutlaka yaptýrýrsýn.
Kadýn erkeðin þeytanýdýr". Çok þaþýrmýþtým ama, çok da beðenmiþtim
bu sözü. "Demek sizin hanýmlar birer þeytan ve istediklerini size yaptýrýyorlar" diye karþýlýk verdim; ayrýca bu sözü Mehmet Turgut'a karþý
kullanmayý da düþünüyordum.
Seyahat dönüþü Mehmet Turgut'a olayý anlatmýþ ve "Kadýn erkeðin
þeytanýdýr," ona göre diye gülüþmüþtük.
Bir ara bakan hanýmlarýyla röportaj yapan bir gazeteci eve gelmiþti.
Politika hayatýmýzda geçen enteresan bir iki olay anlatmamý istemiþti.
Ben de muhtarla aramda geçen bu konuþmayý keyifle anlatmýþtým.
Ertesi gün yazýlanlarý gazetede gördüðüm zamanki þaþkýnlýðýmý
hâlâ unutmuþ deðilim: Yazýnýn büyük puntolarla yazýlmýþ olan baþlýðý
þöyleydi: "Sanayi Bakanýnýn hanýmý Türkân Turgut dedi ki: Kadýn
erkeðin þeytanýdýr."
Bu baþlýðýn altýndaki yazý olayý doðru bir þekilde anlatýyordu ama,
baþlýk korkunçtu. Ýnsanlarýn çoðu zaman sadece yazýnýn baþlýðýný
okuduðunu da biliyordum.
Mehmet Turgut'un bakanlýk yaptýðý dönemlerde, iþ münasebetiyle
karþýlaþtýðý, tanýyýp dost olduðu ve takdir hisleriyle andýðý bazý iþ
adamlarý vardý. Bunlardan biri, hoþ sohbet, güvenilir ve memleket
sever bir iþ adamý olan Vehbi Koç'tu. Onun memleketine ve insanýna
olan inancýný, yine onun sözleriyle tekrarlardý Mehmet Turgut: "Türkiye
varsa biz de varýz. Buna inanýp kendimize güvenmeliyiz. Yabancýlarýn
bizden akýllý olduðunu kabul etmek büyük yanlýþtýr. Onlarýn gücü
metotlu çalýþmaktan kaynaklanmaktadýr. Biz de metotlu çalýþmayý
prensip edinmeliyiz". Bu sözlerin dýþýnda, Vehbi Koç'un ýsrarla kendi
imal ettiði arabaya biniþini, israftan kaçýnýþýný milliyetçilik açýsýndan
deðerlendirir ve her fýrsatta örnek davranýþlar olarak anlatýrdý. Hacý
Ömer Aða'nýn da ne kadar millî, ne kadar milliyetçi olduðunu onun
51
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 52
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
aðzýndan, aþaðýdaki sözlerle belirtirdi: Amerika'ya giden, orada uzun
yýllar kalan, okuyan, Ýngilizce öðrenen bir genci tanýtmaya çalýþan
þahsa: "Tamam tamam, anladým," demiþ Hacý Ömer Aða ve devam
etmiþ: "Amerika'ya gitmiþ, orada kalmýþ, bunlar önemli deðil. Bizim
pamuk çuvallarý da Amerika'ya gidip orada kalýyor. Önemli olan bu
gencin orada Türkiye için ne yaptýðý, oradan Türkiye için ne getirdiði
ve Türkiye'de ne yapmak istediðidir."
Tekstil krallarýndan biri olan, memleketlisi Sami Konukoðlu da
zaman zaman onu arar, yaptýklarýndan, yapacaklarýndan söz ederdi.
Tekstil iþine ilk defa tezgâhlarýný Antep'teki maðaralara kurarak
baþlamýþ, yavaþ yavaþ iþini geliþtirmiþ ve bu sahanýn krallarýndan biri
olmuþtu. Mehmet Turgut onun için: "O bir Türkiye sevdalýsýdýr" derdi.
Sami Konukoðlu bir konuþmasýnda bu sevdasýný Mehmet Turgut'a þu
þekilde anlatmýþtý: "Aðam benim milliyetçilik anlayýþýmda dünyada
Türkiye, Türkiye'de Antep vardýr, yani her þeyim önce Türkiye sonra
Antep içindir." Turizmci, Özkaymak otobüslerinin sahibi Konyalý
Rahim Özkaymak da hedefinin: "Türkiye topraklarý üzerinde yaþamak,
çadýrýnýn altýna Konya'yý, þemsiyesinin altýna ise dostlarýný ve akrabalarýný almak", olduðunu söylemiþti.
Mehmet Turgut, büyük iþ adamlarý arasýnda bulunan, iþleri, isimleri, itibarlarý, dürüstlükleri ve dostluklarýyla örnek gösterilebilecek
Ulusoy kardeþleri de hep takdirle anardý. Kardeþlerden Yýlmaz Ulusoy
ile aralarýnda özel bir bað oluþmuþ ve ailece görüþür olmuþtuk.
Aðabeyleri Mehmet Ali Ulusoy ise Adalet Partisi'nin kurucularýndandý,
ayný zamanda da Samsun Ýl Baþkanýydý. Adalet Partisi Genel Baþkaný
Gümüþpala vefat ettiði zaman, para bakýmýndan büyük sýkýntý içerisinde olan partiye, cenaze masraflarýný karþýlamak üzere, Murat Bayrak
ile birlikte büyük yardýmlarý olmuþtu.
Mehmet Turgut, "Partinin parasý yoktu ama, Genel Baþkanýmýzýn
cenaze merasiminden bir gün sonra yapýlan 1964 kýsmî senato seçimlerinde partimiz % 51 nispetinde oy almýþtý" demiþtir.
Mehmet Turgut 1964 yýlýnda Suat Hayri Ürgüplü kabinesine Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakaný olarak girmiþti. Türkiye'de yabancýlarýn
petrol aramalarý konusu ile ilgili olan Petrol Kanunu üzerine yaptýðý bir
Meclis konuþmasý sonrasý, baþta CHP milletvekili Turhan Fevzioðlu
olmak üzere, yandaþ gazeteleriyle birlikte CHP'liler Mehmet Turgut
aleyhine "Petrolü satan bakan" yaygarasýyla bir kampanya baþlatmýþ ve
üniversite talebeleri, genç avukatlarla birlikte kýþkýrtýlmýþ, kýþkýrtýlan bu
gençler bakanlýða yürüyüp bakanlýk kapýsýna siyah çelenkler, avukatlar
52
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 53
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
ise cübbelerini býrakmýþlar, ayrýca bakanýn istifasýný istemiþlerdi.
Bir aralýk evimize yürüyecekleri, cam pencere kýracaklarý þayiasý
çýkmýþ, korkulu anlar yaþanmýþtý. Ýstanbul'da da temsili olarak Mehmet
Turgut'un tabutu yakýlmýþtý. 27 Mayýs Darbesi öncesi ve sonrasý alýþkanlýklarý içerisindeydi bu genç insanlar. Zamanýn Cumhurbaþkaný Cemal
Gürsel Paþa'nýn Mehmet Turgut'u çaðýrýp konu ile ilgili bilgi almasý
sonucu, radyodan yaptýðý, "Mehmet Turgut vatanperver bir insandýr"
þeklindeki cümleyle baþlayan konuþmasý, olaylarý yatýþtýrmýþ, bizi de
ferahlatmýþtý. Milliyetçi olan, ülkesinin menfaatlerini her türlü çýkarýn
üstünde tutan Mehmet Turgut, bu insafsýz politik davranýþ sonunda o
kadar çok üzülmüþtü ki, "Bir gecede saçlarým aðardý" demiþti.
Bu olaylar sýrasýnda ve sonrasýnda, Akþam Gazetesi'nin Mehmet
Turgut aleyhinde yazýlar yazmasýna raðmen, ayný gazetenin genç
muhabirlerinden Sayýn Mustafa Özkan'ýn unutulamaz ilgisini görmüþtük. Bu genç, baþarýlý ve dost canlýsý Mustafa Özkan'la ve onun
çeþitli vasýflarla temayüz etmiþ olan sevgili eþi Cevahir Özkan'la
dostluðumuz o günlerde baþlamýþ ve aralýksýz devam etmiþtir; onlar
bugün de bana özel olarak destek olmaktadýrlar.
Bu olup bitenleri burada anlatmamýn sebebi, ileriki yýllarda
yaþanan bir baþka olayýn mânâ ve önemini daha açýk bir þekilde ortaya
koyabilmek içindir:
Yýllar sonraydý, bir konferansa gitmiþtik. Konuþmalarýn bitiminde
insanlar salonu terk etmeye hazýrlanýrken genç bir bey kürsüye fýrladý
ve dinleyicilere hitaben, özür dileyerek sözlerine baþladý: "Aziz dinleyiciler, ben seneler önce, Mehmet Turgut Bey Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakaný iken, Bakanlýk önüne siyah çelenk koyanlarýn yanýnda cübbesini býrakan avukatlardaným. Bugün burada, huzurlarýnýzda aldatýlmýþ
olduðumu, yanlýþ yaptýðýmý söylüyor, kendilerinden özür diliyorum",
dedi ve kürsüden inerek Mehmet Turgut'la, alkýþlar arasýnda el sýkýþýp
sarmaþ dolaþ oldular. Mehmet Turgut'un yüzünde beliren o anki þaþkýnlýkla karýþýk mutluluk ifadesini asla unutamam.
Mehmet Turgut'un, petrolü sattýðý iddiasýný Meclis kürsüsünden
haykýrýrcasýna ileri süren Turhan Fevzioðlu ile de bir hatýrasý vardýr:
Yine günler geçmiþ ve Turhan Fevzioðlu ile Meclis koridorunda
karþýlaþmýþlardý ve Turhan Fevzioðlu, petrol konusu ile ilgili olarak:
"Sana haksýzlýk ettim, özür dilerim", demiþtir. Mehmet Turgut: "Sen
bana haksýzlýðý Meclis kürsüsünden yaptýn, özrünü de oradan yapmalýsýn,"deyince, Turhan Fevzioðlu, "Üzülme, kitap yazdým ve orada
53
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 54
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
senden özür diledim," þeklinde cevap vermiþtir.
Mehmet Turgut 1964 ve 1969 yýllarý arasýnda bakan olarak yaptýðý
görev sýrasýnda, görgüsünün, bilgisinin ve ülke için yaptýklarýnýn bir
kanýtý olarak, Türkiye'deki çeþitli kuruluþlarýn verdikleri, bir kýsmý
gümüþ tepsiler veya vazolar üzerine yazýlý, bir kýsmý ise madalya þeklindeki teþekkür plâketlerini ve diðer hediyeleri, ayrýca yabancý devlet
adamlarý tarafýndan kendisine verilen deðerli armaðanlarý Sanayi
Bakanlýðý'nýn demirbaþýna geçirmiþtir.
Sanayi Bakanlýðý'nýn demirbaþýna geçirilen, bir baþka ifade ile
hediye edilen ve özel bir cam vitrin içinde muhafaza altýna alýnan,
yazýk ki, Sanayi Bakanlýðýnýn baþka binaya taþýnmasý sýrasýnda bu
armaðanlardan bazý parçalar kaybolmuþtur. Bu 35 parça deðerli eþya
arasýnda Suudî Arabistan Kralý'nýn özel olarak yaptýrdýðý ve hediye
ettiði sedef muhafazalý bir Kur'ân-ý Kerim, Kuveyt Emir'inin Mehmet
Turgut'a hediyesi olan 2 Kg. aðýrlýðýndaki, tamamý gümüþ bir kýlýç, ayrýca Ýran Sanayi Bakaný'nýn hediyesi olan deðerli bir sedef sigara kutusu,
Güney Kore Ticaret Bakanýnýn armaðaný olan kristal çan da bulunmaktadýr.
1982 ve 1983 yýllarýnda tekrar Sanayi Bakanlýðýný üstlendiði
zaman aldýðý, bugün evimizde muhafaza etmekte olduðumuz plâketler
arasýnda ise, Bursa Çimento Fabrikasý Anonim Þirketinin kurulmasýnda
ve geliþmesinde gösterdiði büyük ilgi ve yaptýðý yardýmlar anýsýna bir
gümüþ plâket, ayrýca "5.000.000 ton çimento istihsalinin gerçekleþmesinde kýymetli katkýlarýnýzýn hatýrasý" ifadesinin yer aldýðý
Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliði tarafýndan verilmiþ olan bir baþka
plâket bulunmaktadýr. Bunlarýn dýþýnda 14 Aralýk 1982 tarihinde Ýþveren Sendikalarý Konfederasyonu'nun 31. Kuruluþ yýldönümü münasebetiyle düzenlenen, "Doðu ve Güneydoðu Sorununun Sosyo-Ekonomik
Etkileri ve Öneriler" konulu paneldeki konuþmasý dolayýsýyla Mehmet
Turgut'a bir onur belgesi, "Þükran duygularýyla" sunulmuþtur. Kilis 7
Aralýk Üniversitesi'ne baðýþlamýþ olduðu 6000'den fazla kitaptan oluþan
özel kitaplýðý sebebiyle de üniversitenin yolladýðý plâket (2007) onu
ayrýca onurlandýrmýþtýr.
Sözünü ettiðimiz bu plâketlerin, onur belgelerinin arasýnda
Mehmet Turgut'a takdim þekli, yeri ve zamaný bakýmýndan çok farklý
olan bir baþka teþekkür belgesi vardýr ki, ondan söz etmekten kendimi
alamamaktayým: Mehmet Turgut, Memorial Hastanesinde yapýlan by
pass ameliyatý sonrasý, odasýna çýkaralý henüz dört beþ gün olmuþtu ki,
Atatürk Oto Sanayi temel atma töreninde Mehmet Turgut'a verilmesi
kararlaþtýrýlmýþ ama, bir sebeple gecikmiþ olan bir madalyanýn üç kiþi54
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 55
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut’a sunulan bir plaket
lik bir heyet tarafýndan getirildiði ve takdim edilmek istendiði haberi
geldi. Biraz þaþýrmýþtýk. Hastane personelinden izin alýnarak, heyet kýsa
bir zaman için odaya girdi ve Mehmet Turgut'a geçmiþ olsun dileklerini ilettikten sonra, bir iki güzel cümlecik ile, üzerinde defne dalýnýn
çevrelediði kabartma bir Atatürk portresi olan, 14 ayar altýn bir
madalyayý, yaptýðý yardým ve gösterdiði ilgiden dolayý teþekkür ederek,
Mehmet Turgut'a takdim etti. O aný, o hastane odasýný, Mehmet
Turgut'un þaþkýnlýk içindeki mütebessim hâlini, madalyayý getirenlerin
bu görevi yerine getirmiþ olmaktan dolayý duyduklarý memnuniyeti,
biraz da gecikmenin verdiði mahcubiyeti yeniden hissediyor ve yaþýyorum.
Bu plâketlerin, madalyalarýn dýþýnda Mehmet Turgut'a, esnaf ve
sanatkârlara gerek kredi açýsýndan, gerek diðer konularda yapmýþ olduðu
hizmetlerden dolayý, 6 Haziran 1982 tarihinde Kasým Önadým baþkanlýðýndaki Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifleri Birlikleri
Merkez Birliði tarafýndan bir baþka teþekkür belgesi daha verilmiþtir.
55
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:54
Page 56
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Bu tip teþekkür belgelerinin dýþýnda Mehmet Turgut'un Japon
Mucizesi ve Türkiye adlý eseri, fikir dalýnda 1985 yýlý Türkiye Millî
Kültür Vakfý Armaðanýna lâyýk görülmüþtür. 1991 yýlýnda ise Mehmet
Turgut, yine Millî Kültür Vakfý tarafýndan, vakfýn en büyük armaðaný
olan, "Türk Millî Kültürüne Hizmet Þeref Armaðaný" ile mükâfatlandýrýlmýþtýr. Siyasetten Sahneler adlý kitabý dolayýsýyla da Türkiye
Yazarlar Birliði Mehmet Turgut'u, 1991 yýlýnda, "Yýlýn Yazarý" ödülüne
lâyýk görmüþtür.
Boþ durmayý hiç sevmeyen, devlet iþleri biter bitmez özele dönen,
devamlý okuyup yazan Mehmet Turgut'un þiir zevki de çok üstündü.
1945 tarihinde yazmaya baþladýðý ve cumhuriyetten evvel ve sonraki
hemen hemen bütün þairlerden örnekler alýp yazdýðý bir þiir not defteri
þu an karþýmda durmakta.
Bu kýrmýzý renkli not defterinin kapaðýný açýnca, sayfanýn tam
ortasýna inci gibi yazýyla yazýlmýþ, Çavuþoðlu imzalý bir dörtlükle
karþýlaþýyor insan. Bu defteri o, zaman zaman açar, çoðunu ezbere
bildiði þiirleri sesine verdiði bir ahenkle okurdu, þüphe yok ki, hepsinden etkileniyordu. Aþaðýya aldýðým bu dörtlük onu etkilediði gibi beni
de etkilemiþtir:
Her seven mes'ut mu, bilmem ama,
Sevmeden yaþayan ölmüþ demektir.
Hayatýn sýrrýný sordum hocama,
Dedi sevmek, sevmek, yine sevmektir.
Mehmet Turgut'un Ýstiklâl Marþý'nýn yazýldýðý sayfalarla baþlayan,
140 sayfasý Mehmet Akif Ersoy, Süleyman Nazif, Faruk Nafiz Çamlýbel,
Mehmet Emin Yurdakul, Ahmet Haþim ve daha birçoklarýnýn, özellikle
Yahya Kemal'in þiirleriyle dolu olan, zaman zaman Divan Þairlerine de
yer verilen bu þiir defteri, þüphe yok ki, onun karakterinin oluþmasýnda yardýmcý olmuþ, o þiirlerdeki fikirler onda düþünce kalýbý hâline
gelmiþti.
Mehmet Turgut büyük bir mutlulukla okuduðu bu þiirleri gençlere
de tavsiye eder, biraz da takýlarak, "Sevgililerinize okuyacaðýnýz kaç þiir
biliyorsunuz?" diye sorar ve onlarý þiir okumaya, hattâ yazmaya teþvik
ederdi.
***
Bunca yýl acý ve tatlý olaylarla geldi geçti. Büyük fedakârlýklarla,
yorgunluklarla yapýlan çalýþmalar bitti gitti. Hayat nedir diye düþünmekten insan kendisini alamýyor.
56
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 57
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut için hayat, çalýþmak demekti; o dinlenmeyi hiç
bilemedi. Son ana kadar çalýþtý. Yine de yarým kalmýþ kitaplar, yarým
kalmýþ yazýlar þimdi tamamlanmayý beklemekte.
Onun tek serveti, tek destekçisi kendisiydi ve onu hiç acýmadan
bolca harcadý ve tüketti. Bu delice tüketiliþten mutluluk duyuyor,
çalýþtýðý zaman ancak yaþadýðýný anlýyordu; yorulduðunun farkýna ise
ancak son günlerde varabilmiþti.
Mehmet Turgut olduðu gibi görünen bir insandý, sevdiðini çok
sever, sevmediðini sever gibi yapmazdý. Dostluklar kurmayý, dertlere
çare bulmayý sanki prensip edinmiþti. Kaybetmeyi yakýþýksýz bir kazanca tercih ederdi. Yalana, iftiraya dayanamaz, bunlarla müca dele ederdi. Sakin görünüþü altýnda, özellikle millî duygular söz konusu olunca
Bir seyahat hatýrasý; eþi Türkân Turgut’la birlikte...
57
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 58
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
birden parlayan bir
tarafý
vardý;
bu
hususta bazen gözlerinden yaþ bile
akardý. Yazdýðý kitaplarýn hemen hemen
hepsi, millî problemlerin hâl çareleriyle
doludur. Tarih boyunca Türk milleti,
Türkiye Cumhuriyeti ve Türk büyükleri daima onun gurur ve ilgi kaynaðý
olmuþtur.
Þu an Mehmet
Turgut'un karakteri,
yaþadýklarý, baþardýklarý, aldýðý ödüller üzerinde dururken, onlarý düþünürken keþke zamanýnda bütün bu yaþananlarýn tadýný doya
Eþi Türkân Turgut ile birlikte
doya çýkarabilseydik
diye düþünmekten de kendimi alamamaktayým; yaþarken her þey
sýradan bir olaymýþ gibi yaþandý ve bitti gitti. Halbuki þimdi üzerinde
durup düþündükçe, yaþananlar, baþarýlanlar hiç de öyle sýradan hayat
manzaralarý deðilmiþ. Günün þartlarý ve koþuþmalar sebebiyle olsa
gerek, yaþanan pek çok güzelliðin, baþarýnýn tadýný çýkaramadýðýmýzý
þimdi acý acý hissediyorum. Bugün "keþke"lerle doluyum: Keþke ikimiz
de birbirimize olan sevgimizi, saygýmýzý, baðlýlýðýmýzý, özlemimizi ve
takdir hislerimizi daha açýk, daha cesurca ve daha sýk, baþka bir zamana
býrakmadan, yeterince söyleyebilseydik. Belki günü gelince, içimizde
duyacaðýmýz acýlar, özleyiþler, daha doðrusu "keþke"ler daha az
hissedilebilir ve belki hayat daha doyumlu, daha kolay yaþanabilir olurdu.
58
06.09.2010
10:55
Page 59
Arkadaþlarýyla birlikte yemek sonrasý...
KISIM II
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
Arkadaþlarýnýn ve
Dostlarýnýn Anlatýmýyla
Mehmet Turgut
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 60
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut sýnýf arkadaþlarý ve eþleriyle birlikte
Muammer Karaca tiyatrosunda
60
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 61
Sayýn Mehmet Turgut ile Ýlgili Bir Aný
Orhan AÐAOÐLU
Ýnþaat Yüksek Mühendisi
959 senesiydi, Diyarbakýr Devlet Su Ýþlerinde 101. Þube Baþ
1
Mühendislik görevini yürütmekteydim. Bölge müdürlüðümüz
henüz kendi bina ve tesislerini yapamamýþtý ve kiralýk bir yerde ikâmet
etmekteydi. Bu bina ve tesislerin yapýmýna þubemiz görevlendirilmiþti.
Ancak bunlarýn kalorifer tesisatý iþinin bir taþeron (ikinci yüklenici)
marifeti ile yapýlmasý yöntemi uygun görülmüþtü. Kalorifer tesisatýnýn
yapýmýný, en uygun teklifi veren, o sýralarda bu tip iþleri yapan Sayýn
Mehmet Turgut yüklendi ve ben Mehmet Turgut'tan, önemini ve ivediliðini belirterek, bu iþin en kýsa sürede yapýlmasý ricasýnda bulunmuþtum.
Tüm iþler plânlandýðý gibi yürütülmüþ ve ýsýtma sistemleri
düþündüðümüzden de öte, kýsa zamanda tamamlanmýþtý. Tesislerimizde tek bir yüklenici olan Mehmet Turgut'un yaptýðý kalorifer tesisatý iþinin kabul prosedürünün tamamlanmasý gerekti. Kabul heyetinde ben ve iki mühendis arkadaþým vardý. Üçümüz de tesisatýn umulandan da öteye, çabuk, düzgün ve güzel yapýldýðýný söyledik ama,
Mehmet Turgut sistemdeki bazý üniteleri, beðenmediðini söyleyerek
söktürdü ve yeniden yaptýrdý.
Sayýn Mehmet Turgut'un o zamanlar ne ölçüde dürüst bir yüklenici olduðunu belirtmek bakýmýndan bu anýmý ilgililerin takdirine
sunuyorum; onun bundan sonraki yaþamýnda da, Sanayi, Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanlýklarý yaptýðý sýrada da benzeri davranýþlarýna
tanýk olduðumu bu vesile ile belirtmeyi bir görev sayýyorum.
Bir baþka hususu daha belirtmek isterim: Aslýnda biz Sayýn
Mehmet Turgut'a Mehmet Aðabey derdik. Aðabey dememizin esas
sebebi ise niþanlým ile birlikte evlilik hazýrlýklarý yaptýðýmýz o niþanlýlýk dönemimizde bizlere maddî yardýmda bulunabileceði teklifini
yapmýþ olmasýdýr. Gerçekten o bir aðabey gibi davranmýþ ve bize memnuniyetle karþýladýðýmýz bu teklifi yapmýþtý; dolayýsýyla da oldukça ferahlamýþ ve evlilik hazýrlýklarýmýzý rahat bir þekilde tamamlayabilmiþtik. Günü geldiðinde ona olan maddî borcumuzu ödemiþtik ama,
onun o aðabeyliðini unutamadýk; o bizim hep vefakâr aðabeyimiz
olarak kaldý.
61
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 62
Sýra Dýþý Bir Devlet Adamý:
Mehmet Turgut Bey
Yalçýn AMANVERMEZ
Bankacý - Maliyeci
1
982 Yýlý Þubat ayýnýn son günleri, Mart ayýnýn baþlarý... Maliye
Bakanlýðýnda Gelirler Genel Müdür Yardýmcýsý olarak
çalýþýrken, Sanayi ve Ticaret Bakanlýðýndan arandýðýmý ve Sayýn
Bakanýn benimle görüþmek istediðini haber aldým. Sayýn Bakanýn özel
kalemi beni telefonla arayarak, özel bir konuda görüþmek üzere bakanlýkta beklendiðimi haber verince, randevu günü Ankara Tandoðan
Meydaný yakýnlarýndaki bakanlýða gittim.
Sanayi ve Ticaret Bakaný, Sayýn Mehmet Turgut Bey idi. Daha
önceden tanýþmadýðým Sayýn Bakanýn, eski politikacýlardan olduðunu,
27 Mayýs askeri darbesinden sonra politikaya atýldýðýný, 60lý yýllarýn
parlâmentosunda en genç milletvekili olarak bulunduðunu birçok kez
çeþitli hükümetlerde bakan olarak görev aldýðýný öðrenmiþtim.
Makama kabul edilince, Sayýn Bakan, beni tepeden týrnaða kadar
gözleriyle süzdü ve dýþ görünüþümden benim hakkýmda bilgi edinmeye çalýþtý. Oldukça uzun süren bu incelemeden sonra Sayýn Bakan,
yer göstererek koltuklarýna geçtiler. Bir süre sessiz bekleyiþle geçti.
Aðzýmý açýp tek kelime konuþamamýþtým. Ýlk konuþmayý kendilerinin
yapmasýný bekliyordum. Nihayet Sayýn Bakan, çok ciddî bir ifadeyle;
kendisine tavsiye edildiðimi ve tavsiye edenlerin de bakan arkadaþlarý
Cafer Tayyar Sadýklar ile Ýlhan Evliyaoðlu olduðunu açýkladý. Konu
kendi bakanlýðýna baðlý bir bankanýn genel müdürlüðüne tayin meselesi idi. Benim Maliye Müfettiþi kökenli olduðumu öðrendiðini ve kendisinin Maliye Müfettiþlerinin çalýþmalarýný beðendiðini ve muhtelif
kabinelerde bu görevden gelen bakanlarla çalýþtýðýný, bu nedenle de
kriterlerine uyan birisini söz konusu göreve getirmek istediðini söyledi.
Mehmet Turgut Beyle bu þekilde tanýþtým ve akabinde Þekerbank
Genel Müdürlüðü görevine tâyin edildim. Þekerbank o tarihlerde
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasý Takas Odasý'ndan çýkartýlmýþtý
ve çekleri kabul görmüyordu. Daha sonralarý, Sayýn Bakanýmýn da
desteði ile Bankayý bunalýmlý durumundan çýkartmýþ ve ataða kaldýr62
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 63
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Bir açýlýþ töreninde Turgut Özal ile birlikte...
mýþtýk. Þekerbank, öz kaynaða nazaran en çok kâr elde eden banka
sýfatýyla Bankacýlýk Sistemimiz içerisindeki itibarlý yerine kavuþmuþtu. Þekerbank camiasý, sanýyorum bu desteði her zaman hatýrlayacak
ve bunu hayýrla yâd edecektir.
Yaklaþýk 2 yýla yakýn bir zaman, sayýn bakanýmýn emrinde görev
yaptým. Bu süre zarfýnda, Bakanýmýn gösterdiði yakýnlýðý, bizlere ve
kurumlarýmýza sahip çýkýþýný, bizlere nasýl kol-kanat gerdiðini ve her
þeyi ülke menfaatleri ölçüsünde deðerlendirdiðini, objektif kriterlerden asla vazgeçmediðini yaþayarak gördüm. Sayýn Bakanýmýzýn bir kez
bile olumsuz bir talebini ne duyduk, ne de böyle bir taleple muhatap
olduk. Bakan olarak bulunduðu makamdan güç alan deðil, bulunduðu
makama güç veren bir insandý. Kendisi; çalýþma þekli, mesai anlayýþý,
ülke meselelerine bakýþý ve ödün vermez kiþiliði ile emrinde çalýþan
biz bürokratlara idol olmuþtur. Þu ana kadar yayýnlanmýþ 22 kitabýný
okuduðunuzda; ülke sorunlarýný bu kadar yakýndan takip eden, onlarý
gören ve bunlara çözüm öneren bir kimseye nasýl sýkýca baðlanmanýz
gerektiðini, onun sadece bir 'devlet adamý' deðil ayný zamanda bir
'devlet gurusu' olduðunu anlardýnýz. Ben þahsen, bu toplumun
Mehmet Turgut Beyden yeterince istifâde edemediðine inanýyorum.
63
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 64
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Onca bakanlýðýna, Süleyman Demirel ve Turgut Özal gibi hem
baþbakanlýk hem cumhurbaþkanlýðý yapmýþ Türk siyasetinin önde
gelen isimlerini siyaset ve idare hayatýna kazandýrmasýna raðmen,
Mehmet Turgut Beyin düþündüðü ve hayal ettiði Türkiye'ye ulaþýlamamasýndan hayýflandýðýna inanýyorum. Keþke siyasetten erken ayrýlmasaydý. Keþke lider durumuna gelenler, kendilerini o makamlara
getiren fikrî düþünceden ayrýlmasaydýlar, kýsa vadeli baþarýlar için
dava arkadaþlarýna sýrt çevirmeseydiler, Türkiye, bugün çok daha iyi
þartlarda olabilirdi.
Sevgili Bakanýmý tanýmýþ olmak, onun emrinde görev yapmak
benim için büyük mutluluktu. Bakanýmý tanýdýðým 1982 yýlýnýn ÞubatMart aylarýndan bu yana 27 sene geçmiþ. Onu, hep makam masasýnýn
üzerinde yer alan kitaplar, yanýnda not aldýðý kaðýtlar ve kurþun kalemi ile hatýrlýyorum. Makamýna her gidiþimde, masada yeni bir kitap ve
o kitaptan aldýðý notlarý görmek, bir ritüeldi. Her seferinde okuduðu
kitabýn ne olduðunu merak eder, ama bir türlü bunu kendisine soramazdým. Belli etmeden kitabýn ismini öðrenir, ilk fýrsatta onu temin
eder ve okumaya çalýþýrdým. Bu bende bir alýþkanlýk haline gelerek
Mehmet Turgut Beyin kütüphanesinin ne tür kitaplarla dolu olduðuna
dair merakýmý ve onun manevî beslenmesini saðlayan kaynaklarý
öðrenme duygumu tahrik ederek, onu daha da yakýndan tanýmaya
yöneltmiþti. Bugün, o kaynaklarýn bir kýsmýný öðrenmiþ bulunuyorum.
Kilis Üniversitesi'ne baðýþladýðý kitaplarýn sayýsý, bendeki listeye
göre 6000 civarýndadýr. Bu kitaplarýn, onun manevî dünyasýnýn
gýdalarý olduðunu bilmek ve o gýdadan istifade edebilmek için, o kitaplarý okumak, analiz edebilecek fikrî mesaiyi ve dikkati göstermek ve
bunlardan faydalý olabilecek fikirleri toplumun istifadesine sunabilmek için Mehmet Turgut Bey gibi çalýþmak gerekiyor.
Kilis Üniversitesinin ve ülke ilim adamlarýmýzýn bu kitaplarý irdeleyebileceðini ve yapacaklarý çalýþma ve araþtýrmalar ile Mehmet
Turgut Beyin fikrî dünyasýný yeni nesillere aktaracak yayýnlarý
yapacaklarýna inanýyorum. Memleketimizin bugün içerisinde olduðu
ortam bu ihtiyacýn giderek arttýðýný gösteriyor.
1983 yýlý sonlarýna doðru ülke siyasetinde Anavatan Partisi'nin
iktidara gelmesi ile yeni bir hükümet kurulmuþtu. Sayýn Bakanýmýz
görevden ayrýlýyordu. Bu nedenle bir yemek düzenlenmiþti. 27 Kasým
1983 pazar günü saat 13.00’de Etimesgut Þeker Fabrikasý'ndaki veda
yemeðine Bakanlýðýn üst düzey mensuplarý, baðlý kuruluþlarýn ve iþtiraklerin yöneticileri ile eþleri davetliydiler. 'Devlet Adamý' olma
64
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 65
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
hususiyeti hemen herkes tarafýndan çok iyi bilinen Bakanýmýz, ilkelerine ve prensiplerine çok baðlý biri olduðunu bakanlýktan ayrýlýrken de
bizlere göstermiþti. Veda yemeðinin giderlerini bizlerin karþýlamasýna
izin vermeyerek tüm masraflarý kendileri karþýlamýþ ve bizleri bu
yemek vesilesiyle bir araya toplamýþtý.
Mehmet Turgut Beyle, bakanlýktan ayrýldýðý tarihten itibaren 25
seneyi bulan yaþamýnda, görüþmeye devam ettik. Kimi zaman Ankara,
kimi zaman Ýstanbul'daki evinde yaptýðýmýz görüþmelerin yaný sýra
Sayýn Bakanýmý görev yaptýðým Ereðli Demir ve Çelik, Asil Çelik ve
Etibank gibi yerlerde de aðýrlama þerefine nâil oldum. Kendisi ile bir
arada bulunmaktan, deðerli sohbetinden ve bizleri irþat eden fikirlerini ve yorumlarýný dinlemekten o kadar mutlu ve gururluydum ki, hissettiklerimi kelimelerle ifâde etmek mümkün deðil. Mehmet Turgut
Beyin, Bankacýlýk Düzenlenme ve Denetleme Kurumu tarafýndan
atandýðým fona devrolmuþ Ýktisat Bankasý'ndaki görevim sýrasýnda
bankaya bizzat gelerek benim tayinimden duyduðu memnuniyeti
izhar etmesi ve iftihar ettiðini belirtmesi ise beni çok gururlandýrmýþtý.
Sayýn Bakanýmý en son 28 Nisan 2009'da Ýstanbul'daki evinde,
ziyaretimizde gördüm. Ziyaretine Tuncer Enginertan ve Ezel Erverdi
ile gitmiþtik. Bizleri muhterem eþi, Türkân Hanýmla birlikte
karþýladýlar. Her zamanki konuk severlikleri içerisinde bizleri aðýrlarken özellikle Sayýn Bakanýmý çok zinde ve saðlýklý görmüþtüm.
Takým elbiseliydi ve kýyafetine uygun çok þýk bir kravat takmýþtý.
Bizleri görmekten mutlu olduðu yüz hatlarýndan belliydi. Sohbete
baþladýðýmýzda vakur ve aðýrbaþlý ciddî tavrýnýn hiç deðiþmediðini,
ülke sorunlarý konusundaki duyarlýlýðýný ve can alýcý noktalarý bulup
ortaya çýkarma becerisini kaybetmediðini gördük. Ülkenin geleceðinden kaygýlýydý. Yönetimin meselelere yaklaþýmýndan ve düþünce tarzlarýndan þikâyetçiydi. Üç saat süren bu ziyaretten ayrýlýrken, Sayýn
Bakanýma sýkýca sarýlmýþ ve yanaklarýndan öpmüþtüm. Bilmeden
vedalaþmýþ gibiydik. Meðer bu, bakanýmý son görüþüm olacakmýþ.
Deðerli büyüðümüz Mehmet Turgut Beyi 1 Temmuz 2009
Çarþamba akþamý saat 19.30 sularýnda Ýstanbul'da kaybettik. 3
Temmuz'da Cuma namazýndan sonra Ankara Gölbaþý'nda aile kabristanýnda sonsuzluk âlemine yolcu ettik. Allah gani gani rahmet
eylesin. Yattýðý yer cennet olsun.
Bu dünyadan bir Mehmet Turgut Bey geldi, geçti… Bir gün,
Allah’ýn huzurunda yine bir arada olabileceðimiz düþüncesi tek tesellimiz.
65
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 66
63 Yýllýk Sýnýf Arkadaþým
Mehmet Turgut
Prof. Dr. Selâhattin ANIK
M
ehmet Turgut ile 1946 yýlýnda Ýstanbul Teknik Üniversitesi
Makine Fakültesine girdiðim sýrada tanýþtýk. Bu arada, bir
sacayaðý gibi üçlü grup hâline gelmemizi saðlayan, Elektrik
Fakültesi'ne kaydolan diðer sýnýf arkadaþýmýz Ýdris Yamantürk'tü.
Bizim ÝTÜ'ye girdiðimiz sýralarda Makine ve Elektrik Fakültelerine
giren öðrenciler derse hemen baþlamaz, deðiþik konularda teknik staj
yapar, bu stajdan sonra da, ikinci yarýda teorik derslere baþlardý.
Bizler de ayný þartlarda Fakülteye devam etmeye baþlamýþtýk.
Stajlarýmýzý bazen üç arkadaþ bir arada ve ayný yerde, bazen de ayrý
ayrý müesseselerde yapardýk. Zaman zaman da bir baþka arkadaþýmýz
aramýza katýlýr ve birbirimizi çok daha yakýndan tanýma imkânýný
elde ederdik; böylece birlikte daha renkli günler geçirirdik. Bazen
þakalar yaparak birbirimizi kýzdýrma yarýþýna girer, yapýlan þakaya
kýzaný, kýzdýran arkadaþa vermek üzere iki kilo mandalina alma cezasýna çaptýrýrdýk; bazen de hýnzýrlýk edercesine bir arkadaþýmýza
memleketinden gelen yiyecekleri, reçel olsun, bal olsun, tereyaðý
olsun, paylaþarak dolabýnýn yükünü hafifletirdik. Çoðu zaman da
deliler gibi çalýþýr, iyi not alma gayreti içinde olurduk.
Bizim, bu üç arkadaþýn okuyabilmemiz için mutlaka bir yerden
burs almamýz gerekiyordu; þükürler olsun, Sümerbank bursu
üçümüzün de imdâdýna yetiþti ve bizler böylece bu memlekete
mühendisler olarak hizmet etmek imkânýný elde edebildik.
Üniversiteye baþladýðýmýz zaman üç arkadaþ birlikte, ilk önce
Beþiktaþ sýrtlarýndaki bir ahþap evin birinci katýndaki küçük bir
odada, pansiyoner olarak, birlikte kaldýk: Odada bavullarýmýzý koyabildiðimiz bir gömme dolap, bir küçük komodin ve bir duvar dibinde
Mehmet Turgut'la ayak ayaða yatabildiðimiz iki karyola, karþý duvar
dibinde ise Ýdris Yamantürk için bir baþka karyola vardý. Odanýn
cumbalý penceresi Beþiktaþ Abbasaða Parký'na bakýyordu. Öðle ve
akþam yemeklerini þöyle böyle geçiþtiriyorduk ama, sabahlarý
Beþiktaþ'taki Bulgar Sütçü'ye gider, orada kahvaltýlýk olarak önümüze
66
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 67
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut öðrencilik yýllarýnda...
ne konursa, süt, beyaz peynir, zeytin yerdik, sonra da kýrk beþ
dakikalýk, belki de bir saat süren Dolmabahçe yolunu yürüyerek
ÝTÜ'ye giderdik. O zamanlar Dolmabahçe'den yukarýya, Taksim'e
doðru çýkan merdivenler yoktu, yokuþ olan toprak bir yol vardý. Her
sabah bu yokuþu týrmanýrdýk. Ýkinci dönemde Sümerbank burslarý
baðlandýktan sonra ancak biraz ferahlamýþ, Beþiktaþ'taki pansiyonu
býrakýp önce Kadýrga Talebe Yurduna, sonra da Beyazýt'taki talebe
yurduna geçebilmiþtik. Bizler için bu günlerin hatýrasý çok büyüktür.
Hepimiz ailemizden uzaktýk ve birbirimize çok baðlanmýþtýk.
Birimizin derdi hepimizindi; acýyý da sevinci de paylaþýrdýk. Gün
olurdu olmayacak bir þeye güler, gün olurdu yine olmayacak bir þeye
üzülürdük.
Yaz tatilleri stajlarla geçerdi. Malatya Bez Fabrikasý'nda geçen
staj günlerimiz hem çok faydalý hem de çok güzel geçmiþti, hepimiz
enerji ve memleket sevgisiyle dolu olarak, memlekete hizmet için fýrsat bekliyorduk. Nitekim hayata atýldýktan sonra herkes kendi alanýnda unutulmaz hizmetler verdi. Bu ekibin, yani sacayaðýnýn yaptýðý
altý haftalýk bir baþka staj da, Mehmet Turgut'un ilerki yýllarda
67
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 68
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
geliþmesi için gayret göstereceði Sümerbank Hereke Fabrikasý'nda
geçmiþtir.
Bizim zamanýmýzda derslerin kitabý pek yoktu, derste not
tutardýk. Bir kere, bir dersten imtihan yapýlacaðý günün gecesinde
Mehmet'le birlikte hocanýn notlarýný okuyarak yattýk. Ertesi gün,
erken kalkarak notlarý bir kere daha gözden geçirdim. Mehmet bu fýrsatý elde edememiþti. Sabah Bulgar Sütçü'de kahvaltý yaptýktan sonra
Üniversite'ye gittik ve sýnava girdik. Ýmtihanda sorulara cevap
verirken kâðýdýmý gören Mehmet Turgut problemi yanlýþ çözdüðümü
fýsýldadý. Ben ise istifimi bozmadým ve problemi çözmeye devam
ettim, çünkü hoca sýnýfta yaptýðý bir problemi sormuþtu ve bütün
rakamlar aklýmdaydý. Akþam Beþiktaþ'taki pansiyona dönünce
Mehmet Turgut gerçeði öðrenmiþ olacaktý ki, benim problemi çözüþ
tarzýmýn doðru, kendisininkinin ise yanlýþ olduðunu, biraz da üzgün
olarak, söylemiþti.
Sümerbank Hereke Fabrikasý'nda staj yaptýðýmýz sýrada ben yeni
niþanlanmýþtým. Fabrikaya giriþ çýkýþlarda ise imza atmak gerekiyordu, ben ise ara sýra niþanlýmý görmek istiyordum. Bu istekle imzamý
basitleþtirmiþ S.A. þekline sokarak bu iþi büyük güven duyduðum
arkadaþlarýma havale etmiþtim; böylece de ara sýra niþanlýma gidebiliyordum. Hepimiz birbirini seven, güvenen gençlerdik. Hepimiz
memlekete hayýrlý iþler yaptýk, bu uðurda seve seve çalýþtýk.
Mehmet Turgut yüreði memleket sevgisiyle dolu, vatansever,
idealist ve dürüst bir arkadaþýmýzdý. O, bu hislerle dolu olarak politikaya atýlmýþ, büyük gayret sarf etmiþ ve memlekete hizmet ederek
ismini unutulmazlar arasýna sokmuþtur.
68
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 69
Rahmetli Mehmet Turgut Kardeþim
M. Sadettin BÝLGÝÇ (TÜRK YURDU- Aðustos 2009)
Ulaþtýrma ve Millî Savunma Eski Bakaný
1
957 yýlýnda on yýl pratisyen hekimlik yaptýktan sonra Ankara
Numune Hastanesinde genel cerrahi ihtisasýna geldiðimde
yaþým 35'i geçtiði için ancak fahrî asistanlýk yapabilecektim. Et Balýk
Kurumunda tabiplik yapacak ve Türk Ocaðýnýn Ankara þubesinde de
idâri görev yapacaktým.
Türk Ocaðý Ankara þubesinin daha aktif kültür faaliyetleri yapabilmesi için yoðun bir çalýþmanýn içine girdim. Mehmet Turgut, Ýdris
Yamantürk, Ömer Öztürkmen, Galip Erdem, Erhan Löker, Necati
Torun, Erdoðan Okçu, Mehmet Satoðlu, Hasan Karahan, Nevzat
Yalçýntaþ, Þadi Pehlivanoðlu, Sadi Somuncuoðlu, Mustafa Kafalý,
Agâh Oktay Güner, Necmeddin Sefercioðlu, Metin Kumal, Ýbrahim
Metin, Yavuz Bülent Bakiler, Rýdvan Çongur, Osman Kiriþoðlu, Vehbi
Ünal, Vecihi Öðütcü, Latif Gökçek, Abdullah Savaþçý, Nuri Gürgür ve
adýný hatýrlayamadýðým birçok genç arkadaþý ocak çatýsý altýnda bir
araya getirdim.
Türk Ocaðý 1912 yýlýnda kurulmuþ, Ankara Türk Ocaðý bina
inþaatýna 1924 yýlýnda baþlanarak 1928'de bitirilmiþtir. Devletin
katkýsý yoktur. 1931 yýlýnda dernekler kapatýlýp halkevleri kurulunca
Ocak binasý Halkevi yapýlmýþtýr. 1952 yýlýnda halkevleri kapatýlýp,
derneklerin kurulmasýna müsaade edilince Türk Ocaðý Ankara
Þubesi eski binasýnda yeniden açýlmýþtý. Fakat imkânsýzlýklardan
aktif olamamýþtýr. 1958 yýlýnda Türk Yurdu dergisi çýkarýlabilir hâle
geldi. Türk Ocaðý Genel Merkezi Ankara'ya nakledildi. 1959'da ben,
Ýdris Yamantürk, Mehmet Turgut, Latif Gökçek, Necati Torun,
Necmeddin Sefercioðlu, M. Zeki Sofuoðlu, Vehbi Ünal, Ankara Türk
Ocaðý Yönetim Kuruluna seçildik. Bu görevde 27 Mayýs 1960 Askerî
müdahalesine kadar görevde kaldýk.
11 Þubat 1961'de AP (Adâlet Partisi) emekli Genel Kurmay
Baþkaný Orgeneral Ragýp Gümüþpala ve on arkadaþý tarafýndan kuruldu. Kurucular 18 Þubat 1961'de Genel Ýdare Kurulunu kurdular.
69
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 70
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut ilk genel idare kurulu üyesi oldu. Bu kurul, 15 Ekim
1961 genel seçimlerine partiyi -bütün engellemelere raðmengötürdü. 1961 Seçimlerinde Mehmet Turgut Afyon Milletvekili seçildi. Ben Isparta Milletvekili seçildim. TBMM ve AP Grubunda tekrar
bir araya geldik.
CHP, 15 Ekim 1961 seçimlerinde beklediði tek parti iktidarýný
bulamayýnca 17 Ekim 1961 günü Ulus Gazetesinde þu tebliði neþretti. "Türk milletinin vicdanýndan yükselen emre uyarak milletin
direnme hakkýný kullanan Türk Silâhlý Kuvvetlerinin, hiçbir zümre
veya siyasî teþekkül lehine olmaksýzýn gerçekleþtirmiþ bulunduðu 27
Mayýs Ýhtilâli’ni, siyasî maksatlarla her ne suretle olursa olsun
istismarýna müsaade etmeyeceðimizi kesin olarak beyan ve bu itibarla yýktýðý ve millî vicdanýn mahkûm ettiði DP'yi ve onu temsile ve
devam ettirmeye teþebbüs mahiyetindeki her türlü davranýþý þiddetle
reddederiz" demek suretiyle askerî müdahaleyi teþvik ettiklerini
fiilen ifade etmiþ bulunuyorlar. Eðer bu iddia doðru olsaydý, seçimlerde % 89 iþtirakin % 63'ü CHP karþýsýnda oy kullanmazdý. CHP, bu
iddialardan üç gün sonra, silâhlý kuvvetler birliði 16-17 Eylül 1961
günü Anayasayý ihlâlden Baþbakaný ve iki bakaný astýðý hâlde;
Referandumdan geçen ve Resmi Gazetede neþredilen 1961 Anayasasý’na raðmen, þu deklarasyonu neþredebilmiþtir.
1. TSK 15 Ekim 1961 günü yapýlmýþ olan seçimlerden sonra
gelecek yeni TBMM toplanmadan evvel fiilen duruma müdahale edecektir.
2. Ýhtilâl milletin hakikî ve ehliyetli mümessillerine tevdi edecektir.
3. Bütün siyasî partiler siyasetten men edilecek, seçim neticeleri
ile Millî Birlik Komitesi feshedilecektir.
4. Bu kararýn tatbiki 25 Ekim 1961'den sonraki bir güne tehir
edilmeyecektir.
5. Ýþ bu zabýt varakasý üç nüsha tanzim edilmiþ ve bütün üyeler
tarafýndan imza edilmiþtir. 21-22 Ekim 1961'de gazetelerde
neþredilmiþtir. Bu deklarasyona imza koyanlar Genel Kurmay
Baþkanlýðý ve kuvvet komutanlýklarýna kadar terfi etmiþlerdir. Cemal
Gürsel cumhurbaþkaný seçilmiþ, Ýsmet Ýnönü baþkanlýðýnda birinci
koalisyon kurulmuþtur. AP bu koalisyona onbir bakan vermiþtir. Bu
hükümet 38 sayýlý Tedbirler Kanununu çýkararak, DP'yi matufiyeti
70
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 71
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
belli olacak þekilde yazý, söz, karikatür, havadis vasýta ile methetmek
ve 27 Mayýs devrini tenkit etmek 2 yýldan 5 yýla kadar cezalandýracak, diyen kanun tasarýsý getirip Adâlet Partili ýlýmlýlarla ve CHP
desteði ile Meclisten geçirilmiþtir.
Mehmet Turgut bu tutumlara genel idare kurulu üyesi olduðu
hâlde müfrit, hýþýmlý denilenlerle beraber olduðu için ýlýmlýlardan
Saki Zorlu'nun, DP'lilerin akrabalarý ile müfritlerin partiden ihracý
isteniyordu. Bu suretle CHP ve millî birlik komitesinden gelen her
istek yerine getirilmeli, hak hukuk, demokratik haklar bir tarafa
býrakýlmalý idi. Genel Ýdare Kurulu toplantýsýný terk ederek nisabý
düþürmüþtük. Fakat bakan olan genel idare kurulu üyeleri, gece
toplantýya davet edilerek nisap saðlanmýþtýr. Kuruculardan Tahsin
Demiray, Mehmet Yorgancýoðlu, genel kuruldan Ahmet Gürkan,
Mehmet Turgut, Gökhan Evliyaoðlu, Mehmet Ali Aytaç Paþa, partiden ihraç edilmiþtir.
30 Kasým 1962'deki AP Birinci Büyük Kongresinde Mehmet
Turgut tekrar genel idare kurulu üyesi oldu. 04.06.1964'te Genel
Baþkanýmýz Ragýp Gümüþ Pala'nýn vefatý üzerine Celal Bayar'ýn
hastalýðý sebebi ile tahliyesinden sonra meydana gelen hâdîseler ve
AP' ye vaki saldýrýlardan sonra, "50 yýl daha bu memlekette
demokrasi olmaz" diyen ve parti ile fiilen alâkasýný kesen Demirel, 2.
Büyük Kongreye kadar genel baþkan vekilliði yapmasýný isteyen
arkadaþlar arasýnda yer aldý. Demirel bu görevi kabul etmedi.
20 Kasým 1964'te AP, 2. Büyük Kongresinde Cahit Okurer,
Mehmet Turgut, Ýbrahim Tekin, Ekrem Dikmen Demirel yanýnda yer
aldýlar. Genel Kongrede Demirel genel baþkan seçildi. Talat Asal,
Sadettin Bilgiç, Prof. Osman Turan, Faruk Sükan, Mehmet Turgut,
Cevat Önder, Tekin Arýburun, Prof. Aydýn Yalçýn, Ertuðrul Akça,
Ýsmail Hakký Tekinel, Ahmet Dallý, Sadýk Perinçek, Seyfi Kurtbek,
Ýhsan Gürsan, Vedat Ali Özkan, Ali Bozdoðanoðlu, Cihat Bilgehan,
Melâhat Gedik, Kadri Eroðan, Ýsmet Sezgin, Haldun Menteþeoðlu,
Genel Ýdare Kuruluna seçildik.
Baþkanlýk divaný seçimlerinden önce ýlýmlýlar, yeminliler olarak
Demirel'in etrafýnda toplandýlar. Maksat parti yönetimine hâkim
olmaktý. Demirel'i destekleyen arkadaþlarý bu durum bir hayli üzdü.
Fakat iþ iþten geçmiþti. AP ikinci büyük kongresinde Sadettin Bilgiç
genel baþkan seçilirse, AP seçimi kazansa da asker iktidarý vermeyecek iddialarý yine sürdürülüyordu. Bunun üzerine 11 Þubat 1965
71
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 72
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
AP’nin kuruluþ balosu.
Sadettin Bilgiç, Mehmet Turgut, Süleyman Demirel, Faruk Sükan ve Þevket Demirel
eþleriyle.
bütçe oylamasýnda CHP, baðýmsýzlardan destekle azýnlýk hükümetinin düþürülmesini Genel Kurulda görüþerek, karara baðladý.
Hükümet düþtü. Senatör Suat Hayri Ürgüplü'nün baþkanlýðýnda AP,
YTP, CKMP ve MP' nin Hükümeti kurmasý kararlaþtýrýldý. Yeminliler,
Demirel'in baþbakan yardýmcýsý olmak üzere hükümete girmesini
istemediler. Bunun Demirel'i yýpratmak olacaðýný iddia ettiler. Bu
karma hükümet Baþbakandan çok gelecek baþbakan sayesinde sekiz
ay iktidarda kalabilecekti.
Çünkü küçük partileri, bakanlarý, müstakbel baþbakana bakacaklardý. Nitekim öyle de oldu. Hükümet genel seçimlere kadar iktidarda kalabildi. Mehmet Turgut, Suat Hayri Ürgüplü hükümetinde
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný oldu.1965 seçimlerinde Bursa milletvekili olan Mehmet Turgut Demirel Baþkanlýðýnda kurulan AP tek
parti iktidarýnda, Sanayi Bakaný olarak dört yýl hizmet verdi. 1968 AP
genel kongresinde, tekrar genel idare kurulu üyeliðine Mehmet
Turgut'la seçildik. 1969 seçimlerinde de Mehmet Turgut Bursa'dan
tekrar milletvekili seçildi. Yeminliler partiyi parçalamaya karar ver-
72
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 73
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
miþlerdi. Tüzüðü ve parti programý artýk uygulanmýyordu. Usulsüz
fesihler ve ihraçlar yapýlýyordu. Sorgusuz sualsiz genel idare kurulu
üyeleri bile ihraç ediliyordu. 8 arkadaþ olarak genel idare kurulundan istifa etmemiz bir anlam taþýmýyordu.
Genel Baþkan olarak Demirel'e verilen 72'ler Muhtýrasý da rica
sayýldý. 1970 Bütçesinde 1965 Ýsmet Ýnönü bütçesi gibi kýrmýzý oy
verileceði, yazýlý ve sözlü olarak Demirel'e ulaþtýrýlmasýna raðmen bu
ikazlar küçümseniyordu. 11 Þubat 1970 bütçesinden önce ihraç olunanlarla birlikte 46 oy muhalefetle birlikte verilerek, hükümet istifaya mecbur býrakýldý. Fakat Demirel, Birlik Partisi’nden 8 milletvekilini alarak tekrar hükümeti kurdu. Kýrmýzý oy kullananlara da bir
aydan iki yýla kadar deðiþik cezalar verildi. Fakat AP genel baþkaný
Süleyman Demirel hakkýnda kurulan soruþturma hazýrlýk komisyonunun görev süresinin uzatýlmasý oylamasýna iþtirak etmediðimiz
gerekçe gösterilerek, tetkik ve tahkike gerek görmeden 25 Haziran
1970 ayný gün hakkýmýzda kesin ihraç kararý verildi.
18 Aralýk 1970 Tarihinde Demokratik Partiyi kurduk. Genel
seçimler 15 Ekim 1973'te yapýldý. Mehmet Turgut Bursa'dan DP'den
milletvekili seçildi. Seçimlerde Adalet Partisi % 29,8 oyla 149, CHP'si
%33,3 oyla 185, CGP'si % 5,3 oyla 13, DP % 11,9 oyla 45, MSP %11,7
oyla 48, MHP %3,4 oyla 3, Baðýmsýzlar % 2,8 oyla 6 milletvekili
getirdiler.
Bu þartlarda AP' de Demirel'siz bir koalisyonun kabul edileceði
bildirilmiþ ise de, AP buna razý olamadý. CHP ve MSP, koalisyon
hükümetini Ecevit Baþbakanlýðýnda kurdu. Kýbrýs müdahalesi 1974
Haziranýnda gerçekleþti ve bunu Ecevit erken seçime çevirerek tek
parti iktidarý olmaya karar verdi. 15 Eylül 1974 bir erken seçim þartý
ile DP ile koalisyon kurmak istedi. Bu AP' den alýnan oylarýn CHP'ye
teslimi idi ve kabul edilmedi. Ecevit hükümeti kuramadý. Kontenjan
senatörü Prof. Sadi Irmak Hükümeti 397 iþtirakin ancak 17 oyunu
aldýðý hâlde bütçe çýkarýldý. Fakat güvenoyu almýþ hükümet olmadýðý
için Meclis kanun yapamadý. Güvenoyu almýþ hükümet olmadýðý için
hükümet murakabe edilemiyordu. Erken genel seçim kararý alýnmýyor ama milletvekilleri maaþ ve yolluklarýný almaya, dýþ gezilerini
yapmaya devam ediyorlardý. AP baþkanlýðýnda CGP, MSP, MHP
hükümeti kurmaya karar vermiþlerdi. Fakat oylarý yetmiyordu. DP'li
arkadaþlar da Demirel Baþkanlýðýnda hükümete girmemekte ýsrar
ediyordu. Bu þartlarda 11 arkadaþ DP'den ayrýlarak 1. MC
73
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 74
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Hükümetine 30 Mart 1975'te güvenoyu verdik. Hiçbirimiz hükümete
girmedik. 1976 kongresinde AP' ye döndük. En çok oyla AP genel
idare kuruluna, Temsilciler meclisinde de en çok oyla genel baþkan
yardýmcýlýðýna seçildim.
Mehmet Turgut ve bir kýsým DP'li arkadaþla ayrý düþtük. DP, 1977
seçimlerinde yalnýz Faruk Sükan'ý milletvekilli yapabildi. Mehmet
Turgut 1977'de seçimlere girmedi. 1980 - 12 Eylül askeri müdahale
hükümetinde 23.12.1981'de Sanayi Bakaný oldu. 1983 Seçimlerinde
Turgut Özal'ýn ANAP ve Turgut Sunalp Paþanýn CDP' sine girmedi.
Kendisini kitap yazmaya baðladý.
Türkiye meseleleri üzerinde durdu. 1975'te baþlayan ayrýlýðýmýz
1985'lere kadar sürdü. Ondan sonra Ýstanbul, Ankara ve Yalova'da sýk
sýk buluþur ve dertleþirdik. Maalesef 1 Temmuz 2009'da kendisini
kaybettik ve 3 Temmuz 2009'da Meclisteki merasimden sonra sýhhî
durumum camiye ve mezarlýða gitmeye imkân vermedi. Allah rahmet eylesin. Eþi Türkân Haným kardeþimize de saðlýklý ömür versin.
74
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 75
Faziletli Devlet Adamý Mehmet Turgut
Rasim CÝNÝSLÝ (TÜRK YURDU- Aðustos 2009)
Eski MTTB Genel Baþkaný, 3. ve 4. Dönem Erzurum Milletvekili
T
ürk siyaset ve fikir dünyasý deðerli bir evlâdýný kaybetti. Her
fani gibi o da Hakk'a yürüdü. Þerefli ve baþarýlý bir ömrün
"Hoþ seda"sýný býrakýp gitti. Temiz bir ölümdü. Çok çekmedi.
Eskilerin duasý benzeri bir biçimde "Üç gün yatakta, dördüncü gün
toprakta" gibi… Soðuk algýnlýðý ve öksürük ile baþlayan hastalýðý
için, yaz gününde zatürre denildi. Yatakla toprak arasý 20 gün sürmedi. Sanki Üç Aylarý bekledi. Regaip Kandili'nin idrâk edildiði feyizli
günlerde rahmete kavuþtu.
Son elli yýllýk siyaset ve fikir hayatýný ilkeli, dürüst ve kaliteli
örnek devlet adamý olarak yaþadý. Kafasý ve yüreði devamlý devlet ve
millet hizmeti için projelerle dolu idi. Aðýr baþlý, ciddî, samimî ve
sade ömrü, yayla pýnarý kadar temiz ve berraktý. Fikir adamýydý.
Eserler yazdý. Eserlerinde kendisini deðil, doðrularý savundu.
Araþtýrmacýydý. Bilincini kaybettiði ana kadar ülke meselelerine çare
ürettiðine þahitlik ettik. Hastaneye yatmadan üç gün önce telefon
etti. Oðlum Mustafa Fevzi'yi istedi: "Bilgisayarýný da alsýn gelsin!
Unutulmuþ kaynaklardan çýkardýðým rakamlarla, iki mühendis
olarak hesaplar yapacaðýz. Konu çok önemli, hayatî ve hassastýr.
Doðru sonuca varmamýz lâzým!" demiþti. Son çalýþma, çok verimli
olan ömrünün son ürünüydü. Bugün ülkenin gündemini iþgal eden
Þark Meselesi ile ilgilidir. Konuya aydýnlýk kazandýracak ciddî bir
projektördür. Siyaset ve fikir ortamýný sarsacak önemli bir belgedir.
Aðabey Kardeþ Münasebetimiz Vardý
1965 yýlýnda ben MTTB Genel Baþkaný, Mehmet Aðabey Bakan
idi. O yýllardan beri aðabey kardeþ beraberliðimiz devam etti.
1969'dan sonra siyaset içinde, parlâmentoda günlerimiz, yýllarýmýz
beraber geçti. Þahidiyim ki, Mehmet Turgut Bey çok güçlü bir devlet
adamýydý. Gündelik politikalara, polemiklere ve popülariteye tenezzül etmemiþtir. Seviyeyi ve kaliteyi korumuþtur. Kendisini çok iyi
yetiþtirmiþ gerçek bir entelektüeldi. Siyasî rakipleri bile Mehmet
75
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 76
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Turgut Bey'in deðerini takdirle ifade etmiþlerdir.
Diyebilirim ki, beraber olduðu, yardým ettiði, yol
gösterdiði parti mensuplarýndan daha çok,
muhalif partilerdeki muhataplarý Mehmet Turgut
Bey'i sevip saymýþlardýr. Birçok basýn yayýn
kuruluþlarý, köþe yazarlarý kendi düþünce ve
siyasî çizgilerine karþý olan Mehmet Turgut
Bey'in deðerini kabul ve takdir etmiþlerdir.
Mehmet Turgut Bey inançlý bir insandý.
Kutsal kabul ettiðimiz üç aylarýn ilk günlerinde
Ýstanbul'da vefat etti. Cuma günü Kocatepe
Camii'nde devlet ve hükümet erkânýnýn katýldýðý,
sevenlerinin oluþturduðu büyük bir cemaatle
namazý kýlýndý. Hayatta iken alýp yaptýrdýðý
Gölbaþý Mezarlýðý'ndaki kabrine defnedildi.
Müslüman bir ailenin mümin evlâdýný gözyaþlarý
ve duâlarla uðurladýk. Gaziantep ve Nizip'ten
gelen aile mensuplarý, hemþerileri, sevenleri
muhterem eþi Türkân Hanýmefendi'ye taziyelerini sundular. Türkân Yenge haklý olarak büyük
üzüntü içindeydi. Yaþlý gözlerle, fýtratýnda var
olan asalet ve zarafeti ile metin olmaya çalýþýyordu. Teselli zordu. Kaybolan aydýnlýk bir dünya
idi. Onurlu, duygulu, saygýlý eþini topraða vermiþti. Ömrünün en deðerli varlýðýný kaybetmiþ,
yalnýzlýðýna bürünmüþtü. Mehmed’i ile çileleri
bile zevk edinmiþti. Dünya onunla güzeldi.
Yüreðine ateþ düþmüþtü. Cesaretimi toplayýp
Türkân Yengeye, "Sabýr bugün için lâzýmdýr" diyebildim. "Evet!" dedi
"Emir büyük yerden…"
Türkân Yenge anlatmýþtý: Adalet Partisi ilk Genel baþkaný Org.
Ragýp Gümüþpala rahmetli olmuþ, Adalet Partisine genel baþkan
aranýyor. Genel baþkanýn seçileceði kongreden bir gün önce Mehmet
Turgut Bey'in mütevazý evinde 40'ý aþkýn milletvekili toplanmýþ,
karar verilecek. O güne kadar Genel Baþkan Yardýmcýsý Sadettin
Bilgiç (Koca Reis) partiyi badirelerden kurtarmýþ, kongreye kadar
getirmiþ. Ýhtimal Bilgiç'ten yana. Süleyman Bey ise Adalet Partisinin
taþlandýðý bir gün (27 Mayýs'ýn baskýsý devam ederken) meþhur þapkasýný býrakýp, "Bu ülkede 50 yýl siyaset yapýlmaz!" diyerek Genel
76
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 77
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Sanayi ve Teknoloji Bakaný Mehmet Turgut bir açýlýþ töreninde...
Ýdare Kurulu'ndan istifâ etmiþ; fakat kongreden bir gün önce aday
olduðunu açýklamýþtý. Ýþte böyle bir ortamda, evde toplanan, seçim
sonucunu belirleyecek aðýrlýktaki milletvekilleri, Mehmet Turgut
Bey'in de aday olmasý için ýsrar ediyorlardý. Fakat Mehmet Turgut Bey
tercihini Süleyman Bey'den yana koydu ve kazanan da Süleyman
Bey oldu.
Lider Sultasýna Karþýydý
Adalet partisi için 1965 seçimleri sonrasý 4 yýl baþarýlý bir dönem
sayýlýr. Fakat 1969 seçimlerinden önce ve sonra AP içinde "Yeminliler
77
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 78
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Grubu" oluþturuldu. Bu gurup, ne pahasýna olursa olsun Süleyman
Bey'i destekleyeceklerine yemin edenlerdi; partiyi "Tek Adam"a (lidere) teslim etmeyi hedeflemiþlerdi. Ýþte bugüne kadar demokrasimizin sýrtýna kambur gibi oturan "Lider sultasý" böyle baþlamýþtýr.
Yeminliler Grubu'na katýlmayan milletvekillerine partinin kapýlarý
kapatýlmak istendi. Daha sonra Mehmet Turgut Bey'in de içinde
olduðu milliyetçi bildiðimiz Saadettin Bilgiç ve arkadaþlarý hükümet
dýþýnda býrakýldý. Her biri, seçim bölgesinin lideri konumundaki milliyetçi gruba mensup milletvekilleri, çeþitli bahanelerle disiplin
kuruluna sevk edildi. Birer ikiþer partiden uzaklaþtýrýlma yoluna
gidildi. Bu tutumla beraber, o günün siyasî olaylarý ile Baþbakan'ýn
kardeþlerine ait yolsuzluk iddialarý partiyi ikiye böldü.
Parti içi mücadele hasmâne bir ortama sürüklendi. 72 milletvekili isteklerini AP Genel Merkez'i ve Genel Baþkaný'na bir mektupla
bildirdi. Yazýlý belge hâline getirdiðimiz sýkýntýlarýmýzý umursayan
olmadý. 72 milletvekilinin müracaatý çiðnendi, yok sayýldý. Bu gidiþi
durdurmak, lider sultasýný engellemek için Demirel Hükümeti'nin
bütçe görüþmeleri (1970) sýrasýnda düþürülmesi çare olarak teklif
edildi. Kararýmýz her birimiz için politikaya veda etmek demekti.
Teklif hakkýnda konuþmak üzere Konyalýlar Lokali'nde toplanýldý.
Toplantý baþlamadan önce bir þart koþuldu: "Alýnacak karara mutlaka
uyacak arkadaþlar toplantýya katýlsýnlar. Uymayacaklar ise toplantýya
katýlmak zorunda deðillerdir."
Þarta baðlý kalmak istemeyenler ayrýldýlar. Biz, 41 kiþi kaldýk.
Akþamýn altýsýndan sabahýn altýsýna kadar devam eden müzakerelerin sonunda, 39 arkadaþ, "Bütçeye ret oyu verelim" dedi. Ben þahsen çekimser kalmak fikrindeydim. Mehmet Turgut Bey ise "Bütçeyi
reddetmeyelim, müspet oy kullanalým" görüþünü savundu. Böylece
"ret verelim" diyen arkadaþlarýn görüþü, ortak karar olar kabul edildi.
Mehmet Aðabey, alýnan karara uyduðu gibi 41'ler hareketinin bütün
karar ve çalýþmalarýna sonuna kadar baðlý kaldý.
Bu izahatý þunun için yaptým: Mehmet Turgut Bey, saðlam karakterli insandý. Mücadelesini yýlmadan, sonuna kadar götüren,
çalýþkan, faziletli ve ahlâklý bir kiþiydi. Arkadaþlarýný yarý yolda
býrakmadý. 41'ler Hareketi ve Demokratik Parti davasýný bir fazilet
mücadelesi olarak kabul etmiþti. O kadar ki''Mümkün olsa bu arkadaþ
grubu birbirinin mirasçýsý olmalýdýr!" demiþtir. DP'nin Ankara ve
Anadolu ekibini vefâtýna kadar terk etmedi. Ýlkeli siyasetçilere örnek
oldu.
78
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 79
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Uyumamak Ýçin Yaptýklarý!
Sevgili dostum, Nuri Gürgür Bey, benden Mehmet Aðabey için
yazý istediðinde tereddüt geçirmiþtim… Çünkü Mehmet Turgut
Bey'in engin dünyasýný özetlemek, þahidi olduðum güzellikleri ifade
etmek kolay iþ deðildi. Çareyi Türkan Yenge'yi telefonla aramakta
buldum. Hem hatýrýný sormak, hem kabri baþýnda çocukluðu ile ilgili
duyduðum hatýranýn doðru olup olmadýðýný öðrenmek istedim.
Kabri baþýnda hatýralar anlatýlýrken Kilis'ten gelen bir akrabasý
þunlarý söylemiþti: "Mehmet Bey, annesini erken yaþta kaybetmiþ.
Çocukluðunda çok çalýþkanmýþ. Geceleri ödev yaparken uyumamak
için duvara çaktýðý bir çiviye baðladýðý ipin diðer ucunu saçlarýna
baðlarmýþ. Uykusu geldiðinde baþý öne doðru düþtüðü zaman ip
saçýný çeker, böylece uyanýr, ders çalýþmaya devam edermiþ."
Anlatýlanýn doðru olup olmadýðýný Türkân Yenge'ye sordum.
Þunlarý söyledi:
Böyle bir olayý Mehmet bana anlatmadý. Ancak þunlarý biliyorum: O yýllarda köyünde okul olmadýðý için, okulun bulunduðu köye
bir buçuk saatte gider, bir buçuk saatte dönermiþ… Tek öðretmen
ilkokulun beþ sýnýfýna birden ders verirmiþ. Ancak Mehmet Bey, dört ve
beþinci sýnýflarý Kilis'te okumuþ; ilkokuldan burada mezun olmuþ.
Okumaya çok hevesli olduðu için sýnavlarý kazanarak ortaokul ve
liseyi "leyli meccani" bitirmiþ. Mehmet bildiðim kadar sürekli takdir
(iftihar) belgesi almýþ. O yýllarda üç yýl üst üste takdir alan öðrencilerin resimlerinin bulunduðu albümlerden birkaç tanesi hâlâ
kütüphanemizdedir. Bu da eðitim hayatýnda çok hýrslý ve baþarýlý
olduðunu göstermektedir.
Eþim çok iradeliydi. Hafýzasý çok kuvvetliydi. 10 yýl önce okuduðu
bir kitaptan 10 yýl sonra nasýl faydalanacaðýný bilirdi. Ailesine
düþkündü. Örf ve âdetlerine baðlýydý. Köy kültürünü yani Anadolu
kültürünü kaybetmemiþti. Bunun anlamý ise büyüðe saygý, küçüðe
sevgi, geleneklerine baðlýlýk þeklinde özetlenebilir.
Prensiplerinin ihlâline izin vermezdi. Hattâ bunlarýn ihlâl
edilmesi durumunda zaman zaman sertleþirdi. Sevdiðini delicesine;
canýndan verircesine severdi. Sevgisini içinde saklar, göstermezdi.
Ýlgilenmiyormuþ gibi durduðu insanlarý bile el altýndan takip ederdi.
Kendisi çok vefalýydý. Vefasýzlýk gördüðü kimselere dahi vefa gösterdiðine çok þahit olmuþumdur.
Gençlik yýllarýnda üniversitede iken Türk Ocaklarý, Milliyetçiler
79
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 80
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Derneði gibi derneklerde görev aldýðý, Mücadele Dergisi'nde yazýlar
yazdýðý malûmdur.
Durmadan çalýþýrdý. Yazmayý ve okumayý seven insandý.
Yazdýklarýnýn, memlekete ve millete fayda saðlayacaðýna inanýrdý.
Ýlgililere çalýþmalarýný gönderir, doðru olduðuna inandýðý fikirlerinin
hayata geçirilebileceðini umardý. Son kitabý, Demokrat Parti'nin
uðradýðý haksýzlýklar ve 27 Mayýs zulmü üzerineydi. Bitirdi ama
yayýmlayamadý. Yayým iþini sizinle birlikte yapacaktý.
Söz Söylemesini Beklerdik
Son iki yýl boyunca her ay, aileler arasý yemekli toplantýlarýmýz
olurdu. Sohbet ederdik. Yemek sonrasýnda memleket meselelerini
konuþurduk. Hepimiz sözün Mehmet Turgut Bey'e gelmesini beklerdik. Sözleri tecrübenin, bilginin, birikimin önünde idi. Ýnandýrýcý
ve özetlemiþ olurdu. Benzeri toplantýlar Filizî Köþk'te eski siyaset
arkadaþlarýnýn katýlmasýyla gerçekleþirdi. Orada da beklenen söz
Mehmet Turgut Bey'e aitti.
Eþi ve hayat arkadaþý Türkân Hanýmefendi ile ahenkli mutluluklarý vardý. Türkân Haným kültürlü, eli kalem tutan, lisan bilen aydýn
bir hanýmefendidir. Ýngilizceden Türkçeye çevirdiði ve yayýnlanan
kitaplarý vardýr. Beyinin yazdýðý kitaplarýn ilk eleþtirisini de yine
Türkân Yenge yaparmýþ. Nitekim Mehmet Aðabey zaman zaman
Türkân Yengeye döner düþüncelerini sorardý.
Mehmet Turgut, uzun siyasî hayatýnda bakanlýk görevlerinde
bulundu. Devletin büyük imkânlarýný kullandý. Yönetim hayatýnda
Hak'tan, hakikatten, doðrudan ayrýlmadý. Keyfiliði hiç kullanmadý.
Türk sanayiine büyük hizmetleri olmuþtur. Otomotiv sanayii onunla
baþlamýþtýr. Sanayimizin bugüne geliþinde Mehmet Turgut Bey'in
katkýsý çok büyüktür.
Devlet hizmetini "emanet" duygusu ile uyguladý. Bu örnek vatan
evlâdýna Cenabý Allah'tan rahmet diler, Türkân Yenge baþta olmak
üzere, akraba, yakýnlarý, sevenleri ve aziz milletimize baþ saðlýðý
dilerim. Mehmet Turgut siyasetini, hizmet anlayýþýný genç politikacýlarýn deðerlendirmesini salýk veririm.
80
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 81
Mehmet Turgut Ýçin
Abdulkerim DOÐRU
Sanayi ve Ticaret Eski Bakaný
''Güneþi sabah vakti deðil de
akþam vakti överler''
MACAR ATASÖZÜ
M
ehmet Turgut'u yâd ederken kalbime düþtü.
Öyle bir güneþti o, hararetinden insanlarýn rahatsýz olmadýðý,
ancak ýþýðýndan faydalandýðý kalplere inþirah veren bir güneþ.
Þahsiyeti, tevazuunda saklanmýþtý onun.
Daha talebe sýralarýnda iken, yurt sevgisi ile tutuþmuþ bir kalp
gözü ile görebildiðini, biz ancak elli yýl sonra görebildik. Bizlere çok
güvenir, bu kadronun bir an evvel, millet hizmetine girmesi için çýrpýnýr dururdu.
Biz ise bunu bir hayal zannederdik. Gerçi bunu açýktan açýða
söylemezdi ama, o hissederdi. O da bize bundan duyduðu acýyý
söylemezdi. Ancak ayný iklimin insanlarý olduðumuz için, biz de onu
anlardýk.
Kendisine en yakýn olanlar bile onu anlamazken, derdini kime
açabilirdi!
Þairin, ''Ya baþým olmasaydý, ya dünyaya gelmeseydim'' þeklinde
hissettiði bir hayattý sanki Mehmet Turgut'un hayatý.
Onu biz anlamadýk. Ama onu yaratan anlamýþtý. Ancak ona
kavuþunca, bizden dolayý duyduðu acýnýn son bulduðundan eminim.
Hayattayken baþkalarýna sunduðu gönül ferahlýðýna onun da ancak,
bu vuslatla kavuþabildiðine inanýyorum.
Aramýzdayken ona karþý yapamadýðýmýz vazifemizi heyhat
þimdi, o bizden ayrýldýktan sonra her namazda ve sair zamanlar
dualarýmýzla yapmaya çalýþýyoruz.
Ýnþallah kabul olur da, Kýyamet de bu defa sevinç içinde bir
araya geliriz.
81
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 82
Devlet Adamý Mehmet Turgut
Tuncer ENGÝNERTAN
Hukukçu
B
ir hayatýn romanýný birkaç dakikaya sýðdýrmak mümkün
deðildir, fakat bir hayatýn rüyasýný birkaç dakikada görebilmek mümkündür. Merhum Mehmet Turgut'un hâtýrasý huzurunda
birkaç dakikanýzý böyle bir rüyaya hasretmek istiyorum.
Merhum Hâmi Tezkan ile birlikte, Ankara, Gaziosmanpaþa'daki
evinde Mehmet Turgut'u ziyaret ettik, tanýþtým (1977). Daha sonra da,
vefatýna kadar münasebetlerimiz devam etti. Çok mutluyum ki, kendisini tanýmak, sohbetlerinde bulunmak imkânýný buldum.
Mehmet Turgut benzerlerine pek az rastlanan bir devlet adamý,
devlet adamlýðý yanýnda, memleketi ve dünyayý yakýndan tanýyan,
okuyan, düþünen ve yazan bir fikir adamýydý.
Mehmet Turgut, Gaziantep ilinin, Kilis ilçesine baðlý, Gökmusa
köyünde doðdu (02 Mart 1929).
Ýlkokulu üç yýl köyünde okudu. Kilis'deki Kemaliye Ýlkokulundan ve Yozgat Lisesinden mezun oldu.
Sümerbank Genel Müdürlüðünden burs alarak okuduðu Ýstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesinden mezun oldu (1951).
Sümerbank'ýn Malatya Mensucat Fabrikasýnda makine mühendisi (1951-1953) ve Elektrik Ýþleri Etüt Ýdaresi Genel Müdürlüðünde
proje mühendisi (1954-1956) olarak çalýþtý.
Ankara Üniversitesi Ýlâhiyat Fakültesi profesörlerinden Yusuf
Ziya Yörükhan'ýn kýzý, Ýngilizce öðretmeni Türkân hanýmla evlendi
(15 Kasým 1955).
Yedek subaylýk görevini yaptý (1956-1957).
Askerlik hizmetinden sonra serbest çalýþmaya baþladý.
Ankara'da inþaat ve tesisat malzemeleri satan bir iþyeri, bu iþ devam
ederken yine Ankara'da proje çizim bürosu açtý.
27 Mayýs askerî müdahalesinden sonra kurulan Adalet
82
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 83
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Baþbakan Ulusu ile birlikte...
Partisinin (11 Þubat 1961) kurucularý arasýnda yer aldý. Merkez Karar
Kuruluna ve teþkilâttan sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýlýðýna seçildi. Partiyi teþkilâtlandýrmak için büyük gayret gösterdi.
Adalet Partisinden Afyon Milletvekili seçildi (15 Ekim 1961).
Suat Hayri Ürgüplü'nün kurduðu, Adalet Partisi, Yeni Türkiye
Partisi, Millet Partisi ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisinden meydana gelen koalisyon hükûmetinde Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný
(20 Þubat 1965-27 Ekim 1965) olarak görev yaptý.
Adalet Partisinden Bursa milletvekili seçildi (10 Ekim 1965).
I. Süleyman Demirel hükümetinde Sanayi Bakaný (27 Ekim
1965-03 Kasým 1969) olarak görev yaptý.
Adalet Partisinden Bursa Milletvekili seçildi (18 Nisan 1969).
Mehmet Turgut dahil, 72 milletvekili Süleyman Demirel'e
muhtýra verdi (19 Ocak 1970).
Mehmet Turgut, Yüksel Menderes, Talât Asal, Sadettin Bilgiç,
Faruk Sükan ve Cihat Bilgehan ile birlikte Adalet Partisi Genel Ýdare
Kurulu üyeliðinden "Demirel'le demokrasi olmaz" diyerek istifâ ettiler (04 Þubat 1970).
Mehmet Turgut dahil, Adalet Partili 41 milletvekili bütçeye red
83
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 84
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
oyu verdi. 214 kabul oyuna karþýlýk 224 red oyu verilmesi üzerine
bütçe reddedildi (11 Þubat 1970).
Baþbakan Süleyman Demirel, bütçenin reddedilmesi üzerine
istifâ etti (25 Þubat 1970).
Mehmet Turgut dahil 46 milletvekili Adalet Partisinden ihraç
edildi (25 Haziran 1970).
Adalet Partisi milletvekili Ferruh Bozbeyli Türkiye Büyük Millet
Meclisi Baþkanlýðýndan istifâ etti (19 Ekim 1970).
Kurucularý arasýnda Mehmet Turgut'un da bulunduðu, 40 senatör ve milletvekili, 3 general ve 2 profesörün yer aldýðý, Ferruh
Bozbeyli'nin Genel Baþkanlýðýnda, Demokratik Parti kuruldu (18
Aralýk 1970).
Mehmet Turgut Demokratik Partiden Bursa milletvekili seçildi
(14 Ekim 1973).
Demokratik Parti bu seçimlerde %11,9 oy aldý ve 45 milletvekili
çýkardý.
Sadettin Bilgiç önderliðinde 9 Demokratik Parti milletvekili
kurulacak Milliyetçi Cephe Hükümetini desteklemek üzere
Partilerinden istifâ ettiler (28 Mart 1975).
Mehmet Turgut, en yakýn arkadaþlarýndan bazýlarýnýn da,
hükümeti desteklemek üzere partiden istifâ etmelerine çok üzüldü.
Parti siyasetinden vakur bir þekilde çekildi.
Demokratik Parti Dördüncü Büyük Kongresinde kendisini fesh
etti (04 Mayýs 1980).
12 Eylül 1980 askerî müdahalesinden sonra kurulan Bülent
Ulusu hükümetinde Sanayi ve Teknoloji Bakaný (23 Aralýk 1981-13
Aralýk 1983) olarak görev yaptý.
Merhum Turgut Özal'ýn Anavatan Partisine kurucu olmasýný
ýsrarla teklif etmesine raðmen teklifi kabul etmedi.
Türkiye Ýþ Bankasýnda Yönetim Kurulu Baþkaný (Nisan 1987Mayýs 1990) ve Merkez Sigorta Anonim Þirketinde Yönetim Kurulu
Baþkaný (18 Mayýs 1990-14 Ekim 1994) olarak görev yaptý.
Mehmet Turgut'un siyasetten çekilmesine sebep olan olayý anlatan Ferruh Bozbeyli'nin kitabýndan bazý bölümler:
"… Biz grubu topladýk. Milliyetçi Cephe Hükümeti'ne girecek
84
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 85
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
miyiz, girmeyecek miyiz, onu tartýþýyoruz. (1)
"… Bizim parti grubu 44 kiþiydi. Bir arkadaþýmýz ölmüþtü. Bir kiþi
de partiden ayrýlmýþtý. 42 kiþiydik, kalanlardan 22 kiþi Milliyetçi
Cephe'ye girmeyelim diye oy verdi. Yirmi kiþi de girelim diye oy kullandý. Þimdi bir þeye dikkatinizi çekmek isterim. Girmeyelim diye oy
veren yedi kiþi, ertesi gün istifa ettiler. Ýstifa gerekçelerinde de 'Milliyetçi
Cephe'ye girmemize mâni olduklarý için istifâ ettik' dediler. "…
- Ama gidenlerin yedisi…
Onlarýn yedisi girmeyelim diye oy verdi. Sadettin Bilgiç de baþta.
Girmeyelim diye el kaldýrdýlar. Ertesi gün de girelim diye el kaldýran
iki kiþi girmeyelim diye el kaldýran yedi kiþiyle beraber oldu ve dokuz
kiþi istifâ ettiler. Bir de gerekçelerini Milliyetçi Cephe'ye girmemek
olarak açýkladýlar. Ýþe bakýn hem girmeyelim diye oy veriyorlar, hem
de Milliyetçi Cephe'ye girmediðimiz için istifâ ettik diye açýklama
yapýyorlar. Böyle iþ olur mu?
- Kimlerdi bu isimler?
Sadettin Bilgiç baþý çekiyordu. Giresun milletvekili Ethem
Kýlýçoðlu'na dedim ki, 'Ya Ethem, sen bu adamla arada bir akþam raký
içersin. Sadettin Bilgiç senin ahbabýn, masa arkadaþýn. Git de bir sor
bakalým. Bu adam elini kaldýrýp da girmeyelim diye oy vermek yerine
girelim diye oy verseydi, on beþ kiþi girmeyelim diyecekti. Yirmi yedi
kiþi de girelim diye oy verecekti. Dedikleri olacaktý. Ve biz her þeye raðmen koalisyon hükümetine girmiþ olacaktýk. Karar böyle çýkacaktý.
Niye böyle bir oyun yapýldý? Bunu öðren.' dedim. Bana Ethem
Kýlýçoðlu'nun Sadettin Bilgiç'ten aktardýðý aynen þudur: 'Þimdi ben
millî savunma bakaný oluyorum. Bozbeyli'nin dediði gibi yapsaydým,
Bozbeyli bana bakanlýk mý verecekti?' demiþ." (2)
Sadettin Bilgiç, II. Milliyetçi Cephe Hükümetinde de Millî
Savunma Bakaný (21 Temmuz 1977-05 Ocak 1978) oldu.
Ýþte, bu da bir siyaset ve siyasetçi…
Mehmet Turgut velud (çok yazan) bir yazardý. Ýlk kitabý olan Su
Türbinleri ve Santral Binalarý adlý kitabýný 1954 yýlýnda yayýmladý.
Yayýmlanmýþ, toplam 5000 sayfa civarýnda, 22 kitabý var.
Merhum Hâmi Tezkan'ýn sahibi ve mesul müdürü, Gökhan
Evliyaoðlu'nun umumî neþriyat müdürü olduðu, merhum Ali Fuad
Baþgil, merhum Peyami Safa ve merhum Nurettin Topçu'nun yazarlarý
arasýnda bulunduðu, 05 Ocak 1961 tarihinde yayýmlanmaya
85
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 86
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
baþlayan, Adalet Partisinin kuruluþuna destek veren, Düþünen Adam
dergisinde 4. sayýdan itibaren yazmaya baþladý.
Genellikle köyünden tanýdýðý köy ve köylü meseleleri hakkýnda
yazýyordu.
"Köylü ve Profesörler" baþlýklý yazýsýnda þöyle diyor:
"… Býrakýn efendiler býrakýn. Sizler fildiþi kulelerinizden çýkmayýn ama, köylüye de iftira etmeyin. Onun hakkýnda tasarrufa kalkmayýn. Eðer böyle bir iddianýz olursa, evvelâ onu tanýyýn, sonra
sevmesini öðrenin. Profesörlük baþka þey, köylüyü, halký sevmek baþka
þey…" (3)
Eþi Türkân Turgut' da, Düþünen Adam dergisinin 9. sayýsýndan
itibaren kadýn konularýnda yazmaya baþladý.
Mehmet Turgut'un, 22. ve son kitabý "Dün, Bugün ve Geleceðin
Güçlü Türkiyesi (Türkiye problemlerinin çözüm yollarý) adýný taþýyor.
Kitap 2 cilt, 1046 sayfa. Kitapta 611 dip notu ve kaynakçada 560
eser adý var.
Kitapta bir de ithaf yazýsý bulunmaktadýr:
"Beni her zaman destekleyen, her an ve her türlü þartlar altýnda
yardýmlarýný esirgemeyen, beni canýndan daha çok sevdiðine ve
beraberliðimizin tacý olduðuna inandýðým deðerli eþim sevgili
Türkân'a…" (4)
Kitap âdeta Mehmet Turgut'un vasiyetnamesi gibi. Kitap bugün
dikkate alýnmasý gereken tesbitler ve düþüncelerle dolu.
Kitaptan bazý bölümler:
"… Kim ne derse desin, aydýnlarýmýz ve politikacýlarýmýz gelecekten ne beklerse beklesin, Türkiye'miz bugün bir dar boðazdadýr ve
Türk toplumu büyük bir bunalým içindedir. Bu kitabýn sayfalarýnda
bunlarýn hepsi ve her yönüyle dile getirildi. Ayrýca, Türkiye'nin ve
Türk toplumunun karþý karþýya kaldýðý problemleri çözmek, dar
boðazlarý aþmak ve bunalýmlarý ortadan kaldýrmak için yapýlmasý
gerekenlerin de üzerinde duruldu. Yani, geleceðin güçlü Türkiye'sini
meydana getirme ve toplumumuzu insanlýðýn büyük yürüyüþü
olarak kabul edilen bilgi toplumuna doðru koþanlar arasýna ulaþtýrma
yollarý gözden geçirildi." (5)
"...Oryantalistlerin ileri sürdüðü iddialar gözden geçirildiði ve
86
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 87
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
yazdýklarý kitaplar baþtan sona okunduðu zaman üç hedefe ulaþýlmak
istendiði açýk olarak ortaya çýkmaktadýr:
1- Türkiye Cumhuriyeti'nin millet olarak bünyesinin yapay ve
yapýsýnýn gevþek olduðu,
2- Bu yapý üzerinde oynanýrsa bu devletin parçalanmasý veya
geliþme ve güçlenmesinin durdurulmasý mümkün olabilir. Bu da,
bazý etnik ve kültürel azýnlýk gruplarý yaratýlarak yapýlmalýdýr.
3- Bu azýnlýk gruplarýna, Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlarý
içinde birinci sýraya aday olmak üzere de, Kürt veya Alevî vatandaþlarýný ele almak gerekir.” (6)
" Özetlersek, bugün Türkiye'de bizim bir millî kültürümüz
vardýr ve bunun yaný sýra mahallî kültürler de vardýr. Bunlarý aklý
baþýnda bir kimse inkâr edemez. Ancak, yine aklý baþýnda bir kimse,
yukarýda özetlemeye çalýþtýðým … ortaya atýlan, kültürümüzün
mozaik bir kültür olduðu safsatasýný da kabul etmez. Neyleyelim ki,
bunu kabul edenler vardýr ve bunlar her kademeden ve sýnýftan birtakým kimselerdir. Ýþte bunlarýn çok tanýnmýþ olanlardan tipik bazý
örnekler:
Bunlardan biri, hem de bugünün Baþbakaný, dünün Ýstanbul
Belediye Baþkaný, önceki günün Refah Partisi Ýstanbul Ýl Baþkaný,
yani, çok önemli mevkilerde bulunmuþ ve bulunmakta devam eden
bir kimse, Recep Tayyip Erdoðan. Son derece önemli olan millî
kültür konusunda þöyle diyor:
‘Türkiye Cumhuriyeti 1923'ten bu yana sürekli gerileyiþ
içindedir. Türkiye'nin 70 yýllýk tarihi boþa harcanmýþ bir zamandýr.
Türkiye'de 27 etnik grup yaþamakta. Bunlarýn varlýklarýnýn
tanýnmasý gerekir. 'Türkiye Türklerindir' gibi tezler yanlýþtýr.’
Bu iddialarýn ileri sürüldüðü röportajda bugünün baþbakaný,
Türk diyemiyor ve Türkiyeli demeye çalýþýyor; aynen bugünkü Millî
Eðitim Bakanýnýn Türk sözünden hoþlanmayýp Türkiyeli demeyi
telkin ettiði gibi. Bugünün Baþbakaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn
kalkýnma (ilerleme), tarih ve etnik grup anlayýþý, yani millî kültür
anlayýþý bu. Türk olmayý veya Türküm demeyi, Müslüman olmaya
veya Müslümaným demeye engel olarak kabul eden bir zihniyet.
Neresinden baksanýz yanlýþ, neye göre mukayese etseniz mantýksýz.
Bu baþbakan ve benzerleri Türkiye'nin eðitim ve öðretim sisteminin
ürünüdür…" (7)
2004 yýlýnda yazýlan bu satýrlar, âdeta bugün yazýlmýþ gibi…
87
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 88
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Merhum Hâmi Tezkan, Mart 1982 baþýnda bir gün:
- Mehmet Turgut sana Þeker Sigorta Anonim Þirketinin Genel
Müdürlüðünü teklif edecek, dedi.
- Benim sigortacýlýk tatbikatým yok, dedim.
- O seni tanýyor. Ýyi bir hukukçu, orada iyi bir hukukçuya ihtiyaç
var, bu görevi yapabilir, dedi.
Mehmet Turgut, birkaç gün sonra, beni Bakanlýða çaðýrdý.
Teklifini söyledi.
Bir an tereddüt ettim. "Yaparsýn yaparsýn" dedi.
Düþünüyorum: Ben olsam bu teklifi yapabilir miydim?
Tereddütlüyüm…
Þeker Sigorta Anonim Þirketinde Genel Müdürlük (Mart 1982Aralýk 1984) görevi yaptým. Görev süremde þirketin prim istihsâli ve
kârý arttý. Eðer baþarýsýz olsaydým, biliyorum ki, baþarýsýzlýk ona mal
edilecek, aleyhinde kullanýlacaktý.
Bir gün kendisini Bakanlýkta ziyaret ettiðimde Þirket iþleri
hakkýnda bilgi verdim (1982).
Sigorta iþlerini yýllardýr Þeker Sigorta Anonim Þirketine veren
büyük bir yabancý þirketin genel müdürü ziyaretime gelerek:
- Bundan sonra iþlerimizi Þark Sigorta Türk Anonim Þirketine
vereceðiz, dedi. Sebebini sordum.
- Öyle uygun gördük, dedi.
Ben bu durumu Mehmet Turgut'a anlatýnca, özel kalemine,
Vehbi Koç'u baðlamalarýný istedi. Merhum Vehbi Koç, Þark Sigorta
Türk Anonim Þirketinin büyük ortaðý Koç Holding Anonim
Þirketinin sahibiydi.
Telefon baðlandý. Hâl hatýr sormadan sonra:
- Vehbi Bey hayrola Þark Sigortanýn durumu iyi deðil mi? Þeker
Sigortanýn iþlerini alýyorlarmýþ, oranýn hâkim hissesi devlet kuruluþlarýna ait. Seninkiler bu iþten vazgeçsinler, dedi.
Devletin menfaati söz konusu olunca hiçbir þey onu durduramazadý…
Ertesi gün Þeker Sigorta Genel Müdür Yardýmcýsý, bana telefon
etti.
88
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 89
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
- Yabancý þirketin genel müdürü telefon etti. “Ýþlerimizi size vermeye devam edeceðiz,” dediðini söyledi.
***
Ankara'da bir yedek parça deposu yanmýþtý. Hasar ihbarýný
aldýktan hemen sonra, eþ-dost telefon ederek, sigorta bedelinin acilen
ödenmesini rica ettiler (1982).
Merhum Mehmet Turgut o günlerde beni aradý:
- Bir orgeneral bana telefon etti. Ankara'daki yedek parça deposundaki sigorta bedelinin hemen ödenmesini rica etti. Ben de þirketin Genel Müdürü güvendiðim bir arkadaþým, merak etmeyin
gereðini yapar, dedim." dedi.
Genel Müdür Yardýmcýsý ile beraber Ankara'ya gittik. Hâdise
yerinde incelemeler yaptýk. Durumu þüpheli gördük. Ýstanbul Teknik
Üniversitesi profesörlerinden rapor aldýk. Raporda sigorta bedelinin
ödenemeyeceði, gerekçesi ile ifade ediliyordu.
Sigortalýya sigorta bedelini ödemedik.
Durumu Mehmet Turgut'a bildirdim.
Onun beni ikaz ettiði tek konu bu olmuþtu.
Gerçeði öðrendikten sonra, bu konu üzerinde hiç durmadý.
Ülkemizde, az da olsa, böyle þahsiyet sahibi devlet adamlarý
vardý.
***
Son yýllarda kalbi tekliyor, ýstýrap çekiyordu. Manevî yaralarýna
maddî acýlar da eklenmiþti. Kalp ameliyatý oldu.
Mehmet Turgut'u son defa, 28 Nisan 2009'da, Ýstanbul'daki evinde, Ezel Erverdi ve Yalçýn Amanvermez ile birlikte ziyaret ettik.
Sýhhatli görünüyordu. Her zamanki gibi, memleket meseleleri
hakkýnda düþüncelerini dinledik, sohbet ettik. Ülkenin içinde bulunduðu durumdan endiþeliydi.
Kitaplarýný Kilis Üniversitesine baðýþladýðýný söyledi. Herhâlde
veda zamanýnýn geldiðini düþünüyordu…
89
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 90
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
01 Temmuz 2009 Çarþamba günü Ýstanbul'da vefat etti. Vefat
ettiðini haber alýnca, nisyan ile malûliyeti tescil edilmiþ hafýza-ý
beþeri düþünerek Namýk Kemal'in bir beytini hatýrladým:
Ölürsem görmeden millette ümit ettiðim feyzi,
Yazýlsýn seng-i kabrimde vatan mahzun, ben mahzun.
03 Temmuz 2009 Cuma günü Kocatepe Camiinde kýlýnan cenaze
namazýndan sonra, Gölbaþý kabristanýna defnettik.
Cenaze imamý musallada cemaatten helâllik istedi. Halbuki,
þahsen, benim onda hiçbir hakkým yoktu, onun ise bende hakký
vardýr.
Allah gani gani rahmet eylesin. Mekâný cennet olsun.
1- Ferruh Bozbeyli, Hazýrlayanlar: Ýhsan Daðý, Fatih Uður, Yalnýz Demokrat, I. Baský,
Ýstanbul, Timaþ Yayýnlarý, Haziran 2009, s. 371.
2- Ferruh Bozbeyli, a.g.e., s. 372-373.
3- Mehmet Turgut, "Köylü ve Profesörler", Düþünen Adam, 10 Mart 1961, sayý 10, s.
23.
4- Mehmet Turgut, Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiyesi, (Türkiye problemlerinin çözüm yollarý), I. Baský, Ýstanbul, Boðaziçi Yayýnlarý, Cilt I, Temmuz 2005, s. XI.
5- Mehmet Turgut, a.g.e., s. XIX.
6- Mehmet Turgut, a.g.e., s. 175.
7- Mehmet Turgut, a.g.e, Cilt II, s. 886.
90
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 91
Mehmet Turgut'un Ardýndan…
Mehmet Fazlý EMANETOÐLU
Makine Yüksek Mühendisi
ýl 1968'in ilkbaharý. Ýstanbul'da özel sektörde iyi bir ücretle
Y
çalýþýyorum. Rahmetli babam bir sabah arayarak, ''Yeni
hükümet deðerli elemanlarý göreve davet ediyormuþ. Ethem Kýlýçoðlu
(o tarihte Giresun milletvekili) seni istiyor ne dersin'' dedi. Ben de, özel
sektörde bana verilen maaþýn yarýsýný bile devlet bana vermez diye
düþünerek, ''Hayýr teþekkür ederim'' dedim. Kýsa bir süre sonra Ethem
Bey beni arayarak, ''Sana güvenerek bakana söz verdim. MKE
Etimesgut'taki dokuma fabrikasýna seni müdür yapacak, gel görüþ''
dedi. Ben de Ethem Beyi kýramayarak buluþup bakan beyin huzuruna
çýktýk. O günü hiç unutmam. Makamýna girer girmez bir iki adým
atmýþtým ki, bakanýn sesi top gibi gürledi; ''Bozüyük Seramik Fabrikasýna müdür olacaksýn, oradaki rezaleti halledeceksin!''dedi. Kime
kýzdýðýný, ne olduðunu anlamadan, konuþmama da fýrsat vermeden
Sümerbank ve Emlâk Kredi Bankasý Genel Müdürlerine talimat vererek tayinimin yapýlmasýný hemen emretti. Üç gün içinde toparlanarak, hemen Bozüyük'ün yolunu tutum. Mehmet Turgut âdeta
büyülemiþti beni. Karþýmda benden daha milliyetçi, benden daha
vatansever, geleceði benden daha iyi gören koca bir daða toslamýþým
meðer…
Mehmet Turgut hayatý boyunca hep doðru olmuþ, hep doðruyu
söylemiþ ve hep doðruyu yapmaya çalýþmýþtýr. Yýllarca münasebetlerimiz aðabey-kardeþ olarak devam etmiþtir. Kendileri ile çalýþan mesai
arkadaþlarýna en ufak þaibe gelmesini hoþ karþýlamazdý. Yalnýz bana
deðil, bütün arkadaþlarýna görevdeyken de, sonrasýnda da ölene kadar
sahip çýkmýþtýr. Allah nur içinde yatýrsýn.
Özellikle belirtmek istediðim bir nokta var ki, emeklilik döneminde yaptýðýmýz sohbetlerde bütün ilkelerimizin örtüþtüðünü ve
ilkelerimizin ayný olduðunu memnuniyetle tespit ettim. Benim idolümdü. Aðabeyimdi. Çocuklarým da benden duyduklarýyla Mehmet
Turgut'a olan saygý, sevgi ve hayranlýklarýný her zaman dile getirirler.
Onun güvenine lâyýk olmaya çalýþtým, lâyýk olmaya da çalýþacaðým.
Minnet ve þükran borcumuz ebedîdir. Bize çok þey öðretti, çok þey
verdi. Hakkýný helâl et Sayýn Bakaným, muhterem aðabeyim, nurlarda
yat, mekânýn cennet olsun.
91
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 92
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Bir Ýdealisti Uðurlarken
Ali Nailî ERDEM (TÜRK YURDU- Aðustos 2009)
Sanayi, Çalýþma ve Millî Eðitim Eski Bakaný
“Hayata beraber baþladýðýmýz
Dostlarla da yollar ayrýldý bir bir.
Gittikçe artýyor yalnýzlýðýmýz”
mýsralarýnýn ýstýrabýný yüreklerinde duymayanlar var mýdýr bilmiyorum?
Sevgili Mehmet Turgut benim dünyamýn unutulmaz dostuydu.
Bir büyük idealist, bir vatanperver, bir Türkiye sevdalýsý, bir Türklük
aþýðý, inançlarýyla yürüyen bir mücahit olmasý yanýnda muhteþem
bir kültür adamý.
21 Ekim 1961 akþamý baþlayan beraberliðimiz her türlü fitneye ve
fesada karþýn ölümsüz sürmüþtür.
1965 seçimleri sonrasý kurulan hükümette Sanayi Bakaný olarak
halef selef olmuþtuk.
Harika bir Sanayi Bakanlýðý yapmýþ olup yerli imalâtýn ivme kazanmasýnda, otomotiv sanayiin bugünkü boyutlara ulaþmasýnda en
büyük payýn sahibi odur.
Lâf yerine iþ üreten bir politikacý olarak çalýþmayý imân hâline getirmiþti.
Özel yaþamýnda esprilere açýk olan tabiatý ülke sorunlarý karþýsýnda
ciddîleþir, boþa geçecek bir dakikanýn olmadýðýný karþýsýndakilere
hissettirirdi.
Doðruluðun ve dürüstlüðün dýþýnda bir yol bilmemiþtir.
Çabuk öfkelenir, yüzü morarýr, gözleri çakmak çakmak olurdu.
Yalanýn düþmaný, hýrsýzýn takipçiliðinden hiç vazgeçmemiþ bir
siyaset adamý olarak hakkýn savunuculuðunu yorulmadan sürdüren
Turgut, örnek bir politikacý ve devlet adamýdýr.
92
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 93
Bütün ideali, Türk düþüncesini iktidar kýlmak ve kendi öz deðerlerimiz içinde yozlaþmadan çaðdaþlaþmaktý.
Zengin ve demokrat bir Türkiye… Türkçülüðün göz kamaþtýran hâllerini çaðýn evrensel deðerleriyle bütünleþtirip gururla seyredilecek
bir vatanýn inþasýný kitaplarýnýn konusu yapmýþtýr.
Düþünen araþtýran ve sorgulayan bir karakterin sahibi olarak þapka
çýkarýlan bir Türk vatandaþýný, dünyanýn bütününde görmek
tutkusuyla yaþamýný noktaladý.
Bir unutulmaz dostu kaybetmenin derin acýsý içindeyim.
Tesellim, kalkýnan, geliþen ve çaðdaþlaþan Türkiye'nin imarýnda sonsuza dek yaþayacak eserlerinin olmasýdýr. Yerinin dolacaðýný pek sanmýyorum.
Atatürk ilke ve inkýlâplarýndan ödün vermeden, daha iyiye, daha
güzele þevkle yürüyen sevgili dostumu rahmetle anýyorum.
Mekâný Cennet olsun.
93
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 94
Mehmet Turgut
Sadece Bir Siyasetçi Deðildi…
Dr. Metin ERÝÞ
B
iz nasýl toplum olduk? Yahut soruyu baþka türlü mü sormalýyým? Bizi nasýl bir topluluk hâline getirmeye çalýþýyorlar? Geçen hafta yaþadýðým ''acý'' bir olay bana bu sorularý tekrar
sorgulamamýz gerektiðini düþündürdü. Anlý þanlý medyamýzýn görsel
ve yazýlý varlýklarýnda Michael Jackson'la ilgili havâdislerin hemen
her haber diliminde veya baþ sayfada þu veya bu muhtevasý ile verilmesini kimileri tabiî bulabilir. Ama bir diðer taraftan ''kültür
emperyalizminin'' varmýþ olduðu boyutlarý göstermesi bakýmýndan
da ibret verici bulmak mümkündür. Belki benim bakýþ açýmý,
bazýlarýmýz günümüzün deðerlerini anlamamak olarak da deðerlendireceklerdir ama, þurasý da bir gerçektir: Deðer hükümlerinin
lime lime ayrýþtýðý maddeleþen bir ortamda doðrularýn yanlýþlar
içinde kaybolmasý kaçýnýlmaz olmaktadýr. Böylece ülkenin gerçek
deðerleriyle magazinleþtirilen gerçek yapý, kaotik bir kargaþa içinde
ikincinin lehine þekillenmektedir. Hadi bütün bu geliþmeleri ''küresel kültürsüzleþtirmenin'' tabiî bir sonucu olarak kabul edelim ama,
olay bir iç çürümenin yansýmasý hâlinde bu dereceye düþebilir
miydi? Tekrar düþündüm…Sadece bir büyük devlet adamý olma vasfýnda kalmayarak, sosyo-kültürel hayatýmýzýn pek çok yönüne
damgasýný vurmuþ bir ismin vefat haberini verme seviyesini bile
yakalayamayan ülkemiz iletiþim araçlarýnýn, ilmî ve sosyo-kültürel
geliþmelerin ülkeler arasýndaki yarýþmasýnda acaba insanýmýza ne
verebildiðini veya verebileceðini dikkatle irdelememiz gerekmez mi?
Öyle bir basýn ki, sanatkârlýðý bile tartýþmaya açýk, bugünlerde bir
program yapan bir hanýmýn annelerinin vefatýný ve cenaze törenini
naklen, evet naklen yayýnlayan TV kanallarýmýzýn, ömrünün büyük
bölümünü ülkesine siyasetten veya bilgi daðarcýðýndakileri eserlerine yansýtarak hizmet eden bir “Türk Münevveri”ne takýndýðý duyarsýzlýðý görünce, insan çöken yapýnýn neresinden þikâyet edeceðine
þaþýrýp kalýyor. Konu sadece iletiþim araçlarýmýzdaki kültürsüzleþmeyle sýnýrlý kalýyor olsa, belki bunun tedavisi için düþünürlerimizden, aydýnlarýmýzdan istimdat(yardým istemek) istenebilir. Fakat
94
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 95
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
mesele bununla da sýnýrlý deðil. Asýl acý olan, insanýmýzýn, yüzyýllardýr toplumumuzun temel deðerlerinden olan birine, ''vefâ'' duygusuna giderek yabancýlaþmakta oluþudur.
Bütün bunlar, bir büyük Türk münevveri olan Mehmet
Turgut'un vefatýnýn ardýndan bir kere daha, ýstýrap içinde düþündüm.
Çünkü Mehmet Turgut, kimileri tarafýndan hiç tanýnmamýþ olabilir.
Ama hiç deðilse belli bir kesimin, vefa duygusuyla ona sahip çýkarak,
medyanýn her yönden harekete geçmesi ve bu büyük insaný anlatmalarý, onun örnek kiþiliðinden alýnacak dersler olduðunu vurgulamalarý gerekmez miydi? Ýþte beni asýl yaralayan bu olmuþtur.
Muhafazakâr olduðunu söyleyen veya milliyetçiliði kimselere býrakmayan, yahut millî deðerlerin savunucusu olduðunu belirten kesim
bile, tam bir kör ve saðýrý oynarken acaba kendi kendime,''Bunun sýrrý
bir talimata mý baðlýdýr, yahut da milletin kök deðerlerine baðlý
sandýðýmýz kesimler de artýk tam anlamýyla madde dünyasýnýn esiri
mi olmuþlardýr?'' Tam bunlarý düþünüyordum ki, deðerli dostum,
sevdiðim genç gazeteci kardeþlerimden biri beni arayarak bir büyük
gazetenin Genel Yayýn Yönetmenine Mehmet Turgut Beyin vefatýný
ve medyanýn duyarsýzlýðýný aktardýðýnda aldýðý cevabý dile getirecekti. Bu doðrusu ibret alýnacak bir tespitti. ''Konuyla ilgileneceðim ama
bu kadar namuslu, dürüst ve deðerli bir siyasetçi ve düþünürün
medyamýzda yer almamasý beni þaþýrtmaz. Zira medyamýz için tam
tersi deðerler reyting getirici kabul edilenlerdir.'' Bu cevaba doðrusu
hiç þaþmadým. Çünkü 1950'li yýllardan beri takip ettiðim, istisnalar
dýþýnda hep buydu yaþayýp gördüklerim!
Tanýdýðým Mehmet Turgut gerçekten, ''Türk siyasî hayatýnda
onun kadar ''mir malýna'' hassasiyetle el sürmekten uzak duran
insanýmýzýn sayýsý azdýr ve giderek de azalmaktadýr.'' dediðimde, onu
tanýyan pek çok kimsenin bunu teyit edeceðinden þüphem yoktur.
Üstelik o, 1961'de baþladýðý siyaset hayatýnda 1965-1969 yýllarý
arasýnda dünyalýðýn en çok istismar edilebileceði Enerji ve Tabiî kaynaklar ile Sanayi Bakanlýðý yapmýþtýr. Ve aradan zaman geçtikten
sonra Ulusu Hükümetinde yeniden Sanayi ve Teknoloji Bakaný
olarak devlet ve millet hizmetinde bulunmuþtur. Hem de her
dönemde fazilet timsâli olarak, hem iktidar, hem de muhalefet mensuplarýnýn saygýsýný kazanan bir fert olma hüviyetinden bile bir
nebze uzaklaþmamayý baþararak… Böylesi bir kiþiyi, hadi bazý kiþi ve
kesimlerin özel istisnasý ile siyaseten tanýmazlýktan gelmek
mümkündür diyelim; peki ya onun en az devlet adamlýðý kadar, hattâ
ondan da ileri düþen, yazan bir “Türk Münevveri” olmasýný nasýl
95
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 96
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Dostlarýyla bir iftar masasý sonrasýnda...
görmezden gelebilirsiniz? Özellikle de 300-500 kelimeyle
düþüncelerini dönüp dolaþýp baþka kalýplara sokarak anlatanlarýn
her gün arz-ý endam ettiði bir habercilik anlayýþýnda düþüncelerini,
deðerlendirmelerini ve araþtýrmalarýný binlerce sayfaya dökmüþ bir
münevverimizi nasýl olur da bilmezden, görmezden gelebilirsiniz?
Bütün bu sorularý boþuna dile getirdiðimi biliyorum. Çünkü Mehmet
Turgut muhafazakâr, milliyetçi, vatanperver, dürüst ve çalýþkan, üstelik nadirleþmeye baþlayan bir Türk evlâdýydý.
Devletine yýllarca hizmet eden Mehmet Turgut, emekli olmuþ
ama köþesine çekilmemiþtir. Okuyor, okuduklarýný hazmediyor,
araþtýrýyor ve tecrübesiyle birleþtirerek kamuoyunun dikkatlerine
sunacak bir çabayla kitaplaþtýrýyordu. Henüz siyasetin dýþýndayken
sahiplendiði yazma tutkusunun ilk meyvesi, 1954 yýlýnda daha çok
mesleðinin bir yansýmasý olan Su Türbinleri ve Santral Binalarýdýr.
Ýlerleyen yýllar içinde, bulunduðu siyasî hayatýnda bir sebep-sonuç
iliþkisi olarak, 1964 yýlýnda Kalkýnma ve Beþ Yýllýk Plân konusunu
kaleme alacaktýr. Bu arada özellikle siyaset dünyasýnýn vefasýzlýklarý
hususunda ilk tespitlerini yapacak ve 1966 yýlýnda Dostluða Dair
baþlýðý altýnda dostluk konusundaki deðerlendirmelerini dile getirecektir. Rusya henüz SSCB iken, Orta Asya Türk dünyasýna yaptýðý bir
gezi sonrasý, 1969 yýlýnda Taþkent'e Doðru baþlýðý altýnda nefis bir
seyahatname yazacaktýr. Sonrasýnda ise, hep yüreðindeki bir titreme
96
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 97
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
unsuru olan Türkiye'si ile düþüncelerini, deðerlendirmelerini
Türkiye'nin Geleceði (1971), Çýkýþ Yolu (1980) adlý çalýþmalarýyla
sadece gündemi takip etmekle kalmadýðýný, Türkiye'si için yol güzergâhý da vermeye çalýþtýðýný ortaya koyan kitaplar yazacaktýr. Ve
artýk siyaset defterini geride býrakan Mehmet Turgut, ifadelendirdiðim gibi; '' O zaten siyasetçi olmasýnýn dýþýnda baþkaca kimliklerle
de doludur. Mükemmel bir mütefekkir, ayný zamanda iyi bir araþtýrmacý yazardýr. Yazý hayatýný gýpta edilecek bir Türkçe ve üslûp güzelliðiyle fikrî çalýþmalarýna ve araþtýrmalarýna yansýtmýþtýr. Mehmet
Turgut Türk aydýnýnýn ve okuyucusunun herhalde büyük bir talihidir.'' Ben böyle düþünüyorum. Mehmet Turgut gözlemlerini yapýyor, düþünüyor, okuyor, tartýþýyor, araþtýrýyor ve birikimlerini de
deðerlendirerek düþüncelerini kaleme alýyordu. Ýþte 1985 yýlýndan
günümüze yayýmladýðý eserlerin isimleri. ''Japon Mucizesi ve
Türkiye, Siyasetten Portreler, Siyasetten Sahneler, TÜSÝAD
Raporu ve Türkiye, Döne Döne Düþünmek, Siyasetten Kesitler,
Türkiye Gerçeði ve Bask Modeli, GAP'ýn Sahipleri, Doðu Sorunu
Üzerine, Osmanlý'da Devlet, Ekonomi ve Batýlýlaþmadaki
Yanlýþlar, Baþkanlýk Sistemi, Ordu ve Demokrasi, 18 Nisan 1999
ve 3 Kasým Seçimlerinin Deðerlendirilmesi, Hatýra Nev'inden
Notlar, Dünü Bugünü Ýle Geleceðin Güçlü Türkiye'si (2 cilt).
Hemen büyük çoðunluðu Boðaziçi Yayýnevince yayýmlanmýþ, binlerce sayfayý bulan emek dolu bu çalýþmalarýn, kendilerine aydýn
sýfatý takanlarca sanýrým Mehmet Aðabeyin dediði gibi; ''Döne döne
okumalarýndan vazgeçtik, kendilerini döne döne vicdan muhasebesine tutmalarý gerekir.'' Son görüþmemiz, sanýrým Nisan aylarýnýn
baþlarýydý. Emirleri üzerine Boðaziçi Yayýnevinde bir araya gelmiþtik.
Türkiye'nin içinde bulunduðu durumu tartýþmaya açmýþlar ve bizlerin konu üzerine neler yapabileceðimizi konuþmuþtuk.
Düþünceleri, týpký yýllar önce gerçekleþtirilen büyük çaplý toplantýlarla geleceðe ýþýk tutacak, hattâ geleceðin nesillerine önderlik
yapacak ufuk çalýþmalarýn yapýlmasý yönündeydi. Böyle bir çalýþmada kendisine ne düþerse yapmaya hazýr olduklarýný beyân ediyorlar
ve bir sonraki hafta gerçekleþtirmeye karar verdiðimiz toplantýda
kendilerine ihtiyacýmýz olup olmadýðýný soruyorlardý. O gün toplantýda hazýr olanlardan Ergun Göze, Ömer Aksu, Ahmet Çelik ve ben,
kendilerini fazla yormak istemediðimizi, aksakalýmýz olarak kendilerini rahatsýz etmemizin gereði olmadýðýný dile getirmiþtik. Keþke
aksini söylemiþ olsaydýk. Hiç deðilse bir kere daha görüþme þansý
yakalamýþ olurdum… Sonra bir vesile ile bana dönmüþ, beni kardeþi
mesabesinde sevdiðini, vermiþ olduðum özel bilgilerden memnun
97
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 98
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
olduðunu ve inþallah sonbaharda bütün kötülüklerin geride kalmýþ
ve iyi günlere yelken açmýþ durumda buluþmamýzý ümit ettiðini,
dertlerimin kendisinin de derdi olduðunu bilmemi söyleyecekti.
Fakat beklenmeyen gerçekleþecek, deðerli aðabeyim gitmeyi çok
istediði Yalova' ya dahî gitmeden rahatsýzlanacaktý… Çeþitli hastahanelerde konulamayan veya geciken teþhis son yattýklarý hastahanede vefatýndan birkaç gün önce belirlense de ''gel'' emri veçhiyle
1 Temmuz 2009 günü Hakk'ýn rahmetine doðru yürüyecekti. Bütün
hayatý boyunca Mehmet Aðabeyin yar-ý gârý olmanýn dýþýnda onun
edip-yazar gözlemciliði görevini de deruhte eden Türkân Hanýmefendiyle hastanede dertleþirken öðrenecektim ki, Mehmet Turgut'un
son görüþmemizde bahsettikleri kitap çalýþmalarýnýn müsveddeleri
hastahaneye gelmiþti ama, rahatsýzlýðýn seyri bir türlü bununla
meþgul olmaya fýrsat vermemiþti.
Ankara'da Gölbaþý'nda edebî istirahatgâhýna tevdi ettiðimiz rahmetli Mehmet Turgut Aðabeyimin vefatý ile bir kere daha ne yazýk
ortaya çýkansa ''vefâsýz insanlar topluluðu'' hâline dönüþmekte olan
insan yapýmýzýn acýsýný, onu topraða verirken hiç deðilse kendisini
gerçek sevenlerle beraber olmakla, gönlümce, kýsmen telâfi ediyordum. Fakat yine de Türk Petrol Vakfý gibi bir istisnanýn onlara deðer
kazandýrmýþ olduðunun farkýnda bulunmayan bazý S.T.K yöntemlerinin herhâlde kendilerini örf ve âdetlerimizin temel unsurlarýndan
biri olan ''vefâ'' konusunu bir kere daha gözden geçirmelerini temenni etmenin doðru olacaðýný, boþuna da olsa, düþünüyordum. Bu
kurumlar neyse ama, bir de Mehmet Turgut Beyin 3 yýl boyunca
Yönetim Kurulu Baþkanlýðý yaptýðý Ýþ Bankasýnýn ve siyasetçilerin
vurdum duymazlýðý vardý ki, iþte bu bir þeyi daha açýklýyordu.
Gündemde popülizm veya gösteri yoksa vefâya ne gerek vardý ki!…
Her þeye raðmen sevgili ve aziz Mehmet Turgut büyüðümüz,
seni Hakkýna teslim ederken hiç deðilse gerçek dostlarýn, senin hep
onlara olduðun gibi, bütün gönülleriyle, olabilen varlýklarý ve de her
zaman dualarýyla senin yanýndaydýlar ve olmaya da devam edeceklerdir.
98
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 99
Büyük Kayýp Mehmet Turgut
Yýlmaz GÜNGÖR
Makina Yüksek Mühendisi
B
üyük devlet adamlarýndan biri olarak deðerlendirdiðim
Mehmet Turgut'u kaybetmiþ olmanýn acýsýyla, aþaðýdaki
satýrlarda onu biraz olsun anlatmak istiyorum:
Mehmet Turgut'u, 1949 yýlýnýn son aylarýnda, ÝTÜ Makine
Fakültesi'ne kaydolduktan, Türkiye'nin muhtelif þehirlerinden gelen
sýnýf arkadaþlarýmýzla tanýþtýktan ve karakterlerimizin birbirine
uyumlu olanlarýyla yakýn arkadaþlýk kurduktan sonra, aðabeylerimizi
tanýmaya, onlarýn fakülteye ve Ýstanbul'a intibak etmek konusundaki
tavsiyelerini almaya baþladýðýmýz
sýralarda tanýmaya baþladým.
1950 yýlý baþlarýnda yapýlan Makine Fakültesi Talebe Cemiyeti
Kongresi'ne katýldýðýmda, toplantýda yaptýðý konuþmada düþünce ve
davranýþlarýný takdirle karþýladý
ðým Mehmet Turgut ile tanýþmak
fýrsatýný buldum. Üniversite yýllarý, onunla Makina Fakültesi Talebe Cemiyeti, ÝTÜ Talebe Birliði,
Türkiye Millî Talebe Federasyonu'nun genel kurul ve diðer faa liyet alanlarýnda yaptýðýmýz iþbirliði ve mücadelelerle devam etti.
ÝTÜ'den mezun olduktan
sonra atýldýðý iþ hayatýnda, konulara yukarýdan bakabilen, gerektiði
hâllerde gayet güzel araþtýrma ve
analiz yapabilen bir yapýya sahip
olan Makine Yüksek Mühendisi
Mehmet Turgut ile, Türkiye'nin
sanayide mutlak olarak bir atýlým
Açýlýþ töreninde konuþma yaparken
99
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 100
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
yapmasý, süratle yerli imalâtýn artýrýlmasý konusundaki düþüncelerde
hemfikir olduðumuzu bir kere daha anlamýþ oldum.
Her türlü maddî fedakârlýðý yaparak baþladýðý siyasî hayatta,
Adalet Partisi'nin kurucularý arasýnda yer alan Mehmet Turgut'un 1965
yýlý ortalarýnda Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlýðý döneminde,
Bakanlýk üst kademesinde heyecanla baþladýðým görev sýrasýnda,
kendisinin dürüstlük abidesi, yaptýðý incelemesinde doðru bulduðu
memleket kalkýnmasý ile ilgili adýmlarýndaki cesareti, ýsrarcý tutumu,
iþleri sonuna kadar takip ve neticelendirme vasýflarý ve mütevazi
davranýþlarýna her zaman þahit oldum. O kadar gösteriþten uzak
davranýþlara sahipti ki, iþ seyahatlerinde valilerin il hududunda
karþýlama ve il çýkýþýnda uðurlamalarýný doðru bulmadýðýndan bunlarýn yapýlmasýna mâni olmak istiyor ve haber vermeden seyahatlerini yapýyordu. Gayesi, herkesin zamanýný iyi kullanýp iþinde baþarýlý
olmasýydý. Önce Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlýðý'nda, bilâhare
Sanayi Bakanlýðý'nda sürdürdüðü görevleri döneminde, özellikle
Türkiye'nin millî yeraltý kaynaklarýnýn deðerlendirilmesi, sanayide
önce ithal ikâmesi ve bilâhare yerli üretime geçiþ yolunda gerekli her
türlü mevzuat deðiþiklikleri ve özel sektörün teþvik edilmesi politikasýnýn ýsrarla takip ve tatbikinde çok baþarýlý adýmlar attýðýna þahit
oldum. Otomotiv endüstrisinde, çimento ve kimya sektöründe özel
sektörün atýlým yapmaya baþlamasý ve devamýnda Sn. Mehmet
Turgut'un üstün baþarýsýný minnetle anmaktayým.
O, memleket menfaati söz konusu olduðu en zor dönemlerde
bile, hiçbir siyasî menfaat düþünmeden görev alarak büyük fedakârlýk göstermiþtir. Onun bakan olarak görev yüklendiði, benim de
bürokrat olarak çalýþtýðým günlerde o, iktidar partisinden gelebilecek
her türlü baskýlara karþý koyar ve devlet mekanizmasýnýn huzur
içinde çalýþmasýný saðlardý.
Kilis'te doðup, Anadolu'nun baðrýnda yetiþip ÝTÜ'yü bitirdikten
sonra devlet bürokrasisinde, siyaset dünyasýnýn en üst kademelerinde yaptýðý fedakâr çalýþmalar dýþýnda, Ýþ Bankasý Yönetim Kurulu
Baþkanlýðý'nda, daha sonraki dönemlerde de baþka müesseselerde de
sorumluluk yüklenmiþtir. O, hayatý boyunca hiçbir zaman istirahata
çekilmemiþ, saðlýk problemlerine raðmen, edindiði tecrübelere ve
gözlemlere dayanarak sürekli yazýp, mevcut ve gelecek nesillere
býraktýðý onlarca kitapla, memleketimizin gurur abidelerinden biri ve
birçok insanýn gölgesinde serinlediði ulu bir çýnardýr.
Mekâný cennet olsun.
100
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:55
Page 101
Mehmet Turgut'un Ardýndan…
Sibel GÜRAN
Özel Sekreter
Ç
alýþma hayatýmýn on bir yýlýný paylaþtýðým Sayýn Mehmet
Turgut Beyefendi, kalbi, vatan ve millet sevgisiyle dolu ve
her türlü meziyetleri barýndýran kiþiliði ile ülkemizin yetiþtirdiði
nâdir devlet adamý ve aydýn olarak Cumhuriyet Tarihinde yerini
almýþtýr. Þahsen ailesini tanýmak, çalýþma hayatýmda birlikte olmak
benim için herkese nasip olmayan bir þans ve onurdur. Kendisini her
zaman saygý ve rahmetle anacaðým.
101
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 102
Mehmet Turgut'la Sohbet
Ergun GÖZE
Araþtýrmacý-Yazar
E
ski Sanayi ve Ticaret Bakaný Mehmet Turgut'un geçen günkü
buluþmamýzda anlattýklarýndan bazýlarýný okuyucularýmla
paylaþmak isterim. Bir tarih yapraðý olduðu kadar, bir ibret buketidir
de… En yakýn arkadaþý Ýdris Yamantürk ile (Güriþ Holdinglerinin
sahibi) Ýstanbul Teknik Üniversitesinde nasýl tanýþtýklarýný þöyle bir
teþbihle anlatýyor:
''1946'da liseyi
bitirip Ýstanbul Teknik Üniversitesine
girdiðimiz zaman biz,
Ýdris ile pantolonlarýmýzdan birbirimizi tanýdýk. Çünkü o
zamanlar leyli meccanî denen bizim gibi parasýz yatýlý okuyanlara her sene bir
lâcivert ceket, bir de
pantolon verirlerdi.
Fakat çok kalitesiz
bir kumaþtandý ve
yaðmur yedi mi, on
santim kýsalýr, ayaklarýmýz açýkta kalýrdý.
Ama biz mecburduk.
Baktým onun pantolonu da leylî meccanî, yani talebelere verilen cinstendi, böylece tanýþtýk. Ama
sonra Sanayi Bakaný
olunca parasýz yatý102
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 103
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
lýlara daha iyi kalite bir kumaþtan pantolonlar yapýlsýn diye emir
verdim. O iþi hallettim. Nasýl rahatladým…''
Maksadým bir eski bakanýn icraatýný anlatmak deðil. Zaten ona
sütunum yetmez…Bu anlattýðým da, iþin biraz duygusal, fakat o günleri ve daha birçok þeyi anlatan bir tarafý..
Aziz dostum Mehmet Turgut kalp krizi geçirir. Hastanede yatmaktadýr. Eski milletvekili arkadaþlarýndan Sait Sina Yücesoy da
meclis dýþýnda kaldýðý için hastanede doktorluk yapmaktadýr. Her
gün de eski arkadaþýný ziyaret edip dertleþmektedir. Bir gün duvardaki kalp röntgenine bakar ve der ki;
– Yahu, þu kadarcýk et parçasýna bu vataný sýðdýracaðým diye
uðraþtýn durdun. Ýþte sýðmadý, patladý, biraz rahatla. Kendine acý!
1972 senesinin Kýbrýs çýkarmasý günleri, Mehmet Turgut da,
''Nasýl rahatlarým bu þartlarda''deyince, arkadaþý Dr. Yücesoy þunlarý
söylüyor:
– Bak, bu memleketin topraklarýnda yüz binlerce þehit, on binlerce evliya yatýyor. Bu milleti onlarýn yüzü suyu hürmetine Allah
koruyor, kolluyor. Yoksa baþka türlü mü sanýyordun? Ýþte þu Kýbrýs
çýkarmasý bunun en büyük delili…Nixon Türk düþmanýydý.
Yardýmcýsý Agnew de Rum'un gözü ve ondan daha çok Türk düþmanýydý. Bir vergi yolsuzluðu onun siyasî hayatýna son verdi.
Watergate skandalý da Nixon'u siyasî haritadan sildi. Yerine Ford
geldi. Eðer Nixon veya Agnew olsaydý bu çýkarmaya muhakkak
müdahale eder, bize mâni olurdu.Ford'a gelince, o Türkiye'nin yerini
haritada bile bilmez ve bulamaz. Türk Kýbrýs'a çýkarma yapýyor
dediklerinde meseleyi gözünün önüne getirememiþ ve anlamamýþ,
böyle olunca da çýkarlarsa çýksýnlar demiþtir. Böylece kimse bize
mâni olamadý.
103
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 104
Sayýn Mehmet Turgut
Kâmran ÝNAN (TÜRK YURDU- Aðustos 2009)
Devlet Eski Bakaný
ramýzdan ayrýlan Mehmet Turgut, vatanýmýzýn yetiþtirdiði
müstesna büyük bir insandý. Kendilerini, meziyetlerini
A
yakýndan tanýdým, sohbetlerinde bulundum. Kýymetli bir devlet
adamý idi. Dürüstlük ve ciddiyetten hiç taviz vermedi. Devlet menfaatini her þeyin üstünde tutmasý, siyasî oyunlarýn uzaðýnda kalmasý
bazý çevrelerce yadýrgandý.
Kelimenin asil anlamýnda bir milliyetçiydi. Milli meseleleri
araþtýrýr, inceler, çözümler, geliþtirir, kitaplar yazardý. Verdiði büyük
hizmetlere, býraktýðý eserlere raðmen, gösteriþten kaçan, mütevazý bir
kimliði vardý. Sýra dýþý bir insandý.
Ýnanmadýðý, tabiatýna uymayan bazý siyasî uygulamalara karþý
çýktý, muhalefet etmekten geri çekinmedi. Hiçbir zaman, hiçbir þart
altýnda bükülmedi, boyun eðmedi; yolu kesilmek istendi, teslim
olmadý. Sadece bakan deðil, gören bir bakandý; sakatlýklara göz yummadý, geçit vermedi, siyasette, pek de aranmayan, dürüstlüðün sembolü olmuþtu. Dürüst olduðu için de rahatsýz edici idi; bu yönüyle
yalnýz adamdý; ancak yalnýzlýktan korkmuyordu, aksine korkutuyordu.
Vatanýmýzýn Mehmet Turgut gibi evlatlarý bakýmýndan zengin
olmasýný isterdim; asýl servet, zenginlik budur. Türkiye'nin buna
ihtiyacý vardýr. Hoþa gitmek için deðil; hakikatleri söylemek için
konuþurdu.
Her görüþmemizde kendilerinden yeni þeyler öðrendim.
Yaþýtýmdý, dostluðu mesafeli, ancak samimi ve ciddi idi. Dostluðu,
benim için, bir zenginlikti; aramýzdan ayrýlmasý ile fakirleþtim. Ýsim
ve eserler býrakarak gitti. Yalnýz kendisi, ailesi için deðil, vatan ve
devlet için yaþadý. Bir çýnardý, çýnar gibi ayakta öldü.
Sayýn Mehmet Turgut'u anlamak için yakýndan tanýmak gerekiyordu. Saygý, güven ilham ederdi. Kalbi Türkiye için atýyordu,
Türkiye için acý çekiyordu. Emeli, Türkiye'nin kalkýnmasý, büyümesi, refahýn yaygýn hale gelmesiydi; bunu düþünüyor, bunun için
çalýþýyordu. Devletin otorite ve onuru konusunda son derece hassastý. Kendileri daima rahmet, muhabbet ve hürmetle anýlacaktýr.
Ben kýymetli bir dost, milletimiz müstesna bir evladýný kaybetti.
Türkiye'nin Mehmet Turgut'lara ihtiyacý var.
104
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 105
Mehmet Turgut’u Anarken
Ümran-Ertuðrul KUMCUOÐLU
Bankacý- Aydýn Millet Vekili, Avrupa Konseyi Üyesi
S
evgili Türkân Haným,
Sevgili Bakanýmýz Mehmet Turgut Beyi tanýmýþ olmaktan hep
mutluluk duyduk. Hem Ýþ Bankasýnda hem de Sanayi Bakanlýðý
sýrasýnda yakýn çalýþma olanaðý bulma þansýný elde etmiþtim. Bu
nedenle de kendimi
þanslý addediyorum.
Beyefendiye Tanrýdan
rahmet dilerken size
de baþsaðlýðý dileklerimizi sunuyoruz.
Sevgi ve
saygýlarýmýzla…
105
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 106
Mehmet Turgut'un Ardýndan…
Rahmi M. KOÇ
Sanayici-Ýþ Adamý
R
ahmetli Mehmet Turgut Beyi Otosan, ilk Türk arabasý olan
Anadol'u çýkardýðýmýz zaman, aracýn hangi fiyata satýlacaðý
konusunda yaptýðýmýz müzakerelerde Sanayi Bakanýyken tanýdým. O
vakit bize çok katý davrandý. Hiç unutmam " Bu araba Türkiye'nin her
tarafýnda 26.800 liradan satýlacak" dedi. Ýzocam fabrikasýný açtýk, bir
baktýk ki, Mehmet Bey cam pamuðunu liberasyon kotasýna almýþ,
yani her isteyen istediði kadar ithâl edebilecek. Arçelik'te üretilen
buzdolaplarýnýn kompresörlerinin parçalarý dýþarýdan geliyordu ve
biz burada montajýný yapýyorduk. Mehmet Bey kompresörü yerli
olarak imâl etmemiz hususunda bize baský yaptý. Velhasýl o dönem
kendisiyle yýldýzýmýz bir türlü barýþmadý.
Diðer taraftan Vehbi Koç ile çok kuvvetli bir diyaloglarý vardý ve
birbirilerini çok severlerdi. Ýçten içe Vehbi Bey, onun ýsrarlarýný
makûl ve uzun vadede faydalý buluyordu.
Nitekim Anadol'u o fiyattan satmaya baþladýk, yetiþtiremedik.
Fabrikamýz üç vardiya çalýþmaya baþladý. Cam pamuðu üretiminde
ithâl pamukla gayet güzel rekabet ettik ve güçlendik. Kompresörü,
küçük bir mil hariç yerli üretmeyi becerdik, sonra da Mehmet Bey ile
aziz ahbap olduk.
Politikadan ayrýldýktan sonra da dostluðumuz devam etti.
Özlediði zaman telefon eder, bir araya gelirdik.
Allah rahmet eylesin, Türk Sanayiine katkýsý çok büyüktür.
Onun ýsrarý ve inadý olmasaydý, belki biz bu baþarýlarýmýza ancak
daha ileriki bir tarihte kavuþabilirdik.
106
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 107
Eylemle Somutlaþmýþ Fazilet
Hasan KORKMAZCAN
TPB Genel Baþkaný
G
ökmusa Köyü Mehmet Turgut'u tanýyan veya onun eserlerini okuyan herkese aþîna gelir. Gökmusa Köyü Mehmet
Turgut'un yazdýðý kitaplarda ýsrarla arka kapaktaki biyografinin
baþýnda ikinci bir imza gibi yerini almýþtýr.
Mehmet Turgut, özgeçmiþini zenginleþtiren, her biri toplumda
saygýyla anýlan unvanlarýndan önce, doðduðu ve ilkokulun üçüncü
sýnýfýna kadar okuduðu Gökmusa Köyü'nü kartvizit özetlerine taþýmýþtýr. Bu durum, öncelikle, Mehmet Turgut'un köyüne ve köklerine
sevgisini ve vefâsýný göstermektedir. Ancak dikkatimizi sadece bu
sevgi ve vefa motifi doyurmamaktadýr. Gökmusa-Mehmet Turgut
köprüsü, baþka bazý olgularý da deðerlendirmemizde bizi uygun bir
düzlüðe ulaþtýrmaktadýr.
Mehmet Turgut bilinci, karakteri, kiþiliði ve onun deðerler
dünyasý ilk olarak, ufku gökyüzüyle bir bakýmlýk mesafede bütünleþen bu köyde mayalanmýþtýr.
Bu maya o kadar saðlamdýr ki, her gün sekiz yaþýndaki çocuðu
okul yolunda üç saat yaya yürütür, genç bir mühendisi Anadolu
bozkýrlarýna koþturur, genç bir aydýný 27 Mayýs darbesinin karþýsýna
diker, genç bir siyasetçiye Türk Demokrasisi'nin yeniden kuruluþunda çok belirleyici sorumluluklar yükler.
Türkiye'nin 50'li yýllarýna kadar, yani, vatan sathýnda kimliksiz
gettolarýn kent adý altýnda yýðýnlara barýnaklýk etmelerinden önce
köyler vardý. Binlerce köy, binlerce Gökmusa, binlerce insanlýk
okulu, binlerce deðerler okulu, binlerce karakter ve fazilet inþâcýsý
çevre vardý. Bunlar uzak Asya bozkýr kurultaylarýnda ve obalarýnda
binlerce yýl önce oluþmuþ insanlýk deðerlerinin, Ýslâm meþalesiyle
aydýnlanmýþ coþkularýn "göz aydýnlýðý çocuklarýmýza" aþýlandýðý
fazilet bahçeleriydi.
Selçuklulardan beri Anadolu köyleri, bu topraklarda bozkýr
obalarýnýn ruhunu yeniden filizlendirmiþtir. Çin, Hint, Sasani, Roma
107
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 108
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
kültürleri karþýsýnda özgün kimliðini, adalet ve fazilet anlayýþýna
dayanan etik, siyaset ve yönetim ilkelerini bu ruhla yaþatmýþtýr.
Özeti, "insanlýða karþý sorumluluk" olan bu ruh, çevre kültürlerin
gönüllü katýlýmýný saðlayarak zenginleþmiþtir. Yabancý kalýplarla
düþünenlerin tarif ettiði köy bizim köyümüz, köylü bizim köylümüz
deðildir. Onlar derebeyinin arazisiyle köyü, topraða çakýlý serfle
köylüyü karýþtýrma yanlýþlýðýna düþmektedirler.
Mehmet Turgut, ilk deðerler eðitimini ve mücadele azmini
doðaçlama olarak kazandýktan sonra, bunu kiþiliðinin ve ömrünün
ayrýlmaz bir parçasý olarak korudu. Onun için milletimiz Mehmet
Turgut'u faziletin eylemli konumu ve eylemin faziletli durumunu
gösteren bir þahsiyet olarak belleðine kaydetmiþtir.
Gökmusa, kendini insanlýktan sorumlu sayan bireylerin köylerinden biri olduðunu Mehmet Turgut gibi bir þahsiyete beþiklik
ederek göstermiþtir.
Mehmet Turgut'u 1965'te Ýstanbul'da tanýdým. Hukuk Fakültesi
öðrencisiydim. O sýralarda Mehmet Emin Alpkan, Sait Bilgiç, Ömer
Öztürmen ve Ergun Göze'nin yayýnladýðý Sabah Gazetesi'nde de
haber þefi olarak çalýþýyordum.Adalet Partisi'nde henüz 1970 ayrýþmasý olmamýþtý. Yeni iktidarýn önde gelenlerini yakýndan tanýdým.
Dönemin siyasetçileriyle röportajlar yaptým. Cumhurbaþkaný Cemal
Gürsel'le son mülâkatý, Celâl Bayar'la cezaevinden çýktýktan sonra ilk
mülâkatý ben yaptým. Demirel'le, iki aylýk baþbakan iken Güniz
Sokak'taki evinde yaptýðým geniþ bir söyleþiyi yayýnladým. Cevdet
Sunay'ýn Cumhurbaþkaný olarak Ýstanbul'a ilk geliþinde Yalova'dan
yola çýkan Halaskâr yatýna alýnan tek gazeteci bendim. Ancak,
Mehmet Turgut'la Ýstanbul Sanayi Odasý'ndaki toplantýdaki çok kýsa
karþýlaþmamýz bambaþka bir atmosferde geçmiþti. Bu, gazetecisiyasetçi karþýlaþmasý deðildi. Benim yönümden bu karþýlaþma milliyetçi, muhafazakâr, antiemperyalist, antikomünist, antimilitarist,
antikapitalist ve demokrat bir siyasetçi aðabeyimi þahsen yakýndan
görmekti. O güne kadar zaten kendisini gýyabýnda en az Sait Bilgiç,
Ýsa Yusuf Alptekin, Nevzat Yalçýntaþ ölçüsünde, bir aradaymýþ gibi
izliyordum. Bizim Ýstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde cemiyet
seçimlerini 27 Mayýsçýlara karþý kazanarak baþlattýðýmýz gençlik
hareketi solun karþýsýndaki bütün siyasî çevrelerle doðal bir eylem
birliði doðurmuþtu. Mehmet Turgut o günlerde bu dünyanýn önde
gelen simge aktörlerinden biriydi.
Bunalýmlý ve çalkantýlý siyasî ortamda uzaktan bir aðabeye duyu108
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 109
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Cumhurbaþkaný Celâl Bayarla...
lan sempatiyle izlediðim Mehmet Turgut'la Ýstanbul Sanayi Odasý'ndaki
karþýlaþmamýzýn üstünden kýrk dört yýl geçmiþ. Bu kýrk dört yýlýn
tamamý siyasî tarihimizin tanýklýk ettiði bir zaman dilimidir. Onun için
birlikte içinde bulunduðumuz siyasî olaylarý, onun tanýk olduðumuz
baþarýlarýný, dinlediðimiz ve okuduðumuz eserlerini, giriþimde
bulunup tamamlayamadýðýmýz projeleri burada zikretmeyeceðim.
Ancak, Mehmet Turgut'un anýldýðý bir yazýda mutlaka bulunmasý
gereken bazý deðerlendirmelere yer vermek istiyorum.
Mehmet Turgut bir düþünür, siyasetçi olarak tanýnýyor. Geleceðin
araþtýrmacýlarý, her iki alanda da, onun sadece günü deðil, tarih bilinciyle geleceði kavrayan dünyasýna tanýklýk edeceklerdir. Optik deðerlere dayanmayan siyaseti zulüm kabul eden anlayýþýn uygulanabilirliðini hayatýyla kanýtlamýþ bir devlet adamý olarak yeni kuþaklara ilham
verecektir.
19. yüzyýl Amerikan toplumunda dürüstlük çizgisinden taviz vermedikleri için seçim yarýþýný kaybeden siyasetçiler 20. yüzyýlýn ikinci
yarýsýnda J.F.Kennedy tarafýndan Fazilet Mücadelesi'nin meþaleleri
hâline getirildi. Amerikan toplumunun bir nebze aydýnlýk yüzü varsa,
onu hâlâ fazilet mücadelesinin kahramanlarý temsil etmektedir.
109
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 110
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut aramýzdan sonsuzluk âlemine geçinceye kadar
hem fazilet yolunun her alanda ebediliðin en kestirme yolu olduðuna inanmýþ ve bu inancýný siyasette eylem ýrmaðýna dönüþtürmüþ,
hem de büyük bir iyimserlikle herkese bu yolu tavsiye etmek için
bütün fýrsatlarý deðerlendirmekten geri durmamýþtýr. Bugün Türk
milletine miras býraktýðý hatýralarý ve eserleriyle ayný uyarý eylemlerini sürdürmeye devam ediyor.
Atalarýmýzýn uzak coðrafyalardan ve tarihin derinliklerinden
Gökmusa Köyü'ne taþýdýklarý coþkulu bilgelik, Mehmet Turgut'un
eserlerinde bilgi, teknik, metod, öneri, proje, vizyon, felsefe, inanç ve
eylem olarak yazýya dökülmüþtür. Bu eserlerdeki yazýlar okuyana
sadece kuru bilgi vermez, heyecan ve coþku verir. Týpký geleneksel
destansý edebiyatýmýz gibi. Taþkent'e Doðru, bizim kuþaðýmýzda
Cengiz Daðcý ve Cengiz Aytmatov'un þiir tadýndaki romanlarý ve
Zeynep Hanlarova'nýn Türkiye konserleri kadar coþku doðurmuþtur.
Mehmet Turgut'un ihtilâl tasvirleri, toplumlarýn anarþi dönemlerinde uðradýðý dehþeti, tsunami kavramýný bilmediðimiz dönemlerde okuyucularýna yansýtmýþtýr. Yazýlarýnda ortaya koyduðu çarpýcý
derinlik, Mehmet Turgut'un sanatçýlýk boyutunu da göstermektedir.
Yalnýz kaðýt üstünde faziletli, bilge, düþünür ve sanatçý olmak
birer deðerdir. Bunlarýn hepsi olmak çok büyük mazhariyettir. Ancak
bütün bunlarý siyaset dünyasýnýn sýðlaþtýrýcý ortamýnda eylemleriyle
hayata geçirmek Mehmet Turgut'un harcý olmuþtur. O hiçbir maðlubiyeti Sard Kralý Krezus gibi "Ah Solon! Solon!" diyerek piþmanlýkla
karþýlamamýþtýr. O, her zaferin geçici olduðuna; ilke, fazilet ve
sorumluluk duygusunu yaþatmanýn kalýcý olduðuna inanan bir
tevazu çýnarýydý. O, Gökmusa ruhuyla mayalanmýþ bir yüreðe sahipti.
Bu satýrlarý yazarken nedense hep Gökmusa, Gökbayrak (Doðu
Türkistan bayraðý), Göktürkler, Kendi Gök Kubbemiz, Ýsmet
Tümtürk, Ýsa Yusuf Alptekin, Sait Bilgiç, Osman Turan, Mehmet
Emin Alpkan ve Ergun Göze aný penceremizin camlarýný aydýnlatýyorlar. Belki Mehmet Turgut'u tanýdýðým dönemde bir üniversite
öðrencisi olarak düþünce çevremde bulunanlarý zihnim çaðýrdýðý
için. Belki de þu anda hepsi de sonsuzluk âleminde birbirlerine
kavuþtuklarý için.
110
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 111
Mehmet Turgut'un Ardýndan…
Aydýn MENDERES
E. Milletvekili
M
ehmet Turgut'u kaybettik. Allah rahmet eylesin. Eþi
Muhterem Türkân Turgut hanýmefendiye Cenab-ý Hak'tan
baþsaðlýðý diliyorum.
Hayatým boyunca pek çok devlet adamý, siyasetçi, cumhurbaþkaný, baþbakan, bakan, lider ve genel baþkan tanýdým. Rahmetli
Mehmet Turgut hepsinden farklýydý. Bir kere prensip sahibi bir
insandý. Prensiplerinden hiçbir zaman taviz vermemiþtir. Son derece
de dürüst bir insandý. Böyle olanlara eskiden namus-u mücessem
denirdi. Tam da bu sýfata uygun bir insandý. Okur-yazar bir
siyasetçiydi. Siyasetçilerde pek az rastlanmasýna raðmen ciddî bir
entelektüeldi. Derinliði olan insandý. Kendini beðendirmeye çalýþmak tutkusundan azâde, anlaþýlmamaktan ve yalnýz kalmaktan hiç
çekinmeyen, kendi fikir ve inanç dünyasýyla tam bir bütünlük oluþturmuþ ve bu ülkeye çok hizmet etmiþ bir devlet adamýydý. Her
zaman için devletine, milletine ve vatanýna sadýk bir insan olarak
yaþadý.
Bakanlýðý:
1965 Martýnda kurulan rahmetli Suat Hayri Ürgüplü'nün
baþbakan ve Süleyman Demirel'in baþbakan yardýmcýsý olduðu çok
partili koalisyon hükümetinde Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanýydý.
1965 Ekiminde AP tek baþýna iktidar olunca Sanayi ve Teknoloji
Bakanlýðýna getirildi. 36 yaþýnda Türkiye ölçülerine göre erken
sayýlacak bir yaþta bakan olmuþtu. Son derece dirayetli ve baþarýlý bir
bakanlýk yaptý. Oyak- Renault ve Fiat-Tofaþ'ýn Bursa'da kurulmalarý
onun eseridir. Dilerim ki, Bursalýlar bunu unutmasýnlar ve onun
ismini Bursa'nýn çok önemli bir tesisine versinler. Gururlu ve vakur
insandý. 1965 þartlarýnda hükümet olmak da çok zordu. 27 Mayýs'ýn
ve askerin gölgesi iktidarýn ve devletin üzerindeydi. 1965 þartlarýnda
Mehmet Turgut gayet cesur bir bakanlýk yaptý. Bakanlýðýna kimseyi
karýþtýrmadý. Hükümetin 1967 Kýbrýs krizinde askerî müdahale kararý
almasýnda etkili oldu. Bir de 1981-1983 arasý Bülent Ulusu
111
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 112
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
hükümetinde ikinci bir Sanayi Bakanlýðý dönemi oldu. 1983'ten
sonra ise devlet hizmetine ve siyasete dönmedi.
Ortak Anýlar:
60'lý yýllarda yeni üniversite öðrencisiydim. Siyasete de çok
meraklýydým. Büyük aðabeyim de 1965'te AP'den Aydýn milletvekili
olmuþtu. Mehmet Turgut'un ismi hep olumlu bir þekilde kulaklarýmýza geliyordu. Kendisini ilk görüþüm 1964'te Talat Asal'ýn (Eski
milletvekili ve bakan) oðlu Ferda'nýn evdeki sünnet düðününde oldu.
Daha sonraki karþýlaþmamýz 1970'te Demokratik Partinin kuruluþu
ile gerçekleþti. 1973 yýlýnda bu partinin Altýndað Kongresinde benim
konuþmamý izlemiþ, ilgisini çekmiþ. Ondan sonra âdeta bir aðabeykardeþ iliþkisi içerisinde, yakýn bir dostluðumuz oldu. 1973 Eylül
ayýnýn ortalarýnda beni aradý: ''Aydýn hazýrlan Bursa'ya gideceðiz,
ilçeleri dolaþacaðýz. Benim Bursa'ya yatýrýmým bu olacak'' dedi.
Kendisi ile birlikte 2,5 gün içerisinde Bursa'nýn iki ilçesi hariç hepsini gezdik. Mahçup tabiatlý bir insandý. Kendi reklâmýný yapmamýþ ve
yaptýrmamýþtý. Gittiðimiz yerlerde, “Ben bir selâm vereceðim. Aydýn
sen konuþ”, diyordu. 1973 seçimlerinden sonra çalkantýlý bir dönem
yaþandý. Kendisi kalp krizi geçirmiþti. Partiden uzak kalýþý da önemli bir boþluk meydana getirmiþti. Sonunda DP'den ayrýlanlar ve birinci MC hükümetine oy verenler oldu. O, partiden ayrýlmadý.
Rahmetli Turgut 77'de aday olmadý. Ýstanbul'a yerleþti. Ankara'ya
geldikçe beni arar, Çayhane sokaktaki evinde benimle uzun uzun
görüþürdü. Fikir sahibi insandý. Konuþtuðundan çok karþýsýndakini
dinlerdi. Ben de ne zaman Ýstanbul'a gitsem mutlaka ziyaretine
giderdim.
Kitaplarý:
Kitaplar yazdý, yayýnevi kurdu, kitaplar çevirtti. Kendisini bu
yönüyle DP'nin önde gelen isimlerinden Samet Aðaoðlu'na benzetirdim. Kendisine de söylemiþ ve bu onun çok hoþuna gitmiþti.
Baþbakan Demirel ile 1967'de Rusya gezisine katýldý. Gezi anýlarýný
Taþkent'e Doðru kitabýnda topladý. Gerçek bir milliyetçiydi. Bu kitap
ona büyük bir prestij kazandýrdý.
112
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 113
Deðerli Arkadaþým Mehmet Turgut Ýle
Olan Çalýþmalarýmýz
Turhan ONUR
Yüksek Elektrik Mühendisi
M
ehmet Turgut Bey ile 1946 yýlý sonbaharýnda. Ýstanbul
Teknik Üniversitesine (Ý.T.Ü) kabul edilip, birinci yarýyýlda
sanayide ve Erkek Sanat Enstitülerinde (bugünkü meslek liseleri) staj
yaptýk. 1947 baþýnda Üniversitede derslere baþladýk. Makine ve
Elektrik Fakültelerinde 1. ve 2. sýnýfta ayný dersleri beraber aldýk.
Makine ve elektrik mühendis adaylarý olarak Mart 1947'de tanýþtýk,
kaynaþtýk. 2009 yýlýnda da arkadaþlýðýmýz en samimi ortamda devam
etti ve edecek.
1950-51 yýllarýnda Talebe Cemiyeti’ndeki baþarýlý çalýþmalarýmýz
sonunda Teknik Üniversite Talebe Birliði'nde baþkan Ýdris Yamantürk
(Rize), baþkan yardýmcýsý Mehmet Turgut (Gaziantep) ve ben genel
sekreter Turhan Onur (Çanakkale) olarak birlikte çalýþtýk.
Üniversitemizde bütün yurt sathýndan gelen, Kýbrýs'dan, Batý
Trakya'dan, çeþitli ýrk, din ve mezheplerden samimi arkadaþlarýmýzla
milli birliðimizin güzel bir örneðini verdik. Mesleki öðrenimimizin
yanýnda yurt sorunlarý ve geleceði ile ilgileniyorduk.
Ben Kazdaðlarý'nýn kuzeyindeki bir nahiye ilkokulunda okudum.
Ýki köylü arkadaþým Köy Enstitüsünde okuyup öðretmen oldu.
Öðrencilerini yetiþtirmekte baþarýlý olduklarý kadar köylülere duvar
örme, sýva, dülgerlik, marangozluk, soðuk demircilik ve tarýmda
yardýmcýydýlar. Ben bu nedenle Köy Enstitülerini beðenirken,
Mehmet Turgut o yýllardaki siyasi olaylarýn etkisiyle farklý düþünüyordu.
Devlet bursuyla eðitim aldýðýmýz için, mezuniyetten sonra
Mehmet Turgut Sümerbank'ta, ben Ýller Bankasý'nda göreve baþladýk.
Mecburi hizmet sonrasý, o önce serbest iþ hayatýna sonra da siyasî
hayata atýldý. Milletvekili, Enerji Bakaný, Sanayi Bakaný, 1980’den
sonra tekrar Sanayi ve Teknoloji Bakaný oldu. Siyasi hayattaki
baþarýsý ile Türkiye sanayisinin geliþmesinde önemli katkýlarda
bulundu.
113
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 114
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Baþarýsýnýn temel
sebebi: Türkiye'yi
ve insanlarýmýzý iyi
tanýmasý, ileriyi düþünüp geleceði görmesi, dürüst ve den
geli olmasý, siyasette vatandaþý aldatmaya teþebbüs etmemesi ve cesaretli
gayretleridir.
Benim de içinde bulunup, þâhit ol duðum bir iki örnek olay anlatmak
istiyorum:
1967
yýlýnýn
temmuz ayýnda Ýller
Bankasý'ndan ayrýlýp, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu'da, (MKEK), saMehmet Turgut bir temel atma töreninde...
týn alma, satýþ ve ya týrýmlardan sorumlu genel müdür yardýmcýsý olmamý istemesinden
sonra;
1- MKEK’nin ürünlerini ihraç etmemizi istemesi; özellikle
savunma sanayi ürünlerinin ihracatý için Maliye-Sanayi-Dýþ Ýþleri ve
Milli Savunma Bakanlýklarý arasýnda mutabakatý organize etmesi,
yurtdýþý seyehatler ve temaslarýmýzdaki destekleriyle Türkiye'den ilk
kez kayda deðer ihracat yapmamýzý saðladý.
2- Bakanlýðý süresinde OYAK RENAULT ve TOFAÞ otomobil fabrikalarýnýn kurulmasýný saðladý.
Ayrýca, Mehmet Turgut Bey, 1968 yýlýnda kendi organizasyonu
ile, benden FIAT' ýn Ýtalya ve Yugoslavya'daki fabrikalarýný ziyaret
ederek, inceleme raporu vermemi daha sonra da kurulan baþkanlýðýný Vehbi Koç'un yaptýðý, TOFAÞ Yönetim Kurulu ve Ýcrâ Komitesi
üyesi olarak yatýrýmýn hýzlandýrýlmasýna yardýmcý olmamý istedi .
Bu iki otomobil fabrikasý otobüs, kamyon, ticari araç, traktör fab114
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 115
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
rikalarý ile otomotiv yan sanayinin kurulmasý Ülkemizi Avrupa'nýn
sayýlý otomotiv sanayi ülkesi haline getirdi. Teknolojik yatýrýmlarla
beraber AR-GE ye de (Araþtýrma Geliþtirme) önem verilmeye baþlanmýþ oldu.
1982 yýlýnda ERDEMÝR Ereðli Demir ve Çelik Fabrikalarýnýn
genel müdürlük görevine çaðýrdý. ERDEMÝR in 1980'de hazýrlanan
5.000.000 ton nihai yassý çelik kapasitesini esas alan master planý
uygulamamýzý istedi ve bu doðrultuda tüm çalýþmalarý destekledi.
1983 yýlýnda Sanayi-Maliye Bakanlýklarý ve Devlet Planlama
Teþkilatý DPT nin en üst düzeydeki müsteþar, baþkan hatta bizzat
bakanlarý, üniversite ve sanayimizin üst düzey ilgilileriyle Ereðli'de
yapýlan iki tam günlük çalýþma sonunda Kapasite Artýrma ve Modernizasyon KAM projelerinin baþlatýlmasý kararý alýndý. Bu karar ile
1.600.000.000 ABD Dolarlýk 16 ayrý yatýrým ünitesi ile o yýllarda
1.500.00 ton olan nihai ürün kapasitesinin 3.000.000 tona yüseltilmesi saðlanmýþ oldu. Bugün ERDEMÝR’in Ereðli Fabrikasý
4.000.000 ton üretimi geçmiþtir.
ERDEMIR ikinci soðuk haddehane projesi, KAM 'ýn en önemli
ünitesi idi. Bu yatýrýmýn engellenmesi için Ýtalya ve Fransa'nýn devlete ait demir-çelik fabrikalarý genel müdürlerinin, büyük baskýlarý ile
karþýlaþtýk. Bu günlerde Mehmet Turgut ve Turgut Özal yatýrýmýn
devamý için bize tam destek ve cesaret verdiler. Erdemir Avrupa'da
büyüklük, teknoloji ve ürün kalitesi ile rekabet gücü önemli bir kuruluþtu Bu baþarýda Mehmet Turgut ve Turgut Özal'ýn imzalarý vardýr.
ERDEMÝR’deki görevim süresince, iþletmede ve yatýrýmlarda,
personel alýmý, çýkarýlmasý ve çalýþtýrýlmalarýnda, satýþ fiyatlarýný
tespiti konularýnda tam yetkili olarak, her türlü satýn alma ve yatýrým
tercihleri ve sözleþmeler konularýnda hem Mehmet Turgut hem de
Turgut Özal hiçbir telkin ve müdahalede bulunmadýlar. Bilhassa
siyasîlerden gelen müdahaleleri görev sürem boyunca önlediler. Bu
yaklaþýmlarýndan ötürü þükranlarýmý sunarým.
Mehmet Turgut alýþýlmýþ ve klasik siyasetçilikten çok uzak, oy
avcýlýðý yapmayan, her kararýnda ileriye bakan ve gören, çalýþkan,
inceleyen, bilgi ve vicdanýnda deðerlendirerek hiçbir þeyden korkmadan uygulayan siyasetçi olmak adýna kýymetli bir örnektir.
115
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 116
Acý Gerçek
Fahrettin ÖZÇELÝK
Yüksek Makine Mühendisi
2 Temmuz'du, Telefon çaldý,
Tanýdýk bir ses, tedirgin,
Handan'ý soruyordu uzaklardan;
Bana bir þey demedi, diyemedi.
Ýçime bir ateþ düþüverdi birden.
Sadriye'nindi bizi arayan ses.
Handan keyifliydi telefona koþarken,
Ama birden ürkütücü oluverdi sesi,
Ben de donup kalmýþtým meraktan.
Korkmuþtum, bekliyordum, konuþmalarýn sonucunu,
Eþim aðlamaklý soruyordu, ne zaman, nasýl diye,
Ve inanmak istemiyordu duyduðu sözlere.
Az sonra anlaþýldý, devrilmiþti çýnar.
Ve o, can dostumuzdu, can kardeþimizdi;
Korkunç bir acý çöküvermiþti içime.
Ülkesine, milletine, sevdiklerine
Adamýþtý canýný o vefakâr insan,
Sayýlý devlet adamlarýndandý aramýzdan ayrýlan.
Yarýn protokoller, gözyaþlarý, tantanalarla
Uðurlanacak Mehmet Turgut eller üstünde
Ve soðuk topraklar sarýp sarmalayacak bedenini
116
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 117
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Ama inanýyorum, eserleri ýsýtacak.
Aydýnlatacak o soðuk ve ýþýksýz kabrini .
Ve de ulaþtýracak onu sonsuzluða .
Dostlar, boynu bükük kalan dostlar
Her an anacak onu özleyerek
Ve teselliyi gurur duyarak
Bulacaklar onunla.
Ne diyeyim, kadere küsmek,
Ya da ondan kaçmak ne mümkün!
Mehmet Turgut’un sýnýf arkadaþlarý ile birlikte çektirdiði son resim
117
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 118
Mehmet Turgut'un Ardýndan…
Mustafa ÖZKAN
Gazeteci- Ýþadamý
M
ehmet Turgut yiðit bir Anadolu çocuðuydu…
Mehmet Turgut gerçek bir milliyetçiydi…
Mehmet Turgut Türk siyasetinin dürüstlük abîdesiydi…
Mehmet Turgut devlet adamlýðýnýn örnek ismiydi…
Mehmet Turgut Türk sanayinin kilometre taþlarýndan biriydi.
Eðer bugün Bursa bir sanayi þehri olmuþsa, Bursalýlar bunu
efsaneleþmiþ Sanayi Bakaný Mehmet Turgut'a borçludur…
Mehmet Turgut iyi bir gözlemci, büyük bir düþünür ve arkasýnda eserler býrakmýþ aydýn bir siyasetçiydi…
Mehmet Turgut haksýzlýklara isyan eden, doðrularýn yanýnda yer
alan, arkadaþlýðýna doyum olmayan, eþi bulunmaz bir kara gün dostuydu…
Mehmet Turgut'un daha çok meziyetleri vardýr… Onlar yazmakla bitmez. Ama ben size þunu söyleyeyim: Mehmet Turgut nesli
tükenmiþ, çocuklarýmýza örnek gösterilecek, dürüst ve haysiyetli bir
devlet ve siyaset adamýydý…
Kýsacasý adam gibi adamdý Mehmet Turgut…
O'nu tanýdýðýmda genç bir gazeteciydim.
O, 27 Mayýs 1960 ihtilâlinden sonra siyasete girmiþ ve Adalet
Partisi'nin kurucularý arasýnda yer almýþtý.
O, Ragýp Gümüþpala'nýn ölümünden sonra, ismi Türkiye sathýnda bir rüzgar gibi esip, dalga dalga yayýlan ve milletin umudu hâline
gelen Sayýn Süleyman Demirel'in en yakýn dostlarýndan biriydi…
Mehmet Turgut, Demokrat Parti'nin efsaneleþmiþ Devlet Su Ýþleri
Genel Müdürü Demirel'in Adalet Partisi'nin baþýna geçmesi ve bu
görevi kabul etmesi için çok uðraþ vermiþtir. Adalet Partisi'nin
118
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 119
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
olaðanüstü kongresinden önce Nazmiye - Süleyman Demirel ve
Türkân - Mehmet Turgut çiftleri birlikte Mersin'e gitmiþler, Toros
Otel'inde baþ baþa deðerlendirme yapmýþlar ve bu seyahatten sonra
Demirel Genel Baþkan adaylýðýný açýklamýþtýr.
Ýsmet Ýnönü koalisyon hükümetinin güvenoyu alamayarak
düþürülmesinden sonra kurulan Suat Hayri Ürgüplü kabinesindeki
en genç bakan Mehmet Turgut'tu.
Turgutlar, Mustafa Özkan ve eþi Cevahir Özkanla birlikte
Mehmet Turgut'un Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlýðý birçok
kesimi rahatsýz etmiþti.
Petrol tröstleri ile CHP O'nun politikalarýna karþý çýkmýþ, bir
kýsým basýný da yanlarýna alarak O'nu âdeta hedef tahtasý hâline getirmiþ, bakanlýðýn kapýsýna siyah çelenk koymuþlar, yýpratmak için her
yolu denemiþlerdi…
Mehmet Turgut ise tüm bu iftiralara karþý dik durmasýný bilmiþ,
inançlarýndan hiçbir ödün vermemiþ, mücadeleye sonuna kadar yýlmadan devam etmiþti.
1965 seçimlerinden sonra kurulan 1. Süleyman Demirel
119
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 120
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Kabinesinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlýðý'na kaydýrýlan Mehmet
Turgut'lara röportaja gitmiþtim. Kavaklýdere'de Fatma Aliye Sokak'ta
mütevazý bir dairede oturuyorlardý. Zarif eþi Türkân Turgut,
kahvelerimizi yudumlarken "Ýþte petrolü satan bakanýn evi" diye
basýna, muhalefete serzeniþte bulundu. Yayýnlar, söylemler ve bakanlýk kapýsýna býrakýlan siyah çelenkler kendilerini çok üzmüþtü…
Türkân Turgut,
alamýyordu…
"Siyaset bu mu?" diye sormaktan kendisini
Mehmet Aðabey'in ölümünden iki ay kadar önce eþim Cevahir'le
birlikte evine ziyarete gitmiþtik. Çok sýhhatliydi.. Kýsa bir süre sonra
O'nu kaybedeceðimizi aklýmýn kenarýndan bile geçirmemiþtim.
Sevgili Türkân Turgut'un elinden çýkan nefis börekleri yerken,
uzun bir siyaset turu yapmýþtýk. Yazdýðý kitaplardan, yazmayý
düþündüðü kitabýndan ve ülkemizin kalkýnmasýndan, ihracatýndan
bahsetmiþti. Türkiye'nin müthiþ bir potansiyele sahip olduðunu
anlatýrken gençlerin çalýþmalarýna, becerilerine duyduðu hayranlýðý
vurguluyordu…
Çok sevdiði Bursa'daki sanayi hamlesinin ülkenin her köþesine
yayýlmasý hâlinde
Büyük Türkiye hayalinin gerçekleþeceðini
söylüyordu…
Türkân Haným telefonda,"Mehmet Aðabey'in hastanede, bana
'Özkan'a haber ver.' dedi. Ýki gündür ihmâl ettim. Dün gece yoðun
bakýma aldýlar," dediðinde beynimden vurulmuþa döndüm.
15 dakika sonra hastanedeydim.
Yoðun bakýmdan içeriye girdiðimde âdeta yýkýldým.
Benim caným Mehmet Aðabeyimin baþýna bir kask geçirilmiþti
ve oksijen veriyorlardý. O güçlü, hiçbir þeye boyun eðmeyen, daima
dik durmasýný bilen, kiþiliðinden ve inançlarýndan hiçbir ödün vermeyen Mehmet Turgut acý çekmesine raðmen bizlere belli etmemeye
çalýþýyordu...
Elini hafif kaldýrdý, son defa selâmlaþýrken, bakýþlarýmýz âdeta
birbirine kenetlendi… Bir þeyler söylüyordu…Türkân Hanýmla birlikte anlamaya çalýþtýk… Sesi oksijen kaskýndan dolayý duyulmuyordu...
Ýþaretle kaðýt, kalem istedi. Önüne koyduk. "Türkân'cýðým yoðun
bakýmda olduðumu kimselere söyleme..." diyordu, çünkü kimsenin
üzülmesini, yorulmasýný istemiyordu. Son derece üzgün olan Türkân
120
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 121
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Turgut'a "Bu kaðýdý lütfen saklayýn" dediðimi hatýrlýyorum. Sanýrým
O'ndan kalan son hatýra bu yazý oldu…
Yoðun bakýmýn kasvetli havasý beni adeta boðuyordu… Kendimi
tutamadým ve aðlamaya baþladým…
Yataðýnýn ayak ucunda Mehmet Turgut'a vedâ ederken, O'nu son
defa gördüðümü ve bir daha asla göremeyeceðimi biliyordum. Ama
buna inanmak istemiyordum!
O günün gecesinde hastaneye bir kere daha uðradým.. Yoðun
bakýmdaki nöbetçi doktorla görüþtüm… Acý gerçeði, bir de onlardan
duyunca tüm umutlarým suya düþmüþtü…
Ve Mehmet Turgut'u, benim caným aðabeyimi bir gün sonra kaybettik…
Bu yalan dünyadan bir yýldýz daha kaymýþtý…
Biricik eþi Sayýn Türkân Turgut'a sabýrlar diliyorum… Ateþ
düþtüðü yeri yakar. Yaþam bundan böyle en çok onun için zor olacaktýr…
Dostlarý, arkadaþlarý ve Türk Milliyetçileri Mehmet Turgut'u asla
unutmayacaklardýr...
Bu satýrlarý yazarken 1965'lerin Mehmet Turgut'u bütün haþmeti
ile dimdik karþýmda duruyor…
O sakin bakýþlarýný üzerimde hissediyorum…
O hepimizin kalbinde ve hatýralarýnda yaþayacaktýr.
O'nu daima ilk tanýdýðým günkü gibi hatýrlayacaðým…
O benim canýmdý…
O benim gerçek dostumdu…
O benim sýrdaþýmdý…
Yattýðýn yer cennet olsun sevgili Mehmet Aðabeyciðim…
121
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 122
Bir Mehmet Turgut Vardý...
Ediz TERÝM
Avukat
N
e tuhaf... Yazýya baþlarken geçmiþ zaman kipini kullanmak.
Daha 15 gün önce telefonda sesini duyduðum,2 Temmuz
Perþembe gününe kadar hep kale gibi arkamýzda durduðunu bildiðim,
baþýmýz sýkýþtýðýnda telefonunu çaldýrdýðým, Ýstanbul'a gittiðimizde
bir büyüðümüz var diye sevinçle ziyaretine uðradýðým, gençlik günlerimizin son þahitlerinden biri... Þimdi yok.
Acý bir boþluk var içimde. Annemin babamýn ölümünden sonra
onlarýn yerine koyabildiðim nâdir kiþilerden biriydi Mehmet Turgut.
Türk Otomotiv Sanayii'nin kurucusu ve ilkeleri uðruna bir
döneme imzasýný atmýþ bir dürüst politikacýydý. Kýymetini bildik mi?
Hiç sanmýyorum. Televizyonlara bakýn anlarsýnýz. Bugün binlerce
kiþinin ekmek yediði bir büyük sektörün gerçek öncülerinden biriydi.
Bir sürü politikacý tanýdým ama o, girdiði kabýn þeklini alýveren
su damlalarýndan biri deðildi, hiçbir zaman da olmadý.
Doðru bildiðini söyledi, kiþiliðinden asla taviz vermedi, inancý ve
ilkeleri için setleri yýkan bir sel oldu. Parlak siyah gözleri ile küçük bir
dev adamdý o...
Hayatýmýzýn en zor anlarýnda; "Þimdi ne yapacaðýz?" diye
düþündüðümüzde, yanýmýzda bitiveren, elini uzatan bir gerçek baba
idi. Bize ümit verdi, yaþama ve mücadele gücü verdi, onun sayesinde
yeniden ayaða kalktýk.
Milliyetçi, inançlý, aile birliðine saygýlý, gerçek ailesinin yanýnda
bizleri de kollarý ile saran, hakikî bir kara gün dostu idi.
Allah indinde, kimin duasýnýn kabul olunacaðý bilinmez ama
herhalde Tanrý, bizim gibi kalpten yakaranlarý duyar.
Mekânýnýn cennet olduðunu biliyorum, hissediyorum ama yine
de duamý ediyorum. Sonsuza kadar ýþýklarla yürü, nurlar içerisinde
yat sevgili Mehmet Aðabeyciðim...
122
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 123
Bir Devlet Adamý Göçtü
Zeynep ULUANT
Yazar
M
ehmet Turgut'u da kaybettik. Kendisine Mehmet Amca diye
hitap edebilmeyi çok isterdim ama neden bilmem bir türlü
resmiyeti aradan çýkaramadým. Halbuki o bana birkaç sene evvel
Dün Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si adlý kitabýný, "Sevgili
yeðenime" diye imzalayýp vermiþ ve her vesileyle benim amcam
olduðunu tatlý tatlý hatýrlatmýþtý.
Kilis'in Gökmusa köyünde toprak damlý, toprak tavanlý bir evde
baþlayan hayat… Köyünde ilkokul bulunmadýðý için en yakýn köy
olan Lohan'daki üç yýllýk ilkokulu dere tepe aþarak giden, dört ve
beþinci sýnýflarý bir akrabasýnýn yanýnda okuyan, lise öðrenimini
devlet bursu kazanarak Yozgat ve Diyarbakýr'da tamamlayan bu
tertemiz ve çalýþkan köy çocuðu ÝTÜ Makine Mühendisliði
bölümünü Sümerbank bursuyla ve mecbûrî hizmet yüklenerek bitirmiþti.
Bir devrin siyâsî hayatýna, dürüstlüðü ve çalýþkanlýðý ile
damgasýný vurmuþ bu haysiyetli devlet adamýna o yýllarda uygun
görülen "olmaz Mehmet" ünvaný ise en yakýn arkadaþlarýnýn dahî
olmayacak isteklerine "hayýr" diyebilen bir politikacý olduðunun
iþaretiydi ki günümüzde bu haslete hasret kalmýþ bulunuyoruz.
Rahmetli Mehmet Turgut'un lider sultasýna boyun eðmeden, doðru
bildiðini yaparak, daha doðrusu partisinin menfaatlerini deðil memleketinin menfaatlerini savunmayý tercih ederek, bugünlerde nesli
tükenmiþ, "haysiyetli siyasetçi" örneðini hakkýyla temsil ettiðini
rahatlýkla söyleyebiliriz.
Yaklaþýk on sene evvel babam vasýtasýyla, hepsi birbirinden
deðerli büyüklerimle birlikte tanýma fýrsatý bulduðum Mehmet
Turgut'un en çok dikkatimi çeken özelliði, ilerleyen yaþýna raðmen
memleket gerçeklerinden uzaklaþmamasý, aktüaliteyi sýký takip ediþi,
okumak ve yazmayý hiçbir zaman býrakmayarak birikiminden yeni
nesilleri mahrum etmeyiþi olmuþtu. Bir iftar yemeðinde heyecanla
"Kýnalý Bacaksýzlar" adlý kitabý okuduðunu ve bizlerin de muhakkak
123
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 124
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
okuyup okutmamýzý sesi titreyerek mukaddes bir vazife yaparcasýna
istediðini unutamam. Ne mutlu ona ki geçen yýllar millet ve memleket aþkýndan hiç bir þey götürmemiþ aksine yüreðindeki daðý
büyütmüþtü. Periyodik aralýklarla tekrarlanan bu toplantýlar bende
kendisinin yaþadýklarý ve bildiklerinden daha çok hislendirmek
isteðini uyandýrdý. Onunla muhakkak bir mülâkat yapmalýydým.
Böylece Erenköy'deki evlerinde görüþtük. Ýyi ki de yapmýþým. Zira o
zaman deðerli hanýmefendisi Türkân Turgut'un eþinin önüne geçmeden nasýl mükemmel bir zevcelik ve ev sahibeliði yaptýðýný daha iyi
anladým. Dost meclislerinde hiç ön plana geçmeden en makul ve
yerinde sualleri
sorabilen, sohbeti tatlý bu kültürlü
ve entelektüel haným ayný zamanda Ýngilizceden
dilimize kazandýrdýðý mükemmel tercümelerle
biliniyordu. Fakat
o hiçbir zaman iddia taþýmayan mütevazý duruþuyla
eþinin arkasýnda
durarak ona destek vermiþ, ustaca
donattýðý zevkli
sofralarýný dost
meclislerine açmýþ, zarâfeti ve
güzelliðiyle dört
dörtlük bir hayat
arkadaþý olmuþtu.
Bence
Türkân
Turgut "Her baþarýlý erkeðin arkasýnda bir kadýn
vardýr" sözünün
canlý örneklerin
dendir ve deðerli
eþinin
dünya
124
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 125
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
hayatýndaki en büyük þanslarýndan biri olmuþtur.
Geç bulup çabuk kaybettiðim sevgili büyüðüm Mehmet Turgut,
sözünü ettiðim kitabýnda ,"Bir ülkenin zenginliði, ne gelirlerinin bolluðuna, ne savunma araçlarýnýn gücüne, ne de umûmî binalarýnýn
güzelliðine baðlýdýr. Bir ülkenin zenginliðini teþkil eden þey, okumuþ,
yetiþmiþ, düþünen ve karakter sahibi insanlarýnýn sayýsýdýr" diyerek
þöyle devam etmektedir:" Bize göre bütün bunlar göstermektedir ki,
her konuda olduðu gibi kalkýnmamýzý da AB ye göre deðerlendirmek
ve AB ye giriþimize baðlamak son derece yanlýþtýr. AB ye girsek de
girmesek de Türkiye'nin problemlerini Türk milleti ve Türk devlet
adamlarý çözecektir AB nin bizi varlýða boðacaðý iddialarý yanlýþ
hattâ yalandýr. Bunlarý kabul etmek ve kalkýnmamýzý , AB ye
girmeyecekmiþ gibi düþünmek mecburiyetindeyiz." Ýþte seksen senelik tecrübe ve aklý selimin birkaç cümleyle hülâsâ ettiði memleket
gerçekleri…
Tamamen kendi gayreti ve devlet bursu ile gerçekleþen parlak
bir tahsil hayatýndan sonra yýllarca Enerji ve Sanayi Bakanlýðý yapan
Mehmet Turgut'u düþünüyorum. O koltuðu þahsî baþarýsý ile dolduran bu tertemiz köy çocuðunu, her zaman pýrýl pýrýl giyinmiþ, traþ
olmuþ, medenî tavrý ve nâsiyesiyle de çok ama çok arayacaðýmý ve
özleyeceðimi hissediyorum. Hele günümüzdeki kaht-ý ricâli1, edep
ve ciddiyet yoksunluðunu gördükçe "Nur içinde yat Mehmet Turgut,
bu millet ve devlet senin gibi namuslu, haysiyetli ve de medenî
devlet adamlarýna ne kadar muhtaç …." demeden edemiyorum.
1 Devlet adamý kýtlýðý
125
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 126
Mehmet Turgut
Hayatýmda Ýz Býrakan Bir Ýsimdi
Yýlmaz ULUSOY
Ýþ Adamý
1
961 yýlýnda Adalet Partisi kurucusu ve Genel Baþkan yardýmcýsý olarak politikaya atýlan Mehmet Turgut dört dönem milletvekilliði yaptý. Bu dönemlerde Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný,
Sanayi Bakaný,Sanayi ve Teknoloji Bakaný olarak devlete hizmet etti.
Mehmet Turgut, sosyal yaþamýnda ve politika yaptýðý zamanlarda hep
ilkeli oldu. Hiç taviz vermedi. Türk sanayinin silkinip kalkýnmasýnda kilometre taþlarýndan biriydi. Deðiþik zaman ve ortamlarda dört
dönem milletvekili seçilmesi, bakan olarak göreve getirilmesi, ne
kadar saygýn bir kiþi olduðunun kanýtýdýr.
Çok iyi ve bilge bir dost, sözüne ve kendisine hürmet ettiðim
vefalý bir insandý. Ýþim gereði ve geniþ sosyal iliþkilerim sonucu
birçok insan tanýdým. Bunlarýn bir kýsmý yaþamýmdan geldi geçti, iz
býrakmadý ve isimlerini bile unuttum; bir kýsmý ise, sayýca çok az
olmakla beraber, yaþamýmda yer etti, onlarla birçok güzel anýlarý paylaþtým ve onlardan bir þeyler öðrendim. Birbirimizin yaþamýna renk
kattýk, derinlik ve anlam kazandýrdýk. Tek birisinin bile yaþama veda
etmesi bana tarifi zor bir yalnýzlýk ve acý yaþatýyor...
Ýþte Mehmet Turgut bunlardan biriydi.
Toplum, insanlara yaþamlarýnda bazý yakýþtýrmalarda bulunur:
Bazýlarýna "Aðabey", bazýlarýna "Baba", bazýlarýna "Amca" diye
hitap edilir. "Mehmet Aðabeyi" tanýdýðým 1964 yýlýndan sonra
yaþamým boyunca o benim aðabeyim olmuþtur. Ýkili konuþmalarýmda hep "Mehmet Aðabey", topluluklarda "Sayýn Bakaným" diye hitap
ederdim. Mehmet Aðabey'den çok þey öðrendim. Onun birçok önemli özelliði vardý: Herhangi bir ricaya hayýr dese dahi, muhatabýný ikna
etmeye, isteðinin olmamasýna raðmen, onun gönlünü hoþnut etmeye
çalýþýr, nedenlerini etraflýca izah eder ve memnun ayrýlmasýný
saðlardý.
Devlet adamýnýn dik durmasý, prensiplerden asla taviz verilmemesi gerektiðini, önce devletin sonra siyasetin geldiðini onun gibi
126
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 127
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
mümtaz birkaç þahsiyetten öðrendim.
Kendisi yaþamýnda, insan olmanýn dört temel esasýný, erdemini,
güzelliðini etrafýna yaþattý.
Önce okuyan biriydi, hem de çok okurdu,
Ýkincisi çalýþkan biriydi, plânlý, programlý çalýþan insandý,
Üçüncüsü herkesi seven, insanlarý kýrmayan, nazik biriydi..
Sonuncusu, vermeyi bilen, seven, her þeyini paylaþan, sadece
kendi çýkarlarýný deðil, karþýsýndakinin de çýkarlarýný düþünen biriydi. Ama heyhat, koca Mehmet Turgut göçtü gitti...
45 yýllýk bir geçmiþimiz vardý. Ýnanýyorum ki, bu âlemde iyi,
doðru ve hayýrlý insan olanlar, öte âlemde de iyiliklerinin karþýlýðýný
alacaklardýr.
Nur içinde yatsýn rahmetli Aðabeyim...
127
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 128
Yol Arkadaþým Mehmet Turgut
Ýdris YAMANTÜRK (TÜRK YURDU- Aðustos 2009)
Ýþ Adamý
M
ehmet Turgut'u 1946 yýlýnýn Aðustos ayýnda ÝTÜ'nün
(Ýstanbul Teknik Üniversitesi) giriþ sýnavlarý için ön kayýt
yaptýrmak üzere, ÝTÜ'nün Gümüþsuyu'ndaki tarihî binasýnýn boðaza
bakan kapýsýnýn içindeki avluda, eski bir masa baþýnda tanýdým.
Ýkimiz de taþradan geliyorduk. Mehmet Yozgat Lisesi'nden, ben ise
Erzurum Lisesi'nden gelmiþtik. Parasýz yatýlý okumuþ idik.
Ýkimizin benzer taraflarý vardý. Köyden geliyorduk, yoksul ve
kimsesiz idik. Fakat baþýmýz dikti ve kendimize güveniyorduk.
Ayrýca, birlikte olmak bize güç veriyordu. Üniversiteye kaydolduk.
Ancak hiç birimizin maddî imkâný Ýstanbul'da kalmaya ve okumaya
müsait deðildi.
Sümerbank'a burs için baþvurduk ve kabul edildik. Artýk ÝTÜ
öðrencisi idik ve Ankara 2. Erkek Sanat Okulu’nda staj yapýyorduk,
Mehmet'le daha yakýn olduk ve birbirimizi tanýma fýrsatý bulduk.
128
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 129
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut henüz 17 yaþýnda olmasýna raðmen, kafasý ve
kalbi büyüktü. Konuþtuðu konular ve hareketleri, 17 yaþýndaki bir
gencin konularý deðildi. Mehmet, bu hâli ile sanki 30-40 yaþlarýnda
idi. Ankara'da 16 hafta süren stajdan sonra Ýstanbul'a gittik. 1947'nin
Þubat'ýnda ikinci sömestrde teorik derslere baþladýk. Kadýrga Öðrenci Yurdunda kalýyorduk.
Nasýl oldu hatýrlamýyorum, 1947 yýlýnda kendimizi Caðaloðlu
yokuþunda bir iþ hanýnýn 18-20 metre karelik bir odasýnda bulunan
"Türk Kültür Ocaðý"nda bulduk. Kültürel faaliyetlere katýlma yanýnda, arkadaþlýk ve dostluklar edindik. Orada edindiðimiz arkadaþlarýn
birçoðu Allah'ýn rahmetine kavuþtu, sað olanlarý saygýyla selâmlýyorum.
Türk Kültür Ocaðýna devam ettiðimiz yýllarda Hamdullah Suphi
Tanrýöver'e rastladýk. Mehmet, Hamdullah Beyi sorgular gibi idi.
"Türk Ocaklarý'ný ne zaman açacaksýnýz?" diye sordu. Aldýðýmýz cevabý yeterli bulunca, teþekkür ederek ayrýldýk.
Hepimiz gençtik, bazen oynuyor, bazen þakalaþýyorduk. Mehmet
Turgut bir istisna idi. Sakindi, fikirlerini geliþtirerek, ülkemize hizmet aþkýyla yaþadý. Üçüncü seneden itibaren ÝTÜ'de öðrenci hareketlerinin içine girdik ve ÝTÜ'de bizim ekibimizin sözü geçiyordu.
Talebe Birliði yönetimine seçtiðimiz kimseler (üç sene), bizi ve bizimle hareket eden arkadaþlarýmýzý tatmin etmemiþti. Büyük bir
baský ile bizzat iþin içine girmek zorunda kaldýk. Talebe Birliði yönetimindeki ekibimiz, Mehmet Turgut, Recai Kutan, Haluk Aksüyek,
Turhan Onur, Nail Eker ve Ýdris Yamantürk idi. Burada da hepimizi
hedefe kilitleyenlerin baþýnda gene Mehmet Turgut vardý.
ÝTÜ, kültür faaliyetlerinin de merkezi idi. Tanýnmýþ Türk müziði
sanatçýlarý ve Batý müziðinin büyük ustalarý ÝTÜ'de konserler veriyordu. ÝTÜ'de konser vermek bir ayrýcalýk idi ve bunun için hiçbiri
para almazdý. Tanýnmýþ aksiyon ve fikir adamlarý bizim davetlimizdi.
Verdikleri konferanslar ilgi görüyordu. Bunlardan bazýlarý; Tevfik
Ýleri, Prof. Dr. Remzi Oðuz Arýk, Peyami Safa, Y. Mimar Sedat Çetaþ
idi.
Hayata atýldýktan sonra, o günkü þartlar altýnda, irtibatýmýz
koptu. Ancak, 1957'nin ilk çeyreðinde Ankara'da yan yana geldik.
Evli idik. Evlerimiz yakýndý. Sýk sýk görüþüyorduk.
Türk Ocaklarý, kendi tarihî binasýnda faaliyette, biz de orada
idik. Ülkemizin ve insanýmýzýn problemlerini daha açýk görüyorduk.
129
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 130
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Prof. Dr. Osman Turan, Prof. Þevket Raþit Hatipoðlu gibi üstatlarla
her hususta açýk seçik görüþebiliyorduk. O gün bugün Türk Ocaklarý
iyi bir eðitim merkezi olmaya devam ediyor.
O yýllarda iþ hayatýna atýlmýþtýk. Ülkemizi geziyor ve insanlarla
temas ediyorduk. Siyaseti dýþardan takip ediyorduk. Bir sabah silâh
sesleri ile uyandýk. 27 Mayýs Ýhtilâli olmuþtu. Çok üzgündük. Aradan
15-20 gün geçti. Demokrasiye karþý yapýlan bu hareketi kabullenmek
istemiyorduk. Silâh gölgesinde gelenleri sandýkta yenebileceðimizi
düþünüyor ve aramýzda bunlarý konuþuyorduk. Haziran 1960 ortalarýnda, DSÝ Genel Müdürlüðü görevini yapmakta olan Süleyman
Demirel ile temasýmýz baþladý. Ýhtilâli sandýkta yenme azminde olanlar arasýnda Süleyman Demirel, Dr. Sadettin Bilgiç, Mehmet Turgut,
Turgut Özal, Cahit Okurer gibi isimler vardý. Tabiî halkýn kendi
aralarýnda olanlarý bilemiyorduk.
Partilerin kurulmasýna izin verilince, Emekli Orgeneral Ragýp
Gümüþ Pala'nýn liderliðinde bir partinin (Adalet Partisi) kurulmasý
düþünülüyordu.
Mehmet Turgut söz konusu partinin Genel Ýdare Kuruluna katýlmak için davet edilmiþ ve kendisine üç kiþilik bir kontenjan da
ayrýldýðý bildirilmiþti.
Mehmet Turgut'un bu daveti kabul edip etmemesini müzakere
etmek üzere, Maltepe'de Cahit Okurer Beyin evinde toplandýk. 4-5
saat süren müzakere sonunda 10 çekimser, 10 davetin kabul
edilmemesi yolunda rey kullanýldý. Mehmet Turgut ve ben rey kullanmadýk. Toplantýmýz beklenenden fazla sürmüþtü ve Mehmet
Turgut'a verilen süre de dolmuþtu. Toplantý daðýldý. Mehmet Turgut
ile ben Maltepe'de olan evlerimize gidiyorduk. Koç Öðrenci
Yurdu’nun yakýnýna gelmiþtik. Mehmet benim fikrimi sordu ve
aramýzda þöyle bir konuþma geçti:
" - Ýdris, sen ne diyorsun?
- Bu iþin sonunda hapis var, bunu göze alýyor musun?
- Bacýna (Eþi Türkân Turgut) bakarsan ölümü bile göze alýyorum
dedi.
- Taksilerin en öndekine kadar yürüyerek vakit kaybetme.
Arkadakine bin ve partiye git. Hayýrlý olsun. dedim.
Adalet Partisinin yönü ve kimliði Mehmet Turgut'un bu kararlý
130
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 131
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut Ankara Gaziosmanpaþa’daki evinin bahçesinde kendisinin yetiþtirdiði
kiraz aðaçlarýnýn altýnda sýnýf arkadaþlarý ve eþleriyle birlikte...
tutumu ile belirlenmiþ oluyordu. Siyasî yön tayininde, Mehmet
Turgut âdeta deniz feneri olmuþtu. Cahit Okurer'in evindeki kararsýz lýk, sonradan aktif desteðe dönüþtü. Silâhla ve silâh gölgesinde gelenler seçimlerde yenildiler. Seçimden sonra olanlar, Cahit Okurer beyin
evinde karar vermekte zorlananlarý haklý çýkarmýþtý. Seçimi yok saymak isteyen oldu. Bunlara raðmen direnenler, meþruiyetten yana
olanlar galip geldiler. Adalet Partisi 1965 yýlýnda iktidar oldu.
Mehmet Turgut, Suat Hayri Ürgüplü kabinesinde Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakaný, Süleyman Demirel Kabinesinde ise Sanayi Bakaný
olarak hizmet verdi.
17 yaþýnda iken tanýdýðým Mehmet Turgut 36 yaþýna gelmiþti ve
idealizmini devlete taþýma fýrsatý bulmuþtu. O dönemlerde ülkeyi
yöneten ekibin tamamý idealist idi, güzel hizmetler yaptýlar.
Tercihlerinde ülkenin ve milletin yararýndan baþka bir ölçüleri
yoktu. Dürüst kadrolarla çalýþtýlar ve baþarýlý oldular.
Adalet Partisinin parçalanmasý ve Demokratik Partinin kuruluþu
tecrübesizliðin ürünü olup, ondan sonra yaþadýðýmýz çalkantýlarýn
131
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 132
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
baþlangýcý olmuþtur. Demokratik Parti daðýldýktan sonra Süleyman
Demirel ile Mehmet Turgut bizim evde buluþtularsa da Mehmet'i
barýþtýrmak hususunda iknâ etmek mümkün olmadý.
Mehmet Turgut'un 12 Eylül döneminde kurulan Ulusu Hükümetinde bir süre görev yapmýþ olmasý, onun görüþlerini terk ettiði
anlamýna gelmez. Bu hususun yakýn tanýðýyým.
Mehmet Turgut'un ÝTÜ'den sonraki hayatýnda çok önemli rol
oynayan Muhterem eþi, Türkân Turgut'u anmadan geçemeyeceðim.
Onu, iyi bir ailenin evlâdý, iyi yetiþmiþ, müþfik bir insan olarak
tanýdýk. Türkân haným, Ankara Üniversitesi Ýngiliz Dili ve Edebiyatý
mezunu olmasýna raðmen ikinci plânda kalarak, ömür boyu
Mehmet'e destek verdi. Hepimiz Türkân hanýma saygý duyduk ve
duymaya da devam ediyoruz.
Ebediyete yolcu ettiðimiz Mehmet Turgut, dürüst, çalýþkan bir
idealist idi ve her idealist gibi elmas kristallerine benzeyen taraflarý
vardý.
Ülkemize ve milletimize hizmet aþký ile dolu bir ömür sona erdi.
Allah'ýn Rahmeti üzerine olsun.
Ýnanýyorum ki, yüzlerce ve belki binlerce Mehmet Turgut ülkemizin ve milletimizin dertlerini omuzlamak üzere yoldadýrlar.
Sevgili kardeþim Mehmet, seni anlatmaða benim kalemim yetmez. Mümkün olsa da, kafamda ve kalbimdeki Mehmet Turgut'u bu
sayfalara resmedebilsem.
132
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 133
Mehmet Turgut'un Ardýndan…
Sebahattin YALINPALA
Ulaþtýrma eski Bakaný
D
ost, düþman herkesin takdirlerini kazanan, hâk ve hakikatten ayrýlmayan, örnek bir vatan evlâdý. Tam bir devlet
adamý.
Ýnandýklarýný sürekli takip etmiþ ve göreve geldiðinde hemen
ekiplerini kurabilmiþtir. Teþkil ettiði gruplarýn, çalýþkanlýklarý,
dürüstlük ve baþarýlarý hâlâ anýlmaktadýr.
Çalýþma hayatýmýn þekillenmesinde; onun unutulmaz
katkýlarýný, mesai arkadaþlarýmýn gönülden yardýmlarýný ömür boyu
minnet ve þükranla yâd edeceðim.
Yengemizin, bizlerin, sevenlerinin, milletimizin baþý sað olsun.
Yaþça küçük, baþça büyük sevgili aðabeyim, huzur içinde yat.
Allah'ýn rahmeti üzerinde olsun.
Mekânýn cennet olsun.
133
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 134
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Baþbakan Süleyman Demirel’le
134
06.09.2010
10:56
Page 135
Ailesinin Anlatýmýyla
Mehmet Turgut
KISIM III
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 136
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Okuyup yazmaktan yorulmayan Mehmet Turgut
136
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:56
Page 137
Sevgili Eniþtem
Mehmet Turgut'un Ardýndan
Prof. Dr. Çimen ATAK
T
ürkiye'nin yetiþtirdiði büyük devlet adamý, Türkiye sevdalýsý
ve bir yazar olan Mehmet Turgut'un milletvekili olarak,
bakan olarak bu ülkeye yaptýðý hizmetlerinin pek çok sosyolog,
siyaset tarihçisi ve iktisatçý tarafýndan ele alýnýp yazýlacaðýna, eserlerinin yýllar boyunca insanlarý aydýnlatmaya devam edeceðine
inanýyorum. Bu sebeple ben onun yaptýðý çalýþmalarý burada ayrýntýlarýyla sayýp dökmeyeceðim; tarihe mâl olmuþ Mehmet Turgut yerine, yorulmak nedir bilmeyen, verici Mehmet Turgut'u, sevgili eniþtemi anlatmaya çalýþacaðým:
Hastane odasýndaydýk bana, "Kendimi çok kötü hissediyorum,
bu hastaneye yatýþým diðerlerine benzemiyor, galiba öleceðim"
dediðinde itiraz etmiþtim. "Hayýr. Böyle bir þeyi düþünme eniþteciðim, iyileþip çýkacaðýnýza inanýyorum" demiþtim. Ancak bu konuþmanýn üzerinden on iki gün geçmiþti ki, o acý gerçekle
karþýlaþmýþtým. Karþýlaþmýþtým ama hâlâ inanamýyorum.
Her zaman çeþitli konularda fikirlerine baþ vurduðum, baþým
sýkýþtýðýnda kendisine koþtuðum, dertlerimi paylaþtýðým eniþtem,
ailemizin büyüðüydü. Hepimizin babasýydý. Her zaman bizimle ve
ailesinin bütün fertleriyle ilgilenen, verici, sevecen bir insandý.
Þimdi hafýzamda, bütün konuþmalarýyla, yaptýklarýyla capcanlý
duruyor ve yaþamakta.
Onun gibi dürüst ve prensip sahibi bir politikacýyý anlatacak bir
sürü aným var. Ancak biri çok özeldir. 1970'li yýllarda eniþtem kalp
krizi geçirdikten sonra Ankara'daki evinde dinlenirken, iþ adamý
Vehbi Koç eniþtemi ziyarete gelmiþti. O sýralarda 21 yaþýnda ve
üniversiteyi yeni bitirmiþtim ve evde eniþtemin dýþýnda bir tek ben
vardým. Vehbi Beyi karþýladým ve çalýþma odasýna aldým; kendisiyle
eniþtem gelinceye kadar konuþtuk. Vehbi Beyin bana söylediði bir
cümleyi hiç unutamýyorum. Vehbi Bey, " Kýzým senin bu eniþten var
ya, bana bu kadar zarar veren bir sanayi bakaný olmadý ama, ülkesini bu kadar seven ve ülkesine bu kadar hizmet eden bir baþka kiþi
137
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 138
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
daha tanýmadým. Onun için kendisini
ziyarete geldim. O benim çok saygý duyduðum bir devlet adamýdýr" demiþti.
Yýllar sonra satýn alýp yerleþtiðimiz yeni
evimize geldiði ilk gün eniþtemi en çok
ilgilendiren kýsým, çalýþma odamdaki kütüp hanem olmuþtu. Kütüphanemdeki kitaplarý
dikkatle inceledi ve "Kýzýna býrakacaðýn en
büyük hazine bu" demiþti. Kitap okumayý
çok seven, etrafýna da sevdirmeye çalýþan,
kitaplarý yutarcasýna okuyup hafýzasýna
nakþeden bir politikacýydý. Yaklaþýk 6000 cilt
kitap ve dergiyi Kilis 7 Aralýk Üniversitesi'ne
baðýþlayacaðýný heyecanla anlatmýþ ve gelecek nesiller için okumanýn öneminden bahsetmiþti. Çok kýsa bir zaman sonra ise bu
isteðini gerçekleþtirecekti.
Bir gün eniþtemle yaptýðýmýz sohbetler
sýrasýnda, lise çaðlarýmdaki sýkýcý tarih derslerimden bahsetmiþtim. Beni dinledikten
sonra Osmanlý Tarihi ile ilgili olaylarý anlatmaya baþlamýþ, tarihî konularý o kadar etkileyici bir þekilde anlatmýþtý ki, eve gelince
hemen bu konudaki kitaplarý okumaya
baþlamýþtým. Bana, "Ýyi bir politikacý ve iyi
bir vatandaþ tarihi, özellikle Türk tarihini
çok iyi bilmelidir" derdi. Çeþitli zamanlarda
anlattýðý tarihî olaylarý dinlerken hep
düþünürdüm: Acaba devlet adamý olarak bu
kadar baþarýlý olmasý bu tarih bilgisine mi
dayanýyordu!
Ülkemizdeki siyasî olaylarý hep yakýndan takip eden, devamlý
araþtýran ve ülke sorunlarýnýn çözümü üzerinde duran eniþtemin
üniversite sýralarýndaki arkadaþlarý ile yaþadýklarýný bize anlatýrken
ve bizler anlattýklarýna kahkahalarla gülerken ne kadar espirili
olduðunu da düþünmekten kendimi alamýyordum. Bütün olaylarý,
kiþileri ve yer isimlerini hatýrlamasý, bir baþka ifadeyle hafýzasýndaki
güç bende hep hayranlýk uyandýrmýþtýr.
Bursa'da ilk otomotiv sanayinin kurulmasýný ve diðer sanayi kol138
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 139
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut’un kendi elleriyle diktiði ve yetiþtirdiði güller...
larýnýn geliþmesini saðlayan bu devlet adamýnýn çiçeklere, özellikle
güllere olan ilgisinden, bitkilere olan sevgisinden de bahsetmek isterim. Ýlk gül bakýmý derslerimi Yalova'daki yazlýðýnda ondan almýþtým.
Þimdi onun diktiði güllere bakarken ve bu gülleri budarken hep sözleri kulaklarýmda. Yalova'da sabah erkenden yaptýðýmýz yürüyüþlerde, yürüyüþ yollarýnda rastladýðýmýz bütün bitkiler hakkýnda
konuþurduk. Bugün doða ile ilgili anlattýklarýný hep hayranlýkla dinlediðimi hatýrlýyorum.
139
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 140
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Yeni evimizin gezmeyi görmeyi sevdiði küçük bahçesinde satýn
alýp diktirdiði gül fidanlarýnýn serpiliþini ve goncalarýn yavaþ yavaþ
olgunlaþmasýný seyretmeyi, bizleri bahçe bakýmý konusunda bilgilendirmeyi de çok severdi. Ben de zaman zaman çýlgýnlar gibi açan
güllerin, yaðmur yaðar, rüzgâr eser de eniþtem göremeden yapraklarý
dökülür diye, geldiðinde göstermek üzere, resimlerini çeker ve yüklediðim bilgisayarda ona gösterirdim; o da mütebbessim, ard arda
gelen resimleri zevkle seyrederdi. Hele coþkuyla açmýþ olan bir sarý
gülün tam ortasýnda, çiçeðin nektarýný emmekle meþgul olan arýnýn
umursamazlýk içinde çekilen fotoðrafý çok hoþuna gitmiþ, bir baþka
gün de yaðan yaðmur damlalarýnýn gül yapraklarý üzerindeki
pýrýltýlarý onu pek keyiflendirmiþti. Yazýk ki, küçük hobi bahçemizdeki deliler gibi mahsul veren, olgunlaþýnca yemeði planladýðý sýrýk
domateslerinin onu çok memnun edecek manzarasýný görmek nasip
olmadý ve eniþteme göstermek ümidiyle, yarýsý kýzarmýþ yarýsý yeþil
domates salkýmlarýnýn çektiðim resimleri þimdi bana hüzün veriyor.
Kader bizlere onu kaybetmek gibi kötü bir oyun oynamasaydý, eminim ki, salkým salkým sarkan domatesler onu çok mutlu edecek ve
olgunlaþtýkça onlarý yerken tadýndan söz edecekti; böylece de ciddî
konulardan, memleket meselelerini düþünmekten uzaklaþmýþ olacaktý.
Þimdi eniþteciðim için çekip bilgisayara yüklediðim domates,
biber v.s. fotoðraflarýna bakarken hüzünleniyor, onun tabiatý ne kadar
çok sevdiðini düþünürken kadere küsüyorum. Daha önce de
söylediðim gibi, kýsa bir zaman önce zevkli anlar geçirmiþtik birlikte
bahçede; neden ve nasýl olduðunu anlamadan, yazýk ki en olgun
çaðýnda onu kaybettik.
Düþünüyorum da biz, yeðenler olarak kendimizi gerçekten þanslý
kabul etmeliyiz, çünkü o bize yýllar boyunca kendisinden çok þey
verdi. Tabiat sevgisini, insan sevgisini, fedakârlýðý, vefa göstermeyi,
birlik ve beraberlik içinde olmayý, politika ile ilgilenmeyi, hepsinden
önemlisi de, vatana, millete baðlýlýðý, bayraðýmýza, kanunlarýmýza
saygýyý, millî deðerleri önemsemeyi, örfleri, âdetleri yaþamayý ve
yaþatmayý onun etkisiyle daha büyük bir inançla benimsedik.
Memleketini deli gibi seven, mert bir asker olan sevgili babamýz
Sabahattin Çakýn'ýn erken yaþta beklenilmeyen kaybý ile genç beyinlerimizde, karakterlerimizde henüz tam mânâsý ile perçinlenemeyen,
güçlendirilemeyen bazý deðerli duygu ve düþüncelerin, bizlerden
hiçbir þey esirgemeyen eniþtemiz Mehmet Turgut tarafýndan da
beslendiðini, güçlendirildiðini, birçok bakýmdan kardeþlerimle bir140
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 141
Kendisinin dikip yetiþtirdiði ve çok sevdiði çiçekleri...
likte çizdiðimiz hayat yolunda ilerlerken, biraz da onun takdirini
kazanmak, onu memnun etmek gibi gizli bir duygunun etkisi altýnda
kaldýðýmýzý þimdi çok daha kuvvetle hissetmekteyim. O sadece bizleri etkisi altýna alan bir büyüðümüz deðildi, o, hemen hemen gençlerin hepsi ile ilgilenmiþ, köyden, kentten yanýna kim geldiyse onlarý
doðruya, güzele yönlendirmeye, birlik beraberlik içinde olmalarý
için gayret göstermeye çalýþmýþ, baþarýyý yakalamalarýna yardýmcý
olmuþ, istisnasýz bütün yakýnlarýný etkilemiþ ve onlarýn hedeflerine
ulaþmasýný saðlamýþtýr.
Sevgili babamýzý genç yaþta kaybetmek gibi bir þanssýzlýðý
141
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 142
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
yaþadýktan sonra, ayný binada altlý üstlü oturduðumuz Ankara'nýn
Gaziosmanpaþa semtinde, çocukluðumuzun ve gençliðimizin mutlu,
unutulmaz anýlarla dolu olarak geçtiði o güzelim bahçeli evde küçüklü büyüklü bütün kardeþler eniþtemizin sýcak ilgisini görmüþ, hepimiz o zamanlar onun anî olarak geçirdiði enfarktüs sebebiyle çok
üzülmüþ ve aramýzda çocuk yaþta olanýmýz da dahil, onu rahatsýz
etmemek için son derece saygýlý davranmýþ ve hiçbirimizin çýtý çýkmamýþtý; bu davranýþýmýz þüphe yok ki, onu çok sevip saydýðýmýzdan
kaynaklanýyordu. O da bizim okullarda veya daha sonraki hayatýmýzda elde ettiðimiz baþarýlar ile daima gurur duymuþ ve bizlere kamçý
görevini yapan takdirlerini hiç esirgememiþti.
Büyüyüp geliþirken, meslek sahibi olup çalýþma hayatýna
baþladýðýmýz zaman bile onun etkisini hisseder, takdirlerini kazanmak gayesiyle, baþarýlý olmak için gayret sarf ederdik. Bu ne demekti? Ona olan güven, saygý, sevgi deðil miydi?
Þimdi artýk her þey bitti; o ebedî uykusunda... Baþ ucuna dikilmesi plânlanan güllerin ne kokusunu duyabilecek ne de rengini görebilecek. Güneþi de yaðan yaðmuru da hissedemeyecek ama, þüphesiz
bizim ona olan saygýmýzý, sevgimizi, özlemimizi, ihtiyacýmýz olan
desteðini aradýðýmýzý hissedecek. Doðan ya da batan gü neþi, yaðan
yaðmuru, gölge veren servileri göremese de o daima içimizde yaþayacak.
142
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 143
Mehmet Turgut
(1929 - 2009)
Okay ATAK
Yüksek Makine Mühendisi
S
n. Mehmet Turgut Eniþtemizi, sevgili eþimi kendisinden istemeye geldiðim 1976 senesinden beri tanýrým. Bence, geçen
bu 33 yýlda kendisini tek bir kavramla tarif edebilirim: ''VEFÂ''.
Ýnanan, güvenen, neyi neden sevdiðini bilen, eziyete, acýya
gönülden katlanmayý göze alan iradeli bir kiþi. Dostluk sevgisini
yudumlamýþ, sindirmiþ ve özümsemiþ; davranýþýnýn karþýlýðýnda vefâ
duygularý biçiminde tezahür edecek tepkilerin oluþup oluþmayacaðýnýn hesabýný yapmayan biri. Kýsaca, þu veciz sözü çok güzel tarif
eden bir fazilet timsali: "Vefâ duyabilen kiþi, kendisine vefâ duyulan
kiþinin de önüne geçer".
Ruhu þad olsun.
Yalova’daki yazlýðýnda...
143
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 144
Eniþtem
Mehmet Turgut'la Son Görüþme
Papatya Atak DÝNÇER
Sanat Yönetmeni
E
niþtemi anlatmaya kelimelerim yetmiyor. O hep benimle ve
içimdeki anýlarýmda yaþayacak. Belki onun için sadece þunu
söylemem yeterlidir: Öyle sevecen, sevgi dolu ve olumlu bir insandý
ki, onu son defa gördüðümde bana hasta yataðýndan gülümsemeye
çalýþmýþ, "Güzel kýzým daima gülümse" diyerek, ýþýldayan, gülen
gözlerle, "Ýyisin deðil mi?" diye sormuþtu. Bu sözlerini bir vasiyet
olarak kabûl ediyor, hep gülmeye, hayata hep olumlu bir þekilde bakmaya ve mutlu olmaya çalýþacaðýma söz veriyorum.
Ruhu Þad Olsun..
144
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 145
Dayým Mehmet Turgut
Nurhan KAUR
West L.B. Ýst. Krediler Direktör Yardýmcýsý
S
ize dayýmý anlatmak istiyorum, yani Mehmet Turgut'u. Ah
bir de nereden baþlayacaðýmý bilebilsem! O, Cumhuriyet
döneminin çalýþkan, idealist, tuttuðunu koparan Anadolu çocuklarýndan biriydi; o dönemin zor koþullarýnca bilenen azmiyle yoluna
devam etmiþ ve ideâlleri için yaþamayý seçmiþti. En büyük ideâli de
memleketini geliþmiþ görmekti. Bu amacý doðrultusunda bir þeyler
yapabilmek ve diðer ideâlistlerin, özellikle de bu ülkeye her tür
katkýyý yapmak isteyenlerin yolunu açabilmek için siyasette aktif
olmayý seçti, yani en çetrefilli, en nankör alaný; üstelik, cebinde
oylarýyla gezen feodal politikacýlardan biri olmamayý da baþararak. O
kadar temiz ve inançlýydý ki, siyasetin kirli tuzaklarý bile onu korkutamadý. Ama dediðimiz gibi, en nankör alandý siyaset. Siz emek emek
uðraþýrdýnýz ama; sizden sonra biri gelir taþ üstünde taþ býrakmazdý.
Sizin ise tek teselliniz, duyup gördüðünüz takdir cümleleri olurdu.
Üstelik onlarýn da ne kadarýnýn samimî olduðunu asla bilemezdiniz.
Ama kendine ve amaçlarýna Mehmet Turgut gibi inanan insanlar için
sadece, "Ben elimden geleni yaptým" diyebilmek, o iç huzurunu
duyabilmek önemliydi. Özetle o, öncü ruha sahip biriydi, toplumlarýn ileriye taþýnmalarýnda bir katký yaratabilmek için ihtiyaç duyulan ama, topluma hiçbir katký saðlamaksýzýn toplumsal þartlarý kendi
çýkarlarýna göre oluþturmak isteyen yaðmacýlarca da sürekli devre
dýþý býrakýlmaya çalýþýlan biri.
Ben, Mehmet Turgut'tan, dayýmdan bahsetmek istiyorum. Önceki
yýllarda o, Türk milletinin hizmetkârýyken, benim için sadece uzaktaki bir kahramandý. Gelemezdi, göremezdik ama, onunla ilgili
hikâyelerle büyüdük. O yaþlarda detaylar beni pek de etkilemezdi,
anlatýlanlarý dinlemek ise güzeldi ve bu kahramanýn benim dayým
olmasý daha da güzeldi. Memleketine gelemese de göremesem de o
dayý benim dayýmdý. Ama Mehmet Turgut'un benim çevremde bu
kadar ünlü olmasýnýn bir nedeni de
Türkân Turgut'tu.
Evlendiklerinden birkaç yýl sonra dayým onu Gökmusa'ya, kendi
köyüne götürüp býrakmýþ ve 40 gün boyunca da, aðýr çalýþma tempo145
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 146
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
sundan olsa gerek, arayýp soramamýþtý. Ve o 40 gün, Türkân Turgut'u
köydekilerin gözünde Mehmet Turgut kadar deðerli bir insan yapmýþtý. Türkân Turgut insana duyduðu sevgi, saygý ve vericiliðiyle
herkesin gönlünde taht kurmuþtu. Ayrýca o, kýz çocuklarýn okutulmasýnýn bile düþünülemediði o dönemde, üniversite mezunu ve
yabancý dil bilen, aile ve toplumsal deðerlere saygýlý bir haným
olarak, hem ailelerin kafasýndaki önyargýlarý yok etmiþ, öte yandan
çocuklara, özellikle de okumak isteyen gelecek kuþak kýz çocuklarýna çok iyi bir model olmuþtu. Artýk Mehmet Turgut'un hikâyeleri
kadar Türkân Turgut'a ait hikâyeler de anlatýlýr olmuþtu.
Benim üniversite yýllarýmda, yani 80'li yýllarýn baþýnda,
Ankara'da oluþum nedeniyle, dayýmla baþlayan yakýnlaþma, ki onun
siyaset sonrasý dönemine denk geliyor, 90'lý yýllarda daha da geliþti
ve uzaktaki dayý yakýnlaþmaya baþladý. Tüm sonraki yýllar boyunca
memleket meselelerine, bu ülkede olup bitenlere karþý duyduðu ilgi
hiç azalmadý. Bir denetçi gibi çalýþtý. Ýlgilenenlere, belki faydasý olur
diye fikirlerini aktardý. Bizlere memleket meselelerini, kendi
anýlarýyla süsleyip o yumuþacýk ses tonu ve sýcak bakýþlarýyla anlatmasýný çok severdim. Pek çok kez düþünmüþümdür, keþke dayým ile
bir televizyon programý yapýlsa ve dayým benzer sohbetler yapsa
diye. Eminim çok da izleyeni olurdu. Aslýnda dayým bu yýllarda kitaplarý aracýlýðýyla pek çok aný ve düþüncesini baþkalarýna da aktarmaya
çalýþtý. Ama maalesef, kitaplar sohbetler kadar çekici gelmiyor insanlara.
Emeklilik diyebileceðim yýllarýnda bile onun kadar çalýþan ve
okuyan çok az insan olduðunu düþünüyorum; buna raðmen, bir gün
bana, "Ýnsanýn her gün gidebileceði bir iþinin olmasý çok güzel" deyiþini hiç unutmadým. Anlaþýlan yaptýklarý ona az geliyordu.
Hayattan zevk almak için seçtiði yolu düþününce, ona hak vermemek
mümkün deðildi doðrusu.
Bu yýllarda kendisi için yapmak istediði bir þey vardý: Gezmek
istiyordu; iyiye gitsin diye bunca zaman emek verdiði ülkesinin,
daha önce iþ çokluðundan vakit bulup da göremediði her köþesini
görmek ve yaþadýðý þehrin bilmediði güzelliklerini keþfetmek istiyordu. Ben ve eþim gezmeyi sevdiðimiz için bize, "Hafta sonu bir yerlere
gidelim" derdi, ama bu arada hayatýmýzýn koþuþturmalý döneminde
olduðumuz için, bu isteðini, maalesef yerine getiremedik.
Emeklilik döneminde aile içinde öne çýkan bir rolü de aile reisliði idi. Bu yýllar boyunca aile bireylerinin, tüm akraba iliþkilerini
146
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 147
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
kapsayacak þekilde, bir arada ve iyi iliþkiler içinde olmalarý için
uðraþtý, hepimizle ayrý ayrý ilgilendi ve hepimizin babasý oldu.
Benim Mehmet Turgut'a olan sevgim, bütün bu yýllar boyunca,
büyüdü, büyüdü ve o benim gerçek anlamda dayým oldu. Ama eðer
yengem Türkân Turgut olmasaydý, bu iliþki bu kadar geliþebilir miydi
bilemiyorum? Türkân Turgut, Mehmet Turgut'un ailesi ile ilgili
amaçlarýný en az onun kadar sahiplenen biri olmasaydý, bizim
dayýmla olan iliþkimizin de ayný lezzette olamayacaðý
düþüncesindeyim doðrusu. Her zaman, Mehmet Turgut'un hayattaki
en büyük þansýnýn, yanýnda Türkân Haným gibi bir eþ ve arkadaþ
olmasý olduðuna inandým.
Mehmet Turgut 'un diðer konularda þansý nasýldý diye düþünüyorum zaman zaman? Bazen diyorum ki, o çok þanslýydý, çünkü hayatýný seçtiði idealler doðrultusunda yaþamýþ ve aktif çalýþma yýllarýnda pek çok þey baþarmýþtý; üstelik kitaplarý aracýlýðýyla söylemek
istediklerinin kalýcýlýðýný saðlamýþtý. Bir insan þu kýsacýk ömürde
daha ne yapabilirdi ki. Bazen de diyorum ki, kendi yaptýklarýnýn
baþka çapsýzlar ve kötü niyetlilerce tarumar edildiðini, memleketin
önü açýlsýn diye bin bir emekle açtýðý, ya da araladýðý kapýlarýn
kapandýðýný veya kapatýlmaya çalýþýldýðýný görmek ona, bizlere gösterdiðinden daha da acý gelmiþ olmalýydý. Eðer böyle hissettiyse, "Ben
ne için çok çalýþtým" diye sorgulamýþ mýydý kendisini? Emeklerine
yanmýþ mýydý? Benim tanýdýðým Mehmet Turgut sorgulamýþtýr ama,
kesinlikle "Keþke yapmasaydým" dememiþtir. Çünkü Mehmet
Turgut'un en iyi bildiði þey, doðru bildiðini yapmaktý. O iç tutarlýlýk
ki, ona asla "Keþke" dedirtmemiþtir diye düþünüyorum. Aslýnda,
"Dayým þanslý mýydý?" sorumun tam bir cevabý da yok. Belli ki hem
þanslý, hem þanssýz olaylar, dönemler yaþamýþtý ve bir þanslýlýk hâli
varsa eðer, onu da bitmek tükenmek bilmeyen çalýþma azmiyle
büyük ölçüde kendisi yaratmýþtý.
Bir ideâlden geçtim, pek çok konuda kendi fikri bile olmadan
yaþayan sayýsýz insan arasýnda, böylesine yalýn, tutarlý ve her anýný
ülkesi için iyi olduðuna inandýðý þeyler yaparak geçiren Mehmet
Turgut, büyük bir onuru hak ediyor bence ve ben ülkem için bu
topraklarda bu tür insanlardan daha pek çok olduðuna inanmak
istiyorum.
147
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 148
Mehmet Turgut'un Ardýndan…
Müzeyyen ÖZPINAR
Avukat
D
ünyada sevip saydýðým insanlar içinde belki de ilk sýrada
kabul edebileceðim sevgili aðabeyim Mehmet Turgut'un fizik
varlýðýnýn aramýzdan ayrýldýðý 01 Temmuz 2009 tarihinin içimde
açtýðý yaranýn yýllarca iyileþemeyeceðini her geçen gün daha
derinden hissediyorum. Bu tarihi takip eden günlerde, bu ayrýlýþý
kabul etmekte oðlum ve ben çok zorlandýk, aklýmýz alýyor ama
kalbimiz kabul etmemekte direniyordu. Çünkü hayatlarýmýz o kadar
iç içe idi ki, onsuz hayat bizim için oldukça eksik ve yavandý,
düþünülmesi bile imkânsýzken, en acý gerçeðimiz olmuþtu.
Aðabeyim Mehmet Turgut için bir yazý yazmam gerekince, ilkin
korktum. Çünkü, o denli yoðun duygularýmý aktaracak kelimeleri
bulabileceðimden kaygýlýydým. Ne yazsam, duygularýmýn derinliðine
ulaþamayacaðýmý biliyor ve yazdýklarýmýn içimin sýcaklýðýna denk
düþmeyeceðini hissediyordum. Bu hissim devam etmekle birlikte,
O'na karþý bir görev bilinciyle bu satýrlarý kaleme almaktayým. Ama
okuyan herkesten ricâm; buradaki kelimelerin seçimindeki kifayetsizliði, aðabeyime duyduðum sevgi ve saygýnýn derinliðini bilerek,
duygularýmda deðil aktarmaktaki yetersizliðime versinler.
Aðabeyimin, kamuya mâl olmuþ kiþiliði, yönetim anlayýþý ve
devlet adamlýðý ile ilgili gözettiði ilkeler, tüm yaþamý boyunca
herkesin malûmu olmuþ, dürüstlük ve vatanseverlik hasletlerinden
ödün vermeyiþi ise dillere destan olmuþtur. O kardeþlerinin dahi
zenginleþmemesinden gurur duyacak kadar, devlet menfaatini kiþisel
her türlü menfaatin üzerinde tutan, bugün için özlemle anacaðýmýz
devlet adamý özelliklerine sahip bir insandý. Gözlerimi kapadýðým
zaman aðabeyimle ilgili imaj, devamlý okuyup yazan, ciddî ve
çalýþkan bir insan.
Devlet adamlýðý ile ilgili görüþlerini bildirirken devlet
adamlarýnýn sadece kendisinin dürüst olmasýnýn yetmeyeceðini, aile
bireylerinin, arkadaþlarýnýn ve tüm çevresinin dürüst olmasý gerektiðini her plâtformda dile getiren aðabeyimin, bu hususlarda müste148
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 149
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
rih olduðunu düþünüyorum. Ayrýca akrabalarýndan hiç kimsenin
onu mahcup edecek bir davranýþ içine girmediði gerçeði ile huzur
içinde olduðunun en yakýn þahidi olmaktan gurur duyuyorum.
Bütün bunlardan ayrý olarak, ben, O'nu þahsen tanýyan ve tanýmayan herkes tarafýndan bilinen bu özelliklerini deðil, aðabey kimliðini anlatmak istiyorum.
Aramýzdaki yaþ farkýnýn fazlalýðý nedeniyle olsa gerek, çocukluk
yýllarýmda aramýzdaki mesafeli duruþ, zaman içerisinde çok daha
samimî hâle dönüþerek, kardeþliði aþkýn bir þekilde baba-kýz iliþkisi
niteliðini kazanmýþtýr. Tabiî bu iliþkinin tesisinde yengemin etkin ve
destekleyici, sevgi dolu rolü de azýmsanamaz. 1970-1974 yýllarý
arasýndaki A.Ü.Hukuk Fakültesindeki öðrencilik yýllarýmda aðabeyimle yengemin evinde kalmamdan baþlayarak, eþimin bir trafik
kazasý sonucu kaybý, küçücük oðlumla Bursa'dan Ankara'ya taþýnmamýzda bizi sevgi ile kucaklayan bu iki kýymetli insana duyduðum
sevgiyi hangi kelimelerle anlatabilirim ki! Ýlk gençlik yýllarýmdan
itibaren yaþamýmda etkin sevgisini, ilgisini ve desteðini her an hissettiðim, gittikçe daha da yakýnlaþan bir aðabey-kardeþ iliþkisi
yaþadýk; o, benim için ve oðlum için her alanda muazzam bir duygusal destek, akýl hocasý, yaþamdaki zorluklara direnmemiz için
daima arkamýzda olduðunu bize hissettirmeden güç veren büyük bir
manevî güctü Sevgili Aðabeyim, siz bizim için öylesine yeri dolmaz
bir varlýktýnýz ki, verdiðiniz tüm güzellikler için binlerce, milyonlarca teþekkür.
149
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 150
Dayým Mehmet Turgut
Fýrat ÖZPINAR
Metalürji Mühendis, Ýþletmeci
M
ehmet Turgut'u nereden anlatmaya baþlayacaðýmý gerçekten bilemiyorum. Doðru sözcükleri bulmak, onu tam
anlamýyla, bütün yönleriyle anlatmaya çalýþmak beyhûde bir çaba
gibi geliyor. Mehmet Turgut benim dayýmdý, ama benim için daha
çok bir büyükbaba, yengem de bir büyükanne idi. Küçüklüðüm ile
ilgili anlattýðým her anýda mutlaka bir yerleri var. Hattâ benim doðru
düzgün hatýrlamadýðým ama, onlarýn aðzýndan dinlediðim ve içime
iþlemiþ öyle çok aným var ki; kim olduðumu anlatýrken onlarýn
olmadýðý bir hatýramý düþünemiyorum. Yalova'da sabah yürüyüþleri
sýrasýnda yaptýðýmýz sohbetleri, bana yüzmeyi öðretmeleri, Side'de
yaptýðým taklit ve komiklikleri insanýn içini ýsýtan gülümsemesiyle
seyrediþini hiç unutmayacaðým. Sanýrým çok insan çocukluðunu
özlem ve mutlulukla hatýrlar. Ama benim çocukluðum, onlarýn tüm
varlýklarý ile sevgilerini, ilgilerini, hayata bakýþlarýný, benimle hiç
sýnýr tanýmadan paylaþmalarý, beni baðýrlarýna basmalarý sayesinde
unutulamayacak kadar güzel geçti.
Akrabalýk baðýnýn çok ötesinde hayatýma yön verirken, belki
bilinçli, belki bilinçsiz, hep onu örnek almaya çalýþtým. Karþýlaþtýðým
zor durumlarda hep o ne yapardý diye düþündüm. Adâleti,
dürüstlüðü, ilkeli olmayý ondan öðrendim. Sabýrla, yýlmadan, yorulmadan çalýþmayý, hizmet için yanýp tutuþarak çabalamayý onda
gördüm. Onun memleket sevgisini ve bu ülkenin insanlarýna duyduðu derin inancý ömrümün sonuna kadar içimde hissedeceðim.
Ama her þeyden daha çok, bu kadar çok insanýn hayatýna dokunup
hepsinin hatýrasýnda sýcak duygular býrakabilmiþ olmasýna duyduðum hayranlýk ile onu örnek almaya, ona lâyýk olmaya çalýþacaðým.
150
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 151
Sevgili Dayým Mehmet Turgut
Arif POLAT
Endüstri Mühendisi
Y
ýl 1977 Þubat ayý. Dayým o günün kýsýtlý þartlarýnda düzenli
olarak telefonla bizler hakkýnda babamdan bilgi alýrdý.
Karnemde Ýngilizce dersimin zayýf olduðunu duyunca babama beni
Ankara'ya, yanlarýna göndermelerini söylemiþ. Yengem Ýngilizce
öðretmeniydi; þubat tatilinde Ankara'da onunla Ýngilizce çalýþacaktýk. Ýlk defa il dýþýna çýkacaktým. Tek baþýma Ankara'ya sevgili dayým
ve yengemin yanýna gidecektim. Tarifsiz bir heyecan ve mutluluk
içindeydim.
Dayým ve yengem beni son derece sýcak karþýladý. O günleri hiç
unutamam. Orada geçirdiðim süre içinde bana gösterdikleri sevgi,
hoþgörü ve anlayýþla kendimi 15 gün içerisinde deðiþmiþ ve birkaç
yaþ olgunlaþmýþ hissettim. Her türlü sorumu dikkatli ve sabýrlý bir
þekilde dinler, anlayacaðým þekilde anlatýr ve kaynak kitaplar gösterirlerdi.
Yýl 1984 Eylül ayý. Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliði
Bölümüne kaydýmý yaptýrdým. Artýk dayýmý daha sýk görecek, onunla daha çok þeyler paylaþacaktým. Dayýmýn evinde hâlâ Arif'in odasý
denilen bir odam vardý. Ýstediðim zaman dayýmlarda istediðim
zaman yurtta arkadaþlarýmla kalýyordum. Dayýmlarda kaldýðým süre
içerisinde onu hiçbir zaman týraþsýz ve pijamayla görmedim.
Oldukça erken kalkar, týraþýný olur, sporunu yapar ve kýyafetini
deðiþtirirdi. Düzenli ve titiz bir kiþiydi.
Dayým hak etmediðimiz bir þeyi vermezdi. Statüsünü çýkarlar
doðrultusunda ne kullanýr ne de kullandýrtýrdý. Hiçbir zaman yakýnlarýna imtiyaz tanýmamýþtýr. Bir defasýnda dayýmla ayný anda evden
çýktýk. Dayýmýn beni makam arabasýyla güzergâh üzerindeki okuluma býrakacaðýný ümit etmiþtim. Hava soðuktu, öyle ya beni soðukta býrakmaz diye düþünmüþtüm. Dayým cebinden o günün þartlarýnda bana göre büyük parayý çýkardý ve cebime koydu, sonra da taksi
çaðýrma düðmesine basarak bana iyi dersler diledi ve gitti. O gün için
dayýma biraz kýrýlmýþtým. Ama þimdi daha iyi anlýyorum ki, devletin
151
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 152
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
malý sadece o makam sahibi için tahsis edilmiþtir, yakýnlarý için
deðil.
Dayýmýn benim derslerimle ilgilenmediðini zannediyordum,
halbuki o düzenli olarak dekanlýktan benim hakkýmda bilgi alýyormuþ. Son sýnýfta okulu 4 yýlda bitireceðim için benimle gurur duyduðunu söylemiþti. Ancak, son anda tek dersten dolayý gecikmeli
mezun olabildim. Bu duruma dayým üzülmüþtü. Dayýcýðým senden
bir kez daha özür diliyorum. Sana lâyýk olamadým.
Dayým özel bir insandý. Bizler üzülmeyelim diye 2002 yýlýnda
by-pass ve kalp anevrizmasý ameliyatý öncesinde yurt dýþýna uzun bir
tatile gideceðini söylemiþti. Ameliyat sonrasý iyileþtikten sonra
durumdan haberdar olduk. Son rahatsýzlýðýnda da son ana kadar yine
bizlerin üzülmemesi ve iþlerimizi aksatmamamýz için haber verilmesini istememiþ. Yoðun bakýma alýndýðýnda haberdar olduk.
Kendisinden çok baþkalarýný düþünürdü. Hiç kimsenin üzülmesini
istemezdi.
Dayým doðruluktan ve dürüstlükten taviz vermeyen, devletin
çýkarlarýný her þeyin üstünde tutan, gerçek bir vatanseverdi. Çalýþmak onun temel ilkesiydi. Her zaman için üretken, düþünen,
düþüncelerini paylaþan, eleþtiren, doðrularý arayan ve doðrularý
gösteren bir kiþiydi. Birleþtiriciydi, bütünleþtiriciydi. Son on yýl
içinde düzenli olarak Gaziantep'e gelir, bütün akrabalarýný evlerinde
ziyaret ederdi. Herkesle yakýndan ilgilenir ve sorunlarýný dinlerdi.
Son yýllarda kendisi için bu ziyaretler yorucu olmaya baþlamýþtý.
Dayýcýðým söyleyelim akrabalar senin ayaðýna gelsin dediðimde, " O
zaman ben Mehmet TURGUT olmam" demiþti. Öyle mütevazý, öyle
hoþgörülüydü ki, benim dayým adam gibi adamdý.
Dayýcýðým seni çok özlüyorum. Senin yokluðun bende çok
büyük bir boþluk yarattý. Meðer sen benim için ne kadar deðerliymiþsin. Cennet mekânýn olsun, ruhun þad olsun caným dayýcýðým.
152
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 153
Amcam Mehmet Turgut
Saadettin TURGUT
Öðretmen
"Öldükten sonra unutulmak istemiyorsanýz, ya okunmaya deðer þeyler yazýn
ya da yazýlmaya deðer þeyler yapýn."
B. FRANKLÝN
D
eðerli aile büyüðümüz Mehmet Turgut'un 80 yýllýk yaþamýný
herhalde en iyi tanýmlayan söz, yukarýdaki söz olsa gerek.
Okunmaya deðer þeyler yazarak, yazýlmaya deðer þeyler yaparak
geçen dolu dolu bir ömür!
Ben Saadettin Turgut, Mehmet Amcamýzýn eðitim hayatýna
büyük katkýlar yaptýðý aile bireylerinden sadece bir tanesiyim.
Üniversitede Sosyoloji eðitimi aldým. 1994 yýlýnda mezun olduktan
sonra Mehmet Amcamýn akademik kariyer yapmalýsýn tavsiyesini
dikkate alarak, alanýmda yüksek lisans yaptým. Ancak çalýþtýðým sektörün iþ yoðunluðu nedeniyle bu çalýþmalarýn devamýný getiremedim. Þu anda bir özel eðitim kurumunda eðitim müdürü olarak görev
yapmaktayým. Gerek üniversite yýllarýnda, gerekse iþ hayatýna
atýldýktan sonra sevgili eþi Türkân yengemizle birlikte ilgisini hiçbir
zaman eksik etmedi.
En son ziyaretimde, yeni bitirdiði iki ciltlik Dün, Bugün ve
Geleceðin Güçlü Türkiyesi isimli kitabýný imzalayarak bana vermiþti. Artýk yorulduðunu, saðlýk durumunun yeni bir kitap yazmaya
müsaade etmeyeceðini, bu nedenle kütüphanesindeki bütün kitap larý Kilis Üniversitesine baðýþladýðýný büyük bir mutlulukla ifâde
etmiþti.Yazmýþ olduðu son kitabýnýn çok deðerli bilgiler içerdiðini,
dikkatli bir þekilde okumam gerektiðini anlatýrken birden sustu ve
bana söylediði, "Eðer dünyaya farklý bir siyasî pencereden baksaydým
yazdýðým bu eserlerin daha çok reklâmý yapýlýr ve daha geniþ
153
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 154
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
kitlelere ulaþtýrýlýrdý" sözü ince bir sitem olarak hâlâ hafýzamda canlýlýðýný koruyor.
Mehmet Turgut, benim için gerçek bir baþarý hikâyesidir,
eðitimde fýrsat eþitliðinin olmadýðý, ilkokuldan sonraki eðitim
sürecine belli aile çocuklarýnýn devam edebildiði bir dönemde birçok
zorluklarý aþarak üniversite eðitimini tamamlamýþtýr. Bu zor
koþullarýn üstesinden azimle ve onurla gelmiþ olmasý, yalnýzca aile
bireyleri için deðil tüm gençler için eþsiz bir örnek teþkil etmiþtir.
Makine mühendisliði eðitimi almýþ olmasýna raðmen, toplumsal
meselelerdeki tahlil, tespit ve çözüm önerileriyle çok iyi bir toplum
mühendisliði örneði sergilemiþtir. Kýsaca Mehmet Turgut, azim,
baþarý, duyarlýlýk, üretkenlik ve ülke sevgisi demektir. Bir gerçek
Türk aydýný olarak gelecekte toplum, onun okunmaya deðer þeyler
yazdýðýný ve yazýlmaya deðer þeyler yaptýðýný lâyýk olduðu þekilde
anlayacaktýr.
154
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 155
Yeri Doldurulamaz Bir Büyüðün
Ardýndan...
Þahin TURGUT
Tekstil Mühendisi
Y
itirdiðimiz bir büyük insanýn vefatýna aðlama, acýsýný çekme
günlerini yaþamaktayýz. Kader dillerimizi baðladý, Yaradan'a
teslimiyet içerisindeyiz artýk ve onun geride býraktýðý eserleri yaþatma
borcunun omuzlarýmýza yüklendiði bir zamandayýz.
"Böyle insanlar ne kadar da güç yetiþir oysa!" diye haklý üzüntüye
kapýlanlar, yeni ve uzun bir bekleyiþ içinde olacaklardýr. Yaþadýðý süre
içerisinde, bir deðeri ve eserlerini idrak edemeyip sýð sahillerde hayal
âlemine kapýlanlar ise, idraksizlik ve gaflet uykularýnda; hâlâ habersizdirler neyi kaybettiklerinden. Ülke topraklarýný karýþ karýþ bilen,
dertleriyle dertlenen hakikî vatan evlâtlarýnýn yavaþ yavaþ sahneden
çekiliþine þahit olan bizler ise mahzun, biraz da kaygýlýyýz.
Soruyorum kendime, bu ve benzeri insanlarýn yeri doldurulabilir
mi gerçekten? Yaþadýðý toplumu çok iyi tanýmýþ, onun deðerleriyle her
zaman ve en üst düzeyde bütünleþebilmiþ, kalkýnma mücadele ve
hamlesini büyük bir ruh ve yüreklilikle ortaya koyabilmiþ olan bu ve
benzeri yüce ruhlu insanlarý, yaþadýklarý dönemde yeterince anlayabiliyor ve deðerlendirebiliyor muyuz?
Ölüm, yaþam sürecimizin son çizgisinde bir geçiþ merhalesi!
Ölen insan bu dünyada kendisine sunulan imkânlarý iyi ve doðru kullanabilmiþ, insanlýðýn faydasýna katký saðlayabilmiþse, ölümsüzlüðün
kapýsýný aralayabilmiþ, hem de ölümsüzlük sýrrýna eriþmiþ demektir.
Mehmet Turgut Amcamý sizlere tanýtabilecek miyim bilmiyorum;
insanlýðýn ufkunda, ötelerde bir yerde, yaþamý ile devlet ve millet hayatýnda önemli yeri olan, hayatýnýn her anýnda faaliyet ve düþünce
soluklamýþ bir büyük insaný, meczettiði düþüncelerden, içinde
yaþadýðý toplum yararýna ve tüm insanlýðýn ortak deðerleri olabilecek
fikirler peteðini oluþturan Mehmet Turgut'u, Devlet ve millet hayatýnda reel deðerlere baðlý, gerçek bir milliyetçi ve vatanperver olarak, her
þeyi ile bu topraklarýn ruhunu kavramýþtý o. Zirvelerde bulunmakla
baþ dönmesi yaþamamýþ, ufuklardan topluma her fýrsatta muvazene
adýna doðru sinyaller vermiþ olan bir saðduyu insanýydý. Ortaya koy155
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 156
duðu eserlerin önemi ve büyüklüðü yanýnda tevazuu her zaman
hissedilebilen, yüce gönüllü bir kimseydi o; katký ve çalýþmalarýnýn
semeresini hiçbir zaman "þahsî ikbal" ya da "kazaným unsuru" yapmayan, yaptýrmayan bir büyük devlet adamýydý. Bu topraklarý "vatan"
yapan ruhun en güçlü timsallerinden biriydi ve bu ülke yararýna
çalýþma ve gayretini görüp takdir ettiði kiþilere ilerleme ve gerekli
destek yollarýný açmýþ, bizzat destek vermiþ, unutulmaz bir þahsiyetti. Hedefi, Yüce Ata'nýn belirlediði, "Muasýr medeniyet" seviyesine
ulaþmaktý.
Mehmet Turgut Bey ve onun gibi olanlar, kuru hamasetçilik yerine, dirayet ve realitenin eksenlerinde gerekli çalýþma düzenini kurmuþ, millet adýna yüce hedeflere ruh kazandýrmýþlardýr.
Þahsî hesaplar ile siyaset yapan bir kýsým bodur insan, yüce
hedefleri gerçekleþtirebilecek ileri görüþlülük ve teþebbüs gayretine
sahip olabilir mi diye durup düþünmek de gerekiyor.
Yedi ceddini ve siyasî yandaþlarýný iktidar nimetlerinden paydaþ
kýlmanýn neredeyse meþrulaþtýðý günümüzde siyasî gücün,
müstevlilerin siyasî emelleri ile hemhal olarak "Gaflet, dalâlet ve hattâ
hýyanet içinde" olduðu endiþesinin vatanperver gönüllerde hissedilmeye baþlandýðý bu günlerde millet yalnýz, millet mahzun ve millet
infial hâlinde!
Mehmet Turgut ve benzerlerinin vefatý, sýradan olay ya da herhangi bir kayýp gibi algýlanamaz. 21. Yüzyýl Türk Milleti'nin can
damarýdýr bu gibi büyükler ve onlarýn kýymetli eserleri. Eðer devlet
teþkilâtýnýn emin ellerde tutulmasý isteniyorsa ve kalkýnmanýn
geliþmiþ ülkeler paralelinde gerçekleþmesi bekleniyorsa, uygulamalara yön ve ruh oluþturma bakýmýndan, o ve benzerlerinin fikir ve
eserlerini ciddiyetle ele almak lâzýmdýr.
Bu kimseler Yüce Türk Milleti'ne lâyýk olmuþ insanlardýr.
Bundan dolayýdýr ki, Türk milleti ilelebed var oldukça onlar,
Çanakkale Þehitleri gibi, gönüllerde, kurumlarýmýzda yaþatýlacaklardýr.
Seksen yýllýk ömrü boyunca doðruluktan ayrýlmadan ve büyük
gayret sarf ederek en muteber eserleri vücuda getirdiðine tüm benliðim ile þahitlik etmek isterim. Bu yazdýklarým Mehmet Turgut
hakkýndaki samimî düþüncelerimdir ama, özel olarak benim ona bir
þükran borcumun olduðunu da burada ifade etmek isterim. Ben, rahmetli babamla kardeþ çocuklarý olan merhum Mehmet Turgut Bey
156
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 157
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Amcamýn maddî ve manevî desteði sayesinde tahsil hayatýný sürdürebilen ve tamamlama mutluluðuna eriþebilen þanslý bir kimseyim.
1981 Eylül'ünde babamýn vefatý ile sarsýldýðýmýz dönemde,
benim ve iki kardeþimin tahsilimizi sürdürebilmemiz zora girmiþ idi.
Kendileri, bu süreçte ve daha sonraki dönemde tahsilime devam edebilmeme imkân saðladýlar. Lise ve fakülte tahsilimi tamamlayýncaya
dek, bu ilgi ve desteklerini aralýksýz vermeye devam etmiþlerdir.
1990 yýlýnda Ege Üniversitesi, Tekstil Mühendisliði Bölümü'nden
mezun olmamýn ardýndan kamu hizmetinde ve bürokraside 8 yýl
kadar görevde bulundum. 1998 yýlýnda bürokrasideki görevimden
istifa ederek, özel sektörde çalýþmaya devam ettim; halen özel bir þirkette iþletme müdürü olarak çalýþmaktayým.
Hayat çizgimin, ideallerime ve ülke yararýna uygun olarak þekillenmesinde emek ve ilgilerini eksik etmeyen, esirgemeyen merhum
Mehmet Bey Amcama ve çok deðerli yengemiz Türkân Turgut
Hanýmefendiye her zaman en derin þükran hisleri ile dolu bulundum.
Destekleri, sadece maddî yardýmdan ibaret deðildi. Gerek bayramlarda gerekse okul baþlangýcý dönemlerinde, her zaman ilgilenmeleri ve
hâlimi sormuþ olmalarýndan hep büyük sevinç duymuþumdur.
Türk Milleti'nin yetiþtirdiði bu kýymetli insanlarýn yakýný olmakla biz kardeþler her zaman onur duyduk. Bu lütfu için de Yaradan'a
þükürler olsun!
Bir insanýn iyi kalpliliði ve yüce vasýflarýný ifade edebilme adýna,
illâ ki vefatý bir vesile olmamalýdýr. Merhum Amcamýzýn bu dünyada
kendilerine hayat arkadaþý olarak seçtiði bir Haným Yengemiz de
vardýr ki, ondan mutlaka bahsetmek isterim; zira hem Amcam hem
Yengem bir bütünü tamamlamak üzere yaratýlmýþ gibidirler.
Yengemiz, tevazuu, bilgeliði, yardýmseverlik ve merhametliliði ile bizleri kucaklayan "Annemiz" gibidirler. Her ikisi de üst düzey görev
dönemlerinde ve meþguliyetleri arasýnda dahi bizleri hiçbir zaman
unutmamýþ, arayýp sormuþ ve gerektiðinde de destek olmuþlardýr.
Buradan Yengemize, "Gülen yüzünüz bundan böyle hiç hüzünlenmesin" demek isterim.
Deðerli büyüðümüz merhum Mehmet Turgut Amcam için de
Allah'tan rahmet diler, minnet duygularý içinde, ruhu þad olsun
derim.
157
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 158
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut'a Dair Birkaç Söz
Türkân TURGUT
M
ehmet Turgut güçlü bir iradeye sahip, attýðý adýmý asla geri
çekmeyen, ne yaptýðýný ne istediðini bilen, çalýþkan bir
insandý. Bu karakteri, daha ilkokul çaðýndan bu yana geliþerek devam
etmiþ ve onu hedeflerine ulaþtýrmýþtý. Çok sevdiði ve saydýðý, gerçekten de ileri görüþlü ve uyanýk bir insan olan babasýnýn nasihat kabilinden söylediði "Sigaradan, içkiden ve kötü arkadaþlardan uzak dur"
þeklindeki sözlerini hiç unutmamýþ, küçücük yaþta tek baþýna girdiði
hayat mücadelesinde bu sözler ona her zaman rehber olmuþtu.
Genç yaþta, çocuklarýna doyamadan bu dünyadan göçüp giden
anacýðýný biraz olsun hatýrlayamamasý, bir fotoðrafýný dahi görememiþ olmasý onu daima üzmüþ, anasýna sokulan, sarýlan bir kimse
karþýsýnda hislendiði ve anne hasreti çektiði daima gözlenmiþ, bu
durum ise onu çok hassaslaþtýrmýþtý.
Üstesinden gelmeye çalýþtýðý hayat mücadelesinde hemen hemen
ilk baþarýsý, Devlet Yatýlý Ýmtihanlarýný kazanmakla baþlamýþ ve lise
tahsili boyunca her sene iftihar listesine geçerek, hocalarýnýn gözde
talebesi olmuþ, yaz tatilinde köyüne, evine dönemediði günlerde bile
okul müdürünün himayesini görmüþtü. Çektiði hiçbir zorluk, hiçbir
acýmasýzlýk onu menfî yönde etkilememiþ, bilâkis iyiye, doðruya ulaþmak üzere kamçýlamýþtý. Acý tatlý hatýralarla dolu bir ilk ve orta öðretim hayatýndan sonra, Sümerbank bursunu kazanarak Ýstanbul Teknik
Üniversitesi'ndeki yüksek öðretim hayatýný sürdürebilme imkânýný
bulabilmiþti.
Bu dönemde de zorluklarla karþýlaþmýþsa da, daha önceki
dönemde olduðu gibi, hiçbir þey onu yolundan döndürememiþ, ne
olursa olsun tahsiline devam etmiþ ve sonunda yüksek makine
mühendisi olarak hayata atýlmýþtý. Bu durum onun, ikinci büyük
baþarýsýydý.
Öðrenim hayatý boyunca pek çok arkadaþ edinmiþ ve bu
arkadaþlar hayatýnda ona hep yoldaþ olmuþ, memleket meselelerinin
158
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 159
hâllinde yine birlikte kafa yormuþlar ve bu yolda yine birlikte yürümüþler, aralarýnda geliþtirdikleri sevgi ve saygýyý asla kaybetmemiþlerdi. Dostlarýna ve arkadaþlarýna olan düþkünlüðü, sevgisi insaný
þaþýrtacak kadar güçlüydü, arkadaþlarýnýn da ona olan düþkünlüðü
onunkinden az deðildi. Böylesine baðlýlýk, sevgi ve saygý sýk rastlanan
bir durum olmasa gerek.
Hayatýný kafasýnda plânlamýþ olan Mehmet Turgut, ne istediðini,
ne yaptýðýný bilen bir insan olarak evliliðini de plânladýðý gibi, hiçbir
yardým görmeden tek baþýna gerçekleþtirmiþti. Evlilikten sonraki hayatýnda da, ideallerini gerçekleþtirme yolunda attýðý adýmlarý geri çekmemesi için içten gelen samimî bir destek görmüþtü.
Ýlk olarak devlet dairesinden ayrýlýp özel bir büro açmýþ ve burada etrafý silip süpürmek, soba yakmak gibi iþler de dâhil olmak üzere,
altý ay gece gündüz tek baþýna çalýþmýþ, baþarý pýrýltýlarýný gördükten
sonra ancak, iþini büyütmek gayesiyle, yardýmcýlara baþvurmuþ ve iþ
adamý olma yolunda ileri adýmlar atmýþtý.
Bütün bu hayat mücadelesi yýllarýnda memleket meselelerini
düþünmekten de geri kalmamýþ, bu konularda münakaþa etmekten,
yazýp çizmekten uzak durmamýþ, hep bir arayýþ içinde olmuþ,
159
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 160
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Türkiye'nin güvenliði, top yekûn kalkýnmasý, özellikle sanayiin
geliþmesi, Türk dili ve musikisinin, Türk örf ve âdetlerinin korunmasý, dinî eðitimin ehil ellerde yapýlmasý gibi konular onun ilgisini
çekmiþti.
Ýþ hayatýnda, düþünce âleminde ve evliliðinde baþarýlý, sâkin ve
mutlu günler geçerken, memlekette meydana gelen 27 Mayýs 1960
Ýhtilâli onu aþýrý derecede etkisi altýna almýþ ve yapýlan haksýzlýklar,
atýlan iftiralar, memlekete hizmet ettiklerine inandýðý kimselere
yapýlan kötü muamele onu politikaya itmiþti. Gözü hiçbir þey
görmezcesine, bin bir emekle yürütmeye çalýþtýðý ve baþarýlý olduðu iþ
hayatýndan çýkýp her þeyi tasfiye ederek, sýfýrdan baþlamak üzere,
risklerle dolu politik hayata atýlmýþ, yeni kurulmakta olan Adalet
Partisi'nin kurucularý arasýna girmiþ ve teþkilât baþkan yardýmcýsý
olarak iþe baþlamýþtý; daha sonra da bütün çalýþmalarý bu yönde olacaktý. Hayatý boyunca memleket meseleleriyle ilgili olan, düþünüp
yazan Mehmet Turgut artýk bu konuda daha geniþ bir zemin bulmuþtu; hem kalemi daha etkili olacak, hem sözleri Meclis kürsüsünden
daha fazla duyulacak, daha da iyisi memleketine, köyüne, kentine
fazlasýyla hizmet etme, faydalý olma imkânýný bulacaktý.
Artýk bir politikacý olarak düþüncelerini fiiliyat sahasýna sokma
zamanýydý. Sanayi sahasýnda yaptýðý pek çok baþarýlý iþ dýþýnda,
Sümerbank mamûllerinde olsun, diðer sanayi mamûllerinde olsun,
halkýn yüzünü güldürecek ucuzluklar yaptýrmýþ ve taksi þoförleriyle
müþteriler arasýndaki ücret konusundaki tartýþmalarý önleyecek taksimetreler imal ettirerek memlekete ferahlýk getirmiþ, vatandaþlara
rahat nefes aldýrmýþtý.
Bu arada yazdýðý kitaplarda, milletine, devletine, ayrýca millî
deðerlere, kültür ve medeniyetine olan inancýný belirtmiþ, tarihine
olan baðlýlýðýný dile getirmiþ, memleketin karþý karþýya kaldýðý
tehlikeleri ele almýþtý; kitaplarýnda olsun, politik hayatýnda olsun,
hattâ günlük hayatýnda olsun hep "Batýlýlaþmadaki Yanlýþlara" temas
etmiþ ve doðru olduðuna inandýðý yollarý göstermeye çalýþmýþtý.
Mehmet Turgut köþesine çekildiði zaman bile, daha büyük heyecanla ve inançla, daha kuvvetli millî duygularla, yine memleketinin
ilerlemesine, vatandaþlarýnýn refahýna faydalý olabilir düþüncesiyle
inandýklarýný, düþüncelerini durmadan kaleme almaya devam etmiþ,
yazdýklarýný da zor bile olsa yayýmlamaya çalýþmýþtý. Hayatý boyunca
milletine, memleketine, devletine ve yakýnlarýna faydalý olmayý prensip edinmiþ bir insan için yapacak baþka bir iþ de olmasa gerekti.
160
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 161
Yazýlý Basýna
Yansýyanlar
KISIM IV
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 162
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný olduðu günlerde (1964-1965)
162
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 163
Dostluða Dair
AJANS TÜRK
24 Mayýs 1967
M
ehmet Turgut geri kalmýþlýðýmýzýn nedenlerini, samimiyetsiz, cesaretsiz, birbirini sevmeyen, tesâdüfen bir araya
gelmiþ kadrolarýn beceriksizliðinde arýyor. Kalkýnmanýn hâl þeklinin
ise, birbirine dayanan, samimî, bilgili, karakterli, yalaný reddeden
grubun iþbaþýna gelmesi ile mümkün olduðunu bildiriyor. Hemen
söyleyeyim, Mehmet Turgut'un kitabýndan bahsediyoruz. Kitaptaki
22 yazý, 1961 - 62 döneminde basýnda çýkmýþ makalelerin toplamýdýr
ve kendi deyimi ile Mehmet Turgut o tarihte politikanýn eþiðindedir.
Yazar, üniversite, basýn, politikacýdan, kýsaca aydýndan þikâyetçidir:
“Türkiye'de vicdanýnýn sesini dinleyen gerçek aydýn yoktur.
Oysa demokraside cesaret, akýl ve bilgiden önce gelir. Batý tarihi
böyleleri ile doluyken bizim tarihimiz inzivaya çekilmiþ küskünler
veya büyükelçi unvaný verilmiþ sürgünlerle doludur.
Bu manevî deðerler yokluðuna büyük ölçüde partilerin baskýsý
sebep olmakta, þereflere yapýlan tecavüzlerden dolayý gerçek aydýnlarýn pek çoðu ortaya çýkmamaktadýr.”
Mehmet Turgut'un kalkýnmada þimdiye kadar pek temas
edilmeyen ahlâk sorununa da dokunmasý, hattâ temel olarak almasý
orjinâldir. Ve üzerinde elbette ki tartýþýlacaktýr.
Yazarýn fikirlerini kaleme aldýðý devirler geride kaldý. Mehmet
Turgut, politikanýn içinde ve iktidarýn bir bakanýdýr.
163
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 164
Eski Dostlar, Eski Dostlar
Mehmet BARLAS (SABAH GAZETESÝ)
24 Mart 1990
E
ski Sanayi Bakaný ve þimdi Ýþ Bankasý Yönetim Kurulu
Baþkaný olan, Gaziantepli hemþehrimiz Mehmet Turgut'un
son kitabý Siyâsetten Portreler çýktý..
Mehmet Turgut, kitapta çizdiði portrelerin sahiplerini, isimleri
ile vermiyor. Satýrlarý okurken, "Kim kimdir?"i tahmin etmeye çalýþýyorsunuz. Bazý bölümleri aktarýrken, bunlara iliþkin isim tahminlerimizi de parantez içinde verelim...
1963 Kasým'ýnda tahrik edilmiþ kalabalýklar, Adalet Partisi
merkezini basýyor. Mehmet Turgut, bu olay sonrasýnda yer alan bir
sahneyi þöyle anlatýyor:
"Üç arkadaþ, iri kýyým mühendisin (Demirel olabilir)
Kavaklýdere'deki evinin önünde taksiden inerek, zemin kata girdi..
Doktorla (Saadettin Bilgiç olabilir), orta boylu mühendis (Mehmet
Turgut olabilir) birer koltuða otururken, iri kýyým mühendis bir
kanepenin üzerine çöktü... Epeyce zaman geçtikten sonra, iri kýyým
mühendis, beyaz, sarý ve solgun bir yüzle, titreyen, kýsýk ve
kekeleyen bir sesle, ‘Bu iþ burada bitmiþtir.. Bu memlekette ve bu
þartlar altýnda politika yapýlamaz. Hep beraber politikadan çekilelim.
Eðer arkadaþlarým çekilmezse, yollarýmýz ayrýlýyor demektir’ þeklinde
konuþtu..."
"Kahramanýmýz (Saadettin Bilgiç olabilir), iri ve þiþman gövdesi
ile birkaç adým atarak salonun ortasýna doðru geldi. Soðukkanlý,
sakin ve aðýr aðýr, tok ve sert bir sesle konuþmaya baþladý. Kavgadan
dönmek olamazdý. Kaçmak ise hiç yoktu. Ýstifa etmek, ayrýlmak, çekilip gitmek, kaçmanýn en basiti, fakat en haysiyetsizcesidir." Kahramanýmýzýn ortaya koyduðu fikre uygun karar alýnarak, kavgaya
devam için gerekli her þeyi yapmak üzere, hemen o sabahtan itibaren
çalýþmalara baþlandý. Bu çalýþmalarla da, parti (Adalet Partisi) kýsa
zamanda derlenip toparlandý, geliþti ve iktidar oldu."
164
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 165
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut, bu olaydan 6 yýl sonrasýný da þöyle anlatýyor
Siyasetten Portreler kitabýnda:
"... Genel Baþkan (o zamanki Baþbakan Demirel olabilir), bakan
arkadaþýný (Mehmet Turgut olabilir) evine çaðýrdý. Cebinden bir kaðýt
çýkartýp, 'Þunu bir oku' dedi... Bakan, notun Millî Emniyet Teþkilâtýna
ait olduðunu hemen anladý. Hayret ve þaþkýnlýkla okudu... Çünkü
notta yazýlanlar, Koca Reis'in (Saadettin Bilgiç olabilir) Ýstanbul'daki
çalýþmalarý ile ilgilidir. Koca Reis'in, Bayar ile ne zaman görüþtüðü,
Mükerrem Sarol'la kimin evinde buluþtuðu, Samet Aðaoðlu ve eski
Demokratlarla hangi lokantalarda yemek yediði, özet hâlinde anlatýlmaktadýr... Baþbakan, 'Görüyorsun deðil mi, Koca Reis'in Ýstanbul'da,
eski demokratlarla yaptýðýný'diyerek bakandan cevap bekler..."
Mehmet Turgut'un kitabý, ibretlerle dolu böyle sayfalardan oluþmuþ bir çalýþma...
165
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 166
Mehmet Turgut Konuþuyor
Yavuz DONAT (ERCÜMAN)
10 Ekim 1978
M
ehmet Turgut, politikaya Adalet Partisi'nde baþladý.
Demirel'in yakýn arkadaþýydý. 41'ler olayý ile Adalet
Partisi'nden ayrýldý. DP kurucularý arasýnda yer aldý. 1977 seçimlerinde aday olmadý ve evine çekilip kitap yazmaya baþladý. Bu
hükümet (42.hükümet, 3. Ecevit hükümeti) döneminde sýk-sýk yönetim kurulu üyeliði teklifi aldý. Kabul etmedi. Eski Bakan Mehmet
Turgut uzun süredir susuyor. Bu suskun politikacýyý iki gün süreyle
Vitrin'de konuþturuyoruz...
– Sayýn Mehmet Turgut, Ecevit Hükümeti kurulurken ne ummuþtunuz, dokuz ay sonra ne buldunuz?
– Hükümet kurulurken çok þey ummamýþtým. Ama iþleri ciddiye
alsaydýk hükümetin elinde bazý imkânlar vardý. Özellikle iki büyük
imkân vardý.
– Nelerdi bu imkânlar?
– Birincisi, zaman avansý lâzým. Avans gücü. Bu hükümet yeni
yüzler, yeni sesler, eskimiþ, ama yeni sanýlan fikirlerle ortaya çýktý.
Vatandaþ bu hükümete, iþleri düzeltebilmesi için bir yýla yakýn
zaman avansý verdi. Yapacaðý iþleri ümitle bekledi. Bir iktidar için bu
büyük güçtür. Ýkincisi iktidara gelince hükümet, iktidar olma gücüne
sahipti. Yani millî müesseseler, Anayasa kuruluþlarý bu hükümetle
ayný paraleldeydi. Sadece bu iki imkânla bile birçok þey yapýlabilirdi. Ama olmadý.
– Ýmkânlarý kullanmadý sizce. Öyle mi?
– Öyle tabiî. Bu imkânlara raðmen, meselâ anarþiye bakalým.
Hükümetin göreve geldiði günden daha kötü. Ekonomi daha kötü.
Enflâsyon daha þiddetli. Fiyatlar çok daha yüksek. Para deðeri her
gün deðiþiyor ve düþüyor. Devalüasyon etkisini kaybetti ve hiçbir
faydasý olmadý. Transfer tamamen durdu. Hükümet yeni bir
devalüasyona hazýrlanýyor. Yatýrýmlar durmuþtur. Sanayi sektörü
166
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 167
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
kalkýnma hýzý 25 yýlda en düþük seviyeye inmiþtir.
– Sayýn Mehmet Turgut, bu hükümetin bu noktaya gelmesinin
sebebi nedir?
– Üç sebebi var, birincisi CHP'nin uzun yýllar muhalefette
kalmasýnýn yarattýðý meselelerdir. CHP normal muhalefet görevi yapmadý. Ýktidar düþmanlýðý yaptý. Hattâ bunu da aþýp devlet düþmanlýðý
yaptý. Ýktidar olunca, devlet düþmanlýðý anlayýþýndan kurtulup da
hükümet etme anlayýþýna kavuþmadý. Devlet düþmanlýðýna devam
etti. Bunun neticesidir ki, iktidardaki beyan ve icraatý ile devlet birimlerinde büyük ölçüde tahribat yaptý. ikinci sebep ise dernekçi
bürokratlardýr.
– Dernekçi bürokrat ne demektir?
– Ýki türlü bürokrat olur. Bunlardan biri çalýþan, bilgili, yaratýcý.
Diðeri de tembel, bilgisiz, yaratýcý gücü olmayan. Çalýþkan bürokrat
mesleðinde sivrilir gider. Tembeli ise iþ yapmaz, dernekçilikle
uðraþýr. Bunlar dernekçilik yaparken, muhalefetteki CHP'yi eylem ve
demeçlerle desteklediler. 1977'de çoðu milletvekili oldu bunlarýn. Bir
kýsmý bakan yapýldý. Diðerleri de müsteþar veya genel müdür olup
devletin kilit kademelerini ele geçirdiler. Böyle bir kadro hükümetin
baþarýsýzlýðýnda büyük rol oynadý.
– Pekiyi üçüncü sebep nedir Sayýn Turgut?
– Dernekçi bürokratlarýn telkini ile Ýkinci Dünya Savaþý sýrasýnda ekonomiye tatbik edilen müdahale metotlarý, bugünkü ekonomiye
uygulandý. Bunlarýn neticesi olarak hükümet hem kendisine tanýnan
avansý kaybetti, hem de iktidar olma gücünde büyük sarsýntýlar meydana getirdi.
– Sayýn Mehmet Turgut, Türkiye'nin bugünkü bunalýma
girmesinde politikacýlarýn kusuru var mýdýr?
– Þüphesiz. Hem de çok büyük.
– Ne gibi kusurlar.
– Politikacýlar 1946'dan beri durmadan halkýn haklarýndan bahsetti. Her hakkýn karþýlýðýnda bir de vazifenin bulunduðunu vatandaþa anlatan olmamýþtýr. Bu bakýmdan vatandaþ devamlý hak ister,
fakat vazife yapmaz hâle gelmiþtir.
– Politikacýlarýn baþka ne gibi kusurlarý oldu?
167
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:57
Page 168
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
– Yine politikacýlarýn yanlýþ tutumu ile 1950'den önce vatandaþýn kafasýndaki Allah korkusu ortadan kalkmýþtýr. 1950'den sonra
ise devlet ve kanun vatandaþýn kafasýndan silinmiþtir. 1960'tan sonra
ise, devlete alabildiðine yalan sokulmuþtur.
– Bütün bunlarýn politikacý üzerinde nasýl bir etkisi olur?
– Þöyle bir etkisi oldu. Politikacýnýn kalitesi düþtü.
– Örnek verebilir misiniz?
– 1946- 1950 arasýnda CHP ve DP’de il baþkanlýðý yapanlarýn listesini çýkar ve kalitelerine bak. Bir de þimdi CHP ve Adalet Partisi'nin
il baþkanlarýný çýkar, mukayeseyi yap, kalite farkýný görürsün.
– Sayýn Turgut, politikacýnýn kalitesi neden düþüyor?
– Bugün memleketimizde baþarýlý politikacý her zaman seçilen
politikacýdýr. Artýk parlâmento kürsüsüne çýkmak, memleketin problemlerini ve çözüm yollarýný meclise getirmek önemli deðildir. Bu,
baþarýnýn ölçüsü de deðildir.
– Ölçü nedir?
– Söyledim ya, ölçü yeniden seçilmek, bir daha seçilmek, her
devre seçilmektir. Böyle olunca da politikacýnýn gözü, kulaðý ve cüzdaný delegede olmaktadýr. Parlâmento ve halk önünde söylenecek
sözün ve yapýlacak iþin deðeri ve faydasý, delege ve lider tarafýndan
beðenilmesine baðlýdýr.
– Ölçü bu olunca da ciddî çalýþma ve konuþma olmuyor yani.
– Elbette, bugün parlâmentodaki konuþmalarýn büyük kýsmý
dedikodu, yalan ve küfürlerle dolu olup, bilgisizlik ve demagoji
örneðinden öteye gidememektedir.
– Politikacýnýn kalitesi nasýl düzelir, parlâmento içi bunalýmdan
nasýl çýkýlýr?
– Bunalýmdan çýkabilmek, vazifesini vicdanýndan geldiði gibi ve
hattâ istikbâlinin yok olacaðýný bilerek yapan, ''Olaylarýn akýþý ne
olursa olsun, ben þahsiyetime olan hürmetimi ve lekesiz vicdan
muhasebemi mutlaka muhafaza edeceðim'' diyen ve inançlarýna
uygun hareket eden politikacýlarla mümkündür.
– Sayýn Mehmet Turgut Türkiye'nin meseleleri nasýl halledilebilir?
– Türkiye'nin problemlerinin çok kýsa zamanda bir formülle
168
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 169
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
veya sihirli deðnekle hâlledilmesi mümkün deðildir. Ancak bu gidiþe
dur demek, daha ölçülü, daha ciddî bir kadro ile memleketin iyi
istikamete götürülmesi yolunda gerekli tedbirleri almak mümkündür. Bu da görünürde, liderler dýþýnda bir sað koalisyon ile
mümkündür.
– Sayýn Turgut liderler dýþýnda sað koalisyon diyorsunuz. Böyle
bir hükümette Baþbakan kim olmalýdýr?
– Baþbakan ve þahýslarýn kim olduklarý mühim deðildir. Ama bir
mühim nokta var. Bu hükümette bürokratlar yer almamalýdýr.
– Neden liderlerin dýþýnda?
– Mevcut liderler hem tecrübe edinmiþ, hem de eskimiþlerdir.
Yeni bir ümit veremezler. Mevcut liderler dýþýnda iþbaþýna gelecek ve
milletin büyük çoðunluðu için yeni sesler, yeni yüzler ve yeni fikirler izlenimi verecek bir kadro, pek çok meseleyi halletmese bile, hal
yoluna koyabilir.
– Mevcut liderleri eleþtiriyorsunuz bu arada….Þimdiki liderler de
''Yeni ses-yeni fikir'' olarak görünemez mi?
– Türkiye'deki liderler, dünyadaki çok hýzlý geliþme karþýsýnda,
liderler de dahil, her þeyin hýzla eskidiðinin farkýnda deðiller.
1965'ten bu yana Japonya'dan Amerika'ya kadar bütün dünya göz
önüne getirildiði zaman hemen hemen bütün parti liderlerinin,
bütün baþbakanlarýn en az birkaç defa deðiþtiði görülür.
– Deðiþmek insaný yok edebilir. Belki de mesele buradan kaynaklanýyor.
– Deðiþmek yok olmak deðildir. Seçimle idare edilen memleketlerde deðiþen insan, kendini yenileyip, çoðu kere iþbaþýna gelir.
Bizim demokrasimizin yaþamasý ve geliþmesi için bu kaideyi sýk sýk
tatbik etmek gerekir.
– Eskime sebebiyle lider deðiþikliðinin zaruretinden söz ediyorsunuz. Eskimenin sebebi nedir?
– Meselâ, merhum Baþbakan Menderes'i düþünelim: Rahmetli
15-20 günde bir demeç verirdi. O zaman Türkiye'de 5-6 tane büyük
gazete çýkýyordu. Bunlarýn toplam tirajlarý 500 -600 bini bulurdu.
Baþbakan'ýn sözleri bunlardan ancak 150 -200 bin adedinde
görülürdü. Yani Baþbakan'ýn sözlerinin sadece bu kýsmý ile, on beþ,
yirmi günde bir defa olmak üzere, 150 -200 bin insan karþý karþýya
169
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 170
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
gelirdi. Zira bu gazetelerin sadece 2 -3 tanesi merhum Menderes'in
demecine yer verirdi. Bu durum biraz az, biraz fazla olmak üzere
muhalefet liderleri için de böyle idi. Bugün durum bundan çok farklýdýr ve liderler tekniðin verdiði imkânlarla vatandaþýn her an
karþýsýndadýr.
– Sayýn Turgut, bu durumun lider eskimesi ve yýpranmasý ile ilgisi
nedir?
– Söyleyeyim. Bugün Baþbakan veya muhalefet lideri, her gün
35 milyon insanýn karþýsýna çýkmakta...
– 45 milyon diyeceksiniz galiba...
– Hayýr, hayýr. Çocuklarý çýkaralým. Her gün 35 milyon kiþi radyo
ve TV takip ediyor. Liderler bu sayýdaki insanýn karþýsýna çýkmakta
ve vatandaþlar gerek muhalefet liderlerinin bazen kravatýna, bazen
ceketine, bazen saçýna, bazen gömleðine, bazen konuþmasýna, bazen
telâffuzuna, bazen uydurma Türkçesine takýlýyor. Dolayýsýyla da liderler TV'ye her çýkýþta biraz daha yýpranýyor, biraz daha eskiyor.
170
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 171
Mehmet Turgut
Yavuz DONAT (TERCÜMAN)
25 Mart 1990
S
iyasetten Portreler, Mehmet Turgut'un son kitabý. Deneyimli siyaset ve devlet adamý Turgut son 30 yýlda gördüklerini yazmýþ… Yakýndan tanýdýðý isimleri ve isim vermeksizin.
Turgut'un kendisine de söyledik. Bazý sempatileri, antipatileri,
önyargýlarý kitaba yansýmýþ. Ama o hemen itiraz etti "Nerede, hangisi,
kaçýncý sayfa" diye. Kitapla ilgili bir-iki de "Tekniðe dönük" eleþtirimiz olacak. "Önsöz" ü okumak için mutlaka gözlük takmak gerek.
Biraz daha iri harf kullanýlamaz mýydý? Hem böyle bir kitapta "Ýçindekiler" bölümü olmaz mý? Neyse bu ayrýntýlar yayýnevinin
sorunu.Turgut'la ilgisi yok.Mehmet Turgut'un aþýrý duygusal yapýsý
bazý kýrgýnlýklarý aþmasýný engelliyor.
Ýsmet Ýnönü'nün oðlu Erdal'a yazdýðý mektuplarda, Metin
Toker'in Ýnönü ile ilgili kitaplarýnda bir husus dikkatimizi çeker…
Ýnönü'nün kaybetmeyi içine sindirmedeki olgunluðu. Kaybedeceðini
bile bile sandýða güle oynaya gidiþi. Kayba giden yollarda paniðe
kapýlmayýþý. Siyasette kaybý kabullenmek önemli bir meziyet.
Mehmet Turgut'u okurken ayný husus dikkatimizi çekti. Turgut
maðlubiyeti kabul etme ahlâkýndan söz ediyor. Buna "Maðlubiyeti
kabul etme gücü" diyor. Ya da "Maðlubiyeti kabul etme olgunluðu."
Ýktidar ömür boyu sürmez.
Günün birinde kaybetmek kaçýnýlmaz.
Turgut'u okuyoruz.
…Bizim politik hayatýmýzda kaybeden veya kaybetme korkusu
içine giren birçok politikacý âdeta bir çocuk þýmarýklýðý ve öfkesi
içine girer ve hemen tepinmeye baþlar…
Kitaptaki "Kaybetmek ve kaybetmeye adam gibi alýþmak "cümlesinin altýný çizdik. Bize göre gerçekten altý çizilecek bir söz…
Turgut'u okumayý sürdürüyoruz:
171
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 172
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
...Çok þey gördüm politikada. Kazanmayý da kaybetmeyi de
yaþadým. Kaybetmenin insanlarý ne hâle getirdiðini, dostluklarý ne
þekle soktuðunu, idealizm, inanç, iman, cesaret, irade, ahlâk ve dürüstlük gibi fazilet duygularýný nasýl alabora ettiðini gördüm…
Kitabýn özellikle bu bölümünü okumalarýný tüm siyasetçilere
tavsiye ederiz. O cilâlý koltuklar, son model makam otomobilleri…
Her þey,her þey geçici.
Altýný çizdiðimiz bir cümle daha:
"Dinlemek politikada büyük bir kabiliyet, hattâ çok az kimsenin
sahip olabileceði zor bir sanattýr."
Doðru…
Mehmet Turgut Adalet Partisi'nin kuruluþ günlerini anlatýyor.
Yazdýklarý bugünün siyasetçilerine ya da siyasete yeni girmek
isteyenlere bir tür öðüt:
…En iptidaî, en pis kasaba otellerinde, han odalarýnda uyuyup
uyanacak, hattâ köy odalarýnýn bir köþesinde kalacaksýnýz. Sade ve
basit köy yemeklerini, en rahat ölçüler içinde, beðenerek ve iþtahla
yiyeceksiniz. Gezilerinizde her çeþit vasýtayý kullanacaksýnýz.
Uçakla, trenle, otomobille ve kamyonla gidebilirsiniz. Otomobil ve
otobüslerin önünde, arkasýnda, ortasýnda, kamyonlarýn þurasýnda,
burasýnda ve üstünde nerede yer bulursanýz orayý beðeneceksiniz.
Gittiðiniz her yerde karþýnýza çýkan herkesle konuþacaksýnýz. Ýknaya
çalýþacaksýnýz. Bazen yalvaracak, bazen okþayacaksýnýz.
Bütün bunlardan sonra kazanmak da var, kaybetmek de. Özellikle kaybetmek önemli, kaybetmek ve kaybetmeye de adam gibi alýþmak...
Mehmet Turgut bizim için sadece bir dost deðil, önemli bir
siyaset ve devlet adamý. Ciddî, onurlu, dürüst. Ve kaybetmeyi içine
sindirebilmiþ. Kitabýndan dolayý kutluyoruz.
172
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 173
Mehmet Turgut'un Rusya Seyahati
Notlarý 4. Defa Basýldý
Rasim EKÞÝ (TÜRKÝYE)
12 Aðustos 1988
Ý
þ Bankasý Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Turgut'un kitabý,
Rusya'daki soydaþlarýmýzý yanýmýza taþýyor. Okurken hüzünleniyor, aðlýyorsunuz. Mehmet Turgut, “Rusya'daki insanlarýn hemen
hepsinde yüzler son derece hareketsiz. Bakýþlar aldýrmaz ve donuk”
diyor.
Sanayi Bakaný olduðu sýrada zamanýn Baþbakaný ve diðer yetkililer ile Sovyetler Birliðini ziyaret eden Mehmet Turgut, gördüklerini, o ülke hakkýndaki bilgileriyle de süsleyerek Türk okuyucusuna
Taþkent'e Doðru isimli kitapla sunmuþtu. Üç baskýsý kýsa zamanda
biten kitabýn dördüncü baskýsý Boðaziçi Yayýnlarý tarafýndan
piyasaya sunuldu. Sovyet rejimini ve Sovyetler'deki soydaþlarýmýzýn
durumunu merak edenler, gerçek bir mütefekkirin kaleminden çýkan
bu kýymetli eseri okumalýdýr.
Türk devlet adamlarý, umumiyetle, hatýra ve seyahat intibalarýný
yazmazlar. Edebiyatýmýzda da bu çeþit eserler oldukça azdýr.
Halbukî, Evliya Çelebi'nin Seyahatname’si kelimenin tam manâsýyla bir "þaheserdir". Neden bu sahada bu kadar geri veya alâkasýz
olduðumuza ise, bir çýrpýda cevap vermek imkânsýzdýr.
Bilhassa, dýþa açýlma diye özetlenen son siyasî ve ekonomik
yöneliþimiz göstermektedir ki, dünyayý tanýmak ve kendimizi
dünyaya tanýtmak mecburiyetindeyiz. Her gün birkaç yetkili,
beraberinde çok sayýda gazeteci ve iþ adamý ile birlikte yurt dýþýna
gidip gelmektedir. Bu seyahatlere katýlanlardan gazetelere intikal
eden ise, sadece, bavullarýn, valizlerin veya çantalarýn sayýlarýdýr.
Ama, bugün büyük bir bankanýn Yönetim Kurulu Baþkaný olan,
Sanayi Eski Bakaný Mehmet Turgut, bu iki grubun da dýþýndadýr.
Sayýn Turgut, Sovyetler'e hem boþ gitmemiþ, hem de boþ gelmemiþtir.
Taþkent'e Doðru adýný verdiði gezi notlarýný okuyunca Mehmet
Turgut'un dopdolu bir kafa ile Sovyetler Birliði'ne gittiðini, orada
gördüklerini gerçek bir Türk münevveri olarak deðerlendirdiðini,
sýnýrlarýmýzýn dýþýnda yaþayan soydaþlarýmýzýn bizim için taþýdýðý
173
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 174
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
ehemmiyeti ve komünizmin, bizim soydaþlarýmýz dahil, hiç kimseye
müsbet bir þey vermediðini tespit etmiþtir.
Taþkent'e Doðru'nun önsözünde, bir sýnýr köyünde doðup
büyüdüðünü, yaþlý anneannesinden dinlediði hikâyelerinin çoðunun
"Moskof" kelimesi ile birleþtiðini yazan Mehmet Turgut, Sovyet
vatandaþlarýnýn genel psikolojik durumlarý hakkýnda þu kanaate
vardýðýný yazýyor:
"Rusya'da kaldýðýmýz müddetçe gördüðümüz bütün insanlarý göz
önüne getirdiðimiz zaman, bu insanlarda, bize belki de diðer milletlere benzemeyen bir hâlin mevcut olduðu hükmüne rahatça varabiliyoruz: Duruþlarý, yürüyüþleri, hemen hemen takýndýklarý bütün
tavýrlarý, hareketleri baþka türlü ve deðiþik. Bu insanlarýn hemen
hepsinde, yüzler son derece hareketsiz, bakýþlar aldýrmaz ve donuk.
Yaptýklarý hareket isteksiz hissini veriyor. Herkesde acayip bir bekleyiþ, acayip bir seyrediþ hâli var. Kimi bekliyor, neyi seyrediyorlar, bu
umursamazlýk neden ileri geliyor?''
Mehmet Turgut, bütün bu suallerin cevabýný biliyor ama, kendisi
cevap vermiyor. Cevabý, bir müddet önce Batý'ya kaçmýþ olan yazar
Valeri Tarsis'in vermesini, o cemiyetin bir ferdi olan eski bir Sovyet
vatandaþýnýn konuþmasýný istiyor. Tarsis de kendi görüþünü, kendi
kanaat ve tecrübelerini, eserindeki kahramana söyletiyor:
''Kýrk sene süren devamlý korku, harpler, þiddet hareketleri ve
güvensizlikten sonra Rusya'da hiç kimsenin normal bir ruh taþýyamayacaðýný anlamýþtý.'' Tarsis þöyle devam ediyor: "Kýrk seneden beri
bir inanç yüzünden çile çekmiþ ve babalarý temerküz kamplarýnda
kurþuna dizilmiþ veya iþkenceyle ölmüþ zavallýlarýn aklî durumlarýný
persükasyon mania ile adlandýrmanýn mânâsýzlýðýný biliyordu.''
Sovyet rejiminin Rus halkýna, Sovyetler Birliði'ndeki bütün milletlere verdiði nimetlerin! derecesini anlamak için bu cümleler yeter
herhâlde.
174
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 175
Türkiye'nin Ýçinde Bulunduðu
Tehlike ve Geleceði
Ergun GÖZE (TERCÜMAN)
6 Eylül 1983
Ý
ki gündür Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde bulunan dýþtaki ve
içteki düþmanlarýn faaliyetlerini anlatmaktayým. Hoþ her gün
yaptýðýmýz budur da diyebiliriz ya, neyse. Tam bahsi açmýþken sýcaðý
sýcaðýna Sayýn Mehmet Turgut'un yazmýþ bulunduðu ve Dergah
Yayýnevi tarafýndan neþredilen Türkiye'nin Geleceði isimli kitabý
çýkageldi. Kitabýn ikinci baskýsýna Sayýn Mehmet Turgut bir ikinci
önsöz ekleyerek daha önceki tespitlerinin geçerliðini teyid etmiþ,
ümitsizlikle deðil ve fakat hüzünle okuduðum akýlcý ve fakat vatanperverlik ruhu dolu bu önsözü istedim ki, okuyucularým da benimle
paylaþsýn.
“Bu kitap, yazýlýp basýlalý yýllar oldu. O günden bugüne, köprülerin altýndan çok sular aktý. Memlekette yýkýntýlar, çöküntüler,
bunalýmlar birbirini kovaladý. Devlet yýkýlmanýn, vatan parçalanmanýn, millet bir iç savaþýn eþiðinden büyük zorlukla kurtulabildi.
Sokaklarý dolduran anarþi, kardeþi kardeþe vurduran ideolojik savaþ,
babayý oðuldan ve anayý kýzdan ayýran kavram kargaþasý, ortadan
kalkmýþ gibi görünmektedir. Kýsacasý bugün, 12 Eylül 1980 öncesi
vasatýndan çok uzaktayýz ve çok iyi noktadayýz. Ancak bu görünüþe,
hattâ bir ölçüde bu realiteye aldanmamak gerekir. Çünkü ruhlarý
saran anarþi, gelecekte önüne serilecek fýrsatý bekliyor; ideolojik
savaþýn kurmaylarý yeni taktikler düþünüyor ve yeni hedefler
peþinde, ayrýca, kavram kargaþasýnýn yaratýcýlarýnýn vicdanlarýnda,
kin ve intikam duygularý kabardýkça kabarýyor.
Hiç þüphe yok ki, bugün devletimiz de vatan ve milletimiz de,
12 Eylül 1980 öncesine nispetle çok deðiþik ve çok baþka bir noktadadýr, ama son derece kaygan ve son derece kritik noktadadýr. Belki
de ta-rihimizin en kritik noktalarýndan birinde bulunmaktayýz.
Milletimizin hemen her ferdi, kritik anlar psikolojisinin þartlarýný
bütün aðýrlýðý ile yaþamaktadýr. Herkes birbirine ve bilhassa inandýðý
kimselere soruyor; ne olacak? Memleket nereye gidecek? Geleceði
nasýl görüyorsunuz?
175
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 176
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Gerçek þudur ki, herkes büyük endiþenin, aðýr bir sýkýntýnýn ve
çýkýþý olmayan bir belirsizliðin içinde. Acaba tekrar 12 Eylül1980
öncesi vasatýna döner miyiz suali, her vatanperverin dudaklarýnýn
ucunda. Bunu saklamanýn, bunu baþka türlü düþünmenin, her probleme hâl edilmiþ gözü ile bakmanýn faydasý yok. Hattâ mânâsý ve
mantýðý da yok. Çünkü problemler, genel olarak, bütün aðýrlýðý ve
büyüklüðü ile hâlâ ortadadýr ve gelecek, memleketimiz için çeþitli
sürprizlerle doludur. Üstelik hayatýnda bir saniye olsun devlet felsefesi üzerinde kafa yormamýþ, politika, ekonomi ve sosyoloji, psikoloji, tarih ve bunlarýn millet hayatýndaki rolleri hakkýnda tek satýrlýk
bir bilgiden nasibini almamýþ ve dünya þartlarý ile Türkiye realitelerini bir an dahi ortaya döküp deðerlendirme gücüne hiçbir zaman
sahip bulunmamýþ kimseler veya kadrolar, devlete talip. Niçin böyle,
neden bu duruma geldik. Geçmiþten ve içinde bulunduðumuz þartlardan hiç mi ders almadýk veya almayacaðýz? Bunun cevabýný bulmak veya bu suallere cevap vermek son derece güç.
Kanaatim odur ki, memleketimizin içinde bulunduðu þartlar
ve milletimizin karþý karþýya kaldýðý bütün tehlikeler, Millî Mücadele
yýllarýndakiler kadar büyük, aðýr ve karýþýktýr. Dolayýsýyla hemen her
probleme, o yýllar nesillerinin devlet ve vazife anlayýþý, inanç ölçüleri ve ruhuyla bakmak mecburiyetindeyiz. Çünkü bu devir nesillerinin yaþadýðý hayat, karþýlaþtýðý tehlikeler ve içinde bulunduðu
imkânsýzlýklar, onlarda öylesine bir devlet felsefesi, öylesine bir vazife þuuru, öylesine bir kurtarma azmi, öylesine bir heyecan ve ruh
hâli meydana getirmiþtir ki, bütün bu hususiyetler, o nesillerin
kafalarýnda ve gönüllerinde yoðrulup kaynaþarak birleþmiþ ve Millî,
Mücadele mucizesini doðurmuþtur. Bir baþka ifade ile, þartlar,
tehlikeler ve imkânsýzlýklar ordu-millet birliðini saðlamýþ, bu birlik
ise bir yerde yarýlmaz bir cephe, bir yerde yýkýlmaz bir kale, bir yerde
de karþýsýnda durulmaz dev bir güç hâline gelmiþtir.
Bugünün nesilleri, elbette o günün þartlarýný yaþamamýþ, o
günün imkânsýzlýklarý altýnda iradeleri çelikleþmemiþ ve o günün
aðýr problemleri ile bugünü mukayese etme gücüne sahip olamamýþ
ve olamamaktadýr. Burada, yýkýlmak üzere olan ihtiþamlý bir imparatorluðu kurtarma azim ve inancý, gayret ve telâþý içinde yetiþen bir
neslin ruh asaleti ile, geri kalmýþlýk kompleksi içine itilmiþ, ümit ve
idealden mahrum olarak yetiþtirilmiþ bir neslin ruh çöküntüsü
arasýndaki büyük farký, her yönü ile ve objektif ölçülerle deðerlendirmek gerekir. Ýþte bizim vazifemiz, kendimizin de içinde bulunduðu bugünün nesillerine, bütün bu realiteleri en iyi þekilde anlat176
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 177
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
12 Eylül sonrasý Sanayi ve Teknoloji Bakaný olarak katýldýðý bir toplantý
mak, en doðru örneklerle ortaya koymak ve Millî Mücadele günleri
ile zamanýmýz þart ve imkânlarýnýn en realist ölçülere göre deðerlendirmek olmalýdýr. Eðer o nesiller, yokluklar içinde varlýklar ortaya
koydularsa, daðýnýklýklardan birlikler meydana getirdilerse, maddî
ve mânevî çöküntülerden realist hedefler ve sarsýlmaz idealler ortaya
çýkardýlarsa, bunlarýn sýrrýný aramak, bulmak ve açýkça ortaya koymak son derece önemlidir ve her vatanperverin her þeye tercihen
üzerinde durmasý gereken bir husustur. Çünkü 12 Eylül 1980
harekâtýndan sonra yapýlmýþ olan bütün ciddî çalýþmalara ve alýnmýþ
olan bütün tedbirlere raðmen, ebedî Türk Milleti hâlâ parçalanmakla karþý karþýyadýr, kutsal ve son Türk Devleti hâlâ yýkýlmaya doðru
itilmektedir. Ýçerden dýþarýdan, kuzeyden güneyden, doðudan batýdan ve uzaktan yakýndan binlerce þer kuvveti bu yönde vazife
almýþtýr ve alabildiðine çalýþmaktadýr. Kimsenin bundan en ufak
þüphesi olmasýn.
Bu inançla ve bu ölçülerle, Türkiye'nin geleceðine, ordu-millet
birliðine ve Millî Mücadeleyi yaratan sýrra dikkat edelim diyoruz. Bu
sýrrýn da nesillerin inanýlmaz devlet felsefesinde, idraki aþan vazife
þuurunda, dünyalara sýðmayan heyecan kasýrgasýnda ve hayalleri
177
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 178
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
altüst eden ruh hâlinde olduðuna samimiyetle inanýyoruz. Tabiî,
ancak bütün bunlara sahip olmakla, kafalarý dolduran ve gönülleri
saran birlik ve beraberlik ruhunun þahlanacaðýný, bu suretle de her
problemin çözüleceði ve her güçlüðün yenileceði fikrini benimseyelim diyoruz.
Kabul edelim ki, bizler kýsmen, bizden sonraki nesiller de tamamen olmak üzere, devlet felsefesinden ve vazife þuurundan nasipli
olarak yetiþmedik. Ýnanç ve heyecan yönünden de öyle… Dolayýsý ile
bilerek veya bilmeyerek, vataný bölmenin, milleti parçalamanýn ve
devleti yýkmanýn ne büyük bir felâket olduðunu anlamýyoruz, belki
de anlayamýyoruz. Hattâ 12 Eylül 1980 öncesi, hemen herkes ve
hemen her müessese bunun yollarýný aradý; bilerek veya bilmeyerek
vataný parçalamanýn, bazen isteyerek, çok defa da âlet olarak, yollarýný aradý. Politikacýsý aradý, partisi aradý, üniversitesi aradý, profesörü ve talebesi aradý, yer yer ve zaman zaman köylüsü ve þehirlisi
aradý. Bütün bu arayanlar, çok defa elbirliði ile, zaman zaman yol birliði ile, bazen da hedef birliði ile çalýþýp didinerek, memleketi 12
Eylül 1980 öncesi vasatýna getirdiler. Görünüþe göre bugünkü gidiþ
de fazla farklý deðil.
Biz, bu kitapta, yýllarca önce memleketin içinde bulunduðu þartlarý ve sürüklenip gideceði tehlikeli noktalarý tespit edip göstermeye
çalýþmýþ, memleketin karþýlaþtýðý problemlerin çözülmesi ve sürüklendiði tehlikelerin ortadan kalkmasý için, fikirlerimizi ortaya koymuþtuk. Bu arada memleketin 12 Eylül 1980 öncesi karþýlaþtýðý
tehlikelere benzer tehlikeler içine sürüklendiðini de yer yer ifâde
etmiþtik. Bugün ikinci baskýsýný yaparken, gene büyük endiþe
içindeyiz. Birçok idrâksiz, izansýz, hattâ ahlâksýz insan, el ve gönül
birliði ile, açýk ve gizli olarak, bölmenin, parçalamanýn ve yýkmanýn
haince gayreti içindedir. Bazýsý, 'Benden sonra tufan' diyen, simsiyah
bir vicdanla, bazýsý ' Þu veya bu makama geleyim de gerisi kolay'
diyen bulanýk bir þuurla, hattâ bazýsý da 'Ben yoksam, kýyamet kopar'
diyen, sapýk bir idrâkle, böylesi bir gayretin içindedir.
Bütün bunlarý ve bütün bu tehlikeli gidiþi, bu vatana ecdat ve
þehitlerimizin kan baðý ile baðlý olan herkesin, bu milletten olmakla
heyecan ve gurur duyan herkesin ve bu devletin bin yýllýk çatýsý
altýnda yaþamak için can vermeye, iman dolu bir gönülle yemin eden
herkesin bilmesinde sonsuz fayda vardýr.
Allah'tan en büyük dileðim fikir ve kanaatlerimizde yanýlmýþ
olmam ve geleceðin, Türkiye'miz için güzel, huzurlu ve hamleli günler getirmesidir.”
178
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 179
Ýþ Bankasýnda Devir Teslim
Ergun GÖZE (TERCÜMAN)
12 Aðustos 1988
C
umhuriyet devrinin ilk millî bankasý olan Ýþ Bankasý’nýn
idaresinde bir deðiþiklik ve dolayýsýyla bir ''devir-teslim''
gerçekleþti. Ýþ Bankasý Ýdarî Meclis Baþkaný Ýsmail Rüþtü Aksal emekliye ayrýldý. Yerine eski Sanayi Bakanlarýndan Mehmet Turgut geçti.
Ýsmail Rüþtü Aksal, CHP'nin ileri gelenlerinden olmasýna raðmen, hiçbir zaman CHP’nin çalkantýlarýna kendini kaptýrmamýþ bir
insandýr. Daha çok bir Ýngiliz lordunu hatýrlatan ''hal ü tavrýyla'' Ýþ
Bankasýnýn baþýnda bir prestij unsuru olarak kalmasýný bilmiþtir.
Ýsmail Rüþtü Aksal'a halef olan Mehmet Turgut ise, 1960'dan
sonra siyasî hayatýmýzda kendini göstermiþ ve bugüne kadar daima,
istikameti, dürüstlüðü ve fikrî kapasiteyle mükemmel bir imtihan vermiþ bir devlet adamýdýr. Ýsmail Rüþtü Aksal görünüþ itibariyle Ýngiliz
lordlarýný hatýrlatýr demiþtim. Mehmet Turgut ise, her þeyi ile Anadolu
topraðý… Vefâsý, tevazuu, direnci, bereketi… Mehmet Turgut'u bu
Ýþ Bankasý Yönetim Kurulu Üyelerinin bazýlarýyla...
179
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 180
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
kadar övmenin asýl baþka bir sebebi vardýr. O, Cumhuriyet devri
devlet adamlarý arasýnda belki de tek ''okur-yazar'' adamdýr. Kitaplarý
olan politikacýdýr, sadece hatýra kitaplarý deðil.
Fikrî eserleri ve çalýþmalarý olan, daima dünya ahvâli ve
Türkiye'nin geleceðini düþünen bir kafa ve Türkiye'nin sevgisi ile
dolu bir yürektir. Bu memleketin müþkil zamanlarýnda iþ baþýna
çaðýracaðý nâdir evlâtlarýndan birisidir. Türkiye'nin Geleceði isimli
araþtýrmasý, son Japonya seyahatinin meyvesi olan ve Japon misalini
büyük bir vukufla tahlil eden kitaplarý onun bu tarafý hakkýnda
söylediklerimin hem kaynaðý, hem delilidir.
Bugün politikacýlarýmýzýn büyük kýsmý devlet idaresini basit
seçim manevralarý ve yurt içi mâli meseleler zaviyesinden görmektedirler. Ayrýca þunu belirteyim, bir defa, mühendislerin politikaya atýlsalar bile, meslekleri icabý, beþerî-fikrî meselelere gereði gibi yanaþmadýklarýný yazmýþtým. Bir mühendis olan Mehmet Turgut bu teþhisin
bir istisnasý gibi, peþ peþe kitaplar yazarak ve politikada boðulmayarak, Türk'ün tarihine ve istikbaline sahip çýkmýþ bir insandýr.
Bu bakýmdan, Mehmet Turgut'un Ýþ Bankasý Yönetim Kurulu
Baþkanlýðý bir kazançtýr. Bankalarýn yönetim kurulu üyeliklerinin bir
kýsmý, zaten bu devlete hizmet etmiþ, muayyen bir noktaya gelmiþ
insanlara bir favör olarak ayrýlmasý kabul edilmiþ bir usuldür. Ama
Mehmet Turgut'un tayini Ýþ Bankasý’na büyük bir enerji ve hamle
ruhu aþýlayacak çapta bir tasarruftur. Banka’ya favördür.
Ýþ Bankasý hakkýnda da iki kelime söylemek icap eder. Bu banka,
Cumhuriyet'in ilk bankasýdýr. Bu banka bir mânâda Kuva-yi Milliye
ruhunun eseridir. Kim ne derse desin mayasýnda bu vardýr. Zira sermayesinin büyük kýsmý Hint Müslümanlarýnýn Ýstiklâl Harbinde,
Mehmetçik'e yardým olsun diye gönderdikleri paradýr. Bu paralarý,
Pakistan'ýn kurucu þâiri Muhammed Ýkbâl ve arkadaþlarý, bayram günlerinde camilerde müminleri coþturan konuþmalardan sonra serdikleri örtülerle toplamýþ ve Ankara'ya göndermiþlerdir..
Bankanýn fiilî sahipleri, kuruluþlar ve personel bu noktayý asla
unutmamalýdýrlar. Ayrýca banka þimdi kültür hizmetlerini daha da
güçlendirmelidir. Türk dilinin en güzel kullanýþýna dönmelidir. Zira
Ýþ Bankasý büyük bankadýr, bilhassa kitle bankasýdýr... Çýkardýðý kitaplarda bir azýnlýðýn argosu olan uydurukçudan mutlaka kurtulmalýdýr.
Evet, bu devir teslim millete, bankaya ve taraflara hayýrlý olsun…
180
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 181
Türkiye'nin Geleceði ve
Mehmet Turgut
Selçuk ÝRDEM
“12 Eylül 1980 Harekâtý'ndan sonra yapýlmýþ olan bütün ciddî
çalýþmalara ve alýnmýþ olan bütün tedbirlere raðmen, ebedî Türk
Vataný hâlâ tehlikededir. Büyük Türk Milleti hâlâ parçalanmakla
karþý karþýyadýr. Kutsal ve son Türk Devleti hâlâ yýkýlmaya doðru
itilmektedir. Kimsenin bundan en ufak bir þüphesi olmasýn.”
Vatanseverlik, gerçekçilik ve açýk sözlü vasýflarýnýn çizdiði politikacý tipinin baþýnda Mehmet Turgut vardýr.
Daha doðrusu Mehmet Turgut, Türkiye'de, gerçekçi ve açýk sözlü
olarak da devlet ve siyaset adamlýðý yapýlabileceðinin örneðini vermiþtir.
Ýþte bu Mehmet Turgut, ikinci baskýsýný yayýnladýðý Türkiye'nin
Geleceði kitabýnda, kelimeleri aðzýnda çiðnemeden, hiçbir engelin
arkasýna saklanmadan söylemekte, yazmaktadýr.
Hayýr, haykýrmaktadýr…
''12 Eylül 1980 öncesi vasatýndan çok uzaktayýz ve çok iyi bir
noktadayýz. Ancak, bu görünüþe, hattâ bir ölçüde bu realiteye aldanmamak gerekir. Çünkü ruhlarý saran anarþi, gelecekte önüne serilecek fýrsatý bekliyor; ideolojik savaþýn kurmaylarý yeni taktikler
düþünüyor ve yeni hedefler peþinde, ayrýca kavram kargaþasýnýn
yaratýcýlarýnýn vicdanlarýnda kin ve intikam duygularý kabardýkça
kabarýyor.''
Mehmet Turgut, cümleleriyle sanki kafamýza vuruyor. Ve bir
rehavetin aldatýcý rahatlýðýndan bizi uyandýrmak istiyor…
''Hiç þüphe yok ki, 12 Eylül 1980 öncesine nispetle çok deðiþik
ve çok baþka bir noktadayýz.
Ama son derece kaygan ve kritik noktalardan birinde bulunmaktayýz…
Gerçek þudur ki, herkes büyük bir endiþenin, aðýr bir sýkýntýnýn
181
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 182
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
ve çýkýþý olmayan bir belirsizliðin içinde… Acaba tekrar 12 Eylül
öncesi vasatýna döner miyiz suali, her vatanperverin dudaklarýnýn
ucunda…''
Gerçekçi ve açýk sözlü Mehmet Turgut kötümser mi?
Kesinlikle hayýr… Çýkýþ yoluna inanýyor ve gösteriyor.
''Ýdealimizdeki büyük ve güçlü Türkiye, ancak hürriyet içinde,
demokratik prensiplere dayanarak, fakat müessir bir devlet ve idarî
mekanizmaya sahip olarak ve hýzlý kalkýnmayý baþarmakla meydana
gelebilecektir''
Bütün bunlarý yapabilmek için etrafýmýzýn güllük gülistanlýk
olmadýðýný o da biliyor.
''Etrafýmýzý basitliðin, bencilliðin ve idealsizliðin sardýðýný ve bu
þartlar içinde çalýþmak, bu þartlar içinde mücadele etmek ve bu þartlar içinde netice almak mecburiyetinde olduðumuzu da bilmekteyiz.''
182
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 183
Gün Iþýðýnda
Ahmet KABAKLI (TERCÜMAN)
30 Ekim 1967
M
ehmet Turgut, Sanayi Bakanlýðý gibi ismi var cismi yok bir
bakanlýða þahsiyet kazandýrmýþtýr; bu makamýn deðeri
ancak þimdi anlaþýlmakta; hazýrlýklý bir idare adamýnýn memlekete
her yerde faydalý olabileceði gerçeði belirmektedir.
Çünkü Turgut, Bakanlýða hazýrlýksýz gelenlerden deðildir.
Koltuðuna gelmeden önce bir fikir, ilim ve teknik adamý sýfatýyla kitaplarýný yazmýþ, icraatýný tasarlamýþtýr.
Mehmet Turgut, bulunduðu makamda politikacý deðil, bir milliyetçi sýfatýyla hareket etmektedir. Sol, bize bir cehennem teklif
ediyor. Dünyadan ve dostlarýmýzdan kopup bin yýllýk düþmanýmýzýn
boynuna atýlmak. Ýç ve dýþ sermayeyi ortadan kaldýrýp kafasýz, beyinsiz devlet ýrgatlarý kesilmek. Petrolümüzü ve öbür sanayimizi hep
Ruslarýn, Kýzýl Çin'in emrinde çalýþtýrmak..
Ýþte milliyetçi sýfatýyla hareket eden Turgut, her iki tarafa cephe
alýyor. Hayýr ne Rusya, ne Amerika, ne Tel Aviv, ne Þam. Dinimiz
imanýmýz Türkiye. Ýþte böyle düþünen Mehmet Turgut ve arkadaþlarý,
bir ihtar, iki ihtardan sonra ''MONTAJ SANAYÝ TALÝMATI '' ný
deðiþtiriyorlar:
''Bu talimata ve ayrýca Sanayi Bakanlýðýnýn konuyla ilgili sirkülerlerine uymayan firmalara bir daha döviz tahsisi yapýlmayacak.
Yaptýklarý muamelelere plâka verilmeyecek. Her firma, yedek parça ve
parça fiyatlarý listeleri hazýrlayýp Bakanlýða ve müþterilerine verecek.
Ayrýca bu firmalar, Türkiye'de yapýlabilen motor aksamýný ithâl edemeyecekler. Fiyatlarda makûl bir miktar indirim yapacaklar.'' Derken
bakýyoruz ki, namuslu devlet, ufkumuza ümit daðý gibi yükselmiþtir.
Sanayi Bakanlýðýnýn emri yerine getirilip oto lâstiði fiyatlarýnda
yüzde on beþ indirim saðlanmýþtýr. Daha sonralarý petrolde çalýþmalar olmakta, yakýtta, makine parçalarýnda, tarým âletlerinde ucuzluk beklenmektedir.
183
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 184
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Turgut, bu milliyetçi tutumu ile pembesinden kan kýrmýzýsýna
kadar bütün solu utandýrmýþ, onlarýn yalan ve sahtelik dolu itirazlarýný suratlarýna çarpmýþtýr. Bir zamanlar onun hakkýnda ''Yabancý
Þirketlerin Avukatý'' diye tefrika yayýnlarý yapan gazete ve yazarlar,
adýný saygýyla anmak zorunda kalmýþlardýr. Petrol vatanperverleri
baþlarýný kuma sokmuþ, müsait rüzgâr gözetmektedir.
Mehmet Turgut'un tebrike deðecek diðer bir cephesi HALKÇI
olmasýdýr. Hakikî halkçý, yani sosyalist seviyesizliðin üstünde.
Türkiye'nin neye inandýðýný, neyi sevip istediðini, neden aðladýðýný,
iç geçirdiðini bilir.
184
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 185
Mehmet Turgut Yeniden Görevde
Þemsi KUSEYRÝ (YENÝ ASIR GAZETESÝ)
R
ejim ve yönetimi oturmuþ ülkelerde kabine kurulurken veya
yeni bir bakan atanýrken, kimlerin göreve getirileceði, siyaset le uðraþanlar tarafýndan daha önce tahmin edilir. Tahminler daha çok
gerçeðe yakýn þekilde tehakkuk eder. Son yýllarda Türkiye, Bakanlar
Kurulunun teþkilinde o kadar sürprizlerle karþýlaþtý ki, bakanlar
kendilerini, kendi camialarýna bile kabul ettiremediler. Oysa, köklü
bir yönetime sahip, gelenekleri teþekkül etmiþ devletlerde böyle sürprizler þok tesiri yapar. Bir kimsenin bakan olmasý o kadar kolay
deðildir. Baþbakanlýk kadar önemlidir. Bakanlar Kurulu, birincilerin
toplandýðý bir kuruldur. Baþbakan bu ''birinciler''in baþýdýr.
Baþbakana koordinatör gözüyle bakabiliriz.
Kabinede yapýlan son deðiþiklikte, kamuoyunun yakýndan
tanýdýðý bir isim Sanayii Bakanlýðýna getirildi, Mehmet Turgut.
Mehmet Turgut'un siyasî hayata giriþiyle kabinede Enerji Bakaný
olarak görev almasý arasýnda çok kýsa bir süre oldu. 1961 meclisinin
yapýsý deðiþikti, özellikle AP kanadýnýn büyük çoðunluðu hem yaþ
bakýmýndan genç, hem de politika tecrübeleri az olan kimselerdi.
Mehmet Turgut genç olduðu kadar, tavizsiz tutumuyla üzerine
þimþekleri çekiyordu. Enerji Bakanlýðýnda þahsiyetini ve dünya
görüþünü açýk ve seçik ortaya koydu. Eleþtiriler, þahsýna karþý giriþilen amansýz ithamlar Mehmet Turgut'u daha çok kamçýladý. 1965
seçimlerinden sonra, Mehmet Turgut'u Sanayi Bakanlýðýnda gördük.
Bu kez bu bakanlýk onun damgasýný taþýmaya baþladý.
Þahsiyeti teþekkül etmiþ, icraatý belli olan kimselerin sevenleri
olduðu kadar sevmeyenleri de bulunur. Beðenenleri olduðu gibi
beðenmeyenlerinin de olacaðý tabiîdir. Mehmet Turgut böylesine bir
devlet adamý oldu. Hissî ya da politik yönden karþýtlarý ile, yandaþlarýnýn birleþtiði de oluyordu. Bu birleþme, genç devlet adamýnýn,
dürüst, kendi felsefesiyle icraatýnda tutarlý olmasý idi. Bu yüzden
Mehmet Turgut, samimî muarýzlarý arasýnda da saygý gördü.
185
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 186
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Baþbakan Demirel’le bir törende
Prensiplerine sadakat ve haysiyetine olan saygýsýný, kendi içinde
bulunduðu camiayla ters düþme pahasýna korudu. Kurduðu partiden
istifa pahasýna bu manevî deðerlerini muhafaza etti. Mücadelesine
baþka bir partide devam etti. Görüþlerini heyecanla savundu, meclis
kürsüsünde konuþurken duygulandý. Aðýr bir kalp krizini belki de
inançlarýna olan baðlýlýðý sayesinde atlattý. 1977 seçimlerinden
sonra, politikadan uzak kaldýðý sanýlýr. Aksine politikayý daha yakýndan takip ediyordu. Okuyor, kitaplar yazýyordu.
Geçen yýllar, Mehmet Turgut'u olgunlaþtýrmýþ olabilir. Fakat
1961'de siyasî sahnede görülen Mehmet Turgut'u siyasî felsefesinde
ve ekonomik görüþlerinde nasýl tanýdýksa, 1981'in son günlerinde,
yani 20 yýl sonraki Mehmet Turgut ayný insan. Devlet yönetimindeki
tutumu ise hemen hemen hiç deðiþmemiþ.
186
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 187
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Bülent Ulusu, kabinesine bir usta bakan almýþ bulunuyor. Bu
usta bakanýn yeniden göreve davet edilmesi, kendisinden çok þeyler
beklendiðini gösterir. Fevkalâde zamanlarda, prensipleri ve tutumu
bilinen insanlar göreve davet ediliyor ise, o konuda kendisine insiyatif tanýnacaðýnýn taahhüt edilmiþ olmasý icap eder. Mehmet Turgut
þayet böyle bir teminat almýþ ise, çok þanslý bir ortam içinde görev
yapacak demektir. Yýllarýn teknotratý, Mehmet Gölhan, onun en
yakýn mesai arkadaþý olacaktýr. Bu durumda yeni Sanayi Bakaný
teferruata inmek lüzumunu hissetmeyecektir.
Ancak, Ulusu Hükümetinin, bugüne kadar yönetimde, özellikle
personel tayin ve nakil politikasýyla Mehmet Turgut'un alýþkanlýklarý
arasýnda bir çeliþki olduðu gerçeðini de unutmamamýz icap eder. Bir
önceki Sanayi Bakanýnýn, Baþbakanlýk veya Devlet Baþkanlýðýna gönderdiði personelle ilgili kararnamelerin bir kýsmý ya geri gönderilmiþ
ya da aylarca imza edilmemiþ olduðunu, bakanlýk teþkilâtý biliyordu.
Bildiðimiz kadarýyla Mehmet Turgut, kendisine ayak uydurmayan kimseleri hemen deðiþtirir. Bazý KÝT Genel Müdürleri kendi
problemlerini Bakanlýk dýþýnda çözmek alýþkanlýðý edinmiþlerdi.
Hattâ bazý toplantýlarda bakanlýðý tenkit etme gibi bir tutuma girmiþlerdir. Mehmet Turgut, böyle þeylere tahammül edemez.
Mehmet Turgut'un yeniden Sanayi bakanlýðýna getirilmesi,
dürüstlüðüyle þöhret yapmýþ bir devlet adamý ve eski politikacý
olmasý dolayýsýyla sanayiciler arasýnda olduðu gibi, kamuoyunda da
olumlu karþýlandý. Mehmet Turgut icraatýyla eski günlerini tekrar
yaþatýr, Baþbakan ve Milli Güvenlik Konseyi tarafýndan da desteklenirse, 1982 yýlýnda Sanayimizde hamle görebiliriz.
187
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 188
Tatvan Faciasý ve Turgut'un Hesabý
Güngör MENGÝ (VATAN)
5 Temmuz 2009
D
evleti içerdiði politikalarla yoran ve güven iliþkilerini tahrip
eden þu son irtica belgesi tartýþmalarý var ya….
O hengâmede devletimizin ne kadar ''harap ve bitap'' duruma
düþürüldüðü gerçeðini önümüze koyan ''Tatvan Faciasý'' gündemden
teðet geçti.
Biliyorsunuz hafta baþýnda Bitlis'in Tatvan ilçesinde Doðu
Anadolu Fuarý açýldý. Törende 'Devrim Þehitleri'' diye anýlan bölücü
terör örgütü kayýplarý için saygý duruþu çaðrýsý yapýlýnca oradaki DTP
milletvekilleri ile DTP'li belediye baþkaný ayaða kalktýlar, Kaymakam
ve bazý Bürokratlar ise daha bir yayýlarak oturmaya devam etti.
Bu, cüretkâr bir meydan okuma, Türkiye'deki devlet adamý
kýlýðýnýn yarattýðý bir durumdur.
Son zamanlarda Cumhurbaþkanýndan baþlayarak terör karþýsýnda devlet o kadar çaresiz gösterilmiþtir ki, terör örgütü ve yandaþlarý
þantajýn sýnýrlarýný bu kadar ileri götürmüþlerdir.
Kýþkýrtan Hayalet
Cumhuriyetin seçkin devlet adamlarýndan birini kaybettik.
Mehmet Turgut'un bilgi, dürüstlük ve vatan sevgisi ile yücelmiþ ruhu
için rahmet diliyorum.
Dün onun ölüm haberini aldýðýmda geçen ay bana yaptýðý
ziyaretin sebebi olan ''Kürt Sorunu ''ile ilgili çalýþmasýný hatýrladým.
Rahmetli Turgut, ülkeyi yönetenlerin ufuksuzluk ve dirayet noksanlýðý yüzünden bölücülerde, gerçekçi olmayan tehlikeli hayaller ve
beklentiler uyandýrdýðýný anlatýyordu. Doðrudur. Tatvan ibretli bir
kanýttýr.
Turgut'a göre önümüzde iki soru bulunuyor:
Kaç Kürt var ve bunlarýn kaçý bölünme siyasetlerini destekliyor?
188
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 189
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Kürt vatandaþlarýn sayýsý âdeta ''açýk artýrmaya'' çýkmýþtýr. Yedi
milyon olduðunu söyleyen bilimsel araþtýrma da var, on milyon tahmin edenler de…
Ahmet Türk'ün ABD Baþkaný Obama'ya verdiði 20 milyon
rakamýný doðru saysak bile, bu neyi ispatlar?
Cilâlý PKK Yalanlarý
Mehmet Turgut 1995 yýlýndan bu yana PKK gündemindeki partilerin seçimlerinde kaç oy aldýklarýna bakmanýn en objektif arama
yöntemi olacaðýný söylemiþti. Haklý…
PKK kanatlarý altýnda kurulan partilerin, baðýmsýzlar da dâhil,
ülke genelinde aldýklarý en yüksek oy 2.1 milyondur. Kürtçe konuþan
vatandaþlarýn son seçmen sayýsý 4 milyon 670 bin olduðuna göre
nasýl bir tablo çýkýyor?
DTP'nin aldýðý oylar, Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn yarýsýna
bile ulaþmýyor.
Kürt kökenliler bir an için, Ahmet Türk'ün dediði gibi, 20 milyon sayýlsa bu kez bölücü tezler tümden çöküyor:
Çünkü bu kadar nüfusun seçmen sayýsý 13 milyon olur.
DTP bunun sadece 2.1 milyonunu aldýðýna göre, 11 milyon
Kürtçe konuþan seçmen nerede duruyor ve bunlar ne istiyor?
Cevabý belli: Bu insanlar, ýrkçý PKK'nýn ölüm tehditlerine raðmen teröre ve bölünmeye oy vermiyor.
Kürt kimliðine ve kültürünü geliþtirme çabalarýna tabiî saygý
göstereceðiz. Ama onu aþan tavizlerin, demokrasiye hizmet deðil, en
baþta ülkenin bütünlüðünü isteyen vatandaþlara kötülük ve haksýzlýk
olacaðýný unutmayalým…
En çok da PKK'ya boyun eðmeyen Kürt kökenli vatandaþlara…
189
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 190
Tarihin Süzgecinden
Prof. Dr. Mim Kemal ÖKE (TÜRKÝYE)
31 Mart 1993
S
n. Mehmet Turgut, bana nedense Tanzimat Hareketi sýrasýnda Osmanlý'yý uyaran Prens Metternich'in Babýâli nezdindeki þu uyarýlarýný çaðrýþtýrdý:
“Ýmparatorluk günden güne zayýflamaktadýr. Niçin saklamalý?
Onu bu hâle düþüren sebeplerin baþýnda Avrupalýlaþma zihniyeti gelir.
Babýâli'ye tavsiyemiz þudur: Hükümetinizi dinî kanunlarýnýza
saygý esasý üzerinde kurunuz. Devlet olarak varlýðýnýzýn temeli,
padiþahla Müslüman tebâ arasýndaki en kuvvetli bað, dindir.
Zamana uyun, çaðýn ihtiyaçlarýný dikkate alýn, idarenizi düzene
sokun, ýslah edin! Ama yerine size hiç de uymayacak olan müesseseleri koymak için eskileri yýkmayýn!
Avrupa medeniyetinden sizin kanun ve nizamlarýnýza uymayan
kanunlarý almayýn. Batý Kanunlarýnýn temeli Hýristiyanlýktýr. Türk
kalýnýz. Tatbik edemeyeceðiniz kanunu çýkarmayýnýz. Hak bellediðiniz yolda ilerleyiniz.
Kýsacasý, biz Babýâli'yi kendi idare tarzýnýn tanzim ve ýslahý için
giriþtiði teþebbüslerden vazgeçirmek istemiyoruz. Ama Avrupa'yý
kendine örnek olarak almamalýdýr. Avrupa'nýn þartlarý baþkadýr,
Türkiye'nin baþka. Avrupa'nýn temel kanunlarý, Doðunun örf ve âdetlerine taban tabana zýttýr. Ýthal malý ýslahattan kaçýnýn! Bu gibi ýslahat Müslüman memleketlerini ancak felâkete sürükler. Onlardan
hayýr gelmez.''
'Bizim Metternich'e kulak verin.
Özellikle ''düþünmeden döne döne'' bir hâl olan aydýnlarýmýz!
190
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 191
Mehmet Turgut'u Hatýrlamak
Avni ÖZGÜREL (RADÝKAL)
5 Temmuz 2009
6
0'larýn ikinci yarýsýnda Hamdullah Suphi Tanrýöver'in
baþkanlýðýný yaptýðý Türk Ocaklarýnda baþlayan dernekçilik
maceramýn bana kazandýrdýðý ''aðabeyler'' halkasýnýn yüzük taþýydý
Mehmet Turgut. Sanayi Bakanýydý tanýdýðýmda. On beþ günde bir,
cumartesi ya da pazara denk getirip biz yeni yetme milliyetçilerle bir
araya gelir sohbet ederdi. Ne baþkalarý gibi harcýâlem antikominizm
nutku, ne sulu sepken hamaset dinledim ondan. Türkiye'nin kalkýnma meselesi, genç kuþaðýn halký tanýmasý zarureti, eðitim.Derdi buydu. Gazeteciliðe baþlayacaðým sene onun yönlendirmesiyle Rüzgarlý
Sokak'a giriþimi erteleyip anketör olarak DPT'nin Türk köylerinde
Modernleþme Eðilimleri araþtýrmasýna katýldým.
Prensipleri olan, siyasetin ideal ve memleket sevgisi dýþýnda bir
sebeple yapabileceðini havsalasýna sýðdýrmayan, bu nedenle kurucularýndan olduðu Adalet Partisi'nden ayrýlmakta tereddüt etmeyen
kiþiydi.
Bugün durup geriye baktýðýmda Türkiye'nin 12 Mart girdabýna
çekildiði sürecin baþlangýcýnda, aralarýnda Mehmet Turgut'un da
bulunduðu 41 milletvekilinin sergilediði çýkýþ isabetli miydi
sorusuna vereceðim cevap “deðildi” olur, ama buna Demirel'in
dediðim dedikçi tavrýnýn sebep olduðunu unutmaksýzýn. O günlerde
pek çok kiþi gibi ben de Süleyman Demirel'e öfkeliydim. Adalet
Partisine vücut veren milliyetçi / muhafazakâr kanadýn tasfiyesine
boyun eðmek, içe sindirilir bir þey deðildi. 1969 seçimlerinden sonra
kabine listesi bu bakýþla hazýrlanmýþtý. Önce 72 milletvekili ''muhtýra'' niteliðinde bir uyarý mektubu verdi Demirel'e, ardýndan bunlardan 41'i bütçeye ret oyu vererek hükümetin düþmesini saðladý.
Mehmet Turgut, Demirel'in yeminlileri karþýsýnda yer alan ''41'ler''
safýndaydý. Yýllar sonra Süleyman Demirel siyasî hayatýndaki en
büyük piþmanlýðýnýn AP'den o kopuþu engelleyebilecekken kapý
191
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 192
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
açmak olduðunu söyledi. Mehmet Turgut, Türkiye siyasetinin
1970'ten sonra içine sürüklendiði daðdaðalý yýllarý yaþadýktan sonra
aktif politika defterini kapatýp geleceðin siyasetçisine notlar yazmaya
koyuldu. Bugünün Türkiye'sinde neyin nasýl yapýlmasý gerektiðinin
yaný sýra neyin yapýlmamasý gerektiðini önemseyen, yakýn siyasî tarihimizde neyin neden olduðu sorusunun cevabýný arayan herkesin
baþucu kitaplýðý olacak nitelikte olan önerilerini, anýlarýný yazdý.
Allah'tan rahmet diliyorum.
192
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 193
Kitaplarýn Dünyasý
Atilla ÖZKIRIMLI
29 Aðustos 1989
“Demokratik memleketlerle mukayese edildiði zaman vasat bir
Rus vatandaþýnýn hayatý son derece sýkýcýdýr. Hayatý tanzim eden
kaideler son derece serttir. Sokakta, alýþveriþ yapýlan yerlerde ve
karþýlýklý münasebetlerde nezaket ve saygýlý olmak son derece azdýr.
Kýrtasiyecilik, kötü organizasyon ve teþvik yokluðu hayatý sýkýcý bir
hâle getirmiþtir.”
Mehmet Turgut, Taþkent'e Doðru adlý Rusya gezisi notlarýnda
böyle deðerlendiriyor Sovyetler'deki hayatý. Turgut'a göre ekonomik,
sosyal ve siyasal alanlarda 1917 devriminden sonraki elli yýl içinde
varýlan nokta bir baþarýsýzlýðýn göstergesidir. Bu baþarýsýzlýðýn nedeni
de sistemin kendisidir. Mehmet Turgut bakan olarak iki kez, 1967 ve
1982'de gitmiþ Sovyetler Birliði'ne. Moskova, Leningrad, Kiev,
Taþkent, Semerkand, Bakü ve Tiflis'i gezmiþ. Ýþte Taþkent'e Doðru
MehmetTurgut'un bu gezilerinin ürünü. Edindiði izlenimleri,
gözlemlerini belli bir bakýþ açýsýyla aktarýyor. Daha doðrusu,
Sovyetler Birliði'ndeki hayatý, siyasal yapýyý ve ekonomik durumu
kendi görüþleri doðrultusunda deðerlendiriyor. Bunu da kitabýnýn
önsözünde içtenlikle belirtiyor.
Sözü þuraya getirmek istiyorum: Mehmet Turgut'un düþüncelerine katýlýp katýlmamak deðil sorun. Katýlýrsýnýz ya da katýlmazsýnýz.
Doðru ya da yanlýþ bulursunuz onlarý. Asýl sorun, gerçeðin kavranmasýnda deðiþik düþüncelerin, bakýþ açýlarýnýn gerekli olduðunu kabullenmek ya da kabullenmemek. Bu bir anlamda demokrat olmak
ya da olmamak demek çünkü. Sovyetler Birliði'ndeki hayatý,
ekonomik ve toplumsal geliþmeleri öven, sistemin eleþtirilecek yanlarýný görmezden gelen kitaplar da yayýmlandý Türkiye'de. Sovyetler
Birliði'ni eleþtirmenin sosyalizme ihanet sayýldýðý günler de yaþandý.
Peki, nereye geldik bugün?
Kitabýnýn bir yerinde, eleþtirilerini sýraladýktan sonra þunlarý
söylüyor Mehmet Turgut: "... Her geçen gün biraz daha insanî, biraz
daha demokratik yer deðiþtirmeler olacak ve ekonomide daha liberal
193
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 194
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
bir sistem kurulacak mý? Þimdiden bir þey söylemek ve bazý tahminlerde bulunmak zordur. Yaþarsak pek çok þey göreceðimiz muhakkaktýr."
Gerçekten de gördük. Gorbaçov açýklýkla dile getirdi : Geçmiþteki yanlýþlarý, sistemdeki týkanmanýn nedenlerini, toplumsal geliþmedeki çarpýklýklarý, Sovyet insanýnýn dünyasýný yoksullaþtýran
katýlýklarý. Bununla da yetinmedi, ekonomide, toplumsal hayatta ve
yönetimde yapýlmasý gereken deðiþiklikleri sýraladý. Ýki sloganý vardý
Gorbaçov'un: Prestroika (yeniden yapýlanma) ve Glastnost (açýklýk).
Gorbaçov, Prestroika adlý kitabýnda önce neden bir deðiþime
gerek duyulduðunu açýklýyor. Gorbaçov'a göre yetmiþli yýllarýn ikinci yarýsýnda karþýlaþýlan ana gerçek þuydu: Ekonomi týkanmýþ,
toplumsal denge bozulmuþ, halkýn ideolojik ve manevî deðerleri
aþýnmýþ, göz boyama ve dalkavukluk baþ göstermiþti... En önemlisi,
"Týkanma ve demokratik kuruluþlara konulan kýsýtlamalar ile
bürokrasi tehlikeli boyutlara" ulaþmýþ ve sosyal ilerleme frenlenmiþti.
Bu deðerlendirmenin ardýndan ekonomik ve sosyal politikanýn
ilkelerini açýklýyor Gorbaçov. Dýþ politikada silâhsýzlanmaya,
bürokrasiyle savaþtan Sovyet uluslarý arasýndaki iliþkileri gerçekleþtirmek istediklerini sýralýyor bir bir.
Sovyetler Birliði'nde Prestroika baþarý kazanacak mý?
Demokratikleþme ne ölçüde saðlanabilecek? Tam bir Glastnost
gerçekleþtirilebilecek mi?
Bugünden bu sorularýn yanýtlarýný vermek zor elbette. Yalnýz
Gorbaçov'un bir dileði var ki, buna katýlmamak olanaksýz:
“Bugünkü dünyanýn bütün çeliþkilerine, içindeki sosyal ve politik sistemlerin çeþitliliðine, uluslarýn deðiþik zamanlardaki deðiþik
seçeneklerine raðmen, dünya yine de bir bütündür. Hepimiz dünya
denen geminin yolcularýyýz ve onun karaya vurup parçalanmasýna
izin vermemeliyiz. Çünkü ikinci bir Nuh'un gemisi olmayacaktýr.”
194
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 195
Türkiye'nin Geleceði
Hasan PULUR (MÝLLÝYET)
13 Aralýk 1983
S
anayi Bakaný Mehmet Turgut'un Türkiye'nin Geleceði adlý
kitabýný okurken düþündüm.
Acaba, kaç kiþi bu kitabý okudu?
Acaba, kaç politikacý bu kitabý okudu?
Acaba, Türkiye'yi daha iyiye, daha güzele götürmek için meydan-ý siyasete atýlan, ya da meydan-ý siyaseti dolduranlardan kaç kiþi
bu kitabý okudu?
Mehmet Turgut adýný 1961'lerde duymuþtuk.
Yine böyle günlerdi, yeni politikacýlar ortaya çýkýyordu. Mehmet
Turgut Adalet Partisi'nin kurucularýndandý, partinin ekonomik ve
sosyal görüþlerine büyük katkýsý olduðu söyleniyordu. Partinin programýnýn ve seçim beyannamesinin bu bölümlerine Mehmet
Turgut'un görüþleri hâkimdi.
1960'lý yýllar, Türkiye'de mühendis politikacýlarýn ortaya çýkýþý
ve memleket yönetimine aðýrlýklarýný koyduklarý yýllardýr. Mehmet
Turgut da onlardan biriydi, makine mühendisiydi, devlet kadrolarýnda çalýþtýktan sonra politikaya atýlmýþtý. 1970'de Adalet Partisi'ni
býrakarak Demokratik Parti'yi kurdu. 1977'de politikadan çekildi ve
12 Eylül'den sonra kurulan Ulusu Hükümeti'ne, Þahap
Kocatopçu'nun ayrýlmasýyla Sanayi Bakaný olarak katýldý.
Bazý politikacýlar vardýr ki, biz onlarý eski Millet Partililere benzetiriz, 1950'li yýllarýn Millet Partililerine. Sadýk Aldoðan gibi, Fuat
Arna gibi, Saadet Kaçar gibi. Bunlar inanaç insanlarýdýr, politikada
en önemli þartlardan ve vasýflardan biri olduðu söylenen esneklik,
bunlarda yoktur. Bu insanlar, inançlarýndan ne pahasýna olursa
olsun, hiç fedakârlýk
yapmazlar. Böyle inanmýþlardýr, böyle gideceklerdir. Ýnandýklarýný, doðru olduðuna inandýklarýný mutlaka
söyleyeceklerdir. Ama, bu söyledikleri onlarýn baþýný derde sokacakmýþ, eðer bunlarý söylemeseler ikbal, makam, mevki kapýlarý onlara
195
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 196
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
açýlacak, koltuklar ikram edilecektir…
Hayýr, onlar, mutlaka bildiklerini, ne zamana, ne de zemine bakmadan söyleyeceklerdir.
Ýþte Mehmet Turgut da, bize göre bu politikacýlardan biridir.
Türkiye'nin Geleceði’ni bu duygular içinde okuduk.
Kitabýn ilk baskýsý 1971'de yapýlmýþ. Ama, aradan 12 yýl geçtikten sonra dediklerinin büyük ölçüde gerçekleþtiðini, siyaset sahnesinde bunca olaya raðmen yine büyük deðiþikler olmadýðýný
görünce, Mehmet Turgut, kitabýnýn ikinci baskýsýný yapmýþ.
Bakýn kitabýn 1971 baskýsýnýn önsözünde neler diyor;
''Biz, bu kitapta, yýllarca önce memleketin içinde bulunduðu þartlarý ve sürüklenip gideceði tehlikeli noktalarý tespit edip göstermeye
çalýþmýþtýk. Memleketin karþýlaþtýðý problemlerin çözülmesi ve
sürüklendiði tehlikelerin ortadan kaldýrýlmasý için, fikirlerimizi
ortaya koymuþtuk. Bu arada memleketin 12 Eylül 1980 öncesinde
karþý karþýya kaldýðý tehlikelere benzer tehlikeler içine sürüklendiðini de yer yer ifade etmiþtik. Bugün ikinci baskýsýný yaparken, gene
büyük endiþe içindeyiz. Birçok idraksiz, izansýz, hattâ ahlâksýz
insan, el ve gönül birliði ile, açýk ve gizli olarak, bölmenin, parçalamanýn ve yýkmanýn haince gayreti içindedir. Bazýsý, benden sonra
tufan diyen simsiyah bir vicdanla, bazýsý, þu veya bu makama geleyim de gerisi kolay diyen bulanýk bir þuurla, hattâ bazýsý da, ben yoksam kýyamet kopar diyen sapýk bir idrakle, böylesi bir gayretin
içindedir.''
Mübalaða mý etmiþ diyorsunuz? Abartmýþ mý diyorsunuz? Yoksa
Mehmet Turgut da amma abartmýþ mý? Diyorsunuz.
Demeyin!
Hele gazetelerin birinci sayfalarýný yine dolduran ve kaplayan
tablolarý görünce sakýn böyle demeyin.
Mehmet Turgut'un görüþlerine tümüyle katýlmasanýz bile, içinizden ''Acaba'' diyerek bir düþünün..
Hele hele, ''Politika ve Yalan''baþlýklý bölümü…
Bakalým o bölüm neyi ve kimleri hatýrlatacak.
196
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 197
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
“Bakan ve Baþkan”
Hasan PULUR (MÝLLÝYET)
5 Mart 1991
S
iyasetten Sahneler’de ''Bakan ve Baþkan'' diye bir sahne var
ki, ibret levhâsý …
Sahnenin birinci bölümüne, ''Boyalý su'' bölümü de diyebilirsiniz.
Mehmet Turgut'a göre taa Menderes'ten beri süren''Boyalý su''
dosyasý, 1961 seçimlerinden sonra kurulan ilk koalisyon hükümetinin önüne gelir, artýk Türkiye'de ''Boyalý su'' yapýlýp satýlacaktýr.
CHP-AP hükümetinin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný, önüne
gelen kararnameyi okur ve þöyle bir þart ekler:
''Þirket her yýl, bir önceki yýl dýþarýdan ithal ettiði hammadde
karþýlýðý ödediði meblâð ile, o yýl içinde yapacaðý kârdan transfer edeceði meblâðýn toplamý kadar bir bedelin karþýlýðý olan dövizi
Türkiye'ye getirmek üzere ihraç yapacaktýr.''
Yani dýþarýya giden döviz kadar, içeriye döviz gelecektir.
Kararname bu þekilde çýkar. Yýllar geçer. 1968'e gelinir. O günlerin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný, þimdi Sanayi Bakaný'dýr.
''Boyalý su'' yapýp satan þirketin iki teklifi önüne gelir, meyve suyunun Türkiye'de pazarlanmasý ve 1965 kararnamesindeki þartlarýn
deðiþtirilmesi.
Bakan durumu bir inceletir ki, þirket hammadde getirmek için
gerekli dövizi devletten almýþ, binlerce dolar kârýný transfer etmiþ,
ama tek kuruþluk ihracat yapýlmamýþtýr.
Bakan kestirip atar:
''Þartlarý yerine getirin, yapmanýz gereken ihracatý yapýn, yoksa
ilk kararnameyi de iptal ederim.''
Sakýn bu bakaný yabancý sermeye düþmaný, solcu falan sanmayýn. Bakan solcu deðil, saðcýdýr, memleketin yabancý sermaye
197
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 198
ihtiyacý olduðuna da inanýr ama, yabancý sermayenin memleketi
istismar etmemesine de o kadar inanýr.
Sonra ne mi olur?
Araya kimler girmez.
Baþbakan'ýn kardeþlerinden ana muhalefet partisinin genel
sekreterine kadar.
Ve bu bakan 1969 seçiminden sonra, önce hükümet dýþý kalýr,
sonra da bir gecede, kurucusu olduðu partiden kapý dýþarý edilir.
Aradan on yýldan fazla geçer, bu eski ''Bakan'' ýsrarlarý kýrmayarak bir baþka yerin ''Baþkan'ý'' olur.
Sahnenin ikinci bölümünün adý da ''Batýk Kredi'' olabilir. Baþkan
borçlarýnýn faizlerini bile ödemeyecek durumda olan bir þirkete, yeni
kredi verilmesine karþý çýkar.
Sonuç: Uzatmaya ne gerek var, deðiþmez, týpký ''Boyalý su''
bölümünde olduðu gibi ''Bakanlýktan'' sonra ''Baþkanlýktan'' da olur,
sahne biter, perde iner.
198
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 199
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Siyasetten Kesitler
Hasan PULUR (MÝLLÝYET)
21 Kasým 1992
eþke imkânlarý olsaydý da, DYP kongresine katýlanlar,
K
Mehmet Turgut'un Siyasetten Kesitler adlý kitabýný
okusalardý da, bugün Tansu Çiller'e teslim ettikleri partilerinin
geçmiþini öðrenebilselerdi…
Siyasetten Kesitler Mehmet Turgut'un Siyasetten Portreler,
Siyasetten Sahneler kitaplarýnýn üçüncüsü.
1960'lý yýllarda politikaya girenler, izleyenler, ya da merak saranlar, Mehmet Turgut'u çok iyi tanýrlar. Adalet Partisi kurucusu, Ürgüplü
Hükümetinin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný, Demirel Hükümetlerinin Sanayi Bakaný, 1969'daki ''Büyük Kavga''dan sonra Adalet
Partisi'nden kopuþ, Demokratik Parti, 1977'de siyasetten ayrýlýþ, 1980
sonrasý Bülent Ulusu hükümetinde Sanayi Bakanlýðý, Ýþ Bankasý
Yönetim Kurulu Baþkanlýðý…..
Aslýnda bunlarý bir kenara koyup, ''Dürüst, bilgili, inandýðýný
sonuna kadar savunan, hak bildiði yolda sonuna kadar giden politikacý'' tanýmý Mehmet Turgut'u anlatmaya yeter.
Hem Mehmet Turgut'un bu kitabýný, niçin sadece DYP delegeleri
okusun, kitabý politika sahnesine atýlan herkesin, politikaya merak
saran herkesin okumasý gerek; okumalýlar ki, bu memlekette ''bazý
olaylarý'' öðrensinler ve bu olaylar karþýsýnda ''bazý insanlarýn''
davranýþlarýný bilsinler.
Devrin Baþbakaný, beraberinde bazý bakanlarla Doðu gezisine
çýkar. Erzurum'a gelinir, yol boyunca Baþbakaný karþýlayan ortaokul
ve lise öðrencileri ellerinde pankartlar, ''Tek ders hakký'' istemektedirler.
Baþbakan akþam, Erzurum Orduevinde Ankara ile telefonla
konuþurken Sanayi Bakaný ve Köy Ýþleri Bakaný, bu çocuklara tek
dersten sýnav hakký verilmesini konuþurlar, konuyu Köy Ýþleri Bakaný
açmýþ, Sanayi Bakaný da uygun görmüþtür ama, Millî Eðitim Bakaný
buna karþýdýr, acaba ne yapsýnlar?
199
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 200
Sanayi Bakaný yakýnlarýnda oturan Hanýmefendiyi iþaret eder.
''Kendilerine söylersek bu iþ çok rahat olur!''
Anlaþýrlar, Köy Ýþleri Bakaný, Hanýmefendiye döner, Mülkiyeliliðin bütün hüneri ve yumuþaklýðý ile konuyu açar, anlatýr.
Hanýmefendi de çocuklara bu hakkýn tanýnmasýndan yanadýr:
''Tabiî ya ne olacak? Bunlarýn ana ve babalarýnýn oylarý yok mu?
ben þimdi söylerim, siz de bastýrýn'' der.
Biraz sonra Baþbakan gelir, keyiflidir, eþiyle bakanlarý gülümser
görünce merak eder, ''Ne gülüyorsunuz?'' diye sorar.
Bakanlardan önce Hanýmefendi lâfa girer, sorunu anlatýr ve
”Koskoca bir hükümet, bu hakký veremez mi çocuklara?” diye
''Beyefendi'' yi kýzýþtýrýr.
Baþbakan þöyle bir düþünür, herhalde aklý, Ege Bölgesinde, her
gün ''Tek ders hakký olmaz''diyen Millî Eðitim Bakaný'na takýlmýþtýr,
biraz sonra sorunu kafasýnda çözer.
''Bu arkadaþýmýz da Ege'de tek baþýna neler söyleyip duruyor?
Bu iþ bakan ve bakanlýk iþi deðildir ki, hükümet iþidir.''
Ve döner özel kalem müdürüne:
''Bana Millî Eðitim Bakanýný bulun!''
Bakan bulunur, Baþbakan telefona gider ve baðýra baðýra, kendi
üslubuyla konuþmaya baþlar:
''Tek ders iþi hükümette kararlaþtýrýldý mý? Olmaz öyle þey! Bu
bakan iþi deðil, lüzumsuz þeyler söylüyorsun… Onu bunu bilmem,
yarýn bir beyanat ver, tek ders hakkýný ilân et''
Köy Ýþleri Bakaný üzgündür:
''Galiba iþi berbat ettik, inþallah Millî Eðitim Bakaný arkadaþýmýz
istifa etmez.''
Sanayi Bakaný teselli eder:
''Merak etme istifa etmez, bu iþlerde tecrübelidir, yarýn bir güzel
çark eder!''
Ertesi gün Millî Eðitim Bakaný, radyoda bülbül gibi þakýmaktadýr:
''Çocuklarýmýza tek ders hakkýný tanýdýk!''
Memduh Aytür'ün istifasýyla boþalan Devlet Plânlama Müsteþar200
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 201
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
lýðýna Baþbakan kimseyi atayamamaktadýr. Sanayi Bakaný, Baþbakana
bir mühendisi tavsiye eder. Bu mühendis Enerji Bakaný Ýbrahim
Deriner tarafýndan Elektrik Ýþleri Etüd Dairesi Genel Müdürlüðü'ne,
Baþbakana raðmen getirilmeyen, sonunda Baþbakanýn kendisine
''Özel Müþavir'' yaptýðý, þimdi rahmetli olan biridir.
Baþbakan bir iki gün düþündükten sonra, Sanayi Bakaný'na
düþüncesini söyler:
'Yahu senin geçenlerde söylediðin gibi, bu plânlama iþini
arkadaþýmýz yapar. Ben de kanaat getirdim ki, arkadaþýmýz Plânlama
Müsteþarlýðýný yapabilecek. Þöyle bir kontrol ettim, ölçtüm, biçtim.
Bu iþ olabilir. Yalnýz adam çok lâçka ve lâubalî, tiþörtle daireye geliyor. Kendisine bir çeki düzen vermesi gerekir. Söyle kendisine,
üstüne baþýna dikkat etsin, birkaç elbise yaptýrsýn.''
Sanayi Bakaný, mühendis arkadaþýna haberi ulaþtýrýr, hemen
yeni elbiseler diktirilip giydirilir, sýkýntýlý olsa da, kravat taktýrýlýr,
birkaç gün sonra da DPT Müsteþarlýðý koltuðuna oturtulur; gelecekte
daha nice yüce yüce koltuklara oturmak üzere…
Mehmet Turgut'un kitabý ''Siyasî bulmaca''; çok az kiþiyi adýyla
sanýyla yazmýþ, diðerlerini o günleri yaþayanlar, izleyenler ''A, o mu,
þu mu, bu mu?'' diye yakýþtýra yakýþtýra, o günün bakanlarýný hatýrlayarak, ya da Bakanlar Kurulu listelerine bakarak bulabilirler…. Biz
öyle yaptýk, çoðunu tanýdýk, çýkardýk.
Þimdi çýkardýklarýný yazsaydýn ya diyecekler çýkabilir. Bu hakký
kendimizde görmedik,''Mehmet Turgut istese kendi yazardý!''
dedik…. Ama þu kadarýný söyleyelim ki, kitabýn ''Kahramaný'' Sayýn
Demirel'dir, Sanayi Bakaný da yazarýn kendisidir.
Yakýn siyasî tarihe meraklý olanlar Siyasetten Kesitler’ de çok
þey bulacaklardýr.
201
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 202
Haftanýn Sohbeti
Þevket RADO
13 Aralýk 1983
B
ir politikacýdan bahsederken ''Kendisi basiretli bir adamdýr''
diye söze baþlarsam ne demek istediðimi acaba kaç kiþi
anlar, diye acý acý düþünüyorum. Dilimiz hayli zamandýr kurcalanarak öylesine yalýnlaþtý ki, yýllar boyu kullanýlmýþ, her türlü edebiyatta yer tutmuþ, mânâlarý tam olarak belirmiþ nice kelimeyi bugün
aramýzda pek az kimse, belki ancak nüfus kaðýtlarý fazlaca eskimiþ
olanlar anlayabiliyor. Onun için, ''Basiret uzaðý görmek, olacaklarý
önceden sezebilmek, ona göre tedbirli davranmak demektir,'' tarzýnda kýsa bir tarif yapýp bahsimize bir açýklýk getirmeyi lüzumlu sayýyorum.
Demokrasimiz, nerede ise kýrkýna merdiven dayamýþ. Bu zaman
içinde, nice politikacý, ben diyeyim yüz, siz deyin bin, politika sahnesinde boy gösterdi. Kimini sadece yüzünden, kimini ise yaptýklarýndan tanýr gibi olduk. Ama hiçbirinin nasýl bir politika
düþündüðünü, neye inanýp, inanmadýðýný, kendisince neyin doðru
neyin yanlýþ olduðunu, vatandaþlarý, devlet adamlarýný, liderleri
nasýl görmek istediðini belirten düþüncelerini öðrenmiþ deðiliz.
Zaten bunlarýn çoðu, politikada güttükleri hedefe ulaþtýktan sonra,
aðýzlarý var, dilleri yok hâle gelmiþlerdir. Okuma yazma bildikleri
hâlde okur-yazarlýða, hele yazarlýða hiç iltifat etmedikleri için, kendilerinden bir fikir duymak kimseye nasip olmamýþtýr.
Ben, bu yüzler ve binler arasýnda sadece birkaç istisna biliyorum. Bunlardan biri son olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlýðý yapmýþ
olan, gazetecilik dolayýsýyla az da olsa kendisiyle tanýþmak fýrsatýný
elde edebildiðim Sayýn Mehmet Turgut'tur. Her hâlde bazý fikirlere
sahip olduðu için birinci Sanayi Bakanlýðý'nda partisiyle ihtilâfa
düþerek hükümetten ayrýlmýþtý. Kendisiyle çok yakýndan tanýþmadýðýmýz için tutumunda hangi derecelerde haklý olduðunu bilmiyorum. Fakat iktidar sandalyesinde oturmaktan vazgeçebildiðine
göre, kanaatlerine baðlý olan bir kimsenin yapacaðýný yapmýþ
olmalýdýr.
202
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 203
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Aslýnda bir makine
mühendisidir Meh met Turgut. 1961'
de politikaya girmiþ olmakla beraber bir fikir adamý
hüviyeti taþýmakta
olduðunu
belli
eden yayýnlar yapmýþtýr. ''Dostluk''
üzerine yazdýðý kitap onun meslek dýþýnda giriþtiði ilk
yayýn faaliyetidir.
1969'da Rusya'ya
giden, içinde onun
da bulunduðu heyette ben de vardým. Dönüþünde
politikacýlar içinde
yalnýz o, gördüklerini anlatan ve o
türlü devlet idaresi
üzerine düþündüklerini söylemekten
kendini alamayan
tek politikacý olmuþtur. 1971'de yayýnladýðý Türkiye-'
nin Geleceði adlý
kitabý ise onun politikada iken baþýndan geçenlerle edindiði kanaatleri geniþ ölçüde belirttiði bir düþünce eseri olmuþtur. Zaten bu sohbeti de o kitap dolayýsýyla yapmakta olduðumu söylemek isterim.
Sayýn muharrir, ilk baskýsýndan okuduðum o kitabý, geçirdiði son
politika denemelerinden edindiði intibalarla hayli zenginleþtirmiþ
olarak ikinci defa bastýrmýþtýr. Bana da bir nüsha göndermek zahmetinde bulunduðu için yeniden okuyorum. Bu sefer bilhassa
''Politikada Lider'' bahsi etrafýnda yazdýklarý beni çok ilgilendirdi.
Mehmet Turgut, en güçlü lider olarak, hele taþýdýðý yüksek
meziyetler bakýmýndan pek de haklý olarak George Washington'u
beðenmektedir. Ama politika hayatýnda edindiði tecrübelere daya203
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 204
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
narak kendisinin de bir liderde bulunmasý gereken vasýflar etrafýnda
belirmiþ kanaatleri vardýr. Ona göre lider her þeyden önce ekip çalýþmasýna inanmalý, karþý fikirlere tahammül etmesini bilmelidir.
Liderin etrafý ve yakýnlarýyla giriþtiði münasebetler çok mühimdir.
Hakikî lider, gösteriþi, maddiyatý ve menfaati, lüksü hor gören ve
mutlaka dürüst bir insandýr. Daima iyiye dönük, saðlam iradesiyle
hislerine maðlup olmayan, ihtiraslarýný yenebilen, vazife aþký kuvvetli, hâdiseler karþýsýnda soðukkanlý olabilen, açýk düþünceli ve
mutlaka cesur bir kimse olmalýdýr lider.
Bir liderde bulunmasý gerektiðine inandýðý vasýflarý kitabýnda
uzun uzun anlatan muharrir, bir yerde bir lider için, en yüksek ve en
lüzumlu vasfýn ''sezgi gücü'' olduðunu söylüyor ki, sohbetimize
baþlarken ''basiret'' ten söz açýþým, bu bahis üzerinde biraz durmak
istediðim içindir. Mehmet Turgut, ''Sezgi olmadan, yani teorik ve
pratik gayretlerle geliþip serpilen meziyetler yanýnda, yaradýlýþtan
gelen þuuraltý kavrama gücü bulunmadan büyük iþlerin baþarýlmasý,
zor problemlerin çözümü mümkün deðildir. Hâlbuki lider bir bakýþta durumu iyice kavrayabilir, ilerisini kestirebilir ve günlük meselelerin üzerine çýkarak geleceði görebilir. Hâdiselerin kýzýþtýðý, her
þeyin alt üst olduðu, bütün yollarýn kapandýðý ve ufuklarýn karanlýklara boðulduðu anlarda liderin seziþ kudretine mutlaka ihtiyaç olacaktýr. Lider, ancak büyük bir seziþ gücüyle, gerek kendisinin, gerekse etrafýnýn hareketlerinde gerçek heyecanlarla sahte duygularý,
samimî hislerle gülünç yaltaklanmalarý birbirinden ayýrabilir,'' diyor
ki, bu düþünceleri lider ve politikacý bahsinde saðlam bir görüþün
açýk ifadesi olarak karþýlýyoruz.
204
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 205
Ankara Havasý
Rauf TAMER (TERCÜMAN)
2 Aralýk 1983
K
itap Fuarý'nda bulunmak üzere Ankara yolundayýz.
Bir taþla iki kuþ…
Çünkü, ayný zamanda ''Türkiye'nin Geleceði'' ile ilgili önemli
günleri takip etme fýrsatýný yakalayacaðýz.
Türkiye'nin Geleceði denince, seri rötar anonslarý bitene kadar,
þu elimdeki kitaptan bir paragraf aktarmalýyým size…
Uçaða hayli
vakit olsa gerek…
Dinleyin:
“Köle ruhlu
kimseler için faziletle baþarý ayný
þeydir. Onlar için
baþarý, zekânýn, ka biliyetin, meziyetin ve üstünlüðün
tek iþaretidir. Bun lar her baþarýnýn kapýsýndan uþak ola
rak girerler. Baþarý nýn karþýsýnda terbiyeli bir uþaðýn
tavýrlarýný takýnýrlar. Kendilerine has
usulleri, kendilerine has töreleri ve
kendilerine has vazife anlayýþlarý var dýr. Baþarýya ula-
Prof. Ýhsan Doðramacý ile...
205
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 206
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
þan ve efendi mevkiine oturan kimse, onlar için büyüklüðün,
meziyetin ve faziletin timsalidir. Onun þahsiyeti, metodu ve
düþünceleri mühim deðildir. Mühim olan sadece baþarýdýr, baþka þey
nazarýitibara alýnmaz. Bir kimse baþardýðý için istidatlýdýr, cesurdur,
bilgilidir, tek kelime ile büyüktür. En fenasý baþarýya ulaþan kimsenin
de, eðer köle ruhlu ise kendisini böyle görmeye baþlamasýdýr. Esasen
etrafý kendisine her saniye, durmadan bunlarý telkin etmektedir.
Onun köle ruhu ve açýða çýkma fýrsatý bulunan gururu bu telkinleri
kabullenmeye fazlasý ile müsaittir. Çok defa kendisi de bulunduðu
noktaya gelirken, sadece baþarýyý düþünmüþtür. Hayatta vicdan,
inanç, doðruluk, vefa ve vazife denilen deðerlere hiç aldýrýþ etmeden
ilerlemiþtir. Dosdoðru hedefine yönelmiþ, kendi çýkarlarý, kendi
hesaplarý dýþýnda hiçbir deðere ehemmiyet vermemiþtir. Daha ilk
sivrilmeye baþladýðý an, etrafýn kendisine karþý takýndýðý tavýrlar
büyük ölçüde deðiþme yoluna girmiþtir.”
Mehmet Turgut'un çizdiði bu tip, ''Türkiye'nin Geleceðini'' çok
yönlü düþünenler için asla ihmal edilecek bir faktör deðildir.
Ekonomi, politika, siyasî parti, parlâmento, anladýk…
Para, kredi, enflasyon, iþsizlik. Hepsini anladýk.
Ama, önce insan.
Saðlýklý yapý, saðlam karakter.
Ve, güzelliklere ulaþabilmekten ziyade güzelliklere lâyýk olabilmek hasleti.
Buyurun kitabý siz de okuyun. Türkiye'nin Geleceði’ne ýþýk
tutan bütün yollarý.
206
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 207
Siyasetten Portreler
TERCÜMAN GAZETESÝ
21 Mart 1990
P
arti yöneticisi, milletvekili ve bakan olarak Türk devlet ve
siyaset hayatýnda önemli bir yeri bulunan Mehmet Turgut'un
son kitabý, yakýn tarihimizi daha yakýndan tanýmak isteyenlerin mutlaka okumalarý gereken, dürüst, sürükleyici ve etkileyici bir eser.
1961 yýlýnda politikaya atýlan ve Adalet Partisi'nin kurucularý
arasýnda yer alan Mehmet Turgut, ülke meseleleri üzerinde ciddî bir
biçimde kafa yoran ve düþündüklerini yazan, hazmedilmiþ bir
kültüre, daha da önemlisi orijinal bir üsluba sahip nadir politikacýlarýmýzdan biridir. Bir devre Afyon, üç devre de Bursa milletvekili olarak parlâmentoda bulunan Turgut, Ürgüplü kabinesinde
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný, Demirel kabinesinde Sanayi
Bakaný, Ulusu Kabinesinde Sanayi ve Teknoloji Bakaný olarak görev
yaptý. Yayýmlanmýþ kitaplarý þunlar: Su Türbinleri ve Santral
Binalarý (1954), Kalkýnma ve Beþ Yýllýk Plan (1964), Dostluða Dair
(1966), Taþkent'e Doðru (1969),, Türkiye'nin Geleceði (1971), Çýkýþ
Yolu (1980), Japon Mucizesi ve Türkiye (1985),
Mehmet Turgut'un son kitabý da Siyasetten Portreler adýný taþý yor. Boðaziçi Yayýnlarý arasýndan çýkan kitabýnda Turgut, baþta
Süleyman Demirel olmak üzere, siyasî hayatýnda tanýdýðý kiþileri, bir
romancý dikkati ve titizliði ile anlatýyor. Okurken, ülkemizin ve milletimizin kaderinde önemli roller oynamýþ politikacýlarýn karakter
çizgilerinin büyük bir ustalýkla ortaya konulduðunu görüyor, hayrete
düþüyor, seviniyor, üzülüyor, zaman zaman kahroluyorsunuz.
Siyasetten Portreler’de anlatýlanlarý bir tanýtma yazýsý çerçevesinde
okuyucularýmýza aktarmamýz imkânsýz. Bunun için, kitabýn
muhtevasý hakkýnda bir fikir vermesi amacýyla, Mehmet Turgut'un
önsözünden bir pasaj aktarmak istiyoruz:
“…Bu kitapta baþta lider ve bazý yakýn arkadaþlarý olmak üzere
Adalet Partisi adýyla kurulan partinin önce geliþip büyümesinde,
sonra iktidar olup deðerli hizmetler yapabilmesinde, daha sonra da
207
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 208
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
parçalanýp daðýlmasýnda, þu veya bu þekilde rol oynayan insanlarýn
bazýlarý anlatýlmaya çalýþýlmaktadýr. Burada anlatýlanlar,27 Mayýs
1960 tarihinden itibaren, memleketimizde son derece parlak bir
devrin bittiði ve karýþýklýklarý, çapraþýklýklarý, gerilimleri ve
geliþmeleri ile yeni bir devir olarak kabul edilen bir geçiþ devrinde
cereyan etmiþtir. Bu geçiþ devri çok kritik, çok deðiþik, iniþli-çýkýþlý
ve alabildiðine karýþýk bir devirdir…”
Mehmet Turgut'un kitabý, yakýn tarihimizi daha yakýndan tanýmak isteyenlerin mutlaka okumalarý gereken dürüst, sürükleyici, etkileyici bir eserdir.
208
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 209
“Kolay Almadýk ki, Kolay Verelim”
RÖPORTAJ (TÜRKÝYE GAZETESÝ)
9 Þubat 1992
A
dalet Partisi'nin kurucularýndan, Ulusu ve Demirel'in Sanayi
Bakaný Mehmet Turgut ''Terör meselesini bir an önce halletmeliyiz'' dedi.
Güneydoðu meselesinin 27 Mayýs'la baþladýðýný, ancak köklerinin emperyalist devletlerin baskýsýyla bölgeye''Kürdistan eyaleti''
deme gafletinde bulunan Büyük Reþit Paþa'ya kadar dayandýðýný açýklayan Sanayi Eski Bakaný Mehmet Turgut, ''Terör ve Güneydoðu
meselesinin çözülmesinde manevî deðerlere aðýrlýk verilmesinin de
büyük rolünün olacaðýna inandýðýný''söyledi. ''Meseleyi ya ver ya kurtul noktasýna getirmemeliyiz'' diyen Turgut ile sohbetimiz þöyle
sürdü:
– Sayýn Mehmet Turgut, devlet tecrübesi olan bir yöneticisiniz.
Size göre, Güneydoðu meselesi ne zaman ve nasýl baþladý?
– Bu meselenin baþlangýç noktasýný tam olarak tespit etmek
mümkün deðildir. Ancak birkaç röper noktasý tespit etmek mümkündür. Meselâ, Kürdistan kelimesi, Osmanlý idarî yapýsýnda ilk
olarak, Batýlý uzmanlarýn telkini ile Mustafa Reþit Paþa zamanýnda
yer almýþtýr. Daha önceki yýllarda bu terim vardýr. Ancak sýnýrlarý tam
olarak çizilmeyen, belirsiz ve izafî bir terim olarak geçmektedir. Daha
çok da Türkiye sýnýrlarýnýn dýþýndaki bölgeler için kullanýlmaktadýr.
Tarihte, günümüz Türkiye topraklarý için böyle bir terim katiyen yoktur. Baþka bir röper noktasý, meselâ, Ýngilizlerin Ortadoðu politikalarýnda tatbik ettikleri bir raporda ,'' Ortadoðu'yu ateþlemek için
Kürt meselesi en yaðlý bir paçavradýr'' mealinde bir ifade vardýr.
Bu iki misalden de anlaþýlmaktadýr ki, meselenin baþlangýç noktasý eskidir ve tam olarak tespit etmek zordur.
Bugünkü meselenin baþlangýç noktasýna gelince, bunu tespit
etmek ve söylemek daha kolaydýr ve mümkündür. Bu da son yýllarda
memleketimizin ve milletimizin karþý karþýya kaldýðý birçok musibetin baþlangýç veya baþlama tarihi olan 27 Mayýs Darbesi'nin tari209
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 210
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
hidir. Yani 27 Mayýs'týr denilebilir. Çünkü 27 Mayýs, devletin iþlemez
hâle gelmesi için bir prova olmuþtur. Seçimle gelen iktidarlarýn sokak
hareketleri ile kolayca yýkýlabileceðini göstermiþtir. Nitekim, 27 Mayýs' ta, Ankara'daki Kýzýlay Meydaný ile Sýhhiye arasýndaki birkaç yüz
metrelik bir mesafede, devletin nasýl tesirsiz kaldýðý ve iktidarýn ne
þekilde alaþaðý edildiði ortaya konmuþtur.
Baþlama þekline gelince, önce aðalara ve þeyhlere mahsus bir
hareket olarak göründü. Sonra geri kalmýþlýk ve fakirlik edebiyatý
olarak yayýldý. Daha sonra, bu mesele solculukla birleþtirildi, biraz
mezhepçilik, biraz bölgecilik ve biraz da particilik karýþtýrýlarak, bu
bölgemizin geri býrakýldýðý, ihmal edildiði ve ayrý bir statüye tâbi
tutulduðu iddiasý ileri sürüldü. Bu kervana partilerimiz katýldý, liderlerimiz karýþtý, mânâsýz iddialar ve uydurma raporlarla süslenerek
Türkiye gündeminin en büyük ekonomi meselesi hâline getirildi.
Bugün ise, ekonomik mesele ile birlikte, politik, sosyal ve kültürel
mesele hâline dönüþtü. Türk devleti emperyalist devlet, Doðu ve
Güneydoðu bölgemiz de sömürge olarak ifade edilir oldu. Terörle
Türkiye'yi bölüp parçalamak noktasýna gelindi.
– Bu meselenin çýkýþýnda devletin, yani Türkiye Cumhuriyeti' nin
ihmâli var mýdýr?
– Bu meselenin, bu noktaya geliþinde Türkiye Cumhuriyeti'nin
ihmali vardýr, demek çok zordur. Buna devlet adamlarýmýzýn gafleti
demek, belki de daha doðru olacaktýr. Tabiî 27 Mayýs'tan sonraki devlet
adamlarýmýzýn gafleti. Meselâ, bu devlet adamlarýmýz tarafýndan
1960'dan sonra, solun yarattýðý vasatta, büyük bir çalýþmanýn içine
girdiði ve bu bölgemizi istismar sahasý olarak seçtiði kabul edilmemiþtir. Bu mevzuda, devlet adamlarýmýza yapýlmýþ önemli ikazlar
vardýr. Meselâ, mesele ekonomik olmadýðý hâlde, ekonomik bir mesele olarak alýnmýþtýr ve birçok samimî insan tarafýndan da sempati
kazanmýþtýr. Meselâ devlet adamlarýmýz ve liderlerimiz bilgi derinliðinden çok ilgi geniþliðine önem verdikleri ve sesli düþünmeyi
prensip edindikleri için yarayý durmadan kaþýmýþlardýr. Kürtçe
konuþma yasaðý, manasýný ve mantýðýný aþacak þekilde büyütülmüþtür. Bu yasaðýn kaldýrýlmasý reklâm ve propaganda vasýtasý
hâline getirilmiþtir. Kürtçe konuþan vatandaþlarýn sayýsý bilgisizce
açýk arttýrmaya çýkarýlmýþtýr. Bugün itibariyle dünyada 14-15 milyon
Kürtçe konuþan insan varken, sadece Türkiye'mizde 11 milyon
Kürtçe konuþan insanýmýzýn olduðu ifade edilmiþtir. Kürtçe konuþan
vatandaþlarýmýz etnik olmadýðý hâlde, etnik gibi düþünülmüþtür.
210
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 211
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
– Kalkýnmakta olan ülkemizin baþýna her dönemde gaileler açan
dýþ mihraklarýn Doðu ve Güneydoðu meselesinde de paylarý olduðu
görüþüne katýlýyor musunuz?
– Buna katýlmamak mümkün deðildir. Batý her zaman
Türkiye'nin geliþmesini ve huzur içinde olmasýný istememiþtir. Baþta
Ýngiltere, Fransa, Amerika, Rusya ve Almanya olmak üzere, bütün büyük devletler her zaman Ortadoðu ve Balkanlar'da karýþýlýk çýkarmak
istemiþlerdir. Bu, Osmanlýlar zamanýnda da böyle idi. Gelecekte de
böyle olacaktýr. Hele bunlarýn ileri karakolu durumunda olan
Yunanistan, bu mevzularda her zaman baþroldedir, gelecekte de
baþrolde olacaktýr. Bu küçük ve kompleksli devlet, 1821'den beri
emperyalistlerin bazen eli, bazen kolu, bazen dili, bazen de diþi
olarak, Türkiye'nin karþýsýndadýr. Yaralarý kaþýr, yangýnlarý körükler,
dili ile vurmaya, diþi ile kemirmeye çalýþýr.
Þunu unutmamak gerekir. Siz zayýf olursanýz, siz meselelerinize
nasýl eðilmek gerektiðini bilmezseniz, günlük politikayý devlet politikasý ile karýþtýrýrsanýz, iþinize yabancýlarýn karýþacaðýný bilme211
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 212
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
lisiniz. Ama þunu da unutmayalým ki, bizim devlet adamlarýmýz bunlarýn çoðunun idraki içinde deðildir. Fýrsatlar gelir gider, imkânlar
azalýr, çoðalýr, biz ise, Yunaný anlamamakta ve görmemezlikten
gelmekte direniriz. Bu bakýmdan diyoruz ki, meselenin bugünkü
noktaya geliþinde, kendi devlet adamlarýmýzýn ihmalinin rolü çok
daha fazladýr.
– Devlet tecrübesi olan bir insan olarak Doðu ve Güneydoðu
meselesinin hâlli için düþündüðünüz çareler nelerdir?
– Bu meselenin tedbirlerini kýsa bir sohbet içinde anlatmak
mümkün deðildir. Bu tedbirler hem çok büyük bir çerçeve içinde,
hem de çok geniþ bir zaman aralýðýnda ele alýnmalýdýr. Hattâ bunlarýn
içinde devlet sýrrý olacak tedbirler, açýkça söyleneceklerden belki de
daha fazladýr. Bununla beraber alýnacak tedbirler bakýmýndan çok
önemli bir hususa iþaret etmek gerekir. O da, bu mesele ekonomik bir
mesele deðildir, bir yatýrým ve kalkýnma meselesi de deðildir. Dolayýsýyla da mesele, uydurma ve akýlsýzca hazýrlanmýþ, hattâ kasýtlý
hazýrlanmýþ ''Güneydoðu Raporlarý'' ile, ''Doðu ve Güneydoðu'nun makus talihini yeneceðiz'' iddialarý ile ve ''Ekonomik Pakete'' konacak
birkaç teþvik tedbirleri ile çözülemez.
– Doðu ve Güneydoðu'daki insanýmýza farklý muamele yapýldýðý
iddialarýna katýlýyor musunuz?
– Buna katýlmak mümkün deðildir. Bunu ispat edecek delillerin
olduðuna da inanmýyorum. Burada bir noktanýn ihmal edildiði ve
karýþtýrýldýðý açýktýr. O da, devletin halkla münasebetinin birbirinin
eþiti olarak görülmesidir veya öyle gösterilmesidir. Bürokrasi ile
halkýmýzýn münasebetleri, elbette iyi deðildir. Geçmiþte de iyi
olmamýþtýr. Özellikle de tek parti zamanýnda çok daha kötü idi.
Ancak bu durum, yani vatandaþlarýmýzla bürokrasimiz arasýndaki
münasebetler, Doðu Anadolu ile Batý Anadolu arasýnda da fazla farklý deðildir. Üstelik halkýmýza iyi gözle bakmayan, kötü muamele
eden, hattâ zulmeden bürokratlarýn da Doðu'dan veya Batý'dan
geldiði iddia edilemez. Kötü karakterli bürokrat Doðu'ya gitmiþ,
kötülük yapmýþ, Batý'ya gelmiþ kötülük yapmýþtýr. Kendisinin
Doðu'lu ve Batý'lý olmasý bunda rol oynamamýþtýr. Genel olarak bu
böyledir. Devletle bürokratý karýþtýrmak ise, büyük hatadýr veya
arkasýnda kasýt vardýr. Bu noktada çok ciddî bir araþtýrma yapýlýrsa
görülecektir ki, devletimizin sicili çok temiz çýkacaktýr. Ýsyanlarda
bile Türk devleti için Doðu'da ve Batý'da farklý muamele iddiasý ileri
sürülemez. Zaten bizim Anadolu tarihimizde ayrýlmak için yapýlan
212
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 213
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
isyan da yoktur. Devletin ayrýlýk gayrýlýk yapmadýðýný göstermek için,
meselâ, Genelkurmay baþkanlarýmýzý; Yargýtay baþkanlarýmýzý tetkik
ediniz. Göreceksiniz ki, Doðu'dan gelenler diðer bölgelerden daha
fazladýr. Devletin ayrýlýk yaptýðý bir memlekette devletin en önemli
makamlarýna ayrý olarak görülen insanlar nasýl gelebilir.
– Baharda birliklerimize karþý saldýrýya geçeceði söylenen PKK' ya
karþý Türkiye Cumhuriyeti olarak ne gibi tedbirler almalýyýz?
– Baharda yapýlacak saldýrýya karþý, gerekenlerin hazýrlýðýný
devletimiz ve ordumuz yapmýþtýr sanýyorum. Saldýranýn aleyhine
olacaktýr ve hadleri bildirilecektir.
– Güneydoðu meselemizi Uluslararasý plâtforma çekmek isteyen
devletlere karþý nasýl bir dýþ politika takip etmeliyiz?
– Terörizmle mücadelede, bizi milletlerarasý plâtforma çekmek
isteyenleri beklemeden biz onlarý çekmeliyiz. Biz o kadar kuvvetli ve
haklýyýz ki, hepsinin yakasýna yapýþýp gýrtlaðýna sarýlmalýyýz. Bakýn
meselâ Paris Anlaþmasý’nda ne var? “Avrupa'da çatýþma, tehdit
azalmýþ olmakla birlikte, diðer tehlikeler toplumlarýmýzýn istikrarýný
tehdit etmektedir. Taraf devletlerin baðýmsýzlýklarýný, egemen eþitliklerini ya da toprak bütünlüklerini ihlâl eden faaliyetlere karþý
demokratik kurumlarý savunmada iþbirliði yapmaya kararlýyýz.
Bunlar içinde dýþ baský, zorlama ve yýkýcýlýk gibi faaliyetler de vardýr.
Terörizmin her eylemini, metodunu ve tatbikini caniyane olarak
tanýmlayarak kayýtsýz þartsýz kýnýyor ve terörizmin hem ikili ve hem
de çok taraflý iþbirliði yolu ile yok edilmesi için çalýþmaktaki kararlýlýðýmýzý ifade ediyoruz. Uyuþturucu madde kaçakçýlýðýna karþý
mücadelede de yine ortak hareket edeceðiz.”
Bu maddede her þey, en açýk þekilde vardýr.
Bu maddeye dayanarak, Paris Anlaþmasý’ nýn altýnda imzasý olan
her devletin yakasýna yapýþabiliriz. Yeter ki, devletimiz hazýrlýklý,
saðlam, kararlý ve basiretli olabilirsin. Ancak, daha kendi milletvekillerine PKK terörizmini lânetleyip takbih (kýnama) ettirmemiþ bir
devlet ve onun hükümetleri acaba, bunu yapabilir mi? Orasýný
bilmem.
– Güneydoðu'da olaylarýn önlenmesi için bölge halkýyla ortak
olduðumuz manevî deðerlere aðýrlýk vermemiz gerekmez mi?
– Elbette gerekir. Neden gerekmesin? Zaten manevî bakýmdan
neyimiz farklý ki?
213
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 214
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
– Terör konusunda ilâve etmek istediðiniz bir husus var mý?
– Mesele ortadadýr. Bütün boyutlarý ve önemi ile ortadadýr. En
kýsa zamanda da hâlledilmesi gerekir. Zaman devletimizin aleyhine
iþlemektedir. Meseleyi ''Ya ver kurtul, ya vur kurtul'' noktasýna
getirmeden hâlletmek mecburiyetindeyiz.
Bu bölgemizi bin yýl önce hiç kimse bize altýn tasta takdim
etmediði için, verip kurtulma imkânýmýz yoktur. Biz bu topraklarý,
kan pahasýna, can pahasýna vatan yapmak ve ilelebet sahip olmak
üzere aldýk. Kolay almadýk ki, kolay verelim. Kimi kime býrakacaðýz,
nereyi kime vereceðiz? Biz bu bölgemizi vermemeye ve burada fark
gözetmeden bütün insanlarýmýzý býrakmamaya mahkûmuz,
coðrafyamýz bakýmýndan mahkûmuz. Doðulu ve Batýlý demeden millet olarak mahkûmuz. Öyle ise geriye ''Vur kurtul'' kalýyor. Bu, çok
ýzdýraplý bir iþ olur. O noktaya gitmeyelim diyorum.
– Peki ya ne yapacaðýz?
– Bu noktaya henüz gelmedik. Gelmemeliyiz. Gelmemek için de
meseleyi en kýsa zamanda ve en seri þekilde halletmeliyiz. Allah milletimizi ve memleketimizi ''Vur, kurtul'' noktasýna getirmesin. Buna
dua edelim.
214
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 215
Döne Döne Düþünmek
Kültür-Sanat Sayfasý (TÜRKÝYE GAZETESÝ)
5 Mart 1993
S
anayi ve Teknoloji eski bakanlarýmýzdan Mehmet Turgut'un
Döne Döne Düþünmek adlý kitabýndan bahsetmek istiyoruz.
Mehmet Turgut, Boðaziçi Yayýnlarý arasýnda çýkan kitabýnýn birinci bölümünde, 21 Ekim 1991 Genel Seçimleri öncesi ve sonrasýný
deðerlendirerek ''Koalisyon Protokolü'' hakkýndaki görüþlerini açýklýyor. Ýkinci bölümde, Doðu ve Güneydoðu'nun kalkýnmasý, Kürt kimliði, terör ve PKK gibi konularý ele alan Mehmet Turgut, '' Türkiye ve
Yeni Cumhuriyetler'' baþlýklý üçüncü bölümde de, yeni Türk
Cumhuriyetleriyle iliþkiler ve iliþkilerin geleceði hakkýndaki kanaatlerini anlatýyor.
Süleyman Demirel'e çok haklý sebeplerle muhalefet eden
Mehmet Turgut'un, birinci bölümde, üzerinde hassasiyetle durduðu
konulardan biri, Adalet Partisinin 12 Eylül öncesinde tam bir tek
adam partisi hâline geldiði, Doðru Yol Partisinin de tek adam partisi
Mehmet Turgut ve eþi Türkân Turgut bir konserde
215
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 216
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
olarak kurulmuþ olduðudur. 1991 seçimlerinde alýnan neticeyi baþarý
olarak görmenin mümkün olmadýðýný ifade eden Turgut, DYP'nin ve
liderinin, övünecek, düðün bayram havasý içinde coþarak durmadan
çalýp söyleyecek yerde oturup derin derin düþünmesi gerektiðini
söylüyor ve þöyle devam ediyor:
''Batý'da bu duruma gelen bir partinin lideri, önce kendisini gözden geçirir, kendisinde birtakým eksiklikler, kusurlar ve yetersizlikler
arar. Hele bizim en büyük partimizin lideri gibi 27 yýldan beri politika sahnesinde ise, mutlaka bir vicdan muhasebesine ihtiyaç olduðuna inanýr. Kendisi bunu yapmýyor ya da yapamýyorsa, baþta partisi ve
partilileri olmak üzere, kamuoyunu temsil ettiklerini veya kamuoyunu oluþturduklarýný iddia eden kuruluþlar bunu yapmalý, basýn
organlarý, yazarlar ve çizerler bunun üzerine eðilmelidirler. Bunlarýn
yapýlmasý, partilerimizin parti olmasýnýn, liderlerimizin lider olabilmesinin ve sistemin demokratik sistem hâline gelmesinin bir
gereðidir''
Mehmet Turgut, iki parti dýþýnda, bütün partilerde kadrolarýn
donduðunu ve dinamizmin yok olduðunu, devlet bürokrasisinin de
büyük bir çözülüþ ve çöküþ içinde olduðunu öne sürerek bugünkü
Türkiye hakkýnda epeyce karamsar bir tablo çiziyor.
''Bugün Türkiye'mizde bir mânâda devlet durmuþ, politika kilitlenmiþ ve her þey belirsiz bir durgunluðun içine girmiþtir. Politika
topraðý çoraklaþmýþ, partilerimiz yozlaþmýþtýr. Politika arenasý,
dedikodusu bol, kýsýr çekiþmelere ve sen -ben kavgalarýna dayalý günlük ve geçici heyecanlarýn sarhoþluðu ile kendinden geçmiþ, dar
görüþlü ve maymun iþtahlý insanlarla doludur. Bunlarýn çoðu politik
hayatýn týkanýklýðýnýn ne getirip götüreceðinin idraki içinde bile
deðildir.''
Sadece DYP'yi ve liderini deðil, SHP ve ANAP'ý da hayli hýrpalayan Mehmet Turgut'un kitabý, tecrübeli bir devlet adamýnýn
görüþlerini, tespitlerini, deðerlendirmelerini ihtiva etmesi bakýmýndan mutlaka okunmasý gereken bir kitap. Özellikle politikacýlara ve
politika heveslilerine tavsiye ederiz.
216
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 217
Kitaplar Arasýnda
Halûk ÞAHÝN
Mayýs 1967
“Hakikî dostlukla birbirine baðlanmýþ olan kimseler arasýnda
her fert saf, uysal ve mütevazýdýr. Onlarda gurur, kibir, haset ve hile
asla yoktur. Fakat her þahýs kendi haysiyet ve kýymetine de müdriktir. Herkes birbirine derin ve sarsýlmaz takdir hisleriyle baðlýdýr.
Ancak, hiç kimsenin bu takdir hissini ve bundan doðan yardýma
koþma arzusunu istismar etmeye hakký olamaz. Dostlarýn birbirini
koruma arzusu, dostlarýn dýþýndan gelen iftira, ihanet, haksýzlýk ve
hilelere karþý daima uyanýk ve hazýr tutulur ve bütün silâhlar dostlarýn müdafaasý içindir dostlar arasýnda, ama hakikî dostlar arasýnda
guruplaþmalar, hizipleþmeler hiçbir þekilde ve hiçbir zaman olmaz.''
Yukarýdaki pasaj Sayýn Mehmet Turgut'un Dostluða Dair
kitabýnýn birinci yazýsýndan alýnmýþtýr.
Bugün bir bakanlýk makamý sorumluluðunda olan Sayýn
Turgut'un dostluða nasýl ve ne ölçüde deðer verdiði ve onu ne þekilde
anladýðý, þüphesiz kitabý tamamen okuduktan sonra vuzuha varýr.
Fakat aldýðýmýz kýsýmlar, deðerli hükümet adamýnýn samimiyet ve
doðru istikametini göstermektedir.
Bir siyaset adamýnýn, hem de bakanlýk yapan bir siyaset
adamýnýn siyasette de dostluðu birinci plânda tutmasý, onun teþriî ve
icraî davranýþý için büyük itimat telkin eder.
217
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 218
Beklendiði Gibi Oldu
Muammer YAÞAR (YENÝ ASIR GAZETESÝ)
24 Aralýk 1981
M
ehmet Turgut, bir zamanlarýn politikasýnda dikkatleri üzerine çeken, bakan olarak da, politikacý olarak da hayatýný
belirli ilkelere göre düzenlemeye özen gösteren bir kiþi olarak hatýrlanmaktadýr. Eðer son yýllarda adý pek geçmemiþ ise, bu Mehmet
Turgut'un zaafýndan deðil, iç siyasî geliþmeler karþýsýnda inandýðý
ilkelerden taviz vermemek istemesindendir. Sanayi ve Teknoloji
Bakanlýðý'na Mehmet Turgut'un getirilmesi iyi bir seçimdir. Bu
gidenin de deðerini azaltmaz.
218
06.09.2010
10:58
Page 219
Hayatýn Ýçinden
KISIM V
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 220
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut'un istek üzerine, kendi el yazýsý ile hazýrlayýp verdiði
hayat hikâyesinden birkaç sayfa
220
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 221
Kürt Problemiyle Ýlgili Kýsa Bir Not*
M
emleketimizde veya Güneydoðu Anadolu'muzda var
olduðu iddia edilen son derece önemli problemin bir Kürt
problemi mi, yoksa Güneydoðu Anadolu'muzun kalkýnmasý problemi veya bir PKK problemi mi olduðu konusunun aydýnlýða çýkarýlmasý gerekmektedir.
Acaba, en geniþ mânâsýyla bu problem bir Kürt problemi midir?
Bu konuda iddialý olanlarýn elinde ne ciddî bir bilgi, ne önemli bir
vesika, ne de geçmiþ ve gelecekle ilgili yapýlmýþ geniþ bir araþtýrma
vardýr; ayrýca problemin çözümünün ne ve nasýl olacaðýný gösteren
belli formülleri de bulunmamaktadýr. Hattâ bu kimseler, bu bölgede
yaþayan vatandaþlarýn ne kadarýnýn Kürt kökenli olduðunu, daha da
önemli olarak, "Ana dilim Kürtçe" diyenlerin gerçek sayýsýný
bilmemektedir.
Yaptýðýmýz araþtýrmalardan, deðerlendirmelerden saðlanan bilgileri dikkate alarak, Türkiye'de bir Kürt probleminin olduðu hususuna
karar vermeden önce þu üç konuda bilgi sahibi olmak gerekmektedir: Türkiye'mizdeki Kürt vatandaþlarýnýn toplam sayýsýnýn ne olduðu, ne kadarýnýn Güneydoðu Anadolu'da yaþadýðýnýn öðrenilmesi,
ayrýca bölge halkýnýn kimlerden meydana geldiðinin tespiti.
Bu noktada önemli ve zor olan husus, kimlere Kürt dememiz
gerektiðine karar vermektir. Bize göre, Kürtlük ve Türklük gibi
kavramlar mensubiyet meselesidir. Dolayýsýyla da bu gibi kavramlarý
tarif etmek veya tespit etmek mümkün deðildir. Çünkü, bu bütün
vatandaþlara Kürt müsün, yoksa Türk müsün, diye sormayý gerektirir. Ayrýca, böyle bir soruya kimin doðru, kimin yanlýþ cevap vereceði de belli deðildir. Bugüne kadar bu konu ile ilgili olarak, ne
* Bu yazý Sayýn Mehmet Turgut'un CHP ve MHP genel merkezleri ile Güngör Mengi gibi bazý
köþe yazarlarýna, ölümünden bir ay kadar önce, konuya dikkat çekmek üzere yazýp gönderdiði
yazýdýr.
221
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 222
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Türkiye'de ne de dünyada tatmin edici bir hesap da yapýlmýþ
deðildir. Dolayýsýyla bu konuda herkes kendine göre, özellikle politikacýlar kendi politik anlayýþý yönünde bir rakam söylemektedir. Bu
mantýðýn sonucu olarak da, Türkiye'deki Kürt vatandaþlarýmýzýn
sayýsý, nerede ise açýk artýrmaya çýkarýlmýþ gibidir.
Bu karýþýklýðý önlemek için biz önce, "Ana dilim Kürtçe" diyenlerin tespitini yapmayý düþündük ve bunu araþtýrdýk. Bulduðumuz
rakam, Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn sayýsýnýn toplam nüfus
oranýna göre yüzde 8 ile yüzde 9 arasýnda deðiþtiði yönünde olmuþtur. Bu hesabýn nasýl yapýldýðý ve kaynaðýn ne olduðu Döne Döne
Düþünmek,* adýndaki kitabýmýzda vardýr.
Son yýllarda, bu bölgemizdeki nüfus artýþýnýn daha yüksek
olduðu düþünülerek, bu oranýn yüzde 9 ile 10 civarýnda olabileceðini de kabul ettik.
Bu araþtýrmanýn dýþýnda baþka bir araþtýrma daha vardýr. Bu
araþtýrmayý yapan Prof Dr. Mehmet Þahingöz'dür. O, yaptýðý bu
araþtýrma ile ilgili þu açýklamayý yapmaktadýr:
"Türkiye'mizde 61 milyon Türk ve 9 milyon 6320 deðiþik dilleri
konuþan Türk vatandaþý vardýr. Bunlarýn daðýlýmý þu þekildedir:
Kürtçe konuþanlar;
% 8.36, sayýsý
5.852.000
Zazaca konuþanlar;
% 0.52, sayýsý
371.000
Çerkezce konuþanlar;
% 2.14, sayýsý
1.520.000
Arapça konuþanlar;
% 1.63, sayýsý
1.141.000
Lazca konuþanlar;
% 1.00, sayýsý
700.000
Bu rakamlara göre Türk kültürünü mozaik kültür olarak görmek
sadece bilimi inkâr deðil, insafsýzlýktýr."**.
Burada bir hususa daha iþaret etmekte fayda vardýr. O da, bizim
hesaplamamýzda Zaza olduklarý söylenen vatandaþlarýmýzýn, yanlýþ
olduðunu bile bile, Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýz arasýnda kabul
edilmiþ olmasýdýr. Çünkü, Zazaca konuþan vatandaþlarýmýz kendilerini Kürt olarak kabul etmemektedirler.
* Mehmet Turgut, Döne Döne Düþünmek, Boðaziçi Yayýnlarý, 1993, ss, 153-341.
** Mehmet Þahingöz, Hürriyet Gazetesi, 2 Haziran 2004, s.23.
222
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 223
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Bir baþka husus, bizim yaptýðýmýz hesaba göre Güneydoðu
Anadolu'da yaþayan ve "Ana dilim Kürtçe" diyen vatandaþlarýmýzýn
bölgenin toplam nüfusu içindeki oranýnýn yüzde 43 olduðudur. Bu
rakam da daha önce iþaret ettiðimiz hesap içinde vardýr. Bu sonuç,
bazýlarýnýn zannettiði gibi bölge halkýnýn hepsinin Kürtçe konuþan
vatandaþlarýmýz olduðu iddiasýný yalanlamaktadýr. Meselâ Karadeniz
bölgesinde 15.000 kadar Lazca konuþan vatandaþýmýz vardýr. Buna
raðmen, bölge halkýna Samsun'dan Artvin'e kadar Laz denilir veya
bilmeyenler öyle zanneder… Bu gibi kavram yanlýþlýklarý baþka bölgelerimizde de vardýr.
Bu hesaplara göre ve tahminen bütün Türkiye'de 7 milyon kadar
Kürtçe konuþan vatandaþýmýz yaþamaktadýr. Halbuki bu 7 milyon
Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn sadece yüzde 43'ü Güneydoðu
Anadolu'muzda yaþar. Geri kalan yüzde 57'si bütün Türkiye'ye
daðýlmýþtýr.
Bu konuda Ýranlý bir Kürt olan Ýzadî'nin Türkiye'de yaþayan
Kürtler için ortaya attýðý rakam, 14 milyondur; yakýn zamanda, "Kan
ve Ýnanç, PKK ve Kürt Hareketi" adýnda bir kitap yazan ABD'li Aliza
Marcus'un kitabýnda bu rakam 15 milyondur; dahasý Ahmet Türk bu
rakamý Obama'ya 20 milyon olarak vermiþtir. Tabiî, bunlarýn hepsi
hesapsýz, araþtýrmasýz ve tamamen yalan iddialardýr.
Bizim araþtýrmamýza göre, bütün bunlar uydurulmuþ ve âdeta
açýk artýrmaya çýkarýlmýþ rakamlardýr. Tabiî, her vatandaþýmýzýn
yaþadýðý bölge veya muhite göre, bazý problemleri vardýr ve olacaktýr.
Ancak, bütün Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzý bir Kürt problemi
içinde görmek yanlýþ olmaktadýr. nasýl gösterebiliriz? Bu mümkün
olabilir mi? Üstelik bu problemi nasýl çözeceðiz ve bu vatandaþlarýmýzýn temsilcisi kimdir?
Yukarýda söylediklerimizin test edilmesi, deðiþik adlar altýnda,
(HDP, DHP, Baðýmsýz ve DTP) 1995, 1999, 2002, 2007 genel seçimlerine ve en son 2009 yerel seçimlerine giren partilerin aldýðý oylarýn
mukayesesi ile mümkündür.
Hemen þunu söyleyelim, bu partilerin Güneydoðu Anadolu'da 5
seçimde aldýðý oyun ortalamasý yüzde 20.75'dir. Bu oran, bu bölgede
yaþayan ve Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn seçmen sayýsýnýn
yarýsýndan azdýr veya yarýsýna çok yakýndýr. Tabiî bu hesap,
Güneydoðu Anadolu'dan, meselâ, DTP'nin, oylarýnýn hepsinin
Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzdan alýndýðý varsayýmýna göre hesaplanmýþtýr. Aslýnda bu mümkün deðildir.
223
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 224
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Ayrýca, PKK'nýn kanatlarý altýnda kurulan HDP, DHP ve DTP'nin
bütün Türkiye'de aldýðý oylar, müstakiller de dahil, sýra ile 1.171
milyon, 1.482 milyon, 1.955 milyon, 1.835 milyon (müstakil), 2.151
milyondur. Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn son seçime göre sahip
olduklarý toplam seçmen sayýsý 4.67 milyon olduðuna göre, neresinden bakýlýrsa bakýlsýn, DTP'nin aldýðý oylar, Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn oyunun yarýsýnýn da altýndadýr.
Dahasý, bu alýnan oylarýn toplam seçmen sayýmlarýna oranlarý
yüzde 3,4; yüzde 4,2; yüzde 4,3 ve yüzde 4.4'dür. Yani, hiçbir mânâda DTP Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzý temsil edemez.
Bir baþka gerçek, Türkiye'de Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn
sayýsýnýn iddia edildiði gibi, 14 milyon, 15 milyon ve 20 milyon olamayacaðýný bu seçimlerin ortaya koymuþ olmasýdýr. Bu sayýyý, yani
Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn sayýsýný meselâ, 14 milyon olarak
kabul edelim. Bu kadar milyon nüfusun seçmen sayýsý 9.33 milyon
eder. Bunun 2.151 milyonunu DTP aldý diyelim, acaba geri kalan
7.162 milyon seçmen nerededir? Meselâ, 15 milyon olarak ele alalým,
bunun seçmen sayýsý 10 milyondur. Bu rakamýn 2.151 milyonu
DTP'nin olsa, geriye kalan 7.969 seçmenin oyu nereye gidecek?
Meselâ, bu sayýyý Ahmet Türk'ün Obama'ya verdiði rakam olarak 20
milyon olarak alalým. Bu kadar nüfusun seçmen sayýsý 13.33 milyon
olur. Bunun, 2.151 milyonu DTP'ye gitsin geri kalan 11.182 milyon
seçmeni acaba kim alacaktýr.
Bütün bunlar göstermektedir ki, yukarýdaki iddialarýn hepsi safsatadýr ve Türkiye'mizde bir Kürt problemi deðil bir PKK problemi
vardýr. Diðerlerinin hepsi PKK'nýn cilâlanmýþ uydurmalarýdýr ve açýk
açýk kamuflajdýr. Bu bakýmdan iddia edilen Kürt açýlýmýndan ve Kürt
probleminden bir þey çýkmayacaktýr. Bu konu ile ilgili þayet bazý
istekler olacaksa bilinmelidir ki arkasýndan mutlaka bir takým siyasî
istekler de gelecektir.
Yazýk Türkiye'me yazýk!
224
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 225
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut'un Sanayýi Bakanlýðýna hediye ettiði 35 parca armaðanýn bir kýsmý
225
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 226
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut'un 1945 yýlýndan itibaren çeþitli þairlere ait olan
þiirleri topladýðý not defteri
226
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:58
Page 227
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Kýrmýzý renkli not defterinin kapaðý açýlýnca, sayfanýn tam
ortasýna inci gibi yazýyla yazýlmýþ, Çavuþoðlu imzalý bir dörtlükle
karþýlaþýlmaktadýr:
Her seven mesut mu, bilmem ama,
Sevmeden yaþayan ölmüþ demektir.
Hayatýn sýrrýný sordum hocama,
Dedi sevmek, sevmek, yine sevmektir.
227
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:59
Page 228
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
7 Aralýk Kilis Üniversitesine baðýþladýðý 6000 civarýndaki kitaplardan bir bölüm
228
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:59
Page 229
Mehmet Turgut'un, Muþ Þeker
Fabrikasý Açýlýþ Konuþmasý…
“
Bugün açýlýþýný yaptýðýmýz Muþ Þeker Fabrikasý ve gelecek yýllarda açýlýþýný yapacaðýmýz çeþitli tesislerle, bunlara paralel
olarak yürütülen diðer kalkýnma faaliyetleri, Türkiye'miz için son
derece önemli olan bir hususu ortaya koymaktadýr. Bu husus, geçmiþ
yýllarda bir ara yavaþlayan, hattâ bir müddet önce âdeta duran
kalkýnma hamlemizin yeniden harekete geçmesidir.
Þüphesiz bu hareketin, daha doðrusu bu hamlenin hedefi memleketimizin topyekûn sanayileþmesi, milletimizin politik, ekonomik
ve sosyal geliþmesinin muasýr medeniyet seviyesine eriþmesidir.
Büyük Atatürk'ün de istediði bu idi. Bu hedefe ulaþmak için memleketimizin her çeþit maddî imkânlarý vardýr.
Milletimizin kabiliyeti, çalýþkanlýðý, iþ yapma arzu ve iradesi
binlerce defa tecrübe edilmiþtir. Fertlerimizin müstahsil olabilme
kararlýlýðý ve karakter yapýsý ise çok az millete nasip olacak
deðerdedir. Bütün bunlar bir arada düþünüldüðü zaman her þeyi ile
saðlam ve güçlü millet olduðumuz ortaya çýkar. Burada bütün mesele memleketimizin sahip olduðu imkânlarý, milletimizde var olan
güçleri bir araya getirmek ve bir hedefe yöneltmektir.
Bu noktada Türk devlet adamlarýna, Türk münevverlerine, Türk
teknisyenlerine ve Türk iþçilerine büyük vazifeler düþmektedir. Bir
milletin adým adým ve merhale merhale medenî vasýtalarla donatýlmasý kolay deðildir. Hele coðrafyanýn vatan olmasý hiçbir vasatta
kolay deðildir. Ama ecdadýmýz bize coðrafyadan, basit toprak
parçalarýndan mukaddes ve muhteþem bir vatan býrakmýþtýr. Bu
vataný onlara lâyýk olarak ilerletmek bizim vazifemizdir. Fakat bu iþ
söylemek kadar kolay deðildir. Bu iþ emek ister, bilgi ister, enerji ister,
her þeyin üstünde gönül, tükenmez heyecan ister ve büyük cesaret
ister.
Kalkýnma dünyanýn hiçbir yerinde kolay olmamýþtýr, elbette bir
takým sýkýntýlar olacaktýr. Zorluklar olacaktýr, güçlükler olacaktýr.
Bunlarýn hepsinden daha kötü olarak da münevver kadrolarý en çok
229
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:59
Page 230
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Mehmet Turgut bir açýlýþta...
korkutan birtakým yanlýþ anlaþýlmalar, yalan ve iftiralar olacaktýr.
Türk idarecilerini, Türk teknisyenlerini ve kalkýnmada vazife
alan herkesi çalýþmaktan alýkoyacak, onlarýn þevk ve heyecanlarýný
kýracak, cesaret ve azimlerini sarsacak, yerli yersiz dedikodular olacaktýr. Þikâyetler, ihbarlar, hattâ mahkemeler olacaktýr. Bunlarý Þeker
Þirketi’nde çalýþan arkadaþlarým gayet iyi bilmektedir. Doðunun
ýzdýrabýný nefislerinde duymuþlardýr ve duymaktadýrlar. Bunlarla
karþýlaþan herkes ve üzülen herkes ses duvarýný aþan jet pilotlarýnýn
heyecanýný hatýrlamalýdýr. Nihayet bundan yüzlerce yýl önce þu
uçsuz bucaksýz Muþ ovasýnýn baþka bir ucunda, kendilerinden on
misli daha büyük bir düþman ordusuna karþý, o zamanki dünyanýn
en büyük ordusuna karþý inançla ve imanla saldýran dedelerimizin
korkusuzluðunu hatýrlamalýdýr.
Bu memlekette iþ yapmak isteyen, memleketin gücüne, þu veya
bu þekilde güç katmak isteyen herkes bilmelidir ki, ecdadýmýzýn ruhlarý iþ yapanlarýn yanýndadýr. Milletimizin dualarý iþ yapanlarýn
yanýndadýr. Devletimizin adaleti de iþ yapanlarýn yanýndadýr. Bunlardan hiç kimsenin þüphesi olmasýn.''
230
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:59
Page 231
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Þeker Fabrikasý açýlýþý
Mehmet Turgut'un, Ilgýn Þeker
Fabrikasý Açýlýþ Konuþmasýndan…
S
anayi ve Teknoloji Bakaný Mehmet Turgut Ilgýn Þeker
Fabrikasýnýn açýlýþýnda yaptýðý konuþmayý þu þekilde sonuçlandýrmaktadýr:
" Unutmamak gerekir ki, yükselen her duvar insanlarýmýz için
bir sýðýnak, tüten her baca yokluða ve yoksulluða indirilen bir darbe,
açýlan her kapý fakirliðe ve iþsizliðe vurulan bir gemdir. Kurulan her
fabrika yaþlý nesillere huzur, genç nesillere güven ve heyecan verecek odak noktalarýdýr. Ýktidarlarýn vazifesi böylesine tesisleri vatan
sathýna adým adým yaymak ve bunlarý gelecek nesillere vatanýn tapularý olarak býrakmaktýr. Elbette bu vatanýn bize dedelerimizden
tapusuz olarak býrakýldýðýný söylemek istemiyorum, bu topraklarýn
vatan hâline getirilmesinde binlerce evliyamýzýn manevî gücü ve ruh
hasleti, binlerce þehidimizin kaný, yüzlerce yýldan beri gelip geçmiþ
nesillerin alýn teri, göz nuru, inanç ve iman gücü, arzu ve aþk ile yap231
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:59
Page 232
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
týðý bin çeþit fedakârlýðý vardýr. Sadece Konya'da gördüðümüz maddî
ve manevî eserlerden yüzlerce binlerce vardýr. Bu ülkede bizler de
mutlaka yeni tapular býrakmak mecburiyetindeyiz. Onun için diyorum ki, bu tesisler vatanýn tapularýdýr ve vazifemiz bu tapularý
mümkün olduðu kadar hýzla çoðaltmaktýr.
Sözlerime son verirken, bu güzel ve büyük tesise emeði geçen
herkese, gelmiþ geçmiþ iktidarlara, gelmiþ geçmiþ idarecilere,
mühendislere, iþçilere, müteahhit ve taþeronlara teþekkür eder, hepinize saygýlar sunarým.
Bu güzel ve büyük tesisin Türk Milletine, Konyalýlara ve sevgili
Ilgýnlýlara hayýrlý ve uðurlu olmasýný Allah'tan diler, hepinizi saygýyla selâmlarým."
232
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:59
Page 233
CERÝT YAYLASI
Mehmet TURGUT
29 Kasým 1961
Cerit Yaylasý adlý yazýya dair:
Mehmet Turgut Dostluða Dair adlý kitabýnda yayýmladýðý "Cerit
Yaylasý" adlý yazýsýný heyecanla ve duygu seli içinde yazmýþ, her
okuyuþta da yaþadýðý o günleri özlemle anmýþ ve zaman zaman gözleri yaþarmýþtýr. Anlattýklarý, 1961 Genel Seçim propagandasý sýrasýnda Afyon milletvekili adayý olarak gittiði Cerit Yaylasý, oradaki Yörük
köyü ve köylüleriyle ilgilidir. Köyü ve köylüleri çok sevmiþ, derin
düþüncelere dalmýþ, dönüþte de bu yazýyý
yazmýþtýr… Mehmet Turgut'un yaþadýðý o heyecan dolu, sevgi dolu anlarýn hatýrasýna 29
Kasým 1961 tarihinde yazmýþ olduðu köy ve
köylü ile ilgili olan bu yazýyý, onu her yönüyle
andýðýmýz, tanýtmaya çalýþtýðýmýz bu aný
kitabýna almayý uygun bulduk.
Aslýnda Mehmet Turgut askerliðini de
Afyon’da yapmýþ, Afyon’u Afyonlularý çok sevmiþ, unutulmaz hatýralarla dolu olarak askerliðini bitirip geri dönmüþtü.
Türkân TURGUT
E
kip baþý arkadaþýmýz Fevzi bey, "Bugün Cerit Yaylasýna gidilecek" dedi. Mehmet Uysal dostumuz ve Mehmet Göbekli
kardeþimizle "Demokrasi" jipine atladýk. Genç bir delikanlý olan
þoförümüz, "Üç Mehmet bir araya gelince hayýr vardýr iþimizde" diye
konuþtu. Cerit Yaylasý, Dinar'ýn kaza merkezine en uzak olan bir köyü
idi. Hiçbirimiz yolu bilmiyorduk. Yol sorarak, iz arayarak, yola benzer ve araba izi bulunan bir yerden tarlalarýn içine saptýk. Aksakallý,
nuranî yüzlü, çift süren bir ihtiyardan yolu sorduk. Eli ile iþaretler
yaparak ve bir istikameti göstererek yolun nerede olduðunu güya
233
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:59
Page 234
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
tarif etti. Yaðýz çehreli, mert bakýþlý bir oduncuya danýþtýk. "Yanlýþ
gelmiþsiniz beyim" dedi ve "Ýlerde köy yoluna çýkacaksýnýz" diye
ilâve etti. Sora soruþtura, araya araþtýra, yola deðil ama, gösterilen
istikamete devam ettik. Bazen jip bizi kucakladý, bazen de biz jipi
omuzladýk. Taþlý, kayalý yamaçlardan indik çýktýk. Çalýlýk bayýrlardan
aþtýk, nihayet köyün kendi yoluna, kendi yaptýðý yola ulaþtýk.
Mehmet Uysal dostumuz bu yolu, mektebin yapýlmasý ve mektebe
kamyonlarýn malzeme taþýmasý için köylünün yaptýðýný, hem de çok
kýsa zamanda ve seve seve yaptýðýný anlattý. Köylünün mektebi
istemediðini, köylünün çocuðunu mektebe vermediðini yaza yaza
bitiremeyen dejenere kalemlerle, solak aðýzlara en güzel cevabý Cerit
Yaylasý'nýn halký iþte böyle vermiþti. Zaten köyün ve köylünün
verdiði cevaplardan birazcýk ders almasýný bilseydik, memleket
meseleleri bugünkü gibi arapsaçýna dönmezdi.
Saatlerce yol alan jipimiz nihayet bir tepeyi aþtý. Evvelâ, evlerin
bacalarýndan aðýr aðýr yükselen, beyaz, ince ve güç fark edilebilen
dumanlar, sonra kiremit çatýlý mektep, daha sonra köyün kendisi
göründü. Sanki yolumuzu beklermiþ gibi koþuþan insanlarla, meraklý bakýþlý, irili ufaklý çocuklar etrafýmýzý sardý. Hep beraber alçak
tavanlý kahveye girdik.
Cerit yaylasý bir Yörük köyü idi. Cerit yaylasýnýn Yörükleri ne
kadar cana yakýn, ne kadar samimî, ne kadar içten ve candandý. Bunu
anlatmaya imkân yoktur. Gözlerinin ýþýl ýþýl parlayýþýna, yüzlerinin
huzurlu, memnun ve tatlý tatlý gülümsemesine raðmen binbir dertleri
olduðunu biliyorduk. Ama onlar hiçbir þey istemiyorlardý. "Geldiniz
ya, biz memnunuz" diyorlardý. Evet bizim köylümüz sabýrlý, mert ve
vefalý köylümüz, bir uðrayýþa bile dünyalar kadar memnun oluyordu.
Yeter ki gidenler döndükten sonra onlara küfretmesin, onlarla alay
etmesin, onlarýn diline, dinine, örf ve âdetlerine istihfafla bakmasýn,
onlarýn hiçbir þeye aklýnýn ermediðini, yobazlýðýný ve medeniyet düþmanlýðýný iddiaya kalkmasýn.
Cerit yaylasýnýn Yörükleri, daðlarýn tepesine bir kartal yuvasý
gibi köy kurmuþ, ev yapmýþ, çilekeþ insanlar, "Her köyde birer çay
içtiniz, bizde ikiþer çay içeceksiniz" diyorlar. Yörükler ikramý o kadar
içten yapýyor, ýsrarý o kadar efendice tekrarlýyorlar ki, reddetmek
imkânsýz oluyor, hiç olmazsa sularýndan içmeden, yeni çeþmelerinden gürül gürül akan sularýndan içmeden yollamýyorlar. Cerit
yaylasý Yörüklerinden, tekrar gelmek üzere söz vererek ayrýlýyoruz.
Fakat kalbimiz orada, düþüncelerimiz ve istikbal için hayallerimiz
orada, onlarýn ve diðerlerinin arasýnda takýlýp kalýyor.
234
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010
10:59
Page 235
M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N
Dönüþte yolumuz oldukça rahat, artýk jipimiz bizi götürebiliyor. Hattâ içinde düþünebiliyoruz bile. Cerit yaylasý ve diðer köyler,
Türkmen Ovasý ve Çöl Ovasý'nýn bütün köyleri gözümün önüne
geliyor. Asurlularýn ötesine, çadýr devrine ve çadýr medeniyetine
bakýyorum. Anadolu ve Trakya'ya yerleþme maceramýzý düþünüyorum. Birkaç büyük þehrin ve bu þehirlerde her þeyden uzak, her þeye
yabancý olan ve milletten uzaklaþmýþ, halkla arasýnda uçurumlar
meydana gelmiþ akýl hocasý rolündeki tipleri düþünüyorum. Kovboy
pantolonlu delikanlýlarla blucinli kýzlarý, bunlarýn kafalarýndan
geçenleri ve hayallerinde canlananlarý düþünüyorum. Cerit yaylasýnýn Yörüklerine ve diðerlerine tekrar kafam takýlýyor. Yörükler,
Türkmenler ve bunlarýn çocuklarý, çýplak ayaklý, üstü baþý fakir, fakat
pýrýl pýrýl zekâlý Yörük ve Türkmen çocuklarý gözümün önüne geliyor. Diyorum ki, iþte yarýnýn büyük adamlarý, dava adamlarý bunlarýn
arasýndan yetiþecektir; bu kara kara gözlü, bu ýþýl ýþýl bakýþlý, bu mert
ve asil yüzlü çocuklar arasýndan yetiþecektir. Aslýnda bu milletin
meseleleri, bu memleketin asýrlardan beri el sürülmemiþ, kafa yorulmamýþ problemleri, buralardan insanlar yetiþmediði müddetçe
olduðu gibi kalmaða mahkûmdur. Konforun periþan ettiði vicdanlar,
maymunvarî bir taklitçiliðin aþaðýlýk duygusu kompleksine saplanmýþ beyinler ve bu topraklar üzerinde millî olan, bizim olan ve bizden olan her kýymete istihfafla bakan kafalar bir varlýk olmaktan çýkmýþ ve bir þeyler ortaya koymaktan uzaklaþmýþlardýr. Yeni
kýymetlere, yeni enerjilere, yeni zekâlara ve yepyeni bir ruha þiddetle ihtiyaç vardýr. Bütün bu yeniler, milletin ve milleti teþkil eden fertlerin "Demokrasi" potasýnda piþmesinden sonra çýkacaktýr. Bunun
aksini düþünenler, millete inanmayanlar, memleketi tanýmayanlar ve
yarýnki "Müreffeh Türkiye'nin" yaratýlmasýnda vazife almak cesaretini ve hizmete koþmak heyecanýný kendinde bulamayanlardýr.
235
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
236
06.09.2010
10:59
Page 236

Benzer belgeler