TEMMUZ ARALIK.indd
Transkript
TEMMUZ ARALIK.indd
MALø UFUKLAR Muhasebe-Finans-Denetim-Maliye-Ekonomi AraútÕrmalarÕna Yönelik Hakemli YaygÕn Süreli YayÕn / Semi-annual peer-reviewed journal for Accounting, Finance, Economics, Auditing and Public Finance Research YÕl/Year : 5 SayÕ / No: 15 Tarih / Date: Temmuz-AralÕk 2011 / July-December 2011 Sahibi / Owner Mersin SMMM OdasÕ adÕna Yönetim Kurulu BaúkanÕ Dursun GÖKTAù / Owner on behalf of the Mersin SMMMO Dursun GÖKTAù Genel YayÕn Yönetmeni / Editor in Chief Dursun GÖKTAù Sorumlu YazÕ øúleri Müdürü / Responsable for Desk Editor Ömer Faruk TOKGÖZ Hukuk DanÕúmanÕ / Legal Advisor Ö÷r.Gör. Nibal F. TANGÖR (Mersin Üniversitesi) Av. Hüseyin ERASLAN (MSMMO) Editörler / Managing Editors Yrd.Doç.Dr. Tuncay Turan TURABOöLU (Mersin Üniversitesi) Yrd.Doç.Dr. ølhan EGE (Mersin Üniversitesi) YayÕn Kurulu / Publication Board Ö÷r.Gör. SMMM Cenk KIRITOöLU (Mersin Üniversitesi) Ö÷r.Gör. SMMM Mehmet ùENLøK (Mersin Üniversitesi) Ö÷r.Gör. SMMM Tolga UYSAL (Mersin Üniversitesi) Arú.Gör. Zeynep GøZER (Mersin Üniversitesi) Arú.Gör. Cihan YÜKSEL (Mersin Üniversitesi) SMMM Ersin GÖKGÜN (MSMMO) SMMM BarÕú ERTAN (MSMMO) SMMM ùahinde YILDIRAN KILINÇKINI (MSMMO) Yönetim Merkezi ve YazÕúma Adresi / Head Office and Contact BarÕú Mahallesi Bahçeler Caddesi No:59 Akdeniz/MERSøN/TÜRKøYE Tel/Phone: 0-324-3374600 Pbx Faks/Fax: 0-324-3362653 e-posta/e-mail: [email protected] web adresi/web adress: www.mersinsmmmo.org.tr YayÕnlanan yazÕlarÕn tüm sorumlulu÷u yazarlarÕna aittir. Tüm haklarÕ saklÕdÕr. Önceden yazÕlÕ izin alÕnmaksÕzÕn hiçbir iletiúim, kopyalama sistemi kullanÕlarak yeniden basÕlamaz. Akademik ve haber amaçlÕ kÕsa alÕntÕlar bu kuralÕn dÕúÕndadÕr. / The authors are solely responsible for the content. All rights reserved. No part of this publication may be reproduced, stored or introduced into a retrieval system, or transmitted in any form, or by any means, electronic, mechanical, photocopying, recording, or otherwise without prior written permission of the Mali Ufuklar Journal editors. DanÕúma ve Hakem Kurulu / Advisory Board (Alfabetik sÕraya göre/Alphabetical orders) Prof.Dr. Güler ARAS (YÕldÕz Teknik Üniversitesi) Prof.Dr. Metin Kamil ERCAN (Gazi Üniversitesi) Prof.Dr. Adem ÇABUK (Uluda÷ Üniversitesi) Prof.Dr. Mehmet KOCAKÜLAH (University of Southern Indiana-ABD) Prof.Dr. Turhan KORKMAZ (Zonguldak Karaelmas Üniversitesi) Prof.Dr. Can ùÕmga MUGAN (Ortado÷u Teknik Üniversitesi) Prof.Dr. YÕldÕrÕm BeyazÕt ÖNAL (Çukurova Üniversitesi) Prof.Dr. Faruk SAPANCALI (Dokuz Eylül Üniversitesi) Prof.Dr. Famil ùAMøLOöLU (Aksaray Üniversitesi) Prof.Dr. Veyis Naci TANIù (Çukurova Üniversitesi) Prof.Dr. Cengiz TORAMAN (Gaziantep Üniversitesi) Prof.Dr. ùaban UZAY (Erciyes Üniversitesi) Prof.Dr. Mehmet øsmail YAöCI (Mersin Üniversitesi) Doç.Dr. Tevfik AYTEMøZ (Mersin Üniversitesi) Doç.Dr. Tarkan ÇAVUùOöLU (Hacettepe Üniversitesi) Doç.Dr. Süleyman DEöøRMEN (Mersin Üniversitesi) Doç.Dr. Güven DELøCE (Cumhuriyet Üniversitesi) Doç.Dr. Dilek DøLEYøCø (Dokuz Eylül Üniversitesi) Doç.Dr. Azzem ÖZKAN (Erciyes Üniversitesi) Doç.Dr. M. Baúaran ÖZTÜRK (Ni÷de Üniversitesi) Doç.Dr. U÷ur KAYA (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Doç.Dr. ùakir SAKARYA (BalÕkesir Üniversitesi) Doç.Dr. U÷ur SOYTAù (Ortado÷u Teknik Üniversitesi) Doç.Dr. Ayúe ùAHøN (Mersin Üniversitesi) Doç.Dr. øsmail TUNCER (Mersin Üniversitesi) Doç.Dr. Ayúe Gül YILGÖR (Mersin Üniversitesi) Yrd.Doç.Dr. Erkan AKTAù (Mersin Üniversitesi) Yrd.Doç.Dr. Ali BAYRAKDAROöLU (Mu÷la Üniversitesi) Yrd.Doç.Dr. ølhan EGE (Mersin Üniversitesi) Yrd.Doç.Dr. Ender GÜRGEN (Mersin Üniversitesi) Yrd.Doç.Dr. Veli KARGI (Mersin Üniversitesi) Yrd.Doç.Dr. Engin KÜÇÜKKAYA (Ortado÷u Teknik Üniversitesi) Yrd.Doç.Dr. Fatma ULUCAN ÖZKUL (Bahçeúehir Üniversitesi) Yrd.Doç.Dr. Özlem ÖZKIVRAK (Trakya Üniversitesi) Yrd.Doç.Dr. Mehmet SARAÇ (Sakarya Üniversitesi) Yrd.Doç.Dr. Erdem SOFRACI (Mersin Üniversitesi) Yrd.Doç.Dr. Hasan Ejder TEMøZ (Mersin Üniversitesi) Yrd.Doç.Dr. Tuncay Turan TURABOöLU (Mersin Üniversitesi) Dr. øzzet Gökhan ÖZBøLGøN (Sermaye PiyasasÕ Kurulu) YMM Galip AKYOLLU YMM øsa KARùI SMMM Dursun GÖKTAù İÇİNDEKİLER Adana, Mersin Bölgesinde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayi Sektörleri Doç. Dr. İsmail TUNCER ........................................................................... 11 Tarihsel Açıdan Türk Sigortacılık Sektörü ve Yabancı Sermaye Yatırımları Turgut Tuğrul TURABOĞLU Yrd. Doç. Dr. Tuncay Turan TURABOĞLU .............................................. 29 Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlâki Ekonomi Doç. Dr. Hüseyin Mualla YÜCEOL ........................................................... 59 İstihdam Edilebilirlik Güvencesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Ejder TEMİZ ............................................................. 91 Konaklama İşletmeleri Hizmet Kalitesi Boyutları Önem Derecelerinin AHP ile Belirlenmesi ve İşletmelerin Hizmet Kalitesine Göre TOPSİS ile Sıralanması Yrd. Doç. Dr. Mehmet PEKKAYA Sabire BAŞARAN ...................................................................................... 111 Miras Kalan veya Bağış Yoluyla Edinilen Arsanın Kat Karşılığında Müteahhide Verilmesinde Vergisel Sorumluluklar/Uzman Görüşü M. Burak TOPRAK .................................................................................... 137 BAŞKANDAN Mersin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası olarak 23 yıllık geçmişimize baktığımızda eğitime önem verdiğimiz görülecektir. Meslek mevzuatı yanında vergi hukuku, iş hukuku, sosyal güvenlik hukuku, ticaret hukuku, borçlar hukuku, muhasebe uygulamaları konuların da sürekli eğitim verilmektedir. Odamızın yönetim, denetim, disiplin, birlik delegeleri odamızın diğer komisyon ve komitelerde görev yapan meslektaşlarımızla oda personeline Formasyon eğitimi verilmiştir. Bu eğitim Mersin Üniversitemizin sürekli eğitim merkezinden bu eğitim alınmıştır. Bu eğitimde etkin iletişimi etkili sunum teknikleri, eğitim planlama problem çözme teknikleri, zaman yönetimi, stres yönetimi gibi derslerden eğitimler alınmıştır. Bu eğitimin amacı bilimsel olarak donanımlı oda yöneticileri ve personelle meslektaşlarımıza ve vatandaşlara hizmet vermesi amaçlanmıştır. Bu eğitimlerin yanında sosyal içerikli eğitimler de verilmektedir. Dikkat hafıza eksikliği, organ bağışı, çevre sorunları, yaşanabilir dünya, E devlet uygulamaları ile kâğıt israfının önüne geçilerek ormanlarımızın korunmasına katkı da bulunduğumuzu da göz ardı edemeyiz. Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler aynı zamanda iyi bir çevrecidirler. Mali ve sosyal güvenlik idarelerinin bilgi edinme adına meslektaşlarımızı angaryalarla uğraştırmaktadırlar. Bu uygulamaya son verilmesini beklediğimizi de ifade etmek isterim. Sürekli eğitim yaşam boyu öğrenme odamızın vizyonudur. Odamız mali ufuklar dergimize akademik yazılara ayırdık. Mali ufuklar yanında 3 ayda bir çıkardığımız esintiler dergisi de yayın hayatına devam etmektedir. Akademik kurallara bağlı olmadan yazılan yazılara esintiler dergisinde yer vermekteyiz. Bu nedenle serbest yazılarınızı yayınlatmak isterseniz odamıza iletmeniz yeterli olacaktır. Mali ufuklar dergimizin yayın hayatını sürdürmesinde en büyük payları olan editörlerimiz Mali ufuklar dergimizin yayın hayatını sürdürmesinde en büyük payları olan editörlerimiz Mersin Üniversitesi öğretim görevlileri Yar. Doç Dr. Tuncay Turaboğlu’ na, Yar. Doç Dr. İlhan Ege’ye teşekkür ederiz. Mali ufuklar dergimizin yayın hayatına başarıyla devam etmesi dileğimle. Oda Başkanı DURSUN GÖKTAŞ EDİTÖRDEN Mersin Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odasının sahipliğinde Ocak-Mart 2007 sayısıyla yayın hayatına başlayan Mali Ufuklar Dergisi, Hakemli Yaygın Süreli Yayın niteliğinde olup bugüne kadar 14 sayısı yayınlanmıştır. Dergimiz bu sayısı ile düzenli olarak yayınlanarak 5. yılını tamamlamıştır. Dergi de yayınlanan makaleler, önce editör ve yayın kurulu incelemesinden geçirildikten sonra 3 hakeme gönderilmektedir. Bu süreçten akademik olarak geçen makaleler, dergimizde yayınlanmak üzere yayın portföyüne alınmaktadır. Ayrıca dergimizin her sayısında uygulamaya dönük hakem değerlendirilmesine alınmayan uzman görüşlerine de yer verilmektedir. Mali Ufuklar Dergisi; Muhasebe, Finans, Denetim, Maliye, Ekonomi Araştırmaları vb. alanlara yönelik bilimsel çalışmalara yer vermekte olup, elektronik ortamda yayınlanmanın yanı sıra konu ile ilgili Üniversite ve Meslek Kuruluşlarına basılı halde ulaştırılmaktadır. Yrd. Doç. Dr. İlhan EGE Editör Yrd. Doç. Dr. Tuncay Turan TURABOĞLU Editör MALİ UFUKLAR ADANA, MERSN BÖLGESNDE (TR62) ÖNE ÇIKAN MALAT SANAY SEKTÖRLER Doç. Dr. smail TUNCER Mersin Üniversitesi ..B.F. ktisat Bölümü Çiftlikköy Kampüsü 33343 Yeniehir / MERSN 0 324 3610001/5304 e-posta: [email protected] ÖZET Küreselleme ile birlikte biliim, iletiim ve ulatrma alanlarndaki teknolojik ilerlemeler bölgesel gelime politikalarn ekillendirmeye devam etmektedir. Günümüzde, pazar ve hammaddeye yaknlk ile devletin aktif rol ald geleneksel bölgesel politikalarn yerini; ynlama ekonomileri, i alar, yenilik, bilginin yaylmas ve dinamik dsallklara dayal bölgesel gelime politikalar almtr. Bölgede büyüme potansiyeline sahip kilit sektörlerin belirlenmesinde ilk adm, bölgede sektörlerin göreli younlama durumlarna bakmaktr. Genellikle sektörlerin younlama oranlar veya dier uzmanlama/yerelleme ölçütleri kullanlarak bu sektörler belirlenmeye çallr. Bu çalmada Adana, Mersin (TR62) bölgesi imalat sanayinde öne çkan sektörlerin belirlenmesi amacyla istihdam, ciro ve ihracat deerlerine dayal olarak hesaplanan younlama oranlar kullanlmtr. Elde edilen bulgular Adana, Mersin bölgesinde gda ürünleri ve içecek (15), aaç ve mantar ürünleri (mobilya hariç) (20), kimyasal madde ve ürünleri (24), plastik ve kauçuk ürünleri imalat (25) ile metalik olmayan dier mineral ürünlerin imalat (26) sektörlerinin bölgenin öne çkan (kilit) imalat sektörleri olduunu göstermektedir. Bu sektörler teknoloji snflamasnda kaynaa dayal ve düük teknoloji grubunda yer almaktadr. Anahtar Kelimeler: Ynlama, Kilit Sektörler, Younlama Oranlar, AdanaMersin (TR62). Jel Snflamas: R10, R58, L60. LEADING SECTORS OF MANUFACTURING INDUSTRY IN ADANA, MERSN (TR62) DISTRICT ABSTRACT The process of globalization along with progress in communication, information and transportation technologies continue to shape the regional development policies. Instead of relying on traditional measures of geographical proximity to market and raw materials, and active government interventions, regional development policies nowadays influenced by MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 11 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri agglomeration economies, business networks, knowledge spillovers, and dynamic externalities. The first step in identifying leading sectors with high potential for future growth is to determine the relative specialization level of the industry in the region. This, in most cases measured by location quotients and other specialization/localization measures. In this study the leading sectors of Adana, Mersin district identified by relying on location quotients calculated for employment, turnover and export values. The results suggest that, manufacture of food products and beverages (15), manufacture of wood and of products of wood and cork, except furniture (20), manufacture of chemicals and chemical products (24), manufacture of rubber and plastic products (25) and manufacture of other non-metallic mineral products (26) are the key manufacturing sectors of the region. By technology intensity these leading sectors of the region are in the resource based and/or low-tech technology group. Keywords: Agglomeration, Key Industries, Location Quotients, Adana-Mersin District. Jel Code: R10, R58, L60. 1. GR Dünyada yaanan deiimler bölgesel kalknma politikalarnn da ekil deitirmesine yol açmtr. II. Dünya Sava sonras dönemden 1970’lere kadar dünyada ekonomik faaliyetlerin mekânsal dalm daha çok ham madde ve pazara yaknlk gibi geleneksel faktörlere balanmtr. Dünya ekonomisinde 1970’li yllarda ortaya çkan krizler ve batl ülkelerin bu krizlere kar verdii tepkiler ile yeni politika uygulamalar, iktisadi faaliyetlerin mekânsal dalmn önemli ölçüde deitirmi bölgelerin içsel büyüme dinamikleri ön plana çkarlmaya çallmtr. Bat ülkelerindeki bu gelimeler Türkiye ekonomisine 1980’li yllarda yansmtr. 1990 sonrasnda ise, küreselleme sürecinin artan oranda etkilerinin ortaya çkmas ile birlikte mal, hizmet ve faktör hareketlerinin önündeki engellerin kaldrlmas, gümrük tarifelerinin minimum denebilecek düzeye indirilmesi, iletmelerin rekabet stratejileri üzerine younlaarak pazar paylarn korumaya yönelik farkl politikalar gelitirmeleri ve uygulamalarna neden olmaktadr. Bununla birlikte ulam, biliim ve iletiim teknolojilerindeki gelimelerle ticaretin kolaylamas, piyasada iletmelerin çoalmasn da beraberinde getirmekte ve rekabetin younlamasna yol açmaktadr. Bu balamda, küresel rekabet dinamiklerinin öne çkmas ile yenilik yaratma, firmalar aras etkileim ve alarn (network) kurulmas bölgelerin rekabet gücü açsndan önem kazanmaya balamtr. 12 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri Geleneksel yaklama göre bir bölgenin veya ekonominin gelimesi ilk bakta sahip olduu emek ve sermaye kategorileri altnda toplanan üretim faktörlerine baldr. gücü ve igücünün nitelii emek faktörü olarak, igücünün üretim sürecinde kulland üretim araçlar da (makine, teçhizat, binalar, yollar, barajlar vs.) sermaye faktörü olarak isimlendirilir. Biraz daha yakndan baktmz zaman bu emek ve sermaye kategorilerinin nicelik ve nitelik olarak baka faktörler tarafndan belirlendiini görmekteyiz. En genel hatlaryla ifade edilecek olursa, bölgenin konumu, kurumsal yaps ve dier bölge/ülkelerle olan ticareti bu bölgedeki emek ve sermaye faktörlerinin nitelik ve miktarn önemli oranda etkilemektedir. Bu çerçevede, bir bölgenin sahip olduu emek ve sermaye miktar ve nitelii o bölgenin gelimesinin en önemli kaynan oluturur. Bu yaklama göre, teknolojinin yaylmasnn önünde engeller yoksa ve üretim faktörleri bölgeler arasnda serbestçe dolayorsa bölgeler birbirine yaknsayacaktr. Ancak, yaplan çalmalar teknolojinin bölgeler arasnda hzl bir biçimde yaylma göstermediini, teknolojinin yaylma sürecinde bölgeye özgü yapnn önem tadn göstermitir. Ayrca, teknoloji ve yenilikler konusunda lider olan bölgelerin, görece geri kalm bölgelerin bilgi ve nitelikli igücünü çekebildii gözlenmitir. Bu artlar altnda bölgeler arasndaki gelimilik farkllklar giderek artmaktadr. Yukarda ifade edilen faktörlerin yan sra, son yllarda öne çkan yaklamlarda ise, bölgelerin pozitif dsal ekonomiler yaratma kapasiteleri kalknmann temel dinamiini oluturmaktadr. Bölgesel ve yerel ynlama ve uzmanlama (kümelenme) sonucu ortaya çkan verimlilik artlar bölgenin rekabet edebilme gücünü arttrmaktadr. Bu sürecin sonucunda, hem rekabet eden hem de ibirlii içinde olan firmalar, kendi alannda ihtisaslam tedarikçiler, kaliteli yerli ve yabanc yatrmlar, geni akademik topluluk, tekno-parklar, inkübatörler vs. bulunduu bölgeler ortaya çkmaktadr. Bu tip bir bölgede çalan firmalar, birbirinden farkl pek çok bilgi parçacna ulaabilmekte, böylece firmalarn yenilik üretme potansiyeli artmaktadr. Bu ortamda ayn ürün grubunu üreten firmalar bir taraftan rekabet ederken, dier taraftan kullandklar girdilerin ortak tedariki, pazarlamas gibi konularda ibirliine gitmektedirler (Porter, 2000). Kümelenmeye dayal bu yaklam, rekabet gücünü ele alrken, irketleri birbirinden izole oyuncular olarak deil, birbirleriyle balantlar olan aktörler olarak incelemekte ve bu balantlar güçlendirmeye yönelik öneriler yapmaktadr. Bu yaklam deer zinciri analizleri ile desteklenerek MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 13 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri maliyetlerin yüksekliinin hangi aamalardan, hangi oyuncularn verimsizliinden ve hangi politika yanllklarndan kaynakland gibi sorular yantlanp, kümelenmedeki oyuncularnn kapasitelerini ve performanslarn arttrmaya yönelik tedbirler alnabilmektedir. Dolaysyla, politika öncelikleri belirlenerek kaynaklar daha etkin kullanlabilmektedir (Çalar, 2006, s.309-310). Sonuç olarak bir bölgenin kalknmas, emek ve sermaye faktörlerinin nitelik/nicelii yannda, iktisadi faaliyetlerin bu bölgede ynlamas, uzmanlamann artmas ve dinamik dsallklar ile mümkün olmaktadr. Bu çerçevede çalmann amac Adana, Mersin (TR62) Bölgesinin bu süreçlerden nasl etkilendiini ortaya koymaktr. Çalmann, giri bölümünü takip eden ikinci ksmnda bölgesel gelime ve sanayinin belli bölgelerde kümelenmesine ilikin teorik literatürün ksa bir özeti verilmektedir. Üçüncü ksmda kullanlan yöntem ve verilere ilikin bilgiler yer alrken, dördüncü bölümde Adana, Mersin (TR62) bölgesine ilikin bulgular deerlendirilmektedir. 2.BÖLGESEL GELME BÖLGELERDE KÜMELENMES VE SANAYNN BELL Sanayi devrimine kadar olan dönemde bölgeler arasnda refah düzeyleri açsndan çok büyük farkllklar yoktu. Sanayi devrimi ile birlikte ülke ve bölgeler aras dengesizlikler olaanüstü boyutlara ulamtr. ktisadi faaliyetlerin belli bir bölgede kümelenmesinin firmalara nasl rekabet üstünlüü saladna ilikin deiik teorik yaklamlar öne çkmtr. Baz bölgelerin neden dierlerinden daha hzl gelierek öne geçtiine ilikin geni bir yazn söz konusudur. Bu bölümde bu teorik literatür ana hatlaryla özetlenmeye çallmaktadr. nsanlarn ve iktisadi faaliyetlerin belli bir mekanda toplanmas anlamna gelen “ynlama ekonomileri” kavram Alfred Marshall’n “ktisadn lkeleri” adl eserine dayandrlmaktadr. Marshall’a göre iktisadi faaliyetlerin belli bir yörede ynlamas u avantajlara yol açmaktadr. Birincisi, uzmanlam igücü havuzundan yararlanlmas, ikincisi ihtisas gerektiren ara-girdi ve hizmetlere eriilebilmesi ile teknolojik yaylma etkilerinin salad avantajlardr. lk olarak Marshall tarafndan vurgulanan bu yerelleme avantajlar sanayinin kümelenmesi ve ynlama ekonomileri tartmalarnn merkezinde yer almaya devam etmitir. Klasik ylma ekonomisi teorisyenleri Marshall’n konuyla ilgili çalmalarn gelitirmeye 14 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri ve faaliyetlerinin ynlamasna ikna edici açklamalar getirme yoluna gitmitir. Ayrca, ynlamann endüstrilerin mekansal dalmna etkilerini de incelemilerdir (Bekele ve Jackson, 2006). Klasik ynlamaya ilikin sonraki çalmalar endüstriler (sektörler) arasndaki banlama yapsn öne çkarmtr. Örnein Hirschman (1992) sektörler aras dorudan ve dolayl balant etkileri yoluyla pozitif dsal ekonomilerin firmalara nasl transfer edildiini ortaya koyan teorik ve uygulamaya dönük yaklamlar gelitirmeye odaklanmtr. Dengesiz kalknma modellerine dayal bu yaklam girdi-çkt modelleri yardmyla ileri-geri balant etkilerine göre kilit sektörlerin belirlenmesi ve yatrm önceliklerinin bu sektörlere verilmesini önermitir. Günümüzde bu teknikler sadece öne çkan sektörlerin belirlenmesinde deil sanayi odaklarnn belirlenmesi amacyla da kullanlmaktadr. Klasik ynlama teorisi sanayinin mekansal dalm, pozitif dsal ekonomiler ve artan getiri ile sektörleraras banlama yapsna dayanm ve kendisinden sonra gelen yaklamlara önemli ölçüde kaynaklk etmitir. Bu çerçevede üzerinde durulmas gereken bir yaklam “yeni ekonomik corafya” ad verilen yaklamdr. 1990’l yllarda Krugman (1991, 1999), Krugman ve Venables (1996), Fujita ve Thisse (2002) ile Martin (1999) gibi çalmalar bu alana önemli katklar vermitir. Bu yaklama göre ekonomik faaliyetlerin belli yerlerde veya kentlerde ylmas, birbirine zt iki kuvvet olan (merkezcil) ylma ve merkez-kaç (dalma) kuvvetlerinin karlkl etkileimiyle açklanabilir. Sektörlerin belli bir bölgede kümelenmesine ve örgütlenmesine yol açan ylma ekonomileri aslnda uzmanlam igücü, ara-girdi, teknolojik bilginin yaylmas ile piyasa ölçei gibi Marshall dsallklarndan baka bir ey deildir. Dier yandan merkezkaç (yerelleme) kuvvetleri ise igücünün düük hareketlilii, artan kentsel rant ve negatif dsal ekonomilere dayanmaktadr (Kum, 2011, s.236-237). “[…] Bu çerçevede gündeme gelen - içsel kaynaklara dayal gelime ve bölgesel ve yerel giriimlere dayal gelime kavramlar yeni tartmalarn odak noktasn oluturmutur. Kendi kaynaklarna baml gelime modeli, devlet güdümlü bir bölgesel gelime politikasna seçenek olarak geliirken, bu çerçevede küçük iletmeler ilgi oda haline gelmi ve ayn zamanda yerel kaynaklara dayal gelime uluslararas piyasalara ulamann ana yolu olarak benimsenmeye balanmtr (Eraydn, 2011, s.277).” MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 15 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri 1980’lerden itibaren yukarda üzerinde durulan ve iktisadi faaliyetlerin belli bir bölgede ynlamas sonucu salanan üstünlüklere dayal yazndan farkl olarak kapitalizmin makro geliimiyle ilgili teorilerden hareket eden “esnek uzmanlamaya odaklanan post fordist üretim biçimi öne çkmtr. Bu yaklama göre 1970’lerde büyük ölçekli yn üretime dayal Fordist üretim süreci krize girmitir ve bu krizden çk için ibölümü ve uzmanlama biçiminin ekil deitirmesi gerekmitir. Ayn zamanda belli bir bölgede kümelenen küçük ölçekli firmalarn uluslararas piyasalarda avantajl konuma geçmesi yeni deiimi tetiklemitir. Buna göre, üretim sürecinin büyük ölçekli firmalar yerine belli bir bölgede kümelenen küçük firmalarca yaplmas esneklik salam olmaktadr. Bu üretim biçiminin gerçeklemesi ancak yeni sanayi öbekleri (districts) ad verilen bölgelerde gerçekleebilir. Bu sanayi öbeklerinin ortak özellikleri, küçük ölçekli üretim, uzmanlama, firmalar aras ibirlii ve sözleme yapan firmalarda dikey olarak entegre olmayan üretimi mümkün klacak sosyal alardr. Sanayi bölgelerindeki i örgütlenmesi, uygulanan stratejiler, firmalar aras ilikiler ve igücünün hareketlilii önemli unsurlardr. Çünkü yn üretim sürecinde firmalar ve endüstriler aras ticari faaliyetler kümelenme konusunda yeterli bilgiler salamaz (Harvey, 1997). Kapitalizmin yeni bir aamaya girdii 1990 sonras dönemde, büyüme ve gelimenin en önemli kaynann bilgi olduu ve bu konuda en önemli sürecin örenme olduu kabul edilmektedir. Bu gelimeyle birlikte ynlama ile rekabet üstünlüü arasndaki ilikiler dsallklar ve artan getiri yerine yerel bilgi parçacklar ve kolektif örenme ile açklanmaya çallmtr. Yeni bilginin yaratlmas, bu sürecin girdileri olan ve birbirini tamamlayan farkl bilgi parçalarnn entegre edilmesine baldr. Deiik bilgi parçacklarnn yeniden kombinasyonu, yeni bilgi yaratlmasnda anahtar role sahiptir. Bu süreçte birletirilebilecek bilgi parçacklarnn says ne kadar çok ise yeni bilginin üretilmesi olasl o kadar yüksek olacaktr. Dier yandan, bilginin kullanm ve paylam bilginin bölünmezlik ilkesi çerçevesinde, bilginin farkl ürün ve süreçlerde kullanlmasyla artan getiri yaratlm olmaktadr. Bilginin yaratlmas ve kullanm sürecinde yerel bilgi tabannn genilii önem kazanmakta farkl bilgi parçacklarn bir araya getirip üretim yapan firmalar açsndan hem rekabet hem de ibirlii içinde olan firmalar, sofistike tedarikçiler, yabanc sermaye, bilim parklar, akademik topluluk, meslek odalar, kalknma ajanslar gibi kurumlardan oluan sanayi kümelerinin bulunduu bölgeler çekici olmaktadr (Kumral, 2004, s.67-68). 16 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri Gelimeyi mekân balamnda ele alan bu yaklamlarn yan sra rekabet gücünü öne çkaran iletme yazn ile dinamik dsallklar öne çkaran içsel büyüme modelleri bölgesel gelime konusuna ilgi duyanlarn dikkatini çekmitir. kinci Dünya Sava sonras dönemden 1980’li yllarn ortalarna kadar teknolojik gelimeleri dsal kabul eden neo-klasik büyüme modeli büyüme çalmalarnn lokomotifi olmutur. Ancak 1980’li yllarda teknolojik ilerlemeleri içselletiren ve içsel büyüme modelleri ad verilen modeller öne çkmtr. Bu modellerde mekansal olgunun açklama d braklmas eletirilerine karlk, bilginin yaylmas (dinamik dsallklar) sürecinden kaynaklanan pozitif dsallklarn vurguland çalmalara ilgi Romer (1986) ile Lucas (1988) çalmalarndan sonra art göstermitir. Bu modellere göre bir bölge veya ülkenin ekonomik büyümesi için beeri sermaye, “yaratc fikirler stoku” ile aratrma-gelitirme faaliyetlerinde çalan bilim insan/mühendis says kilit konumdadr. Bu çerçevede içsel büyüme teorisyenleri bölgesel gelime yaznnda yerelleme ekonomileri için teorik temelleri gelitirmi olmaktadr. Micheal Porter, 1990’da yaynlanan Uluslarn Rekabet Avantaj (The Competitive Advantage of Nations) adl kitabnda ulusal rekabet gücünü tanmlayan faktörleri, özellikle de dsallklar ve bilginin yaylmn büyümenin ve yenilikçiliin kayna olarak gösterdii çalmas ile ilgi çekmitir (Eraydn, 2011, s.278). Porter, ulusal avantajn belirleyici unsurlarn “Rekabet Elmas Modeli” ile açklamtr. Modelde, bir ülkenin belirli bir sektörde sahip olduu rekabet avantaj dört faktör çerçevesinde izah edilmektedir. Elmasn dört köesinde yer alan bu faktörler: “faktör/girdi koullar”, “talep koullar”, “ilgili ve destekleyici endüstrilerin varl” ve “firma stratejisi ve rekabet yapsdr.” Bu çerçevede, Porter, bölgelerde rekabet edebilirlik ve yenilikçilik potansiyelinin, kümelenmelerde ya da bölgenin ihtisaslat birbiriyle iliki içerisinde olan endüstrilerde yer aldn belirtmektedir. Porter, ayrca, bir bölgede birbiriyle ilikili endüstrilerin oluturduu güçlü ve rekabetçi kümelenmelerin, bölgesel yenilikçilik ve üretkenlik artnn arkasndaki sürükleyici güç olduunu savunmakta ve bölge refahnn kayna olarak görmektedir (Kara, 2008, s.81-82). Literatür özetinden ortaya çkan sonuç: iktisadi faaliyetlerin belli bölgelerde kümelenmesinin nedenlerini açklamaya yönelik çok sayda teorik kavram ve açklama olduunu göstermektedir. lk çalmalarn büyük çounluunun ilk olarak Alfred Marshall tarafndan ortaya atlan ablonu kulland görülmektedir. Sonraki çalmalar ise bilgi, teknolojik bilginin MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 17 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri yaratlmas ve kullanlmas srasnda ortaya çkan artan getiri ve pozitif dsallklara dayanmaktadr. Bununla birlikte teorik literatür zenginliine ramen ampirik olarak literatürdeki gelimelerin zayf kald ileri sürülmektedir (Bkz. Wolfe, 2004). 3. YÖNTEM VE KULLANILAN VERLER Bir bölgede öne çkan anahtar konumunda olan sektörlerin belirlenmesinde deiik ölçütlere bavurulabilmektedir. Bunlar arasnda, bölgeye ilikin anket, görüme, odak gruplar vs. teknikler ile uzman görülerinden yararlanmak, bölgesel sektör younlama (location quotient) oranlarnn analizi, girdi çkt modelleri ile network analizleri sralanabilir. En kolay uygulanabilir ve göreli olarak veri bulunmas açsndan kolay ve maliyeti düük olan yöntem sektör younlama oranlarnn (location quotients) hesaplanmasdr. Bu oranlar belli bir endüstrinin yerelleme derecesi hakknda önemli bilgiler salamaktadr. Younlama oran (LQ) çounlukla herhangi bir i sektörünün bölgenin toplam istihdam içindeki paynn, karlatrma yaplan baka bir bölge veya ulusal ekonomide ayn sektörün (i) payna oran olarak hesaplanmaktadr. Ayn mantk üretim, katma deer, ciro, ihracat gibi dier iktisadi faaliyetlerin analizine uygulanabilir. Younlama oran öyle formüle edilebilir: Burada ei herhangi bir i sektörünün bölgedeki istihdamn, e sektörlerin bölgedeki toplam istihdamn ifade ederken, Ei kyaslama yaplan bölge veya ekonomide i sektörünün istihdam düzeyini ve E kyaslama yaplan bölge veya ekonomide sektörlerin toplam istihdamn göstermektedir. Kyaslama yapmak için genellikle kendi kendine yeterli bölgeye en yakn olarak ulusal ekonomi seçilmektedir. Dolaysyla, LQ oran birden büyük ise bölge, bu sektörde üretime bölge ihtiyacnn üstünde bir istihdam salamaktadr. Birden küçük olmas sektörün ortalamann altnda bir istihdam yarattna iaret eder. LQ oranlarnda zaman içinde ortaya çkan deiim yerelleme derecesindeki deiimi betimler. Sektör younlama oranlar ve bu oranlardaki yüzde deiimler bölgesel endüstrilere ilikin strateji ve politikalar gelitirilirken önemli analitik araç nitelii tamasna ramen 18 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri uygulamada yanl kullanmlar oldukça yaygndr. Younlama oranlar ve bu oranlardaki yüzde deiime ek olarak sektörlerin istihdam ve ciro içindeki paylar göz önüne alnarak deerlendirmeler yaplmtr. Çalmada, TUK ve DPT’nin ortak çalmalar sonucu gelitirilen ve statistiki Bölge Birimleri Snflandrmas* (BBS) esas alnarak TR62 Adana, Mersin bölgesinde öne çkan sektörler 2003-2008 dönemi istihdam, ciro ve ihracat büyüklükleri açsndan younlama oranlar hesaplanarak belirlenmeye çallmtr. Karlatrmalar ve deerlendirmeler 2003-2008 dönemine ilikin verilerin Avrupa Topluluunda Ekonomik Faaliyetlerin statistiki Snflamasna (NACE 1.1) göre imalat sanayinin iki haneli altsektörleri düzeyinde yaplmaktadr. 4.BULGULAR VE BULGULARIN DEERLENDRLMES Sanayi yapsnn analizine zemin hazrlamas açsndan öncelikle bölgesel endüstri younlama oranlar hesaplanmtr. Endüstri younlama oranlar planlama çalmalarnda sk kullanlan bir analiz tekniidir. Bu teknik, yörenin referans olarak kabul edilen baka bir yöre veya ulusal ekonomi ile karlatrlmasna olanak verir. Yöre ekonomisinin uzmanlama alan hakknda bilgiler temin eder. Deerlendirmelerde imalat sanayi için Avrupa Topluluunda Ekonomik Faaliyetlerin statistiki snflamasna (NACE 1.1) göre imalat sanayi alt sektörlerinin istihdam, ciro ve ihracat deerlerine göre endüstri younlama oranlarnn yan sra sektörlerin istihdam ve ciro içindeki paylar da kullanlmtr. Sektörlerin toplam imalat sanayi içindeki paylarnn incelenmesi uzmanlama düzeyi ve belirli bir sektörde ynlama olup olmadn göstermesi açsndan önemlidir. Burada uzmanlama sonucu yörede belirli bir konuda yetkinlik ve birikim salanmas ve firmalar arasnda ibirliinin daha kolay gerçeklemesi sonucu bölgenin ekonomik açdan baarl olaca varsaylmaktadr. ekil 1 Adana, Mersin (TR62) Bölgesinin imalat sanayi alt sektörleri için çalan saylarn baz alarak hesaplanan endüstri younlama oranlar 2003-2004 ile 2007-2008 yllar için verilmitir. Verilerin mevcut olduu balangç yl (2003) ile son yl (2008) karlatrmak yerine, 2003-2004 yl * Bu snflandrmaya göre, Türkiye’deki bütün iller (81 il) en alt düzey olan üçüncü düzeyi oluturmaktadr. kinci düzey, bu 81 ilin corafi ve ekonomik açdan 26 alt bölgeye balanmas ile olumaktadr. Birinci düzey ise, 26 alt bölgenin baland 12 bölgeden olumaktadr. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 19 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri ortalamas ile 2007-2008 ortalamas kullanlarak younlama oranlar hesaplanmtr. Endeksin birden küçük deerler almas sektörün kendisinden beklenen istihdam hacmini yaratamadn gösterir. Birden büyük deerler almas ise sektörün ülke ortalamasnn üzerinde bir performans sergilediini ve sektörün yöre dndan gelen talebin bir ksmn karladna iaret eder. Genellikle younlama oran 1,2 deerinin üzerinde olan sektörler ynlama veya yerellemenin iareti olarak deerlendirilmektedir. 1,98 2,20 0,02 0,02 0,00 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Çalan Says 2003-04 10 11 12 13 14 15 0,98 0,98 0,94 0,65 1,09 0,05 0,21 0,20 0,48 0,55 1,09 1,02 1,20 0,85 0,81 0,51 0,34 0,40 0,22 0,60 0,88 1,07 1,07 0,47 0,80 0,30 0,28 1,00 0,83 0,95 0,92 1,20 1,14 1,11 1,40 1,19 1,39 1,53 1,56 1,54 1,60 1,81 2,00 1,80 2,06 ekil 1: TR62 Adana, Mersin Bölgesi Endüstriyel Younlama (LQ) Oranlar(stihdam) 16 17 18 19 Çalan Says 2007-08 stihdam verileri kullanlarak hesaplanan younlama oranlarna göre TR 62 Adana Mersin Bölgesinde endeks deeri 1.2’inin üzerinde olan baka bir ifade ile ynlamaya iaret edebilecek sektörler arasnda, gda ürünleri ve içecek imalat (15), mobilya hariç aaç ve mantar ürünleri imalat (20), kimyasal madde ve ürünleri imalat (24) ile makine teçhizat hariç, metal eya sanayi (28) sektörleri yer almaktadr. Ayrca, plastik ve kauçuk ürünleri imalat (25) sektörünün 2003-2008 döneminde istihdam açsndan önemli gelime göstererek bu sektörlere katld görülmektedir. Bu sektörlerin bölge imalat sanayinin temel sektörlerini oluturduklar, bölge imalat sanayi istihdamnn yarsndan fazlasn saladklar ve bölge talebinin yan sra yöre dndan gelen talebe de belli ölçülerde yant verdikleri söylenebilir. 20 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri Bununla birlikte, kat ve kat ürünleri imalat (21), Metalik olmayan dier mineral ürünlerin imalat (26) ile makine ve teçhizat imalat (29) sektörlerinin younlama oranlar bir deerini amakla birlikte 1,2 deerinin altnda kalmtr. Bu sektörlerin belli ölçülerde bölge talebini karladklar söylenebilir. Geriye kalan sektörlerin ise (LQ<1) kendilerinden beklenen istihdam hacmini yaratamadklar ve bölge talebine cevap veremedikleri anlalmaktadr. Özellikle tekstil ürünleri (17), giyim eyas (18) ile derinin ilenmesi (19) sektörlerinin bu dönemde gerileme göstermesi bölge ekonomisi açsndan önemlidir. Çünkü bu üç sektör toplam imalat sanayi istihdamnn % 23’nü oluturmaktadr (Tablo 1). Tablo 1: Sektörlerin Toplam çindeki Paylar (%) Sektörün malat Cirosu çindeki Pay % Sektörün stihdam Pay % Sektör Ad Gda ürünleri ve içecek imalat Tekstil ürünleri imalat 31.4 19.6 19.1 16.8 18 Giyim eyas imalat 3.3 13.5 19 Derinin tabaklanmas, ilenmesi 0.2 0.6 20 Aaç ve mantar ürünleri imalat ( Mobilya hariç ) 1.4 3.8 21 Kat ve kat ürünleri imalat 2.0 1.5 22 Basm ve yaym 1.1 1.8 24 Kimyasal madde ve ürünlerin imalat 12.6 6.5 25 Plastik ve kauçuk ürünleri imalat 4.2 3.9 26 Metalik olmayan dier mineral ürünlerin imalat 12.9 6.4 27 Ana metal sanayii 0.6 0.7 28 Makine ve teçhizat hariç; Metal eya sanayii 3.7 7.6 29 Makine ve teçhizat imalat 4.7 7.4 31 Elektrikli makine ve cihazlarn imalat 0.4 0.8 32 Radyo, TV, haberleme teçh. ve cihazlar imalat 0.0 0.0 33 Tbbi aletler; Hassas ve optik aletler ile saat imalat 0.4 0.6 34 Motorlu kara tat, römork ve yar-römork imalat 0.0 2.7 35 Dier ulam araçlarnn imalat 0.0 0.0 36 Mobilya imalat; Dier imalatlar 1.7 100.0 6.2 100.0 NACE Rev.1.1 Kod 15 17 TR62 Adana-Mersin Bölgesi malat Sanayi (2008) MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 21 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri Dier yandan teknoloji açsndan ileri teknoloji snfnda yer alan sektörlerde de bölge sektörlerinin iyi performans sergilemedii görülmektedir. Ynlama ekonomileri veya ekonomik faaliyetlerin kümelenmesine ilikin çalmalarda sadece younlama endekslerinin düzeyine baklarak deerlendirme yapmann yeterli olmayaca, LQ deerlerindeki yüzde deiimin de dikkate alnmas gerektii yaznda vurgulanmaktadr. Zaman içinde bu oranlardaki deiim bölge baznda sektörlerin ynlamasna ilikin ipuçlar salayabilmektedir. Bu çerçevede ekil 2 imalat sanayi sektörleri için istihdama ilikin younlama oranlarnda, 2003-2004 ile 2007-2008 aras dönemde meydana gelen deiimi betimlemektedir. Pozitif deerler sektörün bu dönemde younlama anlamnda bu dönemde ilerleme kaydettiine, negatif deerler ise gerilediine iaret etmektedir. Younlama endekslerindeki 2003-2008 dönemindeki yüzde deiime bakldnda giyim eyas imalat (18) ile tbbi aletler; hassas ve optik aletler ile saat imalat (33) sektörlerinin önemli boyutlarda gerileme sergiledii görülmektedir. Özellikle giyim eyas (18) sektörünün istihdam içindeki paynn (%13) yüksek olmas bu gerilemenin bölge ekonomisi üzerindeki etkisinin büyük olduunun göstergesidir. Bununla birlikte younlama balamnda en büyük ilerleme gerçekletiren Radyo, TV, haberleme teçhizat ve cihazlar (32) ile ana metal sanayi (27) sektörleri bölgede yeni filizlenen sektörler görünümündedir ve younlama düzeyleri bir deerinin oldukça altndadr. Benzer biçimde Elektrikli makine ve cihazlar (31) ile motorlu kara tat, römork ve yar-römork imalat (34) ilerleme göstermekle birlikte henüz gelien sektörler konumundadr. Sektörlerin istihdam paylar, younlama endeksleri ile bu endekslerdeki deiimlerin analizi, gda ürünleri ve içecek (15) aaç ve mantar ürünleri (mobilya hariç) (20), kimyasal madde ve ürünleri (24), makine teçhizat hariç, metal eya sanayi (28) ile plastik ve kauçuk ürünleri imalat (25) sektörlerinin bölgenin temel (kilit) imalat sektörleri olduunu göstermektedir. stihdama ilikin younlama oranlar ile bu oranlardaki yüzde deiim önemli bilgiler salamakla birlikte bu bulgularn katma deer verileriyle desteklenmesi gereklidir. Ancak Türkiye statistik Kurumu 2001 sonras dönemde bölge baznda üretim ve katma deer verileri yaynlamamaktadr. Bu nedenle üretim ve/veya katma deerlerin belli ölçülerde göstergesi kabul edilebilecek ciro deerleri kullanlmtr. ekil 3 imalat sanayi alt sektörleri için ciro verilerine dayanarak hesaplanan yöresel endüstri younlama oranlarn vermektedir. 22 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri ekil 2: TR62 Adana, Mersin Bölgesinde Endüstriyel Younlamadaki % Deiim (stihdam) ekil 3: TR62 Adana, Mersin Bölgesi Endüstriyel Younlama (LQ) Oranlar (Ciro) malat sanayi sektörlerinin ciro verileri için TR 62 Adana Mersin Bölgesinde younlama oranlar hesaplanmtr. Younlama oran 1,2’nin üzerinde olan baka bir ifade ile ynlamaya iaret edebilecek sektörler MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 23 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri arasnda, gda ürünleri ve içecek imalat (15), tekstil ürünleri imalat (17), mobilya hariç aaç ve mantar ürünleri imalat (20), kimyasal madde ve ürünleri imalat (24) ile metalik olmayan dier mineral ürünlerin imalat (26) sektörleridir. Ayrca, kat ve kat ürünleri imalat (21) ile plastik ve kauçuk ürünleri imalat (25) sektörlerinin 2003-2008 döneminde ciro açsndan önemli gelime gösterdikleri görülmektedir. Bu sektörlerin bölge imalat sanayinin temel sektörlerini oluturduklar, bölge imalat sanayi istihdamnn yüzde 58,1 ile toplam imalat sanayi cirosunun % 84’ünü saladklar görülmektedir. stihdam açsndan hesaplanan younlama oranlarndan farkl olarak ciro deerlerine dayal younlama oranlar açsndan temel fark tekstil ürünleri imalat (17), kat ve kat ürünleri imalat (21) ve metalik olmayan dier mineral ürünlerin imalat (26) sektörlerinde görülmektedir. Bulgular bu sektörlerin verimlilik art salayacak bir deiim geçirdiklerine iaret etmektedir. Bununla birlikte, makine teçhizat hariç, metal eya sanayi (28) ve tbbi aletler; hassas ve optik aletler ile saat imalat (33) sektörlerinin ciro açsndan younlama oranlar bir deerini amakla birlikte 1,2 deerinin altnda kalmtr. Geriye kalan sektörlerin ise (LQ<1) bölge talebine cevap veremedikleri söylenebilir. stihdam ve ciro verilerinden elde edilen bulgularn ihracat verileriyle desteklenmesi amacyla Adana, Mersin (TR62) Bölgesi için ihracat verileri kullanlarak hesaplanan younlama endeksleri 2003-2004, 2007-2008 ve 2011-2012 yllar için hesaplanarak ekil 4’te verilmitir. hracat younlama oranlar istihdam ve ciro verilerine dayal younlama oranlarn destekleyen bulgular vermektedir. hracat younlama oranlar da, gda ürünleri ve içecek imalat (15), tekstil ürünleri imalat (17), mobilya hariç aaç ve mantar ürünleri imalat (20), kat ve kat ürünleri imalat (21), kimyasal madde ve ürünleri imalat (24), plastik ve kauçuk ürünleri imalat (25), ile metalik olmayan dier mineral ürünlerin imalat (26) sektörlerinin Türkiye ortalamasnn üzerinde performans sergilediklerine iaret etmektedir. hracat verileriyle hesaplanan younlama endekslerinin istihdam ve ciro oranlarna göre oldukça yüksek olmas serbest bölge ve dahilde ileme rejimi ile belli ölçülerde açklanabilir. Elde edilen bulgular dier çalmalarn sonuçlar ile tutarldr. Örnein Devlet Planlama Tekilat Müstearl tarafndan 2006 ylnda yaplan “llerde Öne Çkan Sanayi Sektörleri” çalmasna göre Mersin linde gda mallar ve içecek imalat, metalik olmayan dier mineral ürünler imalat ile aaç ve aaç mantar ürünleri imalat olmak üzere üç imalat sektörü öne çkmaktadr. Ayn çalmaya göre Adana linde gda mallar ve içecek 24 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri imalat, kimyasal madde ve ürünlerin imalat ile tekstil ürünleri imalat sektörleri öne çkmaktadr (DPT, 2006). ekil 4: TR62 Adana, Mersin Bölgesi Endüstriyel Younlama (LQ) Oranlar (hracat) Biliim, iletiim ve ulam alanndaki teknolojik ilerlemeler ve küreselleme süreci beraberinde sosyal ve ekonomik deiimleri de getirmitir. Bölgesel gelime yaklamlarndaki deiime paralel olarak bölgesel politika ve stratejiler de deiime uramtr. Kamu ve özel sektör yatrmlarnn az gelimi bölgelere yönlendirmeye çalan politikalarn yerini bölge kaynaklarn harekete geçirmeye çalan, bölgesel ynlama, yenilik ve ibirlii gibi kavramlar öne çkaran politikalar almtr. Bu yeni yaklamda, yerel dinamiklerin ve yerel aktörler aras ibirlii ve egüdümün önemi ortaya çkmaktadr. Kümelenme oldukça cazip bir bölgesel gelime politikas arac görülmekte ve bölgesel bazda öne çkan sektörlerin belirlenmesi gerei ortaya çkmaktadr. Bu çerçevede, sektörel younlama oranlar, sektörler aras balantlarn ortaya konmas ile uzman görülerinin toplanmas bölgelerin gelime stratejilerinin belirlenmesinde ilk adm oluturmaktadr. Türkiye’de son dönemde özelikle sektörel younlama olan bölgelerde kümelenme yaklamnn benimsenmesi ve uygulanmas yönünde çeitli çalmalar yaplmaktadr. Söz konusu çalmalar, Türkiye’de kümelenme potansiyeli tayan yerlere ve aktörler arasnda kümelenmeye MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 25 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri ciddi bir merak ve istek olduunu göstermesi bakmndan dikkat çekicidir (Alsaç, 2010). 5. SONUÇ Teorik yazna göre ekonomik faaliyetlerin belli bir yörede ynlamasyla, firmalar uzmanlam igücü havuzundan ve ihtisas gerektiren ara-girdi ve hizmetlerden yararlanabilmektedir. Ayrca, teknolojik yaylma etkileri, bilgi, bilginin yaratlmas ve kullanlmas srasnda ortaya çkan pozitif dsallklardan da yararlanabilmektedir. Firma ve endüstriler dank mekanlarda üretim yapmalar durumunda elde edemeyecekleri avantajlar belli bir bölgede kümelenerek elde edebilmektedir. Bu nedenle çou bölgenin kalknma çabalar ve stratejileri kilit sektör denebilecek öne çkan sektörlerin belirlenmesiyle balamaktadr. Bu çalmada Adana, Mersin (TR62) bölgesinde öne çkan sektörler istihdam, ciro ve ihracat verileri kullanlarak hesaplanan younlama oranlarna göre belirlenmeye çallmtr. Younlama oranlar ile birlikte sektörlerin toplam imalat sektörü içinde istihdam ve ciro paylar dikkate alnarak deerlendirmeler yaplmtr. Elde edilen bulgular Adana, Mersin bölgesinde gda ürünleri ve içecek (15), aaç ve mantar ürünleri (mobilya hariç) (20), kimyasal madde ve ürünleri (24), plastik ve kauçuk ürünleri imalat (25) ile metalik olmayan dier mineral ürünlerin imalat (26) sektörlerinin bölgenin temel (kilit) imalat sektörleri olduunu göstermektedir. Bulgular dier çalmalarn bulgularyla tutarldr. Kilit sektörlerin belirlenmesinden sonra bölgede sektörlerin temsilcilerinin görüleri ve dier çalmalar yaplarak sektörler aras balantlarn ortaya konmas gereklidir. Baka bir ifade ile hazrlanacak bölgesel girdi-çkt tablosundan yararlanlarak bölgesel kalknma stratejilerinin belirlenmesi ikinci aamay oluturacaktr. Ancak bölge bazl girdi-çkt tablolar olmadndan Türkiye bölgeleri için sektörler aras balantlara ve yapsal deiimi dikkate alarak kilit sektörlerin belirlenmesi mümkün olmamaktadr. Bu kstlara ramen bölge için belirlenen kilit sektörler için u özelliklerin vurgulanmas yerinde olacaktr. Öne çkan sektörler teknoloji snflamasnda kaynaa dayal ve/veya düük teknoloji grubunda yer almaktadr. Bölgede orta veya ileri teknoloji younluuna sahip herhangi bir sektörün öne çkmad görülmektedir. 26 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri 6. KAYNAKÇA ALAÇ, F., (2010); “Bölgesel Gelime Arac Olarak Kümelenme Yaklam ve Türkiye için Kümelenme Destek Modeli Önerisi”, DPT Uzmanlk Tezi, http://ekutup.dpt.gov.tr/uztez/falsac.pdf, Eriim tarihi: 2010. BEKELE, G.W., JACKSON, R.W., (2006); “Theoretical Perspectives On Industry Clusters”, Regional Research Institute Research Paper, No:2006/5, West Virginia University. ÇALAR, E., (2006); “Türkiye’de Yerelleme ve Rekabet Gücü: Kümelenmeye Dayal Politikalar ve Organize Sanayi Bölgeleri”, Bölgesel Kalknma ve Yönetiim Sempozyumu, Bildiri kitab, 7-8 Eylül 2006. DPT (2006); “llerde Öne Çkan Sanayi Sektörleri”, DPT Yayn No: 2693, Ankara. ERAYDIN, A., (2011); “Sanayi Kümelerinin Bölgesel Gelimenin Ana Amaçlar Açsndan ncelenmesi”, Bölgesel Kalknma ve Yönetiim Sempozyumu, Sanayi Politikasnn Yönetiimi, Bildiri kitab, 27-28 Ocak 2011, Ankara. FUJTA, M., THSSE, J., (2002); “Economics Of Agglomeration: Cities, Industrial Location, And Regional Growth”, Cambridge University Press, Cambridge. HARVEY, D., (1997); “Postmodernliin Durumu”, (Çev. SAVRAN, S., Metis Yaynlar, stanbul). HRSCHMAN, A.O., (1992); “Rival Views Of Market Society And Other Essays”, Harvard University Press, Cambridge/Massachusetts. KARA, M., (2008); “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Kavram ve Bölgesel Kalknma Politikalarna Yansmalar”, DPT Uzmanlk Tezi, Yayn No: 2774, Ankara. KRUGMAN, P., VENABLES, A.J., (1996); “Integration, Specialization, And Adjustment”, European Economic Review, 40 (3-5), 959-967. KRUGMAN, P., (1991); “Increasing Returns And Economic Geography”, Journal of Political Economy, Vol. 99, No: 31, 483-499 KRUGMAN, P., (1999); “The Role Of Geography In Development”, International Regional Science Review, Vol. 22, Issue: 2, 142-161. KUM, M., (2011); “ktisadn Yeni Corafi Açlm: Yeni Ekonomik Corafya Yaklam”, Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Say: 30, No:1, 235-255. KUMRAL, N., (2004); “Endüstriyel Yerelleme: Türkiye NUTS1 Bölgeleri Örnei”, ktisat, letme ve Finans, Yl: 19 ubat, 66-75. LUCAS, R., (1988); “On The Mechanics Of Economic Development”, Journal of Monetary Economics, 22, 3-42. MARTN, R., (1999); “The New Geographical Turn In Economics: Some Critical Reflections”, Cambridge Journal of Economics, 23 (1), 65-91. PORTER, M.E., (2000); “Location, Competition, And Economic Development: Local Clusters In A Global Economy”, Economic Development Quarterly, 14 (1), 15-34. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 27 MALİ UFUKLAR Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri ROMER, P., (1986); “Increasing Returns And Long-Run Growth”, Journal of Political Economy, 94 (5), 1002-1037. WOLFE, D., GERTLER, M., (2004); “Clusters From The Inside And Out: Local Dynamics And Global Linkages”, Urban Studies, May, Vol. 41, 1071-1093. 28 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR TARHSEL AÇIDAN TÜRK SGORTACILIK SEKTÖRÜ VE YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI Turgut Turul TURABOLU Acbadem Grubu Sigorta Araclk Hizmetleri A.. Ataehir-STANBUL 0 216 5715707 [email protected] Yrd.Doç.Dr. Tuncay Turan TURABOLU Mersin Üniversitesi ..B.F. letme Bölümü Çiftlikköy Kampüsü-MERSN 0 324 3610001 [email protected] ÖZET Yllarca içine kapal ve duraan bir yap sergileyen Türk Sigorta Sektöründe, son yllarda kayda deer bir hareketlenme gözlenmektedir. Ekonomik büyüme, finansal piyasalarn geliimi, yasal düzenlemeler ve kurumsal gelimeler söz konusu hareketlenmenin temel nedenleri arasnda yer almaktadr. Buna göre; ekonomi yönetiminin sektöre bak farkllarken, yabanc sermayeli irketlerin youn ilgisinin de etkisi ile sektörde önemli ölçüde deiim yaanmaktadr. Söz konusu deiim Türk sigorta sektörünün sadece sermaye yapsn etkilememekte; araç, yöntem, istihdam, bilinirlik vb. konularda farkl yaklam ve uygulamalar da gündeme getirmektedir. Anahtar Kelimeler: Türk sigorta sektörü, yabanc sermaye, Türk sigorta irketleri. Jel Snflamas: F21, F23, G22, G28, N24. TURKISH INSURANCE SECTOR FROM HISTORICAL VIEW AND FOREIGN CAPITAL INVESTMENT ABSTRACT There has been a significant amount of movement in Turkish insurance sector last few years. Economic growth, evoluation of financial markets, legal regulations and instutional developments are main factors of this movement. For this, with the changed of goverment policies and increasing interest of foreign-capital supported companies leads important changes on insuarance sectors. This changes doesn’t only about capital structures but interested in insturuments, methods, professionals so on. Keywords: Turkish insuarance sector, foreign investment, Turkish insuararnce companies. Jel Codes: F21, F23, G22, G28, N24. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 29 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları 1. GR Sigorta, gelecekte meydana gelebilecek olas zararlarn bugün ödenen bir prim karl devredilmesidir. Bir dier deyile, gelecee ilikin risk belirli bir prim karl el deitirir. Zaman içinde, sözü edilen risklerin nicelik ve niteliindeki arta bal olarak sigortaclk sektörü de gelimi ve artan bir ekonomik hacme sahip olmutur. Modern anlamda denizar nakliyat sigortalaryla balayan sigortaclk; yangn, hayat, tarm, mühendislik, hukuksal koruma, kredi sigortalar vb. gibi pek çok branta teminat verir hale gelmitir. 19.yüzyln sonlarna doru yabanc sigorta irketlerinin temsilcilikleri ile faaliyetlerine balayan ülkemiz sigortaclk sektörü, son yllarda yaanan ekonomik geliime paralel biçimde, yabanc irketlerin yeniden arlklarn artrmalarna tanklk etmektedir. Yabanc sigorta irketleri, azalan kar marjlarnn da etkisiyle yüksek pazar potansiyeline sahip olduuna inandklar ülkelere yatrm yapmaktadrlar. Büyüme potansiyeli yüksek ve yasal düzenlemelerle kurumsal altyapsn gelitirmi bulunan ülkemiz sigortaclk sektörü de, sözü edilen bu yabanc irketlerin ilgisini çekmektedir. Dünya sigortaclk sektörünün önde gelen irketlerinin youn ilgisi ile birlikte, %70’e ulaan yabanc sermaye pay bunu kantlar niteliktedir. Ülkemiz sigortaclk sektörü, tüm bu gelimelere karn yine de yeterli ekonomik büyüklüe ulam durumda deildir. Bu çalmada, ülkemiz sigortaclk sektörü tarihsel geliimi açsndan konu edilerek, yabanc sermaye yatrmlarnn nedenleri ve etkileri aratrlmaktadr. Bu bak açsndan; çalmann ikinci bölümünde, Türk sigortaclk sektörü kronolojik olarak incelenmi, sektörün finansal piyasalar içindeki yeri ve önemi ele alnmtr. Üçüncü bölümde, yabanc sigorta irketlerinin ülkemiz sigortaclk sektöründeki yeri, ülkemiz sigortaclk sektörüne yatrmda bulunma nedenleri incelenmi ve söz konusu hareketliliin olas etkileri belirlenmeye çallmtr. 2. TÜRK SGORTACILIK SEKTÖRÜ 2.1. Osmanl mparatorluu Dönemi Türkiye’de ilk sigortaclk uygulamalarnn Osmanl mparatorluu döneminde balad görülmektedir. mparatorluun gücünün doruuna ulat Kanuni Sultan Süleyman’n padiahl döneminde, Avrupa’da uygulanmakta olan deniz nakliyat ile ilgili bütün sigorta türleri 30 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları kullanlmaktayd. 1838 Baltaliman Ticaret Anlamas ile d ticaretin önemli ölçüde genilemeye balamas, sigortaclk faaliyetlerine duyulan ihtiyac daha da artrmtr. ngiltere ve Fransa’nn deniz nakliyatnda sigortay zorunlu hale getirmesi sonucunda; stanbul, zmir, Beyrut, Trabzon ve Selanik gibi liman kentlerinde sigortaclk faaliyetleri artmaya balam, yabanc sigorta irketlerinin söz konusu kentlerde açlan ubelerinde, Osmanl vatandalar da görev alm ve bunlar bir süre sonra kendi iyerlerini açmlardr (Kazgan, 1998, s.29). Artan ticaretle birlikte sermaye birikimi ve yaam ekli deiirken, tarihi boyunca yangn gerçeiyle yaam stanbul’da, sigorta ile güvence elde etme istek ve ihtiyac da ortaya çkmtr. Osmanl mparatorluu’nun Avrupa ile ticari ilikilerinin merkezi olan Beyolu’nda (Pera) çkan 1870 yangn, sigorta ihtiyacn tüm gerçekliiyle ortaya koymutur (Kazgan, 1998, s.36). Büyük Beyolu Yangn, yangn sigortas bata olmak üzere baz sigorta türlerinin yaygnlamasnn, dünyadaki uygulamalarla paralellik gösterdiine ilikin güzel bir örnektir.† Osmanl mparatorluu’nda gerçek anlamda ilk sigortaclk faaliyetleri, Bank Hanson adl ngiliz bankasnn önderliinde Sun, Northern ve North British adndaki sigorta irketlerinin 1872 ylnda açtklar temsilciliklerle balamtr. Söz konusu firmalar, duyulan gereksinimi karlamakla birlikte, sigorta irketlerinin kuruluunu ve sigorta faaliyetini düzenleyen ve denetimini içeren mevzuatn olmay nedeniyle, merkezlerinden aldklar talimatlar dorultusunda faaliyetlerini yürütmülerdir (Külünk, 1974, s.50). Osmanl mparatorluu’nda merkezi yabanc bir ülkede olmakszn kurulan ilk sigorta irketi, Osmanl Umum Sigorta irketi olup yine sermayeleri yabanclara ait olan Osmanl Bankas, Tütün Rejisi ve Duyun-i Umumiye dareleri ortaklar arasnda yer almaktadr. irketin acentelik ilerini, Osmanl Bankas ve Tütün Rejisinin ubeleri yerine getiriyordu † 1870 Beyolu (Pera) yangn öncesinde; 1862’de stanbul’da Riunione Adriatica di Sigurta (RAS), 1863’te zmir’de London Sun Insurance Company ve 1869’da stanbul’da Helvetia yangn sigortas alannda faaliyet gösteriyorlard. 1870 Beyolu (Pera) yangn, 1666 Büyük Londra yangn sonrasnda olduu gibi Osmanl mparatorluu’nda da yangn sigortalarna olan talebi artrm; 1870’te Mannheim, 1872’de Northern ve North British, 1878’de La Fonciere ve Nord Deustche irketleri de yangn sigortaclna balamtr (Baskc, 2002, s.6). MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 31 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları (Kazgan, 1999, s.102). Türkiye’de ilk Hayat Sigortas sözlemesi ise, 1913 ylnda Ünyon Sigorta irketince düzenlenmitir. Osmanl hukukunda sigortaya ilikin ilk hükümler, 28 Temmuz 1850 tarihli Kanunname-i Ticaret’in 29. maddesindeki “sigorta maddesi ile umur- ticaret-i bahriyyeye müteallik kaffe-i deavinin ticaret muhakemelerinin bahriyye meclislerinde rüyet ve faslolunaca” ifadesinden ibaretti. 21 Austos 1863 tarihli, Kanunname-i Hümayun- Ticaret-i Bahriyye’nin 11. bölümü sigorta konusuna ayrlmt (Kazgan, 1998, s.35). Sözü edilen hukuki düzenlemelerin yetersizlii nedeniyle, 44 yabanc sigorta irketi aralarnda örgütlenme ihtiyac duymu ve 12.07.1900’da “stanbul’da Faaliyette Bulunan Yangn Sigorta irketleri Sendikas” adyla bir meslek kuruluu oluturulmu, 1916 ylnda 81 üyeli “Türkiye’de Çalan Sigorta irketleri Cemiyeti” ne dönümütür (www.tsrsb.org.tr, 2003). 13.12.1914’de “Ecnebi Anonim ve Sermayesi Eshama Munkasem irketleri Hakkndaki Kanun-u Muvakkat” kabul edilmitir. 2.2. Türkiye Cumhuriyeti Dönemi Cumhuriyet ilan edilmeden önce toplanan zmir ktisat Kongresi’nde, sigortaclk da ele alnmtr. Tüccar Grubunun Esaslar arasnda; sigortaclar sendikasnn feshi, milli sigorta irketlerinin kurulmas ve sigortaclk ile ilgili yeni bir yasann hazrlanmas yer almtr. Bu öneriler dorultusunda 1924’de Sigortaclar Sendikas fesh edilerek yerine kurulan Sigortaclar Kulübü, 1960’da Türkiye Sigorta ve Reasürans irketleri Birlii’ne (TSRSB) dönümütür. Yine 1924’te Türkçe kullanma zorunluluu getirilirken, 1927’de “Sigortacln ve Sigorta irketlerinin Tefti ve Murakabesi” hakkndaki kanunla önerilen yasal düzenlemeler gerçekletirilmitir (Kazgan, 1998, s.70-72). Reasürans tekelini yürütmek üzere Türkiye Bankas tarafndan 26 ubat 1929 tarihinde kurulan Milli Reasürans T.A.., 19 Temmuz 1929 tarihinde faaliyete geçmitir (www.millire.com, 2008). Dünyadaki ilk reasürans tekellerinden biri olan Milli Reasürans, önceleri tepki gördüyse de, haksz rekabeti ve keyfilii önlemesi, tazminatlarn zamannda yatrlmasn salamas yönündeki faydalaryla Türk sigortaclnn gelimesinde olumlu rol oynamtr. Söz konusu düzenlemelere ramen o tarihlerde halen yangn sigortalarnn önemli bir i payna sahip olduu ve üretilen primin önemli bir bölümünün ticaretin youn olduu birkaç kentten elde edildii 32 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları anlalmaktadr. Örnein; 1932 ylnda toplam prim üretimi içinde yangn brannn %61, hayat brannn %26, nakliyat brannn %11, kaza brannn %2 pay bulunurken, toplam prim üretiminin %80’i stanbul, zmir, Samsun, Mersin ve Trabzon gibi ky kentleri ve ticaret merkezlerinde gerçekletirilmitir (Kazgan, 1999, s.163). 1938’de yürürlüe giren bir kanunla sigorta irketlerinin ihtiyatlarn ülke snrlar içinde tutmalar zorunlu tutulurken, 1939 ylnda sigorta irketleri Ticaret Bakanl’na balanmtr (Külünk, 1974, s.20). 1950’li yllar genel olarak Türk ekonomisi için olduu gibi sigortaclk sektörü için de önemli bir dönemdir. Ulatrma politikalarnda deniz ve demiryollarnn aksine, karayolu ulamnn ön plana çkartlmas ve 1953’den itibaren motorlu tat araçlarnn zorunlu kaza sigortas kapsamna alnmas, sigortacln gelimesinde önemli rol oynamtr. Bu dönemde kamu bankalarnn ve baz kamu kurumlarnn sigorta irketi kurduklar görülmektedir. 1950’de Tekel Genel Müdürlüü Personeli Yardmlama Sand ve Türkiye Tütün Bankas’nn ortakl ile nan Sigorta, 1955 ylnda eker Sigorta, 1957’de Toprak Mahsulleri Ofisi, Vakflar Bankas ve stanbul Bankas’nn ortakl ile Güne Sigorta, 1958 ylnda Devlet Demiryollar ve Raybank’n itirakiyle Ray Sigorta ve Sanayi Sigorta irketleri kurulmu, 1959 ylnda Cihan Sigorta, Birlik Sigorta ve Baak Sigorta faaliyete geçmitir (Sergici, 2001, s.170). 1954’te Yabanc Sermayeyi Tevik Kanunu ile kâr transferine ilikin tüm snrlamalar kaldrlrken, 30.12.1959 tarihinde 7397 sayl “Sigorta irketlerinin Murakebesi” kanunu yürürlüe girmitir (www.tsrsb.org.tr, 2003). 27 Mays 1960’dan sonra DPT’nin kuruluu ile birlikte geçilen planl ekonomi döneminde yaplan ilk dört Be Yllk Kalknma Plan’ndan; birinci BYKP’de sigorta konusuna hiç deinilmemi, ikinci ve üçüncü BYKP’de yeni sigorta irketlerinin kurulmas yasaklanm, dördüncü BYKP’de yasaklayc bir hüküm bulunmamakla birlikte bak açs deimemitir. Zaten küçük olan sigorta portföyünün daha küçük parçalara bölünmesini önlemek için gidelen yasaklama yolu, beklentinin aksine mevcut sigorta irketlerinin büyümesini salayamamtr (Büyükkaya, 1981, s.284). Sigortacla ilikin olarak bu dönemde görülen az saydaki gelimeden birisi ise, 29 Mays 1970’de Türk Sigorta Enstitüsü’nün kurulmas olmutur (www.millire.com, 2008). Ülkemizde liberal ekonomik düzenin uygulanmaya balanmas ile özdeleen ve 24 Ocak 1980 tarihinde yürürlüe giren 24 Ocak Kararlar ile MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 33 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları birlikte finans ve kambiyo alanlarnda serbestlemeye gidilmesine yönelik uygulamalarnn ön plana çkmaya balamas, sigortaclk sektöründeki gelimelere hz vermitir (yibozkurt, 1999, s.231). Bunun sonucu olarak; ilk Salk Sigortas 1986’da uygulanmaya balanm, 1990’da ayr bir bran haline getirilmi ve prim üretiminde dikkat çekici bir büyümeye sahne olmutur (SDK, 1994, s.98). 1987 ylnda yürürlüe giren 3379 sayl kanunla; 1959’da çkarlan 7397 sayl kanundaki yasal boluklarn doldurulmas, sigorta irketlerini finansal açdan güçlendirecek önlemlerin alnmas ve sigorta arac kurulularnn faaliyetlerinin yeniden düzenlenmesi hedeflenerek sektörün ihtiyaçlarnn karlanmaya çallm, sigorta irketleri Hazine ve D Ticaret Müstearl’nn görev alanna dahil edilerek finansal sistemin bir parças haline getirilmilerdir. Kanunla birlikte, “Sigorta ve Reasürans irketler Birlii’de kamu kurumu niteliinde meslek kuruluu kimliine kavumutur. 1 Mays 1990’dan itibaren; Kaza (zorunlu sigortalar hariç) ve Mühendislik Sigortalar ile Zirai Sigortalarda, 1 Ekim 1990’dan itibaren de Yangn ve Nakliyat sigortalarnda Serbest Tarife Sistemine geçilmitir. 1 Ocak 1995’de sigorta primlerinin tahsili sorununa çözüm getirmek amacyla, primlerin acente cari hesaplar üzerinden takibi sistemi yürürlükten kaldrlarak poliçe baznda takip sistemi uygulamaya konulmutur. 2000 ylnda, 1999’da yaanan ykc deprem felaketlerinin ardndan meskenler için zorunlu tutulan deprem sigortasn yürütmek üzere “Doal Afet Sigortalar Kurumu (DASK)” oluturulmutur. 1927’de zorunlu tutulmu bulunan reasürans devri uygulamasna 31.12.2001'de son verilmi, 28 Mart 2001’de kabul edilen “Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatrm Sistemi Kanunu” ile kurulan bireysel emeklilik sistemi, 27 Ekim 2003’de uygulanmaya balamtr. 16 Aralk 2003’de Trafik Sigortas Bilgi Merkezi faaliyete geçmi, 14 Haziran 2005’de Tarm Sigortalar Kanunu çkarlm, 03 Haziran 2007’de Sigortaclk Kanunu kabul edilmitir. 2.3.Sigortaclk Sektörünün Finansal Piyasalar çindeki Yeri ve Önemi Sigortaclk; benzer risklerle karlama olasl bulunan kii ve kurulularn dayanmasna yönelik bir organizasyon olarak balam, zamanla ticareti uluslararas alana yayan, giriimci saysn artran, kredi olanaklar yaratan, ekonomi yönetimleri için önemli bir vergi kayna 34 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları oluturan ve fon yaratp bu fonlar yatrma dönütüren bir faaliyet haline gelmitir (nal, 1997, s.51). Sigortaclk, sadece riskleri güvence altna almak ve bunlarn gerçeklemesi halinde ortaya çkan zarar karlamaktan ibaret olmayp, prim ve öz sermaye birikimlerinden oluan fon gücünü yatrm alanlarna aktararak, ekonomik yap ve kalknmaya katkda bulunan bir sektördür (Uralcan, 2002, s.81). Sigorta irketlerini dier sektörlerde faaliyet gösteren irketlerden ayran temel özellik, belirli yatrmlar için kaynak salamay amaçlamayp, biriken fonlar ek gelir elde etme düüncesiyle yatrm alanlarna aktararak kaynak oluturmalardr. Buna göre sigorta irketleri açsndan en uygun yatrm araçlar; kaliteli ve riski az tahviller ile ipotek karl uzun vadeli kredilerdir. Sigorta irketlerinin hisse senetlerine yaptklar yatrmlar ise, daha çok yükümlülüklerini karladktan sonra uzun vadeli gelirlerini arttrma amacna yöneliktir (Büker ve Bayar, 1998, s.348). Büyük tutarlardaki sigorta fonlarnn sermaye piyasasnda deerlendirilmesiyle, ksa süreli fiyat dalgalanmalar azalmakta ve ekonomide istikrar salanmaktadr (Berk, 2001, s.7). Tablo 1: Türk Finans Sektörünün Ekonomik Büyüklükleri Türk Finans Sektörünün Bilanço 2008 2009 Büyüklüü (Milyar TL) Bankalar 732,5 834,0 MKB (Kapitalizasyon) 182,0 350,8 TCMB 113,5 110,0 Sigorta irketleri 26,5 31,8 Menkul Kymet Yatrm Fonlar 24,0 29,6 GY 4,3 4,7 Finansal Kiralama irketleri 17,1 14,6 Emeklilik Yatrm Fonlar 6,0 9,1 Faktoring irketleri 7,8 10,4 Tüketici Finans irketleri 4,7 4,5 Arac Kurumlar 4,2 5,2 Reasürans irketleri 1,4 1,6 Varlk Yönetim irketleri 0,4 0,4 Menkul Kymet Yatrm Ortaklklar 0,6 0,7 GSYO 0,1 0,2 Finansal Holding irketleri 5,0 4,9 Portföy Yönetim irketleri 0,3 0,3 KGF 0,,1 0,1 Kaynak: Finansal Piyasalar Raporu, BDDK, Eylül 2012. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 2010 2011 06/2012 1.006,0 472,6 128,5 35,1 33,2 17,2 15,7 12,0 14,5 6,0 7,5 1,6 0,7 0,8 0,2 5,1 0,3 0,1 1.207,6 381,2 146,2 39,9 32,2 18,7 18,6 14,1 15,7 8,9 9,6 1,6 0,9 0,7 0,6 5,5 0,3 0,2 1.273,7 461,4 163,1 45,6 29,6 21,8 19,3 17,2 16,8 10,0 9,3 1,7 1,0 0,7 0,6 veri yok veri yok veri yok 35 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları Gelimekte olan ülke ekonomilerinin hizmetler kesimi içinde, sigortaclk en dinamik sektörlerden biridir. Gelimi ülke ekonomilerinde ise sigorta irketleri ekonomide etkin rol oynayan kurumlar haline gelmilerdir (Ertekin ve Batürk, 2005). Gösterdii büyük atlma ramen Türk sigortaclk sektörü, genel ekonomiye yukardaki faydalar henüz tam olarak sunabilme durumunda deildir. Türk Finans sektörüne bakldnda; sektörün bankaclk arlkl olduu, onu sermaye piyasas ile sigortacln izledii görülmektedir (Tablo 1). Sigortacln finans sektörü içindeki pay sadece %2,2’dir. Emeklilik fonlar ve reasürans irketlerinin de deerlendirmeye katlmas durumunda bu oran %3,1’e yükselmektedir. Bununla birlikte Türkiye’de, 1980 ylndan bu yana sigorta primi üretimindeki art ve kii bana üretilen primin GSMH içindeki pay, gelimi ülkelere oranla daha büyük bir oranla artma eilimindedir. 3.TÜRK SGORTACILIK SERMAYE YATIRIMLARI SEKTÖRÜNDE YABANCI Günümüzde irketler, küreselleme olgusunun da yardmyla dier irketleri satn alarak veya onlarla birleerek üretim hacimlerini artrmakta, ürün ve hizmet çeitliliklerini zenginletirmektedirler. Türk ekonomisinde yaanan olumlu gelimeler pazarn sahip olduu yüksek potansiyelle birleince, kendi ülkelerinde büyüme olana kalmayan yabanc irketler için cazip yatrm frsatlar ortaya çkmaktadr. 3.1.Yabanc Sermayeli Sigorta irketlerinin Türk Sigortaclk Sektöründeki Yeri ve Önemi Cumhuriyet öncesi dönemde yabanc sigorta irketlerinin temsilcilikleri ile balayan sigortaclk faaliyetlerinin sonucunda sigorta irketlerinin says 1908’de 120’yi bulmutur. Cumhuriyetin ilann izleyen günlerde; devletin sigorta irketlerine tescil ve ihtiyat akçesi ayrma zorunluluu getirmesi, baz irketlerin mali durumlarnn bozulmas, i sahalarnn daralmas, sigortaclk faaliyetleri açsndan karl bir faaliyet alan oluturan zengin toprak parçalarnn ülke snr dnda kalmas, nüfus mübadelesi ve zmir yangn bu saynn azalmasna hz katm ve Cumhuriyet’in ilk yllarnda Türkiye’de faaliyet gösteren sigorta irketi says 53’e kadar inmitir (Kazgan, 1999, s.72). 1932 ylnda; 8’i Türk, 29’u yabanc (7 Alman, 7 Fransz, 4 sviçre, 4 talyan, 3 ngiliz, 2 Avusturya, 1 Bulgar ve 1 spanyol) toplam 37 sigorta 36 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları irketinin faaliyet gösterdii görülürken, II. Dünya Savann etkisiyle piyasalarda oluan durgunluk, sektörü olumsuz yönde etkilemitir. Ülkemizde; 1966 ylnda 20 yerli, 20 yabanc; 1970 ylnda 21 yerli, 18 yabanc; 1980 ylnda 21 yerli 15 yabanc; 1985 ylnda 22 yerli, 14 yabanc; 1987 ylnda 24 yerli, 18 yabanc; 1996 ylnda 42 yerli, 13 yabanc; 2004 ylnda 42 yerli, 5 yabanc sigorta irketi bulunmaktayd (Ererdi, 1998, s.62). Ancak 1994 ylndan sonraki dönemde görülen sigorta irketi saysndaki art, mevcut sigorta irketlerinin hayat branndan ayr olarak irketlemesinden kaynaklanmaktadr (Kazgan, 1999, s.169). Son yllardaki dorudan yabanc sermaye hareketlerinin sektörlere göre dalm incelendiinde, hizmetler sektörüne, özellikle de finans sektörüne youn bir ilginin olduu görülmektedir (Tablo 2). Tablo 2: Dorudan Yabanc Sermaye Yatrmlarnn Sektörel Dalm (milyar %) 2008 2009 2010 SEKTÖR 6.069 666 1.584 Mali Arac Kurulularn Faaliyetleri Elektrik, Gaz, Buhar ve Scak Su Üretimi ve 1.053 2.076 1.817 Datm 1.252 196 123 Gda Ürünleri, çecek ve Tütün malat 641 560 412 Gayrimenkul, Kiralama ve Faaliyetleri Toptan ve Perakende Ticaret; Motorlu Tat, 2.085 389 425 Motosiklet, Kiisel ve Ev Eyalarnn Onarm 200 336 117 Kimyasal madde ve ürünleri ile Suni Elyaf malat 170 391 212 Ulatrma, Depolama ve Haberleme 1.243 31 194 Ana Metal ve Fabrikasyon Metal Ürünleri malat 2.034 1.607 1.354 Dier 14.747 6.252 6.238 TOPLAM Kaynak: Uluslararas Dorudan Yatrmlar Raporu, T.C. Ekonomi Bakanl, 2011. 2011 6.031 4.259 649 578 523 316 239 211 3.081 15.887 Türkiye’deki mevcut sigorta irketi saysnn azl, genç nüfus saysnn çokluu ve sigorta algsnn olumlu yönde deimesi ile ortaya çkan potansiyel, yabanc irketler için cazip frsatlar sunmaktadr (Tablo 3). MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 37 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları Tablo 3: Insurance Europe Üyesi Ülke ve irket Saylar SIRA ÜLKE RKET SAYISI Büyük Britanya 1.213 1 Almanya 580 2 Fransa 434 3 sveç 361 4 spanya 279 5 Hollanda 227 6 talya 239 7 rlanda 227 8 Danimarka 174 9 Belçika 149 10 sviçre 148 11 Norveç 117 12 Lüksemburg 95 13 Yunanistan 71 14 Avusturya 72 15 Portekiz 78 16 Finlandiya 68 17 Polonya 61 18 19 Türkiye 65 Çek Cumhuriyeti 54 20 Romanya 43 21 Güney Kbrs 34 22 Bulgaristan 417 23 Macaristan 30 24 Slovakya 23 25 Lichtenstein 40 26 Malta 57 27 Hrvatistan 26 28 Letonya 22 29 Slovenya 20 30 Estonya 18 31 zlanda 13 32 Kaynak: http://www.insuranceeurope.eu, 16.03.2013. Türkiye Sigorta ve Reasürans irketleri Birlii’ne üye 65 sigorta irketi bulunmakta olup bunlarn 17’si bireysel emeklilik lisansna, 46’s yabanc sermaye payna sahiptir (Tablo 4). 38 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları Tablo 4: Türkiye’de Faaliyette Bulunan Sigorta irketleri RKET * Ace European Group Limited Acbadem Salk ve Hayat Sigorta Aksigorta AIG Anadolu Anonim Türk Sigorta ir. Anadolu Hayat Emeklilik A.. Ankara Anonim Türk Sigorta Aegon Emeklilik ve Hayat A.. Asya Emeklilik ve Hayat A.. Axa Sigorta Axa Hayat ve Emeklilik A.. Aviva Sigorta Avivasa Hayat ve Emeklilik Atradius Credit Insurance Groupama Sigorta A.. Groupama Emeklilik A.. BNP Paribas Cardif Hayat Sig A.. BNP Paribas Cardif Sigorta A.. BNP Paribas Cardif Emeklilik A.. Cigna Hayat Sigorta A.. CIV Hayat Sigorta A. Coface Sigorta A.. Demir Sigorta Demir Hayat Sigorta Dubai Group Sigorta A.. Ergo Sigorta A.. Ergo Emeklilik ve Hayat Sig. A.. Euler Hermes Sigorta A.. Eureko Sigorta Euro Sigorta A.. Fiba Hayat A.. Finans Emeklilik ve Hayat A.. Garanti Emeklilik ve Hayat Mapfre Genel Sigorta A.. Mapfre Genel Yaam Sigorta A.. Generali Sgorta A.. Güne Sigorta A.. Halk Sigorta A.. Halk Hayat ve Emeklilik A.. HDI Sigorta A.. Hür Sigorta A.. ING Emeklilik A.. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 HSSE SAHB Ace Group Walnut Holding Cooperaite Ageas AIG ÜLKES ngiltere B.A.E. Hollanda, Belçika ABD Aegon Hollanda AXA AXA Aviva Aviva Swiss Re&Sal Oppenheim Groupama Groupama BNP Parbas BNP Parbas BNP Paribas Cigna Talanx AG Coface Fransa Fransa ngiltere ngiltere Almanya, talya, Fransa Fransa Fransa Fransa Fransa ABD Almanya Fransa Oman Insurance Co. (P.S.C) Swiss Re Swiss Re Allianz Eureko ahin Immobilien Gmbh BAE sviçre sviçre Almanya Hollanda Avusturya NBG&Cigna Nederland Achmea Mapfre Internacional Mapfre Internacional Generali Groupama Yunanistan, ABD Hollanda spanya spanya talya Fransa Talanx AG Almanya ING Continentals Europa Hollanda 39 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları Inter Sigorta A.. Ik Sigorta A.. Allianz Sigorta A.. Allianz Almanya Allianz Hayat ve Emeklilik A.. Allianz Almanya Liberty Sigorta Liberty Mutual ABD Magdeburger Sigorta Allianz Almanya MetLife Emeklilik ve Hayat A.. MetLife ABD Merkez Sigorta Neova Sigorta A.. FTIC Kuveyt New Life Yaam Sigorta A.. Global Equitis Management Bahamalar Ray Sigorta A.. Vienna Insurance Group Avusturya Rumeli Sigorta A.. Rumeli Hayat Sigorta A.. SBN Sigorta A.. Sompo Japan Sigorta Sompo japan Insuransce Inc. Japonya S.S. Koru Sigorta Kooperatifi Türk Nippon Sigorta Harel Group srail Vakf Emeklilik A.. Groupama Fransa Yap Kredi Sigorta A.. Unicredit Group talya Yap Kredi Sigorta Emeklilik A.. Unicredit Group talya Ziraat Sigorta A.. Ziraat Hayat ve Emeklilik A.. Zurich Insurance Company Zurich Sigorta A.. sviçre *irketler, Kaynak: http://www.tsrsb.org.tr/tsrsb/Birlik/Uye+Sirketler, 17.03.2013. **Hisse Sahibi Yabanc irketler, Kaynak: lgili irketlerin web siteleri, 17.03.2013. Türk Sigortaclk sektöründe son yllarda yaanan ortaklk, birleme ve satnalmalar oldukça önemli bir deiime iaret etmektedir (Tablo 5). Tablo 5: Yabanc irketlerce Yaplan Satnalmalar (2006-2008) RKET Baak Sigorta Baak Emeklilik hlas Sigorta sviçre Sigorta Global Hayat Sigorta eker Sigorta Genel Sigorta Emek Hayat Sigorta Ray Sigorta Doan Emeklilik Garanti Sigorta Garanti Emeklilik * 40 YABANCI RKET Groupama Groupama HDI Ergo Dexia Liberty Mutual Mapfre GEM TBIH Fortis Eureko Eureko YATIRIM YILI 2006 2006 2006 2006 2006 2006 2007 2007 2007 2007 2007 2007 ORTAKLIK ORANI (%) 57 41 88 75 99,6 90 80 100 58,2 100 80 15 TUTAR (Milyon) 268 $ Açklanmad 16,8 $ Açklanmad 2,7 $ 59,6 $ Açklanmad Açklanmad 81,5 $ Açklanmad 365 € 100 € MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları Acbadem Salk ve Hayat Walnut Coop. Axa Oyak Sigorta AXA Teb Sigorta Zurich Ankara Emeklilik Aegon Koçallanz Sigorta Allianz SE Koçallanz Hayat ve Allianz SE Emeklilik Oyak Emeklilik ING Kaynak: http://www.tsrsb.org.tr, 12.06.2008 2007 2007 2007 2007 2007 50 35 100 100 43,4 Açklanmad 525 $ Açklanmad Açklanmad 248 € 2007 49 125 € 2008 100 110 € Söz konusu yabanc irketlerin büyük çounluu finans ve özellikle de sigortaclk sektöründe uzmanlam irketler olup Avrupa’nn en büyük 20 sigorta irketinden 11’i ülkemizde faaliyette bulunmaktadr (Tablo 6). Tablo 6: Avrupa’nn En Büyük 20 Sigorta irketi ve Prim Üretimleri SIRA RKET Allianz 1 AXA 2 Generali 3 Prudential 4 ING 5 Aviva 6 Zurich 7 Legal & General 8 Aegon 9 CNP 10 Old Mutual 11 Credit Agricole 12 Talanx 13 Ergo 14 Fortis 15 Standart Life 16 Groupama 17 Swiss Life 18 BNP Paribas 19 Coveo 20 Kaynak: http://www.cea.eu, 16.05.2008. TOPLAM PRM ÜRETM (Milyon €) 84.926 82.722 62.736 61.016 48.800 47.695 42.609 41.133 38.486 26.398 20.703 20.009 15.320 14.975 15.582 15.275 12.522 12.785 12.094 10.888 Bu veriler, irket satnalma veya ortaklklarn asl amacnn, sigortaclk sektöründe faaliyet göstermek ve ülkedeki potansiyeli deerlendirmek olduunun göstergesidir (Turabolu, 2008, s.40). MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 41 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları 2011 ylnda 16,8 milyar $ (17,165 milyar TL) prim üretimi gerçekletiren Türkiye’nin 4,6 trilyon $ olarak gerçekleen dünya sigorta prim üretimi içindeki pay %0,36’dr. Mart 2013 itibariyle bireysel emeklilik sisteminin fon büyüklüü ise 21,500 milyar TL’ye ulamtr (egm.org.tr, 23.03.2013). Toplumun gelime süreci içinde, kültür ve gelir seviyesindeki arta paralel olarak sigorta bilinci arttkça, kii bana düen prim tutar da doal olarak artacak ve sektör geliecektir. Oysa sektörün % 70’inin sadece 2 milyar $ karl yabanc sermayeli sigorta irketlerine devredilmi olmas, söz konusu irketlerdeki hisselerin düük bedellerle el deitirdiini, gelecekte yaratacaklar nakit akmlarnn dikkate alnmadn göstermektedir. Buna göre yabanc yatrmclar, Türk sigortaclk sektörünün geleceine çok uygun artlarla yatrm yapmaktadrlar. Ancak burada önemli olan, yabanc sermayeli irketlerin özkaynak açsndan büyüme gösterip gösteremeyeceidir. Eer prim artlarna ramen irketlerin saklama paylar artmaz, toplanan primler reasürans korumas ad altnda yurtdna gider veya elde edilen kar yurtdna transfer edilirse, sektörün büyümesi, finansal yaplarnn güçlenmesine yönelik olarak yllardr harcanan çabalar amacna ulaamayabilecektir (Nomer, 2007, s.9). 3.2.Türk Sigorta Sektörüne Yatrmlarndaki Artn Nedenleri Yönelik Yabanc Sermaye Uluslararas sigorta irketlerini Türkiye’de yatrm yapmaya iten nedenler; ülkemizin sahip olduu genç nüfus, gösterdii ekonomik büyüme, sahip olduu kârl ve verimli pazar potansiyeli, yaad finansal gelimeler ve gerçekletirilen yasal düzenlemeler olarak sralanabilir. 3.2.1. Sosyo-Ekonomik Gelimeler 3.2.1.1. Nüfus Yaps Yabanc irketlerin satnalmalarnn hz kazand 2007 yl itibariyle nüfusun ya aralklarna göre dalm incelendiinde; nüfusun %34,42’sinin 0-19, %52,31’inin 0-29 ya aralnda olduu görülmektedir (www.nvi.gov.tr, 12.05.2008). Tabiki yalnzca genç nüfusun fazla olmas, oldukça ciddi hesaplamalarn yapld sigortaclk sektörü için yeterli deildir. Nüfusun, özellikle genç nüfusun fazla olmasnn yannda, bu nüfusun nitelikli olmas da gerekmektedir. Nüfusun yapsnn, özellikle Bireysel Emeklilik Sigortas (BES) açsndan, sistemin yabanc yatrmclar tarafndan youn ilgi görmesinin temel nedenlerinden biri olduu 42 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları anlalmaktadr (Turabolu, 2008, s.47). Katlmc says 3.363.000’e ulaan BES’ten emekli olabilmek için 56 yan tamamlamak gerektiinden, emeklilik sözlemesi satma lisansna sahip irketlerin aktüeryal deerlendirmelerinde genç katlmc profili avantaj olarak görülmektedir (www.egm.org.tr, 23.03.2013). Çünkü; katlmc ya profilinin genç olmas, bireysel emeklilik fonlarnn sistemde uzun süre kalmasn salayarak, finansal piyasalarn derinlemesini mümkün klacak ve sigorta irketlerinin kârn olumlu yönde etkileyecektir. 2003 ylnda BES satna balandnda, lisans sahibi 11 BES irketinin sadece ikisinde yabanc pay bulunurken, günümüzde faaliyet gösteren 17 BES irketinin 13’ünde yabanc sermaye yatrm bulunmaktadr. 3.2.1.2. Ekonomik Büyüme Yabanc yatrmclar için; yatrmn yaplaca ülke ekonomisinin büyüklüü, derinlii, çeitlilii ve salaml yatrm kararnn alnmasnda dikkate alnan unsurlardr. Türk sigortaclk sektöründeki geliimin, ülkemizin ekonomik durumuyla balantl olmamas düünülemez. ekil 1: Genel Ekonomi-Sigortaclk Sektörü likisi (1997-2006) 40,00 30,24 PRM ARTI % 30,00 24,69 20,00 12,38 10,21 10,00 3,95 0,00 -10,00 13,23 14,92 12,54 11,74 1 2 3 4 -20,00 5 6 7 8 9 10 -17,06 YILLAR Kaynak: www.tsrsb.org.tr, 12.06.2008. 1997-2006 aralnda, hayat sigortas dndaki branlarda gerçekleen prim art incelendiinde, söz konusu balant açkça görülmektedir. Türk sigortaclk sektörü, ülke ekonomisinden daha yüksek oranl bir büyüme göstermitir. Bununla birlikte 1999 ve 2001 ekonomik krizlerinde prim art oranlar gerilemitir (SDK, 2006, s.30). MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 43 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları ekil 1’de de görüldüü üzere, ekonomik kriz yaanmayan yllarda sigortaclk sektörü her yl %10 ve üzerinde bir büyüme gerçekletirirken, ekonomik krizin yaand yllarda küçülme söz konusudur. 2001 ylnda krizin etkisiyle sektör %17 orannda küçülmütür. 3.2.2. Sigorta Pazarnn Sunduu Potansiyel 3.2.2.1. Karllk Ticaretin temel amaçlarndan biri olan karllk açsndan bakldnda, zorunlu trafik sigortasndan gelen büyük montanl teknik zarara ramen, sigorta irketlerinin 2006 yl toplam net dönem kar 233 milyon TL iken, 2007 ylnda bu tutar 632 milyon TL’ye yükselmitir. Bu durum, %171 orannda bir arta iaret etmektedir. 2011 yl teknik karll incelendiinde ise, hayat d branlarda 60 milyon TL, hayat brannda 198 milyon TL olmak üzere toplam 258 milyon TL kar elde edildii görükmektedir (tsrsb.org.tr, 12.05.2012). 3.2.2.2. Düük Sigorta Penetrasyonu (Prim/GSYH Oran) Yabanc yatrmclar ülkemiz sigorta pazarnda yatrm yapmaya iten önemli unsurlardan biri de, gelimi ülkelerle kyaslandnda oldukça düük kalan ve bu nedenle önemli bir potansiyel olduunu düündüren Prim/GSYH orandr (Turabolu, 2008, s.50). 2007 yl prim toplam 11,006 milyar TL iken, GSYH toplam 856,387 milyar TL olarak gerçeklemitir. 2007 yl verilerine göre sigorta primleri, GSYH’nn sadece %1,28’ini oluturmaktadr. Gelimi ülkelerde söz konusu oran %8-10 seviyelerinde bulunmaktadr (Uralcan, 2002, s.45). 2011 yl GSYH ise 1.294,893 milyar TL iken, prim üretimi 17,165 milyar TL olarak gerçeklemitir. Bu rakamlar dikkate alndnda prim üretimi GSYH’nn %1,32’sini oluturmaktadr. 3.2.2.3. Düük Sigorta Younluu (Prim/Nüfus Oran) Tablo 7’den de anlalaca üzere, sigorta primi/nüfus oran CEA ortalamasnda %1,83 iken, ülkemizde %0,10’dur. Türkiye, Avrupa Birlii’nin son iki üyesi olan Romanya ve Bulgaristan dndaki dier tüm ülkelerden daha düük bir prim/nüfus oranna sahiptir. Ayn deerlendirme 2011 yl sonuçlarna göre yapldnda, prim/nüfus younluunda %0,02 orannda bir art gözlenmektedir. 2007 ylnda prim/nüfus orannda 44 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları Türkiye’nin gerisinde olan Bulgaristan, 4 yllk bu sürede %0.11 ile ülkemizin önüne geçmitir. Tablo 7: Insurance Europe Üyesi Ülkelerin Prim/Nüfus Younluu TOPLAM PRM NÜFUS ÜLKE Lichtenstein 3.893 36 Lüksemburg 1.991 512 sviçre 45.306 7.870 Büyük Britanya 206.019 62.499 Hollanda 78.751 16.656 rlanda 11.400 4.570 Danimarka 21.881 5.561 Fransa 190.013 65.048 Finlandiya 18.145 5.375 Belçika 29.207 11.001 Norveç 15.096 4.920 sveç 29.689 9.416 Almanya 178.079 81.752 Avusturya 16.454 8.404 talya 110.228 60.626 spanya 59.568 46.153 Portekiz 11.666 10.572 zlanda 272 318 Slovenya 2.053 2.050 Güney Kbrs 859 840 Malta 301 415 Çek Cumhuriyeti 5.957 10.487 Yunanistan 4.885 11.310 Macaristan 2.939 9.986 Slovakya 2.109 5.392 Polonya 13.869 38.530 Hrvatistan 1.229 4.412 Estonya 283 1.340 Letonya 316 2.075 Türkiye 7.342 73.723 Bulgaristan 813 7.369 Romanya 1.845 21.414 TOPLAM 1.072.460 590.632 Kaynak: http://www.insuranceeurope.eu, 16.03.2013. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 PRM / NÜFUS 108,14 3,89 5,76 3,29 4,73 2,49 3,93 2,92 3,38 2,65 3,07 3,15 2,18 1,96 1,82 1,29 1,10 0,85 1,00 1,02 0,72 0,57 0,43 0,29 0,39 0,36 0,28 0,21 0,15 0,10 0,11 0,08 1,82 45 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları 3.2.3. Kurumsal Gelimeler 3.2.3.1. Tarm Sigortalar Havuz letmesi A.. (TARSM) Tarm sektörü, dünya nüfusu açsndan tad kritik önemin yan sra ekonomik, sosyal, politik ve teknolojik deiimlerden önemli ölçüde etkilenen bir yapya sahiptir. Bu nedenele; tarm sektörünün varln sürdürebilmesi, söz konusu deiimlerden kaynaklanan ve tarmsal üretimi tehdit eden risklerin doru yönetilebilmesi ile ilikilidir (Turabolu, 2008, s.60). Tarm Sigortas, risk paylam ve transferlerini gerçekletiren yaps ile önemli bir rol üstlenmekte olup ülkemizde de 14.06.2005 tarih ve 5363 say ile çkartlan Tarm Sigortalar Kanunu ile bu konuda gerekli düzenlemeler yaplmtr. 3.2.3.2. Doal Afet Sigortalar Kurumu (DASK) 17 Austos 1999’da meydana gelen Marmara depreminden sonra deprem zararlarnn en aza indirilmesi amacyla, T.C. Babakanlk Hazine Müstearl tarafndan Zorunlu Deprem Sigortas’na ilikin düzenleme yaplmtr. Bu düzenleme ile 27 Eylül 2000’den itibaren kapsamdaki gayrimenkuller için deprem sigortas yaptrlmas zorunlu klnm olup bu sigortay sunmak üzere kamu tüzel kiiliine haiz Doal Afet Sigortalar Kurumu kurulmutur. Türkiye’de ortalama her be bamsz geyrimenkulden biri doal afetlere kar sigortalanm durumda olup, zorunlu tutulmu olmas nedeniyle potansiyeli yüksek bir ürün konumundadr (Turabolu, 2008, s.56). 3.2.3.3. Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) Emeklilik Gözetim Merkezi A. (EGM), Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatrm Sistemi Kanunu ve ilgili mevzuat uyarnca, T.C. Babakanlk Hazine Müstearl’nn görev ve yetkilendirmesi çerçevesinde, merkezi stanbul’da olmak üzere 10 Temmuz 2003’de kurulmutur. Bireysel emeklilik sisteminin güvenli ve etkin bir biçimde iletilmesini salamak, katlmclarn hak ve menfaatlerini korumak amacyla hem denetleyici kamu otoritelerinin (T.C. Babakanlk Hazine Müstearl ve Sermaye Piyasas Kurulu) karar almasna yardmc olmak, hem de sigorta piyasasna salkl bilgi aktarmak için görevlendirilen EGM’nin kurucu hissedarlar, A grubu hisse ile T.C. Babakanlk Hazine Müstearl ve eit oranda B grubu hisse ile sistemde faaliyet gösterme izni alan sigorta irketleridir. Söz konusu irketler; Anadolu Hayat Emeklilik A.., Ankara Emeklilik A.., Avivasa 46 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları Emeklilik ve Hayat A.., Baak Groupama Emeklilik A.., Fortis Emeklilik ve Hayat A.., Garanti Emeklilik ve Hayat A.., Allianz Hayat ve Emeklilik A.., Oyak Emeklilik A.., Vakf Emeklilik A.. ve Yap Kredi Emeklilik A..’dir. EGM; emeklilik irketlerinin faaliyetlerinin günlük olarak elektronik ortamda gözetimi ve yetkili kamu otoritelerine raporlanmas, emeklilik irketlerince yaplacak ilemlerin sonucunda oluan bilgilerin birletirilmesi, katlmclara ait bilgilerin saklanmas ve gizliliinin korunmas, kamuoyunun ve katlmclarn bilgilendirilmesi, istatistiki veri üretilmesi, bireysel emeklilik sisteminin analizi, bireysel emeklilik araclar snavnn yaplmas ve sicillerinin takibi, ortak tantm, eitim programlar, yazlm ve benzeri konulardaki taleplerin karlanmas, sistemin güven içinde ileyii ile olas sorunlarn zamannda çözümüne olanak salayacak veri oluturulmas faaliyetlerini yürütmektedir (www.egm.org.tr, 20.02.2008). 3.2.3.4. Trafik Sigortas Bilgi Merkezi (TRAMER) Ülkemizde prim üretimi açsndan önemli bir büyüklüe ve geni bir uygulama alanna sahip olan Trafik Sigortasnn (Karayollar Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortas), daha salkl bir altyapya kavuturulmas için 16.12.2003 tarih ve 25318 sayl Resmi Gazetede yaymlanan, Trafik Sigortas Bilgi Merkezi Yönetmelii ile ksaca TRAMER olarak adlandrlan Trafik Sigortas Bilgi Merkezi kurulmutur. TRAMER’in olumlu etkileri; etkin denetim, salkl veri ve bilgi paylam, sigortasz araç takibi, yeni sigortallar ve prim gelirinde art, hasar durum belgesi temininde kolaylk, acente faaliyetlerinde disiplin ve kontrol, operasyonel faaliyetlerde hz, sisteme olan güvende art, kaytdln ve sahte poliçelerin ortadan kalkmas, sigortasz araç saysnn azalmas olarak sralanabilir (www.tramer.org.tr, 18.02.2008). 3.2.4. Finans Sektöründeki Gelimeler 3.2.4.1. Tüketici Finansmannda Art Tüketici finansman, tüketicinin gelecekte elde edecei düünülen geliri önceden kullanma ve bunu kullanrken de pein para ile alveriin sunduu avantajlardan yararlanmasn salamaktadr . Türkiye’de de tüketici finansmanna yönelik kredilerin tutar giderek artmaktadr. Özellikle konut ve tat kredilerinin kullanmnda finansman salayan kurulular tarafndan yaptrlmas zorunlu tutulan DASK, trafik, kasko ve hayat sigortalar, sektöre MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 47 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları yatrm yapan yabanc sigorta irketlerinin yatrm kararlarn olumlu yönde etkilemitir (Turabolu, 2008, s.62). 3.2.4.2. Konut Finansman Sistemi (Mortgage-Tutsat) potek bankalar ve yap topluluklar gibi konut finansman kurumlarnn, konut sahibi olmak için kredi talep eden bireylere verdikleri uzun vadeli kredilere mortgage denilmektedir (Oksay, 2006, s.12). Mortgage’ dierlerinden ayran temel özellii, kredi veren kurumun ald ipotek karlnda menkul kymet arz ederek ikincil piyasalarda fon fazlas olan yatrmclara satarak nakit elde edebilmesidir. Kredi kurumlar, ipotee dayal menkul kymetletirme olarak adlandrlan bu süreçle, uzun vadeli konut kredileri için kaynak salarlar. 21 ubat 2007’de yasalaan mortgage sisteminde zorunlu olarak DASK, istee bal olarak Hayat ve Yangn sigortalar yaptrlmaktadr. Mortgage sisteminin yaygnlamasyla; ipotek, zorunlu deprem, konut, ferdi kaza ve hayat sigortalarnda da art beklenmektedir. 3.2.5. Yasal Düzenlemeler Yabanc sermayeli irketler için yatrmn yaplacak ülkenin ekonomik yapsnn yansra, hukuki yaps da yatrm kararnn verilmesinde belirleyici unsur olarak yer alr. Özellikle sigorta gibi temelinde güven unsurunun yer ald bir sektörde yasal düzenlemeler, hem yatrmc, hem de tüketici için büyük önem tamaktadr (Turabolu, 2008, s.65). Ülkemizde, AB standartlarna uyum salamak için yaplan düzenlemelerden, sigortaclk sektörü de payn alm olup bu kapsamda birçok yasal düzenleme yaplmtr. Örnein, sigorta irketlerinin sahip olmas gereken rezervlerin AB standartlarna uygun hale getirilmesi, hesapszca fiyat düürme politikalarnn uygulanabilirliini zorlatrc bir düzenlemedir. Buna göre; ürününün fiyatn düüren irket rezervlerini arttrmak zorunda kalmakta, rezervlerini artrd oranda da öz sermayesini arttrmaktadr. 3.2.5.1. Dorudan Yabanc Yatrmlar Kanunu Yabanc sermayeyi Türkiye’de yatrm yapmaya yöneltmek için 24 Ocak 1980 ekonomik kararlar bünyesinde, yabanc sermaye sorunlar ile uramak, yatrm, karar ve uygulamalarna bir ekil vermek üzere yeni bir birim olarak “Yabanc Sermaye Dairesi” kurulmu olmakla birlikte yeterli 48 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları olamamtr. Bu yetersizlii giderebilmek, günün ihtiyaç ve taleplerine cevap verebilmek için Dorudan Yabanc Yatrmlar Kanunu, 17.06.2003’de Resmi Gazetede yaymlanarak yürürlüe girmitir. Kanun; dorudan yabanc sermaye yatrmlarnn özendirilmesi, yabanc yatrmclarn haklarnn korunmas ile yatrm ve yatrmc tanmlarnda uluslararas kabullere uyulmas, dorudan yabanc sermaye yatrmlarnn gerçekletirilmesinde izin ve onay sisteminin bilgilendirme sistemine dönütürülmesi ve dorudan yabanc sermaye yatrmlarnn arttrlmasn amaçlamaktadr. 3.2.5.2. Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatrm Sistemi Kanunu 07.04.2001 tarihli Resmi Gazete’de yaymlanarak yürürlüe giren Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatrm Sistemi Kanununun amac; emeklilie yönelik tasarruflar yatrma yönlendirmek, emeklilik döneminde ek gelir salamak, ekonomiye uzun vadeli kaynak salayarak istihdam artrmak ve ekonomik kalknmaya katkda bulunmak olan ve kamu sosyal güvenlik sisteminin tamamlaycs olarak düünülen bireysel emeklilik sisteminin düzenlenmesi ve denetlenmesidir. Kanunla; emeklilik irketlerinin kurulu, çalma, yönetim ve denetimine, kiilerin sisteme katlma, ayrlma ve emeklilik koullarna, emeklilik yatrm fonlarnn kuruluuna, katklarn bu fonlarda toplanmasna ve deerlendirilmesine, araclk hizmetlerine, kamuya açklanacak bilgilerin kapsamna ve bireysel emeklilikle ilgili dier hususlara ilikin esas ve usüller düzenlenmektedir. 3.2.5.3. Tarm Sigortalar Kanunu Tarm Sigortalar Kanunu 21.06.2005’de Resmi Gazetede yaymlanarak yürürlüe girmitir. Kanunla; sigorta sözlemelerinde standardn salanmas, riskin en iyi koullarda transferi için uygun ortamn hazrlanmas, meydana gelecek hasarlarda tazminatn tek merkezden ödenmesi ve tarm sigortalarnn gelitirilmesi, yaygnlatrlmas amaçlanm olup bu amaca ilikin olarak bir Sigorta Havuzu oluturulmutur. Söz konusu havuza ait tüm i ve ilemler, katlmc sigorta irketlerinin eit payla ortak olduklar Tarm Sigortalar Havuz letmesi A.. tarafndan yürütülmektedir. Kanun ile Devlet, bu kapsamda yaplan sigorta sözlemelerinde çiftçi adna prime destek olmakta, prim desteinin tutar ise her yl için ürün, risk, bölge ve iletme ölçekleri dikkate alnarak Bakanlar Kurulu kararyla belirlenmektedir. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 49 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları 3.2.5.4. Sigortaclk Kanunu Amaçlar; sigortacln gelimesini salamak, sigorta sözlemesinde yer alan kiilerin haklarn korumak ve sigortaclk sektörünün güvenli ve istikrarl bir ortamda etkin çalmasn salamak olarak sralanabilecek Sigortaclk Kanunu, 14.06.2007’de Resmi Gazetede yaynlanmtr. Kanun; kii ve kurulularn, faaliyete balama, tekilat, yönetim, çalma esas ve usülleri ile faaliyetlerinin sona ermesi ve denetlenmesine ilikin hususlar ve sigorta sözlemesinden doan uyumazlklarn çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usül ve esaslar düzenlemektedir. Sigortaclk kanunundan önce sigortaclk faaliyetleri, baz maddeleri zaman içinde ortaya çkan ihtiyaçlara göre deitirilmi olmakla birlikte 1959 tarihli 7397 sayl Sigorta Murakebe Kanunu ile yürütülmekteydi. 3.2.5.4.1. Tahkim Sigortaclk Kanununun 8/30. maddesinde tahkime yer verilmekte olup tahkimde amaç; sigorta ettiren veya sigorta sözlemesinden fayda salayan taraf ile riski üstlenen taraf arasnda doabilecek uyumazlklarn çözümlenmesidir. Bunun için Türkiye Sigorta ve Reasürans irketleri Birlii nezdinde Sigorta Tahkim Komisyonu oluturulmutur. T.C. Hazine Müstearl’ndan 1, Türkiye Sigorta ve Reasürans irketleri Birlii’nden 2, Tüketici Dernei’nden 1 ve Müstearlkça belirlenen 1 hukukçu akademisyen temsilciden oluan Tahkim Komisyonu, taraflarn istei dorultusunda devreye girmekte, uzun ve zahmetli mahkeme sürecini ortadan kaldrmaktadr (Doan, 2008, s.18). 3.2.5.4.2. Bilgilendirme Yönetmelii Sigortaclk Kanunu’nda yer alp, sigortallar korumak ve hizmet kalitesini artrmak amacyla hazrlanan Bilgilendirme Yönetmelii 01.03.2008’de yürürlüe girmi, sigortaclk sektörü için önemli bir unsur olan taraflar arasndaki güvene dayal ilikiyi, standart ve uygulanabilir bir düzeye getirmitir. 3.2.5.5. Dier Yasal Düzenlemeler Yukarda açklananlarn yan sra sigortaclk sektörünü ilgilendiren dier düzenlemeler aadaki gibi sralanabilir: 50 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları -26.06.2003 tarihinde kabul edilen 4911 no’lu “Sivil Hava Araçlar Üçüncü ahs Mali Mesuliyet Sigortasnn Ticari Olarak Temin Edilemeyen Ksmnn Devlet Garantisi ile Karlanmas Hakknda Kanun”. -10.07.2003 tarihinde kabul edilen 4925 no’lu “Karayolu Tamaclk Kanunu”. -15.01.2004 tarihinde kabul edilen ve elektronik imzann hukuki ve teknik yönleri ile kullanmna ilikin esaslar düzenleyen 5050 no’lu “Elektronik mza Kanunu”. -03.03.2005 tarihinde kabul edilen 5312 no’lu “Deniz Çevresinin Petrol ve Dier Zararl Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda Müdahale ve Zararlarn Tazmini Esaslarna Dair Kanun”. 3.3.Türk Sigorta Sektörüne Yatrmlarndaki Artn Olas Etkileri Yönelik Yabanc Sermaye Yabanc sermaye yatrmlar, yatrmn yapld ülke ekonomisini; istihdam, ücret, karllk, verimlilik, teknoloji, rekabet, eitim düzeyi gibi sosyo-ekonomik faktörler üzerinden etkiler (Turabolu, 2008, s.46). 3.3.1. stihdam ve Ücretler Sigortaclk sektöründeki yabanc paynn art çoklukla satnalma veya birleme yolu ile olduundan, belki ilk etapta deil ama zaman içinde sektörün büyümesine paralel olarak istihdam artna yol açaca düünülebilir (Turabolu, 2008, s.72). Tablo 8: Sigortaclk Sektöründe Çalan Saysnda Deiim (2010-2011) ÇALIAN SAYISI ÇALIAN SAYISI (2010) (2011) Almanya 216.400 214.500 talya 47.185 47.477 Fransa 147.500 147.750 Hollanda 57.000 56.000 Türkiye 16.683 17.314 Kaynak: http://www.insuranceeurope.eu, 19.03.2013. ÜLKE DEM (%) -0,88 0,62 0,17 -1,75 3,78 Sektöre ilikin son birkaç yla ilikin veriler incelendiinde, çalan saysnn prim üretimindeki arttan daha düük oranda artt anlalmaktadr. Burada asl dikkat çeken konu, eitimli çalanlarn saysndaki arttr. 2011 yl itibariyle sigortaclk ve bireysel emeklilik MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 51 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları sektöründe, toplam 16.205 acente, 81 broker, 1.095 eksper çalmaktadr (www.sigortadenetimorg, 23.03.2013). Tablo 8’den de anlalaca üzere, sigortacln gelimi olduu ülkelerde çalan says deimez ya da azalrken, Türkiye gibi sigortaclk potansiyeli olan ülkelerde artmaktadr. Ülkemiz gibi gelimekte olan ülkelerde, yabanc sermayeli irketlerin yerel irketlere göre çalanlarna daha yüksek ücret ödemesi beklenmektedir. Bunun balca nedeni ise yerel piyasalarda yeterli uzmanla sahip kalifiye çalanlara cazip olanaklar sunarak yetimi igücü kaybn minimum düzeyde tutma isteidir. Gerçekten de konu ile ilgili olarak yaplan çalmalar, yabanc sermayeli irketlerin çalanlarna daha yüksek ücretler ödediini göstermektedir (Arkan, 2006, s.42) 3.3.2. Reklam Sigortaclk sektörünün en büyük sorunlarndan biri de, tüketiciye kendisini yeterince anlatamamasdr. Türk finans sektörü varlklarnn, 2011 yl sonu itibariyle, %61,4’ünü bankaclk sektörü oluturmaktadr. Sigortaclk sektörünün pay ise sadece %2,2’dir (BDDK, 2012). Bu durumda reklam faaliyetlerinde de bankaclk sektörünün, sigortacla göre daha fazla yer almasn normal karlamak gerekir. Yine sektörün sanat, spor, eitim ve salk konularndaki projelerde tantm imkânlarn yeterince kullanmad görülmektedir (Su, 2006, s.47). Özellikle yabanc irketlerin paylarnn artmasyla birlikte bu konuya daha fazla önem verilmesi, reklamclk sektörüne imkan salayaca gibi sigorta irketlerinin faaliyetleri ve bilinirliklerine ilikin bilgi eksikliini de ortadan kaldracaktr. 3.3.3. Sigorta Primleri Her mal ve hizmetin fiyatnn belirlenmesinde olduu gibi sigorta poliçesinin fiyat olan primin belirlenmesinde de; ekonomik koullar, müterilerin fiyata ilikin düünceleri, rekabet düzeyi ve talep gibi birçok etken göz önünde bulundurulur. Söz konusu temel unsurlarn göz önünde bulundurulmasnn yan sra tüm dünyada belirli esaslara ve bu esaslar derleyen kurallar ifade eden tarifelere de uyulmas gerekir. Uygulamada üç tür tarife rejimi bulunmaktadr; serbest tarife rejimi, tasdik edilmi tarife rejimi ve tanzim edilmi tarife rejimi. Ülkemizde; zorunlu sigortalar ve hayat sigortalar dndaki sigortalarda serbest tarife rejimi, trafik (kasko) ve hayat sigortalarnda tasdik edilmi tarife rejimi, zorunlu sigortalarda tanzim 52 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları edilmi tarife rejimi uygulanmakta olup Austos 2008’den itibaren trafik sigortalarnda serbest tarife rejimi uygulanmaya balanmtr (Timur, 2007, s.174). Rekabetin daha da artaca düünüldüünde, sigorta irketleri tüketiciye cazip gelecek ürünler sunmak zorundadr. Örnein yurtdnda bir süredir uygulanan ve temelinde aracn yapt kilometreye göre fiyatlandrmann olduu, kullandn kadar öde sistemi “kaskometre” adyla yabanc bir sigorta irketi tarafndan Mart 2008’den itibaren uygulamaya konulmutur. Doru primlendirme yöntemleri ile sektörde karllk salanabilecek ve sigortal kitlesi artacaktr (Turabolu, 2008, 78). Doru primlendirme için baz branlarda yasal düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadr. Örnein kaskometre gibi kiiye özel uygulamalar kasko brannda uygulanabilmektedir. Trafik sigortasnda ise, 2008 ylna kadar uygulanan yar serbest tarife ile halen Anadolu’daki trafik sigortallarnn, stanbul’daki hasarlar finanse ettii görülmektedir. Yukarda da belirtildii üzere, Austos 2008’den itibaren uygulanan serbest tarife rejimi ile trafik sigortalarnda daha farkl fiyatlandrma yaplabilmektedir. Teknolojik gelimelerden faydalanlarak maliyetlerin düürülmesi sonucu primlerin de dümesi olasl yüksektir. Yaplan aratrmalar, internet kullanm ile bireysel branlardaki maliyetlerin yaklak %12 orannda azalaca, effafln artaca ve pazara ulamann kolaylamasyla birlikte rekabetin artacan göstermektedir (Timur, 2007, s.175). 3.3.4. Hizmet Kalitesi Teknolojik gelimeler hizmet kalitesine olumlu katkda bulunmaktadr. Ülkemizde sadece internet ve cep telefonu kullanarak, baz sigorta ürünlerine sahip olmay mümkün klan elektronik imza uygulamas balamtr. Yine on-line ilem altyaps ve 24 saat hizmet veren çar merkezleri giderek artan oranda hizmet vermeye balamaktadr. Hizmet kalitesinin sadece teknolojik gelimelerle artacan savunmak doru olmaz. Bu, teknolojiyi kullanacak yeterli say ve kalitede çalan ile mümkündür. Zaman içerisinde artan ihtiyaç ve takiben talep nedeniyle konuya yönelik gerek hizmet içi ve gerekse de akademik eitim konusunda daha fazla gelime kaydedilecei düünülebilir (Turabolu, 2008, s.80). MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 53 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları 3.3.5. Yeni Ürünler Bu kapsamda, özellikle Avrupa ülkelerinde ve ABD’de yllardr uygulanan ancak Türkiye’de bulunmayan yada yeterince yaygn olmayan ürünlerin, sosyo-ekonomik gelime ve deiimle birlikte piyasaya sunulmas ve yaygnlamas beklenmelidir (Oruç, 2005, s.39): -Karavanlar veya benzeri nitelikteki seyyar mekanlarda yaayanlara yönelik özel ev sigortas, -Kredi kartlarnn yetkili olmayan kiilerce kullanlmas durumunda, kart hamiline geri ödemeyi gerektiren changeback düzenlemesinin riskini tayan satclara yönelik chargeback sigortas, -Uluslararas alanda faaliyet gösteren irketlerin, faaliyet alanndaki ülkelerde ortaya çkabilecek siyasi karklklara karn güvence sunan siyasi risk sigortas, -Kimlik bilgilerinin çalnmas ve ekonomik kazanç için kullanlmas durumunda sunulan kimlik çalnma sigortas. Ülkemizde hiç uygulanmayan bu tür sigorta ürünlerinin yansra; kredi, finansal kayp (miscellaneous financial expenses) ve destek (assistance) sigortalar yaygnlaan ürünler olarak dikkat çekmektedir. Sigortaclk sektörünün bireysel ürünlerdeki geliiminin sorumluluk sigortalarnda olaca beklenmekte olup özellikle mesleki sorumluluk sigortalarnn sigortaclk sektörünün büyümesine önemli ölçüde katkda bulunaca düünülmektedir. 3.3.6. htisas Sigortacl htisas sigortacl, bir sigorta irketinin tek bir konu üzerine uzmanlamas ve o konu çerçevesinde her türlü riski teminat kapsamna almasdr. htisas sigortacl, dünyada genel kabul görmü ve oldukça rabet edilen bir uygulama alan olutursa da, Türkiye’de henüz balangç aamasndadr. Daha çok Coface, Atradius, Cardif ve CPP gibi yabanc sermayeli sigorta irketlerinin ön planda olduu ülkemizde, ihtisas sigortaclnn, sektörde gelimiliin bir göstergesini oluturacak biçimde gelime salamas umulmaktadr. 54 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları 3.3.7. Sigorta Kooperatifleri Kooperatifçilik ile dilimize Latincede güven anlamna gelen “sicurta” kelimesinden gelen sigortann dorudan ilikisi vardr. 5684 no’lu sigortaclk kanunun 2. bölümünün 3. maddesinde de belirtildii üzere Türkiye’de faaliyet gösterecek sigorta irketleri ile reasürans irketlerinin anonim irket veya kooperatif eklinde kurulmu olmas art bulunmkatadr. Kooperatifler, dünyada sigortaclk alanndaki öncü kurulular arasnda yer almaktadr. lk kurulan kooperatiflerden birisi de 1735’de Güney CarolinaABD’de kurulmutur. Ülkemizde kanun ile belirtilmi olmasna ramen, sigorta kooperatifçilii konusunda faaliyet gösteren Koru Sigorta Kooperatifi dnda herhangibir ilerleme kaydedilememitir. 4. SONUÇ Sigortaclk sektörünün geliiminin, sektörle dorudan veya dolayl olarak ilikisi olan tüm sektörlere olumlu etkisinin olaca düünülmelidir. Bu olumlu etki, sadece toplanan primlerle mümkün olduunca uzun süreli fon oluturulmasnn doal bir sonucu olarak ortaya çkmakta, ülkenin sosyo-ekonomik yapsna olumlu etkileri çeitlenmekte ve genilemektedir. Nakliyat sigortacl ile liman ehirlerimizde balayp, Beyolu Yangn sonrasnda yangn sigortacl ile ivmelenerek deien ticari ihtiyaçlara göre gelien Türkiye’deki sigortaclk faaliyetleri, sektörün büyük oyuncularnn ilgisini çekmeye devam etmektedir. Son yllarda sektörün sunduu büyüme potansiyelinin, sigortaclk sektörünün dünya genelindeki ba aktörlerince yerli sigorta irketlerine ortak olunmas ve/veya satn alnmas yoluyla deerlendirilmeye çalld görülmektedir. Söz konusu geliimin istihdama, kaliteli hizmete, sektör kârllna, sigortal saysnn artmasna ve ülke ekonomisine katk salayaca ortadadr. Burada dikkat edilmesi gereken, beklentileri doru belirlemektir. Sektör gerçeklerinden farkl ücretlendirme ve büyüme beklentisi ile yaplan yanl hesaplar irket birlemelerine, politika deiikliklerine ve Türk Sigorta Piyasasndan çekilmelere sebebiyet verebilir. Sektöre ilikin deneyim ve bilgisini paylaacak yabanc sermaye yatrmlar, ileride, yerli sermayeli sigorta irketlerinin potansiyel görülen pazarlara girmelerine ön ayak olacaktr. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 55 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları 5. KAYNAKÇA ARIKAN, D., (2006), “Türkiye’de Dorudan Yabanc Sermaye Yatrmlar”, Arkan Basm Yaym Datm, stanbul. BASKICI, M., (2002), “Osmanl Anadolusunda Sigorta Piyasas (1860-1918)”, Ankara Üniversitesi, SBF Dergisi, 57(4), 1-33. BERK, N., (2001), “Sigortaclkta Fon Yönetimi”, MKB Yaynlar, Yayn no: 21. BÜKER, S. ve BAYER, D., (1998), “Finansal Yönetim”, Anadolu Üniversitesi, Yayn no:348, Eskiehir. BÜYÜKKAYA, A., (1981), “Türk Sigortaclnn Gelitirilmesinde Temel Alnacak Esaslar ve Tedbirler”, kinci ktisat Kongresi, zmir. DOAN, N., (2008), “Sigorta irketi ile Anlamazla Düerseniz”, Hürriyet Gazetesi, 19 Mays 2008. ERERD, H. C., (1988), “Sigortaclmzn Tarihi”, Commercial Union, stanbul. ERTEKN, M. S. ve BATÜRK, H. F. (2005), “Türkiye’de 1990 Sonras Yaanan Ekonomik Krizlerin Sigorta Sektörünün Fon Yaratma Fonksiyonu Üzerine Etkileri”, Mevzuat Dergisi, Yl:8, Say 85. NAL, S., G., (1997), “Türkiye’de Sigorta Sektörünün Geliimi, Ekonomideki Yeri ve Önemi”, Yaynlanmam Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. YBOZKURT, E. (1999), “Küreselleme ve Türkiye” Ezgi Kitabevi, Bursa. KAZGAN, H., SOYAK, A. ve KORALTÜRK, M., (1998), “Cumhuriyet’in 75 Yllk Sigortacs Koç Allianz”, Allianz Hayat ve Emeklilik A.., stanbul. KAZGAN, H., (1999), “Osmanl’dan Günümüze Türk Finans Tarihi”, MKB Kültür Yaynlar, Yayn no: 1, stanbul. KÜLÜNK, H., (1974), “Cumhuriyetin 50. Ylnda Sigortaclmz”, T.C. Ticaret Bakanl Sigorta Murakabe Kurulu Yaynlar, No:15, stanbul. NOMER, C., (2007), Sigortac Gazetesi, 20 Kasm 2007 OKSAY, S., (2006), “Türk Sigorta Sektörünün Rekabet Gücünün Deerlendirilmesi”, II. Ulusal Sigorta Sempozyumu, 16 Mays 2006, stanbul. SERGC, E., (2001), “Sigorta ve Pazarlama: Makaleler”, Can Matbaas, stanbul. SU, M., (2006), “Türkiye’de Sigortaclk Potansiyelinin Hayata Geçirilememesinin Nedenleri ve Sektörün Rekabet Gücüne Etkileri”, II. Ulusal Sigorta Sempozyumu, 16 Mays 2006, stanbul. TMUR, M., N., (2007), “Banka ve Sigorta Pazarlamas”, Anadolu Üniversitesi Yayn no:1701, Eskiehir. 56 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları TURABOLU, T., T., (2008), “Türk Sigorta Sektörüne Yaplan Yabanc Sermayeli Yatrmlarn Sebepleri ve Sektöre Etkileri”, Yaynlanmam Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. URALCAN, ., (2002), “Sigortaclk Uygulamalar”, Anadolu Üniversitesi Açk Öretim Fakültesi Yaynlar, Yayn no: 761, Eskiehir. Finansal Piyasalar Raporu, BDDK, Aralk 2006. Finansal Piyasalar Raporu, BDDK, Aralk 2012. Türkiye’de Sigortaclk Faaliyetleri Hakknda Rapor, SDK, 1994. Türkiye’de Sigorta ve Bireysel Emeklilik Faaliyetleri Hakknda Rapor, SDK, 2006. Uluslararas Dorudan Yatrmlar Raporu, T.C. Ekonomi Bakanl, 2011. http://www.cea.eu.uploads/DocumentsLibrary/documents/1201184486_the-europeanmotor-insurance-market.pdf, Eriim tarihi: 12.05.2008. http://www.cea.eu/uploads/DocumentsLibrary/documents/Stat%2031%20%20Europe an%20Insurance%20in%20Figures.pdf, Eriim tarihi: 12.05.2008. http://www.egm.org.tr, Eriim tarihi: 20.02.2008. http://www.egm.org.tr, Eriim tarihi: 23.03.2013. http://www.insuranceeurope.eu, Eriim tarihi: 16.03.2012. http://www.insuranceeurope.eu, Eriim tarihi: 19.03.2013. http://www.nvi.gov.tr/Files/File/Istatistikler/Nufus_Kutukleri/2007/2007%20YasCinsi yet%20Turkiye%2095+.xls, Eriim tarihi: 12.05.2008. http://www.millire.com/zamantuneli.htm, Eriim tarihi: 12.05.2008. http://www.sigortadenetim.org/tuerk-sigorta-piyasas.html, Eriim tarihi: 23.03.2013. http://www.tramer.org.tr, Eriim tarihi: 18.02.2008. http://www.tsrsb.org.tr/tsrsb/Istatistikler/Genel+Sektör+verileri/Türk+sigorta+sektörü +verileri/, Eriim tarihi: 12.06.2008. http://www.tsrsb.org.tr/private/trk/2003/turkiyedesigorta.htm,Eriimtarihi: 26.05.2008 http://www.tsrsb.org.tr/sayfa/teknik-kar-zarar-tablolari-sigorta-sirketleri-2011-4donem, Eriim tarihi: 12.05.2012. http://www.tsrsb.org.tr/tsrsb/Birlik/Uye+Sirketler, 17.03.2013. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 57 MALİ UFUKLAR EKONOMK HAYATTA DEM VE AHLÂK EKONOM Doç.Dr. Hüseyin Mualla YÜCEOL Mersin Üniversitesi ..B.F. Çalma Ekonomisi ve Endüstri likileri Bölümü Yeniehir/MERSN 0-324-3610001 [email protected] ÖZET Bu makale, evde, okulda, ite, siyasette ve hayatn her aamasnda ve özellikle ekonomik yaamda, ahlâkn egemen olduu yeni bir anlay, yeni bir çalma ahlâkn gelitirme yönünde bir katk salamay amaçlamaktadr. nsanln teknoloji ve ekonomide eritii üretim düzeyi ile bunun birey, toplum ve çevre üzerindeki etkilerinin ulat sonuçlar, ekonomik yaamda bir deiim olmasn zorlamaktadr. Dünyada genel olarak kapitalizm özel olarak neo-liberalizm dorultusunda uygulanan iktisat politikalar ve bu politikalara ekil veren ekonomik ve siyasi dürtüler, insanlar sonu belirli olmayan bir gelecee sürüklemekte, ekonomik faaliyetlere para hrs, açgözlülük, bencillik ve yolsuzluk yön vermektedir. Bu çalma, arlkl olarak heteredoks iktisat alannda kalan ekonomi ve ahlâk ilikisini bu çerçevede ele almakta, ekonominin sosyal yönlerini ve bunun doal yaamn içerisinde insan davranlarna olan yansmalarn vurgulamaktadr. Anahtar Kelimeler: Ahlâki Ekonomi, Çalma-letme Ahlâk, Toplumsal Ahlâk. Jel Kodu: A10, A13, D63. CHANGE IN ECONOMIC LIFE and MORAL ECONOMY SUMMARY This article aims at contributing to the development of a new sense of morality at home, school, work, politics, in every stage of life and especially in economic life. The level of production in accordance with the technology and the economy for humanity and its impacts on the individual, community and environment forces a change in the economic life. Capitalism in general and economic policies in special which have been implemented according to neoliberalism in the world and the economic and political incentives that shape these policies drag people to the end of a non-specific future, and acquisitiveness, greed, selfishness and corruption lead economic activities. In this study, the relationship between economics and ethics which stays mainly in the field of heterodox economics is addressed; the social aspects of human behavior in economics and its reflections on the natural life human being in this context are emphasized. Key Words: Moral Economy, Work-Firm Ethics, Community Ethics. Jel Kodes: A10, A13, D63. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 59 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi 1. GR ktisadi ve sosyal hayatta yaanan olaylar ve ortaya çkan olgular insanln skntl bir dönemece doru evrildiine, modern toplumun bir çkmaza doru sürüklendiine ahitlik etmektedir. Adaletsizlik, eitsizlik ve güvensizlik her tarafta artarken, iktidara ve güce kavuma, daha çok sahiplenme ve daha çok kazanma duygularyla ekillenen ekonomik düzenler uzunca zamandr savalarn çkmasna ve kan dökülmesine, çevrenin ve doal kaynaklarn tüketilmesine neden olmaktadr. Aznln çounluu sömürdüü, sanayilemi ülkelerin ucuz enerji için dier ülkeleri avuçlarnn içine ald, bu amaçla devaml ekonomik-siyasi hileler icat ettii ve milyonlarca çocuun geleceinin karanla mahkûm edildii küresel bir sistem, u an için dünyaya hükmetmektedir. Ayrca, küreselleme sonucu oluan karlkl bamllk daha büyük dengesizliklere ve çalkantlara neden olmaktadr ve kararlar verenler kararlarn verirken sorumlu olduklar kitleleri düünmemeyi, göstermelik yardmlar veya sosyal faaliyetlerle gerçek amaçlarn gizlemeyi bir gelenek haline getirmektedir. Ekonomik ve sosyal gelimesini tamamlayamayan ya da bilinçli olarak geri braktrlan corafyalarda, Birlemi Milletler ve onun yan kurulularnn (UNICEF, Dünya Gda Konseyi, Eitim ve Aratrma Enstitüsü, Silahszlanma Aratrmalar Enstitüsü, Çevre Sorunlar Program ve dierleri) yaptklar çalmalarn da yeterli olmad, dengesizliklerin, açlk ve yoksulluun engellenemedii görülmektedir. Bu artlar altnda ekonominin ve ekonomide yer alan faaliyetlerin ahlâki bir bak açsyla yeniden gözden geçirilmesi ve ekonomik hayatta ahlâki deerlerin yeniden tesis edilmesi zorunluluu ortaya çkmaktadr. Burada söz konusu edilen yeni anlayn ulusal ya da küresel olarak gündeme gelen ekonomik sorunlar ortadan kaldraca veya yegane çözüm olaca iddia edilmemektedir. Temel konu, ekonomide ortaya çkan ve daha sonra toplumsal hayat derinden etkileyerek toplumsal ilikileri zedeleyen bu sorunlarla mücadelede ahlâki deer yarglarnn önemli bir araç olarak kabul edilmesidir. Ortodoks iktisat bilimi olarak ifade edilen Neoklasik ktisat yaklam uzunca zamandr bu türden konular ikinci plana atm, ahlâk ve deer ile ilgili çalmalar ise daha çok heteredoks iktisat yaklam içerisinde kendisine yer bulmutur. Aslnda, Adam Smith ve David Ricardo gibi ilk dönem klasik iktisatçlar bir ekilde ahlâki kayglar dikkate almlard (Adam Smith’in ‘Ahlâki Duygularn Teorisi’ adl bir eseri bulunmaktadr). Ancak, iktisatta önce faydac, marjinalist, daha sonra parasalc ve son olarak neo-liberal yaklamlar bu kayglar giderek görünmez hale getirmitir. 60 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi Son dönemlerde ahlâk konusunu iktisadi davranlar ve iktisadi faaliyetler balamnda ele alan çalmalarda artlar olmutur; zira yukarda ifade edilen hem ulusal hem de uluslararas düzeylerde çok önemli sonuçlara neden olmas beklenen olaylar, yükselen itirazlar ve isyanlar bu alann doldurulmasn gerekli klmaktadr. Amartya Sen 1988 ylnda yazd “Ekonomi ve Ahlâk Üzerine” adl çalmada, ekonomik davranlar ve iktisadi davranlar arasndaki ilikiyi vurgularken ekonominin politika ve ahlâk ile ilikilendirilmesi olgusunun Aristo’nun “Politika” eserinde açkça vurgulandna iaret etmektedir. Dolaysyla, bu konu her zaman önemli ve toplumsal ilikilerin gelecei açsndan hayatidir. Ancak, ekonomik açdan gelinen nokta bu gerçein artk görmezden gelinemeyecek bir aamaya ulatn kantlamaktadr. Bu dorultuda son dönemde “ahlâki ekonomi” kavram çerçevesinde R. Bronk (2009), D.G. North (2006), B. Fine (2004), Ö. Demir (2003), I.M.D. Little (2002), Philip Connel (2001), Peter Koslowski (2001), Goeffrey M. Hodgson (1999), Elizabeth Anderson (1993) ve Haydar Nakvi (1981) önemli aratrmalarda bulunan yazarlar arasnda bulunmaktadr. Bu çalma ise ahlâki ekonomi konusunun özellikle iktisadi davranlar ve iktisadi faaliyetler açsndan etkilerini ve önemini deerlendirmektedir. Bu amaçla, ilk olarak birey ahlâk, ikinci olarak firmakurum ahlâk ve üçüncü olarak toplumsal ahlâk ve sosyal sermaye kavramlar incelenmekte, bireyselden toplumsala, toplumsaldan evrensele ekonomik hayatn her yönüyle ahlâk olgusuyla nasl anlamlandrlmas gerektiine ilikin saptamalar yaplmaktadr. Çalmann temel vurgusu, kapitalizmin ekonomik gelime, ar tüketim ve kâr hrs ile insan-çevre gereklilikleri arasnda bir denge kurmamas ve bu anlamda ahlâki bir gözden geçirme yapmamas halinde insanlk açsndan olumsuz ve üzücü sonuçlar çkaca eklindedir. 2.BREY AÇISINDAN DEERLENDRLMES AHLÂKIN YENDEN Birey olarak insan, ahlâk konusunun temel unsurudur; ahlâk insanla birlikte var olmaktadr, dolaysyla insan olmann ahlâki bir yönü vardr. Bu yön insana bir yandan ahlâki bilinç (vicdan), bir yandan ahlâki sorumluluk yüklemektedir. nsan her ne kadar kendisinin belirledii kurallara, etik deerlere göre bir yaam sürmeye çalsa da snrsz özgürlüe sahip deildir. Bu nedenle, insan kendi özgürlüüne belirli snrlar koymak durumunda kalr, çevre ve toplumla birlikte yeni ahlâki deerler gelitirir. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 61 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi Böylece, insan, birlikte var olduu sosyal çevreyle beraber kendisine snrlar koyabilir, ancak kiiliini de bu ölçüde gerçekletirir. Çünkü, insan olmadan ahlâktan nasl bahsedilemiyorsa, sosyal çevre olmadan da insann deeri ortaya çkmaz. H. Bergson’un ifade ettii gibi: “her birimiz kendine olduu kadar topluma aittir. Kiinin bilinci, derinlemesine çalrken, aaya indikçe kendinde gitgide daha özgün, dierleriyle ölçülmez ve ayrca ifade edilmez bir kiiliin varln ortaya çkarsa bile, kendi görünümümüz nedeniyle dier kiilerle süreklilik içindeyizdir; bizler onlara benziyoruz ve onlarla bizim aramzda karlkl bir bamllk yaratan bir disiplinle onlara balyz” (Bergson, 2000, s.12). Birey kavramnn daha ziyade kapitalist düünce sistemiyle gelitii söylenegelse de, insann kendi bana bir birey olmas ve kendisiyle ilgili bir takm hayallerinin, isteklerinin olmas insann doasnda olan bir eydir. Bireyin ahlâki deerlere sahip olmad bir düzende, toplumun bir bütün olarak birbirini düünen, paylaan, saygl ve her alanda ölçüyü tutturabilen, arla kaçmayan bir düzene ulamas da mümkün deildir. uras bir gerçek ki kapitalizmin gelime aamasnda ortaya çkan yeni yap kendi toplumsal ilikiler düzeyine uygun bir insan tipi ortaya çkarmt. Günümüzde de toplumsal yaamda arln sürdüren bu insan tipi, akl her eyin üstünde tutan bireyci, giriimci ve daha ziyade benmerkezci yeni bir anlay meru kld. Bu yeni aklclk yöntemine göre din, doa, toplum ve devlet düzeni gibi birçok alan yeniden gözden geçirildi, örnein feodalizm koullarnda küçük görülen ve kölecilikle birmi gibi alglanan çalma ilikileri kutsallatrld. Sonuçta, insan ve birey, kapitalizmin kendi geliim süreçlerine hizmet eden bir yapya altrld. te bu yap zenginleen bireylerin snr tanmakszn servet biriktirdii, buna karn yoksul kalanlara kar duyarlln giderek yok olduu, ekonomik ve siyasi gerçeklerden kopukluun sradanlat ruhsal bir çürümeyi beraberinde getirdi. Çünkü, savurganln da nedeni olan bu zenginleme ayn zamanda siyasi ve sosyal bir ayrcal, yönetimde söz sahibi olan bir burjuva anlayn dourdu. Yirminci yüzylda geliimini devam ettiren bu süreç daha sonra modernizm olarak adlandrld ve bireyleme ya da bireycilik olgusu her yerde kendisini hissettirmeye balad. R. Guenon (1999), modern kafa yapsnn temel özelliklerinden birisi olan “bireycilik”in zararlarn anlatrken unlar söylemektedir: “Bizzat kendi içinde bir bütün oluturuyormu gibi alglannca, insanlk düzeni içinde ortaya çkan bireyin yalanc birlii, kozmik düzen 62 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi içinde sözüm ona “atom”un yalanc birliine tekabül etmektedir. Oysa ki bunlarn her ikisi de, yani birey ve atom, nicelik açsndan bakldnda sadece birer “basit” öe olarak deerlendirilir; ve o halleriyle, bir tür belirsiz tekrara da muktedir sanlrlar; oysa ki temelde eyann tabiatyla badamayaca için böyle bir tekrar tamamen imkanszdr” (Guenon, 1999, s.16). Burada modern dünyann gittii yöne iaret edilirken, çoklua doru giden bu hareketin herhangi bir ilkeye bal kalmakszn sahte bir birlik oluturduu iddia edilmektedir. Dier bir ifadeyle, yazar saf nitelikten saf nicelie doru bir evrilme olduunu belirtmekte ve bunu öz ile madde arasndaki ilikiye benzetmektedir. Temel sorun modernleme sürecinde rasyonalizmin ya da aklclatrmann yaratt kavramlar, ideolojiler ve akld güdülerdir. ktisadi açdan baklrsa esas nokta iktisadi aklclkla beraber ortaya çkan sanayileme, bilgisayarlama ve robotlama gibi üretim unsurlarn olabildiince etkin kullanma biçimleridir. Çünkü bu biçimler her eyin ölçülebilir, hesaplanabilir ve tahmin edilebilir olmasna dayanmaktadr ve ite tam da bu aamada bireyin kendi öz varln ve onu anlaml klan toplumsal balamlarn andrmakta ve çürütmektedir. Mekanik fizikte olduu gibi her ey d görünüü ile deerlendirilmektedir ve öz hakknda hiçbir açklama yaplmamaktadr. Bu da modern dünyann en önemli çkmazlarndan birini oluturmaktadr ve modern dünyaya anormal bir nitelik veren, onu canavar haline getiren eydir. Bu durumda, bu çkmazdan çkmak için yaplmas gerekenler vardr ve bunlarn banda bireyin kendi öz varlnn bilgiyle donatlmas gelmektedir. Modern dünyann düünürleri için böylesi bir çaba metafizik bir olguya iaret olarak alglanabilir, çünkü bunun içinde entelektüel sezgi de vardr. Ancak, burada sezginin salt metafiziksel veya ruhsal bir alg biçimi olduunun kabul edilip edilmemesi sorun deildir. Aslnda, ekonomi açsndan, esas olay “tüketici” olarak bireyin duygularnn ifadesi veya bunlarn öretilmesidir. Çünkü, geleneksel neo-klasik iktisat teorisinde tüketici faydasn maksimize etmeye odaklanm, çou aza tercih eden bir robot haline dönütürülmü ve buna “homo economicus (ekonomik insan)” ad verilmitir. Buna karn kiinin kendi benliinin gelimesi üzerinde de etkisi olan toplumsal bir varlk olmann penceresinden baklrsa, çevresini, insanl düünen bir “homo sociologicus (sosyallemi birey)” anlay gelitirilebilir. Ya da Bronk’un (2010), sosyal etkileimle ilgili anlay gelitirmek için kurgulad “homo romanticus’un (romantik insan-kendini MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 63 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi yaratan, duygusal, sempatik ve hayal gücüne sahip sosyal hayvan)” çözüm yolundaki pozitif katks dikkate alnabilir. Birey’in geliimi konusunda Marx’n da buna benzer, ancak farkl bir bak açsyla tespitleri vardr. “Marksizm ve Ahlâk” kitabnn yazar Luke’a (1998) göre Marx, insan türünün yeteneklerinin ve insan doasnn zenginliinin gelitirildii bir toplumu, çeitli yerlerde, gerçek özgürlük ve “gerçek kurtulu” temelinde, yabanclamann almas ve insan özünün, yani insan doasnn gerçeklemesi olarak, ayrca yararc bir temelde refaha ve mutlulua ulalmas olarak tanmlamaktadr. Benhabib’in (1999) gelitirdii “ahlâki akl yürütme ve etiin evrenselletirilmesi” yaklam da, gerek Bronk’un gelitirdii “ekonomik insan ve sosyal insan türü” yannda “romantik insan türü” yaklamn, gerekse Marx’n bireyin topyekün yabanclamasna kar idealize ettii “rasyonel ve uyumlu toplumsal ilikilere” ilikin önerilerini, sonuç olarak bireyi daha sorumlu daha sosyal daha makul bir zihniyete çekmenin urasn ortaya koymaktadr. Temel amaç kapitalizmin “bireyciliinin” ve bununla birlikte ortaya çkan “iktisadi aklnn” faydac, sadece kendini düünen-bencil birey düüncesinin deitirilmesidir. Tüketim ve çalmak insan hayatnn çok temel parçalar olabilir, ancak birer insan olarak gerçek mutluluumuz bunlarla deil, esas olarak duygusal ve kültürel alverilerimizin younluuna baldr. Bunun için de bireyi sanat, edebiyat ve felsefeye yöneltmek gerekir ve sevginin, efkatin, dostluun, iyiliin üretimden daha önemli olduunun vurgulanmas gerekir. Ahlâki sorumluluk ve vicdan konusunu iktisadi hayatn merkezine yerletirmek baka bir ekilde mümkün olmaz. Vicdan kavramnn daha çok din, felsefe ve mistisizmle balants söz konusu olduundan, bu ve buna benzer kavramlarn ekonomi alannda anlamnn olmayaca düünülebilir; ancak insanlar bütün hayatlarnda her türlü davranlarnda bir “iç huzur” veya “iç sknts vererek kiiyi uyandrma, öz eletiri yapma” duygularn hesaba katyorsa, ayn eyi iktisadi davranlarnda da yapmak zorundadr. Ar derecede, israfa varan tüketim çlgnlna kaplm (ya da tüket-tüken kalbna girmi) bir insann, dünyann çeitli yerlerinde yaanan yoksulluk, açlk ve dier yoksunluklara kar duyarsz olmas, eletirilmesi gereken bir durumdur. Bu, kiilerin bireysel yaamlarna ve yaam standartlarna bir müdahale deil, sadece bunu ölçülü, dengeli ve adaletli bir ölçee çekme durumudur. 64 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi 2.1. ktisadi Davranlarda Yetinmecilik Walter A. Weisskopf’a (1996) göre “insann sonluluundan, yalanmasndan ve ölümlülüünden dolay nihai olarak kt olan kaynaklar hayat, zaman ve enerjidir”. Bu kaynaklara, iktisatta öretilen kt kaynaklar da eklenince insanlarn snrsz ihtiyaçlar meselesi ile snrl yaam arasndaki çeliki gündeme gelmektedir. Bu çelikinin almas temelde insanlarn özellikle tüketim faaliyetlerindeki arlklardan vazgeçmesi, faydac hazclk ve egoistlik yerine yetinmecilii, kanaatkârl yerletirmesiyle mümkün olur. Buradaki yetinmecilik; 1.) Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarisinde belirttii temel ihtiyaçlar giderdikten sonra ar bir tüketim hevesine kaplmamak, 2.) Geçimlik ücretin üzerinde bir gelir elde ettikten ve kendisiyle ailesini rahatlkla geçindirebilecek bir paray kazandktan sonra ar zenginleme ve servet biriktirmenin önüne geçmek; para kazanma hedefi dndaki hedefleri görmek, 3.) Reklam ve sat basklarna kar direnmek, alverite seçici olmak, ekolojik alverii tercih etmek, sadece ihtiyaç duyulan eyleri satn almak, kaynaklar boa harcamamak, 4.) irketlerin, tekellerin, oligopollerin snrsz büyüme ve servet kazanma çabalarnn insani deerlere, bara, umuda, kardelie verdii zararlar gözden geçirmek ve bunlar dizginleyecek, düzenleyecek sistemler gelitirmek. Böylece; a.) Manevi ve ahlâki deerleri iktisadi kararlara uygulamak, b.) Hayatn sadeletirilmesiyle bunun toplum ve çevre üzerindeki olumlu etkilerini düünmek, c.) Toplumun dier insanlarna, komulara, e, dost, akrabalara ve dünyann geri kalan bölgelerinde açlk, yoksulluk içinde yaayan insanlara kar sevgi beslemek, empati duymak; baz zenginlerin yoksullara kar duyduu tiksintiyi maskelemek için kullandklar merhamet ve efkat terimlerine itibar etmemek, MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 65 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi d.) Bütün ideolojilerin, ekonomik sistemlerin, dinin tüm insanla yararl olabilecek yanlar üzerine düünmek, onlar birer istismar arac olmaktan kurtarmak, e.) Milan Kundera’nn “Yavalk” romannda iledii ve yaamn acele ile yaanmas halinde her eyin yüzeysel kalmas tehlikesine kar bir “yavalama” ya da bir “anlam-deer katma” hareketini önemsemek, f.) nsanln gelecei konusunda umudu, hayali yaatmak. Tüm bunlar, maddi dünyann ve onun insan içine çekerek, hapsederek yaratt bunalmlarn çözülmesinde anahtar rol oynayabilecek ahlâki deerlendirmelerdir. Daha çok iktisadi davranlarla ilikilendirilerek gelitirilen bu deerler, ekonomik olarak ortaya çkan, ancak sosyal, ekolojik birçok alana sirayet eden sorunlarn ortadan kaldrlmasnda ve insann gerçek kiiliini, ruhunu bulmasnda göz önünde bulundurulabilecek etkilere sahiptir. nsanlar kendi özel yaamlarnda ve içinde bulunduklar kentsel yaam kouturmasnda hzl attrma (fast-food) alkanlndan, ikolik olma hastalndan, durmadan, düünmeden, yaratc olmadan sürekli hzl yaama anlayndan kurtulup, kendi öz varlklarna ve çevrelerine daha fazla zaman ayrmaldr. D.N. McCloskey (2006) bu balamda Burjuva Meziyetleri adl kitabnda unlar söylemektedir: “Daha iyi bir maddi dünya kazanm olsaydk; garajda iki araba ve Chicago usulü bir sofra, masada dolu bir tabak, dolaysyla ruhlarmz kaybetmi olurduk ve ben bireysel olarak kurtulu için bir heyecan duymazdm. Ben ayn davran uygulamanz srarla tavsiye ediyorum. Eer insan tüm dünyay kazanp, kendi ruhunu kaybederse, kazanc (kâr) ne olur?” (McCloskey, 2006, s.22) Atilla lhan’n, tüketim bolluu ve mal birikiminin mutluluun temeli saylmasyla ilgili olarak yapm olduu eletiri de dikkat çekicidir: “Endüstri uygarlnn ulat son aamada, denge kökünden deimi, Bat varsl, Dou ise yoksul duruma gelmitir: artk Dou’nun sataca tarmsal ürünlerden baka bir eyi yoktur, Bat onu sömürüyor, dünyann olanca servetini kendi elinde topluyor. Bu defa da tüketim ve mal birikiminin, mutluluk idealinin temelini oluturamayaca düüncesi, Bat’da uç veriyor. Dou’da, yoksulluklarn zoru ve basksyla, bizler bin yllk bilgeliin atalarmz ulatrd gerçekleri gülünç bulup, imdilerde Bat’nn 66 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi terk etmeye hazrlandklar, bol tüketim ve mal birikimi kstaslarn, mutluluun temel öeleri sayma amacna saplanyoruz” (lhan, 2004, s.174). te böyle bir ortamda ‘köeyi dönmek’ ve daha çok tüketmek tutkusunun herkesi sard, alveri merkezlerinin birer kutsal mekan haline dönütürüldüü bir dönemde lhan’n önerisiyle, belki de u Türkçe özdeyii daha çok hatrlatlmaldr: “Kefenin cebi yoktur”. Günümüzde, teknolojinin ve iletiim olanaklarnn ulat nokta itibariyle, insanlarn tüketim ve alverite snrl olmay örenmesiyle birlikte internet üzerinden de doru ve salkl bilgi alverii yapmalar, televizyon ve dier iletiim araçlar ve bunlarn yarattklar sanal gerçekliklerin de farkna varmalar gerekmektedir. Zira, bilgi ve teknolojinin kötü ve ehliyetsiz ellerde toplanmas veya zararl bilgiler olarak yaylmas bata çocuklar, örenciler ve gençler olmak üzere insanlar üzerinde olumsuz sonuçlar dourmaktadr. Örnein, önceleri daha çok elence amaçl gelitirilen baz virüsler artk baz kiiler için maddi kazanç kapsna dönümü durumdadr. Daha da kötüsü, arkasnda hükümet ve devlet adamlarnn da bulunduu siber saldrlar giderek younlamaktadr. Bu konuda yaplan bir haberde u an itibariyle dünyada 10 milyondan fazla siber suçlu olduu yazlmaktadr (Hürriyet, 2010a). Wall Street Journal’n manetine tad bir baka haberde ise sosyal paylam sitesi olarak bilinen Facebook’taki en popüler uygulamalarn programclarnn, kiisel bilgilerin yer ald profilleri kullanarak insanlarn kimlik bilgilerini aratrma ve reklam irketlerine ulatrdklar iddia edilmektedir (Hürriyet, 2010b). Yine, 2010 ylnn sonlarna doru gündeme gelen ve “Wikileaks Belgeleri” olarak internet üzerinden bütün dünyaya servis edilen bilgilerin durumu, doruluu, ne anlama ve kimlere hizmet ettii konusunda çok ciddi soru iaretleri olumakta, insanlar neye inanacaklarn armaktadr; belki de insanlar bilinçli olarak artlmaktadr ve gerçekler yalanlar içinde silikletirilmektedir. Dier taraftan, Enformasyon Toplumunun Putlar kitabnn yazar Sadk Güne’e (2006) göre insanlardaki eilimlerin, tercihlerin, batl inançlarn, saplant ve çkmazlarn temelinde kör edici imgelerin, mitlerin kar konulmaz buyurganlklar vardr: “Hiçbir ahlâki ve toplumsal söylem, elencenin gücünü aacak donanma sahip deildir. Markalara, idollere, sanal baarlara ve sanal MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 67 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi liderlere gönül veren kitlelerin gözünde hiçbir hakikat, ‘sahte toplumsallk’ zrhn kracak güce ulaamyor” (Güne, 2006, s.34). Burada verilmeye çallan mesaj modernite ile beraber ba tac edilen rasyonalizmin, gelime ve kalknma sürecinde akl ve bilimi ön plana çkarmaya çalrken, gelenei ve manevi unsurlara bal kültürü dlamas ve dönütürmesi üzerindedir. Çünkü, yeni kültür anlaynda doutan gelebilecek ahlâki deerlere yer verilmemektedir. Dolaysyla, birey, tarihsel deneyimleri içselletirecek manevi bir mirastan mahrum braklmakta ve modern insann özet olarak sadece ihtiyaç duyduu deneyimi satn alp tükettii varsaylmaktadr. Kapitalizm, bu noktada insan akln bu çeit bir sistemin çkarlar dorultusunda denetim altna alarak bir araç haline getirmede ne yazk ki baarl olmutur. Bu tespitlere göre, gerçekle gerçek olmayan arasndaki ayrm ya da hakikatin kendisini kaybeden insann ahlâki sorumluluklarn yerine getirmesi beklenemez. Elektronik görüntü aygtlarna ve bunlardaki teknolojik yenilikleri takip etmeye mahkûm olmu, hayatn tüketim üzerine endeksleyen insann bir de önüne konulan markalara, sürekli deien moda unsurlarna - yalnz kalma pahasna - dört elle sarlmas bir yandan kültürü yozlatrmakta, ekonomik ve sosyal hayat tahrip etmekte dier yandan bireyin kendi benliiyle toplumun benlii arasnda almas zor duvarlar örmektedir. Maryland Üniversitesi’nin yapt ve 10 ayr ülkeden 3200 gencin katld aratrma sonuçlarna göre, gençlerden % 82’sinin “cep telefonumuz yoksa, kendimizi uzuvlarmzdan birini kaybetmi gibi hissediyoruz” cevabn verdii açklanmtr (Sözcü, 2010). 2.2. Bireysel Ahlâki Sorumluluktan Sosyal Vatandala Geçi II. Dünya Sava’ndan sonra refah iktisadnn önemli isimlerinden T.H. Marshall tarafndan gelitirilen ‘sosyal vatandalk’ kavram sosyal politikann önemli konularndan birisidir. Çünkü, sosyal politika devletin vatandalarna yönelik hizmetlerinde çok önemli ilevler edinir. Sosyal haklarn benimsenmesi ve uygulanmas ise modern anlamda refah devletinin meruiyet zeminini oluturur. Ancak, sosyal vatandalk kavram bireylerin birbirine yardm etme yükümlülüünden ayr bir ekilde gelitii için, burada hareket noktas ahlâki deerler olarak alglanmaz. Bu kavramn getirdii temel anlay vatanda olmaktan ileri gelen haklarn olmasdr. 68 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi Örnein, ¾ Haklar çerçevesinde erkek ve kadna eit davranma, ¾ Çalma hayatna ilikin standartlar gelitirme, ¾ Ücretler ve sözlemelerle ilgili düzenlemeler yapma, ¾ çi sal ve i güvenlii için düzenleme yapma, ¾ Eitim ve salk alanlarnda frsat eitlii sunma, ¾ Vergi adaleti salama, eklinde, yaamn sosyo-ekonomik alanlarnda haklar gelitirmek veya iyiletirmek bu alann temel unsurlar arasnda yer alr. Bununla birlikte, tüm bu haklarn ayrm gözetmeksizin o ülkenin vatandalarna sunulmasnn ahlâki sonuçlar vardr. Avrupa refah devletinin geliimi açsndan sosyal ihtiyaçlardan sonra anahtar kavram olarak ortaya atlan vatandalk kavram için Marshall (1961) unlar ifade etmektedir: “Vatandalk, bir toplumun üyelerine verilen bir statüdür. Bu statüyü elinde tutan herkes, bu konumun içerdii tüm haklar ve görevler açsndan eittir… Vatandaln üç tür öesi vardr: sivil öe, bireysel özgürlükle ilgili haklar salar; siyasal öe, siyasal gücün paylalmas hakkn verir; sosyal öe ekonomik refah, sosyal güvenlik ve kültürel mirastan asgari düzeyde de olsa bir pay alnmasna ilikin haklarla kurumsallar” (Koray, 2005, s.195). Görüldüü gibi sosyal vatandaln getirdii haklarn hepsi eitlik ve adalet duygusuna dayanmaktadr. Model olarak Avrupa Birlii’nde gelien sosyal vatandaln içerii ve boyutlar yine bu çerçevede önemli mesafeler almtr. Faist (2001) bu süreçte kavramla ilgili üç alternatiften bahsetmektedir: residual (edinilmi vatandalk), ulus-üstü ve nested (asli vatandalk) sosyal vatandalktr. Residual yaklam, Avrupa Birlii’nde sosyal vatandal zayf bir ekle yerletirip sosyal haklar ve artlar üye ülkeler bazna indirgemekte, vatandalarn (tüketici, içiler, iverenler, organizatörler) sahip olduu haklar yasal açdan farkl deerlendirmelere tabi tutmaktadr. Ulus-üstü kavram ise buna kart bir ekilde uluslararas ülke ve üye ülke seviyelerinde garanti edilen haklarda artan bir birleme olduunu açklamaktadr. Asli (nested) vatandalk ise bu iki yaklamn her birinin sosyal vatandaln elementlerini yakalamasna ramen bir türlü hak ve görevleri çoklu yönetim kademeleri arasnda baarl bir ekilde datmay baaramadndan yola çkar. Bu açdan bakldnda örnein MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 69 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi Avrupa Birlii’nin yakn zamanda federal bir refah sistemi kuracan ya da federal düzeyde vatandala denk düecek bir “Avrupa Birlii vatandal” olgusunu gerçekletirebileceini söylemek çok zordur. Tüm bu tartmalar, ister ulus düzeyinde, ister bölgesel düzeyde isterse uluslar üstü düzeyde bireyin temel hak ve özgürlüünün, onurlu bir yaam sürebilmesinin vatandalk veya yurttalk düzleminde salanabileceinin, bununla ilgili hiç kimseyi ezmeden bir takm kurallar gelitirilebileceinin ifrelerini vermektedir. Sonuçta, çalanlar da tüketenler de belirli ölçülerde vergi ödemekte, ekonomik ve toplumsal yaama bir ekilde katlmaktadr. Öyleyse, ekonomik, sosyal ve siyasal faaliyetlerin sonucunda gündeme gelen temel haklar adil bir ekilde insanlara sunmaya çalmak, kayna ahlâk yerine “vatandalk” olgusu olsa da, düünce ve amaç olarak ahlâki bir ödevin yerine getirilmesine araclk etmektedir. Buna göre herkes gelitirilen mekanizmalar çerçevesinde olmas gerektii gibi bir gelir etmek, geçimini salamak, sosyal, kültürel ve siyasal haklarn aydnlanm olarak almak durumundadr. Bunun yannda, yaad çevre itibariyle düzgün, saygl ve huzurlu bir yaam için karsndakini, yaknndakini, komusunu yani kendisi dnda kalanlar da belirli ölçülerde düünmek ve dikkate almak zorunluluundadr. 3. LETMELERDE AHLÂK VE ÇALIMA AHLÂKI 2001 ylnda ABD’nin ünlü firmalarndan Enron’un batmas üzerine Fortune dergisi “kibir ve açgözlülüün çöküü” eklinde dikkat çekici bir balk atmt. Enron’un çökü nedenleri aslnda çok daha karmaktr, ancak burada özetle acmaszca maddi kazanç ve kiisel güç salama amacnn zeki yöneticileri nasl batan çkarabilecei ve kurumsal dengeyi nasl büyük bir hzla bozabileceine dair önemli bir örnek ortaya çkmaktadr. Burada yazlanlar takip edilirse Enron hikâyesinden iki önemli ders çkarlabilecei ifade edilmektedir (Katzenbach, 2009, s.37): 1.) Balca motivasyon arac olarak finansal kazanc görmek, kibirli tavrlar ve nedensiz yere risk almay ön plana çkarr, 2.) Bu amaç, kurum çapnda performansn korunmasn nadiren salayabilen bireysel baar ve kiisel güce fazlasyla güvenmeye neden olur. Bilindii gibi parasal ödüllerin performans arttrma konusunda ne kadar önemli bir kriter olduu sürekli söylenen bir durumdur. Ancak, 70 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi bireysel çkarlar gelitirmek yerine kolektif çkarlar ön plana çkarmak dolaysyla kurumsal baary, özsaygy ve daha sonra kiisel geliimi gündeme getirmek sonuçta hem çalanlar hem de iletmeler ve kurumlar için temel bir olgu olmaldr. Çünkü, kurumun baars zaten çalanlara bir ekilde yanstlmak durumundadr. Enron konusunda yazlan “Gümü Kurun” adl kitap irketin yükseliini ve düüünü bir roman formatnda anlatrken, para, öhret ve makam elde etmek için yaplan inanlmaz oyunlar ve entrikalar gözler önüne sermektedir (McLean ve Elkind, 2007). Bununla birlikte sonuç, hem bu oyunlar gerçekletirenler için hem de namuslu ve düzenli bir ekilde irkette çalanlar için büyük bir hüsran olmutur. Bu durumda ahlâki bir ekonomi modelinin gerçekletirilmesi için gerekli olan temel unsurlardan birisinin de “iletme-çalma ahlâk” olmas gerektii ortaya çkmaktadr. letme kuranlar için de çalanlar için de u gerçein altnn çizilmesi gerekmektedir: para, insanlarn geliimini motive edebilir ancak onu ele geçirebildii ölçüde de tehlikelidir. Bu basit gerçek, iletmeler için parann ya da kârn esas odak noktas olmadn, eer salt baar ölçütü olarak para kabul edilirse, bunun birçok kurumsal deeri, itibar ve hatta toplumsal deeri andracan, perdeleyebileceini ima etmektedir. Para ve mevki, belirli bir noktaya kadar çalanlar çok iyi motive edebilir, ancak buradaki temel sorun bunun ne zamana kadar ve nereye kadar devam edeceidir. Çünkü, finansal kaynaklar yöneten üst düzey yetkililer bu duygularla hareket edip, son derece lüks bir yaam tarzna girmeye kendilerini koullandrrken, ayn standartlar alt düzeyde çalanlar için söz konusu olmayacaktr. Böylece, yukarda beyaz yakallar ya da altn yakallar arasnda kyasya bir rekabet hep daha fazlas için devam ederken, aada içiler, emekçiler, yoksul halk kitleleri arasnda bir baka mücadele ekli, yani yaam kavgas ya da ekmek kavgas yaanmaktadr. Bu durumda, bu büyük eitsizlik tablosunu yok etmek için, bireyi para ve egonun pençelerinden kurtarmak, tek bana materyalist bir anlayn onu kolaylkla açgözlülüe ve egoist davranlara itebileceini anlatmak, göstermek gerekir. Bunun için bu tür istekler ahlâki duygularla dizginlenmeli, mütevâzi bir yaam biçiminin hem kiinin kendisine ve çalt kuruma hem de insanla sunaca yararlar öretilmelidir. Bu ise u anlama gelmektedir; çalma hayatnn her alannda ahlâki bir bak açsnn gelitirilmesi ve/veya bir meslek etii oluturulmas arttr. Yani, eitimde etik olabilecei gibi salkta-tpta da medyada da etik olmaldr ve etik MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 71 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi sadece bir iletme etii olarak basitletirilmemelidir, mesleki hayatta bu anlamda köklü deiiklikler getirilmelidir. Makal’a (2010) göre meslek etii denildiinde, “belirli bir meslek erbabnn ya da bu alanla uraanlarn davran biçimlerini, kalplarn, uymalar gereken kurallar içeren ilkesel bir çerçeve anlalmaldr. Bu çerçeve, meslek içerisindeki insanlarn uymas beklenen kurallar içerdii için, bu haliyle artk bir meslek koduna dönümü olmaktadr” (Makal, 2010, s.12). Bu durumda yine Makal’n meslek ayrm yapmakszn yapm olduu deerlendirmelerden yola çkarak etik ilkelerin; profesyonellik, adalet, eitlik, tarafszlk, sorumluluk, ballk, hukukun üstünlüü, insan haklar, emee sayg, hogörü, demokrasi, özgürlük, effaflk v.b.. olarak, etik d davranlarn ise; ayrmclk, kayrma, yolsuzluk, rüvet, istismar, bencillik, iddet, taciz, para ve güç ilikileri vb.. olarak sralamak mümkün olmaktadr. 3.1. Çalma Ahlâknda Yeni Bir Bak Açs Çalmann insan hayatnda egemen unsur olmas sanayi kapitalizminin ortaya çkmasndan sonra balamtr. Çalma konusu zaman içerisinde o kadar önemli olmutur ki insanlar daha küçük yalardan itibaren çalmaya hatta çok çalmaya kendilerini inandrmaya balamlardr. Aslnda, çalma kavramnn etimolojisine bakldnda geçmite çok farkl anlamlarla kullanld ortaya çkar. Örnein, Bat toplumlarnda çalma anlamna gelen “travail” sözcüü Latince ikence aleti olan tripaqlium sözcüünden türerken, Romallarn çalma için kulland “labour” ise zahmet, yorgunluk, ac, zdrap gibi çarmlara sahiptir (Silah, 2005, s.37). Ancak, sanayileme ve modernleme süreciyle beraber çalma, kutsal bir ödev gibi alglanmaya baland ve bireylerin prestij, kimlik ve statü gibi isteklerinin önemli bir göstergesi haline geldi. nsan çalmaya iten sosyoekonomik, psikolojik onlarca faktör gelitirildi. Böylece insanlar çalmay sadece salad gelirle deil ama ayn zamanda sunduu sosyal statü, aidiyet hatta kimlik gelitirme ve psikolojik doyum salama frsatlaryla kabul eder hale geldi. Oysa, insanlar birer makine veya robot deildir, dolaysyla sürekli çalmak sürekli daha çok verimli olacan düünmek salkl bir düünce tarz deildir. Benzer ekilde, çalma olgusunu sadece “iktisadi amaçl çalma” olarak alglamak/alglatmak çalanlarn kendilerini gelitirmesini, yaratc olmasn, kültür ve estetik gibi konularla kendisine deer katmasn 72 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi engellemekte ve her eyi “etkinlik” ve “verimlilik” deerlerine endekslemektedir. 19. yüzylda çalma konusunun içiler üzerinde yaratt büyük olumsuzluklar nedeniyle, Paul Lafargue (1883) Tembellik Hakk adl bir kitap yazmtr. Lafargue aslnda çalmaya deil, insan insan olmaktan çkaran ar çalmaya kar bu kitab yazm, kapitalizmin kötü taraflarn kyasya eletirmitir. Çünkü ona göre içi snfnn bana gelen en büyük bela bu ar çalmadr; ar çalma her türlü düünsel yozlamay, fiziksel rahatszlklar beraberinde getirmekle yalnzca bir kötülük deil ayn zamanda bir delilik olarak alglanmaldr. Thornstein Veblen ise çalmay egemenlik altna alnan snflarn en önemli görevi olarak görürken bir eyi daha buna eklemektedir: aylaklk yapmalarna izin verildii zamanlarda herkese efendinin sahip olduu yaam standartlarn göstermek ! Çünkü, Veblen’e göre kadnlar, hizmetçiler, evdeki bütün hizmetliler sahip olunan statüyü sergilemeye yaramaktadr (Baudrillard, 2009, s.3). Lafargue ve onun gibi düünenlerin eletirileri kapitalist düünce sistemi içinde gelien “çalma” kavramnn kökten deimesini salamamtr; ancak zaman zaman iverenlerle içiler arasnda uzlamalar salanmas ya da sendikal örgütlenmelere bir frsat verilmesi eklinde deiiklikler görülmütür. Geçmite, örnein, üretim araçlarnn ve ibölümünün karmak, teknik bir hal almas içiler adna toplumsal ya da politik olmay zorlatrm, buna karlk içiler Fordist üretim yapsyla uzlamak durumunda kalmlardr. Oysa, 1970’lerden sonra artan ekonomik krizler ve büyümenin eskisi kadar yüksek oranlarda artmamas sonucunda Fordist üretim yaps da yava yava andrlm, bu kez içileri-çalanlar tamamen toplumsal ve politik deerlerden uzaklatran, sendikal örgütlenmeyi sürekli trpanlayan esnek çalma biçimlerinden söz edilir olmutur. te bu nedenlerle, çalma hayatnda liberal-kapitalist düünce sistemiyle kendini bulan çalma etiinin mutlaka gözden geçirilmesi gerekmektedir. Sombart, kusursuz bir i adam olmann sadece aile içinde iyi bir ekonomik düzen oluturmakla deil, ayn zamanda d dünyaya kar belli bir tavr taknmakla da ilgili olduunu ifade ederken i ahlâk üzerinde durur ve i ahlâknn ikili anlamndan bahseder (Sombart, 2008, s.133). Bu anlamlardan birincisi ilerin gidiatyla ilgili bir ahlâk anlay, ikincisi ise müterilerle olan ilikileri belirleyen bir ahlâk anlaydr ki, buna ticarette dürüstlük denilmektedir. Buna göre, dürüst tüccar kendisine güvenilen, müterilerine gerçek anlamda “hizmet” veren ve verdii sözleri yerine getiren kii demektir. Yoksa, “ticari ahlâk” deyimiyle sadece ticari avantajlar MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 73 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi elde etmenin, para kazand sürece iyi davranyor görünmenin bir deeri bulunmamaktadr. letme-kurum baznda çalma getirilebilecek baz öneriler unlardr: etii açsndan gündeme 1.) ktisadi amaçl çalma karsnda kiiyi gelitirebilecek özerk faaliyetlere daha fazla zaman ayrlmas ve kiinin kendi hayat üzerinde daha çok söz sahibi olmas, bununla ilgili taleplerin daha yüksek sesle dillendirilesi, çalma saatlerinin azaltlmas, 2.) Çalanlar açsndan öz disiplinin uygulanmas. Çalanlarn isiz kalma korkusu olmakszn i güvenlii çerçevesinde kendi kendini denetlemesi ve kendi deerleriyle kurum deerleri arasnda ilikiler kurabilmesi, iini severek kendilerini ie alan kurumlara katkda bulunmalar, 3.) Toplumsal deerlere bada ortak deerler üzerinde çalmann gelitirilmesi, 4.) Özel irketlerin sadece kendi öz çkarlarn deil, kamunun toplumun da çkarlarn korumas gerektii; kamu irketlerinin özel irketlerin belirli bir ölçee kadar geliebilmeleri için frsatlar sunmas gerektii bilincinin alanmas, 5.) irket-Kurum hedeflerinin yeniden gözden geçirilmesi ve ahlâka dönü. 1950’lerin sonlarnda “Çada Anonim irketin Toplumsal Önemi” balkl bir makale yaynlayan Carl Kaysen, dönemin yeni yönetim anlayn ve irketlerin, büyük irket yöneticilerinin içilere, müterilere ve kamuya kar yaygn sorumluluklar olduunu vurgulamtr. Makalesinde Kaysen (1957) unlar söylemektedir (Kaysen, 1957, s.311-319): “Yönetim kendisini hissedarlara, içilere, müterilere, genel olarak kamuya ve belki de en önemlisi bir kurum olarak irketin kendisine kar sorumlu görür. Kamuya olan sorumluluklar pek çoktur. Birkaçn sralayacak olursak: baz yerel hayrsever giriimlere önderlik etmek, fabrikann mimari estetii ve çevrenin görünümüyle ilgilenmek, yüksekörenimi ve hatta bilimsel aratrmalar desteklemek v.b.. Kurum olarak irketin kendisine kar ise yönetim, irketin sürekliliini güvence 74 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi altna almak ve mümkünse uzun vadedeki konumunu gelitirmek, yani hzl ve devaml büyümeyi salama sorumluluklaryla yükümlüdür”. Benzer ekilde, Mark Pastin, yüksek etik standartlara sahip irketler için etik irketler tanmn kullanmakta ve bunlarla ilgili dört özellikten bahsetmektedir (Silah, 2005, s.41-42): 1.) Etik irketler, irket içindeki ve dndaki hissedarlarla etkin bir iletiim kurmay baarmtr. irket için etik olan davranlar, irket sahipleri için de iyidir, 2.) Etik irketler adil olma konusunda srarcdrlar. Yazl olarak duyurduklar etik kurallarnda, müterilerin ve toplumun çkarlarnn, en az irket çkarlar kadar önemli olduunu vurgularlar, 3.) irket kararlarnda grup sorumluluu deil, bireysel sorumluluk vardr. Temel etik kurallarnda, çalanlarn, alacaklar kararlardan kiisel olarak sorumlu olduklar vurgulanr, 4.) Etik irketler, faaliyetlerini genel bir amaca yönelik edimler olarak görürler. Bu amaç, irket çalanlarnn yüksek deer yaratmasdr; irket ile çevresindeki toplum arasndaki ilikiyi bu amaç belirler. Bu özellikler ve gelitirilmesi gerekli etik deerlerden yola çkarak irket-kurum düzleminde yaplmas gerekenleri de u ekilde sralamak mümkündür: 1.) Bir etik program ve etik komitesi oluturulmas, duyurulmas, 2.) Güvenilirlik, 3.) irket ortaklarna, i ortaklarna ve müterilere sayg, 4.) Sorumluluk, 5.) Adil karar almak, adil ticaret yapmak ve dürüst ticari ilikiler kurmak, 6.) Lonca sisteminde olduu gibi irketler aras rekabette centilmenlik esasn benimsemek, 7.) Vergi ahlâkn benimsemek, 8.) Topluma kar sorumluluk duymak. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 75 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi Elbette bu maddeleri çoaltmak olasdr, ancak hepsi için önemli olan ey “niyet” ve “samimiyettir”. Zira, bu kavramlarn tamam bilinmekte, kullanlmakta ve birçok irkette vizyon, misyon (öz görev) belirtildikten sonra “deerler” olarak ba köede yer bulmaktadr. Ancak, birçok organizasyonda sadece vitrin deerleri olarak, göstermelik bir ekilde kullanlan bu deerlerin bazen de “insan kaynaklar” ya da “toplam kalite” kavramlarnda olduu gibi çalanlarn örgütlenmesini, güçlenmesini engelleyen bir ileyie yöneldii konusunda ciddi kukular olumas sknt kayna olmaktadr. Bu nedenle, irketlerin söylemleriyle icraatlar arasnda bir tutarllk olmas, ahlâki ödevlere uygun çalmalar yaplmas konusunda samimi olunmas arttr. Sigara irketlerinin sigarann zararlarn anlatrken baz yerlerde siyahi çocuklara sigaraya altrmalar, petrol irketlerinin çevrenin korunmas için çalan sivil toplum örgütlerine yardm ederken çevreye büyük zararlar vermesi gibi tutarszlk örnekleri veya kastl yanltma taktikleri günümüzde sürekli tekrar etmektedir. Bara destek veriyor görünüp silah, nükleer silah için inanlmaz paralar harcayan, dünyann belirli yerlerinde insanlar açlktan ölürken hâla snrsz kâr peinde koan irketler, özellikle çok uluslu irketler ve onlarn yöneticileri bu çelikiyi insani-ahlâki olarak görmek zorundadr. Ayn ekilde, arac, müteahhit ya da taeron olarak ifade edilen yaplanmalarda, igücü maliyetlerinin düürülmesi (ucuz içilik) amacyla yaplan istismarlarn ortadan kaldrlmas gerekmektedir. DSK (2011) Aratrma Enstitüsü’nün Ocak 2011’de yaynlad bir rapora göre, Türkiye’de devlet memurlar hariç kaytl i gücünün en iyi ihtimalle yüzde 30’u, yani 3 milyona yakn kii taeron irketlerin güvencesiz çalan durumundadr. Örnein, belediye çalanlarnn % 22’si taeron firmalarda çalmaktadr. Rapor, bu durumun salk, eitim ve enerji gibi alanlarda hzla artmaya devam ettiini, gemi ina sektöründe çalanlarn % 71.4’nün, inaat sektöründe çalanlarn ise neredeyse tamamnn alt-iverende istihdam edildiini vurgulamaktadr. Burada, çözüm elbette sosyal hukuk devletinin gerei olarak yaplacak yasal düzenlemeler ve önlemlerde yatmaktadr. Buna karn, ekonomik ve sosyal hayatn temel alanlarnda yaplacak yasal iyiletirmelerin çounlukla kat üstünde kald ve uygulamada baar elde edilemedii örneklerle sabittir. Zira, yasalara uyulmas ve yasalara kar hileli iler yaplmamas için iletmelerin ve onlar yönetenlerin belirli ahlâki ilkelere sahip olmas ve iyi bir iletme kültürü gelitirmeleri gerekmektedir. 76 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi Çalma hayat açsndan dikkate alnmas gereken dier bir konu “performans deerlendirme” sistemidir. Bu sistem, kiinin iindeki performans veya baarsn, önceden bu amaçla saptanm standartlarla karlatrarak o iin gereklerine göre ölçme ve deerlendirme süreci olarak bilinmektedir. Bu sistemin kurumlar açdan, standart ve objektif ölçme ve deerlendirmeler yapma, kariyer planlar yapma, prim ve ödül sistemleri düzenleme, organizasyonun amaçlarna katk salama, eitim ve geliim ihtiyaçlarnn belirlenmesi gibi yararlar olduu öne sürülmektedir. Bununla birlikte, bu sistemin oldukça olumlu görünen söz konusu yararlar ücretle ya da performansa göre daha fazla parayla (ya da tevik primiyle) motivasyon konusu gündeme geldiinde genellikle anlamlarn yitirmektedir. Çünkü, Taylorist bir yaklamla çalanlarn “daha çok hizmet daha çok para” düüncesine mahkum edilmesi ya da tembel çalanlarn “çalkan ve verimli” olmaya zorlanmas insani ve ahlâki açdan ciddi kayglar beraberinde getirmektedir. Bu durum, güvenlik, eitim, adalet ve salk gibi devletin temel görevleri arasnda saylan hizmetler açsndan daha dramatik bir hale gelmektedir. Aslndaki, buradaki çeliki bir taraftan hizmetlerde kalite ve akreditasyona evet derken, dier taraftan bunlarn sadece piyasa dinamikleriyle salanmasna hayr demek arasndadr. Örnein, Türkiye’de salkta performans sistemini yerletirmeye çalan Salk Bakanl’nn kendi yapm olduu bir çalmada, piyasann bazen sal olumsuz yönde etkileyen sektörleri (sigara gibi) piyasa artlar içerisinde nasl ödüllendirilebilecei anlatlmaktadr (Aydn ve Demir, 2006). Ayn çalma, performansa göre ödeme sistemleri ve zorluklar konusunda da u genel balklar ele almaktadr: 1.) Ampirik ölçütlerin güvenilirlii, 2.) Kimlerin ödüllendirilmesi gerektii ve ödüllendirmenin derecesi, 3.) Rekabetçi olan ve rekabetçi olmayan ödüllendirmeler, 4.)Düük kalitede sunulan dlanmayaca sorunu, hizmetlerin tamamen dlanp 5.) Bütçe kstll. Böylece, Türkiye’de salkta performans sisteminin uygulanmaya balamasndan sonra, hizmete ve ilaca eriim kolayl gibi olumlu sonuçlar ortaya çksa da, bu sistemin hizmetin genel olarak verilmesi sürecinde birçok MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 77 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi soruna gebe olduu Bakanln çalmasndan anlalmaktadr. Bu, Amerika’da Taylor Sistemi’nin ksa dönemde büyük verimlilik artlar salayp, ardndan çok önemli sorunlar yaratmasna benzemektedir. Sorunlar, zamanla verimliliin azalmasna dahi yol açarken esas olarak insanlar üzerinde younlamtr. 3.2.Sivil Toplum Örgütlerinin Salkl Bir Yapya Kavuturulmas Neo-liberal küreselleme ideolojisi, sivil toplum örgütlerinin özellikle finansal açdan küresel güç odaklarnn ve uluslararas irketlerin güdümüne girmesinde ve bir çeit esaret sistemi içinde fonlanmaya balamasnda önemli bir rol oynamtr. Aslnda, neo-liberal politikalarn hz kazand 1980’li yllardan sonra gönüllü kurulularn özellikle kalknma süreçlerindeki rolleriyle ilgili farkl yorumlar yaplmaya balanmtr. Örnein, “Kalknmann Demokratiklemesi” adl kitabn yazar John Clark (1996), 1980’lerden sonra gönüllü kurulularn, ya da kendi ifadesiyle hükümet d kurulularn önceki dönemlere göre görülmedik ölçüde çeitlilik, inandrclk ve yaratclk sahibi olduunu ifade etmektedir. Bu durum, neo-liberal yaklamlarn sivil toplum örgütleri ya da gönüllü kurulularla neden bu kadar çok ilgilendiini de bir ekilde ortaya koymu bulunmaktadr. Ahlâki ekonominin ve demokratik bir toplum yaps gelitirmenin en önemli organlar olmas gereken ve halkn her alanda sorunlarn çözmeye odaklanmas beklenen bu örgütlerin bu yüzden içine dütükleri çkmazdan çkarlmas büyük önem tamaktadr. Sivil toplum, irketler, eitim kurumlar, gönüllü kurulular, medya ve sendika gibi birçok yapnn karmak bir bileiminden oluur. Zira, her birisinin kendi bakna göre gelitirdii bir takm deerler ve hedefler vardr. Ancak, sivil toplumu oluturan bu gruplarn söz konusu esarete dümesi, finansman ve örgütlenme sorunlaryla kar karya kalmas onlardan beklenen pozitif yararlarn olumasna da engel tekil etmektedir. Dolaysyla, bu kurumlarn sorunlarnn çözülmesi veya amac sadece kendi egemenliklerini devam ettirmek olan küresel sermaye odaklarnn kuklas olmamalar için devletin halk adna bu konuya el uzatmas büyük önem tamaktadr. Devlet, toplumun tüm katmanlarna dil, din, rk, mezhep, renk ve düünce ayrm yapmakszn, bu örgütlerin faaliyetlerini kontrol etmeli ve desteklemeli, iddet-dümanlk-parçalanma amac gütmedikçe bu örgütlere özgür çalma alanlar oluturulmaldr. 78 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi John Clark, gönüllü kurulularn “yoksullara hizmet”, “halkn katlm”, “yenilik” ve “küçük olmak” gibi güçlü yönlerinin uygulamann teoriye uymamas nedeniyle birer zayfla dönüebileceini, ayrca hukuka uygunluk, liderlik, proje tasarm, örenme yeteneksizlii ve güvenilirlik gibi yeni sorunlarn ortaya çkacan belirtmekte ve gücün güçsüzlüe dönmesiyle ilgili Amerikal gönüllü kurulu uzman Sheldon Annis’in u sözlerini hatrlatmaktadr (Clark, 1996, s.69): “Yaygn yoksulluk karsnda “küçük boyutlu” olmak “belirsiz” olmak anlamna; “politik bamsz” olmak “güçsüz” ya da “balantlar olmayan” anlamna; “az masrafl” demek “paras yetmeyen” ya da “kalitesi düük” anlamna ve “yenilikçi olmak” sadece “geçici” ya da “sürdürülemeyen” anlamna gelebilir. Bu balamda, çalanlarn çalma hayatna ilikin temel sorunlarn çözümü ve sahiplenilmesi konusunda sendikal örgütlenmelere ayrca deinmek gerekir. Neo-liberal politikalarn 1970 ve 1980’li yllarla birlikte kendini fazlasyla hissettirmesiyle sendikalar da bundan olumsuz etkilenmi, ahlâki yozlamann bulac hastalna yakalanmtr. Sendikaclk, günümüzde de eer görevini sadece çalanlarn özgül haklar ve çalma hayat üzerinde devam ettirmezse gücünü ve etkisini tamamen yitirme tehlikesiyle kar karyadr. Zira, zaten toplu çaltrmann gerçekletii sanayi ve klasik hizmetler sektöründe çalanlarn says azalmakta, örgütlenmenin, güvenlikli çalmann çok zor olduu yeni hizmetler sektörü hzla gelimektedir. Dier taraftan, neo-liberal iktisat politikalarnn bir sonucu olarak özellikle gelimekte olan ülkelerde sürekli gündeme getirilen özelletirme uygulamalar örgütlü içilii yok etmekte, isizliin ya da isiz kalmann çalanlar üzerinde bir sindirme arac olarak kullanlmasna neden olmaktadr. Bu nedenlerle sendikalarn ve sendikal faaliyetlerin de ahlâki bir bak açsyla yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Sendikalar için ahlâki davran, sar sendikaclk olarak tarif edilen ve içinin, çalanlarn haklarn koruyor görünüp aslnda iverenler adna hizmet görmemektir. Çalanlar için de iverenler içinde herkesin ortak yarar için çalan, adaletli, hakszla kar mücadele eden içi ve iveren sendikalarn varl, ahlâki ekonominin tesis edilmesi için büyük önem tamaktadr. Özetle, sendikalarn sendikal etik üzerine düünmeleri gerekmektedir ve sendikacln bir meslek olmaktan çok bir ideal olarak alglanmas zorunluluu bulunmaktadr (Bkz, Çelik, 2010). MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 79 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi 4. TOPLUMSAL AHLÂK, SOSYAL SERMAYE VE TOPLUM ÇN PYASA Dier sosyal bilimlerde olduu gibi iktisat biliminde de temel konu insan ve toplum ise piyasann da insann ve toplumun iktisadi refahn salamak için kullanlabilecek araçlardan birisi olduunu kabul etmek gerekir. Geçmite olduu gibi günümüzde de yaanan ekonomik sorunlar ve olaylar, piyasann mükemmel olduu, müdahale edildii takdirde bu mükemmelliin kaybolaca yönündeki düünceleri boa çkarmtr. Aksine, yaananlar, ekonomik krizlerden çk için piyasa denilen bu araca müdahale edilmesi gerektiini, bununla birlikte katlmc demokratik bir düzende bu müdahalenin ölçüsünün ve düzeyinin doru bir ekilde tanmlanmas gerektiini aça çkarmtr. Piyasann mükemmellii ya da doal denge olgusu bugün artk sadece klasik iktisatçlarn hayalci ve varsaymc dünyalarnda kalmtr. Toplumu oluturan bireylerin ve insanlarn, onlarn yer aldklar ve kurduklar her türlü organizasyonun ve kurumun ahlâki temeller üzerinde ekonomik faaliyette bulunmalar, bir toplum olarak salkl ve huzurlu bir yapya kavumann en önemli unsurlarndan birisidir. Çünkü, ahlâk insanlarn birbirleriyle olan ilikilerinde nasl davranlmas veya nasl davranlmamas gerektiini gösteren, insanlardan topluma, toplumdan da insanlara ulaan bir deerler sistemidir. Ahlâk konusu o kadar önemlidir ki, bazen toplumun kar karya kald olumsuz olaylarda (yalan, iftira, fesat, hrszlk, dolandrclk, cinayet v.b.) gelitirilen kurallar zamanla hukuk kurallar içerisinde yer alm, yasalar çerçevesinde önlemler gelitirilmitir. Bireyden balamak üzere; bireylerin ahlâkl olmas yani dürüst, samimi, adil davranabilmesi ve kötü alkanlklardan uzak durmas aileyi; ailenin eler arasnda ve çocuklar arasnda birbirine saygl olmas, birbirlerine hakszlk ve iddet uygulamamas, çocuklarn ahlâk ve kiilik sahibi birer bireyler olarak yetitirilmesi toplumu; sonuç olarak toplumun birey, aile ve bunun dnda kalan üyelerinin yardmseverlik, dayanma gibi ahlâki deerler üzerinde ekillenmesi örf, adet ve gelenekleri oluturmaktadr. Tüm bunlar toplum ahlâknn temel unsurlarn oluturan ve güveni tesis eden yap talardr. Eitim ve sosyalleme süreçleri ise bu yap talarnn olumasnda, bireylerin kendi kiilikleri ve yeteneklerinin aça çkmasnda, böylece salkl, temiz bir toplum bünyesine kavuulmasnda kritik konulardr. Bu nedenle, aileden sonra okul, üniversite gibi eitim kurumlarnn yalan söylememek, hrszlk yapmamak, milli-kültürel 80 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi deerlere sahip çkmak gibi baz meziyetlere sahip olmak, farkl görülere, düüncelere tahammül etmek, iddet ve öldürmenin zararlar üzerinde düündürmek gibi birçok görevleri vardr. Ancak, ister bireyden topluma, isterse toplumu oluturan gruplardan bireylere sirayet eden ahlâki etkileim mekanizmalar birçok alanda tahribata maruz kalabilmekte, salkl-temiz toplum idealinin önü tkanabilmektedir. Ekonomi bu bozulma, virüs gibi bütüne olumsuz etkiler yayma sürecinin en kritik alanlarndan birisini oluturmaktadr. Francis Fukuyama, “tüm modern toplumlarda, ekonomi insann sosyallemesinin en kökten ve dinamik alanlarndan birisidir”, demekle ekonomik faaliyetlerin sosyal ve politik yaamla iç içe geçtiini, kültürün ve ahlâkn ulusal mutluluk ve uluslararas düzeni dorudan etkilediini vurgulamaktadr (Fukuyama, 1998, s.37). Fukuyama’nn analizinde büyük önem verdii “güven” konusuna ilikin sözleri konuya daha bir açklk getirmektedir: “Güven, entegre devreler veya fiber optik kablolarn içinde deildir. Bilgi alverii içermesine karn, güven yalnzca bilgiye indirgenemez. Günümüzün “sanal” firmas, tedarikçileri ve darya i yaptrd irketler hakknda, alar araclyla kendisine akan birçok bilgiye sahiptir. Fakat, dardaki irketlerin hepsi dolandrc veya sahtekâr olmalar durumunda, onlarla i yapmak, karmak sözlemeler ve bunlarn uygulanmasna zorlamak gibi, zaman alc unsurlar içeren, maliyeti yüksek bir süreç haline gelir. Güven olmakszn, bu tür faaliyetleri irket içine getirmek ve eski hiyerariyi tekrar kurma eilimi çok güçlü olacaktr”. Ekonomik ilikilerde güven gibi toplum içerisinde ortaklaa paylalan birçok deer daha vardr. Sadakat, dürüstlük ve yardmlama bunlardan bazlardr. “Sosyal sermaye” olgusu ise belki de tüm bu toplumsal deerleri ifade edebilecek önemli bir konudur. Bu olgu, tarihsel alkanlklar, gelenek veya din gibi kültürel mekanizmalar araclyla yaratlr, dolaysyla beeri sermayeye göre farkllklar içerebilir. Çünkü, sosyal sermaye bireylerin kendi balarna hareket etmeleriyle olabilecek bir kazanm deildir. Sosyal sermaye ahlâki alkanlklarla, geleneklerle, kurumlarla, grup davranlaryla geliebilecek bir süreçtir. Bu nedenle, sosyal sermayenin ekonomik davranlar ve faaliyetler üzerinde, çalma ve endüstri ilikilerinde etkisi olmadn söylemek gerçekçi deildir. Bu alanda yaplan çalmalarda sosyal sermaye (örnein güven düzeyleri) ve kurum göstergelerinin (örnein yasal yap ve mülkiyet hakknn güvenlii), ekonomik kalknma göstergeleri (örnein kii bana düen gayrisafi yurtiçi hasla) ile birlikte ve ayn yönde MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 81 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi hareket ettii vurgulanmakta, özellikle yüksek güven düzeyine sahip ve kurumlar gelimi ülkelerin ayn zamanda yüksek ekonomik kalknma seviyesine sahip olduu ifade edilmektedir (Bkz, Kovac, Bekle ve Koç, 2009). Gerçekten de tarihsel süreçte ekonomik olarak önemli baarlara imza atan ülkelere bakldnda, bu tür toplumsal deerlerin veya sosyal sermaye olarak oluan ahlâki davran ekillerinin, etik deerlerinin ne kadar etkili olduu görülebilir. Bu, kiilerin kendi çkarlarn korumad anlamnda bir tespit deildir; burada anlatlmak istenilen ey, toplumsal ahlâk gelitiren toplumlarn veya ülkelerin kendi aralarndaki veya ülkeler arasndaki ilikilerinde, çok daha salam yasal düzenlemeler veya sözlemeler yapabilmesi, bu alanda önemli bir avantaj elde etmesidir. Bu avantaj, bu tür konularda, organizasyonlar oluturulmasnda daha az maliyete katlanmakla da gerçekleir. Böylece, aileler, akrabalar, okullar, gönüllü kurulular ve devlet gibi birçok temelde gelien bu süreç çok önemli ekonomik organizasyonlarn olumasna yardmc olabilir. Endüstriyel bölgelerin gelimesinde sosyo-kültürel yapnn etkilerinin 1970’li yllardan itibaren youn bir ekilde tartld görülmektedir. Sosyal sermaye ve güven arasndaki ilikiler çerçevesinde günümüze kadar uzanan bu tartmalarda Uzakdou Asya’daki aile deerleri ve Konfüçyüsçülük gibi örnekler sklkla kullanlmaktadr. Ayn ekilde “Üçüncü talya (talya’da endüstrilerin youn olarak bulunduu bölge)” olarak adlandrlan ve bunun talya’da endüstriyel bölgelerin kalknma sürecinde oynad rolleri üzerinde duran çalmalar da bulunmaktadr (Bkz, Çetin, 2006). “Üçüncü talya” olgusu etrafnda ele alnan konulara göre, Birinci ve Üçüncü talya, kinci talya’ya göre daha yüksek sosyal sermaye ve güven düzeyine sahiptir, dolaysyla ekonomik gelime bu bölgelerde daha güçlü bir ekilde ortaya çkmaktadr. Toplumsal yaamda din faktörü büyük önem tamaktadr. Bununla birlikte, dinin genel olarak hakiki anlamlaryla uygulanmasnn ve insanlarn saf inançlarn yaayabilmesinin salanmas da dikkate alnmaldr. Çünkü, parann yozlat ve insan adeta bir köle haline getirdii, sonuç olarak insan günlük hayatn ve kouturmann bir arac haline getirdii günümüz dünyasnda din üzerinden oynanan oyunlar, sosyal sermayenin dinamiklerini doru bir ekilde kullanma ve toplumlarn dier toplumlarla salkl ilikiler kurabilmeleri açlarndan ciddi bir engel oluturmaktadr. Tarikat, siyaset ve ticaret ilikileri olarak tanmlanabilecek bir düzen, bir ekilde bu anlaya 82 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi hizmet etmektedir ve dinin özünde yer alan karsndakini düünme, sevme, paylama, savurganlk yapmama duygularn yok etmektedir. Eliaçk’a göre (2011) MÜSAD gibi muhafazakâr zenginler grubu iyerlerinde, para harcamada adil deildir: “yerine mescid açmay, iftar ve sahur yemei çkarmay alternatif olmak sanyorlar. Halbuki ortaklaac üretim paylam düzeni üzerinde çalmalar, ücret politikas, üründe emekçinin pay, art-deerin kime gittii ve emein hakk üzerinde kafa yormalar gerekir. Bunlar yapmadan fabrikaya mescit açp, iftar ve sahur yemei çkarmakla yetinirseniz hele de ‘slam’da grev yoktur, sendika caiz deildir’ diye broür datrsanz abdestli kapitalist olursunuz”. Bu konuda yaplan bir dier çalmada nanç Temelli Organizasyonlar’n (Faith-Based Organization, FBO) yeni nesil sosyal politika pratiklerinde ve yaznnda nasl daha fazla yer igal ettii ele alnmakta, bu gelimelerin temelinde kapitalizmin içinde bulunduu evre itibariyle, “eski” sosyal haklar dizgesinin yerini neo-liberal yönetiiminin ilkelerine ve kurumlarna braknn etkili olduu vurgulanmaktadr (Karatepe, 2011, s.207-239). Ayn ekilde baz tarikatlarn yine dini hassasiyetleri kullanarak önce yurt içinde, daha sonra yurt dnda gurbetçilerden elde ettikleri balarla çok büyük paralar elde ettii ve ardndan bu paralar eitim, finans, spor, medya gibi ve hatta siyaset alanlarda kullanmaya balad görülmektedir. Böylece, toplanan paralarn bir ksm ihtiyac olanlara göstermelik olarak datlrken (bu ekilde yardm sahiplerinin yoksulluu devam ettirilmektedir), paralarn büyük bir ksm ise tarikatlarn üst düzey yöneticilerine ve liderlerine aktarlmaktadr. Tarikat yöneticileri daha sonra yurt içinde ve yurt dnda, dini duygularn sömürülmesi sonucunda sadece milyon dolarlara hükmetmemekte, atafatl ve üst düzey yaam tarzlarn da alenen uygulamaktadrlar. 5. SONUÇ Ekonomi dünyasnn ve bu alanda gerçekleen hareketlerin, faaliyetlerin bütün bu genel sorunlar içerisinde özel ve önemli bir yeri vardr. Çünkü, insanlar ve ülkeler dünya ölçeinde var olan bu sorunlarla mücadeleleri gerçekletirirken, ekonomi ve ekonominin ileyi biçiminin bunlar üzerinde dikkate deer etkileri vardr ve bu etkiler açklkla gözlenebilmektedir. Bu nedenle hem iktisadi davranlarn hem de oluturulan iktisadi sistemlerin ahlâki bakmdan yeniden gözden geçirilmesi MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 83 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi büyük önem tamaktadr. Dolaysyla, ahlâki temellerin, evrensel olarak tüm insanla haklar açsndan eitlii ve adaleti salk vermesi kouluyla, kaynan sorgulamann u aamada hiç kimseye bir yarar olmayacaktr. Çünkü, insanln dünyay da beraberinde dönütürerek getirdii aama, herkesin kendi deerlerine, ideolojilerine ve bak açlarna göre bir analiz yapma lüksünün giderek kalamayaca bir noktaya doru ilerlemektedir. Afrika toplumlar arasnda sürüp giden savalarn, Güney Amerika muz cumhuriyetlerinin çektikleri skntlarn, Ortadou’daki kanl mücadelelerin, bitmek tükenmek bilmeyen askeri-sivil darbelerin, toplumlarn kanayan yaralarnn, yeryüzünden silinip giden baz etnik topluluklarn açklanmasnda genellikle sömürgeletirme hareketlerinin sklkla kullanld görülmektedir. Bugün benzer bir açklamann, neoliberalizmin özellikle finans alannda gerçekletirdii yaylmac, insanlk onurunu zedeleyici ve gerçek ahlâki nosyonlardan uzak faaliyetleri için yaplabilecei düünülmektedir. te ahlâk konusu bu aamada kritik bir önem tamakta ve insanln geleceine ilikin umutlarn devam etmesi için kullanlabilecek ana argümanlardan veya araçlardan birisi olmaktadr. uras çok açktr ki u anda yeryüzü ölçeinde var olan ahlâk anlay son derece yetersizdir ve tüm deerlerde olduu gibi neo-liberal ideolojinin dorularn üzerini örtme, içini boaltma ve bir ekilde kendisine hizmet eder hale getirme operasyonlarndan muaf deildir. Çünkü, bir yerlerde zenginlik, israf, lüks yaam ve üretim fazlalar baka yerlerde yoksulluk, yoksunluk ve açlk yaanmaktadr. Yine, bir yerlerde halk kitleleri ekonomik krizler dnda önemli sorunlar yaamamakta, en azndan sürekli bir sava halinde bulunmamakta, ancak baka yerlerde sürekli iç sava, kavga, terör gün be gün eksik olmamakta, masum insanlar hayatlarn kaybetmektedir. Tüm bunlar yaadmz çan çok ciddi bir ahlâki bunalm içerisinde olduunu göstermektedir. Somut olarak 2007 ylnn Austos aynda ABD’nin ipotekli emlak kredi piyasasnda kendini hissettiren, 2008 ylnda devam ederek 2009’da ar bir ekilde ortaya çkan ve etkileri hala devam eden küresel ekonomik krizin merkezi, yine finans sistemleri ve burada yaanan çöküler olmutur. Küresel ekonomi düzenine hükmettii düünülen dev kurulular, bankalar, yatrm bankalar ve sigorta irketleri arka arkaya batm, ancak piyasa sisteminde nasl oluyorsa devlet destekleri devreye girmi, sistemi kurtarmak için trilyonlarca dolarlk kurtarma operasyonlar gerçekletirilmitir. 84 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi Yaananlar dürüstlük ve açklkla ifade etmek gerekirse, ilk kez mevcut sistemin topyekün sorgulanmasna yol açan krizle birlikte unlar olmutur: 1.) Küresel sistemle bütünlemi her ülke bu çarkn içindedir; dolaysyla genel olarak krizden etkilenmeme, teet geçilme lüksleri yoktur, ancak az veya çok etkilenme durumlar vardr. 2.) Sistemi kurtarmak için ihtiyaç duyulan devlet destei, aslnda halktan toplanan vergilerle (özellikle tüketim üzerinden alnan dolayl vergilerle) salanmaktadr, çünkü devlet soyut bir varlktr ve bireylere, toplumlara hizmet için vardr. 3.) Krizlerin gerçek faturas halklarn üzerine yklmaktadr. Bu, sadece halkn ödedii vergiler bu ekilde kullanld için deil, ayn zamanda düen ekonomik büyüme oranlaryla birlikte isiz ve yoksul saylar önemli boyutlarda artt için de böyledir. imdi, ekonomik temelde yaanan bu olaylar, ahlâki ekonomi düüncesinden yola çklarak u ekilde deerlendirilebilir: 1.) Ahlâki olarak küresel sistemde yer alan büyükler, yani bata ABD olmak üzere gelimi batl ekonomiler ve o merkezlerde yerlemi çok uluslu irketler, iyi günlerde küçük ya da gelimekte olan ülkeleri sömürmekte, buna karn kötü günlerinde kendisi batarken herkesi aaya çekmektedir. 2.) irketler yatrmlaryla sürekli büyümekle, üst düzey yöneticileri servetlerine servet katmakla megulken, çalanlar, çiftçiler, emekliler refah paylarndan yeteri kadar yararlanamamaktadr; ayrca söz konusu irketler ve üst düzey yöneticileri para, borsa, faiz oyunlaryla finansal oligarilerini devam ettirirken, halktan toplanan paralara göz dikmekte, ahlâki olarak bir ikiyüzlülük ve bir pikinlik tablosu ortaya koymaktadr. 3.) Seçimlerle yönetimlere gelen siyasal partilerin ve onlarn liderlerinin, onlara elik eden üst düzey bürokratlarn, kendi halknn sorunlaryla uramak yerine küresel çözümler peinde komaktadr (kriz srasnda yaplan G-20 zirveleri gibi) ve yerel halklarn gözünde bu durum inandrc olmayan, ahlâki olarak eletirilen bir durum olarak alglanmaktadr. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 85 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi 4.) Demokrasinin kurumlarnn tam yerleemedii gelimekte olan ülkelerde iktidar partilerinin ve onlarn yandalarnn servetlerini, mütevazi! maalarna göre inanlmaz miktarda arttrdklar, ihale, yardm dernekleri bata olmak üzere birçok türde yolsuzluklar yaand bir ortamda, ülke içinde dahi herkesin uzlaabilecei bir ahlâki olgunluk düzeyi olumamakta, böylece küresel düzeyde sistemin ahlâki bir olgunlua kavuturulmas ibirlii, güven, dürüstlük ve effaflk açlarndan snfta kalmaktadr. Görüldüü gibi temel sorun, ekonominin her alannda yaanan gayri ahlâki faaliyetlerdir. Bu sorunun üzerine gidilmedikçe iktisat politikalar veya ulusal-uluslararas politika hamleleri hiçbir zaman kalc çözümler üretemeyecektir. Bu çalmann üzerinde durduu esas konu; eer insan merkez ise insandan toplumsal katmanlara, toplum merkez ise toplumsal katmanlardan insanlara doru aktarlan bir takm deerlerin, ahlâki olgularn var olduudur. Bunun için, her eyden önce bireyin “var olusal” anlamda önceliiyle, toplumun dayanma ve beraberlikle gelen ve yine bireyin var oluuna katk salayan özellikleri arasnda bir ahengin kurulmas gerekir. Bu mantk, insanlarn yaamlarn devam ettirmek için yapmalar gereken iktisadi faaliyetleri tespit etmeyi ve onlar karlamay getirir, ancak bunlarn toplumsal deerlere tabi tutulmasn zorunlu klar. Bunun yannda, çalmakta, kazanmakta, tüketmekte, üretmekte ölçülü olmay, insan insan yapan deerleri, paylamay, sevmeyi, empati kurmay, çevreye, doaya saygl olmay yaamn ana unsurlarndan yapar. 86 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi 6. KAYNAKÇA ANDERSON, E., (1993), “Value in Ethics and Economics”, The President and Fellows of Harward College, United States of America. AYDIN, S., DEMR, M., (2006), “Salkta Performans Yönetimi”; Performansa Dayal Ek Ödeme Sistemi, Salk Bakanl, Ankara, 2006. BAUDRLLARD, J., (2009), “Gösterge Ekonomi Politii Hakknda Bir Eletiri”, Çev. Ouz Adanr, Boaziçi Üniversitesi Yaynlar, stanbul. BENHABB, ., (1999), “Modernizm, Evrensellik ve Birey; Çada Ahlâk Felsefesine Katklar”, Ayrnt Yaynlar, stanbul. BERGSON, H., (2000), “Ahlâkn ve Dinin ki Kayna”, 1932, Çev. M. Mukadder Yakupolu, Dou Bat Yaynlar, Ankara. BRONK, R., (2010), “Romantik Ekonomist: Ekonomide Hayal Gücü”, Çev. Dilek B. Cenkciler, Efil Yaynevi, Ankara. CLARK, J., (1996), “Kalknmann Demokratiklemesi”, Türkiye Çevre Vakf Yayn, Ankara, 1996, s.17. CONNEL, P., (2001), “Romantism, Economics and the Question of Culture”, Oxford University Press, Oxford. ÇELK, A., (2010), “Sendikal Etik Üstüne”, Çalma Ortam, Say 113, Kasm-Aralk 2010, s.15-16. ÇETN, M., (2006), “Endüstriyel Bölgelerde Sosyal Sermaye ve Güven”; Üçüncü talya Örnei”, Ege Akademik Bak Dergisi, Say 1, Cilt 6. DEMR, Ö., (2003), “ktisat ve Ahlâk”, Liberte Yaynlar, Ankara, 2003. DSK, (2011), “Taeron ve Güvencesiz Çalma Raporu”, Ocak 2011, Türkiye Devrimci çi Sendikalar Konfederasyonu, DSK Aratrma Enstitüsü, www.disk.org.tr. ELAÇIK, ., (2011), “slam Abdestli Kapitalist Üretmek Deildir”, Vatan Gazetesi, Söylei, Eriim Tarihi 19.03.2011. FAST, T., (2001), “Social Citizenship in the European Union: Nested Membership”, Journal of Common Market Studies, March, Vol:39, Issue 1, s.39 FNE, B., (2004), “Economics and Ethics: Amartya Sen as Point of Departure”, New School Economic Review, vol 1 (1). FUKUYAMA, F., (1998), “Güven; Sosyal Erdemler ve Refahn Yaratlmas”, Türkiye Bankas, Kültür Yaynlar, Ankara. GUENON, R., (1999), “Niceliin Egemenlii ve Çamzn Alametleri”, Türkçesi, Mahmut Kank, z Yaynclk, stanbul. GÜNE, S., (2006), “Enformasyon Toplumunun Putlar” Hece Yaynlar, Ankara. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 87 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi HODGSON, G. M., (1999), “Economics and Utopia-Why the Learning Economy Is Not the End of History”, Routledge. Hürriyet Gazetesi (2010a), “Siber Suçlular”, www.hurriyet.com.tr, Eriim Tarihi 15.10.2010 Hürriyet Gazetesi (2010b), “WSJ’den www.hurriyet.com.tr, Eriim Tarihi 18.10.2010. Facebook’a Ar Suçlama”, LHAN, A., (2004), “Aydnlar Sava”, Türkiye Bankas Kültür Yaynlar, stanbul. KARATEPE, U., (2011), “Sermaye Egemenliinin zdüümü Olarak Dinsel Hayrseverlik”, çinde, ‘Hak Mücadeleleri-I”, Editörler: Yalçn Bürkev ve dierleri, NotaBene Yaynlar, Ankara, s.207-239. KATZENBACH, R., (2009), “Neden Gurur Paradan Daha Önemlidir”, Çev. Oytun Buyrukçu, Güzeldünya Kitaplar, stanbul. KAYSEN, C., (1957), “The Social Significance of the Modern Corporation”, American Economic Review XLVII/2, May. KORAY, M., (2005), “Avrupa Toplum Modeli”, mge Kitabevi, Ankara. KOSLOWSKI, P., (2001), “Principles of Ethical Economy, Issues in Business Ethics”, Kluwer Academic Publisher, Dordrecht. KOVACI, S., BEKLE, M., ve KOÇ, A., (2009), “ktisadi Kalknmaya Yeni Yaklamlar: Sosyal Sermayenin ve Kurumlarn Artan Rolü”, Süleyman Demirel Üniversitesi, I. Uluslararas Davraz Kongresi, 24-27 Eylül 2009, http://idc.sdu.edu.tr/ekitap.html. LAFARGUE, P., (2009), “Tembellik Hakk”, 1883, Alter Yaynclk, Ankara. LUKE, S., (1998), “Marksizm ve Ahlâk”, Çev. Osman Aknhay, Ayrnt, stanbul. LITTLE, I.M.D., (2002), “Ethics, Economics and Politics; Principles of Public Policy”, Oxford University Pres, Oxford. MAKAL, A., (2010), “Eitimde Etik Üzerine”, Çalma Ortam, Kasm-Aralk 2010, s.12. MCCLOSKEY, D. N., (2006), “The Bourgeois Virtues: Ethics for an Age of Commerce”, University of Chicago Press, Chicago. MCLEAN, B., ELKND, P., (2007), “Gümü Kurun”, Çev. Canan Feyyat, Scala Yaynclk, stanbul. NAKV, N. H., (1985), “Ekonomi ve Ahlâk”, Çev. lhan Kutluer, nsan Yaynlar, stanbul. NORTH, D. C., (2006), “Understanding the Process of Economic Change”, Princeton University Press, Princeton and Oxford. Salk Bakanl (2006), “Salkta Performans Yönetimi; Performansa Dayal Ek Ödeme Sistemi”, Hazrlayanlar, Sabahattin Aydn-Mehmet Demir, Ankara. 88 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi SEN, A., (1988), “On Ethics and Economics”, Blackwell Publishing, Malden, USA. SLAH, M., (2005), “Endüstride Çalma Psikolojisi”, Seçkin Yaynclk, Ankara. Sombart, Werner., (2008); “Burjuva; Modern Ekonomi Dönemine Ait nsann Ahlâk ve Entelektüel Tarihine Katk”, Çev. Ouz Adanr, Dou Bat Yaynlar, Ankara. Sözcü Gazetesi (2011), “Bu Kadar Bamllk Olmaz”, 20.04.2011 WESKOPF, W. A., (1996), “Yabanclama ve ktisat” 1971, Çev. Çaatay Koç ve dierleri, Anahtar Kitaplar Yaynevi, stanbul. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 89 MALİ UFUKLAR STHDAM EDLEBLRLK GÜVENCES Yrd. Doç. Dr. Hasan Ejder TEMZ Mersin Üniversitesi ..B.F. Çalma Ekonomisi ve Endüstri likileri Bölümü Çiftlikköy Kampüsü 33160, Yeniehir/MERSN 0 324 361 00 01 [email protected] ÖZET stihdam edilebilirlik büyük ölçüde son yirmi ylda küreselleme süreci ile birlikte ortaya çkan hzl deiimin bir sonucu olarak görülmektedir. Bir yandan üretim sürecinde ortaya çkan deiimin, dier yandan ulusal ekonomilerin küresel piyasalarda rekabet üstünlüklerini koruyabilmek için igücü piyasalarnda yeniden yaplanma sürecine girmesi esnek çalma biçimleri olarak nitelendirilen yeni çalma biçimlerinin yaygnlamasna yol açmtr. gücü piyasalarnda esneklik uygulamalar ve esnek igücü kullanm igücü açsndan güvencesizlii, krlganl ve istikrarszl beraberinde getirmitir. Bu amaçla, bir yandan iverenlerin esneklik ihtiyaçlarnn, dier yandan da çalanlarn uygun bir i edinme hakk ile istihdam edilebilirlik garantisinin göz önünde bulundurulmas gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: stihdam edilebilirlik, Güvencesizlik, Ereti istihdam, nsan sermayesi, Yaam boyu örenme. Jel Kodu: J21, J24, J42. EMPLOYABILITY SECURITY ABSTRACT Employability is geneally seen as one of the indicator of the rapid changes along with the Globalisation era of the past three decades.The resulting change in the production process on the one hand, the restructuring process in the labor markets in order to maintain the competitiveness of national economies in the global markets on the aother hand, have led to the spread of new forms of work which qualified as flexible working arragements. The practices of labor market flesibility and insecurity of the use of flexible workforce have brought about the insecurity, vulnerability, fragility and instability. For this purpose, it is important to look at employers’ flexibility needs, on the one hand, and the rights of workers to decent work and a guarantee of employability, on the other. Keywords: Employability, Insecurity, Precarious employment, Human capital, Life long learning. Jel Codes: J21, J24, J42. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 91 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi 1. GR 21. yüzyln son çeyreinde kapitalist dünya ekonomisinin niteliindeki ve düzenindeki deiikliklerin neden olduu güçlü yeniden yaplanma süreci, beraberinde igücü piyasalarnda güvenceye ilikin anlayn da deiimini getirmi ve bireylerin iler arasndaki hareketliliinin uyumlatrld model benimsenmitir. Bu balamda, i güvencesinin yerini alan istihdam edilebilirlik güvencesi alrken, kavramn neyi ifade ettii ve içerii konusundaki tartmalar hala devam etmektedir. Çalmann ilk bölümünde istihdam edilebilirlik kavramna yönelik bir kavramsal çerçeve oluturulmaya çallrken, ikinci bölümde istihdam edilebilirlik güvencesinin igücü piyasasnda ortaya çkan ikili (katmanl) yap içinde çekirdek ve çevresel igücü açsndan genel etkileri deerlendirilmitir. 2.STHDAM EDLEBLRLK KAVRAMI 2.1. Tanm stihdam edilebilirlik, bireyin, güvenli bir i bulabilecek, var olan iini koruyabilecek, gelitirebilecek ve piyasada ortaya çkacak herhangi bir deiim karsnda uyum salayabilecek; iini deitirmek isterse ya da iten çkarlacak olursa yeni bir i bulabilecek; hayatnn çeitli aamalarnda igücü piyasasn engelle karlamakszn terk edebilecek ve igücü piyasasna yeniden katlmak istediinde, çalabilir durumda olmas biçiminde tanmlanmaktadr (ILO, 2000, s.16). Buna göre istihdam edilebilirlik kavram, bireyin artk tek bir iletmede kesintisiz bir istihdam beklentisinde olmamasn ve igücü piyasasndaki savunmasz konumunu ancak beceri ve yeteneklerini gelitirerek deitirebilmesini içermektedir. Baka bir deyile, bireylerin bilgi ve becerileri istihdam edilebilirlikleri açsndan bir üstünlük kayna haline gelebilmektedir (Erdut, 2002, s.81). Dier yandan, istihdam edilebilirlik hem i arayan isiz insanlarla hem de istihdam edilmi olmasna ramen kendi ivereni yannda veya baka bir iverenin yannda daha iyi i arayanlarla ile ilgilidir (Mc Quad, Green, Danson, 2005, s.191). Dolaysyla istihdam edilebilirlik bireyin igücü piyasasnda kalabilmesi ya da tutunabilme kapasitesi olarak da ifade edilebilir. Bu anlamda istihdam edilebilirlik ile beceri ve çalabilme yeteneine sahip olan igücünün niteliklerinin geliimi için cesaretlendirilmesi bilgi, beceri, teknoloji ve uyum salayabilmek için çalma yaamnda istihdamlarnn kalc klnmas amaçlanmaktadr (Mc Quad, Lndsay, 2005, 92 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi s.199). Bu tanm çerçevesinde istihdam edilebilirliin özellikle igücü piyasasnn ileyiinden olumsuz yönde etkilenen gençler, kadnlar ve göçmenler açsndan büyük önem tad gözlenmektedir. Son otuz yldaki küresel ekonomik büyümeye ramen sosyal alanda yaanan sorunlarn özellikle yoksulluun halen önemli bir sorun halinde kalmas igücü piyasalarnda beceri ve yeteneklere yönelik yeterli yatrmn yaplmasna engel olmakta ve bu durum gerek yaratlan istihdamn nitelii ve gerekse nicelii bakmndan sorgulanmasn da gerekli klmaktadr. stihdam edilebilirlik konusunda, bireylerin salt bilgileri, becerileri deil, ayn zamanda tutum ve davranlar da üstünlük kayna olarak kabul edilmektedir. Günümüzde, fordist üretim sistemi balamnda Taylorist organizasyon ilkelerine uygun beceri ve davranlarn geçerliliini yitirdii, yeni teknolojiler ve esnek organizasyon biçimleri, bireyin yapt ite salt bilgisini deil, ayn zamanda algsn ve duygusu da kullanmasn gerekli klmaktadr. gücü piyasasndaki katmanl yapya uygun olarak çalma biçimleri deiirken, istihdam edilebilirlik, iyi bir temel eitim almann yan sra, ekip halinde çalabilmeyi, esneklii, çalma yaam süresince bireyin kendini sürekli gelitirmesini, örenmeyi ve örenme konusunda istekli olmay gerektirmektedir (Erdut, 2002, s.81-82). Ekonomik gelime ve istihdamn arttrlmas açsndan, yaam boyu örenim için söz konusu insan potansiyeli giderek daha da önem kazanmaktadr. Gelimi bat toplumlarnda geçmi dönemlerde yaplan iler emein daha ucuz olduu yerlere aktarlrken, hzl teknolojik deiim yakn zamana dek pek varlk göstermeyen iler yaratyor ya da çalanlarn ilerini yapmalar için mesleki anlamda bilmeleri gerekenlerde köklü deiiklikleri zorunlu hale getirmektedir (OECD, 2007, s.1). Dolaysyla insanlarn beceri ve kabiliyetlerini çalma hayatlar boyunca gelitirmeye devam etmeleri gerekmektedir. nsan sermayesi balamnda bireyin özgül ekonomik çkarlar bakmndan, üstün yeteneklerinin toplam, gelir elde etmesinin kouludur. Bu koul dikkate alndnda, bireyin i bulabilme olasl, sahip olduu bireysel insan sermayesi ile igücü piyasasndaki nitelik talebinin uyumluluuna bal olarak artmaktadr. Bu nedenle, bireylerin insani sermayesinin arttrlmas, en azndan korumas ve niteliklerine istikrar kazandrmas bireysel çkarlarn bir gerei olarak kabul edilmektedir (Erdut, 2002, s.82). MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 93 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi Ancak, istihdam edilebilirlik kavramnn tanmlanmasnda salt bireyin (çalann) özellikleri deil ayn zamanda igücü piyasasnn kendine özgü niteliklerinin de etkili olduu bilinmektedir. Bu nedenle her iki unsurun istihdam edilebilirlii dorudan etkilediini söylemek yanl olmayacaktr. Dolaysyla bu tanmlamalardan hareketle istihdam edilebilirliin bir taraftan bireylerin özgül niteliklerinden kaynakland, dier taraftan da igücü piyasasnn hzla deien koullarndan ve örgütsel koullardan da etkilendii anlalmaktadr. 2.2. Unsurlar 2.2.1.nsan Sermayesi stihdam edilebilirlik genel olarak beceri ve çalabilme yeteneine sahip bireyin igücü piyasasnda kalc olabilme ya da tutunabilme kapasitesi (Mcquad, Green, Danson, 2005, s.191) olarak ifade edildiinde, bireylerin bilgi ve becerileri istihdam edilebilirlikleri bakmndan bir üstünlük kayna haline gelebilmektedir. Bu anlamda, günümüzde görevlerde ve becerilerde dar uzmanlamaya dayal kitle üretiminden uzaklalmas beraberinde belirli alanlarda uzmanlam kiiler yerine hzla deien duruma ayak uydurabilen bireylere olan gereksinimi arttrmtr. gücü dier üretim faktörlerinden farkl olarak yaamn sürdürmek ve hem kendisini hem de yaad toplumu yeniden üretmek zorundadr (Erdut, 2004, s.135). Bu nedenle deien koullara uyum salayabilmek için sahip oldu bilgi ve becerilerini sürekli arttrmak zorundadr. Bireyin sahip olduu bilgi, beceri, nitelik ve üstünlüklerinin bir ksm esasen doutan gelen kabiliyet olsa da önemli bir ksm sonradan eitim, öretim ve deneyimle elde edilmektedir. Bu anlamda eitim ve öretim bireysel ve toplumsal açdan insan sermayesi alanna yaplan en önemli yatrmdr. Bu nedenle bireysel açdan insan sermayesi bir yandan iyerindeki deneyim, biryandan resmi eitim dier yandan ise “yetkinlik geliimi” (Berntson, Sverke, Marklund, 2006, s.224-225) ile arttrlabilir. Dolaysyla, insan sermayesi esas itibariyle geni anlamda bireylerin genel ve mesleki eitim yoluyla edindikleri beceri ve örenim ile doutan gelen kendi doal yetenek ve kabiliyetlerinin bir bileimini kapsar. stihdam edilebilirlik için temel beceriler, belli mesleklere veya teknolojilere bal olmaktan ziyade çok daha geni bir iliki alanna sahiptir. Bunlar arasnda okur-yazarlk, matematik, karar verme, ekip çalmas, iletiim, vb. gibi alanlarda yeterlilikler bulunmaktadr. Bu alanlardaki 94 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi yeterlilikler örenme yeteneini etkiler ve bu nedenle içilerin ve onlarn mesleki hareketliliinin adapte olabilirliini maddi ekilde etkiler. Gerek ilk eitim gerek sürekli eitim vastas ile bu alanlarda yeterlilik elde etme frsatlar salanabilir. Okuryazarlk ve matematik gibi temel yeterlilikler ilk örenim vastas ile elde edilmektedir ve birçok toplum, gençliklerinde okula gitme frsat bulamam olan ve ilerideki yaamlarnda yeni teknik beceriler örenme güçlüü ile karlaan kiilere telafi edici örenim verme ihtiyac duymaktadr (ILO, 2011b, 11). Ekonomik olarak, insan sermayesinin getirileri bireyin refah ve ulusal ekonomi açsndan deerlendirilebilir. Bireysel düzeyde, insann eitim seviyesi yükseldikçe geliri de hzla artma eilimindedir (OECD, 2007, s.2). Dolaysyla insan sermayesi ekonomik ve sosyal açdan deerlendirildiinde toplumun sahip olduu bilgili, yüksek nitelikli ve becerili bireylerin toplamn ifade etmekte, ekonomik büyüme ile toplumsal gönencin yaratlmasnda ve arttrlmasnda kolaylatrc bir unsur olarak deerlendirilmektedir (Sapancal, 2009, s.120). Buna göre istihdam edilebilirlik konusunda bireylerin sahip olduklar nitelik, beceri ve üstünlükler, üç farkl düzeyde deerlendirilebilir: Temel beceriler ve temel bireysel nitelikler gibi temel üstünlükler; her düzeyde meslee özgü beceriler, iletiim ve sorun çözme gibi türemi ya da temel beceriler, önemli kiisel katklar gibi ara üstünlükler; ekip haline çalma ve özerklik gibi, örgütsel performansa katkda bulunan becerileri bir araya toplayan üst üstünlükler. Böylece, temel bireysel üstünlüklerden zirvedeki üst üstünlüklere kadar sralanan bilgi, beceri ve davranlar esasen bir tür istihdam edilebilirlik piramidini oluturmaktadr (Erdut, 2002, s.82). Günümüzde igücü piyasasnda ortaya çkan katmal yap bireyin igücü piyasasnda kalcln olumsuz yönde etkilemektedir. çsel ve dsal igücü piyasalarnda yaanan rekabet bir yandan igücü piyasalarnda krlganla ve istikraszla yol açp igücünü kutuplatrrken, dier yandan da bireylerin istihdamn ve çalma koullarn güçletirmektedir. Bu anlamda, istihdam edilebilirlik bireyin igücü piyasasnda kalcln arttrmaya ve istikraszln ortaya çkard güvence kaybn onarma bakmndan önem tar. 2.2.2.stihdamn Süreksizlii Küreselleme sürecine ve hzl teknolojik deiime bal olarak, iletmelerin ekonomik ve sosyal alanda ortaya çkan deiime ayak MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 95 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi uydurabilmeleri için igücü piyasalar son 30 ylda önemli ölçüde deimitir. Bu deiim iyerinde daha fazla esneklik ile sonuçlanrken, ayn zamanda çalanlar açsndan istihdamn istikrarszl, güvencesizlii ve krlganl anlamna gelmektedir. Kukusuz bu durum igücü piyasasnda yer alan birey açsndan endie ve belirsizlii arttrmaktadr. Bu yeni durum igücü piyasasnda yaanacak herhangi bir olumsuzluk karsnda ortaya çkabilecek risklerin iletmeler üzerinden alnp çalanlara aktarlmas anlamna gelmektedir (Hewson, Kalleberg, 2012, s.396). Bir baka ifadeyle, bu yeni çalma biçiminin yaygnlatrlmasnn ardnda yatan temel gerekçeler; maliyetleri azaltmak, sürekli nitelikte istihdam edilen igücünü azaltmak, esneklii en üst düzeyde gerçekletirmek ve istihdam riskini çalanlara aktarmak biçiminde sralanabilir. Bunun da ötesinde bu yeni durum standart istihdam ilikisinin ortadan kalkmas ya da normatif deerlerin ve sosyal korumann kayb anlamna gelmektedir. Dolaysyla eretilik hem istihdam koullarnn deiimi hem de çalanlar lehine var olan koullarn ortadan kalkmas anlamna gelmektedir. Ereti istihdam koullarnn bu ekilde hzla yaygnlamas son 40 ylda üretim sürecinde yaanan küreselleme yannda ekonomik, soysal ve siyasal deiimlerle de ile ilikilidir. Ereti çalma çok sayda insan için artan güvencesizlikle e anlamldr. Bunun yannda istikrarsz, güvencesiz ve krlgan nitelikteki çalmann salt iin doasna, iyerlerine ve bireylerin i deneyimlerine yönelik deil, ayn zamanda toplumsal cinsiyet rolleri, birey, aile ve toplum gibi sosyal açlardan da yaygn sonuçlar söz konusudur (Kalleberg, Hewison, 2012, s.272). Bu durum ayn zamanda siyasal istikraszlkla da yakndan ilgilidir. gücü piyasasnda eretiliin önemli boyutlarndan birini hiç kukusuz istihdamn istikrarszl oluturmaktadr. stihdamda istikrarszln görünümü, gelimi ülkeler ve gelimekte olan ülkeler balamnda farkllaabilmektedir. Bu durum gelimi ülkeler açsndan iten çkartmalarn artmas, klasik istihdam ilikisi ile çalanlarn saysnda azalma, standart çalma biçimlerinin hzla yaygnlamas eklinde sralanabilirken, gelimekte olan ülkeler içinse enformel sektörün yapsnn deimesi ve kapsamnn giderek genilemesi biçiminde ortaya çkmaktadr. Bu yeni durumun ortaya çkmasnda iletmelerin yeniden yaplanmas, maliyetlerin azaltlmas, üretim sürecinin ksaltlmas ve üretimin daha esnek hale getirilmesi etkili olmutur (Erdut, 2002, s.82). Özellikle iletmelerin yeniden yaplanmas sürecinde istihdamda ortaya çkan gelimeler dikkat 96 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi çekicidir. Bu anlamda en önemli deiikliklerden biri kukusuz i güvencesi konusunda yaanmtr. Sosyo-ekonomik anlamda güvencesizliin kaynaklar, i süreci üzerinde kontrolün olmamas, statü veya gelirde yükselme olaslnn olmamas ve azalmas, ayn gelir düzeyini koruyabilmek için daha çok çalmann gerekli olmas, sonuçlara ilikin belirsizliin artmasdr. Bu anlamda bireyin i süreci üzerindeki kontrolünün azalmas ölçüsünde güvencesizliin de artmas söz konusudur. Birey yaam boyunca güvenceye en çok i ve çalma dönemlerinde gereksinim duyar. Dolaysyla güvencenin kaynan i güvencesi oluturmaktadr (Sapancal, 2009, s.134). Bu balamda, bireyin yaam boyunca verimli olabilecei ve karln alabilecei ilere sahip olma kapasitesi biçiminde de tanmlanabilen istihdam edilebilirlik, kesintisiz bir istihdam beklentisi içinde olmay ifade etmemektedir. Bu durum yaam süresinin çeitli evrelerinde bireyin aktif nüfusu terk etmesi halinde ve aktif nüfusa yeniden katlacak olmas durumda, çalabilir durumda olmasn ifade etmektedir. gücü piyasasnda güvencesizliin ve istikrarszln artmas özellikle baz gruplar için yoksulluk ve sosyal dlanma riskini daha da arttrmaktadr. Bu durumu önlemek adna istihdamda sürekliliin salanmas anlamnda istihdam edilebilirlik salk verilmektedir. Ancak, bu yaklam yoksulluk ve sosyal dlanma sorununun sorumluluunu bireye yüklemekte ve sorunun çözümü noktasnda mücadelenin bireyselletirilmesi anlamna gelmektedir. stihdamda istikrarszln bir baka görünümü, gelimekte olan ülkelerde enformel sektörde istihdamn artmasna bal olarak ereti çalmann yaygnlamasdr. Gelimekte olan ülkelerde, istihdam artnn büyük bir ksm enformel sektörde gerçeklemektedir. Bu durum, ekonomik, sosyal ve siyasal pek çok faktöre bal olarak açklanabilmektedir. Özellikle ekonomik krizlerle birlikte igücü piyasasnda iten çkarlanlar ve yeni ie girecekler için yeterli talebin bulunmamas da enformel sektörün istihdam kayna haline gelmesine yol açmaktadr (Erdut, 2002, s.84). Pek çok gelimekte olan ülkede yaanan ekonomik sorunlar gençler arasnda isizliin en yüksek düzeylere ulamasna neden olurken, bu ülkelerde ereti çalma koullaryla istihdam edilenlerin için durum daha da kötülemektedir. gücünün istikrarl bir biçimde iletme temelindeki organizasyona göre çaltrld kitlesel fordist üretim modelinden farkl olarak yeni MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 97 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi modeller bireylerin iler arasndaki hareketliliini, akcln koordine eden bir sürece bal olarak gerçeklemektedir. Her çalan için kariyer giriimi birbirinden farkl olmakta ve bu seçim igücünün akcln da içinde barndran bir özellik tamaktadr. Yani istihdam daha önceleri istikrara dayanrken günümüzde hareketlilie, akcla ve dolaysyla istikrarszla dayanmaktadr. Bu durum çalma yaamnn baskn bir özellii haline gelirken çalann korunmas da güçlemektedir (Erdut, 2002, s.85). Güncel sorun bu istikrarszln, istihdamdan beklenen sonuçlar salayabilecek bir mesleki statünün oluturulmasdr. Bir yandan istikrarszlk, kiiler arasndaki akclk tevik edilecek, bu özellik korunacak dier yandan da çalanlarn bundan zarar görmesi engellenmeye çallacak. Güvenceli esneklik ile ilgili politikalar bütünün dört temel aya bulunmaktadr. Bunlar; hem letme içindeki hem de iletme dndaki içiler için esnek ve güvenilir i sözlemeleri; içilerin istihdam edilebilirliklerini arttrmak için kapsaml bir yaam boyu örenme; ie geri dönüleri kolaylatrmak için aktif igücü piyasas politikalar; yeterli gelir destei ve igücü hareketliliini salamak için sosyal güvenlik sisteminin modernizasyonu eklinde sralanabilir 3. GÜCÜ PYASASININ KATMANLI YAPISI ÇNDE STHDAM EDLEBLRLK GÜVENCES Kapitalist dünya ekonomisinin niteliindeki ve düzenindeki deiikliklerin neden olduu güçlü bir yeniden yaplanma süreci beraberinde ereti istihdam getirmektedir. Baka bir deyile ereti istihdamn temelinde üretim yapsnda ve igücü piyasasnda yaanan yeniden yaplanma süreci yatmaktadr. gücü piyasasnda emek arz ve emek talebindeki geni çapl deiimler teknolojik gelimelerden ve ekonomik yapdaki deiimlerden kaynaklanmaktadr. Günümüzde, üretim ve i organizasyonu uluslararas düzeyde düzenlenirken, bu durumun çalanlar üzerinde oldukça derin etkileri olmaktadr (Wlton, 2011, s.103). nsan kaynaklar yönetimi baskn hale gelen iletme modeli, yani çokuluslu iletme çerçevesinde, ulusal snrlar ötesinde, birden çok devletin ekonomik, sosyal ve hukuksal düzenlemelerinin göz önünde tutulduu yeni bir alan ortaya çkmaktadr. Ancak, bu alanda salt bireysel i ilikilerinin kurulmas, sürdürülmesi ve koullar gerçekletiinde sona erdirilmesi insan kaynaklar yönetiminin ileyiine bal klnmak istenmektedir. Bu durum, ulusal balamda geçerliliini sürdüren endüstri ilikileri kurum, kural ve usulleri ile bir çatmaya yol açmaktadr (Erdut, 2001, s.56-57). 98 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi Üretim ve i organizasyonunda ortaya çkan bu gelimeler nedeniyle piyasalar belirsizlikle kar karya kalmaktadr. Dier yandan kapitalist devletin ekonomik ve toplumsal yeniden üretimdeki rolünün deimesi ile deien politik tercihler devletin, yeniden datm ilevini önemli ölçüde zayflatmakta, Keynesyen dönemde var olan düzenleyici ilevi esnekliin ve rekabet edilebilirliin arttrlmas için korumacln ve snrlayc uygulamalarn en aza indirilmesine dönümektedir. Bu balamda, devletin i‡ ve gelir güvencesinin salanmasnda oynad rol de tartmaya ve sorgulanmaya açk hale getirilmektedir (Erdut, 2004, s.131). Endüstriyel yapnn ve teknolojinin yava ve öngörülebilir biçimde deiecei beklentisi ile zorunlu olarak iten çkarmaya (Capelli, 1997, s.68) veya iin ani kaybna kar koruma amac tayan i güvencesi; ie alma, iten çkarma uygulamalarna ilikin düzenlemeler, adil ve uygun süreçleri oluturan toplu i sözlemeleri ve yasal süreçler ile bildirimsiz olarak i ilikisine son vermek isteyen iverene maliyetler yüklenmi ve ilerini kaybeden içiler için tazminatlar öngörülerek güvence arttrlmtr. Ancak küresel ekonominin ulus temelli etkileimlerinin yeni bir güç düzeyine yükselmesi, piyasalar ve üretimin küresellemesi ile ulusal ekonomilerin karlkl bamllklar artmakta ve ulusal düzey uluslararas düzey tarafndan içerilmekte ve dönütürülmektedir. Bu eilimler i ve gelir güvencesinin alm olduu biçimleri olumsuz etkilemitir. Günümüzde igücü piyasasnda var olan ikili yap sonucunda bireyin içsel ve dsal igücü piyasalarnda rekabetçi kalabilmesi gerekmektedir. Bu nedenle igücü piyasasnda istikraszln artmasyla birlikte ortaya çkan yeni çalma koullar çalanlar olumsuz biçimde etkilemektedir (De Cuyper, Notelaers, De Wtte, 2009, s.193-195; Berntson, Sverke, Marklund, 2006, s.224). gücü piyasasnn bölümlenmesi ya da katmanlamas (Yap, ‡ “ güvencesi” kavram, çou zaman çalma hakknn korunmas anlamnda kullanlmakta olup temelde, geçimini emei ile salayan baml çalanlar, hakl bir neden olmakszn, iveren tarafndan hizmet ilikisine son verilmesi durumunda, iverenin fesih ilemini snrlayan veya engelleyen, i ilikisini hukuki zemine çeken, böylece hizmet akdinin içi açsndan dayanksz niteliini bertaraf eden ve hizmet ilikisine süreklilik kazandran, koruyucu yönü ar basan normatif düzenlemeleri içermektedir. Bir baka ifadeyle iverenin i sözlemesinin feshi srasnda geçerli bir nedene dayanma zorunluluudur. Burada geçerli nedenler; içinin kapasitesi, iin yürütümü ve iyeri gerekleri olarak üç grupta toplanmaktadr (BAKAN, smail; BÜYÜKBEE, Tuba; “Çalanlarn Güvencesi ve Genel i Davranlar likisi: Bir Alan Çalmas,” Erciyes Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Dergisi, Say: 23, Temmuz-Aralk 2004, s.36). MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 99 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi 2008, s.70), ücret farkll ve uzun süreli ilerin artmas igücü piyasasnn ileyiinde eitsizliin arttn göstermektedir. Ücret düzeyi düük, güvencesiz ilerde ve sürekli toplumsal dlama riski altnda çalmalar kaçnlmaz olmaktadr. Bireylerin istihdam olanaklarndan yararlanmada eit koullara sahip olmamas istihdama ilikin güncel bir sorun haline gelmitir (Erdut, 2002, s.80). Bu balamda istihdam edilebilirlik, igücü piyasasnda istikrarszln yol açt güvence kaybn telafi etme bakmndan önemli hale gelmitir. Yüksek i güvencesizlii çalma yaamnda daha az insan sermayesinin kullanm ile dorudan ilikilidir. Bireyin ekonomik olarak aktif kalmasn salayan pek çok unsur istihdam edilebilirliini de etkilemektedir (Eurofound, 2007, s.2). Bu anlamda igücü piyasas kurumlar da istihdam edilebilirliin gelitirilmesinde önemli bir rol oynayabilir. letmelerin geçici i sözlemeleriyle istihdam düzenlemeye yönelmeleriyle birlikte geçici i sözlemeleri igücü piyasasnn esnekliinin arttrlmasnda önemli bir araç haline gelmitir. Günümüzde igücü piyasalarnn en temel sorunu standart d ya da ereti olarak nitelendirilen çalma biçimlerin ve enformel istihdamn yaygnlamasdr. Bu durum özellikle geçici, ksmi süreli ve çar üzerine dayal i sözlemeleriyle çalanlarn, bir baka ifadeyle günümüzün katmal igücü piyasasn içinde çevresel igücünün önemli bir kesimini oluturan igücünün istihdam edilebilirliklerinin arttrlmas önem kazanmaktadr. Dünya ekonomisinde yaanan ekonomik krizlerin giderek daha ksa zaman dilimlerinde gerçeklemesi çevresel igücü için durumu daha da arlatrmaktadr. Ekonomik krizler toplumdaki baz gruplar çok daha derinden etkilemekte, özellikle gençler arasnda isizliin zaten yüksek olduu ülkelerde ereti çalma koullaryla istihdam edilenler için durumu daha da iddetlendirmektedir. sizlik ve ereti iler özellikle gençlerin gelecee umutla bakmalarnn önündeki en büyük engeli oluturmaktadr. AB üyesi ülkelerde genç isizlik oran 2008 ve 2010 yllar arasnda hzla ortalama düzeyi olan yüzde 15’den yüzde 21 seviyesine çkmtr. Bu deer ereti ilerde çalan gençleri de içermemektedir. Bu durum gençlerin sosyal dlanmaya maruz kalmalarna varacak kadar çok daha büyük sorunlar beraberinde getirmektedir (ILO, 2011a, s.14). Son otuz be ylda küresel sistemde yaanan yapsal dönüümün, dünya ekonomilerinin çok hzl bir biçimde büyümesine ve belirli ölçüde 100 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi istihdam artlarna neden olduu bir gerçektir. Ancak istihdamdaki art genellikle büyüme oranlarnn gerisinde kald gibi, isizlik sorunu çözebilecek düzeylere ulaamamtr. Yaratlan istihdamn düzeyi ve nitelii konusunda da ciddi tartmalar bulunmaktadr. Bu süreçte gelimi ülkelerde yaratlan istihdamn neredeyse tamamna yakn standart d olurken, gelimekte olan ülkelerde bu durum enformel istihdamn yaygnlamas biçiminde gerçeklemektedir. Her iki durum igücü piyasalarnda eretilemenin hzla yaygnlatnn da bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Bu nedenle günümüzde, eitlik temelinde gerçekletirilecek ekonomik büyüme için, igücü piyasasnn ileyiine katk yapacak ve bireylere, iletmelere, ekonomiye giderek toplumun tüm kesimlerine yarar salayacak biçimde, insan kaynaklarnn gelitirilmesi ve temel eitim önem kazanmaktadr. Bu nedenle, hem nitelikli igücü talebinin karlanmasna, hem de igücü piyasasndaki gelimeler nedeniyle becerileri geçersiz hale gelenlerin teknolojik gelime ve i organizasyonundaki deiimlere uyumlu beceri ve yetenekler kazanmas ile bu beceri ve yetenekleri sürekli olarak gelitirmesine yönelik eitim politikalarnn belirlenmesi gerekmektedir. Çünkü beceri ve yeteneklerin gelitirilmesi sadece bireysel düzeyde deil, ayn zamanda ulusal düzeyde rekabet edebilirlik açsndan da önem tamaktadr (Erdut, 2002, s.80; Eurofound, 2007, s.27-30). Ulusal ekonomilerin baars artk daha çok yeni teknolojilerin kullanlmasna ve igücünün becerilerinden yararlanlmasna bal hale gelirken, hem gelimi, hem de gelimekte olan ülkelerde eitim sistemlerinin uyumunu gerektirmektedir. Bu uyum sürecinde, temel ve mesleki eitimin ekonomi politikalar ile sosyal politika ve programlarnn bir parças olarak yeniden düzenlenmesi de zorunluluk haline gelmektedir. Buna göre eitimin, bireylerin istihdam edilebilirliini arttracak çalma koullar sunan ilere girmelerini ve bu ilerde kalmalarn salayacak özellikler tamas gerekmektedir. Bu balamda, AB üyesi ülkelerde yaplan aratrmalarda eitim düzeyin ve i tecrübesinin ortalama deerler üzerine çkmasnn istihdam edilebilirlii önemli ölçüde etkiledii tespit edilmitir. te istihdam edilebilirlik, çalanlarn eitim seviyesi ve 20 yla kadar ite çalma süresiyle artmakta, daha sonra dümektedir (Eurofound, 2007, s.1516). Dolaysyla, daha iyi eitim alm kiiler iyerinde daha yüksek bir istihdam edilebilirlik düzeyine sahip olmaktadr. Bununla beraber, bir kiinin iyerinde edinebildii istihdam edilebilirlik düzeyi, deneyim düzeyi arttnda ve görev süresi 20 yl eiini geçtiinde dümektedir. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 101 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi Yoksulluk ve toplumsal dlanma ksr döngüsü, insan sermayesine yatrm yaplmas için sunulan olanaklarn yeterli olmamas nedeniyle güçlenmektedir. Hzl teknolojik deiim, igücü piyasalarnn dönüümü, ekonomik krizler ve küreselleme karsnda sürekli eitim ve yaam boyu örenmenin önemi daha da artmaktadr. Eitim ve yeni beceri kazanm, igücü piyasasndaki savunmaszln üstesinden gelinmesinde çok büyük önem tamaktadr. Yeni liberal politikalar balamnda kurumsal deiimler (ILO, 2011a, s.20.), ekonomik yeniden yaplanma, bilgi ve iletiim teknolojileri ve i organizasyonunda meydana gelen deiim etkisini, istihdamda istikrarn yitirilmesi ve güvencenin azalmas biçiminde göstermitir (Capell, 1997, s.68-69). Gelimi ülkelerde iten çkarmalarn artmas, sürekli statüdeki istihdam azalmas, standart d çalma biçimlerinin hzla yaygnlamas gelimekte olan ülkelerde ise enformel sektörün yapsnn deimesi ve kapsamnn giderek genilemesi istihdamda istikrarszln görünümüdür. Bu yeni durumun ortaya çkmasnda, iletmelerin yeniden yaplanmas, maliyetlerin azaltlmas, üretim sürecinin ksaltlmas ve üretimin daha esnek hale gelmesi etkili olmutur (Erdut, 2002 s.82). letmelerin yeniden yaplanma çabalar arasnda, istihdam üzerindeki etkisi bakmndan en çok dikkat çeken iletmelerin küçülmesidir. Örgütsel performansn arttrlmas için igücü saysnn azaltlmas, geçmi dönemde ekonomik durgunluk nedeniyle bavurulan ve büyük ölçüde geçici nitelik tayan iten çkarma uygulamalarndan çok farkl bir süreç olmutur. güvencesinin azald bu süreç, birincil igücü piyasasndaki istikrarl, yüksek ücret ve kariyer frsatlarn içeren ilerde çalanlar daha çok etkilemitir. Ksmi süreli çalma, geçici veya rastlantsal çalma ve serbest çalma gibi, standart d çalma biçimlerindeki art da istihdamdaki istikrarszln bir baka kayna olmutur (Erdut, 2002, s.82-83). Bu yeni çalma biçimleri çou zaman igücü piyasasnda esnekliin uygulanma biçimleri olarak deerlendirilmektedir. letmelerin deien piyasa koullarna hzl ve etkin biçimde uyum salayabilmek için gereksinim duyduklar esneklik, geçici içi istihdamn arttrmtr. Geçici i ilikisi ile çalan içiler, çou zaman, hizmet içi eitimden ve sürekli eitimden daha az yararlanrken, becerilerini ve yeteneklerini sürekli ilere göre daha hzla yitirebilmektedir. Bu durum zaman içinde istihdam edilebilirlii azalan ve sosyal dlanma riski ile kar karya kalan kadnlar daha çok etkilemekte, becerilerinin korunmas ve 102 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi yenilenmesi, çözülmesi gereken önemli bir sorun haline gelmektedir. Genel olarak, ortalama istihdam edilebilirlik kadn çalanlar için daha düüktür. stihdam edilebilirlikte ‘örgün eitim’ unsuru kadnlar için daha yüksek olmaktadr. Hem kadnlar hem de erkekler açsndan i güvencesizlii eitim düzeyine ve artan yaa bal olarak azalmaktadr. stihdam edilebilirlik çalanlarn eitim düzeyine bal olarak artmaktadr. te kalnan sürenin uzunluu da istihdam edilebilirlii olumlu yönde etkilemekte ancak, 20 yln üzerindeki süreler istihdam edilebilirlii azaltmaktadr (Eurofound, 2007, s.2). Bu nedenle, daha iyi eitimli bireylerin iyerinde istihdam edilebilirlik düzeyi daha yüksek olmaktadr. Avrupa Birlii’ne üye baz ülkelerde bu sorunun çözümü için, eitim hakkn içeren temel sosyal haklar i yasalaryla bütünletirilmi ve geçici sözleme ile çalan içileri de kapsayacak biçimde geniletilmitir. Dier taraftan igücü piyasalarnda hzla artan esnek çalma biçimlerinin ortaya çkan istikrarszl ve güvencesizlii giderebilmek adna güvenceli esneklik ad altnda igücü piyasasnda esneklik ve güvenceyi badatrma yoluna gidilmektedir. Güvenceli esneklik, bir yandan e zamanl olarak ve belirli bir koordinasyon içinde, igücü piyasalarnda, i organizasyonlarnda ve çalma ilikilerinde esneklii artrrken; dier yandan özellikle igücü piyasas içindeki ve dndaki zayf gruplar için istihdam güvencesinin ve sosyal güvenlik uygulamalarnn artrlmasn içeren politik bir stratejidir. Dier taraftan, güvenceli esneklik, özellikle igücü piyasasnda yer alan zayf gruplarn kariyer olanaklarn kolaylatran, sürekli nitelikte ve yüksek düzeyde igücüne katlm ve sosyal içermeyi gelitiren i, istihdam, gelir ve badatrma güvencesini salarken; ayn zamanda, iletmelerin rekabet edebilirliklerini ve verimliliklerini artrmak amacyla deien koullara zamannda ve uygun biçimde uyum salayabilmelerini olanakl klan saysal ilevsel ve ücret esnekliine sahip olma dereceleridir (Wilthagen, Tros, 2004, s.169-170). stihdam edilebilirlik balamnda AB’de güvenceli esneklie ilikin gelitirilen politikalarn dört temel dayana bulunmaktadr. Bunlar; hem iletme içindeki hem de iletme dndaki içiler için esnek ve güvenilir i sözlemeleri; içilerin istihdam edilebilirliklerini arttrmak için kapsaml bir yaam boyu örenme; ie geri dönüleri kolaylatrmak için aktif igücü piyasas politikalar; yeterli gelir destei ve igücü hareketliliini salamak MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 103 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi için sosyal güvenlik sisteminin modernizasyonu eklinde sralanabilir (O'reilly vd., 2011, s.587). stihdam edilebilirlik kavram, esneklik ve güvence arasnda kurumaya çalan denge ye katk yapacak bir nitelik tamaktadr. Bu denge, büyük ölçüde herkes için ulalabilir olan yaam boyu örenme olanann tannmasna ve eitime yaplan yatrmn arttrlmasna baldr (Erdut, 2002, s.90). stihdamda istikrarszln bir baka görünümü, gelimekte olan ülkelerde enformel sektörde istihdamn artmasna bal olarak standart d çalmann yaygnlamasdr. Günümüzde istihdamn içerdii güvenceler giderek azalmaktadr. letmeler içilerden yüksek beceri düzeyi, uyum salayabilirlik ve özerk çalabilme kapasitesi gibi baz alanlarda geçmite olduundan daha fazla talepte bulunmakta, karlnda ise güvence sunmamaktadr (Erdut, 2004, s.84). Günümüzde dünyann pek çok bölgesinde, hem bamsz çalma, hem de ücretli çalma alannda, yaratlan istihdamn önemli bir ksm enformel niteliktedir. Enformel istihdam, vasfsz igücünün, istikrasz ve az gelir salayan ilerin, baml ve/veya bamsz çalanlarn ve çok küçük üretim birimlerinin yaygn olarak bulunduu, kötü çalma koullarnn baskn olduu, yasal düzenlemelerin uygulanmad, resmi denetimin bulunmad, sosyal koruma ile birlikte dier koruyucu düzenlemelerden yararlanamayan isizlerin ve i arayanlarn sklkla girip çktklar igücü piyasas bölümünü ifade etmektedir. Genellikle gelimekte olan ülkelere özgü olmakla birlikte son yllarda gelimi ülkelerde de özellikle göçmen ve aznlklarn yer ald bir igücü piyasas katman haline gelmitir. Uluslararas Çalma Örgütü’nün (UÇÖ) son dönemde krlgan kesimler olarak da nitelendirdii enformel istihdam edilen igücü, insan onuruna yarar uygun i kriterlerine uymayan yani yeterli düzeyde sosyal güvenceye ve sosyal diyalog mekanizmalarna sahip olmayan, genellikle düük gelir ve verimlilie sahip, temel içi haklarnn uygulanmad çalma koullar sunan, formel eitim imkanlarndan yoksun ileri kapsamaktadr (Bacchetta, 2009, s.9). Enformel piyasada ücretli istihdamn kaçak atölyelerde üretim, evde çalanlar ve kayt d çalanlar gibi, her türünü kapsad düünülürse, enformel çalanlar ile formel piyasadaki iletmeler arasnda dorudan olduu kadar, dolayl ilikiler de bulunmaktadr. Bu açdan bakldnda, 104 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi enformel piyasa -son kertede “iverenin” bilinmedii, ancak malzeme, iyeri ve son ürünün sat gibi girdiler için açkça herhangi birine bal olan- “gizli ücretlilerin” çounu kapsamaktadr ve ilk “iverenin” enformel çalanlar için yükümlülük üstlenmesi söz konusu deildir. Gelimi ülke igücü piyasalarnn salkl ileyii konusunda isizlik önemli bir deiken olarak ele alnrken gelimekte olan ülkelerde enformel sektörün varl açk isizlii bir sorun olmaktan çkarmaktadr. Bununla birlikte enformel sektörde istihdam edilen igücünün piyasalarn görünmeyen potansiyel isizleri olduu unutulmamaldr. Bütün bu gelimeler, içilerin i hukuku ve sosyal güvenlik hukuku ile korunmas bakmndan ciddi sonuçlara yol açmaktadr. gücünün istikrarl ve iletmeyi esas alan bir organizasyon içinde çaltrld Fordist modelin aksine, yeni modeller, bireylerin iler arasnda hareketliliini içeren süreçlerin bir görünümü olarak ortaya çkmaktadr. Bu anlamda kariyerin bireysellemesi ve igücünün hareketliliini badatrabilen bir mesleki statünün tasarlanmas gerei domaktadr. Bu tür bir hareketliliin çalma yaamnn baskn bir özellii haline gelmesi beklenirken, çalann korunmas bakmndan baz kayglarn duyulmasn da kaçnlmaz klmaktadr. Bunun nedeni, istihdamda istikrarn i hukukunun salt bir etkisi deil, ayn zamanda amaçlarndan biri olmasdr. çiler için gerçek bir mesleki statüyü güvence altna almann yolu bu amacn gerçekletirilmesinden geçer (Erdut, 2002, s. 86-87). Bu balamda, içilerin eitimi ve gelitirilmesine yönelik stratejiler, i güvencesi uygulamalar ile yakndan ilgili hale gelmektedir. Geleneksel i güvencesinin uygulanmasndaki güçlükler eitimin önemini giderek arttrmaktadr. Baka bir deyile güvenceyi salayacak mekanizmalardan biri, eitim ve yeniden eitim koullarnn gelitirilmesidir. Böylece, içiler daha sk i deiimleri ile kar karya kaldklarnda, istihdam edilebilirliklerini yani bir i edinme olasln, var olan becerilerin gelitirilmesi veya yeni becerilerin örenilmesi suretiyle sürdürebilecektir (Erdut, 2002, s. 86-87). Bireyin temel ve mesleki eitim yoluyla istihdam edilebilirliini gelitirebilme olana olduu gibi, rutin görevini yerine getirirken ya da farkl görevler arasnda yer deitirme, yani rotasyonu srasnda da örenme olasl bulunmaktadr. Eitim düzeyi, ite kalnan süre ve geçmi i deneyimi gibi insan sermayesini oluturan temel baz unsurlar da istihdam edilebilirlii etkilemektedir. AB üyesi ülkelerde yaplan aratrmalarda MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 105 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi eitim düzeyin ve i tecrübesinin ortalama deerler üzerine çkmasnn istihdam edilebilirlii önemli ölçüde etkiledii tespit edilmitir (Eurofound, 2007, s.15-16). Bu balamda yaam boyu örenme deien koullara igücünün uyumunun salanmas ve istihdam edilebilirliin gelitirilmesi bakmndan önemli bir zorunluluk olarak ortaya çkmaktadr. Öte yandan, yaam boyu örenime katlm oranlar istihdam edilebilirlikle oldukça yakndan ilikilidir. stihdam edilebilirlik oran, yaam boyu örenim programlarna katlm düzeyinin yüksek olduu ülkelerde daha fazla olmaktadr. Yaam boyu istihdam edilebilirliin önemi artarken, eitim ve çalma artk birbirini izleyen aamalar biçiminde ortaya çkmakta ve devam eden bir süreci biçimlendirmektedir. Bu yeni paradigmada eitimin amaçlar çeitlenmi ve karmaklamtr. Temel ve mesleki eitim, bireyi hzla deien ve giderek daha fazlasn talep eden bir çalma dünyasna hazrlamak ve istihdam edilebilirlii arttrmak için sahip olunan balca araçlardr. Bu araçlar, bireyin i bulma ve iini koruma, verimliliini ve gelir elde etme olanaklarn arttrma, igücü piyasasnda rekabet edebilecek durumda olma ve mesleki hareketlilie uyum salayabile, yeni igücü piyasas ve i frsatlar için örenmeyi örenme yeteneinin gelitirilmesine yöneltilmitir. Bununla bireyin ekonomik ve toplumsal yaamla tam olarak bütünlemesi ve genel olarak bilgi, iletiim ve teknolojiye dayal gelimi bir toplumda, iyi koullarda çalmas ve yaanmas amaçlanmaktadr. Temel ve mesleki eitim, bireylerin istihdam edilebilirliinin temelini olutururken, sürekli eitim ve yaam boyu örenme, istihdam edilebilirliin sürdürülmesinin araçlardr (Erdut, 2002, s.87). Yaam boyu örenme uygulamalarnn gerisinde, büyük ölçüde igücünün istihdam edilebilirlik niteliini koruma ve gelitirme düüncesi yer alr. Bu nedenle yaam boyu örenme gereksinimi, kiinin bireysel veya mesleki gerekçelerle, gönüllü ve kiisel gayretle bilgi ve beceri edinme çabasnn yannda önemli toplumsal ve ekonomik sonuçlar olan bir süreçtir. Bu anlamda istihdam edilebilirlie yaplan vurgu dikkat çekmektedir. Dier yandan, UÇÖ eitim, öretim ve yaam boyu örenmenin bir bütün olarak bireylerin, iletmelerin, ekonominin ve toplumun yararlarn önemli ölçüde gelitirdii tespitinden sonra tam istihdama ulama, yoksulluu ortadan kaldrma, sosyal içerme ve küresel dünya ekonomisi içinde sürdürülebilir 106 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi ekonomik büyüme amacna vurgu yapmaktadr (Toprak, Erdoan, 2012, s.79). Gelimekte olan ülkelerde yaam boyu örenme gereksinimi, gelimi ülkelerden farkl olarak salt formel sektördeki içiler için deil, ayn zamanda becerilerin, ürünlerin, hizmetlerin ve çalma koularnn gelitirilmesine gereksinim duyulan küçük ölçekli iletmeler ve enformel sektördeki içiler için de geçerli hale gelmitir. 4. SONUÇ Küreselleme süreci, ekonomik ve sosyal alanda oldukça önemli deiikliklere yol açmtr. Bu deiikliklerin en çok yaand alanlardan birisi de kukusuz igücü piyasalardr. Küresel üretim sistemi ve iletme yapsndaki deiime kout esneklik araynn bir sonucu olarak igücü piyasalarnda katmanl yap ortaya çkmtr. Bu nedenle günümüz igücü piyasas yaps ve ileyii en iyi ekilde katmanlama sürecinin bir sonucu olarak anlalabilir. Bu katmanl yap içinde genellikle istihdam bütününün, birinin güvensizlie kar korunduu, dierinin ise bu güvensizlie bal tutulduu bilinmektedir. Bu balamda, ortaya çkan standart-d veya bir baka ifadeyle ereti istihdam geleneksel standart istihdamdan farkl olarak, güvencesizlii, istikraszl, korunmaszl, eitsizlii ve krlganl yanstan bir istihdam biçimidir. Devletin ekonomik ve toplumsal alandaki deien rolü i ve gelir güvencesini salamadaki rolünü de sorgulamay gerektirmektedir. Bireylerin istihdam olanaklarndan yararlanmada eit koullara sahip olamamas istihdama ilikin güncel bir sorun haline gelmitir. Ekonomik güçsüzlüün ve toplumsal olarak dlanmann temelinde eitim düzeyinin yetersiz ve dar kapsaml olmas yatmaktadr. Yaam boyu örenme deien koullara igücünün uyumunun salanmas ve istihdam edilebilirliin gelitirilmesi bakmndan önemli bir zorunluluk olarak ortaya çkmaktadr. Bu balamda, istihdam edilebilirlik, eitsizliin, krlganln, güvencesizliin ve istikrarszln getirdii güvence kaybnn telafisi bakmndan önemlidir. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 107 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi 5. KAYNAKÇA BACCHETTA, M., (2009), “Globalization and Informal Job in Developing Countries”, International Labour Organizations and World Trade Organizations, Geneva. BAKAN, ., BÜYÜKBEE, T., (2004), “Çalanlarn Güvencesi ve Genel i Davranlar likisi: Bir Alan Çalmas”, Erciyes Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Dergisi, Say: 23. BERNTSON, E., SVERKE, M., MARKLUND, S., (2006), “Predicting Perceived Employability: Human Capital or Labour Market Opportunities?”, Economic and Industrial Democracy, 27 (2), s.224-225. CAPELLI, P., (1997), “Change at Work”, Oxford University Press, New York. DE CUYPER, N., NOTELAERS, G., DE WITTE H., (2009), “Job Insecurity and Employability in Fixed-Term Contractors, Agency Workers, and Permanent Workers: Associations With Job Satisfaction and Affective Organizational Commitment ”, Journal of Occupational Health Psychology, Vol.14, No.2, s.193-205. ERDUT, T., (2001), “Endüstri likileri Bakmndan nsan Kaynaklar Yönetimi,” Mercek Dergisi, (MESS Yaynlar), Yl: 6, Say: 23, s. 56-66. ERDUT, T., (2002), “stihdam ve stihdam Edilebilirlik”, Mercek Dergisi, (MESS Yaynlar), Yl: 7, Say: 27, s.80-91. ERDUT, T., (2004), “ ve Gelir Güvencesi”, Yaam Boyu Sosyal Koruma - I. Ulusal Sosyal Politika Kongresi Kitapç, DSK Yaynlar, Ankara, s. 131-155. EUROFOUND, (2007), “Employment Security and Employability: A Contribution to the Flexicurity Debate”. European Foundation for the Improvement of Living and Working Conditions (Eurofound), Dublin. HEWISON, K., KALLEBERG, A.L., (2013), “Precarious Work and Flexibilization in South and Southeast Asia”, American Behavioral Scientist, 57(4), s. 395-402. ILO, (2000), “Training for Employment: Social Inclusion, Productivity and Youth Employment”. 88th Session, 30 May-15 June 2000, Report V, International Labour Office, Geneva. ILO, (2011a), “From Precarious Work to Decent Work”, Policies and Regulations to Combat Precarious Employment, Geneva, ILO, (2011b), “Skills for Green Jobs: A Global View: Synthesis Report Based on 21 Country Studies”, Geneva. HOFMANN, M., DURAN, H., SHINYOUNG, J., (2011), “International Labour Office, Skills and Employability Department”, Job Creation and Enterprise Development Department. - Geneva: ILO. KALLEBERG, A., L., HEWISON, K., (2013), “Precarious Work and the Challenge for Asia,” American Behavioral Scientist, 57(3), s.271-288. 108 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR İstihdam Edilebilirlik Güvencesi MC QUAID, R.W., LINDSAY, C., (2005), “The Concept of Employability”, Urban Studies. Vol. 42, No. 2, s. 197-219. MC QUAID, R.W., GREEN, A., DANSON, M., (2005), “Introducing Employability”, Urban Studies. 42 (2), 191-195. OECD, (2007), OECD Insights “Human Capital: How What You Know Shapes Your Life”, Paris. O'REILLY, J., (2011), “Managing Uncertainty: The Crisis, Its Consequences and the Global Workforce,” Work Employment Society, 25(4), s.581-595. SAPANCALI, F., (2009), “Toplumsal Açdan Yaam Kalitesi”, Altn Nokta Basm Yaym Datm, zmir. TOPRAK, M., ERDOAN, A., (2012), “Yaamboyu Örenme: Kavram, Politika, Araçlar ve Uygulama”, Yükseköretim ve Bilim Dergisi. Cilt 2, Say 2, s. 69-91. WILTHAGEN, T., TROS, F. (2004), “The Concept of ‘Flexicurity’: A New Approach to Regulating Employment and Labour Markets”, European Review of Labour and Research. 10 (2), s.166-186. WILTON, N., (2011), “An Introduction to Human Resource Management”, Sage Publication Ltd., London. YAP, Margaret, (2008), “The Up and Out in Organizations,” (çinde) Employment Relationship. Edited by Peter CAPELLI, Cambridge University Press. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 109 MALİ UFUKLAR KONAKLAMA LETMELER HZMET KALTES BOYUTLARI ÖNEM DERECELERNN AHP LE BELRLENMES VE LETMELERN HZMET KALTESNE GÖRE TOPSIS LE SIRALANMASI Yrd. Doç. Dr. Mehmet PEKKAYA Bülent Ecevit Üniversitesi ..B.F. letme Bölümü Saysal Yöntemler Anabilim Dal [email protected] Sabire BAARAN Bülent Ecevit Üniversitesi S.B.E. letme Enstitü Anabilim Dal [email protected] ÖZET Bu çalma, Bartn’nn en çok turist çeken ilçesi olan Amasra’daki konaklama iletmelerinin (K) müterisi olan turistlerin bak açsndan SEVQUAL ölçei boyutlarna göre sunulan bir hizmet kalitesinin deerlendirmesidir. Literatürde, hizmet kalitesi ölçümü genellikle SEVQUAL ölçeiyle yaplmaktadr. SEVQUAL ölçeininbe faktör veya boyutunun varolmas, K hizmet kalitesi deerlendirmesi problemininçok kriterli karar verme (ÇKKV) teknikleriyle çözümüne olanak salar.Bu anlamda, Amasra’daki K’lerin sunduklar hizmet kalitesi boyutlarnn önem dereceleri, müterilerin görüleri dorultusunda ÇKKV tekniklerinden AHP ile belirlenmitir. AHP hesaplama sonuçlarna göre, Amasra’ya arlkl olarak Ankara ve stanbul’dan gelen ve konaklayan turistler, hizmet kalitesi boyutlarndan fiziksel ortama en çok, güvenilirlik boyutuna ise en az önem verdikleri gözlenmitir. Belirlenenhizmet kalitesi boyutlar önem dereceleri dikkate alnarak, bu turistik ilçedeki K’lerin sunduklar hizmet kalitesine göre sralanmasTOPSIS yöntemi ile yaplmtr. Anahtar kelimeler: ÇKKV, AHP, TOPSIS, Konaklama letmeleri Hizmet Kalitesi. Jel kodlar:C44, C02, C10, M30. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 111 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması DETERMINING THE PRIORITIES OF SERVICE QUALITYDIMENSIONSFOR ACCOMMODATION FIRMS VIA AHP AND ORDERING FIRMS WITH RESPECT TO THEIR SERVICE QUALITY VIA TOPSIS ABSTRACT This study is a service quality assessment in terms of the dimensions of SERVQUAL scale, according to the viewpoints of the accommodation firms’ (AF) customers at Amasra, which is the most charming town of Bartn. In the literature, the measurement of service quality is usually performed by SERVQUAL scale. Since five factors or dimensions existfor SERVQUAL scale, the assessment of AFs’ service quality can be assessed by using multi criteria decision making (MCDM) methods. In this sense, the dimensions’priorities of service quality offered by AFs at Amasra were determined via AHP technique, which is one of the MCDM methods. According to results of AHP calculations, it is seen that tourists who accommodate and come especially from Ankara and stanbul pay importance at most tangibles, and at least reliability among service quality dimensions. The AFs in this touristic province were ordered via TOPSIS technique in terms of service quality offered by considering these priorities. Keywords: MCDM, AHP, TOPSIS, Service Quality ofAccommodation Firms. Jel Codes: C44, C02, C10, M30. 1. GR Firma deerini arttrmak, küreselleen dünyada rekabet etme ve/veya varlklarn devam ettirme her iletmenin hedefindedir. Bu durum, hizmet sektöründe faaliyet gösteren konaklama iletmeleri (K) için de geçerlidir. K’lerin bu hedefleri gerçekletirilmesi için, müteri memnuniyetinin ve müteri devamlln salamas ve bu anlamda sunduu hizmet kalitesinin uygun bir seviyede olmas gerekmektedir. Genel anlamda, kaliteli hizmet sunduklar ölçüde hizmet iletmelerinin baarl olabilecei söylenebilir. Tüketiciler için hizmet kalitesini deerlendirmek, mal kalitesini deerlendirmek kadar kolay olamamaktadr. Fakat hizmet kalitesinin iyiletirilmesi için öncelikle hizmet kalitesinin ölçülmesi gerekir. Bir iletme, rakip iletmelerin ve kendisinin sunduu hizmetin kalite düzeyini bilmesi, sunduu hizmetin kalitesindeki eksiklik veya zayflklar iyiletirebilmesi için önemlidir. letmelerin sunduklar hizmet kalitesinin ölçülmesinde yaygn olarak kullanlan SERVQUAL ölçei, hizmet kalitesini 5 temel boyuta bal 112 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması deerlendirmektedir. Söz konusu 5 boyutun deerleri ne ölçüde yüksekse, iletmenin sunduu hizmet kalitesinin de o ölçüde yüksek olduu düünülebilir. Bu 5 boyutun, hizmet alan müteriler tarafndan eit öneme sahip olduunu varsaymak uygun olmayabilir. Birbirinden farkl öneme sahipçok sayda boyut veya kriterin var olmas, iletmelerin sunduu hizmet kalitesi analiziniçok kriterli karar verme (ÇKKV) yöntemleriyle yaplmasna olanak salar. Literatürde, hizmet kalitesinin ölçümünden elde edilen anketlerde, faktör analizi, temel bileenler analizi ve farkllklara yönelik hipotez testleri yaygn olarak kullanlmaktadr. Bu anlamda çalmamz, özellikle Türkiye’nin bir turistik ilçesindeki K’lerin hizmet kalitesi ölçümünde ÇKKV yöntemleri kullanlmasyla özgün bir deer tamaktadr. Bu çalmann iki amac vardr. Birincisi, müterilerin bak açsyla K’lerinde hizmet kalitesinin ölçümünde etkili olan SERVQUAL ölçeinde yaygn olarak ifade edilen be boyutun önem derecelerinin belirlenmesidir. kincisi ise K’lerinsunduklar hizmet kalitelerine göre göreceli olarak deerlendirilmesi ve sralanmasdr. Çalmann uygulama bölümünde, Bartn ili Amasra ilçesinde faaliyet gösteren 9 K’de konaklayan müterilere sunulan hizmet kalitesine yönelik anket çalmas yaplmtr. Hizmet kalitesini belirleyen boyutlar, hizmet kalitesini ölçen kriterler olarak deerlendirilmitir. ÇKKV yöntemlerinden Analitik Hiyerari Süreci (Analytical Hierarchy Process, AHP) yöntemiyle hizmet kalitesine ait 5 boyutunikili karlatrma skorlar dikkate alnarak boyutlarn önem dereceleri belirlenmitir. Ayrca Amasra’daki 9 K, hizmet kalitesi boyutlarna göre elde ettii puanlar dikkate alnarak yine ÇKKV yöntemlerinden TOPSIS yöntemiyle her bir K’nin hizmet kalite puan hesaplanmas ve K’lerin hizmet kalitelerine göre sralanmas yaplmtr. Bu çalmann ikinci bölümünde, müteri memnuniyeti, hizmet kalitesi ve aralarndaki iliki üzerinde durulmutur. Üçüncü bölümde ise ÇKKV yöntemlerinden AHP ve TOPSIS yöntemlerine yer verilmitir. Dördüncü bölümde, Amasra’daki K’lerde konaklayan müteri bak açsndan hizmet kalitesi boyutlarnn önem dereceleri AHP ile belirlenmi ve sunduklar hizmet kalitelerine göre K’ler TOPSIS ile sralanmtr. Sonuç bölümünde ise bulgular deerlendirilmitir. 2. MÜTER MEMNUNYET VE HZMET KALTES Hizmetin soyut olmas, hizmet iletmesinin tanmlanmasnda ve deerlendirilmesinde baz güçlüklere neden olabilmektedir. Buna ramen MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 113 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması hizmet iletmesini tanmlamak, hizmet kavram kadar karmak bir yapya sahip deildir. Bir hizmet iletmesi, hizmetin pazarland yer olarak ifade edilebilir (Saym ve Aydn, 2011, s.248). Hizmet iletmeleri, ulatrma hizmetleri, haberleme hizmetleri, eitim hizmetleri, medya hizmetleri, salk hizmetleri, datm hizmetleri, kamu hizmetleri, finans hizmetleri, emlak hizmetleri, kiisel hizmetler, mesleki uzmanlk hizmetleri, tamir bakm hizmetleri, turizm hizmetleri olarak listelenebilir (Saym ve Aydn, 2011, s.248). K, hizmet iletmelerinden turizm hizmetlerinin içerisindedir. Küreselleme ile birlikte gelimi ülkelerde olduu gibi ülkemizde de hizmet sektörünün önemi her geçen gün artmaktadr. Hizmet iletmelerinin baarl olmalarnda rol oynayan önemli etkenler, müteri memnuniyeti ve hizmet kalitesi olarak kabul edilebilir (Eleren vd., 2007). Müterilerin beklenti ve memnuniyetleri bireysel olarak gereksinimlerinin ve güdülerinin, örenme sürecinin, kiiliinin, alglamalarnn, tutum ve inançlarnn etkisiyle ortaya çkmaktadr. Ayn zamanda kiinin üyesi bulunduu toplum, kültür, sosyal ve ekonomik faktörler de büyük önem tamaktadr (Mucuk, 1997, s.80). Müteri memnuniyeti öncelikle tüketicilerin beklentileri ile ilgilidir. Memnun olmu tüketiciler, iletmeye sadk müterilerdir. Turizm iletmelerinde sunulan mal ve hizmet üretimi ile tüketiminin e zamanl oluunun yan sra sunum tarz ve deerlendirmelerin sübjektif oluu itibariyle dier sektörlerden farkllk göstermektedir. Turizm iletmelerinin, müteri beklentilerini ön planda tutarak, müterilerin memnuniyetini salamaya çaltklar görülmektedir (Bulgan ve Soybal, 2011). Üretim ve tüketimin ayn anda olmas nedeniyle, üretimdeki yanllar, kusurlu hizmet olarak dorudan tüketiciye yansmaktadr. Bu durum, sonradan giderilmesi çok zor olan müteri memnuniyetsizliini dourabilmektedir (Ak, 2005) ve buna ek olarak gelecekteki satn almalarda ve tavsiyelerde etkili olabilmektedir (Öztürk ve Seyhan, 2005). Müteri memnuniyeti, hizmet sektörü için ayr bir öneme sahiptir. K için müteri memnuniyetinin kazanlmas hem güç, korunmas da bir o kadar zor olabilmektedir. K’lerin varlklarn devam ettirebilmelerinde müteri memnuniyetine verilen önem belirleyici olabilmektedir. Hizmet iletmelerinde, müteri memnuniyetinin hizmet kalitesiyle ilikili olduu birçok çalma tarafndan kabul edilmitir. Hizmet iletmelerindeki müteri memnuniyeti, genellikle sunulan hizmet kalitesi üzerinden deerlendirilmektedir (Su, 2004; Chen vd., 2007; Clemes vd., 2009; Karunaratne ve Jayawardena, 2010). Bu açdan çalmamzda, daha net ölçülebilecek deikenlerin tanmlanmasndan dolay, hizmet kalitesi 114 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması ölçümü üzerinden analizler yaplmtr. Hizmet kalitesi ölçümünde, SERVQUAL ölçei geçerlilii kabul görmü ve yaygn olarak kullanlan bir ölçektir. SERVQUAL ölçei kullanlarak bankalarda (Altan ve Atan, 2004), hava yolu iletmelerinde (Tsaura vd., 2002), hazr yemek iletmelerinde (Eleren vd., 2007) vb hemen hemen her hizmet iletmelerinin hizmet kalitesi ölçümü yapan çok sayda çalma vardr. K hizmet kalitesi ve/veya müteri memnuniyeti ölçümünde SERVQUAL ölçei kullanan çok sayda çalma mevcuttur (Ikiz ve Masoud, 2008; Klç ve Eleren, 2010; Karunaratne ve Jayawardena, 2010; Al-Rousan ve Mohamed, 2010). SERVQUAL ölçei temel alnarak, AHP yönteminde müterilere ikili karlatrma deerlendirmesi istenilen hizmet kalitesi boyutlarve boyutlarnn içerii aadaki gibi ifade edilebilir. Güvenilirlik (GV, Reliability): Söz verilen bir hizmetin, doru ve güvenilir bir ekilde yerine getirilmesidir. Örnein, hesap ve kayt güvenilirlii; yiyecek-çamarhane-temizlik gibi hizmet yeterlilii; personel bilgi/tecrübe düzeyi; reklam taahhütlerini yerine getirmesi. Fiziksel Ortam (FO, Tangibles): Konaklama iletmesinin hizmet sunumundaki bina, araç/gereç ve personel görünümü, iletiim materyalleri. Örnein, otopark; kablosuz internet; spor imkânlar; aydnlatma; havalandrma; yangn önlemlerinin varl; otelin ferahl; çalanlarn görünümünün düzgün temiz olmas; dekorasyon. Heveslilik (HE, Responsiveness): Müteriye yardm etme ve hzl hizmet etme isteklilii. Örnein, çalanlarn samimiyet, nezaket ve güler yüzlülüü; talep ve ilemlerdeki hz ve performans; müteriye deer verildiinin hissettirilmesi. Güvence /Yeterlilik, Teminat (GY, Assurance): Çalanlarn bilgili olmalar ve müterilere güven telkin edebilme becerisi. Örnein, yiyeceklerde kalite ve yeterlilik düzeyi; personel davrannda tutarllk; hijyen ve temizlie önem verme; servis/hizmet varlnn inandrcl. Empati (EM, Empathy): Müteri gibi düünerek, müteriyi önemseme ve yardmseverlik içerisinde olma becerisi. Örnein, müteri dilek ve ikayetlerine duyarllk düzeyi; menülerin müterilerin kültürel damak tadna uygun hazrlanmas; müteri ile iletiim kurabilme yetenei; otel fiyat ile verilen hizmet arasndaki denge. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 115 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması Yukardaki bu 5 hizmet kalitesi boyutlarnn ayn öneme sahip olduunu ifade etmek, uygun olmayacaktr. Bu çalmada, Amasra’daki K olarak faaliyet gösteren iletmelerin hizmet kalitesine ait bu 5 boyutun AHP ile önem dereceleri belirlenmitir. Ayrca, Amasrada’ki 9 K’nin sunduu hizmet kalitesi boyutlarna göre sralanmas TOPSIS yöntemiyle yaplmtr. zleyen bölümde, ÇKKV yöntemlerinden olan AHP ve TOPSIS, üzerinde durulmutur. 3. ÇOK KRTERL KARAR VERME (ÇKKV) YÖNTEMLER Karar verme, tüm yönetim fonksiyonlarnn özünü oluturan, hedef ve amaçlarn gerçeklemesi yönünde, alternatiflerden birinin zihinsel ve matematiksel yöntemle seçilmesi sürecidir. Aratrmalar, pek çok günlük kararn sezgisel verilmesinde bir saknca olmad, ancak karmak ve hayati yapdaki kararlarda modern karar verme tekniklerinin kullanlmas gerektiini göstermitir (Kuruüzüm ve Atsan, 2001). Karar verme probleminde, çou zaman birbiriyle çeliebilen kriterlerin varlnda alternatifler arasndan en uygun olannseçimi aratrlmaktadr. Bu tip karar süreçleri çok kriterli karar problemi olarak isimlendirilir ve çözümü ÇKKV yöntemleriyle yaplmaktadr. ÇKKV yöntemlerinin, alternatifler arasndaki göreceli olarak sralama, snflama ve en yüksek skora sahip alternatifi seçme olana sunmas açsndan oldukça avantajl yöntemler olduu görülmektedir. Opricovic ve Tzeng (2004), ÇKKV probleminin çözüm süreci ana basamaklarn aadaki gibi özetlemitir. Aadaki a ve f basamaklarn, üst düzey karar vericiler deerlendirirken, dier basamaklar hesaplayclar tarafndan gerçekletirilmektedir. (a)Amaca yönelik, sistem kriterlerinin oluturulmas, kapasiteleri dahilinde hesaplama (b) Ulalacak hedef alternatiflerin belirlenmesi, (c) Kriterlerin önem dereceleri belirlenmesi, (d) Örnee ait bir ÇKKV yönteminin uygulanmas, (e) Optimum alternatifinseçimi, (f) Son çözüm kabul edilmediyse, yeni bilgiler toplanp ÇKKV süreci tekrar iletilmesidir. 116 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması AHP, ANP (Analytic Network Process), TOPSIS (Technique for Order Preference by Similarity to Ideal Solution), ELECTRE (Elimination et Choix Traduisant la Realite), PROMETHEE (Preference Ranking Organization Method for Enrichment Evaluation), GRA (Grey Relational Analysis), vb. gibi çok sayda ÇKKV yöntemi vardr. Bu yöntemler, çok kriterin veya faktörün olduu sralama, seçim, snflama avantajlar salamasndan dolay yaygn olarak kullanlmaktadr. Örnein, finansal kriz öngörüsünde ANP yöntemi (Niemiraa ve Saaty, 2004), irketlerin finansal kararlarnn verilmesinde PROMETHEE uygulamas (Akkaya ve Demireli, 2010), hisse senetleri alnacak bankalarn belirlenmesinde GRA uygulamas (Hamzaçebi ve Pekkaya, 2011), farkl kriterlere göre hizmet satn alma üzerine fayda fonksiyonu üzerinden ELECTRE yöntemi uygulamas (Almedia, 2007)’na ait çalmalar saylabilir. Bu çalmada, K’lerin sunduklar hizmet kalite boyutlarnn önem derecelerinin belirlenmesinde AHP ve K’lerinin sunduklar hizmet kalitelerine göre sralanmasnda TOPSIS yöntemi kullanlmtr. AHP özellikle kriter arlklarnn hesaplanmasnda kullanlmaktadr. Ayrca, hizmet kalite boyutlar için oran ölçeinde arlk deerleri üretmesi, AHP’yi boyut önem derecelerinin hesaplanmasnda tercih edilen yöntem yapmaktadr. Literatürde, bata TOPSIS olmak üzere dier ÇKKV (ANP hariç) yöntemleri, kriter arlklarn bilinen olarak dikkate alarakuzaklklara göre karar verme problemlerini çözmektedir. Çalmamzda, AHP’den elde edilen arlklar ve alternatiflerin kriterlere göre puanlamalar dikkate alnarak alternatifler arasnda seçim, snflama veya sralama TOPSIS yöntemi kullanlarak yaplmtr. TOPSIS yönteminin tercih edilme nedeni, bahsi geçen amaçlar için dier ÇKKV yöntemlerine göre daha pratik ve yaygn kullanma sahip olmasdr. Bu anlamda, izleyen alt bölümlerde AHP ve TOPSIS yöntemlerinin ileyi süreci ve kullanm alanlarna deinilmitir. 3.1. AHP Günümüzde çok sayda kriter veya faktörün olduu problemlerin çözümünde Saaty (1980) tarafndan gelitirilen AHP yaygn olarak kullanlmaktadr. AHP yöntemi, ikili karlatrmalarla kriter arlklarnn belirlenmesinde ve alternatifler arasnda sralama/seçim yapmak için birim puanlamalarn hesaplanmasnda kullanlmaktadr. Karar destek sistemi olarak yaam yeri seçiminde (Chauhan vd., 2008) ve turizm sektöründe SWOT analizi faktörlerinin alt boyutlaryla birlikte önem derecelerinin belirlenmesinde (Wickramasinghe ve Takano, 2009) AHP yöntemi MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 117 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması kullanlmtr. E-ticarette dikkate alnan web sitelerinin baar faktörlerinin önem derecelerinin belirlenmesinde (Kong ve Liu, 2005) ve 4 kriter ve 20 alt kriterle en etkin ve uygun nehir sisteminin belirlenmesinde (Alias vd, 2009) ise bulank AHP yöntemi ile deerlendiren çalmalar görülmektedir. Ogunyemi vd. (2011) ise optimum üretim miktar amaçlandnda, 7 üretim faktörü içinde yönetim fonksiyonlarnn ilaç sektöründe göreceli olarak daha önemli olduunu AHP ile belirlemitir. Ayrca AHP, i ve e seçiminden (Aytaç ve Bayram, 2001) zt fikirleri birlikte entegre eden hemen her yapdaki karar vermelerde saysal ve sapmasz bir karar verme süreci (Schmoldt vd., 2001) olarak deerlendirilmitir. Saaty ve Vargas (2006, s.2), ÇKKV yöntemlerinin planlama, kaynak datm ve çelikili durumlarn varlnda çözümleyici olmas gibi birçok alanda kullanlabileceini ifade etmitir. Çalmalarda AHP, genellikle konuya ilikin kriter arlklarnn belirlenmesinde kullanld görülmektedir. Bu anlamda AHP, ikili karlatrma matrisi üzerinden, içinde bulunulan problemdekikriterlere ait arlklarn elde edilmesini salar. AHP, belirlenmi olan kriter arlklarnn hesaplanmasnda kullanlan tüm ikili karlatrmalarn çapraz tutarllklarn tek bir say ile hesaplamas açsndan avantajl bir yöntemdir. AHP’de kriterlerin deerlendirme ölçei Tablo 1’de verilmitir. Bu tablodaki puanlamalardan da görüldüü üzere, AHP’ninölçüm duyarll klasik ankete göre daha yüksektir. Anketlerden genellikle likert ölçeiyle elde edilen kiisel yarg niteliindeki bilgiler, interval veya ordinal ölçüm düzeyindedir. Klasik anket analizlerinde, gözlemlerin aritmetik ortalamas alnarak genel yarg veya kriter/boyutlarn interval ölçümünde veriler olduu söylenebilir. Klasik ankette örnein 5 boyutun ölçülebilmesi için 5 soru ksmen yeterli olmasna ramen, AHP hesaplamalar için 15 ikili karlatrma yaplmas gerekmektedir. Ancakelde edilen bilgi açsndan, AHP yöntemi klasik ankete göre çok daha avantajldr. Bu avantajlar 4 maddede listelenebilir. (1) AHP için ikili karlatrmalardan elde edilen anket verileri, ölçüm duyarll genellikle daha yüksektir. Klasik anketlerde genelde 5’li, 7’li likert ölçei kullanlrken, burada sa ve sol taraftaki puanlamalar dikkate alndnda, ortalama bir anket yapsna göre duyarll çok daha fazla olan bir çeit 17’li ölçek kullanlmaktadr. (2) AHP yöntemi, ikili karlatrma verileri kullanlarak kriterlerin önem derecelerini yüzdesel yapda oran ölçeine çevirmektedir. Bu iki avantajdikkate alndnda, AHP, deneklerden kriterler için daha detayl bilgi elde etmeye olanak salar. (3) AHP, anket cevaplayclarnn bütün iaretlemelerindeki toplu tutarllklarn hesaplamaktadr. (4) AHP ile belirlenen kriter arlklar kullanlarak, 118 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması alternatiflerin sralanmas/seçim yapma hesaplamas içinTOPSIS gibi dier ÇKKV yöntemlerindeki sürece dorudankatlabilmesidir. Bu avantaj, AHP’nin ürettii skorlarn oran ölçeinde olmasndan kaynaklanmaktadr. Tablo 1: AHP’de Kriterlerin Deerlendirme Ölçei Puan 1 Tanm Eit derecede önemli Açklama Her iki kriter de amaca eit etkide bulunur. Tecrübe ve deerlendirmelere göre, bir kriter dierine 3 Orta derecede önemli göre biraz daha fazla tercih edilir. Tecrübe ve deerlendirmeler sonucunda bir kriter 5 Güçlü derecede önemli dierine göre çok daha fazla tercih edilir. 7 Çok güçlü derecede önemli Bir kriter dierine göre çok güçlü ekilde tercih edilir. Bir kriter dierine göre mümkün olan en yüksek 9 Son derece önemli derecede tercih edilir. 2,4,6,8 Ara deerlerdir AHP yöntemiyle belirlenen kriter arlklarn tutarllk deeri aadaki denklemlerinden hesaplanan ’ya bal olarak hesaplanr (Yaralolu, 2010, s.44-48). D = A⋅W = ⎡ 1 ⎢ 1 ⎢ ⎢ a12 ⎢ ⎢ 1 ⎢ a13 ⎢ ⎢ ⎢ 1 ⎢ ⎣⎢ a1n a12 a13 1 a 23 1 a 23 1 1 a2 n 1 a3 n a1n ⎤ ⎥ a 2 n ⎥ ⎡ w1 ⎤ ⎥ ⎢ ⎥ ⎥ ⎢ w2 ⎥ a3 n ⎥ ⋅ ⎢ w3 ⎥ ⎥ ⎢ ⎥ ⎥ ⎥ ⎢⎢ ⎥⎥ ⎥ ⎣ wn ⎦ 1 ⎥ ⎦⎥ di ve λ = ∑w i n (1) Burada K kriter says; A matrisi, ikili kriter karlatrmadan elde edilen ikili karlatrma matrisi; W ise A matrisinde elde edilen arlk matrisidir. kili karlatrmalarn tutarllk oran ise aadaki gibi hesaplanabilir. Tutarlk oran (CR) = (λ − n) / (n − 1) RI (2) Buradaki RI, rassallk indeksidir vekarlatrmadaki kriter saysna göre Tablo 2’deki karl dikkate alnr. Saaty’ye göre, tüm ikili karlatrmalarn tutarll, CR’nin 0,10’dan küçük olmasna baldr. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 119 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması Tablo 2: Rassallk ndeks (RI) Deerleri Kriter says RI 2 3 4 5 6 7 8 9 0,00 0,58 0,90 1,12 1,24 1,32 1,41 1,45 Kaynak: Hamzacebi ve Pekkaya (2011). 3.2. TOPSIS TOPSIS yöntemi, Hwang ve Yoon’nun 1981’deki çalmas referans alnarak Chen ve Hwang tarafndan 1992’de gelitirilmitir (Opricovic ve Tzeng, 2004; Jahanshahloo vd., 2006). TOPSIS yöntemi, ideal çözüme en yakn ve negatif ideal çözüme en uzak olan alternatifin seçilmesi prensibine dayanr. TOPSIS, dier ÇKKV yöntemleri kadar baarl bulunmakta ve alternatif yöntemlere göre daha kolay/çabuk sralama yapma imkân sunmaktadr. Ancak TOPSIS, arlklarn çok çeitlenmesine duyarll yüksektir (Olson, 2004, s.722). TOPSIS yönteminin aamalar aadaki gibi sralanabilir (Opricovic ve Tzeng, 2004; Yaralolu, 2010, s.23-26). Adm 1: Birim (alternatif) saysi, kriter says j ve hücre elemanlar aij olmak üzere karar matrisi hazrlanr. Adm 2: Karar matrisinin tüm elemanlar, aadaki formülle standardize edilir. rij = aij j= 1, 2, … J n ve i= 1, 2, … n (3) ∑a 2 ij i =1 Adm 3: Arlkl standardize karar matrisi aadaki formülle oluturulur. Buradaki wj, toplamlar 1’i veren, her bir kritere ait arlklardr. vij = w j ⋅ rij j= 1, 2, … J ve i= 1, 2, … n (4) Adm 4: Kriter temelli olarak birimlerde en çok istenen deer olan ideal (A*) ve en istenmeyen deer olan negatif ideal (A-) çözümler belirlenir. Buradaki I fayday, I’ ise maliyeti temsil etmektedir. 120 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması A* = {v*j ,..., v*J } = {( mak vij i ∈ I ),(min vij i ∈ I ′)} (5) A− = {v −j ,..., vJ− } = {(min vij i ∈ I ),(m ak vij i ∈ I ′)} (6) j j j j Adm 5: Her alternatifin, ideal ve ideal olmayan çözüm setinden sapmalar hesaplanr. Di* = J ∑ (v ij − v*j ) 2 ve Di− = j =1 J ∑ (v ij − v −j ) 2 ; i= 1, 2, … n (7) j =1 Adm 6: Her birimin ideal çözüme bal uzaklklar hesaplanr. Ci* = Di− / ( Di* − Di− ) i= 1, 2, … n (8) Adm 7: deal çözüme bal uzaklklara göre tercih sralamas, büyük saydan küçük sayya doru yaplr. Admlardan da görüldüü üzere TOPSIS yöntemi, kriter arlklarna bal, en çok istenen fayda deerlerine yaknln yan sra, en istenmeyen maliyet deerlerinden uzakl da dikkate alan sralama/seçim yöntemidir. Bilimsel aratrmalarda, TOPSIS yönteminin kullanm yaygndr. Jahanshahloo vd. (2006), 15 banka ubesini 4 finansal orana göre ve Deng vd. (2000), baka bir çalma verileri olan 7 tekstil firmasn 4 finansal oran kullanlarak TOPSIS’lefirma performanslarn deerlendirmi ve benzer ekilde Feng ve Wang (2000) 5 hava yolu irketini, çok sayda irket finansal oranlarn baz alarak GRA ve TOPSIS ile performanslarn karlatrmtr. Yurdakul ve ç (2003), 7 kriterle 5 otomotiv firmalarnn performanslarn, Chang vd. (2010), 82 yerli yatrm fonunun 4 yllk performanslarn ve Alptekin (2009) Türkiye’deki A tipi ve emeklilik fonlarnn performanslarn TOPSIS’le hesaplamtr. Amiri vd. (2010), 10 portföyün risklilik düzeylerinin sralanmasn veri zarflama ile TOPSIS kombinasyonu bir yöntemle yapmlardr. Ecer (2006)’in çalmasnda, bir irketin sat bölümünde adaylarn kriterlere göre sralanmas suretiyle insan kaynaklarnda TOPSIS’in kullanlabilirlii ve grup karar vermeyi kolaylatrd göstermitir. TOPSIS, birimlerin kriterlere göre performans deerlendirmesi, sralanmas, seçim ve gruplandrmas amaçl kullanlabilen pratik bir yöntemdir. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 121 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması 4. AMASRA’DA FAALYET GÖSTEREN K’LER ÜZERNE BR UYGULAMA 4.1. Veriler Amasra, Bartn’a bal ve ilin gerek deniz ve tabiat güzellii ve gerekse de tarihi açdan ildeki k aylarnda dahi en youn yerli ve yabanc turist çeken ilçesi olarak tannmaktadr. Bu çalma, Amasra ilçesinde konaklama yapm olan yerli turistlerin, K’lerin hizmet kalitesini deerlendirmesi üzerine bir anket analizidir. Bartn l Kültür ve Turizm Müdürlüü (BKTM, 2011)’ne göre Bartn ilinde 2011 yl itibariyle ve önemli bir ksm Amasra ilçesinde olmak üzere, 76 adet konaklama iletmesi vardr. Ayrca 1.289 oda ve 3.110 adet yatak kapasitesine sahiptir. Son 5 yl için Bartn ilinde konaklayan turist saylar Tablo 3’de verilmitir. Tablo 3: Bartn linde Otel ve Pansiyonlarda Konaklayan Turist Saylar 2006 Turist Saylar 254.384 2007 264.446 2008 281.595 2009 2010 286.923 305.008 5 yl Toplam 1.392.356 Kaynak: BKTM, 2011. Bu uygulama, Amasra’da faaliyet gösteren 9 farkl otel müterilerinin konakladklar otele ait hizmet kalitesi algsnn anket aracyla ölçülmesine dayanmaktadr. Bu 9 otel, ön deerlendirme sonucunda en büyük kapasite sahip olduu düünülen ve Amasra merkezinde faaliyet gösteren K’ler arasndan seçilmitir. Anket, kurban bayram tatilini kapsayan Kasm-Aralk aylar içinde özellikle hafta sonu tatilini geçirme amaçl Amasra otellerinde konaklayan yerli turistler üzerinde uygulanmtr. Sorular tam olarak cevaplam ve görsel olarak anlaml cevapland düülen 518 anketin veri girii bilgisayara yaplmtr. Buradaki görsel olarak anlaml anketlerden kastedilen, özellikle anketteki bütün ikili karlatrmalara ayn puanlamalar düünmeden verdii varsaylancevaplayclardr. Bu anketlerden, AHP’nin tutarllk says Saaty (1980)’e göre 0,10 olan 88 anketin tutarl olduu ve Dodd vd. (1993)’ne göre be boyut için tutarll 0,2586 olan 191 ankette ise müteri cevaplamalarnn bilinçli yapld kabul edilerek analizlere ve hesaplamalara dahil edilmitir. 122 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması Tablo 4: Müterilerin Cinsiyet ve K Göre Dalm Bilinçli cevapland kabul edilen örnek Erkek Kadn K1 K2 K3 K4 K5 K6 K7 K8 K9 Toplam 59 4 2 6 4 3 3 4 9 94 50 9 5 2 2 5 5 5 14 97 Toplam 109 13 7 8 6 Erkek 101 21 11 20 14 Örnein tümü Kadn 91 27 21 23 16 Toplam 192 48 32 43 30 Not: K’ler, Amasra’da faaliyet gösteren ve ismi telaffuz iletmeleridir. 8 8 9 23 191 20 15 25 12 239 21 34 28 18 279 41 49 53 30 518 edilmek istenmeyen konaklama Bu çalmada, demografik özelliklere göre müterilerin hizmet kalitesi deerlendirilmesi, istatistiksel hesaplamalar için yeterli büyüklükteki örneklem kullanabilmek için Dodd vd. (1993)’nin yaklam dikkate alnm ve 191 gözlemin bilinçsiz ekilde rastgele iaretlemeden uzak ve bilinçli cevaplamalar yapt varsaylmtr. Ancak, K’lerin sunduklar hizmetlerin kalitesine göre sralanmasnda, baz K’lerin müteri says çok küçük kalmaktadr. Sadece hizmet kalitelerine göre K sralamas için yaplan TOPSIS hesaplamalarnda 518 müterinin hizmet kalitesine göre K’ni puanlama ortalamalar dikkate alnmtr. K’lerde konaklayan müteriler cinsiyet ile dier demografik yaplar arasnda (gelir durumu hariç), Ki-kare testine göre istatistiki olarak anlaml kabul edilebilecek ilikigözlenmemitir (Ek 1-3). Ekteki veriler frekans yapsnda olduundan Ki-kare testi ile analizi yaplmtr. Ek 1 incelendiinde, Amasra’da konaklama yapan müterilerin genelde lise/lisans mezunu, orta yal ve ç Anadolu ve Marmara Bölgesi, özellikle Ankara ve stanbul gibi büyükehirlerden gelenlerden olutuu görülmektedir. Müterilerin 1-3 gün gibi ksa süreli tatil amaçl geldikleri ve kaldklar otellerin hizmet kalitesini genel olarak orta/iyi olarak deerlendirdii gözlenmektedir (Ek 2-3). 4.2. Hizmet Kalitesi Boyutlar Önem Derecelerinin AHP ile Belirlenmesi AHP’nin hizmet kalitesi boyutlar üzerinde çallmas yeni deildir. Chow ve Luk (2005), SERVQUAL ölçeindeki 5 boyutun önem derecelerine göre sralanmasnAHP ile yapm ve 3 büyük fastfood iletmesini duyulan müteri memnuniyetine göre sralamtr. Hsieh vd. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 123 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması (2008), termal otellerdeki hizmet kalitesi boyutlarnn önem dereceleri için ANP kullanmtr. Bu çalma için, Amasra’daki K’lerde konaklama yapan müterilere, SERVQUAL ölçeinin 5 boyutuna ait her bir hizmet kalitesi boyutu, ikili karlatrmalar olarak sorulmutur. Müterilerin anketlere iledii skorlarn her birinin tutarl ve hizmet kalitesi boyutlar AHP ile hesaplanmtr. Tutarllklar dikkate alnarak, hesaplanm olan arlklarn aritmetik ortalamalar Tablo 6’da verilmitir. Buradaki aritmetik ortalamalar, senaryolara bal olarak dikkate alnan gözlemlerin ortalama bak açsn yanstan hizmet kalitesi boyutlarnn yüzdesel arlklardr. AHP ile yaplan hesaplamalarda, yöntemi ilk ortaya atan ve bu konuda çok sayda çalmas bulunan Saaty (1980)’nin tutarllk snr olan “<0,1000” referans alnmaktadr. Ancak bu snrn klasik ekilde ve normalin üzerinde dikkat verilmeden cevaplanan anketler için tutarlln çou zaman reddedildii, anket uygulamalar srasnda gözlenmitir. 518 anketin sadece 88 tanesinde tutarlln saland bu duruma delil olarak gösterilebilir. Bu tutarl salanan 88 anketin 53 tanesi her ikili karlatrmaya 1 skoru verdii için tutarl kabul edildii dikkate alndnda, sadece 25 anketin önem dereceleri için beklenen karlatrmalar yapt görülmektedir. Tabiidir ki, önem derecesini eit kabul edenlerin ikili karlatrmalara 1 skoru vermeleri yanl deildir. Ancak, bunlarn birkaçnn anketi cevaplarken, anketörün ricasn krmak istemeyen ve detayl düünmek istemeyen bireylerden olutuu dier 465 (=518-53) gözlemlerin hizmet kalitesi boyutlarn birbirinden farkl önemde deerlendirmesinden tahmin edilebilir. Bu anlamda, Wedley (1993)’in tutarllk saysnn “<0,2000” toleransla dikkate alnabilecei dikkate alnabilir. Dodd vd. (1993) ise istatistiksel olarak %95 güven seviyesinde 5 kriter için tutarllk says “<0,2586” (=0,2896/1,12) olan gözlemlerin cevaplamalarnn rastsal seçimlerden uzak olduunu hesaplamlardr. Bu çalmada, tutarl ksmen zayf da olsa bilgi tad düünülerek Doddvd.’nin snr dikkate alnarak, daha çok gözlemin görüünü temsil eden arlklarn ön planda tutulmasna karar verilmitir. 124 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması Tablo 5: AHP ile Hesaplanan K Hizmet Kalitesi Ana Boyutlarnn Arlklar Ortalamas Senaryo No Görü Sen1 Saaty (1980) 88 gözlem. Sen2 Wedley (1993) 157 gözlem. Sen3 Dodd vd.(1993) 191 gözlem. GV Ortalama Önem sras Ortalama Önem sras Ortalama Önem sras FO HE GY EM ,2016 ,2206 ,1841 ,2046 ,1891 3 1 5 2 4 Her Gözlemin Tutarll <,1000 ,1894 ,2140 ,2021 ,2028 ,1917 5 1 3 2 4 1 2 4 3 11,058 ,026 17,546 <,2000 ,1913 ,2121 ,2003 ,1987 ,1976 5 Friedman testi (2) ,002 18,669 <,2586 ,001 Not: K müterilerinin hizmet kalitesi boyutlar için oluturduu ikili karlatrma matrisiyle arlklar ve tutarllklar AHP ile hesaplanmtr. Bu tablodaki arlklar; tutarllklara göre oluturulan gruplarn hizmet kalitesi boyutlar arlklarnn aritmetik ortalamas alnarak elde edilmitir. Tablo 5’deki, her bir boyuta ait arlk serisinin Kolmogorov-Smirnov testiyle normal dalmad gözlendiinden parametrik olmayan Friedman testiyle bu tekrar ölçülen yapdaki serilerin istatistiksel olarak 0,05 anlamllk düzeyinde ortalamalarnn birbirinden farkl olduuna karar verilebilir. Tablo 5’deki sonuçlara göre, K’lerde konaklayan müterilerin hizmet kalite boyutlarndan en önem verdii FO olurken, en az önem verdii hizmet kalitesi boyutu ise GV olduu kabul edilebilir. Dier orta derecede önem verilen boyutlarda, tutarllk snrna göre deiimler gözlendiinden hemen hemen eit öneme sahip olduu kabul edilebilir. Tablo 6’daki arlklar, müterilerin hizmet kalitesi boyutlarn ikili karlatrmalarndan elde edilen kiisel görü puanlamalarnn geometrik ortalamalar alnarak oluturulan karlatrma matrisinden AHP ile hesaplanan arlklardr. Literatürde, AHP ile arlk belirmede gözlemlerin ikili karlatrma puanlarnn geometrik ortalamas alnmas yaygn olarak kullanlmaktadr. Ancak, tutarl olmayan cevaplayclardan elde edilen verilerin de bu geometrik ortalama hesaplamalarna dahil edilmesi, sonuçlarda sapmalara neden olabilecei düünülmelidir. Çalmamzda, tutarllk düzeyine göre bilinçli cevaplamalar yapt kabul edilen gözlemlerinboyut puanlarnn geometrik ortalamalar kullanlarak AHP ile belirlenen arlklar Sen4, Sen5 ve Sen6’da verilmitir. Sen7’deki arlk atamalarnn, dier tüm çkarsamalardan farkl olduu gözlenmektedir. Literatürde baz çalmalarda, tüm gözlemlerin ikili karlatrmalarnn MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 125 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması geometrik ortalamas alnarak, bu çalmadaki Sen7’de olduu gibi, arlklar hesaplanmaktadr. Dodd vd. (1993) göre, 5 kriter için belirledii rastsallk snr olan “<0,2586” tutarla sahip olmayan gözlemlerin de hesaplamaya dahil edilmesi, anketlerden elde edilecek çkarsamalarndoruluk yapsn bozabilmektedir. Bu hesaplamann, daha çok gözlemin görüünü temsil ettii bilinmektedir. Ancak bu anketlerin çou, burada 327 (=518-191) anketin %95 güven seviyesinde rastsal veya bilinçsiz iaretleme yapt dikkate alnrsa, Sen7 arlk dalmna temkinli yaklalmas ve prim verilmemesini gerektirmektedir. Sen7 yerine Sen6 dikkate alnmas gerektiini ifade eden bu yaklammz, AHP’de kriter arlklar hesaplamasnda önemli bir çkarsamadr. Tablo 6: K Hizmet Kalitesi Ana Boyutlarnn Arlklar Senaryo No Görü Sen4 Saaty (1980) 88 gözlem. GV Ortalama Önem sras FO HE GY EM ,2018 ,2223 ,1780 ,2085 ,1894 3 1 5 2 4 Genel Tutarllk ,0003 Sen5 Ortalama ,1823 ,2153 ,2000 ,2094 ,1930 Wedley (1993) 157 gözlem. Önem sras 5 1 3 2 4 ,0007 Sen6 Dodd vd.(1993) Ortalama ,1852 ,2153 ,1976 ,2054 ,1965 191 gözlem. Önem sras 5 1 4 2 3 ,0004 Sen7 Tüm veriler 518 gözlem. Ortalama Önem sras ,1968 ,1949 ,2173 ,2011 ,1899 3 4 1 2 5 ,0631 Not: Bu tablodaki arlklar; gözlemikili karlatrmalarnn geometrik ortalamalar kullanlarak AHP ile hesaplanmtr. Örnein dier her arlk atamasnda en çok öneme sahip olan FO boyutu, Sen7’de neredeyse en az öneme sahip olacak duruma gelmitir. Ayrca Sen7’de, hemen her hizmet kalitesi boyutu birbirine çok yakn arlklara sahip olmutur. Rastsallk mantna göre, eer tüm karlatrma skorlar rastsal olarak atanrsa, 500 gözlemin olduu bu örneklem setinde hesaplanan arlk ortalamalarnn birbirinden farksz veya eit çkaca muhakkaktr. Bu açdan bakldnda, çalmamzda Sen7’de elde edilen sonuçlar güvenilmez olarak kabul edilmitir. Burada daha çok gözlemin görüünü temsil ettii dikkate alndnda ve ayrca rastsallk snrn ihlal etmeyen tutarlla sahip Sen6 sonuçlarnn temsil yetenei ve güvenilirlik bakmndan en çok kayda deer arlk dalmna sahip olduu görülmelidir. Sen6 sonuçlar, kendinden önceki 5 senaryo sonuçlaryla çok 126 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması da çelimemektedir ve önceki sonuçlardan genel bir çkarsamas olarak da kabul edilmelidir. Tablo 6’daki Sen4, Sen5 ve Sen 6 sonuçlarna göre, Amasra’da K’lerde konaklayan müterilerin öncelikli olarak FO ve GY’ye önem verdii açkça görülmektedir. Dier hizmet kalitesi boyutlarna verilen önemler yakn veya eit kabul edilebilir. Tablo 7: K Müterilerinin Cinsiyetlerine Göre Hizmet Kalitesi Boyut Arlklar GV FO HE GY EM Tutarllk Aritmetik. Ortalama* ,1959 ,2064 ,1996 ,2006 ,1974 < ,2586 Erkeklerin Önem sras 5 1 3 2 4 Görüü, ,1989 ,0018 94 gözlem Geometrik Ortalama** ,1885 ,2105 ,1944 ,2078 Önem sras 5 1 4 2 3 Aritmetik. Ortalama* ,1868 ,2176 ,2010 ,1968 ,1977 < ,2586 Kadnlarn Önem sras 5 1 2 4 3 Görüü, Geometrik Ortalama** ,1819 ,2202 ,2007 ,2030 ,1942 ,0004 97 gözlem Önem sras 5 1 3 2 4 * AHP’nin tutarllk skoru dikkate alnarakbilinçli ikili karlatrma yapt varsaylan gözlemlerin, bu ikili karlatrma puanlar kullanlarak AHP ile belirlenen boyut arlklarnn aritmetik ortalamas alnarak elde edilmitir. Boyutlara ait gözlemlerin görülerinde cinsiyete göre farkllk olup olmadna dair test için serilerde normal dalm belirlenmediinden Mann-Whitney U Testi kullanlmtr. “H0 hipotezi; seriler normal dalmaktadr” olan Kolmogorov-Smirnov testiyle serilerin normal dalma uygunluu test edilmi ve her boyutta H0 hipotezi reddedilmitir. Normal dalma uygunluk belirlenmediinden “H0 hipotezi; her bir boyut içindeki ortalamalar cinsiyetlere göre deimemektedir” hipotezi, bamsz iki örnek için yaygn olarak kullanlan parametrik olmayan Mann-Whitney U testi ile deerlendirilmitir. Mann-Whitney U Testi ile H0 hipotezi her boyutta 0,10 anlamllk düzeyinde dahi reddedilememitir. Böylece, cinsiyetlerin görüleri arasndaki farklar istatistiki olarak anlaml bulunmamtr. ** kili karlatrmalarn geometrik ortalamalar kullanlarak AHP ile hesaplanan arlklardr. Tablo 7’den de görüldüü üzere, K müterilerinin hizmet kalitesi boyutlarn deerlendirmeleri, cinsiyete göre anlaml farkllklar oluturmamaktadr. Dier tüm demografik yaplar temelli, grup farkllklarna göre hipotezler test edilmi ve istatistiksel olarak anlaml farkllklar gözlenmediinden burada raporlanmamtr. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 127 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması 4.3. K’lerin Hizmet Kalitelerine Göre TOPSIS ile Sralanmas Hizmet iletmelerinin, ÇKKV yöntemi kullanarak sunduklar hizmet kalitelerinin SERVQUAL boyutlarna göre sralanmasnn literatürde uygulamas vardr. Örnein Tsaura vd. (2002), hava yolu hizmet kalitesi boyutlarn AHP ile deerlendirmi ve 3 adet hava yolu irketi de sunduklar hizmet kalitelerine göre TOPSIS yöntemi kullanarak sralanmtr. Tablo 8’de, Dodd vd. (1993)’ne göre ikili karlamalara ait iaretlemeleribilinçli kabul edilen 191 gözlemin (müterinin), kendisinin konaklad K’nin hizmet kalitesi boyutlar için verdii puanlamalarnn aritmetik ortalamasnn standardize edilmesiyle hesaplanmtr. Söz konusu 191 müterinin ikili karlatrmalar bilinçli yapt kabul edildiinden K puanlamalarn da bilinçli yapt düünülebilir. Tablo 8: Bilinçli Kabul Edilen Gözlemlerin Puanlamalarndan Standardize Karar Matrisi K Gözlem Says GV FO HE GY EM K1 109 0,02378 0,02182 0,02265 0,02188 0,02265 K2 13 0,01573 0,01581 0,01493 0,01598 0,01608 K3 7 0,01963 0,02104 0,01863 0,01900 0,01759 K4 8 0,02404 0,02223 0,02282 0,02216 0,02291 K5 6 0,01527 0,01343 0,01545 0,01339 0,01384 K6 8 0,01069 0,01042 0,01159 0,01108 0,01074 K7 8 0,02061 0,01841 0,02028 0,02008 0,01969 K8 9 0,01730 0,01667 0,01642 0,01631 0,01782 K9 23 0,01434 0,01450 0,01549 0,01457 0,01569 Not: Söz konusu 191 müterinin, hizmet kalitesi boyutlar her birine 1-10 aralnda verdii puanlamalarn aritmetik ortalamalar standardize edilerek bu karar matrisi oluturulmutur. Tablo 8’deki standardize karar matrisi ve Tablo 5-6’daki hizmet kalitesi boyutlarnn arlklar veri olarak kullanldnda, TOPSIS yöntemiyle elde edilen K’lerinin sunduklar hizmet kalitesine göre sralanmas Tablo 9’da verilmitir. Tablo 9’daki senaryo 8, hizmet kalitesi boyutlarna eit arlk (arlklarn her biri 0,2000) verildiinde elde edilen sralamadr. Buradaki TOPSIS puanlamalar, metrik olmayan sralama ölçeindedir. Baka bir deyile, senaryo 1 için K4’ün ald 1,0000 puan K5’in 0,2850’ye göre en az 3 kat fazla olmas nedeniyle, sunduu hizmet kalitesinin en az 3 kat daha iyi olduu eklinde deerlendirmek uygun deildir. TOPSIS süreci sonunda üretilen bu puanlar sadece K 128 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması de÷erlendirilmelerinde sÕralama, sÕnÕflama veya seçim amaçlÕ kullanÕlabilir, AHP’nin üretti÷i a÷ÕrlÕklar gibi oran ölçe÷inde de÷ildir. Tablo 9: Bilinçli Kabul Edilen Gözlemlerin PuanlamalarÕ Temelli TOPSIS ile Kø’lerin SÕralanmasÕ Senaryo 1 C Senaryo 2 Senaryo 3 Senaryo 4 Senaryo 5 Senaryo 6 Senaryo 8 SÕra C SÕra C SÕra C SÕra C SÕra C SÕra C SÕra Kø1 0,9753 2 0,9756 2 0,9756 2 0,9752 2 0,9754 2 0,9754 2 0,9760 2 Kø2 0,4086 6 0,4056 6 0,4057 6 0,4100 6 0,4071 6 0,4073 6 0,4042 6 Kø3 0,6930 4 0,6887 4 0,6864 4 0,6943 4 0,6896 4 0,6886 4 0,6816 4 Kø4 1,0000 1 1,0000 1 1,0000 1 1,0000 1 1,0000 1 1,0000 1 1,0000 1 Kø5 0,2850 8 0,2855 8 0,2859 8 0,2838 8 0,2833 8 0,2838 8 0,2875 8 Kø6 0,0000 9 0,0000 9 0,0000 9 0,0000 9 0,0000 9 0,0000 9 0,0000 9 Kø7 0,7403 3 0,7420 3 0,7416 3 0,7402 3 0,7424 3 0,7417 3 0,7434 3 Kø8 0,5054 5 0,5036 5 0,5048 5 0,5060 5 0,5039 5 0,5049 5 0,5043 5 Kø9 0,3349 7 0,3374 7 0,3380 7 0,3347 7 0,3383 7 0,3385 7 0,3369 7 Not: Tablo 8’deki karar matrisi, Tablo 5-6’daki senaryolara göre a÷ÕrlÕklandÕrÕlarak TOPSIS sürecinden bu sÕralamalar elde edilmiútir. “C”, uzaklÕklar ve “SÕra” ise Kø’lerin sunduklarÕ hizmet kalitesine göre sÕra numarasÕdÕr. Tablodaki “Senaryo 8”, hizmet kalitesi boyutlarÕnÕn eúit a÷ÕrlÕklandÕrÕlmasÕ ile elde edilmiútir. Müúterilerin görüúleri do÷rultusunda ve senaryolara ba÷lÕ sÕralama sonuçlarÕna göre, sundu÷u hizmet kalitesi en iyi olan Kø4 ve sonrasÕnda sÕrasÕyla Kø1, Kø7, Kø3 vb. en zayÕf olan ise Kø6 olarak hesaplanmÕútÕr. Senaryolara göre sÕralamalar de÷iúmemiú ve eúit a÷ÕrlÕklandÕrma dahi aynÕ sÕralamayÕ vermiútir. Bunun nedeni, senaryo a÷ÕrlÕklarÕnda büyük farklÕlÕklarÕn olmamasÕndan çok, Kø karar matrisinde de görüldü÷ü üzere, her bir Kø’nin kendine ait her boyutta yaklaúÕk aynÕ sÕralama puanÕ almasÕndandÕr. Baúka bir deyiúle, boyutlarÕn önem dereceleri de÷iúse de müúterinin kendi konakladÕ÷Õ Kø’nin bütün hizmet boyutlarÕna çok yakÕn MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 129 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması puanlamalar vermesi nedeniyle senaryolara göre sralamalarnda bir deiim gözlenmemektedir. Baz K’ler için 6-8 gözlem gibi çok küçük örnek ortalamalar kullanldndan, Tablo 8 ve Tablo 9’daki sonuçlara temkinli yaklalmaldr. Bu anlamda, örnein tümüne ait görüleri dikkate alnarak K’lerin hizmet kalitesine göre ortalama puanlamalarnn standardize karar matrisi Tablo 10’da hesaplanmtr. Her bir K’ye puan veren örnek saysnn 30’un altna dümemesi nedeniyle, ikili karlatrmalarda tutarsz cevap verenlerin görüleri de Tablo 10’daki ortalamalarda yer almasna göz yumulmutur. K’lerin sunduklar hizmet kalitesine göre sralamalar, Tablo 10’daki puanlar kullanlarak TOPSIS ile Tablo 11’deki gibi elde edilmitir. Tablo 10: Tüm Gözlem Puanlamalarndan Standardize Karar Matrisi K Gözlem Says GV FO HE GY EM K1 192 0,02144 0,01976 0,02050 0,02019 0,02052 K2 48 0,01749 0,01720 0,01724 0,01779 0,01806 K3 32 0,01639 0,01631 0,01619 0,01600 0,01521 K4 43 0,02010 0,01885 0,01901 0,01833 0,01901 K5 30 0,01449 0,01305 0,01449 0,01402 0,01388 K6 41 0,01266 0,01303 0,01244 0,01316 0,01289 K7 49 0,02052 0,01946 0,02003 0,01960 0,01987 K8 53 0,01815 0,01737 0,01714 0,01649 0,01724 K9 30 0,01259 0,01346 0,01423 0,01385 0,01458 Not: 518 gözlemin (müterinin), konaklad K’nin hizmet kalitesi boyutlarnn her birine 10 üzerinden verdii puanlamalarn aritmetik ortalamalar standardize edilerek bu karar matrisi oluturulmutur. Tablo 10, çalmada dikkate alnan 518 gözlemin tümünün, müterinin kendi konaklad K’nin hizmet kalitesi boyutlar için verdii puanlarn aritmetik ortalamasnn standardize edilmesiyle hesaplanmtr. Tablo 10’deki standardize karar matrisi ve Tablo 5-6’daki hizmet kalitesi boyutlarnn arlklar veri olarak kullanldnda TOPSIS yöntemiyle elde edilen K’lerin sunduklar hizmet kalitesine göre sralanmas Tablo 11’de listelenmitir. Tablo 11’deki sonuçlarna göre, sunduu hizmet kalitesi en iyi olan K1 ve sonrasnda srasyla K7, K4, K2 vb. en zayf olan ise K6 olarak hesaplanmtr. Yukarda bahsedilen ayn nedenlerle, senaryolara göre sralamalar, Tablo 9’daki sonuçlara benzer ekilde senaryolara göre deimemi ve eit arlklandrmada bile ayn sralama elde edilmitir. 130 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması Tablo 11: Tüm Gözlem PuanlamalarÕ Temell TOPSIS ile Kø’lerin SÕralanmasÕ Senaryo 1 C Senaryo 2 Senaryo 3 Senaryo 4 Senaryo 5 Senaryo 6 Senaryo 8 SÕra C SÕra C SÕra C SÕra C SÕra C SÕra C SÕra Kø1 1,0000 1 1,0000 1 1,0000 1 1,0000 1 1,0000 1 1,0000 1 1,0000 1 Kø2 0,6133 4 0,6146 4 0,6148 4 0,6138 4 0,6165 4 0,6162 4 0,6137 4 Kø3 0,4210 6 0,4212 6 0,4197 6 0,4205 6 0,4205 6 0,4197 6 0,4181 6 Kø4 0,8126 3 0,8114 3 0,8119 3 0,8121 3 0,8098 3 0,8106 3 0,8115 3 Kø5 0,1693 7 0,1725 7 0,1725 7 0,1676 7 0,1705 7 0,1703 7 0,1751 7 Kø6 0,0040 9 0,0038 9 0,0038 9 0,0040 9 0,0037 9 0,0037 9 0,0040 9 Kø7 0,9194 2 0,9207 2 0,9203 2 0,9192 2 0,9211 2 0,9208 2 0,9191 2 Kø8 0,5841 5 0,5824 5 0,5830 5 0,5836 5 0,5804 5 0,5814 5 0,5826 5 Kø9 0,1376 8 0,1447 8 0,1455 8 0,1360 8 0,1454 8 0,1452 8 0,1450 8 Not: Tablo 11’deki karar matrisi,Tablo 6-7’deki senaryolara göre a÷ÕrlÕklandÕrÕlarak TOPSIS sürecinden bu sÕralamalar elde edilmiútir.“C”, uzaklÕklar ve “SÕra” ise Kø’lerin sunduklarÕ hizmet kalitesine göre sÕra numarasÕdÕr. Tablodaki “Senaryo 8”, hizmet kalitesi boyutlarÕnÕn eúit a÷ÕrlÕklandÕrÕlmasÕ ile elde edilmiútir. SunduklarÕ hizmet kalitesine göre, genel olarak Kø’ler de÷erlendirilirse, Kø1, Kø4 ve Kø7’nin hizmet kalitesi müúteriler tarafÕndan iyi olarak de÷erlendirilirken, Kø5, Kø6 ve Kø9’un hizmet kalitesi bakÕmÕndan di÷erlerine göre çok zayÕf kaldÕ÷Õ gözlenmektedir. 5. SONUÇ Bu çalÕúma, KasÕm-AralÕk aylarÕnda, özellikle 1-3 günlü÷üne Ankara ve østanbul gibi büyük úehirlerden tatil amaçlÕ, Amasra’daki Kø’de konaklayan müúterilerin görüúlerini yansÕtan bir anket uygulamasÕdÕr. Bu çalÕúmada, Kø hizmet kalitesi boyutlarÕnÕn önem dereceleri AHP ile belirlenebildi÷i veKø sunduklarÕ hizmet kalitelerine göre TOPSIS yöntemiyle sÕralanabildi÷i gösterilmiútir. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 131 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması K, hizmet kalitesi boyutlarnn önem dereceleri için 7 farkl senaryo kullanlmtr. Bu senaryolar için Saaty (1980), Wedley (1993) ve Dodd vd. (1993)’nin tutarllk saysna yaklam dikkate alnarak 3 farkl örnek grubunun hizmet kalitesi deerlendirmeleri dikkate alnmtr. Bu örnek setlerine ait müterilerin ikili karlatrma görülerinden elde edilen hizmet boyutlar aritmetik ortalamalarndan hesaplanan arlklar ve ikili karlatrmalarn geometrik ortalamalarndan elde edilen arlklar olmak üzere toplam 6 senaryoya ait arlk atamalar AHP ile elde edilmitir. Amasra’da konaklayanlarn en az %80’nini Ankara ve stanbul’dan gelen ksa süreli tatilcilerin görüünün AHP ile deerlendirilmesi sonucunda, bu tip müterilerin K hizmet kalitesi boyutlarndan en çok FO (fiziksel ortam) ve en az GV (güvenilirlik) boyutuna önem verdii sonucuna varlmtr. AHP hesaplamalarndan önemli bir çkarsama da, senaryo 7 sonuçlarndan yaplmtr. Birçok çalmada yaygn olarak kullanlan, tüm örnein ikili karlamalarnn geometrik ortalamas alnarak ANP/AHP ile hesaplanan arlklarn deerlendirilmesi yanl bulunmutur. Tutarl olmayan skorlarn, örnein çounluunu oluturan bu çalmada, Senaryo 7’nin uygun bir yöntem olmad ve bilinçli görüleri temsil eden dier senaryolar yerine geçmemesi gerektii sonucuna varlmtr. Bu anlamda senaryo 3 ve özellikle senaryo 6, rastsal olmayan yapda bilinçli kabul edilen iaretlemeleri içermesi ve daha çok örnek görüü temsil etmesi açsndan, AHP ile arlklarn hesaplamasnda kullanlacak daha güvenilir bir alternatif süreç olarak deerlendirilebilir. Müteri görüleriyle hesaplanan hizmet kalite boyutlarnn önem dereceleri dikkate alnarak, Amasra’da faaliyet gösteren K’ler, sunduklar hizmet kalitesine göre TOPSIS kullanlarak sralanmtr. Ancak müterilerin genellikle kendi konakladklar K hizmet kalitesi boyutlarnn her birine yakn puanlama vermesi nedeniyle, K hizmet kalitesi sralamalar senaryolara göre farklk göstermemitir. TOPSIS sralama sonuçlarna göre, müterilerin genel görüü, K1, K4 ve K7’nin sunduu hizmet kalitesi iyi olarak deerlendirilirken, K5, K6 ve K9’un sunduu hizmet kalitesi bakmndan dierlerine göre çok zayf kald yönündedir. 132 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması 6. KAYNAKÇA AKKAYA, G. C., DEMREL, E., (2010), “Finansal Kararlarn Verilmesinde PROMETHEE Sralama Yöntemi”, Ege Akademik Bak, 10(3), 845-854. ALIAS, M. A., HASHIM, S. .Z. M. ve SAMSUDIN S., (2009), “Using Fuzzy Analytic Hierarchy Process for Southern Johor River Ranking”, Int. J. Advance.Soft Comput. Appl., 1(1), 62-76. ALMEIDA, A. T., (2007), “Multicriteria Decision Model for Outsourcing Contracts Selection Based on Utility Function and ELECTRE Method”, Computers & Operations Research, 34, 3569-3574. ALPTEKN, N., (2009), “Performance Evaluation of Turkish Type a Mutual Funds and Pension Stock Funds by Using TOPSIS Method”, International Journal of Economics and Finance, 1(2), 11-22. AL-ROUSAN, M. R., MOHAMED, B., (2010), “Customer Loyalty and the Impacts of Service Quality: The Case of Five Star Hotels in Jordan”, International Journal of Human and Social Sciences, 5(13), 886-892. ALTAN, ., ATAN, M., (2004), “Bankaclk Sektöründe Toplam Hizmet Kalitesinin SERVQUAL Analizi ile Ölçümü”, G.Ü. BF Dergisi, 1, 17-32. AMIRI, M., ZANDIEH, M., VAHDANI, B., SOLTANIVE R. ve ROSHANAEI, V., (2010), “An Integrated Eigenvector–DEA–TOPSIS Methodology for Portfolio Risk Evaluation in the FOREX Spot Market”, Expert Systems with Applications, 37(1), 509-516. AIK, N., (2005), “Otel letmelerinde görenlerin Örgütsel Stres Kaynaklar ve Stresin Bireysel Sonuçlarna likin Bir Aratrma”, Mevzuat Dergisi, 8(91), ISSN: 13060767. AYTAÇ, S., BAYRAM, N., (2001), “Üniversite Gençliinin ve E Seçimindeki Etkin Kriterlerinin Analitik Hiyerari Süreci (AHP) ile Analizi”, Güç, Endüstri likileri ve nsan Kaynaklar Dergisi, E-Dergi, 3(1). BKTM, (2011), Bartn l Kültür ve Turizm Müdürlüü, Bartn. BULGAN, G., SOYBALI, H., (2011), “Antalya Belek Bölgesindeki Be Yldzl Otel letmelerinde Düük Sezonda Konaklayan Alman Müterilerin Hizmet Beklentilerinin Ve Memnuniyet Düzeylerinin Deerlendirilmesi”, Yaar Üniversitesi Dergisi, 6(21), 3572-3597. CHANG, C. H., LIN J. J, LIN, J. H. ve CHIANG, M. C., (2010), “Domestic Openend Equity Mutual Fund Performance Evaluation Using Extended TOPSIS Method with Different Distance Approaches”, Expert Systems with Applications, 37(6), 4642-4649. CHAUHAN, K. A., SHAH, N.C., RAO, R.V., (2008), “The Analytic Hierarchy Process as a Decision-Support System in the Housing Sector: A Case Study”, World Applied Sciences Journal, 3(4), 609-613. CHEN, Y., CHEN, C. ve HSIEH, T., (2007), “Correlation of Service Quality, Customer Satisfaction, Customer Loyalty and Life Style at Hot Springs Hotels”, Journal of International Management Studies, 2(2), 51-59. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 133 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması CHOW, C. C., LUK, P., (2005), “A Strategic Service Quality Approach Using Analytic Hierarchy Process”, Managing Service Quality, 15(3), 278-89. CLEMES, M. D., WU, J. H. C., HU, B. D. ve GAN, C., (2009), “An Empirical Study of Behavioral Intentions in the Taiwan Hotel Industry”, Innovative Marketing, 5(3), 30-50. DENG, H., YEH, C. H., WILLIS R. J., (2000), “Inter-Company Comparison Using Modified TOPSIS with Objective Weights”, Computers & Operations Research, 27, 963-973. DODD, F. J., DONEGAN, H. A., McMASTER, T. B. M., (1993), “A Statistical Approach to Consistency in AHP”, Mathl. Comput. Modelling”, 18(6), 19-22. ECER, F., (2006), “Bulank Ortamlarda Grup Karar Vermeye Yardmc Bir Yöntem:Fuzzy TOPSIS ve Bir Uygulama”, letme Fakültesi Dergisi, 7(2), 77-96. ELEREN, A., BEKTA, Ç., GÖRMÜ, ., (2007), “Hizmet Sektöründe Hizmet Kalitesinin SERVQUAL Yöntemi ile Ölçülmesi ve Hazr Yemek letmesinde Bir Uygulama”, Finans Politik& Ekonomik Yorumlar Dergisi, 44(514), 75-88. FENG, C. M., WANG, R. T., (2000), “Performance Evaluation for Airlines Including the Consideration of Financial Ratios”, Journal of Air Transport Management, 6, 133-142. HAMZAÇEBI, C., PEKKAYA, M., (2011), “Determining of Stock Investments with Grey Relational Analysis”, Expert Systems with Applications, 38(8), 9186–9195. HSIEH, L. F., LIN, L. H., LIN, Y. Y., (2008), “A Service Quality Measurement Architecture for Hot Spring Hotels in Taiwan”, Tourism Management, 29(3), 429-438. IKIZ, A. K., MASOUD, A., (2008), “A QFD and SERVQUAL Approach to Hotel Service Design”, sletme Fakültesi Dergisi, 9(1), 17-31. JAHANSHAHLOO, G. R., LOTFIVE, F. H., IZADIKHAH, M., (2006), “An Algorithmic Method to Extend TOPSIS for Decision-Making Problems with Interval Data”, Applied Mathematics and Computation, 175(2), 1375-1384. KARUNARATNE, W. M. K. K., JAYAWARDENA, L. N. A. C., (2010), “Assessment of Customer Satisfaction in a Five Star Hotel - A Case Study”, Tropical Agricultural Research, 21(3), 258-265. KILIÇ, B., ELEREN, A., (2010), “Termal Otel letmelerindeHizmet Kalitesinin Ölçülmesi”, Süleyman Demirel Üniversitesiktisadi ve dari BilimlerFakültesi Dergisi, 15(3), 119-142. KONG, F., LIU, H., (2005), “Applying Fuzzy Analytic Hierarchy Process to Evaluate Success Factors of E-commerce”, International Journal of Information and Systems Sciences, 1(3-4), 406-412. KURUÜZÜM, A., ATSAN, N., (2001), “Analitik Hiyerari Yöntemi ve letmecilik Alannda Uygulamalar”, Akdeniz BF Dergisi, 1, 83-105. MUCUK, ., (1997), “Pazarlama lkeleri”, Türkmen Kitabevi, stanbul. NIEMIRAA, M. P., SAATY, T. L., (2004), “An Analytic Network Process Model for Financial-Crisis Forecasting”, International Journal of Forecasting, 20(4), 573-587. 134 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması OGUNYEMI, O., IBIWOYE, A., OYATOYE, E.O., (2011), “Analytic Hierarchy Process for Prioritizing Production Functions: Illustration with Pharmaceutical Data”, Journal of Economics and International Finance, 3(14), 749-760. OLSON, D. L., (2004), “Comparison of Weights in TOPSIS Models”, Mathematical and Computer Modelling, 40, 721-727. OPRICOVIC, S., TZENG, G. H., (2004), “Compromise Solution by MCDM Methods: A Comparative Analysis of VIKOR and TOPSIS”, European Journal of Operational Research, 156, 445-455. ÖZTÜRK, Y., SEYHAN, K., (2005), “Konaklama letmelerinde Sunulan Hizmet Kalitesinin Arttrlmasnda gören Eitiminin Yeri ve Önemi ”, Ticaret ve Turizm Dergisi, Say1, 121-143. SAATY, T. L., (1980), “TheAnalytic Hierarchy Process”, McGraw-Hill, New York. SAATY, T. L., VARGAS, L. G., (2006), “Decision Making with Analytic Network Process”, Springer, New York. SAYIM, F., AYDIN, V., (2011), “Hizmet Sektörü Özellikleri Ve Sistematik Olmayan Risklerin Sektör Menkul Kymetleri le Etkileimine Dair Teorik Bir Çalma”, Dumlupnar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Say 29, 245-262. SCHMOLDT, D. L., PETERSON, D L., SMITH, R. L., (2001), “The Analytic Hierarchy Process and Participatory Decision making”, Proceedings, Decision Support, s. 129-143, http://www.srs.fs.usda.gov/pubs/251, EriimTarihi: 20.05.2011. SU, A. Y. L., (2004), “Customer Satisfaction Measurement Practice in Taiwan Hotels”, Hospitality Management, 23, 397-408. TSAURA, S. H., CHANGB, T. Y., YENA, C. H., (2002), “The Evaluation of Airline Service Quality by Fuzzy MCDM”, Tourism Management, 23, 107-115. WEDLEY, W. C., (1993), “Consistency Prediction for Incomplete AHP Matrices”, Mathl.Comput.Modelling, 17(415), 151-161. WICKRAMASINGHE, V., TAKANO, S., (2009), “Application of Combined SWOT and Analytic Hierarchy Process (AHP) for Tourism Revival Strategic Marketing Planning: A Case of Sri Lanka Tourism”, Journal of the Eastern Asia Society for Transportation Studies, 8, 954-969. YARALIOLU, K., (2010), “Karar Verme Yöntemleri”, Detay Yaynclk, Ankara. YURDAKUL, M., Ç, Y. T., (2003), “Türk Otomotiv Firmalarnn Performans Ölçümü ve Analizine Yönelik TOPSIS Yöntemini Kullanan Bir Örnek Çalma”, Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak.Der., 18(1), 1-18. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 135 MALİ UFUKLAR Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması Ek1: Müterilerin Cinsiyet Tabanl Olarak Ya, Eitim Seviyesi ve Yaad Bölgelere Göre Dalmlar Ya 0-18 18-25 25-35 35-45 45-55 55 üstü Toplam Ki-Kare Erkek 1 19 19 33 12 10 94 ,792 Kadn 1 19 20 36 14 7 97 (,939) Eitim lköretim Lise Lisans Y. Lisans Doktora Toplam Ki-Kare Erkek 4 38 41 9 2 94 1,565 Kadn 5 36 49 5 2 97 (,457) Bölge* B.K. .A. O.D.K. E.A. M. D.GD. Toplam Erkek 9 60 2 1 20 2 94 Kadn 9 62 1 4 21 97 Not:. Ki-Kare testleri için, beklenen deeri 5’den küçük olan gruplar, komu gruplaryla birletirilmitir. * Bölge, müterinin yaad bölgedir.B.K.: Bat Karadeniz; .A.: ç Anadolu; O.D.K.: Orta ve Dou Karadeniz; E.A: Ee ve Akdeniz; M.: Marmara; D.GD: Dou ve Güneydou Ek 2: Müterilerin Cinsiyet Tabanl Olarak Aylk Gelir, Amasra’ya Geli Nedeni ve Medeni Durumlarna Göre Dalmlar Aylk gelir (TL) 1250 alt 1250-2500 Erkek Kadn Geli Nedeni Erkek Kadn 5 91 Medeni Durum Erkek Kadn 12 51 32 46 Tatil 12 79 Bekâr Evli 27 58 32 56 2500-5000 29 19 Ziyaret 3 - Dul 9 9 5000 üstü Toplam 2 94 97 Dier Toplam 94 1 97 Toplam 94 97 Ek 3: Müterilerin Cinsiyet Tabanl Olarak Bu Geliteki Kald Gün says, Genelde Benzer Durumlarda Kald Gün Says ve Kald Otelin Hizmet Kalitesi Göre Dalmlar Kaç Gün Kald Erkek Kadn 1-3 4-6 7-10 11 ve üstü Toplam 85 8 1 94 90 6 1 97 136 Genelde Konaklama Süresi 1-3 4-6 7-10 11 ve üstü Toplam Erkek Kadn 84 9 1 94 88 7 2 97 Kald Otelin Erkek Kadn Hizmet Kalitesi Hiç iyi deil 4 2 yi deil 6 9 Normal 29 30 yi 34 44 Çok iyi 21 12 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR UZMAN GÖRÜŞÜ MRAS KALAN VEYA BAI YOLUYLA EDNLEN ARSANIN KAT KARILIINDA MÜTEAHHDE VERLMESNDE VERGSEL SORUMLULUKLAR M. Burak Toprak Vergi Denetim Kurulu Mersin KOÖM Grup Bakanl-Vergi Müfettii 1.Gayrimenkulün Elden Çkarlmasndan Doan Kazanç 193 sayl Gelir Vergisi Kanununun 37’nci maddesinin birinci fkrasnda, her türlü ticari ve snaî faaliyetlerden doan kazançlarn ticari kazanç olduu hükmüne yer verilmi olup; ayn maddenin ikinci fkrasnn (4) numaral bendinde ise, gayrimenkullerin alm, satm ve ina ileriyle devaml olarak uraanlarn bu ilerden elde ettikleri kazancn ticari kazanç olduu hükme balanmtr. Ayn Kanunun "Deer Art Kazançlar" balkl mükerrer 80’inci maddesinde iktisap ekli ne olursa olsun (ivazsz olarak iktisap edilenler hariç) 70’inci maddenin birinci fkrasnn (1), (2), (4) ve (7) numaral bentlerinde yazl mal ve haklarn, iktisap tarihinden balayarak be yl içinde elden çkarlmasndan doan kazançlarn deer art kazanc olduu hükme balanmtr. Bu maddede geçen "elden çkarma" deyimi, yukarda yazl mal ve haklarn satlmas, bir ivaz karlnda devir ve temliki, trampa edilmesi, takas, kamulatrlmas, Devletletirilmesi, ticaret irketlerine sermaye olarak konulmasn ifade eder. Bir takvim ylnda elde edilen deer art kazancnn, menkul kymet ve dier sermaye piyasas araçlarnn elden çkarlmasndan salananlar hariç, (2012 yl için) 8.800 TL'si gelir vergisinden müstesnadr. Öte yandan, ticari faaliyet emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup, kazanç salama niyet ve kastnn bulunup bulunmamas böyle bir organizasyon tarafndan icra edilen faaliyetin ticari faaliyet olma MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 137 MALİ UFUKLAR Mı̇ ras Kalan Veya Bağış Yoluyla Edı̇ nı̇ len Arsanın Kat Karşılığında Müteahhı̇ de Verı̇ lmesı̇ nde Vergı̇ sel Sorumluluklar niteliine etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin ticari faaliyet saylabilmesi için kazanç salama niyet ve kast gerekmemekle birlikte faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurlaryla birlikte deerlendirildiinde kazanç salama potansiyeline sahip olmas, ahsi ihtiyaç kapsam ve snrlarn amas gerekmektedir. Gayrimenkul alm satm ticari bir organizasyon içinde yapldnda alm satmn ticari faaliyetin bir unsuru saylmas, ancak ticari organizasyonun ekli ve maddi unsurlar ile açkça belli olmad hallerde ise faaliyetin devamllk kast ve niyeti ile yapldn belirleyen objektif ölçü olarak, muamelede çokluk olup olmadna baklmas gerekmektedir. Buna göre gayrimenkullerin iktisap tarihinden sonra ayn kiiye farkl tarihlerde veya farkl kiilere ayn tarihte satlmas veya birbirini izleyen yllarda satlmas durumunda yaplan satlar devaml olarak gayrimenkul alm-satm iiyle uraldna karine tekil edeceinden, elde edilen kazancn Gelir Vergisi Kanununun 37’nci maddesine göre "ticari kazanç" olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Öte yandan, Vergi Usul Kanununda vergilendirmede vergiyi douran olay ve bu olaya ilikin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olaca hüküm altna alnmtr. Buna göre, inaatn arsasnn arsa sahibine bamsz bölümler verilmek suretiyle temin edilmesi halinde, inaat yapana ait bölümlere isabet eden arsa pay, daha önce müteahhide devredilir. Ancak arsa payndan müteahhide devir yaplmadan yaplan satlarla, arsann bir ksmnn müteahhide devrinin yaplmas suretiyle yaplan satlar arasnda bir fark bulunmadndan; arsa pay müteahhit tarafndan devir alnmadan yaplan ve müteahhidin hissesine düen dairelerin satndan elde edilen kazancn VUK'ta yer alan hüküm gereince müteahhidin kazanc olmas gerekmektedir. Maliyet bedelinin mükelleflerce tespit edilememesi halinde maliyet bedeli yerine; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, takdir komisyonlarnca tespit edilecek bedel, kazanc bilanço veya iletme hesab esasna göre tespit edilen iletmelerde ise son bilançoda veya envanter kaytlarnda gösterilen deer esas alnr. I. Arsa Karl naat inde Katma Deer Vergisi Uygulamas KDV Kanununun 1/1’inci maddesi ile ticari, snai, zirai, faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yaplan teslim ve hizmetler 138 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 vergiye tabi tutulmu, 2’nci maddesinin 5’inci bendinde ise trampann iki ayr teslim olduu hüküm altna alnmtr. Ayn Kanunun 10/b maddesinde, maln tesliminden veya hizmetin yaplmasndan önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla snrl olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi annda vergiyi douran olayn meydana geldii hükme balanmtr. 30 Seri No.lu KDV Genel Tebliinin "D-Arsa Karl naat inde Katma Deer Vergisi Uygulamas" balkl bölümünde yer alan açklamalar aadaki gibidir: “Arsa karl inaat iinde iki ayr teslim söz konusudur. Bunlardan birincisi, arsa sahibi tarafndan müteahhide arsa teslimi; ikincisi ise müteahhit tarafndan arsaya karlk olarak arsa sahibine verilen konut veya iyeri teslimidir. Karlkl olarak gerçekleen bu teslimlerin her birinin katma deer vergisi karsndaki durumu aada açklanmtr: 1. Arsa Sahibi Tarafndan Müteahhide Arsa Teslimi Arsann bir iktisadi iletmeye dâhil olmas veya arsa sahibinin arsa alm satmnn mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürülmesi halinde, konut veya iyeri karl müteahhide yaplan bu arsa teslimi katma deer vergisine tabidir. Ancak arsa sahibinin, gerçek usulde mükellefiyetini gerektirmeyecek ekilde, arizi bir faaliyet olarak arsasn daire veya ileri karlnda müteahhide tesliminde vergi uygulanmayacaktr. 2. Müteahhit Tarafndan Arsa Sahibine Konut veya yeri Teslimi Katma Deer Vergisi Kanununun geçici 8. maddesi gereince, 150 m²'ye kadar konutlarn teslimi 31.12.1992 tarihine kadar katma deer vergisinden istisna edilmitir. Söz konusu istisna uygulamas ile ilgili olarak 9 Seri No.lu Katma Deer Vergisi Genel Tebliinde gerekli açklamalar yaplmtr. Buna göre, müteahhit tarafndan arsa sahibine, arsann karl olarak yaplan 150 m²'ye kadar konut teslimlerine katma deer vergisi uygulanmayacaktr. Müteahhit tarafndan arsa sahibine yaplan iyeri veya 150 m²'den büyük konut teslimlerinde ise emsal bedel üzerinden katma deer vergisi uygulanacaktr. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 139 MALİ UFUKLAR Mı̇ ras Kalan Veya Bağış Yoluyla Edı̇ nı̇ len Arsanın Kat Karşılığında Müteahhı̇ de Verı̇ lmesı̇ nde Vergı̇ sel Sorumluluklar MALİ UFUKLAR Mı̇ ras Kalan Veya Bağış Yoluyla Edı̇ nı̇ len Arsanın Kat Karşılığında Müteahhı̇ de Verı̇ lmesı̇ nde Vergı̇ sel Sorumluluklar Müteahhit tarafndan arsa sahibine teslim edilen 150 m²'ye kadar konutlar dolaysyla yüklenilen katma deer vergisi indirilemeyecek, bu vergiler gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alnacaktr. Ancak yüklenilen vergilerden, iyeri veya 150 m²'den büyük konutlara isabet eden ksm indirim konusu yaplabilecektir. Bu uygulamada, 26 Seri No.lu Katma Deer Vergisi Genel Tebliinin "Ksmi Vergi ndirimi" balkl (G) bölümündeki açklamalar esas alnacaktr.” KDV oranlar, KDV Kanununun 28’inci maddesinin verdii yetkiye dayanlarak 30/12/2007 tarih ve 26742 sayl Resmi Gazetede yaymlanan 2007/13033 sayl Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Kararnameye ekli I sayl listede yer alan teslim ve hizmetler için %1, II sayl listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi ilemler için % 18 olarak tespit edilmitir. Söz konusu Kararname Eki I sayl listenin 11 inci srasnda "Net alan 150 m²’ye kadar konut teslimleri" ibaresi yer almaktadr. Bu itibarla, KDV ye tabi tanmaz teslimlerinde KDV oran; net alan 150 m²’yi amayan konutlar için % 1, 150 m²’yi aan konutlar ile m² snrlamas olmakszn dier bütün tanmazlar için % 18’dir. Buna göre, arsa sahiplerine teslim edilecek tanmazlar için emsal bedel üzerinden net alan 150 m²’ye kadar konut teslimleri için % 1 orannda, 150 m²’nin üzerindeki konut teslimleri ile konut dndaki dier tanmazlar için % 18 orannda KDV hesaplanmas gerekmektedir. II. Gayrimenkul Alm Satmnda Tapu Harc Yükümlülüü 492 sayl Harçlar Kanununun 57’nci maddesinde tapu ve kadastro ilemlerinden bu kanuna bal 4 sayl tarifede yazl olanlarn, tapu ve kadastro harçlarna tabi olduu belirtilerek kanuna ekli (HK) ekli 4 sayl tarifenin 20/a fkrasnda, gayrimenkullerin ivaz karlnda devir ve iktisab harca konu ilemler arasnda saylmtr. Öte yandan Harçlar Kanununun 58’inci maddesinde tapu ve kadastro harçlarn kanuna ekli tarifede belirtilen kiilerin ödemekle mükellef olduklar; HK’na ekli 4 sayl tarifenin 20/a bendinde gayrimenkul alm satm harc mükellefinin gayrimenkulü devreden ve devralan olduu belirtilerek gayrimenkul alm satmnda, tapu ve kadastro harcnn gayrimenkulu devralan ve devreden kiiler tarafndan ödenecei hüküm altna alnmtr. 140 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 Yine HK’nin 64’üncü maddesinde tapu ve kadastro harçlarnn kanuna ekli 4 sayl tarifede yazl nispetler üzerinden alnaca belirtilmi olup kanuna ekli 4 sayl tarifenin 20/a bendinde ise harcn oran gayrimenkullerin ivaz karlnda devir ve iktisabnda gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere, emlak vergisi deeri üzerinden devir eden ve devralan için ayr ayr binde 15 olarak belirlenmitir. Dolaysyla HK’de yer alan söz konusu hükümler çerçevesinde gayrimenkullerin ivaz karlnda devir ve iktisabnda, gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere, emlak vergisi deeri üzerinden gerek devir eden gerekse devralan, makbuz karlnda, ilemin yapld yerin vergi dairesine ayr ayr binde 15 orannda tapu ve kadastro harc ödemekle yükümlü bulunmaktadrlar. Ancak binde 15 oran; 2009/14813 sayl Bakanlar Kurulu Karar ile 29/03/2009 - 30/06/2009 tarihlerinde binde 5 olarak uygulanacaktr. 5766 sayl kanun ile deitirilmeden önceki HK’nin 63’üncü maddesinin 2’nci bendinde, tapu ve kadastro harcnn, vergi deeri ile mükellef tarafndan beyan edilmi olan deerlerden yüksek olan üzerinden hesaplanaca hükme balanm, bu hükmün uygulanmasna ilikin olarak yaynlanan 48 Seri No.lu HK Genel Tebliinde ise, HK’ye bal 4 sayl tarifenin 20/a bendine ilikin tapu harcnn, belediyelerce tespit edilen emlak vergisi deeri esas alnarak hesaplanaca, bu ilemler srasnda mükelleflerin emlak vergisi deerinin üzerinde bir deer beyan etmek istemeleri halinde, beyan edilen deer tapu harc tarhiyatna esas alnaca belirtilmitir. Bu bakmdan, 48 Seri No.lu Tebli ile gayrimenkul alm satm ilemlerinde, HK’ye ekli 4 sayl tarifenin 20/a bendine göre alnan tapu harcnn matrah emlak vergisi deerine balanm; gerçek alm satm bedelinin emlak vergisi deeri üzerinde olmas halinde dahi harcn hesabnda emlak vergisi deerinin kullanlmas kabul edilmitir. Ancak gayrimenkul alm satmnda alnan harcn matrahnn tespitinde, 48 no.lu Tebli ile yaplan uygulama, 5766 sayl kanunun 11’inci maddesinin (c) bendiyle, HK’nin 63’üncü maddesinde yaplan deiiklik sonrasnda 06/06/2008 tarihinden geçerli olmak üzere deitirilmi olup, tapu ve kadastro harçlarnn emlak vergisi deerinden az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanmas zorunlu hale getirilmitir. HK’nin 63’üncü maddesinin 5766 sayl kanun ile deien ekli aadaki gibidir: MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 141 MALİ UFUKLAR Mı̇ ras Kalan Veya Bağış Yoluyla Edı̇ nı̇ len Arsanın Kat Karşılığında Müteahhı̇ de Verı̇ lmesı̇ nde Vergı̇ sel Sorumluluklar MALİ UFUKLAR Mı̇ ras Kalan Veya Bağış Yoluyla Edı̇ nı̇ len Arsanın Kat Karşılığında Müteahhı̇ de Verı̇ lmesı̇ nde Vergı̇ sel Sorumluluklar “Gayrimenkul devir ve iktisaplarnda tapu ve kadastro harc, emlak vergisi deerinden az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanr. Tapuda yaplan ilemden sonra, emlak vergisi deerinden daha düük bir bedel üzerinden harç ödendiinin veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu yanstmadnn tespit edilmesi halinde, aradaki farka isabet eden harç ikmalen veya re’sen tarh edilir. Bu suretle tarh edilecek tapu ve kadastro harc için, 213 sayl Vergi Usul Kanununda yer alan vergi ziya cezas % 25 nispetinde uygulanr. Takdir komisyonu kararlarna istinaden bu fkra uyarnca tarhiyat yaplamaz.” 5766 sayl kanunun 11’inci maddesinin (c) bendiyle yaplan deiiklikten de anlalaca üzere, 06/06/2008 tarihinden itibaren geçerli olan bu düzenlemeyle, gayrimenkul devir ve iktisaplarnda gerçek almsatm bedeli üzerinden tapu harc tahsil edilmesi esasna geçilmitir. Buna göre 5766 sayl kanun ile yaplan deiikliin yürürlük tarihi olan 06/06/2008 tarihinden itibaren tapuda ilem tesis ederken, harcn gerçek devir ve iktisap bedelinden daha düük bir bedel üzerinden beyan edilip ödendiinin tespiti halinde, aradaki farka isabet eden harç ikmalen veya re’sen tarh edilecek ve bu tarhiyata % 25 orannda vergi ziya cezas ve gecikme faizi uygulanacaktr. Bununla birlikte gerçek alm satm bedelinin, emlak vergi deerinden düük olduu hallerde, tapu harcnn hesabna emlak vergi deeri esas alnacaktr. 5766 sayl yasann yürürlük tarihi 06/06/2008 olduundan bu tarihten önce gerçekletirilen tapu ilemlerinde, sadece harç tutarnn hesaplanmasnda esas alnan bedelin gayrimenkulün vergi deerinden düük olup olmadna baklacak, ayet harcn gayrimenkulün vergi deerinden daha düük bir bedel üzerinden beyan edilip ödendiinin tespiti halinde, aradaki farka isabet eden harç ikmalen veya re’sen tarh edilecek ve bu tarhiyata % 25 orannda vergi ziya cezas ve gecikme faizi uygulanacaktr. Dolaysyla gerçek alm-satm bedelinin vergi deerinin üzerinde olduu tespit edilmi olsa bile harç vergi deerinden ya da vergi deerinin üzerinde bir bedel üzerinden ödenmi olduu sürece ek bir tarhiyat söz konusu olmayacaktr. 142 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR YAZIM KURALLARI 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. Mali Ufuklar Dergisi, hakemli bir dergi olup yÕlda iki kez yayÕnlanmaktadÕr. Dergiye gönderilen çalÕúmalar daha önce hiçbir yerde yayÕmlanmamÕú ve yayÕnlanmak üzere sunulmamÕú olmalÕdÕr. ÇalÕúmalar, Türkçe veya øngilizce olmalÕdÕr. Gönderilen yazÕlar Editörler ve YayÕn Kurulu tarafÕndan yazÕm kurallarÕ ve içerik yönünden yapÕlacak ön inceleme sonrasÕnda hakemlere gönderilmektedir. YapÕlan ön inceleme sonrasÕnda yazÕm kurallarÕ ve içerik yönünden uygun bulunmayan çalÕúmalar yazarlara iade edilir. Hakemlerden gelen de÷erlendirme raporlarÕ do÷rultusunda, yazÕnÕn yayÕnlanmasÕna, de÷erlendirme raporlarÕ çerçevesinde yazarlardan düzeltme, ek bilgi ve kÕsaltma istenmesine veya yayÕnlanmamasÕna karar verilmekte ve yazar/lara bildirilmektedir. Sayfa yapÕsÕ; üst, alt 3’er cm,, sol ve sa÷dan 2,5’ar cm. olmalÕdÕr. Gönderilen yazÕlar tek satÕr aralÕklÕ, 11 punto (Times New Roman) ve iki yana yaslÕ olarak hazÕrlanmalÕdÕr. ParagraflarÕn ilk satÕrÕ 1 cm. içeriden baúlamalÕdÕr. Paragraf aralarÕna 6 nk boúluk bÕrakÕlmalÕdÕr. YazÕlar, tablo, úekil, özet ve kaynakça dahil geniúlik 17 cm, yükseklik 24 cm sayfa boyutunda olmalÕdÕr. Tablo, úekil ve grafikler 9 punto olarak metin içerisinde yer almalÕ ayrÕca Excel formatÕnda da gönderilmelidir. Tablo, úekil ve grafikler sayfaya ortalanarak yerleútirilmeli, baúlÕk 11 punto olarak tablo, úekil ve grafiklerin üstünde ve ortalÕ olmalÕ, ilk harfleri büyük yazÕlmalÕdÕr. Kaynak ise tablo, úekil ve grafi÷in altÕnda ve 9 punto olarak yer alacaktÕr. Bütün tablo, úekil ve grafiklere baúlÕk ve sÕra numarasÕ verilmelidir. AyrÕca denklemlere de sÕra numarasÕ verilmeli, sÕra numaralarÕ sayfanÕn sa÷Õnda parantez içerisinde yer almalÕdÕr. Tüm çalÕúmalarÕn kapak sayfasÕnda çalÕúmanÕn baúlÕ÷Õ, yazarlarÕn adÕ soyadÕ, kurumu, adresi, telefon ve e-posta adresi yer almalÕdÕr. Tüm çalÕúmalarÕn ilk sayfasÕnda; Türkçe ve øngilizce BaúlÕk, en fazla 150 kelimeden oluúacak Türkçe ve øngilizce Özet, en az 3 Türkçe ve øngilizce anahtar sözcük bulunmalÕ, iki rakamlÕ düzeyde (Örne÷in; Q11) en az bir, en fazla üç adet JEL (Journal of Economic Literature) sÕnÕflamasÕ yapÕlmalÕdÕr. JEL sÕnÕflamalarÕ için http://www.aeaweb.org/journal/jel_class_system.html adresinden yararlanÕlabilir. ÇalÕúmanÕn baúlÕ÷Õ büyük harf, koyu, 13 punto ve ortalÕ olmalÕ, baúlÕktan sonra 12 nk aralÕk verilmelidir. Özetler, anahtar kelimeler, JEL sÕnÕflandÕrmasÕ baúlÕktan sonra 9 punto ile yazÕlmalÕ ve aralarÕnda 6 nk boúluk bÕrakÕlmalÕdÕr. Di÷er dildeki baúlÕk ise özetin baúÕnda büyük harf ile yer almalÕdÕr. Özet, abstract, anahtar sözcükler ve JEL kodu koyu yazÕlacaktÕr. Giriú, sonuç ve kaynakça bölümleri de dahil olmak üzere çalÕúmanÕn tüm bölümleri ve baúlÕklarÕ numaralandÕrÕlmalÕ, büyük harf ve koyu yazÕlmalÕ, bölüm baúlÕklarÕndan önce ve sonra 6 nk boúluk bÕrakÕlmalÕdÕr. ÇalÕúmanÕn alt baúlÕklarÕ ise numaralandÕrÕlmalÕ, koyu yazÕlmalÕ ve ilk harfleri büyük olmalÕdÕr. AçÕklamalar sayfa altÕnda dipnot ve 9 punto olarak verilmelidir. Kaynakça çalÕúmanÕn sonunda ve 9 punto olarak yazÕlmalÕdÕr. Sayfa numaralarÕ kapak sayfasÕndan sonra 1’den baúlamak üzere alt sa÷da 11 punto olarak verilmelidir. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 143 MALİ UFUKLAR 19. E÷er yapÕlan çalÕúma çeviri ise, ana metnin nerede yayÕnlandÕ÷ÕnÕ gösterir kopyasÕ, yazarlarÕn ve ilk yayÕnlayanÕn onayÕ ile birlikte çalÕúmanÕn eki olarak gönderilmelidir. 20. ÇalÕúmalar, [email protected] adresine MS Word (doc) formatÕnda gönderilmelidir. 21. Tüm çalÕúmalar; temel olarak Amerikan Psikologlar Birli÷i (American Psychological Association, APA) tarafÕndan yayÕnlanan "The Publication Manual of the American Psychological Association" isimli kaynakta belirtilen yazÕm ilkelerine uygun olmalÕdÕr. BazÕ örnek gösterimlere aúa÷Õda yer verilmiútir. - - Metin øçerisinde Gösterim; ÇalÕúmada, kaynaklara atÕfta bulunurken; yazarlarÕn soyadÕ, yayÕn tarihi ve sayfa numarasÕna cümle sonunda ve parantez içerisinde yer verilmelidir. Örne÷in; (Turabo÷lu, 2006, s.17); (Ege ve Turabo÷lu, 2000, s.114); (Ege, Turabo÷lu ve Uysal, 2007, s.85), (Ege, Turabo÷lu, Uysal ve Ya÷cÕ, 2008, s.67). Yazar sayÕsÕ 3’ten fazla ise; yeniden atÕfta bulunulmasÕ durumunda ilk yazarÕn soyadÕ ile vd. ibaresi kullanÕlÕr (Ege vd., 2007, s.85). AtÕf metin içerisinde yapÕlÕyorsa; yazarlarÕn soyadÕ ve parantez içerisinde yayÕn tarihine yer verilir. Örne÷in; Turabo÷lu’na (2006) göre; Ege ve Turabo÷lu’na (2000) göre; Ege, Turabo÷lu ve Uysal’a göre (2007). AtÕfta bulunulan kayna÷Õn yazar adÕ belli olmayÕp bir kurum adÕ ile tanÕmlanÕyorsa, bu durumda ilgili kuruma atÕfta bulunulmalÕdÕr. Örne÷in; (Mersin SMMM OdasÕ, 2010, s.189). Elektronik ortamdaki (internet) bir kaynaktan yararlanÕlÕyorsa; ilgili kayna÷Õn web adresi ve eriúim tarihine yer verilmelidir. Örne÷in; (www.mersinsmmmo.org.tr, 11.01.2011). ølgili kaynaktan birebir alÕntÕ yapÕlÕyorsa, tÕrnak içinde ve italik olarak yazÕlmalÕdÕr. Kaynakçada Gösterim; *Kaynaklar, yazar soyadÕ harf sÕrasÕna göre sÕralanmalÕdÕr. *YararlanÕlan kayna÷Õn kitap olmasÕ durumunda; Kayar, Nihat, (2010); Yönetsel YargÕ, Kuruluú ve øúleyiú, Ekin YayÕnevi, Bursa. Uslu, Z. ve Önal, Y. B., (2007); YatÕrÕm Projeleri, Karahan Kitabevi, Adana. Fabozzi, F. J., Modigliani, F. and Ferri, M. G., (1994); Foundations of Financial Markets and Institutions, Printice-Hall, USA. *YararlanÕlan kayna÷Õn makale olmasÕ durumunda; Turabo÷lu, T. T., (2004); “Vekalet -Temsil- Problem ve Maliyetleri”, Ekonomik YaklaúÕm Dergisi, Gazi Üniversitesi øktisat Bölümü, Cilt:15, SayÕ:51, 109-124. Ege, ø. ve Bayrakdaro÷lu, A., (2009); “Türk Sigorta Sektörüne YabancÕ Sermayenin ølgisi: Türkiye’de Ulusal ve YabancÕ Sermayeli Sigorta ùirketlerinin Finansal PerformanslarÕnÕn KarúÕlaútÕrmalÕ Analizi”, Muhasebe Bilim DünyasÕ Dergisi, Cilt:11, SayÕ:1, 61-84. NazlÕo÷lu, ù., Ege, ø. ve Bayrakdaro÷lu, A., (2009), “Financial Development and Economic Growth: Cointagration and Causality Analysis for the Case of Turkey”, Banking and Finance Letters, Volume:1, Issume:2, 59-66. 144 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR *YararlanÕlan kayna÷Õn kitap bölümü olmasÕ durumunda, Palley, T. I., (2008); “Keynesçilikten Neoliberalizme: øktisat Biliminde Paradigma KaymasÕ”, içinde Neoliberalizm: Muhalif Bir Seçki, Edi. Filho, A. S. ve Johnston, D., 42-58, Yordam YayÕnlarÕ, østanbul. *YararlanÕlan kayna÷Õn çeviri olmasÕ durumunda; Levinson, M., (2002); Guide to Financial Markets, Third Edition, The Economist Newspaper Ltd., USA (Çev. Yavillio÷lu, C., Ege, ø., Kurt, G., 2007; Finansal Piyasalar KÕlavuzu, Liberte YayÕnevi, Ankara). *YararlanÕlan kayna÷Õn bildiri olmasÕ durumunda; Turabo÷lu, T. T., Ekiz, D. ve Karao÷lu, M., (2008); “Mersin'in Kentsel Lojistik Merkez OlmasÕ Yolunda Lojistik AR-GE AltyapÕsÕnÕn OluúturulmasÕ ve Önemi", Mersin Sempozyumu, Mersin. *YararlanÕlan kayna÷Õn tez olmasÕ durumunda; Çopur, G., (2007); Ulusal ve UluslararasÕ Muhasebe StandartlarÕ AçÕsÕndan De÷erleme, YayÕnlanmamÕú Yüksek Lisans Tezi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mersin. *YararlanÕlan kayna÷Õn elektronik ortamdan (internet) olmasÕ durumunda; Saleh, A. S., (2003); “The Budget Deficit and Economic Performance: A Survey”, http://www.uow.edu.au/commerce/econ/wplist.html, (19.01.2004). FORMATTING INSTRUCTIONS 1. 2. Journal of MALø UFUKLAR is refereed journal published twice a year. Articles submitted to the journal must have neither been published nor accepted and, not under consideration for publication elsewhere. 3. The languages of publications are Turkish or English. 4. Following the preliminary evaluation of formatting instructions and contents by the Editors and Editorial Board, the article will be sent to the referees. After the evaluation, if formatting instructions and contents are inappropriate, articles will be returned to the author. 5. In the line with the report it will be decided whether to publish the article, to require from the authors its revision, additional information and shorten article or to reject it. As soon as possible the author will be informed about the result. 6. The top, bottom, margin must be 3 cm and right, left margin must be 2,5 cm. 7. The manuscript must be written in 11 points times new romans font and singlespaced througout. The text should be justified. 8. All paragraphs must be indented 1 cm. 9. The manuscript must be printed on width 17 cm and height 24 cm paper size. 10. Tables, figures and graphics must be saved in 9 points in the manuscript besides sent as a Excel format. 11. All tables, figures and graphics must be centered. Also the titles are positioned centered at the top of the tables, figures and graphics in 10 points. Only the first letter must be capitalized. Referance is in 9 points and below the tables, figures and graphics. 12. Each table, figure, graphics and also equations must be numbered. Numbers must appear in the right of the page in parentheses. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 145 MALİ UFUKLAR 13. Author’s names, title of text, institutional affiliation, address, phone number and email adress must appear on the cover page. 14. Turkish and English titles, maksimum 150 words Turkish and English abstract and minimum 3 Turkish and English keywords and JEL (Journal of Economic Literature) classification should be located on the first paper of all texts. JEL classification must be two numbered- level (Q11 e.g.). and minimum 1, maximum 3 classification must be located. (Refer to http://www.aeaweb.org/journal/jel_class_system.html). The title of the paper must be centered, capitalized and 13 point-bold. After the title, you must space 12nk. Abstracs, keywords and JEL classification must be typed 9 points after the title. Between abstracs, keywords and JEL classification, you must leave 6 nk. Title of other language is capitilized at the beginning of abstract. Abstracts, keywords, and JEL code are bold. 15. All parts of the paper and titles including introduction, conclusion and referances must be numbered, capitilized and bold. Before and after the titles of parts you must space 6 nk. All subheadings must be numbered and typed bold and the first letter must be capitalized. 16. Footnotes must be used in 9 points at the bottom of the page on which they are referenced. 17. You must list and number all bibliographical references in 9 points at the end of your paper. 18. Following cover page you must begin to number your pages in 11 points on the lower right-hand. 19. If your paper is the translation referance, you must send your paper attached with a copy indicates where the copy is published, approval of the authors and approval of the first publisher. 20. Publications are saved in doc. form and submitted to the correspondence adres given: [email protected] 21. The manuscript must conform to the journal style which follows the rules found in The Publication Manual of The American Psychological Association published by American Psychological Association, APA. The examples of citation and referance are shown below. In-Text; The citations within the text will be shown in paranthesis in order of the author’s surrname, the year of publication of the source; page number. (Turabo÷lu, 2006, s.17); (Ege ve Turabo÷lu, 2000, s.114); (Ege, Turabo÷lu, Uysal ve Ya÷cÕ, 2008, s.67). For articles with more than three authors; you must list only first author’s surrname, followed by et al. (Ege et al., 2007, s.85). If the citation is in the text, you must show the authors’ surnname and publication date in parentheses. (Turabo÷lu (2006)); (Ege ve Turabo÷lu (2000)); (Ege, Turabo÷lu and Uysal (2007)). Publications without an author but with institutional affiliation; you must locate institutional affiliation. (Mersin SMMM OdasÕ, 2010, s.189). A referance used from www is must be used with web adress and access date as shown: (www.mersinsmmmo.org.tr, 11.01.2011). - 146 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR - If there is a citation; it must be written italic form in quotes. Reference List; Referances must be listed in order of letter of author’s surnname alphabetically *Book; Kayar, Nihat, (2010); Yönetsel YargÕ, Kuruluú ve øúleyiú, Ekin YayÕnevi, Bursa. Uslu, Z. ve Önal, Y. B., (2007); YatÕrÕm Projeleri, Karahan Kitabevi, Adana Fabozzi, F. J., Modigliani, F. and Ferri, M. G., (1994); Foundations of Financial Markets and Institutions, Printeice-Hall, USA. *Article; Turabo÷lu, T. T., (2004); “Vekalet-Temsil-Problem ve Maliyetleri”, Ekonomik YaklaúÕm Dergisi, Gazi Üniversitesi øktisat Bölümü, Cilt:15, SayÕ:51, 109-124. Ege, ø. Ve Bayrakdaro÷lu, A., (2009); “Türk Sigorta Sektörüne YabancÕ Sermayenin ølgisi: Türkiye’de Ulusal ve YabancÕ Sermayeli Sigorta ùirketlerinin Finansal PerformanslarÕnÕn KarúÕlaútÕrmalÕ Analizi”, Muhasebe Bilim DünyasÕ Dergisi, Cilt:11, SayÕ:1, 61-84. NazlÕo÷lu, ù., Ege, ø. ve Bayrakdaro÷lu, A., (2009), “ Financial Develeopment and Economic Growth: Cointagration and Causality Analysis for the Case of Turkey”, Banking and Finance Letters, Volume:1, Issume:2, 59-66. *Other part of a book; Palley, T. I., (2008); “Keynesçlikten Neoliberalizme: øktisat Biliminde Paradigma KaymasÕ”, in Neoliberalizm: Muhalif Bir Seçki, Edi. Filho, A. S. Ve Johnston, D., 42-58, Yordam YayÕnlarÕ, østanbul. *Translation; Levinson, M., (2002); Guide to Financial Markets, Third Edition, The Economist Newspaper Ltd., USA (Çev. Yavillio÷lu, C., Ege, ø., Kurt, G., 2007; Finansal Piyasalar KÕlavuzu, Liberte YayÕnevi, Ankara). *A meeting or conference; - Turabo÷lu, T. T., Ekiz, D. ve Karao÷lu, M., (2008); “Mersin’in Kentsel Lojistik Merkez OlmasÕ Yolunda Lojistik AR-GE AltyapÕsÕnÕn OluúturulmasÕ ve Önemi”, Mersin Sempozyumu, Mersin. *Thesis; Çopur, G., (2007); Ulusal ve Uluslar arasÕ Muhasebe StandartlarÕ AçÕsÕndan De÷erleme, YayÕnlanmamÕú Yüksek Lisans Tezi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mersin. *An online journal; Saleh, A. S., (2003); “The Budget Deficit and Economic Performance: A Survey”, http://www.uow.edu.au/commerce/econ/wplist.html, (19.01.2004). MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 147 MALİ UFUKLAR ÖRNEK BAùLIK KOYU, 13 PUNTO ve ORTALI OLMALI YazarÕn AdÕ SOYADI Kurumu ve Adresi Telefon NumarasÕ ve e-posta Adresi ÖZET Türkçe özet metni en fazla 150 kelimeden oluúmalÕ. Özet metninin karakterleri 9 punto olmalÕ. Özetler, anahtar kelimeler ve JEL sÕnÕflandÕrmasÕ arasÕnda 6 nk aralÕk bÕrakÕlmalÕdÕr. Anahtar Kelimeler: Anahtar Kelime 1, Anahtar Kelime 2, Anahtar Kelime 3. Jel Kodu: X00, X01, X02 øNGøLøZCE BAùLIK KOYU, 13 PUNTO ve ORTALI OLMALI ABSTRACT øngilizce özet metni en fazla 150 kelimeden oluúmalÕ. Özet metninin karakterleri 9 punto olmalÕ. Özetler, anahtar kelimeler ve JEL sÕnÕflandÕrmasÕ arasÕnda 6 nk aralÕk bÕrakÕlmalÕdÕr. Key Words: Key Word 1, Key Word 2, Key Word 3. Jel Code: X00, X01, X02 148 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR 1. GøRøù Giriú Metni. Giriú, sonuç ve kaynakça bölümleri de dahil olmak üzere çalÕúmanÕn tüm bölümleri ve baúlÕklarÕ numaralandÕrÕlmalÕ, büyük harf ve koyu yazÕlmalÕ, bölüm baúlÕklarÕndan önce ve sonra 6 nk boúluk bÕrakÕlmalÕdÕr. ÇalÕúmanÕn alt baúlÕklarÕ ise numaralandÕrÕlmalÕ, koyu yazÕlmalÕ ve ilk harfleri büyük olmalÕdÕr. 2. ANA BAùLIK Makale metni.1 Sayfa yapÕsÕ; üst ve alt 3’er cm, sol ve sa÷ 2,5’ar cm. olmalÕdÕr. Gönderilen yazÕlar tek satÕr aralÕklÕ, 11 punto (Times New Roman) ve iki yana yaslÕ olarak hazÕrlanmalÕdÕr. ParagraflarÕn ilk satÕrÕ 1,5 cm. içeriden baúlamalÕdÕr. YazÕlar, tablo, úekil, özet ve kaynakça dahil A4 boyutunda en fazla 20 sayfa olmalÕdÕr. ÇalÕúmada kaynaklara atÕfta bulunurken; yazarlarÕn soyadÕ, yayÕn tarihi ve sayfa numarasÕna cümle sonunda ve parantez içerisinde yer verilmelidir. Örne÷in; (Turabo÷lu, 2006, s.17); (Ege ve Turabo÷lu, 2000, s.114); (Ege, Turabo÷lu ve Uysal, 2007, s.85), (Ege, Turabo÷lu, Uysal ve Ya÷cÕ, 2008, s.67). Yazar sayÕsÕ 3’ten fazla ise; yeniden atÕfta bulunulmasÕ durumunda ilk yazarÕn soyadÕ ile vd. ibaresi kullanÕlÕr (Ege vd., 2007, s.85). AtÕf metin içerisinde yapÕlÕyorsa; yazarlarÕn soyadÕ ve parantez içerisinde yayÕn tarihine yer verilir. Örne÷in; Turabo÷lu’na (2006) göre; Ege ve Turabo÷lu’na (2000) göre; Ege, Turabo÷lu ve Uysal’a göre (2007). AtÕfta bulunulan kayna÷Õn yazar adÕ belli olmayÕp bir kurum adÕ ile tanÕmlanÕyorsa bu durumda ilgili kuruma atÕfta bulunulmalÕdÕr. Örne÷in; (Mersin SMMM OdasÕ, 2010, s.189). 1 AçÕklamalar sayfa altÕnda dipnot ve 9 punto olarak verilmelidir. MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 149 MALİ UFUKLAR Elektronik ortamdaki (internet) bir kaynaktan yararlanÕlÕyorsa; ilgili kayna÷Õn web adresi ve eriúim tarihine yer verilmelidir. Örne÷in; (www.mersinsmmmo.org.tr, 11.01.2011). ølgili kaynaktan birebir alÕntÕ yapÕlÕyorsa, tÕrnak içinde ve italik olarak yazÕlmalÕdÕr. Tablo 1. BaúlÕk Tablonun Üstünde, ølk Harfleri Büyük, 11 Punto ve OrtalÕ OlmalÕ Tablo metni 9 punto olmalÕdÕr Kaynak: Altta ve 9 punto olmalÕdÕr. Tablo, úekil ve grafikler 9 punto olarak metin içerisinde yer almalÕ ayrÕca excel formatÕnda da gönderilmelidir. ùekil 1. BaúlÕk Üstte, ølk Harfleri Büyük, 11 Punto ve OrtalÕ OlmalÕ Kaynak: Altta ve 9 punto olmalÕdÕr. Tablo, úekil ve grafikler sayfaya ortalanarak yerleútirilmeli, baúlÕk 11 punto olarak tablo, úekil ve grafiklerin üstünde ve ortalÕ olmalÕ, ilk harfleri büyük yazÕlmalÕdÕr. Kaynak ise tablo, úekil ve grafi÷in altÕnda ve 9 punto olarak yer alacaktÕr. Bütün tablo, úekil ve grafiklere baúlÕk ve sÕra numarasÕ verilmelidir. (1) 150 MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 MALİ UFUKLAR (2) Denklemlere de sÕra numarasÕ verilmeli, sÕra numaralarÕ sayfanÕn sa÷Õnda parantez içerisinde yer almalÕdÕr. 2.1. Alt BaúlÕk Alt baúlÕk metni. 2.2. Alt BaúlÕk Alt baúlÕk metni. 3. SONUÇ Sonuç Metni 4. KAYNAKÇA Soyad, Ad, (yÕl); Kitap AdÕ, YayÕnevi AdÕ, BasÕldÕ÷Õ yer. Soyad, Ad ve Soyad, Ad, (yÕl); Kitap AdÕ, YayÕnevi AdÕ, BasÕldÕ÷Õ yer. Soyad, Ad, (yÕl); “Makale BaúlÕ÷Õ”, Dergi AdÕ, Cilt: , SayÕ: , sayfa aralÕ÷Õ. Soyad, Ad ve Soyad, Ad, (yÕl); “Makale BaúlÕ÷Õ”, Dergi AdÕ, Cilt: , SayÕ: , sayfa aralÕ÷Õ. Soyad, Ad, (yÕl); “Kitap Bölümü AdÕ”, içinde Kitap AdÕ, Edi. Soyad, Ad, sayfa aralÕ÷Õ, YayÕnevi AdÕ, BasÕldÕ÷Õ yer. Soyad, Ad, (yÕl); Çeviri KitabÕn Orijinal AdÕ, Edition SayÕsÕ, Orijinal YayÕnevi, Ülke (Çev. Soyad, Ad, yÕl; KitabÕn Türkçe AdÕ, YayÕnevi AdÕ, BasÕldÕ÷Õ yer). Soyad, Ad, (yÕl); “Bildirinin BaúlÕ÷Õ”, Sempozyumun/Kongrenin AdÕ, ùehir. Soyad, Ad, (yÕl); Tezin BaúlÕ÷Õ, YayÕnlanmamÕú Yüksek Lisans/Doktora Tezi, X Üniversitesi X Enstitüsü, BasÕldÕ÷Õ yer. Soyad, Ad, (2003); “Elektronik Ortamdan (ønternetten) AlÕnan Kayna÷Õn BaúlÕ÷Õ”, http://www.siteadresi.html, (Eriúim tarihi). MALİ UFUKLAR • 2011 / 2 151