2001 Istanbul Su Ikmal Sistemi
Transkript
2001 Istanbul Su Ikmal Sistemi
2001 İstanbul Su İkmal Sistemi RİCHARD BAYLİSS, JAMES CROW & PAOLO BONO ÇEVİREN: MICHAEL TABONA, SINAN ASKIN Eylül 2001’de su ikmal sistemi üzerindeki ilk tam sezonumuzu gerçekleştirdik. Trakya’da yüksek hassasiyete sahip gereçlerle oluşturduğumuz GPS kontrol ağõ sayesinde, tatmin edici mevkilendirme verileri elde etmek için beraberinde barometrik altimeter olan Garmin Summit handheld GPS aletini kullanma ayricaligina sahip olduk Ayrõca çok sayõda kilit noktalardaki su kaynaklarõnda analiz gerçekleştirip, çeşitli (sinter) numuneleri aldõk. İki sistem Bu yõl, iki paralel su sistemi arasõndaki ilişki konusundaki modelimiz gözden geçirilmiştir (bk. Crow, J. ile Ricci, A. 1997. “Investigating the hinterland of Constantinople: interim report on the Anastasian Wall Project”, Journal of Roman Archaeology 10, 235-62). Birbiriyle iliskili bazi gözlemlerimiz, ‘yukarõ’ dar kanalõn büyük olasõlõkla dördüncü yüzyõlda inşa edilen ‘Valens’ sistemi oldugunu, dolayõsõyla beşinci yüzyõlda sisteme yapõlan ilavenin muhtemelen ‘aşağõ’ geniş kanal olduğuna inanmaktayõz. Bu, önceki tezimizin tersi olmasi ile beraber. Bir suru kilit nokta uzerinde gerceklestirdigimiz gözlemler, sistem uzerindeki görüslerimizi bütünüyle değiştirmiştir. Papu’dan gelen hat ile Vize’den gelen hat Ballõgerme su kemerinde bütünleşmektedir. Karamandere vadisinde, Papu ile Ballõgerme arasõnda, hem dar yukarõ hem geniş aşağõ sistemleri takip edebildik. Aynõ şekilde, Vize-Ballõgerme bölümündeki Karamanoğlu su kemerinde hem dar hem de geniş kanallar bulduk. Başka buluntularla beraber, 4.ncü yüzyõl 1 ‘Valens’ sisteminin suyunun yalnõzca Papu’dan değil, aynõ zamanda Vize’den geldiğine inanmamõza sebep olmuştur. Diğer bir deyişle, su sistemi, bu erken aşamada zaten batõda şimdiye kadar bildiğimiz tam boyutlarõna ulaşmõştõ. Dolayõsõyla, Vize-Ballõgerme hattõ, eski sistemin bir bölümünün yerine geçmiş olabilecegi gibi, daha geniş olan kanal, yeni ve oldukca buyuk bir ilaveyi yansõtmaktadõr. Yukarõ ile aşağõ sistemlerin bir yerde birleşip, birleşmediği konusu hala cevapsõz kaldõğõ için, bu mesele İstanbul’a daha yakõn olan yerlerde cözulmeye çalõşõmõştõr. Olasõ bir konum, Kalfaköy etrafõndaki açõk alanda yer almaktadõr. Köyün yakõnõndaki dört büyük çukur (çap: 100m., derinlik: 7-12m) olasõ sarnõçlar olarak incelenmiştir. Çukurlarõn sadece karstkireçtaşõ havzalarõ olduklari, ve aynõ zamanda bölgedeki ikmal hattõndan çok daha yüksek bir konumda bulunmalari, bu fikirin bir kenara bõrakõlmasini saglamistir. Öte yandan, daha doğudaki Derinçatak Deresi’ndeki araştõrmalarõmõz, iki kanal ile iki su kemerlerinõn varlõğõnõ, dolayõsõyla iki sõstemin devam ettiğini ortaya koymuştur. Çeçen, buranõn doğusunda, Takaydõn ile İmrahor etraflarõnda başka birkaç su kemerinin mevcüt olduguna işaret etmiştir (Çeçen, K. 1996. The longest Roman Water Supply Line. İstanbul). Bu çerçevede, Küçük Kemer ile Büyük Kemer’i ziyaret ettik. Hiç bir yerde ikili bir sistemin varlõğõnõ veya yokluğunu saptamak mümkün olmadõğõ halde, önceki bildiriler iki çaplõ bir sistemin bir zamanlar burada olduğu izlenimini vermektedir. Daha doğuda, kanal, Trakya’nõn şehirleşmiş alanlarõna yaklaştõkça, bildõrõlen kalõntõlarda bir azalma sözkonusudur. Kurşunlugerme Bu yõl,gerceklestirdigimiz detayli yuzey araştõrmamõz, Kurşunlugerme vadisi ile özellikle bu alandaki en iyi korunmuş olan su kemeri köprüsü üzerinde yoğunlaşmõştõr. Trimble DR200+ Reflectorless Total Station cihazi sayesinde, fevkalade bir planin yani sira, doğu cephenin ayrõntõlõ bir elevasyonu ile köprünün bir kesidini kaydedebildik. Ayrõca, bir dizi kilit noktanin uzerindeki gözlemlerimiz, su kemerleri ile köprü arasõndaki ilişkinin gözden geçirilmiş bir yorumunu sunmamõza imkan vermiştir. Buranõn yaklaşõk 100m doğusunda, yukarõ sisteme ait olan ve daha erken bir köprünün kalõntõlarõ bulunmaktadõr. Diger buluntular, yeni köprünün insasinin aşağõ sistemin inşa dönemine rastlandõğõna işaret etmektedir. Bununla birlikte, koprunun, hem yukarõ, hem de aşağõ kanallarõ ayrõ katlarda taşõmak için tasarlandõğõna inanmaktayõz. Dolayõsõyla, önceki köprü terk edilmiştir. Talas gibi başka vadilerde, devamli surette yukarõ su kemerinin bakõmsõz olduğunu gözlemledik. Bu durum, geniş kanalõn inşasi döneminde, her iki kanali tek bir köprüye aktarma tekniğinin yaygõn olduğu izlenimini kuvvetlendirmesine ragmen, buna dair önemli delilleri sadece Kurşunlugerme’de belgeleyebilmekteyiz. Belgrat Ormanõ Kemerburgaz’õn yakõnõndaki Osmanlõ su kemerleri üzerindeki ön keşiflerimiz anlamlõ bazõ sonuçlar doğurmuştur. Ziyaret ettiğimiz su kemerlerinden ana ikisi (Uzunkemer ile Kovukkemer) şimdiki hallerinde esasen Osmanlõ yapõlari olmakla birlikte, aynõ Kõrkçeşme hattõnda daha erken Bizans eserlerinin yerine geçip geçmedikleri sorusu cevapsõz kalmõştõr. Üç katlõ Kovukkemmer’in en aşağõ katõndaki incelemelerimiz, büyük olasõlõkla ayni yerde olan, daha erken bir Roma veya Bizans su kemeri köprüsünün önemli unsurlarini ortaya koymuştur. İkinci katta Orta Bizans dönemi tamirlarinin tipik izleri de görülmektedir. İstanbul içinde sarniçlar Eylül sonlarõnda İstanbul’un en önemli açõk hava sarnõçlarõ olan Aetius, Aspar ve Mocõus üzerinde üç günlük bir çalõşma gerçeleştirilmiştir. Böylece, 2000 yõlõnda İstanbul’un dõşõnda, Bakõrköy’e yakõn olan Fildamõ sarnõcõ üzerindeki ayrõntõlõ arastirmamiza devam edebildik (Anatolian Archaeology 6, 16-18). Aspar ile Mocõus sarnõçlarõnda birbirleriyle tutarlõ olan 2 birkaç tuğla damgasinin yani sira. Her iki yapõda Orta Bizans dönemine tarihlendirilebilen geliştirme ile yenileme izleri de görülmüştür. Evcik Kilisesi 2001 yõlõnin başlarõnda, defineciler, Anastasios Surlarõ üzerindeki araştõrmalarõmõz çerçevesinde ayrõntõlõ olarak yuzey arastirilmasi yapilan Evcik’teki Ayios Georgios kilisesinde ciddi hasarlara neden olmuşlardir. Bunun sonucu olarak, hasarlarõ değerlendirmek ile narteks altõndaki sarnõç dahil olmak üzere ortaya çõkarõlanlarõ kaydetmek için Eylülün başõnda bir günumüzü Evcik’te geçirdik. Kaçak kazõlar sõrasõnda, defineciler, Mayõs 2001 Alessandra Ricci tarafõndan bulunan, üzerinde uzun bir yazõt olan bir taş ortaya cõkarmõştõlar. Bu taş, Anastasios Surlarõ’ndan kaynaklanõp, büyük olasõlõkla kilisenin 10’ncü yüzyõlda inşasõ sõrasõnda buraya getirilmiştir. :Şimdiye kadar, surlarla ilgili olarak bilinen tek yazõt budur. İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne taşõnmasi düzenlenmiştir, bunu takiben eylül ayõnda yazõtõn Grekçe metnini incelememize imkan taninmistir. Yazõtta, İmparator Heraklius (610-41) zamanõnda surlara yapõlan tamõrlar kaydedilmektedir. Müze ile işbirliğinde yazõtõn tam metni yayõnlanacaktõr. Tesekkürler Anõtlar ve Müzeler Genel Müdürluğu’ne araştõrmalarõmõza devam etmemõz icin gereken izni verdikleri için bõr kez daha teşekkürlerimizi iletmekten büyük memnuniyet duymaktayõz. Bu yõlki çalõşmalarõmõzda katettiğimiz önemli mesafe, tüm lojistik konularõnda inanõlmaz derecede yardõmcõ olan, ve her türlü fiziki ve lisani zorluklari emsalsõz neşeyle karşõlayan mümtaz temsilcimiz İstanbul Arkeolojõ Müzesi’nden Nilüfer Aydõn tarafõndan mümkün kõlõnmõştõr. Bize kõsa bir süre için katõlan Kocaeli Müzesi’nden Emel Ballõk’a da teşekkürlerimizi iletmekten mutluluk duymaktayiz. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bizi nazikçe karşõlayan ve her konuda yardõmlari dokunan müdür Dr Halil Özek, Sümerci Dr Veysel Dombaz ile arkeolog Dr Turan Gökyõldõrõm’a da teşekkürlerimizi sunmayi bir borc biliriz. Özellikle Veysel Bey hayati ehemmiyette malzemeler elde etmemize yardõmci olup, bunun yani sira nazikçe Kurfalõ’ya yakõn olan araştõrdõklarõ siteyi de gezdirmişlerdir. Ayrõca, Dr Feridun Özgümüş’e bizimle İstanbul’da paylaştõklarõ zaman için pek cok teşekkür ederiz. Her zamanki gibi, su kanallarõ üzerinde yerel bilgiler ararken Trakya çayhanelerinde çok sayõda samimi arkadaş edindik. Özel teşekkürlerimizi kalõntõlarõ bulmamõza direkt katkõ sağlayan Mustafa Tõğlõ (Gümüşpõnar Köyü Muhtarõ), Ali Galõp Dayal (İmrahor Köyü Muhtarõ), Hasan Turgut (Tayakadõn Köyü Muhtarõ), Abdullah Arslan (Aydõnlar) ile İlhan Toprak’a (Kalfaköy) sunmaktayiz. Silivri’de kaldiğõmõz sürece Belediye Başkanõ Selami Değirmenci ile kadrosu bizi her zamanki nazik misafirperverlikleri ve cömertlikleri ile karşõlamõşlardir. Bu yõlki, mali destek Ankarada’ki İngiliz Arkeoloji Enstitüsü, the Arts and Humanities Research Board ile the Leverhulme Trust tarafindan sağlanmõştõr. Tüm sorumlulara devam eden destekleri için teşekkür ederiz. Yazarlar ile temsilcilerden başka, 2001 ekibi, Newcastle, Queen’s Belfast, Aberdeen ile La Sapienza (Rome) üniversitelerinden, Arkeoloji, Bizans Tarihi, Geoloji ile Hidrogeoloji konularõnda mezuniyet sonrasõ öğrenciler olan Emiliano Agrillo, Laura Casella, Tom Crow, James George, Rowan Hindley, Mark Jackson, Aimee Lawrence ile Claire Nesbitt’ten oluşmuştur. 3