Temmuz - Keskinoğlu

Transkript

Temmuz - Keskinoğlu
SAYI: 189 - 07 / 2013
50. Yılımızda Başarımız Tescillendi
KESKİNOĞLU’NUN
GURUR TABLOSU
İstanbul Sanayi Odası tarafından hazırlanan, Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2012 Yılı Raporu açıklandı. Yapılan
araştırmada kuruluşlar, üretimden-satışlar
büyüklüğüne göre sıralanırken, satış hasılatı, katma değer, öz kaynak ve brüt aktifler
toplamı, dönem karı, ihracat ve istihdam
gibi kriterler göz önüne alınıyor. İSO’nun bu
yıl 45. kez düzenlediği ve Türkiye’nin önde
gelen firmalarının belirlendiği bu araştırmada, 50 yıldır istikrarlı bir büyüme çizgisine
sahip olan şirketimiz, geçen seneye göre
altı basamak yükselerek 86. sırada; Ege
Bölgesi’nin parlayan yıldızı olarak da Egeli
firmalar arasında 6. sırada yerini aldı.
Diğer bir gelişme de yine geçtiğimiz günlerde, uluslararası marka değerlendirme
kuruluşu olan Brand Finance’ın yapmış
olduğu “Türkiye’nin En Değerli Markaları”
araştırmasında 85 milyon dolar marka değeri ve A+ marka derecesi ile şirketimiz,
Türkiye’nin en değerli 100 markası arasında 51. sırada yer alarak, hem marka değerini arttırdı hem de başarılarına bir yenisini
daha ekledi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından her yıl
hazırlanan “Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi
Kuruluşu” araştırmasındaki hızlı yükselişini sürdüren şirketler grubumuz, 2012 yılı raporunda
6 basamak yükselerek 86’ncı sıraya yerleşti.
Son 10 yıldır istikrarlı adımlarla büyüyerek İSO
Raporu’nda toplam 169 basamak yükselen ve
bugün 4 bin kişiye istihdam sağlayan şirketimiz,
50. yılını kutladığı 2013 yılında 1 milyar TL; 2023
yılında ise 2 milyar TL ciroya ulaşmayı hedefliyor.
Ülke ekonomisi içinde önemli ağırlığa sahip sanayi kuruluşlarına ilişkin 2012 yılı verilerine göre
hazırlanan İSO Raporu’nda Türkiye genelinde
86’ncı sırada yer alan şirketimiz; Egeli firmalar
arasında ise 6’ncı sıraya yükseldi. Faaliyet gösterdikleri sektörde amaçlarının kaliteli üretimle
Türkiye ekonomisine katma değer yaratmak
olduğunu vurgulayan yönetim kurulu üyemiz
Keskin Keskinoğlu: “Hedefimiz her geçen yıl
büyüme sürecimizi artırarak ülke ekonomisine
ve istihdamına sağladığımız katkıyı daha da yukarılara çıkarabilmek. Keskinoğlu olarak, Türk
ekonomisine değer katmaya devam ediyoruz,
İSO 500 listesi de bunun en büyük göstergesi.
Elde ettiğimiz başarıda ihracat gücümüzün büyük etkisi oldu. 2012’de 88 milyon dolarlık ihracat yaptık, 2013’te ise 115 milyon dolarlık ihracat
gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. 5 kıtada, dünyanın
75 ülkesinde ülkemizi gururla temsil ediyoruz.
Yüksek kalite standartlarıyla tüm dünya için üretmeye ve Türkiye ekonomisine katkı sağlamaya
devam edeceğiz. Önümüzdeki 5 yıl içinde İSO
500 Raporu’nda Türkiye’nin ilk 50 sanayi devi
arasında yer alacağımıza inanıyorum” dedi.
Keskinoğlu’ndan Dubai’ye 20 Milyon $’lık İhracat
Şirket olarak geldiğimiz bu nokta, bizlere
büyük gurur verirken; 2012 yılında yapmış
olduğumuz çalışmaların dönüşü olan tüm
bu değerlendirmeler, gelecekte yapmayı
planladığımız işler için de bizlere güç vermektedir. Keskinoğlu olarak, 50 yıldır tüketicimize duyduğumuz saygı ve kaliteden
asla taviz vermeden yaptığımız üretim ile
de sektörde yükselen bir grafik çizmeye devam ediyoruz.
Şirketimizin elde ettiği bu başarıların arkasında ise yapılan çalışmaların yanı sıra birbirine kenetlenmiş ve sonuç odaklı çalışma
anlayışını benimsemiş 4 bin kişilik büyük
bir aile bulunmaktadır. Sistemli ve özveri ile
çalışan personelimiz sayesinde bugün Keskinoğlu markası, yapılan araştırmalarla ve
aldığı ödüllerle “Güvenilir, Kaliteli, Sağlıklı’’
kavramları ile eş değer olarak anılmaktadır.
Bizler marka olmanın en yüksek ticari başarı noktası olduğunun farkındayız. Bundan
sonraki amacımız, var olan konumumuzu
koruyarak yurt içindeki ve yurt dışındaki
tüketicilerimize her zaman en kaliteli ve en
sağlıklı ürünleri sunmayı taahhüt etmektir.
Türkiye’den Ortadoğu’ya yapılan ihracatın
%14’ünü tek başına gerçekleştiren ve bölgedeki ticari faaliyetlerinde 2009 yılından bu yana Dubai’yi
üs olarak konumlandıran şirketler grubumuz,
Türkiye’nin 2 katı tüketime sahip olan pazarda Yas
Island, Palm Jumeriah ve Dubai International Airport gibi birçok önemli projenin sahibi olan Naboodah Grubu’nun gıdadaki kolu Man Investments ile
5 yıllık distribütörlük anlaşmasına imza attı. Man
Investments’ın CEO’su Mohamed Al Shehhi ile
yapılan anlaşmaya göre yılsonuna kadar Dubai’ye
15 milyon dolarlık piliç eti ve 5 milyon dolarlık da
yumurta ve zeytinyağı ihracatı gerçekleştirilecek.
4 yıldır bölgede oldukça aktif bir strateji izlediklerini belirten Keskin Keskinoğlu: “Man Investments
ile yaptığımız bu son anlaşmayla artık Türk markasının girmediği market kalmayacak. Ürünlerde
Türk malı vurgusunu arttırmak için bu pazara gönderdiğimiz tüm ürün ambalajlarında Türk bayrağı
görseli kullanıyoruz. 2013 sonuna kadar yaklaşık
6 bin tonluk ihracat yapacağız. 50 yılık tecrübemiz, tam entegre tesis olma özelliğimiz, Türk
markası olmamız, helal üretim yapmamız, piliç eti
ürünlerini hava ile soğutup içindeki su miktarını
sıfıra indirerek ürünün raf ömrünü korumamız bu
işbirliğinde elimizi güçlü kıldı. Bölge halkı piliç eti
ürünlerinde daha çok sosis, naget, burger, bütün
piliç ve fileto gibi ürünleri tercih ediyor” dedi. Man
Investments firmasının dağıtım ağında aralarında
Carrefour, Union Coop, Spinneys, Geant ve Hyper
Panda’nın yer aldığı 200’ü aşkın mağaza zincirinin bulunduğunu sözlerine ekleyen Keskinoğlu:
“Şirket olarak 2013 yılında bölgede yapacağımız
reklam faaliyetlerini arttıracağız. TV, radyo, gazete
ve outdoor gibi mecralarda daha çok yer alacağız
ve market içi tadım aktivitelerine de hız kazandıracağız. Hedefimiz 2015’e kadar ihracat rakamını
%100 arttırmak” dedi.
Canlı Piliç Nakliyesi
Broiler yetiştiriciliği, üretim boyunca sevk ve idarenin en üst
düzeyde olmasını gerektirir. Etlik piliç üretim kümeslerinde
üretim döneminin en son aşaması canlı piliç nakliyesidir.
Tüm aşamaları kontrol edilen, üretim dönemi boyunca
elde edilen başarılı sonuçlar, en son aşamada yapılacak
ufak bir hata ile geri dönüşümü olmayan maddi kayıplara
neden olduğu gibi biyogüvenliğe dikkat edilmediği durumlarda canlı nakliyenin çapraz kontamisyon yönünden başlı
başına bir sorun haline gelmesine de neden olmaktadır.
Canlı nakliyesiyle ilgili yakalama koşulları, nakil ve kesimhanedeki boşaltma işlemlerinin yol açtığı stres nedeni ile
patojen mikroorganizmaların yayılımını kolaylaştırır. Böyle bir durumda özellikle tüy ve derinin fekal mikroflora ile
kontaminasyonunda artış görülmektedir. Bu yüzden canlı nakliyesi üretim döneminin dikkat edilmediği durumda;
başta üreticiye, firmaya büyük zararlar verirken; ürün kalitesini düşürerek tüketiciye kaliteli ürün ulaşımını da engeller. Üretim dönemi boyunca saha sağlık sorumlularımız
tarafından kontrol edilen kümeslerimizin tüm verileri, merkez etlik piliç üretim müdürlüğümüzde tüm koşullar göz
önüne alınarak değerlendirilir ve kesim günü kararı verildikten sonra; etlik piliç üretim kümes sorumlumuza sarım
başlama saati, kaç adet araç gideceği, gidecek araçların
plakaları verilir. Bu bilgiler biyogüvenlik ile ilgili önlemlerimizi almada bize kolaylıklar sağlamaktadır. Fekal buluşmayı minimize etmek açısından, kesime sevk edilecek
sürülerin 8-12 saat süre ile aç bırakılması gerekmektedir.
Aç bırakılmayan hayvanlar yem yedikten sonra yükleme
yapıldığında nakliye sırasında ölüm oranlarının artmasına
neden olduğu gibi, bağırsaklar boş olarak kesime gelmediği için bağırsak duvarında incelme şekillenerek bağırsak
mikroflorası direkt ete geçmektedir. Bu kontaminasyon tek
bir üründe değil kesim hattı boyunca bulaşmaya neden
olarak ürün raf ömrünün kısalmasına neden olur; çoğu
ürünün ise tüketime sunulamamasına sebep olmaktadır.
Kesim için gönderilecek araç adeti, kasa miktarı, sarım
personeli; hayvan adedi ve kesim gramajı hakkında doğru bilgi verilmediği takdirde kasalara düşen hayvan adedi
bazı durumlarda artmakta bu da hayvanda gramaj olarak
Akhisar’da bulunan 80 bin kapasiteli
çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın
başarılı üreticileri arasında yer aldı.
Kendilerini tebrik eder, başarılarının
devamını dileriz.
Onur Çıtak
fire kaybına neden olmakta, özellikle tüy ve derinin fekal
bulaşmaya maruz kalmasına sebebiyet vermektedir. Ayrıca yüksek gramaj söylendiğinde ekstra kasa, personel ve
mazot masrafı oluşmaktadır. Tartım kümes başı en az %3
olmalıdır. Kümese gelen sarım araçları temiz ve dezenfekte edilmiş olmalıdır. Sarım personeli gerekli biyogüvenlik
şartlarına uymalıdır. Saha sorumlusu, son kontrol olarak
piliçler kesime gönderilmeden 48 saat öncesinden AvianInfluenza (kuş gribi) testi yapılmalıdır. Sarımı yapılacak
kümeste ki piliçlere ait evraklar saha sorumlusu tarafından,
kümes kartındaki veriler ve ziyaretçi formu üretici tarafından düzenlenmektedir. Ama bu evrakların düzenli olarak
saklanması üreticinin görevidir. Çünkü kayıtlar bir işletmenin aynası gibidir, aynı zamanda üreticini yasal sorumluluğudur. Sarım sırasında mevsim şartları da göz önünde
bulundurularak, havalandırma şartlarına dikkat edilmelidir.
Kümesten en son canlı piliç sarım kamyonu ayrılana kadar
havalandırma devam etmelidir. Sarım sırasında fanlarda
gerektiğinde petlerde ve jeneratörde meydana gelebilecek
bir arıza büyük kayıplara yol açabilir. Sarımın sorunsuz
devam edebilmesi için özellikle bir sonraki araçta sarım ve
yüklemenin başlamasından evvel yapılması gereken dört
önemli nokta vardır.
- Canlı piliç sarım kamyonu gönderildikten sonra sarım kapılarının tam olarak kapatılması.
-Yeterli aydınlatılma sağlandıktan sonra kalan piliçlerin su
içmelerinin sağlanması.
- Havalandırmanın aralıksız sürdürülmesi.
-Kümeste kalan piliçlerde yığılma olup olmadığının kontrolü gerekmektedir.
Son canlı piliç sarım aracının kümesten kesimhaneye yol
almasıyla, kümesteki sarım faaliyetleri tamamlanmış olmaktadır. Bundan sonra en kısa zamanda gübre çıkartılarak, tüm ekipman dahil kümes yıkanmalı ve temiz bir halde
dezenfeksiyon için hazır duruma getirilmelidir. Unutulmamalıdır ki, iç ve çevre temizliği tam yapılmamış bir kümes
asla dezenfeksiyon için hazır değildir.
CANLI NAKLİ, ÜRETİCİNİN ELİNDE OLAN EN ÖNEMLİ
PERFORMANS GÖSTERGESİDİR.
Dağdere Bölgesi’nde bulunan 20 bin kapasiteli çiftliklerinde yaptıkları üretimle
bu ayın başarılı üreticileri arasında yer
aldı. Kendilerini kutlar, başarılı çalışmalarının devamını dileriz.
Osman Pınarbaşı
Türkiye’nin En Değerli 51’inci Markası KESKİNOĞLU
Uluslararası marka değerlendirme şirketi Brand Finance tarafından bu yıl
7.si gerçekleştirilen “Türkiye’nin En Değerli Markaları” araştırmasında şirketler grubumuz, A+ marka derecesi ve 85 milyon dolarlık marka değeriyle
Türkiye’nin En Değerli İlk 100 Markası sıralamasında 51’inci sırada yerini
aldı.
50 yıl önce yumurta üretimi ile faaliyete başlayan şirketimizin bugün beyaz
et, pastörize yumurta, yem, gübre, viol, zeytinyağı, sağlık sarf malzemeleri, lojistik ve fast food sektörünün iddialı oyuncuları arasında olduğunu
vurgulayan yönetim kurulu üyemiz İsmail Keskinoğlu: “Biz yaptığımız işe,
markamıza soyadımızı verdik. Dolayısıyla kalite bizim için her zaman en
önemli kriter oldu. Markalaşma yolunda attığımız her adım aslında soyadımızı da yansıtmaya ve yaşatmaya dairdi. 50’nci yılımızdaki mottomuz da
“Tavukçuluğun Soyadı”. Hedefimiz geçmiş 50 yılda olduğu gibi gelecek 50
yılda da büyümeyi sürdürerek ülke ekonomisine ve istihdamına sağladığımız katkıyı daha da yukarılara taşımak olacaktır. Türkiye’nin en değerli ilk
100 markasından biri olmak bizleri gururlandırırken, aynı zamanda büyük
sorumluluklar da yüklüyor. Amacımız Egeli bir marka olarak Türkiye’yi bütün dünyada gururla temsil eden global bir marka haline gelebilmektir” dedi.
Televizyon Reklamlarımızın Yüzü Şirket Çalışanlarımız Oldu
Şirketler grubumuz, Ramazan ayına özel olarak hazırladığı “İftardan Sahura Ramazan Önerileri” temalı yeni reklamları ile ulusal TV kanallarında
yer almaya başladı. Piliç eti, yumurta ve Ravika zeytinyağı ile hazırlanan
birbirinden lezzetli yemeklerin farklı sunum alternatifleri ile birlikte yer aldığı reklamlarda, tüketicilere iftar ve sahur sofraları için yemek önerileri
sunuluyor.
Ramazan temalı reklamlarda, çalışanlarımızın yer aldığını ve bu kişilerin tamamen doğaçlama bir şekilde kurdukları diyalogların, reklama doğallık kattığını belirten Keskin Keskinoğlu: “Bize göre bir ürünü, en iyi o
ürünü üreten kişi ifade edebilir. Bu nedenle reklamlarda çalışanlarımızın
yer alması bizim için çok önemliydi. Reklamlarımızda özellikle, hepimiz
için son derece önemli bir değer olan Ramazan ayının güzel sofralarına,
Türk damak tadına ve geleneksel sofra kültürüne uygun, doğal ve sağlıklı
ürünlerimizle konuk olmak istedik. Bir arada olmanın öneminin daha çok
hissedildiği bu ayda, kalabalık iftar ve sahur sofraları için hazırlanması
kolay, pratik piliç eti ürünleri ile tüketicilerimize farklı alternatifler sunmayı
amaçladık. Ramazan ayı boyunca 15 ulusal kanalın en çok izlenen programlarının bulunduğu reklam kuşaklarının yanı sıra outdoor, gazete ve
dergilerde de eş zamanlı olarak yürüttüğümüz bu reklam kampanyası ile
protein değeri yüksek piliç eti ve ürünlerinin tüketimini arttırmayı amaçlarken, Ramazan sofralarına da farklı lezzetler katmak istedik” dedi.
Ramazan ayı süresince ekranlarda olan reklamlarımıza aynı zamanda
şirketimizin internet adresi olan www.keskinoglu.com.tr adresinden,
YouTube ve Facebook sayfalarından ulaşılabiliyor.
Keskinoğlu Şirketler Grubu Çalışanları Paintball Arena’da Kıyasıya Yarıştı
Şirketler grubumuzun geçtiğimiz günlerde çalışanlarının motivasyonunu
arttırmak ve takım ruhunu güçlendirmek amacıyla Akhisar Paintball Arena
Spor Tesisleri’nde düzenlenen 2. Geleneksel Paintball Turnuvası eğlenceli
görüntülere sahne oldu.
7’şer kişilik iki grup halinde stratejik taktiklerle oynanan bu oyunda, oyuncular bir saat boyunca kendilerine verilen görevleri yerine getirmeye çalışır-
ken büyük bir mücadele de sergiliyorlar. İzleyicilerin büyük bir keyif alarak
seyrettikleri ve birbirinden renkli görüntülere sahne olan etkinlikte, gruplar
eğlenceli vakit geçirirken birlikte başarıya ulaşmanın tadını çıkarttılar. Şirket
çalışanlarına yönelik bu tür etkinliklerin başarıyı arttırdığını, takım ruhunu
geliştirdiğini ve birimler arası iletişimi güçlendirdiğini belirten yönetim kurulu
üyemiz Hamit Keskinoğlu: “Etkinliğe katılan çalışanlarımız kendileri için hazırlanan bu organizasyon süresince eğlenceli vakit geçirirken, takım olmayı
ve birlikte hareket edebilmenin getirdiği avantajları kullanabilmenin önemini
de hatırladılar. Şirket politikamız gereğince takım çalışmalarına önem vermekte ve bu tür organizasyonların sürekliliğini bünyemizde devam ettirerek
çalışanlarımızın motivasyonunu yüksek tutmaya özen göstermekteyiz. Başarı odaklı çalışma sistemimizle önümüzdeki yıllarda çalışanlarımızla birlikte daha büyük işlere imza atacağız” dedi.
26 takımın katıldığı ve 1 ay süren etkinlikte rakiplerine fark atarak 1. sıraya
yükselen Is The Watch(Murat Özbakır, Ruşen Uzun, Mehmet Sevim, Ali
Cemre Uysal, Ahmet Türkyılmaz, Mehmet Balcı ve Emin Önal) ekibi şampiyon oldu. Şampiyonluk maçı sonunda hazırlanan sürpriz kutlama partisinde
Is The Watch ekibi pasta kesip kupa ve madalyalarını alarak şampiyonluk
sevincini doyasıya yaşadılar.
Acılı Nohut Çorbası
Biberli Tavuk Rulo
Malzemeler
4
5 bardak tavuk suyu
2 adet kereviz sapı
½ kg haşlanmış nohut
2 diş sarımsak
½ adet kuru soğan
1 yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kaşığı kuru nane
1 yemek kaşığı pul biber
1 yemek kaşığı karabiber
4 yemek kaşığı Ravika Riviera zeytinyağı
1 yemek kaşığı tuz
Malzemeler
4
1 paket Keskinoğlu tavuk göğsü
2 adet kırmızı biber
2 adet dolmalık biber
3 yemek kaşığı Ravika zeytinyağı
Tuz, pul biber, karabiber
Hazırlanışı:
Hazırlanışı:
Soğan, sarımsak ve kereviz saplarını soyun ve yemeklik
doğrayın. Zeytinyağını bir tencerede kızdırın ve sırasıyla
soğan, sarımsak ve kereviz saplarını soteleyin. Karışıma
haşlanmış nohutları, baharatları ve salçayı da ekleyip 5 dakika daha karıştırın. Son olarak sıcak tavuk
suyunu ilave edin ve kısık ateşte yaklaşık
45 dakika pişmeye bırakın. Hazırladığınız
çorbayı blenderdan geçirip, sıcak olarak
servis edin.
Biberleri, çekirdeklerini çıkarıp ortadan kesin. Bir tencerede zeytinyağını kızdırın ve biberleri kızartın. Tavuk
göğüs etlerini inceltin. Tuz, karabiber ve pul biber serpin.
Üzerine dolmalık ve kırmızı biberi üst üste koyup rulo haline getirin. Hazırlanan ruloları alüminyum folyoya tek tek
sarın ve tepsiye yerleştirin. 200°C’lik fırında 25-30 dakika
pişirin ve servis edin.
Tavuklu Şevket-i Bostan
Salatası
Vişneli Çikolatalı Pasta
Malzemeler
4
1 paket Keskinoğlu tavuk göğsü
½ kg şevket-i bostan
5 adet çeri domates
½ adet kırmızı kapya biberi
½ adet sarı kapya biberi
4 yemek kaşığı Ravika sızma zeytinyağı
1 adet limonun suyu ve kabuğu
Yeşil zeytin
Tuz, karabiber
Malzemeler
8
Kek İçin Malzemeler:
150 g tereyağı
1,5 bardak toz şeker
1,5 bardak un
3 adet Keskinoğlu yumurta
2 yemek kaşığı kakao
¾ su bardağı su
2 çay kaşığı karbonat
Çikolatalı Krema Malzemeleri:
500 g süt
5 adet Keskinoğlu yumurtanın
sarısı
½ su bardağı toz şeker
¾ su bardağı un
1 paket vanilya
80 g tereyağı
2 paket bitter çikolata
Hazırlanışı:
Hazırlanışı:
Şevket-i bostanın etli ve yapraklı kısımlarını ayırıp iyice
yıkayıp sirkeli suda bekletin. Ayrı bir tencerede kaynatmış
olduğunuz tuzlu suya temizlenmiş şevketi bostanları atıp
yumuşayıncaya kadar pişirin ve piştikten sonra geniş bir
salata kabına alın. Üzerlerine doğramış olduğunuz biber ve domatesleri yerleştirin. Ayrı
bir yerde pişirdiğiniz ızgara tavuk göğüslerini
de hazırlamış olduğunuz salataya ilave edin.
Yeşil zeytinleri hazırladığınız salatanın üzerine
yerleştirin. Son olarak limon suyunu ve zeytinyağını gezdirip servis edin.
Kekin Hazırlanışı:
Su ve sütü ocakta kaynattıktan sonra kakaoyu bu karışımın
içine dökün ve eritin. Tereyağı ve toz şekeri ayrı bir yerde
mikserle kabarana kadar çırpın. Çırpmaya devam ederken
yumurtaları tek tek ekleyin. Unu ve kabartma tozunu malzemenin içine ekleyip karıştırmaya devam edin ve kakaolu
karışıma ilave edin.
Hazırlamış olduğunuz malzemeyi yuvarlak kek kalıbına dökün
ve 180°C fırında 25-30 dakika pişirin.
Çikolatalı Kremanın Hazırlanışı:
Süt ve vanilyayı ocağa koyun, sütün kaynamasını beklerken
yumurta sarılarıyla toz şekeri mikser ile yoğun krema kıvamına gelene kadar çırpın. Yumurtanın içerisine unu ilave edip
ocaktan alın. İçerisine çikolata ve tereyağını ekleyip
soğumaya bırakın. Hazırladığınız pandispanyaları
2 ya da 5’e bölün, arasına
kremayı koyun ve servis
edin.
Berdan Mardini
Berdan Mardini ile içinde yer aldığı sanat dünyasını,
gelecekteki projelerini ve kişisel yaşamından kesitleri
içeren sizlerin de keyifle okuyacağı bir sohbet
gerçekleştirdik.
Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Berdan Mardini. Uzun zamandır müzik ve televizyon sektöründeyim. Birçok albüm, klip ve bir TV dizisi
projesine imza attım. Müziği inanılmaz seviyorum, sanatı seviyorum ve bu yolda daha uzun bir serüvenimin
olduğunu düşünüyorum. Bulunduğum topluma ve yaşadığım ülkeye sanatımla, ismimle hizmet etmek isteyen biriyim.
Müzikle nasıl tanıştınız?
Müzikle doğmadan önce tanışmış gibiyim. Sanki hep
içimde var olan bir şeydi. Sadece zamanı geldiğinde
yolumuz kesişti, tüm mesele bu. Aslında biz gerçekten
hep tanışıktık; çünkü müzik hayatımızın hemen hemen
her alanında var zaten. Bir çocuk annesinin karnındayken, yolda yürürken, TV izlerken ya da bir arabada bir
şekilde tanışıyor. Benimki de biraz böyle aslında ama
şöyle söylemek belki sorunuza daha bir açıklık getirecek; çok küçük yaşlarda müzikle yolumuz kesişti. Arkadaşlarıma, aileme zaman zaman türküler söylerdim.
Ardından bir mekanda ilk kez mikrofonu elime aldım ve
bir daha da bırakamadım zaten.
Uzun aradan sonra yeni bir albümle geri döndünüz,
bize biraz albümden söz eder misiniz?
Aslında müziğe hiç ara vermedim. Bir süre albüm çıkarmadım ve bunun için sevenlerime aslında bir özür
borcum var. Ama bazen beklemek daha iyisi için gerekli bir şeydir. “Çek tetiği” adlı son albüm iyi bir çalışma
oldu ve oldukça yoğun bir ilgi gördü. Hem albümle aynı
adı taşıyan ve Sezen Aksu imzalı eserin klibi hem de
“Yiğit Yaralı Olur” adlı son klip gerçekten çok emek verdiğimiz iyi projeler oldu. Bu konuda çok olumlu tepkiler
aldım ve bu olumlu tepkiler inşallah daha iyi projelerimize vesile olacak.
Televizyon dünyasıyla alakalı çok sayıda çalışmanız oldu, yeni projeleriniz nelerdir?
Hem televizyon ile alakalı hem de yeni klipler ve albümle ilgili bazı hazırlıklarım var. Yeni sezona bir TV dizisi
ile girmeyi arzuluyoruz. Bu konuda bazı çalışmalar devam ediyor.
Oyunculuğun hayatınıza girmesiyle, müziğin sizdeki yeri ve önemi değişti mi? Bir seçim yapmak
zorunda kalsanız hangisini tercih edersiniz?
Tek kelime ile müzik. Ama bunu oyunculuğa bir haksızlık olması için söylemiyorum. Oyunculuk ile ilgili aldığım
eğitimler oldu. Bu konuda biliyorsunuz “Kurşun Yarası”
dizisi ciddi bir tecrübe oldu benim için ve oyunculuğun
bir kişiyi müthiş bir şekilde geliştirdiğine bizzat tanık
olan, yaşayan biriyim. Ama müzik bir kere sızdı mı insanın içine, geriye pek tercih şansınız kalmıyor galiba.
Şirketimizin Ortadoğu pazarında yayınlanmak üzere hazırlanan reklam filminde yer aldınız, sizin için
nasıl bir tecrübeydi?
Yaklaşık olarak 50 kişilik çok profesyonel bir ekiple çekimleri tamamladık ve gerçekten çok emek verdik. Çok
güzel bir proje oldu ve zaten ardından bir reklam teklifi
daha gerçekleşti yine Ortadoğu için. Güven duyduğum
bir firmanın reklamında oynamak iyi bir sonuç verdi.
Başarılı bir iş çıktığına inanıyorum. Çok iyi bir deneyim
oldu benim için de. Reklamın ne kadar etkili olduğunu
görmek ve o etkinin içinde yer almak güzel bir his.
Bir insanın bir ürünü güvenle
yemesi bence çok önemli bir
konudur. Üretim tesislerinizi
de bizzat gördüm ve bu sayede
gönül rahatlığı ile ürünlerinizi
tüketiyorum. Oldukça lezzetli ve
ayrıca Anadolu insanının damak
tadına hitap ediyor.
bilmek, baba demesini duymak benim için en büyük
gerçek. Onun dışında sabah kalktığımda en az 2 saat
spor ve ardından yoğun iş temposu.
Mutfakla aranız nasıl, yemek yapabiliyor musunuz?
Zaman zaman evet yemek yaparım ve iyi yaptığımı
söylerler. Bence bir erkek yemek yapabilmeli hatta iyi
yapabilmelidir. Buna pek fırsat yaratamıyor olsam da
ara sıra yaptığım yemekler oluyor.
Sizce yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan?
Tabi ki ikisi de Keskinoğlu’ndan çıkar.
Berdan Mardini bir gününü nasıl geçirir?
Doğrusu oldukça yoğun. Ama şöyle söyleyeyim; ne
kadar yoğun olursa olsun akşam, gece ya da sabah
hangi saatte eve gelirseniz gelin evde küçük bir çocuğun (Oğlum Miran) beklediğini bilmek ve ona dokuna-
Keskinoğlu ürünleri hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Ürünlerinizi daha önceden zaten biliyordum ama reklam aşamasında daha yakından tanıma ve tatma fırsatım oldu. Bir insanın bir ürünü güvenle yemesi bence
çok önemli bir konudur. Üretim tesislerinizi de bizzat
gördüm ve bu sayede gönül rahatlığı ile ürünlerinizi tüketiyorum. Oldukça lezzetli ve ayrıca Anadolu insanının damak tadına hitap ediyor.
Dr. Bülent Karalar
RAMAZAN AYINDA BESLENME
Ramazan ayında insanların beslenme şekilleri tamamen değişmektedir. Oruç tutarken 14-16 saat
süren açlık, metabolizmayı olumsuz etkiler. Sağlıklı olan her kişi oruç tutabilir. Fakat oruç tutmaya
sağlığı elvermeyen kişilerin bu konuya hassaslıkla eğilmeleri gerekmektedir. Özellikle kalp-damar,
böbrek, diabet, mide, yüksek tansiyon sorunu
olanların belirli aralıklarla ilaç kullanma zorunlulukları vardır. Bu gibi kişilerin özel diyet uygulamaları
gerekmektedir. Ayrıca hamileler, gelişim çağındaki
çocukların ve aşırı yaşlıların da oruç tutmaları tehlikelidir.
Ramazan ayında açlık hissi iftarda hızlı ve çok yemek yeme isteği doğurduğu için tüm kurallar bozulmaktadır. Normalde Ramazan ayının amaçlarından biri mideyi dinlendirmek ve düzene sokmaktır.
Özellikle iftardan önce sahur beslenme şekli çok
önemlidir. Sahura mutlaka çorba ile başlanmalıdır.
Çünkü çorba açlığı ortadan kaldırdığı için tokluk
sağlar. Sahurda ılık ve tuzsuz çorba kesinlikle en
önemli besindir. Susuzluk için az tuzlu yemek gerekmektedir. Gözleme de güzel bir sahur yemeği
olabilir, bol sebzeli, tavuklu, patatesli gözleme kesinlikle sahurda kullanabileceğiniz bir çeşittir.
İftar Önerileri:
- İftarda ezanın okunmasıyla beraber hemen yemeğe başlanmaması gerekmektedir. Yemeğe
önce kahvaltılıklar ile başlanmalıdır.
- Sofralarda hurma bulundurulmalı, yemeğe hurma
ile başlanmalıdır. Çünkü hurmada bulunan değerler açlık hissinizi azaltır ve çok yemenizi engeller.
- Peynir, zeytin, kuru hurma, bal, pide açlığı bastırdığı için tavsiye edilir.
- Mide kramplarını ve yanmaları önlediği için çorba
kesinlikle içilmelidir.
- İftarda zeytinyağlı yiyecekler de çok faydalıdır ve
tokluk sağladığı için kesinlikle tüketilmelidir.
- Kuru baklagil, mercimek nohut, kuru fasulye gibi
bakliyatlar tokluk hissini artırdığı için tüketilmelidir.
- Balık ve tavuk eti bol miktarda tüketilmelidir.
- Aralarda bol miktarda yoğurt tüketilmelidir.
- İftar süresi son derece uzun tutulmalı ve besinler
hızlı bir şekilde tüketilmemelidir. En az 2 kez ara
öğün yapılıp, birer saat arayla meyve sebze tüketilmeli ve 3 günde 1 tatlı yenmeli, menüler sık sık
değiştirilmelidir.
GÖKKUŞAĞI
Dünyanın bütün renkleri bir araya toplanmışlar, hangi
rengin en önemli, en özel olduğunu tartışmaya başlamışlar.
Yeşil söze başlamış: “Elbette ben en önemli rengim.
Ben yaşamın ve umudun rengiyim! Çimenler, yapraklar,
ağaçlar için seçilmişim. Yeryüzüne şöyle bir bakın, her
taraf benim rengimle kaplı.”
Mavi oradan atılmış: “Sen sadece yeryüzünün rengisin,
ya ben? Ben hem denizin hem gökyüzünün rengiyim.
Gökyüzündeki mavi insanlara huzur verir ve huzur olmadan da siz hiçbir şey yapamazsınız!”
Sarı söze karışmış: “Siz dalga geçtiğinizi mi sanıyorsunuz? Ben güneşin rengiyim, bu dünyaya sıcaklık verenim. Ben olmasam hepiniz soğuktan donardınız!”
Turuncu onun sözünü kesmiş: “Ya ben? Ben direncin ve
sağlığın rengiyim. İnsanın yaşaması için gerekli vitaminler benim rengimde bulunur. Portakalı, havucu düşünün.
Pek ortalarda görünmeyebilirim ama güneş doğarken ve
batarken gökyüzüne o güzelim rengi veren benim unutmayın!”
Kırmızı dayanamayıp sözü almış: “Ben hepinizden üstünüm! Ben kan rengindeyim! Kan olmadan yaşam olur
mu? Hem ben cesaret ve tehlikenin rengiyim! Savaş ve
ateş rengindeyim! Aşk ve tutku benimledir! Bensiz bu
dünya bomboş kalırdı!”
Mor ayağa kalkmış: “Hepinizden üstün olan benim! Ben
gücün ve asaletin rengiyim. Bütün liderler ve krallar beni
seçmişler. Otorite ve bilgeliğin rengi benim. İnsanlar
beni sorgulamaz. Onun yerine dinler ve itaat ederler” ve
bütün renkler bir ağızdan konuşmaya devam edip kavgaya tutuşmuşlar. Her biri diğerini itip kakıyor ve “En üstün benim!” diyormuş.
Derken bir anda şimşekler çakmaya başlamış ve yağmur damlaları gökten inmeye başlamış. Bütün renkler
neye uğradıklarını şaşırıp korkuyla birbirlerine sarılmış.
Ve YAĞMUR’un sesi duyulmuş:
“Sizi aptal renkler. Bu kavganızın anlamı ne? Bu üstünlük kavganız neden? Siz bilmiyor musunuz ki her biriniz
farklı bir görev için yaratıldınız, birbirinizden farklısınız
ve her biriniz çok özelsiniz... Haydi, şimdi el ele tutuşup
bana gelin!” Renkler bu sözlerden çok utanmışlar. EI
ele tutuşup gökyüzüne doğru havalanmışlar ve bir yay
şeklinde oraya yerleşmişler. Yağmur; “Bundan sonra her
yağmur yağdığında siz birleşip bir renk cümbüşü olarak
gökyüzünden yeryüzüne doğru uzanacaksınız. İnsanlar
sizi gördükçe huzur duyacak güç bulacaklar. İnsanlara
yarınlar için bir umut olacaksınız. Gökyüzünü bir kuşak
gibi saracaksınız ve size GÖKKUŞAĞI diyecekler.
Anlaştık mı? Bu yüzden ne zaman dünyamızı yağmur
yıkasa ardından GÖKKUŞAĞI belirir. Biz de gökkuşağındaki o renkler gibi birbirimizden farklı ve hepimiz çok
özeliz. Bunun farkında olmalı ve uyum içinde yaşamalıyız.
Kaynak: İnternet
Dünya Savaşı
Matematik Finali
4 tane üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik
finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya arabalarının
lastiğinin patladığını söylerler. Hoca ilk başta inanmaz ama
öğrencilerinin yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün
sonra sınav yapacağını söyler. Sınav günü gelince hoca, 4
öğrencinin hepsini boş bir salonun ayrı ayrı köşelerine oturtur. Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan
alan herkes sınavı geçebilir. Hocanın hazırladığı sınavda
ise ön sayfada 10’ar puanlık 4 tane basit matematik sorusu
vardır... Bunları kolayca çözerler. Arka sayfa da ise 60 puanlık 1 soru vardır:
“Hangi lastik patladı?”
DÖNÜŞ
Yazar
Zülfü Livaneli
Sayfa Sayısı
330
Basım Yeri
İstanbul
Yayın yılı
2013
Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli
inşaat mühendisiyle genç, güzel ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bölgelerine girildiği hikaye,
daha doğrusu hikaye içinde hikaye de böylece başlar. Modern
bir Bin Bir Gece Masalı’nın kapıları aralanır. Ancak bu kez Şehrazat erkektir.
Kardeşimin Hikâyesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka,
aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman.
Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin
sınırlarında dolaşacaksınız.
Yönetmen:
Marc Forster
Oyuncular
Brad Pitt
Dede Gardner
Jeremy Kleiner
Lan Bryce
Tür:
Korku-Dram-Aksiyon
Süre:
116 dk
Yapım:
2013
Gerry Lane, iki kızı ve sevgili eşiyle mutlu bir hayat sürdüren bir aile babasıdır. Bir gün arabaları trafikte sıkıştığında
her zamankinden farklı olarak yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu fark ederler. Tehlike hızla yaklaşmaktadır.
Ailesini güvenli bir bölgeye yerleştiren Birleşmiş Milletler
çalışanı olan Gerry, ikiye ayrılan dünyayı kurtarmak için
dünyayı dolaşacak ve bunu yaparken hayli kısıtlı olan zamana karşı yarışacaktır.
Brad Pitt’in hem başrolünü hem de yapımcılığını üstlendiği film, insanlar ve zombiler arasında yaşanan sıra dışı bir
savaşı odağına alıyor. Film Max Brooks’un aynı adlı kitabından uyarlandı.
Keskinoğlu, Sosyal Medyada Kampanyalarına ve Etkinliklerine Devam Ediyor
Temmuz Bülteni Çocuk Ekidir.
Üye Sayımız: 25,683
Yumurtam.com
Oyun Bahçesi’nde sınırsız oyun,
sınırsız eğlence sürüyor!
189

Benzer belgeler

Nisan - Keskinoğlu

Nisan - Keskinoğlu bir durumda özellikle tüy ve derinin fekal mikroflora ile kontaminasyonunda artış görülmektedir. Bu yüzden canlı nakliyesi üretim döneminin dikkat edilmediği durumda; başta üreticiye olmak üzere fi...

Detaylı

Haziran - Keskinoğlu

Haziran - Keskinoğlu Dağdere Bölgesi’nde bulunan 20 bin kapasiteli çiftliklerinde yaptıkları üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini kutlar, başarılı çalışmalarının devamını dileriz. Osman ...

Detaylı

Haziran - Keskinoğlu

Haziran - Keskinoğlu %14’ünü tek başına gerçekleştiren ve bölgedeki ticari faaliyetlerinde 2009 yılından bu yana Dubai’yi üs olarak konumlandıran şirketler grubumuz, Türkiye’nin 2 katı tüketime sahip olan pazarda Yas I...

Detaylı

Mayıs - Keskinoğlu

Mayıs - Keskinoğlu Bölgesi’nin parlayan yıldızı olarak da Egeli firmalar arasında 6. sırada yerini aldı. Diğer bir gelişme de yine geçtiğimiz günlerde, uluslararası marka değerlendirme kuruluşu olan Brand Finance’ın ...

Detaylı

Eylül - Keskinoğlu

Eylül - Keskinoğlu haşlanmış nohutları, baharatları ve salçayı da ekleyip 5 dakika daha karıştırın. Son olarak sıcak tavuk suyunu ilave edin ve kısık ateşte yaklaşık 45 dakika pişmeye bırakın. Hazırladığınız çorbayı ...

Detaylı

Ekim - Keskinoğlu

Ekim - Keskinoğlu Kuruluşu” araştırmasındaki hızlı yükselişini sürdüren şirketler grubumuz, 2012 yılı raporunda 6 basamak yükselerek 86’ncı sıraya yerleşti. Son 10 yıldır istikrarlı adımlarla büyüyerek İSO Raporu’nd...

Detaylı

Mayıs - Keskinoğlu

Mayıs - Keskinoğlu ışığın, retina üzerinde farklı uyarıcı etkileri vardır ve büyüme ve gelişmeyi etkileyecek davranış değişikliklerine neden olabilir.

Detaylı