85.yıl - Trabzon Ticaret Borsası
Transkript
85.yıl - Trabzon Ticaret Borsası
HAZİRAN 2011 Kuruluşunun 85.yıl’ında Trabzon Ticaret Borsası... Trabzon’un Karadeniz’in en mühim şehirlerinden biri ve Erzurum yolunun başlangıcında önemli bir ticaret limanı olması sebebiyle, lâyık olduğu gelişmeye ulaşmak üzere bir zahire borsası kurulması Trabzon Vilayet Meclisi’nden talep edildiğinden, bunun için hükümetin izni gerektiği ve izin çıktığında İzmir’de kurulmuş olan borsanın nizamnamesi uygulanmak üzere gereğinin yapılması hakkında Dahiliye Nezareti Yazısı. 16 Haziran 1909 Osmanlı Dahiliye Nezareti... 3 Haziran 1926’da kurulan Trabzon Ticaret Borsası, geride kalan 85 yıllık sürede başta ticaret olmak üzere sadece Trabzon’un değil, çevresindeki illerin ve Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve kültürel hayatında etkili olan kuruluşlar arasındadır. Özellikle ülkemizin Dünya’da söz sahibi olduğu en önemli tarımsal sanayi ürünlerinden fındıktaki etkinliği ve politika oluşturulmasındaki katkısıyla borsanın ayrı bir özelliği var.. Mehmet Cirav Şükrü Güngör Köleoğlu Meclis Başkanı Yönetim Kurulu Başkanı İstikrarlı Büyüme. Her alanda 85 yıldır varız. ... Sayfa 3’de ... Sayfa 3’de Murat Taşkın Gazeteci Yazar 85 yıllık Serüven... 1909’da Osmanlı Dahiliye Nezareti’nin, “.. zahire borsası kurulması..” diye gönderdiği yazının üzerinden 14 yıl geçtikten sonra Trabzon Ticaret Borsası (TTB) kuruldu. Ancak, teşebbüs edildiğinde devletin adı “Osmanlı” idi. Ancak tarihe resmen kaydını, Osmanlı’dan sonra Atatürk ile yeni bir devlet kuran Türkiye Cumhuriyeti yaptı. Tarih ise; 3 Haziran 1926 olarak tescil edildi. Tarihi İpek Yolu güzergahı üzerinde bulunması, üstüne üstlük bir de fındık gibi, enerji deposu bir altın sarısını en çok üreten yöreler arasında olması Trabzon’un borsa gibi, her şeyin derli toplu ve kaydı tutularak yapılan bir kuruluşa sahip olmasını zorunlu kılıyordu. Özellikle, fındık, tütün, fasulye ve yumurta gibi ürünleri Osmanlı döneminden beri liman üzerinden Avrupa’ya ihraç eden Trabzon için borsa, sonraki yıllarda yaptığı çalışmalarla etkili ve yetkili kuruluşlar listesinin üst sırasında yer bulmak anlamına geliyordu. Bugün, lisanslı depoculukla desteklenerek kurulmaya çalışılan “ürün borsası”nın 1960’lı yıllarda Trabzon Ticaret Borsası’nda “salon satışları yöntemi” ile yapıldığını hatırlatırsak, borsanın ne denli başarılı olduğunu da anlamış oluruz. üreticiden tüketiciye kadar fındığı bir bütün halinde düşünerek hareket etmesiyle oluşmuştur. Fındıktan devletin kendini çekmesi, üretici için prim sisteminin uygulanması ( ki bugünkü destekleme primi bu türdendir), kısacası modern ekonomilerin temeli olan serbest piyasa ekonomisinin hayata geçirilmesi başarılmış ise, bunda en büyük paya abartısız TTB sahiptir. “Kalkınma hareketini bir bütün” kabul eden zihniyete hizmet eden yöneticilerin varlığı ile TTB, hem Trabzon, hem de Türkiye için yararlı ve kalıcı işlere öncülük etmiştir. Bu yayın bir anlamda, yazdıklarımı belgeleri ile ortaya koyan bir çalışmadır. Bu çalışmayı resmederken sevgili dostlarım Haydar Hisoğlu ile Oktay Kılıç’ı rahmetle anıyorum. Bugün bazı ürünlerinde yapılan, ancak fındıkta hayata henüz geçirilemeyen uygulamanın sonraki yıllarda neden ve nasıl kaldırıldığını anlamak için makul ve mantıklı gerekçeler arasına baktık, ama bir şey bulamadık. Çünkü böyle modern ticaretin gerektiği bir uygulamayı akılın egemen olması gereken ekonomiden normal şartlarda hiç kimse kaldırmazdı!.. Ama, “karma ekonomi” diye adlandırılan, “her gelenin kendi kafasına göre bir sistem uygulaması” demek olan bir tercihi kullanan Türkiye’de genelde hep anormal şartlar hakim kılındığı için pek fazla da yadırgamamak lazım. TTB’nin özellikle 1990’lı yıllar ile birlikte şehir olarak Trabzon, ürün olarak fındık adına başlayan etkili kıpırdanışı, “milenyum” diye tarif edilen 2.000 ile giderek yükselmeye başladı. Ticareti kurallarına göre yapan firmaların fındıkta üst sıralara tırmanması, 2002’den itibaren Oltan firmasının üretim ve ihracatta ilk sıraya yerleşmesi ile TTB’nin, “doğru kuralların yerleşmesi” anlamında etkinliği daha da arttı. Fındık sektöründe, bugün gelinen nokta TTB’nin “sapla-samanı” karıştırmadan, Mehmet Cirav Şükrü Güngör Köleoğlu Meclis Başkanı Yönetim Kurulu Başkanı İstikrarlı Büyüme... Her alanda 85 yıldır varız... 1923’de Türkiye Cumhuriyeti, 1926’da ise Trabzon Ticaret Borsası kuruldu. Neredeyse Cumhuriyet ile yaşıt borsamız sadece Trabzon’da değil, bölgesinde ve ülkesinde özellikle kendi iştigal alanı ile ilgili başarılı ve istikrarlı etkinliklere damgasını vurmuştur. İstikrar diyoruz, çünkü ülke olarak en büyük handikabımız hemen her alanda istikrarlı, yani uzun ve kalıcı politikalar uygulayamamamızdır. Ne yazık ki, bu handikap eğitimden tutunda, ekonomiye kadar her alanda egemen olmuş, ve de en kötüsü ülkeyi yönetmek için sandığa giderek ülkeyi yönetmeye talip olan siyasete azami derecede buluşmuş idi.. İdi diyorum, çünkü 2002’ye kadar, bırakın koalisyonları, tek parti iktidarlarında bile gelen-gidene göre oluşturulan idare şekli ve politikalar ülkeyi zaman zaman büyük kaoslara sürüklemiş, hatta demokrasinin bile askıya alındığı dönemler yaratılmıştır. 2002’den beri Türkiye’de siyasi istikrarın sağlanması, diğer alanlarda da olumlu adımların atılmasına vesile olmuştur. Ancak, uzun yılların verdiği zararları kısa sürede giderebilmek kolay olamayacağı için, bir çok konuda halâ istikrarsızlık bulunmaktadır. Trabzon Ticaret Borsası, istikrarsızlığın yaşandığı dönemler de dahil olmak üzere, başta fındık olmak üzere ekonomide söz sahibi olduğu alanlarda değişen yönetimlere rağmen, hemen hemen aynı görüşleri savunmuş, bunlar için mücadele etmiştir. Borsanın kamuoyu ile paylaşılan söylem ve eylemlerine bakıldığında bu net görülecektir. Özellikle de fındık ta.. Türkiye’de fındık üretiminden iç ve dış tüketimine kadar olan aşamalarda borsamızın temel felsefede 50 yıl öncesinde hemen hemen aynı olan görüş ve istekleri istikrarı bariz bir örneğidir. Dünya da ticaretin serbest piyasa koşullarında yapıldığı bir süreçte, Türkiye’de yıllarda üreticiden ihracatçıya kadar zarar veren bir anlayışla korumacı politikalar uygulanması hiç doğru değildi. Biz de bu yanlışa karşı çıktık. Ama önerilerimizi de sunduk. Bugün gelinen noktada uygulanan sistemin sektörün her kesimde yarattığı rahatlık, bizi doğrulamıştır. Çünkü, biz yıllarca bu doğru için çaba sarf ediyorduk. Hala da ediyoruz. Sistemin eksiklerinin giderilmesi için yapılması gerekenleri ortaya koyuyoruz. Kısa vadeli “vur-kaç” taktiği üzerine kurulmuş sistemin bir daha geri gelmemesi için direncimizi arttırıyoruz. Çünkü, biliyoruz ki, istikrar için kalıcılık çok önemlidir. Sistemi oluşturacak, süreç içinde aksayan yönlerini düzeltecek, çözüm yollarını bularak uygulayacaksınız. Bu savunduklarımızı, sistemi, anlayışı demokrasiye ve ülkeyi yönetmeye de uyarladığınız takdirde, Türkiye istikrarlı büyümede ve yakın bir gelecekte dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girdiğini hep birlikte göreceğiz. Yeter ki, popülist politikalardan vazgeçelim, sabır edelim ve istikrarlı bir büyüme gösterelim. İşte o zaman gelecek bizimdir. Trabzon, denilince akla “Tarihin en eski kentlerinden biri” gelir. Bir çok medeniyete beşiklik etmiş, Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan Anadolu’nu Kuzey kıyılarındaki bukent, insanı ve doğasıyla tek kelimeyle “Muhteşem” olarak tanımlanır. Osmanlı Belgeleri ve Trabzon Salnameleri’nde Trabzon’un hem insan, hem yerleşim özelliği ve bunlara bağlı sosyal, kültürel ve ekonomik farklılıklarından sıkça bahsedilir. Karadeniz’deki önemli liman kentlerinden biri olma özelliği ile iç ve dış ticarette hakim unsurlara sahip olan Trabzon, özellikle fındık sektöründe geçmişten günümüze kendinden sıkça söz ettirmektedir. Bunun göstergelerinden biri de, Osmanlı’nın son döneminde borsa kurulması için yapılan çalışmalardır. Osmanlı’nın 1909’da uygun gördüğü bu kuruluş, imparatorluğun ömrü vefa etmediği için gerçekleştirilememiştir. Ancak, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk icraatlarından biri de 3 Haziran 1926’da Trabzon Ticaret Borsası’nın kurulmasını temin olmuştur. İşte, 1926’da doğan borsamız 85 yıllık bir süreyi geride bırakarak, bugüne gelmiştir. Hiç şüphesiz borsamızın geçmişteki çalışmaları ve bugün ulaştığı noktada fındık ticaretinin önemi çok büyüktür. Trabzon, fındığı çok üreten bir şehir olmamasına rağmen, ticaretini her dönemde en fazla yapan bir merkez olmuştur. Fındık sektöründeki ticaret üstünlüğünü bugün zirveye taşımış olmasında hiç şüphesiz dünyanın en gelişmiş sanayi tesislerine sahip olmasının etkisi büyüktür. Trabzon Ticaret Borsası’nda geçmişte de doğru işler yapılıyordu, bugün de doğrular yapılıyor. Borsa da bundan 50 yıl önce salon satış yöntemi ile ürün borsacılığının uygulanmış olması Trabzon’un doğru tercihleri ne denli yaptığını ortaya koymaktadır. Ancak, 1960’lı yıllarda uygulanan bu modern ticaretin sonraki yıllarda kaldırılmış olmasını anlamak mümkün değildir. Şimdi ise yeniden konulması için hep birlikte çaba gösteriyoruz. Sadece fındığa takılı kalmadık. Bir zamanlar yumurta ve kuru fasulyenin işlem gördüğü borsada bugün yaş çay yaprağı, süt mamulleri, balık, hububat ve çeşitli gıda maddeleri tescil edilmektedir. Ama, asıl tescili borsamız, kalkınma hareketini bir bütün olarak kabul edip, ticaretten sanata, spordan kültüre kadar hayatın her alanına toplum yararını hedef koyarak girmektedir. Borsamızın 85’inci kuruluş yıldönümü hepimize kutlu olsun. Girmeye de devam edeceğiz. Fındık Sektöründe Trabzon Ticaret Borsası Evliye Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde “Peygamberimiz fındığı görse ve bilseydi, hurmayı mekruh sayardı” diye tarif ettiği bir üründe Türkiye Dünya’da, Trabzon ise Türkiye’de niteliği ve niceliği ile en büyük pay sahibidir. 1700’lü yıllarda gerçekleştirilmeye başlanan ilk ihracatların Trabzon Limanı’ndan yapıldığını tarihler kaydediyor. Bunda şüphesiz Trabzon’un Doğu Karadeniz’in Sancak Merkezi olmasının etkisi büyüktür. Anavatanı kayıtlarda Çin diye geçmesine karşın, “Fındık” denildiğini Karadeniz, ille de Doğu Karadeniz hatırlanırdı. Ancak, Türkiye’de hemen hemen her alanda olduğu gibi fındık sektöründe de ısrarla uygulanan bazı yanlış politikalar nedeniyle fındık bugün tek ürün verebilen meyilli arazilerin ürünü olmaktan çıkmış, yılda 3-4 ürün alınabilecek Samsun, Adapazarı, Kocaeli, Bolu gibi illerdeki verimli ovalara bile dikilmiştir. Böylelikle fındıkta üretim-tüketim dengesi üretim fazlalığı nedeniyle bozulmuş, genelde arz fazlası meydana gelmiştir. 1938’de o günün şartlarına göre doğru bir kararla kurulan Fiskobirlik, özellikle 1990’lı yılların başından itibaren dünyada hakim olmaya başlayan serbest piyasa ekonomisi kurallarında da gerektiği gibi kullanılamadığı ve sadece alım yapan bir kuruluş niteliğine büründürüldüğü için sıkıntılar baş göstermiştir. İşte bu süreçte, iştigal ettiği ürünlerin başında ve işlem hacminde en büyük paya sahip fındık olunca Trabzon Ticaret Borsası, bu ürünü üretimden tüketime kadar bir bütün kabul ederek, dünya şartlarına uygun bir stratejinin sektöre hakim olabilmesi için çaba göstermiştir. 1960’lı yıllarda borsada yapılan salon satış yönteminin, ürün borsacılığı şekliyle günümüzde getirilmek istenmesi, borsanın bundan 50 yıl önce nasıl doğru tercih yaptığını göstermektedir. Fındıkta Salon Satış yöntemi Özellikle, Doğu Karadeniz’in dik yamaçlarındaki fındık üretiminde verimin arttırılmasının kaçınılmaz ve de fındığa sadece fiyat üzerinden bakılmasının yanlış olduğu gerçeğinden hareketle borsa 2001’den itibaren üreticinin ayağına kadar giden bir proje ile “Kaliteli Fındık Projesi’ni uygulamaya sokmuştur. Trabzon ve ilçelerinin köylerine gidilerek, üreticilerle sohbetler yapılmış, fındıkta gerçek kazancın yolunun verim ve kaliteyi arttırmaktan geçtiği anlatılmaya çalışılmış, hele hele üreticideki “fındık fiyatı yüksek olsun da ne olursa olsun” anlayışının yanlışlığı bizatihi kendilerine borsa yöneticileri tarafından anlatılmıştır. Devletin yüksek akçeli rakamlarla yapamadığını borsa 3 yıl süreyle üretinin ayağına giderek gerçekleştirmiştir. Ardından, sadece Fındık Tanıtım Grubu tarafından, o da yine akçesi yüksek ama getirisi aynı paralelde olmayan harcamayla yapılan fındık tanıtımına el atıldı. “Fındık Tanıtım Projesi” adı altında 40-50 gramlık kaliteli fındıklarla yurt içi ve yurt dışında toplantı, fuar, seminerlere gidilerek dağıtım ve tanıtım yapıldı. Yurt içindeki tanıtımlarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a, TOBB Başkanı Rıfat Hısarcıklığoğ’undan Şenol Güneş’e, milli voleybolcular Neslihan’dan, Natali’eye kadar herkesten katkı sağlandı. Sağlam verilere ve araştırmalara dayandırılarak fındık raporları hazırlanarak yetkili ve ilgililere gönderildi. Bu raporlar doğrultusunda kamuoyu baskısı oluşturulması için TOBB gibi meslek örgütleri, siyasi partiler, bilim adamları harekete geçirildi. Fındıkta 2005’de Fiskobirlik, 2008’da ise TMO devre dışı kalarak, sektörde doğruların yapılması için gösterilen çabalar 2009’da direk üreticiyi destekleme şekliyle serbest piyasa fiyatı uygulamasına geçildi. Oysa Trabzon Ticaret Borsası tüm kurum ve kurulları ile “Fındıkta Prim Sistemi”nin en doğru karar olduğunu 209 yılı yakın süre kamuoyuna anlatmış, yetkilere rapor etmiş ve uygulanmasını istemişti. Bu doğru karar maalesef 2009’da uygulanmaya başlanabilmiştir. Sektörde doğruların uygulanabilmesi için, yapılan projelere ilave olarak serbest piyasa şartları devreye sokulunda “Lisanslı Depoculuk Sistemi” içinde TOBB ile bir araştırma yapılarak rapor hazırlanmıştır. Ürün borsacılığı sistemiyle lisanslı depoculuğun uygulanmaya konması, mevcut sistemin tüm hatlarıyla doğru çalışacağı anlamına gelmektedir. Şimdi bütün çaba bunun için gösteriliyor. Yasayla istenen “Ulusal Fındık Konseyi”nin kuruluş çalışmaları borsa tarafından yapılmıştır. Yasanın olmadığı evvelki süreçte gönüllü birliktelik şekliyle “Fındık Koordinasyon Kurulu” adı altındaki oluşumu borsa başarmıştır. Öyle ki, bu oluşum birlikte toplantı ve paneller yapmış, her biri ayrı bir uçta, adete düşman kardeşler şekliyle gösterilen ihracatçı ve üretici birliklerinin temsilcileri “dilek ve temenni” olarak aynı sonuç bildirisine imza atmışlardır. Fındık sadece fındık üreten illerde değil, sorunların çözüm yerlerinin başında gelen, etkisi ve yetkisi olan herkesimden katılım sağlanarak Ankara’da da defalarca masaya yatırılmıştır. Sağlam ve sağlıklı enformasyon için kitap, dergi, broşür ve rapor şekliyle kamuoyuna açık bir paylaşım gerçekleştirilmiştir. Borsanın web sitesi fındıkta fiyat hareketlerini takip etmek, bunun ticaretini yaparken bilgi sahibi olmak isteyenler için yeniden düzenlenmiştir. Fındık fiyatları, F1iskobirlik, TMO ve serbest piyasa ayrımı ile düzenli olarak günlük şekliyle yayınlanmaya başlanmıştır. Özellikle Ekonomi Basını’na servis edilmiştir. Kısa bir yol haritası şekliyle bu yapılanlar bugün Türkiye’de fındığın, özellikle siyasilerin elinde bir koz ve tehdit aracı olmasından kurtuluşu sağlamıştır. Bugün sektörde uygulanan ve eksikleri de bulunmasına rağmen en doğru sistem olan uygulama, Trabzon Ticaret Borsası’nın ürünüdür dense yeridir. İşin Temel’i Fındık Olsun, Ekmeğin İçinde Dursun ! Fındıklı Ekmek Projesi. Türkiye, sahip olduğu 700 bin hektarı aşkın fındık bahçesinde, zaman zaman 900 bin tona kadar ulaşan yıllık bir üretim yapabilmektedir. Son 10 yılın ortalaması 650 bin ton dolayındadır. Bu miktar bile diğer ülkelerle birleştiği zaman 900-950 bin tona ulaşan dünya üretimi ile bunun 250-300 bin altında tüketiminin gerçekleşmesine neden olmaktadır. Ve de, en büyük üretici olmasına karşı Türkiye’nin kendi iç tüketiminin 100 bin ton kabukluyu bulduğu dönemler çok azdır. Fındıkta en büyük sorun olan üretim-tüketim dengesini sağlayabilmek için fındığın kullanma alanlarının arttırılması şarttır. Trabzon Ticaret Borsası, bu gerçekten hareketle Türk Halkı’nın temel yiyeceği olan ekmeğe fındığı sokabilmek için “Fındıklı Ekmek Projesi”ni uygulamaya koymuştur. Deneme üretimi yapılarak ekmeğe karıştırılacak fındık unu kalınlığının 2-5 mm aralığında olması belirlenmiştir. Borsa kendi kaynaklarından kaliteli fındık unu üreterek projeyi sadece Trabzon’da ve çevre illerde değil, Türkiye’nin dört bir yanında yaygınlaştırmak için ekmek fabrikaları ve fırıncılarla görüşmeler yapılmıştır. Ücretsiz fındık unu dağıtılarak fındıklı ekmek teşvik edilmiştir. Ankara, İstanbul, Kocaeli, Çorum, Denizli, Giresun gibi illerde müteşebbisler fındıklı etmek üretilebileceğini göstermişlerdir. Borsamız Giresun’un Çavuşlu beldesinde üretilen Karadeniz Ekmeği’nden başta Ankara ve İstanbul olmak üzere değişik illerdeki fuarlara taşıma yaparak tanıtmıştır. Tüketiciler tarafından oldukça beğenilen ve ikinci aşamada TOBB tarafından da maddi olarak desteklenen proje, uzun soluklu bir projenin başlangıcı olmasına rağmen etkili olmuştur. Bugün Türkiye’de fındıklı ekmek üreten ve üretme için hazırlıklar yapan çok sayıda müteşebbisin bulunması projenin etkisini göstermektedir. TRABZONSPOR’dan tribünlere Fındık Hiç kuşkusuz Trabzon’un en büyük markası Trabzonspor’dur.. Trabzonspor, sadece bir futbol takımı değil, onu sevenler için bir kimliktir. Bu kimliğin bilincindeki Trabzonspor Yönetim Kurulu 2008-2009 sezonunun ortalarından itibaren fındığın tanıtımına katkı sağlamak için Trabzonspor’un aracı olmasını önerip, borsa ile birlikte ortak çalışmaya girmişlerdir. Trabzonspor’un iç ve dış sahadaki tüm maçlarında futbolcular tribünlere fındık paketleri atarak, son yıllarda fındıkla ilgili yapılan tanıtımların en verimlisine imza atmışlardır. Bunun dışında Trabzonspor’un dış organizasyonlarında fındık daima hatırlanmıştır. Proje “Trabzonspor’un Resmi Yiyeceği Finduk” sloganı ile başarıyla uygulanmaştır. Trabzonspor’un resmi yiyeceği Finduk Trabzonspor Kulübü’nün “Sosyal Sorumluluk Projesi” kapsamında borsamızın katkılarıyla geçen sezon uygulamaya başladığı, maçları izleyen seyircilere fındık atma kampanyası sürüyor. “Trabzonspor’un Resmi Yiyeceği Finduk” sloganı ile uygulanmaya başlayan kampanya kamuoyunda büyük bir ilgi uyandırırken, fındığın tanıtımına da katkıda bulunuyor. Kampanya da özel olarak hazırlanmış ve üzerinde fındığın sağlık açısından yararlarını içeren bilgilerin de yer aldığı 40 gramlık paketler, Trabzonspor’un içeride ve dışarıdaki tüm maçlarında futbolcular tarafından maç başlamadan önce tribünlerdeki seyircilere atılıyor. “Önce Gençlerin, Sonra Balıkların Kültürü Artsın Projesi”nde 40 genç eğitiliyor.. Avrupa Birliği ile Türkiye tarafından ortaklaşa finanse edilen “Genç İstihdamının Desteklenmesi Hibe Programı” çerçevesinde Trabzon Ticaret Borsası (TTB) nın balıkçılık alanında uygulayacağı projede eğitim çalışmalarına başlandı. “Önce Gençlerin Sonra Balıkların Kültürü Artsın” adı altında uygulamaya konulan bir yıllık proje kapsamında, yüksek öğretimde balıkçılık sektörüne yönelik bölümlerden mezun olanlar ile son sınıfta bulunan 40 gence teorik eğitimleri verildi. 6 ay sürecek eğitimlerin birinci ayağı geride kalırken, gençler eğitimlerin sonucunda bölgedeki balık yetiştirme tesisleri ve işletmelerde staj görecekler. Stajlar sonucunda başarılı olan gençler yine bölgedeki işletmelerde istihdam edilecekler. TTB’nin, KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi ve Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü ile ortaklık yaparak uygulamaya koyduğu projeye Yomra Su Ürünleri Kooperatifi ile Trabzon İç Su Ürünleri Yetiştiricileri Birliği’de destek veriyor. Projenin sahibi Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu, insanlığın son yıllarda özellikle beslenme konusunda büyük bir açmaz ile karşı karşıya bulunduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “İnsan sayısı hızla artan dünya da, bu nüfusu besleyecek gıda kaynakları ise maalesef bırakın aynı hızda artmayı, giderek tükenmektedir. Bunların başında da, dünyamızın dörtte üçlük bölümünün sularla kaplı olduğunu düşünürsek deniz ve tatlı sularda yapılan üretimlerin geldiğini görmekteyiz. Özellikle kentleşme ve sanayileşmenin getirdiği kirliliğin yanı sıra, aşırı avlanma ve üretimde verimin düşmesi su kaynaklarındaki sorunların başlıcalarını teşkil etmektedir. Bilimsel İşbirliği... Başta fındık olmak üzere, çay, süt ve süt mamulleri, balıkçılık gibi konularda bilimsel çalışmalarla sektörlerde verimlilik ve kârlılık yaratma hedefi ile Karadeniz Teknik Üniversitesi ile işbirliği yapıldı. Geleceğimizin teminatı olan gençlerin üniversitedeki ekonomi eğitimlerini bölgenin kaynakları ve bunların sorunlarını da irdeleyerek yapmalarını sağlamak için alternatif uygulamalar yapıldı. KTÜ İşletme ve Ekonomi Kulübü Bu kapsamda KTÜ bünyesinde atıl durumda bulunan İşletme ve Ekonomi Kulübü ile borsa arasında protokol imzalanarak işbirliğine gidildi. Öncelikle öğrencilere yönelik programlar uygulandı. Daha sonra çalışmalar toplumun tüm kesimlerine sadece ekonomik unsurlarla değil, sosyal ve kültürel etkinliklerle yaygınlaştırıldı. Bugün KTÜ bünyesinde en etkili kulübün İşletme ve Ekonomi Kulübü olmasında bu işbirliğinin büyük payı bulunmaktadır. Fındık ve Çay Sorunları Uygulama-Araştırma Merkezi Fındık ve Çay Sorunları Uygulama-Araştırma Merkezi’nin kuruluş gerekçeleri arasında bölgenin değer ve özellikleriyle ilgili araştırmalar yapmakta bulunan KTÜ’de, Fındık ve Çay Sorunları Uygulama-Araştırma Merkezi’de harekete geçirilerek bu iki üründe etkin olması hedeflendi. Prof. Dr. Asım Örem gibi, fındık konusunda sağlıkla ilgili bilimsel araştırmaları bulunan bir öğretim üyesinin başkanlığında merkez yeniden yapılandırıldı. Borsanın danışmanı Murat Taşkın yönetim kurulunda görev aldı. Merkez fındıkta lisanslı depoculuk için gereken fiziki mekanları ve bu mekanların depolama durumlarını tespit için TOBB ile ortaklaşa uygulanan projeyi tamamladı. KTÜ Fındık Çalışma Grubu Fındığın insan sağlığı üzerindeki etkilerini geniş kapsamlı araştırmalarla belirlemek ve bunları uygulamak için Fındık Çalışma Grubu’da KTÜ bünyesinde oluşturuldu. Bu grup, fındıkla ilgili yapılan tüm bilimsel çalışmaları bir merkezde toplamayı hedefledi. Çay... Bahçeden Bardağa Çay ve fındık.. Doğu Karadeniz’in hem üretimde, hem de ticarette önemli gelir kaynakları arasında.. Bu iki ürünün en büyük özelliği de üretim yerleri diye başlayan tariflerde her ikisinin de ülkemizde Doğu Karadeniz’de çok fazla üretilmeleri.. Çayın tamamı olmak üzere.. Büyük kısmı Rize’de olmak üzere Trabzon, Artvin ve biraz da Giresun’da üretilen çay da ki sorunlar, fındıkta yaşananlardan aşağı kalır durumda değil.. Hatta fındıkta sorunlar çözülürken, çayda ise büyük oranda duruyorlar. Borsamızda işlem gören ürünler sıralamasında ikinci sırayı alan çay da, üreticiden tüketiciye kadar bir bütünlük içinde çalışmalar yapıldı. Öncelikle Çay Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ÇAYSİAD) çalışmalarına etkinlik kazandırmak için borsa binamızda ofis sağlandı. Ardından birlikte hareket edilerek çayın sorunları birer birer kamuoyu gündemine taşınmaya başlandı. Yaş Çay yaprağı üretimi diğer illere göre az olmasına rağmen, çay üretimi ve ticareti yapan firmaların bunda yüzde 40’lara var pay sahibi olmaları Trabzon’u bu konuda da sorumlu kıldı. Özellikle Türk çayını teşkil eden Kaçak Çay konusu ÇAYSİAD ile birlikte borsamız tarafından raporlar ve kamuoyu bilgilendirmeleri ile ülke gündemine taşındı. Sektörle ilgili başta Rize Ticaret Borsası olmak üzere çeşitli kuruluşlarla ortak çalışmalar yapıldı. Sektörde halen devam eden sıkıntıların aşılması için hazırlanan, ancak anlaşılmaz bir şekilde rafa kaldırılan Çay Kanunu’na emek verildi. Kitaplar, yayınlar, paneller, toplantılar ve raporlar konular ve sorunlar güncellenerek hazırlandı ve hazırlanıyor. Ülkemize katırlarla sokulan kaçak çay ! Trabzon Tereyağı tehlikede... Hayvancılıkta gidişat kötü. Trabzon denilince aklı hiç şüphesiz ilk sırada gelenlerden biri de meşhur Tereyağı’dır.. Ancak, son yıllarda hayvancılığın hiç hesap edilmeyecek derecede azalması sektörde büyük sıkıntı ve bozulmalara yol açtı, açmaya da devam ediyor. Borsamız çeşitli platformlarda özellikle Tonya, Vakfıkebir, Akçaabat ve Şalpazarı yöresindeki hayvancılığın sorunlarını bilgi ve birikim sahipleri eli ile ülke gündemine taşımaya çaba gösterdi. Toplantı, yayın ve kamuoyu açıklamaları ile azalan hayvancılığın yaratacağı ekonomik ve toplumsal sorunlar raporlar halinde yetkililere gönderildi. Trabzon’daki sektör temsilcilerinin bu konulardaki görüş ve düşünceleri raporlar haline getirilerek, çözüm önerileri ile birlikte sunuldu. 2. Antalya Yöresel Ürünler Fuarı (Yörex) - 2011 Trabzon Teknokent Açıldı - 2011 Her Yönüyle Trabzon Etkinlikleri - 5 / Ankara - 2011 Her Yönüyle Trabzon Etkinlikleri - 5 / Ankara - 2011 2. Antalya Yöresel Ürünler Fuarı (Yörex) - 2011 Her Yönüyle Trabzon Etkinlikleri - 4 / Ankara - 2010 Trabzon Tarım Fuarı (DTM)- 2011 Ekodiyalog Trabzon - 2002 Basında Borsa FINDIK SAĞLIKTIR • • • • • • Enerji verir Fındık, posası çok olduğu için bağırsakların çalışmasına yardımcı olur Alyuvarların parçalınmasını önleyerek, kansere karşı güç oluşturur Fındık yağı kolesterolü ve kan trigliseridini düşürür Kalp sağlığı açısından en faydalı naturel maddedir Bir avuç fındık yemek, bir çok hastalığa karşı koruma demektir İyi Çay Nasıl Demlenir? • • • • • • Çay, nem ve harici kokulardan etkilenmeyecek şekilde kapalı ambalajda muhafaza edilmeli, Demlemede kireçsiz su ve porselen demlik tercih edilmeli, Temiz demlik içine beher bardak için bir çay kaşığı dolusu çay konularak ılık su ile yıkanmalı, Demliğe, çaydanlıkta kaynamakta olan sudan konulmalı, Çaydanlıkta kaynar suyun ateşi kısılarak demlik çaydanlığın üzerine oturtulmalı ve dem kaynatılmalı, Çayın demlenme süresi 15-20 dakika olmalı ve demlenen çay yarım saat içinde içilmelidir. Vakfıkebir Ekmeği: Benzersiz bir damak tadına sahip Vakfıkebir ekmeğinin oluşmasında bir çok faktörün etkisi mevcuttur. Kullanılan fırından tutun da suya kadar birçok bileşen, bu muhteşem ekmeğin lezzetine ve kalitesine katkıda bulunmuştur. Bunları sıralamak istersek; taş fırında kullanılan kara taşın kaliteye katkısı oldukça büyüktür. Tabi kullanılan yakacakları da ihmal etmememiz gerekmektedir. Kurumuş kızılağaç, meşe ve gürgen ayrıca fındık kabuğu pişen ekmeğin lezzetine lezzet katmaktadır. Yine ekmeğin önemli özelliklerinden birisi de günlerce bayatlamadan saklanabilmesidir. Elbette ekmek bu özelliğini kullanılan ekşi mayaya borçludur. Diğer bir faktörde kullanılan Su’dur. Bugün Vakfıkebir ekmeği diye bir ekmekten bahsediyorsak nedeni yapımında kullanılan yumuşak ve kireçsiz Su dur, kimbilir? Tabi bunlara birde bu bileşenleri en uygun şekilde bir araya getiren maharetli ustalar gerekmektedir. Çok küçük yaşlardan itibaren bu mesleğin içinde olan ve mesleği kendi çocuklarına aşılayan maharetli eller olmasa Vakfıkebir Ekmeği bu kadar ünlenemeyebilirdi. Ekmeğin bir diğer özelliği de Türkiye’de bir tek Vakfıkebir ilçesinde kilo işiyle satılmasıdır. Karayemiş: Vatanı Anadolu olup, yurt dışına giden ve isim değiştiren Karayemiş de 1546 yılında bir Fransız tarafından Trabzon’dan toplanmış ve Trabzon Kirazı olarak adlandırılmıştır. Bitki aynı yıl İstanbul üzerinden İtalya’ya, 1574 yılında da bir yabancı tarafından Viyana’ya oradan da Fransa ve İngiltere’ye gönderilmiştir. 1600 yılından itibaren tüm Avrupada park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilmeye başlanmıştır. Ülkemizde Taflan, Karamış, Kattak, Laz üzümü, Laz-Gürcü Kirazı diye adlandırılan Karayemişe; Rize, Trabzon (Maçka Meryemana Vadisi), Giresun, Sinop, Zonguldak, Kastamonu, Bartın, Bolu, İzmit, Adapazarı, İstanbul (Belgrat ormanı), Bursa ve Osmaniye de orman ve orman kıyılarında doğal olarak rastlanır. Sahibi : Trabzon Ticaret Borsası Adına Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu Sorumlu Müdür : Şükrü Erüz Genel Sekreter Yayın Danışmanı : Murat Taşkın Yazı İşleri : Ömer Altuntaş Bilgi İşlem : Fatih Cirav Tasarım : M.İ.T / Reklam Ajansı Metin İslam / Creative Director T. 0.312.256 7240 www.mit-tr.com Baskı : Klasmat Matbaacılık T. 0.312.395 14 92 Adres : Pazarkapı Mahallesi Sahil Caddesi No.103 Trabzon T. 0.462.326 45 05 F. 0.462.326 09 66 E. [email protected] www.ttb.gov.tr
Benzer belgeler
temmuz 2012 - Trabzon Ticaret Borsası
Tarihi İpek Yolu güzergahı üzerinde bulunan ve tarihin “En eski yerleşim merkezlerinden biri” olarak kayıt ettiği Trabzon, iktisadi faaliyetlerle “Ticaret Şehri” diye tarif edilir. Fındık ticaretin...
DetaylıOCAK 2012 - Trabzon Ticaret Borsası
Hiç kuşkusuz Trabzon’un en büyük markası Trabzonspor’dur.. Trabzonspor, sadece bir futbol takımı değil, onu sevenler için bir kimliktir. Bu kimliğin bilincindeki Trabzonspor Yönetim Kurulu 2008-200...
Detaylıdevlet eliyle yaşlı fındık ağaçlarının sökümü yapılıyor.
Dünya fındık üretim ve ticaretinin büyük kısmını elimizde bulundurmamıza rağmen, sektörü tam olarak daha kazandırıcı bir şekilde yönetipyönlendirdiğimizi söylemek henüz mümkün değildir. Mevcut veri...
Detaylı