OCAK 2013 SAYI: 17 01 Ocak 2013 OCAK 2013 SAYI

Transkript

OCAK 2013 SAYI: 17 01 Ocak 2013 OCAK 2013 SAYI
Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı
kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.
Mustafa Kemal Atatürk
Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma,
hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim
manevi mirasım, ilim ve akıldır. Benden sonrakiler,
bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü müşkülat
önünde, belki gayelere tamamen eremediğimizi, fakat
asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi
tasdik edeceklerdir. Zaman süratle dönüyor, milletlerin,
cemiyetlerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telakkileri bile
değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler
getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini
inkar etmek olur.
Mustafa Kemal Atatürk
2013 yılının
dünyaya ve ülkemize barıș, huzur
ve refah getirmesini dileriz.
Umut olmak, ışık olmak, eğitim olmak,
Mutluluk olmak, sonsuzluk olmak...
TEV ailesinin sevgili üyeleri,
Yeni yılınız kutlu olsun, mutlu olsun, gönlünüzce güzel olsun!
Yeni yılı karşılarken geçmişle gelecek arasındaki en yoğun duyguları yaşarız. Nasıl bir yıl geçirdik, hangi güzellikleri yaşadık, neler planladık, neler yaptık? Neler yapmak istiyoruz, en verimli ve
en mutlu şekilde nasıl yapabiliriz?
46 yıllık güçlü kökleri olan ama bir o kadar da coşkuyla yeşermek için çalışan Vakfımızda duygularımız tıpatıp aynı...
Gurur duyacağımız bir yılı geride bıraktık. Son sayımızdan beri hep beraber 29 Ekim’i büyük bir
sıcaklıkla ve keyifle kutladık. Van’da TEV İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulumuzun açılışını
yaptık. Safiye Ayla-Zeki Müren Ses Yarışması’yla genç sesleri tanıdık ve müzikle dolu bir akşam
geçirdik. Yıl sonu yemeklerimizde buluştuk, şubelerimizde ve TEVİTÖL’de çeşitli organizasyonlar
gerçekleştirdik, Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi Spor Salonu Açılışı’nda hazır bulunduk ve
en son olarak Üstün Başarı Bursiyerleri Tanıtımı organizasyonunu sizlerin de katılımıyla gerçekleştirdik. Yönetim Kurulu ve Mütevelli Heyeti Toplantılarımızda beraberce gelecek hayalleri kurup
onları gerçeğe dönüştürecek planlar yaptık.
2013’ün operasyonel temasını, “TEV’de çalışmayı ve TEV ile çalışmayı kolaylaştırmak” olarak
belirledik ve yeni sistem projemiz için çalışmaları başlattık. Kapsamlı proje planının ana başlıklarını Kurumsal Kaynak Planlama Sistemi kurulumu, çağrı merkezinin kurulması, dijital arşive geçiş, web uygulamalarının iyileştirilmesi ve sosyal medyanın efektif kullanımı olarak özetleyebiliriz.
Stratejik planlarımız doğrultusunda ilerlemek için 2013 çok önemli ve belirleyici bir yıl olacak.
Her birimimiz yeşerip, gelişmemizi sağlayacak önemli projeleri hayata geçirecek. Bunlardan bir
kaçını sizlerle paylaşayım: Gönüllülük sisteminin uygulanma projesi, varlık verim artışı odaklı
portföy yönetimine geçiş, organizasyonel verimlilik ve standardizasyon projesi, eğitim bölümü
burs/bursiyer konumlandırma ve ürün belirleme projeleri, mezunlar ağının oluşturulması... Zaman içinde bu projelerimizdeki gelişmeleri ve yeni projelerimizi sizlerle paylaşacak, uzun vadeli
Türk Eğitim Vakfı, Türk Gençliğini bilgi
üreten ve kullanan bir konuma getirmek
için 46 yıldır inançla çalışıyor.
stratejilerimizi oluştururken fikirlerinize başvuracağız.
Yapacak çok işimiz var. Ancak genel kanının aksine kar amaçlı bir kuruluştakinden de daha
odaklanmış olarak, yüksek enerjimizle daha verimli ilerleyeceğimize inanıyorum. Sevgiyle başlayıp gönülden hep beraber büyük birliktelikle çalışarak sevgiyle bitireceğiz. Umut olmak, ışık
olmak, eğitim olmak için... Daha büyük mutluluklara, daha geniş sonsuzluklara vesile olabilmek
için...
Bu yaratıcı süreçte çalışma arkadaşlarıma başarılar diliyor, sizlere yüce desteğiniz için sonsuz
teşekkürlerimi sunuyorum.
Saygı ve sevgilerimle,
Yıldız Günay
Genel Müdür
içindekiler
İfakat Hemşire’nin okul hayali gerçek oldu
13
Emekli Vali Hüseyin Öğütcen’in ardından
14
Safiye Ayla ve Zeki Müren’in adını yaşatacak geleceğin yeni sesleri belli oldu
16
TEV çalışanlarının yeni yıl coşkusu
17
TEV yeni yıl kartları alarak öğrencilere destek oldular
18
TEV Ankara Şube Cumhuriyetimizin 89, yılını coşkuyla kutladı
Ankara’da yıl sonu bağışçı yemeği düzenlendi
20
Bayramda TEV bağışçıları ziyaret edildi
21
Gönüllü hanımlardan gönüllülük eğitimi
23
TEV Ankara Şubesi kitap fuarında stant açtı
24
Türk Eğitim Vakfı bu yıl Üstün Başarı Bursu almaya hak kazanan
geleceğin lideri 70 genci tanıttı
Orhan Çetin adını taşıyan Edirne TEV Anadolu Öğretmen Lisesi’nde
öğrencilerle buluştu
34
35
“TEV en çok güvendiğim kurumların başında geliyor”
Bayer Türk çalışanları TEV’li bursiyerlere destek oluyor
TEVİTÖL’den haberler
40
Türkiye’nin Eğitim Vakfı
31
<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<
Üç imparatorluğun izlerini taşıyan kent; Edirne
Edirne denilince akla
ilk Mimar Sinan’ın 80
yaşındayken yaptırdığı
ve ustalık eserim dediği
Selimiye Camii gelir.
Osmanlı İmparatorluğuna
da başkentlik yapan Edirne,
bugün üç imparatorluğun
izlerini taşıyan tarih mirasına
da sahip. Edirne’de ister
deniz tatili ister kültürel ister
doğa tatili yapabilirsiniz.
48
2008 yılında devlet okullarında bir
araştırma yaptık. Etkili öğretmenler ile
etkisiz öğretmenler arasındaki farka
baktık. Aralarında çok önemli bir fark
bulduk. Daha doğrusu gizli bir bakış açısı.
Bu fark tüm öğretmenliklerini etkiliyordu.
Aynı yapıyı ailelerde de gözlemledik.
Neydi bu fark?
<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<
“TEV bir aile gibi yaşam boyu sürecek
bir bağ kuruyor”
TEV’in yaşamına dokunduğu
öğrencilerden biri de Ahmet Akın.
TEV bursu ile University of Rochester
Simon School’da MBA yapan Ahmet
Akın şimdi Leo Burnet Worldwide
reklam ajansını CEO’su. Aynı zamanda
Reklamcılık Vakfı Yönetim Kurulu
Başkanlığı görevini de yürüten Akın,
TEV’in bir aile gibi ömür boyu süren bir
bağ kurduğunu söylüyor.
36
Vakfımız için her multu bağışçı yeni
bağışçılar demektir
44
TEV dergi
Ocak 2013
İmtiyaz Sahibi
Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi İktisadi
İşletmesi adına
Ömer M. Koç
Mualim Köy Mevkii P.K.125 41490 Gebze-Kocaeli
52
Yayın Kurulu
Ali İhsan Yalçın, Bahattin Öztuncay,
Güsel Bilal, Eda Noyan, Günseli Özen Ocakoğlu
Danışma Kurulu
Davut Ökütçü, Ali İhsan Yalçın,
Abbas Güçlü, Prof. Dr. M. Şükrü Tekbaş,
Bahattin Öztuncay
Yazı İşleri
Şengül Küpücü (TEV), Serpil Kaya
Fotoğraf
Savaş Batmaz
50
“Dünyamız devasa bir çöplüğe dönüşüyor”
TEVİTÖL’ün başarı öyküsü devam ediyor
Vakıf, desteklerini esirgemeyen bağışçıların istek ve ihtiyaçlarının sağlanması
konusunda önemli sorumluluklar üstleniyor. TEV Bağışçılarla İlişkiler
Departmanı acil durumlarda, her türlü ihtiyaçta gece-gündüz hatta hafta
sonları bağışçıların yanında olarak, kendilerini güvende hissetmelerini sağlıyor.
1967
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Eda Noyan
Büyükdere Cd. Kocabaş İşhanı No: 111
Kat: 6-7-8 34349 Gayrettepe / İstanbul
<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<
10
Orhan Çetin, 70 yaşında eğitim
gönüllüsü bir bağışçı. 45 yıllık
birikimini okul yaparak bağışlayan,
bununla kalmayıp bir de okula
kapalı spor salonu kazandıran,
öğrencilerin Orhan Amcası o.
‘Buranın çocuğu olduğum için
çok ilgi görüyorum’ diyen Çetin,
Uzunköprü’ye vefa borcu olduğunu
ve bunu da okul yaptırarak
ödemek istediğini söylüyor.
<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<
TEV dostları yıl sonu yemeğinde buluştu
28
dergi
Çocuklar güvenilmez midir?
TÜRK EĞİTİM VAKFI
8
19
“Benim bu topraklara vefa borcum var”
Şubat 2013 Sayı: 17
TEV’den haberler
Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Fakültesi,
Biyoloji Bölüm Başkanlığı görevini
yürüten, Prof. Dr. Barbaros Çetin, 1997
yılında Türk Eğitim Vakfı (TEV) 30.
kuruluş yıldönümü “En Başarılı Yurtdışı
Bursiyeri” ödülünü de aldı. Pek çok
başarıya imza atan Çetin, ekoloji ve
ekonomi arasında yanlış seçim yapıldığını
ve ekonomik çıkarlar uğruna ekolojinin
göz ardı edildiğini vurgulayarak, yaşamın
devam edebilmesi için gereken doğal
kaynakların üçte ikisinin insanlar
tarafından hızla tüketildiğini söylüyor.
Görsel Tasarım
Murat Helvacı
Reklam
Gülşah Marhan
Yayın Türü
Yaygın Süreli Yayın
Yapım:
Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti.
Prof. N. Mazhar Ökten Sok. No:1
Rota Binası 34360 Şişli-İstanbul
Tel: 0 212 224 01 44 Faks: 0 212 233 72 43
www.rotaline.com
Baskı Tarihi
Ocak 2013
Baskı ve Cilt
Tor Ofset San. Tic. Ltd. Şti.
Hadımköy Yolu Akçaburgaz Mahallesi
4. Bölge 9 Cadde 116. Sokak No: 2 Esenyurt/İstanbul
Tel : 0 212 886 34 74 (Pbx) Fax: 0 212 886 34 80
E-Posta : [email protected]
Yönetim Yeri
Türk Eğitim Vakfı (TEV)
Büyükdere Cad. Kocabaş İş Hanı No:111
K:6-7-8 34349 Gayrettepe / İstanbul
Tel: 0212 318 68 00
8
TEV’den haberler
TEV dostları yıl sonu
yemeğinde buluştu
Her yılın sonunda gerçekleştirilen geleneksel TEV yıl sonu yemeğinde TEV dostları yine
bir araya geldi. Ayrıca yemekte TEV’e katkılarını ve desteklerini esirgemeyen kişi ve
kurumlara, teşekkür plaketi sunuldu.
T
TEV’den haberler
ürk Eğitim Vakfının her yılın sonunda
düzenlediği geleneksel yıl sonu yemeği, 20 Aralık 2012 tarihinde Kuruçeşme
Divan’da gerçekleştirildi. Yemeğe, TEV Mütevelli Heyeti
Yönetim Kurulu ile birlikte TEV bağışçıları, bursiyerler
ve TEV dostları katıldılar.
Mütevelli Heyet Başkanı Rona Yırcalı ve Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un konuşmalarıyla başlayan
gecede, TEV Genel Müdürü Yıldız Günay, TEV’in 2013 yılı
stratejileri ve gelecek hedeflerini anlattı. Gecede ayrıca
2012 yılında TEV’e katkıda bulunan kişi ve kurumlara
teşekkür plaketi sunuldu. Egon Zehnder International,
Boston Consulting Group, Bayer Türk Çalışanları Sosyal Yardım Grubu, Ford Otosan, STFA Grup yetkilileri
ve Cemil Demirbakan’a plaketleri takdim edildi. Daha
sonra Cemil Demirbakan ve ekibi sahne aldı. Birlikte
söylenen nostaljik şarkılar geceye ayrı bir renk kattı.
Egon Zehnder International Genel Müdür Yardımcısı Ayşe
Güçlü Onur ve TEV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç
TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal, Bağışçı İfakat Yavuz
ve TEV Mütevelli Heyet Başkanı Rona Yırcalı
TEV Genel Müdürü Yıldız Günay, Cemil Demirbakan ve
Kübra Avtepe
TEV dergi
Ocak 2013
Ford Otosan Satınalma Genel Müdür Yardımcısı
Cengiz Kabatepe ve Rona Yırcalı
9
TEV’den haberler
10
TEV’den haberler
İfakat Hemşire’nin
okul hayali gerçek oldu
Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım’da
meydana gelen iki deprem felaketinin ardından TEV, burs programı
başlatarak depremzede gençlerin
eğitimini kesintisiz sürdürmelerini
sağladı. Daha sonra Türkiye Kumbarası Projesi ile evsiz kalan öğretmenlere ev, öğrenci yurdu ve
yeni öğrenci bursları için büyük bir
projeye imza atan TEV, çok özel bir
projeyi hayata geçirdi. Emekli Hemşire İfakat Yavuz’un okul yaptırmak
üzere TEV’e emanet ettiği tüm birikimi olan 1 milyon TL ile Van’da 21
Derslikli TEV-İfakat Yavuz İlk ve Orta
Öğretim Okulu yapıldı.
TEV İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim
Okulu resmi açılışı, 22 Kasım 2012
tarihinde Van Valisi Münir Karaloğlu, TEV Yönetim Kurulu Üyesi Prof.
Dr. Mehmet Şükrü Tekbaş, TEV Genel Müdürü Yıldız Günay ve TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal ile
İfakat Hemşire, öğrenciler ve öğretmenlerinin katıldıkları törenle gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Mehmet Şükrü Tekbaş,
törende yaptığı konuşmada; “Değerli
bağışçımız İfakat Yavuz Hanımın bağı-
Emekli Hemşire İfakat Yavuz’un
okul yaptırmak üzere TEV’e emanet
ettiği tüm birikimi olan 1 milyon
TL ile Van’da 21 derslikli TEVİfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim
Okulu yapıldı. 1700 öğrenci, TEV
tarafından yaptırılan 21 derslikli
yeni ve sağlam okuluna kavuştu.
TEV dergi
Ocak 2013
T
ürk Eğitim Vakfı, 45 yıldır eğitim için sürdürdüğü kesintisiz çalışmalarına, bir yıl önce yaşanan
deprem felaketi ile sarsılan Van’ın yaralarını
sarmak için yaptığı yeni ve çok anlamlı bir proje ile devam ediyor.
45 yıllık meslek hayatı boyunca biriktirdiği 1 milyon TL’yi TEV’e bağışlayan emekli Hemşire İfakat Yavuz’un okul arzusu, depremle
yıkılan Vanlı çocuklar için yeni bir eğitim yuvasına dönüştü. TEV,
Van’da İfakat Yavuz adına 21 derslikli bir ilk ve orta öğretim okulu
inşa etti. TEV-İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulu’nun zili bu kez
İfakat Hemşire ve çocukları birbirine kavuşturdu.
11
şıyla yapılan, 21 derslikli, TEV-İfakat
Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulunda 2
adet laboratuvar, 1 kütüphane, 1 bilgisayar dersliği, 1 çok amaçlı salon, 1
ana sınıfı bulunmaktadır. Bugün burada okulumuzun resmi açılışını yapmanın ve ülkemize bir eğitim kurumu
daha kazandırmanın gururunu yaşıyoruz. Türk Eğitim Vakfı, İfakat Yavuz
Hanımefendi gibi hayırseverlerimizin
TEV-İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulu teknik özellikleri
1700 öğrencinin eğitim gördüğü
ilkokul; 21 adet derslik, 2 adet laboratuar, 1 adet kütüphane, 1 adet bilgisayar dersliği, 1 adet müdür odası,
1 adet müdür yardımcısı odası, 1 adet
çok amaçlı salon, 4 adet öğrenci WC,
2 adet öğretmen WC, 2 adet engelli
WC, 1 adet temizlik odası, 1 adet kantin, 1 adet elektrik odası, 1 adet kazan dairesi, 1 adet ana sınıfı, 1 adet ana
sınıfı mutfağı, 1 adet ana sınıfı WC’sinden müteşekkil brüt 2648 m² brüt
alana sahip
desteğiyle hizmetlerini her geçen
gün arttırarak devam ettirecektir. İfakat Yavuz Hanımefendiye ve tüm bağışçılarımıza tekrar teşekkür ediyor,
saygılarımızı sunuyoruz.” dedi.
TEV Genel Müdürü Yıldız Günay da,
kurulduğu 1967 yılından bu yana, 200
binden fazla öğrenciye verilen burslar, yaptırılan 27 eğitim tesisi ile eğitim konusunda Türkiye’nin en büyük
sivil toplum kuruluşu olan TEV olarak
bugüne kadar hep, “Gençliğin yetişmesine hizmet, bir insanlık ve vatan
borcudur” anlayışıyla hareket etiklerini vurguladı.
Günay, 23 Ekim ve 9 Kasım tarihlerinde Van’da meydana gelen deprem
felaketlerinin hemen ardından depremde zarar gören ailelerin Teknik
ve Endüstri Meslek Lisesi ile yüksek
öğrenimde eğitim görmekte olan çocukları için karşılıksız burs programı
başlattıklarını, Mart 2012 itibarıyla
12
TEV’den haberler
TEV’den haberler
Emekli Vali Hüseyin Öğütçen’in ardından…
250 Vanlı depremzede öğrenciye aylık
130-340 TL’lik burs verdiklerini söyledi. Günay, geçen yıl başlatılan Türkiye Kumbarası Projesi çerçevesinde
de Van’da evsiz kalan öğretmenler
için öğretmen evi, barınma sıkıntısı
çeken öğrenciler için öğrenci yurdu,
yine depremzede gençler için burs
projesinin de tamamlandığını sözlerine ekledi.
Türk Eğitim Vakfının bir dönem Genel Müdürlüğü ve İzmir Şube Başkanlığı görevini
uzun yıllar büyük bir özveriyle yürüten Emekli Vali Hüseyin Öğütçen, 23 Ağustos 2012
tarihinde aramızdan ayrıldı. Hayatta heykeli diklen tek vali olan Hüseyin Öğütçen’i çok
özleyeceğiz.
1700 öğrenci için sıcak bir yuva
TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel
Bilal de, törende yaptığı konuşmada, Türkiye’deki en güvenilir eğitim
vakfı TEV’e geçen yıl 1 milyon TL’lik
birikimi ile okul yaptırmak üzere
başvuran İfakat Yavuz Hemşire adına
Van’a okul yaptırmak üzere harekete
geçtiklerini söyledi. Bilal, Milli Eğitim
Bakanlığı’nın belirlediği Van’da en
merkezi konumda yıkılan 2 Nisan İlköğretim Okulunun yerine 21 derslikli yeni bir okul açmak üzere Nisan’da
temel attıklarını anlattı.
Bilal; “Bu okul tüm bağışlardan
çok farklı bir yere sahip. Çünkü yıllarca hemşirelik ile kazandığı küçük
birikimlerini damla damla biriktiren
ve TEV’e okul yaptırmak üzere bağışlayan çok özel bir kişinin adına bu
okulu yapıyoruz. Birçok kurum okul
yaptırıyor. Ama Sayın İfakat Yavuz tüm
birikimini, 78 yaşına kadar kazandığı
ve eline geçen tüm emeğini bu okul
için bağışlamış durumda. Kendisinin
bu önemli bağışını deprem felaketi ile
yıkılan Van’da ismine yaptırılacak bir
okulla gerçekleştirmekten çok büyük
mutluluk duyuyoruz.” dedi.
78 yıllık bir eğitim romanı
Trabzon’un Vakfıkebir İlçesi Gökçe Köyü’nde 1934 yılında doğan İfakat Hemşire Türkiye’de kız çocukTEV dergi
Ocak 2013
13
TEV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ve Van Valisi Münir
Karaloğlu, bağışçı İfakat Yavuz’a, Van’a yaptırdığı okul için teşekkür
plaketi takdim etti.
larının zorlu eğitim yolculuğunu
anlatan en önemli örneklerden biri.
Gökçe Köyü’nde doğduğunda okul olmayan ancak daha sonra sırtında dereden kum taşıyarak yapımına yardım
ettiği okula bile kız olduğu için gönderilmeyen İfakat Hemşire’nin kararlı çabası, 1951 yılında geçirdiği bir hastalık
ile başlıyor.
16 yaşında ağır romatizma hastalığına yakalanan ve ailesinin sırtında
Trabzon’da Numune Hastanesi’ne tedavi için götürülen İfakat Yavuz, hemşirelik mesleği ile hasta yatağında tanışıyor. Kendi deyimi ile “Melek gibi
görünen” hemşirelerin bakımı ile sağlığına kavuşan İfakat Hemşire o gün aklına okumayı ve hemşire olmayı koyuyor.
Köyüne döndükten sonra okula giden erkek çocuklara, “Sizin okulunuz
için dereden sırtımda kum taşıdım.
Şimdi siz de benim için mektup ya-
zın” diyerek İstanbul’daki kuzeniyle
mektuplaşmaya başlayan İfakat Yavuz, 1955 yılında “Hala kızını görme”
bahanesi ile ailesini ikna ederek köyden İstanbul’a yola çıkıyor.
İfakat Hemşire 1959 yılında SSK İstanbul Samatya Hastanesi’ne Hemşire olarak atandığında kendisine yeni
bir hedef daha koyuyor: Kazandığı
gelirin bir kısmını ayırarak adına bir
okul yaptırmak. 1964 yılında fizyoterapist unvanını da alan İfakat Hemşire, 1986 yılına kadar SSK Samatya
Hastanesi’nde çalışıyor. Daha sonra
özel fizyoterapist olarak devam ettirdiği mesleği boyunca okul yaptırmak
için birikim yapmaya devam ediyor.
İfakat Yavuz, zorlu ve mücadeleli
geçen tüm bu eğitim hayatı ve meslek hayatı süresince kurduğu okul
yaptırma hayaline 78 yaşında TEV’in
onun adına yaptırdığı okulla kavuştu.
Türk Eğitim Vakfında Genel Müdürlük ve İzmir Şube Başkanlığı görevlerini de yürüten Hüseyin Öğütçen,
23 Ağustos 2012 tarihinde aramızdan
ayrıldı. İzmir Şubesinin gelişmesinde ve TEV’in İzmir’de tanınmasında çok büyük emeği geçen Hüseyin
Öğütçen’in TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal’e özel bir sevgisi vardı. O’nu kızı gibi görüyordu.
Güsel Bilal Hüseyin Öğütçen’i anlatırken bir babayı kaybetmenin derin üzüntüsünü de yaşıyor. Güsel Bilal O’nun ardından şunları söylüyor:
“Hüseyin Öğütçen’e benim çok özel
sevgi ve saygım vardı. Hüseyin Öğütçen yeri doldurulamayacak, eğitimin
ve öğretimin hayatın her alanında
büyük önem taşıdığını sürekli olarak
vurgulayan, çok değerli bir yönetici
idi. Ülkemizin bugüne kadar yetiştirdiği en başarılı valiler arasında yer
alıyordu. İçişleri Bakanlığı tarafından
yayınlanan “İz Bırakan Mülki İdare
Amirleri” adlı kitapta yer verilen 87
önemli isimden biriydi. Sicilinde Valiliklerce verilen 5, Milli Eğitim Bakanlığınca verilen 4, İçişleri, Turizm
ve Sağlık Bakanlıklarınca verilen
toplam 12 takdirnameye sahip örnek
bir yöneticiydi. Mülki idarelerdeki valilik ve kaymakamlık görevlerinden
ayrıldıktan sonra 2 bulvar, 1 cadde, 1
meydan, 3 park, 1 toplantı salonu, 1
şölen bahçesi, 1 spor salonu ve Hak-
kari-Cilo Dağları’nda yer alan 3311
rakımlı tepe olmak üzere 11 yere
yaptığı çalışmalara istinaden ismi verilmiştir.”
Güsel Bilal ayrıca ülkemizde her yıl
10 Ocak’ta kutlanan İdareciler Gününde, Ankara’da Genel Merkezin
düzenlediği toplantıda yılın en başarılı kaymakamına “Hüseyin Öğütçen
Başarı Ödülü” verildiğini de sözlerine
ekliyor.
Hüseyin Öğütçen, Valilik ve Kaymakamlık çalışmalarından edindiği gözlemleri, çalışma yaşamına dair anılarını “Bir İdarecinin Zamanla Yarışı”
adlı kitabında toplayarak, herkesin
deneyimlerinden faydalanmasını da
sağladı.
Görev yaptığı her yerde olduğu gibi,
İzmir’e de sayısız eser kazandıran ve
hayatta heykeli dikilen tek vali olan
Hüseyin Öğütçen’i çok özleyeceğini
dile getiren Güsel Bilal; “Nur içinde
yatsın. 2012 yılında Vakfımız ve benim
için çok değerli olan iki şahsiyeti kaybettik, acımız büyük. Vakfımızın kurucularından, Vakfımızda uzun yıllar
Yönetim Kurulu ve Mütevelli Heyeti
Üyeliği yapan, Mütevelli Heyeti Başkan Vekilimiz Dr. Şahap Kocatopçu’yu
da Nisan 2012’de kaybetmiştik. Her
iki büyüğümüzü de minnet ve şükranla anıyoruz.” diyor.
TEV’den haberler
14
TEV’den haberler
Safiye Ayla ve Zeki Müren’in
adını yaşatacak geleceğin yeni
sesleri belli oldu
Ünlü ses sanatçısı ve Şef Tülûn
Korman’ın
başkanlık
ettiği,
Türkiye’de Türk Müziği konusunda
söz sahibi 10 kişiden oluşan jüride;
Koro Şefi Süheyla Atmışdört, ses
sanatçısı Nesrin Sipahi, ses sanatçısı ve Koro şefi Kutlu Payaslı, Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği
Korosu Şefi Fatih Salgar, TRT Müzik
Dairesi Başkan Yardımcısı Özgen
Gürbüz, ses sanatçısı ve Koro Şefi
Serap Mutlu Akbulut, ses sanatçısı
Münip Utandı, Gazeteci-Yazar Mehmet Barlas, Gazeteci-Yazar Doğan
Hızlan, Türk Musikisi Vakfı Başkan
Vekili Dr. Osman Simav yer aldı.
Yarışmanın birincileri Aynur Ezgi
Yolcu ve Berk Özçam oldu
12 finalist, sanat ve yayın dünyasının ünlü isimlerinden oluşan jüri
tarafından sahnede dinlendi. Safiye
Ayla ve Zeki Müren’in anısına gerçekleştirilen ve yeni sesleri topluma
tanıtma amacı ile düzenlenen ses
yarışmasına katılan adaylar, Safiye
Ayla ve Zeki Müren adına ayrı dalda yarıştılar. Jüri tarafından yapılan
Safiye Ayla ve Zeki Müren’in adını yaşatacak geleceğin yeni sesleri, Lütfi Kırdar Kongre
ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen geceyle belli oldu. Türk Sanat Müziği severlerin ücretsiz
izlediği yarışmada, 12 özel ses yarışırken ünlü sanatçı Melihat Gülses de yorumlarıyla
geceye renk kattı.
Türk Eğitim Vakfı (TEV) ve TSK Mehmetçik Vakfı tarafından Türk Sanat
Müziği’nin iki önemli ismi anısına ses
yarışması düzenleniyor. Yeni sanat
müziği yıldızlarının seçildiği, 4. Safiye
Ayla - Zeki Müren Ses Yarışması’nda
ödüller, 8 Aralık 2012 tarihinde, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda
gerçekleşen gecede verildi. Sanatçı
Melihat Gülses de yorumlarıyla, bu
TEV dergi
Ocak 2013
unutulmaz geceye renk kattı. TEV ve
Mehmetçik Vakfı’nın Safiye Ayla ve
Zeki Müren adına üç yılda bir düzenlediği, 4. Ses Yarışması’nı Türk Sanat
Müziği severleri de ücretsiz olarak izledi. Yarışma, TRT müzik kanalından
canlı olarak yayınlandı.
Yarışmaya bu yıl 258 başvuru yapıldı
4. Safiye Ayla - Zeki Müren Ses
Yarışması’na bu yıl 258 genç sanatçı başvurdu. Deneyimli jüri kadrosu
tarafından değerlendirilen sesler
arasından 17 sanatçı Safiye Ayla
dalında, 19 sanatçı da Zeki Müren dalında yarı finale kaldı. Sanat
Müziği’nin efsanelerinin adlarını yaşatacak 12 genç sanatçı, 26
Kasım’da yapılan elemeler sonucunda finale kaldı.
15
değerlendirmede, TEV-TSK 4. Ses
Yarışması Safiye Ayla Dalı’nda Aynur
Ezgi Yolcu, Zeki Müren Dalı’nda ise
Berk Özçam birinci oldu.
Yarışma sonucunda birincilere
10.000 TL, ikincilere 7.000 TL, üçüncülere 5.000 TL, dördüncü, beşinci,
altıncılara ise 2,000 TL ve plaket ödül
olarak verildi.
Berk Özçam
TEV-TSK 4. Ses Yarışması Safiye Ayla Dalı Sonuçları
Derece
1
2
3
4
5
6
Adı Soyadı
Aynur Ezgi Yolcu
Berna Anter
Murat Erdoğan
B. Bütün Büyükzileli
Özlem Leyla Atay
S. Derya Sirkecioğlu
Makam
Hüzzam Şarkı
Acemkürdi Şarkı
Hüzzam Şarkı
Nihavent Şarkı
Uşşak Şarkı
Muhayyer Sünbülü Şarkı
Eser
Hülyamı Saran Hareli Bir Çift Göze Daldım
Söyleyin Nerde O Göz Nuru
Ümidini Kirpiklerine Bağladı Gönlüm
Bahar Meltemidir Başımda Esen
Söyle Sevgili, Sevgili Söyle
Gitti O Güzel Yadıma Bir Hanesi Kaldı
TEV-TSK 4. Ses Yarışması Zeki Müren Dalı Sonuçları
Aynur Ezgi Yolcu
Derece 1
2
3
4
5
6
Adı Soyadı
Berk Özçam
Murat Çağlar Sungur
Süleyman Özen
Sezen Özmen Topatan
Burcu Özsoy
İsmail İlker Cansevdi
Makam
Hicaz Şarkı
Kürdilihicazkar Şarkı
Kürdilihicazkar Şarkı
Kürdilihicazkar Şarkı
Kürdilihicazkar Şarkı
Segah Şarkı
Eser
Yıllarca Yazık Boş Yere Hülyalara Kandım
İçince Şarabı Ezelde Gönül Takıldı Kaldı
O Güzel Başını Göğsüme Koysan
Damlalar Damla Damla İçimde Çağlar Gibi
Ne Senin Aşkına Muhtaç Ne Esirin OLacağım
Derman Kar Eylemez
16
TEV’den haberler
TEV çalışanlarının yeni yıl coşkusu
TEV çalışanları yeni yılı düzenlenen geceyle kutladı. Coşku dolu gecede, emekleriyle
TEV’in her zaman yanında olan kişilere de teşekkür plaketi sunuldu.
TEV Genel Müdürlük çalışanlarının katılımıyla, 28 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen
yemekte yeni yıl coşkusu yaşandı. Nakkaş Restoran da
düzenlenen gecede, 2012 yılını
danışman olarak görevlerini sürdüren Necmettin Bağcı,
Özcan Özden, Mehmet Esin,
Mehmet Ali Söylemez ve Hatice
Gültekin’e emeklerinden dolayı
teşekkür plaketi takdim edildi.
2012 yılını özverili çalışmalarıyla ve başarıyla tamamlayan
çalışanlar, 2013 yılında yeni
başlangıçlarla çalışmalarına
devam edeceklerini dile getirdiler.
TEV Genel Müdürlük çalışanları
Cumhuriyet Bayramını kutladı
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, TEV
Genel Müdürlük binasında, TEV bağışçıları ve TEVİTÖL’lü öğrencilerle
birlikte kutlandı. Kutlama töreninde,
TEV Genel Müdürlük çalışanlarının
kendilerinin yaptığı lezzetli ikramlarda bulunuldu. Tango danslarıyla kutlanan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı,
kutlamaya katılanlar için unutulmayacak bir gün oldu.
TEV dergi
Ocak 2013
TEV’den haberler
17
TEV yeni yıl kartları alarak
öğrencilere destek oldular
Türk Eğitim Vakfı, yeni yılda sevdiklerine kart göndermek isteyenler için yeni bir
uygulama başlattı. 2013 yeni yılı için TEV kartlarıyla sevdiklerine mesajlarını ileten 20
kurum, 53 öğrencinin de yıllık bursunu karşılamış oldu.
Türk Eğitim Vakfı, 46 yıldır 200 bine yakın gence burs vererek ve eğitim kurumları yaparak, milli eğitimimize destek olmak amacıyla çalışıyor. Vakfın kaynakları,
vasiyet ve hibe yoluyla yapılan bağışların yanı sıra çelenk, mutlu gün bağışları ve
kurumlarla yapılan projelerden oluşuyor. Türk Eğitim Vakfı, güvenilir, şeffaf ve tarafsız olma ilkelerini korumanın temel amaçları olduğunu her ortamda vurguluyor.
Ülkemizde son yıllarda, sosyal sorumluluk kampanyalarına daha çok ilgi duyuluyor ve önem veriliyor. TEV başlattığı yeni uygulama ile sevinçlerinizi, iyi dileklerinizi
sevdiklerinizle paylaşmanızı sağlıyor. Düğün, doğum günü, yeni yıl, doğum ya da
geçmiş olsun demek için TEV Mutlu Gün Kartlarıyla sevdiklerinize mesajlarınızı
iletebilirsiniz. Aldığınız her kart ile aynı zamanda öğrencilerin eğitimine destek de
olacaksınız.
2013 yılı için iyi dilek mesajlarını iletişimde olduğu kişilere TEV Mutlu Gün Kartı
göndererek kutlayan 20 kurum, bu sayede 28 Meslek Lisesi öğrencisinin ve 25 Üniversite öğrencisinin de yıllık burslarını karşılamış oldular.
İletişimde son durak: Twitter
Türk Eğitim Vakfı, çalışmalarını ve projelerini anlık ve dönemsel
olarak internet ve diğer yayın organları üzerinden duyurarak, sosyal medyadaki yerini yıllar önce aldı. Son olarak TEV bu mevcut
iletişim kanallarının içerisine, internet iletişim portallarından biri
olan twitter’ı da ekledi. Böylece, TEV dostlarını bir platformda buluşturan TEV, sosyal medyada büyük bir güç
haline gelme hedefinde önemli bir mesafeyi de katetmiş bulunuyor.
Twitter’ı kullanmak, Vakıfla ilgili faaliyet ve projelerden anlık olarak haberdar olabilme ve gerçekleşen interaktif etkileşim süreci içerisinde birlikte olabilme imkanını sunuyor. Vakfın çalışmalarını www.twitter.com/
tevkurumsal linkinden takip edebilirler.
TEV’den haberler
18
TEV’den haberler
TEV Ankara Şube, Cumhuriyetimizin
89. yılını coşkuyla kutladı
TEV Ankara Şube Başkanlığı, Cumhuriyetimizin 89. yıl dönümünü çok sayıda davetlinin
katıldığı konferansla kutladı. “Cumhuriyet ve Atatürk” konulu konferansı Prof. Dr. Emre
Kongar verdi.
TEV Ankara Şube Başkanlığı, Vehbi Koç ve Ankara Araştırmaları
Merkezi’ne bağlı Ankara Bağ Evi’nde, Cumhuriyetimizin 89. yıl dönümünü bir konferansla kutladı. Konferans öncesinde Ankara Kulübü
Seğmenleri Halk Dansları Topluluğu, Ankara Seğmen oyunları ile
konferansa renk kattı. Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı Yekta Güngör Özden’in de aralarında bulunduğu konferansa, Ankara Kulübü
Seğmenleri ile çok sayıda davetli katıldı.
Prof. Dr. Emre Kongar tarafından verilen “Cumhuriyet ve Atatürk”
konulu konferans ilgiyle izlendi. Konferansın sonunda Kongar, katılımcılardan gelen soruları yanıtladı. Ayrıca Konferans sonrası düzenlenen kokteyl’de Kongar kitaplarını imzaladı.
TEV Ankara Şubesi
Ankara Üniversitesindeydi
TEV Ankara Şubesi, Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde bir tanıtım toplantısı düzenledi. Toplantıda bir sunum
yapan TEV Ankara Şube Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Turna,
Üstün Başarı, ihtiyaç, Yurtiçi ve Yurtdışı Yüksek Lisans Bursları
ve Doktora ile TEV-Singa Doktora Bursları hakkında öğretim
üyeleri, lisans ve yüksek lisans öğrencilerine bilgi verdi.
Ömer Turna
TEV dergi
Ocak 2013
Katılımcılar tarafından başta ihtiyaç bursu olmak üzere Yurtiçi ve Yurtdışı Yüksek Lisans ile TEV-Singa Doktora Bursları
hakkında yöneltilen soruları cevaplayan Ömer Turna, TEV’in
yürüttüğü sosyal çalışmalar ile desteklediği kongre ve sempozyumlar hakkında da açıklamalarda bulundu. Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcı Bülent Akay başta
olmak üzere öğretim üyeleri ve öğrenciler, yaptıkları sunum
nedeniyle TEV Ankara Şube Yürütme Kurulu Başkanı Ömer
TURNA’ya teşekkür ettiler.
19
Ankara’da yıl sonu bağışçı
yemeği düzenlendi
TEV Ankara Şubesi, 14 Aralık 2012 tarihinde Doubletree By Hilton Ankara Oteli’nde yıl
sonu bağışçı yemeği düzenledi. Yemeğe çok sayıda bağışçıyla birlikte TEV yöneticileri ve
şube çalışanları katıldı.
TEV Ankara Şubesinin her yıl sonunda düzenlediği yıl sonu bağışçı
yemeği, Doubletree By Hilton Ankara
Oteli’nde gerçekleştirildi. 14 Aralık
2012 tarihinde düzenlenen yemeğe,
TEV Mütevelli Heyet Üyeleri İmren
Aykut ve Güler Berkin’in yanı sıra Genel Müdür Yıldız Günay, Genel Müdür
Yardımcısı Güsel Bilal, İzmir Şube
Başkanı Gülnur Soybayraktar, çok
sayıda bağışçı ile 75. Yıl Dinlenme ve
Bakımevi’nde kalan bağışçı ve konuklar, Ankara’daki çeşitli üniversitelerde görevli akademisyenler, Şube
Yürütme Kurulu Üyeleri, gönüllüler
ve şube çalışanları katıldılar.
Ankara Şube Başkanı Ömer Turna,
yemek öncesi yaptığı konuşmada,
2012 yılının çok bereketli bir yıl olduğunu alınan bağışlarla elde edilen
gelir ve verilen burs sayısının bunu
gösterdiğini söyledi. Ankara’daki eğitim kurumlarına devam eden 143’ü
meslek lisesi, 814’ü yüksek öğretim
olmak üzere halen 957 öğrencinin
TEV’den burs aldığını belirtti. Turna,
bu güne kadar Ankara nüfusuna kayıtlı 29.400 öğrenciye burs verildiğini
belirterek, konuşmasına şöyle devam
etti: “Ankara’da bulunan üniversitelerden mezun 118’i yurtdışı,13’ü yurtiçi olmak üzere 131 öğrenciye yük-
sek lisans bursu veriyoruz. Bununla
birlikte halen 53 Üstün Başarı bursiyerimiz bulunuyor.”
Yemekte daha sonra TEV Genel
Müdür Yardımcısı Güsel Bilal söz
aldı. Bilal, TEV’in üç sac ayağı üzerinde durduğunu bunların da bağışçılar, bursiyerler ve gönüllü çalışanlar
olduğunu söyledi. Bilal, TEV’in varlık nedeninin başarılı ancak ekonomik desteğe ihtiyacı olan bursiyerler
olduğunu, bu bursiyerlere verilen
desteğin ise bağışçılar tarafından
sağlandığı belirtti. Vakfın gerçek sahiplerinin bağışçılar olduğunu ifade
eden Bilal, Vakfı da bağışçılarla gö-
nüllülerin buluşturduğunu sözlerine
ekledi.
Yemekte son olarak TEV Genel Müdürü Yıldız Günay bir konuşma yaptı.
Günay, Ankara’da bulunan bağışçılarla, ilk defa bir araya geldiğini ve
bu buluşmadan dolayı çok mutlu olduğunu söyledi. Günay, bundan sonra daha fazla bir araya geleceklerini
vurgulayarak, organizasyonda emeği
geçenlere teşekkür etti.
Konuşmalardan sonra yemeğe geçildi. Sanatçıların seslendirdikleri
şarkılara eşlik eden bağışçılara, yemekten sonra hediyeler verildi.
20
TEV’den haberler
TEV’den haberler
Bağışçılar ve bursiyerler yeni yıl
yemeğinde buluştu
TEV İzmir Şube, bağışçılar, bursiyerler ve TEV dostlarını yeni yıl yemeğinde bir
araya getirdi. 19 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen yemek, Ege Bölgesi Sanayi
Odası restoranında gerçekleştirildi.
TEV İzmir Şubesi, Narlıdere Huzur Evinde kalan 28 bağışçı ve İzmir’de ikamet eden 18 bağışçı ile TEV gönüllülerini ve bursiyerlerini yeni yıl
yemeğinde bir araya getirdi. Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın restoranında düzenlenen yemek 19
Aralık 2012 tarihinde gerçekleşti. Konservatuar
öğrencisi olan iki TEV bursiyeri de çaldıkları enstrümanlarla yemeğe renk kattı. Ayrıca yemekte
bursiyerlerle birlikte bağışçılara da yeni yıl hediyesi verildi.
Bayramda TEV bağışçıları
ziyaret edildi
TEV İzmir Şube Müdürü Gülnur Soybayraktar ile TEV gönüllüleri, 19
Ekim 2012 tarihinde Narlıdere Huzurevinde kalan TEV bağışçılarını
ziyaret ederek, bayramlarını kutladı. İzmir Şube Müdürü Gülnur Sonbayraktar, “Dini bayramlar inançla, milli bayramlar ise ulusal değerlerimizle ilgili olarak sevinçlerin paylaşıldığı günlerdir. Biz bu sevinçleri
TEV ailesinin direği bağışçılarımız ve bizlere emeği geçen gönüllülerimizle birlikte kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.
Binlerce gencin yüzünü güldüren, eğitim destekçilerinin ellerini öpmenin, yanlarında olabilmenin büyük bir ayrıcalık olduğunu belirten
Soybayraktar, “Bu güzel ve anlamlı günümüzde ülkemizde her alanda olduğu gibi eğitimde de büyük fayda sağlayan onursal başkanımız,
rahmetli eski valimiz Hüseyin Öğütçen’i de rahmetle andık. Bu bayram
boynumuz bükük olsa da, hayatına dokunduğumuz her bursiyerimizin
ışığıyla, onun yolundan yürümeye devam edeceğiz” diye konuştu.
TEV dergi
Ocak 2013
Gönüllü
hanımlardan
gönüllülük eğitimi
Bursiyer
öğrenciler Uzay
Kampı gezisinde
TEV İzmir Şubesi Gönüllü Hanımlar Kolu üyeleri, 28 Eylül 2012 tarihinde “Gönüllülük Eğitimi” düzenledi. TEV İzmir
Özel Cumhuriyet Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu’nda
gerçekleşen eğitim, eğitmen Gül Kırçıl tarafından verildi.
Eğitimde, gönüllü TEV üyelerine, gönüllülük hakkında bilgi
verilerek, sosyal alanlarda TEV’in tanınırlığını artırmak için
neler yapılması gerektiği hakkında bilgi verildi. Özellikle kişilerin birbirini tanımasının önemi üzerinde duruldu. Tanımak ve tanışmaya ilişkin oyunlarla çalışmalar yapıldı. Çeşitli
çalışma grupları oluşturularak, gönüllülerin etkin çalışması
için program yapılması kararlaştırıldı.
TEV İzmir Özel Cumhuriyet Yüksek Öğrenim
Kız Öğrenci Yurdunda kalan TEV bursiyerleri, İzmir Gaziemir’de bulunan Uzay Kampı’nı 18 Aralık
2012 tarihinde ziyaret etti. 53 öğrencinin ziyaret
ettiği Uzay Kampı, dünyadaki üç uzay kampından
biri olup aynı zamanda Huntsville Alabama’daki
ABD Uzay ve Roket Merkezine bağlı. Kamp, uzay
eğitimindeki en son gelişmelerden ve NASA’nın
Uzaktan Eğitim Ağı’ndan yararlanıyor.
Uzay Kampı, interaktif öğrenmeyle; genç ve yetişkinler uzay bilimleri eğitimi alıyor, uzay simülatörlerini kullanarak takım çalışması tecrübesi
kazanıyor ve uzay teknolojisi hakkında fikir sahibi oluyorlar. Daha sonra öğrenciler, uzay mekiğinde ve yer kontrol merkezinde görev alarak,
ortak çalışma imkânı sağlanıyor. Öğrenciler yeteneklerine göre uzay mekiği ya da yer kontrol
merkezinde bir göreve atanıyor. Bir saatlik görev
eğitiminin sonunda grup olarak verilen görevi
başarıyla tamamlamaya çalışıyorlar.
21
22
TEV’den haberler
TEV’den haberler
Bursa TEV afişleriyle donatıldı
TEV Ankara Şubesi kitap fuarında stant açtı
Ankara Ticaret Odası
Congresium’da, 1-9 Aralık 2012 tarihleri arasında,
“Kitap Kurdu’nun Başkentte Sonsuz Keşfi” adlı kitap
fuarı düzenlendi. Fuarda,
TEV Ankara Şubesi de tanıtım standı açarak, standa
gelen konuklara TEV’i tanıtma fırsatı buldular.
TEV çalışmalarını Bursalılara anlatmak ve TEV çalışmaları hakkında bilgi vermek amacıyla TEV Bursa Şubesi Bursa’yı TEV tanıtım afişleriyle donattı. Metro va-
Antalyalı bağışçımızın
doğum gününü birlikte
kutladık
TEV Antalya Şubesi, bağışçısı Gülten
Çağlayan’ın 81. yaş gününü düzenlenen bir
organizasyonla kutladı. 12 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen doğum günü, TEV Antalya
Şube Yürütme Kurulu Başkanı Emin Demirörs, bağışçı Serpil Tomris Coşkun, şube çalışanlar ve gönüllüler birlikte kutlandı.
TEV dergi
Ocak 2013
gonlarında, otobüs duraklarında ve Bursa’nın en işlek
yol kenarlarında sergilenen afişler, Bursalıların ilgisini
çekti.
Antalya Büyükşehir Belediye
Başkanı ziyaret edildi
TEV Genel Müdürü ve Antalya Şubesi yetkilileri, TEV’e tahsis
edilmesi düşünülen 150 kişilik kız ve 150 kişilik erkek öğrenci
yurdu ile ilgili temaslarda bulunmak üzere, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ı ziyaret etti. TEV Genel
Müdürü Yıldız Günay, Hukuk Müşaviri Nermin Ceylan, Varlık
Yönetimi Direktörü Işıl Soyhan, İnşaat Servisi Danışmanı Özcan Özden, İnşaat Servisi Müdürü Cengiz Genç, Bilgi İşlem
Müdürü Mustafa Meral’in hazır bulunduğu ziyaret, 7 Kasım
2012 tarihinde gerçekleşti
23
Balıkesirliler kahvaltıda buluştu
TEV Balıkesir Şube Kadınlar Kolu, 2 Aralık 2012 tarihinde, geleneksel hale gelen kahvaltılı toplantılarının beşincisini gerçekleştirdi. Otel Basri’de düzenlenen toplantıya, Vali
Ahmet Turan, Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahir
Alkan ile birlikte Balıkesir’in iş adamları, sanayicileri, öğretim üyeleri, serbest meslek mensupları ve TEV dostları katıldı. Toplantıda, Kadınlar Kolu Başkanı Jale Bayraktar’ın TEV’i
tanıtan konuşmasının ardından Vali Ahmet Turan söz aldı ve
TEV’in çalışmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
TEV Trabzon Şubesinde
Öğretmenler Günü
kutlandı
TEV Trabzon Şube, her yıl 24 Kasım Öğretmenler Gününü, emekli ve çalışan öğretmenlerle birlikte kutluyor.
Kutlama töreninde Trabzon’da sevilip, sayılan ve eğitime gönül veren beş emekli öğretmene de ayrıca plaket
takdim edildi. Törene Trabzon İl Milli Eğitim Müdürlüğü
yetkilileri, bağışçılar, bursiyerler, TEV Trabzon Şube çalışanları ve gönüllüler katıldı. TEV Trabzon Şube Başkanı
Hasan Melek’in açılış konuşması yaptığı törende TEV logolu pasta da kesildi.
24
TEV’den haberler
TEV’den haberler
Türk Eğitim Vakfı bu yıl
Üstün Başarı Bursunu almaya hak
kazanan geleceğin lideri 70 genci tanıttı
Türk Eğitim Vakfının, geleceğin liderlerinin desteklenmesi amacıyla 2007 yılından bu
yana verilen ‘Üstün Başarı’ bursları, bu yıl da TEV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M.
Koç’un katılımıyla düzenlenen toplantıda tanıtıldı.
nin geleceğini yaygın ve kaliteli eğitimde gören, değerli bağışçılarımızın
gurur günüdür. Menkul ve gayrimenkul varlıklarını Vakfımıza bağışlayarak ülkenin eğitimine büyük hizmet
eden bu hayırseverlere huzurunuzda
sonsuz teşekkürlerimizi sunmak istiyoruz. Üstün Başarı Bursunu kazanan gençlerimizden beklentilerimiz
yüksek olup, hepsinin gelecekte başarılarıyla adından söz ettireceğine
inanıyoruz. Kendilerini tebrik ediyor,
başarılarının bundan sonra da devam
etmesini diliyoruz.” dedi.
TEV Üstün Başarı Bursları 2007
yılından bu yana veriliyor
Türk Eğitim Vakfı (TEV) 40. kuruluş
yılı vesilesiyle 2007 yılından itibaren
Türkiye’de ilk defa geleceğin liderlerini desteklemek üzere Üstün Başarı
Bursları vermeye başladı. Üstün Başarı Bursuna Lisans Yerleştirme Sınavında (LYS), MF1, MF2, MF3, MF4,
TM1, TM2, TM3, TS1, TS2 puan türlerine göre ilk 2000’e giren, Mühendislik-Mimarlık, Sağlık Bilimleri, İdari
Bilimler, Temel Bilimler, Sosyal Bilimler ve Hukuk alanlarında öğrenim
gören öğrenciler başvuru yapabiliyor.
Başarılı fakat maddi olanaklardan
yoksun gençlerin eğitimi için 1967
yılından bu yana hizmet veren Türk
Eğitim Vakfı, Üstün Başarı Bursuna hak kazanan öğrencileri 21 Ocak
2013 tarihinde Divan Kuruçeşme’de
düzenlediği toplantı ile tanıttı.
TEV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer
M. Koç’un ev sahipliğinde düzenlenen
TEV dergi
Ocak 2013
ve bu yıl Üstün Başarı bursuna hak
kazanan 70 öğrencinin tanıtıldığı toplantıya, TEV Mütevelli Heyeti Başkanı
Rona Yırcalı, Yönetim Kurulu Üyeleri,
bağışçılar, bursiyerler ve iş dünyasından birçok davetli katıldı. Geçmiş
yıllardan 146 öğrenci TEV’den üstün
başarı bursu almaya devam ediyor.
Bu öğretim yılında da 70 öğrenci seçilerek, 2012-2013 öğretim yılında
toplam 216 öğrenci TEV’den Üstün
Başarı Bursu alıyor.
2012-2013 yılı için seçilen 70 Üstün
Başarı bursiyerinin tanıtıldığı toplantıda bir açılış konuşması yapan Türk
Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
Ömer M. Koç duygularını şöyle dile
getirdi; “Bugün, Türk Eğitim Vakfı’nı
yücelten ve bugünlere getiren, ülke-
25
İlgili puan türlerine göre ilk 2000’e
giren 5200 öğrenciye, Üstün Başarı Bursları hakkında bilgi mektubu
gönderildi. Bu burslar için Türk Eğitim Vakfına 1700 öğrenci başvuruda
bulundu.
İlk dosya bazında yapılan değerlendirme ile 663 öğrenci kompozisyon
yazmaya davet edilerek, kompozisyonlar uzman tarafından okunarak
puanlandırılıyor. Bir sonraki aşamada adaylar kompozisyon puanları da
dikkate alınarak sıralanıyor ve ilk 185
başarılı öğrenci mülakata davet edi-
liyor. İstanbul ve Ankara’da dört gün
süreyle, çeşitli uzmanlık alanlarına
sahip öğretim üyelerinden oluşan
jüri tarafından yapılan mülakatlarda
adaylar özellikle liderlik vasıfları ve
gelecekteki hedefleri dikkate alınarak değerlendiriliyor. Bütün bu aşamaların sonunda 70 öğrenci Üstün
Başarı Bursunu almaya layık görülüyor. Sanat alanında eğitim alan 10
aday içinden üç sanat öğrencisi, yine
konusunda uzman öğretim üyeleri huzurunda gerçekleştirilen müzik
sunumları sonucunda seçiliyor.
TEV Üstün Başarı Bursunu alacak
öğrencilerden 18’i LYS’de ilk 100,
19’u ilk 500, 14’ü ilk 1000, 14’ü ilk
2000 içerisinde yer alıyor. Sanat alanındaki üç bursiyer ise özel yetenek
sınavı ile üniversiteyi kazandı. Bursiyerlerimizin 50’si İstanbul’da, 20’si
Ankara’da, öğrenim görüyor. Öğrenciler ailelerinin bulundukları illere
göre Türkiye’nin 19 ilinden geliyor.
Bursiyerlerin 40’ını erkek, 30’unu kız
öğrenci oluşturuyor.
Koç Üniversitesinde 20, Boğaziçi
Üniversitesinde 19, ODTÜ’de 7, Ha-
cettepe Üniversitesinde 5, Bilkent
Üniversitesinde 5, İstanbul Üniversitesinde 4, Galatasaray Üniversitesinde 3, Bilkent Üniversitesinde
2, İstanbul Teknik Üniversitesinde,
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde, Sabancı Üniversitesinde,
Türk Hava Kurumu Üniversitesinde,
Yeditepe Üniversitesinde 1’er öğrenci öğrenim görüyor. Alanlarına göre
ise 24’ü Mühendislik, 14’ü İdari Bilimler, 11’i Sağlık Bilimleri, 8’i Hukuk, 5’i Sosyal Bilimler, 5’i Temel
Bilimler, 3’ü Müzik alanında öğrenim
görüyor.
Bu bursa hak kazanan 70 öğrencinin her birine 2012-2013 öğretim
yılında 9.500 TL burs ödenecek ve
daha önceki yıllardan devam eden
bursiyerlerimizle birlikte 216 bursiyere toplam 2 Milyon 52 bin TL burs
ödemesi yapılacak.
Bu gençlerin konferanslar, seminerler vb. çeşitli etkinlikler düzenlenerek en iyi şekilde yetişmeleri hedefleniyor. Üstün Başarı Bursu alan
gençlerin bursları öğrenimleri sonuna kadar devam ediyor.
26
TEV’den haberler
TEV üstün başarı bursunu bursu alabilmek için hepimiz çok aşamalı sınavlardan ve mülakatlardan geçtik.
Öncelikle Türk Eğitim Vakfı Yönetim Kuruluna, beni üstün başarı bursuna layık gördüğü için en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Taze bir TEV Bursiyeri olarak, biraz
kendimden bahsetmek istiyorum. Benim adım Tolga
Tolgay. 1993, İzmir doğumluyum. Annem ve babam, tıp
doktoru olarak görev yapmaktalar. Ben ilköğrenimimi
Kuşadası’nda tamamladıktan sonra İstanbul Özel Amerikan Robert Lisesinden 2012 yılında mezun oldum. Yine
2012 yılında Lisans Yerleştirme Sınavında Türkiye ikincisi, Yerleştirme Sırasında Türkiye üçüncüsü olarak Koç
Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım ve öğrenimimi
birinci sınıf öğrencisi olarak orada devam ettirmekteyim.
Akademik hayat dışında, dokuz yıldır bateri çalıyorum. Beş yıl boyunca Robert Kolej Orkestrasında bateri
çaldım, bu orkestranın saymanlığını ve başkanlığını yürüttüm. Mezun olurken, Robert Kolej’de gelenek haline
gelen, her dönemin mezunlarından sadece iki kişiye verilen ve sanatta gelişimi takdir eden Bülent Ecevit Özel
Ödülüne layık görüldüm. Robert Kolej’de öğrenim gördüğüm beş yıl boyunca, devlet okullarına giderek konserler verdim. Bu okul öğrencileriyle kurduğum iletişim
sonucunda birçoğuna büyük umutlar aşıladığıma inanıyorum. İki yıl boyunca, Arnavutköy’de bir devlet okulu öğrencilerine piyano ve gitar dersleri verdim. Halen
haftada bir gün Sarıyer’de liseye hazırlanan devlet okulu
öğrencilerine gönüllü olarak Türkçe dersleri vermekteyim. TEV Bursiyeri olmaktan çok büyük onur duyuyorum.
Ancak, bu onurun yanında çok büyük sorumluluklarımın
da olduğunun farkındayım çünkü TEV ailesinin bir üyesi
olmak çok çalışmak demek, kendini sürekli geliştirmek,
bizden sonra gelecek nesillere bu ruhu aşılamak demek. Ve en önemlisi ülkemizin geleceğini, cumhuriyetimizin kuruluş ruhuna ve demokrasiye uygun bir biçimde
şekillendirmek için elinden geleni yapmak demek.
Tüm TEV ailesine en içten saygılarımı sunuyorum ve
güvenlerine layık olmak için var gücümle çalışacağıma
söz veriyorum. Bu vesile ile bu güzel vakfın kurucusu
Vehbi Koç Beyefendiyi huzurlarınızda saygıyla anıyorum.
Tolga Tolgay
Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi
1. Sınıf Öğrencisi
TEV dergi
Ocak 2013
TEV’den haberler
Ben İzel Çelik. Yolculuğuma altı yıl önce büyük
bir adımla, ailemi Tekirdağ’da bırakıp İstanbul Erkek Lisesi’ne giderek başladım. Bana yeni ufuklar
açacak; hayata, olaylara farklı bakış açılarıyla yaklaşmamı sağlayacak bir ortam sundu lisem. Ben de
beş yıl boyunca bana birçok fırsat tanıyan okulumun
aktivitelerine katılmaya, okula da kendimden bir
şeyler katmaya çalıştım. Aldığımız Almanca eğitim
sayesinde iki kez Almanya’da değişim programına
katıldım; Alman ailelerde kalıp önyargıları kırmak ve
onların kültürünü yakından tanımak, bizimkini de en
iyi şekilde tanıtmak için oradaki öğrencilerle ortak
projelerde rol aldım. Almanya’dan sonra başka bir
programla İngiltere’ye gidip hem dilimi geliştirdim
hem de farklı insanlar ve hayat görüşleriyle tanıştım.
Bunların yanı sıra Türkiye’nin ilk liseler arası kısa
film yarışması olan İstanbul Lisesi Film Festivali’nin
organizasyonunda başkan olarak görev yaptım. Bu
organizasyonun beni sabırlı olma ve sorunlarla başa
çıkma konusunda geliştirdiğine inanıyorum.
Temmuz 2011’de İstanbul Üniversitesi’nin Yaz
Programı’na katılıp üç hafta boyunca genetik bölümünü yakından inceleme, deneyler yapma ve oradaki öğretim görevlileri, doçentlerle fikir alışverişinde
bulunma fırsatım oldu. Bu programla çocukluğumdan beri ilgimi çeken biyolojinin yerini başka bir bölümün dolduramayacağını anladım. Liseden Abitur
diplomasını da alarak mezun olduktan sonra bu yılki
üniversite sınavlarında da başarı göstererek Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünü kazandım. Başarının tadını bir kez almış birisinin çıktığı yolculuktan dönemeyeceği kanısındayım
ve Atatürk’ün bizi çağdaş uygarlığa taşıyacak “bilim,
fen, teknik”’in rehberliğindeki aydınlık yolunda yürümeye ve kendimi sürekli geliştirmeye hazırım. Bu
zorlu yolculuğumuzda destekleriyle bizleri motive
eden, güçlendiren Türk Eğitim Vakfına çok teşekkür
ediyorum. Bu destekler sayesinde TEV’in gurur duyabileceği bir birey olma dileğiyle…
İzel Çelik
Boğaziçi Üniversitesi Moleküler
Biyoloji ve Genetik Bölümü
Sayın Türk Eğitim Vakfı Bağışçıları ve Yetkilileri, Değerli Arkadaşlar,
Ben Alican Ayçiçek. Sabancı Üniversitesi Uluslararası Çalışmalar Bölümü ikinci sınıf öğrencisiyim.
Annem avukat babam ise bir özel şirkette şoför olarak çalışıyor. İzmirliyim ancak Galatasaray Lisesi’nde
öğrenimime başladığım günden bu yana İstanbul’da
yaşıyorum. Lise üçüncü sınıfa kadar milli takım seviyesinde sutopu oynadım. Hali hazırda üniversitemin
bünyesinde Türkiye ve İspanya modellerini anadil bağlamında karşılaştıran bir proje üzerinde çalışıyorum
ve politika kulübü başkanlığını yürütüyorum.
Ben etrafımda olup bitenleri anlayabilmenin, hayata,
dünyaya, insana dair fikir sahibi olabilmenin yolunun
eğitimden geçtiğini düşünürüm. Girdiğim derslerden,
okuduğum kitaplardan hayata bakış açımı yenilemelerini beklerim. Bu noktadan hareketle eğitim hayatımda ilerlediğim her gün değişmiş olduğuma, farklı bir
ben’e dönüştüğüme inanırım.
Ben ve benim gibiler için eğitim, yapacağımız meslek ve kazanacağımız paradan bağımsız olarak, kendini ifade etme biçimidir. Bizler, kendimizi eğitimli
kişiler olarak tanımlamayı, var olduğumuz mevkide
bilgi ve eğitimimiz doğrultusunda edilgen değil etken
konumda yer almayı amaçlarız. Eğitim bizleri ve içinde
yaşadığımız toplumu ileri taşıyacağına, kendimizi gerçekleştirebilmemiz ve geliştirebilmemiz konusunda
en büyük yardımcımız olacağına inanırız. Eğitimin bizi,
dünya sorunlarına çözüm geliştirecek, sorgulayan ve
üreten bireyler haline getireceğini düşünürüz.
Tıpkı benim gibi, eğitimin gücüne ve anlamına inanan ve bu doğrultuda mücadele eden Türk Eğitim
Vakfı’nın bir bursiyeri ve bir parçası olmaktan dolayı
çok mutlu olduğumu belirtmek isterim.
Alican Ayçiçek
Sabancı Üniversitesi Uluslararası Çalışmalar
Bölümü 2. Sınıf Öğrencisi
Murat Kaan Erdal, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik
Elektronik Mühendisliği birinci sınıf öğrencisiyim.
Bu yıl TEV ailesine katıldım. Kırşehir’de doğdum ve
büyüdüm. Kırşehir Prof. Dr. İlhan Kılıçözlü Fen Lisesi mezunuyum. Halen lisede okumakta olan bir
kardeşim var, babam öğretmen, annemse memur
emeklisidir. Okul hayatımın en büyük başarıları lise
giriş sınavında sayısal alanında elde ettiğim Türkiye 12.’liği ve üniversite giriş sınavında MF-1 ve MF-2
puan türlerinde elde ettiğim Türkiye birincilikleridir.
Bu dereceler, ailemin desteği olmaksızın kendi ayaklarımın üzerinde durmamda çok yardımcı oldu. Bu
da benim kendi kararlarını alabilen ve sorumluluklarının farkında olan bir insan olmamı sağladı. Yani
biraz daha olgunlaşmama yardımcı oldu. Bu derecelerin bana kattığı bir diğer önemli şey ise şu an içinde
olduğum için kendimi şanslı saydığım çevremdir. Bu
derecelerin dışında bana çok şey kattığını düşündüğüm bir diğer başarımsa 10. sınıfta iken katıldığım
TÜBİTAK tarafından düzenlenen bir proje yarışmasında takım arkadaşımla birlikte elde ettiğim Kayseri bölge ikinciliğidir. Bu yarışma bana takım çalışmasının ne kadar önemli olduğunu görme fırsatı
verdi. Projenin hazırlık sürecinde takım arkadaşımla
birlikte sorumluluk almanın ve ortaya bir şey koymanın nasıl hisler olduğunu tecrübe ettik. Bunun dışında, yarışma sayesinde, bir işi iyi yapmak için o işin
sonucundan ziyade o işin kendisine odaklanmanın
önemli olduğu sonucuna vardım. Yani kazanmanın ya
da kaybetmenin yalnızca birer gösterge olduklarını
ve esas olanın yapılan iş olduğunu öğrendim. Tüm
bunlar beni çevresindeki insanların düşüncelerine
değer veren ancak kendi düşüncelerini de onlarınkinden hiçbir zaman küçük görmeyen bir insan yaptı.
Kısacası burada anlattığım başarılar, benim şu an
olduğumu düşündüğüm açık fikirli ve iradeli insan
olmamı sağladı.
Murat Kaan Erdal
Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik
Mühendisliği Bölümü 1. Sınıf Öğrencisi
27
28
TEV’den haberler
Orhan Çetin adını taşıyan
Edirne TEV Anadolu Öğretmen
Lisesinde öğrencilerle buluştu
Türkiye’de eğitime 46 yıldır 200 bin öğrenciye sağladığı burslarla destek veren Türk
Eğitim Vakfı (TEV), Şubat 2012’de eğitime başlanan ve 1,5 milyon TL’ye yapılan Edirne
TEV Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesinin içerisinde yer alan kapalı spor salonunu
açılışını gerçekleştirdi. Yüksek Elektrik Mühendisi Orhan Çetin’in adını taşıyan ve 45 yıllık
birikimiyle açılan TEV - Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi’nde 480 öğrenci eğitimini
sürdürürken, öğrenci yurdunda da 200 öğrencinin barınma ihtiyacı karşılanıyor.
TEV’den haberler
TEV Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi’nin içerisinde yer alan kapalı spor salonunun açılışı, 27 Kasım
2012’de Edirne Valisi Hasan Duruer,
Uzunköprü Kaymakamı Uğur Kolsuz,
Uzunköprü Belediye Başkanı Av. Enis
İşbilen, Bağışçı Orhan Çetin, TEV Yönetim Kurulu Üyeleri ve TEV Genel
Müdür Yardımcısı Güsel Bilal ile öğrenciler ve öğretmenlerinin katıldıkları törenle gerçekleştirildi.
TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel
Bilal yaptığı konuşmada, kurulduğu
1967 yılından bu yana, 200 binden
fazla öğrenciye verilen burslar, yaptırılan 27 eğitim tesisi ile eğitim konusunda Türkiye’nin en büyük sivil
toplum kuruluşu olan TEV’in bugüne
kadar hep “Gençliğin yetişmesine
hizmet, bir insanlık ve vatan borcudur” anlayışıyla hareket ettiklerini
vurguladı. Bilal, güvenerek birikimini
TEV’e bağışlayan Orhan Çetin’e yaptırdığı kapalı spor salonu dolayısıyla
da bir kez daha teşekkür etti.
Daha sonra sözü Uzunköprü Belediye Başkanı Av. Enis İşbilen aldı.
İşbilen konuşmasına, Uzunköprü’ye
okulla birlikte kazandırdığı kapalı spor salonundan dolayı Orhan
Çetin’e teşekkür ederek başladı.
Kapalı spor salonundan öğrencilerle
birlikte Uzunköprülülerin de yararlanacağını ifade eden Başkan İşbilen,
ilçe için gerekli olan spor salonunun
açılışından ve ilçeye kazandırılmasından dolayı memnuniyetini dile getirdi.
“Orhan Çetin okuldan sonra kapalı spor
salonunu da ilçemize kazandırdı”
Açılış töreninde Uzunköprü Kaymakam Uğur Kolsuz da bir konuşma yaptı. Kolsuz yaptığı konuşmada;
TEV dergi
Ocak 2013
29
“TEV - Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi 16 derslik, 2 laboratuar, 1
bilgisayar laboratuarı, resim ve müzik
odası, bir kütüphane, 200 metrekarelik toplantı salonu ve kantine sahip.
Okulumuza 2012- 2013 öğretim yılında 90 öğrenci alınmış olup, bu öğrencilerin 30’u ilçemiz dışından gelmiştir. Orhan Çetin olmasaydı bu güzide
okulu Uzunköprü’ye kazandırmamız
mümkün olmayacaktı. Orhan Çetin,
okulun açılışından sonra öğrencilerin
spor yapacakları spor salonunun da
gerekli olduğunu ifade ederek, bu konuda bir kaynak bulamamamız üzerine kapalı spor salonunda yaptırılmasını üstlenmiştir. Dolayısıyla buradan
bir kez daha kendilerine teşekkürlerimi ve şükranlarımı arz ediyorum.”
dedi.
30
TEV’den haberler
Edirne Valisi Hasan Duruer de açılış
törenine katılanlar arasındaydı. Törende bir konuşma yapan Vali Duruer,
TEV’in, bağışçı Orhan Çetin’in, eğitim
gönüllülerinin varlıklarıyla, geleceği
aydınlatan çocukları daha iyi yetiştirildiğini ve geleceğe daha iyi hazırlayabildiklerini söyledi. Ayrıca Vali
Duruer sözlerine şöyle devam etti:
“Orhan amcalar gerçekten önemli
eserler bırakıyorlar. Bu topraklarda
kazandıklarını tekrar bu topraklara
veriyorlar. Şüphesiz ki insanların en
kıymetlisi, insanlara faydalı olandır.
Hele ki çocuklara, gençlere yapılan
hizmetler her şeyin üzerindedir. Burada yapılan spor salonunda inanıyorum ki çok iyi sporcular yetişecektir. Orhan Amcamız çok hayırlı bir iş
yapmıştır. Buradan yetişen çocuklar
gururla, TEV-Orhan Çetin Anadolu
Öğretmen Lisesi’nden mezun oldum
diyeceklerdir. Ben Orhan Amcamıza
TEV dergi
Ocak 2013
TEV’den haberler
TEV-Orhan Çetin Anadolu Öğretmen
Lisesi teknik özellikleri
Toplam 16 derslikte 480 öğrencinin eğitim
gördüğü TEV-Orhan Çetin Anadolu Öğretmen
Lisesi’nde, öğrencilerin eğitimlerin destek olmak amacıyla fizik, kimya ve biyoloji laboratuarları, resim iş ve müzik atölyeleri, bilgisayar
odası, kütüphane ve 400 kişilik konferans salonu, spor aktivitelerine destek olmak amacıyla da spor tesisi bulunuyor. Öğrenci Yurdu
100 kız ve 100 erkek olmak üzere toplam 200
öğrenci kalabilecek kapasitede. Yurtta öğrenciler için yemek servisi ve çalışma salonları
mevcut.
ve emeği geçenlere buradan bir kez
daha teşekkür ediyorum.”
“Hayırseverler her zaman eğitime
katkıda bulunmalıdırlar”
Adını taşıyan okulun kapalı spor
salonu açılışında konuşma yapan
hayırsever Orhan Çetin, öğrencilere
seslendi: “Lise ve üniversite tahsiliniz süresince ve mesleğinizde başarılı olmak istiyorsanız daima çok
çalışmalısınız. Lisedeki öğretmenleriniz sizleri, fen ve yabancı dil dersleri
dahil çok iyi yetiştirmelidir. Bu lisenin
öğrencileri, küreselleşen dünyada
bilgi bakımından sadece Türkiye’deki
diğer fen ve öğretmen liselerinin öğrencileri ile değil dünyanın herhangi
bir ülkesinde okumuş öğrencilerle yarışabilecek düzeyde olmalıdır.”
dedi.
TEV Orhan Çetin Anadolu Öğretmen
Lisesi’nden mezun olacak öğrencilerin Türkiye’nin geleceğin yöneticileri
olmalarını umut ettiğini dile getiren
Orhan Çetin, “Unutmayın ki bugün
ülkeler arasında bilim ve teknoloji yarışı vardır. Türkiye’nin bu yarışta
başarılı olabilmesi, iyi yetişmiş siz
öğrencilerle mümkün olacaktır. Bu
öğrencileri yetiştirmek için de hayırseverler her zaman eğitime katkıda
bulunmalıdırlar.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Hayırsever Orhan Çetin, Edirne’nin
Bayramlı Köyünde doğmuş, ilkokulu Bayramlı Köyü’nde, ortaokulu Uzunköprü’de, lise eğitimini ise
İstanbul Kabataş Erkek Lisesi’nde
tamamladıktan
sonra,
tahsiline
Almanya’da devam etmiş. Karlsruhe Teknik Üniversitesi’ni başarıyla bitiren Çetin Elektrik Yüksek
Mühendisi’dir.
31
“Benim bu topraklara
vefa borcum var”
Orhan Çetin, 70 yaşında
eğitim gönüllüsü bir
bağışçı. 45 yıllık birikimini
okul yaparak bağışlayan,
bununla kalmayıp bir de
okula kapalı spor salonu
kazandıran, öğrencilerin
Orhan Amcası o. ‘Buranın
çocuğu olduğum için çok
ilgi görüyorum’ diyen
Çetin, Uzunköprü’ye vefa
borcu olduğunu ve bunu
da okul yaptırarak ödemek
istediğini söylüyor. Çetin,
bir daha dünyaya gelse yine
eğitime katkı yapacağını
ve Türkiye’yi eğitimli
insanların kurtaracağını
vurguluyor.
Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir
miyiz?
1937 yılında Uzunköprü’ye bağlı
Bayramlı köyünde dünyaya gelmişim. Babam o tarihte Bayramlı köyünde ilkokul öğretmeni. Cumhuriyet döneminin ilk öğretmenlerinden
biri. Annem ev hanımı. Köyde tahmin
edersiniz o dönem için mahrumiyet dönemi. Yol yok, elektrik yok zor
şartlarda okuduğumuzu itiraf edeyim. Yine o dönemlerde öğretmenle-
Orhan Çetin
rin aldığı maaş da o kadar iyi değildi.
Ortaokulu Edirne’de, liseyi Kabataş
Erkek Lisesinde bitirdim. Liseyi bitirdikten sonra öğretmenlerimin desteğiyle Almanya’ya gittim. Bütün öğretmenlerimin planı beni Fransa’ya
göndermekti ama ben Almanya’da
Karlshure Teknik Üniversitesinde
eğitimime başladım. Elektrik Yüksek
Mühendisi olarak mezun olduktan
sonra Almanya’da çalışmaya başladım. Uzun yıllar çalıştıktan sonra
bir müddet Paris’e geçtim. Paris’te
beş yıl kaldım. Döndüğümde askere
gittim, askerlikten sonra iş hayatına
atıldım. Öğretmen ailesinin çocuğu
olmam nedeniyle ayrıca ben Cumhuriyet çocuğuyum, Atatürkçüyüm.
Bağış yapma konusu gündeme geldiğinde, Türk Eğitim Vakfı ile görüştüm.
Bir takım önerilerde bulundular. Ben
doğduğum toprakları, tozunu yuttuğum Uzunköprü’yü unutamıyordum.
Bağışımı eğitime yapmaya karar ver-
32
TEV’den haberler
dim ve bunun da Uzunköprü’de olmasını tercih ettim.
“Türkiye’yi eğitimli insanlar
kurtaracak”
Uzunköprü’ye böyle bir yatırım yapmak nereden aklınıza geldi?
İnsanları doğru yönlendirmek için
eğitim şart. İkincisi Türkiye’de herkesin hemfikir olduğu bir konu var;
Yetersiz eğitim. Yetersiz eğitimden
kasıt, kaliteli eğitim. Lise ve üniversite bitiriliyor ama kaliteli eğitim denildiğinde herkes bir duruyor. Ben de
hasbelkader köyde doğmuşum, köy
ilkokulunda mezun olmuşum, liseyi
İstanbul’da bitirmişim. Yüksek tahsilimi Almanya’da yapma şansı bulmuşum. Çok zor şartlarda eğitimimi
tamamladığım ve bir öğretmen ailesinin çocuğu olduğum için eğitime katkı yapmak benim için bir görev oldu.
Bir ülkenin kalkınması için insanların
eğitilmesi şart. Bağış gündeme geldiğinde TEV’deki yetkililerle konuştum,
bana birkaç öneri sundular. Bunların
içinde eğitime katkı birinci sıradaydı.
Benim bu topraklara vefa borcum var.
Bu vefa borcunu ödeyebilmem için
burada bir okul yaptırmalıydım. Çok
da isabetli bir karar olmuş. Buranın
çocuğu olduğum için olsa gerek büyük ilgi görüyorum. Bir daha dünyaya
gelsem ve imkanım olsa yine eğitime
katkı yaparım çünkü Türkiye’yi eğitimli insanlar kurtaracak.
Öğrenciler ve Uzunköprülüler sizi
çok seviyor ve kendilerine yakın
hissediyorlar. Hatta o kadar seviyorlar ki size Orhan Amca diye
hitap ediyorlar. Bu neden kaynaklanıyor olabilir? Sizi neden bu kadar
kendilerine yakın görüyorlar?
TEV dergi
Ocak 2013
TEV’den haberler
Birincisi ben bu toprakların çocuğuyum. İkincisi eğitim konusunda
bağış yaparken burayı tercih ediyorum. Çocukları, öğrencilerimizi çok
seviyorum. Onlara şunu söylüyorum,
benim tek bir dileğim var. Hayatta
kaldığım sürece bu liseden mezun
olacak gençlerin iyi bir üniversite
kazanmaları ve ömrüm vefa ederse
onların başarılı bir fakülteden mezun olmalarını görmek. Bundan daha
büyük bahtiyarlık olmaz benim için.
O nedenle buradaki öğrencilerimiz
çalışacaklar, başarılı olacaklar. Hepsi benim çocuklarım gibi. O nedenle
çok memnunum. Arzum bu liseden
mezun olacak öğrencilerin ilk pilav
gününe gelmek ve bu okulu da köklü
bir lise yapmak istiyoruz.
Edirne Uzunköprü için yapılan ba-
ğışlarınızdan bahseder misiniz?
Uzunköprü için TEV-Orhan Çetin
Anadolu Öğretmen Lisesi için bağış
yapıldı. Okul 16 derslik 480 öğrenciyi
barındıracak bir okul. Bundan sonra
gelecek nesillerin bu okulda eğitim
görmesi benim için tarifi mümkün
olmayan duygu yaşatıyor. 10 yıl sonra
buradaki öğrenciler ben TEV-Orhan
Çetin lisesinden şu tarihte mezun
oldum diyecekler. Bunu bilmek bile
beni gururlandırıyor. Sonrasında okul
içinde kapalı bir spor salonu da hizmete açıldı. Salon hem öğrencilerin
hem de Uzunköprülülerin hizmetine
sunulacak.
Ben talebelik yıllarımdan beri biraz hırslıyımdır. Burs alarak üniversiteyi okuyabildim. Sıkıntılı yıllardı
ve okulu bitirip bir an önce çalışmak
istiyordum. O dönem derslere kendiEnis İşbilen, Orhan Çetin, Eda Noyan
mi biraz fazla vermiştim. İstanbul’a
geldiğimde gördüm ki, ben 100 metre
geriden yarışa başlıyorum. Bu açığı
kapatmak için çok çalışmak durumundaydım.
33
Enis İşbilen
“Çalışmadan başarılı olanı henüz
görmedim”
Başarılı olmaları için TEV bursiyerlerine, öğrencilere ne gibi tavsiyeleriniz olacak?
Başarılı olmak için tahsilleri boyunca programlı çalışmaları ve
sosyal aktivitelere aksatmamalarını tavsiye ederim. Sosyal aktiviteler
denilince ders dışı etkinliklere de
zaman harcıyorsunuz bu sefer çalışmaya vakit az kalıyor. Bu meslek
hayatında da böyle. İşler çok yoğun
olduğunda sosyal aktivitelere vakit ayırmak mümkün olmuyor. Ama
başarmak için de çalışmak gerekiyor. Çalışmadan başarılı olanı henüz
görmedim. 70 yaşındayım, holdinglerin başında olanların hepsi ciddi
çalışma sonucunda oralara gelmişlerdir. Çocuklara şunu anlatmak
istiyorum. Lise çağında bilhassa
öğrenmek için çalışmalı, sınıf geçmek için değil. Sınıfı herkes geçiyor,
siz öğrendiğiniz zaman zaten sınıfta kalmanız mümkün değil. İkincisi,
benim tavsiyem bizdeki yanlış kanaat zannediyorlar ki, sadece öğretmenin anlattıklarına çalışırsam
geçerli not alırım. Geçerli not almak
için bu yeterli oluyor ama benim anlayışıma göre yetersiz. Öğretmenin
anlattığı konunun dışında başka kitaplar karıştırın, daha detaya girin,
konuyu daha kapsamlı öğrenmeye
bakın ki, o zaman derslere çok daha
iyi hakim oluyorsunuz. Bunu öğrencilerimiz yaparsa o zaman başarılı
“Uzunköprü olarak Orhan Amcaya müteşekkiriz”
Uzunköprü Belediye Başkanı olarak, yapılan bağışları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Uzunköprü Belediye Başkanı Av. Enis İşbilen: Uzunköprülüyüm ve avukatım. Üç yıldır belediye başkanı olarak görev yapıyorum. Uzunköprü’de
bazı şeylerin eksik olduğunu ve büyük ölçüde geciktiği için taşın altına
elimizi koymak gereksinimini duyduk. Orhan Amcanın ilçemize yapacağı
katkıyı duyduktan sonra onun yanında olmak istedik. Açılan okulun ve kapalı spor salonunun en hızlı ve kaliteli şekilde bitmesi konusunda Orhan
Amcaya destek olduk. Bu okul kamu hizmeti olarak arz edildi. Bu eserleri
ilçemize kazandırdıktan sonra aynı kalitede devam etmesi çok önemli.
Bizler Orhan Amcadan bu görevi aldık. Elimizden geldiğince, belki daha
da vasıflandırarak eğitim konusunda çalışmalarımıza aynı kalitede devam edeceğiz. Uzunköprülü olarak kendisine müteşekkiriz.
olmamaları için hiçbir neden yok.
Sistemli çalışılacak daha geniş bakılacak. Şuna şahit oldum, lise tahsilini iyi yapan öğrenciler üniversitede hiçbir sıkıntı çekmiyor. Bilhassa
mühendislik fakültelerinde.
Her yıl 2 milyon öğrenci üniversite
sınavına giriyor. 700-800 bin öğrenci
sınavı kazanıyor. Tanınmış üniversi-
telere yerleşen öğrenci sayısı daha
az. Öğrencinin hedefi iyi bir fakülte
olmalı. Bu da çalışmayla mümkün
olacak. İster avukat ister doktor ister
mühendis olun, o işyerinde tutunmak
için fark yaratmanız lazım. Farkı da
bilginizle yaratacaksınızdır. Bilgi en
büyük kuvvettir. Bilgili insanın kolay
kolay bileğini bükemezsiniz, bilgili insan korkmaz.
34
bağışçılarımız
bağışçılarımız
“TEV en çok güvendiğim
kurumların başında geliyor”
Emekli hakim Ali Suat Çimendereli ve eşi Fahrünnisa Çimendereli aldıkları kararla mal
varlıklarını TEV’e bağışladılar. 2008 yılından bu yana TEV bağışçısı olan Çimendereli çifti,
bağışın doğru yere gittiğini bilmenin mutluluğunu yaşıyorlar.
Bize kendinizden kısaca bahseder
misiniz?
Ali Suat Çimendereli: Ben 1928
doğumlu olup aslen Rumeliliyim. İstanbul Erkek Lisesinden mezun olduktan sonra hukuk tahsili yaptım ve
sonrasında hakim oldum. İlk görev
yerim Diyarbakır’ın Çüngüş kazası
oldu, sonra Artvin’in Yusufeli kazasına, Ezine’ye, Trakya’da İpsala’da
görev yaptıktan sonra İstanbul’a geldim. İstanbul’da 20 yıl adliye sarayında savcılık, hakimlik, ceza hakimliği
yaptıktan sonra emekli oldum.
Fahrünnisa Çimendereli: Ben 1938
İstanbul doğumluyum. İstanbul Lisesinden mezun oldum. Adliyeden
emekli oldum. Ali Suat Bey ile 25 yıldır evliyiz.
TEV’i daha önce duymuş muydunuz? Vakfın çalışmalarını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Ali Suat Çimendereli: Bizim çocuğumuz olmadı. O nedenle varlıklarımızı bir hayır kurumuna vermeyi
planlıyorduk. Vakfın çalışmalarından
haberdardım. Vakıftan ilgili kişilerle
yaptığımız görüşmeler sonucunda
mevcudumuzun hepsini Vakfa verdik. Biz, 2008 yılından bu yana TEV’in
bağışçılarıyız. Eşim de TEV’e bağış
konusunda çok ısrarcı oldu. Maddi
TEV dergi
Ocak 2013
sıkıntı içinde öğrenimlerine devam
eden çocuklara, gençlere küçük de
olsa bir katkımız olursa ne mutlu
bizlere. Vakfa bağış yapmak eşimle
benim ortak kararımızdı. Bundan da
çok memnuniyet duyduğumuzu bir
kez daha belirtmek isterim. Aynı zamanda TEV benim en çok güvendiğim
kurumların başında geliyor. Şeffaflığı, yapılan bağışların doğru kişilere ulaşması konusundaki duyarlılığı
bizleri çok etkiledi.
Fahrünnisa Çimendereli: Ben
TEV’in yaptığı çalışmalardan çok
memnunum. Ayrıca bizlerin ne ihtiyacı varsa anında yardımda bulunuyor-
lar. Bağışçılarla İlişkiler Bölümünde
görevli arkadaşlar, desteklerini bizden esirgemiyorlar. Yakın bir tarihte
eşim bir rahatsızlık geçirdi ve arkadaşlar gelip eşimi hastaneye götürdüler ve bizimle yakından ilgilendiler.
Bugün bize bir hediyeyle geldiniz. Bu
hediyeyi ne duygularla getirdiniz?
Fahrünnisa Çimendereli: Ben sizlere elimde işlediğim bir Atatürk
portresini hediye olarak getirdim.
Ben bu işi bir ayda bitirdim. İşlerken
en çok gözleri beni oyaladı. Pek çok
renk değiştirdim. Benzememişse söküp, tekrar yaptım.
35
Bayer Türk çalışanları TEV’li
bursiyerlere destek oluyor
Bayer Türk Çalışanları Sosyal Yardım Grubu (SYG), 12 yıldır, eğitim, sağlık, kimsesizler,
sosyal etkinlikler, doğal afetler ve çevre alt çalışma gruplarıyla çeşitli organizasyonlar
düzenliyor. Bayer Türk SYG, ülkemizin geleceğini şekillendirecek gençleri desteklemek
amacıyla bu yıl da TEV ile burs projesi başlattı. Konuyla ilgili sorularımızı, Bayer Health
Care Pharma Ulusal Satış Müdürü ve SYG Başkanı Aydoğan Gökgönül yanıtladı.
Bayer dünyanın her tarafında sosyal ihtiyaçlara odaklanan bir şirket.
Bayer Türk’ün kendi içinde ve
çalışanlarının inisiyatifinde doğmuş
olan SYG neler yapıyor?
Bayer Türk SYG, Bayer Türk çalışanları arasında farkındalık yaratmak ve sosyal sorumluluk bilincini
yerleştirmek amacıyla gönüllülerden
kurulmuş bir gruptur. Günümüze kadar eğitim, sağlık, kimsesizler, sosyal
etkinlikler, doğal afetler ve çevre alt
çalışma gruplarıyla çeşitli organizasyonlar yapmıştır. Bayer Türk SYG gerçekleştirdiği sosyal, kültürel etkinlikler ve gönüllü çalışanlar tarafından
yapılan düzenli bağışlarla kendine
fon yaratarak birçok okulun, hastanenin özel ihtiyaçlarını karşılamış,
öğrenciler, hastalar, kimsesiz çocuklar ve yaşlılar gibi yardıma ihtiyacı
olan kişilere de maddi manevi destek
sağlamıştır. Bu SYG’nin kuruluşundan bu yana misyonumuz gibi düşünülebilir. Bayer Global anlamda çok
sayıda Sosyal sorumluluk projeleri
yürütüyor ve destek oluyor. SYG olarak bizler de Bayer çalışanları olarak
birlikte ortaya bir şeyler koymak istiyoruz.
SYG Bayer Türk çalışanları SYG’ye
size göre neden destek olmalılar?
Bu desteği hangi yollardan verebilirler?
SYG olarak, ürettiğimiz projelere
kaynak sağlamak için çalışmalar
yapıyoruz. En önemli projemizse,
üniversite ve lise öğrencileri için düzenli kaynak oluşturmak ve bu konuda da Türk Eğitim Vakfından des-
tek alarak, burs projesi başlattık. Şu
anda 10 üniversite ve lise öğrencisine TEV vasıtasıyla burs veriyoruz
ve bu sayıyı arttırmayı amaçlıyoruz.
Bunun için Bayer çalışanlarının da
içinde bulunduğu bir düzenli ödeme
grubu oluşturduk. Birkaç ay içinde
çok sayıda Bayer çalışanı bu gruba
katıldı ve bu sayı hızla artıyor. Düzenli bir kaynak akışı ile bütçe oluşturabilmek çok önemli bu nedenle
arkadaşlarımıza tekrar teşekkür
ediyorum.
36
gezi
gezi
Üç imparatorluğun izlerini
taşıyan kent;
Edirne denilince akla
ilk Mimar Sinan’ın 80
yaşındayken yaptırdığı
ve ustalık eserim dediği
Selimiye Camii gelir.
Osmanlı İmparatorluğuna
da başkentlik yapan
Edirne, bugün üç
imparatorluğun izlerini
taşıyan tarih mirasına da
sahip. Edirne’de ister deniz
tatili ister kültürel ister
doğa tatili yapabilirsiniz.
Her meraka ve her keyfe
uygun alternatifler sunan
Edirne, bir şehirden
daha fazlasını bekleyen
ziyaretçilere unutulmaz
deneyimler sunuyor.
TEV dergi
Ocak 2013
Edirne
Edirne’nin en eski halkı, Traklar
soyundan Odrisler’in yörede, Meriç ve
Tunca ırmaklarının birleştiği bugünkü Edirne’nin bulunduğu yerde bir
kent kurdukları biliniyor. Odrisler’den
sonra yöreye egemen olan Makedonyalılar Dönemi’nde kent, büyük bir
olasılıkla Odris ya da Odrisia adının
değişmesi sonucu, Orestia/Orestas
olarak anılmaya başlanıyor.
M.S. II. yüzyılda Roma İmparatoru Hadrianus, (117-138) Orestia
Kasabası’nın stratejik önemi nedeniyle buraya kent statüsü veriyor ve
kendi adını koyuyor. Böylece, Roma
Dönemi’nde kent Hadrianopolis/Hadrianupolis/Adrianupolis/Adrianapolis
adlarıyla anılıyor. Adrianopolis zamanla Adrianople/Adrianopel olarak
değişiyor. Roma İmparatorluğu’nun
bölünmesiyle Doğu Roma İmparatorluğu ya da diğer adıyla Bizans’ın payına düşen şehir, bir süreliğine Avarlar,
Bulgarlar ve Haçlıların eline geçse
de kentin 1361 yılında Türklerce fethine kadar Bizans’ta kalıyor.
Kent, Osmanlı dönemi başlarında
Edrinus/Edrune/Edrinabolu/Endriye
diye anılıyor. 1476’da yazılan Aşıkpaşazade Tarihi’nde kentin adı Edrene
olarak geçiyor. XVI. yüzyıl başlarında
kentin Edirne olarak adlandırıldığı
görülüyor. Edirne 1361 yılında I. Murat
tarafından fethediliyor ve İstanbul’un
alınışına kadar geçen 92 yıl boyunca
Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti oluyor. Edirne, 1453’te İstanbul’un
başkent olmasından sonra önemini
kısmen yitirse de, padişahların gözde
yerlerinden biri ve canlı bir ticari ve
idari merkez olarak kalıyor. Yaklaşık
100 yıl Osmanlı İmparatorluğu’nun
başkenti olması nedeniyle Edirne’de
pek çok Osmanlı eserini görme-
niz mümkün. Edirne, camileri, dini
kompleksleri, köprüleri, eski pazar
yerleri, kervansarayları, saraylarıyla
büyük bir müzeyi andırıyor.
18. yüzyılda, yangınlar ve depremle
sarsılan kentin gelişimine en büyük
darbeyi, bir zamanlar avantaj teşkil
eden Balkanlara açılan kapı olma niteliğinin Osmanlı İmparatorluğu’nun
gerilemeye başlamasıyla dezavantaja dönüşmesi vuruyor.
Yabancı
işgalini ilk olarak 1828-29 yılındaki
Osmanlı-Rus harbinde yaşayan şehir, 93 Harbi’nde (1877-1878) tekrar
Ruslar, Balkan Harbi’nde (19121913) ise Bulgarlar tarafından işgal
ediliyor. Birinci Balkan Harbinden
sonra kabul edilen barış anlaşmasıyla Bulgaristan’a geçen kent, İkinci Balkan Savaşından sonra tekrar
Türk topraklarına katılıyor. I. Dünya
Savaşı’ndan Osmanlı Devleti’nin yenilgiyle çıkmasının ardından Edirne, Temmuz 1920’de Yunan işgaline uğruyor. Kurtuluş Savaşı’nın
başarıyla sonuçlanmasıyla 25 Kasım
1922’de nihai olarak Türk egemenliğine giriyor ve Lozan Anlaşması’yla
Yunanistan’dan savaş tazminatı
olarak alınan Karaağaç’ın, 15 Eylül
1923’te Türkiye’ye katılmasıyla ilin
sınırı bugünkü halini alıyor.
Dünyanın en uzun taş köprüsü
Uzunköprü’ye kuruluyor
Uzunköprü’nün kuruluşu, 1427 yılında II. Murad Han emriyle Ergene
Nehri üzerinde Mimar Muslihiddin
tarafından bir köprü yapılmaya başlanmasına dayanıyor. Avrupa’ya sefer
yapan Osmanlı ordusunun toplanma
yeri olan Edirne’ye geçiş güzergahı
üzerinde bulunan arazide, ordu geçişi
için daha önceden yapılan köprülerin
Ergene nehrindeki taşkınların sonu-
37
Yapmadan Dönme
Edirne Müzesi, Türk İslam
Eserleri Müzesi, Sağlık Müzesi, Balkan Savaşı Müzesi ve
Karaağaç’ı görmeden,
Selimiye Camii, Eski Camii, Üç
Şerefeli Camii, Ali Paşa Kapalı
Çarşısı ve II. Bayezit Külliyesini
gezmeden,
Meriç kenarında, yemek yemeden ve Edirne’nin meşhur ciğer tavasını tatmadan,
Badem ezmesi, deva-i misk
şekeri, mis sabunu ve beyaz
peynir almadan,
Her yıl Haziran ayı son haftasında düzenlenen Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve kültür etkinliklerinde Edirne’de bulunmadan,
dönmeyin.
cu yıkılması ile kalıcı bir köprü inşaasına karar veriliyor. Ormanlık ve bataklık arazide haramilerin dolaşması
bölgeyi güvensiz hale getirdiğinden
dolayı köprünün korunması için bir
kasaba kurulması da verilen kararlar
arasında. Uzunköprü, Osmanlıların
38
gezi
gezi
Rumeli’de kurdukları ilk yerleşim
yeri olup, daha önce var olan bir kasaba değil, tamamen Türklerce oluşturulmuş bir şehir özelliği taşıyor.
Uzunköprü’nün inşaası dört yıl
sürüyor ve dünyanın en uzun taş
köprüsü olarak tarihte yerini alıyor.
Uzunluğu 1200 metreyi, kemer sayısı 170’i geçiyor. II. Murad tarafından
köprü yakınına kurulan kasaba da,
Osmanlıların Avrupa kıtasında ilk
kurdukları yerleşim merkezi (diğer
yerleşim merkezleri tarihte önceden
var olan yerlerdi ve fetihlerle ele geçirilmişlerdi) olarak tarihe geçiyor.
Uzunköprü’nün ilginç bir özelliği de,
köprünün başında, Osmanlı ülkesinin
ilk Hürriyet anıtının 1909 yılında dikilmiş olmasıdır.
Kırkpınar Yağlı Güreşlerine ilgi
günümüzde de sürüyor…
Her yıl Haziran ayı sonu ila Temmuz
TEV dergi
Ocak 2013
ayı başında Edirne’de Kırkpınar Yağlı Güreşleri düzenleniyor. Pehlivanlar üç gün süresince er meydanında
mücadele ederek, başpehlivan olmak
için güreşiyor. Osmanlı Devleti’nin
her yerinde düzenlenen panayırların
hepsinde güreş yapılıyordu ama bunların içinde yalnız Kırkpınar’da “baş”ı
kazanan pehlivan, gelecek yılın Kırkpınar güreşlerine kadar “başpehlivan” olarak biliniyordu. Bu düşünce
günümüzde de devam ediyor.
Orhan Gazi’nin Rumeli’yi ele geçirmek için düzenlediği seferler sırasında, kardeşi Süleyman Paşa 40 askerle Bizanslılar’a ait Domuzhisar’ın
üzerine yürüyor ve baskınla burasını ele geçiriyor. Öteki hisarların da
ele geçirilmesinden sonra, 40 kişilik öncü birlik geri dönüyor ve şimdi
Yunanistan’ın topraklarında kalan
Samona’da mola veriyor. 40 cengaver
burada güreşe tutuşuyorlar. Saatlerce süren güreşlerde, adlarının Ali ile
Ne alınır?
Edirne’de Tarihi Alipaşa kapalı çarşısının otantik ortamında alış-veriş
yapabilirsiniz. Özellikle Edirne’ye özgü ürünlerin satıldığı Selimiye arastasında Edirne’nin meşhur Deva-i Misk tatlısını, peynir şekerini, misk sabununu; Arasta çarşısındaki sahaflardan ise her türlü kitap ihtiyacınızı ve
Edirne’nin en işlek caddesi olan Saraçlar caddesinde Edirne’ye özgü bir
ürün olan badem ezmesini ve El Sanatları Mağazasından Edirne’ye özgü
el sanatları ürünlerinden satın alabilirsiniz
Selim olduğu rivayet edilen iki kardeşin bir türlü yenişemedikleri görülüyor. Daha sonra bir Hıdrellez gününde, Edirne yakınlarındaki Ahıköy
çayırında aynı çift yeniden güreşe tutuşuyor. Bütün bir gün güreşmelerine rağmen yine yenişemeyen kardeş
pehlivanlar, gece boyunca da mum
ve fener ışığında mücadelelerini sürdürmeye devam ediyorlar. Ancak solukları kesilerek oldukları yerde can
veriyorlar.
39
Ne yenir?
Edirne’ye özgü yiyeceklerin başında Edirne’nin meşhur tava ciğeri geliyor. Edirne’yi ziyaret edenler Edirne’nin tava ciğerini yemeden kentten
ayrılmazlar.
Ciğer Tava
Malzemeler: Dana ciğeri, buğday unu, yağ, tuz, kurutulmuş kırmızı biber.
Hazırlanışı: Sinirleri alınan taze dana karaciğeri keskin bir bıçakla ince
ince yaprak şeklinde kıyılıp, yıkanıp tuzlandıktan sonra una bulanıp, bol
ve kızgın yağda kızartılarak, servis yapılıyor. Ciğer tavanın yanında mutlaka yazın güneşte kurutulup kırmızı hale gelen biberler, yağda kızartılarak,
ciğerin yanında verebilirsiniz.
Arkadaşları onları aynı yerdeki bir
incir ağacının altına gömerek oradan
ayrılıyor. Yıllar sonra ise aynı yere gittiklerinde iki pehlivanın mezarlarının
bulunduğu yerde gür bir pınar görüyorlar. Bundan sonra halk orada yatanların anısına o yöreye, “Kırkpınar”
adını veriyor.
dır. Balkan Savaşları ve Birinci Dünya
Savaşı sonunda Kırkpınar Güreşleri
Edirne ile Mustafapaşa yolu arasındaki “Virantekke” denilen yerde düzenleniyor. Cumhuriyet’ten sonra 1924
yılında ise güreşler Edirne’nin Sarayiçi
mevkiinde yapılmaya başlanıyor.
Yunanistan’ın Samona köyünün merası içindeki alan asıl Kırkpınar çayırı-
Kırkpınar Güreşleri 1928 yılına kadar ağaları tarafından düzenleniyor.
Güreşlerdeki ödülleri ve misafirlerin
ağırlanmasını ağalar karşılıyor. Ancak
1928 yılında ülkede meydana gelen
ekonomik sıkıntılar nedeniyle ağalığa
talip çıkmayınca, güreşlerin organize
ve gelenleri ağırlama işi Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından üstleniliyor.1946 yılında ise Tarihi Kırkpınar Güreşleri Edirne Belediyesi’nce
düzenlenmeye başlanıyor.
40
TEVİTÖL’den haberler
TEVİTÖL’den haberler
TEVİTÖL’ün başarı öyküsü
devam ediyor
TEVİTÖL’de 2012-2013 eğitim-öğretim yılı, Türkiye Zeka Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
ve CHP Ankara Milletvekili Mehmet Emrehan Halıcı tarafından verilen açılış dersiyle
başladı. Öğrenciler, Halıcı’nın verdiği dersi ilgiyle izlediler. Yeni eğitim-öğretim yılında da
TEVİTÖL’lü öğrencilerin başarı öykülerini izlemeye devam edeceğiz.
Khan Academy
Hayvanat Başçesi gezisi
sitelerini tanıttılar. Tanıtım sonrasında
konuklar, öğrencilerin ve öğretmenlerin gerek üniversite gerekse şehir hakkındaki sorularını yanıtladılar.
oldu. Ziyaret sırasında Zeyneb Camtakan ile Reaktör İşletme Şefi Mehmet
Genceli de bilgilendirmede bulundular.
TEVİTÖL’lü öğrenciler İTÜ Nükleer
Enerji Bölüm Gezisinde
TEVİTÖL’lü öğrencilerden IMC – STFA
ziyareti
TEVİTÖL’lü öğrenciler, İTÜ-Maslak Kampüsü’nde yer alan Enerji
Enstitüsü’nün Nükleer Enerji Bölümü’ndeki TRİGA Mark-II reaktörünü,
6 Aralık 2012 tarihinde incelemeye gittiler. Reaktörü incelemeleri ve yapılan
araştırma çalışmaları konusunda bilgi
edinmeleri öğrenciler için çok yararlı
TEVİTÖL Mekatronik Kulübü FRC
takımı öğrencileri, geçen yıl takımın
sponsorluğunu üstlenen STFA’ya ziyarette bulundular. Öğrenciler, Tomris
Taşkent, Sezai Taşkent, Alp Taşkent ve
Nur Taşkent’e geçen yılki çalışmaları
hakkında bir sunum yaptı. Sunumu beğeni ile izleyen STFA yöneticileri bu yıl
İlkler, deneyimler ve merakının
peşinden koşanlar
30 Kasım 2012 tarihinde, Türkiye’de
ilk klonlamayı yapan ekipte yer alan,
İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat
Pabuccuoğlu’nu okulumuzda ağırlaTEV dergi
Ocak 2013
dık. Pabuccuoğlu, öğrencilere kendisinin yürüttüğü projeler kapsamında
reprodüktif biyoteknolojik yöntemler,
klonlama, embriyolojik ve transgenik
çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Okulda tıp
ve biyoloji eğitimi almak isteyenler öğrenciler için bu bilgiler çok yararlı oldu.
City University of Hong Kong
temsilcileri TEVİTÖL’deydi
City University of Hong Kong öğretim
üyesi Prof. Özer, Rektör Yardımcısı Dr.
David Cheng, Associate Vice President
ve Dış İlişkiler Sorumlusu and Candy
Chouk, TEVİTÖL’lü öğrencilere üniver-
da sponsorluklarını devam ettirmeye
karar verdiler.
TEVİTÖL’lü çevirmenler STFA’da Khan
Academy yeni yıl buluşmasındaydı
STFA ziyareti
İstanbul gezisi
41
Khan Academy için çevirmenlik yapan öğrenciler, Khan Academy yeni yıl
buluşması için 24 Aralık 2012 tarihinde STFA’daydı. STFA sponsorluğunda
gerçekleştirilen Khan Academy projesi
herkesin ücretsiz olarak yararlanabileceği videoların Türkçe’ye çevrilmesi
amacını taşıyor. Bu buluşmada öğrenciler, STFA yöneticileri, Khan Academy
koordinatörleri ve Koç Lisesi’nden geOkul açılış dersi
42
TEVİTÖL’den haberler
Ahmet Ümit
len çevirmenlerle tanışma imkanı buldu.
TEVİTÖL’lü öğrenciler Darıca Faruk
Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik
Parkı’nda
TEVİTÖL’lü öğrenciler, 25 Aralık 2012
tarihinde Darıca Faruk Yalçın Hayvanat
Bahçesi ve Botanik Parkı’nı ziyaret ettiler. 1991 yılında Darıca’da Faruk Yalçın
tarafından kurulan hayvanat bahçesi ve
botanik parkı 80 dönümlük alana sahip
olup, park içinde 200 çeşit yaklaşık 2
bin adet hayvan bulunuyor. Ayrıca 250
bitki türünün üzerindeki zenginliğiyle
de, Türkiye’nin sayılı botanik parkları
arasında yer alıyor. Öğrenciler, farklı
hayvanları, onlar için oluşturulmaya
çalışılan doğal ortamlarında rehber
eşliğinde gözlemlediler. Özellikle toplu hareket eden cüce maymunları, 22
saat kesintisiz uyuyabilen aslanı ve ikiz
leoparları dakikalarca izleme fırsatı
buldular.
Sinema Günleri Başkaldırı ile başladı!
TEVİTÖL’de 4-8 Kasım 2012 tarihTEV dergi
Ocak 2013
Feride Çiçekoğlu
leri arasında gerçekleşen Sinema
Günleri’nin bu yılki teması “Başkaldırı”
oldu. İlgiyle izlenen filmler, öğrencilerin
bakış açılarına dinamizm kattı.
Tarihi’, Tuncay Birkan da ‘Türkiye’de
Yayıncılık ve Editörlük’ başlıklı bir konuşma gerçekleştirdiler.
Polisiye romanlarıyla her zaman çok
satan listesinde yer alan yazar Ahmet
Ümit TEVİTÖL’lü öğrencilerle bir araya
geldi. Yapılan sohbeti ilgiyle dinleyen
öğrenciler zihinlerini yeniden tazeleme
imkanı buldular.
TEVİTÖL’lü öğrenciler çeşitli ziyaretler de gerçekleştirdiler. Öğrenciler
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından 19 Kasım 2012 tarihinde düzenlenen Sabahattin Eyüboğlu Sempozyumu’na katıldılar. Aynı
zamanda, İstanbul Bilgi Üniversitesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Yazıcı,
TÜYAP Kitap Fuarı ile TÜPRAŞ gezisine
katıldılar. Dünya Gazetesi Yayın Yönetmeni ve Başyazar Osman Arolat ziyaret
edildi. Öğrenciler son olarak, Prof. Dr.
Feride Çiçekoğlu’nun da konuk olduğu
Bilgi Üniversitesi Kısa Film Grubunu
ziyaret ederek, bilgi aldılar.
Daha sonra Şehir Üniversitesi’nde
görevli öğretim üyeleri de TEVİTÖL’de
öğrencilerle
birlikteydiler.
Şehir
Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Mehmet
Fatih Uslu, ‘İstanbul’da İlk Romanı Kim
Yazdı’ başlıklı konuşmasını gerçekleştirirken, Kemal Karpat ‘Kısa Türkiye
Öğrenciler Barokist Quartet, Çağrı
Köktekin, Boğaziçi Caz Korosu, Yeni
Türkü konserlerine de giderek, gönüllerince eğlenme fırsatı buldular. Ayrıca,
Ben Bertolt Brecht ,Meraklısı İçin Öyle
Bir Hikaye, ve Tatlı Kaçık adlı tiyatro
oyunlarını da keyifle seyrettiler.
Buluşmalar, Konuklar ve Ziyaretler
TEVİTÖL’lü öğrenciler, başarılı çalışmalarının yanı sıra kültürel ve sosyal
etkinliklerle de dikkat çekiyorlar. Okul,
edebiyat, tiyatro, konser ve gezilerle
öğrencilerin kültürel gelişimlerine katkı yapıyor.
44
biz ne yapıyoruz?
biz ne yapıyoruz?
“Vakfımız için her mutlu bağışçı,
yeni bağışçılar demektir”
1967 yılından bu yana eğitim alanında hizmet veren Türk Eğitim Vakfı, sürdürülebilir
büyümesinin devam etmesi siz değerli bağışçılarına borçlu. Vakfın en önemli
kaynağını oluşturan bağışlarla, 46 yılda binlerce öğrenci eğitimlerini tamamlama
fırsatı yakaladılar. Vakıf, desteklerini esirgemeyen bağışçıların istek ve ihtiyaçlarının
sağlanması konusunda önemli sorumluluklar üstleniyor. TEV Bağışçılarla İlişkiler
Departmanı acil durumlarda, her türlü ihtiyaçta gece-gündüz hatta hafta sonları
bağışçıların yanında olarak, kendilerini güvende hissetmelerini sağlıyor.
Abdurrahman Süngülü, Nilsin Ateş, Ahmet Fidan
Türk Eğitim Vakfı Bağışçılarla İlişkiler Departmanında Nilsin Ateş, Ahmet Fidan ve Abdurrahman Süngülü
görev alıyor. Türk Eğitim Vakfının en
önemli kaynaklarını oluşturan bağışçıların yapmış olduğu bağışlarla
bugüne kadar binlerce öğrenci eğitimlerini tamamlayabildi. Bu nedenle
bağışçıların istek ve ihtiyaçları Vakfın
en önemli sorumluluklarından birini
oluşturuyor. Konuyla ilgili olarak Bağışçılarla İlişkiler Departmanında görevli Nilsin Ateş şunları söylüyor: “TEV
ailesinin değerli büyükleri olan bağışçılarımız, yapmış oldukları bağışlarla Vakfımızın en önemli kaynaklarını oluşturuyor. Bağışçılarla İlişkiler
Departmanı da bağışçılarımızın istek
ve ihtiyaçlarının vakfımızın en önemli
sorumluluklarından olduğu bilinciyle hizmet veriyor. Her türlü ihtiyaçta
ve acil durumda; gece veya gündüz,
hafta sonları da dahil olmak üzere
her zaman bağışçılarımızın yanında
olup, onların kendilerini güvende hissetmelerini sağlayarak, sorunlarının
çözümüne yardımcı olmaktayız. Bağışçılarımızın ihtiyaç ve isteklerini göz
önünde tutarak ziyaretlerimizin sıklığını ayarlayabiliyoruz. Acil durumlarda bağışçılarımız ya da yakınları bize
cep telefonlarımızdan ulaşabiliyorlar
ya da TEV tarafından sağlanan Acil
Sağlık Hizmetleri (MEDLİNE) üyelikleri sayesinde Ambulans Hizmeti alabiliyorlar.”
“Her zaman bağışçılarımızın
yanındayız”
Bağışçılarla İlişkiler Departmanında görevli çalışanlar, ayrıca bağışçıları düzenli olarak telefonla
arayarak, kendi evlerinde veya dinlenme evlerinde ziyaret ederek, ihtiyaçlarını kontrol ediyorlar. Bağışçıların yalnız olmadıklarını hissettiren
çalışanlar, onların doktor randevularını da alarak, tüm tetkik ve tedavi
sürecinde yanlarında bulunuyorlar.
Acil sağlık problemlerinde kullanılmak üzere kendilerine sağlanan
MEDLINE üyeliği ile ambulans hizmeti de sağlanan bağışçılara, ra-
“Bağışçılarla İlişkiler Departmanı, bağışçılarımızın istek
ve ihtiyaçlarının vakfımızın en önemli sorumluluklarından
olduğu bilinciyle hizmet veriyor. Her türlü ihtiyaçta ve acil
durumda; gece veya gündüz, hafta sonları da dahil olmak
üzere her zaman bağışçılarımızın yanındayız.”
TEV dergi
Ocak 2013
45
hatsızlıkları süresince hastanede ve
evde her türlü manevi destek veriliyor. Gerektiğinde kendilerine bakıcı
temin edilerek, bağışçı dilerse bir
dinlenme evine yerleşmesi konusunda da yardımcı olunuyor.
Bağışçılar için TEV çalışanları ve
bursiyerlerle bir arada olup kaynaşabileceği çeşitli gezi, yemek ve toplantılar düzenlendiğinden bahseden Nilsin Ateş konuşmasına şöyle devam
ediyor: “Vefat eden bağışçılarımız için
cenaze işlemleri özel istekleri de göz
önünde tutularak büyük bir titizlikle
yapmaktayız. Mezar bakımları özel
bir şirket aracılığı ile yapılıp, Vakfımız
tarafından kontrol ediliyor. Vefat eden
bağışçılarımız için her yıl Ramazan
ayında Mevlit okutuluyor. Vefat eden
bağışçılarımızdan Zeki Müren, Safiye
Ayla ve Türkan Sedefoğlu adına ölüm
yıldönümlerinde anma törenleri düzenleyerek, Vakfımızın isminin duyurulması sağlanıyor.”
46
TEV dostlarından mesajlar
TEV dostlarından mesajlar
Sayın Yıldız Günay,
Sayın TEV yetkilileri,
2004-2006 yılları arasında TEV’den almış
olduğum maddi ve manevi desteklerden ötürü
sizlere teşekkürlerimi tekrar sunmak istiyorum.
Sizlere olan gönül borcumu, elimdeki imkanlar
dahilinde ödemeyi borç bilirim. Bugün TEV
Akbank şubenize 350 TL kadar bir bağış yapmış
bulunmaktayım. Elimdeki imkanlar doğrultusunda
sizlere olan desteğime devam edeceğim. Bize
sunduğunuz destekleriniz için tekrar teşekkürler.
Tülay Candemir
TEV Mezun Bursiyeri
Değerli TEV Vakfı Yöneticileri ve Bağışçıları,
Ben sizin burs verdiğiniz Ozan Doğruyol isimli
bursiyerinizim. Beni bu büyük sevgi, saygı
ve paylaşım dolu yuvanıza ailenize aldığınız
için çok mutluyum. Aranızda bulunmaktan,
eğitimimi sizlerin sağladığı bursla tamamlamış
bulunmaktayım. Ben yoksul bir ailenin tek
erkek evladıyım. Tek umut kaynakları tek
gelecekleriyim. Zorluklar içinde bu günlere
sizlerin sayesinde geldim. Sizleri mahcup
etmeyerek örnek bir insan olarak temsil ettim
ve edeceğim. Hakkınızı ödeyemem. Sizlere ne
kadar teşekkür etsem, dua etsem azdır. Var
olduğum sürece bu vicdani borcumu ödemeye
çalışacağım.
Ozan Doğruyol
Giresun Üniv. Keşap MYO Mezun Bursiyeri
TEV, Cumhuriyetin geleceğine en iyi yatırım
yapan bir kuruluştur. Bu kuruluşun başarılı
olmasında, ülkemizin çağdaşlaşmasında, bilim ve
teknolojideki gelişmleri yakından izleyen, çağdaş
bilgiyle donanmış bireylerin yetişmesinde,
sizin yönlendirmeleriniz, desteğiniz, yararlı
uygulamalarınız ve katkılarınızın çok büyük önemi
vardır.
Çağdaş bilgi ve becerilerle donanmış, yetişmiş
bireylerin ve ülkemizin TEV’e ve TEV yetkili ve
çalışanlarına her zaman büyük bir minnet ve
saygı borcu vardır.
Bu duygu ve düşüncelerle, emekli bir
öğretmen olarak, yeni yılınızı en içten dileklerimle
kutlar, mutlu sağlıklı nice yıllar geçirmenizi diler,
saygılar sunarım.
Ahmet Söylemez,
Menemen/İzmir
Ocak 2013
Türk Eğitim Vakfı Sayın Yöneticileri,
Oğlum Bora Usanmaz’a göndermiş olduğunuz
burs teklifi bizleri nasıl memnun etti bilemezsiniz.
Benim çocuğum 2008’de OKS-Türkiye birinciliği,
2012’de YGS Bilecik il birinciliği, LYS’de ise
MF 1 ve MF 4 puanlarında il birincisi olmasına
rağmen onun geleceğine ilişkin ailemiz ve maddi
imkanlarımız dışında bize güç veren maddimanevi çok ender destek olmuştur. Bizlere
güç verdiniz. Benim çocuğum bursiyeriniz
olsun veya olmasın, bu yıl üniversiteye eşim,
büyük oğlum ve küçük oğlum hep beraber
kaydolacaklar. Bunların lisans eğitiminden
sonra size söz veriyorum az veya çok TEV’e
her türlü katkıyı sağlayacağım. Sizlere teklifiniz
için sonsuz teşekkürler. Hepinize şükranlarımı
sunuyorum. Emin olun teklifinizden dolayı sizlere
minnettarlığımı memnuniyetimi anlatacak kelime
bulamıyorum. Hürmetlerimle,
Benim adım Elanur. Ben 18 yaşında lise
son sınıf öğrencisiyim. Babam emekli şoför.
Okumayı ve en önemlisi okula devam etmeyi
çok istiyorum. Bu isteğimin gerçekleşmesine
imkan yokken Türk Eğitim Vakfının, meslek
lisesi öğrencilerine burs verdiğini öğrendim ve
başvurdum. Burs çıktı ve yaklaşık iki yıldır burs
almaktayım. Burs sayesinde okulumu bitirme
hayalim gerçek olacak. Bu bursu sağlayan
herkese teşekkür ederim.
Elanur Tebrizcik
Erzurum Yakutiye Teknik ve Endüstri
Meslek Lisesi
Yakup Usanmaz
Türk Eğitim Vakfı Sayın Yöneticileri,
Tıp Fakültesindeki eğitim-öğretim hayatım
süresince yapmış olduğunuz maddi yardımlarınız
ve manevi desteğiniz sayesinde okulumu
başarıyla bitirmiş bulunmaktayım.
Topluma yararlı bir birey ve halkın sağlığı için
iyi bir hekim olma hedefimde sizlerin katkısı
benim için çok büyük bir yer teşkil ediyor. Sizlere
minnet borçluyum. Vakfınıza ve Vakfınızın tüm
çalışanlarına çok teşekkür ederim. Saygılarımla,
Dr. Ozan Akıncı
TEV dergi
47
Ben başta siz olmak üzere tüm değerli
TEV ailesine ve onun bağışçılarına, bana yeri
doldurulamayacak olan yardımları nedeniyle,
bütün kalbimle teşekkür ediyorum. Mezun
olduktan sonra da ilk görevimin TEV’e bağış
olacağını da şimdiden tüm samimiyetimle söz
veriyorum.
Ramazan Kapdıkaçdı
Hacettepe Üniv. Müh. Fak. Fizik Müh. Böl. Öğr.
Türk Eğitim Vakfı Sayın Yöneticileri,
Ben, Güvercinlik Endüstri ve Meslek Lisesi
öğrencilerinden Fulya Güneş. Geçen yıl
tarafınızdan bana verilen Eğitim bursundan
dolayı Türk Eğitim Vakfı’na teşekkür ederim.
Katkılarınız aileme ve bana olumlu yönde destek
sağladı, bu yıl da katkılarınızın devam edeceği
hakkına mail aldım ve çok sevindim. Tekrar
teşekkür eder ve bu kutsal çalışmalarınızın
devamını dilerim.
Saygılarımla,
Fulya Güneş
Ankara Güvercinlik Endüstri Meslek Lisesi
48
eğitim
eğitim
Çocuklar, güvenilmez midir?
2008 yılında devlet okullarında bir araştırma yaptık.
Etkili öğretmenler ile etkisiz öğretmenler arasındaki
farka baktık. Aralarında çok önemli bir fark bulduk.
Daha doğrusu gizli bir bakış açısı. Bu fark tüm
öğretmenliklerini etkiliyordu. Aynı yapıyı ailelerde de
gözlemledik. Neydi bu fark?
da kendisine ‘Doğru olan ne?’ sorusundan ziyade, ‘Ne yaparsam başım
derde girmez?’ sorusunu soruyor.
Bu durumda çocuk diğer insanlara
karşı duyarsızlık geliştirir. Tek derdi
kendini korumak olur. Çocuk bencilleşir. Çünkü her davranışı kendisine
zarar gelip gelmeyeceği açısından
değerlendirir.
Sorumluluk duygusu
Çocuk üzerinde kontrol
Özgür Bolat
hurriyet.com.tr köşe yazarı
TEV Bursiyeri
Etkili öğretmenler çocuklara güvenirken, etkisiz öğretmenler güvenmiyordu. Etkisiz öğretmenlerin
çoğu, ‘Çocuklar serbest bırakılmaya
gelmez’, diyordu. ‘Serbest bırakılırsa; çalışmazlar, yaramazlık yaparlar,
dersi kaynatırlar’ diye düşünüyordu.
Bu güvenmeme dürtüsünün altında tehlikeli bir düşünce var. O da şu:
İnsanlar özünde bencildir ve çıkarcıdır. Onları kontrol etmek gerekir.
Çocuğa güvenmeyen öğretmen
kendisini sınıfta tek otorite kaynağı olarak görüyor ve çoğu davranışı
çocukları kontrol altına alarak otoritesini korumak üzerine oluyor. Öğretmen dersi işlerken bilinçaltında
hesap yapıyor ve kendisine şu soruyu
soruyor: Bu etkinliği yaparken çocuklar kontrol dışına çıkar mı? Öğrenmeden hedeflerinden uzaklaşıyor,
amaç kontrol etmek oluyor.
Bir öğretmen, çocuklara güvenmiyor ve onları kontrol etmek istiyorsa,
onlar ile güvene dayalı bir ilişki kurması zordur. Öğrenme ortamı yaratması daha da zordur. Çünkü öğrenme makul seviyede kontrol dışı kaos
TEV dergi
Ocak 2013
gerektirir. Tabii ki bu aileler için de
geçerli.
Güçsüzlük duygusu
Güvenmemeye bağlı kontrol, aynı
zamanda çocukta güçsüzlük duygusu da oluşturuyor. Çünkü öğretmen
kendi otoritesini ortaya koyarak güce
dayalı bir ilişki oluşturuyor. Mesaj
açık: Ben güçlüyüm, sen güçsüz.
Dahası çocuk biliyor ki becerikli olsa, kimse onu kontrol etmek
zorunda olmaz. Sadece birileri yol
gösterir. Bu durumda çocuk farklı mekanizmalar ile güç sağlamaya
çalışıyor; şiddet, çeteleşme, gürültü
yapma ve dersi önemsizleştirme gibi.
(Hatta sigaraya başlamanın asıl sebebi de bu.)
Çocuk bu ortamda sorumluluk duygusu da kazanamıyor. Çünkü öğretmen sürekli kontrol etmek zorunda
olduğu için çocuğa güvenip sorumluluk vermiyor. Sorumluluk vermeden,
sorumluluk gelişemez. Düşünmeyen
ve sorumluluk almayan çocuklar yetişiyor. Bu tür öğretmenler ‘’ Çocuklar
kendilerine söyleneni yapmakla yükümlüdür. ‘’ diyor. Buradaki varsayım
da açık: Çocuklar kendileri için karar
veremez, karar verirse de tembelliği
ve yaramazlığı seçer. Bu da hem öğrenmeyi hem de sevgi odaklı bir ilişki
kurmayı engeller.
Yalan söyleme
Çocuk bu tür ortamlarda güvende
hissetmediği için yalan da söylemeye
başlıyor. Amacı doğruyu savunmak
değil, kontrol baskısından kurtulmak.
Duyarlılık duygusu
Kontrolün olduğu sınıfta bol miktarda ceza ve ödül de oluyor. Çünkü
hem cezanın hem ödülün özünde
kontrol var. İstediğimi yaparsan, ödül
alırsın. Yoksa cezalandırılırsın ve
aşağılanırsın.
Bu sistemde çocuk kendisinden
istenilen görevi ödül almak ya da cezadan kurtulmak için yapıyor. Değerli
bulduğu için değil. Çocuk bu durum-
Öğretmenler ve aileler ben çocuğu
nasıl kontrol ederim fikrinden kurtulmalı ve çocuklara güvenmeli. Çocuğu
kendi kararlarını vermesi, sorumluluk alması ve duyarlı olması için nasıl desteklerim ve bütün bunlar için
onunla nasıl işbirliği yaparım sorusunu kendisine sormalı.
İşte o zaman sağlıklı bireyler yetiştirebiliriz.
49
50
bursiyerlerimiz
bursiyerlerimiz
“TEV bir aile gibi yaşam boyu
sürecek bir bağ kuruyor”
Türk Eğitim Vakfı
pek çok öğrencinin
eğitim yaşamına
dokunarak, yeni
fırsatlar yakalamasına
vesile oluyor. Pek
çok öğrenci TEV ile
yaşamlarında yeni
pencereler açıyor ve
yaptıkları her işte
de başarılara imza
atıyorlar. TEV’in
yaşamına dokunduğu
öğrencilerden biri
de Ahmet Akın. TEV
bursu ile University
of Rochester Simon
School’da MBA
yapan Ahmet Akın
şimdi Leo Burnet
Worldwide reklam
ajansını CEO’su. Aynı
zamanda Reklamcılık
Vakfı Yönetim Kurulu
Başkanlığı görevini de
yürüten Akın, TEV’in
bir aile gibi ömür
boyu süren bir bağ
kurduğunu söylüyor.
TEV dergi
Ocak 2013
minize nasıl bir katkısı oldu?
Tüm gücünü ve nefesini çocuklarının eğitimine harcayan babam sayesinde ilkokuldan sonra sekiz yıl
Alman Lisesi’nde okumanın bugün
bile faydalarını görüyorum. Alman
Lisesi’nin en beğendiğim yönü öğrencileri Almanya hayranı yetiştirmemesidir. Hiçbir konu ezberletilerek
öğretilmez, her konu, her önerme,
her fikir sorgulanır. Türk eğitim sisteminden farklı olarak hiçbir şey olduğu gibi kabul edilmez.
“TEV bursu sayesinde MBA yaptım”
TEV ile nasıl tanıştınız?
Liseden sonra Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdim ve
okulun son yılına girerken o zamana
kadar hiç gitmediğim Amerika’da,
yüksek lisans eğitimi almak istedim.
İşte burada en büyük desteği TEV’den
gördüm. TEV bursu sayesinde University of Rochester Simon School’da
1992-1994’te MBA yaptım.
Ahmet Akın
Ahmet Akın kimdir, biraz kendinizden ve ailenizden bahseder misiniz?
Babam, Vakıflar Bankası’ndaki
görevi nedeniyle ben doğmadan ve
ben doğduktan sonra sürekli yer değiştirmiş. Erzurum’da görevliyken
annemle tanışmış. 1969’da Edirne’deyken ben doğdum. Daha sonra
Ankara’ya taşındık. Ankara’dan sonra
da İstanbul’a geldik ve binlerce Türk
ailesi gibi İstanbul’da kaldık.
Eğitiminizde rol olan en önemli kurum olarak nereyi görüyorsunuz?
İnsanın eğitim ve kariyer yolculuğunda ilkokulunun ve ilkokul öğretmeninin çok önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum. 1970’lerin en
iyi ilkokullarından biri olan Ataköy
İlkokulu’na gitmem ve orada Ayşe
Ülgür’ün öğrencisi olmam benim için
çok büyük bir şanstı.
Yabancı bir lisede okumanızın eğiti-
TEV’in sizin için nasıl bir anlamı
var?
Türkiye’de bazen karşınızda bir şirket bulursunuz ama kişisel ilişki kuramazsınız, bazen de sadece kişiler
vardır ve bu yüzden de profesyonel bir
ilişki kuramazsınız. TEV her açıdan
örnek bir kurum olarak hem profesyonelce yönetiliyor hem de bir aile gibi
yaşam boyu sürecek bir bağ kurmayı
başarıyor. Her bursiyerin benimle aynı
fikirde olacağı gibi Güsel Bilal olmasaydı bu kadar samimi ve uzun soluklu bir ilişki kurulamazdı. Bazen benim
gibiler hayırsızlık yapıp uzun süre ilişkiye ara verse de, Güsel Hanım hiç kırılmıyor, büyüklük göstererek bizlere
ulaşıyor ve TEV’e davet ediyor.
Neden reklamcılığı seçtiniz ve şu
an yaptığınız işten bahseder misiniz?
Askerliğimi tamamladıktan sonra
önce perakende sektöründe çalışmaya başladım. Daha sonra hangi meslekte en çok fayda yaratabilirim, hangi alanda en çok değer yaratabilirim
diye düşündüğümde kariyerime iletişim sektöründe devam etmeye karar
verdim. 1999 yılında girdiğim sektörde Başkan Yardımcılığı pozisyonuna
kadar geldikten sonra, 2009 yılında
CEO olarak Leo Burnett Worldwide’ın
İstanbul ofisine geçtim. Aynı zamanda Reklamcılık Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyorum.
“Eğitim döneminde temelini
oluşturduğunuz altyapınız, size her
zaman destek oluyor”
TEV bursuyla ABD’de aldığınız eğitimden nasıl faydalandınız?
TEV sayesinde Amerika’da aldığım
yüksek lisans eğitiminden, CEO’luk
görevine geldikten sonra aradan çok
zaman geçmiş olmasına rağmen
hâlâ faydalanıyorum. Bir disiplinde
uzmanlaşsanız bile bir şirketin tüm
fonksiyonlarından sorumlu olduğunuzda en büyük desteğiniz eğitim
döneminde temelini oluşturduğunuz
altyapınız oluyor.
University of Rochester’daki eğitiminizden unutmadığınız bir konuyu
bizimle paylaşır mısınız?
Her hocanın performansı için her
dersin sonunda değerlendirme formu dolduruyorduk ve puan veriyorduk. Amerika’da üniversiteler özel
sektörden bile daha verimli ve etkili
olmak için sürekli çaba sarf etmek ve
en iyiye ulaşmak için çalışmak zorun-
51
“Türkiye’de bazen
karşınızda bir şirket
bulursunuz ama kişisel
ilişki kuramazsınız, bazen
de sadece kişiler vardır ve
bu yüzden de profesyonel
bir ilişki kuramazsınız.
TEV her açıdan örnek
bir kurum olarak hem
profesyonelce yönetiliyor
hem de bir aile gibi yaşam
boyu sürecek bir bağ
kurmayı başarıyor.”
dalar. Özellikle 1990’larda Türkiye’de
böyle bir uygulama olması söz konusu bile değildi. Türkiye’deki hoca-öğrenci ilişkisini iyi niyetli bulmakla birlikte geleneksel olarak yaratabileceği
değeri yaratmaktan uzak buluyorum.
Yeni dönemdeki dinamik üniversiteleri bu genellemenin dışında tutmak
gerekir.
Eğitim alanıyla ilişkiniz nasıl?
Eğitim benim her zaman yakın olduğum bir alan. Bahçeşehir
Üniversitesi’nde Reklam Bölümü
Yüksek Lisans Programı’nda üç yıl
boyunca ders verdim. Çeşitli üniversitelerdeki hocaların davetiyle dönem
dönem dersleri ziyaret ediyorum.
Aynı zamanda Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Reklamcılık Vakfı’nda
gençlere reklamcılık mesleğini tanıtmak ve sektöre girişlerine yardımcı
olmak için destek oluyoruz ve eğitim
programları tasarlıyoruz.
52
portre
portre
hor davrandık. Sorunlara hep ekonomik gözlükle baktığımız için ekolojik gerçekleri pek göremedik. Çok
önemli bir nokta da ekolojik sorunların çözümünde toplumsal planlama
da hak ettikleri yeri alması gereken
“Biyolog’ları” yeterince istihdam edemedik.
“Dünyamız
devasa bir
çöplüğe
dönüşüyor”
Dokuz Eylül Üniversitesi,
Fen Fakültesi, Biyoloji
Bölüm Başkanlığı görevini
yürüten, Prof. Dr. Barbaros
Çetin, 1997 yılında Türk
Eğitim Vakfı (TEV) 30.
kuruluş yıldönümü “En
Başarılı Yurtdışı Bursiyeri”
ödülünü de aldı. Pek
çok başarıya imza atan
Çetin, ekoloji ve ekonomi
arasında yanlış seçim
yapıldığını ve ekonomik
çıkarlar uğruna ekolojinin
göz ardı edildiğini
vurgulayarak, yaşamın
devam edebilmesi
için gereken doğal
kaynakların üçte ikisinin
insanlar tarafından hızla
tüketildiğini söylüyor.
TEV dergi
Ocak 2013
Çevre örgütleri, toprağına, tohumuna sahip çıkmaya çalışanlar, organik beslenmenin önemine değinen
doktorlar, akademisyenler vs. hem
kaynakların tükenmesinden hem
de bu kaynakların hor kullanılmasından kaynaklanan sakıncalara
dikkat çekiyorlar. Ülkemizi baz
alırsak, bu konuların bu kadar açık
konuşulması insanlarda farkındalık
yarattı mı?
Evet, bu tür çabalar mutlaka toplum üzerine olumlu etkiler yaratıyor.
Diğer taraftan da çok farklı sesler
çıkmaya başlayınca insanların kafalarında soru işaretleri oluşuyor. Deprem konularında olduğu gibi. Doğru
ve sürekli güncellenmesi gereken
bilgileri ana kaynağından güvenli bir
şekilde almak gerekiyor. Öncelikle
konuyla ilgili devlet kurumlarına halkın güvenmesi ve de resmi kurumların halkın güvenini kazanması gerekiyor.
Prof. Dr. Barbaros Çetin
Toplantılarda ele aldığınız konuları
dinledikçe, gazetelere verdiğiniz
demeçleri, yazılarınızı okudukça,
insanların yaşadığı gezegene sahip
çıkmasının önemli olduğunu bir
kez daha düşündürüyorsunuz. Son
dönemlerde, çevreye karşı duyarlılığın arttığından bahsedebilir
miyiz?
Biz yaşamımızı borçlu olduğumuz
dünyamızı/evimizi ekolojik anlamda pek anlayamadık. Sadece ben-
cil çıkarlarımız çerçevesinde günü
kurtarma çabasıyla yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Herhangi bir
toplumsal konuda yeterince duyarlı
olabilmemiz ve gerektiğinde akılcı
tepkiler verebilmemiz, o konu hakkındaki en azından temel bilgileri bilmemize bağlı. Bizim ülkemiz insanının büyük çoğunluğu gerçek anlamda
ekolojik eğitim alamadı. Dogmaları
bilimsel düşünceye tercih ettik. Hal
böyle olunca dünyamıza karşı çok
“Doğayla barışamadık!”
Ülkemizde hükümetlerin çevreye
bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizler doğayla barışamadık! Cumhuriyetimizin 89. yılını kutlamakta
olduğumuz bu yılda bile hala ülke
anayasasının ilkeleri konusunda
ciddi tartışmalar içerisindeyiz, bu
vesileyle bir kez daha yeni bir anayasanın yazılması süreci hızla devam
53
“Ekoloji ve çevre konusundaki uluslararası
değerlendirme sıralamalarında ne yazık ki
en kötü durumdaki ülkelerden biriyiz.”
ediyor. Geldiğimiz noktada görünen
bir gerçek ekoloji ve çevre konusundaki uluslararası değerlendirme sıralamalarında ne yazık ki en kötü
durumdaki ülkelerden biriyiz. Bizler
doğasıyla barışık ve ekolojik değerleri ön planda tutan kanun ve yasaları
gerçek anlamda uygulamaya koyamadık. Ayrıca yeni icat ettiğimiz torba
yasalar vasıtasıyla uluslararası sözleşmelerle bile güvence altına aldığımız ve yasalarımız içerisinde yer alan
milli park, doğal sit alanı gibi özel
statülü zenginliklerimizin bile talanına izin verir durumdayız.
Konunun bir diğer boyutu da ekonomi. Ülkeler kendilerini büyüme
rakamlarıyla tanımlarken ve gelişmişlik düzeyleri bu şekilde belirlenirken, ülkeler ekosisteme nasıl
sahip çıkacak?
Biyolog gözüyle benim için ‘Ekonomi’ insanoğlunun yaşadığı ekosistemle girdiği alışverişin matematiksel olarak ifade edilmesidir.
Bugün geldiğimiz nokta gösteriyor ki,
biyosistem’e zarar veren ve o zararın
faturasını ödemeyen büyüme gerçekçi değildir. Bu açıdan baktığımızda
gelişmiş ülke ekonomilerinin dünyaya ve insanlığa yarardan çok zarar
verdiğine tanık olmaktayız. Dünya her
zaman aynı büyüklükte oysa insan
ekonomisi hızla artan nüfus ve ihtiyaca göre sürekli büyümektedir. Ne
yazık ki, hep ön planda duran ekonomistler büyük çoğunlukla bulundukları ülkelerdeki işsizlik, çevre vs. gibi
konulara çare bulmanın hep ekonomik büyümeden geçtiğine inanmışlardır. Sorunların çözümü hep yüzde
54
portre
portre
5, 7 gibi büyüme rakamlarıyla ifade
edilmektedir. Oysa sosyal refah ekonomiyle birlikte insanın yaşama ortamının sağlığıyla da doğru orantılıdır.
Bu nedenle ekolojik kaynak yoksa
ekonomik büyümeden bahsedilemez.
Ekolojik kriterler açısından baktığımızda büyüme kavramının, özellikle
1980’li yıllardan sonra dünya ekosisteminin kendini yenileme gücünün kalmaması nedeniyle bugün için
hiçbir anlamı kalmamıştır. Yaşamımızı sadece ekonomik rakamlardan
oluşan bütçe ile değerlendirmemeli,
doğadan ne kadar kaynak kullanıp ne
kadar atık bırakabileceğimiz gibi hesaplamaları da dikkate almalıyız.
Günümüzde ekonomiler öyle büyüdü ki, en temel sermaye olan doğa bir
miras yedi vurdumduymazlığıyla harcanıyor. Dünya ülkelerinin birçoğunda
halen geçerli olan klasik ekonomik
planlamalarda doğa yoktur. Klasik
ekonomi bilimi insanın sadece bencil
çıkarlarına hizmet etmeyi amaçlar.
Temelleri yaklaşık 22 yıl önce atılan
ekolojik ekonomi bilimi ise artık ekonomik büyümenin sınırına ulaştığımızı ifade ediyor. Bundan sonraki büyüme artık “ekonomik” değil çünkü
büyümenin çevre maliyeti üretimden
elde edilen kazançtan çok daha yüksek. Dolayısıyla hammadde kaynağı
olan doğamızın ekolojik gücünü sürekli tüketmekteyiz. Örneğin günümüzün en önemli çevre sorunu olarak bilinen küresel iklim değişikliği
bu kontrolsüz ekonomik büyümenin
bir sonucudur. Ve günümüzde hiçbir
ekonomik gücün küresel iklim değişikliğini durdurabilme imkanı yoktur. İşte bu ve bunun gibi maliyetler,
hesabımızda Dünya’mıza karşı olan
ekolojik borç yükümüzün katlanarak
TEV dergi
Ocak 2013
artmasına neden olmaktadır.
“Küresel iklim değişimi ve
küresel ekolojik kaos, biran
önce ciddi şekilde ele alınmazsa,
tarihin en fakir ve en çok acı
çeken insanlarının dünyası bizi
beklemektedir.”
Klasik ekonominin kuralları artık
çoktan önemini yitirdi. Klasik ekonomi bilimi insanı her alanda sadece
kendi çıkarını düşünen bir canlı olarak görür. Ekolojik ekonominin kurallarını da maalesef birçok ülkede henüz geçerli kılamadık. Bu ülkelerden
biri de bizim ülkemiz! Ekolojik ekonomi büyümenin artık tehlikeli bir sınıra
ulaştığını söylüyor. Bundan sonra büyüme artık “sosyo-ekonomik” olmadığı gibi asla ekolojik de değil. Çünkü
büyümenin ekolojik maliyeti üretimden elde edilen kazançtan daha yüksek. Büyüme yerine insanın yaşam
kalitesini ön plana çıkaran ve doğa
yasalarına uygun, doğayla barışık
sağlıklı “gelişme” kavramına önem
vermeliyiz.
İnsan kendi tabiriyle modern hayata
adım attıktan sonra, özellikle sanayi
devrimiyle birlikte bilim ve teknolojiyi kullanarak miktarları her geçen
gün hızla artan birçok ürün üretmeye
başladı. Bugün geldiğimiz nokta hem
bu ürünlerin kendileri atık olduklarında hem de üretim sırasında ortaya çıkan katı, sıvı ve gaz halinde yan
ürünler, artık öyle miktarlara geldi ki,
ne teknolojik geri kazanım mekanizmalarıyla ne de gezegenin biyolojik
çevirim mekanizmalarıyla yok edilebilmesi mümkün olmamakta. Sözün
kısası dünyamız devasa bir çöplüğe
dönüşüyor. Bu yetmezmiş gibi atmosfer çevresini de uydu çöplüğüne
çevirmeye başladık.
Yaşam kalitesi ve mutluluğun anahtarının ekonomik büyümeden geçtiğine inanıyordu. Oysa bugünkü gelmiş olduğumuz ekonomik büyüme,
kendisini yaratan biyo-sisteme sürekli zarar veren ve zararın faturasını
ödemeyen ve ülke sınırlarını yok edip
uluslararası büyük şirketlerin bencil
çıkarlarına hizmet eden vahşi bir sisteme dönüştü.
Yok Oluş Süreci’ne” girmiş oldu. Bu
konudaki önemli bir uyarı 2005 yılında yayımlanan 95 ülkeden 1360 bilim
adamı tarafından hazırlanan Dünya
Bankası’nın “Milenyum Ekosistem
Değerlendirmesi” raporuyla ortaya çıktı. Yeryüzünde yaşamın devam
edebilmesi için gereken doğal kaynakların üçte ikisinin insanlar tarafından hızla tüketilmekte olduğu acı
gerçeği idi.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın
(WWF) yayımladığı geniş kapsamlı
“Yaşayan Gezegen 2012 Raporu” da,
kaynakların sömürülmesi ve aşırı tüketim nedeniyle dünyanın “sağlık durumunun” giderek kötüye gittiğini bir
kez daha ortaya koymuş oldu.
“Doğal kaynakları hızla tüketiyoruz”
Bir şeyleri düzeltmek için çok mu
geç kaldık?
Ne yazık ki gezegenimiz “6. Kitlesel
İlk kitlesel yok oluş günümüzden
yaklaşık 440 milyon yıl önce gerçekleşmiştir. 5. Kitlesel Yok oluş süreci
bundan 65 milyon yıl önce gerçekleş-
miş olup, bu olayın en önemli özelliği ise, dinozorların 150 milyon yıllık
süren egemenliğinin son bulmasıdır.
Bu sefer sahnede insan faktörü var.
Yaratmış olduğumuz ekolojik yıkım
insan medeniyetinin de sonunu hazırlamış oldu! Ne kadar başarılı bir
medeniyet seviyesine ulaştık ki, 4.5
milyar yıllık zaman dilimin sadece
son 200 yıllık döneminde her şeyi altüst etmeyi başardık ve 1980’li yıllardan beri gezegenimizin kendini yenileme gücü artık kalmadı.
Bilindiği gibi 2008’in sonunda başlayan Amerika’daki ekonomik kriz
başta Avrupa olmak üzere domino
taşı etkisiyle zaman içerisinde birçok ülkeye yayıldı. Maalesef insanlık
doğanın ekolojik yasalarıyla kendi
kurgulayıp hayata geçirmiş olduğu
sosyo-ekonomik yasalarını bir türlü gerçek anlamda bağdaştıramadı.
Biz biyologların uzun zamandır
uyarmasına rağmen, ancak felaket
başlayınca; seller şehirleri yutmaya,
ani soğuklar ve sıcaklar can almaya,
havanın suyun kirlenmesi insanları
etkilemeye başlayınca “geç olsa da”
toplum durumun ciddiyetini anlamaya başladı. Bir arada yaşatmak
zorunda olduğumuz iki kavram “ekoloji ve ekonomi” arasında yanlış bir
seçim yaptık ve ekonomik çıkarlar
uğruna ekolojiyi göz ardı ettik. Oysa
artık öyle bir noktaya geldik ki, ekolojik çöküş ekonomilerin de çökmesine
sebep olmaya başladı.
Son olarak ekleyecekleriniz var mı?
İnsanlık yedi milyara ulaşan ve
hızla artan nüfusuyla son 200 yıldaki doğanın ekolojik yasalarına uygun
olmayan kendi kurguladığı yasalar
çerçevesinde gezegenimizin doğal
sistemini bozdu. Çevresel hızlı dönüşüm doğanın kendini yenileme payını
da 1980’li yıllardan itibaren yok etti.
1999 yılından itibaren lokal ölçekte Cittaslow – Yavaş şehir kavramı
55
dünya gündemine girmiştir. Yerleşim
alanlarının hızlı ve düzensiz bir şekilde beton yığını haline dönmesi ve artan tüketim nedeniyle, mevcut kültürel ve doğal zenginlikler yok olmaya
yüz tuttu. Bunun sonucunda yaşamın
her alanında çevresel dar boğazlara girdik. Yaşam kalitesinin de hızla düşmesi mevcut yaşam biçiminin
artık sürdürülemeyeceğini bize gösterdi.Benim dünyaya önerim; Gelmiş
olduğumuz noktada sadece küçük
yerleşim alanları boyutunda değil,
tüm dünyayı kapsayan Mundi-lentus
(Yavaş dünya) sistemi, ekolojik şekilde planlanarak hayata geçirilmelidir.
Sosyo-ekonomik yaşamımızı yeniden
düzenlemek suretiyle ekosisteme zarar veren tüm faaliyetlerimizi doğanın kendini yenileme hızı seviyesine
indirmeli ve acilen ekonomik faaliyetlerimizi yavaşlatmalıyız.
Kuşkuya yer yok ki, küresel iklim
değişimi ve küresel ekolojik kaos, bir
an önce ciddi şekilde ele alınmazsa,
tarihin en fakir ve en çok acı çeken insanlarının dünyası bizi beklemektedir.
Sizce mutluluğun anahtarı neyden
geçiyor?
Sahip olmak yerine paylaşmayı tercih etmek. İnsanın kendi ve yaşadığı
çevresinin sağlığına dikkat etmesi,
mümkün olduğunca havası, suyu kısacası doğası temiz ortamlarda yaşamını sürdürmesi, etrafındaki güzellikleri görmesi, başkaları için bir
şeyler yapması (iyilik yap denize at
felsefesini benimsemesi), insanlarla
bağlantı kurarak yeni şeyler öğrenmesi, uğruna çalıştığı hedeflerin olması, kendisiyle barışık olup iyimser
olması, yaşamını muhtaç olduğu diğer canlıların yaşama hakkına saygılı
olması gibi. Her şey sevgiyle yaşar.
56
sağlık
sağlık
Grip virüsü soğuk havayı seviyor
Yılın en soğuk günlerinin yaşandığı şu günlerde, salgın hastalıklardan sıkça söz ediliyor.
Kış ve soğuk iklim şartlarının virüs ve mikropları kırdığı inancı ise artık tarih oluyor.
Prof. Dr. Yonca Tabak; “İddia edilenin aksine soğuk mikrobu kırmıyor. Yapılan çalışmalar
soğuk ve kuru havanın grip virüsünün yaşam süresini uzattığını ve havada daha uzun
süre kaldığını gösteriyor” diyor.
İlk kez 1918 yılında ki bir grip salgınıyla literatüre giren İnfluenza, diğer
adı ile grip virüsü, ismini (Influenza
di freddo) İtalyan bir sözden alıyor.
İngilizce’ye “Influence of the cold”
Türkçe’ye ise “soğuk havanın etkisi”
olarak çevrilebilir. Alerji uzmanı Prof.
Dr. Yonca Tabak, grip virüsünün yayılması ile soğuk havanın yakın bir ilişkisi olduğunun 20. yüzyılın ilk yarısından
beri bilindiğini söylüyor.
Grip virüsü ile soğuk algınlığı, diğer
adı ile basit nezle virüslerini birbiri ile
karıştırmamak gerektiğini belirten
Prof. Dr. Yonca Tabak, soğuk algınlığı virüslerinin daha çok yüzeylerden
temas ile alınıp daha sonra el yolu
ile solunum sistemine girerken, grip
virüsünün hasta insanların hapşırık,
öksürük yolu ile burun boğaz salgılarını havaya saçması ile yani damlacık
yolu ile bulaştığını ifade ediyor. Havada asılı kalan damlacıkların daha sonra başka insanlarca solunduğunu ve
hastalığın bu yolla yayıldığını ekliyor.
Grip virüsü 5 derece ve altındaki
sıcaklıkta canlı kalıyor
Yakın zamanda yapılan araştırmaların soğuk ve kuru havanın, virüsleri içeren damlacıkların havada daha
uzun süre asılı kalmasını sağladığını
gösterdiğini belirten Tabak; “ Newyork Mount Sınai Hastanesi’nden
TEV dergi
Ocak 2013
yayınlanmış bir çalışma, grip virüsünün en iyi 5 derece ve altındaki
hava sıcaklıklarında canlı kaldığını
ve bulaştığını göstermiştir. 30 dereceye ulaştığında yayılım tamamen
durmaktadır. Aynı şey hava kuruluğu ile de ilişkilidir. Grip virüsü için en
iyi yayılımın %22 nemde gözlendiği
bildirilmektedir. Havanın nem oranı
arttıkça damlacıklar su ile şişmekte
ve rahatlıkla yere çökmektedir, bu da
yayılımı azaltmaktadır. “ diyor.
Grip aşıları virüse karşı etkisiz
kalabiliyor
Prof. Dr. Yonca Tabak; yapılan grip
aşılarının güney yarım kürede hastalık tablosu yaratan grip virüslerinden
hazırlandığını ve bu virüsün en önemli özelliğinin şekil değiştirme olduğu
belirtiyor. Bunun için, grip aşılarının
hastalıktan koruma yüzdesi genellikle düşük olmaktadır diyen Tabak;
özellikle solunum yolunu tutan bir
virüs olduğu için kronik solunum yolu
hastalarının gripten özellikle kaçınması gerektiğini vurguluyor.
Grip virüsünden astımı olan çocuklar
daha olumsuz etkileniyor
Özellikle çocuk astım hastalarının
grip virüsünden çok olumsuz etkilendiğine değinen Tabak; “Soğuk
havalarda bağışıklık sistemini güç-
57
lü tutmak bu açıdan daha da önem
kazanmaktadır. Kış ayları güneşi az
gördüğümüz aylar olduğundan ve D
vitamini de güneş ışınları ile ciltte
üretildiğinden kışın birçok çocukta D
vitamini eksikliği görülmektedir. D vitamini bağışıklık sistemi için olmazsa olmaz bir vitamindir. Bu nedenle
çocuk astım hastalarının kış aylarında ağızdan ek D vitamini alması gerekir.” diyerek, D vitaminin alımının
önemine değiniyor.
Bağışıklık sisteminizi güçlendirin
Prof. Dr. Yonca Tabak; “Bağışıklık
sisteminin hücreleri savunma alanlarına kan yolu ile ulaşır. Bu nedenle
kan damarlarını büzüştürecek soğuk
ve kuru havanın direkt ağız yolu ile
alınması enfeksiyonun kolay kapılmasına neden olur. Burnun açık olması ve burun solunumu yapılması
havanın ısıtılarak akciğerlere ulaşmasını sağladığından çok önemlidir. Bu nedenle alerjik nezleye bağlı
burun tıkanıklığı yaşayan hastaların
uygun tedavi ile burun yollarını açık
tutması çok önemlidir. Burun tıkanıklığı en iyi kortizonlu burun spreylerine yanıt verdiğinden alerji uzmanları
kontrolünde alerjik nezlenin uygun
tedavisi gripten koruyucu etki yaratacaktır.” diyor.
C, E ve A vitaminleri hava kirliliğine
karşı anti-oksidan etki sağlıyor
Tabak; C, E ve A vitaminlerinin
hava kirliliği gibi bağışıklık sistemini
olumsuz etkileyen faktörlerden koruyucu, anti-oksidan etki sağladığını
da belirtiyor. Bu nedenle kış aylarında portakal, mandalina gibi C vitamini içeren, muz, elma gibi P vitamini
içeren meyvelerin, havuç, yumurta
gibi bol A vitamini içeren gıdaların
tüketilmesi ek fayda sağlayacağını
söylüyor. Ayrıca yeşil yapraklı seb-
ze, kuruyemiş ve aşırıya kaçmadan
tüketilecek tahılların kış aylarında E
vitamini ihtiyacını karşılamada çok
önemli olduğunu vurguluyor. Güçlü
bir antioksidan olan selenyumun ise
mutlaka hayvansal etlerden ve yumurtadan alınması gerektiğinin altını
çiziyor.
Hiçbir besleyici değeri olmayan fast
food, paketli gıda ve şekerli gazlı içeceklerde ise bu dönemde mümkün
olduğunca uzak durulması gerektiğini de sözlerine ekliyor.
Gribin belirtileri nelerdir?
Her şeyden önce influenza virüslerinin neden olduğu grip ile diğer solunum yolları etkenlerinin yol açtığı hastalıklardan ayırmak gerekiyor. Ani
başlayan ateş, aşırı yorgunluk, kas ağrıları ve kuru öksürük gribin en tipik
bulgularıdır. Çocuklarda bu bulguların yanında seyrek de olsa karın ağrısı,
mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler de gözlenebilir. Fakat unutmamalı
ki, hastalığa yakalanan herkeste grip bulguları aynı şiddette seyretmeyebilir. Örneğin daha önce benzer bir influenza virüsü ile enfeksiyon geçirmiş ya da aşılanmış bir kişide bulguların ağır seyretme ihtimali düşüktür.
Prof. Dr.
Yonca
Tabak
58
sivil toplum kuruluşları
sivil toplum kuruluşları
“15 bin çocuğa ve ailesine
destek verdik”
Temeli 1972 yılında atılan Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı (TSÇV), Vakıf olarak çeyrek
asırdır hizmet veriyor. Cerebral Palys (CP)’li çocuk ve erişkinlerine teşhis, tedavi,
rehabilitasyon ve eğitim hizmeti sağlayan Vakıf, yakın dönemde CP’li bireylere evde
rehabitasyon desteği de sağlayacak. Vakfın çalışmalarıyla ilgili sorularımızı TSÇV Genel
Direktörü Nigar Evgin yanıtladı.
Türkiye Spastik Çocuklar Vakfıyla
ilgili kısaca bilgi verebilir misiniz?
Ne zaman kuruldu? Ne gibi çalışmalar yapıyor?
Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’nın
(TSÇV) temeli, 1972 yılında Türk
Spastik Çocuklar Derneği çatısı altında, yaşamını Cerebral Palys (CP)’li
çocuklara vakfeden Onursal Başkanımız Prof. Dr. Hıfzı Özcan tarafından
atılmıştır. 1989 yılında ise Türkiye
Spastik Çocuklar Vakfı kurulmuştur.
Vakfımız; CP’li çocuk ve erişkinlerine
teşhis, tedavi, rehabilitasyon ve eğitim hizmeti sağlayarak, meslek sahibi olmaları ve hayata kazandırılmaları için gerekli faaliyet ve gayretlerde
bulunmaktır.
Bu kapsamda, TSÇV olarak çocuklarda ya da genç ve erişkin bireylerde
“Cerebral Palsy” olarak tanımlanan
beyin engelinin; nasıl, neden, ne zaman ve nerede oluştuğu sorularına
cevap arayıp çözümler üretiyoruz. Ayrıca, yeni bakış açıları ve yaklaşımlar
eşliğinde, binlerce çocuk ve ailesinin
yanı sıra kurumlara, aynı ve ek başlıklar altında destek oluyor ve çözümler
sunuyoruz. Öte yandan Vakfımız çatısı
altında bizi oldukça heyecanlandıran
TEV dergi
Ocak 2013
hizmetleri sunduğu bir merkezi var
mı?
Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı çatısı altında, 2011 yılında Metin
Sabancı’nın bağışıyla ve Sabancı
Vakfı’nın katkılarıyla, “Metin Sabancı
Okulları”nı kurduk ve eğitime açtık.
Dünyadaki özel gereksinimliler için
eğitim veren okullar incelenerek iki
yıllık araştırma sonucunda hazır hale
getirilen Metin Sabancı Okulları; özel
hazırlanan eğitim kılavuzu ile özel
gereksinimli çocukların eğitiminde
tek kurum olarak yerini alıyor.
Nigar Evgin
yeni bir projenin daha hazırlıklarını sürdürüyoruz. Yakın bir dönemde
duyurusunu yapacağımız projemizle
İstanbul’da seçilen üç pilot ilçedeki
CP’li bireylere, evde rehabilitasyon
desteği sağlamak için çalışacağız.
“Okullarımızda aileler de eğitimin bir
parçası oluyor”
Vakıf ne gibi hizmetler sunuyor? Bu
Bir veya daha fazla engeli olan CP’li
çocuklar ile zihinsel yetersizliği olan
ve/veya birden fazla yetersizliği olan
çocukların eğitim aldığı okulda, özel
donanımlı sınıflarda, MEB müfredatına paralel olarak bireysel ve grup
eğitim programları, konusunda uzman eğitim ve destek hizmetler kadrosu tarafından veriliyor. Metin Sabancı Okulları’nın ana hedefi, CP’li
çocuklara, resmi eğitimleri ile birlikte
sosyal, duyusal, bilişsel, dil ve motor
gelişimi alanlarında eğitim vererek,
kendi ihtiyaçlarını karşılamayı, çevresiyle iletişime geçmeyi ve toplumla
entegre olmalarını sağlamak.
59
Ataşehir’de, 3.700 m2 kapalı alanda
faaliyet gösteren okulda etkinlikler
ve destek hizmetler olarak; Psikolojik Danışmanlık Hizmeti, Müzik ve
Resim Atölyeleri, Sanat Atölyeleri,
Beden Eğitimi ve Spor Çalışmaları,
Mutfak Atölye Çalışmaları, Gereksinime Bağlı Destek Hizmetler, Öz
Bakım Desteği ile Gezi ve katılımlar
öğrenciler ve ailelerine sunuluyor.
Okullarda sadece çocuklarımız değil;
çocuklarımızın gelişimine en büyük
katkıyı sağlayan aileleri de eğitim
programlarının parçası oluyor.
Yine TSÇV çatısı altında “Metin
Sabancı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi” de yer alıyor. Rehabilitasyon; bir kişinin doğuştan ya
da doğum sonrası herhangi bir nedenle meydana gelen, kalıcı ve/veya
geçici yetersizliklerini tedavi etme,
yetersizlik kapasitesini olumlu yönde geliştirme amacıyla yürütülen
çalışmalardır. İşlevsel yetersizlik ile
mücadele kapsamıyla başlayan bu
çalışmalar günümüzde, bireylerin
toplumsal-özel ve mesleki yaşam
alanlarında desteklenmeleri, bağımsız bireyler olarak hayata katılabilmeleri ve kabulleri gibi süreçlerini
barındırmaktadır.
Vakfımız çatısı altında yürütülen
bir diğer çalışma ise “Yaratıcı Sanatlar Terapisi (YST)”dir. YST, kısaca
çeşitli sanat dallarının (drama, sanat, dans-hareket, müzik vb.) amaçlı
kullanımı yoluyla insanların psikolojik, kişisel-duygusal gelişim ve
iyileşmelerine hizmet eden bir çeşit
terapi olarak tanımlanabilir ve herhangi bir yaş sınırlaması olmaksızın
gelişimsel engellerden, ruh hali rahatsızlıklarına, psikotik bozukluklardan, travmalara kadar uygulanabilmektedir.
Bugüne kadar kaç çocuğa ulaşıldı,
çözümler üretildi?
Kuruluşumuzdan bugüne kadar, bilimsel alanda uzman isimler ile işbirliği içerisinde; 15 bin çocuğa ve ailesine destek vererek çözümler ürettik
ve desteğimizi daha geniş kitlelere
yaymak için de çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Metin Sabancı Özel Eğitim ve
Rehabilitasyon Merkezi’nde aşağıdaki konular altında çalışmalar
yapılıyor:
• Eğitim (Grup Eğitimi, Bireysel Eğitim)
• Fizyoterapi
• Hidroterapi ve Spor
• İletişim ve Dil Bozuklukları
• Psikolojik Danışmanlık
• Bilimsel ve Akademik Araştırmalar
• Konsültasyon Süreçleri
60
sivil toplum kuruluşları
sivil toplum kuruluşları
“Çalışmalarımıza katılanlar
sosyal yaşama daha kolay
adapte oluyor”
Yaratıcı Sanatlar Terapisi (YST) Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı (TSÇV), çatısı altında
yürütülüyor. YST ile bireyler yaşamlarına farklı perspektiflerden bakarak yaşam gücü ve
cesareti kazanacaklarını ifade eden Yaratıcı Sanatlar Terapisti Nilgün Türkcan, bu yolla
kişilerin kendi sorunlarına dışarıdan bakabilmeyi öğrendiklerini söylüyor.
Yaratıcı Sanatlar Terapisi nedir?
Kısaca bahseder misiniz? Yaratıcı
Sanatlar Terapisi ile ne amaçlanıyor?
Yaratıcı Sanatlar Terapisi (YST) çeşitli sanat dallarının (drama, sanat,
dans-hareket, müzik, vb.) amaçlı
kullanımı yoluyla, insanların psikolojik, kişisel-duygusal gelişim ve
iyileşmelerine hizmet eden bir çeşit
terapi olarak tanımlanabilir. YST,
yaratıcılığa ve farklı biçimlerde dışavuruma izin vererek düşünceleri
ve duyguları sözel ve sözel olmayan bir dille ifade etmede çok çeşitli
olasılıklar sunuyor. Yani kelimelerin
kifayetsiz kaldığı durumlarda YST,
kişilere duygu ve düşüncelerini sanatlar yoluyla ifade etme imkânı veriyor.
YST aynı zamanda insanlara, yaşamlarında istedikleri yönde değişim ve dönüşüm sağlayabilmek için
gereken cesareti de kazandırıyor.
Oyun ortamında kendilerini güvende
hissederek, savunma ve direnç mekanizmaları tehdit edilmeden duygu ve düşüncelerini serbestçe ifade
TEV dergi
Ocak 2013
Nilgün Türkcan
edebilirler. Hem kendi hem de problemleri hakkında farkındalıkları artar. Bireyler yaşamlarına farklı perspektiflerden bakarak yaşam gücü ve
cesareti kazanırlar. Bu yolla kişiler
iç görü kazanarak, kendilerine ve
sorunlarına dışarıdan bakabilmeyi
öğreniyor aslında. Dolayısıyla yalnızca psikolojik sorunları olan veya
engelle yaşayan kişiler değil herkes
YST atölyelerine katılabilir.
TSÇV çatısı altında gerçekleştirilen bu çalışmalara kimler katılıyor? Yaş sınırı var mı?
YST’ye katılmak için bir yaş sınırı bulunmuyor. Öncellikle gelişimsel engellerle yaşayan tüm çocuk,
genç ve yetişkinler programlarımıza
katılabilir. Gelişimsel engeller derken genetik bozukluklardan (down
sendromu,
william
sendromu,
vb.), yaygın gelişim bozukluklarına
(otizm, aspergers vb.), nörolojik bozukluklardan (cerebral palsy, developmental dyspraxia, vb.), öğrenme
bozukluklarına kadar çok geniş bir
kullanım alanından bahsedebiliriz.
Ayrıca günümüz kadınına hitap eden
özel çalışmalarımız ve herkese açık
çok keyifli birçok atölye çalışmamızda mevcut.
“Katılımcılar YST ile kendilerine ve
yaşamlarına olan güvenleri artıyor”
Katılanların yaşamlarında neler
değişiyor? Bununla ilgili gözlemleriniz oldu mu?
Özel gereksinimle yaşayan bireyler
için engeller ister fiziksel ister bilişsel
isterse duygusal olsun, bunları deneyimleyen bireyler, tüm yaşamlarında
bir engellenmişlik duygusu içerisinde
olma eğilimindedirler. Çalışmalarımıza katılan bu bireylerin; yaratıcılık
ve spontaneliği, problem çözme yetenekleri, motor gelişimleri, kendilerine
ve yaşamlarına pozitif bakışları artarak sosyal yaşama daha kolay adapte
olabildiği ve genel olarak yaşam kalitelerinin de arttığı gözlemlendi.
Herkese açık Yaratıcı Sanatlar Terapisi Atölye çalışmalarında ise katılımcılar, yaşamlarının pozitif yanlarını
görebilir ve yaratıcı sürece katılarak
cesaretlenebilir, koşullara yenik düşmek yerine, yaşamın aktif katılımcısı
olabileceklerini keşfederler ve bu yolla
kendilerine ve yaşamlarına olan güvenleri de artar. Bütün bunlara ek olarak,
Yaratıcı Sanatlar Terapisi katılımcılara
yargılamayan, güvenli bir ortamda hayatın provasını yapma şansı verir, grup
içerisinde çok farklı becerileri deneme-sınama fırsatı bularak kendi yaşamlarına aktarmalarını sağlar.
YST Program içeriğinden de kısaca
bahsedebilir misiniz?
Biraz önce sözünü ettiğimiz özel
gereksinimle yaşayan bireylere yönelik Sosyal Becerileri Geliştirme grup
çalışmaları güvenli bir ortamda daha
başarılı ve daha etkili sosyalleşmenin
aşamalarını öğretirken, kişisel alanlar ve doğru dokunma gibi konularda
da katılımcılara kendilerini geliştirme
ve koruma imkânı verir. Kazanımlarını grup içerisinde deneme-sınama
fırsatı bulan çocuk ve gençlerimiz, bu
becerileri kendi yaşamlarında nasıl
kullanabileceklerinin ve dışardan gelebilecek tehlikelere karşı nasıl davranabileceklerinin provasını da yapma fırsatı bulurlar.
Ayrıca günümüz kadınına hitap
eden çok keyifli atölye çalışmalarımız
da mevcut. Örneğin “Ayna Ayna Söyle Bana” adını taşıyan programımız,
kendini toplumun dikte ettiği rolleri yaşamak zorunda hisseden, buna
karşın yaşamdaki yerini, üstlendiği
rolü ve gücünü, yaşamının gerçek
anlamını yeniden keşfetmek isteyen
kadınlarımıza ışık tutmayı amaçlıyor. Kendine daha çok güvenmek,
olaylara daha pozitif yaklaşabilmek
ve gerektiğinde duvarları yıkabilecek
kadar cesaretli olabilmek, bu ilginç
programın temel içeriklerinden bazılarını oluşturuyor.
Yine YST programlarımız arasında
bireylerin yaratıcı sürece aktif olarak
katılımlarını ve bu yolla kendi içsel
güç ve potansiyellerini keşfetmelerini
sağlayacak herkese açık çok çeşitli
atölye çalışmalarımız da mevcut. Bu
çalışmalar; bireylerin farkındalıklarını arttırmak, yaşamlarında istedikleri
ve ihtiyaç duydukları değişim ve dönüşümü sağlayabilmek için gereken
donanımı kazandırmayı amaçlıyor.
Atölye çalışmalarımızı kısaca ‘Özgüven’, ‘Stresle baş edebilme’, ‘İki seçenek arasında’, ‘Yaratıcılık’, ‘Öfke
kontrolü’ ve ‘Hayır diyebilmek’ baş-
61
lıkları altında özetlenebilir.
Eklemek istedikleriniz var mı?
Vakıf olarak YST’nin getirdiği yenilikleri, ülkemizde tanıtmayı ve bu yeni
alanda akademik çalışmalarımızla
da referans kurum olmayı kendimize amaç edindik. Bu hedef doğrultusunda bu alanın doğru tanınması
ve uygulanması için çabalarımızı
sürdürüyoruz. YST alanında hizmet
verebilmek için aynı diğer meslek
alanlarında (mühendislik, tıp, hukuk
gibi) olduğu gibi eğitim almış olmak
ve uzmanlaşmak oldukça önemli.
Bunun bir parçası olarak ruh sağlığı
ve eğitim alanlarında çalışanların,
özel eğitim uzmanlarının, aile hekimlerinin, fizyoterapistlerin ve sanat
alanlarında eğitim almış profesyonellerin katılacağı eğitim çalışmaları
organize ediyoruz. Bu eğitimlerde katılımcıların teorik açıdan bilgilendirilmesinin yanı sıra aktif olarak yaratıcı
teknikleri kendi çalışmalarında nasıl
kullanabileceklerini de keşfetmelerini amaçlıyoruz.
Uluslararası Yoğunlaştırılmış Yaratıcı Sanatlar Terapisi eğitimlerimizde
de dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen, alanında tanınmış uzman Yaratıcı
Sanatlar Terapistlerini kendi tecrübelerini katılımcılar ile paylaşmaları
ve YST’nin dünyadaki farklı uygulamaları hakkında bilgi vermeleri için
davet ediyoruz. Ayrıca yapılan tüm
workshop çalışmaları ile katılımcıların kendi yaratıcı yöntemlerini keşfetmelerini hedefliyoruz. Aslında bütün
söylemek istediğimizin özeti; sanatlar
hepimiz için yaşam kalitesini iyileştirici ve zenginleştirici bir kapasiteye
sahip ve yaşama farklı bir pencereden
bakmamızı sağlayacaktır.
62
TEV iletişim
TEV İLETİŞİM BİLGİLERİ
TEV MERKEZ VE ŞUBELER BANKA HESAP NUMARALARI VE İLETİŞİM BİLGİLERİ (TL)
TÜRK EĞİTİM VAKFI GENEL MÜDÜRLÜK
Büyükdere Cad. T.E.V. Kocabaş İşhanı No: 111 K: 6-7-8 34349
Gayrettepe-İSTANBUL
Tel: (0212) 318 68 00 Faks: (0212) 217 56 90
E-Posta: [email protected] Çelenk Tel: (0212) 444 0 838
Çelenk Faks: (0212) 217 58 57 Çelenk E-Posta: [email protected]
Eğitim-Burs Tel: (0212) 444 0 838 Eğitim-Burs Faks: (0212) 272 62 17
Eğitim-Burs E-Posta: [email protected]
Yapı Kredi Bankası Esentepe Özel Bankacılık Mrk. (Şube Kodu:375)
TR80 0006 7010 0000 0000 0619 99
Vakıflar Bankası Mecidiyeköy Şubesi (Şube Kodu: 153) TR42 0001 5001 5800 7286 4847 62
İş Bankası Gayrettepe Şubesi (Şube Kodu: 1080) TR03 0006 4000 0011 0800 3027 23
Garanti Bankası Mecidiyeköy Şubesi (Şube Kodu:119)
TR65 0006 2000 1190 0006 2997 85
Akbank Zincirlikuyu Şubesi (Şube Kodu:436)
TR50 0004 6004 3688 8000 0568 83
ADANA
Kayalıbağ Mah. 26004. Sok. No:2 Aydın Apt. Kat:1 D:2 Seyhan-ADANA
Tel: (0322) 453 11 14 - (0322) 457 33 99 Faks: (0322) 459 32 21
E-Posta: [email protected]
Yapı Kredi Bankası Atatürk Bulvarı Şubesi (Şube Kodu:380)
TR75 0006 7010 0000 0085 1216 80
ANKARA
Akay Caddesi, No:22/5 Bakanlıklar - ANKARA
Tel: (0312) 417 41 90 Faks: (0312) 418 79 99 E-Posta: [email protected]
Yapı Kredi Bankası Akay Şubesi (Şube Kodu:301)
TR27 0006 7010 0000 0085 1184 70
ANTALYA
Memur Evleri Mah. Anafartalar Cad. No:115/1 / ANTALYA 07100
Tel: (0242) 343 32 08 Faks: (0242) 343 32 09 E-Posta: [email protected]
YapI Kredi Bankası 100.Yıl Şubesi (Şube Kodu:669)
TR98 0006 7010 0000 0085 0927 48
BALIKESİR
Anafartalar Caddesi No: 15 Mortaş İşhanı, B Blok. BALIKESİR 10100
Tel: (0266) 241 54 45 Faks: (0266) 241 20 27 E-Posta: [email protected]
Yapı Kredi Bankası 6 Eylül Şubesi (Şube Kodu:991)
TR67 0006 7010 0000 0085 1185 26
BURSA
Atatürk Caddesi Çataloğlu İşhanı No:55, Kat:6 BURSA 16010
Tel: (0224) 221 18 10 Faks: (0224) 222 46 06 E-Posta: [email protected]
Yapı Kredi Bankası Bursa Şubesi (Şube Kodu:013)
TR42 0006 7010 0000 0085 1184 91
DENİZLİ
Çaybaşı Cad. No:32 Küçüksaray Apt. Zemin Kat, D:2 DENİZLİ 20010
Tel: (0258) 264 65 99 Faks: (0258) 265 10 54 E-Posta: [email protected]
Yapı Kredi Bankası Çınar Şubesi (Şube Kodu:560) TR47 0006 7010 0000 0085 1189
83
ESKİŞEHİR
Sakarya Cd. Porsuk İşhanı No:1 Kat: 6 ESKİŞEHİR 26130
Tel ve Faks: (0222) 231 16 06 E-Posta: [email protected]
Yapı Kredi Bankası Sakarya Cad. Şubesi (Şube Kodu:542)
TR03 0006 7010 0000 0085 1206 48
HATAY
İnönü Cd. Marmara Apt. altı No: 37/B ANTAKYA 31070
Tel: (0326) 215 66 88 Faks: (0326) 213 55 77 E-Posta: [email protected]
Yapı Kredi Bankası Antakya Şubesi (Şube Kodu:151)
TR90 0006 7010 0000 0080 8557 38
İZMİR
Akdeniz Cad. TEV Birsel İş Merkezi No:14/102 Kat:1 Pasaport / İZMİR
Tel: (0232) 44 121 44 (Pbx) Faks: (0232) 44 121 45 E-Posta: [email protected]
Yapı Kredi Bankası İzmir Merkez Şubesi (Şube Kodu:927)
TR12 0006 7010 0000 0084 7353 96
KAYSERİ
İstasyon Mah. Kocasinan Bul. Depo Cad. No: 3-B Kocasinan / KAYSERİ
Tel: (0352) 221 09 85 Faks: (0352) 221 09 87 E-Posta: [email protected]
Yapı Kredi Bankası Kayseri Şubesi (Şube Kodu:917)
TR64 0006 7010 0000 0082 3640 71
KOCAELİ
Karabaş Mah. Hafız Binbaşı Cd. İGSAŞ Mensupları İş Merkezi No:1 Kat:2 D.89
İzmit/KOCAELİ
Tel: (0262) 325 85 41 Faks: (0262) 325 44 77 E-Posta: [email protected]
Hesap No: Yapı Kredi Bankası İzmit Şubesi (Şube Kodu: 084)
TR39 0006 7010 0000 0084 5481 85
KONYA
Musalla Bağları Mah. Ankara Cad. Gürel Sok. Onur Sitesi No: 6/D
SELÇUKLU/KONYA 42060
Tel: (0332) 233 99 32 Faks: (0332) 320 77 73 E-Posta: [email protected]
Halk Bankası Konya Şubesi (Şube Kodu: 510) TR05 0001 2009 5100 0016 0000 42
TRABZON
1 Nolu Çömlekçi Mah. Yavuz Selim Bulvarı N:26 Baro Başkanlığı yanı
TRABZON 62200 Tel: (0462) 326 78 84 Faks: (0462) 326 78 83 E-Posta: [email protected]
Yapı Kredi Bankası Trabzon Şubesi (Şube Kodu:110)
TR11 0006 7010 0000 0085 1210 86
2013 yılının
dünyaya ve ülkemize barıș, huzur
ve refah getirmesini dileriz.
TEV BANKA HESAP NUMARALARI (DÖVİZ)
Yapı Kredi Bankası Esentepe Özel Bankacılık Mrk. (Şube Kodu:375)
Yapı Kredi Bankası Esentepe Özel Bankacılık Mrk. (Şube Kodu:375
Yapı Kredi Bankası Esentepe Özel Bankacılık Mrk. (Şube Kodu:375)
Vakıflar Bankası Mecidiyeköy Şubesi (Şube Kodu: 153) Vakıflar Bankası Mecidiyeköy Şubesi (Şube Kodu: 153) Vakıflar Bankası Mecidiyeköy Şubesi (Şube Kodu: 153) TR04 0006 7010 0000 0080 5005 20 USD
TR22 0006 7010 0000 0080 8042 91 AVRO
TR97 0006 7010 0000 0012 8571 57 GBP
TR84 0001 5001 5804 8011 4439 62 CHF
TR69 0001 5001 5804 8000 4584 97 SEK
TR51 0001 5001 5804 8000 3387 35 DKK

Benzer belgeler

15 01 Mayıs 2012 MAYIS 2012 SAYI: 15 PDF olarak indir

15 01 Mayıs 2012 MAYIS 2012 SAYI: 15 PDF olarak indir göz ardı edildiğini vurgulayarak, yaşamın devam edebilmesi için gereken doğal kaynakların üçte ikisinin insanlar tarafından hızla tüketildiğini söylüyor.

Detaylı

EYLÜL 2013 SAYI

EYLÜL 2013 SAYI tarafından yaptırılan 21 derslikli yeni ve sağlam okuluna kavuştu. TEV dergi Ocak 2013

Detaylı

EYLÜL 2012 SAYI: 16 01 Eylül 2012 EYLÜL 2012 SAYI: 16

EYLÜL 2012 SAYI: 16 01 Eylül 2012 EYLÜL 2012 SAYI: 16 tarafından yaptırılan 21 derslikli yeni ve sağlam okuluna kavuştu. TEV dergi Ocak 2013

Detaylı

MAYIS 2014 : SAYI: 21 03 Temmuz 2014 MAYIS 2014 : SAYI

MAYIS 2014 : SAYI: 21 03 Temmuz 2014 MAYIS 2014 : SAYI kaynakların üçte ikisinin insanlar tarafından hızla tüketildiğini söylüyor.

Detaylı

MAYIS 2013: SAYI 18 01 Mayıs 2013 MAYIS 2013: SAYI 18 PDF

MAYIS 2013: SAYI 18 01 Mayıs 2013 MAYIS 2013: SAYI 18 PDF kaynakların üçte ikisinin insanlar tarafından hızla tüketildiğini söylüyor.

Detaylı

OCAK 2014 : SAYI: 20 01 Ocak 2014 OCAK 2014 : SAYI

OCAK 2014 : SAYI: 20 01 Ocak 2014 OCAK 2014 : SAYI kaynakların üçte ikisinin insanlar tarafından hızla tüketildiğini söylüyor.

Detaylı